Ölümünün 87. yılı anısına türk milliyetçiliğinin ufuk ... duran(1).pdf · [98] 21....

10
21. YÜZYIL [98] Kasım ’11 • Sayı: 35 Türkçülüğün Esasları isimli eseriyle Türk milliyetçilerine yol haritası çizen Ziya Gökalp’in ölümünün üzerinden seksen yedi yıl geçmiştir. Gökalp hayatı boyunca yap- mış olduğu çalışmalarla Türk milliyetçiliği ideolojisinin gelişmesine katkı sağlamış ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan kısa bir süre sonra da hayata gözlerini yum- muştur. Gökalp’in önemle üzerinde durduğu konu; Türklerin her alanda hâkim oldukları milli bir Türk devleti inşa etmek ve esaret altında hayatlarını devam ettiren Türklerin de bağımsızlıklarını kazanması olmuştur. Bu çalışmada Gökalp’in hayatı, Türk milliyetçiliği anlayışı ve eserleri ele alınacaktır. Hayatı Türkçülüğün ideologu olarak bilinen Ziya Gökalp, 23 Mart 1876 tarihinde Diyarbakır’da doğmuştur. Asıl adı Mehmet Ziya’dır. Babası Diyarbakır’da Müftüzadeler olarak bilinen, vilayet evrak müdürü Mehmet Tevfik Efendi’dir. Annesi ise Prinççizadeler’den Zeliha Hanım’dır. 1 Mehmet Tevfik Efendi, Diyarbakır’ın ileri gelenlerinden olup, meşrutiyet yanlısı bir kişidir. 2 Gökalp, önce Mercimekörtmesi Mahalle Mektebi’nde eğitimine başlamış, on yaşında da Diyarbakır Askeri Rüştiyesi’ne kaydolmuştur. 1890 yılında babasını kay- beden Gökalp, amcası Hacı Hasip Efendi’nin yanında kalmaya başlamış ve ondan Arapça, Farsça derslerinin yanı sıra İslam Felsefesi öğrenmeye başlamıştır. 1891 yılın- da Diyarbakır’da açılan Mülki İdadi’ye başlamış ve 1894 yılından tasdiknamesini ala- rak bu okuldan ayrılmıştır. Bu arada 1894 yılında intihar girişiminde bulunan Gökalp, kafasına bir kurşun sıkmış ancak bir Rus doktorun çabaları sonucu kurtarıl- mış, fakat kurşun çıkartılamamış ve kafasında kalmıştır. 3 1985 yılında İstanbul’a geçen Gökalp, parasız yatılı olması nedeniyle baytar mek- tebine kaydolmuş ve eğitimine başlamıştır. 4 Okulda yasak yayınları okuması nedeniy- le soruşturma geçiren Gökalp, 1899 yılında soruşturma sonucu, yasak yayınları okuma ve zararlı derneklere üye olma gerekçesiyle cezaevine gönderilmiştir. 12 aylık * Gazi Üniversitesi, İ.İ.B.F., Kamu Yönetimi Bölümü araştırma görevlisi 1 Nevzat Köseoğlu, Türk Milliyetçiliğinin Doğuşu ve Ziya Gökalp, İstanbul, Ötüken Neşriyat, 2005, s.65. 2 Lütfü Şehsuvaroğlu, Türk Düşünce Tarihinde Ziya Gökalp ve Türkçülüğün Boyutları, İstanbul, Bilgeoğuz Yayıncılık, 2008, s.28. 3 Hilmi Ziya Ülken, Ziya Gökalp: Seçme Eserleri I, İstanbul, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2006, s.XIII. 4 Ülken, a.g.e., s.XIII. Ölümünün 87. Yılı Anısına Türk Milliyetçiliğinin Ufuk Adamı: ZİYA GÖKALP Murat DURAN*

Upload: tranmien

Post on 06-Feb-2018

226 views

Category:

Documents


1 download

TRANSCRIPT

Page 1: Ölümünün 87. Yılı Anısına Türk Milliyetçiliğinin Ufuk ... Duran(1).pdf · [98] 21. YÜZYIL Kasım ’11 • Sayı: 35 Türkçülüğün Esasları isimli eseriyle Türk

21. YÜZYIL[98] Kasım ’11 • Sayı: 35

Türkçülüğün Esasları isimli eseriyle Türk milliyetçilerine yol haritası çizen ZiyaGökalp’in ölümünün üzerinden seksen yedi yıl geçmiştir. Gökalp hayatı boyunca yap-mış olduğu çalışmalarla Türk milliyetçiliği ideolojisinin gelişmesine katkı sağlamış veTürkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan kısa bir süre sonra da hayata gözlerini yum-muştur. Gökalp’in önemle üzerinde durduğu konu; Türklerin her alanda hâkimoldukları milli bir Türk devleti inşa etmek ve esaret altında hayatlarını devam ettirenTürklerin de bağımsızlıklarını kazanması olmuştur. Bu çalışmada Gökalp’in hayatı,Türk milliyetçiliği anlayışı ve eserleri ele alınacaktır.

Hayatı

Türkçülüğün ideologu olarak bilinen Ziya Gökalp, 23 Mart 1876 tarihindeDiyarbakır’da doğmuştur. Asıl adı Mehmet Ziya’dır. Babası Diyarbakır’daMüftüzadeler olarak bilinen, vilayet evrak müdürü Mehmet Tevfik Efendi’dir. Annesiise Prinççizadeler’den Zeliha Hanım’dır.1 Mehmet Tevfik Efendi, Diyarbakır’ın ilerigelenlerinden olup, meşrutiyet yanlısı bir kişidir.2

Gökalp, önce Mercimekörtmesi Mahalle Mektebi’nde eğitimine başlamış, onyaşında da Diyarbakır Askeri Rüştiyesi’ne kaydolmuştur. 1890 yılında babasını kay-beden Gökalp, amcası Hacı Hasip Efendi’nin yanında kalmaya başlamış ve ondanArapça, Farsça derslerinin yanı sıra İslam Felsefesi öğrenmeye başlamıştır. 1891 yılın-da Diyarbakır’da açılan Mülki İdadi’ye başlamış ve 1894 yılından tasdiknamesini ala-rak bu okuldan ayrılmıştır. Bu arada 1894 yılında intihar girişiminde bulunanGökalp, kafasına bir kurşun sıkmış ancak bir Rus doktorun çabaları sonucu kurtarıl-mış, fakat kurşun çıkartılamamış ve kafasında kalmıştır.3

1985 yılında İstanbul’a geçen Gökalp, parasız yatılı olması nedeniyle baytar mek-tebine kaydolmuş ve eğitimine başlamıştır.4 Okulda yasak yayınları okuması nedeniy-le soruşturma geçiren Gökalp, 1899 yılında soruşturma sonucu, yasak yayınlarıokuma ve zararlı derneklere üye olma gerekçesiyle cezaevine gönderilmiştir. 12 aylık

* Gazi Üniversitesi, İ.İ.B.F., Kamu Yönetimi Bölümü araştırma görevlisi1 Nevzat Köseoğlu, Türk Milliyetçiliğinin Doğuşu ve Ziya Gökalp, İstanbul, Ötüken Neşriyat, 2005, s.65.2 Lütfü Şehsuvaroğlu, Türk Düşünce Tarihinde Ziya Gökalp ve Türkçülüğün Boyutları, İstanbul, Bilgeoğuz

Yayıncılık, 2008, s.28. 3 Hilmi Ziya Ülken, Ziya Gökalp: Seçme Eserleri I, İstanbul, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2006, s.XIII.4 Ülken, a.g.e., s.XIII.

Ölümünün 87. Yılı Anısına TürkMilliyetçiliğinin Ufuk Adamı:

ZİYA GÖKALP

Murat DURAN*

Page 2: Ölümünün 87. Yılı Anısına Türk Milliyetçiliğinin Ufuk ... Duran(1).pdf · [98] 21. YÜZYIL Kasım ’11 • Sayı: 35 Türkçülüğün Esasları isimli eseriyle Türk

Ölümünün 87. Yılı Anısına Türk Milliyetçiliğinin Ufuk Adamı: Ziya Gökalp

21. YÜZYIL [99]Kasım’11 • Sayı: 35

cezasından sonra okuldan dauzaklaştırılmış ve Diyarbakır’asürgüne gönderilmiştir.5 1900yılında amcasının kızı Cevriyehanımla evlenmiş ve Diyarbakır’ayerleşmiştir.6 Bir ara AskeriRüştiye’de Farsça dersleri vermişve 1903 Kasım’ından itibaren deTicaret Odası’nın fahri kâtipliği-ni yapmıştır.7 1904 yılından iti-baren de Diyarbakır Gazetesi’ndeilk yazılarını yayınlamaya başla-mıştır.

II. Meşrutiyet’in ilanıyla bir-likte Diyarbakır’da İttihat veTerakki Cemiyeti’nin şubesinikurarak başına geçen Gökalp,bilimsel ve kültürel faaliyetlerinehız vermiştir. Cemiyet’te hürriyetve meşrutiyet üzerine konferans-lar vermeye başlamıştır.8 1908yılının Aralık ayında İTC’ninbölge müfettişliğine getirilmiştir.Gökalp, 18 Eylül 1909’daSelanik’te yapılan İTC kongresi-ne katılmıştır. Kongre dönüşüİstanbul’a geçen Gökalp, burada Maarif Nazırı Emrullah Efendi’nin ataması üzerineDarülfünun’da İlm-i Ruh ve Ulum-ı Diniye-i Aliyye derslerine başlamış, ancak altıyüz kuruş maaşın yetersizliği nedeniyle Diyarbakır’a dönmüştür. Temmuz 1910’daDiyarbakır Maarif Müfettişliğine atanmıştır. Bu süre içerisinde çeşitli batılı filozofla-rın eserleriyle ilgilenmiş ve özellikle Durkheim okumuştur.9 Aralık 1910’da İTCMerkez-i Umumi Murahhaslığına seçilmiş ve Selanik’e gitmiştir. İTC içerisinde say-gınlık kazanan Gökalp, Cemiyet’in Merkez-i Umumi üyeliğine seçilmiştir. Bumakamdaki görevi gençlerle ilgilenmek ve gençleri cemiyetin ideallerine bağlamak-tır.10

Gökalp, 1911 yılında Ömer Seyfettin ve Ali Canip gibi dilde sadeleşmeyi savunanbazı yazarların çıkarttığı Genç Kalemler dergisinde yazmaya başlamıştır. Meşhur Turan

5 Şahin Gürsoy, İhsan Çapçıoğlu, “Bir Türk Düşünürü Olarak Ziya Gökalp, Hayatı Kişiliği ve Düşünce YapısıÜzerine Bir İnceleme” Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı 2, 2006, (Erişim)http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/37/59/561.pdf, 25 Ocak 2011, s.90.

6 Uriel Heyd, Türk Milliyetçiliğinin Kökleri, çev. Adem Yalçın, İstanbul, Pınar Yayınları, 2001, s.33.7 Köseoğlu, a.g.e., s.79.8 Heyd, a.g.e., s.37.9 Heyd, a.g.e., s.37.10 Halil İnalcık, Atatürk ve Demokratik Türkiye, 2. baskı, İstanbul, Kırmızı Yayınları, 2007, s.162.

Page 3: Ölümünün 87. Yılı Anısına Türk Milliyetçiliğinin Ufuk ... Duran(1).pdf · [98] 21. YÜZYIL Kasım ’11 • Sayı: 35 Türkçülüğün Esasları isimli eseriyle Türk

Murat Duran

21. YÜZYIL[100] Kasım ’11 • Sayı: 35

şiiri Mart 1911’de bu dergide yayınlanmıştır.11 Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılmadöneminde Türkçülük’ten başka çıkar yol olmadığını düşünen Gökalp, bu yöndeyazılar ve şiirler kaleme alarak, yayınlatmıştır. Gökalp’ın bu dönemde Gökalp adınıkullanmaya başladığı görülür ve bu ismin kendisine Ali Canip* tarafından verildiğiileri sürülmektedir.12

1911’in sonlarında ailesiyle birlikte İstanbul’a gelen Ziya Gökalp, 1912 yılındayapılan Meclis-i Mebusan seçimleri sonucunda Ergani milletvekili olarak meclise gir-miş, yalnız mecliste çok fazla siyasi faaliyette bulunmamıştır. Gökalp, üzerinde en çokdurduğu konu olan bilimsel meselelere eğilmiştir. 1912’den itibaren yazıları, TürkYurdu, Halka Doğru, İslam, Türk Sözü, Bilgi, İktisadiyat, Mili Tetebbular Mecmuası,Muallim, Darülfünun Edebiyat Fakültesi Mecmuası, Şair ve Yeni Mecmua gibi dergi-lerde yayınlanmıştır.13

1913 yılında, Türk Yurdu dergisinde “Türkleşmek,İslamlaşmak, Muasırlaşmak”, isimli makaleleri yayın-lanmış ve makalelerinde bu üç akımın birbirleriyleçelişmediklerini, aksine birbirlerini tamamladıklarınısavunmuştur.14 Birinci Dünya Savaşı’nın Osmanlıİmparatorluğu aleyhine sonuçlanmasıyla, son kez topla-

nan İTC Kongresi’nde, partinin feshine karar verilmiştir.15 Savaşın sorumlusu olarakgörülecek olan İTC’nin bazı üyeleri, Gökalp’e yurtdışına çıkmasını telkin etmişlersede, Gökalp bu telkinleri dikkate almamış ve üniversitedeki derslerine devam etmiştir.Ancak yeni gelecek hükümetin İttihatçılar’dan intikam almak gibi bir duyguya kapı-lacağını iyi bilmektedir ve bu konuda üniversite rektörünün yanına çıkarak şu telkin-de bulunmuştur:

“Düşmana mağlup olmakla İttihat Terakki mantığı iflas etmiştir. Bu mantığın tamtersi Hürriyet ve İtilaf mantığıdır. Bu gün değilse bile yarın bu mantığın hâkim olma-sı kuvvetle muhtemeldir. Bu mantık intikam mantığıdır; hâkim olduğu zaman birçoksuçsuz vatandaşlar, türlü eza ve cefaya uğrayacaklardır. Şimdi sizin gibi İttihat veTerakki mantığına iştirak etmemiş, fikrinde müstakil kalmış olanlara düşen vatani birvazife var: Birleşiniz; bu intikam mantığına meydan vermeyiniz.”16

Gökalp’ın öngörüsü haklı çıkmıştır ve Damat Ferit Paşa hükümeti iktidara gelirgelmez İttihatçılar’ı tutuklamaya başlamıştır. Gökalp de 30 Mart 1919’da tutuklana-rak cezaevine gönderilmiştir. Diğer İttihatçılarla birlikte yargılanan Gökalp, suçlubulunmuş ve 26 Mayıs 1919 günü, altmış altı kişi ile birlikte Malta’ya sürgüne gön-derilmiştir.17 Malta’da da boş durmayan Gökalp, adayı bir konferans merkezine çevir-

11 Heyd, a.g.e., s.39.* Genç Kalemler Dergisi’nin yazı işleri müdürü.

12 Şehsuvaroğlu, a.g.e., s.35.13 Köseoğlu, a.g.e., s.95.14 Ziya Gökalp, Türleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak, Yay. Haz. İbrahim Kutluk, Ankara, Kültür Bakanlığı

Yayınları, 1976, s.28.15 Tevfik Çavdar, Türkiye’nin Demokrasi Tarihi: 1839-1950, 3. Baskı, Ankara, İmge Kitapevi, 2004, s.156.16 Köseoğlu, a.g.e., s.100.17 Şehsuvaroğlu, a.g.e., s.41.

Gökalp’e göre millet, “kendisine mahsus birharsa malik olan birzümre demektir”

Page 4: Ölümünün 87. Yılı Anısına Türk Milliyetçiliğinin Ufuk ... Duran(1).pdf · [98] 21. YÜZYIL Kasım ’11 • Sayı: 35 Türkçülüğün Esasları isimli eseriyle Türk

Ölümünün 87. Yılı Anısına Türk Milliyetçiliğinin Ufuk Adamı: Ziya Gökalp

21. YÜZYIL [101]Kasım’11 • Sayı: 35

miş ve çeşitli konularda, adadasürgünde bulunanlara konfe-ranslar vermiştir. Bu konferansmetinleri daha sonra kitaphaline getirilmiştir.18

Malta’daki sürgün hayatı,Ankara hükümeti ile İngilizlerarasında imzalanan esirlerindeğişimi anlaşması çerçevesin-ce sonuçlanmış ve 19 Mayıs1921’de İstanbul’a dönmüştür.İstanbul’un işgal altında olma-sı nedeniyle Anadolu’ya geç-meye karar veren Gökalp,gemiyle Samsun’a oradan daAnkara’ya geçmiştir. Geçimsıkıntısı nedeniyle Ankara’dafazla kalamamış, önceKayseri’ye ardından da memle-keti Diyarbakır’a gitmiştir.Diyarbakır’da ders vermeyebaşlamış ve aynı zamandaMilli Mücadele’yi destekleyenkonferanslar ve toplantılaryaparak halkı cesaretlendir-miştir.19 Haziran 1922’den iti-baren de öğretmen Ali NüzhetGöksel ile birlikte KüçükMecmua’yı yayınlamaya başla-mıştır. Maddi sıkıntılar nede-niyle birçok zorlukla karşılaşmıştır. Derginin masraflarını karşılayabilmek amacıylakütüphanesini bin lira karşılığı Maarif Vekâleti’ne satmıştır. Bu süre zarfında SağlıkBakanı Dr. Rıza Nur’un kendisinden istediği Diyarbakır Aşiretleri hakkındaki çalış-masını tamamlamış ve Ankara’ya göndermiştir.20 1923 yılında Ankara’da Telif veTercüme Heyeti başkanlığına atanmış ve Mart 1923’te ailesiyle birlikte Ankara’ya geç-miştir. Ağustos 1923’te yenilenen TBMM seçimlerinde Diyarbakır Milletvekili ola-rak meclise girmiştir. Milletvekilliği esnasında da kültürel ve düşünsel çalışmalarınadevam etmiştir.21

1924 yılının başlarında rahatsızlanan Gökalp, tedavi görmeye başlamış ancak yapı-lan tedaviler hastalığının ilerlemesine engel olamamıştır. Hastalığı nedeniyle Ekim

18 Ziya Gökalp, Malta Konferansları, Yay. Haz. Fahrettin Kırzıoğlu, Ankara, Kültür Bakanlığı Yayınları, 1977. 19 Köseoğlu, a.g.e., s. 107.20 Bu çalışma Kürt Aşiretleri Hakkında Sosyolojik Tetkikler adıyla yayınlanmıştır.21 Şehsuvaroğlu, a.g.e., s.52-53.

Page 5: Ölümünün 87. Yılı Anısına Türk Milliyetçiliğinin Ufuk ... Duran(1).pdf · [98] 21. YÜZYIL Kasım ’11 • Sayı: 35 Türkçülüğün Esasları isimli eseriyle Türk

Murat Duran

21. YÜZYIL[102] Kasım ’11 • Sayı: 35

22 Köseoğlu, a.g.e. s. 114.23 Hikmet Tanyu, Ziya Gökalp ve Türk Milliyetçiliği, Ankara, Elips Yayıncılık, 2006, s.76, içinde, Ziya Gökalp,

“Türkçülük Turancılık”.24 Ziya Gökalp, Makaleler IX, Yay. Haz. Şevket Beysanoğlu, Ankara, Kültür Bakanlığı Yayınları, 1982, s.59.25 Ziya Gökalp, Türkçülüğün Esasları, İstanbul, Elips Yayıncılık, 2. Baskı, 2009, s.22. 26 Köseoğlu, a.g.e. s.152.

ayında İstanbul’a giderek Fransız Hastanesi’ne yatmış ve 25Ekim 1924 tarihinde vefat ederek, İstanbul’da tüm devlet

erkânının katıldığı bir cenaze töreniyle, Sultan Mahmuttürbesi bahçesine defnedilmiştir.22

2. Gökalp’in Türk Milliyetçiliği Anlayışı

Gökalp’e göre millet; “kendisine mahsus bir harsamalik olan bir zümre demektir”.23 Yani bir kültüretrafında birleşen topluluklar bir milleti oluştururlar.

Kültürün en önemli üç unsuru ise dil, din ve tarihtir.Bu nedenle Gökalp’e göre millet; aynı dili konuşan, aynı

dine iman eden ve ortak bir geçmişi olan insan topluluğu-dur. Gökalp, bir ülkede farklı kavimlerden insanların ortak

bir kültür etrafında birleşerek bir millet oluşturabilecek-lerini ifade eder:

“Bir memleketin ahalisi, esasen başka başka kavim-lere mensup olsalar bile aralarında aynı muaşerethayatı devam eder ve başka memleketlerin halklarıy-la o kadar çok ihtilat etmezlerse, uzun bir müddetsonra müşterek bir harsa malik olarak bir tek millethaline girerler.”24

Gökalp, “Türkçülüğün Esasları” isimli eserindeise milleti; “lisanca, dince, ahlakça ve bediiyatça müş-terek olan, yani aynı terbiyeyi almış fertlerden mürek-

kep bulunan bir zümredir”25 şeklinde tanımlamakta vekültürün milletin oluşumu üzerindeki etkisi üzerindedurmaktadır. Gökalp, tarihin millet üzerindeki etkisini

ise bir başka millet tanımında yapmakta ve şu ifadele-ri kullanmaktadır: “Millet asırlarca beraber yaşamış,zulüm ve felaketlere beraberce göğüs germiş, şan veşerefi beraber istihsal etmiş, beraber ağlayarak berabersevinmiş, gelecekte de ortak gayeye ulaşmak içinberaber muzaffer olmaya azmetmiş, dayanışma halin-deki fertler topluğudur.”26 Ayrıca Gökalp’e göre mil-letler milliyetçiliğin ortaya çıkardığı, verili, sonradanortaya çıkan topluklular değil, zaten var olan ve mil-liyetçilik ideolojisinin doğmasına sebep olan toplu-

Gökalp’e göre milletler milliyetçiliğin ortayaçıkardığı, verili, sonradanortaya çıkan topluklulardeğil, zaten var olan ve milliyetçilik ideolojisinindoğmasına sebep olan topluluklardır.

Page 6: Ölümünün 87. Yılı Anısına Türk Milliyetçiliğinin Ufuk ... Duran(1).pdf · [98] 21. YÜZYIL Kasım ’11 • Sayı: 35 Türkçülüğün Esasları isimli eseriyle Türk

Ölümünün 87. Yılı Anısına Türk Milliyetçiliğinin Ufuk Adamı: Ziya Gökalp

21. YÜZYIL [103]Kasım’11 • Sayı: 35

luklardır: “Osmanlılık, İslamlık, Türklük mefkûreleri doğmadan, Osmanlı devleti,İslam ümmeti, Türk milleti mevcuttu.”27

Gökalp ırka dayalı bir millet tanımı yapılamayacağını belirtir ve milletlerin çeşitlişekillerde birbirleriyle karıştıklarını, bu nedenle de ırkın, milletin oluşumu üzerindeherhangi bir etkisi olduğunu belirtmenin anlamsız olduğunu düşünür. Gökalp’e göreırk, hayvanlarda aranması gereken bir vasıftır ve kesinlikle insanlarda ırki özellikleriaramak doğru değildir. Türk milleti içerisinde olup Arnavut veya Arap kökenli olanTürkleri örnek gösteren Gökalp, bu kişilerin Türklük için hizmet ettiklerini ve hertürlü kederde, mutlulukta Türk milleti ile aynı duyguları paylaştıklarını belirterek, bukişilerin nasıl olup da Türk olmadıklarının iddia edilebileceğini sorgulamaktadır.28

Gökalp ayrıca milletin ne olduğunu açıklarken ne olmadığından yola çıkar ve tektek açıklar. İlk olarak millet, kavim değildir.29 Çünkükavim; aynı ana, aynı babadan türemiş ve içine hiçyabancı karışmamış kandaş bir zümre demektir ve mil-leti kavim ile eş tutmak yanlıştır, çünkü bu şekilde birarîlik mümkün değildir ve milletler çeşitli şekillerdekarışmışlardır. İkinci olarak millet, aynı coğrafyadayaşayan insan toplulukları da değildir. Çünkü bir coğ-rafi bölgede birden fazla millet bir arada yaşabilmekte-dir: İran’da Farisi, Kürt ve Türk olmak üzere üç milletin yaşaması gibi veya İsviçre’deAlman, Fransız ve İtalyan’dan ibaret olmak üzere üç milletin bir arada yaşaması gibi.30

Aynı zamanda bir millet farklı coğrafyalara dağılmış da olabilir; Oğuz Türkleri’ninTürkiye’de, Azerbaycan’da, İran’da ve diğer bölgelerde yaşaması gibi. Üçüncü olarakmillet tebaa da değildir. Özellikle Osmanlıcıların savunduğu ve Osmanlıİmparatorluğu’nda yaşayan herkesi Osmanlı milleti şeklinde değerlendirmek yanlış-tır.31 İmparatorluk içerisinde müstakil kültürlere sahip farklı milletler mevcuttur.Dördüncü olarak ise millet, aynı dine inananların oluşturdu bir topluluk da değildir.Aynı dine inananlara ümmet denilmektedir. Gökalp’e göre aynı dine inanıp, aynı dilikonuşanlar bir millet olarak kabul edilebilir ancak Araplar ve Türkler gibi İslam ortakpaydasında olanlar iki ayrı millettir. Son olarak ise liberallerin savunduğu ve bireyinkendisini hangi milletten görüyorsa o millete mensup olduğu görüşüne Gökalp karşıçıkar. Bireylerin kendi milliyetlerini belirleyemeyeceğini ifade eden Gökalp, milliye-tin harici bir durum olduğunu ve bireylerin kendi ellerinde olmadığını ifade eder.32

Çünkü toplum doğada kendiliğinden var olan, bireyden bağımsız bir yapıdır. Bireytoplum içerisinde şahsiyet kazanır ve içinde bulunduğu toplumun gelenek ve göre-neklerine göre yetişir.33 Bu nedenle bireyin milliyetini seçmesi söz konusu değildir.Özetle Gökalp, milletin; devletten, ümmetten, tebaadan, kavimden farklı, kültür, dilve din birlikteliğine dayalı bir grup olduğunu savunur. Milliyetin belirlenmesinde

27 Gökalp, Türkleşmek…, s.88.28 Gökalp, Türkçülüğün…, s.22.29 Gökalp, a.g.e., s.19.30 Gökalp, a.g.e., s.20.31 Gökalp, Türkleşmek…, s.83.32 Gökalp, Türkçülüğün…, s.19.33 İnalcık, a.g.e., s.169.

Gökalp, milletin; devletten, ümmetten,tebaadan, kavimden farklı, kültür, dil ve dinbirlikteliğine dayalı birgrup olduğunu savunur.

Page 7: Ölümünün 87. Yılı Anısına Türk Milliyetçiliğinin Ufuk ... Duran(1).pdf · [98] 21. YÜZYIL Kasım ’11 • Sayı: 35 Türkçülüğün Esasları isimli eseriyle Türk

Murat Duran

21. YÜZYIL[104] Kasım ’11 • Sayı: 35

manevi unsurların maddi unsur-lardan önemli olduğunu belirtenGökalp’e göre, kişi hangi milletinterbiyesini almışsa ancak o milletemensup olabilir.34

Gökalp’e göre Türk bir milletinadıdır.35 Gökalp Türk olarak,Osmanlı İmparatorluğu’nda yaşa-yan Türkleri ve İmparatorlukdışında yaşayan Rusya Türkleri’nisayar. Gökalp’e göre bazılarıÖzbekleri, Türkmenleri, Sartları,Tatarları ve Azerileri Türklükdışında tutarlar ve bunun nedeninide dil farklılıklarına ve kültür fark-lılaşmasına bağlarlar. Gökalp buiddiaya karşı çıkarak, Türkler’inkonuştukları dilin aynı olduğunuifade eder. Ancak son dönemdebu birlikteliğe tehdit oluşturabile-cek üç sorun ortaya çıkmıştır:Sosyalizm, ümitsizlik ve okul bas-kısı.36 Rus Çarlığı’nda gelişmekteolan sosyalizm, milliyetçiliğe karşı

olduğu için yerel şivelerin gelişmesini teşvik etmektedir. Yerel şiveleri yazı dili halinegetirip, bunlardan bir edebiyat oluşturmak, milli birliktelik için büyük tehdittir.37

Ümitsizlik ise Gökalp’a göre, Avrupalılar tarafından Türkler’in zayıflığına yönelikyapılan propagandanın sonucunda, Rusya Türkleri’nde ümitsizliğin ortaya çıktığı vebunun sonucunda da suni bir Tatar medeniyeti yaratmak gibi bir amacın ortaya çık-tığıdır. Ancak Tatar diye bir millet mevcut değildir. Tatarlar olarak bilinen bir grupvardır ancak bunlar Türk değildir. Ruslar’ın Çarlık Rusya’da yaşayan Türkleri Tatarolarak adlandırmaları bir politikadır ve Türkler bu oyuna gelmemelidirler.38 Son ola-rak ise okul baskısına değinen Gökalp, Rusya Türkleri arasında Rus Çarlığı’nın uygu-ladığı eğitim politikalarının, Türkler arasındaki birlik düşüncesini yıkmaya yönelikolduğunu ifade eder. Ruslar, Türkler arasında farklı eğitim metotları uygulayarak,Türk boylarının farklılaşmasını ve ayrı kavimlerin ortaya çıkmasını amaçlıyorlardı.Bunun için Türkler arasındaki şive farklılıklarını belirginleştirerek, farklı milletlerortaya çıkarmak Ruslar’ın temel gayesidir. Bu politikanın farkına varan İsmailGaspıralı gibi bazı Türkçüler ise, Türkleri ortak bir Türkçe etrafında toplamayı amaçedinmişlerdir. Gökalp, Rusya Türkleri’nin çağın imkânlarını da kullanılarak Osmanlı

34 Gökalp, a.g.e., s.23.35 Gökalp, Türkçülüğün…, s.24.36 Gökalp, Türkleşmek…, s.73-75. 37 Gökalp, a.g.e., s.74.38 Gökalp, a.g.e., s.75.

Page 8: Ölümünün 87. Yılı Anısına Türk Milliyetçiliğinin Ufuk ... Duran(1).pdf · [98] 21. YÜZYIL Kasım ’11 • Sayı: 35 Türkçülüğün Esasları isimli eseriyle Türk

Ölümünün 87. Yılı Anısına Türk Milliyetçiliğinin Ufuk Adamı: Ziya Gökalp

21. YÜZYIL [105]Kasım’11 • Sayı: 35

Türkleri ile dil birlikteliğini sağlamak adına önemli adımlar attıklarını ifade eder.39

Osmanlı İmparatorluğu’nda basılan kitapların tüm Türk dünyasına ulaşabilmesi,Kırım’da çıkarılan Tercüman Gazetesi’nin tüm Türklerin anlayabileceği bir dilde çıka-rılması ve yine tüm Türk dünyasına ulaştırılması, Gökalp’a göre dil birlikteliğinin sağ-lanması açısından önemlidir. İsmail Gaspıralı gibi Ziya Gökalp de İstanbulTürkçesi’nin tüm Türkler’in anlayabileceği ortak bir dil olması gerektiğine inanır.İstanbul Türkçesi’ni edebi dil haline getirmek bütün Türkler için bir görevdir. Bugörev gerçekleştirildiği zaman, Türkler tek bir millet halini almış olacaktır.40

Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılma döneminde hayatını geçiren Gökalp de,Osmanlı İmparatorluğu için çıkış yolunun Türk milliyetçiliğinden geçtiğine inan-maktadır. Türk milletinin ayakta kalabilmesi için izlen-mesi gereken yol milliyetçiliktir. Aksi takdirde Türkmilleti tarihten silinip gitmek zorunda kalacaktır. Türkmilliyetçiliğinin ideologu olarak kabul edilen Gökalp,ayrıca yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’ne de görüşle-riyle ilham vermiş, hatta Türk kelimesinin ön plana çık-masında öncü rol oynamıştır.41

Gökalp’e göre; “Türkçülük; ne kavim, ne ümmet vene de ahali Türkçülüğü’dür. Türkçülük demek, Avrupa medeniyeti içinde, bir Türkharsı vücuda getirmektir.”42 Yani Türkçülük Türk milletini her alanda yükseltmek, ile-riye taşımaktır. Gökalp’in Türkçülük anlayışında Türk milletini diğer milletlerdenüstün görme söz konusu değildir. Gökalp’e göre tüm ırklar eşit oldukları gibi tümmilletler de eşittir.43 Ayrıca milletler birbirlerinin düşmanı değil dostu olmalıdırlar:“Milletler birbirine tabiaten düşman değildir, bilakis dostturlar. Milletleri birbirinedüşman yapan, muteassıp papazlarla, emperyalist ve kapitalistlerdir. Bunlar ortadançekilirlerse, milletler birbirlerini kardeş gibi seveceklerdir.”44

Gökalp, Türkçülüğü; Türkiyecilik, Oğuzculuk(Türkmencilik) ve Turancılık şeklin-de üç dereceye ayırır ve zamanın şartları gereği, gerçeklik bazında sadeceTürkiyeciliğin var olduğunu belirtir.45 Nevzat Köseoğlu’na göre, Ziya Gökalp’ınTurancılık’tan geri adım atmasının nedeni, Birinci Dünya Savaşı’ndan Osmanlıİmparatorluğu’nun yenik çıkması ve yeni kurulan Türk Devleti’nin Turancılığa elve-rişsiz olmasıdır.46 Gökalp, Türkiyecilik, Oğuzculuk ve Turancılık ayrımının anlaşıla-bilmesi için öncelikli olarak Türk, Oğuz ve Turan kavramları arasındaki farklılıklaradeğinmek gerektiğini belirtir. “Türk bir milletin adıdır. Millet kendisine mahsus birharsa malik olan zümre demektir. O halde Türk’ün yalnız bir lisanı, bir tek harsı ola-

39 Gökalp, a.g.e., s.71-72.40 Gökalp, a.g.e., s.77.41 Tuncer Baykara, “Gelecekte Yaşayan İnsan: Türk Kavramının Öne Çıkmasında Ziya Gökalp’in Yeri”, İsmail Bey

Gaspıralı ve Ziya Gökalp Sempozyumları-Bildiriler, Yay. Haz. Dündar Karaca, Ankara, Türksoy Yayınları, 2003,s.207.

42 Gökalp, Malta Konferansları, s.113-114. 43 Gökalp, Makaleler IX, s.57.44 Gökalp, a.g.e., s.76.45 Gökalp, a.g.e., s.27.46 Köseoğlu, a.g.e., s. 157.

Türk milletinin ayakta kalabilmesi için izlenmesigereken yol milliyetçiliktir.Aksi takdirde Türk milleti tarihten silinip gitmek zorunda kalacaktır.

Page 9: Ölümünün 87. Yılı Anısına Türk Milliyetçiliğinin Ufuk ... Duran(1).pdf · [98] 21. YÜZYIL Kasım ’11 • Sayı: 35 Türkçülüğün Esasları isimli eseriyle Türk

Murat Duran

21. YÜZYIL[106] Kasım ’11 • Sayı: 35

bilir”47 şeklinde tanımladığı Türk; Anadolu Türklüğüdür. Çünkü Anadolu dışındakiTürklerin bazıları ayrı bir dille konuşmaktadırlar. Buna örnek olarak RusyaTürkleri’ni gösteren Gökalp, onların Tatar dilinde konuşarak ayrı bir kültür inşaetmeye çalıştıklarını, bu durumun ise tek millet olan bu insanların iki ayrı milletedönüşeceğini, bu durumun ise zararlı olduğunu ifade eder. Oğuz Türklerini,Türkmenler olarak ifade eden Gökalp, Azerbaycan, İran, Harezm Türkmenleri’niOğuzlar olarak adlandırır. Bu Türklerin kültürce birbirlerine yakın olmaları nedeniy-le birleşmeleri daha kolaydır. Bu nedenle yakın hedef olarak Oğuzculuğu teklif edenGökalp, bu ittihadın siyasi değil kültürel bir ittihat olması gerektiğini ifade eder.

İlerde siyasi bir ittihadın gerçekleşebileceğini belirtme-sine rağmen, şimdilik kültürel birliğin yeterli olduğunuvurgular.

Gökalp, Türkçülüğün uzak mefkûresi olarak Turan’aişaret eder: “Turan bazılarının zannettiği gibi,Türklerden başka Moğolları, Tunguzları, Macarları daihtiva eden bir kavimler halitası değildir. Bu zümreye,ilim lisanında Ural-Altay zümresi denilir”48 diyerek

Turan’ın sınırlarını çizmiştir. Turan kelimesi, Turlar yani Türkler demek olduğu için,Türkleri içine alan camiavi bir isimdir. Buna göre Turan, bütün Türkleri içine alanbüyük Türkistan olarak adlandırılabilir. Turan; Türkçe konuşan Yakut, Kırgız, Özbek,Tatar, Oğuz gibi Türk şubelerini içine alan bir unvandır.49 Gökalp’e göre Türkçülüğünuzak mefkûresi olan Turancılık ile amaçlanan; Oğuzları, Tatarları, Kırgızları, Özbek-leri, Yakutları lisanda edebiyatta, harsta birleştirmektir. Gökalp, Turancılığı,Türkçülüğün gelişmesinde önemli bir faktör olarak görür:

“Yüz milyon Türk’ün bir millet halinde birleşmesi Türkçüler için en kuvvetli vecdmembaıdır. Turan mefkûresi olmasaydı, Türkçülük bu kadar süratle intişar etmeye-cekti. Mamafih kim bilir? Belki, istikbalde ‘Turan’ mefkûresinin husulü de mümkünolacaktır. Mefkûre, istikbalin halikidir. Dün Türkler için hayali bir mefkûre halindebulunan ‘milli devlet’, bugün Türkiye’de şeniyet halini almıştır.”50

Gökalp, bu ifadeleriyle kendisinden sonra gelecek olan Türkçülere bir hedef gös-termiştir: Türkiye dışındaki Türklerle öncelikle kültürel bağlılıklar ve ardından müm-kün olabilirse siyasi bir birliktelik. Nitekim Gökalp, vatan olarak Türkler’e Turan’ıgöstermektedir:

Vatan ne Türkiye’dir Türklere, ne Türkistan;Vatan büyük ve müebbet bir ülkedir: Turan…51

47 Gökalp, a.g.e., s.24.48 Gökalp, a.g.e., s.26.49 Gökalp, a.g.e, s.26.50 Gökalp, a.g.e, s.27.51 Ziya Gökalp, Kızıl Elma, Der. Hikmet Tanyu, İstanbul, Elips Yayıncılık, 2008, s.9.

Turancılık ile amaçlanan;Oğuzları, Tatarları,Kırgızları, Özbekleri,Yakutları lisanda edebiyatta, harsta birleştirmektir.

Page 10: Ölümünün 87. Yılı Anısına Türk Milliyetçiliğinin Ufuk ... Duran(1).pdf · [98] 21. YÜZYIL Kasım ’11 • Sayı: 35 Türkçülüğün Esasları isimli eseriyle Türk

Ölümünün 87. Yılı Anısına Türk Milliyetçiliğinin Ufuk Adamı: Ziya Gökalp

21. YÜZYIL [107]Kasım’11 • Sayı: 35

3. Eserleri

Ziya Gökalp, birçok kitabın yanı sıra, çeşitli dergi vegazetelerde yüzlerce makale yayınlamıştır. Gökalp’inmakalelerini yayınladığı dergi ve gazeteler şunlardır:Peyman, Dicle, Rumeli, Genç Kalemler, Türk Yurdu,Halka Doğru, İslam Mecmuası, Milli Tetebbüler Mecmuası, İçtimaiyat Mecmuası,Yeni Mecmua, Küçük Mecmua, Cumhuriyet, Yeni Türkiye, Hâkimiyet-i Milliye,Türk Sözü, İktisadiyat Mecmuası, Muallim Mecmuası, Şair Mecmuası, Yeni Gün.

Hayattayken yayınladığı eserleri ise şunlardır; Kızıl Elma (Şiir-1914), Yeni Hayat(Şiir-1918), Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak (1918), Altın Işık (Şiir-1923),Türk Töresi (1923), Türkçülüğün Esasları (1923), Doğru Yol (1923). Gökalp’in ölü-münden sonra ise yazdığı ancak yayınlamaya fırsat bulamadığı iki eseri daha yayın-lanmıştır; Türk Medeniyeti Tarihi (1925), Yeni Türkiye’nin Hedefleri (1925).52

Gökalp’in makaleleri sonraki yıllarda çeşitli yazarlar tarafından derlenmiş ve basıl-mıştır. Bu eserleri ise şunlardır: Malta Konferansları, Kürt Aşiretleri HakkındaSosyolojik Tetkikler, Türk Devleti’nin Tekâmülü, Fırka Nedir, Hars ve Medeniyet,Milli Terbiye Maarif Meselesi, Çınaraltı Konuşmaları. Kültür Bakanlığı ise ZiyaGökalp’in makalelerini dokuz ciltlik bir çalışmayla derlemiştir. Yapı Kredi Yayınları,2007 yılında Gökalp’in eserlerinin büyük bölümünü birinci eser olarak yayınlamıştır,diğer eserleri ise önümüzdeki yıllarda yayınlanacaktır.53

21. YÜZ YIL

52 Gökalp’in eserlerinin serimlenmesinde; Uriel Heyd, Nevzat Köseoğlu, Taha Parla, Ali Nüzhet Göksel ve LütfüŞehsuvaroğlu’nun eserlerinden faydalanılmıştır.

53 Ziya Gökalp, Kitaplar: Bütün Eserleri I, Yay. Haz. M. Sabri Koz, İstanbul, Yapı Kredi Yayınları, 2007.

Vatan ne Türkiye’dirTürklere, ne Türkistan;Vatan büyük ve müebbetbir ülkedir: Turan…