marketing europe & anatolia sayı : 007

54
Tarih: Mayıs 2012 Sayı: 7 Kristal Elma başvuruları başladı... ezberbozacısı Bu yaz reklamlara faşizm geliyormuş meğer :) revizyon Kadrajlara sıkıştırılıyoruz, resmin bütününü kaçırıyoruz...

Upload: eksantrik-produksiyon

Post on 28-Mar-2016

241 views

Category:

Documents


0 download

DESCRIPTION

Marketing Europe & Anatolia, ekonomi, medya, reklam, iletişim ve pazar alanında aylık olarak yayınlanan bir e-dergidir. Marketing Europe & Anatolia’da reklamcılığın duayenlerinden Oğuzhan Akay’ın ezber bozan, reklamcı Kağan İşmen'in sektöre revizyon getiren yazılarını okuyabilir, ilgi çekici röportajları, haberleri, reklam kampanyaları künyelerini, kültür – sanat ya da gezi gibi sayfaları da bulabilirsiniz. Merketing Europe & Anatolia Ekşioğlu Medya Grup tarafından yayınlanmaktadır.

TRANSCRIPT

Page 1: marketing europe & anatolia Sayı : 007

marketingeurope & anatolia

Tarih: Mayıs 2012 Sayı: 7

Kristal Elma

başvuruları başladı...

ezberbozacısıBu yaz reklamlara faşizm geliyormuş meğer :)

revizyonKadrajlara sıkıştırılıyoruz, resmin bütününü kaçırıyoruz...

Page 2: marketing europe & anatolia Sayı : 007
Page 3: marketing europe & anatolia Sayı : 007

marketing europe & anatolia / 1

İçindekiler

Sayı: 07 Tarih: Mayıs 2012

İmtiyaz SahibiEksantrik Film Prodüksiyon Reklam ve Yayıncılık Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti.e-mail: [email protected].: 112 34725 Kızıltoprak - İstanbul - Tr.

Genel Yayın Yönetmeni veSorumlu Yazı İşler MüdürüElvin Ekşioğlue-mail: [email protected].: 112 34725 Kızıltoprak - İstanbul - Tr.

Haber ve FotoğraflarAgency Europe & Anatolia

Katkıda BulunanlarOğuzhan AkayKağan İşmenAli Erdem EkşioğluSeval DubanSeler Cebecioğlu

DanışmanAbdullah Ekşioğlu

İlan RezervasyonMelis Deniz

Yayın TürüSüreli Yayın

Yönetim YeriAgency Europe & AnatoliaFeneryolu Mah. Kızıltoprak İstasyon Cd.Gül Ap. B Blok No: 30 D:11Kadıköy - İstanbul - Tr.Tel: +90 216 414 49 98e-mail: [email protected]

marketing europe & anatoliaAgency Europe & Anatolia tarafındanSüreli yayınlanan bir e-dergidir.

Bu yayının tüm hakları Eksantrik Film Prodüksiyon Reklam ve Yayıncılık Hizmet-leri San. ve Tic. Ltd. Şti. aittir. Tamamı ya da bir bölümü yayıncısının izni olmaksızın çoğaltılamaz ve yayınlanamaz.

Tüm ilanların sorumluluğu firmalara, ma-kalelerdeki görüşler ve hukukisorumluluk yazarlara aittir.

Bu derginin yayınlanma sürecindehiçbir ağaç zarar görmemiştir.

http://www.facebook.com/meadergiBir Ekşioğlu Medya Grup kuruluşudur.

marketingeurope & anatolia

Kısa Kısa 02 - 11

Röportaj 12 -17

ezberbozacısı 19

revizyon 25

Gezi 40 - 45

Kültür –Sanat 48 - 49

Reklam Dünyası 21 - 23

Kampanyalar 31 - 39

Reklam Arası Sinema 46

Nostalji 50

Röportaj 26 - 29

Page 4: marketing europe & anatolia Sayı : 007

2 / marketing europe & anatolia

Kısa Kısa

U g a n d a ’ d a 27 yıldır lider k o n u m u n -da bulunan Cumhurbaş-kanı Yoweri Kaguta Mu-seveni, TUS-KON heyetini makamında

ağırlarken “Türk işadamları için Uganda sayısız yatırım fır-satı sunuyor. Ülkeme yatırım için gelin” dedi.Dünyanın pek çok ülkesinde ticareti geliştirmek için işa-damlarıyla adeta çıkarma yapan TUSKON’un son durağı Uganda oldu. Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfe-derasyonu (TUSKON) önderliğinde Uganda’da düzenle-nen “Türkiye Uganda Ticaret ve Yatırım Heyeti Programı” Uganda’ya tam anlamıyla bir iş ve yatırım çıkarmasına dö-nüştü. Türkiye’den Uganda’ya giden 25 firma 400’den faz-la Ugandalı işadamıyla buluşarak iş bağlantıları yaptılar. Museveni “Gelin burada üretim yapın. Bizim petrol, turizm, maden, tarım alanlarımız ve doğal güzelliklerimiz var. Siz-

lerde de finans var. Bunları birleştirelim” dedi. Uganda’ya yapılacak yatırımın Afrika kıtasının neredeyse tümüne ya-pılmış gibi olacağına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Muse-veni, “Uganda Afrika’nın ortasında yer alıyor. Bizim elimiz-de hammadde var. Bu hammadde Türkiye’deki girişimcilik ve sermaye ile buluşturalım.” dedi.TUSKON Genel Sekreteri Mustafa Günay, Uganda’daki enerji yatırımlarına da dikkat çekerek, dünyanın önde ge-len petrol şirketlerinin yatırımlarının hızlandığını söyledi. Günay, “Uganda siyasi istikrara sahip. El değmemiş ma-denleri var. Dünyanın önde gelen petrol şirketleri yatırım-larına hız verdi. Yakında petrol çıkarılmaya ve bunun para-sı Uganda’ya girmeye başlar. Uganda’nın ekonomisi daha da canlanır” dedi. Mustafa Günay, Türk işadamlarının her alanda Uganda’da yatırım yapabileceklerini kaydederek “Bakir tarım alanları var. Organik tarım yapabiliriz. Kaliteli pamuk yetişiyor burada. Çırçır ve iplik, dokuma fabrikası kurulabilir. Altın madenlerine, yer altı zenginliklerine yatı-rım yapılabilir. Uganda’nın turizm alanındaki faaliyetlerin-de önemli rol oynayabilir Türk turizm şirketleri. Türkiye’den dünyaya açılan otel ve turizm markaları Uganda’ya yatırım yapabilirler” dedi.

Uganda, Türk işadamlarını bekliyor...

İstanbul Bilgi Üniversitesi ve Türkiye Yayıncılar Birliği’nin 10 yıldır birlikte düzenledikle-ri Türkiye Yayıncılık Kurultayı 3-4 Mayıs 2012 tarihlerinde Santral Kampüsü’nde gerçek-leşecek.Çok sayıda yayıncı, yazar, gazeteci, bilim insanı ve bakanlık yetkililerinin konuşmacı olarak katılacağı ku-rultayın sonunda hazırlanan sonuç bildirgesi kamuoyu ile paylaşılacak.“Yayınlama Özgürlüğü”nden “Dijital Yayıncılı-ğın Sorunları”na, “Eğitim Yayıncılığı”ndan “Çocuk Yayıncılığı”na kadar çok sayıda konunun tartışılacağı kurultaydaki oturumlara kendi alanlarında deneyimli 30’a yakın yazar, bilim insanı, yayıncı, uzman ve ba-kanlık yetkilisi katılacak.Bu yıl beşincisi gerçekleşecek olan kurultayda Türkiye yayıncılığının çeşitli sorunları iki gün boyunca çeşitli oturumlarda tartışılacak ve kurultay sonunda alınan kararlar bir bildirge ile kamuoyuna açık-lanacak.

Bilgi’de yayın kurultayı...Mobilera & Boom Digital Nation, Dubai’de yapılan ve Orta Doğu’nun Mobil pazar-lama ve reklamcılık alanın-da en büyük etkinliği olan Mobile Show kapsamındaki Mobies Awards’da, İstanbul Shopping Fest 2011 ile “ En İyi Mobil Reklam Kampanyası” ödülünü aldı. Orta Doğu’nun en kapsamlı ve en büyük mobil teknolo-jisi, mobil uygulamaları ve çözümlerinin yarıştığı Mobies Awards, belirlenmiş standartları ve eşsiz yeteneği olan şirketleri belirlemek ve ödüllendirmek amacıyla düzen-leniyor.“En İyi Mobil Reklam Kampanyası” kategorisinde Mo-bilera grup şirketlerinden Boom Digital Nation’ın 27 ülkede gerçekleştirdiği “İstanbul Shopping Fest” mobil tanıtım kampanyası, 4 ayrı platformda geliştirdiği mobil uygulamalar ve mobil site ile ödülün sahibi oldu.

Shopping Fest’e ödül...

Page 5: marketing europe & anatolia Sayı : 007

marketing europe & anatolia / 3

Kısa Kısa

Deloitte’un raporuna göre, Facebook 2011 yılında Avru-pa Birliği’ne üye 27 ülkeden 32 milyar Euro gelir elde etti. Bunun ekonomiye etkisi 15,3 milyar Euro olurken, 232 bin iş de desteklenmiş oldu.

Deloitte, dünya genelinde 845 milyon kullanıcıya sahip Facebook’un Avrupa ekonomi-sine etkisini ölçtü. Elde edilen verilere göre, Facebook iş birliktelikleri, uygulamalar ve teknoloji satışı sayesinde Avrupa’dan 32 milyar Euro gelir elde etti. Facebook’un Avrupa’daki ekonomik etkisi, katma değe-ri, istihdam olanakları baz alınarak ölçümlenen raporda, firmanın Avrupa’da da fiziken varoluşu, tedarikçi satınal-maları yapması ve istihdam yaratması, eleman ücretle-ri, vergi ödemeleri ve genel karı ile doğrudan ve dolaylı olarak ekonomiye katkı sağladığı görülüyor. Araştırmada en büyük ekonomik ve tekonolojik etki 1,5 milyar euro ile Almanya’da yaşandı. Mobil cihazlar üzerinden en çok Facebook’a giriş yapan ülke İngiltere oldu.

Facebook kazançları...

Bu yıl 10.’su gerçekleştirilen, Türkiye’nin ilk ve tek ba-ğımsız web ödülleri organizasyonu olan Altın Örümcek Web Ödülleri’nde halk oylaması rekor katılımla sonuç-landı. Bu yıl ilk defa Facebook’ta gerçekleştirilen halk oylaması için 51 bin kullanıcı Altın Örümcek Facebook sayfasını ziyaret etti. 05 Mart’ta başlayan ve 30 Mart’ta sona eren oylamada 45 binden fazla kullanıcı 32 farklı kategorideki web siteleri için 120 bin oy kullandı.DorukNet Pazarlama Müdürü Aslı Cem internet kullanı-cılarının organizasyona katılımını teşvik etmek, beğeni-lerini duyurabilecekleri bir platform yaratmak ve heye-canı geniş kitlelere yaymak amacıyla SMS kullanılarak gerçekleştirilen halk oylamasını bu sene Facebook üzerinden gerçekleştirildiğini belirtti. Aslı Cem, geçen sene SMS ile gerçekleştirilen oylamada 20 bin oy kulla-nıldığını hatırlatarak bu sene kullanılan oy sayısının 120 bine ulaşması ve katılımın 45 binin üzerine çıkmasından dolayı büyük memnuniyet duyduklarını belirtti. Cem, Altın Örümcek Web Ödülleri jürisinin 32 kategoride belirlediği 315 web sitesinin halkın oyuna sunulduğunu ve jüri değerlendirmelerinden bağımsız olarak “Halkın

Altın Örümcek halk oyları açıklandı...

Bilkent, Hacettepe, Koç, Marmara ve Sabancı, Ye-ditepe üniversitesinden 6 genç bilim kadını, her biri geleceğin buluşu olmaya aday araştırmaları ile L’Oréal Türkiye’den 15 bin dolar de-ğerinde burs kazandı.Bu yıl Türkiye’de 10’uncu yılı kutlanan Genç Bilim Kadınlarını Destekleme Burs-ları ödül törenine, üniversiteler ve bilim kuruluşlarından 150’nin üzerinde bilim insanı katıldı. L’Oréal Türkiye Ge-nel Müdürü Giuseppe Gennero, “Türkiye’de 2003 yıldan bu yana sürdürdüğümüz burs programı kapsamında bu-güne kadar 52 genç bilim kadını araştırmalarını başarı ile tamamlamış ve insanlığın hizmetine sunmuştur” dedi.TUBA Başkanı Prof. Dr. Yücel Kanpolat da, törende yap-tığı konuşmada, Atatürk Türkiye’sinin bugünkü yapısıyla kadın bilimcilere değer veren ve onları yücelten bir yapı-lanma içinde olduğunu ve Türkiye’nin bu yapılanmayla övünebileceğini belirtti.

Kadın bilimcilere burs...

Favorileri”nin belirlen-diğini söyledi. Halk oylaması nasıl gerçekleştirildiAltın Örümcek Web Ödüllerine yapılan başvuruların sona er-mesi ardından jüri üyeleri tarafından ilk önce ön eleme gerçekleştiriliyor. Ön elemeyi geçen siteler jüri tarafından 100 puan skalası üzerinden değerlendiriliyor ve 32 kate-goride jürinin oylarıyla belirlenen en iyi beş site halkoyu-na sunuluyor. Jüri değerlendirmelerinden bağımsız olarak halkın oyları ile yapılan değerlendirme sonuçlarına göre her kategoride halkın birincileri belli oluyor. Altın Örümcek Web Ödülleri’nde jüri değerlendirmeleri so-nucunda kazananlara Altın Örümcek ödülü, halk oylama-sı sonucunda kazananlara ise Halkın Favorileri sertifikası veriliyor. 10. Altın Örümcek Web Ödülleri ile ilgili tüm detaylara www.altinorumcek.com web sitesinden ulaşabilirsiniz.

Page 6: marketing europe & anatolia Sayı : 007

4 / marketing europe & anatolia

Kısa Kısa

Türk futboluna verdiği destek ile fark yaratan Avea’nın “Türkiye’nin Minikleri, Dünyanın Yıldızla-rı” projesi, The Best Business Awards’ın “En İyi Kurumsal Sos-yal Sorumluluk Ödülü’nün ardın-dan Türkiye’ye önemli bir ulusla-rarası ödül daha getirdi. Avea’nın FCBarcelona işbirliği ile hayata geçirdiği projesi dünyanın en saygın ödülleri arasında yer alan “Golden Peacock Global Kurumsal Sosyal Sorumluk” ödülünü de kazandıDünyanın en saygın ödüllerinden olan Best Business Awards’ın “En İyi Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projesi” ödülünü alan proje, Dubai’de düzenlenen 7. Uluslara-rası Sosyal Sorumluluk Konferansı’nda Global Golden Peacock Kurumsal Sosyal Sorumluluk Ödülü’ne layık görüldü. Avea dünyada bir ilke imza attı Hakkari’den Diyarbakır’a, İstanbul’dan İzmir’e Yetenekli 18 Çocuğu FCBarcelona Camp’a eğitime gönderdi.

Avea’ya ödül...15 yıllık profesyonel perakende deneyimiyle sektörün çeşitli ka-demelerinde görev yapan Jak-lin Güner, Ziylan Grup CEO’su olarak göreve başladı. Türkiye ayakkabı sektörünün lideri Ziylan Grup gelecek vizyonu doğrultusunda yapılanmasını sürdürüyor. Bu çerçevede, Ziylan Grup’un CEO’luk görevine perakende sektörünün önde gelen yöneticilerinden Jaklin Güner atandı. Jaklin Güner, en son YKM Genel Müdürlüğü görevini yürütüy-ordu. Ziylan Grup Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Zi-ylan, Jaklin Güner’in CEO’luğa atanması ile ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Jaklin Güner gibi perakende sektörüne yön veren, sektörde bir çok yeniliği hayata geçiren vizyoner bir yöneticinin bünyemize katılmış olmasından büyük mutluluk duyuyoruz. İnancımız odur ki Sayın Güner, önümüzdeki dönemde Ziylan Grup’un uluslararası alanda rekabet gücünü artıracak, global marka yaratma hedefine hizmet edecek önemli projel-ere imza atmasında büyük bir rol üstlenecektir.”

Güner, Ziylan CEO’su...

Dizayn Grup’un da bünyesinde bulun-duğu Mir Holding, halkla ilişkiler ve stratejik iletişim da-nışmanlığı hizmeti için CPR İletişim ile anlaştı.

17 yıldır iletişim sektöründe hizmet veren CPR İletişim, Mart 2012 itibariyle, Mir Holding Kurumsal İletişimi ve yanı sıra holding şirketleri, Dizayn Grup (Dizayn Boru), Mir Ar-Ge, Mirline ve Miracle’ın da stratejik iletişim ve medya iletişimini yürütecek.CPR, ilk olarak, Dizayn Grup’un 1996’dan bu yana de-vam eden “Beyin Göçünü Tersine Çeviriyoruz” başlıklı sosyal sorumluluk projesinin, bu yıl 8.si düzenlenecek kampanyasının iletişimini yapacak. Kısa dönemdeki bir diğer proje de Mir Holding ve Dizayn Grup’un 25. yıl et-kinleri olacak.

Mir, cpr iletişimi seçti...Arçelik A.Ş. uluslararası alandaki başarılarına bir yenisini daha ekledi. Ar-çelik A.Ş.’nin Çerkezköy Elektrik Motorları İşletme-si ve Bolu Pişirici Cihaz-lar İşletmesi TPM (Total Productive Management – Toplam Verimlilik Yönetimi) ödülüne layık görüldü.Arçelik A.Ş. İşletmeleri, bir üretim yönetim sistemi olarak uyguladığı ve temelde tüm kayıpları yok ederek, sürdü-rülebilir rekabetin olmazsa olmazı olan verimliliği en üst seviyeye çıkarmayı amaçlayan TPM uygulamalarındaki başarılarını, yeni ödüllerle taçlandırdı. Arçelik A.Ş.’nin Çerkezköy Elektrik Motorları İşletmesi ve Bolu’daki Pi-şirici Cihazlar İşletmesi, Japonya’da bulunan JIPM ku-ruluşunca verilen TPM ödüllerini, bağımsız denetçiler tarafından yapılan iki aşamalı denetimlerden başarıyla geçmesi sonucunda aldı.TPM ödülleri Japonya’nın Kyoto şehrinde JIPM tarafın-dan düzenlenen bir törenle verildi.

Verimlilik ödülü Arçelik’e...

Page 7: marketing europe & anatolia Sayı : 007

marketing europe & anatolia / 5

Kısa Kısa

Dünya ekonomisindeki kriz sinyallerine rağmen, Türkiye ekonomisi son yıllarda parlak performansı ile öne çıkıyor. Ülke ekonomisinin yüzde 98’ini oluşturan KOBİ’lerin, he-men her alanda Türkiye’nin büyümesi için büyük önem taşıdığı belirtiliyor. Özellikle, dış ticarette yeterince aktif olamayan KOBİ işletmeleri, küçük hacimleri nedeniyle uluslararası piyasalara yeterince açılamıyor ve iç piyasal-arda kalıyor. Bu gelişmenin farkında olan bankalar, faa-liyetlerini KOBİ’ler üzerinde yoğunlaştırıyor. Bankaların, basına yansıyan KOBİ çalışmalarını inceleyen Medya Takip Merkezi (MTM), 2011 yılını kapsayan bir analiz rapo-ru hazırladı.Finansal destek vermek kadar, müşterilerinin işlerini büyütmeleri, geliştirmeleri için gerekli bilgi ve danışmanlık hizmetlerini de sunmaya başlayan bankalar, KOBİ’lerin ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak farklı destek paketleri hazırlıyor. MTM’nin raporuna göre, hızla gelişen KOBİ bankacılığı sektörü genellikle kredi haberleri ile tüketicinin karşısına çıkarken, sektöre dair hiç bir olum-suz haber gözlenmedi. Sektörün en başarılı yansımalarını ise Akbank sağladı.Akbank KOBİ’lere “iş ortağı” olarak yaklaşıyorMedya Takip Merkezi’nin, geçen yılın bütününü kapsayan basın analiz raporuna göre, KOBİ çalışmaları ile gazete ve dergilerde en fazla yansıma sağlayan banka, Akbank oldu. KOBİ’ler için çeşitli projeler üreterek bu alanda çalışmalarını arttıran Akbank’ın, KOBİ bankacılığı ile il-

gili haberlerine 55 gazete sayfası ka-dar alan ayrıldı.Akbank’ın KOBİ bankacılığı haber-leri, ağırlıklı olarak destek paketleri ve danışmanlık hizmetleri üzerine yoğunlaştı. Bankanın kurumsal haberlerinde ise, KOBİ’ler için bir finans-man desteğinden çok iş ortağı şeklinde konumlanmayı hedefledikleri dikkat çekti.Denizbank’tan tarım ve gıda sektöründeki KOBİ’lere özel destekKOBİ bankacılığı faaliyetleri ile basında öne çıkan diğer banka Denizbank oldu. Yoğunlukla, krediler ve kampa-nyalar/avantajlar ile ilgili haberlerle adından söz ettiren Denizbank’ın, KOBİ haberlerine ayrılan alan toplamı ise 41 gazete sayfasına ulaştı. Denizbank KOBİ destek kampanyalarında, en fazla tarım ve gıda sektörüne yöne-lik çalışmalar gerçekleştirdi.Garanti Bankası, KOBİ’lere özel sosyal medya çalışmaları ile öne çıktı.KOBİ bankacılığı çalışmalarıyla bankacılık sektörünün en çok konuşulan bir diğer markası, Garanti Bankası’ydı. Gazete ve dergilerde, bankanın KOBİ haberlerine ayrılan alan ise, 36 gazete sayfasına yaklaştı.

Bankalar Kobi bankacılığına yöneldi...

Türkiye’nin önde gelen bilişim şirketi Anadolu Bilişim Hizmetleri iletişim ajansını seçti: Marji-nal Porter NovelliBilişim teknolojilerinde yenilikçi çözümlerin Türkiye’deki bir numaralı ismi Anadolu Bilişim Hizmetleri’nin iletişim danışmanlığı Marjinal Porter Novelli tarafından yürüt-ecek.Yaratıcılık ve kalite anlayışını sürekli geliştirerek müşteri ve çalışanlarını geleceğe taşıyan bilgi teknolojisi şirketi Anadolu Bilişim Hizmetleri, pazarlama ve iletişim danışmanlığı hizmeti almak üzere Marjinal Porter No-velli (MPN) ile el sıkıştı. 360 derece iletişim çözümleri sunan Marjinal Porter Novelli, veri merkezi hizmetleri ve yönetilebilir hizmetlerden ERP uygulamaları ile iş süreçlerinin iyileştirilmesi ve optimize edilmesine ka-dar çok çeşitli alanlarda proje yönetimi, danışmanlık, dışkaynak kullanım hizmetleri veren Anadolu Bilişim Hizmetleri’nin tanıtım faaliyetlerini yürütecek.

abh, MPN’yi seçti...ülkemizi ilk düzen-leneck, FIA Avrupa Kamyon Yarışları Şampiyonası’nın (ETRC) açılış yarışları, 11-13 Mayıs tarihinde Türkiye Otomobil Sporları Fed-erasyonu (TOSFED) tarafından Renault Trucks sponsorluğunda İstanbul Park pistinde düzenleniyor. Karayollarında gördüğümüz TIR çekicilerinden oldukça farklı 5,5 tonluk ağırlığa, 12 litre ve 1100 beygir gücündeki bir motora sahip olan kamyonların heyecan dolu mücadelesinin büyük ilgi görmesi bekleniyor. Avrupa’da Formula 1’den sonra en çok seyirci çeken yarış serisi olan kamyon yarışlarında, Cumartesi ve Pazar günlerinde ikişer yarış olmak üzere, birbirinden bağımsız tam dört yarış yapılacak ve yarışlar 9 ar tur sürecek. Özellik çocukların çok büyük ilgisini çeken yarışlarda,12 yaşa kadar çocuklar Federasyonun ücretsiz davetlisi olacak.

Devler yarışı...

Page 10: marketing europe & anatolia Sayı : 007

8 / marketing europe & anatolia

Kısa Kısa

24. Kristal Elma başlıyor. Tartışmalarıyla, eleştirileriyle bir kristal elma zamanı daha geldi. Bu yılki slogan ya işlerinizi hazırlayın yada bahanelerini-zi. 24. Kristal Elma’ya başvuru tarihleri 4-7 Mayıs 2012 Yarışma dönemi 4 Mayıs 2011- 4 Mayıs 2012 Yönetmelik ve kategoriler için http://www.kristalelma.com/

24.Kristal Elma...Anadolu Hayat Emeklilik Genel Müdürü Mete Uğur-lu, yeni teşvik uygulaması kapsamında başta ev ha-nımları olmak üzere daha geniş kitlelerin bireysel emeklilik sisteminin teşvik avantajını kullanabilir hale geleceğini belirterek, “Biz kurum olarak çok uzun yıllardır hem ürün hem de hizmet-lerimizle kadınlara ayrıcalık tanıdığımızı ortaya koyuyo-ruz. Bugün geldiğimiz noktada, Ev Hanımları Emeklilik Planı’nda 160 bin katılımcımızın toplamda 492 Milyon TL’lik emeklilik birikimi bulunuyor. Sektörde toplam fon büyüklüğünün %59’u erkek, %41’i kadın katılımcılarda bulunuyor. Şirketimizde kadın katılımcılar, toplam katı-lımcılarımızın yüzde 54’ünü oluşturuyor” dedi.Kadınlar için çok büyük bir adım atarak 2004 yılında Ev Hanımları Emeklilik Planı’nı kadınlarla buluşturan Ana-dolu Hayat Emeklilik’in bu plana dahil 160 bin katılımcısı bulunuyor.

Hanımlara emeklilik...

Web Marketing Association tarafından düzenlenen ve bu sene 16. sı dağıtılan IAC ödüllerinde, adinteractive Coca Cola İçecek Kurumsal websitesi ile içecek katego-risinde, Anadolu Sigorta Kurumsal websitesi ile sigorta-cılık kategorisinde en iyi websitesi ödüllerini aldı.adinteractive, Sosyal Medya ve Online Pazarlama dünyasının saygın yarışması Internet Advertising Competition’dan 2 ödülle döndü. Banner, newsletter ve e-posta’dan online kampanyalara kadar birçok ülkeden yüzlerce projenin katıldığı yarışma sonucunda adinte-ractive Coca Cola İçecek Kurumsal sitesi ile içecek da-lında ve Anadolu Sigorta Kurumsal sitesi ile sigortacılık dalında en iyi websitesi ödülüne layık görüldü.

adinteractive’e 2 ödül...212 İstanbul Power Out-let Alışveriş M e r k e z i ; “İletişim Da-nışmanlığı, K u r u m s a l İletişim ve K u r u m s a l Sosyal Sorumluluk” konularında Banu Noyan Event Office’ten hizmet alacak. 212 İstanbul Power Outlet Alışveriş Merkezi Müdürü Zehra Tümkaya; “Banu Noyan ve ekibinin sektördeki di-namik yapısını, AVM deneyimlerini yakından biliyoruz. Önümüzdeki günlerde ortaklaşa geliştireceğimiz strate-jilerle önemli çalışmalarda iş birliği yapacağız” dedi.İstanbul’un en büyük outlet’i olan 212 İstanbul Power Outlet, kurulduğu 2009 yılından bu yana Türkiye’deki outlet kavramına yeni bir soluk getirdi ve sürekli artan ziyaretçi sayısı ile ülkemizin en önemli AVM’leri arasın-daki konumunu güçlendirdi.

212 Noyan’la anlaştı...

Page 13: marketing europe & anatolia Sayı : 007

marketing europe & anatolia / 11

Kısa Kısa

Renault ve bağımsız araştırma kuruluşu Ipsos KMG işbirli-ğiyle yapılan “Kadın ve Otomobil” araştırmasında yer alan “Bir günlüğüne kimin şoförü olmak isterdiniz?” sorusuna kadınların çoğunluğu George Clooney dedi. Araştırmada kadınların otomobilde en çok Tarkan ve Ajda Pekkan dinledikleri de ortaya çıktı. Renault’un bağımsız araştırma kuruluşu Ipsos KMG’ye yaptırdığı “Kadın ve Otomobil” araştırması ilginç sonuçla-rıyla şaşırtırken Türk kadın sürücüsünün otomobille olan ilişkisinin sanıldığı kadar “mesafeli” olmadığını da ortaya koydu. Türkiye’deki üç kadın sürücüden birinin her gün otomobil kullandığını ortaya çıkaran araştırmaya göre, ka-dınlar da erkekler kadar otomobillerini ve şoför koltuğunu benimsiyor.Kadın ve Otomobil araştırmasında yöneltilen “Bir günlü-ğüne hangi ünlünün şoförü olmak isterdiniz?” sorusuna kadın sürücülerin %28’inin George Clooney yanıtını ver-mesi dikkat çekiyor. Ünlü aktörü, %20 ile Brad Pitt, %17 ile Johnny Depp ve %15 ile Tom Cruise takip ediyor. Araştır-manın sonuçları, kadınların yalnızca otomobilde dinlemek için tercih ettikleri sanatçılar arasında ise Tarkan ve Ajda Pekkan’ın %7’lik oranla ilk sırayı paylaştığını gösteriyor. Bu sanatçıları, Serdar Ortaç (%5), Sıla (%3), Demet Aka-lın (%3) ve Candan Erçetin (%3) izliyor. Erkek baskısı sürüyorKadının otomobil tercihinde yakıt tüketimi (%58) ve dış gü-zellik (%48) en önemli kriterler olarak öne çıkıyor. Kadın sürücülerin en çok zorluk çektiği konu ise %70’lik oranla lastik değiştirmek. Bunu %24’lük oranla park etme sorunu takip ediyor. Otomobili ve trafikle olan ilişkisi erkeklerden pek farklı olmayan kadın sürücülerin trafikte erkeklerle il-gili şikayetleri değişmiyor. Trafikte erkeklerin eşitlikçi dav-randıklarını düşünen kadın sürücülerin oranı yalnızca %1.

Kadınların üzerindeki erkek baskısı otomobil içinde de de-vam ediyor: Otomobilde herhangi bir erkek varken direksi-yonda bulunan kadınların %28’i erkeğin mutlaka müdaha-le ettiğini, %38’i ise müdahale etmese bile etmek istediğini hissettirdiğini söylüyor. Kadına özgü kişiselleştirmeRenault ve Ipsos KMG işbirliğiyle yapılan “Kadın ve Oto-mobil” araştırması kadınların da erkekler gibi otomobil-lerini kişiselleştirmeye önem verdiklerini ortaya koyuyor. Ankete katılan kadınların %81’i bir otomobilin sahibinin kişiliğini yansıttığını belirtirken, %45’i aracının bir kadın ol-duğunu, %32’si ise erkek olduğunu düşünüyor. Kadınların %39’u ise aracına isim takıyor. Bu isimlerde ağırlık (%13) renkle ilişkilendiriliyor. Beyaz Kuş, Kara Böcek, Maviş gibi isimlerin yanı sıra, Düldül, Kızım ve Oğlum en yaygın kul-lanılanlar arasında yer alıyor. Araştırma sonuçlarına göre aracı kişiselleştirmek kadın sürücülerde genellikle hijyenle bağdaştırılıyor. Araçlarının içini kişiselleştirmek için kadın sürücüler oto kokusu (%68) ve süs eşyalarını (%32) ter-cih ederken, aracın dışı için temizlik ve parlatma ürünlerini (%35) kullanıyor. Su olmadan aslaKadınlar bir şişe suyu ise otomobilin olmazsa olmazı ola-rak görüyor. %84 oranla otomobilde mutlaka bulunduru-lan suyu %57 ile parfüm ya da deodorant, %41 ile yedek ayakkabı takip ediyor. Kadınların otomobillerinde bulun-durduğu diğer objeler arasında havlu, makyaj malzeme-si, giysi, yedek çanta ve iğne-iplik bulunuyor. Kadınların %39’u topuklu ayakkabı giydiğinde otomobil içinde ayak-kabılarını değiştirirken, otomobilde kıyafet değiştirdikleri de oluyor. Otomobil içinde nadiren kıyafet değiştiren kadın sürücü oranı %41 iken, sıklıkla kıyafet değiştirenler ise %2 ile azınlıkta kalıyor. Ancak %58’lik genel eğilim otomobilde hiç kıyafet değiştirmeme yönünde.

Türk kadın sürücüleri...

Page 14: marketing europe & anatolia Sayı : 007

Reklamın iyisi kötüsü olur...Reklamın iyisi kötüsü olur...

Page 15: marketing europe & anatolia Sayı : 007

marketing europe & anatolia / 13

Röportaj

- Türkiye’deki reklam ajansı anlayışı-nı nasıl değerlendiriyorsunuz?Türkiye’de reklam ajansları çok büyük aşamalar kaydetti. Zaman içerisinde grafik atölyeleri, ilan büroları olmaktan çıkıp, multidisipliner pazarlama stra-tejileri geliştirebilen kurumsal şirketler haline geldiler. Teknolojik ve sosyo kül-türel gelişmeler reklam mecralarını da çok çeşitlendirdi. Son yıllarda yaşadığı-mız global ekonomik krizlerin etkisiyle yüksek bütçeli prodüksiyonların yanın-da düşük bütçeli masaüstü reklamlar da ajansların üzerinde kafa yordukları çalışmalar haline geldi. Gerilla reklam-lar ve dijital reklamlar yakın gelecekte hayatımızı daha çok ele geçirecek gibi görünüyor. Bu durum reklam ajansları-nın yapılanmalarını da biraz değiştiri-yor. Sanal dünyanın gerçek dünyamıza etkisi arttıkça ajanslarda dijital reklam konusunda hizmet verecek birimler oluşturulmaya başlandı. Sonuç olarak reklam ajansları her koşulda markaları bir adım öne götürmek için var gücüyle çalışıyor, gelişiyor.Sektördeki firma sayısı çok arttı. Eskisi-ne göre daha yaratıcı, daha heyecanlı, daha agresif, ama zaman zaman ne yazık ki daha taklitçi ajanslar sektörde kendine yer bulmaya çalışıyor. Bilgiye kolay ulaşılan dijital çağda hala nasıl

taklit çalışmalar yapmaya cesaret edi-yorlar bunu da anlamış değilim. 3 gün sonra sosyal paylaşım sitelerinde orji-nali ve taklidi yanyana boy gösteriyor ve reklamı yapılan ürünün marka imajı-nı çok zedeliyor. Bütün bunların yanın-da çok başarılı, özgün işlere imza atan ajanslar da var tabi.Reklam dünyasının pırıltılı, ışıltılı hava-sında yıldızlaşmak isteyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. Hal böyle olun-ca da bazen ajans kavramı ekseninden kayıyor, reklamveren ve ajans tarafın-dan farklı değerlendiriliyor. Ne yazık ki bazı reklamverenler ajansı ‘’kendi fikir-leri ve görüşlerinin uygulamasını yaptı-racağı şirketler’’ olarak görüyor. Müşte-riniz ‘’benim bu konuda bir fikrim var’’ diyorsa sizin iyi bir iş çıkarma şansınız azalmış demektir. Brif sonrası böyle bir cümle edilmişse ağzınızla kuş tutsanız, ‘’bir de benim fikrimi uygulamaya ça-lışsanız, bir de onu görsek’’ sözleri ka-çınılmaz sondur. Ajans olarak duruşu-nuzu korumaya çalışarak müşterinizin kalbini kırmadan orta yolu bulmak en iyi çözümdür. Aman dikkat, müşterinizin kalbi kırılırsa reklam bütçesi aniden ta-sarruf tedbirleri çerçevesinde kesintiye uğrayabilir, ajansla ilişkinin kesilmesi de an meselesidir.Bir de şu konuya değinmeden geçeme-

Sektördeki firma sayısı çok arttı. Eskisine göre daha yaratıcı, daha heyecanlı, daha agresif, ama zaman zaman ne yazık ki daha

taklitçi ajanslar sektörde kendine yer bulmaya çalışıyor. Bilgiye kolay ulaşılan dijital çağda hala nasıl taklit çalışmalar

yapmaya cesaret ediyorlar bunu da anlamış değilim.Röportaj Elvin Ekşioğlu

Sita Tanıtım İletişimNurgül Eryıldır GÜNAY

Reklamın iyisi kötüsü olur...Reklamın iyisi kötüsü olur...

Page 16: marketing europe & anatolia Sayı : 007

14 / marketing europe & anatolia

Röportaj

yeceğim, son dönemdeki reklam moda-mız ünlü kullanımı:Ajansların büyüklüğü yıllık cirolarına ve müşteri sayısına göre ölçülürken, son zamanlarda ünlü kullanma oranına göre ölçülür gibi bir hale mi geldi nedir, bir çok marka gerekli gereksiz ünlü kul-lanmaya başladı. Dünyaca ünlü starlar ekranlarımızda salınarak yürürken biz markanın ne olduğunu bile hatırlamıyo-ruz. Gazetelerde günlerce filanca yıldız reklam çekimi için Türkiye’ye geliyor, geldi, şimdi burdaydı, nereye gitti diye haber yapılırken asıl ürün güme gidiyor. Bu tür iletişim faaliyetlerinin reklamı ya-pılan markaya katkısı tartışılır, ama ün-lünün ününe ün kattığı tartışılmaz diye düşünüyorum.- Sita İletişimi diğer ajanslardan ayı-ran özellikler nelerdir?Sita İletişim 20 yıla yakın bir zaman-dır faaliyet gösteriyor. Hızlı, yaratıcı

ve sonuca ulaştıran çözümler sunmak bizim işimiz. Çalışmaya başladığımız müşterilerimizle uzun yıllar işbirliği ya-pıyoruz. Bence en önemli farkımız hiz-met verdiğimiz müşterilemizin bütçesini doğru yönetmek. Markaya fayda sağla-mayacak, hiç bir projeyi önermiyoruz. Dışardan aldığımız hizmetlerin bütçe-leri konusunda da şeffaf davranıyoruz. Yıllardır bu şekilde çalışıyor olmamız müşterilerimizle aramızda güven bağı-nı güçlendiriyor ve bizi tercih etmelerini

sağlıyor. - Sizce Türk reklamcılığının birinci sıradaki sorunu nedir?Son birkaç günde bunun en çarpıcı örneğini hepimiz gördük. Hitlerli şam-puan reklamı bence müşterinin pa-rasını çöpe atıp bir de üstüne marka-nın itibarını zedelemiştir. Tam bir akıl tutulması.’’Reklamın iyisi kötüsü olmaz, yeterki hakkında konuşulsun’’ mantığı, seksenlerdeki vatkalı elbiseler kadar demode bir anlayış.- Uygulamacıların, yaratıcı reklamcı-lar ile haksız rekabet yapması konu-sunda ne düşünüyorsunuz?Köşedeki bakkal bile ‘’Bizde ekmek 50 kuruş’’ diye vinil afiş yaptırmaya başla-yınca, outdoor çalışmalar yapan dijital baskıcılar, renkli basabilen fotokopiciler de tabelalarına ‘’reklam şirketi’’ yazma-ya başladılar. Buralarda çalışan çocuk-lar bir süre sonra photoshop program-

Tam bir akıl tutulması.’’Reklamın iyisi kötüsü olmaz,

yeterki hakkında konuşulsun’’ mantığı, seksenlerdeki vatkalı elbiseler kadar

demode bir anlayış.

Page 17: marketing europe & anatolia Sayı : 007

marketing europe & anatolia / 15

Röportaj

larına da daha hakim oldu. Programı kullanabiliyorsan reklam işini çözdün zannetiler. Alacalı bulacalı bir zemin yap, üstüne ürün resmini koy, bir de şöyle afilli bir yazı karakteri buldun mu, oldu sana afiş. Aslında olmadı tabi, ol-muyor. Böyle olmayacağını afişe 5TL ödeyen bakkal amca bilmeyebilir, ama onun bilmesi de gerekmiyor zaten. 10 tane müşterisi ‘’aaa hayırlı olsun, artık reklam da mı yapıyorsun’ dedi mi, ona yeter. Ekmek daha fazla satar mı, ek-mek ucuzmuş diye daha fazla müşteri gelir mi onun için çok önemli değildir. Ama bu işi ciddiye alıp bir reklam ajan-sıyla markanızın gelecek planlarını yap-mayı düşünüyorsanız o zaman önemli. Yılda ortalama ‘biz çok büyüdük, çok mal üretiyoruz, kaliteliyiz, ama tanın-mıyoruz’ diyen 7 -8 müşteri kapımızı çalıyor. Marka olmak, tercih edilmek istiyorlar. ‘’Geçen ay bizim kayınçonun matbaaya bir katalog yaptırmıştık’’ bö-lümü toplantının ikinci yarısında da çok uzarsa yollarımızı ayırıyoruz. Doğru yolu bulmaya çalışan ama ne yazık ki ‘’kayınçonun matbaasından’’ ileri gide-meyen pek çok KOBI olduğunu düşü-nüyorum. Aslında müşhiş bir potansiyel var, ama potansiyelin açığa çıkması için daha kat edilmesi gereken yollar var.- Böyle bir rekabet varsa nasıl engel-lenebilir?Böyle bir rekabet olduğunu düşünmü-yorum. Böyle düşünen müşterilerde za-ten 2 gün sonra yanlış düşündüklerini anlayıp geri geliyorlar. Geri gelmeyen-leri bir süre sonra zaten başkaları da görmüyor, kaybolup gidiyorlar.- Yaratıcılık ve hedef kitleye ulaşım arasındaki denge nasıl kurulmalı-dır?Hedef kitle kavramı sanıyorum Steve Jobs’un iPhone başarısından sonra sağlam duruşunu kaybetti. Sattığınız ürünü arzu nesnesi haline dönüştürebi-liyorsanız, hedef kitleniz nefes alabilen her insan olabilir. Ama yine de bu ka-

dar abartmayalım, arzu nesnesi haline getirmek falan zor işler, daha kolay na-sıl olur derseniz şöyle söyliyeyim: Ya-ratıcılık, hedef kitle ve bütçe bermuda şeytan üçgeni gibidir. Aralarında iyi bir koordinasyon kuramazsanız, kaybolup

gidersiniz. Çok süper bir fikir buldum ama bütçe yok derseniz çok iyi fikir bulamamışsınız demektir. Belirlenen bütçe içinde bulduğunuz fikir süperse değerlidir.Reklamdaki öncelikli hedef ürün satışını artırmak, markayı daha üst seviyeye ta-şımaktır. Bunu hepimiz bildiğimiz halde zaman zaman yaratıcı olma duygusu hedef kitleyi ihmal etmeye neden ola-biliyor galiba. Yıllarca şuna anlam ve-rememişimdir bisküvi gibi ürünleri daha çok kadınlar almasına rağmen neden erkekleri hedefleyen reklamlar yaplır? Sonunda Biskolata şeytanın bacağını kırdı. Kadınlara yönelik bir reklam filmi çekti, hem ürünün hem reklamın çekici-liğini artırdı.Bir örnek de kendimizden vereyim. rek-

Marka olmak, tercih edilmek istiyorlar. ‘

’Geçen ay bizim kayınçonun matbaaya bir katalog yaptırmıştık’’ bölümü

toplantının ikinci yarısında da çok uzarsa

yollarımızı ayırıyoruz.

Page 18: marketing europe & anatolia Sayı : 007

16 / marketing europe & anatolia

Röportaj

lam çalışmalarını yaptığımız Schwarz-kopf ürünlerinin kadınlar ve erkekler için olan ürünlerinden birer örnek vermek istiyorum. Igora Royal saç boyasının yeni ürünü Color10 için bir kampanya hazırladık. Özellikle zamanı kıstlı çalı-şan kadınlar için kuaförde geçen uzun saatler her zaman problem. Igora Royal Color10 orta boy saçlara sahip kadınlar için saç boyasında zamanı çok kısaltı-yor. 10 Dakika gibi kısa bir sürede saç-larınız boyanmış oluyor. Öğlen yemek arasında, hatta kahve molasında saç-larınızı boyatabilirsiniz. Buradan yola çıkarak ‘’Bir kahve molası kadar kısa’’ sloganıyla yaptığımız kampanya çok başarılı oldu. Igora saç boyasının satış-larında önemli bir artış gerçekleşti. Bu-gün geldiğimiz noktada Türkiye’de her 10 saniyede 1 Igora Royal saç boyası satılıyor. Bu bizim için bir gurur kayna-ğı. Farklı bir uygulamayı Schwarzkopf ürünlerinin erkekler için özel serisi:

3DMensıon için gerçekleştirdik. Hedef kitlemiz belli erkek tüketiciler. Başlan-gıçtaki sınırlı bütçeyle neler yapabiliriz diye düşündük ve erkek kuaför salon-larında çalışmalar yapmaya karar ver-dik. Salonlardaki branding çalışmaları 3DMension’ın erkekler tarafından daha kolay algılanmasını sağlıyor. Çünkü bili-yoruz ki evde şampuanları eşler, sevgi-liler ya da anneler alır. Ancak erkeklere özel bir mekanda, kendilerine özel ürün

reklamı ile bire bir karşı karşıya kalması durumunda satın alma güdüleri hareke-te geçeblilir diye düşündük , başarılı bir kampanya oldu.-Bir reklamcı yaratım öncesinde ne-lerden beslenir?Genelde ilk toplantı sırasında beyniniz-de bir şimşek çakıyor. Bu bazen brains-tormingler sırasında yıldırıma dönüşü-yor, bazen de yerini başka şimşeklere bırakıyor. Gündemi takip etmek çok önemli. Yaşadığınız ülkede ve dünyada o sırada neler olup bitiyor. Geniş kitle-leri ilgilendiren olaylar nelerdir? Bunlar için en iyi beslenme yöntemi sokağı dinlemek, sosyal medyada neler konu-şuluyor kulak kabartmak. Ürün ve mar-ka hakkında araştırma, rakiplerin duru-mu bunlar da tabi mutlaka incelenmesi gerekenler. Sinema, müzik, iş dışındaki arkadaşlarla yapılan sohbetler de yara-tım sürecini besliyor. - Eleman sağladığınız kaynaklar ne-lerdir?Eleman ihtiyacımızda referanslar bizim için her zaman öncelikli oldu. Onun dı-şında internette sektorel sitelerdeki IK bolumlerine verdiğimiz ilanlarla eleman ihtiyacımızı karşılıyoruz.- Üniversiteler sektörün yetişmiş ele-man ihtiyacını karşılayabiliyor mu?Bilgi ve beceri konusunda yeterli olduk-ları söylenemez. Üniversitelerde teo-rik olarak pek çok bilgiyle donatıyorlar ama gerçek iş ortamı çok vahşi. Müşteri sizin ne kadar sanatsal bir fikirle karşı-nıza gelmesiyle değil, benim markam anlaşılacak mı, bu reklamla malım sa-tacak mı diye düşünüyor. O nedenle yeni mezunlar profesyonel iş ortamında bir süre bocalıyor. - Yabancı networke giren reklam ajansları yerli müşterilere doğru hiz-met verebiliyorlar mı?Yabancı networke girince başka bir ülkeye göç etmiş olmuyorlar. Sonuçta bizim ülkemizdeki, bizim insanımız, bi-zim reklamcımız. Kampanyaya zemin

Genelde ilk toplantı sırasında beyninizde

bir şimşek çakıyor. Bu bazen brainstormingler

sırasında yıldırıma dönüşüyor, bazen de yerini başka şimşeklere bırakıyor.

Page 19: marketing europe & anatolia Sayı : 007

marketing europe & anatolia / 17

Röportaj

oluşturacak araştırma verilerine daha kolay ulaşma konusunda bizden daha avantajlı olabilirler. Networkleri içinde yer alan markaların yurtdışı reklamları yerel uygulamalarda zaman zaman so-run yaratabilir ama çözümsüz olduğunu düşünmüyorum. - Yerli firmalar reklam bütçelerini ha-zırlamada ne kadar bilinçli?Yerli ya da yabancı tüm şirketler rek-lam bütçeleri konusunda eskiye oranla daha kararsız ve daha katı. Eskiden yıl-lık planlar yapılır ve üçer aylık dönem-ler olarak uygulamaya konurdu. Şimdi genelde çok temkinli, çok opsiyonlu yıl-lık planlar yapılıp, yine tam kesinleşme-miş üçer aylık planlar şeklinde ilerleme yapılıyor. Bu bizim açımızdan oldukça zorlayıcı bir durum. Belirsizlik planları-nızda pek çok şeyi opsiyonel hale geti-

riyor. Takistle satılan ürünler gibi, taksit-le yürürlüğe giren fikirler olabiliyor.- Müşterilerin ajanstan beklentileri konusunda karşılaştığınız en ilginç talepler neler?Dondurulmuş hazır köfte, dondurulmuş döner gibi ürünler imal eden bir firma reklam çalışmaları için bizimle iletişim kurdu. Birkaç kez toplantı yaptık, hatta ürün ambalajı örneklerini bile hazırla-dık. Vejetaryenim, ama yine de benim de ürünlerin tadına bakıp fikrimi söyle-mem konusunda ısrarlı davranıyorlardı. Böyle olunca çalışmalarımız ilerleye-medi.- Sizin eklemek istediğiniz bir şey var mı?Marketing Europe & Anatolia’nın uzun yıllar keyifle takip edeceğimiz bir dergi olmasını diliyorum.Teşekkürler.

Yerli ya da yabancı tüm şirketler reklam bütçeleri

konusunda eskiye oranla daha kararsız

ve daha katı. Eskiden yıllık planlar

yapılır ve üçer aylık dönemler olarak uygulamaya konurdu. Şimdi genelde çok temkinli, çok opsiyonlu yıllık planlar

yapılıp, yine tam kesinleşmemiş üçer aylık planlar

şeklinde ilerleme yapılıyor.

Page 21: marketing europe & anatolia Sayı : 007

marketing europe & anatolia / 19

Köşe

Gelmeyecek korkmayın!Hemen sallamak ne kadar kolay değil mi? Erkeklere yönelik şampuan reklamı yaptığı için... Oysa başkaları ya-parken ne kadar rahattık. Aman bizden uzak ya. İskeletleri öpüştürür, istediğini orgazmla buluşturur. Kadınları erkeklerin peşinden koşturur. Saçlarını okşatır. Ya da dünyayı bir anda muhalifçe güzelleştirir. Oh oh! Buzz reklamcılığı başkası yapınca ala, biz yaparsak mualla. Ya da muallak. Boşlukta...? Zihinlerin anlamadığı şudur. Artık ironi, espri nedir, kafalarda kalmamış.Gülmemiz gereken her şeyi de çok ciddiye alıyoruz. İşte te-hlike bu. Esprisini yitiren bir ülkenin hayat damarları kurur. Reklamverenle ajans anlaşmış ve bir kampanya yapmış, size ne? Beğenmediyseniz satın almaz ve pazarda ürünü cezalandırırsınız. Erkeklerin kadın kılığına girmesi sizi irrite mi ediyor? Etmesin, Hollywood’da bu hep vardı, ta Tony Curtis zamanlarından beri. Ve gerçek: reklamla politika farklıdır. Reklam sorgulatır. O yüzden sorguluyorsunuz. Ne mutlu.Yaşadığımız dünyada iletişimde o kadar çok kadın kullanan, kadınların erkeğe dönüştüğü o kadar kampanya var ki. Onlar yapınca cinsiyet ayrımcılığı yok. Kadınlar da rahatsız değil, size ne oluyor? Yoksa yoksa, oyun şu mu? Çeşitli reklam denetleme kurullarının yaptığını, sektörün özdenetim kuruluna da dayatmak, kararlarını onatmak mı?Pardon, o olmayacak.Bağımsız Türk ajanslarını silmek de kolay olmayacak. Etliye sütlüye bulaşmayan, sahte mutluluklar kurarak markaları başarıya yönelten, korunaklı ajanslar mı istiyorsunuz! Çok uluslu, kazandığını yurt dışına çıkaran, tek kuruşunu bu sektörün gelişmesine harcamayan dev şileplere gidin! Biz cesur, ajansına sonuna kadar inanan, fikrine, sözüne, görseline karışmayan, briefini denetleyen reklamverenler istiyoruz. Ha, böylesi de Anadolu’da kaplanlar gibi yetişiyor, siz farkına varmasınız da... Ezberler bozuluyor, bozulacak. Reklam yapıyorsan, karşılığını almalısın, alacaksın. Tersi de şöyle:

Bu yaz reklamlarafaşizm geliyormuş meğer :)

Oğuzhan Akay

Roma Ticaret Hukuku, yıllar önce şunu demiş: Yapacaksan vereceksin. Yani bir iş yaptırıyorsan, karşılığını ödeyecek-sin. Şileplerin ucuzcu alt kamaralarına itilerek hizmet al-maya razı olmayacaksın. Komisyonsa komisyon, fee ise fee karlığını ödeyeceksin. Bedava fikir yok beyaz kürkler! Çünkü bizim fabrikamız fikir üretir. Bu da farkedilmeyi içerir. Çünkü bir markanın, marka olma aşamasındaki ilk basamak farkındalıktır. İkincisi uygunluktur. Üçüncüsü itibardır. Dördüncüsü de tanınırlık yani şöhrettir. Marka olmaktır. Ha, nefesin yetmeyecekse, tavşan olma, atletizm yarışındaki gibi. Sürdürebilir tanıtım yap. Paran boşa git-mesin. Paran çok da değilse dikkat çek. Erkek işi mi?Kaba komedi diye bir şey duymadınız mı?İroniden, humour’dan nasibi olmayana söyleyecek laf kalmadı.Erkek olmak sorgulanıyor sadece o reklamda ironiyle. Erkeksen erkek şampuanı kullan diyorlar. Ben gülüyorum hepsine. Sen de gül... Başka yerde bulamadıklarını re-klamda arama. Reklam hayatı düzeltmez belki ama hayal-leri çoğaltır. Kişisel yaratıcılığı destekler. Umut verir.

Diyeceksin ki Peter kim? Sen kimsin? Peter ol beter olma. Ben senin gibi uçmayı hatırlamak isteyenlerden biriyim. Bağımsız Türk ajanslarının yaratıcılığını bitirme hareketine katılma.Kafanı kaldır!Faşizm nasıl büyür biliyor musun toplumda? Sana bir ya-sak geldiğinde sen de bir yasak koyarsın kendine. Böylece idare edebileceğini sanırsın.Sonunda sıra sana da gelir. Yasakların büyür. Kendinle çelişe çelişe yok olursun.Faşizmin kitle ruhu anlayışı adlı kitabı oku. Willhelm Reich yazmıştı.Bunları anlatır. İçindeki faşisti uyandırma, ne evinde, ne işinde. Ne de bu ülkede. Bir reklam sloganını uyarlayarak bitirelim yazıyı: İyilik de reklamın özünde var.

ezberbozacısı)(Peter Pan’a mektuplar - 5

Page 22: marketing europe & anatolia Sayı : 007
Page 23: marketing europe & anatolia Sayı : 007

marketing europe & anatolia / 21

Reklam Dünyası

Britney Spears’ın reklam yüzü olduğu , Hasbro’nun yeni oyunu TWISTER DANCE’in reklam filmi geçtiğimiz günler-de Hollywood’da çekildi. Britney Spears’ın ‘Till the World Ends’ şarkısının klibinde de kamera arkasında olan dünya-ca ünlü müzik yönetmeni Ray Kay’in çektiği Twister Dance reklam filminin ilk görüntüleri dünya basını ve şarkıcının hayranları tarafından yoğun ilgiyle karşılandı. Twister’ın global Facebook sayfası açıldıktan itibaren 1 hafta içinde

880.000 fan kazanırken, Twister Dance; reklam çekiminin olduğu gün Twitter’da en çok konuşulan konu olarak tüm dünyada trending topic oldu.TWISTER DANCE günümüzün en iyi dans müziklerini TWISTER daireleri ile birleştiriyor ve genç kızlara günü-müzün hit dans şarkılarında nasıl dans edeceklerini öğ-retiyor. Aynı zamanda, Britney Spears’ın “Till the World Ends” şarkısının özel olarak düzenlenmiş TWISTER re-miksini de içeriyor!Britney Spears Hasbro’yla yaptığı bu işbirliğiyle ilgili şöyle bir açıklama yaptı: “Küçüklüğümden beri dans her zaman hayatımın önemli bir bölümünü oluşturdu ve TWISTER DANCE’i gördüğüm anda bunun bir parçası olmak iste-dim. Aynen benim çocuklarım gibi bütün çocukların Twister dairelerinin üzerinde dans etmeye bayılacağına eminim. O kadar eğlenceli ki!”Spears’ın hit parçasının özel olarak düzenlenmiş remiksi-nin yanı sıra oyun kutusunda, televizyon reklamlarında ve 2012 sonbaharında yayınlanacak dans figürlerini gösteren videolarda da Spears’i görülecek.

Britney’le Dans...

Türkiye Harvey Nichols’da İngiltere’nin en kült markaların-dan birinin temsilcisi olarak olimpiyatlara kendi dilinden, moda aracılığı ile destek vermek istedi. Demsa Lüks Markaları Kreatif Direktörü Ceyda Balaban’ın hazırladığı konsept ve hikaye doğrultusunda olimpiyatın diğer yüzü başka bir lig olan modada, sevenlerini yarıştı-rıyor. Harvey Nichols, takipçilerine unutamayacakları, di-namizmi ve enerjiyi direk yansıtan bir reklam kampanyası ile karşımızd. Harvey Nichols Olimpiyat 2012’nin tarihe

geçtiği bu yılda akıllara kazınacak ve enerji dolu bir hatıra bırakıyor. Sporcuların başarı ve tutkularını, Harvey Nic-hols moda tutkusu ile kutluyor. Bu amansız yarışı Harvey Nichols podyumlarına taşıdı. Moda severleri eşsiz ürün ve stil seçenekleri ile stil yarışında meydan okumaya davet ediyor. Moda ve olimpiyat arasında güçlü bir lisan oluştu-ruyor. Çekimler Londra’da beş gün boyunca Orijinal Olim-piyat Antrenman sahalarında gerçekleşti.

Moda ve olimpiyat...

Page 24: marketing europe & anatolia Sayı : 007

Reklam Dünyası

‘Kendi Gölgeni Yen’ adlı reklam filminde yıldız futbolcular Brezilya Milli Takımı’nın yeni formalarıyla kamera karşısı-na geçti.Brezilya Milli Takımı’nın kendi sahası ve deplasmanda giyeceği göz alıcı üniformaları tanıtmak amacıyla Nike’ın “Kendi Gölgeni Yen” adını verdiği reklam filminde yıldız oyuncular Neymar, Paulo Henrqiue Ganso, Alexandre

Pato ve Thiago Silva yer alıyor. Aksiyon dolu reklamda oyuncular, kendi sahaları ve deplas-manda giydikleri formalarla kendi gölgelerine karşı top için mücadele ediyor.Hikayenin ilerleyen bölümlerinde, efsanevi futbolcu Ronaldo, hafızalara kazınan oyuncu Thiaguinho, Brezilya Milli Takım Teknik Direk-törü Mano Menezes, Arjantinli yıldız Masche-rano ve Neymar’ın babası mücadeleye dahil oluyor. Dövüş sanatları ustası Anderson Silva ve rapçi Emicida’nın da katılımıyla reklam fil-minde oynayan ikon isimlerin listesi tamam-lanıyor.Nike Brezilya’nın Marka İletişimi Müdürü Guil-

herme Glezer, “Reklam filmi, oyuncuları en acımasız düş-manlarıyla – kendileriyle – karşı karşıya getiriyor” diyor. Filmi aşağıdaki linkten izleyebilirsiniz:http://nikeinc.com/news/nike-brasil-campaign-pits-players-against-ult imate-challenge-themselves#/inline/8327

Kendi gölgeni yen...

Procter & Gamble 2012 Londra Olimpiyat Oyunları’nın açılış törenine 100 gün kala P&G Teşekkürler Anne kam-panyasını başlattı. Sporcuların arkasındaki en büyük güç olan anneleri kutlayan ve bugüne kadar yaptıkları tüm fedakarlıklar için annelere teşekkür eden kampanya, P&G’nin Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) ile global ortaklığının da bir parçası. P&G’nin 175 yıllık tarihindeki bu en büyük kampanya, bugün başlayacak ve Olimpiyat Oyunları’nın sonuna kadar devam edecek.İlk etapta dijital mecralarda yayına giren “Dünyanın En Güzel İşi” adlı kısa film, 4 günde dünya genelinde 1 mil-yondan fazla kişi tarafından izlenerek, sosyal medyada en çok izlenenler arasına girdi. Twitter’da 3 saatten fazla Trend Topic kalan kampanya ile ilgili duygusal tweetler be-ğeni kazanırken, Facebook kullanıcıları da videoyu payla-şarak, kampanyaya destek verdi. Kısa film, 1 Mayıs’tan itibaren Türkiye dâhil tüm dünyada televizyonlarda dön-meye başlayacak. P&G, Teşekkürler Anne kampanyasından gelecek 5 mil-yon dolarlık fonu gençlik sporlarına aktaracak

P&G, Teşekkürler Anne kampanyasına katılımı kolaylaş-tırmak için bir de “Teşekkürler Anne uygulaması” hazırladı. Kendi Teşekkürler Anne mesajınızı paylaşmak için http://www.facebook.com/#!/pgturkiye sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

Dünyanın en güzel işi...

22 / marketing europe & anatolia

Page 25: marketing europe & anatolia Sayı : 007

marketing europe & anatolia / 23

Reklam Dünyası

Tüketicilerini her zaman dünyaca ünlü isimlerle yaptığı sürpriz işbirlikleriyle şaşırtan Magnum, yine çok dikkat çe-kici bir işbirliğine imza attı. Magnum Eva Mendes, Elizabeth Hurley, Eva Longoria ve Josh Holloway gibi dünyaca ünlü isimlerin ardından bu yıl Türkiye’nin en gözde isimlerinden Kıvanç Tatlıtuğ’la an-laştı.Dünyaca ünlü isimlerle yaptığı anlaşmalarla haz tutkun-larını sürekli şaşırtan Magnum, bu yıl reklam kampanyası için ilk kez Türk bir isimle anlaşarak sürpriz bir işbirliğine imza attı. Eva Mendes, Elizabeth Hurley, Eva Longoria, Benicio Del Toro ve Josh Holloway gibi isimleri tutkunlarıyla buluşturan Magnum, bu yılki marka çalışmalarını ünü Türkiye sınırla-rını aşan başarılı oyuncu Kıvanç Tatlıtuğ’la yürütecek.Magnum’un, Türkiye’nin en çok konuşulan isimlerinden biri olan ünlü oyuncu Kıvanç Tatlıtuğ ile işbirliği kapsamın-da hayata geçireceği projeler önümüzdeki günlerde açık-lanacak.

Kıvanç Tatlıtuğ’la Magnum hazzı...

Shell Helix motor yağlarının yeni reklam filmi, etkileyici görüntüleriyle izleyenleri büyüleyecek. Çok sayıda ödül sahibi reklamcı ve klip yönetmeni Sam Brown tarafından büyük bir ekiple üç kıtada çekilen reklam filmi, Shell ve Ferrari arasında uzun yıllardır süren teknik işbirliğini ve bu işbirliğinden güç alan Shell Helix’in üstün performansı-nı yansıtıyor. Reklam filminde Shell Helix motor yağlarını kullanan araçlar, üstün teknoloji ve tasarımı ile hayalleri süsleyen Ferrari otomobillere dönüşüyor.Yapım ekibi dünyayı dolaşarak nefes kesici bölgelerde çekim yaptı. Yolculuk, çekimlerin kamera arkalarını takip eden başka bir film ekibi tarafından kayda alındı. Çekimler sırasında yapım ekibi, dünyanın en kalabalık şehirlerin-deki bazı yolları trafiğe kapatmak için yerel yetkililerle işbir-liği yaptı ve Moskova’da -18 °C, Rio’da ise 35 °C gibi aşırı soğuk ve sıcak hava koşullarında çalışmanın da dâhil ol-duğu çeşitli zorluklarla mücadele etti. Kamera arkası gö-rüntülerinde ise reklamda gösterilmeyen ek kesitler, yönet-men ve yapım ekibinin çalışmalar sırasında çekilmiş özel görüntüler ve bazı önemli sahnelerin çekim biçimlerine ışık

tutan kareler yer alacak.Reklam filmine imza atan JWT London Yaratıcı Yönetmeni Jaspar Shelbourne ise, bu çapta büyük bir projeyi gerçek-leştirmenin keyfini yaşadıklarını belirterek, “Böyle bir film, birden çok bölgede çekim yapmak, uzun saatler boyunca yerel personel ile aşırı sıcak havada çalışmak gibi çok sa-yıda güçlüğü de beraberinde getiriyor. www.youtube.com/shellhelix

Üç kıtada çekilen reklam...

Page 26: marketing europe & anatolia Sayı : 007

CV’lerinizsektörle ücretsiz olarak

dergimizde buluşacak.

Sektöre yeni girmek isteyenstajyer adayları

ya datecrübesini değerlendirecek

yeni bir adres arayanyaratıcı yönetmenler, metin yazarları, müşteri

temsilcileri, grafikerler

ve diğer arkadaşlarCV’lerinizi

[email protected] bekliyoruz.

Page 27: marketing europe & anatolia Sayı : 007

marketing europe & anatolia / 25

Köşe

revizyon)

(Ticaretin insanlık tarafından keşfi, insanlık tarihinin erken dönemlerine denk gelir. Birçok tarihçiye göre ticaret, iletişi-min doğuşunu takiben, takas yöntemiyle başlamıştır. Yani düşünülenin aksine, önce iletişim keşfedilmiş, ticaret son-radan doğmuştur. Her ikisi de, insanlık tarihi kadar eskidir. Dolayısıyla, ne iletişimi, ne de ticareti yok sayamayız. So-nuçta ticaret hep vardı ama hiç bu kadar vahşi olmamıştı. Ticarete karşı olmanın bir mantığı yok. Fakat, ticareti ah-laksızlaştırmanın, bunun uygulayıcısı, savunucusu olma-nın da bir izahı yok. İnsanlık tarihi boyunca, bin bir acıyla öğrendiğimiz doğrularla bakabildiğimizde, bir açıklaması da yok. İletişimin keşfiyle başlayan ticaret, binlerce yıllık yolculuğunun sonunda, artık iletişimi ele geçirmiş durum-da. Yani iletişim, günümüz dünyasında ticaretin emrinde. Dolayısıyla, ticaret ne kadar vahşileştiyse, ticaretin emrin-deki iletişim de, bir o kadar vahşileşti ve yolundan saptı.

İçinde yaşadığımız sistemde, güç artık ne yazık ki, ticare-ti ahlaksızca yapanların egemenliğinde. İletişimin gücünü de arkasına alan bu ahlaksızlık, uzun yıllardır dünyanın yönetiminde de söz sahibi. Ve bu grubun şu anda en iyi becerdiği şey ise; kavramların içini boşaltmak. İnsanoğ-lunun yüzyıllardır yaşadığı duyguların, tanımlarıyla, ayar-larıyla oynamak, başkalaştırmak. Aşk gibi saf ve naif bir duygu bile, artık düşündüğümüz kadar saf değil. Çünkü yıllardır sistemli bir şekilde içine, güç, iktidar, lüks, bireysel-lik gibi birçok yan etki enjekte edildi. Saflığını yitirdi, ticari-leşti. Günümüz dünyasında özendirilen aşk buram buram ticaret kokuyor. Sözleşmeli, avukatların devreye girdiği evlilikler kanıksandı. Bundan 15-20 yıl öncesine kadar la-netlediğimiz davranışlar şimdi normalleşti. Artık ne dostluk eski dostluk, ne dürüstlük eski dürüstlük. Eskinin dürüstü, bugünün aptalı. Dostluğun yerini, ‘sosyal çevreler’ aldı. Bu dönüşümden hepimiz şikayetçiyiz ama çoğu zaman res-min bütününü gözden kaçırdığımız için, yanımızda olup biteni göremiyoruz, doğruları savunamıyoruz.

Peki neden böyle? Çünkü bildiğimiz, öğrendiğimiz doğru-larla, günümüz dünyasında yapılan ahlaksızlıkların başka bir açıklaması yok da ondan. Bu yüzden bildiğimiz doğ-rular çarpıtılıyor, başkalaştırılıyor, kafalar bulandırılıyor. Bir nevi, minareyi çalan, kılıfını hazırlıyor. Hayat bu ahlak-sızlığa kalsa, ne aşk bildiğimiz aşk olacak, ne dostluk, ne insanlık erdemi? Hayatımız, içi boşaltılmış kavramlardan ibaret olacak. Ne uğruna? Birileri daha fazla mal satsın, para kazansın diye? Değer mi?

Mart ayında mecralarda yer bulan ve büyük patırtı kopar-tan Hitlerli Şampuan kampanyası da, bu tarife uygun bir örnektir. Acemice kotarılmış olmasına, belki de bilerek ve isteyerek yapılmamış olmasına rağmen, ne yazık ki içinde barındırdığı ruh aynıdır. Bunun okumasını yapmak da as-lında çok kolaydır. Ne demiş ajans? “Biz Hitleri karikatürize ettik, dalga geçip, alay ettik”. Bu tür bir tepkinin, duygunun, insanlık tarihinde yeri yoktur. Sonuçta biz iç görülerden besleniyoruz. Bu iç görü tamamen yapaydır. Bu acıyı ya-şamış ve halen yaşamakta olan milyonlarca insana karşı yapılmış büyük bir ayıptır. Hiçbir açıklama, bir caniyi ticari bir meta olarak kullanmayı haklı kılamaz. Bir caniye dair hissettiklerimiz, alay etmek, dalga geçmek, karikatürize et-mekten çok daha başkadır. Bir katile olsa olsa öfke duyu-lur. Nefret, kin, intikam duyguları, adalet duygusu, yaptık-larının hesabını sorma duygusu doğal olandır. Tarih bunun canlı örneğidir. Tek bir canın yasının onlarca, yüzlerce yıl tutulduğu bir dünyada, milyonlarca insanın katiliyle dalga geçmek, alay etmek, karikatürize etmek, en basit tabirle ucuzluktur, düşüncesizliktir. Duyguların tanımlarıyla, içe-riğiyle oynamak, içini boşaltmak işte tam da budur. Eğer bunu yapanlar, canı kadar sevdiği bir yakını öldürüldüğün-de (asla temenni etmiyorum) ben annemin katiliyle dalga-mı geçerim, karikatürize ederim, alay ederim diyebiliyorsa, söylenecek söz yok. Ama samimiyetle bunu diyemiyorsa, yapanın da söyleyeceği söz yoktur. Olsa olsa, ancak ha-tasını kabul edip, özür dileyip, bağışlanmayı bekleyebilir. Bundan prim yapmayı düşünmez bile.

Hal böyleyken, bu konuda herkesin tavrını belirleme za-manıdır. Sessizlik, yapılanı onaylamak olarak anlaşılır. Yapana güç verir. Bu utancın arkasından yürümeye de-vam edenler ise, bu ahlaksızlığı, düşüncesizliği, ucuzlu-ğu ödüllendirmiş olur. Hele hele, “biz işin bu yönünü hiç düşünmemiştik, koskoca ajansta hiç kimsenin aklına gel-medi” açıklaması, tam olarak bir sıvamadır. Zekamıza ha-karettir.

Allahtan, hala insani değerlerini kaybetmemiş, ticareti ada-bıyla, ahlakıyla yapan ciddi bir çoğunluk var. Onlar, ahlaki değerleri kaybetmeden de ticaret yapmanın, onurlu bir ya-şam sürmenin mümkün olduğunun temsilcileri, hatırlatıcı-larıdır. İşte bu değerlere sahip olanların da, artık ses verme zamanıdır. Yoksa beyaza siyah diyenler kazanacak. İşte bu yüzden, bizim gibi düşünenleri, yaşamı ve mesleklerini savunmaya, bir araya gelmeye davet ediyorum. Kısacası, etik konusunda sektörel bir revizyonumuz var.

Kadrajlara sıkıştırılıyoruz,resmin bütününü kaçırıyoruz!

Kağan İşmen / [email protected]

Page 28: marketing europe & anatolia Sayı : 007

26 / marketing europe & anatolia

Röportaj

-Türkiye’deki reklam ajansı anlayışı-nı nasıl değerlendiriyorsunuz?Dünyanın geri kalanından bir farkımız olduğunu düşünmüyorum.Eskiden uluslararası büyük network ajansları reklamverenler açısından daha çok tercih ediliyordu; şimdiyse tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de bağımsız kreatif ajanslar ve “speci-alized” ajansların yükseliş yaşadığı ve reklamverenlere yeni ufuklar açtıkları bir dönemi yaşıyoruz. Rekabet eden ajans sayısı arttı bu doğru ama uzun solukta her işte olduğu gibi büyük te olsa, küçük te olsa iyi olanlar ayakta kalacak. Kimileri “Her önüne gelen bir ajans açıyor bu-günlerde” diye yakınıyor. İnsanların atılımlarını engeleyemezsiniz; isteyen ajans kursun. Eğer kendinize güveni-yorsanız; zaten bu rekabetten de rahat-sız olmamanız gerekir.- Celsius BrandTeam’i diğer ajans-lardan ayıran özellikler nelerdir?Öncelikle ajans olmayışımız. En azın-dan biz kendimize “ajans” demiyoruz. Markalara hizmet veren bir marka takı-mıyız biz. Grafik tasarımı güçlü ve her yaptığı işin altında marka kimliğini, ka-rakterini güçlü bir şekilde hissettiren bir anlıyışı savunuyoruz. Bir markanın logosu nerede görünü-

yorsa – bu ister bir sticker olsun, ister bir ilan olsun, ister bir davetiye tasarımı olsun- her yerde aynı karakteri, rakiple-rinden farklılaşacak şekilde yaşatmaya özen gösteriyoruz. Markalara verdiğimiz hizmet doğuş aşamasından isim, logo, kurumsal kimlik tasarımı olarak başlı-yor ve ATL-BTL reklama kadar devam ediyor. 2 senedir Londra bazlı prestijli uluslararası bağımsız reklam ajansala-rı networkü The Network One üyesiyiz. Yılda 3-4 kez katıldığımız workshoplar-la ve diğer ülke ajansları ile temasları-mızla tasarım ve reklam anlayışımızı her dem taze tutuyoruz. Avrupa’da gra-fik tasarıma öncülük eden şehirlerin so-kaklarından, genç tasarımcıların yap-tığı tasarımları düzenli olarak toplayıp Avrupa’da tasarımın nabzını tutuyoruz. -Sizce Türk reklamcılığının birinci sı-radaki sorunu nedir?Bir numaralı sorun, ortak bir çalışma şeklini sahiplenememiş olmak. Günü kurtarmak, bir müşteri daha alabilmek uğruna yaptığımız işin yarattığı katma değeri de bir nevi önemsizleştirerek, ucuzlaştırarak bir ayağı topal bir düzen yaratılmış durumda. Buna aslında “dü-zensizlik” te diyebiliriz.Yaptığımız işin maddi karşılığının her gün biraz daha aşağı çekildiği, ajans servis ücretlerinin oranlarının tek ha-

Biz bir marka takımıyız...Biz bir marka takımıyız...

Röportaj Elvin Ekşioğlu

Eskiden uluslararası büyük network ajansları reklamverenler açısından daha çok tercih ediliyordu;

şimdiyse tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de bağımsız kreatif ajanslar ve “specialized” ajansların yükseliş yaşadığı ve

reklamverenlere yeni ufuklar açtıkları bir dönemi yaşıyoruz.

Celsius BrandTeamBurak Işık...

Page 29: marketing europe & anatolia Sayı : 007

Biz bir marka takımıyız...Biz bir marka takımıyız...

Page 30: marketing europe & anatolia Sayı : 007

neli rakamlara inmeye başladığı (Ben sektörde ilk çalışmaya başladığımda %23’tü bu oran) bir on yılı geride bırak-tık. Böyle bir on yılı daha Tünk reklam-cılığı kaldırmaz. Kaldırırsa da bu ülkede kaliteli reklamdan, kalifiye reklamcılar-dan bahsetmek biraz zor olur. Reklam ajansları ortak bir tutumu benimseme-liler ve yeni müşterileri fiyat kırarark değil, daha iyi, daha kaliteli işlere imza atarak kazanmalılar.-Yaratıcılık ve hedef kitleye ulaşım arasındaki denge nasıl kurulmalı-dır?Yaratıcılık tek başına bir çözüm değil. Bunun örneklerini görüyoruz. Kendisi-ne “yaratıcı” diyen birçok ajans marka stratejilerini, hedef kitle analizini atla-dığı için ilk başta güzel gözüken ama içi boş işler ortaya çıkarabiliyor. Önemli olan markayı, hedef kitleyi iyi tanımak ve yaratıcılığınızı bilinçli bir şekilde kul-lanmak.-Bir reklamcı yaratım öncesinde ne-lerden beslenir?Herşeyden beslenir. İyi bir reklamcı

sinema, müzik, moda, güncel olaylar, trendler, dünyada ve ülkemizde neler yaşanmaktaysa hepsini çok iyi takip etmek zorunda. Tabi hem kişisel bilgi-si, kültürü, tecrübeleri, yaşanmışlıkları da ona katkı sağlar. Işin püf noktasıysa tüm bu beslendiklerinden neyi nerede kullanacağını doğru sezinleyebilmek-te..-Eleman sağladığınız kaynaklar ne-lerdir?Biz 6-7 kişilik sayıca küçük bir ekibiz. Bu yüzden bir kişi bile takımın bütünü için önemli orana sahip. Aramıza bir ta-kım arkadaşı katarken öncelikli olarak “tanıdık” müessesesini kullanıyoruz. Hem hali hazırda çalışan arkadaşla-rımızın tavsiye ettiği yetenekli genç meslektaşları ile tanışıyoruz, hem de üniversitelerde eğitim veren tanıdıkları-mız aracılığı ile sınıflarında öne çıkan yeni mezun öğrencilerle daha sıfır kilo-metredelerken tanışıyoruz. Onları ilk iş-lerinde, kendi tarz çalışma anlayışımız ile tanıştırıyoruz. Bu anlamda bir nevi okul sonrası okul görevi de görüyoruz.

28 / marketing europe & anatolia

Röportaj

Yaratıcılık tek başına bir çözüm değil.

Bunun örneklerini görüyoruz. Kendisine “yaratıcı” diyen birçok ajans

marka stratejilerini, hedef kitle analizini atladığı

için ilk başta güzel gözüken ama

içi boş işler ortaya çıkarabiliyor.

Önemli olan markayı, hedef kitleyi iyi tanımak

ve yaratıcılığınızı

bilinçli bir şekilde kullanmak.

Page 31: marketing europe & anatolia Sayı : 007

Bir başka faydalandığımız kaynak ise bigumigu.-Üniversiteler sektörün yetişmiş ele-man ihtiyacını karşılayabiliyor mu?Bence evet. Ama dediğim gibi ajansla-rın bir dönem okul sonrası okul görevi görmesi gerekli…-Yabancı networke giren reklam ajansları yerli müşterilere doğru hiz-met verebiliyorlar mı?Neden veremesinler? Uluslararası bir anlayış ile lokal hizmet vermek bence ideal. Vizyonu geniş tutmak ve sadece dar sınırlar içerisinde düşünmek yerine ufku daha geniş bir şekilde müşterilere hizmet vermenin daha doğru bir yol ol-duğunu düşünüyorum.-Yerli firmalar reklam bütçelerini ha-zırlamada ne kadar bilinçli?

Yerli firmalar reklam bütçelerini hazır-lamakta yabancı firmalar kadar bilinçli. Tek sorun ben yabancı firmaların da bir çoğunun bu konuda çok bilinçli olduğu-nu düşünmüyorum.-Müşterilerin ajanstan beklentileri konusunda karşılaştığınız en ilginç talepler neler?Tasarımcılarımızı kendi ofislerinde ça-lıştırmak isteyen müşterilerimiz oldu örneğin. Daha önce freelance tasarım-cılar ile öyle alıştıklarından bir reklam ajansıyla çalıştıklarında da düzeni aynı şekilde işleyecek sanmışlar.-Sizin eklemek istediğiniz bir şey var mı?Çok. O da başka bir ropörtaj konusu olsun…

marketing europe & anatolia / 29

Röportaj

Tasarımcılarımızı kendi

ofislerinde çalıştırmak isteyen

müşterilerimiz oldu örneğin. Daha önce freelance

tasarımcılar ile öyle alıştıklarından bir reklam

ajansıyla çalıştıklarında da düzeni

aynı şekilde işleyecek sanmışlar.

Page 33: marketing europe & anatolia Sayı : 007

marketing europe & anatolia / 31

Kampanyalar

Vay vay vay Adriana Lima...

Mavi, Adriana Lima’lı son reklam filmi “Çok mu çok renk-liyiz!” diyor. Reklam filminde, dünyanın en güzel kadınları arasında gösterilen ve 5 yıl üst üste en seksi model seçilen Lima, Mavi’nin rengarenk ve seksi İlkbahar-Yaz koleksiyo-nunu gözler önüne seriyor. Senaryosunu Ali Taran’ın yazdı-ğı film, Mavi’nin hafızalara kazınan reklam sloganına atıfta bulunurken esprili ve samimi anlatımıyla “Vay vay vay” de-dirtmeyi sürdürüyor. Televizyondan önce ilk kez internetten yayınlanarak 3 günde 6,5 milyon kişiye ulaşan ve gösterime girdikten kısa bir süre sonra Twitter’da hem Türkiye’de hem de globalde uzun süre trend topic (en çok konuşulan) oldu.Büyük beğeni toplayan reklam filminin coşkusuna Mavi ma-ğazaları da eşlik edecek ve kampanya süresince Mavi’ye uğrayan Adriana Lima hayranlarını hediye poster sürprizi bekleyecek.Çekimler için geçtiğimiz ay İstanbul’a gelen Adriana Lima, Türkiye’yi yurtdışında başarıyla temsil eden Mavi’yle ça-lıştığı için çok mutlu ve heyecanlı olduğunu söyleyerek, “Mavi’nin yaratıcı ve ilham verici dünyasına katılmak harika bir deneyimdi. Her kadın gibi benim için de jean hayatımın çok önemli bir parçası. Mavi’nin mükemmel kalıplı jean’leri; kumaşı, renkleri ve kalitesiyle harika görünmemi sağlıyor. Sadece jean’ler değil koleksiyondaki tüm gömlekler, şortlar ve etekler, renk ve model seçenekleriyle çok şık ve çok sek-si.” dedi. Reklam Filmi Künyesi:

Marka: MaviReklam Kampanyası: Çok mu çok renkliyiz!Reklam Ajansı: Ali TaranReklamın Yıldızı: Adriana LimaYönetmen: Cemal AlpanGörüntü Yönetmeni: Simon CoullStil Editörü: Carlo Alberto PregnolatoMüzik: Jingle House / Ömer Ahunbay

Page 34: marketing europe & anatolia Sayı : 007

32 / marketing europe & anatolia

Kampanyalar

Seramikte Emparador asaleti...Dünyaca ünlü Emperador mermerinin seramiğe yansıması olan yeni seri Emperador’un reklam filmini Vak’a ajansı üst-lendi. 3 boyutlu dijital baskı teknolojisiyle hazırlanmış Em-perador serisi için çekilen filmde Fabio Novas ve Johanna Dournes rol aldı.Çekimleri 48 saatte tamamlanan reklam filminin yönetmen-liğini Cem Talu yaptı. Prodüksiyon sürecini Daylight Films’in üstlendiği filmin post prodüksiyonu Filim İşleri, müzik düzen-lemeleri ise Rahman Altın’a ait.Reklam Kampanyasının Künyesi:Reklamveren: BienReklamveren Temsilcisi: Ebru UzluerAjans: isminhalleriYaratıcı Yönetmen: Serpil KaraçaylıYazar: Nazlı AtasoyStratejik Planlama: isminhalleriMedya Ajansı: VirtusYapım Şirketi: Daylight FilmsPost Production: Filim İşleriYönetmen: Cem TaluDOP: Peter Steuger

Yapımcı: Cem Eti - Emre BaşerSanat Yönetmeni: Onur GüleçMüzik: Rahman AltınCast: Fabio Novas, Johanna Dournes

Orçun’un bebekleri...Kek dünyasının yeni yıldızı Eti Popkek Goa yıldızını buldu. Son günlerin fenomeni, Yalan Dünya dizisinin sevilen kah-ramanı Orçun, Eti Popkek Goa’nın reklam yıldızı oldu. Rek-lamda Orçun “iki bebeği” Eti Popkek ve Eti Popkek Goa’yı bize anlatıyor. Eti Popkek ve Eti Popkek Goa yemenin keyfini, bittiği zaman-ki mutsuzluğunu ve ısırdığı zaman kendisini nasıl hissettiği-ni bizimle paylaşıyor. Orçun rolünde Bartu Küçükçağlayan’ı izlediğimiz reklam filmi yayında. Reklam filminin yönetmeni Eralp Vardar, Yapım Şirketi Böcek Yapım.Reklam Kampanyasının Künyesi:Reklam Ajansı: Propaganda İstanbulReklamveren: ETİReklamveren Yetkilisi: Aynur Keskin, Aytun TuncerÜrün: Eti Popkek GoaYaratıcı Ekip: Mustafa Küçükkalıpçı, Engin ÖztekinMüşteri İlişkileri: Elçin Duraklar, Nagihan AhlatcıAjans Yapımcısı: Can TaşkınYapım Şirketi: Böcek YapımYönetmen: Eralp VardarKullanılan Mecralar:TV, Sinema

Page 35: marketing europe & anatolia Sayı : 007

marketing europe & anatolia / 33

Kampanyalar

İyi uyu, enerjik uyan...İyi uyu, enerjik uyan’ sloganıyla tanıtılan İstikbal Ultra Energy için çekilen son reklam filminde rol alan ünlü dizi oyuncusu Ceyda Düvenci, Umutsuz Ev Kadınları dizisinde canlandırdığı Elif karakteri ile birlikte iki farklı kişi olarak karşımıza çıkıyor. Dizide dört çocuklu anneyi canlandıran Elif’le, özel hayatında set ve ev arasında yoğun tem-posunu anlatan ve İstikbal Ultra Energy yatakları ile enerjik bir güne merhaba dediğini söyleyen oyuncu, ‘UMUTSUZ ev kadını diyorlar ama UY-KUSUZ ev kadını olmayacağım’ diyerek de yüz-leri güldürüyor.Reklam Filmi Künyesi:Müşteri : Boydak Holding -İstikbal - Murtaza Dur-muş –Mehmet Emin Çakıcı –Fadime ÖzcanMüşteri ilişkileri: Sibel Yeşileker, Merve Haşi-moğluReklam Ajansı: Euro RSCG İstanbulYaratıcı yönetmen: Ediz KurtbarlasYaratıcı grup yönetmeni: Cihan Kavaklıpınar, İsmet Kork-maz

Yaratıcı ekip: Halit Demirel, Özlem Ateş, Sait Akdemir, Uğur Baltacı, Caner Apaydın Ajans prodüktörü: Saime Akçura Prodüksiyon şirketi: Film Colony Yönetmen: Ali Taner Baltacı Müzik: Atakan Ilgazdağ

Papia’dan Hülya’ya gelinlik...

Betty Boop, Papia Decor Havlu’nun yeni reklam filminde id-dialı ve cesur sanatçı Hülya Avşar’a eşlik ediyor. Ünlü sa-natçı, Betty Boop ile birlikte rol aldığı reklam filminde özel hazırlanan Papia Decor Havlu’dan gelinlik giyiyor.Hülya Avşar’ın üzerine giydiği Papia Dekor Havlu’dan olu-şan elbise, Betty Boop’un etrafa saçtığı kalplerle yepyeni bir stil ve bambaşka bir tarza bürünüyor.

Reklam filminin yönetmenliğini Kıvanç Baruönü gerçekleş-tirirken, görüntü yönetmenliğini dünyaca ünlü Jean Pierre Seresin, yaratıcı yönetmenliğini ise Gürkan Günaydın üst-lendi.Çekimleri Orion Stüdyoları’nda gerçekleştirilen reklam fil-minde, Hülya Avşar’ın Papia havlusundan tasarlanan kı-yafetiyse ünlü modacı Hakan Öztürk tarafından tasarlandı. Film özel efektlerle birlikte yayına hazırlandı.Reklam Filmi Künyesi:Reklamveren: Hayat Kimya, Betty Boop’lu Papia Decor HavluReklamveren Temsilcisi: Aysel Aydın - Gül YeşilayReklam Ajansı: VietnamAjans Başkanı Yaratıcı Yönetmen: Tibet SanlımanYaratıcı Yönetmen: Gürkan GünaydınSanat Yönetmeni: Can DağlıYönetmen: Kıvanç BaruönüAjans Prodüktörü: Cengiz KaradenizYapım Şirketi: Kala Film Reklam Yazarı: Erdem DemirMüşteri Temsilcisi: İlhan Özsoy

Page 36: marketing europe & anatolia Sayı : 007

34 / marketing europe & anatolia

Kampanyalar

KVK’lı olmak ya da olmamak...KVK’nın yeni reklam filminde KVK güvencesi olan ve ol-mayan telefonlar karşı karşıya geliyor. “KVK’lı olmak ya da olmamak. İşte bütün mesele bu!” söylemiyle hazırlanan filmde, garanti harici kazalara karşı da ücretsiz teknik servis güvencesi sağlandığına vurgu yapılıyor.ATCW Ajans ve Böcek Yapım tarafından hazırlanan ve TV’lerde, radyo ve basılı medyada da yer alacak. Reklam filminde bilgisi verilen hizmet, 31 Aralık 2012 tarihi-ne kadar yalnızca kampanya etiketi yer alan KVK’lı ürünler-de geçerlilik taşıyor. Hizmet ile ilgili ayrıntılı bilgiye www.kvk.com’dan ulaşılabilir.

Reklamın Künyesi:Reklamveren: KVK Teknoloji ÜrünleriReklamveren yetkilisi: KVK Teknoloji ÜrünleriReklam ajansı: ATCWYaratıcı grup: ATCWMüşteri İlişkileri: ATCWProdüksiyon: Böcek YapımMüzik: Böcek Yapım

Pepsi, fevkaladenin fevkinde ...

Pepsi yine Türkiye’nin en konuşulan isimleriyle çalışma ge-leneğini sürdürdü ve yılın en büyük sürprizine imza atarak Türk müziğinin dev ismi Bülent Ersoy ile 2002 yılında Dünya Güzeli seçilen Azra Akın’ı yeni reklam filmi için bir araya ge-tirdi.

Sanat hayatında ilk kez bir reklam filminde rol alan Bülent Ersoy, Pepsi reklam filminde Azra Akın’ın şan hocası rolünde karşımıza çıkacak. Reklam senaryosuna göre Bülent Ersoy, öğrencisi Azra Akın’ı dans provasında yakalar. Azra Akın’ın verdiği Pepsi’yi içen Diva, filmin sonunda Azra Akın ile birlik-te inanılmaz bir dans gösterisi sergiler. Yönetmenliğini Ha-kan Algül üstlendi.Reklam KünyesiReklamveren: PepsiCoReklamveren Temsilcisi: Ceren Onbulak, Gözde Kütük, Merve Erdinç Reklam Ajansı: AlametifarikaYaratıcı ekip: Emrah Karpuzcu, Kenan Ünsal, Ozan Özüm Özbey, Can Çelilkbilek, Özgür Öztürk, Seden Padır,Taner Ardalı, Erkul Yazgan, Zeynep Ordu, Sertuğ Alptekin, Berna BulatYönetmen: Hakan AlgülProdüksiyon Şirketi: 25 FilmPostproduksiyon Şirketi: FilimişleriMüzik: Jingle HouseKullanılan Mecralar: TV, sinema,internet, POP

Page 37: marketing europe & anatolia Sayı : 007

marketing europe & anatolia / 35

Kampanyalar

Alışverişin adresi...Türkiye’nin iki ünlü ismi Hande Yener ve Demet Akalın, mor-hipo.com’un kamera önünde kıyasıya mücadele etti. Zaman zaman aralarındaki çekişme ile gündeme gelen Yener ve Akalın, hızla büyümeye devam eden morhipo.com’un rek-lam filmlerinde rol alarak çok eğlenceli ve unutulmaz görün-tülere imza attılar.Yönetmen Ozan Açıktan tarafından 25 kişilik ekiple 3 gün-de çekilen reklam filmleri Rafineri Reklam Ajansı tarafından yaratıldı. Hande Yener’in Demet Akalın’ı yerde sürüklediği, Demet Akalın’ın HandeYener’e çelme taktığı açılış filminin yanı sıra eğlenceli repliklerle ezeli rekabeti ortaya koyan de-vam filmleri de yer alıyor. Reklam filmi künyeReklamın Başlığı: Demet’le Hande Morhipo için Yarıştı!Reklamveren: MorhipoReklamveren Temsilcisi: Necmi Kahraman, Deniz Mene-menciReklam Ajansı: RafineriYaratıcı Yönetmen: Ufuk Uslu, Orkun Demirelli, Ayşe BaliSanat Yönetmeni: İpek ErişMetin Yazarı: Setenay Ozcan Yıldırım

Müşteri İlişkileri: Ebru Özcamgöz, Erbek OnurMedya Ajansı: MECMedya Planlamacı: Çiğdem Karamüftüoğlu, Cevat KonukYönetmen: Ozan AçıktanProdüksiyon Şirketi: PTTMüzik: Emre Irmak / Jingle JacksonKullanılan Mecralar: TV, internet

Herkese bi halley oluyor...

Halley kuyruklu yıldızından esinlenerek 1988 yılında piya-saya çıkarılan, gerçek çikolata kaplı iki bisküvi arasındaki marshmallow’dan oluşan Halley, Türkiye’de yeni bir kategori

yaratan marka oldu. Kampanya Alametifarika reklam ajansı tarafından hazırlan-dı. Yönetmenliğini Ozan Açıktan’ın yaptığı reklam filmlerinin çekimleri iki gün sürdü. Yaklaşık 50 kişilik teknik ekip, 9 kast ve 160 figüranın oluşturduğu büyük bir ekiple gerçekleştiri-len çekimlerde, insanları uyaran kâhin karakterini başarılı oyuncu Mert Turak canlandırdı. Keyifli geçen çekimler sırasında yaklaşık 1.500 adet Halley tüketildi.Reklam filmi künyeReklamveren: ÜlkerReklam Ajansı: AlametifarikaYaratıcı ekip: Emrah Karpuzcu, Kenan Ünsal, Ozan Özüm Özbey, Özgür Öztürk, Seden Padır,Taner Ardalı, Erkul Yaz-gan, Zeynep Ordu, Sertuğ Alptekin, Çağrı Ark, Berkay Tah-maz. Yönetmen: Ozan AçıktanProdüksiyon Şirketi: PTT FilmPostproduksiyon Şirketi: İmaj

Müzik: Jingle HouseKullanılan Mecralar: TV, internet, basın, outdoor.

Page 38: marketing europe & anatolia Sayı : 007

36 / marketing europe & anatolia

Kampanyalar

1 Kadın 1 Erkek ve tatlı cuplar...

Carte d’Or Tatlı Kuplar Serisi’nin reklam filmi için 1 Kadın 1 Erkek dizisiyle anlaştı. Türkiye’de bir ilki geliştiren Tatlı Kup-lar Serisi, reklam filminde Türkiye’nin sevilen çifti Zeynep ve Ozan tarafından tanıtılıyor.Reklam filminde Zeynep ve Ozan karakterlerini canlandıran Demet Evgar ve Emre Karayel’i bir arkadaş ortamında, ev

halinde sohbet ederken görüyoruz. İkili, Zeynep’in aklına gelen “yaratıcı” fikirler üzerine arkadaşlarının da katılımıy-la eğlenceli bir sohbet gerçekleştiriyor.Reklam Filmi KünyesiReklamın Başlığı: Algida Carte d’Or Tatlı KuplarReklamveren: UnileverReklamveren Yetkilisi: Nuno Silva, Ayşe Akbudak, Merve HatipoğluReklam Ajansı: Medina Turgul DDBYaratıcı Yönetmen: Kurtcebe TurgulYaratıcı Grup: Gökhan Erol, Timsal Ünsal, Ayşe Aydın, Ci-han Eryılmaz, Mehmet GüneyMüşteri İlişkileri Grubu: Lawrence Du Pre, İlker Şimşe-kalp, Elif Önen Sakin, Zeynep BeyliAjans Prodüktörü: Simtel Tolun, Işıl Green, Nisan TurgulYapım Şirketi: FilmPark

Yönetmen: Bahadır KarataşMüzik: David O’BrienMedya Ajansı: Mindshare Medya Planlamacı: Öyküm SafioğluKullanılan Mecralar: TV, sinema, açıkhava, internet, radyo

Göbişler İlgi İster...Molfix, yeni animasyon reklam filmi ile yine eğlenceli ve se-vilen sahnelerle karşımıza çıkıyor. Bebeklerin neşeli ve eğlenceli yüzü Molfix’in, göbek bağı oyuntulu ve parfümsüz Yenidoğan Bebek Bezi ürününün “Göbişler İlgi İster” sloganlı animasyon reklam filmini, “Muh-teşem Yüzyıl” dizisinin “Pargalı İbrahim Paşa”sı ile Çocuk-lar Duymasın dizisinin “Dominant Teyze”si seslendirdi.3D animasyon ile post prodüksiyonunu 1000 Volt’un üstlendi-ği, Molfix’in bebeklerin yuvaya getirdiği masumiyet mesajı-nı veren reklam filmine, Okan Yalabık’ın sesi hayat verdi. Vietnam Kreatif Ajans Başkanı Tibet Sanlıman tarafından gerçekleştirilen reklam filmin yönetmenliğini İtalyan Yönet-men Luca Schenato’nun ustlendi.Reklam Filmi Künyesi:Reklamveren: Hayat Kimya, MolfixReklamveren Temsilcileri: Melek Soklangıç Dinçer, Gülşen Serin Bakır, Aysun NayırReklam Ajansı: VietnamAjans Başkanı Yaratıcı Yönetmen: Tibet SanlımanYaratıcı Yönetmen: Gürkan GünaydınMetin Yazarı: Gaye Basmacı

Sanat Yönetmeni: Onur EkerMüşteri İlişkileri: Ceren GülAjans Prodüktörü: Cengiz KaradenizProdüksiyon Şirketi: 1000 VoltYönetmen: Luca SchenatoMedya Ajansı: Speed MedyaMüzik : Jingle House Dublaj Sanatçıları: Okan Yalabık, Zeyno Gönenç

Page 39: marketing europe & anatolia Sayı : 007

marketing europe & anatolia / 37

Kampanyalar

Sam’lar aynı reklamda...Bellona, geçtiğimiz yıl marka yüzü olarak belirlediği Şevval Sam ile 2012 yılında da işbirliğini sürdürüyor. Bu yılın ilk rek-lam filminde ise Şevval Sam’a büyük enerjisiyle annesi Le-man Sam eşlik ediyor. ‘ Bellona’nın 2012 koleksiyonu için kamera karşısına geçen Şevval Sam’a, annesi Leman Sam’ın eşlik ediyor. Anne kızın birlikte rol aldığı reklam filmi, Şevval Sam’ın an-nesi Leman Sam’ı evine kahve içmeye davet etmesiyle baş-lıyor. Sam, kahveleri geciktiren kızı Şevval Sam’a; ‘Kahveler Bolivya’dan mı geliyor’ esprisiyle, Bolivya ürün grubuna da gönderme yapıyor.Reklam KünyesiReklamveren: Boydak Holding - BellonaReklamveren Yetkilisi: Murtaza DurmuşReklam Ajansı: PiramitYaratıcı Yönetmen: Deniz KökerYaratıcı Grup: Hatice Ekşi, Beske Köker DuruMüşteri İlişkileri: Deniz Sesli, Ayşe Işın, Doli Bolkar, Deniz KavukProdüksiyon Şirketi: Film Colony Yönetmen: Ali Taner BaltacıMedya Şirketi: MindshareMecra: TV, Basın, Radyo, İnternet

Penelope Cruz, mükemmeli arıyor...Seranit’in yeni markası Serra, reklam kampanyasını, dün-yaca ünlü İspanyol aktris Penelope Cruz’la yaptı. Madrid’de çekilen film, Serra’dan sonra sahip olduğumuz hiçbir gü-zelliğin bize yeterince güzel gelmeyeceğini, mükemmeliğin şimdi Serra ile başladığını anlatıyor. Filmin yanı sıra, radyo, basın, açık hava ve internet uygulamaları kampanyanın di-ğer unsurlarını oluşturuyor.Reklam Filmi Künyesi:Reklamveren: Seranit Reklamveren Yetkilisi: Ece Ceylan Baba, Duygu BirecikliReklam Ajansı: Klan İstanbulStratejik Planlama ve Müşteri İlişkileri: Gamze Gürkan, Betül KalaoraYaratıcı Grup: Ediz Kurtbarlas, Cüneyt Tiryaki, Ahmet Se-fer, Alper Bayram, Sezgi Olgaç, Alev Bozduman, Beste Zey-bel, Betül Saykan, Sait AkdemirAjans Prodüktörü: Saime AkçuraYönetmen: Ago PaniniYapım Şirketi: DEPOfilm Madrid yapim sirketi: Seven Senses Postprodüksiyon Şirketi: İstanbul / 1000Volt - Madrid

Page 40: marketing europe & anatolia Sayı : 007

38 / marketing europe & anatolia

Kampanyalar

Pegasus, biz çok uçtuk...

Yönetmenliğini Walky-Talky’nin üstlendiği ve Rafineri tara-fından hazırlanan 50 saniyelik reklam filminde, Türkiye’nin en yeni uçak filosu, kesintisiz genişleyen uçuş ağı ve yüksek zamanında kalkış ortalaması ile uygun fiyata kaliteli uçma imkanı sunan Pegasus’un misafirlerine sunduğu bu fırsat-ların altı çizilerek, yepyeni bir uçuş deneyimine açık davet

gerçekleştiriliyor.Çekimleri 3 günde tamamlanan reklam filmi Pegasus’un yeni nesil Boeing 737-800’lerden oluşan filosunu ve Türkiye’de bir ilk yaratan sisteminin misafirlerine sunduğu yenilikleri gözler önüne seren reklam filmi, internet, TV ve sinema reklamla-rıyla destekleniyor. Yayın için uygun çözünürlükteki reklam filmi, 31 Mayıs 2012 tarihine kadar aşağıdaki linkten indirilebilir: https://grey.box.com/s/16c1378959d3461f8b1aReklam Filmi KünyesiReklamveren: PegasusReklamveren Temsilcisi: Onur Dedeköylü, Sibel Yaman Kavuklu, Elif Yalt BaşeskiReklam Ajansı: RafineriYaratıcı Yönetmen: Ufuk Uslu, Orkun Demirelli, Ayşe BaliSanat Yönetmeni: Can GüvenMetin Yazarı: Can ErdoğanMüşteri İlişkileri: Ebru ÖzcamgözMedya Ajansı: VizeumYönetmen: Walky-TalkyProdüksiyon Şirketi: Soda Film

Esmersoy Fruttare’nin reklamında...Algida’nın meyve parçalı ve ferahlatan dondurması Fruttare’nin yeni sezon reklam çekimlerinde Burcu Esmer-soy rol aldı. Fruttare’nin yeni yüzü Esmersoy, reklamda yeni çilekli Frut-tare lezzetini tadarken görülüyor. Gerçek meyve parçalarıyla yaratılan, meyvenin doğallığıyla tazelenmeyi ve canlanmayı vaat eden Fruttare’nin yeni rek-lamında güzel sunucu Burcu Esmersoy rol aldı. Esmersoy, reklam filminde Fruttare’nin ananaslı ve yeni çi-lekli ürününü yerken görülüyor. Güzel sunucu ayrıca Fruttare’nin dijital platformlar için hazır-lanan oyununda da başrolde yer alıyor. Esmersoy’u seçmelerinin en büyük nedeninin gerçek, doğal, formda görünümü olduğunu belirten Fruttare Marka Müdürü Göze İşcan “Burcu, her açıdan Fruttare’yi temsil edebilecek bir imaja sahip. Doğal görünümü, gerçekliği, güzelliği, formu ve zindeliği ile Fruttare’nin özellikleri ve marka mesajlarıyla uyuşuyor. Burcu’nun gerçekliği ve doğallığıyla markamızın doğallığına da büyük katkıda bulunacağına inanıyoruz” dedi.

Page 41: marketing europe & anatolia Sayı : 007

marketing europe & anatolia / 39

Kampanyalar

Herkes haz peşinde...

Magnum Infinity, yeni reklam filmiyle Magnum tutkunlarını ol-dukça şaşırtacak. Çekimleri dünyaca ünlü yönetmen Jonas Åkerlund tarafından Miami’de gerçekleştirildi. Reklam filminin ilk sahnesinde reklam filminin ana karakteri olan Magnum kızını, Magnum Infinity’nin uzun süren hazzı-

na ulaşmak için bir Magnum dükkânına koşarken görüyoruz. Dükkân kapalı olmasına rağmen karakterimiz, içeri girebil-meyi başarıyor ve Magnum Infinity’e ulaşıyor.Reklam Filmi KünyesiReklamın başlığı: EvergrowingReklamveren: UnileverReklamveren yetkilisi: Mick Van Ettinger, Sophie Galva-ni, Vanessa Caralps, Özgür Kölükfakı, Aslı Erdoğan, Didem MolayReklam ajansı: LOLA-Madrid (Adaptasyon: Lowe İstanbul)Yaratıcı Yönetmen: Pablo Monzon, Jorge Lopez, Paulo Areas, Francisco Cassis, Chacho pueblaYaratıcı grup: Matin Feijóo, Gustavo MarioniMüşteri ilişkileri grubu: Maria Lopez Chicheri, Gonzalo Oli-vera, Yann Baudoin, Anastasia SysoevaStratejik planlama: Erwin FloresAjans prodüktörü: Hector PalacioYapım şirketi: The SmileMedya ajansı: MindshareKullanılan mecralar: TV, Sinema, Radyo, Açıkhava, Inter-net

Yumuşak huylu ankastre fırın...Bosch Ev Aletleri’nin, SoftClose için hazırladığı yeni reklam filmi yayına girdi. “Sert itseniz bile yumuşak kapanır. Sesi, sedası çıkmaz” mesajını veren Bosch SoftClose ankastre fırın reklam filminde, biri Muhteşem Yüzyıl dizisinin Nigar Kalfası Filiz Ahmet, diğeri Sakarya Fırat dizisinin ünlü Komu-tanıTayanç Ayaydın olmak üzere iki ünlü oyuncu, başrolleri paylaşıyor. Yeni reklam filmi ile ilgili Bosch Ev Aletleri Pazarlama Müdü-rü Neylan Süer, “Eliniz kolunuz doluyken, fırın kapağını bir dirsek dokunuşuyla ittiğinizde bile kolayca kapanarak, kolay kullanımın yanı sıra konforlu bir kullanım şekli de sunuyor. Reklam filmimizde de, değerli oyuncular Filiz Ahmet ve Ta-yanç Ayaydın çifti, fırınımızın ses getirecek sessizlik özelliği-ni en güzel şekilde aktarıyor” dedi. Reklam Filmi KünyesiReklam Ajansı: Altıncı Duyu Reklamveren: BoschÜrün: Bosch SoftClose Ankastre Fırın Yönetmen: Şener SonuşenYapım Şirketi: ShortcutMüzik: Temel Zümrüt

Page 42: marketing europe & anatolia Sayı : 007

Büyüleyici Königssee...Büyüleyici Königssee...

Page 43: marketing europe & anatolia Sayı : 007

marketing europe & anatolia / 41

Gezi

Bir tatil haftasını daha fırsat bilip çoklu rotalı bir tatil planı yaptık. Biz 3 arka-daş İsviçre Basel’ e uçakla gidip daha önceden Avis’ ten kiralamış olduğumuz aracı teslim alıp gezimize başladık. İlk durak İsviçre Basel havaalanı. Oradan kiralık arabamızı aldık ve sırasıyla İs-viçre, Fransa, Lihtenştayn, Avusturya ve Almanya’ yı gezdik. Sonra tekrar Basel’ den yuvamıza geri döndük. Ama ben şimdi sadece Almanya etabından bahsedeceğim. Almanya ülke olarak bizlerin çok yakın bildiği bir memleket. Bir çok vatandaşımız zamanında gitmiş yerleşmiş oralara. Hatta zamanla isim-leri Almancı olmuş. Gezimizin en keyifli yerlerinden bir ta-nesi Almanya. Almanya’ da ilk gittiğimiz yer ise Konigssee.Königssee, Avusturya ve Almanya sını-rındaki Bavyera Alman devletinde Berc-htesgadener Land ilçesinde bulunan bir göl. Almanya’ nın en derin 3. gölü olan Königssee, Berchtesgaden Alpleri ile Avusturya şehri olan Salzburg arasında yer alıyor.Oldukça büyüleyici olan bu bölge buzul çağı döneminde tamamen buzullardan oluşmuş.Watzmann’ ın da dahil olduğu yüksek kayalıklarla çevrili göl, Almanya’ nın en etkileyici manzarası bence. Doğduğum evin salonunun bir duvarı Königssee’ ye benzeyen bir yerin manzarasıyla

kaplıydı. Bu muhteşem manzara beni tekrar doğduğum eve götürdü. Dağın eteğinde yer alan bu göl, Ober-bayern bölgesinin irili ufaklı onlarca krater gölü arasında en güzeli. Sekiz kilometre uzunluğunda, en geniş yeri 1250 metre, en derin yeri 192 metre. Almanya’nın en yüksek çağlayanı, göle tam 400 metre yukarıdan dökülüyor. Göl en temiz suya sahip olmasıyla da meşhur. Gölün ve suyun kirlenmemesi için 1909’den bu yana sadece elektrikli teknelerle geziliyor. Kasımda güneş erken battığından bot turları çok erken sona eriyor. Biz hafta içi gittiğimizden etrafta kimsecikler yok-tu. Kimse olmayınca bot turu yapılmı-yor diye düşünerekten yürüyüş parku-rundan tırmandık. Sonra baktık ki gölde bir tekne ilerliyor. Ama tekrar aşağı inip tekneye binmeye üşendik. Onun yerine mis gibi ormanın içindeki küçücük şirin mi şirin bir kafeye oturup kahve içmeyi tercih ettik.Çevredeki en önemli yerleşimlerden birimi ise St. Bartholomä kilisesi de manzaramıza dahildi. Kilise Berchtes-gaden Prensi tarafından 1134 yılında yaptırılmış. Königssee’ nin en batısını-daki Hirschau peninsulasında bulunan Katolik kilise 16 yüzyılda Barok sitiline göre tekrar elden geçirilmiş. Kilisenin zemini ise Salzburg Katedrali örnek alı-narak yapılmış.

Büyüleyici Königssee...Büyüleyici Königssee... Almanya’ nın en derin 3. gölü olan Königssee, Berchtesgaden Alpleri ile Avusturya şehri olan

Salzburg arasında yer alıyor.Watzmann’ ın da dahil olduğu yüksek kayalıklarla

çevrili göl, Almanya’ nın en etkileyici manzarası bence.

Fotoğraflar ve yazı Seval Duban

Page 44: marketing europe & anatolia Sayı : 007

tan bu manzara beni büyüledi. İçimdeki su perisi çoşkuyla uyandı bu manzara karşısında. Benim de hayalimde böyle bir barınak ve atölye var.Bu muhteşem barınakların arkalarında da bir tane marangoz atölyesi var. Yeni tekne ve mobilya inşası için ayrıca da mevcut teknelerin tadilatı için kullanılan bu marangozların içine de kafayı uzatıp bakmadan duramadım tabii.

Watzmann dağı manzarasına hakim olan bu kilise bir çok ünlü ressama da esin kaynağı olmuş. Sanırım bizim evin duvarındaki o duvar kağıdı da onlardan bir tanesiydi.Hala aktif olan kilise Katoliklerin nikah törenleri için de kullanılıyor. Bence çok etkileyici olur böyle bir yerde evlen-mek. 18 elektrikli teknenin çalıştığı gölün kı-yısındaki en büyük yerleşim, gölün adı-nı taşıyan Königsee. Bu minik yerleşim-de turizm sezonunda yer bulmak adeta imkansız, neyse ki biz kışın gittik. Fakat oteller ve kasaba gerçekten muhteşem. Tası tarağı toplayıp buraya yerleşesi geliyor insanın. Burada hiç yaşlanmaz insan. Sonradan öğrendiğim buranın bir başka özelliği ise harika bir ekoya sahip olmasıymış. Eskiden botlarda müzik yaparlarmış. Enstrümanların sesi dağ-larda 7 kez yankılanarak geri gelirmiş. Düşünmesi bile güzel. Belki bir gün yine gidip bottan şarkı söylerim . Bu gölde beni en çok etkileyen ise teknelerin ba-rınakları oldu. Hepsi yan yana dizilmiş, aynı model. Deniz tutkunu biri olarak-

42 / marketing europe & anatolia

Gezi

Hala aktif olan kilise Katoliklerin

nikah törenleri için de kullanılıyor.

Bence çok etkileyici olur böyle bir yerde evlenmek.

Page 45: marketing europe & anatolia Sayı : 007

marketing europe & anatolia / 43

Königssee beni tamamıyla büyüledi ve buradan gitmeyi hiç istemedim.Kim istemez ki böyle bir yerde yaşama-yı….Diğer Avrupa ülkelerinde de çok sık görmüş olduğum küçük ibadet yerleri burada hakim. Königssee’ nin dik tır-manan dağlarının girişinde ibadet yerini görmek beni hiç şaşırtmadı.Rotamız gereği Salzburg, oradan Viya-na sonra da Münih vardı. Ben Avustur-ya kısmını pas geçip direk Münih’ ten devam ediyorum. Ama aklım Königs-see’ de.Fakat Avusturya’ da yol üzerindeki muhteşem şatoların heybetinden bah-sedip geçemeyeceğim. Şu filmlerde ör-düğümüz muhteşem şatolar yol boyun-ca ormanların içinde tüm ihtişamlarıyla insanların karşısına çıkıyor.Yine yol boyunca geçtiğimiz yerler bana Karadeniz’ in yörüklerini hatırlattı. Keşke buradaki modern çiftlikler ve in-sanların yaşam kalitesi arttıran teknoloji bizim ülkemizde de olsa.

Lafı fazla uzatmadan Münih kısmına gelelim.Münih, Berlin ve Hamburg’ dan sonra Almanya’ nın üçüncü büyük şehri ve Bavyera Eyaleti’ nin başkenti. Münih’ in kelime anlamı eski dilde “keşişlerin yeri” anlamına geldiği için şehrin armasında bir rahip resmi var.Tarihi kent, İsar Nehri’ nin yanına ku-rulmuş ve dört kapı ile dışarıya ulaşım sağlanmış. Ana kapı İsar Nehri’ ne açı-lan İsartor. Tarihi kentin kalbini oluştu-ran güzergah İsartor ve Karstor kapıları

arasında. Bu kapılar karşılıklı. Diğer kapılar ise Sendlinger Tor ve Feldhern-halle.Münih’ e geldiğimizde öğleden sonray-dı. Arabamızı Schwabing yakınlarına parkedip hemen gezinmeye başladık.Kentin en popüler mahallelerinden biri olan Schwabing, Odeonsplatz meyda-nının hemen kuzeyinde yer almakta-dır. Ludwig Maximilian Üniversitesi’nin bu bölgede oluşu sebebiyle, öğ-renci mahallesi görünümünde olan Schwabing’de; Adalbertstrasse, Schel-lingstrasse ve Turkenstrasse cadde-leri ve boyunca güzel kitapçılar, anti-ka dükkânları, popüler kafe ve publar mevcut.Eski Belediye Sarayı binasının yerine yapılan oyuncak müzesi, Avrupa ve ABD’den toplanmış antika oyuncaklar-dan oluşan çok etkileyici bir koleksiyo-na sahip. Yalnızca çocukların değil 200 yıllık oyuncaklarıyla yetişkinlerin de il-gisini çeken müzeyi görülmeye değer. Erenköy’ deki Sunay Akın Oyuncak Mü-

Gezi

Avusturya’ da yol üzerindeki muhteşem şatoların heybetinden

bahsedip geçemeyeceğim. Şu filmlerde gördüğümüz

muhteşem şatolar yol boyunca ormanların içinde

tüm ihtişamlarıyla insanların karşısına çıkıyor.

Page 46: marketing europe & anatolia Sayı : 007

44 / marketing europe & anatolia

Gezi

zesi de bunun biraz küçüğü gibi.Biz Noel arifesine yakın zamanda gitti-ğimiz için her yer panayır havasınday-dı. Sokaklarda müzikler çalıyor, dük-kanlardan mis gibi sıcak şarap kokuları yükseliyor. Yol üzerine konan büyük barbeküler üzerinden ise kızarmış so-sis kokuları hüküm sürüyordu sokak-larda. Mağazaların vitrinleri ise kırmızı renkli materyallerle bezenmiş. Şehrin merkezi olan Marienplatz, orta-çağda Münih’in tuz ve tahıl pazarı olan bir meydsan. St.Peter Kilisesi, Eski Belediye Sarayı ( Altes Rathaus ) ve görkemli yeni Belediye Sarayı ( Neu-es Rathaus ) binaları ile çevrili, bir ucu Kaufinger alışveriş caddesine açılan hareketli ve şirin bir yer. Bavyera Efsa-neleri ve tarihinden figürlerin cephesini süslediği Rathaus Binası’nın kulesin-deki saat 12.00’ yi vurunca saate yer-leştirilmiş Bavyeralı figürlerin dönerek kısa bir şov yapmaları meydanı daha da güzel kılıyor. Hareketli figürleri gö-rebilmek için bir çok kişi bekliyor saat 12’ ye yaklaşırken. Biz öğleden sonra gittiğimiz için bu görsel şöleni kaçırdık.Şık bir cadde olan ve pahalı markaların bir kısmının mağazalarının bulunduğu Teatiner Caddesi, Feldhernhalle‘ ye

çıkıyor. Eski gotik kent kapısı Swa-binger Tor’un yerine yapılan bu yapı, Bavyera’lı kahramanların anısını yaşa-tacak bir anıt olarak yapılmış. Hemen yanında, önceden Bavyera Krallarının oturduğu ‘’Rezidenz ‘’, bugün artık bir müze olarak hizmet veriyor .Rezidenze Museum’dan sonra, Rezi-denz Strasse’yi takip edince, Münih’in tarihi kalbinin , tarihi bira merkezine çı-kılıyor. Pfisterstrasse’ye açılan küçük meydan, çeşitli kafeleri ve birahaneleri barındırıyor. Bunlardan en ünlüsü ise Hofbrauhaus. 1589 Bavyera Dükü Wil-helm tarafından kurulmuş bir bira evi olan mekanda bugün 4500 kişi aynı anda bira içebiliyor. Mekan bira üretimi ile başlayıp bira evine dönüşmüş. Ken-di ismini taşıyan biraları, Almanya’nın en tanınmış biralarından biri.Münih’in en eski birahanelerinden olan Augistiner Am Platz adlı birahanenin pembe binasının yanındaki, Schuh-beck (Gewarne )adlı çikolatacı da insa-nın aklını başından almaya yetiyor. Bu Avrupalı’lar şu çikolata işini gerçekten iyi biliyor. Caddenin batısında kalan ve St.Peter Kilisesi’nin önünü kapsayan alan, Vik-tualienmarkt. Burası daha ziyade daimi halk pazarı niteliğinde, gündelik alış-verişe yönelik şarküteri, fırın, çiçekçi,

Bavyera Efsaneleri ve tarihinden figürlerin cephesini süslediği

Rathaus Binası’nın kulesindeki saat 12.00’ yi vurunca saate yerleştirilmiş Bavyeralı figürlerin dönerek

kısa bir şov yapmaları meydanı daha da güzel kılıyor.

Page 47: marketing europe & anatolia Sayı : 007

marketing europe & anatolia / 45

Gezi

hediyelik eşya ve tabii ki bira satan, küçük prefabrik mağazalardan oluşan şirin ve küçük bir meydan.Marienplatz’dan, Karlstor’a kadar uza-nan Kaufinger Caddesi, İsartor’u ana tren garı olan Hauptbahnhof’a bağlıyor. Her çeşit mağazanın yer aldığı bu cad-dede, aynı zamanda pek çok cafe ve restorana da rastlamak mümkün.Münih’te, her yıl, Eylül ayının son gün-leri ile Ekim ayının ilk günlerinde düzen-lenen, 2 haftalık Octoberfest (Ekim fes-tivali), ana tren garı Hauptbahnhof’un güneyinde yer alan, Theresienwiese (kısaca ‘’Wies’’) denilen bölgede yapılı-yor. Devasa çadırların kurulduğu, bira-nın ve eğlencenin sınırsızca yaşandığı bu alana, her yıl, neredeyse 6 milyon ziyaretçi sadece bira içmek ve eğlen-mek için geliyor. Dünyanın en tanınmış festivallerinden biri olan Octoberfest’in, Münih’te yapılıyor olması tesadüf değil.Münih turizminin büyük ağırlığını oluş-turan bira, Almanya’nın her bölgesinde kendine özgü bira yapma geleneğine sa-hip, ancak Bavyera en başta gelen bira üretim merkezi. Löwenbrau,Hofbrau

ve Paulaner tüm bira meraklılarınca bilinen bira markları. Pilsener (Pils) de-nilen bira tipi genel olarak Türkiye’de de üretilen tip. %4’ten daha fazla alkol içeren koyu renk biralar ise daha sert. Biranın yanında tuzlu yeme ihtiyacını Münihlilerde hissediyor olmalı ki, bira ile birlikte mutlaka ‘’bretzel ‘’denilen tuzlu çörekler yeniyor.Yemek ve bira satışı yapan yerler çe-şitli. Patates kızartması, sosis, domuz budu ve tütsülenmiş ringa balığı satan standlar var. Biralar da çeşitli boy bar-daklarda, sarı (pils), koyu sarı ( weise-buğday birası ) ve kahverengi ( daha sert ve daha alkollü olanlar) renklerde. Bardaklar depozitli, birayı bitirip bardağı geri götürünce, depozito iade ediliyor.Bu sakin ve neşeli ortamlardan anlaşı-lıyor ki, Almanya’da amaç alkol almak değil, alkolü uzun süreye yayarak, ha-yattan alınan keyfi uzatmak.Biz de yeterince gezip dolaştığımızı dü-şünürekten aç karnımızı doyurmak için yanaştık tezgaha ve nefis sosislerle ve birlarla yorgunluğumuzu attık. Çeşitli biraları deneyerek Almanya yolculuğu-muzu da bitirmiş olduk.

Almanya’da amaç alkol almak değil, alkolü

uzun süreye yayarak, hayattan alınan keyfi uzatmak.

Page 48: marketing europe & anatolia Sayı : 007

46 / marketing europe & anatolia

Sinema

Joss Whedon’ın yönettiği Marvel’ın The Avengers (Ye-nilmezler) filmi 4 Mayıs’ta Türkiye’de vizyona girecek. Ad-eta Marvel’ın yıldızlar takımı olan The Avengers ilk olarak 1963 yılında Stan Lee ve Jack Kirby tarafından bir çizgi ro-man serisi olarak yaratıldı. Serinin ilk kitabında yenilmezler Iron Man, Thor, Hulk, Ant Man ve Wasp’dan oluşuyordu.Dünya çapında Amerika, Rusya, Çin ve Japonya ha-ricindeki 39 ülkede sadece haftasonunda 178.4 milyon dolarlık rekor bir açılışla vizyona girdi. Gösterime girdiği tüm ülkelerde 1 numarada açılan film seyircilere müthiş bir görsel şölen sunmakla kalmıyor aynı zamanda arka plan hikâyeleri ve küçük detaylarla da seyirciyi etkiliyor. Filmde Thor’un kardeşi Loki (Tom Hiddlestone)’nin dünya’nın güvenliğini tehdit etmesi, Iron Man, Hulk vb. gibi başka Marvel filmlerinde de görebileceğimiz S.H.I.E.L.D teşkılatı başkanı Nick Fury (Samuel L. Jackson)’i alarma geçiriyor. Dünyanın dört bir yanından topladığı kahraman-larla elit bir takım oluşturuyor. Yenilmezler adı altında to-planan bu takım dünya’yı Loki’nin elinden kurtarmak için çabalıyor. Başarılı oyuncular karakterleri hakkında şunları söylüyor-lar,Robert Downey Jr. (Iron Man-Tony Stark):”Tony Stark tüm olasılıklara açık ve sıradışı olayları kabullenmek konusun-da bir sorunu yok. Yenilmezler ekibine katılmasının nedeni merak. Olan bitenlere yakından tanık olmak istiyor. Bir süre önce suyun ortasındaki bir ada olmadığının farkına vardı ve bu defa bunun bir grup işi olduğunu ve ‘Biz, ben-den iyidir’ düşüncesini anlamaya başlıyor”. Chris Evans (Steve Rogers-Captain America): ”Steve Rogers’ın en önemli özellikleri, iyi mizacı, yüksek bir ahlaki anlayışa ve güçlü değerlere sahip olması. Bu ahlaki anlayış

Ali Erdem Ekşioğlu

ve değerler, insanların birbirlerini farklı biçimde tehdit ettiği bir dönemde oluştu. Etkileşim seviyesi biraz daha derindi. Şu anda sahip olduğumuz teknolojiyle sanki her şey bir adım uzaklaşıyor gibi. İnandığı, desteklediği ve sevdiği bir sürü şey değişti. Onlar kaybolmadı, sadece artık farklılar. O, modern bir dünyada ayağını basacağı sağlam bir yer bulmaya çalışıyor”.Mark Rufallo (Bruce Banner-Hulk): “Bu Hulk çok değişken. Ne yapacağı önceden kestirilemiyor; ayrım noktaları olan biri. Bir espri anlayışı var, bir iletişim kurma yeteneği var. Ama o sinirli biri ve tıpkı vahşi bir hayvan gibi son derece tehlikeli. Onun öfkesi sanki gerçek gibi, olaylara gösterdiği tepkiler çok insani görünüyor”.Chris Hemsworth (Thor): “Yaşanan olayların içinde diğer süper kahramanlara oranla Thor’un daha fazla kişisel hesabı var çünkü Loki onun kardeşi. O, birçok insanın iyiliği için uğraşıyor ama kardeşine neler olduğuyla ilgili bazı de-rin soruları var. En büyük çelişkiyi de burada yaşıyor”.Scarlet Johhanson (Natasha Romanoff-Black Widow): “Black Widow sadece işini düşünüyor. Bir tür belirsiz al-anda bulunuyor. Bir anlamda karanlık denilebilecek geçmişine rağmen iyi bir amaç uğruna savaşıyor. Kendini görevine adamış biri çünkü öyle olmak zorunda ve ahlaki yapısı gereği sorumluluk sahibi. O militarist biri, bu şekilde doğruyla yanlışı ayırt edebiliyor.”Jeremy Renner (Clint Barton-Hawkeye): “Hawkeye oyun-da tek başına, kimsesiz ve yalnız. Bir anlamda yalnızlığı seven bir karakter, bu açıdan bakıldığında o bir takım oyuncusu değil ama kendisine ihtiyaç duyulursa orada olacaktır”. Ben de adrenalin seviyesi yüksek bir görsel şölen izlemek isteyenlere bu filmi tavsiye ediyorum.

reklamarasısinema)

(The Avengers (Yenilmezler)...

Page 49: marketing europe & anatolia Sayı : 007
Page 50: marketing europe & anatolia Sayı : 007

Kültür - Sanat

Yaşar Eğitim ve Kültür Vakfı tarafından gerçekleştirilen DYO Resim Yarışması’nın 35’ncisi başlıyor. Son başvuru tarihi 10 Ağustos 2012 olan yarışmanın Seçici Kurulu’nda Prof. Atilla Atar, Burhan Doğançay, Yalçın Gökçebağ, Ab-dülkadir Günyaz, Prof. Ergin İnan, Prof. Dr. Bedri Kara-yağmurlar ve Prof. Dr. Mustafa Pilevneli gibi çok değerli sanatçıların görev aldığı DYO Resim Yarışması, Türk özel sektörünün sanata destek verdiği örnek projelerden biri olma özelliğini de taşıyor. Seçici Kurulu’nda görev alanların ve birinci derece yakın-larının dışında tüm sanatçıların katılımına açık olan 35. Dyo Resim Yarışması’na, yağlıboya, akrilik veya özgün baskıresim tekniğinde eserler kabul ediliyor ve yarışma-ya her sanatçı en fazla üç eseriyle katılabiliyor. Konunun serbest olduğu DYO Resim Yarışması’nda; katılan eserin daha önce başka bir yarışmaya katılmamış, ödül almamış veya herhangi bir yerde yayımlanmamış olması gerekiyor. Yarışmayla ilgili detaylı bilgilere Yaşar Eğitim ve Kültür Vakfı’ndan www.yasar.com.tr/vakif , [email protected] , 232 / 4822200 ulaşmak mümkün.

35. dyo resim yarışması...

Yakala & Çek... 18.Tiyatro Festivali...Boyner Mağazaları’nın res-mi Facebook sayfası Boyner Online, yepyeni bir uygulama ile takipçilerine yarışma heye-canını sunuyor. Boyner Onli-ne Facebook Sayfasında 20 Mayıs tarihine kadar Yakala & Çek isimli yarışmada Boyner

Online takipçileri, Boyner logosunu en yaratıcı şekilde fotoğraflayarak birbirleriyle yarışacak. Yarışmaya katılan fotoğraflar, Boyner Online Facebo-ok Sayfası’ndaki uygulamada aldıkları beğeni sayısına göre değerlendirilecek. Yarışmanın sonunda en fazla beğeni alan fotoğrafın sahibi 1000 TL değerinde Boyner Hediye Çeki, ikinci fotoğrafın sahibi 600 TL değerinde Boyner Hediye Çeki, üçüncü fotoğrafın sahibi ise 300 TL değerinde Boyner Hediye Çeki ile ödüllendirilecek.20 Mayıs 2012 tarihine kadar sürecek Yakala & Çek yarış-masına katılarak büyük ödüllere talip olmak isteyenler için ayrıntılar Boyner Online Facebook Sayfası’nda.

İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından Koç Holding Enerji Grubu Şirketleri Aygaz, Opet ve Tüpraş’ın sponsorluğun-da düzenlenen 18. İstanbul Tiyatro Festivali, 10 Mayıs–5 Haziran tarihleri arasında izle-yicilerine zengin bir program sunuyor. 18. İstanbul Tiyatro Festivali “Özgürlükler–Sorgulamalar” teması altında, insan haklarından göçe, savaştan şidde-te insan yaşamını sarmalayan durumlar, konular ve ger-çekleri irdeleyecek. Festival kapsamında yurt dışından 5, Türkiye’den 40’a yakın tiyatro ve dans topluluğunun 100’ü aşkın gösterisi İstanbullu seyircilerle buluşacak. İstanbul Tiyatro Festivali bu yıl bir ilke imza atarak dört yerli projeye ortak yapımcı olarak destek veriyor. Festi-valde ayrıca, “Yeni Dalga” başlığı altında 9 genç tiyatro ve dans grubunun gösterileri kendi mekânlarının yanı sıra Salon ve Sahne Beşiktaş’ta seyircilerle buluşacak.

48 / marketing europe & anatolia

Page 51: marketing europe & anatolia Sayı : 007

marketing europe & anatolia / 49

Kültür - Sanat

“Reklamlarda İstanbul”, İstan-bul Üniversitesi’nin İstanbul, 2010 Avrupa Kültür Başkenti projelerine katkı sağladığı 32 projeden biri. Reklamlarda İstanbul Proje-si kapsamında, İstanbul’un, İstanbul’u anlatan görsel sim-gelerin, basılı reklamlardaki kullanımı incelenmiş, basılı reklamlarda İstanbul’un ne şekilde ve nasıl kullanıldığı

sorusuna yanıt aranmış.İÜ Rektör Danışmanı ve İÜ Basın ve Halkla İlişkiler Müdü-rü Doç. Dr. Ergün Yolcu’nun proje başkanlığının yürüttüğü projenin yardımcılığını Araş. Gör. Mesut Aytekin ve Ayşe Burhan Aytekin yaptı. İstanbul Üniversitesi’nin farklı fakültelerinden 10 öğrenci-nin araştırma ekibinde yer aldığı çalışmada, 1923-2009 yılları arasında yazılı basındaki İstanbul reklamları taran-

Reklamlarda İstanbul...dı. Bulunan reklamlar içerik, boyut, renk, tür olarak ince-lendi ve göstergebilimsel olarak çözümlendi. 118 reklam içinde en çok kullanılan mekân Kız Kulesi. En çok İstanbul öğesi kullanan sektör banka/finans sektörü. Sektör tem-silcileri ve köşe yazarları ile yapılan röportajların da yer aldığı kitabın son bölümünde bulunan reklamlar tarih sı-rası ile yer alıyor. İstanbul’un reklamlar üzerinden tarihsel sürecine tanıklık eden 1,5 yıllık çalışma, İstanbul üzerine bu tür yapılmış ilk çalışma.

Hayata dair... Sınırlar Yörüngeler...Anadolu Hayat Emeklilik tara-fından bu yıl altıncısı düzenle-nen, ve “Hayata Dair” teması ile gerçekleştirilen Kadın Gö-züyle Hayattan Kareler Fotoğ-raf Yarışmasında dereceye giren eserlerle birlikte toplam 44 fotoğraf 10 Mayıs – 3 Ha-ziran 2012 tarihleri arasında

Tepe Nautilus Alışveriş Merkezi’nde yer alacak sergide sanat severler ile buluşacak. Türk kadınının sosyal, kültürel ve toplumsal gelişimine katkıda bulunmayı hedefleyen ve kadınlara kendilerini ve hayata bakışlarını özgürce ifade edebilecekleri bir platform sunan Kadın Gözüyle Hayattan Kareler’12’ye 1.207 yarışmacı 5 bin 527 fotoğrafla katıldı. Yarışmada Emel Taranoğlu ‘Bakış’ adlı fotoğrafıyla birinciliğe layık görülürken, Hülya Kurt ‘Sıcak Simit’ adlı fotoğrafıyla ikin-ci, Eda Kum ise ‘Bekleyiş’ adlı fotoğrafıyla üçüncü oldu. Dereceye giren fotoğraflarla birlikte, yarışmaya katılan 41 eser de sergilenmeye değer bulundu.

Siemens Sanat’ın genç sanatçı-ları desteklemek ve güncel sa-nat için bir platform oluşturmak amacıyla düzenlediği ‘Sınırlar Yörüngeler’ yarışması bu yıl al-tıncı kez gerçekleştirildi. Bu yılki ‘Sınırlar Yörüngeler 11-12’ yarış-masında başarılı bulunan yapıtların ilk bölümünün ser-gilendiği ‘Sınırlar Yörüngeler 11’ sergisi 16 Mayıs – 14 Haziran 2012 tarihleri arasında Siemens Sanat’ta sanat-severlerle buluşuyor. ‘Sınırlar Yörüngeler 11’ sergisinde, sekiz genç sanatçı-nın yapıtları yer alıyorTuran Aksoy, Canan Beykal, Mürteza Fidan, T. Melih Görgün ve Dilek Winchester’ın yer aldığı ‘Sergi Değer-lendirme Kurulu’ tarafından titizlikle yapılan değerlendir-me sonucunda, “Sınırlar Yörüngeler 11” sergisinde ça-lışmalarına yer verilen genç yetenekler arasında Neda İsmail Atar, Merve Denizci, Ahmet Duru, Görkem Ergün, Güneş Güven, H. Çağlar Kırtı, Candan Öztürk, M. Ke-mal Yurttaş bulunuyor.

Page 52: marketing europe & anatolia Sayı : 007

50 / marketing europe & anatolia

Nostalji

Page 53: marketing europe & anatolia Sayı : 007