lipid - biyokimya.vet · fazla olması arzu edilen proteinler bu lipoproteinlerdir. kan lipidleri...
TRANSCRIPT
Lipid
MetabolizmasıYrd. Doç. Dr. Serkan SAYINER
Yakın Doğu Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, Biyokimya Anabilim Dalı[email protected]
▪Karbonhidrat ve proteinlerle birlikte organizmanın
organik maddelerini oluşturan lipidlerin hücre zarlarında
yer almak gibi bazı yapısal fonksiyonları varsa da, asıl
görevleri organizmanın karbonhidratlardan sonra en
önemli yakıt kaynağı olmalarıdır.
▪Alınan besin maddeleri içerisinde lipidlerin bulunması
yağda eriyen vitaminler için ve belirli doymamış yağ
asitleri yönünden önemlidir.
Lipid Metabolizması
▪ Lipidler organizmanın enerji deposunu oluştururlar. Ağırlıkları dikkate alınırsa, aynı ağırlıktaki karbonhidrat ve proteinlere oranla yaklaşık iki misli kalori verirler.• TG 9 kcal/g iken bir karbonhidrat veya protein 4 kcal/g.
▪Vücudun karbonhidrat depolama yeteneğinin çok sınırlı olmasına karşılık, yağlar sınırsız denecek kadar çok miktarda depo edilebilirler. Ancak buna rağmen vücudun tercih ettiği kalori kaynağı lipidler değil, karbonhidratlardır.
Lipid Metabolizması
▪ Lipidler organizmaya en çok nötral yağlar, özellikle trigliseritler (TG) biçiminde dahil olurlar. Ayrıcakolesterol ve diğer lipidler de az miktarda organizmaya alınırlar.
▪ Lipidler, karbonhidrat ve proteinlere kıyasla daha çok karbon, buna karşılık daha az oksijen taşırlar. Bundan dolayı da, karbonhidrat ve proteinlere göre daha az oksitlenmiş halde bulunmalarına karşılık daha çok oksitlenebilirler, yani başka bir deyişle daha çok enerji verebilirler.
Lipid Metabolizması
▪TG akümülasyonu memeli adipoz hüclerin
sitoplazmalarında gerçekleşir.
▪TG damlacıkları biraraya gelerek büyük bir globül
oluştururlar ve hücre hacminin çoğunu işgal ederler.
▪Adipoz hücreler TG’leri depolayan, sentezleyen,
montajlayan ve gerektiğinde yakıt moleküllerine
(serbest yağ asitleri-SYA) mobilize eden özel hücrelerdir.
Lipid Metabolizması
▪Yağ asitleri• Protein ve karbonhidratlara (KH) göre daha fazla
anhidrözdür ve redüksiyon potansiyelleri daha
yüksektir.
• Non-polardırlar. Yüksek hidrasyon potansiyeline
sahiptirler.
• Daha fazla metabolik su üretimini sağlarlar. Özellikle
kış uykusuna yatan hayvanlarda önemli.
Lipid Metabolizması
▪Total Vücut Yağı, Total Vücut Suyu ve Yağsız Vücut Kütlesi arasındaki ilişki normal ve yetişkin canlılarda dar sınırlar içinde tutulur.
▪Yaş ve cinsiyete bağlı olarak total vücut suyu değişebilir.
▪Vücut yağ oranın hayvanlarda genelde % 18 civarındadır. Yağ doku daha az su içerdiğine göre (birim gramda), obez hayvanlarda yağsız hayvanlara göre vücut suyu daha azdır.
Lipid Metabolizması
▪Total vücut suyu pubertadan sonra dişilerde erkeklere göre daha azdır (birim vücut ağırlığında).
▪Total vücut suyu ile yağ doku miktarı arasında ters orantı vardır.
▪ Yağ oranı yüksek ise, total vücut suyu azalır.• İntrasellüler ve ekstrasellüler dahil.
▪Ters olarakda; yağ oranı düşerse total vücut suyu artar.
Lipid Metabolizması
Kaynak: Engelgink, 2014
▪Enerji kaynaklarıdır.
▪Membranların yapısal bileşenleridir.
▪Fiziksel travmaya karşı koruyucu görevleri vardır.
▪Termal yalıtkan maddelerdir.
▪Metabolik düzenleyicidirler.
▪Sindirime destek olurlar.
▪Elektriksel yalıtkan maddelerdir.
Lipidlerin Primer Fonksiyonları
Lipidlerin
Sindirimi, Emilimi ve
Taşınması
▪ Lipolitik görüş: Yağlar emülsifiye edildikten sonra
trigliseridler üzerinden yağ asitleri ve gliserine
parçalanarak emilirler. Emilim tamamen kan yolu ile
olmaktadır.
▪Partitisyon görüş: Bir kısım yağlar mono ve digliserid
şeklinde emilirler. Bağırsaktan dokuya geçişi mezenterik
lenf sağlamaktadır. Emilimde kan ve lenf arasında
paylaşma vardır.
Sindirim ve Emilim
▪ Besinlerle alınan lipidlerin büyük bir kısmını
trigliseritler, daha azını fosfolipidler, serbest
kolesterol, ester kolesterol ve yağda çözünen
vitaminler oluşturur.
▪ Lipid sindirimi ince bağırsaklarda (başlıca jejenum) ve
ester bağlarının hidrolitik olarak parçalanması şeklinde
gerçekleşir. Bu hidrolitik parçalanma lipaz enziminin
katalitik etkisi ile gerçekleşir.
Sindirim ve Emilim
Kaynak: Engelgink, 2014
▪ Pankreas tarafından salgılanan lipaz , Ca++ iyonları, sabunlar ve safra tuzları gibi maddeler tarafından aktifleştirilir. • Gıdalar ile alınan lipidlerin lipolizi, kolesistokinin (CCK) ve
sekretin tarafından düzenlenir. Her ikisi de pankreası uyarır.
▪ Lipaz suda eridiğinden, lipidlere etkisini yağ/su sınır yüzeylerinde gösterir. Bunun için de yağların bağırsak peristaltik hareketleriyle ve safra tuzlarının etkisiyle sınır yüzeyleri genişler ve bir mikroemülsiyon durumuna gelirler. Safra asitleri burada yüzey gerilimini azaltıcı bir etki gösterir.
Sindirim ve Emilim
Kaynak: Engelgink, 2014
▪Mikroemülsiyon durumuna gelen yağların hidrolizi
sonunda trigliseritler, monogliseritlere ve serbest yağ
asitlerine parçalanırlar. Lipaz enzimi trigliseritlerin
beta-ester bağlarını etkilemez.
▪ Bağırsak kanalındaki kolesterol esterleri, kolesterol
esteraz enzimi aracılığı ile kolesterol ve serbest yağ
asitlerine, fosfolipidler de fosfolipazın etkisi altında
lizofosfolipid ve serbest yağ asitlerine ayrılırlar.
Sindirim ve Emilim
▪Diyetle alınan yağların sindiriminde yer alan enzimler
Sindirim ve Emilim
Enzim Kaynak Substrat Ürünleri
Süt Lipazı Meme bezi Trigliserit Digliserid + Yağ asidi
Lingual Lipaz Tükrük bezleri Trigliserit Digliserid + Yağ asidi
Gastrik Lipaz Mide/Abomasum Trigliserit Digliserid + Yağ asidi
Pankreatik Lipaz Pankreas Trigliserit ve Digliserit 2-monogliserit + 2 Yağ asidi
Kolesterol esteraz Pankreas Kolesterol ester Kolesterol + Yağ asidi
Fosfolipaz A2 Pankreas Fosfolipid Lizofosfolipid + Yağ asidi
▪ İşte bu hidroliz ürünleri başta monogliseritler ve yağ asitleri olmak üzere tüm lipidlerin katıldığı miselleri oluştururlar. Misellerin yapısında yerine göre gliserol, di-ve trigliseritler de bulunabilir. ▪ Lipidler miseller biçiminde mukoza hücrelerilerine
alınırlar. Mukoza hücrelerinde;• Yağ asitleri monogliseritler ile birleşerek trigliseritleri,
• Serbest kolesterollerle birleşerek kolesterol esterlerini,
• Fosfogliseritlerle de tekrar fosfolipidleri sentezlerler.
• Kısa ve orta boy zincirli yağ asitleri direk portal dolaşım ile karaciğere gönderilir.
Sindirim ve Emilim
▪Tüm bu sentez ürünlerinin ve serbest kolesterolün
proteinlerle birleşmesi sonucu şilomikronlar oluşur.
▪ Şilomikronlar mukoza hücrelerini terk ederek önce doku
aralarına oradan da lenf kanallarına ve son olarak da
ductus thorasicus’a geçerler. Bu şekilde dolaşıma dahil
olan lipidler oradan da adipoz doku, kalp kası, karaciğer
ve akciğer gibi dokulara taşınırlar.
Sindirim ve Emilim
▪ Lenf yolu ile taşınan şilomikronların kan dolaşımına dahil olmaları ile birlikte plazma süt manzarasını alır. Bu olaya emilim hiperlipidemisi denir. Besin alımından yaklaşık 5-6 saat sonra emilim hiperlipidemisi en üst düzeye ulaşır. Yavaş yavaş azalarak yaklaşık 10-12 saat sonra plazma berraklaşır ve eski haline döner.
▪ Plazmanın berraklaşması şilomikronların hücre içine girmesi ile gerçekleşir. Şilomikronların hücrelere girmesi olayına plazma berraklaştırıcı faktör (plazma clearing factor) yardımcı olur.
Sindirim ve Emilim
▪ Şilomikronlar girdikleri dokularda parçalanarak yine yapı taşlarına ayrılırlar.
▪ Böylece açığa çıkan yağ asitleri ve diğer lipidler, parçalandıkları dokulara göre değişik biçimlerde kullanılırlar.
▪Örneğin adipoz dokuda tekrar trigliseritler oluşturarak depo edilirler, kalp kasında ise oksitlenerek enerji üretirler.
Sindirim ve Emilim
▪ Karaciğere taşınan kolesterol burada kullanılır.
▪ Kolesterol karaciğerde endojen olarak sentezlenen
kolesterol ile karışır.
▪ Organizmadaki total kolesterol miktarı karaciğer tarafından
sıkı bir denetim altında tutulur.
▪ Kolesterol emilimi artarsa sentez olayı yavaşlar ve safra ile
kolesterol atılışı hızlandırılır, azalırsa sentez olayı çoğalır.
Sindirim ve Emilim
▪Ruminantların sindirim sisteminin diğer hayvanlara göre
farklı olması lipid sindirimini de etkiler. Ruminantların
besinlerindeki yağ oranı çok düşük olduğundan,
bağırsaklarında az miktarda trigliseride rastlanır.
▪ Bunlar da bağırsak mikroflorası tarafından hidrolize
edilirler. Sonra da hidrojenle doyurulmaları nedeniyle
ruminantların bağırsaklarında daha çok doymuş serbest
yağ asitlerine rastlanır.
Ruminantlarda Sindirim ve Emilim
▪Ruminantların lipid metabolizmasında asıl önemli yer
tutan lipid grubu uçucu yağ asitleridir.
▪Ruminant beslenmesinde önemli bir yer tutan
karbonhidratlı maddelerin özellikle sellülozun sindirim
kanalında fermentasyonu sonucunda elde edilen uçucu
yağ asitleri (asetik asit, propiyonik asit ve bütirik asit)
emildikten sonra portal dolaşımla karaciğere giderler.
Ruminantlarda Sindirim ve Emilim
▪Karaciğer tarafından kullanılan bu uçucu yağ
asitlerinden, propiyonik asit bilindiği gibi en çok
karbonhidrat metabolizmasında kullanılır.
▪Asetik ve bütirik asitler de yağ asitlerinin
sentezinde kullanılırlar.
Ruminantlarda Sindirim ve Emilim
▪ Lipidler suda çözünen maddeler olmadıkları için, kan
yolu ile taşınabilmeleri ancak suda çözünür duruma
gelmeleri ile mümkün olur.
▪ Bunun için de lipidler özel proteinlere bağlanarak
lipoproteinleri oluşturur ve çözünür duruma gelirler.
▪ Serbest yağ asitleri (SYA) albümine bağlanarak
taşınırlar. Albümin azlığı taşımayı aksatabilir.
Lipidlerin Taşınması
▪Kanda bulunan yağlı maddeler 3 şekildedir.
1. Şilomikron denen parçacıklar halinde
2. Görülmeyen yağlı parçalar halinde
3. Albümine bağlı esterleşmiş halde
Lipidlerin Taşınması
Kaynak: Engelgink, 2014
▪ Lipid emiliminin bozulması neticesinde dışkıda anormal
miktarda yağ bulunması steatore olarak isimlendirilir.
▪ Steatoreye neden olan sebepler arasında en çok safra
asidi yetmezliği, pankreatik enzim yetmezliği,
şilomikron sentez problemi ve lenfatik dolaşımın
obstrüksiyonu görülmektedir.
▪ Lipid malabsorpsiyonu sonucunda yağda eriyen
vitaminlerin noksanlığı, kalori yetersizliği, diyare ve
steatore görülür.
Lipid Sindirimi ve Emilim Anomalileri
Kaynak: Engelgink, 2014
Kan ve Vücut
Lipidleri
▪Kan lipidleri başlıca trigliseritler, lipoproteinler,
fosfolipidler, kolesterol ve serbest yağ
asitlerinden oluşur.
▪Normal bir kan plazması açlıkta ortalama olarak
500-600 mg/dl kadar total lipid kapsar. Total lipid
sınırları 350-800 mg/dl arasında değişiklik
gösterebilir.
Kan Lipidleri
▪Total lipidlerin,
•1/4’ünü trigliseritler,
•1/3’ünü total kolesterol meydana getirir. oBu kolesterolün de 2/3’ü yağ asitleri ile
esterleşmiş halde, 1/3’ü serbest kolesterol
biçiminde bulunur.
Kan Lipidleri
▪ Yemeklerden sonra kan süt manzarasını alır. Bu görünüm
şilomikronlardan ileri gelir.
▪ Şilomikronun• %83’ü trigliserit,
• %2’si protein,
• %7’si fosfogliserit,
• %8’i kolesterol (%2 serbest, %6 ester kolesterol)’dür.
Kan Lipidleri
▪ Lipidlerin kandaki miktarının artmasına lipemi (hiperlipidemi) denir. Lipidler kanda lipoproteinlerbiçiminde taşınır.
▪ Trigliserit ve kolesterol fraksiyonunun protein fraksiyonundan daha fazla olanına düşük dansiteli lipoprotein (LDL) adı verilir. Damar sertliği ile ilgisi olan bu lipoproteindir.
▪ Protein fraksiyonunun daha fazla olduğu lipoproteinlere yüksek dansiteli lipoprotein (HDL) adı verilir. Kanda daima fazla olması arzu edilen proteinler bu lipoproteinlerdir.
Kan Lipidleri
▪Hayvanların vücut ağırlığının %10’u lipiddir.
▪Lipidler bağ doku, yağ doku ve hücrelerin
sitoplazmasında yer alır.
▪Ruminantların depo yağları, yüksek oranda
stearik asit, doymamış yağ asitleri ve dallı yağ
asitleri taşımaları ile diğerlerinden ayrılırlar.
Vücut Lipidleri
▪ Sfingomyelin Akciğer ve beyin dokusu
▪Plazmalojenler Kas ve beyin dokusu
▪Glikolipidler Sinir dokusunda
▪ Serebrositler Sinir dokuda yer alan ganliositlerde
▪Kolesterol Beyin, karaciğer ve plazmada
Vücut Lipidleri
▪Trigliseritler: Adipoz doku ve karaciğerde
▪Doymamış yağ asitleri: En çok karaciğerde
▪Fosfolipidler: Adipoz doku dışındaki tüm dokularda
▪ Lesitin, kefalin: Hemen hemen tüm dokularda
▪ İnozitollü fosfolipidler: karaciğer, kalp ve beyinde
Vücut Lipidleri
Lipid Metabolizmasının Özeti
Lipidlerin Karaciğerde
İzledikleri Yolları
▪Yağ asitleri, Asetil KoA ve ATP vermek için okside
ya da aktive edilirler.
▪Asetil KoA’ lar, sitrik asit siklusunda oksidatif
fosforilasyon ile okside edilerek ATP oluştururlar.
▪Karaciğerdeki yağ asitleri büyük oksidatif yağ
yakıtlardır.
ATP üretimi ile CO2’ e oksidasyon
▪Karaciğerde Asetil KoA’ lardan keton cisimcikleri oluşmaktadır.
▪Oluşan asetoasetat ve β-hidroksibütirik asitperiferal dokularda enerji temini için kullanılmaktadır.
▪Bu maddeleri karaciğerin kendisi enerji temini için kullanmaz.
Keton Cisimlerinin Şekillenmesi
▪ Yağ asitlerinden oluşan bazı Asetil KoA’ lar kolesterol sentezi için kullanılmaktadır.
▪ Lipidlerin emilmesi ve sindirimi için esas olan safra asitlerinin kaynağı kolesteroldür.• Çoğu türde kolik asit ve kenodezoksikolik asit primer safra
asitleridir.
• Sentezden sonra amino asitler (taurin) ile konjuge edilir ve safraya salınır.
• Safra asitleri safra kesesinde muhafaza edilir. Gıda tüketimi sonrası ince barsağa dökülür.
• Yağların ve yağda eriyen vitaminlerin sindirimi ve emilimi için gereklidir.
Safra Asitleri ve Kolesterol
▪Yağ asitleri, triaçilgliseroller olarak depo
edilir.
▪Yağ dokuları ya da adipoz dokulara lipid
taşıyan plazma lipoproteinlerinin lipid
kısımlarının sentezi için ilk madde olarak
kullanılırlar.
Plazma Proteinlerinin Sentezi
▪Serbest yağ asitleri, serum albuminine bağlı
olarak iskelet ve kalp kaslarına taşınır ve
yakıt kaynağı olarak kullanılırlar.
Serbest Yağ Asitlerinin Şekillenmesi
Kaynak: Engelgink, 2014
Yağ Asitlerinin
Oksidasyonu
▪ Şilomikronlarla karaciğere gelen trigliseritler, burada
gliserol ve yağ asitlerine parçalanırlar.
▪Gliserol, karbonhidrat metabolizmasında anlattığımız
gibi değerlendirilir. Yağ asitleri ise β-oksidasyon adı
verilen bir yoldan oksidasyona uğrarlar.
Yağ Asitlerinin Oksidasyonu
▪ Yağ Asitlerinin sentezi ve oksidasyonunda ortak bir
molekül yer alır.• Yağ asitleri Asetil-KoA’ dan sentezlenir.
• Yağ asitleri Asetil-KoA’ ya okside olur.
▪Yağ asitlerinin oksidasyonu başlıca mitokondriada
gerçekleşir.• Sentezi ise sitoplazmada cereyan eder.
Yağ Asitlerinin Oksidasyonu
▪ Yağ asitleri, kas, böbrek ve karaciğer dokusu için önemli enerji kaynaklarıdır.
▪ Serdest yağ asidi ifadesi (SYA-free fatty acid/FFA), genellikle esterleşmemiş uzun zincirli yağ asitlerini (UZYA) ifade eder. Bu ifade esterleşmemiş yağ asidi veya non-ester yağ asidi (NEFA) olarak da kullanılır.
▪ UZYA’ leri serumda albümine bağlı olarak taşınır. KZYA ve OZYA’ leri ise daha çözünür oldukları için serbest olarak taşınabilirler.
Yağ Asitlerinin Oksidasyonu
▪Kısa-Zincirli YA• Asetik asit (C2:O)
• Propiyonik asit (C3:0)
• Bütirik asit (C4:0)
• Valerik asit (C5:0)
▪Orta-Zincirli YA• Kaproik asit (C6:0)
• Kaprilik asit (C8:0)
• Kaprik asit (C10:0
• Lauril asit (C12:0)
Yağ Asitlerinin Oksidasyonu
▪Uzun-Zincirli YA• Miristoleik asit (C14:1)
• Palmitoleik asit (C16:1)
• Oleik asit (C18:1)
• Linoleik asit (18C:2)
• Linolenik asit (18C:3)
• Araşidonik asit (20C:4)
• Palmitik asit (C16:0)
• Miristik asit (C14:0)
• Stearik asit (C18:0)
• Araşidik asit (C20:0)
▪Glikoza benzer şekilde yağ asitleride 2 mol ATP
kullanılmak suretiyle daha ileri metabolize edilmeden
önce aktifleştirilir. Yağ açil-KoA elde edilir ve
reaksiyonlar bu aktif ara madde üzerinden yürür.
▪ Yağ asidi katabolizmasında ATP harcanan tek basamaktır
ve irreversibldır. Bu aktivasyonu sağlayan enzim açil-
KoA sentetazdır.• Enzim, endoplazmik retikulum, mitokondri içi ve dış membranda bulunur.
• Farklı tipleri vardır ve her biri farklı zincir uzunluğuna sahip yağ asitlerine özeldir.
• Tümü pantotenik asit bağımlıdır.
Yağ Asitlerinin Oksidasyonu
▪Karnitin• Karaciğer ve böbrekde metiyonin ile lizinden sentezlenir. Tüm
dokularda yaygındır; özellikle kas doku mitokondrial
membranlarında.
• OZYA aktivasyonu ve mitokondria içinde oksidasyonu
karnitin bağımsız olmaktadır. Fakat UZYA-KoA’ lar karnitin
olmadan inner mitokondrial membranı penetre olup, okside
olamaz.
Yağ Asitlerinin Oksidasyonu
▪Karnitin
• CPT-I (Karnitin palmiotiltransferaz-I veya karnitin
açiltransferaz I/CAT-I), dış mitokondrial membranda yer
alan ve UZYA’ları açilkarnitine çeviren bir enzimdir.
• Açilkarnitin daha sonra β-oksidasyon sisteminde yer alan
karnitin-açilkarnitin translokaz (CAT) enziminin (inner
mitokondrial membranda yer alır) etkisi ile inner
mitokondrial membrandan geçer.
Yağ Asitlerinin Oksidasyonu
▪Karnitin• Açilkarnitin inner membranı geçince 1 mol karnitin de
dışarı transport edilir. Yani CAT mitokondrial iç membranda yer alan karnitin değişim transporturu olarak görev yapar.
• Açilkarnitin daha sonra karnitin palmitoiltransferaz-II (CPT-II) enziminin katalizörlüğünde KoA grubu ile reaksiyona girer. Sonuçta Yağ Açil-KoA rejenere olur ve karnitin serbest kalır.
• Mitokondrial membranlarda asetil gruplarının taşınmasını kolaylaştıran bir diğer enzimde karnitin asetiltransferaz’ dır.
Yağ Asitlerinin Oksidasyonu
Kaynak: Engelgink, 2014
Karnitin
Mekik
Sistemi
▪UZYA’ların mitokondrial β-oksidasyonu siklik bir
süreçtir ve 4 enzim içerir. Her bir döngü
tamamlandığında yağ asidinin karboksil ucundan asetil-
KoA koparılır.
▪ Bunun yanında da 1 mol FADH2 ve 1 mol NADH elde
edilir. Bunlarında oksidatif fosforilasyona girmesi ile 5
ATP elde edilir.
Mitokondrial β-Oksidasyon
▪Palmitik Asit (C16:0)• Döngü sayısı 7’ dir ve toplam 7 x 5 = 35 ATP elde edilir.
• Toplam 8 Asetil-CoA elde edilir.
• Asetil-CoA’ lar TCA’ya girerse 8 x 12 = 96 ATP elde
edilri.
• Toplamda 1 mol palmitattan, 131 mol ATP eder.
• Aktivasyonda 2 mol ATP harcanır.
• Dolayısı ile 1 mol palmitattan elde edilen net enerji
129 mol ATP’ dir.
Mitokondrial β-Oksidasyon
▪Döngüde yağ açil-KoA dehidrojenaz izoenzimleri yer
alır. Bunlar LCAD, MCAD ve SCAD’ dır. Her biri sırası ile
C14-C16, C6-C12 ve C4 yağ asitlerine etkir. UZYA’ların tam
olarak okside olması için döngü sırasınca tüm
izoenzimlere ihtiyaç vardır. Çünkü UZYA parçalandıkça
OZYA ve KZYA ortaya çıkar.
▪Uzun zincirli, çift C sayılı ve doymuş yağ asitlerinin
her bir oksidasyon döngüsü 4 adımda gerçekleşir.
Mitokondrial β-Oksidasyon
1. Oksidasyon (Dehidrojenasyon-I)• Aktifleşen yağ asidi Açil-KoA dehidrojenaz’ lar tarafından
tarafından α ve β C’ lardan dehidrojenize edilir.
• Bu noktalarda 2 H kaybederek çift bağ oluşur. Sonuçta Enoil-
KoA meydana gelir.
• Olayda FAD, H’ler alır ve 1 mol FADH2 oluşur. FADH2 solunum
zincirine girer ve 2 ATP sentez edilir.
• Reaksiyonun irreversibldır.o Yağ asidi sentezinde redüktaz enzimi aracılığı ile geri dönüşüm olur ve
NADP rol alır.
Mitokondrial β-Oksidasyon
Kaynak: Engelgink, 2014
2. Hidrasyon• Bu basamakta desaturasyon
olayında meydana gelen çift
bağa 1 mol H2O bağlanır.
• Sonuçta β-hidroksiaçil-KoA
oluşur.
• Bu reaksiyonu enoil-KoA
hidrataz (krotonaz) enzimi
katalize eder.
Mitokondrial β-Oksidasyon
Kaynak: Engelgink, 2014
3. Oksidasyon (Dehidrojenasyon-II)• Bir önceki basamakta meydana gelen β-hidroksiaçil-KoA’
nın OH grubu bir keto grubuna oksitlenir ve β-ketoaçil-KoA
meydana gelir.
• Reaksiyonu β-hidroksiaçil dehidrojenaz enzimi katalizler.
• Hidrojenleri NAD+’ler alır ve sonuçta solunum zincirine
girerek 3 ATP sentezlenir.
Mitokondrial β-Oksidasyon
Kaynak: Engelgink, 2014
4. Tiyolitik Parçalanma (Tiyoliz)• Bu son basamakta, β-ketoaçil-KoA, yeni bir KoA.SH ile
reaksiyona girerek, 1 mol asetil KoA ayrılır.
• Geriye 2 C’u eksilmiş yağ asidinin KoA türevi (kısalmış zincirli Yağ Açil-KoA), yani aktifleşmiş şekli kalır.
• Reaksiyonu tiyolaz enzimi katalizler.
▪Daha sonra döngü başa döner ve Dehidrojenasyon I basamağından tekrar başlar. Her döngü tekrarında yağ asidi zinciri 2 C kısalarak, sonunda tümüyle asetil KoA’ lara bölünür.
Mitokondrial β-Oksidasyon
• Elde edilen asetil-KoA’lar yeniden yağ asidi sentezinde ve steroid sentezinde kullanılabildiği gibi, TCA siklusuna dahil olarak enerji üretimi için de kullanılabilirler.
Kaynak: Engelgink, 2014
Kaynak: Engelgink, 2014
▪Tek C sayılı yağ asitleri (margarik asit-C17, nonadesiklik asid-C19 gibi..) , 3 C’lı propionil-KoA’ ya kadar okside olur. Bu daha sonra süksinil-KoA üzerinden TCA döngüsüne katılır.
▪Doymamış yağ asitleri (DYA) çift bağ noktasına kadar doymuşlar gibi okside olur. Daha sonra ise bir takım reaksiyonlar ile (cis trans, D L formlarının epimerizasyonu) uygun hale getirilerek oksidasyon devam eder.
Mitokondrial β-Oksidasyon
▪Karaciğer ve böbrek hücrelerinin peroksizomlarında
ikinci bir β-oksidasyon formu da gerçekleşmektedir ve
mitokondrial formdan ayrıldığı noktalar vardır.• Kantitatif önemi daha azdır.
• Yağ açil-KoA’ nın aktifleşmesi için karnitin mekik sistemine
ihtiyaç yoktur. Peroksizomlarda CPT-I yoktur.
• Oskidasyon basamağı farklı enzimler tarafından katalizlenir.
Oksidazlar gibi... ve bunların yüksek oksijene ihtiyaçları vardır.
Yan ürün olarak H2O2 üretirler.
• Katalaz peroksizomlarda yaygın bulunan bir enzimdir.
Peroksizomal β-Oksidasyon
▪Özellikle çok uzun zincirli yağ asitlerinin (ör. C20 – C22;
Araşidik asit, Behenik asit) oksidasyonu mitokondrialar
tarafından gerçekleştirilmesi güçtür ve peroksizomal β-
oksidasyon bu noktada önem kazanır.
▪ Peroksizomal enzimler özellikle çok yüksek yağ oranı
içeren gıdaların tüketilmesi ile tetiklenir.
Peroksizomal β-Oksidasyon
▪Ayrıca burda cereyan eden oksidasyon, fosforilasyon ile eşleşemez (uncoupling) ve ısı üretilmek suretiyle termoregülasyon sağlanır (esmer yağ doku gibi). Ayrıca çok uzun zincirli yağ asitlerinden türeyen lipid peroksidleride yok edilir.
▪ Peroksizomların bir diğer fonksiyonuda safra asidi sentezinde kolesterolun yan zincirinin kısaltılmasıdır.
▪ Zellweger Sendromu
Peroksizomal β-Oksidasyon
Kaynak: Engelgink, 2014
Yağ Asitlerinin Sentezi
▪ Yağ asitlerinin sentezi, yağ asitlerinin oksidasyonundan
farklı bir yolla olmaktadır.
▪ Yağ asitleri Asetil KoA’ lardan sentez edilir.
▪Memeli hücrelerinde yağ asitleri sentezi, geniş bir
biçimde karaciğer ve adipoz hücrelerinde daha az
olarak da, bir dereceye kadar laktasyon dönemi gibi özel
durumlarda meme hücrelerinde, böbrekler, beyin ve
akciğerde yapılmaktadır.
Yağ Asitlerinin Sentezi
▪Ökaryotik canlılarda yağ asitlerinin oksidasyonu
mitokondriada, sentezleri ise sitozolde (16 C’ lı
palmitata kadar) gerçekleşir.
▪Daha uzun zincirli yağ asitlerinin sentezi ve doymamış
yağ asitlerinin (çift bağlı) sentezinde ise mitokondriada
ve pürüssüz (smooth) endoplazmik retikulumda bulunan
enzimler görev alır.
Yağ Asitlerinin Sentezi
8 Asetil KoA + 7 ATP + 14 NADPH
Palmitat + 7 ADP + 7 Pi + 14 NADP+ + 8 CoA.SH + 6 H2O
Yağ Asitlerinin Sentezi
▪ Yağ asidi oksidasyonunda aktif tiyoesterler KoA
türevleridir. Halbuki yağ asidi sentezinde açil taşıyıcılar,
tiyoesterler olarak açil taşıyıcı proteinine (ACP)
bağlanır.
▪Oksidasyon reaksiyonunu ayrı enzimler katalize eder,
halbuki memelilerde biyosentez reaksiyonlarının çoğu,
iki polipeptid zincirine sahip multifonksiyonel bir
protein tarafından katalize edilir.
Yağ Asitlerinin Sentezi
▪ Sentez ve yıkımlanma olayları 2 karbon basamaklıdır.
Bununla birlikte oksidasyon olayı, iki karbon birimli
asetil KoA ile sonlanır.
▪Halbuki sentez, uzayan zincire iki karbonlu bir grubu
transfer eden üç karbonlu bir substrat olan malonil-
KoA’ ya ihtiyaç duyar. Bu olayda CO2 serbest bırakılır.
Sonuç olarak indirgenmede NADPH’ a, oksidasyonda ise
NAD ve elektron transfer zincirine ihtiyaç vardır.
Yağ Asitlerinin Sentezi
▪Ökaryotiklerde yağ asidi sentezi 3 basamağa ayrılır.1. Birinci basamakta, mitokondrial asetil-KoA sitozole taşınır.
2. İkinci basamakta, asetil KoA’ nın karboksilasyonu sonucu
malonil-KoA meydana gelir. o Bu safhaya yağ asidi zinciri uzadığından dolayı zincir uzama
reaksiyonu da denir. Asetil KoA’nın karboksilasyonu, yağ asidi sentezi
basamağı ile düzenlenir.
3. Son olarak da, yağ asidi zincirinin gerçek bütünlüğü, yağ
asidi sentetaz tarafından sağlanır.
Yağ Asitlerinin Sentezi
1. SİTRAT TRANSPORT SİSTEMİ• Sitozole asetil KoA temin eden bir sistemdir.
• Ökaryotik canlıların sitozolünde gerçekleşen yağ asitleri
sentezi için gerekli olan asetil KoA’ lar, üretildikleri yer olan
mitokondriadan temin edilirler.
• Açlığın olmadığı durumlarda yağ asitleri, karbonhidrat
metabolizmasından üretilen asetil KoA’ lardan sentezlenir.
• Asetil KoA’ nın mitokondriadan çıkarılması, sitrat transport
sistemi tarafından gerçekleştirilir.
Yağ Asitlerinin Sentezi
• İlk basamakta mitokondrial Asetil KoA, sitrat sentetaz enzimi
tarafından gerçekleştirilen bir reaksiyonda okzaloasetat ile
birleşir. Bu reaksiyon aynı zaman da TCA’ nın da ilk basamağını
oluşturur.
• Diğer basamakta sitrat sitrik asit yoluyla mitokondriden
dışarıya transport edilir.
• Sitozoldeki sitrat, sitrat liyaz tarafından katalizlenen ve ATP
gerektiren bir reaksiyon ile okzaloasetat ve Asetil KoA’ ya
ayrılır.
Yağ Asitlerinin Sentezi
• Mitokondrial malat dehidrojenazın bir izoenzimi olan
sitozolik malat dehidrojenaz, NADH’ ın NAD+’ ye
dönüşmesiyle okzalasetatı malata indirger.
• Diğer reaksiyon, NADP’ nin NADPH’ a indirgenmesiyle ve malik
enzim tarafından katalizlenen bir reaksiyonda malatın
piruvata dekarboksile olmasıyla şekillenir.
• Bu reaksiyonda, sitrat transport sistemi Asetil KoA’ yı
mitokondriadan sitozole transfer etmekle kalmaz aynı zaman
da sitozolik NADPH’ ı da üretir. Yağ asitleri sentezinin ileri
basamaklarında NADPH’ lara gerek vardır.
Yağ Asitlerinin Sentezi
• Yeni oluşan piruvat, piruvat transkolaz tarafından
mitokondriye sokulur.
• Bu piruvat ATP gerektiren bir reaksiyon ile okzaloasetat
oluşturmak için karboksile edilir veya piruvat dehidrojenaz
kompleksli bir reaksiyon ile Asetil KoA’ya çevrilir ve böylece
reaksiyon tamamlanmış olur.
Yağ Asitlerinin Sentezi
2. MALONİL KoA’ NIN OLUŞMASI• Yağ asidi sentezinin ikinci basamağı, sitozolde malonil KoA
oluşturmak için biotin bağımlı enzim olan Asetil KoA karboksilaz tarafından katalizlenen bir reaksiyonda, Asetil KoA’ nın karboksile olmasından ibarettir.o Rate-limitin enzimdir. Allosterik olarak sitrat ve izositrat tarafından
aktive edilir.
o Palmitoil-KoA negatif feedbackle inhibe eder.
o İnsulin aktive eder. Glukagon ve epinefrin inhibe eder.
• Asetil KoA’ nın karboksilasyonu iki safhada gerçekleşir.1. ATP bağımlı HCO3’ ın aktivasyonuyla karboksibiyotin şekillenir.
2. Birinci reaksiyonu, aktive olmuş karbondioksitin Asetil KoA’ ya transferi takip eder.
Yağ Asitlerinin Sentezi
3. YAĞ ASİDİ SENTEZİNİN SON BASAMAĞI• Yağ asitleri sentezi, Asetil KoA ve Malonil KoA’ ların prostetik
grup olan fosfopanteteine transfer edildikten sonra bu
gruplardan yapılır. Aynı grup Koenzim A’ da da bulunur.
• Memelilerde tek bir polipeptid zinciri bütün katalitik
aktiviteleri ihtiva eder. Prostetik grup, multifonksiyonel
proteinde birleşir ve aktif form daha az bulunur.
• Son basamakda 5 reaksiyon yer alır.
Yağ Asitlerinin Sentezi
1. Başlama Safhası• Asetil KoA ve malonil KoA ACP (Açil taşıyıcı protein)’ ye
transfer edilerek esterifiye edilirler.
2. Birleşme/Kondenzasyon Safhası• Ketoaçil ACP sentetaz, asetil ACP’den bir asetil grubunu alır
ve ACP_SH serbest bırakır. Daha sonra ketoaçil sentetaz, asil grubunun malonil ACP’ ye transferini sağlar ve sonraki substratlardan CO2 temin ederek asetoasetil-S-ACPşekillendirir. Malonil KoA’ nın sentezi ATP bağımlı karboksilasyonu gerektirir.
Yağ Asitlerinin Sentezi
3. İndirgenme Safhası• Asetoasetil-ACP’nın ketonu bir alkole çevrilir, böylece ketoaçil
ACP redüktaz tarafından katalizlenen NADPH bağımlı bir
reaksiyonda, β-hidroksibutiril-S-ACP şekillenir.
4. Dehidrasyon Safhası• Bir dehidraz enzimi suyun uzaklaşması ile birlikte bir çift
bağın şekillenmesini sağlar. Böylece krotonil-S-ACP oluşur.
Yağ Asitlerinin Sentezi
5. İndirgenme Safhası• Dehidrasyon ürünü transbutenoil-ACP, NADPH bağımlı enoil-ACP
redüktaz tarafından katalizlenen bir reaksiyonda 4 karbon uzunluğundaki bir açil-ACP yani butiril-S-ACP oluşturmak için indirgenir.
▪ Sentez işlemi birleşme/kondenzasyon safhasının tekrarıyla devam eder, bu arada açil-ACP’ lerin yerine asetil-ACP geçer ve her siklusta yeni bir malonil KoA girer.
▪ Sentez işlemleri 16 karbonlu palmitoil grup şekilleninceye kadar devam eder.
▪ Hayvanlar esansiyeller hariç genellikle tüm yağ asitlerini sentez edebilirler.
Yağ Asitlerinin Sentezi
Kaynak: Engelgink, 2014
Kaynak: Engelgink, 2014
Kaynak: Engelgink, 2014
▪ Sitoplazmik Sistem• Bu sistemde Asetil KoA’ lar birbirleri ile birleşerek uzun zincirli
yağ asitlerini meydana getirirler.
• Sentez için gerekli olan maddeler ATP, CO2, Mn+2, NADPH’ dır.
• Bu sisteme palmitat sentezleyen sistem de denir.
• Sitoplazmik sistemde yağ asitleri yeniden oluşur.
Palmitatdan sonra yağ asidi zincir uzatma
▪Mitokondrial Sistem • Bir yağ asidine, nikotinamidli koenzimlerin etkisiyle Asetil KoA’
lar eklenerek orta ve uzun zincirli yağ asitlerinin sentezi yapılır.
• Bu sistemde zincir uzama reaksiyonları hakimdir.
Palmitatdan sonra yağ asidi zincir uzatma
▪Mikrozomal Sistem• Birden fazla çift bağ taşıyan doymamış yağ asitlerinin
teşekkülünü ve yağ asitlerinin aktif türevlerinin uzamasını sağlar.
• Bu amaçla da NADPH ve malonil KoA kullanılır.
• Mikrozomal sistem de zincir uzama reaksiyonunu ihtiva eder.
• Yağ asitlerinin sentezi için gerekli olan Asetil KoA’ lar mitokondriadaki Asetil KoA’ ların sitrata çevrilerek mitokondria zarını geçmesi ve sitratın tekrar asetil KoA’ ya çevrilmesiyle oluşur.
Palmitatdan sonra yağ asidi zincir uzatma
Yağ Asidi Sentezi ve NADPH Üretimi
Kaynak: Engelgink, 2014
Trigliseridler
ve
Gliserofosfolipidler
▪Trigliseridler ve gliserofosfolipidlerin sitoplazmik
biyosentezi gliserol 3-fosfat oluşumu ile başlar.
▪Çoğu yağ asidi hücre içerisinde triaçilgliserol ya da
gliserofosfolipid şeklinde ve esterifiye formda bulunur.
▪Fosfolipidler metabolik orijinlerine göre sınıflandırılır;
en uygun olan ayrılma, fosfatidiletanolamin olarak
bilinen nötral (zwitterion) fosfolipidler ve
fosfatidilinozitol gibi asidik (anyonik) fosfolipidler
şeklindedir.
Trigliseridler ve Gliserofosfolipidler
▪Nötral fosfolipidler olan fosfatidilkolin ve
fosfatidiletanolamin müşterek bir yolla sentezlenir. 1. İlk önce, dihidroksiaseton fosfat gliserol-3-fosfat
dehidrogenaz tarafından katalizlenen bir reaksiyonla,
glikolizis üzerinden gliserol-3-fosfata indirgenir.
2. Gliserol-3-fosfat daha sonra, açil gruplarının kaynağını
oluşturan yağ asidi açil KoA molekülleri ile iki ayrı
açiltransferaz tarafından katalizlenen açilasyon reaksiyonu
için iskelet olarak hizmet verir.
Trigliseridler ve Gliserofosfolipidler
3. Doymuş açil zincirleri ile yağ asidi açil molekülleri için
tercih olan ilk açil transferaz, gliserol-3-fosfatın 1.
karbonunda esterifikasyonu katalizler.
4. Doymamış olanlar için affinitesi daha fazla olan ikinci
asiltransferaz, monoasilgliserol-3-fosfatın 2.karbonunda
esterifikasyon işlemini katalizler.
5. Sonlanan molekül fosfotidattır. Bu terim açil gruplarına
bağlanma özelliği olan bir grup moleküle verilir.
Trigliseridler ve Gliserofosfolipidler
▪Nötral lipidlerin şekillenmesinde diğer safha, fosfatidat
fosfataz tarafından katalizlenen fosfatidatın
defosforilasyonudur.
▪ Bu reaksiyonun ürünü 1,2 diaçilgliseroldür ve
triaçilgliserol oluşturmak için direkt açile edilir.
Fosfatidik asit ya da bir CTP derive substratı CDP-kolin
veya CDP etanolaminle reaksiyona girererek CDP-
diaçilgliserol oluşur.
▪ İki fosfolipid olan fosfatidilkolin veya
fosfatidiletanolamin sırayla oluşurlar.
Trigliseridler ve Gliserofosfolipidler
▪Fosfatidilkolin sentezi, CDP(sitidin difosfat)-koline ihtiyaç duyar.
▪Kolin kinaz tarafından katalizlenir ve kolinin fosforilasyonu ile şekillenir.
▪CDP-kolin ile diaçilgliserol reaksiyonu fosfatidilkolin sentezini tamamlar. Reaksiyonun paralel bir serisi de, aynı safha için gerekli olan farklı kinaz ve transferaz enzimleri ile fosfatidiletanolamin oluşturmaktır.
Trigliseridler ve Nötral Lipidler
Kaynak: Engelgink, 2014
Eikozanoidler
▪ Araşidonik asitten türerler. Eğer alınan diyet yeteri kadar linoleik asit ihtiva ederse araşidonik asit belli miktarda sentezlenebilir.
▪ Hücre içerisindeki araşidonat, eikozanoidler olarak adlandırılan birçok ürünün kaynağını oluşturur. Bir grup uzun zincirli doymamış yağ asidi ise metabolik düzenleyici olarak görev yapar.
▪ Genel olarak eikozanoidlerin düzenleyici molekülleri iki tanedir.
Eikozanoidler
▪ Birinci sınıf, siklooksijenaz tarafından katalizlenen
araşidonatın siklizasyonundan meydana gelir.
▪ Bu grubun bileşikler prostaglandinler (PG), prostasiklin
ve tromboksan (TX) olup lokal düzenleyiciler olarak
adlandırılırlar.
Eikozanoidler
▪ Eikozanoidler,• Ağrı ve şişliklerin duyarlılığını sağlarlar.
• Hormonlar gibi bir yerde salınıp etkisini başka bir dokuda
göstermezler. Ancak salındıkları yerlerdeki komşu hücrelere
etki ederler (otokrin ve/veya parakrin etki). o Aspirin ise eikozonoidlerin bu etkilerini bloke eder, çünkü aspirinin
etkin maddesi olan salisilik asit, enzimin aktif yeri serin artığına bir
asetil grup transferiyle siklooksijenazı irreverzibl olarak inhibe eder.
Siklooksijenaz aktivitesinin bloke edilmesiyle aspirin eikozonoidlerin
şekillenmesini önler.
Eikozanoidler
▪ Eikozonoidlerin ikinci sınıfı, lipoksijenaz enzimi
tarafından katalizlenen reaksiyonların ürünleridir.
▪ Lipoksijenaz lökotrien A4’ ün sentezindeki ilk basamağı
katalize eder.
▪Daha sonraki reaksiyon diğer lökotrienlerin oluşmasını
sağlar, bunlar anaflaksi oluşturan ve immun sistemi
etkileyen maddelerdir.
Eikozanoidler
Asidik Fosfolipidlerin
ve Eter Lipidlerin
Sentezi
▪Asidik fosfolipidler negatif bir yüke sahiptirler, çünkü
asit grupları genellikle fosforik asit olur ve fizyolojik pH
da dissosiye olur.
▪Asidik fosfolipidler için ilk kaynak fosfatidatların
sentezinde görülen yolla şekillenen fosfotidattır.
Asidik Fosfolipidlerin Sentezi
▪CDP-diaçilgliserol oluşturmak için ilk basamak,
fosfotidat ile CTP nin birleşmesidir.
▪ İkincisi, • E.kolide; CDP-diaçilgliserolden serinin girip CMP nin
çıkmasıyla fosfatidilserinin oluşmasıdır. Enzim; fosfatidilserin
sentetazdır.
• Prokaryot ve ökaryotiklerin her ikisinde ise, inozitolün girip
CMP nin çıkmasıyla CDP-diaçilgliserolden fosfatidilinozitolun
oluşmasıdır.
Asidik Fosfolipidlerin Sentezi
▪ Eter lipidler, dihidroksiaseton-P’ dan sentezlenir ve
ester bağlanmanın oluştuğu yerde eter tipi bağlanmaya
sahiptir.
▪ Bu tip lipidler, çoğu fosfolipidlerin kaynağı olan gliserol-
3-fosfattan ziyade dihidroksiaseton-P’ tan türerler.
Eter Lipidlerin Sentezi
▪ Birincisi, yağ asidi açil gruptan bir açil grubu
dihidroksiaseton-P’ ın 1. karbonuna bağlanarak
esterifiye olur. Bu reaksiyonu gerçekleştiren enzim,
dihidroksiaseton-P açil transferazdır. Netice olarak,
1-açil-dihidroksiaseton-P ve 1-alkil-dihidroksiaseton
fosfattır şekillenir.
▪1-alkil dihidroksiaseton-P keton grubu daha sonra
NADPH tarafından 1-alkilglisero-3-P’ a indirgenir.
Eter Lipidlerin Sentezi
▪ İndirgenmeyi takiben gliserol artığının ikinci karbonunda
esterifikasyon gerçekleşir ve 1-alkil-2-açilgliserol-3-P
şekillenir.
▪ Bunu takip eden reaksiyonlarda defosforilasyon ve kolin
grubunun transferi daha evvel nötral lipidlerin
sentezinde gösterildiği gibidir.
Eter Lipidlerin Sentezi
▪Plazmalojenler diye adlandırılan bir sınıf eter lipidler,
gliserol iskeletinin 1.karbonunda bir tane vinil eter bağı
bulundurur.
▪ Plazmalojenlerin ve diğer eter lipidlerinin fizyolojik
fonksiyonları genellikle belli değildir. Bununla birlikte
trombosit aktive eden faktör (platelet-activating factor)
diye tanımlanan eter lipidinin rolü bilinmektedir.
Eter Lipidlerin Sentezi
▪Gliserol iskeletinin 1. karbonunda bir palmitoil grup, 2.
karbonunda bir asetil grup ihtiva eden eter lipid
molekülü, trombosit aktivatör faktör olarak, kan
pıhtılaşması esnasında trombositlerin kümeleşmesinde
görev alır.
▪Trombosit aktivatör faktörü kuvvetli etkiye sahip olup
0.1 nm düzeyindeki miktarları oldukça etkilidir.
Eter Lipidlerin Sentezi
Sfingolipidler
▪ Sfingolipidler, palmitoil KoA ve serinden meydana
gelirler.
▪ Sfingolipidler, iskeletlerinde yapısal olarak sfingozinleri
bulunduran membran lipidlerinin bir sınıfını oluştururlar.
▪ Fosfogliseridteki gliserolün benzeri olarak burda
sfingozin yer almıştır.
Sfingolipidler
▪ Sfingolipidlerin biyosentez yolunun ilk safhasında, serin
palmitoil CoA ile birleşir ve 3-ketosfinganin meydana gelir.
▪ 3-ketosfinganinin NADPH bağımlı 3-ketosfinganin
redüktaz tarafından indirgenmesiyle sfinganin meydana
gelir.
▪ Daha sonra, flavin ihtiva eden sfinganin dehidrogenaz
tarafından katalizlenen bir reaksiyonla desaturasyon işlemi
meydana gelir.
▪ Çoğu yağ asitleri gibi modifiye enzimlerden sfinganin
dehidrogenaz, aktif yüzeyi sitozole gelecek şekilde
sitoplazmik membranın iç kısmında yerleşmiştir.
Sfingolipidler
▪ Sfingozinin asetilasyonunda (sfingozin açiltransferaz)oluşan seramid, daha sonra fosfatidilkolin ile bir sfingomyelin veya UDP-şeker ile bir serebrosit oluşturmak üzere reaksiyona girerek değişikliğe uğrar.
▪ Daha kompleks yapıya sahip olan şeker lipid bileşiği, UDP şekerlerin şeker olan kısmı(yarısı)nın ilavesini sağlayan reaksiyonla şekillenebilir.
▪ Oluşan son moleküller gangliosidlerdir. Gangliosidler, memelilerde antijen tanınmasında ve çoğu şeker lipidleri gibi plazma lipidlerinin eksternal katının parçasını oluştururlar.
Sfingolipidler
Sfingozin açiltransferaz
Kaynak: Engelgink, 2014
Kolesterol
Biyosentezi
▪Kolesterol sitozolik asetil KoA lardan meydana gelir.
▪Çoğu hayvan hücreleri kolesterol sentezine sahip olduğu
halde, esas olarak kolesterolün sentezlendiği yer ve
sentez yolu karaciğer hücreleridir.
▪Karaciğerde sentezlenen ve besinlerle alınan kolesterol
lipoproteinler bünyesinde vücut hücrelerine(perifer
dokulara) götürülür.
Kolesterol Biyosentezi
▪Kolesterol sentezinde, asetil KoA’ ların senteze katıldığının anlaşılması radioizotop denemelerle ortaya çıkarılmıştır.
▪Anlaşılan diğer bir kısım ise, linear 30 karbona sahip olan ve kolesterol biyosentezinde ara madde olan skualen’ dir.
▪ Skualen şekillenirken 5 karbonlu izopren birimleri birleşmektedir (yani Terpendir).
Kolesterol Biyosentezi
▪Kolesterol biyosentezi 4 basamakda gerçekleşir.
1. Mevalonat Oluşumu (5 C)
2. Mebalonatın İzoprenoid Birimlerine Çevrimi (5 C)
3. İzoprenoid birimlerinden Skualen Oluşumu (30 C)
4. Skualenin Kolesterole Dönüşümü (27 C)
Kolesterol Biyosentezi
▪Kolesterol sitrat transport sistemi ile mitokondriadan transport edilen asetil KoA’ lardan sentez edilir.
▪ Sitozolik asetil KoA’ lar yağ asitleri sentezi için de kullanıldığından bu iki büyük lipid biyosentez yolunun metabolik koludur.
▪Kolesterol sentezlenmesinde ilk safha, 3 molekül asetil KoA nın birbiriyle birleşerek hidroksimetilglutaril-KoA (HMG-KoA)'nın şekillenmesiyle başlar.
Mevalonat Oluşumu
▪HMG-KoA'nın mevalonata indirgenmesini katalizleyen HMG-KoA redüktaz enzimi, kolesterol sentez yolunda hız düzenleyici (rate-limiting) bir enzimdir.
▪ Fosforilasyonla inaktive edilir ve interkonvertibldir.
▪ Buna ilaveten enzimin hücre içindeki miktarı düzenli bir şekilde tutulmaya çalışılır.
Mevalonat Oluşumu
▪ İnsulin, HMG-KoA redüktaz aktivitesini artırır, glukagonise ters etki yapar.
▪ Buna ilaveten uzun zincirli asetil KoA molekülleri hem enzim üzerine direkt bir allosterik etki hem de fosforilasyonu yapan kinaz enzimine etki ederek HMG-KoA redüktazı inhibe eder.
Mevalonat Oluşumu
▪HMG-KoA redüktazın aktivitesi, kolesterol konsantrasyonu tarafından düzenlenir.
▪Kolesterol konsantrasyonunun artmasıyla enzim allosterik olarak inhibe edilir ve kolesterol derivelerinin şekillenmesine yol açar.
▪ Buna ilaveten yüksek düzeydeki kolesterol deriveleri yıkımlanmanın artmasına ve enzim sentezinin azalmasına sebep olur.
Mevalonat Oluşumu
Kaynak: Engelgink, 2014
▪Mevalonat, bir dizi enzimatik reaksiyon neticesinde
ikinci bir fosforilasyon ve dekarboksilasyonla izopentenil
pirofosfata çevrilir.
• İki fosforilasyon ve bir dekarboksilasyon olayı ile 5 karbonlu bir
molekül olan izopentenil pirofosfata dönüşür.
İzoprenoid Birimlerine Çevirim
Kaynak: Engelgink, 2014
▪ Bir izomeraz enzimi, izopentenil pirofosfat ile izomeri olan dimetilallil pirofosfatı birleştirerek 10 karbonlu geranil pirofosfat oluşturur.
▪On karbon moleküllü geranil pirofosfat 15 karbonlu farnasil pirofosfat oluşturmak üzere izopentenil pirofosfat ile birleşir.
▪Daha sonra iki molekül farnasil, 30 karbonlu skualeni meydana getirmek için biraraya gelir
Squalen Oluşumu
Kaynak: Engelgink, 2014
▪ Squalen ile kolesterol arasındaki bu safha çok detaylı ve komplekstir.
▪Ana madde olan lanosterol, yaklaşık olarak hücrede aktif olarak sentezlenen kolesterol miktarı kadar birikebilir.
▪ Squalen ve lanosterol arasındaki safhada 4 tane steroid çekirdeği oluşturmak için bir oksijen atomuna ihtiyaç vardır.
Kolesterole Dönüşüm
▪ Siklizasyon işlemi, komşu çift bağlardan alınan elektronlarla tek basamakta gerçekleşir.
▪ Lanosterolün kolesterole çevrilmesi, metil grubu, oksidasyon ve dekarboksilasyon gerektiren çok safhalı bir yolla olur.
▪ Lanosterol ve kolesterol arasında birçok farklı enzimin rol aldığı sanılmaktadır. Ancak, esas yol kesin olarak açık değildir.
Kolesterole Dönüşüm
Kaynak: Engelgink, 2014
Kaynak: Engelgink, 2014
▪ Sentezlenen kolesterol ve sentez sırasında oluşan ara
ürünlerin çoğu ile beş karbonlu olan izopentenil
pirofosfat; • Yağda eriyen vitaminIer,
• Terpenler,
• Ubikinon ve
• Bitkilerdeki kloroplastın yan zinciri olan fitol gibi birçok
maddenin kaynağını oluştururlar.
Kolesterol metabolizmasının hücrede bulunan diğer
bileşiklerle olan ilişkisi
▪Kolesterol, sindirimde önemli göreve sahip olan safranın
esas kaynağını oluşturur.
▪Vitamin D ise kalsiyumun bağırsaklardan emiliminde
etkindir.
▪Testesteron ve Apo A, B, C, 17β-estradiol gibi hormonlar
da steroid yapıda cinsiyet hormonlarıdır.
Kolesterol metabolizmasının hücrede bulunan diğer
bileşiklerle olan ilişkisi
▪ Yine steroid yapıda olan ve elektrolit dengesini
düzenleyen hormonların kaynağı da kolesteroldur.
▪Kolesterolün diğer bir önemli özelliği ise, hücre
membranı yapısında bulunarak membran akışkanlığını
düzenlemesidir.
Kolesterol metabolizmasının hücrede bulunan diğer
bileşiklerle olan ilişkisi
Kaynak: Engelgink, 2014
▪ Plazma kolesterolünün 2/3 ü uzun zincirli yağ asitleri ile özellikle linoleik asitle esterleşmiş haldedir.
▪Kolesterol esterleri devamlı olarak hidrolize olurlar ve tekrar sentez edilirler.
▪Hidroliz işlemi karaciğerde gerçekleşir. Tekrar sentezlenme olayı başlıca plazmada lesitin kolesterol transferazın (LCAT) etkisi altında lesintinden bir yağ asidi artığının transfer edilmesiyle olur.
Plazma Kolesterolü
▪Kolesterol kanda serbest moleküller ya da yağ asitleri esteri olarak lipoproteinlerle taşınır.
▪ Plazma kolesterol ve trigliseritleri ve dolayısı ile damar hastalıkları üzerine yaş ve stresin önemli derecede etkisi uzun yıllardır bilinmektedir.
▪ Stres neticesinde fazla oranda salgılanan adrenalin yağ dokularından serbest yağ asitlerinin ayrılmasını sağlar, bu da karaciğerde düşük dansiteli lipoproteinlerin (LDL) sentezini artırır.
Plazma Kolesterolü
▪Doymamış olduğundan plazmada bulunan bazı
maddelerin taşınmasını sağlar.
▪ Bazı steroid hormonların ön maddesidir.
▪ 7-dehidrokolesterol şeklinde deride ultraviole ışığının
etkisiyle Vitamin D3’e dönüşür.
Kolesterolün Görevleri
Lipoproteinler
Lipoproteinler
▪ Bazı lipidler, spesifik proteinlerle birleşerek lipoproteinleri oluştururlar.
▪ Plazma lipoporoteinleri, kolesterol ve onun esterleri gibi lipidleri ve triaçilgliserolleri bulundururlar.
▪Kan plazma lipoproteinleri ihtiva ettikleri lipidlerin parçacıklarına ve onların yoğunluklarına göre sınıflandırılırlar. Başlıca 4 grup (+1 ara) lipoproteinvardır ve bunlar %50-90 oranında lipid ihtiva ederler.
▪ Şilomikronlar (CM):Triaçilgliserolleri bağırsaklardan
dokulara taşırlar
▪Çok Düşük Dansiteli Lipoproteinler (VLDL): Yapılarında
karaciğerde sentez edilen triaçilgliserolleri ihtiva edeler.
▪ Intermediate Dansiteli Lipoproteinler (IDL): Ara geçiş
lipoproteinleridir.
Lipoproteinler
▪ Düşük Dansiteli Lipoproteinler (LDL): Çok düşük dansİteli
lipoproteinlerin lipid kısımlarının parçalanmasıyla meydana
gelirler. Kolesterolün karaciğer dışındaki dokulara
taşınmasını sağlarlar. Karaciğer dışındaki dokularda
kolesterol kullanımını düzenler. Yapısında en fazla
kolesterol bulunduran lipoproteindir.
▪ Yüksek Dansiteli Lipoproteinler (HDL): Yapılarında protein
ve fosfolipit fazla miktarda bulunur. Kolesterolün çeşitli
dokulardan karaciğere taşınmasını sağlar.
Lipoproteinler
Lipoproteinler
TG (%87) TG (%57)
Kaynak: Engelgink, 2014
▪ Lipoproteinler nötral lipit çekirdeği (Trigliserid veya
kolesterol esteri veya her ikisi) ve bunun çevresinde
apoproteinler, fosfolipit ve serbest kolesterolden (polar
lipitler) ibaret bir kabuktan oluşan küresel yapılardır.
▪ Plazma lipoproteinleri, karaciğer ve bağırsak tarafından
sentez edilir ve salgılanırlar.
Lipoproteinler
▪ Lipoproteinlerin yapısında yer alan proteinlere
apolipoprotein veya apoprotein denir.
▪ Bunlar Apo-A, Apo-B, Apo-C ve Apo-E olarak sınıflandırılır.
Herbirinin alt fraksiyonlarıda mevcuttur.
▪ Bu apoproteinlerin sentezlendiği ve bulundukları
lipoproteinler farklılık gösterir.• Bu yapıların protein komponentleri, spesifik yerlere partiküler
lipidlerin girmesini ve çıkmasını organize ederler.
Lipoproteinler
Lipoprotein Yapısı
Kaynak: Engelgink, 2014 Kaynak: Uni.Wisconsin
Lipoproteinlerin Sınıflandırılması
▪ Lipoproteinler kapsadıkları protein ve lipid oranındaki
farklılıklardan ileri gelen özelliklere göre
sınıflandırılırlar.
▪ Plazma lipoproteinlerinin çok yaygın olarak kabul edilen
sınıflandırılması ultrasantrifügasyon ile yapılanıdır.
▪ 5 tane lipoprotein mevcuttur.
Lipoproteinlerin Sınıflandırılması
▪ Şilomikronlar• Lipoproteinlerin en geniş olan/en düşük dansiteli,
besinlerdeki triaçilgliserolleri, kolesterolü ve diğer lipidleri
bağırsaklardan yağ dokularına ve karaciğere taşırlar.
• Esas olarak %82 trigliseritleri içerir. Bunun yanında %2
apoprotein, %7 fosfolipid ve %9 kolesterol içerir.
• Apo- A serisi, B-48, Apo-C ve Apo E serisi apoproteinleri içerir.
• Şilomikronlar ince bağırsakta sentezlenir.
• Görevleri diyetle alınan lipidleri (trigliseritler, kolesterol,
yağ asitleri) dokulara taşımaktır.
Lipoproteinlerin Sınıflandırılması
• Enterositlerde sentezlenen şilomikronlar ilk önce lenf
dolaşımına ordanda genel dolaşıma geçerler.
• Şilomikronlardaki triaçilgliseroller, birkaç dakika içerisinde
adipoz dokunun kapillarlarında ve diğer periferal dokularda
lokalize olmuş lipazlar tarafından hidrolize edilirler.
• Trigliserid kaybına uğrayan şilomikron molekülüne ise kalıntı
şilomikron denir. Bu molekül kolesterol, Apo-B ve Apo-E
moleküllerini korumaktadır.
• Kalıntı şilomikronlar karaciğer tarafından dolaşımdan alınır.
▪Çok düşük dansiteli lipoproteinler (VLDL)• VLDL’ler karaciğerde sentezlenir.
• Yapı olarak VLDL’ler %52 trigliserid, %18 fosfolipid, %22 kolesterol, %8 apolipoprotein içerir.
• Sfingomyelin ve lesitin ana fosfolipidleridir.
• Apolipoprotein olarak %30-35 Apo-B100 içerir. Geri kalanı ise C ve E serileridir. Eser miktarda A serisida içerir.
• VLDL, endojen olarak sentezlenmiş triaçilgliserolleri adipoz dokulara bırakırlar.
• Kolesterol kalıntıları, kolesterol esterleri yönünden zengin olan düşük dansiteli lipoproteinlerle (LDL) taşınırlar.
Lipoproteinlerin Sınıflandırılması
▪ Intermediate-density lipoprotein (IDL)• VLDL içindeki TG’ ler ekstrahepatik LPL etkisi ile hidroliz
olmaya başlayınca VLDL’ ler IDL (intermediate-density
lipoprotein) olur (diğer bir deyişle VLDL kalıntıları).
• IDL’ ler kedi ve köpeklerde eşit oranda kolesterol ve trigliserit
içerir ve iki olası yolları vardır.1. Karaciğer tarafından temizlenir veya
2. LDL’ ye çevrilir.
Lipoproteinlerin Sınıflandırılması
▪Düşük dansiteli lipoproteinlerle (LDL) • Kolesterolden en zengin lipoproteindir. LDL’ler kolestrerolü
ekstrahepatik dokulara taşır ve orda depolanmasını sağlar.
• VLDL’nin katabolizmasının bir ürünüdür.
• Yapısısında % 47 kolesterol, %9 trigliserid, %21 apoprotein, %23
fosfolipit içerir.
• Esas apolipoproteini Apo-B100’ dür. Total plazma Apo-B100’
lerinin %90-95’ini içerir.
Lipoproteinlerin Sınıflandırılması
• VLDL, endojen olarak sentezlenmiş triaçilgliserolleri adipoz
dokulara bırakırlar. Kolesterol kalıntıları, kolesterol esterleri
yönünden zengin olan düşük dansiteli lipoproteinlerle (LDL)
taşınırlar. LDL deki kolesterolün çoğu poliansature bir yağ asidi
olan linoleate esterifiye olur.
• LDL'nin rolü, kolesterolü periferal dokulara taşımak ve bu
yerlerde kolesterol sentezini düzenlemektir.
Lipoproteinlerin Sınıflandırılması
▪Yüksek dansiteli lipoproteinlerle (HDL) • HDL’ ler esasen karaciğer kaynaklı lipoproteinlerdir.
• Yapısında %45 apoprotein, %26 fosfolipid, %8 trigliserid ve % 21
kolesterol içerir.
• Yapısındaki fosfolipidlerin %80’i lesitindir. Bu fosfolipid LCAT ile
kolesterolun esterleşmesinde önemli rol alır.
• HDL’ler Apo-A, Apo-E ve Apo-C’ler için bir depo görevi görür.
• HDL nin rolü kolesterolü periferal dokulardan karaciğere
taşımaktır.
Lipoproteinlerin Sınıflandırılması
• HDL’nin iki alt fraksiyonu mevcuttur
1. HDL3 : Perifer dokulardan kolesterolu tutar.
2. HDL2 : HDL3 LCAT etkisi ile kolesterolü esterleştirince HDL2
oluşur. HDL2 da karaciğerde hepatik trigliserid lipaz ile
yıkımlanır.
Lipoproteinlerin Sınıflandırılması
Kaynak: ApsuBiology
▪Açlık: Ponilerde 3 günlük veya daha fazla süren açlık
durumlarında lipoprotein değişimleri uyarılır ve bu
şartlar altında plazma VLDL konsantrasyonunda artış
olur.
▪Diyet ve Beslenme: Uzun zincirli esansiyel yağ
asitlerinin noksanlığında karaciğerden lipoprotein
transportu, LPL aktivesi, LCAT aktivesi ve yağ asit
sentezi etkilenmektedir.
Lipoprotein Metabolizmasını Etkileyen Faktörler
▪ Karaciğer Bozuklukları: Yağlı karaciğerli hayvanlarda LDL kolesterol ve fosfolipit seviyesinde önemli miktarda düşüş gözlenmektedir.
▪ Pankreatitis: Akut pankreatitiste, VLDL ve şilomokronları kandan temizleyen LPL inhibe olmakta ve hiperlipidemiye neden olmaktadır.
▪ Diabet: Diabetes mellitusta, devamlı insulin yetmezliliğinin neden olduğu sekonder pankreas bozuklukları hiperlipidemiye neden olur.
Lipoprotein Metabolizmasını Etkileyen Faktörler
▪ Egzersiz: Köpeklerde egzersizde lipoprotein metabolizmasında değişikliğe neden olur.Yoğun fiziksel egzersiz LPL aktivitesinde artışa neden olur.
▪Hipotroidizm: Atlarda yapılan bir çalışmada hipotroidizmin lipoprotein konsantrasyonlarını değiştirdiği gözlenmiştir.Tiroidektomi yoluyla deneysel olarak oluşturulan hşpotroidizmde, 4 hafta sonunda kan VLDL ve VLDL alt fraksiyonlarında önemli oranda artış gözlenmiştir.
Lipoprotein Metabolizmasını Etkileyen Faktörler
▪Yaşam Tarzı: Yaşam tarzı da lipoprotein profilini
etkilemektedirDiyetteki yağ oranı, egzersizin yoğunluğu
ve barınak şartları lipoprotein miktarını etkiler.
▪Yaş: Yaş, hayvanlarda lipoprotein profilini
etkilemektedir.
▪Cinsiyet: Genel olarak erkeklerde HDL protein ve
kolesterol seviyeleri dişilere göre daha düşüktür.
Lipoprotein Metabolizmasını Etkileyen Faktörler
▪Kilo kaybı veya artışı: Plazma toplam kolesterol ve
lipoprotein fraksiyonlarının konsantrasyonu temel
değerlerle karşılaşrıldığında kilo artışında bu değerlerde
artmaktadır.Kilo kaybında ise HDL dışındaki lipoprotein
fraksiyonları seviyesinde azalmalar gözlenmektedir.
Lipoprotein Metabolizmasını Etkileyen Faktörler
Keton Cisimleri
▪ Yağ asitlerinin oksidasyonunda oluşan Asetil KoA‘ nın
daha ileri oksidasyonu karaciğerde iki yol takip
etmektedir.
▪ Bunlar sitrik asit döngüsü yolu ile • Asetoasetat,
• β‐hidroksibütirat ve
• Asetonu da kapsayan keton cisimleri yoludur.
Keton Cisimleri
▪ Asetoasetat ve β‐hidroksibütirat karaciğerde daha fazla okside olamaz.
▪ Kan dolaşımı ile periferal dokulara transfer olarak bu dokularda sitrik asit döngüsü ile oksitlenir ve enerji sağlar.
▪ Keton cisimleri hücreler için alternatif bir yakıttır. Suda çözünmeleri sayesinde lipoproteinlerin bünyelerine katılmalarına veya albumin tarafından bağlanarak taşınmalarına gerek kalmaz.
Keton Cisimleri
▪Karaciğerde mevcut Asetil KoA’ lar karaciğerdeki oksidatif kapasiteyi aştığında üretilirler, bu nedenle enerji korunmasına yöneliktir.
▪ İskelet kası, kalp kası ve böbrek korteksi gibi ekstrahepatik dokularda kandaki düzeyleri ile orantılı olarak kullanılır.
▪Beyin dokusu da seviyeleri yeterince yükselmişse keton cisimlerini kullanabilir.
Keton Cisimleri
1. Karaciğer mitokondrilerinde asetoasetat oluşmasındaki
ilk basamak, iki asetil‐KoA’ nın enzimatik
kondenzasyonudur. Bu reaksiyon tiyolaz tarafından
katalize edilmektedir.
2. Daha sonra Asetoasetil KoA, bir H2O ve bir Asetil‐KoA
ile tekrar reaksiyona girmekte ve
3‐hidroksi‐3‐metilglutaril KoA (HMG‐KoA) meydana
gelmektedir.
Keton Cisimleri
3. Takip eden reaksiyonda ise asetoasetat ile asetil KoAmeydana gelmektedir. Reaksiyon3‐hidroksi‐3‐metilglutaril KoA Liyaz tarafından katalize edilmektedir.
4. Oluşan Asetoasetat ise redüklenerek β‐hidroksibütirat meydana gelmektedir.
• Asetoasetat aynı zamanda aseton için de öncül molekül olarak rol oynamaktadır. Asetoasetat kendiliğinden veya enzimatik olarak asetonu da vermektedir.
Keton Cisimleri
▪Karaciğerde 2 asetil KoA‘ dan 2 enzimatik basamakla
oluşan asetoasetat ve β‐hidroksibütirat karaciğer
hücrelerinden kana geçer ve periferal dokulara taşınır.
▪Periferal dokularda β‐hidroksibütirat,
β‐Hidroksibütirat dehidrogenaz tarafından
asetoasetata oksitlenir.
▪Asetosasetat ise, süksinil KoA‘ dan bir KoA‐SH transfer
edilerek aktive edilir ve asetoasetatın KoA‐SH esteri
oluşturulur.
Keton Cisimleri
▪Oluşan Asetoasetil‐KoA’ lar ise tiyolaz enzimi ile 2
asetil KoA’ ya parçalanmaktadır.
▪Oluşan asetil KoA‘ lar periferal dokularda sitrik asit
siklusuna girerek tamamen okside olur.
▪Normalde kana geçen az miktardaki asetonun
organizmada yükseltgenmesi güçtür.
▪Karaciğer, organizmada keton cisimlerinin yapıldığı
yer olduğu halde, keton cisimlerini kullanmaz.
Keton Cisimleri
▪ İyi beslenen memelilerin kanında keton cisimleri konsantrasyonu normalde 0.2 mmol/L‘ yi geçmez.
▪Ruminantlarda bu oran, rumen duvarındaki butirik asitten β‐hidroksibutirat oluşması nedeni ile bir miktar daha yüksektir.
▪Keton cisimlerinin, normal miktarlardan daha yüksek miktarlarda kanda bulunmasına ketonemi, idrarda bulunmasına ise ketonüri, bu tablonun tümüne ketozisdenir.
Keton Cisimleri
▪Asetaosetat ve β‐hidroksibutirat her ikisi de orta
derecede kuvvetli asitlerdir.
▪Kan veya dokularda oldukları zaman tamponlanırlar.
▪ Bu asitlerin devamlı olarak oldukça büyük miktarlarda
dışa atılışları alkali rezervini boşaltarak, ketoasidoza yol
açan tamponlayıcı katyon kaybına neden olur. Bu durum
özellikle diabetes mellitusta tehlikeli olabilir.
Keton Cisimleri
▪Ketozisin patolojik şekilleri diabetes mellitus
dışında koyunların gebelik toksemisi ve sütçü
sığır ketozisinde, patolojik olmayan şekilleri ise
açlıkta, yüksek oranda yağ ile beslenmede ve uzun
süreli egzersizlerde ortaya çıkmaktadır.
Keton Cisimleri
Kaynak: Engelgink, 2014
Keton
Cisimlerinin
Kaynağı ve
Kullanımı
Kaynak: Engelgink, 2014
Kaynak: Engelgink, 2014
Kaynak: Engelgink, 2014
Yağlı Karaciğer Ve
Lipotropik Faktör
▪Karaciğer hücrelerinde, diffuz yağ infiltrasyonunun ve
dejenerasyonunun görülmesi karaciğerin yağlanması
(Fatty Liver Syndrome) şeklinde ifade edilir. Karaciğer
yağlanmasına LİPOTROPİZM adı verilir.
▪Metiyonin, Kolin, Betain ve İnozitol gibi maddeler
karaciğerde yağlanmayı önleyici maddelerdir. Bu
maddelere LİPOTROPİK MADDELER adı verilir.
Yağlı Karaciğer Ve Lipotropik Faktör
▪Yağlı Karaciğer Sendromu (Fatty Liver
Syndrome)• Karaciğerdeki lipid oranının %25-30’a ulaşması,
• Yağ damlacıklarının çaplarının 2-10 mikronu
bulması,
• Yer yer 100 mikrona varan yağ kistlerinin
oluşması ile karakterizedir.
Yağlı Karaciğer Ve Lipotropik Faktör
▪Beslenmeye bağlı etkenler• Fazla yağlı beslenme
• Fazla karbonhidratlı beslenme
• Proteinden fakir beslenme
• Açlık
• Lipotropik madde noksanlığı
• Esansiyel yağ asitlerinin noksanlığı
• Tiamin ve biotin fazlalığı
• Kronik alkolizm
Yağlı Karaciğer Ve Lipotropik Faktör
▪ Endokrin Bozukluklar• Hipofiz ile ilişkili bozukluklar
• Kortikal bozukluklar
• Tiroid bozuklukları
• İnsülin bozuklukları
• Seks hormonu bozuklukları
▪Diğer bozukluklar• Merkezi sinir sistemi ile ilgili bozukluklar
• Obesite
Yağlı Karaciğer Ve Lipotropik Faktör
▪Toksik Etkenler• Kimyasal etkenlero Karbon tetra klorid
o Kloroform
o Fosfor
• Bakteriyel etkenler
• Anoksit etkenlero Anemi
o Konjestiyon
Yağlı Karaciğer Ve Lipotropik Faktör
Lipid Metabolizmasının
Hormonal Kontrolü
▪ İnsulin, adipoz dokulardan yağların ayrılma oranını
azaltarak esterleşmemiş yağ asitleri (NEFA)'nin kan
plazmasında konsantrasyonunu düşürür.
▪ Pentoz fosfat yoluyla glikoz 6-fosfatın kullanımını
stimüle eder. Böylece NADPH ve yağ asitleri sentezi
artar.
Lipid Metabolizmasının Hormonal Kontrolü
▪Adrenalin, yağ depolarından yağların mobilizasyonunu stimule eder ve böylece plazmada NEFA konsantrasyonunda bir artma meydana gelir.
▪ACTH, TSH ve glukagon hormonları da, adipoz dokulardan yağ mobilizasyonunu stimule eder. • Bu hormonlar ikincil haberci olarak C-AMP yi uyarır,
Prostaglandin E1 ise bu etkilerin zıttını gösterir.
• Büyüme hormonu da yağ mobilizasyonunu uyarır.
• Glukokortikoid uygulamaları, karbonhidrat metabolizması üzerinden yağ metabolizmasını etkiler.
Lipid Metabolizmasının Hormonal Kontrolü
Soru 1
Cevap: E
▪Aşağıdaki reaksiyonlardan hangisi yağ asitlerinin parçalanması sırasında cereyan etmemektedir?
a. Tiyoliz
b. Hidrasyon
c. Dehidrojenasyon I
d. Dehidrojenasyon II
e. Denatürasyon
Soru 2
Cevap: D
▪Aşağıdaki dokulardan hangisi keton cisimlerini enerji amaçlı kullanamaz?
a. Böbrek
b. Beyin
c. İskelet Kası
d. Karaciğer (Yetişkin)
e. Bağırsak
Sorularını[email protected] adresine e-posta gönderiniz.
▪ Ası. T. 1999. Tablolarla Biyokimya, Cilt 2
▪ Engelking LR. 2014. Textbook of Veterinary Physiological Chemistry. 3rd
edn. Academic Press.
▪ Eren Meryem. Prof.Dr. Ders Notları
▪ Fidancı Ulvi Reha. Prof. Dr. Ders Notları http://80.251.40.59/veterinary.ankara.edu.tr/fidanci/Ders_Notlari/LM-Keton_Cisimleri.pdf
▪ Sözbilir Bayşu N, Bayşu N. 2008. Biyokimya. Güneş Tıp Kitapevleri, Ankara
Kaynaklar
Bir sonraki konu;
PROTEİN METABOLİZMASI
Biyokimya & Klinik Biyokimya ve Laboratuvar dünyası hakkında daha
fazlası için