kobane’de amer İkan beslemesİ iŞİd’İn katlİamlarina …yuruyus.biz/pdf/pdf/438.pdf ·...

60
www.yuruyus.com [email protected] Haftalık Dergi / Sayı: 438 12 Ekim 2014 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) ABD Ba ş kan Yard ı mc ı s ı Joe Biden: ABD Ba ş kan Yard ı mc ı s ı Joe Biden: “Washington'un I Şİ D ile sava ş mak için “Washington'un I Şİ D ile sava ş mak için Sünni devletlere ihtiyac ı var, çünkü ABD, bir daha asla Müslüman uluslar ı n Sünni devletlere ihtiyac ı var, çünkü ABD, bir daha asla Müslüman uluslar ı n gözünde i ş galci konuma dü ş mek istemiyor!” gözünde i ş galci konuma dü ş mek istemiyor!” OYUN BU: EMPERYALİZMİN İŞGAL GÜCÜ OLARAK İŞBİRLİİ AKP KULLANILACAK! IRAK-SURİYE TEZKERESİ AKP’NİN EMPERYALİZME UŞAKLIK TEZKERESİDİR! KOBANE’DE AMERİKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA KARŞI DİRENEN KÜRT HALKININ YANINDAYIZ! Kürt Halkı Yüzünü Emperyalistlere Değil, Dünya Halklarına Dönmelidir! Kahrolsun Emperyalizm, IŞİD ve İşbirlikçiler Yaşasın Halkların Kardeşliği! Kürdistan’daki IŞİD Protestolarında 23 Kişi Katledildi! Katliamın Sorumlusu AKP’dir! AKP’DEN KÜRT HALKIMIZI KATLETMENİN HESABINI SORACAĞIZ!

Upload: others

Post on 17-Aug-2020

5 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: KOBANE’DE AMER İKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA …yuruyus.biz/pdf/pdf/438.pdf · Kobanê’de akan her damla kanın sorumlusu ABD ve i şbirlikçi AKP iktidarıd r

www.yuruyus.com

[email protected]

Haftalık Dergi / Sayı: 43812 Ekim 2014

Fiyatı: 1 TL (kdv dahil)

ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden: ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden: “Washington'un IŞİD ile savaşmak için “Washington'un IŞİD ile savaşmak için Sünni devletlere ihtiyacı var, çünkü ABD, bir daha asla Müslüman ulusların Sünni devletlere ihtiyacı var, çünkü ABD, bir daha asla Müslüman ulusların

gözünde işgalci konuma düşmek istemiyor!”gözünde işgalci konuma düşmek istemiyor!”

OYUN BU: EMPERYALİZMİN İŞGAL GÜCÜ OLARAK İŞBİRLİKÇİ AKP KULLANILACAK!IRAK-SURİYE TEZKERESİ AKP’NİN EMPERYALİZME UŞAKLIK TEZKERESİDİR!

KOBANE’DE AMERİKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINAKARŞI DİRENEN KÜRT HALKININ YANINDAYIZ!

Kürt Halkı Yüzünü Emperyalistlere Değil,Dünya Halklarına Dönmelidir!

Kahrolsun Emperyalizm, IŞİD ve İşbirlikçilerYaşasın Halkların Kardeşliği!

Kürdistan’dakiIŞİD Protestolarında

23 Kişi Katledildi!Katliamın Sorumlusu

AKP’dir!AKP’DEN KÜRT HALKIMIZI

KATLETMENİNHESABINI SORACAĞIZ!

Page 2: KOBANE’DE AMER İKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA …yuruyus.biz/pdf/pdf/438.pdf · Kobanê’de akan her damla kanın sorumlusu ABD ve i şbirlikçi AKP iktidarıd r

Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü:Mustafa DoğruGenel Yayın Yönetmeni:Emel Keleş

Adres: Katip Mustafa Çelebi Mah.Billurcu Sok. No: 20 / 2 Beyoğlu/İSTANBULOfset Hazırlık: Ozan Yayıncılık

Adres: Zübeyde Hanım Mah. FevziÇakmak Cad. 1297. Sokak No: 1 Daire: 1Sultangazi / İSTANBULTel: (0-212) 536 93 44

Faks: (0-212) 536 93 45

Yurtdışı Büro: Vakıf EFSANE Pieter de Hoochstr. 303021 CS Rotterdam/Nederland

ISSN: 1305-7944

Baskı: Ezgi Matbaacılık-SanayiCad. Altay Sok. No: 10Çobançeşme / Yenibosna / İST.

Tel: (0-212) 452 23 02Dağıtım: Turkuvaz DağıtımPazarlama San. ve Tic. A.Ş. Tel: (0-216) 585 90 00

Avrupa: 4 Euro

Almanya: 4 Euro

Fransa: 4 Euro

İsviçre:6 Frank

Hollanda: 4 Euro

İngiltere: £ 3

Belçika: 4 Euro

Avusturya: 4 Euro

Tel: (0-212) 251 94 35 www.yuruyus.com [email protected]

Bağcılar

Bağcılar

Sarıgazi

Gazi

Okmeydanı

Haftalık Süreli Yerel Yayın

Siyasi Dergi

Fiyatı: 1 TL

KOBANE’DE AMERİKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA KARŞIDİRENEN KÜRT HALKININ YANINDAYIZ!

Kürt Halkı Yüzünü Emperyalistlere Değil, Dünya Halklarına Dönmelidir!Kahrolsun Emperyalizm, IŞİD ve İşbirlikçiler

Yaşasın Halkların Kardeşliği!Kürdistan’daki IŞİD Protestolarında 23 Kişi Katledildi!

Katliamın Sorumlusu AKP’dir!AKP’DEN KÜRT HALKIMIZI KATLETMENİN HESABINI SORACAĞIZ!

CEPHE

Page 3: KOBANE’DE AMER İKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA …yuruyus.biz/pdf/pdf/438.pdf · Kobanê’de akan her damla kanın sorumlusu ABD ve i şbirlikçi AKP iktidarıd r

İİ ç i n d e k i l e r39 O zaman harekete geçelim!

44 Kamu Emekçileri Cephesi:En büyük bedel sessiz kalmaktır;Haklarımızı kazanmak veelimizde tutabilmek içinörgütlü mücadeledenbaşka yolumuz yoktur!

46 Devrimci Okul: Halk meclisleri

48 Sanatçıyız Biz:Soluğunu savaşanlara emaneteden şair: Semih El-Kasım!

50 Açlığın, sömürünün olmadığı

bir ülkede bayram kutlayabilmekiçin halkın umudunubüyütüyoruz!

52 Ekmek, adalet ve özgürlük için

halk kültürünü yaşatıyor vebüyütüyoruz!

53 Avrupa’da Yürüyüş: Hasta

tutsaklar için toplanan imzalar

BM’ye gönderildi!

55 Anadolu Gençlik: Gençliğimizin

yozlaşmasına izin vermeyeceğiz!

56 Yitirdiklerimiz...

58 Bilgi ve birikimimizi halkımızın

hizmetine sunuyoruz!

59 Öğretmenimiz...

24 Sol’un Köşe Taşları:MLKP’nin 20 yılık tarihi;keskin devrimcisöylemlerin ardına gizlenenreformizme evriliş tarihi!

27 Devrimci İşçi Hareketi:İşçi düşmanlarınapatron sendikalarınakarşı çözüm direnmektir!

29 10 Soruda: Uyuşturucu!

32 ÇHD’de devrimci çizgiyi

tasfiye çabaları!

35 Halkın Hukuk Bürosu:ÇHD Genel Merkezi’nindüzenlediği sol içi şiddetkarşısında derneğimizintavrı konulu konferansadair değerlendirmelerimiz!

36 Bu Halk Bu Vatan BizimKahrolsun Emperyalizm:Vatan ve halk sevgisi demekekmek, adalet ve özgürlükiçin Berkin’le, Muharrem’cekavganın içinde olmaktır!

37 Katillere sınırsız koruma,

adalet isteyenleresoruşturma, dava, ceza!

38 Röportaj: Halkımızla birlikte,

el ele, kol kolayız!

7 Emperyalizm ve AKP’ye karşı

net tavır almayanlarKürt halkının katledilmesineortak olmaktadır!

11 Kobane halkının katili

Amerika ve AKP iktidarıdır!

12 Öfkemiz hiç sönmeyecek,

söndükçe yakacak,harlayacağız!

14 Vura öle çetelerin kökünü

kazıyacağız!

15 Hasan Ferit Gedik anması!

16 Çayan umudun tarihidir: -6

19 Röportaj: AKP, halkı

zehirlemeye çalışıyor!

21 Halk düşmanlarının kullandığı

kimyasal bomba: Bonzai!

23 Halk Düşmanı AKP:

Halk düşmanları zehirliyor,Halk Cephesi kurtarıyor!

4 Kobane’de Amerikan beslemesiIŞİD’in katliamlarına karşıdirenen Kürt halkınınyanındayız!

KOBANE HALKI YALNIZDEĞİLDİR!

Kurslarımız:- Türkçe- Matematik- Fen ve Teknoloji- Satranç- Fizik- 1 - 2. Sınıflar ve Yetişkinler İçin

Okuma Yazma

Kurs almak isteyenlerin en kısa zamanındakayıt yaptırmalarıgerekmektedir.

Tarih : 25 Ekim '14Saat : 19.00Yer : Atapark- Elazığ

Kıraç Cemevi’nde ÜcretsizKurslarımız Başlayacaktır…

Halkın Öğretmenleri

Yozlaşmaya veEmperyalist Saldırganlığa Karşı

Grup Yorum Konserinde Buluşalım!

Elazığ Halk Cephesi

Page 4: KOBANE’DE AMER İKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA …yuruyus.biz/pdf/pdf/438.pdf · Kobanê’de akan her damla kanın sorumlusu ABD ve i şbirlikçi AKP iktidarıd r

ABD Başkan Yardımcısı Joe Bi-den ABD’nin Ortadoğu’ya ait jeo-politik stratejisini açıkladı.

Biden, “Washington’un IŞİD ilesavaşmak için Sünni devletlere ih-tiyacı var, çünkü ABD, bir dahaasla Müslüman ulusların gözündeişgalci konuma düşmek istemiyor.Dolayısıyla IŞİD ile mücadele me-selesi Sünni İslam devletlerine dü-şüyor. Biz istesek bile bu savaş yal-nızca bizim savaşımız olmayacakve bu savaş asla ABD’nin Ortado-ğu’daki İslam ülkelerine karşı birkara harekatı olarak gerçekleşme-yecek.”

ABD’nin stratejisi açık: Kendiaskerlerini Afganistan’da, Irak’taolduğu gibi cepheye sürmeyecek.İşbirlikçilerini maşa olarak kulla-nacak. Ki, bu konuda Amerika’nınmaşası olmaya aday çok...

AKP’nin geçen hafta içinde mec-liste onaylanan tezkeresi bu açık-lama ile birlikte değerlendirilmelidir.

Mecliste onaylanan Irak-Suriyetezkeresi AKP’nin emperyalizmeuşaklık tezkeresidir.

Tezkere ile: Birincisi; TSK’nın gerektiği

taktirde sınır ötesi harekat ve mü-dahalede bulunmak üzere yabancıülkelere gönderilmesine izin veri-liyor.

Yani TSK emperyalistlerin böl-gedeki kara gücü olacak.

İkincisi; Yabancı askerlerin deaynı amaçlara yönelik Türkiye'debulunmasına izin veriliyor.

Yani, İncirlik üssü başta olmaküzere topraklarımız emperyalistleriçin savaş karargahı olarak kulla-nılacak.

Amerika ve diğer emperyalist-lerin hedefi Esad iktidarını yıkarakya da ‘anlaşarak’ Suriye’yi teslimalmak ve bütün olarak Ortadoğu’yuyeniden şekillendirmek...

IŞİD, emperyalistlerin Ortado-ğu’daki amaçlarına ulaşmak içinkullandıkları sadece bir araçtır.IŞİD’in katliamları sayesinde hertürlü emperyalist politikalarına meş-ruluk kazandırıyorlar.

IŞİD bunun için yaratılmış birörgüttür. IŞİD katliamları üzerindekendilerini dünyaya yeniden kur-tarıcı olarak göstermeye çalışıyorlar.

Kobanê’de yaşananlara ibretialem için bakın:

ABD, adeta kedinin fareyle oy-nadığı gibi oynuyor.

IŞİD’e karşı bombardımanlarınbir oyundan ibaret olduğunu artıkbirçok kesim telaffuz ediyor.

ABD, IŞİD’in Kobanê’ye gir-mesini engellemek için hiçbir çabasıyok... Kobanê’de akan her damlakanın sorumlusu ABD ve işbirlikçiAKP iktidarıdır. ABD hava bom-bardımanlarıyla IŞİD’i durdurmakbir yana adım adım önünü açarak

Kürt MilliyetçiHareket Yüzünü

Emperyalistlere Değil,Dünya Halklarına

Dönmelidir!Kahrolsun Emperyalizm,

IŞİD ve İşbirlikçilerYaşasın Halkların

Kardeşliği!

ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden: ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden: “Washington'un IŞİD ile savaşmak için “Washington'un IŞİD ile savaşmak için Sünni devletlere ihtiyacı var, Çünkü ABD, bir daha asla Müslüman ulusların Sünni devletlere ihtiyacı var, Çünkü ABD, bir daha asla Müslüman ulusların

gözünde işgalci konuma düşmek istemiyor.”gözünde işgalci konuma düşmek istemiyor.”

OOYUN BU: EMPERYALİZMİN İŞGAL GÜCÜ OLARAK İŞBİRLİKÇİ AKP KULLANILACAK!

IRAK-SURİYE TEZKERESİ AKP’NİN EMPERYALİZME UŞAKLIK TEZKERESİDİR!

KOBANE’DE AMERİKAN BESLEMESİIŞİD’İN KATLİAMLARINA KARŞI

DİRENEN KÜRT HALKININ YANINDAYIZ!

Kürdistan’dakiKürdistan’dakiIŞİD ProtestolarındaIŞİD Protestolarında

30 kişi katledildi! 30 kişi katledildi! Katliamın sorumlusuKatliamın sorumlusu

AKP’dir! AKP’dir! AKP’DEN KÜRT HALKIMIZI AKP’DEN KÜRT HALKIMIZI

KATLETMENİNKATLETMENİNHESABINI SORACAĞIZ!HESABINI SORACAĞIZ!

CEPHECEPHE

KOBANE’DE AMERİKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA4

Page 5: KOBANE’DE AMER İKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA …yuruyus.biz/pdf/pdf/438.pdf · Kobanê’de akan her damla kanın sorumlusu ABD ve i şbirlikçi AKP iktidarıd r

Kobanê’de Kürt halkının üzerinesürüyor. Kobanê’den yapılan açık-lamalar da bunu doğrulamaktadır.

Amerika ve AKP İktidarıKobane’de“Kurtarıcı” RolünüPekiştirmek İçinKobane’de Bir KatliamınKoşullarını Yaratıyor!

IŞİD yaşanacak katliamda sadecekullanılan bir araçtır.

Onun için onbinlerce Kürt’ün kat-ledilmesinin ABD için hiçbir önemiyoktur.

Amerika’nınIlımlı İslam ProjesiÇöktükten SonraYalnızlaşan AKP,EmperyalizminPiyadeliğine SoyunarakYeniden Ortadoğu’daKullanılacak Güç OlmayaÇalışıyor!

AKP de IŞİD’in katliamları üze-rinden yeniden kendini emperyalist-lere pazarlıyor. “IŞİD gibi radikaldinci örgütlerin panzehiri biziz” diyor.Bizi Suriye’de, Irak’ta kullanın diyor.

Ve her türlü kullanıma açık ol-duklarını söylüyor.

Bu konuda AKP’nin emperya-listlerden isteği birincisi, Esad ikti-darının yıkılması... İkincisi, Suriye’ninkuzeyinde iç savaştaki boşluktan do-ğan Kürt bölgesi Rojava’nın yıkılmasıya da Barzani çizgisinde uzlaşabile-cekleri bir yönetimin hakim olmasıdır.

Bunun için sınır bölgesinde em-peryalizmin onayıyla TSK askerindenbir “güvenlikli bölge” oluşturulma-

sını istiyor. “Güvenlikli

Bölge” demekRojava’nın TSKtarafından işgaledilmesi demektir.

K o b a n ê ’ d eKürt halkı 15 Ey-lül’den beriIŞİD’in ağır si-

lahlarına karşı direniyor. Sözde IŞİD’e karşı ABD’nin ön-

cülüğünde koalisyon güçleri kuruldu.ABD’nin IŞİD’i durdurması bir yanahava bombardımanlarıyla Kobane’deKürt halkının üzerine sürüyor.

Emperyalizmin de, işbirlikçiAKP’nin de amaçları apaçık ortada-dadır. AKP; “IŞİD de, PKK de bizimiçin aynıdır” diyor.

Bu doğru değil, AKP için IŞİDde PKK de aynı değildir. AKP,IŞİD’e sadece söylemde karşıdır.Gerçekte her türlü desteği vermeyedevam ediyor. AKP asla IŞİD’e karşıolamaz. Çünkü AKP’nin tabanı büyükoranda IŞİD ile aynı anlayışa sehiptir.AKP’nin asıl çelişkisi Esad iktidarıve PKK çizgisindeki Rojava yöneti-midir.

Gaziantep’te yaptığı miting ko-nuşmasında “Sadece havadan bom-balamak suretiyle bu terörü sona er-diremezsiniz. Bununla ilgili olarakyerde, kara harekatında bu göreviifa edenlerle iş birliği kurulmadıkçahava harekatı ile bu iş bitmez. Ko-banê de düştü, düşüyor” diyor vekonuşmasının devamında;

“3 şey istedik: Bir, uçuşa yasak bölge ilan edil-

mesi lazım. İki, o bölgeye paralel güvenli

bölge ilan edilmesi lazım. Üç, eğit donat anlayışı ile Suriye

ve Irak'ta ılımlı muhalif kesimin hemeğitilmesi hem de donatılması lazım"diyor...

Erdoğan’ın bu üç isteği Rojava’nınişgal edilerek orada oluşturulacak“güvenlikli bölge”de “Ilımlı muha-lifler” dediği ÖSO gibi dinci örgüt-lerin silahlandırılıp, eğitilip Esad ik-tidarı yıkılana kadar kullanılması de-mektir.

Sonuç olarak AKP’nin amacı önceRojava’yı bitirmek, sonra Esad ikti-darı yıkılına kadar emperyalizmeuşaklık yapmaktır.

Onun için Erdoğan dört gözleKobane’nin düşmesini bekliyor.

Kobanê’nin düşmesiyle birlikteIŞİD bahane edilerek Kürtlerin ya-şadığı tüm bölgeler işgal edilecektir.

Oligarşinin Rojava’ya ilişkin po-litikalarının ne olduğunu Kürt milli-yetçi hareketin kendisi de açıklama-larında ifade ediyor. Buna rağmenRojava’da hakim olan PYD EşbaşkanıSalih Müslim geçen hafta Ankara’daAKP’den yardım istemek için gö-rüşmeler yaptı.

AKP ise başından beri “yardımistiyorsanız önce Esad’a karşı nettavrınızı belirleyin” diyor.

Kürt Milliyetçi Hareket‘Çözüm Süreci” Diye DiyeABD’ye ve AKP’yeMahkum Olmuştur!

Kürt halkı sesini çıkarttığı andaAKP hemen katliam politikalarınıdevreye sokuyor. Kürt milliyetçi ha-reket bir kaç protesto eylemi yapıp“süreç bozulmasın” diye halkı “sü-kunete” çağırıyor.

En son Kobanê’ye yönelik IŞİDsaldırılarını protesto eden Kürt halkınayönelik tam bir katliam gerçekleşti-rildi. 10 kişi Diyarbakır’da olmaküzere ülke genelinde tam 23 kişikatledilmişti. Bu sayı perşembe günükatledilenlerle birlikte 30 oldu. (Der-gimiz yayına hazırlanırken ölü sayısıartmaya devam ediyordu.) 12 Ey-lül’den beri 32 yıl sonra ilk kez birçok ilde sıkıyönetim ilan edildi.

AKP, Kürt milliyetçi hareketin“Kobanê düşerse süreç bozulur”tehdidine 30 kişiyi katlederek cevapverdi.

Kürt halkının bütün ülke çapındaalanlara taşan öfkesini bastırmak iseyine Kürt milliyetçi hareketin ken-disine kaldı.

23 kişinin katledildiği 7-8Ekim’den bir gün sonra bizzat Ab-dulah Öcalan İmralı’dan hem de birgece vakti HDP yöneticileri ile telefonbağlantısı kurup “provokasyonlara

12 Ekim2014

Yürüyüş

Sayı: 438

55KARŞI DİRENEN KÜRT HALKININ YANINDAYIZ!

Page 6: KOBANE’DE AMER İKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA …yuruyus.biz/pdf/pdf/438.pdf · Kobanê’de akan her damla kanın sorumlusu ABD ve i şbirlikçi AKP iktidarıd r

gelmeyin”, “çözüm süreci bozul-masın” diyerek Kürt halkını “sü-kunete” çağıran mesajlarını iletti...

Sanki sinek ölüsü... Katledilen30 kişinin adı bile anılmıyor. Koba-nê’ye yardım etmek, IŞİD katliam-larını protesto etmek, katledilen 30kişiyi anmak bile AKP tarafından“çözüm sürecinini sabote etmekle”tehdit ediliyor. Ve AKP, “çözüm sü-recini sabote edene bedelini ağırödetiriz” diyor.

Kürt halkının düşmanı açık. Düş-man kendini hiç gizlemiyor. FakatKürt milliyetçi hareket düşmanınamahkum olmuş durumda, hala 30kişinin katledildiği anda bile ondanmedet umuyor. Yüzünü halklara değil,düşmanına dönüyor.

AmerikaDünya HalklarınınBaş Düşmanıdır!Irak’ta, Suriye’de,Ortadoğu’da AkanHer Damla KanınSorumlusudur!

Kobanê düştü düşecek denilerekadeta IŞİD’in Kobanê’de yapacağıkatliamlara, keseceği kellelere, ka-dınlara yapılacak tecavüzlere halkçaresizlik içinde hazırlanmaya çalı-şılıyor.

Kürt halkı Kobanê’de 15 Ey-lül’den beri IŞİD’in tankına topunakarşı direniyor. Fakat Kürt milliyetçihareket dahil öyle bir hava yaratılıyorki, emperyalistler ve işbirlikçi AKPdestek vermezse Kobanê’nin IŞİD’ekarşı direnme şansı yokmuş gibi gös-teriliyor.

Hayır! Vatan savunmasında birhalk için belirleyici olan düşmanıngücü değildir; halkın kendi vatanınasahip çıkma kararlılığı ve iradesidir.Bunun onlarca örneği var dünyada...Vietnam, Cezayir, Libya, Küba....Dünyanın en güçlü silah gücünesahip orduları, halkların karşısındaen büyük hezimete uğramaktan kur-tulamamışlardır.

Kobanê’de Kürt halkının direnişiemperyalistlerin desteğine endeks-lenemez... Kobanê’deki Kürtlerin

katledilmesinden sorumlu olan Ame-rika ve işbirlikçileridir.

Kobanê düştü, düşecek söylem-lerine karşı ABD Başkanı BarackObama’nın yaptığı açıklamaya ba-kın ve dostunuzu düşmanınızı gö-rün. “Kobane’nin düşmesi önceliklikaygılarımızdan değil” diyor Oba-ma...

HDP Eşbaşkanı Selahattin De-mirtaş ise “Kobane’nin düşmesineABD de, Türkiye de, Batı da sessizkalamaz, tavır almak zorundalar”diyor...

Emperyalistler sessiz kalmıyor.Tavırsız değiller... Kobanê’de IŞİD’inkatliam yapmasını bekliyorlar... IŞİDkatliam yapsın, kelle kessin, kadınlaratecavüz etsin ki, herkes kurtarıcı ola-rak emperyalistleri görsün. Emper-yalistlerin Suriye’ye “kurtarıcı” mas-kesi altında saldırıları meşrulaştırılsın.Kürt halkı Amerika’nın kölesi halinegelsin...

Kürt Milliyetçi HareketAmerikan YetiştirmesiIŞİD’e ve EmperyalistlereKarşı Direnmek İçinYüzünü EzilenDünya HalklarınaDönmelidir!

Düşmanımızın kim olduğu belli.Emperyalistler ve onun işbirlikçileridünyanın hiçbir yerinde halklarınkurtuluşunu sağlamamışlardır. Dün-yanın neresinde olursa olsun akanher damla kandan doğrudan emper-yalitler sorumludur. Onun için halk-ların baş düşmanı emperyalistlerdir.

Emperyalizme doğrudan tavır ala-mayan hiçbir hareket özgür olamaz.Bugün emperyalistlerin desteğini alsabile -o da emperyalistlerin kendi çı-

karları için verilen bir destektir- yarınişi bittiğinde yine aynı güçler tara-fından yok edilecektir.

Yok etmeye çalıştıklarını söyle-dikleri IŞİD’e bugün yine her türlüsilahları veren emperyalistler ve iş-birlikçileridir.

Kürt milliyetçi hareket bu ger-çekleri görmelidir ve emperyalizm-den, işbirlikçi AKP iktidarından medetummaktan vazgeçmelidir.

Yüzünü ezilen dünya halklarınadönmelidir. Asıl güç onlardır.

Kobanê’de günlerdir IŞİD’in sal-dırılarına karşı direnen Kürt halkınınonurlu direnişinin yanındayız.

Rojava’da Kürt halkının vatanınıişgal etmek isteyenler emperyalistlerve işbirlikçi AKP’dir. IŞİD sadeceemperyalistlerin kullandıkları piyon-dur. İŞİD, emperyalistlerin yarattığı

ve Ortadoğu halklarının başına mu-sallat ettiği halk düşmanı bir piyondur.Ülkemizde de AKP, IŞİD ideolojisinihalkımıza karşı tehdit olarak kullan-maktadır.

Okullarda, mahallelerde IŞİD adı-na yapılan her eylemin sorumlusubizzat AKP’dir.

AKP’den ve emperyalistlerdenbaşta Kobanê’deki Kürt halkınayönelik katliam saldırılarının, Tür-kiye Kürdistanı’ndaki katledilen30 kişinin ve İstanbul’da, Anado-lu’nun çeşitli yerlerinde IŞİD ta-raftarları adı altında yapılan sal-dırıların hesabını soracağız.

KAHROLSUNEMPERYALİZM!

KAHROLSUN IŞİD VEİŞBİRLİKÇİ AKP!

YAŞASIN KÜRTHALKIMIZIN DİRENİŞİ!

YAŞASIN HALKLARINKARDEŞLİĞİ!

Yürüyüş

12 Ekim2014

Sayı: 438

KOBANE’DE AMERİKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA66

Page 7: KOBANE’DE AMER İKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA …yuruyus.biz/pdf/pdf/438.pdf · Kobanê’de akan her damla kanın sorumlusu ABD ve i şbirlikçi AKP iktidarıd r

Oligarşinin en son adımını attığı"çözüm kurulu" Kürt milliyetçi ha-reketi teslim alma görevini üstlenenbir kurul işlevi görecek. Oligarşi söz-de çözüm için adımlar attığı havası ya-ratırken esas olarak gerillayı ve PKKhareketini bitirmeyi amaçladığını çokaçık olarak hem gösteriyor ve hem deifade ediyor. “Çözüm kurulu” da buamaçla oluşturulmuş ve yapılanması,hedefleri, içeriği her şeyiyle bu ama-cı taşıdığı belli olan bir kuruldur.

Öte yandan ise, Kobanê konu-sunda son yaşananlar hem oligarşininhedeflerini ortaya koymakta ve hemde Kürt milliyetçi hareketin içinegirdiği çaresizliği tüm hatlarıyla or-taya çıkarmaktadır.

AKP’nin"Çözüm Süreci Kurulu”Tüm Kürdistan’daDaha Fazla Katliamdır!

AKP iktidarı "Terörün sona er-dirilmesi ve toplumsal bütünleş-menin güçlendirilmesi" ismiyle çı-kardığı bir yasa doğrultusunda ba-kanlar kurulunda "Çözüm SüreciKurulu" oluşturdu... Bu kurul ken-disine bağlı alt kurullar da oluştura-cak... Kurulun kimlerden oluştuğunave belirlediği onbir başlıktaki "esas-lar"ın içeriğine bakıldığında kurulunamacı da açığa çıkmaktadır.

Kurula, Başbakan ya da görev-lendireceği Başbakan Yardımcısıbaşkanlık edecek. Kurulda bütünBaşbakan yardımcıları, Adalet, Dış-işleri, İçişleri, Milli Savunma Ba-kanları, Başbakanlık Müsteşarı, MİTMüsteşarı bulunacak. Sekreterya gö-revi Kamu Düzeni ve Güvenliği Müs-

teşarlığı’nda (KDGM) olacak. Yanikurul esasında bir asayiş kurulu ola-cak...

"Terörü sonlandırmak" ama-cıyla kuruluyor... Böyle bir amaç ta-şıyan kurulun ulusal sorunun çözümüyönünde en küçük bir adım atmasınıbeklemek kendini kandırmaktan baş-ka bir şey değildir.

Kurulun Çalışma Esaslarıda Şu Onbir BaşlıkAltında Belirleniyor:

- Siyasi alana, siyasi kurum veaktörlere yönelik çalışmalar.

- Hukuki düzenlemeler ve insanhakları.

- Sosyal programlar.

- Ekonomik tedbirler.

- Kültürel programlar.

- Toplumsal destek ve sivil top-lum çalışmaları.

- Güvenlik ve silahsızlandırma.

- Sorunun parçası olan aktör-lerle temas, diyalog ve benzeri ça-lışmalar.

- Eve dönüşler ile sosyal yaşamakatılım ve uyum alanında çalış-malar.

- Psikolojik destek ve rehabili-tasyon çalışmaları.

- Kamuoyunu bilgilendirme vekamu diplomasisi çalışmaları.

Çalışma esasları kapsamında siyasiesasları belirleyen başlık hali hazırdayürürlüktedir. Bu kapsamda AKPtüm siyasi yapıları kendi politikalarınauyumlulaştırma çalışmasını yürüt-mektedir... Yapılan her itirazı, her tep-kiyi "çözüm sürecine zarar veri-

yorsunuz" azarlamasıyla karşılayıpkendisinin çizdiği çerçeve içinde ha-reket etmeye zorladığı esaslardanibarettir bu çalışma... Ki, Kürt küçükburjuva milliyetçileri de büyük oran-da buna uyumlu davranmaya çalışı-yorlar. Öyle ki Kobanê halkının açık-ça katledilmesi karşısında Kürt hal-kının gösterdiği barışçıl gösterileredahi tahammül göstermeyip saldıranve sonrasında tepkilerin büyümesikarşısında açık tehditlere başvuran,katliamlara girişen ve sıkıyönetim ya-salarını hayata geçiren AKP iktidarı-nın hala sorunu çözebileceğine ina-nabilmekte, en azından bu sürecinhala devam etmesi yönünde bir bek-lenti içinde bulabilmektedirler.

Gerek Öcalan'ın İmralı'dan ve ge-rekse de Kandil ve BDP kanadındangelen tepkiler ve "çözüm süreci bi-ter" yönündeki tehditleri oligarşicephesi hiçbir biçimde kaale alma-maktadır... Kaale almadığını da sal-dırılarıyla ve tehditleriyle açıkça gös-termektedir.

Buna karşılık Kürt halkını Koba-nê’ye destek için eylemli tepkiye ça-ğırmak olumlu bir adım gibi görün-se de gerçekte AKP'nin belirlediği vePKK'nin de peşinden sürüklendiği"çözüm sürecini" bitirmeyip salt teh-ditler savurmak artık hiçbir anlam ifa-de etmemektedir...

Kürt küçük burjuva hareketi ger-çekten de Kobanê halkına sahip çık-mak ve Kürt halkının ulusal hakları-nın kendisine verilmesini istiyorsaAKP'nin attığı her adımı doğru bir şe-kilde görmeli ve tavırlarını da açık venet bir şekilde göstermelidir... Blöf ol-manın ötesine geçmeyen ve artık po-sası çıkmış kuru tehditlerle hiçbir yerevarılmayacağını görmek durumun-dadır.

Oligarşi evet "çözüm" yönünde so-mut adımlar atıyor... "Çözüm süre-ci bizim milli politikamızdır" diyorBaşbakan Davutoğlu... Evet millipolitikalarıdır gerçekten de... Kürt hal-kının haklarının verilmesini içeren birmilli politika değil. Oligarşinin ve em-peryalizmin çıkarlarını güvenceyealan bir milli politika... Ve öyle birmilli politikadır ki, bu politikanın

EEmperyalizm ve AKP’ye KarşıNet Tavır Almayanlar

Kürt Halkının KatledilmesineOrtak Olmaktadır!

Tek Yol DevrimTek Yol DevrimKürdistan’daKürdistan’da

12 Ekim2014

Yürüyüş

Sayı: 438

7KARŞI DİRENEN KÜRT HALKININ YANINDAYIZ!

Page 8: KOBANE’DE AMER İKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA …yuruyus.biz/pdf/pdf/438.pdf · Kobanê’de akan her damla kanın sorumlusu ABD ve i şbirlikçi AKP iktidarıd r

önünde engel olanları Erdo-ğan açıkça tehdit ediyor..."Bedelini ağır ödersiniz"diyor... İçişleri Bakanı “mis-liyle ödetiriz” diye katliamtehditleri savuruyor... Koba-nê'deki katliama karşı göste-rilen tepkileri nasıl bastırma-ya çalıştıkları, katliamları vesıkıyönetim uygulamaları da nasılbir bedeli öngördüklerini, nasıl ödet-tiklerini açıkça gösteriyor... Saldırı-yorlar, katlediyorlar... Oligarşi işteböyle dayatıyor kendi “çözümü”nü...

Çalışma esasları ekonomik ted-birlerlerden de söz ediyor... Nasılekonomik tedbirler alacaklar? Kuş-kusuz oligarşinin sözcüleri bunlarınhepsini allayıp pullayarak ve halkınçıkarınaymış gibi göstererek pazar-layacaklardır. Ancak biz "ayinesi iş-tir kişinin lafa bakılmaz" deriz.Yani AKP'nin şu ana kadar yaptıkla-rı yapacaklarını da bize gösterecektir..Ekonomik olarak Kürdistan'da yapı-lanların en açık özeti Şırnak maden-lerindeki kölece çalışma koşullarıdır...Oligarşi bölgeye yatırımları anlıyorekonomik tedbirlerden... Evet yatırımama nasıl yatırım? İşte Şırnak ma-denleri bu yatırımın bir parçasıdır. Di-yarbakır ve diğer illerde milyonlaravaran işsizler ordusu da bu yatırım-ların ucuz işgücüdür... Ekonomik ya-tırım yapacağız sözünün gerçeği sizidaha fazla sömürecek, iliğinizi ke-miğinizi kurutacağız demektir.

Sosyal programları da olacak...Çalışma esaslarında bunlar da söyle-niyor... Evet oligarşinin sosyal prog-ramlarını hep görür ve biliriz... İşte busosyal programlar kapsamında yadüzene uyumlu hale gelen, boyuneğen bireyler oluruz ya da eziliriz...Oligarşinin sosyal programları bugünekadar hep halkı susturma sindirme vekendine boyun eğen bireyler halinegetirme üzerine kurulmuştur. Bundansonrasının da böyle olacağı kesindir.

Hukuki düzenlemeler bir yanıylakendilerini yasalarla güvence altınaalma üzerine kurulu iken öte yandangüvenlik ve silahsızlandırma başlık-ları ile yine bunlara bağlı olan psi-kolojik savaş yöntemlerini belirleyen

kültürel programlar, kamuoyunu bil-gilendirme ve eve dönüş üzerine ku-rulu olan maddelerle birlikte gerilla-yı silahsızlandırma ve teslim almanınesaslarıdır.

Kurulan "Çözüm Süreci Kuru-lu"nun esas amacını belirleyen de iştebunlardır... Kurul tamamiyle oligar-şinin, AKP iktidarının kurmaylarındanoluşturulmuş bir kurul... PKK tarafıise gerektiğinde görüşülecek, oligar-şinin politikalarının halka benimse-tilmesi için harekete geçirilecek bir"taraf" durumundadır.

Evet ortada bir "çözüm süreci"vardır gerçekten de.. Ancak bu çözümKürt sorununun çözümü değildir. Buçözüm, oligarşinin kendisinin önün-de engel olarak gördüğü silahlı Kürthareketinin bitirilmesi, teslim alın-masına dönüktür. Oligarşi tüm güç-leriyle bu süreci kendisinin istediğigibi yönetiyor ve pratik adımlarını daatıyor... KCK'nın 30 Eylül tarihine ka-dar adım atılmasa süreç biter yönün-deki tehditlerine karşı 30 Eylül günüaçıklanan bu çalışma esasları ve"Çözüm Süreci Kurulu" oligarşininKCK'nın isteği yönünde attığı biradım değil, tersine adeta onunla alayedercesine kendi çözümünü nasıl da-yattığı ve kabul ettirdiğini gösteren biradımdır. Sözde muhatap olan bir ha-reketi açık hedef olarak gösteren ve"terörist örgüt" diyerek bas bas ba-ğıran AKP'nin attığı her adımda bunauygun olmaktadır.

Bu kurulun başvuracağı yöntem-ler de belirleniyor... Kamuoyunu bil-gilendirme üzerine kurulu olan esas-lar kapsamında alt kurullar da oluş-turulacak... Bu kurulların kapsamı an-latılırken bunların geçtiğimiz yıllar-da oluşturulan "akil adamlar" heyetigibi oligarşinin politikalarını halka ka-bul ettirme üzerine kurulu olacağı dagörülüyor... Bu kurullarda küçük bur-

juva aydınların yer alma-sını ve "çözüm" adına oli-garşinin politikalarının ta-şıyıcısı olacağını bekliyorAKP... Bu beklentisi boşbir beklenti de değildir...Geçtiğimiz yıllarda AKPkendine sol, sosyalist diyenbir çok aydını, sanatçıyı da

kendi politikalarına endekslemeyibaşarabilmişti.. Şimdi de benzer birçalışma içindedir...

Bu kez tek farkı artık daha per-vasız ve daha katliamcı ve Kürt silahlıhareketini tamamiyle tasfiye ederekülke içinde ve bölgede emperyalizminönemli bir gücü olmaya soyunmak-tadır.

Evet, oligarşinin önündeki hede-fi ülke içinde Kürt küçük burjuva ha-reketi PKK'yi tasfiye edip tam olarakteslim almaktır... Ama salt bununla dasınırlı kalmayıp bölge genelinde em-peryalizmin politikalarının uygu-lanması için daha aktif roller oy-namaya hazırlanmaktadır. Son çı-karılan tezkere ve Kobanê'ye dönüksaldırılar ve IŞİD üzerine kurulu olanpolitikalar bunun açık göstergesidir.

Kobanê Direnişi ve KürtKüçük BurjuvazisininKafa Karışıklığı

Oligarşi bu kadar açık ve net birşekilde gerillayı tasfiye ederek ken-di önünü düzlemek ve Kürdistan'da-ki tüm zenginlikleri kendi hesabına is-tediği gibi işletmenin hesapları için-de iken PKK çevresinin sorunlarıele alışı ve adeta göbekten bağlıy-mışçasına içinde debelendikleri "çö-züm süreci"ne bakışları da Kürt hal-kının çıkarlarını korumaktan giderekdaha da fazla uzaklaşmaktadır... Ko-banê'ye yönelik IŞİD saldırıları vebuna karşı alınan tavırlar ve yapılanaçıklamalar bunu çok açık olarakgösteriyor aslında... Emperyalizmbölgede IŞİD eliyle yeni bir düzen-leme çabası içindeyken IŞİD'inIrak'tan bir kez daha Suriye'ye saldı-rıya geçmesi ve hedefinin de öncelikleKürt bölgelerinden olan Kobanê ol-ması hiç de tesadüfi değildir...

Yürüyüş

12 Ekim2014

Sayı: 438

KOBANE’DE AMERİKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA88

Page 9: KOBANE’DE AMER İKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA …yuruyus.biz/pdf/pdf/438.pdf · Kobanê’de akan her damla kanın sorumlusu ABD ve i şbirlikçi AKP iktidarıd r

Bölgeyi elinde bulundu-ran en büyük güç duru-mundaki PYD hareketi yıl-lardır Öcalan'ın bizzat uyar-masına rağmen açık ve netbir şekilde Esad yönetiminetavır almayan bir hareket du-rumundadır... Bir yandanemperyalizmle ilişkileriniiyi tutmaya ve onların belirlediğidoğrultuda haraket etmeye çalışanPYD diğer yandan ise Esad yöneti-miyle de arayı bozmamaya çalışı-yordu. Buna artık son vermesi tü-müyle emperyalist cephede yer almasıiçin zorlanması gerekiyordu... Öteyandan ise Türkiye açısından da PYDtehlikeli bir sürece giriyordu... Böl-gedeki bir Kürt özerk yapılanma-sının giderek bölgede bir Kürt dev-letine doğru gideceği kaygısı taşıyanTürkiye oligarşisi açısından daPYD'nin bölgede güç olması isten-meyen bir durumdu.. Bu yanıyla daPYD'nin tasfiyesi veya en azından hi-zaya çekilmesi önemliydi...

Hal böyle iken PKK hareketi adı-na yapılan tüm açıklamalarda oli-garşiden Kobanê için destek isten-mektedir... Kimden neyin desteğini is-tiyorsun... Oligarşi açıkça kara hare-katından ve bölgede “güvenlikli böl-ge” kurulmasından söz ediyor... Er-doğan son açıklamalarında;

“Sadece havadan bombalamaksuretiyle bu terörü sona erdiremezsi-niz. Bununla ilgili olarak yerde, karaharekatında bu görevi ifa edenlerle işbirliği kurulmadıkça hava harekatı ilebu iş bitmez. Kobanê de düştü, dü-şüyor. 3 şey istedik:

Bir, uçuşa yasak bölge ilan edil-mesi lazım.

İki, o bölgeye paralel güvenlibölge ilan edilmesi lazım.

Üç, eğit donat anlayışı ile Suriyeve Irak'ta ılımlı muhalif kesimin hemeğitilmesi hem de donatılması la-zım" diyor...

Yani Erdoğan hem Rojava’ya gir-mek istiyor ve hem de orada yerle-şerek Esad yönetimini devirene kadarda bölgedeki işbirlikçileri eğitip, do-natmak istiyor...

Erdoğan’ın bu sözleri ve hedefle-

ri Rojava’nın bütün olarak yok edil-mesidir. Bunu görmek yerine oligar-şinin koridor açmasını, buradan yar-dımların gönderilmesini vb. söylemekkendini aldatmak ve hedef şaşırt-maktır...

Evet, bugün Kobanê’de saldıranIŞİD’tir. Ancak onun iplerini elindetutanın emperyalizm ve oligarşi ol-duğunu PKK ve çevresi de gayet iyibiliyor... İşte Demirtaş’ın bir açıkla-ması;

“IŞİD, Suriye’nin her tarafındanyardım alabiliyor, lojistiğini sağla-yabiliyor. IŞİD tank kullanmayı 20gün içinde öğrenmedi. Onlara tankkullanıcı eğitimi veren subayları var.Onların tank ordusunu yönetecekkomutanları var. ...Türkiye, IŞİD po-litikasını düzeltmediği için Türki-ye’nin desteğini alarak ilerliyor. Bukadar büyük destek alıyor olmasınarağmen Kobanê’deki bir avuç dire-nişçiye buradan moral desteği vermekisteyenlere bile her gün gazla coplamüdahale ediyor.”

Temkinli de olsa Türkiye’ninIŞİD’in saldırılarındaki payını ifadeeden aynı Demirtaş oligarşiden Ko-banê’ye yardım da isteyebiliyor...Kürt halkını sokaklara çıktıkları içinkatleden oligarşiden bunun hesabınısormadan önce provokasyon diyerekyapılan eylemleri şaibe altında bı-rakmaya çalışabiliyor...

Kürt halkı bugün Kobanê’de ka-nıyla canıyla sokak sokak direnişegeçmiş durumdadır... Kürt halkınıkatleden IŞİD’tir... Ancak dünya alembiliyor ki IŞİD’in ipleri de emperya-listlerin, Amerika’nın elindedir...Amerika adına IŞİD’i besleyip bü-yüten ve önünü açan, yol gösteren,yardım eden “eğitip donatan”AKP’dir... Türkiye oligarşisinin,AKP’nin açık desteğine sahip oldu-ğu artık açık açık telafuz edilmekte-

dir.. Demirtaş bile utangaç-ça da olsa bunu ifade ede-bilmektedir...

Bunu söyleyenlerin,bunu görenlerin tavırlarınında IŞİD’le sınırlı kalmayıponun iplerini tutan güçlerekarşı olması beklenen birdurumdur. Ancak böyle mi

yapılıyor? Hayır!

Böyle yapılmaması Kürt milli-yetçi hareketin çevresinde de tepkilereyol açabilmektedir... Örneğin ÖzgürPolitika gazetesinden Murat Çakır“Yanılgılar” başlıklı makalesindeşunları söylüyor:

“Yazıya başlamadan önce haber-leri okurken, HDP Eşbaşkanı Sela-hattin Demirtaş’ın, Ahmet Davutoğ-lu’nun “Biz de Kobanê’nin IŞİD’ineline geçmesini istemiyoruz” deme-sinden memnuniyet duyduğu haberidikkatimizi çekti. Aynı saatlerde HDPMYK’sinde bir açıklamasında “Geç-tiğimiz aylarda beklenmedik bir şe-kilde Irak’ta saldırıya başlayan DA-İŞ’in...” biçiminde bir cümle dikka-timizi çekti. Davutoğlu’nun söyle-diklerinden memnuniyet duymak,eğer parlamenter nezaket icabı sarfedilen bir cümle değilse, büyük bir ya-nılgının göstergesidir. Salt söylem de-ğerlendirmesine dayanan bir siyaset,çıkmazdan kurtulamaz, çünkü siya-sette belirleyici olan söylem değil, alı-nan kararlar, tarihsel koşullar, mad-dî şartlar ve çıkarlardır. Bölgesel em-peryalizm heveslerinden vazgeçme-yen, DAİŞ’e hâlen dolaylı olsa da des-tek çıkan, savaş tezkeresi çıkaran,“tampon bölge” hedefinden vazgeç-meyen ve yaptıkları yapacaklarının te-minatı olan bir hükümetin başbaka-nının taktik söylemlerini siyasetintemeli olarak ele almak, kusura ba-kılmasın ama, dünyaya at gözlüğü ilebakmakla eş anlamlıdır. Diğer yan-dan bir siyasî partinin “beklenmedikgelişme” diye bir açıklama yapması,talihsizliktir. Hayır, tüm bu olanlar“beklenmedik” değil, uzun zamandanberi beklenen, öngörülen ve hesap-lanabilir gelişmelerdir.”

Evet gerçekten de sorun bu kadaraçık ve net olmasına rağmen, kendi

12 Ekim2014

Yürüyüş

Sayı: 438

99KARŞI DİRENEN KÜRT HALKININ YANINDAYIZ!

Page 10: KOBANE’DE AMER İKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA …yuruyus.biz/pdf/pdf/438.pdf · Kobanê’de akan her damla kanın sorumlusu ABD ve i şbirlikçi AKP iktidarıd r

yayınlarındaki kimi yazarların dahibunu açıkça ortaya koymalarına rağ-men hala daha sorunu emperyalistlere,oligarşiye havale eden bir yaklaşımiçinde olmak Kobanê halkının dahafazla katledilmesine ortak olmaktanbaşka bir anlama gelmez... Kobanêhalkının yanında olmak, Kobanê hal-kını katleden IŞİD’e de IŞİD’i bes-leyip büyüten ve istediği gibi yönle-diren, hedeflerini belirleyen güçlere,yani emperyalizm ve oligarşiye deaçıkça karşı çıkmaktır.

Amerika açıklama yapıyor; "Kim-se Kobanê'nin düşmesini istemezama bizim öncelikli hedefimizIŞİD'in bir güvenli bölgeye sahip ol-masını önlemek"... Herkesin gözününiçine baka baka yalan söylüyor... He-defleri esas olarak IŞİD’in güvenlibölgesi olmaması imiş... IŞİD’in gü-venli bir bölgesinin olup olmamasıIŞİD için de çok önemli değil gibi...Çünkü nasıl olsa emperyalizmin önü-nü açmasıyla tam bir hareket serbes-

tisi içinde bulunuyorlar... Fazla ilerigittiklerinde ya da emperyalistlerin is-temediği bir bölgeye yöneldiklerindeönleri kesiliyor ve esas hedefleri gös-terilerek yönlendiriliyorlar... Irak’tantekrar Suriye’ye böyle yönledirildi-ler...

İşte her şey bu kadar açık ve net-tir... Bölgedeki çelişkiler de açık venettir: Bir yanda emperyalizm ve iş-birlikçileri ile onların beslemesi IŞİDörgütü, diğer yanda ise Kürt halkı vebölgedeki Türkü, Arabıyla diğer tümhalk güçleri... Bu çelişkide birindenyanaysan diğerine karşısındır... Ko-banê halkı için emperyalizmden veTürkiye oligarşisinden yardım is-temek tarafını bilememektir, ka-rıştırmaktır. Kobanê halkının ya-nında olmak isteniyorsa emperya-lizme karşı çıkmak ve ona karşı sa-vaşmak zorunludur... Bu savaşın ta-rafları bu kadar aleni iken bunu göz-lerden ırak tutmaya çalışmak emper-yalistlerden yana saf tutmaktır.

Kürt küçük burjuva hareketineve onun destekçisi durumundaki tümgüçlere çağrımızdır: Saflarınızı netolarak belirleyin, Kobanê halkı içinemperyalistler yardım etmezler, bunutalep etmekten vazgeçin... Silahları-mızı emperyalizme ve işbirlikçileri-ne çevirelim... Kobanê halkının ya-nında olmak, onun katliamlardankurtulmasını sağlamak ancak böylemümkün olacaktır...

Bizim silahlarımız emperyalistlerve işbirlikçilerine doğrultulmuştur, yasizin? Bu soruya hem söylemde vehem de pratikte açıkça cevap verilmekzorundadır... Bu cevabı veremeyen-ler gerçeklerden kaçanlar ve Kobanêhalkı başta olmak üzere tüm Kürt hal-kını aldatanlardır...

Tüm Kürt ve Ortadoğu halklarınınkurtuluşu emperyalizme ve işbirlik-çilerine karşı savaştan geçmektedir...Bu savaşta herkesin safı net olmak zo-rundadır...

8 Ekim’de Ezidi halkıyla daya-nışmak için Silopi’ye gidecek olanHalk Cephesi, İstanbul’un birçok ye-rinde yardım kampanyası için çalış-malarını sürdürüyor.

Okmeydanı: Kampanya kapsa-mında; 1 Ekim’de 15 ozalit asıldı. 2Ekim’de ve 3 Ekim’de açılan masa-larda 650 bildiri dağıtıldı.

Bağcılar: Yenimahalle YürüyüşYolu’nun girişine “Halkların Daya-nışmasını Büyütmek İçin Silopi’yeGidiyoruz” yazılı pankart asıldı. 28Eylül günü Fatih Mahallesi yürüyüşyolunda, 30 Eylül günü Yenimahal-le yürüyüş yolunda açılan masada 120bildiri halka ulaştırıldı.

Esenyurt: 1 Ekim’de Halk Cep-heliler Ezidilerle dayanışma amacıy-la Silopi’ye gittiklerini duyuran birpankartı, Esenyurt Meydanı’na astılar.

Kartal: 4 Ekim günü Halk Cep-heliler, Kartal Meydanı'na pankart

asarak Ezidilerle dayanışma amacıy-la Silopi’ye gittiklerini duyurdular.

Bahçelievler: Ezidi halkına yar-dım kampanyası kapsamında Yeni-bosna’da 3 adet pankart ve 20 adetafiş asıldı.

Emperyalizme KarşıHalkların En Büyük SilahıDayanışmadır!

Halk Cepheliler, Ekim ayının ilkhaftası içinde Alibeyköy, Çayan veBağcılar Fatih Mahallesinde yardımkampanyası için esnaflar gezildi.Kampanyanın amacı ve dayanışma-nın öneminin anlatıldığı çalışmalar-da, toplam 350 bildiri dağıtıldı. Ali-beyköy’de temizlik malzemeleri veihtiyaç olan ilaçlar toplandı. Ayrıcamaddi yardım yapıldı. Çayan Ma-hallesi'nde yardımlarını daha sonraulaştırmak üzere insanlardan sözalındı. Bağcılar Fatih Mahallesi'ndekuru gıda, ilaç, para ve ayakkabıyardımı toplandı.

Emperyalizmin Saldırılarına KarşıHalkların Dayanışmasını Büyütüyoruz

Bahçelievler

Okmeydanı

Esenyurt

Yürüyüş

12 Ekim2014

Sayı: 438

KOBANE’DE AMERİKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA110

Page 11: KOBANE’DE AMER İKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA …yuruyus.biz/pdf/pdf/438.pdf · Kobanê’de akan her damla kanın sorumlusu ABD ve i şbirlikçi AKP iktidarıd r

Amerikan beslemesi IŞİDçetesinin katliamlarına karşı ül-kemizde de Cepheliler Kürthalkının yanında olduklarınıeylemleriyle gösterdiler.

Amed:AKP ve emperyalizm bes-

lemesi IŞİD çetesine karşı Ko-bane halkının direnişi sürmek-tedir. AKP eliyle bölgeye mü-himmat silah ve cihadçı gerici-ler gönderilmektedir. Son ge-lişmelerle birlikte Kobane'deyaşayan Kürt halkı katliamlayüz yüzedir. Bu olaylar Kür-distan bölgesi olmak üzeri Tür-kiye'nin her yerinde çatışmalarlaprotesto edilmektedir.

7 Ekim günü Cepheliler,Amed sokaklarında Kürt hal-kıyla birlikte AKP'nin eli kan-lı polislerine karşı çatıştılar.Ofis bölgesinde 2 saat boyuncaçatışan Cepheliler düşmanıngeri çekilmesiyle Bağlar böl-gesine çekilerek buradaki halkınkurduğu barikata destek verdi-ler. Akşam saatlerinde Ofis veBağlar bölgesine giden Cephe-liler sık sık “Kürdistan FaşizmeMezar Olacak, Kobane IŞİD'eMezar Olacak” sloganları atıl-dı.

Polis halkın öfkesi karşısın-da sokaklara çıkamaz hale gel-di. Cepheliler daha sonrasındaara sokaklara çekilerek eylemiiradi olarak bitirdiler.

Gazi:Kobane’deki Kürt halkının

yanında olan Cepheliler, 7Ekim'de Gazi Mahallesi’ndekorsan eylem yaptı. İlk olarakGazi karakoluna yürüyen Cep-heliler daha sonra Gazi’nin arasokaklarında sesli olarak Ko-bane’yi halka anlattı. Eylemdesilahlı güvenlik alan Cephe mil-isleri, “Halkımız, Kobane’de

Kürt halkını katleden IŞİD çeteleriABD ve AKP’nin beslemeleridir.Bunlardan hesap soracağız. BizlerKürt halklarının dün de yanındaydıkbügün de yanındayız. Diren Kobanehalkı, onurlu Gazi halkı da seninle”dediler. Eylemde “Diren KobaneGazi Halkı Seninle", "Kürt HalkıYalnız Değildir", "Titre Oligarşi Par-ti Cephe Geliyor” sloganları atıldı. Ev-lerinden tencere tavalarla çıkan Gazihalkı, Cepheliler'i selamladı ve kit-lenin içine girerek yürüyüşe katıldı.Eyleme 300 kişi katıldı.

Sanat Meclisi:Sanat Meclisi 7 Ekim günü, Or-

tadoğu’da ve Kobani’de yapılan kat-liamlarla ilgili açıklama yaptı. Yapı-lan açıklamada: “Sanat Meclisi ola-rak notalarımızla, tuvallerimizle, ka-meralarımızla, kalemlerimizle dire-neceğiz… Diren Kobane! Diren Ko-bane’nin mazlum Kürt halkı! Sizin-leyiz, yanınızda, yanı başınızdayız!Bizimle yaşıyorsunuz, sizinle yaşı-yoruz! Direnişiniz direnişimiz, dü-şenleriniz bizim de şehidimizdir” de-nildi.

Kobane Halkının KatiliAmerika ve AKP İktidarıdır!

12 Ekim2014

Yürüyüş

Sayı: 438

111KARŞI DİRENEN KÜRT HALKININ YANINDAYIZ!

Gazi

Page 12: KOBANE’DE AMER İKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA …yuruyus.biz/pdf/pdf/438.pdf · Kobanê’de akan her damla kanın sorumlusu ABD ve i şbirlikçi AKP iktidarıd r

21 yaşında, uyuşturucu çeteleritarafından katledilen Hasan Ferit Ge-dik, İstanbul ve Anadolu'da anıldı.Şehitliğinin 1. yıldönümünde yapılaneylem ve etkinliklerde düşmanın yoz-laştırma politikasına ve uyuşturucuçetelerine öfke vardı. “Hepimiz Fe-rit'iz Öldürmekle Bitmeyiz” slogan-larıyla mücadele kararlılığı, düzendenadalet beklenmediği ve katillerdenhesap sorulacağı haykırıldı.

İstanbul-Gazi:Hasan Ferit’imizin katledilişinin

1. yılı dolayısıyla Gazi'de Halk Cep-heliler tarafından yapılacak yürüyüşöncesinde afiş, el ilanı, pankart veozalitler hazırlandı ve Gazi'nin ençok kullanılan bölgesine 4 büyükpankart asıldı. Yorum türküleri eşli-ğinde masa açılarak, bildiri dağıtıldıve sokaklarda megafonlu, davullusesli çağrılar yapıldı.

30 Eylül’de liseliler sabah erken-den Gazi Ticaret ve Şair Abayliselerine giderek koridorlara afişyapıp, bildiri dağıttılar. Tahtalaraeyleme çağrı yapan yazılar yaz-dılar. Şair Abay öğrencileri kendipankartlarıyla eyleme gelecek-lerini söylediler. Gazi TicaretLisesi’ndeki çalışma sırasında,okula giren katil polisleri slo-ganlarıyla karşılayan, tartışan ikiliseli gözaltına alındı.

Akşam Gazi girişindeki yolkesildi, yüzlerce insan yola indi.

Tek tipler geldi, biri kızıl sancak, di-ğerleri de meşale taşıdı. Hasan Ferit’inaçılan kocaman resmi altında "Seniunutmayacağız!” yazıyordu. Yürüyüşkolu ilerleyip kitle sayısı arttıkça ba-sının ilgisi de arttı. Düz’de, Eski Ka-rakol’da, Köşe Durağı’nda, Özgür-lükler Derneği ve Nalbur'un önündekatılanlar oldu. Nuray Anne'nin, Mus-tafa Dede'nin gururdan, coşkudanyüzü gülüyordu.

Mezarlığın girişinde, uzun nam-lulu silahları, tektip kıyafeti ve be-releriyle iki milis havaya ateş ederekselamladılar kitleyi. Milisler kitleninönünde yürüyerek Ferit'in mezarı ba-şında yerlerini aldılar. Saygı duruşuve açıklamadan sonra, Neruda’nın“Bir Ceza İstiyorum” şiiri okundu.Umudun sloganları atılarak, “BizeÖlüm Yok” marşı söylendi. Anmadansonra yine kortejlerle yol kapatılıpaşağı inildi, sloganlar ve marşlar eş-liğinde süren eylem akşam 21.30’dabitirildi. Anmaya 4 bin kişi katıldı.

Ankara:Halk Cephesi tarafından, 1

Ekim’de Hasan Ferit’in katledilme-sinin yıl dönümünde Mamak, Nato-yolu Tekmezar Parkı’ndan Tuzluça-yır’a kadar meşaleli yürüyüş düzen-lendi. Tuzluçayır Meydanı’nda HalkCephesi temsilcisi tarafından birbasın açıklaması yapıldı. 30 Kişininkatıldığı yürüyüşte sık sık sloganlaratıldı.

Dersim: 2 Ekim günü, şehitliğinin 1. yı-

lında Hasan Ferit Gedik anıldı. YeraltıÇarşısı üstünde bir araya gelen HalkCepheliler, 'Hasan Ferit Gedik Ölüm-süzdür Hesabını Soracağız-DersimHalk Cephesi' yazılı pankart ve dö-vizler açarak, açıklama yaptı. Hesapsoran sloganların atıldığı eyleme 7kişi katıldı.

Hasan Ferit GedikAdalet Çadırı

17. Gün - 1 Ekim 2014Kahvaltı, kitap okuma ve ru-

tin işlerimizi yaptık. Öğledensonra Halkın Hukuk Büro-su’ndan avukatlarımız ziyaretegeldiler… Dev-Genç bugün ka-labalık bir grupla bizleri birbuket çiçekle ziyarete geldi…Nuray Anamız da aramıza katıldı.Halkımız her zaman olduğu gibiyine yanımızdaydı. Beraber ateş

Öfkemiz Hiç Sönmeyecek,Söndükçe Yakacak, Harlayacağız!

Yürüyüş

12 Ekim2014

Sayı: 438

KOBANE’DE AMERİKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA12

Gazi

Gazi

Page 13: KOBANE’DE AMER İKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA …yuruyus.biz/pdf/pdf/438.pdf · Kobanê’de akan her damla kanın sorumlusu ABD ve i şbirlikçi AKP iktidarıd r

yakarak etrafında halaylar çektik,türkü ve marşlarımızı söyledik.

18. Gün - 2 Ekim 2014Çadırımızı ziyaret edenlere Hasan

Ferit Gedik ve 45 yıllık tarihimizianlattık. Sarıgazi’den, Bağcılar’danziyaretçilerimiz geldi. Aynı zamandaAnadolu'dan olduğu gibi yurt dışındanda telefonlar almaya devam ediyo-ruz… Bu akşam halkımız daha ka-labalık gruplar halinde çadırımızı zi-yarete geldiler, adalet talebimizi an-latmaya devam ediyoruz.

19. Gün - 3 Ekim 2014Halkımız her eylemimizde dev-

rimcileri sahiplendiğini, direnişinçok güçlü bir silah olduğunu ve busilahın öncülüğünü Halk Cepheliler'inyaptığını dile getirerek, bizleri des-teklediklerini söylüyor. İzmir Kar-şıyaka'dan tatil amacıyla İstanbul'agelen bir ailemizle uzunca sohbetettik. Ailemiz, direnişimizi İzmir'de

de duyuracağını dile getirerek çadı-rımızdan ayrıldı. Yine kalabalık birşekilde yemek yenildi. Yakılan ateşetrafında sohbetler başlayarak nöbetegeçildi.

20. Gün - 4 Ekim 2014Armutlu'dan ziyaretçilerimiz geldi.

Bize Dayı’mızın ve İbrahim Erdo-ğan'ın mezarından çiçekler getirdiler.Yunanistan'daki Özgür Tutsakları-mızdan Fadik Adıyaman ve HarikaKızılkaya aradı... Öğleden sonra TA-YAD'lı ailelerimiz bayramlaşmayageldiler... Kartal Cemevi 2 kurbankesti direniş çadırımız için. Nurayannemiz de aramıza katıldı... Gül-suyu’ndan bir haber geldi, çetelerbir insanımızı daha katletti diye. İçi-mizi bir öfke dalgası kapladı. Geceninilerleyen saatlerinde Nuray anne vebirkaç arkadaşımız hastaneye geçti.Nuray anne geldikten sonra ağır ya-ralanan arkadaşımızın yoğun bakım-dan çıkarıldığı haberini aldık.

21. Gün - 5 Ekim 2014Bayramın 2. günü halkımızla be-

raber halk kahvaltısı günüydü. Sabahkahvaltımıza 50 kişi katıldı. Grup

Yorum'dan Ali Aracı da bizimle be-raberdi. Kahvaltı sonrasında Yuna-nistan tutsaklarımızdan Fadik Adı-yaman ve Harika Kızılkaya, Nurayanne ile görüşmek için tekrar aradılar.Halkımız bayramlaşmak için çadırı-mızı ziyaret etti. Çadırda duran birgrubumuz Gülsuyu Mahallesi’ndeçeteler tarafından katledilen İsmailDoğan’ın yürüyüşüne katıldılar. Ak-şam saatlerinde CHP Sancaktepe İlçeGençlik kolları, Tuğba Özay ve annesiçadırımızı ziyarete geldiler. Meydandaateş yakılarak gelen misafirlerimizile halaylar çekildi. Gece bizi des-teklemek için Esenyurt bölgesindenarkadaşlar geldi ve bizimle berabernöbet tuttular.

22. Gün - 6 Ekim 2014Haluk Tolga İlhan ve Grup Eme-

ğin Sesi çadırımızı ziyarete geldiler.Haluk Tolga İlhan, Hasan Ferit'inen sevdiği türküleri seslendirdi. Söy-lenen her türküde Hasan Ferit'in debizimle beraber türkülere eşlik ettiğinihissettik. Ardından Grup EmeğinSesi Umudun türkülerini söyledi vehalaylar çektik.

İzmir’de 27 Eylül günü, Doğançay Mahallesi'nde Berkiniçin adalet talebiyle eylem yapıldı. 23 kişinin katıldığıyürüyüş sloganlarla ve ajitasyonlarla sonlandırıldı.

Antalya Halk Cephesi Attalos Meydanı'nda 3 Ekim’de“Berkin Elvan İçin Adalet İstiyoruz” eylemi yaptı. Eylemdeokunan açıklamada; düzenin adaletsizliği ve adalet denilenmekanizmanın yalnızca bir avuç asalağın çıkarları içinuygulandığı ifade edildi. Ezilen halkların adaletini deyalnızca halkların kendisinin sağlayacağı vurgulandı.

Abbasağa Forumu tarafından 30 Eylül akşamı Ab-basağa Parkı'nda; BELTAŞ işçilerinin işe geri alınmalarınıkutlamak amacıyla bir program düzenlendi. Geceninaçılışını yapan işyeri temsilcisi Ali Palabıyık konuşmasındadireniş sürecini anlattı. Sahneye gelen BELTAŞ işçilerihalkı selamladı. İşçilerden Rıdvan Çalışkan şiir okudu.Sarıyer işçilerinden Güven Darcanlı da konuşma yaptı.Konuk sanatçıların söylediği marşlar ve çekilen halaylarlaprogram sona erdi. 19 Kasım'da görülecek olan HasanFerit Gedik'in mahkemesine çağrı yapıldı.

12 Ekim2014

Yürüyüş

Sayı: 438

13KARŞI DİRENEN KÜRT HALKININ YANINDAYIZ!

Berkin Elvan İçinAdalet Talebimiz Sürüyor

Tarih Tanıktır Kazananlar Daima Direnenlerdir!

Gazi

Dersim Ankara

Page 14: KOBANE’DE AMER İKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA …yuruyus.biz/pdf/pdf/438.pdf · Kobanê’de akan her damla kanın sorumlusu ABD ve i şbirlikçi AKP iktidarıd r

Yürüyüş

12 Ekim2014

Sayı: 438

114

Gülsuyu’nda uyuşturucuçeteleri bir kişiyi daha katlet-tiler. 4 Ekim 2014'te GülsuyuEmek Caddesi üzerinde, Cephetaraftarı olan İsmail Doğan,yine aynı cadde üzerinde kar-puz satan uyuşturucu satıcısıbir çete artığı tarafından vu-ruldu. Ercan isimli satıcı, geç-tiğimiz günlerde Cepheliler ta-rafından uyarılmış; fakat uluorta yerde uyuşturucu ve alkol almaya,çevreden geçenlere küfretmeye devametmiştir. İsmail Doğan olay günüyine bu satıcıyı uyarmaya gittiğinde,Ercan adlı uyuşturucu satıcısı İsmailDoğan'ı silahla vurdu. Çeteci, İsmail'işehit ederken kardeşi Mesut Doğan’ıağır yaralayarak kaçtı. İsmail'in kat-ledilmesini protesto etmek için, HalkCephesi akşam bir yürüyüş düzenledi.Sloganlarla Gülensu Son Durak’tanyürüyüşe başlayan kitle, Hasan FeritGedik (Heykel) Meydanı'na vardı.Meydanda okunan açıklamanın ar-dından Emek Caddesi’ne, İsmail Do-ğan’ın vurulduğu yere gidildi. İsmailDoğan’ın şehit düştüğü yerde 1 da-kikalık saygı duruşunun ardındantekrar basın metni okundu. Basınmetninin ardından herkese İsmailDoğan’ın hesabının sorulacağının

duyurulduğu eyleme yaklaşık 500kişi katıldı. Eylem, halkın cenaze tö-renine çağrılmasıyla bitirildi. Eyleminardından cemevine giden Halk Cep-heliler aileye taziye ziyaretinde bu-lundu.

İsmail Doğan'ınHesabını Soracağız!

Uyuşturucu çeteleri tarafındankatledilen İsmail Doğan’ın cenazesidefnedildi. Sevenleri ve yoldaşları 6Ekim günü Gülsuyu Cemevi'ne ge-lerek cenaze törenine katıldılar. Saat13.00’te yapılan törenin ardından İs-mail Doğan’ın cenazesi evine götü-rülerek helallik alındı. Cenaze aracıyola çıktıktan sonra Halk Cephelilerkortej oluşturarak İsmail Doğan’ınevine doğru yürümeye başladı. Slo-ganlarla ilerleyen kitle öncelikleİsmail Doğan’ın vurulduğu yerdedurakladılar. Burada İsmail Doğan’ınhesabının sorulacağı tekrarlanarakyola devam edildi. Yaklaşık 750kişilik kitle, evin önüne vardığında1 dakikalık saygı duruşunda bulundu.Saygı duruşunun ardından kısa birkonuşma yapılarak çetelerin bir avuçve aciz; fakat halkın örgütlü oldu-

ğunda yenilmez bir güç ol-duğu belirtilerek Halk Mecl-islerinde örgütlenmeye ça-ğırıldı. Ardından otobüslerebinilerek cenazenin defne-dileceği Yayalar Mezarlı-ğı’na gidildi. Halk Cephe-liler mezarın başına gidereksloganlar atarak İsmail Do-ğan’ı son yolculuğuna uğur-ladılar. Birol Karasu gibi,

Hasan Ferit Gedik gibi, İsmail Doğanda halkın yozlaşmaya karşı mücade-lesinde yaşayacak. Bu halkın evlatları,onursuzluğa boyun eğmeyecek. Dü-zen kirletir, çürütüp yok eder; devrimtemizler, dayanışmayla emekle ayağakaldırır. Cepheliler, tek bir insanımızıbile oligarşinin baskısına yozlaştır-masına teslim etmeyeceğiz.

Tüm Yoksul MahallelerBizim Olacak!Çetelerden Hesap Sorduk Soracağız!

7 Ekim günü Antep Halk Cephe-liler, uyuşturucu çeteleri tarafındanöldürülen İsmail Doğan için eylemyaptı. Antep’in Kırkayak Parkı’ndabir araya gelen Halk Cepheliler, slo-ganlarla Yeşilsu Meydanı'na yürü-yerek burada basın açıklaması yaptı.Yürüyüş esnasında katil polisler pro-vokasyon yaratmaya çalıştı. HalkCepheliler, halka ajitasyon ve slo-ganlarla polisi teşhir ederek yürüyüşedevam etti. Yeşilsu Meydanı’nda ya-pılan açıklamanın ardından bitirileneyleme 14 kişi katıldı.

Uyuşturucu Çeteleri Gülsuyu’nda İsmail Doğan’ı Katletti!

Vura Öle Çetelerin Kökünü Kazıyacağız!Çetelerin Halkımızı Sindirmesine

İzin Vermeyeceğiz!Ne AKP’nin Mahkemeleri Ne de Polisi...

Çeteleri hiçbir güç koruyamayacak! Halkımız! Çetelere Karşı Mücadelede

Cephe’nin yanında yeralın!

Page 15: KOBANE’DE AMER İKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA …yuruyus.biz/pdf/pdf/438.pdf · Kobanê’de akan her damla kanın sorumlusu ABD ve i şbirlikçi AKP iktidarıd r

Öfkemiz Hiç Sönmeyecek,Söndükçe Yakacak Harlayacağız!

Page 16: KOBANE’DE AMER İKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA …yuruyus.biz/pdf/pdf/438.pdf · Kobanê’de akan her damla kanın sorumlusu ABD ve i şbirlikçi AKP iktidarıd r

GENÇLER…Ailenin yükü bir anlamda onların

üzerinde olurdu. Okul yaşlarındabaşladıkları iş hayatı çoğu zamanokulu terk etmeyle sonuçlanırdı. İlkzamanlar iş olanakları sınırlıydı.Sonrasında geniş iş alanları yaratılıroldu.

Çayan’a yakın iş alanları yoğunolarak Çağlayan denen bölgedebulunuyordu. Tekstile dayalı kon-feksiyon atölyelerinde emeklerisömürülürdü. Tekstil dışında,erkeklerin yoğun çalıştığı iş alanla-rını mobilya, marangoz, döşeme,cila atölyeleri oluştururdu. Buyanıyla Çağlayan gerek teks-til gerek mobilya atölyeleriy-le İstanbul’un merkeziydi.

12 Eylül cuntasının ardın-dan oluşturulan bu çalışmaortamları, aynı zamanda ara-besk yaşamın, tüketim kültü-rünün de hızla yaygınlaştırıl-masını sağlıyordu. Ucuz işgücü, mesai saati belli olma-yan çalışma süreleri, bitkinargın eve dönen, kafasınıvurup yatan, sabahın erkensaati yeniden yollara düşengençlik, kapitalizmin çarkla-rı altında ezilip gidebiliyor-du. Nurtepe-Çayan gibimahallelerde bunun etkisizayıf olsa da genel anlamıylahâkim olan durum bu oluyor-du. İşe giden insanlar, çalıştık-

ları yere yürüyerek gidiyor yürüye-rek geri dönüyordu. Gün ışımayayakın hazırlığı başlayan, ayrı ayrıevlerden sokağa çıkan NurtepeKâğıthane güzergâhında yokuşyukarı Çağlayan’a tırmanan insan-ların her gün birkaç saati yoldageçiyordu.

Erkekler boş vakitlerinde, geneldehafta sonları, futbol ağırlıklı sporyapıp bir araya geliyor, gezintiyeçıkıyorken; kızlar kendilerine dahaçok vakit ayırıp geleceğe dair düşlerkurmaya çalışıyordu. Bilinir ki,insan, çevresi ve hayalleriyle vardır.Oluşturduğu çevreye göre yaşar,hayallerini de bunlar üzerine inşaetmeye çalışır. Mahallenin yapısı vebileşenlerinin devrimci, demokratağırlıklı olması gençliğin yozlaşmışbir hayata sürüklenmesine engeldi.Bu yanıyla 12 Eylül’ün yaratmakistediği kültürel saldırı ve kuşatma-lara karşı kişiliğini, değer ve gele-neklerini korumayı başarıyordu.

Saygı, sevgi, birbirine olan bağlı-lık, dayanışma duygusu, arkadaşilişkileri gibi özellikler uzun yıllar

besleyici bir görev üstleniyordu. Bubesleyicilik, emperyalist kültürünkuşatmasına karşın yenilenmeyi,üretip, gelişmeyle birlikte düzenekarşı uyanık ve örgütlü hareketetmeyi getiriyordu. Bu bir zorunlu-luktu. Aksi takdirde, tüketilen pek-çok şey gibi besleyici görülen odeğerler de tüketilmeye açık halegeliyordu.

Devrimcileri tanıyan, onlardanetkilenen ve ülke sorunlarıylayakından ilgilenenlerin yolu birşekilde devrimci örgütlenmelerdehayat buluyordu. Bunun pratik kar-şılığını belirleyen kişinin kendisi deolabiliyordu. Gençlerin arayış için-de olması, mücadelenin seyri debunu hızlandırabiliyordu. Sonuçtaher şey yürekte ve gönüllülükte biti-yordu. Bu gerçeğe ve örgütlenmeşekline göre, kimi zaman bir elinparmağını geçmeyen aktif devrim-cilik yapanlar ortaya çıkıyor, kimizaman ise daha kitlesel bir örgütselgüç sağlanıyordu.

Gecekondular, mahalleler ve hattaufkunu genişletip bu ülke bizimdir

diyenler öne atılmanın, birşeyleri göğüslemenin ve iler-lemenin yolunu açarken,durağanlık yaşayan, temeldekarşı olmadığı ama şu veyabu kaygıyla geri duranlar isedevrimci mücadeleninyanında yöresinde belki deuzağında durabiliyordu.

Her şeye rağmen gençlikgelecekti. Geleceği temsiletmeye devam ediyordu.

ANNELER…Yer, mekân, koşullar hiç

fark etmiyordu. Hayatın heralanında en çok ezilen onlar-dı. Göç edilen köylerdenayrılırken de; yaşamını,geleneklerini bilmediklerişehirlerle buluşurken de bugerçek değişmiyordu.

BÜTÜN YOKSUL MAHALLELER BİZİM OLACAK

Çayan, Umudun Tarihidir...

6

Yürüyüş

12 Ekim2014

Sayı: 438

KOBANE’DE AMERİKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA16

Page 17: KOBANE’DE AMER İKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA …yuruyus.biz/pdf/pdf/438.pdf · Kobanê’de akan her damla kanın sorumlusu ABD ve i şbirlikçi AKP iktidarıd r

Yıkık dökük evler, birgöz oda, çamur deryasıiçinde kurulan gecekon-dular, yıkılan, darmada-ğın edilmiş eşyalar, gözüyaşlı çocuklar, onlarcaşey onların yüreğindeharlanıyor, çoğunluklasessiz ama yeri geldiğin-de zapt edilemez bir isya-na dönüşüyordu. Anneolarak hayatlarını sürdür-seler de pek çoğu on beşinde evlen-miş, çocuklarıyla çocukluklarınıyaşıyor, onlarla birlikte büyüyorlar-dı.

Sabah en erken onlar kalkardı.Gece en geç onlar yatardı. Uyurkenbile derin bir uykuya dalamamışlar-dı yaşamları boyunca, böyle birbeklenti içinde de olmamışlardı.

Koruma duygusu ile; çekilen acı-ların, yokluk ve yoksullukların enkatmerlisini de onlar yaşardı.Çocuk mu hastalandı, işe, okulabirileri mi gidecek, ev mi soğudu;çamaşır, bulaşık mı yıkanacak,yemek mi yapılacak, ekonomikolsun diye ekmek yerine hamuryoğurup tandır-sac ekmek mi yapı-lacak, kömür odun mu taşınacak,erken bir saatte çeşme başına gidipsu doldurup omuzlarda mı taşına-cak, giysiler dikilip yama mı yapıla-cak; yeri geldiğinde boğazındankısılıp yumurta için, tavuk, sebzeiçin bahçe işlerine mi girilecek?..Hemen her şeyde ilk akla gelenonlar olurdu.

Analar ki; yaşamın, sevginin,haklı ve doğru olanın yüz akıydı.Gecekondu evlerinin yaratılmasın-daki en büyük emektarlardı... Tuğla,briket, kum taşıyor, kalasları sırtlı-yor, yeri geldiğinde elindeki taşlaayağından çıkardığı terlikle, yıkım-lara karşı direniyor, evini, ocağınısahipleniyorlardı.

Yine de ağırlıklı olan koruma duy-gusuyla ortamı sakinleştiren, kade-rimizdir deyip eşinin, çocuğununbaşına bir iş gelmemesini düşünen-dir. Annelik duygusu genelde böy-ledir. Çayan’ın yaratılma süreciannelerin-kadınların kendi gerçeği-ni yeniden görmesini sağlıyordu.

Korku ve kaygılarıyla haklı olanıelde edemeyeceğini gösteriyordu.Sustukça, kader dedikçe, aman diyegeri çekildikçe daha yoğun baskı-larla karşılaşıldığına tanık olunu-yordu. Onların önünü açan, ufkunugenişleten ve bilinç oluşmasını sağ-layan ise henüz 20-22’sinde olangenç devrimciler oluyordu.

Kadın olmanın, eşit haklara sahipbulunmanın, söz ve kararlarda her-kes gibi yer almanın örneğini ilkkez yaşıyorlardı. Feodal zincirlerinkırılabileceğine tanık oluyor, değiş-mez denilenlerin değişebildiğiniyaşayarak öğreniyorlardı. Böylece,kadının özgürleşmesinin bilincinevarıyorlardı.

Bilinçlenen insan, hakkı olanı eldeetmek için bedel ödemeyi göze ala-bildiği gibi, korkularının üstesindengelmeyi de başarıyordu. Koruma vesahiplenme duygusuyla hareketeden her kadın için bu çok dahahızlı gelişiyor, dönüşüyordu.Kaderimiz diyenler, “aman” diyegeriye çekilenler, böylesi anlardaöne atılmanın örneklerini yaratıyor-lardı.

Devrimcilerin varlığının hissedil-diği, halk ile iç içe olunan her yerdebirkaç evladı olan annelerin,zamanla onlarca evlada sahip olmaduygusunu yaşaması da bundanileri geliyordu. “Oğul gitme – kızımgitme demedim. Omuz verdim kav-gasına” şarkı sözleri de böyle yazı-lıyordu.

BABALAR…“En son babalar duyar” sözü öyle-

sine edilmiş bir söz değildir.Gerçekte aile içinde yaşanmışlıkla-ra dair hâkim olan duygu buydu.

Belki de bundandolayı babalar sırala-mada sonda, reislikteilk sırayı alıyordu.

Elleri nasırlı, gözhatları keskinleşmiş,sevgiyle otoriterolma arasında gidipgelen, aldığı bir kara-rı uygulamak içintüm aileyi yol bilmeziz bilmez yerlere göç

ettiren ama daha iyi bir yaşam sun-maya çalışan onlardır. Bunun içinkararlar alınması gerektiğindetereddüt etmezlerdi. Bir aileyebakabilmek, çocuklarının geleceği-ni düşünmek tereddütsüz olmayıdayatıyordu.

Önce babalar düşerdi yollara.Şehir havasını ilk onlar solur. Enzor koşulların üstesinden gelmesavaşını ilk onlar başlatırdı. Busavaşta galip gelebileceğini düşü-nenler, aile özlemlerini de hesabakatarak şehre yerleşmeye kararverirlerdi. Kolay bir karar verme-diklerinin farkındaydılar. Yine dedenemekle bir şey kaybetmeyecek-lerine inanıyorlardı.

Deneme ve yanılma süreçlerizorlu geçiyordu. Çoğu zaman “artıkyeter” deyip geri dönenler, pesedenler oluyordu. Ama tam toparla-nıp geri dönecekleri anda vazgeçipyeniden sarılıyorlardı tek göz oda-dan yapılmış gecekondularına.

Kendilerine destek olanları tanı-dıkça, çıkarsız ve hesapsız yardımeli uzatıldığını görünce, umutlarıdaha bir yeşeriyor, kendilerini dahabir güçlü hissediyorlardı.

Kurulan, yıkılan ve sonra yenidenyıkılmak istenen evleri için direnir-ken çok şeyler öğreniyorlardı. Eldeedilen her kazanımla bileyleniyor,ayakta kalma savaşında itici güçsağlanıyordu.

Hayatları, sadece ev kurmak, yer-leşmekle sınırlı değildi. Elde avuçtaolanları tükettikçe çalışmaları gere-kiyordu. Çalışmak ise evlerin yıkıl-ma süreçlerinde oldukça zordu. Zorolan hayata geçiriliyordu. İş deyin-ce, hiçbir tecrübe olmaması, şehirmerkezlerine uzaklık sorun oluyor-

12 Ekim2014

Yürüyüş

Sayı: 438

17KARŞI DİRENEN KÜRT HALKININ YANINDAYIZ!

Page 18: KOBANE’DE AMER İKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA …yuruyus.biz/pdf/pdf/438.pdf · Kobanê’de akan her damla kanın sorumlusu ABD ve i şbirlikçi AKP iktidarıd r

du. Şoförlüğü erken öğre-nenler, ehliyet alanlar birazdaha şanslı sayılsa da, sömü-rü orada da sürüyordu.Sonra, fabrikalarda, montajsanayinin sunduğu çarklaraltında ömür tüketmeler,alın teri dökmeler ortayaçıkar oldu. Nurtepe –Çayan’da oturanların yazgı-sı da böyleydi. İlk olarak inşaatlarda çalış-

maya başladılar. En ağırişleri üstlendiler. Altyapıişlerinde kepçeler kadardeğerleri yoktu.

Kazma küreklerle kilometrelerceyol kazan, sırtlarına yükledikleriağır eşyalarla hamallık yapan, 300-500 derece sıcaklık altında cam vedemir işleyen, çalıştıkları yerlereyürüyerek gidip gelen, çoğu zamanaç kalma pahasına yiyecek olarakverilen malzemelerin kenarındankoparıp birkaç lokma yiyerek geri-sini eve götüren onlardan başkasıdeğildi.

Sonrasında, örgütlülüğün degücüyle haklarını talep edip sendi-kalı olabilecekleri işlerde çalışmayakoyuldular.

Çayan’a yakın Şişecam, DemirDöküm, Sungurlar, İSKİ, Belediyetemizlik ve yol işleri, İETT gibi pekçok iş kolunda, fabrikalarda dahainsani koşullarda çalışmaya koyul-dular. Haklarının gasp edilmeyeçalışıldığında grev örgütlenmeleri-ne, işgallere katıldılar. Sınıf bilinci,gecekondu direnişleri ile iş yerlerin-deki direnişlerle bütünleştiğindedaha sağlam temellere oturtuldu.

Kimi aile fertlerinin soluğuAlmanyalarda almaya başlaması,bu süreçte başlayarak göç politika-sının ayrı bir yönünü de oluşturu-yordu.

ULAŞIM…Mahalleye, at arabalarından sonra

araçların girmesi 70’lerin sonundagerçekleşiyordu. Askeriyeye aitaraçlar ise öncesinde bulunuyordu.Ulaşım için Kâğıthane veAlibeyköy ilçe merkezleri kullanılı-yordu. Toplu taşıma araçları zaman-

la mahalleye çıkmıştır. Köylerden göç edip gelenler önce

Haydarpaşa Garı’nda iniyor, oradanvapurla ya da yeni yapılmış olanBoğaziçi Köprüsü’nden karşıyageçiyor, oradan Kâğıthane’ye ulaşı-yordu. Nurtepe-Çayan’a ise at ara-bası ile ya da ufak tefek eşyalarısırtlayarak yayan çıkılabiliyordu.

Mahalle kurulduktan sonra da yolyapımı uzun yıllar gerçekleşmedi.Dik yokuşlar, yağmur zamanıçamur deryasına dönen yollar üze-rinden hayat devam ettiriliyordu.

Yol yapımı için koşullar oluştu-ğunda ise mahallenin yapısı itiba-riyle gerekçeler öne sürülüyordu.“Dik yokuş, araçlar için risk oluştu-ruyor. Çamurla kaplı...” denerekzamana yayılıyordu.

Uzun uğraşlar sonucu araçlarınkullanabileceği bir yol çalışmasıyapıldı. Çöp arabaları, elektrik veİSKİ’ye ait araçlar belli bir yerekadar ulaşıyordu. 80’lerin ortalarınadoğru, dik yokuştan oluşturulaneğimle minibüslerin, halk otobüsle-rinin, en son ise İETT’ye ait otobüs-lerin ulaşımı sağlanıyordu.

Mahallenin asfaltlama çalışmasıda aynı dönemlerde başlıyordu.Kâğıthane’den Nurtepe’ye çıkışyolu risk oluşturabileceği düşünce-siyle daha az eğimli olan Sularİdaresi yolu açılarak mahalleyetoplu taşımacılık bu yol üzerindensağlanmaya başlıyordu.

Kâğıthane’de bulunan minibüs veotobüs son durakları önce SokulluCaddesi girişine sonra Nurtepe sondurağı olarak belirlenen köprübaşı-

na ve yıllar sonraGüzeltepe’ye taşınıyor-du. Alibeyköy’de sonbulan taşımacılık iseGüzeltepe’ye taşınarakgidiş-geliş bağlantılarıbir yerde buluşuyordu.

Elbette belediyeninmahalle için tahsis ettiğiaraçlar, kullanımda olanaraçlar içinde en eskile-ri oldu ve çok azdı.Mahallenin işçi yoğun-luğunun olması, uzunyıllar mahalleye yakınişyerlerinin bulunma-

ması ve yine üniversite öğrencileri-nin bulunması nedeniyle sabah veakşam yolculukları balık istifinedönüyordu.

Hak alma bilincinin geliştiğimahallede, örgütlü mücadeleylehaklar nasıl elde edilmişse bu konu-da da kazanımlar elde ediliyordu.Yol açılması, asfaltlama, kaldırımdüzenlemesi, araçların mahalleyeçıkarılması, ihtiyaca göre fazla araçtahsis ettirilme, durak yaptırılmasıbu sürecin bir sonucu olarak öneçıkıyordu.

Elbette belediye her yerde olduğugibi burada da sık sık yol kazıyor;elektrik, su, telefon, tesisatı döşeni-yor diye hatları yeniliyor, seçimdönemleri hizmeti arttırarak şirinlikyapma yoluna gidiyordu. Hatlarınyenilenmesi, yine kaldırımlarındeğişimi rant elde etmekten başkabir anlam içermiyordu.

Mahallenin ilk zamanlarında kul-lanılan at arabalarının dışında özelaraç olarak tek tük Murat 124’ler,Renaultlar, hayvanların kemirdiğiAnadollar öne çıkıyordu. Şoförlükyapanlar iş yerlerinden kamyonetya da Ford minibüsler getiriyordu.Mahallede hemen herkes, kimlerdearaç olduğunu bilir, gece-gündüztanıdık tanımadık hiç fark etmedenacil bir durum olduğunda, birilerihasta olduğunda arabası olanınkapısı çalınarak ihtiyaç giderilirdi.Hiç kimse bundan sıkıntı duymazdı.Ulaşım yolları geliştikçe, yeni araç-lar ortaya çıkmaya ve zamanla her-kes araç sahibi olmaya başladı.

Yürüyüş

12 Ekim2014

Sayı: 438

KOBANE’DE AMERİKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA18

Page 19: KOBANE’DE AMER İKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA …yuruyus.biz/pdf/pdf/438.pdf · Kobanê’de akan her damla kanın sorumlusu ABD ve i şbirlikçi AKP iktidarıd r

AKP iktidarı döneminde Anado-lu’nun birçok bölgesinde uyuşturucudağıtımı hat safalara ulaştı. AKP ik-tidarı, uyuşturucuyu yaygınlaştırarakgenç nesili düşünmeyen, üretmeyenbir genç kesim yapmaya çalışıyor.Devrimciler buna karşı yıllardır mü-cadele ettikleri için tutsak düştü veHasan Feritler gibi ölümsüzlüğe uğur-landı. Gazi Mahallesi’nde uyuşturu-cunun nasıl yaygınlaştığı ile ilgiliyaptığımız röportajı yayınlıyoruz.

Yürüyüş: Uyuşturucumahallelerde nasılyaygınlaşıyor?İsmail Uçar: (Yaş 52, Öğret-

men) Uyuşturucuyu bütün olarakdüşünürsek, her türlü bilincin çarpı-tılması, her türlü yozlaşma bir uyuş-turucu görevi taşıyor. Uyuşturucumeselesi de buna pratik olarak hizmeteder.

Kapitalizm kendi kazanç noktasınıöne sürer. İnsanların hem çürümüşolmasını ister, hem de buradan belliinsanların kazanç sağlamasını ister.Bunu aynı zamanda işsizliği önleme,kara parayı aklama... Uyuşturucuyugenişleterek gençliğin sosyal sorun-lardan uzaklaştırma yozlaştırma dü-şünceleri vardır.

Uyuşturucu son 10 yıldır dahada artmaktadır. Devletin ne kadaryozlaştığının, ne kadar kirlendiğiningöstergesidir. Uyuşturucunun genişdağıtımı ile birlikte yozlaşmada hatsafalara ulaştığını gösteriyor.

Ben, Bahçelievler’de oturuyorum,bizim oralarda 10-15 yıldır daha daarttı. Uyuşturucu dağıtımı özellikleişsiz gençler üzerinden devam ediyor.Geleceksiz, işsiz gençler bırakılarakböylelikle daha da yaygınlaştı. Bunlarıgören işsiz gençlerde araba vb. alıncadiğer gençler de düşünmeden uyuş-turucu bataklığına düştü. Gençlik

üzerinden daha çok taraftar bulabi-liyor. Kolay para kazandıkları içinde daha rahat çekim merkezi olabi-liyor.

Toplumsal sorunlar arttıkça devletkendi eliyle sokaklara salıyor. Yaniuyuşturucu dağıtımının organize edi-yor. Gazi Mahallesi’nde uyuşturucuözel bir amaçla gençlerin yozlaşmasıiçin devlet bilinçli olarak buralardadaha çok serbest bırakıyor.

Cem... (18): Uyuşturucu benceAKP’nin yaygınlaştırdığı bir şey. Es-kiden Gazi’de böyle şeyler yoktu.Uyuşturucuya karşı bugün yalnızcaCepheliler bir şeyler yapıyor. Bende Cephe sempatizanıyım. Tabi bizleriburada istemeyen kesim de var, bunlarpolis ve AKP yandaşları. Burası çokgüzel bir mahalleydi burayı da talanetmeye başladılar.

Burada uyuşturucu dağıtımı yolkenarlarında, daha çok arazi gibitenha yerlerde oluyor. Yani uyuştu-rucunun bulunması çok rahat burada.

Savaş Aydın, (serbest meslek):Mahalledeki uyuşturucu dağtımı

AKP’nin işbirliğiyle oluyor. Tamamenyozlaştırmak, tamamen insanlarıuyuşturmak. Devlet benle uğraşma-sınlar bir birine düşsünler, tek amacıo devletin. Uzun zamandır bu ma-hallede uyuşturucu var. Özelikle sonzamanlarda daha da çoğaldı. Tamolarak bilmiyorum ama yüzde yetmişiuyuşturucu kulanıyor olabilir. Kur-tuluş noktası insanları yalnızlaştır-maya başladılar. Bence insanlarınbir araya gelip örgütlenerek, uyuş-turucudan kurtulabilir. Tek başınabirey yeterli değildir uyuşturucudankurtulmak için.

İlyas Yücel (Esnaf): Uyuştu-rucu dağtımını ben hiç görmedim.Satıldığını hep söylüyorlar. AKP’ninuyuşturucu ile ilgili bir şey yaptığınıhiç görmedim, duymadım da.

İbrahim Kaya: (Esnaf): 6aylık bir esnafım. Ama 1988 yılındanberi bildiğim bir mahalle. Uyuşturucuile ilgili ne iktidarın ne de polisinbir önlemi yok. Sigara kaçakçılığı,uyuşturucu almış başını gidiyor. Yanıbaşımızda kaçakçısından uyuşturucu

Röportaj

AAKP Halkı Zehirlemeye ÇalışıyorBuna Asla İzin Vermeyeceğiz!

Geçen yıl 8. sınıfa giden kızımın okulunda birçocuğun cebinden bonzai çıkmış. Öğretmen buluyor

ve bir de öğretmeni tehdit ediyor. 5-6 ay önce çocuğunbiri polise günlük 400 tl para veriyormuş.

Uyuşturucu dağıtımının bire bir devlet de var içinde.

12 Ekim2014

Yürüyüş

Sayı: 438

19KARŞI DİRENEN KÜRT HALKININ YANINDAYIZ!

Page 20: KOBANE’DE AMER İKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA …yuruyus.biz/pdf/pdf/438.pdf · Kobanê’de akan her damla kanın sorumlusu ABD ve i şbirlikçi AKP iktidarıd r

Yürüyüş Dergisi okurları, ülkenintüm sokaklarına, evlerine, halkın ol-duğu her yere ulaşma hedefiyle ka-rarlılıkla yürüyor. Dergi verdiğimizher okur, doğal dağıtımcımız olmalı...Bu azim ve kararlılıkla milyonlarıörgütleyeceğiz.

ANTEP: 30 Eylül günü HalkCepheliler Yeşilsu Meydanı'nda kitapve dergi standı açtılar.

Halk Cepheliler 1-2 Ekim’de Düz-tepe Mahallesi’nde Yürüyüş Dergi-sinin 436. sayısının dağıtımında 45dergiyi halka ulaştırdılar.

3 Ekim'de ise jandarmanın Köseler

köyüne yaptığı baskıyı anlatan bil-dirilerin yanında Yürüyüş Dergisi’nin436. sayısından halka 20 adet ulaş-tırdılar.

ELAZIĞ: Dev-Genç’li-ler 2 Ekim'de, Yıldız Bağ-ları Mahallesi’nde yaptığıYürüyüş Dergisi dağıtımın-da 50 adet dergiyi okurla-rına ulaştırdı.

ESKİŞEHİR: DevGenç’liler 29 Eylül’de Os-mangazi Üniversitesi'ndemasa açtı. 4 gün boyunca

açılan masa, ÖGB’lerin ve faşistlerinengellemelerine rağmen açık kaldı.4. gün Anadolu Üniversitesi’nde açı-lan masada 40 dergi öğrencilere ulaş-tırıldı.

MERSİN: Kazanlı Mahallesi'nde7 Ekim'de 30 Yürüyüş Dergisi halkaulaştırıldı.

satıcısına kadar var. Devlet önlemalırsa bunları bitirebilir. Şu anki du-rum berbat bir durum.

Ali Başkan, (Serbest meslek):Uyuşturucuya karşı çıkanların göz-lerinden öpüyor, saygı duyuyorum.Uyuşturucuya hepimiz karşıyız. Her-kesin evladı var, buna herkes karşıdır.

Buse Okur, (Esnaf): Uyuşturucudağıtımı devlet yolu ile oluyor. Devletistese bunu yok edebilir. Devlet aracıile dağıtım sağlanıyor. Uyuşturucusatıcılarını toplayıp geri bırakıyorlar.Bunları tutuklamıyorlar. Tutuklamalarıgerekiyor. Bir de uyuşturucudan gelenpara devlete başka bir yerden gelmiyor.Özellikle AKP iktidara geldiğindenbu yana uyuşturucu daha da fazlalaştı.Daha önce bu kadar kullanan insanyoktu zannedersem. Bizim gibi ma-hallelere uyuşturucu çok uzaktı. Bizimora küçük bir mahalleydi, biz kendi-mizden uzak görürdük, yalnız şimdi

yanımıza kadar geldi. Elini nereyeatsan bir torbacıya denk geliyor. Budevlet bu pisliği temizlemez çünkübaşı o.

Vural Doğan, (Esnaf): Uyuş-turucu okul önlerinde, mahalle ara-larında satılıyor. Uyuşturucudan bellikesimler nemalanıyor. Bunlar GaziMahallesi’nde de var. Küçücük ço-cuklara bunlar sattırıyor uyuşturu-cuyu. Burada en güzel şey burada kiderneklerin bir araya gelerek, uyuş-turucuya karşı birlikte mücadele et-mesidir. En militan mücadele deböyle olur, ben buna inanıyorum.Bunların halkın çocuklarını zehirle-melerine izin vermemek gerekir.

Kamber... (Serbest): Uyuştu-rucuyu çeteler dağıtıyor. Devletinkendisi bizzat dağıttırıyor, özelliklesivil polisler dağıtımını yapıyor. Birazönce Son Durak’tan geldim. Bir tanesivil araba uyuşturucu dağıtımı ya-

pıyormuş internete de atmışlar pla-kasını. Ben o aracı sigara satanlarınarkasında da görmüştüm.

Eyüp Taş, (Esnaf): Uyuşturucudağıtımını yukarıda yapıyorlar. Bun-larda belli kesimlerin denetimindeoluyor. Uyuşturucuyu neredeyse 5yaşındaki çocuk bile kullanacak. 11-12 yaşlarındaki çocukların elinde si-garalarla geziyor. Ben esnafım budurumdan utanıyorum valla... Bu ço-cuklara yine boş gezen serserileralıştırıyorlar. Geçen yıl 8. sınıfagiden kızımın okulunda bir çocu-ğun cebinden bonzai çıkmış. Öğ-retmen buluyor ve bir de öğretmenitehdit ediyor. 5-6 ay önce çocuğunbiri polise günlük 400 tl para ve-riyormuş. Uyuşturucu dağtımınınbire bir devlet de var içinde.

Soydan Ay, (Esnaf): 2000’liyıllara kadar burada pek uyuşturucuyoktu. Burası devrimci bir mahalle...Devlet kendi eli ile uyuşturucuyuburaya soktu. Şu anda devletin poli-tikası buradaki insanları sindirmek,buradan göndermek. Orman tarafınarant sağlayarak, TOKİ’yi getirmeyeçalışıyor. Bu şekilde de insanlarıyozlaştırıyorlar. Devletin bilinçli yap-tığı bir politika. Birçok kişi buradanevini satıp gitmeyi düşünüyor. Hertürlü pisliği soktular buraya. Bun-ların hepsini devlet destekliyor.

Yürüyüş

12 Ekim2014

Sayı: 438

KOBANE’DE AMERİKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA220

Halka Gerçekleri Ulaştırmaya Devam Ediyoruz!Her Okur, Bir Dağıtımcı Olmalı!

Arşiv

Page 21: KOBANE’DE AMER İKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA …yuruyus.biz/pdf/pdf/438.pdf · Kobanê’de akan her damla kanın sorumlusu ABD ve i şbirlikçi AKP iktidarıd r

Halka zarar veren her şey, halkdüşmanlarının işidir. Bunu hiç unut-mayacağız. Hayata bakarken tarihinbu kuralı daima aklımızda olacak.Ki gerçeği net olarak görelim.

Halk, o zarar veren uyuşturucugerçeğine de işte bu acıdan bakıldı-ğında gerçek net olarak görülür. Kihalkın başına bela edilen uyuşturucuzehirinin kaynağı da halk düşman-larıdır.

Halk düşmanları, emperyalistlerve onların işbirlikçileridir.

Uyuşturucunun ülkemizde bu den-li yaygınlaşmasının, sadece son üçyılda ‘Bonzai’ adı verilen zehirinkullanımının yüzde 800 artmasınınkaynağı da halk düşmanı emperya-listler ve işbirlikçileridir.

‘Bonzai’ denilen uyuşturucu zehiride emperyalistlerin halk düşmanıpolitikalarının eseri olarak halkımızınzehirlenmesi için başına bela edil-miştir.

Ayık Yaşamda Buluşalım Derneği(AYBUDER) Başkanı Yavuz TufanKocak’ın ifadesiyle “gençlerimizinbaşına atılmış kimyasal bomba”dırBonzai:

“… 20 yıldır alkol ve uyuşturucuiçindeyim. Bonzai gibi bir maddegörmedim. Buna ne uyuşturucu nede uyarıcı madde diyebiliyoruz. Ço-cuklarımızın ve gençlerimizin başınaatılmış kimyasal bomba…” (Aktaran:Yürüyüş, Sayı: 428, syf: 29)

Peki, bu “bomba”yı halk çocuk-larının başına kim atıyor ve neden?

Bu sorunun cevabı için, Amerikanemperyalizmin akıl hocalarındanZbignieu Brzezinsky’nin 21 yüzyıldaneyi nasıl yapmaları gerektiğine dairkaleme aldığı “Yeni Strateji” kita-bındaki şu satırlara bakmalıyız: “…Şu anda ABD’nin hakimiyet emel-lerine karşı dünya üzerinde nüfusugenç, eğitimsiz, işsiz ve yeni tekno-lojilerin verdiği imkanlar sayesinde

dünyada olan biten-den haberdar son de-rece öfkeli milyonlarvar. Onların başındanükleer bomba patla-tamayacağımıza görebaşka çareler düşün-meliyiz.”

‘Bonzai’ denilenzehir, işte bu kirli dü-şüncenin ürünüdür.

Laboratuarlarındaüretmişler, yaygınlaş-masını organize et-mişler ve sonuçlarınıda izlemektedirler. Kiuyuşturucu, düzene öfkeli milyonlarcagenç insan başında patlatılan kimyasalbir bombadır.

Halk çocuklarının düzene yöneliköfkesinden korkan emperyalistler veişbirlikçileri, o öfkenin örgütlü mü-cadeleye dönüşmesini engellemekiçin ‘Bonzai’ türü uyuşturucularıhızla yaygınlaştırıyorlar.

Emperyalistler ve işbirlikçilerinyok etmek istediği, milyonlarca gençinsanın düzene öfkesidir.

“Onların başında nükleer bombapatlatamayacağımıza göre başka ça-reler düşünmeliyiz” derken kastet-tikleri “başka çareler”in içinde uyuş-turucu ön sıralardadır. Ve işte bukapsamda ‘Bonzai’ türü kimyasaluyuşturucular, son yıllarda hızla yay-gınlaştırılmıştır.

‘Bonzai’ türü uyuşturucuların icatıve yayılması, emperyalistlerden ayrıdüşünülemez. Amaç, düzene öfkelimilyonlarca genç insanın başındanükleer bomba yerine ‘Bonzai’ türükimyasal bomba patlatarak onlarınöfkesini yok etmektir.

‘Bonzai’ denilen zehirin üç temelözelliği de bu amaca hizmet etmek-tedir:

İlki, Çok ucuz olması ve heryerde bulunması…

İkincisi, hızla bağımlılık yarat-ması…

Üçüncüsü, sonuçlarının öldürücüolması…

‘Bonzai’ zehirinin bu özellikleritesadüf değildir. Böyle olması isten-diği için böyle üretilmiştir zaten.

Çok ucuz olacak ki, zaten yoksulolan halk çocukları rahatlıkla alıpkullansın.

Hızla bağımlılık yaratacak ki, kul-lananı hızla yaşayın bir ölüye çevir-sin.

Ve böylece, milyonlarca genç in-sanın düzene öfkesinden korkan halkdüşmanları da, rahat bir nefes alsın-lar.

İşte tam da bu nedenle, uyuşturucukonusu, halk ile emperyalizm ve oli-garşi arasındakı tarihsel kavganınmevzilerinden birisidir.

Halk düşmanları, milyonlarcagenç insanın düzene öfkesinin ör-gütlenip devrimcileşmesinden kor-kuyorlar. Bu ‘tehlike’yi yok edebil-mek için durmaksızın “çareler” plan-layıp yaşama geçiriyorlar. Bu kap-samda halkın en genç ve öfkeli ke-simlerini uyuşturup çürütmek içinpiyasaya hem ucuz hem de hızla ba-ğımlılık yapan uyuşturucu sunuyor-lar.

Tesadüf mü?

Halk Düşmanlarının KullandığıKimyasal Bomba: BONZAİ

12 Ekim2014

Yürüyüş

Sayı: 438

221KARŞI DİRENEN KÜRT HALKININ YANINDAYIZ!

Page 22: KOBANE’DE AMER İKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA …yuruyus.biz/pdf/pdf/438.pdf · Kobanê’de akan her damla kanın sorumlusu ABD ve i şbirlikçi AKP iktidarıd r

Değil…

Halk çocuklarını zehirleyip çü-rüterek düzene yönelik öfkeleriniboğmak, emperyalistlerin proje-sidir. Uygulayanlar ise işbirlikçifaşistlerdir. Böyle olduğu içindirki, uyuşturucuya/yozlaştırmayakarşı mücadele anti-emperyalist,anti-faşist muhtevadadır.

Hiç unutulmasın: Halka zararveren her şey, halk düşmanlarının işi-dir…

Halk düşmanları, emperyalizm veişbirlikçileridir…

Halka zarar veren her şeyin karşı-sında ise Cepheliler vardır…

Son üç yılda ‘Bonzai’ kullanımınınyüzde 800 artması tesadüf değildir. Butablo, bu yaygınlaştırma devrimci ha-reketin “milyonları örgütleyeceğiz” he-define karşı, halk düşmanlarının verdiği

karşılıklardan birisidir. Düzene öfkelimilyonlarca genç insanın örgütlenmesiniengellemek amacıyla, son üç yılda‘Bonzai’ kullanımı yüzde 800’e ulaşacakdenli yaygınlaştırılmıştır.

“Türkiye, yer altı kaynaklarındandış ticaretine, ekonomisinden politika-sına, kültüründen sanatına kadar Ame-rikan emperyalizminin denetimi altındabir ülkedir.” diyordu Mahir Çayan.

İşte o “denetim”in içinde uyuşturucukuşatması da vardır. Ve çok açık ki,

son üç yılda yüzde 800’e çıkmasınınsebebi, devrimci iradenin “Milyon-ları örgütleyeceğiz” hedefine, karşıdevrimci iradenin verdiği karşılık-lardan birisi olmasıdır.

Ne yaparlarsa yapsınlar, başa-ramayacaklar. Hasan Feritler’denoluşan bir ordu olup uyuşturucubataklığı kurutulacak, zehirlenenhalk çocukları kurtarılacak ve halk

düşmanlarından hesap sorulacak…iştebütün bunlar halkın örgütlü gücüylebaşarılacaktır. Halktan daha büyük birgüç yoktur. Örgütlü halk, uyuşturucuyuve halk düşmanlarının diğer bütün po-litikalarını, dayatmasını, kuşatmasınıda ezip geçecektir.

Uyuşturucuya, fuhuşa, her türlü yoz-laşmaya karşı mücadelemizi de ‘Mil-yonları Örgütleyeceğiz’ hedefimizinbasamağına, araçlarına çevirerek yü-rüyüşümüzü sürdüreceğiz.

İstanbul Çayan Mahallesi'nde 2Ekim gecesi Cepheliler, halkla birliktehalk düşmanlarından hesap sormakiçin çağrı yaptı. İki saat boyuncaÇayan Mahallesi'nde ve Nurtepe’desloganlarla, havaya ateş açarak “AdaletYok Mahkemeler Adalet Vermiyor.Onu Biz Kendi Ellerimizle Alacağız /

Cephe” ozalitlerini mahallenin birçokyerine astılar. AKP’nin katil polisleriakrep diye tabir edilen zırhlı araçlarlageldi. Cephe milisleri silahlarıylaÇayan Mahallesi’ne çekilerek havayaateş açtı. Açılan ateş sonucu katillermahalleden kaçtı. Cepheliler eylem-lerini marşlarla, ajitasyonlarla iradiolarak bitirdi.İstanbul Okmeydanı’nda 1

Ekim'de Cephe milisleri silahları ilebirlikte afişleme yaptı. Okmeydanısokaklarını “Katillerden HalkımızlaBirlikte Hesap Soracağız! HalkımızBize Halk Düşmanlarının BilgileriniGetirin! Cephe” ozalitleri ile donattı-lar.

Çeteler CezasızHalk Adaletsiz Kalmayacak!

Çayan Mahallesi’nde başlayıp Gazi’ye sıçrayan çete sal-dırılarında, Nebi isimli uyuşturucu satıcısı Cepheliler'ekurşun sıkmıştı. 3 Ekim gecesi Nebi'nin Gazi Mahallesi’ndekievi Cepheliler tarafından basıldı. Eve giren Cepheliler,kimlik kontrolü yaptı, ardından Nebi’yi cezalandırdı.

5 Ekim akşamı ise Cepheliler ellerinde uzun namlulu si-lahlarıyla mahallenin farklı bölgelerinde devriye attılar.Baraj bölgesinde araçları kontrol eden Cepheliler, bir araçtabulunanlara kapıyı açmasını söylediklerinde araç içerisin-

dekilerin havaya ateş ederek kaçmaya çalışması üzerineCepheliler aracı taradılar. Delik deşik olan araçtakiler yaralıhalde, gaza basıp kaçtılar. Gecekondu bölgesinde bir evegiren Cepheliler aradıkları uyuşturucu satıcısını bulamayınca,ailesinden izin alıp uyuşturucu araması yaptılar. Evdeolmayan satıcının babasına “Oğlunuz uyuşturucu satıp genç-lerimizi zehirliyor. Uyuşturucu satmaya devam ederse ola-caklardan biz sorumlu değiliz” dediler. Bunun üzerine aile “Eve gelir gelmez sizi bulup yanınıza getireceğim, orada sizebir daha bu pisliği satmayacağına dair söz verecek” dedi.Cepheliler bu sözden sonra evden çıktılar.

Halkımız Bize Halk Düşmanlarının Bilgilerini Getirin!

K u r u ç e ş -me'de 28 Ey-lül'de uyuşturu-cu içilen ve sa-tılan harabe birbina dağıtıldı veeşyalar yakıldı.29 Eylül’de iseKuruçeşme’dedefalarca uyarıl-mış olan Mük-remin adlı uyuş-turucu satıcısını,Cepheliler gecegeç saatlerdeyine satış yapar-ken yakaladı.

CephelilerTorbacıyı Cezalandırdı

Çayan

Yürüyüş

12 Ekim2014

Sayı: 438

KOBANE’DE AMERİKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA22

Page 23: KOBANE’DE AMER İKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA …yuruyus.biz/pdf/pdf/438.pdf · Kobanê’de akan her damla kanın sorumlusu ABD ve i şbirlikçi AKP iktidarıd r

Bir: Uyuştu-rucu, nedenbu kadaryaygınlaştı-rıldı? Bonzai

denen zehir, neden bu kadar ucuz?

Bu soruların cevapları, bizi, em-peryalistler ve işbirlikçilerinin halk-tan duyduğu korkuya ve halk düş-manlıklarına götürür.

Halkı ezip sömürenler, halkın buzulüm ve sömürü düzenine karşı ör-gütlenip mücadele etmesini engelle-mek için, uyuşturucu silahlarının ateşgücünü yükseltiyorlar.

İşte bu yüzden, uyuşturucu hızlayaygınlaştırılıyor… İşte bu yüzden,Bonzai zehiri bu kadar ucuz…

Ve böylece, özellikle halkın gençkesimlerini zehirleyerek, kendileriiçin potansiyel bir tehdit oluşturanhalk çocuklarının düzene yönelik öf-kesini nötralize ediyorlar. Gençliği ze-hirleyerek canlı cesetler haline geti-rip, kendilerine ve halka zarar vere-cek denli düşkünleştiriyorlar.

İşbirlikçi burjuvazinin bir üyesi,yoksul halkımızı kastederek “Gece-kondulardan gelip gırtlağımızı ke-secekler” demişti.

Emperyalistler ise “21. yüzyılayaklanmalar yüzyılı olacak” tespi-tinde bulunuyorlar.

Elbette, bu tespitleri yapan halkdüşmanları, sadece tespit yapmaklayetinmezler hiçbir zaman. Kendileriiçin halktan gelecek her türlü “tehli-ke”, “tehdit”i yok etmek için halk düş-manlığının en aşağılık ve alçakçapolitikalarını da devreye sokarlar.

Halkı kuşatan, gençliği zehirleyenuyuşturucu gerçeğine bakarken, butablonun sorumlusunun emperyalizmve işbirlikçileri olduğu akıldan çı-kartılmamalıdır.

O uyuşturucu çeteleri, Amerika veAvrupa emperyalistlerinin ve onlarınişbirlikçilerinin en sefil maşalarındanbaşka bir şey değildirler.

O uyuşturucu çeteleri, emperya-listlerin çıkarları için halk çocukları-

nı zehirleyerek içinden çıktıkları hal-ka ihanet eden sefillerdir. Ki halka za-rar verenler, halk çocuklarını zehir-leyenler halkın haklı ve meşru şid-detinden paylarına düşeni alırlar. Al-mışlardır ve alacaklardır.

İki: Emperyalistler ve işbirlikçi-ler, halkımızı zehirlemek istiyorlar kibu sömürü düzeni böyle devam etsin.

Halkımız ise bu aşağılık politika-nın acı sonuçlarını görüp yaşadıkçaitiraz ediyor. Sokaklara çıkıyor, sesi-ni duyurmak istiyor. “Bizi kurtarın”diye feryat ediyor.

Görüldüğü gibi, halk ve halk düş-manları, uyuşturucu konusunda dakarşı saflardadır. Bu bir irade çarpış-masıdır. Ve hayata dair her konuda ol-duğu gibi, uyuşturucu konusunda dahalk ile halk düşmanları arasındaki çe-lişki uzlaşmazdır.

Emperyalizm ve işbirlikçileri, hal-kımız devrimci mücadeleye katıl-masın, örgütlenip hakkını aramasın,sesini çıkartmasın diye bilinçli bir po-litika ile halkı zehirlemeye çalışıyor.

Bu dayatma karşısında ise halkferyat ediyor. Kendiliğinden sokaklaraçıkıyor. “Uyuşturucuya Hayır!”,“Bonzai’ye Hayır!”, “KurtarınBizi…” diyerek çığlık atıyor.

Bunlar, halkın kendiliğinden ve ör-gütsüz tepkilerinin ifadesidir. Çare-sizliğin ürünüdür.

Halkımız “Bizi kurtarın” diyorama bu düzende aradıkları kurtuluşyoktur. Kurtulmak istedikleri zehirindüzenidir bu. Halkımızı kurtaracakolan kendi mücadelesi, örgütlenme-sidir. Başka bir kurtuluş yoktur. Ola-maz. Halkı zehirleyenlerden, tedavikurumlarını kapatanlardan medetumulamaz. Kurtuluş, halkın kendieseri olacaktır.

Üç: Uyuşturucu konusundaki halkile halk düşmanları arasındaki iradeçarpışmasında, devrimci tavır nettir:Binlerce, milyonlarca Hasan Feritolup bataklık kurutulacaktır!

Söz konusu olan, halk düşmanla-rının karşı-devrimci iradesi karşısın-

da, Halk Cephesi’nin devrim irade-sidir.

Bu bir irade çarpışmasıdır…

Bir yanda, emperyalizm ve oli-garşinin halk düşmanı karşı-devrim-ci iradesi… Diğer yanda, halkın cep-hesinin devrimci iradesi…

Karşı-devrimci irade, özelliklegençliğin devrimcileşmesini engel-lemek için halk saflarında uyuşturu-cuyu yaymaya çalışıyor.

Devimci irade ise hem Hasan Fe-rit olup uyuşturucu çetelerinin üzeri-ne giderek, hem de ‘Hasan Ferit Ge-dik Uyuşturucu ile Savaş ve KurtuluşMerkezi’ gibi kurumlar yaratarakhalk çocuklarını uyuşturucu batağın-dan çekip almanın faaliyetleri ile so-mutluyor kendisini.

Dört: Sonuç ortada: Düzen çü-rütüyor. Devrim temizliyor. Karşı-devrim zehirliyor. Devrim kurtarıyor.

Halk düşmanları, halk çocukları-nı uyuşturucu bataklığında boğmakiçin her şeyi yapıyor.

Halk Cephesi, uyuşturucu bataklı-ğını kurutmak için mücadeleyi ör-gütlüyor. Bu bir irade çarpışmasıdır.Çelişki keskindir. Uzlaşmazdır. Halkkesimleri, uyuşturucuya tepkisini gös-teriyor. Örgütsüz olduğu için, denizedüşen yılana sarılır misali, çaresizlikiçinde çırpınıyor. Feryat ediyor.

Bu çırpınışlar, örgütlendiği oran-da güçlü dalgalara, direnişlere, mü-cadeleye dönüşürler. Bu feryatlar ör-gütlendiği oranda, bu kez hesap sor-mak için halk düşmanlarına uzanır el-ler.

Halkın feryatları, devrimciler için,görev başına çağrısı ve harekete ge-çin talimatıdır. Ki ancak Cepheli-ler’dir bu çağrıyı yüreğinde hissedipharekete geçenler.

Evet, alçaklığı baki olan halk düş-manları, hiç şüpheniz olmasın; zu-lümle teslimiyete, sömürüyle sefale-te, uyuşturucu zehiriyle çürümeyemahkum etmeye çalıştığınız o halk,gecekondulardan gelip gırtlaklarını-za sarılacak.

DüşmanıHalk

AKP

Halk Düşmanları Zehirliyor,Halk Cephesi Kurtarıyor!

12 Ekim2014

Yürüyüş

Sayı: 438

23KARŞI DİRENEN KÜRT HALKININ YANINDAYIZ!

Page 24: KOBANE’DE AMER İKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA …yuruyus.biz/pdf/pdf/438.pdf · Kobanê’de akan her damla kanın sorumlusu ABD ve i şbirlikçi AKP iktidarıd r

Yürüyüş

12 Ekim2014

Sayı: 438

KOBANE’DE AMERİKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA224

Geçmişin Özeleştirisinin Gücü, Geleceğin NeKadar Güçlü Kurulacağını Belirler

M-L olduğunu iddia eden, iktidarı hedefleyenbütün devrimci örgütler için muhasebe, bir tercihdeğil, olmazsa olmaz zorunluluktur. Çünkü geçmişpratiğin eksik ve hataları, zaafları sorgulanmadan,yanlışlarla hesaplaşmadan, çıkartılan derslerpratikte düzeltilmeden gelişmek mümkün değildir.Bu anlamda denilebilir ki; geçmişin özeleştirisiningücü, geleceğin ne kadar güçlü kurulacağınıbelirler. Yanlışların ideolojik temellerine inilerek köklübir eleştiri-özeleştiri yapılmazsa ileride daha güçlü vesinsi bir biçimde tekrar ortaya çıkar ve daha büyükzararlar verir. Tarih bunun çokça örnekleriyle doludur.

Kastettiğimiz, genel geçer eleştirilerden ve günahçıkartmaya dönen özeleştiri değildir elbette. Stalin’indeyişiyle “...işçi sınıfının kültür düzeyini yükselten,mücadele ruhunu geliştiren, zafere inancını pekiştiren...bir özeleştiri”dir. (Leninizm Nedir, Stalin, Syf:107)

MLKP, Eylül ayı başında, kuruluşunun 20. yılı ne-deniyle; “20. Savaşım Yılında MLKP’ye Katıl, Haklıİnsani Mücadeleye Omuz Ver, Onuru Ve ÖzgürlüğüYükselt!” çağrılı bir açıklama yaptı. 5 Eylül 2014tarihli ve MLKP Genel Sekreteri K. Gökdeniz imzasıylayayınlanan bu açıklamada yukarıda bahsettiğimizdevrimci muhasebe, eleştiri ve özeleştiriden, yanlışlarlahesaplaşmadan zerre kadar eser yoktur. Tam tersine,övgü ve methiye manzumesidir. MLKP’nin en önemliözelliklerinden birisi de abartıcılığıdır. MLKP’nin 20.yılaçıklaması, yine kendilerine olmadık, abartılı misyonlarbiçtikleri ajitasyonla doludur. Öyle ki kendilerini;“Türkiye ve Kürdistan birleşik devriminin” aklı veeylemi ilan etmişler. Yetmemiş “1995 Gazi Ayaklan-ması’nda ve 2013 Haziran Ayaklanması’nda ışıldayanhücum ruhu ve zafer perspektifi” olduklarını yazmışlar.MLKP’nin reklamcı tutumu bilinen bir gerçektir fakatbu tespitler reklamın çok ötesinde hayal dünyasındayaşamaktır. Bu abartıların, bu keskin söylemlerin pratikile hiçbir ilgisi yoktur.

MLKP’nin keskin lafızlarıyla pratiği arasında hepuçurum olmuştur. Bolca sosyalistlikten, komünistlikten,devrim ve iktidardan bahsedip, pratikte, yasallaşmayı,legalleşmeyi, reformizmle birlikte olmayı, seçim tak-tikleriyle, ittifaklarıyla parlementerizme yakın durmayıseçmiştir. MLKP, Kürt milliyetçiliğinin kuyruğuna ta-kıldığı yıllardan bu yana, bedel ödemeyi göze alan mü-cadeleyi terk eden bir kulvara girdi. O gün bugündüzene dönmenin yollarını yapıyorlar. Bunu ideolojik

olarak da örgütsel olarak da başardılar.

MLKP’nin 20 Yıllık Tarihi TeorideFarklı Pratikte Farklı Olma Tarihidir!

20. yıl açıklamalarının “Haklı İnsani MücadeleyeOmuz Ver” başlığı, MLKP’nin savruluşunun ve yüzünüdevrimden reformizme çevirdiğinin göstergesidir. Neden“devrim mücadelesi” değil de “İnsani Mücadele”?Devrim ve iktidar iddiası olan, M-L bir örgütün çağrısıolamaz. Bu çağrı, reformist, sivil toplumcu bir kurumunçağrısı olabilir ancak.

MLKP, 20 yıl boyunca tüm keskin söylemlerinerağmen, politikaları, eylem biçimleri, reformizmdenkopmamıştır. Teoride ve söylemde tüm keskinliğinerağmen pratikte yıllara yayarak 20 yıl boyunca reformizmiörgütlemiştir. MLKP bugünkü “İnsani Mücadeleye”çağrısının özünde bu vardır. Bu yalnızca bir üslupsorunu değil iddiasızlaşma, iktidar hedefinin, devrimeinancın kaybedilmesinin sonucudur. Bu nedenle “bizorduya ancak fındık toplamaya gideriz” sloganlarıylabarış için vicdani red kurultayı yapmaya başladılar. Bunedenle “ölmek ve öldürmek istemiyoruz” demeyebaşladılar. Bu nedenle kadınları sahiplenmek adına biryandan erkekliği reddederken diğer yandan eş cinselliğikeşfedip LGBT’yi devrimci örgütlere tercih eden, boz-guncu bir noktaya geldiler.

2009 Eylül’ünde toplanan 4. Kongrelerini “MLKPile sömürgeci faşizm arasında sürmekte olan bu iradesavaşının” politik zaferi ilan ettiler. 2006’dan sonraoligarşinin operasyonlarını, gözaltı ve tutuklamalarını“ayakta karşıladıklarını” yazdılar. MLKP’nin “Politikzafer”den anladığı; illegalitede, silahlı eylemde ısrardeğil, saldırılara karşı bir politika geliştirmek değil,yasal particilik kulvarına savrulmaktı. Kongreden 5 aysonra ESP’yi ilan ettiler. Bu legal particiliğe savruluşunnedeni sadece baskılar ve operasyonlar değildi elbette.ESP’nin ilanı, ideolojik çürüme, yıllardır gizlenenreformist özün dışa vurumuydu.

MLKP’NİN 20 YILLIK TARİHİ; Keskin Devrimci Söylemlerin Ardına

Gizlenen Reformizme Evriliş Tarihidir!

“20. Savaşım Yılında MLKP’ye Katıl,Haklı İnsani Mücadeleye Omuz Ver”

Neden “devrim mücadelesi” değil de “İnsaniMücadele”? Devrim ve iktidar iddiası olan,

M-L bir örgütün çağrısı olamaz.Bu çağrı, reformist, sivil toplumcu bir

kurumun çağrısı olabilir ancak.

Page 25: KOBANE’DE AMER İKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA …yuruyus.biz/pdf/pdf/438.pdf · Kobanê’de akan her damla kanın sorumlusu ABD ve i şbirlikçi AKP iktidarıd r

12 Ekim2014

Yürüyüş

Sayı: 438

225KARŞI DİRENEN KÜRT HALKININ YANINDAYIZ!

MLKP, 20. Yıl Değerlendirmesinde;15 Yıldır PolitikalarınıKürt Milliyetçilerine EndekslediğiniNeden Anlatmıyor?

Açıklamada; “MLKP, yalnızca hazır gündemleremüdahalede bulunmakla yetinmedi, gündem belirledi.Mücadelenin ön saflarında yer aldı, öncü parti olarakmevzilendi” diyorlar. Türkiye sınıflar mücadelesinde;MLKP’nin öncülüğünde kazanılan kitle mücadelesi,direniş yoktur. MLKP’nin belirlediği tek bir politikgündem yoktur. 1997 sonlarından bu yana Kürt milliyetçihareketin gündemi neyse MLKP’nin gündemi de o ol-muştur. Siyasi pratiklerinde adeta onlardan ayrı ve ba-ğımsız yürüttükleri ciddi faaliyetleri yok gibidir. MLKP,ideolojik bağımsızlığını, eski ideolojik çizgisini büyükoranda yitirmiştir. Tamamen Kürt milliyetçi hareketineve onun uzlaşmacı politikalarına tabi olmuşlardır. Adları“Marksist-Leninist Komünist”tir, ancak Kürt halkınınmücadelesine bakışları devrimci değildir.

Kürt milliyetçilerine yedeklenmeleri konusundaMLKP’ye yaptığımız bu eleştiriler, Ağustos 1998’de,MLKP, MK Genişletilmiş Toplantısında alınan kararlardave Sınıf Pusulası dergisinde açıkça itiraf edilmiştir. Ancakdevrimci muhasebe ve özeleştiri geleneği olmayan MLKP,buna rağmen çizgisinde bir değişiklik yapmamış, aynıyolda yürümeye devam etmiştir. 20 yılın değerlendirmesinde16 yıl önce yaptıkları bu özeleştirilerden eser yoktur.

16 yıl önce MLKP Merkez Komitesi’nin, Kürt milli-yetçilerinden etkilendiklerini, savrulduklarını, kuyrukçulukyaptıklarını, ideolojik bozulma yaşadıklarını, sosyalizmdenuzaklaştıklarını itiraf ettikleri değerlendirmede;“Kitleajitasyon aracımız ve daha az olarak da teori aracımızdaönemli içerik hataları, Parti çizgisinden önemli savrulmaörnekleri görülmektedir. Ulusal harekete karşı uzlaşıcıdavranılmakta, ulusalcı hareketin derinleşmekte olanreformcu eğilimi deşifre edilememekte, yer yer kuyrukçupozisyonlara sürüklenilmekte, ulusalcı söylemlerdenciddi bir etkilenme görülmekte, proleter sosyalist sınıfsalbakış açısında ısrarcı davranılmamaktadır. ... Sosyalistperspektifimiz zayıf kalıyor, yazılara yeterince sindirile-miyor. Bu durum, Partinin ideolojik-siyasal yönü vedoğrultusunda bir bozulmayı ifade ettiği gibi, savrulmalaraaçık bir zemin de yaratıyor, oportünizmi besliyor”denildi. Ancak, somut gerçeğin bir ifadesi olan bu eleş-tirilerden MLKP hiçbir ders çıkarmadı. Yine aynıdönemde, MLKP’nin, özeleştirisi Sınıf Pusulası adlıdergilerinde şöyle devam etti;

“Partimiz ... PKK’ye karşı belli ölçülerde ideolojiksavaşım da yürüttü. Fakat ne var ki, ideolojik savaşımcephesinde belirgin tutukluk sergilendi. Teoriye, tarihseldeneyime, program ve stratejisine bağlı olarak PKK ileayrım çizgilerini yeterince ortaya koyamadı. PKK’ninzaaflarına karşı etkin bir savaşım yürütemedi. Önemli

oranda da ezilen ulus milliyetçiliğinden etkilendi. Yeryer yedeklendi, sürüklendi... Kuşkusuz ki, bu bir zaafiyetti.”

MLKP’nin, PKK ile ayrım çizgilerini yeterinceortaya koyamama ve zafiyete düşme durumu bu gün 16yıl öncesinden onlarca kat daha fazladır. Ancak, pratik-lerinden anlaşılacağı üzere, bu durumdan bir şikayetleriolmadığı gibi, Kürt milliyetçi hareketin barış ve uzlaşmapolitikalarının en keskin savunucusu, onların sözcüsü,temsilcisi durumundadırlar.

MLKP’nin 20 Yıllık Tarihi,İdeolojik-Politik Tutarsızlık,İstikrarsızlıkTarihidir!

Kendisini M-L olarak adlandıran bütün örgütlerinkendine ait bir ideolojisi, devrim stratejisi, gelenekleri,yarattığı değerleri vardır. Eğer bunlar yoksa, o örgütünsağa sola savrulması, kendine güvensiz, güce tapan, günübirlik gelişmelerin arkasından giden bir örgüt olması ka-çınılmazdır. Güce tapanlar, ideolojik, siyasi, örgütsel ba-ğımsızlıklarını koruyamayanlar kendilerine güvensizleşir,sürekli dayanacak yer, tutunacak dal ararlar. Birilerineyaslanmadan ayakta duramazlar. Kendine ait bağımsızpolitikalar üretmeleri mümkün değildir. Bundan dolayıda başka güçlere yedeklenirler. Türkiye solunda, MLKP,bunun en tipik örneklerindendir. MLKP’nin tutarlı birdevrim anlayışı, devrim stratejisi yoktur. MLKP’nin 20yıllık tarihi ideolojik-politik zig zaglarla doludur. Buhemen bütün politikalarına yedeklendikleri Kürt milliyetçihareket üzerine yaptıkları tespitler de böyledir.

MLKP’nin bu 20 yılda devrimci tarzda yarattığı birözgünlüğü yoktur. Her fırsatta, parti, kadro ve örgütlenmeleriiçin devrimci literatürdeki bütün olumlu sıfat ve nitelemelerikendileriyle anarlar ancak gerçek bütün bunlardan çokuzak oldukları, bu sıfatların ajitasyon olmaktan öteyegeçmediğidir. Onlara kalırsa en Marksist, en Leninist, enkomünist, en proleter onlardır. Öncüdürler, önderdirler.MLKP Genel Sekreteri imzalı 20. yıl açıklamaları da buabartılı, yaldızlı tanım ve tespitlerle, ideolojik yozlaşmayıgizleme çabalarıyla doludur. Ancak 20 yıllık tarihlerinebaktığımızda Türkiye devrim mücadelesinde yarattıklarıtek bir gelenek, değer yoktur. MLKP, için bir özgünlüktenbahsedilecekse; çizgisizliği, taklitçiliği, fırsatçılığı, re-kabetçiliği, kuyrukçuluğu, birlik bozgunculuğu söyle-nebilir. Fırsatçılık ve rekabetçilik hedeflerin küçüldüğü,devrim iddiasının kaybolduğu yerde hayat bulur. MLKP’ninfırsatçılığının, rekabetçiliğinin kaynağında da kendiçizgisiyle güç olamama ve devrim iddiasının zayıflamasıvardır. MLKP’nin güç olmaktan anladığı, emperyalizmeve oligarşiye karşı güç olmak değil, başka örgütlerlerekabet içine girmektir. Bunun için birlikleri bozar, bununiçin ortak eylemleri provake eder. MLKP, 20 yılın değer-lendirmesini yaparken bu gerçeği; “MLKP, grupçulukkültüründen ve mezhepçi tarzdan devrimci kopuş, birleşikmücadele ve devrimci yoldaşlık bilinciydi” diyerek giz-

Page 26: KOBANE’DE AMER İKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA …yuruyus.biz/pdf/pdf/438.pdf · Kobanê’de akan her damla kanın sorumlusu ABD ve i şbirlikçi AKP iktidarıd r

lemeye çalışıyor. Ancak MLKPiçinde bulunduğu politik açmazıhiçbir demagojik söylemle giz-leyemez.

MLKP’nin TarihiyleYüzleşme veYanlışlarıylaHesaplaşma CüretiYoktur!

MLKP’nin 20 yılının değer-lendirilmesinde, kendisiyle enradikal muhasebeyi yapması ge-reken ‘96 ve 2000 Ölüm Orucudirenişleri yoktur. Yoktur, çünküMLKP’nin tarihiyle yüzleşmeve yanlışlarıyla hesaplaşma cü-reti yoktur. Türkiye devrim mü-cadelesinde, saflaşmada bir tur-nusol işlevi gören Ölüm Oruçlarıaçıklamada, “MLKP, ... ölümoruçlarında, zindan direnişle-rinde... mayalandı.” şeklindepaye çıkarmak için ve referansolarak kullanılıyor. Zindan di-renişleri yoktur. 7 yıl süren Bü-yük Direniş’in dışında kalan,ölümler, şehitler devam ederkenbu süreci seyreden ve direnme-meyi teorileştirmeye çalışanMLKP’nin buna hakkı yoktur.MLKP; Büyük Direniş sürecininve şehitlerinin altında kalmıştır.Kendi direnememesini, yenil-gisini Büyük Direniş için “siyasiyenilgi” diye tespit yapmıştır.

Hayır yenilen direnmeyen-lerdir, devrimciler değil...

20 yılın değerlendirmesindedirenişi bırakmalarının yol açtığısonuçlar yoktur. MLKP, 19-22Aralık Katliamı sonrası mecburenölüm orucuna başlamış ve 28Mayıs 2002’de direnişi bırakarakdüşmanı bir kez daha cesaret-lendirmiştir. Tarihsel olarak öde-nen bedelin ağırlığından da so-rumludurlar. 19 Aralık Katlia-mı’nda devrimcileri düşman kar-şısında yalnız bırakan Kürt mil-liyetçi hareketi eleştirme iradesinibile gösteremediler. Bugün, Cep-he’ye saldırısının köklerinde, bir-

lik bozgunculuklarında bu zaaflıtutumun etkileri vardır.

MLKP’nin Abartı,Yalan, DemagojiDolu 20 YılDeğerlendirmesindeGerçekler Yoktur!

Partinin adının Marksist-Le-ninist olması, devrim ve örgüt-lenme anlayışının, çalışma tarzınındevrimci olduğu, ittifakların doğruseçtiği anlamına gelmiyor. Bununen somut örneği MLKP’dir.

MLKP’nin pratiği adındakiMarksizm-Leninizmi ile büyükçelişki halindedir. Devrim iddia-sını ve iktidar perspektifini kay-beden, devrimci değer ve ilke-lerden uzaklaşan MLKP’nin 20yıl değerlendirmesinde devrimcibir muhasebe ve özeleştiri yoktur.20 yılın doğru değerlendirmesiniyapmak, Türkiye halklarına karşıdürüst olmak için önce geçmişingüçlü bir muhasebesini yapma-lıdır. Yanlışlarıyla hesaplaşmalıve Türkiye halklarına sözde değildevrimci özeleştiri yapmalıdır.İdeolojik-politik ve örgütsel ola-rak düzenin kulvarında oyna-maktan, düzenle bütünleşmektenvazgeçmek zorundadır.

Kürt milliyetçiliğinin kuyru-ğuna takılmaktan, emperyalizmve oligarşiden Kürt sorununaçözüm beklemekten, sol içi iliş-kilerde faydacılıktan, rekabet-çilikten vazgeçmek zorundadır.Yalan ve demagoji üzerine po-litika yapmaktan, kitleleri kan-dırmaktan, uzlaşmacı, icazetçi,medyatik, düzen içi, sivil top-lumcu politikalardan vazgeçmekzorundadır. Bunun için, siyasicüret, ideolojik ve örgütsel ba-ğımsızlık ve politik tutarlılık ge-reklidir. MLKP’de eksik olantam da budur. Bu eksiklerle 20.yıl açıklamasında olduğu gibi,gerçek hayatta karşılığı olmayansıfatlarla methiye düzmenin, şi-şinmenin ötesine geçemezler.

Tüm Sorumlular Cezalandırılsın!Halk Cephesi ve EHP tarafından Ali İsmail

Korkmaz Adalet Nöbetinin 52.'si 3 Ekim'deyapıldı. Bir yılını tamamlayan adalet nöbetindepankartlar açıldı. Açıklamada 9 Ekim'de Kay-seri'de yapılacak mahkemeye çağrı yapıldı.

☆Ortadoğu’daki Tüm HalklaraÖzgürlük!

Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi4 Ekim günü, Ortadoğu’da yaşanan emperyalistsaldırılar ve IŞİD’in yaptığı vahşi katliamlarlailgili bir açıklama yaptı. Bu saldırının "ArapBaharı" vb. süslü sözlerle sundukları emperyalistpolitikaların Ortadoğu’yu kan gölüne çevirdiğibelirtildi.

☆Halkı,Devrimcileri SahiplenmektenVazgeçiremeyeceksiniz!

Dersim Halk Cephesi 1 Ekim günü, bireve yapılan polis baskınıyla ilgili açıklamayayaparak "Bu saldırılarla halkı, devrimcilerisindiremeyeceksiniz. Halkın örgütlü gücüylekarşınıza dikilmeye, adalet istemeye ve hesapsormaya devam edeceğiz" dedi.

☆EmperyalistlerinBeslemesi Gerici, YobazIŞİD Çetesine KarşıBeyazıt Meydanı’ndayız!

IŞİD, dünya halklarının baş düşmanıABD’nin ezilen dünya halklarına kan kusturan,Ortadoğu’yu kan gölüne çevirme planlarındanbiridir. Ortadoğu halklarının baş düşmanı em-peryalizmden ve emperyalizmin kendi elleriyleyarattığı İŞİD çetesinden hesap sormak içintüm halkımızı hesap sormaya çağırıyoruz!

Tarih: 13 Ekim PazartesiSaat: 13.00 - Yer: Beyazıt Meydanı

Dev-Genç

Yürüyüş

12 Ekim2014

Sayı: 438

KOBANE’DE AMERİKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA26

Arşiv

Page 27: KOBANE’DE AMER İKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA …yuruyus.biz/pdf/pdf/438.pdf · Kobanê’de akan her damla kanın sorumlusu ABD ve i şbirlikçi AKP iktidarıd r

Beşiktaş Belediyesi’ne bağlıBELTAŞ şirketinde çalışan 230işçi işten atılmıştı. Beşiktaş Bele-diyesi’nin CHP’li başkanı, MuratHazinedar işçileri taşerona dev-retmeye kararlı idi. Belediye ilesendika arasındaki toplu sözleşmegörüşmeleri de anlaşmazlıkla so-nuçlanmıştı.

İşçiler, belediyenin iş fesih bil-dirim kararını geri çekmesini,toplu sözleşme haklarını kullan-mayı ve başka bir taşeron firmayageçmeden belediyenin kendi ta-şeron firması olan BELTAŞ işçisiolarak çalışmaya devam etmeyiistiyorlardı.

Belediyenin taleplerini kabuletmemesi karşısında 22 Temmuztarihinden itibaren Beşiktaş Be-lediyesi önüne kurdukları grevçadırıyla direnişe başladılar.

Beşiktaş Belediye Başkanı Mu-rat Hazinedar, Polen adlı taşeronşirketi getirmeye çalışıyordu. İş-çiler belediyenin taşeron ihalesinialmak isteyen Polen şirketinin işçialımı için açtığı masayı birkaçkez dağıttılar. Belediye BaşkanıMurat Hazinedar’ın grevi kırmakve boşa çıkartmak çabasına karşıpark ve bahçelerde taşeron işçi-lerinin çalışmasını engellemek

için nöbet tuttular . Belediye Baş-kanının direnişi boşa çıkarmak,Beşiktaş halkını aldatmak için“Temiz Beşiktaş” vb. sloganlarıyladüzenlediği park temizleme et-kinliklerini teşhir ettiler, bunakarşı protesto eylemleri yaptılar.

CHP Kurultayı sırasında, ku-rultayın yapıldığı yerde oturmaeylemleri yaptılar. Aynı günlerdeCHP Beşiktaş İlçe Binası’nı işgalettiler.

Greve öncülük eden DİSK’ebağlı Genel-İş Sendikası idi. DİSKve sendika yönetiminin niteliğiniçok iyi bilen devrimciler, işçilerinsatılmaması için direnişe müdahaleetmeye çalıştılar. Ancak gerek di-reniş içinde gerekse de sonrasındaortaya çıkan gerçek, devrimcilerinhaklılığını ikiyüzlü patron sendi-kacılığını bir kez daha gözler önü-ne serdi.

Başta bir kısım DİSK yöneticisiolmak üzere Genel-İş Sendika-sı’nın merkez yöneticileri ve şubeyöneticiler direnişin başından iti-baren Belediye önünde, grev ça-dırında, işçilerin yanında oldular.Gece gündüz işçilerin yanınday-dılar. Fakat bu grevin başarısı, iş-çilerin taleplerinin kabul ettirilmesiiçin değil, işçileri aldatmak için.

İşçilerin kazanması için çalışan,müdahale eden Devrimci İşçiHareketi’ni (DİH) karalamak,anti-propagandasını yapmakiçin gece-gündüz oradaydılar.Pek çok kez DİH’lilerle dire-nen işçileri karşı karşıya ge-tirmeye çalıştılar. Bilfiil fizikensaldırmaya yeltendiler.

Grevlerde, direnişlerde des-tek ve dayanışma çok önem-liydi. Ancak Genel-İş Sendi-kası yöneticileri de tıpkı işçidüşmanı Belediye Başkanı

Murat Hazinedar gibi destek vedayanışmaya karşı tahammülsüz-düler.

Sarıyer işçileri BELTAŞ işçi-lerine destek ziyaretine gittilerdefalarca, sendika yöneticileri Sa-rıyer işçilerinin BELTAŞ işçilerinekarışmaması için her şeyi yaptılar.DİH’lilere saldırdılar. Grev kara-rının asılacağı ilk akşam BEL-TAŞ’a saldırı olacağının haberinialan DİH’liler Belediye önüne git-tiler. İşçilerin hepsi çadırın önündekol kola girmiş bekliyorlardı.DİH’liler de işçilerle yanyana di-renmeye çalışıyordu. SendikacılarDİH’lileri oradan uzaklaştırmayaçalışıyordu. İşçilerle kitleyi bir-birinden ayırmak istiyorlardı.

Grup Yorum’un ziyaretine veişçilere destek için konser vermeyegelmesine de tahammülsüzdü sen-dika yöneticileri.

Direniş çağrısı yapan, sonunakadar direnilmesi gerektiğini be-lirten, patron sendikacılığına karşıuyaran konuşmalar karşısında Ge-nel-İş Sendikası yöneticilerininadeta elleri ayaklarına dolaşıyordu.

Destek ve dayanışma istemi-yordu patron sendikacıları. Onlarınasıl istemedikleri devrimci işçi-lerdi. Devrimcilerin varlığını pro-

İİŞÇİ DÜŞMANLARINAPATRON SENDİKACILARINA KARŞI

ÇÖZÜM DİRENMEKTİR!İŞÇİ MECLİSLERİNİ ÖRGÜTLEMEKTİR!

Beşiktaş Belediyesi’nde BELTAŞ İşçileri Sendika-İşveren El Ele Aldatılıp Sendikal Hakları

ve İş Güvenceleri Ellerinden Alındı!

12 Ekim2014

Yürüyüş

Sayı: 438

27KARŞI DİRENEN KÜRT HALKININ YANINDAYIZ!

Page 28: KOBANE’DE AMER İKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA …yuruyus.biz/pdf/pdf/438.pdf · Kobanê’de akan her damla kanın sorumlusu ABD ve i şbirlikçi AKP iktidarıd r

vokasyon olarak göstermeye gayretettiler. Amaçları işçiyi yalnız bı-rakıp direnişi sessiz sedasız bitir-mekti. Böylelikle gerçek yüzlerinide gizlemiş olacaklardı.

Devrimcilere, devrimci işçilerekarşı saldırgandı, tahammülsüzdüsendika yöneticileri. Ancak işçi-lerin üzerine zabıtalarını, çete ar-tıklarını saldırtan, CHP Beşiktaşİlçe Binası’nı işgal eden işçilerinüzerine polisi saldırtan Murat Ha-zinedar’a karşı alabildiğine hoş-görülüydü.

60 Gündür DirenenBELTAŞ İşçileri ŞimdiNe Kazandılar?

18 Eylül günü BELTAŞ’ta di-renişin kazandığı ilan edildi. Ge-nel-İş Sendikası 60 gündür Bele-diye önünde direnişte olan BEL-TAŞ işçilerinin direnişinin kaza-nımla sona erdiğini ilan eden açık-lama yaptılar. Belediye BaşkanıMurat Hazinedar örnek bir toplusözleşme yaptıklarını, işçilerinhaklarını verdiklerini açıkladı.

ANCAK GERÇEK BÖYLEDEĞİLDİ! GERÇEK OLAN İŞ-ÇİLERİN SENDİKA TARAFIN-DAN SIRTLARINDAN HAN-ÇERLENDİKLERİDİR.

Grevin son günü sendika yö-neticileri REMZİ ÇALIŞKAN,MEHMET GÜLERYÜZ…. İşçi-lere açıklama yaparak BeşiktaşBelediyesi ile toplu sözleşme ya-pıldığını grevin bittiğini açıkladılar.Yaptıkları açıklamaya göre, Be-şiktaş Belediyesi ve BELTAŞ iletoplu sözleşme yapılmış, işçilereçok iyi maaş zamları alınmış, yıldaçift ikramiye alınmış, işçilerin2014 yılı Aralık ayı sonuna kadarBELTAŞ’ta kalmaları sağlanmıştı.PATRON SENDİKACILARININaçıklamasına göre Türkiye’de ör-nek bir toplu sözleşme yapılmış,işçiler büyük haklar kazanmıştı,

taşeronlaşma engellenmişti.

1 hafta sonra patron sendika-cılığının işçileri sattığı gerçeği or-taya çıktı.

İşçilere tazminatları ödenip çı-kışları verilmeye ve taşeron şirketolan POLEN şirketine geçişleriyapılmaya başlandı.

İşte patron sendikacılarının ör-nek toplu sözleşme dedikleri büyüksatış! BELTAŞ’la yaptıkları ve iş-çilere açıklamadıkları İYİ NİYETSÖZLEŞMESİYLE işçileri sat-tılar.

İşçiler, Emekçilerİşçi Düşmanlarına,Patron SendikacılarınaKarşı Çözüm Direnmekte,Çözüm İşçi Meclislerinde!

İşçiler haklı olarak soruyorlar:60 gün direndik. Taleplerimizi ka-bul edildiği söylendi. Sendika dayanımızdaydı. Şimdi ne kazandık?

Boşuna mı direndik?

Örgütlü, sendikalı olmak damı çare değil?

Elbette gerçek bu değildir. Sa-dece somut kazanım yanıyla ba-kıldığında evet elde hiçbir kazanımyoktur. Tersine kazanılmış hakla-rını kaybetti işçiler. Polen denilentaşeron şirkete geçirilecekler. Buşirkete geçen işçiler toplu sözleşmehakkına sahip olamayacak, sen-dikal haklarını kaybedecekler. Po-len şirketine geçmek istemeyenişçiler ise kapı önüne konulacak.

Bu durumun nedeni işçilerindirenmiş olmaları değildir.

Bu durumun, bu tablonun tekaçıklaması patron yanlısı sendikayöneticilerinin tutumudur. İşçileriniradelerini tanımadılar, onların ka-rarlarına uymadılar, onları hiçesaydılar. İşçilerin direnme karar-lılığını görmezden geldiler. Kendiçıkarlarını düşündüler. Sonuç, di-renişi sattılar.

Sendika yöneticileri ve BeşiktaşBelediye Başkanı Murat Hazinedardışında emeğiyle geçinen hiçbirişçinin bu durumdan memnun ol-madığı bu durumu istemeyeceğiaçıktır.

İşte üzerinde durmamız gerekennokta buralardadır. Bunun içinısrarla işçi meclislerini kurmakgerektiğini söylüyoruz. Çözümünburada olduğunu söylüyoruz.

“Bir Araya Gel. Çözümü Tar-tış. Ortak Karar Al. Hep BirlikteUygula.” diye özetlemiştik işçimeclislerini.

Patron yanlısı sendikanın bizeyaptırmadığı bunlardır. Onlar bizibiraraya getirmezler. Kararlar al-dırtmazlar. Bizi buna ortak et-mezler. Kapalı kapılar ardında ka-rarlar alıp uygularlar.

Meclisler tüm işçilerin içindekararlar alır. İşçiyle uygularlar.Birlikte karar verirler.

Örnek mi işte BELTAŞ direnişi,işte Sarıyer Belediye işçilerinindirenişi. Direnişin başından sonunabakılsın, gözönüne getirilsin. Sa-rıyer Belediye işçilerinin direni-şinin neden kazandığı Beşiktaş’takidirenişin neden kaybettiği çok iyigörülecektir.

Kanımızı emen patron sendi-kacılarına mahkum değiliz. Hak-larımızı, işimizi sadece ve sadecekendimiz koruyabiliriz. Bunu sağ-lamanın tek yolu örgütlenmektir.İŞÇİ MECLİSLERİ işçilerin hak-larını korumalarının, yeni haklarkazanmalarının tek yoludur.

İŞÇİ MECLİSLERİNDEBİRLEŞELİM,ÖRGÜTLENELİM,DİRENELİM, KAZANALIM!

DEVRİMCİ İŞÇİHAREKETİ

Yürüyüş

12 Ekim2014

Sayı: 438

KOBANE’DE AMERİKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA228

Page 29: KOBANE’DE AMER İKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA …yuruyus.biz/pdf/pdf/438.pdf · Kobanê’de akan her damla kanın sorumlusu ABD ve i şbirlikçi AKP iktidarıd r

1-) Uyuşturucu nedir?

Hareket veya düşünme gücününya da duyarlılığının yitirilmesineneden olan maddelere uyuşturucudenir.

Genel olarak üç gruba ayırmakmümkündür. Birincisi, bitkilerinişlenmesiyle elde edilen esrar,eroin, kokain gibi uyuşturucular.İkincisi, uçucu madde denilen tiner,bali, çakmak gazı gibi uyuşturucu-lar. Üçüncüsü, uyarıcı nitelikte kim-yasal-sentetik uyuşturucular, ecstasyve bonzai gibi.

2-) Uyuşturucununİnsan Sağlığına ZararlarıNelerdir?

Uyuşturucu madde, ilk kullanıl-dığı anda insan sağlığına zarar ver-meye başlar. Kullanım sürdükçe vesıklaştıkça zararları artar. Bağımlıyapma özelliği nedeniyle insan ira-desini yok ettiğinden insanı ölümesürükler. Bonzai gibi son dönemdegeliştirilip yaygınlaştırılan uyuştu-rucu maddeler bir defa kullanmayladahi insanı öldürebilir.

Uyuşturucu insanın düşünme,karar alma yetkisini yok eder. Motorsinir hareketlerini sakatlar. Kalp rit-mini bozar, kan basıncını yükseltir,kasılmalara, felç ve sakatlıklara yolaçar. Solunum rahatsızlıklara nedenolur, insanı karamsarlaştırır, sinirli-agresif hale getirir. Duygularındakikeskin iniş ve çıkışlar saldırganlaş-tırdığı gibi kişiyi intihara kadarsürükler.

3-)Uyuşturucunerelerdeüretilir, nasılpazarlanıpdağıtılır?

Uyu ş t u rucuüretimini belli

başlı ülkelerle ve yer-lerle sınırlanarakmümkün değildir. Bazımaddeler belli ülkeler-

de daha fazla üretilse de uyuşturucuüretimi ve tüketimi tüm dünyada birağ gibi yayılmıştır.

Eroinin ham maddesi afyonun%92'si Afganistan'da üretilmekte-dir. Kokain ham maddesi koka bitki-sidir ve Latin Amerika üretiminyoğunlaştığı bölgedir. Yine esrar,dünyanın her tarafında üretilebil-mektedir.

Sentetik-kimyasal uyuşturucu-larla, uçucu madde denen uyuşturu-cuların maliyetleri daha düşük, ula-şımları daha kolay olduğundan üre-timleri de yayılmıştır. Bugün heryerde kısıtlı kimya bilgisi ile bonzaigibi kimyasal zehirler üretilebil-mektedir.

Uyuşturucu üretimini, pazarlanıpdağıtılmasını, organize eden emper-yalizmdir. Nerede nasıl üretileceği-ni, nasıl işlenip hangi ülkeye hangiuyuşturucu maddenin pazarlanaca-ğını emperyalistler organize ederler.

Daha nadir bulunan, daha pahalıolan eroin, kokain gibi maddelerAvrupa, Amerika gibi gelişmiş kapi-talist ülke halklarına pazarlanırken,daha ucuz, kolay ulaşılabilen, bunedenle yıkıcı etkisi daha yaygınolan bonzai gibi uyuşturucular yeni-sömürge ülkelerde daha yaygınpazarlanır.

4-) Uyuşturucununhedef kitlesi kimlerdir venerelerdir?

Emperyalistler uyuşturucu iledünya halklarını daha rahat, sorun-suz sömürebilmeyi amaçlarlar.

Temel olan budur, uyuşturucununyarattığı rant ise talidir.

Bu nedenle uyuşturucunun hedefkitlesi bu düzenden memnun olmayankesimlerdir diyebiliriz. Emperyalistleruyuşturucu maddelerle halkları dire-nemez, karşı koyamaz, savaşamazhale getirmeye çalışırlar. Tarih bununörnekleriyle doludur. İngiliz emperya-lizminin Çin'i sömürgeleştirmesi tümÇin halkını afyona bağımlı halinegetirmesi ile mümkün olmuştur.Emperyalistler aynı yöntemi bugün deuygulamaktadır.

Yeni-sömürge ülkelerde büyükşehirlerin gecekondu mahalleleriuyuşturucu çetecilerinin işgali altın-dadır. Örneğin Brezilya'da hergünonlarca kişi uyuşturucu çetelerincekatledilmektedir. Ülkemizde gece-kondu mahallelerinde bakkallar dahiuyuşturucu satar duruma gelmiştir.Özellikle devrimcilerin çalışma yap-tığı mahalleler özel hedeftir.Uyuşturucu çetelerine karşı mücade-le kararlılıkla verilmeden ülkemizinde Brezilya’dan farkı kalmayacaktır.

Gençlik başlı başına uyuşturucuile teslim alınması gereken kesimolarak görülmektedir. Üniversitelerve liselerden sonra ortaokullar vehatta ilkokullar dahi uyuşturucu kul-lanımıyla anılmaktadır. Gençliğiişsiz-geleceksiz hale getiren emper-yalistler, onların çaresizliğindenyararlanarak onları birer uyuşturucusatıcısı haline getirmektedir.

5-) “Bir defakullanmayla bir şeyolmaz” mı?

Uyuşturucunun yaygınlaşmasıiçin emperyalizm özel çaba sarfeder.Bunun üzerine filmler, diziler hazır-lanır, kitaplar basılır. Uyuşturucununyaygın reklamı yapılır. Uyuşturucukullanımı merak edilen, ilgi çekicibir madde haline getirilir.

Genel olarak kişinin tercihinibağlıymış algısı olsa da düzen, kişiiradesine kaçacak yer bırakmadankuşattığından uyuşturucuya karşıtek başına karşı koymak olanaklıdeğildir. Bu nedenle, “ben kendimi

Ta rih ten, bi lim den, ön der le ri miz den, ge le nek le ri miz den

öğ ren dik le ri mizle güçleneceğiz

BilgiBilgigüçtürgüçtür

SORUDA10UYUŞTURUCU

12 Ekim2014

Yürüyüş

Sayı: 438

29KARŞI DİRENEN KÜRT HALKININ YANINDAYIZ

Page 30: KOBANE’DE AMER İKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA …yuruyus.biz/pdf/pdf/438.pdf · Kobanê’de akan her damla kanın sorumlusu ABD ve i şbirlikçi AKP iktidarıd r

biliyorum”, “bir defa kullanmak-la bir şey olmaz” denerek başlananuyuşturucu kullanımı kişiyi hızlabağımlı hale getirmekte, geri dönü-şü olmayan bir noktaya sürükle-mektedir. Biz “bir defadan bir şeyolur, uyuşturucu öldürür” demeli-yiz.

6-)Birinin uyuşturucukullandığı nasıl anlaşılır?

Uyuşturucunun etkilerini bilmi-yor olabiliriz ama iyi bir gözlemuyuşturucuya başlayan ve uyuşturu-cu kullanan birini ayırt etmemizisağlar. Özellikle aileler bu konudadaha hassas ve dikkatli olmalı, yaşa-mı ortaklaştırarak ve uygun birdiyalog kurarak çocuklarınınyaşamlarına, hal ve hareketlerinevakıf olmalı, herşeyi paylaşabilme-nin zeminini yaratmalıdırlar.

Uyuşturucu kullanan kişilerinbakışları donuklaşır, gözleri kayar.Uyku düzeni bozulur, sinirli, kaygı-lı, agresif davranışlar sergilenir.Gerçeklik algısı değişir, kurguylagerçeği karıştırabilir, anlama yete-neği düşebilir. Nefes alışverişi sıkla-şır, nefes darlığı, terleme, genel birsıkılma hali, üşüme hali görülebilir.Fiziksel etkilerinin yanında yaşamşeklindeki değişiklikler de uyuştu-rucu kullanımına bağlı olabilir.Mesela para harcama ve zamanıkullanma rejimindeki değişiklikleruyuşturucu kullanımına dair verilerolabilir.

Kullanma sonrası gözbebekleri-nin aşırı büyümesi ya da küçülmesigörülebilir. Uyuşukluk görülür. Kişidalgın olur. Kusma, kasılma haligörülür. Ağız kuruması, açlık hissi(yemesine rağmen), çarpıntı şikayet-leri, kızarık gözler, sakarlık, unut-kanlık, ilgisizlik gibi işaretler uyuş-turucu kullanımı gösteriyor olabilir.

7-) Uyuşturucu yasakolmasına rağmen nasılyaygınlaşıyor?

Uyuşturucunun yasak olmasısadece görüntüdür. Uyuşturucu

yasak değildir. Emperyalistler veişbirlikçileri uyuşturucu bizzat üre-tip pazarlamaktadırlar.

Uyuşturucu ticareti bir devletörgütlenmesi ve organizasyonudur.Polis, büyük uyuşturucu sevkiyatınakorumalık yapmaktadır. Avrupauyuşturucu pazarı Türkiye oligarşisiaracılığıyla doyurulmaktadır. Entepeden en aşağıya kadar devlet buişin içindedir.

Rant paylaşımından kaynakla-nan sorunlar nedeniyle gerçekleşenoperasyonlarda ortaya çıkan odur kiiçinde polis, asker, bürokrat, mafya-cı olmayan bir uyuşturucu şebekesiyoktur.

Hasan Ferit GEDİK'i katledenuyuşturucu çetesi elebaşlarınınMehmet Ali AĞCA ve AKP Gebze-Dilovası parti yöneticileriyle AKPGebze-Dilovası parti binasında bir-likte çektirdikleri fotoğraf hatıralar-dadır.

Yoksul mahallelerde uyuşturucusatan, torbacıları organize eden onla-rı koruyup ranttan pay alan polistir.Uyuşturucunun yasak olması biraldatmacadır. Uyuşturucuyu kat katarttıran AKP'nin polislerinin bazızamanlar operasyonlar, devrimcile-rin uyuşturucuya karşı mücadelesisonucu zor durumda kalan AKP'ningöz boyama operasyonlarıdır.

8-) Son dönemdeuyuşturucuya karşı halkıharekete geçiren nedenlernelerdir?

Birincisi, bıçak kemiğe dayan-mış hatta kesip atmıştır.Kaybedecek vakit yoktur. Özelliklebonzai, halkın üzerine atılmış kim-yasal bir bombadır. Temmuz 2014verilerine göre son 1 ayda bonzai-den 300 kişi ölmüştür. AKP'nin son5 yılında esrar kullanımı 262 katartmıştır. Son 3 yılda (2011-2014arası) bonzai kullanımı yüzde 800artmıştır. Uyuşturucu kullanım yaşı9'a kadar düşmüştür.

İkincisi, artık halk, düzeninuyuşturucuyu önlemek gibi bir der-dinin olmadığını anlamıştır.

Uyuşturucu çetelerini koruyan,uyuşturucuya karşı mücadele edendevrimcilere saldırıp tutuklayandevletin maskesi düşmüştür.

Üçüncüsü, devrimcilerin müca-delesi, bedel ödeme kararlılığıylaortaya koydukları mücadele. HasanFerit GEDİK'in şehitliği ve onusahiplenen halk kitlelerinde somut-lanan irade uyuşturucu belasının defedilebileceği düşüncesini halkakazandırmıştır. Hasan Ferit GEDİKUyuşturucu ile Savaş ve KurtuluşMerkezi'nin açılışı, devrimci şiddetde dahil, devrimcilerin ortaya koy-duğu güven veren politikalar vekazanımlar halka umut olmuştur.

Tüm bu nedenler konunun nekadar hayati olduğunu göstermekte-dir. Halkın sabrı kalmamış hareketegeçmiştir.

9-) Uyuşturucu nasılbir rant yaratır?

Uyuşturucu nasıl bir rant yaratır?

Tam bir sayı ortaya koymak zor-dur. Daha çok kayıtdışı yapılıpbaşka alanlarda aklanan bir rantsözkonusudur. Dünya uyuşturucupiyasasının yıllık 600 milyar ile 1trilyon dolar arasında olduğu tah-min edilmektedir. Ülkemizde 1,7milyar dolar uyuşturucu rantı vardır.Bu, öyle büyük bir ranttır ki,Amerika'nın Afganistan’ı işgaletmesinin nedenlerinden biri olarakda uyuşturucu rantına tam hakimolma isteği gösterilmektedir.

10-) Uyuşturucuyakarşı nasıl mücadeleetmeli, neler yapmalı?

Düzen, uyuşturucu silahıylahalkı çürütmeye çalışıyor. Yeni-sömürge bir ülkede iktidar iddiasıolan devrimci bir örgütün uyuşturu-cuyla/yozlaşmayla mücadeleyiönüne bir görev olarak koyması birzorunluluktur.

Örgütlü olunan her yerde uyuş-turucuya karşı mücadele bir progra-ma bağlanmalıdır. Hedefler belir-lenmelidir. Hedef nettir: Örgütlü

Yürüyüş

12 Ekim2014

Sayı: 438

KOBANE’DE AMERİKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA30

Page 31: KOBANE’DE AMER İKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA …yuruyus.biz/pdf/pdf/438.pdf · Kobanê’de akan her damla kanın sorumlusu ABD ve i şbirlikçi AKP iktidarıd r

bulunduğumuz her yerde uyuş-turucu üretilmesini, satılması-nı, kullanılmasını sonlandır-mak. İnsanlarımızın uyuşturu-cu batağına saplanmasını önle-mek, saplanmış olanları isebataklıktan kurtarmak ve niha-yetinde halkı bataklığı kurutmamücadelesinin bir parçasıyapabilmek.

Bugün uyuşturucuya karşıgenel bir duyarlılık oluşmuştur.Bilinçlendirme çalışmalarıylahalk bilinçlendirilmeli; komite-ler ve meclislerde örgütlenme-leri sağlanmalıdır.

Sokak sokak, ev ev uyuştu-rucu satan, kullanan, üreten tes-pit edilmeli; vazgeçirmek içinikna edilmelidir. Torbacılıkyapanlar, uyuşturucu sattıranlardevrimci zor kullanılarak ceza-landırılmalıdır.

Uyuşturucu kullanımınınyoğun olduğu mahallelerdeuyuşturucuya karşı mücadeleve kurtuluş merkezlerimizinkuruluşu sağlanmalıdır. Sosyal,kültürel faaliyetler örgütlene-rek halkın yaşamı devrimcileş-tirilmeli halkı uyuşturucuyasürükleyen zemin ortadan kal-dırılmalıdır. Spor faaliyetlerikültür-sanat faaliyetleri, filmgösterimleri, halk kitaplıkları,festivaller, şenlikler, kültürgeceleri örgütlenmelidir.Uyuşturucuyu ve uyuşturucu-dan kurtulmayı konu olan üre-timler için kısa film-belgeselatölyeleri, tiyatro atölyeleri,edebiyat-şiir atölyeleri örgüt-lenmelidir.

Devlet destekli uyuşturucuçeteleri katletmek için saldır-maktadır. Halkla birlikte halkıngüvenliğini sağlayarak, dev-rimci şiddeti uygulayarak,mahallelerinde nöbete çıkıpdenetim yaparak örgütlenmeleryaratılmalı. Hasan FeritGEDİK Uyuşturucu İle Savaşve Kurtuluş Merkezleri yay-gınlaştırılmalıdır.

Halkın Sorunlarını Halkla ve Örgütlenerek Çözeceğiz!Wan Anadolu Konteynerkent

Halk Meclisi, 1 Ekim’de yaptığı10. toplantısıyla halk meclisi çalış-malarının büyümesi için bir ihtiyaçhaline gelen 'Sorun Çözme Komis-yonu'nu kurdu. Yapılan toplantıda tektek gündemler sıralandı, gündemlertartışılıp öneriler sıralandı. ArdındanEzidi halkımız için 27 ailenin getir-diği giyecek ve battaniye yardımları için ne yapılacağı, Ezidi halkına nasıl bu yar-dımların ulaştırılacağı üzerine konuşuldu. Ezidi halkı için 8 Ekim’de Silopi’deolacak Halk Cephesi komisyonu ile görüşülüp Van’a uğramaları istenerek yar-dımların ve gitmek isteyen ailelerin Halk Meclisi adına verilmesi kararlaştırıldı.

☆Antep Öğrenci Meclisi Girişimi Anket Çalışması

Öğrenci Meclisi Girişimi 2Ekim’de, Antep Şehit Şahin TicaretMeslek Lisesi’nde anket çalışmasıyaptı. Okulun özel güvenliği, çalışmayıengellemeye çalışmasına rağmen ya-rım saat süren çalışmada 10 anket ya-pılırken, Öğrenci Meclisleri’nin ne ol-duğunu anlatan bildiriler öğrencilereulaştırıldı.

☆İdil Halk Tiyatrosu KurslarınaTüm Halkımızı Bekliyoruz

İdil Halk Tiyatrosu kurs kayıtları Okmeydanı, Gazi Ma-hallesi ve Esenyurt-Kuruçeşme Mahallesi'nde başladı. Kurs-lar ücretsiz ve her yaş grubuna açık olarak gerçekleştiri-lecek.

Bilgi için: 0 212 238 81 [email protected]

www.facebook.com/idilhalktiyatrosu

☆Halkın 1 Liralarıyla Çay BahçemizYeniden Kuruluyor

Gazi Halk Meclisi yazılı bir açık-lama yaparak, çetelerin yakıp yıktığıçay bahçesini yeniden yaptıklarını du-yurdu. Gazi Halk Meclisi, aldığı kararlaçay bahçesini yeniden yapmak için birkampanya başlatarak halktan birerlira topladı. Düzenin yakıp yıktığınıhalk birleşip yeniden yaratır.

12 Ekim2014

Yürüyüş

Sayı: 438

31KARŞI DİRENEN KÜRT HALKININ YANINDAYIZ!

Page 32: KOBANE’DE AMER İKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA …yuruyus.biz/pdf/pdf/438.pdf · Kobanê’de akan her damla kanın sorumlusu ABD ve i şbirlikçi AKP iktidarıd r

ÇHD ve Halkın Hukuk Bürosu18 Ocak 2013’de kapıları AKP’ninkatil polisleri tarafından ellerindekoçbaşları ile kırılarak basıldı. Aynıgün İdil Kültür Merkezi, YürüyüşDergisi, Gençlik Federasyonu ve Ok-meydanı Haklar ve Özgürlükler Der-neği basıldı...

İçinde HHB avukatları ve ÇHDüyesi avukatların da olduğu 100’eyakın devrimci gözaltına alınıp 56’sıtutuklandı. Tutuklananlar aylarca ha-pishanelerde kaldı.

Devrimciler faşizm için her zamanyok edilmesi gereken bir güçtür.Devrimci kurumların basılması, dev-rimcilerin tutuklanması için başkabir neden aramaya gerek yoktur.Çünkü devrimciler doğrudan faşistdüzeni hedef alıyorlar.

Devrimci kurumların basılmasınınyanında ÇHD’nin de hedef alınma-sının nedeni, ÇHD’nin mevcut yö-netiminin devrimci bir çizgide ol-masından kaynaklıdır...

AKP’nin işkencelerinin karşısındaÇHD vardır, katliamların karşısındaÇHD vardır. İş cinayetlerinde katle-dilen işçilerin yanında, işten atılanişçilerin yanında ÇHD’deki devrimciavukatlar vardır. Nijerya uyrukluOkey’in Beyoğlu Karakolu’nda iş-kenceyle katledildiğini Halkın HukukBürosu’ndan ÇHD’li devrimci avu-katlar ortaya çıkartmıştır. Engin Çe-ber’i işkenceyle katleden işkencecileredevletin tüm korumalarına rağmen

ceza verilmesini sağlayan HalkınHukuk Bürosu’ndan ÇHD’li avukat-lardır.

Antalya’da polisin katlettiği Çağ-daş Gemik davasında katil polislerincezalandırılmasını sağlayan HalkınHukuk Bürosu’ndan ÇHD’li devrimciavukatlardır.

Hapishanelerde katledilen dev-rimcilerin davalarını sahiplenen Hal-kın Hukuk Bürosu’ndan ÇHD’li dev-rimci avukatlardır.

Hapishanelerde tecrit saldırısınakarşı direnen devrimci tutsakları sa-hiplenen Halkın Hukuk Bürosu’ndanÇHD’li devrimci avukatlardır.

Gözaltında kayıpların peşini bı-rakmayan, kemikleri de olsa bulunanakadar müvekkillerine sahip çıkanHalkın Hukuk Bürosu’ndan ÇHD’lidevrimci avukatlardır.

Faşizmin gözaltına aldığı herkesesahip çıkan Halkın Hukuk Büro-su’ndan ÇHD’li devrimci avukatlar-dır.

İşten atılan, hakları gasp edilenişçinin, sürgün edilen memurun, okul-dan atılan, uzaklaştırılan, soruşturmaaçılan öğrencilerin yanında olan Hal-kın Hukuk Bürosu’ndan ÇHD’li dev-rimci avukatlardır.

Kentsel Dönüşüm adı altında kon-dusu yıkılan, evi-arsası elinden alınanhalkımızın yanında olan Halkın Hu-kuk Bürosu’ndan ÇHD’li devrimciavukatlardır.

ÇHD’li devrimci avukatlar faşistAKP iktidarının halka yönelen hertürlü saldırısının karşısında olmuştur.AKP’nin katliamlarını, işkencelerini,adaletsizliklerini gün yüzüne çıkart-mıştır. ÇHD’den devrimcileri tasfiyeetme nedenleri buydu... 18 Ocak2013’deki HHB’li ÇHD üyesi avu-katlara yapılan operasyonun nedenibuydu...

Ancak AKP’nin tutuklamaları,yalan ve demoğojileri devrimci avu-katlığın meşruluğuyla boşa çıkartıldı.

AKP’nin Tasfiye SaldırısıAKP FaşizmiyleUzlaşmak İsteyen KürtMilliyetçileri ve OnlarınYedeğinden KopamayanReformizm TarafındanSürdürülmektedir!

AKP, komplolarla, tutuklamalarlaÇHD yönetimindeki devrimci çizgiyitasfiye etmeyi başaramadı. Tutsakdevrimci avukatların binlerce avukattarafından sahiplenilmesiyle, ÇHDyönetimindeki devrimci çizgiyle dahada güçlendi. Bu, AKP faşizmi kadarKürt milliyetçileri ve reformizmi dekorkuttu. Çünkü ÇHD yönetiminin-deki devrimci çizgi, Kürt milliyetçi-leri, oportünizm ve reformizmin dü-zenle uzlaşma politikalarının önün-deki engel olarak görülmektedir.

İlk Tasfiye SaldırısıAKP’nin “Akil Adamı”Olmayı Kabul EtmeyenDİSK ve Genel-İşYönetimlerindeOlmuştur!

Çünkü DİSK Genel Başkanı ErolEkici, AKP’nin “Akil adamı” olmayıkabul etmedi. “Çözüm” adı altında

ÇHD’DE DEVRİMCİ ÇİZGİYİ TASFİYE ÇABALARIAKP’NİN DEVRİMCİLERE SALDIRISININ SOL’DAN SÜRDÜRÜLMESİDİR!

DEVRİMCİ ÇİZGİNİN TASFİYESİNEİZİN VERMEYECEĞİZ!

Yürüyüş

12 Ekim2014

Sayı: 438

KOBANE’DE AMERİKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA32

Page 33: KOBANE’DE AMER İKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA …yuruyus.biz/pdf/pdf/438.pdf · Kobanê’de akan her damla kanın sorumlusu ABD ve i şbirlikçi AKP iktidarıd r

işçi sınıfının tüm haklarını gasp eden,köleleştiren AKP faşizmiyle uzlaş-mayacağını, DİSK’i politikalarınayedeklemeyeceğini, AKP’nin emireri olmayacağını söyledi.

Bunun için ilk tasfiye saldırısıDİSK ve DİSK’e bağlı Genel-İş Sen-dikası’nda başladı.

Devrimci İşçi Hareketi patronsendikacılığına karşı savaş açarkenKürt milliyetçileri patronlarla kolkola girip Devrimci İşçi Hareketi’nesaldırdı. Devrimci İşçi Hareketi’nisendika yönetimlerinden tasfiye etmekiçin hile, işbirlikçilik vb. her türlüişçi düşmanlığını yaptı.

Genel kurullarda işçilerin göster-diği adayların karşısına patronun çı-karttığı adayı desteklediler. Devrim-cileri DİSK ve Genel İş yönetimindentasfiye ettiler. Bugün DİSK ve Genelİş’in geldiği durum ortada: Kürt mil-liyetçilerin uzlaşma politikalarınınhizmetinde patron sendikacılığı yap-maktadır.

İkinci Tasfiye KESK’deKamu EmekçileriCephesi’ne Konulan“Kırmızı Çizgi”

Kürt milliyetçilerin ve reformiz-min yönetime hakim olduğu KESKyıllardır AKP’nin onca saldırısınarağmen sendikal alanda, hak almamücadelesinde göstermelik, günüdahi kurtarmayan eylemlerin dışındayoktur. Oysa KESK, devrimci me-murların öncülüğünde alanlarda ya-pılan mücadeleyle kendi meşruluğunudayatarak kurulmuştur. Fakat, Kürtmilliyetçileri ve reformizmin uzlaş-macı politikalarının sonucunda grevli,toplu sözleşmeli sendikal haklarıgasp edilmiştir. Memurların iş gü-vencesi gasp edilerek taşeron işçisineçevrilmektedir. AKP’nin bütün bu

saldırıları karşısında KESK yoktur...KESK’in tek faaliyeti “çözüm” po-litikaları çerçevesinde AKP’ye hizmetetmektir.

KESK Başkanı Lami Özgen bı-rakın üyelerinin ne düşündüğünüKESK yönetiminin dahi onayını al-madan KESK Genel Başkanı sıfatıylaAKP’nin “Akil adamı” olmayı kabuletmiştir.

Kamu Emekçileri CephesiKESK’teki bu uzlaşmacı, reformistanlayışın hep karşısında olmuştur.KESK’in suskunluğunun aksineKamu Emekçileri Cephesi olarakAKP saldırılarına karşı kampanyalarörgütledi.

2013 yılında 18 Ocak’ta ÇHDüyesi devrimci avukatların da içindeolduğu Halk Cepheliler’e yapılansaldırı 19 Şubat’ta bütün yurt çapındaKamu Emekçileri Cephesi’ne de ya-pıldı. 185 devrimci memur gözaltınaalındı. 70’in üzerinde devrimci memurkomplolarla tutuklandı.

KESK içindeki devrimciler önceAKP’nin komplo ve tutuklamalarıylatasfiye edilmek istendi. Fakat başa-ramadı, AKP’nin Kamu EmekçileriCepheli memurlara yönelik komplosuda bozuldu.

AKP’nin tutuklamalarla tasfiyeedemediği Kamu Emekçileri Cephelimemurlara Kürt milliyetçileri sal-dırmaya başladı.

KESK’e bağlı bütün sendikalarıngenel kurullarında Kürt milliyetçileri,Cepheliler’in yönetimlere alınmasınıengellemek için “kırmızı çizgi” ilanetti... Cephe’ye karşı oportünist, re-formist bütün sol ile birleştiler... Tekkırmızı çizgileri Cepheliler’i KESKyönetimine almamak oldu.

AKP’nin memurlara yönelik sal-dırıları karşısında kılını kıpırdatmayanKürt milliyetçilerinin KESK’teki tek

mücadelesi kirli ittifaklarla devrim-cileri KESK yönetiminden tasfiyeetmek oldu.

ÇHD’de yaşanan tartışmalar butasfiye saldırılarından bağımsız de-ğildir. Çayan’da HDP’lilerin saldı-rısıyla başlayan olaylar tamamen ba-hanedir.

AKP’nin devrimcileri tasfiye al-dırılarının devamıdır. Saldırılar AKPfaşizmiyle uzlaşma politikalarınınparçasıdır.

Çünkü; ÇHD yönetimindeki dev-rimci çizgi, birincisi AKP faşizmininönündeki engeldir, ikincisi uzlaşmapolitikalarının önündeki engeldir.

ÇHD’deDevrimci ÇizgininTasfiyesineİzin Vermeyeceğiz!

ÇHD 40 yıllık tarihi olan devrimci,demokrat, ilerici avukatların kurduğuörgütlenmedir.

Yönetimde devrimci çizginin ha-kim olduğu bu dönem AKP’nin hertürlü faşist terörüne karşı mücadele-siyle, halkın yanında yer almasıyla40 yıllık tarihine onurlu sayfalar ek-lemiştir.

Tasfiyecilik bu mücadeleye karşıAKP faşizmiyle birleşmiştir. BugünÇHD ile uzaktan yakından ilişkisiolmayan, ÇHD üyesi dahi olmayan,hatta avukat olmayanlar ÇHD içindekidevrimci çizgiyi tasfiye etmekte bir-leşmişlerdir.

Hayır, sorun Halk Cephesi’ne ba-sın açıklaması için yer vermek sorunudeğil. Tasfiyecilik ve devrimci çizgiKızıldere’den bu yana bir ölçüdür...Hatırlayın Büyük Direnişi. Sorunhücre midir? Değil... Sorun NATOtoplantılarında MGK’da otuz kezgörüşülen Demirel devrederken “dev-let mirası gibi devrettiği cezaevleri

12 Ekim2014

Yürüyüş

Sayı: 438

33KARŞI DİRENEN KÜRT HALKININ YANINDAYIZ!

Page 34: KOBANE’DE AMER İKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA …yuruyus.biz/pdf/pdf/438.pdf · Kobanê’de akan her damla kanın sorumlusu ABD ve i şbirlikçi AKP iktidarıd r

sorunu var... otuz kere konuştuk...çözülmedi” dediği sorundur... Ya dü-şünce değişikliği ya ölümdür...

Tasfiyeye KarşıDireneceğiz!

Bu tasfiye 19 Aralık 2000’dekitasfiye saldırısından politik olarakfarklı bağımsız değildir.

AKP faşizmi Kürt milliyetçileri,reformizm ve oportünizmle birleşmişdevrimcileri her alanda tasfiye etmekistemektedir...

Tasfiyeci çizginin devrimcileresaldırısı ve tasfiyeciliğe karşı-devrimciçizginin mücadelesi Kızıldere’denberi sürmektedir...

Kurumlardan, yönetimlerden dev-rimcileri tasfiye ederek devrimcilertasfiye olmayacaktır. Devrimcilerdevrim mücadelesini çeşitli araçlarlasürdürmeye devam edecek; fakat dü-zenle uzlaşan tasfiyeci çizgi, düzenlebütünleşerek mücadele arenasındankendisi tasfiye olacaktır.

Emperyalizm, politikalarınınönünde engel olan, teslim almak is-tediği güçleri önce tecrit edip yal-nızlaştırmakta sonra TERÖRİZM de-magojilerini de kulanarak İMHA’yayönelmektedir.

Bu politikanın temelinde fizikiimhadan çok BEYİNLERİN İMHAEDİLMESİ vardır.

Fiziki imha buna hizmet eden biraraçtır. Direnişi seçenler yenilselerde yok olmazlar. Yeniden ayağa kal-karlar. Bu nedenle düşüncelerin teslimalınması egemen sınıflar açısındanbelirleyicidir ve bu tasfiyenin ideo-lojik ve politik öncülüğünü emper-yalizm yapmaktadır...

Kızıldere’de devrimciler teslimalınamadığı için. THKP-C ideolojisihapishanelerde teslim olmuş tasfi-yeciler tarafından yok edilememiştir.

12 Eylül’ün cunta hapishanele-rinde devrimciler teslim alınamadığıiçin 12 Eylül Cuntası devrimcileritasfiye edememiştir.

‘90’lı yıllarda sosyalist devlet-lerdeki karşı-devrimlerden etkilenensol, sosyalist, Kürt milliyetçi hareket

ideolojik olarak sağa savrulurkendevrimci hareket sosyalizmin değer-lerini ölümüne savunmuş, emperya-lizme ve işbirlikçi oligarşiye karşısavaşı büyütmüştür.

Bu süreçlerde tasfiyeci çizgi hepoligarşinin politik etkisinde kalarakdevrimcilere saldırmıştır. Bugün ol-duğu gibi devrimcileri sendikalardan,derneklerden, odalardan tasfiye et-meye çalışmışlardır.

Düşman saldırıları karşısından di-renmeyen reformist, oportünist soldevrimcilere karşı saldırı cephesindebirleşmişlerdir.

2000’lerin başında başlayan F tipisaldırısı oportünizm, reformizm veKürt milliyetçileri tarafından tam birturnusol olmuştur. 19 Aralık Hapis-haneler Katliamı’nda reformist sol“devrimci demokrasinin tasfiyesi-dir”, “Aynı mahalleden değiliz”,“Cepte keklik mi sandınız” diyerektafiye edildiğimizi düşünerek adetagöbek atmışlardır. Kürt milliyetçileriise “Farkımızı koyduk, iyi oldu”diyerek oligarşiyle uzlaşmanın temel-lerini o günden atmışlardır. Lafa ge-lince mangalda kül bırakmayan opor-tünizm, faşizme karşı direnişte iş başadüşünce “kaymak tabakayı” korumaderdine düşmüştür. Ancak bırakalım“kaymak tabakayı korumayı” ideo-lojik ve fiziki olarak çürümekten, yokolmaktan kurtulamamışlardır.

Bütün bu kesimler aynı düşman-lıkla ÇHD yönetimindeki devrimciçizgiye saldırmaktadırlar...

Amaç, ÇHD’den de devrimci çiz-giyi tasfiye etmektir. Bu saldırılar dü-zenle uzlaşma içinde olan Kürt milli-yetçilerinin bir yanıyla da emperya-lizme ve oligarşiye güven verme sal-dırılarıdır.

Dünyada ve ülkemizde M-L, sos-yalist, devrimci ve yurtsever geçinenbirçok örgüt, ya örgütsel varlıklarınatamamen son vererek teslim olmuşve düzene dönmüşler ya da sömürgeülke egemen sınıfların ve emperya-lizmin kapılarında barış dilenmeyebaşlamışlardır. Bir kısım örgütler iseemperyalizmin yürüttüğü ideolojikbombardımanın etki sahasına gir-mekten kurtulamayarak, geçmişte

savundukları devrimci çizgilerinde,devrimci ilke ve değerlerde ağır tah-ribatlara uğrayarak, faydacılığı bayrakedinmeye ve özünde birincilerle aynıyolu izlemeye başlamışlardır.

Bugün ülkemizde hala mücadelearenasında tutunmaya çalışan opor-tünist solun da ağırlıklı karakteri bu-dur... Emperyalizm tüm örgütüleri,evet istisnasız tüm ÖYLE YADABÖYLE SAVAŞAN örgütleri etki sa-hası içine alarak sonuca gitmeye, buörgütlere de tasfiyeciliği dayatmaya,tasfiyecilikte başarılı olamadığı tak-dirde en azından bölüp parçalayarakgüçten düşürmeye çalışmaktadır...

Bugün genel sola egemen olan,ideolojik-politik öncülüğünü emper-yalizmin yaptığı bu tasfiyecilik veinkarcılık eğiliminin yansımasındanbaşka bir şey değildir ÇHD’de ya-şananlar. Emperyalizmin, oligarşininşekillendirdiği bir sol var, milliyetçihareket var karşımızda..

BİZ NASIL BİR DÜNYADA YA-ŞADIĞIMIZI VE NASIL BİR ÜL-KEDE SAVAŞTIĞIMIZI ÇOK İYİBİLİYORUZ. DİRENECEĞİZ, SA-VAŞACAĞIZ!

Sonuç Olarak;1- Kürt milliyetçilerinin öncülü-

ğünde ÇHD yönetimindeki devrimciçizgiye karşı sürdürülen saldırıAKP’nin devrimcileri tasfiye saldı-rısının soldan sürdürülmesidir.

2- Kürt milliyetçilerin, oportü-nizmin, reformizmin tasfiyeciliğineiçin vermeyeceğiz.

3- Herkes uzlaşabilir, umutlarınıemperyalizme ve işbirlikçi oligarşiyebağlayabilir, biz asla uzlaşmayacağız.

4- Kürt milliyetçilerin uzlaşma-cılığını, oportünizmin, reformizminkuyrukçuluğunu, çürümüşlüğünü eleş-tireceğiz. Çünkü; çürüyene vurulacakneşter, solun devrimci değerlerini sa-hiplenmekten başka bir şey değildir.

İdeolojide ve savaşta dik dura-mayanlar HİÇBİR İDDİANIN sahibiolamazlar. Büyük saldırılar bedelödemeden savuşturulamaz. Bir di-renişte, savaşta, mücadelede siyasikararlılık zorunludur.

Yürüyüş

12 Ekim2014

Sayı: 438

KOBANE’DE AMERİKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA334

Page 35: KOBANE’DE AMER İKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA …yuruyus.biz/pdf/pdf/438.pdf · Kobanê’de akan her damla kanın sorumlusu ABD ve i şbirlikçi AKP iktidarıd r

20 Eylül tarihinde sol içi şiddet ko-nusunda ÇHD’nin tavrının konuşu-lacağı önceden ilan edilen ve çerçe-ve metni üyelerin ve ilgililerin bilgi-sine sunulan bir konferans gerçek-leşmiştir.

Konferans sonuç bildiriminde soliçinde bir saldırı ya da çatışma olmasıdurumunda ÇHD’nin daha etkin birrol oynamasına karar verildi.

Bu rol saldırıyı durdurabilmektenibaret görülmemeli aksine mevcut so-runun nasıl çözüleceğine işaret et-melidir.

Somut olayla sınırlı kalmadan çö-züm mekanizmaları üretmek gerekir.Daha önce örnekleri görülen sol içihukuk komisyonlarının işlerliğinisağlamak çözüme hizmet edebilir.

Bu komisyonun da tabi olacağı birhukuk olmalıdır. Bu da ilke ve ku-ralların tespit edilmesinden geçer.ÇHD bu konuda da etkin rol alabilir.Bu durumda sorunu çözmenin ya-nında sorun çıkmasını engelleyenbir işlev gören mekanizmalar yerle-şir.

Konferansta kabul gören bu ge-lişmenin yanında kabul etmediğimizbir tespit daha yapılmıştır. Basın top-lantısı yapılmak üzere “yer vermeyi”taraflardan birinin yanında görünmekaygısı sebebiyle “hata” olarak de-ğerlendirmiş olmanın kendisi büyükbir hatadır.

Olayları incelemek ve gerçeğeulaşmak, şiddeti durdurmak, çözümsunmak ve diyalog ortamı geliştirmekyerine olaylara ilgisiz kalmak, yer is-tendiğinde yer vermek ve “istenirse ikitarafa da yer veririm” demek etkisizbir yaklaşımdır. Bu yaklaşım çözümehizmet etmez. Genel merkez yöneti-cileri bu konuda bir özeleştiri verir-lerse buna bir diyeceğimiz olmaz.

Yani bizce dernek yaptıklarından

ötürü değil yapmadıklarından, ya-pamadıklarından ötürü hatalı olabilir.Yoksa Halk Cephesi’nin yer talebinikarşılamış olmakta bir hata bulun-mamaktadır.

Olayları çözmek noktasında rol al-mayı reddedenlerin “Biz hukuk der-neğiyiz bizim işimiz bu değil” şek-linde bir açıklama getirmesi ne kadaryanlışsa “biz yalnızca devlet şiddetiyleilgiliyiz” demek de o kadar yanlıştır.Çünkü ÇHD; devrimcilerin, sosya-listlerin, ezilenlerin avukatlarının üyeolduğu bir dernektir. Dernek üyele-rinin büyük çoğunluğu şu ya da bu dü-zeyde örgütlüdür, siyasal bir aidiyet-leri vardır ya da en azından ÇHD’deörgütlüdür.

Dernek üyeleri en azından “aydın”sorumluluğunu yerine getirmelidirler.Bizce bu aydın, sosyalist aydın ol-malıdır. Hele ki karşımızda 200 kişi-nin yaralandığı, bir insanın öldüğü,kurumların içinde insanlar olduğuhalde yakılmaya çalışıldığı, halkın ek-mek kapılarının zarar gördüğü, genelolarak da halkın örgütlü güçlere gü-venini zedeleyen bir olay duruyorsabu sorumluluk bir kat daha ağır bir so-rumluluktur.

Aydın tarafsız olamaz. Hele kiMarksist-Leninist, sosyalist, dev-rimci gibi sıfatları da taşıyorsa hiçbirşekilde tarafsız olamaz.

“Dernek üyelerimiz içinde HDPbileşeni olan arkadaşlarımız vardır”şeklinde bir açıklama da ikna edici biraçıklama değildir.

Dernek etkili bir tutum aldığı za-man hepimiz maddi gerçeğe birazdaha yaklaşma ve olaylarda sorum-luluğu olan anlayışı tespit etme ola-nağına kavuşuruz. Bu durumda her-kes kendi iç mekanizmalarına döne-cek ve eleştirecek, tartışacaktır. Biz-ce korkulan tam da budur.

Saldırıya uğrayan tarafa yer ver-menin taraf olduğumuz izlenimini ya-ratacağı yolundaki saptama yanlışve abartılıdır. Hele bu durumu, yer ve-ren şubeye “özeleştiri vermelisin”dayatmasına dönüştürmek, aksi hal-de basında imzalı ilan yayınlamak, is-tifa örgütlemek asla kabul edilemez.Bu tutum konferansta mahkum edil-miştir. Ancak bu sorumsuzluğun mut-laka bir yaptırımı olması gerektiği gö-rüşündeyiz.

Sonuç olarak, bizi birleştirenmücadeledir mücadeleden vazgeçecekdeğiliz. Mücadele edenlerle yürüne-cek yol daha çok uzun ve zorlu me-sailer yaptıracaktır hepimize...

Çağdaş Hukukçular Derneği em-peryalizme ve faşizme karşı haklar veözgürlükler mücadelesi vermek iste-yenlerin bir mevzisidir. Biz bu mev-ziyi güçlendirmeye, büyütmeye de-vam edeceğiz.

Konferansa Dai̇r Notlar!Konferansın daha başında konfe-

ransa katılamayacağını söyleyenlerinyazılı tebliğlerinin yanı sıra bazı kon-ferans katılımcılarının da yazılı teb-liğleri sunulmuştur.

Konferansa katılanların da katıl-mayanların da çerçeve metnin dışın-da kendi görüşlerini dile getiren teb-liğler sunmalarında doğal olmayan birşey yok elbette. Ancak metinlerin bü-tününde olay yanlış kavranmış ya dakavratılmış, tespitler de bu yanlışbilgiler üzerinden inşa edilmekteydi.

Bu sebeple daha toplantının ba-şında söz alarak bazı bilgi yanlışları-nı ya da isteyerek yanlış bilgiler üze-rine inşa edilen tespitleri düzeltmekistedik.

Bunlardan ilki özne belirtmeksizinkullanılan muğlak ifadelerdi. “Nur-tepe’de başlayan ve diğer mahallele-

ÇHD GENEL MERKEZİNİN DÜZENLEDİĞİ SOL İÇİ ŞİDDET KARŞISINDA DERNEĞİMİZİN

TAVRI KONULU KONFERANSA DAİR DEĞERLENDİRMELERİMİZ!

Halkın HukukBürosu

12 Ekim2014

Yürüyüş

Sayı: 438

335KARŞI DİRENEN KÜRT HALKININ YANINDAYIZ!

Page 36: KOBANE’DE AMER İKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA …yuruyus.biz/pdf/pdf/438.pdf · Kobanê’de akan her damla kanın sorumlusu ABD ve i şbirlikçi AKP iktidarıd r

re yayılan çatışma” şeklinde özetle-nebilecek bu ifadeler öznesiz muğlakve haklı haksız ayrımı gözetmeyenifadelerdi. Bu yanlış bilgi ve tanım-lamalar üzerinden varacağımız yer dedoğru olamazdı.

Doğrusu şudur: Bir Alevi yapı-lanması olduğunu söyleyen grup Se-lahattin Demirtaş’ın seçim propa-gandası yapılan standına gelerek ko-nuşmak isteyen Halk Cepheli kişile-re saldırmıştır.

Saldırgan grup önceden satırlı vebıçaklı bir şekilde hazırlanmış olupkalabalıktırlar.

İkincisi, olaylar mahallelere ken-diliğinden ya da rüzgar yoluyla ya-yılmamıştır. Hızlı ve örgütlü bir şe-kilde gerçekleştiği açık olan saldırı-

lar HDP bileşenlerince yapılmıştır. Ay-rıca YDG-H ismindeki grup mahal-lelerde halka ait işyerlerine ve dev-rimci kurumlara saldırmıştır.

Saldırıyı “çatışma” olarak değer-lendirmek hatalı ve kasıtlı bir yakla-şımdır.

Konferansa katılmayıp yazılı birtebliğ yayınlayan eski genel başkanKazım Bayraktar ise tarihi hıncını ka-ğıda dökerek HHB’ yi hedef tahtası-na oturtmuştur. O’na göre HalkınHukuk Bürosu ÇHD içinde demok-rasinin işlemesine engel olmaktadır.Bunun örneği ise yıllar önce Erge-nekon davasına müdahil olunmama-sı konusunda Halkın Hukuk Büro-su’nun ısrarlı davranmasını örnekolarak göstermektedir.

Halkın Hukuk Bürosu gerek Er-genekon ve devamı davalarda oyna-nan oyuna ÇHD’nin de dâhil edil-mesine karşı çıkmıştır evet. Ortadaoligarşi içi bir çatışma varken halkgüçlerinin çıkarı ise birkaç kontrge-rilla artığı sanık durumunda olacakdiye AKP’nin arkasını doldurmakdeğildir. İktidarın tarih boyunca ege-men güçler birbirlerine karşı savaş-tıklarında kendi sınıf çıkarları için hal-kı arkalarına almaya çalışmışlardır.AKP de solun çeşitli kesimlerindendestek alarak büyümüştür. Tasfiye veyargılama oyunlarında AKP’nin ar-kasında saf tutmamış olmamız gayetisabetli davranış olmuştur. Bugünhayat bizi doğrulamış olmaktadır.

HALKIN HUKUK BÜROSU

Vatan onur demektir, namus demektir. Vatanı vatan edenbizleriz. Ezilenler, sömürülenler, kendi topraklarımızda,uğruna canımızı verdiğimiz vatanımızda tutsak edilen, kat-ledilen, açlığa, yoksulluğa, sefalete mahkum ediliriz. Vebizler, yani binler, milyonlar, bir avuç asalak işbirlikçininsömürü düzenine mahkum değiliz.

Bizler, onurlu bir tarihin sahibi ve sürdürenleriyiz. Em-peryalizme ve işbirlikçilerine karşı Anadolu'da; fedakar-lıklar, yoksulluklar içinde direnmiş, teslim olmamış bir ge-leneğe sahibiz. Çünkü bizler Anadoluyuz, Anadolu ihti-lalinin öncüleriyiz... Ve 44 yıldır emperyalizme, oligar-şiye karşı ihtilalimizi sürdüren, her geçen gün daha da bü-yütenleriz. Bu kültür ve inançla, vatanımızın bağımsızlı-ğı, halkımızın özgürlüğü için savaşan savaşı halklaştı-ranlarız. Halkın her eyleminde, ayaklanma ve hak almamücadelesinde biz varız ve olmaya devam edeceğiz. Hal-ka yapılan her saldırının, zulmün, katliamın hesabını sor-duk, sormaya devam edeceğiz. Bu halk ve vatan sevgi-mizin gereği ve tarihsel sorumluluğumuzdur.

Haziran Ayaklanması'nda yitirdiğimiz, şehit verdiği-miz canlarımızın hesabını sorduk! Muharrem Karataş fa-şizmi hedef alarak, bu hesabı mahşere koymayarak, Ha-ziran şehitlerinin, beyni sokağa akıtılan Berkin’imizin he-sabını sordu.

Berkin'in eline sapan veren, yüzüne kırmızı fuları tak-

tıran halk ve vatan sevgisidir, fedadır; ekmek, adalet, öz-gürlük uğruna savaşıp canını feda etmektir.

Halk ve vatan sevgisi, adalettir, fedadır, hesap sormaktır.Yoldaş sevgisidir... Muharrem’ce savaşmak, savaşı halk-laştırmak, aynı zamanda sıra neferi olmaktır.

Onlarca insanımız katledildi. Berkin’imizin beynisokaklara akıtıldı. Ve tüm bunları yapan, bir avuç asalakolan oligarşinin iktidarının devamını isteyen, halk düşmanıAKP'dir. Berkin’imizi katledenler, ülke topraklarımızı em-peryalistlere peşkeş çekenlerdir. Rant uğruna "Gezi Par-kı"nı tahrip etmeye çalışan, halkın direnişiyle karşılaşın-ca da, onlarca insanımızı katleden faşizimdir.

Hesap Soracağız!

Vatan topraklarımızı satanlardan, halkımızı, kenditopraklarında köle bir halk haline getirip; açlık, yoksul-luk içinde yaşamaya mahkum edenlerden, katledenlerdenHESAP SORACAĞIZ! Vatanımızın bağımsızlığı, halkı-mızın özgürlüğü için, vatan ve halk sevgisiyle; ekmek, ada-let ve özgürlük mücadelesini büyüteceğiz ve Muharremolup, Berkin olup kavganın içinde olacağız! Vatanımızınbağımsızlığı, halkımızın özgürlüğü bu kavgadadır ve so-nunda kurulacak olan Devrimci Halk İktidarındadır!

VATAN VE HALK SEVGİSİ DEMEKEKMEK, ADALET VE ÖZGÜRLÜK

İÇİN BERKİN’LE, MUHARREM’CEKAVGANIN İÇİNDE OLMAKTIR!

BU HALK BU VATAN BİZİMKAHROLSUN EMPERYALİZM

Yürüyüş

12 Ekim2014

Sayı: 438

KOBANE’DE AMERİKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA36

Page 37: KOBANE’DE AMER İKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA …yuruyus.biz/pdf/pdf/438.pdf · Kobanê’de akan her damla kanın sorumlusu ABD ve i şbirlikçi AKP iktidarıd r

Berkin’in başından gaz fişeğiylevurulup komaya sokulmasının üze-rinden 1 yıl 4 ay, ölümünün üzerinden6 ay geçti ama katilleri hala yargı-lanmıyor, adaletten hala eser yok…AKP hala katillerini korumaya devamediyor.

AKP’nin Adalet Bakanı BekirBozdağ, Berkin Elvan'ı vuran polislerhakkında halen işlem yapılmamasınailişkin CHP Denizli Milletvekili İlhanCihaner'in verdiği önergeye geçtiği-miz hafta verdiği yanıtta "Soruş-turma yetkisi savcılığa ait, bakanlıkmüdahalede bulunamaz" demiş.Önergeyi yanıtlayan Adalet BakanıBekir Bozdağ, "Başkalarının hakve özgürlüklerine dokunan veya iç-eriği başka suçların konusunu oluş-turan suçlarla ilgili ya da suç is-natlarına dayalı olarak soruşturmayürütülmesi ve sonucuna göre kamudavası açılıp açılmaması hususla-rında tüm yetki ve sorumluluk ilgiliCumhuriyet Başsavcılıklarına aitbulunmaktadır. Kamu davası açıl-ması halinde yargılamalar, bağımsızmahkemelerce sürdürülüp sonuç-landırılmaktadır" diyerek açıkça ya-lan söylemiş.

Bozdağ, açıklamasında yargınınyetkilerini kullanmasında, bakanlığınmüdahalede bulunmasının söz konusuolmayacağını belirtmiş! Yargı ba-ğımsızmış, bakanlık müdahalede bu-lunamazmış!..

Hem Berkin’in vurulmasıyla ilgilisoruşturmada hem de Haziran Ayak-lanması boyunca katledilenlerle ilgilidiğer soruşturma ve davalarda hakimve savcıların AKP’den bağımsız hiç-bir adım atamayacakları, hiçbir kararveremeyecekleri gün gibi ortaya çık-mıştır. Zaten faşizmle yönetilen birülkede aksini düşünmek, yargınınbağımsız olduğu yalanına inanmakolacaktır ki bu en hafif deyimle saf-dilliktir. “17 Aralık Yolsuzluk Ope-

rasyonu”ndan sonra Türkiye’de yar-gının ne kadar bağımsız ve tarafsızolduğunu kör gözler bile görmüş,sağır sultanlar bile duymuştur!

Bekir Bozdağ’ın bu açıklamasınınbir başka anlamı daha vardır. “Berkiniçin adalet” talebinin muhatabı doğalolarak siyasal iktidardır. Bekir Bozdağda bu açıklamasıyla bizden adaletistemeyin demekte, yargının bağımsızolduğu yalanının arkasına sığınarakkatilleri korumaktadır. “Kim ne dersedesin biz polisimizi kimseye yedir-meyiz” demektedir Bozdağ. Berkin’inöldürülmesine ilişkin soruşturmadayaşananlar da bunun somut ifadesidir.

Berkin vurulduktan günler sonra,ancak avukatlarının suç duyurusuüzerine başlayan soruşturmada aradangeçen 16 aylık süreye rağmen nere-deyse bir arpa boyu yol bile alınamadı.Savcılıkla emniyet arasında gidip ge-len evraklar, yazışmalar, ‘lütfen’ talepedilen bilgiler, aylar sonra ‘lütfen’alınan ifadeler… Tam soruşturma bi-tiyor, dava açıldı açılacak derken sav-cının başka bir yere tayin edilmesi,yerine aylarca savcı atanmaması,aylar sonra gelen savcının görev ye-rinin bir gün sonra değiştirilmesi…

Aradan geçen 16 ayın sonunda“soruşturma” namına yapılan tek şeyhala klasik yazışmalar, bürokratikişlemlerle “eksik hususların gide-rilmesi”! Oysa her şey çok açık,eksik husus filan yok. Katillerin eş-kâlleri bile belli. Ama yine de ellerini,kollarını sallayarak gezmeye, yeniBerkinler yaratmaya devam ediyorlar.Yani görevlerinin başındalar!

AKP faşizmi için esas olan dabudur zaten. Katil polisler görevle-rinin başında olmaya devam etsinler;kim sesini çıkarır, hakkını arar, adaletisterse copla, gazla, silahla sustur-sunlar… Faşist düzenlerinin deva-mının ancak bu şekilde mümkün ol-duğunun, “devletin bekası” için bunuyapmak zorunda olduklarının bilin-cindedir AKP. Bunca çabaya, ödenenonca bedele, ısrarla adalet istenmesinerağmen “Berkin için adalet” talebinekulaklarını tıkamalarının, oyalama-ların, hatta açıkça katilleri koruma-larının başka bir izahı yoktur.

Haziran Ayaklanması günlerindebaşbakan olan Tayyip Erdoğan ülkeyigaza boğan, TOMA’larla, akreplerle,meydanlarda terör estiren, 8 insanı-mızı katleden polis için “Polisimizdestan yazıyor…” sözleriyle ifadeetmişti bunu. Bugün de Bekir Bozdağsöylüyor aynı şeyi.

KATİLLERE SINIRSIZ KORUMA ADALET İSTEYENLERE

SORUŞTURMA, DAVA, CEZA!

AKP’nin adaleti budur. AKP biryandan yargı bağımsız, biz karışamayızdiyerek katillerini korurken diğer yan-dan Berkin için adalet isteyenlere so-ruşturmalar açıp cezalar vermeye de-vam etmektedir. Berkin’in katillerinibulup yargılamakta acele etmeyen, 16ay boyunca bir arpa boyu yol alamayan“bağımsız yargı” Berkin için adaletisteyenlere jet hızıyla davalar açıyor,Berkin için adalet isteyen memurlarve öğrenciler hakkında da soruş-turmalar açıyor, cezalar veriyor. Bu-nun son örneği de geçtiğimiz haftabasına yansıyan bir soruşturma haberioldu. Eskişehir'de Yunus Emre DevletHastanesi Kalp Damar Cerrahı Uz-manı Opr. Dr. Muharrem Şenel hak-kında Berkin Elvan eylemine katıldığıiçin hastane yönetimi soruşturma açtı.Daha önce de Eskişehir OsmangaziÜniversitesi'nde araştırma görevlisiolarak çalışan Nuriye Gülmen hak-kında Berkin Elvan eylemlerine ka-tıldığı gerekçesiyle rektörlük tarafındansoruşturma başlatılmıştı. Siyasi şubepolisinin yönlendirdiği OsmangaziÜniversitesi Rektörlüğü'nce açılan so-ruşturma sonucunda Nuriye Gülmenhakkında geçtiğimiz hafta iki yıl kı-dem durdurma cezası verildi.

12 Ekim2014

Yürüyüş

Sayı: 438

37KARŞI DİRENEN KÜRT HALKININ YANINDAYIZ!

Page 38: KOBANE’DE AMER İKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA …yuruyus.biz/pdf/pdf/438.pdf · Kobanê’de akan her damla kanın sorumlusu ABD ve i şbirlikçi AKP iktidarıd r

TAYA D ’ l ıAileler HastaTutsaklar SerbestBırakılsın tale-biyle başlattıklarıkampanya kap-samında ÇayanMahallesi’nde birdireniş çadırıaçtılar. Çadırdab u l u n a nTAYAD’lılar ileyaptığımız röpor-

tajı yayınlıyoruz.

Yürüyüş: Merhaba kendinizitanıtır mısınız? Çadır direnişinizeneden başladınız? Neden çadırkurdunuz bunu anlatır mısınız?

Mehmet Güvel: Ben TAYAD’lıMehmet Güvel.

Biz, TAYAD olarak TutukluAileleri Yardımlaşma ve DayanışmaDerneğiyiz. Ve bizim birincil gör-evimiz hapishanedeki tutsaklarınsorunlarıyla ilgilenmek. Şu anda enbüyük sorunlardan biri F tipi tecritkoşullarında evlatlarımızın hastalığıve birçoğu da ağır ve ölümcül hastadurumda. Onların dışarıya çıkıp tedaviedilmesi gerekir. Bu yasalarda davar; fakat bir türlü bu konuda adımatılmıyor. Bu adımı attırabilmek içinçadır kurduk. Birinci vazifemiz bu.

Diğer yönden, çadır halkımızınilgisini çekti ve burada sürekli birsahiplenme oldu. Zaten biz biliyoruz,eylem örgütler. Ve biz sadece sözdedeğil pratikte de bunu gördük ve hal-

kımız sahiplendi ve sahiplenen insanlarörgütlendi, TAYAD’lı olmaya başla-dılar. Buranın her türlü ihtiyaçlarınıkarşılıyorlar. Yemeğimizi getiriyorlar,çayımızı getiriyorlar ne gibi ihtiyaç-larımız olduğunu sürekli soruyorlar.Bizimle birlikte burada durup eylem-liliklerimize katılıyorlar. Tabi ki buradaçeşitli etkinliklerimiz oluyor, çeşitlisöyleşiler yapıyoruz. Ve aynı zamandamüzik dinletileri yapıyoruz, film gös-terimleri yapıyoruz. İnsanlarımızın vehalkımızın buna da ilgisi büyük. Herbakımdan seyrediyorlar ve dinliyor-lar.

Yürüyüş: Çadırınızı ilk açtı-ğınızda bir saldırı, operasyonoldu. Bunu anlatır mısınız?

Mehmet Güvel: Tabi ki.Düşman bizim her eylemimize karşısaldırılar yapıyor. Çadırı bahane edip'Çadırı hiçbir yerde kurdurmaya-cağız' diye söylemleri oluyor. Öncegözdağı verdiler. TOMA’larla, akrep-lerle geziyorlar. Gece yarısı olduğundada burada az insan olduğunda busefer saldırıya geçtiler. Çadırımızısöküp aldılar. İnsanlarımızı gözaltınaaldılar. Fakat bu kendi yasalarındabile suç olmayan bir eylemdir veertesi gün bırakmak zorunda kaldılar.Tabi ki biz gözaltına alınanlardansonra tekrar çadırımızı açtık. Bizimdeneyimlerimizde mevcut, Ankara’daAbdi İpekçi’de polisler bizim çadı-rımızı aldığında, 4 seneden fazlaçadır eylemimizle devam ettik. Bunlarbizim bu durumumuzu da bildikle-rinden kaynaklı çok da fazla üzeri-

mize gelemiyorlar. Gözdağı vermeyeçalışıyorlar, halkı korkutmaya çalı-şıyorlar. Burada sürekli sessiz deolsa tacizler sürüyor. Ama biz burayabir program içerisinde geldik ve bura-da bir ay çadırımızı açacağız. Yazkış, soğuk demeden bunu götüreceğiz.Buna hiçbir güç engel olamayacak.

Yürüyüş: Son olarak çadırlailgili söylemek istediğiniz bir şeyvar mı?

Mehmet Güvel: Aslında baştada belirttiğim gibi çadırın görünenamacı hasta tutsaklar ve tutsaklar.Bunun yanı sıra da imza kampanyasıiçin. Ama esas olarak halkı örgütle-mek… Yani bu bizim tüm eylemlilik-lerimiz için. Zaten amacımız halkıörgütleyebilmek. Bizim irademizi,bizim görüşümüzü, bizim ilkelerimizianlatabilmek. Onları örgütlü hale geti-rebilmek… Örgütlü bir halk hiçbirzaman yenilmez. Bu bilinçle, bu eylem-lerle sadece burada değil İstanbul’unçeşitli yerlerinde de devam ettireceğiz.Ve milyonları örgütleyeceğiz diyoruz.Bunu pratikte de göstereceğiz.

Röportaj

Mehmet Güvel

HHalkımızla Birlikte, El Ele, Kol Kolayız! Hasta Tutsakları Zulmün Elinden Çekip Alacağız!

Bağcılar Halk Cephesi, AKP’nin ve emperyalizmin beslemesigericilerin mahalledeki faaliyetlerini engelleyip teşhir etti. 2Ekim’de takım elbiseli, kendisine mağdur görüntüsü veren birşahıs “Noter tasdikli” makbuz ve nerede çekildiği belli olmayanresimlerle para toplarken Halk Cepheliler tarafından farkedildi. Tokatlanıp, kovulan bu kişilere karşı halkın uyanıkolması gerektiğini ifade eden Halk Cepheliler, dini istismaredenlere karşı mücadelelerini sürdüreceklerini söylediler.

Gericiler Bağcılar'dan Kovuldu!

Yürüyüş

12 Ekim2014

Sayı: 438

KOBANE’DE AMERİKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA38

Page 39: KOBANE’DE AMER İKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA …yuruyus.biz/pdf/pdf/438.pdf · Kobanê’de akan her damla kanın sorumlusu ABD ve i şbirlikçi AKP iktidarıd r

Örgütlenme çalışmalarında kulla-nacağımız araçlardan, kullanacağımızdile kadar her şey o lisede çalışma ya-pan arkadaşımızın yaratıcılığına, de-neyimine ve devrimciliğindeki tercih-lerin netliğine bağlıdır.

Deneyim konusunda elbetteki biz li-seliyiz, aslında hak ve özgürlüklermücadelesinde bugüne kadar çevre-mizde gördüklerimize karşı somutolarak mücadeleye başladığımız zamanşimdidir.

Liseliyken gördüklerimize karşımücadele etme deneyimi kazanmayabaşlarız.

Yani lise sıraları, sınıfları, kantin-lerimiz yani okullarımız hak ve öz-gürlükler mücadelesi verirken ilk de-neyim kazandığımız yerlerdir. İlkadımlarımızdır mücadeledeki... İlk de-ney ve tecrübelerimizi burada kazanı-rız. İlk coşkuyu, ilk hatayı, ilk başarı-yı her şeyi ama her şeyi ilk burada ta-darız... Ve bu yıllar bizim için unutul-maz yıllar olur.

Aradan on sene de, 40 sene de geç-se bu yılları, bu ilk yıllarımızı coşku,sevinç, yerimizde duramadan gözü-müzü açtığımız yılları unutmayız.

Devrimcilik konusunda; yani vatanıve halkına duyduğu sevgi, anne-babası,kendi ailesi olmak üzere mahalle hal-kına bu topraklarda yaşayan tüm halk-lara çektirilen açlık ve zulüm kadar daburjuvaziye onun temsilcilerine kini-öfkesi olmalıdır.

Bunlar istemek ve yapmak içinyeterlidir.

O zaman yoğunlaşmak ve yaratı-cılığı somutlayacak, geliştirecek ko-lektif çalışma içerisinde bulunmalıyız.

Bunun da tabii en temel başlangı-cı komitelerdir... komite toplantılarıdır...

Yani yaratıcılıkta devrimci tercih-lerin gelişmişliği de hepsi birbirine bağ-

lı sonuçlardır.Tercihleri konusunda bilinçli olan

arkadaşlarımız şüphesiz ki diğer ör-gütsüz liseli arkadaşlarımıza politi-kalarımızı taşımak, halka-vatana sev-giyi, halk düşmanlarına öfkeyi bü-yütmek için elinden geleni yapacaktır.

O genç, tertemiz beyinleriyle bu-nun için deneyimsizliklerine rağmenen uygun yolu yöntemi de bulacaktır.

Çünkü biz liselileriz, çünkü bizkendimizi örgütleyeceğiz...

Bizi bizden başka kimse iyi tanı-yamaz....

Bizi bizden başka kimse örgütle-yemez...

Bizi biz örgütleyeceğimiz için so-runlar kadar çözümleri de, ikna ol-mamaya karşı ikna etmenin yolunu dayöntemini de bizim kadar kimse iyi bu-lamaz, yapamaz.

Örgütlenmek İçinAjitasyon ve PropagandaNedir?

Ajitasyon yüreklere seslenir; birduygu yoğunluğu, coşku oluştururama bu coşku propagandayla birleş-mediğinde soyut kalır ve uzun ömür-lü olmaz. Propaganda ise beyinlere hi-tap eder. Propaganda araçlarıyla iknaederiz, neyi ne için yaptığını ayrıntı-sıyla ona anlatırız...

İkna olan... yüreğini ve beynini ör-gütlediğimiz her genç, kuşkusuz ki bir-şey yapmadan duramayacaktır.

Biz bunun en somut kanıtı değilmiyiz zaten?..

Ajitasyon- propagandayı bu yüzdenberaber ele alırız çalışmalarımızda...Yazılı, görsel her türlü yöntemle yanıbaşımızdaki liseli arkadaşlarımıza git-meliyiz.

En temel araçlarımız bellidir.

Liselerde Her Öğrenciyle İlişki Geliştirmek,Her Liseliyi Başta Kendi Sorunları Olmak Üzere;Öğrenci Meclislerinde Birleştirmek Mi İstiyoruz?

O ZAMAN HAREKETE GEÇELİM

Bu ülkede yaşıyoruz... Bu halkın çocuklarıyız... Ezilen, sömürülen, katledilen bir halkın çocuklarıyız... Bu halkın kavgasında biz de varız!

Liseliyiz Biz

12 Ekim2014

Yürüyüş

Sayı: 438

39KARŞI DİRENEN KÜRT HALKININ YANINDAYIZ!

Page 40: KOBANE’DE AMER İKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA …yuruyus.biz/pdf/pdf/438.pdf · Kobanê’de akan her damla kanın sorumlusu ABD ve i şbirlikçi AKP iktidarıd r

Liseliyiz Biz

Afiş, bildiri, pullamalar, yazılamalar ve kuşlamalar...Bunlar bizim mücadelemizdeki en temel araçlarımız ol-malıdır. Her tarafı afişlerimizle, yazılamalarımızla, pul-larımızla donatmalıyız. Her liseliye bildirimizi verdirmeli,bununla da kalmayıp okumasını sağlamalıyız.

Bunları yaparken kolektif bir şekilde yakınımızda kimvarsa onları da çalışmalara katmalıyız. Sınıfları gezerekyaptığımız konuşmalar, okul önlerinde açacağımız ma-salar, okul kantininde, okul önlerinden girişlerinde ya-pacağımız bildiri dağıtımları... bunlar bizim en temel ça-lışma şekillerimiz olmalıdır.

Bu çalışma şekillerinde de asıl hedefimiz kendimizyapmak değil... kendimizle birlikte hergün yeni yeniarkadaşlarımızı da çalışmalarımıza katabilmektir.

Öğrenci meclisinin adımlarını oluşturacağımız ko-mitelerle atabilmektir.

Suya Değil, Beyinlere Yazmalı;Hak ve Özgürlüklerimiz İçinMücadeleye Çağırmalıyız!

Örgütlenme olmadan ajitasyon ve propagandanın suyayazılmış yazı gibi etkisi bir anda kaybolacağı gibi, aji-tasyon-propaganda olmadan da örgütlenmenin zemini-ni ve ilişkilerini yaratmak imkansızdır. Bu nedenle ai-tasyon-propagandanın tamamlayıcısı örgütlenme, ör-gütlenmenin tamamlayıcısı ise daha ileri düzeyde ve dahayaygın ajitasyon ve propaganda olmak durumundadır.

Sivil toplum örgütleri kitleleri örgütlememe, varolan örgütleri işlevsizleştirme ve dağıtma konusunda sonderece kararlıdırlar. Bütün çalışma biçimleri, program-ları, ideolojik-siyasi anlayışları buna yöneliktir. Bu, si-vil toplum örgütlerinin, emperyalizmin ve işbirlikçileri-nin birer maşası olduklarını gösteren en önemli şeydir.

Ajitasyon ve PropagandayaYaklaşımda Bazı Yanlış AnlayışlarıDüzeltmeliyiz

Bu konuda en yaygın zaaflı anlayış, her şeyi silahlımücadelenin belirleyeceği anlayışıdır. Bu anlayış silahlarpatladığında kitlelerin kendiliğinden saflara akacağını ha-yal etmektedir.

Bu konuda düşülen ikinci yanlış ise, her alanda , herdurumda, basma kalıp, alışılmış bir ajitasyon ve propa-gandaya başvurmaktır. Oysa ajitasyon-propaganda ala-

nın, birimin özgün yapısını, tarihi, sınıfsal, sosyal özel-liklerine ve daha da önemlisi somut, elle tutulur, kitle-lerin canlı olarak yaşadığı, tartıştığı gerçeklere uyarlan-madan başarılı sonuç alınamaz.

Üçüncü yanlış, ajitasyon ve propagandada kitlelerinileri kesimlerini kriter almaktır. Daha çok onların anla-yacağı, onların sorun ve taleplerini baz alan bir muhte-vada ajitasyon ve propaganda yapmaktır. Oysa ajitasyonve propagandada baz alınması gereken kitlelerin geri ke-simleridir. Sıradan dediğimiz kesimlerdir.

Örneğin kitleler birçok konuda devrimcilere ve dev-rimcilerin düşüncelerine karşı şartlanma içindedir. Ön yar-gılarla donatılmıştır. Oligarşinin yoğun olarak yürüttü-ğü karşı propagandanın etkisi altındadırlar. Bu nedenlebizim ajitasyon ve propagandamıza karşı çoğunlukla sa-vunmaya geçerler. Amiyane tabirle savunma kalkanlarınıçalıştırırlar. Ajitasyon propagandamızın etkili olmasınıistiyorsak öncelikle bu savunma kalkanlarının ortadan kal-dırılmasını sağlamalıyız. Aksi taktirde bırakalım etki ya-ratmayı kitlelerle düzgün bir iletişim dahi kuramayız.

Öncelikle hiç unutmamamız gereken şey; ajitasyon vepropagandadaki amacımızdır. Ajitasyon ve propagandadaamaç daima, kitlelerin duygu ve düşüncelerini kazanmak,bilinçlendirmek, örgütlü mücadeleye katmak ve eylemegeçirmektir.

Bu nedenle planladığımız her hangi bir eylemi ger-çekleştirirken, kitleleri buna katmaya çalışırken temel ara-cımız ajitasyon olmalıdır. Yani kitlelerin ağırlıklı duy-gularına hitap edilmelidir. Propaganda ise düşünceye hi-tap etmektir. Kitlelerin düşüncelerini istediğimiz doğ-rultuda değiştirmektir.

Liselerde Ajitasyon-Propaganda daDikkat Etmemiz Gereken Noktalar

- Liseli gençliğin kendine özgü şekillenişi nasıldır?Olaylara nasıl yaklaşır? Yaşadığı somut sorunlar neler-dir? Tek tek birimlerin sınıfsal, kültürel, ulusal özellik-leri, tarihi nasıldır? Vb. gibi sorulara doğru olarak yanıtveriyorsak, ajitasyon propagandanın da nasıl şekillenmesigerektiğini tespit etmemiz zor olmayacaktır.

- Birinci nokta; Liseli gençlik somut olarak içindeyaşadığı eğitim kurumlarının nasıl olduğu ve alternati-finin nasıl olacağına her zaman daha ilgilidir. DemokratikHalk Liselerinin kendi özlediği eğitim kurumu olduğu-nu anlamakta zorlanmayacaktır.

- İkinci nokta, sadece genelde liselerde yaşanan so-run ve taleplere bağlı kalmadan, somut olarak yaşanangünlük gelişmeler etrafında bir ajitasyon propaganda yü-rütmek gerekir. Bilinmelidir ki kitleler herşeyden çok bun-ları tartışırlar.

Bu iki nokta özellikle liseler açısından diğer alanlar-dan çok daha önemlidir. Çünkü liselilerin düşünce,duyguları ve ahlaki değerleri henüz yerleşmiş, kalıplaş-mış değildir. Soyut düşünce ve bakış açısı gelişmemiş-tir. Bu nedenle yaşadığı olayların daha çok etkisi altın-

Yürüyüş

12 Ekim2014

Sayı: 438

KOBANE’DE AMERİKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA40

Page 41: KOBANE’DE AMER İKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA …yuruyus.biz/pdf/pdf/438.pdf · Kobanê’de akan her damla kanın sorumlusu ABD ve i şbirlikçi AKP iktidarıd r

Liseliyiz Bizda kalır.

- Üçüncü olarak, eğitim ağırlıklı bir ajitasyon ve pro-paganda yapmak gerekir. Liseli gencin henüz hayatı yeniyeni kavrayan biri olduğu asla unutulmamalıdır. Yetişkininsanlar için basit gibi görünen bir çok şey onların nez-dinde öğrenilmesi gereken şey konumundadır.

- Dördüncü olarak, duyguları daha ön planda oldu-ğundan, duygulara daha çok hitap eden bir ajitasyon vepropaganda yürütmek gerekir. Yani ajitasyon ağırlıklı birçalışma içinde olmak gerekir. Örneğin, heyacanı arttırı-cı, coşkuyu yükseltici sloganlar bulmaya özel önem ver-mek gerekir.

- Beşinci olarak, tiyatro, müzik, sinema vb. gibi araç-larla, görsel propagandaya önem vermek gerekir.

- Altıncı olarak, Liseli gençliğin mücadele tarihini,her birimin mücadele ve direniş tarihini, şehitlerini pro-paganda etmeye özel önem vermek gerekir. Devrim mü-cadelesinde şehit vermiş bir çok lise vardır. Bu şehitle-rimizin ölüm yıl dönümlerinde okuduğu lisede mutlakaanmalar düzenlenmeli, mücadelesi ve kahramanlıkları kit-lelere anlatılmalıdır.

- Yedinci olarak, liselerde diğer alanlar göre daha ba-sit, daha anlaşılır, daha özendirici bir propagandaya ağır-lık vermek gerekir. Bu doğrultuda gerekirse sloganlar et-rafında bir anlatımdan ve şemalaştırmalardan da kaçın-mamak gerekir. Slogancı olmamak lazım gibi aydınca an-layışlardan uzak durmak gerekir. Evet slogancılığınmahsurları vardır. Ama bunlar liseli genç hayatı kavra-dıkça yok olacaktır.

- Sekizinci olarak, kendine güveni geliştirici bir pro-pagandaya önem vermek gerekir. Liseli gençte bu yön he-nüz zayıftır. Ama kendine güven duyulmasını da tutku de-recesinde ister.

- Dokuzuncu olarak, sorular etrafında şekillenen birpropagandaya özel önem vermek gerekir. Liseli genç kav-ramaya çalıştığı hayata ve somut gelişmelere ilişkin ken-dine bir çok soru sorar ve cevap arar. Biz onun doğru, ge-rekli ve etkili sorular sormasını sağlamalıyız.

- Onuncu olarak, Liseli gençlere yönelik yaşam ter-cihi propagandası yapmak oldukça önemlidir. Nasıl birhayat yaşayacağına bu dönemde karar veren gence biz,"devrimci bir yaşam" propagandasıyla gitmeliyiz.

Devrimciliğin sıradan insanların eylemi olduğu, herinsanın devrimci olabileceği, olması gerektiği kavratıl-malıdır. Yoksa geniş kitleleri devrimcilik yapmaya iknaetmek mümkün değildir.

Propaganda ve AjitasyondanÖrgütlenmeye...

Buradan çıkan sonuç şudur; kitle çalışmasının te-meli kişiden kişiye ilişkidir. Bütün örgütlerimiz, mili-tanlarımız, taraftarlarımız kitlelerle somut ilişki kurmakiçin yoğun çaba içinde olmalıdırlar. Bilmelidirler ki bu-nun yapılmadığı yerde kitle çalışması da, örgütlenme faa-liyeti de yoktur.

Somut ilişki ise sadece bir ilişki olarak bırakılmamalı,süratle örgütlü bir ilişkiye çevrilmelidir.

İnsanlara gidenler kesinlikle hazırlıksız gitmemeli, gön-derilmemelidir. Önceden neyi nasıl anlatacağı, gideceğikişinin sosyal, siyasal, ulusal, dinsel özelliklerini nasıl dik-kate alacağı, ne önereceği belirlenmelidir. Bu da yetmez,kişilere gidecek insanlarımızın eline somut bir araç, birgerekçe vermek gerekir.

Sıradan bir ilişki olarak başlayan ilişkiler giderek mi-litan bir görev ilişkisine dönüştürülmelidir. İlişki geliş-tirdiğimiz her kişiyi örgütlü hale getirmek için imkanlarazami ölçüde zorlanmalıdır.

Örgütlenme konusunda en çok düşülen hata, kitlele-rin ileri kesimlerini örgütlemek düşüncesinin dışına çı-kamamak ve buna bağlı olarak siyasi örgütlenme dışın-da örgüt kurmaya gereken önemi vermemektir. Bu yan-lıştır.

Bir birimde ilk düşüneceğimiz bir Liseli Dev-Gençkomitesini ortaya çıkarmaktır.

Sonuç olarak, liselerdeki çalışmalarımızda bugün te-mel şiarımız: "HER LİSEDE AJİTASYON VE PRO-PAGANDAYI YÜKSELTMEK, HER LİSELİYLEİLİŞKİ GELİŞTİRMEK VE HER LİSEDE ÖĞ-RENCİ MECLİSİNİ OLUŞTURABİLMEK" olma-lıdır.

BUGÜN BU ÇALIŞMAYI ÖRGÜTLEMEK ÖNÜ-MÜZDE DURAN 6 KASIM BOYKOTU’NDA TÜM Lİ-SELİLERİ BU BOYKOTLA BİRLEŞTİRMEK,

YARIN İSE LİSELİLER OLARAK YAPACAĞIMIZKURALTAYDA BİRLEŞTİRDİĞİMİZ ARKADAŞ-LARIMIZLA SORUN VE ÇÖZÜMLERİMİZİ SO-MUTLAYIP,

ÖĞRENCİ MECLİSLERİYLE HAK VE ÖZGÜR-LÜKLERİMİZ İÇİN MÜCADELE ETMEK, GENÇLİKCEPHESİNDE TÜM GENÇLİĞİ BİRLEŞTİRMEKOLMALIDIR!

HAYDİ LİSELİ ARKADAŞLAR,GÖREV VE SORUMLULUKLARIMIZ GEREĞİ,HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİMİZ İÇİNDEMOKRATİK LİSE,BAĞIMSIZ TÜRKİYE İÇİN 6 KASIM'DA ZULMÜN KALESİ YÖK'E KARŞI BOYKOT'TAVARLIĞIMIZI GÖSTERELİM,BİZ VARIZ DİYELİM...

12 Ekim2014

Yürüyüş

Sayı: 438

41KARŞI DİRENEN KÜRT HALKININ YANINDAYIZ!

Page 42: KOBANE’DE AMER İKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA …yuruyus.biz/pdf/pdf/438.pdf · Kobanê’de akan her damla kanın sorumlusu ABD ve i şbirlikçi AKP iktidarıd r

Liseli gençliği ancak biz örgütleyebiliriz Neden?Düzen gençliğe ucuz işgücü olarak bakar;Biz devrimin geleceğini onlara emanet ediyoruz.Düzen, gerici yoz bir gençlik yaratmak ister;Biz vatanını ve halkını seven, emperyalizme ve fa-

şizme karşı savaşan ve bunları yapabilecek güçte birdüşünme sistemi olan devrimci bir gençlik isteriz.

Düzen, ahlaksız, uyuşturucu kullanan, başını diziler-den kaldırmayan, burjuvazinin pespaye "sanatçılarına"özenen bir gençlik ister;

Biz kitap okuyan, film izlerken bile bilimsel bir süz-geci olan, dünyadaki gelişmeleri takip eden, politikaüreten, düşünen bir gençlik isteriz.

Düzen, istediğinde disiplin cezalarıyla, yasaları, ce-zalarıyla korkutabildiği bir gençlik ister;

Biz cüretli, halk düşmanlarından hesap sorma ka-rarlılığı yüksek, düşmanının gözünün içine bakabilen,militan bir gençlik isteriz.

Düzen, itaat eden, tembel, asalak bir gençlik ister;Biz disiplinli, moralli, çalışkan, emekçi, halkının

tüm sorunlarını çözmeye talip örgütlü bir gençlik is-teriz.

Düzen, gençliği, yeri geldiğinde eli silahlı çeteleri ha-line getirebilmek ister. Dizi karakterleri, gerici eğitim sis-temi, tüm kurumlarıyla buna zemin hazırlar;

Biz, emperyalizme ve faşizme karşı feda ruhuylasavaşan gençlik isteriz.

Düzen, sorunların çözümünün düzen içinde olduğu-na inanan, yasal sınırları zorlamayan beyinler ister;

Biz ise meşruluk bilinciyle hareket eden, temel hak-ları için mücadele eden bir gençlik isteriz.

Düzen, eğitimi paralı hale getirip, sınavlarla elediğigençliği kendi ihtiyacına göre istihdam etmek ister.Yoksul halk çocuklarını sadece fabrikalarında işçi olarakgörmek ister;

Biz ise, vatanımızın bağımsızlık mücadelesinde enönde koşan, demokratik halk iktidarını kurmaya veyönetmeye aday gençlik isteriz.

Düzen, gençlerini Amerikan emperyalizminin maşa-sı olan bir orduya hizmet etmeye zorlar;

Biz ise, gönüllülük temelinde, halk ve vatan sevgisi,sınıf kini ile sınıf düşmanlarından hesap sormasınıisteriz.

Düzen, örgütsüz, beyni dağınık, olaylar arasında bağkuramayan, apolitik, yoz bir gençlik ister;

Biz ise öğrenci meclislerinde örgütlenmiş, parasız

eğitim sınavsız gelecek, demokratik lise talebi uğru-na mücadele eden bir gençlik isteriz.

Yani bizim ve düzenin gençliğe sundukları arasındadağlar kadar fark vardır. Biz geleceğin yeni insanını bu-günden yaratmak için, demokratik halk iktidarını kurmakiçin gençliğe gideceğiz, vatansever gençliği örgütleyeceğiz.Nasıl bir dünya hayal ettiğimizi ve bunu nasıl gerçekleş-tireceğimizi liseli gençliğe anlatmalıyız. Düzenin onlaradayattıklarını gözler önüne sermeliyiz. Ve bunun için hertürlü ajitasyon ve propaganda aracını kullanabiliriz.

Açık olmalı, gençliği mücadeleye çağırmalıyız. Örgütlenmek için çok meşru bir zeminimiz var. Ne-

rede zulüm varsa, açlık ve yoksulluk varsa, hak gasbı var-sa direniş de olacaktır. Bu yüzyıllardır, bin yıllardır böy-le olmuştur. Bugün zalimden hesap sorma sorumluluğuliseli dev-gençlilerin omuzlarındadır.

HER LİSELİ DEV-GENÇ'Lİ, GİRDİĞİ HER OR-TAMDA NASIL BİR DÜNYA, NASIL BİR GELECEKİSTEDİĞİNİ ANLATMALIDIR.

BULUNDUĞUMUZ LİSELERİ KENDİ DEV-RİMİMİZİ YAPACAĞIMIZ ALANLAR OLARAKGÖRÜP, PLANLI PROGRAMLI BİR ŞEKİLDEDEVRİMİ ÖRGÜTLEYELİM, ÖĞRENCİ MECL-İSLERİNİ KURALIM!

BUNUN İÇİN ÖNCE LİSEMİZİ TANIYALIM...Kaç sınıf ve kaç öğrenci var... Nitelikleri nedir? Aileleri çoğunlukla nerelerde çalışır, ne iş yapar?Memleketleri nedir?Sorunları ve talepleri nedir?Uyuşturucu kullanımı yaygın mı, fuhuş var mı?Gerici, ilerici öğretmenler kimler?Çeteler var mı, durumları nedir?Lisemizi tanıdıktan sonra nereden ve nasıl örgütlenmeye

başlayacağız bunu tespit etmeliyiz. Liselileri bir araya ge-tirecek bir faaliyetimiz olmalıdır. Birlik ruhu yaratmalıyız.Okulun en temel sorununu tespit edip, ona yönelik süresibelli, sonuç alıcı bir çalışma yürütmeliyiz. Bunu yaparkenliselilere görev vermeli, örgütlemeli, harekete geçirmeliyiz.

Unutmayalım, HERKES DEVRİMİ KENDİ BU-LUNDUĞU YERDE ÖRGÜTLEYECEKTİR. DEV-RİM BÖYLE GERÇEKLEŞECEKTİR.

YOKSUL HALK ÇOCUKLARININ OKUDUĞUTÜM LİSELER BİZİM OLMALIDIR. BU HEDEF VEİNANÇLA HAREKET ETMELİYİZ. KENDİMİZE,YANİ İDEOLOJİMİZİ GÜVENELİM, İNANALIM...

ÖĞRENCİ MECLİSLERİNİ KURALIM…

Yoksul Halk Çocuklarının OkuduğuTüm Liseler Bizim Olmalıdır!

DEVRİMİ BUGÜNDEN ÖĞRENCİ MECLİSLERİYLE ÖRGÜTLEYELİM!

Liseliyiz Biz

Yürüyüş

12 Ekim2014

Sayı: 438

KOBANE’DE AMERİKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA42

Page 43: KOBANE’DE AMER İKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA …yuruyus.biz/pdf/pdf/438.pdf · Kobanê’de akan her damla kanın sorumlusu ABD ve i şbirlikçi AKP iktidarıd r

Dev-Genç'in 45. yılını selamlayançalışmalar Dev-Genç ruhu ve coşku-suyla yayılmaya devam ediyor.

İSTANBULBeşiktaş: Dev-Genç'liler 4

Ekim'de Beşiktaş'ta bildiri dağıtımıyaptı. 6 kişinin katıldığı çalışmada1000 adet bildiri halka ulaştırıldı.

Okmeydanı: Dev-Genç'liler 6Ekim'de Okmeydanı sokaklarındaDev-Genç’in 45. yılını selamlayan vetüm gençliği 16 Ekim’de Cafera-ğa’ya çağıran yazılamalar yaptı.

ANKARA: Dev-Genç'liler ta-rafından 29-30 Eylül ve 1 Ekim’deODTÜ’nün bölümlerinde, yemekha-ne ve kütüphanede toplamda 100adet afiş asıldı.

Afişte “20 Ekim’de olacak 45. YılDev-Genç Şenliğine Sen de EmekVer” çağrısı yapıldı.

HATAY: Dev-Genç’liler,Dev-Genç’in kuruluşunun 45. yılıdolayısıyla yapılacak şenliğin du-yurusu için afiş astı. 30 Eylül ve 1Ekim günleri Armutlu Mahalle-si’nde 200'ün üzerinde afiş yapıldı.

2 Ekim'de Sümerler Cadde-si’ndeki Necmi Asfuroğlu Lisesiduvarlarına ve Armutlu caddeleri-ne yazılamalar yapıldı.

3 Ekim’de Aşağı Okçular, Har-biye ve Samandağ bölgelerindeyapılan ve toplam 350 afişin asıldığıçalışmada, şenlik bildirisinden de150 adet dağıtıldı. Ayrıca düzenle-yecekleri şenliğin onur konuğuolarak seçtikleri Tutsak Dev-Genç'lilere şenlik davetiyesi gön-

derdiler. Elektrik Mahallesi’nde ise“Dev-Genç 45. Yılında!” yazılamasıyapıldı.

Dev-Genç'liler 6 Ekim'de Sa-mandağ pazarında masa açtı. Masa-da 2500 şenlik bildirisi halka ulaştı-rıldı. Aynı gün Armutlu MahallesiAhmet Atakan Sokağı’nda açılanmasada 1000 üzerinde şenlik bildiri-si dağıtıldı ve şenlik biletleri ile Yü-rüyüş Dergisi satıldı. Çalışma so-nunda 14 Ekim’de Hatay'da yapılacakşenliğe çağrı yapıldı.

7 Ekim’de Dev-Genç'liler ve GrupYorum Hatay Korosu, SamandağKöprüsü’nden Antakya Uğur Mum-cu Meydanı’na, Sümerler Cadde-si’nden Harbiye Yolu boyunca veÇekmece Mahallesi’nde 14 Ekim'deyapılacak Grup Yorum konser afiş-lerinden yaklaşık 600 afişi astılar.

8 Ekim'de ise Dev-Genç'liler oku-la ve işe giden halka Dev-Genç’in 45.yılının duyurusunu yapmak için200'ün üzerinde bildiri dağıttı.

MERSİN: Kazanlı Mahalle-si'nde 7 Ekim'de "Söylenecek Sözün,Emperyalizme Öfken Varsa Dev-Genç'te Yerin Hazır" kampanyası da-hilinde 50 afiş asıldı.

Dev-Genç45. Yıl Şenlik Programı

-14 Ekim Mimar Sinan Güzel Sa-natlar Üniversitesi Fındıklı Kampü-sü

14.00: Sinevizyon15.00: Panel (Adalet Konulu)17.00: Tiyatro19.00: Sarıgazi Müzik Grubu

-15 Ekim Mimar Sinan Güzel Sa-natlar Üniversitesi Fındıklı Kam-püsü

12.00: Halk Sofrası-Sergi14.00: Halk Oyunu15.30: Hasan Ferit Gedik Savaş

ve Kurtuluş Merkezi Tiyatro ekibi17.00: Grup Abdal19.00: Dilek Feneri Uçurma

-16 Ekim Caferağa Kapalı SporSalonu Kadıköy

Programımız saat 19.00'da baş-layacaktır.

Tiyatro SimurgSinevizyonDev-Genç adına konuşmaŞiir DinletisiKonuk SanatçılarDev-Genç KorosuGrup Yorum

DEV-GENÇ

Ülkemizde Gençlik

45. Yıl Coşkusuyla Şenliğimizi Örgütlüyoruz!Mahir’den Dayı‘ya Dev-Genç 45. Yılında!

12 Ekim2014

Yürüyüş

Sayı: 438

43KARŞI DİRENEN KÜRT HALKININ YANINDAYIZ!

Beşiktaş Okmeydanı Hatay

Page 44: KOBANE’DE AMER İKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA …yuruyus.biz/pdf/pdf/438.pdf · Kobanê’de akan her damla kanın sorumlusu ABD ve i şbirlikçi AKP iktidarıd r

Haklarımızın hiçbirisini sadeceekonomik-demokratik mücadele ilekazanamayız. Emperyalizme bağımlı,faşizmle yönetilen bir ülkede, hak-larımızın elimizde kalacağı düşüncesibir hayaldir. Faşizmde haklar her angasp edilme tehlikesiyle karşı karşı-yadır. Hatta çoğu gasp edilmiştirbile.İktidarı hedeflemeyen hiçbir mü-cadele zafere ulaşamaz. Bu bir basınaçıklaması yaparken de böyledir,sendikal faaliyet yürütürken de... İk-tidarın istediği sendikalı tipi, statü-kocu, düzeniçi, yasal sınırlara hap-solmuş, basın açıklaması yapmaktanöteye gitmeyen bir sendikacılıktır.Basın açıklamaları, mektup gönder-me, şölen vb. göstermelik faaliyetlerlememurların mücadelesi yükselmez.Buna örgütlülük denmez; örgütlülükmücadele olmaksızın bir şey ifadeetmez. Zaten düzenin istediği de bu:Bir çatı altında bir araya gelebilirsiniz,ama bir şey yapmayın, mücadele et-meyin, diyor. Politika ile uğraşmayın,çatınızın dışına çıkmayın, diyor. Ör-gütlülük bu değildir. Böyle bir ör-gütlülük, faşizmin istediği statüko-culuktur. Yani bulduğunla yetin, ha-

line şükret, de-mektir. Fakatbiz bunu istemi-yoruz. Süreciaşacak olan mi-litan bir müca-deledir. Memur-ların üzerindekiölü toprağını at-manın yolu hakalma mücadele-sini meşruluktemelinde yük-seltmektir. AKP,eğitimi gerici-leştirirken gözümüzü kapatacak mı-yız? Mesleğimizi yapma hakkımızısözlü sınavlara hapsederken susacakmıyız? Maaşlarımız performansımızagöre belirlenmek istenirken duracakmıyız? Yolumuzun bankalar ve icramahkemelerinin kapısında geçmesineizin mi vereceğiz? Geleceğimizingüvencesiz olmasına sessiz mi kala-cağız? Sözleşmelerimiz keyfen fes-hedilirken, sözleşmelerimizin iptaledilmesiyle tehdit edilirken birerrobot gibi kafamızı mı sallayacağız?Rotasyon belasıyla bizi yıldırmak

isterlerken daha ne kadar yerimizdeduracağız? Kaybedecek hiçbir şeyi-miz yok... EN BÜYÜK BEDEL,HAK GASPLARINA KARŞI SE-SİNİ ÇIKARTAMAMAKTIR... ENBÜYÜK BEDEL, AŞAĞILANMA-YA, HORLANMAYA, EZİLMEYE,SÖMÜRÜLMEYE, EMEĞİMİZİNÇALINMASINA SESSİZ KAL-MAKTIR. BU BEDELİ ÖDEMEK-TENSE, ÖRGÜTLÜ MÜCADELEİLE HAKLARIMIZA SAHİP ÇIK-MALIYIZ. TARİH DİRENENLERİYAZACAKTIR, TESLİM OLAN-LARI DEĞİL...

Eskişehir’de Kamu Emekçileri Cephesi (KEC), 1Ekim'de Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Rektörlüğüönünde Nuriye Gülmen için eylem yaptı. EskişehirOsmangazi Üniversitesinde araştırma görevlisi olarakçalışan Gülmen, Haziran Ayaklanması sürecindekieylemlere ve Berkin Elvan’ın katledilmesinin protestoedildiği eyleme katıldığı için çalıştığı kurumda ikikez soruşturma geçirmiş; ilk soruşturma sonucundakademe ilerlemesinin bir yıl süreyle durdurulması,ikinci soruşturma sonucunda kademe ilerlemesininiki yıl süreyle durdurulması cezasını almıştı. Gülmenüzerindeki baskılara son verilmesi için birçok yerdeimza masası açılmıştı. Toplanan imzalar Rektör Yrd.Adnan Konuk'a teslim edildi. Berkin Elvan ve NuriyeGülmen için adalet istemeye devam edileceği belirtilenaçıklamaya 28 kişi katıldı.

EN BÜYÜK BEDEL SESSİZ KALMAKTIR;HAKLARIMIZI KAZANMAK VE ELİMİZDE

TUTABİLMEK İÇİN ÖRGÜTLÜ MÜCADELEDENBAŞKA YOLUMUZ YOKTUR!

Berkin Elvan İçin Adalet İsteyenler Değil, Berkin’in Katilleri Cezalandırılsın

Yürüyüş

12 Ekim2014

Sayı: 438

KOBANE’DE AMERİKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA44

Page 45: KOBANE’DE AMER İKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA …yuruyus.biz/pdf/pdf/438.pdf · Kobanê’de akan her damla kanın sorumlusu ABD ve i şbirlikçi AKP iktidarıd r

Amed Halk Cephesi Bağlar Kaynartepe mahalles-inde bir evin duvarını boyayarak burayı mahalle halkıiçin Halk Sineması haline getirdi. Mahalle de halk içinfilm günleri yapılacağı duyuruldu.Mahallede çocuklariçin çizgifilm gösterimi yapmaya karar verilinceçocuklarla izlenecek filme karar verildi. 21 eylül günüiçin sözleşildi.

21 eylül pazar günü akşam 19:00 da film gösteri-mine hazırlık yapan çocuklar işbölümü yaptılar; birkısmı mısır patlattı , kimisi evlerinden kilimleri getir-

di. Saat 19:00 da hepberaber Kungfu Panda filminiizlediler. Animasyonu izlerken mahallede filmi görençocuklar arkadaşlarını ailelerini alıp sokağa doluştu-lar. Aileler Halk Sinemasının çok iyi bir fikir olduğu-nu söylerken bu durumdan en memnun olanlar isemahallenin çocukları oldu. Haftaya da şu filmi izleye-lim diye plan yapıp boyanan duvarı nasıl koruruz diy-enler oldu. Film ' i 70 e yakın çocuk izlerken , mahal-leli de ara ara gelip çocuklarla beraber film izledi.

Bugün ve önümüzdeki süreçte memur hareketininkendini yenilemesi, uzlaşmacı, reformist etkiden kurtul-ması, halk hareketinin, devrimci halk cephesinin birparçası olabilmesi için memur meclislerini oluşturmakzorundayız.

Memurları da devrimcileştirmeli ve devrimci mücadeleiçerisinde olmalarını sağlayarak düzen dışına çıkarmalıyız.Kapitalizmde sorunlarımızın düzeniçi çözümleri aslındasorunu çözmek bir yana daha da büyütmekten, kangrenhaline getirmekten başka işe yaramıyor. Sorunlarımızınve sorunlarımızı yaratanları ile birlikte yok olması içinhalk hareketinin bir parçası olmalı ve bizde memur ala-nından meclisleri oluşturmak için emek harcamalıyız.

Memur hareketinin bu süreçte önündeki yolu aşabilmesidoğru devrimci bir rotada mücadeledeki yerini alabilmesiiçin komiteler ve meclisleri hızla yaratma sorumluluğusürecin ertelenemez görevidir.

Burjuvazi tarafından, sendikaların düzen içine çekil-mesinin başarıldığı bir süreçte ciddi bir tıkanma var.Sendikalar yeni hak kazanmayı bırakın bir tarafa varolan haklarını bile koruyamadığı, devrimcileri tasfiyeeder haklarımzı burjuvaziye peşkeş çektiği bir süreçteyaşıyoruz.

Hakim olan anlayışların yapısına baktığımızda gerekhedefleri gerekse de ideolojik çarpıklıklarından kaynaklıçabaları olmayacak, var olan konumlarını korumaya ça-lışacaklardır. Bunun için emekçilerin hepsinin söz vekarar hakkını kullandığı öz örgütlülüklerini tüm kurum-sallığı ile birlikte oluşturma sorumluluğu bize aittir.Nasıl zor süreçleri, yaşanılan ideolojik savrulmaları1990'larda kararlı, militan mücadelemizle aşmış, emekçileriçin mevziler yaratmışsak. Biz devrimci memurlara düşengörev de bugün aynı görev ve sorumluluğu üslenmektir.

Emekçiler bizi bekliyor, bizi ve emekçileri burjuvazive burjuva ideolojisinden beslenen reformizmin ve opor-tünizmin saldırılarından koruyacak tek şey MÜCADE-LEDİR....

HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİMİZ İÇİN MÜCADE-LEDE YERİMİZİ ALALIM!

MEMUR MECLİSLERİNİ ÖRGÜTLEYELİM, TÜMMEMURLARI, MEMUR MECLİSLERİNDE BİRLEŞ-TİRİP BİRLİKTEN DOĞAN GÜCÜNÜ GÖSTERE-LİM!

HADİ DURMAYALIM, BEKLEMEYELİM!YETERİNCE SOLUKLANDIK ŞİMDİ KAVGAYI

MEMUR ALANINDA DA BÜYÜTME ZAMANIDIR!

Emekçi̇ye Mücadeleden NotlarMEMUR MECLİSLERİNDE BİRLEŞELİM; BURJUVAZİYE DE, REFORMİZME DE BİRLİKTEN DOĞAN GÜCÜMÜZÜ GÖSTERELİM!

3 Ekim günü İstanbul Gazi Mahallesi'nde, HasanFerit Gedik Uyuşturucu İle Savaş ve Kurtuluş Merkezi'ndeHalk Okulu çalışması yapıldı. Konu olarak Ortadoğu'dakigelişmelerin ele alındığı çalışmaya 15 kişi katıldı.

Amed Halk CephesiFilm Gösterimi Yaptı!

Birlikte Öğreneceğiz, Birlikte Üreteceğiz

12 Ekim2014

Yürüyüş

Sayı: 438

45KARŞI DİRENEN KÜRT HALKININ YANINDAYIZ!

Page 46: KOBANE’DE AMER İKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA …yuruyus.biz/pdf/pdf/438.pdf · Kobanê’de akan her damla kanın sorumlusu ABD ve i şbirlikçi AKP iktidarıd r

Sevgili Devrimci Okul OkurlarıMerhaba...

Meclisler tarihimizde pekçok defahayat bulmuş, uygulanmış bir örgüt-lenme biçimidir. Pek çok mahalledehalk meclisi ya da halk meclisi girişi-mi kurulmuş; gençlikte, işçi alanındakamu emekçileri içinde çoksayıda meclis veya meclis gi-rişimi örgütlenmiştir.

Yine 1996-1997 yılların-daki "Bir Dakika Karanlık"eylemlerinde sürece mahalle-ler, mahallelere de Halk Mecl-isleri damgasını vurmuştur.Halk meclislerinin de ilk güçbulduğu alan mahalleler olmuştur. Butesadüf değildir. İşçi, memur, yoksulhalk gençliğinin yoğun olarak yaşa-dıkları yerler mahallelerdir. Çelişki-lerin en yoğun olduğu yerdir. Ma-hallelerin katılımı olmaksızın kalıcıbir halk hareketi yaratılamaz.

Meclislerde YeralmakHalka Güvenmektir

Başından itibaren meclislerdehalk örgütlenmiş, biraraya gelmiş,kendi yönetim organlarını seçmiş, neyapacağına, nasıl yapacağına kendisikarar vermiştir. Meclisler bunun zeminiolmuştur. Meclis toplantıları kapalıkapılar ardında yapılmamış, salonlar-da, meydanlarda, herkesin gözü önün-de, isteyen herkesin söz aldığı ortam-larda aleni bir şekilde tartışılarak ya-pılmıştır.

Cepheliler bu tarzı hayata geçirmiş;kendileri de çekincesizce bu tür bir-likteliklerin içinde yeralmışlar; meclisişleyişine harfiyen uymuşlardır. Çün-kü halka güven duyulmuştur, halkındoğru düşüncelere, politikalara karşı-lık vereceğine inanılmıştır.

Bu özünde ideolojimize duyduğu-muz güvendir. İdeolojimiz halkı ör-

gütler, şekillendirir,dönüştürür ve devrimsafında biraraya getirir.Meclis politikası hemdevrimin ve iktidarperspektifimizin ya-rattığı bir zorunlulukhem de ideolojimize

duyduğumuz güvenin sonucudur.

Meclisler hayatın her alanında birihtiyaçtır. Halk muhalefeti açısından va-rolan örgütsüzlük ya da işbirlikçi, uz-laşmacı örgütler gerçeğini aşmak içinkitlelerin iradesini açığa çıkarmak içinzorunluluktur.

İşçi Meclisleriİşçi sınıfına yıllardır büyük oranda

örgütsüzlük egemendir. Örgütlü olan ke-sim de düzen ya da patron sendikacılı-ğının etkisi altındadır. İşçi alanı, işçinindoğrudan söz ve karar hakkını kulla-nabileceği örgütlenmelerin ihtiyacını ensomut olarak duyan kesimdir.

Geçmişte "grev komiteleri", "top-lu sözleşme komiteleri" gibi işçinin, ta-banın iradesini en azından grev ve top-lu sözleşme süreçlerinde hakim kılmakiçin başvurulan örgütlenme biçimlerihayata geçirilmiştir. Keza farklı dö-nemlerde, farklı biçimlerde gündemegelen işyeri komiteleri, özelleştirmeye

karşı mücadele komiteleri, grevlerle da-yanışma komiteleri de buna benzer ör-gütlenme biçimleridir.

Tüm bunlar somut birer ihtiyacınürünü olmuştur. Ama mevcut örgüt-lenme biçimleri, patron sendikacılığınınyıllardır işçilerin önüne ördükleri setler,alışkanlıklar, bürokratik engeller aşıla-mamıştır. Bu örnekler gerçek birer ta-ban örgütlülüğüne dönüşememiştir.

İşçi sınıfının örgütlülüğü denilincesendikalar akla gelmektedir. Oysa pat-ron sendikacıları işçi sınıfını toplu söz-leşme masalarında pervasızca satabili-yor, düzen partileriyle açık işbirliği ya-

pılabilecek şekilde davranıyor.İşçilerin yüzde 20’sinin bile ör-gütlü olmadığı, örgütlü kesi-min ise bu tarz sendikalara sı-kıştığı bir işçi alanı gerçeği kar-şımızda duruyor.

Sendikalar içinde devrimcifaaliyet sürer, ancak işçi tabanı-nın iradesi temelindeki örgüt-

lenmelerin oluşturulması için ne sen-dikaların devrimcileşmesi beklenebi-lir ne de kitle iradesi sendikaların ya-sal kalıpları içine sokulabilir. Sendikalıve sendikasız işçi sınıfının en geniş ke-simini oluşturan işçiler için İşçi Mecl-islerinde örgütlenmek tek alternatiftir.

Memur MeclisleriÖrgütlenme açısından kamu emek-

çilerinin koşulları işçi sınıfına görefarklılıklar gösterir. İşçi sınıfı içindekidüzen sendikacılığıyla kıyaslandığında

kamu emekçilerinin sendikal örgütlen-mesi daha "sol" bir görünümdedir. An-cak bu "sol" kamu emekçileri sendika-larının en tepesine çöreklenen tasfiyeci;reformist, uzlaşmacı, icazetçi bir soldur.

Böyle olduğu içindir ki, kamuemekçilerinin sendikalarındaki işle-yiş, karar alma mekanizmaları sarısendikacılarınkinden çok da farklı de-ğildir. Bürokratik, kitleleri yalnızca "ka-tılımcı" "kararları uygulayan" bir ko-numda görmek bürokratik sendikacı-lık tarzının özelliklerinden birisidir.

Sendikalar ve meclisler mutlaka bir-birlerine karşı olmak zorunda değildir-ler. Ancak memur hareketinin kitlesel-liğinde sorunlar yaşanıyorsa bunun te-

HALK MECLİSLERİTÜM ALANLAR İÇİN

GEREKLİDİR"İsrail güçleri özel birliklerle

kampa girebiliyor fakatörgütlenmeyi sekteye

uğratamıyordu. İşte bukomiteler Halk Komitelerinintemeli oldu. İNTİFADA öncesi

ve sonrasında da gelişerekkurtuluş mücadelesinin

altyapısını oluşturdular."(İntifada Dersleri nden....)

Ders: Halk Meclisleri

Yürüyüş

12 Ekim2014

Sayı: 438

KOBANE’DE AMERİKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA446

Page 47: KOBANE’DE AMER İKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA …yuruyus.biz/pdf/pdf/438.pdf · Kobanê’de akan her damla kanın sorumlusu ABD ve i şbirlikçi AKP iktidarıd r

mel olarak iki nedeni vardır. Bi-rincisi; KESK yönetimine hakimolan mücadele çizgisi, ikincisieski örgütlenme tarz ve anlayışıdır.

Bu noktadaki zaaf ve yanlış-lar kamu emekçilerinin mücade-lesini kendisini tekrar eden bir kı-sır döngüye sokmuştur. Ayrıcadevlet güdümlü bir sendikacılığında kamu emekçileri arasında etkive örgütlenme alanı bulabilme-sine yol açmıştır.

Kamu emekçileri en genişkitlenin iradesini, inisiyatifini açığa çı-karabilecek bir örgütlenmeye ihtiyaçduymaktadır.

Öğrenci Meclisleri:Gençliğin birliği ne çeşitli gençlik

örgütlerinin ittifakıyla ne de derneklerlesağlanır. Gençlik kendisini ifade ede-bileceği, YÖK’ün ve diğer faşist ku-rumların, yasaların gasp ettiği söz vekarar hakkını kullanabileceğ; örgüt-lülükler arayışındadır. Gençliğin gericieğitim sisteminden yozlaşmaya, paralıeğimden örgütlenme hakkı gasplarınakadar çok çeşitli sorunları vardır.

Gençlik akademik-demokratik so-runlarının çözümü için mücadeleyiyönlendirecek, düzenin baskıları kar-şısında kendisi için bir savunma mev-zisi olacak; kendi talepleriyle, yaratı-cılığıyla, dinamizmiyle yön verebileceğikendi örgütlenmelerine ihtiyaç duy-maktadır. Bu örgütlenme meclislerdir.

Köylü MeclisleriKöylülük örgütsüzdür. Hatta halkın

en örgütsüz kesimidir. Varolan koope-ratif, oda türü örgütlenmelerin pekço-ğu "demokratik bir kitle örgütü" kap-samında dahi değerlendirilemezler.Yoksul köylülük aracı-tefeci sömürü-süne, düşman baskısına karşı topluca di-renmek için, ekonomik-demokratikhaklarını savunmak için, yaşadığı köyüyaşanılır hale getirmek için örgütlü ol-maya muhtaçtır. Köy meclisleri önce-likle düşmanın çeşitli nedenlerden hal-kın arasında yarattığı düşmanlıklarıçözüp halkın birliğini sağlayacak, ara-daki düşmanlıklara son verecektir.

Köylülüğün yaygın bir örgütlenme

geleneği yoktur. Ama ortak yaşamıpaylaşmak, ortak iş yapmak, ortakkararlar almak konusunda halkın diğerpekçok kesimine göre köklü alışkan-lıkları vardır.

Meclislerde GerçekAnlamda Halk"Söz ve Karar Hakkı"nıKullanacaktır

Reformist uzlaşmacı sendikacılarkadar devrimci sendikal anlayışa sahipsendikacılar da bürokratizme düş-mektedirler. Çünkü kitlelerden uzak,kitlelerin dışında karar alma sürecioluşturuluyor. Karar alma süreçlerinehalk kesimleri katılamıyor. Kararlarsendika yönetim mekanizmalarındaya da KESK toplantılarında sendikayöneticileriyle alınıyor.

Çoğunlukla kitlenin düşünceleribu kararlarda yoktur. Toplantıya katı-lanların sayısı da önemli değildir.Sendikacıların masa başında aldıkla-rı kararlardır bunlar... Oysa kararımı-zın doğru bir politikanın ürünü oldu-ğuna, kitlelerin taleplerine denk düş-tüğüne inanıyorsak bu süreç kitleler-le birlikte yaşanabilir. Hatta kararlarmeclisler aracılığıyla alındığında, ka-rarların daha güçlü sahiplenilmesi desöz konusu olacaktır.

Tek başına herhangi bir örgütlenmebiçimi mücadelenin tüm ihtiyaçlarını kar-şılayamaz. Birbirini tamamlayan, tıka-nıklıkları açan, kitlelere ulaşma kanallarıolabilecek farklı örgütlenmeleri sürecinihtiyacına göre oluşturmak gerekir.

Bugün mevcut dernekler, sendika-lar kitleleri örgütleyecek, harekete ge-çirecek durumda değildirler. Kitleler bu

yapılara karşı güvensizleş-miştir. Bu yapılar devrimci de-mokratik mücadelenin birermevzisi olarak varlıklarınısürdüreceklerdir. Bunları dev-rimcileştirmek de gerekir.Ama sorun bu değildir. Sorunkitlelerin iradesini bu tür sı-nırlamalara, güvensizliklerehapsetmeyen örgütlülükler ya-ratabilmektir.

Ayrıca şu da bir gerçektir;bugün özellikle işçi ve memur

sendikalarını devrimcileştirmek de butür meclis örgütlülükleriyle mümkünolabilir. Kitlelerin iradesi, örgütlülüğüolmadan reformist sendikacılık ya dapatron sendikacılığı aşılamaz. Mec-lisler sendikaların tepesindeki buuzlaşmacı, bürokratik yapıların çö-zülmesine hizmet edecek, işyerlerin-de meclislerin oluşması sendikalar-daki bu yapının değişmesini de zor-layacaktır.

MeclisleriÖrgütleyeceğiz; ÇünküKitlelere Güveniyoruz

Kitlelerin olduğu her yerde canlı-lık ve dinamizm vardır, üretkenlik vesahiplenme üst seviyededir. Ancakkitlenin söz ve karar sahibi olmadığıörgütlenmeler her zaman hantallaş-maya, giderek düzeniçi olmaya baş-layacaktır. Kitlelere güven duyanlar herzaman sürecin önünü açarlar.

Gençliğin ‘87 Nisan direnişleri,kamu emekçilerinin ‘90 Temmuzu, iş-çilerin Paşabahçe, Eminönü direnişlerikitlelerin neler yapabileceğinin gös-tergesidir. Bu direnişlerin her biri kit-lelere güven duyularak yaratılmıştır.Devrimci hareket önderliğinde bu di-renişlerle süreçlerin önü açılmıştır.

Elbette halkın gerilikleri vardır...Ancak bu gerilikler ya da olumsuz-luklar da mücadelenin içinde, yine hal-kı örgütleyerek aşılır. Sorunun özü;kendine ve halka güvenmektir...

Sevgili Okurlar; haftaya başka birhalk meclisleri yazısıyla devam ede-ceğiz.

Görüşmek üzere... Hoşça kalın...

Kitlelerin olduğu her yerdecanlılık ve dinamizm vardır,

üretkenlik ve sahiplenmeüst seviyededir. Ancak kitlenin

söz ve karar sahibi olmadığıörgütlenmeler her zaman

hantallaşmaya, giderek düzeniçiolmaya başlayacaktır.

Kitlelere güven duyanlarher zaman sürecin önünü açarlar.

12 Ekim2014

Yürüyüş

Sayı: 438

447KARŞI DİRENEN KÜRT HALKININ YANINDAYIZ!

Page 48: KOBANE’DE AMER İKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA …yuruyus.biz/pdf/pdf/438.pdf · Kobanê’de akan her damla kanın sorumlusu ABD ve i şbirlikçi AKP iktidarıd r

Filistin halkının, dünya halklarının ve devrimci sa-natçıların başı sağ olsun.

Filistinli şair Semih El-Kasım’ı, 19 Ağustos 2014’tehalkların yüreğindeki ölümsüzlük yerine uğurladık.

Halk ozanlarının ölümü bir ayrılık sayılmaz. O artıkşiirlerinin döküldüğü dudaklarda direnişi haykırmayadevam edecek.

Filistin halkının direniş şiiri Semih El-Kasım, “ŞafağıBeklerken” şiirinde bakın ne diyordu:

“Bizim doğduğumuz gün

Direniş de doğdu.

Sen sevin gökyüzü…

Biz buradayız. İçin rahat olsun

Sen sevin gökyüzü”

Halkın direngenliğine ve o direnişin yenilmezliğinegüvendir bu dizeleri yaratan.

Semih El-Kasım, Filistin halkının mücadelesiniyansıtan direniş şiirlerini üreten Mahmud Derviş,Tevfik Zeyyad gibi şairlerle birlikte ‘Direniş Şiiri’niyaratanlardandı.

Zulme direnen bir halkın şiiri, elbette direnişin şiiriolacaktır. Ki, İsrail siyonizmine karşı direnen Filistinhalkının acısını, öfkesini, kavgasını, uzlaşmazlığınıiçeren direniş şiirlerini yaratan şairlerdendi Semih El-Kasım.

İlk şiir kitabı on sekiz yaşındayken yayınlandı. Ogünden sonra da, halkının direnişini haykırmaktan geridurmadı. Bu uğurda, İsrail’in zulmüne uğradı. Şiirleri,aydın duruşu ve sözünü esirgememesi yüzünden İsrail’inbaskı ve saldırılarına uğradı. Tutsak alındı, hapishanedekaldı. Ama onu yıldıramadılar. Zulme baş eğmedi.

Diyordu ki Semih El-Kasım:

“ Bir şairden başka bir şey değildim

Yüzyıllar boyunca

Tanrıdan medet uman.

Oysa şimdi ben

Bir volkanım,

Yirminci yüzyılda.

Patlayan bir volkan…”

Halka yaşatılan acılardır, şairi “Parlayan bir volkan”yapan. Ve şiir, o volkandan süzülen lav olur.

İsrail tarafından şiirleri yasaklansa da, Lübnanlısanatçı Marcel Khalife, Semih El-Kasım’ın şiirlerini

besteleyerek dünya halklarına ulaştırır.

Semih El-Kasım’ın şiirlerinde direniş vardır, halkagüven vardır, geleceğe umutla bakmak vardır. Yılgınlıkve teslimiyet yoktur. İşte bu yüzden, Semih El-Kasım’ınadını “Nobel Edebiyat ödülü” sıralamasında hiç ge-çirmedi emperyalistler. Çünkü, Semih El-Kasım halkınsanatçısıydı. Bizim sanatçılarımızdandı ve hep öyle ka-lacak.

Bakın, ne diyordu “Haykıracağım” isimli şiirinde:

“Bana bir karış toprak kalana kadar,

bir tek zeytin ağacı kalana kadar,

bir tek portakal ağacı,

bir tek kuyu,

bir ufak kara kalana kadar,

anılar kalana kadar…

bir de bu soluk

bendeki bu soluk…

Haykıracağım dünyanın suratına

özgür insanlar adına savaşı.

Doysun varsın utancın ekmeğiyle

alçak domuzlar,

güneşin düşmanları.

Soluğum kesilene kadar

kalacak soluğum.

Ekmek olacak,

silah olacak,

savaşan ellerde,

soluğum…”

Semih El-Kasım’ın soluğu, direnen dünya halklarınıncephaneliğinde yerini almıştır.

Selam olsun direnen Filistin halkına ve onun direni-şinin şairlerine...

Soluğunu Savaşanlara EmanetEden Şair: Semih El-Kasım...

Yürüyüş

12 Ekim2014

Sayı: 438

KOBANE’DE AMERİKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA48

Page 49: KOBANE’DE AMER İKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA …yuruyus.biz/pdf/pdf/438.pdf · Kobanê’de akan her damla kanın sorumlusu ABD ve i şbirlikçi AKP iktidarıd r

Burjuvazi, gerçeğe düşmandır. Ki hayata dair hergerçek, burjuvazinin halk düşmanı yüzünü gösterir.Burjuvazi işte bu yüzden gerçeğe düşmandır.

Sömürü ve zulüm düzeninin kanlı ve kirli gerçeğiniörtbas edebilmek için her şeyi, bu kapsamda sanatı dakullanır. Burjuvazinin sanatı, bir tür kiralık katil gibigerçeği öldürmeye çalışır. Bunu en iyi yapan “sanatçılar”ödüllendirilir, önleri açılır.

Burjuvazi için, “en iyi sanat”, gerçeği en çok öldürensanattır. İşte bu yüzden, Hollywood filmleri zombiler,vampirler, uzaylılar, konuşan hayvanlarve arabalar, Terminatörler, KarayıpKorsanları, büyücüler ve pornografiyledoludur. Amacı, bu tür zırvalarlagerçeğin üzerini örtmektir.

Devrimci sanat ise gerçeğin dilegeldiği, kendisini gösterdiği vebunu yaşarken, bur-juvazinin yapan veyaptıklarını ezip ge-çen gerçekçi sanat-tır.

Devrimci sanatımız,gerçeğin estetik biçim-lerde dile getirilmesiylesınırlamaz kendisini. Bu-nunla birlikte, olması ge-rekeni de gösterir. Halkın has-retlerini, gelecek özlemini vebu özlemleri uğruna verdiği mü-cadeleyi de içerir. Bu yanıyla, dev-rimci sanat, sosyalist gerçekçi sa-nattır.

Devrimci sanatımızın ustalarındanBertolt Brecht, sanatımızın ölçüt noktalarını, hayli sadeve 10 madde halinde, şu şekilde özetlemiştir:

“…1)- Gerçekçi sanat, mücadeleci sanattır. Gerçek-liliğe ve derindirici güçlere ilişkin olarak, insanlığıngerçek çıkarlarıyla çelişen yanlış görüşlere olarak sağlarve yapıcı itkileri güçlendirir.

2)- Gerçekçi sanatçılar, somut duyumsal olanı, “dün-yasal” olanı, büyük anlamda tipik olanı (tarihsel anlamve önem taşıyanı) vurgularlar.

3)- Gerçekçi sanatçılar, gideni ve gelmekte olanıvurgularlar. Tüm eserlerinde tarihsel düşünürler.

4)- Gerçekçi sanatçılar, insanların ve insanlar arasıilişkilerin içindeki çelişkileri sergilerler ve bunlar hangikoşullar altında gelişiyorlarsa onları da gösterirler.

5)- Gerçekçi sanatçılar, insanlardaki ve ilişkilerdekideğişimlerle ilgilenirler, gerek sürekli ve gerekse bu

sürekliliğin vardığı sıçramalı de-ğişimlere eğilirler.

6)- Gerçekçi sanatçılar, fikirlerinmaddi gücünü sergilerler ve bunların

maddi temelini de sergilerler

7) - Sosyalist gerçekçi sa-natçılar, insancıdırlar, yani insan

dostudurlar ve insanlar arası iliş-kileri, sosyalist ilişkileri güçlen-

direcek tarzda sergilerler. Bu güç-lendirmeyi, toplumsal işleyişin pratik

olarak görülüp farkına varılmasınısağlayarak ve sosyalist ilişkilerin

sevk vermesini sağlayarak yaparlar.

8)- Sosyalist gerçekçi sanatçıların, yalnızca elealdıkları konulara değil, seslendikleri izleyici topluluğunada gerçekçi bir yaklaşımları vardır.

9)- Sosyalist gerçekçi sanatçılar, seslendikleri izleyicitopluluğunun kültür düzeyini ve sınıfsal niteliğini gö-zetirler ve sınıf mücadelelerinin durumunu da gözetir-ler.

10)- Sosyalist gerçekçi sanatçılar, gerçekliği, emekçi,halkın ve onun bağlaşığı olan sosyalizmden yana ay-dınların bakış açısından işlerler…”

(Müzik Üzerine Tartışmalar_Syf:95,96_Evrensel Ba-sım Yayın)

Devrimci sanat, Bertolt Brecht’in de vurguladığı bueksende, burjuvazinin yalan ve yaygarasına taarruzeder. Gerçeğin sesini yükseltip halka ulaştırır.

Devrimci sanat, gerçekliliği, halkın çıkarlarına vedevrimci bakış açısına göre işleyerek burjuvazinin yalankuşatmasını parçalar. İşte bu yüzden, burjuvazi, devrimcisanata düşmandır. Burjuvazinin düşmanlığını kazanmak,devrimci sanatçının görevi ve onurudur.

“Gerçekçi Sanat, Mücadeleci Sanattır”

12 Ekim2014

Yürüyüş

Sayı: 438

49KARŞI DİRENEN KÜRT HALKININ YANINDAYIZ!

Page 50: KOBANE’DE AMER İKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA …yuruyus.biz/pdf/pdf/438.pdf · Kobanê’de akan her damla kanın sorumlusu ABD ve i şbirlikçi AKP iktidarıd r

Yürüyüş

12 Ekim2014

Sayı: 438

KOBANE’DE AMERİKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA550

Şehitlerimizin mezarlarını sahipsizbırakmayacağız!

Vatanımızın bağımsızlığı, halk-larımızın özgürlüğü için toprağa dü-şenler unutulmaz. Onlar; dünümüz,bugünümüz, yarına dair umutlarımız,mücadelede kılavuzumuzdur. Ülke-mizin dört bir yanında umut fidanlarıolarak, yattıkları yerden örgütlemeyedevam ediyorlar. Cepheliler, bu bay-ramda da şehit yoldaşlarının mezarıbaşındaydı.

İSTANBULGazi: Halk Cephesi, bayramın 1.

gününde Gazi Mezarlığı’nı ziyaretetti. Dayı'nın mezarı başında tümdevrim şehitleri nezdinde 1 dakikalıksaygı duruşunun ardından bütün şe-hitlerimizin mezarları ziyaret ediliptemizlendi. Mezarlığa gelen Dev-Genç'lilerle beraber Hasan Ferit Ge-dik'in mezarı başında “Bize ÖlümYok” marşı söylendi.

Bahçelievler: Halk Cephesi ta-rafından, Arife günü Kocasinan Me-zarlığı’nda şehitlerin mezarları ziyaretedildi.

Bağcılar: Halk Cephesi, 3Ekim’de Radarlar mezarlığında Le-vent Doğan ve Güler Ceylan’ın me-zarlarını ziyaret etti. Kayabaşı Me-zarlığında ise Cemal Uçan ve AydınYıldırım’ın mezarları ziyaret edildi.

Sarıgazi: Kurban Bayramı vesi-lesiyle Halk Cepheliler, 6 Ekim günü

mezar ziyareti yaptı. Şehitlerin mezarıbaşında okunan metinden sonra birde şiir okundu. “Bize Ölüm Yok” ve“Bağcılar’da Üç Karanfil” marşlarısöylendikten sonra mezar ziyaretibitirildi.

TAYAD’lılar, 4 Ekim’de Kara-cahmet Mezarlığı'ndaki bağımsızlık,demokrasi ve sosyalizm mücadele-sinde şehit düşen kahramanların me-zarlarını ziyaret etti.

İZMİR: Kurban bayramı arife-sinde Örnekköy mezarlığında ErcanÖzçeken; Kaynaklar Mezarlı’ğındaMüjdat Yanat, Gökhan Özocak, ÜmitDoğan Gönül, Gürsel Akmaz; Pı-narbaşı mezarlığında Hamiyet Yıldız;Gaziemir mezarlığında Berrin Bıç-kılar’ın mezarları ziyaret edildi.

ANKARA: Halk Cepheliler, 4Ekim'de Karşıyaka ve Cebeci Me-zarlığında şehitlerin mezarlarını zi-yaret ettiler.

ANTEP: Halk Cepheliler ve Dev-Genç’liler 5 Ekim’de Ölüm Orucudirenişçisi ve feda şehidi Bekir Ba-turu’nun mezarını ziyaret etti. Anma,slogan ve türkülerle bitirildi.

DERSİM: Halk Cephesi ve TA-YAD Komite tarafından bayramın1. ve 2. gününde; Hasan Beyaz, Gül-seren Beyaz, Hüsniye Aydın, HaydarAydın, Cihan Taçyıldız, Adalet Yıl-

Açlığın, Sömürünün Olmadığı Bir Ülkede BayramKutlayabilmek İçin Halkın Umudunu Büyütüyoruz!

İzmir-Gökhan Özocak İstanbul-Karacaahmet

Adana

Bahçelievler-Kocasinan

İstanbul-Gazi

Page 51: KOBANE’DE AMER İKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA …yuruyus.biz/pdf/pdf/438.pdf · Kobanê’de akan her damla kanın sorumlusu ABD ve i şbirlikçi AKP iktidarıd r

12 Ekim2014

Yürüyüş

Sayı: 438

551KARŞI DİRENEN KÜRT HALKININ YANINDAYIZ!

dırım, Fatma Ersoy, Devrim AslanGüler’in mezarlarına karanfiller ko-nuldu. Daha sonra Dersim merkezebağlı Kocakoç / Feran Mezrası’ndaVeli Güneş’in mezarı ziyaret edildi.

Ovacık’ta Halk Cepheliler bay-ramın ilk günü Cem Güler, FigenYalçınoğlu, Kenan Gürz, Zehra Öncü,Doğan Genç ve Cihan Gürz’ün me-zarlarını ziyaret ederek temizlediler.

KOCAELİ: Dev-Genç’liler 3Ekim günü, Komutan Hasan SelimGönen'in mezarını ziyaret etti. Dev-Genç’liler anma yapmak için mezaragittiğinde mezar taşının yine halkdüşmanları tarafından kırılmış oldu-ğunu gördü. Halk düşmanlarındanhesap sorulacağı söylendikten sonrayapılan 1 dakikalık saygı duruşununardından anma bitirildi.

ADANA: Bayram dolayısıyla Halk

Cepheliler, tutsak ve şehit ailelerini

ziyaret etti. Bayramın 4. günü Osmaniye

ve Düziçi'nde bulunan şehit mezarları

ve şehit aileleri ziyaret edildi. Hüseyin

Deniz, Ali Tarık Koçoğlu, Mehmet

Mart ve Halil Önder’in mezarı ziyaret

edilerek anma yapıldı.

İstanbulKuruçeşme Kültür Dernegi halkımızın geleneksel

kurban bayramını kutluyoruz. Açlıgın ve yoksullugunolmadı bayramları halkımızın örgütlü gücüyle kazanacagız.3 Ekim günü mahallenin girişine 1 adet bayram mesajı

pankartı asıldı.

Esenyurt Halk Cepheliler 3 Ekim'de Esenyurt Mey-danı’na Esenyurt Özgürlükler Derneği imzalı pankartla,birlik, beraberlik ve dayanışmayı simgeleyen halkınkurban bayramını kutladı.

1 Mayıs ve Kartal Halk Cephesi, halkımızın gelenekselbayramı olan kurban bayramını mahallelerinde astıklarıpankartlarla kutladılar. 1 Mayıs Mahallesi'nde bayramdaayrıca Dayı'nın mezarı başında anma gerçekleştirdi.

Devrimci İşçi Hareketi, 5 Ekim bayramın 2. günübir program düzenledi. Bayram kahvaltısının yapıldığıprograma 40 kişi katıldı.

BURSA Halk Cephesi, yayınladığı mesajda "BüyükAilemizin daha da büyüyüp halklarımıza hayatı bay-ramlaştıracağı inancıyla tüm halkımıza iyi bayramlar"diyerek halkın Kurban Bayramı'nı kutladı.

ANKARA Halk Cephesi; halklarımız için birlikolmayı, dayanışmayı ve yardımlaşmayı temsil edenKurban Bayramını kutlayan bir mesaj yayınladı.

Halkımızın Bayram Kutlama Mesajları!Dersim-Veli Güneş DİH Bayramlaşma

İstanbul-H.Hüseyin Boyraz

İstanbul-1 Mayıs

İstanbul-Kuruçeşme

Page 52: KOBANE’DE AMER İKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA …yuruyus.biz/pdf/pdf/438.pdf · Kobanê’de akan her damla kanın sorumlusu ABD ve i şbirlikçi AKP iktidarıd r

Pazar sabahı son ha-zırlıkların tamamlanarakkonser alanında yoğun birçalışma ile alanda yapıl-ması gereken hazırlıklartamamlandı. Stantlar ku-ruldu, görevlilere görevalanları ve görevleri an-latıldı. Bu süre içindeGrup Yorum da son pro-valarını aldıktan sonra saa-tin 15.00”a yaklaşmasıylabirlikte insanlar da yavaşyavaş alana dolmaya baş-ladılar.

Saat 16.00’da insanların alandayoğunlaşmasıyla birlikte program dabaşlayabilirdi artık. Programa HalkCephesi temsilcisinin gündeme vekonsere dair konuşmasıyla başladı.Konuşmada; Tüm devrim şehitlerin-den, Haziran Ayaklanması Şehitle-rinden, Suriye ve Filistin Halklarınındirenişlerinden bahsedildi ve HalkCephesi’nin misyonunun emperya-lizmin ve faşizmin olduğu koşullardaher türlü bedeli ödemek pahasınagerektiğinde birer Hasan Ferit Gedik,

birer Hasan Selim Gönen, Birer İb-rahim Çuhadar, birer Ayçe İdil Erk-men olarak mücadele geleneğinindevamcısı olunacağı vurgulanarakhalkımız saygıyla selamlandı.

Halk Cephesi temsilcisinin ko-nuşmasından sonra sahne artık GrupYorum’undu ve vakit direniş türkü-lerini hep beraber söyleyip omuzomuza halaya durma vaktiydi. Halkınduygularını coşturma sırası Yo-rum’daydı. Marşlarıyla türküleriylehalkı coşturan Grup Yorum’dan sonrasahneye bendir grubu Taj ve klam-

larıyla Dengbej ÖmerHuseyni kitleyi coşturdu.Tekrar sahneyi alan Yo-rum, yeni evlenen birgelin ve damada Cemotürküsünü armağan ettive son olarak Cephemarşı ve ona eşlik edenhavai fişek gösterisiylekonser bitirildi. Konserinbitirilmesinden sonra iseİdilcan Kültür Merke-zi’nin uyuşturucuya, fu-huşa, kumara ve yozlaş-

maya karşı düzenlediği “Hasan FeritGedik Futbol Turnuvası”nın ödül tö-reni yapıldı. Törende üçüncülük ku-pası Halkın Mimar ve Mühendisle-rine, ikincilik kupası Sokak Spor’abirincilik kupası ve birincilik ma-dalyaları da Şahintepe Yamadı Spor’aTAYAD’lı Aileleri temsilen MehmetYılmaz tarafından verildi.

Geçmişteki yapılan Yorum kon-serlerine katılan kitlelerden oldukçafarklı bir kitlenin gözlemlendiği kon-sere yaklaşık olarak 35 bin kişi ka-tıldı.

Ekmek Adalet ve Özgürlük İçinHalk Kültürünü

Yaşatıyor ve BüyütüyoruzYürüyüş

12 Ekim2014

Sayı: 438

KOBANE’DE AMERİKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA552

Page 53: KOBANE’DE AMER İKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA …yuruyus.biz/pdf/pdf/438.pdf · Kobanê’de akan her damla kanın sorumlusu ABD ve i şbirlikçi AKP iktidarıd r

İsviçre TAYAD Komite, 8 ay önce başlattığı“Hasta Tutsaklar Serbest Bırakılsın” imza kampan-yasını sonlandırdı. Toplanan 2160 imza, Birleşmiş Mil-letler (BM) İnsan Hakları Komisyonu'na verilirken, TA-YAD’lılar pankart, döviz ve afişlerle bina önünde eylemyaparak Türkiye'deki hasta tutsakların durumunu anlattı.

TAYAD'lılar; kendilerini dünyada insan haklarınıtemsil eden en üst kurum olarak niteleyen BM ve Ko-misyonları, insan haklarını gerçekten savunacaklarsa ha-

rekete geçmeleri ve hiç değilse kendi hukuklarına uymalarıçağrısı yaptı. TAYAD’lıların topladığı imzaların direk ola-rak sunulmasına tahammül edemeyerek randevuyu en-gellemeye çalışmasını ısrarıyla boşa çıkardı. Toplanan im-zalar; İşkence ve Kötü Muameleyi Önleme Komisyonu,Adalet ve Hukuk Komisyonu, Hasta Haklarını İzleme Ko-misyonu'na da verildi. Strasbourg’daki İnsan Hakları Di-vanı'na ise postayla gönderildi.

Yunanistan Devleti HukukTanımıyor!

3 Ekim 2014 günü, yıllardır Yunanistan’da ilticacıolarak yaşayan Mustafa Lafçı, Selanik’te çalıştığı simittezgâhından gözaltına alındı. Başlangıçta tezgâhın ya-sal işlemleri ile ilgili sorunlardan alındığı söylense deardından Triandria davasından yakalama kararı oldu-ğu açıklandı. Yunanistan devleti bu gözaltı ile fütur-suzluğunu açık şekilde göstermiştir. Yıllardır simit sa-tarak geçimini sağlamaya çalışan ilticacıyı dahi hiçbirdayanağı olmadan gözaltına alarak terör havası estir-mektedir. Baskılar, gözaltılar Yunanistan'da da dev-rimcileri sindiremeyecek!

Şehitlerimizi Dünyanın HiçbirYerinde Unutturmayacağız!5 Ekim Pazar günü, İngiltere AHKM’de şehitlerimiz

için yapılan anma töreni kısa bir konuşma ve saygı du-ruşuyla başladı. Saygı duruşundan sonra Halk Cephesi'ninuyuşturucu ve yozlaşmaya karşı yürüttüğü mücadelesi veHasan Ferit Gedik anlatıldı. Şehitlerimizin okunan öz-geçmişlerinden sonra Grup Yorum'un Engin Çeber içinyaptığı “Hakikat Savaşçısı” adlı şarkı dinletildi, Hasan Fe-rit Gedik’i anlatan videolar izlendi. Anma sırasında

“Devrim Şehitleri Ölümsüzdür, Hasan Ferit Gedik Ölüm-süzdür, Engin Çeber Ölümsüzdür, İsmet Güvenç Ölüm-süzdür, İsmail Doğan Ölümsüzdür” sloganları atıldı.

43 kişinin katıldığı anmadan sonra 9. Halk Toplantı-sı Yapıldı. Halk toplantı-sında bu hafta; taraftarlık,sempatizanlık nedir, gö-revleri nelerdir konusu iş-lendi. 12 Ekim'de gerçek-leşecek olan Grup Yorumkonser çalışmasına dair ko-nuşuldu.

Cengiz Gündoğ Anıldı!Devrimcilerin dostu, Cengiz Gündoğ, ölümü-

nün 1. Yılında Paris'te anıldı. Bundan bir yılönce geçirdiği iş kazası sonucu kaybettiğimizdostumuz Cengiz Gündoğ, Paris Melun bölgesindebulunan, Melun Alevi Kültür derneğinde düzen-lenen bir törenle anıldı. 500'ü aşkın kişinin katıl-dığı anma ve yemekte halk için mücadele edenlerin,devrimcilerin dostu olanların unutulmayacağı birkez daha görüldü.

Belçika’da Irkçılığa KarşıBiz Varız

Vottem Hapishanesi önünde her hafta yaptığımız eylemin 8.sibu hafta yapıldı. CRACPE’li 16 yıldır her hafta sürdürdüğü cu-martesi eylemine Anadolu Federasyonu da 8 haftadır katılıyor.Tutsak edildiği günden beri Türkiye’ye iade edilmeye çalışılanMüslüm GENLİK 2.5 aydır hapishanede, özgürlüğü için açlıkgrevi yapıyor. Vottem Hapishanesinin varlığı da uygulamaları daırkçıdır, derhal kapatılmalıdır.

Bayramlar BizimdeDeğerlerimizdir!

Almanya’nın Mannheimkentinde bayramlaşma etkinli-ği düzenlendi. Kolonya ve şe-ker ikramının ardından bay-ramlaşmanın önemi anlatıldı.Ortak yenilen yemeklerin ar-

dından, önceden belirlenen gündemler üzerine tek tek de-ğerlendirmeler yapıldı. Anadolu Federasyonu’nun baş-latmış olduğu "Irkçılığa Karşı Biz Varız" kampanyasınınduyurusu yapılırken ne gibi eylemler yapılacağına iliş-kin öneriler alındı. 2 saat süren bayramlaşma etkinliği-ne 65 kişi katıldı.

Av ru pa’daHasta Tutsaklar İçin Toplanılanİmzalar BM'ye Gönderildi!

12 Ekim2014

Yürüyüş

Sayı: 438

53KARŞI DİRENEN KÜRT HALKININ YANINDAYIZ!

Page 54: KOBANE’DE AMER İKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA …yuruyus.biz/pdf/pdf/438.pdf · Kobanê’de akan her damla kanın sorumlusu ABD ve i şbirlikçi AKP iktidarıd r

Tecrit Sürdükçe F TipiFilmi Göstereceğiz

Atina’da 2 ve 5 Ekim tarihleri arasında ya-pılan 4 günlük SYRIZA (Radikal sol birlik)festivalinin ikinci gününde F Tipi Film'in gösterimi ger-çekleştirildi. Yaklaşık 30 kişinin seyrettiği Yunanca alt ya-zılı film, izleyicilere hücre tipi hapishane gerçeğini bir kezdaha yaşatmış oldu.

İlk iki günde Yunanistan’daki baskıları ve Türkiyelipolitik tutsaklarla dayanışma çağrısını içeren yaklaşık 4bin bildiri dağıtıldı.

Asimilasyona KarşıAlternatif Sıcak

Bir Ev “DAYEV”Dortmun'da, 3 Ekim günü DAYEV'in açılış etkinliği

yapıldı. İlk olarak derneğin açılışı için emek harcamış olanDortmund Halk Komitesi ve tek tek insanlara teşekkür edil-di. Dernekle ilgili konuşmalarda “Gelin birlik olalım. Ge-lin paylaşma ve dayanışmaya yeniden hayat verelim. Unut-mayalım gücümüz birliğimizdir” denildi.

Dortmund Halk Komitesi adına derneğin amacına iliş-kin bilgiler verilirken, yapılacaklar sıralandı. DayanışmaEvi'nde Bağlama, Keman, Halk Dansları, Halk Korosu,Çocuk Korosu, Tiyatro, Matematik, Fizik ve İngilizce kurs-ları Avukat eşliğinde bilgilendirme çalışmaları yapılacak.Açılışta yerini Dortmund Halk Korosu aldı. Türküler hepbirlikte söylendi. Yine devrimcilerin dostu Zülfikar hemkendi yazdığı şiirler hem de şairlerden şiirlerle kısa bir din-leti sundu. Köln Sanat Atölyesi Müzik Grubu da şarkı vetürküleriyle programda yerlerini aldılar. Ardından birliktehazırlanan yemekler yine hep birlikte yenildi. Kurs kayıtlarıyapıldı. Açılışa 150 kişi katıldı.

DAYEV'İN ADRESİ: UHLANDSTR. 54

HAFEN DORTMUND

İLETİŞİM: 023179905813

[email protected]

Umudun TürküleriniHep Birlikte Söyleyelim!

Avusturya'nın Linz Şehrinde yapılacak olan "Umu-dun Türküleri Konseri" çalışmaları başladı.

Viyana, Neunkirchen, Ternitz, Wiener Neustadt, Mat-tersbrurg, Graz, Leoben, Linz, Wels, Salzbrug, St.Pöl-ten, İnnsbruck, Vörgl, Bregenz şehirlerinde de konserçalışmaları devam ediyor.

Halk Toplantıları Örgütlülüğümüzü

GüçlendiriyorLondra’da, 28 Ekim günü, halk

toplantısının 8.si yapıldı. Halk toplan-tısında, Grup Yorum konseri çalışmalarıhakkında bilgi verildi. Yürüyüş dergi-sinin son 5 sayısındaki öğretmenimiz kö-şeleri ve 430.sayıdaki Devrimci Okul'un"Komiteler ve Meclisler" yazısı okundu.

Irkçılık, mültecilik ve yozlaşma ko-nularının da dile getirildiği toplantı, so-runlarımızın çözümünün örgütlenme vekomiteleşmede olduğu vurgulanarak bitirildi.

Toplantıya katılan 19 kişiye, satmaları için konser bi-leti verildi ve 10 komite daha oluşturuldu.

Gerçeğin Sesi'ni Halka Ulaştıranlar

SiyonistleriTeşhir Etti!Haftalık Yürüyüş Dergisi standı halk-

lara gerçekleri ulaştırmaya devam ediyor.29 Eylül günü Yürüyüş standının yakı-nında gerici dinciler de vardı. Irkçı papazkürsüye çıkıp, İsa’yı kullanarak halkla-rın katili İsrail ve ABD katliamlarını meş-rulaştıran, tüm sosyalistlere ve müslü-

manlara yönelik ırkçı, hakaret içeren, aşağılayıcı ko-nuşmalar yaptı. Halkların inançlarını kullanarak “ka-der”dir deyip katliamları meşrulaştıran ırkçı İsrail mis-yoneri papaz, Yürüyüş okurları tarafından sloganlar atı-larak, İngilizce konuşmalar yapılarak çevrede birikenhalklara teşhir edildi. Stant boyunca 4 Yürüyüş dergisive 12 Ekim'de yapılacak Grup Yorum Londra Konseri-nin el ilanları dağıtıldı.

Gerekli Bilgi Güçtür!İsviçre'nin Basel şehrinde bulunan Boran Kültür Mer-

kezi'nde “Çocukları Kazalara Karşı Koruma” toplantısı ya-pıldı. Türkçe dilinde yapılan toplantıya katılım yoğundu.Uzman eşliğinde ve görsel ve teorik olarak kazalar ve ka-zalardan korunma konusu anlatıldı.

"Irkçılığa Karşı Biz Varız"Kampanyası Başladı!

Anadolu Federasyonu, 4 Ekim Cumartesi günü, KölnKeupstrasse´de "Irkçılığa Karşı Biz Varız" kampanyasıylailgili olarak eylem yaptı. Eylemin yapıldığı Keup Caddesi,Türkiyeliler'in yoğun olarak bulunduğu, Küçük İstanbuldiye anılan bir semt. Faşist NSU çetesi, Alman Devleti'nindesteğiyle bu sokakta da bombalı eylem yapmıştı. Sürekliırkçı tehdit altında bulunan caddede yapılan ve 20 kişi-nin katıldığı eylemde, Almanca ve Türkçe ırkçılığa ve fa-şizme karşı omuz omuza ve uluslararası dayanışma slo-ganları atıldı.

Yürüyüş

12 Ekim2014

Sayı: 438

KOBANE’DE AMERİKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA54

Page 55: KOBANE’DE AMER İKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA …yuruyus.biz/pdf/pdf/438.pdf · Kobanê’de akan her damla kanın sorumlusu ABD ve i şbirlikçi AKP iktidarıd r

Bizler, yani Türkiye’den Avru-pa’ya göç etmiş olanlar. Daha doğru-su bizim dedelerimiz, babalarımız,analarımız farklı farklı nedenlerden do-layı buraya göç etmiş olanlar, gurbetelde bir sürü zorlukları aşmaya çalı-şıyorlar. Gerçekten aşabiliyorlar mı?Yoksa sadece karın tokluğuna çalışmakuğruna, bütün Avrupa’da günlük ha-yatımızda yaşanan aşağılayıcı, eme-ğimizi hiçe sayan ırkçı yaklaşımlarıgörmemezlikten mi geliyor veya sineyemi çekiyorlar? Yarım yüzyıl kadarbiz Avrupa topraklarında yaşıyoruz veyaşamaya devam edeceğiz. Avrupa’dayabancı olduğumuzdan dolayı bizecanları istedikleri gibi davranamazlar.Örneğin, gençlerimiz okullarda birsürü sorunlar yaşıyor. Size Almanokullarında yaşanan gerçek bir hika-yeyi anlatmak istiyoruz. Yaşanan ola-yı okuduktan sonra kesin siz de başı-nızı sallayacaksınız. Anlatılanları yakendiniz de okul hayatınızda yaşa-mışsınızdır, ya da başka birinin anla-tımlarından biliyorsunuzdur. Bilgi gü-zel birşey tabi ki. Bilmek yetmiyor. Bil-gimizi pratiğe dönüştürmemiz gere-kiyor. Yani biz, bu tür ırkçı yaklaşım-lara karşı ne yapıyoruz?

Hikayemize gelince: Olay, Türki-ye’nin ortaokuluna denk gelen Al-manya’nın ‘Realschule’ denen oku-lunda yaşanmıştır.

Derslerden tarih dersi, konu 2.Paylaşım Savaşı. Almanlar tabi 2.Paylaşım Savaşı demiyor, derslerde 2.Dünya Savaşı şeklinde geçiyor. Tarihöğretmeni, her zamanki gibi, Alman-ların suçlu olmadığını belirtirken, “2.Dünya Savaşında biz dersimizi çı-karttık ve önümüze artık bakıyoruz”dedi. Koskoca savaşı bir ‘deliye’ malediyorlar ve kendilerince tarihi so-rumluluklarından kaçmaya çalışıyor-lar. Kendilerinin ne kadar çalışkan vedisplinli olduklarını sürekli dile geti-

rirler. 2. Paylaşım Savaşı sonrası buözellikleri sayesinde ülkelerini kal-kındırdıklarını söyledi öğretmen.

Bunları size anlatırken aslında Al-manya’da hakim olan bakış açısını,zihniyeti size aktarmak istiyoruz. Yu-karıda da belirttiğimiz gibi bizim ata-larımız: dedelerimiz, babalarımız, ana-larımız Türkiye’deki kötü yaşam ko-şullarından dolayı Almanya’ya, ya daAvrupa’nın başka bir ülkesine göç et-mişlerdir. Binbir türlü çileler ve zor-luklar yaşamışlar. Ki günümüzde de ar-tık Almanya’da doğup büyüyen genç-lerimize de aynısını yaşatılmak iste-niyor. Diyorlar ki: “Aynısını yaşa-mak istemiyorsan, kendi kültürünüüzerinden at ve asimile ol. Almangibi düşün ve yaşa... O zaman ne hor-lanırsın, ne aşağılanırsın.” Ama asılolarak yabancılara okullarda uygula-dıkları politikayı size anlatmak için hi-kayemize dönersek... ki gerçek, ya-şanmış bir olay olduğunu hatırlatalım...

Kendilerini öven, suçlu olarak gör-meyen, Alman tarih öğretmeni birTürk gence şunları çok rahat söyle-yebiliyor...

Alman öğretmen: Sen büyüdü-ğünde ne olmak istersin?

Türk gencin cevabı: Bilmiyorum.Alman öğretmen: Bilmemen önem-

li değil zaten. Fazla düşünmene gerekyok. Senden olsa olsa iyi araba ta-mircisi olur. Başka bir şey yapma senzaten.

Evet, bu diyalog, Almanya’da birortaokulda Alman tarih öğretmeni ileTürk öğrenci arasında, derste geçiyor...

Sanırım aklınızdan geçen ilk sorugenç neden karşılık vermedi. Evet,genç bir şey demedi. O birçok Türki-yeli gençlerimiz gibi susmayı tercihetti. Anlatılanlar 90’lı yılların sonun-da yaşanıyor. O genç tıpki dedeleri, ba-baları, anaları gibi susmayı seçti. Yap-tığı şey bilinçli değildi. Aslında orada

kendisine ırkçılık yapıldığının hiç far-kında değildi. Çünkü daha önce başı-na buna benzer bir şey gelmemişti. Asılolarak ırkçılığın ne olduğunu bilmi-yordu. Ne öğrenmişti ne de farkına var-mıştı. İşte böyle, daha çocuk yaşla-rında, anaokullardan başlayarak ta kiüniversite hayatına kadar, bütün eği-tim boyunca Türkiyeli çocuklarımız,gençlerimiz böylesi ırkçılığa maruz ka-lıyor. Ki bunlar bilinçli uygulananpolitikalar. Almanya’da doğup büyü-yen gençlerimize çok genç yaştan iti-baren alıştıra alıştıra ‘bir hiç oldukla-rı’ kafalarına yerleştiriliyor. Bu dagençlerimizin kendilerini küçük gör-mesine ve aşağılık kompleksiyle dol-masına neden oluyor.

Böylesi küçük yaşanmış anılar as-lında hiç de küçük sayılmacak büyüksorunlar doğuruyor. Gençlerimizinkendi dillerini, vatanlarını, kültürleri-ni, örf ve adetlerini unutmasına yol açı-yor. Kendi özünü unutan yeni nesilleryetişiyor Avrupa’da. Buna izin ver-memeliyiz. Dedelerimizin, babaları-mızın, analarımızın da aşağılanması-na izin vermemeliyiz. Kendi dillimi-ze, kültürümüze, vatanımıza sahip çı-kacağız. Geleceğimize asimile olma-dan sahip çıkacağız. Bunun için hepbirlikte mücadele edelim. AnadoluGençlik saflarında buluşalım.

Yüreğimiz Anadolu’da Atıyor

Gençliğimizin Yozlaşmasınaİzin Vermeyeceğiz!

12 Ekim2014

Yürüyüş

Sayı: 438

555KARŞI DİRENEN KÜRT HALKININ YANINDAYIZ!

Page 56: KOBANE’DE AMER İKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA …yuruyus.biz/pdf/pdf/438.pdf · Kobanê’de akan her damla kanın sorumlusu ABD ve i şbirlikçi AKP iktidarıd r

19 Ekim - 25 Ekim

“Yaptığın işten zevk al, işte o zaman yapacağız devrimi!”Ahmet Öztürk

Yunus GÜZEL:

1969 Antakya Harbiye doğumlu olanYunus, lise yıllarında devrimcilere sem-pati duymaya başladı. 1987’de Diyar-bakır Dicle Üniversitesi öğrencisiykendevrimci tercihini netleştirerek, örgütlümücadeleye katıldı. Diyarbakır Komi-tesi’nde yer aldı. Sonraki yıllarda Hatay

ve Adana’da sorumluluklar üstlendi, milis çalışmalarıyürüttü. Son olarak, İstanbul’da yeraldığı silahlı birliğinkomutanıydı. 23 Ekim 2001’de İstanbul Emniyet Mü-dürlüğü’nde işkencede katledilerek, “Hücrede intiharetti” diye açıklandı.

Yunus GüzelYüksel BABACAN:

Yüksel Babacan, 1963 Erzincan Re-fahiye doğumlu. 1979'un Mayıs'ındayaralı olarak tutsak düştü ve sekiz aytutsak kaldı. Devrimci Sol'la ilişki kur-ması da bu döneme rastlar. Tahliye ol-duktan 3-4 ay sonra tekrar tutsak düştüve 5 yıl ceza aldı. Metris, Davutpaşa,

Selimiye hapishanelerinde kaldı. 1982 yılında hapis-haneden çıktıktan sonra 1986'ya kadar hareketle ilişkisağlayamadı. 1986'da yurtdışına çıktı. Hemen hareketibuldu. Bir an önce ülkeye geri dönüp savaşma isteğiylekendini sundu ve tam bir görev adamı olarak küçükbüyük demeden verilen her görevi yerine getirdi.Yüksel bir süre sonra ülkeye gitmek, mücadeleyesavaşçı olarak katılmak için bekliyordu. 20 Ekim1994’de Fransa’da bir halk düşmanının açtığı ateşsonucu katledildi.

Yüksel BabacanTülin Aydın BAKIR:

1963, Kars Sarıkamış doğumlu olanTülin, YTÜ öğrencisiyken, 1983’de mü-cadele saflarında yerini aldı. EME-KAD’da, DEMKAD’da kadınların ör-gütlenmesinde, EMO bünyesinde, mimarve mühendislerin devrimci mücadele-sinde yer aldı. 24 Ekim 1999’da kanserhastalığı onu aramızdan aldı.

Tülin Aydın Bakır

Gazi ARICI,

Selhan TOP:

20 Ekim 2003’te Çorum’un İskilipİlçesi’ne bağlı Ferhatlı Köyü yakınla-rında, devrimcilerle jandarma birlikleriarasında çıkan çatışmada şehit düştüler.1980 Çorum Ferhatlı köyü doğumluolan Gazi, Ankara’da liselilerin ve Ma-mak gecekondu halkının mücadelesiiçinde yer aldı. Son görevi, kır gerillabirliklerinde bir savaşçı olarak, halkınadaletinin uygulanması idi. Şehit düş-tüğünde grup komutanıydı. 1977 Çorumdoğumlu olan Selhan, oto elektrikçisiydi.Çorum’da mücadelenin her alanındayer aldı. İşkenceler ve tutsaklıklar yaşadı.

Mücadelesini gerilla olarak sürdürmek istedi. Şehitdüştüğünde , memleketinin dağılarındaki birliklerdebir halk kurtuluş savaşçısı idi.

Gazi Arıcı

Selhan Top

Kamer GÜNEŞ:

Dersim-Hozat doğumlu, Alevi, Kürtmilliyetinden bir devrimciydi Kamer.1991’de milis örgütlenmesi içinde yeraldı. 1994’te tutsak düştü. 1995’te öz-gürlüğüne kavuşup milis örgütlenmesifaaliyetini sürdürürken kontrgerilla ta-rafından 24 Ekim 1996’da kaçırılıp kat-ledildi.

Kamer Güneş

KAYBEDİLDİ

Düzgün TEKİN:

DİSK, Tekstil Sendikası 2 Nolu şubedelegesi, devrimci bir işçiydi. 21 Ekim1995’te evinden işyerine gitmek üzereçıktı ve sivil polisler tarafından kaçırı-larak kaybedildi. O günden itibaren birdaha kendisinden haber alınamadı.

Düzgün Tekin

Selhan Top’a ... Hey gidi Selhan hey, Demek sen de çıktın dağlara,Sen de halkın için kurşun sıktın zalimeİhanetin bini bir para ederken, Onlara asıl devrimciliği öğrettin.Değmez hiçbir şeye diyenlere,Bir lokmaya onurunu satanlara, Yılgınlara, icazetçilere,Düşmandan af dileyenlere,En güzel cevabı verdin.Söz veriyoruz sana SelhanSözümüz sözBize bıraktığın bu değerleri sonunakadarSonsuza kadar, sonuncumuza kadar Yaşatacağız!

Page 57: KOBANE’DE AMER İKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA …yuruyus.biz/pdf/pdf/438.pdf · Kobanê’de akan her damla kanın sorumlusu ABD ve i şbirlikçi AKP iktidarıd r

Onu ilk tanıdığımda Çukurova Üniversitesi MersinMeslek Yüksek Okulu öğrencisiydi. Önceliklecana yakınlığı ve samimiliği etkilemiştibeni. Okulda pek çok şeyden rahatsızoluşumuz yan yana getirmişti bizi.Israrla kendimizi eğitmeye çalı-şıyor, hemen hemen okulda ilkkez yapılacak eylemliliklerehazırlıyorduk kendimizi.Zeynep, Antep’li yoksul birailenin kızıydı. Ailesiylesürekli ilgilenir, özellikleannesine mücadelemizianlatır, yaşadığımız he-men hemen her şeyionunla paylaşırdı.

TÖDEF'li olmanıngetirdiği sorumluluklaokulda olumsuz gidenher şeye müdahale et-meye başladık. İdarebizi yıldırmaya çalı-şıyordu. Zeynep geriadım atmadı. Hep ile-risini düşündü, dahabüyük görevleri he-defledi.

Yorum'un türküleriniçok severdi. Yorum’unkonserinde birlikte ilk kezdinlediğimiz 'Mısri Kız’ıdilinden hiç düşürmezdi.Şiir okumayı ve özellikle şiiryazmayı çok seviyordu. Ada-na’da ve Mersin’de yapılan tümmitinglerde, gösterilerde birlikteadımladık caddeleri. Evinde de bazısorunlar yaşıyordu aynı dönem. "Netbir karar vereceğim, o zaman görün beni"demişti. Kendini geliştirmeye büyük özen gös-teriyordu. "Haklıyız Kazanacağız"dan çeşitli bölümleriçalışıyorduk o dönem. Sınırlı sayıda cildimiz olduğuiçin Zeynep’e evine götürmesi için kitap verememiştik.Çok sinirlenmişti. "Kitabı okuyup sizi geride bırakmamdan

korkuyorsunuz" demişti. O günü hiç unutmuyorum.Kararlılığını net bir şekilde ilk kez o gün görmüştüm

gözlerinde. Sonra 16-17 Nisan Direnişi’ni izledik tel-evizyonda. İlkin gözlerimiz dolmuştu. Ama Sabo'nun,Eda’nın çağrısına yanıt vermek için vakit kaybedemezdik.Okulu direnişe layık bir şekilde donatmalıydık. Halkdüşmanlarına karşı cevabımız net olmalıydı. Bir günsonra okulu "Devrimci Sol Savaşçıları Ölümsüzdür -DEV-GENÇ", "Haklıyız Kazanacağız - DEV-GENÇ"yazıları süslüyordu. Marşlarımızla, sloganlarımızla "Bay-rağımız Ülkenin Dört Bir Yanında Dalgalanacak" diyen

önder yoldaşlarımıza bir soluk da Mersin'denkatmıştık. Gösterinin her aşamasında Zey-

nep'in büyük emeği vardı. Artık Zey-nep vereceği kararı vermişti. O

yaz ayrıldım Mersin'den. Gi-derken fotoğrafımı istedi ben-

den. "Ya sen ya ben. Belkide ikimiz. Biliyorsun sa-

vaşta bazen sağ kalın-maz" diye başladığı ko-nuşmasını hiçbir soruişaretine yer bırak-mayacak şekilde ta-mamlamıştı: "Benhazırım."

O günden sonragörüşemedik Zey-nep'le. '92'nin son-larına doğru birkart aldım ondan.Kartın ön yüzün-de CHE vardı.Arka yüzünde sı-cacık bir ifadeylesavaşta kararlı ol-duğunu yazmıştıZeynep. Sonra ölü-

münü duydum Zey-ne’'in... Çukurova’nın

köylerinin, mahallele-rinin çok iyi tanıdığı

Ahmet ile birlikte HalkKurtuluş Savaşçısı olarakşehit oldu Zeynep.

Çukurova özgürlüğü Zey-nep’le, Ahmet’le, Tarık’la, Mus-

tafa’yla, Bedii’yle öğreniyor, Mer-sin’in Demirtaş’ının, Akbelen’inin,

Çay-Çilek Mahallesi’nin gençleri onlarınbıraktığı mirası sahiplenip daha ileriye götürmenin

onurunu taşıyordu. Zeynep, diğer kadın yoldaşları gibi,Esma, Güner, Özlem, Gülnaz ve Sibel gibi özgür kadınolarak yolumuzu aydınlatıyor.

Anıları MirasımızBir YoldaşınınAnlatımından:

Zeynep Gültekin:“Ben Hazırım”

Page 58: KOBANE’DE AMER İKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA …yuruyus.biz/pdf/pdf/438.pdf · Kobanê’de akan her damla kanın sorumlusu ABD ve i şbirlikçi AKP iktidarıd r

Yürüyüş

12 Ekim2014

Sayı: 438

558

Düzen bugün milyonlarcamızı kendiçarkları içerisinde öğütmeye çalışmakta,halkın tüm kesimlerine "daha çok kar"edebilmek için zulüm politikası uygu-lamaktadır. Bu zulümden en çok etki-lenen kesimlerden biri de engellilerdir.

Kapitalizm için ancak sömürebildiğive üzerinden kar edebildiklerinin birdeğeri olur. Engelli halkımız da kapi-talizm için "değersiz"dir.

Türkiye İstatistik Kurumu verilerinegöre Türkiye'de kesin olmamakla bir-likte yaklaşık 9 milyon engelli insanı-mız yaşıyor. Düzen için engelliler okadar değersizdir ki engellilerin sayı-sıyla ilgili son yıllarda yapılmış ciddibir araştırma yoktur, birçoğu kayıt al-tında olmadığı için sayıları bile bellideğildir. Engellilerin tek hatırlandıklarızamanlar da 10-16 Mayıs SakatlarHaftası ve 3 Aralık Engelliler Günü'dür.Bugünlerde engelliler hatırlandığında

sözler verilir, engellilerüzerinden reklamlar

yapılır ve bir son-raki yıla kadarunutulan-unut-turulan tüm busözler hiç ger-çekleşmediğihalde yalnız-ca, bir avuçsömürücüa s a l a ğ ı nkendi rek-lamlar ın ıyapmasınayarar.

Engelli-lere böylebakan asa-laklar için de

e n g e l l i l e r ,"sosyal so-

rumluluk pro-jesi" adı altında

vicdanlarını rahat-lattıkları; yamuk yu-

muk sarı engelli yollarıyla onların tümsorunlarını çözebileceklerini sandıkları;hayatın içine girmelerini, sosyalleş-melerini engellemek için ellerindengeleni yaptıkları, çünkü görmeye da-yanamadıkları insanlardır.

Durum böyleyken, Türkiye'de en-gelliler için eğitim; onların bireysel ça-balarına, sağlık vb. sorunlar ise yalnızcamaddi güçlerine kalmıştır. Engellilerinsorunları esas olarak bireysel çabalarla,parayla vb. değil hayatın içine katılma-larıyla çözülebilir. Üretimin dışında,evlere hapsedilmiş değil üretim sürecive toplumsal yaşama katılabilen; eko-nomik, demokratik, sosyal haklarınıelde edebilmiş insanlar oldukları noktadasorunlar çözülecektir.

Bu düzende engellilerin sosyal ha-yata katılmaları ancak "zengin" olma-larıyla mümkün. Her şeyin halk için,halkın elinde olduğu bir düzendeyseengelliler de halkın tüm kesimi gibitüm ekonomik, demokratik, sosyalhaklardan yararlanabilir. Örneğin, Sov-yetler Birliği Anayasası'nın 120. mad-desi şöyledir: "SSCB yurttaşları, yaş-lılıklarında, hastalık ve çalışma gü-cünün kaybı durumunda bakım hak-kına sahiptir. Bu hak, işçi ve memur-ların sosyal sigortasının devlet tara-fından ödenmesi, emekçiler için üc-retsiz sağlık hizmeti ve emekçi halkınkullanabileceği geniş bir sağlık bakımevlerinin bulunması ile güvence altınaalınmıştır."

Yine Halk Cephesi’nin çıkardığıHalk Anayasası Taslağı’nın ilgili mad-desinde de sağlık hakkıyla ilgili olarakşöyle denilmiştir; “Herkes doğuştanbaşlayarak sağlıklı ve güvenlikli biryaşam hakkına sahiptir. Devlet buamaçla insan sağlığını her şeyin üze-rinde tutarak her türden sağlık hiz-metlerini ücretsiz karşılar. (…) Tümsağlık hizmetleri ticaret aracı olmaktançıkartılır. Koruyucu sağlık hizmetlerininyaygınlaştırılması, ilaç sanayinin em-

peryalist tekellerin denetiminden kur-tarılması, tıp eğitiminin halkımızın veülkemizin koşullarına göre yeniden bi-çimlendirilmesi, işyeri hekimliğinin ku-rumlaştırılması, tüm emekçi semtlerinesağlık kurumları götürülmesi sağlıkpolitikasının öncelikli hedefleridir.”

Hal böyleyken, emperyalizmin tümzulmü ortadayken biz Halkın MühendisMimarları da engelli halkımızın so-runlarına bir çözüm bulabilmeliyiz di-yerek "Ferhat Gerçek Yürüteci"ni üret-tik. Yeniye dair olanı, mühendisliğin-mimarlığın dönüştürücü etkisiyle ortayakoyan projelerimizden sadece bir ta-nesidir Ferhat Gerçek Yürüteci. FerhatGerçek, 7 Ekim 2007’de Yenibosna’daYürüyüş Dergisini halkımıza ulaştı-rırken polis tarafından sırtından vuru-larak felç edilmişti. Ferhat, vuruldu-ğunda 17 yaşındaydı.

Ferhat'ın rahatsızlığına tıbbi bir çö-züm bulunamadığı noktada önce Fer-hat'ı sonra aynı durumdaki binlerceinsanımızı ayağa kaldırabilecek olanFerhat Gerçek Yürüteci’ni ürettik.

Kara dayalı olan kapitalist düzeninengellilere "çözüm" olarak sunduğubenzer özelliklerdeki yürüteçler 30 ila100 bin lira arasında değişirken, "düzenfelç ederse biz yoldaşımızı ayağakaldırırız" diyerek, yaklaşık 5 binlira maliyetle binlerce insanımızı ya-şamın içine katacak olan yürütecimiziyaptık. Engellilerin birçok fiziki vepsikolojik sorununa çözüm olabilecekolan Ferhat Gerçek Yürüteci'ni bugünçok daha fazla insanımız için üretmekhedefindeyiz.

Bilgi birikimimizi halkın yararınakullanabilmenin tek yolu halkın içindeolmak ve halkla birlikte çalışmaktır.Halkın sorunlarına pratik çözümlerüretmeden bilgi birikimimizin bize birkatkısı yoktur. Tüm meslektaşlarımızıve halkımızı beraberce hayatı ve yeniyiörgütlemeye, sorunlara çözüm bulmayaçağırıyoruz.

Ferhat Gerçek Yürüteci’ni çok daha fazlainsanımız için üretme hedefindeyiz!

Bilgi ve BirikimimiziHalkımızın Hizmetine Sunuyoruz!

Page 59: KOBANE’DE AMER İKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA …yuruyus.biz/pdf/pdf/438.pdf · Kobanê’de akan her damla kanın sorumlusu ABD ve i şbirlikçi AKP iktidarıd r

ÖÖğretmenimizğretmenimiz

HALKLARI KURTULUŞA

GÖTÜRECEK OLAN,

BU DÜZENİN KÖKTEN

DEĞİŞTİRİLMESİNİN

HEDEFLENMESİDİR.

EMPERYALİST SİSTEME KARŞI

SAVAŞMAYAN,

EMPERYALİST SÖMÜRÜYÜ REDDETMEYEN

HİÇBİR HALK ÖZGÜR OLAMAZ.

ÖZGÜRLÜK, EMPERYALİST SÖMÜRÜ

ALANININ DIŞINDADIR.

KAPİTALİST SİSTEMİN

KÖKTEN YOK EDİLMESİNDEDİR.

KURTULUŞ SOSYALİZMDEDİR.

Page 60: KOBANE’DE AMER İKAN BESLEMESİ IŞİD’İN KATLİAMLARINA …yuruyus.biz/pdf/pdf/438.pdf · Kobanê’de akan her damla kanın sorumlusu ABD ve i şbirlikçi AKP iktidarıd r

info

@yu

ruyu

s.com

ww

w.y

uru

yu

s.c

om

Çetelerin, Halkımızı Sindirmesine İzin Vermeyeceğiz!

Ne AKP’nin Mahkemeleri Ne de Polisi! Çeteleri Hiçbir Güç Koruyamayacak! Halkımız! Çetelere Karşı Mücadelede

Cephe’nin Yanında Yer Alın!

VURA ÖLE ÇETELERİNKÖKÜNÜ KAZIYACAĞIZ!

Uyuşturucu Çeteleri Gülsuyu’ndaİsmail Doğan’ı Katletti!