mahmud ahmed el-hasirf'nin hadisÇilik...

20
islam Hukuku Dergisi, sy.14, 2009, s. 291-310. MAHMUD B. AHMED EL-HASIRf'NiN (ö. 636/1238) HAYATI, ESERLERi VE HADiSÇiLiK YÖNÜ Doç. Dr. Mehmet EREN* Kadihan Hasan b. Mansur ei-Özkendi ei-Fergani'nin önemli talebelerinden Hasiri, memleketi Buhara'da ilmininde ihtisas sahibi olduktan ve elli kadar orada ikamet ettikten sonra Neysabur'a gelerek on boyunca dönemin büyük muhaddislerinden hadis sema Daha sonra, müderrislik, kitap telif etme, fetva verme ve hadis rivayet etme faaliyetlerini Bu Nuriyye Medresesi'nde müderrislik görevini ölene kadar yirmi sene boyunca Hi c ri yedinci önemli Hanefi fakihlerinden olan Hasiri, Eb Hanife'nin imam Muhammed'in eserlerine büyük önem vermesiyle temayüz Bilhassa onun ei-Camiu'l-kebir'i üzerine biri muhtasar, iki önemlidir. Hasiri'nin Hadis ilminde de sözsahibi bir alim O, özellikle Müslim'in Sahih'ini rivayetle dönemlerinin önemli muhaddisleri Anahtar kelimeler: Cemaleddin ei-Hasiri, Nizameddin Ahmed, Medresesi, et-Tahrir Mahmud bin Ahmad ai-Hasiri's (d. 636/1238) Life, Works, and Position in Hadith AI-Hasiri, one of the distinguished students of Hasan bin Mansur ai- Özjandi, who is known as "Kadihan'; traveled to Nishabur where he heard hadith araund ten years from the great hadi th scholars of his age after he studied lslamic Law in his hometown Bukhara where he lived up to his age of fifty. Afterwards, he conducted the activities of teaching, writing, issuing fatwa, and narrating hadith in Damascus where he came * Selçuk Üniversitesi Fakültesi Üyesi. merenl [email protected]

Upload: others

Post on 07-Feb-2021

3 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

  • islam Hukuku Araştırmaları Dergisi, sy.14, 2009, s. 291-310.

    MAHMUD B. AHMED EL-HASIRf'NiN (ö. 636/1238) HAYATI, ESERLERi VE

    HADiSÇiLiK YÖNÜ

    Doç. Dr. Mehmet EREN*

    Kadihan Hasan b. Mansur ei-Özkendi ei-Fergani'nin önemli talebelerinden Hasiri, memleketi Buhara'da Fıkıh ilmininde ihtisas sahibi olduktan ve elli yaşiarına kadar orada ikamet ettikten sonra Neysabur'a gelerek yaklaşık on yıl boyunca dönemin büyük muhaddislerinden hadis sema etmiştir. Daha sonra, altmış yaşlarında geldiği Dimaşk'ta müderrislik, kitap telif etme, fetva verme ve hadis rivayet etme faaliyetlerini yürütmüştür. Bu şehirdeki Nuriyye Medresesi'nde müderrislik görevini ölene kadar yirmi beş sene boyunca sürdürmüştür.

    Hi c ri yedinci asrın önemli Hanefi fakihlerinden olan Hasiri, Eb Cı Hanife'nin meşhur öğrencisi imam Muhammed'in eserlerine büyük önem vermesiyle temayüz etmiştir. Bilhassa onun ei-Camiu'l-kebir'i üzerine yazdığı biri muhtasar, diğeri geniş iki şerhi önemlidir. Hasiri'nin Fıkıh yanında Hadis ilminde de sözsahibi bir alim olduğu anlaşılmaktadır. O, özellikle Müslim'in Sahih'ini rivayetle meşhur olmuştur. Öğrencileri arasında dönemlerinin önemli muhaddisleri vardır.

    Anahtar kelimeler: Cemaleddin ei-Hasiri, Nizameddin Ahmed, Nlıriyye Medresesi, et-Tahrir fı şerhi'I-Camii'l-kebir

    Mahmud bin Ahmad ai-Hasiri's (d. 636/1238) Life, Works, and Position in Hadith

    AI-Hasiri, one of the distinguished students of Hasan bin Mansur ai-Özjandi, who is known as "Kadihan'; traveled to Nishabur where he heard hadith araund ten years from the great hadi th scholars of his age after he studied lslamic Law in his hometown Bukhara where he lived up to his age of fifty. Afterwards, he conducted the activities of teaching, writing, issuing fatwa, and narrating hadith in Damascus where he came

    * Selçuk Üniversitesi İliiliiyat Fakültesi Öğretim Üyesi. merenl [email protected]

  • 292 Doç. Dr. Mehmet EREN

    areund his age of sixty. He hel d the position of professorship for twenty-five years until his death in the Nüriyya Madrasa.

    As one of the im portant Hanafi jurist consultants of the seventh century A.H., ai-Has1r1 is distinguished for paying a great attention to the works of Imam Mu hammad, the leading student of Imam Abu Hanifa. He wrote two major commentaries on ai-Jami' ai-Kab1r by Imam Muhammad, being one of the m sh ort and the other long. lt is clear that he is an authority in the science of Had ith, too. He is famous for narrating the Sahih of Muslim. From among his students are the im portant hadith scholars of the age.

    Key Words: Jamal ai-D1n ai-Has1r1, Nizarn ai-D1n Ahmad, The Nüriyya Madrasa, ai-Tahr1r fı Sharh ai-Jami' ai-Kab1r

    Giriş

    "Kadihan" diye meşhur olan Hasan b. Mansfrr el-Özkendi el-Fergam-'nin (ö. 592/n96) önde gelen talebelerinden biri de, bu hocasını: "0, bizim efendimiz, kadı, imam, üstat, ümmetin övün cü, İslam'ın direği, selef nesiinin baldyesi, şark diyarının müftüsüdür"• şeldinde tanıtan "Has1r1" nispetli Ce-maleddin Mahmud b. Ahmed'dir. Döneminde Dimaşk'ta Hanefi falalılerinin imaını kabul edilen Hasiri, aslen Buharalı' dır. Memleketinde Hanefi mezhebi üzerine Fıkıh ilmini tahsil edip elli yaşlarına kadar İkarnet ettikten sonra Di-maşk'a gelmiştir. Buraya geldiğinde başladığı Nuriyye Medresesi'ndeld mü-derrislik görevini ölene kadar sürdürmüştür. Önemli bir Hanefi faldhi olma-sının yanı sıra, muhaddis ldmliğiyle de bilinen Hasiri, her biri dönemlerinde büyük faldh ve muhaddis kabul edilen birçok öğrenci yetiştirmiştir.

    Bu yazıda; Cemaleddin el-Hasiri'nin ldmliği, hayatı, faaliyetleri, eserleri, talebeleri ve çoculdarı üzerinde durulacak:tır. Biyografisi işlenirken, özellilde onun hadisçilil< yönüne dair kaynaldardan tespit edilen bilgilerin değerlendirilmesine çalışılacak:tır.

    Yaşadığı Dönem2

    Hasiri, Selçuldu devletinin yıkılınaya yüz tuttuğu bir zaman dilimin-de dünyaya gelmiştir. Memleketi Buhara 594/n98 yılında Alaeddin Har-zemşah'ın idaresine girmişti. Siyasi durumun gitgide kötüleşmesi sebebiyle 6ı6/ı2ı9'un sonunda Moğolların istila hareketi başlamıştır. Bu yüzden böl-gede ilmi faaliyetler oldukça zayıflamıştır. Niteldm Zehebi, Buhara'da önce-den ikamet etmiş meşhur muhaddisleri zikrettikten sonra şu tespiti yapar: "Bu şehirde, az da olsa ilmi birildınin kalıntıları devam etmişti. Nihayet Mo-ğollar orayı istila edince ilimden eser kalmadı."3

    1 Kuraşi, Abdülkadir b. Muhammed, e/-Ceviilıim'l-mudıyyefi tabakiiti'l-lıanefiyye, Kahire 1399/ı979, II, 94; Temimi, Takıyyüddin b. Abdilkiidir, et-Tabakiitii s-seni.JYe fi terticimi '1-lıamft.yye, Riyad ı 983, III, ı ı 7.

    B k. N ed vi, Ali Ahmed, e/-Kaviiid ve 'd-daviibıt el-miistalılasa min ~-talırir, Kahire ı4 I 11199 I, s. 39-4 I. 3 Zehebi, Muhammed b. Ahmed, el-Emsiir zeviitii '1-iisiir, Beyrut 1406/1986, s. 218.

  • 1 1

    Mahmud b. Ahmed ei-Haslrl'nin (ö. 636/1238) Hayatı, Eserleri ve Hadisçilik Yönü 293

    Moğol istilasırrdan 15-20 yıl önce memleketi Buhara'dan ayrılan Ha-slri'nin, beş yıldan fazla Neysabur'da ikamet ettikten sonra Haleb'e geldiği tahmin edilmektedir. Orada ne kadar kaldığına dair bir bilgi yoktur. Nihayet 6ıı/ı2ı4'te Dimaşk'a gelip yerleşmiştir.

    Bu yıllarda Dimaşk ve çevresi Eyylıbi devletinin hakimiyeti altındadır. Ölümünden önce (6ı5/12ı8) ülkesini oğulları arasında paylaştıran el-Melikü'l-Adil, Dimaşk'ı el-Melikü'l-Muazzam İsa'ya vermişti. Hem haçlılara karşı verilen mücadeleye, hem de el-Melikü'l-Adil'in oğulları arasındaki si-yasi çekişmelere şahit olan Hasiri, onların kavgalarını yatıştırma ve aralarını düzeltme hususunda gayret göstermiştir. O, el-Muazzam, el-Eşref ve Davud b. el-Muazzam'ın görüşlerine değer verdilderi alimlerden biriydi. Bu sultan-lar, ilme büyük önem vererek, eğitim kurumları olan medreseleri geliştirdilderi bilinmektedir. Bu dönemde özellilde Dimaşk'talci medreselerde ilmi canlılık yaşanmıştır. 4

    Nesebi ve Kimliği

    Hasiri'nin nesep zinciri ve lcimlik bilgileri şöyledir: Cemaleddin Ebü-'1-Mehamid Mahmud b. Ahmed b. Abdisseyyid b. Osman b. Nasr b. Abdil-melik el-Buhar! el-Hasiri et-Taciri el-Hanefl. Buna göre; Haslri'ııin lal

  • 294 Doç. Dr. Mehmet EREN

    Kaynaldarda "Has!ri" nispetli bir grup Hanefi faldhin biyografileri dild

  • Mahmud b. Ahmed ei-Has1r1'nin (ö. 636/1238) Hayatı, Eserleri ve Hadisçilik Yönü 295

    dermişler, o da görüşlerini ihtiva eden uzun bir cevabi mektup yazmıştı. Bu mektubu okuyan Eşref, İbn Abdisselam'a kızarak, veziri ile ona şu fermanı göndermiştir: 'Mt:ık fetva verme, insanlarla bir araya gelme, evine kapan:' Bunun üzerine İbn Abdisselam, "bu fermanla, fetva verme görevinin ken-disinden sakıt olacağı, eve kapanınayı da kendini ibadete hasretmeye sebep olacağı için mutluluk vesilesi sayacağını" vezire bildirmiştir.

    Bu olaydan üç gün sonra Hasiri, İbn Abdisselam'ı savunmak üzere bir grup talebesiyle Sultan Eşref'in ikamet ettiği kaleye gitmiştir. Sultan, onu büyük bir hürmetle karşılayaral< tavsiyelerini beldediğini söylediğinde, Hasiri İbn Abdisselam'a niye böyle davrandığını sorarak şöyle demiştir: "Halbuld o, öyle büyük bir alimdir ld, şayet Hindistan'da yahut dünyanın öbür ucunda bulunacak olsaydı, kendine ve ülkesine vesile olacal< bereketi düşünerek ve diğer krallara karşı övünç sebebi olması için, Sultan'ın onu memleketine getirmek için gayret etmesi gereldrdi." Sultan, İbn Abdissela-m'ın yazdığı ild belgeyi getirip Hasiri'ye göstermiş, belgeleri okuyan Hasiri: "Bu bilgiler; Müslümanların itikadı, salihlerin d üsturu ve müminlerin yaldni olan hususlardır. İld belgedeld bilgilerin tamamı doğrudur .. :' demiştir. Hasi-ri'nin bu onayından sonra, Sultan Eşref olanlardan ötürü istiğfar ederek İbn Abdisselam'ı hoşnut edeceğini söylemiş ve bir haberci göndererek ondan helallik dileyip yakın dostu olmasını talep etmiştir.'4

    Öğrenim Hayatı ve Hocaları

    Hasiri, memleketi Buhara ve çevredelci diğer şehirlerde, başta döne-min en meşhur faldhi Kadihan el-Hasen b. Mansur el-Özkendi olmak üzere bir grup alimden Fıkıh ilmini tahsil ederek bu alanda sayılı alimler arasına girmiştir. O, Kadihan'ın seçldn öğrencileri arasında sayılır.'' Öyle ld, sene-lerce onun derslerine devam ettiği için, kaynaldar Buhara'nın büyük faldh-lerinden Ömer b. Bela ez-Zerenceri'6 (584/ıı88) gibi muhtemel hocalarının adından bahsetmemiştir.

    Kadihan, Hasiri'ye verdiği icazette, onun Fıkıh ilminde telif edilen birçok önemli eseri kendisine okuduğunu bellrterek, İmam Muhammed' in, Ebu Yusuf kanalıyla Ebu Hanife'den rivayet ettiği el-Mebsut ile el-Cô.miu-'s-sağlr ve kendi telifı olan el-Cô.miu'l-keblr, es-Siyerü'l-keblr ve ez-Ziyô.dô.t gibi eserlerin bunlardan olduğunu kaydetmiştir. Hasiri'nin bunlardaki tüm bilgilere tam olarak vakıf olduğunu, böylece müftülük ve müderrislik dere-cesine ulaştığını, şerefveriyaset makamına yükseldiğini ifade etmiştir.'?

    14 Nedvi, a.g.e., s. 70-72. Olayın geniş anlatımı için bk. Sübki, Abdülvehhab b. Ali, Tabakaiii 'ş-şiifiiyyeti '1-kiibrii, Kahire ts. (1971), VIII, 234-237. 15 Leknevi, a.g.e., s. 205. 16 Biyografisi için b k. Kuraşi, a.g.e., II, 640-64 I. 17 Nedvi, a.g.e., s. 44-45. Hasiri'nin Fıkıh ilminde Ebil Hanife'ye ulaşan isnadı için bk. Kuraşi, a.g.e., I, 125-126.

  • 296 Doç. Dr. Mehmet EREN

    Hasiri, Fıkıh ilmindeki yüksek derecesi yamnda, şayet küçük yaşlarında hadis sema etmiş olsaydı, uzun ömürlü olduğu için zamanında Şam ehlinin müsnidi olacaktı. Ne var ki, ancak elli yaşından sonra Neysabur'a geldiğinde hadis sema ettiği bilinmektedir.'8 O, muhaddislik yönüyle hocası Kadihan'dan üstündür. Zira geç yaşta da olsa devrin büyük muhaddislerden hadis sema ettiği gibi, dönemin önemli muhaddisleri de ondan hadis sema etmiştir. Halbuki hocası Kadihan'ın bu yönüne dair bilgi bulunmamaktadır. Hasiri'nin kendilerinden hadis dinlediği, hepsi de uzun ömürlü, ali isnada sahip ve dönemlerinin büyük alimleri olan önemli hocaları şunlardır:'9

    ı. Ebu Sa'd Abdullah b. Ömer b. Ahmed b. Mansur b. es-Saffar en-Neysaburi (5o8-6oo/ııı4-1204)

    2. Kadi Ebü'l-Fazl İbrahim b. Ali b. Hamek el-Muğisi en-Neysaburi (5o8-6oo/ııı5-ı2o4)

    3· Ebü'l-Feth Mansur b. Abdilmün'im b. Abdiilah b. Muhammed b. el-Fazl el-Feravi en-Neysaburi (522-6o8/ı128-ı2ı2). Bu muhaddis, babasımn dedesinden yani "Ebu Abdiilah el-Feravi" diye bilinen Muhammed b. el-Faz-l'dan çok hadis sema etmiştir. Ondan sema edip sonrald nesillere aktardığı önemli eserlerden biri de Müslim'in Sahzh'idir.

    4· Ebü'l-Hasen el-Müeyyed b. Muhammed b. Ali et-Tusi, en-Neysa-buri (524-6I7/H30-ı220). Uzun ömürlü olduğu için döneminde Horasan'ın müsnidi olarak meşhur olan bu muhaddisten hadis sema etmek için dört bir yandan talebeler Neysabur'a gelmiştir. O, daha küçük bir çocuk iken, 530/1136 yılında Müslim'in Sahfh'ini Ebu Abdiilah el-Feravi'den sema et-miştir. Tusi, Moğolların şehri istilasırrdan önce Neysabur'un son muhad-disidir. İstiladan sonra Neysabur'un o parlak dönemlerinden eser kalma-mıştır.20

    5· Ebu Haşim Abdülmuttalib b. el-Fazl el-Haşimi el-Belhi, el-Halebi (536-6ı6/ıı4ı-ı2ı9)

    İbnü's-Sabuni'ye göre Hasiri, bunların ilk dördünden yani Feravi, Tusi, İbnü's-Saffar ve Muğisi'den Neysabur'da; Halep'te ise, beşinci ldşi olan Ebu Haşim'den ve başkalarından hadis dinleıniştir. Bu hocalarından Müs-lim'in Sahfh'ini ve başka hadis ldtaplarını sema etıniştir.2 ' Hasirl, bilhassa Müslim'in Sahzh'ini rivayede meşhur olmuştur.

    ıs Zehebi, Niibeld, XXIII, 54; a.mlf., Tdrilıu '/-is/dm, sene: 631-640, s. 309; Kuraşi, a.g.e., III, 431. 19 Zehebi,Niibeld, XXIII, 54; a.mlf., Tdrilw'l-isldm, sene: 631-640, s. 309. Yukanda zikredilen beş muhad-disin biyografileri için bk. Zehebi, Tdrilıu'l-isldnı, sene: 591-600, s. 437-439, 489; sene: 601-610, s. 312-313; sene: 611-620, s. 301-302,383-385. 10 Zehebi, el-Emsdr, s. 208. 11 İbnü's-Siibı1ni, a.g.e., s. 128-129; krş. İbn Kutluboğa, a.g.e., s. 286; Leknevi, a.g.e., s. 205. "Hasiıi, Müsli-m'in Salıflı'ini Feriivi'nin bazı talebelennden sema etmiştir" (Fiisi, a.g.e., II, 273).

  • -Mahmud b. Ahmed ei-Hasirl'nin (ö. 636/1238) Hayatı, Eserleri ve Hadisçilik Yönü 297

    Zehebi, bir sema kaydında Hasiri'nin Darekutni'nin Sünen'inin ta-manunı 598/1202 yılında "İbnü's-Saffar" diye bilinen Abdullah b. Ömer'den sema ettiği bilgisini görmüştür. İbnü's-Saffar, Müslim'in Sahfh'ini Ebu Ab-dillah el-Feravi'den rivayet etmiştir. Dolayısıyla Hasiri ondan bu kitabı da sema etmiş olabilir. Hasiri aynı yıl içinde Muvatta'ın Ebü Musab rivayetini de kadı'l-kudat İbn Hamek el-Muğisi diye bilinen İbrahim b. Ali'den sema etmiştir.22 Zehebi, Mansur el-Feravi ile el-Müeyyed et-Tusi'nin, Hasiri'nin 6o3/ı207 yılında kendilerinden Müslim'in Sahfh'ini sema ettiğine dair el ya-zılarını görmüştür. Bu ild muhaddis, Hasiri'yi yücelten ifadeler kullanınışlardır.23

    Zehebi'nin verdiği bu bilgilerden, Hasiri'nin 598/ı202 ve 6o3/ı207 se-nelerinde Neysabur'da bulunduğu sonucu çıkmaktadır. Niteldm ileride ya-pacağımız bir naldl de, onun 598 yılında Neysabur'da olduğunu kesin olarak ortaya koymaktadır. Şöyle ld o, 598 yılının Receb ayında Neysabur'da hacası İbn Hamek el-Muğisi'ye okunurken sema etmek suretiyle öğrendiği bir ha-disi, Dimaşk'ta talebesi İbnü's-Sabuni'ye bu hacasından naldetmiştir.

    O halde Hasiri, hacası Kadihan'ın vefatından (592/1196) sonra mem-leketi Buhara'dan ayrılarak Neysabur'a gelmiştir. Şayet bu şehre ild defa gelmemişse, en azından hicri 598-603 yılları arasında Neysabur'da ikamet ederek, oradald büyük muhaddislerden hadis sema etmiş demektir. Hatta 6ıı/ı2ı4 yılında Dİmaşk'ta olduğu bilgisi göz önüne alındığında, 598'den iti-baren on yıl kadar bir süre Neysabur'da kaldığı da tahmin edilebilir.

    Hasiri'nin Halep'te ne zaman bulunduğuna dair bir bilgiye ulaşamadık. Oradald hacası Ebu Haşim 6ı6/12ı9'da öldüğüne göre, onunla bu ta-rihten önce görüşmüştür. Neysabur'dan ayrıldıktan sonra muhtemelen önce Hal ep' e gelmiş, orada bir müddet İkarnet etmiş, daha sonra da gelip Dimaşk'a yerleşmiştir. Aslen Belhli olan Ebu Haşim, Fıkıh tahsiliyanında Semerkant, Belh ve o bölgedeld diğer şehirlerdeld hocalardan 540/1145'li yıllarda hadis sema etmiştir. Sonra Halep'e yerleşerek, orada ders okutma, fetva verme ve eser telifıyle meşgul olmuştur. Birçok büyük Hanefi alimi Halep'te ona ta-lebelik yapmıştır. Semaı sahih ve ali isnada sahip bir muhaddis olup, İmam Muhammed'in el-Camiu'l-kebfr'i üzerine bir şerh çalışması da vardır.24 Hasi-ri, aynı eser üzerine yazdığı şerhte, hocasının ldtabından faydalanmış olma-lıdır. Niteldm Nedvi, "ild şerhin mukayesesİnde Haşimi'nin Hasiri üzerin-delci tesirinin bariz olarak görüldüğünü" ifade eder. Ancak Tahrfr'in önemli kaynaldan arasında Haşimi'nin bu şerhine yer vermemesi dild

  • 298 Doç. Dr. Mehmet EREN

    Memleketi Buhara'da Fıkıh ilminde ihtisas yaparak, bilahare Neysa-bfı.r'da isimleri yukarıda zikredilen dört büyük muhaddisten çok sayıda ha-dis ve kitap sema eden Hasiri, Halep'e uğrayarak Dimaşk'a gelmiş ve orada Hanefi alimlerinin reisi olmuştur. O, bilhassa el-Melikü'l-Muazzam döne-minde Dimaşk'ın en ünlü alimleri arasında bulunmal

  • Mahmud b. Ahmed ei-Haslri'nin (ö. 636/1238) Hayatı, Eserleri ve Hadisçilik Yönü 299

    Öğrencileri·

    ı. Fakililer

    Hasiri özellilde Fıkıh ilminde çok sayıda öğrenci yetiştirrniştir. el-Melilru'l-Muazzarn İsa, faldh ve allarne Mahmud b. Abid et-Ternirni es-Sar-hadi ve "Sıbtu İbni'l-Cevzi" diye bilinen Ebü'l-Muzaffer Yusuf b. Kızoğlu (ö. 654/1256) ondan Fıkıh ilmi tahsil eden önemli alirnlerdirY

    el-Cevahiru'l-mudıyye'de biyografisini yazdığı ldşiler haldunda Ab-dülkadir el-Kuraşi'nin tefakkahe ale'l-İmam Cemaleddfn veya tefakkahe ale'l-Hasfrf ifadesi, Hasiri'den Fıluh ilmi öğrenenleri gösterir. Biyografilerinde bu ifadenin yer aldığı dokuz ldşi tespit ettik Aralarında rnuhaddis ldrnlilderiyle tanınanların da bulunduğu bu alimler vefat tarihlerine göre şu şeldlde sıralanır:33

    ı. el-Melilru'l-Muazzarn İsa b. Ebi Bekr b. Eyylib (ö. 624/1227)

    2. Sadruddin el-Hılati Muhammed b. Abbad (ö. 652/1254) ·

    3· Mahmud b. Abid et-Ternirni es-Sarhadi (ö. 674/ı275-76)

    4· Sadruddin el-Ezri'i Süleyman b. Vüheyb (ö. 677/1278)

    5· Şihabuddin er-Razi Mahmud b. Ebi Bel

  • -- 1

    300 Doç. Dr. Mehmet EREN

    Dimaşk'ta Hanefi alimierin reisi olan Hasiri, uzun ömürlü olduğu için imam Muhammed b. el-Hasen eş-Şeybani'nin (ö. ı89/8o5) eserlerini rivayet etme hususunda zamarnnda tek kalmıştır. Bilhassa onun el-Cfımiu'lkebir'i kendisine okunurdu. Nitekim el-Melikü'l-Muazzam, bu kitabı ve başka eserleri ona okumuştur. Hasiri, el-Cfımiu'l-kebir üzerine biri muhtasar, diğeri geniş olmak üzere ild ayrı şerh yaznııştır.36

    2. Muhaddisler

    Hasir1'nin Fıkıh yamnda Hadis'te de söz sahibi bir alim olduğu an-laşılmaktadır. Zira öğrencileri arasında dönemlerinin önemli muhaddisleri olan kişiler vardır. Ondan sema yoluyla rivayet nakleden ve muhaddis ola-rak tamnan meşhur kişiler şunlardır: Zekiyyüddin el-Birzali (ö. 636/1239), Mecdüddin İbnü'l-Adim (ö. 66o/1262), Mecdüddin İbnü'l-Hulvaniyye (ö. 666/1268), Cemalüddin İbnü's-Sabt-mi (ö. 68o/128ı) ve Fatıma hint Cevher el-Bataihıyye (ö. 7n/ı3n). Ayrıca ilcisi de kadı olan İbnü'l-Huveyyiy Muham-med (ö. 693/1294) ile Takıyyüddin Süleyman el-Hanbeli (ö. 715/ı3ı6) ondan icazet yoluyla rivayet naldetmişlerdir.37 Hasiri'den icazet alan alimlerden biri de, meşhur muhaddis Münzir1'dir (ö. 656/1258). O şöyle der: "Dimaşk'a gel-diğimde Hasiri orada bulunuyordu. Ne var Id ondan sema edemedim. Ancak kendisinden bir icazet alma imkamın oldu."38

    İbnü's-Sabun!, hacası Hasiri ile ilgili bir hatırasını şöyle naldeder: "Onunla görüşüp kendisinden hadis sema ettim. Doğum tarihini sorarak ondan icazet istediğimde, kendi el yazısıyla benim için yazdığı icazette 'do-ğum tarihim, 546 yılımn Cümadi('l-ula) ayındadır' diye kaydetti."39

    İbnü's-Sabuni, Dimaşk'tald Nuriyye Medresesi'nde, laraat yoluyla (bir talebenin hacaya okuması) Ebü'l-Mehanıid'den yani Hasiri'den sema ettiği bir hadisi, bu hacasından başlayaral< senedini zilcretmek suretiyle naldeder. Ebü'l-Mehanıid, o hadisi, Neysabur'da oralı olan hacası imam Ebü'l-Fazl İbrahim b. Ali b. Muhammed b. Hamek el-Muğisi'den, 598 yılının Receb ayında, ona okunurken sema etmek suretiyle öğrenmiştir. Muğisi'nin doğum tarihi hicri 5o8'dir. Muğisi de, bu hadisi, hacası imam Ebu Muhammed Hibetüllah b. Sehl b. Ömer b. Muhammed b. el-Huseyn es-Seyyidi'den naldetmiştir. Se-nedin son tarafinda Malil< b. Enes > Nafi' > Abdullah b. Ömer zinciriyle nak-ledilen hadisin metni şöyledir: "Rasulüllah (a.s.): 'Hayır (ganimet ve sevap), kıyamet gününe kadar atların alınlarında olacal

  • Mahmud b. Ahmed ei-Hasirl'nin (ö. 636/1238) Hayatı, Eserleri ve Hadisçilik Yönü 301

    44) geçmektedir. Yukanda Hasiri'nin Muvatta'ın Ebu Musab rivayetini hacası Muğlsi'den sema ettiği bilgisi geçmişti. Muğisi de, Muvatta'ı hacası Hibetüllah es-Seyyidi'den rivayet etmiştir. İbnü's-Sabum'nin naldettiği bu hadisin isnadı, Hasiri'nin İmam Malil

  • 302 Doç. Dr. Mehmet EREN

    Hasiri, el-Muhtasar (el-Vedz) 4' adıyla bilinen iki ciltlik muhtasar şerhi önce yazmıştır. Bu şerhte, el-Ala' es-Semerkandi'nin metodunu takip etmiş ve onun şerhinden çok alıntı yapmıştır. Mukaddimesinde bu duruma işaret eder. Semerkandi'nin Cami'ine binden fazla mesel e ve fark ilave ettiğini, bilhassa meseleleri nezair ve şevahid ile izaha ve hisabatın tashihindeld farldarı zikretmeye çok önem verdiğini söylemiştir.46 Katip Çelebi, Vecfz'i şöyle tanı tır: "el-Camiu'l-kebfr'e yaldaşık ı63o mesel e ve birçok hesap kaidesi (kavaid hisabiyye) ilave edilmiştir. Hasiri bu şerhte; nezair, şevahidvefuruku zikretme, hisabiyatı tashih hususlarında yapılabilecek bütün izahları yap-maya çalışmış, hıfzı kolay olması için de ibarelerin kısa tutulmasına özen göstermiştir."47

    Sekiz ciltlik et-Tahrfr48 adlı geniş şerh te ise, Hasiri'nin cem ve tah-kikte son noktaya ulaşınaya gayret ettiği bilinmektedir. Tahrfr'in dört cilt-lik nüshasının ilk ve son cilderini gözden geçirip, onu "kıymetli bilgilerle dolu güzel bir şerh" olarale tanımlayan Ebü'l-Vefa el-Efgani şu tespitlerde bulunur: "Hasiri, bilgileri bazen İmam Muhammed'in el-Asl ve diğer eserle-rinden, bazen de Kerhi, Cessas ve Serahsl'nin şerhlerinden derlemiştir. Ebu Hazim, Razi, Cürcani gibi şarih ve alimierin zilerettiği bazı meselelere itiraz edip cevaplar verdiğine şahit olursun. Özellilde Cessas'ın tek kaldığı birçok görüşünü tartışma konusu yapmaktadır. Bütün bunlardan başka, bir de, her babın başında İmam Muhammed'in bilgileri üzerine bina ettiği aslı yani ka-ideyi açıldar Id, böylece feri hükümlerin delillerinin bilinmesi çok kolay hale gelmiştir." 49

    Şam valisi el-Melik el-Muazzam İsa b. Ebi Bekr el-Eyyılbl'nin (ö. 624/1227), el-Camiu'l-keblr'i hıfzedenlere teşvik olarak yüz dinar, el-Camiu-'s-sağlr'i hıfzedenlere ise elli dinar ödül verdiği ifade edilmektedir.so Hasiri, bu geniş şerhi, el-Melik el-Muazzam'ın ldtabı kendisine okuması esnasında,

    45 Yazma nüshalan için h k. Brockelrnann, Cari, Tiirilıu '1-edebi'l-arabi, Kahire, ts., III, 251; Kallek, a.g.rnd., DİA, XVI, 383. Zirikli'nin, Veciz'i, "Hanefı fıkhına dair bir fetva kitabı" olarak tanıtınası yanlıştır (ef-A '/{mı, VIII, 36). 46 Nedvl, a.g.e., s. 65-66,86. el-Alil' el-Alirnlei-Alern es-Semerkandi diye bilinen Ebü'l-Feth Muhammed b. Abdilhamid el-Üsrnendi'nin (ö. 552/1 157) biyografisi için bk. Kuraşl, a.g.e., III, 208-209. 47 Kiltip Çelebi, Keşfii'z-zün[m an esiimi'l-kütüb ve'l-fiin[m, İstanbul 1971, I, 568. Haslrl, ei-Ciimiu'l-kebir'in sonundaki "Ciniiyiit" bölümünün el-Gasb ve '1-ciniiyetii aleylı babından sonra şu iki babı eklemiştir: Beyu ~-taiim ve ei-Eymiin ji iktiziii '1-miil. Şu da var ki, ei-Ciimiu'l-kebir'in son bab ı olan Bii b mine '1-cenin ve ğayrilıi kısmı bu şerh te yoktur (Lüey el-Hallli, Leiiliii '1-melıiirji talırici mesiidın red di '1-mulıtiir I, 84, nr. 8 I; I, 205, nr. 270). Talırir'inde, yer-yer ei-Ciimiu '1-kebir nüshalanndaki farklılıklara işaret eden Hasiri, kitabın son babı olan ei-Eymiin ji i!.:tiziii '1-miil babında şöyle demiştir: "Bazı nüshalarda bu bab burada değil, kitabın Eymiin bölümü sonunda zikredilmiştir" (N ed vi, a.g.e., s. 82).

    '" Yazma nüshalan için bk. Brockelmann, a.g.e., III, 251; Kallek, Cengiz, "Has ir~ Malımıid b. Ahmed', DİA, İstanbul 1997, XVI, 383. Ali Ahmed en-Nedvi'nin bu eserdeki fıkhl kaideler üzerine hazırladığı doktora tezi, ei-Kaviiid ve 'd-daviibitu '1-miistalılasa mine~-Talırir (Kahire 141 1/1 991) adıyla yayımlanmıştır. 49 Nedvl, a.g.e.,s. 101. 5° Keşfii 'z-ziimin, I, 568. İbn Kutluboğa, Muazzam'ın ei-Ciimiu '1-kebir'i ezberleyene iki yüz dinar verdiğini söy-ler. MuaZzam'ın ezberlenen diğer eserler için verdiği ödül miktarlan hakkında bk. İbn Kutluboğa, a.g.e. s. 226.

  • Mahmud b. Ahmed ei-Haslrl'nin (ö. 636/1238) Hayatı, Eserleri ve Hadisçilik Yönü 303

    el-Cô.miu'l-kebfr'i ilcinci defa geniş bir şelcilde şerh etme talebi üzerine yaz-mıştır.''

    Hasiri, iki şerhinde de, konuların tertip ve işlenişinde, el-Ala' es-Se-merkandi'nin Şerhu'l-Cô.mii'l-kebfr'inden çok istifade etmiştir. Semerkandi, el-Cô.miu'l-kebfr'i yeniden tertip eden alimlerden biridir. Hasiri, el-Cô.miu'l-kebfr'in nüshaları arasından, konuları ve meseleleri tertip-tanzim yönüyle güzel olan Semerkandi nüshasını esas almıştır. Bu yüzden Tahrfr'in muhtelif yerlerinde "sahibü'l-kitab" olarak bahsedilen kişinin Semerkandi olması ih-timali oldukça kuvvetlidirY

    Hanefi falcilıleri arasında önemli bir mevkii bulunan Hasiri'nin lci-tapları özellikle de Tahrfr'i sonralci alimler tarafından kaynak olarak kulla-nılmıştır. el-Cô.miu'l-kebfr üzerine şerh yazanlardan bilhassael-Melik el-Mu-azzam İsa ile İbn Kadı'I-Asker diye meşhur olan Ebü'l-Hasen Ali b. Halil (ö. 65ı/ı253) Tahrfr'den büyük ölçüde istifade ederek, Hasiri'nin ''fikhf kaideleri tespite önem verme metodunu" devam ettirnıişlerdir.53

    Hasiri'nin Vecfz ve Tahrfr'den başka çalışmaları da vardır. İmam Mu-hammed'in el-Cô.miu's-sağfr'ine şerh yazanlar arasında onun adı da anılır.s4 İmam Muhammed'in telif ettiği son eser es-Siyerü'l-kebfr'dir. O, bu lcitabını Irak'tan ayrıldıktan sonra yazmıştır. Bu yüzden Ebu Hafs, kendisinden bu eserini rivayet edememiştir. İşte bu es-Siyerü'l-kebfr'e şerh yazan alimlerden biri de Hasiri'dir.ss

    Bu dört şerhin dışında, Hasiri'nin Hayru matlCıb [ı'l-fikh adını ver-diği iki ciltlik bir fetva lcitabı vardır.S6 Adı Hayru'l-matlO.b [ı'l-ilmi'l-merğub şeldinde de zikredilen bu eseriel-Melik en-Nasır Davud b. el-Muazzam için telif etmiştir.s7 Bu lcitabın müellif Hasiri hattıyla olan nüshasını gördüğünü bildiren Kuraşı şu bilgileri verir: "Hasirl, el-Mebsufu kendi hattıyla istinsah,

    51 Hasiri, Talırir'in telifini 16 Cernaziyüliihır 616 Perşembe günü öğle namazı vaktinde bitİrıniştir (Zirikli, Hayreddin, ei-A '/dm, Beyrut 1969, XV2, levha no: 1322). Tahrir'in. rnukaddimesinde Hasiri'nin iki şerhi hak-kında yaptığı açıklamalar için bk. N ed vi, a.g.e., s. 80. e/-Cdmiu '1-kebir üzerine el-Melik el-Muazzarn'ın da bir şerhi vardır. Usfilii '1-cdmiu'/-kebir adlı bu şerhin son sayfasında, Hasiri'nin el-Melik el-Muazzam'ı öven cümleleri bulunmaktadır (Nedvi, a.g.e., s. 54). 51 Nedvi, a.g.e., s. 87-88. Yedi ayn e/-Cdmiu '1-kebir şerhini kaynak ohırak kullanan Hasiri, en fazla Ebü'l-Hasen ei-Kerhi'nin şerhinden istifade etmiştir. Bu şerhler ve Hasiri'nin diğer kaynaklan için bk. Nedvi, a.g.e., s. 90-95. 53 Bilgi için bk. Nedvi, a.g.e., s. 187-197. e/-Fetdvd '1-lıindiyye'niri birçok yerinde Talırir'den nakiller yapılır (Nedvi, a.g.e., s. 78, dn. 2). İbn Kadı'I-Asker'in biyografisi için bk. Kuraşi, a.g.e., II, 568-569.

    5-1 Keşfii'z-ziinfm, I, 563. 55 Keşfii'z-ziinfin, II, 1014; Bağdaılı İsınail Paşa, İzdlıu'/-melmfinji'z-zeyl ald keşfi'z-ziinün, İstanbul 1971, 1972, II, 33; Leknevi, a.g.e., s. 205; Lüey el-Halili, a.g.e., I, 195. 56 Alırnet Özel'in e/-Fetdvd adlı ayn bir kitaptan bahsetmesi hatadır (Hanefi Fılalı Alim/eri, Ankara 1990, s. 64). 57 Kuraşi, a.g.e., III, 433; İbn Kutluboğa, a.g.e., s. 286; Keşfii 'z-ziinün, I, 727. Yazınası için bk. Brockelmann, a.g.e., VI, 344; Kallek, a.g.md., DİA, XVI, 383. Yazma nüshayı gören Nedvi, "telif ettiği son eserdir, bunda sadece Ebfi Hanife'nin görüşüyle yetinmiştir" şeklinde kapağa yazılan bir nottan hareketle, eserin Hasiri'nin telif ettiği son kitap olduğunu söylemiştir (a.g.e., s. 65).

  • 304 Doç. Dr. Mehmet EREN

    es-Siyer'i de şerh etmiştir. Şerhu's-Siyer'in hafiz Dimyati'nin hattıyla olan nüshasını gördüm. Dimyati, bu nüshayı, kendisine icazet veren hocaların hatlarıyla olan nüshalardan derlemiştir:'s8 Son olarale Hasiri'nin hac konu-sunda Menô.sikü'l-hac adlı bir eserinden de bahsedilir.s9

    Bağdatlı İsmail Paşa, Hasiri'nin telif ettiği altı eserin adım vermekte, aneale Katip Çelebi'nin zilerettiği el-Cô.miu's-sağfr üzerine yazılan şerhten bahsetmemektedir. O, Katip Çelebi'den farldı olarale, Şafiiler ile Hanefiler arasınciald ihtilaflı mesel el ere dair tek ciltlik et-Tarfkatü'l-Hasfriyye60 adlı bir kitabı da Hasiri'nin eserleri arasında saymıştır.6' Ahmet Özel, Nedvi ve Cengiz Kallek, Hasiri'nin eserleri arasında et-Tarfkatü'l-Hasfriyye'ye de yer vermişlerdir. Ancak bu kitap Hasiri'nin değil, oğlu Nizameddin Ahmed'in olabilir. Zira onun hi laf ilmine önem verdiği, bu alanda et-Tarikal et-Ta'lfka adında bir eseri olduğu bilinmektedir.

    Telifyamnda istinsahla da iştigal eden Hasiri, hem kendi ldtaplarım, hem de başka önemli eserleri istinsah etmiştir. El yazısı güzel olduğu için is-tinsah ettiği ldtapların nüshaları laymetlidir. Onun el-Mebsut, Şerhu's-siyer gibi hacimli eserleri istinsah ettiğini belirten Temimi, istinsah ettiği lutap-lardan Serahsi'nin (ö. 483/ı09o) Şerhu's-siyeri'l-kebfr nüshasını görmüştür. Hasiri, bu nüshanın yazımını, Buhara'nın Dihkô.n sokağında, 578 yılı Mu-harrem ayının sonunda Cumartesi günü bitirmiştir.62

    Anlattığı Bazı Olaylar

    Kaynaldarda az da olsa Hasiri'nin anlattığı veya onun halcianda an-latılan olaylara dair bazı bilgiler vardır. Bunlardan tespit edebildiğimiz üç tanesi şöyledir:

    ı. 619/1223 yılının arife günü Cuma'ya denk gelmesi sebebiyle hacca gidenlerin sayısı oldukça fazla olmuş, Meldee'deyaşanan izdihamda bir grup insan vefat etmiştir. "Sıbtu İbni'l-Cevzi" diye bilinen Ebü'l-Muzaffer Yusuf b. Kızoğlu ( ö. 654/1256) o senelci hacdayaşanan bazı olayları hacası Hasiri'den naldeder. O gördüğü olayları şöyle anlatır: Büyük bir askeri biriilde hacca

    " Kuraşi, a.g.e., III, 433. 59 Keş.fli 'z-ziiniin, II. 1831. Bağdaılı İsmail Paşa, Hed~vyelii '1-ciriftn esmeiii '1-miielliftn ve cisciru '1-musamıiftn, İstanbul 195 I, I 955, II, 405. Özel, N ed vi ve Kal! ek Hasiri'nin kitaplan arasında bu eseri zikretrnezler. N ed vi, Zirikli'den naklen (ef-A '/cim VII, 161, Diiru'l-ilm li'l-meliiyin, Beyrut 1980) Hasiri'nin en-Necmii '1-Jıadi's-sciri i/ci lıalli elfcizz Salıilıi '1-Bulıciri adında bir kitabı olduğunu söylemiştir (a.g.e., s. 63). Bu bilgi matbaa hatasından kaynaklanmış olmalıdır. Zira el-A '/cim'ın diğer baskılannda Hasiri'nin böyle bir kitabı zikredilmediği gibi, başka hiçbir kaynakta da ona bu isirnde bir eser nispet edilmemiştir. 60 Yazma nüshası için bk. Brockelmann, a.g.e., VI, 344; Kallek, "a.g.md.", DİA, XVI, 383. Nedvi de, bu kitabı Hasiri'nin eseri kabul etmiştir. O, yazma nüshanın 352 varaktan oluştuğunu ve mukaddimesinin olmadığını söy-ler. Ancak kitaptan naklettiği iki alıntıyı da, yazma nüshadan değil başka bir kaynaktan almıştır (a.g.e., s. 64). 61 Hediyyeıii '1-ciriftn, II, 405; İzcilıu '1-me/mün, II, 85. Ömer Rıza Kehhiile, Hasiri'nin el-Ccimiu '1-kebir ve es-Siyerii '1-kebir şerhlerinden başka bir eserini zikretrnez (Mu 'cemü'l-miielliftn, Beyrut ts., XII, 147). 62 Nedvi, a.g.e., s. 67.

  • Mahmud b. Ahmed ei-Haslrl'nin (ö. 636/1238) Hayatı, Eserleri ve Hadisçilik Yönü 305

    gelen Yemen valisi el.,Melik el-Mesud lakaplı Adsız b. el-Kamil, zemzem kuyusunun kubbesine çıkarak tüfelde Meld

  • 306 Doç. Dr. Mehmet EREN

    bervarit olmuştur ki, işte bu durum (buradaki) herkese şamildir" demiştir.6s Bu üç arkadaşın maksadı, o evden dağılmamaktı. Ebu Cafer Belh'e döndü-ğünde, 'Buha.ralı alimleri nasıl buldun' sorusuna: "Bir fakih, bir de yarım fa-kih gördüm" cevabını verdi. "Faldh kim" denilince: "Meydan!, yarım fakih de Muhammed b. el-Fadl" dedi. "Niçin" diye sorulunca: "Çünkü Muhammed b. el-Fadl, hesap bilmiyordu. Meydan! ise, bu ilmi çok iyi bilmektedir" cevabını verdi. Denilcliğine göre, Muhammed b. el-Fadl daha sonra hesapla iştigal ederek, nihayet o alanda da büyük alim olmuştur. 66

    Vefatı

    Hayatının son yirıni beş senesini Dimaşk'ta önemli faaliyetlerle ge-çiren Has'ir'i, doksan yaşında iken 8 Safer 636/20 Eylül 1238 Pazar gecesi bu şehirde vefat etmiştir.67 9 Safer Pazartesi günü yapılan cenaze merasiınine büyük bir kalabalık katılmış, tabutunu fakih arkadaşları omuzlarında ta-şımışlardır. SUfiyye kabristanının zô.hirujhô.ricü bô.bi'n-nasr kısmına defne-dilıniştir. Toplanan insan kalabalığından ötürü o gün adeta unutulmayacak mahşeri bir gün olmuştur.68 Kalabalık bir cemaatin iştirak ettiği cenaze namazının Cô.miu Dimaşk'ta (el-Cô.miu'l-Ümevl) kılındığını belirten Ebfı Şame, Sufıyye kabristanında yolun kenarına defnedildiği ve kabrin de taşla örüldüğü bilgisini verir.69

    Oğulları

    Hasir'i'nin ailesi halduncia kayııaldarda fazla bilgi yoktur. Kendinden sonra Nfıriyye Medresesi'nde hocalık yapan Muhammed ve Ahmed adında ild oğlundan bahsedilir. Verilen bilgilerden Ahmed'in daha meşhur olduğu anlaşılmaktadır.

    ı. Kıvamuddin Muhammed

    Kıvamudd'in Muhammed halduncia fazla malumat yoktur. Nuaym'i, İbn Şeddad'dan (ö. 684/1285) Hasiri'nin iki oğlu halduncia şu bilgileri nak-leder: "Hasiri'den sonra müderrislik görevini oğlu Kıvamüddin Muhammed

    65 Yağrnurlu, fırtınalı geceler gibi camiye gitmenin zor ve tehlikeli olduğu durumlarda, namaziann evlerde kılınabileceğine dair sahih rivayetler vardır. Fakat yukanda Muhammed b. el-Fadl'ın naklettiği metin hadis kaynaklannda geçmemektedir. Bu metni 'bir rivayette şöyle geçmektedir' ifadesiyle sadece Ebü'l-Hasen es-Sindi'nin (ö. 91 lll 505) zikrettiğini tespit edebildİk ( Terfibii miisnedii 'ş-Şciji 'i, s. 206, ıır. 1 85). 66 Kuraşl, a.g.e. III, I 93-194. 67 Münziıi, a.g.e., III, 499; Kuraşl, a.g.e., III, 432; İbn Kesir, a.g.e., XIII, 152; İbn Kutluboğa, a.g.e., s. 286. Leknevi'niıı el-Fevciidii'l-be!ıiyye'sindeki (s. 205) 637 yılı matbaa hatası olmalıdır. Zira "8 Safer Pazar günü" bilgisi diğer kaynaklarla aynıdır. Takvim çevirme hesabına göre, 8 Safer Pazartesi, 9 Saferde Salı gününe denk gelmektedir. Hicri tarihierin hesaplanmasında bir-iki günlük farklılıklann olduğu bilinmektedir. 68 Münziıi, a.g.e., III, 499; İbnü's-Sabfuıi, a.g.e., s. 129; Zehebl, Niibelii, XXIII, 54; a.mlf., Tiirilıu'l-isliim, sene: 63 I -640, s. 309; a.mlf., Diivelii '1-islcim, Beyrut I 405/1985, s. 346. Kabri, Sı1fiyye kabristanın başındaki yolun ortasındadır (Fasl, a.g.e., II, 273). Yusufİbn Tağriberdl ise, el-miineybi'in yanında olduğunu belirtir (en-Niicfimii 'z-zcilıirefi mü Izi/d mısr ve '1-kiilıire, Kahire 1963, VI, 313). 69 Ebiı Şame, a.g.e., s. 167.

  • Mahmud b. Ahmed ei-Haslri'nin (ö. 636/1238) Hayatı, Eserleri ve Hadisçilik Yönü 307

    devralmıştır. Bazen S.adreddin İbrahim ona vekalet ederdi. Bu görevini ve orada ders müzal

  • 308 Doç. Dr. Mehmet EREN

    699/1300'den sonra) yerine vekaleten bakmıştır.74

    Nizameddin el-Hasiri ile babası Hasiri'yi "Amidi"nin biyografisinde zikrederek, Nizameddin'in Moğollar tarafından öldürüldüğünü söyleyen İbn Hallikan'ın (6o8-68ı/12ıı-1282) verdiği bazı bilgiler karışık ve çelişik bir görünüm arz etmektedir.75

    Cedel-münazara ve hilaf ilminin önde gelen simalarından olan Arni-di'nin bu alanda et-Tarlka adlı ldtabı meşhurdur. Ayrıca el-İrşô.d, en-Nefô.is gibi daha başka eserleri vardır. İbn Hallikan'a göre birçok ldşi, ''Amidi" nis-petiyle meşhur olan Hanefi faldhi Ebu Hamid Muhammed b. Muhammed es-Semerkandi'nin (ö. 6ıs/12ı8) ilminden istifade etmiştir. Bunlardan biri de, meşhur et-Tarfka'sı ve başka eserleri bulunan ve "Hasiri" diye bilinen Ni-zameddin Ahmed b. eş-Şeyh Cemaleddin Ebi'l-Mehamid Mahmfıd'dur.76

    İbn Hallil

  • Mahmud b. Ahmed ei-Haslrl'nin (ö. 636/1238) Hayatı, Eserleri ve Hadisçilik Yönü 309

    "Nizameddin'in babasını Hanefi fıkhıyla yetinmesinden ötürü eleştİrmesi hususu" tenkide açıktır. Zira o, babasının vefatında henüz yedi yaşında bir çocuktur. Abdülfettah Muhammed bu durumu şöyle tevil eder: "Bu, olsa-olsa, onun çocuk yaşta çok zeki biri olmasıyla açıldanabilir. Nitekim İbn Hallikan onu tanıtırken: 'Zihin ve idrak balamından insanların en par-laldarındandı' demiş, Safedi de ona katılaral< bu ifadeyi tekrarlamıştır."79 Bu açıldamaya rağmen, kanaatimizce yedi yaşınciald bir çocuğun babasını bu şeldlde tenldt etmesi pek mümkün değildir. O, bu teniddi sonraki yıllarda yaptığı halde, İbn Hallikan'ın Vefeyat'ında daha önce yapmış gibi naldedii-miş olabilir.

    İbn Hallikan'ın verdiği bu bilgiye göre, Hasiri derslerinde ve fetvala-rında daha çok Hanefi mezhebinin görüşleriyle iktifa etmekte; oğlu Niza-meddin ise, hilaf ilmini sevmesi sebebiyle ihtilaflı konularda farldı görüşleri araştırarak bir sonuca varma yöntemini tercih etmektedir. Nizameddin'in Arnidi'nin eserlerine önem vererek, İrşad'ını şerhetmesi ve onun gibi et-Ta-r'ilca/et-Ta'lfka80 adlı bir kitap telif etmesi, İbn Hallikan'ın görüşünü destek-ler. Niteldm Abdülkadir el-Kuraşi de şöyle demiştir: "Birçok alim, Arnidi'nin Tari/ca'sı üzerine çalışma yapmaya, onu şerh etmeye önem vermiş ve ondan faydalanmıştır. Onlardan biri de, Nizameddin Ahmed b. eş-Şeyh Cemaled-din el-Hasiri' dir.''Bı

    Sonuç

    "Kadihan" diye meşhur Hasan b. Mansur el-Özkendi'nin önemli ta-lebelerinden "Hasiri" nispetli Cemaleddin Mahmud b. Ahmed, memleketi Buhara'da Fıluh ilminde ihtisas sahibi olduktan ve elli yaşlarına kadar orada ikamet ettikten sonra Neysabur'a gelerek hadis sema etme yolunu tercih et-miştir. Onun Neysabur'da ne kadar ikamet ettiğine dair net bir bilgi yoksa da, bu sürenin on yıl civarında olduğu tahmin edilmektedir. O, şayet küçük yaşlarında iken hadis sema edebiimiş olsaydı, uzun ömürlü olduğu için za-manında Şam ehlinin müsnidi olurdu.

    Altmış yaşından sonra Dimaşk'a gelen Hasiri, orada Hanefi alimle-rinin reisi olmuştur. Bu şehre geldikten lusa bir süre sonra 6ıı/ı2ı4 yılında Nuriyye Medresesi'nde müderrislik görevini üstlenmiş ve ölen e kadar yirmi beş sene boyunca bu görevini sürdürmüştür. Ayrıca kitap telif etme, fetva verme ve hadis rivayet etme gibi birçok faaliyeti yürütmüştür. O, bilhassa el-Melik el-Muazzam döneminde Dimaşk'ın en ünlü alimidir.

    Hicri yedinci asrın önemli Hanefi faldhlerinden olan Hasiri, ilmi ve

    79 Kuraşi, a.g.e., I, 328, dn. 80 Safedi, a.g.e., VIII, 165. "Cemiileddin el-Hasiıi, hilfıf ilminde et-Ta'lika'sı ile meşhur olan imarnın babasıdır" (İbnü's-Sfıbüni, a.g.e., s. 129). et-Tarika veya et-Ta'lika isimlerinden birisi yazım hatası olabilir. 81 Kuraşi, a.g.e., III, 355-356; IV, 394-395.

  • 31 O Doç. Dr. Mehmet EREN

    ahlaki kişiliğiyle herkesin takdirini kazanmıştır. Yüksek ilmi derecesinin ya-nında mütevazı, salih ve dindar bir kişi olarak tanınır. Onun Fıkıh'ta olduğu kadar Hadis ilminde de söz sahibi bir alim olduğu anlaşılmalctadır. Özellil