mehmed aki:f'in egitim felsefesi: egitim ye ogretime...

18
EKEV AKADEMi DERGiSi Yzl: 14 Sayz: 44 (Yaz 2010)·--------247 MEHMED AKi:F'iN EGiTiM FELSEFESi: EGiTiM YE OGRETiME iLiSKiN GORUSLERi Ahmet c;oBAN <*> Ozet: Mehmed Akif Ersoy, Cumhuriyet oncesi ve sonrasz donemlerini ya$aml$, $air kimliifihin yamnda bir bilim adamz ve jilozoftur. Ya$adzgz donemlerin sosyal yapzszm 90k iyi gozlemleyerek mevcut durumu ve bu duntmdan hareketle toplumun gelecegine ili$kin gii{:lii tahminlerini $iirleriyle dile getirmi$tir. Bu anlamda $iirlerinden hareketle, egitim ve ogretime ili$kin gorii$lerini ortaya koymak; Osmanlzmn son donemlerinde ve Cumhuriyetin ba$larmdaki r;ifitim ve ogretime ili$kin gene! durum hakkmda ipu9lan verecektir. Bu ama9la §airili' temel eseri olan "Safahat" ba$tan sona kadar incelenmi$, giinumiiz eifitim {:OZUmune l$lk tutan ifade/er deger/endiri/erek oneri/ere yer verilmi$tir. _ Analztar Kelimeler: Mehmed Akif, Egitim, Felsefe, Egitim Felsefesi, Mehmed Akif'in Egitim Felsefesi Mehmed Akif's Educational Philosophy: His Views on Education and Training Abstract: Melimed Akif Ersoy who lived in the period before and after the Republic,· as well as by the identity of poet, is a philosopher and a scientist. The social stntcture was living a very good move from this situation by observing the current situation and with very strong predictions about the future of society has expressed his poems. Just poetry with departures from such a figure, the education and training related to the opinions put forth, both in the Ottoman period and the newly established Republic at the beginning of the next era in education and the general condition of the agreement will provide. The aim of the study is to reveal Mehmet Akifs views on education and training. "Safahat", that it is the basic work, examined from beginning to end; statements that shed light on the solution oftoday's educational problems are evaluated and suggestions are given. Key Words: Mehmed Akif, Education, Philosophy, Educational Philosophy, Mehmed Akif's Educational Philosophy. • Yrd.Doc;:.Dr., Dicle Universitesi Ziya Goka:lp Egitim Fakiiltesi. ( e-posta: [email protected])

Upload: others

Post on 26-Apr-2020

6 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: MEHMED AKi:F'iN EGiTiM FELSEFESi: EGiTiM YE OGRETiME ...isamveri.org/pdfdrg/D01777/2010_44/2010_44_COBANA.pdf · iilkelerde y~ayarak gozlemlerde bulunmu~, halktan biri gibi ya~am1~

EKEV AKADEMi DERGiSi Yzl: 14 Sayz: 44 (Yaz 2010)·--------247

MEHMED AKi:F'iN EGiTiM FELSEFESi: EGiTiM YE OGRETiME iLiSKiN GORUSLERi

Ahmet c;oBAN <*>

Ozet: Mehmed Akif Ersoy, Cumhuriyet oncesi ve sonrasz donemlerini ya$aml$, $air kimliifihin yamnda bir bilim adamz ve jilozoftur. Ya$adzgz donemlerin sosyal yapzszm 90k iyi gozlemleyerek mevcut durumu ve bu duntmdan hareketle toplumun gelecegine ili$kin gii{:lii tahminlerini $iirleriyle dile getirmi$tir. Bu anlamda $iirlerinden hareketle, egitim ve ogretime ili$kin gorii$lerini ortaya koymak; Osmanlzmn son donemlerinde ve Cumhuriyetin ba$larmdaki r;ifitim ve ogretime ili$kin gene! durum hakkmda ipu9lan verecektir. Bu ama9la §airili' temel eseri olan "Safahat" ba$tan sona kadar incelenmi$, giinumiiz eifitim SOI~n/arznm {:OZUmune l$lk tutan ifade/er deger/endiri/erek oneri/ere yer verilmi$tir. _

Analztar Kelimeler: Mehmed Akif, Egitim, Felsefe, Egitim Felsefesi, Mehmed Akif'in Egitim Felsefesi

Mehmed Akif's Educational Philosophy:

His Views on Education and Training

Abstract: Melimed Akif Ersoy who lived in the period before and after the Republic,· as well as by the identity of poet, is a philosopher and a scientist. The social stntcture was living a very good move from this situation by observing the current situation and with very strong predictions about the future of society has expressed his poems. Just poetry with departures from such a figure, the education and training related to the opinions put forth, both in the Ottoman period and the newly established Republic at the beginning of the next era in education and the general condition of the agreement will provide. The aim of the study is to reveal Mehmet Akifs views on education and training. "Safahat", that it is the basic work, examined from beginning to end; statements that shed light on the solution oftoday's educational problems are evaluated and suggestions are given.

Key Words: Mehmed Akif, Education, Philosophy, Educational Philosophy, Mehmed Akif's Educational Philosophy.

• Yrd.Doc;:.Dr., Dicle Universitesi Ziya Goka:lp Egitim Fakiiltesi.

( e-posta: [email protected])

Page 2: MEHMED AKi:F'iN EGiTiM FELSEFESi: EGiTiM YE OGRETiME ...isamveri.org/pdfdrg/D01777/2010_44/2010_44_COBANA.pdf · iilkelerde y~ayarak gozlemlerde bulunmu~, halktan biri gibi ya~am1~

248 I Y dr. Dof. Dr. Ahmet CO BAN ----.EKEV AKADEMi DERG!SJ

Giri~

Felsefe

Felsefe, sozciik kokeni ·olarak Yunanca seviyorum, pe~inden ko~uyorum, anyorum anlamma gelen "philia" ve bilgi, bilgelik anlanuna gelen "sophia" sozciiklerinin birle$mesinden meydana gelen "Philosophia" terimi, bilgelik arayt~I, bilgiyi sevmek, ara$tmnak ve pe~inde ko~mak anlamlarma gelmektedir (Akarsu, 1979: 76; http://tr.wikipedia.org/wiki!Felsefe). Felsefe sozciigii, Arap9a'ya, oradan da Tiirk9e'ye geymi$tir. Mitos, din ve ~iirden dogmu~tur (Sonmez, 2005: 1).

Platon'a gore felsefe, dogruya vannak, var olaru bilmek i9in dii$iincenin yontemli 9ah$mas1 olarak goriiliir. Arisoteles' e gore ise, var olanm ilk temellerini ve ilkelerini ara$tlran bilimdir (Biiyiikdiivenci, 1987: 1). · · · - ~-- _ ·

Felsefeyi sadece "bilgelik aray1~1" olarak-tarumlamak yarultict olmaktadrr. Pek 90k "bilge", insan, filozof degildir ve bir9ok iyi filozof ta "bilge" degildir. Filozoflan, "bilgelige ula$anlar" olmaktan 90k, "bilgeligi sevenler'' olarak dii~iinmek belkide daha uygun olacaktrr. F e!sefeye ili$kin diger bazt tammlar da $Oyledir: "F elsefe, hakikat aray1~1drr", ". . . y~amm anlammt 'arayt~tlr", " ... nihai (sons~) ger9ekle ugr~rr''. 6zetle, birka9 ciimlelik tanrrnlar, felsefenin ·tam anlammt ve~emekte, kanna~Ik: · bir etkinlik · olan felsefeyi tanrmlayamamaktadrr (Biiyiikdiivenci, 1991: 12-13). Bunun yerine, felsefenin ugr~tl~ temel alanlardan soz etJnek daha uygun olacaktrr. Felsefenin iizerinde yah~t1g1 alanlar konusunda, bir gorii~ birligi olmamakla beraber, gene! olarak, Ontoloji (Varltk: Bilgisi), Epistemoloji (Bilgi Bilgisi), Aksiyoloji (Diegerler Bilgisi) ve Logike (Mantik) alanlarmdan soz edilebilir.

Egitim Felsefesi

Egitim felsefesi ile ilgili bir9ok tarum yaptlmi~ olmasma ragmen,· iizerinde birlikteligin saglandigi bir tantma rastlanmanu~trr. Egitim felsefecilerinden Kingsley Price (1969), "Ben egitim felsefesi nedir diye sordtigumda, bu soruyla hem bir, hem de ii9 degi~ik soru sormaktaytm. Bunlardan ilki egitiri:lin tahlili, egitimi nastl tahlil edebiliriz; ikincisi, egitim metafiZiginin neligi, ii9iinciisii de, egitim ahlakmm ne oldugu hakkmdadrr" {Tozlu, 2003: 31) ifadelerine yer vermektedir.

W. H. Kilpatrick; egitim felsefesini, egitimin ne yapmast gerektigini belirlemeye yalt~an bir 9abaolarak goriirken; J. Dewey, 9agd~ sosyal hayatln gi.i9liiklerini, bunlara uygun zihni ve_ahlaki ah~kanltk:larm kazarulmas1 sorunlarmt 90zmeye yarayan bir dal olarak goriiyor. Ch. J. Brauner ve H. W. Burns ise egitim felsefesini, bir bakrma felsefi dii$iincenin....egitim -hareketlerine uyarlanmast olarak kabl.ll ediyorlar (Ergiin, 1996: 14).

Egitim felsefesi, egitiini bir biitiin olarak ele alan, egitim politikalanna ve uygulamalanna yon veren bit: disiplin veya sistemli fikir ve kavrarnlar biitiiniidiir. "Egitim felsefesi siire9 olarak ele almdtgmda, egitimi engelleyen sorunlar kadar, egitime yon veren kavramlan, dii$iinceleri ve ilkeleri a9Ik:lama etkinligi olarak belirtilebilir" (Biiyiikdiivenci, 1987: 53). .

Page 3: MEHMED AKi:F'iN EGiTiM FELSEFESi: EGiTiM YE OGRETiME ...isamveri.org/pdfdrg/D01777/2010_44/2010_44_COBANA.pdf · iilkelerde y~ayarak gozlemlerde bulunmu~, halktan biri gibi ya~am1~

MEHMED AKif'jN E(;jyjM FELSEFESt E(;jyjM VE OGRETWE jU9IdN GORU9LEID---------L.'±::J

idealist Felsefe

Bilindigi gibi, temel felsefi ekoller; idealizm ve realizmdir. idealizm felsefi bir kuram oldugu k~dar en eski bir egitim kuramidir da. Aym zamanda bir ogreti olarak varh~ dii~iinceye, e~yay1 anlay1~agore degerlendirir. Ahlak a91smdan idealizm, insanm hareket ve gidi~atm1 bir ideal dogrultusunda alg!lar (Bilhan, 1991: 131 ). Gene! anlamda felsefenin, ozel anlamda egitim felsefesinin en eskisi, idealizmdir (Bayrakh (1999: 17). idealizm, Ban felsefe tarihinde uzun zaman benimsenmi~, hiikiimran olrnu~ ve hiirmet gormii~ bir felsefe sistemidir (Tozlu (2003: 36).

Bu felsefeye gore, ger9ek, dii~iinsel ve ruhsal olandrr. D1~ diinyadaki varhklar, akhn iiriiniidiir. "Hakikat, fikirlerin tutarl!l1gmda sakl1drr. iyilik ideal bir durumdur ve ona ul~mak i9in 9aba harcanrr" (Wiles and Bondi, 1993: 44). idealistlere gore, iyi, dogru ve giizel evrenseldir, bireye y~ayan degerler ve bu degerlerle nas1l y~anaca~ ogretilrnelidir. Onlara gore, "egitimdeki temel anlay1~, insan oldugu gibi degil, olrnas1 gerektigi ~hi egitilir" (Bilhan, 1991: 132). Okullar, zihinsel siire9leri kuvvetlendirmeli ve ornek ahnacak davram~ modelleri sunmahdrr. Ogretmenler ise, ideal davram~ modelleridir.

idealizme gore, zihinde tiim mutlak dogrular vardrr. Ak!lla, mutlak dogruya ul~Jlabilir. Degerler a91smdan ise, ideal varhga ula~mak i9in, o taklit edilmelidir. insan, bir ara9 degil, ama9tir. Egitim; insam ozgfu ve bilin9lice Allah'a ula~tirma siirecidir (Sonmez, 2005: 38-39). idealist filozofla.rui ger9ekle~tirdikleri ve ger9ekle~tirmeye 9ah~tiklan idealist egitirn felsefesinin iizerinde durdugu yalmz zihin degil, aym zamanda hakikati arama, kendini bilrne ve ~ahsiyet geli~imi gibi, insan hayatimn ayr!lmaz unsurlandrr (Bayrakli, 1999: 34) .

. ----. idealist egitimciler, insanm degerini 90k yiiksek goriirler ve egitirnle bunun daha da

yiikselecegine inanrrlar. Egitim, uzun vadede insanda yiiksek degerler olu~turmahdrr (Ergiin, 1996: 76). idealizme gore, egitimde derslerin i9erikleri, akla dayah onermelerden ve mutlak dogrulardan olu~mal1drr. Dstelik bun!ar, ogrencinin akhm 9ah~tmp kullanmas!ni saglayacak bi9imde verilrnelidir (Sonmez, 2005: 45). K.!sacasi, idealizme gore egitim, "Butler'in (1957) belirttigi gibi "insanm. bilin9lice ve ozgiirce Allah'a ul~mak i9in siirdiirdiigu biteviye 9abalardrr'' (Sonmez, 2005: 36). ·

Akif de "Dur da Ma'bfiduna yiikselrnek i9in ilrne basan" (Ersoy, 1985: 156) ifadesiyle," Allah'a ula~manm yolu bilgidir" dii~iincesini dile getirmi~tir.

Mehmed Akif Ersoy, 1873-1936 y!llarmda ya~amJ~; Osmanl1 ve Curnhuriyet Donemlerini gormii~, bu donemlerdeki geli~melerin analizini ~iirleriyle dile getirmi~ milli bir ~airirnizdir. 0, y~ad!klarm1; gordiiklerini, duyduklarini, hissettiklerini bir ko~eye 9ekilip yazan srradan bir ~air konumunda degildir. Egitim ve ogretime son derece onem veren bir aile ortamJnda diinyaya gelen Mehmed Akif, y~arnmda yurtd1~1 bir iiniversitede profesor unvamyla ogretim iiyeligi yapm1~, cehaleti en biiyiik dii~man olarak degerlendiren, egitim ve ogretimi bir toplumun vazge9ilmezleri olarak goren bir Tiirk ayd1n1drr. 0, bireylerin sadece mevcut duruma gore degil, gelecege yonelik yeti~tirilrnesini de vurgulami~, egitimde ba~any1 elde etmi~ olan iilkeleri buna ornek gostermi~tir. Hem Dogu hem de Bandaki iilkelerde y~ayarak gozlemlerde bulunmu~, halktan biri gibi ya~am1~ ve halkm1 90k iyi

· tamyan biri olarak sosyal sorunlan ~iirleriyle giindeme t~1m1~trr. Bir9ok ~iiri, giiniimiizdeki geli~meleri tasvii etmede, miistesna bii yere sahiptir. Bu dogrultuda ~airin, egitim ve ogretime ili~kin gorli~lerini ortaya koymak; hem Osmanl1 doneminde hem de yeni kurulan

Page 4: MEHMED AKi:F'iN EGiTiM FELSEFESi: EGiTiM YE OGRETiME ...isamveri.org/pdfdrg/D01777/2010_44/2010_44_COBANA.pdf · iilkelerde y~ayarak gozlemlerde bulunmu~, halktan biri gibi ya~am1~

250 /Ydr. Dof. Dr. Ahmet (:OBAN---EKEV AKADEMi DERGiSi

Cumhuriyetin ba$mda ve sonraki donemlerindeki egitim ve ogretime ili$kin gene! durumun anla$Ilmasma katkl saglayacakttr.

Ara~tJ.rmamn amac1

Mehmed Akifin ozellikle ~iirlerinden hareketle, egitirn ve ogretime ili~kin gorii~lerini ortaya koymaktrr. Bu temel ama<; <;en;:evesinde alt amat;lar da $unlardrr:

1. Mehmed Akif Ersoy'un egitim ve ogretirnle ilgili g5rii$lerinin egitirn felsefesi a<;lSlndan degerlendirilmesi,

2. Mehmed Akif Ersoy'un egitirn-ogretime ili$kin ortaya koydugu sorunlar ve <;oziim yollarmm incelenmesi. · · · · ·

Ara~tJ.rmamn yontemi

"Tarama modeli"nderi hareketle, temel eser alan.:'Safahat''-bl!~tan sona kadar incelenmi~, egitim ve ogretirne ili~kin kavramlar analiz edilmi~, ~iirlerde egitim-ogretirnle ilgili dile getirilen sorunlar ve t;5ziimlerin neler oldl.lgu "Mehmed Akifin ifadeleri"yle ortaya konulmu~tur.

Egitim-Ogretime ili~kin Dile Geti~ilen Sorunlar ve <;oziim Yollan

Cehalet, Cehaletimiz, Cehaletin <;aresi

Cehalet bir hastahktrr. Milletlerin al<;almalannm sebebi, cehalet hastahg1drr. Cehalet, millette din ve namus brra.kn).am1~, islam'm iizerine bir kiibus gibi t;5kmii~, bize dii~manlan iistiin kllrm$trr. Cehalet hakiki'dii~mandrr, oncelikle oldiiriilmelidir (Ersoy, 1985: 218).

Milletimizin dii$tiigii felaketin b~1 cehalettir. Okul ( egitirn-ogretim ) olmadan, cehalet hasahgma <;are bulunmaz. <;iinkii iilkede Kurt, Tiirlc, Arap, <;erkez ve Lazlarm hit;biri alfabeyi bilmiyor ve kitap okumuyorlar. Milletin fert1eri bilgiden mahrum durumdadrrlar. <;agtmiZm bilgi <;agt oldugu unutulniiimahdrr (Ersoy, 1985: 281). Ama "Oyle bir milletiz ki, A$Ik 6mer'i ezberleriz; sonra Kuriin'l Slkllmaz da yiiziinden heceleriz; Koroglu'na peygamber der; sonra peygambere binlerce hatii nispet ederiz! Tahsili bid'at (sonradan t;Ikanlml$ adet) tanrriZ; kara cahillige "siinnete" gibi hiinnet ederiz! Her sa<;mahg1 bir ilim zanneder, hep tembelligi yuniU$ak huyluluk olarak degerlendiririz. Toplumun durumunun bu merkezde oldugu dii$iiniilmelidir (Ersoy, 1985: 539).

Bizlere yaztk olsun, yakm zamandaki ilirnlerle bile,ilgimiz yok. <;iinkii onlarm cahiliyiz. Ma 'rifeti (ililii ve fenlerle tahsil- olunan malilman, irfan kazanmay1) ihmaL enneriin sonucu budur (Ersoy, 1985: 443). Millet arttk uyanmahdrr. Yoksa cehaletine kurban gidiyor; islam1 da "batsm" diye cehalete feda ediyor. Allah'tan utan, bari brrak dirll elinden de, gireceksen le$ gibi topraklara kendin gir. Lakin dini, bilirne kar$1Yffil$ gibi gostererek, bizleri Allah ile sustunnak ne anlama geliyor? Allah'tan utanmak gerekiyor, ama utanmak da ancak ilimle olur. Kuran-1 Kerim'deki "Allah'm kullarmdan ancak iilim olanlan korkar" (Ersoy, 1985: 218) ayeti anl~limadigt it;in, yazlklar olsun. - -

Dogu ve BatJ.nm Durumu, Yapilmasi Gerekenler

"Bat1" kanh bir kiibus gibi, islam diinyasma musallat olmu$ durumdad1r. As1rlardir, islam diinyasmm beyni ve kuvveti tembel hale gelmi~tir. Bana "$ark'1 <;ok gezdin, neler gordiin?" diye soruyorlar. $unlan gordiim: Ytkllmt$ iilkeler, <;oluk-<;ocuksuz, yersiz-yurtsuz,

Page 5: MEHMED AKi:F'iN EGiTiM FELSEFESi: EGiTiM YE OGRETiME ...isamveri.org/pdfdrg/D01777/2010_44/2010_44_COBANA.pdf · iilkelerde y~ayarak gozlemlerde bulunmu~, halktan biri gibi ya~am1~

MEHMED AJ(jf'iN EGiTiM FELSEFESi: EGiTiM, VE OGRETiME 1Li$KiN GORii$LER1---------L.J

p •-' ;i-idari problemler y~ayan milletler; ylkllrm~ kopriiler, <;okmii~ kanallar, yolcusuz yollar; buru~mu~ <;ebreler, tersiz ahnlar, i~lemez kollar; biikiilmii~ b.eller, incelmi~ boyunlar, kaynama?: katilar; dii~iinmez b~lar, aldmnaz yiirekler, pash vicdanlar; i~galler, esaretler; tahakkiimler, mezelletler (zelillikler); riyalar; tiirlii igren<; ah~kanhklar, tiirlii hastahklar; oriimcek baglam1~, tiitmez ocaklar; yanm1~ ormanlar; ekinsiz tarlalar, ot basm1~ evler, kiiflii harrnanlar; cemaatsiz imamlar, kirli yiizler, secdesiz ba~lar; «Gaza» niimiyle dinda~ oldiiren bl<;iire dinda~lar; Ipissiz evler, kimsesiz koyler, <;okiik darnlar; emek mahrumu giinler, yarm diye bir ~ey bilme~ ~amlar!... Tiirn bunlan gordiirn. Ge<;erken, aglad1m 8!'!<;tirn; dururk"en, agladiiD durdurn. Duyan yok, ses veren yok, bin peri~an yurda ba~vurdurn. Mezarlar, ahiretler kar~IIDda yiikseliyordu, uzaktan uzaga ne topraktan giiler bir yiiz, ne goklerden giiler bir nfu vard1. Derinlerden yiiz binlerce elemlerin feryad1 geliyor~u. Ufuklar islarn'm biikiik boyunda bir klzll <;ember gibi duruyordu. Gogusler hrrlay1p durrnakta, zincirler grrtlaklan daraltmakta; ii<; yiiz elli rnilyon can, bunalrm~ kalrni~ vaziyette gordiirn. Allah'Im! Gordiigiirn bu alem mi bir zamanlar insaniyetin be~igi olan! Tarihteki biitiin rnedeniyetler bu <;ollerden rni yiikselmi~ti? $u ziyaret<;isi olmayan bucaklar rmyd1 vahdaniyetin yurdu? Bu kunllardan rm, Allah'IID, nebiler fi~kmp durdu? Heniiz tek bir iman ~im~egi diinyanm atmosferinde <;akmazken, bu goklerden rni, ya Rab, saguak saguak, dinlerin co~tu? Serendip'ler (Hazreti Adern'in indigi ilk yer) ~u sahiller rni, Cfidl'ler (Nuh Peygarnberin gernisinin iizerinde durdugu gag) bu daglar rn1.? Bu iklimin rni yildizlari ibrahim'e yol gosterdi? Haremler, Beyt-i Makdisler bu topraktan rm yogruldu? Bu vadiler mi dern tuttuk<;a bihu~ etti Davud'u? Hira'lar, Tfu-u Sina'lar bu a:fiilan IDl ~ehkiin? Bu ta~lardan IDl, yer yer, t~ti Riihullah'm (Hz. isa) esran? Diinyanm "Bat1"s1 vah~et i<;inde iken, "Dogu"sunda Karnak'lar; Hare:tpler, Sedd-i Cinler, Tiik-1 Kisriilar, Havemaklar (Arap'larm Hiyra'da yaptlklan muhte~ern bir saray), irem'ler, Sfu-u Babil'ler gokyiiziinii ol<;iiyordu?

Allah'IID, o rnaziler, iliihl, bir ylklk · riiya rmdrr ~iindi? Ne yapsm, "Dogu" bir giin uyanacagmdan iirnidini kessin rni? Peri~an ruhumuz, Senin huzurundan rnahrurn (iimitsiz) mu donsiin? Bu iirnitsizlik ve mahruri:J.iyetten usandlk, bu hiisran artlk yakamlZl b1raksm. Allah'IID, nerde bir nefuan ki, donmu~ hisler iirpersin; serilmi~ sineler, kabusu artlk iistiinden kalksm. Tiim diinya, "Dogu"ya . "Sana hayat hakkl yok" derken, o «Hayat elbette hakkrmdrr!» desin (Ersoy, 1985: 449-450).

Egitirn Dururnu

Egitim sisterni, gen<;lerirnizi uyu~turuyor; gen<;lerimiz egitim siirecinde o kadar gereksiz bilgilerle donatllrm~ ki, ogrendiklerindeki ~iipheler yann hayata at!lsa, orilerinde biiyiik engeller olu~turacaktlr. <;iinkii egitim sistemirnizde gen<;ler gormiiyorlar, (uygularna yerine), sadece okuyorlar. Onun i<;in, biiyiiseler bile hala gerekli bilgi ve deneyime sahip bulunmamaktadrrlar. Egitim adma bo~ laf ve hayalden ba~ka bir ~ey kalmad1. Onun i<;in gen<;leri okutsak ta okutmasak ta gelecekleri degi~meyecektir (Ersoy, 1985: 346). Bir<;ok yiiksek egitim kurumu a<;Ild1: Miilkiye, T!bbiye, Balrriye, Baytar, Ziraat, Miihendishiine. Millet buralara rnilyonlar harcamaktadrr. Bunlar bugiine kadar hi<;bir ~ey yeti~tirmediler: Tersane veya denizcilikle bir i~imiz oldugu zarnan, mutlaka adetimizdir, ingiliz'e ko~uyoruz. Bir y1klk kopriiniin tarniri i<;in Bel<;ika'dan kalfa isteriz. Uzman doktorlar ba~ka yerden getirilir. Mesela, biit<;e hesaplarmdan anlayan bulunmamaktadrr. Maliyemiz i<;in Mosyo Lorana ihtiya<; duyanz. Sanayi ve tezgiihlan ya Briiksel ya Berlin ya Man<;ester'den temin etmeye <;ah~mz (Ersoy, 1985: 393).

Page 6: MEHMED AKi:F'iN EGiTiM FELSEFESi: EGiTiM YE OGRETiME ...isamveri.org/pdfdrg/D01777/2010_44/2010_44_COBANA.pdf · iilkelerde y~ayarak gozlemlerde bulunmu~, halktan biri gibi ya~am1~

252 !Ydr. Dof. Dr. Ahmet (;OBAN---EKEV AKADEMi DERGiSi

Giiniimiiziin bilimlerinden menfaat beklenmektedir. Bilimlerin birinci hedefi, hayata fayda saglamaktrr. Bu durumda, egitim programlanmrzda yer alan bilirnler, toplumun ihtiya<;lanna cevap vermemektedir. 0 halde, fen bilimlerinden yararlanamryoruz. Bir iilkede egitim sistemi, sadece tiiketici yeti~tirirse, okullarda ogretilen bilgi ve beceriler, cehalet kadar helak edici (zararh) olur (Ersoy, I 985: 346).

Umitsizlige Yer Yok

imansrz olanlar, ancak iimitsizlige kaprhrlar. Allah'a imanla, iimitsizligin bir arada olmasr miimkiin degildir. Oyleyse, boynunu biikiip durmm:nahsm. Bari evladma merhametin olsun, bak neler spyliiyor: Dogar dogmaz_ "ya~amak yok size!" c;Iediler; diinyayr mezarhk bilerek be~ikten e~ige indik. Bize asia hi<;bir ses hayatr telkin etmedi. Yurdun ezeli yas<;rsr bayku~ gibi herkes, bize iimitsizligin bulanrk ruhunu.zerk etmeye bakt1. Mel'un a~r bir nesli uyu~turdu, brraktr! Beyinlerde «Devlet batacak!>) ¢ighgr, millette beka hissi ezdi. <<Devlet batacak!» <;Iglrk!an gen<;Iigi oldiirdii; kuruldamaya .bal. brrakmag_r. "Batacaktrr" demeseydik, ufuklanna binlerce tehlike yiiklenseydi bile bu devlet batmayacakti:· Yeter ki, sen uluyan ye'si (iimitsizligi) gebert, azmi uyandrr, batmazdr,. hayrr batmadr, hem 'batmayacaktrr. Gen<;lige canlandirqlaya azrcrk bir iman kiifi gelir. Qmitleriniz harekete ge<;erse, mahrumiyetler olmaz. Ge<;mi~tekl' acrlan, srzrlan susturmaya ba~la; evladma bir limit giicii a~rla; Allah'a dayan, <;ah~maya saril;,hikmetlere itaat et, tek yol budur, ba~ka <;rkar yol yoktur (Ersoy, 1985: 465-466). .

Kurtul~ Yolu veRefaha ~rna

Terbiyemiz <;ok bozuk,· .. ·milletimize insanlrgr ogretmeliyiz. Kurtulu~, insanlanmrzr uyandmnadadrr. Tiim milletle~ uyanmr~ durumdadrr (Ersoy, 1985: 129). Ancak kurtulu~un <;aresi: Elbirligi i<;inde gayret etmek, <;ah~manm bereketine inanmaktrr. Milletin yenilgiye ugrailll~ olmasmm sonu elbette oliim degildir, ge<;mi~te aym durumda olanlar, eskisinden daha iyi ya~ryorlar (Ersoy, 1985: 280). Vatam kurtarmak i<;in "askeri giice yatmm yapmaya ~iddetli ilitiya<; vardrr", diyenler oldugu gibi, "hayrr bundan daha gerekli olan ilmin tahsil edilmesine ihtiya<; vardrr'', diyenler de olmu~tur. "Kirnisi sanata te~vik edelim" demi~, kimsi "ekonomiye yonelim" demi~, krsacasr her kafadan bir ses <;rkmca, ortak karara vanlm1~: "Asrl gerekli alan mekteptir", denilmi~tir. <;iinkii gii<;lii olmanm yolu, ilerlemenin temeli, egitimin yaygmla~masma baghdrr. Donanma, ordu zanlri bir ilitiya<;trr ancak bunun yolunu muallimler ogretmektedir. Bu km·ann uygulamalan sonucunda bugiinkii Almanya ortaya <;Ikmi~hr. Onlar "Alman Devletinde asrl sava~an, muallim ordusudur, zaferi kazananlar da onlardrr" derler ve bunun boyle olduguna inanrrlar. Bu sozlerden ·aers almamiz gerekirken, ne <;are ki, <;ogumuz mevcut durumumuzla diinyaya ibret olmaya devam etmeye-hevesli·­durumdayrz. $u cehaletimizle her musibete ugradrk, artrk yeter, "bize mektep lazrrn" demeliyiz. Felakete dii~memizin temel nedeni, cehaletimizdir. Mektep olmadail bunun <;aresi asia bulunmaz. Bakm, ne Kurt alfabeyi biliyor ne de Tiirk, Arap okuyabiliyor. Ne <;erkes'in ne de Lazm elinde kitap var? Klsacasr, milletin fertleri bilgiden mahrum bir durumdadrrlar. Unutmamahyrz ki, <;agl!lllZ bilgi <;agrdrr. Bu boyle olmasayd1 bile, din okur-yazar olmayr enrrediyor. <;iiirkii din maarife baghdrr. Din cehalete yiiz vermemektedir. 0 halde ilme ilk adrmr atmahyrz. Bunun en birinci adrmr, ilkogretirndir. Ancak, bu a~amaya ili~kin, ilk once program modelleri hazrrlamak gerekmektedir (Ersoy, 1985: 279-282).

Milletlerin refahr i<;in iki gii<; lazrmdrr: Ma'rifet (ilim ve fenlerle tahsil ollinan mah1mat, irfan kazaninak) ve fazilet(irfan itiban ile olan yiiksek derece). Ma'rifet, ilk once, ahaliye saadet verecek tiim sebepleri getirir soma fazilet gelerek, o birikmi~ duran sebepleri alrr,

Page 7: MEHMED AKi:F'iN EGiTiM FELSEFESi: EGiTiM YE OGRETiME ...isamveri.org/pdfdrg/D01777/2010_44/2010_44_COBANA.pdf · iilkelerde y~ayarak gozlemlerde bulunmu~, halktan biri gibi ya~am1~

MEHMED AKif'jN EGjTjM FELSEFESL EGjTjM VE OGRETWE jU~KiN-GORii~LEill ---------.253

memleketin hayrrh yiikselmesine tahsis etmek i.izere harcar. ~ayet bir millette ma'rifet kudreti olmazsa, sadece faziletle yiikselemez, zay1f dii~er. ilkellige ozgii bir b~1bo~ durgunluk i.izerine c;oker. Farz edelinl, bir millette ma'rifet var, ama fazilet yok olmu~sa, o millet SllllTSIZ felaketlere maruz kahr. insanlann ruhunu zehirleyen yara i~te budur; oyle bir musibettir ki o, vebaya rahmet okutur! Bizler, faziletli, gerc;ekten parlak devirleri olan bir biiyiik milletin evlad1y1Z. Ancak o fazilet, son iic; asnn yiiriiyen ihniyle, birle~ip gitmedi; millet cehalete battlkc;a da kuvveti felc; oldu. Oyle bir dii~ii~ dii~tii ki, artlk "Bati"nm enrriyle yatlp kalkmaya mahkfim oldu. <;iinkii toplum, ya~atan fenlerin kudret ve kuvvetinden dogan ha~metten mahrum durumdadrr. Evet, biz hasmlffi1ZID irfan giiciinden nasipsiz oldugumuz ic;in bu ~erefsiz hiisrana dii~tiik. Sonra asrrlarca siiren iimitsizlik ve mahrumiyeti c;ektigimiz ic;in bugiin, bizde bulunan fazilet bile hissiz, hareketsiz, Olgiin kalmaktadrr (Ersoy, 1985: 442).

Mektep-Medrese

0 donemde mektep medrese tartl~malarmm sonu hie; gelmemi~ (Ersoy, 1985: 417). Mevcut durumda, medresenin de mektebinde bize bir hayn yoktur (Ersoy, 1985: 397). Medreseler, asnn gerekleri olan ilinl ve fendeki geli~melere uyum saglamada inat etlni~lerdir (Ersoy, 1985: 390). Hadi gosterin bakallffi ~inldi ihn-iir-Rii~d gibi bir bilgini, ibn-i Sina neye yok? Nerde Gazali gorelinl? Hani Seyyid gibi, Riizf gibi iic; be~ alinl? En biiyiik bilgininiz, ad1 belirtilen bilginlerin eserlerine ili~kin yapdan ac;Iklamah kitaplardan onuna baklp, belki kuru bir anlam, ancak c;lkarabilfr (Ersoy, 1985: 417).

Akif, yedi yi.iz ydllk eserlerle, islam dininin bugiinkii ihtiyacm1 kar~Ilamanm asla miirnkiin olmadigmi belirterek o zamanm en iist di.izey egitinl kurumlan olan medreselerin giiniin ihtiyac;larma cevap veremedigini onemle vurgulam1~t1r (Ersoy, 1985: 417). O'na gore, dinde yeni gorii~ler ortaya koymaya c;ah~mak 6nemlidir, ama iktisadi hareketler, iiretinl ic;in son derece onemlidir. ~ayet hocalar sonunda bu duruma bir c;oziim getirmezlerse, ortac;ag yakla~rrnlanyla sanayide bocalamalar olur, di.izelmeler meydana gelmez. ilmin atacag1 ilk adlffi bu alanda olmahdrr. Bu durum da;medreselerin 1slahma baghdrr (Ersoy, 1985: 391).

Ogretmenler

Akif, mual1imler ic;in (Ersoy, 1985: 395)

"0 siziiz devletiniz, ni'metiniz, her ~eyiniz. Hoca hakkzyla beraber gelecek hak var mz?"

~eklinde iltifatlarda bulunmu~tur. Ancak, O'na gore "Mua11in11er, c;ekirge ordusu gibi ortaya c;lkmamahdrr. Muallinl, once1ikle imanl1, edep1i, sonra i~in ehli (uzman), vicdanl1 olmahd1r. Bu dart ozellik yoksa mual1inl olunmaz, c;iinkii vazife c;ok biiyiiktiir. Hoca klhgma girmekle muallim o1unur dii~iincesinde olmak acemice bir yak1~1m o1dugu gibi, yiiksek topuklu, egri burunlu potin giyip de yeni muallinl inlaj1 taklnmak ta bir "odunluk" yakl~lffidrr. Allah nzas1 ic;in bu her iki grup ta "i~in ehliyinl" demesin. Muallirnler ne zirzop o1sun ne de meczup; birisi kocaman bir SlgiD bulup ona yer kiireyi yiikletir ("diinya okiiziin S!rtmdad1r" hurafesi), digeri ise, att1g1 c;iftelerle ar~1-fer~i ylkar. Bizinl c;ocuklara, ne oyle c;ifte giden, ne de oyle goge kadar c;ifte atan fayda saglar. Evet, c;agm ilimleri genc;lere ogretilmelidir, ancak kutsal degerlere fazlaca hiirmet edilmelidir (Ersoy, 1985: 281-282).

Akif, o donemdeki muallinl imajm1 ~u ifadelerle tasvir etmektedir: Muallim denilen maskaranm ozellikleri: Namaz, oruc; yok, gusiil abdestini duymu~rur belki, ancak almasm1 bilmez, onun bulundugu ortamda c;i~ kokusunda gec;ilmez. Pis adam, omriinde su olarak

Page 8: MEHMED AKi:F'iN EGiTiM FELSEFESi: EGiTiM YE OGRETiME ...isamveri.org/pdfdrg/D01777/2010_44/2010_44_COBANA.pdf · iilkelerde y~ayarak gozlemlerde bulunmu~, halktan biri gibi ya~am1~

254/Ydr. Do9. Dr.Ahmet(:OBAN----EKEV AKADEMjDERGjSj

ebenin teknesini gormii~tiir. <;ifte kazan kaynasa, bol bol su olsa da onu ylk:amaya hi9bir imam yana~maz. Huyu dersen, bir adamcrl ki sokulmaz adama. $ehrin soysuzunun yola gelmesi kolay degildir. Y anh~llkla ona ho~be~ edeni, tmmaz. Uyuz manda gibi, insana yan yan bakip durur. Cam yandlk9a, doner oyle bakar nalbanda. Ne selam vermeyi bilir, ne de selam almayr bilir. Yagh yer, 9e~meye gitmez; su doker, el ylk:amaz; hele trrnaklan bir kazma ki insan bakamaz. Kafa orman gibi, lakin o brylk: hep budarur. Ne ayrptrr desen anlar, ne tiikiirsen utarur. Terterniz yerlere kipkirli potinlerle dalar; kaldmmdan daha berbat olur artlk: odalar; ortii, minder ne varsa 9amura bularur (Ersoy, 1985: 396).

Bilim Adami, Bilim AdamlanmiZ ve Ozellikleri , ,

Cahille alimiii kar~rla~tmlmasr kabul edilemez. <;iinkii cahil · kordiir, iilim ise tam tersi dogru yoldan aynlmaz. Kuran-1 Kerirn'de "Bilenler bilmeyenlerle bir degil; karanllk:la r~Ik. olii ile diri bir olur mu? Buyrulmaktadrr (Ersoy; 198S; 1~6). ·

Akif, o donemdeki bilirn adamlanna yonelik ~Hele·ilrniyebayagrdan da a~ag bir tur~u" (Ersoy, 1985: 163) ifadesini kllllanarak; o. donem ilirn adamlannm, ilrni niteliklerini kaybettiklerini vurgulamr~trr. Bu durumun b5yle oldugunu ispatl'amak i9in, "Asrm" ~irinde a~agrdaki'-ifadelere (Ersoy, 1985; 417) yer vererek, ge9mi~teki bilirn adamlanmJZa benzer bilim adarnlannm yeti~medigini onemle vurgulamr~trr:

'.... I

Ibn-i Sfna neye yak? Nerde Gazalf gorelim? Hani Seyyid gibi, Riizf gibi ur,: be:; alim? En buyukfdzzlzmz: bun/arm asarmdan, Belki on :;erhe ba,klp, bir kuru mana r,:zkaran.

Yedi yilz yzllzk eserlerle bu dfnin hiilii, ihtiyacatmz kaabil mi telafi? Asia. Akif,

"0, benim en ebedf hasmzm alan Rusya bile, Hakkl teslim edelim! Hit; de degildir bOyle. Miitefenninleri ta keife kadar tzrmamyor"

ifadeleriyle (Ersoy, 1985: 184) bizdeki bilim adarnlan ile ilgili 90k onemli bir kar~rla~trrmada bulunmu~tur. Akife gore, miitefekkirlerle halkm arast 90k a9Ik. viicudun yarasr budur. Miitefekkir klsmr rniUetin beyni, halk ise viicududur. Bir dirnagdaki duygular viicudun damarlanna ula~mad1gr takdirde hayatm ahenii duiur. Viicudun azalan (organlan) fel9 olur. Boyle bir biinye i9in art1k: her ~eye riZa gostermek gerekmektedir. M,\itefekkir ge9inenler ~unlan soyliiyorlar: _D_9gunun medeniyette yiikselmesi, yalniZ bir tek yolu takip etmekle miinlkiindiir. B~ka yollai-ia kurtulu~ beklemek gaflettir. Bu yol ~udur: Avrupa'iilllh!iligi zeminde yiiriidiigune bakilmah; saga veya sola hi9 sapmadan AVI1lpa'nm. iZinden gidilmelidir. Dogu, Batlnm fikirlerini beynine mal etmeli (benimsemeli), i9tirnai, edebi klsacas1 her konuda Batryla aym duygular i9inde olunmahdrr. Bat! taklit edilmezse .ne soylense bo~unadrr. Bir de dini kayrtlardan kurtulmalryiZ. <;iinkii din, biitiin ilerleme sebeplerine hala engel ,bir bela konumundadrr. Halkm duygulan ise, miitefekkirlerin fikirlerinin aksi yondedir (Ersoy, 1985: 182). Halk, goreneklerin hiikmiine boyun egmi~ durumdadtr. Batmm flk:irlerini, eserlerini dii~man goriiyorlar. Dr~andan yenilikler ~oyle dursun, iilkesinde kendi milliyetinden alan haklt yeniliklere de dii~manllk: ediyorlar. i~te halkm ortak duygulan bunlardrr (Ersoy, 1985: 183).

Page 9: MEHMED AKi:F'iN EGiTiM FELSEFESi: EGiTiM YE OGRETiME ...isamveri.org/pdfdrg/D01777/2010_44/2010_44_COBANA.pdf · iilkelerde y~ayarak gozlemlerde bulunmu~, halktan biri gibi ya~am1~

MEHMED AKirtN EGiTiM FELSEFESi: EGiTiM VE OGRETiME iLi$KiN GORU$LERi ---------255

Miitefekkirler kirnseye aldrrmadan, doniip arkalanna bakmada yanlt~ yola saptyorlar. Halkm fikri ise -ki bu genelin fikridir- hi<; dikkate almmamaktadrr. Bu durumda, giderek iki grubun aras1 a<;Ilmaktadtr. Halkm beyni hiikmiinde olan miitefekkirler dii~iinceleriyle ~iddete yonelince, halkm yiireginde bir yanardag gibi nefretin fi~krrmasma sebep oldular. Oyle bir dii~manhk meydana geldi ki, miitefekkirlerin soyledigi her ne varsa balk tarafindan kotii degerlendirildi ve onlann ztddma hareket etmeyi balk ah~kanhk haline getirdi. i~in kotii tarafi, bu gidi~at bir felakete yol a<;tl: Halkm genelinde miitefekkir ge<;inenlerin olumsuz tutumlanndan kaynaklanan, ~oyle oldiiriicii, fesat<;I bir kanaat olu~tu: "Biitiin bu kotiiliikler, bozukluklar fen bilimlerini okumaktan kaynaklanmaktadrr" dediler. Bunun iizerine, balk fen bilimlerine kar~1 cephe ald1. Umumun fikri aleyhte olunca, millette ilirn adma bir ~ey kalmadt. <;iinkii fen bilirnleri, ilgi ve saygt gordiigu toplumlarda geli~ir ve ilerler. Bu duruntda, <;agm fen bilimlerine sahip nitelikte yeti~mi~ bir tek kirnse bulunmamaktadrr. Fen bilirncisi olarak ge<;inen kirnseler ise, anlamadan, dinlemeden taklit etme diizeyindedirler (Ersoy, 1985: 183). <;ah~malarrm bir hedefe yonelik ger<;ekle~tirip, bir ilme hiikirn olduktan. sonra ilme yeni u:fuklar a<;acak olgtinluga varan kirnse bulunmamaktadrr. ilirnde teoride bogulmamah, pratige onem verilmelidir (Ers.oy, 1985: 184).

Miitefekkirlerimiz ilerleme yolunda atJlan adrmlatm, milletlere gore degi~ebilecegini anlamJyorlar. Ba~ka bir milletin izinden yiiriimek <;ok defa helakete yol a<;abilir. Aynca, her milletin tekfuniil siirecindt1, ayn bir yol izlemesinde bir sakmca bulunmamaktadrr. Miitefekkirler, insanlann liedefe ula~makta izledikleri siirecin aym olmak zorunda olmadtgUll bilmiyorlar. Asil olan bir milletin umumi ruhundan kaynaklanan, esastJr. Bir milletin i<;inde miitefekkir ge<;inenler, oncelikle o esas1 kabul etmeli, a~amalarrm

aydmlatmahdlrl11f. Miitefekkirler ilahi fenerin 1~1g1 dogrultusunda hareket ettikleri takdirde, arkalanndan millet yiiriir (Ersoy, 1985: 185). Ha.lbuki bilgin olarak ge<;inenlerin hepsi be~ on soz ogrenmi~; "bildiklerimizle dini nasil ylkariZ" dii~iincesindedirler. Bu dii~iince i<;in, ilirn tahsil edip bilim adama olmaya gerek yoktur; lise tahsiline sahip olmak bile <;ok gelebilir (Ersoy, 1985: 184). Bilginlerin dine. kar~1 <;lkma tutumlarUllll gerek<;eleri; giiya, milletteki duygulan din oldiiriiyormu~. Vatam kurtarmak i<;in dini kurban etmek gerekiyormu~. i~te bu dii~iincelerle, bilgin ge<;iniyorlar. $unu bihniyorlar ki, "her toplulukta be~ on dinsizin <;lkml~ olmas1 normal kar~Ilanacak bir durumdur. Ancak, biitiin milletin tamamJyla dinsiz olmas1 miinlkiin goriilmemektedir. Yeryiiziinde dini duygulan olmayan hi<;bir millet bulunmamaktadrr. En biiyiik · milletlere baklld1gtnda, din her ~eyden daha gii<;lii goriilmektedir (Ersoy, 1985: 226).

Bu duruntun nedeni, miitefekkirlerimiz dini hi<; anlamamJ~, islam'm ruhunu algilamarm~ olmalandrr: Dinin ilerlemeye tahanrmiil edip, <;agm giizel eserleriyle olgunla~acagm1 benimsedigini zannetmiyorlar. Miitefekkirlerimiz dinin, ilimlerin ezeli anas1 oldugiillu, insanlann yiiksehne derecesi oldugunu bihniyorlar. Hiilbuki dinin i<;inde biitiin insanl1gm yer ald1gU11, az1clk insafi olanlar kabul ederler (Ersoy, 1985: 185). Miisliiman milletlerin geri olmas1 dogru, ancak bu durum dinden kaynaklanmamaktadrr. <;iinkii "Miisliimanl1k" denilen ilahi rub, "Miisliimamz" diyen insan y1gin1ndan <;ok uzaktadrr. Dini inceleyeceksek, ge<;mi~e baklp islam'm dogu~una yakm bir doneme bakmahy1z: 0 zamanda miithi~ bir ilerleme kaydedilmi~, insaniyet harika bir durunt gostermi~, fetret devrinde asrrlarca kalan, vah~etin derinliklerine dalan, evlatlann1 dipdiri kumlara gomerken pi~manllk yerine haz duyan, dagdan getirip yonttugu ta~ par<;astm ilah t.amyan bir siirii vah~i milletler, otuz ytlda otuz bin senelik yiikselme g(;:r<;ekle~tirmi~tir. Boyle milletlerin i<;inde, faziletli bir medeniyet ve kemalatm klsa siirede dogmu~ olmas1 takdir edilecek bir durumdur. 0 devirde, Ebu Bekir- i S1ddlk'm <;lkm1~ olmas1, irfan derinligine sahip olan Hz Ali'nin gelrni~ olmas1, miisliiman

Page 10: MEHMED AKi:F'iN EGiTiM FELSEFESi: EGiTiM YE OGRETiME ...isamveri.org/pdfdrg/D01777/2010_44/2010_44_COBANA.pdf · iilkelerde y~ayarak gozlemlerde bulunmu~, halktan biri gibi ya~am1~

256 /Ydr. Dar. Dr. Ahmet (OBAN---EKEV AKADEMi DERGiSi

olmadan ve olduktan sonraki Hz. Omer'in durumu ve onun harika adaleti takdir edilecek hususlardtr. Din ilerlemeye engel olsaydt, mutluluk devri olan o saadet asn, en biiyiik bir medeniyet olarak ortaya c;tkmazdt. Dinin ruhtinda saytstz kemalat olmasaydt, bu kadar harikalar nereden dogacaktt? 0 halde, miitefekkirlerirniz ya c;ok korkak ya da c;ok ahmaktrr. <;iinkii onlar, Avrupa'run tiimiiyle kafrr oldugunu, dindar goriiniirlerse, kendilerine barbar denilecegini; "hiir dii~iinceli" gec;inirlerse, Avrupa'nm bakt~ ac;tsmm belki degi~ecegini zannediyorlar (Ersoy, 1985: 186).

Toplumdaki bu kotii "bilim adamt" imajmm olu~masmda, Akif'in ifadesiy1e "~ebiib-1 Miinevver" (Gene; Aydmlar)m rolii olmu~tur. "Gene; aydmlar, sefih bir nesildir. Fakat temiz olanlarmt miistesna tutmak borcumdur. Bu ziippeler acaba hangi tiiriin fertleridirler. Onlara "kadm" desen, isimleri- "erkek"; hayrr. "kadm" degil, "erkek" · desen, kthklan erkege benzemiyor; sac;lan demet demet, ancak btytklap ktsa, seslen ba:yku~a benzer, salma salma yiiriimeleri saksagana benzer. Klsacas1 onlara nic;lli'"ziippe" dedigim herhalde anla~tlmi~trr. Fakat bu kukla herifler biiyiik bir ozellik ~tyorlar-ki, haddim olmayarak, "Aferin!" desem yara~rr. Nedir mi? Anlatayun: Fikirlerinde oyle israrctdrrlar ki, e~· savulmayacak iimitsizligi tek birayla savarlar. Sinirlerinde iiziintii, keder denen fenahk yok, · tabiatlan utanma hissiyle hie; tant$marru~. Bilirsiniz, hani, insanda .bir damar var ya, yiizsiiz olmak ic;in mutlaka onun <;:atlamast gerekiyonnu~. Nastl olmu~~a "Rabbim utandrrmasm!" duasmt aldtklan ic;in, bu arstzlann ahrilarmda o damar zaten ~ksiktir. Dolandtnnayla ceplerinde iic; kuru~ paralan olursa, Tokathyan'da c;alun atarak harcamaya bakarlar (Ersoy, 1985: 287). Millet, bu maskaralart karnavallarda gonnektedir. Beyoglu'nun o pis fahi~e muhitinde sefil kadm ve ktzlann pe~lerine takthp giderler. Onlar "Haya", "edep" gibi sozler asia ge<;:erli degildir; "vatan", "aile" gibi mefhuml;;rr ise anlamstz ~eylerdir, diyerek kuduz kopekler gibi kutsal degerlere saldmyorlar. "Aytp degil mi?'' soziine hie; aldrrmazlar. Namaz, orne; gibi ~eylerle ah~ veri~leri asia olmaz, ama mukaddesat ile eglenmeyi en birinci i~ bilirler. Onlara Kuran'dan anlattlacak olsa, "Gec;mi~ c;agdaki canstz sozlerin, 20.yy'm evlatlarma ne yararh olabilir" diye itiraz ederler. Bu ~aklaban heriflerin, 20. yy irfan asnyla alakalan olabilir mi? Ellerinde, ge<;:erli bir faziletleri mi ·var? Nedir ozellikleri bari ogrensek. Hayrr, "Batt"nm iyiliklerinden tek birinde bile hevesleri yok, ama rezilliklere gelince, "rezillik" belirgin ozellikleridir. Biitiin giinahlarm tiryakisi olan, onlardan birini taruyorum; -ona ne oldu bilmiyorum ~imdi, sanmm hayatta degil- kumar, irtikap, ic;ki ve benzeri giinahlann her tiirliisiiyle amel defteri o kadar kapkara idi ki, yanmda cehennemin karanlt8J, cennetin sabaht gibi dururdu. "Yapttgm rezaletlerden utanrruyor musun?" denildiginde, hemen biiyiik milletlerin kotiiliiklerini saymaya b~lardt: "Filan millet ic;er. .. Filan millet fuh~a dii~kiin ... " diye, pislikleri ic;in gec;mi~teki milletleri ornek gosterirdi. Ona, "Peki! 0 rhilletlerin faziletleri yok muydu?" Cliyeii olursa~ o zaman da, «tarihc;ilik yapmadun!» derdi. i~te ~u ziippeler de, bugiin ayru ruhu gosteriyorlar (Ersoy, 1985: 288). "Yirminci asnn evladt"; Franstz'm Alman'm fuh~unu, dinsizligini, birasnn vs. kapt~tr. Halbuki ote yandan, heriflerin, hani diinya kadar yeni icatlan var; ilimleri, edebiyatlan, sanayileri var. Oralara gidenler, memlekete hirer avuc; olsun getirselerdi, memleketimiz ma'rifet (ilim ve fen'le) dolard1. Kucak kucak kotii huylan getiriyorlar, begenmedigimizi ifade ettigimizde de, bunlara "medeniyyet!" diyorlar ve bizden bu soze inanmamtzt bekliyorlar. ''Ne var, biraz da maarif (ilirn, fen, teknoloji) getinni~ olsaydmtz" deseniz, emin olun size «hamalhk etmedim?» diyeceklerdir (Ersoy, 1985: 289).

Sonuc; olarak, millet, ihtiyac; vaktinde yardtmda bulunmayarak, kendilerini peri~anltk ic;inde btraktp kac;ma huyunda olan bilginlerin pe~ine dii~memelidir. Hepirniz bu bilginlerin,

Page 11: MEHMED AKi:F'iN EGiTiM FELSEFESi: EGiTiM YE OGRETiME ...isamveri.org/pdfdrg/D01777/2010_44/2010_44_COBANA.pdf · iilkelerde y~ayarak gozlemlerde bulunmu~, halktan biri gibi ya~am1~

MEHMED AKlF'jN EGjyjM. FELSEFESj: EGjTjM. VE OGRETjME jU$IdN GORii?LEID---------257

irfan yoksulu oldugunu biliyoruz. <;::iinkii onlar, "Dogu" medeniyetine bakmayan, "Ban" medeniyetini bilmeyen, gorgiiden nasipleri olmayan, biitiin sermayeleri lazarmaz yiizleri ve ya~armaz gozleri olan kimselerdir (Ersoy, 1985: 226).

Me~cut Durumumuz: Tembellik Hall ve Tevekkiil AnlaYJ~I

Zaman zaman goriilen ahiret lahkh yerler, cenazeden farkh olmayan canlar, damarda seyri belirsiz, irinle~en kanlar, siiriinmeler, geberip gitmeler, rezaletler, nasibi hiisran gozy~lan olan pi~manhklar, harap olan azamet, tarumar olan gelecek, gene! ruh alc;:almasi, gelecegin yok olmas1, dilencilikle ya~ayan derbeder hiikiimetler, esareti mubah goren zavalh milletler, harabeler, c;:amur evler, c;:amurdan insanlar, ekilmemi~ koca yerler, bic;:ilmi~ ormanlar, durur sular, dere oJmu~ akan helaJar, Sitmalar, tifoJar, tiirlii oliimciil hastal!klar, hurafeler, iifiiriikler, diigi.im diigi.im baglar, mezar mezar dol~Ip basta baktrran saglar. i~te biitiin bunlar, tembelligin pis, kirli tortulandrr. Numunesi i~te biziz, gormek isteyen gorsiin. Memleketin ~u haline balap da ibret alinmahdrr: koca bir millet iken, sonumuz nasil oldu! Tabi ki yabancllar bizi a~ag1 goriirler. Dilenciler bile bizden ~ereflidir. Vakar c;:oktan unuruldu, utanma hissi kaldmld1, mukaddesat 1smldi, Allah'a saldrrild1. Ne hatrralara hiirmet var, ne de adetler ya~an1yor. Dedeleri bOyle yapmami~ti bu sefalet ic;:indeki evlatlann! En rezil hayat tarzi, normal hayatlan olmu~, damarlarmdaki kan iideta irinle~mi~; o c;:1kmak istemeyen can da bir y1gm le~ haline gelmi~tir (Ersoy, 1985: 265).

Mehmed Akif devrin sefii insanlarma ~unlan soylemektedir: Bugiin sen yeryiiziinde bir lekesin. Alem neden senin varhgrru kaldrrmay1p senden c;:eksin? "Milletlerin hayatmda duraklamanm yeri yoktur" soziinii i~itmedigini soyleyemezsin. Durgunluk, bir milletin hayatinda belirdigi atidan itibaren senin gibi, zillet ve esaret alunda kalrr. Nedir bu miskinligin, artik bir larmldasana! Nic;:in larmldamiyorsun? Nic;:in? Ne oldu sana? Nic;:in mi? "<;::iinkii bu fani hayata yok nieylin! Onun neticesidir c;:al1~maya varrmyorsa elin". Oyle mi? Ben de inandun! Allah bilir ki yalan. Bir kere hayata senin gibi sanlan hic;:bir yerde goriilmerni~tir. "Oliinilii diinya" olmasayd1, asia gebermek istemezdin. Degil gerc;:ek oliim, riiyanda oliimiin hayalini gorsen ki kar~ma dikilmi~, odiin patlar. Dii~iin, hayata feda . etmedigin bir ~ey kald1 rm elinde? $eref mi, ~an rm, ~ehfunet mi, din mi, iman rm? Vatan m1, hiss-i hamiyyet mi, hak m1, vicdan rm? Mezar m1, tiirbe mi, ecdadmm kemikleri mi? Uzerinde hac;: bulunan mesdtlerden biri mi? Kurrulu~un ic;:in verilen fidyeler say!lsa, bu c;:iiriik hayatm. ic;:in feda etmedigin bir ~eyin kalmadigl goriilecektir. <;::oluk c;:ocuk kesilirken, kad1nlar inlerken; zavalhlar seni erkek zannedip senden yardun beklediler. Hayay1, namusu iistiinden atlp c;:mlc;:Iplak, s!lalmadan kac;:tm ey sahte adam! Binlerce insan arkandan "Don" diye yalvard1. Kac;:arken, ecdadmm kabirleri kar~ma dikildiginde, "yolumda durmaym" deyip onlara bas1p gec;:tin. Ecdadmm sana soyledigi ~u sozleri i~itmedin rni? "Zafer ileridedir, hiicuma gee;: ve engelleri a~, dii~man hududunu gec;:ip bir mezar yeri kadar alman, geriye doniip bin y!l uzun omiirlii olmandan hayrrhd1r". Gerc;:ekten bu ifade, c;:ok cesur bir soz ve kahraman bir imanm gostergesidir. Ne yazik ki, ~u biiyiik nihu utandrrdm. Biitiin islam kabirlerini kiifiir ehline c;:ignettin. Her kabir, birer mazlum di!ini uzatt1, ama onlara hie;: bakan olmad1. Mezardakilerin Janet okuyan iniltileri bir tarafa, hayatm bunca feryatlan bile arkana bakmaru saglayamad1. Tek arzun olmemeye c;:ah~mak, aslmda bu karar fena degil, fakat hayat ic;:in Iiizumlu olan, hayatl hakir gormektir. Hayat odur ki degeri kan olsun. Senin sefil hayatm namusun degerindedir. Deden nas1l ya~am1~sa, adamsan sen de oyle ya~amahsm. "Eger zafer ku~u ba~ma konmak istemezse, haram olur sana kuzgun ii~iirmemek Ie~ine". Nasi!, bu sozleri rutmak i~ine gelir mi? Y azik sana, alc;:akl!kla o kadar can-cigersin ki, "ucunda oliim yoksa" her belaya gogsiinii ac;:arsm. Milletlerin ic;:inde, dilenci mevkisindesin.

Page 12: MEHMED AKi:F'iN EGiTiM FELSEFESi: EGiTiM YE OGRETiME ...isamveri.org/pdfdrg/D01777/2010_44/2010_44_COBANA.pdf · iilkelerde y~ayarak gozlemlerde bulunmu~, halktan biri gibi ya~am1~

258 /Ydr. Dof. Dr. Ahmet C:OBAN---EKEV AKADEM! DERG!S!

Boyle darmadagm1k bir hayatm anlamllll anlatabilir misin? "Batl"ya dogru yonelsen, soguk bir karl?1lama goriirsiin, "Dogu"ya dogru yonelmeye niyet etsen, bu sefer de onlarm seni sevmedigini goriirsiin. Sen "Aman Grey (0 devrin ingiliz devlet adamlarmdan biri)! Bize senden olur olursa meded ... Kuzum Puankare(O devrin iinlii Frans1z Bal?bakaru)! Bittik .. inayet et, kerem et!» dediks;e, s~a "inayet ola" derler, hey budala, dilencilikle siyaset olur mu? Siyasetin kam: servet, hayat1: satvettir (ezici kuvvettir) (Ersoy, 1985: 266-267).

Donanma, ordu zaferlerle ilerlerken, Bat1'nm els;ileri iizengi opmeye hasret kahrd1. 0 ihtil?aml elinden nis;in brraktm da, bugiin yat1p duruyorsun ayaklar altmda? "Kadermi~!" Oyle mi? Ha~a, bu soz degil dogru: beliirn istedin, Allah-da verdi ... Dogrusu bu. "istege gore sonus; ortaya s;lkat'', kuralmm sana h~lZllk etlne ihtimali yoktur. Din sana "s;ahl?" dediks;e s;ahl?madm durdun, onun hesabma birs;ok hurafe uydurdun! Sonunda bir de araya "tevekkiil"ii soku~turup, zavalh dini onunla mask~aya s;evirdin, <;ahl?may1 brrak, oturdugun yerden ernret, yorulma, Allah senin giindeliks;in oyle-ini? Sabahleyin evden s;lkarken il?lerini hirer hirer soyle, butfui i~lerini Rabbin yapsm, sana gore bu il?ler, onun vazifesidir. Boylelikle yiikiin hafifledi, sen de ~imdi kahveye git. <;oluk s;ocuk siiriinmii~, as; kalm1~, Allah i~terinin vekili, sadece sen keyfine bak. Onun nimetler hazfuesi senin veznendir ya, havale ef' ne kadar masrafm varsa, 0 yeiir. Silaru kullanan Allah, hududu bekleyen 0; levaz1mm bitivermi~, degil rni? Ekleyt;:n 0! Senin hesabma ehli kiifrii yerle bir et1nek is;in, meleklerini gBnderir. B~m soo~t1g1 ~da, nazh sesinle "yeti~" demen yeterli, Allah'm ya kendisi gelir veya sana H121r'1 gonderir. Evinde hastalanan olursa, Allah'm borcudur onlara bakacak, ~ifa hazinesi derhal oluk oluk akacak. Demek ki: her ~eyin Allah ... Y an~man, 1rgadm 0: <;oluk s;ocuk O'na ait; lalan, haem, dadm 0. Aile vekilin 0; kiihyan, veznecin 0; ah~ seninse de, mes'il.l olan'veri~ten 0; denizde cenk olacakmi~ ... Gemin 0, kaptanm 0; ya ordu laz1m irni~ ... Askerin, klirnandanm 0; koyiin yasakc;:lSl; ~ehrin de sorumlusu 0; aile doktoru, eczac1. .. Hepsi h1is1h 0. Ya sen nesin? Miitevekkil! Yutulmaz artlk bu! Ne bu sayg1s1zhk, biraz saygt gerekmez rni? Huda'y1 kendine kul yaptln, kendin oldun Huda. Utanmadan da ciiretle bu i~e "tevekkiil" diyorsun oyle rni? (Ersoy, 1985: 267-268).

"Tevekkiil" oyle "tahakkiim" demek rni Allah'a? Kirnin hesabma Kur'an'm indigini dii~iinmiiyorsun, Kur'an'da ayetlere muhatabm Allah oldugunu zannediyorsun. Bu halinle biitiin ilahi emirlere kar~1 sava~ ac;:1yorsun. Miikellefiyeti Allah' a yoneltiyorsun. ins an bu darmada~ olan ~ahsiyetini gordiigiinde, tevekkiil, kader konularmda giinaha giriyor. En kiic;:iik i~inde sebeplere te~ebbiis etlneden, ba~anya ul~man miimkiin olmaz. Yeter artlk! Anlay1~s1Zhgm, normal smrrlan ~maktadrr. Ekilmedenbic;:ilen bir tarlay1 gBster. "Kader" anlay1~m dine bir iftiradrr, "Tevekkiil" anlay1~m ise, mahrurniyet is;indt;: mahrumiyettir. Kaderin, irnanm ~artlarmdan biri olduguna inamyorui;- fakat kader, senin anlad1g1!! _anlan:J.a gelmiyor. Kader: Gerekli ~artlar yeririe getirildikten sonra, miimkiin olan varhgm meydana gelmesidir. Bunun, nis;in? Nasll? Meydana geldigini o durum bizce biisbiitiin bilinmiyor. Biz sadece irademizden sorunlluyuz, kaderin inceliklerinden sorunllu degiliz. Senin vazifen, Allahm emirlerine uymaktlr. ~ayet kader, istedigin ~ekilde olsa, dinin biitiin er_nirleri bir anda bo~a gider (Ersoy, 1985: 269).

Tevekkiiliin manas1 bu l?ekilde degildir, ne yaz1k ki beyni oriimceli bir y1gm cahil sonunda dine en rezil oyunu oynad1; dini tamnmaz bir hale getirdiler. Bugiin islam diinyasma nefretle bakllmaktadrr. <;iink:ii "tevekkiil" anlayll?l hor kullan1lrr hale getirilmil?tir. Hey alc;:aklar, nas1l bOyle tiim fikirleri uyuttunuz, masum dinin alnmda bu sirnsiyah iz, pis bir l?ekilde hala nas1l duruyor! Tevekkiil, oyle giic;:lii bir imanm il?areti idi ki, faziletler kahraman1 denilmeye lay1kt1r. Ne yazlk ki, tevekkiiliin ruhuna miskinligi oyle bir al?Iladllar ki, ciizama

Page 13: MEHMED AKi:F'iN EGiTiM FELSEFESi: EGiTiM YE OGRETiME ...isamveri.org/pdfdrg/D01777/2010_44/2010_44_COBANA.pdf · iilkelerde y~ayarak gozlemlerde bulunmu~, halktan biri gibi ya~am1~

MEHMED AKiF'iN EGiTiM FELSEFESi: EGiTiM VE OGRETiME iLi$KiN GORU$LERi ---------259

dondii, iilkeyi mahvetti. Tevekkiil olmasa, faziletin nam1 kalmaz. Hayaline islam'm merkezi olan iilkeyi getir, o nihayetsiz faziletlerin yanm asrr gibi klsa bir siirede tecellisi neyin sayesinde olmu;;;tur? Milletlerin hayatmdan bu klsa siire ir;inde bir inklliip gerc;ekle~tirmek miimkiin d"egildir. Sanki zaman ir;inde zaman a~1ld1. Gormedikc;e insanm inanas1 gelmez, Din-i miibin, ~irkin karanhklanru yard1, f1~krrd1, Batha (Mekke'nin eski ad1)da yeni bir hayat tarz1 yayd1. Bu inklliib1, Ban'illn ruhu heniiz duymadan, bir avuc; Mi.isliimanm kuvveti diinyay1 ku~att1. Mi.isli.imanlarm giicii, bir taraftan <;in seddine, diger taraftan ise ispanya'ya ·dayand1. Di.i~i.in Hicaz nerede, <;in nerede, Pirene nerededir? Bu harikanm s1m hep tevekkiildedir ki, zafere giiveni saglamaktadrr. ~ayet kalpte tevekki.il kararhga arkada~ olursa, Allahm yardmu da, ~iddetli arzuya destek olur. Cenab-1 Hak Resul-i Ekremi'ne ~6yle buyuruyor: "Di.inyaya ait i~lerde her ~eyi srrlanyla bilsen bile, sahabelerine dan1~, onlara merhametli davran, c;i.inkii sen rahmet ruhusun. Hata ederlerse af et, iyi davran, sonunda hepsine affedilmeleri ir;in dua et. Kesin karar verdin mi, artlk durma Cenab-1 Hakka tevekki.il edip yol almaya bak" (Al-i imran Suresi, 159. ayet). Demek ki, bir i~e ba~larken oncelikle kararh olmak gerekmektedir. Daha sonra tevekkiili.in kararhgt desteklemesi saglanmahd1r. KlsacasJ, bir peygamber bile kararh olmayla emredilirse, sana dii~en sorumlugu bul, d~i.in. Dinin en onernli iki esasm1, kim ki saglam bir imana sahiptir, bu ikisini birbirinden aynlmaz kabul eder, bir i~e oyle giri~imde bulunur; yani azm eder, tevekki.il eder. Bu hakikat boyle anl~1lmad1gi takdirde din de di.inya da kalmaz,. Bu hakikati hem anlaym, hem de insanlara anlatm, Bu hakikat anl~!lmah: Anla~1lmad1gt takdirde, yorgan bul, altlna gir, ayaklaruu uzat, tek ad!ffi atlnadan yattlgm yerde ofla pufla, ic;in s1klld1g1 zaman da "Bakahm, Cenab-1 Hak ne yapar?" diyerek yorgarun altmda vird r;eker gibi soyleyip dur (Ersoy, 1985: 271-272) . Tembellik, yaratlh~ kanunlarma aykmdrr. Onun ir;in insanllk davasmda bulunan kimse durmadan r;ah~mahdrr (Ersoy, 1985: 146).

ilim iie Cehalet Arasmdaki Fark

Kuran-1 Kerim'de "Hi<;:, bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?'' Buyruluyor. Tabi ki bir olmaz; Biri insan biri hayvan. Oyleyse "cehalet" denilen yiiz karasmdan tiim millet kurtulmaya gayret gBstermelidir. Milletin cehalet hastahg1 bu alc;akl!klara sebep oldu. Cehalete dii~en rnilletlerde, ne din kald1 ne namus kald1. Cehalet, islam'm sinesine r;oken kapkara bir kabustur. Millet artlk uyanmahdrr. <;i.inkii cehaletine kurban gidiyor. islam1 da "batsm" diye cehalete yemesini istiyorsun. Allah'tan utan, bari b1rak dini elinden de, gireceksen le~ gibi topraklara kendin gir. Lakin bizleri Allah ile susturmak ne anlama geliyor. Allah'tan utanmak da ancak ilimle olur. Yaz!klar olsun, Kuran-1 Kerimde Allah "Allah'm kullarmdan ancak alim olanlan korkar" buyurmaktadrr (Ersoy, 1985: 215).

Aglamak Verine Bir ~eyler Yapmak

Matern tutmay1, feryat etmeyi b1rakm. Aglamanm faydas1 olsayd1, kendisi ir;in r;ok aglad1glffi babam mezardan kalkar gelirdi. Gozya~mdan bir ~ey r;lkmaz, onun yerine ter dokmelisiniz. Gelecegi kurtarmaya kararh bir r;aba gosteriniz. Zerrece imam olan, i.irnitsizlige asla di.i~memelidir. Sadece siz derdi bulmaya r;ah~m; 6nemli olan derdi bulmaktlr, sonra dermanm1 bulmak kolayd1r (Ersoy, 1985: 182).

<;ah~mak

Akifin "Bekay1 (devamhhg1, siirekliligi) hak gorenler, r;ah~may1 vazife bilir", "<;ah~ r;ah~ ki, devamhllk ir;in gayret edilirse devamhllk hak edilir" misralan, yarat1h~ kanununu dile getirrnektedir. insanoglu hayat miicadelesinde zay1f oldugu ir;in, gayret ederek bu

Page 14: MEHMED AKi:F'iN EGiTiM FELSEFESi: EGiTiM YE OGRETiME ...isamveri.org/pdfdrg/D01777/2010_44/2010_44_COBANA.pdf · iilkelerde y~ayarak gozlemlerde bulunmu~, halktan biri gibi ya~am1~

260 /Ydr. Dar. Dr. Ahmet (OBAN----EKEV AKADEMi DERGiSi

iilemde hayatmt devam ettirir. C:::iinkii insan hayat1, c;abanm iiriiniidiir. C:::aba olrnazsa, ne fertler olur ne de aileler. Fertlerin bit arada c;ah~tigt topluluklar, rnilletler gec;irn rniicadelesinden asia aynhnazlar. "C:::ah~mak, gayret etmek", kiiinat nizamrnm gozciisii olan ebedi bir kanundur. insanm-bu kanundan rniistesna saythnast dogru olmaz. C:::iinkii yaratih~ adaletinde istisna yokrur. Y aratih~ kanunu, hayata hakkt olanlan anlaytp tantrnakta, c;ah~mayanlan ise rnahv ve peri~an etmektedir. Devamhh~ hedef kabul edenler, bu yoldaki zahmetleri rahrnet bilip,-milletlerin ilerlemesi yolunda ko~up ilerlemektedirler (Ersoy, 1985: 263-264).

inrn-Fen ve Teknolojideki Dururnurnuz ' <

Fen bilirnlerinden istifade etmede dinurnurnuz olumsuz (Ersoy, 1985: 346). Urnumun :fikri aleyhte olunca, rnillette ilim adma bir ~ kalrnadt _ <;iinkii fenler- yer bulrnak i<;in gezinirken, oncelikle kendisine c;ok biiyiik hiirmet edilmesine bakar, sormiomya yerleyrler (Ersoy, 1985: 183). Zavalh rnilletin anlayt~l o .kadar darmada~ hale gehni~ ki, -ilirnle_ fenle hi<; ilgilenmiyor. Sanayi, ticaret batmw, Ziraat var, ama o da Hazreti Adem zamanmdan'kahna yonternlerle yapthyor. K.tsacast, biitiin bunlar i<;in c;ah~mak, yoruhnak gerekmektedir .. 'Ancak c;ah~ma i<;in ilk ~art "istek"Ii. ohnaktir. 0 yoksa hangi vesileyle ilerleyelirn; fen bilginleri mevcut durumdan stkmti dlrymuyor, bilginler rnevcut ,dururna ili~kin hi<;bir iiziintii ta~umyor (Ersoy, 1985: 276). I

Teknolojik <;:~malarA~ISmdan Ban DoguFarki

Bati'ya baktt~da, c;ah~tyor; ''yer"le yetinrneyip "hava"ya hiikmetmeye gayret gosteriyor. Dogu'ya bakttgumzda ise, hem tembel hem de geri oldugunu goriiyoruz. Boyle devarn ederse yeryiiziinden silinecektir. ~u fenlere, ~u sanatlara bakm, bilirnsel alanda ortaya <;Ikan gerc;eklere bakm; yapllan gemiler, kttalararast denizleri yanyor, trenler, iilke iilke ul~liill saghyor. Biitiin bunlar, c;ok c;ah~maya ve bu <;alt~malarm birle~tirihnesine baghdrr (Ersoy, 1985: 264).

ili.mde Gii~terilen Hedef

Tiim rnesainizi "Batt"nm ihnini, sanatim ahnak i<;in sonuna kadar harcaymiZ. C:::iinkii ilimsiz, sanatsiZ y~amak artik miimkiin degildir. Aynca, sanatm, ilirnin milliyeti olmaz. Yahuz ~u uyanrn1 iyice dikkate aim: Biitiin ilerleme a~amalarm1 gec;mek ic;in, "rnahiyet-i ruhiyyeniz" (ruhumizun esas1) size rehberlik yapmahdrr. C:::iinkii onsuz ktrrtulu~ iimidi bo~unadtr (Ersoy, 1985: 187).

Page 15: MEHMED AKi:F'iN EGiTiM FELSEFESi: EGiTiM YE OGRETiME ...isamveri.org/pdfdrg/D01777/2010_44/2010_44_COBANA.pdf · iilkelerde y~ayarak gozlemlerde bulunmu~, halktan biri gibi ya~am1~

MEHMED AKiF'iN EGiTiM FELSEFESi: EGiTiM VE OGRETiME iLi$KiN GORii$LERi ---------261

Bilim <;ag. ve Bilimin Amac1

Toplumdaki cehaletin boyle devam etmesi miimkiin degildir. <;:aga balaldtgmda, c;:agm "Bilim_{<;:a!P." oldugu unutulmamahdrr (Ersoy, 1985: 130). <;:aglilllZm bilirnlerinden beklenen, fayda saglamalandrr. Bu faydalan da hayata yonelik olmahdrr (Ersoy, 1985: 346). ilmi degerli !alan, uygulanabilir olmastdrr (Ersoy, 1985: 184).

Gelecegin Bilimleri

Bizlere yazlk<>lsun, yalan zamandaki ilimlerle bile ilgimiz yoko, cahiliyiz. Ma'rifeti iltmal etmenin sonucu, bugiin memleketin genc;:leri acizlige dii§mii§; bir ytgm kuyvetimiz olmasma ragmen, bu giic;: ve kuvvetimizi diger milletler gibi degerlendiremiyoruz:· · Gelecegin bilimi nedir? Halbuki gayet miithi§ apac;:1k ortada: Gelecekte bilim, atom giicii (Maddenin kudret-i zerriyyesi) ile ugra§acak. Milletler, o olaganiistii giice "hakim olmak ic;:in birc;:ok kafayla binlerce emek barcayacaklardrr. Bu, gerc;:ekle§tigi takdirde, artlk diinya bir ba§ka diinya olacaktrr. <;:iinkii bir damla korniirden oyle milyonla degil, smtrstz giic;: ve kuvvet elde edilecektir (Ersoy, 1985: 443-444).

ilerlemenin Srrn

Diinyanm dogusunu ba§tanba§a gezdirn. Arap, Acem, Tatar ayrmu yapmakstzm Miisliirnan millet1erin hepsinf gordiim. Kiic;:iik insanlarm rubunu inceledim, biiyiik insanlarm fikirlerini derinlemesine ara§trrdrrn. Japonlann neden boyle yiikseldiklerini; ilerlerne sebeplerini yalandan gormek istedim. Bu uzun boylu seyahatlerirn ve c;:alt§rnalanm bana §U kanaati verdi: Yiikselmenin srrrm1 ba§ka yerlerde aramaya heveslenmeyiniz. Yiikselmeyi hedefleyen bir millet, onu kendinde bulur, her alanda taklitc;:ilik fayda saglamaz (Ersoy, 1985: 187).

Sonra dikkate deger olacak bir §ey var: Dii§iiniirler, bir rnilletin geli§mesini tipkt bir kocaman agacm c;:ic;:eklenmesine benzetir1er ki, gerc;:ekten bu bilene, biiyiik bir sozdiir. Bu muazzam agacm govdesi ba§tan a§agt; saytstz kokleri, tiim dallan ve budaklan rnilletin gec;:mi§ sinesine bagh olup, oradan uzamp gelmektedir. Y aratan oyle yaratmi§. Bir topluluk bu gerc;:egi kabul etmedigi takdirde, agacm tiimiinii yahut c;:ic;:egini rnilletin sinesinden kopanp yere_sererse, milletin kendisi beder olur, gelecekte de geli§mesi pek zor olur. <;:iinkii ortada ytgm1arca odun kiitlesi kaltr. Agac;: hastalanrnt§sa, bir bileni c;:agirm!z agaca baksm; en c;:ok "ta kokiine baksm. Agact a§tlarken de agacm kendisinden a§Ilasm. $ayet agacm iistiinii ba§tnl donatmak istiyorsamz, taze c;:ic;:eklerle bezenrni§ geline benzetiniz. Dikkat edin balta, c;:ocuklann eline gec;:mesin. i§te dert, i§te deva. Bana dii§en bu tebligi yapmak, size dii§en ise sizi kurfulu§a gi:itiirecek yeterli gayreti gostermektir (Ersoy, 1985: 188).

Zaman Yonetimi

Gec;:en zaman gec;:mi§tir, gelecek zaman ise belirsizdir. Hayatta bize dii§en ic;:inde bulundugurnuz, ancak gec;:mekte alan zamam degerlendirmektir. Gec;:mi§e donmek mfunkiin olmadtgt gibi, gelecegi garanti etmek te rniimkiin degildir. Bugiinkii i§, bugiin yaptlrnahdrr. Yarma brralalan i§ler hayatm sonuna kadar kalabilir. Benim 15 ytl oncesinden beri,"yann ba§laytp yapsam" dedigirn i§ler hala durmaktadrr. Bugiiniin i§ini yarma brrakanlar ic;:in rnahvolmak yorum gerektirmeyen bir yaratth§ kanunudur. Durum uygun iken sakm giinler bo§a gec;:rnemeli, "c;:iinkii sonumuzu bilememiz miimkiin degildir (Ersoy, 1985: 146).

Page 16: MEHMED AKi:F'iN EGiTiM FELSEFESi: EGiTiM YE OGRETiME ...isamveri.org/pdfdrg/D01777/2010_44/2010_44_COBANA.pdf · iilkelerde y~ayarak gozlemlerde bulunmu~, halktan biri gibi ya~am1~

262 /Ydr. Dar;. Dr. Ahmet (OBAN----EKEV AKADEMi DERGiSi

Sonu~

*Mehmed Akif, hem Osmanh hem de Cumhuriyet Donemi'nin en dikkate deger fikir ve sanat onciilerinden bir ~air ve I)l~tefeidciri.mizdir.

* Akifin ~iirlerinde, tarihimizle ·· ilgili, sosyal meselelere ili~kin ryok detayh tablolar, sahneler gormek miimkiindiir. Akif, toplumun biitiin meselelerine tamkhk etmi~ ve bunu oldugu gibi; hem olumlu liem de olumsuz yonleriyle eserlerinde yansrtrm~trr. Burada dikkate deger husus: $iirlerde yer alan birryok durumun, aradan geryen yakla~Ik yiizyrla ragmen bugiin, aynen veya benzer ~ekilde cereyan etmesidir.

*Taassuba, taklityiligimize, cehalete, tembellige, yanh~ tevekkiil anlayr~ma, ruhsuzluga kar~1 miicadele etmi~; "ma'rifet" le ilim, fen,_ tekin ve saiJ.atr; fazilet ile de: bizi millet haline getiren maddi ve ma!levi 6zellikleriyle kiiltiir.degerlegmizi kast ederek milletimizin, ancak, ma'rifet ve fazilet temellerine dayanarak yiikseleb~~ceg}rll_i~ade etmi~tir.

*Milletimizin, islam aleminin ve insanlrgm darbe ve miidapalelerle degil, maarif ve rslahatla kalkmacagnn 6ng6rmii~tiir. ·

*En .biiyiik 6zelligi, milletine YJI15aildau veya dr~andan bir yabancr gibi bakmamr~; toplumda begenmedigi hususiyetlere/toplumla birlikte y~ayan birl olarak kendi meselesi ~eklinde, iryeriden yakl~iru~tlr.

*Bilimin ve teknolojinin kaynagrnm Ban oldugunu bizzat yerinde gormii~; milletin bunlara acil ilitiyacmm oldugunu, hemen tahsil edihnesi gerektigini, bu tahsil ger9ekle~irken, kendi geymi~imizi yok sayip degerlerimizden uzakla~mamanuzr onemle vurgulamr~, bu hususta ornek olarak "Japonlar"l gostermi~tir.

*Bilim ve · teknolojiyle u~maya dinimizin engel ohnadrgmr, aksine bunlarla ugr~manm oneminden faziletinden soz edildigini, din ve bilimin birbirUle k~r ohnak ~oyle dursun, destek oldugunu, geli~mi~ iilkeleri ornek gostermek suretiyle ortaya koymu~tur.

*Bilimin arriacmm hayata fayda saglamak oldugunu, bizdeki mevcut ilimlerin teoriden ileriye geymedigini; uygulamaya onem verihnedigi iryin yarar saglamadrgnn; yaprlan egitimin iiretici degil tiiketici yeti~tirdigine dikkat yekmi~tir.

*Medreselerde, tarihimize mal olmu~ bilim adamalan gibi insanlarm artlk. yeti~medigini; milletin inlkanlanyla a91lan yeni egitim kurumlannm, toplumun ilitiyarylarma cevap veremedigi; bunun i9in bir9ok i~imiz i9in dr~anya bagrmhhglilllZm devam ettigini; yeni yeti~enlerin ise ge9mi~teki·bilim adamlannm kitaplarnn okuyup anlamaktan acizolduklarnn belirtmi~tir. ·

*Milletimizin refahmm "ma'rifet" ve "fazilet" giiciine bagh oldugunu ~u ~ekilde ifade etmi~tir: Ma'rifet giicii olmazsa sadece faziletle yiikselemez, zayrf dii~er, ilkellige ozgii bir b~rbo~ durgunluk iizerine 96ker; bir millette ma'rifet var, ania fazilet yak ohnu~sa, o millet smrrsrz felaketlere maruz kalrr.

*Milletlerin geleceginin bilimsel ve teknolojik geli~melere bagh oldugunu; buna gore diinyanm ~ekillenecegini; bu alanlarda ba~anh olanlarm ilerleyeceklerini, ilgisiz kalanlarm tarih sahnesinden silineceklerini; bilim ve teknolojinin giiciiniin talnniil edilemez seviyelerde olacagrru 6ng6rmii~, ii9 yiiz yrldrr ilimal ettigimiz bilim ve teknolojiyi ivedilikle elde etme

Page 17: MEHMED AKi:F'iN EGiTiM FELSEFESi: EGiTiM YE OGRETiME ...isamveri.org/pdfdrg/D01777/2010_44/2010_44_COBANA.pdf · iilkelerde y~ayarak gozlemlerde bulunmu~, halktan biri gibi ya~am1~

MEHMED AJ(jf'iN EGiTiM FELSEFESi: EGiTiM VE OGRETiME iLi~KiN GORU~LERi---------.263

gayretinde olmarmz gerektigini tavsiye etmi~; bunun da ilk ~artmm "istekli olma"ya bagh oldugunu ifade etmi~tir.

*Tqplumun ic;:ine dii~tiigu sJ.k.mtllar kar~1smda, aglamamn, iimitsizlige dii~menin fayda vermeyecegini, bunun yerine milletin gec;:mi~indeki giic;:lii dinamiklerini ortaya c;:Ikarmak; geli~tirmek ic;:in biiyiik bir gayretin gosterilmesi gerektigini, gosterilecek c;:abalarm sonuc;: verecegini, tarihten omekler vererek ispatlamaya c;:ah~IDJ.~tJ.r.

Oneriler

*Mehmed Akifin egitim-ogretim vb. alanlara ili~kin dile getirdigi sorunlar ve c;:oziim yollan c;:erc;:evesinde, ~u onerileri dikkate ahmnahdrr:

*Egitimde taassub, taklit<;ilik, cehalet, tembellik, yanh~ tevekkiil anlayJ.~I ve ruhsuzlukla miicadele edilmeli, ma'rifet ve fazilet esas almmahdrr.

*Bilimin amacmm hayata fayda saglamak oldugundan hareketle, teoriyle birlikte uygulamaya daha c;:ok onem verilmeli, yap!lan egitimin tiiketici degil iiretici yeti~tirmeye yonelik olmas1 saglanmahdrr.

*Milletlerin geleceginin }jilimsel ve teknolojik geli~melere bagh oldugundan hareketle, degerlerimizden uzakl~madan "JaponJar" gibi millet}erin omek aJmmasma c;:ah~Ilmahdrr.

*Toplumun ic;:ine dii~tiigu slkmtllar kar~1smda, iimitsizlige dii~meden, milletin gec;:mi~indeki g!ic;:lii dinamiklerini ortaya c;:1karmak ve geli~tirmek ic;:in biiyiik c;:aba gosterilmelidir. ··

*Tiirk Egitim Sistemi'nin her kademesinde Mehmed Akife ve eserlerine gereken onemin verilmesi, ozellikle ders kitaplan aracihgiyla saglanmahdrr.

*Tiirk Egitim Sistemi'nde Mehmed Akifin ~airlik yonii kadar, bilim adam1 ve filozof olarak ta tanmmas1 ve anla~Ilmasi saglanmahdrr.

*Milli Egitim Bakanl1g1 ve ile ilgili diger Bakanhklar, Mehmed Akifle ilgili tiim objektif belgeleri bir araya getirerek kaynak kitaplar hazrrlamah, hazrrlanmasma destek vermelidirler.

*Devletin ilgili kurumlan, Mehmed Akifle ilgili toplumun baz1 kesimlerinde olu~mu~ onyargllarm, diger bazJ.ID kesirnlerinde ise bilgi eksikliklerinin giderilmesi ic;:in basm yaym yoluyla daha anlarnh etkinlikler diizenlemelidir.

Kaynaklar

Akarsu, Bedia (1979). Felsefe Terimleri Sozliigu. Ankara.

Bayrakl1, Bayraktar (1999). Mukayeseli Egitim Felsefesi Sistemleri. istanbul: M.D. ilahiyat F akiiltesi Y aymlan.

Billian, Saffet (1991). Egitim Felsefesi (I. Cilt). Ankara: A.D. Egitim Bilimleri Fakiiltesi Yaymlan.

Biiyiikdiivenci, Sabri (1991). Egitim Felsefesine Giri$. Ankara: Sava~ Yaymlan.

Page 18: MEHMED AKi:F'iN EGiTiM FELSEFESi: EGiTiM YE OGRETiME ...isamveri.org/pdfdrg/D01777/2010_44/2010_44_COBANA.pdf · iilkelerde y~ayarak gozlemlerde bulunmu~, halktan biri gibi ya~am1~

264 /Ydr._Dof. Dr. Ahmet (:OBAN---.EKEV AKADEMi DERGiSi

Biiyiikdiivenci, Sabri (1987). Efjitim Felsefesi Yazzlar. Ankara: Yargtc10glu Matbaasi.

Ergiin, Mustafa (1996). Egitim Felsefesi. Ankara: Ocak Yaymlm.

Ersoy, Mehmet Akif(l985) Safahat. istanbul: inlah1p Kitabevi.

Price, Kingsley (1969). Is a Philosophy of Education Necessary?, In What is Philosophy of Education? Columbia: University of Missouri.

Sonrnez, Veysel (2005). Efjitim Felsefesi. Ankara: Am YaymCihk.

Tozlu, Necmettin (2003). Efjitim Felsefesi. Ankara: Milli Egitim Bakanhg1 Yaymlm.

Wiles, Jon and Bondi, , Joseph (1993) . Curriculum Develop:nent. U.S.A: Macmillan Publishing Company.

http://tr.wikipedia.org/wiki/Felsefe, Eri~im Tirrihi: 10. 01:2009.

I