li! - cdn.islamansiklopedisi.org.tr · lam ile el-karmil (hayfa) ve hamdard islamicus (karaçi)...

2
1810'da Razovat'ta meydana gelen çar- Baba üstün Rus kuwetleri yeniidi ve önemli vere- rek iyi tahkim olan geri çekildi. Burada savunmaya geçti, da olsa birkaç huruç bu- lundu. 1300 kadar süvarisini kaybetmesi ve özellikle Ruslar'a esir üzerine daha fazla ancak teslim ol- mak da istemedi. ve He- zargrad eline geçti. Silistre Ka- lesi, eski mütesellimi Ruslar'la gizlice üzerine vire ile teslim oldu, Toktoran da (Haziran 181 1). Rus Generali Sergius Kaminski'nin takviye kuwetleriyle 3 Haziran'da geçmesiyle kolundan yaralanan Baba 7 Haziran 1811 'de 2000 ile birlikte esir (a.g.e., IX. I 78). korkunç bir katliama sah- ne oldu (Zinkeisen, VII, 662). bu ihaneti ve Baba esareti istan- bul'da ve ll. Mahmud ekber ilan etmek zorunda (Da- IV, 100). sona erdiren Bük- (29 1812) son- ra bir esaret Rusya'dan döndü 1812). Esareti ll. Mahmud ve Valisi Mehmed Ali dahil olmak üzere önde gelen pek çok ki- kendisine ve ailesine maddi bulunuldu. de ilgiyi gördü, bir müddet Kuzguncuk'- ta Mehmed Efendi din- lendi. Burada Kaymakam ve Kaptan olmak üzere devlet ricali ve bizzat ll. Mahmud ziyaret edil- di, büyük iltifata nail oldu ve nakit para ile ödüllendirildi (Cabl ömer Efendi, II, 924, 933). Bu arada kendisine Sivas tev- cih edilerek ( 18 Ocak 8 3) maiyetine bir miktar top ve topçu askeri verildi ve Ana- dolu'nun temizlenmesiyle vazi- felendirildi. 24 Mart 1813 tarihinde yola münasebetiyle da yer parlak bir ma merasimi tertipiendi (a .g .e., ll, 957) Merkezi hükümeti ve önemli bir yerel güç haline gelen zade Veli tenkili Baba en önemli oldu; kendisine havale edilen yerine getirerek ll. Mahmud'un takdirini (a.g.e., ll , 1014; s. 191-192, 202-206). Mart 1815'te Erzurum tayin edildi. Burada isyan halin- de bulunan Anadolu sahilleri seraskeri rif Mehmed Valisi Selim ve ile Mehmed aman dileyince affedildi. Acara ve hüküm süren Selim ve çetin bir mücadele içine girdi. Sarp kalelere yetmedi ve ele geçirilerek idam edildiler. 1816 Diyarbekir gönderildi ve 20 1816'da girdi. Ancak bir müddet sonra azie- dilerek Bursa'da istendi. 22 bat 1817'de üç kadar Bursa'ya geldi. Burada Gazzl lerinden Gazzlzade Abdüllatif Efendi ken- disi için Vekiiyi-i Baba bir eser kaleme Ekim 1819'da ve oldu; Te- pedelenli Ali te'dibi ile görevlendi- rildL 1821 senesi içinde vefat etti ve Kar- defnedildi. Genel olarak Rumeli pek görülme- yen bir sadakatle sonuna kadar devlete hizmet olan Pehlivan Anadolu'daki tenkili res- men "seyyid" ile da n!zade. ll, 188; s. 205-206) bu, otoritesine dini ekleyen bir tasar- ruftan öteye geçmez. : Cabl Ömer Efendi, Tarih [haz. Mehmet Ali Bey- han). Ankara 2003, I, 114-115,178 , 344-347 , 370-372,391,429,444-445,521,526-527,545- 546, 552, 554 , 574, 576-579, 635-636, 639, 659,661,669 , 696;11,922,924,933, 935, 937, 957-958, 990, 1014; Tarih, 276; ll, 188; Gazzlzade Abdüllatif Efendi. Vekayi-i Baba Bursa Eski Yazma ve Basma Eserler Ktp., Orhan Gazi, nr. 1043; Zinkeisen, Geschichte, VII, 662; Cevdet, Tarih, IX, 139-140, 142, 177-178, 180; Sicill-i OsmanL ll , 41; Uzunçar- Rumeli Ayanlanndan Tirsinikli is- mail, Süleyman ue Alemdar Mustafa s. 21-24, 31 , 34-36, 43; Kronoloji, IV, 84, 99-1 00; Uyan [haz Cahit Öztelli), 1976, s. 330-335; Necdet Anadolu Derebeyi Ocaklanndan Köse 1998, s. 171, 191-192, 196,202-210,212, 214 ; Kemal Beydilli. Döneminde imamlar ue 2001, s. 125; N. Jorga, Tarihi [tre. Ni lü- fer Epçeli). 2005, V, 169-171, 248. L li! KEMAL BEYDiLLi PELLA T, Charles (1914-1992) _j Cezayir'in Kastantine Ailesinin Fas'a sebebiyle ilk ve orta Darülbeyza'da (Casabian- ca) 1933-1935 da Bordeaux Üniversitesi'nde Arap dili ve okudu; Fas'a dönüp Charles Pellat PELLAT, Char l es Enstitüsü'nde görevlisi oldu. 1935 sonunda askere Cezayir'e gönderildi; ancak orada da ça- devam etme buldu ve özellikle Berberller'in dili üzerine kitap ve malzeme 1938'de Cezayir Üniversitesi Ede- biyat Fakültesi'nde Serberi Dili Bölümü'- nü bitirdi. Ertesi Il. Dünya ve müslümanlarla olan yararlanmak ama- Yüksek Komiserlik Delegas- yonu'nun sorumlusu olarak tayin edildi. Görevi Suriyeli ve yazarlarla temasa geçti; zamanda Arapça bir dergi Paris' e ve bir süre sonra bir lisede yapmaya Bu arada "Basra çevresi ve Cahiz'in konulu teziyle Paris Üniversite- si'nde doktor ( 1950). dan bu üniversitede dilleri ve ede- konusunda ders verdi. 1956'da Sorbonne Üniversitesi'ne geçerek emekli- kadar Bölümü'nü ve onun ra Bibliotheque H. Mass is- lami Eserler ve Arapça ihtisas Kütüphane- si'ni kurdu. Pellat. Encyclopedie de l'Is- lam ile el-Karmil (Hayfa) ve Hamdard Islamicus (Karaçi) bilimsel dergile- rin yer gibi Aca- demie des Sciences d'Outremer ile I'Aca- demie des Inscriptions et Belles-Lettres'in de üyesiydi. Arap dili, tarihi ve medeniyeti çok kitap ve ma- kalesi bulunan Pellat. Cahiz ve eserleri hak- mes- "I'homme de Djahiz" (Cahiz'in Eserleri_ en aktif yazar ve re- daktörlerinden biri Encyclopedie de l'Islam'da (EF [Fr.J) 250'den fazla mad- desi ba- A) Telifleri: Langue et litterature arabes (Paris 1952; Ar. Tari- 223

Upload: others

Post on 22-Oct-2020

3 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

  • 1810'da Razovat'ta meydana gelen çar-pışmada Baba Paşa üstün Rus kuwetleri karşısında yeniidi ve önemli kayıplar vere-rek iyi tahkim edilmiş olan Pazarcık'a geri çekildi. Burada savunmaya geçti, başarısız da olsa birkaç huruç harekatında bu-lundu. 1300 kadar süvarisini kaybetmesi ve özellikle kumandanları İsmail Paşa'nın Ruslar'a esir düşmesi üzerine Pazarcık'ta daha fazla dayanamadı, ancak teslim ol-mak da istemedi. Hacıoğlupazarı ve He-zargrad Ruslar'ın eline geçti. Silistre Ka-lesi, buranın eski mütesellimi Yılıkoğlu'nun Ruslar'la gizlice anlaşması üzerine vire ile teslim oldu, Toktoran da aynı akıbete uğradı (Haziran 181 1). Rus Generali Sergius Kaminski'nin aldığı takviye kuwetleriyle 3 Haziran'da saldırıya geçmesiyle kolundan yaralanan Baba Paşa 7 Haziran 1811 'de 2000 kişi ile birlikte esir düştü (a.g.e., IX. I 78). Pazarcık korkunç bir katliama sah-ne oldu (Zinkeisen, VII, 662). Yılıkoğlu'nun bu ihaneti ve Baba Paşa'nın esareti istan-bul'da geniş yankı uyandırdı ve ll. Mahmud cihad-ı ekber ilan etmek zorunda kaldı (Da-nişmend, IV, 100) .

    İbrahim Paşa, savaşı sona erdiren Bük-reşAntlaşması'ndan (29 Mayıs 1812) son-ra itibarlı bir esaret geçirdiği Rusya'dan döndü (Kasım 1812). Esareti esnasında ll. Mahmud ve Mısır Valisi Mehmed Ali Paşa dahil olmak üzere önde gelen pek çok ki-şi tarafından kendisine ve ailesine maddi yardımda bulunuldu. Dönüşünde de aynı ilgiyi gördü, kısa bir müddet Kuzguncuk'-ta Yazıcı Mehmed Efendi Yalısı'nda din-lendi. Burada başta Kaymakam Paşa ve Kaptan Paşa olmak üzere devlet ricali ve bizzat ll. Mahmud tarafından ziyaret edil-di, büyük iltifata nail oldu ve nakit para ile ödüllendirildi (Cabl ömer Efendi, II, 924, 933). Bu arada kendisine Sivas valiliği tev-cih edilerek ( 18 Ocak ı 8 ı 3) maiyetine bir miktar top ve topçu askeri verildi ve Ana-dolu'nun eşkıyadan temizlenmesiyle vazi-felendirildi. 24 Mart 1813 tarihinde yola çıkması münasebetiyle Haydarpaşa çayırında padişahın da yer aldığı parlak bir uğurlama merasimi tertipiendi (a.g .e., ll, 957) Merkezi hükümeti uğraştıran ve önemli bir yerel güç haline gelen Divriğili Kösepaşazade Veli Paşa'nın tenkili Baba Paşa'nın en önemli işi oldu; kendisine havale edilen işi başarıyla yerine getirerek ll. Mahmud'un takdirini kazandı (a.g.e., ll , 1014; Sakaoğlu. s. 191-192, 202-206) . Mart 1815'te Erzurum valiliğine tayin edildi. Burada isyan halin-de bulunan Anadolu sahilleri seraskeri Şerif Mehmed Paşa, Çıldır Valisi Selim Paşa ve oğulları ile uğraştı. Şerif Mehmed Paşa

    aman dileyince affedildi. Acara ve Ahıska dolaylarında hüküm süren Selim Paşa ve oğullarıyla çetin bir mücadele içine girdi. Sarp kalelere sığınmış olmaları bunların kurtulmasına yetmedi ve ele geçirilerek idam edildiler. 1816 sonlarında Diyarbekir valiliğine gönderildi ve 20 Kasım 1816'da şehre girdi. Ancak bir müddet sonra azie-dilerek Bursa'da oturması istendi. 22 Şubat 1817'de üç yıl kadar kalacağı Bursa'ya geldi. Burada tanıştığı Gazzl Dergahı şeyhlerinden Gazzlzade Abdüllatif Efendi ken-disi için Vekiiyi-i Baba Paşa adıyla bir eser kaleme aldı. Ekim 1819'da inebahtı ve Karlı-ili sancakları mutasarrıfı oldu; Te-pedelenli Ali Paşa'nın te'dibi ile görevlendi-rildL 1821 senesi içinde vefat etti ve Kar-lı-ili'de defnedildi. Genel olarak aralarında yetiştiği Rumeli ayanlarında pek görülme-yen bir sadakatle sonuna kadar devlete hizmet etmiş olan Pehlivan İbrahim Paşa, Anadolu'daki eşkıya tenkili esnasında res-men "seyyid" lakabı ile anılmışsa da (Şan!zade. ll, 188; Sakaoğlu, s. 205-206) bu, otoritesine dini saygınlık ekleyen bir tasar-ruftan öteye geçmez.

    BİBLİYOGRAFYA :

    Cabl Ömer Efendi, Tarih [haz. Mehmet Ali Bey-han). Ankara 2003, I, 114-115,178, 344-347 , 370-372,391,429,444-445,521,526-527,545-546, 552, 554, 574, 576-579, 635-636, 639, 659,661,669, 696;11,922,924,933, 935, 937, 957-958, 990, 1014; Şanlzade, Tarih, ı, 276; ll, 188; Gazzlzade Abdüllatif Efendi. Vekayi-i Baba Paşa, Bursa Eski Yazma ve Basma Eserler Ktp., Orhan Gazi, nr. 1 043; Zinkeisen, Geschichte, VII, 662; Cevdet, Tarih, IX, 139-140, 142, 177-178, 180; Sicill-i OsmanL ll , 41; İsmail Hakkı Uzunçar-şılı, Meşhur Rumeli Ayanlanndan Tirsinikli is-mail, Yılık Oğlu Süleyman Ağalar ue Alemdar Mustafa Paşa, İstanbul1942, s. 21-24, 31 , 34-36, 43; Danişmend, Kronoloji, IV, 84, 99-1 00; Uyan Padişahım [haz Cahit Öztelli), İstanbul 1976, s. 330-335; Necdet Sakaoğlu, Anadolu Derebeyi Ocaklanndan Köse Paşa Hanedanı, İstanbul 1998, s. 171, 191-192, 196,202-210,212, 214; Kemal Beydilli. Osmanlı Döneminde imamlar ue Birimamın Günlüğü, İstanbul 2001, s. 125; N. Jorga, Osmanlı imparatorluğu Tarihi [tre. Ni lü-fer Epçeli). İstanbul 2005, V, 169-171, 248.

    L

    li! KEMAL BEYDiLLi

    PELLA T, Charles (1914-1992)

    Fransız şarkiyatçısı. _j

    Cezayir'in Kastantine şehrinde doğdu. Ailesinin Fas'a yerleşmesi sebebiyle ilk ve orta öğrenimini Darülbeyza'da ( Casabian-ca) tamamladı. 1933-1935 yılları arasında Bordeaux Üniversitesi'nde Arap dili ve edebiyatı okudu; ardından Fas'a dönüp

    Charles Pellat

    PELLAT, Charles

    Merakeş Enstitüsü'nde öğretim görevlisi oldu. 1935 yılının sonunda askere alınarak Cezayir'e gönderildi; ancak orada da ça-lışmalarına devam etme fırsatı buldu ve özellikle Berberller'in dili üzerine kitap ve malzeme topladı. Askerliğin ardından 1938'de girdiği Cezayir Üniversitesi Ede-biyat Fakültesi'nde Serberi Dili Bölümü'-nü bitirdi. Ertesi yıl Il. Dünya Savaşı çıktığında Arapça'sından ve müslümanlarla olan yakın ilişkisinden yararlanmak ama-cıyla Fransız Yüksek Komiserlik Delegas-yonu'nun basın sorumlusu olarak Şam'a tayin edildi. Görevi sırasında Suriyeli şair ve yazarlarla temasa geçti; aynı zamanda Arapça aylık bir dergi çıkarmaya başladı. Savaşın ardından Paris' e yerleşti ve kısa bir süre Dışişleri Bakanlığı'nda çalıştıktan sonra bir lisede öğretmenlik yapmaya başladı. Bu arada "Basra çevresi ve Cahiz'in yetişmesi" konulu teziyle Paris Üniversite-si'nde doktor unvanı aldı ( 1950). arkasından bu üniversitede Doğu dilleri ve ede-biyatları konusunda ders verdi. 1956'da Sorbonne Üniversitesi'ne geçerek emekli-liğine kadar başkanlığını yürüttüğü İslam Araştırmaları Bölümü'nü ve onun yanı sıra Bibliotheque H. Mass adıyla anılan is-lami Eserler ve Arapça ihtisas Kütüphane-si'ni kurdu. Pellat. Encyclopedie de l'Is-lam ile el-Karmil (Hayfa) ve Hamdard Islamicus (Karaçi) adlı bilimsel dergile-rin yayın kurullarında yer aldığı gibi Aca-demie des Sciences d'Outremer ile I'Aca-demie des Inscriptions et Belles-Lettres'in de üyesiydi. Arap dili, tarihi ve medeniyeti hakkında yazılmış çok sayıda kitap ve ma-kalesi bulunan Pellat. Cahiz ve eserleri hak-kında yaptığı çalışmalardan dolayı mes-lektaşları arasında "I'homme de Djahiz" (Cahiz'in adamı) lakabıyla tanınıyordu.

    Eserleri_ Pellafnın en aktif yazar ve re-daktörlerinden biri olduğu Encyclopedie de l'Islam'da (EF [Fr.J) 250'den fazla mad-desi bulunmaktadır. Çalışmalarından ba-zıları şunlardır: A) Telifleri: Langue et litterature arabes (Paris 1952; Ar. Tari-

    223

  • PELLAT. Charles

    l].u'l-luga ve'l-edebi'l-'Arabi, tre. Refik İbn Vennas v.dğr., Beyrut 1997); L'arabe vi-vant; mots arabes groupes d'apres le sens et vocabulaire fondamental de l'arabe moderne (Paris 1952); Le milieu basrien et la formatian de Gahiz (Pa-ris 1953; doktora tezi; Ar. el-Cfi/:ıi? fl'l-Başra ve Bagdad ve Şamerra', tre. İbrahim el-Kilan!, Dımaşk 1961 ); Textes berberes dans le parler des Alt Seghrouchen de la Moulouya (Paris 1955); Introduction a l'arabe moderne (Paris 1956); Recueil de text es tire s de la presse ara be, pre-cedes d'une introduction (Paris 1958); Aşaletü'l-Ca]J.i? (Darülbeyza 1962); İbn Şüheyd el-Endelüsi ]J.ayatühCı ve aşaruh ( Arnman 1965); Risale fi'l-]J.ilm 'in-de'l-'Arab (Beyrut 1973); Cheherazade, personnage litteraire (Hiam Eboul-Hus-sain ile birlikte, Alger 1976); Dictionnaire arabe-français-anglais (ilk iki cildi Re-gis Blachere, Mustafa Chouemi ve Claude Denizeau tarafından çıkarılan sözlüğün [Pa-ris 1967, 1970] lll ve IV. ciltlerinin hazırlanmasına Pellat da katılmıştır, 1976, 1985); Etudes sur l'histoire socio-culturelle de ]'Islam, 7e-15e s. (London 1976; 1944-197 4 yılları arasında yayımianmış Fran-s ızca, İngilizce ve ispanyolca yirmi bir ma-kalesinden oluşmaktadır); Ibn al-Muqaf-fa', mort vers 1401757. "conseilleur" du calife (Paris 1976); Textes arabes rela-tifs ala dactylonomie (Paris 1977); Cinq calendriers egyptiens (Kahire I 986).

    B) Neşirleri: Cahiz'in eserlerinden der-lediği Şu]J.uf mu{ıtdra min kelami Ebi 'Oşman el-Ca]J.i? (Paris 1949); yine Ca-hiz'in Kitabü'l-Kavl ti'l-bigal'i (Kahire I 955), Kitabü't-Terbi' ve't-tedvir'i (Dımaşk ı 955) ve Müfa{ıaretü'l-cevari ve'l-gılman'ı (Beyrut ı 957); Fransızca tercü-mesiyle birlikte İbn Şeref ei-Kayrevanl'nin Mesa'ilü'l-intiJsad'ı ( Questions de critique litteraire, Cezayir 1953); İbn Kuteybe'nin Ki-tdbü'l-Enva'ı (Muhammed Hamidullah ile birlikte, Haydarabad 1956; Bağdat 1988); İbn Şüheyd el-Endelüsl'nin Divan'ı (Bey-rut I 963); Mes'Gdl'nin MürCıcü'ı-ıeheb ve me'adinü'l-cevher'i (1-V, Beyrut 1966-1974, Ar. indeks: I-II, Beyrut 1979); Fran-sızca tercümesiyle birlikte Cahiz'in Risale fi'n-nübl ve't-tenebbül ve ıemmi'l-kibr'i ("Une risala de Gai:ıi? sur le snobisme et l'orgueil", Arabica, XN/3 1 1967]. s. 259-283); Muhammed b. Muhammed b. Süleyman er-RGdanl'nin en-Na]fı'a 'ale 'l-aleti'l-ca-mi'a'sı ("L'astrolabe spherique d'Al-Ruda-ni", BEO,XXVI, Damas 1973, s. 7-82) ; İmamüddin el-İsfaMnl'nin rubailerini içeren

    224

    Divanü Dü Beyt'i (l:favliyyatü 'l-Cami'a-tü't-Tanisiyye, Tunus 1975, s. 5-31 ).

    C) Tercümeleri: Description de l'occi-dent musulman au IV•-x• siecle (Alger 1950, Muhammed b. Ahmed el-Makdisl' -nin A/:ısenü't-te/j:asim f'[ ma'ri{eti 'l-e/j:a-lfm'inin bir bölümü); La litterature ara-be des origines a l'epoque de la dynas-tie umayyade (Paris I 950, Cario-Alfon so Nallino'nun başlangıçtan Emevller döne-mine kadar Arap edebiyatı tarihine dair Kahire Üniversitesi'nde verdiği Arapça kon-feransların Maria Nallino tarafından İtalyanca'ya yapılan tercümesinin Fransızca'ya çevirisi); Le livre des avares (Paris 1951, Cahiz'in Kitfibü'L-Bui].ala' adlı eseri); Le livre de la couronne (Paris 1954, Ca-hiz'in Kitfibü't-Tac If ai].La/j:i'l-mülükü ); Les Prairies d'or (I-III, Paris 1962-1971, Mes'O-dl'nin Mürücü'?-?eheb ve me'adinü'l-cev-heri); "L:astrolabe spherique d'Ar-Rüdani" (Bu ILetin d'etudes orientales, XXVlll 1 Da-mas 1975]. s. 83-165, Muhammed b. Mu-hammed b. Süleyman er-RCıdanl'nin en-Na/j:ı'a 'ale'L-aleti 'L-cami'a's ı).

    D) Makaleleri: "Sur deux emprunts au berbere par l'arabe dialectal nord-africa-in" (Melanges offerts a William Marçais par L'Institut d'etudes islamiques de L'univer-sitedeParis [Paris 1950]. s. 277-288); "Nem-rod et Abraham dans le parler arabe des juifs de Debdou" (Hesperis, XXXIX !Paris 1952]. s. 121-145); "Öahiz;iana: ı. Le Kitab al-tabaşşur bi-1-tiğara attribue a öat:ıiz" (Arabica, I [Leiden 1954]. s. 153-165); "Dic-tons rimes, anwa' et mansions lunaires chez tes arabes" (Arabica, II 119551. s. 17-4 ı); "Öat:ıiz;iana: ll. Le Dernier chapitre des avares de öat:ıiz;" (Arabica, ll [1955 ı. s. 322-352); "Öat:ıiz;iana: lll. Essai d'inventaire de l'oeuvre öat:ıiz;ienne" (Arabica, III [1956]. s. 147-I 80); "U ne charge contre !es seeretai-res d'etat attribue a öat:ıiz" (Hesperis, XLIII 1 ı 9561. s. 29-50); "Un fait d'expressivite en arabe: l'itba'" (Arabica, IV 1 I 957], s. ı 3 I-149); "Les emprunts arabes dans le parler Ahaggar" (Etudes d'orientalisme dediees a la memoire de Levi-Provençall Paris I 962]. ı, 239-259); "Les Esclaves-chanteuses de Öa])iz;" (Arabica, X/2 119631. s. I 21-147); "Essai de reconstitution d'un poeme de Ma'dan as-Sumayti" ( Oriens, XVI 11963 ı. S. 99- ı 09); "AI-Öat:ıiz;. tes nations civilisees et tes croyances reügieuses" (JA, CCLV 1 I 967]. s. 65-1 05); "Sur la formation de quelques expressions proverbiales en arabe" (Ara-bica, XXIIIli [1976], s. 1-12); "Coup d'oeil sur l'histoire de l'lslam" ( Communaute mu-sulmane 1 ed. Georges Levitte, Paris I 978], s. ı 3-24 ı; "AI-Öat:ıiz;, heresiographe" ( BEO,

    XXX [Damas 19781. s. 147-158); "Le Ca-lendrier agricole de Qalqasandi" (Aisl., XV [Le Caire 1979 ]. s. 165-185).

    BİBLİYOGRAFYA :

    Necib ei-Akiki, el-Müsteşri~ün, Kahire 1980, 1, 353-359; Yahya Murad, Mu'cemü esma'i'L-müs-teşri~ln, Beyrut 1425/2004, s. 216-221; R. Arnal-dez, "Charles Pellat", JA, CCLXXXI/3-4 ( 1993). s. 226-229; Muhammed Cade, "Pellat Charles", Ma'lemetü'l-Magrib, Rabat 1413/1992, VI, 1963-1964; Nehle ei-Hımsl, "Bella Şarl: 1914-1993", el-Mevsü'atü 'l-'Arabiyye, Dımaşk 2002, V, 239-240. ~

    ıııııru KEMAL ÇiÇEK

    L

    L

    PENCABİ

    (bk. PENCAP).

    PENCAP

    Günümüzde büyük kısmı Pakistan' da,

    küçük bir kısmı Hindistan'da kalan bölge.

    _j

    ı

    _j

    İçinden geçen İndus nehriyle onun dört kolundan dolayı "beş su" (penç ab) anla-mında bir isim taşıyan Pencap, Hint alt kıtasının kuzeybatısında yer alır. Eskiden si-yasi bakımdan bir bütün olan bölge 1947'-de 50.362 km2 'si Hindistan'da, 206.433 km2'si Pakistan'da kalacak şekilde iki dev-let arasında paylaştırılmıştır. Kuzeydoğudan güneybatıya doğru hafif eğimle alça-lan bölge verimli topraklara sahiptir; başlıca tarım ürünleri buğday, dan, pirinç, arpa, mısır. pamuk ve şeker kamışıdır.

    Arkeotojik bulgular, Pencap'ın etnik açıdan genelde Türkistan ve Orta Asya ile bağlantılı olduğunu ve yerleşik hayatın günü-müzden 9000 yıl öncesine kadar gittiğini göstermektedir. Milattan önce lll. binyıla ait Harappa ve Mohenjo-Daro harabeleriy-le tanınan İndus medeniyetinin yaşadığı bu bölge dünyada ilk tarihi dönemlerin başladığı yerlerden biridir. Zaman içinde İranlılar, Makedonyalılar, Afganlar, Araplar ve Türkler gibi çeşitli unsurların yerleşmesine sahne olmuş, bu durum etnik ve dini yapısını, kültürünü etkilemiştir.

    Pencap'a İslamiyet, Emevi Kumandanı Muhammed b. Kasım es-Sekafi'nin Mül-tan'ı fethetmesiyle geldi (94/712) X. yüz-yılda Gazneli Mahmud'un Hindistan sefer-leri sırasında burada HindOşahller hüküm sürmekteydi. Gazneliler'den sonra Gurlu-lar'ın hakimiyetine giren bölge 1206'da Kut-büddin Aybeg tarafından ele geçirilerek Delhi Sultanlığı'nın bir eyaleti haline geti-