life for work Şubat

1WWW.LİFEFORWORK.COM

2 WWW.LİFEFORWORK.COM

Burnout - Tükenmişlik

4

Doğru Eğitim nasıl buluruz

18

Sunuma hazırlınırken

22

Şikayet Yönetimi

8

Coaching

12

Eğitimde öğrenilenleri iş hayatında uygulamak

14

İÇİNDEKİLER


BURNOUTTÜKENMİŞLİK

Burnout (tükenmişlik) Send-

romu’ Son günlerde yeni iş

ortamları, yönetimler, yapı-

lan işlerin nitelikleri ve ba-

ğımsız çalışabilme durumları,

çalışanlarda, çok yaygındır.


Burnout – Yoksa artik tükendim mi?

Kendinisi yorgun ve tüken-miş mi hissediyorusunuz. İşler artık çok mu fazla

geliyor? Enerjinis de mi yok? Bunların hepsi burnout belirtisi olabilir.

Burnout, aylara yıllara uzanan çok sinsice bir sürectir. Sebepleri arasında kronik yüklenme, stress ve çalışma hayatında hayal kırık-lığı gösterilmekte. Nedenleri iş hayatı dışından da kaynaklanıyor olabilir.Burnout kendini, azalan performans, süregelen yorgunluk ve tükenmişlik olarak gösterir. Hobbyler ve sosyal hayat ihmal edilir. Çok büyük kişilik değişim-leri meydana gelir.

Sürecin dört aşamaları vardır. Birinci aşamada iş daha fazla önem kazanır. İş daha faz-la zaman ve enerji harcanır. İkinci aşamada değer sistemi değişir. Kişi iş daha fazla önem katar. Üçüncü aşamada kişi ruhsal sağlığını ihmal eder ve sosyal cevre ile iletişimden kacınır. Tükenmişliğe geçiş dördüncü aşamada gerçekleşiyor. Tükenmişlik kendini bitmişik, korkaklık ve mantıksızlık olarak kendini gösterir. Belirtiler çoğu kez depresyonla çok benzer.

Tükenmişlik Sendromu

Burnout (Tükenmişlik): vücudun ve ruhun tükenme süreci. Bu sü-rec etkilenenler tarafından deği-şik belirtiler gösterek yaşanmakta, durdurulmadığı takdirde hep çöküntü ile bitmekte. Burnout bir hastalık değildir. Dünya sağlık örgütü (WHO) bunout’u “Hayat şartların zorlayan şartları ile baş

etme olarak tanımlanmakta”.

1. Aşama: İş daha fazla önem kazanmakta

Burnout sürecinin başında etkile-nen, işini zamanında yetiştireme-yecek, zamanın yetersiz olduğu hisine kapılmakta. Onun için işine daha fazla zaman ve enerji harcamakta. Sonra boş zamanları, hobby spor ve cevresi için gerekli zamanı kalmamakta.

Bu tarif size uyuyormu ?

İşiniz başınızdan aşkın mı? Size verilen görevleri belirli süre zarfında yapılmasının imkansız olduğunu mu düşünüyorsunuz? İşinizi hal etmek için daha fazla süre ve dikkate mi ihtiyacınız var? Spor, dinlenme ve sosyal aktivite için zaman bulamıyormusunuz? Arkadaşlarınız ve akrbalarınız için yeterince vakit ayıramıyormunuz?

Arada sırada işin hayatınız ha-yatınızın önemli bir bölümünü oluşturabilir. Mesela terfi aldı-ğınızda ya da kendi işinizi kur-duğunuzda. İşinizin hayatınızın önemli bölümünü kaplamaya baş-ladıysa, kendiniz bu durumla baş edebilirmisiniz diye bir düşünün?

Yorucu bir günden sonra, arka-daşlarınızla olan buluşmayı iptal etmeniz normaldir. Fakat diğer-lerinden kactiğinizi ve iş uğrunu ihtiyaclarınızdan vazgectiğinizi fark ediyorsanız,dikkat etmeliniz, çünkü tehlike canları çalmaya başlamıştır.

Yapacağınız iş sırasındaki molala-ları iyi ayarlayın, yeterince din

lendiğinizde emin olun. Günlük planlamalarınıza molalarınızıda planlayın ve takviminizi ona göre düzenleyin. Meditasyon, yoga ve tai chi gibi rahatlatıcı aktiviteleri kullanın.

2. Aşama: Değer sistemi deği-şiyor

İş hayatındaki başarızlıklar kişisel yenilgi olarak görünmekte. “İş” ve “Performans” gibi değerler, değer sisteminden her gün daha da değer kazanmakta. İşin her gün daha da önem kazanmazıyla etkilenen sosyal cevresini neden ihmal ettiğini savunmakta ve boş zamanının olmadığını iş yoğunluğuna sebep bulmakta. Ailesine yakın cevresini artık zaman ayıramakta ve bu aile içi gerginliği neden olmakta.

Bu tarif size uyuyormu?

İşinizin daha önemli olduğu bahanesi artık arkadaşlarınıza inandırıcı gelmemeye başladığının farkına varıyorsunuz. İşinize daha fazla zaman ve enerji harcıyorsunuz çünkü herkesin işine göre değer gördüğünü dü-şünüyorsunuz. Arkadaşlarınız ve akrabalarınızın değerinizi bil-mediğini düşünüyorsunuz çünkü onlar şimdiye kadar hep orta halli işler yaptılar ve gerçek işten ha-berleri yok.

Kendinizi, iş hayatınızdaki ba-şarılarınızı cevrenizin üstünde tuttuğunuzu yakalarsanız teh-like canları sizin için de çalıyor demektir. Bu duruşunuz büyük ihtimalle işinize fazla değer ver-mekten gelmektedir. Bu belirti burnout sürecinin devam ettiğini


göstermekte.

İşiniz hayatın her alanında yer almasına izin vermeyin. Evinize iş götürmeyin. Boş zamanlarınızda maillerinizi okumayın ve ulaşılır olmayın. Cevrenizini çok fazla çalışıyorsun uyarılarını ciddiye alın. Dışardan bakanlar fazla yüklenmeyi daha raht görürler. Eşiniz sizdeki değişimi rahatlıkla fark eder, siz fark etmesenizde.

İşin hayatdaki yerini belirten çokça iddia bulunmakta. İnsanlar işine, maaşına ya da iş posisonuna değişik anlamlar katmakta. Cemiyetin önemli yerinde yer alsada, diğer yaşam alanlarında çok önemli olduğunu asla unutmayın. Eşiniz iş hayatında beklenen başarıya yakalamamış olsada bu onun kötü biri olduğu anlamına gelmez.

Arkadaşlarınıza ve ailenize tutu-nun. Onlar sizi herzaman kabul edecektir, bazen egoistce dav-ranmış olsanız bile. Bu sürecten sizi bir terapi, bu döngüye nasıl girdiğiniz konusunda yardımcı olacaktır.

3. Aşama: Kendinize olan bağı kaybetmek

Gelişmiş burnout sürecinde etki-lenen kendini daha soyutlamakta. Dış dünyaya karşı daha agresif davranmakta, cevresine alaycı yaklaşmakta. Sosyal cevresi ile ilişkilerini minimuma indirmek-te, kendi başına daha fazla vakit geçirmekte ve bu sürelerde alkol kullanımı artmakta. İlgisi tama-men performansa odaklanmış, ruh sağlığı gittikce kötüleşmekte.

Bu tarif size uyuyormu ?

Kendinizi çok fazla mı soyutladı-nız ve arkadaşlarınızı ailenizi size yaklaşmasına izin vermiyormu-sunuz? İşteki başarızlıklar sizi ray dan mı çıkartıyor.

Performansa odaklanmanız geliş-miş burnout evresini göstermekte. Çöküntünün önüne geçmek için zaman kaybetmeden terapiye baş-lamalısınz. Bir molaya ihtiyacınız var, fakat tatil bunun için yeterli olmayabilir. Kişiliğiniz değişti ve bir uzman ile ruhsal durumunuzu gözden geçirmelisinz.

4. Aşama: Tam Tükenmişlik

Panik ataklar, aşırı alkol kullanımı ve depresiv davranışlar burnout sürecinin çok fazla geliştiğini göstermekte. Tam tükenmişliğe ve çöküntüye neden olmakta. Bu evredeki kişiler intihar tehlikesi ile yaşamakta.

Bu tarif size uyuyormu?

Panik ataklarınız var mı? Dep-resyonda olduğunuzu düşünüyor-musunuz? Devam yaşamanın bir anlamı varmı diye düşünüyorsu-nuz.

Panik ataklar ve depresiv durum-lar burnout sürecinin sonuna ge-lindiğini göstermekte. Bir uzma-na görünmeniz gerek. Durum o kadar vahim ki bir çöküntü heran beklenmeli. Tedavi uyun süreli ruhsal çöküntüleri önleyebilir.

Sonuc

Ne kadar kısa sürede burnout sürecini fark ederseniz o kadar cabuk bu sürecten kurtulursunuz. Belirtilere dikkat edin ve cevre-den gelen uyarıları ciddiye alın. Siz sadece bir yorgunluk hisse-dersiniz. Cevreniz sizdeki deği-şikliği fark edecekir. Özel çatış-malar arttğında ve işe olan bakış acınız değiştinde, birşeylerin doğ-ru gitmediğini anlayabilirsiniz.


Şikayet YönetimiŞikayetlerin sayısını artıran, hataların sayısını azaltır

Şikayetler neden yöneltilmelidir ?

- Memnun müşteri yaşadığı olumlu tecrübelerini 3-4 kişiye anlatır.

- Memnuniyetsiz müşteri,yaşadığı memnuniyetsizliklerini ve olumsuz tecrübelerini en az 10 kişi anlatır.

- 100 Memnuniyetsiz müşteriden sadece 4’ü sorumlu firmaya şikayetini iletiyor.

- Yeni müşteri kazanımı, elde olan müşteri elde tutmaktan 10 kat daha masraflıdır.

- Şikayetlerin %80 yalnış anlaşılmadan kaynaklanmakta.


Tecrübeler memnun olma-yan müşterilerin çoğu, bir şey demeden memnun

olmadıkları firmadan koptukla-rını göztermektedir, onun için şikayetler her zaman firmalar için müşteriyi tekrar memnun etmek için bir şanstır.

Şikayet yönetimi ile müşterinin geri bildirimi alınır ve gelecek için bir öğrenme süreci sonucundan firmaya büyük bir kazanım olur.

Şikayet yönetiminin hedefleri

Aktif şikayet yönetimi, bir firma hakkında güçlü ve gücsüz yön-lerini, müşteri acısından göss-termekte, bu yönler genellikle çalışanların hatasında kaynaklan-maktadır.

Başlıca hedefleri:

- Müşterinin sorunun he-men cözülmesi ile hizmet kalite-sinin artması

- Müşterinin memnuniyet-sizliğin minimuma indirilmesi ile müşteri memnuniyetin artırılma-sı.

- Hataların önlenmesi ile şikayet masrafların düşürülmesi

Başarı ile çözülen şikayetler, müşteri üzerinde duygusal ve olumlu bir etki bırakmakta. Buda müşterinin uzun süre o kurumda kaldığını göstermekte.

Şikayetleri cözüme ulaşan kişiler,hiç şikayeti olmayan müşterilere nazaran, kuruma daha bağlı müşteriler olduğu gözlenmkete. Şikayeti çözülmüş müşteri, yeniden ürün, hizmet alımı göstermekte ve

memnuniyetini tandıklarına

anlatmaktadır.

Müşteri şikayet davranışları

Müşteri şikayet davranışı, satın alma olayı hakkındaki olumsuz bir şeyin iletilmesini kapsayan davranışsal ve davranışsal ol-mayan, satın alma olayı ile ilgili algılanan tatminsizliği tetikleyen tepkiler grubudur. Davranışsal şikayet, müşterilerin şikayeti ilet-mek üzere bir davranış içerisine girmesini ifade eder. Davranışsal olamayan şikayet ise müşterinin herhangi bir eylemde bulunma-masını ifade eder. Geleneksel bakımdan müşteri şikayet dav-ranışı ele alındığında, müşteriler üç farklı yaklaşım ile şikayeti ele almakta. Bunlar: Özel tepkiler, doğrudan seslendirme ve üçüncü şahıs eylemleridir.

Müşteri Şikayet kanalları neler-dir?

Müşteri şikayet kanalları şikaye-tin ifade edilme şeklini ortaya ko-yar. Şikayetlerin yapıldığı kanallar

sınıflamasında; sesli şikayetler, yazılı şikayetler, telefon şikayetleri ve online veya elektronik şikayet kanallarının yaygın bir bicimde kullanıldığı görülür.

Şiddet Tırmanması

Karşılanmayan ihtiyaclar kişi-lerden sorunlara neden olmakta. Bu problemler anlaşılmadığı ve çözülmediği zaman çatışmaları meydan getirmekte. Bu çatışmalr çözülmediği taktirde krizler oluş-makta, tek kişide oluşacağı gibi birden fazla kişidede görü


Kavga Hormonları

Vücudumuz tehlike anında kendini hormonal davranışları gösterek koruma altına alır. Bu hormonlar olağan du-rumlarda kendimizi korumak için ge-rekli desteği ve refleksleri sağlar.

Tehlike anında nasıl davranırız

İnsan vücudu tehlike anında vücudun tanımladığı üç duruma geçmektedir.

Saldırı

Kacış

Ölü adam

Sinirli bir müşteri saldırıya gecmeye karar verdi. Fakat bunu her zaman biz-ler göremeyebiliriz. Bu durumda müş-teri dışarıdan herhangi bir bilgi algıla-yamaz. Bu durum 2-3 dakika sürebilir bazen 10 dakikayı bile gecebilir.

Bu durumda müşteri rahat bırakılmalı ve sürenin geçmesi beklenme


Kesin Sorular ile kesin sonuca ulaşmak

Coaching sürecinde karar verici faktör dinleyebilme yetisidir. On-dan sonra güzel soru sorabilme sanatı devreye girer. Sorular ile-tişimin alfabesi gibidir. Merkezi iletişim araclarıdır. Sokrates in dediği gibi “Cevaplarımız yok sa-dece sorularımız var” İş hayatında herkes cevap ve çözümlere odaklanmış. Hızlı sonuclar çok önemli. Herkes cevap veriyor ve soru sormasını unutuyor.

Coaching dinlemekten faz-lasıdır

Coachingin hedefi dinlenen kişi-nin düşünme süreci ve düşünme örneklerini anlamaktır. İlk önce hedefimiz kişinin nasıl biri oldu-ğunu anlamak ve kendini yönet-me mekanizmasını nasıl geliştir-ceğimiz olmalıdır. Herkes başka bir dil konuşur ve kendi keli-melerini en iyi kendi anlar. Koç karşısındakinin kişiliğine girer ve

içeriği karşısındakinin anlayacağı şekilde tercüme eder.

Mesafeden izlemek

Coaching ile karşınızdakine ken-disini belirli bir mesafaden izle-

mesine

olanak tanır. Ken-

dini dışar-

dan izlemek çok yararlıdır. Kişi kendini dışardan izlerken iki şey gerçekleşir. Yansıma ve kendini tanıma. Espiri bununla beraber en uygun aractır. Kendisine gü-lebilen kişi, kendisine belirli bir mesafe ile yaklaştığını gösterir.

Satır aralarını okuyabilmek

“Karşımdakinin cevabını duyma-dan ne söylediğimi bilmiyor-dum” Paul Watylawick. Bir Koç karşısındakinin, hangi cümle, hangi kelime ya da düşünceyi derinlemesine işlediğini hiçbir zaman bilmez. Karşısındaki

kendini anlatığınıda bu olgu gelişir. Kişinin koçun ya-nında kendini ne kadar rahat hisederse koçun işi

okadar kolaylaşır. Burada önemli olan karşidakinin men-faatidir.

Kendi kendine konuşmaları tanıma

CoachingŞimdiki zamanımızda sadece yöneticiler coachinge marus kalmıyor, çalışanlarda çoğu kez bu sürecten geçmekte.Yaşadıkları olumlu deneyim sonucu çoğu yönetici çalışanlarınada coachingi tavsiye etmektedirler. Oluşan reka-betten dolayı daha çok küçük ve orta ölçekli şirktelerde gelişim eğitimlerin önemi arttı. Coaching eğitimleri de bu

doğrultuda artış göstermekte.


Hayatın sahnesinde herkes ken-dinin başrolünü oynar. Değişien kulisde gelen giden herkes yar-dımcı rolü üstlenir. Kendi rolünüz durmadan devam eden ekser-sizlerle gelişir. İş baskısı, devam eden sorunlar ya da krizler, sabır-sızlık ya da beklentiler gibi dışsal ve içsel güdüler kişileri hayatlarını devamını sağlamakta.

Onun için kendi kendine görüş-meleri yansıtmak çok önemlidir. Kendi kendine düşünmeler ve iknalar, kendi düşünmeleri ve iş-lemleri engelemektedir. Kendine olan fazla güven insanın en büyük engelidir.

Kocun burada en önemli görevi, çalışanın satır aralarında düşün-

düklerini cımbız misali çıkart-mak ve işlemek. İçsel duruş ve beklentiler görüşmelerde neler olacağına yön vermekte.

Kendi kendine bulunan güçlü yönler çok önemlidir. Bu gücler kişiyi başarıya götürür. Koç un görevi kişinin bu gizli güçlerini ortaya çıkartmak daha doğrusu, kişiye görünür hale getirmektir. Kişiye işini başarı ile yapması için cesaret gelir ve işini daha gayretli yapar.


Eğitimde Öğrenilenleri İş Hayatında Uygulamak


Eğitim ve seminerlerde verilen mesleki ve ki-şisel gelişim eğitimleri,

iş hayatında uygulanabilirse, ancak hedefine ulaşmış olur.Araştırmalar mesleki ve kişisel gelişim eğitimlerini oluştu-ranları, düzenleyenlerin her zaman ilk amaç olarak öğ-retilenlerin iş hayatında uy-gulanmasını amacladıklarını göstermektedir. Fakat çoğu eğitim ve seminerlerin tersine pratiğe uygulanmadığı göz-lenmektedir. Eğitim sonrası yapılan denemeler, hikayelerin anlaşıldığını göstermekte fakat pratiğe uygulanmaya çalışıldı-ğında sorunlar çıkmakta.

Öğrenilen neden pratiğe uygulanmıyor?

Eğitimde öğrenilen konuların çoğu kez pratikle uyuşmaması-nın nedenleri:

Eğitim ya da seminerin dizay-nı gereken önlemlere uyma-ması.İçerikler, örnekler ya da alıştır-maların, gerçek iş hayatındaki görevlerle ilgisi olmaması.Çalışanların öğrenme ve uygu-lama motivasyonu eksik.Eğitimciler, çoğu zaman eği-timden sonra eğitim alanlar ile iletişime geçmiyorlar.

Öğrenilen pratiğe nasıl uygu-lanır?

Bu durum aslında sorulmama-sı gereken bir sorudur, çünkü her eğitimin her seminerin

hedefi gerçek yaşantı olmalıdır. Bunun için de eğitmenin, eği-timden önce, eğitim esnasında ve sonrasında alması gereken bir diz önlemler vardır bir dizi önlemler almalıdır.

Öğrenme Analizi

Öğrenme analizi ile şimdi-ye kadar öğrenilmiş bilgi ve becerilerin, kişinin şimdiki ve gelecekteki iş ile ilgili öğren-me ihtiyacı ile karşılaştırma yapılır. Bu analiz sayesinde kişi ile ilgili en iyi sonuç alınır ve kişinin öğrenme süreci ile pra-tiğe uygulama süreci minimum indirilmiş olunur.

Çalışan Sorgulamaları

Daha zor görevlerde eğitimler-de ya da seminerlerde çalışan sorgulamaları veya birebir görüşmeler ile kişin beklenti-leri ve hedefleri doğrultusunda, eğitim içeriklerinde ve işleyi-şinde değişiklikler yapılabilin-mektedir.

Zaman planlaması

Zaman planlamasının da öğre-nilenin pratiğe uygulanmasın-da önemli bir yer tutmaktadır. Tatil öncesi gidilen bir eğitim ya da semineri iş hayatını uy-gulamak daha zor olmaktadır. Öğrenilen ile uygulama ile ne kadar çok zaman geçerse onu iş hayatına aktarılması daha da zor olmaktadır.

Eğitmenler öğrenmeyi sağla-

malıdırlar

Eskiden öğrenme sürecinin üretime bağlı olarak gelişirken şimdilerde etkileştirmeye bağlı süreçler önem kazanmaktadır. Eğitimcinin rolü bu süreçte daha çok önem kazanmakta, çünkü üretime bağlı öğrenme-yi savunanlar öğrenilen kişiden kişiye aktarıldığını savunmak-ta, yani eğitmenin başarısı eğitmene bağlı.Etkileştirmeye bağlı öğren-mede eğitmenin işlevi değişti. Katılanların kendileri verdik-leri kararlar ile öğrenme süreçi değişmekte. Eğitmen, eği-timciden, öğrenme danışmanı olarak değişmekte. Etkileştir-meye bağlı öğrenmede transfer üretime bağlı öğrenmede daha hızlı ve etkili gelişmektedir. Eğitim süreçinin tasarımı çok iyi hazırlanmalıdır ve eğitim-ci eğitime çok az müdahale etmelidir, yani kişi tamamen kendi isteği ile öğrenmeye ha-zır hale getirilmelidir. Eğitimci monologdan kaçınmalı ve eğitime katılanları aktif olarak eğitimin içine çekmelidir.

Eğitimin yararını katılımcıla-ra belirgin etmek

Çalışanlar eğitime gönüllü olarak katılmayı, ancak onla-ra yarar ve faydaları belirgin edersiniz sağlamış olursunuz, böylelikle kendi kendilerine öğrenmeyide motive etmiş olursunuz ki buda eğitim verme sürecini eğitmen ya da eğitim şirketi aleyhine avan-


tajlı durumu getirir. Bu durum daha oluşmamışsa, mesela eğitim veya seminerin tanıtı-mında, o zaman eğitim başla-dığında en geç eğitimin yarar ve faydalarında bahs etmelidir. Mesela “Bu eksersiz ile müşte-ride….. ulaşırsınız” Ayrıca aşağıdaki konularda yardımcı olacaktır:

Eğitmenin model rol fonksi-yonu

Eğitmen, iletişiminde göste-receği örnek davranış, sağla-yacağı huzurlu ve rahat ortam için model rol üstlenecektir. Beraber öğrenme zevk verebil-melidir.

Eğitim içeriklerin sırası

Eğitim içerikleri mantıklı bir sıra içerisinde olmalıdırlar. Genelden özele doğru bir geçiş olmalıdır. Herkesin fark edeceği kolay bir içerik, katı-lımcılarda güven ve şeffaflığı ortaya çıkartacağından ayrıca bir motivasyon kaynağı ola-caktır.

Eğitime aktif katılım

Eğer katılımcılar eğitimlere aktif olarak isteklerini, bek-lentilerini ve bilgilerini akta-rabilirlerse ve eğitimin akışını yönlendirirlerse, bu onlar için bir motivasyon kaynağı olaca-ğından ileride öğrendiklerini iş hayatında uygulamak daha kolay gelecektir.

Alıştırmaların örneğin ala-kaları

Eğitimde çözülmesi gereken alıştırmalar ve örnekler iş ha-yatı ile alakalı olmasına dikkat edilmesi gerekir. Örnekler ve alıştırmalar, katılımcıların gerçek hayatda iş hayatında kullanabilir olmalıdırlar.

Tartışma ortamı

Eğitimde ortaya çıkacak soru şekilleri konunun tartışmaya açık olmalıdır. bu şekilde ka-tılımcı öğrenileni iş hayatında uygulamakta kolaylık yaşaya-caktır.

Karşılıklı paylaşım

Öğrenme motivasyonu için katılımcılar arasındaki payla-şım da çok önemlidir. Onun için grup çalışmaları her eği-timde olmalıdır.

Katılımcılar ile ayrı ayrı ilgi-lenmeli

Bir eğitimci ne kadar katılım-cısı ile ilgilenir onu ayrı ayrı ele alırsa o kadar iyi, mesela özgeçmişi, deneyimleri ve öğ-renme şekilleri o kadar iyidir. Fakat bu her zaman mümkün olmuyor. Mesela büyük gruplar da olduğu gibi. Eğitimde katı-lımcı ile ne kadar fazla iletişi-me gecilirse, o kadar öğrenme motivasyonu artar ve eğitim hep akılda kalır.


Doğru Eğitim’i nasılbuluruz?


Mesleki gelişimin önemi

İş dünyası hep gelişmekte. Onun içinde bildiklerimiz her zaman güncel kalmamakta. Mesela bir cerrah, bugünkü şartlarda en iyi eğitim almış olsada, 5 - 10 sene sonra ki gelişmelere ayak uyduramaz. Kullandığı yöntemler eskimiş olacaktır. Bu durum sadece tıp dünyası için değil her mes-lek dalı için geçerlidir. Kendi branşıyla ilgili bilgileri hep güncel tutmak, gelişmeleri ta-kip etmek, her çalışanın yerine getirmesi gerek görevlerdir. İş-verenler ve yöneticiler çalışan-ların her zaman gelişmesinden yanalar ve buna göre önlemler alınmakta: E-learning, coac-hing, seminerler ve çok daha fazlası. Bu kadar çok seçenek varken en doğrusu hangisi? Bu konu ile ilgili bir kaç önerimiz olacaktır tabikideAtasözün dediği gibi “İşleyen demir pas tutmaz” insan bey-nini tarif eder gibi. İnanılması zor ama düzenli olarak bir şeyler öğrenmezsek, öğrenme yetisini kaybederiz. Bu durum-da beynimiz Stand-By modu-na geçer zamanla tüm yetileri kaybetmeye başlar. Düzenli öğrenme beynimizi formda tu-tar, sadece bilgi tazeleme değil, yeni bilgi edinmede daha kolay gelir.

Doğru gelişim programını nasıl buluruz?

Bir gelişim programına ka-tılmaya karar verdiniz. Hem

zihninizi formda tutmak, hemde işinizde güncel bilgileri yakalamak için. Fakat sizin için en ideal program ya da eğitimi nasıl bulacaksınız. Eği-tim programı secmeden önce bunlara göz önünde bulundur-malısınız.

Sebepler

Kişisel ya da mesleki gelişim programları ve eğitimleri ge-nelikle para ve zamana bağ-lıdır. Çoğu kez amacınızdan eğitimlerden önce yöneticiniz ya da patronuda ikna etmeli-siniz. Onun için bir programa katılmadan önce sebeplerini, size, iş hayatınıza ve en önem-lisi şirketinizi katacağı artı ya da eksileri iyi analiz etmelisi-niz.

Amac

Kendi işinizi mi kuracaksınız, iş değişikliği mi planlıyor-sunuz ya da işinizde bir terfi mi amaçlıyorsunuz? Devam etmeden önce amacınız belli olmalıdır. Çünkü öğrenme motivasyonunuz amacınıza göre şekillenecektir.

Motivasyon

Kendi isteğiniz, kendi eksikle-rinizi kapatmak için mi yoksa işvereniniz karşısında kendini-zi zorunlu his ettiğinizden mi gelişim programına katılıyor-sunuz. Bu sorunun cevabı size eğitim programı konusunda çok yardımcı olacaktır. Mo-

tivasyon ancak sizin isteğiniz doğrultusunda artacaktır ve size faydası olacaktır.

Şimdi yukardaki noktaları iyice düşündünüz ve sonunda bir programa katılmaya karar verdiniz. Peki, bunca teklifler ve eğitim programları arasında hangisini sececeksiniz hangisi-ne karar vereceksiniz.Aşağıdaki noktalar size bu konuda da yardımcı olacaktır.

Yeterlilik

Hangi sertifikalara sahipsiniz? Şimdiye kadar hangileri size, işinize yardımcı oldu? Çalıştı-ğım pozisyonda hangi yeterli-likler ve beceriler gereklidir.Bu soruları çözdüğünüzde size en uygun programa biraz daha yaklaşmış olacaksınız.

İş verenin yardımı

İşvereniniz size bu konuda nasıl destek olacak? Şirketiniz tarafından verilen bir program var mı?

Tavsiye

Cevrenizde daha önce bir eğitim programına katılan var mı? Tandıklarınızın ya da iş arkadaşlarınızın bir tavsiyesi var mı? Daha önceden eğitim programlarında katılan olmuş-sa onunla mutlaka iletişime geçin çünkü tavsiyeler her zaman tecrübeye dayalıdır.


Öğrenme alışkanlıklarınız

Ne şekilde daha kolay öğrenir-siniz? Yalnızken mi yoksa grup çalışmasıyla mı? Yalnızken daha kolay öğrenirseniz, o za-man e-learning tercih etme-niz sizin yararınıza olacaktır. Gruplarla daha kolay derseniz o zaman mutlaka, bir progra-ma dahil olmalısınız.

FF Analizi

Fiyat-Fayda Analizi yapaca-ğınız secimlerde çok önemli yer tutmakta. Unutulmaması gereken konuda tabikide fiyat konusudur. Bunu çok iyi etüt etmek gerek. Bunlar sadece eğitim fiyatı değildir. Seya-hat, konaklama, yemek ayrıca almanız gereken eğitim ekip-manları dahil etmeniz gereken hesaplamalardır.Karar verdiğinizde tüm mas-rafları hesaplayabilirsiniz ve bunların toplamını bir kağıda yazınız. Şimdi sıra eğitimin faydalarına geldi. Bunlarıda aynı kağıda yazınız.

Eğitim programı iş yerinizdeki pozisyonu nasıl etkileyecek?

Eğitim programı sonrası terfi şansınız var mı? Daha maaşı-nıza etkisi olacak mı?

Eğitim programı bilgilerini başka yollarla bulabilirimiyim?

Şu anki maaşım ile bu eğitimi finanse edebilimiyim yoksa borçlanmalılıyım mı?Eğitim şirketlerini araştır-mak

Eğitim şirketleri ya da eği-timcileri hakkında ilk izlenim yaratmak için internette bir araştırma yapılabilir. Ama, işkur’un, meslek kuruluşla-rı, ticaret odaları, dernekler ve üniversitelerin teklifleri-de değerlendirilebilir. Fakat heryerde olduğu gibi, buradada piyasanın altında olan şirket-lere dikkat edilmeli. Aşağıdaki kriterlere dikkat edin.

Şirketin ünü

Eğitimlerin yeterliliği

Size verilecek sertifikanın türü. Sizin branşınızda geçerliliği var mı? Değeri nedir ?

Ekipman: Eğitim sınıfları ve öğrenme malzemeleri yeterli mi?

Teklifleri değerlendirmeden önce mutlaka deneme eğitimi var mı diye sorun.


En iyi sunum araçları bile, uygun bir biçimde kul-lanılmadıklarında, sunuma

zarar verebilirler. Bu araçlar sunumu desteklemeli sunumun kendisi olmamalıdır.

• Herşeyi önceden kontrol edin.

• Dikkati denetlemek için gereçleri tam zamanında kullanın

• Görsel gereçlere yönelerek değil dinleyici ile konuşun

• Görsel gereci kullanırken daha sesli konuşun

• Görüşü engellemeyin, her yerden rahatça izlenebilsin

• Bitirdiğinizde bu yardımcı gereçleri ortadan kaldırın

Sunuş Mekanının Kon-trolü

İster bir konferans salonunda ka-labalık bir dinleyici topluluğuna, ister meslektaşlarınızdan oluşan küçük bir gruba konuşacak olun, sunuş yapacağınız mekanı önceden incelemeniz gerekir. Konuşmalar genelde, birkaç biçimde gerçekleştirilir:

• İşyerinde düzenlenen yu-

varlak masa toplantıları; yönetim kurulu toplantısı,pa-zarlama toplantısı, bölüm to-plantıları gibi. Bunlar resmi ya da gayri resmi niteliktedir.

• Sizin işyerinizde ya da baş-ka işyerlerinde düzenlenen müşteri toplantıları;genelde bu toplantılara en fazla on iki kişi katılır.

• Otellerde düzenlenen bölge toplantıları; 20 ya da daha fazla kişinin katıldığı pazar-lama toplantıları gibi.

• 150’den fazla katılımcının bulunduğu, otellerde ya da

Sunuma hazırlanırken


konferans merkezlerinde dü-zenlenen konferanslar.

Sunum yapılmadan önce konuş-manın yapılacağı mekanı ziyaret etmek, sunuşunuzu olumsuz etkileyeceğini düşündüğünüz ayrıntıları değiştirmek ve orta-ma alışmak için iyi olacaktır. Sunum yerindeki imkanların, dinleyici kitlesinin, sunumun ve kendinizin gereksinimlerini ne kadar karşıladığını belirleyin. Sunumunuz için önceden iyi test edilmiş olan görsel donanımlara gerek duyabilirsiniz. Donanımı kendiniz idare edeceksiniz, nasıl kullanıldığını bilmeniz ve tüm işlevlerini araştırmanız gerekiyor. Bazen ne kadar iyi bir içeriğe sahip olursanız olun teknik donanım ya da sunum araçlarının kullanımı konusunda yaşayacağınız problemler o gü-zelim anlatıma gölge düşürebilir. Dinleyiciler ne tür sandalyelerde oturacaklar? Dinleyicinin dik-katini toplamadaki sorunlarını önlemek istiyorsanız, plastik ya da düz sandalyeler daha uygun-dur. Oda nasıl düzenlenecek? U ya da dairesel biçimdeki düzen dinleyicileri fikir alışverişine yönlendirir. Masalara kümelen-dirilmiş sandalyeler takım çalışmasına özendirir ve hepsi konuşmacıya dönük durumda sıralanmış sandalyeler genel tek yönlü sunum yapma biçimidir. Aydınlatma, okuma için yeterli mi ve bir film ya da slayt sunu-lurken kapatılabilir mi? Kürsü ya da gerekirse mikrofon olacak mı? Yeri ve olanakarı değerlendirme-niz, size zamanı geldiğinde, sun-umunuzun neye benzeyeceğinin tam bir görsel anlatımını sunar.

Eğer mümkünse, önceden ko-nuşma yapacağınız yere gidin ve burada en azından bir kez dene-me sunumu yapın.

Küçük Mekânlarda Dikkat Edilmesi Gerekenler

• Dinleyicilerin salona nasıl bir oturma düzeni içinde yer-leşmesini istediğinize karar verin. Masaya gereksinim var mı? Yoksa masaların ol-madığı bir yarımay dizilimi mi uygun? Birlikte, ayrı ya da size yakın oturmasını is-tediğiniz katılımcılar var mı? Herkes birbirini, sizi ve eğer görsel malzeme kullanacak-sanız ekranı görebilecek mi?

• Notlarınız, görsel malzeme-ler ve dağıtacağınız belgeler için yeterince yer var mı? Dinleyicilerle aranızda masa gibi bir engel var mı, yoksa kapana kısılmış bir vaziyette mi olacaksınız? Tabloyu ve projektörü nereye koya-caksınız?

• Prizler nerede olacak? Uz-atma kablosuna ihtiyacınız

olacak mı?

• Eğer gerekirse, ışıkları nasıl kapatacaksınız? Ekranda ayrıntıları işaret etmek için elinizde bir çubuk olacak mı? Isınma ve havalandırma ile ilgili değişiklikleri nasıl ya-pacaksınız?

• Çay, kahve servisi ne zaman, kim tarafından yapılacak?

• Odada saat bulunuyor mu? Yoksa kendi saatinizi mi kul-lanacaksınız? Kol saatinizi çıkarıp önünüze koysanız dahi, zamanı küçük bir masa saatinden okumak daha kolay olacaktır.

• Kalemler, not defterleri ve suyu kim sağlayacak?

• Toplantı da sigara içmek ser-best olacak mı?

Orta Büyüklükteki Mekan-larda Dikkat Edilmesi Gere-kenler


Küçük mekanlar için verdiğimiz listedekilerin tamamını gözden geçirmek gerekir.

• Sunuşunuzun bir otelde gerçekleşecekse, kullana-cağınız salonun kiralan-masından sorumlu yönetici-nin ismini alın.

• Salona ne zaman gireceksi-niz?

• Toplantının organizasyonun-dan kim sorumlu olacak ve mekanda sorumlu sıfatıyla kim bulunacak?

• Sandalyeler rahat mı? To-plantı uzun sürecekse, yerle-rine daha rahat sandalyeler koymak mümkün mü? Fazla-dan sandalye gerekebileceği-ni de hesaba katın ve bir oturma planı hazırlayın.

• Toplantı salonunda cep tele-fonu gürültüsünü önleyin.

• Görsel malzemelerin sunu-munda kullanılacak cihazları kontrol edin. Projektörü kullanabiliyor musunuz? Salondaki model bildiğiniz bir model mi? Nasıl bir ekran kullanılacak?

• Kürsü kullanacaksanız, yük-sekliğini öğrenin. Alçaltıla-biliyor mu? Gerektiğinde üstünde durmanız için bir şeyler verecekler mi? Ana ışıklar kapatıldığında not-larınızı okuyabileceğiniz küçük bir ışık sağlayabilece-kler mi?

• Kendi görsel malzemelerinizi kendiniz mi sunacaksınız? Bu iş teknisyene kalacaksa, ona ne gibi talimatlar ver-

eceksiniz.

• Işık düğmelerinin nerelerde olduğunu, bunları kimin ida-re edeceğini öğrenin.

• Gerektiğinde salonun sadece yarısını karartmak mümkün olabilecek mi? Pencerelerin örtülmesi gerekiyor mu?

• Tuvaletler ve telefonlar ne-relerde? Otel mesaj alma im-kanı sunuyor mu?

• Kahve çay servisi ne zaman, nasıl yapılacak? Servis to-plantı salonunda mı yapıla-cak? Toplantı salonunda yapılacaksa, servisin toplantı öncesinde bitmesini sağlayın. Konuşmanızın fincan, kaşık şıkırtılarıyla bölünmesini istemezsiniz.

Büyük Mekanlarda Dikkat Edilmesi Gerekenler

Büyük konferanslarda, ay-rıntıların çoğu konferansı dü-zenleyenler tarafından halledilir. Ancak bir konuşmacı olarak asıl sorumluluğunuz, yapacağınız konuşmayı her yönden değerlen-dirmek ve sunuşunuzun sorunsuz geçmesi, profesyonel görünmesi için yapabileceklerinizi düşün-mektir. Ayrıntıları kontrol etmek sorunsuz bir sunuş için gereklidir.Küçük ve orta büyüklükteki me-kanlarda dikkat edilmesi gere-ken ayrıntılara ek olarak büyük mekanlarda da şunları gözden geçirmek gerekir; Konuşmanızı yapacağınız sahneye ya da kür-süye nasıl çıkacaksınız?

• Nerede duracaksınız?

• Sahnede sizinle birlikte başka insanlar da bulunacak mı?

• Dinleyicileri görebilecek mi-siniz? Yoksa ışık size engel mi olacak?

• Görsel malzemeleri nasıl kullanacaksınız?

• Ne tür bir mikrofon kullana-caksınız? Sabit mi olacak, yoksa mikrofonla birlikte dolaşabilecek misiniz?

• Konuşma metniniz dinleyici-lere ya da konferans delege-lerine dağıtılacak mı?

• Dağıtılacaksa ne zaman?

Sunum İçin Kullanılacak Salonunun Hazırlanması

Sunuş yapılacak salonun temiz-letilmesi gerekir. Eşya düzeninin yapılması, yerlerin, kullanılacak masasının, koltukların ve tablo-ların temizlenip, tozlarının alın-ması, oturma düzenlerinin yapıl-ması gerekir. Toplantıdan birkaç saat önce oda havalandırılır. İklime göre klima açılarak ısı derecesi düzenlenir. Sunuşa az bir zaman kala ışık düzeni ay-arlanır. Tüm bu işlerden sonra masa düzeninin yapılması gere-kir. Sunuş için gerekli evraklar ve dosyalar bir gün öncesinden hazır bulundurulmalıdır. Sun-uş bir iş toplantısını içeriyorsa katılacak kişilere toplantının konusuyla ilgili dosya ayrı ayrı masaya kişilerin önüne düzenli bir şekilde yerleştirilmelidir. Ma-


sanın görünüşü estetiğe uygun olmalıdır. Bu nedenle masadaki dosyalar özenle yerleştirilmelidir. Toplantı masasında canlı çiçek bulundurmak estetiği sağlar. Ay-rıca katılımcılara ikram edilecek yiyecek ve içecekler de yönetici asistan tarafından düzenlenir. Yiyecekler toplantı süresine, iklime ve katılacak kişi sayısına göre katılımcıların damak zevki esas alınarak sipariş edilir. To-plantı süresi boyunca aksatmadan yiyecek ve içecek servisi yapılır. Sunuşun başarılı olabilmesi ve

olumlu sonuçlar doğurabilmesi için tüm bu kiriterlerin gerçe-kleştirilmesi önemlidir. İyi bir yönetici sekreter toplantı için gereken en ufak ayrıntıyı bile atlamamalıdır.

life for work Şubat

Documents