mavİŞehİr dergİsİ aĞustos 2015

56
5.00 Yıl.3 S yı.21 Ağustos 2015 a Başarılı sanatçı Attila Atasoy ve Ege Bölgesi’nin sevilen Dj’i Ilgaz Bulut bomba gibi projelerle geliyor... Genel kültür, & Her bel ağrısı fıtık değildir Her bel ağrısı fıtık değildir Uzm. Dr. Tolga Enver Yücetürk Suda boğulmalar ve ilk yardım Doç. Dr. Gürkan Ersoy kısırlaştırma seferberliği kısırlaştırma seferberliği Havalar güzelken Havalar güzelken NEREDE NE YAPMALI? NEREDE NE YAPMALI?

Upload: mavisehir-dergisi

Post on 23-Jul-2016

284 views

Category:

Documents


0 download

DESCRIPTION

Özel röportaj; Attila Atasoy ve Ilgaz Bulut, köşe yazarları; Uğur Oral, Dr. Gürkan Ersoy, Dr. Tolga Enver Yücetürk, Fügen Yenilmez, Kaan Yenilmez, Meltem Onay, Kutlu Özemrak, Özgür Muharrem Şişik, İsmail Barış Özpazarcık, Serdar Sütcü, Konular; İzmir'de teleferik coşkusu, Aktif şehir Karşıyaka

TRANSCRIPT

5.00Yıl.3 S yı.21Ağustos 2015

a

Başarılı sanatçı Attila Atasoy ve Ege Bölgesi’nin sevilen Dj’i Ilgaz Bulut bomba gibi projelerle geliyor...

Genel kültür,

&&

Her bel ağrısı fıtık değildir

Her bel ağrısı fıtık değildir

Uzm. Dr. Tolga Enver

Yücetürk

Suda boğulmalar ve ilk yardım

Doç. Dr. Gürkan Ersoy

kısırlaştırma seferberliği

kısırlaştırma seferberliği

Havalar güzelkenHavalar

güzelkenNEREDE NE YAPMALI?NEREDE NE YAPMALI?

Zor beğenenlerin tercihi

*Destan Havlu

Kabi

n Ek

ibi

Soft Cotton bir Gökhan Tekstil markasıdır.

Ücretsiz kargo ve koşulsuz iade imkanları ile www.softcotton.com.tr

İÇİNDEKİLER

ÖNSÖZ

• Aktif şehir Karşıyaka (4)• Her bel ağrısı fıtık değildir (6-7)• Attila Atasoy, Ilgaz Bulut röportaj (16-19)• İzmir’de teleferik coşkusu (24)• Farklı bir tatil macerası; kamping (40-41)• Köşe Yazıları

Uğur Oral - İsmail Barış Özpazarcık - Özgür Şişik - Doç. Dr. Gürkan Ersoy - Uzm. Dr. Tolga Enver Yücetürk - Prof. Dr. Meltem Onay - Fügen Yenilmez - Kaan Yenilmez - Serdar Sütcü

Yaşam bize sunulan en güzel ve değerli bir armağan. Yaşamımızı en iyi şekilde değerlendirmek için elimizden geleni yapmalı ve bazı önerileri dikkate almalıyız.Duygularımızı saklamayalım, anlatalım. Saklanan veya baskılanan heyecan ve duygular hastalıklara yol açar. Zamanla, duyguların bastırılması kansere dönüşür diyorlar. Öyleyse; sırlarımızı, hatalarımızı birileriyle paylaşmalıyız. Diyalog, konuşma, kelime çok güçlü birer ilaç ve harika birer terapidir.Kararsızlık yapmamalıyız. Kararsız kişi güvensiz, endişe ve ıstırap içinde olur. Kararsızlık, sorunları, endişe ve çatışmaları çoğaltır. Karar vermek, diğerlerinin kazanması için vazgeçmeyi ve avantajları kaybetmeyi kesinlikle bilmektir. Kararsız kişiler mide rahatsızlığı, sinir hastalıkları ve cilt sorunlarının kurbanıdırlar.Olduğumuzdan farklı yaşamamalıyız. Gerçeği saklayan, rol yapan, mükemmel görünmek isteyen kişi tonlarca ağırlığı biriktirmektedir. Aldatıcı görünerek yaşamak kadar sağlık için kötü bir şey yoktur. Bu tür kişilerin kaderleri ilaç, hastane ve acıdır.Kabullenelim. Reddedicilik ve kendine saygı eksikliği, kendimizi kendimize yabancılaştırır. Kendimizle barışık olmak, sağlıklı yaşamın anahtarıdır. Eleştirileri kabullenelim. Bu bilgelik, akıllılık ve terapidir.Çözümler bulalım. Olumsuz kişiler çözüm bulamazlar ve sorunları büyütürler. Üzülmeyi, dedikoduyu ve kötümserliği tercih ederler. Biz ne düşünüyorsak oyuz. Olumsuz düşüncenin, hastalığa dönüşen negatif enerji ürettiğini söylüyor uzmanlar. Böyle kişiler hem kendilerini hem de çevrelerini mutsuz ederler.Güven duymaya ihtiyacımız var. Güvenmeyen kişi iletişim kuramaz, açık değildir, derin ve sağlam ilişkiler geliştiremez. Çünkü sürekli kuşku içindedir. Güven olmadan, bir ilişki de olamaz. Güvensizlik bizdeki inancın azlığındandır.Hayatı üzgün yaşamayalım. Mizah.. Kahkaha.. Huzur.. Mutluluk.. “Bunlar sağlığa güç verirler ve daha uzun bir yaşam getirirler” diyor uzmanlar. Mutlu kişi yaşadığı çevreyi de geliştirir, neşe saçar, mutluluk aşılar. Mutluluk; sağlık ve terapidir. Mutlu olmanın yollarını bulmalıyız. Aslında mutluluk içimizdedir. Onu bulup çıkarmak ise bizim elimizdedir.İyilik ve güzelliklerle dolu sağlık ve mutluluklar dilerim.

Sevgi ve SaygılarımlaZiynet [email protected]@gmail.com

İmtiyaz Sahibi (Sorumlu)Aras Attila

[email protected]

Editör / Yayın YönetmeniZiynet Attila

[email protected]

Görsel Yönetmen ve Grafik TasarımKabin Ekibi Tasarım Stüdyosu

Duygu Gönen Attila

Reklam Rezervasyon / BilgiKabin Ekibi

0(549) 323 3031 - 0(549) 330 0 500

YapımKabin Ekibi Tasarım Stüdyosu

Yayın TürüYerel - süreli - aylık

Yönetim Yeri6003 Sk. No.7/A

Karşıyaka / İZMİR

Web Sitesiwww.mavisehirdergisi.com

Baskı:

Basım ve Yayın Tarihi

Katkıda Bulunanlar

Mavişehir Dergisi Reklam Arası - Aras Attila’ya aittir. Dergi T.C. yasalarına uygun olarak yayınlanır. Dergide yayınlanan yazı, fotoğraf ve grafiklerin her hakkı saklıdır.

İzinsiz kaynak gösterilerek dahi alıntı yapılamaz. Mavişehir Dergisi’nde yayınlanan

ilan ve reklamların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir.

Uğur Oral - Özgür Şişik - Serdar SütcüDoç. Dr. Gürkan Ersoy - İsmail Barış

Özpazarcık - Fügen Yenilmez Kaan Yenilmez

Prof. Dr. Meltem Onay Uzm. Dr. Tolga Enver Yücetürk

Dilara Sezen

facebook.com/mavisehir.dergisitwitter.com/mavisehirdergi

instagram.com/mavisehir_dergisi

MAVİŞEHİR DERGİSİ her ay binlerce kişinin posta kutusuna ücretsiz ulaşıyor. Ayrıca her ay EgePark AVM’deki standımızdan derginizi ücretsiz alabilirsiniz.

www.

eniyidergi.com

Derginizi e-Dergi

formatında

okuyabilirsiniz.

Ağustos - 20152

Çocukların ve gençlerin spor olanaklarına katkı koymak amacıyla devlet okullarına destek olan İzmir Büyükşehir Belediyesi, 2015-2016 eğitim ve öğretim döneminde de yardımlarını sürdürecek. Geçtiğimiz yıllarda ihtiyaçlarına göre okulları 40 farklı kalemde spor malzemeleriyle donatan Büyükşehir Belediyesi, 2014-2015 eğitim öğretim döneminde sınırlarına yeni bağlanan ilçeleri projeye dahil etmişti. 2014-2015 döneminde 1165 okula 600 bin TL spor malzemesi

İzmir Büyükşehir Belediyesi, 2015-2016 eğitim ve öğretim döneminde devlet okullarına 1.5 milyon liralık spor malzemesi desteğinde bulunacak. Milli Eğitim Müdürlüğü ile imzalanacak protokol kapsamında ayrıca, ihtiyaçlı okullara yeni spor alanları kazandırılacak, mevcut spor alanları iyileştirilecek.

yardımında bulunan Büyükşehir Belediyesi, 2015-2016 eğitim döneminde bu desteğin kapsamını daha da genişletti. Yeni bağlanan ilçelere ve devlet yatılı okullarına öncelik verilecek yardımlarda, 1455 devlet okuluna 1.5 milyon TL’lik spor malzemesi desteği sağlanması hedeflendi.

Hem malzeme hem alt yapıÇocuk ve gençleri spora yönlendirmek ve spor altyapılarının oluşması için Milli Eğitim

Müdürlüğü ile imzalayacağı protokol çerçevesinde yardımlarının kapsamını daha da genişletmeye hazırlanan İzmir Büyükşehir Belediyesi, spor malzemesinin yanı sıra ihtiyaçlı okullara yeni spor alanları kazandırırken mevcut spor alanlarını da iyileştirecek.

Büyükşehir Belediyesi aynı zamanda, okullardaki spor alanlarında Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenecek spor kurslarına da malzeme desteği verecek.

BÜYÜKŞEHİR’DEN DEVLET OKULLARINA1.5 milyon liralık “spor desteği” geliyor

Ağustos - 20154

Yıl boyunca gerçekleştirdiği onlarca sosyal, sportif, kültürel

ve sanatsal etkinliklerde 7’den 77’ye tüm Karşıyakalılara hizmet veren Karşıyaka Belediyesi, Uluslararası Herkes İçin Spor Derneği (TAFİSA) tarafından Aktif Şehir ünvanı ile ödüllendirildi. Karşıyaka Belediyesi Türkiye’de bu unvanı alan ilk belediye oldu. Başkan Akpınar “Karşıyaka 24 saat yaşayan bir kent. Etkinliklerimizi tüm ilçeye yaymak, halkın geniş katılımıyla gerçekleştirmek ve ödüle layık görülmek son derece anlamlı” diye konuştu.

Türkiye’deki ilk aktif şehir: KarşıyakaDünya genelinde, potansiyel taşıyan kentlerdeki sosyal, sportif ve

kültürel yaşamı hareketlendirmek ve o kentin halkını da etkinliklerin başrolüne çıkartmak için çalışmalar yürüten Uluslararası Herkes İçin Spor Derneği (TAFİSA), yürüttüğü projeler ve halkla birlikte ortaya koyduğu etkinlikler nedeniyle Karşıyaka Belediyesi’ne Aktif Şehir unvanı verdi. Türkiye’de bu unvanı almaya hak kazanan ilk belediye Karşıyaka Belediyesi olurken; bisiklet yarışları, halk koşuları, açık alan spor etkinlikleri bu unvanın alınmasında etkili oldu.

Karşıyaka dünyaya açılacakAktif Şehir unvanını alan Karşıyaka Belediyesi, bundan böyle dünya üzerinde bu unvana sahip kentler ile birlikte anılacak ve temsil

değeri artacak. Düzenlenecek uluslararası organizasyonlar sayesinde Karşıyaka’nın ve İzmir’in tanıtım potansiyeli de artacak. Kentler arasındaki sosyal ve kültürel alışverişler ile turizmin gelişmesine de olanak sağlayacak. Bundan sonraki süreçte, Aktif Şehir Stratejik Eylem Planı hazırlanacak ve daha geniş halk kitlelerinin katılacağı organizasyonlar planlanacak.

“Marka değerimiz yükselecek”Karşıyaka’yı önce Avrupa’ya sonra da tüm dünyaya tanıtmak için çalışmalar yürüttüklerini söyleyen Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar “Biz, halk için etkinlik yapan ve bu organizasyonlarda da halkı direkt işin içine katan bir belediyeyiz. Bu duruşumuzun ödüllendirilmiş olması bizler için çok anlamlı. Karşıyaka 7/24 yaşayan, canlı kalan bir ilçe. Sosyal, sportif, kültürel ve sağlığa yönelik etkinliklerimize halkımız da çok duyarlı. Bu yüzden Aktif Şehir unvanı bize çok yakışacak” diye konuştu.

TÜRKİYE’DE BİR İLKTürkiye’de “Aktif Şehir” unvanını almaya hak kazanan ilk belediye Karşıyaka Belediyesi

olurken; bisiklet yarışları, halk koşuları, açık alan

spor etkinlikleri bu unvanın alınmasında

etkili oldu.

AKTİF ŞEHİRKARŞIYAKA

AÇIK ALAN SPOR ETKİNLİKLERİ

YÜZME ve SU SPORLARI

Adres: Yalı Mahallesi 6497 Sokak No:23 (Karşıyaka Göz Hastanesi sokağı) Mavişehir - İzmir

Tarihi

Son zamanların yükseliş gösteren ve ilgi gören restoranı Tarihi Bafra Pidecisi Mavişehir’e yeni bir soluk getirdi...

Özel harmanlanmış unlarla üretilen, yöresel ürünlerin odun ateşinde eşsiz lezzetlere dönüştüğü Tarihi Bafra Pidecisi; unlarını Bafra’dan, tereyağını Trabzon’dan, kavurmalarını Rize’den, pastırmalarını Kayseri’den özel getirerek İzmir’in seçkin lezzet duraklarından biri olacağının mesajını veriyor.

Kapalı kıymalı, kavurmalı, pastırmalı, sucuklu, kuşbaşılı ve special olmak üzere 18 çeşit pidenin de kendine has bir özelliği var. Herkesin favorisi olan, 5 buğdayın harmanlanmasıyla elde edilen Bafra Pidesi kapalı olarak servis ediliyor. En önemli özelliği içindeki kavrulmuş kıyma ve kullanılan unun esnekliği...

Sakin ve huzurlu bir ortamda, gürültüden uzak ama Mavişehir’in içinde ailecek ya da arkadaşlarınızla pide yiyebileceğiniz harika bir yer Tarihi Bafra Pidecisi...

Meşhur lezzet artık Mavişehir’deTARİHİ BAFRA PİDECİSİ

Bafra PidesiBafra Pidesi

Rezervasyon 0(232)

336 72 64

Bafra SpecialKuşbaşı, kavrulmuş kıyma,

Rize kavurma, Kayseri pastırma, Tire sucuk,

kaşar, mantar

Ağustos - 20156

SAĞLIK

Uzm. Dr. Tolga Enver YÜCETÜRKİç Hastalıkları ve [email protected]

facebook/izmirromatizmatedavisi

Hemen herkesin hayatında bel ağrısı çektiği bir dönem

olmuştur. Gerçekten de zorlanma, ağır kaldırma, ters hareketler sonrası bel ağrısı olması sık karşılaşılan bir durumdur. Çok zaman ağrının bel fıtığından kaynaklandığı düşünülür ve ağrı kesiciler, fizik tedavi uygulamaları ve bazen cerrahi girişimler gündeme gelir. Ancak tüm bel ağrılarının nedeni fıtık değildir. Uzun süredir bel ağrısı olanların aşağıdaki sorulara bir göz atmalarında fayda var:

Bel ağrınız 40 yaşından önce mi başladı? Bel ağrınız 3 aydan uzun süredir mi var? Sabahları uyandığınızda bel ağrınız oluyor mu?Hareket etmek bel ağrınızı azaltıyor mu?

Bu soruların bir kısmına bile “evet” yanıtı verdiyseniz sizde “iltihabi bel ağrısı” yani romatizmal kökenli bel ağrısı olması ihtimali yüksek demektir.

Ankilozan spondilit nedir?Romatizmal kökenli bel ağrıları arasında en sık görülen hastalık

“Ankilozan Spondilit”tir (AS). Başlıca omurgalarda kendini gösterir.

“Spondilit” omurganın iltihaplanması demektir. İltihabi durum sürdükçe, omurgayı oluşturan kemikleri (bunlara omur denir) bir arada tutan ligament denen yapılarda kalsiyum birikmeye başlar. Buna bağlı olarak sırt ve bel bölgesinde hareket kabiliyeti azalır ve omurga çevresindeki bu yapılarda kemik oluşumları başlar. Sonuçta ayrı kemiklerden (omurlardan) oluşan ve bu sayede hareketli bir yapı olan omurga sabit bir kemik yapı haline gelebilir. Bu duruma ankiloz denir ve röntgen filmlerinde tespit edilebilir.Ankilozan spondilit tipik olarak omurga ve leğen kemiği arasındaki eklemde (sakroiliyak eklem) başlar. Fakat zamanla omurga boyunca boyuna kadar yayılabilir. Bazen diğer eklemler, tendonlar ve gözler gibi başka vücut bölgelerinde de bu hastalık etkisini gösterebilir.

Ankilozan Spondilitte görülebilecek diğer bulgular şunlardır: Yine bazı kişilerde, özellikle çocuklar ve genç yaştakilerde şikayetler bel ağrısı

yerine kalça veya dizde ağrı şeklinde başlayabilir. Tendonların kemiklere bağlandığı vücudun her bölgesinde (Ör: çene, omuz, diz gibi) iltihabi süreç olabilir.Topuklarda hassasiyetEl ve ayak parmaklarında ağrı ve şişlik. İlgili parmağın tamamen şişmesine “daktilit” denir.Pelvis (Leğen Kemiği) tabanında hassasiyet. Bu durum otururken ağrıya neden olur.Göğüs ağrısı Sırt omurları etkilenmişse bu durum kaburgalar ile göğüs kemiğinin hareketini olumsuz etkileyebilir. Böyle bir durumda derin nefes almak zorlaşır. Göz iltihabı (Üveit veya irit) İlk bulgusu genelde gözde kızarma, sulanma ve ağrıdır. Barsak iltihabı Ankilozan spondiliti olan bireylerde iltihabi barsak hastalığı veya kolit olarak da bilinen barsak sorunları olabilir. İki haftayı aşan ishal veya kanlı, sümüksü madde içeren dışkı olduğu takdirde bunu doktorunuza bildirmeniz gerekir.Yorgunluk Ankilozan spondilit hastaları hastalık aktivitesi arttığında, kansızlık gelişirse veya bazen kronik hastalık varlığına

Her bel ağrısı fıtık değildirANKİLOZAN SPONDİLİT

www.mavisehirdergisi.com

Ağustos - 2015 7

bağlı depresyon gelişirse yorgunluk hissedebilirler.

Ankilozan spondilit kimlerde görülür?Bu hastalık erkeklerde biraz daha fazla görülür. Genelde genç yaşlarda başlar ve 20’li yaşlarda bulgular görülmeye başlar. Toplumda ortalama 1000 kişiden birinde AS gelişmektedir. Niye bazı kişilerde AS hastalığının geliştiği net olarak bilinmemektedir? Genlerin etkisi olduğu bilinmekle beraber hastalık direkt ebeveynden çocuklara geçiş göstermez. Bu hastalık bulaşıcı bir durum değildir, yani başka birinden size geçmesi söz konusu değildir.Ankilozan Spondilit tanısı olan çoğu kişide HLA-B27 adı verilen bir gen mevcuttur ve bu genin varlığı kan testleri ile tespit edilebilir. Bu gen hastalığın tek sebebi değildir ancak hastalık gelişimine katkı sağlar. Bu genin sizde saptanması mutlaka AS olacağınız anlamına gelmez ve bu test hastalığın tanısında çok zaman gerekli değildir.

Hastalığın seyri ve tedavisi:Ankilozan Spondilit ve ilişkili durumların seyri genelde değişkendir ve gelişimini önceden tahmin etmek güçtür. Hastalık seyri dalgalanmalar gösterir. Bazı zamanlar ağrı ve tutukluk artarken diğer zamanlarda tamamen yatışır ya da hafif bulgular olabilir. Günümüzdeki tedavi olanaklarıyla zamanında tedavi başlanarak bu çeşit hareket kısıtlılığının önlenmesi ve ağrıların giderilmesi mümkün olmaktadır.Doktorunuz sizi ilk değerlendirdiğinde, hastalığın erken döneminde ise kesin olarak AS olduğunu tespit edecek ve diğer olası bel ağrısı nedenlerinde ayırt ettirecek yeterli bulgu olmayabilir. Hatta pek çok kişide bu hastalık olmadığı halde yanlış olarak AS tanısı konması da olasıdır. Bu nedenle AS tanısı mutlaka bir Romatoloji uzmanı ile değerlendirilmelidir.

Tıbbi tedavi ile AS bulgularını genelde kontrol etmek mümkündür ve ilerleyen yaşla birlikte hastalığın

aktivitesi azalmaktadır. Hareketlilik ve egzersizlerinize özen gösterdiğiniz takdirde AS’ye bağlı gelişebilecek uzun vadeli olumsuz etkileri en aza indirmek mümkün olabilmektedir.

Hastalığınız için siz neler yapabilirsiniz?Egzersiz: Yüzme, eklemler üzerine ağırlık yüklemeden tüm kasları çalıştıran bir spor olarak AS için en uygun egzersizlerden biridir. Yüzme dışında havuz içinde yapılabilecek egzersizler de faydalı olacaktır. Eklemlerinizde hasara neden olabileceğinden temas içeren sporlardan (Futbol, basketbol gibi) kaçınmakta fayda vardır. Mücadele sporlarını seviyorsanız voleybol, tenis gibi rakiple temasın olmadığı sporlar seçilebilir. Pilates ve Tai Chi gibi egzersizler de duruş ve esneklik açısından katkı sağlayabilir.Beslenme: Ankilozan spondilite özgü bir diyet yoktur. Ancak bu hastalıkta kemik erimesi daha sık görüldüğünden kemik sağlığınızı korumak için yeterli kalsiyum ve D vitamini alınması önemlidir.Uyku mekanı düzenlenmesi: Yatağınızın çok yumuşak olmak yerine orta sertlikte olması ve omurgayı destekler özelliği olması önemlidir. Boynunuzun doğal pozisyonda kalabilmesi için olabildiğince az yastık kullanılması önerilir. Çok ağrılı günlerde uyku öncesi ılık bir banyo rahatlatıcı olabilir.

Sigaranın Bırakılması: Ankilozan Spondilitte göğüs kafesi hareketleriniz azalabileceği için sigara kullanılması solunumla ilgili ciddi sorunlar yaşamanıza neden olabilir. Ayrıca iltihabi romatizmal hastalıklarda damar sertleşmesi ve kalp hastalıkları daha fazla görüldüğü için sigara içmek ek bir risk faktörü olarak bu hastalıkların daha çok görülmesine neden olur. Ayrıca sigaranın romatizmal hastalıklarda alevlenmeleri tetikleyebileceği bilinmektedir.Çalışma Hayatı: Ankilozan Spondilit olan çoğu birey bir sorun yaşamadan çalışma hayatlarını sürdürebilmektedir. Ancak, özellikle fiziksel aktivite gerektiren meslekleri olan kişilerin iş yaşamlarında bazı düzenlemeler yapmaları veya farklı bir biçimde çalışmaları gerekebilir. Eğer evde ya da işte bilgisayar kullanıyorsanız ekranın doğru yükseklikte yerleştirildiğine emin olun. Aksi takdirde sırt ve boyun bölgesinde zorlanmaya neden olacaktır. Sürekli oturarak çalışıyorsanız zaman zaman yürümek ve/veya ufak germe egzersizleri yapmak faydalı olacaktır.

Ağustos - 20158

Sosyal ve kültürel projelerle adından söz ettiren Karşıyaka

Belediyesi, geçen yıl hizmete soktuğu ‘Çağrı Merkezi’ ile Karşıyakalı vatandaşlar ve belediye arasında ‘çözüm köprüsü’ oldu. Vatandaşlar öneri, talep ve şikayetlerini 444 1 KSK (575) numaralı telefonu arayarak çağrı merkezine iletti. 6 kişilik bir ekiple hizmet veren çağrı merkezine, bir yılda 5 binin üzende vatandaş ulaştı. Öneri ve talepler alınarak ilgili müdürlüklere gönderildi. Müdürlüklerden gelen sonuçlar ise yine aynı hızla çağrı sahiplerine bildirildi.

Engelsiz mesajVatandaşlara daha hızlı ve kaliteli hizmet vermek için kurulan Çağrı Merkezi’nde dezavantajlı vatandaşlar da unutulmadı. ‘Çağrı Merkezi’nde SMS yoluyla hizmet alabilen engelli vatandaşlar için “Engelsiz Mesaj” hizmeti de devreye sokuldu. 1 yılda pek çok engelli vatandaş belediyeye, öneri ve taleplerini cep telefonlarından kısa mesaj atarak anında iletti.

“Bize bir telefon kadar yakınlar”Karşıyakalılara daha hızlı ve kaliteli hizmet vermek ve sorunları en kısa sürede çözmek için çağrı merkezini

kurduklarını söyleyen Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar, “ 1 yıl içerisinde 5 bin vatandaşımız 444 1 KSK’yi (575) arayarak ya da mesaj çekerek öneri, şikayet ya da kentle ilgili hayallerini bizlerle paylaştı. Biz halka en iyi ve etkin hizmeti vermek için çalışmalarımıza ara vermeden devam edeceğiz. Vatandaşlarımız ne zaman isterse, belediyemiz bir telefon kadar yakında” dedi.

Çağrı Merkezi ‘Çözüm merkezi’

Okulların tatile girmesiyle birlikte çocukların güzel bir yaz geçirmesini amaçlayan Karşıyaka Belediyesi, ilçe

genelindeki tüm parkları modern oyuncaklarla donattı. Tasarım ödüllü zıplama tiltleri, ilçe genelinde 25 parka yerleştirilirken, oyun grupları da engelsiz hale getirilmeye başlandı. Çocuk parklarındaki güvenlik önlemlerini unutmayan Karşıyaka Belediyesi, oyun alanlarının zeminine toplam 5 bin metrekare kauçuk zemin döşedi. Yıpranmış ve tamirat isteyen parkların yenilenmesi ve güzelleştirilmesi için de revizyon çalışmaları başlatıldı. Yıl sonuna kadar 35 bin metrekare park alanının belediye ekiplerince bakımı yapılacak. Engelli çocukları da unutmayan Karşıyaka Belediyesi oyun parklarını ayrıca ‘engelli dostu’ haline getirmek için kolları sıvadı. Parklara 3 - 8 yaş grubu engelli çocukların kullanımına yönelik, özel olarak tasarlanmış, güvenlikli salıncak ve kaydıraklar yerleştirilmeye başlandı.

Karşıyaka’nın parklarına modern dokunuş

Daha Hızlı Daha Sıcak

H�met için Artık Yanı Basınızda

Daha Hızlı Daha Sıcak

H�met için Artık Yanı Basınızda

CAPRI PIZZA MAVISEHIRCAPRI PIZZA MAVISEHIR..

.

...

Caprip�za35Caprip�za35

+Caprip�za35+Caprip�za35www.caprip�za.cowww.caprip�za.co

Ağustos - 201510

www.serdarsutcu.com

Serdar Sütcü

Geçen ay tenis adına oldukça hareketli geçti. Özellikle temmuz

ayının ikinci yarısında, önce Davis Cup, sonra da TEB BNP Paribas İstanbul Cup organizasyonlarının ülkemizde düzenlenmesi, birazda olsa tenisin gündemde kalmasını sağladı.

Peki bu organizasyonlardan yeteri kadar faydalanabildik mi? Bu önemli organizasyonların ülkemiz tenisine ve tenisçilerine ne gibi olumlu katkıları oldu? Önce olumlu düşüncelerimle başlamak istiyorum. Böyle organizasyonlara ev sahipliği yapmak her zaman önemlidir. Çünkü sporu sadece futbol olarak gören bir ülkede yaşadığımız için, tenisin bu organizasyonlar sayesinde birazda olsa gündemde tutabilmek oldukça önem taşır. Tenisi sadece masada oynanan bir aktivite olarak bilen insanlarımızın sayısı gerçekten oldukça fazla. Bu ve benzeri organizasyonlar sayesinde biraz daha bilinir hale gelmesi sevindirici bir durum.

Son yıllarda sadece tenis adına değil bir çok spor branşı adına önemli organizasyonlar düzenlendi ülkemizde. Ama bi sormak lazım, sadece organizasyon düzenlemekle

o spor branşında başarılı spor yetiştirmek mümkün müdür.

Düzenlenen organizasyonun içerisinde başarılı Türk sporcuları yoksa, sporcularımız o organizasyonda başarılı olamamışlarsa, başarıdan bahsetmek mümkün müdür?

Seyirci faktörünün ne kadar önemli olduğunu tüm sporseverler bilir.İzleyicisi ve takipçisi çok olan spor branşlarının gelişimi her zaman daha çok ivme kazanarak devam etmiştir.

Ama üzülerek söylüyorum ki tenisseverlerin iki organizasyona da ilgi göstermemesi hiç karşılaşılmaması gereken bir durumdur bence. Organizasyonların yapıldığı Garanti Koza Arena şehrin dışında ve uzak olabilir ama tenis aşkıyla yanıp tutuşan her tenisseverin, böyle organizasyonlara gidip destek vermesi gerekmez mi? Sonuçta her hafta düzenlenmiyor böyle büyük organizasyonlar.

Yazımın başlığının cevabını verebilmek için tabiki çok parametreye bakmak gerekiyor ama bence en önemlisi uluslararası sıralamalarda sporcularımızın

başarıları ve üst düzeyde mücadele edecek sporcularımızın ne kadar fazla sayıda olduğudur.

Ben hiç bir zaman ve hiç bir konuda olumsuz olmamaya çalışıyorum.Doğru planlamalarla ve sıkı bir çalışmayla herşeyin mümkün olduğu bir zamanda yaşıyoruz.Geçmişten ders alıp geleceği şekillendirmek her zaman mümkün.Yeterki istek olsun.

Sonuçta yapılması gereken oldukça fazla iş var ama ben ülkemizin ve sporcularımızın iyi yolda olduklarını düşünüyorum. Türkiye’nin hep daha iyisini başarmaya çalışan insanların ülkesi olması en büyük dileğim.Emin olun asıl başarı işte o zaman gelecek.

Türkiye’de tenis gelişiyor(mu?)

CAHER DUDAYEV BULVARI NO: 106/A ATAKENT/IZMIR

330 14 44

Yeşillikler İçinde Bir Bahçe

Hem de Şehrin Ortasında...

Tüm Günün Yorgunluğunu Atacağınız

Kömür Ateşinde Pişen

Eşsiz Kalite ve Lezzetleriyle

Bir Adım Uzağınızdayız...

Her ay binlerce kişi evlerine ücretsiz ulaşan Mavişehir Dergisi’ni okumanın keyfini yaşıyor. Okuyucu kitlesini her geçen gün arttıran Mavişehir Dergisi, sizlere daha iyi hizmet verebilmek için dağıtım ağını genişleterek, Mavişehir ve Ataşehir bölgesindeki yeni toplu konut sitelerinde oturan okuyucularına da ulaşıyor. Ayrıca her yeni sayıda Ege Park Mavişehir AVM’de açtığımız standımızdan derginizi ücretsiz alabilirsiniz. Bizi ziyaret eden okurlarımıza ve destekçilerimize çok teşekkür ederiz.

MAVİŞEHİR DERGİSİ her ay binlerce kişiye ücretsiz ulaşıyor

Web sayfamızdadergi sayfalarına sığmayan fotoğrafları görebilirsiniz

Öneriler bölümünde; restoranları, cafeleri, kuaförleri ve diğer ilginizi çekebilecek mekanları inceleyebilirsiniz. Logonun üstünde bulunan BÜLTEN ABONELİĞİ’ne bilgilerinizi bırakarak fırsatlardan ilk siz haberdar olabilirsiniz.

Web sayfamızın iletişim bölümünden her türlü öneri ve isteklerinizi bizimle paylaşabilirsiniz.İleride yapacağımız sürprizler için de Facebook sayfamızı beğenmenizi öneririz. İlgi ve desteğiniz için teşekkür ederiz.

www.mavisehirdergisi.comDaha güncel, daha interaktif

Web sayfamızı QR Code okuyucu program ile sağ tarafraki görseli

taratarak mobil cihazınızdan görüntüleyebilirsiniz.

facebook.com/mavisehir.dergisi

twitter.com/mavisehirdergi

instagram.com/mavisehir_dergisi

Ağustos - 201514

Etkin İnsan Gelişim Enstitüsü[email protected]

İsmail Barış Özpazarcık

Yaşamda bazı şeyler vardır ki, seni aşar. Senin adına en isabetli karar

verilmiştir. Sen sadece yüreğinde hisseder; kalbinin ve vicanının sesini dinlersin.

Anne babanı seçerek dünyaya gelmemiş olabilirsin. Fakat içinde doğduğun bu aile için karşılıksız, koşulsuz ve beklentisiz olarak yapabileceğinin en iyisini yapmaya sen karar verirsin.

Dünyaya getirdiğin evladının kim olacağını ve seninle birlikte neleri deneyimleyeceğine sen karar vermemiş olabilirsin. Fakat yedi

cihana bedel evladın için karşılıksız, koşulsuz ve beklentisiz olarak neler yapabileceğine sen karar verirsin.

Adını soyadını sen seçmemiş olabilirisin. Fakat ismini duyunca, seni tanıyanların neler hissedeceğine sen karar verirsin.

Becerilerini, yeteneklerini, hünerlerini sen seçmemiş olabilirsin. Fakat sahip olduğun yetenek ve hünerlerinle neler yapabileceğine sen karar verirsin.

Hangi şartların içinde dünyaya geleceğine sen karar vermemiş

YAŞAMDA BAZI ŞEYLER VARDIR Kİ SENİ AŞAR…

olabilirsin. Fakat mevcut şartlarının dahilinde yapabileceklerinin en iyisini yapmaya sen karar verebilirsin.

Yaşamda bazı şeyler vardır ki seni aşar. Senin adına en isabetli karar verilmiştir. Sen sadece yüreğinde hisseder; kalbinin ve vicdanının sesini dinlersin. Hangi ülkede dünyaya geleceğine sen karar vermemiş olabilirsin. Fakat bu ülke için karşılıksız, koşulsuz ve beklentisiz olarak neler yapabileceğine sen karar verebilirsin.

Yaşamın büyük sırrı; karşılıksız, koşulsuz ve beklentisiz olarak kalbinin çarptığı yerdedir. Karşılıksız, koşulsuz, beklentisiz olarak verdiğin ve aldığın ne varsa, yaşamın o kadar kıymetlidir.Yaptıklarının karşılığını beklemek mutsuzluğa giden yoldur.

Koşulsuzca paylaştığında mutlu, beklentisiz sevebildiğinde musmutlu olursun. Yaşamda bazı şeyler vardır ki seni aşar. Senin adına en isabetli karar verilmiştir. Sen sadece yüreğinde hisseder; kalbinin ve vicdanının sesini dinlersin.

İTK Bahattin Tatış, İTK Büyükçiğli, İTK Bornova ve Özel Türk Koleji Marmaris Kampüsü ile yüzlerce eğitimcisi, binlerce öğrencisi ve on binlerce mezunu ile 65. yılını dolduran İzmir Özel Türk Koleji’nde 2015-2016 eğitim öğretim yılı genel kurul toplantısı ile başladı. Tüm kampüslerdeki görevli öğretmenlerin, idarecilerin ve çalışanların katılımıyla İTK Bahattin Tatış Kampüsü Cahit Gürkan Salonu’nda gerçekleştirilen genel kurul toplantısının sunuculuğunu İTK edebiyat öğretmenlerinden Sibel Şentay gerçekleştirdi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan genel kurul toplantısında ayrıca İzmir Özel Türk Koleji’nde öğretmen olmanın önemine vurgu yapılan ve İTK’da uzun yıllar çalışan öğretmenlerin duygularını dile getirdiği kısa film tüm öğretmenler ve idareciler tarafından izlenildi.

Genel kurul toplantısının açılış konuşması İTK Genel Müdürü Yiğit Tatış tarafından gerçekleştirildi. Tatış konuşmasında; “İzmir Özel Türk Koleji olarak 2014-2015 eğitim öğretim yılını başarılı bir şekilde bitirmiş olmanın gururunu yaşıyoruz. TEOG, YGS ve LYS’de ciddi anlamda bir ivme yakaladık ve çok az okula nasip olacak bilim,sanat ve spor alanlarındaki başarılarımızla da adımızdan sıkça söz ettirdik. Geçtiğimiz eğitim öğretim yılında eğitime başlayan Bornova Kampüsümüz, Mavişehir Anaokulumuz ve Gymboree Play & Music Mavişehir Etkinlik Merkezimiz ile büyümeye ve gelişmeye

devam ettik.” dedi. 2015-2016 eğitim öğretim yılı başlangıcında tamamlanacak projelere de değinen İTK Genel Müdürü Yiğit Tatış, spor alanında İzmir Özel Türk Koleji’nin bu eğitim öğretim yılı itibariyle önemli sosyal sorumluluk projelerine imza atacağının da müjdesini verdi. İTK Genel Müdürü Yiğit Tatış’dan sonra İTK Ölçme Değerlendirme Baş Uzmanı Duran Çelik, İTK’nın TEOG ve üniversite sınavlarında gösterdiği başarılara ilişkin bir sunum gerçekleştirdi. Konuşmaların ve sunumların ardından, İTK’da göreve başlayan yeni öğretmenler isimleri ile anons edilerek tek tek sahneye davet edildiler.

İZMİR ÖZEL TÜRK KOLEJİ 2015-2016 EĞİTİM ÖĞRETİM YILINA GENEL KURUL TOPLANTISI İLE BAŞLADI

Hyundai’nin dünyadaki yeni konseptine uygun olarak inşa edilen ve 12.000 m2 kapalı, 5.000 m2 açık alana sahip İzmir’deki modern ve yeni plazası Hyundai İlyas Şen’den açılışa özel servis kampanyası. Hyundai İlyas Şen Plaza 5 Eylül 2015 tarihine kadar servis müşterilerine açılışa özel periyodik bakım parça ve işçiliğinde %25 indirim avantajı sunuyor. Hyundai İlyas Şen Plazadan detaylı bilgi almak isteyenler 0(232) 398 0 398 nolu telefonu arayabilir ya da www.ilyassen.hyundaiplaza.com.tr adresini ziyaret edebilirler.

Hyundai İlyas Şen Plaza’dan açılışa özel %25 servis indirim kampanyası

Bu sayımızda röportajımızı, yılların eskitemediği, dinlendirici sesi ile gönüllere taht kuran sanatçı Attila Atasoy ve Ege Bölgesi’nin sevilen Dj ve Yapımcısı Ilgaz Bulut ile gerçekleştirdik.

Attila Atasoy

&

www.mavisehirdergisi.com

Ağustos - 2015 17

Attila Atasoy’u hepimiz yakından tanıyoruz ama birde kendisinden dinleyelim. Aslen nerelisiniz? Nerede okudunuz?Milâs’ta doğdum... Baba memleketim Marmaris. Annem Yatağan’lı... İlkokul birinci sınıfı Milâs’ta okuduktan sonra geri kalan İlkokul-Ortaokul ve Lise ikiye kadar babamın memuriyeti nedeniyle gittiğimiz Antalya’da okudum. Babam Ankara’ya tayin olduktan sonra, Ankara Atatürk Anadolu Lisesini ve Gazi Üniversitesi Eczacılık fakültesini bitirdim..

Müzik ile tanışmanız nasıl oldu? Müzikle İlkokul’da mandolin ve müzik dersleriyle tanıştım. Antalya’da İlkokullar arası ses ve oyun gücü yarışmasında birinci olarak ‘Öksüz Çoban’ müzikalinde başrol oynayarak yola koyuldum.

1975 yılında Eurovision yarışmasına “Dilenci” isimli şarkı ile katıldınız ve ikinci oldunuz. O dönemlerden bahseder misiniz? 70’lerde hem tiyatro hem de müzik yapıyor, Tv’lerde boy gösteriyordum.Aynı zamanda hem okuyor hem de çalışıyordum... Kariyer ve

duygunun herşeyden önemli olduğu yıllardı... Erol Sayan ve Mehmet Erenler ile Türk sanat ve Halk müziği modernizasyon çalışmaları, Pop müzik dalında Selim Atakan

- Derya Köroğlu - Pepe Cursi-Şerif Yüzbaşıoğlu ile akademik çalışmalardan sonra Eurovision yarışması geldi ve bestemle katıldım.İkinci olup çalışmalara Timur Selçuk ve Onno Tunç ile devam ettim..

Müziğin hayatınıza kattığı şeyleri öğrenebilir miyiz? Albüm çalışmalarınızda nelere dikkat ettiniz?

Müzik hayatıma yeni hayatlar kattı, çok şeyleri aşıp kendimi buldum..Üretmenin ve ürettiğim eserlerle sevilmenin emsalsiz zevkini tattım..Tanrı vergisi sesimi geliştirirken beynimi ihmal etmedim... Kendimi yeniden keşfettim... Ve özgürlüğümü...

Albüm çalışmalarında hem denetimi hem halkın zevkini kendi potamda buluşturarak, ağırlıklı kendi bestelerimden yola çıkarak özgün olmayı amaçladım... Para hep en arka planda kaldı. Çünkü geleceğe yaptım şarkılarımı. Bugün değilse bile birgün anlaşılır diye...

Ağustos - 201518

Zaten patlayan üç-beş tanesi hariç ne kadar satmayan albüm varsa hepsini yaptım Allaha şükür... :)

Olmazsa olmazlarınız nelerdir?Dürüstlük, haddini bilme, saygı..Haksızlık ve hadsizliğe tahammülüm yoktur.

İzmir ve İzmirliler hakkında ne düşünüyorsunuz?Ah İzmir... Her zaman aydın ufuklar demek... İzmirliler de aydınlık demek..

Kızınızla ilişkiniz nasıl? Nasıl bir babasınız?Kızımla zaman zaman küssek de hemen barışırız. Büyüdü artık, İstanbul Hukuk’u kazandı. Çok arkadaş, hatta çocuk bir baba olduğumu rahatlıkla söyleyebilirim.

Günümüz sanatçılarını nasıl buluyorsunuz?Çok yetenekli gençler var. Onlar da kendi kuşaklarının starı. Vahşi

kapitalizminin getirdiği ritme ve dansa dayalı çabuk tüketilen

“hoptirinom” parçalar egemen olsa da çok önemli müzisyenler yetişti.Fakat duygu kayboldu. Onu da bizim şarkılarda buluyorlar. 45’lik barlar tıklım tıklım. Bizim şarkılarımız dostluğun, kariyerin, komşuluğun, saygının, haddini bilmenin, tevazunun ve sevginin egemen olduğu o bozulmamış yılların şahitleridir...

Paranın egemen olmadığı yıllarda yaşanarak yapılmışlardır. Bu yüzden sahicidirler..

Şu günlerde Ilgaz Bulut ile yeni bir projeye imza atıyorsunuz. Bu çalışma ile ilgili ayrıntılı bilgi almadan önce Ilgaz Bulut’u tanımak isteriz.

Ilgaz Bulut kimdir? Bize kısaca kendinizden bahseder misiniz?1990 yılın’da izmirin Konak ilçesinde Bulut ailesinin 2.çoçugu olarak dünyaya geldim , Ilk okul çağlarımda hobi olarak ilgilendigim yelken sporunu zamanla profesyonellige taşıdım Bu dalda egitimlerimi sürdürerek lisanslı bir sporcu oldum ve ögrenim hayatım ile birlikte belli bir zaman sürdürdüm.Egitim hayatımın tamamlanması ile birlikte En büyük tutkum olan müzik hayatına giriş yaptım ve süre gelen zamanda profesyonelleşmeye dogru adımlar atarak hayatımı devam ettirdim.

Bizim şarkılarımız dostluğun, kariyerin,

komşuluğun, saygının, haddini bilmenin,

tevazunun ve sevginin egemen olduğu o

bozulmamış yılların şahitleridir...

www.mavisehirdergisi.com

Ağustos - 2015 19

Müzikle nasıl tanıştınız ve bu işi yapmaya nasıl karar verdiniz?Genç yaşta müziğe olan ilgim sıkı bir dinleyici olarak başladı.Kendimi geliştirmek adına elimden gelebildiğince çabaladım. Türkiye’nin önde gelen müzik firmalarından

“Bor Müziğin” Genel merkezinde zaman zaman çalışarak teknik konularda tecrübe edindim. Zaman zaman da firmanın etkinliklerinde Dj olarak yer almaya başladım. Firmanın çalıştığı sanatçılar ile tanışma ve sahne öncesi müzik yapma fırsatı buldum.

Herkesin merakla beklediği yeni projenizden bahseder misiniz?Merakla beklenen projemin ilki 1994 yılında yayınlanan sözü ve müziği Fatih Erkoç’a ait olan “Oynatmaya az kaldı” isimli parçasını günümüze uyarlama düşüncem ile başlıyor. Bu projede kalitesinden bugüne dek ödün vermeyen, gerçek bir sanatçı olarak nitelendirdiğim sevgili Attila Atasoy’un parçayı seslendirerek, projeye yeniden hayat vermesi ile devam ediyor. Attila Atasoy ile çalışmam bu süreçte başlarken Atasoy’un en sevilen parçalarından olan ve benim de çok beğendiğim ikinci proje ile devam ettirme kararı alıyoruz (Avare ve Anılar). Tabiki farklı projelerimiz ve süprizlerimiz yok değil.

Geçmişteki popüler şarkıları günümüze uyarlamak nasıl bir his? Bu projeye nasıl karar verdiniz?Geçmişte yapılan parçalar günümüzde yapılan parçaların aksine, içinde daha çok müzikalliği

ve müziği barındırması nedeni ile her zaman daha çok ilgimi çekmiştir. Aslında parçaların orjinalliğinin bozulmasından pek yana olmasam da, günümüzün şartları ve müzikteki değişim bazen farklı projeler ile gündeme gelmemizi gerektiriyor. Ben müzikteki orjinal ana temanın dışına çok fazla çıkmadan günümüze uyarlayarak, eğlence severlere sunuyorum. Arkamızı dönüp baktığımızda gerçek projeler ve gerçek sanatçılar görüyoruz. Şimdiyse olaylar biraz daha farklı. Sadece ticari olarak projeler devam ediyor. Projelere başlarken öncelikle benim de sevdiğim, müzik severlerin de yakından takip ettiği sanatçıların unutulmayan parçalarını belirleyerek başlıyorum.

Yeni şarkılarınıza klip çekmeyi düşünüyor musunuz?Şarkılarımızdan bir tanesine klip çekme fikrimiz var. Ancak durumlar

neyi gerektirir bilemeyiz. Şu an için parçalar ağustos ayının sonu ve eylül ayı içerisinde yayınlanmaya başlayacak. Belki çekeçeğimiz klip yeni bir Attila Atasoy parçası da olabilir. Bunun haberini şu an için önümüzdeki günlere saklıyorum.

Aslında parçaların orjinalliğinin bozulmasından

pek yana olmasam da, günümüzün şartları ve

müzikteki değişim bazen farklı projeler ile gündeme

gelmemizi gerektiriyor.

Ağustos - 201520

Yazın en bunaltıcı günlerini yaşarken nedense soğuk bir ülke

yerine, tropikal bir ortamın bizi daha ferahlatacağı ve serinlik vereceğini düşünürüz. Peki bize bu duyguları veren bir ortam yaratmak istersek nasıl bir dekor yapabiliriz? Bu konuda sizlere birkaç detay vermek istiyorum.

Tropik iklim kuşağından ilham alan egzotik dekorasyon seçimlerinin başlıca malzemeleri meşe, bambu, tik, iroko ya da rattan gibi malzemelerdir. Bu malzemeler hem iç hem de dış mekanda mobilyalarda ve aksesuarlarda kullanılır. O coğrafyaların bitki ve hayvanlara gönderme yapan formlar ve parlak renk birleşimleri, mekanlarımıza bir sıcaklık verecektir. Bu stilde bir sonuca ulaşmanız için, cesur renk geçişleri ve tropik desenlerin karmaşası mutlaka gerekiyor.Bu seneki stil rotalarında, egzotik bölgelerde yetişen ağaçların doğal haliyle kullanımı, enerjik renk karmaları, botanik simgeleri ve doğal örgü malzemeleri yine çok popüler. Hedefiniz egzotizmi renklerle yakalamaksa, ortamınızda çizgilerin

içine animal desenleri ve çiçeklileri mutlaka yerleştirmelisiniz. Zeminde hindistan cevizinin liflerinden yapılan koko halı ve post kullanabilirsiniz. Tropik iklimlerin karakteristik sembolleri ananas, muz kivi gibi meyveler, palmiye, sarmaşık ve büyük yapraklı bitkiler ve papağan, flamingo, fil, kaplan, zebra, gibi vahşi hayatın sembolü hayvanlarla desenlenmiş kumaşlar böyle bir ortamın olmazsa olmazlarından. Burada, tercihlerinizi yaparken doğal liflerden yapılmış olanı ve pamuklu olan kumaşları tercih etmeniz sıcak günlerde sizin lehinize olacaktır. Tropik desenli duvar kağıtları da size yardımcı olacak en önemli malzemelerden. Evinizde ya da yazlığınızda bir duvarı

turuncu, mavi, hardal sarısı, kivi yeşili ve amazon yeşili gibi canlı renklerde boyayarak önüne düz renkli mobilyalar yerleştirebilir; sadece bu tarzda seçeceğiniz aksesuar, yastıklar veya renkli seramiklerle yaz keyfinize tropik bir neşe katabilirsiniz. Böylece renklerin en parlaklarının, desenlerin en neşelilerinin birbirleriyle özgürce dans ettiği bol palmiyeli ve egzotik meyveli desenlerle evinize bambaşka bir coşku katacaksınız. Tabii mutlaka tropik ağaçlar, büyük mumlar, masklar, geniş etnik desenli puflar, hasır aksesuarlar, örgü sepetler ve baharat aromalı tütsüler de olmalı.

Böyle bir ortamda tatil yapmak da, biraz miskinlik yapmak da çok doğal. Evinizde oluşturacağınız dekorda,yerden aydınlatmayı tercih etmenizi öneririm. İhtiyaç duyduğunuzda kullanacağınız bir ahşap tavan vantilatörü hem gece hem de gündüz için kullanışlı ve ortama uygun olacaktır. Enerjinizi toparlayacağınız güzel ortamlar, bir sonraki günlere, yaşama pozitif olarak yansıyacaktır.

[email protected]

Kaan Yenilmez

EVLERDE TROPİK ESİNTİLER

Hem fonksiyonel hem de estetik değeri yüksek çözümler ile yaşam alanlarınıza

benzersiz bir dokunuş... MAKROYAPI

sizi gerçek tasarım aşkına şahit olmaya davet ediyor...

MAKROYAPIİç Mimari Tasarım ve Uygulama

MÜHİM OLAN İÇ GÜZELLİK

Tasarım Ofisi:Tel : 0232 3298029 - 0232 329 9029

www.makroyapitasarim.com

Fabrika:Tel: 0232 329 7900 (pbx 4 hat) Faks: 0232 833 3323www.makroyapi.com.tr

Ağustos - 201522

Sahipsiz sokak hayvanlarının bakım, tedavi ve beslenmeleri

için çalışmalar yürüten Karşıyaka Belediyesi, kontrolsüz üremenin önüne geçmek için Alaybey, Donanmacı, Tersane ve Tuna Mahallelerinde kısırlaştırma seferberliği başlattı. Çalışmalar kapsamında 300 kedi yaşam alanlarından toplanarak kısırlaştırıldı. Çalışmaların Karşıyaka’nın tüm mahallelerine yaygınlaştırılacağı belirtildi. Sokak kedilerinin yakalama işlemi veteriner ambulansı ve modern teçhizatlarla hayvan severler eşliğinde yapıldı. Kedilerin yoğun olarak yaşadığı 214 adresin ise sürekli gözlem altında tutulduğu belirtildi. Modern ameliyathaneler, uzman hekimlerKarşıyaka Belediyesi Veteriner İşleri Müdürlüğü tarafından hayata

geçirilen kısırlaştırma seferberliği, yerel hayvan koruma görevlileri ve hayvan sever vatandaşlarla birlikte yapıldı. Kısırlaştırma operasyonlarının yanı sıra tüm hayvanlar için kontrollü üreme çalışmalarına da devam ediliyor. Veteriner İşleri Müdürlüğü ekiplerinin Örnekköy ve Taypark polikliniklerinde randevulu olarak yaptığı kısırlaştırma işlemleri modern ameliyathanelerde uzman hekimlerce gerçekleştiriliyor. 

“Nefes alan her canlıya hizmet”Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar “Göreve geldiğimiz günden bu yana Karşıyaka’da nefes alıp veren her canlı için var gücümüzle çalışıyoruz. Can dostlarımızın her türlü bakımını ve tedavisini belediye olarak üstleniyoruz. Çalışmalarımızı Karşıyakalı hemşehrilerimizle

Sahipsiz sokak kedilerinin bakım, tedavi ve beslenmeleri için çalışmalar yürüten Karşıyaka Belediyesi, kontrolsüz üremenin önüne geçmek için bir ayda 300 kediyi kısırlaştırdı. Hayvanseverler uygulamadan son derece memnun kaldı.

Karsiyaka’da KISIRLAŞTIRMA SEFERBERLİĞİ

birlikte yapıyoruz. Can dostlarımız için el birliği ile huzuru sağlayacağız. Kısırlaştırma işlemleri de bir hayvanın kontrollü üremesi ve hastalıklardan korunması için uzmanlarca tavsiye edilen bir yöntem. Kısırlaştırılan hayvanlarımız, pek çok hastalıktan korunmuş oluyor. Çalışmalarımıza ara vermeden devam edeceğiz” dedi.

Dekorasyon Kösesi Dekorasyon Kösesi Dekorasyon Kösesi Dekorasyon Kösesi Dekorasyon Kösesi

MİMARLIK - MOBİLYA - DEKORASYON - GÖRSELLEŞTİRME

6497 Sok. 25/A Yalı Mahallesi Karşıyaka-İzmir Tel: 0534 494 88 53 - 0507 548 58 10www.woodandirondesign.com [email protected]

SALONLARIMIZI NASIL YERLEŞTİRMELİYİZ?Salonlarımız evlerimizin en

önemli noktalarındandır. Bir evin aynası diyebileceğimiz, en çok vakit geçirdiğimiz yerlerden biridir. Bu yüzdendir ki bizi ziyarete gelen misafirlerimizi ağırladığımız salonlarımızı dekore ederken çok zorlanırız. Peki salonlarımızı nasıl dekore etmeliyiz? Öncelikle eğer salonlarımızla, yemek odası aynı yerdeyse mümkünse plan olarak mutfağa yakın kısıma yemek masasını konumlandırmalı, kalan kısmına oturma grubunu koymalıyız. Oturma grubunu yerleştirirken, mümkünse oturma grubunun karşısına gelecek kısmın düz bir duvar olmasına dikkat etmeliyiz çünkü tv ünitesini konumlandırmak için en uygun kısım düz boş bir duvar olacaktır. Aynı zamanda televizyonun yansıma yapmaması ve daha iyi görüntü alınabilmesi için tv ünitesi duvarının arkasında pencere bulunmaması da aranan özelliklerdendir. Şimdi de kabaca plan olarak yerleştikten sonra renkler, dokular ve doğru aydınlatmayla şık bir mekan elde etmek için birkaç tüyo verelim.

Öncelikle dekorasyon için tarzımıza karar vermemiz gerekiyor modern, klasik veya country gibi. Tarzımızı seçtikten sonra ki bu genelde evin genel tarzının devamına uygun olarak seçilebilir, evimizi dekore etmeye başlayabiliriz. Eğer salonumuz küçükse açık renkli duvar boyaları veya duvar kağıtları kullanabiliriz, açık renk mekanımızın daha büyük görünmesini sağlayacaktır. Küçük salonlarda öncelikle yapmamız gereken gümüşlük, fiskos masaları, fazla aksesuarlardan kurtulmak veya aksesuarları tek bir yerde kullanarak odak noktası yaratmak olmalıdır. Mobilya seçerken de açık renklere gidilmelidir. Mekanı fazla doldurmadan bir üçlü ve ikili koltuk ve orta sehpa mekanın büyüklüğüne göre kullanılabilecek çok fonksiyonlu zigon sehpalarla yerleşimimizi tamamlayabiliriz. Küçük mekanlarda daha çok dar kolçaklı ve dar sırtlı koltuklar kullanılması önerilir. Eğer yerimiz varsa oturma grubuyla yemek masasını bölümlerini birbirinden ayırmak için şık bir dresuar kullanılabilir.

Yine duvarlarda dekoratif olarak kullanacağımız aynalar mekanın geniş algılanmasında faydalı olacaktır. Eğer salonumuz büyükse çoğu zaman bu durumda bize küçük salonlar kadar sorun çıkarır. Çünkü bir oturma grubu alsak küçük gelir, iki oturma grubu alsak sığmayabilir. Büyük solanları bölerek, eşyaları gruplayarak planlamak daha doğru olacaktır. Örneğin bir oturma grubu ve onun dışında bir kütüphane bölümü, başka bir bölümü ise yemek bölümü olarak planlanabilir. Yine eğer salonda şömine mevcutsa iki berjer ve sehpayı şömine karşısına konumlandırabiliriz. Büyük salonlarda geniş kolçaklı, geniş sırtlı chester tarzı koltuklar kullanılabilir.

Duvarlarda ve mobilyalarda daha koyu tonlarda seçim yapabilir, daha fazla aksesuarla mekanı tamamlayabiliriz. Büyük mekanlara sıcaklık hissini kazandırmak daha zordur, sıcak bir mekan istiyorsak seçeceğimiz renklerin sıcak olmasına ve mobilyaların birbirlerine yakın konumlandırılmasına dikkat etmeliyiz

Ağustos - 201524

Hem körfez hem de baraj gölü manzarasıyla kentin önemli

turistik tesislerinden biri olan Balçova Teleferiği’ni sil baştan yenileyen İzmir Büyükşehir Belediyesi, AB standartlarında yapılandırdığı modern tesisi 31 Temmuz Cuma günü halkın hizmetine sundu. İlk gün 1.709 kişinin taşındığı yeni teleferik, hafta sonundan itibaren adeta ziyaretçi akınına uğradı. Sıcak havaya rağmen saat 09.30’dan itibaren tesisin önüne gelmeye başlayan vatandaşların ilgisi akşam saatlerinde daha da arttı. 10.00 ile 23.00 saatleri arasında hizmet veren Teleferik’i Cumartesi günü 4 bin 285, Pazar günü ise 5 bin 335 kişi ziyaret etti. Böylece sadece 2 gün içinde tesisleri gezen vatandaş sayısı 10 bine yaklaştı.Özellikle çocukların büyük ilgi gösterdiği Balçova Teleferik Tesisleri’ne şehir dışından gelenler de vardı. Teleferiğin açıldığını duyan vatandaşlar büyük bir merakla soluğu Balçova’da aldı. Yıllar önce Teleferik’e çıkan İzmirliler, yeni araçların daha

hızlı olduğunu ve mesire alanındaki kafeleri çok beğendiklerini söyledi.

5 yaş altı çocuklar için ücretsizSıcak havaya rağmen ilgiden çok mutlu olduklarını belirten işletmeci kuruluş İZULAŞ’ın Genel Müdürü Reha Pekerten, Teleferik’in pazartesi günleri hariç her gün saat 10.00 ile 22.00 arasında hizmet vereceğini, saat 23.00’da da son inişlerin gerçekleşeceğini belirtti. Pekerten, Teleferik’in 5 yaş ve altı çocuklar için ücretsiz, iniş - çıkış ücretinin ise 6 TL. olarak belirlendiğini vurguladı.

Her zevke, her bütçeyeMesire alanındaki tesislerin işletmesinden sorumlu olan Grand Plaza A.Ş’nin Genel Müdürü Hasan İkat ise beklenin üzerinde bir ilgiyle karşılaştıklarını vurgulayarak, tesise gelen vatandaşların rahat etmesi ve huzurlu bir vakit geçirmesi için gereken tüm hazırlıkların yapıldığının altını çizdi. İkat şu bilgileri verdi:

“Tesisin Doğu bölümünde körfez

manzaralı seyir terasında gözleme- mantı evi oluşturduk. Baraj gölü manzaralı batı seyir terasında aperatif yiyecekler bulunuyor. İki katlı kır kahvesinin özellikle teras bölümünde çam ağaçları içinde gün batımını seyretmek isteyen İzmirliler, yine aperatif yiyecekler ile sıcak ve soğuk içeceklere ulaşabiliyor. Çocuk oyun grubunun bulunduğu alanın yanında oluşturulan Park Kafe’de daha çok miniklerin ilgisini çekecek dondurma, pamuk helva, haşlanmış mısır gibi yiyecekler bulunuyor. Grand Cafe’de ızgara çeşitleri konukların beğenisine sunulurken, Budak Cafe’de fastfood ve soğuk-sıcak içecek satışı yapılıyor. Tesisin zirvesinde kurulan ‘Et Evi’nde ise kontrollü mangal hizmeti sunuyoruz. Vatandaşlar kendileri için yakılan mangallarda et evinden temin ettikleri et çeşitleri ve şarküteri ürünlerini kendileri pişirecekler. Ayrıca yine vatandaşların dışarıdan yiyecek getirmeden Teleferik Tesisi içindeki ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için kurulan market de hizmet veriyor.”

İZMİR’DE TELEFERİK COŞKUSUİzmir Büyükşehir Belediyesi’nin 15.5 milyon liraya yenilediği Teleferik

Tesisleri, hafta sonunda 10 bine yakın ziyaretçiyi taşıdı.

www.mavisehirdergisi.com

Ağustos - 2015 25

Atölye Tat lezzetiyle istediğiniz yemeği ve mezeyi istediğiniz

miktarda hazırlatabilir, konuklarınıza güzel bir davet verebilirsiniz. Menü harici istediğiniz her türlü yemeği de ayrıca sipariş verebileceğinizi hatırlatmak isteriz. Kısıtlı vaktinizde yemek konusunda size tüm titizliği ve lezzetiyle yardımcı olan bir mutfağınız olduğunu unutmayın.

Sipariş üzerine yemek,Siz işteyken canınız bir yemek istedi ve vaktiniz yok; istediğiniz yemeği hemen Salih Bey’i arayarak akşam için sipariş verebilirsiniz. Pazardan en taze ürünleri seçerek Atölye Tat’ın tertemiz açık mutfağında yemeğinizi istediğiniz

www.atolyetat.com

6470/2 Sk. No:17/A Yalı Mah. Atakent (Başkent Polikliniği sokağı) Tel: 0(232) 336 3060 - 0(533) 601 5200

saatte hazır ediyor. Atölye Tat’ın web sayfasından o gün çıkan yemeklerin hepsini görebilirsiniz. 12 senedir yöneticilik ve aşçılık yapan Salih Burçoğlu, sevgi ile bağlı olduğu bu hobisini kendi işletmesinde her gün farklı yemek sürprizleriyle sizlerle buluşturuyor. Yaz mevsiminde en çok tercih gören zeytinyağlı yemekler de günlük menülerdeki yerlerini aldı.

“Yencek yemekler” burada

Canınızın çektiği herhangi bir zeytinyağlı yemeği Atölye Tat’tan sipariş edebilir ve evinizde afiyetle yiyebilirsiniz. Mevsimin en güzel sebzelerinden taze seçilen ürünler Salih Bey’in hünerli ve lezzetli ellerinden sofralarınıza geliyor. Her gün ayrı lezzetleri bulabileceğiniz Atölye Tat’ta öğle yemeği menüsü 3 çeşit 14 TL.

Salih Burçoğluİşletme Sahibi

Gel-al servisimiz ile

hizmetinizdeyiz

Trileçe tatlısı

Ağustos - 201526

Denizi hiç görmemiş birisine “yerdeki su birikintisini” göstererek

denizi tasvir edebilir misiniz?Bir yere kadar evet…Sizi dinleyen, hayal gücünün sınırları oranında canlandırabilir belki usunda denizi…Peki, denizi hiç görmemiş birisini,

“göl”ü göstererek ve “deniz budur” diyerek kandırabilir misiniz?Bu da mümkün…Eh, deniz nedir bilmeyen birisi pekâlâ kanabilir bu aldatmacaya…Ama yıllarca denizleri, okyanusları seyretmiş, yaşamış olan(lar)?Kanarlar mı onlar bu illüzyona?…Çok zor, hatta imkânsız…Bilirler çünkü neyin ne olduğunu…

***1980 sonrasında başladı değerlerdeki bu çürüme…Erdemlerini yitirdi toplum…Bir an önce köşeyi dön de nasıl dönersen dön…Bir an önce bir yere gel de nasıl gelirsen gel…Machiavelli’nin başarıya giden yolda her şeyi mubah görmesi gibi…Kural yok…Değer yok…Toplumun çimentosundan çalınmaya başlandı…Yeni nesil bu defolu zihniyetle yoğruldu…Ve bu zihniyet kendi kültürünü yarattı…Kendi sanatçısını…Kendi sporcusunu…Kendi siyasetçisini…

“Fast food” bir beslenme biçimi olmaktan çıktı, adeta bir “toplumsal duruş” halini aldı…Ye ve git…

Gazeteci - [email protected]

Uğur Oral

GERÇEK VE

İLLÜZYONVeya ne olmadığını…

“Bilen”i kandırabilmek imkânsızdır…

***Kavramların içi öylesine boşaldı ki günümüzde…Yükselen değerler alçalmakta hızla…Kavramlardaki bu erozyonla birlikte kavramların vücut bulduğu örneklerin de sayısı gittikçe azaldı…Ve azalmaya da devam ediyor ne yazık kiGerçek sanatçılar…Gerçek sporcular…Gerçek devlet adamları…Gerçek değerler…Özetle, “gerçek”ler öyle uzaklaştı ki…Meydan “gibi”lere kaldı…Kırk yaşın üzerindeki kesim(ler) gerçekleri gördü, yaşadı…Gerçeklerle büyüdü…Bu yüzden kanmıyorlar “gibi” sunulanlara…

www.mavisehirdergisi.com

Ağustos - 2015 27

Üret ve tüket…Kalıcılık?Boş ver…Evrensellik?Geçiniz…Sorumluluk?Ne gerek var ki!

***Dario Moreno’yu, Zeki Müren’i, Barış Manço’yu dinleyerek yetişen bir nesil biliyor gerçek “yorumcu”nun kim olduğunu…Müzik insanının nasıl olması gerektiğini…Ama bugün?Potansiyeli ve alt yapısı ancak mahalle arasındaki düğünlerde şarkı söylemeye yetecek kimseler şarkıcı veya yorumcu olarak yutturulmak isteniyor…Ayhan Işık’ın, Adile Naşit’in, Kartal Tibet’in filmlerini izleyerek yetişenler gerçek “oyuncu”nun kim olduğunu biliyor… Onların ne emeklerle o noktalara geldiklerini de, şöhretin bozamadığı tevazularını da…Ama bugün?Günümüzde alt tarafı bir kaç oyunda küçük bazı roller oynayan kişiler

“büyük oyuncu” veya “sanatçı” olarak sunuluyor topluma…

***Artık çok kolay “bir şey” olmak…Bedel ödemeden…Çile çekmeden…Sebat etmeden…

“İyi yemek kısık ateşte pişer” demiş eskiler… Çabuk pişsin diye açarsan ocağı, ya yemek yanar, ya da dibi tutar tencerenin…Ama artık gecekondu gibi pırtlıyor pek çok alanda yeni isimler…

***Örneğin eskiden gazeteci olabilmek sebat edebilmenin sonucuydu…Bir köşeyi hak etmek yıllarca süren emeğin ve çabanın sonucuydu…Yıllarca deneyim kazanarak, pişerek…Ama artık çok kolay…Birkaç yerde yazısı yayınlanan hemen

“köşe yazarı” ilan ediliyor…Muhabirlik yapmış mı?Fotoğraf çekmiş mi?Hiçbir haber takip etmiş mi?Ya deneyim?Kişiler artık kendisine çok kolay

“gazeteciyim” diyor…Eski üstatları tanıyanlar bilenler kanmıyor gerçi ama, yeni nesil pekâlâ yutuyor bu zokayı…Abdi İpekçi’lerle, Uğur Mumcu’larla yetişen nesil kabul edemiyor bugünkü fikirsel fırıldaklığı…

***Kalite, vizyon, evrensellik kayboluyor…Gazetelerin manşetlerinde, televizyon programlarında gördüklerimizin birçoğu su birikintisi…Denizi gözden yitirmek üzereyiz…Ve yerdeki su birikintileriyle avutuluyoruz…Birileri bize olması gerekeni değil

“olan”ı kabul ettirmeye zorluyor ısrarla… İllüzyonların peşinden gidiyoruz…Gerçeğin eksikliğinde, sahtelere kanıyoruz…Ya da yeni sahteler yaratıyoruz…Geçmişe duyulan özlemin bu kadar yoğun hissedilmesi bu yüzden…

“Aslı”nı gören, nüshasıyla ya da taklidiyle tatmin olmuyor…Çünkü biliyor ki gerçek bu değil…

***Şimdi unvanları almak da çok kolay…Yanında birkaç kişi istihdam eden alt tarafı bir küçük esnafa “işadamı” demeye başladık…Bir iki yerde oryantal yapana

“koreograf” Bir taşra siyasetçisinin vizyonuna bile sahip olamayan politikacılara da “devlet adamı”Eskilerin ağır, deneyimli ve sözü geçen siyasetçilerinden eser var mı?Gerçek sanatçılar teker teker köşelerine çekilmedi mi?Zamanında her yazdığı ses getiren büyük kalemler nerede?Nerede o duayen tiyatrocular?Nerede o eski sanayiciler?Nerede şarkıları yüreklerde yer eden yorumcular?

***Çok bol keseden dağıtır olduk takdiri ve saygıyı…Sonuçta ne oldu?Kavramların içini boşalttık!Birçok “değer”in değersizleşmeye başladığını gördük…Erdemlerin altını oyduk…Bileşik kaplar formülündeki gibi her alana sirayet etti bu kokuşma…

Sanattan siyasete, ekonomiden spora hangi alana baksanız bir yüzeysellik...Bir sığlık…Bir vizyonsuzluk…

***“Dün”ün içi doluydu…Timur Selçuk’lar, Tanju Okan’lar “gerçek” birer sanatçıydı…Münir Özkul’lar, Müşfik Kenter’ler

“gerçek” birer oyuncuydu…Lefter’ler, Metin Oktay’lar “gerçek” birer sporcuydu…Çetin Emeç’ler, İlhan Selçuk’lar

“gerçek” birer gazeteciydi…Bülent Ecevit’ler, Rauf Denktaş’lar

“gerçek” birer devlet adamıydı…Hepsi de hakkını vererek almışlardı bu unvanları…İçini doldurarak…Ve örnek olarak…Bu yüzden unutulmuyorlar…Bu yüzden ölümsüzler…Bu yüzden yerleri dolmuyor…Bu yüzden gelenler gidenleri fersah fersah aratıyor…Çünkü bu isimleri efsaneleştiren erdemler prim yapmıyor artık…

***Biz, denizleri görerek büyüdük…Biliyoruz denizin ne olduğunu?Kimse kandıramaz bizi…Ama yeni yetişen nesil?Yazıktır ki hep su birikintilerine bakıp hayal edecekler denizi…Acıdır ki birilerinin kendilerine

“deniz’’ diye yutturmak istediklerine kanacaklar…Denizler kuruyacak…Bizler sadece anılarımızda anımsayacağız eskileri…

***Biz toplum olarak değerlerimize sırtımızı döndük ne yazık ki…Küstürdük onları…Değerlerimizin değerini bilemedik…Ve yerine başka kavramları koyduk bilinçsizce…Ama dolmadı…İçi boş kaldı…Bugüne baktığımızda, işte bu yüzden hep özlemle anıyoruz dünü….Bu yüzden geçmişi anımsamak acıtıyor içimizi…Eski fotoğraflara bakarken yutkunmamız da bundan…

Ağustos - 201528

Facebook.com/yemeicmeaskina Instagram: YEME_ICME_ASKINA

Kutlu ÖzemrakGERÇEK OCAKBAŞI ARIYORSANIZ…

Geçtiğimiz günlerde İstanbul’a bir iş ziyareti için gittiğimde yine Kirvem Ocakbaşın’a uğradım. İstanbul’a her gidişimde uğramaya gayret ettiğim bu

mekan Ocakbaşı kültürünü iyi bilen bir işletme. Ocakbaşı derken sadece adında değil özünde de ocakbaşı. Oldukça salaş bir restoran olmasına rağmen lezzet açısından ağız tadı çok lüks. Mekanda dekorasyon adına hiçbir şey yok, aslına bakarsanız ön yargılı bile bakılabilir. Beyoğlun’a paralel sokakların birindeki bu restoran bilen kişilerin ziyaret ettiği bir yer. İki katlı restoranın ikinci katında iki adet ocakbaşı var. Hemen dostlarla beraber etrafına diziliyoruz. Ustamız bizi karşılıyor ve bütün gece keyfimize göre hizmet edecek.Buraya her geldiğimde çiğ köfte, köz patlıcan ve cacık yiyerek geceye başlarım. Bu lezzetlerin yanında şalgam suyu içmenizi tavsiye ederim. Markalı bir şalgam değil. Özel imalat ve eşini başka bir yerde bulamazsınız. Acı suyu ve şalgamı ayrı ayrı servis ediyorlar siz isteğinize göre karıştırıyorsunuz.Ardından usta başlıyor şölene. Tüm kebaplar önünüzde hazırlanıyor. Yaprak ciğer sinirsiz ve lokum gibi. Külbastı özel marine edilmiş ve az yerde bulabileceğiniz türden. Kaburganın eti üfleseniz kemiğin üzerinden ayrılacak gibi duruyor ve yumuşacık. Usta gözümüzün içine bakıyor, ufak bir işaretle devam ediyor pişirmeye. Fıstıklı adanası harika, insan aklını yitirecek gibi oluyor burada :) Tüm kebaplar kıvamında pişmiş ve özenle seçilmiş etlerden yapılıyor. Etleri çatal bıçak değil elle yemenizde yarar var. Ete bıçak değmesin. Bu arada kuzu eti en güzel etlerden biridir bazı hanımlar kokuyor derler. Et bu tabiî ki kendine göre kokar her şeyin bir kokusu vardır. O zaman hiç bir şey yemeyelim mi? Kebabı herkes yapamaz ve ne yazık ki İzmir’de Kebap yenecek yer sayısı bir elin parmakları kadar az. Yakında bu mekanları da sizlere tanıtacağım. Ama İstanbul’a yolunuz düşerse Kirvem’e mutlaka gidin.

Dekor: 2Ambiyans: 4

Lezzet: 5Fiyat: 4

Beyazlale Düğün Davet Organizasyon - Alsancak - 0232 4648834facebook/beyazlalecicekmarket instagram/beyazlalecicekcilik

Ağustos - 201530

SALATAKARPUZ

1 2

Güzel havalarda cıvıl cıvıl sofralar hazırlayıp ailecek aynı masada toplanmanın keyfi bir başka... Havalar sıcakken, kızartma ve

yağlardan alabildiğine uzaklaşarak ağırlıklı olarak meyve-sebze çeşidinden yararlanmak gerekiyor. İşte şık ve sağlıklı bir sofranın olmazsa olmazları...

Kuşkusuz ki her sofranın vazgeçilmezleri arasında salata ilk sıralarda yer alıyor. Hem sağlıklı hem de pek çok ana yemekten daha lezzetli ve doyurucu. Her gün farklı bir çeşit hazırlayarak sofranızı şenlendirebilirsiniz.

Yaz aylarının favori meyvelerinden biri olan karpuzu özellikle aşırı sıcaklarda besleyici ve elektrolit bakımından zengin bir su kaynağı olarak tüketebilirsiniz.

www.mavisehirdergisi.com

Ağustos - 2015 31

ANANAS

İNCİR

YENGEÇ

5

3

Ananas insanlar için adeta bir mucizedir. Çünkü içinde insan vücudu için gerekli olan vitaminlerin hepsi mevcuttur. Ananas içerdiği protein mayası sayesinde yiyeceklerdeki proteini çözer. Özellikle sıklıkla et tüketen kişilere proteinin çözülmesine yardımcı olmak adına ananas tüketmeleri tavsiye edilmektedir. Ayrıca sofranıza dekoratif açıdan da ayrı bir hava katacaktır.

Yengeç eti yüksek kaliteli protein, vitamin ve minerallerin mükemmel bir kaynağıdır. Özellikle, B complex vitaminleri, magnezyum, fosfor, çinko, bakır, kalsiyum ve demir kaynağıdır. Ancak, yengeç etinin kolesterolü oldukça yüksektir. Şık bir sunumla sofranıza yakışır şekilde servis edebilirsiniz.

Yüksek oranda besin lifi içerir ve bu sayede başta kabızlık olmak üzere çeşitli sindirim sorunlarına iyi gelir.

4

Kabul ediyoruz, kış mevsiminin de güzel yanları var, ama güneşin o ışıl ışıl parladığı sıcak günler insanın içini huzurla dolduruyor.

Güneşin kendini göstermesiyle birlikte gezmek, eğlenmek hemen herkesin aklına ilk gelen şeyler arasında yer alıyor. Soğuk, kapalı ve yağmurlu havalarda, içimize kapanık ve yorgun hissederken, açık havalarda mutlu ve coşkulu hissederiz. Bilimsel olarak kanıtlanmış bir gerçek var: Güneş mutluluk verir. Gün ışığının, mutluluk hormonu endorfinin vücutta salgılanmasını olumlu yönde etkilediği biliniyor. Böylece yaz ve bahar aylarında hayata daha olumlu bakıyor ve daha enerjik oluyoruz. Ailecek veya arkadaşlarla çıkılan eğlenceli yaz tatilleri, sulu şakalar, dondurma yemek, sahilde yürümek, çıplak ayak kumlara basmak bizi şehrin karmaşasından uzaklaştırıyor ve hem zihnimizi hem de bedenimizi tazeliyor.

Güzel havalarda

Yaz ayları, hala öğrenci olanlar için okul ile ilgili bir süre birşey yapmamak demek. Çalışma hayatında olanlar için ise, genellikle yılın en uzun tatil izninin kullanıldığı dönemlerdir. Yaz tatilleri belki de hayatımızda yaşadığımız en mutlu anıları biriktirmemize sebep olur. Güneşin etkisi ile vücutta salgılanan endorfin hormonu

sayesinde yaşadığımız her anın zevkine daha çok varırız.

Ayrıca bahar ve yaz aylarında yükselişe geçen mutluluk hormonu ile beynimizin, doğanın çağrısına uyarak aşık olmamızı kolaylaştırdığı da biliniyor. İçimizde kelebekler uçuşuyor herşeye daha çok sevgi ile yaklaşıyor ve hayata

gülümsüyoruz.Tüm bunlar olurken beslenmemize de özen göstermemiz gerekiyor. Mutlu ve pozitif olunca iştahımız açılıyor, güzel sofralar hazırlıyoruz. Birbirinden güzel meyveler, doğal ve soğuk içecekler sıcak havalardan daha çok keyif almamıza yardımcı oluyor. Bu dönemde günlük aktivitelerimiz daha fazla olduğundan, su kaybımız da fazla oluyor. Günlük su tüketimimize çok dikkat etmemiz gerekiyor. Güneş çarpmaları, gıda zehirlenmeleri ve sıvı kaybının neden olduğu rahatsızlıkların ortaya çıkabileceğini daima göz önünde tutmalıyız.

Ağustos - 201534

Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi,Acil Tıp Anabilim Dalı, Öğretim Üyesi “Herkes İçin Acil Sağlık

Derneği” Genel Sekreteri

Doç. Dr. Gürkan ERSOY

Değerli okuyucularımız, dergimizin bu sayısında suda boğulmalar,

boğulan kazazedeyi kurtarmaya çalışırken boğulan insanlar ve ilk yardım konularına değineceğiz. Yılın en sıcak günlerini yaşıyoruz. Çok haklı olarak, ben dâhil, hepimiz serinlemek ve de nefes alabilmek için deniz/havuz gibi ortamları tercih ediyoruz. Yazılı/görsel medya’da, sık sık boğulmalar ile ilgili talihsiz haberleri okumak, zaten çok zor olan hayat ve yaşamımızı derinden etkiliyor, sıcaklar ve yaşadığımız olaylar nedeniyle gerilen sinirlerimizi daha da geriyor, psikolojimizi bozuyor. Yazımızın devam eden kısmında; Neden/nasıl boğuluyoruz, kimler ve hangi yaş grubu insanlar risk altında, boğulan bir kişi nasıl kurtarılmalı, boğulan kazazedeye nasıl ilkyardım uygulanmalı ve boğulmamak için neler yapmamız gerektiğini vurgulayan ayrıntıları göreceğiz.Boğulmanın mekanizması nedir?Herhangi bir nedenle (kalp krizi geçirme, bayılma, su yutma, panik vs.) kişinin panik yapıp heyecanlanması, boğulacağım korkusu yaşayarak

nefesini tutması ama bir süre sonra dayanamayarak ağzını açması ve bu sırada su yutması, yuttuğu suyun nefes borusuna, oradan da ciğerlerine kaçması, kişinin nefessiz kalması, havasızlık sonucu bilincinin kapanması, bu durumda refleks olarak nefes almaya devem etmesi ama yutma refleksinin kaybolması sonucu artık suyun sürekli olarak ciğerlere kaçması ve sonucunda kişinin havasızlık sonucu ölümü…

Boğulma vakalarının temel nedeni nedir? İnsanlar neden boğuluyor?

• Yeterince yüzme bilmemek,• Yüzerken yorulmak,• Denizin çok dalgalı olması ve bizi batırması,

• Yüzerken ayak, baldır veya kolumuza kramp girmesi ve yüzemez hale gelmemiz,

• Yüzerken hastalanmak (sara nöbeti, kalp krizi geçirmek, bayılmak vs.),

Hangi yaş grubu insanlar ve kimler boğulma konusunda daha risk altındadır?

• Havuzlar için en büyük risk grubu

çocuklardır. Çünkü aileler çocuklarını havuza sokup, havuz kenarında gazete/kitap okuyor, telefonu ile ilgileniyor, bu arada çocuk gözden kaçıyor ve boğulabiliyor. Çocuklar su da çok çabuk boğulabilir çünkü güç ve sınırlarını bilmezler, yüzeceğini zanneder ama süratle yorulur ve göz açıp kapatıncaya kadar boğulurlar.

• Erişkinlerde, cinsiyet olarak erkekler, kadınlara göre ortalama 15 defa daha sık boğulmaktadır,

• Erişkinler daha çok tuzlu suda yani denizde, gençler ise sulama kanalı, göl gibi tatlı su ortamlarında boğulurlar.

Boğulan kişiye yardım eden kişi neden boğulur?Boğulmakta olan kişi, boğulup öleceğini hissettiği için, panik halindedir. Çok kısa süre içinde de beynine hava gitmediği için şuursuzca, kontrolsüz hareketler yapar. O anda tek düşündüğü şey tutunacak bir noktadır (burada tutunma istediği nokta hayattır, yani amacı hayata tutunmaktır). Tabii, tutunabileceği şey, çok iyi niyetle kendisini kurtarmaya

SUDA BOĞULMALAR ve ilk yardim

Ağustos - 2015 35

gelen kişidir. İşte o anda panikle, hayata tutunma, yani boğulmama pahasına, bilinçsizce kurtarıcıya sarılır ve onu da hareketsiz hale sokar, hatta, suya batırır. Çünkü o anda kendisinde olan adrenalin deşarjı ile çok hareketli ve güçlü haldedir. İşte saydığımız bu nedenlerle, kurtarıcı kişinin mutlaka bu işi bilen, cankurtaran eğitimi almış kişi olması gerekir.

Boğulan kişi sudan nasıl kurtarılmalıdır?

• Suda boğulan kişiyi kurtarma tekniklerini bilmiyorsak, eğitimini almadıysak, asla kişiyi sudan kurtarmak için suya girmeyelim.

• En iyi ve tehlikesiz işlerden birisi boğulmakta olan kişiye can simidi fırlatmak, ip, dal,ceket vs uzatarak tutunmasını sağlayıp kendisini karaya çekmek,

• Çevreden yardım istemek

Boğulan kişiye ilk yardım nasıl uygulanır?

• İlk ve olmazsa olmaz şart ilk yardım eğitimi almış olmaktır. Yani eğitimimiz yoksa kişiyi hem kurtarmak hem de

ilk yardım uygulamak konusunda çaba göstermeyelim. Aksi takdirde biz de boğulabiliriz ve/veya kişiye ilk yardım uygulamaya çalışırken ölümüne ve/veya yaralanmasına neden olabiliriz.

• Eğitimli kişi isek kişi boğulmuşsa en kısa sürede ve güvenli biçimde kişiyi sudan dışarı çıkarmamız, çıkarma sürecinde de hastaya ilkyardım uygulamalarını başlatmamız gerekir.

• Kişiyi karada, sakin ortamda, yere yatırdıktan sonra “temel yaşam desteği” (hayata döndürme ile ilgili girişimler) uygulanmalı ve bir kişi de 112 no’lu telefonu arayarak profesyonellerin yani ambulansın olay yerine gelmesini sağlamalıdır.

Bu aşamada yapılan en büyük hata (özellikle çocuklarda) kişiyi ayaklarından tutarak baş aşağı sarkıtılmasıdır. Böyle yapılırsa, kişinin ciğerlerine kaçan suyu çıkartılacağı düşünülmektedir. Hâlbuki bu mümkün değildir. Bu şekilde kişinin midesine kaçan su çıkar ki bunun zararı veya kişinin hayatın tehlikeye sokan yanı yoktur. Hatta çıkan bu su

yanlışlıkla kişinin hava borusuna kaçıp daha da boğulmasına neden olabilir. Özetle, bu tür yanlış bir hareketi asla yapmayalım.

Tuzlu suda (deniz) ve tatlı suda (havuz, sulama kanalı) boğulma arasında fark var mı?Evet, vardır. Tuzlu suyun insanı kaldırma gücü daha fazla, tatlı suyun daha azdır. Bu nedenle tatlı suda yüzen kişi çok çabuk yorulur. Mesela kıyıdan çok uzaklaştı ise süratle yorulur, geriye dönecek gücü kalmaz ve boğulur. Denizde ise Karadeniz’de olduğu gibi hırçın ve güçlü dalgalar kişiyi yorar hatta batırabilir. Yani, özetle, tatlı suda boğulma riski deniz suyuna göre daha fazladır.

Sonuç, özet, önerilerim…• İyi yüzme bilmiyorsak suya/denize girmeyelim.

• Yüzmek için suya girerken mutlaka yanımızda bir kişi olsun ki gerektiği zaman birbirimize yardımcı olalım,

• Alkollüyken, tok karnına yüzmek amacı ile suya girmeyelim,

• Kalp, sara, şeker hastalığı gibi kronik hastalıkları olan kişiler yüzmek için suya girdiklerinde çok dikkatli olmalıdırlar,

• Küçük çocuklar sınırlarını bilmezler o nedenle çok süratle havuzda boğulabilirler veya havuz kenarında oynarken/yürürken içine düşüp boğulabilirler,

• Eğer eğitimimiz yoksa, suda boğulan kişiyi, suya girerek kurtarmaya çalışmayalım,

• Eğer eğitimimiz yoksa, suda boğulan kişiye ilkyardım uygulamayalım,

• Boğulma vakası varsa hemen olay yerine profesyonellerin gelmesini sağlayalım yani 112 no’lu telefonu arayalım.

En önemlisi:Tıp’ta en etkin, en ucuz ve kolay tedavi korunmadır. Yani yaralanmak, hastalanmamak için tedbir almaktır. İşte yukarıda saydığımız noktalara dikkat edersek çok rahatlıkla yüzer, serinleriz. Yoksa çok acı tablolar ile karşılaşabiliriz.

Nice sağlıklı günlerde görüşebilmek ümidi ile sevgi ve saygılarımı sunarım.

Ağustos - 201536

NEREDE NE YAPMALI?

Alaçatı sofrası denince akıllara ilk gelen eşsiz lezzetteki meşhur Alaçatı kahvaltılarıdır. Organik sebze ve meyvelerin, tadına doyamayacağınız reçellerin, Ege peynirlerinin, köy yumurtalarının süslediği bu kahvaltı sofrası Alaçatı’nın vazgeçilmezidir.

ALAÇATI’DA KAHVALTI

GÜMÜŞLÜK’TE BALIKBodrum’a gelenlerin yakınlarına, tanıdıklarına mutlaka sordukları “Balık nerede yenir?” sorusunun tek cevabı vardır: Gümüşlük. Denizin hemen yanında muhteşem manzara eşliğinde balık yemenin keyfi bir başka...

Kış gelmeden şehrin

stresinden uzaklaşın ve

kendinize vakit ayırın.

havalar güzelken

www.mavisehirdergisi.com

Ağustos - 2015 37

KAPUTAŞ PLAJINDA DENİZ KEYFİ

TARİH KOKAN ANTALYA

MARMARİS’İN MEŞHUR ÇAM BALISahip olduğu tüm güzellikleri gözler önüne seren Marmaris’in birbirinden keyifli keşif noktaları bulunuyor. Güzel bir tatili daha da tatlandırmak için meşhur çam balını denemelisiniz.Kıvamı bozulmadan uzun süre saklanabilen çam balı, Marmaris’in en meşhur tatları arasındadır. Marmaris’e tatil için gelenlerin almadan evlerine dönmediği çam balı, sadece Muğla, Aydın ve Çanakkale illerinde üretilmektedir.

Kaş’tan Fethiye istikametine doğru yaklaşık 20 dakikalık virajlı ama çok güzel manzaralı bir yolculukla Kaputaş’a ulaşabilirsiniz. Burada kendinizi Maldiv’ler de gibi hissedeceksiniz. Ancak mutlaka yanınıza bol miktarda su ve yemek almayı unutmayın. Çünkü plajda bir tesis bulunmuyor.

Antalya’da denizin, güneşin ve eğlencenin tadına doyum olmaz. Ama oraya kadar gitmişken tarihi de koklamak gerekir. Arkeolojik zenginlikleriyle eşsiz açık hava müzesini mutlaka görmelisiniz.

Ağustos - 201538

ALISVERIS

Tüm

zam

anla

rın d

eğiş

mey

en m

odas

ı siy

ah

may

onun

asa

leti

ve ş

ıklığ

ı ile

tüm

göz

ler ü

zerin

izde

...

12

3 4

5

Ağustos - 2015 39

6

7

8

9

10

11

1 Siyah Mayo Penti 2 Pasaport kılıfı H&M 3 Porselen obje Yargıcı 4 Hasır şezlong Mudo5 Turuncu kısa etek Topshop6 Hasır şapka Yargıcı 7 Metal bileklik Mango 8 Taşlı küpeler İpekyol 9 Sarı çanta Zara 10 Ferahlatıcı nemlendirici vücut spreyi Yves Rocher 11 Anahtarlık Zara Home

FARKLI BİR TATİL MACERASI

kampingYaz kampı deneyimli veya deneyimsiz tüm doğa

severler için harika fırsatlar barındırır. Muhteşem doğanın keyfini sürmek için bir çok farklı yol olmasına rağmen kamp yapmak kadar insanı rahatlatan, doğayla bütünleştiren, sakinleştiren pek az aktivite vardır. Özellikle yaz aylarında kalabalıklaşan tatil beldelerinin merkezi yerlerinden yorulduysanız, ailecek yapacağınız deniz kenarındaki kamp tatili size çok iyi gelecek. Bu tatil için en ideal aylar kuşkusuz ki Eylül ve Ekim ayları...

Nelere dikkat etmeliyiz?Günlük veya haftasonu seyahati yapmanın en keyifli yanlarından birisi de planlama aşamasıdır. Gitmeyi düşündüğünüz bölgeyi, karşılaşmanız olası hayvan ve bitkileri araştırmak ve öğrenmek için bol bol zaman ayırın. Güneş çarplarına karşı mutlaka önlem alın. Doğa içinde bir tatil yapmak demek evinizdeki lüksleri bir kenara bırakmak demektir. Bu yüzden öncelikle temel ihtiyaçlarınızı kamp alanınızda nasıl karşılayacağınızı belirlemeniz gerekir. Kamp süresince hijyeninize özen göstermeli ve çadırınızın dışına elinizi yıkayabileceğiniz su ve sabun gibi temel temizlik araçlarının bulunacağı bir düzenek kurmalısınız. Eğer alışveriş yapacağınız alanlara uzaktaysanız mutlaka acil durumlar için yeterli yiyecek ve

ilk yardım malzemelerini yanınızda bulundurmalısınız. Kamp alanlarının en büyük sorunlarından biri arılardır. Arıların kamp alanınızı istila etmemesi için yanınıza alacağınız bir miktar Türk kahvesini bir kase içerisine koyarak yakın, yanan kahvenin yayacağı koku ve duman, arıların çadır etrafında bulunmasını engelleyecektir. Kamp çadırınızı seçerken dikkat etmeniz gerekenleri

de unutmamalısınız. Örneğin günlük hayattaki alışkanlıklarınız. Örneğin dar alan fobiniz varmı? Fazla sıcak veya soğuğa karşı hassasiyetiniz var mı? Satın almak istediğiniz çadırın rengi, modeli, çadırın yapısı ve konaklayacak kişi sayısını göz önünde bulundurmalısınız.Bir kamp yeri seçerken göz önüne almanız gereken birçok faktör var. Bu faktörlerin en önemlisi ise

güvenliktir. Yerleşmek ve çevreyi biraz daha keşfetmek için de vakit ayırın. Kamp yeri seçerken ıslak zeminden ve rüzgar ceplerinden uzak durun. Eğimli, zemini kasisli bir alana çadır kurarak tüm gece sabit bir yerde duramayabilir dolayısıyla uykunuzu alamayabilirsiniz.

Tüm ayrıntıları dikkatlice gözden geçirdikten sonra geriye harika bir tatilin keyfini çıkarmak kalıyor..

Ağustos - 201542

[email protected]

Fügen Yenilmez

Rölyef, yüzey üzerine yapılan yükseltme ya da çökertmelere

denir. Genellikle tarihi yapıların veya insan figürlerinin, modele uygun çalışmaların yardımcı malzemeler ile tabloya boyut vererek yerleştirilmesidir. Örneğin fotokopisi mevcut olan manzaranın, boyutlandırarak tabloya aktarılması, ağaçların, boyutlandırılması, varsa insan figürlerinin boyutlandırılarak çalışılması, rölyef çalışmaları kapsamına girer. Seramik, kil, alçı, taş gibi işlenebilir malzemelerin yüzeyinde, alçaklı yüksekli şekiller meydana getirmektir. Kabartma, ışık alan ve almayan yönlerin belirme derecesine ve yüzey şekline göre, alçak, orta, yüksek olarak çeşitlenir.

Rölyef evlerimizde, iş yerlerimizde ve mimaride de süsleme olarak kullanılır.Rölyef malzemeleri çalışılacak modele göre çeşitlilik gösterir. Peki nasıl yapılıyor; Seçilen proje çalışmak istediğimiz ebatlarda fotokopi ile büyütülür. Fotokopinin boyutu çalışılacak olan duvarın ölçülerine göre belirlenir. Şamutlu çamurumuz ile istediğimiz büyüklükte levhamızı merdane ile açıp, ölçümüze göre ya tek parça ya da 2-3 parça halinde hazırlanır. Hepsinin aynı kalınlıkta olmasına dikkat edin. Fotokopileri bu levhaların üzerine koyarak desenlerin üzerinden geçtiğimizde, alta yapacağımız rölyefin kaba taslak hali çıkar. İşin en incelik isteyen kısmı bundan sonra başlıyor. Levhamıza

SERAMİK DUVAR RÖLYEFLERİ boyut kazandırmak, yapacağımız kabartmalara göre oyarak veya çamur ile eklemeler yaparak olacaktır.Levhamızın üzerinde desenlememiz bittiği zaman, kuruma aşamasında levhaların dönmemesi için kenarlara ağırlıklar koymayı ihmal etmeyin.

Kuruduktan sonra ilk pişirim dediğimiz büskivi fırınında pişer. Piştikten sonra tonlanarak boyanır. Boya için bazı sırları daha incelterek, sürüp silme yöntemi ile ya da oksitleri kullanmak daha uygun. Hem daha antik bir görünüm hem de daha çabuk boyanacaktır. Tarihi eserleri seviyorsanız, rölyefleriniz sizin için ayrı bir önem kazanacaktır. Sanatsever okurlara iyi tatiller.

Adres: 6351 Sokak No: 40/B Atakent- Bostanlı-İZMİRTel: 0232 336 14 74

Yıpranan saçlarımız için şimdi bakım zamanı…Yaz mevsiminde kavurucu sıcaklar yüzünden kendimizi denizin serin

sularına attık çoğu kez. Serinledik serinlemesine de güneş ışınları ve denizin tuzu saçlarımızı kötü etkiledi haliyle… Yıpranan saçlarımız için şimdi bakım zamanı… Saçlarınızın yine ışıl ışıl ve sağlıklı olması için çare tabii ki; iyi bir kuaför olmalı. Kuaför Hüseyin Erken ve ekibi her zaman olduğu gibi, kaliteli ürünlerle saçlarınıza uygulayacakları bakımla yeniden sizleri sağlıklı saçlara kavuşturacaklardır.

Saçlarınız için her zaman dediğimiz gibi doğru adres; Kuaför Hüseyin Erken. Çünkü burada her zaman güleryüzle karşılanır ve evinizdeymiş gibi rahat hissedersiniz. Saçlarınıza bakım gerekiyorsa bakımınız yapılır, saçlarınız kırıklarından arınır. Saç modellerinde trendi yakından takip eden Hüseyin Erken size giden modeli saçlarınıza uyguladığında ise sıra aynaya bakmaya geldi demektir. İşte o an ışıl ışıl saçlarınızla mutlu çehrenizi aynada görmek size iyi gelecek. Saçlarınızı Kuaför Hüseyin Erken’e gönül rahatlığı ile teslim edebilirsiniz.

Ağustos - 201544

Ekonomi içindeki karmaşık zannettiğimiz pek çok şey aslında

basit düşünüldüğü zaman çok kolay anlaşılabilmektedir. Sigorta sistemi de benzer şekilde basit bir sistemdir aslında. Hem sistemin işleyişini hem de sigortalı, sigorta şirketi, acente, eksper, vs gibi aktörlerin de sistem içindeki yerleri konusunu mümkün olduğunca anlaşılır hale getirmek istiyorum.

Beş tane arkadaş ve her birinde tamamen aynı özelliklere sahip ve tanesi 100tl değerinde beş araba olduğunu varsayalım. Bu beş arkadaş diyorlar ki, herhangi birimizin arabasını kaybetme olasılığına karşı hepimiz birbirimize destek olalım. Aynı anda hepimizin birden arabasını kaybetme ihtimali de çok yüksek değil. O zaman bir kumbara oluşturalım ve herkes içine 20 tl para koysun. Her kim arabasını kaybederse kumbaradaki parayı alsın. Bu oluşum sigorta sisteminin en temel şekilde mantığını ortaya koymaktadır. Görüldüğü gibi sigorta aslında tamamen sosyal bir sistemdir.

Hasar yapanlar neden daha yüksek prim öder?Araçlardan biri kaza yapıp da yok olursa (kısmi hasarların olmadığını kabul edelim) kaza yapan aracın

sahibi kumbaradaki parayı alıp kendine yeni bir araba alabiliyor. Fakat bu durumda kumbara boşaldığından yeniden para koymak gerekiyor. Fakat bu sefer diyorlar ki, kazayı yapıp da kumbaradan para alan kişi, bu hakkı kullanmış olduğu için diğerlerinden biraz daha fazla para koysun. Bu sefer herkes 15 tl koyarken kaza yapmış olan 40 tl koyuyor. Katılımcıların hasar sonrasında ödedikleri primlerin yükselmesi ile, hasar yapmadıkları zaman primlerinin azalmasının mantığı da budur.

Sigorta şirketlerinin sistemindeki yeriYavaş yavaş kurulan bu sisteme daha fazla insan katılmak istediğinde ise işler biraz karışmaya başlıyor. Sistemin kurucuları o zaman sistemi yönetmek, paraları toplamak, ihtiyacı olana gerekli ödemeyi yapmak, kimden kaç para alınması gerektiğini hesaplamak gibi işlemleri yapmak için bir yönetici belirlemeye karar veriyorlar. İşte bu yönetici sigorta şirketidir. Her katılımcı havuza koyacağı paranın belli bir miktarı kadar da yöneticiye bir hizmet bedeli ödemektedir. Sigorta şirketlerinin kazancı budur.

Yönetici sistemin bütününü yönetebilmek için gerekli altyapıyı

kurar, yardımcı elemanlar alır. Asistans hizmetleri (çekici hizmeti, kiralık araç hizmeti, vs), sorunları giderme merkezleri (anlaşmalı tamir servisleri, anlaşmalı hastaneler, vs), hizmetlerin daha kaliteli iletilmesini sağlayan ara kadroları (acenteler) oluştururlar.Sigorta sisteminin çalışma prensibi temel olarak bu şekilde oluşmuştur.

Muafiyetler neden uygulanır?Herkesin istisnasız ve mutlak bir dürüstlükle davrandığı durumlarda sistem kusursuz çalışır. Fakat hayat ne yazık ki bu kadar basit değildir. Sigorta sisteminden haksız kazançlar elde etmek isteyen kişilerin varlığı sigorta şirketlerini önlemler almasını zorunlu kılmaktadır. Muafiyetler, ön şartlar, ekspertiz işlemleri, vs gibi önlemler aslında sistemin işleyişini korumak için yapılmaktadır.

Eğer o beş kişiden biri arabasını bilerek yok etmeye kalkarsa, sürekli diğer dört tanesi üzerinden para kazanmaya başlamış demektir.

Kaza yapmış araçlara sigorta yapılması, evleri iş yerlerini bile bile yakmak, küçük bir hırsızlık olayında aslında hiç sahip olunmamış eşyaların da çalındığını beyan etmek hep haksız yere para kazanmaktır. Sigorta şirketlerini dolandırmaya yönelik yapılan her türlü eylem, aslında sistemde yer alan diğer tüm sigortalıları dolandırılması demektir.

Hileli hasarları sigorta şirketleri değil, diğer tüm sigortalılar öder!Sistemden çıkacak her paranın yerinin yine sisteme ödenecek primler ile doldurulduğunu unutmamak gerekir. Eğer ödenen paralar, toplanan paralardan fazla hale gelirse, kişi başına düşen prim miktarında artış olması doğaldır.

Bu artışların makul değerlerde olması, daha geniş kapsamlı güvenceler sunan poliçelerin üretilebilmesi, çok daha hızlı hasar süreçlerinin yaşanması için, düzgün bir hukuk sistemi ile desteklenen dürüst sigortalılar ve dürüst sigortacılar ile mümkündür.

Sigorta Danışmanı[email protected]

Özgür Muharrem ŞİŞİK

SİGORTA SİSTEMİNE BASİT BİR BAKIŞ

KA

BİN

EK

İBİ

İzmir’in kalbi EGE PARK’ta atıyor

Ağustos - 201546

Bayraklı - Onur Mh. - İzmir / Fiyat bilgisi için lütfen iletişime geçin: 0(549) 501 8832

SATILIK veya KİRALIK - 152 m2 / 3+1Körfez ve İzmir manzaralı •akıllı daire sistemi •yerden ısıtma •ankastre mutfak • •katlı otopark •fitness merkezi

•bireysel kombi (Bosch) •Tüm daireler standarttır

BAĞBAŞI KONAKLARI - 600 m2 / 10+6 konağın bulunduğu muhteşem manzaralı sitede, 2 kat + bodrum katı •sinema, oyun, fitness odası •sauna

•garaj •yüzme havuzu.

800.000 $ - Pamukkale - Denizli / Detaylar için: 0(549) 501 8832 - 0(506) 135 54 05

SİTE İÇİNDE VİLLA - 256 m2 / 3+1Doğa harikası evinizin keyfini çıkarın 485 m2 bahçe •jakuzi

•high gloss mutfak •özel kaplamalı iç kapılar •1. sınıf seramik •akıllı ev sistemi •elektrikli panjur •klima •şömine •bodrum •kış bahçesi •dış cephe mantolama ve ithal ahşap siding

850.000 TL - Güzelbahçe - İzmir / Detaylar için: 0(549) 501 8832

Satmak veya kiralamak istediğiniz gayrimenkulleriniz için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

www.mavisehirdergisi.com

Ağustos - 2015 47

750.000 TL - Ataşehir - İzmir / Detaylar için: 0(549) 501 8832 - 0(506) 135 54 05

LÜX VİLLA - 300 m2 / 6+1Mavişehir’in gelişen bölgesinde, •Türk hamamı •Sauna

•Elektrikli panjur •Şömine •2 banyo •2 Tuvalet •40m2 teras •3 Mitsubishi inverter klima •Ankastre mutfak vediğer lüks detaylar

600.000 TL - Özbek - Urla / Detaylar için: 0(549) 501 8832 - 0(506) 135 54 05

HAVUZLU VİLLA - 300 m2 / 5+2Urla Özbek’te 3 dönüm arazi içinde, 100’den fazla zeytin ağacı, artezyen kuyusu, sanayi elektriği •Yüzme havuzu

•2 tuvalet •1 banyo •2 şömine •2 depo •elektrikli kalorifer

Ön görüşme ile fiyat bildirilecektir - Folkart Towers / Detaylar için: 0(549) 501 8832

FOLKART TOWERS - 162 m2 19. Katİzmir’in en prestijli yaşam merkezinde 19. kat körfez manzaralı •kapalı otopark •güvenlik •sosyal tesis •spor merkezi •lüks restoranlar ve kafeler. İç dekorasyonu tamamlanmıştır.

340.000 $ - Yalıkavak - Bodrum / Detaylar için: 0(549) 501 8832 - 0(506) 135 54 05

BODRUM YALIKAVAK - SunHill Villas Denize sıfır, muhteşem günbatımı manzaralı daireler

•yürüyüş parkurları •seyir alanları •havuz •iki, üç ve dört oda seçenekleri •güvenlik •iskan ruhsatı alınmış tapularıyla sizleri bekliyor. Yalıkavak’a 3km

Ağustos - 201548

AKLINIZDA BULUNSUNReklamın bir harcama değil, bir yatırım olduğunun bilincinde, ucuz işçiliğin önemsenmediğinin farkında olan kişilerle tanışmaktan mutluluk duyacağız.

Birçok ulusal markanın ajansı olan Kabin Ekibi, sıradışı tasarım ve fikirlerle kaliteli ve güvenilir hizmet vermeye devam ediyor. 0(549) 501 8832 0(232) 330 0 500 www.kabinekibi.com.tr

Alaçatı’nın en eski tatlıcısı İmren’in Reçel, Kurabiye ve Türk Kahvesi ürünleri artık Sakızlım markasıyla huzurlarınızda... Seçkin marketler ve şarküterilerde bulabileceğiniz Sakızlım ürünleri, Alaçatı’nın en sevilen tatlıcısı İmren’in eserleri.

Hasan Kaşif Ölmezer ve Kahyan Ölmezer kardeşler; dedelerinden kalma tatlıcılık mesleğini çocukları ve tüm ailesiyle birlikte yeni bir boyuta taşıyarak birbirinden lezzetli ve doğal ürünleri evlerimize taşıyorlar. Yakında internet sitelerinden de Türkiye’nin her yanına ürün gönderecek olan İmren Tatlıcısı yeni markasının heyecanını yaşıyor. Logo ve Ambalaj tasarımları Kabin Ekibi Tasarım Ajansı tarafından yapılan ürünlerin detaylı bilgisi için www.alacatiimren.com adresini ziyaret edebilirsiniz.

KABİN EKİBİ REKLAM ve TASARIM AJANSI

ALAÇATI TATLICISI İMREN’in YENİ GÖZ BEBEĞİ

Tanıtımınız için rezervasyon Tel. 0 (549) 323 30 31

BOSTANLI LPGHizmet alanımız Mavişehir, Şemikler, Bostanlı, Demirköprü ve Aksoy’dur. Ramazan Feyzullahoğlu ve ortağı.Ahmet Pendikli (1796 sokak) No:11/A BostanlıTel: 0232 362 86 86

Yat sahiplerinin keyifle ve zevkle kullanacağı ürünler çok elit ve kaliteli modellerden oluşuyor. Kalite odaklı ve zor beğenenlerin tercih ettiği Soft Cotton ürünlerine online satış olanağı ile www.softcotton.com.tr adresinden ulaşabilirsiniz.

SOFT COTTON bir GÖKHAN TEKSTİL markasıdır. GÖKHAN TEKSTİL, 1987 yılından beri dünyanın ünlü markalarına üretim yapan entegre (ipliğini, dokumasını, boyamasını, konfeksiyonu kendisi üreten) bir tekstil fabrikasıdır. Dünya piyasasına 28 yıldır havlu ve bornoz üreten Gökhan Tekstil ‘‘Soft Cotton’’ markası ile iç piyasada zor beğenenlere havlu ve bornozların en iyilerini sunmaktadır. www.softcotton.com.tr

SOFT COTTON’DAN YAT SAHİPLERİNE KALİTELİ, ANTİBAKTERİYEL HAVLU ve BORNOZLAR BİR TIK ÖTEDE...

Alaçatı’nın merkezinde gürültüden uzak; konforlu odaları ile harika bir tatil sizleri bekliyor...Tokoğlu Mahallesi 1043 Sokak No: 11 ALAÇATI / İZMİR Tel: +90 232 7166999

OTEL AYAZMA ALAÇATI

www.mavisehirdergisi.com

Ağustos - 2015 49

Temizlikte en iyi tablet, üstün performans gücüne sahip Pril

Gold, Türkiye’nin en hamarat hanımını seçiyor. Türkiye’yi il il gezecek olan ünlü marka; Ankara, Trabzon, Adana, Malatya, Gaziantep, İzmir ve İstanbul’un aralarında olduğu, ülkemizin değişik bölgelerinden belirlenen 7 farklı şehre konuk olacak. Pril, ziyaret ettiği şehirlerde birbirinden güzel sürprizler ve keyifli etkinlikler yapacak. Marka yüzü Açelya Akkoyun ile birlikte bu

şehirlerde hanımlarla buluşacak olan Pril, gerçekleştireceği keyifli yarışmalar ile o şehrin en hamarat hanımını seçecek. Her şehrin birincisi, daha sonra İstanbul’da yapılacak finallerde, Türkiye’nin en hamarat hanımı olmak için yarışacak. Aynı zamanda, Pril Gold’a özel gerçekleşecek “Altın Günleri”nde Açelya Akkoyun hamarat hanımlarla buluşacak. Hanımlar, bu heyecanlı serüveni, PrilTurkiye Instagram hesabından da takip edebilecek.

PRİL GOLD, TÜRKİYE’NİN EN HAMARAT HANIMINI SEÇİYOR

Cartier, benzersiz ve eşsiz renklerdeki taşlarla tasarladığı ışıldayan ve tutku dolu yeni high jewellery koleksiyonu Étourdissant Cartier ile yeniliği kutluyor.

Paha biçilmez ve adeta bir havai fişek gösterisi sunan koleksiyon, Cartier’nin benzersiz yaratıcılığı ve kusursuz ustalığıyla oluşturuldu. Işık ve gölgelerin biçim verdiği koleksiyonda, ışığı içine hapsederek dönüştüren pırlanta, safir, zümrüt, yakut, opal, koral, tanzanit, lal ve krisopraz taşlar kullanıldı. Koleksiyon, adeta değerli taş fırtınası gibi cesur kıvrımlarıyla yaz akşamlarına büyüleyici pırıltılarını bırakıyor. Étourdissant Cartier için yeniden tasarlanan ve bu koleksiyonun en önemli parçası olan 197.80 karat büyüklüğündeki Romanof safiri, zamansız çizgisiyle tarihi bir özellik taşıyor. Sri Lanka’da bulunan ve eski Rus Çariçesi Tsarina Maria Feodorovna’ya ait olan bu önemli taşı Cartier, pırlantalarla tasarladığı bileziğin tam ortasına yerleştirdi. Üçgen iki pırlanta ile bileziğe tutturulan safir, istenildiğinde bilezikten çıkartılabiliyor. Hikayeler ve efsanelerin taşı olan Romanof safiri, Rus Çariçesi Tsarina Maria Feodorovna tarafından ilk kullanıldığında, görkemli zarafetiyle dikkat çekti. 1883 yılında Maria Feodorovna tarafından broş olarak bir kostüm balosunda takılan taş, 2014 yılında Cartier’e geri geldi. Bugün bu muhteşem tasarım ile Cartier’nin 20’nci yüzyılın başından bu yana dönüştürülebilen mücevherlerdeki bu prestijli geleneği için yeni bir dönem de başladı.

ÉTOURDISSANT CARTIER; Fransız rivierası’ndan ilham alarak yaratılan muhteşem bir koleksiyon

Ağustos - 201550

[email protected]

Prof.Dr. Meltem Onay

Annem “göbek kordonumu” herhalde yolda kesmiş olmalı

ki, ne zaman fırsat bulsam hemen kendimi yeni yerler görmek, yeni kültürler tanımak için bir yerlere giderken buluyorum. Benimle birlikte yola çıkanlar nasıl olur da yorulmadığımı sorup, hayret ederlerken, ben “bugün neler göreceğim, yaşamıma nasıl renk katacağım?” düşüncesiyle erkenden kalkıyor, gerekirse yolda biraz kestiriyor ama hiç şikayet etmeden farklı bakış açılarıyla yeni ülkelere, yeni gördüğüm simalara bakarak dünyayı yeniden keşfetmeye çalışıyorum.

Aslında “Balkan Ülkelerini” ziyaret etmekte geciktim çok arzu etmeme rağmen.“Suyun öteki yakasındaki” her bir ülkeyi çok merak ediyordum. Makedonya, Arnavutluk, Saray Bosna, Sırbistan, Hırvatistan, Karadağ ya da Montenegro... Yugoslavya dağılmadan önce Belgrad’a gelmiştim. Savaşların insanları ve ülkeleri birbirlerinden neden kopardığını hatta “kardeş kardeşin” birbirlerine neden zarar verdiklerini yaşamım boyunca hiç anlamadım. Bosna-Hersek’te

yol kenarlarında “kan gölü” diye gösterdikleri yerlerde ölen kişilerin

“görünmeyen ruhlarını” hissettiğimde ve bu kişilerin büyük bir kısmının kadınlar ve çocuklardan oluştuğunu hayal ettiğimde savaşın bu acımasız soğukluğunu hem bedenimde hem de ruhumda yeniden hissettim.

Yurt dışına çıkarken hepinizin bildiği gibi çeşitli tur şirketleri var. Yıllardır yurt dışına çok çıkan birisi olarak, her gittiğim seyahat için tercih ettiğim özel bir tur şirketim hiç olmadı. Bu nedenle de hangi tur şirketlerini hangi meslek grubuna ya da ekonomik gelir düzeyine sahip kişiler tarafından daha çok tercih edilir diye bir düşüncem hiç olmamıştı. İlk kez katıldığım bir tur şirketinde otobüsün yarısından fazlasının ya emekli ya da halen görevine devam eden öğretmenlerden oluştuğunu görünce yolculuğumun, kendi entelektüel bilgi birikimime katkı sağlayacak yeni bilgiler ile donatılacağım bir zaman dilimi olacağına inandım.

Yolculuk Üsküp’ten yani Makedonya’nın başkentinden başladı. Eğer bir şehrin birden

nasıl şekil değiştirdiğini görmek istiyorsanız tavsiyem ya Bakü’ye ya da Üsküp’e gitmenizdir. Bu iki şehirde sanki yaşam yeniden yaratılmaya çalışılıyor. Rehberimiz bir ara sokaklarda bizi gezdirirken:

“sabah kalkıyoruz sokağa yeni bir heykel dikilmiş” diyordu. Gerçekten bir şehirde sanatın ve estetiğin ne kadar önemli olduğunu bütün Avrupa şehirlerinde görmek mümkündür. Çünkü bu ülkelerde yaşayan insanlar (İtalyanlar, Fransızlar, İspanyollar, İngilizler) şehrin her bir köşesine yıllar önce konulan tarihi eserleri korumuşlar, bunun için ciddi bir emek sarf ederek bu alanları ışıklandırmışlar ve cezbedici hale getirmişlerdir. Sadece bu nedenden dolayı da dünyanın binlerce kilometre uzağında yaşayan insanlar sadece bu heykelleri, müzeleri görebilmek için milyonlarca lira vererek gelmektedirler. Ve ülkelere de milyarlarca dolarlık döviz bırakarak geri dönmektedirler. Sanatın ve sanata verilen değerin ülkemizde halen gereğince değer verilmemiş olmasına bir anlam veremiyorum. Bu “görsel tasarımın” aslında yetiştiriliş tarzımızla ilgili olduğunu

tatli bir esintiBALKAN ÜLKELERİNDEN

www.mavisehirdergisi.com

Ağustos - 2015 51

biliyorum. İnsan çocukluğundan itibaren “renkleri, tarzları, şekilleri” kullanmayı bilirse, bunları yaşamının her alanında kullanması mümkün olabilir aslında. Bir örnek vermek gerekirse, Macaristan, Prag, Romanya, Hırvatistan’da köyde yaşayan insanlar bile evlerinin yapılarına, çatılarına, boyadıkları duvarlara, bahçelerine diktikleri çiçeklere ve meyve ağaçlarındaki uyuma ve düzene dikkat ediyorlar. Genellikle Avrupa’da bahçe duvarları boyasız bir ev bulmak pek mümkün değildir. Böyle olunca da, temizlik anlayışının bir ülkenin ancak “kültürü” ile doğru orantılı olduğunu söylemek mümkün olabiliyor. Üsküp’te bir şehrin yeniden yapılandırılmasında “heykellere” yeni misyonlar yüklenmek bu nedenle çok yararlı olmuş diye düşünüyorum. İzmir’de tanıdığım bir Makedon dostum, bölgede özellikle Ohrid Gölü yakınlarında; “yatçılık” ve “boatshow” gibi etkinlikler düzenleyerek ülkelerini turizme açmaya çalıştıklarından bahsetmişti. Buradaki oteller oldukça eski olmasına rağmen, turizm sezonundaki hareketlenme, ülke vatandaşlarını da heyecanlandırmış olmalı ki, bütün çalışanlar güler yüzle müşterilerine hizmet vermeye devam ediyorlar. Makedonya’da beni etkileyen en güzel olay, buradaki havalimanının “TAV Şirketi” tarafından yapılmış olduğunu görmek oldu. Bu öyle gurur verici bir durum ki, anlatamam. Bu ay içindeki gittiğim pek çok Avrupa ve Afrika ülkesinde “Tav Şirketi”nin yaptıklarını gördüğümde Türk şirketlerin yapmış oldukları bu tesisler aracılığı ile bölgede takdir edildiklerini ve tercih nedeni sayıldıklarını görmek oldukça sevindiriciydi.

Balkan Ülkeleri’nde göreceğimiz ikinci ülke olan Arnavutluk yollarına düştüğümüzde Makedon Rehberimiz, Balkan Ülkeleri içinde en “gariban ülke” burasıdır demişti. Sınır kapısından geçerken, bütün bu görüntülere ve söylenenlere tanık olmak beni gerçekten üzdü. Yıllar önce ilk Avrupa yolculuğum sırasında iki ülke kapısı arasında saatlerce beklemiştik. Bu duruma bile o zamanlar tepki göstermiştim, şimdi

yıl 2015 ve aradan nice yıllar geçmiş, dünyada inanılmayacak değişiklikler olmuş, teknoloji yapılan işlere hız kazandırmış, modernleştiğimizi ve teknolojiye uyum sağladığımızı söylerken, yine Avrupa’nın küçük bir ülkesinden sınır geçişi yaparken bekleyebiliyoruz, ya da bekletiliyoruz… En sonra geçen Aralık ayında

“Kırgızistan ile Kazakistan arasındaki sınır kapısından geçerken de dar bir koridorda, polis ve asker kontrolünde onlarca insan ile sanki Nazi Kampları’nda yaşar gibi sürüler halinde, soğukta bizi valizlerimiz ile yürütmüşlerdi. Sadece iki ülke arasındaki geçişte gereken bir

“mühür” için. Ayrıca bu kapılardan geçerken dikkate almadığım bir konuyu daha bu geçiş sırasında fark ettim. Ülkelerin imajları ve itibarları aslında sınır kapılarından giriş ile başlıyor diye düşünmeye başladım. Bilmiyorum sizler de benim gibi mi düşünürsünüz?

Balkan Ülkeleri’nde tahmin etmediğim bir görüntü “Komünizmin soğuk yüzünün” halen şehrin duvarlarında ve evlerin biçimlerinde kendini gösteriyor olmasıydı. Sadece komünizm değil “Din olgusu” da bu bölgelerde farklı motifler ile işleniyor ve ülkelerin şekillenmesine neden oluyordu. Bu şimdiye kadar yine farkına varmadığım bir başka boyuttu. Din kisvesi altında Hıristiyanlar ve Müslümanlar, kendi çıkarları doğrultusunda bu konuda çok bilgi sahibi olmayan insanları etkilemeye ve belki de ekonomik olarak sömürmeye devam ediyorlar. Hatta diyebilirim ki, bu bölgelerde bazı camiler de, namazın bile nasıl kılındığı, tesbihin nasıl çekilmesi gerektiği yeniden öğretiliyordu. Bu muhakkak Hıristiyan, Musevi cemaatler için de geçerlidir diye düşünüyorum.. Balkan Ülkeleri’nin her birinin bulundukları konum itibariyle zenginlikleri farklı. Arnavutluk “yer altı zenginlikleri” ile, Hırvatistan ve Karadağ “yat turizmi” ile, Bosna-Hersek “tarihi eserleriyle” tanınmış ve kendilerini birbirlerinden ayırmış. Bütün bu özellikler onların rekabetçi dünyada farklılaşmalarına yardımcı olmuş Bir sezon içinde milyonlarca

kişi bu ülkelere girip-çıkıyor ve tatillerinin tadını çıkarıyorlar. Yazımın başında ilköğretim okulu öğretmenleri ile birlikte olmanın benim için yeni bir bakış açısı kazandırdı kısmına gelince hemen büyük bir “ferman” yazmaya karar verdim. Dilerim ki, ülkemizdeki anaokulundan başlayan ve lise eğitim ve öğretimi yaptıran bütün öğretmenlerimiz benim gibi davranış sergileyebilirler. Bu fermanda ülkemizde yaşayan kişilerin daha temiz, daha üretken, daha çalışkan olmalarına yardımcı olacak tavsiyeler olacak. Hatta tavsiye ötesinde şahsım tarafından yapmayı planladığım

“yeni kararlar” olacak. Bunlar nasıl yapılacak derseniz, hemen söyleyeyim. Bir dönem boyunca eğer ki, üniversitemde 14 haftalık bir süreç ders veriyorsam her hafta üniversite öğrencilerime “çevreyi neden korumak gerektiğini, ekonomiye ne yaparsak katkıda bulunacağımızı, neden çevremizi temiz tutmamız gerektiğini ve bunu nasıl yapacağımızı, değerlerimize ve kültürel mirasımıza nasıl sahip çıkmamız gerektiğini” ve buna benzer pek çok konuda yüzlerce öğrencimi yeniden ve yeniden bilinçlendirmeye karar verdim.

Bakıyorum ki, biz “uyuyan bir milletiz”, bari ben bir üniversitesi öğretim üyesi olarak yeni bir akım başlatayım. Bu öğrenciler bugün yüz iken, biliyorum ki, yarın eşleri ve çocukları hatta onları dinleyen bir iki kişi ile birlikte binler olacaklar. Ne dersiniz? Balkan Ülkeleri’nden tatlı bir esinti, beni ülkemizde yaşanan ve üstünü hep örttüğümüz pek konu ile yeniden yüzleşmemi sağladı. Bu nedenle güzel bir sekiz gün geçirdim diye düşünüyorum…

52

LÜZUMLU TELEFONLARAlo TrafikAmbulansBilinmeyen NumaralarElektrik Arızaİtfaiyeİzsu ArızaPolis İmdatSahil güvenlikTelefon ArızaUyandırma

1541 1 21 181861101851551581 2 113 5

DİŞ POLİKLİNİKLERİAsude Polat 0539 235 25 87

ÜNİVERSİTELER

EĞİTİM KURUMLARI

TİYATROLAR

OTOBÜS ŞİRKETLERİ

TAKSİ DURAKLARI

KÜLTÜR MERKEZLERİ

MAVİŞEHİR SİTE YÖNETİMLERİ

Ege ÜniversitesiDokuz Eylül Üniversitesiİzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsüİzmir Katip Çelebi ÜniversitesiÖzel İzmir Ekonomi ÜniversitesiÖzel Gediz ÜniversitesiÖzel İzmir ÜniversitesiÖzel Yaşar ÜniversitesiÖzel Şifa Üniversitesi

Atölye Tat6470/2 Sk. No:17/A Yalı Mah. Atakent Tel: 0(232) 336 30 60

Gelecek DershaneleriFen DershanesiKörfez DershanesiSınav Dergisi DershanesiUğur DershanesiBostanlı Sürücü kursuKarşıyaka Sürücü KursuYalı Sürücü KursuSinem Sürücü KursuProfesyonel Diyalog Dil OkuluYeni Adım Yabancı Dil KursuDeniz İngilizce Kursu

Karşıyaka Oda Tiyatrosuİzmir Sanat Kulesi Sanat MerkeziMavi TiyatroKonak SahnesiBornova SahnesiEge Sanat MerkeziHamle TiyatrosuTansaş Çocuk TiyatrosuPınar Çocuk TiyatrosuBostanlı Açık Hava Tiyatrosu

Karşıyaka Belediyesi Kültür Merkeziİzmir Sanat Kulesi Sanat MerkeziPostacılar Kültür MerkeziPuntartBülent Ecevit Kültür Merkeziİsmail Cem Kültür MerkeziAydans Sanat MerkeziAtatürk Kültür MerkeziSabancı Kültür MerkeziAlman Kültür MerkeziİZFAŞ Sanat Galerisiİtalyan Kültür MerkeziFransız Kültür MerkeziZiya Gökalp Kültür Merkezi

Ulusoy TurizmKamil Koç TurizmPamukkale TurizmVaran TurizmMetro Turizm

AtakentBostanlı BirlikBostanlı KöprüMavişehir EtapKarşıyaka MerkezUmurMavişehir Taksi

1. Etap Yönetim2. Etap YönetimAlbatros YönetimSoyak A BölgesiSoyak B Bölgesi

311 10 10412 12 12

750 60 00329 35 35279 2525

355 00 00246 49 49411 54 07

308 00 00

SOSYAL KULÜPLER VE DERNEKLERKarşıyaka Briç DerneğiDance Castle Gençlik ve Spor DerneğiKarşıyaka Spor KulübüBostanlıspor Gençlik SK Derneğiİzmir Dağcılık KulübüEge Açık Deniz Yat Kulubüİzmir Fotoğraf Sanatları DerneğiBESİADMavişehir TSM Platformu DerneğiMavişehir Tenis Atölyesi

368 73 08369 02 65368 69 95337 35 34433 38 58 484 64 65 464 32 12330 90 01

0532 788 93 330505 580 00 25

369 11 55368 77 73369 88 99446 37 37381 23 92362 97 45

63 72 83372 17 63367 00 12368 93 01330 55 66330 73 66

369 64 87368 22 39445 00 71483 50 35343 04 33381 64 06484 44 70484 48 28463 15 15362 61 61

PASTA VE UNLU MAMÜLLERPastafoniPasta RüzgarıLolipop DüşlerRoka Mutfak Atölyesi

330 47 17364 65 60

0531 335 67 60 336 78 90

369 27 90368 22 39363 30 37369 45 58361 06 23361 60 19364 21 90483 85 20446 06 64489 56 87482 12 70421 52 42463 69 79366 44 59

362 41 53336 31 39330 52 01362 19 92362 02 52

350 10 77362 28 28362 80 00324 01 00381 37 15330 17 92324 08 82

RESTORAN VE CAFELERRed Dragon Servet’in YeriDante Cafe & BarKordon Boyu Balık PişiricisiClub En VeloLa SeraPepe RossoDeniz Restaurant KarşıyakaDeniz Restaurant MavişehirKervan Döner Kebap Pide Salonu MyMaya Mc Donald’sBorga Çiğ Börek

483 00 79 362 51 51

323 03 17464 80 90 463 28 69464 25 95464 48 93364 44 64324 10 20 323 21 22324 59 70369 81 86330 24 12

RESTORAN VE CAFELER

MARKET ve ŞARKÜTERİ

Red Dragon - Uzak Doğu mutfağıKervan Kebap Pide - KarşıyakaMc Donald’s

Albayrak Market - Mavişehir

Ömerağa

Tire Market Şarküteri

483 00 79347 09 00 369 81 86

324 04 030(507) 185 11 56

368 11 24

290 06 22

324 10 12324 10 14324 25 26324 60 93324 55 70

HASTANELER VE POLİKLİNİKLERBaşkent Üni. Zübeyde Hanım Hast.İkinci Yaşam Diyaliz MerkeziKarşıyaka Ağız ve Diş Sağlığı MerkeziKarşıyaka Devlet HastanesiMedicalPark İzmir HastanesiÖzel Egem Fizik Tedavi Dal MerkeziÖzel Kardiyo Kardiyoloji Dal MerkeziÖzel Karşıyaka Göz HastanesiÖzel Karşıyaka Tıp MerkeziÖzel Zübeyde Hanım Tıp MerkeziAtakalp Kalp HastanesiEge Üniversitesi Hastanesi9 Eylül Üniversitesi HastanesiCentral HospitalEl ve Mikrocerrahi HastanesiKent HastanesiÖzel Altınordu HastanesiÖzel Çınarlı Kadın Doğum HastanesiEge Sağlık HastanesiEgeria Çocuk SağlığıÖzel Atakent PolikliniğiÖzel Bostanlı Sağlık PolikliniğiÖzel Yalı PolikliniğiÖzel Nergiz Sağlık PolikliniğiÖzel Çiğli Polikliniği

241 10 00382 06 07330 64 50366 88 88399 50 50367 70 70336 35 35362 54 54369 00 83323 45 45461 93 33336 11 95483 14 14343 13 43412 22 22463 64 65441 01 21386 70 70 483 56 87433 0084 464 24 00462 27 27463 77 00489 35 35336 11 95

KAN MERKEZLERİÇocuk HastanesiEge Üniversitesi Kızılay SSK Tepecik

433 06 08388 28 61421 47 89433 38 74

VETERİNER KLİNİKLERİPet-VetMavişehir Veteriner KliniğiAtakent Veteriner KliniğiBostanlı Veteriner Polikliniği

368 96 66337 02 08336 44 89330 55 16

YARDIMKardelen ÇilingirKarşıyaka GüvenlikDGS Alarm ve Güvenlik SistemleriÇilingir Bay Adem

441 92 16381 28 22376 14 96337 21 36

Listede yer almak istiyorsanız lütfen 0(549) 323 30 31 numaralı telefonu arayınız veya [email protected] adresine iletişim bilgilerinizin bulunduğu e-posta gönderiniz.

ŞEHİR REHBERİ EVLERE SERVİS

DERGİ İNDEKSİ Derginizin bu sayısında yer alan haber ve reklamların telefon ve adres bilgilerine kolaylıkla ulaşabilmeniz içindir.

Ege Park AVMTel: 0(232) 324 44 34Beyaz Lale

Çınarlı Çiçek Market Anadolu cad. No:7/3 Çınarlı/İzmirTel: 0 232 435 96 76

Haftanın her günü servis

381 77 88

Uzm. Dr. Tolga Enver YücetürkAdres: 6518 / 6 Sk. Beyaz Nokta Blokları No:2 Kat:4 D:10 Yalı Mahallesi Atakent - İzmirTel: 0(232) 336 42 40

Wood&IronTel: 0534 494 88 53 - 0507 548 58 10

Gökşin Gayrimenkulwww.goksinyatirim.com.tr

Bafra PidecisiAdres: Yalı Mahallesi 6497 Sokak No:23 Mavişehir Tel: 0(232) 336 72 64

MakroYapıTel +90 232 329 80 29 329 90 29

Karşıyaka OcakbaşıCaher Dudayev Bul. No:106/A AtakentTel: 0232 330 14 11

Capri Pizza Mavişehirwww.capripizza.co

İzmir Özel Türk Koleji Anaokullarıwww.ozelturkkoleji.com

Kuaför Hüseyin Erken6351 Sokak No: 40/B Atakent- BostanlıTel: 0232 336 14 74

Uzmanlarımız sayesinde kısa zamanda sonuç alın.Satmak ya da kiralamak istediğiniz gayrimenkulleriniz, sahip olduğumuz geniş portföy ve deneyimli uzmanlarımız sayesinde en kısa zamanda sonuca ulaşır.

Teknolojinin gücüne tanık olacaksınız.Portfoyümüzde olan müşterilerimize kendi kurumsal web sitemizden kullanıcı hesabı ile yapılan her işlem için bilgilendirme ve 7/24 online müşteri desteği verilir.

Doğru yatırım danışmanlığı.Şirket bünyemizde bulunan kurumsal ve bireysel gayrimenkul uzmanlarımızla birlikte doğru yönlendirme desteğini alarak sahip olduğunuz gayrimenkulleriniz doğru fiyatlandırılır.

Yatırımınızı içinize sinerek yapın.Şirket politikası olarak bizim istediğimiz değil, kendi tercihiniz olan gayrimenkul uzmanlarımızla çalışabilirsiniz.

Güçlü portföy, güçlü referanslar.Karşıyaka bölgesinde çalıştığımız 4 farklı inşaat firması ve yaklaşık 260 konutla birlikte, müteahhit firmaların satış ve koordinasyon hizmetlerini de üstlenerek, bireysel müşterilerimizi de daha düşük maliyetlerle ev sahibi yapıyoruz.

Hedefimiz, dostluğunuzu kazanmak.2016 yılında İzmir ili içerisinde ve çevresinde Güzelbahçe, Çeşme ve Kuşadası olmak üzere 3 şubemizle daha hizmetinize girerek geniş çapta müşteri memnuniyeti sağlamayı hedefliyoruz.

NEDEN JETS ESTATE?

İzmir içintanışma vakti

www.jets.estate • 0(232) 330 0 500

DANIŞMANLIK HİZMETİ VERDİĞİMİZ REFERANSLARIMIZAkiz İnşaat - Burak İnşaat - Erman İnşaat - Yükselen İnşaat - Kayalar İnşaat

Y A L I K A V A K - B O D R U M

DENİZE SIFIRMuhteşem günbatımı manzaralı daireler

Bodrum Yalıkavak’ta tamamı bitmiş, denize sıfır, anahtar teslim lüks evler,

Muhteşem deniz ve günbatımı manzarası,

Denizle bütünleşen görüntüsüyle harika havuzu,

Yürüyüş parkurları, dinlenme ve seyir alanları, geniş bahçeleri ve size özel sahili,

İki, üç, dört odalı farklı daire seçenekleri ve İskan ruhsatı alınmış tapularıyla sahiplerini bekliyor.

www.sunhillvillas.com

0(532) 415 94 31Gökşin Gayrimenkul Yatırım İnşaat ve Turizm A.Ş, Gökhan Testil San. ve Tic. A.Ş iştirakidir.