lütfuilah - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/d200760/2010/2010_cebecil.pdf · 2015. 9. 8. · 2...
TRANSCRIPT
SOSYOLOJİK TEFSİRİN iMKAN VE SORUNLARI
Lütfuilah CEBECİ*
Sosyoloji Nedir?
"Sosyoloji" kavramını ilk kez Auguste Comte'un kullanmış. Bu kavram, Latince "toplum" anlamına gelen "socius" ve Yunanca ''bilgi" anlamına gelen "logos" kelimelerinin birleştirilmesi sfıretiyle ortaya çıkmış ve milletlerarası bilim dilinde bu şekliyle yerleşmişı. Bizim dilimize önceleri "ictimaiyyat" ve "ilm-i ictima" ve daha sonra da "toplumbilim" şeklinde tercüme edilerek kullanılmış ise de, sosyoloji şekliyle de yaygın olarak kullanılmaktadır.
Sosyoloji, sosyal bir varlık olarak "insan" ı, insanın meydana getirdiği "toplum"u, toplum içindeki grupları ve onların bir birini etkilernesinin sonuçlarını ele alır. Bu yüzden sosyolojinin konusu çok karmaşıktır ve dolayısıyla çeşitli açılardan tanımları yapılmıştır. Bu tanımlardan birine göre, "Sosyoloji, toplum içinde yer alan sosyal grupları, sosyal sınıfları, ekonomik, politik, sosyal, dini ve hukuki kurumları, nüfusu, örf ve adeti, değer, norm ve inançları, tüm bunlar arasındaki karşılıklı ilişkileri, bu unsurlardaki değişmeleri inceler ve açıklamaya çalışır."2 Bir diğer tanıma göre de, "Sosyoloji, toplumları ve onları meydana getiren fertler ve guruplar arasındaki ilişkileri ve bu ilişkilerin nasıl meydana getirildiğini ve değiştiğini inceleyen pozi-
*Prof. Dr., ATA Üniversitesi İlahiyat Fakültesi. 1 Ülken, H Ziya, Sosyoloji, Remzi Kitapevi, İst. 1943, s. ll. 2 Kızılçelik, Sezgin-Eıjem, Yaşar, Açıklanıalı Sosyoloji Terimler Sözlüğü, Atilla Kitapevi
Puikara, 1994,s.386
354 KUR'AN'IN ANLAŞILMASINA DOGRU-TEFSİR VE TOPLUM-
tif bir ilimdir." 3 Sosyoloji, bu kqnular içinde en çok değişimin nedenlerini ve sonuçlarını bulmaya çalışır. Çünkü toplum sürekli değişmekteclir4.
Sosyolojinin Kanunlan
Sosyolojinin, toplumsal olayları neden- sonuç ilişkisi içinde irdelemesi onu bir takım ilkeler çıkarmaya sevk etmiştir. Bunlara zaman zaman "sosyolojik kanunlar" adı verilmektedir. Bu yüzden sosyolojinin görevlerinden biri de, "sosyal ilişkilerin zorunlu bağlantılarını keşfetmeye çalışınaks ve bunları insanların refahı için sunmak" şeklinde ifade edilmiştir. Demek ki sosyoloji sadece toplumsal meseleleri teşhis etmekle değil, aynı zamanda onlara çözüm yolları göstermekle de mükelleftir6.
Comte ve onu takip eden sosyologlar, doğrudan doğruya tabiat kanunları tarzında kanunlar ortaya koymaya çalışırken7, Weber, "yorumlayıcı sosyoloji" adı ile toplumsal olayları anlamaya ve analiz etmeye çalışan bir yöntem ortaya koymuşs.
Sosyoloji tarihinin önemli isimlerinden birisi sayılan Wilfredo Pareta göre, sosyolojik kanunlar tesbit edilirken, toplumsal olaylar analiz edilirken, toplumsal hayata tesir eden bütün arniller hesaba katılmalıdır, çünkü bu arniller arasında devamlı karşılıklı bir etkileşim vardır. Bu hal ise her sosyolojik araştırınayı fazlasıyla güçleştirmektedir9. Bu yüzden sosyolojik kanunlardan ve yorumlardan söz ederken esnekliği elden bırakmamak, fazla iddialı alınamak gerekiyerıo.
Prof. Dr. Muhammed Mübarek'in ifadesiyle: "Sosyoloji ilminde iki çeşit konu vardır: Hakikatler ve nazariyeler. Bir arada normal bir araştırmacı-
3 Karasakal, Şaban, Kur'an ve Sosyal Psikoloji, Atatürk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Erzurum, 2005, s. 15.
4 Koçyiğit, Hikmet, Mekkt Ayetlerde Sosyolojik Unsurlar, Atatürk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Erzurum, 2010, s. 16.
5 Dönmezer, Sulhi, Toplumbilim, Beta Yay.12. bsk İst. 1999, s. 3. 6 Koçyiğit, Hikmet, s. 17. 7 Ülken, H. Ziya, İçtimm Doktrinler Tarihi, s. 325. 8 Aron, Raymond, Sosyolojik Düşüncenin Evreleri, Çev: Korkmaz Alemdar, Bilgi Yay.,
5. bsk Ankara, s. 397. 1
9 Frayer, Hans, Sosyolojiye Giriş, Çev: Nermin Abadan, AÜSBF. Yay. 2.bsk Ankara, 1963, s. 88.
ıo Koçyiğit, Hikmet, s. 34.
SOSYOLOJİK TEFSİRİN iMKAN VE SORUNLARI, L. CEBEd 355
ya sunulan bu iki konu, kuvvetli sosyoloji a:Jimlerine bile çok karışık gelir. Bunların arasını ayırmak, gerçekten önemlidir. Onlardan birincisj, gördüğümüz ve duyduğumuz sosyal olaylardır. Gözlemlenmesi, tesbiti, nitelemesi, sınıflandırılması ve değişmeyen kanunlarının ortaya konulması için bu olayların araştırılması mümkündür. Sosyoloji ilminin, bu tip olaylar hakkındaki neticeleri, ileri bir dereceye kadar bilimsellik vasfına sahib olabilir. Şu kadar var ki bu bilimselliğin derecesi, tabiat olaylarındaki araştırmaların ulaşhğı bilimselliğe kesinlikle varamaz. Çünkü sosyal olaylar her zaman aynı değildir ve tabiat olaylarının imkan verdiği deneylere, metotlara ve usUllere imkan vermesi mümkün değildir. Bundan dolayı, sosyolojide, değişmez, yakin ifade eden kanunlara ulaşmak ve aksi isbat edilmez bilimsel hükümler ortaya l<oymak çok zordur ...
Sosyoloji ilminin ikinci kısım konuları, ince bilimsel araştırma
usUlleriyle araştırılması ve ortaya çıkan neticelerin doğru olup olmadığının kontrolü mümkün olmayan konulardır. Dillerin aslı, dinlerin çıkışı gibi konulardaki araştırmalar böyledir. Sosyolojik konuların ikinci kısmında pek çok ve değişik teoriler vardır. Bu teorilerden bir tanesini kesin olarak tercih etmemize ve "Bu aksi iddia edilmez bilimsel bir gerçektir." hükmünü ver-' memize imkan yoktur. Daha doğrusu, bu gibi meselelerin "sosyoloji ilminin felsefesi" kabilinden kabul edilmesi gerekir.
Sosyoloji ilminin, sosyal olayları kullandığı metodda da birçok hatalı neticelere ulaştıran özellikler vardır.
(a) Araşhrmacının gönlünde yatan hedefe ulaşınaya çalışması;
(b) Araştırıcının Şahsiyeti, fikir lerinin, duygularının, şahsi heveslerinin ve çevresinin tesirinden kendini kurtaramaması; «emanete riayet» ve «İstikameb>e sahib olmaması,
(c) Sosyal olayları toplayıp sıruflandırırken, bazılarını tercih edip öne çıkarmasında, sonra da izah ve tefsir etmesinde, kasd1 ve gayr-i kasili hatalara düşmesi araştırıcıyı, hatalı sonuçlara götürür. Çünkü sonuçta sosyoloji, felsefi yönü ağır bashğı için, tabii ilimler gibi kesin sonuçlara ulaşması zor bir ilimdir ."
Fakat Sosyologlar, bugün felsefeye bağlı sayılmaktan nefret ederler. Kendilerini, felsefeden ayrı, konusuyla diğer ilimiere bağlı sayarlar. Bunlar,
356 KUR'AN'IN ANLAŞILMASINA DOGRU -TEFSİR VE TOPLUM-
sosyolojiyi, sosyoloji felsefesi ve tarih felsefesinden de ayrı kabul ederlerıı. Ama bir kısmı iddialara göre sosyoloji son dönem bazı sosyologlar tarafından yine felsefeye yaklaştırılmaktadır. Mesela, hem sosyolog hem filozof . olan Adomo'nun, sosyolojiyi felsefileştirme çabası, günümüz sosyolog ve sosyal bilimcilerinin, onlar açıkça söylemeseler de paylaştıkları bir tufum
dur. Çünkü günümüz sosyolojisinde, "anlayan sosyoloji", "fenomolojik sosyoloji", "varoluşçu sosyoloji" gibi kendilerini felsefi görüşlere yaslayan tarzlar vardır.ıı Ayrıca birçok sosyolog, aynı zamanda filozoftur.
Batılı Sosyoloji
Sosyolojinin en belirgin taraflarından biri onun batılı bir bilim olmasıdır. Sosyoloji XIX. yüzyılda bir yanda Bah'nın dünya üzerinde ve doğa önünde büyük bir egemenlik, üstünlük kazanmış olması, öte yanda ise kendi toplumları içinde tarihlerinde hiç karşılaşmadıkları boyutlarda sorunlarla karşı karşıya bulunmalarından13 doğmuştur. Bazı iddialara göre sosyoloji, Fransız Devrimi ve Sanayi Devriminin yol açhğı büyük toplumsal dönüşümleri anlamak, açıklamak ve toplumsal sorunlara çözüm getirmek amacıyla kurulmaya başlanmış bir bilimdir14. Buna göre sosyoloji bir lüks olarak ortaya çıkmamış, tamamen toplumsal ihtiyaçtan kaynaklanmıştır. Hatta bir gprüşe göre bütün sosyoloji akımları da Bahnın bu sorunlarını çözmeye yönelik çabalar oluşturmaktan başka bir şey değildir. 15 Bu bakımdan sosyolojinin bah için hem ideolojik hem de pratik bir yanı vardır16. Nitekim sosyalojinin 20. yüzyılda Amerikan güdümüne girdiğinde de yine hem toplumsal sorunlar çözme, hem de dünya egemenliğini sürdürmeye yardımcı olma gibi bir misyonu vardır. Bu yüzden Amerikan sosyolojisi daha çok "uygulamalı sosyoloji"yi benimsemişı7.
n el-Mübarek, Muhammed, "İslarru Sosyoloji İlininin Kurulmasına Doğru", Yeni Devir Gazetesi, Temmuz-1982 tefrika halinde.
12 Soykan, Ömer Nacl, Sosyolojinin Sorgulanması, Sorgulanan Sosı;oloji, Editör: M. Çağatay Özdemir, Eylül Yay. Ankara ts. s. 60.
13 Sezer, Baykan, Sosyqlojide Yöntem Tartışmaları, Sümer Kitabevi Y~y. İst. 1993, s. 13 14 Poyraz, Tuğça-Ankan, Gülay, Geçmişten Geleceğe Sosı;oloji: Bir Bilimi Yeniden Yapılandırma Önerisi, s. 89; Sorgulanan Sosyoloji, Editör: M. Çağatay Özdemir, Eylül Yay. Ankara ts. içinde. ·
15 Sezer, Baykan, Sosyolojinin Ana Başlıkları, Kızıl Elma Yay. 2006, s. 102. 16 Koçyiğit, Hil<met, s. 3. 11 Koçyiğit, Hil<met, s. 35
SOSYOLOJİK TEFSİRİN iMKAN VE SORUNLARI, L. CEBEd 357
İbnHaldun
Sosyolojiye çeşitli milletlerden tarihin her döneminde katkılarda bulunulmuştur. Bazı sosyologlara göre, Konfüçyüs'ün konuşmalarmdan tutun da Thomas Aquın'm Summa'sında hatta Herodote, Jules Cesar, ya da MachıveY de, günümüz sosyolojisinin ulaşamadığı önemli tesbitler bulunmaktadır18. İslam a.Jirnleri Bu ilimleerken dönemlerden itibaren meşgul olmuşlar ve hatta kendilerinden önce söylenınemiş birçok yeni şey söylemişlerdir. Bu meyanda, sosyoloji ilminin tarihinde zirve isim olan İbn Haldun, el-Mesudi ve el Birunl örnek gösteriliyorı9. Bunun yanı sıra bizim tarihimizde de Katip Çelebi, Naima, İbn Batuta ve Evliya Çelebi gibi seyyah ve tarihciler, bağımsız bir ilim çerçevesinde olmamakla birlikte, amme hukuku, felsefi antropoloji, tarih felsefesi, ahlak gibi başka ilimiere ait düşünceletle karışmış durumda, birçok sosyolojik izahda ve katkıda bulunmuşlardır20.
Bunlardan özellikle İbn Haldun sosyoloji tarihinin özgün bir isim olarak karşımıza çıkmaktadır. İbn Haldun'un Mukaddime'sinde bugünkü şekliyle adı konulmamış kendine has bir sosyoloji olduğu herkesee kabul ediliyor. Bu yüzden, Sosyoloji ilminin, "ilm-i ümran"2ı adıyla ilk kurucusunun İbn Haldun olduğu birçok Batılı ilim adamınca da itiraf edilen bir gerçektir. Nitekim o Mukaddimesinde, "Bu kitabı tertib edip bölümlere ayırırken alışılmışın dışında garip bir usUl takip ettim, çeşitli yöntemler arasından, özgün bir yöntem icat ettim. Bu eserde umranın ve medenileşmenin hallerini, zati araziardan olmak üzere, insan topluluklarına arız olan hususları açıkladım. Bu açıklamalar olan şeylerin (kevain) illet ve sebeplerini anlama konusunda sana faydalı olacak, devlet sahiplerinin ve hükümdarların, devlete açılan kapıdan nasıl girdiklerini sana tarif edecektir, hatta bu sayede taklitten el çekecek, senden önceki ve sonraki nesillerin hadiselerin durumlarına vakıf olacaksın."22 demektedir ve ''Yemin ederim ki insanlardan herhangi bi-
1s Sezer, Baykan, Sosyolojinin Ana Başlıklan, s. 183 19 el-Mübarek, Muhammed, "İslfunl Sosyoloji İiminin Kurulmasına Doğru"; Yeni De-
vir Gazetesi, Teminuz-1982 tefrika halinde. 20 Küçük, Hasan, Türk-İslam Düşünce Yapısı, Fatih Yayınevi, İst. 1980, s. 195. 21 İbn Ha.ldUI1r Mukaddime, s.? Çev: Zakir Kacliri Ugan, MEB Yay. İst. 1991. 22 İbn Haldun, Mukaddime, I/161. .
358 KUR'AN'IN ANLAŞILMASINA DOGRU -TEFSİR VE TOPLUM-
rinin bu sahada söz söylediğine v.akif değilim."23 diyerek ortaya koyduğu bu yol ve yöntemin özgün olduğunu iddia etmektedir. ·
Bu dayanaksız bir iddia da değildir. Çünkü İbn Haldun'un bu konudaki öncülüğü daha sonraki yerli yabancı birçok ilim adamı tarafından onaylanmıştır. Bu bağlamda Hitti, İbn Haldun' u sosyolojinin gerçek kurUcusu saymaktadır24• İbn Haldun yeni bir ilmi·disiplin üretmenin bilincinde olarak kendine özgü bir kavram haritası oluşturmayı başarabilmiştir. Mesela, asabiyet, hadarilik, uroran kavramları, onun sosyolojisinde birbiri ile iç· iÇe bir ağ oluşturmaktadır. Hatta onun anahtar kavramlarından olan ve "sosyoloji"den daha kapsamlı olan ilm-i umran'ı Batı dillerinde birebir karşılıyabilen bir kelime de bulunmamaktadırıs.
Sosyolojik bakış açısının İbn Haldun ile müstakil bir hale geldiği söylenmiştirr. Fakat doğal olarak başlangıçta, İbn Haldun' da tarih bilgisi ve devlet yönetimi, sosyoloji ile iç içedir26• Toynbee onun için "tarih felsefesinin ipni elinde tutan adam" derz7. Bu yüzden bazıları. İbn Haldun'u sosyolog olmaktan çok tarih felsefesiyle uğraşan bir bilim adamı olarak görmektedirler.
Gerek yaşadığı çağın farklı oluşu, gerekse müslüman bir kimlik taşıması, İbn Haldun'un kurduğu ilm-i ümran ile günümüz sosyolojisi arasmda bazı temel farkların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Mesela, modem sosyoloji topluma yönelik yaklaşımlarında metafiziki ya da dini hiçbir ilkeyi işe katmazken, "ilm-i ümran"ın yaklaşımında bu ilkeler merkezi bir öneme sahipfu.ıs
Bununla birlikte İbn Haldun'un Durkheim'in de öncüsü olduğu söyleniyor. Çünkü Durkheim bir toplumsal olayın başka bir toplumsal olayla açıklanmasını metodunun en önemli ilkelerinden birisi yapmıştır. Ancak İbn Haldun, Durkheim' den farklı olarak bunlan yaparken kendi değerlerini de ihmal etmemektedir29 • Çünkü İbn Haldun'un "Mukaddime"sinin kaynakla-
23 İbn Haldun, Mukaddime, I/204. 24 Furfey, Paul Hanly, A Hıston; of Socıal Thought, 1948, s. 183. ıs Koçyiğit, Hikmet, s. 184. 26 Koçyiğit, Hikmet, s. 20. 27 Karasakal, Şaban, Kur' fin ve Sosyal Psikoloji, s. 1. 28 Toku, Neşet, İlm-i Ümran İbn Haldun'da Toplum Bilimsel Düşünce, Akçağ yay. 2. bsk
Ankara 2002. s. 133-142 29 Koçyiğit, Hikmet, s. 20.
SOSYOLOJİK TEFSİRİN iMKAN VE SORUNLARI, L. CEilEd 359
rının başında Kur'an gelmektedir. İbn Haldun, ilm-i umranın ilkelerini ve ilm-i umranın kapsamına giren toplumsal konularla ilgili genelleıneleri, genel geçer kural ve yasaları, yani sünnetullahı Kur' an ayetlerinden hareketle elde etmeye çalışınıştır3o.
Sünnetullah İbn Haldun'un "sosyolojisinde" anahtar terimlerdem biridir, hatta onun tarihsel ve toplumsal konulara yaklaşımının temelinde sünnetullahın var olduğu söylenebilir. O Mukaddiıne'sinde sünnetullah ile toplumsal yasaları keşfetıneye ve anlamaya çalışmaktadır31 • "O tarihsel ve toplumsal olaylara yaklaşımında ayetlere başvurmakta, orijinal değerlendirmelerinde ayetleri görüşlerine delil olarak getirmektedir. Mukaddime'sinin "sosyolojik" olduğu düşünülürse, ayetleri de sosyolojik bir yaklaşımla ele almıştır. Bu durumda İbn Haldun'un Mukaddiınesi'nin bir bakıma "Kur' an' ın Sosyolojik Tefsir" sayılabileceği'{32 söylenmiştir.
İbn Haldun birçok görüşüyle, kendinden sonraki çoğu Batılı sosyaloğun da habercisi sayılmıştır. Mesela, ekonomik olayların bütün t_oplumsal olaylar üzerinde etkili olduğunu söylemekle Marx'ıni coğrafi şartların devletlerin bünyesine etkisini belirtınekle Montesquieu'nuni nüfusun önemine değinmekle Malthus'uni cemiyetlerin yükselip alçalmak üzere devresini tamamladığını iddia etmekle Vico'nun habercisi olmuştur33. Bu nedenle Sah Bey 'in iddia ettiği gibi İbn Haldun' un incelediği sosyal olayların alanı, genellikle sosyolojinin kurucusu sayılan Auguste Comteu'un dörtbuçuk yüzyıl sonra inceleyeceği alandan daha geniştir demek, mübalağalı olmayacakf:ır34.
·Sosyolojik Tefsirin İnıkan ve Riskleri
İşte dününe ve bugününe kısaca temas ettiğimiz bu sosyoloji artık yeni yeni "İslam" ve "tefsir" kelimeleri ile birlikte kullanılmaya, "İslam sosyolojisi", "Kur'an sosyolojisi" ve "sosyolojik tefsir" gibi tabirler dünyamızda görünmeye başlanmıştır. Mesela, yeni ders adlarından olmak üzere, Marmara Ü.İlahiyat Fak. Yüksek lisans dersleri arasında, gayesi "Kur'an'ın sosyal hayata katkılarını sosyolojik açıdan incelemek" şeklinde ifade edilen bir
3o Okumuş, Ejder "İbn Haldun' da Kur' an' ı "Sosyolojik" Okuma", s. 372-373. 31 Ejder Okumuş, s. 354. 32 Ejder Okumuş, Eskişehir Osman Gazi Ü. ilahiyat Fakültesi, s. 339. 33 Daha geniş bilgi için bkz. Ülken, H. Ziya, İçtimm Doktrinler Tarihi, s. 42-43 34 el-Husrl, Sah, ''İbn Haldun Sosyolojisi", Çev: Mehmet Bayyiğit, SÜİFD, s: 4, 1991,
s. 225.
360 KUR'AN'IN ANLAŞILMASINA DOGRU -TEFSİR VE TOPLUM-
"Sosyolojik Tefsir" dersi başlığı görfryoruz; Merhum Seyyid Kutup'un tefsiri Fi Zilal'il-Kur'an'ı için "sosyolojik tefsir" denildiğini duyuyoruz. Nitekim bir söyleşide Ali Bulaç, "Bir sosyolog olarak Seyyid Kutub'un tefsirini sosyolojik açıdan yazılmış iyi bir tefsir olarak görüyor musunuz?" sorusuna "Evet, tabii ki Seyyid Kutub'un tefsiri çok önemli bir tefsirdir .... Seyyid Kutub'un tefsirinde iki önemli noktadan söz edebilj.riz. Biri sosyolojik açıdan önemli oluşu, diğeri ise dil ve edebiyat açısından önemli oluşu." cevabını vermek-ted:ir35. ·
Keza hocamız Prof. Dr. Suat Yıldırım Said Nursi'nin İşaratü 'l-İ' caz isimli eseri hakkında, "Eser; nazm ve üsluplarda tezahür eden i' caz veeilileri dışında, felsefi temellendirme, teşri'! i' caz, sosyolojik ve psikolojik tefsir yönlerine de işaret eder. "İbadet" hakknda felsefi temellendirmenin ve sosyolojik tefsirin pek güzel bir nümunesini Bakara 21-22. ayetlerinin tefsirine başlanırken yazılan "Giriş" de görebiliriz." derken yine "sosyolojik tefsir'' ifadesini kullanmaktadır36.
Bizzat benim danışmanlığıında bu alanda, biri "Kur' an ve Sosyal Psikoloji"37 başlıklı, diğeri "Mekkl Ayetlerde Sosyolojik Unsurlar"3s başlıklı iki doktora tezi yapıldı. Yine bu alanda, İsmail Hakkı İzmirli'nin "İslam İctimaiyah" başlıklı oldukça da eski bir makalesi39, İlyas Ba-yunus ile Ferit Ahmed'in, "İslam Sosyolojisi-Bir Giriş Denemesi"4o, başlıklı bir kitabı, Mehmet Bayyiğit'in "Kur'an Sosyolojisi Üzerine Denemeler"4ı başlıklı bir derlemesi, Kadir Canatan, "İslam Sosyolojisi"42 başlıklı bir çalışması, yine Samiye Mustafa Haşşab' dan ve Tabatabai' den aynı başlıkla "İslam Sosyolojisi"43 isimli iki yeni tercüme ve Recep Şentürk'ün "İslam Dünyası'nda Modernleşme ve Toplumbilim"44 adlı araşhrması gözümüze çarpıyor. Bu çalış-
35 www.Medeniyetmektebi.org, Ali Bulaç ile söyleşi, Ümmü Gülsüm Bakırcı 36 Yeniumit.com.tr Said Nıırsi'nin İşiiriitü'l-ı'caz Tefsiri, Sayı: 89 Temmuz-Agustos- Eylül2010. 37 Şaban Karasakal, Atatürk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Erzurum, 2005. 38 Hikmet Koçyiğit, Atatürk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Erzurum, 2010. 39 Yayına hazırlayan Mehmet Bayyiğit, Selçuk Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, s: 1,
1992. ' 40Bir Yayıncılık, İstanbul, 1986. 41 Yediveren Yay.l. bsk Konya, 2003. 42 Beyan Yay. İst. 2005. 43 Haşşab'dan Çev: Ali Coşkun-Nebile Özmen, Çamlıca Yay. İst. 2010 ve Tabatm'den
Çev: HasanKanaatlı, Kevser Yay. 2. bsk İst. 2008. 44 İz Yayıncılık, İstanbul, 1996.
SOSYOLOJİK TEFSİRİN İMI<AN VE SORUNLARI, L. CEJ3Ed 361
malar günümüzde bu alana doğru gittikçe artan bir ilginin oluştuğunu gösteriyor.
Bütün bu yeni kullaruma rağmen ve temellerinın atılışında İbn Haldun olmasına rağmen, bu nitelendirmeler ne kadar isabetli ve bugünkü şekliyle balılı bir ilim olan sosyoloji asıl alınarak, onun üzerinden bir tefsir yapılabilir mi? Ana sorulardan biri bu ...
Mesela, Seyyid Kutub'un tefsiri hakkındaki bu niteleme, gerçekten bu tefsiri tam olarak anlahyor mu? Bunu söylemek zor. Çünkü bu, bir tefsir türü olarak değil, merhumun sosyoloji profesörü olmasından dolayı, ayetleri tefsir ederken zaman zaman o tarza yakın ele almasından kaynaklanan bir niteleme sayılabilir. Çünkü aslında bu tefsire bakhğınuzda, ifade şekli yeni ise de, gerek rivayet gerek dirayet bakımından klasik tefsirlerimizden çok farklı olmadığını da görüyoruz. İşaretül'İcaz da keza klasik tarz eserlerimizden biri. .. Tefsir tarihine bakıldığında hemen her tefsirin, yaşadığı toplumdan bir şekilde etkilendiği ve toplumun sorunlarına çözümler üretmeye çalışhğı söylenebilir. Bu yönüyle bütün tefsirler kendi toplumlarıyla ilgilidir, dolayısıyla kısmen sosyolojik oldukları söyleneb:il:ir45• Bu yüzden çoğu tefsirde, yazıldıkları Çağ ile ilgili bir hayli sosyolojik malzeme de bulabilirsiniz.
Muhammed Abduh ile başlayan içtimm-edebi tefsir ekolü için de, ortaya çıkmasına yol açan sorunların ortak noktasının toplumsal nitelikli olması nedeniyle46 "sosyolojik tefsir" tarumlaması yapılıyor ise de, keza bunun her bakımdan uyumlu bir niteleme olduğunu söylemek zor. Prof. Dr. Celal Kırca hocamız "Kur' an' a Yönelişler" adlı çalışmasında, içtimm-edebi tefsiri, "sosyolojik tefsir" diye nitelemese de, "sosyolojik yöneliş" olarak isimlendirmekte; bu yönelişi "Genellikle sosyal olaylarla sosyal içerikli ayetler arasında ilişki kurmak veya toplumsal realiteyi öne geçirmek" diye tarif etmekte ve bu yönelişin en önemli isimleri olarak, Muhammed Abduh, Reşid Rıza, Mustafa el-Meraği, Seyyit Kutub, Ferit Vecdi, Mahmut Şeltut, Muhammed İkbal ile birlikte, Mehmet Akif'i ve Süleyman Ateş' i saymakta, Ateş hocamızın "Yüce Kur'an'ın Çağdaş Tefsiri"ni de, Akif'in Safahat'ını da bu yönelişe sahip eserler olarak görmektedir47•
45 Kara göz, Mustafa "Terim, İçerik ve işlev Analizi Işığında Sosyolojik Tefsir", s. 312. 46 Atalay Orhan, 20. Yüzıjıl Tefsir Akımı, Beyan Yay. İst. 2004, s. 82. 47 Kırca, Celal, Tuğra Neşriyat, İstanbul, s. 244-251.
362 KUR'AN'IN ANLAŞILMASINA DOGRU -TEFSİR VE TOPLUM-
Bu akım, tefsirin en ideal tefsir için dikkate alınması gereken ilimlerden birisi olarak, insanların psiko-sosyal hallerinin bilgisi de saymıştır: Bu ilkeye göre, Kur' am inceleyenler, insanlığın geçirdiği evreleri, devirleri, farklılıkların kaynağını, güç ve zayıflıklarını, izzet ve zilletlerini, ilim ve cehalet, iman ve inkarlarını bilınelidirler48• Bu ifade doğrudan tarihe, psikolojiye ve en çok da sosyolojiye göndermede bulumrı.aktadır. "İçtiınru Tefsir Ekolü"ne göre, Kur'an toplum için inmiştir. Bu yüzden tefsir edilirken, çağın toplumsal sorunları, ayetlerin ışığında çözüme bağlanmalıdır. Yani tefsirin konusu insan, insanın hidayeti, toplumsal meseleler olmalıdır49.
Bu yaklaşımından dolayı bu ekole de "sosyolojik tefsir" denilıniş, ama keza bu nitelernede bazı sorunlar var. Bunlar, sosyoloji ile bu akıma mensup ilim ve fikir adamlarının amaçları ve yöntemlerindeki farklılıktan ileri gelmektedir. İctiınru tefsir ekolünün en önemli amacı toplumun ıslah edilmesidir. Yani bu yaklaşımın temsilcileri yaptıkları faaliyetlerle toplumu dönüştürıneyi ve ıslah etmeyi amaçlamışlardır. Bu yönüyle ictiınru tefsir norınatif bir renge sahiptir. Oysa sosyoloji norınatif değildir: sosyoloji toplumsal düzenin olduğu gibi tasvirini, toplumsal yapının tahlilini ve bu yapının nedenlerini analiz etmeyi amaçlar. Toplumsal düzenin ya da yapının iyi veya kötü olduğuyla ilgili bir değerlendirmede bulunmak, sosyolojinin sınırları dışında kalırSO.
Değer yargılarından soyutlanmış bir şekilde hareket eden sosyoloji51
açısından incelenen toplumu düzeninin adil, faziletli, fertlerin istek ve zihniyetierine uygun olup olmaması önemli değildirsı.
Sosyolojinin norınatif olmaması, araştırmanın amaçları ve ortaya çıkan sonuçları bağlamında bir takım çözüm önerileri sunulmayacağı şeklinde anlaşılınamalıdır. Sosyolojinin çıkışında batının kendi iç sorunlarının çözüme kavuşturulmasıyla doğrudan alakah olduğu için, 19. yüzyıl sosyolojisinde "toplum mühendisliğinin ağır bastığı söylenmişfuS3.
"İctiınru tefsir akımın "sosyolojik tefsir" olarak isiınlendirilmesindeki diğer bir sorun, temsilcilerinin eserlerinde sosyolojinin fonksiyonalist, yapı-
48 Atalay, Orhan, s. 9. 49 Şimşek, M. Said, Günümüz Tefsir Problemleri, Kitap Dünyası, ts. s. 61. 50Günay, Din Sosyolojisi, s. 18, 62. sıFreyer, Hans, s. 4 52 Taplamooğlu, Mehmet, Din Sosı;olojisi, AÜİF Yay. 2. bsk. Ankara, 1975, s. 11-12. 53 Karagöz, Mustafa, s. 323 Dipnot.
SOSYOLOJİK TEFSİRİN iMKAN VE SORUNLARI, L. CEBEd 363
salcı, etkileşirnci veya karşılaşbrmalı teorilerinden, tasvir, karşılaşbrma, tümevarım, tümdengelim, anlayıcı veya açıklayıcı yöntemlerinden, gözlem, anket veya millakat tekniklerinden hangi teori, yöntem ve tekniklerini kullandıkları ile ilgilidir. "54
Dolayısıyla eski-yeni tefsirlerimiz ve ekollerimizden hiçbiri, "sosyolojik tefsir" nitelemesine tam olarak uymamaktadır. Bir sosyolojik tefsir ortaya koymayı düşünüyorsak, önce batılı olmayan, batının hastalıklarııu ve tarafgiTtiğini taşımayan, bize ait olan, temelinde bizim değerlerimizin bulunan bir sosyoloji, yani bir "Kur' an Sosyolojisi" /bir "İslam Sosyolojisi" kuralım, daha doğrusu kuruluşunu tamamlayalım, ondan sonra ona göre bir tefsir yapalım. Çünkü bu temelleri atılmış, fakat kuruluşu tamamlanmamış bir ilim dir.
Kur'an Sosyolojisi
"İslam sosyolojisi" tabirini ilk kullananlardan biri Ali Şeraiti' dir. Fakat İslam Sosyolojisi tabirini kendi döneminin diliyle, Şeria n' den daha önce kullanan sosyologlar vardır. Bunlardan birisi İzmirli İsmail Hakkı' dır. 1922 yılında seri halinde yazdığı makaleye "İslam İçtimaiyatı" adım veren İzmirli, bu başlık altında hem İslam' m sosyal ve eknomik tarafııu incelemiş55 hem de İslam sosyolojisi kavramını ilk defa kullananlardan birisi olmuşturs6•
Zannederim "Kur' an Sosyolojisi" tabirini de en azından Türkiye' de ilk kullananlardan, daha doğrusu ·teklif edenlerden biri benim. 1986 yılında Uluslararası İslam Düşünce Enstitüsü (Amerika/Washington DC) tarafından organize edilen "4. Uluslararası Bilginin İslfunileştirilmesi Konferansı"nda sunulmak üzere "Kur' an Sosyolojisi Üzerine Bir Deneme" başlığı taşıyan bir bildiri hazırlamıştım. Bu enstitü dünya müslümanlarııu paramparça güçsüz, başsız ve bütün saldırılara karşı savunmasız bir halde gördüğü için, ümmetin problemlerine fikir sahasında çözüm bulanabileceğini düşünen bir grup insan tarafından oluşturulan "Müslüman Sosyoloji Bilginleri Cemiyeti"nin 1976 yılında Avrupa'da yaptığı toplantıda, çağdaş ve doğru fikirler oluşturabilmek için ciddi ve ihlaslı ıslah çalışmalarına girişrnek ve dünyanın dört
54 Karagöz, Mustafa, s. 324.
55 Bu makalenin yeni harflerle basımı için bkz. Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, S: 1; 1992, s. 197-228.
56 Koçyiğit, Hikmet, s. 40.
364 KUR'AN'IN ANLAŞILMASINA DOGRU-TEFSİR VE TOPLUM-
bir yaruna bunu yaymak için kurulı:İ:ı.asına karar verilmişti. İlk hedeflerinden biri bilgiyi İslfunileştirınekti.
Bilginin temellerinin İslami Kur'aru olması gerektiği konusu aslında yeni düşünülmüş de sayılmaz. Çünkü taa hicri sekizinci asırda el-Burhan fi Wilmi'l-Kur'an müellifi Bedrüddin ez-Zerkeşi şöyle yazıyordu: "Her ilim Kur'an'dan çıkarılmıştır. Kur'an'dan çıkamlmamış olan bir ilminakli dayanağı/delili yoktur. İbn Mes'ud (r.a.), "Bir ilim elde etmek isteyen, Kur' an' ı altüst edip onu orada arasın. Çünkü öncekilerin ve sonrakilerin ilimleri Kur'an'da vardır." demiştir. Bu sözü Beyhaki el-Medhal adlı eserinde rivayet etmiş ve "İbn Mes'ud bu sözü ile "İlmin aslı/kökü/çekirdeği Kur'an'da vardır." manasını kastetmektedir." demişfu."s7• Demek ki Ümmet-i Muhammed içinde her ilmin kökünü Kur'an'da arama düşüncesi eskiden beri var.
Bilginin İslanuıeştirilmesi Bilginin İslamileştirilmesi fikrinin bugün gündemimize taşıyan, Mer
hum İsmail Faruk! idi. O haklı olarak batıdan aldığımız modem sosyal bilimlerin temelinde batının inanç ve kültürünün yatttığını dolayısıyla bunların tamamen bilimsel olmadığından, İslam Dünyası'nın bu ilimleri olduğu gibi almak yerine, temeline kendi inanç, kültür ve değerlerini koyduğu yeni ilimler geliştirmek zorunda olduğunu söylüyordu. Haklıydı çünkü mesela bugün sosyoloji ilmi, Avrupa ve Amerika'daki üniversitelerde sosyalistlerin ve demokratların elinde, ilmi, faideli ve gerçeğe yakın unsurların yanı sıra, değişik değerlerde batıl inançları ve saptırılmış mefhumları ihtiva eden nazariyeler, inandığımız hakikatiere tamamen zıt kalp kıymetler ile doludur.
"Batının sosyoloji yazarları ve araştırıcılarının farklı farklı felsefi eğilim:leri, her birinin, araştırmalarına başlamadan peşinen kabul ettikleri hatta savundukları, fakat açıkça ifade etmedikleri, hatta gizlerneye çalıştıkları hareket noktaları vardır ve bu eğilim ve hareket noktalarının, sosyolojinin temellendirilmesinde, nazariyelerinde, faraziyelerinde, hadiseleri analizinde çok açık etkileri görünmektedir.
Keza felsefi ekallerden her birinin bir varlık felsefesi ( ontolojisi) vardır ve varlığa bakış tarzı demek olan bu felsefesini müdafaa' eder. İslam'ın da ifadesini Kur'an'da açıkça bulan bir varlık tasavvuru ve varlığa bakış tarzı yok mudur? Tabii ki vardır, hem o, diğer bütün tasavvurlardan daha şümul-
57 Zerkeşl, Bedrüddin Muhammed Abdullah, el-Burhan Fi Wumi'l-Kur'iin, Darü'l-Fikr, 1. bsk. Beyrut, 1988, 1/8.
SOSYOLOJİK TEFSİRİN iMKAN VE SORUNLARI, L. CEBEd 365
lü, daha derin ve apayrı bir tasavvurdur. Niçin Müslüman araşbrmacılar, İslam'ın doğru ve dakik tasavvurundan hareket ebniyorlar. Bundan dolayı, sosyoloji ilminden faydalı yönüyle istifade etmek için, onu sağlam bir temel üzerinde yeniden kurmak gerekmektedir. Bunun için İslami sisternin esasları çerçevesinde, yani İslam'ın varlık, tabiat, insan ve insan cemiyeti hakkındaki tasavvurlarmdan hareket ederek sosyolojiyi yeniden ternellendirrnek şarttır. İnanıyoruz ki sosyolojinin bu esaslar üzerine yeniden kurulınası gerçekleştiği zaman bütün insanlığa faydalı ve yüce neticeler verecektir. "ss
Bunun için de peşpeşe ''bilginin İslfunileştirilrnesi" toplantıları yapıldı. Bazı Müslüman bilim adamları: "Herkes kendi değerlerini eyleme aktarırken biz de bize ait olanları kullanmaktan çekinrnerneliyiz"59 diyerek bilginin İslfun"ıleştirilınesi düşüncesine destek vermişlerdi. Merhum Şehid İsmail Faruki'nin son derece yerinde ve makul bulduğurn bu fikine katkıda bulunmak üzere mezk:Ur tebliği hazırlamış ve orada belki de Türkiye' de ilk olarak "Kur'an Sosyolojisi" tabirini kullanınıştırn. Aslında bu konuyu daha önce Arapça' dan 1982 yılında "İslami Sosyoloji İlıninini Kurulmasına Doğru" başlıklı bir makalesini tercüme ettiğim Suriyeli idealist bir mürnin ve sosyolog olan Prof. Dr. Muhammed el-Mübarek' den de okumuşturn ve çok ilgiıni çekrnişti.
İşte o Muhammed el-Mübarek batının kurduğu yahut geliştirdiği ilimierin sakıncalarına işaret ederek diyordu ki: "Batı düşüncesi, eğitim yolunu.kullanarak ve bütün bilim-kültür köprülerinden geçerek, felsefi ekallerindeki ve itikadi mezhebierindeki hak ve b atıl, doğru ve yanlış, hayır ve şer bütün unsurlarıyla İslam alemi'mize sızrnıştır. Batı düşüncesinin (İslam alerni'ne) en kuvvetli etkisi bu beşeri ilimler yoluyla olınuştur. Çünkü bunlarda, varlık hakkındaki belli bir tasavvurdan doğan ve aynı tasavvurdan bereketlenen şeyler ile sanki güzellik, hayır ve adalet ölçülerine sahib bir "ilıni"lik perdesi gerisine gizlenmiş çelişkiler, itikadı zıtlıklar vardır. Bu problem, İslam alemi'ndeki problemierin en büyüğüdür. Çünkü bununla, müslümanlar sadece şahsiyetlerini ve hususiyetlerini kaybetmekle kalınıyorlar, değerli olan dinlerini, değersiz şeylerle değiştirmiş ve bütün insanlığı yükseltecek kuvvetteki sermayelerini (İslam'ı) kaybetmiş oluyorlar. Savaşın
5s el-Mübarek, Muhaıruiı.ed, "İslfuni Sosyoloji İlrninin Kurulmasına Doğru", Yeni Devir Gazetesi, Teınınuz-1982 tefrika halinde.
59 İlyas Ba Yunus-Ferid Ahmed, İsltinı Sosyolojisi, Bir Giriş Denemesi, Çev: Rıdvan Ka-ya, Bir Yay. İst.l986 s. 71. .
366 KUR'AN'IN ANLAŞILMASINA DOGRU -TEFSİR VE TOPLUM-
bu çeşidi (yani kültürel savaş) en öldürücüsüdür. İslam ümmeti tarihte, ondan daha korkunç ve neticeleri itibariyla daha tehlikeli bir musibete uğramamışb."6o
Seyyid Hüseyin Nasr da modem bilimin, sanıldığı gibi objektif, balılı değerlerden vareste :pıasum bir ürün olmadığını söyler6ı. Bir diğer yazarmuz Kur'an ile başka modem bilimlerin verilerini bir arada inceleme hususunda başka sistemlerle ve kültürlerle temasta hilim olan kodla düşünmenin zararlarını göz önüne almak gerektiğine dikkat çeker62 Ahmet Davutoğlu, . "kendi değederimizi başkahilim medeniyelin verileri ve kavramlarıyla düşünmeye başlamanın tehlikesi" sinden söz eder63. Ahmet Yüksel Özemre, tefsirde Kur'an ayetlerinin sosyal bilimlerle veya tabii bilimlerle ilişkilerinden veya bilimsel realitelerden bahsetmek isteyen kişilerin çok temkinli davranması gerektiğine işaret eder64. Korkut Tuna da "Babnın kendi insanının ferdi ve toplumsal problemlerini çözmek ve değerlerini yorumlamak üzere geliştirdiği metodlar, modeller ve bilimler, genelde doğu toplumları, özelde ise Müslüman toplumlar için genel geçer kabul edilmesinin bir takım sıkıntılar doğurur." der65• Bir balılı olarak Raymond Aron da, mesela sosyologları ve tarih felsefesi yapanları, değişken çıkarlarına göre, seçmeler yaptıklarından · dolayı eleştirir66.
Bir İslam sosyolojisinin hem temelini atmış, hem de bu alanda öncülük görevi üstlenmiş olan Ali Şeriati, "bilimsel tarafsızlık" kavramının anlamını iyice kaybettiği "gözlem" ve "tanımlama"nın yerini "inanç" ve "kablma"nın aldığı günümüz sosyoloji'sinde "tarafsızlık" düşüncesini hiçbir zaman kabul etmez, keskin ve net ifadelerle şu değerlendirmeyi yapar: "Bab sosyolojisinin, (19. asrın sanayileşmiş Avrupa toplumunun ve 21. .asrın ilk yarısındaki saldırgan-emperyalist toplumun çözümlemesinden elde edilen) basmakalıp kavramlarını dilimize çevirip tekrar etmek bize hiçbirşey kazan-
60 Muhammed el-Mübarek, a.g.m. 61 Hikmet Koçyiğit s. 38. 62 Şener, Sami, "Sosyal değişmenin dini hayata etkisi", Sosyal Değişme ve Dini Hayat, İSA V, İstanbul, 1991, s. 95, 118, 120. '
63Müzakereler, Kur' !in Ve tefsir Araştımıaları I, İSAV, Ensar N eş. İst. 200, s.l/122 64 Müzakereler, Kur'fin Ve tefsir Araştımıaları I, İSA V, Ensar N eş. İst. 200, s. 1/213. 65 "Türk Sosyolojisinin Bab Sosyolojisi ile ilişkisi ve Sonuçları", 75. Yılında Türkiyede
Sosyoloji, Bağlam yay. İst. 1991, s. 36, Karasakal, Şaban, s. 7' den naklen. 66 Sıddıki, Mazharuddin, Kur'an'da Tarih Kavramı, s. 194'den naklen, introduction to
the Philosophy of History, Londra, 1961, s. 241.
SOSYOLOJiK TEFSİRİN i:MKAN VE SORUNLARI, L. CEBEd 367
dınnaz. Çünkü bu kavramların bizim çağdaş hayahmızla hiçbir ilgisi yoktur. Biz kendi toplumumuzda ortaya çıkıp biçimlenen, kendi toplumsal yapımızın niteliğine, kendi ınanevi yapımıza, kendi toplumsal davranış kalıplarıınıza ve kendi toplumsal gerçekierimize denk düşen değerleri, ilişkileri ve bireylerimizin bütün bu değerlere-ilişkilere gösterdikleri psikolojik tepkileri incelemeliyiz."67 O bu düşünceleri sebebiyle, kendi toplumunu incelerken pozitivist ve marksist sosyolojiye itibar etmemiş, köklü tarihi ve dini yöntemleri kullanarak çağdaş İslam sosyolojisine yeni boyutlar kazandınnaya çalışmışhr.
Kur' fuu anlamaya ve tefsir etmeye çalışırken, insanı maddi ve ruhi özellikleri ve çerçevesiyle tanımlamaya çalışan sosyoloji, psikoloji, sosyal psikoloji gibi beşeri ilimlerden istifade edilınesi yadırganacak bir durum değil. Sosyolojinin bir takım verilerinin ayetlerin yorumuna yeri geldikçe bir zenginlik kazandırır. Tefsir ilmi sosyolojiye, sosyoloji de tefsir ilmine materyal sağlayabilmenin yanmda ufuk da açabilir ve Kur' an sosyolojisi ile ilgilenen hiçbir bilim adamı tefsir ilminden müstağni kalamaz. Aksi takdirde orjinaliteden yoksun bir yaklaşım ortaya çıkar. Öte yandan tefsir ilmine yeni kuşaklar olarak katkıda bulunabilmek için sosyolojiden geniş çapta faydalanmamiZ önem arz etmektedir68• "Müslümanların, sosyolojinin teoriler kısmına değil ama hakikatler giren sahalarındaki tutumu, bu çalışmalara iştirak etmek ve bizim dışımızdaki sosyologların araşhrmalarından yararlanmak olınalıdır. Onlardan yararlarurken, yanlışlıklarına, ard niyetlerine, usUllerinden doğan hatalarma ve hatalı usUllerine dikkat etmemiz, istifade etmeye çalışhğnnız bu ilimlerin dayanaklarını bilmemiz gerekir69.
Kur' an' daki Sosyolojik Malzeme
Evet, Kur'an-ı Kerim'in de en önemli ve geniş konularından biri, gerek fert gerek toplum olarak insandır. İnsarun iç dünyası, dış dünyası, tarihi, hayah, sosyal ilişkileri, yaşadığı hayatın. genel kanunları, geçmişi ve geleceği ve buna benzer birçok yönü ile insan Kur'an'ın hem muhatabı hem konusudur. Kur'an-ı Kerim, her yönüyle, içinde bulunan her çeşit insanla, türlü tür
lü hadiseleriyle, savaşı ve barışı ile korkusu ve emniyetiyle, azabı ve refahı ile tuğyanı ile ve imanı ile "ceıniyeti" anlatmışhr; fertlerden, ailelerden,
67 İslam Sosyolojisi Üzerine, s. 38. 68 Koçyiğit, Hikmet, s. ? 69 el-Mübarek, Muhammed, a.g.m.
368 KUR'AN'IN ANLAŞILMASINA DOGRU -TEFSİR VE TOPLUM-
cemaatlardan (gruplardan), birliklerden, milletlerden ve ümmetierden bahsebniştir.
Kur' an' da insan topluluklarını anlatan çok sayıda değişik kavramların __ kullanılmış olması da bu yönde dikkat çekınektedir. Mesela, kavim, ümmet,
millet, şie, fevç, fırka, hizb, şa'b, halk, taife vb. bunlardan bir kısmıdır. Ayrıca bazı süre isimleri de oldukça düşündürücüdür. Zümer ve Ahzab gibi doğrudan topluluk anlaıİıını yüklenmiş süre isimlerinin yanında, Nisa, Enbiya, Müıninun, Sebe, Şuara, Rum, Münafıkun, Mutaffifin, Kureyş, Kafirun gibi grup ifade eden süre isimlerine; Hicr, Kehf, Ahkaf, Beled gibi insan top-_ luluklarının yaşam alanlarına ve Hac, Haşr, Saf, Cuma gibi insanları bir araya getirme anlamını içeren süre isimleri yer almaktadır. "Mustazaf", "ınütref', "ıneleu", "sünnetullah", "ümmet", "tearüf", "millet" gibi birçok Kur' am tabir, İslam Sosyolojisi için yeni baştan alıp yoruınlanabilir7o. Mesela, Ali Şerian'nin yorumu ile Kur' an' da "Firavun" ha"kiın siyasi gücün; "Karun" hakim iktisadi gücün ve "Haman" ise resmileşmiş hakim sınıfın seınbolüdür. Bu sınıftan Kur'an'da "ınele", "ınütref" ve "rakib" diye de sözedilir ... Bu üç sınıf sürekli olarak halkı, yine sıralarına göre tahakk.ü:qı._ altında tubnak, söınürınek ve aldalınakla meşguldur71.
Sosyoloji, "insan toplumlarını, guruplarını ve toplumlar içinde meydana gelen sosyal olayları araştıran, bir diğer ifade ile toplumu statik ve dinamik bakımdan ele alıp bünyev1 vasıflarını ve değişme şartlarını inceleyen bir ilim" diye tarif edildiğine göre, Kur'an'ın ilgili ayetlerinde ve onlar üZerine yapılan tefsirlerde, bazen direkt, çoğu zaman endirekt "sosyolojik" diyebileceğimiz iladelere ve değerlendirmelere rastlamamız şaşılacak bir şey değildir. Her ne kadar Celal Kırca üstadıınız "Kur' an' a sosyolojik yöneliş, sosyoloji ilminin ortaya çıkınasından sonra mümkün olabilıniştir."72 diyorsa da klasik tefsirleriınizde yer yer adı konulınamış sosyolojik açıklamalara r~stlayabiliriz. Özellikle Mekkl ayetlerin tefsirinde hem klasik hem de çağdaş-tefsir kitaplarında yer yer kıymetli sosyolojik bilgilere, sosyolojinin hemen her konusu ile ilgili değişik yorumlara rastlamak_ mümkündür.
Dünyada dini kitaplar arasında yalnızca Kur'an toplumların ve milletIerin kaderini yöneten faktörlerle, onların yeryüzündeki mutlhlukları konusunda bütünelli bir görüş oluşturacak kadar malzeme ihtiva ebnektedir.
10 Koçyiğit, Hikmet, s. 184. n Şeriati, Ali, İsliim Sosyolojisi Üzerine, s. 126. n Kırca, Celal, s. 239.
SOSYOLOJİK TEFSİRİN :iMKAN VE SORUNLARI, L. CEBEd 369
Bunlar Kur'an'ın bütünü içine serpiştirilmiştir. Kur'an bazı eski kavimlerin dünyevi amelleri, ahlaki alışkanlıkları ve tavırları konusunda bir dizi yorum getirir. Tüm bu yorumları bir araya getirilip de bir bütün olarak ele alınırsa o zaman Kur'an'a göre genelde bir ulusun ya da toplumun kaderini etkiliyen ve biçimlendiren faktörlerin açık mükemmel bir tasviri ortaya çıkar73.
Kur'an-ı Kerim bunu yaparken, yani sosyal olayları ve meseleleri açıklarken,,. tarihi olayları, önceki peygamberler ve ümmetieriyle ilgili kıssalan ele alırken, herhalde modem sosyolojinin metodlarını kullanmanuştır. Öyleyse Kur'an,. "Kur'an'ın tanrı, kamat, insan, dünya ve ahiret telakkilerinden yola çıkarak ve konuyu ilgilendiren bütün ayetleri nazar-ı itibara alarak, insan cemiyetlerini statik ve dinamik bakımlardan ele alıp, yapısal vaslilarını ve değişme şartlarını( sosyal değişme şartlarını) ortaya koyan, tabii hadiselerle sosyal hadiseler arasındaki irtibatı gösteren ve bu hususlarda Cenab-ı Allah'ın sünnetlerini ifade eden bir ilim."74 diye tarif edebileceğimiz ve bir anlamda Kur'an sosyolojisi diyebileceğimiz kendine has bir metod kullanmıştır. Tanımda geçen sünnet deyimi Allah'ın hiçbir zaman değişmez, her çağdaki bireyler ve toplumlar için aynen tekrarlanan kanunlarını ifade etmektedir. Bu yönüyle Kur'an sosyolojisi bir bakıma pozitivist sosyolojiye benzemektedir. Çünkü pozitivist sosyoloji de toplumların tabiat kanuniarına benzer değişmez kaİıunlarının olduğunu ve bunların keşfedilmesini ilke edinmektedir75.
Ali Şerian'nin ifadesiyle, "İslam, bilimsel bir sosyoloji düşüncesi getirerek toplumsal değişme ve gelişmenin rastlantılar üzerine temellendirilemeyeceğini, yaşayan bir organizma olarak toplumun bilimsel yönlerle açıkça ortaya konabilecek nitelikte kaçınılmaz bazı kuralları olduğuna inanır. Dahası insan, hür ve irade sahibi olduğu için, toplum kurallarının işleyişine müdahele ederek, onları öğrenip yönlendirerek gerek birey, gerek toplum için daha iyi bir gelecek tasarlayıp, bunun temellerini atabilir."76 Demek ki Sosyolojik tefsir günümüz toplumunun karşı karşıya kaldığı sorunlara Kur'an'ın içerdiği ilkelerden hareketle çözüm önerileri ve referanslar bulabifu77.
73Sıddıki, Mazharuddin, Kur'an'da Tarih Kavramı, s. 11-12, s. 61. 74 Cebeci, Lütfullah, Kur'an Sosı;olojisi Üzerine Bir Deneme, s. 3. 75 Koçyiğit, Hikmet, s. 43. 76 Şeriati, Ali, s. 60. 77 Karagöz, Mustafa, s. 333.
·'
370 KUR'AN'IN ANLAŞILMASINA DOGRU-TEFSİR VE TOPLUM-
Çağdaş tarih felsefesine gqre:de, tarih, tüm toplumların her dönemde tabi olduklan bir takım kendine. has yasalarla yönetifu7s. Bu anlamda Kur'fuun tarih anlayışına en yakın ilim dalı sosyolojidir. Zira sosyolojinin çabası daha çok, toplumsal olay ve olgulan açıklamak, sonra da zaman ve mekan etkenlerini soyutİayarak ortak ilke ve kurallara, genel tip, kavram ve yasalara ulaşmaktır79• Fakat her ne kadar arada büyük benzerlik varsa da modern sosyoloji ile İslam sosyolojisi yahut Kur'an sosyolojisi diyebileceğimiz bizim sosyolojimizin bazı temel farkları olmalıdır.
İslam Sosyolojisi/İslanu Sosyoloji
Bu yüzden günümüzde bir İslam sosyolojisi kurmaya çalışan Ali Şerian şunları der: "İslam, bir medeniyet ve bir toplum kurmuş bir dindir. Bunlan araştırmak için tarih ve sosyolojinin yöntemleri kullanılmalıdır. Eğer İslam' a yalnız bir noktadan bakarsak, bu çok yönlü olgunun yalnız bir boyutunu görebiliriz. Çok yönlü bir kitap olan Kur'an bunun en açık kanıhdır. Mesela, dil boyutu Kur'an'ın edebi ve linguistik yönüdür. Bir başka boyutu felsefe ve inanç boyutudur. Diğerlerine oranla şimdiye kadar üzerinde pek durulmamış olan bir boyutu da tarihi, sosyolojik ve psikolojik konularla ilgili yönüdür ... Kur'an'da sık sık anılmakta olan milletierin akıbetleri, birbiriyle ilişkileri, yükseliş ve helak oluş nedenleri, tarihciler tarafından, tarihi ve ilmi bir yaklaşımla, sosyologlar tarafından da sosyolojik yöntemlerle incelenmelidir. "80
Yine o der ki: "Çalışma alanım "din sosyolojisi" olduğu için, ben de Kur'an'ın ve İslam literatürünün terminelojisinden yararlanarak, İslam' a d~yanan bir din sosyolojisi geliştirmeye çalışhm ... (Bu açıdan) varlığından bile haberdar almadığımız pek çok el sürülmemiş konu olduğunu gördüm. İslam'ı ve Kur'an'ı incelerken karşılaşhğım gerçeklerden biri de Peygamberin sünnetine özgü, bilimsel tarih ve sosyoloji teorilerinin varlığı oldu."sı
i'Kur'an, tarih ve sosyolojiyle ilgili meseleleri daha iyi, daha değişik ve daha net bir biçimde anlamama yardımcı oldu." sı
\
78 Sıddıki, Mazharuddin, s. 193. 79 Arslantürk, Zeki-Amman, M. Tayfun, Sosyoloji, Çamlıca Yay. 4. bsk. İst. 2001, s.\34. 80 Şeriati, Ali, s. 69-70. 8ı Şeriati, Ali, s. 49. 82 Şeriatİ, Ali, s. 51.
' SOSYOLOJİK TEFSİRİN iMKAN VE SORUNLARI, L. CEBEd 371
İslam Dünyası'nda bir hayli zengin olarak sosyolojiye malzeme sağlayacak ilmi ve kültürel birikim bulunmaktadır, fakat bunların yeni İslfuniKur'fuıi bir sosyoloji çerçevesinde sistematize edilmesi gerekmektedir. Kur' an' dan hareket ederek en sağlam Sosyolojik çalışmayı ve sonuçları çıkarabiliriz. Ondan soma da o kuralları dikkate alarak, direkt ve endirekt ilgili olan birçok ayeti sosyolojik bir tarzda da tefsir edebiliriz. Bu, o ayetlerle ilgili tarih boyunca yapılmış olan tefsirlere yeni ve güzel renk katmış, Kur'an'ın anlam katmanlarından birini daha ortaya koymuş olur.