kur'an senıpozyumu - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/d034967/1995/034967_simseks.pdf · son...

13
1. KUR'AN HAFTASI Kur'an 03-05 1995 YER: 100. YIL KQNFERANS SALONU ULUS 1 ANKARA

Upload: others

Post on 11-Nov-2020

4 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Kur'an Senıpozyumu - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D034967/1995/034967_SIMSEKS.pdf · son buldugu; Muhammed(s.a.v.)'e indirilen şeriatle, şeriatlerinin neshedildigi ifade edilmektedir

1. KUR'AN HAFTASI

Kur'an Senıpozyumu 03-05 ŞU?$rl7 1995

Kur'an'ın Aydınlığına Doğ~

YER: 100. YIL ÇARŞISI KQNFERANS SALONU ULUS 1 ANKARA

Page 2: Kur'an Senıpozyumu - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D034967/1995/034967_SIMSEKS.pdf · son buldugu; Muhammed(s.a.v.)'e indirilen şeriatle, şeriatlerinin neshedildigi ifade edilmektedir

Fecr Yayı.n}an : 38 '.~·-

TERTİP HEYETI

Prof. Dr. Mehmet BAYRAKDAR

Dr. Mevlüt UY ANIK

Dr. Ömer ÖZSOY

' Osman KAY AER

'YA YlNA HAZlRLAYANLAR

Hüseyin NAZLIA YDIN

Hayrollah TERKAN

Cengiz DEMIREL

Tuncer NAMLI

Dizgi, Mizanpaj: Fecr Yayınevi

Baskı, Cilt, Kapak Baskı: Eramat '•

Kapak Tasanın : tsrnail AKYOL

ISBN '91S-7138-81-8

ı. Baskı: Eylül'95

Fecr Yayınevi

!zmir Cad. 33 / 12 Kızılay 1 ANKARA

Tel: 418 19 23

Page 3: Kur'an Senıpozyumu - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D034967/1995/034967_SIMSEKS.pdf · son buldugu; Muhammed(s.a.v.)'e indirilen şeriatle, şeriatlerinin neshedildigi ifade edilmektedir

3. Tebliğd.

Said ŞİMŞEK* ·

KUR'AN'DA NESH PROBLEMİ

Arap dilinde nesh; yok etmek, bir metni başka bir yere aktarıp yazmak anlamındadır. (ı)

lstılahta ise, şer'i bir hükmün yine şer'i bir hükümle kaldırılmasıdır·C2

Hükmü kaldınlan şer'i hükme mensuh, mensuhun hükmünü kaldıran şer'i hük­me ise nasih denilir. Şer' i hüküm, dini bir nassa dayalı olduğundan hükmü kal­dırılan nassa da mensuh, mensuh nassın hükmünü kaldıran nassa da aym şekilde nasih denilmektedir.

Nesh Taraftarlarının Delilleri:

Kur'an'da neshin mevcudiyetini ileri sOrenierin delillerini şöylece özet­leyebiliriz.

a- "Bir ayeti başka bir ayetin yerine getirdiğimizde, -ki Allah ne indirdiğini gayet iyi bilir- onlar (Muhammed'e): Sen sadece uyduruyorsun derler. Hayır öyle değildir, ama onların çoğu bunu bilm~zler" ayeti.G)

b- "Biz daha iyisini veya benzerini getinnedikçe bir ayeti neshetmez veya onu unutturmayız" ayeti. <4)

c- Nesh taraftarlarının bazılarının ileri sürdüğü: "Allah· dilediğini siler di­lediğini bırakır; ummu'l- kitab. O'nun katındadır" ayeti. (5)

d- Bu konuda icma vardır ve Kur'an'da mensuh ayetlerin fiilen mev­cudiyt;ti bunun ispatıdır.

e- Neshle ilgili haberler (rivayetler).

f- Akıl da neshin varlığım kabul etmektedir.

• Prof. Dr., Selçuk Ü. Ilahiyat Fakültesi

118

Page 4: Kur'an Senıpozyumu - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D034967/1995/034967_SIMSEKS.pdf · son buldugu; Muhammed(s.a.v.)'e indirilen şeriatle, şeriatlerinin neshedildigi ifade edilmektedir

Nesh taraftarlarının ileri sürdükleri delilleri tartışmadan önce nesh ta­raftarlarının, neshin vaki olabilmesi için ileri sürdükleri şartları görelim:

1. Neshin varlığını ileri sürebilmek için nasih ve mensuh olan nassların uzlaşamayacak derecede birbirleriyle çelişmeleri.

2. Iniş itibariyle mensuh, nasihten önce inmiş olmalıdır.

3. Her iki hüküm de şer'i olmalıdır.

4. Sıhhat açısından nasih mutlaka mensuh düzeyinde veya ondan üstün olmalıdır. (6)

Delillerin Tartışılması:

a. Nesh taraftarlarının en kuvvetli gibi görünen delilleri, "bir ayeti başka bir ayetin yerine getirdiğimizde ... " ayetidir.

Bir ayetin anlamını tesbit ederken dikkat edilecek bir takım hususlar var­dır. Bura,da bunlardan ikisine dikkat çekeceğiz.

Nesh taraftarlarının da belirttiği gibi neshe medar olabilecek ayetler, alı­karn ayetleridir.(7) Bu noktadan hareketle bu ayetin bu alana hitabetmediğini rahatl;kla söyleyebiliriz. Çünkü ayet, Mekki'dir ve Mekke'de ahkamla ilgil1 ayet­ler inmiş değildir. Müfessirlerin belirttiğine göre ilk nesh olayı kıblenin değiş­mesidir ve kıblenin değişmesi, Hicret'ten bir buçuk sene sonra gerçekleşmiştir. (8)

Dikkat çekmek istediğimiz diğer bir husus dil ile ilgilidir. Sözkonusu et­tiğimiz ayette "bir ayeti başka bir ayetin yerine getirdiğimizde .. " buyurul­maktadır. O halde sözkonusu. edilen şey, ayetlerin yer değiştirmesidir. Yer de­ğiştirme ise, ya mekanla veya zamanla ilgili bir husustur.

Yer değişikliğinden maksadın, mekan olduğu varsayıldığında, Kur'an'ı Kerim diğer kitaplardan farklı olarak toplu inmemiş, peyderpey inmiştir. Yahudi ve Hırıstiyanlar, ilahi kitapların toplu olarak inişine alışık olduklarından,

Kur'an'ın peyderpey inişine karşı çıkıyor ve müşriklere de, ilahi kitapların toplu olarak indiğini; Kur'aniınsa toplu gelmediğini, dolayısıyla Muhammed(s.a.v.)in onu kendi indinden, olaylara uygun bir şekilde uydurduğunu söylüyorlardı. Nitekim bu şekildeki itirazla yine Mekki bir surede dile getirilmektedir: "İnkar edenler: Kur'an ona bir defada irldirilmeli değil miydi? dediler."C9) Oysa Kur'an peyderpey iniyordu. Rasullullah(sav), vahiyden aldığı emirle inen ayetlerin,

119

Page 5: Kur'an Senıpozyumu - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D034967/1995/034967_SIMSEKS.pdf · son buldugu; Muhammed(s.a.v.)'e indirilen şeriatle, şeriatlerinin neshedildigi ifade edilmektedir

hangi surenin neresine yerleşecegini vahiy katipierine bildiriyordu. Sonra inen ayetler, sure içerisinde daha önce inen ayetlerden öne a!ınabiliyordu. Böylece surede takdim-te'hir gibi bir tertip degişikligi meydana geliyordu. Yani ayetterin yerleri değişiyordu. Ehl-i Kitabın veya itiraz konusunda onlardan taktik ögrenen müşriklerin bu duruma itiraz etmiş olmaları muhtemeldir. ·

Böylece ayetin bu durumu dile getiriyor olması ihtimal dahilindedir.

Ayette, bu anlattığımız yer degişikligi ihtimalinin kastedilmiş olabilecegi gözönünde bulundurulmakla birlikte bizce zaman degişikliginin kasdediimiş olması ihtimali daha kuvvetli görünmektedir. Şöyle ki:

Ayette sözkonusu edilen "ayet" sözcügünden maksat risalettir. Buna göre Muhammed(s.a.v.)'in peygamber olarak gönderilmesiyle Hz.Musa ve Hz. Isa'nın risalet dönemlerinin son buldugu, yerlerine Muhammed(s.a.v.)'in risa!etinin kaim oldugu ifade edilmektedir. Nitekim sözkonusu ettigirniz ayetin jnişi,

Mekke'nin son dönemlerinde olmuştur ve bu dönemde müşrikler, Medine'deki Ehl-i Kitap'la ilişki kurmuş; !slam'a karşı koyma konusunda onlardan yardım is­temeye başlamışlardı. Bu ayet! e de, artık Yahudilerle Hristiyanların dönemlerinin son buldugu; Muhammed(s.a.v.)'e indirilen şeriatle, şeriatlerinin neshedildigi ifade edilmektedir. Bunun Hicret'ten kısa bir müddet önce vurguianmış olması da önemlidir. Çünkü Hicret olayıyla müslümanlar, Yahudi ve Hırıstiyanlarla di­rekt olarak yüzyüze geleceklerdir. Böylece şimdiden müslümanlara, önceki şe­riatlerin neshedildigi haber verilmiş olmaktadır.

Bir sonraki ayet de bu tezi destekler mahiyettedir. Söz konusu ayette: "Biz onlann,'O'na bir insan ögretiyor' dediklerini biliyoruz. Haktan saparak kendisine yöneldikleri adamın dili a'cemi (Arapça değil) dir. Bu'1ise apaçık Arapça dildir." 000 . .

Ayette sözü edilen a'ceminin Hırıstiyan bir Rum genci oldugunu ri­vayetlerden anlıyoruz. Ol) Bu ayetle sanki şu denmek isteniyor. ''Siz bir taraftan Muhammed'in getirdigi şeriatın, geçmiş şeriatleri neshetmesini hazmedemiyor, 'Muhammed'in şeriatı da Allah'tan gelen şeriatlerle aynı olması gerekirdi' gibi varsayımlar ileri sürerek 'Muhammed Kur'an'ı uyduruyor' diyorsunuz. Bu if­tiranız tutmayınca da yüz seksen derecelik bir dönüş yapıyor ve 'Muhammed bunları kendiliginden uyduramaz ki, olsa olsa bir Hırıstiyan ona ögretiyor' di­yorsunuz." Böylece bu iki ayette, Ehl-i Kitap'tan taktik alan müşriklerin tamamen birbiriyle çelişen iki itirazı dile getirilmektedir.

Netice olarak sözkonusu ettigirniz ayette ister yer degişikligi, ister zaman

120

Page 6: Kur'an Senıpozyumu - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D034967/1995/034967_SIMSEKS.pdf · son buldugu; Muhammed(s.a.v.)'e indirilen şeriatle, şeriatlerinin neshedildigi ifade edilmektedir

degişikligi kastedilmiş olsun, Kur'an bünyesindeki neshle hiçbir ilgisi yoktur .

. b. Kur'an'da neshin bulundugunu ileri süren! erin ikinci delilleri: "Biz daha iyisini veya benzerini getirmedikçe bir ayeti neshetmez veya onu unutturmayız" ayetiydi.

Dikkatli bir degerlendirmeye tabi tutuldugunda bu ayetin de Kur'an'da neshin bulunduguna delil olamayacagı anlaşılacaktır. Şöyle ki:

Ayetin Kur'an'da neshi sözkonusu ettigini kabul etsek bile, neshin Kur'an'daki mevcudiyetine kesin delil olamayacagı ortadadır. Mealinden de an­laşılacagı gibi nesh bir şarta baglanmıştır. Nesh sözkonusu olacak olursa 'daha iyisi veya benzeri getirilerek olacagı' anlatılmaktadır. Kur'an'da bu üslubla ifade edilen nice şart vardır ki, vuku bulmamıştır. Rasulullah (s)'e hitaben inen: "Yer­yüzünde bulunanların çoguna uyacak olursan, seni Allah'ın yolundan sap­tırırlar."(lz) ayetiyle "Andolsun, eger (Allah'a) ortak koşacak olursan arnelin boşa çıkacak ve ziyana ugrayanlardan olacaksın"03) ayeti bunlardandır. Haşa ki Peygamber(s), Allah'ın emirlerinden yüzçevirmiş ve yeryüzündekilerin ço­gunluguna uymuş olsun veya Allah'a ortak koşmuş bulunsun. Kaldı ki ayet, Hicretten kısa bir müddet sonra inmiştir ve o zamana kadar, nesh taraflarının da kabul ettigi gibi neshe konu olan ahkam ayetleri inmiş degildir

O halde bu ayette neyin neshi anlatılıyor?

Öncesiyak ve sibakına bakalım. Söz konusu ayet, Bakara suresinin Ya­hudilerin durumlarını anlatan bir bölümünde geçiyor. Yahudiler peygamberlerin kimisini yalanlamış kimisini de öldürmüşler (ayet: 67). Kendilerine indirilen ki­taptan işlerine geleni almış gerisini atinışlardtr. Allah'ın emirlerine·isyan etmişler. Maddeye ve dünya hayatına puta tapanlardan daha düşkün olmalarına ragmen kendilerinin hep hak üzerine olduklarını savunmuşlardır. (92-96. ayetler) .

Neshin sözkonusu edildigi ayetten hemen önceki ayette ise şöyle buy­rulmaktadır: "Kitap ehlinden ve Allah'a eş koşanlardan inkar edenler, Rabb'inizden size iyilik gelmesini istemezler. Allah rahmetini diledigine tahsis eder, Allah büyük nimet sahibidir." (Ayet: 105)

Yahudilerin karşı çıktıkları 'iyilik'ten maksat, peygamberlik veya 1s­lam'dır.C14) Hz. Muhammed (as.)'in Hz. Isınail'in soyundan olmasını haz­medemiyorlardı. Peygamber bizim soyumuzdan olmalıydı diyorlardı. (lS) Bu ne­denle tslam'a ve peygamberimiZin peygamberligine toptan karşı çıkıyor ve görüşlerini ispatlamak için çeşitli safsatalar uyduruyorladı. Tevrat, Allah tara-

121

Page 7: Kur'an Senıpozyumu - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D034967/1995/034967_SIMSEKS.pdf · son buldugu; Muhammed(s.a.v.)'e indirilen şeriatle, şeriatlerinin neshedildigi ifade edilmektedir

fından gönderilmiştir ve hiç bir hükmü degişmez. Allah hiç yaptıgını bozar mı? Söyledigini geri alır mı? Verdigi hükümden koydugu kanundan cayar mı? di­yorlardı.(ı6)

Ayetin "Allah rahmetini diledigine tahsis eder" kısmında geçen "rahmet" kelimesinden maksat da vahiydir. Bu konuda Razi (öl. 606/1209) şöyle de­mektedir: "Ayette sözkonusu edilen 'iyilik' ten maksat vahiydir. Yüce Allah 'ın: 'Rabbinin rahmetini onlar mı paylaştınyorlar?!'(17) sözü bunun delilidir. Yani on­lar vahiy konusunda kendilerini daha hak sahibi görüyorlar ve sizi kıskanıyorlar. Vahyin size gelmesini istemiyor!ar.

Işte Allah, bu kıskançlıgın etkili olamayacagıni rahmet ve ihsanını di.:. ledigine tahsis edecegini belirtmiş oluyor.08)

O halde bu ayetten hemen sonra gelen ve neshi sözkonusu eden ayetteki 'nesh'ten maksat, Tevrat'ın ve kendisiyle birlikte diger kitapların neshi ol­malıdır.

Bir de Hz. Musa şeriatının ve sorıraki peygamberlerin neshedilen bir kıblesi olmuştur; Kudüs. Gerçi Kudüs mukaddes bir yerdir ve birçok pey­·~amberin kıblesi olmuştur. Lakin bu kıbleden önce, kıble olarak seçilmiş bir di-

' '~er yer vardır ki, ibadet için kurulmuş ilk yerdir. Aynı zamanda orası son pey­gamberin yurd~ur da. Müslümanlar, bundan böyle namazlarında oraya yöneleceklerdir. Ancak yahudiler, kıble degişikligini büyük bir fırsat bilerek: "Muhammed ashabına her gün başka bir şey emrediyor; yapın dedigi bir şeye bir müddet sonra yapmayın di}'_or."C19) şeklinde yaygara koparmaya çalışmışlardır. Işte bunun üzerine: "Biz daha iyis~i veya benzerini getirmedikçe bir ayeti nes­hetmez ve unutturmayız ... " ayeti inmiştir. Nitekim ayetinindiriliş sebebinin bu oldugunu bildiren rivayetler de vardır.<20)

Neshi sözkonusu eden ayetten önceki ayetler, teemmül ile okun­duktannda yukarıda söyledikleriılı kolaylıkla anlaşılabilecektir. Nitekim söz­konusu ayetten sorıraki ayetlerde bunu teyid etmektedir.

Bu ayetler de geçmiş şeriatierin neshedilme gerekçelerini anlatıyor gibi­dir.<ıı) Ayetlerde sözkonusu edilen husus kıble meselesidir.

O halde neshten sözeden ayette neshin konusu Kur'an'ın kendi bün­yesinde bir nesh degildir. Aksine geçmiş. şeriatierin ve onlara sernb6Tolan Ku­düs'e yönelmenin nesh edilmesi; bunun yerine de Kabe'ye yönelmenin em­redilmesidir. Yani sözkonusu ettigirniz ayette geçen 'ayet' kelimesinden maksat

122

Page 8: Kur'an Senıpozyumu - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D034967/1995/034967_SIMSEKS.pdf · son buldugu; Muhammed(s.a.v.)'e indirilen şeriatle, şeriatlerinin neshedildigi ifade edilmektedir

geçmiş şeriatler ve onların sembolü olan Kudüs'e yönelmedir. Kaldı· 'ki, Kur'an'ın hiç bir yerinde 'ayet' kelimesi müfred olarak kullanıldıgıiıda · Kur'an ayeti kasdedllıniş degildir. Kur'an ayetleri için, hep 'ayat; ayetler' şeklinde çogul kullanılmıştır. Müfred kullanılışıyla sadece Kur'an'da neshe delil olarak ileri sürdükleri ve bizim de sözkonusu ettigirniz ayetlerde, neshi kabul eden müfessirler ayet'ten maksadın Kur'an ayeti oldugunu söylemişlerdir. Oysa görüldügü gibi bu ayetlerde de Kur'an ayeti kasdedilmemektedir.

c. Nesh taraftarlarından bazılarının neshin delilleri arasında saydıkları: "Allah diledigini siler, diledigini bırakır; Ummu'l-Kitab O'nun katındadır." aye­tine gelince, bu ayetin de neshe delil olması mümkün degildir. Şöyle ki:

Ayetin geçtigi Rad suresinin Medeni oldugunu söyleyenler olmakla bir­likte Mekki oldugunu söyleyerıler devardırcıı) ve Mekki oldugunu söyleyenierin görüşü daha kuvvetlidir.CZ3) Sure tamamen müşrikleri hedef almakta; tevhid, peygamberlik ve kıyamet günü gibi itikadi konulardan bahsetmektedir. Sure Mekki olunca - daha önce de belirttigirniz gibi - Mekke'de neshe medar olan alıkarn ayetleri inmiş degildir.

Ayrıca ayetin siyak ve sibakı da, Kur'an bünyesinde bir neshle ilgisinin olmadıgını açıkça ortaya koymaktadır. Sure, sık sık müşriklerin Rasulullah(s) 'ın peygamberligine karşı yaptıkları itirazları gündeme getirmekte ve bu itirazlara cevap vermektedir.

Sözkonusu ayetten hemen önceki ayette:" Andolsun ki senden önce de, peygamberler gönderdik. Orılara da eşler ve çocuklar verdik .• AJ!ah'ın izni ol­madan hiçbir peygamber bir ayet (mucize) getiremezdi. Her ecelin bir kitabı vardır"C24) buyurulmaktadır. Ayette, peygamberimizden önce de peygamberlerin gelip geçtigi; dönemlerinin bittigi haber verilmektedir. Arap dilinde zaman za­man kullanılan bir ifade tarzına dayanarak ayetin "her ecelin bir kitabı vardır" sözlerinde takdim- te'hirin sözkonusu oldtıgunu soyleyen müfessirler de var­dır.CZS) Ki arıların dediklerine göre bu kısmınin anlamı; Her kitabın eceli (be­lirlenmiş bir süresi) vardır, şeklindedir.

Böylece bu ayetlede, Kur'an bünyesinde bir neshe delil olamayacagı · açıkça belirlenmiş olmaktadır. Bu ay etle yüce Allah her risalet için bir ecel biç­tigini geçmiş risaletlerin dönerrılerinin son buldugunu, sözkontisu risaletleri gönderenin kendisi olduguna göre hükürrılerine son vermenin de kendisine ait bir şey oldugunu ancak bunu katinda mevcut bir kitap (plan-program) dahilinde yaptıgını belirtmektedir.

123

Page 9: Kur'an Senıpozyumu - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D034967/1995/034967_SIMSEKS.pdf · son buldugu; Muhammed(s.a.v.)'e indirilen şeriatle, şeriatlerinin neshedildigi ifade edilmektedir

Dolayısıyla bu ayette de , "Kur'an'ın geçmiş risaletleri neshettigini be­lirtmektedir. çı6)

d. Nesh taraftarlarının bu bnuda icma bulundugu iddialarına gelince, bu iddia da dogru degildir. Çünkü:

1. Alimierin ve özellikle selefin nesh telakkileri birbirinden farklıdır. Me­sela Dahhak'a göre nesh, unutturma; lbnu Ebi Hatim'e göre indirilmeyen mana­sınadır.C27) Bazılarına göre Levhi Mahfuz'dan ayetterin indirUmesine nesh de­nirkencıs) bazıları ise muhkemin karşıtı olan müteşabih'e bu ismi verirler.Cı9)

Böylece bu görüşleri ileri sürenler, Kur'an bünyesinde bir neshi kabul et- . miyarlar demektir.

İmam Eş'ari (öL 324/936) neshin ne anlama geldigi konusunda alimierin şu dört görüşe ayrıldıklarını belirtmektedir:

Birincisi: Mensuh, tilaveti kaldırılandır.

Ikincisi: lndirilmiş, okunmuş ve Peygamber (s) tarafından açıklanıp uy­gulanmış hususlarda nesh yoktur. Nesh; Allah'ın geçmiş kavimleri imtihan ettigi büyük mihnetlerle bu ümmeti imtihan etmemesi; onlardan bu mihnetleri kal­dırması anlamınadır.

Üçüncüsü: Nesh, Kur'an'ı Kerim'in Ummu'l- Kitab olan Levh-i Mahfuz'dan indirilmesidir.

Dördüncüsü: Kur'an'ın kendi bünyesinde nesh. Yani Kur'an'ı Kerim'in kimi ayetlerinin kimi ayetlerini nesh etmesidir.C30)

Neshin ne oldugu konusunda ittifak yokken Kur'an'ın kimi ayetlerinin kimi ayetlerini neshettigi anlamındaki nesh konusunda icma bulundugunu söylemek mümkün degildir.

2. Neshe ka il olanların neshinde ittifak ettikleri hiç bir ayet yoktur. Mensuh ayetlerin sayısı müfessirden müfessire degişmektedir. Bu bile icma iddiasının tutarsız oldugunu göstermektedir.

3. Meseleye kendi çagımız açısından bakacak olursak, bu iddianın bizce müdeli el olabilmesi için, lslam mirasının tamamının günyüzüne çıkması gerekir. Kaldı ki icma iddiası, elimizdeki kaynaklara da ters düşmektedir.

4. Bazı kaynaklarda selefin neshi mutlakın takyidi, amın'ın tahsisi, müb­hem ve mücmelin tebyini için de kullandıkları ifade edilmektedir.C3ı) Böylece bu konudaki rivayetler ister-istemez neshle ilgili seleften yapılan tüm rivayetlerin

124

Page 10: Kur'an Senıpozyumu - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D034967/1995/034967_SIMSEKS.pdf · son buldugu; Muhammed(s.a.v.)'e indirilen şeriatle, şeriatlerinin neshedildigi ifade edilmektedir

sadece bu anlamlarda neshi kullanmış olabileceklerirıi hatırlatmaktadır.

S. Hepsinden önemlisi Kur'an'da neshin mevcudiyeti, "Kur'an'ı tedebbür etmiyorlar mı? Eğer Allah'tan başkası tarafından olsaydı, onda birbirini tutmaz çok şey bulurlardı. ııGZ) Ayetiyle çelişmektedir. Çünkü eğer Kur'an bünyesinde bir nesh sözkonusu olmuş olsaydı, kimi ayetleri kimi ayetleriyle çelişiyar olur­du.

e. Nesh taraftarlarının dayandıkları haberlerden bir kaçı şöyledir:

lbn-i Abbas'tan nakledilen bir rivayete göre, Hz. Ömer (r) şöyle demiştir:

"Bizim en düzgün Kur'an okuyanımız Übey'dir. En isabetli hüküm ve­renimiz de Ali'dir. Şüphesiz biz, Übey b. Ka'b'ın usulü kıraat ve edasından bir çoğunu unutuyoruz. Bununla birlikte Übey : "Ben Rasulullah (s)'dan işittiğim için hiçbir şeyi bırakmam ve unutmam" iddiasındadır. Halbuki Aziz ve Celil olan Allah Teala: "Biz bir ay eti nesheder veya tehir edersek ..... " buyurmuştur.G3)

Buhari'nin naklettiği bu haberi dikkatlice değerlendirecek olursak, şu anda elimizde bulunan Kur'an'ın bünyesinde neshin bulunduğuna değil, bu­lunmadığına delildir. Bu habere göre Hz. Ömer(r) neshi unutturma anlamına almaktadır ve Übey'in o unutturulmuş olan ayetleri hatırlamasının mümkün ol­madığını ifade etmektedir.

Nesh taraftarlarının ileri sürdükleri bir rivayet de Hz. Ali ile ilgilidir. Bu ri­vayette Hz. Ali, Kufe'de halka vaaz veren bir kıssacıyla karşılaşmış ve halkın şi­kayeti üzerine bu kıssa anlatıcısını hesaba çekip nasih ile mensuhu bilip bil­mediğini sormuş. Kıssacı bilmediğini söyleyince de vaaz vermesini yasak­lamıştır. <34)

Bu haber de l :ur'an'ı Kerim'de neshin bulunduğuna delil olamaz. Biz bi­liyoruz ki o dönemde halka kıssa anlatan kıssacıların kullandıkları malzeme daha, çok ısrailiyat cinsindendi. Daha çok lsraili haber ve kıssaları anlatıyorlardı. Büyük bir ihtimalle sözkonusu Kur'an kıssalarıyla Tevrat'ta anlatılan kıssaları birbirine karıştırıyor, Ehli Kitab'ın eserlerini vaa'zlarına esas alıyordu. Böylece Hz. Ali bu sözleriyle geçmiş kitapların Kur'an'la neshedildiklerini bildiriyordu. Değilse, vaaz vermekle meşgul bir kıssacının Kur'an bünyesinde bir nasih -mensuhla ne ilgisi olabilir?

Nesh taraftarları, bu iki rivayeti daha çok esas almakla birlikte bunların yanısıra başka rivayetler de n~klederler. Ancak tevatür bir yolla bize gelen Kur'an ayetlerinin ahad haberlere dayanarak -ki sözkonusu rivayetlerin çoğu

125 .

Page 11: Kur'an Senıpozyumu - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D034967/1995/034967_SIMSEKS.pdf · son buldugu; Muhammed(s.a.v.)'e indirilen şeriatle, şeriatlerinin neshedildigi ifade edilmektedir

sahih bir sened bile taşımamaktadır- mensuh sayılması dogru degildir. Kaldı ki seleften nakledilen bu rivayetlerin günümüzde kasdedilen neshi kasdetmiş ol­maları da şüphelidir. Ayrıca Peygamber (s)'den nakledilen bazı hadisler var ki bunlardan Kur'an'da bir neshin bulunmadıgını çıkarmak mümkündür. Bu ri­

vayetlerin birinde Rasulullah (s) bir ayet hıisusunda tartışmaya giren bir to­plulugun yanına gelmiş ve: "Size ne oluyor! Sizden önceki milletler böyle dav­ranmakla; peygamberlerine muhalefet etmek ve kitabın bir kısmını bir kısmıyla çarpıştırmakla helak oldu. Muhakkak ki Kur'an , bir kısmı bir kısmını yalanlıyor olarak inmedi, aksine birbirini dogrular olarak indi. Ondan anladıgınızla amel edin ve bilmediginizi bilenine have! e edin"(3S) buyurmuştur.

f. Nesh taraftarlarının ileri sürdükleri akli deliliere gelince ; özet olarak şöyle demekteler:

Şeriatten maksat, insanların maslahadarının gözetilmesidir. Maslaha:t ise zaman ve mekana göre degişiklik arzeder. O halde hükürnlerin zamanla de­gişmesi normaldir ve gereklidir.(36)

Ayrıca emredici makamında olan .. <\Ilah diledigini emretmekte serbesttir. Daha önce emrettigini iptal eder, onun yerine başkasını emreder. Böylece kul­Iann emirlerine itaatkar olup olmadıklarını da ölçmüş olur. Nefıs bir emre itaat etmek üzere egitildiginde o emre yatkınlık kazanır. Emir degiştiginde, yeni emre uymakta zorluk çeker. Böylece Allah'ın emirlerine ne derece itaatkar oldugu öl­çülmüş olur.C37)

Söyledikleri dogrudur. Lakin "nasih, mensuhun hükmünü ebediyyen kal­dırır" dersek, bu makul gibi görünen izahın pratikte uygulanabilirligi mümkün olur mu? Yoksa bu esneklik sadece Asr-ı Saadet için mi geçerlidir? Asr-ı Saadette oluşan şartların tekrar sözkonusu olamayacagına dair bir garantimiz var mıdır? (38)

D İP NOTlAR

1- Bk. Ibnu Paris, Mu'cemu Makayisi'l- Luga, Mısır, 1972, V, 424; Ragıb el-Isfehani, el-Müfredat fi garibi'!- Kur'an, Beyrut-tarihsiz, s.490. '

2- Curcani, Ta'rifat, Istanbul-1265 h.,llO; Zerkani, Menahilu'l-lrfan, Mısır, tarihsiz, Il.72. 3- 16 1 N ahi 101. 4- 21 Bakara 105

5- 13 1 Ra' d 39

126

Page 12: Kur'an Senıpozyumu - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D034967/1995/034967_SIMSEKS.pdf · son buldugu; Muhammed(s.a.v.)'e indirilen şeriatle, şeriatlerinin neshedildigi ifade edilmektedir

6-lbnu'l Cezvi, Nevasihu'l- Kur'an, Beyrut-1985, s.23-24. Nasih durumunda olan nassın sıhhat açısından mensuh olan nastan üst düzeyde olmasından maksat, bir hadisin bir ayeti ne-shedemeyecegidir. ·

Neshi kabul edenler, mensubu üç kısma ayırırlar: a) Hükmü mensuh, metni baki ayetler. b) Metni mensuh, hükmü baki ayetler. c) Hem metni ve hem de hükmü mensuh olan ayetler.

7- Serahsi, Ebu Bekir Mahummed b. Ahmed, Usulu•s- Serahsi, İstanbul 1984, II. 60; Zerkeşi, el- Burhan fi Ulumi'l- Kur' an, Beyrut., tarihsiz, II.23; Suyuti, el-Itkan fi Ulumi'l-Kur'an, Mısır 1978, II.27 ..

8- Suyuti, el -Itkan, II. 32; Ibnu Kesir, Tefsiru'l- Kur'ani'l -Azim, Kahire, tarihsiz, I. 227. 9- 25 1 Furkan 32. 10- 161 Nahl103. 11- Bkz. lbnu Kesir, IV. 523. 12- 61 Enam 116. 13- 39 1 Zümer 65. 14- Maturidi, Ebu Mansur, Te'vilatu Eh!i's-Sünne, Kahire 1971, 1.243; Kurtuqi, el-Cami'il Ah-

kami'l- Kur'an, II. 61. 15- Maturidi, Te'vilat, I. 243. 16- Elmalılı M. Harndi Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, lstanbul1979, 1.456. 17-431 Zuhruf 32 18- Razi, et-Tefsiru'l- Kebir, Tahran tarihsiz, III. 225. 19- Vahidi, Ebu'l-Hasan, Esbabu'n- Nüzul, Mısır 1968, I. 341. 20- Aynı kaynaklar ve aynı sayfalar. 21- Bkz. 21 Bakara 113-115. 22- Bkz. Kurtubi, V. 278; Elmalılı, IV. 2940. 23- S~yyid Kutup, Fi Zilali'l- Kur'an, Beyrut 1971, V.63. 24- 13 1 Ra'd 38. 25- Ferra, Maani'l- Kur'an, Beyrut 1980, H. 65-66 26- Ibnu Kesir, Iv. 389. 27- Bkz. lbnu Kesir, I. 215-216. 28- Bkz. Zerkeşi, el-Burhan, II.20 29- Bkz. lbnu'I-Cezvi, Nevasihu'I-Kur'an, Beyrut 1985, s. 19; lbnu Teymiyye, Mecmuatu'r-

Resaili'l-Kübra, Beyrut, tarihsiz, II.6. 30- Eş'ari, Makalatu'l-lslamiyyin- Almanya, 1980, s. 607-600. 31- Bkz. lbnu'l-Arabi, Ahkamu'l-Kur'an,!Mısır 1957, I. 205; Kasimi, Mahasinu't-Te'vil, I. 33. 32- 4 1 Nisa 87. 33- Zebidi, Tecridi Sarih tercemesi, Ankara 1974, XI. 43-44 34- Zerkeşi, el-Burhan, Iı.29; lbnu'I-Cezvi, age., b. 29; Kimi kaynaklarda "kıssacı• yerine "kadı"

denilmektedir. (Bkz. lbnu'l-Cezvi, el Musaffa bi Ekuffi Ehli'r-Rusuh min ilmi'n-Nasih ve'I­Mensuh, Beyrut 1986, s. 13) Öyle sanıyoruz ki bu, müntensihlerin bir hatasıdır. Arapça her iki kelimenin yazılışı ~da'd harfinin noktası hariç - aynı oldugundan müntensihler "sa'd"

127

Page 13: Kur'an Senıpozyumu - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D034967/1995/034967_SIMSEKS.pdf · son buldugu; Muhammed(s.a.v.)'e indirilen şeriatle, şeriatlerinin neshedildigi ifade edilmektedir

harfini "da'd" şeklinde nöktasız yazmışlardır. Hz. Ali döneminde kıssacdarın camilerde va'z . verdiklerini ve Hz. Ali'nin onlara engel olmaya çalıştıgını başka rivayetlerden de an­lıyoruz.

35- Ahmed b. Hanbel, Müsned, II. 181. 36- Ebu's-Suud, lrşadu'l Akli's-Selim, Mısır, tarihsiz, I. 143 37- Ibnu'I-Cezvi el- Musaffa, s.12 38- Mensuh oldukları söylenen ayetler- konusundaki misaller için bkz. ŞimŞek, M. Sait,

"Kur'an'ın Anlaşılmasında tki Mesele", Istanbul, 1991. S. 110, 133.

Oturum Başkanı:

Sait Şimşek'in konuşmasından ötürü teşekkür ederim ve zannediyorum Sait Bey'e çalışma olarak ikinci bir iş daha düşüyor. Suyuti'nin 2l'e, Dehlevi'nin S' e, hatta 3'e kadar indirildigi bu mensuh ayetleride üzerinde teker teker durarak - aslında .bu konular üzerinde yapılmış çalışmalar var, fakat Türkiye'de henüz yapılmış degil- şöyle net bilgilerle ortaya koyması. Herhalde bu tebligini ve ça­lışmasını tamamlayıcı ikinci bir çalışma olacaktır. Kendisine tekrar teşekkür ediyorum. Efendim, tebliglerimiz 4 dakikalık bir gecikmeyle tamamlanmış oldu. Şimdi bu tebligler üzerinde tartışmalarını ortaya koyacak olan degerli tar­tışmacılara söz verecegim. Tartışmalar yapılırken soru yöneltmek isteyenler var­sa bu arada yazılı olarak g~tirsinler. Tebligciler böylece sorulanları cevap­landırmış olacaktır. Tartışmal~rdan sonra kendilerine lO'ar dakikalık süre ve­rilecektir.

tık tartışmayı yapmak üzere sayın hacarn muhterem Süleyman Ateş beyi davet ediyorum, buyurun hocam.

128