kolektif'in sesi 1. sayı

4
Üniversitelilerin umudu ektiği günleri yaşıyoruz. Üniversitelerde direniş kelimesini duymadığımız bir gün geçmiyor. Hep bir kulak ODTÜ’de diğeri Taksim’de. Tay- yip’in de öyle eminiz. Haziran’dan beri geceleri uykusu kaçmayan, yı- kım projelerini imzalarken eli titre- meyen, sokağa yalnız çıkabilen tek bir AKP’li olmadığından da eminiz. Korkuları kendi güçlerinden kat be kat fazla olacak ki dillerinden düş- müyor Gezi anıları. Ve tekrar uyku- ları kaçmaya başladı ODTÜ’yle. Üniversiteliler yine ODTÜ'de yine tarihi yazmak için gün biriktiriyor. Yakın zamanda kimsenin hayali- ni bile kuramadığı bir ayağa kalkış yaşandı Gezi Parkı’nda. Yarattığı güç o kadar çok şeyi değiştirdi ki tüm ülkede gündelik ezberler yerle bir olurken yeni bir hayat düşünce- si filizlenmeye başladı. Her şeyi is- tediği gibi yapabileceğini sanan, ‘’Biz yaptık olacak’’ demekten hiç utanmayan, tüm bunları dayatır- ken bir de demokrasiyi ağzından düşürmeyen, hayatın sandıktan ibaret olduğunu tekrarlayıp duran kibirli, saygısız, karanlık AKP ikti- darı hiç olmadığı kadar zayıf du- rumda. Zayıflığı ne aldığı oydan, ne onu destekleyen güçlerin hoş- nutsuzluğundan ne de kendi iç sı- kıntılarından. AKP zayıflıyor çün- kü karşısında artık yönetemeyece- ği, yönlendiremeyeceği, kalıba so- kamayacağı; gerçek, yıkıcı ve yara- tıcı bir sokak muhalefeti var. De- mokrasiyi, özgürlüğü, adaleti gös- teriş olsun diye değil, yaşamak için savunanlar var Tayyip’in karşısın- da. Bir ömür hiç baret kullanmadığı halde, evinde baretini, gaz maske- sini kapısının yanına istifleyenler var AKP’nin karşısında. Ve gençlik var hayatın tüm coşkusunu içinde barındıran. Gittiği her yerde yara- tan, barikatın en önünde direnen, onurlu bir gelecek için bugün bedel ödemekten geri durmayan, düşse de zoru yapmak için tekrar kalkan, Tayyip’le yaşlanmak istemeyen bir gençlik. Eylül’de üniversitelerin açılma- sıyla birlikte yeniden alevleneceği beklenen direniş irili ufaklı tepki eylemleriyle sürekliliğini korudu. Ancak Gezi sonrasına dair bir de- ğerlendirme yapmak gerekirse en önce AKP’nin adım atmaya korkar olduğunu vurgulamak gerek. Dev medya gücüne rağmen kendi gün- demini yaratmakta bile zorlanan AKP, direnişçilerin damarına basa- cak adımları atma konusunda iki kez düşünmekte. Öyle ki yıllardır bir türlü diz çöktüremediği üniver- sitelerde AKP’nin adı bile geçmi- yor. Eğer Gezi yaşanmamış olsaydı şimdiye dek geçen sürede, onlarca üniversitede soruşturmalar, gözal- tılar, polis-ÖGB-faşist-gerici saldırı- sı, bakan ziyareti, AKP şovuna dö- nen üniversite açılışları yaşanmış olabilirdi. Ancak ODTÜ dışındaki hiçbir üniversitede yukarıda geçen saldırılar yaşanmıyor. Geçen yıldan dersini alan AKP böylesi bir dö- nemde üniversiteye bulaşmanın neyle sonuçlanacağını iyi biliyor ol- sa gerek ki AKP’liler üniversitelere gidemiyor. YÖK’ün esamesi okun- muyor. Üniversiteye polisin girme- sini ise ağızlarına bile almıyorlar. Üniversiteliler ise Ali İsmail’i üni- versitelerde yaşatıyorlar. Dikilen fi- danlar, amfilere verilen adlar, du- varlardaki resimlerle üniversitenin direnişçisi Ali İsmail yaşatılıyor. Gezi direnişi, Eylül korkusu der- ken üniversiteliler sahneye çıkma- ya başladı. ODTÜ günlerdir AKP'nin rantına, polisine karşı yek- pare biçimde direniyor. AKP OD- TÜ'de güç kavgasına girişiyor ama Tayyip'in daha 10 ay önce nasıl kaç- tığını hatırlamıyor anlaşılan. 3 bin ağacı kesip yerine yol yapmaya kal- sesı ) ) Sayı 1 Kasım 2013 www.kolektifler.net facebook.com/kolektifler twitter.com/kolektifler 6 Kasım’da sokağa Üniversitenin kapısı AKP’ye kapalı Öğrenci Kolektifleri üni- versitenin bağımsız müca- dele örgütü olması ve doğru- dan, kararlı, kitlesel eylem- leri ile Gezi ruhunu üniversi- tede yaşatıyor Üniversitelerde YÖK’ün adı bile geçmiyor. Kam- püslere polisin girmesini ise ağızlarına bile almıyorlar. Üni- versiteler ise Ali İsmail’i üniver- sitelerde yaşa- takta kararlı ‘‘ ÖĞRENCİ KOLEKTİFLERİ’NDEN AKP’SİZ BİR HAFTA ÇAĞRISI

Upload: ueniversiteli-gazetesi

Post on 30-Mar-2016

230 views

Category:

Documents


7 download

DESCRIPTION

Öğrenci Kolektifleri'nin resmi yayını Kasım 2013 Sayı 1

TRANSCRIPT

Page 1: Kolektif'in sesi 1. Sayı

Üniversitelilerin umudu ektiğigünleri yaşıyoruz. Üniversitelerdedireniş kelimesini duymadığımızbir gün geçmiyor. Hep bir kulakODTÜ’de diğeri Taksim’de. Tay-yip’in de öyle eminiz. Haziran’danberi geceleri uykusu kaçmayan, yı-kım projelerini imzalarken eli titre-meyen, sokağa yalnız çıkabilen tekbir AKP’li olmadığından da eminiz.Korkuları kendi güçlerinden kat bekat fazla olacak ki dillerinden düş-müyor Gezi anıları. Ve tekrar uyku-ları kaçmaya başladı ODTÜ’yle.Üniversiteliler yine ODTÜ'de yinetarihi yazmak için gün biriktiriyor.

Yakın zamanda kimsenin hayali-ni bile kuramadığı bir ayağa kalkışyaşandı Gezi Parkı’nda. Yarattığıgüç o kadar çok şeyi değiştirdi kitüm ülkede gündelik ezberler yerlebir olurken yeni bir hayat düşünce-si filizlenmeye başladı. Her şeyi is-tediği gibi yapabileceğini sanan,‘’Biz yaptık olacak’’ demekten hiçutanmayan, tüm bunları dayatır-ken bir de demokrasiyi ağzından

düşürmeyen, hayatın sandıktanibaret olduğunu tekrarlayıp durankibirli, saygısız, karanlık AKP ikti-darı hiç olmadığı kadar zayıf du-rumda. Zayıflığı ne aldığı oydan,ne onu destekleyen güçlerin hoş-nutsuzluğundan ne de kendi iç sı-kıntılarından. AKP zayıflıyor çün-kü karşısında artık yönetemeyece-ği, yönlendiremeyeceği, kalıba so-kamayacağı; gerçek, yıkıcı ve yara-tıcı bir sokak muhalefeti var. De-mokrasiyi, özgürlüğü, adaleti gös-teriş olsun diye değil, yaşamak içinsavunanlar var Tayyip’in karşısın-da. Bir ömür hiç baret kullanmadığıhalde, evinde baretini, gaz maske-sini kapısının yanına istifleyenlervar AKP’nin karşısında. Ve gençlikvar hayatın tüm coşkusunu içindebarındıran. Gittiği her yerde yara-tan, barikatın en önünde direnen,onurlu bir gelecek için bugün bedelödemekten geri durmayan, düşsede zoru yapmak için tekrar kalkan,Tayyip’le yaşlanmak istemeyen birgençlik.

Eylül’de üniversitelerin açılma-sıyla birlikte yeniden alevleneceğibeklenen direniş irili ufaklı tepkieylemleriyle sürekliliğini korudu.Ancak Gezi sonrasına dair bir de-ğerlendirme yapmak gerekirse enönce AKP’nin adım atmaya korkarolduğunu vurgulamak gerek. Devmedya gücüne rağmen kendi gün-demini yaratmakta bile zorlananAKP, direnişçilerin damarına basa-

cak adımları atma konusunda ikikez düşünmekte. Öyle ki yıllardırbir türlü diz çöktüremediği üniver-sitelerde AKP’nin adı bile geçmi-yor. Eğer Gezi yaşanmamış olsaydışimdiye dek geçen sürede, onlarcaüniversitede soruşturmalar, gözal-

tılar, polis-ÖGB-faşist-gerici saldırı-sı, bakan ziyareti, AKP şovuna dö-nen üniversite açılışları yaşanmışolabilirdi. Ancak ODTÜ dışındakihiçbir üniversitede yukarıda geçensaldırılar yaşanmıyor. Geçen yıldandersini alan AKP böylesi bir dö-nemde üniversiteye bulaşmanınneyle sonuçlanacağını iyi biliyor ol-sa gerek ki AKP’liler üniversiteleregidemiyor. YÖK’ün esamesi okun-muyor. Üniversiteye polisin girme-sini ise ağızlarına bile almıyorlar.Üniversiteliler ise Ali İsmail’i üni-versitelerde yaşatıyorlar. Dikilen fi-danlar, amfilere verilen adlar, du-varlardaki resimlerle üniversitenindirenişçisi Ali İsmail yaşatılıyor.

Gezi direnişi, Eylül korkusu der-ken üniversiteliler sahneye çıkma-ya başladı. ODTÜ günlerdirAKP'nin rantına, polisine karşı yek-pare biçimde direniyor. AKP OD-TÜ'de güç kavgasına girişiyor amaTayyip'in daha 10 ay önce nasıl kaç-tığını hatırlamıyor anlaşılan. 3 binağacı kesip yerine yol yapmaya kal-

2006 yılında yayın hayatına başlayan ÜniversiteliGazetesi’nin 34 sayılık macerasında yeni bir sayfaaçıyor. Yenilenen içerik, mizanpaj ve haberleri ileüniversitenin ve ülke gündeminin nabzını tutmayadevam edeceğiz. Gezi İsyanı’nın ardından penguenmedyanın egemenlerle ilişkisini saklama şansı kal-madı. Elinde akıllı telefonu olan direnişçiler bilgivermek için seferber olurken, sosyal medya isyanınnabzını tuttu. Birkaç muhalif internet portalı, tv ka-nalı ve gazete de olmasa halkın iletişim hakkındansöz etmek mümkün olmayacaktı.

Bu güne kadar sponsorsuz, reklamsız olarak yo-luna devam eden Üniversiteli Gazetesi yayın ekibiolarak bizler de yalnız olmadığımızı biliyorduk.Üniversitenin aklına, kolektif emeğe, bizlerle bera-ber sokakları dolduran milyonlara güveniyoruz.Daha fazlasını istemek için bugünlerden daha iyi-

sini bulamazdık. Şimdi üniversitelilerin daha rahaterişebileceği, kültür sanattan, edebiyata, tarihten bi-lime, çeviriden medyaya, şiirden spora üniversite-nin bilgi birikimini sayfalarımızla buluşturmanıntam vakti olduğunu düşünüyoruz.

Yapabileceğin bir şey var

Bu gazete senin. Mizanpajından, içeriğine kadaryeni gazetemize beraber şekil verebiliriz. Yabancıbasından haber çevirebilir, çektiğiniz fotoğrafları,çizdiğiniz karikatürleri yollayabilir, görsel tasarı-mına katkı sağlayabilir, serbest kürsüde görüşleri-nizi binlerce üniversiteli ile paylaşabilirsin; fakül-tende, yurdunda Üniversiteli’nin temsilcisi olabi-lirsin. Biz şimdilik bu kadarını yazıyoruz en yakınzamanda Üniversiteli Gazetesi’nin ekiplerinde vetoplantılarında buluşmak üzere.

Bu sene dördüncüsünü düzenleyeceğimiz UluslararasıGençlik Filmleri Festivali hazırlıkları başladı.

Ülkemizde düzenlenen birçok festival arasından genç-liğin festivali olma iddiasıyla yola çıkan festivalimiz, seç-tiği filmler ve festival kapsamında gerçekleştirdiği etkin-liklerle ve söyleşilerle ülkenin dört bir yanında onbinlerceizleyiciye ulaşmış, onlarca genç yönetmenin kısa filmininise seyirciyle buluşmasını sağlamıştır.

Festivalimiz üniversiteliler tarafından sponsorsuz, üc-retsiz, ve gönüllülük esasıyla gerçekleştirilerek ortak birüretimin en güzel örneklerinden biri olmaya devam edi-yor. Her sene seçtiği temalarla ülke ve üniversite günde-mine söz söyleyen festivalimizin, bu sene ki teması ise ‘Di-reniş’.

Gezi direnişiyle dayanışmanın, mücadelenin, üretme-nin her seferinde farklı biçimleriyle karşılaştık. Sokaklar-da, duvarlarda, mutfakta, sosyal medyada ve birçok alan-da kendimizi, ne söylemek istediğimizi anlattık. Şimdi isesıra kameralarımızda. Direniş boyunca çektiğimiz kısafilmlerin, görüntülerin festival kapsamında gösterilmesiiçin festivalimiz genç yönetmenlerini arıyor.

Direnişteysen eğer penguenleri çekemediysen festivalonbinlerce izleyicisiyle beraber filmini bekliyor. Direnişboyunca beraber üretmeyi tekrar ve tekrar öğrenen bizler,alternatif bir festivalin temellerini yıllar önce atmıştık.Şimdi ise mücadeleye devam demek, direnişi salonlara ta-şımak, festivalimizi büyütmek gerek. Çapulcuların festi-vali gönüllülerini arıyor.

SAYFA 01

SIYAH

MAVI

KIRMIZI

SARI

sesı

) )Sayı 1Kasım 2013

www.kolektifler.netfacebook.com/kolektiflertwitter.com/kolektifler

6 Kasım’da sokağaÜniversitenin kapısı AKP’ye kapalı

Öğrenci Kolektifleri üni-versitenin bağımsız müca-dele örgütü olması ve doğru-dan, kararlı, kitlesel eylem-leri ile Gezi ruhunu üniversi-tede yaşatıyor

ÜniversitelerdeYÖK’ün adı bilegeçmiyor. Kam-püslere polisingirmesini iseağızlarına bilealmıyorlar. Üni-versiteler ise Aliİsmail’i üniver-sitelerde yaşa-takta kararlı

Gezi İsyanı’nın ardından üniversitenin bilgi biri-kimini sayfalarımızla buluşturmanın tam vakti.Bu gazete senin, tasarımından içeriğine kadaryeni gazetemize beraber karar verebiliriz

Direnişteysen eğer penguenleri çekemediysen, festival onbinlerce izleyicisiyle beraberfilmini bekliyor. Şimdi direnişi salonlara taşımak, festivali büyütmek gerek

‘‘

ÖĞRENCİ KOLEKTİFLERİ’NDEN AKP’SİZ BİR HAFTA ÇAĞRISI

Üniversiteli Gazetesiyenileniyor

Gençlik filmleri festivaligönüllülerini arıyor

İletişim için: [email protected] https://www.facebook.com/UniversiteliGazetesi

Page 2: Kolektif'in sesi 1. Sayı

kan, mahalle halkını evinden etmeye çalışanama hepsinden ötesi de ODTÜ ile hesabınıkapatmaya çalışan AKP, var gücüyle saldırı-yor. Cevabını ise tüm Türkiye'de kıpırdan-maya başlayan direnişlerle alıyor. 50 yıl önceDeniz Gezmişlerin diktiği fidanlara olanhınçlarını almak ve Gezi Parkı’nın yarattığısiyasi hegemonyayı kırmak için bu kadarhırslılar. ODTÜ direnişlerin kalesi, toplumunvicdanı ve umudu, Tayyip’in de defalarca ko-vulduğu bir yer olduğu için şiddetle saldırı-yorlar. Ancak bayramı fırsat bilip kampüsboşken ağaçları katleden Gökçek'e cevap ge-cikmedi. Okullar açılır açılmaz üniversitelilerODTÜ'nün kimin okulu olduğunu hatırlat-mak için sokaklara taştı. ODTÜ'yü kuşatanher polis saldırısının ardından tüm Türki-ye'de sokaklar her yer ODTÜ sesleriyle yan-kılandı. AKP ne kadar üniversitelilerin da-marına basmamaya çalışsa da içlerindekirant aşkına dur diyemedikleriden yine karşı-larında buldular üniversitelileri.

Genel anlamda hayatın her alanında tep-kiyle karşılaşan, üniversitelere, tribünlere,açık konferanslara gidemeyen bir AKP varkarşımızda. Yerel seçimlere kadar muhalefetistemediğinden yoğurdu üfleyerek yiyen, ta-banını da gerici-faşist-cinsiyetçi söylemlerlekemikleştirmeye çalışan AKP’nin evdeki he-sabı çarşıda tutmayacak. AKP’nin attığı heradımda ayağı kayıyor. Yapmak zorunda ol-duklarıyla, yaparsa başına iş açacak şeyleraynı noktada kesişiyor. Aşağısı sakal, yuka-rısı bıyık. Her iktidar gibi baskıya sarılmak-tan başka çare bulamayan Tayyip, direndikçegüzelleşen bir ülkede yıkılmayı bekleyen birkült olarak karşımızda duruyor.

Dış politikadaki başarısızlık üstüne başarı-sızlıkla sonuçlanan sürekli rezil olma hali, sı-nırları savaş alanı haline getiren çığırtkanlık;iç politikadaki samimiyetsiz çözüm süreci,Kürtlerin karşılanmayan talepleri; ekonomi-

deki ‘faiz lobisi’ korkusu(FED’in musluklarıkapatması ve sıcak para krizi); yaklaşan yerelseçimler öncesi ekside geçen bir yaz dönemive bir türlü sönmeyen “#direnXYZ” korkusuiktidarının sonuna yaklaştırıyor AKP’yi.AKP’siz bir ülke için mücadele etme kanal-larının çoğaldığı, yaşamın olduğu her alandaAKP karşıtı direnişin meşru olduğu bir sü-reçte tarihsel sorumluluğuyla ve aydın kim-liğiyle üniversiteliler lokomotif olmak için so-kaklarda.

Öğrenci Kolektifleri üniversitenin bağımsızmücadele örgütü olması ve doğrudan, karar-lı, kitlesel eylemleri ile Gezi ruhunu üniver-sitede yaşatıyor. Üniversiteleri AKP’den arın-dırılmış alanlar olarak var edebilmek için yu-murtalarla AKP’lilerin kabusu olan Kolektifülkenin dört bir yanında AKP karşıtı muha-lefetin kurucu unsuru olmaktadır. Bugünekadar üniversitelerdeki en ufak hak gaspın-dan tutuklu üniversitelilere, neoliberal yıkımpolitikalarından gericiliğe kadar geniş biryelpazede üniversitenin mücadele örgütüolan Kolektif Gezi sonrasında da mücadele-nin lokomotifi olacaktır. Bağımsız ve demo-kratik yapısı ile tüm üniversite öğrencilerininöz örgütü olan Kolektif AKP’nin üniversitekorkusunu sürekli kılan, AKP’siz bir üniver-site ve ülke mücadelesini büyütmenin de enemektar öznesi olmaktadır. Bazen yumurtay-la, bazen durarak, bazen gülerek ama her şe-kilde sesi kısılanların sesi olmaya çalışan çiz-gimizle sarsılan AKP’yi yıkmak için çalışaca-ğız. Üniversiteler için kara gün olarak anılanYÖK’ün kuruluş yıldönümü 6 Kasım’da tümTürkiye’de sokağa Ali İsmail’in sözünü, gö-rüntüsünü taşıyacağız. Ali’nin son sözlerinekarşı bir sorumluluğumuz var! “Korkacak-sın, titreyeceksin, yıkılacaksın! Adi hükü-met.” AKP nefes almak isteyen, özgür yaşa-mak isteyen 7 kişinin canını aldı. AKP’nin ol-duğu her yerde kan ve intikam duygusu ya-

yılıyor. AKP’siz bir yaşamı kurmak için bari-kata yüklenmenin zamanı çoktan geldi. Öğ-renci Kolektifleri, gençlik hareketi tarihinin80 sonrasındaki sembolik mücadele günü 6Kasım’a yaklaşan 1 haftayı “AKP’siz 1 Haf-ta” ilan ediyor. Hafta boyunca üniversitelereAKP’yi, AKP’li bakanları, danışmanları, ka-lemşörleri, yandaşları, Ali’nin katili polisleri,çeteleri sokulmayacak. AKP’yi andıran herşey üniversitenin dışına çıkarılacak. AKP’nindönem başından beri yanaşmaya cesaret ede-mediği üniversiteleri AKP’den tamamenarındırmak için 1 hafta boyunca tüm Türki-ye’de etkinlikler düzenlenecek. Bu haftaAKP’yi yıkacak hareketi bir haftayla sınırlan-dıracak değil aksine gücünü birleştirecek vetüm haftalara yayacak şekilde yapıldığındaanlamlı olacaktır. Öğrenciden akademisyene,çalışanlara kadar hepimizin ortak yaşam ala-nı olan üniversiteyi AKP’ye bırakmamak veAKP’siz bir ülke yaratmak için şimdi Ali İs-mail olma zamanı. 6 Kasım, 80 sonrası genç-lik hareketinin filizlenme günlerini hatırlatır.Bu 6 Kasım AKP için sonun başlangıcını ha-tırlatacaktır. Kaybettiğimiz 7 direnişçinin, gö-zünü kaybedenlerin, tutuklananların, yaşa-mak için direnenlerin, onurlu yaşamak iste-yen milyonların ortak talebini yerine getir-mek için her zamanki gibi sorumluluk genç-likte!

Öğrenci Kolektifleri AKP’siz bir ülke içinkolları çoktan sıvadı. Ali İsmail’e sözümüz,sorulacak hesabımız, yıkılacak bir AKP vekurulacak yeni bir ülke var! ODTÜ'de yakı-lan arkadaşımızın bedeni değildir sadece,AKP kendi eliyle isyanın fitilini ateşlemiştir.Alçaklığın destanını yazanlara, direnişin des-tanıyla cevap vereceğiz.

Üniversitenin isyan günü geliyor. OD-TÜ'de patlayan havai fişekler isyanı körük-lüyor. Bu daha başlangıç mücadeleye devam!

Öğrenci KolektifleriAKP’siz bir ülke içinkolları çoktan sıvadı.Ali İsmail’e sözümüz,sorulacak hesabımız,yıkılacak bir AKP vekurulacak yeni birülke var! ODTÜ'deyakılan arkadaşımı-zın bedeni değildirsadece, AKP kendieliyle isyanın fitiliniateşlemiştir

"AKP'siz 1 hafta"12 Eylül darbesinin getirdiği Yüksek Öğretim

Kurulu'nun(YÖK) kuruluş yıldönümü olan 6 Kasım yaklaşır-ken Öğrenci Kolektifleri, 6 Kasım haftasını AKP'siz bir haftaolarak geçirecek, üniversitelerde çeşitli etkinlikler düzenle-yecek.

Ali İsmail Korkmaz’a ithaf edilen “AKP’siz 1 hafta” boyun-ca üniversitelerde yapılacak eylemlerle AKP’li rektörler, ba-kanlar, YÖK temsilcileri ve polisler protesto edilecek.AKP’siz bir üniversite fikrini hayata geçirmek için alternatifkültür, sanat, bilim, spor etkinlikleri yapılacak. Kampanya30 Ekim-8 Kasım arasında gerçekleştirilecek. Öğrenci Ko-lektifleri'nin bu konuyla ilgili yaptığı açıklama ise şöyle:

"Ali İsmail Korkmaz anısına...AKP’siz 1 Hafta: Rektörüne, polisine, YÖK’üne, bakanına,

üniversite kapısı kapalıHaziran isyanında en ön saflarda olan üniversiteliler, üni-

versiteler daha açılmadan bir korku saldı AKP'ye. Biz söyle-medik, doğrudan Tayyip Erdoğan ve kurmayları söyledi Ey-lül'den, üniversiteden korktuklarını. Bu yüzden YÖK, rektör-lerin kulağına üniversite açılışlarını iptal etmelerini fısıldadı,bu yüzden ne Tayyip ne de başka bir AKP'li üniversitelereadım atamadı. Üniversiteler artık daha 'temiz' olsa da biliyo-ruz ki bu ülkenin başında Tayyip Erdoğan ve AKP gibi bir be-la hala var, yine biliyoruz ki AKP'nin üniversite korkusununardında -bir seçimler molasıyla- üniversiteye yeni saldırıplanları var. Polis var, bilim düşmanlığı var, gericilik var... Vebiliyoruz ki bu yıl üniversiteler Ali İsmail'siz açıldı!

Ve 6 Kasım. 12 Eylül darbesinin üniversitelere bıraktığıucube kurum YÖK’ün kuruluş yıldönümü. Üniversiteliler ik-tidarın baskı ve denetim aracı olan YÖK'ün kurulduğu bu-günü yıllardır bir mücadele günü haline, üniversitenin 1 Ma-yıs'ı haline getirdiler. Bu yıl üniversitenin 1 Mayıs'ı Hazi-ran’dan beri sönmeyen bir direnişin sıcaklığıyla geliyor.

Tüm bunları bilip de şunu söylememek olmaz: Tayyip Er-doğan'ın, AKP'nin üniversiteleri 'çapulcu'lardan temizleme-si, üniversitelere elini kolunu sallayarak girmesi için çılgınbir belediye başkanı, bir polis ordusu ya da 8 şeritli bir yolyetmez. AKP'nin Gezi Direnişi boyunca döktüğü her damlakanın, bu halka, üniversitelilere her dakika kusturduğu ka-nın hesabını ilk başta gençlik soracaktır. Biz Tayyip Erdoğangibi kaçak dövüşmeyeceğiz, hodri meydan. 6 Kasım’a gider-ken bir haftayı üniversitelerimizde ''AKP'siz bir hafta'' olarakilan ediyoruz. Tüm Türkiye’de fakültelerde, kantinlerde,yurtlarda AKP’siz bir üniversite fikrini temsil eden etkinlik-ler gerçekleştirecek, AKP’yi hatırlatan ne varsa karşısındaolacağız. Tayyip Erdoğan'ı da, bakanlarını da, polisini de, rek-törlerini de uyarıyoruz, hiç gelmeyin ama o hafta kapısınınönünden bile geçmeyin üniversitelerin. Çünkü o hafta kon-serini, gösterisini iptal ettirdiğiniz sanatçılar, pisliğe buladı-ğınız sporu temizlemeye çalışanlar, düşman ilan ettiğiniz bi-lim konuşacak üniversitelerde. Eylül'ün ne zaman neredengeleceği belli olmaz "

Neo-liberal ekonomi programına geçişi vekamusal alanların tasfiyesini simgeleyen 12Eylül darbesi Türkiye’nin demokrasi tarihinekara leke olarak geçti. Baskı ve sömürü araç-larının yeniden inşa edildiği darbe toplumsalyaşamı baştan aşağı değiştirmeyi hedefledi.12 Eylül askeri darbesinin üniversitelere ar-mağanı ise YÖK (Yüksek Öğretim Kurulu)olmuştur. İki Kurmay Yarbay, iki Kurmay Al-bay, Milli Eğitim Bakanlığı Danışmanı ve hu-kuk müşavirlerince hazırlanan bir yasayla 6Kasım 1981 tarihinde kurulan YÖK, sermayepolitikalarını üniversiteye faşist yöntemlerleuygulamanın aracı oldu.

Darbenin ardından ünlü 1402. Madde ile486 öğretim üyesini, 790 öğretim görevlisinive 50 bin öğrenciyi üniversitelerden uzaklaş-tıran YÖK aradan geçen 32 yıl boyunca dayasakların, uzaklaştırmaların, baskıların ku-rumu olmayı sürdürdü.

Gençlik hareketi iktidarların üniversitelerikontrol altında tutmak için kumanda görevi-ni gören YÖK’e karşı kurulduğu günden berimücadele ederken, egemenler arasındaYÖK-sever ve YÖK- karşıtı cephe dönem dö-nem yer değiştirdi. YÖK üzerinde etkisi aza-lan aktörler YÖK’ün kapatılmasını savunur-ken, YÖK üzerinde güç elinde bulunduran-lar en koyu YÖK-sever kesilebildi.

Bu kural AKP için de bozulmadı. Yusuf Zi-ya Özcan’ın YÖK Başkanlığı’na atanmasınakadar YÖK’ün kapatılması gerektiğini ifadeeden Tayyip Erdoğan, kadrolaşmayı tamam-

ladıktan sonra YÖK’ün savunucusu halinegeldi. Yükseköğretimin piyasayla kurduğuilişkinin güçlendirildiği ve ticarileşmeninhızlandığı Yusuf Ziya Özcan dönemindeYÖK eliyle kadrolaşma ve gericilikte vites ar-tırıldı.

Gençlik oyunu bozdu: ‘YÖK Kapatılsın’Vakıf Üniversitesi kökenli ilk YÖK Başkanı

Gökhan Çetinsaya Özcan’dan görevi teslimalarak YÖK’te ikinci AKP dönemini başlattı.Sermayenin yıllardır talep ettiği YÖK yasa-sını değiştirmek göreviyle koltuğa oturanÇetinsaya geçtiğimiz yıl ‘Yeni Yasa Taslağı’önerisini açıkladı. Sermayenin üniversite yö-netimlerinde söz sahibi olduğu, YÖK’ün ya-pısının tamamıyla siyasi iktidara bağlandığı,akademisyenlere kölece çalışma koşullarınındayatıldığı, bilimin şirketlerin ihtiyaçlarınasunulduğu yasa taslağının şimdilerde adıgeçmiyor. YÖK ve ‘yeni’ YÖK yasası karşıtıverilen mücadele ile Aralık ayında OD-TÜ’den yayılan isyanın taslağın rafa kalkma-sında payı büyük. Televizyon programların-dan, gazete manşetlerine popülerliğini iyiceyitiren Gökhan Çetinsaya öğrenci hareketikarşısında ‘şimdilik’ kaybetti.

Çetinsaya karşında başarıyı tamamen eldeetmek için üniversitelilerin önünde şimdi ye-ni fırsatlar duruyor. Yıllardır gençlik hareke-tinin sokakta karşıladığı 6 Kasım tarihi yak-laşıyor. Sermayeden, gericilikten ve siyasi ik-tidardan bağımsız bir üniversite için müca-deleyi yükseltmenin tam vakti.

AKP’nin ‘koruma memuru’ adı altına üni-versitelerde polisi kalıcılaştırma planlarınıaçıklamasının ardından, Öğrenci Kolektifleriaçıklama yayınlayarak düzenlemenin derhalgeri çekilmesi gerektiği çağrısını yaptı.AKP’nin üniversitelerde yükselen gençlikhareketini polis şiddeti ile bastırma hazırlık-larını bozmakta kararlı olan üniversitelilerkampüs içerisinde sivil polisleri teşhir etti. İs-tanbul Üniversitesi Beyazıt Kampüsü’ndekantinden üniversiteliler gibi alışveriş yapanbir sivil polis üniversitelilerin alkışları ara-sında protesto edildi.

Öğrenci düşmanlarına yer yok2011 yılında Beşiktaş’ta yapılan Uluslarara-

sı Yükseköğretim Kongresini protesto sıra-sında bir üniversiteliye uyguladığı şiddetleobjektiflere takılan sivil polislerden biriİTÜ’de üniversitelilerden kaçamadı. ÇareyiİTÜ Maslak Kampüsü yemekhane ek bina-sında saklanmakta arayan sivil polis üniver-siteliler tarafından kovuldu.

Ali’nin katilleri üniversiteye giremezGezi protestoları sırasında katledilen Ana-

dolu Üniversitesi öğrencisi Ali İsmail’in ar-kadaşları kampüste dolaşan sivil polisleriteşhir etti. Üniversiteliler Ali’nin üniversite-sinde katillerin dolaşmasına izin vermeye-ceklerini söylerken, sivil polislerin hızlıcakampüsten uzaklaşmaları dikkat çekti.

ÖĞRENCİKOLEKTİFLERİ’NDENAKP’SİZ BİR HAFTAÇAĞRISI

YÖK VARSA İSYAN HAKTIR!

KOLEKTİF KOVALADIPOLİSLER KAÇTI

6 Kasım virajında bir hatırlatma

İstanbul Üniversitesi öğrencileri üniversite açılışına alınmadı. Beyazıt Kampüsü,İstanbul

Page 3: Kolektif'in sesi 1. Sayı

kan, mahalle halkını evinden etmeye çalışanama hepsinden ötesi de ODTÜ ile hesabınıkapatmaya çalışan AKP, var gücüyle saldırı-yor. Cevabını ise tüm Türkiye'de kıpırdan-maya başlayan direnişlerle alıyor. 50 yıl önceDeniz Gezmişlerin diktiği fidanlara olanhınçlarını almak ve Gezi Parkı’nın yarattığısiyasi hegemonyayı kırmak için bu kadarhırslılar. ODTÜ direnişlerin kalesi, toplumunvicdanı ve umudu, Tayyip’in de defalarca ko-vulduğu bir yer olduğu için şiddetle saldırı-yorlar. Ancak bayramı fırsat bilip kampüsboşken ağaçları katleden Gökçek'e cevap ge-cikmedi. Okullar açılır açılmaz üniversitelilerODTÜ'nün kimin okulu olduğunu hatırlat-mak için sokaklara taştı. ODTÜ'yü kuşatanher polis saldırısının ardından tüm Türki-ye'de sokaklar her yer ODTÜ sesleriyle yan-kılandı. AKP ne kadar üniversitelilerin da-marına basmamaya çalışsa da içlerindekirant aşkına dur diyemedikleriden yine karşı-larında buldular üniversitelileri.

Genel anlamda hayatın her alanında tep-kiyle karşılaşan, üniversitelere, tribünlere,açık konferanslara gidemeyen bir AKP varkarşımızda. Yerel seçimlere kadar muhalefetistemediğinden yoğurdu üfleyerek yiyen, ta-banını da gerici-faşist-cinsiyetçi söylemlerlekemikleştirmeye çalışan AKP’nin evdeki he-sabı çarşıda tutmayacak. AKP’nin attığı heradımda ayağı kayıyor. Yapmak zorunda ol-duklarıyla, yaparsa başına iş açacak şeyleraynı noktada kesişiyor. Aşağısı sakal, yuka-rısı bıyık. Her iktidar gibi baskıya sarılmak-tan başka çare bulamayan Tayyip, direndikçegüzelleşen bir ülkede yıkılmayı bekleyen birkült olarak karşımızda duruyor.

Dış politikadaki başarısızlık üstüne başarı-sızlıkla sonuçlanan sürekli rezil olma hali, sı-nırları savaş alanı haline getiren çığırtkanlık;iç politikadaki samimiyetsiz çözüm süreci,Kürtlerin karşılanmayan talepleri; ekonomi-

deki ‘faiz lobisi’ korkusu(FED’in musluklarıkapatması ve sıcak para krizi); yaklaşan yerelseçimler öncesi ekside geçen bir yaz dönemive bir türlü sönmeyen “#direnXYZ” korkusuiktidarının sonuna yaklaştırıyor AKP’yi.AKP’siz bir ülke için mücadele etme kanal-larının çoğaldığı, yaşamın olduğu her alandaAKP karşıtı direnişin meşru olduğu bir sü-reçte tarihsel sorumluluğuyla ve aydın kim-liğiyle üniversiteliler lokomotif olmak için so-kaklarda.

Öğrenci Kolektifleri üniversitenin bağımsızmücadele örgütü olması ve doğrudan, karar-lı, kitlesel eylemleri ile Gezi ruhunu üniver-sitede yaşatıyor. Üniversiteleri AKP’den arın-dırılmış alanlar olarak var edebilmek için yu-murtalarla AKP’lilerin kabusu olan Kolektifülkenin dört bir yanında AKP karşıtı muha-lefetin kurucu unsuru olmaktadır. Bugünekadar üniversitelerdeki en ufak hak gaspın-dan tutuklu üniversitelilere, neoliberal yıkımpolitikalarından gericiliğe kadar geniş biryelpazede üniversitenin mücadele örgütüolan Kolektif Gezi sonrasında da mücadele-nin lokomotifi olacaktır. Bağımsız ve demo-kratik yapısı ile tüm üniversite öğrencilerininöz örgütü olan Kolektif AKP’nin üniversitekorkusunu sürekli kılan, AKP’siz bir üniver-site ve ülke mücadelesini büyütmenin de enemektar öznesi olmaktadır. Bazen yumurtay-la, bazen durarak, bazen gülerek ama her şe-kilde sesi kısılanların sesi olmaya çalışan çiz-gimizle sarsılan AKP’yi yıkmak için çalışaca-ğız. Üniversiteler için kara gün olarak anılanYÖK’ün kuruluş yıldönümü 6 Kasım’da tümTürkiye’de sokağa Ali İsmail’in sözünü, gö-rüntüsünü taşıyacağız. Ali’nin son sözlerinekarşı bir sorumluluğumuz var! “Korkacak-sın, titreyeceksin, yıkılacaksın! Adi hükü-met.” AKP nefes almak isteyen, özgür yaşa-mak isteyen 7 kişinin canını aldı. AKP’nin ol-duğu her yerde kan ve intikam duygusu ya-

yılıyor. AKP’siz bir yaşamı kurmak için bari-kata yüklenmenin zamanı çoktan geldi. Öğ-renci Kolektifleri, gençlik hareketi tarihinin80 sonrasındaki sembolik mücadele günü 6Kasım’a yaklaşan 1 haftayı “AKP’siz 1 Haf-ta” ilan ediyor. Hafta boyunca üniversitelereAKP’yi, AKP’li bakanları, danışmanları, ka-lemşörleri, yandaşları, Ali’nin katili polisleri,çeteleri sokulmayacak. AKP’yi andıran herşey üniversitenin dışına çıkarılacak. AKP’nindönem başından beri yanaşmaya cesaret ede-mediği üniversiteleri AKP’den tamamenarındırmak için 1 hafta boyunca tüm Türki-ye’de etkinlikler düzenlenecek. Bu haftaAKP’yi yıkacak hareketi bir haftayla sınırlan-dıracak değil aksine gücünü birleştirecek vetüm haftalara yayacak şekilde yapıldığındaanlamlı olacaktır. Öğrenciden akademisyene,çalışanlara kadar hepimizin ortak yaşam ala-nı olan üniversiteyi AKP’ye bırakmamak veAKP’siz bir ülke yaratmak için şimdi Ali İs-mail olma zamanı. 6 Kasım, 80 sonrası genç-lik hareketinin filizlenme günlerini hatırlatır.Bu 6 Kasım AKP için sonun başlangıcını ha-tırlatacaktır. Kaybettiğimiz 7 direnişçinin, gö-zünü kaybedenlerin, tutuklananların, yaşa-mak için direnenlerin, onurlu yaşamak iste-yen milyonların ortak talebini yerine getir-mek için her zamanki gibi sorumluluk genç-likte!

Öğrenci Kolektifleri AKP’siz bir ülke içinkolları çoktan sıvadı. Ali İsmail’e sözümüz,sorulacak hesabımız, yıkılacak bir AKP vekurulacak yeni bir ülke var! ODTÜ'de yakı-lan arkadaşımızın bedeni değildir sadece,AKP kendi eliyle isyanın fitilini ateşlemiştir.Alçaklığın destanını yazanlara, direnişin des-tanıyla cevap vereceğiz.

Üniversitenin isyan günü geliyor. OD-TÜ'de patlayan havai fişekler isyanı körük-lüyor. Bu daha başlangıç mücadeleye devam!

Öğrenci KolektifleriAKP’siz bir ülke içinkolları çoktan sıvadı.Ali İsmail’e sözümüz,sorulacak hesabımız,yıkılacak bir AKP vekurulacak yeni birülke var! ODTÜ'deyakılan arkadaşımı-zın bedeni değildirsadece, AKP kendieliyle isyanın fitiliniateşlemiştir

"AKP'siz 1 hafta"12 Eylül darbesinin getirdiği Yüksek Öğretim

Kurulu'nun(YÖK) kuruluş yıldönümü olan 6 Kasım yaklaşır-ken Öğrenci Kolektifleri, 6 Kasım haftasını AKP'siz bir haftaolarak geçirecek, üniversitelerde çeşitli etkinlikler düzenle-yecek.

Ali İsmail Korkmaz’a ithaf edilen “AKP’siz 1 hafta” boyun-ca üniversitelerde yapılacak eylemlerle AKP’li rektörler, ba-kanlar, YÖK temsilcileri ve polisler protesto edilecek.AKP’siz bir üniversite fikrini hayata geçirmek için alternatifkültür, sanat, bilim, spor etkinlikleri yapılacak. Kampanya30 Ekim-8 Kasım arasında gerçekleştirilecek. Öğrenci Ko-lektifleri'nin bu konuyla ilgili yaptığı açıklama ise şöyle:

"Ali İsmail Korkmaz anısına...AKP’siz 1 Hafta: Rektörüne, polisine, YÖK’üne, bakanına,

üniversite kapısı kapalıHaziran isyanında en ön saflarda olan üniversiteliler, üni-

versiteler daha açılmadan bir korku saldı AKP'ye. Biz söyle-medik, doğrudan Tayyip Erdoğan ve kurmayları söyledi Ey-lül'den, üniversiteden korktuklarını. Bu yüzden YÖK, rektör-lerin kulağına üniversite açılışlarını iptal etmelerini fısıldadı,bu yüzden ne Tayyip ne de başka bir AKP'li üniversitelereadım atamadı. Üniversiteler artık daha 'temiz' olsa da biliyo-ruz ki bu ülkenin başında Tayyip Erdoğan ve AKP gibi bir be-la hala var, yine biliyoruz ki AKP'nin üniversite korkusununardında -bir seçimler molasıyla- üniversiteye yeni saldırıplanları var. Polis var, bilim düşmanlığı var, gericilik var... Vebiliyoruz ki bu yıl üniversiteler Ali İsmail'siz açıldı!

Ve 6 Kasım. 12 Eylül darbesinin üniversitelere bıraktığıucube kurum YÖK’ün kuruluş yıldönümü. Üniversiteliler ik-tidarın baskı ve denetim aracı olan YÖK'ün kurulduğu bu-günü yıllardır bir mücadele günü haline, üniversitenin 1 Ma-yıs'ı haline getirdiler. Bu yıl üniversitenin 1 Mayıs'ı Hazi-ran’dan beri sönmeyen bir direnişin sıcaklığıyla geliyor.

Tüm bunları bilip de şunu söylememek olmaz: Tayyip Er-doğan'ın, AKP'nin üniversiteleri 'çapulcu'lardan temizleme-si, üniversitelere elini kolunu sallayarak girmesi için çılgınbir belediye başkanı, bir polis ordusu ya da 8 şeritli bir yolyetmez. AKP'nin Gezi Direnişi boyunca döktüğü her damlakanın, bu halka, üniversitelilere her dakika kusturduğu ka-nın hesabını ilk başta gençlik soracaktır. Biz Tayyip Erdoğangibi kaçak dövüşmeyeceğiz, hodri meydan. 6 Kasım’a gider-ken bir haftayı üniversitelerimizde ''AKP'siz bir hafta'' olarakilan ediyoruz. Tüm Türkiye’de fakültelerde, kantinlerde,yurtlarda AKP’siz bir üniversite fikrini temsil eden etkinlik-ler gerçekleştirecek, AKP’yi hatırlatan ne varsa karşısındaolacağız. Tayyip Erdoğan'ı da, bakanlarını da, polisini de, rek-törlerini de uyarıyoruz, hiç gelmeyin ama o hafta kapısınınönünden bile geçmeyin üniversitelerin. Çünkü o hafta kon-serini, gösterisini iptal ettirdiğiniz sanatçılar, pisliğe buladı-ğınız sporu temizlemeye çalışanlar, düşman ilan ettiğiniz bi-lim konuşacak üniversitelerde. Eylül'ün ne zaman neredengeleceği belli olmaz "

Neo-liberal ekonomi programına geçişi vekamusal alanların tasfiyesini simgeleyen 12Eylül darbesi Türkiye’nin demokrasi tarihinekara leke olarak geçti. Baskı ve sömürü araç-larının yeniden inşa edildiği darbe toplumsalyaşamı baştan aşağı değiştirmeyi hedefledi.12 Eylül askeri darbesinin üniversitelere ar-mağanı ise YÖK (Yüksek Öğretim Kurulu)olmuştur. İki Kurmay Yarbay, iki Kurmay Al-bay, Milli Eğitim Bakanlığı Danışmanı ve hu-kuk müşavirlerince hazırlanan bir yasayla 6Kasım 1981 tarihinde kurulan YÖK, sermayepolitikalarını üniversiteye faşist yöntemlerleuygulamanın aracı oldu.

Darbenin ardından ünlü 1402. Madde ile486 öğretim üyesini, 790 öğretim görevlisinive 50 bin öğrenciyi üniversitelerden uzaklaş-tıran YÖK aradan geçen 32 yıl boyunca dayasakların, uzaklaştırmaların, baskıların ku-rumu olmayı sürdürdü.

Gençlik hareketi iktidarların üniversitelerikontrol altında tutmak için kumanda görevi-ni gören YÖK’e karşı kurulduğu günden berimücadele ederken, egemenler arasındaYÖK-sever ve YÖK- karşıtı cephe dönem dö-nem yer değiştirdi. YÖK üzerinde etkisi aza-lan aktörler YÖK’ün kapatılmasını savunur-ken, YÖK üzerinde güç elinde bulunduran-lar en koyu YÖK-sever kesilebildi.

Bu kural AKP için de bozulmadı. Yusuf Zi-ya Özcan’ın YÖK Başkanlığı’na atanmasınakadar YÖK’ün kapatılması gerektiğini ifadeeden Tayyip Erdoğan, kadrolaşmayı tamam-

ladıktan sonra YÖK’ün savunucusu halinegeldi. Yükseköğretimin piyasayla kurduğuilişkinin güçlendirildiği ve ticarileşmeninhızlandığı Yusuf Ziya Özcan dönemindeYÖK eliyle kadrolaşma ve gericilikte vites ar-tırıldı.

Gençlik oyunu bozdu: ‘YÖK Kapatılsın’Vakıf Üniversitesi kökenli ilk YÖK Başkanı

Gökhan Çetinsaya Özcan’dan görevi teslimalarak YÖK’te ikinci AKP dönemini başlattı.Sermayenin yıllardır talep ettiği YÖK yasa-sını değiştirmek göreviyle koltuğa oturanÇetinsaya geçtiğimiz yıl ‘Yeni Yasa Taslağı’önerisini açıkladı. Sermayenin üniversite yö-netimlerinde söz sahibi olduğu, YÖK’ün ya-pısının tamamıyla siyasi iktidara bağlandığı,akademisyenlere kölece çalışma koşullarınındayatıldığı, bilimin şirketlerin ihtiyaçlarınasunulduğu yasa taslağının şimdilerde adıgeçmiyor. YÖK ve ‘yeni’ YÖK yasası karşıtıverilen mücadele ile Aralık ayında OD-TÜ’den yayılan isyanın taslağın rafa kalkma-sında payı büyük. Televizyon programların-dan, gazete manşetlerine popülerliğini iyiceyitiren Gökhan Çetinsaya öğrenci hareketikarşısında ‘şimdilik’ kaybetti.

Çetinsaya karşında başarıyı tamamen eldeetmek için üniversitelilerin önünde şimdi ye-ni fırsatlar duruyor. Yıllardır gençlik hareke-tinin sokakta karşıladığı 6 Kasım tarihi yak-laşıyor. Sermayeden, gericilikten ve siyasi ik-tidardan bağımsız bir üniversite için müca-deleyi yükseltmenin tam vakti.

AKP’nin ‘koruma memuru’ adı altına üni-versitelerde polisi kalıcılaştırma planlarınıaçıklamasının ardından, Öğrenci Kolektifleriaçıklama yayınlayarak düzenlemenin derhalgeri çekilmesi gerektiği çağrısını yaptı.AKP’nin üniversitelerde yükselen gençlikhareketini polis şiddeti ile bastırma hazırlık-larını bozmakta kararlı olan üniversitelilerkampüs içerisinde sivil polisleri teşhir etti. İs-tanbul Üniversitesi Beyazıt Kampüsü’ndekantinden üniversiteliler gibi alışveriş yapanbir sivil polis üniversitelilerin alkışları ara-sında protesto edildi.

Öğrenci düşmanlarına yer yok2011 yılında Beşiktaş’ta yapılan Uluslarara-

sı Yükseköğretim Kongresini protesto sıra-sında bir üniversiteliye uyguladığı şiddetleobjektiflere takılan sivil polislerden biriİTÜ’de üniversitelilerden kaçamadı. ÇareyiİTÜ Maslak Kampüsü yemekhane ek bina-sında saklanmakta arayan sivil polis üniver-siteliler tarafından kovuldu.

Ali’nin katilleri üniversiteye giremezGezi protestoları sırasında katledilen Ana-

dolu Üniversitesi öğrencisi Ali İsmail’in ar-kadaşları kampüste dolaşan sivil polisleriteşhir etti. Üniversiteliler Ali’nin üniversite-sinde katillerin dolaşmasına izin vermeye-ceklerini söylerken, sivil polislerin hızlıcakampüsten uzaklaşmaları dikkat çekti.

ÖĞRENCİKOLEKTİFLERİ’NDENAKP’SİZ BİR HAFTAÇAĞRISI

YÖK VARSA İSYAN HAKTIR!

KOLEKTİF KOVALADIPOLİSLER KAÇTI

6 Kasım virajında bir hatırlatma

İstanbul Üniversitesi öğrencileri üniversite açılışına alınmadı. Beyazıt Kampüsü,İstanbul

Page 4: Kolektif'in sesi 1. Sayı

Üniversitelilerin umudu ektiğigünleri yaşıyoruz. Üniversitelerdedireniş kelimesini duymadığımızbir gün geçmiyor. Hep bir kulakODTÜ’de diğeri Taksim’de. Tay-yip’in de öyle eminiz. Haziran’danberi geceleri uykusu kaçmayan, yı-kım projelerini imzalarken eli titre-meyen, sokağa yalnız çıkabilen tekbir AKP’li olmadığından da eminiz.Korkuları kendi güçlerinden kat bekat fazla olacak ki dillerinden düş-müyor Gezi anıları. Ve tekrar uyku-ları kaçmaya başladı ODTÜ’yle.Üniversiteliler yine ODTÜ'de yinetarihi yazmak için gün biriktiriyor.

Yakın zamanda kimsenin hayali-ni bile kuramadığı bir ayağa kalkışyaşandı Gezi Parkı’nda. Yarattığıgüç o kadar çok şeyi değiştirdi kitüm ülkede gündelik ezberler yerlebir olurken yeni bir hayat düşünce-si filizlenmeye başladı. Her şeyi is-tediği gibi yapabileceğini sanan,‘’Biz yaptık olacak’’ demekten hiçutanmayan, tüm bunları dayatır-ken bir de demokrasiyi ağzından

düşürmeyen, hayatın sandıktanibaret olduğunu tekrarlayıp durankibirli, saygısız, karanlık AKP ikti-darı hiç olmadığı kadar zayıf du-rumda. Zayıflığı ne aldığı oydan,ne onu destekleyen güçlerin hoş-nutsuzluğundan ne de kendi iç sı-kıntılarından. AKP zayıflıyor çün-kü karşısında artık yönetemeyece-ği, yönlendiremeyeceği, kalıba so-kamayacağı; gerçek, yıkıcı ve yara-tıcı bir sokak muhalefeti var. De-mokrasiyi, özgürlüğü, adaleti gös-teriş olsun diye değil, yaşamak içinsavunanlar var Tayyip’in karşısın-da. Bir ömür hiç baret kullanmadığıhalde, evinde baretini, gaz maske-sini kapısının yanına istifleyenlervar AKP’nin karşısında. Ve gençlikvar hayatın tüm coşkusunu içindebarındıran. Gittiği her yerde yara-tan, barikatın en önünde direnen,onurlu bir gelecek için bugün bedelödemekten geri durmayan, düşsede zoru yapmak için tekrar kalkan,Tayyip’le yaşlanmak istemeyen birgençlik.

Eylül’de üniversitelerin açılma-sıyla birlikte yeniden alevleneceğibeklenen direniş irili ufaklı tepkieylemleriyle sürekliliğini korudu.Ancak Gezi sonrasına dair bir de-ğerlendirme yapmak gerekirse enönce AKP’nin adım atmaya korkarolduğunu vurgulamak gerek. Devmedya gücüne rağmen kendi gün-demini yaratmakta bile zorlananAKP, direnişçilerin damarına basa-

cak adımları atma konusunda ikikez düşünmekte. Öyle ki yıllardırbir türlü diz çöktüremediği üniver-sitelerde AKP’nin adı bile geçmi-yor. Eğer Gezi yaşanmamış olsaydışimdiye dek geçen sürede, onlarcaüniversitede soruşturmalar, gözal-

tılar, polis-ÖGB-faşist-gerici saldırı-sı, bakan ziyareti, AKP şovuna dö-nen üniversite açılışları yaşanmışolabilirdi. Ancak ODTÜ dışındakihiçbir üniversitede yukarıda geçensaldırılar yaşanmıyor. Geçen yıldandersini alan AKP böylesi bir dö-nemde üniversiteye bulaşmanınneyle sonuçlanacağını iyi biliyor ol-sa gerek ki AKP’liler üniversiteleregidemiyor. YÖK’ün esamesi okun-muyor. Üniversiteye polisin girme-sini ise ağızlarına bile almıyorlar.Üniversiteliler ise Ali İsmail’i üni-versitelerde yaşatıyorlar. Dikilen fi-danlar, amfilere verilen adlar, du-varlardaki resimlerle üniversitenindirenişçisi Ali İsmail yaşatılıyor.

Gezi direnişi, Eylül korkusu der-ken üniversiteliler sahneye çıkma-ya başladı. ODTÜ günlerdirAKP'nin rantına, polisine karşı yek-pare biçimde direniyor. AKP OD-TÜ'de güç kavgasına girişiyor amaTayyip'in daha 10 ay önce nasıl kaç-tığını hatırlamıyor anlaşılan. 3 binağacı kesip yerine yol yapmaya kal-

2006 yılında yayın hayatına başlayan ÜniversiteliGazetesi’nin 34 sayılık macerasında yeni bir sayfaaçıyor. Yenilenen içerik, mizanpaj ve haberleri ileüniversitenin ve ülke gündeminin nabzını tutmayadevam edeceğiz. Gezi İsyanı’nın ardından penguenmedyanın egemenlerle ilişkisini saklama şansı kal-madı. Elinde akıllı telefonu olan direnişçiler bilgivermek için seferber olurken, sosyal medya isyanınnabzını tuttu. Birkaç muhalif internet portalı, tv ka-nalı ve gazete de olmasa halkın iletişim hakkındansöz etmek mümkün olmayacaktı.

Bu güne kadar sponsorsuz, reklamsız olarak yo-luna devam eden Üniversiteli Gazetesi yayın ekibiolarak bizler de yalnız olmadığımızı biliyorduk.Üniversitenin aklına, kolektif emeğe, bizlerle bera-ber sokakları dolduran milyonlara güveniyoruz.Daha fazlasını istemek için bugünlerden daha iyi-

sini bulamazdık. Şimdi üniversitelilerin daha rahaterişebileceği, kültür sanattan, edebiyata, tarihten bi-lime, çeviriden medyaya, şiirden spora üniversite-nin bilgi birikimini sayfalarımızla buluşturmanıntam vakti olduğunu düşünüyoruz.

Yapabileceğin bir şey var

Bu gazete senin. Mizanpajından, içeriğine kadaryeni gazetemize beraber şekil verebiliriz. Yabancıbasından haber çevirebilir, çektiğiniz fotoğrafları,çizdiğiniz karikatürleri yollayabilir, görsel tasarı-mına katkı sağlayabilir, serbest kürsüde görüşleri-nizi binlerce üniversiteli ile paylaşabilirsin; fakül-tende, yurdunda Üniversiteli’nin temsilcisi olabi-lirsin. Biz şimdilik bu kadarını yazıyoruz en yakınzamanda Üniversiteli Gazetesi’nin ekiplerinde vetoplantılarında buluşmak üzere.

Bu sene dördüncüsünü düzenleyeceğimiz UluslararasıGençlik Filmleri Festivali hazırlıkları başladı.

Ülkemizde düzenlenen birçok festival arasından genç-liğin festivali olma iddiasıyla yola çıkan festivalimiz, seç-tiği filmler ve festival kapsamında gerçekleştirdiği etkin-liklerle ve söyleşilerle ülkenin dört bir yanında onbinlerceizleyiciye ulaşmış, onlarca genç yönetmenin kısa filmininise seyirciyle buluşmasını sağlamıştır.

Festivalimiz üniversiteliler tarafından sponsorsuz, üc-retsiz, ve gönüllülük esasıyla gerçekleştirilerek ortak birüretimin en güzel örneklerinden biri olmaya devam edi-yor. Her sene seçtiği temalarla ülke ve üniversite günde-mine söz söyleyen festivalimizin, bu sene ki teması ise ‘Di-reniş’.

Gezi direnişiyle dayanışmanın, mücadelenin, üretme-nin her seferinde farklı biçimleriyle karşılaştık. Sokaklar-da, duvarlarda, mutfakta, sosyal medyada ve birçok alan-da kendimizi, ne söylemek istediğimizi anlattık. Şimdi isesıra kameralarımızda. Direniş boyunca çektiğimiz kısafilmlerin, görüntülerin festival kapsamında gösterilmesiiçin festivalimiz genç yönetmenlerini arıyor.

Direnişteysen eğer penguenleri çekemediysen festivalonbinlerce izleyicisiyle beraber filmini bekliyor. Direnişboyunca beraber üretmeyi tekrar ve tekrar öğrenen bizler,alternatif bir festivalin temellerini yıllar önce atmıştık.Şimdi ise mücadeleye devam demek, direnişi salonlara ta-şımak, festivalimizi büyütmek gerek. Çapulcuların festi-vali gönüllülerini arıyor.

SAYFA 01

SIYAH

MAVI

KIRMIZI

SARI

sesı

) )Sayı 1Kasım 2013

www.kolektifler.netfacebook.com/kolektiflertwitter.com/kolektifler

6 Kasım’da sokağaÜniversitenin kapısı AKP’ye kapalı

Öğrenci Kolektifleri üni-versitenin bağımsız müca-dele örgütü olması ve doğru-dan, kararlı, kitlesel eylem-leri ile Gezi ruhunu üniversi-tede yaşatıyor

ÜniversitelerdeYÖK’ün adı bilegeçmiyor. Kam-püslere polisingirmesini iseağızlarına bilealmıyorlar. Üni-versiteler ise Aliİsmail’i üniver-sitelerde yaşa-takta kararlı

Gezi İsyanı’nın ardından üniversitenin bilgi biri-kimini sayfalarımızla buluşturmanın tam vakti.Bu gazete senin, tasarımından içeriğine kadaryeni gazetemize beraber karar verebiliriz

Direnişteysen eğer penguenleri çekemediysen, festival onbinlerce izleyicisiyle beraberfilmini bekliyor. Şimdi direnişi salonlara taşımak, festivali büyütmek gerek

‘‘

ÖĞRENCİ KOLEKTİFLERİ’NDEN AKP’SİZ BİR HAFTA ÇAĞRISI

Üniversiteli Gazetesiyenileniyor

Gençlik filmleri festivaligönüllülerini arıyor

İletişim için: [email protected] https://www.facebook.com/UniversiteliGazetesi