mavi vatan tatbikatina mİllİ projeler damga vurdu...yabancı katılımcı firmalar ve heyet...

81
Sayı 02 - Nisan 2019 TEKNOPARK İSTANBUL İHRACAT İLE ÖNE ÇIKACAK MILLI SAVUNMA BAKANLIĞI BAKAN YARDIMCISI MUHSİN DERE MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU IDEF’19’DA MİLLİ SAVUNMA PROJELERİ DÜNYAYA AÇILACAK TÜRKİYE’NİN İLK SİBER GÜVENLİK FİKİR YARIŞMASI YAPILDI

Upload: others

Post on 21-Aug-2021

6 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

Sayı 02 - Nisan 2019

TEKNOPARK İSTANBUL İHRACAT İLE ÖNE ÇIKACAK

MILLI SAVUNMA BAKANLIĞI BAKAN YARDIMCISI MUHSİN DERE

MAVI VATAN TATBIKATINAMİLLİ PROJELER DAMGA VURDU

IDEF’19’DA MİLLİ SAVUNMA PROJELERİ

DÜNYAYA AÇILACAK

TÜRKİYE’NİN İLK SİBER GÜVENLİK FİKİR

YARIŞMASI YAPILDI

Page 2: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz
Page 3: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

BAŞYAZI

DEĞERLI TARGET OKUYUCULARI,yıl önce bugünkü vizyonu ortaya konulmuş ve tasarlanmış olan Teknopark İstanbul, artık hem Türkiye’de hem de dünyada örnek gösterilen bir proje olarak hızla gelişimine devam ediyor.

Bu yılın ilk çeyreğinde, birçok önemli çalışmaya imza attık. Yol haritamızı güncellemek ve eylem planımızı sağlamlaştırmak adına değerli yönetim kurulu üyelerimiz, kıymetli akademisyenlerimiz ve teknopark firmalarımızla

strateji çalıştayımızı 100 katılımcı ile gerçekleştirdik. Savunma ve havacılık başta olmak üzere odağımızdaki beş sektörün öncü kuruluş temsilcilerinin katılımıyla gerçekleşen çalıştayda, Teknopark İstanbul kadar ekosistemimizin de geleceğine ışık tutacak bir çalışmaya imza attık. Mevcut eylem stratejimizi daha da sağlamlaştırarak, Türkiye’nin teknolojideki gelişmelerine katma değer sağlayacak, ulusal ve uluslararası arenada rekabet gücü yüksek, üniversite-sanayii iş birliğine odaklı, teknoloji transferi üzerine çalışmalar yürütmeye devam edeceğiz. Girişimcilik merkezini geniş bir çerçevede ele alırken, çevreye duyarlı yapılarımız, tüm imkan ve gücümüz ile çalışmaya devam edeceğiz.

Eylem planımızın üniversite-sanayii iş birliği alanını güçlendirecek bir anlaşmaya daha imza attık. Maltepe Üniversitesi’nin bilgi birikim ve araştırma gücüyle yerleşkemizde yapacağı binasında enerji, çevre, yapay zeka, havacılık ve kanser araştırmalarında atacağı adımlarda artık berber hareket edeceğiz.

İstanbul Kalkınma Ajansı ve Marmara Üniversitesi ile ürün geliştirme farkındalığının yaygınlaştırılması, üniversite-sanayii iş birliklerinin arttırılması, yüksek katma değerli ürünler geliştirilmesi amacıyla çalışmalara hayat verecek olan MÜRGEMER’in (Marmara Üniversitesi Ürün Geliştirme Merkezi) açılışını yaptık. İlk olarak da çene ameliyatı olacak bir hasta için hasarlı çene modeli 3D olarak tasarlandı.

Yine bu çeyrekte gerçekleştirdiğimiz, SSB Türkiye Siber Güvenlik Kümelenmesi iş birliği ile “Siber Güvenlik Fikir Yarışması” öğrenci ve girişimcilerin katılımıyla gerçekleşti. 16 proje ekibinin katılımıyla 36 saat boyunca kampüsümüzde yaşayan bir yarışmayı yürütmek bizler için de oldukça heyecan vericiydi. Toplamda dereceye giren finalistlere 60 bin TL para ödülü ve kuluçka merkezimizin imkanlarından 18 ay boyunca bedelsiz faydalanma imkanı sunduk.

Birbirinden değerli tüm yarışmacılarımızın ticarileşme yolunda destekçisi olacağız. Bu yıl bizim için bir diğer önemli olay Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme

Vakfı’nın 1993 yılından beri iki senede bir gerçekleştirdiği IDEF’19 Fuarı. Dünyadaki ileri teknoloji ürünlerinin sergilenmesi, yerli ve yabancı katılımcılar arasında iş birliği imkânlarının geliştirilmesi açısından önemli bir fırsat olan organizasyona, 50 ülkeden yaklaşık 500 yabancı, 400 yerli olmak üzere toplam 900 firma ve temsilcileri katılım sağlayacaktır. Bu ölçekte gerçekleşecek olan fuara firmalarımız ve Fikir Küpü Kuluçka Merkezi’ndeki girişimcilerimiz ile tek bir pavilyonda katılım sağlayacağız. Yerli ve yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz ve Teknopark İstanbul’u bu büyüklükte bir arenada firmalarımız ile temsil etme gururunu yaşayacağız.

Bu sayımızda, savunma sanayiinin dikkatinin üzerinde olduğu IDEF’e özel bir sayı hazırladık ve siz değerli okuyucularımız ile paylaşmak istedik.

Saygılarımızla…

30

Savunma ve havacılık başta olmak üzere odağımızdaki beş sektörün öncü kuruluş temsilcilerinin katılımıyla gerçekleşen çalıştayda, Teknopark İstanbul kadar ekosistemimizin de geleceğine ışık tutacak bir çalışmaya imza attık.

TEKNOPARK İSTANBUL GENEL MÜDÜRÜBILAL TOPÇU

Page 4: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

06

2224252628

36

18TEKNOPARK'TAN HABERLER

KAPTAN KÖŞKÜMILLI SAVUNMA BAKANLIĞI BAKAN YARDIMCISI MUHSIN DERE

MERCEKMAVI VATAN TATBIKATI 2019

SSB HABERLERDIMDEG IÇIN MILLI BIRLIK

KEMENT PROJESI’NDE YER TESTLERINDE HEDEFE ULAŞILDI

HAVELSAN IZMIR’DE TEDARIKÇI IŞ BIRLIĞI GELIŞTIRME ZIRVESI DÜZENLEDI

IDEF ÖZELIDEF 2019’DA MILLI TEKNOLOJILER ÖNE ÇIKACAK

BTM-İTO HABERLERGELECEĞI YAZAN KADINLAR PROJESI’NE BIRINCILIK ÖDÜLÜ

40

52

567074

46

ÇEVRECİ TEKNOLOJİLER KOMPOZIT TEKNOLOJISI SÜRDÜRÜLEBILIR KALKINMAYA IVME KATIYOR

MİLLİ TEKNOLOJİLERSTRATEJIK KARARIMIZ DÜNYAYA MILLI MARKAMIZLA SATIŞ YAPMAK

İYİ FİKİRORTOPEDI VE TRAVMATOLOJI UZMANI PROF. DR. MAHIR MAHIROĞULLARI

MERCEKSAVUNMA SANAYII IHRACATININ HEDEFI, BIR ÜST LIGE ÇIKMAK

GÜNDEMSIBER GÜVENLIK PAZARI

TEŞVİK2019, ISTIHDAM YILI OLACAK

Page 5: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

GENEL YAYIN YÖNETMENI

ILETIŞIM

SORUMLU YAZI IŞLERI MÜDÜRÜ

GÖRSEL YÖNETMENLER

EDITÖRLER

FOTOĞRAF EDITÖRÜ

REKLAM VE KURUMSAL SATIŞ

Selda YEŞİLTAŞ

RUMELİ CADDESİ RUMELİ PASAJI YUNUS APT. NO: 45 KAT: 3 NİŞANTAŞI - ŞİŞLİ / İSTANBUL

+90 212 236 00 50 www.viyamedya.com, [email protected]

BASKI ŞAN OFSET

www.sanofset.comHamidiye Mah. Anadolu Cad.

No:50 Kağıthane/İstanbulTel: 0212 289 24 24, [email protected]

Murat ERDOĞAN

Ercan YAVUZFatih HANÇER

Peri ERBULPelin DEMİREL

NamIk MALÇUK

Suat YEŞİLTAŞ

YAYINA HAZIRLIK

YAYIN KURULUCem DURAN,

Gülşah TOPÇUER NALÇACI, Serra ISSIZ

TEKNOPARK ISTANBUL A.Ş. ADINA IMTIYAZ SAHIBI

Bilal TOPÇU

ILETIŞIMSANAYİ MAH. TEKNOPARK BULVARI NO:1/9A

34906 PENDİK/İSTANBUL, TÜRKİYE+90 216 999 70 00

[email protected]

TURKCELL DERGILIKTE'yiz

Page 6: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

T E K N O P A R K ' T A N

avunma Sanayii Başkanlığı tarafından, savunma ve uzay sanayii teknolojilerinin Ar-Ge merkezi olarak

gösterilen Teknopark İstanbul, gelecek dönemdeki yol haritasını çıkarmak için bir çalıştay düzenledi. 26 Ocak 2019 tarihinde İstanbul Ticaret Odası Eğitim ve Sosyal Hizmetler Vakfı Cemile Sultan Korusu’nda gerçekleştirilen Teknopark İstanbul Strateji Çalıştayı’na, Savunma Sanayi Başkanlığı daire başkanları, Teknopark Yönetimi, akademisyenler ve teknopark firma kurucularından oluşan 100’ün

TEKNOPARK ISTANBUL STRATEJI ÇALIŞTAYI ILE YENI ROTA ÇIZILDI

Sektöründe öncü firmaların ekosisteme katılması ve yeni yatırımlarla büyümesini sürdüren Teknopark İstanbul Yönetimi, yol haritasını belirlemek için paydaşlarının katılımıyla bir çalıştay düzenledi. Yeni yol haritasında, daha çok girişimciyi desteklemek, projelerin ticarileşmesine daha çok destek olmak ve teknoparkı dünyada daha çok tanıtmak var.

Süzerinde kişi katıldı.

280 firma, 4 bin 500 Ar-Ge personeli ve bin 250 milli projeye ev sahipliği yapan Teknopark İstanbul için yeni bir yol haritasının çizildiği çalıştaya, Savunma Sanayi Başkan Yardımcısı Serdar Demirel de katılım sağlarken, çalıştayın ev sahipleri İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç ve Teknopark İstanbul Genel Müdürü Bilal Topçu birer konuşma yaptı.

İTO Başkanı Şekib Avdagiç, “Gelecek dönemde daha çok girişimciye destek vererek, mevcut kuluçka firma sayımızı 80’den 300’e çıkarmayı planlıyoruz” dedi. İstiklal için yerli ve milli teknolojinin şart olduğunu vurgulayan Başkan Avdagiç, “Hedefimiz, gelişmiş ülkeler liginde öne

300HEDEFLENEN KULUÇKA

FIRMA SAYISI

TEKNOPARK ISTANBUL, ORGANIK VE INORGANIK

BÜYÜMESINI SÜRDÜRÜYOR.

6

Page 7: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

taşıyacak olan teknolojiyi üreten bir ülke haline gelmemizdir” dedi.

Teknopark İstanbul’un, Türkiye’nin en büyüğü olmasının yanı sıra öncü ve rol model bir teknopark olduğunun altını çizen Avdagiç, şunları söyledi: “Teknopark İstanbul’un büyümesi hız kesmeden devam ediyor. Bu yıl 3. etap binaların inşaatı başlıyor. Yaklaşık 30 bin metrekare inşaatı kendi imkanlarımızla yapıyoruz. 3. etap yapılarda dört katlı bir binayı yenilikçi ve teknoloji tabanlı iş fikirlerine sahip girişimcilerin benzer hedeflerde buluştuğu bir ekosisteme dönüştürmek istiyoruz. Yeni binamız, Türkiye’nin en büyük kuluçka merkezi olması yanında müstakil bir binadaki ilk kuluçka merkezi olacak. Böylece daha çok girişimciye destek vererek, mevcut kuluçka firma sayımızı 80’den 300’e çıkarmayı planlıyoruz.”

Teknopark İstanbul Genel Müdürü Bilal Topçu konuşmasında, teknopark yönetim kurulu üyeleri, akademisyenleri, iş adamları ve teknopark firmalarının katkısı ile hazırlanacak eylem planının sadece Teknopark İstanbul’un stratejisinin belirlenmesinde değil, diğer tüm teknoparkların da strateji planlamasında yol göstereceği ve ışık tutacağına vurgu yaptı.

TEKNOPARK DEVLERLE BÜYÜYORTeknopark İstanbul, bir yandan yatırımlarını sürdürürken diğer yandan kampüse yeni katılan firmalar ile büyümesine hız kesmeden devam ettiriyor. Boeing Türkiye, FEV gibi global ölçekte firmalara ev sahipliği yapan ve bünyesinde uzun süredir faaliyet gösteren KordSA Global ve Intertech gibi şirketlere yenileri eklenecek ve 2019 yılı içerisinde 30 bin metrekare ile Yeditepe Üniversitesi de faaliyete geçecektir. Yine bu yıl içerisinde ASELSAN, BASF, Maltepe Üniversitesi, Altınay, Samsun Yurt Savunma ve Armelsan gibi kurumlar da kendi bina yapımlarına başlayacaklardır.

7

Page 8: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

8

T E K N O P A R K ' T A N

PROMANAGE’YE EN IYI INOVASYON ÖDÜLÜWIN EURASIA 2019 fuarında bu yıl ilk kez düzenlenen WINAVATION yarışmasında Doruk Otomasyon “Yapay Zeka ile Kestirimci Yönetim” projesiyle birincilik ödülünün sahibi oldu. 20 ülkeden bin 400’e yakın katılımcıyı 122 ülkeden 77 binin üstünde ziyaretçiyle buluşturan WIN EURASIA 2019, imalat sanayiinin önde gelen firmalarını, 14-17 Mart tarihlerinde İstanbul TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde Sanayide Dijital Dönüşüm teması altında bir araya getirdi. Teknopark İstanbul firmalarından Doruk Otomasyon da , 2017 yılında ABD’de kurduğu ProManage markası ile fuarda yer aldı.

Fuar kapsamında düzenlenen WINovation yenilikçi, teknik inovasyon ağırlıklı, özgün tasarımlı projeleri yarışmasında, ProManage, 'Dijital Üretim Yönetim Sistemlerinde Yapay Zeka:

Kestirimci Karar Verme' projesi ile birinci oldu. Fuara katılan T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcıları Mehmet Fatih Kacır ile Hasan Büyükdede, ProManage standını ziyaret ederek hem Türkiye'nin öncü sanayi kuruluşlarının kullandığı yapay zeka ve AR uygulamalarıyla ilgili bilgi aldı hem de WINovation yarışma birinciliği için ProManage yöneticilerini ve ekibini tebrik etti.

ProManage ekibinin uzun yıllardır üzerinde çalıştığı ve Ar-Ge Direktörü Mustafa Can Öztürk önderliğinde tamamlanan yapay zeka ürünü sayesinde, üretim yönetim sistemlerinin anlık ve geçmiş verilere ilave olarak yapay zeka ve makine öğrenmesi yöntemleri ile geleceği öngörür (Predictive) hale gelmesi sağlanıyor.

TEKNOLOJIYE YÖN VEREN KADINLAR, TEKNOPARK ISTANBUL’DA KONUŞTU

yeni nesil nano kanser endiksiyonu ilacı geliştiren RS Research şirketinin kurucusu Prof. Dr. Rana Sanyal yaptı. Prof. Sanyal, 2018 Yılı “Türkiye’nin Gelecek Vaat Eden Kadın Girişimcisi” seçilerek adından söz ettirmişti.

Livewell Genel Müdür Yardımcısı Burçak Aksöz, İLKO İlaç Laboratuvar

Panelin açılış konuşmasını yapan Teknopark İstanbul Mali ve İdari İşler Direktörü Elvan Turagay, kadının toplumsal hayattaki önemine değinerek, iş dünyasında daha fazla yer almaları gerektiğini ifade etti. Eğitim seviyesine bağlı olarak kadın istihdamının arttığını söyleyen Turagay, “Türkiye’de kadın istihdamı ortalaması yüzde 30 seviyesinde olmasına karşın, lisans mezunu kadın istihdamı çok daha fazla. Kadın istihdamının en yüksek olduğu sektörlerin başında ise sağlık geliyor. Son yıllarda kadınların teknolojiye ilgisi de umut verici. Bu panelde her iki sektörde de başarılı işlere imza atmış kadın yöneticilerimizi dinleme imkanımız olacak. Bu vesileyle bir kez daha tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutlarım” diye konuştu. Ardından düzenlenen panelin moderatörlüğünü,

Yöneticisi Dr. Duygu Dağlıkoca ve Accenture Genel Müdür Yardımcısı Nesrin Keçik de panelde konuşmacı olarak yer alan isimler oldu. Kendi kariyerlerinden örnekler veren konuşmacılar, kadının karakteristik özelliklerinden dolayı teknolojiye önemli katkılar yapabileceğinin altını çizdi.

Teknopark İstanbul’da 8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle Teknolojiye Yön Veren Kadınlar paneli düzenlendi. Teknopark İstanbul’da faaliyet gösteren teknoloji şirketlerinin kadın yöneticileri panelde konuşmacı olarak yer aldı.

Page 9: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

Teknopark İstanbul firmalarından Seft Ship Design tarafından tasarlanan ve İÇDAŞ Tersanesi tarafından inşa edilen Çok Maksatlı Genel Kargo Gemisi, M/V İÇDAŞ 5, düzenlenen törenle denize indirildi.

Yaklaşık 10 yıl önce kurulan Usishi Bilişim Teknolojileri’nin kısa sürede elde ettiği başarılar taçlandırılıyor. Deloitte Fast 50 etkinliğinde Türkiye’nin en hızlı büyüyen beşinci bilişim firması olmayı başaran Usishi, Türkiye Siber Güvenlik Kümelenmesi Sektör Zirvesi’nde de Yılın Parlayan Yıldız Firması ödülünü aldı.

9

SEFT SHIP DESIGN’IN TASARLADIĞI IÇDAŞ 5 DENIZE INDI

İÇDAŞ Tersanesi, tasarımı mühendisliğini Seft Ship Design’ın yaptığı çok maksatlı genel kargo gemisini denize indirdi. İnşaatı 15 ayda tamamlanan geminin deniz üstündeki donanımı devam edecek. 150 metre boyundaki İÇDAŞ-5'in 15 bin DWT yük taşıma kapasitesi bulunuyor. Geliştirilen teknolojiyle

daha uzun seyir mesafesine gidip daha az yakıt sarfiyatı yapabilen gemi, Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) gereklilikleri doğrultusunda "TIER III" standartlarında nitrojen oksit salınımı, Balast Suyu Arıtma Sistemi bakımından uluslararası kurallara uygun ekipmanlarla donatıldı.

Dünyanın en büyük üçüncü eğitim zirvesi olma özelliğine sahip olan Avrasya Yükseköğretim Zirvesi (Eurasia Higher Education Summit-EURIE) 27 Şubat-1 Mart tarihleri arasında Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda gerçekleştirildi. Bu yıl dördüncüsü düzenlenen Avrasya Yükseköğretim Zirvesi (EURIE) tarafından gerçekleştirilen 'Imagine Tomorrow' kapsamında inovatif girişim projeleri yarıştı. Teknopark İstanbul firmalarından ELAA Teknoloji, projeleri ile üçüncülük ödülünü kazandı.

IMAGINE TOMORROW’DAN ELAA’YA ÜÇÜNCÜLÜK ÖDÜLÜ

2012’de Buluthan Ürün Ailesi’ni inşa eden Usishi, ilk yerli prompter cihazı, metro yol kara kutusu, dijital reklam sistemi gibi pek çok projenin geliştirilmesi ve üretilmesinde rol aldı.

Usishi’nin bu çalışmaları, Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından Şubat ayında Bolu’da düzenlediği "Türkiye Siber Güvenlik Kümelenmesi Sektör

Zirvesi"nde düzenlenen ödül töreninde “Yılın Parlayan Yıldızları Ödülü”ne layık görüldü. Şirketin kurulduğu günden bugüne yakaladığı büyüme de dikkat çekti. Teknopark İstanbul firması olan Usushi, Deloitte Teknoloji Fast 50 Türkiye 2018 Programı’nda da yüzde 1956 büyümesiyle en hızlı büyüyen ilk beş firmadan biri oldu.

USISHI, EN HIZLI BÜYÜYEN 5. BILIŞIMCI OLDU

Page 10: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

10

T E K N O P A R K ' T A N

HEAŞ ZIYARETINDE TEKNOPARK’TAKI GELIŞMELER DEĞERLENDIRILDI

HEAŞ Genel Müdürü Hasan Naiboğlu ile bir görüşme gerçekleştirdi. Genel Müdür Topçu, Teknopark İstanbul’da devam eden çalışmalar ve kurumun gelecek dönemde izleyeceği yol haritası ile ilgili Hasan Naiboğlu’nu bilgilendirdi.

Teknopark İstanbul’un kurucu kuruluşları arasında yer alan Havaalanı İşletme ve Havacılık Endüstrileri AŞ (HEAŞ)’ye 28 Şubat 2019 tarihinde bir ziyaret gerçekleştiren Teknopark İstanbul Genel Müdürü Bilal Topçu,

BILAL TOPÇU’DAN SAKARYA ÜNIVERSITESI’NE ZIYARET

İnşa ettiği özel gemiler ile öne çıkan Sedef Tersanesi, Askeri proje yapabilirlik için gerekli belgelere sahip olan Sedef Tersanesi, 2013 yılında kazandığı Havuzlu Çıkarma Gemisi (LPD) ihalesiyle dikkatleri üzerine çekmişti. Türk Donanması için, araç ve personel taşıma kapasitesi, komuta kontrol kabiliyetleri, gündüz ve gece helikopter harekâtı yapma kabiliyeti ve kapsamlı sağlık hizmetleri imkânı ile Türkiye'nin deniz gücünün dünya denizlerinde temsiline katkı sağlayacak olan Havuzlu Çıkarma Gemisi, gerektiğinde bünyesinde yer alan tam teşekküllü hastane ve ameliyathane imkânı sayesinde doğal afet yardımı, insani yardım ve mülteci tahliye harekâtları kapsamında tıbbi destek için kullanılabilecek yeterliliğe sahip olacak. 2021’de Deniz Kuvvetleri’ne teslim edilmesi planlanan geminin inşa süresi devam ederken, geminin donanımında yerli şirketler tarafından üretilen milli teknolojiler kullanılacak. TCG Anadolu’nun inşa süreci hakkında bilgi almak için Sedef Tersanesi’ne bir ziyaret

gerçekleştiren Teknopark İstanbul heyeti, gemiyi

inceleyerek tersane yöneticilerinden

bilgi aldı.

TCG ANADOLU TÜRKIYE’NIN DENIZ GÜCÜ’NE GÜÇ KATACAK

TÜBITAK BAŞKANI HASAN MANDAL FIRMALARIMIZ ILE BIR ARAYA GELDI

TÜBİTAK destekleri, yaşanan sorunlar ve firmaların çözüm önerileri dinlendi. Başkan Mandal daha sonra kampüs içindeki firmaları ziyaret ederek, firma yöneticilerinden yürüttükleri projeler ile ilgili bilgi aldı.

bilgi veren Topçu, kampüse dahil edilen yeni girişimci ve kurumlarla, teknoparkın etkinliğinin arttığını belirtti. Ziyaret sırasında Sakarya Üniversitesi ile Teknopark İstanbul arasında kurulabilecek iş birlikleri, görüşülen bir diğer konu oldu.

TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, 1 Mart 2019 tarihinde Teknopark İstanbul'a bir ziyaret gerçekleştirdi. Ziyaret sırasında yerleşke firmalarının katılımı ile bir toplantı gerçekleştirildi. Toplantıda

Teknopark İstanbul Genel Müdürü Bilal Topçu, Sakarya Üniversitesi Rektörü ve Teknopark İstanbul Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Fatih Savaşan'ı makamında ziyaret ederek görüşmelerde bulundu. Ziyaret sırasında, Teknopark İstanbul’un etap çalışmaları hakkında

Page 11: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

MALTEPE ÜNIVERSITESI’NE ARAZI TAHSISI IÇIN IMZALAR ATILDI

Enerji ve havacılık başta olmak üzere, Teknopark İstanbul’da bulunan şirketler ile ortak projelerde çalışmak için Maltepe Üniversitesi, kampüs içinde kendi ofisini kuracak. Bu bağlamda 4 Mart 2019 tarihinde iki kurum arasında arazi tahsis sözleşmesi imzalandı.

Marmara Üniversitesi Ürün Geliştirme Merkezi (MÜRGEMER), Teknopark İstanbul’da gerçekleştirilen ürün geliştirme farkındalık seminerinin ardından resmi olarak açıldı.

Teknopark İstanbul içinde faaliyet gösteren üniversite sayısı artıyor. Maltepe Üniversitesi, Teknopark bünyesinde bulunan şirketlerle ortak çalışılmalar yapmak ve Teknopark bünyesinde çalışanlara yönelik yüksek lisans ve doktora programlan başlatmak amacıyla kendi merkezini kuracak. 4 Mart 2019 tarihinde Teknopark İstanbul'da Maltepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şahin Karasar ile Teknopark İstanbul Genel Müdürü Bilal Topçu tarafından Arazi Tahsisi Sözleşmesi İmzalandı.

Bu imza ile Maltepe Üniversitesi’ne Teknopark İstanbul'da arazi tahsisinin kesinleştiği ve inşaatın da en kısa zamanda başlanacağı açıklandı. İnşaatın tamamlanmasına kadar da, Ar-Ge ve

Sanayi iş birliği çalışmalarını yürütmesi amacıyla Maltepe Üniversitesi’ne Teknopark İstanbul'da bir ofis kiralanması kararlaştırıldı. İmza töreninden sonra yapılan açıklamada, Maltepe Üniversitesi’nin Teknopark İstanbul’da kiralayacağı ofisin, enerji, havacılık başta olmak üzere kampüs içinde bulunan şirketlerle ortak çalışmalar yapmak,

Teknopark bünyesinde çalışanlara yönelik yüksek lisans ve doktora programlan başlatmak, öğretim üyelerini ve öğrencilerini Ar-Ge şirketleri kurmaya teşvik etmek, hali hazırda öğretim üyeleri ve öğrencileri tarafından kurulmuş olan Ar-Ge şirketlerini Teknopark bünyesine katmaya teşvik etmek amacıyla çalışma yürütüleceği belirtildi.

11

MARMARA ÜNIVERSITESI ÜRÜN GELIŞTIRME MERKEZI FAALIYETLERINE BAŞLADI

ve yüksek katma değerli ürünler geliştirilmesi amacıyla kurulduğu açıklandı.

Teknopark İstanbul’un, İstanbul Kalkınma Ajansı ile yürüttüğü Marmara Üniversitesi Ürün Geliştirme Merkezi (MÜRGEMER) projesi kapsamında, Sultan Abdülhamid Han Hastanesi'nde ameliyatı yapılacak olan hastanın ameliyat öncesi hasarlı çene modellemesinin yapıldığı ve 3D modelinin hazırlandığı bilgisi verildi.

Teknopark İstanbul otaklığında İstanbul Kalkınma Ajansı (İSTKA) desteği ve SAHA İstanbul iştirakçiliğinde kurulan Marmara Üniversitesi Ürün Geliştirme Merkezi (MÜRGEMER), 13 Mart 20119 tarihinde Teknopark İstanbul konferans salonunda yapılan törenle faaliyetlerine başladı.

MÜRGEMER’in ürün geliştirme farkındalığının yaygınlaştırılması, üniversite-sanayi iş birliklerinin arttırılması

Page 12: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

12

T E K N O P A R K ' T A N

TEKNOPARK ISTANBUL GENEL MÜDÜRÜ BILAL TOPÇU, ANTALYA BILIM ÜNIVERSITESI VE ISPARTA VALISI’NE ZIYARETTE BULUNDU

TEKNOPARK ISTANBUL’UN EĞITIM SEMINERLERI DEVAM EDIYOR

Teknopark İstanbul Genel Müdürü Bilal Topçu ve Yönetim Kurulu üyeleri; Isparta Valisi Ömer Seymenoğlu ve Antalya Bilim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek'i ziyaret ederek iş birliği görüşmelerinde bulundu. Görüşmede ayrıca

üniversite-özel sektör iş birliğinin geliştirilmesi bakımından neler yapılabileceğine dair fikir alışverişinde bulunuldu.

Teknopark İstanbul’un 2019 yılında Sistem Global Danışmanlık firması ile başlatmış olduğu seminerler kapsamında, firmalar için gerekli olduğunu düşünülen konularda her ay düzenli seminerler organize edilecek. Bu bağlamda 26 Şubat 2019 tarihinde “Teknopark Ar-Ge Personel Bordro Hesaplama Süreçleri Eğitimi” gerçekleştirildi. Tam gün süren seminerin ilk bölümünde Ar-Ge teşvik günü ve SGK teşvik hesaplaması,

teşviklerden yararlanma önerileri gibi konular anlatıldı. Seminerin öğleden sonraki bölümünde ise birebir görüşmeler yapıldı.

NAYEM EĞITIMI TAMAMLANDIEğitim seminerleri dizisinden olan Niteliği Artırılmış Yenilikçi Eğitim Modeli (NAYEM) kapsamında başlatılan ve beş hafta süren “Hızlandırılmış Pazarlama Eğitimi” de 10 Mart 2019 tarihinde yapılan son program ile tamamlandı.

SANAYI ODAKLI PROJELER PROGRAMI’NDAN BAHARA DAVETSabancı Üniversitesi’nin üniversite- sanayi iş birliğine yeni bir bakış açısı kazandıran Sanayi Odaklı Projeler Programı’nın bahar daveti, 2 Mayıs 2019 tarihinde Rektör Prof. Dr. Yusuf Leblebici’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilecek.

Sabancı Üniversitesi Sanayi Odaklı Projeler Programı, üçüncü yılında daha fazla sayıda kurumun katılımıyla büyüyerek başarılı projeleri gerçekleştirmeye devam ediyor. Bu çerçevede Teknopark İstanbul firmalarını gerçekleştireceği

Bahar etkinliğine davet eden Sabancı Üniversitesi’nden şu açıklama yapıldı: “Bu yıl aralarında YONGATEK’in de bulunduğu toplam 17 kurumun 23 projesini başarıyla devam ettiriyoruz.

Şimdi üniversite- sanayi iş birliğine yeni bir bakış açısı kazandıran programımıza katılacak ve bizimle yeni dönemde proje paydaşı olacak kurumlarımızı belirliyoruz. Bu kapsamda

katılımcılarla tanışmak ve yeni iş birlikleri imkanı yaratmak üzere Rektörümüz Prof. Dr. Yusuf Leblebici’nin değerli konuklarını

Rektörevi’nin bahçesinde bizzat ağırlayacağı bu özel davetimizde sizi de aramızda görmekten mutluluk duyarız. Sizle yakın temasta kalmak ve Teknopark İstanbul

bünyesinde yer alan kurumlarla da tanışmak ve iş birliği geliştirmek isteriz.”

Page 13: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz
Page 14: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

T E K N O P A R K ' T A N

TEKNOPARK ISTANBUL'UN RUSYA ZIYARETLERINDE IŞ BIRLIĞINE IMZA ATILDI

Teknopark İstanbul heyeti, Technopolis Moscow ve Skolkova Teknopark'a bir ziyaret düzenledi.

usya teknoparkları ile Teknopark İstanbul arasındaki iş birliğini geliştirerek,

kampüs içindeki firmalara uluslararası platformda yeni iş fırsatları yaratmak amacıyla Rusya’nın başkenti Moskova’ya iş seyahati düzenleyen Teknopark İstanbul heyeti, Technopolis Moscow ve Skolkova Teknopark'a bir ziyaret düzenledi. Teknopark İstanbul, Technopolis Moscow ile 27 Mart 2018 tarihinde karşılıklı iş birliği ve iyi niyet anlaşması

Rimzaladı. Teknopark İstanbul Genel Müdürü Bilal Topçu ve Yongatek, Andasis ve Ctech firmaların üst düzey yetkilerinden oluşan heyet, Technopolis Moscow Genel Müdürü İgor İşenko ve Technopolis Strateji Genel Müdür Yardımcısı Arslan Ayupov ile görüştü. İşenko’nun, Technopolis Moscow hakkında Teknopark heyetini bilgilendirmesinin ardından Teknopark İstanbul firmaları ile Technopolis Moscow firmaları arasında ikili görüşmeler gerçekleştirildi. Görüşmeler sonrasında Teknopark İstanbul heyeti, üretim tesislerinde de incelemelerde bulundu.

Yapılan görüşmeler ile ilgili Teknopark İstanbul yönetiminden yapılan açıklamada, “Yapılan ikili görüşmeler sonrasında imzalan iş birliği anlaşması ile karşılıklı olarak deneyimlerin paylaşılması, firmalar arasında teknoloji transferi ve uluslararası anlamda partnerlik konularında ilişkilerin güçlendirilmesi sağlanacak” denildi.

Rusya programı kapsamında Teknopark İstanbul heyeti, başkent Moskova’da T.C. Moskova Büyükelçisi Mehmet Samsar ve Ticaret Başmüşaviri Ferüdün Başer tarafından büyükelçilik makamında kabul edildi.

14

Page 15: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

15

Teknopark İstanbul, 26-27 Nisan tarihleri arasında düzenleyeceği TeknoKariyer programı ile mühendislik öğrencilerine kampüs içindeki firmalarda staj imkanı sağlayacak. Binin üzerinde yapılan başvurulardan seçilecek 160 öğrenci, milli teknolojilere katma değer sunan teknoloji firmalarında staj şansı yakalayacak.

TEKNOKARIYER PROGRAMI ILE MÜHENDIS ADAYLARINA TEKNOPARK ISTANBUL’DA STAJ IMKANI SAĞLANACAK

Teknopark İstanbul, yurt dışındaki tanıtım çalışmalarını sürdürmeye devam ediyor. 5-6 Nisan 2019 tarihlerinde T.C. Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi’nin desteğiyle Köln’de düzenlenen “Talent For Biz” kariyer günleri etkinliğine katılım sağladı. Türkiye’nin önde gelen şirketler ve kurumlarının katılımıyla düzenlenen kariyer fuarında katılımcı firmalar fuar sırasında, bünyelerindeki kariyer/staj imkânları hususunda bilgilendirmede bulunmanın yanı sıra, yönetici söyleşileri, örnek olay çalışmaları ve mülakatlar gibi farklı kariyer etkinlikleri düzenlendi. Teknopark İstanbul da etkinlikte kariyerine teknoloji ve Ar-Ge alanında yön vermek isteyen öğrencilerle bir araya geldi.

TEKNOPARK ISTANBUL, ‘TALENT FOR BIZ’DE ÖĞRENCILERLE BULUŞTU

TEKNOLOJI GELIŞTIRME BÖLGELERI KOORDINASYON TOPLANTISI GERÇEKLEŞTIRILDITeknopark İstanbul Genel Müdürü Bilal Topçu başkanlığındaki bir heyet, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı himayesinde, Samsun Teknopark ev sahipliğinde gerçekleştirilen "6. Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Koordinasyon Toplantısı"na

katıldı. Toplantıda ülke genelinde bulunan teknopark sayısının 83’e ulaştığı belirtilirken artık teknoparklar arası iş birliklerinin artırılması ve kurumsal yapıya niteliğe odaklanılması gerektiği vurgulandı.

Türkiye’nin teknoloji üssü olan Teknopark İstanbul; üniversite - sanayi iş birliği çerçevesinde, mühendislik fakültelerinde eğitim alan öğrencilerin akademide edindikleri teorik bilgileri, sahada pratiğe dönüştürebilecekleri bir ortam hazırlanması amacıyla TeknoKariyer programı düzenliyor. Teknopark İstanbul ile Mental HR - Consultancy tarafından organize edilen TeknoKariyer programı, kariyer günleri ve staj için kapılarını öğrencilere açacak.

www.teknokariyer.org sitesi üzerinden başvuru yapan adaylar; sınav, mülakat, genel kültür ve kişilik envanteri gibi dört aşamalı bir değerlendirmeden geçecek. Bu aşamaları başarıyla geçen mühendis adayları, 26-27 Nisan 2019 tarihlerinde gerçekleşecek Kariyer Günleri’ne katılmaya

hak kazanacak. Teknopark İstanbul kampüsünde düzenlenecek etkinllikte şirketleri yakından tanıma ve kendilerini ifade etme imkanı bulacak olan öğrenciler, burada gerçekleşecek oturumlar, yuvarlak masa toplantıları, sunumlar ve teknik mülakatlar sonrasında TeknoStaj 3+1 programına dahil olacaklar. Binden fazla yapılan başvurunun arasından seçilecek 160 öğrenci, Teknopark İstanbul içinde bulunan şirket de staj hakkı kazanacak.

TeknoStaj 3+1 programına dahil olmaya hak kazanan adaylar; savunma sanayii, havacılık ve uzay, denizcilik, ileri elektronik, enerji, sağlık bilimleri, ileri malzeme, endüstriyel yazılım teknolojileri alanlarında faaliyet gösteren şirketlerde staj yapacak.

Page 16: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

YERLİ SİBER GÜVENLİK PROJELERI YARIŞTI

iber güvenlik, Türkiye’de ve dünyada artan siber tehditlerin de etkisiyle hızla büyümeye devam eden bir

sektör olarak gelişimini sürdürüyor. Hızlı büyüyen bu pazarda, global arenaya sunulabilecek kalitede ürün üretebilme kabiliyeti kazanmak hem ihracat hem de ülke içerisindeki kritik siber altyapılarının korunması için son derece büyük öneme sahip. Siber güvenlik pazarına milli ürünler sunabilmek hedefiyle Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı himayesinde, Teknopark İstanbul ve Türkiye Siber Güvenlik Kümelenmesi organizasyonuyla, Türkiye’de ilk kez, “Siber Güvenlik Fikir Yarışması” düzenlendi. 23-24 Mart 2019 tarihlerinde Teknopark İstanbul’da gerçekleştirilen yarışmada 16 finalist, projelerini jüriye anlattı.

Türkiye’de siber güvenlik alanında yeni girişimcilerin, ticarileşebilir yenilikçi iş fikirlerinin desteklenmesi amacıyla düzenlenen organizasyonda, ön eleme sonucu seçilen 16 takım; yeni iş fikirleri

Süretmek, olgunlaştırmak, global pazar analizi yapmak ve fikirlerinin prototiplerini ortaya çıkarmak için 24 saat boyunca kesintisiz ter döktü. Sürenin sonunda da her takım, beş dakika içerisinde bu fikrin yenilikçi yönünü, global pazar potansiyelini ve takımlarının bu fikri nasıl ticarileştireceklerini anlatarak jüriyi ikna etmeye çalıştı.

YARIŞMA JÜRISI, DEV ŞIRKETLERIN TEMSILCILERINDEN OLUŞTU Yarışma Jürisinde TURKCELL, NETAŞ, TÜRKSAT, HAVELSAN, STM ve TÜRK TELEKOM gibi bilişim, savunma ve telekomünikasyon şirketlerinin Siber Güvenlik Birim Direktörleri yer aldı. Jüri karşısında yarışan takımlar, “özgeçmiş, teknik birikim, çözümün özgünlüğü, ticarileşme potansiyeli ve globalleşme vizyonu gibi kriterlere göre puanlandı.

Yarışmanın birincisi, 24 saat içerisinde web sayfalarının kod bütünlüğünü ve güvenliğini sağlamaya yönelik ‘WebSite Radar’ isimli projelerinin prototipini üretmeyi başaran SARP.IO takımı seçildi. Büyük veri içerisinde farklı sistemlerden toplanan verilerin, yapay zeka ve makina

kullanarak gerçek zamanlı atak tahmini ve risk önleme için kullanacak bir ürün geliştirerek pazara sunmayı hedefleyen DIATTACK ise yarışmanın ikincisi oldu. Oltalama saldırılarına karşı kurumlara yönelik geliştirecekleri ürünü yıl sonunda pazara sunmayı hedefleyen Phishtrappers ekibi ise üçüncü oldu.

Yarışma sonunda birinci ekibe, 30 bin TL, ikinci ekibe 20 bin TL ve üçüncü ekibe de 10 bin TL para ödülü verildi. Ayrıca, mansiyon ödülü olarak Teknopark İstanbul tarafından ilk yedi ekibe Kuluçka Merkezi’nde ofis imkanı sunuldu.

Yarışma kapsamında girişimci takımlar, siber güvenlik sektörünün üst düzey karar vericileri ile tanışarak, onlardan geri bildirim ve tavsiye alma şansı yakaladıkları için yarışmanın kendileri için oldukça verimli geçtiğini belirttiler.

SOCRADAR, DIJITAL AYAK IZINI TAKIP EDECEKSarp Siber Güvenlik, 2018 Ağustos ayında İstanbul Teknopark Kuluçka Merkezi’nde kuruldu. SOCRadar isimli proje, şirket kurulumu ile birlikte geliştirilmeye ve şekillenmeye başladı.

Savunma Sanayii Başkanlığı himayesinde Türkiye’nin ilk “Siber Güvenlik Fikir Yarışması”, 23-24 Mart’ta Teknopark İstanbul’da gerçekleştirildi. Yarışmada 16 fikir, jüriyi ikna edebilmek için ter döktü.

T E K N O P A R K ' T A N

16

Page 17: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

SOCRadar orta ve büyük çaplı şirketlerin sahip oldukları tüm dijital varlıkları otomatik olarak tespit ederek 7x24x365 izleyen, esnek bildirim mekanizmasına sahip, False-pozitif alarm oranı yapay zeka ile düşürülmüş bir siber istihbarat ürünüdür. Dijital Ayak İziniz (Digital Footprint) otomatik olarak belirlenerek 7/24/365 takibe alınır ve oluşan en ufak değişiklikler için alarm üretilerek bilgi verilir. SOCRadar ile dijital ayak izinizin hakimiyetini kazanırsınız.

SOC (Security Operation Center), firmaların içeriden ya da dışarıdan gelebilecek güvenlik saldırılarına karşı ağlarını, bilgisayarlarını, sunucularını, veritabanlarını, sistemlerini korumak için dizayn edilmiş akıllı uygulamalardır.

Sarp Siber Güvenlik ekibinden yarışma ile ilgili yapılan açıklamada şöyle denildi: “Yarışma süresince verilen seminerler, bizler için bulunmaz birer fırsat oldu, oldukça faydalı geçti. Girişimcilerin kendilerinden önce yaşanmış tecrübeleri alarak yola devam etmeleri paha biçilemez derecede öneme sahip. Siber güvenlik alanında proje geliştiren girişimlerin bu fırsatı mutlaka değerlendirmeleri gerek. Teknopark İstanbul Kuluçka Merkezi’nden 18 ay boyunca faydalanma hakkı, bizler için para ödülünden çok daha yararlı oldu. İstanbul Teknopark Kuluçka Merkezi'nin projelere ve girişimcilere verdiği destek, yarışmalarda verilen ödüller ile kıyaslanamaz. Kuluçka merkezinde bir sinerji mevcut ve katalizör etkisini görüyor ve yaşıyorsunuz.”

DIATTACK, YAPAY ZEKA TABANLI ÜRÜNÜNÜN PROTOTIPINI GELIŞTIRIYORDiattack, uzun yıllardır sektörün önde gelen firmalarında, siber güvenlik, veri bilimi, büyük data ve yazılım projelerinde çalışmış arkadaşların deneyim ve tecrübelerini birleştirdiği ve bu alanlarda uluslararası ödüller alan bir ekipten oluşuyor.

Diattack, sektörün önde gelen yönetici ve uzmanlarıyla birlikte, fikir olgunlaştırma sürecini tamamladığı, şu an prototip geliştirme aşamasında olan makine öğrenmesi ve yapay zeka tabanlı çözümlerle ileri analitik DiAttack – User & Entity Behaviour Analytics ürününü hem

yurt içi hem de yurt dışı pazarda satılabilir bir ürün olarak geliştirmeyi hedefliyor.

Diattack ekibinden yapılan açıklamada şöyle denildi: “Pazardaki tespitimiz, mevcut savunma araçlarının ve manuel yapılan atak analizlerinin, siber güvenlik tehditleri karşısında oluşan savunma ve farkındalık ihtiyacını karşılamakta yavaş ve yetersiz kaldığı yönündedir. Saldırganın siteme sızmasından sonra siber güvenlik ekipleri tarafından fark edilmesi, ortalama 108 gün sürmektedir. Oluşturduğumuz analitik risk skorları ile bu süreyi, saldırganın ilk hamlelerinde tespit ederek, engellenmesi konusunda ilgili aksiyonların alınmasını hedefliyoruz.

Yarışma kapsamındaki eğitim oturumlarında, alanında başarılı olmuş kişilerden ürünleşme ve girişimciliğe yönelik öğrendiklerimiz bizim için çok kıymetliydi. Yarışma sırasında sizinle aynı aşamada olan birçok girişimci ile bir araya gelerek bilgi alışverişi fırsatları bulabiliyorsunuz. Bu aşamaya gelmeden önce mutlaka fikrin gerçek müşterileri ile görüşülerek şekillenmiş olmasına ve ticarileşme yol haritasının ciddi olarak çalışılmış olmasının çok kıymetli olduğunu düşünüyoruz.”

PHISHTRAPPERS GELIŞTIRDIĞI ÜRÜN ILE FINANS SEKTÖRÜNDE MÜŞTERININ KAYBINI ÖNLEYECEKFinans sektöründe profesyonel olarak çalışan siber güvenlik uzmanlarından oluşan Phishtrappers ekibi, yarışmaya müşteri güvenliği odaklı bir projeyle katıldı. Ekip yaptığı açıklamada proje ve yarışma

süreci ile ilgili şunları söyledi: "Öne çıkan en önemli özelliğimiz, oltalamaya maruz kalan müşterinin finansal kaybını önlemek. Bu özelliğin dışında diğer siber atak vektörlerini de göz önüne alarak geliştireceğimiz özelliklerimiz de mevcut. Özellikle siber güvenlik uzmanı olmayan kurumlar veya düzenli intetnete açık sunucular için web sitelerinde; malware tarama (cryptominer vb) ve tespit hizmeti sunmak. Özellikle finans sektöründe açık bankacılık sistemlerin gelişmesiyle karşımıza çıkan API platformları için bot mitigation ve management çözümü çıkartmak.

Siber dolandırıcılığın son yıllarda yüksek oranda artması, son kullanıcıya hitap eden oltalama sitelerinin inandırıcı olması, oltalama sitelerinin kurum nezdinde mevcut tespit yöntemlerinin yetersiz kalması, oltama saldırısına maruz kalan müşterilerin tespitinin sağlanamaması, hukuk ve maliyet süreçlerinin ciddi bir zaman kaybı ve kurumlara finansal yük oluşturması, projenin geliştirilmesinde etkin olarak ihtiyaç duyduğumuz noktalardır. Projeye kendi problemimizi çözmek için başladık. Bu problemi herkesin yaşadığını da biliyoruz. Hazırladığımız prototipin başarısını gördükten sonra inancımız daha fazla arttı. Tamamlandığında, kullanıcısı veya müşterisi olan tüm sektöre hitap eden bir çözüm olacak. Ayrıca müşteri sistemi olamayıp, sitesinin güvenliğini önemseyen tüm kurumlar için de güvenlik sunuyor olacağız. Api altyapısı kullanıp bu altyapıyı bot’lardan koruyarak, kurumların ihtiyaçlarını da karşılamayı umuyoruz.”

17

Page 18: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

MILLI SAVUNMA BAKANLIĞI BAKAN YARDIMCISI MUHSİN DERE

K A P T A N K Ö Ş K Ü

18

SAVUNMA ÜRÜNLERİNDE İHRACAT İZİN BELGESİ SAYISI İKİ KAT ARTTI

MUHSİN DEREMILLI SAVUNMA BAKANLIĞI BAKAN YARDIMCISI

Page 19: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

ürk savunma sanayi firmaları tarafından geliştirilen birçok ürünün küresel savunma sanayisinde bilinir hale geldiğini ve

diğer ülkelerin envanterlerinde yer aldığını söyleyen Milli Savunma Bakanlığı Bakan Yardımcısı Muhsin Dere, “Katıldığımız fuarlarda Türk firmalarımız büyük ilgi görüyor. Bu fuarlarda iş birliğine yönelik anlaşmalar imzalanırken, ortak araştırma projeleri ve savunma sanayi firmalarımızın alt yapılarını görmek için ziyaret talepleri geliyor” diyerek Türk savunma sanayi ürünlerinin gelecek dönemde çok daha fazla ülkenin envanterine gireceğine vurgu yapıyor. İki yıldır Teknopark İstanbul’un Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yapan Muhsin Dere, Teknopark İstanbul’un, yeni ürünlerin ticarileştirilmesi ve teknolojik ürün ihracatını artırma hedefine ulaşmada çok önemli rol oynadığını belirtiyor. Milli Savunma Bakanlığı Bakan Yardımcısı Muhsin Dere ile Türkiye’nin savunma sanayi teknolojilerinde geldiği noktayı ve Teknopark İstanbul’un sektörde oynadığı rolü konuştuk.

Iki yıldır Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yaptığınız Teknopark Istanbul, savunma sanayisi ve milli teknolojilerin gelişiminde nasıl bir rol üstleniyor ve projeksiyonunda hangi hedefler var?Teknopark İstanbul, Türkiye’de Savunma

sanayii odaklı tek tematik teknopark olması hasebiyle ülkemizde son yıllarda devletimizin desteğiyle hız kazanan ‘milli teknoloji hamlesi’ kapsamında savunma sanayimizin yerlileştirilmesi ve kritik sistemlerin milli imkânlarımızla üretilmesinde yakalanan başarılarda önemli rol oynayan firmalarımıza ev sahipliği yapıyor.

Milli savunma sanayimizde bayrak taşıyıcı konumda olan ve kritik sistemleri Ar-Ge çalışmalarını yürüten firmaların Ar-Ge faaliyetleri sonucu ortaya çıkan yeni ürünlerin ticarileştirilmesi ve ülke ekonomisine katma değer oluşturularak uluslararası pazarlara ihraç edilmesi, teknolojik ürün ihracatımızı artırma hedefimize ulaşmamızda çok önemli rol oynamaktadır.

2017 yılından bu yana Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yaptığım Teknopark İstanbul’un ülkemizin savunma sanayisine olan katkılarını artırarak burayı Türkiye’nin ileri teknoloji ve inovasyon üssü konumuna getirmek için birçok yeni adım attık. Yaptığımız yeni arazi tahsisleri ve iş birlikleriyle firma sayımızı 280’e, Ar-Ge çalışan sayımızı 4 bin 500’e ve Teknopark İstanbul’da yürütülen Ar-Ge proje sayımızı, bin 250’nin üzerine çıkardık. Bünyemizde barındırdığımız 12 üniversite ile üniversite-kamu ve üniversite-sanayi iş birliğinin en önemli merkezlerinden biri haline geldik. Şimdi yaklaşık 50 bin metrekarelik bir alanda 3. etap inşaatlarımıza başlıyoruz. Böylelikle Teknopark İstanbul olarak

ülkemizi savunma sanayiinde çok daha ileri noktalara taşıyabilecek daha çok firmaya ev sahipliği yapma imkânına kavuşacağız. Bu firmalar arasında arazi tahsislerini gerçekleştirdiğimiz ASELSAN, PTT Teknoloji, Altınay, BASF ve Maltepe Üniversitesi gibi çok önemli kurumlar yer alıyor. Hedefimiz 3. etap sonunda 400 bin metrekarede 10 bin Ar-Ge çalışanıyla burayı dünyanın sayılı teknoparklarından biri haline getirmek.

Teknopark Istanbul’da girişimcilerin ve yeni fikirlerin desteklendiği Fikir Küpü Kuluçka Merkeziyle ilgili bilgi verebilir misiniz?Teknopark İstanbul’un kuluçka merkezi olan Fikir Küpü, 2014 Nisan ayında kurulmuştur. Bugüne kadar 250’den farklı girişim grubuna hizmet vermiştir. Şu anda ise 85 farklı girişim grubu olmak üzere 200’ün üzerinde girişimciyle faaliyetlerini sürdürmektedir. Fikir Küpü’nde girişim grubu sayımız 90’a yaklaşarak, Türkiye’nin en yüksek teknoloji üreten ve nitelikli girişimcilere ev sahipliği yapan kuluçka merkezlerinden biri olmuştur. Türkiye’nin en nitelikli kuluçka merkezlerinden biri olması hedeflenen Fikir Küpü, Bioküp Laboratuvarı ile beraber alanında yürüttüğü başarılı faaliyetlerle hizmet vermektedir. 300 metrekare alana kurulu Biyoküp Laboratuvarı ve toplam 100 metrekare alana kurulu temiz odalar ile sağlık bilimleri, biyoteknoloji ve ileri malzeme alanlarında yapılacak olan projelere destek verecek şekilde

T

Ülkenin bilim ve teknoloji düzeyinin gelişmesinde öncü bir rol oynayan, tamamıyla milli bir savunma sanayiine sahip olma yolunda yeni yatırımların ve Ar-Ge çalışmalarının hızla devam ettiğini söyleyen Milli Savunma Bakanlığı Bakan Yardımcısı Muhsin Dere, “Savunma sanayii odaklı tek tematik teknopark olan Teknopark İstanbul, sanayimizin yerlileştirilmesi ve kritik sistemlerin milli imkânlarımızla üretilmesinde önemli rol oynayan firmalarımıza ev sahipliği yapması ve yeni fikirlerin projeye dönüşmesinde önemli role sahip” diyor.

19

Page 20: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

K A P T A N K Ö Ş K Ü

20

dünyada savunma sanayii alanında önde gelen firmalar arasında yer aldığını açıkça söyleyebiliriz. ASELSAN, dünyada savunma alanında faaliyet gösteren ilk 100 şirket arasında üst sıralarda yer almakta olup 64 ülkeye ihracat yapmaktadır. Yine FNSS, Umman Kraliyet Kara Kuvvetleri’ne zırhlı araç ihraç etmekte, HAVELSAN da Umman’a savunma sistemleri ihracatı gerçekleştirmektedir. Katar’da BMC ve Nurol Makine’ye ait zırhlı kara araçları kullanılmaktadır.

Özellikle geçtiğimiz yıl, savunma ve havacılık alanında ihracat rakamlarında büyük bir artış yaşandı. İhracat rakamlarına baktığımızda, en büyük ihracat yapılan ülke ABD olup bunu Almanya ve Umman izlemiştir.

İhracatta yaşadığımız tüm bu başarıları Milli Savunma Bakanlığı bünyesinde savunma ürünleri için verilen ihracat izin belgesi rakamları ile de görmekteyiz. 2017 yılına göre geçtiğimiz yıl yaklaşık iki katı ihracat izin belgesi verilmiştir. Sonuç olarak, şunu diyebiliriz ki Türkiye uzun zamandır dünyaya rüştünü ispatlamış, dünyanın önde gelen savunma sanayii firmalarına sahip bir ülkedir.

Milli Savunma Bakan Yardımcılığı göreviniz süresince, TSK’da kullanılan savunma araçlarını yakından değerlendirme şansınız olmuştur. Millileşme süreçlerini ve oranını nasıl değerlendiriyorsunuz?Bilindiği üzere, savunma ve güvenlikte millilik, bütün ülkeler için vazgeçilmez bir ihtiyaçtır. Türkiye de bu çerçevede bağımsızlığını, toprak bütünlüğünü ve temel çıkarlarını korumak için gerekli askeri güce ve savunma kabiliyetine sahip olma mecburiyetinin şuurundadır ve bu doğrultuda gayret sarf etmektedir. Belirttiğimiz bu askeri güç ve savunma kabiliyeti, muharebe gücünü artıran son teknolojiye sahip sistemlerin envanterde var olması değil, bu sistemlerin milli olarak kazanılmasıdır.

Silahlı Kuvvetlerimizin envanterinde bulunan harp sistemlerinin işletilmesi ve idamesinde kullanılan malzeme ve hizmetlerin ülke kaynaklarından, milli sanayimizden karşılanması nitelik üstünlüğüne sahip olmanın gerekli şartlarındandır. Bu amaçla birçok savunma sistemi, tamamen milli olarak üretebilecek

tasarlanarak girişimcilere pek çok olanak sağlamaktadır.

Sıfır maliyetli Kuluçka Merkezimizde girişimciler; hızlandırma eğitimi, iş planı hazırlama, başarılı sunum teknikleri, pazarlama, finans gibi konularda eğitim ve mentörlük imkânlarından yararlanmakta, mali desteklere ulaşmak noktasında bedelsiz danışmanlık hizmeti almakta ve yatırımcı buluşmalarından faydalanmaktadırlar. Tüm bunların yanında sağlanan yan imkânlarla da ofis alanı, açık çalışma alanları, toplantı odaları, internet ve telefon hizmetlerini ücretsiz karşılayarak, 18 ay boyunca sıfır maliyetlerini sürdürülebilir kılmaktadırlar. Kuluçka Merkezinden başarıyla mezun olan girişimcilerin, Ar-Ge ofislerine geçmeden önce ara bir dönem olarak yer alacağı, ortak çalışma alanı 2018 yılı başında faaliyete geçmiştir. Kuluçka Merkezi’nden mezun olan girişimciler büyük bir başarı yüzdesiyle teknopark firması olarak ticari ve Ar-Ge faaliyetlerini sürdürmektedirler. 2017 yılı içerisinde üç girişimimiz toplamda 5 milyon TL yatırım almışlardır.

Dünyanın çeşitli bölgelerinde düzenlenen savunma ve havacılık fuarlarında Türkiye’nin milli teknolojilerine ilgiyi nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu bağlamda savunma sanayinin 2018 yılında yakaladığı ihracat başarısını nasıl yorumluyorsunuz? Geçmişten günümüze baktığımızda Türk savunma sanayinde büyük ilerlemeler kaydedilmiştir. Gelinen noktada birçok savunma sanayii ürününü tasarlayıp üretebilen ve bu ürünleri ihraç edebilen seviyelere geldik. Diğer ülkelerde birçok savunma ve havacılık fuarı icra edilmekle birlikte bunlar içinde önde gelen fuarlarda Türk firmalarımız büyük ilgi görmektedir. Aslında savunma sanayimizin başarısını bu fuarlarda firmalarımızın ürünlerine gösterilen talep yansıtmaktadır.

Bu fuarlarda iş birliğine yönelik anlaşmalar imzalanmakta, fuarları müteakip de ortak araştırma projeleri ve savunma sanayi firmalarımızın alt yapılarını görmek için ziyaret talepleri gelmektedir. Birçok ürünümüz dünyada bilinmekte, diğer ülkelerin envanterlerinde yer almaktadır. Dolayısıyla şirketlerimizin

3. etap sonunda

hedeflenen Ar-Ge çalışan

sayısı

10BİN

Kuluçka Merkezi’nden mezun

olan girişimciler, büyük bir başarı

yüzdesiyle teknopark firması olarak ticari

ve Ar-Ge faaliyetlerini sürdürmektedirler.

2017-2018 yılları içerisinde üç

girişimimiz toplamda 5 milyon TL

yatırım almışlardır.

Page 21: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

21

seviyelere gelinmiştir. Bunun yanı sıra alt sistem, malzeme ve ham maddelerin yurt içinden tedarik edilebilmesi için mevzuata yönelik düzenlemeler yapılmıştır. Öncelikle yurt içi imkânların azami kullanımını hedef alan, yurt dışından temin ettiğimiz malzeme ve hizmetlerin yerli üretimi için sanayicilerimizle, üniversitelerimizle ve diğer Ar-Ge kurumlarıyla sistemli ve sistematik yakın çalışmaya imkân veren düzenlemeleri hayata geçirilmiştir.

17 Temmuz 2017 tarihli ve 2017/10605 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı kapsamında yayımlanan ve 1 Ocak 2018 tarihinde yürürlüğe giren esaslar doğrultusunda, mevzuatta yerini alan Stratejik İşbirliği Anlaşmaları (SİA) ile askeri fabrikaların üretim, bakım, onarım ve modernizasyon faaliyetlerinde kritiklik arz eden ve yurt dışından temin edilen ham madde, malzeme ve sistemlerin ve/veya bunlarla ilgili hizmetlerin yurt içinde tedarikçi kaynakları oluşturmak maksadıyla muhtemel tedarikçilerle uzun dönemli iş birliği yapılabilmesine imkân sağlanmıştır.

Hâlihazırda yurt dışından temin ettiğimiz mal ve hizmetlerin yerli üretimine imkân veren Stratejik İşbirliği Anlaşmaları mekanizması ile süre ve miktar olarak alım garantisi imkânıyla tek kaynak statüsü tanınarak yatırım yapılmasının önü açılmıştır.

Çeşitli nedenlerle temininde zorluk yaşanan helikopter ve insansız uçak motoru, fırlatma sistemleri ve roket motoru, silah sisteminin namlusu, elektronik destek sistemleri gibi alt sistemlerin de millîleştirilmesi maksadıyla çalışmalar yürütülmektedir.

TSK’nın ihtiyaç duyduğu kritik sistem, malzeme ve teknolojilerin azami ölçüde yurt içinden karşılanması ve dışa bağımlılığın azaltılması maksadıyla yürütülen faaliyetler neticesinde; 2002 yılında yüzde 20 olan yerlilik oranı, 2007 yılında yüzde 42, 2011 yılında yüzde 54 olmuş ve hâlihazırda yüzde 65 seviyesini aşmıştır.

Tam bağımsız, yerli ve milli bir savunma sanayiinin şu an neresindeyiz?Savunma sistemlerindeki millilik oranımız gün geçtikçe artmakta, tamamıyla milli olarak geliştirilen sistemlere doğru ivme göstermektedir. Türkiye’nin millileşme

adına amacı; ülkemizin teknoloji yeteneğini yükseltmeye çalışmak, ekonomik ve sosyal kazanımlar elde edebilmek için savunma sanayii alanında ülkemizi üretici konumuna getirmektir.

Türkiye bütünüyle milli teknolojiye dayalı bir savunma sistemini tasarlayacak, geliştirecek ve üretecek seviyelere gelmiştir. Savunma ve havacılık alanında artık birçok sistemi /alt sistemi ürettiğimiz gibi bunların birçok testini yurt içinde yapabilmekteyiz. İnşallah bütün savunma sistemlerinin testlerini kendimiz yapabileceğimiz bir noktaya geleceğiz.

Gelinen noktada, savunma sanayimizde büyük aşamalar kaydetsek de yine de bunu yeterli görmemiz mümkün değildir. Milli savunma gücümüzü artırmak adına, sektördeki tüm paydaşlara düşen büyük görevler bulunmaktadır. Silahlı Kuvvetlerimizle, tedarik makamlarıyla, sanayimizle, üniversitelerimizle, araştırma kurumlarımızla bir bütün olarak faaliyetlerimize devam edeceğiz.

İnşallah ulusal güvenlik ihtiyaçlarımızı karşılayan sistem ve teknolojileri milli olarak araştırıp, geliştiren ve üreten; bu sistem ve teknoloji alanlarında dünya ölçeğinde rekabet veya iş birliği yaratan; ülkenin bilim ve teknoloji düzeyinin gelişmesinde öncü bir rol oynayan tamamıyla milli bir savunma sanayiine sahip olmayı hedefliyoruz.

Amacımız daha fazla milli proje gerçekleştirerek, teknolojik gelişmişlik düzeyimizi yükseltmek ve savunma sanayimizi en üst noktalara getirmektir. Savunma sanayinin ilerlemesi halinde ülkemizin refahına, gelişmesine ve uluslararası barışın korunmasına en büyük katkıyı sağlayacağımız aşikârdır.

ASFAT PAKİSTAN’DAN KARADAĞ’A YENİ ANLAŞMALAR YAPTIMilli Savunma Bakanlığı’na bağlı Askeri Fabrika ve Tersane İşletme AŞ (ASFAT AŞ), ülkenin artan savunma ihracatında büyük payı olduğunu söyleyen Muhsin Dere, ASFAT AŞ’nin kuruluş amacı ve oynağı rol ile ilgili şu bilgileri veriyor: “ASFAT AŞ, Milli Savunma Bakanlığı bünyesindeki 27 askeri fabrika ve üç askeri tersanenin imkân ve kabiliyetlerini kullanmak, milli ekonomiye ve ülke ihracatına katkıda bulunmak amacıyla 12 Ocak 2018 tarihinde kurulan özel hukuk hükümlerine tabi bir anonim şirkettir. Sermayesinin tamamı Hazine ve Maliye Bakanlığı’na ait olup, yönetim hakları Milli Savunma Bakanlığı’ndadır. ASFAT AŞ, devletlerarası anlaşmalar yapabilmektedir. Bu kapsamda geçtiğimiz yıl önemli anlaşmalara imza atılmıştır. 2018 yılı içerisinde ASFAT AŞ, dost ve kardeş ülke Pakistan’a ihraç edilecek olan dört adet MİLGEM Sınıfı Korvet inşası için sözleşme imzalamıştır. Yine ASFAT AŞ vasıtasıyla Karadağ Savunma Bakanlığı’nın askeri üniforma ve bot ihtiyacının karşılanmasına yönelik olarak 7 Ağustos 2018 tarihinde beş yıllık çerçeve anlaşması imzalanmıştır. 3 Ağustos 2018 tarihinde Karadağ’a ASFAT AŞ’nin ilk ihracatı tamamlanmıştır. ASFAT AŞ, bu başarıları ile “İhracatın Yıldızları” organizasyonunda, “Yılın İhracatçısı Jüri Büyük Ödülüne” layık görüldü.

TSK’nın ihtiyaç duyduğu kritik sistem, malzeme ve teknolojilerin azami ölçüde yurt içinden karşılanması ve dışa bağımlılığın azaltılması maksadıyla yürütülen faaliyetler neticesinde; 2002 yılında yüzde 20 olan yerlilik oranı, bugün yüzde 65 seviyesini aşmıştır.

Page 22: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

MAVI VATAN TATBIKATI 2019DONANMANIN GÖVDE GÖSTERİSİNE SAHNE OLDU

22

Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın yürüttüğü Cumhuriyet tarihinin en büyük tatbikatı Mavi Vatan 2019, Türkiye’yi çevreleyen üç denizde eş zamanlı olarak gerçekleştirildi. 103 geminin görev aldığı tatbikatta envantere yeni giren silah ve sistemler denendi.

M E R C E K

Page 23: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

23

Bayraktar İnsansız Hava Araçları da yerini aldı. Kara Kuvvetleri Komutanlığı ile koordineli yürütülen harekatta UMTAS ve CİRİT silah sistemleri de denendi.

Tatbikat kapsamında deniz harekat bilgilerine yönelik su üstü harbi, hava savunma harbi, denizaltı savunma harbi, mayın harbi, elektronik harp ve denizde denetim harekatını içeren harekata hazırlık eğitimleri ve yüksek süratli gelişmiş insansız su üstü hava hedeflerine fiili silah atışları, taktik hava gayreti, havadan ihbar ve kontrol uçağı eğitimi, taarruz ve genel maksat helikopterlerinin iştirakleriyle ortaklaşa eğitimler gerçekleştirildi.

Başarıyla yürütülen tatbikatta milli deniz ve hava platformlarının yanında yazılım tabanlı sistemler de kritik görevler üstlendi. Özellikle Ege Denizi’nde keşif, tespit ve gözetleme yapması amacıyla hayata geçirilen Uzun Ufuk Sistemi ile tüm kıyıları kapsayacak şekilde deniz taraması yapıldı. Sistem sayesinde tüm yabancı ticari gemiler ve savaş gemileri belirlenip Tanımlanmış Deniz Resmi oluşturuluyor. GENESİS de Deniz Kuvvetleri envanterinde bulunan platformlarda savaş yönetim görevi üstleniyor.

aradeniz, Ege ve Akdeniz’de eş zamanlı olarak gerçekleştirilen Mavi Vatan 2019 Tatbikatı, 27 Şubat tarihinde başlayıp

8 Mart tarihinde sona erdi. Cumhuriyet tarihinin en büyük ve en kapsamlı donanma tatbikatı olan Mavi Vatan 2019, yurt içinde ve yurt dışında büyük yankı uyandırdı. Karadeniz Ereğli, Umuryeri, Gölcük, Erdek, Çanakkale, Foça, Aksaz ve İskenderun bölgelerinde icra edilen tatbikata Deniz Kuvvetleri, dünyanın gelişmiş deniz kuvvetlerinde bile nadir görülen gemi, deniz karakol uçağı ve deniz helikopteri katılım yüzdesiyle iştirak etti. Kara ve hava destekli icra edilen dev operasyona, 13 fırkateyn, 6 korvet, 16 hücumbot, 7 denizaltı, 7 mayın avlama gemisi, 17 yardımcı sınıf gemi, 14 karakol gemisi, 22 çıkarma gemisi, 1 eğitim gemisi olmak üzere toplam 103 gemi ve 19 bin Türk silahlı kuvveti katıldı. Tatbikatta ayrıca deniz karakol uçakları, deniz helikopterleri, insansız hava araçları, SAT, SAS görev timleri, amfibi deniz piyade taburları, Kara Kuvvetleri Komutanlığı'ndan genel maksat ve taarruz helikopterleri, Hava Kuvvetleri Komutanlığı'ndan havadan ihbar kontrol uçağı, Sahil Güvenlik Komutanlığı'ndan ise Sahil Güvenlik gemi ve botları da görev aldı.

Genelkurmay Başkanlığı Yıllık Tatbikat Programı çerçevesinde Deniz Harp Merkezi Komutanlığı'nda kurulan 165 kişilik ekip tarafından sevk ve idare edilen Mavi Vatan 2019 Tatbikatı ile klasik jenerik senaryo ve coğrafya tatbikatından farklı olarak Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı birlik, gemi ve deniz hava araçlarının olası bir harekata hazırlık seviyesinin artırılması ve diğer kuvvet komutanlıklarıyla birlikte çalışabilme konsantrasyonunun ve uyumunun geliştirilmesi amaçlandı.

MILLI SISTEMLER GÖZ DOLDURDUBüyük ilgi uyandıran Mavi Vatan Tatbikatı’nda envantere yeni katılan silah ve sistemler görev aldı. Geçtiğimiz senenin Kasım ayında hizmete alınan milli savaş gemisi TCG Burgazada korveti ilk defa bu büyüklükte bir tatbikata katıldı. Bunun yanında ANKA ve

KHEKIM ADASI’NA ÇIKARMAÖzellikle milli gemi ve sistemlerin kullanıldığı Mavi Vatan Tatbikatı’nın Foça’da gerçekleştirilen bölümünde senaryo gereği düşman toprağı Hekim Adası’na amfibi çıkarması yapıldı. Foça Deniz Üssü Komutanlığı’na bağlı savaş gemilerinin denize açılmasıyla başlayan tatbikatın en önemli safhasını amfibi çıkarma eğitimi oluşturdu. Çıkarma harekatı, Türkiye’de özel sektör tersaneleri tarafından inşa edilen en büyük ve ileri teknolojiye sahip harp gemisi olan tank çıkarma gemisi TCG Bayraktar (L-402) öncülüğünde yapıldı. Mayın avlama gemisi TCG Edremit ise mayın taraması yaparak güvenli bir koridor oluşturdu. TCG Edremit’ten denize bırakılan insansız denizaltı mayın tarama aracı HOSA, mayınların koordinatlarını tespit edip mayın avlama gemisine bildirdi. TCG Bayraktar gemisindeki amfibi hücum timlerinin botları ise vinçlerle denize indirildi. Alanın temizlenmesinin ardından ATAK helikopterleri hava saldırısı gerçekleştirdi.

Kaş açıklarındaki Beş Adalar bölgesinde gerçekleşen tatbikatta ise F16 uçaklarının yarattığı tehdit, hava savunma harbi reaksiyonları uygulanarak engellendi. Seyir halindeki gemiler arasında malzeme transferi yapıldı.

Tatbikatın Doğu Akdeniz’i kapsayan bölümünde denizaltı kurtarma operasyonu da gerçekleştirildi. Denizaltı kurtarma operasyonunda TCG Alemdar Denizaltıdan Personel Kurtarma Gemisi, Kurtarma yedekleme gemisi TCG Işın ve mayın avlama gemisi TCG Anamur görev aldı. Gemiler, senaryo gereği, ticari bir gemi ile çarpışıp batan Denizaltı Savunma Harbi tatbikatı icra eden denizaltı TCG Çanakkale’yi kurtardı.

ESKI GELENEK YENIDEN CANLANDI“Mavi Vatan’da Güçlüyüz Anavatan’da Güvendeyiz” sloganı ile başlayan tatbikat, yine bu sözlere yakışır şekilde son buldu. Türk donanması gurur verici bir tablo ortaya koydu.

Boğaz’dan geçiş yaparak üslerine dönen gemiler, Beşiktaş’ta Barbaros Hayrettin Paşa’nın türbesini selamladı. Eski bir Osmanlı donanması geleneği olan Kaptan-ı Derya Barbaros Hayrettin Paşa’yı selamlama geleneği de Mavi Vatan hareketi ile yeniden canlandırılmış oldu.

Page 24: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

Projesi Sözleşmesi imzalanmıştı. Ocak 2019’da ise DİMDEG’in savaş sistemi bileşenlerinin yapımı için ASELSAN-HAVELSAN İş Ortaklığı ile

Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) ile Sefine Tersanesi arasında, 10 Temmuz 2018 tarihinde Denizde İkmal Muharebe Destek Gemisi (DİMDEG) Tedarik

bir sözleşme imzalandı. Sözleşme kapsamında yapılacak sistemler şunlar: “Savaş Sistemi Entegrasyonu, Seyir Yardımcıları, EMI/EMC Analiz ve Test Çalışmaları, Entegre Muhabere Sistemi, Uydu Muhabere Sistemi, IFF Sistemi, Helikopter Kontrol Radarı, KIRLANGIÇ Gece/Gündüz Kamera Sistemi, Stabilize Top (STOP) Sistemi, Savaş Yönetim Sistemi (SYS), Gemi Veri Dağıtım Sistemi (GVDS), Gemi Bilgi Sistemi (GEBİS) ve Mesaj İşletim Sistemi.”

Açık denizde harekât icra eden gemilerin/görev grubu unsurlarının desteklenmesi maksadıyla görev alacak olan DİMDEG, Deniz Kuvvetleri’ne katıldıktan sonra, LHD gemisinden sonra donanmanın ikinci büyük gemisi olacak.

S S B H A B E R L E R

KAPLAN STA’YA TANKSAVAR ENTEGRASYONU BAŞARIYLA TAMAMLANDISözleşmesi kapsamında, paletli KAPLAN STA ve tekerlekli PARS STA‘lardan toplam 260 adet Zırhlı Tanksavar Sistemi Kara Kuvvetleri Komutanlığı envanterine verilecek.

Böylelikle Türk Savunma Sanayii, KAPLAN STA, PARS STA Platformları ve OMTAS Füzeleri ile Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na önemli bir tanksavar kabiliyetini kazandırmış olacak.

FNSS, 2018 yılında KORNET füzesi atış testleriyle doğruladığı STA tanksavar kulesine, ROKETSAN ile hızlı bir çalışma gerçekleştirerek OMTAS entegrasyonunu da planlandığı şekilde tamamladı. Savunma Sanayii Başkanlığı ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı proje ekiplerinin de katılımıyla 13 Şubat 2019’da Konya Karapınar’da gerçekleşen atış testiyle, ROKETSAN tarafından geliştirilen OMTAS tanksavar füzesinin KAPLAN STA tanksavar platformuna entegrasyonunun doğrulandığı, projenin önemli bir aşaması daha geçilmiş oldu. Yıl içerisinde projenin kalifikasyon testleri tamamlanarak, KAPLAN STA ve PARS STA teslimatlarına başlanacak.

27 Haziran 2016 tarihinde, SSB ve FNSS Savunma Sistemleri A.Ş. arasında imzalanan ve 14 Ekim 2016’da yürürlüğe giren Silah Taşıyıcı Araçlar (STA) Projesi

24

DIMDEG IÇIN MILLI BIRLIK

Savunma Sanayii Başkanlığı ile Sefine Tersanesi arasında yapılan sözleşme kapsamında inşa edilecek Denizde İkmal Muharebe Destek Gemisi'nin (DİMDEG) savaş sistemi bileşenleri ASELSAN-HAVELSAN İş Ortaklığı tarafından sağlanacak.

FNSS’nin geliştirdiği iki farklı tanksavar platformunun (PARS STA ve KAPLAN STA) kalifikasyon testleri devam ederken, KAPLAN STA tanksavar platformundan OMTAS füzesinin ilk atışı da başarıyla gerçekleşti.

Page 25: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

25

DÖRT DENIZALTININ MODERNIZASYONU IÇIN GÜÇLÜ IŞ BIRLIĞIPreveze Sınıfı Denizaltı Yarı Ömür Modernizasyonu Sözleşmesi, Savunma Sanayii Başkanlığı ile STM-ASELSAN-HAVELSAN-ASFAT İş Ortaklığı arasında imzalandı.

ASELSAN'ın Kamuyu Aydınlatma Platformu’nda (KAP) yer alan açıklamasında, Projesi ile ilgili, ASELSAN payı 512 milyon 399 bin 936 lira tutarında bir sözleşme imzalandığı bildirildi. Projenin toplam

bütçesiyle ilgili bir açıklama yapılmadı. Proje kapsamında Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın envanterinde bulunan dört adet Preveze sınıfı denizaltının mevcut sistemleri yenilenecek ve denizaltılar deniz harekâtı kapsamında yeni kabiliyetler kazanacak. Modernize edilecek dört denizaltı; sırasıyla 2023, 2024, 2026 ve 2027 yıllarında hizmete girecek.

Teknopark İstanbul firmalarından ASFAT’ın da içinde bulunduğu savunma sanayiinin en güçlü kuruluşları ile SSB arasında Preveze sınıfı dört denizaltının modernizasyonu için anlaşma imzalandı.

Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) ile Meteksan Savunma arasında imzalanan ve Cumhurbaşkanlığı’nın İkinci 100 Günlük İcraat Programı kapsamında yer alan, milli mühimmatların atış sonrası kontrolünü sağlayacak veri bağı oluşturulması (Kement) projesinde sistem entegrasyon laboratuvarı testleri ve saha kabul kapsamındaki yer testleri başarıyla tamamlandı. Yerde konuşlu gerçek platformlar arasında ağ yapısında çalışan taktik veri bağı terminalleri ile taarruz platformunun ve seyir füzelerinin taarruz gücünü, bekasını ve elastikiyetini artıracak kabiliyetleri kazandığı doğrulandı. Kement Projesi kapsamında geliştirilen ve ağ yapısında çalışan taktik veri bağı terminallerinin

KEMENT PROJESI’NDE YER TESTLERINDE HEDEFE ULAŞILDIHarekat kabiliyetine son derece önemli katkı sağlaması ve aynı zamanda Milli Taktik Veri Bağı altyapısının oluşturulması hedefi ile başlatılan Kement Projesi’nde saha kabul testlerinin birinci aşaması olan yer testlerinde hedefe ulaşıldı.

öncelikli olarak seyir füzelerinde ve ilgili hava platformlarında kullanılması planlanıyor.

Projenin tamamlanmasının ardından ise Kement taktik veri bağı

terminalleri, uzun mesafeden, elektronik harbe dayanıklı, yüksek hızlı taktik veri haberleşme ihtiyacı duyulan pek çok uygulama ve platformda kullanılabilecek bir yapıda olacak.

Page 26: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

HAVELSAN IZMIR’DE TEDARIKÇI IŞ BIRLIĞI GELIŞTIRME ZIRVESI DÜZENLEDI

SSB ILE ASELSAN ARASINDA GÜVENLIK SISTEMLERI ANLAŞMASI

HAVELSAN, İzmir'de düzenlenen 1. Tedarikçi İşbirliği Geliştirme Zirvesi’nde 100’ün üzerinde firmayla buluştu.

HAVELSAN'ın yurt içi katma değeri artırmak ve yerli özgün ürün tedarikçi ağını genişletmek amacıyla ilk kez düzenlediği “1. Tedarikçi İşbirliği Geliştirme Zirvesi”, kent sanayisine ve ticaretine önemli katkı sağlayan yazılım ve donanım üreticisi 100'ün üzerinde KOBİ’nin katılımıyla düzenlendi.

HAVELSAN Genel Müdürü Ahmet

ASELSAN ile Savunma Sanayii Başkanlığı arasında güvenlik sistemleri konusunda 58,3 milyon TL ve 21,3 ABD Doları tutarında bir sözleşme imzalandı.ASELSAN tarafından KAP’a yapılan açıklamada, söz konusu sözleşme kapsamında teslimatların 2019-2020 tarihleri arasında yapılacağı belirtildi.

Hamdi Atalay, organizasyonu gerçekleştirmekteki amaçlarının, Türk savunma alanına Türkiye'nin başka bölgelerindeki sanayicilerin

de katkı sunmasını sağlamak, bu alana katkı sağlayabilecek nitelikte iş yapan firmalarla bir araya gelmek olduğunu söyledi.

S S B H A B E R L E R

MILLI UÇAKTA RÜZGAR TESTLERI BAŞLADIMilli Muharip Uçağı’nın belirli sistemlerinin rüzgar testlerinin başladığı açıklandı. Savunma Sanayi Başkanı (SSB) Prof. Dr. İsmail Demir’in twitter adresinden yaptığı açıklamada “Milli Muharip Uçağımızın belirli sistemlerinin rüzgar testleri başladı.

2023 hangardan çıkış tarihimiz” ifadeleri kullanıldı. Milli motorla havalanması planlanan Milli Muharip Uçak projesi sayesinde Türkiye, beşinci nesil savaş uçağı tasarım ve üretim kabiliyetine sahip sayılı ülkeler arasına girecek.

26

Page 27: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz
Page 28: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

I D E F Ö Z E L

IDEF 2019’DAMILLI TEKNOLOJILER ÖNE ÇIKACAK

28

Page 29: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

Milli Savunma Bakanlığı ev sahipliğinde, Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı sorumluluğunda 30 Nisan-3 Mayıs 2019 tarihleri arasında Tüyap'ta gerçekleştirilecek 14'üncü Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı IDEF 2019, yerli ve yabancı yüzlerce savunma sanayii firması ve araçlarına ev sahipliği yapacak. Teknopark İstanbul da kampüs içinde yer alan firmalar ve kuluçka merkezi girişimcileri ile tek bir pavilyonda katılım sağlayacak.

ürk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı tarafından 1993 yılından beri iki yılda bir gerçekleştirilen Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı, yerli firmalar

tarafından geliştirilen projelerin tanıtılması, dünyadaki ileri teknoloji ürünlerin sergilenmesi, yerli ve yabancı katılımcılar arasında iş birliği imkânlarının geliştirilmesi açısından önemli bir organizasyon olarak öne çıkıyor. 70’e yakın ülkeden üst düzey temsilcilerin katıldığı fuar, girişimcilerin projelerinin ticarileştirilmesi açısından da büyük fırsatlar sunuyor.

Türkiye’nin öncü savunma sanayi şirketleri, yeni proje ve araçlarını ilk kez IDEF’19’da görücüye çıkaracak. Bu yıl ki fuarda Teknopark İstanbul da kampüs içinde yer alan firmalar ve kuluçka merkezi girişimcileri ile tek bir pavilyonda katılım sağlayacak. Pavilyonda firma ve girişimcilerin projeleri sergilenirken, Teknopark’ta yürütülen projeler ziyaretçilere anlatılacak.

67 ÜLKEDEN 133 HEYET GELMIŞTI30 Nisan-3 Mayıs 2017 tarihleri arasında TÜYAP’ta gerçekleştirilen IDEF’17 fuarını 67 ülke ve iki uluslararası kuruluştan 133 heyet, 637 heyet üyesi ziyaret etmişti. Fuara bir Cumhurbaşkanı, 26 Bakan, altı Genelkurmay Başkanı, 17 Bakan Yardımcısı, beş Genelkurmay Başkan Yardımcısı, 10 Kuvvet Komutanı ve 14 Müsteşar ile çok sayıda sivil ve askeri tedarik makamı katılmıştı. Bu yılki fuara da benzer ziyaretçi profilinin katılması bekleniyor.

IDEF’17 fuarı; 116 ülkeden 60 binin üstünde yerli, 5 binin üstünde yabancı olmak üzere 65 binin üstünde ziyaretçiye ev sahipliği yapmıştı.

Geçmiş yıllarda olduğu gibi bu yıl da yerli ve yabancı katılımcı firmalar ile heyetler arasında önemli ticari bağlantıların yapılması bekleniyor.

T

29

Page 30: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

001 yılında kurulan ve 2008 yılına kadar gemi inşa sanayimizin gelişmesine paralel olarak çok sayıda farklı

tip ve tonajlarda ticari gemi tasarımı gerçekleştiren SEFT’in tasarımını taşıyan 100’den fazla ticari ve özel amaçlı gemi, dünya denizlerinde görev yapmaya devam ediyor.

“Milli savunma sanayinin gelişmesi idealine olan inancımızla kazandığımız tecrübeyi, ülkemizin savunma sanayi projelerine aktarmaya karar verdik” diyen SEFT Ship Design Genel Müdürü Semih Zorlu, şunları söyledi: “2008 yılında başladığımız savunma sanayiine yönelik çalışmalar, 2009’da meyvesini verdi. Beş adet Hızlı Karakol Devriye Botu tasarlandı ve bunların inşası 2010 yılında tamamlanarak Romanya’ya teslim edildi. 2010 yılı haziran ayında Savunma Sanayi Başkanlığımızın, Deniz Kuvvetlerimizin ihtiyaçlarına binaen çıktığı Denizaltı Kurtarma Ana Gemisi ve Arama Kurtarma Gemileri ihalelerinin tasarımı projelerini kazandık. Tüm tasarım ve mühendislik çalışmalarını SEFT ’in yaptığı bu gemiler; TCG ALEMDAR, TCG IŞIN ve TCG AKIN olarak isim buldular. Geçtiğimiz yıllar itibariyle Deniz Kuvvetlerimizce kabulleri gerçekleşti.”

TASARIM IHRAÇ EDIYORÖzellikle savunma sanayinde çalışan firmaların sürdürülebilirliğini sağlamak üzere ihracatın en önemli çıkış noktası olduğunu söyleyen Zorlu, “Bu bağlamda

Tayland Donanması için Denizde İkmal Yakıt Tankeri 'HTMS Matra' projemiz bizim için önemli bir referans oldu. Gemi Tayland’da bir tersanede inşa edildi ve 2014 yılında donanmaya teslimi gerçekleşti” dedi.

2011 yılında ülkemizin ilk üç boyutlu Sismik Araştırma Gemisi ihalesini de SEFT tasarımı projenin kazandığını söyleyen Zorlu, imza arttıkları projelerle ilgili şu bilgileri verdi: “MTA Oruç Reis gemisinin tüm tasarım ve mühendislik çalışmaları SEFT tarafından gerçekleştirildi ve geçtiğimiz yıl MTA’ya teslimi gerçekleşti. Sahil Güvenlik Komutanlığımıza bağlı SAR33 Sınıfı beş adet Botun modernizasyonuna yönelik

tasarım ve mühendislik hizmetleri SEFT tarafından gerçekleştirilmiştir. Bunların yanı sıra ülkemizin ürettiği en önemli markalardan birisi de 'Powership' denilen Yüzer Enerji Santralleridir. 450 MW enerji üretim kapasitesi ile dünyanın en büyük enerji gemileri olan iki adet Yüzer Enerji Santrali projelerinin tasarım ve mühendislik çalışmaları SEFT tarafından sağlanmıştır. SEFT’in, bu iki gemi dahil olmak üzere toplamda 11 adet Yüzer Enerji Santrali referansı bulunmaktadır.”

ÖZEL GEMILERE ÖZEL TASARIMLARSEFT’in denizcilik sektöründe, özelikle Powership projelerinden edinilen

SEFT, GEMILER ILE TASARIM IHRAÇ EDIYOR!Türkiye’de inşa edilen ticari ve özel amaçlı 100’ün üstünde geminin tasarım mühendisliğini gerçekleştiren SEFT, son 10 yıldır da stratejik savunma sanayii projelerinin tasarımlarına imza atıyor. Şirket tasarım ve know how ihracatıyla ülke ekonomisine hayat veriyor.

2

30

SEMİH ZORLUGENEL MÜDÜRSEFT SHIP DESIGN

I D E F Ö Z E L

Page 31: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

tecrübelerini karadaki enerji santrallerine de aktardığını söyleyen Semih Zorlu, Gine’de devam eden ve bu yıl içinde tamamlanacak bir enerji santrali projesinde mühendislik hizmeti verdiklerini belirtti.

Yakın dönemde farklı tersanelerde inşa edilen Asfalt Tankeri ve Servis Operasyon Gemisi gibi teknik açıdan zor ve yüksek nitelikli gemi projelerinde de, SEFT’in tasarım desteği sağladğının altını çizen Zorlu, diğer projeler hakkında şunları söyledi: “Hâlihazırda tasarımı SEFT’e ait olan ve inşaları devam eden bir adet paslanmaz tanklara sahip kimyasal tanker ve bir adet de 15.000 dwt Çok Maksatlı Yük Gemisi projeleri; ticari gemiler alanında yenilikçi çözümlere sahip referanslarımız arasında yer alıyor. Denizde İkmal Muharebe Destek Gemisi, SEFT’in savunma sanayine

yönelik olarak yürütmekte olduğu çok önemli bir projedir. Ülkemizin en büyük Askeri Deniz Platformlarından olan gemi, 200 metre boyunda hem komuta kontrol hem yakıt ikmali hem diğer cephane vs. ikmalini sağlayabilecektir.

Bu yıl içerisinde başlayan ve SEFT’in ASELSAN için hizmet vermekte olduğu BARBAROS Sınıfı firkateynlerimizin Yarı Ömür Modernizasyonu (B-YÖM) çalışmalarına yönelik Tasarım, Analiz ve 3B Modelleme projesi de devam etmektedir.”

ÇIKIŞ YOLU IHRACATTAN GEÇIYORSEFT’in ticari, özel amaçlı ve askeri gemiler alanında “konsept tasarımdan” başlayarak geminin final teslimine kadar bütün aşamalarda tasarım ve mühendislik hizmeti verdiğini söyleyen Semih Zorlu, şirketin, ayırt edici

özelliğinin farklı tip ve özelliklerdeki gemi beklentilerine adapte olup projelerini üretebilmesi olduğunu belirtti. Orta ve uzun vadede ülke ekonomisi için çıkış yolunun katma değerli ürünleri ortaya çıkarmak ve ihracat yapmaktan geçtiğine inanan Zorlu, “Şu anda savunma sanayi çalışmalarından iş birliği halinde olan ve bu anlamda ülkemizde askeri gemi inşa ederek teslim etmiş beş tersanenin kurduğu konsorsiyum için tasarımlar üretiyoruz. Yanı sıra yurt dışında savunma sanayi fuarlarına katılıyoruz. Bu fuarlarda hem yerli tersanelerimizi destekliyor hem de devletimizin çeşitli ihracat olanaklarını artırması için kurduğu vakıf şirketleri veya devlet şirketlerine de çeşitli konularda danışmanlık veya konsept tasarımlar sağlayarak, ihracat imkanlarına destek veriyoruz” diye konuştu.

31

Page 32: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

C ASIC/FPGA/PCB konularında elektronik devre tasarımı, doğrulama ve geçerleme hizmetleri

sunan Electra, uluslararası şirketlerle çalışmış, alanında tecrübeli, yetkin profesyonellerden oluşan bir şirket olarak öne çıkıyor. Tüketici elektroniği, otomotiv, kablosuz bağlantılar (WiFi, Bluetooth, GPS) ve savunma sanayii projelerinde tecrübeli olduklarını söyleyen Electra Mikroelektronik ARGE LTD. ŞTİ. Genel Müdürü İsmail Hakkı Topçu, özellikle DO-254 konusunda tasarım ve doğrulama hizmetlerini yurt içindeki firmalara sunmanın yanı sıra ayrıca hizmet ihracatı yaptıklarını sözlerine ekledi. Verdikleri hizmetler hakkında bilgi veren Topçu şunları söyledi: “DO-254: RTCA/DO-254, RTCA tarafından geliştirilmiş Hava Elektronik Donanımları için Tasarım Güvenliği Rehberi’dir. Aviyonik sistemlerle ilgili projelerde çalışmış olmamız sayesinde DO-254 kullanılarak donanım geliştirme konusunda tecrübeliyiz. Müşterilerimize DO-254 prosedürlerini uygulamada ve bu tür projelerde birlikte çalışmada yardımcı olmaktayız. ASIC/FPGA ve gömülü sistem tasarımı alanlarında dünyada bu konuda en kaliteli eğitim hizmetlerini sağlayan çözüm ortaklarımız ile firmalara yerinde ya da herkese açık eğitimler verebiliyoruz. Xilinx, Altera, VHDL, Verilog, SystemVerilog, UVM, SystemC, UVVM, OSVVM, ARM, Embedded Linux konularında eğitimlerimiz bulunmaktadır.”

Topçu, şirketin projeleriyle ilgili şu bilgileri paylaştı: “DO-254, aviyonik sistemlere yönelik elektronik donanımlar geliştiren firmaların uyması gereken yöntemleri açıklar. ElectraIC 2012 yılından beri bu konuda birçok projede yer almış ve DO-254 uyumlu projelerde müşterilerine

destek olmaktadır. Electra IC, MIL-STD-1553B aviyonik veri yolu protokolünü gerçekleyen donanım çekirdekleri de sunar. BC/RT/MT çekirdekleri aynı anda veya tek tek çalışabilecek şekilde tasarlanmıştır. Donanım çekirdekleri markete mevcut olan tüm FPGA ailelerine uyumlu olarak geliştirilmiştir. DO-254 sertifikasyon sürecine uyumlu donanım çekirdekleriyle Electra IC, bu konudaki dışa bağımlılığı önemli oranda azaltmaktadır.

“DO-254 UYUMLU PROJELERDE MÜŞTERILERIMIZE DESTEK OLUYORUZ”I

32

I D E F Ö Z E L

İSMAİL HAKKI TOPÇU GENEL MÜDÜRELECTRA MIKROELEKTRONIK ARGE

Page 33: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

ilpower Savunma Sistemleri'nin 2017 yılında savunma sanayiye yerli çözümler üretmek

amacıyla kurulduğunu söyleyen Murat Mirasyedioğlu, firma hakkında şu bilgileri verdi: “Kuruluş amacı ve stratejik hedefi; tüm yerli askeri kara ve hava araçlarının güç grubu tasarımlarında yer almak ve bu projelerin “Soğutma Fanı” tedarikçisi olmaktır. Bu hedeften hareketle BMC POWER, TUSAŞ, FNSS gibi ülkemizin en önemli ana sanayi firmaları ile birlikte projeler yürütülmektedir.

Milpower Savunma Sistemlerinde, mühendislik ve yeni ürün geliştirme çalışmaları İstanbul Teknopark ve Bilkent Cyberpark olmak üzere iki merkezde yürütülmektedir. Montaj ve test faaliyetleri ise İstanbul Tuzla’da bulunan tesiste gerçekleştirilmektedir. Bu tesiste

“Air Movement and Control Association” (AMCA) 210 standardına uygun olarak, fan performans testi yapılabilmektedir.

Milpower Savunma Sistemleri olarak geliştirmiş olduğumuz TAYFUN ve KASIRGA fanının MIL-STD-810 standardına göre tüm doğrulama testleri tamamlanmış olup, SSB projeleri kapsamında seri üretim süreçleri başlamıştır. Ülkemizde yerli ve milli olarak tasarlanmakta olan Helikopter projelerine yönelik

geliştirmekte olduğumuz yeni nesil havacılık fan çözümlerimiz bulunmaktadır. Milli Ana Muharebe Tankı seri üretimine yönelik olarak geliştirmekte olduğumuz yeni

nesil fan projemiz bulunmaktadır. Savunma Sanayi projelerinin ihtiyaç duyduğu soğutma gereksinimlerine uygun, elektrik, mekanik veya hidrolik tahrikli fan tasarımı ve üretimlerimizle ülkemizin bu alandaki öncü firması olma yolunda ilerlemekteyiz.”

MILPOWER, MILLI PROJELERIN FANLARINI ÜRETIYOR

M

33

Türkiye’nin en büyük savunma sanayii firmalarının ürettiği milli savunma araçlarında ihtiyaç duyulan soğutma fanlarını üreten Milpower; elektrik, mekanik veya hidrolik tahrikli fan tasarımı ve üretimiyle Türkiye’nin bu alandaki öncü firması olma yolunda ilerliyor.

MURAT MİRASYEDİOĞLU KURUCU ORTAKMILPOWER

Page 34: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

I D E F Ö Z E L

34

010 yılında müşteri odaklı ve probleme özel inovatif mühendislik çözümleri sunmak amacıyla

kurulan INORES, aktif olarak çalışan iki kurucu ortağı ile beraber alanında uzman ve yetenekli mühendisler tarafından ileri seviye mühendislik ürün ve hizmetleri sunuyor. “Ekibimiz doktora ve yüksek mühendis unvanına sahip tecrübeli ve dinamik uçak, makine ve malzeme mühendislerinden oluşmaktadır” diyen INORES’in yönetici ortakları Serkan Us ve Akgün Kalkan, firmaların Ar-Ge çalışmalarına uygun olarak spesifik simülasyon yazılımı çözümleri, tasarım doğrulama süreçleri ile ilgili destek ve imalat sistemleri sağladıklarını söyleyerek şu bilgileri paylaştılar: “INORES, bilgisayar destekli mühendislik alanında uzun yıllara dayanan profesyonel tecrübeye sahip bir firma. Faaliyet gösterdiğimiz alanda ileri mühendislik ürünlerinin ve tekniklerinin kullanımını yaygınlaştırarak, ülke içinde katma değer yaratılmasına katkıda bulunmayı amaçlıyoruz. Havacılık, savunma, enerji, otomotiv, denizcilik ve makina gibi sanayilerde yaygın bir şekilde kullanılan probleme özel, entegre, bilgisayar destekli mühendislik teknolojileri ve hizmetleri sunuyoruz. Tasarım, analiz ve optimizasyon yazılımlarının yanında, seri üretim imalat sistemleri ve üretim kalitesini

INORES, PROBLEME ÖZEL, ENTEGRE BILGISAYAR DESTEĞI SUNUYOR

INORES; savunma, otomotiv ve makine sektörü başta olmak üzere konusunda öncü firmalara CAE yazılımları, teknik destek ve eğitimleri konusunda hizmet vermiş, çeşitli mühendislik projelerinde danışmanlık yapıyor.

2

arttıracak ekipmanlar da sunduğumuz çözümler arasında bulunmaktadır. Bu çerçevede konusunda öncü kuruluşlar ile iş birliğine gidilerek, müşterilerimize en doğru çözümleri sunmak için faaliyetlere devam edilmektedir. INORES; kuruluşundan bugüne kadar savunma, otomotiv, makine sektörü başta olmak üzere konusunda öncü firmalara CAE yazılımları, teknik destek ve eğitimleri konusunda hizmet vermiş, çeşitli mühendislik projelerinde danışmanlık yapmıştır.”

Serkan Us ve Akgün Kalkan, ortak hedeflerini şöyle dile getiriyorlar: “Hafif, verimli, güvenilir mekanik tasarımlar ve yenilenebilir enerji konusunda geniş kapsamlı çözümler oluşturmak, konsept tasarımdan seri imalata kadar uzanan geniş bir portföyde ürün ve hizmetler sunarak, katma değer yaratacak teknolojik ürünlerin geliştirilmesini desteklemektir.”

Page 35: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

Avikon, müşterilerinin bilişim ve teknoloji ile ilgili ihtiyaçlarını karşılamayı hedef edinerek 2012 yılında kuruldu. Avikon yer aldığı sektörlerde müşteri talepleri doğrultusunda, yazılım ve elektronik tasarım projeleri geliştirme konusunda aktif rol almaktadır.

2016 yılında ASELSAN AŞ ile imzalamış olduğu sözleşme ile savunma sanayiinde yazılım geliştirme hizmetleri sunmaya başlayan Avikon, üç yıllık sürede tamamladığı projeler ile kendini bu alanda ispatladı. 2018 yılında Türkiye’nin önde gelen savunma kuruluşlarından ASELSAN ve HAVELSAN AŞ’nin idari, kalite ve

teknik değerlendirmelerini yazılım tasarımı başlıklarında başarıyla tamamlayarak, her iki firma için de onaylı tedarikçi vasfına erişti.

RADAR ARAYÜZ SIMÜLATÖRÜ ASELSAN alt yükleniciliğinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ihtiyacı olarak entegrasyon faaliyetlerinde ve eğitim amaçlı kullanılmak üzere Radar Arayüz Simülatörü geliştirildi.

VERI KAYIT VE GERI OYNATIM YAZILIMIASELSAN alt yükleniciliğinde VxWorks platformu için gerçek zamanlı veri kayıt ve geri oynatım yazılımı geliştirildi.

YAZILIM YÜKLEME YAZILIMIASELSAN alt yükleniciliğinde bir sistemin yazılım konfigürasyon durumunu yönetmek amacıyla yazılım yükleme yazılımı geliştirildi.

KONTROL IZLEME VE TEST YAZILIMIASELSAN alt yükleniciliğinde Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na teslim edilecek bir radar sisteminin bakımının yapılması ve sistem durumunun izlenmesini sağlayacak Kontrol İzleme ve Test yazılımı geliştirilmektedir.

35

AVİKON, YAZILIM VE ELEKTRONIK TASARIMDA KENDINI KANITLADI

ASARTECH, MODÜL IÇIN YAZILIM GELIŞTIRIP IHRAÇ EDIYORSavunma, güvenlik, emniyet ve ulaştırma ana sahalarında operasyonel emniyet, güvenlik ve verimliliği artırmak maksadıyla ileri elektronik RF ve Mikrodalga Ar-Ge çalışmaları yapmak, Analog/Sayısal Donanım ve gömülü yazılım tasarımı geliştirmek, Entegre Lojistik Destek (ELD) kapsamında milli mühendislik servisi, bakım ve onarım hizmeti vermek amacıyla kurulan Asartech, yüksek nitelikli teknik bir ekibe sahip. Asartech, yüksek frekans mühendislik alanında; “low noise amplifier”, “mixer”, “voltage controlled attenuator” gibi aktif komponentlerin yanı sıra, “coupler”, “power combiner”, “filter” gibi pasif mikrodalga modulleri de geliştirmektedir. Şirketimiz, Lumped Element, Microstrip, Suspended Substrate Stripline, Cavity ve Ceramic gibi filtre çeşitleri konusunda uzmanlaşmıştır. Modüller konnektörlü olarak tasarlandığı gibi, uygun frekanslarda yüzeye monte (SMT) olarak da üretilebilmektedir.

Deniz ulaştırma vasıtalarında ve açık

deniz yapılarında olduğu kadar diğer ulaştırma ve savunma platformlarında; personel, yolcu, yük, cihaz ve teçhizat gibi insan ve malzemeyi izleyen, takip ve rapor eden ‘Çoklu Frekans Kablosuz Mikro Sensör Şebekesi’ bir emniyet ve güvenlik haberleşme sistemi olarak, donanım ve yazılımı ile birlikte milli olarak tasarlanmıştır.

Biri askeri tersane diğeri mini ölçekli bir savunma platformu için iki adet prototipin platform testleri devam etmektedir.

Yüksek Frekans Elektronik Tasarım ve Otomasyon (EDA) alanında yazılım hizmeti veren küresel bir firma için yüksek frekans tasarım alanında dünyada en çok kullanılan programlardan birine ait Mikrodalga Süzgeç Tasarım Modülü ve RF Frekans Programlama Modülü, Asartech ARGE Tasarım Mühendislik A.Ş. çatısı altında milli olarak tasarlanarak geliştirilmekte; bu suretle yazılım ihracatı gerçekleştirilmektedir.

İTÜNOVA Teknoloji AŞ için Deniz Platformu Dinamik Konumlandırma (DK) sistemi kaza analizlerini takiben, DK sistemi ilave sistem gereksinimlerinin belirlenebileceği bir rehber algoritma geliştirilmektedir. Bu proje ile kritik çalışma koşullarında personel, operasyon, platform emniyet seviyesinin tasarım aşamasından artırılması hedeflenmektedir.

BURKAY ALANKURUCU

GENEL MÜDÜRASARTECH

Page 36: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

stanbul Ticaret Odası (İTO) ve TOBB bünye-sinde kurulan İstanbul Kadın Girişimciler Kurulu (İKGK)’nun geliştirdiği ‘Mobil Çözümlerin Adresi:

Kadın’ projesinin bir uzantısı olan ‘Geleceği Yazan Kadınlar’ projesi, Kadın; İçin Teknoloji dalında liderliğe layık görüldü. İstanbul Kadın Girişimciler Kurulu’nca 2015’te hayata geçiri-len ‘Mobil Çözümlerin Adresi: Kadın’ projesi, kurulun koordinatörlüğünü yürüten İstanbul

GELECEĞİ YAZAN KADINLAR PROJESI’NE BIRINCILIK ÖDÜLÜ

İTicaret Odası öncülüğünde 2016’ya kadar sür-dü. İTO, projenin İstanbul Kalkınma Ajansı’n-dan destek almasına ön ayak oldu. Proje daha sonra TOBB tarafından en iyi kadın projesi olarak belirlendi ve projenin tüm Türkiye’ye yayılması için çalışmalar başladı. ‘Geleceği Yazan Kadınlar’ ismi ile yeni bir yapı kazanarak Turkcell iş birliği ile tüm Türkiye’ye yayılan proje kapsamında geçtiğimiz yıl 1500 kadın kod yazmayı öğrendi. Projenin bu yılki hedefi ise 5 bin kadına kod yazmayı öğretmek.

Barselona’da düzenlenen Global Mobil Ödülleri’nde, Kadın için Teknoloji kategori-

sinde Sektör Liderliği Ödülü’nü alan proje, mobil teknoloji alanında şirket kurmak isteyen kadınları hedefliyor.

TEKNOLOJI ŞIRKETLERIProje 18 yaş üzeri olan ve mobil teknolojiler alanında iş kurmak isteyen 1359 kadınla başladı. Proje kapsamında şu ana kadar 2.3 milyon kod yazıldı. ‘Geleceği Yazan Kadınlar’, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan tarafından himaye ediliyor. Proje eğitim, geliştirme ve final olmak üzere üç aşamadan olşuyor.

36

B T M - I T O H A B E R L E R

İstanbul Kadın Girişimciler Kurulu’nun

(İKGK) geliştirdiği ‘Mobil Çözümlerin

Adresi: Kadın’ projesinin bir uzantısı

olan ‘Geleceği Yazan Kadınlar’ projesi,

25-28 Şubat tarihleri arasında Barselona’da

düzenlenen Glomo Ödülleri’nde birinciliğe

layık görüldü.

Page 37: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

37

BTM SAHNE XL ILE 10 GIRIŞIMCININ PROJELERI YATIRIMCILARA TANITILDI

stanbul Ticaret Odası’nın girişimciliği desteklemek amacıyla kurduğu Bilgiyi Ticarileştirme

Merkezi, önemli bir etkinliğe imza attı. BTM Fulya yerleşkesinde “Sahne XL” adı ile yapılan etkinlikte girişimcilik ekosistemi tüm yönleriyle ele alınarak, gün boyu paneller düzenlendi. Açılış konuşmasını İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç’in yaptığı etkinlikte üç salonda dokuz panel düzenlendi ve girişimcilik ekosistemi masaya yatırıldı. Ana salondaki ‘Startup Yatırımcılığında Pandora’nın Kutusu Açılıyor’ başlıklı ilk panelin moderatörlüğünü BTM Direktörü İbrahim Elbaşı yaptı ve melek yatırımcılar Baybars Altuntaş, Kenan Çolpan ile Mehmet Onarcan panelist olarak yer aldı. Gazeteci yazar Hakan Güldağ’ın moderatörlüğündeki ikinci panelin konusu ise ‘Ticaret Savaşları Görünenler/Gerçekler’ başlığını taşıdı. Panelde Stratejik Araştırmalar Enstitüsü Başkanı Dr. Can Fuat Gürlesel ile Piri Reis Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu konuşmacı olarak yer aldı. Ana salondaki son paneli ise İTO Başkan Yardımcısı İsrafil Kuralay yönetti ve BMD Başkanı Sinan Öncel konuşmacı olarak katıldı. Panellerin ardından 12 haftalık Güçlendirilmiş Hızlandırma Kampı’ndan başarı ile çıkan 10 girişimci, projelerini yatırımcılara tanıtma olanağı buldu.

200’den fazla startup’ı mezun eden ve hâlâ 120’den fazla startup’a ve yaklaşık 250 girişimciye bünyesinde yer veren BTM, aynı anda bin projeye ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor ve bu projelerden en azından birinin unicorn olması için çalışıyor.

BTM’YE GIRIŞIM HIZLANDIRMA ÖDÜLÜ

Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi, Avrasya Yükseköğretim Zirvesi (EURIE) kapsamında düzenlenen Imagine Tomorrow İnovasyon ve Girişimcilik Etkinliği’nde “Yılın Girişim Hızlandırma Ödülü”ne layık görüldü.

Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi, 10’uncu sahnesini BTM Sahne XL adıyla 20 Mart 2019 tarihinde gerçekleştirdi. BTM, 12 haftalık Güçlendirilmiş Hızlandırma Kampı’ndan başarı ile çıkan 10 girişimciyi ve projelerini yatırımcılara tanıttı.

İ

Page 38: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

G Ö R Ü Ş

38

stanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü bünyesinde çeşitli alanlarda, yüksek lisans, uzaktan

eğitim tezsiz yüksek lisans ve doktora programları bulunmaktadır.

Enstitümüz, hukuktan, uluslararası ilişkilere, psikolojiden dijital ekonomi ve pazarlamaya 20’nin üzerinde anabilim dalı ile iş ve bilim dünyasının değişen koşullarını yakından takip ederek, geleceğin akademisyen, yönetici ve liderlerini yetiştirmeyi temel hedef olarak benimsemektedir.

Enstitümüzde İstanbul Ticaret Odası’nın desteği ile sektörün ihtiyaç duyduğu mesleki ve akademik bilgilerin edinilmesi ve becerilerin geliştirilmesi için bilgili, deneyimli ve iş dünyasının gerçeklerine hakim bir akademik kadro ile öğrencilerimize eğitim verilmektedir.

Üniversitemizin lokomotif programları arasında yer alan İşletme Türkçe Yüksek Lisans Tezli-Tezsiz programları Sütlüce ve Küçükyalı yerleşkelerinde devam etmekte olup, Dünya Ticaret Merkezi ve Teknopark İstanbul yerleşkelerinde de tezsiz program dersleri yapılmaktadır. Ayrıca, Sütlüce yerleşkesinde İşletme İngilizce Tezli ve Tezsiz Yüksek Lisans programları bulunmaktadır. Programlara, güz ve

ISTANBUL TICARET ÜNIVERSITESI, SOSYAL BILIMLER ENSTITÜSÜ MÜDÜRÜ PROF. DR. FIGEN YILDIRIM:

İŞLETME YÜKSEK LİSANSI PROGRAMI, GELECEĞİN YÖNETİCİ VE LİDERLERİNİ YETİŞTİRİYOR

İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, eğitim programları ile geleceğin akademisyen, yönetici ve liderlerini yetiştirmeyi hedefliyor.

İ

bahar dönemlerinde öğrenci kabul edilmektedir.

Öğrenciler, programlarda öncelikle kendilerine sunulan dersleri almakta, ardından seçecekleri danışman gözetiminde tezli programda bir tez, tezsiz programda ise bir dönem projesi yazarak mezun olabilmektedirler.

Derslerde işletme fonksiyonlarına yönelik akademik literatüre uygun bilgilerin yanı sıra, farklı sektörlere yönelik ulusal ve küresel işletmecilik örneklerine de yer verilmektedir. Tez ve bitirme projelerinin konuları öğrencinin uzmanlığına, çalıştığı sektöre ve ilgi duyduğu işletme fonksiyonuna göre danışman öğretim üyelerinin de tavsiyeleriyle şekillenebilmektedir.

Sosyal Bilimler Enstitümüzde İstanbul Ticaret Odası’nın desteği ile sektörün ihtiyaç duyduğu mesleki ve akademik bilgilerin edinilmesi ve becerilerin geliştirilmesi için bilgili, deneyimli ve iş dünyasının gerçeklerine hakim bir akademik kadro ile öğrencilerimize eğitim verilmektedir.

PROF. DR. FİGEN YILDIRIM

Page 39: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz
Page 40: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

Ç E V R E C I T E K N O L O J I L E R

KOMP

OZİT

TEKN

OLOJ

İSİ

40

SÜRD

ÜRÜL

EBILI

R KAL

KINMA

YA IV

ME KA

TIYOR

orta ve büyük ölçekli

kompozit işletme sayısı

Sektörün sağladığı istihdam

180

8.200

Page 41: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

Dünya kompozit malzemeleri pazarı 2017 yılında 75 milyar Euro’yu aştı. Market değerinin gelecek beş yılda 100 milyar Euro’yu aşması bekleniyor. Çok yaygın kullanım alanına sahip kompozit malzeme teknolojilerindeki gelişim, kullanım alanı ve miktarının hızlı artmasına neden olacak.

41

afifliği, yüksek mukavemet, ve tasarım esnekliği gibi özelliklerinden dolayı birçok sektörde

kullanımı artan kompozit malzemelerin küresel pazar değeri, 75 milyar Euro’yu aştı. İleri teknolojik ürünlerin devreye girmesi ile pazarın, beş yıl içinde 130 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Dünyada ağırlıklı olarak taşımacılık ve otomotiv sektörlerinde kullanılan kompozit malzemeler, Türkiye’de daha çok boru, tank ve altyapı projelerinde kullanılıyor. Kompozit malzemelerin ağırlıklı olarak taşımacılık sektöründe kullanılmasının ana nedeni, araçları hafiflettiği için yakıt tüketimini de azaltarak, emisyon oranlarını düşürmesi. Türkiye’de ileri teknolojili ürünler geliştirilip üretildikçe, otomotiv sektörü başta olmak üzere uzay, havacılık ve savunma sanayii sektörlerinde kullanımı artacağa benziyor. Milli kompozit ürünlerin gelişiminde, Teknopark İstanbul’da KORDSA-Sabancı Üniversitesi iş birliği ile kurulan Kompozit Teknolojileri Mükemmeliyet Merkezi ve epoksi ürünlerde yeni formüller geliştiren Cet Kompozit önemli rol oynayacağa benziyor.

Türkiye kompozit malzeme

pazarı

2023’te küresel kompozit pazarının ulaşması

beklenen değer

H

1,5

130

Dünya ortalamasının üstünde büyüme gösteren Türkiye kompozit sektörü, 2017 yılında yüzde 7 büyüdü. 1,5 milyar Euro’luk pazara sahip kompozit sektörü, katma değeri yüksek ürünler ürettiği ve geleceğin malzemesi olduğu için ülke ekonomisi açısından büyük öneme sahip.

MİLYAR EURO

MİLYAR EURO

Page 42: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

Ç E V R E C I T E K N O L O J I L E R

42

"KOMPOZİT TEKNOLOJİLERİ MÜKEMMELIYET MERKEZI’NDE EZBER BOZAN TEKNOLOJILER ÜRETIYORUZ"

KORDSA AR-GE MÜDÜRÜ DENİZ KORKMAZ

Kompozit teknolojilerinde ikinci bir KORDSA yaratmak için yatırımlarını sürdüren şirket, Teknopark İstanbul’da kurduğu Kompozit Teknolojileri Mükemmeliyet Merkezi’nde geliştirdiği teknolojiler ile araçları hafifleterek, sürdürülebilirliğe katkı sağlıyor.

ünyanın önde gelen endüstriyel naylon ve polyester iplik, lastik kord bezi ve tek uçlu kablo üreticilerinden KORDSA ile Sabancı Üniversitesi’nin

Teknopark İstanbul’da kurduğu Kompozit Teknolojileri Mükemmeliyet Merkezi (KTMM), sanayi ve üniversitenin tek çatı altında birleştirilmesinin en iyi örneklerinden biri olarak gösteriliyor. Merkezde ezber bozan teknolojiler ürettiklerini söyleyen KORDSA Ar-Ge Müdürü Deniz Korkmaz, KTMM’de yürüttükleri Ar-Ge çalışmalarını anlattı.

KORDSA, kompozit teknoloji pazarına girdikten sonra ciddi yatırımlar yapmaya başladı. 2016 yılında hayata geçirilen Kompozit Teknolojileri Mükemmeliyet Merkezi, küresel oyuncu olma yolunda nasıl bir rol oynuyor?Lastik güçlendirme teknolojilerinde sahip olduğumuz yetkinliklerimizi farklı sektörlere aktarmak için yaptığımız pazar analizlerinde kompozit pazarının bizim yetkinliklerimize yakın olduğunu gördük ve reçine kaplanmış karbon bez üretimi ile kompozit teknolojileri pazarına giriş yaptık. 2014 yılında 100 milyon ABD Doları yatırım ile Türkiye’nin ilk sanayi-üniversite iş birliği modeli olan Kompozit Teknolojileri Mükemmeliyet Merkezi’nin temellerini attık. 2016 yılında hayata geçirdiğimiz bu merkezde temel araştırma, uygulamalı araştırma, teknoloji geliştirme, ürün geliştirme, girişimcilik ve üretim süreçlerinin tümü tek bir çatı altında gerçekleşiyor. Bu merkezde, havacılık ve otomotiv başta olmak üzere spor malzemeleri, rüzgar türbini ve denizcilik gibi farklı sektörler

D

için yenilikçi ve özgün kompozit ara ürün ve uygulamalar geliştiriyoruz.

EMEA bölgesinde, Kompozit Teknolojileri Mükemmeliyet Merkezi’nde otomotiv ve havacılık sektörünün gereksinimlerine yönelik Ar-Ge çalışmalarımız devam ediyor. Bu inovasyon merkezimizde geliştirdiğimiz CM14 adını verdiğimiz hızlı kürlenen yeni

prepreg sistemi, su lekesi ve beyaz nokta sorunlarını ortadan kaldırarak yüksek görsel kalite sunuyor. Ford Otosan ile ortak geliştirdiğimiz ağır ticari araçların şasi sistemlerini hafifleten yeni teknoloji ise yine Merkezimizde geliştirdiğimiz ezber bozan teknolojilerden biri. 16 ton üzeri ağır ticari araçlar için geliştirdiğimiz yenilikçi yaprak yay;

DENİZ KORKMAZAR-GE MÜDÜRÜ KORDSA

Page 43: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

43

süreç optimizasyonu, parça kalifikasyonu ve çevrimiçi sağlık izleme amacıyla kullanılan yapı sağlığı izleme sistemlerini de içeriyor. Stratejik yatırımlarımız ve sektöre yön veren yeniliklerimiz ile kompozit alanında ikinci bir KORDSA yaratmayı hedefliyoruz.

Satın almalar havacılık sektöründe sizi nasıl bir pozisyona getirdi?2018 yılında satın aldığımız ve Amerika’da yerleşik olan Fabric Development ve Textile Products şirketlerimiz, dünyanın önde gelen ticari havacılık sektörü markalarının stratejik tedarikçileri arasında yer alıyor. Uçakların kanat, gövde ve motorlarında kullanılan ileri kompozit malzemeleri üretiyorlar. Yakın zamanda yine Amerika’da yerleşik, havacılık ve uzay sanayiine ileri malzeme temin eden Advanced Honeycomb Technologies şirketini bünyemize kattık. Advanced Honeycomb, uçakların içlerini güçlendiriyor. Bu satın almalardan önce, her üç otomobil lastiğinden birini ve her üç uçak lastiğinden ikisini güçlendirirken, bugün artık tüm dünyaya yayılmış teknolojilerimiz sayesinde bir uçağın gövde, kanat ve içine yönelik yani kısacası uçağın tamamını güçlendirmeye yönelik ürün geliştiriyoruz. Bu yatırımlar ile ABD kompozit pazarında ve büyüyen havacılık sektörünün tedarik zincirinde güçlü bir oyuncu olma yolunda çok önemli adımlar attık.

Üniversite – Sanayi iş birliğini tek çatı altında toplayan KTMM, ne tür farklılıklara sahip? Son dönemde artan çevreci teknolojiler konusunda merkez nasıl rol oynayacak?Sabancı Üniversitesi iş birliğiyle Teknopark İstanbul’da hayata geçirdiğimiz Kompozit Teknolojileri Mükemmeliyet Merkezi’nde kompozit teknolojilerinde Ar-Ge, inovasyon ve üretim çalışmalarını tek çatı altında topladık. Türkiye’nin ilk, dünyanın sayılı merkezlerinden olan merkez, global ve Türkiye pazarı için Ar-Ge ve inovasyon mutfağı rolü görüyor. Merkezde araştırmacılar, tasarımcılar, mühendisler, üretim süreci sorumluları ve çalışanları, doktora öğrencileri, doktora sonrası araştırmacılar, öğretim üyeleri, kuluçka firma girişimcileri birlikte çalışıyor. Merkezde açık inovasyon anlayışıyla farklı kurum ve kuruluşlarla iş birliği yapılarak temel araştırmadan başlayıp, fikirden prototip üretimine, seri imalata kadar devam

eden araştırma geliştirme döngüsünün tüm basamaklarında hizmet veriyoruz, sektörü dönüştüren yeni teknolojilere imza atıyoruz.

Bu ekosistemde geliştirdiğimiz teknolojilerle araçları hafifletiyor, böylece yakıt kullanımını düşürerek çevresel etkilerin azalmasına ve sürdürülebilirliğe katkıda bulunuyoruz. Örneğin burada geliştirdiğimiz reçine teknolojimizle preste kürlenme süresini üç dakikaya düşürürken, kalıbın soğutulmasını gerektiren ek süreyi de bertaraf ettik. Hızlı kürlenen KORDSA prepreg malzemesinin ekonomik katkıları arasında parça çevrim süresi ve kalıp amortisman süresi düşürmesi, üretim hızı artışı ve sağladığı A sınıfı kaliteli yüzey sayesinde kaplama maliyetini düşürmesi sıralanabilir. Tüm bunlar da doğrudan çevreci ve sürdürülebilir katkılar sunuyor tabii. Merkez’in çıktıları kadar kendisi de çevreye duyarlı. Binamız, çevreye duyarlı, su ve elektrik kaynaklarından maksimum verimlilik sağlayan, sürdürebilir bir bina olduğu için enerji ve çevre dostu olarak tasarlanan yapılara verilen ve bu konuda dünyada en önemli sertifika kabul edilen LEED Gold sertifikasına sahip.

2018 yılında yaptığınız yatırımlar ve araştırmalar, 2019 ve sonrası için KORDSA’nın pozisyonu açısından hangi mesajları veriyor? 2018 yılında kompozit alanında yaptığımız yatırımlarla ve geliştirdiğimiz inovatif teknolojilerle organik ve inorganik büyümemizi sürdürdük. İkinci KORDSA yaratma hedefimizde emin adımlarla ilerleyerek, kompozit alanında ABD’de yaptığımız şirket satın almalarıyla ticari havacılık ve uzay sektörü tedarikçileri arasında yerimizi pekiştirdik.

2019 ve sonrası için ajandamızda kompozit teknolojilerinde ikinci bir KORDSA yaratmak var. Bununla birlikte ana iş kolumuz olan lastik güçlendirme alanında global pazar liderliğimizi koruyor ve bunun devamı için büyük lastik üreticileri ile ortak teknolojiler geliştiriyoruz. Yol haritamızı her üç iş alanımızda da fark yaratan ve sürdürülebilir teknolojiler geliştirmek, teknoloji ihraç eder konumumuzu pekiştirmek ve açık inovasyon anlayışımızla faaliyet gösterdiğimiz sektörleri dönüştüren yeniliklere imza atmaya devam etmek olarak belirledik. Bu çerçevede organik ve inorganik büyüme fırsatlarını değerlendireceğiz.

DÜNYAYA TEKNOLOJİ İHRAÇ EDİYORAmerika’dan Asya Pasifik’e kadar geniş bir coğrafyaya yayılmış global bir güçlendirme oyuncusu olan KORDSA, lastik ve inşaat güçlendirme ile kompozit teknolojileri pazarlarının global oyuncusu olarak, üç iş kolunda da “Yaşamı Güçlendirme” misyonu ile faaliyet gösteriyor. KORDSA, Türkiye, Amerika, Brezilya, Tayland, Endonezya olmak üzere beş ülkedeki 11 üretim tesisinde 4 bin 500’e yakın çalışanıyla faaliyet gösteriyor. Stratejik önemi olan pazarların ihtiyaçlarına yönelik teknoloji ve ürün geliştirmenin global marka olmanın temelini oluşturduğunu söyleyen KORDSA Ar-Ge Müdürü Deniz Korkmaz, “Bugün geldiğimiz noktada Türkiye’den dünyaya teknoloji ihraç eder pozisyondayız” diyor.

4.500KORDSA’nın tüm dünyada

yarattığı istihdam

100 MİLYON DOLAR

Kompozit Teknolojileri Mükemmeliyet Merkezi Yatırım

Maliyeti

2018 yılında kompozit alanında yaptığımız

yatırımlarla ve geliştirdiğimiz inovatif teknolojilerle organik ve inorganik büyümemizi

sürdürdük. 2019 ve sonrası için ajandamızda kompozit

teknolojilerinde ikinci bir KORDSA yaratmak var.

Page 44: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

Ç E V R E C I T E K N O L O J I L E R

44

KASTAMONU ENTEGRE KOMPOZIT ATIKLARDAN YENI ÜRÜN GELIŞTIRECEKAğaç bazlı panel sektörünün global markası olan Kastamonu Entegre, Teknopark İstanbul’da bir ilke imza atmaya hazırlanıyor. Kastamonu Entegre İş Planlama ve İnovasyon Direktörü Dr. Hüseyin Güler, “Dört üniversiteden 12 doktora öğrencisi ile dört yıl süresince Teknopark İstanbul’daki yerimizde yeni teknolojiler geliştirmeye ve ürünlerimizin kalitesini artırmaya yönelik çalışmalar yapacağız” diyor. Şirket aynı zamanda bu projesiyle üniversite-sanayi iş birliğinde güzel bir örneğe de imza atmış olacak.

ğaç bazlı panel sektöründe başarılarla dolu yarım asrı geride bırakan Kastamonu Entegre, sektörde hayata

geçirdiği ilklerle anılıyor. Gerçek bir Ar-Ge ekosisteminde yer almak ve teknoloji odaklı değer üretmek için Ar-Ge çalışmalarını Teknopark İstanbul’a taşıyan Kastamonu Entegre, yarım asırlık tecrübesini, teknoloji ile pekiştirerek kompozit ürünlerde öne çıkmaya hazırlanıyor. Kastamonu Entegre İş Planlama ve İnovasyon Direktörü Dr. Hüseyin Güler ile ağaç bazlı panel sektöründe kompozit ürünleri konuştuk.

Ağaç bazlı panel sektöründe kompozit ürünler dediğimizde hangi ürün grubunu ifade etmiş oluyoruz?Tanım gereği kompozit birden fazla parça veya bileşenden meydana gelen her şeyi kapsamaktadır. Sektördeki ürünler de (lif levha, yonga levha, kontrplak, OSB) ana ham maddeler olan odun ve tutkalın birlikte preslenmesi ile üretildiği için, aslında ağaç bazlı paneller doğaları gereği kompozit ürün sınıfına giriyor. Öte yandan, ahşap ve plastik malzemelerin birleştirilmesinden de WPC (wood plastic composite) adı verilen ürünler üretilebilmektedir. Bu tür kompozitler takip ettiğimiz teknolojiler arasında yer alsa da şirketimiz henüz böyle bir üretim yatırımı yapmadı.

Kompozit teknolojisi ürüne nasıl bir katma değer katıyor? Kompozit üretimindeki amaç, tek başına uygun olmayan, birbiri içerisinde çözünemeyen malzemeleri kullanım alanlarına uygun özellikleri verebilecek duruma getirmek için yeni özellikler katmaktır. Kompozit malzemeler genellikle hafif ama dayanıklı oldukları için birçok endüstrinin vazgeçilmezidir. Sektör özelinde

konuşmak gerekirse, kompozit ağaç bazlı paneller taze ağaçtan kesilmiş tomruk ve keresteye oranla çok daha verimli bir kullanım imkanı verir. Ana gövdenin yanı sıra ince veya eğrilip bükülmüş dallara kadar bir ağacın her yerini kompozit panel içinde değerlendirmek mümkün. Hatta orman ürünleri sanayinin yan ürünleri olan kabuk ve testere talaşı da ağaç bazlı paneller içinde geri dönüştürülebilir. Bunun yanında, taze

A DR. HÜSEYİN GÜLERIŞ PLANLAMA VE INOVASYON DIREKTÖRÜKASTAMONU ENTEGRE

Page 45: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

45

ağaçtan kesilmiş tomruk ve keresteden elde edebileceğiniz ürünler ebat olarak çok sınırlı bir çözüm sunarken, ağaç bazlı paneller iki metrenin üstünde genişliğe ve üç metrenin üstünde uzunluğa kadar üretilebilmektedir.

Panel üretiminde nasıl bir teknoloji kullanılıyor?Kastamonu Entegre olarak üretimini yaptığımız lif levha ve yonga levha ürünleri, çoğu benzer aşamalardan oluşan üretim şemalarına sahip. İlk etapta üretime giren ağaç malzeme parçalanarak yonga veya lif haline getirilir. Ardından rutubetin düşürülmesi için kurutulan bu malzemeler tutkallanır, ardından belli bir sıcaklık ve basınçta preslenir. Daha sonra kullanım alanına göre panel yüzeyine melamin emprenye edilmiş kağıt, pvc ya da cila işlemi uygulayarak; ya da herhangi bir işlem yapmadan ham hali ile müşterimize teslim ediyoruz. Ürünlerimiz mobilya, dekorasyon, yer döşeme ve inşaat sektöründe kullanılmaktadır. Fakat ilk sorunuzda bahsi geçen WPC ürünlerin üretiminde ekstrüzyon teknolojisi ile üretim yapılır.

Geri dönüştürülebilir malzemelerden üretim yapacağınız Italya fabrikanızın üretim süreci de aynı teknolojiye mi sahip olacak? İtalya’da ağaç bazlı panel sektörü, yüzde 100’e yakın oranda geri dönüşümlü malzeme ile üretim yapmaktadır. 2017 yılında satın aldığımız ve modernizasyon çalışmalarının ardından 2018 yılı sonunda üretime başlayan İtalya fabrikamız da ülkedeki diğer üreticiler gibi tamamen geri dönüşümlü malzemelerden üretim yapmaktadır. Atık yönetim hiyerarşisinde yakma ve depolamaya göre öncelikli yöntem olan geri dönüşüm, ahşap ürünleri konusunda döngüsel ekonominin mümkün olduğunu kanıtlamaktadır. İtalya fabrikamızda edindiğimiz tecrübeleri de orta vadede Türkiye’ye uyarlayarak sektörümüzde geri dönüşümün payını arttırmayı hedefliyoruz.

Içinde bulunduğunuz AB projesi olan ECOBULK’un da bir kompozit üretim projesi olduğunu söyleyebilir miyiz?ECOBULK projesi, inşaat, mobilya ve otomotiv sektörlerinde döngüsel ekonomi çözümlerinin mümkün olduğunu kanıtlamak üzerine konumlandırıldı. AB’nin

döngüsel ekonomi alanında fonladığı en büyük projelerden biri olan ECOBULK projesinin amacı, kompozitlerden tamamen yeni ürünler tasarlamak, üretmek ve sergilemek. Yeniden kullanım ve geri dönüşüm oranlarını artırarak döngüsel ekonomi stratejilerini hayata geçirmek. ECOBULK projesinde Türkiye ve Avrupa’dan sektörü temsil eden tek üreticiyiz. Proje çıktıları olarak bahsi geçen sektörlerde de ağaç bazlı veya plastik bazlı kompozit malzemelerin üretilmesi hedefi bulunmaktadır. Amacımız geri dönüşüm prosesi kolaylaştırılmış levha geliştirmektedir.

Son olarak Teknopark Istanbul’da ne tür Ar-Ge projeleri üzerinde çalışıyorsunuz?Sürekli gelişim ilkesi doğrultusunda, inovasyonu tüm iş süreçlerimize entegre ederek; yeni ürün, ürün ve süreç geliştirme, verimlilik artırma, etkin kaynak kullanımı ve çevre teknolojileri alanlarında, yurt içi ve yurt dışı üretim tesislerinde projeler yürütüyoruz. Üniversite ve sanayi işbirliğinin önemine inanan ve kolektif çalışma prensibiyle sektörde örnek projeler oluşturan şirketimiz, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve TÜBİTAK desteklerini büyük bir motivasyon kaynağı ve fırsat olarak görmektedir. Bundan sonraki süreçte geleceğin teknolojilerini geliştirmek üzere Ar-Ge çalışmalarımıza Teknopark İstanbul’da devam edeceğiz.

TÜBİTAK’ın 2244 Sanayi Doktora Programı’na katılım göstererek, sektörde ihtiyaç duyulan yüksek nitelikli insan kaynağını yetiştirmeye öncülük edeceğiz. Proje kapsamında, Sabancı Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Karadeniz Teknik Üniversitesi ve Bursa Teknik Üniversitesi ile birlikte 12 doktora öğrencisine ev sahipliği yaparak, sektörde bir ilki gerçekleştireceğiz. Dört yıl sürecek proje kapsamında, 12 doktora öğrencisi, eğitim süreçleri boyunca hem şirketimizi hem de sektörü daha yakından tanıyacak ve sektörün ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde doktoralarını tamamlayacak. Bu ekip ile Teknopark İstanbul’daki yerimizde yeni teknolojiler geliştirmeye ve ürünlerin kalitesini artırmaya yönelik çalışmalar yapacağız. Mezuniyet sonrasında da doktora yaptıkları alanda istihdam fırsatı yakalayacaklar.

TEKNOLOJİ GÜCÜ İLE DÜNYADA İLK BEŞE GİRMEYİ HEDEFLİYORYüzde 100 milli bir firma olan Kastamonu Entegre, üretim kapasitesiyle Türkiye’de 1’inci, Avrupa’da 4’üncü, dünyada 7’nci sırada bulunuyor. Romanya, Bulgaristan, Bosna Hersek, Türkiye, Rusya ve İtalya’daki fabrikalarından her gün 600 TIR’lık sevkiyat yapıyor, 4 bin 500 konutluk laminat parke, ağaç bazlı panel ve kapı yüzeyi üretiyor. Şirket, 6 bin 300 çalışanıyla Orta Amerika’dan Hindistan’a 100 ülkeye yaptığı ihracatla Türkiye’nin ilk 500 Büyük Sanayi Kuruluşu arasında 40’ıncı sırada yer alıyor.

Ar-Ge çalışmalarını Teknopark İstanbul’a taşıyarak gerçek bir Ar-Ge ekosisteminde yer almayı ve teknoloji odaklı değer üretmeyi hedeflediklerini söyleyen Kastamonu Entegre İş Planlama ve İnovasyon Direktörü Dr. Hüseyin Güler, teknoloji gücüyle ağaç bazlı panel sektöründe ilk beş küresel oyuncudan biri olmayı hedeflediklerini söylüyor.

6 ÜLKEDE ÜRETİM

6.300Kastamanu

Entegre’nin dünya çapında oluşturduğu

istihdam

TÜRKİYE’DE

1’İNCİ,

AVRUPA’DA

4’ÜNCÜ, DÜNYADA

7’NCİ,SIRADA

Page 46: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

eknopark İstanbul’un kuluçka firmalarından Cet Kompozit ve Epoksi Teknolojileri, stratejik ürünlerde

dünyanın sayılı firmaları arasına girmeyi hedefliyor. Şirketin kurucusu Ömer Güven’in genç yaşına rağmen bu hedef doğrultusunda bugüne kadar attığı başarılı adımlar dikkat çekiyor.

Her şeyin, üniversitede okurken Türkiye’de neden yüksek performanslı katma değerli ürünlerin üretilmediği sorusuyla başladığını söyleyen Güven, “Mezun olduktan sonra Danimarka’da bir sene rüzgar tribünü ve yenilenebilir enerji üzerine çalıştım. Dünyanın dört bir yanındaki fuarlara giderek, sektördeki gelişimleri takip ettim. Üniversite dönemi ve sonraki bir buçuk yıllık dönemde Amerika, Avrupa ve Asya pazarlarını gezerek geçirdim. Global satın alma kısmını öğrenmek için Vestel’in satın alma departmanında işe başladım. Elektrikli otomobillerden uçaklara, karbon fiber araçlardan roketlere, demiryollarından diş dolgusuna kadar sayısız alanda kullanılan kompozit ve epoksilerin millileştirilmesi için proje oluşturmaya karar verdik” diyor.

Türkiye’de kompozitin hammaddesini üreten kimse olmadığı için epoksi ve epoksi bazlı ürünlerin formülasyonunu geliştirmek için çalışmalara başladıklarını söyleyen Güven, ‘Performans Epoksilerinin Yerlileştirilmesi’ projesi ile Teknopark İstanbul’a kabul edildiğini belirterek, şöyle devam ediyor: “Bu alanda

T

M I L L I T E K N O L O J I L E R

STRATEJIK KARARIMIZ DÜNYAYA MİLLİ MARKAMIZLA SATIŞ YAPMAK

46

ÖMER GÜVENKURUCUCET KOMPOZIT VE EPOKSI TEKNOLOJILERI

Page 47: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

kendilerini yetiştirmiş 25-30 yıldır bu alanda tecrübeli danışmanlar, üretim ve pazarlama müdürlerini ekibimizde toplamaya başladık. Şirketi kurup test ürünü ürettikten sonra Ankara’ya giderek Savunma Sanayii Başkanlığı’na projemizi anlattık. Çok büyük destek verdiler. Savunma sanayi şirketlerinin üretim süreçleri ve ihtiyaç duydukları epoksi ürünler hakkında bilgiler aldık. Altı ay içinde henüz test ürünle 20’ye yakın firma ile görüşmeler yaptık. Birkaç firma ile de satış sözleşmesi yaptık.”

TÜRKIYE’DE BIR MODEL OLUŞTURMAK ISTIYORDüşük kapasitede çalışan imalat sanayisinin atıl kapasitesini değerlendirmek için firmalar ile görüşmeler yaptıklarını söyleyen Güven, “Yeni bir yatırım yapmak yerine reaktöre sahip ve kullanım kapasitesi düşük KOBİ’ler ile gizlilik anlaşması yaptık. Atıl durumdaki reaktörler ile üretimlere başladık. Sıfırdan kurulup altı ay içinde savunma sanayiye ürün vererek, bir ilke imza atmış olduk” diyor.

Talebe bağlı olarak kimya tesislerinin atıl kapasitelerini kullanarak, üretimi artıracaklarını söyleyen Güven, bunun nedenini şöyle açıklıyor: “Biz bu atıl kapasiteleri kullandığımız zaman firmalar da genel giderlerini düşürüp rekabetçiliğini artırabiliyor. Bunun, Türkiye’de bir model olmasını istiyoruz. Bizim ileride alacağımız test makinelerini de bu şekilde kullanıma açacağız. Bu modelle hem kâr marjını hem de iş ortaklarımızı daha ileriye taşıyabiliriz. Bunun dünyada örnekleri var.”

PERFORMANS EPOKSIDE YERLILIK ORANINI %80’E ÇIKARACAKSavunma ve havacılık sanayiyi odaklarına aldıklarını ifade eden Ömer Güven, devam eden çalışmalar hakkında şu bilgileri veriyor: “İlk adımda kendimizi ve yapabileceğimizi kanıtlamak için firmaların halihazırda kullandıkları ürünleri üretmekle başladık. Şu anda ciro bazında en fazla kompozit sektörünün yurt dışından aldıkları ürünlerin birebir muadillerini üretebiliyoruz. Çünkü

ürünlerimizin test ve sertifikasyonu için yüksek maliyetlerle mücadele ediyoruz. En hızlı satılabilir ürünleri üreterek, yeni sertifikasyonlar için kaynak oluşturmuş oluyoruz. Savunma sanayisindeki ciromuz henüz düşük, bunun nedeni de test süreçlerinin çok uzun sürmesi. 310 adet epoksi sistem formülümüz var. Şu an formüle ettiğimiz ürünlerden 11’ini piyasaya sürebildik. Şu sıralar, daha önce yurt dışında üretilmiş fakat kataloglarda olmayan ürünleri sentezlemeye başladık. Kuruluş amacımız da buydu. Kendi prosesimizi tasarlayacak bir altyapıya hammadde tedarik etmek istiyoruz. Şu andaki tüm proses yurt dışındaki hammaddelere göre tasarlanıyor. Firmaların kurmak istediği prosese göre hammadde üretebileceğimizi söylüyoruz. Böylelikle mevcut ürünler değil de alternatif yüksek performanslı hammaddelere odaklanacağız. Çözüm ortağı olduğumuz firmalarımız da yurt dışındaki bir platformun aynısını yapmak yerine, farkı tasarımla farklı ürünler çıkarabilecek hale gelecekler. Biz de bunu istiyoruz ve bunu yakın zamanda da başarabileceğimize inanıyorum. Üç sene içinde performans epoksilerinde yerlilik oranını yüzde 80’e çıkaracağız. Otomotiv üreticileri ile görüşmelerimiz var. 2021 yılında satışa sunulacak otomobillerin bazı parçaları yerli epoksiden üretilmiş olacak.”

“GELECEĞIN MILLI SAVUNMA ARAÇLARI IÇIN HAZIRLANIYORUZ”Güven: “Bizim üretmeyi hedeflediğimiz ürünler, finansal değerinden çok stratejik öneme sahip. Ürettiğiniz bir roket veya uçakta, epoksi kullanım oranı düşük olabilir fakat, eğer istediğiniz yüksek performanslı epoksiyi alamazsanız o uçağı kaldıramıyorsunuz veya menzili düşük oluyor. Çünkü ülkeler kendi kullandıkları teknolojik ürünün bir altını size satarlar. Savunma sanayinde üstü kapalı ambargolar oluyor. Milli savaş uçağında kullanılması gereken bir epoksi parça var ve bu ürünün tedarikine sıra geldiğinde yine üstü kapalı bir ambargo ile karşı karşıya kalınabilir. Bizim hedeflediğimiz stratejik ürün gamında bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda dünyada üretici var. Bu yüzden de bu üreticiler piyasayı istediği gibi kontrol edip manipüle edebiliyorlar. Adım adım onların seviyesine gidebileceğimize inanıyoruz” diyor.

Elektronik sektörü başta olmak üzere 2019 yılının dışa açılacakları bir yıl olacağını söyleyen Ömer Güven, bunun için numune gönderimlerine de başladıklarını belirterek, “Numunelerimizi Türk bayraklı ambalajlarla gönderiyoruz ki, Türk markası olduğumuzu görsünler. Bizim stratejik kararımız, dünyaya kendi milli markamızla satış yapmak” diye konuştu.

Yüksek endüstri mühendisi Ömer Güven tarafından kurulan Cet Kompozit, ilk altı ayda savunma sanayisine ürün tedarik ederek bir ilke imza attı. Ürettikleri epoksi, henüz bir yılını doldurmadan otomotiv firmalarının ilgisini çekti. Bir rüzgar tribünü projesinde kullanılan epoksisi ise İtalyanların iştahını kabarttı. Fakat onun hedefi, yüksek performanslı kompozit ve epoksilerde dışa bağımlılığı bitirerek, Türk markasıyla dünyaya açılmak.

47

Page 48: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

48

“İLK DİKEY EKSENLİ RÜZGAR TRİBÜNÜNÜN EPOKSİSİNİ MİLLİLEŞTİRDİK”

Türkiye’nin ilk dikey eksenli rüzgar tribününü üreten bir firmanın kanat üretiminde çözüm ortağı olduklarını söyleyen Ömer Güven, “İtalyan-ların know how’uyla Türkiye’de

ortak üretim yapacaklardı. Pro-jedeki epoksileri biz yerlileştirdik ve kanatlarını mukavemetli o kadar arttı ki İtalyanlar, firmadan rüzgar tribününün tasarım ve know

how’unu satın almak ve kanatları İtalya’da üretmek istediler. İki firma arasında görüşmeler sonuçlanmadı fakat bu bize oldukça güven verdi” diyerek duygularını dile getirdi.

M I L L I T E K N O L O J I L E R

Geri dönüştürülebilir ve organik epoksiler üretmek için çalışma-larımız var. Hint kenevirinden kompozit üretimi literatürde var fakat fiziksel olarak bir ürün henüz yok. Bunu başarabilirsek, otomotiv sektöründe çığır açacağımızı düşünüyoruz.

ORGANİK EPOKSİLER İLE ÇIĞIR AÇACAĞIZ

Page 49: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz
Page 50: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

L E N S

STM’NIN ÇELIK ATMACASI

İsmi öz Türkçe’de “dağ doruklarında düşmanı gözetlemek için inşa edilen kule” ve “atmaca” anlamına gelen Kargu, yüksek performanslı hareket kabiliyeti ve hareketli hedeflere yönelik imha edici özelliği ile öne çıkıyor. TSK’nın operasyonlarında kullanmaya başladığı döner kanatlı kamikaze, lazer mesafe bulucu, görev iptali, acil imha gibi özelliklere de sahip. Otonom veya uzaktan kumanda ile tek er tarafından kontrol edilebiliyor.

50

KARGU

• Otonom hassas vuruş• Farklı mühimmat seçenekleri• Hareketli hedeflerde hedefe yönelim• Görevi terk veya kendini imha kabiliyetleri• Özgün milli gömülü donanım ve yazılım

ÖNE ÇIKAN BEŞ KABİLİYETİ

Page 51: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

KARGU, asimetrik harp veya anti-terör alanlarında kullanılmak üzere tek er tarafından taşınabilen,

otonom veya uzaktan kumanda ile çalışabilen, döner kanatlı milli vurucu İHA çözümüdür.

KARGU, platform üzerinde gömülü ve gerçek zamanlı özgün görüntü işleme ve derin öğrenme

algoritmalarıyla sabit veya hareketli hedeflere karşı etkin olarak kullanılabilmektedir.

TEKNİK ÖZELLİKLERİ

51

Menzil: 5 km

Görev Süresi: 25 dakika

Görev İrtifası: 500 metre

Azami İrtifa: 2800 metre MSL

En Yüksek Hız: 72 km/saat

Ölçüler: 600 mm X 600 mm x 430 mm

Kalkış Ağırlığı: 5.060 gram

Page 52: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

eknopark İstanbul içerisinde hayata geçirdiği Nanortopedi şirketi ile Türkiye’de ve dünyada benzeri olmayan stratup çalışmaları

gerçekleştiren Profesör Mahir Mahiroğulları, Türkiye’nin biyomalzeme alanında dünya kalitesinde bir yere gelmesini hedefliyor.

Türkiye’de kaliteli yerli üretim yapmak hedefi ile yola çıkan Mahiroğulları, Nanortopedi sayesinde hem milli sermayeye katkıda bulunmak hem de ürünlerini yurt dışına ihraç etmek istiyor. Dergimiz Target için bir araya geldiğimiz Mahiroğulları ile Nanortopedi’yi, startup’larını ve Türkiye’nin biyomalzeme alanında geldiği noktayı konuştuk.

Teknopark Istanbul içinde kurmuş olduğunuz Nanortopedi hangi amaçla kuruldu? Nanortopedi’nin esas kuruluş amacı; Türkiye’de “kaliteli yerli üretim” yapmak. Elbette, şu anda Türkiye’de yerli üretim yapan firmalar var ancak zaman zaman kalite göz ardı edilebiliyor. Ben hastaya müdahale eden kişi de olduğumdan, kalitesiz ürün kullanmanın hem hasta hem de doktor ve

T

I Y I F I K I R

52

ORTOPEDI VE TRAVMATOLOJI UZMANI PROF. DR. MAHİR MAHİROĞULLARI

STARTUP’LARIMIZ DÜNYADA İLK

PROF. DR. MAHİR MAHİROĞULLARIORTOPEDI VE TRAVMATOLOJI UZMANI NANORTOPEDI

Page 53: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

uzmanın prestiji için zedeleyici bir durum olduğunu biliyorum. Sağlıkta kaliteden kesinlikle taviz verilmemesi lazım.

Ben Nanortopedi’yi kurmadan önce sadece son tüketiciydim. Şimdi ise aynı zamanda üreticiyim. Bu startup ile diğer firmalara, kaliteli malzeme üretmek için illa çok yüksek meblağalar kullanmanın zorunlu olmadığını göstermek istiyoruz. Gerekli hassasiyeti gösterdiğinizde, uygun fiyatlara Amerika veya batı kalitesinde medikal ürünler üretilmesi mümkün.

Ben son kullanıcı olduğum için pazarda hangi malzemelere daha fazla ihtiyaç duyulduğunu, bu malzemelerin nerelerden temin edildiğini ve ne kadar bir maliyeti olduğunu biliyorum. Medikal sektöründe kullanılan malzemelerin büyük çoğunluğu yurt dışından ithal ediliyor. Biz de bu kurduğumuz şirketle hem kaliteli malzeme üretip milli sermayeye katkıda bulunmak hem de pazarlamasını yapıp yurt dışına ihraç etmek istiyoruz.

Bu şirketin paydaşları ve destekleyicileri kimler?Projenin hayata geçirilmesi noktasında ilk olarak Vestel ile bir araya geldim. Vestel’in startup’lara destek olan Ventures adlı bir oluşumu var. Birçok kez araya geldik ve projenin tüm aşamalarını kendilerine anlattım. Nihayetinde yatırımcı olmaya karar verdiler ve onların ortaklığında şirketi kurduk. Ardından şirkete üç mühendis aldık. Mühendislerimizden ikisi biyomühendislik alanında, polimer ve biyomalzemeler üzerine çalışıyor. Diğer mühendisimiz ise metalürji ve malzeme ve aynı zamanda nano teknoloji alanlarında uzman.

Peki, ilk aşamada hangi ürünleri üreteceksiniz?Stratup olarak ortaya koyduğumuz üç ürün bulunuyor: Bunlardan ilki 3D biyoprinter. Bu printer ile kemik ve kıkırdak dokuları üreteceğiz. Diğer bir ürünümüz biyolojik tabanca. Bu tabanca sayesinde insan vücudunun içinde üretim yapacağız. İçeriyi kamera ile gözleyip kesiler oluşturmadan müdahalelerde bulunacağız. Üçüncü malzememiz ise sensör. Bu, biyolojik malzemeden farklı bir proje. Bu sensörü kol, bacak vb. kırıklar söz konusu olduğunda ya da omurga eğriliklerinin düzeltilmesinde kullanacağız. Alçı veya korsenin içinde yerleştireceğimiz bu sensör, tehlike sınırında,

ürünün ne kadar kullanıldığı ya da kullanılıp kullanılmadığı ile alakalı bilgi verecek. Bu bilgileri ise geliştirdiğimiz bir aplikasyon sayesinde temin edeceğiz.

Bu startuplar’ın türevleri, benzerleri var mı, yoksa “ilk” özelliğini mi taşıyorlar?Bu startup’ların tamamı dünyada ilk olacak. Dünyada bizimkilere yakın projeler var ancak bizim projelerimizle bire bir aynı olan ya da üzerine çıkan bir çalışma yok. Bu sebeple de yurt dışı patent başvurusunda da bulunduk zaten.

Proje tam olarak ne zaman hayata geçecek?Sensörlerimiz ve kıkırdak tabancamız hazır, yakında deneme sürecine geçeceğiz. Test sürecini başarıyla tamamladıktan sonra 3-6 ay arasında da regülasyonlara ve kullanımları için belgelendirmeye başlayacağız.

Ürünler, testleri başarıyla geçtikten sonra ticari hale mi gelecek?Bu aslında bizim çok aşina olmadığımız bir alan. O nedenle yatırımcı bulmaya çalışıyoruz. Özellikle de pazarlama ile alakalı bize destek olabilecek, pazara ve satış ayağına hakim yatırımcılar arıyoruz. Bunun için de birtakım görüşmeler yapmaya başladık.

Biz ürünlerin ilk olarak, yerli piyasada hak ettiği değeri bulmasını istiyoruz. Yurt dışı sonraki hedef.

Startup’larınız ile alakalı olarak yurt dışında bağlantıda olduğunuz, fikir alışverişinde bulunduğunuz akademisyen, bilim insanı ya da kurum var mı?Evet, yurt dışında mesleklerini icra eden cerrah ve bilim insanı arkadaşlarımla temas halindeyim ancak buradaki iletişim, daha çok ileride gerçekleştirebileceğimiz

iş birlikleri ve yeni projelerle alakalı. Ancak ürünlerden haberdarlar ve denemeyi sabırsızlıkla bekliyorlar.

Biyomalzeme, son senelerde sıkça duyulan bir kavram. Biyomalzeme nedir?Biyomalzeme vücutla uyumlu bir malzeme ve vücuda entegre edildikten bir süre sonra eriyip, yerini yeniden insan vücudundaki dokulara ve organlara devreder. Vücudun dokuyu ve yerleştirilen malzemeyi dışlamaması ancak daha da önemlisi malzemenin görevini yerine getirdikten sonra vücudu terk etmesi gerekiyor.

Felsefe aslında, insan vücuduna en uyumlu organ ve dokuyu üretmekten geçiyor. Biz Nanortopedi olarak doku üretme ayağından başlıyoruz. Bu dokuların bir kısmını içeride, bir kısmını ise vücut dışında üretiyoruz, yani iskeleti yapıyoruz, duvarlarını vücut örüyor.

Türkiye biyomalzeme ve 3D printer üretimi ya da kullanımı noktasında dünyada nerede duruyor? Türkiye printer üretimi alanında hızla ilerliyor. Printer üretimi ve satımı yapan firma sayısı azımsanamayacak seviyede ve pek çoğu da oldukça başarılılar. Ancak biyomalzeme konusunda aynı başarıyı yakalayabilmiş değiliz. Laboratuvar boyutunda fena durumda değiliz ancak pazara sunma ve satış konusunda yetersizsiz. Bizi harekete geçiren etmenlerden biride buydu. Biz klinikle pazarı bir araya getirmeyi hedefliyoruz. Bu ürünleri kim kullanacak, son kullanıcı kim, temel ihtiyaçlar ne, bunlar bilinmiyor. Avrupa ve ABD bunu çok başarılı şekilde yapıyor. Bizim de böyle olmamız lazım.

53

Teknopark İstanbul içinde kurduğu Nanortopedi şirketi ile üretici konumuna geçen Prof. Dr. Mahir Mahiroğulları, “Ben son kullanıcı olduğum için pazarda hangi malzemelere daha fazla ihtiyaç duyulduğunu, bu malzemelerin nerelerden temin edildiğini ve ne kadar bir maliyeti olduğunu biliyorum” diyerek, kaliteli üretim yapmak için gerekli bilgi ve tecrübeye sahip olduğunu belirtiyor.

Page 54: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

54

TA N I T I M

eroGDT firması 2018 yılının Eylül ayında Er Makina Dişli Sanayi A.Ş. ortaklığında kuruldu. Er Makina, havacılık

ve savunma sanayii sektörlerinde yüksek kalite ve hassasiyette dişli üretimi yapabilen ilk ve tek KOBİ olmasıyla sektörde dikkat çekiyor. Aynı zamanda sektörde kendi uzmanlık alanında ülke savunması için stratejik öneme sahip projelere imza atan bazı vakıf firmalarının da dişli üretimi konusunda stratejik partneri konumunda. Er Makina Dişli Sanayi A.Ş. ortaklığı çatısı altında yapmış olduğumuz güç birliği sayesinde, stratejik önem arz eden havacılık ve savunma sanayii sektörlerinde hassas dişli ve dişli kutularının tasarım ve test faaliyetlerini yürütmek üzere AeroGDT faaliyetleri tüm hızıyla devam ediyor.

AeroGDT’deki deneyimli akademik ve mühendislik kadromuz, müşteriye özel gereksinimlere göre dişli ve dişli kutuları için sıfırdan son ürüne giden süreçte tasarım, danışmanlık ve test hizmetleri sunuyor. Aynı zamanda Er Makina üretim kabiliyetlerini kullanarak üretimler de dahil olmak üzere anahtar teslim projelere imza atıyor. Kara, hava ve deniz araçlarında kullanılan hassas dişli ve dişli kutusu tasarım ve test çözümleri sunuyor.

AEROGDT, TASARIMDAN ÜRÜNE ENTEGRE HIZMET SUNUYOR

“AeroGDT olarak müşteriye özel gereksinimlere göre dişli ve dişli kutuları için sıfırdan son ürüne giden süreçte tasarım, danışmanlık ve test hizmetleri sunuyoruz. Er Makina üretim kabiliyetlerini kullanarak anahtar teslim projelere imza atıyoruz.”

A

Hem ulusal hem de uluslararası sektörde daha hafif ve daha yüksek tork taşıma kapasitesine sahip dişli kutuları özellikle havacılık, savunma ve robotik uygulamalarda daha fazla kullanılıyor. Yeni ve farklı tasarım teknikleriyle dişli kutularının güç yoğunluğunu en üst düzeye çıkarmak uluslararası arenada da firmaların öncelikli hedefleri olarak dikkat çekiyor. Yeni tasarım metodolojileri ve yeni malzemeler hem dişli gerilmelerini hem de dişli kutusu ağırlıklarını azaltmaya yardımcı oluyor. Konusunda uzman kadromuz ile gerçekleştirdiğimiz yeni tasarım tekniklerinden bazıları,

hem bireysel olarak hem de kombinasyon halinde asimetrik diş yanağı ve asimetrik diş kökü tasarımlarını içeriyor, dişli gerilmelerini yüzde 5 ile yüzde 15 arasında azaltmaya yardımcı oluyor ve sonunda dişli kutusunun güç yoğunluğunu en üst düzeye çıkarmaya yardımcı oluyor. Yüksek temas oranlı dişliler gibi farklı tasarım uzmanlık konuları da mühendis kadromuz tarafından havacılık helikopter dişlilerinde başarıyla kullanılmaktadır ve patent başvurusu ile sonuçlanmıştır.

Deneyimli mühendislik ve ürün geliştirme ekibimiz proje hedeflerinize ulaşabilmeniz için sizleri bekliyor.

Page 55: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz
Page 56: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

SAVUNMA SANAYII IHRACATININ HEDEFI BİR ÜST LİGE ÇIKMAK

56

Bir önceki yıla göre 2018 yılında yüzde 8 büyüyerek 2 milyar doları aşan savunma ve havacılık sanayii ihracatının son altı yıldaki büyümesi yüzde 61 oldu. Türk savunma sanayisini orta vadede sektöre giren yeni oyuncular ve stratejik taktikler ile bir üst lige çıkarma planları yapılıyor. Çünkü 100 milyar dolarlık savunma sanayii ihracat pastasından daha fazla pay almak mümkün. Yılın ilk çeyreğinde görülen büyüme de ihracatın “doğru rotada” olduğunu gösteriyor.

M E R C E K

Page 57: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

57

avunma ve havacılık sanayii ihracatı, ülke ihracat ortalamasının çok üstünde büyümeye devam ediyor. Son altı yılda

Türkiye'nin toplam ihracatı yüzde 10,5 artarken, savunma ve havacılık sanayisi ihracatı yüzde 61 artış gösterdi. Stockholm Uluslararası Barış Araştırma Enstitüsü (SIPRI) açıkladığı uluslararası silah ticareti trendi raporuna göre ise Türkiye’nin 2014-2018 döneminde savunma sanayi ihracatı, 2009-2013 dönemine göre yüzde 170 arttı. SIPRI’nin açıkladığı raporda, 2014-2018 döneminde Türk savunma ve havacılık sanayi dünyanın en büyük ihracatçılar listesinde ilk 15 ülke arasında yer aldı.

TÜRKIYE’NIN PAYI YÜZDE 1’E YÜKSELDITürkiye’nin küresel silah ticaretindeki payı da yüzde 0,4'ten yüzde 1'e yükseldi. Savunma Sanayii Başkanlığı Uluslararası İşbirliği Daire Başkanlığı, 100 milyar doları aşan ihracat pazarından daha fazla pay almak için iş birliği potansiyelinin artırılmasına yönelik stratejik ve taktik seviyede çok sayıda faaliyet yürütüyor. Uluslararası İşbirliği Daire Başkanlığı, halen 130'un üzerinde ülkeye yönelik çalışma yaparken, aktif olarak 70'ten fazla ülkede 500'den fazla iş birliği ve ihracat konusunu takip ediyor. 2018 yılında 17 iş birliği toplantısı organize edilerek, dört devletten devlete antlaşma ile Türk firmaların iş geliştirme konularını sonuçlandırmasına yönelik görüşmeler gerçekleştirdi.

TÜRKIYE, ILK 15 ÜLKE ARASINA GIRDIDünyada yıllık 1,7 trilyon dolarlık savunma harcaması yapılıyor. Bunun 300 milyar dolarını ekipman alımına ayrılırken, bu rakam içinde ihracatın payı 100 milyar doları buluyor. İhracatta önde gelen 15 ülke grubu incelendiğinde üç grup olduğu görülüyor. Birinci grupta ABD, 34, Rusya, 22 milyar dolar ihracat ile toplam ihracatın yüzde 50-60'ını yapıyor. İkinci grupta yer alan Fransa, Çin, Almanya, İngiltere gibi ülkelerin yıllık savunma ürünleri ihracatı ise 5-7 milyar doları buluyor. Türkiye ise İtalya, İspanya, Güney Kore, İsrail gibi ülkelerin de aralarında bulunduğu üçüncü grupta yer alıyor. Bu grupta bulunan ülkeler 2-3 milyar dolar ihracat gerçekleştiriyor. Türkiye, önceki yılın 2 milyar dolar ihracatını geçerek, 2018 yılında bu gruba girmeyi başardı.

S

Savunma Sanayii Başkanlığı, ilk 100’de daha fazla Türk firması olması için ekosisteme yeni firmalar katmaya devam ediyor. Şu anda listede sadece dört firma yer alıyor. İhraç edilen her bir ürün ve ekosisteme kazanılan her bir şirket, Türkiye’nin küresel savunma sanayisinden daha fazla pay almasının yolunu açacak. Türk savunma ve havacılık sanayisinin gösterdiği gelişim sonunda ortaya çıkan platform, sistem, ürün ve yeteneklere yurt dışı pazarlardaki talep artıyor.

ILK ÇEYREK DE HIZLI BAŞLADITürkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, ilk iki ayda ihracat bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 35 arttı. Savunma sanayii ilk iki ayda ihracatın en fazla arttığı üçüncü sektör oldu. Yılın ilk iki ayında Türkiye'nin toplam savunma ve havacılık sektörü ihracatı 346 milyon 514 bin dolar oldu. Bu rakam 2018'in ocak-şubat dönemine göre yüzde 35,3 artış kaydetti. Geçen yılın ilk iki ayında 256 milyon 161 bin dolarlık savunma ve sanayi ihracatı yapılmıştı.

Page 58: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

M E R C E K

58

SIPRI’nin yayımladığı raporda, 2014-2018 döneminde Türkiye'nin en büyük üç müşterisinin yüzde 30'luk payla Birleşik Arap Emirlikleri, yüzde 23 ile Türkmenistan ve yüzde 10 ile Suudi Arabistan olduğu görülüyor. Aynı dönemde Türkiye'nin savunma sanayisi ithalatı ise yüzde 21 geriledi.

Ukrayna'ya Baykar tarafından geliştirilerek üretilen Bayraktar insansız hava aracının (İHA) ihracat sözleşmesi imzalandı. Filipinler ile savunma sanayisi iş birliği alanında bir mutabakat muhtırası imzalandı. İlk planda altı adet Atak helikopteri ihracatı gerçekleştirilecek.. Endonezya ile 2015'teki IDEF'te imzalanan orta ağırlıkta tank geliştirilmesine ilişkin devletler arası anlaşmanın meyveleri çok yakında toplanmaya başlanacak.

Pakistan'da MİLGEM ve Atak helikopteri satışlarına yönelik imzalar atıldı. Malezya'da yeni hükümetle ilişkiler hız kazandı. Önümüzdeki

dönemde hem deniz hem kara hem de hava platformlarında önemli başarılara imza atılması hedefleniyor. Katar ile geçen yıl imzalanan 800 milyon dolarlık sözleşmeler kapsamında zırhlı kara araçları, İHA'lar, eğitim gemileri, sahil güvenlik botları gibi birçok sistem ve platformun teslimatları başarıyla sürdürülüyor. İki milli tersane, SSB’nin girişimleriyle Umman'da farklı metrajlarda bot ihalesi kazandı. Afrika açılımı kapsamında yürütülen çalışmalar neticesinde Senegal, Çad ve Burkina Faso'ya kara aracı ihracatı gerçekleştirildi.

DEVAM EDEN İŞ BİRLİKLERİ UMUT VERİYOR

%1702014-2018 döneminde savunma sanayii ihracatındaki artış oranı

%212014-2018 döneminde savunma sanayii ithalatındaki gerileme oranı

100 MİLYAR DOLARKüresel savunma sanayii ihracatı pazar değeri

2 MİLYAR DOLARTürk savunma ve havacılık sanayisinin 2018 yılı ihracatı

Page 59: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

59

2018 yılını 2 milyar doların üstünde kapatan savunma ve havacılık sanayii ihracatı, yeni yılın ilk çeyreğinde de artışını sürdürdü. savunma ve havacılık sanayii, yılın ilk çeyreğinde, 2018’in aynı dönemine göre yüzde 57,3 ile ihracatını en fazla artıran sektör oldu.

ürkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) 2019 yılının ilk çeyreği ihracat verilerini, 4 Nisanda düzenlenen bir toplantı ile açıkladı.

Yılın ilk üç ayındaki ihracat, 2018 yılının aynı dönemine göre yüzde 3,3 artarak 44,6 milyar dolar oldu. Aynı dönemde savunma ve havacılık sanayii sektörünün ihracat artışı yüzde 57,3 oldu. Sektörün 2019 yılının ilk çeyreğinde ihracatı 635,7 milyon dolara ulaştı ve genel ihracattaki payı yüzde 1,4 oldu. İlk çeyrekte sektörün 130’dan fazla ülkeye ihracat yaptığı görülüyor. ABD’ye yapılan ihracat yüzde 16,56 artarak 190,6 milyon dolara çıkarken, aynı dönemde Katar’a yapılan ihracat, 8,4 milyon dolardan 116,9 milyon dolara çıktı.

Sektörün yılın ilk çeyreğinde 50 milyon doların üstünde ihracat yaptığı diğer ülkeler ise 70 milyon dolar ile Umman ve 62,8 milyon ile Almanya oldu.

T

SAVUNMA SANAYİİ İHRACATI ILK ÇEYREKTE EN FAZLA ARTAN SEKTÖR OLDU

Page 60: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

M E R C E K

60

975 yılında Türk Silahlı Kuvvetlerinin haberleşme cihaz ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla kurulan ASELSAN, Savunma

elektroniği alanında Türkiye’nin en büyük kuruluşu konumunda ve İSO'nun ilk 500 sıralamasında en üst sıralarda yer alıyor. ASELSAN, dünyanın en büyük savunma sanayi şirketlerinin yer aldığı “Defense News Top 100” listesinde ise 55’inci sırada yer alıyor. 2018 yılında 64 ülkeye ihracat yapan ASELSAN’ın toplam satışlarının yüzde 10’unu ihracat oluşturuyor. Geçen yıl 1 milyar 872 milyon dolar ciro yapan şirketin gelecek yıllara ait sipariş tutarı 9,1 milyar dolara ulaştı.

ASELSAN’ın 2017’de 1,7 milyar TL olan Ar-Ge harcamaları, geçen yıl 2,2 milyar TL’ye çıktı. ASELSAN için Ar-Ge faaliyetlerinin yaşamsal öneme sahip olduğu belirtilerek şu bilgilere yer verildi: “Teknoloji geliştirme çalışmaları ASELSAN’da altı Ar-Ge Merkezinde sürdürülmektedir. Bu merkezlerde çalışan üç binden fazla Ar-Ge mühendisi görev yapmaktadır. ASELSAN, 2018 yılında 36 üniversite ile 126 Ar-Ge projesi yürütmüştür. ASELSAN bugünkü cirosuna Ar-Ge faaliyetleri sonucunda ürettiği özgün ürünlerle ulaşmıştır. ASELSAN, yürüttüğü teknoloji geliştirme çalışmaları sonucunda nanometre boyutlarında detayları olan malzemelerin tasarım ve üretiminden her türlü kara, hava, deniz, uzay araçlarına cihaz, sistem tasarlayıp üreten, bu cihaz ve sistemleri her türlü platforma entegre edebilen bir teknoloji firması haline gelmiştir. Ayrıca yarattığı teknolojilerin savunma sanayi dışında kullanımı için de çalışmaktadır. ASELSAN, ulaşım, enerji, güvenlik ve sağlık elektroniği alanında çalışmalarına devam etmektedir. Bu şekilde, ülkemizin teknolojik dışa bağımlılığını savunma sanayi dışında da en aza indirmek, katma değeri yüksek teknolojik ürünlerin ülkemizde üretilmesine sağlayarak

hepimizin artık çok iyi öğrendiği cari açık sorunumuzun azaltılmasında katkı sağlamak istemektedir.”

YURT DIŞINDA KENDI FABRIKALARINI KURUYORASELSAN, son yıllardaki özgün ürünlere dayalı büyüme stratejisi içinde yalnızca kendi içinde büyüyen bir şirket görüntüsünden çıkarak yurt içinde ve yurt dışında şirket satın alan, kuran, ortak olan bir şirkete dönüştü. Bu amaçla, BAE’de, Ürdün’de, Katar’da, Kazakistan’da ve Suudi Arabistan’da yüzde 49 veya yüzde 50 hissesi kendisinde olan ASELSAN ürünlerini üretip bu ülkelerde ve yakın ülkelerde satış yapacak fabrikalar

kurdu. Azerbaycan ve Makedonya’da şubelerimiz, Malezya’da sahibi bulunduğumuz ASELSAN Malaysian isimli bir şirketimiz bulunmaktadır. Yurt dışında yer alan uzmanlıklardan yararlanma hedefimiz doğrultusunda Güney Afrika’da bir elektro-optik tasarım ofisi kurmuştur.

ASELSAN; Macunköy, Akyurt ve Gölbaşı olmak üzere Ankara’da üç ana yerleşkeye sahip. ASELSAN, Gölbaşı yerleşkesiyle Türkiye’nin en büyük, Avrupa’da da ilk üç içinde yer alan Radar ve Elektronik Harp Sistemleri üretim tesisine sahiptir. ODTÜ-Teknokent yerleşkesi içinde de 4 bin 500 metrekarelik alan üzerine kurulu ASELSAN Teknokent tesisi bulunuyor.

1

ASELSAN 64 ÜLKEYE IHRACAT YAPIYORSavunma elektroniği alanında Türkiye’nin en büyük kuruluşu olan ASELSAN, “Defense News Top 100” listesinde 55’inci sırada yer alıyor. 2018 yılında 64 ülkeye ihracat yapan ASELSAN, yılı 1 milyar 872 milyon dolar ciro ile kapatarak önemli bir sıçrama kaydetti.

Page 61: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

61

enizlerin altından uzaya kadar, roket ve füze sistemlerinde teknoloji üreten Roketsan’ın, son beş yılda gerçekleştirdiği

ihracat toplam satışların yüzde 25’ini oluşturuyor. Şu ana kadar 15 ülkeye ihracat yapan Roketsan, geliştirdiği yeni teknolojiler ve yeni pazarlarla ihracatın payını yüzde 30’a çıkarmayı hedefliyor.

Türk savunma sanayinin öncü kuruluşlarından olan Roketsan, 30 yıl önce çekirdek bir kadro ile faaliyetlerine başladı. “Denizlerin altından uzaya kadar, roket ve füze sistemlerinde lider kuruluş olmak” vizyonuyla, 2 bin 700’ü aşkın personeli ve Ankara’daki toplam 5.7 milyon metrekare alana sahip tesislerinde üretim gerçekleştiriyor. Roketsan, farklı özelliklerdeki roket, füze, güdümlü mühimmat ve bunların fırlatma sistemleri ile sevk sistemlerini, roket yakıtlarını, arayıcı başlıklarını, güdüm ve kontrol sistemlerini, tapalarını, harp başlıklarını, mekanik aksamlarını, algoritmalarını, yazılımlarını tasarlamak ve üretmek, bu sistemlerin kara, hava, deniz ve denizaltı platformlarına entegrasyonunu yapmak, lojistik hizmetlerini vermek, balistik koruma sistemleri tasarlamak ve üretmek, uydu fırlatma sistemleri geliştirmek çerçevesinde faaliyetlerini sürdürüyor.

Dergimiz için Roketsan’dan yapılan açıklamada şu bilgilere yer verildi: “Millîleşme yolunda uzun süredir sistemli olarak sürdürdüğümüz çalışmalarımız neticesinde, 2018 yılında özgün ürünlerimizin sayısını 40’ın üzerine çıkarttık. Dışa bağımlılığı giderek azaltan, millî ve yerli ürünlerin yurt dışı pazarlarda daha fazla yer bulmasını sağlayan şirketlerden biri olmaya devam edeceğiz. Kurulduğu günden bugüne büyümesini sürdüren Roketsan, gelecek senelerde de istikrarlı büyüme grafiğini koruyacaktır. 2018 sonu itibariyle, yurt içi ve yurt dışında toplam teklif bedelimiz 22 milyar TL’yi aştı. Yerli üretimin hız kazandığı bu dönemde, yurt içi sipariş

tutarı oranımız sözleşme tutarı bazında yüzde 79’a yükseldi. 2018 dâhil son beş yılda, ihracatın tüm satışlarımızın içindeki ortalaması ise yüzde 25’i geçti. İhracatta uzun vadeli hedefimiz; bu oranı yüzde 30’un üzerine çıkarmak. 2019’un sonuna kadar ihracat rakamlarımızı ikiye katlamayı amaçlıyoruz.

2023 ihracat hedefleri doğrultusunda, Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine giren kalifiye ürünlerin ihracat faaliyetlerini sürdürüyoruz. Şimdiye kadar 15’ten fazla dost ve müttefik ülkeye ihracat gerçekleştirdik. Bu sayıyı artırmak için pazar geliştirme ve tanıtım faaliyetlerimizi

tüm hızıyla devam ettiriyoruz. Yaklaşık 10 sene önce; CİRİT, UMTAS ve OMTAS projeleri başladığında, ihtiyaç duyulan birçok alt sistem elimizde yoktu. Bu sistemlerin önemli kısmı projeye dönüştürülerek geliştirildiğinden, ilgili ürünlere ait çalışmaların tamamlanması daha uzun sürdü. Bize ait alt sistemlerimiz sayesinde, günümüzde sekiz yıla kadar sürebilecek gelişme süreçleri yarıya inerek ortalama dört yıl içinde tamamlanabilir hâle geldi. Mevcut altyapımız ve alt sistem kabiliyetlerimiz çerçevesinde hâlihazırda yürüttüğümüz 40’tan fazla projemizi gelecekte artırmayı hedefliyoruz.

D

ROKETSAN, 2019’DA IHRACATI IKIYE KATLAYACAK

IDEF 2019’da, ilk kez sergileyeceğimiz son teknoloji ürün ve yeteneklerimizi ziyaretçilerimiz ile buluşturacağımızı müjdeleyebiliriz.

ROKETSAN IDEF’TE SON TEKNOLOJİ ÜRÜNLERİNİ SERGİLEYECEK

40Roketsan’ın ürettiği

özgün ürün sayısı

22 MİLYAR TL

2018’de yurt içi ve yurt dışında verdiği toplam

teklif bedeli

%25Toplam satışlarda

ihracatın payı

Page 62: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

M E R C E K

62

ürkiye’de paletli zırhlı muharebe aracı üretmek amacıyla 30 yıl önce Nurol Holding ile FMC ortaklığında kurulan FNSS, bugün ürettiği

araçların yüzde 70’ini ihraç eden ve bugüne kadar 10 ülke ile toplamda 2,6 milyar doları aşan ihracat sözleşmesi imzalamış bir şirket statüsüne ulaştı. Türkiye’nin 2018’de elde ettiği savunma ve havacılık ihracatında şirket olarak yüzde 10’luk paya sahip olduklarını söyleyen FNSS Savunma Sistemleri A.Ş. İş Stratejileri Bölüm Müdürü Bülent Beyoğlu, gelecek dönemde Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ihtiyaç duyduğu savunma araçlarını milli imkanlarla karşılayarak, iç pazar payını artırmayı hedeflediklerini belirtti. FNSS’nin ihracat başarısını ve yürüttükleri projeleri Bülent Beyoğlu’na sorduk.

Türk savunma ve havacılık sanayii ihracatının rekor kırdığı 2018 yılı, FNSS için nasıl geçti? 2007 yılından beri düzenli olarak büyümesini sürdüren FNSS için 2018 yılı da büyüme sürecimizde bir basamak daha atladığımız yıl olarak kayda geçti. 2018 yılında yaklaşık yüzde 70’i ihracat gelirlerinden kaynaklanan ve 350 milyon doları aşan bir ciro gerçekleştirdik. Yani kabaca 250 milyon dolarlık bir ihracat gelirinden bahsediyorum. Bu da bir önceki yıla oranla yüzde 25 civarında artış anlamına geliyor. Satışlarımız ağırlıklı olarak Malezya ve Umman odaklı gerçekleşti. Bununla birlikte Endonezya,

T

Son beş yıllık satış gelirlerinin yüzde 90’ını ihracattan elde eden FNSS, hali hazırda beşi yurt dışı müşteriler için olmak üzere, ondan fazla sözleşmeli proje yönetiyor. FNSS geliştirdiği ZAHA ve KAPLAN 10 gibi yeni araçlarla, ihracatta öncü rolüne devam ederken, Türk savunma sanayisinde etkinliğini artırmayı hedefliyor.

SAVUNMA SANAYİİ İHRACATINDA ÖNCÜ ROL FNSS’NİN

BÜLENT BEYOĞLUIŞ STRATEJILERI BÖLÜM MÜDÜRÜ

FNSS SAVUNMA SISTEMLERI

Page 63: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

63

Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan gibi pazarlarda da aktivitelerimiz sürüyor.

Türkiye’nin toplam savunma ve havacılık sanayii ihracatında ne kadarlık payınız bulunuyor?FNSS, Türk savunma sanayiinin gerçek manada uluslararası markası olarak kabul ediliyor. Bu algının arkasında firmamızın uzun yıllara dayanan ihracat başarıları yatıyor. Son on yılın verilerine bakarsak, gelirlerimizin yüzde 85’in üzerinde bir kısmının ihracat bazlı olduğu görülür. Bugüne kadar yaptığımız ihracat sözleşmelerinin toplam tutarı 2,6 milyar doları aştı. Uluslararası dev savunma firmaları ile yarışarak kazandığımız, doğrudan dost ve müttefik ülkelere gerçekleştirdiğimiz savunma sistem ihracatları bunlar. Bu bilgiler ışığında bakıldığında FNSS, Türk savunma ve havacılık sanayiinin ihracatında öncü rol üstleniyor. Türk kara araçları sektöründe ise açık ara bir ihracat performansı sergilediğimizi söyleyebilirim. 2018 yılı rakamları ile bakarsak, 2 milyar dolar mertebelerinde olduğu açıklanan savunma ve sivil havacılık yurt dışı gelirlerine yüzde 10’lar seviyesinde bir katkı sağladığımız söylenebilir.

Ihracatta en çok hangi ürünleriniz ağırlıklı. Şu ana kadar kaç ülkeye ihracat yaptınız? İlk ihracatımızı 1997 yılında Birleşik Arap Emirlikleri ile imzaladığımız 133 adet Zırhlı Muharebe Aracı sözleşmesi kapsamında gerçekleştirdik. BAE ihracatını, Malezya, ABD (Irak’ta kullandıkları zırhlı araçların modernizasyonu), Filipinler, Bahreyn, Belçika, Suudi Arabistan, İtalya, Endonezya ve Umman Sultanlığı takip etti. Yani o günden bu yana 10 ülke ile toplamda 2,6 milyar doları aşan ihracat sözleşmesi imzalamışız.

Halen tek kalemde yapılan en büyük kara savunma sistemi ihracatı; Malezya’ya gerçekleştirilen 559 milyon bedelli, PARS 8x8 tekerlekli zırhlı muharebe aracı satışıdır. İhracat rakamlarımızda tekerlekli ve paletli zırhlı araçlardan elde ettiğimiz gelirler birbirine yakındır. Bununla birlikte son dönemde, PARS ailesi olarak isimlendirdiğimiz tekerlekli araçlarımız, ihracatta bir adım öne çıkıyor. Araçlarımızın yanı sıra ürün portföyümüzde yer alan silah kulesi çözümlerini de müşterilerimize sunuyoruz.

Türk savunma sanayiinin ihtiyaç duyduğu araçlarda nasıl bir role sahipsiniz?İhracat başarısı yüksek bir firmayız ve son beş yılın verilerinde gelirlerimizin yüzde 90’ı ihracat kaynaklı. Son dönemde imzaladığımız, Zırhlı Amfibi Hücum Aracı (ZAHA), Silah Taşıyıcı Araçlar (STA), Hava Savunma Sistemi Platformu (KORKUT) gibi projeler sayesinde yurt içi gelirlerimizin oranı yükselecek. Ebetteki ülkemiz için ihracat ile yarattığımız katma değerden gurur duyuyoruz. Ancak, bu kadar yüksek oranda ihracat, savunma sanayii dünyasında eşine çok rastlanır bir durum değil. Savunma firmaları öncelikle kendi ülkelerine hizmet etmek için kurulmuş milli değerlerdir. Kendi ülkesinde yeterli düzeyde varlık gösteremeyen savunma firmalarının, yabancı müşteriler nezdinde de itibarı sorguya açık olur. Dolayısıyla bu oranların sürdürülebilir bir yapı arz etmediğini düşünüyoruz. Yurt içi ve yurt dışı işlerimizin dengeli bir yapıda seyretmesini arzu ediyoruz. Stratejik planlarımızda satış dağılımımızın yüzde 40-60 bandında gerçekleşmesini hedefliyoruz. Bunu yaparken ihracata verdiğimiz önemi kaybetmeden, dünyanın saygı duyduğu ve güvendiği Türk savunma şirketi olarak yolumuza emin adımlarla devam edeceğiz.

30 yılı değerlendirdiğimizde FNSS ürün gamında nasıl bir değişim ve gelişim gösterdi. 2019 yılında tanıtımı yapılacak yeni projeler var mı? Nurol Holding ile yabancı bir zırhlı araç üreticisi olan FMC’nin ortak girişimi olarak SSB vizyonu ve projesi çerçevesinde ortaya

çıkan FNSS’nin kuruluş amacı, tek bir proje kapsamında (1.658 adet) paletli zırhlı muharebe aracının, Türkiye’de lisans altında üretilmesi idi. Bu projenin sonunda, doğal olarak FNSS’nin misyonu tamamlanmış olacaktı. Ancak senaryo farklı gelişti.

Bugün, 30 yıllık bir deneyime sahip olan FNSS, aynı anda beşi yurt dışı müşteriler için olmak üzere, ondan fazla sözleşmeli proje yönetmekte. Bugün 4x4, 6x6, 8x8 tekerlekli (PARS ailesi); hafif, orta ve ağır sınıfta paletli zırhlı muharebe araçları (KAPLAN ailesi), hafif tank, çeşitli silah kuleleri ve özel maksatlı istihkam araçlarından oluşan çok geniş ve çok az savunma firmasının sahip olduğu bir ürün portföyüne ulaştık. Her geçen yıl portföyümüze yenilerini ekliyoruz. SSB projesi olarak henüz geliştirme safhasında olan zırhlı amfibi hücum aracının prototipini de kısa bir süre içerisinde tanıtmayı planlıyoruz.

Diğer taraftan, yurt içi ve yurt dışında onlarca iş fırsatını dikkatle takip ediyoruz. Pazarın ihtiyaçlarına uygun olarak ürün portföyümüze yatırım yapma gayretindeyiz.

Katıldığınız ihaleler ve verdiğiniz teklifler 2019 yılı performansı için nasıl bir mesaj veriyor?2019 hedeflerimizde iki yeni ve önemli ihracat sözleşmesi imzalamak var. Ancak bunlar tabi ki hemen ciroya yansımayacak. 2019 ihracatımız geçmiş yıllarda imzalamış olduğumuz ihracat sözleşmeleri kaynaklı olacak. Burada beklentimiz geçtiğimiz yılın performansına yakın bir ihracat rakamına 2019 yılında da ulaşmaktır.

Page 64: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

M E R C E K

64

Ürün ailesinin en geniş sergisi ve katılımını IDEF’te yapan FNSS, IDEF 2019’da yeni projelerini tanıtacak.

Silah Taşıyıcı Araçlar (STA) projesi kapsamında geliştirdiğimiz ve kendisini atış testlerinde de ispat etmiş olan KAPLAN 10, ilk defa bir fuarda sergilenecek. Projedeki bir diğer araç olan PARS 4x4 ile birlikte KAPLAN 10, kalifikasyon sürecinin sonuna geldi ve yakın bir zamanda envantere girmeye başlayacak.

Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığının amfibi zırhlı araç ihtiyacını karşılamak için geliştirilen ZAHA’nın prototipi, ilk kez IDEF 2019’da sergilenecek. Zırhlı amfibi hücum araçlarının, görev tanımlarının gereğince, çift doğalı araçlar olarak, hem denizde

hem de karada üstün performans göstermeleri gerekiyor. NATO ve müttefiklerinde, bu sınıftaki araçları üreten, FNSS dışında tek bir firma bulunuyor.

PARS III 8x8 İstihkâm Aracı ve AV8 KBRN aracı, tekerlekli zırhlı araçlar alanındaki yeniliklerimizin temsilcileri olarak ziyaretçilerimizi karşılayacak.

ZMA Modernizasyonu çözümümüz, 30 yıl önce teslim ettiğimiz ürünümüzün arkasında olduğumuzun ve onu, gelecek dönemde de geçerli bir araç haline getirecek çözümleri sunabildiğimizin ispatı olacak.

Uzaktan Komutalı Tanksavar Kulesi (UKTK) ve Uzaktan Komutalı Silah Sistemi (UKSS) çözümlerimiz,

zırhlı muharebe araçlarımızın vurucu güçleri olarak standımızda yerlerini alacak.

FNSS MILDESIGN 2019 Uluslararası Askeri Kara Araçları Tasarım Yarışması’nın Ödül Töreni IDEF kapsamında gerçekleştirilecek. 1 Mayıs 2019’da, IDEF Interexpo Salonu’nda yapılacak ödül töreni ile sonuçlanacak olan yarışmanın amacı Türkiye’de özgün ürün geliştirme çalışmalarını desteklerken, savunma sektöründe tasarımcı istihdamını arttırmak. Bugün, sonuçlanan iki yarışmada dereceye giren mühendis ve tasarımcıların, otomotiv ve savunma sektöründe geleceğin ürünlerini şekillendirmesi de bu konuda başarılı adımlar attığımızın bir göstergesi niteliğinde.

ZAHA’NIN PROTOTİPİ, İLK KEZ IDEF 2019’DA TANITILACAK

Page 65: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz
Page 66: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

AKILLI SİLAHLAR SIVIL HAYATI DA GÜNCELLIYOR

66

Mızraklardan gizli bombardıman uçaklarına, savaşın doğası her zaman mevcut teknoloji ile sınırlıdır. Şimdi, üstel bir

büyüme yaşayan çok çeşitli teknolojilerle, dünyadaki ordular, elindeki birçok yeni araçtan yararlanıyor, silah ve istihbarat

sistemlerinden askerlere kadar her şeyi güncelliyor.

G E L E C E Ğ I N T E K N O L O J I L E R I

Page 67: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

67

ugünün savaşının galibini, teknolojisi en üstün ve ileride olan belirliyor. Nükleer silahların icadı ve karşılıklı güvenceyle gelen barış ortamı, yıllar

sonra, devletler adına savaş teknolojisi alanında inanılmaz teknolojilerin yaratılmasına sahne oldu. Bu teknolojiler daha sonra sivil hayata yöneldi ve dünyayı bir bütün olarak iyileştirdi.

Savaşlar, genel anlamda, yıkıcı ve olumsuz olabilirler ancak beraberinde getirdikleri araştırma ve geliştirme, yaşamlarımızı 10 yıllar boyunca şaşırtıcı derecede iyileştirdi, geliştirdi.

II. Dünya Savaşı’nın hemen arkasından gelen ve bugün ülkeler arasında bir rekabet alanına dönüşen uzay macerası, bunun örneklerinden biri. 1990’lı yılların başında atmosfere gönderilen uyduların

bazıları Amerika tarafından alan tabanlı bir navigasyon sistemi

için kullanılmak üzere gönderilmişti. Bu sistem,

sadece askerleri savaş alanında güvende tutmak için değil, aynı

zamanda hedefleri belirlemek, haritalamayı

geliştirmek, uçak yörüngelerini takip etmek ve daha fazlası için

düşünülmüştü. Bugünse bunun devamı olarak gelişen GPS, hepimizin akıllı telefonlarında bulunuyor. Bugün, gündelik yaşamlarımızda çeşitli amaçlarla kullandığımız koli bandı, dijital kameralar, kauçuk lastik, süper yapıştırıcılar, konserve, kol saatleri, penisilin, kan bankaları, yakıt bidonu, mikrodalga ve jet motorları da savaşın gereği olarak icat edilmişti. Askeri donanımlar, teknoloji geliştikçe ve genişledikçe, sivil dünyaya taşındı ve kimse bundan şikayetçi olmadı. Bu durum, bugün de aynı şekilde devam ediyor. Savaş alanındaki gelişim gündelik yaşamı kolaylaştırmaya devam ediyor.

Ezber bozan teknolojilerin hızla geliştiği ve toplumların, sistemlerin tüm unsurlarını etkileyen ya da değiştiren bir dönemde yaşıyoruz. Bu teknolojilerin kendinden öncekilerden farkı ise beşeri ve kamu

B

Page 68: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

68

ağırlıklı savunma sistemini özel sektör ve dijitalleşmeye bırakmış olması. Bu teknolojiler arasında ileri düzeyde veri işleme, veri analitiği, yapay zeka, IoT, otonom araçlar, robotik teknoloji ve katmanlı imalat bulunuyor.

Askerlerin sorumluluklarını yerine getirmelerine yardımcı olmak için dünyanın her yerindeki araştırmacılar, teknolojilerini kullanarak olumlu bir etkiye sahip olmak için yatırım yapıyorlar. ABD merkezli Georgia Tech Üniversitesi biyomedikal mühendislerinden oluşan bir ekip, ciddi yaralanmalara maruz kaldıklarında savaş alanlarındaki askerlerin hayatlarını kurtarmak için kullanılabilecek yeni bir tıbbi tedavi geliştiriyor. Bu teknolojinin amacı, yaralı askerlerin kanamayı durdurmalarına yardımcı olmak. Mühendisler, damardan enjekte edildiğinde savaş ölümlerini azaltabilen yapay kan trombositleri geliştirmeye çalışılıyor.

Silahlar kadar askeri nakliye teknolojisi de ultra gelişiyor. ABD tarafından hali hazırda kullanılmakta olan bir teknoloji de bir mürettebat yardımı olmadan okyanusu 2 ila 3 ay boyunca devriye gezebilen otonom savaş gemileri. Bu savaş gemisinde, herhangi bir riske maruz kalmak önlenirken, optik ve termal sistemlere 360 derece görünürlük sağlamak adına, üniformalı personelin kasklarına bağlı özel kameralarla donatılmış tanklar da var.

Drone’lar, sadece savaş misyonları için değil, aynı zamanda ordunun gözü kulağı olarak hareket edip, düşman faaliyetlerini izlemek için kullanılıyor. Tek bir el cihazında, birden fazla güvenlik sınıflandırma düzeyinde bilginin işlenmesi ve paylaşılmasına izin veren DARPA’nın (The Defense Advanced Research Projects Agency) Share programı gibi teknolojiler sayesinde, orduların iletişim sistemleri hiç olmadığı kadar iyi. Bu arada, mikroçip teknolojisindeki askeri destekli gelişmeler , savaş alanındaki misyonların mümkün olduğunca sorunsuz çalışmasına yardımcı olmak için çok bilgisayarlı sistem ağlarının veri işlem gücünü el cihazlarına taşıyor.

Yeni çağın askerleri de teknoloji ile beraber değişime uğruyor. Kullandıkları silahlar, üniformalar ve aksamlar, son teknoloji ile donatılmış durumda. ABD ordusu, “Seferci Savaşçı Denemeleri (AEWE) programı ile birlikte, silahların, hareketli hedeflere ateş etme zaman doğruluğunu artırmak ve atış hatalarını ortadan kaldırmak için yazılım ve

donanım kombinasyonu kullanıyor. Diğer yandan deniz komutanlığındaki askerler, yeni cihazlarla iki saat boyunca denizin altında kalabiliyor. Askerler, soludukları havayı saf oksijene dönüştüren, ortalama scuba tankının soluma için ayırdığı süreyi iki katına çıkaran yeni bir askeri soluma cihazı kullanıyor. ABD, Rusya ve Almanya gibi önde gelen savunmacılar, askerleri sadece mermilerden korumakla kalmayacak, aynı zamanda hareket kabiliyetlerini ve güçlerini artıracak kıyafetleri piyasaya sürmeye hazırlanıyor.

Hızla ilerleyen teknoloji ile beraber savaş kavramı artık dünyanın sınırlarının dışına taşınmış durumda. Uzay sahasında kıyasıya süren rekabet, bunun sonuçlarından biri. ABD başta olmak üzere uzay faaliyeti içerisinde yer alan devletler, uzay tabanlı altyapılara yönelik tehditlere hazırlanmak için dünya dışı teknolojideki gelişmeleri daha ileri taşımaya çalışıyor. Pek çok asker, ülkelerin uydularındaki saldırılara müdahale etmek

için eğitiliyor. Şu an için ordunun küçük bir parçasını temsil eden bu durum, yakın zamanda düşman tehditlerinden korunmak için ordunun ayrılmaz bir parçası olacak.

Yüksek teknoloji savaşının konuşlandırılmasında belirgin bir katlanarak büyüme söz konusu. Uçağın kullanımı, uçuş teknolojisi, denizaltılar, tomahawk füzeleri, gizli uçaklar, uzay teknolojileri ve nükleer silahlar, günümüzde askeri operasyonlar için kullanılan yüksek teknoloji örneklerinden bazıları.

TÜRKIYE, YERLI YENI NESIL SILAHLARI ILE DIKKAT ÇEKIYORSınırsız teknolojiler, bir yandan yeni bir sanayi devrimine ve toplumsal dönüşüme yol açarken diğer yandan da savaş tarihinde yeni bir sayfa açıyor. Sanayi Devrimi’nin beraberinde getirdiği mekanize muharebeye karşın; Bilgi Çağı, ağ merkezli harbin yolunu açtı. Bu da adı tam konmamakla beraber “Yapay Zeka Savaşları Çağı” olarak dillendiriliyor.

Türkiye de son yıllarda yaptığı girişimlerle Yapay Zeka Çağı’ndaki yerini almaya başladı. Türkiye, son yıllarda envanterine kattığı Kapan Drone Savar Sistemi, Atak Helikopteri, Altay Tankı, İHA’lar, ANKA, SOM füzesi, Cirit Füzesi, Kaideye Manteli Stinger'i Zıpkın, Fırtına Obüsü, askerlerin fiziksel kabiliyetini artıran yeni nesil üniformalar Asya ve daha pek çok sistem ve araçla küresel savunma sanayiinde dikkatleri üzerine çekiyor. Türkiye savunma sanayisi, dünyanın en hızlı gelişen ve dış pazarlara açılan savunma sanayileri arasındaki yerini almaya başladı. Son yıllarda, savunma sanayi ihracat pazarını, Orta Doğudan Afrika'ya, Uzak Doğu'ya doğru genişleten Türkiye’nin yıllık ihracatının birkaç yıl içinde 1,5 milyar dolar düzeyine ulaşması bekleniyor.

G E L E C E Ğ I N T E K N O L O J I L E R I

Savaşların beraberinde getirdikleri araştırma ve geliştirme, yaşamlarımızı 10 yıllar boyunca şaşırtıcı derecede iyileştirdi, geliştirdi. II. Dünya Savaşı’nın hemen arkasından gelen ve bugün ülkeler arasında bir rekabet alanına dönüşen uzay macerası, bunun örneklerinden biri.

Page 69: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

69

SUUDİ ARABİSTAN, askeri harcamalarını %10 oranında artırdı.

Rusya, askeri harcamalarını yüzde 20 oranında azaltarak

66 MİLYAR 300 MİLYON DOLARA indirdi.

Raporun beşinci sırasında yer alan

HİNDİSTAN, GSYİH’SİNİN %2,5’İNİ savunmaya ayırırken, altıncı sıradaki

FRANSA, %2,3 oranında harcama yaptı.

İngiltere’nin 2017 harcaması,

47 MİLYAR 200 MİLYON DOLARLA yedinci sırada yer alıyor.

JAPONYA, GSYİH’SİNİN %1’İNİ savunmaya harcadı.

ÜLKELERİN SAVUNMA HARCAMALARI

Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI) tarafından açıklanan

yıllık rapora göre küresel savunma harcamaları 2017 yılında

1 TRİLYON 739 MİLYAR DOLAR olarak gerçekleşti.

Almanya,

44 MİLYAR 300 MİLYON DOLARLA, 1999 yılı sonrasının

en yüksek düzeyine çıktı.

Raporun 15. sırasında yer alan Türkiye, savunmaya

18 MİLYAR 200 MİLYON DOLAR harcadı.

ABD, 610 MİLYAR DOLAR ile küresel savunma yatırımlarının üçte birini tek başına yaptı.

Savunma harcamalarını 20 yıldır artıran Çin, rakamı

228 MİLYAR DOLARA yükseltti.

Page 70: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

G Ü N D E M

BÜYÜ

YOR

ilgilerin bütünlüğünü, gizliliğini ve kullanılabilirliğini sağlama pratiğini ifade eden siber güvenlik; verileri,

programları ve cihazları birtakım saldırılara ve yetkisiz erişimlere karşı korumak için tasarlanmış; gelişen bir dizi araçtan, risk yönetimi yaklaşımlarından, teknolojilerden, eğitimden ve en iyi uygulamalardan oluşuyor.

Son yıllarda siber güvenliğe yönelik yapılan tehditler ve hackerların artan bilgisi siberi yüksek talepli bir alana dönüştürdü. Yönetim ve dijital danışmanlık şirketi Accenture’nin açıkladığı 2018 Siber Dayanıklılık Raporu’na göre, 1 milyar dolar ve üstü ciro elde eden şirketlere 232 siber saldırı düzenledi. 15 ülkede 19’u aşkın sektöre düzenlenen bu hedefli saldırıların yüzde 87’si aşıldı ancak kurumlar her yıl ortalama 30 saldırıya maruz kalıyor. Dünyada en fazla siber saldırıya maruz kalan ülke Amerika. Brezilya’nın ardından üçünü sırada gelen Türkiye, 2018’de toplamda 25 milyon siber saldırıya maruz

B

70

SIBER GÜVENLIK PAZARI

Page 71: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

Siber saldırıların büyüyen maliyeti, siber güvenliğin tüm pahalılığına rağmen firma ve hükümetleri, siber güvenlik ürün ve hizmetlerine yönelik harcamaya sevk ediyor. Siber güvenlik pazarı ile alakalı peşi sıra gelen raporlar, pazarın 2020 yılı itibariyle 161 milyar doları aşacağını ortaya koyuyor.

kaldı. Uluslararası siber güvenlik kuruluşu Arbor’ın küresel internet trafiğinin üçte birini kapsayan Atlas isimli tehdit izleme altyapısı, 2017 yılında dünya genelinde çevrimiçi erişimi engellemeye yönelik 7,5 milyon saldırı tespit etti.

Finansal kuruluşlar ve sigorta şirketleri için kredi puanlarını hesaplayan büyük kredi raporlama şirketlerinden Equifax’ın, Eylül 2017’de yaşadığı saldırıdan sonra 150 milyon kişinin finansal ve kişisel bilgileri ele geçirildi. Konunun uzmanı pek çok kişi, o günden bu yana benzeri büyüklükte bir saldırının yaşanmadığını söylese de Facebook’un ve uluslararası otel zinciri Marriott’un 2018’de yaşadığı saldırı, azımsanamayacak büyüklükteydi. Ancak uzmanlarca, saldırının büyüklüğüne bakılmaksızın, hükümetlerin ve işletmelerin kati güvenlik önlemleri alarak bu saldırılara cevap verilmesi bekleniyor.

SIBER SUÇLAR, 6 TRILYON DOLAR ZARARA MAL OLACAK Uluslararası siber güvenlik kuruluşu Arbor Networks’ün yaptığı araştırmaya göre, günümüzde saldırı boyutları son 11 yıla göre 60 kat arttı. Kaliforniya merkezli yazılım firması McAfee’nin yaptığı tahminlere göre, siber suçlarla ilişkilendirilen zararların küresel maliyeti, 2015 yılında 445 milyar dolarken 2017 yılında 600 milyar dolara ulaştı. Jupiter Research şirketi ise bu rakamın 2020 yılına kadar 2 trilyon dolara ulaşacağını tahmin

ediyor. Siber Güvenlik Girişimleri ise (Cybersecurity Ventures) siber saldırıların küresel maliyetinin 2021 yılına kadar yıllık 6 trilyon doların üzerinde bir maliyetle artacağını belirtip, durumun vahametini ortaya koyuyor. Ancak bu belirtilen tahmini maliyetlerin içinde verilerin zarar görmesi, üretkenlik kaybı, fikri mülkiyet kaybı, kişisel ve finansal verilerin çalınması, normal iş akışının zedelenmesi, adli soruşturmalar, restorasyon, müşterilerin zararını giderme, verilerin kaybı ve itibar zedelenmesi gibi çok sayıda kalem bulunuyor.

Ancak tüm bu kalemlere rağmen hasar tahminleri üzerine verilen rakamlar, rapor edilmemiş siber suçları, halkla ilişkiler ücretlerini, hisse senedi ve halka açık şirket değerlerinde doğrudan ya da dolaylı olarak yaşanan zararları, rekabet avantaj kaybını, işten ayrılan ve yerine getirilen yeni personellerin giderlerini kapsamıyor.

ABD, SIBER GÜVENLIK IÇIN 19 MILYAR DOLAR AYIRDIE-suçluları engellemek amacıyla, kuruluşlar, dijital sınırlarını ve güvenlik protokollerini artırmak için giderek daha fazla yatırım yapıyor ancak çoğu firma, yüksek maliyetler sebebiyle, gerekli yatırımları yapamıyor. Siber saldırılar, çoğu işletmenin katlanabileceğinden çok daha pahalıya mal oluyor. Son istatistiklere göre, büyük bir şirkette veri ihlalinin ortalama maliyeti, 26 bin doların üzerinde.

71

Page 72: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

Ancak bu, şirkete yönelik saldırının gerçek giderini hafife alan bir rakam. Çünkü yukarıda bahsettiğimiz kalemlerden dolayı çok daha yüksek.

2018 Siber Güvenlik Raporu’na (Cybersecurity Ventures Report) göre, zararların büyüyen maliyeti, siber güvenliğin tüm pahalılığına rağmen firma ve hükümetleri, siber güvenlik ürün ve hizmetlerine yönelik harcamaya sevk ediyor. Raporun belirttiğine göre harcamaların boyutu (2017-2021 arasında), 2021 yılına dek 1 trilyon doları aşacak. Siber güvenlik piyasasının son 13 yılda yüzde 35 kat arttığını belirten rapor, piyasanın 2021 yılında yüzde 15 büyümesini öngörüyor.

Siber güvenliğin tüm yüksek maliyetlerine rağmen bütçeleri ile öne çıkan birçok firma var. Özellikle teknoloji ve bankacılık alanında pek çok firma, siber güvenlik alanındaki bütçeleri ile ön plana çıkıyor. Uluslararası bankacılık ve finansal hizmetler alanında çalışan ABD’li JPMorgan Chase, yıllık siber güvenlik bütçesini 250 milyon dolardan 500 milyon dolara çıkardığını duyururken, Bank of America, siber suçla mücadeleyle ilgili olarak bütçesinin bir sınırı olmadığını belirtti. Yine Microsoft’un önümüzdeki dönemlerde siber güvenliğin geliştirilmesine yönelik yıllık bir milyar dolardan fazla yatırım yapacağı fısıltılar arasında.

Firmalar kadar hükümetler de verilerini korumak ve herhangi bir saldırının olası sonuçlarından kaçınmak için büyük bütçeli yatırımlar yapıyor.

Beyaz Saray, 2017 Mali Yılı’nda siber güvenlik için ayırdığı miktarı 19 milyar dolar olarak açıklamıştı (sadece kamu tarafı için). 2016 yılında ise bu arakam 14 milyar dolardı. İngiltere hükümeti; 2016 yılında açıkladığı beş yıllık “Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi”ni açıklamış ve siber güvenlik alanına yönelik 1,9 milyar Sterlin yatırım yaptıklarını belirtmişti. Dijitale dayalı ekonomik değerinin yılda 120 milyar Sterlin olduğu tahmin edilen İngiltere’de -özellikle dünyanın en büyük finans merkezlerine ev sahipliği yapan Londra’da- olası saldırıların önüne geçmek için kapsamlı önlemler alınıyor. İngiliz hükümeti tarafından hazırlanan “Siber Suçların Maliyeti” başlıklı rapora göre, siber suçların İngiltere’ye yıllık maliyeti, 27 milyar Sterlin civarında.

Bağımsız araştırma firması IDC’nin (International Data Corporation) açıkladığı

rakamlara göre; “2016-2019 Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi” ve “2016-2019 Ulusal Siber Güvenlik Eylem Planı” ile siber suçlara karşı önlemini alan Türkiye; siber suçlar için 2017 yılında 233 milyon dolar harcadı. Bugün, 1,5 milyar dolarlık bir siber pazarına sahip olan Türkiye’de pazarın yüzde 97’si yabancı şirketlerin elinde bulunuyor ve Türkiye’nin pazardan aldığı pay 45 milyon dolar ile sınırlı. Türkiye, hazırladığı siber güvenlik stratejisi ve eylem planı ile aynı zamanda dışarıya aktarılan miktarın içeride kalması için de çalışmalar yürütecek.

SIBER GÜVENLIK PAZARI 161 MILYAR DOLARI AŞACAKBağımsız denetim ve vergi danışmanlık firması Grant Thornton’ın yaptığı açıklamalara göre, siber güvenlik pazarının büyüklüğü 2020 yılı itibariyle 161 milyar doları aşacak. Şu an için bu pazarda en büyük pay sahipleri Kuzey Amerika ve Avrupa bölgeleri olsa da Çin, Hindistan

ve Güneydoğu Asya gibi gelişmekte olan ekonomiler tarafından sunulan siber güvenlik çözüm sağlayıcıları, pazarın seyrini değiştirmeye başladı. Bu ülkelerde hızla artan siber casusluklar, siber alanın korunmasına duyulan ihtiyacı en az batı dünyasındaki kadar önemli kılıyor.

Hindistan’ın Veri Güvenliği Konseyi (DSCI), konuyla ilgili yaptığı açıklamada, Hindistan’ın siber güvenlik pazarının yaklaşık 4 milyar dolar olduğunu ve bunu, 2025 yılında dokuz kat büyüterek 35 milyar dolara ulaştırma hedefinde olduklarını dile getirmişti. Buradaki hedefin asıl önemli ayağını ise, çok büyük oranda yerli bir ekosistem yaratılması oluşturuyor.

SALDIRILARIN BÜYÜKLÜĞÜ DE ARTIYORSiber dünyada, sadece yatırımların büyüklüğü değil; siber güvenlik saldırılarının sayısı ve büyüklüğünün derecesi de aynı oranda artıyor. Gittikçe yıkıcı hale gelen saldırılar, firmaları ve dünyanın önde

G Ü N D E M

72

Page 73: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

gelen kişilerini hedef alıyor. 2016 yılı ABD seçimlerinde aday Hillary Clinton’ın özel e-postalarının siber saldırıya uğrayıp deşifre olması, güçlü siber güvenlik politikalarının önemine dikkat çekmişti. Trump başa geçtikten sonra ise 2017 yılında, ülkenin siber tehditlere karşı savunmasını gerçekleştiren Ulusal Altyapı Danışma Konseyi’nden sekiz kişi istifa etmişti. Hükümet tarafından yapılan açıklamada, kritik sistemlerin siber güvenliğine karşı yeterli dikkati gösteremedikleri belirtilmişti. Daha sonrasında Trump, bir siber savunma politikası tasarısı yayınladı. Londra merkezli PwC’nin (PricewaterhouseCoopers) yaptığı Global Bilgi Güvenliği Anketi 2018’e göre, küresel anlamda, CEO’ların yüzde 87’si müşterileri ile güvene dayalı bir ilişki oluşturabilmek için siber güvenliğe yatırım yaptıklarını söylüyorlar.

Siber güvenlikle alakalı ortaya konan raporlar ve rakamlar, nezdinde firma yöneticileri artık siber güvenliğin taahhüt edilmeye değer bir alan olduğunun farkında ve artan diğer tüm ihtiyaçlara rağmen artan oranlarda finansman ayırıyorlar.

IOT CIHAZLARIN ARTMASI SORUNU BÜYÜTECEKHacker’ların gelişen teknoloji ile beraber her sitemde içeriye sızabilecekleri bir nokta bulabilmeleri, kurumların siber alanın yüksek maliyetini göz ardı etmelerine neden oluyor. 2017 senesinde dünyanın en büyük siber güvenlik danışmanlarından Deloitte’un bile siber saldırıya maruz kalması durumun vahametini ortaya koyuyor. Yüksek vasıflı hackerlar, şu anda asıl tehdidi oluştursa da internet üzerinden hackleme araçlarının ve programlarının geniş ölçüde bulunması, aynı zamanda daha az vasıflı bireylerin de artan bir tehdit oluşturduğu anlamına geliyor. Siber suçun ticarileşmesi, herkesin fidye yazılımı ve şifreleme gibi zarar verici saldırılar başlatması için ihtiyaç duydukları kaynakları elde etmesini kolaylaştırdı.

Diğer yandan IoT (nesnelerin interneti) cihazlarının sayısının atması siber suçlular için sistemlere sızmayı da kolaylaştıracak. BT hizmetlerinin en büyük firmalarından olan Cisco, 2021 yılında dünya genelinde 27,1 milyar akıllı cihaz olacağını tahmin ediyor. Bu da sorunun zamanla sadece daha da büyüyeceğini gösteriyor.

Bağımsız denetim ve vergi danışmanlık firması Grant Thornton’ın yaptığı açıklamalara göre, siber güvenlik pazarının büyüklüğü 2020 yılı itibariyle 161 milyar doları aşacak.

73

SİBER GÜVENLİK KÜMELENMESİ SEKTÖR ZİRVESİ ÇALIŞTAYI 9-10 Şubat 2019 tarihinde, Bolu’da Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, yazılım ve siber güvenlik şirketleri ile sektör temsilcilerinin katılımıyla Türkiye Siber Güvenlik Kümelenmesi Sektör Zirvesi Çalıştayı düzenlendi.

Günümüzde bir ülkenin güvenliği açısından en kritik konuların başında siber güvenliğin geldiğini söyleyen Demir, gittikçe entegreleşen dünyanın temel unsurları olan donanım, yazılım, akıl, düşünme yöntemlerinin kurgulanması gerekiyor dedi ve ekledi: “Siber güvenlik alanında faaliyet gösteren 100’e yakın firmanın iştirak ettiği 40’a yakın üniversitenin öğrenci kulüpleriyle desteklediği kümelenmede, siber güvenlik yapılanmaları içerisinde kendi kendine yeten bir ülke hedefindeyiz.”

Page 74: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

2 1

9

T E Ş V I K

ISTIHDAM YILI OLACAK

74

İstihdama ve işverene destek sağlamak amacıyla hayata geçirilen teşvikler, 2019 yılında artarak devam ediyor. “Burası Türkiye Burada İş Var” sloganıyla Cumhurbaşkanlığı himayesinde devreye alınan ikinci

İstihdam Seferberliği’nde hedef, 2,5 milyon yeni istihdam.

Page 75: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

018 yılında 1 milyondan fazla kişiye iş imkanı sağlayan “İstihdam Seferberliği”nin ikinci fazı “Burası Türkiye Burada İş Var” sloganıyla devreye

alındı. İstihdam Seferberliği ile işverenlere prim ve vergi istinası sağlanarak, istihdamın teşvikinin artırılması hedefleniyor. Bu seneki seferberlikle, geçen seneki teşviklere yenilerinin eklendiği sistemde hedef, 2,5 milyon yeni istihdam sağlamak.

Cumhurbaşkanlığı himayesinde hayata geçen “2019 Yılı Milli İstihdam Seferberliği” isimli istihdam teşviki uyarınca, 31 Aralık 2020 tarihine kadar İŞKUR’a kayıtlı işsizler arasından istihdam edilen işçiler için vergi ve prim teşviki uygulanacak. Teşvikten yaralanabilmek için sigortalıların, işe alındıkları aydan önceki üç ayda 10 günden fazla sigortalılıklarının bulunmaması gerekiyor. Prim teşviki, imalat ve bilişim sektöründe ücretin tamamı üzerinden, diğer sektörlerde ise asgari ücret üzerinden sağlanacak. İmalat sanayiinde yatırım teşvik belgesi aranmaksızın sene boyunca; araştırma geliştirme faaliyetlerinde ise süre sınırı olmadan yeni makine ve teçhizat teminatında KDV alınmayacak.

İşsizliği tek haneli rakamlara düşürme planının en güçlü adımını yatırım, üretim ve istihdam teşvikleri oluşturuyor. Bu amaçla da 2019 ve 2020 yıllarında ilk kez işe alınacak her işçinin asgari ücret üzerinden sigorta ve vergi giderlerini devlet karşılayacak. Bu da 2019 için işçi başına aylık 985 lira destek anlamına geliyor. Diğer yandan Şubat ayı içinde kabul edilen yeni bir kanunla, işçi alımında gerçekleştirilen teşviklere bir yenisi daha eklendi. Buna göre, 1 Şubat 2019-30 Nisan 2019 tarihleri arasında işe alınan işçilerin, üç ay süreyle tüm prim, vergi ve ücretleri devlet tarafından karşılanacak.

KADINLARA VE GENÇLERE ÖZEL DESTEK2020 yılına kadar sürecek olan teşvikten yararlanabilmek için işe alınacak kadının ve genç çalışanın; altı aydır işsiz olması, istihdam edildiği tarihten önceki son altı ayın ortalama sigortalı çalışan sayısına ilave olarak istihdam edilmesi gerekiyor. Bu pozisyondaki kişileri istihdam eden özel sektör işverenlerinin, prime esas kazanç üst sınırına kadarki sosyal güvenlik primi işveren payları İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılanacak.

Teşvikten faydalanma süreleri ise; 18 yaş ve üzeri kadınlar için 24-54 ay, 18-29 yaş arası erkekler için 12-54 ay, 29 yaş ve üzeri erkekler için 6- 30 ay, çalışırken mesleki yeterlilik belgesi alanlar, mesleki ve teknik eğitimi tamamlayanlar veya işgücü yetiştirme kurslarını bitirenleri istihdam edenler içinse 12 ay olarak uygulanacak.

ASGARI ÜCRET DESTEĞINE DEVAM2016 yılında asgari ücrete yapılan yüzde 30’luk artışın ardından uygulamaya alınan ve 2018 yılında dokuz ay olarak verilen asgari ücret desteği, 2019 itibariyle 12 ay boyunca verilecek. Destekten, sakatlık, yaşlılık ve ölüm, yani uzun vadeli sigorta kollarına tabi kişileri çalıştıran özel şirketler yararlanacak. Buna göre, 500 ve üzeri çalışan sayısına sahip şirketler için desteğin bedeli ise 101 TL. Bu rakam 500’ün altında sigortalı işçi çalıştıran işyerleri içinse 150 TL.

Çalışanlarının aylık prim ve hizmet belgelerini zamanında vermeyen, sigorta primlerini zamanında ödemeyen, kaçak işçi çalıştıran, bildirimini yaptığı işçiyi çalıştırmayan, SGK’ya borcu olan, şirketler arası istihdam kaydırması yapan ve çalışanların prime esas kazançlarını eksik bildiren işyerleri ise teşvikten yararlanamıyor.

GÜVENLI IŞ YERINE YÜZDE 50 SIGORTA PRIMI INDIRIMISon üç yıl içinde ölümlü veya sürekli iş görmezlikle sonuçlanan iş kazalarının meydana gelmediği, 10 üzeri çalışanı olan ve “çok tehlikeli” sınıfında yer alan iş yerlerinde, çalışan başına ödenen işsizlik sigortası prim oranı yüzde 2’den yüzde 1’e düşürüldü.

AR-GE’YE DESTEK VERILECEKAraştırma, geliştirme ve tasarım faaliyetlerine yönelik uygulanan teşvik kapsamında Ar-Ge, tasarım ve destek personeli ile ücreti gelir vergisinden muaf olan çalışanın ücretleri üzerinden hesaplanan sigorta priminin yarısı devlet tarafından ödenecek. Teşvik, 2023’e kadar devam edecek. Teşvikten yararlanmak için aylık prim ve hizmet belgesinin SGK’ya yasal süre içinde verilmiş olması, primlerin tümüyle ödenmiş olması ve sigortalının fiilen çalışmış olması gerekiyor.

6 PUANLIK PRIM INDIRIMI51 il ve Gökçeada ile Bozcaada’da bugüne dek uygulanan beş puanlık prim teşvikine ek olarak altı puanlık bölgesel istihdam

2

75

Page 76: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

prim teşviki, bu sene de devam ediyor. Daha önce sadece 10 kişi çalıştıran işyerleri yararlanıyordu; bu sene itibariyle bu rakamın altında sigortalı çalıştıran işyerleri de yararlanacak. Özel sektör işverenlerine öncelikle prime esas kazanç üst sınırına kadar olan kazançlar üzerinden hesaplanacak malullük, yaşlılık ve ölüm sigorta primlerinde 5 puanlık indirim, ardından prime esas kazanç alt sınırına kadar olan kazançlar üzerinden hesaplanan malullük, yaşlılık ve ölüm sigorta primlerinde 6 puanlık indirim sağlanacak.

KOBI’LERE “DEVLET DESTEKLI ALACAK SIGORTASI”Bu sene itibariyle, KOBİ’lerin alacaklarını tanzim edememeleri durumunda oluşacak zararlarını karşılamak için “Devlet Destekli Alacak Sigortası” modeli yürürlüğe girdi. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın hayata geçireceği yeni model, KOBİ’lerin alacaklarını garanti altına alacak. Bu sigorta sistemi ile KOBİ’ler alacaklarını tahsil edemezlerse, alacaklarının önemli bir kısmı model kapsamında oluşturulan havuz tarafından karşılanacak. Halk Sigorta A.Ş. tarafından yürütülecek olan modelde, KOBİ’ler, primlerini taksitli ödeme imkanına da sahip olacak. Peşin ödeme durumunda ise yüzde 10 indirim uygulanacak.

KOSGEB’DEN KOBI’LERE 250 MILYON LIRALIK DESTEKKüçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB), dijital teknolojileri desteklemek için “KOBİ Gelişim Destek Programı” (KOBİGEL) kapsamında çıktığı iki çağrı ile KOBİ’lere 250 milyon TL destek sağlayacak. KOSGEB veri tabanına kayıtlı ve KOBİ beyannamesi onaylı işletmeler, işletme yetkilisinin e-devlet şifresiyle, KOBİ Bilgi Sistemi'ne girerek başvurularını oluşturabilirler. Proje çağrısı için son gün, 2 Mayıs ve sistem, saat 23.59'da kapatılacak.

KOSGEB’in çıktığı ilk çağrı, teknoloji geliştiren ve imalat sektörü ile ilişkili KOBİ’ler için. Çağrıya, Bilgisayarların, elektronik ve optik ürünlerin imalatı; başka yerde sınıflandırılmamış makine ve ekipman imalatı; hava ve uzay araçlarıyla ilgili makine imalatı; makine ve ekipmanların kurulumu ve onarımı; telekomünikasyon; bilgisayar programlama, danışmanlık ve ilgili

faaliyetler; veri işleme, barındırma ve ilgili faaliyetler ve web portalları alanında faaliyet gösteren KOBİ’ler katılabiliyor.

Birinci çağrı kapsamında belirlenen bütçe 100 milyon TL. KOBİ’lere verilecek desteğin üst limiti 300 bin TL ve geri ödemesiz. Geri ödemeli desteğin üst limiti ise 350 bin TL. KOBİ’lere verilecek destek, yüzde 60 oranında olacak.

Akıllı dijital teknolojileri imalat süreçlerine katmak isteyen KOBİ'lere yönelik ikinci çağrı kapsamında ayrılan bütçenin miktarı ise 150 milyon TL. Destek üst limiti, geri ödemesiz desteklerde 300 bin lirayken geri ödemeli durumlarda 700 bin TL olacak. Yüzde 60 oranında desteğin sağlanacağı ikinci çağrıda KOBİ’ler; verinin analitik yöntemlerle işlenmesi ve imalat sanayiinde kullanılması, imalatta nesnelerin interneti, akıllı sensör teknolojileri, otonom robot teknolojileri, siber güvenlik ve yapay zekaya dayalı siber fiziksel akıllı fabrika sistem ve bileşenleri alanlarında proje sunabilecekler.

HORIZON 2020’DEN KOBI ARACIHorizon 2020’nin KOBİ Aracı adını verdiği sistem, KOBİ’lerin inovasyon potansiyelinin geliştirilmesine destek vererek, yeni fikirlerin hızlı ve etkin bir şekilde pazara aktarılmasını amaçlıyor. Horizon 2020’nin bu amaçla KOBİ’lere verdiği destekler arasında fizibilte desteği, ürün geliştirme desteği ve ticarileştirme desteği bulunuyor. Fizibilte ve ürün geliştirme teşviklerinde desteklenen projelerin pazara sunulabilir bir ürün olma aşamasında eğitim, mentörlük ve finansmana erişim destekleri sunuluyor.

Avrupa Birliği, KOBİ’lerin inovatif projelerde fizibilte çalışmaları yapmaları amacıyla 50 bin Avro’luk bir destek sağlıyor. Başvuru yapabilmek için 10 sayfalık bir iş planı hazırlamak yeterli. Ürün geliştirme desteğinde ise belirlenen ücret, 0,5 milyon Avro ile 2,5 milyon Avro arasında değişiyor. Bu proje için 30 sayfalık detaylı bir iş planı hazırlanması gerekiyor. Üçüncü fazda ise AB tarafından sağlanan bir maddi destek olmadığı gibi, doğrudan başvuru da yapılamıyor. Koçluk destekleri Avrupa İşletmeler Ağı tarafından temin ediliyor. Risk finansmanına erişim destekleri, firmaların çeşitli finansal kaynaklardan yararlanması adına Avrupa Yatırım Bankası ve Avrupa Komisyonu’nca Innovfin programı ile yürütülüyor.

76

T E Ş V I K

Horizon 2020’nin KOBİ’lere verdiği destekler arasında fizibilite desteği, ürün geliştirme desteği ve ticarileştirme desteği bulunuyor. Fizibilte çalışmaları amacıyla 50 bin Avro’luk destek sağlıyor.

2.5 MilyonHEDEFLENEN YENİ İSTİHDAM

Page 77: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz
Page 78: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

F U A R L A R

78

FİRMA VE MİLLİ KATILIM DÜZEYİNDE KATILIM SAĞLANACAK SAVUNMA SANAYİİ FUAR LİSTESİ

IMDEX ASIASingapore 14-16 Mayıs

ITECİsveç 14-16 Mayıs

HeliRussia 2019Moscow 16-18 Mayıs

IDET29-31 Mayıs

PARIS AIRSHOWLe Bourget 17-23 Haziran

CEBITAlmanya 24-28 Haziran

DSEILondon 10-13 Eylül

AUSAWashington DC-14-16 Ekim

SEOUL ADEXGüney Kore-15-20 Ekim

BIDECBahrain-28-30 Ekim

DUBAI AIRSHOWUAE-17-21 Kasım

DEFENCE & SECURITYTayland 18-21 Kasım

EXPODEFENSAKolombiya 2-4 Aralık

GDA 2019Kuveyt 10-12 Aralık

TEKNOPARK İSTANBUL’UN ODAĞINDAKİ

FUARLARParis Airshow 2019

Fransa 17-23 Haziran 2019Teknofest

İstanbul 11-22 Eylül 2019

Page 79: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz
Page 80: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz
Page 81: MAVI VATAN TATBIKATINA MİLLİ PROJELER DAMGA VURDU...yabancı katılımcı firmalar ve heyet görüşmelerinde firmalarımızın önemli ticari bağlantılar kurmasını desteklemekteyiz

Tekn

opar

k İs

tanb

ul'u

n Ü

cret

siz

Yay

ınıd

ırSa

yı 0

2 -

Nis

an 2

019