kazaklarkazak milli edebiyatı da bu s ü reçte tedricen oluşmuştur. bu şekilde gü nümüz...

3
KAZAKLAR itibaren Kazaklar önemli bir sosyal ve moral dinamik haline geldi. Orenburg gibi merkezlerde dini okullar ve dini kendi hakimi- yetlerine bir engel olarak koyma pek çok Kazak gittikçe sosyal ve hukuki dü- . zenlemelerini prensipiere dayan- Bu dönemde görülen ve modern Kazak milletine giden süreçte et- kili olan bir yeni bir grubunun ortaya Rus hakimi- yetinin yok geleneksel Kazak aris- yerini alan bu grup kendi içe- risinde seküler ve muhafazakar- lar olmak üzere ikiye Bunlar- dan ilki Rusya'ya idareciler meyi amaçlayan Orenburg. Omsk ve Se- mipalatinsk'teki devlet ye- grup ise Kazak geleneksel kültürünü korumak için geleneksel savunan, zamanda Orta Asya ve Ta- tarlar kazanan Cedld- benimseyen Her iki kesi- min de ortak husus Rus politika- 1905 Rus devrimi Kazak siyasi yeni ekledi. Din adam- alan Rus hükü- metinden siyasi ve kültürel faaliyet alan- daha h ür hareket etme Böylece siyasi partiler kuruldu, ga- zete ve dergi malar Bu dönemde Kazaklar is- (Ortodoks) hu- kuki çerçevede kendilerin- den iadesini ve Kazak sadece tam va- sahip talep etmeye Bu arada Türk canlanan pantürkizm gibi fikirler Kazaklar da 1916'da Dünya Rus- lar'a büyük bir ayaklanma oldu. Gö- rünürdeki sebebi on üç erkekleri askere almak istemesiydi. Ancak arka planda toprak duyulan uzun süreli vergilerin ve sa- döneminde el konulan Kazak kaynak- duyulan tepki mevcuttu. Rus or- dusu büyük otoritesini tekrar fakat Kazak- Rus bir da- ha bu gerginlikten Nitekim 191 7 ihtilali'nde Kazaklar düzeninin büyük sevinçle kar- 132 Hemen özerklik talepleri yüksel- di. Nisan 1917'de Orenburg'da ilk umumi Kazak toplanarak resmen siyasi otonomi, idare ve okullarda Kazak Türk- çesi'nin re smi dil talepleri günde- me getirildi. Bundan birkaç ay sonra top- lanan ll ve lll. Umumi Kazak kurultayia- ordu kurma, anayasa ve seçim gelmesinden sonra 20 1920'de Kazak Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti kuruldu. Bunu 1936 Kazak Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'nin ve Sov- yetler model alan bir ana- kabulü izledi. resmi komünist parti Rus Komünist Partisi Bölge Komitesi 1920'de edildi ve 1937 Kazak Komünist Partisi Ancak partinin Moskova'ya sürdü. 1920'lerde ekonomik politikalar ve merkezi planlar neticesinde 1938'lerde ra 98'i kolektif çiftliklere geti- Bu politikalar felakete varan so- nuçlar Olumsuz ve sebebiyle yak- 1.5 milyon Kazak tir. Komünist Sovyet liderleri kabile gele- müslüman din etkisini yok etmeyi ve Ruslar'la bir- yapabilecek bir seçkin ye- amaçlayan sosyal siyasetlerinin bir olarak ve okuma yaz- ma okuldan 1934'te kurulan Kazak Devlet Üniversi- tesi'ne kadar bir sistemi kuruldu. Sosyal siyasetin bir ka önemli da müslüman din adam- aktif muhalefetiyle toplumun ate- izm ve sekülerizme pa- sif Bu amaca için yetkililer cami ve medreseleri kapa- tarak Bütün büyük sürdürdü ve özellikle kesimlerde din gizli olarak dini faaliyetlerine devam etti. siyasi. ekonomik ve sos- yal ll. Dünya ile Sovyetler 1991 dö- nemde Sovyet modelini Kaza- kistan Komünist Partisi iktidar tekelini ve seçkinler olma koru- 1980'lerde nüfusun 5'i parti üyesiydi ve parti üyelerinin % 35'i Parti ve devlet üst yönetimiyle sanayi ve ziraat gibi ekonominin ana faaliyet kontrolündeydi. Dinmukhamed Qonaev'in Kazakistan Komünist Partisi döneminde ( !964-1987) durum tedricen ve devlet yönetimine büyük ölçüde Sovyetler son- ra Kazakistan 1991 ilan etti ve Sovyet sistemine tehdit ola- rak için Kazak kim- kamusal her kendini göstermeye bk. KAZAKiS- TAN). : po istorii Kazahskoy SSR (1785- 1828), Mos k va 1940, IV; po istorii po- litiçeskogo stroya Kazahstana (1730-1910), Alma-Ata 1960, 1; po istorii kazahs- kikh hanstv XV-XVIII (izvleçeniia iz persiciski h i turkskih soçineniy), Alma-Ata 1969; G. J. Dem ko. The Russian Colonization of Kazakh- stan, 1896-1916, Bloomington 1969; K. Beisem- biev. Oçerki istorii i {iloso{skoy Kazahstana (dorevolyutsio- period), Alma- Ata 1976; istoriya Kazahs- koy SSR, Alma-Ata 1977-81, 1-V; N. V. Alek- seenko, Naselenie dorevolyutsionnogo Kazahs- tana (çislennost', sostav, 1870- 1914 gg.), Alma- Ata 1981; D. 1. Dulatova, lsto- riogra{iya dorevolyutsionnogo Kazakhstana (1861-1917 gg.), Alma-Ata 1984; D. A. Aman- zjholova, Kazahskii avtonomizm i Rossiiya. /s - toria dvizjheniia Moskva 1994; M. B. 01- cott, The Kazakhs, Stanford 1995; N. D. Nurta- zina, Islam v istorii srednevekovogo Kazakhs- tana, 2000; K. Daniiarov. Istoria kaza- khskogo gosudarstva, XV-XX vv.: v drukh chas- tiakh, 2001. KEITH HITCHINS Kazak Dili. Kazakça bir Türk dili olup Kazakistan'da 7 milyon, Çin'de 1 milyon, 100.000 ve Afga- nistan'da 40.000 kadar devrinde Or- ta Asya ve Türk kavimlerinin Türk- çe'sinden önemli ölçüde Kazak bir dil olarak müstakil formunu XV ve XVI. Kazakça. Karakalpakça ve Nogayca ile beraber Türk dilleri ailesinin gru- bunun Nogay alt grubunu rur. Bu alt grup pek çok fonetik ka- raktere sahiptir. Mesela dokuz ünlü ve yirmi ünsüz harfin Kazak- ça'da ana kelimedeki "ç" sesi yerine (aç yerine Orüinal kelimedeki sesi yerine de "s" ikame edilmektedir yerine gibi). Bu grup içerisinde Kazak lehçesinin en çok dikkati

Upload: others

Post on 02-Feb-2020

2 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: KAZAKLARKazak milli edebiyatı da bu s ü reçte tedricen oluşmuştur. Bu şekilde gü nümüz şair ve yazarlarının geçmişle bağ lantıları kesilmeksizin yaşamaktadır. Modern

KAZAKLAR

itibaren İslam Kazaklar arasında önemli bir sosyal ve moral dinamik haline geldi. Orenburg gibi merkezlerde dini okullar açıldı ve dini eğitim yaygınlaşmaya baş­ladı. Ruslar'ın İslamiyet'i kendi hakimi­yetlerine bir engel olarak algılayıp karşı koyma çabalarına rağmen pek çok Kazak topluluğu gittikçe sosyal ve hukuki dü­

. zenlemelerini İslami prensipiere dayan­dırmaya başladı. Bu dönemde görülen ve modern Kazak milletine giden süreçte et­kili olan bir başka gelişme yeni bir aydın grubunun ortaya çıkmasıdtr. Rus hakimi­yetinin yok ettiği geleneksel Kazak aris­tokrasİsinin yerini alan bu grup kendi içe­risinde seküler aydınlar ve muhafazakar­lar olmak üzere ikiye ayrılıyordu . Bunlar­dan ilki Rusya'ya sadık idareciler yetiştir­meyi amaçlayan Orenburg. Omsk ve Se­mipalatinsk'teki devlet okullarından ye­tişmiş kadrolardı. Diğer grup ise Kazak halkının geleneksel kültürünü korumak için geleneksel İslami öğretilere bağlılığı savunan, aynı zamanda Orta Asya ve Ta­tarlar arasında yaygınlık kazanan Cedld­ciliği benimseyen aydınlardı. Her iki kesi­min de ortak olduğu husus Rus politika­larına karşı almaktı.

1905 yılındaki Rus devrimi Kazak siyasi hayatına yeni açılımlar ekledi. Din adam­larının desteğini alan aydınlar. Rus hükü­metinden siyasi ve kültürel faaliyet alan­larında daha h ür hareket etme imtiyazı aldılar. Böylece siyasi partiler kuruldu, ga­zete ve dergi neşriyatındaki bazı kısıtla­

malar kaldırıldı. Bu dönemde Kazaklar is­lam'ın Hıristiyanlık' la (Ortodoks) aynı hu­kuki çerçevede tanınmasını, kendilerin­den alınan toprakların iadesini ve Kazak topraklarında sadece Kazaklar'ın tam va­tandaşlık hakkına sahip olmasını talep etmeye başladılar. Bu arada diğer Türk topraklarında canlanan pantürkizm gibi fikirler Kazaklar arasında da yayılmaya başladı.

1916'da ı. Dünya Savaşı sırasında Rus­lar'a karşı büyük bir ayaklanma oldu. Gö­rünürdeki sebebi Ruslar'ın on sekiz-kırk üç yaş arasındaki erkekleri askere almak istemesiydi. Ancak arka planda Ruslar'ın toprak politikasına karşı duyulan uzun süreli rahatsızlık, vergilerin ağırlığı ve sa­vaş döneminde el konulan Kazak kaynak­l arına duyulan tepki mevcuttu. Rus or­dusu büyük kayıplarla otoritesini tekrar sağladı , fakat Kazak- Rus ilişkileri bir da­ha bu gerginlikten kurtulamadı. Nitekim 191 7 Bolşevik ihtilali'nde Kazaklar çarlık düzeninin yıkılmasını büyük sevinçle kar-

132

şıladılar. Hemen özerklik talepleri yüksel­di. Nisan 1917'de Orenburg'da ilk umumi Kazak kurultayı toplanarak resmen siyasi otonomi, idare ve okullarda Kazak Türk­çesi'nin resmi dil olması talepleri günde­me getirildi. Bundan birkaç ay sonra top­lanan ll ve lll. Umumi Kazak kurultayia­rında ordu kurma, anayasa hazırlama ve seçim yapılması kararı alındı.

Bolşevikler'in iş başına gelmesinden sonra 20 Ağustos 1920'de Kazak Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti kuruldu. Bunu 1936 yılında Kazak Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'nin kuruluşu ve aynı yıl Sov­yetler Birliği'ninkini model alan bir ana­yasanın kabulü izledi. İlk resmi komünist parti teşkilatı. Bolşevikler tarafından Rus Komünist Partisi Kırgız Bölge Komitesi adı altında 1920'de teşkil edildi ve 1937 yılında Kazak Komünist Partisi adını aldı. Ancak partinin Moskova'ya bağımlılığı sürdü.

Moskova'nın kararıyla 1920'lerde başla­tılan ekonomik politikalar ve merkezi beş yıllık planlar neticesinde 1938'lerde taş­ra halkının% 98'i kolektif çiftliklere geti­rilmişti. Bu politikalar felakete varan so­nuçlar doğurmuştur. Olumsuz çalışma şartları. açlık ve hastalık sebebiyle yak­laşık 1.5 milyon Kazak hayatını yitirmiş­tir.

Komünist Sovyet liderleri kabile gele­neğini yıkmayı , müslüman din adamları­nın etkisini yok etmeyi ve Ruslar'la iş bir­liği yapabilecek sadık bir seçkin kuşak ye­tiştirmeyi amaçlayan sosyal siyasetlerinin bir gereği olarak eğitim ve okuma yaz­ma kampanyaları başlattılar. İlk okuldan 1934'te kurulan Kazak Devlet Üniversi­tesi'ne kadar yayılan kapsamlı bir eğitim sistemi kuruldu. Sosyal siyasetin bir baş­ka önemli amacı da müslüman din adam­larının aktif muhalefetiyle toplumun ate­izm ve sekülerizme karşı gösterdiği pa­sif direnişi kırmaktı. Bu amaca ulaşmak için yetkililer cami ve medreseleri kapa­tarak karşı çıkanları tutukladılar. Bütün baskılara rağmen halkın büyük çoğunlu­ğu Müslümanlığını sürdürdü ve özellikle kırsal kesimlerde din adamları gizli olarak dini faaliyetlerine devam etti.

Kazakistan'ın siyasi. ekonomik ve sos­yal gelişimi, ll. Dünya Savaşı ile Sovyetler Birliği'nin yıktidığı 1991 yılı arasındaki dö­nemde Sovyet modelini izlemiştir. Kaza­kistan Komünist Partisi iktidar tekelini ve seçkinler teşkilatı olma özelliğini koru­muştur. 1980'lerde nüfusun yaklaşık% 5'i parti üyesiydi ve parti üyelerinin %

35'i Kazak'tı. Parti ve devlet teşkilatının üst yönetimiyle ağır sanayi ve ziraat gibi ekonominin ana faaliyet alanları Ruslar'ın kontrolündeydi. Dinmukhamed Qonaev'in Kazakistan Komünist Partisi sekreterliği döneminde ( !964-1987) durum tedricen değişti ve Kazaklar'ın devlet yönetimine katılımı büyük ölçüde arttı.

Sovyetler Birliği'nin dağılmasından son­ra Kazakistan 1991 yılında bağımsızlığını ilan etti ve Sovyet sistemine tehdit ola­rak görüldüğü için bastırılan Kazak kim­liği kamusal alanın her alanında kendini göstermeye başladı (ayrıca bk. KAZAKiS­TAN).

BİBLİYOGRAFYA :

Materialı po istorii Kazahskoy SSR (1785-1828), Mos k va 1940, IV; Materialı po istorii po­litiçeskogo stroya Kazahstana (1730-1910), Alma-Ata 1960, 1; Materialı po istorii kazahs­kikh hanstv XV-XVIII (izv leçeniia iz persiciski h i turkskih soçineniy), Alma-Ata 1969; G. J . Dem ko. The Russian Colonization of Kazakh­stan, 1896-1916, Bloomington 1969; K. Beisem­biev. Oçerki istorii obsşçestvenno-politiçeskoy i {iloso{skoy mısli Kazahstana (dorevolyutsio­nıy period), Alma- Ata 1976; istoriya Kazahs­koy SSR, Alma-Ata 1977-81, 1-V; N. V. Alek­seenko, Naselenie dorevolyutsionnogo Kazahs­tana (çislennost', razmeşçenie, sostav, 1870-1914 gg.), Alma- Ata 1981; D. 1. Dulatova, lsto­riogra{iya dorevolyutsionnogo Kazakhstana (1861-1917 gg.), Alma-Ata 1984; D. A. Aman­zjholova, Kazahskii avtonomizm i Rossiiya. /s­

toria dvizjheniia Alaş, Moskva 1994; M. B. 01-cott, The Kazakhs, Stanford 1995; N. D. Nurta­zina, Islam v istorii srednevekovogo Kazakhs­tana, Almatı 2000; K. Daniiarov. Istoria kaza­khskogo gosudarstva, XV-XX vv.: v drukh chas­tiakh, Almatı 2001.

~ KEITH HITCHINS

Kazak Dili. Kazakça bir Türk dili olup Kazakistan'da yaklaşık 7 milyon, Çin'de 1 milyon, Moğolistan'da 100.000 ve Afga­nistan'da 40.000 kadar kişi tarafından konuşulmaktadır. Teşekkül devrinde Or­ta Asya ve Batı Türk kavimlerinin Türk­çe'sinden önemli ölçüde etkilenmiştir. Kazak halkının konuştuğu bir dil olarak müstakil formunu XV ve XVI. yüzyıllarda kazanmıştır.

Kazakça. Karakalpakça ve Nogayca ile beraber Türk dilleri ailesinin Kıpçak gru­bunun Kıpçak- Nogay alt grubunu oluştu­rur. Bu alt grup pek çok ayrı fonetik ka­raktere sahiptir. Mesela dokuz ünlü ve yirmi altı ünsüz harfin bulunduğu Kazak­ça'da ana kelimedeki "ç" sesi yerine "ş" kullanılmaktadır (aç yerine aş). Orüinal kelimedeki "ş" sesi yerine de "s" ikame edilmektedir (kış yerine kıs gibi). Bu grup içerisinde Kazak lehçesinin en çok dikkati

Page 2: KAZAKLARKazak milli edebiyatı da bu s ü reçte tedricen oluşmuştur. Bu şekilde gü nümüz şair ve yazarlarının geçmişle bağ lantıları kesilmeksizin yaşamaktadır. Modern

çeken özelliklerinden biri de "1" harfinin gittikçe kullanımdan düşerek yerine "d" veya "t"nin geçmesidir (at! ar yerine attar gibi) Aynı şekilde "y" sesi yerine "c" veya T' kullanılmaktadır (yol yerine jol, yaka yerine caga). Başka dillerden gelmiş keli­melerdeki "f" sesi "p" olmuştur (fikir ye­rine pikir). Kazakça'da belirtmedurumu -di (dilimizi/ tilimizdil ve yönelme duru­mu -ga, -gel, -ka, -ke (mektebe 1 mektep­ke) şeklinde kullanılır. Aynı şekilde bulun­ma. çıkma gibi durumlarda da farklı kul­lanımlar söz konusudur. Kazak lehçesini Karakalpak ve Nogay lehçelerinden ayı­ran bir başka özellik ise -ecek l-acak ek­lerinin bulunmayışıdır. Kazakça'da lehçe farkının pek önemli olmadığı kabul edil­mekle birlikte dil bilimciler belli başlı üç lehçenin varlığını öne sürerler. Kuzey leh­çesi bunlar arasında en çok dikkati çeke­nidir. Zira modern Kazak edebiyatı genel olarak bu lehçe etrafında gelişmiştir. Gü­ney lehçesi küçük fonetik ve gramer fark­lılıkları ihtiva eder. Batı lehçesi ise esas itibariyle Güney lehçesine yakındır.

XIX. yüzyılın ikinci yarısında ortaya çı­kan Kazak edebi dili, öncelikle Abay İbra­him Ku nanbay ve lbıray Altınsari n gibi ye­tenekli yazarların gayretleriyle gelişmiş­tir. Böylece XIX. yüzyılın ilk yarısından iti­baren edebiyat alanında Çağatay Türk­çesi'nin yerini Kazak Türkçesi almıştır. Bu dönemde yayımlanan Dala Valayati (1888-1902) ve Kazak(l913-1918) gibi periyodikler de Kazak Türkçesi'nin yay­gınlaşmasında önemli rol oynamışlardır.

Kazak Türkçesi ilk olarak Arap alfabesiyle yazılmış. 1929-1940 arasında Latin alfa­besi kullanılmıştır. Daha sonra Kiril alfa­besine geçilmiştir.

Günümüz Kazak dilinin kavramları bu dilin yaşadığı aşamaların etkilerini de yan­sıtır. Şüphesiz temel kaynak Türkçe' dir. fakat özellikle dini ve kültürel alanla ilgili Arapça ve Farsça'dan alınan kelimeler de önemli sayıdadır. Bu tür kelimeler Kazak Türkçesi'ne doğrudan değil Tatarca. Öz­bekçe ve Tacikçe vasıtasıyla ulaşmıştır ve daha çok Kazak diniliteratürünün geliş­tiği XIII ile XIX. yüzyıllarda gerçekleşmiş­tir. Orta Asya'da Moğol istilasının yaşan­dığı XII ve XIII. yüzyıllarda da Moğolca'­dan özellikle askeri ve sosyal hayatla ilgili kelimeler Kazak diline geçmiştir. Rusça' ­dan etkilenme ise esas olarak 1917'den önce başlamışsa da Sovyet sistemine da­hil olduktan sonra bu dilin resmi dil olma­sıyla had safhaya ulaşmıştır. Rus dilinin etkisi özellikle ilim. teknoloji, yönetim. kül­tür, siyaset ve günlük hayatla ilgili pek

çok alanda yoğun olarak görülür. 1991'­den sonra Rusça'nın etkisinden yavaş ya­vaş uzaklaşma çabaları göze çarpar. Böy­lece Kazak milli kimliğinin yeniden oluştu­rulması arayışında Kazakça tek.ırar resmi dil oldu, Rusça ise Kazakistan'da konuşu­lan etnik dillerden biri haline geldi.

Ka zak Edebiyatı. XX. yüzyıl öncesinde Kazak edebiyatı yoğun olarak şiir etrafın­da gelişmiştir. Şi ir türleri arasında da en yaygın olanı destandır. Muhtemelen XIV­XVI. yüzyıllar arasında belli bir form ka­zanan Kazak destanı bu süreçte pek çok kaynaktan beslenmiştir. Destanlar. aynı zamanda Orta Asya ve Volga bölgesi gö­çebe Türkler'inin yaşadıkları tarihi olayla­rın şiirsel anlatımı hüviyetindedir. Mesela Kambar- batır destanı Kalmuklar'a karşı yürütülen mücadeleyi anlatırken Alpamı­batır Altın Orda'nın XV. yüzyıldaki geri­lemesiyle ilgilidir. Esasen bu tür destan versiyonları Orta Asya Türklüğü'nün ede­bi birikiminin unsurlarını oluşturur. Şifahl gelenekle aktarılarak korunan bu edebi­yat XIX. yüzyıl ortalarından itibaren yazı­ya geçirilmeye başlanmıştır.

Kazak kahramanlık destanlarının en meşhur örneklerinden biri Kobilandı-ba­

tır'dır. Bu destanı n tarihi temeli. XIII. yüz­yılda Hazar denizi kıyılarında yaşayan kızıl­başiara karşı Kı pçaklar'ın yürüttüğü mü­cadeledir. İlk anlarda muhtelif ve müsta­kil kısa hikayeler biçiminde olan destan. birbirini takip eden pek çok şair tarafın­dan birbirine eklenerek uyumlu ve çok uzun bir eser haline getirilmiştir (yakla­şık 6500 mısra). Gerek bu destan gerekse diğer destanların merkezinde "batır'' de­nilen bir kahraman bulunmakta ve olay­ların gelişimi bu kahramanın şahsiyeti. beklentileri. değerleri etrafında gerçek­leşmektedir. Kahramanın asıl görevi bo­yunu veya milletini düşmaniarına karşı korumaktır. Daima cesur. asil ve soyunun bütün iyi özelliklerini barındıran bir kim­liğe sahiptir. Dolayısıyla idealize edilmiş bir tasvirdir. Onun gücü ve cesareti bir savaşta 40.000 kadar düşman askerini mağllıp edecek kadar abartılır.

Aynı derecede popüler olan bir başka tür lirik destanlardır. Bu tü rün ana konu­su genelde iki sevgili arasındaki aşk hika­yesidir. Göçebe hayatın şartları ve töre gibi hususlar lirik destanların vazgeçil­mez diğer unsurlarındandır. En meşhur örneklerden biri olan Kazı Körpeş-Bayan Sulu'nun konusu. çocuklarının kimlerle evleneceğine ebeveynlerin karar verme­si adeti üzerine bina edilmiştir. Eser bir

KAZAKLAR

bakıma Leyla ve MecnGn'a benzetilebilir. Burada da aynı konu ve ebeveynlerin ka­rarına itiraz eden gençlerin trajik hayatı işlenmektedir. Kazı Körpeş-Bayan Sulu destanının bu kadar popüler olmasında onun etrafında gelişen falklor ve türkü­lerin de önemli rolü vardır.

Sonuç olarak destanlar modern Kazak edebiyatının gelişmesinde çok önemli bir konumdadır. Yüzyıllara dayanan gelenek ve görenekierin yanında Kazak halkının milli tarihinin bir kaydı durumundaki bu eseri er, Kazak şair ve yazarları için günü­müze kadar hem estetik hem duygu ba­kımından ilham kaynağı olmaya devam etmiştir. Kazak milli edebiyatı da bu sü­reçte tedricen oluşmuştur. Bu şekilde gü­nümüz şair ve yazarlarının geçmişle bağ­lantıları kesilmeksizin yaşamaktadır.

Modern Kazak edebiyatının ortaya çı­kışında, XIX. yüzyılın ikinci yarısından iti­baren görülmeye başlanan yeni yerli ay­dınların konumu ve etkisi ehemmiyetli yer tutar. Bu aydınların taşıdıkları ve eserlerine yansıttıkları fikirler daha çok Rus edebiyatı ve Avrupa kültürü kaynak­lıdır. Bu dönem Kazak aydınlarında genel olarak iki ideolojik ve kültürel akım gö­rülmektedir. Bunlardan biri, temsilcileri Rus ve Avrupa tecrübesini Kazak toprak­larına taşımak arzusunda oldukları için zaman zaman Batılı olarak adlandırılan akım. diğeri de geleneksel Kazak kültürü ve dini hayatından beslenen akımdır.

Batılı akımın ilk temsilcileri lbıray Altın­sarin ( ö. 1889) ve Kazak milli edebiyatının temellerini oluşturmada katkısı bulunan Ab ay İbrahim Kunanbay'dır ( ö . 1904 ı. Al­tınsarin'in asıl katkısı şiir ağırlıklı Kazak edebiyatında n esir ağırlıklı eserler vermiş olmasındadır. Konusu dini alanın dışında, halkın anlayabileceği sadelikte kısa hika­yeler yazan Altınsari n bu türün öncüsü­dür. Zamanının en önemli Kazakentelek­tüeli sayı lan Kunanbay ise Batı kültür ve edebiyatını kendi halkına aktarmak iste­miş ve şiirlerini bu amacının vasıtası ola­rak değerlendirmiştir. Şiirde geleneksel Orta Asya şiirinin soyut. istiareye daya­nan üsiGbundan ziyade sade bir dil kul­lanmış, aynı zamanda kadının statüsü ve eğitim gibi yeni temaları işlemiştir.

XX. yüzyılla birlikte Kazak edebiyatı gittikçe Batılı bir şekil kazandı. Sultan Mahmud Toraygirov da geleneksel Orta Asya şiir formunu terkederek sosyal içe­rikli şiire önem verdi. Toraygirov ayrıca Karnar Sulu (güzel kamer, 1914) adlı ese­riyle Kazak edebiyatma romanı getiren iki

133

Page 3: KAZAKLARKazak milli edebiyatı da bu s ü reçte tedricen oluşmuştur. Bu şekilde gü nümüz şair ve yazarlarının geçmişle bağ lantıları kesilmeksizin yaşamaktadır. Modern

KAZAKLAR

kişiden biridir. Şiir ve nesrin birlikte kul­lanıldığı bu eserden başka Kim lazık­tı (kim suçlu, ı 914- ı 9 ı 5) başlıklı eseri ise tamamıyla mısralardan müteşekkildi.

Gerçek anlamda ilk Kazak romancısı Si­pandiyar Köbeev'in eseri Kalıngmal (başlık parası, ı 91 3) kadına karşı gelenek­sel tavrı konu edinir. Fakat XX. yüzyıl baş­larının belki de en önemli Kazak yazarı Ahmed Baytursınulı'dır. Kazak halkının mutlaka değişime ihtiyacı olduğunu vur­gulayan Baytursınulı, bu değişimin Batı­cılar'ın aksine kendi kültürel köklerine da­yanarak olmasını istiyordu. Ancak şiiri bu düşüncelerinin bir aracı olarak kullanma­sıyla bizzat kendisi geleneksel şiir çizgi­sinden ayrılıyordu. Eğitimin yaygınlaşma­sı için de gayret gösteren Baytursınulı, 1914'te yazdığı Til Kural adlı eseriyle Arap harflerini Kazakça'ya daha uygun hale getirmeye çalıştı .

XX. yüzyılda Kazak ülkesinin Sovyetler Birliği'ne dahil olması Kazak edebiyatının gelişmesini de etkiledi. Çok geçmeden edebiyat Komünist Parti'nin hakimiyeti­ne girdi ve bundan sonra sadece partinin ve ideolojinin çıkarları doğrultusunda eserler vermeye zorlandı. Bu dönemde belki de bu amaç için şiirden daha fonk­siyonel olan n esir ön plana çıktı; kısa hika­yeler. skeçler ve kurgusal yazılar yaygın­lık kazandı. XX. yüzyılın ortalarına doğru Sabit Mukanov ilk önemli Kazak romanı olan Adaskandar'ı (kaybolan lar, I 93 I) yazdı. Yeni ideoloji çerçevesinde yeni sos­yal ve ekonomik düzenin geleneksel ku­rumlara karş ı üstünlüğünü işleyen bu eseri aynı çizgide sınıf çatışmaları üzeri­ne kurulu başka romanlar takip etti. En çok işlenen temalar daha iyi bir hayat için parti çalışmalarının önemi, Sovyet halk­larının kardeşliği. komünist politikaların başarısı gibi konulardı . Bir bakıma bu çiz­ginin dışında kalan tek eser, Muhtar Ave­zov'un Abay İbrahim Kunanbay hakkında­ki biyografik romanıdır. Kitap, Kazak en­telektüel hayatının Rus kültürünün etkisi altına girmeye başladığı dönemdeki Ka­zak toplumunu ve kültürünü çok iyi bir şekilde ortaya koyan bir çalışmadır. Ese­rin 1947'de yayımlanan !I. cildi Ab ay Yo­lu, I. ciltten farklı olarak daha çok resmi ideoloji çerçevesinde ve Ruslar'a karşı daha olumlu bir üs!Gptadır.

Bu dönemde şiirin teması da nesirden farklı değildir. Aynı şekilde şiirde de Sov­yet ideolojisinin savunulması esastır. Hat­ta bu dönemde geleneksel destan tarzı da aynı amaç için kullanılmıştır. Tanınmış

134

bir şair olan Jambıl Jabaev, Suranşı-batır gibi Rus yayılmacılığına karşı direnen Ka­zak kahramanlığını işleyen geleneksel destanlar üzerinde yeniden çalışarak Su­ranşı- batır'ın esasen Ruslar'a karşı değil Özbekler'e karşı verilen mücadeleyi an­lattığını iddia etti. Jabaev'in ayrıca Alpa­m ış. Kambar. Köroğlu. Manan gibi des­tanları vardır. Şüphesiz bu tür ideolojik temalar bütün şair! erin ele aldığı tek ko­nu değildir. Mesela Tayır Jarokov, Kazak sözlü geleneği ve XIX. yüzyıl Rus şiirinden ilham alarak çok güzel aşk şiirleri yazdı.

1917'den önce Kazak edebiyatında ör­neği bulunmayan drama türü eserler de Sovyet döneminin ürünleridir. Esasen bu dönemin komünist idarecileri tiyatroyu, ideolojilerini yaygınlaştırmada etkin ola­cağını bilerek teşvik etmişlerdir. Ave­zov'un 1920'lerde yazdığı Tüngi S ann (gece melodisi) ve 1916 Kazak ayaklan­masını konu alan eseri ilk gerçekçi tiyatro eserleridir. 1930'larla 1960'lar arasında bu ideolojik temalı eserler yoğun biçim­de görülür. Beyimbet Maylin'in Meydan (cephe, 1933) adlı eseri bu türün öncüle­rindendir.

1960'lardan sonra edebiyat konuların­da çeşitlilik görülmeye başlanmış. özel­likle romanlarda Kazak mill1 kimliği ara­yışları kendini hissettirmiştir. Bu durum 1990'lardan sonra daha da yaygınlık ka­zandı . geleneksel kültüre ve değerlere ye­niden başvurularak yeni arayışlar günde­me getirildi. Bu arada modern çağı anla­ma ve bu çağda Kazak kimliğinin yerini belirleme gayretleri de yoğunlaştı.

BİBLİYOGRAFYA :

Q. Körpesh - B. Sulu, W. Radloff, Proben der Volksliteratur der türkisehen Stamme Süd-Si­biriens, St. Petersburg 1870, lll, 261-297; A. S. Orlov, Kazahskiy geroiçeskiy epos, Moscow 1945; A. Kunanbaev, Sobranie soçineniy v ad­nam tome, Moscow 1954; T. G. Winner. The Oral Art and Uterature of the Kazakhs of Russian Central Asia, Durham 1958; Qambar-batLr (haz. M. O. Avezov - ·N. S. Smirnova). Alma-Ata 1959; G. G. Musabaev, Sovremenmy kazahskiy yaz1k 1: Leksika, Alma -Ata 1959; Alpam1s Ba­tlr (haz. M. O. Avezov- N. S. Smirnova). Alma­Ata 1961 ; N. A. Baskakov, Vvedenie v izuçenie tyurkskih yaz1kov, Moscow 1962; Sovremen­my kazahskiy yaz1k, Foneti ka i morfologiya, Alma-Ata 1962; Qyz Jibek (haz. M. O. Avezov­N. S. Smirnova). Alma -Ata 1963; "La litterature kazaklı", Philologiae Turcicae Fundamenta, Wiesbaden 1964, ll, 741-760; B. N. Shnitnikov. Kazakh-English Dictionary, The Hague 1966; Q. Jumaliev. XVlll-XIX ğas1rlardağ1 gazaq ade­bieti, Almatı 1967; Gn. Qaliev- Sh. Saribaev, Qazaq dialektologiyasL, Almatı 1967; M. Bala­qaev v.dğr .. Qazaq tilining grammatikasi, Al­matı 1967, 1-11; a.mlf. v.dğr., Qazaq adebi tilin­ing tarikhi, Almatı 1968; E. Janpeyisov, Qazaq

prozasining tili, Almatı 1968; T. Jarokov.lzbran­noe, Alma -Ata 1968; İstoriya kazahskoy liter­atun, Alma- Ata 1968-79; N. K. Chadwick- V. Zhirmunsky, Oral Epics of Central Asia, Cam­bridge 1969; M. Avezov, Sobranie soçineniy, Moscow 1973-75, 1-V; Qazaq tilining tüsindir­me sözdigi, Alınatı 1974-86, 1-X; Altınsarin, Sobranie soçineniy v tre h to ma h, Alma- Ata 1975-78; Qoblandy-batyr (ed. N. V Kidaish­Pokrovskaia- O. A. Nurmagambetova), Moskva 1975; M. Düysenov, Qazaq dramaturgiyasmmg janr, stil' maselesi, Almatı 1977; R. Berdibaev, Qazaq epos1 (Janrlıq jane stad iyalıq maseleler), Almatı 1982; J. Jabaev; Eki tomd1q ş1ğarmalan, Almatı 1982; B. Şalabaev. Qazaq romandanmng tu w men qalıptasu tarikhl, Almatı1983; R. Riz­diqova. XVlll-XIX ğğ. gazaq adebi tilining tarikhi, Almatı 1984; B. M aylin, Bes tomd1q Şlğarmalar jinaği, Almatı 1986-87, I-IV; Muhtar Avezov Jaghlımı, Ad ebi -sm maqalalar men zertteuler, Almatı 1987; S. Torayğırov, Sanarqamng jangb1n, Almatı 1987, I-Il; A. Bolğanbaev, Qazaq tili leksikologiyasL, Almatı 1988; Fer­hat Tamir, Barkölden Kazak Türkçesi Metinleri : Gramer, Metin, Sözlük, Ankara 1989; H. B. Pak­soy, Alpamy sh, Central As ian ldentity under Russian Rule, Hartford 1989; A. Baytursınov,

-Ş1ğarmalan, Almatı 1989; Mustafa Öner. Bu­günkü K1pçak Türkçesi, Ankara 1998; Şakir İbrayev, Destamn YapLSl, Kazak Destanlannda İnsan, Zaman ve Mekan, Ankara 1998; A. S. lsmakova. Kazakhskaia khudozhestvennaia proza: poetika, zhanr, stil' (nachaloXX veka i sovremmenost'), Almatı 1998; N. Kelimbetov, Drevnii period istorii kazakhskoi literatury, AJmatı 1998; K. Hitchins, " Epic, Kazakh", The Modern Encyclopedia of Russian and Soviet Uteratures( I 982). VI, 238-245; Qazaq SSR Qls­qaşa entsiklopediya, Almatı 1989, IV.

li] KEITH HITCHINS

KAZAN

Rusya Federasyonu'na bağlı Tataristan Cumhuriyeti'nin başşehri.

L ~

Şehre adını veren nehrin (Kazanka) İ dil (Volga) nehriyle birleştiği ve İdil'in bir dir­sek şeklini aldığı noktada kurulmuştur.

Bölgede yer alan Taş devrine ait iskan izle­ri ve şehrin yakın civarında görülen Tunç devri eserleriyle Demir devri başlangıcına ait mezarlar. buranın eski çağlardan beri yerleşim alanı olarak seçildiğini gösterir. Kazan şehrinin içinde bulunduğu bu coğ­rafi bölge. lll. yüzyıldan itibaren çeşitli Türk devletlerinin hakimiyet sahası içine girmeye başlamıştır.

İ dil Bulgar Hanlığı'nın Abdullah Han za­manında çökmesiyle hanın iki oğlu Alim­bek ve Altınbek, Kazan nehri boyuna ge­lerek sonradan Eski Kazan olarak adlan­dırılacak şehri kurdular. Bu şehir gü­nümüzdeki Kazan'ın 45 km. yukarısında yer alıyordu. Şehir daha sonraki tarihler­de İ dil ırmağının ağzına taşındı ve bugün-