kids&gourmet may 2015

98
22 SAYI MUTLU VE PİTİ’NİN DÜNYASINDA MASALLAR GERÇEK OLDU! Mutlu Tönbekici ve Piti Bakıcıları Bir Türlü Sevememe İşi Ne Olacak? Yaz Tatili Planınızı Henüz Yapmadınız mı! Doğal Tavuk diye Bir Şey Yoktur! #Benbüyüyünce Selülitlerle Vedalaşma Zamanı! Çocuk Eğitiminde Ödül, Ceza ve Disiplin EK GIDALARA GEÇİŞ VE SAĞLIKLI ÇOCUK BESLENMESİ BIRAKIN ÇOCUKLAR DÜNYAYA YELKEN AÇSINLAR! www.kidsgourmet.com.tr AYLIK ÇOCUK VE BESLENME DERGİSİ MAYIS 2015 / SAYI 22 ISSN:2149-1674

Upload: kidsgourmet

Post on 21-Jul-2016

230 views

Category:

Documents


10 download

DESCRIPTION

Türkiye'nin İlk Sağlıklı Beslenme Anne ve Çocuk Dergisi

TRANSCRIPT

Page 1: Kids&Gourmet  May 2015

22SAYI

MUTLU VE PİTİ’NİN DÜNYASINDA

MASALLAR GERÇEK OLDU!Mutlu Tönbekici

ve Piti

• Bakıcıları Bir Türlü Sevememe İşi Ne Olacak?

• Yaz Tatili Planınızı Henüz Yapmadınız mı!

• Doğal Tavuk diye Bir Şey Yoktur!

• #Benbüyüyünce

• Selülitlerle Vedalaşma Zamanı!

• Çocuk Eğitiminde Ödül, Ceza ve Disiplin

EK GIDALARA GEÇİŞ VE

SAĞLIKLI ÇOCUK BESLENMESİ

BIRAKIN ÇOCUKLAR DÜNYAYA YELKEN AÇSINLAR!

www.kidsgourmet.com.tr

AYLIK ÇOCUK VE BESLENME DERGİSİ MAYIS 2015 / SAYI 22ISSN:2149-1674

Page 2: Kids&Gourmet  May 2015

19 MAYIS ATATÜRK’Ü ANMA, GENÇLİK VE SPOR BAYRAMIMIZKUTLU OLSUN

Beni görmek demek, benim yüzümü görmek

demek değildir. Benim düşüncelerimi,

benim fikirlerimi anlıyorsanız bu kâfidir.

Page 3: Kids&Gourmet  May 2015

SERAP TORUN

editör

Mayıs ayında kutlanan anneler günü vesilesiyle, bu sayımızda anneler gününe özel iki röportaja yer verdik. İlki, sevgili Sebahat Bağbars’ın, Gazeteci – Yazar Mutlu Tönbekici ile yaptığı sohbet sonrası hazırladığı “Mutlu ve Piti’nin dünyasında masallar gerçek oldu” yazısı. Diğeri ise Tohum Otizm Vakfı Genel Müdürü Sn. Betül Selcen Özer ve Vakıf aracılığıyla tanıştığımız otizmli çocuk annesi Sn.Mari Kasparyan ile yaptığım, sosyal medya kampanyasından ismini alan #benbüyüyünce başlıklı röportaj. Her iki röportajda da amacımız sizleri haberdar ederken bu konularda toplumda farkındalık yaratılmasına da katkıda bulunmak.

Anneler anneler güzel anneler! Nedir bu çalışan annelerin bakıcılarla alıp veremediği? İşte bu konuyu da değerli Gelişim Psikoloğu Yazarımız Deniz Özkılıç Kabul anlattı…

Bu ay ayrıca VKV Amerikan Hastanesi Çocuk Hastalıkları Uzmanı Hülya Çelik, bebeğinizi ay ay nasıl beslemeniz gerektiğini ve nasıl sağlıklı besleyebileceğinizi anlattı.

Yaz geldi sayılır. Biz de henüz tatil planı yapmamış olan aileler için birkaç tatil köyüne sayfalarımızda yer verdik.

Tabii deniz mevsimi deyince kadınların kâbusu selülit problemine değinmeden edemedik. Prof.Dr.Reha Yavuzer, selülit sorununa karşı alınabilecek önlemler ve tedavi yaklaşımını anlattı. “Kurtulacağız bu selülitlerden” diyor ve sizleri Mayıs sayımız ile baş başa bırakıyorum.

Sevgili annelerin “Anneler Günü” ve herkesin “19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı” kutlu olsun.

Olmasaydın Olmazdık...

Page 4: Kids&Gourmet  May 2015
Page 5: Kids&Gourmet  May 2015

YayıncıSerap TORUN - KG Yayıncılık ve İletişim

Genel Yayın YönetmeniSerap [email protected]

Sağlık Editörü - Tıp DanışmanıDr. Enver Mahir GÜLCAN Acıbadem Sağlık Grubu,Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları,Çocuk Gastroenteroloji, Hepatoloji ve Beslenme Uzmanı mahirgulcan@cocukgastroenteroloji.netwww.cocukgastroenteroloji.net

Çeviri (İngilizce)Ekrem UZBAY www.ekremuzbay.com

Reklam PazarlamaMobilikewww.mobilike.comTel: +90 212 281 33 55

Sanat YönetmeniGüray ERGÜNwww.gurayergun.com

FotoğrafNimet KENTEL instagram: dogumhikayesi

Katkıda Bulunanlar - Yazarlar• Prof. Dr. Reha YAVUZERRenéeClinicPlastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Bölümü

• Dr. Enver Mahir GÜLCANÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları,Çocuk Gastroenteroloji, Hepatoloji ve Beslenme UzmanıAcıbadem Maslak ve Kadıköy Hastanesi

• Uzm. Dr. Hülya ÇelikÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları BölümüVKV Amerikan Hastanesi

• Deniz ÖZKILIÇ KABULUzman Gelişim Psikoloğu- Sens Gelişim Akademisi

• Sebahat BAĞBARSGazeteci – Yazar

• Özge ARUzman Klinik PsikologÇınar Psikolojik Danışmanlık Merkezi

Yönetim yeriEmail : [email protected]

Her Hakkı SaklıdırDergide yayımlanan yazı, makale, fotoğraf, illüstrasyon ve yazıların her hakkı saklıdır. Elektronik ortamlar da dahil olmak üzere çoğaltılma hakları Kids&Gourmet Dergisi® dergisine aittir. Yazılı ön izin olmaksızın hangi dilde ve hangi ortamda olursa olsun materyalin tamamının ya da bir bölümünün çoğaltılması yasaktır, kaynak gösterilerek dahi alıntı yapılamaz. İlanların sorumluluğu ilan verene aittir. Yazarların yazılarının sorumluğu kendilerine aittir.Bu dergi Basın Meslek İlkeleri’ne uymayı taahhüt eder.

Dikkat: Kids&Gourmet dergisinde yayınlanan sağlık konularındaki yazılar, yalnızca tavsiye niteliğinde olup bilgilendirme amaçlıdır. Sağlık sorunlarınızla ilgili olarak lütfen uzman hekimlere danışınız.

İLAN SAYFADESİTİN 4ONBİRONBİR 6 LÖSEV 12TOHUM VAKFI 24

ISSN:2149-1674

İÇİNDEKİLEREDİTÖR 1AJANDA 3/5

UZMAN GÖRÜŞÜ 7-11EK GIDALARA GEÇİŞ VE SAĞLIKLI ÇOCUK BESLENMESİ

UZMAN GÖRÜŞÜ 19-21BAKICILARI BİR TÜRLÜ SEVEMEME İŞİ NE OLACAK?

UZMAN GÖRÜŞÜ 85-88SELÜLİTLERLE VEDALAŞMA ZAMANI!

ANNELERDEN 63-70AVOKADOLU SÜRME (1 yaş ve sonrası)LEZZET TOPLARI (1 yaş ve sonrası)KARADUTLU DONDURMA (1 yaş ve sonrası)

RÖPORTAJ 25-32MUTLU VE PİTİ’NİN DÜNYASINDA MASALLAR GERÇEK OLDU!

RÖPORTAJ 75-82#benbüyüyünce

ÖZEL HABER 13-16YAZ TATİLİ PLANINIZI HENÜZ YAPMADINIZ MI?

TANITIM 71-74PALMARİNA BODRUM KİDS PARADİSE’DAN UNICEF’E DESTEK

KÜLTÜR & SANAT 93-94

ALIŞVERİŞ - Anne 83-84

ALIŞVERİŞ - Çocuk 23-24

PSİKOLOJİ 33-36ÇOCUK EĞİTİMİNDE ÖDÜL, CEZA VE DİSİPLİN

YEMEK TARİFLERİ 41-48KADINBUDU KÖFTE (1 yaş ve sonrası)ETLİ SEBZELİ PÜRE (8 ay ve sonrası)

BLOG YEMEK YAZARI 57-62YULAFLI ÇİÇEKLER (2 yaş ve sonrası) MİNİ PİZZALAR (2 yaş ve sonrası)

NOT DEFTERİ 91-92SHERATON ISTANBUL ATAKÖY’DE; ANNELER GÜNÜ’NE ÖZEL YÜZDE 50 İNDİRİMLİ BRUNCHEATALY FIRININDAN DOĞAL EKŞİ MAYALI SICACIK EKMEKLER10 KARAKÖY’DE İLETİŞİM VE ZARAFET AKADEMİSİ ETKİNLİĞİ

NOT DEFTERİ 17-18“DOĞAL TAVUK DİYE BİR ŞEY YOKTUR”

SPOR 89-90

EXECUTIVE CHEF 49-56SUCUK KÖFTELİ MAKARNA SALATASI (2 yaş ve sonrası)MEYVELİ SMOOTHIE (2 yaş ve Sonrası)SAĞLIKLI ALİ NAZİK (Anneler Rejimde)

OYUN&AKTİVİTE 37-40NEŞELİ BİLİM OYUNLARI

Page 6: Kids&Gourmet  May 2015

3

AJANDAMAYIS 2015

SWİSSOTEL 4. ÇOCUK KARNAVALI - İZMİRTarih: 09 Mayıs 2015 11:00Yer: Swissotel Büyük Efes, İzmirBilet fiyatı: Çocuk Bileti - 72.50 TL, 2.Yetişkin Bileti - 61.50 TL biletler BİLETİX den temin edilebiliyor.

Swissotel Büyük Efes, gelenekselleşen Çocuk Karnavalı’nın dördüncüsünü Dovido Furito’nun ana sponsorluğunda 9 Mayıs Cumartesi günü gerçekleştiriyor.

Swissotel, Mandal Ajans, Dr.Behçet Uz Çocuk Vakfı ve İçimdeki Çocuk Derneği, Dr. Behçet Uz Çocuk Hastanesi için karnavalda el ele veriyor. Karnaval, açık büfe öğle yemeği ve gün boyu sürecek oyunlar ile minik misafirleri ve ailelerine eğlence dolu bir gün vadediyor.

KÜÇÜK PRENS BANA DEDİ Kİ… İSTANBUL VE İZMİRTarih: 29 Nisan - 31 MayısYer: İstanbul - İzmirBiletler BİLETİX den alınabiliyor.

Dünyanın en çok satan kitabı, Antoine De Saint-Exupéry'nin "Küçük Prens"inden yola çıkarak Ali Poyrazğolu'nun yazdığı müzikli oyun sahneleniyor. Ali Poyrazoğlu, hem büyüklere hem küçüklere, yüreğin gözüyle görmenin kapılarını aralıyor.

ANNELER GÜNÜNE ÖZEL İSTANBULUSLA/ Uluslararası Servis ve Lezzet Akademisi miniklere ve annelerine Anneler gününe özel muhteşem bir gün yaşatmaya hazırlanıyor.

USLA, “Anneler Günü’ne” özel düzenlediği “Pizza Yapımı” workshopu ile minik şeflere anneler ve çocuklarına renkli bir gün yaşatacak. Profesyonel şefler ile mutfağa girecek küçük şef adayları anneleri için birbirinden lezzetli pizzaların hamurlarının kendi elleri ile açacak. Hayal ettikleri pizzaları anneleri için yapacak minik şefler, hem yaratıcılıklarını geliştirme fırsatı bulacak hem de anneleri ile doyasıya zaman geçirecek. 2 çeşit pizza yapımının anlatılacağı etkinlik 9 Mayıs tarihinde USLA’da gerçekleşecek.

Rezervasyon İçin: USLA | 0212 211 87 52

Page 7: Kids&Gourmet  May 2015
Page 8: Kids&Gourmet  May 2015

5

AJANDAMAYIS 2015

ÇOCUKLARIN SEVGİLİSİ "MADAGASCAR LİVE"- ADANA Tarih: 16 – 17 Mayıs Saat: 13:00 - 16:00Yer: Çukurova Fuar Alanı, AdanaBilet fiyatları: 1. Kategori - 112.00 TL 2. Kategori - 56.00 TL 3. Kategori - 44.75 TL biletler Biletix’ten alınabiliyor.

Tüm zamanların en sevilen maceralarından Madagascar'ın canlı sahne şovu Madagascar Live, ilk kez Türkiye'ye geliyor. Kahkaha dolu eğlencenin sevilen kahramanları bu kez canlı tiyatro gösterisiyle çocuklarla buluşuyor.

SNOW WORLD, KAR DÜNYASI, BUZ HEYKEL MÜZESİ -ANTALYA Tarih: 25 Mayıs 2015 Saat: 22:00Yer: Snow World - Kar Dünyası , AntalyaBilet fiyatı: 1. Kategori - Tam 23.00 TL, Öğrenci 18.00 TLBilet: Biletix’ten alınabiliyor.

Türkiye’nin en eğlenceli kapalı kar alanı Snow World - Kar Dünyası, 25 Mayıs 2015 tarihine kadar ziyaretçilerini bekliyor. 1500 metrekare kapalı alan içerisinde yer alan Kar Dünyası, geceleri yağdırılan gerçek kar ile Türkiye’nin en eğlenceli kapalı kar alanı. İçerisinde igloların, Aziz Nikola’nın evinin ve kafelerin olduğu, dışarıda sıcaklık 40 derecelere yaklaşırken içeride -5 derecelik bir ortam bulunan Kar Dünyası’na, ziyaretçiler girişte kendilerine verilen özel koruyucu kıyafetlerle gerçek karın tadını çıkarıyorlar.

ANNELER GÜNÜ ÇOCUK ATÖLYESİ’NDE KUTLANIR! İSTANBUL10 Mayıs/ 12:00-14:00Mutfak Atölyesi: Ulya Can ile anneler ve çocuklar mutfaktan çıkmak istemeyecek! Kurabiyelerden annelerimizle birlikte çiçek buketleri hazırlıyoruz!Atölye Ücreti: 80 TL

10 Mayıs/14:30-16:00Sanat&Tasarım Atölyesi: Tasarımcı Güliz Afyonoğlu ile çocuklar ve anneler birlikte boyalardan, farklı formlardan rengârenk dünyalar yaratıyor!Atölye Ücreti: 80 TL

10 Mayıs/16:30-18:00Sabun Atölyesi: ‘The Sabun’ markası ile anneler ve çocuklar eşsiz sabunlar yapıyor!Atölye Ücreti: 90 TL

Katılım için ön kayıt yaptırmanızı rica ederiz. Bilgi ve kayıt için: www.cocukatolyesi.neta: Çocuk Atölyesi – Oba Sokak Oba Apt. 2A Cihangir/İstanbule: [email protected]: 0530 104 15 99

Page 9: Kids&Gourmet  May 2015
Page 10: Kids&Gourmet  May 2015

7

UZMAN GÖRÜŞÜ

EK GIDALARA GEÇİŞ VE SAĞLIKLI ÇOCUK BESLENMESİ

Uzm. Dr. Hülya ÇelikÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları BölümüVKV Amerikan Hastanesi

Anne sütü bebeğin gereksinim duyduğu besin maddelerini uygun miktar ve kalitede içermesi nedeniyle mucizevi bir besindir.Ancak büyümeye hızla devam eden bebek bir süre sonra ek gıdalar ile beslenmeye de başlayacaktır. Bu döneme geçişte size yardımcı olacak en doğru bilgiyi çocuğunuzu takip eden çocuk doktorunuzdan alabilirsiniz. Biz, sizler için konuyu genel hatlarıyla uzmanına danıştık.

Page 11: Kids&Gourmet  May 2015

8

MAYIS 2015SAYI 22

Page 12: Kids&Gourmet  May 2015

9

UZMAN GÖRÜŞÜ

Çocukluk çağında beslenme, sağlıklı yaşamın sürdürebilmesi ve büyüme-gelişmesi için gereken tüm enerji ve besin öğelerini karşılayan beslenme olarak tanımlanır. Yaşamın ilk iki yılı, büyümenin ve gelişmenin en hızlı olduğu dönemdir. Bu dönemde doğru beslenmenin ileri yaşlara da yansıyan önemli etkileri vardır. Yaşamın ilk 12 ayı olan süt çocuğu döneminde ilk 6 ay anne sütü ardından daha katı, pütürlü besinlere geçilir. Doğumdan sonraki ilk birkaç yıl, sağlıklı yaşamın temellerinin atıldığı dönemdir. Anne sütü bebeğin gereksinim duyduğu besin maddelerini uygun miktar ve kalitede içermesi, enfeksiyonlara karşı koruyucu özelliktedir. Bebeğin fizyolojik ve psikososyal gereksinimini 6 ay tek başına karşılamaya yeterlidir, bu aylardan sonra bebeğe uygun ek gıda verilmesi, malnütrisyon ve enfeksiyon tehlikesinden uzak, sağlıklı başlangıç yapmasını sağlar. Ek gıdaya geçiş döneminde

bebek anne sütü ile beslenmeye devam etmektedir.

EK GIDAYA GEÇİŞ DÖNEMİ- Bebeğin ilk altı ay tüm gereksinimlerini karşılayan anne sütü bu aydan itibaren bebeğin gereksinimini karşılayamaz.6 ay ile 24 ay arasında anne sütüne ev yemeklerinin eklendiği dönem. Ek gıda 17 haftadan önce başlanmamalı ve 26. haftadan daha geç başlanmamalı.

- Çocuğun beslenme alışkanlığı edindiği dönem- Sağlıklı beslenen bebek- Sosyal beslenme eğitiminin alındığı dönem- Beslenme bozukluğu, ishal, pnömoni, malnütrisyon gibi hastalıkların en sık görüldüğü dönem- Enerji gereksinimi yanı sıra demir gibi diğer besin gereksiniminin karşılanması için

Page 13: Kids&Gourmet  May 2015

10

MAYIS 2015SAYI 22

EK GIDALARA GEÇİŞ ZAMANIEk gıdalara geçiş yaşını bebeğin sindirim sisteminin ve metabolik işlevlerinin gelişim derecesi ile nörolojik ve psikososyal gelişimi belirler.- İlk 3-4 ay bebeğin yutma refleksinin zayıf olduğu emerek beslenme dönemidir. - Kaşıkla verileni çıkarma dönemidir.- 4-6 ayda yarı katı gıdaları ağız boşluğunun arka tarafına aktarmaya ve yutmaya başlar. Baş ve boyun kontrolünün tamamlanması, el-göz koordinasyonunun gelişmesi, anne ve çevreyle ilişkiye geçmesi, oturmaya başlaması gibi gelişim basamakları gereklidir.

EK GIDALAR- Tek öğün olarak az miktarda başlanıp giderek artırılır. 3-4 gün sonra yeni bir besin eklenmeli- Bebek açken gıda denenmelidir. Gıdayı bebek almazsa zorlamamalı.

- Gıdalar kaşıkla verilmelidir- Gıdalar taze ve doğal olmalıdır. Konserve, katkı maddeli gıdalar verilmemeli.- Hijyene dikkat edilmelidir.- Çocukla göz kontağı kurulup konuşulmalıdır.- Bal 1 yaşına kadar ani bebek ölümüne neden olabileceği için verilmemeli- İnek sütü 1 yaşına kadar alerjik olması nedeniyle verilmemeli.- Turunçgil meyveler 1 yaşına kadar verilmemeli- Bebek ölümlerinin ve hastalık gelişiminin en yüksek olduğu dönemdir.

4-6 ay arası beslenme

Sebze Püresi: (150-200gr). Genellikle öğle öğünde verilmeye başlanır. 2 orta havuç, 1 orta patates ve 1 tatlı kaşığı pirinçle hazırlanan gıda pişirilir ve blenderdan geçirilir. 1 hafta sonra 2-3

Page 14: Kids&Gourmet  May 2015

11

UZMAN GÖRÜŞÜ

günde bir yeni mevsim sebzeleriyle zenginleştirilir (enginar, kereviz,yer elması, bezelye, fasulye, mısır, kabak) ve bir tatlı kaşığı zeytinyağı eklenerek hazırlanır. Sebze çorbaları en fazla 2 gün dolapta saklanabilir. Derin dondurucuda az miktarlarda dondurulabilir.

Meyve püresi: Ara öğün olarak verilebilir. Elma,armut, muz, şeftali, üzüm, kayısı gibi meyveler püre yapılarak bir veya iki tatlı kaşığı başlanır ve artırılır. Meyveler iyi yıkanmalı kabukları soyulmalı veufak parçalar halinde blender dan geçirilir. Günde bir veya iki kez öğün aralarında orta büyüklükte bir meyve verilebilir.

Pirinçli Muhallebi: (150-200gr). Pirinç glutensiz ve en az alerjik besin olduğu için ilk önerilen yiyecektir. Pirinçli hazır kaşık mamaları 1-2 kaşıkla başlanmalıdır. Pirinç unuyla muhallebi hazırlanabilir.

6-8 ay arası beslenmeSebze püresi (enginar, kereviz, yer elması, bezelye, fasulye, mısır, balkabağı, semizotu)beyaz et veya yağsız dana etiyle birlikte pişirilip blender dan geçirilebilir. Besinlerin kıvamı biraz daha yoğun ve orta derecede pütürlü olabilir.

Meyve püresiPirinçli muhallebiPeynir, Yoğurt evde günlük hazırlanmalıYumurta sarısı( iyice pişmiş ve 1 çay kaşığı başlanır 1 hafta içinde yarım yumurta sarısına geçilir)Bebeğiniz ek gıdayı sevmedi diye endişelenmeyin. Çocukların beslenme durumu en iyi kilo alışları ile değerlendirilir. Çocuğunuzu düzenli sağlık kontrollerine götürünüz.Çocuklar desteksiz oturmaya başaldıktan sonra en kısa sürede mama iskemlesi alınmalıdır.

8-9 ay arası beslenmeBebeğiniz artık unlu besinlerden verebilirsiniz. Kahvaltısına veya çorbasına 1 dilim ekmek içi ( tam buğday-tam çavdar-köy ekmeği)ekleyebilirsiniz.Sebze püresi veya çorbalara şehriye, un, makarna ilave edilebilir.Tarhana çorbası, kıymalı mercimek çorbası, yoğurt çorbası verilebilir.Balık sebze püresi veya çorbanın içine taze olarak buğulama veya ızgara şeklinde eklenebilir. Derin sularda yaşayan balıklarda civa depoladıkları için bebeklere önerilmez.

9-12 ay arası beslenme Bebeğiniz 1 yaşına kadar anne sütü ve bebek maması almaya devam etmelidir.Büyüme hızı azaldığı için iştahı ilk 8 aya göre daha az olacaktır.

Bebeğiniz bardaktan içmeye alıştırın. Daha az öğütülmüş, daha çok pütürlü besinler verebilirsiniz. Yoğurt muhallebi gibi yumuşak kıvamlı gıdalar ile beslenmesi desteklenmeli.Ellerini artık kullanabilir. Eline kaşık vererek yemeğe batırıp kendisini beslemeye çalışmasına izin vermelisiniz Kıyma kullanmaya başlayabilirsiniz.

Sofra yemeklerini ekleyebilirsiniz. Kabak dolması, sulu köfte, kıymalı patates, fasulye, bezelye yemeği gibi çatalla hafif ezip verebileceğiniz yemekler uygundur. Yeme hızını bebeğinizin kendi ayarlamasına izin veriniz

GEÇİŞ DÖNEMİNDE YAŞANAN SORUNLAR- İshal, enfeksiyon, kusma- İstah azlığı- Yetersiz beslenme veya aşırı beslenme- Kansızlık - Annenin zorlaması sonucu anne-bebek ilişkisinin bozulması

Page 15: Kids&Gourmet  May 2015
Page 16: Kids&Gourmet  May 2015

13

ÖZEL HABER

YAZ TATİLİ PLANINIZI HENÜZ YAPMADINIZ MI?

Page 17: Kids&Gourmet  May 2015

14

MAYIS 2015SAYI 22

MARTI MYRA’DA ÇOCUKLAR TATİLDE DE SAĞLIKLI BESLENİYORMini Martı’lar için, Martı Mini Yiyecek köşesinde özel çocuk büfesi ve Mini Club animatörleri, Martı Mİnİ Kidsonly® ile 4 – 12 yaş arası çocuklar için (Mini – Midi) 2 haftalık kapsamlı aktivite programı,

5 – 14 yaş arası çocuklara ücretsiz bilgisayar kursları, 7 – 12 yaş arası çocuklar için tenis dersi, otel dışı gezi programları, Muz Martı Junimax ile gençler arası çeşitli sporlar ve

aktiviteler bulunmaktadır. 300 kişilik anfitiyatro, Sabah GYM, voleybol, dans kursu, dart, boccia, su GYM, havuzda basketbol, havuz oyunu, radyo Myra, göbek dansı kursu, su topu, tenis, masa tenisi, yoga, latin dans kursu, kokteyl oyunu, plaj voleybolu ve step aerobi gibi binlerce aktivite de tesisin misafirlerine sunduğu bir çok aktivitenin içerisinde yer almaktadır.

KİDS&GOURMET 2015 yaz sezonunda yine minik misafirler için sağlıklı yiyeceklerden oluşan açık büfesi ve “Çocuklar tatilde de sağlıklı besleniyor” sloganı ile Martı Myra’da.

Page 18: Kids&Gourmet  May 2015

15

ÖZEL HABER

MAXX ROYAL BELEK ÇOCUKLARIN VAZGEÇİLMEZİ OLACAKMaxx Royal Belek Golf Resort çocuklarına ve misafirlerine özel olarak, dünya üzerinde yaşamış dinozorların gerçek boyutlarıyla birebir ölçülerde hazırlanmış olan Dino Land açıldı. 3000 m²’lik alana sahip olan Dino Land içerisinde; 1 adet küçük göleti, dino yumurtası ile fotoğraf köşesi, 5 adet kuş dinozoru, 2 adet yavru dinozor, 1 adet iskelet dinozor, 10 adet hareket eden dinozor olmak üzere konuklarına gün boyunca değerlendirebilecekleri bir eğlence alternatifi sunuyor.

Page 19: Kids&Gourmet  May 2015

16

MAYIS 2015SAYI 22

ALİ BEY RESORT Ali Bey Resort’te çocukları tatil boyunca neşeli ve eğlenceli dakikalar bekliyor. Girişte minik misafirlere çanta, boyama kitabı, oyuncak, çevre dergisi gibi hediyeler veriliyor ve 6-10 yaş arası küçük misafirlere sunulan birçok aktivite ile onlar keyifli vakit geçirirken, anne babaları da gönül rahatlığıyla baş başa kalmanın tadını çıkaracak. Ali Bey Resort’te farklı yaş grubundaki çocuklara konusunda bilgili ve tecrübeli personel ile eğlenceli vakit geçirme imkânı sunuluyor.

Tesiste çocuklara yönelik sunulan imkânlar mini kulüple sınırlı kalmıyor, dev aquaparkta da çocuklar için eğlence hız kesmeden devam ediyor. Bunların dışında çocuk animasyonu, Mini Club (4-7 yaş grubu), Maksi Club (8-12 yaş grubu), Genç Club (13-17 yaş arası temmuz/ağustos) ile restoranlarda bebek sandalyesi, bebek yatağı, bebek arabası

kiralama, hizmetleri de yer alıyor. Ayrıca araba yarışları, atari oyun salonu, masa tenisi, bilardo da tesiste mevcut. Ali Bey Resort minik misafirleri için voleybol sahasının yanında Mima Beach alanı bulunuyor. Renkli çitlerle çevrilmiş alanda, aktivite ve kum havuzları, mini şezlonglar, kova, kürek takımları, deniz-kum ekipmanları, kendi yürüme yolu ve dubalı alanı minik misafirlerin hizmetine sunuluyor. Mima Club 4-12 yaş çocuklara kesintisiz hizmet vermeye başlıyor. Mima Club içinde yapılan mini restoran öğlen yemeklerinde, snack saatlerinde ve akşam yemeklerinde miniklerin özgürce yemek yemelerini sağlamak için tamamen onlara göre dizayn edildi. Mima Club’da yer alan, bebekler için tasarlanmış özel bebek odasında, misafirler bebeklerinin yemeklerini hazırlayabilir, besleyebilir ve hatta bu odada onları uyutabilir.

Detaylı bilgi için: www.etstur.com

Page 20: Kids&Gourmet  May 2015

17

NOT DEFTERİ

Son dönemde artan doğala, kırsala dönüş trendini değerlendiren Orvital Organik Gıda Kurucu Ortağı ve Gıda Mühendisi Muharrem Doğan “Türkiye’de üretim şekli açısından sadece 2 çeşit tavuk vardır; biri konvansiyonel dediğimiz standart tavuk diğeri de organik tavuk. Başına “doğal” “gurme” ve “köy” kelimesi konulan her ürünün sağlıklı olduğuna duyulan bir inanç var ki bu, özellikle tavuk konusunda son derece yanlış bir yönlendirmedir. Doğal ve köy adı altında pazara sunulan ürünlerin organik ürünlere rakip gösterilmesi gelecek nesillerin sağlığını tehdit eden son derece ticari bir yaklaşımdır ve bir o kadar da yanıltıcıdır. Tüketiciler yalan, dolanla maalesef kandırılmaktır. Doğal ifadesinin resmi, geçerli bir tanımı bile bulunmamaktadır. Herkes istediği her ürüne doğal ifadesi koyabilir. Organik üretimin temeli denetim, kitabı bakanlığın yayınladığı Organik Tarım Kanunu ve İlgili Yönetmeliğidir. Organik üreticilerin attığı her adım denetlenmektedir” dedi.

GDO genlerle oynanarak yapılan bir laboratuar işlemidir ve ciddi bir tehdittir.GDO yani Genetiği Değiştirilmiş Organizmanın, bir bilinmez olduğunu ve bu bilinmezin ileride bize nasıl zararlar vereceğinin de bilinmediğine vurgu yapan Doğan “GDO, bir canlıdaki genetik özelliklerin kopyalanarak bu özellikleri taşımayan bir canlıya aktarılması sonucu üretilen canlılardır. Genlerle oynanarak yapılan bir laboratuar işlemidir. Canlılar üzerinde yapılan bu değişiklikler; canlı sağlığı, biyolojik çeşitlilik, ekolojik dengenin bozulması anlamına gelmektedir ve gelecek

“DOĞAL TAVUK DİYE BİR ŞEY YOKTUR”

Page 21: Kids&Gourmet  May 2015

18

MAYIS 2015SAYI 22

nesiller için de bir tehdit unsuru oluşturmaktadır. Güvenle söyleyebileceğimiz bir şey var ki o da; organik tarım yönetmeliğinde GDO'nun yeri yoktur. Gelecek nesiller, sağlıklı beslenmeden geçiyor. Sağlıklı nesiller için sürdürülebilir bir besin zinciri ve organik tarım temel teşkil ediyor. Bunu unutmayalım” dedi.

Çocuğumuzun sağlığını tavuğun sahibine emanet edemeyizBüyük şehirlere yakın beldelerden köy sıfatıyla alınan tavukların, denetimden uzak, son derece sağlıksız koşullarda yetiştirildiğine vurgu yapan Doğan “Bir ilaç şişesini gagalayan, kanalizasyon yakını dereden su içen, GDO’lu yemle beslenen tavuklar ve en tehlikelisi hiç bir şekilde denetlenmeyen çiftçilikler var. Çocuğumuzun sağlığını tavuğun sahibine emanet edemeyiz. Tarım ilacı kullanılmayan, GDO’nun uğramadığı o özlediğiniz Ali Baba’nın çiftliğini organik çiftliklerde arayın. Gidin görün gezin en önemlisi siz denetleyin” dedi.

Doğan: “Biz T.C. Tarım, Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı’nın Organik Tarım Yönetmeliği’nin tanımladığı ilkeler çerçevesinde ve sadece organik üretim yapıyoruz. Bizim için esas olan organik tarımın yasakladığı konulara ışık tutmak ve toplumu bilgilendirmektir. Lütfen

bilginin doğruluğunu ve kaynağını araştırmadan her duyduğunuza inanmayın” dedi.

Organik Tarım Yönetmeliği Ne Diyor?Organik tarım, GDO’suz, hormonsuz, zirai gübre kullanmaksızın, ilaçsız ve herşeyden önemlisi katkı maddesiz üretim anlamına gelmektedir. Organik tarım toplum sağlığı kadar sürdürülebilir besin zinciri açısından da son derece önemlidir.

Dünyadaki ve Türkiye’deki organik tarım kanunlarında GDO’lu tohum veya hayvan ırkı tamamen yasaklanmıştır.Bir tavuğun organik olması için yumurtadan çıktıktan sonra 1. günden itibaren organik tarım yönetmeliğine uygun şekilde beslenmeye ve bu yönetmeliğe uygun çiftliklerde büyümeye başlaması gerekmektedir.

Organik gıda üretilecek tarlanın organik sertifikası alması için en az 3 yıl hiç bir tarım ilacı ve kimyasal maddeye maruz bırakılmamış olması gerekiyor. 3 yılın sonunda yapılacak toprak analizleri ile teyit alınmaktadır.

Organik üretim toplum refahını korur, hayvan refahını ön planda tutar. Hiçbir sınırlayıcı ekipman, yapay ışık kullanılmaz. Doğanın sunduğu tüm serbestlik ve sağlık organik üretimin temelini oluşturur. Konvansiyonel üretimde 25.000-30.000 adet tavuğun konulabileceği kümeslere organik üretimde sadece 4.800 adet tavuk konmaktadır.

Organik tavuklar hem kümeslerinde hem de kümes önlerinde kendilerine ayrılmış kontrollü alanlarda serbest bir şekilde dolaşırlar. Organik tavuk başına minimum 4 m2 olacak şekilde her kümes önünde 20 dönüm organik dolaşım alanı vardır.

Organik üretim anlayışının bir parçası olarak kümesler gibi kümes önü dolaşım alanları da organik olarak sertifikalandırılır.

Organik tavuk üretimi, baştan sona Bakanlık ve Uluslararası Organik Sertifikasyon kuruluşları tarafından denetlenmekte, yem ham maddeleri periyodik olarak analize gönderilmektedir. Organik üretim tesislerinde yetişen tavuklar, kesinlikle hormon, antibiyotik, pestisit ve ağır metal gibi kimyasallar içermez. Organik tavuklar, minimum 81, ortalama 90 günde kesime gitmektedir.

Page 22: Kids&Gourmet  May 2015

19

UZMAN GÖRÜŞÜ

Deniz Özkılıç Kabul Uzm.Gelişim Psikoloğu - SENs Gelişim Akademisi

Page 23: Kids&Gourmet  May 2015

20

MAYIS 2015SAYI 22

Bir Psikoloğun Gözünden Anne Olmak

BAKICILARI BİR TÜRLÜ SEVEMEME İŞİ NE OLACAK?Yazıma başlarken söylemeliyim ki biz anneler, mükemmel bir organizatör ve planlayıcı olmalıyız. Çünkü hem çocuğumuza hem eşimize hem kendimize varsa eğer hem de işimize vakit ayırabilmek için her dakikanın önemi çok büyük. Hayatı verimli yaşayabilmek ve hepsini yapabilmek adına her bir dakikayı dolu dolu kullanmamız boşa harcamamız gerekiyor. Bunun için de hem bireysel, günlük-haftalık planımızı iyi yapmalıyız hem de etrafımızdaki eş büyükanne, baba ve bakıcı gibi kişileri çok iyi organize etmeliyiz.

Kabul edelim ki bu da ayrı bir beceri. Sanırım ben aynı anda birkaç şey yapabilmeyi, hepsine yeteri kadar odaklanabilmeyi, vakit ayırabilmeyi ve etrafımdakileri yönetmeyi öğrenmeye başladım gibi.

Mesela; şuan aynı anda hem i Pad hem bilgisayarım hem de not defterim açık ve bir yandan da telefonda ofisle görüşüyorum.

Page 24: Kids&Gourmet  May 2015

21

UZMAN GÖRÜŞÜ

Çünkü bunları bir saat içinde bitirmem gerekiyor ki bebeğimi alıp güneş gitmeden parka götürebileyim.

Peki gelelim asıl konuya… Bu bakıcılardan nefret etme, bir türlü sevememe işi ne olacak? Bu sadece bana has bir şey mi yoksa genel olarak annelerde var olan bir durum mu? Açıkçası bakıcım kızımı çok seviyor, kızım da bakıcısını çok seviyor. Ev işlerinde de fena değil ki zaten ondan çok ev işi beklemiyorum. Ama ben maalesef kendisine bir türlü tam anlamıyla ısınamıyorum. Eylül’ü çok sevdiğine eminim. Acı gerçek şu ki ben onu sevmiyorum.

Hamileliğimin son ayında işe başladı. Birlikteliğimizin sekizinci aynı bitirdik ancak ben hala onu kızımla baş başa bırakma cesaretini gösteremiyorum. Annem başlarında daimi nöbetçi. Geçenlerde sitede kızımı parka götürdüm. Genelde işten çıkar çıkmaz hava güzelse eve gelir kızımı alır hemen parka götürürüm. Annem de zaten her sabah götürür. İkinci faslı da o gün şanslıysak benimle beraber yapar. Neyse bu sefer bir günümü komple boşalttım ve kızma ayırmak istedim. Parka her zaman gittiğimiz saatten farklı saatte götürdüm. Ve bir baktım ki en kalabalık saat oymuş, bakıcılar diyarına düşmüş buldum kendimi. Oturduğumuz sitede genelde yatılı bakıcılar var. Benim bakıcım yatılı değil çünkü evde daimi yabancı birinin varlığına katlanmam mümkün değil.

Hanımefendilerin aralarında geçen konuşmaya şahit oldum. Hepsinin çalıştığı evde ev işlerini yapan ayrı kişiler var. Bu hanımefendilerin tek görevi dünya tatlısı çocuklara bakmak ve onunla birlikte gezmek, zavallı annenin keyfini süremediği evinin, sosyal alanların ve faaliyetlerin en önemlisi tatlı çocukların keyfini çıkarmak. Size de çok adaletsizce ve saçma gelmiyor mu? Bazen kendimi bakıcıların kölesiymiş gibi hissediyorum. Hatta içlerinden bir tanesinin çalıştığı ailenin Bodrum’da yazlıkları varmış. Hafta başı bütün bir yaz için oraya taşınacaklarmış fakat anne ve baba çalıştığı için bakıcı çocuklar ile tek gidecekmiş, anne baba

ise sadece hafta sonu yanlarına gideceklermiş. Mantığım, yüreğim ve çok insani kıskançlık duygularım bunu kabul edemiyor maalesef. Ben deli gibi çalışacağım ama bütün imkânların da tadını onlar çıkaracak. Görevlerini laiki ile yapsalar helal hoş olsun. Ama hepsinin elinde birer akıllı telefon, çocuklar kendi hallerinde oynarken onlar dedikodu yapıp selfie çekiyor. Çocuklar düşse ancak ağlama sesinden sonra uyanacaklar. İşin en acı tarafı ne yazık ki çocuklar gerçekten umurlarında bile değil. Azıcık fazla bir maaşa hemen ona bağlanmış olan çocuğu unutabilir ve gidebilirler ki iş yerinde de buna çok şahit oluyorum. Hafta sonu iznine diye çıkıyorlar pazartesi dönmüyorlar sonra onlara alışmış çocuklarımız, meleklerimiz ortada kalıyorlar ve psikolojileri bozuluyor. Tabi ki herkesi aynı kefeye sokamam. Çok iyi olanlar da var. Ama bütün bu anlattıklarım sonucunda bakıcısını çok sevebilecek bir insan var mı?

Bir kız arkadaşımla yemeğe çıktık. “Bakıcın nasıl, Eylül onu seviyor mu?” diye sordu. “Çok seviyor” dedim. “Peki, sen seviyor musun?” diye sordu. “Hayır” dedim. Verdiği cevap çok basit ve netti; “Kıskanıyor olabilir misin?” Evet, kıskanıyorum çünkü dünya güzeli bebeğimle ben bütün gün vakit geçirmek istiyorum. Bu onun suçu mu hayır değil. Fakat ben de bir insanım kendime engel olamıyorum. Kızımın onu sevmesine tabi ki çok mutluyum ve sırf bu yüzden bakıcımızı rahat ettirmek için elimden geleni yapıyorum. Ama kıskanıyorum ve hiç sev-mi-yo-rum.

Page 25: Kids&Gourmet  May 2015

22

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

anne bebek tov 210X297.pdf 1 17/03/15 14:09

Page 26: Kids&Gourmet  May 2015

23

ALIŞVERİŞ

Hogan İlk Adım Koleksiyonu spor ayakkabı 600 TL

Hogan İlk Adım Koleksiyonu kız çocuk ayakkabı 600 TL

Bebekform.com da Dabbawalla çanta 115 TL

Tchibo Scooter Valiz 169,95 TL

Zara Organik Pamuklu şort tulum 32,95 TL

Zara Baskılı Elbise 65,95 TL

Page 27: Kids&Gourmet  May 2015

24

e-bebek Baby&Toys Oyun Halısı 129,90 TL

Philips Avent Biberon 120ml Kılıflı Naturel Cam 32,90 TL

Toyzz Shop Duwa Bisiklet 12 Jant-269,00 TL

Toyzz Shop Winx Bisiklet 16 Jant 329,00 TL

Toyzz Shop Hummer Akülü Araba599,00 TL

e-bebek Baby Jem Emekleme Dizliği Pembe 9,99 TL

MAYIS 2015SAYI 22

Page 28: Kids&Gourmet  May 2015

25

RÖPORTAJ

Page 29: Kids&Gourmet  May 2015

26

MAYIS 2015SAYI 22

Yazıma bir masal gibi başlatmak istedim çünkü bence Piti büyüdüğünde bir masal kahramanı olduğunu zaten anlayacak… Mutlu Tönbekici 20 yıllık gazeteci ve yazar… Bir gün evlat sahibi olmaya karar veriyor. Ve bu kararını muhteşem bir yolla “Koruyucu anne” olarak da hayata geçiriyor. Ve minik Piti ile de yolları böyle kesişiyor… Biz de Kids&Gourmet Yayın Yönetmeni Serap Torun’la bu güzel aileyi sizinle buluşturmak üzere Mutlu ve Piti’nin Arnavutköy’deki dünyasına doğru yola çıktık…

Röportaj: Sebahat BağbarsGazeteci - Yazarwww.sebahatbagbars.com

MUTLU VE PİTİ’NİN DÜNYASINDA MASALLAR GERÇEK OLDU!

Page 30: Kids&Gourmet  May 2015

27

RÖPORTAJ

Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, deve tellal, pire berber iken, ben dayımın beşiğini tıngır mıngır sallar iken, Mutlu ve Piti bir birine sevgiyle derman olur iken hayat çok güzelmiş diyerek başlamak istedim yazıma… Evet, yazımın kahramanı meslektaşım Mutlu Tönbekici’yle yüz yüze birkaç ay önce tanıştım ancak onu ve hikâyesini kalbime kazıdığım dönemi çok net hatırlıyorum… Çocuklara olan aşırı düşkünlüğüm nedeniyle bir arkadaşım onun “Sevgili kızım sen

bana gökten zembille indin” başlıklı yazısını göndermişti. İşte o zamandan sonra hem Mutlu, hem de bebek Piti benim bir gün mutlaka kucaklanacaklar listeme dahil oldu… Hayali kurulan şeylerin planlanmadan gerçekleşmesi güzeldir, Mutlu’yla da tamamen tesadüf eseri bir kafede tanışmıştık… Anneler günü için Kids&Gourmet’e özel hazırlamayı düşündüğüm yazı için de bu tanışmışlığı bir adım daha öteye götürdük…

Page 31: Kids&Gourmet  May 2015

28

MAYIS 2015SAYI 22

Yazıma bir masal gibi başlatmak istedim çünkü bence Piti büyüdüğünde bir masal kahramanı olduğunu zaten anlayacak… Mutlu Tönbekici 20 yıllık gazeteci ve yazar… Bir gün evlat sahibi olmaya karar veriyor. Ve bu kararını muhteşem bir yolla “Koruyucu anne” olarak da hayata geçiriyor. Ve minik Piti ile de yolları böyle kesişiyor… Biz de Kids&Gourmet Yayın Yönetmeni Serap Torun’la bu güzel aileyi sizinle buluşturmak üzere Mutlu ve Piti’nin Arnavutköy’deki dünyasına doğru yola çıktık…

Yaklaşık bir yıl önce yapılan bir haberin başlığı “Piti ‘Anne’ diyecek dünya o an duracak!” olarak atılmıştı… Ve biz bizzat şahit olduk minik Piti “Anne” dedi. Sadece Anne de demedi! Annesinin biberonla verdiği sütü iştahla içip bitirdikten sonra alkışlar çalarak ve kendi bebek dili tonunda “Yaşasın süt içtim” diyerek evin içinde sevinçle koşmaya başladı… Buluşma boyunca daha birçok mutlu çocuk gibi şirinlikler yaptı… O koştukça bizim tebessümlerimiz arşa ulaşmış, kalplerimiz gözlerimizde atmaya başlamış şekilde; gözlerimizi, kulaklarımızı güzeller güzeli anneye bağışlamış durumdaydık… Hep anlatsın, hep konuşsun ve o konuştukça da çocuklar anne, anneler çocuk sahibi olsun istedik… Mutlu’nun dünyası Piti’nin ilk “ANNE” deyişiyle durdu mu, daha mı hızlı döndü bilmem ama bizim dünyamız bu ve bunun gibi güzel hikâyelerin varlığıyla yeşerdi, güzelleşti…

Mutlu Tönbekici evlat edinerek çocuk sahibi olmaya Arnavutköy’de aldığı ev sonrası ve bir çocuk büyütmeye hazır hissettiği bir dönemde karar veriyor. Tabii bu isteği hayata geçirmesinde o gün de bu günde desteğini hiç üzerinden çekmeyen yardımcısı, dostu Ayşe’nin telkinlerinin çok büyük payı varmış. Sadece Ayşe de değil Ayşe’nin tüm aile fertleri de Piti’ye sevgiyle kucak açmış… Mutlu’nun değimiyle aslında Piti’nin kendisini koşulsuz seven iki ailesi var… Aslında ilk başvurusu bir çocuk evlat edinmek üzere olmuş Mutlu’nun. Evlat edinme prosedürleri ve bir bebek isteyen Mutlu’ya çok uymamış ve araştırmaları sonucunda T.C. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın hayata geçirdiği “Koruyucu Aile” programına ulaşmış. Programın

amacı çocukların sağlıklı gelişebilmeleri için kendilerini koruyacak, sevecek, destekleyecek, güven sağlayacak, sosyal ve maddi gereksinimlerini karşılayabilecek sıcak bir aile ortamı sağlamak. Elbette bu konuyu da ayrıca sizinle detaylı olarak paylaşacağız yazımızda…

Özellikle yıllardır evlat edinme süreçlerine takılıp kalan ailelerin “Koruyucu Aile” imkânını iyice araştırmalarını tavsiye ederim. Koruyucu ailede çocuğu aslında evinizde misafir ediyorsunuz. Onu -çok iyi şartlar sağlansa da- bir yurt ortamından çıkarıyor ve sıcacık bir yuva atmosferinde büyüme şansı veriyorsunuz. Ama çok güzel gelişmeler de olmuyor değil tabii ki… Mutlu Tönbekici gibi bir çocuğun dünyasına renk katan koruyucu ailelere -son zamanlarda değişen yasalar sonucunda- evlat edinme sürecinde öncelik de tanınmaya başlamış. Bravo diyorum. Böylece hem çocuk alıştığı, sevdiği ailede kalma, hem de aile çocukla süregelen mutluluğunu sonsuzlaştırma imkânı bulabiliyor.

Mutlu’ya en çok sorulan soruyu elbette biz de soruyoruz… “Evlat edinmek ile koruyucu anne olmak arasındaki fark nedir?”, “Koruyucu ailelerden çocukların geri alınma olasılığı nedir?” diye…

“Koruyucu ailelerin yasal bir hakkı yok. Yasalar nezdinde bir “şeyi” olmuyorsunuz o çocuğun. Devlet, iyi bakamadığınıza kanaat getirirse elinizden de alabiliyor. Kendi isteğinizle geri vermeniz halinde size niye verdin demiyor. Çocuğun biyolojik ailesi çocuğu geri almak istediği zaman da sizin bir müdahaleniz olamıyor. Ancak böyle diyerek kimsenin gözünü korkutmak istemem. Çünkü gerçekte durum şöyle KİMSE ÇOCUĞUNU GERİ ALMIYOR! Yurtlarda çeşitli yaşlarda 40 bin çocuk var ve bu çocukların sadece binde 2’sinin ailesi onları geri almak için başvuruyor. 40 binde 80! Akıl almaz düşüklükte bir oran! Üstelik bu başvuruların hepsi de kabul edilecek diye bir şey de yok. Sosyal hizmetler çocuğun üstün menfaatini gözetiyor. Dahası biyolojik aile ille geri alacak diye bir şey de yok. Bazen sadece arada görmek istiyorlar. Buna zaten bence de

Page 32: Kids&Gourmet  May 2015

29

RÖPORTAJ

hakları var. Hani hep duyarız ya yılardır evlatlık edinmek için sırada bekleyenler var. O iş de aslında dışardan göründüğü gibi değil. Aileler çeşitli nedenlerle çocuklarını yuvaya bırakıyor ancak “bir gün geri alırım” diye veya “devlet daha iyi bakar” diye veya “şimdi kime gideceği belli olmaz” diye tamamen de vazgeçmiyor. Evlat edinilmesine rıza vermiyorlar. Çocuk orada öyle kalakalıyor. Ne ailesinin yanında oluyor ne de evlatlık verilebiliyor. Sadece terk ya da buluntu çocuklar evlatlık alınabiliyor. Yuvalardaki çocukların büyük kısmı aslında “kimseli”. Ama kâğıt üstünde. Pratikte onlar da kimsesiz. İşte bu durumdaki çocuklar için de koruyucu aile formülü geliştirilmiş.”

Dönelim yine minik Piti ve dünyasına… Mutlu’nun pardon Piti’nin evine demek daha doğru çünkü ev neredeyse onun oyuncakları ve eşyalarıyla kaplı… Yani dünya Piti üzerine dönüyor o kadar belli ki! Mutlu’nun Piti’yi özgür yetiştirdiğine şahitlik ediyor her şey… Sütünü içen, kendine gelen Piti başlıyor marifetlerini biz ablalara göstermeye. En çok çirkin olmayı seviyor. O çirkin oldukça da bizim kalbimiz çikolata kıvamında eriyip gidiyor… 2 yaş sendromları tam gaz devam ediyormuş elbette… Ama genel anlamda Piti çok uyumlu bir çocukmuş o nedenle de güzel anne Mutlu kendini çok şanslı hissediyor…

Peki, diyorum Piti’yi seçmek zor oldu mu? İşte bu sorumla harika bir uygulamayı da öğrenmiş olduk… Öyle gidip oyuncak satın alır gibi çocuk beğenmek gibi bir şey asla mümkün değil! Mutlu’nun başvurusu sonucunda 3 çocuk dosyası sunulmuş kendisine… Prosedür gereği 3 çocuğun dosyası sırayla paylaşılıyor. Yani üç dosyayı birden görüp karar vermiyorsunuz… Step step gidiyorsun. Size sunulan ilk dosyayı elerseniz bir daha geri dönüşünüz yok. İkincisini de elerseniz son şansınız üçüncü dosya. Eğer 3 dosyayı da tercih etmezseniz başvurunuz gerçekten koruyucu aile olmak istemediğiniz düşünülerek iptal ediliyor. Mutlu ilk dosyasını kabul etmiş ve Piti’ye kucak açmış… Gerçekten kalpten başvuran insanlar da zaten kendilerine gelen ilk öneriyi kabul ediyorlarmış…

Sevgili Mutlu’yla konuşmalarımızdan Türkiye’de bu konuda çok güzel çalışmalar yapıldığını hatta Denizli ilimizin bu yönde inanılmaz güzel çalışmalara imza attığını ve Devlet’in koruyucu ailelere bağladığı maaş, eğitim gibi daha birçok konuda destek olduğunu da öğreniyoruz… Bu arada unutmadan her ne kadar şu anda kayda geçen sadece 1 erkek koruyucu baba olsa da erkekler de isterlerse bir çocuğun hayatını değiştirmek için başvurabiliyorlarmış…

Biz Mutlu Tönbekici ve kalbinde büyüttüğü Piti’yle tanışmaktan, onların güzel dünyasına misafir almaktan inanılmaz mutlu olduk… Mutlu Tönbekici gibi kendi dünyalarını masum çocuklara daha güzel bir hayat sunmak için açan binlerce insan var Türkiye genelinde. Umarız bu yazımızla bizim de yeni “Koruyucu Aileler”in sayısının artmasına katkımız olur…

Page 33: Kids&Gourmet  May 2015

30

MAYIS 2015SAYI 22

Sorularla “Koruyucu Aile Olmak”

“Koruyucu Aile Olmak” istiyorum ayrıntılı bilgiyi nereden edinebilirim?Koruyucu aile olabilmek için başvuruların İl Müdürlüklerine şahsen yapılması gerekiyor. İl müdürlüklerinin iletişim bilgilerine www.koruyucuaile.gov.tr adresinden ulaşabilirsiniz.

Kimler koruyucu aile olabilir?Hoşgörülü, sabırlı, esneklik gösterebilen, güvenli ve şefkatli bir ortam sağlayabilen, sevgisi ile bir çocuğun hayatında fark yaratmak isteyen ve mevzuatta belirtilen şartları taşıyan, Kurumla işbirliği içinde çocuk yararına hizmet vermeye kendini hazır hisseden herkes koruyucu aile olabilir.

• T.C. vatandaşı iseniz • Sürekli Türkiye’de ikamet ediyorsanız• 25-65 Yaşları arasındaysanız • En az ilkokul mezunu iseniz• Düzenli gelire sahipseniz• Çocuğun öz anne-babası ya da vasisi değilseniz

Evli ya da bekâr, çocuklu ya da çocuksuz herkes koruyucu aile olmak üzere ikamet ettiği ilde bulunan il müdürlüğüne başvurabiliyor. Eşlerin ise birlikte başvurmaları gerekiyor. Özellikle çocuğun yakın çevresinde olan akrabalar, komşular ya da aile dostları tercih edilmektedir. Akrabaların koruyucu aile olmak istemesi halinde yapılacak sosyal inceleme sonucuna göre yaş ve eğitim koşulları değerlendirilmektedir.

Ayrıntıları www.koruyucuaile.gov.tr adresinden öğrenebilirsiniz. Koruyucu aile bakım modelleri ile ne kast edilmek isteniyor?

Koruyucu Aile Bakım Modelleri: “Akraba veya Yakın Çevre Koruyucu Aile Modeli”, “Geçici Koruyucu Aile Modeli”, “Süreli Koruyucu Aile Modeli” ve “Uzmanlaşmış Koruyucu Aile Modeli” olmak üzere 4 farklı başlıktan oluşuyor.

Akraba veya Yakın Çevre Koruyucu Aile ModeliVeli ya da vasi dışında kalan kan bağı bulunan akrabalar ya da çocuğun iletişim içinde olduğu veya tanıdığı bakıcı, komşu gibi yakın çevresinde olan, tercih etmeleri halinde en az temel ana, baba eğitimleri kapsamında eğitim almış kişi ve ailelerin sağladığı bakımdır.

Page 34: Kids&Gourmet  May 2015

31

RÖPORTAJ

Page 35: Kids&Gourmet  May 2015

32

Geçici Koruyucu Aile Modeli Acil koruma gereken ya da hakkında hizmet planı oluşturulmamış ve kuruluş bakımına yerleştirilmemiş ya da kendisi için planlanan hizmet modelinden çeşitli nedenlerle henüz yararlandırılamamış çocuklar için, temel ana, baba eğitimleri ve Koruyucu Aile Birinci ve İkinci Kademe Eğitimini almış profesyonel kişi ve ailelerin sağladığı birkaç gün ile en fazla bir ay arasında değişen bakımdır…

Süreli Koruyucu Aile Modeli Öz ailesi yanına kısa sürede döndürülme imkanı bulunmayan ya da kalıcı olarak aile yanına yerleştirilemeyen çocuklara, tercihen temel ana-baba eğitimleri ve Koruyucu Aile Birinci Kademe Eğitimini almış kişi ve ailelerin sağladığı bakımdır.

Uzmanlaşmış Koruyucu Aile Modeli Özel zorlukları ve ihtiyaçları olan çocuklara yardımcı olabilecek lisans eğitimine sahip olan veya eşlerden biri en az ilköğretim düzeyinde olmak üzere temel ana, baba eğitimleri, Koruyucu Aile Birinci ve İkinci Kademe Eğitimlerini almış kişi ve ailelerin sağladığı bakımdır. NOT: Koruyucu aile olmak konusunda tüm bilgilere www.koruyucuaile.gov.tr adresini inceleyerek öğrenebilir, sonrasında yetkililerle iletişime geçebilirsiniz.

MAYIS 2015SAYI 22

Page 36: Kids&Gourmet  May 2015

33

PSİKOLOJİ

Özge Ar Kimdir?2001 yılında Kadıköy Anadolu Lisesi`ni bitirmiştir ve 2006 yılında Boğaziçi Üniversitesi’nden Psikoloji ve Felsefe bölümlerinde çift ana dal programını tamamlayarak mezun olmuştur. Lisans döneminde Marmara Üniversitesi Hastanesi Psikiyatri Bölümü’nde gönüllü olarak staj yapmış, aynı dönemde Doç. Dr. Kemal Kuşçu süpervizörlüğünde anne-çocuk bağlanması ile ilgili projede araştırmacı olarak çalışmıştır. Boğaziçi Üniversitesi Felsefe bölümünde yüksek lisansını zihin felsefesi ve müzik alanlarındaki teziyle 2009 yılında, İstanbul Bilgi Üniversitesi Klinik Psikoloji dalında yaptığı yüksek lisansını obezite alanındaki projesiyle 2013 yılında tamamlamıştır.

Özge ARUzman Klinik PsikologÇINAR PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK MERKEZİwww.cinarpsikoterapi.com

ÇOCUK EĞİTİMİNDE ÖDÜL, CEZA VE DİSİPLİN

Page 37: Kids&Gourmet  May 2015

34

MAYIS 2015SAYI 22

Çocuk eğitiminin amacı; çocuğa ceza verip onu pasifleştirmek değil; çocuğa uyumlu, sorumlu ve saygılı davranışları öğretip, çocuğun hem kendi haklarını hem de başkalarının haklarını gözetip, vicdanlı olmasını sağlamaktır.

Disiplin uygulanırken şunlara dikkat edilmesi faydalı olacaktır:• Kızgınlık esnasında kesinlikle disiplin uygulanmamalıdır.• Disiplin uygun bir zamanda kullanılmalıdır.• Çocuklara tercih hakkı verilmelidir. Verilen bu hak çocukların kendine güven ve kontrol hissini artırır.• Disiplin öğretici olmak için kullanılmalıdır. • Disiplinin amacı birilerinin haklı birilerinin haksız olduğunu ispat etmek olmamalıdır. Bu tür yaklaşım güç çatışmasını ve çocuğun utangaçlığını arttırmaktadır.Disiplin yöntemlerinden en iyi olanı iç kontrollü disiplin yani özdenetimdir. Bu, çocuğun bazı kuralları benimsemesi ve dış uyaranlara gerek kalmadan bunlara kendi kendine uyması, yani kendini yönetme yeteneğini kazanmasıdır. Bunlara örnek olarak çocuğun, aileden uyarı almadan gidip dişini fırçalaması, ödevini zamanında yapması, gece belirli bir saate yatması, odasını toplaması verilebilir.

Öz denetimi sağlamak için;• Çocuk kural ve beklentilerin katı ve değişmez olduğunu bilmelidir. Var olan kurallar çocuğun yaşına, kişiliğine ve özelliğine göre esneklik gösterebilmelidir.• Çocuğa koyulan kuralların nedenleri izah edilmelidir.• Çocuktan beklenilen davranış açık bir şekilde dile getirilmelidir.• Çocuklar kuralların uygulanması aşamasında aktif rol almalıdır. Ayrıca konuyla ilgili sorumlulukları üstlenmelidir.• Çocuktan beklenilen davranış gerçekleştiği zaman, çocuğun bu çabası takdir edilerek pekiştirilmelidir. • Disiplin, tutarlılık ve esneklik gibi temel ilkeleri içermelidir. Bir yandan çocuğa kuralların tutarlı bir şekilde verilmesi gerekir. Öte yandan katı bir şekilde uygulanan kararlar hoşnutsuzluğun oluşumuna neden olabilir.

Disiplin kişiye belli alışkanlıklar kazandırma, kişiyi kendisi ve çevresi ile uyum içinde yaşamaya hazır hale getirmedir. Kişiye istenilen davranış ve alışkanlıkları öğretmek, iç denetim olarak da nitelenebilen ahlak gelişimini sağlamaktır. Ev ortamında disiplin, ailenin değer, düşünce ve davranışlarına uygun davranışları içeren bir önlem sistemidir

Page 38: Kids&Gourmet  May 2015

35

PSİKOLOJİ

ÖDÜL ve CEZAÇocuklara kural koymada en sık dile getirilen yöntem ödül-ceza sistemidir. Ödül ile istenen davranışın pekiştirilmesi, ceza ile de uygun olmayan davranışların önlenmesi amaçlanır.

Ödül çocuğun yaşına, gelişim düzeyine ve bireysel özelliklerine uygun olmalıdır. Maddi ödüller çok tercih edilmemelidir. 0-6 yaş döneminde verilecek ödüller şunlar gibi olabilir: parka götürmek, masal anlatmak, oyun oynamak, sarılmak, kukla oyunu oynamak, beraber şarkı söylemek, hayvanat bahçesine gitmek, oyun hamurları/kitap satın almak, birlikte film/tiyatro izlemek). Yerinde, zamanında ve dozunda kullanılmayan ödül araç yerine amaca dönüşecektir. Bu da çocuğu hile ve çıkarcılığa itebilmektedir.

Page 39: Kids&Gourmet  May 2015

36

MAYIS 2015SAYI 22

Ceza ancak uygun bir biçimde kullanıldığında etkili olabilmektedir. Çocuklar çok fazla eleştiri ve cezaya alışırlarsa, başaracaklarından emin olmadıkları durumlarda kolayca pes ederler. Bu sebeple, ceza yerine ödül ağırlıklı bir davranış geliştirme sistemi tercih edilmelidir. Öte yandan dürtü kontrol problemleri olan çocuklarda, yalnızca ödül içeren sistemler de yeterli olmamaktadır. İki tür cezadan söz edilebilir: İlki istenmeyen davranışı ortadan kaldırmak için hoş olmayan bir uyarıcının devreye sokulmasıdır. İkicisi ise istenmeyen davranışın ardından önemli bir uyarıcının ya da sevilen bir etkinliğin devreden çıkartılmasıdır.

Ceza Konusunda Öneriler• Anne babaların, ceza verdiklerinde kendi tepkilerini gözlemlemeleri faydalı olacaktır. Eğer çok sert ve aşırı öfkeli davranılıyorsa, çocuğun davranışı kötüleşebilir. Kontrollü ve net davranmaya çalışılmalıdır. Ödül sistemiyle ilgili her şey yerli yerinde yapılıncaya kadar ceza çok nadir kullanılmalıdır. Yani verilen ödüllerin miktarı, ceza miktarının en az 4 katı olmalıdır.

• Ceza verirken kesin ve net olunmalıdır. Dolambaçlı konuşulmamalı, söylenilenler bir sonuca bağlanmalıdır.

• Sözlü olarak ve göstererek çocuktan istenen “düzeltme” etkili bir ceza biçimi olabilir. Düzeltmesini isterken çocuğun ne yapması gerektiği söylenmelidir, ne yapmaması gerektiği değil. Hedef, yanlış davranışından sonra çocuğa en kısa zamanda cevap vermektir.

• Ödüllerin geri alınması (response cost): Çocuk düzgün çalışması sonucunda kazandığı puanları, kardeşine vurarak veya ödevinin başından ayrılarak kaybedebilir. Burada da 4:1 ödül/ceza oranına dikkat edilmelidir.

• Kısıtlama (time-out): (Çocuğu uyaran bulunmayan bir yerde, örneğin duvara dönük şekilde, 5 dakika oturtmak) Genellikle etkili bir davranış kontrolü yöntemidir. Ama ödev yapmayla ilgili güçlüklerde tavsiye edilen bir strateji değildir. Çünkü çocuğu zaten yapmak istemediği ödevden alıkoyduğu için ödül yerine geçer.

Page 40: Kids&Gourmet  May 2015

37

OYUN & AKTİVİTE

ÇOCUKLAR DOĞUŞTAN BİLİM İNSANIDIR!

Page 41: Kids&Gourmet  May 2015

38

MAYIS 2015SAYI 22

Çocuklarınızla birlikte gerçekleştireceğiniz mutfak etkinlikleriyle, bilimsel süreçlere kapınızı aralayabilirsiniz. Yemek yapmanın özü kimya kurallarına dayanır. Mutfağa girdiğimizde malzemelerin hazırlanma aşamasından, pişirme aşamasına kadar, bir kimyager gibi çalışırız. Kuru fasulye yaparken ya da kekinizi kabartmaya çalışırken acaba aranızdan kaç kişi bir kimyager gibi çalıştığının farkındadır? Mutfakta asit, baz ve çözeltilerle deneyler yaptığını, maddede meydana getirdiği değişimleri ya da enzimleri substratlarıyla tepkimeye soktuğunu fark eden kaç kişiyiz? Bu yazı dizisi sizin ve çocuğunuzun bilimsel düzeyde farkındalığınızı arttırmak için hazırlanmıştır.

Page 42: Kids&Gourmet  May 2015

39

OYUN & AKTİVİTE

Page 43: Kids&Gourmet  May 2015

40

MAYIS 2015SAYI 22

DANS EDEN MAKARNALARKüçük çocuklar genellikle bilimsel deneylere ilgi duyar. Bu deneyler onlara bir çeşit sihir gibi gelir.

Sizler de çocukların bu merakını değerlendirerek hem çocukların bilme olan ilgisini arttırabilir hem de eğlenceli vakit geçirebilirsiniz. Bu deneyleri masalsı bir anlatımla kurgulamak dahi mümkün.

Bu ay deneyimiz dans eden makarnalar…

MalzemelerTemiz cam bir kapÇubuk makarna veya şehriye2 su bardağı su2 su bardağı sirke (şeffaf olması açısından mümkünse elma sirkesi) 2 çorba kaşığı karbonat2 -3 damla gıda boyası

Öncelikle 2 su bardağı su ve üzerine 2 su bardağı sirke koyun. İçine istediğiniz bir renkte, birkaç damla gıda boyası damlatabilirsiniz. Bir miktar makarna veya şehriye ilave edin. Şimdi hazırlıklı olun! Karışıma 2 çorba kaşığı karbonat ekleyin….dikkat taştı taşıyorrr. Evet, artık dans eden makarnaları seyredebilirsiniz. Dans yavaşlamaya başladığında tekrar 1 kaşık karbonat ilave edebilirsiniz.

Karışıma karbonatı eklediğiniz anda hareketli bir müzik de açarak makarnaların müzik eşliğinde dans ettiklerine dair bir hikâye yaratabilirsiniz. Hatta çocuklar da yukarı aşağı zıplayarak makarnalarla birlikte dans edebilirler. Ya da karbonatı dökerken bir perinin gelerek cüceler ülkesindeki çocukların üzerine peri tozu döktüğüne dair bir masal kurgulayabilir siniz.

Peki bu nasıl oluyor?Eriştenin yüzeyi pürüzlü olduğundan suyun içinde oluşan karbondioksit gazı bu yüzeye temas ederek makarnaları harekete geçirir. Hacmi artan ama kütlesi fazla değişmeyen makarnalar, onları çevreleyen yoğunluğu daha fazla olan sıvının etkisiyle yukarı doğru hareket eder.Burada çocuklara suyun kaldırm kuvvetinden de bahsedebilirsiniz. Su, kendi yoğunluğundan da az yoğunluğa sahip olan cisimleri, yüzeyine doğru itmektedir. Yoğunluk farklılığından ortaya çıkan itme kuvveti etkisiyle cisim yüzmeye başlar.

Neşeniz bol olsun…

Dikkat: Deney yaparken çocukları yalnız bırakmayın! Malzemeleri kontrolünüz altında kullandırın.Oluşabilecek kazalardan ve olumsuz durumlardan Kids&Gourmet sorumlu değildir.

Page 44: Kids&Gourmet  May 2015
Page 45: Kids&Gourmet  May 2015

MAYIS2015YEMEK TARİFLERİ

Page 46: Kids&Gourmet  May 2015

Meyve & Sebze Takvimi

CAN ERİK

ÇAĞLA

ÇİLEK

ELMA

İNCİR

KARPUZ

KAVUN

KAYISI

KESTANE

KİRAZ

MANDALİNA

MUZ

MÜRDÜM ERİĞİ

NAR

PORTAKAL

ŞEFTALİ

ÜZÜM

VİŞNE

ARAL

IK

OCAK

ŞUBA

T

MAR

T

NİSA

N

MAY

IS

HAZİ

RAN

TEM

MUZ

AĞUS

TOS

EYLÜ

L

EKİM

KASI

M

Page 47: Kids&Gourmet  May 2015

BAKLA

BALKABAĞI

BAMYA

BEZELYE

BÖRÜLCE

BROKOLİ

DOLMA BİBER

DOMATES

ENGİNAR

HAVUÇ

ISPANAK

KABAK

KARNABAHAR

KEREVİZ

KIRMIZI BİBER

LAHANA

MARUL

PANCAR

PATLICAN

PAZI

PIRASA

SALATALIK

SEMİZOTU

T. BARBUNYA

TURP

YEŞİL BİBER

ARAL

IK

OCAK

ŞUBA

T

MAR

T

NİSA

N

MAY

IS

HAZİ

RAN

TEM

MUZ

AĞUS

TOS

EYLÜ

L

EKİM

KASI

M

Page 48: Kids&Gourmet  May 2015

45

KADINBUDU KÖFTE (1 yaş ve sonrası)

YEMEK TARİFLERİ

Page 49: Kids&Gourmet  May 2015

46

Dr. Enver Mahir Gülcan’ın notu:Köfte dediğinizde akan sular durur. Kadınbudu köfte yumuşak formu nedeniyle de çocukların rahat yiyebildiği bir yemektir. Hatta et ile arası iyi olmayan çocuklar bu köfteyi normal köfteye tercih edebilir. İçerisine koyulan bezelye ile vitamin yönünden de desteklenen sağlıklı bir tarif. Bezelye protein, karbonhidrat, lif ve C vitamini içeriği ile köfteye sağlık katmış. Maydanoz ve kuru soğan da C vitamini içerir. Ancak pişme esnasında yemek C vitamini açısından değer kaybına uğrayacaktır. Eğer mümkünse yanında limonlu bir salata ile köfteleri yedirmenizi öneririm. C vitamini, etteki demirin vücut tarafından emilimini arttırır.

Malzemeler250 gr. köftelik dana kıyma1 yumurta½ kuru soğan4-5 dal maydanoz1 su bardağı tam buğday unu½ çay bardağı haşlanmış pirinç2 kaşık haşlanmış taze bezelye2 yemek kaşığı sızma zeytinyağı1 tutam kimyon

Hazırlanışı1 kaşık zeytinyağında çok ince doğranmış soğan şeffaflaşana kadar pişirilir. İçine kıymanın yarısı ilave edilir ve pişirmeye devam edilir. Geri kalan çiğ kıyma, pişmiş kıyma, haşlanmış pirinç, haşlanmış bezelye, maydanoz, kimyon karıştırılarak yoğurulduktan sonra köfte şekli verilir. Yumurta bir kâsede çırpılır. Köfteler önce yumurtaya sonra una bulanarak kalan 1 kaşık zeytinyağı ile yağlanmış fırın tepsisine dizilir. 180 C derece önceden ısıtılmış fırında 25- 30 dakika pişirilir. Yanında sebze püresi ile servis edebilirsiniz.

MAYIS 2015SAYI 22

Page 50: Kids&Gourmet  May 2015

47

ETLİ SEBZELİ PÜRE (8 ay ve sonrası)

YEMEK TARİFLERİ

Page 51: Kids&Gourmet  May 2015

48

Dr. Enver Mahir Gülcan’ın notu:Bebeklerde, 8.ay beslenme döneminde, besinlerin kıvamı biraz daha yoğun olmalıdır. Bu dönemde orta derecede pütürlü besinler yiyebilirler. Eğer tamamen pürüzsüz ve çok yumuşak besinlerle beslemeye devam ederseniz ileride pütürlü yedirme sorunları yaşayabilirsiniz. Annelere çok önemli uyarı! Hiçbir pürenizi robot, blander kullanarak hazırlamayın. Çünkü besinde hiç pütür kalmamakta, bebekleriniz katı gıdaya geçmekte çok zorlanmakta, bazen hiç geçememekte Ayrıca besinin içeriği aşırı parçalanmaya bağlı olarak çok azalmakta, besin değeri çok düşmektedir.

Malzemeler30 gr. yağsız dana eti ½ küçük boy havuç1 çorba kaşığı bezelye½ enginar2 dal maydanoz1 tatlı kaşığı sızma zeytinyağı

HazırlanışıEt yeteri kadar su ile orta ateşte haşlanır( sebzelerde ilave edileceği için 2 su bardağı su yeterli olabilir).Kuzu eti 15 dakika kadar piştikten sonra içine yıkanmış, küçük doğranmış havuç, bezelye taneleri ve enginar ilave edilir. Ocaktan indirildikten sonra yıkanıp, ince doğranmış maydanoz yaprakları ve sızma zeytinyağı eklenir. Karışım çatal ile ezilerek püre haline getirilir. Blanderdan geçirilecekse tamamen pürüzsüz olmamasına dikkat edilmelidir.

MAYIS 2015SAYI 22

Page 52: Kids&Gourmet  May 2015

49

EXECUTIVE CHEF AYŞE DİNLER

Page 53: Kids&Gourmet  May 2015

50

MAYIS 2015SAYI 22

Havaların ısınmaya başladığı güzel bahar aylarında, iştahsızlık çeken çocuklara değişik öğünler hazırlamak, iştahla yemek yemelerini sağlayabilir. Mutlaka sucuk köfteli makarna salatasını denemenizi öneririm. Çocuğunuzun zevkine göre, aynı salatayı makarna yerine kinoa, arpa şehriye ya da pirinç kullanarak yapabilirsiniz. Şimdiden ellerinize sağlık.

Tüm güzel annelerin, anneler gününü ve ayrıca 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramınızı kutlarım.

Sevgiler...Executive Chef Ayşe Nil [email protected]

Page 54: Kids&Gourmet  May 2015

51

SUCUK KÖFTELİ MAKARNA SALATASI (2 yaş ve sonrası)

EXECUTIVE CHEF AYŞE DİNLER

Page 55: Kids&Gourmet  May 2015

52

SUCUK KÖFTELİ MAKARNA SALATASI (2 yaş ve sonrası)

HazırlanışıTencereye az miktarda su bir çorba kaşığı zeytinyağı koyularak kaynamaya bırakılır. Kaynadığında makarna ilave edilir. Makarna suyunu çekip, iyice yumuşayınca ocaktan alınır.Makarna haşlanırken diğer tarafta köfteleri hazırlanır. Soğan ve sarımsak rendelenip, baharatlar galeta unu, kıyma ile harmanlanır ve dinlenmeye bırakılır. Kullanılan sarımsak köftelerin sucuk tadında olmasını sağlayacaktır.

Sos malzemeleri yeşil kıvamlı bir sos oluncaya kadar robotta çekilir. Damak tadınıza göre içine dereotu, taze nane, taze soğan ilave edilebilir. Yoğurtlu veya yoğurtsuz olarak kullanılabilir.Köftelere 1 TL büyüklüğünde yuvarlak ve yassı şekil verilip, iki tarafı kızarıncaya kadar pişirilir.Makarna ılıyınca tüm malzemeler sos, bezelye, biberler harmanlanır. Üzeri köfteler ve kiraz domatesler ile süslenip servis edilir.

Dr. Enver Mahir Gülcan’ın notuMakarna çocukların genellikle sevdiği bir yiyecektir. Tam tahıllı makarna kullanmanızı tavsiye ederim. Bu tarifte yemeğin karbonhidrat değeri makarnaya ilave edilen köfte ve sebzeli sos ile dengelenmiş, karbonhidrat, vitamin, hayvansal protein içeren sağlıklı bir öğün haline getirilmiştir. Özellikle yeşilbiber, C vitamini açısından oldukça zengindir. Tarifte közlenmiş olarak verilen biberlerden bir tanesini yemeğin sosunu yaparken közlemeden içine ilave ederseniz daha fazla C vitamini almış olur çocuklarınız.

Malzemeler1/2 paket makarna (minik değişik şekilli sosu içine iyi çekebilecek)1 bardak haşlanmış bezelye1 adet kırmızı kapya biber (közlenmiş ayıklanmış küp küp doğranmış)1 adet sarı etli biber (közlenip, ayıklanmış küp küp doğranmış)1 adet etli tatlı yeşilbiber (közlenip, ayıklanmış, küp küp doğranmış)8 ya da 10 tane kiraz domates (büyüklüğüne göre 2 ye ya da 4 e bölünmüş)

Köftesi için200 gr. dana kıyma1 küçük kuru soğan2 diş sarımsak4 çorba kaşığı galeta unu1 tutam kimyonPişirmek için 1 çorba kaşığı riviera zeytinyağı

Sos için8 yaprak fesleğen1/2 demet maydanoz6 çorba kaşığı yoğurt2 çorba kaşığı zeytinyağıArzuya göre 1/2 limon suyu (eğer çocuğunuz ekşi lezzetler sevmiyorsa kullanmayın) 1 çorba kaşığı içme suyu ekleyin.

MAYIS 2015SAYI 22

Page 56: Kids&Gourmet  May 2015

53

MEYVELİ SMOOTHIE (2 yaş ve Sonrası)

EXECUTIVE CHEF AYŞE DİNLER

Page 57: Kids&Gourmet  May 2015

54

MAYIS 2015SAYI 22

Malzemeler1 adet muz veya 1/2 kivi ya da 8 adet çilek2 tatlı kaşığı bal1 çorba kaşığı süzme yoğurt2 bardak süt

HazırlanışıTüm malzemeleri mutfak robotundan geçirip soğuk olarak servis edin. Servis ederken yanına küçük çöp şişlere geçireceğiniz küp küp meyveler, çilekler, muzlar, kiviler meyve sevmeyen çocukları meyve yemeğe özendirecektir. Afiyet olsun.

Dr. Enver Mahir Gülcan’ın notuBurada özellikle değinmek istediğim nokta sütün içerisine az da olsa yoğurt karıştırılmış olması.

Süt, ister çiğ alınıp evde kaynatılsın, ister pastörize süt olsun. Yüksek ısıya maruz kaldığında içindeki prebiyotiklerin çoğunu kaybeder. Özellikle annelerin daha sağlıklı zannederek çiftliklerden getirttiği çiğ sütlerin mikroplardan arındırılabilmesi için dakikalarca kaynatılmaları gerekir. Dolayısıyla her şekilde bu kayıp yaşanır. Fakat burada önemli olan nokta çocuklara sütü prebiyotikten ziyade içindeki kalsiyum ve proteini alabilmeleri için içiriyor olmamız. Yani eğer çocuğun prebiyotik almasını istiyorsak zaten süt yerine yoğurt veya kefir içirmek daha doğrudur. Bu tarifte de sütlü karışımın içerisine yoğurt katılmış olmasının sebebi içeceği prebiyotik dediğimiz faydalı bakteriler yönünden zenginleştirmektir.

Page 58: Kids&Gourmet  May 2015

55

SAĞLIKLI ALİ NAZİK (Anneler Rejimde)

EXECUTIVE CHEF AYŞE DİNLER

Page 59: Kids&Gourmet  May 2015

56

MAYIS 2015SAYI 22

Malzemeler1,5 adet közlenmiş patlıcan4 çorba kaşığı soğanla kavrulmuş kıyma1 tatlı kaşığı tatlı biber salçası2 tane yeşilbiber1 adet domatesServis ederken sarımsaklı yoğurt

HazırlanışıKözlenmiş patlıcanlar bıçakla kıyılır ve fırın kabının ya da güvecin dibine döşenir. Üzerine kavrulmuş, baharatlarla tatlandırılmış kıyma ilave edilir. Tatlı biber salçası sulandırılıp üzerine gezdirilir. Domates dilimlenip üzerine dizilir. 180 derece fırında 20 dakika pişirilir. Biberler de ocakta közlenebileceği gibi fırında da pişirilebilir. Pişmiş olan yemek, sarımsaklı yoğurt ve ızgara biber ile servis edilir.

Page 60: Kids&Gourmet  May 2015

57

BLOG YEMEK YAZARI TUĞBA ESENTEPE

Tuğba

Page 61: Kids&Gourmet  May 2015

58

Sevgili okuyucular merhaba;

İki kız çocuğu olan, sosyal mi sosyal, detaycı mı detaycı olan bir yemek yapma aşığıyım. Hazır gıda düşmanı, özellikle yemek tariflerini okumayı, araştırmayı, yeni tarifler yaratmayı çok seven ve her yeni öğrendiği tarifi ev halkına yapıp yediren genç bir anneyim.

Bu misyonumun yanında; eski bir yemek dergisi yazarı, yeni bir gastronomi sayfası yazarı, yemek workshoplarının aşığı, yani kısacası yemek ile ilgili olan her şeyin içerisinde olan bir anneyim. Sizlere bu sayfada her ay hafif, pratik, çalışan anneleri de düşünerek hazırlanabilecek leziz mi leziz, sağlık dolu tarifleri deneyecek ve paylaşacağım.

MAYIS 2015SAYI 22

Esentepe

[email protected]

Page 62: Kids&Gourmet  May 2015

59

BLOG YEMEK YAZARI TUĞBA ESENTEPE

YULAFLI ÇİÇEKLER(2 yaş ve sonrası)

Page 63: Kids&Gourmet  May 2015

60

MAYIS 2015SAYI 22

Malzemeler1 su bardağı tam buğday unu1 adet yumurta1 adet limon2 çorba kaşığı tereyağı2 çorba kaşığı zeytinyağı2 çorba kaşığı bal1/2 su bardağı yulaf ezmesiYabanmersini veya frambuaz

HazırlanışıOda sıcaklığındaki tereyağı ve bal çırpılır. Yumurta ilave edilir. Donuk olan frambuaz, yulaf karıştırılır. Tam buğday unu, limon suyu ve rendesi, zeytinyağı da ilave edilip hamur top haline getirilir. Minik yuvarlaklar yapılıp çiçek şekline getirilir. Tahta çubuklar saplanıp 180 C derece ısıtılmış fırında 20 dakika pişirilir. Meyveler ile süslenerek servis edilir.Not: Mevsiminde taze frambuaz kullanabileceğiniz gibi, içinde olduğunuz mevsime uygun farklı bir meyve de kullanabilirsiniz.

Dr. Mahir Gülcan’ın notu:Güzel bir atıştırmalık. Burada ben yumurtaya değinmek istiyorum. Yumurta, çocukluk çağında önemli bir protein kaynağıdır. Alerji yapabileceği için genellikle 1 yaşından önce yumurta beyazını çocuklara önermemekteyiz. Yumurta insan vücuduna dışarıdan alınması gerekli olan amino asitleri içerir. Vücuda gerekli olan başta A, B, D, E ve birçok vitamini yüksek oranda barındıran iyi ve ucuz bir protein kaynağıdır. Mümkünse çocuklar için organik olanlarını tercih edin. Alırken güvenilir markalardan almaya özen gösteriniz. Yulafa gelince; Dünya Sağlık Örgütü tarafından yulaftaki proteinin süt, et ve yumurta kadar değerli olduğunu ortaya koymuştur. Yulaf proteini, proteinlerin yapıtaşları olan birçok amino asit içerir. Bu amino asitler triptofan, treonin, ızolösin, lösin, lizin, metiyonin, sistin, fenilalanin, tirozin, valin, arjinin, histidin, lanin, aspartik asit, glisin, glutamik asit, prolin ve serin bulundurur.

Page 64: Kids&Gourmet  May 2015

61

BLOG YEMEK YAZARI TUĞBA ESENTEPE

MİNİ PİZZALAR(2 yaş ve sonrası)

Page 65: Kids&Gourmet  May 2015

62

MAYIS 2015SAYI 22

Malzemeler1 su bardağı tam buğday unuSu1 tutam tuz150 g kıymaYeşilbiber, dolmalık biberBezelyeTaze fasulye3 adet domates2 çorba kaşığı tatlı biber salçasıKekikKaşar rendesi

HazırlanışıPizza hamuru için, unun ortasına yavaş yavaş su ve tuz ilave edilip yoğuna yakın bir kıvam alana dek yoğrulur. Buzdolabında 30 dakika dinlendirilir. Bu sırada domates sosu yapılır. Rendelenmiş domates, biber salçası, tuz ve kekik üzerine biraz su eklenerek sos kıvamında bir tavada pişirilir. Bezelye ve taze fasulyeler haşlanır. Kıyma ve sarımsak rengi dönünceye kadar pişirilir. Pizza hamuru, yuvarlak şekilde hafif unlu bir tezgâhta açılır. Üzerine sos sürülür ve kavrulmuş kıyma ilave edilir. Biberler eklenir ve 180 C ısıtılmış fırında 25 -30 dakika pişirilir. Fırından çıkarmaya yakın kaşar peynir rendesi ve haşlanmış sebzeler eklenir, onlarda piştiğinde fırından çıkarılarak servis edilir. Çörek otu da serpilerek, muffin kalıplarında 180 C fırında 20-25 dak pişirilir.

Dr. Mahir Gülcan’ın notu:Bol malzemeli mini mini pizzalar. Bu minik pizzalar çocuklara sebze ve kıymayı bir arada yedirebilmenin iyi bir alternatifi olabilir. Sebzeli, peynirli, kıymalı yapılmış bu pizza hem ev yapımı hem de son derece sağlıklı. Etin demir ve proteini, sebzenin vitamini ile birleşince sağlıklı ve besleyici bir atıştırmalık olmuş.

Page 66: Kids&Gourmet  May 2015

63

ANNELERDEN - NURGÜL DEMİR GÜZEL

Nurgül Demir GüzelAnne ve Blogger / www.bebegimalerji.wordpress.com

Page 67: Kids&Gourmet  May 2015

64

MAYIS 2015SAYI 22

Page 68: Kids&Gourmet  May 2015

65

ANNELERDEN - NURGÜL DEMİR GÜZEL

AVOKADOLU SÜRME (1 yaş ve sonrası)

Page 69: Kids&Gourmet  May 2015

66

MAYIS 2015SAYI 22

Malzemeler½ avokado1 çay kaşığı keçiboynuzu tozu1 çay kaşığı balÇay kaşığının ucu ile bir tutam zencefil

HazırlanışıBütün malzemeler bir robotta iyice karıştırılır.

Dr. Enver Mahir Gülcan’ın notuÜlkemizde bu kadar meyve varken bu tropikal meyveyle ne işimiz olur demeyin! Avokado zengin vitamin ve mineral içeriği ile çok değerli bir meyvedir. Kan basıncını dengeleyen potasyumdan oldukça zengin olan avokado, A, B1, B2, B3, B6, C, E, K vitaminleri, fosfor, magnezyum, demir, potasyum, kalsiyum ve çinko gibi mineraller bulunmaktadır. Özellikle C, B, E, K vitaminlerini diğer meyvelere göre yüksek oranda içerir. Lif içeriğinin yüksek olması nedeniyle kabızlık problemi olan çocuklar için faydalıdır. Bağışıklık sistemini güçlendirici özelliğinin yanında zengin demir içeriği nedeni ile demir eksikliği tedavisine de yardımcı olma özelliği ile kırmızı ete de bir alternatif olabilmesi açısından eşsizdir. Küçük çocuklara az miktarda yedirebilirsiniz.

Page 70: Kids&Gourmet  May 2015

67

ANNELERDEN - NURGÜL DEMİR GÜZEL

LEZZET TOPLARI (1 yaş ve sonrası)

Page 71: Kids&Gourmet  May 2015

68

MAYIS 2015SAYI 22

MalzemelerÇeyrek avokado4 adet ceviz2 adet gün kurusu kayısı1tatlı kaşığı çekirdeksiz İzmir üzümü kurusuTarçın Hindistan cevizi rendesi

HazırlanışıCevizler, un gibi olana dek mutfak robotunda parçalanır ve ardından diğer tüm malzemeler mutfak robotuna eklenir. Tüm malzeme tekrar robottan geçirilir iyice parçalanmış ve birbirine geçmiş şekilde olduğunda top top şekiller verilerek servis tabağına dizilir.

Dr. Enver Mahir Gülcan’ın notuAvokado, gün kurusu kabızlık problemi yaşayan çocuklarda içindeki lif nedeni ile bağırsak hareketlerini arttır. Üzüm ise demir değeri çok yüksek bir meyvedir ve kansızlığı olan çocuklarda kan değerlerini yükselttiği gibi, ayrıca kansızlığa karşı da çocuklarımızı korur. Avakado gibi tropikal meyvelerin yüksek vitamin-mineral değerleri yanında protein değerleri yüksektir, bir protein kaynağı olarak da besleyicilik açısından çok değerlidir. Cevizde bulunan yağ asitleri, alfa-linplenik asit (ALA) ve linoleik asit (LA) kalp damar sağlığı için önemlidir. Ayrıca Ceviz, içerisindeki doymamış çoklu yağ asitleri dediğimiz omega 6, omega 3 ve omega 9 açısından çok zengindir. Ancak robotta parçalandığı için bu değerleri bir miktar düşmektedir.

Page 72: Kids&Gourmet  May 2015

69

ANNELERDEN - NURGÜL DEMİR GÜZEL

KARADUTLU DONDURMA (1 yaş ve sonrası)

Page 73: Kids&Gourmet  May 2015

70

MAYIS 2015SAYI 22

Malzemeler300 gr karadut2 adet büyük boy olgun muz İsteğe göre bal Vanilya ( isteğe göre )

HazırlanışıMuzlar soyulup dilimlenir ve bir gün derin dondurucuda dilimlenmiş halde hava almayan bir poşete koyularak bekletilir. Dutlar, dondurulmuş muzlar vanilya ve bal ile mutfak robotundan geçirilir. Balın ve vanilyanın miktarı damak zevkinize kalmış. Bütün malzemenin boza kıvamında olması gerekir. Bir kap içerisine alınan karışım bir gece veya 6-7 saat derin dondurucuda ağzı kapalı olarak dondurulur.

Dr. Enver Mahir Gülcan’ın notuTabii dondurma kıvamına gelene kadar bu meyveler besin değerinden kaybediyor ama eğer dondurmanın yanında taze meyvesini de yedirebilirseniz o zaman faydalı hale gelir. Burada dondurmayı eğlencelik bir araç olarak kullanıp asıl amaç olan meyveyi yedirmeniz sağlıklı olacaktır. Karadut mevsimi kısa olan bir meyvedir. Çocuklarınızı bu özel meyveden yoksun bırakmayın. Ayrıca karadut iyi bir antioksidandır.

Page 74: Kids&Gourmet  May 2015

71

TANITIM

PALMARİNA BODRUM KİDS PARADİSE’DAN UNICEF’E DESTEK

Page 75: Kids&Gourmet  May 2015

72

MAYIS 2015SAYI 22

Palmarina Bodrum; sosyal sorumluluk anlayışıyla topluma katma değerli hizmetler sunma hedefiyle ‘Çocuk Cenneti’ anlamına gelen alt markası ‘Kids Paradise’ aracılığıyla UNICEF Türkiye Milli Komitesi ile önemli bir iş birliği gerçekleştirerek UNICEF’i destekleme kararı aldı. Sınırlı imkanları olan çocuklara daha iyi şartlarda sağlık, eğitim hizmeti sunma, barınma, güven ortamında olmalarına katkı sağlama gibi alanlarda dünyada öncü rol üstlenen saygın kurum UNICEF’in Türkiye Milli Komitesi ve Palmarina Bodrum yönetimi arasında gerçekleştirilen anlaşma sonrasında 23 Nisan 2015 itibari ile Kids Paradise giriş bileti üzerinden elde edilecek gelirin bir kısmı UNICEF’in Türkiye’de yürütmekte olduğu çocuklara yönelik projelerine aktarılacak.

Page 76: Kids&Gourmet  May 2015

73

TANITIM

Page 77: Kids&Gourmet  May 2015

74

MAYIS 2015SAYI 22

Çocuğun sağlığı, yaşam hakkı, korunması ve katılımı alanlarında destek çalışmaları yürüten UNICEF, (Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu); çocukların eğitimi, korunması, sağlığı, temiz suya erişimi, beslenmesi alanlarında dünya üzerinde çalışmalar yürütüyor ve acil durumlarda çocukların temel ihtiyaçlarını karşılıyor. UNICEF Türkiye Ofisi, Türkiye sınırları içerisinde yürütülen Ülke Programı kapsamında çocuğun korunması ve eğitimi konusunda birçok projeye imza atıyor. Okul öncesi eğitimin güçlendirilmesi, kız çocuklarına karşı ayrımciliğin azalması, okul terklerinin önlenmesi, engelli çocukların temel haklarına kavuşması, çocuk işçiliğinin engellenmesi, gençlerin güçlendirilmesi ve korunması konusunda yapılan çalışmalar bunlardan bazıları. Unicef bu çalışmalarla her geçen gün sayısız çocuğun her alanda daha iyi olanaklarla tanışmasını sağlıyor.

UNICEF Türkiye Milli Komitesi Genel Müdürü Sanem Bilgin Erkurt işbirliğine ilişkin gerçekleştirdiği açıklamada, Palmarina Bodrum Kids Paradise ile başlatmakta oldukları bu önemli işbirliğinin Türkiye’de yürütülmekte olan projelerinin sürdürülmesinde katkı sağlayacağı ve kamuoyunda farkındalık yaratacağı için büyük mutluluk duyduklarını, yurdışında yaygın olan desteklerin Türkiye’de de yaygınlaşmasının umut verici olduğunu belirtti, Palmarina Bodrum yönetimine teşekkür ederek benzer çalışmaların yaygınlaşmasını arzu ettiklerini dile getirdi. Palmarina Bodrum yönetimi yaptığı açıklamada, UNICEF gibi değerli bir kurumu ve bu vesile ile Türkiye’de gerçekleştirmekte oldukları projeleri destekleyecek olmaktan, kısıtlı imkanlara sahip, zor şartlarda yaşamlarını sürdürmek zorunda olan çocukların daha iyi koşullarda sağlık, eğitim hizmeti alma, barınma, beslenme, güvenli bir ortamda yaşamlarını sürdürebilme gibi temel ihtiyaçlarının karşılanmasına katkı sağlayabilecek olmaktan ötürü büyük memnuniyet içerisinde olduklarını ifade etti. Tüm çocukların Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramlarını kutlayarak, bu özel günde bu işbirliğini başlatmaktan ötürü kıvanç duyduklarını sözlerine ekledi.

Page 78: Kids&Gourmet  May 2015

75

RÖPORTAJ

Page 79: Kids&Gourmet  May 2015

76

MAYIS 2015SAYI 22

Serap TORUN

#benbüyüyünce

Betül Hanım öncelikle sizi tanıyalım. Tohum Otizm Vakfı'ndaki görevinizi biraz anlatır mısınız? Orta Doğu Teknik Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nden mezun olduktan sonra yüksek lisans derecemi Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü Ekonomik ve Sosyal Demografi Ana Bilim Dalı’ndan aldım. Aslında, akademisyen olma yolunda ilerlerken İstanbul’da bir sivil toplum kuruluşunun açtığı pozisyona başvurdum. Bu başvuruyu yaparken sivil toplum kuruluşlarında çalışmayı bilinçli olarak seçtiğim söylemez ama iyi ki bu adımı atmışım. Bundan sonraki tüm kararlarımda bilinçli olarak Sivil Toplum Kuruluşlarında çalışmayı ve bu alanda kalmayı seçtim. 2000 yılından beri Willows Foundation, TURMEPA ve Toplum Gönüllüleri Vakfı gibi Türkiye’nin önde gelen Sivil Toplum Kuruluşlarında; üreme sağlığı, aile planlaması, çevre ve gençlik alanlarında aktif olarak çalıştım. 15 yıllık Sivil Toplum yolculuğumda saha, eğitim, projeler, kaynak geliştirme ve iletişim gibi birçok farklı görevde bulundum. 2013 yılından beri de Yeditepe Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde Temel Demografi dersini vermekteyim. Bu çeşitliliğin

beni her anlamda çok geliştirdiğini düşünüyorum. Temmuz ayında ise, çalışmalarını hep yakından ve takdirle takip ettiğim, alanında birçok ilke imza atan Tohum Otizm Vakfı’nda Genel Müdür olarak göreve başladım. Burada olmaktan, bu güzel ailenin bir parçası olmaktan dolayı çok mutluyum.

Tohum Otizm Vakfı’nın kuruluş hikâyesini ve amaçlarını bizlerle paylaşır mısınız? Tohum Otizm Vakfı, üniversiteden arkadaş olan Mine Narin ve Aylin Sezgin tarafından 2003 yılında kuruluyor. Aylin Hanım’ın çocuklarından birine otizm teşhisi konuluyor. Ardından Aylin Hanım ve Mine Hanım dünyada bu alanda çalışmalar yürüten sivil toplum kuruluşlarını ve okulları inceliyorlar. Raporları ve bilimsel çalışmaları takip ediyorlar ve Türkiye’deki otizmli çocuklar için öncelikle yapılması gerekenleri belirliyorlar. Tüm bunların sonucunda 2003 yılında otizmli çocuklarımızı erken tanı ve eğitimle topluma kazandırmayı amaçlayan, otizmli çocuklar ve ailelerinin eğitim ve sağlık hizmetlerinden eşit şart ve fırsatlarla yararlanabilmeleri için Tohum Otizm Vakfı

Bildiğiniz gibi Nisan, Dünya Otizm Farkındalık Ayı. Ne yazık ki artış gösteren Otizm konusunda farkındalık yaratma hareketlerinin sadece bir ay ile sınırlı kalmaması için biz Kids&Gourmet Dergisi olarak bu konudaki yayınlarımızı tüm yıla yayma gereği gördük.

Bu konuda Tohum Otizm Vakfı Genel Müdürü Sn. Betül Selcen Özer ve Otizmli çocuk annesi Mari Kasparyan ile röpörtaj gerçekleştirdim.

Page 80: Kids&Gourmet  May 2015

77

RÖPORTAJ

kuruluyor. Vakfımızın bizden önce kurulan bu alanda hizmet veren diğer vakıf ve derneklerden farkı ise, sadece örnek bir model okul kurmakla kalmayarak, otizmli çocuklara ve ailelerine yönelik sağlık ve eğitim hizmetlerine yurt çapında destek olmayı amaç edinmesi. Mine Narin ve Aylin Sezgin bu işin kahramanları. Vakfın kuruluş hikâyesi çok anlamlı bence. Hikâyeyi ilk duyduğumda da çok etkilenmiştim.

Otizm nedir?Otizm doğuştan gelen, yaşamın ilk yıllarında iletişim bozukluğu ile kendini gösteren, karmaşık bir nöro-gelişimsel bozukluk. Otizmin nedeni günümüzde kesin olarak bilinmemekle birlikte genetik temelleri olduğu bilinmektedir. Ancak, hangi gen ya da genlerin sorumlu olduğu ve genetik mekanizmasının ne olduğu henüz tam olarak bilinmemektedir. Otizmli çocukların dış görünümleri diğer çocuklardan farklı değildir.Otizmin görülme sıklığı günümüzde çok büyük bir hızla artmaktadır. 1985 yılında her 2.500 çocuktan birine konan otizm tanısı, 2000’li yılların başında 150, 2013 yılında ise 88 çocuktan birinde görülürken, 2014’te %30 artış göstermiştir. Bugün doğan her 68 çocuktan biri otizm riski ile dünyaya gelmektedir. Dünyada her 20 dakika da bir çocuk otizm tanısı almaktadır. Otizmin erkek çocuklarındaki yaygınlığı, kızlardan 4 kat fazladır.

Ülkemizde bu konuda sağlıklı bir istatistik olmamakla birlikte 68’de 1 oranı ele alınarak yaklaşık 352.000 otizmli çocuk ve gencimizin eğitim, sağlık ve sosyal hizmetlerden faydalanmak için beklemektedir.Otizmin günümüzde bilinen tek tedavisi, erken tanı ile yoğun, sürekli özel eğitimdir. Dolayısıyla bizim için burada en önemli nokta olabildiğince erken dönemde (18 ay civarı) tanı koyabilmek ve haftada en az 30 saati bulan yoğun bir eğitim almalarını sağlamak. Özellikle 3 ile 5 yaş arasında bu yoğun eğitim çok kıymetli. Vakfımızın da kuruluş amacı, erken tanı ve eğitimle çocukları topluma, eğitim hayatına, sosyal hayata kazandırmak ve ekonomiye yük olmaktan çıkıp katkıda bulunacak bağımsız bireyler haline getirebilmek.

Otizmin Erken dönem belirtiler nelerdir? Bu belirtileri fark eden bir aile ilk önce nereye başvurmalıdır?Günümüzde otizm için tanı teknikleri çok ilerledi. Belirtiler 6. aydan itibaren kendini göstermeye başlıyor. Otizmin belirtilerini “Sosyal İletişim ve Sosyal Etkileşim Sorunları” ve “Tekrarlanan/Takıntılı Davranışlar ve Sınırlı İlgiler ve Etkinlikler” olarak 2 temel başlıkta toparlayabiliriz.

Sosyal İletişim ve Sosyal Etkileşim alanında; ismini söylediğinde bakmamak, göz kontağı kurmamak, sanki orada değilmiş gibi davranmak, kişilerin ilgisine kayıtsız kalmak gibi belirtileri sayabiliriz. Tekrarlanan/Takıntılı Davranışlar ve Sınırlı İlgiler ve Etkinlikler Dil ve İletişim alanında ise rutinlere aşırı bağımlılık, tekrarlanan yada rutin motor hareketleri, arkadaşlarının oyunlarına katılmamak gibi davranışlar görülüyor.

Bazen aileler bu belirtileri fark etse bile ‘Erkek çocuklar genç konuşur’, ‘benim çocuğum biraz utangaç’ gibi yakıştırmalarla bu süreç erteleniyor. Burada erken harekete geçmek çok önemli... Çocuğunuzun akranlarından farklı davranışlar sergiliyor ya da az önce vurguladığım belirtileri gösteriyorsa aile vakit kaybetmeden otizm konusunda uzman bir psikiyatriste başvurmakta fayda var. Belirtiler tek başına bir anlam ifade etmiyor ancak birkaçı bir araya geldiğinde mutlaka dikkat etmek gerek.

Otizmli çocuğu olan ailelerin, ilk başlarda bu gerçeği kabul etme aşamasında ailelerin tutumu nasıl oluyor? Aileler eğitim sürecinde nasıl rol oynuyor? Otizmli bireylerin aileleri, otizm tanısını kabullenme ve ileriye dönük plan yapabilme aşamasında oldukça güçlük yaşamaktalar. Otizm tanısını kabullenip hemen harekete geçmeleri çok önemli çünkü otizmin tek ilacı, tek tedavisi erken tanı ile yoğun, sürekli, özel eğitim.

Çocuğa sunulan eğitimin yanı sıra ailelere de sunulan eğitim çok kritik. Eylül 2014 itibariyle kurulan Tohum Otizm Vakfı Rehberlik Birimi,

Page 81: Kids&Gourmet  May 2015

78

MAYIS 2015SAYI 22

ailelerin hayatında eğitimsel destek alanında rol oynamaktadır. Çocuğun tanı aldıktan sonraki eğitim sürecinin planlarken ailelere destek olmakta, eğitsel değerlendirmeler yapmakta ve aile eğitimleri planlamaktadır. Geçen yıl Aralık ayında ücretsiz “Aile Eğitim Seminerlerimiz” de başladı. Seminerlere kayıt olmak ve detaylı bilgi almak için 0212 248 94 30 no’lu telefonu arayarak bizlere ulaşabilirsiniz. Ailelerin bu zorlu süreçte eğitilmesi ve desteklenmesinin şart olduğunu düşünüyoruz.

Ailelere yönelik hizmetlerimiz sadece Rehberlik Birimimiz ile de sınırlı değil. Türkiye’de anne-babaların eğitiminde eksiklikler var ve bu ebeveynlerin çocuklarına nasıl eğitim verebileceklerine, baş edebileceklerine, onlara nasıl davranmaları gerektiğine dair ulaşabilecekleri kaynaklar oldukça kısıtlı. Biz de buradan yola çıkarak dileyen herkesin ülkenin herhangi bir yerinden ücretsiz ulaşabileceği bir eğitim portalı oluşturduk. Uzman bir kadro tarafından hazırlanan, otizm konusunda önemli bilgiler içeren, içeriği sürekli olarak güncellenen ve ücretsiz olarak faydalanılabilen www.tohumotizmportali.org portalının ülkemiz ve tüm dünyadan 12.925 üyesi var. Bu portala ücretsiz erişim sağlanmaktadır. Hedefimiz portala ulaşan anne-babanın ve diğer uygulamacıların kendilerini yetiştirebilmelerinde yardımcı olmak. Biz bu portal hazırlarken lise mezunu bir anne babanın rahatlıkla anlayabileceği bir portal olmasına özellikle dikkat ettik. Çocuğa nasıl eğitim verilmesi lazım, nelere dikkat edilmeli, yöntemler nelerdir tamamen hiç birşey bilmeyen ve hiç birşeye erişme imkanı olmayan

Sosyal medyada ise #benbüyüyünce etiketiyle yapılan paylaşımlarla kampanyanın geniş kitlelere ulaşması toplumun otizm konusunda bilinçlendirilmesi sağladık.

Page 82: Kids&Gourmet  May 2015

79

RÖPORTAJ

insanların rahatlıkla kullandığı ve yarar sağladığı bir portal haline geldi.

Eğitim Portalımızın yanısıra; Türkiye’de otizmli çocukların kaliteli eğitime erişimindeki yetersizlikler göz önünde bulundurularak ve otizmli çocukların öğrenme özelliklerine uygun olarak yoluyla eğitime erişimlerini ve öğrenme fırsatlarını artırmak amacıyla ülkemizde ilk defa Türkçe tablet uygulamaları geliştirdik. Türkiye’de ilk defa otizmli ve zihinsel engelli çocuklar ile dikkat eksikliği olan, gelişim problemleri gösteren çocukların, günlük hayatta ihtiyaç duyacakları becerileri öğrenmeleri için hazırlanan IPAD ve ANDROID uygulamaları, Tohum 1 ve Tohum 2’yi hazırladık ve kullanıma sunduk. Ücretsiz indirilen bu uygulamaları tüm ailelerin ve

Otizm doğuştan gelen, yaşamın ilk yıllarında

iletişim bozukluğu ile kendini gösteren, karmaşık

bir nöro-gelişimsel bozukluk. Otizmin nedeni

günümüzde kesin olarak bilinmemekle birlikte

genetik temelleri olduğu bilinmektedir. Ancak,

hangi gen ya da genlerin sorumlu olduğu ve

genetik mekanizmasının ne olduğu henüz tam

olarak bilinmemektedir. Otizmli çocukların dış

görünümleri diğer çocuklardan farklı değildir.

çocukların kullanımına açtık. Ailelerin çocuklarını eğitebilmeleri, çocukla iletişime geçebilmeleri ve beceri kazandırabilmeleri için önemli bir eğitim aracı olan tablet uygulamalar çocukların seviyeleri, öğrenme özellikleri ve yapabildiklerine göre bireyselleştirilebiliyor ve çocuklara oynayarak, eğlenerek öğrenme fırsatı sunuyor.

Otizmli çocukların karşılaştıkları sıkıntılar neler?Okulda ve sosyal hayatta genel olarak dışlanmak, farklılaştırılmak özellikle otizmli çocuklar ve aileleri için en büyük sorundur. Otizmli çocukların gösterdiği yetersizlik alanlarına, davranış özelliklerine uygun bir müfredatın hemen tüm eğitim kademeleri için hazırlanması gerekir. Aynı zamanda öğretmenlerin özel eğitim konusunda

Page 83: Kids&Gourmet  May 2015

80

MAYIS 2015SAYI 22

bilimsel dayanıklı uygulamalar konusunda eğitim almaları, öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılayabilecek duruma gelmeleri gerekmektedir.

Otizmli çocukların eğitim sistemine dahil olduğu model olan kaynaştırma eğitimi yaygınlaştırılmalıdır. Sosyal hayatta ise otizmli bireylerin ve ailelerinin yaşadığı sıkıntılar, toplum tarafından dışlanma ve zorunlu eğitim çağı sonrası yeterli ve gerekli rehabilitasyon hizmetlerinin olmaması ile evlere kapanmalarıdır. Yeterli mesleki eğitim alamadıkları için otizmli bireyler istihdama katılamıyorlar.

Türkiye’de 0-18 yaş aralığındaki 352.000 otizmli çocuk ve gencimizden sadece 21.131’i anayasal hakları olan eğitime ulaşabiliyor. Otizmli çocuklara ne kadar erken ve yoğun eğitim verebilirsek yetişkin yaşlarında o kadar bağımsız, kendine yeten, üretken, ekonomiye katkı yapan bireyler olarak toplum içinde yer alabilen bireyler olabilecekler.

Nisan ayı Dünya Otizm Farkındalık Ayı boyunca Starbucks ile gerçekleştirdiğiniz projeden bahseder misiniz?Tohum Otizm Vakfı ve Starbucks işbirliğinin 6. yılında otizme farkındalık için, “Ben Büyüyünce” ismini verdiğimiz bir kampanya başlattık. Bu kampanya ile otizm konusunun herkes tarafından bilinmesi ve farkındalık yaratılması için çalıştık. Özellikle de erken tanı sayesinde henüz "tohum" iken güneşe ulaşabilen otizmli çocuklarımızın ne kadar yol kat edebileceklerini tüm kamuoyuna anlatmak istiyoruz. Bu amaçla otizmin belirtilerinin yanı sıra, otizmde erken tanı ve özel eğitimin önemini her yerde vurguladık. “Ben Büyüyünce” kampanyası aracılığı ile özellikle otizmin belirtilerini ailelerin öğrenmesini hedefledik. Kampanya için özel olarak hazırladığımız www.benbuyuyunce.com sitesinde, otizmin belirtileri, eğitimin önemi ve başarı hikâyelerine ulaşmak mümkün ve aileler vakfımızda kurduğumuz call center sayesinde 0212 244 75 00 No’lu telefondan bizlere danışabilecekler.

Sosyal medyada ise #benbüyüyünce etiketiyle yapılan paylaşımlarla kampanyanın geniş kitlelere ulaşması toplumun otizm konusunda bilinçlendirilmesi sağladık. Starbucks Türkiye, bu çalışmalara verdiği desteğin yanı sıra binlerce partnerini ve Shaya çalışanını gönüllü farkındalık elçisi olmaya davet etti. Starbucks mağazalarında Nisan ayı boyunca yer alan broşür ve bilgilendirmelerin yanı sıra gerçekleştirilen kahve sohbetleri ile “Ben Büyüyünce” kampanyasını, 19 ilde yer alan 230 Starbucks mağazasını ziyaret eden onbinlerce kişiye duyurma fırsatı yakaladık.

Kampanyamızın bir de şarkısı var. ‘’Küçük bir tohumum ben, güneşim ol anne” sözleri ile hepimizi harekete geçirecek bir şarkı. ‘Ben Büyüyünce’ adlı bu güzel şarkıyı sevilen dizi Poyraz Karayel’in oyuncularından İlker Kaleli, Mustafa Alabora, Müge Akyamaç, Emel Çölgeçen, İsmail Düvenci, Gülçin Hatıhan, Celil Nalçakan, Ataberk Mutlu ve Emirhan Akbaba seslendirdi. Onların değerli katkısı sayesinde daha çok kişiye ulaşabildik ve bu destekleri için tüm ekibe minnettarız.

Starbucks Türkiye ile beraber hayata geçirdiğimiz ‘’Ben Büyüyünce’’ kampanyası ile Türkiye’de otizm konusunun herkes tarafından bilinmesi ve farkındalık yaratılması için çalışmaya devam edeceğiz. Kampanyanın ana mesajı olan otizmin belirtileri, erken tanı ve eğitimin kamuoyunda bilinirliğinin artması için bütün mecraları kullanıyoruz.

Nisan ayı boyunca Türkiye’nin pek çok şehrinde billboardlarda, gazete dergi ilanlarında ve medyada “Ben Büyüyünce” kampanyamızı gördünüz. Otizm konusunda farkındalığın kitlelere ulaşması için Poyraz Karayel dizisinin oyuncularının seslendirdiği şarkımızda çok ses getirdi, birçok kişi tarafından paylaşıldı ve kampanyamızın çok daha geniş kitlelere ulaşmasını sağladı.

Başta Starbucks Türkiye’ye ve emeği geçen herkese bir kez daha teşekkürlerimi sunuyor ve herkesi “Küçük Bir Tohumun Güneşi Olmaya” ve kampanyamıza destek vermeye çağırıyorum.

Page 84: Kids&Gourmet  May 2015

81

RÖPORTAJ

Mayıs ayında kutlanan “anneler günü” sevgili Mari Kasparyan’ı tanıyınca ve Arda ile hikâyesini dinleyince daha da bir önem kazandı benim için. Anneler, güzel anneler iyi ki varsınız… Otizmli Arda’nın annesi Mari ile sohbetimizde “Anne” kelimesinin derin anlamını bir defa daha fark ettim.

Page 85: Kids&Gourmet  May 2015

82

MAYIS 2015SAYI 22

Mari, sizi tanıyabilir miyiz?Merhabalar, Ben Mari Kasparyan. Serdar ve Arda adında ikiz çocuklarım var. Onlarla geç yaşta tanıştım, torunlarım olacak yaşta çocuklarım var. Hayatta en büyük arzum çocuk sahibi olmaktı, Allahtan 1 tane istedim 2 tane verdi.

Çocuğunuzda Otizm varlığı nasıl anlaşıldı? Tanı nasıl ve kim tarafından koyuldu? Serdar, sağlıklı gelişim gösteren, çok zeki bir bebekti, Arda ise 3 aylık olmuştu ve daha boynunu tutamıyor, hep düşürüyordu. Arda için hastane ziyaretlerimiz bu süreçte başladı. Başını neden tutamadığını anlayabilmek için 6 ay boyunca birçok kan tahlili yapıldı, makinelerin hepsine girdi. Nedenini bulamadılar ve zamana bırakalım dediler. Fizik tedavi uygulandı ve boynu düzeldi.

Bu arada ikizi ile kıyasladığımda Arda’nın bazı becerilerinin geri kaldığını fark ettim. Sadece bir iki kelime söylüyor, oyuncaklarına ilgi göstermiyor, gösterdiği zaman amacına uygun şekilde oynamıyordu. Tekrar aynı hastaneye gittik. Doktor 25 tane soru sordu, seslendiğinde bakıyor mu? Bardağı eliyle tutuyor mu? İşaret parmağıyla gösteriyor mu? Vs… 25 Sorunun 17 tanesinin cevabı “hayır” olunca OTİZM yazıp reçete verdi elime, ne idi otizm bilmiyordum. Psikologa gönderildik.

Tanı koyulduğunda neler hissettiniz? Arda otizmliydi… Ne demek olduğunu bilmediğim için önceleri şaka gibi geldi. Kâbus dolu günler geçirdim, çok üzüldüm fakat bir sure sonra üzüntümün hepimize zarar vereceğini düşündüm ve içime attım. OTİZMLE SAVAŞMAYA KARAR VERDİM.

Aile yaşantınızı ne yönde etkiledi? Otizmli bir çocukla uğraşmak zor çok zor ve yorucu, anneler bunu bilir.

Tohum Otizm Vakfı ile nasıl bir araya geldiniz? Tohum Vakfı Okulu’nu başından biliyordum. Otizm tanısı konulduğunda bizi, otizmli çocukların özel eğitim aldığı, Rehabilitasyon Merkezine gönderdiler. Bir süre sonra da Tohum Vakfı Okulu’na başladık.

Tanı sonrası tedaviye yönelik süreç nasıl devam etti? Otizmin tek tedavisinin eğitim olduğunu biliyoruz ve eğitime devam ediyoruz.

Özel eğitim sürecinde ilk olumlu gelişmeleri yaklaşık ne kadar süre sonra gözlemlediniz?Özel Eğitim süresince ilk seneler Arda’ya hep verdik, hep verdik, yorulmadan sabırla, onun da bunları toplamış olduğunu düşünüyorum. Özel Eğitime başladığımızda arda hiç konuşmuyordu, öz bakım becerilerini yerine getiremiyordu, tek başına hiçbir ihtiyacını gideremiyordu. Sonra yavaş yavaş “A” kelimesi, sonra “Anne”, “Merhaba”, şimdi cümle kurmaya çalışıyor. Tuvalet eğitimi bitmeyecek zannediyordum. Sabırla bitti. Bugün tuvalet diyor bağımsız kendi gidiyor. Büyüyünce ne olacaksın sorusuna “Doktor” diyor. Bunu duymak bile çok sevindirici… Hepsi sabırla çalışarak kazandırılıyor.

Çocuğunuz şuan kaç yaşında ve bu özel eğitim sürecinde neler kazandı? Arda 9 yaşında. Özel Eğitim derken Tohum Vakfı Okulu’ndan başka bilmem tanımam. Güvenli bir yer, doğru eğitim. Arda Tohum Vakfı Okulu’na 7 senedir devam ediyor. Kurucularımıza, eğitmenlerimize, üzerimizde emeği olan herkesi, Arda’yı bana kazandırdıkları için teşekkür borçluyum. Başta Arda’nın ve diğer tüm otizmli çocuklarımızın, kendi ayakları üzerinde bağımsız durması için hayırseverlerin yardımına ihtiyacı var.

Aynı durumda olan ailelere bir tavsiyeniz var mı? Aileler çok dikkatli olmalı, çocuklarını gözlemlemeli, erken tanı hayat kurtarır.

Page 86: Kids&Gourmet  May 2015

83

ALIŞVERİŞ

Longchamp Çanta mosmoda.com 840 TL

Ariş Pırlanta Bilezik39.000 $

Vıctorıa's Secret Sütyen / Alt 185 TL / 49 TL

Hogan Çanta3.475 TL

Divarese Ayakkabı 299 TL

Page 87: Kids&Gourmet  May 2015

84

Nine West Siyah Nubuk Sandalet 529 TL

Yargıcı Küpe 29,90 TL

Yargıcı Kruvaze Detaylı Elbise 209,90 TL

Yargıcı Hasır Şapka59,90 TL

Harvey Nıchols - Sisley Phyto-Lip Twist 111 TL

MAYIS 2015SAYI 22

Page 88: Kids&Gourmet  May 2015

85

Prof. Dr. Reha Yavuzer

RenéeClinicPlastik Rekonstrüktif

ve Estetik Cerrahi Bölümüwww.reneeklinik.com

Page 89: Kids&Gourmet  May 2015

86

SELÜLİTLERLE VEDALAŞMA ZAMANI!

MAYIS 2015SAYI 22

Tatil ve deniz sezonunun açılmasına kısa bir süre kala biz kadınları çok rahatsız eden bir sorundur Selülit. En iyisi oluşmadan önlemini almak olsa da, önüne geçilemeyen bazı başka sebeplerden dolayı pek çok kadın selülit oluşumundan şikâyet eder. Bakalım tıp bu konuda neler diyor ve tedaviye yönelik ne gibi imkânlar sunuyor?

Selüliti nasıl tanımlarsınız?Selülit deri altı alanda birbirinden odacıklarla ayrılmış yağ toplanmalarının deri yüzeyinde düzensizlikler ile kendini göstermesi olarak tarif edilebilir. En sık kalça ve uyluk bölgesinde olan ve portakal kabuğu görüntüsü diye de adlandırılan selülit puberte sonrası kendisini gösterir. Hem erkeklerde hem de kadınlarda olabilmesine rağmen kadın tipi yağ ve bag dokusu nedeniyle selülit kadınlarda görülür.

2.Selülitin aşamaları nelerdir? Selülitimizin kaçıncı aşamada olduğunu nasıl anlayabiliriz?Selüliti klinik görüntüsüne göre üç alt grupta sınıflamak mümkündür.

0. Derece: Selülit yoktur.

1. Derece: Dışarıdan gözle görülür bir bozukluk olmamasına rağmen, bölgenin mikroskopik incelemesinde yağ dokusunda

değişiklikler görülür. Kişi ayakta iken veya yatarken yüzey düzensizliği gözükmez ama bölge iki parmak arasında sıkıştırıldığında kendini belli eder.

2. Derece: Dışarıdan gözle görülmeye başlanan yüzeyel düzensizlikler sınırlı da olsa vardır. Kişi ayakta iken izlenebilen bu düzensizlikler yatar pozisyonda izlenmez. Bölge elle sıkıştırıldığında bu görüntü daha da artar. Cilt elastikiyetinde azalma, deri renginde soluklaşma ve deri sıcaklığında azalma ile kendini gösterir.

3. Derece: Dışarıdan belirgin gözle görülür yüzey düzensizlikleri vardır. Portakal kabuğu görüntüsü denilen bu durum kişi ayakta iken de yatarken de gözlenir.

Selülit neden olur?Selülitin tam nedeni bilinmemekle beraber sorumlu tutulan bir takım faktörler vardır.

Hormonal faktörler: Östrojen, insulin, noradrenalin, tiroid hormonları ve prolaktin

SELÜLİT Ayakta Yatarken İki parmakla sıkıştırıldığında0 Derece - - -1 Derece - - +2 Derece + - +3 Derece + + +

Page 90: Kids&Gourmet  May 2015

87

selülit gelişiminde rol oynayan hormonlardır.Genetik: Bazı genetik özellikler selülit gelişimi için alt yapı oluşturmaktadır. Bazı ırklar, kadın cinsi, yavaş metabolizma özellikleri, yağ dağılımındaki değişkenlikler, dolaşım yetersizlikleri genetik olarak sorumlu tutulan faktörlerdir. Bu nedenle de fazla kilosu olmayan bireylerde dahi selülit izlenebilmektedir.

Diyet: Özellikle aşırı yağ ve karbonhidrat tüketimi selülit gelişimine neden olur. Buna ek olarak tuzdan zengin fiberden fakir beslenme alışkanlıkları da sorumlu faktörlerdendir.

Yaşam stili: Sigara içenlerde selülit daha fazla izlenir. Egzersiz yapmayan bireylerde, uzun süreler boyunca ayakta veya oturarak hareketsiz çalışanlarda bu soruna daha sık rastlanılır.

Giyim stili: Sıkı iç çamaşırı kullanımı, özellikle lastik kısımlarının kalçanın ortasından geçtiği tipteki kilotlar, bölgenin dolaşımına olumsuz etki gösterir ve selülit gelişiminde rol oynar.

Selülitle savaşmak için kullandığımız ürünlerin içinde ne tür etken maddeler aramalıyız?Selülit ile mücadelede bir takım kremler önerilmektedir. Her ne kadar bu kremlerden hiçbiri bilimsel olarak kanıtlanabilmiş bir etkiye sahip olmasa da yine de içeriklerinde aranması gereken bir takım etken maddelerden söz etmek mümkündür.

Anti selülit kremlerde en çok tercih edilmesi gerekenler:• Metilksantin (kafein ve teobromin)• Pentoksifilin• Beta agonistler ve adrenalin• Alfa antagonistler• Ginkgo biloba• Hint kestanesi• Squalene• Hyaluronik asit• Aminofilin• Karnitin

Pek çok antiselülit kreminde yukarıdaki etken maddelerden bir kaçı kombine olarak mevcuttur.

Page 91: Kids&Gourmet  May 2015

88

MAYIS 2015SAYI 22

Selülitten tamamen kurtulmak mümkün mü?Selülit tedavisinde öncelikle beslenme ve egzersiz üzerinde durulmalıdır. Bu alışkanlıklarda yapılacak değişiklikler özellikle kafein içerikli kremlerle desteklenmelidir.

Enerji bazlı gerçekleştirilebilecek bir takım dışarıdan uygulanabilecek yöntemler de mevcuttur:

RadyofrekansLenfatik drenaj

Geniş spekturumlu ışık (BBL)Seanslar halinde uygulanarak selülit görüntüsünde azalmaya neden olur. İleri vakalarda aşırı yağ toplanan bölgelere yapılacak lazer veya ultrason yardımlı liposuction bir diğer tedavi metodunu oluşturur. Liposuction işlemi sırasında lazerin kesici özelliği ile fibröz septalar dediğimiz ve yağ öbekleri arasındaki çukurlara neden olan bağlantılar kesilir. Çok derin olan çukurlara yağ transferleri yapılabilir. Bu uygulamaları takiben yapılacak sıkılaştırıcı dışarıdan uygulamalar da elde edilecek sonucu daha da ileriye taşır.

Selülitten tamamen kurtulmak her bireyde mümkün olmayabilir ancak kombine tedavilerde her bireyde belirgin fayda elde edilir.

Biz selülite yaklaşım yaparken bireyi beslenme ve egzersiz alışkanlıkları, vücuttaki yağ miktarı ile beraber değerlendirip 2-4 aylık bir program çerçevesinde planlıyoruz. Selülit tedavi programı olarak adlandırdığımız bu yaklaşımımızda, doğru beslenme, doğru egzersiz, antiselülit kremler, dışarıdan uygulanan cihazlar ve gerektiğinde de lazer liposuction yardımlı şekillendirmeden yararlanıyoruz.

Page 92: Kids&Gourmet  May 2015

89

SPOR

BIRAKIN ÇOCUKLAR DÜNYAYA YELKEN AÇSINLAR!

Röportaj: Serap Torun

Üç tarafı denizlerle çevrili güzel ülkemizde, deniz ile ilgili doğa sporlarında ne yazık ki oldukça az sporcu yetiştiriyoruz. Yelken branşında yetiştirdiğimiz az sayıdaki sporcularımız arasında bulunan, dünyaca ünlü yelkencimiz Selim Kakış ile yelken sporunu konuşmak için buluştuk.

Selim Kakış, denizci bir ailenin en küçük ferdi. Selim Kakış’ın sayısız Türkiye şampiyonlukları, dünya üçüncülüğü, 1995 Avrupa şampiyonluğu (Büyükler grubunda bu ödülü alan tek sporcumuz) var. Ayrıca, kendisi olimpiyatlarda ülkemizi başarıyla temsil etmiş bir yelkenci.

Page 93: Kids&Gourmet  May 2015

90

MAYIS 2015SAYI 22

BIRAKIN ÇOCUKLAR DÜNYAYA YELKEN AÇSINLAR!

Selim, yelken yapmaya nasıl başladın?Yürümeyi öğrendikten sonra kürek çekmeyi öğrenmişim. 3-4 yaşlarındayken ağabeyim ve babamla denize çıkarmışım. Biraz daha büyüdüğümde yanıma bir naylon örtü alıp rüzgâra karşı kürek çekerek denize açılır, sonra sandalın burnunu ters istikamete çevirir ve naylon örtüyü açarak rüzgârın beni kıyıya ulaştırmasını sağlardım. Bu yaptığıma karşı çıkan babam, bir gün beni karaya yaklaştığımda yakaladı ve bu işi yapacaksam düzgün yapmamı tembihleyerek beni optimist eğitimine başlattı. 5-6 yaşlarına geldiğimde kendi başıma tekneyi kullanabiliyordum.

Çok küçükmüşsün. Kim destekledi seni? Annenin yaklaşımı nasıl oldu? İlk önce ailem destekledi. Ailede herkes denizci olduğu için annem de çok alışkındı. Bizi her zaman elinden geldiğince desteklerdi.

Yarışlarıma gelir seyrederdi ve dua ederdi. Başarılarım ve yenilgilerimde hep yanımdaydı. Yaptığım şeylere karışmamasına rağmen onun yanımda olduğunu her zaman bilirdim. Yelken, fiziksel olarak yorucu bir spor olduğu için eve geldiğimde anneme yardımcı olmak gibi bir şansım çok olamıyordu ama annem tüm bunları hoş görerek sadece beni değil hepimizi her zaman destekledi.

Yelkenci olmak sana neler kazandırdı?Bu sporu yaparken öncelikle hayatını tek başına yönetmeyi, zamanını ve enerjini doğru kullanmayı, disiplinli ve dikkatli olmayı, planlamayı öğreniyorsun. Sonrasında ekibin ile birlikte uyum içinde nasıl çalışabileceğini, ekip ve takım olma ruhunu, görev ve sorumluluk bilincini geliştiriyorsun.

Bunlarla birlikte, yarışlarda kazanma ve kaybetme durumlarında kendini nasıl kontrol edebileceğini, ekibini nasıl motive edebileceğini yaşayarak öğreniyorsun. Zaten tüm bunlar günlük hayatımızda bir şekilde karşımıza çıkan durumlar. Bir yelkenci olarak bizler bu durumlara çocukluğumuzdan bu yana alışkın olarak yetişiyoruz. Hayata, bu duyguları hiç yaşamamış kişilerden önde başlıyoruz diyebilirim. Tabii zaman içinde sosyal çevren de genişliyor. Dünyanın her yerinden arkadaşların oluyor; normal zamanlarda karşılaşmanın dahi çok mümkün olmadığı insanların elinden ödüller alıyorsun. Bir ülkenin kralı, diğer bir ülkenin cumhurbaşkanı ile aynı ortamlarda bulunuyorsun. Tüm bunlar gerçekten insana inanılmaz bir öz güven sağlıyor.

Çocuklarını bu spora yönlendirmek isteyen annelere bir tavsiyen var mı?Ülkemizin 3 tarafının denizlerle çevrili olması büyük bir nimet. Anneler, çocuklarını bundan faydalandırsınlar. Bilinçli yapılan yelken sporu, çocukların ruhsal, fiziksel, sosyal gelişimi için son derece faydalı ve emniyetli bir spor dalıdır. Çocuklarının deniz ile ilişki kurarak bu güzel doğa sporundan faydalanmalarını sağlasınlar. Bırakın çocuklar dünyaya yelken açsınlar!

Page 94: Kids&Gourmet  May 2015

91

NOT DEFTERİ

Sheraton İstanbul Ataköy, Anneler Günü’nde tüm anneleri sevdikleri ile birlikte deniz ve havuz manzarası eşliğinde keyifli bir brunch davetinde buluşturuyor. En kıymetlilerimiz annelerimize özel yüzde 50 indirimli gerçekleştirilecek brunch etkinliğinde misafirler birbirinden özel gurme lezzetleri kişi başı 80 TL’ye deneme fırsatı yakalayacak.

Sheraton İstanbul Ataköy Hotel, annelerine olan sevgilerini lezzetli bir hediye ile taçlandırmak isteyenleri 10 Mayıs Pazar günü 11:30 -15:00 saatleri arasında Türk ve uluslararası yemeklerin sergileneceği açık büfe bruncha bekliyor. Muhteşem deniz ve havuz manzarası eşliğinde Türk ve Dünya mutfağının en güzel lezzetlerinin tadına varacak anneler kendilerine özel yüzde 50 indirimin de keyfini çıkaracak. Annelerine unutulmaz ve lezzet dolu bir Anneler Günü deneyimi yaşatmak isteyenler kişi başı 80 TL ile bu fırsattan yararlanabilecek.

SHERATON ISTANBUL ATAKÖY’DE; ANNELER GÜNÜ’NE ÖZEL YÜZDE 50 İNDİRİMLİ BRUNCH

Page 95: Kids&Gourmet  May 2015

92

MAYIS 2015SAYI 22

Dünyanın en önemli butik otel zincirlerinden Morgans Grup’un en yeni oteli 10 Karaköy, A Morgans Original yine bir ilke imza atıyor. Davranış Bilimleri Uzmanı Yazar Aşkım Kapışmak ve Protokol ve Kurumsal Nezaket Kuralları Uzmanı İhsan Ataöv, ilk kez bir araya gelerek İletişim ve Zarafet Akademisi’nin ilk seminerini 10 Karaköy’de 10 Mayıs’ta gerçekleştirecek.

Eataly fırınında ekşi maya, doğal taş değirmende öğütülüp gerçek tahıllardan oluşan Mulino Marino unları ile üretilen besleyici ve lezzetli ekmekler, 25 Nisan -10 Mayıs tarihleri arası düzenlenecek “Eataly Ekmek Günleri’nde” özel indirimler ve workshoplar ile ziyaretçilerle buluşacak.Eataly İstanbul’da, İtalya’nın geleneksel lezzet sırlarıyla hazırlanan birbirinden leziz ekmekler her öğünü keyfe dönüştürüyor. Doğal yollarla mayalanan 35 yıldır aynı ekşi maya ile üretilen Eataly fırının taze ekmekleri, damak tadından ve sağlıklı beslenmeden ödün vermeyenlere farklı alternatifler sunuyor.

EATALY FIRININDAN DOĞAL EKŞİ MAYALI SICACIK EKMEKLER

10 KARAKÖY’DE İLETİŞİM VE ZARAFET AKADEMİSİ ETKİNLİĞİ

Page 96: Kids&Gourmet  May 2015

93

KÜLTÜR & SANAT

KAPTAN DÜŞÜKDON VE TURBO TUVALET 2000’İN İNTİKAMI

KİT

AP

GE

Yazar: Dav PilkeyYayıncı: Altın KitaplarFiyat: 13 TLOkul Müdürü Bay Krupp, George ve Harold’a şantaj yapmaya kalkışınca George ve Harold da onu hipnotize ederler. Ve Bay Krupp kendini Kaptan Düşükdon zanneder; fakat başını bir türlü beladan kurtaramaz! Olaylar bununla da sınırlı kalmaz! Felaketler birbirini kovalar ve Turbo Tuvalet 2000, intikam hırsıyla saldırıya geçer, yoluna çıkan her şeyi kocaman midesine indirmeye başlar! Peki, bu kocaman mideli intikam meleğinin iştahına kim engel olacak? George ile Harold mı, yoksa muhteşem Kaptan Düşükdon mu?

16 - 25 Temmuz 2015İngiltere - Galler bölgesinin en özel güzergâhları; York, Liverpool, Cardiff, Oxford, Stratford - Upon - Avon, Bath City ve Londra bu özel gezinin güzergâhları arasında! İngiltere’nin kuzeyde İskoçya, batıda İrlanda Denizi, Galler ve St. George Kanalı ile çevrili coğrafyası, Galler'in ise Cambrian Dağları ile çevrili ülke toprakları, Kuzeybatıdaki Snowdonia ile güneydeki Brecon Beacons ve Black Dağları ile yüksekliğin 600 m'yi geçtiği dağlık bölgelerden oluşuyor olması bu geziyi aynı zamanda bir doğa gezisi yapıyor.

UNESCO Dünya Mirası Listesi’nden 6 yer: Stonehenge, Bath Şehri, Westminster Manastırı, Londra Kulesi, Conwy Kalesi ve Liverpool - Albert Dock bu gezinin kapsamı içinde. New York’a ismini veren İngiltere’nin en seçkin şehri York, The Beatles müzik grubunun dünyaya tanıttığı kültür ve liman şehri Liverpool, temiz havası, yemyeşil doğası ve görkemli kalesi ile ünlü Galler Van Dyck ve Rembrandt’tan resimler, Boulle tarzı mobilyalar da bu gezide görülecekler arasında. Napolyon’un Waterloo Savaşı’nda giydiği pelerin ve kılıcın sergilendiği Windsor Kalesi, Romantik şehir Bath, William Shakespeare’in hayatını geçirdiği şehir: Stratford-upon Avon ve Tarihi üniversite şehri Oxford’a ek olarak, Dünyanın en bilinen müzeleri: Tate Modern ve Britanya Müzesi de İngiltere Galler gezisinin kapsamı içinde.

FEST TRAVEL İLE İNGİLTERE GALLER GEZİSİ

Page 97: Kids&Gourmet  May 2015

94

BİR ÜLKENİN İKİ KRALI OLUR MU?

AN EVENING WITH HUGH JACKMAN

KİT

AP

SA

HN

E Ş

OVU

MAYIS 2015SAYI 22

Yazan: Sevil BECKER Yayıncı: Final Kültür Sanat YayınlarıFiyat: 8 TLwww.finalshop.com.tr

Görme engelli bir prenses ile işitme engelli bir prens... Acaba ileride hangisi tahta geçmeli?Engelleri nedeniyle tahtın varisi olamayacakları düşünülen iki kardeş, sorun zannedilen özelliklerini yeteneğe çevirerek herkese unutulmaz bir ders veriyorlar. Farklılıkları kabullenmek ve kararlılık üzerine çarpıcı bir masal.

30 Mayıs - 01 Haziran İstanbulBiletler: Biletix

Gösteride 32 kişilik bir orkestra ve dansçılar Jackman'a eşlik ediyor. "Singin' in the Rain ve Guys and Dolls" gibi klasik olmuş müzikallerden yorumların yanı sıra sanatçının vatandaşı olduğu Avustralya'nın yerli Aborjin kültürü ile "The Boy from Oz (Oz'lu Çocuk)" adlı ve kendisine Tony Ödülü kazandıran filmde canlandırdığı Peter Allen'ın bestelerine de yer veriliyor. Sanatçı gösteriyi genelde doğaçlama bir şekilde sürdürüyor ve etkileyici iletişimi ile gösteriyi canlı ve eğlenceli tutuyor.

Orkestra: Filarmonia İstanbul OrkestrasıMüzikal Direktör: Patrick Vaccariello

Page 98: Kids&Gourmet  May 2015

MOBİL UYGULAMA İNDİRİN

Kids&Gourmet e-dergiyi IPhone, IPad için Apple Store’dan Kids&Gourmet uygulamasını ve diğer tüm mobil cihazlardan okumak için Turkcell Dergilik, Dijimecmua ve dMags uygulamalarını indiriniz.

WEB’DEN OKUYUNe-dergiyiwww.kidsgourmet.com.tr, www.dijimecmua.com, ve www.issuu.com’dan okumak için adreslere tıklayınız.

www.kidsgourmet.com.tr

AYLIK ÇOCUK VE BESLENME DERGİSİ MAYIS 2015 / SAYI 22ISSN:2149-1674