kids&gourmet aug 2015

88
25 SAYI NOBEL EDEBİYAT ÖDÜLÜNE BİR ADAY YETİŞİYOR KADINLAR PEMBE NAR’DA BULUŞUYOR! SPORUN EĞLENCELİ HALİ KANGOO JUMPS BÜYÜKÇEKMECE UĞUR OKULLARI YENİ DÖNEME HAZIR www.kidsgourmet.com.tr AYLIK ÇOCUK VE BESLENME DERGİSİ AĞUSTOS 2015 / SAYI 25 ISSN:2149-1674 ÇOCUK VE BEBEKLERDE ANESTEZİ UYGULAMASI HASTANEYE YATAN ÇOCUĞUN PSİKOLOJİSİ NASIL ETKİLENİR? ÇOCUĞUNUZU SAĞLIKLI BESLENMEYE YÖNLENDİRMEK İÇİN 10 İPUCU BAĞIRSAKLARIMIZI İYİ BAKTERİLERLE ZENGİNLEŞTİREBİLİR MİYİZ? ÖZEL BÖLGE ESTETİĞİ...EVRİM GEÇİREN KADIN, DEVRİME GİRİŞSİN KİŞİYE ÖZEL DİYET PROGRAMI

Upload: kidsgourmet

Post on 22-Jul-2016

230 views

Category:

Documents


5 download

DESCRIPTION

Türkiye'nin İlk Sağlıklı Beslenme Anne ve Çocuk Dergisi

TRANSCRIPT

25SAYI

NOBEL EDEBİYAT ÖDÜLÜNE BİR

ADAY YETİŞİYOR

KADINLAR PEMBE NAR’DA

BULUŞUYOR!

SPORUN EĞLENCELİ HALİ KANGOO JUMPSBÜYÜKÇEKMECE UĞUR OKULLARI

YENİ DÖNEME HAZIR

www.kidsgourmet.com.tr

AYLIK ÇOCUK VE BESLENME DERGİSİ AĞUSTOS 2015 / SAYI 25ISSN:2149-1674

• ÇOCUK VE BEBEKLERDE ANESTEZİ UYGULAMASI

• HASTANEYE YATAN ÇOCUĞUN PSİKOLOJİSİ NASIL ETKİLENİR?

• ÇOCUĞUNUZU SAĞLIKLI BESLENMEYE YÖNLENDİRMEK İÇİN 10 İPUCU

• BAĞIRSAKLARIMIZI İYİ BAKTERİLERLE ZENGİNLEŞTİREBİLİR MİYİZ?

• ÖZEL BÖLGE ESTETİĞİ...EVRİM GEÇİREN KADIN, DEVRİME GİRİŞSİN

• KİŞİYE ÖZEL DİYET PROGRAMI

"Yurtta sulh, cihanda sulh"

Merhaba,

BZaman bazen çok hızlı geçiyor. 15 Ağustos 2013’de ilk sayısını yayınladığımız Kids&Gourmet dergisi bu ay 2.yaşını kutluyor. Bu süre zarfında Kids&Gourmet’ı okuyarak ve tavsiye ederek desteğini esirgemeyen tüm okuyucularımıza teşekkür etmek isterim.

Dergide emeği geçen tüm hekim, uzman ve yazarlara, özverili çalışmalarından ötürü ayrıca teşekkür ederim.

Hepimiz çocuklarımız ve daha sağlıklı gelecek nesiller için emek sarf ediyoruz. Günümüzde çevre kirliliği nedeniyle sağlıklı zannederek yediğimiz pek çok besin aslında çok da sağlıklı değil. Bu durumu göz önüne alarak zaten her durumda maruz kaldığımız sağlığımıza zararlı maddelere bir de çocuklarımızı kötü besleyerek katkıda bulunmayalım. Siz köyden, dağdan, bayırdan alışveriş yaptığınızı ve yediklerinizin sağlıklı olduğunu sanırken, eğer o ürünleri aldığınız bağın, bahçenin sulandığı dere temiz değil ise sulama yolu ile arsenik, ağır metaller, zirai ilaçların sizin sofranıza direk olarak geldiğini biliyor musunuz?

Bu sebeple lütfen çocukları en azından mümkün olduğunca koruyalım. Okullar, “çocuklar bunları seviyor” diye, çocukların sağlığı için fayda sağlamayan yemekler çıkartmamalı. Sağlıklı beslenme anaokulundan itibaren çocuklara anlatılmalı. Tüm seminerlerimde bu konuyu üzerine basarak dile getiriyorum. Sizlere de tavsiyem, çocukların temasta olduğu okul, yuva, kreş adı ne olursa olsun bu kurumları yakından takip edin. Sağlık öncelikle konumuz olmalı, sağlıksız olduğumuzda geri kalan hiçbir konunun önemi kalmıyor.

Yazımı, 30 Ağustos Zafer Bayramınızı kutlayarak bitirmek istiyorum.

editör

SERAP TORUN

YayıncıSerap TORUN - KG Yayıncılık ve İletişim

Genel Yayın YönetmeniSerap [email protected]

Sağlık Editörü - Tıp DanışmanıDr. Enver Mahir GÜLCAN Acıbadem Sağlık Grubu,Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları,Çocuk Gastroenteroloji, Hepatoloji ve Beslenme Uzmanı mahirgulcan@cocukgastroenteroloji.netwww.cocukgastroenteroloji.net

Çeviri (İngilizce)Ekrem UZBAY www.ekremuzbay.com

Reklam PazarlamaMobilikewww.mobilike.comTel: +90 212 281 33 55

Sanat YönetmeniGüray ERGÜ[email protected]

Katkıda Bulunanlar - Yazarlar• Prof. Dr. Neslihan ALKIŞTürk Anesteziyoloji ve Reanimasyon Derneği BaşkanıAnkara Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı Öğr. Üyesi

• Prof. Dr. Meltem YALINAY Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı

• Op. Dr. Gökçen ErdoğanKadın Hastalıkları ve Doğum UzmanıDiva Kadın Sağlığı Merkezi

• Dr. Enver Mahir GÜLCANÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları,Çocuk Gastroenteroloji, Hepatoloji ve Beslenme UzmanıAcıbadem Maslak ve Kadıköy Hastanesi

• Dr. Bora KÜÇÜKYAZICI Nöroterapist - Aile DanışmanıÇocuk ve Genç Psikolojik Danışmanlık, Psikiyatri Merkezi

• Psk. Yaprak VEZİROĞLUPedagoji UzmanıKadıköy Şifa Sağlık Grubu

Yönetim yeriEmail : [email protected]

Her Hakkı SaklıdırDergide yayımlanan yazı, makale, fotoğraf, illüstrasyon ve yazıların her hakkı saklıdır. Elektronik ortamlar da dahil olmak üzere çoğaltılma hakları Kids&Gourmet Dergisi® dergisine aittir. Yazılı ön izin olmaksızın hangi dilde ve hangi ortamda olursa olsun materyalin tamamının ya da bir bölümünün çoğaltılması yasaktır, kaynak gösterilerek dahi alıntı yapılamaz. İlanların sorumluluğu ilan verene aittir. Yazarların yazılarının sorumluğu kendilerine aittir.Bu dergi Basın Meslek İlkeleri’ne uymayı taahhüt eder.

Dikkat: Kids&Gourmet dergisinde yayınlanan sağlık konularındaki yazılar, yalnızca tavsiye niteliğinde olup bilgilendirme amaçlıdır. Sağlık sorunlarınızla ilgili olarak lütfen uzman hekimlere danışınız.

İLAN SAYFADESİTİN 4LÖSEV 6TOHUM VAKFI 14

ISSN:2149-1674

İÇİNDEKİLEREDİTÖR 1AJANDA 3

UZMAN GÖRÜŞÜ 9-13ÇOCUK VE BEBEKLERDE ANESTEZİ UYGULAMASI

ÖZEL HABER 7-87 ADIMDA ÇOCUKLAR İÇİN DOĞRU AYAKKABI SEÇİMİ

UZMAN GÖRÜŞÜ 67-70ÖZEL BÖLGE ESTETİĞİ....EVRİM GEÇİREN KADIN, DEVRİME GİRİŞSİN

UZMAN GÖRÜŞÜ 73-74KİŞİYE ÖZEL DİYET PROGRAMI

SPOR 75-76SPORUN EĞLENCELİ HALİ KANGOO JUMPS

PSİKOLOJİ 17-20HASTANEYE YATAN ÇOCUĞUN PSİKOLOJİSİ NASIL ETKİLENİR?

PSİKOLOJİ 25-28ÇOCUĞUNUZU SAĞLIKLI BESLENMEYE YÖNLENDİRMEK İÇİN 10 İPUCU

ANNELERDEN 57-62PEPEÇURA GLÜTENSİZ (1 yaş ve sonrası) KARABUĞDAYLI MUHALLEBİ (1 yaş ve sonrası)

RÖPORTAJ 21-24KADINLAR PEMBE NAR’DA BULUŞUYOR!

RÖPORTAJ 29-32NOBEL EDEBİYAT ÖDÜLÜNE BİR ADAY YETİŞİYOR

TANITIM 63-66KAPTAN’IN CEVİZ ÇİFTLİĞİ

TANITIM 81-82EMZİREN ANNELAR ARTIK DAHA ŞIK VE RAHAT

KÜLTÜR & SANAT 83-84

ALIŞVERİŞ - YETİŞKİN 71-72

ALIŞVERİŞ - Çocuk 15-16

BLOG YEMEK YAZARI 51-56ERİK KOMPOSTOSU (1 yaş ve sonrası)KABAKLI VOLOVAN (1 yaş ve sonrası)

NOT DEFTERİ 5ŞEFTALİYAZ AYLARINDA BURUN KANAMALARINA DİKKAT

EĞİTİM 77-80BÜYÜKÇEKMECE UĞUR OKULLARI YENİ DÖNEME HAZIR

EXECUTIVE CHEF 37-44SOĞUK AYRAN AŞI (9 ay ve sonrası)PATATESLİ KABAKLI FIRIN KÖFTE (1 yaş ve sonrası)KARPUZ SORBE (1 yaş ve sonrası)

DYT.FIGEN FİŞEKÇİ ÜVEZ 45-50MUZLU, BALLI ve BÖĞÜRTLENLİ KEFİR (1 yaş ve sonrası)ÇİLEKLİ KEFİR SMOOTHIE (1 Yaş ve Sonrası)

3

AJANDAAĞUSTOS 2015

LEGOLAND Tamamı 3 bin m²’lik bir alanda 2 milyon LEGO® parçası ile Doğu Avrupa’nın ve Türkiye’nin ilk LEGOLAND® Discovery Centre’ı, 30 Temmuz’da İstanbul’da ziyaretçilerine kapılarını açıyor. Forum İstanbul’un kalbinde yer alan LEGOLAND® Discovery Centre İstanbul, 3-10 yaş arası çocuklara ve ailelerine yaratıcılık, renk ve eğlence dolu bir dünya sunacak. LEGOLAND® Discovery Centre İstanbul’da heyecanlı 2 LEGO® ride’ı, 4 boyutlu sinema, LEGO® parçalarının yapım sırrının anlatıldığı LEGO® Fabrika Turu, Master Model Builder tarafından yönetilen atölye çalışmaları, temalı oyun alanları, doğum günleri ve kutlamalar için özel parti odaları ve İstanbul’un ve dünyanın önemli simgelerinin inşa edildiği LEGO® MINILAND alanı ziyaretçileriyle buluşacak. Topkapı Sarayı, Aya Sofya ve Boğaziçi Köprüsü gibi İstanbul’un sembol yapıları ve dünyaca ünlü Taç Mahal, Eyfel Kulesi, Big Ben, Kolezyum, Özgürlük Heykeli, Mısır Piramitleri gibi dünyanın en önemli yapıları LEGO® parçalarından inşa edilerek MINILAND’de sergilenecek.

LEGOLAND Discovery Centre, Kocatepe Mah. Paşa Cad. Forum İstanbul Avm No.5/5 Bayrampaşa/ İstanbul

Çocuklara Karikatür Atölyesi, kayıt durumuna göre yaş grupları için farklı içeriklerde düzenlenmektedir. 9-12 Yaş Grubu/Hayalperest Kalemlerin Macerası: Çocuklar hayal güçlerini kullanarak yarattıkları kahramanlarla kendi çizgi romanlarını oluşturuyorlar. Böylece kendilerini özgürce çizgi romanlarında ifade etmeleri sağlanıp, özgüvenleri güçlendirilmiş olunur. (Çizgi romanın tanımı, çizgi romanın kısa tarihi, çizgi roman çizim teknikleri, çizgi roman hikâyesi oluşturma, çizgi roman yapımı)6-9 Yaş Grubu/Komik Kalemler: Çocukların çok sevdiği karikatür sanatının nasıl yapıldığını onlara öğretirken, mizahı nasıl kullanacaklarını, nasıl espri üreteceklerini, günlük hayattaki olaylara nasıl eleştirel yaklaşıp mizah yapabilecekleri gösterilir. Böylece farkındalıklarını arttırıp kişisel gelişimlerine katkı sağlanmış olunur. (Karikatürün tanımı, karikatür çizim teknikleri, espri üretmek, karikatür yapımı)Bilgi ve Kayıt İçin:www.cocukatolyesi.net Adres: Oba Sokak Oba Apartmanı 2/A Cihangir İstanbulTelefon: 0530 104 15 99E-Posta: [email protected]

KIDSNOOKÇocuklar için Masal Anlatıcılığı KampıEtkinlik Tarihi: 17.08.2015Etkinlik Saati : 10:00Yer: Kidsnook Çocuk Kitabevi ve Masal AkademiFiyatı: 1.770 TL

3. Grup kayıt ve bilgi için 0505 687 21 40 ı arayabilirsiniz, İçerik Planlama: Judith Lieberman & Ayşegül Dede

Eğitmenler: Nilay Yılmaz, Songül Bozacı - Yaratıcı YazmaÖzge Özdemir, Onur Bakır- Masallar ile FelsefeHafize Güner- Masal YogaEzgi Ökse- Konsantrasyon ve Odaklanma

ÇOCUKLARA KARİKATÜR ATÖLYESİAtölye Tarihleri: 31 Temmuz / 2, 7, 9, 14, 16, 21, 23, 28, 30 AğustosAtölye Saati: 15:30 - 17:00Atölye Ücreti: 100 TLYaş Grubu: 6-12 yaşEğitmen: Karikatürist Sibel BozkurtKatılımcı Sayısı: 3 - 8

5

Sıcak yaz günlerinde şeftali ile renkli soğuk içecekler hazırlamanız mümkün. Soğuk suyun içinde şeftali dilimlerini bir süre bekleterek (kararmaması için birkaç damla limon sıkmanız gerekir) ve şeftali dilimleri suyun içindeyken ikram ederek renkli ve hoş kokulu bir içecek elde edebilirsiniz. Ayrıca şeftalileri (biraz sert olanları) küp küp doğrayarak buz kaplarına su ile birlikte koyabilir ve ikram edeceğiniz soğuk içeceklerin içine buz olarak atabilirsiniz. Şeftali kesildiğinde kararma yapan bir meyvedir. Bunu önlemek için limonlu su içinde kesebilirsiniz. Yine de kesildikten sonra hemen kullanmanızı öneririz.

Dünyaya Çinden yayıldığı düşünülen bu meyve az kalorili ve bol sulu, lifli bir meyvedir. İçerdiği flovonoidler, C vitamini, A vitamini, Betakroten özellikle cilt için oldukça faydalıdır. Çocuklarda ilk başlanan meyvelerdendir. Küçük bebeklere cam rendeden geçirerek verilir. Kararma yapacağı için hemen yedirilmelidir. Hazır mevsimi geçmeden yemenizi öneririz.

Sıcak ve kuru hava burun kanamalarını tetikliyor.Başınızı asla arkaya doğru yaslamayın

Toplumda burun kanamalarında başı arkaya doğru yaslamak gerektiği yönünde çok yanlış bir bilgi olduğuna dikkat çekerek, bu pozisyonun boğaza doğru akan kanla boğulma ve öğürme riskini artırdığı uyarısında bulunuyor. Bu nedenle burun kanamasında başı öne doğru eğmek gerekir.Asla atlamamanız gereken 7 sinyal

1. Burun yoğun bir şekilde kanıyorsa, 2. Kanama nefes almayı engellemeye başladıysa,3. Kanama tekrarlıyorsa,4. Bilinen kan hastalığı varsa, 5. Bilinen kalp damar hastalığı mevcutsa,6. Kan sulandırıcı ilaç kullanılıyorsa,7. Kanama travmaya bağlı oluşmuşsa, zaman kaybetmeden bir hekime başvurmak son derece önemli.

Hemen bir sağlık kuruluşuna başvurun.

NOT DEFTERİ

ŞEFTALİ

YAZ AYLARINDA BURUN KANAMALARINA DİKKAT

Dr. Güzin AkkuzuKulak Burun Boğaz UzmanıAcıbadem Ataşehir Cerrahi Tıp Merkezi

7

7 ADIMDA ÇOCUKLAR İÇİN DOĞRU AYAKKABI SEÇİMİBebekler ilk adımı attıklarında büyük heyecan duyarlar. Bu durum ebeveynler için de çok önemli ve heyecan vericidir. Çocukların birçoğu ilk yaş günlerine yakın tarihlerde yürümeye başlar. Bu zamanlardan itibaren de bebeğin ayak gelişimini takip eden anne babaların ilk sorusu nasıl bir ayakkabı seçmeliyim olur. Bu sorulara yardımcı olabilmek için Bebbini Kurucusu ve Tasarımcısı Gökçe Özdemir Kırca, 7 adımda doğru ayakkabı seçimini anlattı.

ÖZEL HABER

8

AĞUSTOS 2015SAYI 25

1. Ayakkabı kullanımı ne zaman başlamalı?Bebeğin ilk adımını attığını görür görmez hemen ayakkabı almak çok doğru bir yaklaşım olmaz. Gerçek anlamda dokuzuncu ve onuncu aylarda destekle bebek ayakta durmaya başlar. Birkaç hafta bebeğinizin yürümesini takip ettikten sonra ilk adımını muhtemelen on ikinci ve on beşinci ay arasında atmaya başladığını görürsünüz. Bu aylardan sonra bebeğinize doğru bir ayakkabı giydirmeniz uygun olacaktır. Bebbini ilk adım ayakkabısı bebeğinizin ayak sağlığı için doğru bir seçim olurken, yadigarlık ayakkabı olarak da uzun yıllar saklanabilir.

2. Ayakkabı seçerken nelere dikkat edilmelidir?Çocuğunuza ayakkabı seçerken en önemli kriter minik yavrunuzun ayağının rahat etmesidir. Ayakkabı giymeye yeni başlayan çocuklar alışma sürecinde huzursuzluk gösterebilir. Bebbini ayakkabıları, kaymayı engelleyici tabanı ile dikkat çekerken, yüzde yüz deriden üretilmesiyle de ayağın hava almasını sağlar. Çünkü bebeklerin ayaklarında terleme ve nem oranı yetişkinlere göre daha fazla olur. Bebeklerin ayaklarının gelişimi belli bir yaşa kadar devam ettiğinden, ayak gelişiminin dış etkenlerden zarar görmemesine özen göstermek gerekir.

3. Ayakkabı malzemesi nasıl olmalıdır?Çocuğun koşup oynarken rahat etmesi için ön kısmı esnek yapıda ayakkabılar tercih edilmelidir. Sert tabanlı malzeme kullanılan ayakkabılar çocuğun hareket engeline sebep olacaktır. Geniş burunlu Bebbini ayakkabıları yüzde yüz deriden üretilerek tabanıyla çocukların günlük aktivitelerini rahatça gerçekleştirmesini sağlar.

4. Çocuklar için doğru ayakkabı numarası hangisidir?Çocuklar gelişme dönemindeyken ayakları hızla büyür. Hatta alacağınız ayakkabı eskimeden

çocuğunuzun ayağına ufak gelmeye başlayabilir. Aileler bu durumu göz önünde bulundurarak genelde çocuklarına 1 ya da 2 numara büyük gelen ayakkabılar alırlar. Bu yanlış bir tercihtir. Çünkü bu dönemde çocuklar çok hareketli olduklarından ayakkabının içinde oluşan boşluk ayakkabı vurmasına ve burkulmalara neden olabilir. Yarım numara büyük alacağınız Bebbini ayakkabıları cırt cırt ve kemerli tokalarıyla çocuğun ayağını sıkmadan kavrayarak, rahatça hareket etmesini sağlar.

5. Ortopedik ayakkabı nedir ve her çocuk için gerekli midir?Ortopedik ayakkabılar, ayakta mevcut olan deformeye göre özel olarak yapılan ayakkabılardır. Dolayısıyla her çocuk için gerekli değildir. Ortopedik ayakkabı için çocuğun ayak ölçümlerinin alınması ve planlamanın yapılması sonucunda doktorun karar vermesi gerekir. Bebbini bebek ayak sağlığına uygun modeller oluşturmak için podiatrist (ayak sağlığı uzmanı) görüşlerine başvuruyor.

6. Yanlış ayakkabı seçimi hangi sorunlara neden olur?Çocukların ayaklarında oluşabilecek rahatsızlıkların erken tanısı son derece önemlidir. Yanlış ayakkabı seçimi, ağrıların yanı sıra ayağın kemik yapısı üzerinde de olumsuz etki yapabilir. Bebeklerin ayak anatomisine uygun olarak üretilen Bebbini ayakkabıları çocukların ileride yaşayabileceği içe basma ya da düztabanlık gibi problemleri önleyerek sağlıklı gelişim göstermelerini sağlar.

7. Çocukların ayak sağlığı nasıl korunmalı, nelere dikkat edilmeli?Çocukların ayaklarında görülen bazı sorunlar zamanla düzelebileceği gibi bir kısmı da kalıcı problemlere neden olabilir. İlk adım ayakkabısından itibaren çocukların tüm yürüme süreci boyunca doğru ayakkabı seçimi, ileride ciddi problemler yaşanmasını önler.

9

UZMAN GÖRÜŞÜ

10

AĞUSTOS 2015SAYI 25

ÇOCUK VE BEBEKLERDE ANESTEZİ UYGULAMASI Pek çok insan cerrahi bir müdahale gerektiğinde, ameliyat olmaktan daha doğrusu ameliyat için bayıltılacak olmaktan endişe duyar. Bu operasyon bir de çocuğumuza yapılacaksa ömrümüzden ömür gider. Anneleri, konunun anestezi yönü hakkında bilgilendirmenin bir nebze de olsa içlerine su serpeceğini düşünerek bu ay çocuklara yapılan anestezi konusunu ele aldık. Konuğumuz Türk Anesteziyoloji ve Reanimasyon Derneği Başkanı, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr.Neslihan Alkış anesteziyoloji, reanimasyon ve çocuklarda ki uygulama ile ilgili bilgiler verdi.

Anesteziyoloji ve reanimasyon nedir?Anestezi, çoğunlukla cerrahi bir girişim gerektiren durumda, uygulanır ve bu cerrahi girişimin uygulanabilir olmasını, kişinin ağrı duymamasını (hissizlik) sağlar. Hayati fonksiyonlarda bir değişiklik olmadan geçici bilinç kaybı ve reflekslerde azalma sağlanır. Ağrı ve bilincin ortadan kaldırılmasının yanı sıra, işlem boyunca yaşam desteği sürdürülür.

Prof. Dr. Neslihan AlkışTürk Anesteziyoloji ve Reanimasyon Derneği BaşkanıAnkara Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi

11

UZMAN GÖRÜŞÜ

Anesteziyoloji, cerrahinin organizmada yapacağı hasara ve zararlı etkilere karşı hastanın korunması, başta solunum ve dolaşım sistemi olmak üzere hayati fonksiyonların devamlı izlenmesi, korunması ve gerekli tedavilerin anında yapılması, ardından ameliyat sonrası ağrı tedavisi ile ilgilenen pozitif bir bilim dalıdır. Anestezistler hasta hayatını izlemede ve tedavide kazandıkları bu deneyim ile bu konudaki teknolojik olanakları kullanma ve uygulamadaki becerileri nedeniyle hasta hayatının tehlikeye girdiği durumlarda yaşamsal destek veren Yoğun Bakım (Reanimasyon) ünitelerinde de görev alan hekimlerdir.

Anesteziyoloji ve Reanimasyon branşının uygulayıcıları, altı yıllık tıp fakültesinden sonra üniversite ya da eğitim hastanelerinde 5 sene bu alanda çalışıp, eğitim alarak, bilgi ve deneyimlerini geliştiren ve bir uzmanlık tezi hazırlayıp, akademisyenlerden oluşan bir kuruldan sınava girerek onların mesleki yeterliliğini onayladığı ve diploma verdiği hekimlerdir. Bir anestezi hekimi diplomasını alırken çeşitli cerrahi branşlarda; genel cerrahi, beyin sinir cerrahisi, çocuk cerrahisi gibi farklı cerrahi uygulamalarında anestezi deneyimleri kazanırlar.

Bölgesel anestezi nedir? Bölgesel (rejyonal) anestezi sırasında, genel anesteziden farklı hastanın bilinci açıktır, ama hastaların ameliyat sırasında gerginliğini, anksiyetesini ortadan kaldırmak ve ameliyat sırasındaki konforunu artırmak için bir takım ilaçlar vererek o gerginliğini azaltıyoruz. Böylece hastalarımıza kendileri ile uyum içinde anestezi uygulaması olanağını elde ediyoruz, hatta hastalarımız ameliyat sırasında bizimle konuşabiliyor, espri yapabiliyorlar.

Bireylerin ”Ya uyanamazsam? Ya uyuyamazsam?” gibi tedirginlikleri olabiliyor. Bu konuda neler söylemek istersiniz?Modern anestezi pratiğinde, "fazla narkoz verildiği" ya da " hasta narkozu kaldıramadığı" için anesteziden uyanamamak gibi bir durum olamaz.

Anestezi bir bilim dalıdır, kanıta dayalı tıbbın verilerini kullanarak kendi kurallarını oluşturur. Teorik olarak anestezinin pek çok komplikasyonu olsa da, pratikte tam donanımlı bir hastanede ehil bir anestezi ekibi tarafından yapılan anestezi uygulamasının, aracınızla trafiğe çıkmaktan daha güvenli olduğu söylenebilir. Özellikle yeni ve kısa etkili, yan etki oranları düşük anestezi ilaçlarının gelişmesiyle anestezi ilaçlarının, yöntemlerinin, monitorizasyon olanaklarının genişlemesi ve anestezi hekimlerinin sayıca artması doğrultusunda her geçen gün anestezinin güvenirliği de artmaktadır.

Çocuklarda anestezi özel midir? Güvenli anestezi uygulanabilir mi? Çocuk hastalarımız, anatomisi, fizyolojisi, ilaçlara verdiği cevaplar açısından erişkinden çok farklı ve özelliklidirler. Hasta güvenliği açısından belki de en fazla özen gösterilmesi gereken hasta grubu çocuk hastalardır. Bu nedenle pediatrik anestezi de anestezinin en özel branşlarından biridir. Bu anlamda yenidoğan prematüre bebekler dahil olmak üzere tüm çocuklara, özellikli bir eğitim ve deneyim ile ve iyi bir ekip çalışması ile güvenli anestezi uygulanabilir.

Prematüre yenidoğanlara anestezi uygulaması nasıl bir süreç?Yenidoğan, yani yaşamının ilk aylarında olan bebeklerin bile zaman zaman cerrahi ve genel anestezi gereksinimleri olmaktadır. Bu dönemde genellikle doğumsal anomaliler veya yaşamsal sorunlar çıkarabilecek durumlarda ameliyat söz konusudur. Yenidoğan ameliyat ve anestezisi çocuk anestezisinin de çok özel bir dalıdır.

Yenidoğan anestezisi neden risklidir? Vücutta oksijen ve karbondioksit alışverişini sağlayan ve taşıyan sistem olan havayolları ve akciğer, kalp damar sistemi anestezi için hayati önem taşır. Yenidoğan bebekte tüm bu sistemler anatomik ve fonksiyonel olarak erişkinden çok farklıdır. Kalp kasları yeterince gelişmemiştir, kalbin ileti sistemi yeterli olgunluğa erişmemiştir. Bu nedenle yenidoğanın kalbini anesteziklerin ve cerrahi travmanın etkisine karşı korumak önceliklidir. İlaçların vücutta dağılması ve etki

12

AĞUSTOS 2015SAYI 25

göstermeleri yenidoğanda henüz olgunlaşmamış sistemler nedeniyle dezavantajlıdır. Karaciğer ve böbrekler ilaçların etkisiz hale getirilmesinde erişkinler kadar gelişmediği için ilaç dozları son derece titizlikle ayarlanmalıdır. Çocukların, özellikle de yeni doğanların, ameliyat sırasında ısılarının korunması da hayati önem taşır. Çocuklar vücut ısısının korunması ve üretilmesi konusunda anatomik ve fizyolojik özellikleri nedeni ile erişkin gibi davranamaz. Oysa ameliyat ve anestezi bir yandan vücudun ısı koruma mekanizmalarını bozar, aşırı ısı kaybına yol açar. Bir yenidoğanın ısısının düşmesi; kalp damar sisteminde bozukluğa, kanamaya vb. kötü etkilere yol açabilir. Bu nedenlerle gerek ameliyat sırasında, gerekse ameliyat sonrasında sıcaklığın korunması anestezistin öncelikli görevlerindendir.

Çocuk anestezisinde anestezi öncesi muayene nasıl bir süreç?Hasta bebeğin ebeveyni önce çocuk cerrahı ile karşılaşır. Sonraki aşama anestezist ile hasta çocuk ve ailenin karşılaşmasıdır. Anestezist, ameliyat olacak çocuğu mutlaka önceden görmeli muayene etmelidir. Bu muayene pek çok amaçla yapılır; çocuğun genel durumunun değerlendirilerek sağlığı hakkında bilgi sahibi olunması, anestezi ve cerrahiye uygunluğunun

tespit edilmesi, gerekli olabilecek bazı tıbbi hazırlıkların planlanması ve yapılması, ameliyat öncesi premedikasyon adı verilen genellikle çocuğun ameliyathaneye rahat gelmesini sağlayan ilaç ve doz tespiti bu muayene sırasında yapılır. Anestezist, aile ve çocukla karşılaştığında öncelikle çocuğun yaşı uygunsa dostluğunu ve güvenini sağlamaya çalışır. Bu görüşme sırasında çocuğa bir birey olduğunun hissettirilmesi çok önemlidir.

Ameliyat öncesi değerlendirmede çocuğun tıbbi öyküsü, yani; doğum öncesi ve sırası dahil olmak üzere zamanında ya da erken doğuşu ve o ana kadar geçirdiği tüm hastalıklar, hastaneye yatarak tedavi gereksinimi olup olmadığı, kullanmış olduğu ve halen kullandığı ilaçlar ve dozları, allerji hikayesi, ailesinde bulunan önemli hastalıklar vb özellikler öğrenilir.

Hastanın öyküsü, fizik muayenesi ve eldeki laboratuvar bilgilerin ötesinde anestezist gereksinim gördüğü daha ileri laboratuvar araştırması, kalp ve solunun sistemleri ile ilgili veya diğer ileri tetkikleri isteyebilir. Çocuk, sistemik hastalıkları olan bir hasta ise ameliyata kadar bu sistemlerinin en iyi halde olması için gereken organizasyonlar yapılır ve konsültasyonlar istenir. Örneğin astım hastası olan bir çocuğun ilaçlarını kullanır halde ve

13

UZMAN GÖRÜŞÜ

olabileceği en iyi durumda olması arzu edilir.Üst solunum yolu enfeksiyonu olan çocuk: Öksürük, iltihaplı sekresyon, ateş ve genel durum bozukluğu varsa anestezi ve ameliyat 4 hafta ertelenmelidir. Eğer enfeksiyon alt solunum yollarını yani bronş ve bronşiolleri tutmuş ise 4-6 hafta erteleme gerekebilir. Burada karar ameliyatın cinsine, aciliyetine ve çocuğun genel durumuna göre anestezist tarafından verilmelidir.

Premedikasyon nedir?Ameliyat öncesi çocuğu sakinleştirmek, stresi gidermek, medikal olarak gerekli ilaçları vermek, varsa ağrıyı gidermek, komplikasyonları azaltmak gibi çeşitli amaçlarla verilen ilaç ya da ilaçlar premedikasyon olarak adlandırılır. 6 aya kadar olan bebeklerin ameliyatları aile için büyük stres kaynağıdır ama bebek bu dönemde stresi algılayamamaktadır, rutin premedikasyona gerek yoktur. 6 ay-1yaş arası bebeklerde anne/babadan ayrılma korkusu vardır, bunun sonucu geçici emosyonel (duygusal) ve davranışsal bozukluklar görülebilir. Premedikasyon, bebeği geçirebileceği psikolojik travmadan korumak için uygulanır. Ancak premedikasyon yapılırken çocuğa ağrı çektirilmesi, premedikasyonu amacından uzaklaştırır. Bu amaçla verilecek sakinleştirici tercihen ağız yoluyla bazı özel durumlarda iğne ile kas arasına(intramuskuler) verilir. Daha büyük olup anlatılanı anlayacak çağdaki çocuklara, anestezi öncesi olacaklar uygun yöntemle anlatılarak güveninin kazanılması, ağrı duymayacağına dair garanti verilmesi ve gene premedikasyon uygulanması daha doğru bir davranıştır.

Ameliyat sonrası erken dönemde çocuklarda anestezi ile ilgili bir çok komplikasyon olabilir. Örneğin havayolu tıkanması, yenidoğan veya erken doğan (prematür) bebeklerin ameliyat sonrası görülen solunum apnesi (solunumun durması), oksijen yetersizliği, karbondioksit birikmesi, bulantı kusma, daha büyük çocuklarda ajitasyon (huzursuzluk) olması bunlardan bazılarıdır. Bu komplikasyonlar anestezistin yakın ilgisi ve izlemi ile çözülebilir. Büyük ameliyat geçiren yeni doğanlar, büyük ve uzun süren ameliyat geçiren çocuklar, genel durumu bozuk

olanlar, komplikasyon gösteren hastalar hayati fonksiyonları izlenmek ve destek verilmek üzere yoğun bakımlara alınırlar.

Ameliyat sonrası ağrı tedavisi gerekli mi? Ameliyat işlemi ağrı doğurur, ameliyat sonrasında servise alınan hastada ağrı tedavisi anestezistin sorumluluğu altındadır. Tedavi edilmeyen ağrının pek çok komplikasyona sebep olduğu bilinir. Yapılan araştırmalar bebeğin henüz anne karnında iken bile ağrı duyduğunu göstermiştir. Bu özellikleri nedeniyle bebeklere cerrahi işlem küçük de olsa analjezi ve anestezisiz uygulanmaz. Ağrı tedavisi, çocuğun yaşına, geçireceği ameliyata, genel durumuna, anestezistin tecrübesine bağlı olarak ameliyat öncesi planlanır. Bebeklere ameliyat sırasında erişkinlerde olduğu gibi epidural-kaudal(bölgesel-rejyonal) anestezi, analjezi yöntemleri uygulanabilir. Bu işlemler genelde bebek genel anestezi altında iken uygulanır, ameliyattan tamamen ağrısız uyandırılabilir.

Eğer kateter yerleştirilmiş ise ameliyat sonrası bu kateter yardımıyla devamlı veya aralıklı ilaç verilerek ameliyat ağrısı günlerce tedavi edilebilir. Bölgesel(rejyonal) blok uygulaması ancak tecrübeli çocuk anestezistleri tarafından uygulanabilen bir yöntemdir. Eğer bu yöntem yapılmamışsa sistemik yani ağız ya da damar yolu ile çeşitli ilaçlar düzenli olarak verilerek ameliyat ağrısı tedavi edilir.

Özet olarak; tüm dezavantajlara rağmen, bebeklerimiz uzun süreli, büyük operasyonları dahi ehil çocuk cerrahları ve anestezistlerinin ellerinde güvenli bir şekilde geçirebilmektedirler.

Ameliyat öncesi hastanın anestezi uzmanını tanımasının operasyona katkısı nedir?Tüm operasyonun güvenli bir şekilde planlanmasının başladığı dönem hastanın anestezisti ile ameliyat öncesi yaptığı görüşme ve hazırlıklar sırasında başlar, tüm operasyon boyunca ve sonrasında ortaya çıkabilecek her türlü problem bu dönemde anestezist tarafından önlenebilir.

14

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

anne bebek tov 210X297.pdf 1 17/03/15 14:09

15

ALIŞVERİŞ

Chicco Kız Bebek Elbise 109,90 TL

Beymen Kids Dolce Gabbana body182 TL

Baker Under the SeaPrint Sunsafen39,90 TL

B&G Store T Shirt 135,20 TL

Beyen Kids Sunuva Espadril 66 TL

16

ebebek.- Philips Avent Wasabi Buharlı Pişirici & Blender219,90 TL

F&F Kids Şeffaf Çanta 24 TL

ebebek - Philips Avent SCF332/01 Natural Elektronik Göğüs Pompası249,90 TL

Tozzy Shop Spiderman Sırt Çantası 116 TL

Vakko Christofle Gümüş Kaplama Bebek Kaşığı 330 TL

AĞUSTOS 2015SAYI 25

ÖNERİYOR

ÖNERİYOR

Philips AVENT Kombine Buharlı Pişirici ve Blender ile bebeğiniz için evde sağlıklı mamalar yapabilirsiniz.

17

PSİKOLOJİ

Psikolog Yaprak VEZİROĞLUPedagoji UzmanıKadıköy Şifa Sağlık Grubu

18

AĞUSTOS 2015SAYI 25

HASTANEYE YATAN ÇOCUĞUN PSİKOLOJİSİ NASIL ETKİLENİR?

19

PSİKOLOJİ

Hastalık ve hastaneye yatışın psikolojik etkileri çocuktan çocuğa değişir. Belirleyici faktörler; tedavinin niteliği nedeniyle yaşanacak zorlanmanın dozu, bireysel farklılıklar, çocuğun yapısı ve yaşı, hastanede geçirilen süre, ailenin ve çocuğun bilgilendirilme düzeyi, hastane ekibinin aileye ve çocuğa davranışı, ailenin endişe düzeyi, anneden ayrılığın süresi ve şeklidir. Çocukların hastalık kavramını anlamasında kişisel deneyimleri ve inançları rol oynar. Örneğin daha önce çok hastalanmış ve tedavi sırasında canı yanmış bir çocuğun hastaneye yatışa tepkisi, hiç ciddi rahatsızlık geçirmemiş çocuğunkinden daha fazla olacaktır. Ya da “kan alma”nın ne olduğunu hiç bilmediği için vücudundaki tüm kanı yitireceğine inanan bir çocuğun kaygısı daha yoğun olacaktır.

Çocukların bilişsel yetenekleri de hastaneye yatışın etkilerini artıran ya da azaltan önemli bir faktördür. Bebekler ve küçük çocuklar hastalığa ilişkin olayları akıllarında tutamazlar; ancak bu olaya ilişkin duygular bazen iz bırakabilir. Okul öncesi çocuklar, hastalığın nedeni yeterince açıklanmadığında kendilerine göre açıklamalar bulurlar; örneğin, hastalığın yanlış davranışları nedeniyle kendine verilmiş bir ceza olduğuna inanabilir. Bu nedenle, okul öncesi yaştaki çocuklara hastalığın mantıklı açıklaması yapılmalıdır, böylece hastalığın gerçek nedenini kavrayabilirler. Yapılan araştırmalara göre, hastaneye yatışın çocuk üzerindeki en büyük olumsuz etkisi, anneden ayrılmasıdır. Aylarca hastanede annesinden uzakta kalan çocuklarda üzüntü ve ağlamaklı hal, zayıflama, uyku bozukluğu, hareketlerde yavaşlama ile beraber bedensel gelişim bozukluğu, içe kapanıklık gibi belirtiler gözlenmiştir. “Bebeklik depresyonu” olarak tanımlanan bu durum, annenin ruhsal desteğinin ortadan kalkması olarak açıklanmıştır. Ancak ilk 3 ay içinde annenin geri gelmesiyle bebekler eski canlılıklarına ve psikolojik sağlıklarına kavuşmuşlardır.

Çocuklarda ne gibi duygusal ve davranışsal değişiklikler görülebilir?Uzun süreli hastalık ve hastaneye yatışın küçük çocuklar üzerindeki etkilerinden biri

regresyondur, yani yeni kazanılmış becerilerde gerileme olur; çocuk yeniden bebeksi davranışlar sergileyebilir. Ancak bilinmelidir ki, çocuklar bağımsız olmayı severler. Hastaneye yattıklarında hareketleri kısıtlanıp bağımsızlıkları ellerinden alındığı için de inatçı, huzursuz ve bakımı zor hastalar olurlar. Okul çağı çocukları, hastalıklarıyla ilgili kaygılar yaşarlar; nasıl bir hastalıkları olduğu, gelecekte ne olacağı, okuldan uzak kalma sonucu yaşanabilecek ders başarısızlığı endişesi, diğer çocuklardan farklı olma, yatağa bağlı kalıp hareket edememe, evde olup bitenler, reddedilmiş olma kaygısı gibi. Hastalıkları ve yapılacak tedaviler konusunda yeterince bilgilendirilirlerse endişeleri azalır. Aksi taktirde tedaviyi reddetme, doktor ve hemşirelere karşı agresif davranışlar ya da daha küçük çocuklarda görülen doktor ve hemşirelerden korkma gibi sorunlar oluşabilir.

Olumsuz etkileri en aza indirmenin yolları nelerdir?* Hastalığın niteliği, hastanede geçirilecek süre, yapılacak operasyon ve sonrası aileye açıklanmalıdır. Aile, önce kendi sorularına cevap bulmalıdır ki çocuğun sorularına sağlıklı cevap verebilsin. Anne ve baba ne kadar çok bilgi sahibiyse, o kadar çok rahatlayacak bu da çocuğa yansıyacaktır.

* Ameliyatın onu iyileştireceği belirtilmelidir.

* Ameliyat sırasında acı hissetmemesi için uyutulacağı, ama sonra tekrar uyandırılacağı söylenmelidir.

* Bazen, ameliyat sonucunda vücudundan gerekli hiçbir kısmın eksilmeyeceğinin, görünüşünün değişmeyeceğinin söylenmesi gerekir.

* Çocuğa, birkaç gün önceden anlayabileceği ölçüde bilgi verilmeli ve korkmaması sağlanmalıdır. Yapılacak işlemler basit ve onu korkutmayacak bir dille, fazla ayrıntıya girmeden anlatılmalıdır. 3 yaşın altındaki çocuklara ise operasyon günü açıklama yapmak daha iyidir. Konuşurken anne babanın

20

AĞUSTOS 2015SAYI 25

ses tonu, yüz ifadesi ve beden hareketlerinin tedirginlik ve üzüntü taşımaması önemlidir Aksi halde, onların tedirginliği çocuğa da geçebilir.

* Ameliyattan sonra çocuk kaygılarını ve korkularını rahatlıkla ifade edebilmeli, soru sorabilmelidir. Bunun için çocuk teşvik edilmelidir.

* “Korkma, acımayacak” gibi anlık rahatlatma sözlerinin bir süre sonra doğru olmadığını gören çocuğun anne babasına güveni sarsılabilir. Acı ve ağrı olacağı çocuğa söylenmeli, ancak bunun dayanılabilir ölçüde ve geçici olacağı mutlaka belirtilmelidir. Acıdan canı yanan çocuğa “Niye ağlıyorsun, korkacak birşey yok!” demek, onun duygularını hafife almak demektir. Bunun yerine, “Canının yandığını biliyorum, ama geçecek, ben yanındayım” gibi sözlerle çocuğa yalnız olmadığı hissettirilmeli, anne babasının yanında güvende olduğu duygusu verilmelidir.

* Yeterince bilgilendirilmeyen çocuklar, yaramazlık yaptıkları için böyle olduğunu düşünerek hastalıktan kendilerini sorumlu tutabilirler. Bu nedenle, hastaneye yatış sebeplerinin, yaptıkları ya da yapmadıkları şeylerden kaynaklanmadığını, hastalanan birçok çocuğun tedaviyle ya da ameliyatla bu sorunundan kurtulduğunu anlatmak gerekir.

* Anne babalar evde hastaneyi, iğneyi veya doktoru tehdit unsuru olarak asla kullanmamalıdır. Eğer çocuk bu şekilde korkutulmuşsa, çocuk hastaneye gidişi bir ceza olarak algılar ve eve geri dönemeyeceğini düşünebilir.

* Hastanede geçirilecek süre mümkün olan en aza indirilmelidir.

* Hastaneye yatış ve ameliyatlar acı içerdiğinden, çocuğun duygusal olarak etkilenmemesi mümkün değilse de bu etkiyi en aza indirmek, hastane ekibinin aileye ve çocuğa karşı anlayışlı davranışıyla mümkündür.

* Ameliyat olacak çocuğa, mümkünse hastane ve ameliyathanenin uygun olan kısımları gezdirilerek tanıtılmalı, burada çalışanlarla tanıştırılmalı, kıyafetleri, yüzlerindeki maskenin nedenleri anlatılmalıdır.

* Doktor ve hemşireler, isimlerini söyleyerek kendilerini çocuğa tanıtmalı, ona her zaman ismiyle hitap etmelidirler. Onun yanında çocuğun tedavisiyle ilgili konuşurken çocuğu sıradan bir hasta gibi değil, kişiliği olan özel bir birey olarak gördüklerini hissettirmek için “o” diye değil, çocuğun ismiyle sözetmelidirler. Birbirlerine sadece hastalık konusunda değil, çocuğun kişiliği ve davranışları ile ilgili de bilgi vermelidirler. Örneğin; “Emre, 6 yaşında, şakacı bir erkek çocuktur” gibi.

* Çocukla ilgilenen belirli bir hemşire olmalı, gerekli bakım işlemleri hep aynı hemşire tarafından yapılmalıdır. Hemşirenin sevecen ve ilgili olması çok önemlidir.

* Hastanede yatış uzun sürecekse, okul yaşındaki çocukların derslerden geri kalmamaları için ders kitaplarından konular takip edilebilir, okulda verilen ödevler çocuğa hastanede yaptırılabilir. Bunun yanı sıra yatarak yapılabilecek hobiler bulunabilir. Örneğin; Kitap okuma. Yeni özel uğraşlar öğretilebilir. Örneğin; Yün örme, maket yapma, tahtadan heykeller oyma, küçük tamirat işleri gibi.

* Odaya getirilen bir saksı çiçeğinin ya da akvaryum balığının bakımı çocuğa verilebilir.

* Hastane odasına, çocuğun en sevdiği oyuncaklar getirilerek ve süslemelerle renklendirilerek sıcak bir ortam sağlanabilir.

* Annenin çocukla beraber kalması mutlaka sağlanmalı, ziyaret saatleri sınırlandırılmamalıdır.

* Ağrılı müdahalelerde ailenin çocuğun yanında bulunması sağlanmalıdır.

Şunu unutmayınız; İnsanlar, özellikle çocuklar, üzücü deneyimlerin üstesinden kolaylıkla gelebilirler.

21

RÖPORTAJ

KADINLAR PEMBE NAR’DA BULUŞUYOR!

Serap TORUN

22

AĞUSTOS 2015SAYI 25

Kadına yönelik bir platformda neler okumak, görmek isteriz? Güzel tasarımlar, kıyafetler, güvenilir sağlık bilgileri, çocuk ve aile hayatına dair karşılaştığımız sorunlara çözüm önerileri, lezzetli yemek tarifleri, sağlıklı beslenme önerileri, makyaj ipuçları, dekoratif ve pratik az maliyetli hobiler, kültür sanat haberleri liste böyle uzar gider… Ne kadar şanslıyız ki bu konuları ve fazlasını çok detaylı ve titiz bir çalışma ile bizler için derleyen, sunan Pembe Nar var hayatımızda.Adı gibi bereketli bir kadın platformu Pembe Nar. Ben içeriğini burada saymakla bitiremiyorum iyisi mi, siz bir göz atın.

Ee tabii ben de, kadını başının tacı olarak gören, okurunun faydasını gözeten Pembe Nar platformda olmaktan gurur duyuyorum. Çok şanslıyım ki böyle değerli bir yayın yönetmeni ve ekibi ile çalışıyorum. İyi ki yollarımız kesişmiş.

Pembe Nar’ın, güzel yüzlü, güzel kalpli, çalışkan yayın yönetmeni Papatya Somer ve aynı özelliklere sahip ekibi Elif Hande Güney, Gizem Aydoğan, Meryem Aydoğan’a sizler ve şahsım adına teşekkür ediyorum. Ellerinize sağlık.

Papatya kısaca kendinden ve Pembe Nar’daki görevinden söz eder misin? Kendimi bildim bileli yazı yazan ve birilerine faydalı olacak bir şeyleri başarabilmenin peşinden koşmuş bir insanım.

Kendimden daha kişisel bahsetmemi istersen 2’si benden doğma, 1 tanesi Serdar’cığımdan gelme 3 tane birlikte zaman geçirmesi harika çocuğum var. Bulut & Peri & Baran. Ha bir de Rodi var. Unutmayalım hatırı kalır.

PembeNar.Com hayalini kurduğum bir proje benim için. Her ne kadar Milliyet ailesi bünyesinde olsa bile, ben PembeNar.Com’u çocuklarımdan biri gibi görüyorum. Buradaki görevim 25-55 yaş aralığındaki tipik bir Türk kadının her anında başvurabileceği, kendinden bir parça bulabileceği bu platformun doğru amaçta ilerlediğinden emin olmak ve işlerin tıkırında gitmesini sağlamak.

Tek bir kadının hayatında olumlu bir değişime katkıda bulunabilmiş bile olsak PembeNar.Com sayesinde, benim için satın alınamaz bir kazanç olacaktır bu. PembeNar.Com’a bu yüzden çok titizleniyorum.

Pembe Nar nasıl bir platform? PembeNar.Com açıkçası dünyayı yeniden keşfetmeye çalışıp, Türk kadınının hiç ulaşamayacağı fikirleri aklına sokmaya çalışmayan, hiç satın alamayacağı ürünlerin galerileri ile doldurulmayan, kadından çok erkek okura hitap edip “okunma sayısını yakalamak için her yol mübahtır” mantığından tamamen uzak, senin gibi, benim gibi, annem gibi, kız kardeşim gibi kadınların okuduğu, kadına özel bir platform.

Pembe Nar içinde titiz davrandığınız konular, önem gösterdiğiniz kurallarınız neler?Önceliğimiz doğru bilgilendirme elbette. Yazarlarımızı da bu konuda hep hassas olmaya davet ediyoruz. PembeNar.Com’da hiçbir yazı ses getirsin diye değil, olumlu değişim yaratsın diye yapılıyor.

23

RÖPORTAJ

Bize Pembe Nar’da bir gününün nasıl geçtiğini anlatır mısın?Şimdi yeri gelmişken ekip arkadaşlarımdan bahsetmeden geçmek istemiyorum. Çok keyifli, tamamı kadınlardan oluşan (en azından editöral tarafta) bir ekibimiz var. Herkesin gözünde PembeNar.Com’u sahiplenmişlik görmek beni çok mutlu ediyor. Her gün gündem, akış gereklilikleri ve ay öncelikleri dahilinde haberler hazırlanıyor ve ertesi gün okurun ilgisini çekecek manşetler hazırlanıyor. Dünya’da bu iş nasıl yapılıyor bunu sürekli araştırıyoruz ve bizim kadınlarımız için hem eğlenceli hem de faydalı neler yaratırız bunlara bakıyoruz.

Marka işbirliklerine özel yayınlarımız var elbette ve marka - okur birleşimini doğru yapabilmek için bu içerikler bizim için çok büyük önem taşıyor.

Pembe Nar “Forum” da neler konuşabileceğiz?PembeNar.Com Forum tipik forumlardaki uzun uzun sohbetlerden çok soru cevap şeklinde ilerlemesini istediğimiz bir yapı aslında. Henüz çok bebek, ancak hızla büyümeye aday.

Siz istediğinizi konuşmaya başlayın biz sohbete katılırız.

Biliyorum ki senin için mesai bitmiyor… Eve nasıl vakit ayırabiliyorsun? Bu işin bir sırrı var mı?Mesai biterse mutsuz olurum. Zaten hareketli bir halim var o yüzden evdeki mesai beni çok heyecanlandırıyor. Bol çocuk olunca (her ne kadar zaman zaman pil bitse bile) insana yaşam sevinci geliyor.

24

AĞUSTOS 2015SAYI 25

Çocuklar komik insanlar bence, geneli öyle. Sordukları basit bir soru bile beni uzun uzun düşünmeye itiyor. Bizden çok daha basitler, o yüzden hayranlıkla izliyorum. Ve zaman zaman biz yetişkinlerin hayatı ne akdar karmaşık bir hale getirdiğimizi fark edip onları kıskanıyorum.Biraz da evlilikten söz edelim mi? Aşktan ne haber? Kendisine de diyorum, senin vasıtanla başkaları da duysun bari...

Serdar bir kadının başına gelebilecek en harika şey. (Annelikten sonra) Onun gibi bir adamı seviyor olmaktan çok, onun gibi bir adamın beni seviyor olmasına seviniyorum.

Aşkın ekip olmak olduğuna inanırdım, ya doğru inanıyormuşum ya da allah bana “Madem bunu istiyorsun al bakalım” dedi de verdi.

Çocuklarla neler yapıyorsun, vakit nasıl geçiyor?Çocuklar artık yaş itibarı ile biraz daha kendi başlarına takılmayı tercih ediyorlar ama benim çocuklarla vakit geçirmekten anladığım bir şeyler yaratmak.

Kahvaltı sofrasında bile birbirimizi daha iyi anlamak adına birbirimize garip sorular soruyoruz.

Çocuklara dokunduklarımızın değil dokunmadıklarımızın asıl değerli olanlar ve asıl gerçek olanlar olduğunu öğretmeyi ilke edindim kendimce... Bunun etrafında pekiştirici şeyler yapmaya çalışıyoruz. El emeğimizi ve gönlümüzü koyduğumuz aktiviteler mesela Bir medya mensubu olarak internet ortamında bilgi arayan annelere neler önerirsin?Büyük harflerle ve bold yazmak istiyorum bunu. HER OKUDUĞUNUZA İNANMAYIN! Hazır tema ile blog veya web sitesi açabilen herkes, hele hele anne ise bu konuda uzman ve bilir kişi oluyor. Yıllardır bu işi yapıyorum ve özellikle çocuk konusunda kendi fikirlerimi

yazdığım, uzmana danışmadan kadınlara akıl verdiğim tek bir yazım bile yok. Olamaz da. Olmamalı da.

“Blogger” trendine karşı değilim, küçümsemiyorum ancak okurların kaliteli işleri, ticari işleri, egosal işleri, bilinçsiz işleri birbirinden ayırması gerekiyor.

Özellikle sağlık ve beslenme konusunda asla asla asla kulaktan dolma bilgiler ile hareket etmemeliler.

Kadın Forum’ları annelerin birbiri ile dertleşmesi için kullanılması gereken, yaşadıkları durumla ilgili yalnız hissetmemelerini ve basit konularda fikir almalarını sağlayan platformlardır. Asla ilaç veya tedavi tavsiyesi verilmemeli ve bu öneriler uygulanmamalıdır.

25

PSİKOLOJİ

Dr. Bora KÜÇÜKYAZICI Nöroterapist - Aile DanışmanıÇocuk ve Genç Psikolojik Danışmanlık, Psikiyatri Merkeziwww.cocukvegenc.com

ÇOCUĞUNUZU SAĞLIKLI BESLENMEYE YÖNLENDİRMEK İÇİN 10 İPUCU

1

26

AĞUSTOS 2015SAYI 25

1

Çocuğunuzun yeme alışkanlığında, sağlıksız beslenme belirli bir düzene sahip ise, bunu değiştirmek sizi ilk başlarda biraz zorlayacaktır. Başlangıç olarak, sağlıksız besinleri evinizden çıkartmalı ve bir daha eve girmelerine izin vermemeli ve evinize sadece sağlıklı besinlerin girmesine izin vermelisiniz. Yemek alışkanlığı konusunda en mızmız çocukta bile, daha sağlıklı beslenme alışkanlığını yerleştirmek mümkündür.Aşağıda paylaştığımız sağlıklı beslenme ipuçları, evde beslenme alışkanlığını olumlu yönde değiştirmeyi planlayan anne-babalar için yardımcı olacaktır.

Abur-cubur beslenmeyi birden yasaklamayın!Çocuklar bir kez tatlı, gevrek veya tuzlu abur cuburu tattıklarında, bu yiyeceklerden onları uzaklaştırmak zorlayıcı olabilir. Bu sebeple, alıştıkları abur-cubur beslenmeden onları birden kesmek doğru değildir. Belirli sınırlamalar ile duruma yaklaşmak ve adım adım bu beslenme alışkanlığını ortadan kaldırmak gerekir.

Eğer yasakladığınız bir yiyecek, çocuğunuzun dışarıda ulaşabildiği bir şey ise, dikkatli olmanız gereklidir. Çünkü dışarıda ulaştığı bu yasaklı besini bulduğunda, tıka basa yeme eğiliminde olacaktır. Bu durum, aşırı yemek yeme alışkanlığına dönüşebilir.

27

PSİKOLOJİ

Anne-babalar, çocuğun kötü veya hatalı davranışı sebebiyle çocuğun sevdiği bir besini kısıtlama cezası vermemelidir. Bu hatalı davranış, çocuk ile sevdiği besin arasında sağlıksız bir ilişki gelişmesine sebep olabilir.

Okulda doğru ve sağlıklı beslenmelerini teşvik edinÇocuğunuzun okuldaki öğle yemeği seçenekleri üzerinde çalışın. Birçok anaokulu dahil olmak üzere, çocukların öğle yemek menülerini aylık olarak anne-babalara bildiriyorlar. Çocuğunuzla her gün öğle yemeği seçenekleri üzerinde konuşup, bir anlaşma sağlayın. Böylece çocuğunuz sağlıklı beslenme adına kendi tercihlerini geliştirmeyi öğrenecektir.Cep harçlıklarını, okul kantinlerinde ya da dışarıda satılan kolalı içecekler ya da cipsler için kullanmak yerine, harçlığını biriktirmesini öğretin. Harçlıklarını biriktirerek, çok daha fazla istediği başka bir şeyi alması için onu teşvik edin. Okulda ya da farklı bir dış ortamda ulaşacağı şekerli ya da tuzlu bir abur cubur yerine, yanında sağlıklı bir elma, muz gibi aperatif bulunmasını sağlayın.

Sağlıksız gıdalardan eve büyük boy almamaya özen gösterinEğer eve abur cubur alacaksanız bile, büyük boy olanlar yerine, küçük ölçekli olanları tercih edin. Örneğin küçük boy, tek seferde tüketilecek olan bir peynirli patates cips boyunu tercih ederek, büyük aile boyu olanlardan uzak durun. Aldığınız atıştırmalık abur cuburlar, evde kesinlikle çocukların ulaşamayacağı yerde tutulmalıdır. Böylece gün içinde siz izin vermediğiniz sürece, abur cuburdan uzak kalacaktır. Üstelik ortalıkta bulunmayan abur cuburlara karşı ilgi zamanla azalma eğiliminde olacaktır.

Susadıkları zaman içtikleri konusunda çocukları bilinçlendirinÇocuklar ve özellikle gençler, sağlıklı beslenme konusunda bilinç kazandıklarında, şekerli içecekler yolu ile günde aldıkları gereksiz kaloriyi hesap edebilirler. Örneğin büyük boy çikolatalı milkshake 800 kalori civarındadır. Bu kalori

miktarı 9-13 yaş arası çocuklar için önerilen günlük kalori miktarının yarısıdır. Sağlıksız içeceklerdeki kalori yüklemesi yerine, sağlıklı içecekleri tercih etmeleri konusunda onları teşvik edin.

Çocukta erken yaşlarda sağlıklı sıvı tüketilme alışkanlığı kazanması için, ona bol miktarda su tüketmesini sağlayın. Meyve suyu tercihlerinizde her zaman %100 ve şekersiz olanları tercih edin. Bu meyve sularını çocuklarınıza vereceğiniz sırada, yarı yarıya sulandırmanız lezzet farkı yaratmayacağı gibi, çocuğun alacağı kalori miktarında azalma sağlayacaktır.

Akşam yemeğinde meyve ve sebzeleri teşvik edinAkşam yemeğinde çocuğunuzun severek yiyeceğinden emin olduğunuz en az 1 sağlıklı sebze yemeğini onun için hazırlamalısınız. Akşam yemeğinin sonunda en az 1 adet meyveyi çocuğunuza uygun porsiyonda sunun. Meyvelerin bir tabakta bulunması, güzel bir görüntü yaratarak, meyvelerin tüketilmesi için teşvik edecektir. Meyve tabağını çocuğunuzla birlikte hazırlayarak, onun da bu konuda katkı sağlamasına izin verin. Kendisinin bir parçası olduğu meyve tabağından, daha lezzetle tüketim yapacaktır. Sebze yemeklerini isimlendirmesi için çocuğunuzu teşvik edin: “Ahmet’in bezelyesi” ya da “ Ayşe’nin salatası” gibi tanımlamalar, akşam yemeği sofranıza eğlence katmanıza yardımcı olacaktır.

Bebek ve çocukta sağlıklı beslenme için iyi örnek olunÇocuklar ve özellikle gençler, sizin öneri ve tavsiyelerinizin tam tersini yapma eğiliminde olsalar da, fikir ve eylemlerinde sizin sağlıklı beslenme hakkındaki tutum ve davranışlarınız onlara rol model oluşturacaktır. Okul öncesi çocuklar, özellikle anne-babalarını taklit etmeye bayılırlar. 5-6 yaş dönemindeki yeni gıdaları denemek için çok isteklidirler. Çocukların gördüklerini yaptıkları bu davranış modeline uygun davranmanız ve sizin de sağlıklı besinleri tercih ederek onlara örnek olmanız faydalı

2

3

4

5

6

28

AĞUSTOS 2015SAYI 25

olacaktır. Çocuğunuzla mümkün olduğunca birlikte yemek yemeye özen gösterin. Yemek sofrasında çocuğunuza örnek olduğunuzu unutmadan, sebze ve meyve tüketiminde öncelik ederek, ona yol gösterin. Eğer sofrada büyük çocuklarınız da varsa, kardeşlerine kötü örnek olmamaları adına, sebze ve meyve tüketirken kötü yüz hareketleri yapmamalarını sağlamanız önemlidir.

Küçük porsiyonlar ile başlayınÇocuğunuzun kullanması için küçük tabakları tercih edin. El becerileri geliştiğinde, yaklaşık 3 yaşından itibaren, kendi yemeklerini kendilerinin yemesini sağlatın. Böylece hem el becerileri daha da gelişecektir, hem de bir şey başarmış olmanın hazzı ile, yemek sofrasına daha hevesle oturacaklardır.

3-5 yaş arasında, sizin uzattığınız kâseden kendi tabağına yemeğini kendisi doldurabilir. Bu onun kendisini daha büyümüş hissetmesine yardımcı olacaktır. Üstelik ne kadar yiyeceğine kendisi karar verecektir. Onlara önce bir tabak yemek verin, eğer doymadıklarını düşünürseniz, hızla yeni bir tabak daha ekleyin.

Çocuğunuzun yeterli orandayediğini birlikte keşfedinÇocuğunuza, doyduğunu hissettiğinde durmasını hatırlatın. Tabaktaki yemeğin hepsinin bitirmesi konusunda ısrarcı olmayın ve asla tabağın hepsi bittiği zaman için ödüllendirmede bulunmayın. Bunun yerine, çocuğunuza istediği kadar yiyebileceğini, kalan yemekleri ise, tekrar acıktığında bitirebileceğini belirtin.Çocuğunuz kendisini doymuş hissettiğinde, yemek yemeyi bırakabileceğini belirtin. Bu sırada anne-baba olarak her ne kadar onun henüz doymadığını düşünüyor olursanız olun, yemek konusunda asla zorlama yapmayın. Çocuk aç olmadığı sırada onu yemek için zorlamak, sağlıksız aşırı yeme bozukluğuna yakalanmasına sebep olabilir. Çocuğunuzun kendi açlık duygusunu tanıması ve bilinçlenmesi için, onunla soru cevap oyunları oynayın: “Söyle bakalım, miden dolu olduğunu mu söylüyor?” ya da Miden halen açken çıkardığı seslerden çıkartıyor mu?” vs.

Doğru yemek ve atıştırmalık programı oluşturmakDüzenli yemek saati ve ara öğün alışkanlığı gelişen çocuk, gün boyu düzensiz abur cubur yeme alışkanlığından kurtulacaktır. Atıştırmalık ara öğünle ile çocuğun aşırı derecede acıkmasının önüne geçilmiş olur ve yemek zamanında çok abartılı derecede yemesinin önüne geçilir. Ara öğünde bir elma, muz gibi meyveler besleyici olduğu gibi, doyurucu olmaktadır.

Genelde çocukların beslenme düzeni üç ana öğün ile birkaç ara öğün şeklinde düzenlenmesi, çocuğun hem gerekli besinleri yeterli oranda almasını sağlar. Öğünler arasındaki atıştırmalık ara öğünleri ile kan şekerleri düzenlenmiş olacaktır. Eğer yemek vakti gelmiş olmasına rağmen çocuğunuz aç olmadığını belirtiyorsa, onu sakın zorlamayın. Bununla birlikte, bir sonraki ana öğünde yeterli miktarda yemek yediğinden emin olmalısınız. Eğer çocuğunuz bir ara öğünü atlarsa, bunu telafi etmek için şekerleme, çikolata veya cips istediğinde buna izin vermeyin. Bunun yerine havuç, elma gibi besinleri ona önerin.

Besleyici yeni gıdaları deneyinEğer küçük çocuğunuz bezelye ya da fasulye yemeğini yemeği kabul etmezse, sakın pes etmeyin. Onun çok aç olduğunu bildiğiniz bir anda, bu yeni besinleri tekrar demesi için ona fırsat yaratın. Yeni besinlerin tadı ve kokusunu öğrenmek zaman alacaktır. Bu yeni öğrenme denemesi için çocuğunuza ihtiyaç duyduğu zamanı verin. Bazen yeni bir besin türüne alışması ve sevmesi için 10 kez denemeyi göze alabilirsiniz. Ergenlik döneminde olan ve yemek seçen çocuğunuzun beslenme alışkanlığına müdahaleniz konusunda dikkatli yaklaşmanız ve kontrolü ondan aldığınızı hissettirmemeniz faydalı olacaktır. Çocuğunuzun sağlıklı beslenmesine yardımcı olacak alışkanlıkları ona kazandırmak için, kendisinin seçim yapacağı tercihler sunmanız işinizi kolaylaştıracaktır:

“Akşam yemeğinde bezelye mi istersin, yoksa taze fasulye mi?” ya da “Yemeğin yanında salata mı istersin, yoksa sadece domates mi dilimleyelim?”

7

9

108

29

RÖPORTAJ

NOBEL EDEBİYAT ÖDÜLÜNE BİR ADAY YETİŞİYOR Serap TORUN

“Yaşıtlarıma bol kitap okumalarını tavsiye ediyorum. Hatta sadece yaşıtlarıma değil onların ebeveynlerine de kitap okumalarını tavsiye ediyorum. Ön tekerlek nereye çekerse arka tekerlek de oraya gidermiş. Ellerinde televizyon kumandası olan bir velinin çocuğundan kitap okumasını beklemesi pek gerçekçi değil. Hiç olmazsa her gün bir saat birlikte kitap okusunlar.”

Bu sözleri ben söylemedim, bir psikolog veya eğitimci de söylemedi… Bu sözler, 14 yaşındaki genç yazarımız Şefika Güney’in sözleri.

Bu tatlı, cana yakın ve yetenekli genç kızı nasıl anlatmalı… Öncelikle genç yaşına sığdırdığı önemli başarılarına değinmek istiyorum. Memur bir ailenin tek çocuğu olarak 2001 yılında Ordu’da doğan Şefika Güney, 10 yaşındayken bir yılda okuduğu 285 kitapla Ordu Valisi Orhan Düzgün tarafından ödül için aday gösterildi ve dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün eşi Hayrünnisa Gül tarafından Türkiye’nin en çok kitap okuyan öğrencisi olarak ödüllendirildi.

11 yaşındayken okuduğu 335 kitapla kendine ait olan rekoru yenileyerek Kültür eski Bakanı Ertuğrul Günay tarafından ödüllendirildi. Yine11 yaşındayken yazdığı Melis adlı romanla Türkiye’nin en genç yazarı oldu.

13 yaşındayken yazdığı “Canım Dostumla Birlikte” adlı öykü kitabını yazdı. Kitap bir yılda ikinci baskısını yaptı. Bu yıl (Temmuz 2015) yılında Fen Lisesini kazanan Şefika güney aynı zamanda üstün zekâlı veya yetenekli öğrencilerin devam ettiği Bilim ve Sanat Merkezi öğrencisi. Gelecekte Nobel Edebiyat Ödülü de alır mı alır… neden olmasın? Onu ve yazılarını takip etmenizi öneriyorum.

Şefika, okuma tutkun nasıl gelişti?Okuma konusunda ailemden çok etkilendim diyebilirim. Ben çocukluğumdan beri annemin ve babamın elinde hep kitap gördüm. Çok küçük yaşlarda beni kütüphaneye alıştırdılar. Okuma yazma bilmesem de kütüphanede iri yazılı bol resimli kitaplarla vakit geçiriyordum. Yürümeye başladıktan sonra da evimizin kütüphanesindeki

30

AĞUSTOS 2015SAYI 25

kitapları çalıp yastığımın altında saklıyormuşum.Okuma tutkusu konusunda belki biraz genetik yatkınlığım da olmuş olabilir ama ailem isteseydi benim bu tutkumu köreltebilirdi. Hafta içi televizyon pek izlemezdik. Alış veriş merkezlerinde her çocuk oyuncakların olduğu reyonlarda vakit geçirirken ben dergilerin bulunduğu bölüme gidermişim.

BURASI ÖNEMLİ ”DERGİ REYONU” DEDİ. SİZLER ŞUAN DİJİTAL OKUYORSUNUZ REYON KISMINA ÇOK TAKILMAYALIM

Okumanın sana ne gibi faydaları oldu?Her şeyden önce duygu ve düşüncelerimi ifade etmede inanılmaz katkısı oldu. Çoğu insanın düşündüğünün tersine arkadaş sayım daha da arttı ve çevrem genişledi. Yani söylendiği gibi çok kitap okuduğum için içine kapanık ve asosyal bir çocuk olmadım.

Çok küçük yaşlarda okuduğum kitaplar sayesinde tanımadığım diyarlara kitaplar sayesinde yolculuklar yapıp yeni karakterler tanıdım, yeni kültürler ve yeni yaşam biçimleri tanımış oldum. Demek ki okumak da gezmek kadar öğretici olabiliyor. Çok okumakla derslerdeki başarım arttı. Konuları daha hızlı okuyup daha çabuk kavrıyorum. Bir dakikada (sessiz) 350 kelime okuyabiliyorum. Küçüklüğümde yüz sayfalık bir kitabı bir saatte bitirebiliyordum.

Kitap okumakla hoşgörüm daha da arttı diyebilirim. Olaylara farklı perspektiften bakabiliyorum. Empati zenginliğim gelişti. Daha bir sürü faydalarının olduğu kesindir.

Yazarlık fikri nasıl oluştu?Cumhurbaşkanımızın eşi Hayrünisa Gül’den ödül alırken bana “Söz uçar yazı kalır” atasözünü hatırlatarak yazmam gerektiğini söylemişti.

31

RÖPORTAJ

Ben de yazmaya o şekilde başladım diyebilirim. Zaten ilkokuldan beri günlük tutuyordum. Bilim Sanat Merkezindeki Türkçe öğretmenimden özel betimleme dersleri almış olmam yazma konusunda beni daha da cesaretlendirmiş oldu. Bunun dışında Semih Gümüş’ün “Yazar olabilir miyim?” adlı kitabıyla Virginia Wolf’un “Yazarlık Dersleri” adlı eserini defalarca okudum.

Nasıl yazıyorsun?Elle yazıyorum. Elle yazmayı seviyorum. Yazarken yazı stilimi görmek beni mutlu ediyor. Ama yayınevine gönderirken bilgisayarda temize çekiyorum. Her gün yazıyorum diyebilirim ama miktarı günden güne değişebiliyor. Bir günde on sayfa yazdığımda oluyor, on günde bir sayfa yazdığım da.

Yazarken en çok zorlandığım şey ilk cümleyi yazmak, yani başlamak olduğu için aklıma gelen en güzel cümleyi yazmayıp ertesi günün başlangıç cümlesi yapıyorum. Böylece yeni günde ilk cümleyi yazma sıkıntısından kurtulmuş oluyorum. Sonra da gerisi geliyor.

Biraz da kitaplarından bahseder misin?İlk kitabım Melis, 13-14 yaşlarındaki bir kızın yaşamından kesitler içeriyor. Okul, aile ve arkadaşlık ilişkilerini, bu ilişkilerinde yaşadığı sıkıntıları ya da mutlulukları konu alan bir kitap. Kitapta kendimden izlere de rastlamak mümkün. Takdir edersiniz ki 11 yaşımda bu kitabı yazarken kurgu yeteneğiniz çok güçlü olmuyor. İster istemez kendi yaşamımdan ve çevremden etkileniyorum.

Öykü kitabım “Canım Dostumla Birlikte” de toplam 9 öykü var. Bu kitabımda ağırlıklı olarak hayvanlarla kurulan dostluklara yer verdim. Aslında sahip olamadığım bir köpeğimi kurgulayarak yazdım. Okuyanlar benim köpeğimin olduğunu zannediyor ama ailemin karşı gelmesi nedeniyle henüz bir köpeğim olmasa da hayalimdeki köpeği yazmış oldum. Tüm öyküler hayvanlar üzerine değil elbet. Gelin kaynana çatışmasını konu alan öyküm var. Uzun

32

AĞUSTOS 2015SAYI 25

bir bekleyişten sonra bebek sahibi olan bir aileyi yazdım. Eşi tarafından dövülen, zorla çalıştırılan ve kazandığı parası elinden alınıp ayyaşlıkta harcanan bir aileyi yazdım.

Kitap yazdıktan sonra çevrenin sana karşı olan davranışları değişti mi?Yazar olduktan sonra başta ailem olmak üzere, öğretmenlerimden ve herkesten destek gördüm diyebilirim. Çeşitli illerde imza etkinliği düzenlendi. Zonguldak valisi Sayın Ali Kaban beni iline davet edip okullarda söyleşi ve imza etkinliği düzenledi. Yine Kayseri Valisi Orhan Düzgün beni Kayseri’ye davet edip okullarda öğrencilerle buluşmamı sağladı. Ayrıca Yayınevim beni hem Tüyap İstanbul hem de İzmir kitap fuarına davet ederek imza etkinliği düzenledi. Hepsi çok güzel geçti ve hepsi beni mutlu etti.

Ayrıca kitabımın ikinci baskısının arka kapağında görüleceği gibi ilk baskıyı okuyup ikinci baskı için değerlendirmede bulunan yazarlardan İpek Ongun, Nermin Bezmen, Feyza Hepçilingirler, Müge İplikçi, Üstün Akmen ile sanatçılardan Cihan Ünal, Salih Güney, Gülsin Onay ve diğerlerinin destekleri beni çok mutlu etti. İkinci baskıya yetişmeyen Işık Yenersu, Hidayet Karakuş’un değerlendirmeleri de benim için çok büyük bir mutluluk kaynağı oldu.

Yazmaya devam ediyor musun?Evet. Okumak ve yazmak benim için bir yaşam biçimi oldu. Okumadan, yazmadan yaşayamam. Yeni yeni öyküler yazıyorum. İlerde inşallah onlar da kitaplaşır.

Ne olmak istiyorsun?Biz çocuklar çok sık görüş değiştiren varlıklar olduğumuz için bu sorunun yanıtı da sık sık değişiyor ama doktor olmak istiyorum. Zaten onun için de fen lisesini seçtim.

Normal bir günün nasıl geçiyor, bize kısaca anlatır mısın?Tatil dönemlerinde günün planlaması pek olmuyor. Okuma ve yazmanın dışında bazı spor etkinliklerine

katılıyorum. Müzik dersi alıyorum. Geçen dönemde bir süre diksiyon dersi almıştım. Ama okul döneminde derslerimin dışında yine bir saat okuyup bir saat yazıyorum. Anlayacağınız günlük yaşamımda televizyon ve bilgisayar pek bulunmuyor.

Yaşıtlarına neler tavsiye etmek istersin?Yaşıtlarıma bol kitap okumalarını tavsiye ediyorum. Hatta sadece yaşıtlarıma değil onların ebeveynlerine de kitap okumalarını tavsiye ediyorum. Ön tekerlek nereye çekerse arka tekerlek de oraya gidermiş. Ellerinde televizyon kumandası olan bir velinin çocuğundan kitap okumasını beklemesi pek gerçekçi değil. Hiç olmazsa her gün bir saat birlikte kitap okusunlar.Yazarlıkla ilgili tavsiyem ise şu; Yazmak ciddi bir iştir ve beslendiği tek kaynak da okuduğumuz kitaplardır. Okumadan yazar olmaya kalkmak mümkün değil. Elbette ki kurgu yeteneği de yazarlıkta önemli ama en önemlisi okumaktır.

AĞUSTOS2015YEMEK TARİFLERİ

Meyve & Sebze Takvimi

CAN ERİK

ÇAĞLA

ÇİLEK

ELMA

İNCİR

KARPUZ

KAVUN

KAYISI

KESTANE

KİRAZ

MANDALİNA

MUZ

MÜRDÜM ERİĞİ

NAR

PORTAKAL

ŞEFTALİ

ÜZÜM

VİŞNE

ARALIK

OCAK

ŞUBAT

MART

NİSAN

MAYIS

HAZİRAN

TEMMUZ

AĞUSTOS

EYLÜL

EKİM

KASIM

BAKLA

BALKABAĞI

BAMYA

BEZELYE

BÖRÜLCE

BROKOLİ

DOLMA BİBER

DOMATES

ENGİNAR

HAVUÇ

ISPANAK

KABAK

KARNABAHAR

KEREVİZ

KIRMIZI BİBER

LAHANA

MARUL

PANCAR

PATLICAN

PAZI

PIRASA

SALATALIK

SEMİZOTU

T. BARBUNYA

TURP

YEŞİL BİBER

ARALIK

OCAK

ŞUBAT

MART

NİSAN

MAYIS

HAZİRAN

TEMMUZ

AĞUSTOS

EYLÜL

EKİM

KASIM

37

EXECUTIVE CHEF AYŞE DİNLER

38

AĞUSTOS 2015SAYI 25

Lezzet ve sağlık dolu, harika bir ay geçirmenizi dilerim.

Sevgilerimle...

Executive Chef Ayşe Nil [email protected]

39

SOĞUK AYRAN AŞI (9 ay ve sonrası )

EXECUTIVE CHEF AYŞE DİNLER

40

SOĞUK AYRAN AŞI (9 ay ve sonrası )

Malzemeler1 su bardağı buğday (Haşlanıp soğutulmuş)1/4 su bardağı kuru fasulye veya nohut (Haşlanıp soğutulmuş) 1 adet orta boy sakız kabak (İnce küp doğranmış ve orta çekirdekleri alınmış) 1 tutam dereotu ve taze nane ( İnce kıyılmış)1 çorba kaşığı zeytinyağı1/2 kg yoğurtSüslemek için toz kırmızıbiber ve kuru nane

HazırlanışıHaşlanmış kurufasülye veya nohutun kabukları soyulur. Eğer çocuğunuz taze nane ve dereotunu görünce yemiyorsa, yoğurtla beraber mutfak robotundan geçirilir. Diğer tüm malzemeler eklenip karıştırılır. İstenilen kıvama göre soğuk su ilave edilir. Tatlı toz biber ve kuru nane ile süsleyerek servis edilir. Çocuğunuz buğday yemiyorsa veya glüten alerjisi varsa bu tarifteki buğday yerine 1/4 su bardağı pirinci haşlayıp kullanabilirsiniz.

Dr. Enver Mahir Gülcan’ın notuYoğurt çocuklarımız için çok iyi bir besin kaynağı. Yoğurdun bağırsak ve vücut sağlığı için içerdiği probiyotik özelliği sağlıklı çocukluktan ergenliğe giden yolu kısaltmaya birebir. Küçük bebekler için yoğurdu evde organik süt kullanarak kendiniz yapabilirsiniz. Kıvam almıyor demeyin sakın bizim editör denedi gayet güzel kıvamlı ve tatlı bir yoğurt oluyor. Bu yoğurt ile ayran aşı da yapmanız mümkün. İçine koyulan kurufasulye veya nohut ile çorbayı aynı zamanda bitkisel protein açısından da desteklemiş oluyorsunuz. Yoğurt, baklagil, sızma zeytinyağı, kabak çocuğunuzun bağırsak sağlığı açısından da oldukça olumlu ve faydalı besinler. Yıllardır bilinen ama son zamanlarda daha sık araştırmaya konu olan bağırsak bakterilerinin insan sağlığı üzerindeki rolü yadsınamaz bir gerçek. Ve siz nasıl beslenirseniz sağlığınız da bu yönde etkilenir. Bu sebeple yoğurt, kefir gibi besinler hepimizin baş tacıdır.

AĞUSTOS 2015SAYI 25

41

PATATESLİ KABAKLI FIRIN KÖFTE (1 yaş ve sonrası)

EXECUTIVE CHEF AYŞE DİNLER

42

AĞUSTOS 2015SAYI 25

Malzemeler1/2 kg dana kıyma4 çorba kaşığı galeta unu1 küçük soğan (ayıklanıp rendelenmiş)1 yumurtaKöfte için karabiber, kimyon ve kekik3 adet orta boy patates (Soyulmuş, halka dilimlenmiş)2 adet sakız kabak (kabukları soyulup kalka dilimlenmiş)1,5 çorba kaşığı tatlı biber salçası2-3 domates rendesi (Büyüklüğüne ve sululuğuna göre)1 çorba kaşığı tereyağı1 çorba kaşığı zeytinyağıArzuya bağlı 5 çorba kaşığı rende kaşar

HazırlanışıKıyma, soğan, galeta unu, yumurta ve baharatlar iyice yoğurulur. Bu karışımdan 18 adet köfte hazırlanır. Halka kesilmiş patates ve kabaklar buharda 5 dakika kadar pişirilir. Köfteler birkaç damla zeytinyağı damlatılmış tavada, iki tarafı da 1,5-2 dakika pişirilir. Fırın kabı zeytinyağı ile yağlanır. Patates, köfte ve kabaklar dizilir. Tereyağı eritilip, salçayı eklenir ve kokusu çıkana kadar 2 dakika orta ateşte pişirilir. Domates rendesi de eklenerek tava ocaktan alınır ve sos yemeğin üzerine dökülür. Eğer domates çok sulu değilse 2-3 çorba kaşığı içme suyu ilave edilebilir. 180 derece turbo fırında 30-35 dakika pişirilir. Eğer çocuğunuz kabak sevmiyorsa ve peynirle arası iyiyse, son 10 dakika da 5 çorba kaşığı rendelenmiş kaşar peyniri ekleyerek, kabakların üzerini örtebilirsiniz. Peynir hafif kızarınca fırından alarak servis edilir. Fazla kızartmayın.

Dr. Enver Mahir Gülcan’ın notuPatates lifli bir besindir. Bir C vitamini ve B6 vitamini deposudur ve demir içerir. Portakal ve domates kadar olmasa da patates elma, armut ve ayvadan daha fazla C vitamini içerir. Patatesin nitrik asit ve çinko deposudur. Bu özelliği ile ishal veya mide-barsak sistemi bozukluklarında değerli bir besindir. İşin içine kıyma da girdiğinden tarif, demir değeri daha yüksek bir yemek haline geliyor. Patates her ne kadar C vitamini içerse de pişirilme esnasında bu vitamin değeri oldukça azalacağından bu yemeğin yanında çocuğunuza taze yapılmış limonata, limonlu salata ikram ederseniz etin içerisindeki demirin vücut tarafından emilimini arttırmış olursunuz.

43

KARPUZ SORBE (1 yaş ve sonrası)

EXECUTIVE CHEF AYŞE DİNLER

44

AĞUSTOS 2015SAYI 25

Malzemeler400 ml su600ml karpuz suyu2 yemek kaşığı yoğurt1 yemek kaşığı bal

HazırlanışıSu kaynatılır. İçine sıcakken bal ilave edilir. Ilıyınca karpuz suyu ve yoğurt eklenip iyice karıştırılır. Buzluğun dondurucu kısmına koyacağınız kapaklı bir kaba aktarılır ve buzluğa yerleştirilir. 6 saat boyunca her yarım saatte bir buzluktan çıkartıp iyice karıştırın. Tekrar buzluğa koyulur. 6 saatin sonunda sorbeniz hazır olacak. Kreplerle, wafflelarla servis edebilirsiniz.

Dyt. Figen Fişekçi Üvez’in notu:Çocuklar için doğal ve serin bir tatlı. İçinde sofra şekeri yerine meyve suyu ve bal bulunuyor. Çocukların dışarıda satılan, paketli buz dondurmaları ne kadar sevdiğini hesaba katacak olursak bu tarifi doğal bir alternatif olarak sayabiliriz. Sorbenizin içindeki karpuz çok iyi likopen ve betekoraten kaynağı, içerisindeki yoğurt bağırsaklarınız için önemli probiyotik ve kalsiyum kaynağı. Bal ise tat ve enerji için ilave edilmektedir, bal bu tarifin 1 yaş sonrası için kullanılmasına neden oluyor çünkü 1 yaşından önce bal alerjik etkilere neden olabilir. Balı 12.ay sonrası bebeklere vermek gerekir.

45

DYT.FIGEN FİŞEKÇİ ÜVEZ

46

AĞUSTOS 2015SAYI 25

BAĞIRSAKLARIMIZI İYİ BAKTERİLERLE ZENGİNLEŞTİREBİLİR MİYİZ?

PROBİTOTİKLER VE PREBİYOTİKLERBağırsaklarımızda trilyonlarca bakteri bulunur ve bu bakterilerin önemli bir kısmı bağırsağın en uzun bölümü olan kolonda bulunur. Bunların hepsine birden bundan sonra bağırsak florası diyeceğiz. Bağırsak floramızda iyi bakterileri zenginleştirmek, sağlıklı bir beden için yapabileceğimiz en büyük iyiliklerden biridir. Doğumdan önce kolonda hiç bakteri bulunmaz, özellikle normal doğumla birlikte bebek ilk bağırsak florasını vajinal kanaldan alır. Daha sonrasında annenin meme ucundan ve anne sütünden flora zenginleşir. İyi bakterileri ne kadar artırırsak o kadar kötü bakterilerin bize zarar vermesini engelleriz. Bu iyi bakterilerin geneline probiyotik bakteriler diyoruz. En önemli bakteriler Lactobacillus ve Bifidobacterium’dur.

Neden bu kadar önemli bu bakteriler?Lactobacillus Probiyotik bakteriler, dışarıdan gelen zararlı bir bakteriyi bağırsak florasında tüketerek ya da bağırsak florasının asit ortamını değiştirerek, yani laktik asit üreterek dışarıdan gelen zararlı maddelerin orada çoğalmasını engeller. Probiyotik ürünlerdeki ekşi tadın sorumlusu da bu laktik asittir. Bifidobacterium ise bebeklerin florasının % 90 ‘ını oluşturur. Yapılan çalışmalarda bu bakterinin azlığının bebeklerde alerjik durumları tetikleyebileceği söyleniyor. Probiyotik bakteriler, bazı yiyeceklerin sindirimini kolaylaştırır. Bağırsak florası popülasyonunun düzgün olması sindirim sistemi düzenler, vücutta uyuşuk ortadan kaldırır. Yine bağışıklık sistemi üzerinde, deri enfeksiyonları ve bazı kanser türlerinin önlenmesinde yararları vardır. Probiyotikler ayrıca opteoporoz, menopoz gibi sıkıntılarda da faydalıdır. Ayrıca hastalık, stres, yorgunluk ve antibiyotik kullanımlarında bağırsak florası bozulur. Bu durumlarda probiyotiklere toparlanmak adına daha da dikkat etmeliyiz.

Peki Prebiyotik nedir?Prebiyotikler ise bağırsaklarda yaşayan yararlı bakterilerin sayısını ve aktivitesini ve probiyotiklerin etkisini arttıran sindirilmeyen bileşenlerdir. Prebiyotikler; bağırsak florasının bileşimini ve aktivitesini olumlu yönde etkileyerek, bağırsak hareketlerini düzenlemekte, kalsiyum ve magnezyum gibi minerallerin emilimini arttırmakta ve kötü bakterilerin çoğalmasını önleyebilmektedir. Sonuç olarak probiyotikler ve prebiyotikler işbirliği içinde çalışırlar. Bu bakterilerin nasıl artıracağımıza gelecek olursak; iyi bakteriler bitkisel kaynaklı gıdalarda bulunan lifleri fermente ederek yaşarlar. Lif de en çok sebze ve meyvelerde bulunduğuna göre, sebze-meyve yemenin en önemli nedenlerinden biri de bağırsak sağlığımızdır. Prebiyotik besinler, kurubaklagil, sarımsak, soğan, arpa, çavdar, kuşkonmaz, yulaf, pırasa, muz sıralanabilir. Probiyotik bakterileri direkt alabileceğimiz ürünler arasında ise kefir, peynir, yoğurt sıralanabilir

Çocuklar ve Yetişkinler için bağırsak dostu smoothieler :)

47

MUZLU, BALLI ve BÖĞÜRTLENLİ KEFİR(1 yaş ve sonrası)

DYT.FIGEN FİŞEKÇİ ÜVEZ

48

MUZLU, BALLI ve BÖĞÜRTLENLİ KEFİR(1 yaş ve sonrası)

Malzemeler300 cc kefir (PROBİYOTİK BESİN)½ muz (PREBİYORİK BESİN)1 tatlı kaşığı bal5-6 böğürtlen (MÜTHİŞ ANTİOKSİDAN VE RENK)

HazırlanışıMeyveleri blenderden geçirin, kefirle birlikte tekrar karıştırın ve en son bal ile tatlandırın.

Not: Şeker hastalığı olanlar bal katmadan da harika bir lezzet elde edebilirler.

AĞUSTOS 2015SAYI 25

49

ÇİLEKLİ KEFİR SMOOTHIE (1 yaş ve sonrası)

DYT.FIGEN FİŞEKÇİ ÜVEZ

50

ÇİLEKLİ KEFİR SMOOTHIE (1 yaş ve sonrası)

Malzemeler300 cc kefir (PROBİYOTİK BESİN)5-6 çilek1 yemek kaşığı süzme yoğurt (PROBİYOTİK BESİN)1 yemek kaşığı yulaf ezmesi (PREBİYORİK BESİN)1 tatlı kaşığı bal

HazırlanışıMeyveleri blenderden geçirin, kefir ve süzme yoğurtla birlikte yulafı ekleyerek yulaf iyice ezilene kadar karıştırın, en son bal ile tatlandırın.

AĞUSTOS 2015SAYI 25

51

BLOG YEMEK YAZARI TUĞBA ESENTEPE

Tuğba

52

Sevgili okuyucular merhaba;

İki kız çocuğu olan, sosyal mi sosyal, detaycı mı detaycı olan bir yemek yapma aşığıyım. Hazır gıda düşmanı, özellikle yemek tariflerini okumayı, araştırmayı, yeni tarifler yaratmayı çok seven ve her yeni öğrendiği tarifi ev halkına yapıp yediren genç bir anneyim.

Bu misyonumun yanında; eski bir yemek dergisi yazarı, yeni bir gastronomi sayfası yazarı, yemek workshoplarının aşığı, yani kısacası yemek ile ilgili olan her şeyin içerisinde olan bir anneyim. Sizlere bu sayfada her ay hafif, pratik, çalışan anneleri de düşünerek hazırlanabilecek leziz mi leziz, sağlık dolu tarifleri deneyecek ve paylaşacağım.

AĞUSTOS 2015SAYI 25

Esentepe

[email protected]

53

BLOG YEMEK YAZARI TUĞBA ESENTEPE

ERİK KOMPOSTOSU (1 yaş ve sonrası)

54

AĞUSTOS 2015SAYI 25

Malzemeler5 su bardağı su3 çorba kaşığı bal ( bal alerjisi olan çocuklar için pekmez kullanılabilir)6 adet kırmızı erik

HazırlanışıSu kaynatılır. İsteğe bağlı çubuk tarçın, karanfil veya yıldız anason ilave edilebilir. Erikler kaynamış suya ikiye bölünerek atılır. 10 dakika kısık ateşte pişirilir. Sıcakken içerisine bal ilave edilir. Soğutulduktan sonra taze nane yapraklarıyla servis edilir.

Dr.Mahir Gülcan’ın notu:Kırmızı meyveler bizim çok sevdiğimiz bir gruptur. Bu grup meyveler başta kanser olmak üzere birçok hastalığa karşı etkili oluyor. Erik C vitamini açısından zengin ve bol lifli bir meyvedir. C vitamini ise vücutta yaraların iyileşmesi, enfeksiyonlarla mücadelede ve besinlerdeki demir emiliminin arttırılmasında yardımcıdır. Bal ile besin değeri arttırılan bu komposto çocukların severek içeceği bir içecek olacaktır. Erikteki lif bağırsaklar için de bulunmaz bir nimettir. Eğer kabızlık problemi çekiyorsa çocuğunuz bu komposto, bağırsağın çalışmasını sağlayıcı etkiye sahiptir.

55

BLOG YEMEK YAZARI TUĞBA ESENTEPE

KABAKLI VOLOVAN (1 yaş ve sonrası)

56

AĞUSTOS 2015SAYI 25

Malzemeler6 adet tam buğday unlu milföy1 adet kabak1 adet yumurta sarısı4-5 dal taze soğanHellim peyniri

HazırlanışıMilföylerin 3 adedini çember kalıpla kesilir. Kalan 3 adet de birer yuvarlak daha çıkartıp üst üste koyulur. Araları çatalla delinir. Yumurta sarısı fırça yardımı ile sürüp 180 C 20 dakika pişirilir. Pişen volovanların içerisine kabaklı karışım ve küp küp kesilmiş olan hellim peyniri ilave edilir. 10 dakika daha pişirilir.

Dyt. Figen Fişekçi Üvez’in notu:Çocuğumuza hem doyurucu hem de sebzeli ve vitaminli bir tarif arıyorsak, kabaklı volovanı deneyebiliriz. Kabak A ve C vitamininden zengin hem de iyi bir potasyum deposu. Soğan ise doğal bir antibiyotik ve C vitamini yoğunluğundan dolayı demir emilimine katkısı büyük. Hellim peyniri ile de protein ve kalsiyum desteklenebilir. Milföy hamuru yağlı bir hamur olarak, enerji ihtiyacı olan çocuklarımız için arada verilebilir.

57

ANNELERDEN - NURGÜL DEMİR GÜZEL

Nurgül Demir GüzelAnne ve Blogger / www.bebegimalerji.wordpress.com

58

AĞUSTOS 2015SAYI 25

59

ANNELERDEN - NURGÜL DEMİR GÜZEL

PEPEÇURA GLÜTENSİZ(1 yaş ve sonrası)

60

AĞUSTOS 2015SAYI 25

Malzemeler 2 kg siyah üzüm 1 bardak mısır unu 2 bardak su 1 yemek kaşığı sızma zeytinyağı

HazırlanışıÜzümler temizledikten sonra dalından ayıklayıp tencerenin içinde 2 bardak su ile pişirilir. Ortalama yarım saat kadar pişirdikten sonra tencerenin içinde robot alarak parçalanır ve bütün malzeme süzgeçten geçirilir. Posaları atılır. Kalan üzüm suyu tekrar tencereye alınır, mısır ununu ilave edilip koyu kıvam alıncaya kadar ortalama yarım saat boyunca pişirilir. Ilındığında sızma zeytinyağı ile karıştırılır. Üzüm oldukça şekerli bir meyvedir bu sebeple şeker ilavesi gereksizdir. Ama daha da tatlandırmak isterseniz, ocaktan indirdikten sonra 1 çorba kaşığı pekmez ilave edebilirsiniz.

Dyt.Figen Fişekçi Üvez’in notu:Tatlı alternatifi olarak oluşturulan bu tarifte, siyah üzüm antoksidan bir madde olan resveratrol içeriği, demir, kalsiyum, magnezyum, A ve C vitaminlerinden zengin bir meyve. Mısır unu ile yapılıyor olması glüten hassasiyeti olan çocuklar için tarifi kullanılabilir hale getiriyor.

61

ANNELERDEN - NURGÜL DEMİR GÜZEL

KARABUĞDAYLI MUHALLEBİ (1 yaş ve sonrası)

62

AĞUSTOS 2015SAYI 25

Malzemeler1 Türk kahvesi fincanı karabuğday½ Türk kahvesi fincanı kuru beyaz dut½ Türk kahvesi fincanı çekirdeksiz kuru üzüm3 Türk kahvesi fincanı su2 tane çekilmiş ceviz1 yemek kaşığı sızma zeytinyağı2 tane taze kayısı

HazırlanışıKarabuğday, su, dut ve üzümler bir tencereye alınır. Suyunu çekene kadar kısık ateşte ağzı kapalı olarak pişirilir. Ilındığında cevizler ve kayısılar ekleyerek rondodan geçirilir. En son sızma zeytinyağı ekleyerek iyice karıştırılır. Ilık olarak kâselere servis edilir. Ortalama iki kâse kadar çıkacaktır.

Dyt.Figen Fişekçi Üvez’in notu: Karabuğday özellikle glüten alerjisi olanlar için iyi bir alternatiftir. Adından dolayı tahıl grubu gibi görünse de aslında değildir. Özellikle protein içeriği yüksek olan karabuğday, potasyum, fosfor, magnezyum ve demirden zengindir. Kullanımına yeni başlandığını düşünürsek her ihtimale karşı 1 yaş sonrası başlamak gerekir ve de verdikten sonra 3 gün bir reaksiyon olup olmadığını kontrol etmek bizi rahatlatacaktır. İçindeki meyveler lif, enerji ve demir kaynağı için destek sağlar. Ceviz ve zeytinyağı için Omega 3 veya omega 9 yağ örüntüsünü beraber sağlamak için anlamlı bir kombinasyon. Yağ biliyoruz ki beyin için çocuklarda çok önemli.

63

TANITIM

KAPTAN'IN CEVİZ ÇİFTLİĞİ

Merhaba!Günümüzde herkesin hızlı bir hayatı ve bir an duraksayıp kurduğu hayalleri var. Birçoğumuz yaşadığımız yoğun tempodan, stresli ve uzun çalışma saatlerinden, hayat pahalılığından, hava kirliliğinden ve tüketim çılgınlığından şikâyet ederiz. Hayaller ise bir çok zaman sakin bir kasabaya taşınmak, tüm gün sahilde balık tutmak, ufak bir kafe açmak ya da dünyayı gezmek üzerinedir.

64

AĞUSTOS 2015SAYI 25

65

TANITIM

Bizimde bir hayalimiz vardı ve şimdi gerçek oldu. Ben Selin. Profesyonel iş hayatına Ortadoğu’da finans uzmanı olarak başladım ve kader bu ya eşim, hayat arkadaşımla, Umman’da bir inşaat projesinde tanıştım. Eşim ve ben tamamen kariyerimize odaklanmış ve Ortadoğu’da farklı ülkelerde görev almıştık. Hayatımızda her şey planladığımız gibi gidiyor ve çok şanslı olduğumuzu düşünüyorduk. Bir gün bir hayal kurduk ve hayatımız değişti. Biz henüz dünyaya gelmemiş çocuklarımızın bir apartmanda değil özgürce oynayabilecekleri bir bahçede büyümesini, ambalaj içerisinde olan besinlerin yerine dalından kopardığımız sebze ve meyveyi yemesini, hafta sonu aktivitesi olarak televizyon ve alışveriş merkezleri yerine doğa ve toprakla bir bütün olmasını hayal ettik. Böylece eşim ve ben Ortadoğu’daki görevlerimizden ayrılmaya karar verdik ve bunu yaptık. Annemiz, Babamız ve diğer aile üyelerimizin yanına dönmeye karar vermiştik. Ne iş yapacağımıza sonrasında karar verecektik.

Araştırdık, okuduk ve anladık ki sahip olduğumuz tabii kaynaklar hızla kayboluyor, bitki ve hayvan türlerinin nesli azalıyor, nüfus hızla artıyor, binalar yükseliyor, yerleşim alanları daralıyor aynı oranda beslenme, temiz hava ve su temini zorlaşıyor. Araştırmalarımız esnasında Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Teşkilatının 2010 yılında yayınladığı bir rapor karşımıza geliyor. Rapora göre tabii kaynakların hızla azalması ile önümüzdeki 50 yılda yoksullukla mücadele

etmek zorunda kalabileceğimizi ve dünyadaki toplam orman varlığında hızlı bir gerileme yaşandığını belirtiyor. 50 yıl için öngörüler bunlarsa, torunlarımızın yaşam koşulları hakkında endişe duymaya başladık.

Biz de sorunu ufak çaplı olarak kendi ellerimize almaya karar verdik. Ziraat mühendisi kardeşimizin akademik bilgisi ve babamızın uygulama tecrübesi ile işimizin tarım olmasına karar verdik. Cevizi seçtik çünkü ülkemiz cevizin anavatanı ve biz ceviz yetiştiren bir babanın çocuklarıyız. Bizim geleceğe katkımızın en verimli şekilde bu olacağına karar verdik. Böylece hikâyemiz başladı ve hikâyemizin adını babamızdan esinlenerek Kaptan’ın Ceviz Çiftliği koyduk.

Üretmek, şimdiden geleceğe bir şeyler bırakmak, inanın insana çok iyi geliyor. Çeşit çeşit meyve ağaçlarımız, dededen kalma yerli tohumlar ile yetiştirdiğimiz sebzelerimiz, serbest dolaşan tavuklarımız, hepsi ailemizin bir parçası oldu. Sabah folluktan alınan yumurta ile kahvaltı yapmak, dalından taze ceviz ve salata için malzemeleri tek tek bahçeden toplamak, Ihlamur çayını poşette değil dalından toplayıp kurutarak içmek, yeşillikleri demek demet değil kucak kucak bahçeden toplayıp getirmek gibisi yok. Tabii zorlu çalışma programı ve koşullarını da göz önünde bulundurmak lazım ama bu yorgunluklar inanın insana günümüz telaşlı ve stresli yaşam koşullarından sonra tedavi gibi geliyor.

66

AĞUSTOS 2015SAYI 25

CEVİZ SÜTÜ (1 yaş ve sonrası)

Biz ceviz yetiştiriyoruz ve içtiğimiz her içecekte, yediğimiz her yemekte bir miktar ceviz kullanıyoruz.

İçeceklerimizi ceviz sütü ile yapıyor, kahvemizi ceviz sütü ile içiyoruz. Vitamin, mineral ve antioksidanlarla yüklü ceviz sütünü ise evde kendimiz hazırlıyoruz. Yapımı oldukça kolay, siz de evde kendi ceviz sütünüzü yapabilir, inek sütü alerjisi olan çocuklarınıza alternatif olarak sunabilirsiniz. 4-5 gün süresince buzdolabında hava geçirmeyen bir kavanozda saklayabilirsiniz.

Malzemeler1 su bardağı ceviz içi3 su bardağı su1 çay kaşığı vanilya ekstresi

HazırlanışıCeviz içlerini yıkanır, bir kâseye alınır ve üzerini geçecek miktarda su ile doldurulur. Oda sıcaklığında 1 ile 12 saat süre ile bekletilir.Süre sonunda cevizler süzülür ve sudan geçirilir. Ardından tüm malzemeler robota koyularak robotton geçirilir. Kahve filtresi veya temiz bir tülbent yardımı ile süzülür. Kalan posasını ise cevizli kek yapımında kullanabilir ya da meyve salatalarınıza ekleyebilirsiniz.

Dyt.Figen Fişekçi Üvez’in notu: Ceviz sütü; laktoz ile sıkıntılı olan çocuklar için uygun bir tarif. Ceviz önemli bir Omega-3 kaynağı ve de E vitamini, folik asit, B6, fosfor ve magnezyum gibi minerallerden de zengin. Yalnız önemli bir uyarı olarak kuru yemişlerin alerji yapma riski yüksek olduğundan 1 yaş sonrası kullanıma uygunlar ama doğduğundan beri alerjik bünyeli bir çocuğunuz varsa 2 yaşına doğru kullanmayı deneyiniz ve reaksiyonlarını en az 3 gün boyunca gözlemlemenizi tavsiye ederim.

67

Op. Dr. Gökçen ERDOĞANKadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı

Diva Kadın Sağlığı Merkezi

www.divakadin.com

ÖZEL BÖLGE ESTETİĞİ....EVRİM GEÇİREN KADIN, DEVRİME GİRİŞSİN

Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra, ihtisasını Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim dalında yapmıştır. Kurucusu olduğu Diva Kadın Sağlığı Merkezi’nde, ana branşına ek olarak eğitimlerini aldığı pek çok destekleyici branşta yetkinlik sahibidir. Bunlardan en önemlileri, cinsel terapi, aile terapisi ve hipnoterapidir. Vajinusmus sorununun tanınması ve çözülmesinde en etkili isimlerden biri olarak bilinmektedir. Kadın sağlığı ve kadının toplumdaki yerine dair çalışmalarıyla kamuoyunun ilgi ve sevgisini kazanmayı başarmış, kadınları yüreklendirmeyi, güçlendirmeyi adeta görev bilmiştir. Kitapları ‘'Gizli Kapaklı Şeyler'’ ve ‘'Sırra Kalem’’ de dahil tüm konuşma, yazı ve çalışmalarında kadının ve elbette tüm insanlığın duygularını işaret etmiş ve onların yaşamdaki yerlerini vurgulamıştır. Aile birliğinin kurulması ve sürmesi için gerekenler de Gökçen Erdoğan’ın toplumla en doğru biçimde paylaşma gayretinde olduğu bilgiler arasında yer almaktadır. Kadın, ilişkiler, aile ve sağlıklı cinsel yaşam, çocuklarda cinsel eğitim, çocuklarda cinsel taciz ve istismarın önlenmesi, Erdoğan’ın sosyal sorumluluk projelerinin odağındaki kavramlardır. Gökçen Erdoğan, evli ve iki çocuk annesidir.

68

AĞUSTOS 2015SAYI 25

Kadın bedeni ve ruhu, erkek bedeni ve ruhunun aksine, mizah malzemesi olmaktan uzak kalmış, estetik kaygılarla tasarlanan sanat eserlerine ilham olmuştur. Dünyanın en ünlü markaları, şişelerinde, renklerinde, kokularında, isimlerinde kadını, onun bedenini ve ruhunu referans kabul etmiş, böylece göreceği ilgiyi hesaba katarak yol almışlardır. Zaman zaman sömürmüşlerdir evet, zaman zaman ruhu unutup şekle takılı kalmışlardır. Ama bu, bir gerçeği değiştirmeye yetmemiştir hiçbir zaman; kadın bedeni, her hattıyla çekicidir, cezbeder ve peşinden sürükler.

Anaçlığıyla göz kadar ruh da doldurur ve insan varlığının devamı için olmazsa olmazdır.

Ya ince hatları, iç detayları, en mahrem yanları? Onlar hafife alınabilir mi sizce? Onların başına işler gelmez mi? Gelirse o yollardan geriye dönülmez mi?

Kadın bedeni deformasyona açıktır. Yerçekiminin de etkisiyle can sıkacak kadar hem de. Nedir deformasyon? Çeşitli etkilerle, şekil değiştirmek, aslından uzaklaşmak ve hasara uğramaktır en yalın haliyle. Ve kadın, kutsal bedeniyle, eşsiz ruhuyla maalesef deformasyona meyillidir. Hele de sık cinsel ilişki, hoyrat muamele ve doğumlar sonrası. Özellikle de kadının kalesi olan vajina, hem kendisini hem partnerini rahatsız edecek ölçüde biçim değiştirir, deforme olur. Genetik özelliklere göre bu derece artar ya da azalır. Ancak muhakkak bazı değişimler gözlenir. Deformasyonla baş etmek, vajinayı eski haline döndürmek mümkündür. Ya da bir deformasyon olmaksızın, cinsel yaşamı daha renkli hale getirmek için müdahaleler yapmak da olasıdır. Kadın, bunu partnerini etkilemekten çok kendisini iyi hissetmek için yapmalıdır bana kalırsa ama zaten partnerini etkilediğini bilen her kadın, kendini bir nebze de olsa iyi hissedecektir.

69

Neden Vajina Estetiği? Erkek, dar bir vajina, dolgun vajina dudakları istiyor genelde. Ve kadın hem her talep edildiğinde sevişmeyi, hem çocuklar doğurmayı hem de tazecik kalmayı taahhüt ediyor, biraz da eli mahkum. Erkeğin bu ‘hem karnım doysun hem pastam dursun’ isteğiyle baş etmek için kadının zaruri tercihi estetik oluyor, ya ne olsun! Tabi cinsel estetiği en çok kadınların tercih etmesinin nedeni yalnızca erkekler ve sonsuz istekleri değil. Özgüven başlı başına bir kendine bakma nedeni. Özgüveni düşen kadın, hayattan keyif alma kısmında tahminlerden fazla zorlanıyor. Çünkü sorumlulukları genelde 10 parmağının yeteceği ölçüyü geçmiş durumda ve kendine güvenmeyi unutan kadın, yükünü olduğundan da ağır hissediyor.

Rakipsiz olma durumu, kimseyi kendine rakip görmemekle başlayan bir süreçtir aslında. Kadın, kendine güvenmediği sürece herkesi tehdit olarak görüyor ve aşağılık olma hissinden kurtulamıyor. Bu noktada devreye, en mahrem yerini gizli bir cennete çevirecek cinsel estetik yolları giriyor.

Eskiden çok zor zannedilen ve yalnızca belli bir gelir grubundaki insanlara atfedilen bu tür kişisel bakım yöntemleri, artık mutfak masrafından artırılarak yaptırılabiliyor ve hemen her yatak odasında eskisinden taze bir vajina sürprizi yaşanabiliyor. Bir tür sessiz devrim. Daha ateşli, özgüven ve yenilik dolu sevişmeleri beraberinde getiren bir devrim hem de.

En çok yapılan vajinal estetik çeşitleri

Vajina daraltma:Doğum sonrasında dikiş hatalarından doğan görünüş bozuklukları, doğum sayısının fazla olması nedeniyle kesiklerin sayıca fazla, iri ve belirgin olması, doğumlardan vajinanın açılması ve eski formuna dönememesi ya da yapısal özellikler nedeniyle genişlemesi ve bozulması sonucu arzu edilen operasyondur. Dar vajinanın artısı nedir derseniz penisi daha kuvvetli kavrayabilmesi ve çiftlerin his kaybı yaşamaması. Tabi vajinanın doğuştan geniş olması da mümkündür ama kadın nasıl bir vajina hayal

ediyorsa ona kavuşması da mümkündür. Yaklaşık 45 dakika-1 saat süren ve hastanede kalmayı gerektirmeyen basit diyebileceğimiz bir operasyonla hayaldeki vajinaya kavuşulabiliyor. Cinsel perhiz 3 haftadır. İlk ilişki biraz zor olabilir fakat sonrasında istenilen darlığa ulaşmış olunur.

Vajina genişletme:Bu vaka tabi ki nadirdir ama hiç yok diyemeyiz. Doğuştan olmasının yanı sıra bazı vajina daraltma operasyonlarında fazla daraltma da yapılmış olabiliyor. Ama var bunun da çaresi. Vajina daraltmanın tam tersine işlemler uygulanıp, 30 dakika kadar kısa zamanda tamamlanıyor ve sonra acılı cinsel ilişki yerini keyfe bırakıyor. Sarkmış ve Geniş Vajina Dudaklarını Toparlama: Sevişmeyi, çıplak kalmayı geçin bikini giymekten çekinen pek çok kadının başında bu bela var diyebiliriz. Doğuştan olmasının yanı sıra bir de ergenlikteki hormonların dengesiz olması nedeniyle görülüyor bu sarkmalar ve istenmeyen iri dudaklar. Henüz cinsel ilişki yaşamamış kadınların da yaptırabileceği bir operasyon olduğunu belirtmek isterim. Kadınların fazla cinsel birleşmeleri, aşırı alerjenlerle içli dışlı olmaları, sık enfeksiyon geçirme, mastürbasyonda fazla uyarımlar, kilo kaybı, oral seks, yaşa bağlı değişimler de dudaklarda kötü görüntüye neden olabiliyor maalesef. Ama yaklaşık 40 dakika- 1 saatlik bir operasyon kadını vajinasıyla barıştırmaya yetiyor. 3 haftalık bir cinsel perhiz süresinden sonra daha farklı bir görünüş ile cinselliğin keyfini varmaya hazırlanın.

G Shot-G Noktası Dolgusu:G noktası vajina üst duvarında yaklaşık 2- 3 cm içerde sinir uçlarından çok zengin bir bölge olup, uyarılma ile kabaran, kadınlarda zevk alma ve orgazm ile ilgili işlevleri olan erojen bir bölgedir.Meslektaşım Dr. Ernest Grafenberg, bölgeyi keşfetmekle kalmamış bir de adını vermiş. G noktası dolgusu, erojen olan bu bölgeyi büyütme ve yüzey alanını genişletmek amaçlı yapılıyor. Çünkü bu noktaya temas edilmesi demek hazza ulaşmanın yolunu da bulmak anlamına geliyor. Dolgu enjeksiyonları ile alanı büyüyen ve daha belirgin hale gelen bu bölge cinsel ilişki sırasında uyarılarak alınan hazzı

70

AĞUSTOS 2015SAYI 25

artırıyor ve buna paralel olarak orgazm sayısını ve süresini de yukarılara çekiyor. Rüya gibi, değil mi?

G- shot muayenehane koşullarında, lokal anestezi ile yapılan bir uygulama. Dolgu maddesi olarak zamanla eriyen, hyaluronik asit içerenleri tercih edilmekteyiz. İşlem 5- 10 dakika sürüyor ve 6 -8 ayda bir tekrarlanması gerekiyor. G noktası dolgusu yaptıran kadınların cinsel yaşamlarında belirgin değişimler olduğunu söylemek isterim. Uygulamadan 12- 24 saat sonra ilişkiye girmek de mümkün.

Lazer ile vajinal daraltmaKansız, acısız, ağrısız bir teknik, hatta sonrasında keyfi de alası. Ameliyat korkusu yaşayan fakat vajinasından memnun olmayan kadınların tercihi. Yaklaşık 20-30 dakika klinik şartlarında ve lazer kullanılarak yapılıyor. İşlem sonrası 2 haftalık bir cinsel perhiz sonrası eskisinden dar bir vajina ile karşı karşıya kalınır.

‘ÇARESİ VAR’ RAHATLIĞITürkiye’de vajinal operasyonların epey yoğun olduğunu ve sosyal sınıf gözetilmeksizin tercih edildiğini belirtmek istiyorum. Yani biz, 10 yıl önce asla aşılmaz sandığımız bir eşiği geçtik.

Tercih edilir ya da edilmez, önerilir ya da önerilmez, farklı yaşam biçimleri ve hayat görüşlerine bağlı olarak, insanların cinsel organ estetiğine bakışları da değişiyor. Ancak unutulmamalı ki böyle bir seçenek de var. Bazıları için en son seçenek olsa dahi var. Ve biz uzmanların bile kabul ettiği bir şey vardır ki; hem ailelerin mutlu, doyum içinde sürmesi için hem de bireylerin kişisel refahları için cinsel estetik resmen devrimdir.

Sloganımsa şu; EVRİM GEÇİREN KADIN, DEVRİME GİRİŞSİN!

71

ALIŞVERİŞ

Vakko Brian Artwood Renkli Ayakkabı898 TL

Vakko Kadin Anya Hindmarch Çanta5.695 TL

Vakko Kadin Charlotte Olympia3.195 TL

PUPA Vamp! Compact Eyeshadow – Kompakt Göz Farı 49,50 TL

NOTE Perfect Lash Mascara 29,90 TL

72

Lierac Vitamin İçerikli Tonik75 TL

Tory Burch Reva Saat239 TL

Tchibo Kapsül Çay10,95 TL

Shiseido Intensive Anti Spot Serum Cilt lekeleri İçin295 TL

Adidas Süperstar Spor Ayakkabı 361 TL

AĞUSTOS 2015SAYI 25

73

Tıp alanında diyet konusunda gelinen son nokta olan, bağırsak mikrobiyata analizi ile kişiye özel hazırlanan diyet programını, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Meltem Yalınay anlattı.

Moleküler Mikrobiyoloji alanının amacı nedir?Tanısal moleküler mikrobiyoloji alanının amacı, tanısı zor konulan hastalıklarda mikroorganizmanın DNA’sını tespit etmek kaydıyla genetik olarak tanı koymaktır. Bu, viral hastalıklarda, zor üreyen bakterilerde, kültürünü zor elde edebildiğimiz mikroorganizmaların tanımlanmasında bize avantaj sağlar ve dünyada da popülaritesi çok yüksek bir tanı alanı olarak yer almaktadır. Moleküler mikrobiyoloji tekniklerini kullanarak çalıştığınız konular neler?Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nin Moleküler Mikrobiyoloji Tanı Laboratuvarı’nı yönetiyorum. Moleküler mikrobiyoloji tekniklerini

Prof. Dr. Meltem YALINAY Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı

KİŞİYE ÖZEL DİYET PROGRAMI

74

AĞUSTOS 2015SAYI 25

kullanarak, şu anda en yoğun çalıştığımız projeler özellikle bağırsak bakterileri analizi ile ilişkili olanlar.

Bağırsaktaki mikroorganizma topluluğunun analizi ile ne gibi bilgiler elde ediyorsunuz?Üzerinde önemle durduğumuz bağırsaktaki mikroorganizmalar aslında Hipokrat’tan bu yana vurgulanmakta olan bir konu. Hipokrat’ın bir sözü var, “Bütün hastalıklar bağırsakta başlar.” diyor. Kanser süreçleri, yaşlanma, hipertansiyon, depresyon, obeziteye yol açan alt endokrin sebeplerini oluşturan metabolik sendrom, tip 2 diyabet gibi hastalıkların aslında bağırsakta bulunan bakterilerin oranlarının değişikliği ile ilişkili olduğu, üzerinde çalışılan bir alan. Ve yapılan bu çalışmalar bize, bağırsakta bulunan bakterilerin oranlarının değişikliğinin, sözünü ettiğim hastalıklara çok ciddi zemin hazırladığını gösteriyor.

Herkesin kendi genetik dizilimleri, vücudundaki bakterilerin oranı ve genel bağışıklık sistemi birbirinden farklıdır. Adım adım gidilen nokta,

kişiyi deşifre etmek ve ona uygun beslenme, ilaç önermek yönünde.

Diyet programı kişinin bağırsak mikrobiyatasına göre mi düzenleniyor?Evet, tüm bu çalışmalarla son hedef kişisel tıp. Obezite ve kilo kontrolü çok güncel yoğun ilgi gören bir sağlık alanı. Bu konuda hedefimiz, bağırsak mikrobiyatasına yönelik çalışmalarla, kişiye özel diyetlerin belirlenmesine olanak sağlamak. Hastaneden iki Gastroenterolog arkadaşım Prof. Dr. Tarkan Karakan, Prof. Dr. Mehmet İbiş ve asistanlarımla beraber mikrobiyata konusunda bir ekip olarak çalışıyoruz. Ancak kilo kontrolünde hareket mutlaka gerekli. Bu konuda da ekip olarak amacımız, kilo kontrolü paketini, bedeni koruyacak çok eğlenceli özel bir sporla tamamlamak.

Dolayısıyla ekibimiz sadece biz doktorlarla sınırlı değil bu programın en önemli kısımlarından birini yürütecek Kangoo Jumps spor eğitmeni Tolga Günce’de bizimle birlikte çalışmalar yürütüyor.

75

SPOR

SPORUN EĞLENCELİ HALİ KANGOO JUMPS

76

AĞUSTOS 2015SAYI 25

NASA’nın,"İnsanoğlunun icat ettiği en etkili ve verimli spor aktivitesi” olarak adlandırdığı Kangoo Jumps nasıl bir spor?Kangoo Jumps 14 yıllık bilimsel bir araştırmanın sonucu olarak üretilen ve rebound sistemine sahip özel botlar ile yapılan bir kardiyo çalışması. Kangoo Jumps’ın en büyük avantajlarından biri pek çok amaçla kullanılabilmesinin yanı sıra 6-90 arasında çok geniş bir yaş grubuna hitap ediyor olması.

Kangoo Jumps ile kilo kontrolü nasıl sağlanıyor?Kangoo Jumps metabolizma hızını arttırır ve kas elastikiyetini geliştirir. Fazla kilosu olanlar yağ yakarak, kilo verir. Kilo fazlası olmayanlar ise uygun programla kas yapar ve kaslarını geliştirir. Bölgesel zayıflama için Kangoo Boot Camp programı uygulanır. Bu programda Kangoo Power sonrası 15-20 dakika yer hareketleri ile yağ yakmak için istediğimiz bölge çalıştırılır.Her seans 45-60 dakika olmak üzere Kangoo Jumps’ın yaş gruplarına ve tercihlere göre çeşitli programları vardır:

Kangoo PowerGelişmiş aerobik ve fitness programı

Kangoo DanceKoreografik dans

Kangoo Discovery6-16 yaş arası çocuk ve gençler için

Kangoo Boot CampAskeri eğitim tarzında yapılan kardiyo çalışmasıdır

Ayrıca Kickbox kullanılarak yapılan Kangoo-Power hareketleri ve düz koşuyu da içermektedir önerilen süre haftada 3-4 gündür. Çarpma kuvveti ile ilgili yapılan bilimsel araştırmalar, koşu ya da yürüyüş yapanlardan ilk yılında yaralananların oranının %27 ile %70 arasında olduğunu göstermiştir. Kangoo Jumps ise, patentli IPS (Impact Protection System) sistemi ile çarpma etkisini %80 kadar azaltmakta ve dolayısıyla omurga, diz ve bilekleri korumaktadır.

Bu özel Kangoo Jumps botları nereden alınıyor?İsteyen gittiği spor merkezindeki Kangoo Jumps eğitimi almış sertifikalı eğitmenden satın alabilir veya kiralayabilir.

Kangoo Jumps’ı kimlerin yapması sakıncalı? Spor hekimleri, fizyoterapistler, göz doktorları, pediatristler, ortopedistler gibi sağlık alanındaki pek çok uzman, etkili bir güç ve kondisyon ürünü olduğunu belirterek Kangoo Jumps’ı önermektedirler. Ancak hamilelerin, servikal spondilozis rahatsızlığı ve yeni ameliyat olanların yapması sakıncalıdır.

Eğitmen olmak için ne yapmak gerekiyor?15-16 Ağustos 2015 tarihlerinde eğitimci sertifika programı için kurs oluşturduk. Eğitimci olmak isteyen kişiler bize başvurabilir ve kurs programımıza katılabilirler.

Son başvuru 14 Ağustos 2015 tarihinde.Bana 0532 2971751 numaralı telefondan ulaşılabilir.

77

BÜYÜKÇEKMECE UĞUR OKULLARI YENİ DÖNEME HAZIR

EĞİTİM

78

AĞUSTOS 2015SAYI 25

İstanbul'un incisi Büyükçekmece'de yer alan ve yeni eğitim ve öğretim yılında açılacak olan Büyükçekmece Uğur Okulları, 47 yıllık eğitim tecrübesi ile öğrencileriyle buluşuyor. Biz de okulu ziyaret ederek sizler için Büyükçekmece Uğur Okulları Kurucu Müdürü Ersen ERENOĞLU ile sohbet ettik. İçinde bulunduğumuz kayıt döneminde Sn. Erenoğlu’ndan aldığımız bilgilerin sizlere yön gösterici olacağını umuyoruz.

Sizi tanıyabilir miyiz? 1975 İstanbul doğumluyum. Evli ve iki çocuk babasıyım. İstanbul Üniversitesi Fizik bölümünden mezun olduktan sonra, çeşitli eğitim kurumlarında öğretmenlik ve yöneticilik görevlerinde bulundum. Şu anda Büyükçekmece Büyükçekmece Uğur Okulları Kurucu Müdürü olarak görevime devam etmekteyim.

Büyükçekmece Uğur Okulları hakkında bilgi verebilir misiniz?2015-2016 eğitim ve öğretim yılında faaliyete başlayacak olan okulumuz ortaokul ve lise

kademesi öğrencilerine hizmet verecektir. Okulumuzun temel amacı lise ve üniversite sınavlarına hazırlanan öğrencilerin hedeflerine en verimli ve huzurlu şekilde ulaşmalarını sağlamaktır.

Öğrenciler hem TEOG hem de LYS sınavlarına hazırlanmak için dershanelere ihtiyaç duymaktaydılar. Dershanelerin kapatılma süreci ile 47 yıllık bir dershane geçmişine sahip Uğur Okulları'nın eğitim sistemine katkıları ne şekilde olacaktır?Uğur Okulları'nda eğitim sistemi öğrencilerin ek olarak hiçbir eğitim kurumundan destek alma ihtiyacı hissetmemesi üzerine tasarlanmıştır. Öğrencilerimiz Büyükçekmece, Uğur Okulları’nın 47 yıllık başarısı ve vizyonu, kariyer odaklı yeni bir eğitim modeli ile hazırlanacaktır. Ayrıca Uğur Okulları, öğrencilerin sınavlara hazırlanırken gereksinim duyduğu rehberlik hizmetlerini en kaliteli şekilde almalarına olanak sağlar.

79

EĞİTİM

Dünya’yı lisedeyken keşfedin sloganı ile 9.sınıftan itibaren öğrencilerinize Amerika'da ücretsiz İngilizce dil eğitimi programınız gezi amaçlımı yoksa akademik mi?Uğur Okulları ve Mentora Dil Okulu işbirliği ile öğrenciler 9.sınıftan itibaren 1 ay boyunca Amerika'da ücretsiz İngilizce eğitimi alabilecek. Uğur Okulları öğrencileri hem yabancı dillerini geliştirmek hem de yeni yerler görüp uluslararası bir deneyim yaşamak için BAU global iletişim ağında bulunan okullarda eğitim alma şansını elde ederler.

Kariyer ve eğitim içerikli sunumlarınız dışında sportif amaçlı eğitim projeleriniz neler?Öğrencilerimizin kişiliklerinin ve sosyalleşmesine katkı sağladığını düşündüğümüz sportif faaliyetler okulumuzun eğitim sisteminde önemli bir yere sahiptir. Okulumuzda beden eğitimi dersleri dışında düzenleyeceğimiz turnuvalar, spor şenlikleri ve sporda önemli kariyere sahip kişiler ile yapacağımız seminerler neticesinde

öğrencilerimizin mutlu, disiplinli, yaratıcı ve üretken olmalarını amaçlıyoruz. Aynı zamanda ekip olmayı, mücadele etmeyi ve kurallar ile birlikte rekabet duygusunu, yenilgi ve kazanma duygusunu, hem fiziksel hem de mental olarak geliştirmeyi hedeflemekteyiz. Ayrıca hem kış hem de yaz aylarında branşa yönelik spor kurslarımız ve güzel sanatlar alanında ise resim, piyano ve modern dans branşlarında kurslarımız olacaktır.

Ortaokul ve lise kademesinde ki eğitim modeli hakkında bilgi alabilir miyiz? Uğur Okulları ortaokul ve lise kademesinde 4 yıllık eğitim süreci 1.Kademe ve 2.Kademe olmak üzere iki bölümden oluşur.1.Kademe'de temel akademik beceriler kazandırılır. Kariyer planlamaları yapılır ve mesleki gelişmeler izlenir.

2.Kademe'de ise belirlenen hedefler doğrultusunda lise ve üniversite giriş sınavlarına hazırlanılarak sınav kaygısı ortadan kalkar.Uğur Okulları'nda her öğrencinin akademik gelişimi ve gelecek planlama çalışmaları okula başladığı andan itibaren akademik gelişim dosyası

80

AĞUSTOS 2015SAYI 25

ile takip edilir. Öğretmenlerin ve velilerimizin istedikleri zaman öğrencilerin gelişimi ile ilgili bilgilere ulaşmaları sağlanır.

Eğitim modeliniz içerisinde yer alan Uğur International'ın öğrencilere katkısı ne şekilde olacak? Uğur Okulları öğrencileri, BAU global iletişim ağında yer alan 4 üniversite, 2 dil okulu, 6 uydu kampüsü başta olmak üzere dünyanın saygın üniversitelerinde öğrenim bursu ve sertifika programı olanaklarından yararlanırlar. Amerika'da Washington D.C. Mentora Dil Okulu, BAU Berlin,

BAU Roma kampüslerinde öğrencilerine dil eğitimi imkânı sunarken, spor, sanat ve kültürel aktiviteler ile oluşturulan yaz kampları düzenlenir.

Son olarak yeni eğitim ve öğretim yılı ile ilgili düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz? Değişimlerin hızlı yaşandığı günümüzde refah seviyesi yüksek bir toplum haline gelebilmemiz için eğitime önem vermeli, eğitim kalitesini yükseltmek için çok çalışmalıyız. Yeni eğitim ve öğretim yılının öğretmenlerimiz, öğrencilerimiz ve velilerimiz açısından en hayırlı şekilde geçmesini temenni ediyorum.

81

TANITIM

EMZİREN ANNELAR ARTIK DAHA ŞIK VE RAHATKısaca sizi tanıyabilir miyiz?Ben Duygu Badur 1981 yılında doğdum. İzmir’liyim. Ezgi ile beraber Buca Anadolu Lisesi’ni bitirip üniversite nedeniyle 1999 senesinden İstanbul’a taşındım. Koç Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünü bitirdikten sonra hızlı tüketim sektöründe 4 sene marka müdürlüğü yaptıktan sonra, 1 sene de dijital televizyon platformunda çalışırken hamilelik nedeniyle kurumsal kariyerimi sonlandırdım. 2009 doğumlu Zeynep isimli bir kızım, 2012 doğumlu Mehmet Emin adında bir oğlum var. Oğlumla Happy Milk’in doğumu aynı gün olduğundan oğlumu kendi ürünlerimle büyüttüm, çok da rahat ettim.Ben Ezgi Akıncılar 1980 İzmir doğumluyum. Liseden sonra Dokuz Eylül Üniversitesi İşletme Fakültesi İşletme Bölümünden mezun oldum. Üniversite dönemimde ve sonrasında Türkiye’nin ev sahipliğini yaptığı en büyük spor organizasyonlarından Universiade 2005 İzmir Oyunları da dahil olmak üzere bir çok organizasyonda yönetici düzeyinde görev aldım. 2005-2011 yıllarında Türkiye’nin en büyük bankalarında birisinde şube ve genel müdürlük birimlerinde görev aldıktan sonra Happy Milk’i kurmak için kurumsal kariyerimi bıraktım. 2009 doğumlu Defne isimli bir kızım var. Kendisi, Duygu’nun kızı Zeynep ile birlikte iş fikrimizin oluşma sebebidir.

Happy Milk fikri nasıl doğdu?Emzirme kıyafeti yaratma fikri paralel bir şekilde gelişen yaşamlarımızda anneliğe adım atmamızla beraber belirmeye başladı. Hamilelik sürecinde bebek alışverişi ve ürün

tercihleri konusunda sürekli fikir paylaşımında bulunuyorduk. Doğumla beraber işin esas zevkli ve bir o kadar da kafa karıştırıcı olabilen kısımları da ortaya çıkmaya başladı. Emzirmeye uygun olmayan, yakası tam olarak açılmayan tişörtler ve henüz hiç de formda olmayan beli açıkta bırakan bluzlarla süt vermeye çalışmak oldukça zor bir durumdu. Emzirmek hem bebek hem de anne için tekrarla gelişen ve iyileşen bir süreç. Bu da yeni annenin ilk zamanlardaki acemiliğini atması için zamana ihtiyacı olduğu anlamına geliyor. Ama bu süreçte insanın giydiği kıyafetler ile hem kendini şık hissedememesi hem de rahatlıkla emzirememesi sorun oluşturabiliyor. Meraklı bakışlardan korunmak, mahremiyet endişesi, sosyal mekanlarda emzirmeye uygun alanların olmayışı, bir de “emzirmeye uygun kıyafet bulamıyorum” şikayetiyle birleşince aramızdaki konuşmalar bu yönde gelişmeye başladı.

82

AĞUSTOS 2015SAYI 25

Emzirmeyi kolaylaştırıcı giyim kreasyonunuzdan bahseder misiniz? Özellikleri neler?Eğer sosyal bir ortamdaysınız bebek ağlarken emzirmek için kıyafetinizi çekiştirip bir yandan da mahremiyeti korumaya çalışmak oldukça zor ve stress yaratan bir durum. Tabii bu esnada yaşanan gerginlik bebeğe de geçiyor. Sakin ve keyifli bir şekilde olması gereken emzirme süreci tamamen bir savaşa dönüyor. Tasarımlarımızın en büyük özelliği; annenin kıyafeti ile cebelleşmesine gerek olmayacak gizli açılım şekillerinin olması ve bebeği en kısa sürede anne sütü ile buluşturması! Belini açmadan veya yakasını çekiştirmeden tek parmak harketi ile emzirmeye geçilebilmesi anneler için büyük konfor sağlıyor. Diğer yandan bebekler özellikler biraz büyüdükten sonar artık üzerlerine herhangi bir şey örtülmesini tercih etmeyebiliyorlar, bu durumda normal bir kıyafet ile emzirmek, bulunulan sosyal ortama göre kimi zaman anneyi çok zorlayabiliyor. Tasarımlarımızda bebek emmeye başladıktan sonra anne hiç yerini göstermeden mahremiyet içinde emzirebiliyor. Bazı anneler için konfor kadar mahremiyette önem arz ediyor.

En iddialı olduğunuz ürünleriniz hangileri?Bizim ana kategorimiz emziren anneler için dış giyim. Genelde üst giyim çalışıyoruz ama elbiselerimiz de özellikle yaz aylarında çok tercih ediliyor. Ürünlerimiz hamilelik döneminden itibaren giyildiği için uzun bir kullanım dönemine sahip. Modellerimizin ciddi fanları var. Aynı modelin her rengini alan annelerimiz var. O yüzden üst giyim grubunda model olarak ayırmamız çok doğru olmaz. Ancak en favori üç modelimizi overlappy, cırtjuke ve tulip olarak sıralayabiliriz. Özellikler overlappy ve cırtjuke modellerini bebeğini üzerinde taşıyan annelerimiz çok tercih ediyor. Bebeklerini hiç üzerlerinden çözmeden yürürken bile emzirebiliyorlar. Tulip modelimizi ise emziren annelerin yanı sıra çalışma hayatına dönen ve süt sağmak zorunda kalan annelerimiz çok alıyor.

Happy Milk’e ilerleyen zamanda ilave etmek istediğiniz başka ürün grupları da var mı?Gecelik, pijama kategorisi bizden çok istenen bir kategoriydi. O yüzden her sezon en az bir yeni gecelik modeli koleksiyonumuza ekliyoruz. Çok kısa sürede de stokları tükeniyor. Geceliklerimiz ile birlikte hem kendi tasarımlarımız, hem de çok yetenekli girişimci bir anne olan arkadaşımızın tasarım taçları çok talep görüyor. Aynı şekilde başka bir girişimci anne tarafından getirilen bebek taşıma araçlarını sitemizde satıyoruz. Annelere hitap eden ve hayatlarını kolaylaştıran ürünler her zaman odak noktamızda. O yüzden her geçen gün ürün gruplarımız da büyüyor. Çok kısa bir süre önce bebek aksesuarları satışa açıldı.

Happy Milk ürünlerine nerelerden ulaşabiliriz ve nasıl alışveriş yapabiliriz?Ürünlerimize www.happymilk.com.tr adresinden ulaşıp, sitemizden alışveriş yapabilirsiniz. Onun dışında happymilktr sosyal medya hesaplamızdan da hakkımızdaki tüm yeniliklerden haberdar olabilirsiniz.

83

KÜLTÜR & SANAT

ALTAY MASALLARIİRİSTU İLE AK KAĞAN

SİNDİRİM ÖYKÜLERİ

ÇO

CU

K K

İTA

P

KİT

AP

Yazar: Yücel FeyzioğluFiyat : 10,00 TL

Yüzyıllar boyunca ağızdan ağza, kulaktan kulağa aktarılarak gelen binlerce masalı var Türk dünyasının. Gün yüzüne çıkması engellenmiş, önü kapatılmış. Yazıya geçmediği hâlde birçoğu günümüze dek sürüp geliyor. Değişime uğrayıp güncelleşiyor, konuları çeşitleniyor, malzemesi çoğalıyor, yenileri yaratılıyor. Yazıya geçenlerin ise ne yazık ki üstünde çalışılmamış.Bir kısmının filme, tiyatroya, operaya aktarılma süreci hızlanıyor ve masallar tüm çocukları, büyükleri etkilemeye devam ediyor. Yücel Feyzioğlu bu kitapla dünya masal bahçesinin Altay yurduna inip bir demet masal sunuyor bizlere. Umutlu, aydınlık, okuru geçmişten geleceğe götüren masallar.

Prof. Dr. Cengiz YAKINCI Prof. Dr. Ayşe SELİMOĞLU Prof. Dr. Hasan KAVRUKFiyat : 15,00 TL

Bu kitapta yer alan güzel öyküleri okuduktan sonra birbirinden farklı onlarca hayat hikâyesine şahit olacak, hikâyeleri birleştiren hastalık ve hasta kavramlarına yoğunlaşacak, hayatı yaşarken ve mesleğinizi sürdürürken eksik bıraktığınız yönleri fark edecek, üzerinde düşünecek ve kuvvetle muhtemel bu yönünüzün tamamlanması için gerekli koşullara ve duyarlılığa ulaşmak için çabalayacaksınız.

84

Ferhat Göçer - Anjelika Akbar

Ortaçağ Mimarisi ve Doğal Güzellikleriyle Lombardiya

KO

NSE

RK

ÜLT

ÜR

TU

RU

AĞUSTOS 2015SAYI 25

05 Ağustos 2015 21:00 Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi, İstanbul

27 Ağustos - 1 Eylül 2015Lombardiya, İtalya`nın kuzeyinde Alpler ve Po Nehri vadisi arasındaki bölgedir. İtalya`nın 1948 Anayasası ile kısmi bölgesel özerklik verilmiş 20 bölgesinden birisidir. Başkenti Milano, Kuzey İtalya`nın en büyük şehridir.Dünyanın en güzel güzergâhlarından biri olarak kabul edilen Lombardiya bölgesi, Alp Dağları ile Po Nehri ovalarının arasında kalan Orta Çağ şehirleri, göl kenarı köyleri, limon bahçeleri, üzüm bağları, pirinç tarlalarını kapsar…

Alp Dağları’nın eteklerinde yer alan, eski Orta Çağ köyleri, 18. Yüzyıl villaları, dağları, gölleri, vadileri ile Lombardiya gezginlere çok geniş kapsamlı bir keşfetme imkanı sağlıyor. FEST Travel UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan 7 yeri, Da Vinci’nin “Son Akşam Yemeği” adlı eserini, 9 Kutsal Dağ’dan birisi olan Varese, Crespi d’Adda, Bernina, Valcamonica Vadisi’ndeki kaya oymalarını, Mantova ve Sabbioneta’yı bu gezi kapsamında rotasına ekliyor. Ayrıca, UNESCO Somut Olmayan Dünya Mirası Listesi’nde yer alan geleneksel keman işçiliği Tirano Capo di Monte St. Moritz, Brescia, Dükler Kalesi, Palazzo Giardino, kısaca gölleri ve Orta Çağ Mimarisi ile Lombardiya gezisini kaçırmayın!

www.festtravel.com

MOBİL UYGULAMA İNDİRİN

Kids&Gourmet e-dergiyi IPhone, IPad için Apple Store’dan Kids&Gourmet uygulamasını ve diğer tüm mobil cihazlardan okumak için Turkcell Dergilik, Dijimecmua ve dMags uygulamalarını indiriniz.

WEB’DEN OKUYUNe-dergiyiwww.kidsgourmet.com.tr, www.dijimecmua.com, ve www.issuu.com’dan okumak için adreslere tıklayınız.

www.kidsgourmet.com.tr

AYLIK ÇOCUK VE BESLENME DERGİSİ AĞUSTOS 2015 / SAYI 25ISSN:2149-1674