kur’an i anlamaya gİrİŞ -...
TRANSCRIPT
Kur’an’ı Anlamaya Giriş _______________________________________ i
KUR’AN-I ANLAMAYA GİRİŞ
“Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım”
Hazırlayanlar
Ahmet ÇELĠK - Bayram BĠÇER
Eyüp KĠRPĠTÇĠ - Faruk AYTĠN
Ġsmail BĠLGĠLĠ - Mevlüt ÖZDEMĠR
Mustafa AKBAK - Tahir SARAÇ
ii ______________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
EKDAĞ YAYINLARI: 4
Kültür Kitapları: 1
KUR‟AN‟I ANLAMAYA GĠRĠġ
“Kısa Sürelerimizi Tanıyalım”
I. Baskı, Haziran 2007 – 1.000 Adet
II. Baskı, Mart 2008 – 7.500 Adet
Genel Yayın Yönetmeni: Eyüp KĠRPĠTCĠ
Düzelti : Halime ERġAHĠN
Editör: Ahmet ÇELĠK
Dizgi, Kapak: Yelken Ajans
Baskı: Damla Matbaası • KONYA
ISBN: 978-9944-5627-7-5
Ġsteme Adresi:
EKSEN YAYIN DAĞITIM
Mimar Muzaffer Cd. Alaaddin ÇarĢısı No:25
Meram / KONYA
Ġrtibat Tel/Fax: 0 332 350 87 86
www.eksendagitim.com
Bu kitap
AKSES DanıĢmanlık Eğitim ve BiliĢim Hizmetleri A.ġ‘nin
katkılarıyla yayınlanmıĢtır.
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım ___________________________________ iii
İÇİNDEKİLER
Sayfa
GĠRĠġ ................................................................................... 1
I- FATĠHA SÛRESĠ ............................................................... 7
II- BAKARA SÛRESĠ 1-5. ÂYETLER .................................. 16
III- ÂYETE‘L-KÜRSĠ (BAKARA SÛRESĠ 255. ÂYET) ......... 23
IV- AMENERRASULÜ BAKARA 285–286) ......................... 29
IV- HAġR SÛRESĠ SON ÜÇ ÂYETĠ .................................... 35
V- DUHA SÛRESĠ .............................................................. 43
VI- ĠNġĠRAH SÛRESĠ ......................................................... 52
VII-TĠN SÛRESĠ .................................................................. 58
VIII- ALAK SÛRESĠ ............................................................ 63
IX- KADĠR SÛRESĠ ............................................................ 71
X- BEYYĠNE SÛRESĠ ......................................................... 78
XI- ZĠLZAL SÛRESĠ ............................................................ 84
XII- ÂDĠYAT SÛRESĠ.......................................................... 88
XIII- KARĠ'A SÛRESĠ .......................................................... 92
XIV- TEKÂSÜR SÛRESĠ .................................................... 97
XV- ASR SÛRESĠ ............................................................. 103
XVI- HÜMEZE SÛRESĠ .................................................... 108
XVII- FĠL SÛRESĠ ............................................................. 113
XVIII- KUREYġ SÛRESĠ .................................................. 118
XIX- MAUN SÛRESĠ......................................................... 124
XX- KEVSER SÛRESĠ ...................................................... 130
XXI- KAFĠRÛN SÛRESĠ ................................................... 137
iv ______________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
XXII- NASR SÛRESĠ ........................................................ 144
XXIII- TEBBET SÛRESĠ ................................................... 151
XXIV- ĠHLÂS SÛRESĠ ...................................................... 157
XXV- FELAK SÛRESĠ ...................................................... 162
XXVI- NÂS SÛRESĠ ......................................................... 168
SORULARLA KĠTABIMIZI TANIYALIM ............................ 175
K A Y N A K L A R ............................................................ 185
Kur’an’ı Anlamaya Giriş ______________________________________ 1
GİRİŞ
Kur‘an-ı Kerim‘i Ģöyle tarif edebiliriz: ―Hz. Muhammed
(s.a.s.)‘e vahiy yoluyla indirilmiĢ, sahifelere yazılmıĢ, Hz.
Peygamber (s.a.s.)‘den bizlere tevâtüren (en güvenilir yol ile)
nakledilmiĢ, okunmasıyla ibadet edilen, benzerini getirmek-
ten insanların aciz kaldığı Allah kelâmıdır.‖
Kur‘an-ı Kerim, iman ilkeleri, ibadet ve çeĢitleri, kiĢisel
ve toplumsal iliĢkilerle ilgili kurallar, ahlâk ilkeleri, geçmiĢ
peygamberler ve toplumlarıyla mücadeleleri, ahiret hayatı ile
ilgili temel ilkeler, suçlular ve cezaları ile ilgili konularda bize
Allah‘ın emirlerini bildirir.
Kur‘an-ı Kerim baĢlıca iki bölümden oluĢur; âyet ve
sûreler.
2 ______________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
Âyet: Kur‘an‘ın en küçük birimine âyet denir. Kur‘an-ı
Kerim 6666 âyetten oluĢmaktadır. Bir sûrenin içindeki
âyetlerin sıralanıĢı
(Allah (c.c.)‘ın vahyi doğrultusunda) Hz. Peygamber‘in tali-
matına dayanmaktadır. Kur‘an âyetlerinin iniĢ sebebi demek
olan Sebeb-i Nüzul ifadesi; Kur‘an‘ın inen parçalarının, belirli
olay üzerine belirli bir maksadı elde etmek için indirildiğine
iĢaret etmektedir.
Sûre: Kur‘an‘ın, en az üç âyetten oluĢan, farklı uzunluk-
lara sahip her bir özel bölümüne verilen addır. Kur‘an‘da 114
sûre bulunmaktadır. En uzun sûre 286 âyetli Bakara, en kı-
sası ise 3 âyetli Kevser‘dir. Mushaflarda ilk sûre Fâtiha, son
sûre de Nâs‘dır. Bazen bir sûrenin birden fazla ismi bulun-
maktadır.
Sûreler indiriliĢlerine göre Mekke‘de inenler ve Medi-
ne‘de inenler olmak üzere iki gruptur. Mekkî sûreler: Hicret-
ten önce inen ve genellikle iman ve ahlâkla ilgili olan
âyetlerden oluĢur. Medenî sûreler: Hicretten sonra inen ve
genellikle ibadet, hukuk ve diğer dinlerle iliĢkiler gibi konuları
ele alan âyetlerden oluĢur.
Cüz: Kur‘an‘ın yirmi sayfalık her bir bölümüne denir.
Kur‘an otuz cüze bölünmüĢtür.
Hurûf-ı Mukattaa: Kur‘an‘ın yirmi dokuz sûresinin baĢın-
da bulunan ve elif-bâ (alfabe) harflerinin tek olarak kullanıl-
masıyla ya da ikili, üçlü, dörtlü veya beĢli bir kompozisyon
çerçevesinde bir araya gelmesiyle oluĢan harflerdir.
Kur'an-ı Kerim, hiç Ģüphesiz, hepimizin baĢ tacıdır; çün-
kü yüce Rabbimizin bize gönderdiği kitabıdır. Onda geçmiĢ
insanların ibretleri, geleceklerin haberi vardır. Onun içinde
bize yöneltilmiĢ emirler, yasaklar bulunuyor.
Biz ancak onları en iyi tarzda öğrenip, tam tamına uygu-
ladığımız zaman Hakk‘ın rızasına eriĢebiliriz. Ruhumuzun,
bedenimizin, maddi ve manevi rahatsızlıklarımızın çaresi
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım ___________________________________ 3
Kur'an'dır. Fert, aile, toplum, ümmet ve nihayet bütün insan-
lık ona uyulduğu zaman huzura ve mutluluğa kavuĢabilecek-
tir; çağımızın problemlerine çare Kur'an'dır.
Bu kadar kıymetli, dünya ve ahiretimiz bakımından bu
derece önemli bir kitabı acaba öğretip öğreniyor muyuz?
Hayır! Kur'an evlerimizde garip garip, boynu bükük duruyor.
Yeni nesillerin anlayacağı doyurucu tefsirler yoktur. Kütüpha-
nemizin raflarında tefsir kitapları toz tutmuĢtur. Birçok
müslüman O'nu yüzünden bile okumasını beceremez; oku-
yanların çoğu tecvid kurallarını bilmez veya iyi okursa da
içindeki hükümleri bilmez, çoğumuz ise Kur'an-ı Kerime aykı-
rı bir hayat tarzı sürdürürüz.
Hasan-ı Basri: "Kur'an-ı Kerim, ahkâmına uyulsun, ken-
disiyle amel olunsun diye indirilmiĢtir. Halbuki Ģimdi halk
onun sırf kırâat ve tilavetini amel edinmiĢ" demiĢtir.
Demek ki söze takılıp kalmak, öze inmemek, ana gayeyi
unutup ayrıntı ile oyalanmak, lafa dalıp uygulamaya, çalıĢ-
maya, emrin gereğini yerine getirmeye geçmemek eski, yay-
gın ve çok tehlikeli bir hastalıkktır. Bu hastalıktan kendimizi
kurtarmak zorundayız.
Ebu Abdurrahman es-Sülemi: "Bize ilim öğreten hocala-
rımız, 10 âyet-i Kerim‘e öğrendiler mi, asla daha öteye geç-
mez, önce o 10 âyet ile amel ederler, sonra öğrenmeye de-
vam ederlermiĢ. Biz de o usulü takip ettik. Bu yolla Kur'an-ı
Kerim‘i ve onunla ameli birlikte, yan yana öğrendik" demiĢtir.
Allah Teala‘nın aziz kitabını yeni bir Ģevkle, deste deste,
sözünü belleyip, hükümlerini tatbik ede ede bağrımıza basa-
lım, baĢımıza taç, hayatımıza rehber eyleyelim. KurtuluĢu-
muz, izzetimiz, mutluluğumuz Kur‘an‘ı iyi anlayıp, iyi uygula-
maktadır.
Kur‘an‘ı okuyacak kiĢinin öncelikle kendisini Kur‘an‘a
açması ve onu okumakla neyi amaçladığını çok iyi belirle-
4 ______________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
mesi, buna bağlı olarak da inancını, ahlakını, davranıĢ ve
tutumlarını düzeltmesi gerekir
Kur‘an okurken daima alçak gönüllülük içerisinde olma-
lıyız. Kur´ân okuyan abdestli olmalı, mümkünse kıbleye yö-
nelmelidir.
Kur‘an okumaya baĢlamadan önce her türlü kötü düĢün-
celerden aklı ve kalbi arındırarak ―euzu- besmele‖ ile baĢla-
malıyız. Edepli ve sakin bir Ģekilde durmalıyız.
Sevdiği birisinden bir mektup alan kiĢi nasıl ki bir an ön-
ce onu okuyup gereğini yerine getirmeye çabalarsa, Kur‘an
okuyan kiĢi de Kur‘an‘ın, Allah‘tan kendisine gönderilmiĢ bir
mektup olduğunu düĢünerek hareket etmelidir. Kur‘an‘ı oku-
yan kiĢi, okuduğu Kur‘an‘da hitap edenin, konuĢanın Allah
olduğunu bilmelidir.
KiĢi Kur‘an‘ı kalp huzuruyla okumalı, ciddiyetle Kur‘an‘a
sarılmalı, Kur‘an‘ı dinlemekle yetinmemeli, manalarını dü-
Ģünce süzgecinden geçirmelidir. Kur‘an‘ı ağır ağır, tane tane,
anlayarak ve hissederek okumalı, her âyeti, gücü nispetinde
anlamaya çalıĢmalı, Kur‘an‘ı anlamaya engel olan her Ģey-
den uzaklaĢmalıdır.
Kur‘an‘ın her emri veya her yasağıyla kendine hitap
edildiğini bilmeli, Allah‘ın huzurunda durmuĢ, Allah kendisine
bakıyor ve okuduğu Kur‘an‘ı kendisinden dinliyor gibi düĢü-
nüp hissetmelidir. Kur‘an‘ı okuyan kiĢinin iyilerden bahseden
âyetleri okuduğu zaman kendini de onlara katması için Al-
lah´dan niyazda bulunmalıdır.
Kur‘an‘ı okurken de peĢin hükümlerden, Ģahsi değerlen-
dirmelerden kurtulmalıdır. Âyet ve sûrelerin, diğer âyet ve sû-
relerle iliĢkisinin olduğu göz önünde bulundurulmalı, Kur‘an‘ı
sahip olduğu bütünlük içinde anlamaya çalıĢılmalıdır.
Kur‘an‘ı anlamak için tercüme, meâl ve tefsirlerden yara-
lanılmalıdır.
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım ___________________________________ 5
Meal okumak Kur‘an‘ı anlamanın sadece ve sadece bir
aracıdır. Daha iyi anlamak için sahih tefsirleri araĢtırarak
onlardan da yararlanılmalı, âyetlerin iniĢ sebepleri de bilin-
melidir.
Kur‘an‘ı anlamak onun ilk uygulayıcısı ve tebliğcisi olan
Hz. Muhammed (sav)‘i çok iyi tanımakla mümkündür. Ku-
ran‘ın dili olan Arapçanın da öğrenilmesi güzeldir.
Kur‘an okumaktan amaç onu anlamak, onu yaĢamak,
pratiğe dökmek, ―yap‖ dediklerini yapmak, ―yapma‖ dedikle-
rinden de kaçınmaktır. Kur‘an, hayata aktarıldığı zaman
insana mutluluk ve huzur verir.
Rasulullah (s.a.s.) "Muhakkak ki ileride kapkaranlık ge-
celer gibi fitneler olacak!" buyurdu "Onlardan kurtuluĢun yolu
nedir, Ey Allah'ın Resulü?" denildi. Rasulullah (s.a.s.): "Allah-
'ın kitabı! Onda sizden öncekilerin olayları, sizden sonrakile-
rin haberleri ve sizin de hükmünüz vardır. O, kesin çizgidir;
Ģaka değildir. Her kim kibirlenerek onu terk ederse Allah
onun belini kırar. Her kim ondan baĢka hidayet (doğru yol)
ararsa Allah onu saptırır. O Allah'ın sapasağlam ipidir. O,
apaçık bir nurdur. O hikmetli bir hatırlatmadır. O dosdoğru
yoldur. Hevalar onun sayesinde kaymaz. GörüĢler onun sa-
yesinde dağılmaz. Âlimler ona doymazlar. Onun çokça tekra-
rı usanç vermez. Hayretengiz yönleri tükenmez. Her kim
onun ilmiyle ilimlenirse ileri gider. Her kim onunla amel eder-
se ecirlenir (sevap kazanır). Her kim onunla hükmederse
adalet eyler. Her kim ona tutunursa doğru yolu bulur" buyur-
du.1
Bu çalıĢmamızın amacı tefsir yapmak değil, Kur‘an-ı Ke-
rim‘i ilk kez okuyup anlayacak kiĢiler ve gençler için bir yön-
tem geliĢtirmektir.
1 Ahmed b. Hanbel, 1/91 Dârimî, Fezâilü'l-Kur'ân, 1; Tirmizî, Sevâbü'l-Kur'ân 14,
2908.
6 ______________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
Biz yöntemimizi ―Kısa Sûreleri‖ seçip, bunları
1- Tanımak,
2- Okumak,
3- Mealini Öğrenmek,
4- Anlamak,
5- Ders Almak,
6- Uygulamak, baĢlıkları altında topladık.
Ayrıca konuyu ―Okuma Parçaları‖ ve bir takım etkinlik
çalıĢmalarıyla zenginleĢtirdik.
ÇalıĢmamızın hayırlara vesile olmasını, amel defterimi-
ze sadaka-ı câriye olarak yazılmasını Cenab-ı Allah‘tan niyaz
ederiz.
MERAM / KONYA 2008
Kur’an’ı Anlamaya Giriş ______________________________________ 7
I- FATİHA SÛRESİ
A- SÛREMİZİ TANIYALIM
Fatiha sûresi diziliĢ bakımından Kur‘an-ı Kerim‘in ilk
sûresidir. Sevgili Peygamberimize gönderiliĢ sırasına göre
beĢinci sûredir. Mekke‘de inmiĢtir. Kur‘an-ı Kerim‘in ilk sûresi
olduğu için ―açan, baĢlayan‖ anlamında Fatiha adını almıĢtır.
Hastalara Ģifa niyeti ile okunduğu için diğer bir adı da ―ġi-
fa‖dır. Her namazda, hatta her rekâtta okunup tekrarlanan
yedi âyet olduğundan ―Seb‘ul mesânî ‖ ismiyle de bilinir. Kut-
sal kitabımız Kur‘an-ı Kerim‘in önsözüdür. Âyetlerinin sayısı
yedidir. Fatiha, namaz sûresidir. Fatiha sûresi okunmadan
kılınan namaz eksiktir.
Sûremiz kısaca Ģu konulardan bahsetmektedir;
1- Cenabı Hakk‘ın bütün kâinatın sahibi ve Rabbi oldu-
ğu,
2- Gerçek övgünün sadece O‘na ait olduğu,
3- Merhametli olup ahiretin sahibi olduğu,
4- Sadece O‘na ibadet edip ve O‘na dua etmemiz gerek-
tiği,
8 ______________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
5- Cenabı Hakk‘ın beğendiği yaĢantı üzere olup, beğen-
mediği topluluk ve yaĢantıdan uzak durmamız ve bunu sü-
rekli tekrarlayarak dua etmemiz gerektiği anlatılmaktadır…
B- SÛREMİZİ OKUYALIM
1- Bismillâhirrahmânirrahîm 2- El-hamdu lillâhi Rabbi‘l-
âlemîn 3- Er-rahmâni‘r-rahîm 4- Mâliki yevmi‘d-dîn 5- Ġyyâke
na'budu ve iyyâke nesteîn 6- Ġhdine‘s-sirâta‘l-mustekîm 7-
Sirâtallezîne en'amte aleyhim ğayri‘l-mağdûbi aleyhim ve
le‘d-dâllîn (ÂMĠN)
C- SÛREMİZİN MEALİNİ ÖĞRENELİM
1. Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla.
2. Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah'a aittir.
3. O Rahman'dır, Rahim'dir.
4. Din (kıyamet) gününün sahibidir.
5. (Rabbimiz!) Yalnız sana ibadet eder ve yalnız senden
yardım dileriz.
6. Bizi dosdoğru yola ilet.
7. Kendilerine nimet verdiğin kimselerin yoluna; gazaba
uğramıĢların ve sapıtanların yoluna değil (Amin/Allah‘ım ka-
bul et)
D- SÛREMİZİ ANLAYALIM
Yüce kitabımızın ilk cümlesi olan bu âyet, Rabbimize
hamd (övgü) sözcüğü ile baĢlıyor. Hamd, her Ģeyi verenin
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım ___________________________________ 9
Allah olduğunun, insan tarafından bilinmesi, bunun bilincinde
olunması demektir. Allah bizlere, tüm insanlara hava, su gibi
nimetler verdi. Bizi Ġslam diniyle Ģereflendirdi. Bu yüzden tüm
varlıklar, Allah‘a hamd etmektedirler. Hamd, insanın Allah‘ı
övmesidir.
Allah gerçekten övülmeye layık tek varlıktır. Zira Allah,
âlemlerin Rabbidir. Bizim gözümüzle gördüğümüz ve göre-
mediğimiz varlıkların tamamını içine alan âlemlerin yaratıcısı
ve yöneticisi O‘dur.
RABB kelimesi sahip olan, terbiye eden ve düzelten an-
lamına gelmektedir. Rabbimiz evreni düzenleyen ve insanları
terbiye edendir.
Terbiye etmek; insanı doğumundan ölümüne kadar her
açıdan yetiĢtirip büyütmek, maddî ve manevî geliĢimini sağla-
maktır.
RAHMAN kelimesi yüce Allah‘ın dünyada bütün varlıkla-
ra acıması, onlara Ģefkatle bakmasıdır. Allah tüm kullarının
dünyadaki bütün ihtiyaçlarını karĢılamaktadır.
RAHÎM kelimesi ise Rabbimizin ahirette sadece mü‘min-
lere merhamet ve Ģefkatle davranacağı, onların cennetteki bü-
tün isteklerini karĢılayacağı anlamına gelmektedir. Onun için
müminler dünyada ne kadar huzur içinde olsalar da bu du-
rum ahiret nimetlerinin yanında pek değersiz kalır. Bu sebep-
le mümin büyük beklentilerini ahirete ertelemeli, büyük mut-
luluğa ulaĢmalıdır.
Müslümanların temel inanç ilkelerinden birisi de ahiret
gününe inanmaktır. Ahirete iman, imanın Ģartlarının beĢinci-
sidir. Ahirete inanan ve Allah‘ın hesap soracağını bilen
müslüman davranıĢlarında daha bilinçli olur. Ahirete inanan
insan bu dünyanın geçici olduğunu, gerçek mutluluğun ise
ahirette olduğunu bilir. Ahiret hayatı kalıcı ve sonsuzdur. Öy-
10 _____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
leyse daha bilinçli davranmalıyız. Bu güzelliklere ulaĢmak için
elimizden geleni yapmalıyız.
Allah‘ın ahiret gününün tek hükümdarı olduğunu söyle-
yen ve ona imanın Ģartı olarak inanan mü‘minler ise; kulluk ve
ibadetin yalnız O‘na yapılacağını, yardımın sadece ondan iste-
neceğini söylemektedir. Bu mesaj insanların zayıf ve zavallı
yaratıklara değil, Ģanı yüce olan Allah‘a ibadet etmesi gerek-
tiğini bildirmektedir. Yardımın kendisine bile faydası olmayan
aciz varlıklardan değil en büyük ve en güçlü olan Allah‘tan
istenmesini öğretmektedir.
Müslümanların tek ve en büyük amacı âhirette mutlulu-
ğa ulaĢmaktır. O mutluluğa ulaĢmak için gittiği yolun doğru
olması gerekir. YanlıĢ yollara sapanlar hedefe ulaĢamazlar.
Hem yollarını hem kendilerini kaybederler. Onun için Rabbi-
mize günde kırk defa yalvarırız. ―Ya Rabbi! Bizi dosdoğru
yola ulaĢtır.‖ diye dua ederiz.
Rabbimizden bizi doğru yola ulaĢtırmasını istedikten
sonra bir istekte daha bulunuyoruz. Bizi kendilerine nimetler
verdiğin iyi ve güzel kullarının yoluna ulaĢtır. Onlar gibi iyi ve
güzel davranıĢlar sergilememizi nasip et. Onlar gibi ahirette
mutluluğa ulaĢmamızı nasip et.
Rabbimiz bize bu kimseleri Kur‘an-ı Kerim‘de Ģöyle tanı-
tıyor:
―Her kim Allah‘a ve Peygamber‘e itaat ederse, iĢte bun-
lar, Allah‘ın kendilerine nimet verdiği peygamberlerle, sıdık-
larla (doğrularla), Ģehitlerle ve iyi kimselerle beraberdirler.
Bunlar ne güzel arkadaĢtırlar.‖2
Ya Rabbi bizi akılları olduğu halde anlamayan, gözleri
olduğu halde görmeyen, uyarıcılar gönderdiğin halde uyan-
mayan, bu yüzden de gazabına uğrayan ve sapıtan kimse-
lerin yoluna yönlendirme. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v)
2 Nisa, 69
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım __________________________________ 11
sûrede anlatılan gazaba uğramıĢ kimselerin Yahudiler, sapı-
tanların ise Hıristiyanlar olduğunu bildirir. Allahım, bizi onla-
rın yanlıĢ yollarına düĢürme.
E- SÛREMİZDEN DERS ALALIM
Yüce Rabbimiz, Fatiha sûresini kulları ile kendisi arasında
ikiye böldüğünü bildirmektedir. Fatiha‘nın ilk yarısında kullar,
Allah‘ın yüce sıfatlarını dile getirerek, O‘nun Rahman ve Ra-
him olduğunu, din (ahiret) gününün sahibi olduğunu belirtir;
hemen arkasından da yalnız Allah‘a ibadet edip yalnız
O‘ndan yardım dilediklerini bildirirler.
Sûrenin ikinci yarısında ise kullar, Allah‘tan ―kendilerini
doğru yola, kendilerine nimetler verilen kimselerin, yoluna
ulaĢtırmasını, yolunu sapıtanların ve gazaba uğrayanların
yoluna ulaĢtırmamasını‖ isterler.3
Fatiha Kur‘an-ı Kerim‘in anasıdır. Ġslam âlimleri Kur‘ân-ı
Kerim‘i mükemmel bir vücuda benzetmiĢler. Fatiha sûresini o
vücudun baĢı gibi görmüĢlerdir. BaĢı olmayan vücud eksiktir.
Vücudun kime ait olduğunu baĢ ile tanırız. Kur‘an-ı Kerimi de
Fatiha sûresi ile tanırız.
Fatiha anlamı düĢünülerek okunduğu zaman Hz. Mu-
hammed (s.a.v)‘in yüzünü görmüĢ gibi oluruz. Söz, Allah‘ın
sözü, açıklayan ise Allah‘ın sevgili elçisi Hz. Muhammed
(s.a.v)‘dir.
Namaz kılan mü‘minler bu sûreyi, günde en az kırk defa
okur. Hiç düĢündünüz mü, Fatiha niçin kırk defa okunur?
Çünkü bu sûre ile Rabbimiz bize dua etmenin yöntemini öğ-
retmektedir. Aslında namaz tam bir duadır. Fatiha ise duala-
rın en güzelidir. Fatiha, müslümanın Rabbiyle iletiĢimini sü-
rekli ve canlı tutan bir sûredir.
3 Müslim, Salât, 38
12 _____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
Ġnsan, Rabbinin kendisini doğru yola ulaĢtırmasını ister.
Rabbi de ona kitabın tamamında açıklama yaparak yol gös-
terir. Namaz, insanın kiĢiliğini olgunlaĢtırır. Fatiha ise tam bu
mesajları içerir. Fatiha‘nın sonunda âmin ―kabul et ya Rabbi
kapına geldim, kıyam da rükûda ve secdede sana yöneldim‖
diyen müslüman yalnız olmadığını bilir. Çünkü aynı anda mil-
yonlarca müslümanın aynı sözü söylemekte olduğuna inanır.
Dolayısıyla da yüce yaratıcısının bütün duaları iĢitip kabul ede-
ceğini, bütün kalbiyle hisseder.
Ebu Hureyre (R.A.)‘ın bize haber verdiğine göre,
Rasulullah (s.a.s.) Ģöyle buyuruyor: ―Allah Teâlâ buyuruyor
ki; ―Namazı ben kendimle kulum arasında ikiye ayırdım. Ya-
rısı benim, diğer yarısı da kulumundur. Kulumun dilediği
kendisi için gerçekleĢecektir. Kul ―Âlemlerin Rabbi olan Al-
lah‘a hamd olsun‖ dediği zaman, yüce Allah, ‗kulum bana
hamdetti‘ der. Kul, ―Allah, rahman ve rahimdir.‖ dediği za-
man, Allah Teâlâ, ―kulum beni övdü.‖ der. Kul, ―Allah, din
gününün sahibidir‖ dediğinde Allah, ―Kulum beni ta‘zim etti
(büyüklüğümü ifade etti)‖ der. Kul, ―Yalnız sana ibadet eder,
yalnız senden yardım dileriz.‖ dediğinde, Allah, ―ĠĢte bu an-
cak benimle kulum arasında bir konudur, kulumun istediği
kendisine verilecektir.‖ der. Kul, ―Bizleri doğru yola ulaĢtır,
kendilerine nimet verdiklerinin yoluna, gazaba uğrayanların
ve sapıkların yoluna değil.‖ dediğinde ise Allahü Teâla, ―Bu
da ancak kuluma ait bir durumdur, istediği kendisine verilir.‖
buyurur.
F- SÛREMİZİ UYGULAYALIM
1- Namazların her rekâtında ayakta iken,
2- Kuran-ı Kerim ve dualar okunduktan sonra ―el-Fatiha‖
denilince ve
3- Allah‘tan Ģifa dilemek için okuruz.
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım __________________________________ 13
Fatiha sûresi bir dua örneği olduğu için duanın önemi
üzerinde kısaca durup dualarımızın çoğalması gayretinde
bulunalım.
Dua, insanın yaratıcısı karĢısında zayıf ve güçsüz oldu-
ğunu bilmesidir. Dua, insanın sonsuz kuvvet sahibi, Rabbine
sığınmasıdır. Dua, insan‘ın yaĢayabilme gıdasıdır. Dua et-
meyen ve kendisine dua edilmeyen insanlar mutluluğu yaka-
layamaz, baĢarılı olamazlar.
Bu konuda, dünyaca ünlü bir kalp doktoru; dua eden
hastalarla dua etmeyen hastaların iyileĢme sürelerinin farklı
olduğunu söylemektedir. Bizler, Rabbimizin tavsiye ettiği duala-
rı hem kendimiz hem de sevdiklerimiz için çokça yapmalıyız.
Çünkü Rabbimiz Kur‘an-ı Kerim‘de; ―De ki; duanız olmasaydı
Rabbim size ne diye önem versin ki.‖4 diye buyurmaktadır.
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) de; ―Dua ibadetin özüdür.‖diye
bizleri müjdelemiĢtir.
Okuma Parçası
DUA
Günlerden bir gün üç kiĢi bir yolculuğa çıktılar. AkĢam
olunca, yatıp uyumak üzere bir mağaraya girdiler. Fakat dağ-
dan kopan bir kaya mağaranın ağzını kapattı. Bunun üzerine
birbirlerine:
―-Yaptığımız iyilikleri anlatarak Allah'a dua etmekten
baĢka bizi bu kayadan hiçbir Ģey kurtaramaz‖ dediler. Ġçle-
rinden biri söze baĢlayarak:
―-Allahım! Benim çok yaĢlı bir annem ve babam vardı.
Onlar yemeklerini yemeden, çoluk çocuğuma ve hizmetçile-
rime bir Ģey yedirip içirmezdim. Bir gün hayvanlara yem bul-
4 Furkan, 25/77
14 _____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
mak için evden ayrıldım, onlar uyumadan önce de eve dö-
nemedim. Eve gelir gelmez hayvanları sağıp sütlerini annem
ve babama götürdüğümde, baktım ikisi de uyumuĢ. Onları
uyandırmak istemediğim gibi, onlardan önce ev halkının ve
hizmetkârların bir Ģey yiyip içmesini de uygun görmedim. Süt
kabı elimde, sabaha kadar uyanmalarını bekledim. Çocuklar
etrafımda açlıktan sızlanıp duruyordu. Nihayet uyanıp sütle-
rini içtiler. Rabbim! ġayet ben bunu senin rızanı kazanmak
için yapmıĢsam, Ģu kaya sıkıntısını baĢımızdan al!‖ diye yal-
vardı. Kaya biraz aralandı; fakat çıkılacak gibi değildi.
Bir diğeri söze baĢladı:
―-Allahım! Amcamın bir kızı vardı. Onu herkesten çok
seviyordum. Bir erkek bir kadını nasıl severse ben de ona
sahip olmak istedim. Fakat o bunu arzu etmedi. Bir yıl kıtlık
olmuĢtu. Amcamın kızı çıkıp geldi. Kendisini bana teslim
etmek Ģartı ile ona 120 altın verdim. Kabul etti. Ona sahip
olacağım zaman dedi ki; ―Allah'tan kork! Dinin uygun görme-
diği bir yolla beni elde etme!‖ Ben ise çok istediğim Ģeyi elde
etme fırsatı bulduğum halde kendisinden uzaklaĢtım, verdi-
ğim altınları da geri almadım. Rabbim! ġayet ben bunu senin
rızanı kazanmak için yapmıĢsam, Ģu kaya sıkıntısını baĢı-
mızdan al!‖ diye yalvardı. Kaya biraz aralandı; fakat çıkılacak
gibi değildi.
Üçüncü adam da:
―-Allahım! Vaktiyle ben birçok iĢçi tuttum. Parasını al-
madan giden biri dıĢında hepsinin ücretini verdim. Ücretini
almadan giden adamın parasını çalıĢtırdım. Bu paradan bü-
yük bir zenginlik oluĢtu. Bir gün bu adam çıka geldi. Bana;
―Ey Allah‘ın kulu! Ücretimi ver,‖ dedi. Ben de ona:
-―ġu gördüğün develer, sığırlar, koyunlar ve köleler se-
nin ücretindir‖ dedim. Adamcağız:
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım __________________________________ 15
―-Ey Allah‘ın kulu! Benimle alay etme!‖ deyince, ―Seninle
alay etmiyorum.‖ diye cevap verdim. Bunun üzerine o, geride
bir tek Ģey bırakmadan hepsini önüne katıp götürdü. Rabbim!
Eğer bu iĢi sırf senin rızanı kazanmak için yapmıĢsam, içinde
bulunduğumuz sıkıntıdan bizi kurtar!‖ diye yalvardı. Mağara-
nın ağzını tıkayan kaya iyice açıldı; onlar da çıkıp gittiler.5
Burada anlatılan örnek davranıĢlar insanların ömür boyu
karĢılaĢabileceği olaylardır. Ġnsanın anne babasına saygı ve
hizmeti, nefsinin isteklerine karĢı duruĢu ve insan haklarına
saygı dinimizin en önemli ilkelerindendir.
Dinimizin çok önem verdiği bu davranıĢları yaptığımız-
da, bu iyiliklerin ahiretteki karĢılığının yanında, Allah‘ın izniy-
le dünyadaki sıkıntılarımızdan kurtulmamıza da yardımcı
olduğunu görmekteyiz. Bu örnek bize, Rabbimize dua eder-
ken söyleyebileceğimiz böyle güzel ve samimi davranıĢları-
mızın olması gerektiğini öğretmektedir.
5 Müslim, Zikir, 100
16 _____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
II- BAKARA SÛRESİ 1-5. ÂYETLER
A- SÛREMİZİ VE ÂYETLERİMİZİ TANIYALIM
Kuran‘ın en uzun sûresi olup, 286 âyettir. Bakara sûresi
diziliĢ bakımından Kur‘an-ı Kerim‘in ikinci sûresidir. Sevgili
Peygamberimize gönderiliĢ sırasına göre seksen yedinci
sûredir. Bakara sûresi ismini, 67-71. âyetlerde anlatılan ve
Yahudilerin kesmeleri emredilen sığırdan almıĢtır.
Medine'de inmiĢtir. Bakara sûresinin büyük bir bölümü
Hz. Peygamber (s.a.v)‘in Medine'de geçirdiği ilk iki yılda in-
miĢtir. Kuran‘ın en son inen âyeti de bu sûrenin 281. âyeti
olduğu için tamamlanması on bir yıl sürmüĢtür. Bu âyet,
Veda Haccı sırasında Mekke'de inmiĢtir. Sûrenin son âyetleri
(284-286) Medine'ye hicretten önce Mekke'de inmiĢtir.
Sûremiz ve Âyetlerimiz kısaca Ģu konulardan bahset-
mektedir;
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım __________________________________ 17
Medine'de inmesi ve en uzun sûre olmasından dolayı,
Ġslâmî hükümlerle ilgili birçok konuyu kapsamaktadır. Bu
sûre ―Hidayet‘e (kurtuluĢa) davettir; içinde geçen olaylar,
anlatılan kıssalar, hep bu ana fikir etrafında dönmektedir. Bu
konulardan bazıları Ģunlardır;
1- Ġslâm'ın getirdiği inanç, ibadet ve hayat düzeniyle ilgi-
li temel bilgilerden,
2- Mümin, münafık ve kâfirlerden,
3- Allah'ın varlığını ve birliğini gösteren delillerden,
4- Ġnsanın yaratılıĢı, yetenekleri ve imtihanlarından,
5- Ġsrailoğulları tarihinin önemli bölümlerinden,
6- Mükemmel bir din olan Ġslâm'ın, daha önceki dinlerin
evrensel kısmını kapsadığı, buna karĢılık onların değiĢmesi,
ıslah edilmesi, düzeltilmesi gereken hükümlerini de düzenle-
diğinden,
7- Hz. Ġbrahim kıssasından, Kâbe‘nin yapılıĢı ve kıble
oluĢundan,
8- Helal, haram kavramından ve buna bağlı olarak yiye-
cekler, kısas, vasiyet, oruç, savaĢ, hac, nikâh, boĢama, dul-
luk, yetimlik, Ģarap, kumar ve faizden,
9- SözleĢmelerin yazılmasından, din ve vicdan hürriye-
tinden, Allah ve kul iliĢkisinden, örnek dualar vb. hususlarla
ilgili hükümlerden,
10- Ġlk beĢ âyette Kur'an-ı Kerim‘in bir hayat kılavuz ki-
tabı olduğundan,
11- Ġman'ın temellerinden, yani Allah'a, peygam-
berliğe, öldükten sonra dirilmeye inanılması gerektiğinden,
12- Ġmanında oldukça duyarlı, Allah‘a karĢı isyana götü-
ren davranıĢlardan titizlikle kaçınan takva sahibi müminlerin,
gaybe yani gözle görülmediği halde bildirilenlere inanan;
namazını samimice, dosdoğru kılan, kendilerine rızık olarak
18 _____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
verilen nimetlerden ihtiyaç sahipleri için harcayan; Kur‘an-ı
Kerim‘e ve ondan önce gelen diğer kutsal kitaplara, ahiret
gününe tereddütsüz inanan kiĢiler olduklarından,
13- Bu iman ve ibadet üzere olan müminlerin hayatları-
nın belli bir düzen ve istikamet üzere olup kurtuluĢa erecek-
lerinden bahsetmektedir.
B- ÂYETLERİMİZİ OKUYALIM
Bismillâhirrahmânirrahîm.
1- Elif lâm mîm 2- Zâlike‘l-kitâbu lâ raybe fîh hude‘l-li‘l-
muttekîn 3- Ellezîne yu'minûne bi‘l-ğaybi ve yukîymûne‘s-
salâte ve mimmâ razaknâhum yunfikûn 4- Vellezîne
yu'minûne bimâ unzile ileyke ve mâ unzile min kablik. Ve bi‘l-
âhirati hum yûkinûn 5- Ulâike alâ hude‘m-mir Rabbihim ve
ulâike humu‘l-muflihûn.
C- ÂYETLERİMİZİN MEALİNİ ÖĞRENELİM
1- Elif, Lâm, Mîm
2. Bu, öyle bir kitaptır ki, (Allah‘ın sözlerinden oluĢtu-
ğunda) hiç Ģüphe yoktur. O, Allah‘ın razı olmadığı
davranıĢlardan uzak duranlara doğru yolu gösteren-
dir.
3. O kimseler ki, kendilerine vahiy yoluyla bildirilen
gayba inanırlar, namazı dosdoğru kılarlar; kendileri-
ne rızık olarak verdiğimiz Ģeylerden de harcarlar.
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım __________________________________ 19
4. Onlar, sana ve senden önceki Peygamberlere indiri-
len kutsal kitaplara iman edip ahirete de kesin bir
Ģekilde inanırlar.
5. ĠĢte onlar, Yüce Allah‘ın belirlediği dosdoğru yol üze-
re olup kurtuluĢa erenlerin de ta kendileridir.
D- ÂYETLERİMİZİ ANLAYALIM
Hurûf-u mukattaa; Çoğu Mekke'de nazil olan yirmi do-
kuz sûrenin baĢında ya bir âyet ya da bir âyetin baĢlangıcı
olan, kelime oluĢturmayan bazı harfler yer almakta olup bunlara
hurûf-ı mukattaa (ayrı ayrı harfler) denir. Bunlar Arap alfabesi-
nin on dört harfidir ve bazı sûrelerin baĢında tek harf olarak,
bazılarının baĢında ise birden fazla harfin yan yana diziliĢi
Ģeklinde yer almıĢlardır.
Bakara sûresinin ilk âyetini teĢkil eden "elif-lâm-mîm"in
manasıyla ilgili olarak yirmiden fazla yorum vardır. Bunlardan
Ģu üçü nispeten daha tutarlı görünmektedir:
1- Bunlar, manaları olmayan alfabe harfleridir.
2- BaĢında bulundukları sûrelerin kapsadığı konulara
dikkat çekmek için yemin olarak gelmiĢtir.
3- BaĢlarında bulundukları sûrelerin isimleri olarak indi-
rilmiĢtir.
TAKVA: Allah korkusuyla günahtan kaçınma, Allah'ın
emir ve yasaklarına uymakta titizlik gösterme, Allah'ın koru-
masına girme, emrini tutup azabından korunma anlamında
bir terimdir. Bu Ģekilde titiz davranan insana, "muttaki" denir
Kur'an'da takva üç derecede anlatılmıĢtır:
1- Ebedî olarak Cehennemde kalmamak için, iman
edip Allah‘a ortak koĢmaktan korunmak,
2- Büyük ve küçük günahlardan kaçınmak ve Allah‘ın
emirlerini yerine getirmek,
20 _____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
3- Tamamen Allah'a dönmek ve insanı Allah'tan alıko-
yan her Ģeyden uzak durmak. Hakiki takva budur ve
Kur‘an‘da, insanlardan bu takvaya sahip olmaları is-
tenmektedir: "Ey iman edenler! Allah'tan, O'na yara-
Ģır Ģekilde korkun ve ancak müslümanlar olarak can
verin."6
Takvanın bu üç mertebesi, Kur‘an‘ın baĢka bir yerinde
beraber zikredilmiĢtir:
"Ġman eden ve iyi iĢler yapanlara, hakkıyla sakınıp (tak-
va ile hareket edip) iman ettikleri ve iyi iĢler yaptıkları, sonra
yine hakkıyla sakınıp (takva ile hareket edip) imân ettikleri,
sonra da hakkıyla sakınıp (takva ile hareket edip) yaptıkları-
nı, ellerinden geldiğince güzel yaptıkları sürece, (haram kı-
lınmadan önce) yiyip içtikleri Ģeylerden dolayı bir günah yok-
tur (Önemli olan inandıktan sonra iman ve iyi amelde devam-
lılıktır). Allah iyi ve güzel iĢ yapanları sever" (Maide, 5/93).
"Kim takva sahibi olur (Allah'tan korkar) sa, Allah ona bir
çıkıĢ yolu gösterir ve ona beklemediği yerden rızık verir. Kim
Allah'a güvenirse O kendisine yeter. ġüphesiz Allah sözünü
yerine getirendir. Allah her Ģey için bir ölçü koymuĢtur" (Ta-
lak, 65/2,3).
Hz. Muhammed (s.a.s.) de Veda Hutbesinde: "Ey insan-
lar! Rabbiniz birdir; babanız birdir; hepiniz Âdem‘densiniz ve
Âdem de topraktandır. Allah'ın yanında en üstün olanınız
takvası en fazla olanınızdır. Araplarla Arap olmayanların
birbirine karĢı üstünlüğü ancak takva iledir" buyurmuĢtur.
Yüce Allah, Bakara sûresinin giriĢ kısmındaki ilk beĢ
âyette, müminlerin, takvaya özgü beĢ özelliğini sıralıyor.
Bunlar;
1- Gaybe (görülmeyen varlıklara) inanmak,
2- Namaz kılmak,
6 Âli Ġmran, 3/102
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım __________________________________ 21
3- Yüce Allah'ın rızk olarak verdiği Ģeyleri hayır amaçlı
olmak üzere harcamak,
4- Allah'ın peygamberlerine indirdiği kitaplara inanmak
5- Ahirete en ufak bir kuĢku duymayacak Ģekilde iman
etmektir.
22 _____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
Okuma Parçası
MELEKLERİN KUR’AN-I KERİM DİNLEMESİ
Useyd b. Hudayr (ra)'ın anlattığına göre: "Geceleyin,
(hurma harmanında iken) Kur'ân-ı Kerim‘den Bakara sûresini
okuyordu. Hemen yakınında da atı bağlı idi. Birden bire atı
Ģahlandı. Bunun üzerine susarak okumayı bıraktı. At da sa-
kinleĢti.
Useyd tekrar okumaya baĢlayınca at yine Ģahlandı.
Useyd yine okumayı bırakınca at da sakinleĢti. Az sonra yine
okumaya baĢlayınca at tekrar Ģahlanmaya baĢladı. Oğlu
Yahya, ata yakındı. Ona bir zarar vermesin diye attan uzak-
laĢtırmak için yanına gitti. Bir ara baĢını göğe kaldırınca bir de
ne görsün! Gökte Ģemsiye gibi bir Ģey ve içerisinde kandilim-
si/ıĢıklı nesneler bulunmakta.
Sabah olunca koĢup gördüklerini Hz. Peygamber
(s.a.v)‘e anlattı. Hz. Peygamber kendisine: "O gördüklerin
neydi bilir misin?" diye sordu. "Hayır!" cevabı üzerine Hz.
Peygamber Ģöyle açıkladı: "Onlar meleklerdi. Senin sesine
gelmiĢlerdi. Devam etseydin, sabahleyin herkes onları sey-
redebilecekti, çünkü halktan gizlenmeyeceklerdi7.
7 Buhârî, Fedailu'l-Kur'ân 15; Müslim, Müsâfirîn 242
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım __________________________________ 23
III- ÂYETE’L-KÜRSİ
(BAKARA SÛRESİ 255. ÂYET)
A- ÂYETE’L-KÜRSİYİ TANIYALIM
Adını ―taht, hükümdarlık, ilim, kudret‖ gibi manalara ge-
len ―kürsi‖ kelimesinden alır.
Allah‘ın yüce sıfatlarını ve eĢsiz kudretini anlatan bu
âyetin büyüklüğü, onu okumanın büyük sevabı ve tesirleri
hakkında hadisler vardır.
Âyete‟l-kürsi kısaca;
1- Allah‘ın bir tek olup ondan baĢka ilah olmadığından,
2- Daima görüp gözettiğinden,
3- Ġnsanın sergileyebileceği uyku ve dalgınlık gibi hal-
lerden uzak olduğundan,
24 _____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
4- Her Ģeyin sahibi olduğundan,
5- ġefaatın ancak Allah‘ın izin verdiği kiĢiler tarafından
yapılabileceğinden,
6- Yaptıklarımızı ve yapacaklarımızı bildiğinden,
7- Allah‘ın bildirdiği kadar bilgi sahibi olabileceğimiz-
den,
8- Yeri-göğü koruyup kollamanın Allah‘a zor gelmeye-
ceğinden,
9- Allah‘ın çok yüce ve büyük olduğundan bahsetmek-
tedir.
B- ÂYETE’L-KÜRSİYİ OKUYALIM
Bismillâhirrahmânirrahîm.
Allahu lâ ilâhe illâ huve‘l-hayyul kayyûm. Lâ te‘huzuhû
sinetun ve lâ nevm. Lehû mâ fi‘s-semâvâti vemâ fi‘l-ard.
Menzellezî yeĢfeu indehû illâ bi iznih, ya‘lemu mâ beyne
eydîhim vemâ halfehum velâ yuhîtûne biĢey‘in min ilmihî illâ
bimâ Ģâ‘. Vesia kursiyyuhu‘s-semâvâti ve‘l-ard. Velâ
yeûduhû hıfzuhumâ ve huve‘l-aliyyu‘l-azîm.
C- ÂYETE’L-KÜRSİ’NİN MEALİNİ ÖĞRENELİM
(Rahman ve Rahim olan Allah‟ın ismiyle)
255. Allah, kendisinden baĢka hiç bir ilahın olmadığı tek
yaratıcıdır.
O, daima diri ve yarattıklarını gözetip yönetendir.
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım __________________________________ 25
Kendisini ne bir uyuklama ne de bir uyku alır.
Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur.
O'nun izni olmadıkça O'nun huzurunda kim Ģefaat ede-
bilir?
Kullarının yaptıklarını ve yapacaklarını O bilir.
Ġnsanlar, O'nun ilminden ancak Allah‘ın dilediği kadarın-
dan baĢka bir Ģey bilemezler.
O'nun gücü ve kudreti, gökleri ve yeri kaplamıĢtır; Yara-
tılan her Ģeyi koruyup gözetmek O'na ağır gelmez.
O pek yücedir, pek büyüktür.
D- ÂYETE’L-KÜRSİ’Yİ ANLAYALIM
Hadisi Ģeriflerde âyetel kürsi hakkında Ģu bilgiler verilmek-
tedir;
1- Kur‘an-ı Kerim‘de en özlü âyetin âyete‘l-kürsi olduğu,
2- Yatağa girerken onu okuyanı Allah‘ın koruyacağı,
Ģeytanın ona yaklaĢamayacağı,
3- Bu âyetin içinde Allah‘ın en yüce ismi (ism-i âzam)‘ın
bulunduğu,
4- ―Kur‘an âyetlerinin efendisi‖ olduğu bildirilmiĢtir.8
Ayete‘l-kürside Allah‘ın birliği, diri ve zatıyla var olduğu,
uyuklama ve dalgınlık gibi insanlara ait özelliklerden uzak
olduğu, evreni kendi egemenliğinde bulundurduğu, O‘nun
izni olmadan hiç bir kimsenin Ģefâat edemeyeceği, bilgisinin
geçmiĢi ve geleceği kuĢattığı, kudretinin yerleri ve gökleri
kapladığı ve kendi varlığının çok yüce olduğu bildirilerek tev-
hit inancının ilkeleri en açık bir Ģekilde anlatılmaktadır.
8 Buhari, Vekâlet, 10; Müslim, Misafirin, 258; Ebu Davud, Salat, 352, Huruf,
11; Müsned, VI/461; Tirmizi Fezailü‘l- Kur‘an, 2
26 _____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
Âyete‟l-kürside ism-i âzam bulunmaktadır. Bir hadis-
te bildirildiğine göre Allah'ın en yüce ismi (ism-i a'zamı)
Kur‘an-ı Kerim‘de üç yerde geçmektedir. Bu isim hürmetine
dua edilirse Allah kabul eder. Bu yerler:
1- Bakara sûresinde (Ayetü‘l-kürsi),
2- Âl-i Ġmrân (1-2. âyetleri),
―Elif. Lâm. Mîm. Hayy ve Kayyûm olan Allah'tan
baĢka ilâh yoktur.‖
3- Tâhâ sûresinde (111. âyeti)9
―Bütün yüzler (insanlar), diri ve her Ģeye hakim olan Al-
lah için eğilip boyun bükmüĢtür. Zulüm yüklenen ise, gerçek-
ten periĢan olmuĢtur.‖
E- ÂYETE’L-KÜRSİ’DEN DERS ALALIM
Hz. Ebu Hureyre, toplanmıĢ olan zekât ve fitre mallarını
beklemek üzere görevlendirilmiĢti. Bir gece tanımadığı bir
adamın bu mallardan çalmaya kalktığını görünce, bileğinden
tutup ―Seni Resulüllah‘a götüreceğim.‖ diye adamı yakaladı.
―Çoluk çocuğum var, yoksulun biriyim.‖ diye yalvaran adam,
nihayet kendisini bıraktırdı.
Ertesi günü Efendimiz, yakaladığı adamı ne yaptığını
sordu. O da ―Yoksulun biriymiĢ, acıyıp bıraktım.‖ demesi
üzerine Efendimiz, ―O sana yalan söyledi yine gelecektir.‖
buyurdu.
Gerçekten de adamın ikinci gece yine gelip hazinenin
mallarından aynı Ģekilde almaya kalktığını gören Ebu
Hureyre, yine yakalayınca yalvararak bir daha gelmeyeceği
sözünü verdi. Ebu Hureyre de inanarak bir daha bıraktı.
Efendimiz durumu öğrenince, ―O adam sana yalan söyledi,
yine gelecektir.‖ buyurdu.
9 Ahmed b. Hanbel, Müsned, VI/461
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım __________________________________ 27
Gariptir ki üçüncü defa gelip de aynı Ģeyi yine yapmaya
kalktığında bu defa bırakmayacağını söyleyen Ebu
Hureyre‘ye adam, ―Beni bırakırsan sana çok değerli bir dua
haber vereceğim, onunla sen çok mühim bir Ģey öğrenmiĢ
olacaksın.‖ dedi. Ebu Hureyre, ―NeymiĢ o değerli Ģey?‖ de-
yince de Ģunu söyledi:
- ―Bakara Sûresi‘nde Âyetel kürsi vardır. Bu âyeti oku-
yana ġeytan musallat olup da zarar veremez. Gece okuyan
sabaha kadar Ģeytanın kötülüğünden güvende olur. Bunu
benden duymuĢ ol!‖ Ertesi günü Efendimiz, Ebu Hureyre‘nin
yakaladığı meçhul adamı neden yine bıraktığını sorunca:
- ―Bana çok değerli bir duayı haber verdi. Onun için onu
bıraktım.‖ demesi üzerine Efendimiz:
- ―NeymiĢ sana haber verdiği değerli dua?‖ diye sordu.
- ―Âyetel kürsiyi okuyana Ģeytan zarar veremez, kötülük
yapamaz, dedi.‖ deyince Efendimiz:
- ―Bak hele Ģuna! Kendisi yalancı olduğu halde burada
bu defa doğruyu söylemiĢ. Ebu Hureyre, seninle kaç gecedir
konuĢan kimdi biliyor musun? O, insan sûretine girmiĢ Ģey-
tanın ta kendisiydi! Her yerde yalan konuĢan Ģeytan, burada
kendini kurtarma adına sana doğruyu söylemiĢtir!‖ dedi.
F- ÂYETİMİZİ UYGULAYALIM
1- Namaz kıldıktan sonra tesbih dualarından önce
Âyete‘l-kürsi okuyalım.
2- Uyumadan önce Âyete‘l-kürsi okuyalım.
3- Evden çıkarken Âyete‘l-kürsi okuyalım.
4- Yolculuğa çıkarken Âyete‘l-kürsi okuyalım.
5- Dualarımızın baĢında yüce Rabbimizi övmek için
Âyete‘l-kürsi okuyalım.
28 _____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
6- Korktuğumuzda, her türlü kötülüklerden korunmak
maksadıyla Âyete‘l-kürsi okuyalım.
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım __________________________________ 29
IV- AMENERRASULÜ
BAKARA 285–286)
A- ÂYETLERİMİZİ TANIYALIM
Bakara sûresinin ilk beĢ âyetinin tefsir bölümünde bu
süre hakkında bilgiler verilmiĢti.
Allah, bu sürenin baĢında, Kur'an ve mü'minler üzerine
konuĢarak söze baĢladı. Burada da onlardan bahsederek,
hallerini ve yapması gereken duaları açıklayarak sözü ta-
mamlamak istedi.
Bu âyetlerden önce birçok dini hükümler açıklanmıĢtı.
Allah, bize bu sorumlulukları yükledikten sonra, kendisinin,
göklerde ve yerlerde ne varsa hepsinin sahibi olduğunu, di-
lediğine dilediği sorumluluğu yükleyebileceğini, amellerin
karĢılığını ise âhirette vereceğini bildirmiĢtir.
30 _____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
Bundan bir önceki âyette, ''Ġçinizdekileri açığa vursanız
da, gizleseniz de, Allah ondan dolayı sizi hesaba çekecektir"
âyeti inince, bu durum sahabeye zor geldi. Rasulullah
(s.a.s.)'a gelerek: "Namaz, oruç, cihat ve zekat gibi, gücü-
müzün yettiği amellerle mükellef kılındık. Bunları yapabiliyo-
ruz. Fakat bu âyet indirildi, buna gücümüz yetmez" dediler.
Rasulullah (s.a.s.) onlara: ―Sizden önce Ehl-i kitab olan Hıris-
tiyan ve Yahudiler gibi mi söylemek istiyorsunuz? Onlar "iĢit-
tik, isyan ettik" demiĢlerdi. Siz "iĢittik, itaat ettik" deyin‖ buyur-
du. Sahabe "iĢittik, itaat ettik" deyince, Yüce Allah Bakara
sûresinin son âyetlerini indirdi. Allah bundan sonra gelen
―Allah her Ģahsı, ancak gücünün yettiği ölçüde sorumlu kılar‖
âyeti ile, müslümanların endiĢelerini gidermiĢ oldu.
B- ÂYETLERİMİZİ OKUYALIM
285. Amene'r-rasûlü bimâ unzile ileyhi mir rabbihi ve'l-
mu'minûn. Kullun âmene billâhi ve melâiketihi ve kutubihi ve
rusulih. la nuferriku beyne ehadim mir rusulih. ve kâlû
semi'nâ ve eta'nâ ğufrâneke rabbenâ ve ileyke'l-mesîr.
286. Lâ yukellifüllâhu nefsen illâ vus'ahâ. lehâ mâ
kesebet ve aleyhâ mektesebet. rabbenâ lâ tuâhiznâ in
nesînâ ev ahta'nâ. rabbenâ ve lâ tahmil aleynâ isran kemâ
hameltehû ale'llezîne min kablinâ. rabbenâ ve lâ tuhammilnâ
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım __________________________________ 31
mâ lâ tâkate lenâ bih. va'fu annâ. vağfir lenâ. verhamnâ ente
mevlânâ fensurnâ alel kavmil kâfirîn.
C- ÂYETLERİMİZİN MEALİNİ ÖĞRENELİM
285- Allah‘ın elçisi, Rabbinden kendisine indirilene inan-
dı, mü'minler de inandılar. Onların her biri Allah'a, meleklerine,
kitaplarına ve peygamberlerine inandı ve Ģöyle dediler: "O'nun
peygamberlerinden hiç biri arasında ayrım yapmayız; iĢittik
ve itaat ettik. Ey Rabbimiz! BağıĢlamanı dileriz. DönüĢ ancak
sanadır."
286- Allah, herkese ancak gücünün yettiği oranda so-
rumluluk yükler. (Herkesin) kazandığı (iyilik) kendi yararına;
yaptığı (kötülükler) de kendi zararınadır. "Ey Rabbimiz! Unu-
tur veya hata edersek, bizi sorumlu tutma! Ey Rabbimiz! Biz-
den öncekilere yüklediğin gibi, bize (ağır) yük yükleme! Ey
Rabbimiz! TaĢıyamayacağımız Ģeyleri de bize yükleme! Bizi
affet, bizi bağıĢla, bize merhamet et! Sen bizim sahibimizsin;
küfre sapan, seni tanımayanlara karĢı bize yardım et.
D- ÂYETLERİMİZİ TANIYALIM
Bu iki âyet, aynı zamanda "Bakara" sûresinin de sonunu
oluĢturuyor. Bu sûre Ġslam çağrısının temel ilkelerini, kulluk
sisteminin, sosyal ve ahlaki düzenin bir çok ilkesini ele al-
maktadır. Mekke‘de inen birçok âyette, yüce Allah'ın bir kiĢi-
ye, kapasitesinin üstünde yük yüklemediği dinde
müslümanlara bir zorluk ve sıkıntı getirmediği vurgulanmak-
tadır. Yine bu bağlamda, normal zamanlarda yasakladığı
Ģeyleri zorunlu hallerde serbest bıraktığı belirtilir. Kâfirlere
karĢı onlara yardım edeceği, tevbe edip piĢmanlık duymaları
halinde hatalarımızı da bağıĢlayacağı da bu müjdeler ara-
sında yer alır. Medine inen birçok âyette de bu vaad ve müj-
32 _____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
delerin pekiĢtirildiğini görüyoruz. Öyle anlaĢılıyor ki, ilahi
hikmet, bu iki âyeti indirmekle, müslümanlara sürekli bir müj-
deyi vermeyi öngörmüĢtür.
Bu âyetlerde imanın temel ilkeleri ele alınmaktadır. Al-
lah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, hayatın so-
nunda O'na verilecek hesaba inanmak, imanın temel Ģartla-
rındandır. Bunları kabul ettikten sonra bir müslümanın tutu-
mu, Allah'ın her emrine itaat etmek olmalıdır.
Biz mü'minler, peygamberlerin hiç birini diğerinden ayır-
mayız. Çünkü peygamberlik konusunda bütün peygamberler
eĢittirler. Zaman bakımından önce veya sonra gelmiĢ olmala-
rı, bağlılarının az veya çok olması fark etmez. Allah'ın, onların
bazısını bazısına üstün kıldığına da inanırız. Peygamberler
arasında ayırım yapmamak, Muhammed (s.a.s.)‘e bağlı olan-
ların bir üstünlüğüdür. Bunun tersine Yahudilerle Hıristiyan-
lar, Peygamberlerin bazısına inanıp, bazısına inanmayıp,
peygamberler arasında ayrım yaparlar.
Mü‘minler, anılan Ģeylere iman ettiler ve "ĠĢittik, itaat et-
tik, yani tebliğ bize ulaĢtı, can kulağıyla dinleyip kabul ettik.
Her emir ve yasağın dünya ve ahiret için yararlı Ģeyler oldu-
ğuna inanarak, bize verilen emirlere teslim olduk ve itaat
ettik." dediler.
Mü'minler, imanlarını engelleyecek olan hatalarından
dolayı Allah'tan bağıĢlanma taleb eder ve derler ki: "Rabbi-
miz! BağıĢlamanı dileriz, dönüĢ sanadır."
Allah hiç kimseyi yapılması mümkün olmayan bir Ģey-
den sorumlu tutmaz ve onu bundan dolayı cezalandırmaz.
Çünkü o (mümin) imkânsız olmadıkça o iĢten yüz çeviremez.
Bununla birlikte, kiĢinin neyi yapabilip neyi yapamayacağına
kendisinin karar veremeyeceği de açıkça anlaĢılmalıdır.
Hem cezalar, hem de ödüller her ferdin kendi iĢlediği iyi
ve kötü amellerinin sonuçlarıdır. Bir kiĢi ancak kendi iĢlediği
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım __________________________________ 33
iyi amellerin ödülünü alır, baĢkalarının yaptığı iyiliklerin karĢı-
lığını değil.
Bununla birlikte, eğer bir kimse ölümünden sonra da iyi
sonuçlar meydana getiren bir iyilik yapmıĢsa, bu iyi sonuçla-
rın hepsi o iyiliği yapan kimsenin hesabına yazılır.
Aynı Ģekilde eğer bir kimse, ölümünden sonra da kötü
sonuçlar doğurmaya devam eden bir kötülük yapmıĢsa, bu
sonuçların tümü o kimseye yazılacaktır. Fakat tüm bu iyi ve
kötü sonuçlar, kiĢinin kendi iĢlediği amellerin karĢılığı olacak-
tır. Kısacası kiĢi ancak bilerek ve isteyerek katkıda bulundu-
ğu bir Ģey nedeniyle ceza ve mükâfat alacaktır.
Bu âyetler Medine'ye hicretten yaklaĢık bir yıl önce
Mirac'ta vahyedilmiĢtir. O dönemde imanla küfür arasındaki
çatıĢma çok Ģiddetli idi Müslümanlar büyük zorluklar, maddî
kayıplarla karĢı karĢıya kalıyorlar, iĢkence çekiyorlar, hem
fiziksel, hem de ekonomik baskı altında tutuluyorlardı. Bu
Mekke ile sınırlı değildi; tüm Arabistan'da bir mü‘minin huzur
içinde yaĢayabileceği bir yer yoktu. Bu zorluklarla baĢa çıka-
bilmeleri için Müslümanlara bu dualar öğretilmiĢtir. Bu dua
Müslümanlara büyük cesaret verdi ve en çok iĢkence gör-
dükleri zamanlarda bile huzur içinde olmalarını sağladı. Müs-
lümanların bu duasında yer alan yüce ideallerle, o dönemde
çektikleri iĢkenceler arasındaki zıtlık, onların bu kritik dö-
nemde bile, ahlâkî yönden nasıl eğitildiklerini göstermektedir
Unutma, bir Ģeye önem vermemek, titizlik gösterme-
mekten kaynaklanır. Yanılmaysa dalgınlık ve tedbirsizlikten
kaynaklanır. Allah, unutup yanılmamızdan dolayı bizi hesaba
çekmesin diye kendisine dua etmemizi bize bildirmiĢtir. Bu
da tedbirli olmamız gerektiğini bize hatırlatmaktadır ki, unutma
ve yanılmadan kendimizi korumuĢ olalım. Ama bu kadar ön-
lemleri aldıktan sonra yine de unutup yanılma durumuna
düĢersek, Allah bizleri bağıĢlar.
34 _____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
Önceki ümmetler, inatçı oldukları için yükümlülükleri de
pek ağırdı. Önceki milletlere yaptığı gibi zor iĢleri ve ağır yü-
kümlülükleri, -üstesinden gelebilecek olsak bile- bize yükle-
memesi için kendisine yalvarıp yakarmamızı Allah bizden
istemiĢtir. Peygamberimiz (s.a.s.) rahmet peygamberidir.
O‘nun bildirdiği din kolay ve hoĢgörülüdür.
Ağır yükten maksat; Hz. Musa'ya indirilen dinin kapsa-
dığı yiyeceklere iliĢkin ağır yaptırımlar, yasaklar, ayinler, ce-
zalar, kadınları ve evlilik hayatını ilgilendiren konulardır. Ġs-
lam, bunların çoğunu hafifletmiĢ, değiĢtirmiĢ ya da tamamen
kaldırmıĢtır. Böylece bütün zamanlara ve mekanlara uygun
evrensel bir din niteliğini kazanmıĢtır.
E- ÂYETLERİMİZİ UYGULAYALIM
Rasulullah (s.a.s.): "Kim, herhangi bir gece, Bakara
sûresinin son iki âyetini okursa ona yeter‖ buyurmuĢtur 10
BaĢka bir rivayette: "Gökten bir melek inerek Peygam-
ber (s.a.v .)'in yanına geldi ve ona: ―Müjde! Sana, senden
önce hiçbir peygambere verilmeyen iki nur verildi. Bunlar,
Fatiha sûresi ile Bakara sûresinin son âyetleridir. Onlardan
bir kelime ile bile dua etsen, mutlaka sana verilir." dedi 11
Onun için dünyanın dört bir tarafında Müslümanlar, her
yatsı namazın sonunda bu iki âyeti okurlar. Biz de okuyalım.
Anlamını düĢünelim ve Rabbimizin kâfirlere karĢı bize yar-
dım etmesini isteyelim.
10 Buharı, Fedaülü'l-Kur'an 10 11 Müslim, Misafirin, 254
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım __________________________________ 35
IV- HAŞR SÛRESİ SON ÜÇ ÂYETİ
A- ÂYETLERİMİZİ TANIYALIM
HaĢr sûresi Medine'de inmiĢ, 24 âyettir. HaĢr sûresi sı-
ralanıĢ bakımından Kur‘an-ı Kerim‘in 59. sûresi, nüzul yani
gönderiliĢ sırasına göre ise Kur‘an-ı Kerim‘in 101. sûresidir.
HaĢr; ―taĢımak için bir yere toplamak, sürgün etmek‖
demektir.
2–7. Âyetlerinde Yahudi kabilelerinden Nadiroğullarının
sürülmeleri hakkında bilgi verdiği için bu adı almıĢtır.
Sûremiz:
1- Yahudilerin Medine‘den çıkarılmalarını,
2- Münafıkların Yahudilerle gizlice komplo kurmalarını,
3- Müminlere nasihatlerini,
4- Allah'ın bazı güzel vasıflarını bildirir
36 _____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
Sûrenin ilk âyeti ile son üç âyetinde, bütün varlıkların Al-
lah'ı eksikliklerden arındırdığı, O'nun birliği, yüceliği, ilminin
sınırsızlığı, rahmet ve Ģefkatinin enginliği, irade ve gücünün
mutlaklığı, eĢsiz yaratıcı olduğu belirtilerek kalplere tevhid
inancının, Allah sevgisi ve saygısının yerleĢtirilmesi hedef-
lenmektedir.
B- HAŞR SÛRESİ SON ÜÇ ÂYETİNİ OKUYALIM
Bismillâhirrahmânirrahîm.
22. Huvallâhu‘llezî lâ ilâhe illâ hû. Âlimu‘l-ğaybi ve‘Ģ-
Ģehâdeti huve‘r-rahmânu‘r-rahîm. 23. Huvallâhu‘llezî lâ ilâhe
illâ hû el-meliku‘l-kuddûsu‘s-selâmu‘l mu'minu‘l-muheyminu‘l
'azîzu‘l-cebbâru‘l-mutekebbir. Subhânallâhi 'ammâ yuĢrikûn.
24. Huvallâhu‘l-hâliku‘l-bâriu‘l-musavviru lehu‘l-esmâu‘l-
husnâ. Yusebbihu lehû mâ fi‘s-semâvâti ve‘l-ard. Ve huve‘l-
azîzu‘l-hakîm
C- HAŞR SÛRESİ SON ÜÇ ÂYETİNİN
MEALİNİ ÖĞRENELİM
(Rahman ve Rahim olan Allah‘ın ismiyle)
22- O, kendisinden baĢka hiçbir ilahın olmadığı Allah‘tır.
Gizliyi de, aĢikarı da bilen O‘dur. O, Rahman'dır, Rahim'dir.
23-O, öyle Allah'tır ki, kendisinden baĢka hiç bir ilah yoktur.
Otoritedir, üstündür, güvenliğe erdirendir. Ġnanıp kendine sığı-
nana güven verendir, gözetip koruyandır, mutlak yücedir,
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım __________________________________ 37
cebbardır (her dilediğini mutlaka yapan ve kullarını görüp
gözetendir), büyüklük ve ululukta eĢsizdir. Allah, (putperest-
lerin) ortak koĢtukları Ģeylerden uzaktır.
24. O, belli bir ölçü ve uygunluk içinde yaratan, varlıkla-
ra Ģekil veren Allah'tır. En güzel isimler O'na aittir. Göklerde
ve yerde olan her Ģey O'nu tesbih eder. O, mutlak üstündür,
hüküm ve hikmet sahibidir.
D- HAŞR SÛRESİNİN SON ÜÇ ÂYETİNİ ANLAYALIM
Rasulullah (s.a.s.) Ģöyle buyurdu: ―Kim sabahladığında
üç kere ―KovulmuĢ olan Ģeytanın Ģerrinden, her Ģeyi iĢi-
ten ve bilen Allah‟a sığınırım.” der de HaĢr sûresinin son
üç âyetini okuyacak olursa Allah ona yetmiĢ bin meleği vekil
kılar. AkĢam oluncaya kadar o melekler onun için af dilerler.
ġayet o gün ölürse Ģehit olarak ölmüĢ olur. Kim akĢamleyin
bunu söyler ve bunları okursa bu dereceye ulaĢmıĢ olur12
Bu âyetlerde Kur‘an‘ı gönderen, insanı sorumlu tutan ve
sonunda insanın, huzurunda hesap vereceği yüce Rabbimi-
zin özelliklerinin neler olduğu bildirilmektedir.
Kur'an'da biri Bakara Sûresi'nde 255. âyet (Ayete‘l-Kürsi),
diğeri de HaĢr Sûresi'nin bu âyetlerinde olmak üzere iki yerde
Allah‘ın sıfat ve isimlerinden geniĢ bir Ģekilde bahsedilmek-
tedir.
ESMÂ-Ü‟L-HÜSNÂ "En güzel isimler" terimi, "Allah
Teâlâ'nın en güzel niteliklerine ve en mükemmel anlamlara
iĢaret eden isimleri" demektir. "Allah" kendine ait özel ismini
en baĢa koyarak kendisinin bazı isim ve sıfatlarını özellikle
anmakta, ardından en güzel isimlerin kendisine ait olduğunu
bildirmektedir. Bu âyetlerde örnek olarak verilen Allah‘ın en gü-
zel isimlerinin anlamları Ģöyledir:
12 Tirmizi, Fedailü‘l-Kur‘an, 22; Ahmed b. Hanbel, Müsned, V/26
38 _____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
1-MELĠK: Allah, egemenliğin mutlak sahibi, görünen ve
görünmeyen âlemlerin asıl ve tek sahibidir. Burada, Allah'ın
nerenin meliki olduğu belirtilmediği için O'nun özel bir yerin
değil, tüm kâinatın meliki olduğu anlaĢılır. Her Ģeyin sahibi
O'dur ve tüm kâinatı kuĢatmaktadır. Her Ģey O'nun emri ve
iktidarı altında O'na tabidir. Hâkimiyetini sınırlayan hiçbir Ģey
yoktur.
2- KUDDÛS: Allah, her türlü eksiklikten uzak, mutlak
yücelik sahibi, yaratılmıĢların düĢünce ve Ģekillendirmesine
sığmaz. Tüm kötü sıfatlardan uzak demektir. Yani O'nun
zatında hiçbir eksiklik ve kötü sıfat bulunmaz. Her türlü kötü-
lükten arındırılmıĢtır; O'nda hiçbir kötülük düĢünülemez.
3- SELÂM: Allah, emniyet, esenlik, selamet veren, kur-
tuluĢa çıkarandır.
4- MÜ'MĠN: Allah, güven sağlayan, kendisine ve sözüne
güvenilen, gönlünü imana açanlara iman veren, kendisine
güvenenleri korkudan emin kılandır. Korkudan korunmuĢ,
baĢkasına güvenlik veren mü‘mindir. Allah, yarattıklarına
güven verdiğinden mümin sıfatını bildirmiĢtir. Allah'ın yarattı-
ğı canlılar O'nun kendilerine zulmetmeyeceğinden, hakkını
gasp etmeyeceğinden, sözünü yerine getireceğinden emin-
dir. Burada Allah‘ın tüm kâinata ve her Ģeye emniyet ve gü-
ven verdiği açıklanmıĢtır.
5- MÜHEYMĠN: Allah, evrenin mutlak hâkim ve yönetici-
si, denetleyip koruyanı, görüp gözeteni, Ģahit olup ihtiyaçları
giderenidir. Muheymin, tüm varlıkların koruyucusu, yaptıkla-
rını gözetleyen ve tüm kâinatın ihtiyacını karĢılayan anla-
mındadır.
6- AZÎZ: Allah, yenilmeyen, üstün kimsenin kendisine
karĢı çıkamadığı, mutlak güç sahibi, emirlerine karĢı gele-
mediği, herĢeyin kendisine muhtaç olduğu gerçek güç sahibi,
izzet ve Ģanın asıl sahibi ve kaynağı demektir.
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım __________________________________ 39
7- CEBBAR: Ġstemesine sınır olmayan, istediğini her
durumda yapabilen, hükmüne ve etkisine karĢı
direnilemeyen, yaratılmıĢların halini iyileĢtiren, yaraları saran,
dertlere derman olan, eriĢilemez, yüceler yücesi, güç ve bü-
yüklük sahibi anlamındadır.
8- MÜTEKEBBĠR: Allah, büyüklüğü apaçık olan, büyük-
lük ancak kendisine yaraĢan, büyüklükte eĢi olmayandır.
Mütekebbir iki anlama gelir;
a) Büyük olmadığı halde büyüklük taslayan,
b) Gerçekten büyük olduğu gibi büyük olarak da yaĢa-
yan.
Ġnsan, Ģeytan, ya da baĢka yaratıklar gerçekte büyük
olmadıklarından, onların kendilerini büyük zannetmeleri ya-
lan ve çirkin bir iddiadır. Gerçekten büyük olan Allah'tır ve
büyüklük ancak O'na mahsustur. Kâinatta O'nun yanında
herĢey kıymetsizdir. O'nun büyüklüğü ve büyüklük iddiası bir
baĢkasında bulunmayan, bulunması mümkün olmayan yüce
bir sıfattır. Allah, ortak edinmekten çok uzak olup hiç kimse
O'na ortak olamaz.
9- HALĠK: Allah, planladığı gibi yaratandır. Allah ile, in-
sanların yaptıkları iĢler arasında hiçbir benzerlik yoktur. Çün-
kü insanın çizdiği önceki örneklerden alınmamıĢ hiçbir plan
yoktur. Ġnsan ne yaparsa yapsın, kullandığı tüm malzemeyi
Allah yaratmıĢtır. Zira insan yoktan var edemez. Ancak var
olan maddelere çeĢitli Ģekiller verir, birleĢtirerek meydana geti-
rir. Allah ise, yoktan var eder, maddeye O Ģekil verir. Dünyamız
da O'nun yarattığı maddeden meydana gelmiĢtir. Ġnsan gerçek
anlamda Ģekil veren olmadığından, insanın yaptığı her Ģey Al-
lah'ın yarattığının bir kopyasıdır. Gerçek Ģekil veren sadece
Allah'tır. O her cinse, her parçaya ve her kiĢiye benzersiz Ģekil
vermiĢ ve hiçbir modeli aynen tekrarlamamıĢtır.
40 _____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
10- BÂRĠ': Allah, örneği olmadan yaratan, yaratmanın
bütün evrelerindeki inceliklerin asıl kaynağını bilip belirleyen-
dir.
11- MUSAVVĠR: Biçim ve özellik veren, yarattıklarının
maddî manevî, duyularla algılanan algılanamayan bütün
Ģekil ve özelliklerini belirleyen,
12- HAKÎM: Allah, bütün iĢleri ve buyrukları yerli yerince
yapan, hüküm ve hikmet sahibi olandır.
D- ÂYETLERİMİZDEN DERS ALALIM
Allah güzeldir; isimleri de güzeldir. Güzel olan güzel ya-
par. Ġnsan da Allah‘ın yarattığı en güzel varlıktır. Bizi yaratan
O güzele yaraĢır, O‘nu memnun edecek güzel davranıĢlar
göstermemiz çok yerinde olacaktır.
Bir adam Rasulullah (s.a.v)'a gelerek dedi ki:
- ―Ey Allah'ın Rasulü! Ben çok aç ve fakir düĢtüm.‖ Bu-
nun üzerine Rasulullah (s.a.v) hanımlarından birine, yanında
bir Ģey olup olmadığını sormak üzere adam gönderdi. Hanı-
mı:
"Seni hak ile gönderene yemin olsun ki, yanımda sudan
baĢka bir Ģey yoktur. Sonra diğer hanımına adam gönderdi.
O da aynı Ģeyi söyledi. Sonunda bütün hanımları aynı Ģeyi
söylediler. Bunun üzerine Rasulullah (s.a.v):
- ―Bu adamı kim bu gece misafir ederse Allah ona mer-
hamet etsin" buyurdu. Ensâr'dan Ebû Talha kalkıp,
- ―Ben, ey Allah'ın Rasulü!‖ dedi ve adamı evine götür-
dü. Hanımına dedi ki:
- ―Bu, Rasulullah (s.a.v)'ın misafiridir. Hiçbir Ģeyi bundan
esirgeme ve ikram et" Kadın:
- ―Evde, çocukların yiyeceğinden baĢka bir Ģey yok.‖
dedi. Adam:
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım __________________________________ 41
- ―Onları bir Ģeyle avut ve uyut. Misafirimiz içeri girdiğin-
de, bizim yemek yediğimizi ona göster. Sonra lambayı dü-
zeltmek için kalk ve söndür" dedi. Kadın bunları yaptı. Otur-
dular, misafir yedi, onlar geceyi aç geçirdiler. Sabah olunca
adam Rasulullah'a (s.a.v) gitti. Rasulullah (s.a.v) ona bakın-
ca gülümsedi. Sonra,
- ―Bu gece misafirinize yaptığınızı Allah çok beğendi"
dedi ve yüce Allah, "Kendileri sıkıntı içerisinde bulunsalar
bile, onları kendilerine tercih ederler." mealindeki (HaĢr
sûresi 9.) âyeti indirdi.13
E- ÂYETLERİMİZİ UYGULAYALIM
1- Allah‘ın en güzel isimlerini sürekli ve dikkatlice oku-
yup üzerinde düĢünelim.
2- Sabah ve akĢam namazlarından sonra üç defa (bes-
meleden önce) "E'ûzu billâhi‟s-semî'i‟l-'alîmi
mine'Ģ-Ģeytâni'r-racîm" dedikten sonra HaĢr
sûresinin son üç âyetini okuyalım.
Bulmaca:
BUL-EŞLEŞTİR
AÇIKLAMA: Tabloda sunulan beĢ harflik sûrelerin an-
lamlarını ve sûre numaralarını örnekteki gibi eĢleĢtirebilir
misiniz?
NO SURELER HARF
NO SURELERĠN ANLAMLARI EġLEME
1 FATĠHA A ―YardımlaĢma, zekat‖ 107.sure 1 - C
13 Buhârî, Tefsiru'l-Kur'ân, 59/6.
42 _____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
2 TĠN B ―Çoklukla övünmek‖ 102.sure
3 ZĠLZAL C ―Açan, baĢlayan‖ 1.sure
4 ASR Ç ―Binek atları,koĢucular‖ 100.sure
5 KAFĠRUN D ―Ġncir‖ 95.sure
6 MAUN E ―ÇekiĢtiren, ayıplayan‖ 104.sure
7 TEKASÜR F ―Deprem‖ 99.sure
8 ADĠYAT G ―Yardım, zafer‖ 110.sure
9 HÜMEZE Ğ ―Uzun Zaman, ikindi vakti‖ 103.sure
10 NASR H ―Kâfirler‖ 109.sure
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım __________________________________ 43
V- DUHA SÛRESİ
A- SÛREMİZİ TANIYALIM
Sûremiz, Fecr sûresinden sonra Mekke'de inmiĢtir. Dizi-
liĢ sırasına göre doksan üçüncü, iniĢ sırasına göre ise on
birinci sûredir. Sûre toplam on bir âyettir. Duhâ, kuĢluk vakti
demektir. Sûremiz adını ilk âyette geçen bu kelimeden alır.
Rivayet edildiğine göre, Fecr sûresinden sonra, bir süre
Hz. Peygamber (s.a.v) hiçbir vahiy alamayınca Mekkeli müĢ-
rikler hemen bu olayı kullanarak ―Rabbin seni unutmuĢ ve
sana darılmıĢ‖ dediler; sûre de bunun üzerine indi.
Sûremiz kısaca Ģu konulardan bahsetmektedir;
1- Peygamberimizin yetim oluĢu ele alınarak teselli
edilmesinden,
44 _____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
2- Ahiret hayatının daha hayırlı olduğundan,
3- Sevgili Peygamberimizin sıkıntılar içinde iken ferah-
latıldığından,
4- Yetime ve dilenciye hakaret edilmemesi gerektiğin-
den,
5- Yüce Rabbimizin bize verdiği nimetleri anlatarak
O‘na Ģükretmemiz gerektiğinden bahsetmektedir.
B- SÛREMİZİ OKUYALIM
Bismillâhirrahmânirrahîm.
1- Ve‘d-duhâ. 2- Ve‘l-leyli izâ secâ. 3- Mâ vedde'ake
rabbuke ve mâ kalâ. 4- Ve le‘l-âhiretu hayru‘l-leke mine‘l-'ûlâ.
5- Ve le sevfe yu'tîke rabbuke fe terdâ 6- Elem yecidke
yetîmen feâvâ. 7- Ve vecedeke dâllen fehedâ. 8- Ve
vecedeke 'âilen feeğnâ. 9- Fe emme‘l-yetîme felâ tekher. 10-
Ve emme‘s-sâile felâ tenher. 11- Ve emmâ bi ni'meti
Rabbike fe haddis.
C- SÛREMİZİN MEALİ ÖĞRENELİM
(Rahman ve Rahim olan Allah‟ın ismiyle)
1-2-3. KuĢluk vaktine, karanlığı çöküp sükun bulduğu
zaman geceye andolsun ki, Rabbin seni terketmedi
ve (sana) darılmadı.
4. Elbette ahiret hayatı senin için dünya hayatından
daha hayırlı olacaktır.
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım __________________________________ 45
5. Elbette Rabbinin vereceğinden sen de razı olacak-
sın.
6. O seni bir yetim bulup barındırmadı mı?
7. Seni sıkıntı ve darlıkta ne yapacağını bilemez du-
rumda iken doğru yola iletmedi mi?
8. Seni fakirken zengin etmedi mi?
9. O halde (sen de) yetime eziyet etme!
10. Ġsteyeni de sakın azarlayıp kovma!
11. Rabbinin nimetine gelince: Onu sürekli anlat.
D- SÛREMİZİ ANLAYALIM
Vahiy; yüce Rabbimizin Peygamberler aracılığıyla emir
ve yasaklarını bizlere ulaĢtırmasına denir. Sûremiz Mekke dö-
neminin baĢlarında inmiĢtir. Gelen vahiy bir süre kesilince,
sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) bu duruma çok üzülmüĢ ve
periĢan olmuĢtu. Allah'ın, kendisine darıldığını, terk ettiğini
zannetmiĢ, kusurun da kendisinde olduğu için vahyin kesil-
miĢ olmasından korkmuĢtu.
Hâlbuki vahyin kesilmesi, Allah'ın hikmetine bağlıydı.
BaĢlangıçta Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) vahyin üzerinde
bıraktığı ağırlığa, Ģiddetine alıĢamamıĢtı. Vahyin geliĢi Sevgi-
li Peygamberimiz (s.a.s.)‘in üzerinde Ģiddetli bir gerginlik ve
yorgunluk meydana getiriyordu. Bu nedenle vahye bir süre
ara vermek gerekiyordu. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) vah-
ye alıĢtıktan, vahye ihtiyaç duymaya baĢladıktan sonra tekrar
vahiy gelmeye baĢladı ve artık tekrar vahyin kesilmesine
gerek kalmadı.
Sûremizde, vahyin kesilmesinin darılma sebebi ile ol-
madığı belirtilerek Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.)‘e teselli
verilmiĢtir. Daha sonra, Ġslam'ın baĢlangıcındaki zorluğun
geçici olduğu ve uzun sürmeyeceği müjdelenmiĢtir. Buna
46 _____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
göre, her gelen dönem, önceki dönemden daha iyi olacaktır.
Çok geçmeden de Allah'ın rahmeti yağmur gibi inecek ve
Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) de ondan memnun kalacaktır.
Kur'an-ı Kerim, Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.)‘in uydur-
duğu bir söz değildir. Eğer öyle olsaydı vahiy hiç kesintiye
uğramaz; Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.)‘in korkmasına ve
endiĢelenmesine de gerek kalmazdı. Hâlbuki vahyin kaynağı
yüce Rabbimiz olduğundan O, dilediğinde vahyi kesintiye
uğratabilmektedir.
Gündüzün aydınlığı ve gecenin sakinliğine yemin edilme-
sinde, gece ve gündüz nasıl bir hikmete uygun ise, vahyin
kesilmesi de öylece bir hikmete uygundur. Vahyin kesilmesi,
yüce Rabbimizin Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.)‘e darılmıĢ
olması anlamına da gelmemektedir.
Gündüzün aydınlığı, insanı yaptığı iĢten dolayı yorar.
Gecenin karanlığı, yorgun olan insanın sakinleĢmesi ve din-
lenmesi için gereklidir. Aynı Ģekilde vahiy Sevgili Peygambe-
rimiz (s.a.s.) için gerginlik kaynağı olmuĢtur. Vahyin kesilme-
si de Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.)‘in gerginlikten dinlen-
mesi içindir. Vahiy, güneĢ aydınlığı gibidir, onun kesiliĢi ise
gecenin sükûnetine benzer.
"Âhiret" ve "Ûlâ" nın anlamları
1- Senin bundan sonraki hayatın bundan önceki haya-
tından daha güzel ve baĢarılı olacak, özellikle pey-
gamberlik görevinin sonu baĢlangıcından daha ve-
rimli olacağı,
2- Ahiretteki cennet, geçici olan dünya hayatından çok
daha güzel olacağı,
3- Putperestlerin, "Artık Muhammed'e vahiy gelmiyor;
Allah onu unuttu" gibi sözler söyleyerek Sevgili Pey-
gamberimiz (s.a.s.)‘in sonunun geldiğini, davasının
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım __________________________________ 47
biteceğini zannetmeleri karĢısında yüce Rabbimiz,
Resulünün sonunun gelmesi Ģöyle dursun, bundan
sonraki hayatının ve peygamberlik faaliyetlerinin ön-
cekinden daha verimli, daha baĢarılı olacağını müj-
delemiĢtir.
48 _____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
Gelecek Müjdesi
Yüce Rabbimiz bu müjdeyi Sevgili Peygamberimiz
(s.a.s.)‘e öyle bir zamanda vermiĢtir ki, Mekke'deki Ġslam'ın
mumu her an sönecek gibiydi ve her taraftan Ġslam'ı yok et-
mek için rüzgârlar esiyordu; o sırada yüce Rabbimiz (c.c)
Ģöyle diyordu: ―PeriĢan olmayın, üzülmeyin.‖
BaĢlangıçta görülen zorluktan sonraki aĢamalar daha iyi
olacaktır. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.)‘in gücü, izzet, Ģeref
ve kıymeti artacak ve etkisi yayılacaktır. Yüce Rabbimizin bu
sözü sadece bu dünya ile sınırlı değildir. Ahirette de Sevgili
Peygamberimiz (s.a.s.)‘in mertebe ve derecesini yükselte-
cektir.
Yüce Rabbimizin bu sözü Sevgili Peygamberimiz
(s.a.s.) henüz hayatta iken gerçekleĢmiĢtir. Hangi güç Ġslam-
'a karĢı çıkmıĢsa parçalanmıĢtır. "Lâ ilâhe illallah
Muhammedür Rasulullah" sesi her yerde yankılanmıĢtır. Ġn-
sanlar, Ġslam‘a gönülden bağlanmıĢlardı.
Ġnanç, ahlak ve amelde büyük bir değiĢim meydana
gelmiĢti. Ġnsanlık tarihinde cehalete batmıĢ bir kavmi 23 se-
nede bu kadar değiĢtiren, Asya, Afrika ve Avrupa'nın büyük
bir kısmında yayılarak, hâkim kılan, dünyanın her köĢesinde
varlığını hissettiren Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.)‘in bu ha-
reketine benzer bir baĢka hareket görülmez. Bütün bunlar,
Allah'ın Resulü'ne bu dünyada verdiği nimetlerdir. Ahirette
verilecek nimetleri hayal etmek bile mümkün değildir
Yetimlik ve koruma:
Allah O'nu bir gün bile çaresiz bırakmamıĢtır.
Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) daha doğmadan babası
ölmüĢ, dünyaya yetim olarak gelmiĢti.
BeĢ yaĢına kadar sütannesinin yanında kalmıĢ; annesi-
nin yanında yaklaĢık bir yıl kadar kalmıĢ; fakat vefatıyla onun
Ģefkatinden de mahrum kalmıĢtı.
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım __________________________________ 49
Annesinin vefatından sekiz yaĢına kadar dedesi
Abdulmuttalib-in yanında kalmıĢtı.
Sonra, amcası Ebu Talib Sevgili Peygamberimizi kendi
bakımına almıĢ, gerçek bir babanın sevgisinden daha fazla
bir sevgiyle yeğenini sevmiĢti. Hatta Peygamber olduktan
sonra bütün Mekke halkı Peygamberimiz (s.a.s.)‘e düĢman
olmuĢtu. O zaman bile, on sene kadar göğsünü Sevgili Pey-
gamberimiz (s.a.s.) için siper etmiĢtir.
Cahiliye döneminde yetimlerin, yoksulların hakları göze-
tilmez, malları ellerinden alınır, kendilerine haksızlık edilirdi.
Âyetlerin ana hedefi Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.)‘in Ģah-
sında bütünüyle toplumun dikkatini bu iki temel ahlâkî ve
sosyal problem üzerine çekmek ve bunları çözüme kavuĢ-
turmaktı.
Fakirlik ve zenginlik: Babası miras olarak Sevgili Pey-
gamberimiz (s.a.s.)‘e bir diĢi deve ve bir hizmetli bırakmıĢtı.
Böylece Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.)‘in hayatı fakirlik için-
de baĢlamıĢtı. Fakat bir zaman sonra KureyĢ'in en zengin
kadını Hz. Hatice, Sevgili Peygamberimizi önce kendi ticare-
tine ortak etmiĢ, daha sonra Sevgili Peygamberimiz
(s.a.s.)‘le evlenmiĢti. Sonra da bütün ticareti Sevgili Pey-
gamberimiz (s.a.s.) kontrol etmeye baĢlamıĢtı. Böylece Sev-
gili Peygamberimiz (s.a.s.) zenginleĢmiĢti. Fakat bu zenginlik
sadece hanımının malı sebebiyle değildi. Ticaretinin geniĢ-
lemesi ve ilerlemesi Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.)‘in yete-
neği ve sarf ettiği emeği sebebiyleydi.
Buradaki zenginleĢtirme, yüce Allah'ın Sevgili Peygam-
berimiz (s.a.s.)‘e gönderdiği vahiyle ruh dünyasını zenginleĢ-
tirmesi, hem kendisini hem de insanlığı aydınlatabilecek
zenginlikte hakikatleri bildirmesidir.
50 _____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
Nimeti Açıklamak: Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.)‘in
hayatı boyunca sahip olduğu maddî ve manevî bütün iyilikleri
bildirmesidir.
Bunlara insanın dil ile Allah'a Ģükretmesi, bunu kabul
ve itiraf ederek bütün nimetlerin kendisine Allah tarafından
verildiğini bilmesidir. Ayrıca nimetleri verenin hoĢnut olacağı
yerde onları kullanmak da Ģükürdür.
Nübüvvet nimeti, yüce Rabbimizin emir ve yasaklarını
doğru olarak yerine getirmektir.
Kuran'ın nimeti, O'nu insanlar arasında yaymak ve öğ-
retilerini insanlara anlatmaktır.
Hidâyet nimeti, sapıklığa, yanlıĢ yollara düĢen insan-
lara doğru yolu göstermektir. Ayrıca bu iĢi yaparken bütün
zorluk ve zahmetlere sabırla tahammül etmektir.
Yetimlikteki Allah'ın ihsanının açıklanması, yetimlere
ikramda bulunmaktadır.
Yoksulken zenginleĢme, Allah'ın muhtaç kullarına yar-
dım etmektir.
E- SÛREMİZDEN DERS ALALIM
Sûremiz, sayılan nimetlere karĢılık Sevgili Peygamberimiz
(s.a.s.) Ģahsında bizlere üç tavsiye ile sona ermektedir:
1- Yetimi ezme, hor görme, Ģefkat göster,
2- Muhtaca acı; yoksulu, dileyeni azarlama; düĢkünün,
yoksulun gözyaĢını sil,
3- Rabbini minnet ve Ģükranla an, anlat; verdiği nimet-
leri O‘nun rızası doğrultusunda değerlendir.
F- SÛREMİZİ UYGULAYALIM
Peygamberimiz (s.a.s.) bu sûre ile o kadar çok sevinmiĢti
ki, sevincini “Allahü Ekber /Allah büyüktür” diyerek dile
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım __________________________________ 51
getirmiĢti. Allah kendisini bırakmamıĢtı, kendisine darılmamıĢtı.
Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.)‘in sevinci inananları da olumlu
yönde etkilemiĢti. Kur‘an-ı Kerim okuyup bitirmek üzere olan-
lar, yani hatmin sonuna yaklaĢanlar bu sûreden itibaren her
sûrenin sonunda, besmeleden önce Allahu Ekber derler.
Böylece Peygamberimiz (s.a.s.)‘in sevincini anarlar.
52 _____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
VI- İNŞİRAH SÛRESİ
A- SÛREMİZİ TANIYALIM
Sûremiz sıralamada doksan dördüncü, iniĢ sırasına gö-
re on ikinci sûredir. Toplam sekiz âyettir.
ĠnĢirah sûresi Duhâ sûresinden sonra, Asr sûresinden
önce Mekke'de inmiĢtir.
Sûremiz ismini ―açılmak, geniĢlemek, huzura kavuĢmak,
sevinmek‖ anlamlarına gelen ilk âyette geçen kelimeden
almıĢtır. Hz. Peygamber'in gönül ferahlığına ve huzura ka-
vuĢturulduğu bildirildiği için sûre “ĠnĢirah” adını almıĢtır.
Ayrıca ―ġerh, Elem NeĢrah‖ adlarıyla da anılmaktadır.
Sûremizde kısaca;
1- Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.)‘e Peygamberlik
verilmeden önce çocukluğunda geçirdiği manevi
ameliyat ve eğitimden,
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım __________________________________ 53
2- MüĢriklerin müminleri fakirlikleri sebebiyle
ayıplamalarından,
3- Yüce Rabbimizin Sevgili Peygamberimiz
(s.a.s.)‘e verdiği manevî lütuflardan,
4- Her güçlükle birlikte mutlaka bir kolaylığın olduğun-
dan,
5- Mekke'de putperestlerin baskısı yüzünden sı-
kıntı çeken Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) ile Müs-
lümanların tesellisi ve ümitlendirilmesinden,
6- Müslümanların Allah'a ibadet ve itaatini sür-
dürmeleri gereğinden bahsetmektedir.
B- SÛREMİZİ OKUYALIM
Bismillâhirrahmânirrahîm.
1-Elem neĢrah leke sadrak. 2-Ve vada‘nâ anke vizrak.
3- Ellezî engada zahrak. 4- Ve rafa‘nâ leke zikrak. 5- Feinne
mea‘l-usri yusrâ. 6- Ġnne mea‘l-usri yusrâ.7- Fe izâ ferağte
fensab. 8- Ve ilâ Rabbike ferğab.
C- SÛREMİZİN MEALİNİ ÖĞRENELİM
(Rahman ve Rahim olan Allah‟ın ismiyle)
1. (Rasulüm! Kalbine ferahlık vermek için göğsünü açıp
seni rahatlatmadık mı?
2-3. Üstüne yüklenen ağır yükü senden indirerek hafif-
letmedik mi?
54 _____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
4. Senin adını da (her yer ve zamanda) yüceltmedik
mi?
5. Kesinlikle zorlukla beraber bir kolaylık vardır.
6. Gerçekten o zorlukla beraber bir kolaylık vardır.
7. O halde boĢ kaldığın zaman, hemen (baĢka bir iĢe)
yönel.
8. Ve (her iĢinde) ancak Rabbinin rızasını gözet.
D- SÛREMİZİ ANLAYALIM
Sûremiz bütün puta tapanlar topluluğunun Sevgili Pey-
gamberimiz (s.a.s.)‘e ve ona inananlara karĢı cephe aldığı
dönemde, Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.)‘i teselli etmek üze-
re inmiĢtir. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.)‘e yüce Rabbi tara-
fından lütfedilen nimetler gündeme getirilir. Allah‘ın elçisi
sabra ve dayanıklılğa davet edilir.
Rabbimizin âyetlerine karĢı gönlümüzü açık bırakmamız
ve içimiz daralıp bunaldığımızda gönlümüzü geniĢletmemiz
için bu sûreyi okumamız mesajı verilir adeta.
Sûremiz konu ve üslup bakımından Duhâ sûresi ile bağ-
lantılıdır. Çünkü her iki sûrede de Peygamberimiz (s.a.s.)‘in
rahatlaması istenmektedir. Amel ve Ģükre teĢvik vardır. Yüce
Rabbimizin Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.)‘e verdiği nimetleri
sayılmaktadır.
Ġki sûrede mana bakımından bütünlük görülür. Ancak
ikisi de ayrı, ayrı sûrelerdir.
"Duhâ" sûresi, vahyin birkaç gün kesilmesi ve Sevgili Pey-
gamberimiz (s.a.s.)‘in gönlüne bir sıkıntının çökmesi üzerine
inmiĢtir. Sûre inince gönlüne bir ferahlık gelmiĢti. ĠnĢirah sûresi
bu ferahlığı pekiĢtirerek Ģanını yüceltmekte ve ona verilen ni-
metleri sıralamaktadır.
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım __________________________________ 55
Ġlk âyette Peygamberimiz (s.a.s.)‘e "Ey Muhammed, se-
nin gönlünü açmadık mı?" denilmektedir.
Allahu Teala Hz. Peygamber'in kalbini manevi olarak
açıp geniĢletmiĢtir. AnlayıĢını ve kabiliyetini en üst seviyeye
çıkarmıĢtır. Peygamberlik görevini yerine getirirken zihnini
açmıĢ, derecesini yükseltmiĢtir.
Peygamberlik gibi zor bir görevin ağırlığı altında Peygambe-
rimiz ezilmiĢ, göğsü daralmıĢtı. Nasıl baĢaracağım korkusu ile
endiĢeleniyordu. Burada Peygamberimiz (s.a.s.)‘e Allah‘tan te-
selli ve güvendirme vardır. Yüce Allah Peygamberimiz (s.a.s.)‘e
bilmediği Ģeyleri bildirmiĢ, gönlünü açarak onun sıkıntılarını gi-
dermiĢtir. MüĢriklere karĢı Ġslam‘ı yaymak için giriĢtiği zor mü-
cadelede ona yardım etmiĢtir.
MüĢrikler Peygamberimiz (s.a.s.)‘in Ġslam ı tebliğinde
ona ve arkadaĢlarına değiĢik baskı ve iĢkenceler uygulamıĢ-
lardı. Ama Cenabı Allah sıkıntıdan sonra ferahlığın geleceği-
ni müjdeleyerek onları rahatlatmıĢtır.
E- SÛREMİZDEN DERS ALALIM
Sûremiz, Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.)‘in Ģahsında biz-
lere boĢ durmamayı, dünya ve ahiret için çalıĢmayı emret-
miĢtir. Vakitlerimizi dünya ve ahiret için faydalı iĢlerde geçir-
memizi bildirmiĢtir. Sûremizde birbirimizle yardımlaĢmamız
gerektiği emredilmiĢ, çalıĢma ve iĢlerimizde amacımızın sa-
dece Allah‘ın sevgisini kazanmak olması gerektiği vurgulan-
mıĢtır. Ne istersek ve dilersek Allah‘tan istememiz gerektiği
bildirilmiĢtir.
F- SÛREMİZİ UYGULAYALIM
ĠnĢirah sûresi, hayatımızdaki karanlık ve zor zamanlar
için bir cesaret ve umut taĢımaktadır. Kendimizi sıkıntıda
hissettiğimiz, bir ümit ıĢığı bulamayarak karanlık içinde kal-
56 _____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
dığımızda, bu sûreyi okumamız gerektiği mesajı vardır. Sı-
kıntılı anlarımızda telaĢa kapılıp endiĢelenmeden sakin kafa
ile düĢünürüz. Acaba bizim Ģu anda içinde bulunduğumuz
karanlık ve zor durumun yanı sıra var olabilecek bir kolaylık,
çıkar yol var mıdır, hangisidir? Güvendiğimiz kiĢilere danıĢı-
rız, yararlı olabilecek öğütler alırız. Bunlardan uygulayabile-
ceğimizi, bize uygun geleni seçeriz ve onu cesaretle uygula-
rız. Bu arada ümidimizi kaybetmez, dileğimizin gerçekleĢme-
si için yüce Allah'a dua ederiz.
Sonuç olarak Ģunu söyleyebiliriz: Ömrümüzün gençlik dö-
nemini iyi değerlendirelim. Gecemizi, gündüzümüzü Allah‘ın
istediği Ģekilde ayarlayalım. Hayatımızı Allah‘ın istediği bi-
çimde yaĢayalım. Her ne yapacaksak bunda yüce Rabbimizin
sevgisini ve hoĢnutluğunu gözetelim. Hedefimiz yüce Rabbi-
miz, isteğimiz O‟nun rızası olsun. Eğer böyle olursak bilelim
ki baĢımıza gelenler bizim için hep hayırlı olacak ve Rabbi-
miz bize her zaman yardımcı olacaktır.
SURELERİ BİL
Kıyametin dehĢeti, hesaba çekilmenin hak olduğu, tek geçerli Ģeyin hayırlı amel olduğunu öğrendiğimiz
8 âyet olan 99.sure
Soy sop ile övünmenin yanlıĢlığı, hesap gününün
kaçınılmaz olduğunu öğrendiğimiz 8 âyet olan
102.sure
Ġnanıp Salih amel iĢlemenin gereği, sabrı ve hakkı tav-
siye etmenin gereğini öğren-diğimiz 3 âyet olan 103.sure
Yetim hakkı yememeyi, namazı dosdoğru ve
gösteriĢten uzak kılmak gerektiğini öğrendiğimiz 7
âyet olan 107.sure
Tevhit inancını ve Yüce Rabbimizin temel özellikle-
rini öğrendiğimiz 4 âyet olan 112.sure
YaradılıĢın safhalarını, Salih (sevaplı) amel yapanların sonu, okumanın seklini öğrendiğimiz 19 âyet
olan 96.sure
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım __________________________________ 57
58 _____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
VII-TİN SÛRESİ
A- SÛREMİZİ TANIYALIM
Sûremiz sıralamada doksan beĢinci, iniĢ sırasına göre
yirmi sekizinci sûredir. Sûremiz Buruc sûresinden sonra
Mekke‘de indirilmiĢtir. Toplam sekiz âyettir.
Sûremiz adını ilk âyette geçen incir anlamındaki “tîn”
kelimesinden almıĢtır. Tin, sözlükte “incir”, mecazen ise
onun yetiĢtiği yer anlamındadır.
Sûremiz kısaca;
1- Dört Ģeye yemin ettikten sonra insanın yaratılıĢın-
dan,
2- Yüce Allah‘ın insanı değerli kıldığından,
3- Ġnsanı en güzel bir Ģekilde yarattığından,
4- ġükretmediği takdirde ise onu aĢağıların aĢağısına
yani Cehennem‘in en alt tabakasına göndereceğin-
den,
5- Tekrar güzel davranıĢlar sergilediğinde sonsuz mü-
kâfatlara erdireceğinden,
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım __________________________________ 59
6- Allah‘ın adaletli olduğundan bahsetmektedir.
60 _____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
B- SÛREMİZİ OKUYALIM
{
Bismillâhirrahmânirrahîm.
1- Ve‘t-tîni ve‘z-zeytûni. 2- Ve tûri sînîne. 3- Ve hâzel
beledi‘l-emîn. 4- Lekad halakne‘l-insâne fî ahseni takvîm. 5-
Summe radednâhu esfele sâfilîn. 6- Ġllellezîne âmenû ve
amilu‘s-sâlihâti felehum ecrun ğayru memnûn. 7- Fe mâ
yukezzibuke ba‘du bi‘d-dîn 8- Eleysellâhu bi ahkemi‘l-
hâkimîn.
C- SÛREMİZİN MEALİNİ ÖĞRENELİM
(Rahman ve Rahim olan Allah‟ın ismiyle)
1-2-3. Ġncire ve zeytine, Sina dağına ve Ģu güven veren
Ģehre (Mekke'ye) andolsun ki,
4. Biz insanı gerçekten en güzel bir Ģekilde yarattık.
5. Sonra onu aĢağıların aĢağısına attık.
6. Yalnız iman edip de güzel davranıĢlarda bulunanlar
hariç. Çünkü onlar için ardı arkası kesilmeyen sürekli
bir mükafat vardır.
7. O halde (Ey insan! Bütün bunlardan) sonra dini han-
gi Ģey sana dini yalan saydırabilir?
8. Allah, hüküm koyanların en iyisi değil midir?
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım __________________________________ 61
D- SÛREMİZİN ANLAMINI ÖĞRENELİM
Yüce Rabbimiz sûremize bereketli ve çok yararlı olduk-
ları için incir ve zeytini zikrederek baĢladı. Ġncir ve zeytinden
bahsedilmesi aynı zamanda bunların yetiĢtiği yerleri de gün-
deme getirmektir. Yüce Allah incir ve zeytinin yetiĢtiği yerlere
de yemin etti. Çünkü incir ġam bölgesinde (DımaĢk), zeytin
de Beyt-i Makdis‘te çok olur. Böylece bu yemin, Allah‘ın va-
hiyle Ģereflendirdiği kutsal yerlere yapılmıĢ bir yemin olur.
Yüce Rabbimiz sûremizde, Sina dağı ile Hz. Musa‘ya ve
ona verilen Tevrat‘a, sonra da güven veren emniyetli Ģehir olan
Mekke‘ye dikkat çekmektedir. Mekke‘nin güvenilir olması,
Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.)‘in nurunun bu Ģehirde ortaya
çıkacağındandır.
ġüphesiz Allah (c.c.) insanı en mükemmel ve en güzel
özelliklerle süslemiĢ olarak en güzel bir Ģekilde yaratmıĢtır.
Yani Ģekli güzel, boyu düzgün, organları birbirine uygun;
bilgi, anlayıĢ, akıl erdirme, iyi ve kötüyü ayırma, konuĢma ve
edep sıfatları ile donatılmıĢ olarak yaratmıĢtır. Ġnsanı diğer
canlılardan üstün kılan özelliği sadece zahiri yani görünen
beden kısmı değil, asıl üstünlüğü kendisine verilen akıl nime-
tidir. Ġnsan akıl ile tüm canlıları kendine boyun eğdirmektedir.
Zira yüce Rabbimiz karada, denizde ve havada her ne var
etmiĢse hepsini insan için yaratmıĢ ve onun hizmetine ver-
miĢtir.
Ġnsan, yaratılıĢ gayesi olan “Allah‟a ibadet” fikrinden
uzaklaĢıp nefsinin isteklerine boyun eğince bulunduğu üstün
seviyeden aĢağıya doğru atılma sürecine girmiĢ ve neticede
aĢağıların aĢağısına atılmıĢtır. AĢağıların aĢağısında peri-
Ģanlık, sıkıntı, hor ve hakir görülme, azap, horlanma ve Yara-
tıcının sevgi ve merhametinden mahrumiyet vardır.
Ġnsan hayatta olduğu sürece düĢtüğü kötü durumdan
kurtulma, günahlarına samimi bir Ģekilde tövbe edip güzel
62 _____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
davranıĢlar sergileyerek yüce Rabbinin rızasını elde etme
hakkına sahiptir. Allah‘ın sevgisini kazanarak ona kavuĢan
insana sonsuz ödüller sunulacaktır. Artık bu düĢünce ve
inanca sahip insan, dinine samimiyetle bağlanır, kendisini
Cenabı Hakk‘ın hoĢnutluğuna ulaĢtıracak iman, ibadet ve
güzel ahlak örnekleriyle dolu bir hayatı tercih eder.
Yaratan ve en güzel biçimi veren Allah, kullar arasında
hükmetme ve haklı ile haksızı ayırma bakımından adaletli
olanların en adaletlisi değil midir? Hz. Peygamber (s.a.s.) bu
âyeti okuduğunda ―Evet, ben de buna Ģahitlik edenlerdenim.‖
derdi.
E- SÛREMİZDEN DERS ALALIM, UYGULAYALIM
Yeryüzünde yaratılan dağlar, Ģehirler, meyveler, sebze-
ler ve türlü nimetler bizler içindir. Öyleyse bu nimetler karĢı-
sında nimeti vereni devamlı hamd ve Ģükürle anmalıyız.
Onun rızasını kazanacak güzel davranıĢlarda bulunmalıyız.
Yaratılanlar içinde en mükemmeli olan insan, yapacağı
her iĢte Rabbinin rızasını gözeterek adım atmalıdır. Sahip
olduğu üstünlüğünü devam ettirebilmesi için bunu yapmak
zorundadır. Rabbinin rızası dıĢında, O‘nun sevmeyeceği
davranıĢlarda bulunması, bulunduğu üstünlüğü kaybetmesi-
ne sebep olacaktır.
Rabbimizin hoĢuna giden davranıĢların baĢında O‘na te-
reddütsüz bir güven ile bağlanmak, ibadetleri sadece O‘nun
için yapmak ve güzel ahlak sahibi olmak gelmektedir. Bu
ilkeler içinde bir ömür süren insan, Cenabı Hakk‘ın rızasını
kazanarak dünya ve ahiret mutluluğuna eriĢir. Hedefimiz bu
olmalıdır.
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım __________________________________ 63
VIII- ALAK SÛRESİ
A- SÛREMİZİ TANIYALIM
Alak Sûresi, Kur‘an-ı Kerim'in doksanaltıncı sûresidir.
Nuzul sırasına göre ise ilk gelen sûredir. Ġnsanın rahmin çe-
perine bağlı asılı duran ve küçücük bir hücre olan ―Alak‖tan
yaratılmıĢ olduğundan söz ettiği için bu adı almıĢtır. Mekke
döneminde inmiĢtir. Sûremiz toplam 19 âyettir.
Sûremiz kısaca Ģu konulardan bahsetmektedir;
1- Peygamberlerin sonuncusu olan Hz. Muhammed
(s.a.s.)‘e ilk vahyin iniĢinden,
64 _____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
2- Bilginin elde edilmesinde okuma ve yazmanın öne-
minden,
3- Ġnsanın yaratılıĢından,
4- Yüce Rabbimizin cömertliğinden,
5- Nimetler karĢısında Ģımarmamak gerektiğinden,
6- Ġnsanın, mal sebebiyle taĢkınlık yapması ve Allah'ın
emirlerine karĢı çıkmasının kötü sonuçlarından,
7- Zavallı Ebû Cehil'in kıssasından ve onun Hz. Pey-
gamber (s.a.v)'i namazdan alıkoymasından,
8- Yalnızca Allah‘a ibadet edip sadece O‘na secde et-
memiz gerektiğinden bahsetmektedir.
B- SÛREMİZİ OKUYALIM
Bismillâhirrahmânirrahîm.
1- Ġkra' bismi Rabbikellezî halak 2- Haleka‘l-insâne min
alak 3- Ġkra' ve rabbuke‘l-ekrem 4- Ellezî 'alleme bi‘l-kalem 5-
Alleme‘l-insâne mâ lem ya'lem 6- Kellâ inne‘l-insâne leyetğâ 7-
Er-reâhustağnâ 8- Ġnne ilâ Rabbike‘r-ruc‘â' 9- Eraeytellezî
yenhâ 10- Abden izâ sallâ 11- Eraeyte in kâne ale‘l-hudâ 12-
Ev emera bi‘t-takvâ 13- Eraeyte in kezzebe ve tevellâ 14-
Elem ya'lem bi ennellâhe yerâ 15- Kellâ leil-lem yentehi le-
nesfe'am bi‘n-nâsiyeh 16- Nâsıyetin kâzibetin hâtıeh 17-
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım __________________________________ 65
Felyed'u nâdiyeh. 18- Sened'u‘z-zebâniyeh. 19- Kellâ. lâ
tutı'hu vescud vekterib (Son Âyet secde Âyetidir).
C- SÛREMİZİN MEALİNİ ÖĞRENELİM
(Rahman ve Rahim olan Allah‟ın ismiyle)
1. Yaratan Rabbinin adıyla oku.
2. O insanı bir aĢılanmıĢ embriyodan yarattı.
3. Oku, Rabbin en büyük kerem sahibidir.
4. O kalemle (yazmayı) öğretendir.
5. Ġnsana bilmediğini öğretti.
6. Ama doğrusu insan,
7. Ġnsan kendini Allah‘a karĢı ilim ve mal bakımından
muhtaç hissetmez.
8. ġüphesiz dönüĢ ancak Rabbinedir.
9-10. Gördün mü, namaz kılan bir kulu engelleyeni?
11. Gördün mü! Ya o namaz kılan doğru yol üze-
rinde ise!
12. Yahut Allah'ın emirlerine uygun yaĢamayı em-
rediyorsa!
13. Peki gördün mü namazdan engelleyen! Ya o
yalan sayıyor ve (imandan) yüz çeviriyorsa?
14. Allah'ın onu kesinlikle gördüğünü bilmiyor mu?
15-16. Hayır (o artık anlamalı ki)! ġayet yapmakta oldu-
ğu kötülüklerden vazgeçmezse andolsun ki, (onu)
perçem(in)den, o yalancı, günahkar perçeminden
(alnından) yakalar (cehenneme) sürükleriz.
17-18. Artık o (kendisine yardım edecek) taraftarlarını
çağırsın. Biz de zebanileri çağıracağız.
19. Sakın ha, ona uyma! (Allah'a) secde et ve yal-
nızca Allah‘a yaklaĢ.
66 _____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
D- SÛREMİZİ ANLAYALIM
Alak Sûresinin ilk beĢ âyeti Peygamberimiz (s.a.s.)‘e ilk
inen âyetlerdir. Hicretten 13 yıl önce Ramazan ayının son 10
günü içinde indirildi. Miladi takvim ile 610 yılının Temmuz
veya Ağustos ayı olarak hesaplanmıĢtır.
Peygamberimiz (s.a.s.), Ramazan aylarının son 10 gü-
nünü, bazen daha fazlasını, Hira isimli mağarada geçirmeyi
adet edinmiĢti. Dedesi Abdulmuttalib de böyle yapardı. Ma-
ğarada yalnızken daha iyi düĢünebilir, kâinatın yaratılıĢını
düĢünmeye dalabilirdi.
Peygamberimiz (s.a.s.) uyuyordu. Melek O‘na gelmiĢ,
O‘nu sarsmıĢ ve Allah'ın emrini bildirmiĢti: "Oku, Allah'ın adı
ile oku!" demiĢti. Peygamberimiz (s.a.s.), "oku" emrinin an-
lamını baĢlangıçta, sadece kelime olarak aldığı için, "Ben
okuma bilmem ki!" diye karĢılık vermiĢti. Melek o zaman, onu
daha fazla sarsmıĢ, adeta kendine gelmesini ve okumanın
ne demek olduğunu anlamasını sağlamak istemiĢti. Bundan
sonra bildikleri ile beraber, ilk gelen âyetlerde istenen okuma
yüce Allah'ın yaradılıĢındaki sırları öğrenmek üzere, vahyo-
lunan bilgileri dikkatle izleme, tekrar ederek ezberlemedir.
Sûrenin bundan sonraki âyetleri baĢka bir olaya iĢaret
ederek öğütler verir. O olay, Peygamberimiz (s.a.s.)‘in düĢ-
manlarından Ebu Cehl ile ilgilidir. Peygamberliğin Mekke
döneminde bir gün Peygamberimiz (s.a.s.) Kâbe'de namaz
kılıyordu. Ebu Cehl O‘na namaz kılmayı yasaklamıĢtı. Put-
çuluğu bırakıp baĢka türlü ibadetler etmesinden hoĢlanmı-
yordu. Hâlbuki Kâbe'de 360 tane put vardı. Her topluluk ayrı
ayrı gelir, kendi ibadetini yapardı. Yani Kâbe'de bir çeĢit din
hürriyeti vardı. Buna rağmen, Peygamberimiz (s.a.s.)‘in farklı
Ģekilde ibadet etmesinden hoĢlanmıyorlardı. Kâbe'yi yöneten-
lerin hepsi böyleydi. Hepsi putçuluğu koruyorlardı. Fakat hiçbiri
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım __________________________________ 67
Peygamberimiz (s.a.s.)‘e saldırmakta Ebu Cehl kadar ileri
gitmiyorlardı.
Ebu Cehl Ģu Ģekilde yemin etmiĢti; ―Eğer bir daha Mu-
hammed (s.a.s.)'i namaz kılarken görürsem, secdede iken
ensesine basıp, yüzünü sürteceğim.‖ Peygamberimiz
(s.a.s.)‘i namaz kılarken görünce, sözünü yerine getirmek
üzere yanına yaklaĢmıĢtı. Fakat yapmak istediğini yapama-
mıĢtı. Gözüne öyle korkunç görüntüler görünmüĢtü ki, korku
ile titreyerek geri çekilmiĢti. Korktuğu için de utanmıĢtı. O‘nu
utandırmak istiyordu, utanan kendisi olmuĢtu.
Ayetlerde, insanlar arasında, kendisinin Allah'a ihtiyacı
olmadığını iddia eden azgınların var olduğu, fakat öyle veya
böyle, dönüĢün Rabbe olacağı bildirilmiĢtir. Ondan sonra,
Ebu Cehl'in davranıĢını hatırlatan âyetler gelmiĢtir.
Alak sûresi, yüce Allah'ın, ebedî mucize olan bu
Kur'ân'ı, değerli Peygamber (s.a.s.)‘e indirmek sûretiyle ona
lütufta bulunduğunu açıklayarak ve ona ilk nimeti hatırlatarak
baĢlar. Hz. Peygamber (s.a.s.), bu sırada Kur'ân-ı Kerim
âyetleri ile vahyin kendisine indiği yer olan Hira Mağarası'nda
Rabbine ibadet etmekteydi. "Yaratan Rabbinin adıyla oku...
O, insana, bilmediklerini öğretti." yüce Allah‘ın insana ilim
vererek onu yaratılanların en yüksek seviyesine çıkarması,
Allah'ın en büyük lütfudur. Sadece ilim değil, kalem kullan-
mayı da öğreterek, sahip olduğu ilmi büyük çapta yaymasını,
bu yolla ilerlemesini ve sonraki nesiller için korumasını da
sağlamıĢtır. Eğer Allah, ilham yoluyla insana kalem ve kita-
bın ilmini vermeseydi, o zaman insanın ilmi yetenekleri ya-
yılmazdı. Gelecek nesillere ulaĢamazdı. Böylece ilerleme
mümkün olmazdı.
Daha sonra sûremiz, kuvvet ve servetine güvenerek bu
hayatta insanın, taĢkınlık yaptığından ve zenginlik nimeti
sebebiyle Allah'ın emirlerine isyan ettiğinden bahseder. Oysa
68 _____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
insanın yapması gereken, nimetlere nankörlük etmek değil,
lütfuna karĢı Rabbine Ģükretmektir. Sûremiz, insanın, yaptık-
larının karĢılığını almak için Rabbine döneceğini hatırlatır:
"Gerçek Ģu ki, insan kendisini zengin gördüğü için azar. KuĢ-
kusuz dönüĢ yalnız Rabbinedir."
Bundan sonra yüce Allah, bu ümmetin firavunu olan
Ebû Cehil hikâyesini ele alır. Ebû Cehil putlara yardım etmek
için Hz. Peygamber (s.a.s.)'i tehdit eder ve onu namazdan
alıkoymaya çalıĢırdı. ―Ey Muhammed! HuĢu ve huzur içinde
teslimiyet havasına bürünerek Allah rızası için namaz kılan
kulu yasaklayan kimseyi gördün mü?‖ ―Onun durumu gerçek-
ten tuhaftır. O kiĢi küfrediyor, Rabbine isyan ediyor; hayrı,
özellikle de namazı yasaklıyor.‖
Bu sûre o zavallı kâfiri, sapıklık ve taĢkınlığına devam
ettiği takdirde en Ģiddetli azapla tehdit ederek sona erer. Ay-
nı zamanda o yüce Peygamber (s.a.s.)'e, bu günahkâr suç-
lunun tehditlerine kulak asmamasını emreder: "Hayır, hayır!
Eğer vazgeçmezse derhal alnından yakalarız... Hayır, ona
uyma, Allah'a secde et ve ona yaklaĢ" Devamlı olarak Allah'a
secde et, ibadet ile ona yaklaĢ, çünkü ibadet kale ve sığınak-
tır. KurtuluĢun yoludur.
Sûremiz, okuma ve öğrenmeye davet ile baĢlayıp na-
maz ve ibadetle sona erer ki, ilim ile uygulama beraber olsun
ve sûrenin baĢı ile sonu arasında uyum bulunsun.
E- SÛREMİZDEN DERS ALALIM, UYGULAYALIM
Kur'an-ı Kerim‘de on dört yerde secde âyeti vardır. Bu
âyetleri okuyanın veya dinleyenin secde etmesi gerekir. Bu-
na Tilavet secdesi denir ve Ģu Ģekilde yapılır:
Ayakta iken tilavet secdesi niyetiyle Allahu Ekber diye-
rek secdeye gidilir. Secdede üç kere ―Sübhâne Rabbiyel a‘lâ‖
(Yüce Rabbimi bütün eksik sıfatlardan tenzih ederim) denilir.
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım __________________________________ 69
Sonra yine Allahu Ekber denilerek kalkılır. Secdeden ayağa
kalkarken ―Semi‘nâ ve eta‘nâ ğufrâneke Rabbenâ veileykel
mesîr‖ (Ya Rabbi! ĠĢittik ve itaat ettik, senin bağıĢlamanı diliyo-
ruz; dönüĢ yine sanadır) denilir.
Okuma Parçası
İPİN HESABI
Bir Ģehrin en zengini öldüğünde, çığırtkanlar sokaklara
dökülüp;
— ―Ey ahali‖, diye bağırmıĢlar. ―Biliyorsunuz Veli Efendi
öldü. Bir vasiyeti var. Âhiret hayatına alıĢabilmek için, kendi-
sine bir günlük yardımcı arıyor. Kim ki, mezardaki ilk gecesini
onunla beraber geçirirse, Veli Efendi‘ye ait servetin yarısı
kendisine verilecektir. Ey ahali, duyduk duymadık demeyin.‖
Çığırtkanların bütün çabasına rağmen kimse bu parlak,
fakat korkulu vasiyete kulak vermemiĢ. Ama sonunda, Ģehrin
en fakir hamallarından birisi çıkmıĢ ortaya. Adamcağız bak-
mıĢ ki, hayatta zaten sırtındaki küfesinden ve ipinden baĢka
bir Ģey yok. O halde "Hamal olarak yatıp, ertesi sabah zengin
olarak kalkarım" diyerek razı olmuĢ...
GeniĢçe bir mezara, iyice kefenlenen zengini ve yanına
hamalı yatırmıĢlar. Az sonra sual melekleri gelmiĢ.― Ġkisi de
bize emanet‖ diye konuĢmuĢlar.―Zengin nasıl olsa kalacak,
Ģu hamaldan baĢlayalım.‖
SormuĢlar:
— Dünyada malın mülkün var mıydı?
— Alay etmeyin demiĢ, hamal. Sırtımdaki küfeden ve ip-
ten baĢka hiçbir Ģeyim olmadığını siz de bilirsiniz.
— Peki diye eklemiĢ melekler, o ipi ne karĢılığında al-
dın. Sonra küfeyi ne iĢ gördün de nasıl elde ettin?
70 _____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
— AnlatmıĢ hamalcağız. BeĢ kiĢinin malını 10 kuruĢa
taĢıdım. Ġkisini yedim, sekizini sakladım. Ertesi gün de ayni
iĢleri yaptım. Yemedim, içmedim, ucuza taĢıdım ve bunları
aldım. Melekler: - ―Çık demiĢler, çık... Olmadı... Hasan Efen-
di‘den aldığın para, hak ettiğinden çok düĢük. Biz ondan bu-
nun hesabini soracağız. Mehmet Efendiyle de ucuza anlaĢ-
mıĢ ve ucuza taĢımıĢsın...‖
— Ġyi ama diye cevaplamıĢ hamal, hak ettiğim parayı
isteseydim, bana taĢıttırmazdı. TaĢıttırmayınca da aç kalır-
dım...
— O bizim iĢimiz demiĢ melekler, nasıl olsa buraya o da
gelecek. Biz senin adına ona sorarız. Melekler, hamalı sıkıĢ-
tırmaya devam etmiĢ. Söyle bakalım, aldığın paranın kaçını
yedin, kaçını sakladın?
— On kuruĢ aldıysam, yarısını sakladım. Ġki kuruĢ aldıy-
sam, bir kuruĢunu biriktirdim...
— Çık demiĢ melekler... Yine olmadı, hem ucuza taĢı-
mıĢsın, hem de gıdandan kesmiĢsin... Yani sen, kendi nefsi-
ne zulmetmiĢsin... Nefsine zulmetmek de günahtır. Ayrıca
çocuklarının nafakasından da kesmiĢsin demiĢler. Hamalca-
ğız ne cevap vereceğini düĢünüp ecel terleri dökerken, sa-
bah olmuĢ. Açılan mezardan yukarıya bir bakmıĢ ki, bütün
millet orada... Kadı Efendi ve Ģehrin mehter takımı da kendi-
sini bekliyor. Bir kıyamet ki sormayın. ―Kutlu olsun‖ demiĢ-
ler... ―Bu gece kimsenin yapamayacağı bir iĢi baĢardın; ama
bak artık zengin oldun.‖
Hamal mezardan çıkar çıkmaz kaçmaya baĢlamıĢ. Güç
bela durdurmuĢlar, ―Gel, ödülünü al.‖ demiĢler.
— Hayır, diye bağırmıĢ hamal. Ġstemem, sizin olsun...
Ben, bir iple küfenin hesabını sabaha kadar veremedim, Ya
o kadar servetim olsaydı, ne yapardım?
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım __________________________________ 71
IX- KADİR SÛRESİ
A- SÛREMİZİ TANIYALIM
Kadir sûresi sıralanıĢ bakımından Kur‘an-ı Kerim‘in
doksan yedinci sûresidir. Nüzul yani gönderiliĢ sırasına göre
ise Kur‘an-ı Kerim‘in yirmi beĢinci sûresidir. Mekke dönemin-
de inmiĢ olup, toplam 5 âyettir.
Sûre, Kadir gecesinden bahsettiği için ‗Kadir‘ ismini al-
mıĢtır. Kadir, “itibar, değer, kıymet, derece, üstünlük, büyük-
lük ve Ģeref ‖ anlamındadır.
Sûremizde kısaca;
1- Kur‘an-ı Kerim‘in Kadir gecesinde indirildiğinden,
2- Kadir gecesinin diğer gecelere olan üstünlüğünden,
72 _____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
3- Kadir gecesinde meleklerin ve Cebrail (a.s)‘ın Al-
lah‘ın emriyle her bir iĢi halletmek ve karara bağla-
mak için yeryüzüne sürekli indiklerinden,
4- Kadir gecesinin güneĢ doğana kadar huzur ve esen-
lik kaynağı olduğundan bahsedilmektedir.
B- SÛREMİZİ OKUYALIM
Bismillâhirrahmânirrahîm.
1- Ġnnâ enzelnâhu fî leyleti‘l-kadr 2- Ve mâ edrâke mâ
leyletü‘l-kadr 3- Leyletu‘l-kadri hayrun min elfi Ģehr 4-
Tenezzelu'l-melâiketu verrûhu fîhâ bi izni Rabbihim min külli
emr 5- Selâmun hiye hattâ matle'i‘l-fecr.
C- SÛREMİZİN MEALİNİ ÖĞRENELİM
(Rahman ve Rahim olan Allah‘ın ismiyle)
1- ġüphesiz biz onu (Kur‘an‘ı) Kadir gecesinde indirdik.
2- Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin?
3- Kadir gecesi, bin aydan hayırlıdır.
4- O gece melekler ve Cebrail Rablerinin izniyle her bir iĢ
için iner dururlar.
5- O gece güneĢin doğuĢuna kadar huzur, güven ve
esenliktir.
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım __________________________________ 73
D- SÛREMİZİ ANLAYALIM
Hz. Peygamber (s.a.s.), Ashabı Kirama Ġsrail oğulların-
dan bir adamın ibadet hayatını anlatır. Adam ömrünün seksen
yılını günahtan uzak durarak ibadetle geçirmiĢtir. Ashab-ı
Kiram, adamın bu haline hayran olur; fakat kısacık ömürlerinde
bu kadar iyi amel yapamayacaklarını düĢünerek üzülür. Bunun
üzerine yüce Rabbimiz Kadir sûresini göndererek o gecenin
ibadetle geçirilmesinin seksen yıldan daha fazla yapılan iba-
dete denk olduğunu belirtir.
Sözlerin en üstünü olan Kur‘an-ı Kerim, yüce Allah‘ın
sözüdür. Yüce Rabbimiz bu sûrede hayat rehberimiz olan
Kur‘an-ı Kerim‘i Ģerefli ve üstün bir gece olan Kadir gecesin-
de indirdiğini bildirmektedir. Yani sözlerin, haberlerin ve öğüt-
lerin en değerlisi olan Kur‘an-ı Kerim, insanlara en çok ihti-
yaçları olduğu bir zamanda, Kadir gecesinde gönderilmeye
baĢlanmıĢtır. Kadir gecesi, Kur‘an-ı Kerim‘in inmeye baĢladı-
ğı gece olduğu için kıymetli, Ģerefli, üstün, değerli ve itibarlı
bir gece olmuĢtur.
Kadir gecesinin değeri sûrede rakamla ifade edilmiĢtir:
“Kadir gecesi, bin aydan daha hayırlıdır!” Kadir gecesinin
değerinin tam olarak anlaĢılabilmesi, o gecede gönderilmeye
baĢlanan Kur‘an-ı Kerim‘in değerinin bilinmesiyle mümkün-
dür. Çünkü Kadir gecesinin, içinde Kadir gecesi bulunmayan
bin aydan, bir baĢka ifade ile otuz bin geceden daha hayırlı
ve kıymetli olması, Kur‘an-ı Kerim‘in bu gecede inmeye baĢ-
lamasıyladır. Ġndiği geceye en az otuz bin kat değer veren
Kur‘an-ı Kerim, onu hayatına uygulayan her bir insana da bir
gecesi bir ömür kadar bereketli bir hayat sunmaktadır.
Kadir Gecesi aynı zamanda “takdir gecesi”dir.
Sûremizin adının kelime anlamı da bunu ifade etmektedir.
ġüphesiz ki Allah, gökleri ve yeri yaratmadan önce her Ģeyi
takdir etmiĢ, belirlemiĢtir. Ancak bu gecede meydana gele-
74 _____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
cek her Ģey meleklere bildirilerek bir görev belgesi gibi kendi-
lerine verilmektedir.
Kadir Gecesi berrak ve saf bir gecedir. Ay sanki o gece-
de dolunay Ģeklindedir. O gece durgundur, ne sıcak ne de
soğuktur. Sabaha kadar yıldız kayması da olmaz. Ertesi gün
güneĢ cılız ve kızıl olarak doğar. O gece her Ģey Allah‘a sec-
de eder.
Kadir gecesi Ramazan ayındadır. Ashab-ı Kiramdan ba-
zı kimseler rüyalarında Kadir gecesinin Ramazan‘ın son yedi
gününde olduğunu görüp, bunu sevgili Peygamberimiz
(s.a.s.)‘e haber verince, O Ģöyle buyurmuĢ:
―Görüyorum ki rüyalarınız Ramazan‘ın son yedi gecesi
hakkında birbirini tutuyor. Artık kim Kadir gecesini arayacak-
sa onu Ramazan‘ın son yedisinde arasın.‖
Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) Kadir gecesinin, Rama-
zanın son on gününde aranmasını tavsiye etmiĢtir. Özellikle
bu günlerde ibadetlerini çoğaltmıĢtır.
Kadir Gecesinin hangi gece olduğu kesin olarak bilin-
memekle birlikte genellikle Ramazan‘ın yirmi yedinci gece-
sinde olduğu belirtilmiĢtir. Hz. Peygamber (s.a.s.) bunun ke-
sinlikle hangi gece olduğunu belirtmemiĢ, ancak; ―Siz Kadir
gecesini Ramazan'ın son on günü içerisindeki tek rakamlı
gecelerde arayınız.‖14 buyurmuĢtur.
Öteden beri Ġslam geleneğimizde Kadir gecesini Rama-
zan ayının 27. gecesinde kutlarız. Çünkü Sevgili Peygambe-
rimiz (s.a.s.) Kadir gecesinin Ramazanın yirmi yedinci gece-
sinde aranmasını da tavsiye etmiĢti.15
ġu kesin bir gerçektir ki; senenin her gününü ibadetle geçi-
ren bir kimse kesinlikle Kadir gecesini de ibadetle geçirmiĢ
olacaktır.
14 Buhârî, Leyletü'l-Kadir, 3; Müslim, Sıyam, 216 15 Müslim, Sıyam, 205-7
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım __________________________________ 75
Kadir gecesi, yüce Rabbimizin geniĢ rahmetiyle esenlik,
huzur, güven ve bağıĢlanma gecesidir. O gece, Cebrail (a.s)
da dâhil pek çok melek yeryüzüne rahmet ve bereketle iner;
her nerede ne tür hayır ve iyilik yapılıyorsa o gecenin hürme-
tine özellikle tespit ederler. Melekler o gece gökyüzünde hiç
rastlamadıkları ibadet Ģekilleriyle yeryüzünde karĢılaĢırlar;
zenginlerin fakirlere ziyafet verdiklerini, fakirlerin de bu ye-
mekleri yiyerek Allah‘a ibadet ettiklerini görür; Allah‘a çok
sevimli gelen günahkârların iniltilerini iĢitirler. O gece sabaha
kadar kâinatı bir huzur ve esenlik kaplar.
E- SÛREMİZDEN DERS ALALIM
Kadir Gecesinin Önemi:
1- Kur‘an-ı Kerim bu gecede inmeye baĢlamıĢtır. Bu
gecenin sabahında Bedir zaferi gerçekleĢmiĢtir.
2- Bu gecede yapılan ibadet, içerisinde Kadir gecesi
bulunmayan otuz bin gecede yani bin ayda yapılan
ibadetten daha üstündür.
3- Bir sonraki seneye kadar meydana gelecek her türlü
olaylar, Cenabı Hakkın ezelde takdir edip belirlediği
Ģekilde ilgili meleklere yerine getirilmesi için bildirilir.
4- Cebrail ve çok sayıda melekler bu gecede yeryüzü-
ne inerler.
5- Bu gece de, güneĢin doğuĢuna (imsak vaktine) ka-
dar esenlik ve rahmet yeryüzünü kaplar; her türlü kö-
tülükler etkisiz hale gelir.
6- Melekler bu gece uğradıkları her müslümana selam
verirler.
Sevgili Peygamberimiz, Kur‘an-ı Kerim‘in vahyolunduğu
Kadir gecesinin ve Kur‘an-ı Kerim‘in hiç unutulmamasını is-
temiĢtir. Bu amaçla evlerimizde, camilerde ve Kur‘an kursla-
76 _____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
rında yetenekli hocalardan Kur‘an-ı Kerim‘ı öğreniriz. Özel
kabiliyetli bazı gençlerimiz Kur‘an-ı Kerim‘i ezbeleyerek hafız
olurlar. Hiç öğrenmemiĢ olanlarımız da bilenlerin okumasını
dinlerler. Onlar gibi olmak için öğrenmeye çalıĢırlar. Fakat en
önemlisi Kur‘an-ı Kerim‘in hem okunması hem de anlaĢılma-
sıdır. Kur‘an-ı Kerim her ne kadar kendini okuyan ağzı, dinle-
yen kulağı, ona bakan gözü nurlandırsa da emir ve yasakları-
na uyan kiĢinin bir bütün hayatını nurlandırır. Onun okunma-
sıyla hedeflenen Ģey, anlaĢılarak hayatta uygulanmasıdır.
AnlaĢılmadıkça, sürekli olarak okunması ve dinlenmesi bizi
duygulandırır, sevindirir, maneviyatımızı yüceltir; ama davra-
nıĢlarımızı güzelleĢtiremez.
F- SÛREMİZİ UYGULAYALIM
KADİR GECESİNİ NASIL DEĞERLENDİRELİM?
1- Kadir gecesinin hangi gece olduğunu tahmin ettiği-
mizde; günahlarımızın affı için çok dua edelim. Özellikle
Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.)‘in o gecede özel olarak yaptı-
ğı ve bizlere öğrettiği Ģu duayı çok tekrarlayalım:
"Allahümme inneke afüvvün tühibbü'l-afve fa'fu annî”
―Ey Allahım! ġüphesiz ki sen çok affedicisin; affetmeyi se-
versin. Beni de affet.‖
2- Ġhtiyaç sahiplerini gözetelim; onlara bol bol sadaka
verelim.
3- Ġbadetlerimizi samimice sadece Allah için yapmaya
çalıĢalım.
4- Allah‘ın üzerimizdeki sonsuz nimetleri sebebiyle Ona
çok Ģükredelim.
5- Kadir gecesi her yıl tekrarlanan bir gece olduğu için
kıymetini bilmeye çalıĢalım.
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım __________________________________ 77
6- Yakın akrabalarımızı, dostlarımızı, arkadaĢlarımızı
ve sevdiklerimizi arayarak gecelerini tebrik edelim.
7- Kazaya bıraktığımız namazlarımız varsa Kadir Ge-
cesinin hürmetine kabul edileceğini bilerek kılalım.
8- Kur‘an-ı Kerim‘in inmeye baĢladığı gece olduğu için
bol bol Kur‘an-ı Kerim okuyalım.
9- Dargın olduğumuz kiĢiler varsa onlarla barıĢalım.
BarıĢmak için ilk adımı atanın cennette bir köĢkle
ödüllendirileceğini unutmayalım.
10- Özellikle yatsı ve sabah namazlarını cemaat-
le kılalım. Efendimiz (s.a.s.) bir hadisi Ģeriflerinde
Ģöyle buyurur: ―Yatsı namazını cemaatle kılan kim-
se, gece yarısına kadar namaz kılmıĢ gibidir. Sabah
namazını cemaatle kılan kimse ise bütün gece na-
maz kılmıĢ gibidir.‖
11- Eskiden Kadir gecesinde, oyun ve eğlence
yerleri kapatılır ve büyük camiler sabaha kadar açık
olur, müminlerle dolup taĢardı. Ġnsanlar birbirlerine,
―Gecen Kadir, gündüzün bayram olsun!‖ diye dua
ederlerdi. Bu anlayıĢın günümüzde de yaĢanır olma-
sına katkıda bulunalım.
12- Ġbadetle geçirdiğimiz bu gecede bin aydan
daha fazla ibadet etmiĢ gibi sevap kazanacağımızı hiç
unutmayalım.
Peygamber Efendimiz (s.a.s.) Ģöyle buyurmuĢtur:
“Kim Kadir Gecesini, faziletine inanarak ve alacağı
sevabı Allah'tan bekleyerek ibadet ve itaatla geçirirse
geçmiĢ günahları bağıĢlanır" (Buhârî, Kadir, 1).
Yüce Rabbimiz gündüzlerimizi bayram, gecelerimizi Ka-
dir eylesin. Gecelerimizin kadrini bilmeyi de cümlemize nasip
eylesin. Âmin...
78 _____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
X- BEYYİNE SÛRESİ
A- SÛREMİZİ TANIYALIM
Sûremiz Medine döneminde Talâk sûresinden sonra,
HaĢr sûresinden önce inmiĢtir. Kuran‘daki sıralamada dok-
san sekizinci, iniĢ sırasına göre yüzüncü sûredir. Sûremiz 8
âyettir.
Sûremiz adını birinci âyette geçen ve "açık delil, kesin
belge" anlamına gelen "beyyine" kelimesinden almıĢtır.
Bu sûrenin Kur'an-ı Kerim'de sırası itibarıyla Alak ve
Kadir Sûresinden sonra yer alması anlamlıdır. Alak
sûresinde ilk vahiy, Kadir Sûresinde de bu vahyin nüzul za-
manı bildirilmiĢtir. Bu sûrede ise bu kutsal kitab ile birlikte bir
peygamber gönderilmesinin gerekçesi açıklanmıĢtır.
Sûremizde kısaca;
1- Hz. Muhammed (a.s)'in peygamberliği karĢısında
Ehl-i Kitab'ın tutumundan,
2- Allah'a samimiyetle ibadet edilmesinden,
3- Ġnanan ve iyi iĢler yapanların âhirette kurtuluĢa ere-
ceği konularından bahsedilmektedir.
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım __________________________________ 79
B- SÛREMİZİ OKUYALIM
Bismillâhirrahmânirrahîm.
1- Lem yekunillezîne keferû min ehlil kitâbi velmuĢrikîne
munfekkîne hatta te'tiye humu‘l-beyyineh 2- Rasûlum
minallâhi yetlû suhufem mutahherah 3- Fîhâ kutubun
kayyimeh 4- Ve mâ teferrakallezîne ûtu‘l-kitâbe illâ mim ba'di
mâ câethumu‘l-beyyineh 5- Ve mâ umirû illâ liya'budullâhe
muhlisîne lehu‘d-dîne hunefâe ve yukîmu‘s-salâte ve yu'tu‘z-
zekâte ve zâlike dînu‘l-kayyimeh 6- Ġnnellezîne keferû min
ehli‘l-kitâbi ve‘l-müĢrikîne fî nâri cehenneme hâlidîne fîhâ
ulâike hum Ģerru‘l-beriyyeh 7- Ġnnellezîne âmenû ve 'amilu‘s-
sâlihâti ulâike hum hayru‘l-beriyyeh 8- Cezâuhum 'inde
Rabbihim cennâtu 'adnin tecrî min tahtihe‘l-enhâru hâlidîne
fîhâ ebedâ. Radiyallâhu 'anhum ve radû 'anh; zâlike limen
haĢiye rabbeh.
C- SÛREMİZİN MEALİNİ ÖĞRENELİM
(Rahman ve Rahim olan Allah‟ın ismiyle)
1. Ehl-i Kitap (olan yahudi ve hıristiyanlar) dan küfre
sapanlar ve müĢrikler, kendilerine apaçık bir delil ge-
linceye kadar (dinlerinden) ayrılacak değillerdi.
80 _____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
2-3. Allah tarafından gönderilen, içinde doğru yazılmıĢ
(hüküm ve bilgiler) bulunduran, (batıldan) arınmıĢ
tertemiz sayfaları okuyan Peygamber‘dir (ki o da
gelmiĢtir).
4. (Böyle iken) Kitap verilenlerin tamamı kendilerine
apaçık delil (Peygamber) geldikten sonra ayrılığa
düĢtüler.
5. Halbuki onlar, Sadece Allah‘a kulluk edip, putlardan
yüz çevirerek, bu dini yalnız Allah'a has kılmak, na-
mazı dosdoğru kılmak ve zekatı vermekten baĢka bir
Ģey ile emredilmediler. ĠĢte bu da en doğru hayat
tarzıdır.
6. ġüphesiz ki, gerek Ehl-i Kitaptan, gerek müĢriklerden
olsun böylece küfre sapanlar, içinde temelli kalmak
üzere cehennem ateĢindedirler. ĠĢte insanların en kö-
tüsü onlardır.
7. ġüphesiz iman edip de iyi amel iĢleyenler ise, iĢte
onlar yaratılanların en iyisidirler.
8. Onların Allah tarafından görecekleri mükafatları,
içinde temelli kalacakları, altından ırmaklar akan Adn
cennetleridir. Allah onlardan hoĢnut olmuĢ, onlar da
Allah‘tan hoĢnut olmuĢlardır. ĠĢte bu durum Allah‘tan
sakınanlar içindir.
D- SÛREMİZİ ANLAYALIM
"Ehl-i kitap"tan maksat, özellikle o dönemde Medine ve
çevresinde yaĢayan Yahudilerle Hıristiyanlardır. Tevrat ve
Ġncil'de onlara, sadece tek olan Allah'a samimiyetle ibadet
etmeleri emredilmiĢti. Fakat onlar bunu değiĢtirdiler.
"MüĢrikler"den maksat ise dönemin putperest
Arapları'dır. Âyette, inatla hakkı inkârda direnmeleri yüzün-
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım __________________________________ 81
den her iki grubun da ebedî olarak cehennemde kalacakları
bildirilmiĢtir.
Her ne kadar burada Hz. Peygamber'in yakın çevresin-
de bulunan iki grup inkârcı anlatılmıĢsa da hüküm geneldir,
geçmiĢ ve gelecek bütün insanlığı ilgilendirmektedir.
Ġlk olarak sûrede, bir peygamber göndermenin gerekçesi
Ģöyle açıklanmıĢtır:
Dünyada hangi inançtan olursa olsun insanları düĢtükle-
ri küfür/inkâr durumundan kurtarmak ancak peygamber gön-
dererek mümkün olur. Bu peygamberin, Allah'ın Kitabını in-
sanlara asıl ve doğru Ģekliyle açıklaması, önceki kutsal kitap-
ların tersine batıl karıĢmasından uzak olması ve doğru ilkele-
ri kapsaması kendi peygamberliği için apaçık delildir.
Ehl-i Kitabın sapıklığı, onların çeĢitli yanlıĢ yollara düĢ-
melerinin sebebinin, "Allah'tan hidayet gelmemesi" olmadığı
belirtilmiĢtir. ġimdi, Allah (c.c.) tekrar, bir peygamber aracılı-
ğıyla apaçık hidayet gönderdikten sonra sapıklıklarında de-
vam ederlerse, sapıklıklarının sorumluluğu daha da artacak-
tır.
Allah (c.c.) tarafından gönderilen peygamberler ve onla-
rın aracılığıyla verilen kitaplarda, bütün yolları terk ederek
sadece Allah'a ibadet etmeleri, Allah'a ortak koĢmamaları,
namazı kılmaları, zekâtı vermelerinden baĢka bir emir veril-
memiĢ ve hak dinin de bu olduğu açıklanmıĢtır.
Bundan açıkça anlaĢılıyor ki, Ehl-i Kitap olanlar, dinleri-
ne batıl olan baĢka Ģeyler katmıĢlardır. Allah'ın Rasulü onları
asıl dine dönmeye davet etmektedir.
Bu sûre de Hz. Muhammed (s.a.s.)‟in peygamberliği
için açık bir delil vardır. Rasulullah'ın Kur'an gibi bir kitap ileri
sürmesi, onun öğretileri ve sözlerinin etkisi ile iman edenlerin
hayatlarında büyük bir değiĢiklik meydana gelmesi, ileri sür-
düğü inancın akla uygun olması, temiz ibadetler, son derece
82 _____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
ahlâkî ve insanî, hayat için en iyi usul ve emirleri tebliğ etme-
si, Rasulullah'ın söz ve davranıĢlarının birbiriyle tutarlı olma-
sı, ona karĢı yürütülen her çeĢit düĢmanlık ve zorluklara
rağmen Ġslâm davetini kararlılıkla sürdürmesi gibi unsurlar,
onun Allah'ın elçisi olduğuna açıkça iĢaret etmektedir.
E- SÛREMİZDEN DERS ALALIM, UYGULAYALIM
Sûrenin sonunda açıkça Ģöyle buyrulmuĢtur:
1- GeçmiĢte kendilerine Kutsal Kitap verilenler ve müĢ-
rikler, bu peygambere inanmaktan yüz çevirmektedir-
ler. Bunlar en kötü kimselerdir. Onların cezası sonsuz
cehennemdir.
2- Ġman ederek salih amel iĢleyen ve dünyada Allah'tan
korkarak yaĢayanlar Allah'ın en iyi mahlûklarıdır. On-
ların mükâfatı, ebedi kalacakları cennettir. Allah
(c.c.) onlardan razı olmuĢ, onlar da Allah'tan razı
olacaklardır.
Ġhlâs, ibadetin özüdür. Âlimler amelleri üç kısma
ayırmıĢlardır. Bunlar;
1- Yapılması emredilenlerde ihlâs, o iĢleri yapanın,
amacının Allah rızası olmasıdır. Niyet, Allah rızasın-
dan baĢka bir Ģey ise, o iĢ sırf gösteriĢ/riya olup, ka-
bul edilmemiĢtir.
2- Yapılması yasaklanan iĢleri, kiĢi niyetsiz olarak yap-
mazsa, onun sorumluluğundan kurtulmuĢ olur. An-
cak yapmadığı için bir ecir elde edemez. Allah rıza-
sını elde etme niyetiyle bırakırsa, bıraktığından do-
layı sevap alır.
3- Yapılması serbest olan yeme, uyuma ve benzeri
serbest iĢleri niyetsiz yaparsa, bu sebeple herhangi
bir sevap elde edemez. Allah rızasını arama niyetiy-
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım __________________________________ 83
le yaparsa bunlardan dolayı sevap alır. Çünkü her
mubah iĢ ile Allah'ın rızasını kazanmak niyet edildi-
ğinde, o iĢin, Allah'a bir yakınlık vesilesi olması
mümkündür. Ġbadet yapmak için kuvvetli olmak niye-
tiyle yemek böyledir.
84 _____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
XI- ZİLZAL SÛRESİ
A- SÛREMİZİ TANIYALIM
Sûremiz diziliĢ bakımından Kur‘an-ı Kerim‘in doksan do-
kuzuncu; gönderiliĢ bakımından ise doksan üçüncü sûresidir.
Sekiz âyettir. Medine'de indirilmiĢtir.
Adını, ilk âyette geçen ―Zilzal‖ kelimesinden alır. Zilzal
―deprem, arka arkaya gelen sarsıntı‖ anlamına gelir. Halk
arasında depreme zelzele denmesi de bundandır. Peygam-
ber Efendimiz bu sûre için ― Kur‘an‘ın dörtte birine denktir.‖
buyurmuĢlardır.
Sûremiz kısaca;
1- Ölümden sonraki diriliĢler, kiĢinin dünyada yaptıkları
iĢlerin yazılı olduğu amel defterinin kendisine göste-
rileceğinden,
2- Ġlk üç âyette ölümden sonraki diriliĢin nasıl olacağın-
dan,
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım __________________________________ 85
3- Ġnsanların hiç düĢünmeden yaptığı iĢ, davranıĢ ve
söylediği sözlerin o gün baĢına neler getirebilece-
ğinden bahsetmektedir.
B- SÛREMİZİ OKUYALIM
Bismillâhirrahmânirrahîm.
1- Ġzâ zulzileti‘l-ardu zilzâlehâ 2- Ve ehraceti‘l-ardu
eskâlehâ 3- Ve kâle‘l-insânu mâ lehâ 4- Yevmeizin tuhaddisu
ehbârahâ 5- Bi enne rabbeke evhâ lehâ 6- Yevmeiziy
yesdurun nâsu eĢtâte‘l-li yurav a'mâlehum 7- Ve mey ya'mel
miskâle zerratin hayray-yerah 8- Ve men ya'mel miskâle
zerratin Ģerray yerah.
C- SÛREMİZİN MEALİNİ ÖĞRENELİM
(Rahman ve Rahim olan Allah‟ın ismiyle)
1. Yeryüzü o dehĢetli sarsıntı ile sarsıldığında,
2. Yeryüzü (içindeki) ağırlıklarını çıkarttığında,
3. Ve insan: "Buna da ne oluyor?" dediğinde,
4-5. O gün (yeryüzü) Yüce Rabbinin kendisine bildirdiği
haberleri anlatacak.
6. O gün insanlar, amellerinin karĢılığını görmeleri için
grup grup geri dönüp çıkacaklar.
7. ĠĢte kim zerre ağırlığınca bir hayır iĢlerse, onu göre-
cek.
86 _____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
8. Kim de zerre ağırlığınca bir kötülük iĢlerse onu göre-
cektir.
D- SÛREMİZİ ANLAYALIM
Sûremiz ilk âyetten itibaren aklı baĢında, sağlıklı düĢü-
nebilen insanlar için kıyametten sahneler sunuyor. Kıyametin
nasıl kopacağını, kıyamet koparken insanların içinde buluna-
cakları panik halini gözümüzün önüne getiriyor. Kıyamet ola-
yını, insanların yaĢamlarının canlı bir parçası olan, günlük
hayatta tanık olabildikleri depreme benzetiyor. Böylece in-
sanların deprem anında hissettikleri acizlik ve korku duygu-
sunu, kıyameti düĢünerek ölümden sonrasına hazırlanması
gereğini hissettiriyor.
Kıyamete göre çok basit bir olay olan depremlerin, in-
sanların hafızasında bıraktığı izi, insanların ruh sağlığında
açtığı yarayı düĢündüğümüzde, kıyamet olayının ne kadar
büyük bir olay olduğu daha iyi anlaĢılır. Aklımıza Ģöyle soru-
lar geliyor. ―Acaba deprem (zelzele) olayı kıyametin bir hazır-
lığı mıdır? Deprem, insanlara kıyameti hatırlatan bir araç mı-
dır? Depremi yaĢayan insanlar, deprem esnasında hiçbir Ģey
yapamamanın verdiği acizlik ve çaresizlik duygusu ile o es-
nada yaĢadıkları ĢaĢkınlığı anlatırlar. Sûremizin 3. âyetinde
Allah ―Ve insan ―ne oluyor?‖ dediği zaman.‖ buyurmakta ve
kıyamet esnasında da insanların bir acizlik, ĢaĢkınlık ve ça-
resizlik içerisinde olacaklarını söylemektedir.
Deprem esnasında yerin içindeki sıkıĢmıĢ olan gazlar
ortaya çıkar. Kıyamet koptuktan sonra da ölen insanlar tekrar
yeryüzüne çıkacaktır. Ayrıca insanların dünyada iĢledikleri
fiilleri ve sözleri de ortaya çıkacaktır.
Kıyamet olayından Ona iman eden ve hazırlık yapan
müminlerin endiĢe etmelerine gerek yoktur. Sûremizin 4–8.
âyetlerinde müminlere müjdeler veriliyor ve cesaretlendirili-
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım __________________________________ 87
yor. Yapacağımız büyük küçük her iyiliğin karĢılığını, hiçbir
parçası dahi zayi edilmeden göreceğiz. Allah kötülük yapan-
ları da yaptıklarının karĢılığını görecekleri konusunda uyarı-
yor. Ancak kötülüklerin cezası, yapılan kötülük kadar iken,
iyiliklerin karĢılığı ise en az on katı kadar daha fazladır.
E- SÛREMİZDEN DERS ALALIM, UYGULAYALIM
1- Dünyada yaĢadığımız depremler, bize ölümü ve ah-
reti hatırlatmalıdır.
2- Ġnsan öldükten sonra yeniden dirilecektir.
3- Yeniden dirilen insanlar, depremi yaĢayan insanlar
gibi korku, acizlik ve ĢaĢkınlık hissine kapılacaklar-
dır.
4- Kıyamet günü, dünyada yaptığımız çok küçük bile
olsa bütün iyilik ve kötülüklerimizin karĢılığını göre-
ceğiz.
5- Kıyamet gününe hazırlık yapmalıyız. Hazırlığımız iyi
olursa, korku ve ĢaĢkınlığımız az olur.
6- Ġyiliklerimizi artırmalı, kötülüklerimizi azaltmalıyız.
Okuma Parçası
Hz. Enes (r.a.) anlatıyor: ―Bir gün Peygamber Efendimiz
ve Hz. Ebu Bekir birlikte yemek yiyorlardı. O esnada bu âyetler
indirildi. Hz. Ebubekir yemekten elini çekerek Ģöyle dedi: Ya
Rasulallah! Ben, benden çıkan zerre kadar bir kötülüğün de
karĢılığını görecek miyim? Rasulullah Ģöyle buyurdu. ―Ey
Ebu Bekir! Dünyada hoĢunuza gitmeyen olaylarla karĢı kar-
Ģıya geliyorsunuz. Onlar senden çıkan küçük kötülüklerin
cezasıdır. Senin zerre kadar iyiliğin ahirete saklanır.‖
88 _____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
XII- ÂDİYAT SÛRESİ
A- SÛREMİZİ TANIYALIM
Kur‘an-ı Kerim‘in diziliĢ bakımından yüzüncü, iniĢ sırası-
na göre on dördüncü sûresidir. Sûremiz 11 âyet olup, Medi-
ne döneminde indirilmiĢtir. Sûremiz ismini ilk âyette geçen
hızla koĢmak, seğirtmek veya koĢan atlar anlamındaki
“Adiyat” kelimesinden almaktadır.
Sûremiz kısaca;
1- Ġnsanın nimetler karĢısında ne kadar da nankör ol-
duğundan,
2- Kıyamet koparken oluĢacak acıklı sahneden,
3- Ġnsanın aĢırı mal düĢkünü olduğundan bahsetmek-
tedir.
Hz. Peygamber (s.a.s.) Kinaneoğulları kabilesine,
Münzir b. Amr Ensari komutasında küçük bir süvari birliği
göndermiĢti. Ancak bu birlikten bir ay boyunca haber alına-
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım __________________________________ 89
mamıĢtı. Münafıklar da ―Onlar öldürüldüler.‖ demiĢlerdi. Bu-
nun üzerine sûremiz, süvarinin sağ ve selamette olduklarını
habere vermek ve gönderildikleri kabileye karĢı akınlar dü-
zenlediklerini müjdelemek için indirilmiĢtir.
B- SÛREMİZİ OKUYALIM
{3
Bismillâhirrahmânirrahîm.
1- Ve‘l-âdiyâti dabhâ 2- Fe‘l-mûriyâti kadhâ 3- Fe‘l-
muğîrati subhâ 4- Fe eserne bihî nak'â 5- Fe vesatne bihî
cem'â 6- Ġnne‘l-insâne li Rabbihî le kenûd 7- Ve innehû alâ
zâlike le Ģehîd 8- Ve innehû li hubbi‘l-hayri le Ģedîd 9- E felâ
ya'lemu izâ bu'sira mâ fi‘l-kubûr 10- Ve hussile mâ fi‘-sudûr
11- Ġnne rabbehum bihim yevmeizil-le habîr.
C- SÛREMİZİN MEALİNİ ÖĞRENELİM
(Rahman ve Rahim olan Allah‟ın ismiyle)
1. Andolsun (savaĢta) o harıl harıl koĢan (at) lara,
2. (KoĢarken nallarıyla) kıvılcımlar saçanlara,
3-4-5. Sabahleyin ansızın baskın yapanlara, tozu du-
mana katıp (düĢman) bir topluluğun ortasına dalan-
lara ki,
6-7. Gerçekten insan, Rabbine karĢı pek nankördür,
Ģüphesiz buna kendisi de Ģahittir.
8. Hakikaten o mal sevgisi çok Ģiddetli olduğundan pek
cimridir.
90 _____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
9-10. O insan, kabirlerin içindekilerin dıĢarı çıkarıldığı ve
gönüllerdekinin ortaya konduğu zamanı hala bilmeye-
cek mi?
11. ġüphesiz o gün Rab'leri onların her halini bilir.
D- SÛREMİZİ ANLAYALIM
Sûremizde genelde Allah yolunda cihad eden (savaĢan)
mücahitlerden bahsedilmektedir. Allah yolunda çalıĢanların
yaptığı iĢin yüceliğini ifade edebilmek için mücahitlere ve hatta
onların koĢtukları atlara yemin edilmektedir. Yüce Rabbimiz
atları överken ‗ayaklarının değdiği yerden ateĢ çıkaran‘ diye
nitelendirmektedir. Çünkü Ġslamı insanlara ulaĢtırmak için
rahatını, malını ve canını feda eden mücahitler büyük feda-
kârlıkta bulunmaktadır.
Ġslam süvarisi sabah vakti ansızın düĢman üzerine sal-
dırarak düĢmanı etkisiz hale getirir. Sûremiz, Ġslama karĢı
çalıĢma yürüten toplulukların etkisiz hale getirilmesini öv-
mekte, onların kendi içlerinde ayrılığa düĢürülerek güçsüz
hale getirilmesini tavsiye etmektedir. Sevgili Peygamberimiz
(s.a.s.), Hendek savaĢında Mekkeli müĢriklerle Medineli
yahudiler arasındaki anlaĢmayı bir ajan vasıtasıyla bozmuĢ,
onların müslümanları yok etme planlarını boĢa çıkartmıĢtı.
Ġnsan Rabbinin sonsuz nimetleri karĢısında, kadir kıy-
met bilmeyerek pek de nankör olabilmektedir. Güzel ahlak
örnekleri sergileyerek Rabbinin sevgisini kazanma yerine,
nefsine ve Ģeytana uyarak kendisine, yaratılıĢ gayesine aykı-
rı davranıĢlarda bulunmaktadır.
Ġnsanın ahirette yaptığı tüm davranıĢlarının Ģahidi yine
kendisi olacak, günahlarını itiraf edip yaptıklarını onaylaya-
cak ve inkâr etmeyecektir. Kendisine nimet vereni unutan
insan, dünya malını çok sevdiği için Allah‘a nankörlük yapa-
cak, verilen nimete Ģükretmeyecektir. Ancak Allah, o nankör-
lerin durumlarından haberdardır. Kıyamet koptuktan sonra
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım __________________________________ 91
en küçük miktarda da olsa, tüm iyilik ve kötülüklerimiz yok
olmayacak, karĢılığı ödül veya ceza olarak verilecektir.
E- SÛREMİZDEN DERS ALALIM, UYGULAYALIM
1- Allah mü‘minlerin yanındadır, onların yardımcısıdır.
2- Ġnsanlar dünya menfaati hırsıyla, hakka ve hayra
karĢı gelmekte ve Rablerine nankörlük etmektedir.
3- Allah, bizim gizli ve açık, yaptığımız her Ģeyi bilmek-
tedir.
4- Mü‘minler, kalplerinde sadece Allah korkusuyla ha-
reket etmelidir.
5- Dünya malı dünyada kalır, ahiret hayatına hazırlığı-
mızı ihmal etmemeliyiz.
6- Allah‘a her zaman Ģükretmeliyiz.
7- DüĢmanlarımıza karĢı birlik ve dirlik içinde olmalıyız.
8- Müslümanlar aleyhine olacak çalıĢmaların sonuçsuz
bırakılması için gerekirse ajan çalıĢtırmalıyız.
9- Ahirette yüzümüze vurulduğunda utanacağımız dav-
ranıĢlardan kaçınmalıyız.
92 _____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
XIII- KARİ'A SÛRESİ
A- SÛREMİZİ TANIYALIM
Kari‟a sûresi sıralanıĢ bakımından Kur‘an-ı Kerim‘in
yüz birinci sûresi, nüzul yani indiriliĢ sırasına göre ise Kur‘an-
ı Kerim‘in otuzuncu sûresi. Mekke döneminde inmiĢ toplam
11 âyettir.
Sûre, ismini ilk âyette geçen Kari‘a kelimesinden almak-
tadır. Kari‘a, „kıyamet günü‟ anlamına gelmektedir.
Sûremiz kısaca Ģu konularından bahsetmektedir;
1- Kıyametin kopuĢundan ve o esnada gerçekleĢecek
dehĢetli sahnelerden,
2- Ölümden sonra insanın baĢına gelecek durumlar-
dan,
3- Dünya hayatını hayırlı iĢ ve güzel davranıĢlarla geçi-
renlerin ahirette hoĢ bir hayat içinde olacağından,
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım __________________________________ 93
4- Sevabı az olup amel defteri tartıda hafif gelenlerin
piĢmanlık ve sıkıntı içinde bulunacağından bahset-
mektedir.
B- SÛREMİZİ OKUYALIM
Bismillâhirrahmânirrahîm.
1- El-kâriah 2- Me‘l-kâriah 3- Ve mâ edrâke me‘l-kâriah
4- Yevme yekûnun nâsu ke‘l-ferâĢil mebsûs 5- Ve tekûnu‘l-
cibâlu ke‘l-ihni‘l-menfûĢ 6- Fe emmâ men sekulet mevâzînuh
7- Fe huve fî îĢeti‘r-râdiyeh 8- Ve emmâ men haffet mevâzînuh
9- Fe ummuhû hâviyeh 10- Ve mâ edrâke mâhiyeh. 11-
Nârun hâmiyeh.
C- SÛREMİZİN MEALİNİ ÖĞRENELİM
(Rahman ve Rahim olan Allah‟ın ismiyle)
1- Kapıyı çalıp yürekleri hoplatan (kıyamet günü geldi),
2- O kapıyı çalıp yürekleri hoplatan nedir?
3- Kapıyı çalıp yürekleri hoplatanın ne olduğunu bilir
misin?
4- O gün insanlar, ateĢin etrafında uçuĢan küçük kele-
bekler gibi olacak;
5- Dağlar da atılmıĢ yün gibi olacaktır.
6- Tartıda (sevabının çokluğu ile) amelleri ağır gelen,
7- ĠĢte o, memnun olacağı bir hayat içinde olacaktır.
94 _____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
8- Ama kimin de tartıları hafif gelmiĢse;
9- ĠĢte onun anası (varacağı yer) kızgın ateĢtir.
10- O kızgın ateĢin ne olduğunu bilir misin?
11- Ürküten, dehĢet veren bir ateĢtir.
D- SÛREMİZİ ANLAYALIM
Yüce Rabbimiz sûreye insanın dikkatini çeken bir ifade
ile baĢlıyor; ―el-Kari‘a‖ yani dünyanın sonu ahiretin baĢlangıcı
olan kıyamet günü. Kıyamet günü mutlaka gelip dünyanın
kapısını büyük bir gürültü ve dehĢet verici bir sesle çalacak-
tır.
Kıyamet koparken insanların akıllarını alacak, ödlerini
kopartacak, tüm canlıları korkudan bayıltacak, çok Ģiddetli
bir ses duyulacaktır. Bu ses, güneĢ ve ayın katlanıp dürül-
mesi, yıldızların misket tanesi gibi saçılması, dağların ufala-
nıp dağılması ve yerin dürülmesi ile ortaya çıkacaktır.
Kıyamet günü insanlar, geceleri ıĢık ve ateĢ etrafında
çırpınıp uçan, kendisini ateĢe atan ve pervane diye bilinen
küçük kelebekler gibi ateĢe çarptıktan sonra kanatlarını ya-
yıp döĢeyeceklerdir. Dağlar da atılmıĢ renkli yünler gibi ola-
caktır.
Kıyametin tam olarak nasıl gerçekleĢeceği, insanların
bilip kavrayabilecekleri bir Ģey değildir. Yüce Rabbimiz bazı
örnekler vermek, birtakım benzetmeler yapmak sûretiyle o
günün gerçekleĢeceğini bize bildirmekte, bu konuda asla
Ģüphe etmememizi istemektedir.
Kıyamet günü fiilen görülüp yaĢanmadıkça, Ģiddet ve deh-
Ģetinin büyüklüğünü hiç kimsenin hatta Peygamberlerin bile
tam olarak anlaması mümkün değildir. Zira âyetteki ―kıyame-
tin nasıl kopacağını sen bilir misin?‖ ifadesi, o günün tam
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım __________________________________ 95
olarak nasıl gerçekleĢeceğinin yaĢanmadan bilinemeyeceği-
ne iĢaret etmektedir.
Ġnsan, kıyamet günü gelmeden o gün için hazırlık yapma-
lıdır. Çünkü insanların tekrar diriltilip bir araya getirildiği mah-
Ģer gününde herkesin ameli tartılacaktır. Dünya hayatını Ce-
nabı Hakkın sevgi ve hoĢnutluğu doğrultusunda geçirenlerin
amel defteri sevap yükü ile ağır basınca onlar için hoĢ ve
huzur dolu bir hayat baĢlayacaktır.
Amel defteri, sevabı az olup tartıda hafif gelenlerin ise
vay haline! Onların varacağı yer kızgın alevler ile kor ateĢin
bulunduğu derin ve engin uçurumdur. Buraya atılmaktan
Allah‘a sığınıp, kendimizi koruyacak güzel davranıĢlar sergi-
lemeliyiz.
Mutlu insanlar; mahĢerde iyilik terazileri ağır basan yani
iyilikleri kötülüklerinden çok olan insanlardır. Onlar cennette
ebedi olarak mutlu ve rahat bir hayat sürecektir.
Mutsuz insanlar ise iyilikleri kötülüklerinden az olan in-
sanlardır. Onların gideceği yer ise cehennemdir. Cehenne-
min ateĢi, bilinen sıcaklık sınırını aĢmıĢ, kuvvetli bir ateĢtir.
E- SÛREMİZDEN DERS ALALIM, UYGULAYALIM
1- Kıyamet olayı, insanları çok etkileyecektir.
2- Ġnsanlar o günün dehĢetiyle ĢaĢkına dönecektir.
3- Ġnsanlar iyilik ve kötülüklerinin karĢılığını mutlak gö-
receklerdir.
4- Kıyametin dehĢetinden ancak mü‘minler emin olacak
ve onlar korunacaklardır.
OKUMA PARÇASI (İKİ ARKADAŞ)
Kur‘an-ı Kerim, dünyada iken biri Cenabı Hakkın sevgi-
sini kazanmak maksadıyla O‘nun emirlerini yerine getirmeye
96 _____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
çalıĢan, diğeri de ahiret hayatı için güzel davranıĢlarda bu-
lunmayan iki arkadaĢın ahiretteki durumlarını Ģu Ģekilde an-
latır:
Cennet ehli, cennette kendileri için hazırlanmıĢ güzel ve
rahat koltukların üzerinde oturmuĢ, her türlü cennet nimetle-
rinden istifade ederken birbirlerinin durumunu, dünyada ne
yaptıklarını, baĢlarından geçenleri konuĢurlar. Ġçlerinden biri
der ki:
―Benim dünyada beraber olduğum bir arkadaĢım vardı.
Bana derdi ki; ‗Sen de mi öldükten sonra dirileceğimize, bu
dünya hayatında yaptığımız tüm davranıĢlarımızdan hesaba
çekileceğimize inanıyorsun? Hâlbuki öldükten sonra bir yığın
kemik ve toprak olacağız. Toprak olduktan sonra iĢlediğimiz
suç ve günahlar sebebiyle ceza mı göreceğiz?‖
Cennette pencereler bulunur. Cennet ehlinden dileyen o
pencerelerden bakarak cehennemlik olmadığı için Allah‘a
Ģükrederdi. Cennet ehlinden olan bu Ģahıs, cennet ehline
arkadaĢını tanıyıp tanımadıklarını sorar. Onların yönlendir-
mesiyle cennetteki pencerelere doğru yaklaĢır. Cehenneme
açılan pencerelerin birinden bakınca arkadaĢını cehennemin
ortasında görür ve arkadaĢına Ģöyle seslenir:
―Allah‘a andolsun ki az daha beni de mahvedecektin.
Sözlerine inanıp, Rabbimin emirlerine bağlanmasaydım se-
nin gibi cehennemliklerden olurdum. Rabbimin rahmeti ve
lütfu olmasaydı, ben de oraya atılacaktım. ĠĢte bu büyük bir
kurtuluĢtur.‖16
16 Saffat, 50-61
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım __________________________________ 97
XIV- TEKÂSÜR SÛRESİ
A- SÛREMİZİ TANIYALIM
Tekâsür sûresi sıralanıĢ bakımından Kur‘an-ı Kerim‘in
yüz ikinci gönderiliĢ sırasına göre ise on altıncı sûresidir.
Mekke döneminde inmiĢtir ve toplam 8 âyettir.
Sûre, ismini ilk âyette geçen Tekâsür kelimesinden al-
maktadır. Tekâsür, „çoklukla övünmek‟ anlamına gelmek-
tedir.
Sûremiz kısaca;
1- Tekâsür sûresi mal, evlat çokluğu ile övünerek dün-
yanın güzelliğine kapılmak sûretiyle ibadetten geri
kalmanın doğru olmadığınından,
2- Ahiret hayatının sürekli hatırlanması gerektiğinden,
3- Ahiret hayatı için gerekli olan güzel davranıĢlarda
bulunulması gerektiğinden bahsetmektedir.
98 _____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
Kur‘an-ı Kerim‘in geniĢ açıklamasıyla meĢgul olan bir-
çok tefsir âlimlerimizin aktardığına göre Tekâsür sûresi Ģu
olay üzerine gelmiĢtir:
Arap kabilelerinden Abd-i Menafoğulları ile Sehm oğulla-
rı, hangimiz daha çoğuz diye birbirlerine karĢı öğünmüĢler.
Sonuçta Abd-i Menafoğulları sayıca çok gelmiĢ. Bunun üze-
rine Sehm oğulları, cahiliye döneminde haksız savaĢlar se-
bebiyle pek çok halkının öldüğünü dile getirerek hayatta
olanlarla ölülerin birlikte sayılmalarını teklif etmiĢler. Böylece
kabirlere kadar gidip ölüleri de saymıĢlar. Bu sefer Sehm
oğulları çok gelmiĢ.
B- SÛREMİZİ OKUYALIM
Bismillâhirrahmânirrahîm.
1- El-hâkumut tekâsur 2- Hattâ zurtumu‘l-mekâbir 3-
Kellâ sevfe ta'lemûn 4- Summe kellâ sevfe ta'lemûn 5- Kellâ
lev ta'lemûne ılme‘l-yekîn 6- Le teravunne‘l-cahîm 7- Summe
leteravunnehâ ayne‘l-yakîn 8- Summe le tus'elunne
yevmeizin ani‘n-naîm.
C- SÛREMİZİN MEALİNİ ÖĞRENELİM
(Rahman ve Rahim olan Allah‟ın ismiyle)
1- Çokluğunuz sizi oyaladı.
2- Öyle ki nihayet kabirleri ziyaret ettiniz.
3- Hayır! Yakında bileceksiniz.
4- Sonra, hayır! Yine yakında bileceksiniz.
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım __________________________________ 99
5- Hayır! Kesin bilgi ile bilmiĢ olsaydınız,
6- Yemin olsun ki, o cehennemi muhakkak görürdünüz.
7- Sonra, kesinlikle o cehennemi açık ve net olarak gö-
receksiniz.
8- Sonra o gün (size sunulan) bütün nimetlerden mut-
laka hesaba çekileceksiniz.
D- SÛREMİZİ ANLAYALIM
Ġnsanların ‗biz çoğuz‘, ―hayır biz daha çoğuz‖, ―benim
malım Ģu kadar çok‖, ―hayır benim malım ise daha çok‖ diye
birbirleriyle çokluk yarıĢında ve çokluk gösterisinde buluna-
rak öğünmeleri genellikle gurur ve büyüklenme hâlidir. Bu ise
doğru bir davranıĢ değildir. Zira gurur ve kibir bütün kötü
davranıĢların tetikleyicisidir.
Yüce Rabbimiz elimizdeki geçici nimetlerle oyalanarak
asıl olan ahiret hayatını unutmamızı istememektedir. Zira
mal, çocuk, anne, baba, yakın akraba ve bütün sevdiklerimiz
bize Allah tarafından verilmiĢtir; bunların gerçek sahibi de Al-
lah‘tır. Allah bu nimetleri, dilediğine verdiği gibi dilediğinden
de dilediği zaman alabilir.
Yüce Rabbimizin bizlere sunduğu nimetleri, O‘nun sev-
gisini kazanma yolunda harcamamız, nimetlerinden dolayı
devamlı O‘na teĢekkür etmemiz gerekir. Hayatımızı nimetle-
re takılmadan, onların gerçek sahibini unutmadan geçirmeli-
yiz. Sayılı günlerin kolay geçmesi gibi sonlu olan dünya ha-
yatımızın hemencecik biteceğini unutmayalım.
Bazen dünya hayatına ve içindeki nimetlerine kendimizi
öyle kaptırıyoruz ki, ahireti ve hesabı unutuyoruz. Bir de
bakmıĢız ki, hayatımız sona ermiĢ. Hâlbuki ne kadar mal ve
mülk biriktirsek, bunların çokluğuyla övünsek bile hepsi dün-
100 ____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
yada kalacaktır. Bizim olan ise yiyip tükettiğimiz, giyip eskitti-
ğimiz ve sadaka olarak verdiklerimizdir.
Yüce Rabbimiz dünya nimetlerine dalıp da ahireti unu-
tanları uyarmakta; ―Sakın ha, böyle olmayın! Çünkü yakın bir
gelecekte dünya hayatı ve nimetlerinin geçici olduğunu ya-
Ģayarak bileceksiniz. Ġbadetten uzaklaĢıp ahiret hayatını unu-
tanlar da cehennemi mutlaka görecekler.‖ diye buyurarak ce-
hennemden uzak kalmamız için ibadetlerimize dikkat etme-
miz gerektiğini bildirmektedir.
Sonra asıl ve kalıcı olan ahiret hayatında, yüce Rabbi-
mizin iyilikte bulunarak bize verdiği sağlık, zaman, rızk ve
bütün nimetlerden sorguya çekileceğiz. Bizlere, nimetlere
Ģükür ve ibadetle karĢılık verip vermediğimiz sorulacaktır.
E- SÛREMİZDEN DERS ALALIM, UYGULAYALIM
Yüce Rabbimiz bundan önceki ―Karia‖ sûresinde kıya-
metin kopuĢunu ve o sırada gerçekleĢecek ürkütücü sahne-
leri, iyi amel iĢleyenler ile hayatını kötülük içinde geçirenlerin
sonlarını bizlere bildirmiĢti. Bu sûremizde ise kötü davranıĢ-
larda bulunanların ahirette cehennemi göreceklerini ve dün-
yada yaptığı tüm davranıĢlardan hesaba çekileceğini bildir-
mektedir. Arka arkaya dizilen bu iki sûre bizleri uyarmakta,
yüce Rabbimizin sevmediği davranıĢlardan kaçınarak ken-
dimizi kötü sondan kurtarmamızı öğütlemektedir.
Elimizdeki tüm nimetlerin Allah tarafından bizlere sunul-
duğunu unutmamamız gerekir. Hatta kendimizin bile bize
verilmiĢ bir emanet olduğunu iyi anlamalıyız. Yüce Rabbimi-
zin bizlere herhangi bir çaba ve güç harcamadan bahĢettiği
bütün nimetlerin bir imtihan sebebi olduğunu bilmeliyiz. Ma-
demki elimizdekilerle imtihan ediliyoruz, öyleyse zenginliği-
miz sebebiyle baĢkalarına üstünlük kurma, böbürlenerek
büyüklük taslama gayreti niçin? Bizim olmayan, sadece bize
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım _________________________________ 101
emanet olarak verilen mal, mülk ve imkân sebebiyle baĢkala-
rını rencide edecek yaklaĢımlar çok yersiz değil midir?
Yüce Rabbimizin bütün nimetleri karĢısında öncelikli
olarak yapmamız gereken Ģey, nimetlerin gerçek sahibi olan
Allah‘ı asla unutmamaktır. Onu unutmamak için de gerekli
olan ibadet ve itaatimize devam etmemiz gerekir.
Okuma Parçası:
NİMETİN KIYMETİNİ BİLMEK
Hz. Ebû Hureyre, Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) ve ar-
kadaĢlarının baĢından geçen Ģu olayı anlatır:
Bir gün Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer karınlarını doyura-
cak yiyecek bir Ģey bulmak ümidiyle dıĢarı çıkarlar. Fakat
hiçbir Ģey bulamazlar. Açlığın verdiği halsizlikle bir yere otu-
rurlar. O esnada Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) yanlarına
gelerek;
―Niçin burada oturuyorsunuz?‖ der. Onlar da;
―Seni peygamber olarak gönderen Allah‘a andolsun ki
açlık sebebiyle evimizden çıktık.‖ dediler. Bunun üzerine
sevgili Peygamberimiz;
―Beni gerçek peygamber olarak gönderen Allah‘a
andolsun ki, ben de açlık sebebiyle evimden çıktım.‖ der.
Sonra hep beraber kalkıp Ensar‘dan Ebû Eyyüb el-
Ensarî‘nin evine giderler. Ebû Eyyüb el-Ensarî evde olmadığı
için onları evin hanımı karĢılar. Sevgili Peygamberimiz, evin
hanımına Ebû Eyyüb el-Ensarî‘yi sorar. Kadın da:
―Bize içecek tatlı su aramaya gitti.‖ der.
Bir müddet sonra Ebû Eyyüb el-Ensarî sırtında deriden
yapılmıĢ su kırbası (kabı) ile gelir; Sevgili Peygamberimiz
(s.a.s.) ve arkadaĢlarını görünce çok sevinir. Onlara Ģöyle
der;
102 ____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
―HoĢ geldiniz. Bu gün beni insanların en üstünü ziyaret
etti.‖
Sonra kırbasını bir hurma ağacının dalına asar. Gidip,
bir hurma salkımını dalıyla getirir. Bunun üzerine Sevgili
Peygamberimiz (s.a.s.):
―Bunu bizim için niye kestin; meyvesinden toplasaydın
ya!‖ buyurur. O da Ģöyle der;
―Ey Allah'ın Resulü hem kuru hurmasından, hem de tam
olgunlaĢmayan tazesinden yemenizi arzu ettim; kendiniz
seçerek yiyesiniz istedim.‖ der.
Sonra Ebû Eyyüb el-Ensarî bir koyun kesmek için bıça-
ğını alır. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) onu;
―Sakın sağılanı, süt vereni kesme!‖ diye uyarır.
O gün Ebû Eyyüb el-Ensarî Sevgili Peygamberimiz
(s.a.s.) ve arkadaĢlarına bir koyun keserek birlikte yediler.
Sonunda Sevgili Peygamberimiz;
―Ekmek, et, hurma, henüz olgunlaĢmamıĢ hurma, olgun
taze hurma...‖ buyurur ve mübarek gözleri yaĢarır. Sonra
Ģöyle devam eder;
―Kıyamet gününde bu nimetlerden mutlaka hesaba çe-
kileceksiniz. Açlık sebebiyle evinizden çıkmıĢtınız. Sonunda
ise bu nimetleri elde etmiĢ olarak evinize döndünüz. Bu da
hesabı sorulacak nimetlerdendir.‖
Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.)‘in açıklamaları, ashabına
ağır geldi. Bunun üzerine Peygamber (s.a.s.) Ģöyle buyurdu;
―Böyle nimetlere rastlayıp da onlara dokunduğunuz za-
man "Allah'ın adıyla" deyin; doyduğunuz zaman da: "Allah-
'a hamdolsun ki bizi doyurdu, nimetler verdi ve lütfüyle
bize iyilikte bulundu.‖ deyiniz; çünkü bu onun için yeterli-
dir.‖
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım _________________________________ 103
XV- ASR SÛRESİ
A- SÛREMİZİ TANIYALIM
Sûremiz Mekke‘de inmiĢtir. Kur‘an-ı Kerim‘in sıralanıĢ
bakımından yüz üçüncü, iniĢ sırasına göre on üçüncü
sûredir. Sûremiz 3 âyetten oluĢmaktadır.
Sûremiz adını ilk âyette geçen ve ―uzun zaman, Hz.
Peygamberin zamanı veya ikindi vakti‖ anlamlarına gelen
―Asr‖ kelimesinden almaktadır.
Sûremiz kısaca;
1- Ġnsanlığın mutluluğu için gerekli olan en mükemmel
hayat programını üç kısa âyet içinde anlatmaktadır.
2- Ġnsanların zamanını iyi değerlendirmesi gerektiğin-
den,
104 ____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
3- Genelde insanların hayatını faydasız, kendine zarar
ve ziyan veren Ģeylerle geçirdiğinden,
4- Ġman eden, güzel davranıĢlarda bulunup hakkı ve
sabrı tavsiye edenlerin kurtuluĢa ereceğinden,
5- Öz olarak bizlerin kurtuluĢ reçetesinden bahsetmek-
tedir.
Bu sûre az ve öz olmakla birlikte çok kapsamlı, ciltlerce
kitapta bile zor ifade edilebilecek anlamları içermektedir.
Ġmam-ı ġafii Ģöyle demiĢtir: ―Ġnsanlar sadece bu sûreyi oku-
yup derinlemesine düĢünseler kurtuluĢu bulabilirler‖ Pey-
gamber Efendimiz döneminde insanlar bu sûreye çok önem
veriyorlar, birbirleriyle görüĢtükleri zaman bu sûreyi okuma-
dan ayrılmıyorlardı
B- SÛREMİZİ OKUYALIM
{3}
Bismillâhirrahmânirrahîm.
1- Ve‘l-asr. 2- Ġnne‘l-insâne lefî husr. 3- Ġllellezîne
âmenû ve amilu‘s-sâlihâti ve tevâsav bi‘l-hakki ve tevâsav
bi‘s-sabr.
C- SÛREMİZİN MEALİNİ ÖĞRENELİM
(Rahman ve Rahim olan Allah‟ın ismiyle)
1-2. Zamana yemin olsun ki, muhakkak insan kesin bir
zarar içindedir
3. Ancak iman edip de güzel davranıĢlarda bulunanlar,
hem de birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler
zararda değildirler.
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım _________________________________ 105
D- SÛREMİZİ ANLAYALIM
Yüce Allah sûrenin baĢında Asr‘a yemin ediyor. Asr, in-
sanın en önemli sermayesi olan zamandır. Ġkindi vaktinede
asr denir. Zaman insanlara kurtuluĢ için verilmiĢ bir fırsattır.
Ama insan, hızla tükenen bu fırsatı yanlıĢ yerlerde kullanır,
değerini bilmez ve boĢa harcarsa o zaman zarar eder. DönüĢü
olmayan bir yola girer.
Gerçekten insan zarardadır, hayatını ve zamanını boĢa
geçirmektedir. Her geçen an, insan ömründen eksilmekte ve
ecel yaklaĢmaktadır. Ġnsan bu sermayesini kötü kullanırsa
zarar eder. Ġflas eder, periĢan olur.
Yüce Allah sûremizde insanları bu zarardan kurtaracak
dört özelliği hatırlatıyor. Bu özellikleri taĢıyanların kurtuluĢa
ereceklerini belirtiyor. Bunlar: Ġman, Salih amel (güzel dav-
ranıĢ), hakkı tavsiye ve sabrı tavsiyedir.
Ġnsanı zarardan kurtaracak en temel özellik imandır.
Kalbiyle inanmak ve bunu dil ile söylemek, yüce Allah‘ın biz-
den istediği iman Ģeklidir. Gerçek bir imana sahip olmayan
bir kiĢinin hiçbir davranıĢı kabul edilmez. Ġmandan hemen
sonra salih amel (güzel davranıĢ) gelmektedir. Ġman bina-
nın temelidir. Güzel ve faydalı iĢlerin tamamını içine alan
salih amel ise binanın diğer tamamlayıcılarıdır.
Yüce Allah birçok yerde iman ile salih ameli birlikte söy-
lemektedir. Çünkü uygulamasız iman eksiktir. Ġmansız amel
ise geçersizdir. KurtuluĢa ermek isteyen bir kimsenin mutla-
ka ikisini bir arada tutması gerekir.
Ġman ve salih amelden sonra kurtuluĢa ermenin diğer
Ģartı da hakkı tavsiye etmektir. Hak, adalet ve gerçek pren-
siplere uygun söylenen söz ve yapılan iĢler anlamına gelir.
Ġnsanlar kendi sorumluluklarının bilincinde olacak ve baĢka-
larına da bunu öğütleyeceklerdir. Aynı zamanda haksızlıklara
106 ____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
da karĢı gelecektir. Özellikle toplumun düzelmesi ve ahlaki
çöküĢten korunmasının tek yolu budur.
Hakkın tavsiye edilmesinin yanında herkesin birbirine
sabrı tavsiye etmesi de dördüncü özellik olarak bize hatırla-
tılıyor. Sıkıntılara musibetlere, Allah‘a itaat etme ve emirlerini
yerine getirmede, haramları terk edip yasaklarından sakın-
mada insanların birbirine sabrı tavsiye ederek destek olmala-
rı gerektiği hatırlatılmaktadır.
Kısaca insanın kurtuluĢu, ancak iman ve salih amelle
kendisini, nasihat ve irĢatla da baĢkasını mükemmelleĢtirdiği
zaman gerçekleĢecektir. Böylece insan, hem Allah hakkını
hem de kul hakkını yerine getirmiĢ olacaktır.
E- SÛREMİZDEN DERS ALALIM, UYGULAYALIM
Dünya nimetleriyle dalıp, ahiretten uzaklaĢtıkları için za-
rara uğrayanların hali bir gemiye binen insanların hali gibidir.
Gemi bir adaya uğrayınca, kaptan ihtiyaçlarını karĢılamaları
için yolcuların adaya çıkmalarına izin verir. Ancak, geç kal-
mamaları için onları uyarır. Geç kalanların orada kalacakları-
nı hatırlatır. Yolcular adanın her tarafına dağılırlar.
Bir kısmı, ihtiyacını giderip hızla gemiye döner. Gemi
boĢ olduğu için en güzel ve en geniĢ yerlere otururlar. Bir
kısmı, güzel manzaralarına, kuĢlarının ötüĢüne dalar; değer-
li taĢlarının güzelliğini seyrederken kendilerinden geçerler.
Sonra geminin kalkmak üzere olduğunu hatırlayarak hemen
gemiye koĢarlar. Fakat geç kaldıkları için geminin güverte-
sinde daracık bir yere otururlar.
Diğer bir kısmı da adanın değerli taĢlarından ve güzel
çiçeklerinden toplayıp gemiye dönerler. Ama gemide yer
kalmadığı için ancak ayakta bir yer bulurlar. Adadan getir-
dikleri eĢyayı koyacak yer bulamazlar, ama atmaya da kı-
yamazlar. TaĢımaktan baĢka çare bulamazlar. Onlar boyun-
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım _________________________________ 107
larında asılı kalır. Aldıklarına piĢman olurlar; ama piĢmanlık
fayda vermez. Sonra yolda o çiçekler solar, çürür.
Diğer bir grup da ormana dalar, gemiyi unutur, gemiden
çok uzaklaĢır. Kaptan gemi kalkarken onları çağırır. Fakat
onlar kaptanın sesini duymazlar. Meyve yerler, çiçek koklar-
lar. Ağaçların güzellikleri hoĢlarına gider. Onlar böyle eğlenir-
lerken üzerlerine vahĢi hayvanlar saldırır. Ondan kaçarlar-
ken dallara takılarak elbiseleri parçalanır. Çıplak kalırlar.
Ayaklarına diken batar, dallar bedenlerini yaralar. Bunların
bir kısmı gemiye yetiĢmeye çabalarlar, fakat gemi gittiği için
onlar kıyıda kalakalırlar. Bazıları yırtıcı hayvanlara yem olur-
lar, bazılarını da yılanlar öldürür. Bazısı da ölünceye kadar
adada kalırlar.
ĠĢte dünyaya kapılanlar bu son gruba benzer. Dünyanın
geçici olduğunu anlamayanlar, zamanın değerini bilmezler.
Gemiyi kaçırırlar. Sonra piĢman olurlar. Ancak piĢmanlıkları
fayda vermez.
Sevgili peygamberimizin arkadaĢları buluĢma ve ayrıl-
malarında bu sûreyi okurlardı.
Bizlerde birbirimizle karĢılaĢınca ve ayrılırken bu sûreyi
okuyalım. Anlamını düĢünelim.
108 ____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
XVI- HÜMEZE SÛRESİ
A- SÛREMİZİ TANIYALIM
Sûremiz Mekke‘de inmiĢtir. Kur‘an-ı Kerim‘in sıralanıĢ
bakımından yüz dördüncü, iniĢ sırasına göre otuz ikinci
sûresidir ve 9 âyetten oluĢmaktadır.
Sûremiz adını ilk âyette geçen ―birini arkadan durmadan
çekiĢtirip inciten kimse‖ anlamına gelen ―Hümeze‖ kelime-
sinden almaktadır.
Sûremiz kısaca;
1- Arkadan çekip çekiĢtirmenin kötülüğünden,
2- Ġnsanları kaĢ ve göz iĢaretiyle hafife almanın çirkinli-
ğinden,
3- Zenginliğin insanı nasıl Ģımartıp onu Haktan ayırabi-
leceğinden,
4- Malıyla gururlanıp bunu insanlara karĢı üstünlük se-
bebi sayarak vaktini malını sürekli sayıp durarak ge-
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım _________________________________ 109
çirenlerin ahirette, alevi sürekli ve asla sönmeyecek
ateĢe atılacağından bahsetmektedir.
B- SÛREMİZİ OKUYALIM
Bismillâhirrahmânirrahîm.
1- Veylul li kulli humezetil lumezeh. 2- Ellezî cemea mâ
lev ve addedeh. 3- Yahsebu enne mâlehû ahledeh. 4- Kellâ
leyumbezenne fi‘l-hutameh. 5- Ve mâ edrâke me‘l-hutameh.
6- Nârullâhil mûkadeh. 7- Elletî tettaliu ale‘l-ef'ideh. 8- Ġnnehâ
aleyhim mu'sadeh. 9- Fî amedim mumeddedeh.
C- SÛREMİZİN MEALİNİ ÖĞRENELİM
(Rahman ve Rahim olan Allah‟ın ismiyle)
1-2. (Ġnsanları) arkadan çekiĢtirmeyi, el, kaĢ ve göz iĢa-
retleriyle alay etmeyi huy edinen ve malı toplayıp
durmadan sayan o kiĢinin vay haline!
3. Malının kendisini (dünyada) sonsuz bırakacağını zan-
neder.
4. Hayır! Andolsun ki, o, Hutame'ye atılacaktır.
5. Hutame nedir bilir misin?
6-7. (O) ta yüreklere iĢleyecek, Allah'ın tutuĢturulmuĢ
ateĢidir.
8-9. Onlar uzatılmıĢ direklere (bağlı) oldukları halde, o
(cehennemin kapısı) onların üzerine kapatılmıĢtır.
110 ____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
D- SÛREMİZİ ANLAYALIM
Yüce Allah, ilk âyetlerde zenginliğin verdiği Ģımarıklıkla
toplumda sergilenen azgınlık ve sapıklıkları hatırlattıktan
sonra, içine düĢenleri periĢan eden Cehennem ateĢiyle kor-
kutur. Böylece sûre ile karĢı karĢıya olan herkes, rahatlıkla
anlasın ki bu tür kötü ahlak ve karaktere sahip olanlar so-
nunda mutlaka ceza çekecekler. Çünkü o tip insanlar, dünya
hayatında, hep zengin olarak hiçbir ceza görmüyor ve hiç
rahatsız edilmiyorlar. Bundan dolayı ahiret olsun ki herkes
yaptığının karĢılığını görsün.
Kendisine, "yazıklar olsun, vay haline" denilen adam,
alıĢkanlık haline getirerek, yerine göre ve sürekli, insanlara
hakaret eder, onları küçük görmeye çalıĢır. Eliyle hareketler
yaparak, kaĢ göz iĢaretiyle alay eder. AĢağılamaya çalıĢır.
Laf taĢır, ayıp ve kusur arar, gıybet eder, iftira eder, arkadan
konuĢur, toplumda rezil etmeye uğraĢır, kavgacıdır.
Ġlk âyetle kötülenen adamın bu huyunun servet ve zen-
ginlik Ģımarıklığından kaynaklandığını gösteriyor. O, mal çok-
luğunun, kiĢinin üstünlük ve faziletinin sebebi olduğunu zan-
netmiĢ, bu sebeple baĢkalarını eksik görmüĢ, insanları kü-
çümsemiĢ ve ayıplamıĢtır. Böyle malı mülkü serveti olan ca-
hil ve ahmak adam hiç ölmeyeceğini, malıyla birlikte ebedi-
yen yaĢayacağını, malının ona sonsuzluğu garanti edip
ölümden kurtaracağını zanneder.
Ama bu cahil kiĢi Hutame‘ye atılacaktır. "Hutame" ce-
hennemin bir adıdır, cehennem, korkunç ateĢi ve müthiĢ
derinliği ile içine atılan her Ģeyi paramparça edecek, kırıp
geçirecektir. Malı-mülkü sebebiyle zenginliği yüzünden ken-
dini üstün zanneden o adam, hiç değer verilmeyerek hor,
alçak ve periĢan olarak cehenneme atılıverecektir. Kur'an-ı
Kerim'de sadece burada Cehenneme Allah'ın ateĢi denilmiĢ-
tir. Böylece ateĢin Allah‘a ait oluĢu ile korkunçluğu anlatıl-
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım _________________________________ 111
maktadır. Bununla birlikte, Allah'ın dünya zenginliğini üstün
görenleri sevmediği, mal-mülk sebebiyle gurur ve kibire kapı-
lanlara iĢte bu kendi ateĢiyle azap edeceği de hatırlatılmak-
tadır. O cehennemin acısı ve ateĢi ta kalplere kadar ulaĢır.
O, kemikleri kırıp ufalar, etleri yer ve Ģehvetlerinin esiri olan
kiĢilerin kalplerine hücum eder.
Günahkârlar cehennem ateĢine atılacak, üzerlerine
ateĢten kapaklar kapatılıp kilitlenecektir. Artık oradan çıkıp
kaçmak için kapı pencere değil, en ufak bir delik bile bulu-
namayacaktır. El ve ayakları zincirlerle bağlanarak, artık
sonsuza kadar orada kalacaklardır. Ya Rabbi bizi Cehennem
azabından koru!
E- SÛREMİZDEN DERS ALALIM, UYGULAYALIM
Ġnsanları yüzüne karĢı veya arkalarından alaya almak,
onları hoĢlanmayacakları lakaplarla anmak asla güzel ahlak
sahibi bir müslümana yakıĢmaz. Bu tür davranıĢlar kınanmıĢ,
kötülenmiĢtir. Kötülenen davranıĢlar ise güzel vasıflı insanlar
için değildir.
BaĢkalarını güldürmek veya görünürde hoĢ vakit geçir-
mek maksadıyla birisinin eksikliği ya da hatasıyla eğlenmeye
çalıĢmak hiç de doğru değildir. Zira bu tür davranıĢlar yüce
Rabbimiz tarafından hoĢ karĢılanmamaktadır. Alaya alınan
kiĢinin biz olabileceğimizi de düĢünmemiz gerekir. Kendimiz-
le alay edilmesi nasıl ki hoĢumuza gitmezse, baĢkaları da
kendisiyle alay edilmesinden hoĢlanmaz.
Ġnsanları eğlendirmek ve geçimini sağlamak amacıyla
stand-up yapanlar bu azarlanmadan nasibini alacaklardır.
Zira onlar baĢkalarının gururlarının incinmesine sebebiyet
vererek kul hakkına girerler. Kul hakkı ise ancak hak sahibi-
nin helal etmesiyle ortadan kalkar.
112 ____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
Yüce Rabbimizin bizlere verdiği mal, mülk ve servetimi-
zi, sayarak zaman harcamayalım. O malların birer emanet
olduğunu unutmayalım. Malımızla insanlara karĢı gururlan-
mayalım. Emaneti sahibinin razı olduğu hayır ve iyilik yolun-
da kullanalım. ĠĢte o zaman gerçek kurtuluĢa erenlerden,
Rabbimizin rahmetiyle yargıladığı kiĢilerden oluruz.
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım _________________________________ 113
XVII- FİL SÛRESİ
A- SÛREMİZİ TANIYALIM
Sûremiz Mekke döneminin baĢlangıcında inmiĢtir.
Kur‘an-ı Kerim‘in sıralanıĢ bakımından yüz beĢinci, iniĢ sıra-
sına göre on dokuzuncu sûresidir. Kafirun sûresinden sonra,
Felak sûresinden önce inmiĢtir. Sûremiz 5 âyetten oluĢmak-
tadır.
Sûremiz adını birinci âyette geçen ―fil‖ kelimesinden al-
mıĢtır.
Sûremiz kısaca;
1- Vaktiyle Kâbe‘yi yıkma giriĢiminde bulunulduğundan,
2- Yüce Rabbimizin bu giriĢimi sonuçsuz bıraktığından,
3- Kötülük yapanların bazen bu dünyada da cezalarını
göreceğinden bahsetmektedir.
114 ____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
B- SÛREMİZİ OKUYALIM
Bismillâhirrahmânirrahîm.
1- Elem tera keyfe feale rabbuke bi ashâbi‘l-fîl 2- Elem
yec'al keydehum fî tadlîl 3- Ve ersele aleyhim tayran ebabîl. 4-
Termîhim bi hicâratim min siccîl 5- Fecealehum keasfim
me'kul.
C- SÛREMİZİN MEALİNİ ÖĞRENELİM
(Rahman ve Rahim olan Allah‟ın ismiyle)
1. Rabbinin neler yaptığını bilmedin mi? Fil ordusuyla
(Kabe‘yi yıkmaya) gelenlere.
2. Onların kötü planlarını alt üst etmedi mi?
3. Onların üzerine sürüler halinde kuĢlar gönderdi,
4. (KuĢlar) onlara piĢmiĢ çamurdan taĢlar atıyorlardı.
5. Derken (Allah) onları, delik deĢik olmuĢ ekin yaprağı
gibi yapıverdi.
D- SÛREMİZİ ANLAYALIM
HabeĢistan'ın Yemen valisi Ebrehe San‘â'da bir kilise
yaptırdı. Kabe‘ye gelen hacıların oraya gelmesini istedi. Bu-
nun üzerine Kinâne kabilesinden bir adam gelip hakaret ol-
sun diye geceleyin kilisenin içine pisledi ve pisliği duvarlarına
sürüp bulaĢtırdı.
Ebrehe buna kızarak Kâbe‘yi yıkmaya yemin etti. Filler
üzerinde büyük bir ordu ile Mekke'ye geldi. Bu fil ordusunun
önünde de hepsinden daha büyük bir fil bulunuyordu. Bu fil‘e
Amud deniliyordu. Ebrehe Mekke'ye yaklaĢtığında, buranın
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım _________________________________ 115
halkı, onun ordusundan ve zulmünden korktukları için dağla-
ra kaçtılar. Yüce Allah Ebrehe ordusu üzerine kuĢlar gönder-
di. Her kuĢta, biri gagasında ikisi de ayaklarında olmak üzere
üç taĢ bulunuyordu. KuĢlar bu taĢları onlara attılar. Atılan
taĢlar askerleri cansız bir beden halinde yere yıkıyordu. Neti-
cede yüce Allah onları helak edip köklerini kazıdı.
Bu sûrenin hatırlattığı olay, bu Ġlâhî mucizedir. Peygam-
ber Efendimiz de bu yıl doğmuĢtu. Ġbrahim Peygamberden
beri Tevhîd merkezi olan Kâbe, sonradan putlarla dolmuĢtu.
Fakat bu Ġlâhî yapı, Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s.) eliyle
yine eski konumunu alacak, Tevhit dinînin ve Müslümanlığın
kıblesi olacaktı.
Ebrehe, Hz. Ġbrahim‘in yaptığı tevhidi simgeleyen Ka-
be‘yi yok ederek dinini yaĢatmak istiyordu. Onun için Tevhîd
dinîni bütün dünyaya yayacak olan Hazret-i Muhammed
(s.a.s.)'in doğduğu sene Allah Ġlâhî bir mucize ile Ebrehe
ordusunu yok ediverdi. Allah'ın iradesine aykırı olan bu kötü
hareketleri, kendi felâketlerini hazırlamıĢ olmaktan baĢka iĢe
yaramadı.
Ebrehe yaralı olarak olaydan kurtulmuĢ fakat Yemen‘de
ölmüĢtür. Bu olaydan sonra Yemenliler Ġran kralından yardım
istediler. Ġranlı askerlerin yardımıyla Yemen'deki HabeĢ hâ-
kimiyeti sona erdirildi.
Bu olaydan kırk sene sonra Hz. Muhammed (s.a.s.)
Peygamber oldu ve önce KureyĢ'i Ġslam'a davet etti. Kâbe'yi
putlardan temizlemek istedi. Fakat KureyĢ, bunu kabul et-
medikleri gibi O'na birçok iĢkence de yaptılar. O zaman Mek-
kelilerden Fil olayını gözleriyle görenler de vardı. ĠĢte Allah,
Peygamberine indirmiĢ olduğu Fil Sûresi ile bu gerçeği Mek-
kelilere hatırlatmak istemiĢtir.
116 ____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
E- SÛREMİZDEN DERS ALALIM, UYGULAYALIM
Kâbe'yi yıkmak için filleri ile Mekke'ye yürüyen orduyu
Allah nasıl bir anda ve akla gelmeyen bir Ģekilde mahvetti.
Kötü düĢüncelerini, kurdukları tuzakları nasıl altüst etti ise,
kudret ve kuvvetlerine güvenen koca bir orduyu kimsenin
düĢünemeyeceği bir Ģekilde nasıl yok etmiĢ ise Sevgili Pey-
gamberimiz (s.a.s.)‘e tuzak kurmayı, onu yok etmeyi düĢü-
nen, Ġslamiyeti ortadan kaldırmak için birçok yöntemlere,
baĢvuran kimselerin plânlarını da öylece ters çevirmeye
kâdirdir.
Allah, âhiret azabından baĢka dünyada dahi her Ģeyi
bozup dağıtmaya kadirdir. Buna inanmayanlar, Kâbe'yi yık-
mak isteyen ordunun baĢına geleni düĢünsünler de ondan
ibret alsınlar ve azgınlıklarından vazgeçsinler! Allah'ın Hz.
Muhammed (s.a.s.)'e olan yardımı Kâbe'ye yardımından da-
ha fazladır. Bunu anlamak istemeyenlerin baĢına gelecek
felâket, filli ordunun baĢına gelenden daha hafif olmayacak-
tır.
Bu sûre ile peygamber efendimize düĢmanlık yapanla-
rın, O'na karĢı kötü niyet besleyenlerin eninde sonunda yok
olacaklarına iĢaret edilmiĢ ve öyle de olmuĢtur.
Fil olayının bir sonucu olarak Hz. Peygamberin Ġslamı
kendilerine getirdiğinde, KureyĢ'in ve diğer Arapların hemen
Ġslâm'a girmeleri gerekirdi.
Ebrehe ve ordusuna Allah'ın kutsal evini yıkmayı ve kut-
sal yurda hâkim olmayı müsaade etmemiĢtir. Böylece Kabe
hürriyetini korumuĢ oldu. Orada yeni din hür ve özgür yetiĢ-
sin. Hiçbir güç ona egemen olmasın ve oraya hiçbir saldır-
gan saldırmasın. Bütün dinlere ve bütün insanlara egemen
olmak için gelen bu dine, baĢkası hükmetmesin diye. Çünkü
bu din insanlığa önderlik yapmak için gelmiĢti. Ona önderlik
yapılamazdı.
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım _________________________________ 117
Dünyada kötülük odakları kutsal topraklar üzerindeki
hesapları, baĢvurdukları kötü ve çirkin niyetler, hileler karĢı-
sında kendimizden emin olarak duruyoruz. Hizmetçileri, bek-
çileri müĢrik oldukları halde kutsal evini saldırılardan koruyan
Allah, inĢallah tekrar onu koruyacaktır. Allah, Peygamberi‘nin
Ģehrini tuzakçıların tuzaklarından ve düzenbazların düzenle-
rinden koruyacaktır!
Araplar Ġslam'dan önce yeryüzünde bir fonksiyona sahip
değillerdi. Ġslamiyet ile tarihte ilk defa Araplar dünya çapında
krallıkları, imparatorlukları ezip geçen bir kuvvet oldular. Sa-
pık, temelsiz, cahil liderlikleri ortadan kaldırdıktan sonra in-
sanların önderliğini öne alan bir güç oluĢturdular.
118 ____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
XVIII- KUREYŞ SÛRESİ
A- SÛREMİZİ TANIYALIM
KureyĢ sûresi sıralanıĢ bakımından Kur‘an-ı Kerim‘in
yüz altıncı sûresidir. Nüzul yani gönderiliĢ sırasına göre ise
Kur‘an-ı Kerim‘in yirmi dokuzuncu sûresidir. Tin sûresinden
sonra, Karia sûresinden önce Mekke'de inmiĢtir 4 âyettir.
Sûremiz, ismini ilk âyette geçen KureyĢ kelimesinden
almaktadır. KureyĢ Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.)‘in de
mensup olduğu Mekke‘nin önde gelen kabilelerindendir.
Sûremiz kısaca;
1- Allah'ın cahiliye devrinde Mekke halkına KureyĢ'e
verdiği büyük nimetlerden,
2- KureyĢ kabilesini pek çok sıkıntılardan kurtardığın-
dan,
3- KureyĢ kabilesinin hürmet ettikleri Kabe‘nin Rabbine
ibadet etmesi gerektiğinden bahsetmektedir.
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım _________________________________ 119
B- SÛREMİZİ OKUYALIM
Bismillâhirrahmânirrahîm.
1- Li îlâfi kurayĢ. 2- Îlâfihim rihlete‘Ģ-Ģitâi ve‘s-sayf. 3-
Felya'budû rabbe haze‘l-beyt. 4- Ellezî at'amehum min cûiv
ve âmenehum min havf.
C- SÛREMİZİN MEALİNİ ÖĞRENELİM
(Rahman ve Rahim olan Allah‟ın ismiyle)
1. KureyĢlilere her türlü kolaylık ve güven sağlandığı
için;
2. KıĢ(ın Yemen) ve yaz(ın ġam) yolculuklarını kolay-
laĢtırdığı için;
3. ġu Beyt'in (Kabe'nin) Rabbine ibadet etsinler.
4. Çünkü Allah onları açlıktan doyurmuĢ ve korkudan
emniyete kavuĢturmuĢtur.
D- SÛREMİZİ ANLAYALIM
KureyĢ; Mekke'de Ġslâm'ın tebliğine ilk muhatap olan
Arap kabilesidir. Hz. Peygamber KureyĢ'in HaĢimoğulları
koluna mensuptur. Cahiliye döneminde KureyĢliler Allah'a
ortak koĢuyorlardı, bu sebeple Kur'an-ı Kerim onları "ortak
koĢanlar/müĢrik" sıfatıyla nitelemiĢtir.
Kusay, KureyĢ kabilesini Mekke'de topladı. KureyĢliler
Beytullah'ın hizmetini ellerine geçirdiler. Kusay'a bu hizme-
tinden dolayı "toplayıcı" lakabı verilmiĢtir.
120 ____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
Kusay, Mekke'de bir Ģehir devleti kurdu. Arabistan'ın her
yanından gelen hacılara hizmet için gerekli tedbirleri aldı.
Bundan dolayı KureyĢe karĢı Arap kabileleri arasında güven
sağlamıĢtır.
Kusay'dan sonra Abdümenaf ve Abdüddar arasında gö-
rev bölümü yapıldı. Ama Abdümenaf, daha babası sağ iken
meĢhur olmuĢtu. Onun Ģerefi, Araplar arasında takdir edil-
miĢti.
Abdümenaf'ın dört oğlu vardı, HaĢim, AbdüĢĢems,
Muttalib ve Nevfel.
Abdülmuttalib'in babası ve Rasulüllah'ın dedesinin ba-
bası olan HaĢim, Arap yoluyla Uzakdoğu, ġam ve Mısır ara-
sında devam eden uluslararası ticarete atılmayı düĢündü.
Aynı zamanda, Araplara satmak için mal getirirken yolda
diğer kabilelere de satıĢ yapabileceğini, bir de Mekke'yi iç
ticaret için bir ticaret merkezi haline getirebileceğini düĢün-
müĢtü.
Bu dönem, Ġran Sasanî iktidarlarının Fars körfezinde,
Bizans ile Uzakdoğu arasındaki ticaret yoluna hâkim oldukla-
rı dönemdi. Onun için, Güney Arabistan'da Kızıldeniz sahil
yolu ile ġam ve Mısır'a giden ticaret yolu oldukça ilerlemiĢti.
Arabistan'da diğer ticarî kervanlara karĢılık KureyĢlilerin
kervanlarına, Beytullah'ın hizmetkârları olmaları nedeniyle
daha bir kolaylık sağlanıyordu. Çünkü diğer kabileler, yaptık-
ları hizmetten dolayı KureyĢlilere saygı duyuyorlardı.
KureyĢliler‘in Hac döneminde diğer kabilelere cömertçe
davranması nedeniyle bu kabileler, KureyĢ'e minnettar kalı-
yorlardı. Bu sebeple, KureyĢlilerin kervanlarına Arapların
saldırma tehlikesi yoktu.
HaĢim, diğer üç kardeĢini de yanına aldı, diğer kabile re-
isleri gibi ağır vergi talep etmiyordu. Bunu göz önünde tutan
HaĢim, ticarete ġam Gassanî Kralı ile AbdüĢĢems, HabeĢis-
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım _________________________________ 121
tan Kralı ile, Muttalib; Yemenli emirler ile ve Nevfel de Fars
ve Irak hükümetleri ile ticarî anlaĢmalar yaptılar. Böylece
ticaretleri çok hızlı geliĢti ve bu dört kardeĢ "mutaccirîn" (tüc-
carlar) ismi ile meĢhur oldu.
KureyĢliler, ġam, Mısır, Irak ve HabeĢistan'la olan tica-
ret iliĢkisi nedeniyle gidiĢ geliĢ sırasında onların kültür ve
medeniyetine de vakıf olmuĢlardı. Böylece KureyĢ'in ulaĢtığı
kültür ve seviye, çevredeki diğer kabilelerden çok üstün ol-
muĢtu.
KureyĢliler, servet ve zenginlik bakımından da diğer
Arap kabilelerinden üstün idiler.
Mekke, Arap yarımadasında en büyük ticarî merkez ol-
muĢtu. Bu uluslararası iliĢkinin en büyük faydası, daha sonra
Kur'an-ı Kerim yazılırken de kullanılan yazının Irak'tan öğre-
nilmesiydi. KureyĢ'teki okuma-yazma oranı diğer kabileler-
den yüksekti.
KureyĢlilerin bu geliĢme ve ilerlemesi karĢısında
Ebrehe'nin onlara saldırması olayı meydana geldi. Eğer
Ebrehe o zamanlar mukaddes Ģehir Mekke'yi fethedip
Ka'be'yi yıkmayı baĢarabilseydi, sadece KureyĢ'in değil, Kâ-
be‘nin de güvenilirliği kaybolacaktı.
Bundan sonra bütün Araplar, Kâbe‘nin Allah'ın evi oldu-
ğuna inandılar. Aynı zamanda, KureyĢlilere duyulan güven
de öncekinden daha çok arttı. Araplar bu olayın, "Allah'ın
KureyĢ üzerindeki özel bir lütfu" olduğuna kesinlikle inandı-
lar. Bundan böyle KureyĢ'in kervanları nereye gitse hiç kimse
ona dokunmaya cesaret edemezdi. Hatta KureyĢ'e dokun-
mak bir yana, KureyĢ'in koruması altındakilere bile dokuna-
mazlardı.
KureyĢliler, Kâbe'yi korurlardı. Kâbe'yi Allah'ın emri ile
Hz. Ġbrahim ve oğlu Ġsmail yapmıĢtı. Araplar, Kâbe'nin koru-
yucuları olmalarından ötürü, KureyĢ'e çok saygı gösterirlerdi.
122 ____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
KureyĢliler, yaz ve kıĢ seyahatlerinde Kâbe'nin hatırına
kimseden bir zarar görmezlerdi. Herkesle anlaĢmalar yapa-
rak serbestçe yolculuk yaparlar ve böylece hem maddî hem
de manevî etkilerini koruyarak güven içinde yaĢarlardı.
KureyĢ kabilesi Mekke ve etrafında emniyet içinde ya-
Ģadıkları gibi, Yemen, Tâif ve HabeĢ gibi memleketlere yap-
tıkları ticaret seferlerinde de saygı görüyorlar, emniyetle gidip
geliyorlardı.
Mekke'nin ve KureyĢ kabilesinin kazandığı bu yüksek
nüfuz, bu emniyet ve itibar Ģüphe yok ki orada bulunan ve
Allah tarafından büyük bir Ģeref kazanmıĢ olan Kâbe'nin hatı-
rına idi. Bütün bunları Kâbe'ye ve bunun sahibi olan Allah‘a
borçlu idiler.
Sonra bu mukaddes ev, içine putlar doldurulsun diye
değil, bir tek Allah'a ibadet edilsin diye kurulmuĢtu
Allah'ın onu Ebrehe ordusunun hücumundan koruması
da ileride gelecek olan Peygamber Hz. Muhammed'in (s.a.s.)
Kâbe'yi putlardan temizleyerek ―Tevhidin merkezi‖ yapacağı
içindi.
Fil ordusu olayından sonra KureyĢlilerin kabileler yanın-
da saygınlığı iyice arttı. Emirler ve krallar onlara saygı göste-
rir, baĢkaları çöllerde haydutlar tarafından saldırılara uğrarken
KureyĢliler güven içerisinde yazın Tâif'in serin yaylalarına,
kıĢın da Yemen'in ılık bölgelerine serbestçe seyahatlerde
bulunarak büyük kazançlar elde ederlerdi. Hatta KureyĢ'in
ticaret kervanları kıĢ aylarında HabeĢistan'a, yaz aylarında
da Suriye, Mısır, Irak ve Ġran'a kadar giderlerdi
Hac mevsiminde kurulan panayırlar ticaretlerinin can-
lanmasına sebep oluyordu. Buralarda düzenlenen Ģiir, hita-
bet vb. yarıĢmalar da dil, edebiyat ve kültürün geliĢmesini
sağlıyordu
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım _________________________________ 123
O halde KureyĢ'e yaraĢan Kâbe niçin kurulmuĢ ise, o
amacı bildirmesi için gönderilmiĢ olan Hz. Muhammed-
'e(s.a.s.) inanmak ve onu desteklemekti.
Allah'ın birliğine iman ile Tevhîd dinîne ilk önce onların
sarılması gerekti.
Fakat KureyĢ böyle yapmadı. Hz. Muhammed'in (s.a.s.)
Allah'ın birliğini ilân etmesine karĢı, putperestlikte ısrar etmek
isteyerek ilk önce küfür ve isyana kalkıĢan, düĢmanlık göste-
ren onlar oldu. Bu düĢmanlıklar hicretin 8. yılında Mekke'nin
fethine kadar sürmüĢtür. Mekke'nin fethedilmesiyle birlikte
Ġslâmiyet'in karĢısında KureyĢ‘in düĢmanlığı da tamamen
ortadan kalkmıĢtır
Bu sûrede Allah, Kâbe yüzünden KureyĢ'in gördüğü bu
nimetlere ve bunlara karĢı nankörlük etmenin büyük bir ceza
ve felâketle karĢılaĢacağına iĢaret etti. Sonra "Öyle ise aklı-
nızı baĢınıza alın da sizi bu kutsal evin hürmetine felâketler-
den kurtaran, açlıktan koruyan, korkulardan emin kılan bir
Allah'a ibadet ve kulluk edin! Putlara tapmayın, Allah'ın size
verdiği bu kadar nimete karĢı nankörlük etmeyin!" buyurmuĢ-
tur.
E- SÛREMİZDEN DERS ALALIM, UYGULAYALIM
1- Gördüğü nimetlere, iyiliklere karĢı nankörlük etmek
insanlığa yakıĢmayan bir Ģeydir.
2- Kıymeti bilinmeyen nimet de günün birinde elden çı-
kar.
3- Her nimeti veren Allah'tır.
4- Ġnsanın ilk görevi, Allah'ı tanımak ve yalnız O'na iba-
det etmektir.
124 ____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
XIX- MAUN SÛRESİ
A- SÛREMİZİ TANIYALIM
Maun sûresi sıralanıĢ bakımından Kur‘an-ı Kerim‘in yüz
yedinci sûresidir. Nüzul yani gönderiliĢ sırasına göre ise
Kur‘an-ı Kerim‘in on yedinci sûresidir. Ġlk üç âyeti Mekke dö-
neminde, diğerleri Medine‘de inmiĢtir. Toplam 7 âyettir.
Sûremiz adını ―yardımlaĢma ve zekât ―anlamına gelen
―Maun‖ kelimesinden almıĢtır.
Sûremiz kısaca;
1- Yüce Rabbimizin gönderdiği Ġslam dinini yalan sayan-
dan,
2- Dini yalanlayanların aynı zamanda yetimi hor görüp
fakire yardımda bulunmadıklarından,
3- Namazlarında dalgın olan, onu dikkatsizce kılanlar-
dan,
4- GösteriĢ için ibadet edenlerden,
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım _________________________________ 125
5- Değersiz Ģeyleri bile yardım olarak vermeye yanaĢ-
mayanlardan bahsetmektedir.
B- SÛREMİZİ OKUYALIM
{5
Bismillâhirrahmânirrahîm.
1- Era eytellezî yukezzibu bi‘d-dîn. 2- Fezâlikellezî,
yedu‘u‘l-yetîm. 3- Ve lâ yehuddu alâ taâmi‘l-miskîn. 4-
Feveylu‘l-li‘l-musallîn. 5- Ellezîne hum an salâtihim sâhûn. 6-
Ellezîne hum yurâûne. 7- Ve yemneûne‘l-mâun.
C- SÛREMİZİN MEALİNİ ÖĞRENELİM
(Rahman ve Rahim olan Allah‟ın ismiyle)
1. Dini (o ahiret gününü) yalanlayanı gördün mü?
2. ĠĢte, yetimi itip kakan,
3. Yoksula yedirmeyi teĢvik etmeyen de odur.
4-5-6. Vay haline! o namaz kılanların ki, onlar namazla-
rından gafildirler. Hem de onlar, gösteriĢçidirler
7. (Onlar, yardım ve yardımlaĢma için) en değersiz
Ģeyleri bile engellerler.
D- SÛREMİZİN ANLAYALIM
Ġlk âyet, ahirette ceza ve hesap olacağını yalanlayan
kimsenin özelliklerini tanıtır. Onlardan kabalıkla, koruyucusu
olmayan yetimi zorla iten, ezip, zulmeden ve hakkını verme-
yen ve yoksulu doyurmaya teĢvik etmeyen diye bahseder.
126 ____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
―TeĢvik etmez‖ ifadesi gücü yettiği halde yoksulu doyur-
madığını gösterir. Ayrıca bu kiĢiler baĢkasının malından ihtiyaç
sahiplerine verilmesini bile engellemektedirler. Bu ise kötülüğün
son derecesidir.
Bu çirkin özellikleri taĢıyarak namaz kılanlara yazıklar
olsun. Onlar namazlarında gafil olanlardır. Önemsemedikleri
için namazları vaktinde kılmazlar. Bunlar öyle namaz kılan-
lardır ki; namazlarını kıldıkları Allah‘ın diğer emirlerini yerine
getirmezler. Kılmazsa bundan dolayı gelecek olan azaptan
korkmaz. Rükû ve secdeleri tam yapmazlar. Çünkü namazı
önemsemezler.
Yüce Rabbimiz bu âyetiyle mü‘minleri kastetmemiĢtir.
Bu âyetler münafıkları hedef alır. Oysa bazen mü‘min nama-
zında gaflete düĢebilir, dalgın olabilir. Mü‘min namazını kılar-
ken gaflete düĢtüğünde onu hemen düzeltir ve sehiv (yanıl-
ma) secdesi ile eksiğini giderir. Böylece iki gaflet ve unutma
arasındaki fark ortaya çıkmıĢ olur. Münafık tabiatında olanlar
kendilerine ―Salih insanlar‖ densin diye gösteriĢ için insanla-
rın önünde namaz kılar, ―Takva sahipleri‖ denilsin diye huĢu
içinde görünmeye çalıĢırlar, ―Cömert kimseler‖ denilsin diye
zorlanarak, istemeye istemeye sadaka verirler. Bütün iĢleri
gösteriĢ içindir.
Bunlar, azıcık bile olsa insanlara fayda vermek istemez-
ler. Ellerinde olan Ģeylerden insanları faydalandırmazlar.
Yani komĢular arasında alınıp verilmesi gayet normal olan
çanak çömlek, kap kacak, balta, kürek, tencere, iğne, tuz, su
vb. faydalanılabilecek her türlü araç ve gereci bile ödünç
olarak vermezler. Çünkü bunlarda cimrilik yapmak, aĢırı cim-
riliktir.
E- SÛREMİZDEN DERS ALALIM, UYGULAYALIM
1- Yüce Rabbimizin sözlerini önemseyelim,
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım _________________________________ 127
2- Yüce Rabbimiz bize neyi emrettiyse onunla bizi bir
güzelliğe eriĢtirmek istemiĢtir; neyi de yasakladıysa
onunla bizi bir kötülükten korumak istemiĢtir.
3- Namazlarımızı vaktinde, samimi olarak kılalım,
4- Namaz kılarken bizi yüce Rabbimizin görüp gözetti-
ğini hiç unutmayalım. O bizi gördükten sonra da artık
baĢkalarının görmesi çok önemli değildir.
5- Çevremizden, komĢularımızdan haberdar olalım.
Onlar geçim sıkıntısı içinde kıvranırken bizim huzur
içinde olabilmemiz mümkün değildir. Onların çektiği
ve bizim imkânımız olmasına rağmen göz yumdu-
ğumuz sıkıntılarının ucu mutlaka bize bir Ģekilde do-
kunur. Zira yüce Rabbimiz bu durumdan hoĢlanmaz
ve bize sunduğu imkânları kısıtlar.
Okuma Parçası
CEMİL
Guguklu saatin sesiyle yatağından fırlamıĢtı. Hızla pen-
cereye koĢtu. Perdeyi aralayınca, Sevinçle havaya fırladı.
DıĢarıda lapa lapa kar yağıyordu. Aceleyle üzerini giyinip
sokağa fırladı annesinin hazırladığı kahvaltıyı bile tam yap-
mamıĢtı.
Arka sokaktaki boĢ olan arsada oynayan çocukların se-
vinç çığlıkları duyuluyordu. Eline aldığı karları sıkıĢtırmıĢ o
tarafa doğru koĢmaya baĢlamıĢtı bile. Sınıf arkadaĢı Cemil‘in
evlerinin önünden geçerken birden durdu. Gecekondunun
küçücük bahçesinde hiçbir iz yoktu. Cemil‘in camdan kendi-
sine baktığını görünce içi cız etti. Cemil; babasını bir yıl önce
trafik kazasında kaybetmiĢti. Oturdukları evin kirasını öde-
yemeyince ev sahibi onları evden atmıĢ, sonra mahalledeki
128 ____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
bazı yardım severlerin yardımıyla bu ev bulunmuĢtu. ġimdi
annesi ve kendisinden beĢ yaĢ küçük kız kardeĢiyle bu evde
yaĢıyorlardı.
Cemil hafta sonları çay ocağında çalıĢıyordu. Annesi
hasta olduğu için çalıĢamıyor, karı koca maliyede çalıĢan
Mahmut amcaların iki yaĢındaki çocuğuna bakıyordu. Dün
okuldan eve gelirken onu göz ucuyla süzmüĢtü. Ayakkabıları
eskimiĢ içine su alıyordu. Artık dar gelmeye baĢlayan ceketi
iyice eskimiĢti. Cemil soğuktan mosmor olmuĢ ellerini ceketi-
nin cebine sokarken birden onun kendisini soğuktan koruya-
cak bir parkesinin de olmadığını fark etti.
Karla oyun oynayan çocukların sesi daha gür çıkmaya
baĢlamıĢtı. Seslerin geldiği tarafa yönelmiĢti ki birden akĢam
babasıyla birlikte yatsı namazından sonra mealini ve açıkla-
masını okudukları Maun sûresi aklına geldi. Okuduğu cümle-
ler hala aklında idi. Allah o sûrede yetimi itip kakan, yoksulu
doyurmayan ve namazını gösteriĢ için kılanlardan bahsedi-
yordu.
Kararını vermiĢti eve dönüyordu. ArkadaĢı Cemil‘in niçin
pencereden baktığını oyuna katılmadığını biliyordu. Onunla
birlikte gidecekti oyun oynamaya. Kısa bir süre sonra evden
annesiyle birlikte evlerinden çıkmıĢlar, beraberlerinde büyük-
çe bir poĢetle Cemiller‘e gidiyorlardı.
CoĢkuyla koĢan arkadaĢlarına kartopu fırlatan Cemil‘in
kahkahaları etrafı çınlatıyordu. ArkadaĢının ellerindeki eldiven,
ayağındaki botlar, üzerindeki parke… Annesinin ―of atmaya
kıyamıyorum hepside yepyeni ―dediği kendisine dar gelen
kıyafetlerdi.
AkĢam yatmak için odasına çekildiğinde salonda babası
ile annesinin konuĢmalarını duyuyordu. Tamam, yarın bu
konuda çok yardım sever olan zengin bir arkadaĢım var
onunla görüĢürüm. Hem belediyede bu iĢlere bakan bir tanı-
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım _________________________________ 129
dığım var onunla da konuĢacağım. Sen bugün acil olanları
götürdün değil mi?
Yatağına uzanmadan önce perdeyi aralayıp Cemiller‘in
evine baktı. Sanki ıĢıkları bir farklı parlıyor bacaları daha
canlı tütüyordu. Huzurla yatağına uzandı. Yardım etmenin
insanı bu kadar mutlu edeceğini hiç düĢünmemiĢti. Dudakla-
rında Maun sûresi dökülürken bedeni tatlı bir uykuya yelken
açıyor, gözleri güzel rüyalar için kapanıyordu.
130 ____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
XX- KEVSER SÛRESİ
A- SÛREMİZİ TANIYALIM
Kevser sûresi sıralanıĢ bakımından Kur‘an-ı Kerim‘in
yüz sekizinci sûresidir. Nüzul yani gönderiliĢ sırasına göre
ise Kur‘an-ı Kerim‘in on beĢinci sûresidir. Mekke‘de indiril-
miĢtir. 3 âyettir.
Kur‘an-ı Kerim‘in en kısa sûresidir. Adını ilk âyetteki bol-
luk, bereket anlamına gelen ―Kevser‖ kelimesinden almıĢtır.
Kevser aynı zamanda cennette bir havuzdur. Miraç gece-
si‘nde Hz. Muhammed (s.a.s.)‘e gösterilmiĢtir.
Sûremiz kısaca;
1- Yüce Allah‘ın dünya ve ahirette çok hayır ve nimetler
vererek değerli Peygamberi (s.a.s.)‘ne verdiği nimet-
lerden,
2- Cennetteki Kevser ırmağından,
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım _________________________________ 131
3- Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) aracılığıyla bizlerin
Allah‘a Ģükür olsun diye namaz kılmaya devam et-
memiz gerektiğinden,
4- Gerektiğinde Allah için kurban kesilmesinden,
5- Suremiz, düĢmanlarının rezil olacağını Rasulullah
(s.a.s.)‘e müjdeleyerek sona erer. O‘na düĢmanlık
edenlerin rezillik içinde, dünya ve ahirette lanetlene-
ceklerini bildirir. Onlar böyle iken Hz. Muhammed
(s.a.s.)‘in minare ve minberlerde anılacağından, Ģe-
refli ismi herkesin dilinde kıyamete kadar ebedi kala-
cağından bahseder.
Hz. Peygamber (s.a.s.)‘in oğlu Kasım vefat edince müĢ-
riklerden As bin Vail O‘na ―Ebter (soyu kesilmiĢ)‖ demiĢti.
Hâlbuki O‘nun nesli ve Ģanının yüceliği devam etmiĢtir. Asıl
adı-sanı unutulan ve aĢağılananlar As bin Vail ve benzerleri
olmuĢtur. Zira As bin Vail‘in nesli Müslüman olarak kendisi-
nin müĢrik nesli kesilmiĢ, sona ermiĢtir.
Hâlbuki çok uzak bile olsa kendisinin Rasulullah
(s.a.s.)‘in soyundan geldiğini söyleyen ―seyyid‖ler çoktur.
Ama müĢrik birinin torunu olmakla övünen yoktur.
As bin Vail‘in ölümü Ģöyle olmuĢtur: Bir defasında eĢe-
ğine binmiĢ gidiyordu. Mekke civarında bir dağ geçidinden
geçerken eĢeği onu yere düĢürdü ve bacağını ısırdı. Bu ya-
radan bacağı ĢiĢti ve öldü.
B- SÛREMİZİ OKUYALIM
Bismillâhirrahmânirrahîm.
132 ____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
1- Ġnnâ e‘taynâ ke‘l-kevser. 2- Fe salli li Rabbike venhar
3- Ġnne Ģânieke huve‘l-ebter.
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım _________________________________ 133
C- SÛREMİZİN MEALİNİ ÖĞRENELİM
(Rahman ve Rahim olan Allah‟ın ismiyle)
1. (Rasulüm!) ġüphesiz ki biz, sana Kevser'i (bolluk,
bereket) verdik.
2. O halde Rabbin için namaz kıl, kurban kes.
3. Asıl nesli tükenen sana kin ve nefret besleyendir.
D- SÛREMİZİ ANLAYALIM
Ey Peygamber! Biz sana dünya ve ahirette çok ve de-
vamlı hayır verdik. Kevser ırmağı bu hayırlardan biridir. Ha-
dis-i Ģerifte ―Cennette bir nehirdir. Kıyıları altından olup inci
ve yakut üzerinden akar. Toprağı miskten daha güzeldir.
Suyu baldan daha tatlı ve kardan daha beyazdır. Ondan bir
defa içen, bir daha asla susamaz.‖
Hz. Enes (r.a)‘in Ģöyle dediği anlatılmıĢtır: Bir gün
Rasülullah (s.a.s.) aramızda iken ansızın hafif bir uykuya
daldı. Sonra tebessüm ederek baĢını kaldırdı. Biz ―Seni gül-
düren ne? Ey Allah‘ın Rasülü‖ dedik. Buyurdu ki: ―Bana az
önce bir sûre indirildi.‖ Daha sonra Besmele çekerek Kevser
sûresini okudu. Sonra dedi ki: Kevser nedir? biliyor musu-
nuz? Biz ―Allah ve Rasülü daha iyi bilir.‖ dedik ġöyle buyur-
du: ― O, yüce Rabbimin va‘dettiği bir nehirdir. Onda çok hayır
vardır. O bir havuzdur ki kıyamet günü ümmetim ondan su
almaya gelecektir. Kapları yıldızların sayısı kadardır. Ona
suya gidenlerden bir kul tutulup uzaklaĢtırılır. Ben ―O benim
ümmetimdendir.‖ derim. Bunun üzerine ―Sen, senden sonra
onun ne yaptığını bilmiyorsun‖ denilir.
Sana bu kadar nimeti ihsan eden Rabbin için sadece
O‘nun rızasını gözeterek namaz kıl. Rabbinin sana verdiği
hayır ve nimetlere karĢı Allah‘a Ģükür olsun diye develeri,
134 ____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
yani Arap mallarının en iyilerini kurban kes. Bu Allah‘ı birle-
me ve samimiyet emri olmuĢtur.
Ey Peygamber! Sana düĢmanlık eden o kiĢi var ya, iĢte
her hayırdan mahrum olan odur. Hz. Peygamber (s.a.s.)‘in
oğlu Kasım vefat edince müĢriklerden As bin Vail O‘na
―Ebter (soyu kesilmiĢ)‖ demiĢti. Bunun üzerine yüce Allah bu
sûreyi indirdi ve her ne kadar çocukları olsa da, asıl soyu
kesik olanın o kâfir olduğunu haber verdi. Çünkü o, Allah‘ın
rahmetinden mahrum edilmiĢtir. O ne zaman anılsa, lanetle
anılacaktır. Hz. Peygamber (s.a.s.)‘in adı ise kıyamete kadar
Allah‘ın adıyla beraber anılacaktır. O‘nun zamanındakiler ve
kıyamete kadar gelecek olan bütün mü‘minler O‘nun yoluna
uymuĢlardır. Allah‘ın salat ve selamı O‘nun üzerine olsun.
E- SÛREMİZDEN DERS ALALIM, UYGULAYALIM
Okuma Parçası
İKİ KURBANLIĞIN OĞLU
Hz. Peygamber (s.a.s.) bir hadis-i Ģerifinde ―Ben iki kur-
banlığın oğluyum.‖ buyurmuĢtur. Bunlardan biri Hz. Ġsmail
(a.s), diğeri de Hz. Peygamber (s.a.s.)‘in babası Abdullah‘tır.
Bunun açıklaması Ģöyledir:
Hz. Ġbrahim (a.s) uzun yıllar çocuk sahibi olamadığı için
yüce Allah‘a eğer çocuğu olursa onu kurban edeceğini belir-
terek dua etmiĢti. Gördüğü bir rüya üzerine yıllar yılı yaptığı
duaların kabulü olarak kendisine verilen oğlunu Rabbine
kurban ediyordu. Ġsmail (a.s) babasının bu isteğine karĢılık
teslimiyet ve tevekkülle Ģöyle cevap verdi: ―Babacığım, sana
ne emredildiyse onu yap. ĠnĢaallah beni sabredenlerden bu-
lacaksın.‖
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım _________________________________ 135
Hz. Ġbrahim (a.s) oğlunu sağ tarafına yatırdı, gözlerini
bağladı. Bıçağı oğlunun boynuna süreceğinde bir ses duydu:
―Allâhü Ekber! Allâhü Ekber!‖ diyordu. BaĢını kaldırdı. Cebra-
il yanında besili bir kurban olduğu halde inmekteydi. Ġbrahim
(a.s) hamd ve Ģükür içinde ―Lâ ilâhe illallâhu vellâhü ekber‖
dedi. Hz. Ġsmail (a.s)‘i yüce Allah‘ın izniyle kurtaran Cebrail
(a.s) minnet ve Ģükranla ―Allâhü Ekber ve lillâhil hamd‖ dedi.
ĠĢte bu tekbirlerin birleĢiminden “TeĢrik tekbiri” oluĢmuĢtur.
Hz. Ġsmail (a.s), Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.)‘in nesebinin
dayandığı peygamberdir. Bir bakıma babasıdır. Bu olay so-
nunda ise Hz. Ġsmail (a.s) kurban edilmekten kurtulmuĢtur.
Birinci kurban Hz. Ġsmail (a.s)‘dır.
Hz. Peygamber (s.a.s.)‘in dedesi Abdulmuttalip Cürhümî
Kabilesinin Mekke‘den çıkıp gitmesinden sonra kaybolan
Zemzem kuyusunu bulmak için çok çabaladı. Yanında sade-
ce oğlu Haris vardı. Zemzem‘in bulunması uzayınca Mek-
ke‘nin ileri gelenleri Abdulmuttalip ile alay etmeye baĢladılar.
Abdulmuttalip bunun üzerine ―Allahım! Eğer on oğlum olur ve
bunlarla zemzem kuyusunu ortaya çıkarırsam bunlardan
birini sana kurban olarak feda edeceğim.‖ diye adakta bulu-
nur. Bu Ġbrahim (a.s) zamanından kalma bir hareket tarzıdır.
Abdulmuttalib‘in on tane oğlu olup zemzem kuyusunu
açınca kendisine yaptığı adak hatırlatılır. O da kura çekmek
sûretiyle kurban edilecek oğul hususunda bir karara varmak
istedi. Kura, Hz. Peygamber (s.a.s.)‘in babasına isabet etti.
Bir falcı kâhin kadının tavsiyesi üzerine bir miktar deve ile
oğlu arasında seçim yapmak üzere Allah‘a havale etti. Açılan
fal Abdullah‘a çıktıkça deve sayısı on artırıldı. Deve sayısı
yüze ulaĢınca kura develere çıktı. Yüz deve kurban edilerek
halka ziyafet verildi. Böylece Sevgili Peygamberimiz
(s.a.s.)‘in babası Abdullah kurban edilmekten kurtuldu.
136 ____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
TeĢrik tekbirlerine Kurban bayramı Arefe günü sabah
namazının farzından sonra baĢlayıp bayramın dördüncü gü-
nü ikindi namazının farzından sonraya kadar devam edelim.
Böylece toplam yirmi üç vakit namazın farzından sonra söy-
lediğimiz teĢrik tekbirleri vaciptir; terk edilmemesi gerekir.
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım _________________________________ 137
XXI- KAFİRÛN SÛRESİ
A- SÛREMİZİ TANIYALIM
Kafirûn sûresi, Kur‘an-ı Kerim‘in diziliĢ sırasına göre yüz
dokuzuncu, iniĢ sırasına göre de onsekizinci sûredir.
Sûremiz toplam 6 âyetten oluĢur. Maun sûresinden sonra, Fil
sûresinden önce Mekke'de inmiĢtir
Sûremiz adını ilk âyetinde geçen ve ―Ġnkârcılar‖ anlamı-
na gelen ―kâfirûn‖ kelimesinden almıĢtır.
Sûremiz kısaca;
1- Ġslam‘da asla Allah‘tan baĢkasına ibadet edilemeye-
ceğinden,
2- Ġnkârında ısrarlı olanların, bilinçli olarak küfür içinde
bulunanların Allah‘a ibadette çok zorlanacakların-
dan,
138 ____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
3- Bizim Allah‘a olan iman ve ibadetlerimizde samimi
ve ısrarlı olmamız gerektiğinden,
4- Ġslam‘ın inkârcılara ahiretteki sonucuna katlanmaları
Ģartıyla diledikleri inanca sahip olabileceklerinden,
5- Ayrıca, Allah‘ın birliğine inanmayan kâfirlere nasıl
cevap verileceğinden bahsetmektedir.
Mekke döneminde KureyĢ müĢrikleri Hz. Peygamber
(s.a.s.)‘in daveti karĢısında, Müslümanlara karĢı Ģiddetli muha-
lefet etmekte, bazen iĢkencelerle büyük sıkıntılar çektiriyor-
lardı. MüĢrikler, Hz. Peygamber (s.a.s.)‘e ara sıra uzlaĢma
teklifi götürüyorlardı.
KureyĢliler Hz. Peygamber (s.a.s.)‘e Ģöyle diyorlardı:
"Biz sana o kadar mal veririz ki Mekke'de herkesten
zengin olursun. Eğer bir kadın istersen onunla seni evlendiri-
riz. Ġstersen seni önder olarak kabul ederiz. Yalnız tanrıları-
mızı kötülemekten vazgeç. Eğer bu teklifi kabul etmezsen
baĢka bir teklifimiz var. Bu, senin için de bizim için de hayırlı
olur. Hz. Peygamber (s.a.s.) onlara:
"O nedir?" diye sordu. Onlar:
"Sen bir sene tanrılarımız olan Lat ve Uzza'ya ibadet et.
Biz de bir sene senin tanrına ibadet edelim" dediler.
Hz. Peygamber (s.a.s.): "Bekleyin. Rabb'im ne emir ve-
recek" dedi. Bu olay üzerine bu sûre nazil oldu.
B- SÛREMİZİ OKUYALIM
{6
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım _________________________________ 139
Bismillâhirrahmânirrahîm.
1- Kul yâ eyyuhe‘l-kâfirûn. 2- Lâ a'budu mâ ta'budûn. 3-
Ve lâ entum âbidûne mâ a'bud 4- Ve lâ ene âbidum mâ
abettum. 5- Ve lâ entum âbidûne mâ a'bud. 6- Lekum
dînukum ve liye dîn.
C- SÛREMİZİN MEALİNİ ÖĞRENELİM
(Rahman ve Rahim olan Allah‟ın ismiyle)
1. De ki: "Ey kafirler!
2. Ben sizin tapmakta olduklarınıza tapmam.
3. Siz de benim ibadet ettiğime kulluk edecek değilsiniz.
4. Zaten ben sizin taptığınız Ģeylere asla tapacak deği-
lim
5. Siz de benim ibadet ettiğime tapacak değilsiniz.
6. O halde sizin dininiz size, benim dinim de banadır.‖
D- SÛREMİZİ ANLAYALIM
Yüce Rabbimiz, Kur‘an-ı Kerim‘de sevgili Peygamberi-
miz (s.a.s.)‘e, insanlara vahiyleri bildirirken, yumuĢak sözlü,
Ģefkatli, sabırlı ve bağıĢlayıcı olmasını öğütlemiĢtir. Genelde
sabır ve Ģefkat içeren ifadeler kullanılmıĢtır. Kafirûn
sûresinde ise çok farklı bir metotla sert bir ifade kullanılmıĢtır.
Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.)‘e, karĢısındakilere: ‗Ey kâfirler!‘
diye hitap etmesi bildirilmiĢtir. Buradaki ―De!‖ emri Sevgili
Peygamberimiz (s.a.s.)‘e iken, aslında emir bütün müminle-
redir.
Sûremizde ―kâfirler‖ kelimesi, kâfirlere hakaret için değil,
bir gerçeği anlatmak için kullanılmıĢtır. Kâfir, hakkı gördüğü
bildiği halde inkâr eden ve inanmayanlar için kullanılır. Bu-
140 ____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
nun karĢı kelimesi de "Mü'min"dir. Yani hakka inanan, onu
kabul edendir.
"Ey müĢrikler" denilmemiĢ "Ey kafirler" denilmiĢ. Bu ne-
denle âyetin muhatabı yalnız müĢrikler değil, Resulullah'ı
Allah'ın elçisi olarak kabul etmeyen ve getirdiği vahyin Allah'-
tan olduğunu reddeden herkestir. Bunlar; dünyadaki Yahudi-
ler, Hristiyanlar, Mecusiler veya müĢrikler olabilir.
Ġnkârcılara "Ey kâfirler" diye hitap etmek, bir kimseye
"Ey düĢmanlar, ey muhalifler" Ģeklinde hitap etmek gibidir. O
kiĢi, "kâfir" sıfatını taĢıdığı sürece âyetin muhatabıdır. Muha-
lif ve düĢmanlığı bırakarak dost olduğunda bu ifadenin mu-
hatabı olmaktan kurtulur. Onlardan ölene kadar küfür üzerin-
de devam edenler ise bu âyetin muhatabıdır.
MüĢrikler ‗Bir yıl sen bizim ilahlarımıza taparsın. Bir yıl
da biz senin ilahına taparız. Bizim dinimiz seninkinden doğru
ise, sen ondan yararlanırsın. Senin dinin bizimkinden doğru
ise biz ondan yararlanırız.‘ demiĢlerdi
MüĢriklerin taptıkları; melekler, cinler, nebiler, ölmüĢ in-
sanların ruhları, güneĢ, ay, yıldız, hayvanlar, ağaçlar, nehir-
ler, hayalî tanrılar ve tanrıçalar da olabilir. Kafirun sûresi iĢte
bu olay üzerine vahyolunmuĢtur. Böyle bir teklif yapabilen
insanlara, kafirler, denilmiĢtir.
Peygamberimiz (s.a.s.) vahyi gece almıĢ, sabah erken-
den, Mekke büyüklerinin birarada bulunduğu sırada Kabe‘ye
gitmiĢ ve sûreyi onlara okumuĢtur. Mekkeliler, bundan sonra,
artık Peygamberimiz (s.a.s.)‘le bu yolla anlaĢabilmekten
ümitlerini kesmiĢlerdir
Mekke büyüklerinin Peygamberimiz (s.a.s.)‘e yapmıĢ ol-
dukları teklif, getirmiĢ oldukları öneri, gerçekten, kendilerine
kafir dedirtecek kadar yanlıĢ, korkunç derecede çirkindi. Bu
insanlar eğer inançlarında samimi oldukları için, onu değiĢ-
tirmek istemiyorlar olsalardı, bir yıl baĢka bir inanca göre
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım _________________________________ 141
ibadet etmeyi teklif etmezlerdi. Bu insanlar ibadete önem
vermiyorlardı. Onlar ibadeti hafife alıyorlardı. ġöyle veya
böyle ibadet edilmesi onlar için önemli değildi. Ġnançlarında
da ibadetlerinde de ciddi bir bağlılıkları yoktu. Bağlı oldukları
Ģey kazançları idi.
Hangi inanç ve ibadet kazanç getirici ise, onu kullan-
mak, ondan çıkar sağlamak istiyorlardı. ĠĢte bunun için onla-
ra, bu kadar sert davranılarak, ‗Ey Kafirler‘ diye seslenilmiĢ-
tir.
Yüce Rabbimizin birliğine ve yalnızca O‘na ibadet edil-
mesi gerektiğine inanan bir kiĢi için Allah, ilahlardan bir ilah
değil, ancak ve ancak tek ibadete layık mabuttur. Ġlahlara toplu-
ca ibadet etmenin içine Allah'a ibadet girse bile, bu aslında
Allah'a ibadet değildir.
Kur'an-ı Kerim'de açıkça Allah'a ibadetin O'nunla birlikte
bir baĢka Ģeye ibadet etmemek olduğu bildirilmiĢ ve sadece
Allah'a ihlâsla yönelmek emredilmiĢtir: "Oysa kendilerine,
dini yalnız Allah'a halis kılarak, Allah‘ı birleyenler olarak O'na
kulluk etmeleri emredilmiĢti." (Beyyine, 5)
Yüce Rabbimiz, inancımızdan taviz vermemizi isteyenle-
re karĢı dinimizde samimi olmamız gerektiğini bildirerek in-
kârcılara kendi dinleri üzere olabileceklerini söylememizi bil-
dirmektedir. ―Sizin dininiz size, benim dinim ise bana aittir.‖
Dileyen dilediği dine inanabilir. Fakat Ģu da unutulmamalıdır;
―Allah katında geçerli din Ġslam‘dır. Her kim Ġslam‘dan baĢka
bir din arayacak olursa bu ondan asla kabul edilmeyecektir.‖
E- SÛREMİZDEN DERS ALALIM, UYGULAYALIM
Allah bütün kâinatın yaratıcısı, sahibi, idare edeni ve hâki-
midir.
142 ____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
O Allah (c.c.) ki, kâinatı yaratmakla kalmamıĢtır, her an
idare etmektedir.
Emirleri her an uygulanmaktadır.
Her tür noksanlıktan uzaktır.
O, her tür eĢten, ortakdan benzerlikten ötedir.
O'nun zatında, sıfatlarında, kudretinde ve ilah olmasında
ortağı yoktur.
O'nun üstünde kimse yoktur.
Çocuk edinmekten uzaktır.
Belli bir kavimle özel iliĢkisi de yoktur.
O, yarattıklarının her biriyle, rızık verme, rahmet etme,
terbiye etme ve koruma nedeniyle yakın iliĢkidedir.
O, duaları duyar ve dualara cevap verir.
Ölüm ve hayat, fayda ve zarar, kısmeti düzenleme ve
bozma yalnız ve yalnız O'nun elindedir.
O, yarattıklarını sadece rızıklandırmaz, seviyelerine ve
ihtiyaçlarına göre yol gösterir.
O'nun bizimle iliĢkisi sadece, O ilah ve biz de ibadet
eden, Ģeklinde değildir. Aynı zamanda, peygamberler aracı-
lığıyla kitap göndererek emir ve yasak bildirmesi, bizim de o
emir ve yasağın kurallarına uymamız Ģeklindedir.
Buna karĢılık O da yaptıklarımızın karĢılığını verecektir.
Yaptıklarımızdan sorumlu tutacaktır.
Ölümden sonra bizi dirilterek yaptıklarımızdan hesaba
çekecek, ceza ve ödül verecektir. Bu sıfatları taĢıyan
Mabud'a, Rasulullah ve O'nu takip edenlerden baĢkası iba-
det etmez. Kâfirler ilaha ibadet etmekte iseler de, aslında
gerçek Ġlah'a, Allah'a ibadet etmemektedirler. Ġbadet ettikleri
ilahlar, kendi icat ettikleri hayal ürünü ilahlardır.
Bu sûre kâfirlere hoĢ görünmek için değil, gittikleri yolda
devam ettikleri sürece onlardan kesinlikle uzak durma ve
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım _________________________________ 143
iliĢki kesmeyi ilan etmek içindir. Allah‘ı inkâr eden kimseler
ancak, Allah inancını ve Allah‘a ibadeti hafife alabilirler. Böy-
le insanların dini, kiĢisel arzularıdır, çıkarlarıdır. Peygambe-
rimiz (s.a.s.)‘e bu insanlarla iliĢiğini kesmesi öğütlenmiĢtir.
Onlar hiçbir zaman Allah‘a inanmazlar, inanmayacaklardır
da. Onlarla konuĢup tartıĢmak boĢa zaman harcamaktır.
‟Sizin dininiz size, benim dinim bana‘ deyip yolları ayırmak
en iyisidir. Kâfirlerin, din konusunda Allah'ın Rasulü ve O'na
iman edenler ile hiçbir zaman uzlaĢmayacağını belirtmeyi ve
bu konuda ümitlerini kesmelerini de kapsamaktadır.
Nevfel b. Muaviye eĢ-ġuc'aî' Ģöyle anlatmıĢtır: "Ben
Rasulullah'a, uyuyacağım zaman okuyacağım bir Ģey tavsiye
etmesini rica ettim. Rasulullah, ―Uyumak üzere yatağına yat-
tığında Kul yâ eyyuhel-kâfırûn sûresini oku; bunu okursan
Ģirk inancına sapmaktan korunursun." buyurmuĢtur. Bizlerde
yatmadan önce âyet‘el kürsi ile birlikte bu sûreyi de birlikte
okumalıyız.
144 ____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
XXII- NASR SÛRESİ
A- SÛREMİZİ TANIYALIM
Nasr sûresi, Kur‘an-ı Kerim‘in diziliĢ sırasına göre yüz
onuncu, iniĢ sırasına göre de yüz ondördüncü sûredir.
Kur‘an-ı Kerim‘in tam olarak indirilen en son sûresidir.
Sûremiz toplam 3 âyetten oluĢur.
Medine döneminde Tevbe sûresinden sonra Veda Haccı
esnasında Mina'da indiği rivayet edilir. Sûremiz adını ilk
âyetinde geçen ve "yardım, zafer" anlamına gelen "nasr" keli-
mesinden almıĢtır.
Sûremiz kısaca;
1- Suremiz Mekke'nin fethinden,
2- Mekke‘nin fethiyle müslümanların güç kazandığın-
dan,
3- Ġslâm‘ın Arap yarımadasında yayılıp Ģirk ve sapıklı-
ğın ortadan kaldırılmıĢ olduğundan,
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım _________________________________ 145
4- Bu fetih ile insanların Ġslam‘a girip putperestliğin yı-
kılmıĢ olduğundan,
5- Yüce Rabbimizin Hz. Peygamber (s.a.s.)'e nasip ettiği
zafer, fetih ve fetih sonrası insanların grup grup Ġslâm'a
girmelerinden,
6- Suremiz ayrıca Hz. Peygamber (s.a.s.)'in vefaatına
iĢaret etmektedir. Bu sebeple sûremize "vedalaĢma"
sûresi de denir.
Bu sûre indiğinde, Hz. Peygamber (s.a.s.) Hz. ÂiĢe‘ye:
"Ecelimin yaklaĢtığını görüyorum" demiĢtir.
Rasulullah (s.a.s.), bu sûreyi okuduğu zaman amcası
Abbas (r.a) ağlamıĢ, Rasulullah (s.a.s.); Niçin ağlıyorsun"
diye sorunca, "Bizzat veda haberini veriyorsun" demiĢtir.
Rasulullah (sav) "Bu sûre, Kur'an'in dörtte birine denktir"
buyurmuĢtur.17
B- SÛREMİZİ OKUYALIM
Bismillâhirrahmânirrahîm.
1- Ġzâ câe nasrullâhi ve‘l-feth. 2- Ve raeyte‘n-nâse
yedhulûne fî dînillâhi efvâcâ 3- Fe sebbih bi hamdi Rabbike
vesteğfirh. Ġnnehû kâne tevvâbâ.
C- SÛREMİZİN MEALİNİ ÖĞRENELİM
(Rahman ve Rahim olan Allah‟ın ismiyle)
1. Allah'ın yardımı ve zafer gelince,
17 Tirmizî, Fedâilul-Kur'an, 10
146 ____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
2. Ġnsanların Allah'ın dinine akın akın girdiklerini görün-
ce,
3. Hemen Rabbini överek tesbih et ve O'ndan bağıĢ-
lanma dile. Çünkü O, tövbeleri çok kabul edendir.
D- SÛREMİZİ ANLAYALIM
Bu sûrede yüce Rabbimiz, sevgili Peygamberimiz
(s.a.s.)‘e, Arabistan'da Ġslâm‘ın insanlara ulaĢıp insanların
grup grup Ġslam‘a girdiklerinde bu dünyadaki görevinin sona
erdiğini bildirmektedir.
Artık bundan sonra sevgili Peygamberimiz (s.a.s.)‘e
hamd ve Allah‘ı tesbih ile meĢgul olması emredilmiĢtir. Çün-
kü o, Allah‘ın lütfü ile büyük bir iĢi baĢarıyla tamamlamıĢtır.
Görevini yerine getirirken ona yardımcı olan Müslümanlar ve
onların eksikleri için Allah‘tan af dilemelidir.
Buradaki önemli nokta, bir Peygamber ile dünyevî önder
arasındaki farkın ne kadar büyük olduğudur. Dünyevî önde-
re, dünyada büyük bir değiĢim yapmak nasip olsa, o kiĢi tö-
renler düzenleyerek önderliğinden gurur duyar.
Ama burada sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) yirmi üç se-
ne gibi kısa bir sürede bir toplumun inanç, düĢünce, ahlâk,
kültür, medeniyet, görgü, siyaset, iktisat ve savaĢ anlayıĢını
değiĢtirdi. Cahili adet ve geleneklere boğulmuĢ bu kavmi,
bütün dünyaya örnek olacak bir duruma getirip, dünyanın
bütün kavimlerine önder olmaya layık bir duruma getirmiĢtir.
Buna rağmen, böyle büyük bir baĢarının sonunda törenler
düzenleyip gururlanmak yerine, Allah'a hamd edip, mağfiret
dilemesi ve O'nu tesbih etmesi emredilmiĢtir. Hz. Peygamber
de bütün gücüyle bu emri yerine getirmekle meĢgul olmuĢtur.
Sûremizde zikredilen fethin Mekkenin fethi olduğu belir-
tilir. Çünkü Arap kabileleri müslüman olmak için önce
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım _________________________________ 147
KureyĢ'in (Mekke halkının) müslüman olmasını bekliyorlardı
ve "Onu kavmiyle baĢ baĢa bırakın, eğer kavmini yenerse
gerçekten o hak peygamberdir" diyorlardı. Allah vaadini ger-
çekleĢtirip, Mekke'nin fethini Müslümanlara nasip edince,
diğer Arap kabileleri Medine'ye elçiler göndererek akın akın
Ġslam dinine girdiler. Fetih üzerinden daha iki yıl geçmeden
yarımada bütünüyle müslüman oldu, neredeyse Ġslâm‘ı kabul
etmeyen kalmadı.
Hamd'in anlamı Ģudur; "bu büyük baĢarı tamamen Al-
lah'ın lütfu ile olmuĢtur. Bunun için Allah'a Ģükret, kalp ve dil
ile bunu itiraf et. Çünkü böyle büyük bir iĢi gerçekleĢtiren ve
bu baĢarının yaratıcısı ancak Allah'tır, övülmeye layık ancak
O‘dur."
Tesbihin anlamı ise Ģudur; "Allah, sözünün yücelmesi
için sizin çabanıza muhtaç olmaktan uzaktır. Bunu itiraf edin.
Çabanızın baĢarıya ulaĢmasının, ancak Allah'ın yardımı ile
olabileceğine de kesinlikle inanmalısınız. Allah (c.c.) bir iĢi
istediği kuluna yaptırabilir. Bir kula bunun gibi bir hizmeti
yaptırması, aslında ona Allah'ın bir iyiliğidir. Allah'ın sizin
üzerinizdeki iyiliği de O‘nun dinine hizmet etme Ģerefini size
vermesidir."
"Subhanallah" demenin anlamı Ģudur; Akıl almayan bir
iĢ meydana geldiğinde insan "subhanallah" der. Onun anla-
mı, ancak Allah'ın kudretinin böyle hayret verici bir iĢi mey-
dana getirebileceği, baĢka hiçbir gücün bunu baĢaramaya-
cağıdır.
E- SÛREMİZDEN DERS ALALIM
Bir kimse Allah'ın dini için ne kadar zorluğa katlanmıĢ
olursa olsun aklına hiçbir zaman Rabbinin hakkını ödediği
düĢüncesi gelmemelidir. Zira yüce Rabbimizin bize sunduğu
nimetin hiç birinin hakkını değil hizmetle, ibadetle bile öde-
148 ____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
yemeyiz. Fakat O merhametiyle bizlere davranır ve amelle-
rimizi kabul ederse ne mutlu bize.
Yüce Rabbimize, O'nun hakkını ödemede ne kadar eksik-
liğimiz olsa da affetmesi ve yaptıklarımızı kabul etmesi için dua
etmeliyiz.
Yüce Rabbimizin bizim üzerimizdeki hakkı o kadar bü-
yüktür ki hiçbir Ģeyle onu ödeyemeyiz.
Yüce Rabbimiz, Müslümanların kendisine ettikleri ibadet
ve dini hizmeti büyük zannetmemeleri için bu emri bizlere
sürekli tekrarlar. Allah (c.c.) yolunda bütün hayatımızı verdik-
ten sonra bile Allah'ın hakkını ödeyemeyeceğimiz gerçeğini
unutmamalıyız.
Eğer bize bir afiyet nasip olmuĢsa, bunun da Allah'ın
lütfundan olduğunu bilmeliyiz. Büyüklenme ve kibirlenme
yerine, yüce Rabbimizin önünde saygı ile eğilmeli, hamd ve
istiğfar etmeliyiz.
Okuma Parçası
Abdullah b. Abbas (r.anhüma) Ģöyle anlatır:
"Hz. Ömer beni Bedir savaĢında bulunmuĢ yaĢlıların
meclisine alırdı. Bazıları buna içerlenir gibi oldu ve
―Bunu bizim meclisimize niçin alıyorsun? Bizim onun
kadar çocuklarımız var" dediler. Hz. Ömer:
―Bildiğiniz sebepten! dedi. Yine bir gün beni çağırarak
onlarla beraber meclise aldı. Sonradan anladım ki, beni onla-
ra göstermek için çağırmıĢ. Onlara
―Nasr sûresi hakkında ne diyorsunuz‖ diye sordu. Bazı-
ları;
―Bize zafer ve fetih edildiği zaman Allah'a hamd etme-
miz ve O'ndan mağfiret dilememiz emrolundu" dediler. Bazı-
ları da susup bir Ģey söylemedi. Bana,
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım _________________________________ 149
― Sen de böyle mi diyorsun, Ey Ġbn Abbâs!" diye sordu.
Ben:
―Hayır" dedim.
―Sen ne diyorsun?" dedi. Ben de dedim ki:
―Bu, Rasulullah (s.a.s.)'ın vefat haberidir. Yüce Allah
bunu ona bildirmek üzere "Allah'ın zafer ve fethi geldiği za-
man" iĢte bu senin ecelinin alâmetidir, "Artık Rabbine hamd
ile tesbih et ve O'ndan mağfiret dile. ġüphesiz, tevbeleri en
çok kabul edendir" buyurdu. Bunun üzerine Ömer:
―Vallahi, ben de bu âyet hakkında senin dediğinden
baĢkasını bilmiyorum dedi ve "Bu gencin toplantımıza katıl-
masına hâlâ itiraz ediyor musunuz? O'nu bu toplantıya ça-
ğırmamın sebebini herhalde anladınız."18
F- SÛREMİZİ UYGULAYALIM
Hz. AiĢe (r.anha) dedi ki; Hz. Peygamber (s.a.s.) vefa-
tından önce Ģu cümleyi çokça söylerdi: ―Subhâneke
Allahümme ve bihamdike ve estağfiruke ve etubu ileyk.‖ Ben:
―Ey Allah‘ın Elçisi! Sürekli okuduğunuz bu kelimeler na-
sıl kelimelerdir?‖ dedim. Hz. Peygamber (s.a.s.):
―Bu, Nasr Sûresi‘ndeki iĢareti görünce okuduğum keli-
melerdir‖ buyurdu.
Ümmü Seleme (r.anha) dedi ki; Rasulullah'ın mübarek
ağzı her zaman, oturduğu, kalktığı, yolda yürüdüğü zaman,
―Subhanellahi ve bihamdihi‖ kelimelerini tekrarlardı. Bir gün,
―Ya Resulallah! Bu kelimeleri niçin bu kadar çok zikredi-
yorsunuz?‖ dedim. ġöyle buyurdu:
―Bana böyle emredildi‖ dedi ve bu sûreyi okudu.
18 Buhârî, Tefsîru'I-Kur'ân, 3
150 ____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
Ġbn Mes'ud (r.anh) dedi ki: Bu sûre nazil olduğu zaman
Hz. Peygamber (s.a.s.) çokça ―Subhaneke Allahümme ve
bihamdike Allahümmeğfirli subhaneke Rabbena ve bihamdike
Allahümmeğfirli inneke entettevvabül gafûr‖ sözlerini tekrar-
ladı.
Ġbn Abbas (r.anh) dedi ki: Bu sûre nazil olduktan sonra
Hz. Peygamber (s.a.s.), ahiret için gerekli hazırlıklarla o ka-
dar meĢgul oldu ki daha önce böylesi görülmemiĢti.
Bizlerde ahret hayatına hazırlık yapma konusunda sev-
gili peygamberimiz gibi davranmalıyız.
O ahirette en yüce makama sahip olduğu halde böyle
davranıyor.
Bizim daha fazla çalıĢmamız gerekir.
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım _________________________________ 151
XXIII- TEBBET SÛRESİ
A- SÛREMİZİ TANIYALIM
Tebbet sûresi sıralanıĢ bakımından Kur‘an-ı Kerim‘in
yüz on birinci, gönderiliĢ sırasına göre ise altıncı sûresidir.
Mekke döneminde Fatiha sûresinden sonra inmiĢ, toplam 5
âyettir.
Sûremiz, ismini ilk âyette geçen „kurusun‟ anlamındaki
“Tebbet” kelimesinden almaktadır. Sûremiz sevgili Pey-
gamberimiz (s.a.s.)‘in amcası Ebu Leheb hakkında inmiĢtir.
Ebu Leheb, Peygamberimiz (s.a.s.)‘e yaptığı eziyetlerle ve
kötülüklerle meĢhur olmuĢtur.
Bu sûremize ‗hurma lifi, fitilli ip‘ anlamında “Mesed”
Sûresi de denilir.
Sûremiz kısaca;
1- Ebu Leheb‘in baĢına pek çok bela geleceğinden,
152 ____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
2- Malının ve kazancının kendisine fayda vermeyeceğin-
den,
3- Cehennemde hanımı ile birlikte azap göreceğinden
bahsetmektedir.
Sûremiz Ebu Leheb‘in Hz. Peygamber (s.a.s.)‘e karĢı
düĢmanlıkta en ileri noktada olduğu bir dönemde inmiĢtir. Bu
dönem KureyĢ'in diğer kabilelerinin Rasulullah'a ve O'nun
kabilesine karĢı boykot ilan ettiği, MüĢriklerin Müslümanları
kuĢatma altında tuttukları bir zamandır. Yalnız Ebu Leheb,
boykot altındaki kabilesini terk ederek düĢmanların safında
yer almıĢtır.
Hz. Peygamber (a.s.v.) bir gün Safa Tepesi'ne çıkar ve
"Sabah oldu, uyanın ey KureyĢ..." diyerek halkını bulunduğu
yerde toplanmaya çağırır. Bunun üzerine KureyĢliler pey-
gamberimizin yanında toplanırlar. "Neyin var?" diye sorarlar.
Hz. Peygamber (s.a.s.), onlara "Ne dersiniz, ben size, "ġu
dağın ardında bir düĢman topluluğu var size saldırmak için
bekliyor" desem, bana inanır mısınız?" der. Onlar da, "Evet"
deyince, Hz. Peygamber (s.a.s.) "Ben sizi, Ģiddetli bir azap
öncesinde uyarıyorum, ellerinizle yapmıĢ olduğunuz putları
bırakın, bir olan Allah‘a inanın" der. Bunun üzerine Ebû
Leheb, Hz. Peygamber(s.a.s.)‘e hakaret eder. Yerden bir taĢ
alır ve peygamberimize atar. TaĢ atarken ―Elin kurusun bu-
nun için mi bizi buraya çağırdın― der. Yüce Allah ona bu sûre
ile cevap verir.
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım _________________________________ 153
B- SÛREMİZİ OKUYALIM
154 ____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
Bismillâhirrahmânirrahîm.
1- Tebbet yedâ ebî lehebiv ve tebb. 2- Mâ eğnâ anhu
mâluhû ve mâ keseb. 3- Seyaslâ nâran zâte leheb. 4-
Vemraetuhû hammâlete‘l-hatab. 5- Fî cîdihâ hablum mim
mesed.
C- SÛREMİZİN MEALİNİ ÖĞRENELİM
(Rahman ve Rahim olan Allah‟ın ismiyle)
1. Ebu Leheb'in elleri kurusun, zaten kurudu da,
2. Malı ve kazandıkları ona hiçbir fayda sağlamadı.
3. O alevli bir ateĢ (cehennem)e girecektir.
4-5. Karısı da boynunda (hurma lifinden) bükülmüĢ bir ip
olduğu halde odun taĢıyacaktır.
D- SÛREMİZİ ANLAYALIM
Peygamberimiz (s.a.s.)‘in amcalarından Ebu Lehep,
Tevhit mücadelesinde O‘na en çok karĢı çıkanlardan birisi
olmuĢtur. Soy ve Ģeref sahibi birisi olmasına rağmen sahip
olduğu bu özellikler onu kurtaramamıĢtır. Tarih boyunca
Peygambere ve onun yolundan gidenlere düĢmanlık edenle-
rin sonu hep periĢanlık olmuĢtur.
Ebu Leheb de düĢmanlığının cezasını korkunç bir has-
talığa yakalanarak çekmiĢ ve Bedir savaĢı mağlubiyeti habe-
rini aldıktan yedi gün sonra hastalığının Ģiddetinden ve kah-
rından ölmüĢtür.
KureyĢin ileri gelen zenginlerinden birisi olan Ebu Leheb
kazandığı bütün malını ve servetini Peygamberimiz (s.a.s.)‘i
ve onun yoluna gönül verenleri yok etmek için harcamıĢ ama
sonunda kaybedenlerden olmuĢtur. Zenginliği kendisine bu
dünyada bir fayda sağlamadığı gibi ahirette de ceza çekme-
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım _________________________________ 155
sine neden olmuĢtur. Hastalığa yakalandığında çok güvendi-
ği evlatları bile ona fayda vermemiĢtir.
Bütün bu yaptıklarının karĢılığı olarak elde ettiği tek Ģey
insanın sadece dıĢını değil, ta gönlünün derinliğine kadar
ilerleyip içiyle dıĢıyla birlikte yakan korkunç cehennem ateĢi
olmuĢtur.
DüĢmanlıkta kendisinden geri kalmayan hanımı da koca-
sının küfrüne ve azgınlığına hizmetinin karĢılığını kocasının
tattığı acıklı azaba ortak olarak ve onun altına odun taĢıyarak
çekecektir.
E- SÛREMİZDEN DERS ALALIM, UYGULAYALIM
Demek ki yakınlarımızın çok dindar kimseler olması biz-
leri kurtarmaya yetmiyor. Nuh (as) peygamber olmasına
rağmen oğlunun hidayetine sebep olamamıĢ onu kurtara-
mamıĢtı. Ġnsanı kurtaran veya helakine sebep olan ancak
kendi yapıp ettikleridir. Kalbi nura ve güzelliklere kapalı oldu-
ğunda ne kadar yakınında olursa olsun ondan nasiplenemi-
yor. O zaman biz Allah‘ı bildiğimiz ve onun peygamberinin
yolundan gittiğimiz için ona ne kadar Ģükretsek azdır.
Okuma Parçası
EBU LEHEB VE HANIMI
Peygamberimiz (s.a.s.)‘e, peygamberliğinin ilk yıllarında,
Mekkeli müĢriklerin etmedikleri eziyet kalmadı. Hele evinin
her iki yanında oturan iki kötü komĢusu vardı ki, Hz. Pey-
gamber (s.a.s.)‘e kötülük etmek için akla hayale gelmedik
Ģeyler yaparlardı. Bu kötü komĢulardan biri amcası Ebu
Leheb, diğeri de Ukbe b. Ebu Muayt idi.
156 ____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
Bir gün bir deve iĢkembesini getirip Hz. Peygamber
(s.a.s.)‘in evinin önüne attılar. Hz. Peygamber (s.a.s.), yayı
ile onu iteleyerek kapısını temizlemeye çalıĢtı. Bir yandan
da:
"Ey Abdi Menafoğulları! Bu ne biçim komĢuluk?" diye
onlara sitem ediyordu.
Bir gün Ebu Leheb, getirdiği pislikleri Peygamber
Aleyhisselam'ın kapısının önüne dökmek üzere iken,
Hz.Hamza onu gördü. Pislikleri elinden alıp Ebu Leheb'in
baĢından aĢağıya döktü.
Ebu Leheb pislikleri baĢından yere silkerken, Hz. Ham-
za'ya:
"Ahmak!" diyerek hakaret etti.
Ebu Leheb'in karısı Ümmü Cemil ise, kocasından geri
kalmayacak kadar Peygamber Aleyhisselam'a düĢmanlık
ederdi.
Hemen her gece, dikenleri, dikenli ağaç dallarını topla-
yıp büyük demet yapar, boynuna bağlar, geceleyin ayağına
batsın, yaralar açsın diye Peygamber Aleyhisselam'ın geçe-
ceği yollara saçardı.
Bütün bunlara rağmen, Peygamber Aleyhisselam, Ebu
Leheb'i de, Ġslâm'a davet etmiĢti; ancak o, bu daveti, Allah'ın
Peygamberine hakaretler ederek geri çevirmiĢti.
Cenâb-ı Hak, onların bu kararıp kalmıĢ hallerini bütün
insanlar görsünler ve ibret alsınlar diye Tebbet sûresini gön-
derdi.
Bizlerde yakınlarımızın yaptığı kötğlüklere yardımcı ol-
mamalıyız. Kötülüğe yardım etmek o kötülüğü yapanlarla
birlikte cezalandırılmamızı sağlar.
Kötülüğe değil, iyiliğe yardımcı olmalıyız.
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım _________________________________ 157
XXIV- İHLÂS SÛRESİ
A- SÛREMİZİ TANIYALIM
Ġhlâs sûresi, Kur‘an-ı Kerim‘in diziliĢ sırasına göre yüz on
ikinci, iniĢ sırasına göre de yirmi ikinci sûredir. Nas
sûresinden sonra Mekke'de inmiĢtir. Ġlk gönderilen
sûrelerdendir.
Ġhlas sûresi, kısa fakat bize ulaĢtırdığı anlam bakımın-
dan kutsal kitabımızın adeta tamamını kapsayan bir sûredir.
Adını konusundan alır. Diğer sûrelerin içinde geçen bir keli-
me o sûreye isim olurken, Ġhlâs sûresinde bu isim, sûrenin
içerdiği konu itibariyle kendisine isim olarak verilmiĢtir. Sûre
dört ayettir.
Sûremiz kısaca;
1- Tevhit inancından yani Allah‘tan baĢka ilah olmadığın-
dan,
158 ____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
2- Yüce Rabbimizin üstün özelliklerinden,
3- Cenabı Hakk‘ın insanların yakıĢtırmalarından tama-
men uzak olduğundan
4- Yüce Rabbimize denk veya benzer asla olmadığın-
dan bahsetmektedir.
Ġhlâs, samimi olmak, dine içtenlikle bağlanmak, esasla-
rını sırf Allah rızası için uygulamak anlamınadır. Ġslâm'ın tev-
hit inancının en özlü ve anlamlı anlatımıdır.
Peygamberimiz (s.a.s.)‘in Allah'a davetini dinleyenler,
Onun ibadet ettiği Rabbin nasıl bir Ģey olduğunu merak edi-
yorlardı. Bu nedenle de: Putlara tapan Araplar Peygamberi-
miz (s.a.s.)‘e Ģöyle soruyorlardı: ―Rabbinin soyu nedir? Kim-
lere aittir?‖ Bu ve benzeri sorular üzerine bu sûre gönderil-
miĢtir.
Daha sonra Medine'de Yahudiler ve Hıristiyanlar, bazen
de diğer inkârcı Araplar söz konusu soruyu Sevgili Peygam-
berimiz (s.a.s.)‘e yöneltmiĢler, her defasında da onlara cevap
olarak Allah (c.c.) bu sûreyi iĢaret etmiĢtir.
B- SÛREMİZİ OKUYALIM
Bismillâhirrahmânirrahîm
1- Kul huvallâhu ehad. 2- Allâhu‘s-samed. 3- Lem yelid
ve lem yûled. 4- Ve lem yekul lehû kufuven ehad.
C- SÛREMİZİN MEALİNİ ÖĞRENELİM
(Rahman ve Rahim olan Allah‘ın ismiyle)
1. De ki: "O Allah‘tır, bir tektir."
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım _________________________________ 159
2. Allah, hiç bir Ģeye muhtaç değildir; her Ģey O‘na
muhtaçtır.
3. (O) doğurmadı ve doğmadı da.
4. Hiç bir Ģey O'na denk (benzer) değildir.
D- SÛREMİZİ ANLAYALIM
Dinimizin özü Allah‘ın doğru ve güzel bir Ģekilde anla-
Ģılması ve anlatılmasıdır. Çünkü Allah‘ı onun istediği Ģekilde
bilen ve birleyen müslüman Rabbinin istediği Ģekilde bir kul
olacaktır. Allah‘ı birleme; onu dinleme ve hayatımızın her
alanına onu hâkim kılma demektir.
Sûremiz indiği dönemde bilinen bütün ilah anlayıĢlarını
reddetmiĢtir. O günün dünyasında; Hıristiyanlar Ġsa (a.s.)‘a,
Yahudiler de Üzeyir(as) a Allah‘ın oğlu diyerek Allah‘a baba-
lık sıfatını yüklüyorlardı. MüĢrikler ise meleklere Allah‘ın kız-
ları diyorlar, ancak baĢları sıkıĢtığında ve zorda kaldıklarında
taptıkları putları devreden çıkararak Allah‘a yalvarıyorlardı.
O dönemlerde Mekke‘nin lideri olan Abdülmuttalip,
Ebrehe-nin, ordusuyla Kâbe‘yi yıkmak için kuĢattığında put-
ları devreden çıkararak Kâbe‘nin kapısına tutunmuĢ ve doğru-
dan Allah‘a yakarmıĢtır. Ġhlâs Sûresi ise bilinen bütün bu ilah
anlayıĢlarına karĢı çıkmıĢtır. Allah birdir, onun eĢi benzeri ve
dengi yoktur diyerek bilinen bütün çarpık anlayıĢların hepsini
reddetmiĢtir.
Allah, gücünü otoritesini ve yetkisini hiç kimseyle paylaĢ-
mıyor. Yaratmada, yaĢatmada, rızk vermede, zatında, sıfat-
larında tek olduğunu bildiriyor. Kendi özelliklerine sahip bir
baĢkasının olmadığını söylüyor. O‘nun hiçbir Ģeye ihtiyacı
yok. Muhtaç değil. Darlıkta, bollukta, bütün sıkıntılarda ve
zorda kaldığımızda baĢvurulacak tek kaynak O‘dur; O‘ndan
üstünü de yoktur. Her Ģeyin dönüp dolaĢıp eninde sonunda
varacağı tek nokta yine O‘dur.
160 ____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
O öyle bir Allah ki baĢlangıcı da yok sonu da yok. Anne
ve babası olmadığı gibi çocukları da yok. Eğer olsaydı bizler
gibi birisi olurdu. Muhtaç olurdu. Biz dünyaya gelmek için bir
anneye ve babaya muhtacız. Bizim gibi olan birisinin ise ilah
olması mümkün değil. Onun dengi, benzeri ve eĢi de yoktur.
Onun gibi olan, onun gibi yaratan, onun gibi rızk veren, onun
gibi öldüren, onun gibi dirilten, onun gibi ceza veren, onun
gibi mükâfatlandıran yoktur. O her hususta eĢi benzeri ve
dengi olmayan tek Allah‘tır.
Okuma Parçası
HZ İBRAHİM RABBİNİ ARIYOR
Tarihi araĢtırmalar göstermiĢtir ki, Hz. Ġbrahim zamanın-
da insanlar ay ve güneĢi tanrı ediniyor yıldızlara tapıyorlardı.
Hz. Ġbrahim'e gelince, o, tek olan Allah'a inanmıĢtı. Tan-
rıları konusunda kavmini ikna etmek için de hiçbir fırsatı ka-
çırmıyordu. Bu tartıĢmalarda amacı; ay ve yıldızlara tapma-
nın saçmalığını belirtmek ve gerçek tanrının sadece Allah
olduğunu göstermekti. Bu olay Kur'an-ı Kerim'de Ģöyle anla-
tılmaktadır:
"Yakinen bilenlerden olması için Ġbrahim'e göklerin ve
yerin hükümranlığını gösteriyorduk: Gece basınca bir yıldız
gördü:
ĠĢte bu benim Rabbim, dedi. Yıldız batınca:
Batanları sevmem, dedi. Ayı doğarken görünce:
Ġste bu ―benim Rabbim‖ dedi. O da batınca:
Rabbim beni doğruya eriĢtirmezsen, elbette sapıklardan
olurum dedi. GüneĢi doğarken görünce:
ĠĢte bu benim Rabbim, bu daha büyük, dedi. Batınca da:
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım _________________________________ 161
— Ey milletim! Doğrusu ben Allah‘a ortak koĢtuklarınız-
dan uzağım, dedi. Ben yüzümü, gökleri ve yeri yaratana,
Allah‘a "doğruya yönelerek çevirdim; ben puta tapıcı değilim.
Milleti onunla tartıĢmaya giriĢti. O:
―Beni doğru yola eriĢtirmiĢken, Allah hakkında benimle
mi tartıĢıyorsunuz? Ben sizin ortak koĢtuklarınızdan korkmu-
yorum. Ancak Rabbimin bir Ģeyi dilemesi hariç Rabbimin ilmi
herĢeyi kuĢatmıĢtır. Hâlâ öğüt kabul etmez misiniz? dedi.
Siz, Allah'ın size haklarında hiçbir hüküm indirmediği
Ģeyleri O'na ortak koĢmaktan korkmazken, ben sizin ortak
koĢtuğunuz Ģeylerden nasıl korkarım!19
E- SÛREMİZİ UYGULAYALIM
Hz. Peygamber (s.a.s.) bir gün arkadaĢlarına Ģunu so-
rar:
―Kim bir gecede Kuran‘ın üçte birini okuyabilir?‖ dedi. Bu
Sahabe i Kirâm‘a zor geldi. Sonra sevgili Peygamberimiz
(s.a.s.) Ģöyle buyurdu;
―Bir kimse Ġhlâs sûresini okursa, Kur‘an‘ın üçte birini
okumuĢ gibi olur.‖
Her namazda bu sûreyi okuyan bir sahabesine: ―Senin
ihlas sûresini sevmen, seni cennete götürür.‖ buyurmuĢtur.
Bizler de her gün akĢam yatmadan önce Ġhlas sûresini
üç defa okursak sanki yüce kitabımız Kur‘an-ı Kerim‘i baĢtan
sona okumuĢ, onu hatmetmiĢ gibi sevap kazanırız.
19 En‘am, 75–81
162 ____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
XXV- FELAK SÛRESİ
A- SÛREMİZİ TANIYALIM
Felak sûresi sıralanıĢ bakımından Kur‘an-ı Kerim‘in yüz
on üçüncü gönderiliĢ sırasına göre ise yirminci sûresidir.
Medine-i Münevvere‘de inmiĢtir. Toplam 5 âyettir.
Sûremiz, her türlü kötülük ve zarardan Allah‘a sığınma-
yı bildiren, ―sığındırıcı‖ anlamındaki ―Muavvizeteyn‖
sûrelerinden birincisidir. Diğeri de Nas sûresidir. Bu iki sûre
nazardan korunmak için indirilmiĢtir.
Sûremiz kısaca;
1- Yüce Rabbimizin imtihan olsun diye yarattığı ve biz-
lere zararı dokunabilecek Ģeylerin kötülüğünden,
2- Gecenin getirebileceği bir takım sıkıntılardan,
3- Büyücülükten ve onlara rağbet edilmesinden,
4- Kıskançlıktan ve kıskançların kötülüğünden Allah‘a
sığınmamız gerektiğinden bahsetmektedir.
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım _________________________________ 163
Sûrenin indiriliĢ sebebiyle ilgili çok sayıda görüĢ vardır.
Bunlardan biri Said bin Müseyyeb‘den rivayet olunmuĢtur.
KureyĢ kabilesinden bir grup, ‗Gelin bir açlık eylemi ya-
palım da Muhammed'e nazar değdirelim.‘ dediler, öyle de
yaptılar. Ġstedikleri sonucu alamayınca Peygamberimiz
(s.a.s.)‘in yanına geldiler ve ‗Ne sağlam pazun, ne kuvvetli
sırtın, ne güzel yüzün var?‘ diye göz değdirmek istediler.
Allah Teâla da bu iki sûreyi indirdi.
Bir baĢka gönderiliĢ sebebi hakkında Ģöyle denilmekte-
dir;
Lebid isimli bir Yahudi sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) için
on bir düğümlü bir sihir yapmıĢ. Yahudi, yaptığı sihri bir ku-
yunun içindeki taĢın altına koymuĢ. Bununla sevgili Peygam-
berimiz (s.a.s.)‘e zarar vermeyi hedeflemiĢti. Fakat Cebrail
(a.s) bu sûreyi getirerek durumdan sevgili Peygamberimiz
(s.a.s.)‘i haberdar etti ve düğümlerin yerlerini bildirdi. Sevgili
Peygamberimiz (s.a.s.) de Hz. Ali ile Hz. Talha‘yı göndererek o
sihirli Ģeyi kuyudan çıkartmıĢtı. Böylece yüce Rabbimiz sev-
gili Peygamberimiz (s.a.s.)‘i sihir ve büyünün etkisinde kal-
maktan korumuĢtur.
B- SÛREMİZİ OKUYALIM
Bismillâhirrahmânirrahîm
1- Kul eûzu bi Rabbi‘l-felak. 2- Min Ģerri mâ halak. 3- Ve
min Ģerri ğâsikin izâ vekab. 4- Ve min Ģerri‘n-neffâsâti fil
ukad. 5- Ve min Ģerri hâsidin izâ hased.
164 ____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
C- SÛREMİZİN MEALİNİ ÖĞRENELİM
(Rahman ve Rahim olan Allah‘ın ismiyle)
1-5. De ki: "Yarattığı Ģeylerin kötülüğünden, karanlık
çöktüğü zaman gecenin kötülüğünden, düğümlere üfleyen
büyücülerin kötülüğünden ve hased etmeye baĢladığı zaman
hasetçinin kötülüğünden, sahibini aydınlatan Rabbe sığını-
rım."
D- SÛREMİZİ ANLAYALIM
Bu sûrede yüce Rabbimiz görünen görünmeyen, bilinen
ve bilinmeyen bütün korkunç Ģeylerden kendisine sığınma-
mızı emrediyor.
Yüce Rabbimiz bu sûreyle sanki koruma ve güven kapı-
larını bizim için açarak sonsuz sevgi ve Ģefkatle kendisine
yönelmemizi, korumasına sığınmamızı istiyor. Emniyet ve
huzurumuzu sağlayacak yere gitmemizi istiyor ve adeta bize
Ģöyle sesleniyor: ‗Gelin! Ben sizin zayıf olduğunuzu, bir ta-
kım düĢmanlarınızın bulunduğunu ve çevrenizdeki korkunç
Ģeylerin varlığını pekiyi biliyorum. Bana doğru yönelin! Gü-
venliğe ulaĢmak buradadır. Huzura kavuĢmak buradadır.
KurtuluĢa ermek buradadır.‘
Tanyerinin ağarması; gecenin sona ermesi ve sabahın
baĢlaması demektir. Gece karanlıktır. Karanlık ise insanı
olumsuz yönde etkiler. Gece hastalıklar artar diye tecrübe
edilmiĢ bir durum vardır. Hastalar da gecenin sona erdiğini
sabah ezanlarıyla anlayınca bir rahatlama içine girerler. Ka-
ranlık insana korku ve endiĢe verir. Bu sebeple çok sağlıklı
karar veremeyebilir. Karanlık insanın sinirlerini gerer, telaĢa
düĢmesine sebep olur. Karanlığın kaybolması aydınlığın
ortaya çıkması ile yeni bir gün yeni bir hayat baĢlamıĢ gibi
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım _________________________________ 165
insan rahatlar, huzur duyar. Bizi karanlıktan ve gecenin kor-
kusundan kurtaran Rabbimize sığınırız.
Rabbimiz yeryüzündeki bütün varlıkları insana hizmet
etmesi, insanı da sadece kendisine ibadet etmesi için yarat-
mıĢtır. Ancak, insan Rabbine ibadeti terk ettiği gibi diğer var-
lıklar da insana karĢı görevlerini aksatmaktadırlar. Hatta ba-
zıları ona zarar verebilmektedirler. Onun için, yaratılmıĢların
bu zararlı etkilerinden Allah‘a sığınırız.
Ayette anlatılan karanlık; gece ve gecenin içinde bulun-
durduğu Ģeylerdir. Gecenin karanlığı ortalığı kapladığı za-
man, birçok Ģeyin görünmesine engel olur. Bu durumda, biz-
zat gece korkulu bir hal aldığı gibi içinde de zaman zaman
korkunç Ģeyler gizleyebilir. Ortalığı kaplayan karanlığın içinde
bize saldıracak vahĢi bir hayvan, yırtıcı bir yaratık, zehirli bir
sürüngen veya pusu kurmuĢ bir düĢman bulunabilir. Kuruntu-
lar, vesveseler, korku ve tasalar gece karanlığında çoğalır.
Gece karanlığında duygu ve düĢünceler bunalır. ġeytan oy-
nayacağı oyunları daha rahat uygular.
Karanlık ve yalnızlık kötü duyguların uyanmasına yar-
dımcı olur. Böylece; ortalığın kararmasıyla, görülebilen ve
görülemeyen her Ģey ürpertici bir hâl alır.
Ġplere ve düğümlere üflemek sihirbazların yaptığı bir iĢ-
tir. Her ne Ģekilde olursa olsun sihir ve büyücülük dinimizin
kesinlikle yasakladığı bir eylemdir. Sihir ve büyü yapanlar,
insanların duygu ve sinir sistemlerini aldatıcı bir etki altına
alarak onları büyülerler. Sihir neye veya ne ile yapılırsa yapıl-
sın, o Ģeyin aslını değiĢtiremez. Sadece, insanların algılama-
larını yanıltabilir. Ġnsanların gözlerini yanıltabilir. Firavun‘un
sihirbazlarının yaptığı da bundan baĢka bir Ģey değildir.
Haset, kıskançlık, çekememezlik, bir insanın baĢkaları-
nın üzerinde bulunan iyi ve güzel Ģeylerin yok olmasını ve
kendisine verilmesini istemesidir. Haset; yüce Allah‘ın kulla-
rına yaptığı rızık ve nimet dağıtımına razı olmamaktır. Bu
166 ____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
kötü davranıĢ dinimizin kesin olarak yasakladığı bir davranıĢ-
tır. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) ‖Kıskançlıktan sakının.
Zira ateĢin odunu( veya otları) yakıp bitirdiği gibi, kıskançlık
da insanın yaptığı iyilikleri yakar, bitirir‖ diye buyurmuĢtur.20
Ancak; baĢkalarında bulunan iyiliğin bir benzerinin ken-
disine de verilmesini istemek yasak değildir. Bu Ģekildeki
davranıĢa gıpta (imrenme) denir.
Bizler yukarıda saydığımız kötülüklerden ve kötü insan-
ların Ģerrinden korunmamız için bu sûreyi çok okumalıyız.
Okuma Parçası
BU KADAR DA OLMAZ
Sadece kendisini düĢünen bir adam vardır. Bu adam
kendisi dıĢındaki insanların iyiliğini hiç istemezdi. Kıskançlı-
ğın zirvesindeydi. Birisinin elinde bir iyilik varsa onun mutlaka
yok olmasını ve o iyiliklerin kendisine verilmesini isterdi.
ġehirde yaĢayan insanlar adamın bu kötü huyundan çok
rahatsız olmaya baĢlamıĢlardı. Bu adamın yaptıklarından
kurtulmanın yollarını aramaya baĢladılar. Ġçlerinden bazıları,
en iyisi bu adamı padiĢaha Ģikâyet edelim, dediler.
Sonunda padiĢahtan randevu almayı baĢardılar. Gidip
durumu padiĢaha anlattılar.
PadiĢah bu kıskanç adamı huzuruna çağırıp onu uyara-
cak. Kıskançlıktan vazgeçmesini sağlayacak bir Ģeyler söy-
leyecekti.
20 Ebu Davud, Edep, 44
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım _________________________________ 167
Ertesi gün padiĢahın huzuruna çıkan bu adama padiĢah
Ģöyle dedi:
―Senin herkesi kıskandığını duydum. Bu davranıĢ güzel
bir davranıĢ değil. Bu davranıĢı terk etmelisin. Sana istediğin
Ģeylerin hepsini vereceğim. Ne dilersen iste benden. Ancak
bir Ģartla. Sana verdiğimin iki katını komĢuna vereceğim. Bu
sözü duyan kıskanç adam adeta çıldırır.
―Öyleyse padiĢahım, benim bir gözümü çıkarın‖ der.
Çünkü onun bir gözü çıkarıldığı zaman komĢusunun iki gözü
çıkarılacaktır. Bu da kıskanç adamın arayıp da bulamadığı
bir durumdur. Sonunda padiĢah insanların Ģikayette haklı
olduğunu kabul eder. Bu kıskanç adamı da cezalandırır.
E- SÛREMİZİ UYGULAYALIM
Müslümanların her gün okuması gereken zarar ve sıkın-
tılarımızı, bizden uzaklaĢtıran, nazardan korunmak için oku-
nan sûredir. Nazar, göz değmesidir. Nazar, özellikle, çocukları
etkilemektedir. Çünkü çocuklar günahsız ve tertemizdirler.
Bunun için nazar onlara hemen değer. Nazarın gerçekliği
konusunda Kur‘an-ı Kerim‘de ve sevgili Peygamberimiz
(s.a.s.)‘in sözlerinde önemli bilgiler vardır. Hz. Yakub, oğulla-
rını Mısır'a gönderirken nazar değmesin diye Ģehre farklı
kapılardan girilmeleri uyarısında bulunmuĢtur.
Yüce Rabbimiz bizi bütün kötü huylardan uzaklaĢtırsın.
Bizi kıskanç ve kötü huylu insanların kötülüklerinden koru-
sun. Kötü gözle bakanların, kötü bakıĢlarının zararından ko-
rusun. Küçük çocuğu olan anneler bir topluluğa girince he-
men bu sûreyi okusunlar.
168 ____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
XXVI- NÂS SÛRESİ
A- SÛREMİZİ TANIYALIM
Nas sûresi sıralanıĢ bakımından Kur‘an-ı Kerim‘in yüz
on dördüncü gönderiliĢ sırasına göre ise yirmi birinci
sûresidir. Medine-i Münevvere de inmiĢtir. Toplam 6 âyettir.
Sûremiz, her türlü kötülük ve zarardan Allah‘a sığınmayı
bildiren, ―sığındırıcı‖ anlamındaki ―Muavvizeteyn‖ sûrelerinden
ikincisidir. Diğeri de Felak sûresi idi. Bu iki sûre nazardan
korunmak için indirilmiĢtir. Zarar ve sıkıntılarımızı bizden
uzaklaĢtıran sûrelerdendir. Bizim, insanların içine vesvese
veren insan ve cinlerden olan vesveseci Ģeytanların kötülük-
lerinden; insanların Rabbine, insanların hükümdarına ve in-
sanların Ġlâhına, sığınmasını öğütleyen sûredir. Bu sûreleri
okuyarak kötülüklerden ve kötü varlıkların (insan, cin, Ģey-
tan) zararlarından kurtulabiliriz.
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım _________________________________ 169
Sûremiz kısaca;
1- Ġnsanların ilahı, hükümdarı ve Rabbi olan Allah‘a sı-
ğınmamız gerektiğinden,
2- Ġnsanların kalplerine Ģüphe ve tereddüt yerleĢtiren
insan ve cin Ģeytanlarının kötülüğünden sakınmamız
gerektiğinden bahsetmektedir.
Bu sûrenin indiriliĢ sebebi Felak sûresinin indiriliĢ sebe-
biyle aynıdır.
B- SÛREMİZİ OKUYALIM
Bismillâhirrahmânirrahîm
1- Kul eûzu bi Rabbi‘n-nâs. 2- Meliki‘n-nâs. 3- Ġlâhi‘n-
nâs. 4- Min Ģerri‘l-vesvâsil hannâs. 5- Ellezî yuvesvisu fî
sudûrin-nâs. 6- Mine‘l-cinneti ve‘n-nâs.
C- SÛREMİZİN MEALİNİ ÖĞRENELİM
(Rahman ve Rahim olan Allah‟ın ismiyle)
1-6. De ki: "Ġnsanların gönüllerine vesvese veren o sinsi
vesvese verici insan ve cin (Ģeytanlar) ın Ģerrinden in-
sanların Rabbine, insanların sahibine, insanların
Ġlah'ına sığınırım."
D- SÛREMİZİ ANLAYALIM
Rabb: Terbiye ederek yetiĢtiren, koruyan anlamlarına
gelmektedir. Milletimiz çocuklarının bakıcısına, ―terbiye
170 ____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
eden‖ (mürebbi) demiĢtir. Rabbimiz insanı sosyal bir varlık
olarak yaratmıĢtır. Ġnsan tek baĢına yaĢayamaz. BaĢka in-
sanlarla görüĢüp konuĢur. Onlarla çeĢitli konularda iliĢkiler
geliĢtirir. Kendi koyduğu temel prensiple bizim davranıĢları-
mızı düzeltmemizi isteyen Rabbimiz bizi terbiye etmektedir
Hükümdar: Bir Ģeyin sahibi ve yetkilisi demektir. O Ģeyi
istediği gibi yönetir ve yönlendirir. Bir takım emirler verir. Ya-
saklar koyar. Bu kurallara uyanları ödüllendirir. Uymayanları
ise cezalandırır. Rabbimiz ―Hükümdarların hükümdarıdır‖.21
Biz de ona sığınırız. Onun emirlerine uyar yasakladıkların-
dan kaçınırız
Ġlah: ―Her Ģeyin üstünde olan, her Ģeyi kontrolü ve hü-
kümdarlığı altında tutan‖ manasına gelmektedir. ―Lâ ilâhe
illallah ― sözü Allah'ın dıĢında hiçbir ilahın olmadığını ilan
etmektir.
Yeryüzünde ilahlık taslayanlar ve onlara inanıp sığınan-
lar çok kötü bir sonuçla karĢılaĢacaklardır. Ancak tek olan, eĢi
ve benzeri bulunmayan Ġlah‘a sığınanlar sonsuz mutluluğa ula-
Ģacaklardır. O, yaratan ve yaĢatandır. Öldürür ve diriltir. O,
hiçbir Ģeye ve hiç kimseye ihtiyacı olmayandır. Herkes ve her
Ģey O‘na muhtaçtır.
ġeytan; Ġnsanı kötülük yapması için yönlendirmeye ça-
lıĢır. Bunu da vesvese vererek yapmaya çalıĢır. Yoksa, Ģey-
tan hiç kimseye zorla bir kötülüğü yaptıramaz. Buna gücü
yetmez. Ancak vesveseleri çok, sinsi ve tehlikeli olur.
Ġbn-i Abbas (r.a.) Hz. Peygamber (s.a.s.)‘den Ģöyle bir
hadis rivayet etmektedir:
―ġeytan, insanoğlunun kalbi üzerine oturur. Ġnsan, Al-
lah‘ı andığı takdirde derhal kaçar. Allah‘tan gafil olduğu tak-
dirde ise ona vesvese verir.‖
21 Tin, 8
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım _________________________________ 171
―Allah‘ı anıp O‘na sığınınca vesveseci Ģeytan sinip,
kaybolur. Allah'tan gafil kalınca vesvesesini vermeye devam
eder.‖
Ġnsanoğlu, sinsi vesvesecinin hissettirmeden kalblere
gizli gizli vesvese vermekte olduğunu bilmelidir. Bir insanın
yanlıĢ ve kötü bir iĢi yapabilmesi mümkündür. ġeytan, insa-
nın bu zayıf yönünü bildiği için çeĢitli kötü duygu ve düĢünce-
leri onun içine düĢürmeye çalıĢır. Onun kalbine bu duyguları
fısıldar. En kötü ve çirkin Ģeyleri iyi ve güzelmiĢ gibi göster-
meye çalıĢır.
O vesveseci cinlerden olabileceği gibi bir takım insanlar
da cin ve Ģeytan gibi kalplere vesvese verip insanları etki
altına alabilirler. Ġnsan, cinlerin veya Ģeytanın vesvesesini
dinlemez. Ancak insanın en yakınında bulunan ve onun en
iyi dostu olan insanlar onu daha kolay etkilerler. O‘na hisset-
tirmeden onun yanlıĢ Ģeyler yapmasını sağlayabilirler. Bu
konuda bizler çok dikkatli olmalıyız. Dost ve arkadaĢlarımızı
iyi insanlardan seçmeliyiz. Bunu öğrendikten sonra onların Ģer-
rinden korunmak da kolaylaĢır. Böylece hem kötülüğün ne
olduğunu hem de korunma yollarını öğrenmiĢ oluruz.
E- SÛREMİZDEN DERS ALALIM, UYGULAYALIM
Hz. AiĢe (r.anha)‘nin Ģöyle dediği rivayet olunur; Hz.
Peygamber (s.a.s.) yatağa girdiğinde avuçlarını birleĢtirir,
onlara üfler (Ġhlâs, Felak ve Nas) okur, sonra da elleriyle ya-
pabildiği kadar bedenini mesh eder, sürerdi. Ellerini sürmeye
baĢından, yüzünden ve bedeninin ön tarafından baĢlardı.
Bunu üç defa yapardı.22
Rabbimiz yüce Kitabına Fatiha sûresi ile baĢlıyor ve Nas
sûresi ile bitiriyor. Fatiha sûresine Rabbimize hamd ederek
baĢlıyoruz. O‘nun güzel sıfatlarını sayarak devam ediyoruz.
22 Tirmizi, Deavat, 21
172 ____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
Bunu günde kırk defa tekrar ediyoruz. Rabbimize dua
etmeyi içimize sindiriyoruz. Bundan sonraki sûrelerde O'nun
emir ve yasaklarının neler olduğunu öğreniyoruz. O‘na nasıl
kulluk edeceğimizi öğreniyoruz. Rabbimiz Kitabı‘nın bu son
sûresinde ise bize bambaĢka Ģeyler öğretiyor. Gördüğümüz
ve göremediğimiz, aklımıza gelen veya gelmeyen her türlü
kötülükten kendisine sığınmamızı emrediyor. Ġnsan veya
Ģeytan cinsinden vesvesecilerden uzak durmamızı emredi-
yor.
BaĢlarken O'na hamd ediyoruz, O‘nu övüyoruz, O‘na te-
Ģekkür ediyoruz, sonunda O‘na sığınıyoruz. Bizi korumasını
istiyoruz. Bizim için ne güzel bir baĢlangıç ve ne güzel bitiĢ.
Çok büyük mesajlarla dolu bir düzenleme.
Bizlerde hergün yatarken bu sûreleri okuyup ellerimizi
bütün vücudumuza sürmeliyiz.
Okuma Parçası:
KORKU
Ali her Ģeyden korkardı. Neden olduğunu bilmediği bir
korkunun kıskacındaydı adeta. Bu nedenle de daima yanın-
da birilerinin olmasını ister, yalnız hiçbir yere çıkmazdı. Oku-
la gidip gelirken daima yanında babası olur, asla yalnız git-
mezdi. Hatta bu gereksiz ve aĢırıya kaçan korkusundan do-
layı arkadaĢları arasında alay konusu bile oluyordu.
Ġçini kemiren bu vesveseden bir türlü kurtulamıyor, kendi
kendine gereksiz korkular üretiyor, korkularının birini yense
bir diğeriyle mücadeleye baĢlıyordu. Bu yüzden sokağa çıkıp
rahat oynayamaz, evde asla yalnız baĢına kalmaz olmuĢtu.
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım _________________________________ 173
Ama son günlerde herkesin dikkatini çeken bir Ģeyler
oluyordu. Onu okul yolunda yalnız görenler ĢaĢırıyordu. Bü-
tün korkularını yenmiĢ, çevreye karĢı olan kuĢkucu ve ürkek
bakıĢları gitmiĢ, yürüyüĢü filan değiĢmiĢ, eski korkularından
eser kalmamıĢtı.
Nihayet sınıfın en alaycı aynı zamanda da meraklı öğ-
rencisi Kemal dayanamamıĢ herkesin cevabını merak ettiği
soruyu sormuĢtu.
-Ne oldu Ali? Son günlerde yanında babanı göremiyo-
ruz. Yalnız gezmeye baĢladın? Seni rahat bıraksınlar diye
korkularına rüĢvet mi verdin? Yoksa onları kovacak birilerini
mi buldun?
Herkesin cevabını merakla beklediği sorunun cevabını
Ali kendinden emin bir gülümsemeyle cevaplıyordu. Evet,
arkadaĢlar korkularımı içimden kovdum. Biliyorsunuz son
günlerde Kur‘an okumayı öğrenmeye baĢlamıĢtım.
Bu arada öğrendiğim âyetlerin anlamlarını da okuyarak
Rabbimizin bizlere neler dediğini anlamaya çalıĢıyordum. Ġki
hafta önce idi, her zamanki gibi okumamı ilerletmek ve yara-
tıcımızın sesine kulak vermek için yatmadan önce abdestimi
almıĢ o günkü okumam gereken Muavvizeteyn (Felak ve
Nâs) sûrelerini okumuĢtum. Anlamlarını okumaya baĢlayınca
bütün korkularımın içimden ve beynimden rüzgârın önündeki
bir sis gibi dağılıp gittiğini gördüm. FerahlamıĢ kuĢ gibi hafif-
lemiĢtim.
Orada bütün yaratıkların Ģerlerinin olabileceğini ama on-
ların zararlarından korunmak için Rabbimiz, Ġlahımız ve her
Ģeyin sahibi olan Allah‘a sığınmamız gerektiği belirtiliyordu.
Çünkü her Ģeyin sahibi, koruyucusu, kollayıp gözeteni o idi.
Onun izni olmadan bize kim zarar verebilirdi ki. Bu düĢünce
içimdeki vesveseyi, beynimdeki korkuyu yok etti. Rabbimin
her an yanımda olduğunu ve beni kollayıp gözettiğini bilmek
174 ____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
beni rahatlattı. Allaha sığınmak yerine; onun yarattığı kendini
bile korumaktan aciz canlılardan yardım beklemenin korkula-
rımı daha da artırdığının farkına vardım.
Gördüğünüz gibi ona sığındım, korkularımdan kurtul-
dum. Ġnsan rabbine sığındığı zaman, koruması için baĢkala-
rını arama ihtiyacı hissetmiyor.
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım _________________________________ 175
SORULARLA
KİTABIMIZI TANIYALIM
S. 1- Kur‘an-ı Kerim özellikle niçin gönderilmiĢtir?
a) Sadece okunması ve ezberlenmesi için
b) Sadece bazı bilgilerin edinilmesi için
c) Okunması anlaĢılması ve uygulanması
d) Hiç biri
S. 2- AĢağıdakilerden hangisi Kur‘an-ı Kerim için doğru bir bil-
gidir?
a) Ġnsanoğlunun hayat kılavuzu ve hidayet rehberidir
b) Dünya ve ahiret mutluluğuna ulaĢtıran bir kitaptır
c) Allah‘a karĢı gelmekten sakınanlara yol gösterir
d) Hepsi
S. 3- Her yıl Ramazan ayında Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.)
ve Cebrail arasındaki o zamana kadar inen âyetlerin
karĢılıklı olarak okunmasına ne denir?
a) Mushaf b) Mukabele
c) Hatim d) Rivayet
S. 4- AĢağıdakilerden hangi seçenek Kur‘an-ı Kerim‘in özel-
liklerindendir?
a) En son gönderilen Ġlahi kitaptır
b) Kıyamete kadar bozulmayacaktır
c) Hayatımızı düzenler
176 ____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
d) Hepsi
S. 5- Her sûrenin baĢında yer alan sûre baĢlıkları içinde sûre
ile ilgili hangi bilgi bulunmaz?
a) Sûrenin adı
b) Sûrede geçen konular
c) Sûrenin âyet sayısı
d) Sûrenin indiği yer
S. 6- Kur‘an-ı Kerim‘in her bir cüzü kaç sayfadan oluĢur?
a) 10 b) 20 c) 30 d) 40
S. 7- Kur‘an-ı Kerim‘de kaç cüz vardır?
a) 10 b) 20 c) 30 d) 40
S. 8- Kur‘an-ı Kerim Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.)‘e hangi
dil ile gönderildi?
a) Arapça b) Türkçe
c) Ġngilizce d) Ġbranice
S. 9- Kur‘an-ı Kerim‘in gelen âyetlerini yazan sahabeye ne
ad verilir?
a) Vahiy Kâtipleri b) Yazıcılar
c) Âlimler d) Hiç biri
S. 10- Kur‘an-ı Kerim‘in ilk gelen âyetleri hangi sûrenin
âyetleridir?
a) Fatiha b) Bakara
c) Alak d) Yasin
S. 11- Kur‘an-ı Kerim niçin topluca değil de kısım kısım gönde-
rilmiĢtir?
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım _________________________________ 177
a) Kolayca yazılıp ezberlenmesi için
b) AnlaĢılabilmesi için
c) Hayata uygulanabilmesi için
d) Hepsi
S. 12- Kur‘an-ı Kerim‘in âyetlerinden oluĢan her bir bölümü-
ne ne ad verilir?
a) Sûre b) Vahiy
c) Hadis d) Suhuf
S. 13- Kur‘an-ı Kerim‘in yirmi dokuz sûresinin baĢında bulu-
nan ve alfabe harflerinin tek ya da ikili-üçlü-dörtlü ola-
rak bir araya gelmesiyle oluĢan harflere ne denir?
a) Cüz b) Hizb
c) Hurufu Mukatta‘a d) Tahmis
S. 14- Kur‘an-ı Kerim‘de toplam kaç sûre vardır?
a) 104 b) 114 c) 124 d) 144
S. 15- Ġnsanları dünya ve ahiret mutluluğuna ulaĢtıracak bilgi
ve öğütleri kapsayan Kur‘an-ı Kerim toplam kaç yılda
Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) Hz. Muhammed
(s.a.s.)‘e gönderilmiĢtir?
a) 20 b) 23 c) 26 d) 30
S. 16- Kur‘an-ı Kerim hangi yıllar arasında gönderilmiĢtir?
a) 610–622 b) 571–632
c) 610–632 d) 571–622
S. 17- AĢağıdaki cümlelerden hangisi Kur‘an-ı Kerim için
söylenemez?
178 ____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
a) Sûreleri rast gele sıralanmıĢtır
b) Evrenseldir
c) En son ilahi kitaptır.
d) BozulmamıĢ tek ilahi kitaptır.
S. 18- Kur‘an-ı Kerim‘in diziliĢ bakımından ilk ve son sûresi
hangisidir?
a) Fatiha-Nas b) Bakara-Ġhlas
c) Alak-Nas d) Bakara-Yasin
S. 19- Kur‘an-ı Kerim‘in en kısa ve en uzun sûresi hangisi-
dir?
a) Nas-Bakara b) Nas-Yasin
c) Kevser-Bakara d) KureyĢ-Yasin
S. 20- Kur‘an-ı Kerim hangi gecede gönderilmeye baĢlandı?
a) Kadir b) Mirac
c) Regaib d) Mevlit
S. 21- Kur‘an-ı Kerim ‘in hicretten önce inen ve iman ve ah-
lakla ilgili konuları kapsayan sûrelerine ne denir?
a) Mekkî sûreler b) Medenî sûreler
c) Ahlakî sûreler d) Hukukî sûreler
S. 22- Sevgili peygamberimize ilk vahiy nerede geldi?
a) Sevr Mağarasında b) Hira Mağarasında
c) Mekke Mağarasında d) Medine Mağarasında
S. 23- Ġçerisinde asla Ģüphe bulunmayan Kur‘an-ı Kerim‘de
toplam kaç âyet-i kerime vardır?
a) 6000 b) 6006
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım _________________________________ 179
c) 6066 d) 6666
S. 24- Kur‘an-ı Kerim hangi ayda gönderilmeye baĢlandı?
a) Recep b) ġaban
c) Ramazan d) Muharrem
S. 25- Hak ile batılı birbirinden ayıran Kur‘an-ı Kerim‘i Pey-
gamberimiz (s.a.s.)‘e hangi melek getirdi?
a) Cebrail b) Azrail
c) Mikail d) Ġsrafil
S. 26- Kur‘an-ı Kerim‘in ilk uygulayıcısı ve insanlara ilk ulaĢtı-
rıcısı (tebliğci) kimdir?
a) Hz. Ebu Bekir b) Ebu Hanife
c) Hz. Muhammed (s.a.v) d) Hz. Ali
S.27- Kur‘an-ı Kerim‘in ilk sûresi olduğu için ―açan, baĢlayan‖
anlamına geldiği gibi hastalara Ģifa niyetiyle okundu-
ğundan ―Ģifa‖ adıyla da bilinen sûremiz hangisidir?
a) Ġhlâs b) Fatiha
c) Bakara d) Alak
S. 28- Yüce Allah‘ın Fatiha sûresinde geçen ―sahip olan,
terbiye eden, kâinatı düzenleyip yöneten‖ anlamındaki
ismi aĢağıdakilerden hangisidir?
a) Rahman b) Malik
c) Rab d) Rahim
S. 29- Lehep/Tebbet sûresi özellikle hangi konudan bah-
setmektedir?
180 ____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
a) Ebu Leheb‘e Peygamberimiz (s.a.s.)‘e eziyet etmesi
sebebiyle azap edileceğinden
b) Hurma lifi ve hamallardan
c) Ebu Leheb‘in mal ve mülk sahibi olduğundan
d) Ebu Leheb‘in hanımının zalimliğinden
S. 30- Asr sûresinin ana konusu aĢağıdakilerden hangisidir?
a) Allah‘a kulluk
b) Ġnsanlığın kurtuluĢ yolları
c) Sabrın tavsiye edilmesi
d) Hakkın tavsiye edilmesi
S. 31- Ġhlas sûresinde hangi konu yer almaz?
a) Allah‘ın bir tek olduğu
b) Allah‘ın Kimseye muhtaç olmaması
c) Hiçbir Ģeyin Allah‘a denk olmaması
d) Her zorlukta bir kolaylığın olduğu
S. 32- Maun sûresinde açıklandığına göre hesap gününü
yalanlayan kimse ne yapmaz?
a) Yetimi itip kakmaz elinden tutar
b) DüĢkünü doyurmaz
c) Ufak tefek yardıma bile engel olur
d) Aç ve muhtacı doyurmaz
S. 33- Hangi sûre ―mal ve mülk çokluğuyla ve dünyaya olan
düĢkünlüğü ile öğünen insanlara ahiret hesabını anla-
tan sûredir?
a) Kevser b) Adiyat
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım _________________________________ 181
c) Duha d) Tekasur
S. 34- Allah‘a sığınılması gereken konular hangi sûrede açık-
lanmıĢtır?
a) Kafirun b) ĠnĢirah
c) Ġhlas d) Felak
S. 35- Mekke‘ye Kâbe‘yi yıkmaya gelen Ebrehe ordusundan
hangi sûrede bahsedilmektedir?
a) KureyĢ b) Fil
c) Beyyine d) Nas
S. 36- I. Önceki vahiylere inanırlar.
II. Kur‘an‘a inanırlar.
III. Allah‘ın verdiğinden harcarlar.
IV. Namazlarını kılarlar.
V. Ahirete inanmazlar.
Yukarıdakilerden hangileri müminlerin özelliklerinden-
dir? (2/3-4)
a) II, III ve V b) II, III, IV ve V
c) I, II, III ve IV d) II, IV ve V
S. 37- Ġnsanların Rabbine, insanların Melikine, insanların
Ġlâhına sığınılması gereken Ģeyler arasında aĢağıdaki-
lerden hangisi Nâs Sûresi‘nde sayılmamaktadır?
(114/1-6)
a) Cinler
b) Karanlığı çöktüğü zaman gecenin kötülüğü
c) Ġnsanlar
d) Ġnsanların kalplerine vesvese veren sinsi vesveseci-
nin kötülüğü
182 ____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
S. 38- ―Allah'ın yardımı ve fetih geldiğinde ve insanların bö-
lük bölük Allah'ın dinine girdiğini gördüğünde Rabbini
överek onu yücelt ve ondan bağıĢlanma dile. Çünkü o
tövbeleri çok kabul edendir.‖
Yukarıda meali verilen sûre aĢağıdakilerden hangisidir?
(110/1-3)
a) Nasr b) Asr
c) Nâs d) Ġhlâs
S. 39- “Yaratan Rabbinin adıyla oku. O, insanı
alak/embriyodan yarattı. Oku, Rabbin en büyük kerem
sahibidir. O ki kalemle öğretti, insana bilmediğini öğret-
ti.‖
Yukarıda meali verilen âyetler hangi sûrede yer almak-
tadır? (96/1-5)
a) ĠnĢirah b) Kadir
c) Alak d) Beyine
S. 40- Kur'ân-ı Kerim‘in bir sûresinin adı olan ve aynı za-
manda bin aydan hayırlı bir gece olduğu bildirilen gece
aĢağıdakilerden hangisidir? (97/1-3)
a) Kadir Gecesi b) Regaib Gecesi
c) Berat Gecesi d) Mi‘rac Gecesi
S. 41- ĠnĢirah Sûresi‘nin içeriği hakkında aĢağıda belirtilen-
lerden hangisi doğrudur? (94/1-8)
a) Hz. Peygamber (s.a.v)‘e verilen destekten ve yapı-
lan bazı öğütlerden kısaca bahsedilmektedir.
b) Ganimetlerin nasıl paylaĢtırılacağı anlatılmaktadır.
c) Hz. Musa‘dan, onun Kızıldeniz‘i geçiĢinden ve Ġsrail
oğulları‘nı kurtarıĢından bahsedilmektedir.
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım _________________________________ 183
d) Ayrıntılı bir Ģekilde kıyamet sahnelerinden bahsedil-
mektedir.
S. 42- ―Yaratılanların en hayırlısı‖ ifadesiyle kendilerinden
bahsedilenler aĢağıdakilerden hangisinde doğru verilmiĢ-
tir? (98/7)
a) Halkına iyilik yapan yöneticiler
b) Halkın meselelerine çözüm üreten âlimler
c) Halka zekât ve sadaka veren zenginler
d) Ġman edip salih ameller iĢleyenler
S. 43- Yalancı günahkâr perçeminden (alnından) yakalanıp
ateĢe sürükleneceği söylenen kiĢi hangi davranıĢı se-
bebiyle zikredilmektedir? (96/9-16)
a) Namaz kılan kiĢiye yasak koymak
b) Yoksullara yardım etmemek
c) Tartıda hile yapmak
d) Yeminini yerine getirmemek
S. 44- Allah için kurban kesmeyi emreden sûre hangisidir?
a) Kevser b) Adiyat
c) Duha d) Tekasur
S. 45- Mekke müĢriklerinin Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.)‘e
―Bir sene sen bizim tanrılarımıza ibadet et; bir sene de
biz senin tanrına ibadet edelim‖ tekliflerini reddetmesini
bildiren sûre hangisidir?
a) Nas b) Beyyine
c) Kafirun d) Fil
184 ____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
S. 46- KaĢ ve göz hareketleriyle insanlarla alay eden kiĢilerin
uğrayacakları azaptan bahseden sûre hangisidir?
a) Hümeze b) ĠnĢirah
c) Ġhlas d) Felak
S. 47- Bir müddet âyetlerin gelmesi kesintiye uğradıktan son-
ra Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.)‘in içine düĢtüğü ka-
ramsarlıktan onu kurtarmak için ―Rabbin seni unutma-
dı, sana darılmadı da‖ âyetlerinin indiği sûre hangisi-
dir?
a) ĠnĢirah b) Duha
c) Fil d) Nasr
S. 48- Kur‘an-ı Kerim‘in Veda Haccı yapılırken tam olarak
indirilen en son sûresi hangisidir?
a) Kevser b) Adiyat
c) Nasr d) Tekasur
S. 49- Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.)‘in oğlu Kasım vefat
edince müĢriklerin Peygamberimiz (s.a.s.)‘e soyu kesik
anlamında ―ebter‖ demeleri üzerine gönderilen sûre
hangisidir?
a) Kevser b) Kafirun
c) Duha d) KureyĢ
S. 50- Kâbe‘nin hizmetkârı olmaları sebebiyle KureyĢ kabile-
sine yaz ve kıĢ yolculuklarında kolaylıklar sağlandığını
bildiren sûre hangisidir?
a) Fil b) KureyĢ
c) Felak d) Tekasur
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım _________________________________ 185
CEVAP ANAHTARI
1-C 2-D 3-B 4-D 5-B
6-B 7-C 8-A 9-A 10-C
11-D 12-A 13-C 14-B 15-B
16-C 17-A 18-A 19-C 20-A
21-A 22-B 23-D 24-C 25-A
26-C 27-B 28-C 29-A 30-B
31-D 32-A 33-D 34-D 35-B
36-C 37-B 38-A 39-C 40-A
41-A 42-D 43-A 44-A 45-C
46-A 47-B 48-C 49-A 50-B
K A Y N A K L A R
Ahmet Hamdi Akseki, Namaz Sûrelerinin Tefsiri, Ankara,
ts.
Bedreddin Çetiner, Esbâb-ı Nüzul, Ġstanbul, 2002.
Beyza Bilgin, Elli bin Yıllık Bir Gün, Ankara, 1992.
Ebu‘l-Ala El-Mevdudi, Tefhimü‟l-Kuran, Ġstanbul, 1996.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, Hak Dini Kur‟an Dili,
Ġstanbul, 2001.
Fahreddin Razi, Tefsir-i Kebir, Mefatihu‟l Gayb, Ġstanbul,
1994.
Hayrettin Karaman, Mustafa Çağrıcı, Ġbrahim Kâfi Dönmez,
Sadrettin GümüĢ, Kur‟an Yolu Türkçe Meal ve Tefsir,
Ankara, 2004.
Hasan Tahsin Feyizli, Feyzü‟l-Furkan, Kur‟an-ı Kerim ve
Açıklamalı Meali, Ġstanbul, 2003.
Ġbni Kesir, Kur‟an-ı Kerim Tefsiri, Ġstanbul, 1984.
186 ____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
Ġzzet Derveze, Et-Tefsiru‟l-Hadis, Ġstanbul, 1998.
Kurtubi, el-Cami-u li Ahkami‟l-Kuran, Ġstanbul, 1998.
Mahmut Kısa, Kısa Tefsirli Kur‟an-ı Kerim Meali, Konya,
2007.
Mahmut ToptaĢ, ġifa Tefsiri, Ġstanbul, 1993.
Muhammed Ali Es-Sabuni, Saffetü't-Tefasir, Ġstanbul,
1995.
Muhammed Esed, Tefsiru‟l-Mesaj, Ġstanbul, 1996.
Muhammed Gazali, Kur'an-ı Kerim'in Konulu Tefsiri, Ġs-
tanbul, 2005.
Ömer Nasuhi Bilmen, Kur‟an-ı Kerim‟in Türkçe Meali Alisi
ve Tefsiri, Ankara, 1994.
Seyit Kutup, Fî Zilali‟l-Kur‟an, Ġstanbul ts.
Tabatabaî, el-Mizan fî Tefsiri‟l-Kur'an, Ġstanbul, 1997.
Vehbe Zuhayli, Tefsiru‟l-Münir, Ġstanbul, 2003.
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım _________________________________ 187
BUL-BİRLEŞTİR
AÇIKLAMA: AĢağıda sûre isimleri ile anlam ve özellik-
leri karıĢık olarak verilmiĢtir. Doğrusunu bularak birleĢtiriniz.
DUHÂ SURESĠ
―ELĠ‖ KURUSUN 111.SURE 5 ÂYET
SABAH, YARATILMIġLAR
113.SURE 5 ÂYET ĠNġĠRAH SURESĠ
KADĠR SURESĠ
TEBBET SURESĠ
FELAK SURESĠ
BEYYĠNE SURESĠ
KUġLUK VAKTĠ 93.SURE 11 ÂYET
AÇIK DELĠL, KESĠN KANIT
98.SURE 8 ÂYET
GENĠġLEMEK, HUZURA
KAVUġMAK 94.SURE 8 ÂYET
ĠTĠBAR,DEĞER, DERECE,
ÜSTÜNLÜK 97.SURE 5 ÂYET
188 ____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
CAMĠ BULMACA
1
11
5 6 7 8
2 4 9 12
3 10
1- Ġsmini Yahudilerin kesmeleri emredilen sığırdan almıĢtır.286 âyet olan
2.sure.
2- Kuranın indirildiği gecenin adıdır.5 âyet olan 97.sure.
3- KuĢluk vakti demektir. 11 âyet olan 93.sure.
4- Ansızın gelecek olan kıyamet gününe iĢaret eder. 11 âyet olan
101.sure.
5- Ġsmini ana rahminde asılı duran küçücük hücreden almıĢtır.19 âyet
olan 96.sure.
6- Ġncir anlamında 8 âyet olan 95. sûre.
7- Fil sahiplerinden bahseden 5 âyet olan 105. sûre.
8- Ġhtiyaç sahiplerine yardım ve zekâttan bahseden 7 âyet olan 107.
sûre.
9- Kuranın özünü oluĢturan, Tevhid inancı ve Rabbimizden bahseden 4
âyet olan 112. sûre.
10- Yardım ve zafer anlamında 3 âyet olan 110. sûre.
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım _________________________________ 189
11- Bolluk bereket anlamındadır ve cennette yer alan havuzun adıdır. 3
âyet olan 108. sûre.
12- Sabah ve yaratılmıĢlar anlamında Allah‘a sığındırıcı 5 âyet olan 113.
sûre.
190 ____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
KELĠME BULMACA AĢağıdaki kelimeleri tablodan bulunuz.BaĢarılar.
M V D K U V A M K B K V K A B
H Ġ A E A B Ü R E S A L H Ġ E
E O R H M C R S A H A L A K K
K U Ġ E A M M H Ġ Ü A A V A K
A Y R D K E A Y U U S K S E U
Ġ H E Ġ L I K H R A M A Z A N
A L Ġ E K A N F U E N A R T E
E R R T T E A A E M L L E E B
D E A Ġ A H B L R R M Ġ S F V
Ü Ġ B K S F Y U A U E A V S E
R Ġ V U A S R E B K K R E Ġ T
T Ġ M C Ġ B S Y M E C B K R S
H E D E E A A M A A N E H U K
E Ġ Y A R T N C Ü Z M C R E Ü
R Ü A A K N A M S O L E B F K
ALAK
ASR
AYET
BAKARA
BESMELE
CEBRAĠL
CÜZ
EBUBEKĠR
FATĠHA
ĠHLAS
KADĠR
KEVSER
KURANIKERĠM
MUHAMMED
MUSHAF
MÜCADELE
NAS
NASR
OSMAN
RAMAZAN
SURE
TECVĠD
TEFSĠR
TEVBE
VAHĠY
VAHĠYKATĠBĠ
YEMAME
Kısa Sûrelerimizi Tanıyalım _________________________________ 191
ÇENGEL BULMACA
1
2
3 5
4
6
7 8
9
10
1- ―Sevkıyat için bir yere toplama, sürgün etmek‖ anlamında Medi-
ne‘de inen, 24 ayet olan sure
2- ―KuĢluk vakti‖ anlamına gelen, Mekke'de inen ve 11 ayet olan
sure
3- "açık delil, kesin belge" anlamında Medine‘de inen, 8 Ayet olan
sure
4- Yahudilerin kesmeleri emredilen sığırdan alan ve 286 ayet ola
sure
5- Üç ayetten oluĢan ―uzun zaman, Hz. Peygamberin zamanı veya
ikindi vakti‖ anlamındaki sure
6- ―hızla koĢmak, seğirtmek veya koĢan atlar‖ anlamında Medi-
ne‘de inen ve on bir ayet olan sure
7- Ġncir anlamında Mekke‘de indirilen ve sekiz ayet olan sure
8- Ġsmini Peygamberimizin de mensup olduğu kabileden alan,
Mekke'de inen 4 ayet olan sure
9- Mekke‘de inmiĢ, toplam sekiz ayet olan„çoklukla övünmek‟ an-
lamına gelen sure
192 ____________________________________ Kur’an’ı Anlamaya Giriş
10- ―açılmak, geniĢlemek, huzura kavuĢmak, sevinmek‖ anlamlarına
gelen sekiz ayet olan sure