mavibahçe dergi: ocak-Şubat sayı:2

116
SÖYLEŞİ PORTRE MODA Hadise ile İzmİr ÖZEL Kadın&Erkek Stil Önerileri Alışveriş Listeniz Mavibahçe ile Moda Saç&Makyaj Trend Raporu GÜNCEL Yarı Yıl Tatilinde Kar Keyfi 2016 Dekorasyon Trendleri En Eğlenceli Kış Aktiviteleri Favori Yemek Kitapları İzmirli Rekortmen Yüzücü EMRE ERDOğAN “Tullaa” çantalarının yaratıcısı TüLAY ARSLAN ve kızı BELİZ FIRTINA BARIŞ MODANIN NOBELLERİ SAYI: 2 OCAK | ŞUBAT 2016 MAVİBAHÇE ALIŞVERİŞ MERKEZİ’NİN üCRETSİZ YAYINIDIR ISSN 2149-8911 İZMİR CEMİYET ÖZEL KÜLTÜR / SANAT AJANDASI HANDE KAZANOVA’DAN BURÇ YORUMLARI HER SAYI

Upload: mavibahce-alisveris-ve-yasam-merkezi

Post on 25-Jul-2016

314 views

Category:

Documents


0 download

DESCRIPTION

 

TRANSCRIPT

SÖYLEŞİ

Portre

MoDA

Hadise ileİzmİr ÖzEL

Kadın&Erkek Stil ÖnerileriAlışveriş Listeniz

mavibahçe ile modaSaç&Makyaj Trend Raporu

GÜNCeLYarı Yıl Tatilinde Kar Keyfi

2016 Dekorasyon TrendleriEn Eğlenceli Kış Aktiviteleri

Favori Yemek Kitapları

İzmirli rekortmen Yüzücü EmrE ErdoğAn

“Tullaa” çantalarının yaratıcısı TüLAY ArSLAn

ve kızı BELİz FırTınA

BARIŞMODANIN NOBELLERİ

SAYı: 2oCAK | ŞUBAT 2016

mAVİBAHÇE ALıŞVErİŞ mErKEzİ’nİn üCrETSİz YAYınıdır

ıSSn 2149-8911

İZMİR CEMİYET ÖZEL

KÜLTÜR / SANAT AJANDASI

HANDE KAZANOVA’DAN BURÇ YORUMLARI

Her SAYI

/mavibahce

MaviBahçe'de Yeni Yıl

© MaviBahçe dergisi T.C. yasalarına uygun olarak yayımlanmaktadır. Dergide

yayımlanan yazı ile görseller izinsiz kullanılamaz ve alıntı yapılamaz.

YÖNETİM

MaviBahçe Alışveriş Merkezi

MaviBahçe AVM MüdürüM. Ozan Canbolat

Reklam RezervasyonEce Boyacı, Gizem Barutoğlu

Yönetim AdresiMaviBahçe Alışveriş Merkezi Aziz Nesin Bulvarı 2400/3 Sk,

Karşıyaka-İZMİRTel: 0232 600 04 44

Yayın Türü Yerel Süreli Yayın

YAYIN

Tüzel Kişi TemsilcisiOktay Uludağ

Sorumlu Yazı İşleri MüdürüTülay Özgür

Kreatif DirektörÜmit Kurt

Grafik TasarımÖzgür Çakır

EditörErdem Kabadayı

Katkıda BulunanlarFaruk Akdeniz, Berrin B. Güloğlu, Afgan Karahan, Hande Kazanova,

Derya Kırım

Bilgi ve Danış[email protected]

BaskıVatan Ofset Yayıncılık ve Matbaacılık A.Ş.

Sanayi Mah. 1650. Sokak No:2Esenyurt / İstanbulTel: 0212 622 19 00

Faks: 0212 622 19 59

OCAK / ŞUBAT 2016 SAYI: 2ISSN 2149-8911

MaviBahçe olarak, “İçimde İzmir var” diyerek kapılarımızı açmıştık. Sizlerle bu-luştuğumuz o ilk andan itibaren, her şey tam da istediğimiz gibi devam ediyor. İçinde İzmir’in olduğu, içinde İzmirlilerin yaşadığı, içinde eğlenceli ve mutlu za-manların geçtiği bir çekim merkezi oldu Mavi Bahçe. Burada düzenlediğimiz ve düzenleyeceğimiz etkinliklerimiz de, bu heyecanı canlı tutacak, sizlerin hayatını zenginleştirecek, güzel zamanlar yaratacak aktiviteler sunuyor.

Sizlerle birlikte kutladığımız ve 26-27 ve 31 Aralık tarihlerinde gerçekleşen yeni yıl etkinlikleri kapsamında ziyaretçilerimiz coşku dolu anlar yaşadı. 26 Aralık günü, trompet ile Açılış Korteji’nin ziyaretçileri hareketlendirmesinin ardın-dan DJ’in sahneye çıkması MaviBahçe Kent Meydanı’nda eğlenceyi arttırdı. Açılan mini stantlar ise yılbaşı konsepti ürünler ile yeni yıl kutlamalarına renk katarak ziyaretçilerin ilgi odağı oldu. Minik ziyaretçileri unutmayan çocuk ku-lübümüz, çocuk katında düzenlediği 5-12 yaş grubu çocuklar için hazırladığı atölyelerde neşeli anlara sahne oldu. Eğitmenler eşliğinde kardan adam kuk-laları yapan çocuklar hem el becerilerini geliştirdiler hem de doyasıya eğ-lenerek MaviBahçe’de yeni yıl etkinliklerinin tadını çıkardılar. Saat 18:00’de DJ’in yerini alan Sunshine Band ziyaretçilere eğlenceli yılbaşı konseri verdi. 31 Aralık gecesi de devam eden eğlencede 45’likler ile nostalji rüzgarı esen MaviBahçe’de 2015’e kar eşliğinde unutulmaz bir şekilde veda edildi. İzmirliler yeni yıl etkinlikleri ile kara olan hasretini MaviBahçe’de giderdi ve 2016 yılına eğlenceli bir giriş yaptı.

MaviBahçe, açıldığı günden bu yana, sanatın ve bilimin çocukların gelişimin-deki önemine göz önüne alarak etkinlikler hazırlıyor. Bu etkinliklerin en önem-lilerinden biri de 9-20 Aralık tarihleri arasında EuroScience Bilim Merkezi’ne ait olan Akıl Oyunları (Phaenomenta) sergisiydi. Almanya’nın köklü merkezle-rinden Flensburg ve Lüdenscheid şehirlerinde bulunan aynı isimli müzelerde yer alan deneylerin bir bölümünü içeren Akıl Oyunları sergisi, 12 gün bo-yunca ücretsiz olarak özel rehberler eşliğinde minik ziyaretçilerimizi şaşırtıcı deneylerin ve bilimsel gerçeklerin dünyasında yolculuğa çıkardı. MaviBahçe, bu sergi dışında da çocuklarımıza birçok eğlenceli ve yaratıcı aktivite sundu ve sunmaya devam edecek.

Aralık ayı içinde İzmir’i çok seven, İzmirlinin de çok sevdiği iki konuğu ağır-ladık. Türkiye’nin en önemli ve cesur gazetecilerinden Uğur Dündar 12 Aralık Cumartesi günü saat 15.00’te MaviBahçe D&R’ın konuğu oldu. Uğur Dündar son kitabı “Pazarlık Yok”u sevenleri için imzaladı ve ziyaretçilerimizle fotoğraf çektirdi. Başarılı oyuncu ve senarist Gülse Birsel de, yeni kitabı “Memleketi Ben Kurtaracağım”ın imza gününde okuyucuları ile MaviBahçe D&R’da bu-luştu. Gülse Birsel, 19 Aralık Cumartesi günü 15.00’te D&R MaviBahçe’de yeni kitabını imzaladı.

MaviBahçe, sadece aktiviteleriyle değil, şu anda okuduğunuz dergideki konu-larla da hayatınızı zenginleştiriyor. Örneğin kapak konumuz, sadece dergimize özel hazırlandı. Modacılar tarafından, 2015 Nobel ödüllerine özel elbiseler tasarlandı. Bu elbiselerin öyküsünü sayfalarımıza taşıdık. Bu konu dışında da modadan güzelliğe, sanattan seyahate, dekorasyondan teknolojiye, astroloji-den sinemaya birbirinden ilginç dosyalar hazırladık.

Gerek dergimiz gerekse aktivitelerimiz İzmir’in en seçkin buluşma, sosyal-leşme, yemek yeme, eğlenme ve mutlu yaşam merkezi olan MaviBahçe’nin, misafirlerini mutlu görme arzusuyla hazırlandı. Beğeneceğinizi umuyoruz.

Hep birlikte daha güzel bir yıl geçirmek dileğiyle...

/mavibahce

KÜLTÜR-SANATAJANDASI

İzmir'in Konser, Tiyatro ve Festival Etkinlik Takvimi.

Vizyona giren yerli-yabancı filmler.

Evinize renk katacak öneriler.

Hande Kazanova'dan burç yorumları.

HERSAYI

92

SİNEMA

36

74

DEKORASYON

ASTROLOJİ

102

MAVİBAHÇE İLE MODADAN İLHAM ALIN

ALIŞVERİŞLİSTENİZ

12

2696TEKNOLOJİ

İÇİNDEKİLER

4

6

44

8 60

4840

80FAVORİ YEMEK KİTAPLARI

KADIN STİL

RÖPORTAJ: HADİSE

ERKEK STİL GEZİ

MODA HABERGÜZELLİK

6410 MADDEDEKEYİFLİ BİR KIŞ

5

ROMANTİK STİL

6

KAHVE VE SİYAH BİRLİKTELİĞİNİ GECE DAVETLERİNDE TERCİH EDEBİLİRSİNİZ. BİRBİRİNİ TAMAMLAYAN BU İKİ TON DOĞRU

ORANLARDA KULLANILDIĞINDA SİZİ GECENİN YILDIZI YAPABİLİR. BİZİM ÖNERİLERİMİZLE ALIŞVERİŞE BAŞLAYABİLİRSİNİZ.

KADIN

STİL

FABRİKA

1 .Ceke t _FO REV ER NEW 2 . E l b i s e _HADİSE FOR TWIST 3 . Panço _MANGO 4 . Şapka _ACCESORIZE 5 .Küpe _SWA R OVSK I 6 . E l b i s e _ HADİSE FOR TWIST 7 .Küpe _ İPEKYOL 8 .E l b i s e _ZEYNEP TOSUN by İPEKYOL

9 .M on t _TWIST 1 0 .Ç i zme_NINE WEST 1 1 .Çan t a _MUDO 1 2 .Çan t a _ İPEKYOL 1 3 .Bo t _ İNC İ

7

2

5

1

2

3

4

76

8

5

9

10

12

13

11

FARK YARATIN

8

STİLİNİZDE VURGULAMAK İSTEDİĞİNİZ DETAYA ODAKLANIN. RENK VE AKSESUAR KULLANIMI BU KONUDA İŞİNİZİ KOLAYLAŞTIRACAK. CANLI

RENKLERDEKİ ŞİŞME MONTLAR HAFTA SONU ŞIKLIĞI YARATACAK. İNCE VERSİYONLARINI TAKIM ELBİSELERLE DE KULLANABİLİRSİNİZ.

ERKEK

STİL

LUF IAN

9

1 . Pa l t o _LUF I A N 2 . Saa t _ S ALVATORE FERRAGAMO 3 .Kaban _LUF IAN 4 .Güneş göz l üğü _RAY-BAN 5 .Ceke t _B EYM EN C LU B 6 .Pan to lon _MAVİ7 .Ceke t _ BEYMEN CLUB 8 .Pan to lon _ BEYMEN CLUB

9 .Gömlek _K İĞ I L I 1 0 .Kazak _FABRİKA 1 1 . Ayakkab ı _MANGO 1 2 . Ayakkab ı _MANGO 1 3 .Pa r füm_MONT BLANC/LEGEND 1 4 .Çan t a _MAVİ

3

2

1

4

5

6

78

9

10

11

12

13

14

ONLINE SHOPwww.tuzun.com.tr

Untitled-1.indd All Pages 28.12.15 12:04

ONLINE SHOPwww.tuzun.com.tr

Untitled-1.indd All Pages 28.12.15 12:04

12

ROMAN

ilhamalın

modadanile

MaviBahçe

couture niteliğinde

İLHAM ALIN

Roman’ın kış koleksiyonunda 60’ların özgür ruhunu hissettiren couture niteli-

ğindeki özel tasarımları, günün her saa-tinde şıklık vaad ederken, özel davetler

için de birbirinden şık alternatifler sunu-yor. Elegan şıklığın baskın olduğu kolek-

siyonda renkli jakarlar, püsküllü ve zebra desenli deriler, animal print’ler sade ve

çabasız bir stille yorumlanıyor. Sezonun ruhunu yansıtan payet ve danteller, sade

ve minimal parçalarla kombinlenerek net ve güçlü bir hal alıyor. Gece grubunda

her haliyle kırmızı halı ihtişamını üzerine toplayan elbiseler, davetlerde etrafa ışık

saçarak aydınlatmayı isteyenler için ide-al. Payetlerin, çiçek apliklerin, dantellerin

ve jakarların kullanıldığı elbiseler davet-lerin özenilmiş şık görüntüsüyle birebir

örtüşüyor. Kış soğuklarına inat içimizi ısıtacak renkler en pozitif ve enerjik ha-

liyle karşımıza çıkarken, sezona ayrı bir ışıltı katıyor.

İNDİRİM FIRSATIRoman, kışa özel indirim fırsatı sunu-

yor. Günlük giyimden gece kıyafetlerine uzanan geniş ürün yelpazesi ve aksesu-

arlarıyla indirimden yararlanma fırsatı mümkün. Soğuk kış günlerini sıcak ge-

çirmek isteyenler için koleksiyonda yer alan kabanlar; dokusu, rengi ve kesimiyle

kentin sokaklarındaki hakimiyetini sür-dürüyor. Soğuk kış günlerin de sevdik-

lerinizi ve kendinizi sıcacık hissettirecek renkli trikolar, şallar, eldivenler, çantalar

ve ihtişamlı aksesuarlar ile şımartabilir-siniz. Sezonun vazgeçilmezlerinden olan

payetler, danteller, jakarlar soğuk kış günlerine şıklık ve zarafet katarken, ge-

ometrinin vazgeçilmez daireleri, kareler, dikdörtgenler farklı renk ve dokularla ha-

zır giyim ve aksesuarlarda yerini alıyor.

*

13

MODA

14

KARACA

MODA

vazgeçilmez klasik

İLHAM ALIN

15

Ünlü tasarımcı Alfio Bonacchi’nin Ka-raca erkeği, Anna Romiti’nin ise Karaca

kadını için tasarladığı Karaca Kış kolek-siyonu, klasiğe karşı koyamayanlar için

eşsiz indirim fırsatıyla Karaca severlerle buluşuyor. Örme ceket ve etekler, anne

eli değmiş gibi yünlerin bu kış sizi saran sımsıcak hali sıcak tutmaktan daha faz-

lasını vaat ediyor ve trendler arasından Karaca severlere göz kırpıyor. Çabasız

şıklığı sevenler için denim ve indigo ta-sarımlı parçalar, mavi gölgelerin harmo-

nisiyle birlikte değişen ışık ve gölge özel-likleriyle daha şık hissetmenizi sağlıyor.

Andrea Bonacchi liderliğinde hazırlanan Toss Koleksiyonu ise kişisel zevklere hi-

tap eden, modern çizgilerle donanımlı ve aynı zamanda rahatlığı öne çıkaran günü-

müz yeni nesil genç erkeklerin vazgeçil-mezleri arasına giriyor. Toss fırsatları tüm

Karaca mağazalarında görücüye çıkıyor.

MAKSİMUM RAHATLIKSıkıcı kalıp ve modellerin aksine, oturan

omuzlar, doğal görünümlü, vücudu saran kalıp ve zengin renk çeşidiyle mevsimin

tüm enerjisine ritim tutan bir koleksiyon. İtalyan tasarımcılar eşliğinde her türlü

detay, doğal yollarla ortaya elegan ve rafine görüntü, çağdaş Karaca bireyini

ortaya çıkarıyor. Karaca’nın imzası haline gelmiş yüzde 100 yün ve Luxury serisinin

en önemli parçası kaşmir ve ipek trikolar çok hafif, sadece 170 gram. Gerçek tüy

hafifliğinde ve hoş bir yumuşaklığa sahip olan bu trikolar dünyada lüksün simgesi

Loro Pianna iplikleri ile Çift Geyik Ka-raca’nın 100 yıllık deneyiminin harman-

lanmasıyla yeni yılda asil şıklığı yakala-manıza yardımcı olacak. Kaşmir ve ipek

trikolar Moğolistan yaylalarında yetişen kaşmir keçisinden elde edilen incecik

ipeksi yün ile saflığı deneyimlemenize olanak sağlıyor.

*

MODA

italyan stili

İLHAM ALIN

1870’ten günümüze İtalyan stilini modern yorumla taşıyan Divarese, 2015-16 Son-bahar Kış sezonu tasarımlarında, yüzde 100 deri ile yaratılan konfor ve şıklığı sunuyor. Divarese kadını, İtalyan stili-ni modern yorumla günümüze yansıtan modellerle hem iş hem özel yaşamdaki kombinlerini şık dokunuşlarla tamam-lıyor. Farklı olmayı seven şehirli kadının rahat ama şık tercihine hitap eden ko-leksiyonlar hazırlayan Divarese, 2015-16 Sonbahar Kış sezonunda üç tema üzerine kurgulanan tasarımlarıyla dikkat çekiyor. Back to School, Wild ve Private Heels te-malı modeller birbirinden şık seçenekler içeriyor. İtalyan stilinin modern yorumu olan ve deri kullanılarak hazırlanan tasa-rımlar, şehir hayatındaki yerini alıyor.

OKULA DÖNÜŞYeniden okullu olma isteği yaratan Back to School temalı modeller, İngiliz kolej modasından esinlenerek tasarlanmış. Oxford’lar, loafer’lar, püskül detaylı bot-lar, kalın tabanlı ayakkabılar yer alıyor. Wild koleksiyonundaki ayakkabılar, bot-lar ve bootie’ler, vahşi cazibenin günlük yaşamdaki yansıması olarak göze çar-pıyor. Yılan ve kroko baskıların yanında

lizard baskılı deriler kullanılıyor. İtalyan stilin günün trendleri ile yorumlanarak modern çizgilere dönüştüğüne tanık ol-duğumuz yeni sezonda leopar ve süet birliktelikleri de görülüyor. Sonbahar-Kış koleksiyonunun üçüncü teması Private Heels ise Divarese’ye özel ökçe detaylarının kullanıldığı tasarımlar içeriyor. Rahatlığa feminen dokunuşlar yapan modeller Divarese koleksiyonun-daki yerini bu sezonda da alıyor. Yük-sek topuklu, ışıltılı ayakkabılar özel gün ve gecelerde çekiciliğe vurgu yapıyor. Ağırlıklı olarak deri ürünlerin öne çıktığı koleksiyon; kaliteli el işçiliği ile farkını ortaya koyuyor. Geçtiğimiz sezonun da gözdesi olan dekolteli botlar yine popü-ler. Topuk ve tokalardaki metal detaylar ile özellikle botlardaki zımba detayları ise asi ruhları cezbediyor. Spor şıklık ya-kalamak isteyen kadınların tercihi olan, püsküllü, tek tokalı maskülen postallar koleksiyonda geniş yer tutuyor. Kolek-siyonda; bir kış klasiği olan siyahın yanı sıra, bordo, taba ve koyu mavi gibi tonlar da sıkça kullanılıyor.

*

16

DIVARESE

17

MODA

buse terim imzası

İLHAM ALIN

18

DEFACTO

DeFacto, yeni dönemde modacı ve trendsetter’larla işbirlikleri yaparak ka-dın koleksiyonlarına farklı bir bakış açı-sı kazandırıyor. Modayı lüks olmaktan çıkarıp, herkes için ulaşılabilir kılmak isteyen marka, ilk koleksiyonunu moda danışmanı Buse Terim’le hazırladı. “Buse Terim for DeFacto” koleksiyonu, moda trendlerine anında ulaşmak ve bütçelerini zorlamadan stil sahibi olmak isteyen ka-dınlara özel seçenekler sunuyor.

70’LER YENİDEN YORUMLANIYORAsi siyah deri parçalar, püsküller, eko-se gömlekler; Buse Terim yeni koleksi-yonunda 70’leri yeniden yorumluyor. Buse Terim for DeFacto koleksiyonunda bohem ve zamansız trend rock chic te-maları öne çıkıyor. Renkler ağırlıklı olarak nötr-toprak tonlardan oluşurken, siyah deri parçaların asi duruşu ve spor ke-simlerle güncellenen pastel tonlar göze çarpıyor. 70’lerden güçlü esintiler taşıyan olan koleksiyonda; maksi elbiseler, gü-deri ve shearling dokular, flare jean’ler, detaylarda ise püsküller ve düğmeler ile fermuar ve bağcıklar (lace-up) dikkat çe-kiyor. Deri skinny pantolon, klasikler ara-sından vazgeçilmez biker ceket, ekoseli gömlekler ve hırkalar da koleksiyonun cool duruşunu ortaya çıkarıyor. Kolek-siyonun tamamlayıcı unsurları arasın-da aksesuarlar da önemli rol oynuyor. Baskılı deri eldivenler, püsküllü çantalar ve botlar, bere ve western şapkalar, to-kalı flat-biker botlar, maskülen oxford modeller, büyük küpe seçenekleri ve ih-tişamlı kolyeler, sade görünümü zengin-leştirmek ve mix&match oyunlarla stilini farklılaştırmak isteyenlere trendy ve şık seçenekler sunuyor.

*

farkı keşfedin

LC WAIKIKI

19

LC Waikiki, denim ko-leksiyonu LCW Jeans ile

rahatlık sunuyor. Sezon trendlerini modern, şık ve

rahat denimlere taşıyan LCW Jeans, “Farkı Keşfet” mottosu

ile gardıropların anahtar par-çası olan denimleri yeniden yorumluyor.

Kadın ve erkekler için hazırlanan denim pantolon ve ceketler, farklı kesimleri, yı-

kamaları, rahat kalıpları ve kumaşları ile dikkat çekiyor.

VINTAGE ESİNTİSİKadın denim koleksiyonunda

vintage esintisi devam ediyor. LCW Jeans’in kadın koleksiyonun-

da skinny jean’ler önceki sezonlarda ol-duğu gibi bu sezonda da popülerliğini ko-

ruyor. Yüksek belli, süper dar kesimli ve esnek denim kumaşa sahip “Jegging’ler’’

vintage tarzını günümüze taşıyor. Sezo-nun gözde modellerinden “Boyfriend’’

denimler, daha rahat kesimli, yamalı ve eskitme tasarımlarıyla dikkat çekiyor. Je-

an’lerde çizme paça ve İspanyol paçalar dikkat çekici detaylar arasında yer alıyor.

Sezonun trendlerine uygun olarak, denim pantolonlar denim gömleklerle kombin-

leniyor. LCW Jeans’in kadın koleksiyo-nundaki ceketlerde farklı kalıp seçenekle-

ri bulunuyor. Koleksiyonda kısa ceketler, klasik jean ceketler, örme kumaşlarla

daha sportif etki yaratan jean ceketler öne çıkıyor. LCW Jeans, erkek koleksi-

yonunda da rahat, kullanışlı ve modern çizgisiyle dikkat çekiyor. LCW Jeans’in

Slim Fit modelleri, bu sezon ekstra dar kesimlerle karşımıza çıkıyor. Farklı yı-

kama ve renk alternatifleri sunan kolek-siyonda lycralı denim kumaş kullanımı

dar modellerde bile hareket özgürlüğü sağlıyor. LCW Jeans, denim rahatlığının

keyfini çıkarmak isteyen erkeklere, farklı kesimlerdeki modelleriyle birçok alterna-

tif sunuyor.

*

MODA

3 tasarımcı, 3 stil

İLHAM ALIN

20

Eğlenceli ve retro tarzıyla Freak Is The New Black, sports-couture tarzın ya-ratıcılarından Selim Baklacı ve şehirli feminen siluetleriyle Fulya İlkmen yeni sezonda Bilstore’da tek çatı altında top-lanıyor. Freak Is The New Black “Jetlag” isimini verdiği Sonbahar/Kış 2015 Kolek-siyonu ile 60’ların en hızlı kıtalar arası uçusu olan Flight1000 ile yeni sezonda sizi bir yolculuğa çıkarmak istiyor. Hikâ-ye aslında uzak diyarlara gitmekten çok gitmeyi düşlemekle başlıyor. Koleksiyo-nu bir gezi rehberi olarak düşünürsek; 6 buçuk sihirli saat olarak adlandırılan büyülü bir transatlantik Panam uçuşuy-la seyahate başlayıp, Stanley Kubrick’in kült filmi 2001 Uzay Macerası’nda kay-bolduktan sonra Verner Panton’un çağ ötesi tasarımları aklımızı başımızdan alı-yor ve kendimizi bir zaman makinesin-de bulup 1996 yılından çıkış yapıyoruz. Dairesel hatların hem moda hem de mi-maride kendini hissettirdiği 1960’lı yılla-rın sonundaki Uzay Çağı akımını modern minimalizm ile bir araya getiren Freak Is The New Black, uzayın gizemli renklerini çağrıştıran saks, siyah ve lacivertten olu-şan renk paleti ile koleksiyonunun ana temasını güçlendiriyor.

TREND: SPORT COUTURE Türkiye’de sport-couture stilinin yara-tıcılarından Selim Baklacı, “Fifty/Fifty” ismini verdiği 2015 Sonbahar/Kış Kolek-siyonu ile Bilstore’da. Renk, kalıp ve ye-nilikçi materyal seçimi ile ön plana çıkan tasarımcı yeni koleksiyonunda eşitlikten ilham alıyor. Sokak modasının sınırsızlığı üzerine eğilen ve yeni teknikleri giyilebilir moda ile buluşturan Selim Baklacı, do-kunma hissi yaratan “file” kumaşını tasa-rımlarında mor, sarı, gri ve antrasit gibi renkler ile birlikte kullanıyor.

HUZUR DOLUFulya İlkmen Sonbahar/Kış 2015-2016 koleksiyonunda deri detayları avantgar-de kesimlerle buluşturuyor. İçe dönüş ve kişisel enerjiden yola çıkarak hazırladığı koleksiyonunda sezonun renkleri olan vişne çürüğü, füme, gül kurusu, gri ve siyahla feminen dokunuşlara yer veren tasarımcı, şehirli siluetlerini grafik desen-ler, crop toplar ve oversize ceketler ile birleştirerek tasarımlarına kişisel ve ka-dınsı bir dokunuş katıyor.

21

BILSTORE

ARMAĞANLARIN “DİLİ”

SEVGİLİLER GÜNÜ

YAŞAM

2222

ılbaşını atlattınız; neticede küçük ama ince bir hediye işinizi görebi-liyordu. Belki de tam tersi, maddi değeri yüksek gösterişli bir arma-

ğan… Şimdi önümüzde 14 Şubat Sevgililer Günü var. İşiniz çok daha zor! Sevdiğinize olan aşkınızın bir yansımasını, somutlaş-mış halini armağan etmek durumundasınız. Mutlaka ama mutlaka sizden bir şeyler ta-şımalı, aşkınızı ifade etmeli, sevdiğiniz kişi-nin istediği/beklediği bir şey olmalı. Keşke sıradan günlerde de sevdiğinize irili ufaklı hediyeler alıyor olsaydınız da bu zor viraj-da direksiyon hakimiyetini tam olarak sağ-layabilseydiniz! Artık, yeni yılda böyle bir hayat tarzına dümen kıracaksanız yapacak bir şey yok. Yapılacak şey Sevgililer Gü-nü’nü kazasız belasız atlatacak bir hediye bulabilmekte. Gözlerinizi dört açın ve hedi-yenin nelere kadir olduğunu okuyun. Belki aklınızda bir şeyler canlanır!

Önce işinizi biraz zorlaştıralım ve tarihin en görkemli birkaç hediyesinden bahsedelim. Ne kadarı doğru, ne kadarı mübalağa bi-linmez ama Marcus Antonius Sezar, âşık olduğu Mısır Kraliçesi Kleopatra’ya Ber-gama Kralı 1. Attalos tarafından yaptırılan ve tam 200 bin cilt kitabı barındıran Berga-ma Kütüphanesi’ni ve balayını geçirdikleri Alanya’yı hediye etmiştir. Üstelik bu Kle-opatra’nın Antonius’tan aldığı tek “büyük” hediye değil. Bir başka rivayet Gökova Körfezi’ndeki Sedir Adası’nın kumlarının da Antonius tarafından, Kleopatra’nın ülkesine duyduğu özlemi gidermesi için getirtildiği. Binlerce sene önce Kleopatra ve Antoni-us’un bu adada büyük bir aşk yaşadığına inanılır. Efsaneye göre, kendisiyle evlen-meyi kabul eden Kleopatra’ya bu coşkusu-nun hediyesini vermek isteyen Mısır Kralı Antonius, yaklaşık 3000 sene kadar önce balayını geçirmek üzere Kleopatra’yı götü-

Bazıları için aşkını ispatın yolu, kimisine göre tüketim dünyasının olmazsa olmazı! Kim ne derse desin, herkes hediye almaktan hoşnut

olur; vermekse gerçekten büyük bir heyecandır. Duyguları ifade etmek, sevdiğini mutlu

görebilmek, beğenilecek bir hediye bulabilmek gerçek bir sanattır. 14 Şubat Sevgililer Günü

arifesinde hediyelerin hikâyesini ve bizlere neler anlattığına kulak verin.

YAZI: E R D E M K A B A D AY I

Y

23

receği adaya Mısır’dan 60 büyük gemiyle çapları bir milimetreden daha küçük ve her tanesi aynı büyüklükte olan kumları getirtir. Yalnızca dünyanın iki yerinde var olduğu bilinen bu özel kumun diğer özellikleri de ateşte yanıyor, sodalı suda kendiliğinden çoğalıyor ve büyüteç altında incelendi-ğinde hareket ediyor olmasıdır. Karbonatlı çamurun bir çekirdek etrafında birikmesiy-le oluşan kumların denize kattığı eşsiz gü-zellikteki renk de, Adanın görülmeye değer olan diğer özelliklerinden biridir. Kumların bir benzerinin de Kızıldeniz’de olduğu bi-liniyor.

Tamam çıtayı biraz yükseğe koyduk ve bir kralın bir kraliçeye hediyelerini anlatarak moralinizi bozmuş olduk! Dertlenmeyin, çok daha samimi, sıcak ve tabii ki elde edilmesi makul hediyeleri örnek alabi-lirsiniz. Günümüzde Sevgililer Günü’nün standart hediyesi kırmızı gül ve çikola-ta olsa da geçmişte ve günümüzde farklı hediyeler söz konusu olabiliyor. Örneğin Galler’deki Sevgililer Günü hediyesi “seni kalbime kilitledim” anlamını taşıyan, tahta kaşık ve anahtardır. Danimarkalı erkeklerin Sevgililer Günü âdeti “kartopu” adı verilen kurutulmuş beyaz çiçekleri sevgililerine göndermek; kadınların buna yanıtıysa ise sevgilerin ismini bir yumurtaya yazıp on-lara yollamak. Eski Romalı döneminde ka-dınlar aşk mektupları yazar ve bunları bir vazoya koyardı. Erkekler de bu mektupla-rın üzerine isimlerini not düşer ve böylece çiftler birbirine aşklarını ilan ederlerdi.

Eski zaman hediyeleri maddi değerin de-ğil, bir duygunun karşı tarafa aktarılması

işlevini görüyordu. Sevgililer bu özel gün-de, kâğıt dantellerden, incecik aynalardan ve parfüm keseciklerinden kendi elleriyle yaptıkları kartları sevgililerini gönderiyor-du. 16. yüzyılda âşıklar birbirlerine aşkla-rını simgelemesi için eldiven ve çorap bağı yollardı. Meçhul bir denizci, sevgilisine bir korse göndermişti. Hâlâ saklanan bu kor-se, tahtadan oyulmuş kalpler, çiçekler ve denizcinin kendi kabartmasının olduğu bir çerçevenin içine konulmuştu.

Hediyelerin dili vardır. Veren kişinin söyle-yemediklerini, lafı dolandırmadan, bir yan-lışlığa mahal vermeden söylerler. Bir kolye “seni gerçekten önemsiyorum ve bunu her taktığında beni hatırlamanı istiyorum” de-

YAŞAM

ESKİ ZAMANDA HEDİYELER MADDİ DEĞERİN DEĞİL, BİR DUYGUNUN KARŞI TARAFA AKTARILMASI İŞLEVİNİ GÖRÜYORDU.

24

pekiştirmek, üstün astı ödüllendirmesi için de kullanılırdı. Öyle ki Cihan Padişahı Ka-nuni Sultan Süleyman, heybetli Kaptan-ı Derya’sı Barbaros Hayreddin’in bir sefer dönüşünde şu hediyelerle kucaklamıştı: Omuzlarında birer top çuha ile, iki bin esir; omuzlarında birer kese akçe ile, iki yüz gu-lam; ellerindeki gümüş tepsi içine konmuş atlas keselerde biner altın taşıyan yüz gu-lam; yine ellerindeki altın tepsiler içinde, inci ve mercan tespihler, gerdanlıklar, altın kadehler taşıyan iki yüz cariye…

Belki de Eskimolar haklı! Soğuk kuzeyde yaşayan bu halk “hediye insanı köleye çe-virir, kamçının köpeğe yaptığını yapar” ata-sözüne sıkı sıkıya bağlıdır. Bırakın devlet adamları çeşitli siyasi nedenlerle birbirle-rine hediyeler versin! Onların birbirlerinin desteğini sağlamak, kontrolü altında tut-mak için armağanlardan kamçılar yapsın. Sizin yapacağınız aşık olduğunuz insanı düşündüğünüz, sevdiğinizi gösterecek kü-çük bir jest aslında. Belki bir çiçek, belki ufacık ama alabildiğine içten bir öpücük, belki de onu sevdiğinize dair çantasına atacağınız bir pusula! Zaten seviyorsunuz, daha büyük hangi hediyeyi alabilirsiniz ki?

mektir. Sürpriz bir hafta sonu için bir tatil ayarlamak “herkesten uzakta baş başa ola-lım”, ipek bir boxer “üzerinde ne kadar az kıyafet olursa o kadar iyi” demenin başka yollarıdır. El örgüsü kazak “kesinlikle evlilik için yaratılmışım”, küçük bir köpek yav-rusu “şimdiden evimizi ve çocuklarımızı gözümde canlandırabiliyorum” anlamına gelir. Hediyeler bir ilişkinin boyutunu da ortaya koyuyor. Küçük bir mutfak aleti iliş-kinin heyecanının kaçmış olduğunu, cep telefonu sevgiliye her zaman ulaşabilmek istemeyi simgeler. Hediye düşünürken dik-katli olun!

Çiçek her daim “ince” bir hediye olarak kabul görür. Tabii verilen çiçeğin anlamını bilene… Hemen herkes kırmızı bir gülün “seni seviyorum” anlamına geldiğini bilir. Sarı akasya platonik aşkı simgeler. Ayçiçeği “sana tapıyorum”, çingülü “zarif ve çok gü-zelsin”, gardenya “gerçek aşkımsın”, kamel-ya “kusursuz bir âşıksın”, hanımeli “sonsuza dek sana bağlıyım” anlamına gelir.

Antik Çağ meraklısı Lyon’lu gezgin Jacob Spon, 17. yüzyılda kaleme aldığı “Hediyele-rin Kökenine Dair” adlı kitabında, Batı dün-yasında bu geleneğin Roma’nın ilk krallık dönemlerine rastladığını yazar. Krallığın önde gelen yöneticileri, bayram ve yılbaşı hediyesi niyetine, bir saygı nişanesi olarak, Sağlık Tanrıçası Strenia’nın ormanlarından toplanmış mine çiçeği dalları göndermek-tedir. Latin dillerinde bayram ya da yılbaşı hediyesi anlamındaki “strenna” ya da “ét-renne” sözcüğü de buradan gelir. Zamanla dostlara tatlı ve hoş bir yıl dilemek adına, bu mine dallarının yanına incir, hurma ve bal da eklenir. Devamında çömleklerin içi balla değil, altınla dolmaya başlar.

Hediye, devletler hukukunda da kendi-ne yer buldu. Müttefik ülkelerin birbirine gönderdikleri hediyeler birer uygarlık ve zenginlik simgesiydi. Bir Bizans imparato-runun, Kurtuba kenti hâkimine gönderdiği kıymetli bir kitabın yanına, bir de çevirmen eklemesi sanata dair bir örnek olurken, Ha-run Reşid’in Büyük Karl’a gönderdiği çalar saat bir teknoloji gösterisiydi. Osmanlı İm-paratoru 3. Mehmed’i kutlamak adına, İn-giltere Kraliçesi Elizabeth tarafından, 1597 yılında gönderilen zamanın teknoloji ha-rikası otomatik org iki devletin arasındaki ilişkileri sağlamlaştırmak adına son derece

önemliydi. Kraliyet ailesi isteyebileceği her şeye sahip Osmanlı İmparatoru’na özgün, benzersiz, yaratıcı ve hayranlık uyandırıcı bir hediye bulabilmek için toplantılar yap-mış, hediyenin üretilmesi ve padişaha su-nulması iki yılı aşkın bir süreyi bulmuştu.

Osmanlı padişahları da dost devletlerin hükümdarlarına hediye vermek konusunda son derece cömertti. İpek halı ve seccade-ler, altın, gümüş, yakut, elmas ve zümrüt gibi mücevherlerle süslenmiş hançerler, sorguçlar, koşum takımları ile atlar ve ziy-net eşyaları hediye edilirdi. 4. Mehmed’in Hint hükümdarı Cihan Fiah’a 1653 yılında gönderdiği “hediye paketi” içinde 20 cari-ye, kıymetli bir at takımı ve zümrüt kabzalı bir hançer ile elçi için altı bin altın, kürk ve at bulunuyordu. Cihan Fiah’ın bu hediyele-re yanıtı da aynı görkemde olmuş ve Top-kapı Sarayı’na elmaslı sorguç ve hançer ile o günkü değeri 300 bin kuruş olan hediye-ler gönderilmişti. 4. Mehmed’in ayrıca Rus Çarı’na Moskova elçisi eliyle tam bin 198 samur kürkü hediye etmişliği de vardır.

Hediye, Osmanlı toplumunda hiyerarşik yapı içinde gruplar arasındaki dayanışmayı

ARMAĞANLAŞMA, SADECE KİŞİLER ARASINDA DEĞİL DEVLETLER HUKUKUNDA DA ÖNEMLİDİR. TARİHTE ÜLKELERİN BİRBİRİNE GÖNDERDİKLERİ HEDİYELER

UYGARLIK VE ZENGİNLİK SİMGESİYDİ.

25

26

alışveriş listeniz

MODA

İLHAM ALIN

İNDİRİM DÖNEMİ BAŞLADI, ALIŞVERİŞ LİSTENİZİ GÜNCELLEDİNİZ Mİ? 2016’DA DÜNYA MODASININ YENİLİKÇİ VE TRENDLERE UYGUN RUHUNU STİLİNİZE UYARLAMAK İSTİYORSANIZ HABERLERİMİZE GÖZ ATIN. İŞTE İLK 10!YAZI: D E R YA K I R I M

27

kokunuzla mühürleyin

1MICHAEL KORS

Michael Kors, Michael Kors Collec-tion parfümlerinin en yeni kokularını sunuyor: Gold Collection. Her bir par-füm, paha biçilemez beyaz, pembe ve sarı altının ihtişamını ve lüksünü yan-sıtmak için tasarlanmış. Neden altın? Çünkü altın Michael Kors kadınının lüks ihtişamını yansıtırken parlak ku-maşlar ve güneş dokunuşlu ciltler-den ışıl ışıl mücevherlere kadar giden Michael dünyasının vazgeçilmez sem-bolü. Onunla bütünleşmiş bir imza

adeta. “Muhteşem bir tatilden yeni dönmüş ışıldayan bir kadından daha seksi hiç bir şey olamaz ve parlak altın mücevher veya aynı şekilde ihtişamlı hissettiren bir parfümden başka hiçbir şey bu ışıltının yerini alamaz” diyor Michael Kors. Bu koleksiyonun kal-bindeki üç farklı parfüm; her ortam, ruh hali ve kişisel estetik göz önünde bulundurularak Michael Kors kadını-na hitap edecek şekilde tasarlanmış. Mutlaka deneyin.

zamansız modeller

İNCİDört sezon boyunca çok özel koleksi-yonlar ortaya çıkartan İnci Deri-Gam-ze Saraçoğlu işbirliği, bu yılın başında Gamze Saraçoğlu’nun İnci Deri Kreatif Direktörü olarak konumlandırılma-sıyla yeni bir boyuta taşındı. Gamze Saraçoğlu kreatif direktörlüğünde ha-zırlanan ilk koleksiyon olan İnci 2015-16 Sonbahar-Kış sezonunda zamansız ve sıra dışı modeller öne çıkıyor. İn-ci’nin yeni sezonu; kalite ve yaratıcı-

lığın uyumlu dışavurumu olan tasa-rımlarıyla her zevke hitap ediyor. İnci tasarımcılarının; özgür bıraktıkları ya-ratıcılıklarıyla beslenen en farklı tasa-rımlar Design Studio temasıyla hayat buluyor. Geometrik topuklar, gümüş yılan baskılı deriler, yüksek platformlu sandaletler, gladyatör dekolteler ve bu sezonun trendi açık burun botlar ko-leksiyonun çizgisini oluşturan en özel modeller arasında.

2

armani imzası

şeker gibi

4

3

ARMANI

CAMPER

Armani’nin yeni parfümü Si, muh-teşem notalarıyla yeni çıkanlar ara-sından sıyrılıyor. Güzel oyuncu Cate Blanchette’in yüzü olduğu parfümü, yenilik arayanlar mutlaka denemeli. Frenk üzümü, özel muhafaza yönte-mi sayesinde yasaklı bir meyve gibi tüm koku elementlerini koruyor. Mest eden bu koku, gücünü karanlıktan ala-rak feminenliği ve tüm tutkulu duygu-ları açığa çıkarıyor. Bu yaratıcı esans iki şehvetli vanilya kokusuyla zengin-leşiyor. Biri tamamen doğal haliyle kullanılan ve tutkunun gücünü açığa çıkaran vanilya, diğeri ise bir Armani parfümünde ilk defa kullanılan Jungle Essence adı verilen eşsiz bir yöntemle alışılagelmiş kokulardan yepyeni bo-yutlar yaratan bir esans karışımı.

Camper’ın yeni sezon koleksiyonu, Romain Kremer’ın tematik çalışmalara imza atarak yarattığı birbirinden çarpı-cı ayakkabı modelleri ile ilgi görüyor. İlhamını kıştan ve kayaktan alan Ski modelleri koruma ve performansı, ta-sarımla buluşturuyor. Kış mevsiminin soğuk hava şartlarını düşünen ve bu anlamda ayakları ısıtıp, korurken stili ile de dikkat çeken tasarımlara hayat veren Camper Sonbahar-Kış 2015/16 koleksiyonundaki “Ski” temasıyla bu

konuya daha da özel bir yer veriyor. Romain Kremer bu modu yaratırken 90’ların kayak modasına gönderme yapıyor ve o dönemin fenomenlerin-den kabarık, puf montlarından ilham alıyor. Ski koleksiyonu altında kendi-ni gösteren Fiss, Laika Sport, Beluga, Tomorrow, 1980, Vintar gibi modeller, yüksek koruma ve performans sağla-yan özel tasarımları kadar eğlenceli yansımalar ortaya çıkaran canlı neon renkleri ile de ilgi çekiyor.

28

zarif silüetler

6FOREVER NEW

Forever New, asil detaylarla süslediği ihtişamlı kumaşlarını, elegan tercihle-re sunuyor. Sofistike tonlarla yaratılan dinamik etkiye sahip koleksiyon, Se-venties Revival, hayatı podyum gibi yaşayan kadınların beğenisine sunu-luyor. A kesim etekler, yüksel belli pantolonlar, bisiklet yaka kazaklar ve

hacimli kabanlar ile 70’lerin moda ar-şivinden fırlayan Seventies Revival ko-leksiyonunda kullanılan baş döndüren renkler, sezona damgasını vuracak. İkonik parçaların üzerine işlenen pa-rıltılar, yaka oyuntularını taçlandıran metalik detaylar, harmoni içinde dik-kat çekiyor.

stiletto zarafeti

5HOTİÇ

Hotiç’in yeni koleksiyonunda en güç-lü parçaları bağcıklı, yalın Oxford stili ayakkabılar oluşturuyor. Maskülen çizgilerin modern ve fark yaratan kul-lanımları ise vitrinlerde ilk göze çarpan tasarımlar arasında. Sivri burun stilet-to’lar, kemik, kırmızı ve camel degrade deriler ile canlı ve kadınsı bir duruşu sergiliyor. Her yaş grubunun vazge-çilmezi, günlük kullanımlar için veya şık bir davete giderken rugan modeli tercih edebildiğiniz babetler, yine se-zonun en rahat ayakkabı seçenekleri arasında. Sivri babetler ise dinamik ve rahat iş kadını çizgisinde sunuluyor.

29

her tarza uygun

rahat ve şık

7

8

MISIRLI

VEPA'62

Mısırlı’nın yeni sezon koleksiyo-nunda yer alan modeller, birbirinden özel renk seçenekleri ile göz kamaş-tırıyor. Koleksiyonda yanık renklerle bütünlenmiş portakal rengi, pas rengi, koyu asil kırmızılar, mürdüm ve şarap bordoları, haki yeşilin iç ısıtan tonları dikkat çekerken, yün, kadife ve keçe kumaşların narinliği de koleksiyonda hayat buluyor. Mısırlı kadını, leopa-rın, pied de poule’un, çiçeğin, çizgi-

nin ve puantiye’nin moda akımlarını oluşturan en son versiyonlarını gizli ve özel detaylarda keşfediyor. Mısırlı, yeni koleksiyonunda günün her saati-ne uygun birbiriyle rahatlıkla kombin-lenecek şekilde tasarlanmış zamansız koleksiyonunda manto, pantolon, ka-lem etekler, pantolon etekler, bluzlar, hırkalar ve elbise modellerine dikkat çekiyor. Çift renkli elbiseler ve sade trençkotlar favorilerimiz arasında.

İlk kez 2005 yılında lanse edilen Jessica Simpson koleksiyonu Ameri-kalı ünlü şarkıcı ve stil ikonu Jessica Simpson tarafından yaratıldı. Daha çok gündelik yaşama hitap eden ko-leksiyon ikonik, trendy, rahat ve ula-şılabilir olması bakımından her stilden kadını yansıtıyor. Global trendlerden etkilenerek heyecan verici ve feminen bir sezon sunan Jessica Simpson her sezon koleksiyonlarını o yılın en hit moda trendleri ile harmanlıyor. Son-bahar sezonunda topuklu ayakkabılar,

ahşap topuklu moto botlar ve trendy düz modeller ile geçiş sezonuna he-yecan verici, keskin ve feminen bir gö-rüntü katıyor. Jessica Simpson kış se-zonunda markasının 10. yıl dönümüne ithafen özel bir kapsül koleksiyon ha-zırladı. 10. yıla özel olarak kendisinin ikonik stilini ve modaya bakış açısını yansıtan tasarımlarıyla Jessica Simp-son’ın bu limitli ve özel koleksiyonu özgür ruhu ve modern Amerikan stilini temsil ediyor. Vepa’62’de inceleyebi-lirsiniz.

30

kamuflaj modası

9NEW

BALANCEHareketten ilham alan New Balan-ce, kış sezonunda spor giyim kolek-siyonuyla son yılların moda desen-leri arasında yer alan kamuflaja mini bir seride yer veriyor. New Balance, Sonbahar-Kış 2015 spor giyim ko-leksiyonunda yer alan mini kamuflaj koleksiyonu, son yılların en moda de-senlerinden kamuflajı 2016 yılına da taşıyor. Spor yaparken giyim tekno-lojisi ve rahatlığın yanı sıra şıklığı da önemseyen kullanıcılar için hazırlanan kamuflaj serisi, bomber jacket, sweat-shirt ve tayttan oluşuyor. Siyahın asil ve zarifliğini taşıyan mini koleksiyon, kamuflaj desenine yeni bir yaklaşım sunuyor. Seri, hem dış mekan hem de salon sporları için ideal. Koleksiyon, performans ayakkabılarıyla da kom-bin edilebiliyor.

özel makyaj tüyoları

10MAYBELLINE

Maybelline New York makyaj artis-ti Alp Kavasoğlu, yeniden New York Moda Haftası’nın back-stage’inde yer aldı. New York Moda Haftası’na katı-lan ve dünyaca ünlü modellerin defile makyajlarını yapan Alp Kavasoğlu, de-neyimlerini ve önümüzdeki sezonun göze çarpan trendlerini paylaştı. 2016 ilkbahar-yaz sezonunda mat ciltlerin ön planda olacağını belirten Alp Ka-vasoğlu: “Köstebek derisi rengi olarak

ifade edilen boz kahverengi yani tau-pe rengi, 2016 sezonunu ele geçirmiş şekilde dikkatleri üzerine çekerek göz makyajında belirleyici oluyor. Taupe rengi üzerine uygulanan parlak altın-lar, göz makyajının yeni trendi olarak dikkat çekiyor. Kıpkırmızı dudaklar her sezon olduğu gibi 2016 ilkbahar-yaz sezonunda da sıklıkla karşımıza çıkı-yor” diyor. Maybelline Affinimat fon-döten ise cilde pürüzsüzlük veriyor.

31

SİNEMA

EĞLENCE

DOĞADA gerçekleşen her şey bir sonuç doğurur. İnsanoğ-lundan örnek verelim. Homo spaiens atalarımız ilk günlerde çevresindeki türler düşünül-

düğünde besin zincirinin en altında yer alıyordu. Avlanan bir hayvandan payını alabilmek için kendisinden güçlü birçok yırtıcının sofradan çekilmesini bekliyor, ancak kemiklerin içinde kalmış iliklerle beslenmeye çalışıyordu. O iliklere ulaş-mak için taş, yani bir alet kullanmaya baş-ladılar, kemikleri kırdılar, karınlarını doyur-dular. Alet kullanmak hoşlarına gitmişti ve bunu gündelik bir hareket olarak benim-sediler. Sonrasını biliyorsunuz; başka alet-ler buldular ve geliştirdiler, kendilerinden güçlü hayvanları zapt edecek hale dönüş-

tüler, besin zincirinin tepesine çıktılar. Alet kullanmak beyin gelişimlerini hızlandırmış ve onları zirveye götürmüştü. Hiçbir yırtıcı olmayan bir coğrafyada doğsalar ve avın etlerini afiyetle yeselerdi o aletleri hiçbir zaman yaratmayacaklar ve beyinleri bu seviyede gelişmeyecekti. Olumsuz bir du-rum, olumlu bir sonuç yarattı. En azından biz insanlar için…

Artık saf doğada yaşamıyoruz ama ne-den-sonuç ilişkisi gündelik hayatımızın her anında döngüsünü devam ettiriyor, olumsuz durumlardan parlak sonuçlar çıkmasını sağlıyor. Bu sefer sinema en-düstrisini düşünün. Güzel filmler yapıldı, seyirci para verip salonlara gitti, sinema keyfini sürdü ve evine döndü. Denklem

eskiden böylesine basitti. Sonrasında her eve bilgisayar girip korsan filmler de so-kaklarda fink atmaya başlayınca sinema keyfi yaşamak için bir yerlere gidip faz-lasıyla para harcanmasına gerek kalmadı. Alt yazıların bazen Tarzanca ya da görün-tünün bulanık olmasını dert etmeyen film meraklıları sinemanın yolunu kısa sürede unuttu. Endüstri buna tepki göstermeyi sadece hukuk mücadelesiyle yapmakla yetinmedi ve teknolojiye başvurdu. Belki aynı tatta filmler çekiliyordu ama sadece ve sadece sinema salonlarında tadına va-rılabilecek görüntü zenginliği, beyazperde keyfi, hayranlık uyandıran bir keşif orta-ya çıktı: IMAX! Köşe başındaki korsan CD tezgahları sinemada devrim yaratan bir teknolojinin yaratılmasını sağlamış oldu.

Ne derler? Değişmeyen tek şey değişimdir! Bu söz sinema için de fazlasıyla geçerli. Her şeyin sonuna gelindiği, daha iyisinin

olamayacağının düşünüldüğü anda yeni bir teknoloji gelişir ve sinema bir sanatın da ötesinde büyünün ta kendisi olduğunu bir kez daha

ispatlar. İşte imax, yedinci sanata bu yönde büyük bir şans verdi ve sinemaseverlere gerçeğe en yakın filmleri hediye etti.

32

Peki IMAX nedir? Hangi özellikleriyle bizi bizden alır ve sinemanın büyüsünü o eski günlerdeki gibi yaşatır? IMAX aslında Ka-nadalı eğlence teknolojisi firması IMAX Corporation tarafından geliştirilen bir sine-ma sistemi. Burada sadece perdeye yan-sıyan görüntünün netliği söz konusu değil; kamerasından salonuna, hoparlöründen perdesine sinemanın tüm dinamiklerinin tamamen farklı olduğu bir teknoloji söz ko-nusu. Gerçek bir IMAX salonunda, gerçek bir IMAX izlerseniz şunu bilmelisiniz: Bu film, ağırlıkları 19 ile 45 kilogram arasında değişen kameralarla çekildi. Eğer o film 3 Boyutluysa, kameranın ağırlığı 109 kilogra-mı buluyordu! Detaylara geçmeden farklılı-ğı şu örnekle anlatmak daha doğru olabilir. Nasıl IMAX korsan filmcilikle mücadele etmek ve insanları salonlara döndürmek için geliştirildiyse, 1950’lerde de wide scre-en, yani geniş ekran teknolojisi televizyon nedeniyle sinema bilet satışlarının düşme-si üzerine geliştirilmişti. Şu bildiğiniz, artık klasikleşmiş 16:9 sinema ekranı işte! IMAX aynı derecede farklı bir sinema deneyimi. Şimdi detaylar…

Sinemadaki dijital devrimden önce film-ler 35 milimetrelik filmlere çekiliyordu. IMAX’in ilk örnekleri ise 70 mm film kul-lanarak fark yarattı. Zaman zaman bazı büyük prodüksiyon Hollywood filmleri de 70 mm’ye çekildi ama IMAX burada da farklıydı. O standart 70 mm filmler karede 5 perforeye sahipken IMAX’in 70 mm’lerin-den saniyede 15 perfore vardı. 15/70 diye tanımlanan IMAX filmleri, bu dişli rakipleri-nin üç katı büyüklüğündeydi. Güzel ama bir sorun vardı: Bunu yapmak hem hiç kolay, hem de hiç ucuz değildi.

Devasa boyutlar IMAX teknolojisinin te-melinde yatan özellik. Kameraların ağırlı-ğını, haliyle büyüklüğünü öğrendiniz. Bir de salonları ve perdeleri dinleyin! Gerçek bir IMAX filmini hakkıyla izlemek için ister 2 Boyutlu olsun ister 3 Boyutlu, iddialı bir apartmanın yüksekliğinde ve bir basket-bol sahasının genişliğinde perdeye ihtiyaç duyulur. Rakamlara dökmek gerekirse 22 metre genişlik, 16 metre yükseklik gereki-yor! Avustralya Darling’deki IMAX sineması en büyük perdeye sahip: 35.7 metre x 29.7 metre. Bu perdelere sahip sinemalar haliy-le daha farklı, küre şeklinde bir mimariye sahipler ve IMAX Dome olarak biliniyorlar. IMAX Dome’larda izleyiciler merkezde otu-rur, içbükey perde sayesinde 180 derecelik bir açıyla hiçbir detayı kaçırmadan, yatay ve düşey açılardaki algılama kapasitesine uygun bir biçimde filmi seyrederdi. Bugün özellikle bazı müzelerde ve salonlarda ha-len korunuyorlar ve özel filmlerin gösteri-mini yapıyorlar.

Devasa olan sadece perde ve kamera-lar değil; projeksiyon lambasının da 15

bin watt’lık olması şart. İddialar bu ışığın Ay’dan bile görünebileceği yönünde. Tanı-dığınız bir astronot varsa sorabilirsiniz! Bir de filmin ses boyutu var tabii ki. Onun için de altı kanallı dijital surround ses sistemi kuruluyor. Bir IMAX filminin bir makarası-nın ağırlığı 250 kilogramı buluyordu ki bu da her yere kopyaları taşıyanlar için fazla-sıyla sıkıntı verici bir durumdu. Üstelik bu kopyaların taşınma sırasında zarar görme-si filmin üreticilerinden salon sahiplerine, taşıyıcılardan sabırsızlıkla IMAX deneyimi yaşamak isteyen seyircilere dek büyük bir sorun anlamına geliyordu. Tüm bu devasa ve özel ekipman, dakikası binlerce dolara üretilebilen sinema filmleri, özel mimari salonların yarattığı yüksek maliyet iş bilet satmaya gelince haliyle istemediği bir du-varla karşılaşmış oldu. Yüksek bilet fiyatları ve seyircinin isteksizliği.

Bir de bunlara IMAX filmleri kameraları-nın ağırlığı ve büyüklüğü nedeniyle zor ve seri çekimlerde çok iyi performans vere-mediği gerçeğini ekleyin… Bunun farkında olan IMAX yetkilileri uzun bir dönem sa-dece belgesellere ağırlık verdiler. Yaklaşık 40 dakika uzunluğunda, balinaların gizli yaşamını veya uzayın derinliklerinin sırla-rını anlatan, merak uyandırıcı ve muazzam görüntü ve ses kalitesine sahip belgeseller çektiler. Bunlar özel sinemalarda gösterildi ama iş gişe yapacak Hollywood prodüksi-yonlarına gelince işler istendiği gibi gitmi-yordu. Bu yüzden yeni bir devrime ihtiyaç duyuldu. 1990’lı yılların sonundan itibaren sinema sektörüne giren dijital devrim artık IMAX için de zorunlu hale gelmişti. IMAX Corp. için yarattıkları muazzam teknoloji-nin bir kısmından feragat etmek çok keyif-li olmasa da geniş kitlelere ulaşmak isteği ağır bastı. IMAX’le filme çekilen yapımlar dijitale aktarıldı; böylece devasa film ma-

karalarının taşınmasının ve zarar görme-sinin maliyetlerinden kurtulmak mümkün oldu. Perde halen normal sinemalarınkine göre yüzde 110 daha büyük olsa da küçül-tüldü. Amerika Birleşik Devletleri ve bazı Avrupa ülkelerinde orijinal IMAX perdesi ve salonuna sahip sinemalar bulunuyor. Bu şehirler bu sayede turist bile çekebili-yor! Teknolojinin gelişmesiyle kamera ve projeksiyon sistemlerinde de boyutsal kü-çülmeler sağlandı.

Yine de bunlar sadece IMAX standartla-rındaki mütevazi dönüşümler. Bir IMAX sinemasında film izlediğinizde bilmelisiniz ki gerçek hayata en çok yaklaşan insan ya-pımı görüntüler karşınızda akıp gitmektedir. IMAX perdesine yansıtılan görüntüler çev-resel görüş alanının dışına taşıp perdenin ortada kalktığı hissini verir. “Görüntü pira-midi” diye adlandırılan ve salonda oturu-lan nokta ile perdenin dört köşesi arasında oluşan alan IMAX salonlarında çok daha geniş bir alan olarak var olur. Bu sayede görüntüler adeta perdeden çıkıp izleyicinin kucağına gelir, hatta onu da içine alır. Özel dijital surround ses sistemi de gerçekçiliği ve insanın iliklerine kadar işleyen yapısıyla bu sinema deneyiminin etkisini ikiye, üçe katlar. IMAX salonlarındaki özel akustik dizayn sayesinde her koltuk en iyi işitme pozisyonundadır. Kısacası IMAX deneyi-mi, sinemanın ne kadar büyülü bir dünya olduğunu ispatlarken bir yandan da izle-yiciyi bu görsel yaşantının içine alacak bir şölendir. Belki de bu yüzden IMAX filmi izleyen bazı sinemaseverler bir daha IMAX harici film seyredemeyecek hale geliyor! Bu yazının sonunda IMAX salonu nerede diyen okurlarımız için Türkiye’nin en büyük ve Ege bölgesindeki tek IMAX salonu’nun MaviBahçe Cinemaxicimum’da olduğunu hatırlatalım.

33

SİNEMA

EĞLENCE

34

RÖPORTAJ: M U T L U D İ N Ç E R / FOTOĞRAF: H A N D E Z E R K İ N B İ L G İ N

MaviBahçe'de!Türkiye’nin En Büyük IMAX Perdesi

İzmirlilerin özlemle beklediği IMAX nihayet MaviBahçe’de açıldı. Bugüne kadar İzmir’de ve Ege Bölgesi’nde IMAX salonu yoktu.

Neden bu kadar geç kalındı diye merak eden MaviBahçe okurları için Cinemaximum Ege Bölge Müdürü Özgür Çiftçi ile bir röportaj yaptık.

35

MaviBahçe’de bir IMAX salonu kurulması konusu ne zaman gündeme geldi ve siz Cinemaximum olarak nasıl devreye girdiniz? Sizlerin de bildiği üzere Mars Cinema Group; 2001 yılında, teknolojiyi konfor ve beklentilerin üzerinde bir hizmet anlayışı ile birleştirerek, Türkiye’de farklı ve ken-dine özgü bir sinema deneyimi yaratmak felsefesiyle kurulmuş lider sinema zinciri. Şu ana kadar Mars Cinema Group olarak Cinemaximum İstinye Park, Cinemaximum Marmara Park ve Cinemaximum Akasya Acıbadem olmak üzere İstanbul’da 3, Ci-nemaximum ANKAmall ile de Ankara’da 1 olmak üzere, totalde Türkiye’de 4 adet IMAX salonuna sahiptik. İzmir MaviBahçe salonumuzla artık Türkiye’de toplamda 5 noktadayız. İzmir IMAX salonumuz, Tür-kiye’nin en geniş IMAX perdesine sahip. IMAX perdesinde bir film izlemek, stan-dart bir sinema salonunda film izlemek-ten çok daha üstün bir deneyim yaşatıyor. Dolayısıyla İzmir’de de bir IMAX salonu açmanın vakti gelmişti diye düşünüyoruz.

MaviBahçe IMAX salonunun Türkiye’deki diğer IMAX salonlarına göre farklı hangi özellikleri var?MaviBahçe IMAX salonu İzmir’in ilk IMAX’i. Aynı zamanda Türkiye genelindeki toplam 5 IMAX salonu içinde de en büyük IMAX perdesine sahip olanı. Bu özellikleri ile de MaviBahçe IMAX salonumuz ciddi anlamda öne çıkıyor tabi ki…

IMAX salonunda hiç film izlememiş birisini nasıl bir deneyim beklediğini anlatabilir misiniz?Türkiye’nin öncü sinema grubu olarak, 32 ilde, 80 lokasyonda bulunan Mars Cine-ma Group; bulunduğu lokasyonların öne çıkan AVM’lerinde faaliyet gösteriyor. Do-layısıyla koltukların ergonomik rahatlığı, geniş oturma düzeni, dijital projeksiyon ve özel akustik sunan ses sistemi teknolojisi ile standartların dışında bir sine-ma keyfi yaşatan Cinemaximum dünya standartlarındaki sinemayı farklı şehirlerdeki misafirleri ile buluşturuyor. Az önce de belirt-tiğim gibi bugüne dek yaratılmış “Gerçeğe En Yakın” 3 Boyutlu si-nema teknolojisi ile etkileyici bir film deneyimi sunan IMAX’te bir film izlemek, standart bir sinema salonunda film izlemekten çok daha üstün bir deneyim yaşatı-yor. Dolayısıyla IMAX salonları eşsiz geometrik yapısı; gerçek hayattakinden daha büyük kris-tal niteliğindeki 3 boyutlu görün-tüleri, tabandan tavana uzanan perdeleri ve IMAX’e özel dijital

ses sistemi ile birleşerek sinemaseverlerin kendilerini adeta filmin içinde hissetmele-rini sağlıyor.

Sizce İzmirliler MaviBahçe IMAX sinemasına nasıl ilgi gösteriyor? Burada film izleyenlerden hiç geri dönüş aldınız mı? Nasıl yorumlar yapılıyor?İzmirliler İzmir’de bir IMAX salonu açılma-sını büyük bir heyecanla bekliyordu. Dola-yısıyla biz de bu beklentiyi karşılamak için IMAX salonumuzu erken gösterime açtık. Bildiğiniz gibi Star Wars serisinin son fil-mi Star Wars: Güç Uyanıyor tüm dünyayla eş zamanlı olarak ülkemizde de gösterime girdi. Herkesin merakla beklediği bu filmi İzmirliler de IMAX teknolojisinde izleyebil-sinler diye IMAX salonumuzu erken göste-rime açtık ve ciddi anlamda fazla bir katı-lımla çok büyük bir izleyici ilgisi gördük.

MaviBahçe IMAX salonu için hangi özelliklere sahip filmler seçiyorsunuz? 2016 yılında İzmirliler burada hangi filmleri izleyebilecek?MaviBahçe IMAX salonumuzun ilk lans-man gösterimi için az önce de bahsetti-ğim gibi Star Wars; Güç Uyanıyor filmini tercih ettik. 2016 yılında yine her ay en az 1 filmi IMAX salonumuzda sinemase-verler ile buluşturacağız. 2016 yılında tarih sıralamasına göre İzmirlileri IMAX tekno-lojisinde bekleyecek olan filmler ise şöy-le; 22 Ocak 2016- The Revenant (IMAX), 12 Şubat 2016-Deadpool (IMAX), 25 Mart 2016-Batman V. Superman: Dawn Of Jus-tice (IMAX 3D), 06 Mayıs 2016-Captain America: Civil War (IMAX 3D), 27 Mayıs 2016 Alice In Wonderland: Through The Looking Glass (IMAX 3D), 10 Haziran 2016 Warcraft (IMAX 3D), 07 Temmuz 2016 Tarzan (IMAX 3D), 22 Temmuz 2016-King Arthur (22 Temmuz 2016), 12 Ağustos 2016 Suicide Squad, 04 Kasım 2016 Doctor Strange (IMAX 3D), 16 Aralık 2016 Star Wars: Rouge One (IMAX 3D)

Sizin ilk IMAX deneyiminiz hangi filmle ve nasıl olmuştu? IMAX sinemasında film izledikten sonra neler düşündünüz? Benim ilk IMAX deneyimim Labirent: Ölümcül Kaçış filmi ile olmuştu. Çok et-kileyiciyi bir film deneyimi olduğunu söyleyebilirim. Çünkü IMAX teknolojisi bugüne dek yaratılmış “Gerçeğe En Yakın” 3 boyutlu sinema teknolojisi. Dolayısıyla IMAX teknolojisi ile bir film izlemek, stan-dart bir sinema salonunda film izlemek-ten çok daha üstün bir deneyim yaşatıyor. IMAX salonlarının eşsiz geometrik yapısı gerçek hayattakinden daha büyük kristal niteliğindeki 3 boyutlu görüntüler suna-rak; tabandan tavana uzanan perdeler ve IMAX’e özel dijital ses sistemi ile birleşe-rek kendimi adeta filmin içinde hissetme-mi sağlamıştı.

Sizce IMAX teknolojisi sinema dünyasının geleceğine nasıl yön verecek? Yakın gelecekte beyazperdede teknolojik açıdan hangi devrimleri görebiliriz?Dünyada yaklaşık 66 ülkede 1000’den faz-la IMAX salonu bulunuyor. Biz de Mars Cinema Group olarak İzmir MaviBahçe IMAX yatırımımız ile Türkiye’de toplamda beş adet IMAX salonuna ulaşmış olmanın heyecanını yaşıyoruz. Ayrıca İzmir Mavi-Bahçe’nin Türkiye’nin en büyük IMAX per-desine sahip salonu olduğunu da bir kez daha vurgulamak isterim.Sinema salonlarındaki yeni teknolojik ya-tırımlardan bahsedecek olursak da; en büyük akımlardan birisi şu anda 4DX tek-nolojisi. Beş duyuya hitap eden gerçeklik devrimi olarak nitelendirebileceğimiz 4DX teknolojisini Mars Cinema Group olarak CJ 4DPLEX işbirliğimiz ile Türkiye’ye ge-tirmiş; Türk izleyicisi ile buluşturmuş ol-manın mutluluğunu yaşıyoruz. Dünyada 34 ülkede olan 4DX teknolojisi Amerika, İngiltere, İsviçre, Rusya, Japonya ve Ko-re’den sonra şimdi de artık Mars Cinema

Group’un yeni yatırımı ola-rak Türkiye’de yer alıyor. 4DX teknolojisi uzun met-rajlı filmlerde hareket, titre-şim, su, ışıklandırma, koku ve daha fazlasını sinemase-verlere hissettirerek; adeta filmin içindeymiş hissi ile eşsiz bir seyir deneyimi ya-şatıyor. 4DX’in Türkiye’de seyirci ile buluştuğu ilk si-nema ise; İstanbul’da yer alan Cinemaximum Marma-ra Forum oldu. 4DX tekno-lojisini en yakın zamanda İzmir gibi İstanbul dışındaki farklı illerimizde de hayata geçirmeyi hedefliyoruz.

36

vizyonda ne var?

SİNEMA OCAK 2016'DA MAVIBAHÇE'DE

Ünlü serinin yıllar sonra gelen devam filminde iki yeni karakter, Rey ve Finn çevresinde gelişen olaylar izleyiciye aktarılıyor. Karanlık Taraf olan Ilk Düzen’den kaçarak hayatta kalma ve droid BB-8’e verilen gizli görevi yerine getirmeye çalışma öyküsü, Güç’ün yeni sahibine seslenmesiyle de farklı bir boyuta ulaşıyor. Kronolojik olarak bakıldığında ilk üç filmin başrol oyuncuları Harrison Ford, Carrie Fisher, Mark Hamill gibi isimler bu yeni filmde de boy gösteriyor.

Bir dizi yanlış anlaşılmanın sonucunda Alvin, Simon ve Theodore, Dave’in yeni sevgilisine evlenme teklifi edeceğini düşünürler. Böyle olunca da arkadaşları Dave’i bu yanlış buldukları kararından vazgeçirmeye karar verirler. Arkadaşlarını kaybetmemek için önlerinde sadece üç günleri vardır. Alvin ve arkadaşları bu yeni ve hareketleri maceraları için New York’ta kıyasıya bir koşuşturma içine girer.

STAR WARS: GÜÇ UYANIYOR

(IMAX 3D)Yönetmen

J. J. ABRAMSOyuncular

DAISY RIDLEY, JOHN BOYEGA, OSCAR ISAACVizyon Tarihi

17 ARALIK 2015

ALVIN VE SİNCAPLAR:

YOL MACERASIYönetmen

WALT BECKEROyuncular

JASON LEE, JOSH GREEN, JUSTIN LONGVizyon Tarihi1 OCAK 2016

37

İlk film neredeyse kaldığı yerden devam ediyor ama bu kez ana tema geleneksel Türk kızı kalıplarına ve uzun yıllardır süregelen “Ne derler?” korkusuna odaklanıyor. Bu korkuya meydan okuyan Efsun, hayatının aşkı Sinan’a evlenme teklif eder ve ikili için düğün sürücü başlar. Ama Efsun ve Sinan’ın bu hızlı karar alma ve düğün sürecinin önünde sağlam iki engel çıkar. Her ikisinin de ailesi!

Sakin ve gizemli bir karakter olan Hakan, 30 yaşında alternatif müzik yapan bir sanatçıdır. 28 yaşındaki pop yıldızı kardeşi Ozan ile küslükleri yüzünde magazin basınının ilgisini çeker. İki kardeş çocuklarından gelen bir soğukluk nedeniyle birbirileriyle görüşmemeye çalışırken babalarının cenazesi nedeniyle bir araya gelmek zorunda kalırlar. Bir an önce kendi hayatlarına geri dönmeye çalışsalar da babalarının vasiyeti her şeyi değiştirecek boyuttadır.

KOCAN KADAR KONUŞ: DİRİLİŞ

YönetmenKIVANÇ BARUÖNÜ

OyuncularEZGİ MOLA, MURAT YILDIRIM,

HÜMEYRAVizyon Tarihi1 OCAK 2016

KARDEŞİM BENİM

YönetmenMERT BAYKAL

OyuncularBURAK ÖZÇİVİT, MURAT BOZ,

ASLI ENVERVizyon Tarihi15 OCAK 2016

Türkiye’nin gerçek ve animasyon karakterlerinin bir arada olduğu ilk dizisi Köstebekgiller, geçtiğimiz yıl Köstebekgiller: Perili Ourman adıyla beyazperdeye aktarılmıştı. Özellikle çocuk izleyicilerin gönlünde taht kuran yapım 400 bin kişiyi sinema salonlarına çekince bu sefer Gölgelerin Tılsımı adlı devam filmi yapıldı. Çocuklar özellikle sömestr tatiline denk gelen bu dönemde yine salonlara akın edecek gibi görünüyor!

2000 yılında vizyona giren Kahpe Bizans, bir nevi devam filmiyle geri dönüyor. Senaristliğini ve yönetmenliğini yine Gani Müjde’nin yaptığı komedinin konusu Güney Amerika’nın sıcağından kaçıp bugünkü Bağcılar’a yerleşen Mayaların Türk boylarıyla kaynaşması ve bunun Bizans’ın dikkatini çekmesi olarak özetlenebilir. Barışsever Bizans kralı 3. Klitor gerçek bir Maya hayranı olsa da imparatorluk için bu yönde entrikalar yapacak olan çok sayıda isim vardır.

KÖSTEBEKGİLLER 2: GÖLGELERİN

TILSIMIYönetmen

KUDRET SABANCIOyuncular

JANSET, İNCİ TÜRKAY, ALİ NURİ TÜRKOĞLU

Vizyon Tarihi22 OCAK 2016

BİZANS OYUNLARI - GEYM OF

BİZANSYönetmen

GANİ MÜJDEOyuncular

GÜRKAN UYGUN, TOLGAHAN SAYIŞMAN, NAZMİ KIRIK

Vizyon Tarihi15 OCAK 2016

SİNEMA OCAK 2016'DA MAVİBAHÇE'DE

38

Geçtiğimiz yılın Oscar galibi Birdman’in yönetmeni Inarritu, bu kez Diriliş ile yeteneklerini ortaya döküyor. Film Michael Punke’nın romanından uyarlandı. Kürkleri için hayvan avlayan Hugh Glass adındaki bir tuzakçının, bir boz ayı tarafından yaralanıp ekibi tarafından ölüme terk edilmesi hikayenin başlangıç noktası. Glass iyileşecek, ekibi ve hayvan kürkü için katliam yapanlardan intikam almak için geri dönecektir.

Sahil Güvenlik tarihinin en büyük gemi kurtarma operasyonunu konu alan film 18 Şubat 1952’de İngiltere’nin doğu kıyılarına, fırtına nedeniyle vuran bir petrol tankerindeki mücadeleyi yansıtıyor. 30 kişilik mürettebatı olan tanker hızla batarken Kaptan Bernie Webber ve dört adamı yetersiz donanımlı tahta cankurtaran botlarıyla dev dalgalara rağmen yola çıkarlar.

DİRİLİŞ(IMAX)

YönetmenALEJANDRO GONZALEZ

INARRITUOyuncular

LEONARDO DICAPRIO, TOM HARDY, DOMHNALL GLEESON

Vizyon Tarihi22 OCAK 2016

ZOR SAATLER (3D)

YönetmenCRAIG GILLESPIE

OyuncularCHRIS PINE, CASEY AFFLECK,

JOSH STEWARTVizyon Tarihi

29 OCAK 2016

39

40

GÜZELLİK

SAÇTA&

MAKYAJDA

TREND RAPORU

SONBAHAR/KIŞ PODYUMLARINDAN SEÇTIĞIMIZ BU ÇARPICI GÖRÜNÜMLERLE TANIŞIN. IDDIALI MAKYAJLAR AMA BIR O

KADAR ROMANTIK VURGULAR SIZE ILHAM VERECEK. EYE LINER ILE SINIRSIZ ÇIZGILER YARATMAYA HAZIR OLUN. KONU SAÇ OLDUĞUNDA ISE YENI GÜÇ DOĞALLIK. P&G ULUSLARARASI

GÜZELLIK ELÇILERI TARAFINDAN BELIRLENEN SAÇ ŞEKILLENDIRME TRENDLERI BIREYSELLIĞI EN HAM HALIYLE SELAMLIYOR.

SÜPER LÜKS MODELLER ISE FAVORILERDEN.YAZI: D E R YA K I R I M

41

SINIRSIZ ÇİZGİLER

FLORAL DÖNEM

Gözleri ortaya çıkaran bu trendde gözün alt kirpik çizgisine si-yah göz kalemiyle uygulama yapılıyor. Göz ya da civarına çizilen soyut grafik çizgiler yeni bir görsel yorum yaratıyor. Dramatik ama vurucu bir etki için görünümü kendinize uyarlayabilirsiniz. Bunun için ihtiyacınız olan tertemiz bir cilt. Kirpiklerde kahveren-gi maskara, mükemmel şekillendirilen kaşlar, boz kahverengi göz farı, hafif pembe allık ve nemlendirici dudak kremi olmalı. Fondö-teni yüzünüzün tamamına uygulayın. Parmak uçlarınızı kullanarak tıpkı bir nemlendirici gibi cildinize yedirin ve sağlıklı bir ten rengi elde edin. Concealer ile cildiniz parlaklık ve kusursuzluğa kavu-şur, küçük cilt bozuklukları ortadan kalkar. Baştan çıkarıcı füme tonlu gözler için gözün üst ve alt kısmını göz kalemiyle çizin. Ka-lemin ardından, far ile dikey bir katman ekleyerek göz kapağını kat kat kesin ve ekstra bir cazibe kazanın. Maskara ile alt ve üst kirpiklere son rötuşları yaparak koyu, kadifemsi ve hacimli kir-pikler elde edin ve göz makyajını tamamlayın. Son olarak, dudak balm’ını doğrudan dudaklarınıza sürüp parmak uçlarınızla yedirin ve doğal dudaklar ve daha kusursuz bir makyaj elde edin.

Dudaklar gün tonlarındayken yanaklarda pembeler ön planda floral esintili bu makyajda. Şekillendirilmiş kaşlar, mükemmel doğal cilt, boz kahverengi göz farı, kahverengi maskara, ruj öne çıkıyor. Görünümü yaratmak için fondöten ve concealer ile mü-kemmel bir cilt makyajı elde ettikten sonra, bu görünüşe sıcak bir aydınlık katın. Bunun için elmacık kemiklerinin hatlarını allık ile canlandırarak yumuşak, taze bir parıltı elde edin. Göz kalemi kul-lanarak gözlerinize zarif ve yumuşak bir çizgi çekin. Maskarayla kirpiklerinizi hacimlendirin. Son olarak ruj yardımıyla çekici ve çiçeksi görünümlü kırmızı dudaklar elde edin.

PASTEL İSTİLASIBu trendde sıcak nötr gözler; dudaklarda şeftali, krem ve pembe meyve tonlarına uzanan çeşitlilikte zarif ancak yumuşak bir doku-nuş öne çıkıyor. Şekillendirilmiş kaşlar, mükemmel nude cilt, krem göz farı, göz çukurlarında kırmızı/kahverengi gölgeler, hafif krem katmanları, kahverengi maskara şart. Dudaklara ise iyice yedirilmiş pastel pembe ve pastel turuncu ruj uygulanıyor. Süper mat bir cilt ile parıldayan zarif yanaklar için fondöteni yüzünüzün tamamına uygulayın, saç ve çene çizgilerinin kenarlarını parlatın. Concealer ile koyu daireleri ve cilt bozukluklarını giderin. Pembe allığı elmacık kemiklerinin üzerine uygulayarak yumuşak, sıcak bir parıltı yaratın. Son olarak gözlerinize bir kat maskara sürün. Dudak balm’ını dikey yönlü kullanarak dudaklarınıza zariflik kazandırın.

MAKYAJDA

GRAFİK ÖĞELERBu trendde aşırı drama ve tiyatro duygusu, oyuncu ruh hali ile birleşiyor. Saçlar taranıyor, fırçalanıyor ve elle şekillendirilerek, sert ya da yumuşak, grafik bir yanı olan saç stilleri oluşturuluyor. Çözümlendiğinde görünümün kadınsı ama aynı zamanda erkeksi bir yanı da var. Yeni kesilen kâküller, ıslak görünümlü uçlar ve kendi kendine kuruyarak oluşmuş dalgalarla birleşiyor. Kurutma makinesi ile yeni kurutulmuş ve bölümlere ayrılmış saçlarla işe başlayın; önce yan kısımlardan başlayın. Saç köklerine sprey sı-karak saçları ense kökünde atkuyruğu şeklinde toplayın. Atkuyru-ğunu sıkıca çekerek saçın tutmasını sağlayın. Saçın yan kısımları sert ve haşin olmalı, sadece kulak memeleri görünecek şekilde kulakları sarmalıdır. Saçın üstte kalan kısmını alın ve krepe yapın. Başın taç kısmından başlayın ve öne doğru hareket edin, bu sı-rada doku oluşmasını sağlayın. Alın kısmına iki buçuk santimetre kala durun. Saçın önde kalan bu 2.5 santimetrelik bölümüne yo-ğun biçimde sprey sıkın ve saç filesi üzerinden kurutma makinesi ile kurutarak alnı çerçeveleyen ve saçın üst kısmında ıslak ve kuru dokular arasında belirgin bir çizgi oluşturan çok düz, parlak bir doku elde edin. Saçın üstteki bölümünün uzun uçlarını alın, bir rulo oluşmasını sağlayacak şekilde itin, başlığı andıran bir şekil oluşturmaya çalışın. Yan taraflarını yukarıya kaldırın ve erkeksi ancak zarif olan, keskin ve kare bir şekil yaratmak için toka ile tutturun. Saçı geriye doğru fırçalayarak modeli tamamlayın.

MAKYAJDA

SAÇLARDA

ŞİİRSEL DOĞALLIKŞeffaf, yarı mat ama mükemmel cilt; hafif fondöten, aydınlatıcı ve pudra dokunuşlarıyla şiirsel bir görünüme dönüşüyor. Tertemiz bir cilt, kirpiklerde kahverengi maskara, boz kahverengi göz farı, hafif pembe allık, dudak balm’ı görünüm için gerekenler. Fon-döteni parmak uçlarınızla uygulayarak yarı mat bir cilt yaratın. Concealer ile koyu cilt bozukluğu dairelerine dokunuşlar yaparak mükemmel bir çıplak baz yaratın. Aydınlatıcı kullanarak elmacık kemiklerinizi aydınlatın, ışığın cildinizden yumuşak bir şekilde yansımasını sağlayın. Pudra ile zarif mat bir görüntü yaratın. Ha-fif solgun pembe farı göz kapaklarına uygulayın, genel çıplak bir görünüş yaratın. Maskarayı kirpiklerin başından itibaren yukarı uygulayarak zarif bir kıvrım yaratın. Balm ile makyajı tamamlayın.

GÜÇLÜ KAŞLARBu sezon dolgulu ve kuvvetlendirilmiş kaşlar, size özel bir dikkat çekicilik kazandıracak. Şekillendirilmiş kaşlar, mükemmel doğal cilt, boz kahverengi göz farı, kahverengi maskara, burgonya kırmı-zısı ruj ihtiyacınız olanlar arasında. Bu görünüşün odaklandığı yer kaşlar ama cilt de yardımcı bir faktördür. Fondöten ile kusursuz bir doğal baz yaratın. Concealer ile koyu cilt bozukluğu dairelerine dokunuşlar yaparak mükemmel bir nude baz elde edin. Kaşları-nızda istenen gölge tonunda ürün kullanın, özel kaş rengi cilt ton-larına uygunluk sağlar. İstediğiniz kaş gölgesini alın ve kaşınızda temiz dokunuşlarda bulunarak yüz şeklinize göre makyaj yapın. Bu minimalist görünüşü bir kat uygulayacağınız balm kullanarak tamamlayın.

42

İDDİALI MODELLER

DOĞAL ŞEKİLLENDİRİLMİŞ

SÜPER LÜKS

İddialı modeller 2015 Sonbahar/Kış defilelerinde podyumları istila etti. Bu trend yeni bir doku şenliğini ve tarak, fırça ve di-ğer şekillendirici araçların belirgin biçimde eksik olmasını tem-sil ediyor. Bunun yerine, ürpertici karanlığı yumuşak, kadınsı bir buğu ile birleştiren birbirine dolaşmış saçlar, bukleler ve ağları yaratmak için avuç içleri kullanılıyor. Kullanılan ürün saça eller ve parmaklar yardımıyla uygulanıyor ve biçimli, ıslak saç telleri ile şakaklar ve alın etrafında “maskeler” oluşturuluyor. Görünüm ham ve yıpranmış ve hem sert, hem de yumuşak unsurları ba-rındırıyor-çok süslü ya da kesin hatlara sahip değil. Nemli saçla çalışmaya başlayın, büyük bir top halinde saç köpüğünü köklere ve saç boyunca uygulayın ama uçlara sürmemeye dikkat edin, doğal dalgaları ve bukleleri artırmak için ürünü saçlara yedirin.

Bu trendde saçlar kendiliğinden sağlıklı ve parlak görünür ama en doğal “şekillendirilmemiş” haliyle kullanılır. Saçlar zorlama ve aşırı uğraşılmış değil, gösterişsiz, yaşanmış ve rahattır. Bohem dalgalar ve doğal düğümlenmeler aşırı yapılı modeller lehine ko-runmuştur. Saç ister bozulmuş olsun, dağınık bir yarım topuz, düğüm ya da gevşek bir atkuyruğu halinde öylesine toplanmış, ister inmiş olsun, Şekilsiz Şekillendirilmiş trendinde saç yumu-şak, hafif ve doğal hacim doludur.

Bu trendde saçlar doğal halleriyle parlak ve ışıltılıdır, doğal sağ-lığını ve parlaklığını dışa yansıtır. Saçlar iyi durumda ve hacimli-dir. Genellikle açık olarak kullanılan saçlar şekillendirilmiştir ama aşırı şekillendirilmemiştir; saçlara düz fön çekilir, ortadan ya da yandan ayrılır. Uzun demetler halinde, dokulu ve rahat bir görü-nüm için eller kullanılır. Kurutma makinesi ile kurutulmuş güzel bir bazla başlayın. Yuvarlak kıllı bir fırça ile saçı baştan dışarı-ya doğru çekerek hareket ve kabarıklık kazandırın. Saçı yandan ayırın ve saçı diğer taraftaki omuza doğru aktarın, saç boyunu gevşek bir atkuyruğu şeklinde toplayın. Atkuyruğunu sol kulağın altından başlayarak ve saçın diğer tarafına tutturarak sarın, en az 10 santimlik saçı serbest bırakın. Saçı 10 dakika boyunca difüzör ile kurutun, sonra saçı serbest bırakın ve kıl fırça ile fırçalayarak kontrollü uçuşan saçlar yaratın.

ORGANİK RENKLER2016 Sonbahar/Kış trendlerinin renk tarafında, doğal, organik renklerin hakimiyetini görüyoruz. Son birkaç yıldır gördüğümüz güçlü renklerden uzaklaşılıyor, renkler soluyor ve aşınıyor böyle-ce sade ve bastırılmış görünüyor. Daha doğal ve doğal element-lerle yaratılmış gibi görünüyor ve genellikle belirgin bir metalik parlaklığı var. Bu trend doğal bir paletle belirginleşiyor, farklı yer-lerde renkler parlıyor. Rafine bir şıklık ve lüks hakim.

43

HADİSEDAHA

YAPACAK ÇOK

İŞİMİZ VAR!

PORTRE

44

HADİSE

MÜZIK KARIYERINDE MUHTEŞEM BIR HAYRAN KITLESI OLAN HADISE, TWIST

MARKASI IÇIN KENDI ADINI VERDIĞI HADISE FOR TWIST BAŞLIKLI BIR KOLEKSIYON TASARLADI . TANITIM IÇIN BIRÇOK IL I

DOLAŞAN VE TWIST MAĞAZALARINDA HAYRANLARINA IMZA VEREN HADISE

YOĞUN ILGI ILE KARŞILAŞIYOR. BU ILGIDEN OLDUKÇA MEMNUN OLAN HADISE ILE

IZMIR’DE BULUŞTUK. HER ZAMANKI S ICAK KARŞILAMASI ILE BAŞLAYAN SOHBETIMIZ

ÇOK ÖZEL AÇIKLAMALARI ILE DEVAM ETTI .

RÖPORTAJ: B E R R I N G Ü L O Ğ L U B A Ş

4545

Hadise For Twist koleksiyonu için birbirinden modern parçalar tasarladınız. Bu koleksiyonu hazırlarken nelerden ilham aldınız? Öncelikle şunu söylemeliyim kendi kolek-siyonumu yaratmak benim yıllardır haya-limi kurduğum bir şeydi. Zaten bu konu üzerinde ekip olarak çalışıyorduk, plan-lamalar yapıyorduk yani biranda ortaya çıkan bir durum değil bu. Sadece doğru işbirliği önemliydi benim için. Twist’ten böyle bir teklif gelince çok heyecanlandım çünkü enerjimiz çok tuttu. Aslında ilham kaynağımız benim gardırobumdu diyebili-rim. Hadise neleri giyer, neleri giymezden yola çıktık ve her yaratım sürecinde oldu-ğu gibi uzun ve sancılı bir dönem geçirdik. Sonuç olarak ortaya çıkan Hadise for Twist koleksiyonum beni ve tüm ekibi çok mutlu etti.

Hadise For Twist kadını nasıl olmalı? Özgüveni olan, kendi ayakları üzerinde du-rabilen, güçlü ve kararlı bir koleksiyon ol-sun istedik. 44 parçalık rock, genç delidolu ama aynı anda özgüvenli bir genç kadını yansıtan bir koleksiyon oldu. Rock deyin-ce aklınıza çok sert kıyafetler gelmesin. Renkler ve çizimlerden dolayı özgüveni yüksek olan bir kadını yansıtmak istedik ve bu anlamda rock kelimesi bizce çok uygun koleksiyonum için…

Kendi stilinizi kız kardeşiniz Derya Açıkgöz’e emanet ettiğinizi biliyoruz. Peki stiliniz hakkında ipuçları verir misiniz?Aslında farklı farklı Hadise stilleri oldu-ğunu söyleyebilirim çünkü tek bir Hadise stili anlatmam çok zor. Sahnedeki Hadise, ekrandaki Hadise, günlük hayatındaki Ha-dise. Kız kardeşim Derya ile de çalışırken bu ayrımı baz alarak yola çıkıyoruz. Me-sela sahnedeki Hadise’nin stili farklı orada ilk önem verdiğim şey 1,5-2 saat boyunca hem şarkı söyleyip, hem de dans ediyo-rum. Bu yüzden kıyafetimle rahat olmam çok önemli. Ekranda ve günlük hayatımda farklı farklı şeyler deneyi seviyorum.

Bir markaya tasarım yaptınız. İleride sadece ‘’Hadise’’ olarak kendi markanızı çıkarmayı düşünür müsünüz?Tabii ki bu da gelecek planlarım arasında var ama doğru zaman çok önemli. Bir işi bunu da yaptım demek için yapmayı sev-miyorum. Gerçekten doğru zamanda inan-dığım bir sonuç ortaya çıkmalı.

Sizin özenle hazırladığınız koleksiyonunuzda ki parçaları insanların üzerinde görmek nasıl bir duygu?İşte bu sorunun cevabı yok çünkü o an his-settiğim duygunun tarifi yok. Son 1,5 aydır Türkiye’nin birçok şehrinde Twist mağaza-

PORTRE

46

larını gezdik, inanılmaz güzel duygular ya-şadım. Sevenlerim Hadise for Twist kolek-siyonundan kıyafetler giyip beni görmeye geldiler. Çok mutlu oldum.

O Ses Türkiye’de 5. yılınız! Beş yılda diğer jüri üyelerinde değişiklikler oldu. Sadece değişmeyen siz oldunuz. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?Evet böyle bir durum var ama benim açım-dan her şey çok keyifli gidiyor. Yeni sezo-na da çok keyifli başladık, inşallah bu şe-kilde de bitireceğiz.

O Ses Türkiye’de izleyenler hem müzikal anlamda keyif yaşarken, hem de çok eğlenip kahkahalar atabiliyorlar. İzleyenlere samimiyetin bu kadar geçmesinin sebebi sizin de yaşarken gerçekten çok eğlenmeniz mi? Nasıl yorumluyorsunuz?Genelde O Ses Türkiye ile ilgili sanırım he-pimizin aldığı şöyle bir yorum var: “Biz ev-deki, özel yaşamınızdaki Hadise’yi gördük” Bu beni gerçekten mutlu ediyor. Demek ki doğru bir iş yapıyoruz. Yaşarken çok eğ-lendiğimiz doğru ama bunun yanında çok heyecanlanıyorum, stres yaptığımız anlar da oluyor tabii ki. Sonuçta bu bir yarışma ama burada sadece yarışmacılar değil jüri de yarışıyor. Bazen sizi çok etkileyen bir ses son anda başka bir jüriyle çalışmayı tercih

edebiliyor ve o anda gerçekten üzülebili-yorsunuz. Birçok duyguyu bir arada yaşı-yorsunuz ve bu da izleyenlerimize geçiyor…

Acun Ilıcalı, şimdiye kadar birinci olamamanızla ilgili sizinle tatlı tatlı uğraşıyor. Bu yıl çok daha iddialısınız, birinciliği kimseye kaptırmam diyor musunuz?Ben her zaman iddialıyım ama büyük ko-nuşmayı sevmiyorum. Tabii ki benim yarış-macılarımdan biri şampiyon olsun istiyo-rum ve bunun için de çok çalışacağız ama sonuçta karar halkımızın. Onlar nasıl karar verirse o oluyor ve bu durum karşısında da bizim boynumuz kıldan ince.

Yükselen bir başarı grafiği ve harika bir kariyere sahipsiniz. İlerleyen dönemde kariyer anlamında en büyük hayaliniz ne?Çok teşekkürler. Tabii ki daha yapmak is-tediğimiz çok şey var. Ekip olarak sürekli çalışıyoruz, yeni projeler hazırlıyoruz ama ben projelerin gerçekleşme anına kadar bunları paylaşma taraftarı değilim. Çünkü bazen öyle bir şey oluyor ki son aşamasına kadar geldiğiniz bir çalışmayı doğru zaman olmadığına karar vererek erteliyorsunuz. Bu yüzden olgunlaşmadan açıklama taraf-tarı değilim ama şunu söyleyebilirim daha yapacak çok işimiz var :)

47

MODA

MODANINNOBELLERİ

İLHAM ALIN

48

AMANDA BORGFORS MENDEZ -JULIA CORREIA DE VERDIER

49

er yıl olduğu gibi bu yıl da Ara-lık ayında Nobel heyecanı do-ruğa çıktı. Türkiye için bu yılki Nobel ödül töreni ayrı bir anlam

taşıyordu. Orhan Pamuk’un 2006 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanmasının ardından Türkiye bu yıl ikinci kez Nobel ödülüyle buluştu. Türkiye tarihinde ilk kez fen bilimlerinde bir Türk bilim insanı No-bel kazandı. Prof. Dr. Aziz Sancar, Thomas

Nobel Fizik ödülü, Takaaki Kajita ve Ar-tur B. McDonald’ın nötrinoların farklı özelliklerini keşfetmeleri üzerine verildi. Nötrinolar evrenin bukalemunları olarak tanımlanıyor. Yüksüz ve her şeyden gelip geçen parçacıklar olma özellikleri, farklı yoğunlukta malzemelerle farklı deney-ler yapılmasına olanak sağlıyor. Kajita ve McDonald da dev cihazlar kullanarak bu parçacıkların özelliklerine ilişkin çok önemli ölçümler yaptı. Giysideki mavi, nötrinoların krom detektörlere çarptığın-daki mavi ışığı temsil diyor. Alttaki gri par-çada nötrino dalgalarının evrendeki hare-ketini temsil ediyor.

Lindahl ve Paul Modrich hücrelerin hasarlı DNA’ları nasıl onardıklarını ortaya koyarak kimya dalında Nobel ödülünü aldı. İsveç’te Nobel ödüllerinin verileceği haf-ta çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. Nobel Vakfı, bilimi popüler hale getirip toplumla buluşturmak adına çok çeşitli çalışmalar yürütüyor. Nobel kazanan ödüllü çalış-malardan çok törene katılan kral, kraliçe ve davetlilerin kıyafetleriyle fazla gündem

yaratmasından yola çıkan vakıf son yıllar-da güncel sergiler düzenliyor. Bu yıl da kimya, fizik, tıp, edebiyat ve barış dalla-rında ödül alan çalışmalar sanatçılar, tasa-rımcılar ve müzisyenler tarafından yorum-lanarak Nobel Müzesi’nde kamuoyunun dikkatine sunuldu. Projenin bir amacı da-yenilikçi çalışmaları farklı disiplin başlıkla-rıyla yeniden yorumlamak. Sergi 6 Mart’a kadar Stockholm’de gezilebilecek.

NÖTRİNOLAR, DNA’YI ONARAN MOLEKÜLLER, PARAZİTLER… HEPSİ NOBEL 2015 ÖDÜLLERİNİN KONUSU. BU ÖDÜLLÜ BİLİMSEL KEŞİFLER

SANATÇILAR TARAFINDAN YORUMLANDI VE SANATSAL İZDÜŞÜMLERİ NOBEL MÜZESİ’NDE SERGİLENMEYE BAŞLANDI.

H

Nobel Ödülleri’nin fizyoloji ve tıp alanında bu yılki sahipleri parazi-toloji alanında çalışmalar yapan William Campbell, Satoshi Omu-ra ile sıtma üzerine çalışan Youyou Tu oldu. Nehir körlüğü ve fil Has-talığı olarak bilinen paraziter has-talıklar ile sıtma yoksul insanların coğrafyalarında ölüm ve sakatlık anlamına geliyor. Ödül alan bilim insanlarının çalışmaları bu hasta-lıklarla mücadelede önemli. Giysi tasarımcıları eserlerine “Diriliş” adını vermişler.

JOONAS KARHUMAA-SISSEL KARNESKOG

MARIA CHIFFLET-CHARLOTTE LORENSSON

Nötrino parçacıklarının bir kütlelerinin olması ve kimlik değiştirmeleriyle ilgili keşif sanatçılara ilham vermiş. Yeraltındaki laboratuvarlarda dev su havuzlarında nötrinoların diğer parçacıklarla çarpışıp ışık çakmalarının görünür hale gelmesi yukarıdaki heykel formunda hayat bulmuş.

TIP

FİZİK

MATILDA BECKMAN-JONATAN NILSSON

Youyou Tu’nun sıtmanın yol açtığı ölümlerin oranını düşüren

geleneksel Çin tıbbında kullanılan Artemisia annua bitkisi özünden

elde edilen Artemisinin isimli ilacını keşfetmesi sanatçılara

ilham vermiş. Fincan ve su ısıtıcısı antik Çin tıbbında kullanılan

artemisinin bitkisinin formundan esinlenerek tasarlanmış.

MODA

Princeton Üniversitesi Profesörü An-gus Deaton’a ekonomi Nobeli tüketim,

yoksulluk ve refah konularındaki analiz-lerinden ötürü verildi. Deaton’ın istatis-

tikleri bireylerin harcama verilerine da-yanan hayatın gerçeklerine dayanıyor.

Deaton’un analizlerinden esinlenerek yaratılan giysi bir makbuz olarak tasar-

lamış. Sanatçılar bunun kişisel bir kanıt ve tüketim eyleminin otantik çevirisi

olarak yorumladıklarını belirtiyor.

EKONOMİ

MATILDA BECKMAN-JONATAN NILSSONDeaton’ın analizlerinin ana teması “parçalar bütünü oluşturur” bu eserde form bulmuş. Küpler ekonomik

sistemi sembolize ediyor. Fakirlik, zenginlik ve tüketim arasındaki ilişki eserin dışında yer alan

parçalarla temsil ediliyor. Bu kavramların her biri farklı malzemelerle tasarlanmış. Burada sanatçılar parçaların aslında bütünden daha farklı olduğuna

dikkat çekerek Deaton’ın analizlerine atıfta bulunmuş.FELICIA HALÉN FREDELL-ROBERT JONSSON

50

2015 Nobel Edebiyat Ödülü, Belarus-lu yazar Svetlana Aleksiyeviç'e verildi. Ödül Komitesi, Aleksiyeviç'in eserle-rinin "zamanın acılarına ve yürekliliği-ne adanmış bir anıt olduğunu" belirtti. Tasarımcılar giysinin Aleksiyeviç’in çok yönlü hikayelerinin yorumu olduğunu belirtiyor. Geçmişteki sansürlerin aşılıp hikayelerin daha fazla insana ulaşabil-mesinden etkilenmişler.

ELLA WESTLUND- ISABELLE TAPPER

Svetlana Aleksiyeviç'in baskı ve sansüre karşı verdiği savaş sade bir lamba ile betimlenmiş. Sanatçı, burada Aleksiyeviç'in eserlerinde Belarus’un sessizleştirilen halkının sesi olduğuna dikkat çekmiş.

EDEBİYAT

MARIE ISACSSON-MATILDA IVARSSON

51

MODA

Nobel Barış Ödülü bu yıl Tunus Ulusal Diyalog Dörtlüsü’ne verildi. Ödülün

"2011'de Yasemin Devrimi öncesinde Tunus'ta çoğulcu bir demokrasinin inşa

edilmesine kararlı katkılarından dolayı verildiği" belirtildi. Ödüle değer bulu-

nan süreç şeffaf bir giysinin üzerinde yapboz olarak yorumlanmış. Kendi

başına anlam taşımayan onlarca küçük parçanın bir bütünü daha doğrusu bir

çözümü oluşturmasında hayat bulmuş.

BARIŞ

DAT DAHN-KIM LINGHOFF

HANNA WIK-ROBERT WETTEBRANT

İç savaşın eşiğine gelen Tunus’ta krizi çözen Ulusal Diyalog Dörtlüsü

dört farklı lamba olarak tasarlanmış. Burada lambaların farklı renklerde

olması aynı zamanda Tunus’un sosyal yapısını da simgeliyor.

52

2015 Nobel Kimya Ödülü, moleküler düzeyde hücrelerin hasarlı DNA’ları na-sıl onardığına ve genetik bilgileri nasıl koruma altına aldığına ilişkin çalışmaları nedeniyle Tomas Lindahl, Paul Modri-ch ve Aziz Sancar’a verildi. Bu üç bilim insanının ayrı ayrı yaptıkları ve onarım mekanizmasının farklı yönlerini ortaya çıkartan çalışmaları canlı hücrelerin na-sıl çalıştığı konusuna ışık tutuyor. Bütün bu bilgilerin yeni kanser tedavilerinin geliştirilmesinin yolunu açabilir.DNA onarım mekanizması siyah beyaz uzun bir giyside form buldu. Elbisenin üzerindeki siyah uygulamalar DNA ona-rım aşamasında büyük pay sahibi olan enzimleri temsil ediyor. İçindeki şeffaf dokuma DNA moleküllerini sembolize ediyor, bu nedenle spiral ve kısmen ka-visli bir formda tasarlanmış.

LIGA BULMISTE-ELIN LINDSTRÖMBu kaplar DNA yapılarının büyüleyen ve baş döndürücü tekrarını anlatıyor. Hemen hemen aynı kalıplardan üretilen kaplar küçük öğelerin birleşerek büyük etkiler yaratmasını simgeliyor.

ANTONIA LARSSON PIHL- ANASTASIA JANSÄTER

KİMYA

53

Bütün Yıldızlar İzmir'e

All Star2016

SPOR

5454

ŞAMPİYON KİM OLACAK SORUSUNU BOŞVERİN! BASKETBOLDA YILIN EN EĞLENCELİ ŞOVU 23-24 OCAK HAFTA SONUNDA İZMİR’DE OYNANACAK

ALL STAR MAÇIYLA GERÇEKLEŞECEK. SEZONU KİM ZİRVEDE BİTİRİRSE BİTİRSİN O İKİ GÜNDE OYNANAN YILDIZLAR MAÇI, EN GÜZEL OYUNUN

SERGİLENDİĞİ KARŞILAŞMA OLARAK HATIRLARDA KALACAK. ÜÇ SAYI VE SMAÇ YARIŞMASININ BÜYÜSÜNÜ SÖYLEMİYORUZ BİLE! BASKETBOLUN

EN GÜZEL ZAMANI ALL STAR HAFTA SONUNA HOŞ GELDİNİZ!

utbolla basketbol ezelden beri farklıdır. İlki ayakla oynanır, ikin-cisi elle. En temel ayrım bu gözü-küyor ama çok daha fazlası var.

Nedendir bilinmez basketbolcuların kelime haznesi daha gelişmiştir, elleri daha çok kalem tutar, aralarından üniversite mezu-nu daha sıklıkla çıkar. Kimse alınmasın, kızmasın ama basketbolcu çocuklar daha bir şehirlidir. Belki de farkı yaratan, iki taş ve bir topla (icabında ezik teneke kutu bile olabilir) oynanabilen futbola karşın, “sepet topu”nun hiç olmazsa bir pota ve zıplaya-bilen büyük bir top gereksinimi yaratması, bu ihtiyacın giderildiği yerlerin de genel-likle kentler olmasıdır. Böyle olunca şehirli çocukların bir kısmının gönlü basketbola

kayıverir. Profesyonel dünyada da iki spo-run farklılığı ortaya çıkar. En çok da “All Star” maçlarında. Evet, bildiniz futbolda All Star maçı yoktur! Sinirlerin gevşemesine, ezeli rakiplerin eğlenmek için aynı sahaya çıkmasına ne yazık ki yeşil sahalarda ta-hammül bile gösterilemez. Basketbol işte bu yüzden farklıdır. Basketbolcular da kıran kırana mücadele eder, icabında maçlarda kavgalar çıkar ama o güzel hafta sonu gel-diğinde sezonun en değerli isimleri sadece şov yapmak, arkadaşça basketbol oyna-mak ve izleyenleri eğlendirmek için parke-de buluşur. Sezon içindeki maçta tartışan iki rakipten biri diğerine alley-hop pası atar, kahkahalar eşliğinde birbirine sarılır. Daha güzeli tribünde onları alkışlayan rakip iki

taraftarın da aynı şekilde mutlu olmasıdır. Basketbol hızlı oynanır, sıklıkla maça çıkılır ve hiçbir zaman bunun bir oyun olduğunu unutturmaz. All Star maçları da bunun en güzel kanıtıdır.

Türkiye Basketbol Ligi’nin 2016 yılının All Star şöleni İzmir’de yapılacak. Geçtiği-miz yılı muhteşem bir başarıyla şampiyon ve Türkiye Kupası galibi olarak kapatan Karşıyaka’nın ortaya koydukları bu güzel kentin, bu güzel organizasyonu üstlenme-sinin önünü açtı. 23 ve 24 Ocak günlerinde yapılacak etkinlikte kadın ve erkek bas-ketbolcular Avrupa ve Asya olarak ayrılıp, bol skorlu maçlar yapacaklar, üç sayı ya-rışmasında kapışacaklar, smaç şampiyonu

F

5555

SPOR

olmak için havalarda uçacaklar… Seyirci-lerin de hazır olmasında fayda var. Her an birisi topu size atıp “Haydi bakalım!” diye-bilir. All Star şöleni herkes içindir.

All Star maçları ve yarışmaları sadece Tür-kiye’ye değil, tüm dünyaya Amerika Bir-leşik Devletleri’nin Profesyonel Basketbol Ligi’nden (NBA) ithal edilen bir kavram. Sporu hem alabildiğine profesyonel bir şekilde gören Amerikalılar, bir yandan da işin eğlence boyutunu asla ihmal etmiyor. Örneğin Amerikan futbolunun şampiyo-nunun belirleneceği gece en çok merak edilen ikinci konu devre arasında hangi süper yıldızın nasıl bir şov yapacağıdır! Bu durum aylar öncesinden tartışılmaya baş-lanır, isimler döner, sonra birileri belirlenir ama şov sır olarak kalır. Ancak oturur maçı ve tüm yayını izlerseniz şovun ne olduğu-nu öğrenirsiniz! Bu yüzden tarihin ilk All Star maçının NBA yıldızları arasında yapıl-ması şaşırtıcı değil.

Ama Amerikalılar profesyonel işte! Şov ne kadar gösterişli, basketbolcular ne kadar eğleniyor olsa da bu maç yılın en iyisinin kim olduğuna dair göndermeler de içerir. Tabii ki yılın en iyi oyuncusu Sezonun En Değerli Oyuncusu (MVP) ödülünü alan basketbolcudur fakat yıldızlar, karşıların-da ezeli rakiplerini bulunca yeteneklerini göstererek All Star MVP’si olmak için uğ-raşırlar. Şampiyonun hangi takım olduğu, sezonun nasıl devam ettiği, bir önceki yılın MVP’si kazananı o gün için kimsenin umu-runda değildir. Bir nevi sokak basketbolu oynanır, taktikten ziyade bireysel yetenek-ler konuşur. Zirve tabii ki MajesteleriMicheal Jordan’ın. Ünlü yıldız üç kez MVP oldu. Günümüz yıldızlarından Kobe Byrant ve LeBron James şimdilik ikideler; her an Majesteleri’ni yakalayabilirler!

Türkiye basketbolu, NBA’de 1951’den beri devam eden All Star kavramıyla 2005 yı-lında tanıştı. İlk yıllar All Star şöleni İstan-bul’daki Abdi İpekçi Salonu’nda yapıldı. 2009 yılında İzmir’e alınan şölen Halka-pınar Spor Salonu’nu coştururken, son-rasında sırasıyla Kayseri Kadir Has Spor Salonu Ankara Arena, Trabzon Hayri Gür Spor Salonu, İstanbul Ülker Sports Are-na, Mersin Servet Tazegül Spor Salonu’n-da gerçekleştirildikten sonra bir kez daha başkentteki arenasına döndü. Şimdi sıra tekrar İzmir’de!

Bu güzel hafta sonunda İzmirlileri ve İzmir’e gelenleri keyifli iki gün beklediği kesin. Oyuncular henüz belli değil ama Türkiye

5656

Basketbol Federasyonu internet üzerin-den yaptığı oylamayla basketbolseverlere All Star’da görmek istedikleri oyuncula-rı soruyor. Son yıllarda artan yatırımların sonucunda dünyanın en değerli basketbol liglerinden biri haline gelen Türkiye Basket-bol Ligi’nin yıldızlarının en çok sevilen ve başarılı bulunan elit tabakasını bir kerede izleyebilmek İzmir için büyük şans.

All Star 2016’da kimler olacağı henüz belli değil ama geçmişteki şölenlere bakıldığın-da parlak birçok isme rastlamak mümkün. Örneğin 2005’deki ilk organizasyonun en değerli oyuncusu Beşiktaşlı Khalid El-A-min olmuştu. ABD’li oyuncu kısa boyuna rağmen ortaya koyduğu gösterişli ve ar-tistik oyunla siyah-beyazlı tribünlerin sev-gilisi olmayı başarmıştı. Tam da All Star ruhuna uygun bir oyun ve eğlence anlayışı vardı. Son MVP ise Beşiktaş’la şampiyon-luk yaşadıktan sonra Galatasaray’a trans-

fer olan Porto Rikolu guard Carlos Arro-yo’ydu. Ankara’daki kapışmada attığı 14 sayıdan çok yaptığı 22 asistle dama vuran yıldız isim, 10 da ribaunt almayı başarmış, basketbol tabiriyle triple-double yapmıştı. Yani üç istatistikte de çift haneli sayılara ulaşmıştı. İşte, Amerikalıların basketbola ve tüm sporlara armağan ettiği bir başka kavram: İstatistik!

O zaman biraz rakamlardan konuşalım. Şöyle ki, Türkiye’de ilk kez 2005 yılında düzenlenen All Star maçları 2015 şöle-nine kadar Türkiye Karması – Yabancılar Karmaları arasında oynanıyordu. Yabancı oyuncular ilk beş karşılaşmayı kazanarak ABD’deki Doğu-Batı karması arasındaki amansız savaşa izin vermeyeceklerini, All Star’a hegemonya koyacaklarını hissettir-diler. Sonrasında Türkiye Karması iki gali-biyet alsa da skor 7-2’i bulmuştu ki fede-rasyon maçın artık Avrupa Karması – Asya

Karması arasında oynanacağını ilan etti. Geçtiğimiz yıl oynanan bu maçı Avrupa-lılar 138-130 kazanmayı bildi. İlk başta ku-lağa en yüksek skorlu All Star maçı olarak geliyor olabilir ama rekor 2012 Trabzon’un. O yıl karşılaşmayı 140-139 Yabancılar Kar-ması kazanmıştı.

Tabii Türkiye’deki All Star maçlarında da yıldızlar kapışıyor. Kimse en gösterişli ge-cenin en parlak yıldızı olmayı başkasına bırakmak istemiyor. Pınar Karşıyaka ikisi Amerikalı biri Türk üç MVP çıkarttı ve bu alanda liderliği Anadolu Efes’le paylaşıyor. İzmir temsilcisi smaç yarışmasında ilk kez geçen yıl gülerken Banvit’li oyuncular iki kez kazanarak bu alanda fark yaratmış du-rumdalar. 3 sayı yarışmasının galibiyse bir takım değil, iki oyuncu. Ömer Ünver 2008 ve 2009’da bu yarışmayı üst üste olmak üzere iki kez kazandı. İlkinde CASA TED Ankara Kolejliler, ikincisinde Beşiktaş for-

5757

ması giyiyordu. Yeni Zelandalı Kirk Penny 2013’te TED Ankara Kolejliler, 2014’te de Trabzonspor formasıyla bu yarışmayı iki kez kazandı. Onlardan sonra bırakın arka arkayı, iki kez kazanan yok.

Federasyon bu değişikliğin temelini net bir şekilde açıklamış değil ama akla gelen en mantıklı sebep olarak NBA’deki man-talitenin benzerinin ortaya konması geli-yor. Bilindiği gibi NBA’de Amerika Birle-şik Devletleri’nin topraklarının büyüklüğü ve özellikle doğu-batı ekseninin genişliği nedeniyle takımlar önce Doğu Konferansı ve Batı Konferansı diye iki ana gruba ay-rılıyor ardından da kendi içlerinde de bu kez üçer gruba bölünüyor. Böylece NBA

finalinde bir tane Doğu’dan bir tane de Ba-tı’dan takımın çıkması sağlanıyor; tüm ülke işin içine çekiliyor! Hatta bazen Konferans finalleri NBA finalinden bile büyük patır-tı kopartabiliyor. All Star maçlarının da Doğu ve Batı diye yapılmasının temelinde işte yine yıldızların olduğu gibi Konferans-ların da “En büyük benim!” deme fırsatı bulunuyor.

NBA’de Doğu, Batı karşısında 33-21’lik bir fark yaratmış durumdayken TBL’de kart-lar yeniden dağıtıldı. Şimdilik skor sade-ce 1-0, Avrupa önde. Ancak basketbolun İstanbul’un tekelinden çıkıp Anadolu’nun farklı bölgelerinde dişli takımların oluş-ması ve bir İzmir takımının, Pınar Karşıya-

ka’nın geçen yıl şampiyon olması ışığında Anadolu Karması’nın yakında dümene ge-çeceğini öngörmek de kahinlik sayılmaz! 24 Ocak’taki bu açıdan bir milat olabilir.

Diğer taraftan bugüne kadar bir salon-da en çok seyirci toplayan karşılaşmanın NBA 2010 All Star karşılaşmasının olduğu-nu, o gün tam 108.713 seyircinin yıldızları izlediğini düşünürsek İzmir 2016 için de tüm basketbolseverleri bu şölene davet et-mek gerekiyor. Belki 100 bin kişilik bir sa-lonumuz yok ama o gün Halkapınar Spor Salonu’nun hıncahınç dolması İzmirlilerin “sepet topu”na gönülden bağlı olduğunu bir kez daha ortaya koyacak. Basketbolun şampiyonuna da zaten bu yakışır!

SPOR

5858

All Star Maçları23 Ocak 2005Türkiye Karması: 114

Yabancılar Karması: 123MVP: KHALID EL AMIN

(Beşiktaş)Smaç Şampiyonu: CEVHER ÖZER

(Darüşşafaka)3 Sayı Şampiyonu: TUTKU AÇIK

(Ülkerspor)

26 Şubat 2006Türkiye Karması: 98

Yabancılar Karması: 113MVP: JEFF TREPAGNIER

(Ülkerspor)Smaç Şampiyonu: MARCUS HAISLIP

(Ülkerspor)3 Sayı Şampiyonu: HARUN ERDENAY

(Mersin BB)

25 Mart 2007Türkiye Karması: 109

Yabancılar Karması: 114MVP: MARCUS SLAUGHTER

(Pınar Karşıyaka)Smaç Şampiyonu: ERSAN ÖZSEVEN

(Mersin BB)3 Sayı Şampiyonu: KENTON PAULINO

(Beykozspor)

22 Mart 2008Türkiye Karması: 102

Yabancılar Karması: 106MVP: QUINTON HOSLEY

(Pınar Karşıyaka)Smaç Şampiyonu: JAMES WHITE

(Fenerbahçe Ülker)3 Sayı Şampiyonu: ÖMER ÜNVER

(CASA TED Ankara Kolejliler)

24 Ocak 2009Türkiye Karması: 122

Yabancılar Karması: 130MVP: ROBERT TAYLOR

(Antalya Kepez Belediyespor)Smaç Şampiyonu: JASON FORTE

(Banvit)3 Sayı Şampiyonu: ÖMER ÜNVER

(Beşiktaş)

10 Ocak 2010Türkiye Karması: 124

Yabancılar Karması: 115MVP: KAYA PEKER

(Anadolu Efes)Smaç Şampiyonu: SINAN GÜLER

(Anadolu Efes)3 Sayı Şampiyonu: ENGIN ATSÜR

(Beşiktaş Cola Turka)

6 Şubat 2011Türkiye Karması 128

Yabancılar Karması 127MVP: BIRKAN BATUK

(Pınar Karşıyaka)Smaç Şampiyonu: TYLER SMITH

(Bornova Belediye)3 Sayı Şampiyonu: ÖMER ONAN

(Fenerbahçe Ülker)

22 Ocak 2012Türkiye Karması: 139

Yabancılar Karması: 140MVP: SASHA VUJACIC

(Anadolu Efes)Smaç Şampiyonu: MENSAH BONSU

(Beşiktaş)3 Sayı Şampiyonu: JONATHAN GIBSON

(Trabzonspor)

20 Ocak 2013Türkiye Karması: 115

Yabancılar Karması: 116MVP: JOEY DORSEY

(Royal Halı Gaziantep)Smaç Şampiyonu: IZZET TÜRKYILMAZ

(Banvit)3 Sayı Şampiyonu: KIRK PENNEY

(TED Ankara Kolejliler)

19 Ocak 2014Türkiye Karması: 122

Yabancılar Karması: 111MVP: SEMIH ERDEN

(Anadolu Efes)Smaç Şampiyonu: TERRICO WHITE

(Royal Halı Gaziantep)3 Sayı Şampiyonu: KIRK PENNEY

(Trabzonspor)

17 Ocak 2015Türkiye Karması: 130

Yabancılar Karması: 138MVP: CARLOS ARROYO

(Galatasaray Liv Hospital)Smaç Şampiyonu: KENNY GABRIEL

(Pınar Karşıyaka)3 Sayı Şampiyonu: MICHAEL JENKINS

(İstanbul BŞB)

5959

60

G E Z İ

YARI YIL TATİLİNDEKAR KEYFİ

KAYAK MERKEZLERİ KIŞ İÇİN HAZIRLIKLARINI TAMAMLADI. ÖZELLİKLE YARI YIL TATİLİNDE GELECEK KONUKLARINI BEKLİYOR.

MAVİBAHÇE OKURLARI İÇİN TÜRKİYE’NİN DÖRT BİR YANINDAN KAYAK MERKEZLERİNİ DERLEDİK. İZMİR’E EN YAKIN KAYAK MERKEZİ BOZDAĞ, BU YIL GÜNÜBİRLİK HİZMET VERECEK.

61

İlkokul günlerinizi hatırlıyor musunuz? O zaman “Ilgaz, sen Anadolu’nun yüce bir dağısın” dizesiyle başlayan şarkıyı da hatırlarsınız! Eteklerinde kara çam ormanlarının bulunduğu, yükselti artıkça göknar ve sarıçamların toprağı örttüğü bu dağ tam bir doğa ve kayak cenneti. Ilgaz Kış Sporları Turizm Merkezi, Kastamonu - Çankırı il sınırları içinde yer alan Ilgaz Dağı Milli Parkı’nda yer alıyor. Ilgaz Dağı ve yakın çevresinin 1088 hektarlık bölümü 1976 yılında Milli Park olarak ilan edilmişti. Ilgaz Dağı’na yaklaşık 10 kilometre mesafede yer alan Yıldız Tepe’de de kayak pistleri ve bu-tik oteller mevcut. Ilgaz, Alpin stil kaymanın dışında tur kayağı için de çok uygun. Burada kayak sezonu aralıktan nisan ayı-na kadar sürüyor. Kayak için ideal olan kristal toz kar altyapı yatırımları yeterli olmasa da burayı cazip kı-lan özelliklerden. Geçtiğimiz yıllarda telesiyejler ye-nilendi. Yeni kurulan telesiyej ile hiç beklemeden 4 turnikeden saatte 1200 kişi iki dakikada zirveye çıkabiliyor. Ilgaz Dağı Kayak Merkezi’nin amatör ve acemi kayakçılar için 400 metre uzunluğunda T-bar ve 2 kilometre uzunluğunda teleski, toplam beş kilometrelik pistleri mevcut. Ayrıca hafta sonları ve tatillerde aydınlatılan 1. pistte gece kayak yapma keyfi Ilgaz’ın bir başka ayrıcalı-ğı. Dağda kayak okulu ve kayak malzemeleri kiralayacak mekânlar mevcut. Türkiye Kayak Federasyonu’nun Ilgaz Dağ Tesisleri de uy-gun fiyatlarıyla herkese kayak yapma fırsatı sunuyor.

Türkiye’nin belli başlı birkaç kayak merkezin-den biri olan Palandöken; Dünya Üniversiteler

Arası Kış Oyunları’na ev sahipliği yaptı ve sade-ce Türkiye’de değil dünyada da popülaritesini

artırdı. Erzurum, alternatif kış sporları için büyük bir potansiyele sahip. Burada kayak sezonu ekim

ayının sonlarına doğru başlıyor. Mayısın ilk haf-talarına kadar yüksek kesimdeki pistlerde kayak

kayabilirsiniz. Kayak merkezinde oldukça kaliteli oteller hizmet veriyor ve tesisler her geçen gün ka-

litesini yükseltiyor. Kayakseverler için çok sayıda al-ternatif pist ve gece kayağı imkanı da mevcut. Toplam

pist sayısı 15 olan dağda bu pistler dışında uluslararası standartlara sahip iki adet yarışma pisti de bulunuyor. Havaalanına çok yakın olması da çok büyük bir avantaj.

Kente 10 kilometre uzaklıkta bulunduğu için sadece dağ-da değil Erzurum’da konaklayarak da gün içinde dağa gi-

dip kayak yapmak mümkün. Yüksek rakım nedeniyle çok soğuk olan Palandöken kış dağcılığı yapanların da tercih

ettiği bir dağ. Türkiye Dağcılık Federasyonu’nun kış dağcılı-ğı eğitimlerinden bazıları Palandöken’de yapılıyor.

PALANDÖKEN KAYAK MERKEZI

ILGAZ KIŞ SPORLARITURIZM MERKEZI

G E Z İ

Kartalkaya, gerçek kayak ve snowboard meraklılarına hitap ediyor. Kayak tesisleri Bolu il merkezine 28 kilometre mesa-fede. Kartalkaya’da dokuz teleski, iki telesiyej, dokuz lift ve 13 kayak pisti bulunuyor. En uzun pist 1400 metre uzunlu-ğunda. Pistlerin toplam uzunluğu 30 kilometreyi buluyor. Sadece Dorukkaya Oteli’nin dört pisti var. Buradaki Naz-lı’nın müdavimi çok ama Bebek, Narin ve Nazar gibi üç de alternatif var. Bebek kalabalık olmakla beraber, henüz pek de cesur olmayanlar için ideal. Gözünü karartanlar ise Narin pistine gidip şanslarını deniyor. Kartal Otel, bir de snowpark inşa etti. Snowboard meraklıları bu park-ta diledikleri hareketleri diledikleri gibi deniyorlar, son sürat iniş yapıyorlar. Sezon başı duyurularını takip edin ama bir son dakika gelişmesi olmazsa Kartalkaya bu yönden diğer merkezlere nazaran bir adım önde.Kartalkaya’da gece hayatının Uludağ gibi hareketli ol-madığını belirtelim. Kartalkaya’da kayarken Köroğlu ve Bolu dağlarının manzaralarını seyeretmenin key-fine doyum olmaz.

KARTALKAYA

Kayseri’nin güneyinde yükselen Erciyes, doğal yapısının kayağa uygun olması ve

uzun kış sezonuyla kayakseverlerin gözde yerlerinden biri. Kayseri il sınırları içinde

yer alan 3 bin 916 metre yüksekliğindeki Erciyes, İç Anadolu’nun en görkemli dağı.

Erciyes Kış Sporları ve Turizm Merkezi, Kay-seri havaalanına 27 kilometre mesafede yer

alıyor. Şehir merkezinden düzenli minibüs seferleri mevcut. Kayak sezonu aralıktan mart

ayına kadar devam ediyor. Normal kış koşulla-rında kar kalınlığı 2 metre civarında ve toz karda

kayma imkânı da mevcut. Erciyes Kayak Mer-kezi’nde kayak alanı 1800-3000 metre arasında.

Alp disiplinli kayak, snowboard, telemark adı verilen dönüş kayağı, cross country, hedikli kar yürüyüşü, buz pateni, kayak oryantiringi, kızaklı

dağ gezintisi, uçurtma kayağı gibi aktiviteler mev-cut. Hacılar, Hisarcık, Develi ve Tekir kapılarından

kayak merkezine giriş yapıp, dağın farklı bölgele-rinde heyecan yaşayabilirsiniz. Bu noktalarda kayak

ekipmanlarını temin edebilir ve restoran ve kahveler-de dinlenebilirsiniz. Oteller ve ana merkez Tekir Kapı

bölgesinde. Kar yağışının yeterli olmadığı durumlarda suni karlama sistemi mevcut. Merkez için hazırlanan

master planının tamamlanmasıyla Erciyes’in dünyanın sayılı kış turizm merkezleri arasında olması bekleniyor.

ERCİYES KAYAK MERKEZİ

62

Uludağ, her zaman Türkiye’nin en gözde kaya merkezi olma özelliğini korudu. Burada ilk kayak oteli 1933’te yapıldı ve dağ teleferikle Bursa’ya 1963’de bağlandı. Bursa merkezin-den arabayla ya da manzarası muhteşem teleferikle Ulu-dağ’ın “Oteller Bölgesi”ne rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Dağa çıkmak için 30 kilometreden fazla bir yol daha yapmak gerekiyor. Zengin lift ve pist ağına sahip Uludağ’da top-lam 14 mekanik tesis bulunuyor. Yedi telesiyej ve altı tane bin kişilik teleski de sürekli çalışıyor. 11 pisti bulunan Uludağ’da en uzun pist 2000 metre civarında. Pistle-rin toplam uzunluğu 20 kilometreyi geçiyor. Uludağ’ın en beğenileni Kuşaklıkaya pisti. Bazıları için Kuşak-lıkaya dışındakiler kuru kalabalığa ev sahipliği yapı-yor olsa da Uludağ’ın Maden, Cehennem ve Tutyeli gibi zevk veren pistleri de var. Uludağ’ın liftleri çok daha düzenli ve hızlı. Fazla beklemeden zirvelere çıkıyorsunuz. Türkiye’nin bu en çok tanınan kayak merkezinde kamu kuruluşu niteliğinde ve özel sektöre ait 30’a yakın konaklama tesisi var. Ulu-dağ’da seçenek çok olması nedeniyle fiyatlar da daha uygun. Türkiye’nin en eski kayak otellerinin buradaki varlığı hem çeşitlilik hem de rekabet yaratıyor. Bu da Bursa topraklarında en ucu-zundan en pahalısına, mütevazısından lüksüne birçok tercihe göre seçenek olduğu anlamına geliyor. Eskilerden gelen bir alışkanlıkla Ulu-dağ otelleri geceleri de şenliklidir. Özellikle yarı yıl tatilinde ünlü sanatçıların sahne aldı-ğı porgramlar için gelenler bile oluyor.

Uludağ’ı unutun! Eski Türk filmlerinde zengin-lerin kış eğlencelerinin merkeziydi, Türkiye’nin

ilk kayak merkeziydi, binlerce insanı sömestr ta-tilllerinde kendine çekerdi. Bütün bunlar doğru.

Hatta muhteşem doğasının, narin flora ve fauna-sının kayak dünyasının gölgesinde kalıp kıymeti-

nin fazla bilinmediği bile söylenebilir. Bu yüzden Uludağ’ı çilek zamanında ziyaret etmeyi bir kena-

ra not edip, Kartepe’ye gidin. İzmit Maşukiye’deki Kartepe, Türkiye’nin en yeni kayak merkezlerinden

biri. Zirveye 20 dakika gibi kısa bir sürede ulaşmak artılarından. 1685 metredeki zirveden Sapanca Gölü

manzarası görülmeye değer. Kartepe, küçük bir kayak merkezi, sadece bir konaklama tesisi var. Yine de her

zorluk derecesine hitap edebilen piste sahip. Buradaki toplam dört ayrı lift çıkışının hepsine tek bir skipass ile faydalanmak mümkün. Bu skipass Greenpark Otel’den

temin edilebiliyor. Kartepe Telesiyeji zor pist dahil tüm seviyelere hitap eden pistlere sahipken, Geyikalanı ko-

lay-orta, Karlıktepe orta, Kadıkonağı (otele çıkış pisti) çok kolay seviyede. Toplamda 42 kilometre uzunluğunda 14

kayak pisti var. Kartepe’de kayak malzemeleri satan ya da kiralayan mağazalar da bulunuyor.

ULUDAĞ KAYAK MERKEZI

KARTEPE KAYAK MERKEZI

63

Keyif li Bir Kış10 MADDEDE

YeniHedefler Belirleyin

Yenilikler Deneyin

Günler kısaldı, hava soğudu. Haliyle bu durum ruh halimizi de etkiliyor. Bu mevsimde size neyin iyi geldiğini en iyi yine siz bilirsiniz. Yeni hedefler

koymak mı, arkadaş ortamınızı genişletmek mi, kitap okumak mı, yeni bir uğraş bulmak mı? Yapılabilecek çok şey, kendinizi iyi hissetmenizi sağlayacak sürüyle

olanak var. Bizim önerilerimize de kulak verin.

YAŞAM

Hedef belirleyip, o yönde çalışmaya başladığınız andan iti-baren kendinizi çok daha enerjik, dinamik ve heyecanlı his-sedeceksiniz. Ulaşılacak bir hedef olursa plan yaparsınız, çalışırsınız, arkadaşlarınızla paylaşırsınız, ailenize anlatırsı-nız. Eve kapanmaz hedefiniz doğrultusunda yoğunlaşırsınız. Bu da sizi motive eder.

Güzel değişiklikler sizi motive edecek. Keşfetmek, deneyim-lemek, sizi adeta yenileyecek. Bu kış yeni bir şey deneyin. Örneğin nefes terapisine başlayın. Doğru nefes alarak nefe-sinizi açın, o zaman bakın hayatınızda neler değişiyor, gü-zelleşiyor. Aldığınız her doğru nefesle birlikte içinizde yaşa-dığınız dönüşüm hayata daha pozitif ve farklı bir pencereden bakmanızı sağlayacaktır.

1 Spor YapınEğer herhangi bir spor dalını hayatınıza dahil etmediyseniz, şimdi tam sırası. Spor sonrası bedenin salgıladığı mutluluk hormonu sayesinde kendinizi daha zinde ve mutlu hissede-ceksiniz. Spor doğru yapıldığında gerginliği alıyor, huzur ve enerji veriyor. Size en yakın fitness merkezine üye olun ve sağlık kazanın.

2

Beslenmenize Önem Verin

Bu dönemde ağır diyetlerden kaçının. Kışın beslenmenizin Omega-3, B vitamini ve kendinizi iyi hissetmenizi sağlaya-cak doğal destek maddeleri açısından zengin olması gere-kiyor. Omega-3 yağı hayvansal gıda olarak en çok somon, uskumru, sardunya gibi balıklarda; bitkisel olarak da keten tohumu, ceviz, semizotu ve taze fasulyede bulunur. Bu ara-da bol bol su içmeyi ihmal etmeyin.

3 4

6464

ArkadaşlarınızaZaman Ayırın

Kitap Okuyun

Blog YazmayaBaşlayın

Gün IşığındanYararlanın

Evcil Hayvan Edinin

DVD Keyfi Yapın

Size kendinizi iyi hissettiren, yanında güven bulduğunuz, eğlendiğiniz, rahat ettiğiniz arkadaşlarınızla sık sık görü-şün, onlara zaman ayırın. Arkadaşlarınızla sinemaya gitmek, yürüyüş yapmak, kahvaltı etmek, kitap okumak, kısa hafta sonu gezilerine çıkmak gibi birbirinden farklı aktivitelerde bulunun.

Evde olduğunuz zamanlarda kendinizi favori romanınızın sayfalarına bırakın. Güzel bir kitabın içinde kaybolmak, roman kahramanlarınızla dolaşmak terapilerin en güzeli.

Eğer hala bir blog’unuz yoksa, ne duruyorsunuz? Herkes farklı sebeplerle blog yazıyor; konsept, içerik derken ortaya herkesin zevkine uygun bir şeyler mutlaka çıkıyor. Şu bir gerçek ki blog yazmak insana bir sorumluluk kazandırıyor. Kimi kendini kaptırıp gidiyor, hayal bile edemediği kapılar önünde açılıyor.

Nerede çalışırsanız çalışın her gün 10-15 dakika gün ışığına çıkın. Kış günlerinde güneş ışığı çok önemli bir ihtiyaç ve enerji kaynağı. İşyerinde öğle yemeğinden sonra yapacağı-nız kısa bir yürüyüş hem gün ışığından yararlanmanıza hem de kendinizi daha iyi hissetmenize yarayacaktır.

Hayvan sevgisinin insan psikolojisi üzerindeki etkileri bilinen bir gerçek. Hatta bazı psikolojik rahatsızlıkların giderilmesin-de hayvan destekli tedaviler uygulanıyor. Siz de bakabilece-ğinize inanıyorsanız, şartlarınız da uygunsa eve girdiğinizde sizi heyecanla karşılayacak, sizinle dışarı çıkmak için can atacak yeni bir arkadaş edinebilirsiniz.

Kış demek kanepenizde elinizde patlamış mısırınız en sevdiği-niz DVD’leri izlemek demek. Hafta sonlarında kendinize vakit ayırın ve sevdiklerinizle evde sinema keyfi yaşayın.

5

7

9

6

8

10

6565

KİLO VERMENİNALTIN KURALLARIAz ya da çok, genç ya da yaşlı demeden hepimizin hayatında kilo vermeye çalıştığımız bir dönem oluyor. Başarılı olmak ise sanıldığı kadar kolay değil. Biz de Park Sima Sağlıklı Zayıflama Klinikleri kurucusu İzmir kökenli beslenme uzmanı Gülşen Altın’a bu işin sırlarını ve Ege bölgesine özgü beslenme sisteminin artılarını ve eksilerini sorduk.

SAĞLIK

RÖPORTAJ: D E R YA K I R I M

6666

DİYETİSYEN GÜLŞEN ALTIN: "EN BÜYÜK PROJEM İSTANBUL’DU, BUNU DA GERÇEKLEŞTİRDİM. ŞU ANDA, MART AYINDA ÇIKMASI PLANLANAN YEMEK KİTABIMA

HAZIRLANIYORUM."

Ege tipi beslenme nasıldır? Sizce yararları ve zararları neler?Ege tipi beslenme de bol ot ağırlıklı bes-lenme şekli hakimdir. Özellikle bu döne-min sebzeleri arapsaçı, şevketi bostan, radika gibi otlar olarak sıralanabilir. Bu ot-ların salataları ya da zeytinyağlı yemekleri yapılır. Aynı zamanda deniz mahsulleri ve balıkla desteklenir. Ege tipi beslenmenin zararı, kırmızı et ağırlıklı beslenilmemesi sebebiyle genellikle kansızlık oluyor. Ve aynı zamanda sebze tüketildiği düşünüle-rek fazla zeytinyağıyla pişiriliyor ve bu da kilo alımına sebep oluyor fakat zararından çok yararı var. Çünkü asitik değil alkali beslenme şekli hakim. Zeytinyağı dozun-da kullanıldığı zaman kişi kilosunu rahatça koruyup kilo verebilir; aynı zamanda özel-likle C vitamini ve diğer vitaminler ağırlıklı bir beslenme oluşur. Posa tüketimi kişinin alması gereken günlük dozdadır.

Size gelen danışanlarda en sık gördüğünüz beslenme yanlışları hangileri?Sabah kahvaltı yapmamak, öğlen ve özel-likle akşama doğru artan bir ivmeyle bes-lenme miktarını artırmak, ara öğün alışkan-lığının olmamasından kaynaklı uzun saatler süren açlığın üzerine bir anda yemeklere yüklenmek. Tabii ki arkasından oluşan yüksek insülin salgısından dolayı düşen kan şekeri ile yemeğin hemen sonrası tatlı-ya yüklenmek. Her üç danışandan ikisinde gördüğüm ortak beslenme alışkanlığı bu şekilde.

Kilo vermenin altın kuralları neler?Kişinin tiroid, insülin direnci ya da meno-poz dönemi gibi herhangi bir rahatsızlığı yoksa, listeye uyduğu sürece kilo verecek-tir. Fakat önemli olan, doğru noktadan ve sağlıklı şekilde kilo vermesi. Ve tabii ki ka-lıcı olması. Yapılan en büyük yanlışlardan biri ise şu; kısa sürede kilo vermeyi amaç-lamak ve tek öğün beslenmeye yönelmek. Bu şekilde insan vücut sistemi açısından son derece önemli olan kas kütlesini eriti-yorlar, metabolizmalarını yavaşlatıyorlar ve diyeti bıraktıktan hemen sonra verdiklerin-den çok daha fazlasını geri alıyorlar. Hem kilo alıyorlar hem de en önemlisi psikolojik olarak yapamayacakları inancına kapılarak motivasyonlarını düşürüyorlar. Dolayısıyla özetleyecek olursam, sağlıklı ve kalıcı kilo vermek için günlük beslenme programı

içinde kompleks karbonhidratlar, hayvan-sal ya da bitkisel proteinler, bir miktar yağ olmak üzere her besin öğesinden tüketme-li, muhakkak güne kahvaltıyla başlamalı, ara öğünleri atlamamalı ve akşama doğru bir beslenme programı oluşturulmalı. Fakat çok önemli bir konuyu da atlamamak gere-kiyor, kişi, her yedi danışandan dördünde gördüğüm ortak insülin direnci rahatsızlığı-na sahipse işi ciddiye alıp gerekiyorsa ilaç tedavisi ile çok özel bir beslenme programı izlemesi şart. Aksi halde kontrolsüz kilo al-masına ek, ileri de şeker hastası olma ihti-mali de oldukça yüksektir.

Kış mevsiminde ana hatlarıyla nasıl bir beslenme önerirsiniz? Hangi sebzeler, meyveler yenmeli?

Ağırlıklı olarak bitkisel ve hayvansal pro-teinle beslenilmeli. Aynı zamanda yeşil yapraklı sebzeler ve kök bitkileriyle beslen-mek de son derece önemli. Brokoli, turp, lahana, karalahana gibi sebzeler ve mey-ve olarak da portakal, havuç, mandalina, greyfurt gibi turunçgilleri tercih etmeliler.

Herkes diyete başlayıp sonunu getirememekten şikayetçi. Sizce bu konuda nasıl tutarlı olunabilir? Diyeti sabote eden unsurlar neler?En büyük sabote eden etken kendileri. Uygulayamadıkları için değil, konuyu çok ciddiye aldıkları için. Kişi diyet yapma-ya karar veriyor, en büyük yanlış burada başlıyor. Çünkü diyet yapmaya değil doğ-ru beslenmeye karar verilmeli. Yani diyet

6767

yapmak otomatik olarak kendilerinde, tüm sosyal hayatından kısıtlanacağı, mutsuz olacağı kısacası kampa girecekleri gibi bir algı yaratıyor. Halbuki bu sürecin çok daha yumuşak geçeceğini, istedikleri şeyleri rahatça yiyebilecekleri, sadece nasıl pişi-recekleri ve ne zaman, nasıl tüketecekle-rini sonrasında kendilerini sıkmadan nasıl dengeleyeceklerini bilseler baskı ve stres otomatik olarak yok olacak ve rahatça hafiflemenin ve daha enerjik hissetmenin keyfine varacaklar. Kalıcılık da bu noktada sağlanıyor. Çünkü istedikleri zaman ham-burger, istedikleri zaman baklava yiyebili-yorlar, aynı zamanda da kilo veriyor ya da koruyabiliyorlar. Bunu yaparken de keyif alıyorlar. Şehir yaşamının üzerimizde ya-rattığı stres zaten yeteri kadar hissediliyor-ken, bir de hayatın yemek yemek gibi diğer zevklerinden niye alıkoyulalım ki. Önemli olan bilinci oturtmak.

Özellikle doğumdan sonra alınan kilolar nasıl verilebilir? 25’inde doğum yapan nasıl verir, 45’inde doğum yapan nasıl?Öncelikle hamilelikte kilo almamak en önemli etkendir. Doğum sonrası kadınlar lausalık depresyonuna girdikleri için, yürü-yüşü muhakkak öneriyoruz ama asıl amaç kilo vermek değil depresyonu atlatmaları. Çünkü zaten emziklik döneminde 500 ka-lorilik bir miktar, süt oluşumuna gittiği için kişinin aslında normal sağlıklı bir beslen-meye geçiş yaptığı zaman kilosunu rahatça verebilir. Dolayısıyla doğum yapmış kişile-rin bebekten dolayı çok hareketli oldukları için ekstra efor sarf etmeleri gerekmiyor.

Peki, ileri yaşta doğum yapanlar nasıl form kazanabilir?Mesela 45’inde doğum yapan kişilerin kilo alma ihtimali biraz daha yüksek. Bu kişi-lerin beslenmelerine daha fazla dikkat et-meleri gerekiyor. Ağırlıklı olarak protein ve yoğun bir şekilde sebze ağırlıklı beslenme-leri gerekiyor.

Sağlıklı yaşam artık bir bütün. Diyeti sporla da desteklemek şart. Bu konuda neler söyleyeceksiniz? Doğru beslenme ve spor hayatımızın her alanında bizimle ortak ilerlemeli. Spor da aslında diyet yapmakla aynı mantıkla ilerli-yor. Diyete grip her gün spor salonlarından çıkmamak ve dolayısıyla da bunu sadece

birkaç hafta uygulayıp sıkılıp bırakmak doğru değil. Kendinizi sıkmadan, 15-20 da-kikalık yürüyüşlerle başlayıp, haftada 3 ya da 4 kere yapmaları kalıcılığı sağlayacak-tır. Ya da birçok spor dalından birini hobi edinmek de başka bir alternatif.

Zayıflama, şekil kazanma sağlayan makineler artık popülerleşti. Bunların çalışma prensibi nasıl?Özellikle son iki yıldır estetikte tıbbi tek-noloji çok ilerledi. Benim başladığım 1990 yılına baktığım zaman resmen bu alanda bir devrim olmuş durumda ve bu var olan teknolojiden bilinçli olarak çok iyi yarar-lanmak gerekiyor. Fakat bu noktada her şeyi yaptırmak değil, kişiye göre kişinin kendine en uygun olan cihazı seçiyor ol-ması ve doğru danışmanlık alması gereki-yor. İncelmek ve kilo vermek iki ayrı alan-dır. Cihazların görevi zayıflamadan ziyade incelme amaçlıdır. Vücut hareketli olduğu

noktalardan kilo almaz, en hareketsiz olan karın ve bel bölgesinden kilo alır. Bizim ci-hazlarla yaptığımız uygulama, vücutta trig-liserid formatında depolanmış, katılaşmış, sertleşmiş, sıkışmış bir yağ dokusunu ısı sistemiyle vücut tarafından enerji olarak harcanmasını sağlamak. Yani buzluğa ko-nulmuş bir tereyağı düşünün, biz o yağı buzluktan çıkarıp yağı harlı bir ateşin üze-rine koyup eritiyoruz ve sıvılaşmasını sağ-lıyoruz. Vücut sistemi, her zaman enerjiye ihtiyacı duyduğu an vücudun hangi bölge-sinde hazır sıcak bir kaynak varsa ihtiyaç duyduğu enerjiyi o kaynaktan tüketir, bu sayede ilk gittiği nokta bizim sıvılaştırdı-ğımız yağ tabakası oluyor ve hızlı şekilde kişide yağı enerjiye çevirip yok ediyor. Benim favorim son üç yıldır Avrupa’nın en iyi vücut şekillendirme cihazı seçilen Exilis uygulaması ve aynı sistemle çalışan sade-ce karın bölgesine uygulama yaptığımız Vanquish cihazı.

SAĞLIK

DİYETİSYEN GÜLŞEN ALTIN: "SON İKİ YILDIR ESTETİKTE TIBBİ TEKNOLOJİ ÇOK İLERLEDİ. BU ALANDA BİR

DEVRİM OLMUŞ DURUMDA VE BU TEKNOLOJİDEN BİLİNÇLİ OLARAK ÇOK İYİ YARARLANMAK GEREKİYOR."

/mavibahce68

/mavibahce

4:40 SAATTE CEBELITARIK!

PORTRE

EMRE ERDOĞAN

70

Yüzme tutkusu hayatınıza nasıl girdi? Bu serüven nasıl başladı?10 yaşımdan beri sutopu oynuyorum. Suto-pu sayesinde Amerika’da burslu okudum, yüzme takımına girdim. Türkiye’de antren-man yapacak yer bulamadığım için deniz-lerde antrenman yapmaya başladım. Daha sonra denizde yüzdükçe mesafeler git gide arttı. Yıllardan 2013 oldu ve Karşıyaka Yüz-me Takımı ile tanıştım. O sene Çanakkale Boğazı’nda genel klasman dördüncüsü ol-dum. Daha sonra Datça Kış yüzmesinde ve Kaş’ta 6 kilometrede şampiyon oldum. Ardından Türkiye Büyükler Şampiyonası’na girip büyüklerde üçüncü oldum. Hasta ve ateşli girmiştim bu şampiyonaya! Daha sonra biraz ara verdim ve daha deği-şik idmanlar yaptım. Bu yıl tekrar turnuva-lara geri döndüm. Askerden geldim 6 kilo-metre şampiyonu oldum. Büyük denizleri ve boğazı geçmeler hep vardı. Çünkü yüz-me ile ilgili hiçbir zaman problemim olma-dı. Benim için mesafe veya uzun süre hızlı yüzmek beni yoran bir şey değil. Uzun yıllar yüzdüğüm için yürüme ile yüzmenin

verdiği efor bana aynı geliyor. Bunu kalp ritminden anlıyorum. Yüzerken durup kalp ritmime baktığımda normal yürüyen bir insanın kalp ritmiyle aynı olduğunu görü-yorum. Ortalama hızım denizde yüzerken saatte 4,5 kilometre civarı. Hızlı yüzersem 4.8, 4.9’a çıkartabiliyorum. Bu bana her-hangi bir aşırı yükleme, yorgunluk yap-mıyor. Zaten bu nedenle 4 saat 40 dakika gibi bir mesafeyi rahat bir şekilde yüzebi-liyorum ve daha da uzunları yüzebilirim. Bu serüvende biraz deniz tutkusu da var. Ben çocukluğumdan beri hep denizdey-dim. Şimdi de antrenmanlarımın çoğunu yaz-kış denizde yapıyorum. Kışın denizde iki, üç saat yüzüyorum. Bu durum belirli bir beslenme ve uyku düzeniyle de alışıl-ması gereken bir konu. Kara idmanlarının da belirli bir düzen ile yapılması gerekiyor.

Tüm bu antrenmanları profesyonel destek alarak mı yapıyorsunuz?Ben tüm antrenmanlarımı ilgili kitapları okuyarak ve Milli Takım antrenörü Bahtiyar Özçaldıran’a danışarak yapıyorum. Genel-

likle tüm antrenman programlarımı ken-dim planlıyorum. Özellikle yurtdışında bu işi yapmış olan kişilerin kitaplarını sıklıkla okuyorum. Oradan elde ettiğim teknik bil-gilerle antrenman yapıyorum. Elimden gel-diğince kendimi daha çok geliştiriyorum.

Cebelitarık Boğazı’nı geçme isteği nasıl başladı?Boğazı geçmek üzere hazırlıklarımı ya-parken Amerika’daki dostlarımla temasta bulunduk. Iona Üniversitesi’nde beraber okuduğum arkadaşlarım Kerby Lewis, Matt Judge ve ben iyi bir grup olacağımızı düşündük. Grup olmak maliyetleri düşü-ren bir durum. Böylelikle beraber bu işi yapmaya karar verdik. Gerekli yazışmaları yaptık, sağlık sertifikaları ve gerekli belge-leri verdik. Delegeler kabul edince bir za-man dilimi belirtiyorlar. Haziran ayından başlayıp ekim sonuna kadar orada yüze-bilme şansımız oldu. Bizde bu yılın ekim ayını seçtik. Hepimiz ayrı ayrı hazırlandık. Antrenmanlardan sonra oraya vardık. Ha-vanın en güzel olduğu 10 günden birinde

İzmirli Emre Erdoğan, Ekim 2015’te Cebelitarık Boğazı’nı yüzerek geçen ikinci Türk oldu. Erdoğan, geçiş sırasında

yaşadığı macerayı ve başarısının ardındaki gerçekleri MaviBahçe okurlarıyla paylaştı.

7171

yüzmemiz gerekiyordu. Geldiğimizin er-tesi günü yüzmek zorunda kaldık. Çünkü hava durumu o gün elverişliydi. Suya değ-diğimiz yer 15 derece çıktı. Bu derece çok soğuk bir dereceyi ifade ediyor. Yılın farklı dönemlerinde orada su 16 ila 20 derece arasında değişiyor. Bölgenin özelliklerinden biri de çok bü-yük gemilerin geçiyor olması. Yüzerken de en çok rahatsız eden durumlardan biri bu. Çünkü normal bir dalga aynı boyut-larda ve belli aralıklarla geliyor. Fakat gemi dalgaları daha sık ve sert geliyor. Bu da tekniği bozuyor. Örneğin su yutmaya sebep oluyor, alttaki daha soğuk suyu yukarı çıkarıyor, mazot geliyor ve tüm bunlar insanın yüzme esnasında motivas-yonunu bozuyor.

Yüzerken sizin yaşadığınız durumlar nelerdi?Aslında atlayana kadar heyecanlıydım. Atladıktan sonra bir kara parçasına de-ğip düdük çalmasıyla yüzmeye başla-nıyor. İlk 45 dakika da ortama alışılıyor. Denizin maviliğine alışılıyor. Çünkü 1000 metre normal bir mavilik değil. Grimsi, ye-şilimsi renkte bir su var. Yüzerken her 45 dakikadan sonra bal ve muzla beslendik. Kesinlikle bota tutunmak yasak böyle bir durumda diskalifiye olunuyor. Herkesin durumuna bakılıyor. Maksimum 30 sa-niyelik bir duraklama süresine sahipsiniz. Daha fazla bir süre durulduğunda akıntı sürüklüyor ve rotadan kaymak söz konusu olabiliyor. Bu durumda da kılavuz teknesi yüzmeyi iptal edip sizi sudan çıkartıyor. Biz grupça gayet iyi idare ediyorduk. 90 dakikada 7 kilometreyi bitirdik. Geriye bi-zim için 10 km kadar bir mesafe kalmıştı. Onun da bitme süresi bizim için 2 saat 20 dakika kadardı. Ancak Cebelitarık’ın deza-vantajı akıntılarının sürekli değişken olma-sı. Dolayısıyla soğuk su sıcak su dengesi sürekli değişebiliyor. Ne yazıkki 45 dakika daha devam ettikten sonra kılavuz tekne-si düdük çalıp uyararak istersek çıkabi-leceğimizi söyledi. “Akıntı tam karşınıza döndü saatte 2,5 km hızla sizi ittiriyor ya hızınızı biraz daha artırmalısınız ya da bu-radan çıkmanız mümkün değil” dedi. Ben buraya kadar gelmişken çıkmayı kabul etmedim arkadaşlarımla iletişime geçtiği-mizde onlarda bana katıldı. Ben 2 kilomet-reyi normalde 26 dakika civarında bitiren bir yüzücüyüm. Ancak o akıntıda 8 kilo-

metreden 10 kilometreye ulaşmamız bizim yaklaşık 1,5 saatimizi aldı. İnanılmaz bir zaman kaybıydı! Ağır bir moral bozuklu-ğu yarattı. Yüzerken tesadüfen bir yunusla karşılaştım ve bu moralimi düzeltti. Yunus pozitif bir hayvan olduğu için pozitif bir enerji veriyor sanırım. İlerleyen zamanlar-da akıntı biraz daha düzeldi. Geriye 2 kilo-metre kaldı ve bu mesafeyi 20-25 dakikada bitirdik ve kıyıya vardık. Karaya değdik ve çok keyifliydi. Faslı gençler balık avlıyor-lardı işlerini bırakıp bizi alkışladılar. Sonra tekneye çıktık. Daha sonra babam aradı ve ilk onunla konuştum. Onlar benim o gün yüzmeye girdiğimi bilmiyorlardı. Panik olmasınlar diye söylememiştim. Çünkü böyle bir şeyin stresini kimseye yüklemek doğru değil diye düşünüyorum. Tabii ki bu durumlarda aile desteği çok önemli. Benim ailem her zaman arkamda durdu. Sonuç olarak yüzmeye 12:00’da başladık 16:40 da bitti, 4 saat 40 dakika gibi bir sü-rede tamamladık.

Daha sonraki hedefleriniz neler?Yedi denizde yüzmek yani okyanusun ye-dilisi hedeftir. Bu yediliden biri benim için bitti. Katalina da var Manş da var. Şimdi ekipçe Manş’a rezervasyon üzerine çalı-şıyoruz. Daha Sonra Yeni Zelanda Cook var. Dünya da yedi denizi geçebilen 3 kişi var. Bende bunu denemek istiyorum. Türkiye ne yazık ki yüzme faaliyetlerinde çok fazla anılmıyor. Sporcu olarak bunun üzüntüsünü yaşıyorum. Etrafı denizler-le çevrili olan bu toprakların yüzücüle-rinin buralarda bulunmamaları ülkemiz için bir kayıp. Şu an bir sponsorum yok. Ama böyle bir konuda yer almak isteyen bu maceraya ortak olmak isteyen hatta benimle beraber yüzmek isteyen herke-se açığım. Ben takım sporundan gelen biriyim ve takım sporunu sevdiğim için de her zaman bir takım içinde yer almak beni mutlu ediyor. Takım sponsor açısın-dan daha kolay ancak bu takımın içinde yer almak daha zor. Çünkü takım olmak

PORTRE

EMRE ERDOĞAN CEBELİTARIK BOĞAZINI 4 SAAT 40 DAKİKADA GEÇEREK ADINI TARİHE YAZDIRDI. ŞİMDİLERDE MANŞ DENİZİ'Nİ GEÇMEK İÇİN HAZIRLIKLARA BAŞLAYAN EMRE ERDOĞAN, ÇEŞME SAHİLLERİNDE

ANTRENMANLARINA ARALIKSIZ DEVAM EDİYOR.

72

işinizden, sosyal hayatınızdan vakit alan bir şey. Şimdi Manş için çalışmalarımı sürdürüyo-rum. Tüm masraflarımı kendim karşılıyo-rum. Gücüm yettiği kadar da oralara bay-rağımızı götürmek için ben karşılamaya devam edeceğim.

Normal zamanlarda antrenmanlarınızı Çeşme’de mi yapıyorsunuz?Evet, Alaçatı, Ilıca bazen de Foça’da antrenman yapıyorum. Deniz sıcaklık-

larına göre hareket ediyorum. Örneğin 10 kilometre antrenman yapıyorum ama denizdeki çöpler beni çok rahatsız edi-yor. Dayanamıyorum denizdeki çöpleri topluyorum. Denizdeki kirlilik olmaması gereken bir şey. Herkes kendi çöpünü toplamalı. Bir torbanın denizde biyolojik olarak yok olması 500 yıl alıyor. Sadece bununla da kalmıyor bu kirlilik denizin ph dengesini bozuyor. Yosunlar ölüyor, balıklar yumurtlayamıyor. Karbondioksit salınımı artıyor. Tüm bunların zararını he-

pimiz çekiyoruz. Dolayısıyla bu duruma dur demek gerekiyor.

Cebelitarık’ı geçen ikinci Türk’sünüz bununla ilgili ne söylemek istersiniz?İkinci Türk olduğumu orada öğrendim. Benden önce 4 saat 37 dakika da yüzül-müş. Ben 4 saat 40 dakika da tamamladım. Bu üç klasmandan oluşuyor. Birincisi özel kıyafetli ve diğeri sırayla takım yüzmeleri vardır. Bunlardan ayrı olarak özel kıyafet-siz sadece mayoyla olan bir klasman var. Ben bu klasmanda katıldım. En zor klas-man budur. Çünkü kıyafetler sizi yukarı taşır ve soğuktan korur.

Nasıl geri dönüşler aldınız?Tebrikler aldım çok mutlu oldum. Ben bu kadar tebrik alacağımı tahmin etmemiştim. Ailem ve arkadaşlarım aradı. Gazetelerde haberlerim yapıldı. Bu kadar üzücü haber-lerin yapıldığı sırada bunun da haber ya-pılması beni mutlu etti. Şehit haberlerinin olması da beni çok üzüyor hepsinin ailesi-ne başsağlığı diliyorum.

Yeni yüzmeye başlayanlara neler önerirsiniz? Azimli olmalarını öneriyorum. Her şey bir süreçle oluyor. Ben buraya gelene kadar 5-6 senemi adadım. Bir sakatlık bile yaşa-salar vazgeçmesinler. Tedavi olup denize geri dönsünler. Bu işi başarmak istiyorlar-sa her şeyi buna göre planlamalılar. Özel ilişkilerinden arkadaşlık ilişkilerine kadar her şeyi buna göre ayarlamak gerekiyor. Sosyal açıdan kolay bir yaşam değil.

Başka neler eklemek istersiniz?İzmir’in ve Türkiye’nin yüzme havuzu açı-ğının kapatılması gerekiyor. Ben antren-man yapacak yüzme havuzu bulamıyorum. Bu yüzden su topçularla Esti Kulübü bana destek oluyor. Ben onların antrenmanına gidiyorum. Tüm İzmir’in havuz tesis prob-leminin çözülmesi gerekiyor. Bununla ilgili bende projeler üretmeye çalışıyorum. Fi-zibilitesini yapıyorum. Bazı yatırımcılarla konuşuyorum. Her sene 100’ü aşkın insa-nın denizlerde boğularak can verdiğini dü-şünürsek bunun önemli bir konu olduğunu görmekteyiz. Kendi imkanlarıyla yürüyebi-lecek bir tesis yapılabilir. Bunun çalışma-ları bende mevcut. Bu tesis sayesinde ço-cuklar yüzmeyi öğrenebilir ve boğulmalar son bulabilir.

73

2016 Dekorasyon Trendleri

biraz yerelbiraz

fütürist

DEKORASYON

İLHAM ALIN

74

75

aşadığımız geçiş aylarıyla bera-ber evlerde de köklü değişiklik-lere gidiyoruz. Gardırobunuzun içinden başlayan değişim akımı,

halınızdan koltuk takımınıza kadar tüm evinize yayılıyor. Mobilya seçerken tasa-rımına ve dayanıklılığına öncelik veriyoruz. Daha sonra rengi, fonksiyonelliği, evde nasıl duracağı ve fiyatı geliyor. Türk veya yabancı tasarımcı imzası taşıyan mobil-yalarda modern ve zarif çizgiler bu sene de ön planda. 2016’yı, minimal aksesuarla tamamlanmış özgün tasarım mobilyaların yerelliği koruyarak fütürist bir hava yarat-ma yılı olarak adlandırabiliriz.

DEKORASYON SEKTÖRÜNDE GİYİM SEKTÖRÜ GİBİ SONBAHAR KIŞ VEYA İLKBAHAR YAZ MODASI YOKTUR. DEKORASYONDAKİ TRENDLER YILLARLA

İFADE EDİLİR. MALUM EVİNİZE ALDIĞINIZ MOBİLYALARI YILLARCA KULLANACAĞINIZ İÇİN, GARDIROBUNUZDAKİ MEVSİMLİK GİYSİLERİNİZ GİBİ HEMEN TRENDİ GEÇMEZ. AMA DEĞİŞİKLİK HER ZAMAN İHTİYAÇ

DUYDUĞUMUZ BİR DUYGUDUR, KENDİMİZİ YENİLEMEMİZ İÇİN TRENDLERE KULAK VERMEK GÜZEL BİR BAŞLANGIÇ OLABİLİR.

Y

YAZI: FA R U K A K D E N İ Z

İç mekanlarda artan tasarım algısıyla beraber, kozmik veya galaksi tonları olarak adlandırılan renk grubu evlerinize farklı tonlar katarak yumuşak geçişler sağlamanıza yardımcı olacak.

Halı dokumasıyla meşhur olan doğu ülkeleri evinize bohem bir hava katmak için desenlerini evinizin her yerine taşımaya geliyor. Bu sene de doğu tarzı kilim ve dokuma halılar artan bir trend olarak geri dönüyor.

İç cephe boyalarındaki

renk trendlerinde fütürist bir hava

söz konusu.

Halıdadoğuyadönüşdevam ediyor.

DEKORASYON

76

Sade çizgili ve parıltılı

ürünler her yerde kendini hissettiriyor.

Altın ve parıldayan ürünlerin şaşalı görünümden uzaklaşarak

sade ve basit çizgilerle sunulduğu ürünler evlerinizin

ön plana çıkacağı ve gören misafirlerinizin şaşkınlıkla “bunu

nereden aldın” diye soracağı eşyalarınız olacak.

Aile yadigarı veya antikacıdan çok beğenerek aldığınız antika eşyalarınızı, modern ve zarif çizgilere sahip mobilyalarınızla uyumlu bir şekilde kullanabileceğiniz köşelerde değerlendirebilirsiniz.

Modern mobilyalar ve

antikalar bir arada...

Sanat vetasarım

Sanatçılar ve tasarımcıların ortak yaptıkları işler evlerinize daha özel anlamlar katmak için geliyor. Sanat ve tasarımın iç içe girerek fonksiyonelliğe bir anlam kazandırdığı günümüz trendinde, evinize karakter kazandırmak istiyorsanız muhakkak tercih etmeniz gereken bir tarz.

77

Şehirler büyüdükçe yaşadığımız metrekareler küçülüyor ve zamanımız daha da azalıyor. Her şeyin pratiğini ve kolayını düşünüyoruz. Yeme alışkanlıklarımızdan eğlence hayatımıza kadar her şeyi pratikleştirmeye çalışıyoruz. Alışkanlık haline gelen pratik olmak, en çok da evlerimize yansıyor. Son yılların favori sözü “küçük alanlarda büyük çözümler” için fonksiyonelliğe ister istemez önem veriyoruz.

Ulaşılabilir dünyayla beraber, artık herkesin her şey olabildiği ve insanların istedikleri ne varsa biraz

uğraşarak yapabildikleri bir çağdayız. Markalar ve tasarımcılar da bunun farkında olmalı ki, eskiden

ulaşılamayacak ve bir statü göstergesi olan tasarım mobilyalar şu anda eskisine oranla daha makul

fiyatlarda ve gelişen Türk mobilya sektörü de genç tasarımcıları destekliyor. Siz de kendinize uygun

tasarım mobilyaları ister yurtdışından getiren mağazalardan isterse son yıllarda ön plana çıkan Türk

mobilya ve dekorasyon markalarından bulabilirsiniz.

Fonksiyonel ve portatif

Ulaşılabilirtasarım

DEKORASYON

İLHAM ALIN

78

Aşk-ı OsmaniDuayen Sanat Tarihçisi Prof. Dr. Nurhan Atasoy ve Sanat Tarihçisi- Yazar Prof. Dr. Gül İrepoğlu, Bernardo için Osmanlı biçimleri ve renklerini yeniden yorumlayarak birlikte tasarladıkları “Aşk-ı Osmani” koleksiyonu ile geçmişin sanatsal izlerini günümüz sofralarına taşıdılar. Osmanlı sanatından bilgi dolu ilhamlara dayanan ve evlerde saray zevkini yaşatarak keyifle kullanılacak parçalardan oluşan Bernardo Aşk-ı Osmani Koleksiyonu, yemek takımları, kahve ve fincan takımları, tepsi, kâse, tabak, servis parçaları, şamdan, gondol, sahan, lokumluk, meyvelik, çerezlik gibi pek çeşitli ürünler içeriyor.

Borcam, Granit Renklerine BüründüPaşabahçe, Borcam’da büyük bir yeniliğe imza attı. Camda sağlıklı yemek pişirmeyi tercih edenlerin favorisi olan Borcam, artık granit renklerinde! Granit şıklığını sofralara getiren yeni Borcamlar’ın tek boyutta bej, kiremit, koyu gri, gri ve kahve olmak üzere 5 farklı rengi bulunuyor. Borcam Granit ile yemekler daha sağlıklı ve lezzetli pişerken, sofralara da ayrı bir hava katıyor.

Evde Sinema Keyfi

Esse, uzun kış gecelerinde evde sinema ya da dizi keyfi yapanlar için özel bir popcorn serisi hazırladı. Ekran karşısında taze ve sıcak bir keyif için özel popcorn tencereleri Essenso Zippy ve Whirley, akşamları evde geçirmeyi planlayan film tutkunlarını Esse’nin MaviBahçe mağazasında bekliyor. Mısır patlatma işlemi sırasında tencere içinin görünmesini sağlayan cam kapak ve malzeme eklemeyi kolaylaştıran silikon kapaklı delik ile zahmetsiz popcorn keyfi artık her mutfakta mümkün.

Osmanlı’danGelen İlham

English Home, Osmanlı renklerinden çini desen üsluplarına, zamansız bir temayla yarattığı özel tasarım “Turkish Delight” koleksiyonu ile yaşam alanlarında yeni bir trend yaratıyor. Nevresim takımlarında ve banyo havlularında öne çıkan tavus kuşu desenlerinin yanı sıra, çini desenli çay kahve takımları ve çerezlikler koleksiyonun önemli parçaları arasında yer alıyor.

79

SofralardaRoma ZarafetiJumbo ile Defnenin Yolculuğuna çıkmaya hazır mısınız? O halde her dem yeşil kalan defne ağacının zarif kıvrımlı çizgileriyle bütünleşen, antik Roma’nın sade ve klasik formlarıyla tasarlanan Jumbo Roma Çatal-Kaşık-Bıçak Seti sofralarınızı süslemeye hazır. Tamamı 89 parçadan oluşan Jumbo Roma Çatal-Kaşık-Bıçak Seti, paslanmaz çelik materyali ile uzun yıllar sofralarınızın en şık ve zarif tamamlayıcısı olacak. Ayrıca deri çantası ile satışa sunulan çatal-kaşık-bıçak seti, hem şık hem de kullanışlı bir hediye alternatifi de olabilir.

Seramik SağlığıTantitoni Chef Nature Plus 3’lü yeni mini seramik kaplama pembe tencere setiyle sağlıklı ve birbirinden lezzetli yemekleri artık evinizde rahatlıkla yapabilirsiniz.

Bilstore’dan Farklı TasarımlarKlasik mağazacılık anlayışının ötesinde yaşam tarzı, modernite ve özgünlük sunan Bilstore, yeni ürün grubu içerisinde ilk etapta; tasarımını Firm İstanbul’un yaptığı Otova ve İtalyan Seletti’nin Toilet Paper magazine ile yapmış olduğu sıra dışı işbirliğinin ürünlerine yer veriyor. Geometrik ve illüstratif özellikler taşayan Otova’nın aksesuarları sade formlar üzerine renk ve desenlerle müdahale içeriyor. Seletti’nin Toilet Paper koleksiyonu pastel renkler ile kara mizah unsurlarının sentezinden oluşuyor.

Sualtı Dünyası Evinize GeliyorDünyanın en zengin tropikal su altı yaşamının tam merkezinde yer alan Endonezya’nın Sulawesi Adası yakınlarında “Mercan Üçgeni” denilen bölgede Ayşegül Dinçkök tarafından çekilen su altı fotoğrafları, “TAÇ Derin Tutku Nevresim Koleksiyonu” ile hayat buldu. Okyanusların gizemli atmosferini yatak odalarınıza taşıyan nevresim koleksiyonunda 7 farklı desen bulunuyor. TAÇ Derin Tutku Koleksiyonu’nun tüm desenlerini MaviBahçe Linens mağazasında bulabilirsiniz.

80

favori yemekkitapları

Evinizde verdiğiniz davetlerde konuklarınızın yüzlerinde kocaman birer gülümseme oluşturmak için yeni yemek

tarifleriyle tanışmaya ne dersiniz? Sizin için seçtiğimiz yemek kitaplarını inceleyin ve davet mönünüzü tasarlayın.

KİTAP

İLHAM ALIN

YAZI: D E R YA K I R I M

DÜNDEN BUGÜNE LÜBNAN MUTFAĞI ANDRÉE MAALOUF-KARIM HAÏDAR“Lübnan mutfağı hem ün salmıştır hem de yeterince tanınmaz. Naçizane Beyrut’tan ya da bir köyden çıkmış bazı yemekler dünya çapındaki sayısız sofralarda yer bulduysa da Lübnan mutfağının tatlarındaki inceliği, esin kaynaklarındaki çeşitliliği yeterince yansıtmaz. Üstelik kimi zaman Lübnan mutfağına ilişkin budanmış, indirgeyici, yoksullaştırıcı bir imaj yaratılmasında rol oynar.” Bu alıntı, Andrée Maalouf ve Karim Haïdar’ın emek ve özenle hazırladıkları, Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan Dünden Bugüne Lübnan Mutfağı’nda yer alan kısa “Giriş”ten. Biri atalarının yeme içme zevk ve kültürünü, öbürü iyi bir şefin olağanüstü becerilerini özümsemiş iki Lübnanlı arkadaş bu kitapta kendi yaratıcılıklarını da katarak beğenilir bir yemek dünyası yaratmışlar. Yukarıdaki alıntıda dillendirilen sakıncaları özveriyle işleyerek avantaj haline dönüştüren iki ustanın biraz da şahsî, ailevî hikâyelerini yansıtıyor bu yemekler. Zengin bir geleneğin harmanlandığı kolay bulunup rahat uygulanabilir malzemenin anlaşılır tariflerle sergilendiği bu kitapta fettuş/fette, tebbule, mütebbel, humus, mudabbara, müceddere, menâkiş, kibbe, şeyhülmahşî, bedfine, muluhiye, maklube, siyyadiye, haytayla, mamul, Osmaliye/Osmaniye gibi bizim de bazılarını az çok bildiğimiz yemekler, tatlılar birçok yararlı bilgi eşliğinde anlatılıyor.

81

GELENEKTEN GELECEĞE Gaziantep Yemekleri TAHIR TEKIN ÖZTANDünyada şehir adıyla anılan ender mutfaklardan biri de Gaziantep mutfağıdır. Kültür mirası olarak yüzyıllar öncesini yansıtan Gaziantep yemeklerinin kıyıda köşede kalmış özel tarifleri bu kitapta toplanmış. Tahir Tekin Öztan’ın beş yıllık bir araştırma sonucunda hazırladığı kitap için iki binden fazla kadınla röportaj yapılmış ve reçeteler düzenlenmiş. Alınan reçeteler arasından, komisyon tarafından yapılan incelemelerde 420’sinin yayımlanmasına karar verilmiş.

FOOD&LIFE JOÉL ROBUCHON, NADIA VOLFDünyaca ünlü şef Joél Robuchon eşsiz birikimini, 35 yıldır prestijli üniversitelerde ders veren profesör ve akupunktur uzmanı Nadia Volf’un katkıları ile Food&Life kitabında Assouline okuyucuları ile buluşturuyor. Birbirinden özel görseller eşliğinde hangi besinin ne ile tüketilmesi gerektiğinden, birbiriyle en çok yakışan lezzetlere kadar birçok ipucunu bir arada sunan Food&Life kitabı, içinde yer alan özel tarifler ile de gurmeler ve sağlıklı beslenme tutkunlarına keyifli ve lezzetli bir bakış açısı sunuyor.

EV YAPIMI KONSERVELER DICK&JAMES STRAWBRIDGEBu kitap; konserveler, reçeller, jöleler, meyve şekerlemeleri, turşular, çeşitli soslar, likörler ve şerbetler yaparken rehberiniz olacak. Taze meyve ve sebzelerinizi kurutma, şişeleme ve dondurmayla ilgili ipuçları ve onlarca özel tarif, bu kitapta.

CELEBRITY COCKTAILSBRIAN VAN FLADERNBrian Van Fladern, taze ve egzotik malzemeler kullanarak yaptığı kokteylleri ile üç Michelin yıldızı sahibi dünyaca ünlü bir miksolog. Ödüllü Craft Cocktails ve Vintage Cocktails kitaplarının da yazarı olan Fladern, Celebrity Cocktails kitabında okuyucularını baş döndüren tatlar arasında ilham veren bir yolculuğa davet ediyor. Bu özel kitap Humprey Bogart’tan Dean Martin’e, Elizabeth Taylor’dan Charlie Chaplin’e kadar birçok ünlü Hollywood yıldızının en sevdiği kokteyl tariflerini lezzet tutkunları ile buluşturuyor.

BORDEAUX LEGENDARY WINES MICHEL DOVAZBordeaux, yüzyıllara yayılan geçmişi ile dünyanın en ünlü şarapçılık bölgelerinden biri... Dünyaca ünlü şarap uzmanı Michel Dovaz, Bordeaux Legendary Wines kitabında 17. yüzyıldan başlayarak bu eşsiz bölgenin ve şaraplarının izini sürüyor. Şarap tutkunları için vazgeçilmez bir kaynak niteliği de taşıyan bu kitap Dovaz’ın Bordeaux şaraplarının yapımına dair ipuçları ve şişelerin özel fotoğrafları eşliğinde tadım notlarının yer aldığı bir ayrıcalıklı bir katalog ile tamamlanıyor.

FAVORİ YEMEK KİTAPLARI

MAKARNANIN KİTABI EBRU OMURCALIKitabın yazarı Omurcalı hikayesini şöyle anlatıyor: “Aklımda çocukluğumdan kalma anılar ve annelikten edindiğim tecrübelerle en mutlu olduğum anlarda hep mutfaktayım. Her gün yeni tatlar keşfetme hevesimle Makarnanın Kitabı’nı yazmak geliyor aklıma. Hemen yola koyuluyorum; Edirne’den Van’a, Rize’den İzmir’e pek çok lezzet noktasına uğruyorum. Enfes yemeklerimizden makama sosu hatta süsü yapıyorum. Hamurlu aşlara ve çorbalara şehriyeyle makarna katıyorum. Nohutlusundan tavuklusuna, şehriyelerle pilavlar hazırlıyorum.” Bu yeni tarifleri mutlaka denemelisiniz.

SELÇUKLU MUTFAĞI ÖMÜR AKKORÖmür Akkor’un Selçuklu’da yemek kültürüne dair derin araştırmalar yapıp kaleme aldığı bu kitap, dünyanın önemli ödüllerinden Best in the World Gourmand’a sahip. Yazar: “Amacım Türk mutfak kültürünün derinliğine pencere açmak ve şu anda yediğimiz yemeklerin tarihine ışık tutmaktı” diyor. Mutfakla yakından ilgiliyseniz dünya literatürüne geçmiş bu kitabı kütüphanenize eklemelisiniz.

ADIM ADIM Kekler Mükemmel tasarım, pırıl pırıl bir baskı ve her sayfasında muhteşem fotoğraflar eşliğinde tariflerin detaylı anlatımlarının yer aldığı iştah açıcı bir kitap. Kolay anlaşılır 125’ten fazla tarif içeriyor. Üstelik tüm teknikler her aşamada adım adım fotoğraflarla açıklanıyor. Konuklarınıza muhteşem bir tatlı ziyafeti hazırlamak için bu kitabı mutlaka edinmelisiniz.

BERNARDO DAVET SOFRALARIBernardo; hayatımıza kattığı o mutluluklar nesiller boyu hiç eksilmesin, değeri hep bilinsin diye davet sofralarımızın kitabını yazdı. “9 bölümden oluşan Bernardo Davet Sofraları Kitabı”nda; kahvaltı sofrası, nişan sofrası, 5 çayı daveti, balık sofrası, bayram sofrası, diş buğdayı sofrası, doğumgünü sofrası, makarna partisi sofrası, yılbaşı sofrası gibi kültürümüzde en fazla yeri olan davet sofralarının örnek masa tasarımlarını, mönülerini ve tariflerini bulabilirsiniz.

EV YAPIMI SEBZELER DICK&JAMES STRAWBRIDGESebzeler kitabı yıl boyunca tüketeceğiniz taze sebzeleri herhangi bir açık alanda yetiştirebilmeniz için hazırlanmış bir rehber. Bostanınızı nasıl planlayacağınızdan tutun da sebzeleri nasıl yetiştirip hasat edeceğinize dair basit öneriler mevcut.

82

BULGURUN HALLERİNURSEN DOĞAN

Nursen Doğan’ın gazetede Refika Birgül’ün bir yazısını oku-duktan sonra gönderdiği kutlama mesajıyla başlayan bulgur macerası “imece usulü çalışma”nın bir ürünü. Nam-ı diğer Bul-gurcu Teyze Nursen Doğan’ın yıllardır biriktirdiği, hayal ettiği tarifler; geçmiş ile modernin birleştiği Refika’nın Mutfağı’nda pişmiş, en doğal haliyle fotoğrafları çekilmiş ve sonunda tüm bu yolculuk; içinde köftesinden pilavına, dolmasından tatlısına kadar ana malzemesi bulgur olan 110 tane tarifin bulunduğu bir kitap haline bürünmüş. Bulgurun Halleri, Nursen Doğan’ın doğal dil ve anlayışından uzaklaşmadan, onun önderliğinde ilerlenerek hazırlanmış. Tarifler tamamen Nursen Doğan’ın eseri, onun uzun yıllar içerisinde oluşturduğu damak yapısının ürünü. Refika’nın Mutfağı ise yemeklerin sunumu, reçetelerin yazılması, oranların kesin ve net olması gibi konularda yar-dımcı olarak bu keyifli eseri şekillendiren, yavaş yavaş pişiren kap olmuş.

UNUTULMAZ ANILAR EŞLİĞİNDE EN GÜZELİNDEN TARİFLERAYŞE KAZANCI

Boyut; Ayşe Kazancı tarafından hazırlanan ve bir yemek kitabından çok, okuru adeta çocukluğuna doğru bir yolculuğa çıkaran nostaljik bir çalışmayı okuyuculara sunuyor: Unutulmaz Anılar Eşliğinde ‘En Güzelinden’ Tarifler... Hepsi pratik ve hazırlanması kolay tam 61 tarif bu kitapta. Yemeklerin gerek tatları, gerekse kokularıyla geçmişe dair pek çok anıyı hatırlattığı bir gerçek. Ancak en çok özlem duyulan, daima annelerin özenle hazırladığı ve kokusu burnunuzdan gitmeyen o yemekler olur. Ayşe Kazancı da insanın geçmişine ve çocukluğuna duyduğu bu özlemden ilham alarak ve “En Güzeli” diye hitap ettiği annesini kitabın başkahramanı yaparak emsallerinden farklı bir yemek kitabı hazırlamış. Kitapta yer alan tarifler, yazarın bizzat keşfettiklerinin yanı sıra başta annesi olmak üzere ikiz kardeşi, teyzesi ve yakın dostlarından geleneksel usüllerle aldığı reçetelerden derlenmiş.

83

KOLEKSIYONER Muharrem Kayhan’ın 827 parçadan oluşan sikke, madalyon

ve tarihi objeleri Arkas Sanat Merkezi’n-de sergilenmeye başlandı. Türkiye’de ilk kez Arkaid sikkelerin sergilendiğini, bunun da hem bir ilk hem de son olacağını be-lirten Muharrem Kayhan “Bu koleksiyonu bir daha görme şansı bulunmayacağı için başta öğrenciler, gençler olmak üzere tüm vatandaşlarımızı bekliyoruz” diye konuş-tu. Koleksiyoner için sadece biriktirmenin değil, onları paylaşmanın da önemli oldu-ğunun altını çizen Kayhan, “Sergilenecek olanlar küçük sikkeler, küçük objeler gibi teşhiri zor nesnelerse bu heyecanımızı daha

da artıyor. Ben bu kadar güzel bir kataloğa ve sergiye az rastladım. Bu da Arkas’ın ser-giye verdiği önemi gösteriyor.”Sergilenecek eserler Arkas Sanat Merke-zi’nin direktör ve eksperleri tarafından se-çildi. Sergide 477 sikke ile birlikte günlük hayatta yer alan ve ait oldukları dönemin yaşam biçimini ortaya koyan yaklaşık 300 obje yer alıyor. Roma Imparatorluk döne-mine ait ve hepsi Anadolu’da basılmış sik-ke ve madalyonlardan oluşan 45 örnek de sergide yer alırken en eski tarihli eser M.Ö. 5500 yılına ait dört santimetrelik bir kadın heykeli. Sergi 20 Mart 2016’ya kadar Arkas Sanat Merkezi’nde gezilebilecek.

ANTIK ANADOLU’NUN TANIKLARI IZMIR’DE

Nuran Tanrıverdi,Emin Fetvacı, Ayşe Perin

Müjde-Kemal Çolakoğlu, Nil Blanchet

Gülbeniz-Lucien Arkas Ayçe Dikmen, Zeynep Dereci Gülperin-Ali SertdemirOnur Ulaş Ağdanlı

Mahru Gürel Ağdanlı

84

IŞILTILAR

2015 YILINI geride bıraktığımız şu gün-lerde DORA Magazin’in düzenlediği

En’ler Ödül gecesi İzmir sosyal yaşamını bir araya topladı. Tören İzmir’in en popü-ler eğlence mekanı Club En Velo’da dü-zenlendi. Bu yıl da her yıl olduğu gibi 2015 yılını parlatan, değer katan ve özel projele-re imzasını atan isimleri İZMİR’İN EN’LERİ adı altında ödüllendirildi. Görkemli su-numları, birbirinden ilginç dans şovları ve doyumsuz müzikleri ile hafızalarda iz bı-rakan gece, İzmir’in en stil bay ve bayan-ları, en başarılı tasarımcıları, sporcuları bir araya getirdi. Adaylar yaşam tarzları, ha-yata karşı duruşları, topluma katkıları ve iş hayatları ile örnek olan kişilerden seçildi. Birbirinden farklı başarı ve tarzları olan bu isimlerin plaketleri yine cemiyet hayatının tanınmış isimleri tarafından verildi.

“İZMİR’İN EN”LERİ ÖDÜLLENDİRİLDİ

Yasemin Karagülle TarakçıBerçin-Zeynep Mayruk Gazahan Ayçiçek İrem Moralı, Metin Akpınar Hira Güngör, Ceren Ağca

Adnan-Arzu Baybal Berrin-Volkan Baş Demet Kebapçılar, Tibet ÖzerFerhat Avcı, İdris Avcı, Şener Avcı

85

EGİAD YILBAŞI BALOSU

EGİAD Ege Genç İşadamları Derneği yıl-başı balosu Küçük Kulüp Alyans Res-

toran’da yapıldı. Yönetim Kurulu Başkanı Seda Kaya ve yönetim kurulu üyelerinin ev sahipliğinde düzenlenen baloya kala-balık bir dernek üyesi katıldı.Gecenin ilerleyen saatlerine kadar sohbet eden, eğlenen EGİAD’çılar yeni yıl pastasını birlikte kesti. Pasta kesimi sırasında konu-şan Yönetim Kurulu Başkanı Kana, 2016’nın 2015 ve önceki sıkıntılı yıllardan çok daha iyi geçmesi dileğinde bulundu. Kaya, Savaşla-rın yaşanmadığı, insan hakları ihlallerinin ol-madığı, ekonominin rayına girdiği bir 2016 hepimizin dileği. Ülkemize ve dünyamıza barış getirmesini diliyoruz” dedi.

Dila Öncel, vwAlp Öandarlı, Pırıl Öncel Çandarlı Tamer Bozoklar

Tankut-Ebru Karabacak Ahu Salgar Gamze-Yusuf Öztürk Seda Kaya

Bülent Akgerman Yiğit Tatiş

86

IŞILTILAR

SANAT KANSERE UMUT OLACAK

SAĞLIKTA Kalite Derneği Umut Atölyesi projesi kapsamında radyoterapi teda-

visi gören kadınlar için oluşturulacak Ya-şam Evleri yararına ulusal ve uluslararası sanatçıların bağışladığı sanat eserlerinin sergilendiği, atölye çalışmaları, seminer-ler, tiyatro gösterileri ve konserlerin de yer aldığı Umitliyiz Biz Kanser Platformu’nun desteklediği SAĞKAL Sanat Günleri, İzmir Resim Heykel Müzesi Kültürpark Sanat Galerisi’nde açıldı. Sergiden elde edilen gelir İzmir’de meme kanseri nedeniyle rad-yoterapi almak zorunda olup, şehirde ken-di imkanları ile kalma olanağı bulunmayan kadın hastalar için ücretsiz kalabilecekleri Umut Atölyesi Yaşam Evleri’ne aktarılacak.

Figen Koylan Ayşen Bala

Ece Aloğlu Cüneyt Tuğrul Sibel Ekinci

87

Son yıllara damgasını vuran Tullaa çantalarının tamamı el işi. Tullaa markasının İzmirli yaratıcısı Tülay Arslan ve kızı Beliz Fırtına ile MaviBahçe dergisi için çok özel bir sohbet gerçekleştirdik.

TASARIM

RÖPORTAJ: B E R R I N G Ü L O Ğ L U B A Ş

EL EMEĞİ, GÖZ NURU

8888

TÜLAY ARSLAN Sizin tasarım serüveniniz nasıl başladı?

Bu tarz el işi şeyleri çocukluğumdan beri seviyordum. Okulda da elişi derslerimiz vardı o zamanlar, oynayacak telefonlarımız ya da bilgisayarlarımız yoktu. Biz de bü-yüklerimizden gördüğümüz gibi el işleriyle vakit geçiriyorduk. Foçalıyım, yaz tatillerini anneannemin yanında geçirirdik. Evin altın-da da tuhafiyeci vardı. Anneannem Şükrü Amca’dan bize ip ve tığ alır getirir oya ör-meyi öğretirdi.

Seviyorsunuz demek ki örgü örmeyi!Aynen öyle, hayatımda hep bir uğraş ve bir hobisi olan biriydim. 2014 yılı çok soğuk bir kıştı. Arkadaşımda bir örgü battaniye örneği vardı, ben gittim ip almaya başladım, batta-niyeyi ördüm çokta güzel oldu. Bu tip örgü-lerle devam ettim ve çanta örmeye başladım. Sonra yeni model iplerle tanışınca yüncüle-re örgü örüp getiren ev hanımlarını tanıdım. Evde şapka örüyor yada yelek örüp yüncüye getiriyor para kazanıyorlar. Büyük kızım Be-liz Amerika’dan gelince “anne niye sen bunu işe dönüştürmüyorsun?” dedi. Sonra bir site kurdu. Artık kendi odası dahil tüm ev ip ve örgü ören kadınlarla doluyordu. Daha sonra Sign in Mağazasının sahibi Yasemin Astar-cıoğlu ile tanıştım. Çeşme Alaçatı’daki Sign in mağazasında Tullaa Çantaları satılmaya başladı.

Tulla’nın anlamı nedir?Tulla Hint dilinde “akan su” demek. Ben çantalara ilk kızlarımın adını vermek istedim ama bir arkadaşımla otururken bu ismi bul-duk. Su da güzel bir şey bizim işimizde su gibi aksın, uğur getirsin diye Tullaa koyduk.

Yaz sezonunda bizi neler bekliyor Tullaa’da? Nelerden ilham aldınız?

Şimdi doğal bir ürün olan rafyaya geçtim. Hem daha sağlam, hem yıkanabilir. Zaten istediğim bir iplikti ama ulaşmam kolay olmadı. Yurtdışından getiriyoruz. Clutch çantalarımıza yurt dışından birinci kalite zincir getirttik. Deri görünümlü teflon kaplı kumaşlardan fırfırlı çantalar ürettik.

Üretim sürecini anlatır mısınız? Sanırım çoğu ev hanımı ve evlerinde çalışıyorlar değil mi?Buraya gelenlerin hepsi örgü örmeyi, tığ işi bilen insanlar ama bu malzeme ve model-lerle tanışmamış kişiler. Hepsi ev hanımı ve evlerine çanta örerek katkıda bulunan ka-dınlar. Komşum var diyor onu da getiriyor. Bizim yanımızda iş öğreniyor. Bir sosyal sorumluluk projesi gibi oldu. Onlar bura-da mutlular. Ben de onların hayatlarına bir nebze olsun dokunabiliyorsam ne mutlu bana.

Tullaa’ya sahip olmak isteyenler size nasıl ulaşabilir?MaviBahçe okurları bize İstanbul ve İz-mir’deki Beymen mağazalarından ve Ma-viBahçe Beymen mağazasından ulaşabilir. Sadece Türkiye’de değil Güney Afrika’da da varız. Şimdi sırada İspanya’dan gelen bir teklif var. Mango’nun Burberry’den ge-len kreatif direktörü çantalarımızı görüp çok beğenmiş, bizimle bağlantı kurdular. İspanya’da bir kaç adada belli yerlerde bu ürünü satmak istiyorlar. Bu işlerin gelişmesi beni çok onure ediyor ama ben çok çabuk büyüyoruz diye korkuyorum kaliteyi düşür-mek istemiyorum o yüzden bayağı perso-nel aldık. Zaten Beliz olmasa ben bu kada-rıyla baş edemezdim. O daha profesyonel yaklaşıyor, ben amatör ruhumun ölmesini istemiyorum.

ullaa çantalarının tamamı el işi, her biri el emeği göz nuru. Çünkü Tülay Arslan ve kızı Beliz Fırtına’nın yanlarında bu

çantalara ruhunu, yüreğini katan, işini severek yapan 60’ı aşkın kadın çalışıyor. Hepsi ev hanımı; kimi kazandığı parayla evine katkıda bulunuyor, kimi çocuğunun okul harçlığını çıkarıyor, kimi stresini atıyor, kimi hastalığını unutuyor. Sonuçta ortaya rengarenk, şahane çantalar çıkıyor. Geçtiğimiz yıl Hülya Avşar’dan Ayşe Boyner’e kadar İzmir ve İstanbul sosyal yaşamının zevkli, stil tutkunu hanımlarına hitap eden bu çantalar bu yıl da popülerliğinden bir şey kaybetmedi. Bütün işler emek ister, beni Tullaa çantalarının sahipleri ile röportaj yapmaya yönlendiren öncelikle başarı basamaklarını hızla tırmanan anne kız hikayesi olması daha sonra arkalarında duran, onlara güç veren onlarca ev hanımının iş güç sahibi olup, evlerine katkıda bulunmaya gönüllü olması. Bunlar önemli detaylar. Çok uzatmıyorum ve elleri dert görmesin diyerek sohbetimizle sizi baş başa bırakıyorum.

T

8989

Öncelikle sizi tanıyalım, Tullaa çantalarını yaratma fikri nasıl gelişti?İzmir’de doğdum, Amerikan Koleji mezu-nuyum. Üniversiteyi New York’ta okudum, ilk yıl biraz politika merakım vardı. Belediye başkan adayının yanında daha sonra bir PR ajansında staj yaptım. Sonrasında bir tasa-rımcının yanında iki sene asistanlık yaptım. Bunları hep okulla beraber yürüttüm. Oku-lu biraz erken bitirince apar topar bir anda İzmir’e döndüm. New York yordu beni. Dö-nünce babamın işlerine destek olayım de-dim ama elli yıllık bir firma olduğu için çok değişiklik yapamıyordum. Gel zaman git zaman annemin örgü işlerini yaptığını gö-rünce neden bunu bir işe dönüştürmüyo-ruz dedim ve ısrarlarımla Tullaa markasını kurduk. Annem tasarım kısmıyla ilgileniyor ben ise ancak fikir verebiliyorum. Daha çok reklam, pazarlama, finans yönetimi kısmın-da durmaya çalışıyorum.

Beliz Hanım Tullaa’yı nasıl tanımlarsınız?Annemle hep şunu deriz; “Klişeden sıkıl-

mış her kadına farklı bir alternatif olsun Tullaa.” Bizim çantalarımız marka çanta kullanan, zevkli, seçici hanımlara farklı bir bakış açısı, nefes olsun istiyoruz.

Bu örgü çantalar bizim anneannelerimizden gördüğümüz, alışkın olduğumuz çantalar. Peki sizin farkınız nedir?Farkı alınca hissediliyor. Çünkü çantaları-mızın her birini bir ev hanımı yapıyor ve çantaya ruhunu katıyor. Çünkü bu iş duygu ile yapılıyor. Her çantanın içerisinde başka birinin yorumu var ve yapan her kadın çan-ta tamamlandıktan sonra adını yazıp içine atıyor. Biz o isimleri çıkarmıyoruz. Mesela bir çantayı alıyorsunuz, içinden Yasemin adı çıkıyor. Biz fabrika değiliz, Tullaa’nın en önemli özelliği her bir ürünün birbirin-den farklı olması ve yapan ev hanımlarının ruhunu çantaya yansıtması.

Tullaa ile ilgili hedefleriniz, hayalleriniz neler?Tullaa’nın önü çok açık bir marka oldu-

ğunu düşünüyorum. Kendi kişisel hedef-lerimle biraz ortaklaştırmaya çalışıyorum. Daha çok yurt dışında Amerika’da satılsın istiyorum. İzmir-İstanbul arası nasıl koş-turuyorsam New York’ta da aynı tempoda Tullaa için koşturmak istiyorum.

Anneyle çalışmak nasıl?Çok mükemmel yanları var. Nazımın geç-tiği biri annem ben de bu hakkımı sonuna kadar kullanıyorum.

Yeni sezonda nelerden etkilendiniz? Tullaa’nın dokusu farklı materyaller ve renkleri harmanlayarak günlük kullanı-ma uygun çantalar üretmek üzere kurulu. Yeni sezonda hasır ve rafya materyalleri kullanmaya devam ediyoruz. Yaz sezonu için kullanıma en uygun materyaller bun-lar. Bu sezonda da Uzak Doğu’nun bü-yülü dünyasından esinlendik. Çeşitli ve zengin kültürü, gelenekselliği ve keskin hatları ile Uzakdoğu tınıları 2016 yazında Tullaa’nın hayal gücü ile birleşerek orta-ya çıkıyor.

BELIZ FIRTINA

TASARIM

90/mavibahce

İÇİMDE İZMİR VAR

/mavibahce

İÇİMDE İZMİR VAR

Başrolünü Kağan Uluca’nın üstlendiği “Ben Feuerbach”, İzmirlilerle Narlıdere AKM’de buluşuyor. Feuerbach uzun süre akıl hastanesinde yattıktan sonra tedavi olmuş, mesleğine tutkun bir oyuncudur. Oyuncu seçmeleri için bir tiyatroya gelir; fakat onu değerlendirecek olan yönetmenin henüz gelmediğini öğrenir. Şimdi onu beklemek zorundadır. Hem de kimse onu buna zorlamamışken hem de sizlerle birlikte... Oyun saat 20.00’da başlıyor.

“Ben Feuerbach” Sahnede Sizlerle

Ahu Türkpençe ve Emre Kınay’ın oynadığı Sondan Sonra’da, Mark ile Louise’in hikayesi anlatılıyor. Mark uzun zamandır aşık olduğu Louise’le bir sığınakta baş başa kalmıştır. Bir felaket sonrası herkes ölmüş, her yanı radyoaktif bir toz bulutu kaplamıştır. Zor günler yaşayan Louise, Mark’tan zamanla korkmasına rağmen yine de onunla ile birlikte bu sığınakta hayatta kalma mücadelesi verir. Acaba dışarısı ne durumdadır? Ya da gerçekten bir nükleer felaket yaşanmış mıdır?

Sondan Sonra

Şakalı Akustik ProjesiHarun Tekin & Koray Candemir’den

Rock müziğin sevilen sanatçıları Harun Tekin ve Koray Candemir, “Şakalı Akustik” başlıklı projeleri ile 15 Ocak’ta Bostanlı Suat Taşer Tiyatrosu’nda ilk kez sahne alıyor. Koray Candemir ve Harun Tekin’in en sevilen parçalarını ve sizin için seçtikleri sürpriz parçaları akustik olarak yorumladıkları müzikal bir kabare izlemeye hazır mısınız? Konser saat 21.00’de başlıyor.

Yazdığı kitapla başarıyı ve şöhreti yakalamış, evlilik hazırlıkları ile uğraşan bir adam, hayatına yeni bir sayfa açabilmek için geçmişini temize çekmesi gerektiğine karar verir ve bir plan yapıp, küçük bir yolculuğa çıkar. Bu yolculukta onu, dört farklı otel odasında, birbirinden tamamen farklı dört kadın beklemektedir.

Evlilik Arifesi Eski Defterler Açılırsa

AJANDA

16 OCAK 2016 İZMİR AKM

TİYATRO SALONU

10 OCAK 2016 İZMİR AKM YUNUS

EMRE SALONU

15 OCAK 2016 BOSTANLI SUAT

TAŞER TİYATROSU

08 OCAK 2016NARLIDERE AKM

92

Etimolojik Cahil CesaretiEkranlardan Kelime Oyunu yarışması ile

tanıdığımız Ali İhsan Varol, bu kez bir stand-up gösterisi ile karşımızda! Ünlü sunucu “Etimolojik Cahil Cesareti” adlı stand-up

gösterisi ile 18 Ocak saat 20.30’da Narlıdere AKM’de sahne alıyor.

Hayat Hikayesini Şarkılarla, Danslarla

Anlatıyor!

Konserlerine hız kesmeden devam eden sanatçı, sevenleriyle İzmir’de

buluşmaya hazırlanıyor. Yalın, 23 Ocak Cumartesi

günü İzmir Arena sahnesinde sevilen

şarkılarını seslendirecek. Yalın’ın en sevilen şarkılarına

eşlik etmek isteyen İzmirlilere konserin 21.30’da

başladığını hatırlatalım.

Aşkın Sesi İzmir’de

Nilgün Belgün’ün hayat hikayesinden ve anılarından

yola çıkarak sahnelediği “Nilgün Belgün’le Aşk ve

Komedi” isimli müzikli danslı gösteri, 19 Ocak’ta

Hikmet Şimşek Sanat Merkezi’nde sahneleniyor. Sanatçı gösteride, hayatını,

anılarını, yaşadıklarını, şarkılar ve danslarla kimi

zaman hüzünlü kimi zaman kahkahalar eşliğinde anlatarak

seyircileri ile buluşuyor.

23 OCAK 2016İZMİR ARENA

19 OCAK 2016 HİKMET ŞİMŞEK SANAT MERKEZİ

18 OCAK 2016NARLIDERE AKM

93

Genco Erkal, Bir Delinin Hatıra Defteri ve Yaşamaya Dair oyunlarıyla Sabancı Kültür Sarayı Hasan Tahsin Salonu’nda İzmirlilerle buluşmaya hazırlanıyor. Bir Delinin Hatıra Defteri, 1965 yılında sahneye uyarlandı ve Türkiye’de ilk tek kişilik oyun olarak Ankara Sanat Tiyatrosu’nda oynandı. Şimdiki yapım ise oyunun 50. yıl kutlaması olarak gündeme geliyor. Gogol’un toplumsal kara mizah başyapıtı bir kez daha güldürürken içimizi acıtacak.“Yaşamaya Dair” başlıklı müzikli gösteri Nazım Hikmet’in ölümünün 50. yıldönümü için Genco Erkal yönetmenliğinde yeniden sahneye konuyor. Başta Fazıl Say ve Zülfü Livaneli olmak üzere farklı bestecilerin müziklerini yaptığı eser tiyatroseverlerle 27 Ocak 2016 tarihinde buluşuyor.

Genco Erkal İzmir’de!

Unutulmayacak Bir KonserMehmet Erdem & Zuhal Olcay’dan

Türk pop müziğinin sevilen iki sesi Mehmet Erdem ve Zuhal Olcay, 30 Ocak’ta Container Hall sahnesinde! 30 Ocak akşamı gerçekleşecek olan bu performans, dinleyicilere kusursuz bir müzik dinletisi vadediyor.

Sadık Şendil’in kaleme aldığı “Kanlı Nigar”, Sahne Tozu Tiyatrosu Haldun Dormen Sahnesi’nde sizlerle buluşuyor. Nice canlar yakmış, nice ocaklar söndürmüş “doğru basmaz çil horozun kızı, cihan yandı Kanlı Nigar” İstanbul’un temiz bir mahallesinde, şirin bir konağa taşınır. Kanlı Nigar bu yeni semti birbirine katacaktır, ama nasıl?

Kanlı Nigar’ın Marifeti!

AJANDA

05 ŞUBAT 2016 SAHNE TOZU

TİYATROSU HALDUN DORMEN SAHNESİ

25 OCAK 2016: BİR DELİNİN

HATIRA DEFTERİ

27 OCAK 2016: YAŞAMAYA DAİR

30 OCAK 2016CONTAINER HALL

94

Türkiye’de modern doğaçlama tiyatronun öncüsü olan Mahşer-i Cümbüş, 31 Ocak’ta İzmir AKM Yunus Emre Salonu’nda sizlerle buluşuyor. Türkiye’de Modern Doğaçlama Tiyatro’nun öncüsü olan Mahşer-i Cümbüş, Tiyatro Sporunu Türkiye’de ilk defa seyirciye tanıtan ekip oldu. Doğaçlama Tiyatronun bu dalında, bir sahnenin başlangıcında her şey mümkündür, fakat oyun ilerledikçe olasılıklar çemberi daralır. Bir “Tiyatro Sporu” gösterisi asla tekrar etmez. Her şey o oyuna ve o seyirciye özeldir. Bu sebeple her oyun birbirinden farklıdır.

Mahşer-i Cümbüş ile Tiyatro Sporuna Davetlisiniz.

Türk pop müzik tarihinin en önemli sanatçılarından Nilüfer, 12 Şubat’ta

Ooze Venue’de sahne alıyor. İki yıllık bir çalışma sonucunda

yepyeni şarkılardan oluşan “Kendi Cennetim” adlı albümünde

ilk kez Sezen Aksu ve Nazan Öncel şarkıları söyleyen Nilüfer, amatör bestecilerden seçtiği ve

albümünde de yer alan iki şarkıya repertuvarında yer veriyor. Konser

saat 21.30’da.

Pop Müziğin Buğulu

Sesi Nilüfer İzmir’de!

Londralı altı genç müzisyenin kimlik arayışlarının dahiyane sonucu olarak ortaya çıkan Oi Va Voi,

13 Şubat’ta Ooze Venue’de sahne alıyor. İsimlerini Yidiş kökenli ve anlamı “Aman Tanrım” olan bir

ünlemden alan İngiliz müzik grubu Oi Va Voi, sınırları olmayan, kültürlerarası bir dünyada onlarla aynı dili

konuşmayanların bile rahatlıkla anlayabileceği hislerle yazdıklarını ifade etmiş oldukları parçalarını bu kez

İzmirliler için çalacak.

Oi Va Voi: Aman Tanrım!

13 ŞUBAT 2016OOZE VENUE

12 ŞUBAT 2016OOZE VENUE

31 OCAK 2016 İZMİR AKM YUNUS

EMRE SALONU

95

2016, TEKNOLOJİ DÜNYASINDA BÜYÜK DEĞİŞİKLİKLERE TANIKLIK EDECEĞİMİZ ÖNEMLİ BİR YIL OLACAK. GİYİLEBİLİR CİHAZLAR

HAKİMİYETLERİNİ ARTIRACAK, AKILLI TELEFONLAR DAHA DA AKILLANACAK. YOLLARDA ÇOK DAHA FAZLA SÜRÜCÜSÜZ OTOMOBİL GÖRECEĞİZ...

TEKNOLOJİ

yeni yılınyeni teknolojileri

YAZI: A F G A N K A R A H A N

9696

eknolojik oyuncakların hayatımı-zı değiştirdiği bir yıla daha veda ediyoruz. Giyilebilir cihazların hakimiyetinde geçen 2015’te ne-

redeyse her büyük marka bir akıllı saat ya da bir akıllı bileklik duyurdu. Ancak geri dönüp baktığımızda Apple Watch tüm ra-kiplerine fark atarak en çok tercih edilen saat olmayı başardı. Apple aynı başarıyı iPhone 6S’te de gösterdi. Çok yakın bir zaman önce satışa sunulan iPad Pro da profesyonellerin dikkatini çekmeyi başar-dı. Peki 2016 nasıl geçecek? Yeni yılda da en çok Apple’ı mı konuşacağız yoksa di-ğer markalar da şeytanın bacağını kırmayı başarabilecek mi? Gelin 2016’da duyurul-ması beklenen yeniliklere bir göz atalım, kararı siz verin.

APPLE DÜNYASIMadem Apple’la başladık, yine onunla de-vam edelim. Her yıl olduğu gibi dünyanın en değerli şirketi bu yıl da yeni iPhone’la-rını duyuracak. Ancak görünen o ki bu yıl bir değil iki iPhone lansmanı olacak. Çok yakın bir zaman içinde iPhone 6c’lerle tanışacağımız kesin gibi. 5c’lerde olduğu gibi yine plastik kasaya ve 4 inçlik bir ek-rana sahip olması beklenen telefon genç-

lere hitap edecek. Hakkında her gün yeni bir şeyler duyduğumuz iPhone 7’lerle ise muhtemelen yine eylül ayında tanışaca-ğız. Yeni modelde fiziksel Home tuşunun dokunmatik olabileceği ve kulaklık çıkışı-nın tamamen kaldırılabileceği söylentiler arasında. Apple Watch 2’yi de unutmadık elbette. Yeni modelde ne gibi değişiklikler ve yenilikler olacağı bilinmiyor tabii ama genel kanı eklenecek bir kamerayla saatin Facetime görüşme yapmaya uygun hale geleceği yönünde. Pil ömrü konusunda da güncelleme olması muhtemel.

ARTIRILMIŞ GERÇEKLİKÖnümüzdeki yılın en popüler teknolojile-rinden biri olacak gibi görünen artırılmış gerçeklik tarafında ise beklenen dört cihaz var. Sony’nin Morpehus kod adıyla duyur-duğu ve fuarlarda sergilediği PlayStation VR, tahminlere göre bu yılın ilk yarısında piyasada olacak. PlayStation 4’le uyumlu olacak bu gözlük, içindeymiş hissi vererek

oyun deneyimini tamamen değiştirecek. Akıllı telefon üreticisi HTC’nin artırılmış gerçeklik gözlüğü Vive de erteleme netice-sinde bu yıla kalan cihazlardan. Oyun devi Valve’yi arkasına alan gözlük, PlayStation VR’ın oyun konsolunda yaptığını PC’ye ta-şıyacak. PC’deki oyunların konsola kıyasla daha çok olduğu düşünüldüğünde bu Vive için bir avantaj olabilir. Facebook tarafın-dan satın alınan Oculus’un VR gözlüğü Rift de bu yılın başlarında satışa sunulacak. PC uyumlu bu gözlük, Xbox kumandasıyla uyumlu olarak çalışacak.

Hem Playstation VR hem Vive hem de oculus Rift’in oluşturduğu beklentiye ba-karak 2016’nın oyuncular için hareketli geçeceğini söylemek mümkün. Artırılmış gerçekliği sanal gerçeklikle buluşturan Microsoft’un HoloLens’i ise her üç cihaz-dan daha çok ilgi çekecek gibi görünüyor. Cihazın 3000 dolar fiyat etiketine sahip geliştiricilere özel kitlerinin satışına yılın ilk aylarında başlanacağı söyleniyor. Bir gözlükten çok bilimkurgu filmlerinden fır-lamış bir oyuncak gibi görünen HoloLens yalnızca oyun amaçlı olmadığı için, bilgi-sayar kullanım alışkanlıklarını değiştirecek bir cihaz olarak lanse ediliyor.

T

9797

ANDROID CEPHESİGelelim akıllı telefonlara! Android cephe-sinde en merakla beklenen telefon yine Samsung’un Galaxy serisinden. S6 ve S6 Edge ile tasarımda önemli değişikliklere imza atan Samsung’dan beklentiler büyük. Gelişmiş özelliklerin yanında kullanıcılar tasarıma yönelik yenilikler de istiyor. Söy-lentilere göre S7’ler Android işletim siste-minin 6.0 versiyonuyla gelecek ve 6 GB ya da 8 GB Geçtiğimiz ay yeni Lumia mo-dellerini ülkemizde de satışa sunan Mic-rosoft’un Windows 10’lu bir Surface akıllı telefon hazırlığı içinde olduğu da biliniyor. Prototip aşamasında olan cihazın gün ışı-ğına çıkıp çıkmayacağı meçhul. Her şey yolunda giderse Surface Phone, 64 bit’lik işlemci, 21 megapiksel arka kamera, 8 megapiksel ön kamera ve USB-C bağlan-tı noktasıyla gelecek. Finlandiyalı Nokia da “ben hala varım” demeye hazırlanıyor. Kasım ayında Androidli tabletini duyuran şirketin şimdiye kadarki en başarılı akıllı telefonunu lanse edeceği söyleniyor. An-cak isim hakları Microsoft’un elinde oldu-ğu için telefonun adında “Nokia” ibaresi geçecek mi bilinmiyor.

YENİ NESİL OTOMOBİLLER2016 aynı zamanda yeni nesil otomobille-rin de yılı olacak. Elektrikli ve sürücünün

kontrolüne ihtiyaç duymadan yol alabilen araçlar bu yıl çok daha fazla karşımıza çı-kacak. Sektörün öncülerinden olan Tesla, yeni modeli “3”ü bu yıl içinde duyuracak. ABD’de 35 bin dolar seviyesinden satışa sunulması planlanan otomobil Tesla’nın şimdiye kadarki en ucuz modeli olacak. Duyurusu mart ayında yapılması planla-

nan otomobil bir süre boyunca ön sipa-riş alacak. Piyasaya çıkışı ise 2017 olacak. Tabii şimdiye kadar birçok defa olduğu gibi Tesla tarafında bir gecikme olmazsa... Chevrolet, Toyota, Hyundai, Audi, Fiat Ch-rysler ve Daimler Benz farklı teknolojilerle donatılmış otomobillerini yılın ilk ayların-da tanıtacak. Tesla’dan ayrılan mühendis-

TEKNOLOJİ

9898

lerce kurulan Faraday Future da yine ocak ayında ilk elektrikli otomobil prototipini tanıtacak. Geleceği şekillendirecek bu yeni otomobillerden biri de Ford’dan ge-lecek. Ford, kesin olmamakla birlikte, Las Vegas’ta düzenlenecek tüketici elektroniği fuarında Google ile ortak bir proje kapsa-mında geliştirdiği yeni sürücüsüz otomo-bilini ilk kez gün yüzüne çıkaracak.

OYUN DÜNYASIOyun dünyası artırılmış gerçekliğe odak-lanmış durumda ama Nintendo yeni bir konsol hazırlığında. El konsolu ve bildi-ğimiz tip konsollar arası bir cihaz olması beklenen yeni NX’in gelişmiş bir donanım-la geleceği belirtiliyor. Hem tabletler hem de diğer konsollarla rekabet içinde olacak hibrit konsolun tamamen dokunmatik bir ekrana sahip olması da muhtemel.

Özetle 2016 gelişmiş akıllı telefonların, artırılmış gerçekliğin ve yeni nesil oto-mobillerin yılı olacak. Bu saydıklarımızın haricinde yıl içinde “Nesnelerin İnterneti” konseptli, internete bağlanabilen buzdo-labından yüzüğe kadar irili ufaklı onlarca yeni cihaz da karşımıza çıkacak. Ha bir de GoPro’nun merakla beklenen drone’u var tabii. Hakkında hiçbir şey bilmiyoruz ama ortalığı karıştıracağı kesin.

9999

TEKNOLOJİ

Bang & Olufsen’in daha uygun fiyatlı ses ürünleri markası B&O Play’in en beğenilen kulaklıklarından biri olan H6 güncellendi ve kablosuz oldu. Yüksek ses performansı ve işçilik kalitesine sahip H8, değiştirile-bilir pili sayesinde 14 saate kadar çalışa-biliyor. Kulaklığın alüminyum kulak pedi üzerindeki dokunmatik alanda tüm müzik ve arama kontrollerini yapabiliyorsunuz. Etkin gürültü azaltma özelliği sayesinde ise en yoğun ortamlarda bile müzik key-finiz, telefon görüşmeleriniz bölünmüyor. Micro USB bağlantısından şarj edebilece-ğiniz kulaklık, Bluetooth teknolojisini kul-lanıyor.

LG’nin yeni amiral gemisi V10 nihayet Tür-kiye’de de piyasaya çıktı. G serisi akıllı telefonlardan daha farklı bir tasarıma sa-hip olan V10; darbelere dayanıklı gövdesi, çizilmelere karşı korumalı arka kapağı ve güçlendirilmiş ekranıyla fazlasıyla iddialı. Ön yüzdeki çift kamera da telefonu ben-zerlerinden ayıran özelliklerden. Bu ka-meralardan biri karizmatik selfile’ler, bir diğeri ise geniş açı lensi sayesinde toplu fotoğraf çekimleri için birebir. V10’un ana ekranının hemen üzerinde yer alan mini ikinci ekran da başka telefonlarda yok. Ana ekran kapalıyken dahi açık kalabilen bu ekranda tüm bildirimleri görebilirsiniz.

Steve Jobs’un kemikleri sızlıyor mudur bil-miyoruz ama Apple bir kez daha “yapma-yacağını” söylediği bir cihazla karşımızda. Teknoloji marketlerde satılmaya başlanan 12,9 inçlik dev tablet iPad Pro, geliştirilen çoklu dokunma teknolojisi ve iPad Air 2’ye kıyasla daha yüksek performans göste-ren işlemcisiyle birçok rakibinin yanı sıra Apple’ın kimi dizüstü bilgisayarlarından bile daha donanımlı. iOS 9’la gelen iPad Pro, daha kolay bir kullanım ve çoklu iş-lem desteği vadediyor. Ekran büyüklüğü de sizi yanıltmasın, profesyonel kullanıma özel olarak tasarlanan yeni iPad, 6,9 mm kalınlığında ve 713 gram ağırlığında.

B&O Play __ H8 LG __ V10 Apple __ iPad Pro

Samsung GALAXY GEAR S2Pek de heyecan yaratmayan birkaç denemenin ardından Samsung, nihayet dört dörtlük bir akıllı saat yap-mış gibi görünüyor. Gerek tasarımı gerekse özellikleriyle önceki modellerden ayrılmayı başaran Gear S2,

dönen kadranıyla kullanımı da bir hayli kolaylaştırıyor. Günlük aktivitelerini ve kalp ritminizi takip eden saat aynı zamanda içtiğiniz su ve kahve miktarının da takibini yapabiliyor.

100100

A7R modeliyle profesyonellerden büyük beğeni toplayan ve birçok fotoğraf usta-sının dev makinelerini bırakmasına neden olan Sony, aradan geçen kısa sürede ami-ral gemisi modelini yeniledi. A7R II adını taşıyan yeni model, tam tamına 42 mega-piksel çözünürlük sunan arka aydınlatmalı tam kare Exmor R sensöre sahip. 5 eksenli görüntü sabitleme teknolojisiyle gelen makineyle 4K çözünürlükte videolar kay-dedebilir, ISO’yu 102.400’e çıkararak zifiri karanlıkta dahi kirliliğin az olduğu fotoğ-raflar çekebilirsiniz. Fotoğrafçılıkla ilgile-niyorsanız ve bütçe sorun değilse A7R II aradığınız makine olabilir.

Konsollarda oyun oynamaktan keyif al-mıyorsanız ve dev oyun bilgisayarları-nı da taşınabilir olmadıkları için tercih etmiyorsanız Asus’un ara formülü mini oyun PC’leri tam sizlik. Republic of Ga-mers serisinin en küçük üyelerinden olan GR8-R077M, 2,5 litrelik hacmiyle en küçük odalarda kullanmak ya da sırt çantanıza atıp dilediğiniz yere götürmek için ideal. Full HD çözünürlükte, takılmadan oyun oynayabilmeniz için Intel Core i7 işlem-ci ve NVIDIA GeForce 750Ti harici ekran kartıyla gelen bilgisayar, oyuncuların hiç sevmediği ağ gecikmelerinin önüne geçen yazılıma da sahip.

Doğada zaman geçirmeyi sevenlerin ve macera sporu tutkunlarının yakından ta-nıdığı Suunto, en yeni akıllı saati Kailash ile karşımızda. Sık seyahat edenlere özel olarak tasarlanmış bu premium akıllı saat, bütün akıllı saatlerde karşımıza çıkan özel-liklere sahip. Ek olarak, Suunto 7R akıllı telefon uygulaması aracılığıyla GPS de da-hil tuttuğu tüm verileri işleyerek ne kadar zamandır yolculuk yaptığınızı, hangi ülke-leri ziyaret ettiğinizi ve kat ettiğiniz toplam mesafeyi gösterebiliyor. Titanyum kadra-na, safir kristal cama ve üç farklı renk se-çeneğine sahip olan Kailash, yolda olmayı sevenler için ideal bir arkadaş.

Sony __ A7R II Asus __ ROG GR8 Suunto __ Kailash

LG 55EG910VLG’nin en yeni OLED modellerinden biri olan 55EG910V, full HD çözünürlüklü bu 3D televizyon, OLED

teknolojisinin nimetlerinden olan kusursuz siyahlar ve kusursuz renklerle benzerlerinden ayrılıyor. Kavisli ekranı sayesinde de her açıdan çok daha konforlu bir izleme imkanı sunuyor. LG WebOS işletim sistemini

kullanan televizyonda en karışık ayarları bile çok daha kolayca yapabiliyorsunuz.

101101

KOÇ BURCU: Ocak ayına kariyer ve iş konularınıza odaklanmış bir şekilde başlayacaksınız sevgili Koçlar. 05-06-07-08 Ocak tarih-

lerinde kariyerinizde zorlanabileceğiniz gün-ler. 10 Ocak’ta yeniay kariyer ve iş alanları-nızda yapmanız gerekenler için sizi harekete geçirecek. Yalnız hâlâ Merkür’ün gerilediğini hesaba katarsak yarım kalmış ve tamamlan-ması gereken işleriniz için kolları sıvamak daha mantıklı olabilir. 14-15 Ocak kariyeri-nizde istediğiniz gücü ortaya koyabilecek-siniz. 03-06 Şubat’ta seyahat, yabancılarla yapılacak işler, hukuki konularda çevrenizin desteği ve hayat girişimleriniz sizi her konu-da destekleyecek. Kariyerinizde ilerlemek için size yardımı dokunacak olan insanlarla bir araya gelebilirsiniz.

BOĞA BURCU: 05 Ocak’ta Mer-kür kariyer evinizde gerilemesine başlıyor. Kendinizi yanlış ifade edebilir, toplum önünde yan-

lış anlaşılabilirsiniz. 05-06-07 Ocak anlaş-mazlıkların biraz ön plana çıkacağı tarihler. 10 Ocak’ta bir yeniay yaşanacak. Bu yeni-ayla beraber seyahat, yabancılarla yapıla-cak işler, hukuk temalarında önemli karar-lar devreye girebilir. Merkür’ün gerilediğini unutmadan daha önce konuşulmuş, tamam-lanmamış işlerinizin üzerine eğilmelisiniz. 14-15-18 Ocak tarihlerinde; parasal konula-rı abartmamaya, harcamalar yapmamaya özen gösterin. 07 Şubat tarihinde bir yandan güzel enerjiler altında olurken diğer yandan da çok çabuk tepki vermeye ve sinirlenme-lere de açık olacaksınız.

İKİZLER BURCU: Ocak ayına, ortaklaşa parasal konularınız ön planda olarak giriş yapacaksınız sevgili ikizler. 03 Ocak itibarıyla

işinizle ilgili konularda aceleci kararlar al-maya meyilli olacaksınız. 08 Ocak itibarıyla 25 Ocak’a kadarki dönemde önemli ortaklı parasal konulara girmemeye özen göster-melisiniz. 10-14 Şubat keyifli tarihlerden bir tanesi. İşinizle ilgili girişimlerde, yapılması gereken konularda şans sizden yana ola-cak.19 Şubat itibarıyla artık tam anlamıyla kariyerinize odaklanacağınız bir dönem söz konusu. Kariyeriniz için, önemli işler ve pro-jeler içinde olabilirsiniz.

YENGEÇ BURCU: 02 Ocak’ta hayatınızda gerekli finansal de-ğişiklikleri yapmak için radikal kararlar alabileceğiniz günlerde-

siniz. 13-14-15-18 Ocak tarihlerinde, patron-larınızın, üstlerinizin iş hayatınızda dikkatini çekebilir, esnek ve keyifli yapınızla istenilen başarıyı gösterebilirsiniz. 20 Ocak’ta özel-likle kariyerinize yönelik adımlarda, beraber çalıştığınız insanlara karşı tepkileriniz anlık olabilir. 24 Ocak’taki dolunayda, parasal konularda birtakım hassaslıklar gündeme gelebilir. 03 Şubat’ta özellikle iş hayatınızda, parasal konularda güzel destekleri arkanıza alıyor olacaksınız. 17 Şubat’ta beklemediği-niz bir maddi olanakla elinizin bollaşması sizi çok mutlu edebilir. 10-14 Şubat, tarihleri çok şanslısınız.

ASLAN BURCU: 06 Ocak, işi-nizde etkili bir şekilde kendinizi göstereceğiniz zamanlar. Mer-kür, 08 Ocak’tan sonra iş hayatı-

nızda gerilemesine başlıyor olacak. 14, 15 ve 18 Ocak tarihleri şanslı, keyifli, etkili tarihler. Bu tarihlerde kendinizi işinizde gösterebi-lirsiniz. Hayat sizi destekliyor olacak. 22-23 Ocak’ta etkili ve güçlü konuşmalar içine girebilirsiniz. 25 Ocak itibarıyla Merkür’ün düzelmesi sizi birçok konuda rahatlatacak. 10-17 Şubat’ta iş hayatınızda çok güzel bir teklif karşınıza gelebilir. 22 Şubat’ta oluşan dolunay, para konularına dikkatinizi verme-nizi sağlayacak. Birkaç gün boyunca para alacak-verecek dengenizde hassaslıklar ya-şamaya açık olacaksınız.

BAŞAK BURCU: 02 Ocak’ta, iş ve hizmet alanlarınızdaki bece-rileriniz önem kazanmaya başlı-yor. 03 Ocak’ta bilgisayar sektö-

ründe bir işiniz varsa bu konularda enerjinizi tam anlamıyla etkili ve konsantre bir şekilde ortaya koymaya başlayacaksınız. 13 Ocak keyifli tarihlerden bir tanesi. 20 Ocak’ta iş hayatınız önem kazanmaya başlıyor. Daha doğrusu kendinizi iş hayatınızda göstermek önem kazanacak. 24 Ocak’taki dolunay, özellikle beklenmedik konularda bir işin iç yüzünü ortaya çıkartabilir. 08 Şubat’taki ye-niay, iş konularında yeni kararları ve başlan-gıçları hayatınıza taşıyabilir. 07 Şubat’ta özel hayatınızda koparıcı etkiler söz konusu.

Hande Kazanova’danOcak-Şubat 2016Burç Yorumları

ASTROLOJİ

102

TERAZI BURCU: 08 Ocak iti-barıyla Merkür, gerilemesine ev, aile, yuva alanlarınızda devam etmeye başlayacak. Aile hayatı-

nıza bu süreçte dikkat etmelisiniz. 13-14-15 Ocak’ta yakın çevrenizdeki güzel iletişimle beraber özel hayatınızda sevdiğiniz insan-la ilişkiler bakımından birbirinizi iyi anlıyor olacaksınız. 18 Ocak, özellikle iş hayatınız-da parasal konularda başkalarını düşünerek hareket ediyor olmanızın karşılığını, ödüllü bir şekilde almanıza sebebiyet verecek. 22 Şubat’taki dolunayda beklenmedik birtakım hassaslıklara, gerginliklere hazır olmalısınız. 25 Şubat, yakın çevrenizle beraber girişece-ğiniz plan ve projeleriniz için kalıcı sonuçlar doğuracak işleri karşınıza getirebilir.

AKREP BURCU: 05 Ocak’ta pa-rasal ilişkilerinizde, yapacağınız harcamalarda birtakım hayal kı-rıklıkları ve sıkıntılar oluşabilir. 08

Ocak itibarıyla Merkür iletişimsel konuları-nızda gerilemesine başlıyor. 25 Ocak’a kadar iletişimle ilgili konulara dikkat edin. 13-14-15 Ocak keyifli tarihlerden bir tanesi. Daha ön-ceden konuşulmuş bir işin detayları karşını-za gelebilir ve çok güzel bir teklif alabilirsi-niz. 01 Şubat’ta iş yaptığınız insanlarla olan iletişiminizde zaman zaman problemlere ve aksiliklere açık olacaksınız. 14-17 Şubat’ta harekete geçmek istediğiniz konularda çev-renizin ve arkadaşlık ilişkilerinizin size çok büyük destek sağladığını görüyor olacaksı-nız. 28 Şubat’ta bu süreçte bir işe başlıyor-sanız aldatıcı ve yanıltıcı etkilere karşı lütfen dikkatli olun.

YAY BURCU: 05 Ocak tarihinde parasal konularda dikkatli olma-nızda fayda var. 10 Ocak’taki ye-niay, parasal alanınızda gerçekle-

şiyor. 14-15 Ocak’ta önemli bir konuşmanın sonucunda bir imza gündeme gelebilir veya bir iş için start alabilirsiniz. 18 Ocak yine olumlu tarihlerden bir tanesi. Özellikle iş ve kariyer alanlarınızda, abartıdan, aşırı iyim-serlikten uzak durarak işlerinizi yapmaya özen gösterin. 06-07 Şubat keyifli tarihler-den bir tanesi çünkü parasal konularda çok güzel anlaşmalar karşınıza gelebilir. 19 Şubat itibarıyla yerleşimle ilgili konular hayatınızda önem kazanmaya başlayacak.

OĞLAK BURCU: 08 Ocak itiba-rıyla Merkür’ün gerilemesinden dolayı, 25 Ocak’a kadar önemli girişimlerden, önemli anlaşma-

lardan ve görüşmelerden kaçınmalısınız. 10 Ocak’taki yeniay planlarınızı daha iyi bir şekilde oluşturmak, yarım kalmış konula-rı tamamlamak, daha önceden görüşülmüş olayların üzerine düşmek için size güzel fır-satlar sunacak. 08 Şubat itibarıyla oluşan yeniayda, kariyerinizde oluşan güzel bir iş teklifi kendinizi çok iyi hissetmenize neden olacak. 14 Şubat da şanslı tarihlerinizden bir tanesi, finansınızla ilgili konularda pratik çö-zümler üretebileceğiniz bir dönem. Gelirleri-nizi artırmak için yollar bulacaksınız.

KOVA BURCU: 03 Ocak itiba-rıyla artık iş ve kariyerinizle ilgili konularda daha fazla mücadele edebilme gücünüzün ve girişim

cesaretinizin artacağı bir döneme giriyorsu-nuz. 08 Ocak tarihinde Merkür, gerilemesi-ne kadersel alanınızda devam ediyor olacak. 25 Ocak’a kadar çok önemli anlaşmalardan, sözleşmelerden, başlangıçlardan ve karar-lardan kesinlikle kaçınmalısınız. 14-15 Ocak tarihlerinde ortaklaşa parasal konularda karşınıza çıkacak bir teklif, sizi çok mutlu edebilir. 03 Şubat’ta hayat sizi her anlam-da destekliyor. 06 Şubat, ortaklaşa parasal konularda güzel fikirlerin oluşacağı zaman-lardan bir tanesi olacak. 27 Şubat’ta yakın çevrenizdeki insanlarla anlaşmak her za-mankinden kolay olacak.

BALIK BURCU: 03 Ocak itiba-rıyla enerji alanınızı daha çok se-yahatler, yabancılarla ilişkiler, dış ticaret, eğitim, yayıncılık ve yasal

konulara kaydırmaya başlayacaksınız. 08 Ocak itibarıyla kariyer evinizin yöneticisi ge-rilemeye başlayacak. 09 Ocak’ta kariyer ha-yatınızda çok önemli bir sorumluluk üstlene-ceksiniz. 13 Ocak, özellikle maddi konularda sizi destekleyen tarihlerden bir tanesi. 10 Şu-bat’ta karşınıza çok güzel bir teklif gelecek. 27 Şubat’ta parasal konularda beklenmedik yerlerden göreceğiniz destekler fazla ola-bilir. 14 Şubat tarihi yine keyifli tarihlerden. Hayatınızda bir insan yoksa uzak ortamlar-da, tatilde, seyahat halindeyken ya da eği-timle ilgili alanlarda aşkı bulmak söz konusu.

103

104

105

MAVIBAHÇE’DE KARLA KARIŞIK EĞLENCE VARDI!

ECE Türkiye yönetimindeki MaviBahçe 26-27 ve 31 Aralık tarihlerinde gerçekleşen

yeni yıl etkinlikleri kapsamında ziyaretçilerine coşku dolu anlar yaşattı.

26 Aralık günü, trompet ile Açılış Korteji’nin ziyaretçileri hareketlendirmesinin ardından

DJ’in sahneye çıkması MaviBahçe Kent Meydanı’nda eğlenceyi arttırdı. Açılan mini stantlar ise yılbaşı konsepti ürünler ile yeni yıl kutlamalarına renk katarak ziyaretçilerin

ilgi odağı oldu.

Minik ziyaretçileri unutmayan çocuk kulübümüz, çocuk katında düzenlediği 5-12 yaş grubu çocuklar için hazırladığı atölyelerde neşeli anlara sahne oldu.

Eğitmenler eşliğinde kardan adam kuklaları yapan çocuklar hem el becerilerini

geliştirdiler hem de doyasıya eğlenerek MaviBahçe’de yeni yıl etkinliklerinin tadını çıkardılar. Saat 18:00’de DJ’in yerini alan

Sunshine Band ziyaretçilere eğlenceli yılbaşı konseri verdi. 31 Aralık gecesi de

devam eden eğlencede 45’likler ile nostalji rüzgarı esen MaviBahçe’de 2015’e kar

eşliğinde unutulmaz bir şekilde veda edildi. İzmirliler yeni yıl etkinlikleri ile kara olan hasretini MaviBahçe’de giderdi ve 2016

yılına eğlenceli bir başlangıç yaptı.

Açılış etkinlikleri kapsamında 20- 27 Kasım tarihleri arasında çocuklarımızın MaviBahçe’de iz bırakması amacıyla gerçekleştirilen çocuk tuvali ile minik

eller kalıcı oldu. Organik boyalarla elleri boyanan çocuklar tuvalde izlerini bırakırken keyifli anlar yaşadı.Tamamen

çocuklar için tasarlanmış alışveriş katı, oyun alanları, çocuk mağazaları,

berberi ve çocukları mutlu edecek daha pek çok özelliği ile içinde İzmir olan

büyük küçük herkes bu neşeli etkinliğe katılarak tuvalde yerlerini aldılar.

MaviBahçe’yi 14-15 ve 21-22 Kasım günlerinde ziyaret eden çocuklar, birbirinden hareketli aktivitelerle

eğlencenin tadını çıkardılar. Eğlenceli ve yaratıcı aktiviteler, 3-14 yaş

grubundaki misafirlere ücretsiz olarak sunuldu. Seramik ve mozaik sanatının tüm formlarıyla tarihsel bir gezintinin içindeymişçesine tanışan minikler,

akranlarıyla beraber ortak bir hedefe yönelme bilincini ve unutulmaz bir

paydaşlığı deneyimlediler. Aktiviteler; İzmir’in en seçkin toplanma, buluşma, sosyalleşme, yemek yeme, eğlenme

ve mutlu yaşam merkezi olan MaviBahçe’nin, mutlu misafirler yaratma misyonunun en renkli

aksiyonlarındandı. Sanatın ve sanatçının gelişimine duyarlı bir vizyonla

hazırlanan çocuk etkinlikleri, 13.00-18.00 saatleri arasında sınırsız katılıma

açık olarak devam etti.

MINIK ELLERDEN MAVIBAHÇE

HATIRASI

ÇOCUK DOSTU MAVIBAHÇE

106

Türkiye’nin en önemli ve cesur gazetecilerinde Uğur Dündar, 12

Aralık Cumartesi günü saat 15.00’de MaviBahçe D&R’ın konuğu oldu. Uğur Dündar son kitabı “Pazarlık Yok”u sevenleri için imzaladı ve

ziyaretçilerimizle fotoğraf çektirdi.

Başarılı oyuncu ve senarist Gülse Birsel, yeni kitabı “Memleketi Ben Kurtaracağım”ın imza gününde okuyucuları ile MaviBahçe D&R’da

buluştu. Gülse Birsel, 19 Aralık Cumartesi günü 15.00’te D&R MaviBahçe’de yeni

kitabını imzaladı. Ziyaretçilerimizin yoğun ilgi gösterdiği Birsel, okurlarına hem imza

dağıttı hem de sohbet etti.

UĞUR DÜNDAR İMZA GÜNÜ

GÜLSE BİRSEL KONUĞUMUZDU

107

MaviBahçe, 09-20 Aralık tarihleri arasında EuroScience Bilim Merkezi’ne ait olan Akıl Oyunları (Phaenomenta)

Sergisine ev sahipliği yaptı. Almanya’nın köklü merkezlerinden Flensburg ve

Lüdenscheid şehirlerinde bulunan aynı isimli müzelerde yer alan deneylerin bir bölümünü içeren Akıl Oyunları sergisi, 12 gün boyunca ücretsiz

olarak özel rehberler eşliğinde minik ziyaretçilerimizi şaşırtıcı deneylerin ve bilimsel gerçeklerin dünyasında

yolculuğa çıkardı. “Bana hatırlatırsan sevinirim. Nasıl yapıldığını gösterirsen,

hatırlarım. Bırak kendim yapayım işte o zaman anlarım.” Konfüçyus’un dediği gibi çocuklarımızın kendileri

deney yaparak öğrenmelerini sağlamak amacıyla tüm çocuklarımız bu keşfi

doya doya yaşayacakları Akıl Oyunları sergisini gezdi.

KEŞFETTIK, DENEDIK, ANLADIK!

MaviBahçe açılış etkinlikleri kapsamında 14- 22 Kasım tarihleri arasında

gerçekleşen müzik dinletileri MaviBahçe ile tanışan ziyaretçilere keyifli anlar

yaşattı. Oda orkestrası, alaturka perküsyon, caz orkestrası, Küba, Latin,

Gipsy caz ve dünya müzikleri tarzlarında konserler MaviBahçe Kent Meydanı’nda gerçekleşti. Müzik eşliğinde dans eden birçok ziyaretçi hem alışverişin hem de yeni açılan MaviBahçe’deki etkinliklerin

tadını çıkardı.

MAVIBAHÇE AÇILIŞINDA

MÜZIK DOLU GÜNLER

108

7

MAVİBAHÇE MAĞAZA LİSTESİ

%100 RESTORAN&CAFÉ 0232 502 15 3306 PASTANESİ 0232 382 06 06ACCESSORIZE 0232 463 47 96ADABEYİ 0232 290 96 06 -375 87 28ADİDAS 0232 502 16 22ADL ADORE OYUNCAK 0232 502 15 46ALAÇATI MUHALLEBİCİSİ 0232 502 24 69ALDO ALIN’S 0232 502 29 99ALSANCAK UNLU MAMULLERİ 0232 502 15 49ALTINYILDIZ CLASSICS 0232 328 24 03ARBY’S 0232 370 38 91ATASAY 0232 502 17 67ATASUN 0232 502 16 10ATELIER REBUL 0232 502 11 69AVEA 0232 324 45 44AYAKKABI DÜNYASI B&G 0232 502 15 79BABYBOOM 0232 502 17 35BAL KIDS 0232 502 16 62BAMBİ 0232 324 49 44BARÇIN 0232 502 17 47BAYDÖNER 0232 502 15 56BAYRAM BAL KUAFÖR 0232 502 16 62BEEVES BURGER&STEAKHOUSE 0232 502 15 50BERNARDO 0538 407 15 06BEST COFFEE SHOP 0232 502 17 29BEYMEN 0232 502 17 45/46BEYMEN CLUB 0232 502 17 24BHU 444 42 48BIG CHEFS 0232 502 15 83BILSTORE 0232 502 15 75/76BİEV 0232 502 15 89BİSSE 0530 404 04 53BLACKSPADE 0232 502 10 44BURGER KING 0535 869 90 67CACHAREL 0232 502 17 55CAMPANOLA CAMPER 0232 502 17 13CARTER’S 0232 502 16 76CHAKRA 0232 235 08 77CINEMAXIMUM COFFEESHOP COMPANY 0232 502 16 60COLIN’S 0232 502 16 65COLUMBIA 0232 502 17 54COQUET CROCS 0232 502 16 93ÇİFT GEYİK KARACA 0232 324 25 97D&R 0232 371 14 15DANTELL 0232 502 24 44DEFACTO 0232 501 32 76

MAĞAZA İSİMLERİ MAĞAZA TELEFON MAĞAZA İSİMLERİ MAĞAZA TELEFON

DEFNE AĞACI DEMLİK 0232 324 55 95/0232 324 55 05DERİ-İŞ DERİMOD 0232 502 10 47DESA 0232 502 15 73DETAILS DTC DEXTER 0232 324 69 05DIESEL 0232 502 11 65DIVARESE 0232 502 17 61DOGO 0232 502 16 35DORA 0232 330 77 00DÜKKAN LEYLA 0232 362 66 11ECZANE ELİT ÇİKOLATA ELLE 0232 502 17 51EMO OPTİK 0232 502 15 64ENGLISH HOME 0232 434 00 25ESSE 0232 502 15 80EYE FRIEND OPTIK 0232 502 11 63FABRİKA 0232 453 82 01FAVORİ 0232 502 16 57FENERIUM 0232 502 16 36FLORMAR 0531 104 47 51FOREVER NEW 0232 502 16 21 / 0530 902 11 62FRATELLI LA BUFALA FRIENDS&BURGERS FUN TIME FURLA & VETRINA G-LINGERIE 0232 502 17 78GLORIA JEANS COFFEE 0232 502 14 48GNC 0232 502 16 77GRATIS GUSTO 0502 115 88 91GÜNKUT SAAT 0232 502 17 76H&M HAYAL KAHVESİ HERRY 0232 502 14 43HOTİÇ 0232 502 17 50HUMMEL 0232 442 07 07IMAGINARIUM 0232 502 15 53İKİ SATIR İNCİ 0232 502 17 98İPEKYOL 0232 502 16 19JUMBO 0533 701 89 86KAHVE DURAĞI KARACA KASAP DÖNER 0232 363 32 16KEMAL TANCA 0232 324 35 84KENT OPTİK 0232 502 17 84KEPLER KFC 0232 502 17 42KIEHL’S 0850 221 34 97

MAVİBAHÇE MAĞAZA LİSTESİ

KIRÇİÇEĞİ KİĞILI 0232 502 18 13KİP 0232 502 15 57KOM 0232 502 16 81KONYALI AHMET USTA KOTON 0232 502 17 62KÖFTECİ RAMİZ 0232 323 46 46KRYOLAN 0232 502 15 43LCWAIKIKI 0232 502 18 15LG 0232 278 78 53LINENS 0232 502 17 69/0232 502 17 88L'OCCITANE 0232 502 16 05LTB LUFIAN 0232 502 16 80MAC 0232 453 97 85IMAGINARIUM MACARONI EXPRESS 0232 324 78 16MACRO CENTER 0850 229 28 88MALATYA PAZARI MANGO 0232 502 14 45MARKS&SPENCER 0232 324 03 11MARMARİS BÜFEMAVİ 0232 502 15 81MC DONALD’S 0232 502 15 40MERT OPTİK 0532 111 63 78MIDPOINT 0232 502 18 05MISIRLI 0232 502 15 90MİNİPİCCO 0232 505 22 02MR.KUMPİR 0232 502 15 44MUDO COLLECTION 0232 456 07 07MUDO CONCEPT 0212 456 07 08/07NARS NETWORK NEW BALANCE 0232 502 17 11NG STYLE NINE WEST 0232 502 16 01NOVAR ESTETİK 0232 502 16 58NSA OPTİK 0232 502 14 56ORTOPEDİA 0232 375 92 59ÖZSÜT PANÇO 0232 290 35 97PAŞABAHÇE 0850 206 48 70PENTİ 0232 502 15 36PİZZA PİZZA POLO GARAGE 0232 502 15 77POPEYE’S 0530 828 77 05PRIVE PUPA QUIKSILVER RELAX MODE 0232 502 12 96ROCKPORT 0232 502 11 68

MAĞAZA İSİMLERİ MAĞAZA TELEFON MAĞAZA İSİMLERİ MAĞAZA TELEFON

ROMAN 0232 502 15 10ROSSMANN 0232 502 16 86SAAT&SAAT 0232 502 15 59SAMSUNG 0232 502 15 37SARAR 0232 502 16 20SBARRO 0530 780 90 57SCHAFER 0232 502 16 09SEGAFREDO SEVIL 0232 251 73 90SIEMENS SILK&CASHMERE 0232 324 51 10SIR WINSTON TEA 0232 275 55 90SISLEY GLOCAL 0232 502 11 67SİNİ BÖREK SKECHERS 0232 502 15 04SNEAKS CLOUD 0232 502 17 08SO CHIC 0232 324 64 34SOOBE SPORTHINK STARBUCKS 0232 453 52 87SUBWAY 0232 324 13 26SUNGLASS HUT 0232 363 40 33SÜVARİ 0232 290 04 72SWAROVSKI 0232 502 17 74ŞEKERİM TANTITONI 0232 502 16 55TAVUK DÜNYASI 0232 502 17 92TEKNOSA 0232 502 16 82TEMİZOCAK 0232 324 04 15TEPE HOME TOYZZ SHOP TRUNK&CO 0232 502 16 47TURKCELL 0232 502 05 07TÜZÜN 0232 502 14 47TWIST 0232 502 16 15U.S.POLO 0232 502 14 51USTA DÖNERCİ VAKKO BUTİK 0232 241 15 56 VAKKORAMA VEPA’62 VICCO 0232 329 63 38VICTORIA’S SECRET VODAFONE W COLLECTION 0232 241 14 60WAFFLE ART WINE&CIGARS WOK TO GO 0232 505 28 28YALI SPOR KIDS YARGICI 0232 502 15 97YVES ROCHER 0232 502 16 12