mehmet kutlular - yeniasya.com.tr · biz yeni asya olarak 15 temmuz darbe girişimi ve...

24
Kalkışmayı lânetlerken Normalleşme için ‘ETÖ'den ‘FETÖ’ye “FETÖ” meselesi İktidar-cemaat geriliminde Yeni Asya’nın tavrı Yeni Asya hiçbir çatışma ve gerilimin tarafı değildir Said Nursî ve Fethullah Gülen Cemaatlerin işi devlet yönetmek değildir Mehmet Kutlular: Fethullah Hoca Nurcu değildir Bütün darbelere karşı çıkan tek gazete Yeni Asya’dır Sis perdesi Önce alkışladılar...

Upload: others

Post on 26-Oct-2019

7 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Mehmet Kutlular - yeniasya.com.tr · Biz Yeni Asya olarak 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasındaki sürece yak-laşımımızı, hak, hukuk, adalet ve vicdan esaslarına dayanan

Kalkışmayı lânetlerkenNormalleşme için‘ETÖ'den ‘FETÖ’ye“FETÖ” meselesiİktidar-cemaat geriliminde Yeni Asya’nın tavrıYeni Asya hiçbir çatışma ve gerilimin tarafı değildirSaid Nursî ve Fethullah GülenCemaatlerin işi devlet yönetmek değildirMehmet Kutlular: Fethullah Hoca Nurcu değildirBütün darbelere karşı çıkan tek gazete Yeni Asya’dırSis perdesiÖnce alkışladılar...

Page 2: Mehmet Kutlular - yeniasya.com.tr · Biz Yeni Asya olarak 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasındaki sürece yak-laşımımızı, hak, hukuk, adalet ve vicdan esaslarına dayanan

+

Cumhuriyet ve demokrasitarihimizdeki bütündarbe, müdahale vedarbe teşebbüsleri gibi,

15 Temmuz gecesi irtikâb edilenkanlı kalkışmayı da lânetliyoruz.

Bu talihsiz olayı önlemeye çalışır-ken şehit düşen güvenlik gücümensuplarımıza ve darbecilerinsaldırılarında can veren masum in-sanlarımıza Allah’tan rahmet niyazediyor, ailelerine ve milletimizesabır diliyoruz.

Tesellîmiz, bu ayaklanma girişimi-nin, milletimizin kararlı duruşu ileakamete uğratılmış olmasıdır.

Bu kez darbeye geçit vermeyenhalkımıza takdir, tebrik ve teşekkür-lerimizi sunarken, “Haklı tepkiye

linç provokasyonlarının gölgesi dü-şürülmemeli ve buna asla fırsat ve-rilmemeli” diyor, yaşanan kritiksüreçte bu hususa âzamî dikkat vehassasiyet gösterilmesi çağrısındabulunuyoruz.

Meclis içi ve dışındaki bütün par-tilerin darbe girişimine karşı ortakbir duruşta birleşmelerini de mem-nuniyetle karşılıyoruz.

Bu adımın devamı olarak, isyancı-ların alçakça bombalama cür’etindebulunduğu TBMM’nin, olayı bütünsafahatı ve boyutlarıyla araştırıp ay-dınlatmasını bekliyoruz.

Kanlı kalkışmanın sorumluları,Meclis araştırmasıyla ortaya çıkacaksonuçlar da dikkate alınarak hukukçerçevesinde hesaba çekilmeli veibret-i müessire teşkil edecek yaptı-rımlarla cezalandırılmalıdır.

Ancak bu hesaplaşma yapılırken suçve cezanın şahsîliği ilkesi hassasiyetlegözetilmeli, toptancı ve genelleyici,kurunun yanında yaşı da yakacakyaklaşımlardan sakınılmalıdır.

Hedefi demokrasi ve hukuku orta-dan kaldırmak olan darbelerle mü-cadelenin bu değerlere daha fazlasahip çıkarak, “daha çok demokrasive hukuk” anlayışına dayanan ka-rarlı uygulamalarla başarılı olabile-ceği unutulmamalıdır.

15 Temmuz olayı, demokrasimi-zin darbeler karşısındaki kırılganyapısının hâlâ devam ettiğini bir kezdaha göstermiştir.

Bu zaafiyeti âcilen ortadan kaldır-mak ve demokrasimizi sağlam gü-vencelere bağlayacak bir sistemikurup tahkim etmek, öncelikli gün-

demimiz olmalıdır.Son kalkışmaya karşı toplum ola-

rak ortaya koyduğumuz ortak tavırve dayanışma böyle bir tahkimatiçin de tarihî bir fırsattır; ziyan edil-memelidir.

Olay aynı zamanda, bir cemaatözelinde yürütülen “devlette kadro-laşma” yaklaşımının ne tür fitne-lerde kullanılabildiğinin de ibretlibir örneğidir.

Manevî hizmetler için var olan ce-maatlerin bundan çıkarması gerekenen önemli ders, kendilerini ister iste-mez siyaset ve iktidar çekişmelerinintarafı ve sonuçta mağduru konumunagetiren tavır ve yaklaşımları terk edip,derhal aslî hizmetlerine dönmelerigereğidir.

19 Temmuz 2016

Kanlı kalkışmanın so-rumluları, Meclis araş-tırmasıyla ortaya çıka-cak sonuçlar da dikkatealınarak hukuk çerçeve-sinde hesaba çekilmelive ibret-i müessire teş-kil edecek yaptırımlarlacezalandırılmalıdır. An-cak bu hesaplaşma ya-pılırken suç ve cezanınşahsîliği ilkesi hassasi-yetle gözetilmeli, top-tancı ve genelleyici, ku-runun yanında yaşı dayakacak yaklaşımlardansakınılmalıdır.

15 Temmuz gecesi irtikâbedilen kanlı kalkışmayı lâ-netliyoruz. Bu kez darbeyegeçit vermeyen halkımızatakdir, tebrik ve teşekkürle-rimizi sunuyoruz. Meclis içive dışındaki bütün partile-rin darbe girişimine karşıortak bir duruşta birleşme-lerini de memnuniyetlekarşılıyoruz.

15 TEMMUZ KALKIŞMASIKalkışmayı lânetlerken

Page 3: Mehmet Kutlular - yeniasya.com.tr · Biz Yeni Asya olarak 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasındaki sürece yak-laşımımızı, hak, hukuk, adalet ve vicdan esaslarına dayanan

Oluşan puslu ortamda Yeni Asya’ya darbe destekçiliği

bühtanında bulunan müerilerinaşağılık iiralarını kendilerine

aynen iade ediyor; 47 yıllık yayınhayatı boyunca ağır bedeller ödeyerek

darbelerle çoğu zaman tek başınamücadele eden Yeni Asya’nın kırıksız

ve tavizsiz demokrat duruş ve çizgisini, bu tür tezvirata en

susturucu cevap olarak kamuoyuna tekrar

hatırlatıyoruz.

+

Page 4: Mehmet Kutlular - yeniasya.com.tr · Biz Yeni Asya olarak 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasındaki sürece yak-laşımımızı, hak, hukuk, adalet ve vicdan esaslarına dayanan

+

Normalleşme için

Kalkışma sonrasındaki süreç vetekrar normale dönülmesineilişkin tesbit, kanaat ve teklile-rimiz:

Öncelikle, kalkışmaya karşı toplumda vesiyasette sergilenen ortak tavrı demokrasi-mizin geleceği açısından ümit verici birdurum olarak görüyor, bu tavrın müsbetyöntem ve yaklaşımlarla gelişerek devamınıdiliyoruz.

Meclisteki dört partinin darbe karşıtı bil-diriye imza atmasından sonra, CHP tarafın-dan organize edilen ve diğer partilerin dekatılımıyla gerçekleşen Taksim mitingin-deki deklarasyonda verilen isabetli ve kap-sayıcı mesajlar ve ardından 15 Temmuz’uaraştırmak üzere yine dört partinin muta-bakatıyla bir Meclis komisyonu kurulma-sına karar verilmesi, uzlaşı siyasetininipuçlarını vermesi açısından memnuniyetvericidir.

Bu mutabakatlarda sergilenen tablo, ülke-mizin kalkışmayla girdiği gerilim ortamın-dan çıkarak normalleşmesi açısından dabüyük önem arz etmektedir.

Buna mukabil, kalkışma sonrası ilan edi-len OHAL kararı, Avrupa İnsan HaklarıSözleşmesinin askıya alınması, çıkarılanKHK’lar ve bütün kamu kurumlarıyla özelsektör kesimlerinde hız verilen tasfiye ope-rasyonları, görevden uzaklaştırmalar, göz-altı ve tutuklamalar, söz konusu olumlugelişmelerle doğan ümitlere gölge düşürmeriskini gündeme getiriyor.

Süreç her hal ve şartta adalet ve hakka-niyet prensipleri çerçevesinde yürütülme-lidir.

Demokratik hukuk devletine kast edenbir kalkışmanın fail ve sorumluları elbetteki hukuk prensipleri içinde hesaba çekilmelive haklarında gereken hukukî yaptırımlaruygulanmalıdır.

Bu haklı hesaplaşmanın “cadı avı”na dö-nüşmesine ise fırsat verilmemelidir.

Bunun için, “masumiyet karinesi” olarakifade edilen “Suçluluğu hükmen sabit olun-

caya kadar kimse suçlu sayılamaz” ilkesiyle,suç ve cezanın şahsîliği prensibi olarak bili-nen ve Bediüzzaman’ın “Birinin hatasıylabaşkası mes’ul olmaz” şeklinde dile getirdiğiKur’anî prensibe tekabül eden “Ceza so-rumluluğu şahsîdir” esası, bilhassa içindengeçtiğimiz kritik süreçte çok daha farklı veolağanüstü bir duyarlılıkla gözetilmeli, top-lumsal barışa zarar verecek, nifaka ve ii-raka yol açacak tavır, söylem veuygulamalardan kaçınılmalıdır.

Darbecilerle hesaplaşma gerekçesiyle yü-rütülen operasyonlarda toptancı ve genelle-yici suçlamalardan dikkat ve hassasiyetlekaçınılmalı, darbeyle ve darbecilikle hiç il-gisi olmayan masum insanların mağduriye-tine yol açacak yanlışlıklar yapılmasınameydan verilmemelidir.

Darbe tehditlerini kesin ve kalıcı şekildeortadan kaldırıp bertaraf edecek en güçlüve muhkem tedbirin, yürürlükteki darbeanayasası ve mevzuatının yerine AB norm-larında ifadesini bulan çağdaş kriterlereuygun yeni bir anayasal ve yasal çerçeveyiikame etmek olduğu unutulmamalı vebunun gerekleri bir an önce hayata geçiril-melidir.

Demokrasi ve hukuk, normalleşmeninde, birlik ve bütünlüğümüzü korumanın daen sağlam güvencesidir.

29 Temmuz 2016

Demokrasi ve hukuk, nor-malleşmenin de, birlik vebütünlüğümüzü korumanında en sağlam güvencesidir.Darbecilerden elbette hesapsorulmalı, ancak süreç herhal ve şartta adalet ve hak-kaniyet prensipleri çerçeve-sinde yürütülmelidir.

Page 5: Mehmet Kutlular - yeniasya.com.tr · Biz Yeni Asya olarak 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasındaki sürece yak-laşımımızı, hak, hukuk, adalet ve vicdan esaslarına dayanan

+

AKP’nin “Cumhuriyet tari-hinde ilk kez darbecilerlehesaplaşılıyor” söylemle-riyle arka çıktığı Ergenekon

operasyonları devam ederken revaçtakitekerleme ETÖ kısaltması ile ifade edi-len Ergenekon Terör Örgütüydü.

Ama dâvâya bakan mahkeme altı aysonra “Henüz delillerle ispatlanmış birdurum yok” diyerek, “terör örgütü”ifadesinin kullanılmaması yönündekarar verdi ve bunu yazıyla resmî ku-rumlara bildirdi.

Nihaî aşamada da dâvâ kapandı. Ba-zılarının mahkûmiyetleri kesinleşen sa-nıkların tamamı bırakıldı ve beraat etti.

Şimdi benzer bir süreç, Ergene-kon’un rövanşı niteliğinde ve tersyönde işliyor.

“ETÖ”nün yerini “FETÖ” aldı ve ev-velce Ergenekon’a atfedilen kimi suçve cinayetler dahil, her türlü kumpasve karanlık iş, önce “paralel,” sonra“Fethullahçı Terör Örgütü” adı verilenyapıya yıkılıyor.

Kemalistler dahil, farklı gruplarınkatılımıyla yapıldığı ifade edilen 15Temmuz kalkışması da münhasıran“FETÖ”nün işi olarak lanse edilirken,buna yönelik, her koldan, benzeri gö-rülmemiş bir beyin yıkama ve algıoperasyonu yürütülüyor.

Herkesi “15 Temmuz FETÖ’nün işi”demeye zorlayan bir atmosfer oluştu-ruldu.

Erdoğan’ın o geceki ilk beyanında“paralel”i işaret etmesi, diğer yetkilile-rin aynı yöndeki sözleri, darbecilerdenbirinin Org. Akar’ı Gülen’le görüştür-mekten söz ettiği haberleri, Genel-kurmay açıklamalarında isyanın“FETÖ”ye mal edilmesi, bazı darbeci-lere atfen medyaya servis edilen ifade-lerde cemaat bağlantılarının dilegetirilmesi (darbecilikle suçlananlar-dan, cemaat bağlantısını reddeden çoksayıda kişinin mevcudiyetine de dik-kat!), bir tanktan “paralelci” polisin çık-ması, bazı isyancıların üzerinde Gülen

imzalı duâların bulunması, “okunmuş”1 dolarlar... algı operasyonunda öne çı-karılan “kanıt”lardan bir kısmı.

Gülen’in yıllardır devlette kadrolaş-mayı teşvik etmesi ve AKP’nin de 11 yılboyunca buna imkân veren politikalarısonucu, TSK dahil birçok kurumdacemaat bağlantılı kadroların etkinhale gelmiş olması, bilinen ve kabul

edilen bir vakıa.Gülen hareketinin organizas-

yon yapısıyla ilgili olarak istih-barat birimlerince hazırlanıp

medyaya verilen raporlardaki şema-lar ve isimlendirmeler de biliniyor.Bir şekilde Gülen hareketiyle bağ-

lantılı bazı kişilerin 15 Temmuz fit-nesine alet edilip kullanıldığını

gösteren hayli güçlü ipucu, karine veişaretler söz konusu.

Ancak bütün bunlar “FETÖ” adı ve-rilen silâhlı bir terör örgütünün varlığınıve 15 Temmuz’u münhasıran onun or-ganize ettiğini ispatlamak için yeterlimi? Birinci sorumlu olarak ısrarlaGülen’e işaret eden Erdoğan bile bir “üstakıl” organizasyonunu vurguluyorken...

Ortaya atılan iddialar için başlatılansoruşturmalarda elde edilen bilgi,belge, ipucu, ifade, itiraf ve şahitlikleredayalı iddianameler hazırlanıyor vemahkemelere sunuluyor. Bundansonra, bu iddiaları ve dayandırıldıklarıdelilleri değerlendirerek karar verecektek merci, bağımsız ve tarafsız mahke-medir. Gösterilen delillerin hukukî ge-çerliliğe sahip olup olmadığınıntakdiri de mahkemeye aittir.

Makamı ve konumu ne olursa olsun,hiç kimse ve kurum, kendisini yargı-nın yerine koyarak hüküm veremez.

Bunu ifade etmek bir Gülen savun-ması değil; hukukun en temel prensip-lerinden birinin hatırlatılmasıdır.

11 Ağustos 2016

Bir zamanların Ergenekon Terör Örgütü ismiyle nitelendirilen“ETÖ”nün yerini bugün “FETÖ” aldı ve evvelce Ergenekon’a atfedilen kimi suçve cinayetler dahil, her türlükumpas ve karanlık iş, önce“paralel,” sonra “FethullahçıTerör Örgütü” adı verilen yapıya yıkılıyor.

‘ETÖ’den ‘FETÖ’ye

Page 6: Mehmet Kutlular - yeniasya.com.tr · Biz Yeni Asya olarak 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasındaki sürece yak-laşımımızı, hak, hukuk, adalet ve vicdan esaslarına dayanan

“FETÖ” meselesiM

enfur ve meş’um 15 Temmuz kalkış-masının üzerindeki sis perdesininne kadar kalın olduğu ve işin arkap-lanında çok karanlık noktalar bu-

lunduğunu vurgulayan uzmanların “Suçlu ve haingösterilenler masum, masum ve kahraman göste-rilenler suçlu ve hain olabilir” uyarısının haklılığı,gelişmelerle de teyid ediliyor.

Biz Yeni Asya olarak bu olaya ve sonrasındaki sü-rece yaklaşımımızı, hak, hukuk, adalet ve vicdanesaslarına dayanan temkinli bir hassasiyet içindeifade edegeldik.

Hedef olduğumuz çok yönlü ağır baskı, saldırı vetehditlere rağmen aynı tavrı şimdi de koruyoruz vesürdürme kararlılığındayız.

Ancak darbe girişiminden münhasıran “FETÖ”adı verilen “örgüt”ün sorumlu tutulduğu, AnayasaMahkemesinin bile bu örgüte mensubiyetle suçla-nıp ihraç ve tevkif edilen iki üyesiyle ilgili kararındakonuya ilişkin MGK kararlarını referans gösterdiğive AYM Başkanının da sonraki bir beyanında“FETÖ”yü telaffuz ettiği bir ortamdayız.

Hukukun üstünlüğü ilkesi açısından son derecesıkıntılı ve vahim bir tabloya işaret eden bu durum,ülkenin çok anormal bir süreçten geçmekte oldu-ğunun da ifadesi.

Böyle bir ortamda “FETÖ” ve 15 Temmuz’dakirolü konusundaki nihaî kararı bağımsız ve tarafsızmahkemenin vermesi gerektiği kanaatimizi bir kezdaha tekrarlarken, Gülen’in iktidar başta olmaküzere hemen her kesim tarafından el üstünde tu-

tulduğu dönemlerde dahi, onun devletteve bilhassa kritik kurumlarda kadrolaşmanoktasında takip ettiği ve bizim öteden berikarşı çıkıp eleştirdiğimiz stratejinin, 15 Tem-muz’da böyle bir fitneye alet edildiğini defaatlevurguladığımızı da hatırlatmak isteriz.

“FETÖ”-15 Temmuz bağlantısına ilişkin iddia-ların ne kadarı gerçektir, şu aşamada bilmiyoruz.Kimsenin de bildiği kanaatinde değiliz.

Ama böyle bir fitneye çanak tutulup alet olun-ması dahi büyük bir vebal ve sorumluluktur.Gülen’in ve irtibatlı olduğu söylenen bazı kişilerinbu fitnede aktif rol üstlendiği iddialarının gerçekolması durumunda, bu vebal ve sorumluluk kat-lanarak artar.

Biz Gülen’in Yeni Asya’dan yo-lunu ayırdığı 1974’ten bu yanayaşanan süreçte olduğu gibi songelişmeler karşısındaki tavrımızlada bu vebale asla rıza göstermeyiz vegeçit vermeyiz.

Bunun yanında, darbe hesaplaşmasıadı altında yürütülen, aksi yöndeki bütüntaahhütlere rağmen cadı avına dönüştürü-len, kurunun yanında yaşı da yakan ve yolaçtığı yeni mağduriyetlerle toplumun genişkesimlerine yeni travmalar yaşatan tasfiye ope-rasyonlarına hukuk, adalet ve vicdan temelin-deki itirazımızı da bir kez daha tarih vemillet önünde kayda geçiriyoruz.

18 Ağustos 2016

Biz Yeni Asya olarak 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasındaki sürece yak-laşımımızı, hak, hukuk, adalet ve vicdan esaslarına dayanan temkinli bir has-sasiyet içinde ifade edegeldik. “FETÖ”-15 Temmuz bağlantısına ilişkin id-diaların ne kadarı gerçektir, şu aşamada bilmiyoruz. Kimsenin de bildiği ka-naatinde değiliz. Ama böyle bir fitneye çanak tutulup alet olunması dahi bü-yük bir vebal ve sorumluluktur. Gülen’in ve irtibatlı olduğu söylenen bazı ki-şilerin bu fitnede aktif rol üstlendiği iddialarının gerçek olması durumunda,bu vebal ve sorumluluk katlanarak artar. Biz Gülen’in Yeni Asya’dan yolunuayırdığı 1974’ten bu yana yaşanan süreçte olduğu gibi son gelişmeler karşı-sındaki tavrımızla da bu vebale asla rıza göstermeyiz ve geçit vermeyiz.

+

Page 7: Mehmet Kutlular - yeniasya.com.tr · Biz Yeni Asya olarak 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasındaki sürece yak-laşımımızı, hak, hukuk, adalet ve vicdan esaslarına dayanan

+

Siyaset tarihimizde derin izlerbırakacak hadiselerin yaşan-dığı bir dönemden geçiyoruz.“Asya’nın bahtının miahı meş-

veret ve şûrâdır” ilkesiyle yola çıkan,sosyal ve siyasî olayları, gündemi sar-san gelişmeleri Risale-i Nur pencere-sinden değerlendirmeyi şiar edinenYeni Asya, her konuyu olduğu gibi, sontartışmaları da Risale-i Nur ölçüleriyleyorumlama çabasındadır.

Bu açıklama, iktidar partisi ile bir“cemaat” arasında yaşanan tartışmadaortaya çıkan tablo ve bu konuda özel-likle “Nurcu” kimliğini öne çıkararak,dahası risalelerden referanslar vererekyapılan fikir beyanlarının, “çekişen ta-ralardan birine destek” şeklinde su-nulması üzerine zihinlerde oluşansoru işaretlerine cevap verme ihtiya-cından doğmuştur.

Yeni Asya’nın tavrı için kimi çevre-lerde “Cemaatin yanında saf tuttu” yo-rumları yapılırken, Nur cemaatinintemayüz etmiş bazı şahsiyetleri tarafın-dan önce münferit olarak, sonra “Bedi-üzzaman’ın hayattaki talebeleri” imzasıylayapılan ortak açıklamaların da “hükü-mete destek” yorumlarına konu edil-mesi, daha önce de defaatle deklareettiğimiz hususların bir kez daha dile ge-tirilmesi gereğini ortaya çıkarmıştır.

Herşeyden önce, Üstadın hayattakitalebeleri olan muhterem ağabeyleri-miz adına yapılan açıklamada Risale-iNur’dan aktarılan pasajlarda vurgulan-dığı gibi,

Risale-i Nur hiçbir şeye âlet ve rıza-

yı İlâhiyeden başka hiçbir maksada ve-sile olamaz ve “doğrudan doğruya her-şeyden evvel iman hakikatlerini dersverme”yi esas alır.

“Risale-i Nur hizmetinin gaye vemahiyeti münhasıran iman hizmetin-den ibaret olduğundan, onun dışın-daki faaliyetlerden ve tarafgirlikmânâsına gelebilecek her türlü davra-nıştan şiddetle kaçınmak gerekir.”

Yeni Asya olarak biz de duruşumuzubu esaslar çerçevesinde kurullarımızın is-tişareleriyle tayin ve tesbit gayretindeyiz.

Bu meyanda “siyasî tarafgirliklerdenuzak durup bu iman ve Kur’ân hizme-tine hiçbir siyasî tarafgirlik gölgesinindüşmemesi için azamî itina göster-mek” gereğinin, “seçilmiş meşrû hükü-meti muhafaza etme” gerekçesiyle dahiolsa, iktidar lehine bir tarafgirliğe demüsaade etmediği kanaatindeyiz.

Hele işbaşındaki iktidarın hukukdevleti ve demokrasi prensiplerini zor-layan tasarruf ve müdahaleleri orta-dayken...

Keza, ağabeylerimiz adına yapılanaçıklamada “Cemaat adına siyasî faa-liyette bulunmak, siyasî partilerle pa-zarlıklar içine girmek, devlet içindekadrolaşmak, iktidara ortak olmayaçalışmak gibi faaliyetlerin tamamı Ri-sale-i Nur’un iman ve Kur’ân hizme-tiyle tam bir tezat teşkil etmektedir”cümlesiyle vurgulanan hususu bizimde öteden beri seslendirdiğimiz bir ka-naatin ifadesi ve teyidi olarak yürektenpaylaşırken, aynı hassasiyetin, Risale-iNur’da reddedilen “din adına siyaset”

iddiasından vazgeçtiklerini iddia et-tikleri halde halen aynı çizgide yürüdük-lerini gördüğümüz iktidar kadrolarınınyanlışlarına karşı da gösteril-mesi gerektiğini düşünüyo-ruz.

Sonuç olarak, Yeni Asya’nın,Üstad Bediüzzaman Hazretleri ta-rafından “Hakkın hatırı âlîdir, hiçbirhatıra feda edilmez” şeklinde dile ge-tirdiği prensibe dayanan duruşu, çe-kişme halindeki iki taraan biriniseçmek değil, hak, hakikat ve doğru-dan yana olmak gayretinin ifadesidir.

Yeni Asya, Risale-i Nur’dan aldığıdersle adalet terazisinde hakkın tara-fında olmayı varlık gayesi olarak bil-mekte; en çok pusuda bekleyen fitneodaklarının işine yarayacak kı-yasıya bir çatışmaiçindeki taraf-ları, her iki ce-nahın tabanınıortak inanç ve de-ğerleri paylaşan in-sanların oluşturduğugerçeğini de dikkatealarak, hak, adalet, vic-dan ve şeat prensipleriekseninde itidal, sükûnetve sağduyuya çağırmaktadır.

Bu çağrıların işaret ettiğigenel yaklaşımımız ve talebi-miz hak, adalet, vicdan ve fazi-lete yaslanan demokratik hukukdevletinin gereklerinin âcilen ye-rine getirilmesidir.

6 Ocak 2014

Hak, adalet ve vicdan eksenindeitidal ve sağduyuya dâvet

İKTİDAR-CEMAAT GERİLİMİNDEYENİ ASYA'NIN TAVRI

Page 8: Mehmet Kutlular - yeniasya.com.tr · Biz Yeni Asya olarak 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasındaki sürece yak-laşımımızı, hak, hukuk, adalet ve vicdan esaslarına dayanan

Yeni Asya, yayın hayatına baş-ladığı 1970 yılından beri ta-rihimizin, ecdadımızın,milletimizin değerlerine

bağlı, demokrasi ve hukukun üstün-lüğü konularında son derece net ve ka-rarlı bir yayın organı olarak bu çizgisinidevam ettirmektedir.

Yeni Asya, bugüne kadar hiçbir çatışmave gerilimin tarafı olmamıştır ve bundansonra da olmayacaktır. Son yıllarda mey-dana gelen olaylarda da bu tutumunusürdürmektedir. Hakkın hatırını âli tuta-rak, doğrunun, hakkın ve haklının ya-nında yer almaktadır. Hiçbir grup vetarala maddî-manevî herhangi bir men-faat ilişkisi ve irtibatı yoktur. Manevîdeğer ve inançları paylaşan insanların,kurum ve kuruluşların; hak, adalet, vic-dan ve şeat prensipleri ekseninde itidal,sükûnet ve sağduyu ile fikir zeminindemeselelerini çözmelerini, şer odaklarınaalet olmamalarını tavsiye etmektedir.

Yeni Asya, Üstad Bediüzzaman’ın herfırsatta hatırlattığı “Birinin hatasıylabaşkası mes'ul olmaz” mealindeki

Kur'anî hakikati vurgulayarak “suçun vecezanın şahsîliği” prensibinin esas alın-masını istemekte ve temel insan hakla-rını ihlal eden hukuk dışı söylem veicraatların toplumda kutuplaşma, öe,kin ve husumeti daha fazla teşvik edece-ğine dikkat çekip, bunlara bir an önceson verilmesi çağrısını tekrarlamaktadır.

Yeni Asya bir fikir gazetesi olarakyayın hayatı boyunca, millet ve memle-ketimizin aleyhine olacak hiçbir menfi-liğin ve yanlışın içinde bulunmamıştır.Kamuoyunu rahatsız edecek bir tarafgir-liğin ve çekişmenin tarafı olmamayaözen göstermektedir. Bütün neşriyatı-mız bunun delilidir.

Yeni Asya, bütün iktidarların müsbeticraatlarını desteklerken, menfi ve hatalıicraatlarını da, Üstad Bediüzzaman’ınifade ettiği gibi, “Muhalefet, meşru birmuvazene-i adalet unsurudur” prensi-bince; yapıcı ve makul bir üslupla eleş-tirmiş, meşru muhalefetini ve ikazvazifesini yapmıştır ve yapmaya devamedecektir.

Yeni Asya, ihtilallere ve hukuksuzluğakarşı dik duran, istikrarlı ve istikametliçizgisi ile basında çok önemli yeri olanbir yayın organıdır. 46 yıldır taşıdığımisyonun ve takip ettiği çizginin bede-lini zaman zaman çok ağır bir şekildeödeme pahasına fikrî istiklaliyetini ko-rumuş ve asla taviz vermemiştir.

Asrımızın büyük müceddidi Bediüz-zaman Hazretleri, geçmişte nasıl iira,hakaret, itham, tezyif ve tahkirleremaruz kalmış ise, onun fikirlerininmedyadaki dili olma misyonuyla yayın

yapan Yeni Asya’nın da benzerhakaret, itham, tezyif ve tahkir-lere maruz kaldığını esele müşa-hede ediyoruz.

Ülkemizde son yıllarda mey-dana getirilen, dehşet ve ibretle sey-rettiğimiz akıl tutulmasının uzantısıolarak, Yeni Asya’yı birilerinin kendikafalarına göre ürettikleri kamplardanbirine koyup diğerinin karşısına yerleş-tiren hezeyanları reddediyoruz.

Yeni Asya, tarihî sorumluluğununşuurunda olarak, Üstad BediüzzamanHazretlerinin İhlas Risalesi’nde belirttiğigibi; “Müslümanların nereden ve kim-den olursa olsun istifadelerine taraarolmak” prensibinden hare-ketle, Allah rızasınıgaye ve mak-sat yapanbütün dinîcemaat vekuruluşlarınhizmet ler initakdir ve tebrikederken, gerek si-yaset, gerekse bü-r o k r a s i d ekadrolaşma yoluyladevlete hakim olmayıöngören tepeden inmecianlayışları hiçbir zamantasvip etmemiş; dine hiz-metin ihlasla, sivil zeminde,siyasî tarafgirlik ve karşıtlıkla-rın üzerine çıkan bir anlayışlayapılması gereğini vurgulamıştır.

22 Şubat 2016

+

Ülkemizde son yıllarda mey-dana getirilen, dehşet ve ib-retle seyrettiğimiz akıl tutul-masının uzantısı olarak, YeniAsya’yı birilerinin kendi kafa-larına göre ürettikleri kamp-lardan birine koyup diğerininkarşısına yerleştiren heze-yanları reddediyoruz.

hiçbir çatışma ve gerilimin tarafı değildir

+

Page 9: Mehmet Kutlular - yeniasya.com.tr · Biz Yeni Asya olarak 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasındaki sürece yak-laşımımızı, hak, hukuk, adalet ve vicdan esaslarına dayanan

+

Said Nursî ve Fethullah GülenF

ethullah Gülen, 1970’lerinbaşında İzmir vaizi iken Nurcemaatinin içindeki hizmeterbabından biriydi. Öyle ki,

12 Mart sonrası İzmir SıkıyönetimMahkemesi’ndeki Nurculuk dâvâsındayargılanan isimler arasında AvukatBekir Berk’le beraber o da vardı.

Ancak bu beraberlik fazla devam et-medi. İzmir’deki mahkemeye verdiğiifade ve savunmalarda, hakkındaki“Nurculuk” nitelemesini reddeden be-yanlarda bulunurken, sonraki sene-lerde de benzer açıklamalar yaptı.

Gülen ilk dönemde Yeni Asya'nınyazarlarından biriydi. Hitap Çiçekleriadlı bir kitabı Yeni Asya Yayınları ara-sında neşredilmişti.

1974’te, Bediüzzaman’ın hayattakitalebeleri dahil olmak üzere, Nur ce-maatiyle yolunu ayırıp, kendi anlayı-şına göre ayrı bir yön çizdi.

Ortaya koyduğu hizmet tarzı başlan-gıç itibarıyla yöntem olarak büyük ölçüdeRisale-i Nur metoduna dayanıyordu, amaönemi zaman içinde daha açık şekildegörülecek olan “detay”lardaki yorum-larda farklılaşmalar belirgin hale gel-dikçe, aradaki ayrışma netleşti.

En önemli farklardan biri, Bediüz-zaman Risale-i Nur’un müellifi ve Nurhizmetinin manevî önderi olduğuhalde, şahsını öne çıkarmayıp, kendi-sine izafe edilen çok büyük manevî

makamları dahi reddeder ve nazarlarıeserleri ile şahs-ı manevîye çevirirken,Gülen’in etrafında, onun şahsına en-deksli bir hareketin oluşması.

Gelinen noktada bu birlikteliğinGülen cemaati veya hareketi diye anıl-ması bunun ifadesi.

Bu hareketin çatısı altında, içeride vedışarıda takdire şayan hizmetler veril-diği bir vakıa.

Ancak Gülen’in,

* Kendi sözleriyle de sabit olduğuüzere, Türkçü, hattâ biraz Turancıdenilebilecek ölçüde milliyetçi ve dev-letçi bir yaklaşıma sahip olması;

* Mağdurlarından biri olduğuhalde darbelere karşı bir duruş ortaya

koyamayıp tersine tavizkâr ve teslimi-yetçi bir tavır sergilemesi;

* Kemalizmi hiç eleştirmemesi;* 28 Şubat MGK’sının komutanla-

rına müçtehit payesi verip, doğru ya-pıyorlarsa iki, yanlış yapıyorlarsa birsevap alacaklarına dair “fetva”larvermesi;

* Çevik Bir’e mektup yazıp adeta“biat” mesajı iletmesi;

* Başörtüsü için “füruattır” diye-rek, uygulamada başların açılmasınadayanak gösterilen ve böylece yasağakarşı mukavemetin kırılmasında çoketkili olan bir beyanda bulunması;

* Uygulamada Kemalizm propa-gandasına alet edilen din derslerinianayasayla zorunlu kıldığı için

Evren’i “Cennetlik” ilân etmesi; * “Şefaat yetkim olsa Ecevit için

kullanırım” demesi; * Bürokraside kadrolaşıp devlette

etkin hale gelmeyi teşvik eden vezaman içinde tekelci niteliğe bürünenbir strateji takip etmesi;

* Münzevî bir kanaat önderi ima-jıyla örtüşmesi mümkün olmayacakderecede istihbarat konularıyla çokiçli dışlı olması;

* Bediüzzaman’ın “dinsizliğe karşıMüslüman-Hıristiyan ittifakı” olarakifade ettiği yaklaşımı, sınırı belirsiz vesuiistimale açık bir “dinler arası diya-log” arayışına dönüştürmesi;

* Risale-i Nur’un sadeleştirilmesineonay vermesi;

* Risale-i Nur mesleğindeki istiğnadüsturuna mugayir olarak adeta açıkarttırma usûlüyle yapılan “himmet”toplantılarını teşvik etmesi

gibi tavırları tartışılıyor.

Bu tartışma, zemininde ve usûlünceyapılmalı. Ama linç mantığı ve psiko-lojik harp yöntemleriyle, adeta tekfirevaran “haşhaşi-sapık” söylemleriyle,diğer cemaatleri de yanına alıp, devletgücünü ve imkânlarını kullanarak yü-rütülen bir tasfiye ve imha operasyo-nuyla değil.

Kâzım Güleçyüz

NURCULUKLA GÜLEN HAREKETİARASINDAKİ FARKLAR

Page 10: Mehmet Kutlular - yeniasya.com.tr · Biz Yeni Asya olarak 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasındaki sürece yak-laşımımızı, hak, hukuk, adalet ve vicdan esaslarına dayanan

Kaderin adaleti boyutuyla cemaat, gayrimeşru muhab-betin, risaleleri sadeleştirme yanlışının, her alanda bü-yümeyi hedef alırken ard niyetli sızmalara açık halegelmenin, istişare eksikliğinin, yer yer kendisi haricin-dekileri dışlayan tekelci kadrolaşmaların, iktidar mü-cadelelerine bu derece taraf ve müdahil olmanın... to-kadını yiyor. Ama bunu ifade etmek, cemaate yönelikbeşer zulmünü asla gözardı ettirmemeli.

AKP iktidarının ikinci yılı dolma-dan alınan Ağustos-2004 MGKkararları 9 sene sonra tatbikatakonuldu.

Dershaneleri kapatarak devrim kanunların-dan Tevhid-i Tedrisat’ı tahkim etme operas-yonu ile başlayan bu süreç, zaman içindecemaat bağlantılı bütün kurum ve kişilerinhedef alınmasıyla sürerken, cemaatin so-rumlu tutulduğu 15 Temmuz kalkışması iseoperasyonların topyekûn bir tasfiyeye dönüş-mesini netice verdi. Cemaat medyası kayyımdarbeleriyle gasp edilip tamamen devredışıbırakıldı. Cemaatin okul, yurt ve üniversite-leri kapatıldı. TSK, Emniyet ve yargı baştaolmak üzere bütün devlet kurumlarında ce-maatle bağlantılı olduğu öne sürülen kadrolartasfiye edilirken, operasyonlar tam bir cadıavına dönüştürüldü.

“Himmet toplantıları ve cemaat imamla-rına baskın” adı altında, cemaate mensupesnaf ve işadamları hedefe konuldu. Holdingve şirketleri gasp edildi.

Ve iş, bu baskınlarda gözaltına alınan ba-şörtülü hanımların, ellerine kelepçe takılarakderdesti boyutuna vardırıldı.

Aynı silsilenin devamı niteliğindeki diğerhalkalarla daha da uzatılabilecek olan bu liste,28 Şubatçıların yapmak isteyip de yapama-

dıklarının AKP iktida-rıyla hayata geçirildiğibir tabloyu gözler önüneseriyor.

Bu tablo karşısında zevk-ten dört köşe olup ellerinioğuşturanlar ise belli: Salıveri-len ve “AKP bizim çizgimizegeldi” diyen Kemalist Ergenekon-cular...

Kaderin adaleti boyutuyla cemaat,gayrimeşru muhabbetin, risaleleri sa-deleştirme yanlışının, her alanda bü-yümeyi hedef alırken ard niyetlisızmalara açık hale gelmenin, istişare ek-sikliğinin, yer yer kendisi haricindekileridışlayan tekelci kadrolaşmaların, iktidarmücadelelerine bu derece taraf ve müdahilolmanın... tokadını yiyor.

Ama bunu ifade etmek, cemaate yönelikbeşer zulmünü asla gözardı ettir-memeli.

Cemaatin hedefolduğu linç ope-rasyonları, bu zul-mün ulaştığıraddeyi gösteriyor.

Bu zulüm, yarın,alet olanları da vurur...

Kâzım Güleçyüz

Beşerin zulmü, kaderin adaleti

+

Page 11: Mehmet Kutlular - yeniasya.com.tr · Biz Yeni Asya olarak 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasındaki sürece yak-laşımımızı, hak, hukuk, adalet ve vicdan esaslarına dayanan

+

Din adına iktidar talebi vesiyaset iddiasının farklıversiyonları var. Bunlar-dan biri, söz konusu ik-

tidar mücadelesini silâh ve şiddetyoluyla vermek ki, bu yöntem Türki-ye’de zemin bulamadı. Barışçı ve sivilyaklaşımın ağır basması, silâhlı ha-reketten yana olan radikal tercihlerimarjinalliğe mahkûm etti.

Barışçı yöntemde de iki eğilimöne çıktı:

Biri, siyaset ve parti yoluyla ikti-dara gelmek.

Diğeri, doğrudan siyaset yapma-makla beraber, iktidarlarla çokyakın ilişkiler kurarak bürokrasidekadrolaşmayı esas almak.

Din adına siyaset iddiasıyla yolaçıkan hareket çeyrek asır sonrakoalisyonla da olsa iktidar olma gü-cüne ulaşınca, ülke 28 Şubat badi-resine sürüklendi.

Ardından, yıllarca o hareketiniçinde yer aldıktan sonra, din adınasiyaset iddiasını terk ettiği söyle-miyle yola devam eden, ama o ek-sendeki vehim ve kuşkularıdağıtmayı başaramayan kadrolarınkurduğu AKP sahneye çıktı.

Bürokraside kadrolaşma strateji-

sini esas alan ve bu çerçevede AKPiktidarıyla çok yakın çalışan hare-kete gelince: Bu tercih de Türkiye’degiderek tırmanan gerilimde önemlipaya sahip.

Yıllar öncesinden beri kapalı ka-pılar ardında yapılan “Bu milletinevlâtları mülkiyeye, adliyeye, as-keriyeye, emniyete, hariciyeye...girmeli” ve “Sistemin can damar-larında, iz bırakmadan yol alacak-sınız” söylemlerinin arşiv vehafızalardaki kayıtları hâlâ canlı.

Haddizatında ve normal şartlarmuvacehesinde “Milletin ferdi, mil-lete ait kurumlara sızmaz, girmekhakkıdır ve girer” sözüne kimseninbir itirazı olamaz. Ama bunun, pren-sip olarak devletle, iktidarla, siyasetleilgisi olmaması gereken bir kanaatönderinden, kadrolaşma ve “ele ge-çirme” vehimlerini tahrik edecek

veya en azından o vehimleri bahaneedenlerce kullanılacak bir üslûplasâdır olması, pek normal değil.

Kaldı ki, demokratik sürecinkendi mecrasındaki akışı içinde, bumilletin fertlerinin devlet kurumla-rındaki varlığı her geçen gün dahaçok hissedilir şekilde artıyorken,özellikle DP ve AP dönemlerindebaşlayıp devam eden gelişme sey-rinde Anadolu çocukları bürokra-side daha fazla görev alıyorken,bunu belli bir cemaat bağla-mında yürütülen özel

bir proje olarak algılanmaya müsaitsöylemlere konu etmenin izahı ne?

Bu noktada çıkış yolunu yineBediüzzaman gösteriyor. Dinadına siyaset ve iktidar mücade-lesi yapılamayacağını; siyasetidine hizmet ettirmek için yine si-yaset dışı bir duruşa ihtiyaç oldu-ğunu; cemaatlerin işinin siyasetdeğil, dine hizmet olması gerekti-ğini ısrarla vurgulayarak...

Sıkıntı, bunlara uyulmamasındançıkıyor.

Kâzım Güleçyüz

Bediüzzaman, din adına siyaset ve iktidar mücadelesiyapılamayacağını, siyaseti dine hizmet ettirmek içinyine siyaset dışı bir duruşa ihtiyaç olduğunu, cemaatlerin işinin siyaset değil, dine hizmet olması gerektiğini ısrarla vurguluyor.

Cemaatlerin işi devlet yönetmek değildir

Siyaset ve parti yoluyla iktidara gelmeyi prensipedinenlerle; doğrudan siyaset yapmamakla beraber, iktidarlarla çok yakın ilişkiler kurarak bürokraside kadrolaşmayıesas alanların yanlış yolutakip ettikleri bugün yaşadıklarımızla ispatlandı.

Page 12: Mehmet Kutlular - yeniasya.com.tr · Biz Yeni Asya olarak 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasındaki sürece yak-laşımımızı, hak, hukuk, adalet ve vicdan esaslarına dayanan

YANINDAYIZGAZETEMİZİN

TÜRKİYE, ABD, AVRUPA, AVUSTRALYA+

Hizmete girdiği tarihten bu yana 47 yıldır her hal ve şartta

hak, hukuk ve demokrasinin yanında yer alıp darbelere, zulüm ve haksızlıklara, gerektiğinde

ağır bedellerini de ödeyerek karşı çıkan ve son olaylarda da bu kararlı tavrını tavizsiz şekilde

sürdüren gazetemizin ve yazar kadromuzun yanında olduğumuzu iiharla ilân ediyoruz.

OKUYUCULARI

Page 13: Mehmet Kutlular - yeniasya.com.tr · Biz Yeni Asya olarak 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasındaki sürece yak-laşımımızı, hak, hukuk, adalet ve vicdan esaslarına dayanan

+

Biz Nur talebesiyiz. Hizmetteki prensiplerimiz, metodumuz, esas-larımız Said Nursî tarafından ortaya konmuştur. Zamanında AliKırca da Siyaset Meydanı'nda “Fethullah Hoca Nurcu mudur?”diye sormuştu.

“Hayır değildir” dedim.“Nedir?” diye sordu.“Hocadır” dedim.“Nasıl yani?” dedi.“Başka eserleri okuduğu gibi Risale-i Nur'u da okur” dedim.“Peki Nurcu nedir?” dedi.“Nurcu Said Nursî'yi ve eserlerini kendine rehber yapan adamın adıdır”

dedim.Buna kimse karşı çıkmadı cevap dahi veremedi.Şimdi kendine göre dine hizmet etmesinden şüphe etmem, ama Fethul-

lah Hoca Nurcu'ysa Said Nursî'ye uymuyor.Fethullah Hoca Risale-i Nur'dan istifade etmiştir, ama tarzı, usulü, me-

todu, çalışması ona uymuyor.O da bir harekettir, ben onun hizmetini reddetmiyorum, ama Nurculuk

olarak da kabul etmiyorum.Eserleri okuyup istifade edersiniz, talebelerinize okutturursunuz, o ayrı

bir mesele.Ben Fethullah Hoca'ya ne düşmanım, ne küskünüm, ne de hizmetini

inkâr edenlerdenim.Sadece hareket noktasında Nurcu değildir derim.O da benim Nur talebesi olarak hakkımdır.

Mehmet Kutlular'la 2005 yılında yapılan bir röportajdan:

Fethullah Gülen'in veonunla beraber olanekibin, kırk yıldır Be-diüzzaman Said Nursî

Hazretlerinin meslek ve meşrepanlayışına muvafık olmayan te-peden inmeci metodla kadrola-şarak devleti ele geçirmeyi esasalan, Risale-i Nur Külliyatınımüellifinin ve talebelerinin rıza-sına muhalif olarak sadeleştirmeyanlışında ısrar eden, menhus vemenfur 15 Temmuz darbe giri-şiminin gerçekleştirilmesindedahilî ve haricî fesat ve fitneodaklarına alet olan tavır ve yak-laşımları, karşı karşıya olunanhazin ve ibretli tabloda maalesefönemli bir paya sahiptir. Nur ha-

reketinin özellikle Yeni Asya'datemerküz eden şahs-ı manevî-sinden yolunu ayırmış olmanınsonucu olarak ortaya çıkan buacı tablonun oluşmasında, siya-set ve iktidar çekişmelerindenkesinlikle uzak durmayı ve herhal ve şartta müsbet hareketiesas alan Risale-i Nur camiası-nın hiçbir şekilde dahli ve rızasıyoktur, olamaz ve hiçbir mak-satlı çarpıtma ve iira bu gerçeğiörtüp gizleyemez.

Risale-i Nur ölçülerinden

ayrılmanın acı neticeleri

Gazetemiz Yönetim Kurulu Üyesi Ali Vapurlu.

Gazetemiz İmtiyaz sahibi Mehmet Kutlular’ın 2005’te verdiği bir mülâkattan.

Mehmet Kutlular:

Fethullah Hoca Nurcu değildir

Page 14: Mehmet Kutlular - yeniasya.com.tr · Biz Yeni Asya olarak 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasındaki sürece yak-laşımımızı, hak, hukuk, adalet ve vicdan esaslarına dayanan

+

Yeni Asya’nın Türkiye’nin darbe-ler tarihindeki genel duruşunu de-ğerlendirir misiniz?

Bildiğiniz gibi Yeni Asya 21Şubat 1970’de kuruldu.Ondan önce haalık ya-yınlanan İttihad gazetesi de

1967’de yayın hayatına girdi. O gün-den itibaren Türkiye’de yapılmış, yayarım kalmış veya tam olarak yapıl-mış bütün darbe ve ihtilâllere karşıçıkmış bir gazete. Bu duruş bir ce-maatin gazete lisanıyla darbeler gibiantidemokratik olaylar karşısındakigenel tavrını ifade etmektedir; yanibir bütün olarak Yeni Asya cemaatiher türlü darbe girişiminin karşısın-dadır. Hem de en yüksek seviyedekarşı çıkmıştır. 1960 ihtilâlinde YeniAsya gazetesi yok; ama cemaati var.Ve bu cemaat 1960 darbesine karşıçıkmıştır. 12 Mart 1971’de yapılmışbir muhtıra var. Bu muhtıraya geneçok kararlı bir şekilde karşı çıkılmış-tır. Sonra onu takiben 12 Eylül1980’de yapılmış darbeye de net birşekilde karşı çıkış söz konusudur.Öyle ki, 80 ihtilâlinden sonra yapıl-

mış anayasaya karşı çıkan, “Hayır!”diyen tek cemaattir. Yeni Asya ce-maati darbe anayasasına “Hayır!”diyen tek cemaat olarak tarihteki ye-rini almıştır; ve bunun bedelini çokağır şekilde ödemiştir. Gazete, bu tav-rından ötürü 470 gün kapatılmıştır.Bunu başka sair birçok baskılar takipetmiştir; ama hiçbir şekilde Yeni Asyayolundan vazgeçmemiştir. Dolayı-sıyla diyebiliriz ki; darbelere karşıoluş noktasında bizim kadar temiz si-cile sahip başka herhangi bir grup yada cemaat yoktur. Darbeler ve ihtilâl-ler konusunda, demokrasiye karşı ya-pılan kalkışmalar konusundasicilimizde en küçük bir leke yoktur.

15 Temmuz darbe girişimindediğer darbelerden farklı bazı yönlervar. Çelişkili açıklamalar, hâlâcevap bekleyen sorular var. Sizin bukonudaki görüşünüz nedir?

Arka planını bilemediğimiz birdarbe girişimi. Önceki darbeleri bizyaşadık. Darbeler emir komuta içeri-sinde yapılıyordu. Her darbenin birlideri vardı; bu anlamda bu darbeöksüz kaldı. Bu darbenin anası babasıyok. Başlangıçta ilk açıklamada AkınÖztürk lider olarak gösterildi. Sonra

Yönetim Kurulu Başkanımız Ömer Yavuzyiğitoğlu:

Bütün darbelere karşı çıkan tek gazete

Yeni Asya’dır

Yeni Asya Medya Grup Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Yavuzyiğitoğlu.

N. NUR ENER

RÖPORTAJ

ÖLÇÜMÜZ RİSALE-İ NUR

Son dönemlerde yaşanan gelişmelerive atılan iiralarıdeğerlendiren Yiğitoğlu, “Biz ölçümüzüKur’ân’ınbu asırdaki tefsiriolan Risale-i Nur’danalıyoruz. Mesele bukadar basit ve nettir.Buradan hareketle,aslına bakarsanız,Yeni Asya’nın 47 senelik tarihinde başlangıçta işaretedip de daha sonrahaklı çıkmadığı hiçbirkonu yoktur” dedi.

Page 15: Mehmet Kutlular - yeniasya.com.tr · Biz Yeni Asya olarak 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasındaki sürece yak-laşımımızı, hak, hukuk, adalet ve vicdan esaslarına dayanan

+

bu konuda çelişkili açıklamalar oldu.Şu an darbenin fiilî lideri belli değil.Hükümet kanadı tarafından FETÖdeniyor, ama bu konuda henüz mah-kemeler bir şey söylemiş değil; yaniFETÖ ibaresinin mahkemece tesciliyok. Bu noktadan meseleye temkinliyaklaşıyoruz, tıpkı ETÖ’-deki gibi...Ergenekon sürecinde ETÖ dendi vebazı masumlar da süründürüldü. Buhukuksuzluklara dikkat çektiğimizdede birileri tarafından Ergenekoncuilân edilmiştik. Dün orada olanlarbugün başka yerde, acayip savrulma-lar var. Bugün burada olanlar yarınnerede olurlar? Böyle bir garabet var.

Diğer darbeler çok etkili darbelerdi.Ne 60 ihtilâlinde, ne 71 muhtırasında,ne 80 ihtilâlinde böyle bir durum ya-şanmadı. Bu darbe girişiminin amaç-larından biri sanki devleti güçsüz veâciz bir duruma düşürmekti. Çünkübirçok kurum bu süreçte yıprandı,yıpranmaya devam ediyor. Bazı ku-rumlar tamamen kapatıldı. 15 Tem-muz sürecinde çok dağınık birgörüntü oluştu. Akşam saat 8’deBoğaz Köprüsü’nün bir tarafını trafiğekapatıyorsun, öbür tarafı çalışıyor.Ankara’da gidip Meclis’i bombalıyor-sun; sonra Cumhurbaşkanı HandeFırat’ın telefonuyla ahaliye ulaşıyor.Takip eden günlerde ‘Eniştem haber-dar etti’ diyor. Başbakan “Eşimdendostumdan öğrendim” diyor. “Kasta-monu yollarında önümü kestiler, gerivitese takıp canımı kurtardım” diyor.Kuvvet Komutanları düğünde der-nekte. Tam ne olduğu belli olmayangarip bir durum. Net olan şey, devlethiç bu kadar güçsüz duruma düş-medi, bu kadar zayıf ve dağınık birgörüntü vermedi.

Yeni Asya bu prensipli, hakkani-yetli ve temkinli duruşunun bedeliolarak iira ve yaalamalaramaruz kalıyor…

Her duruşun bir bedeli var. Yalan,riya, makamperestlik, dalkavuklukgibi sapmaların revaçta olduğu dö-nemlerde doğru bir duruşla hakkıseslendirmek daha zordur.

Gülen Cemaatinin, Yeni Asya’nınfinansörü olduğu iddiaları var. Bu-nunla ilgili birşey söylemek ister mi-siniz?

Böyle bir şey de asla söz konusu de-ğildir ve olamaz. İiradır. Son dö-nemde sadece şöyle bir durum oldu;Cihan Dağıtım ile kısa bir süre dağı-tım konusunda ücreti mukabilindeyaptığımız iş anlaşması vardı. Zateno zaman, o tarihte yalnız biz değil bir-çok gazetenin dağıtımını üstlenen birşirketti. Daha sonra zaten kayyım vs.gibi meselelerden sonra bizim demünasebetlerimiz o yönüyle (ticarîve dağıtım ile alâkalı) bitmiştir.

Ergenekon sürecine değindiniz.Vaktinde hak ve özgürlükleri savun-duğu için Ergenekoncu ilân edilenYeni Asya, şimdi de farklı yaalar ilekarşı karşıya bırakılıyor. Bu du-rumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu konuda, Türkiye’de belki bizimdışımızda herkese söylenecek bir lâfolabilir. Fakat bize söylenecek hiçbirlâf olamaz. Bize atfedilecek hiçbir suç-lama ve eleştiri olamaz. Biz, Ergene-kon dâvâsı sürecinde de en başındanitibaren toptancılık yapılmasının yan-lış olduğunun altını çizdik ve yapılanhukuksuzlukları nazara verdik. Kuru-nun yanında yaşın da yanabileceğiuyarısında bulunarak ilgili birimleriadalet-i mahza çizgisine çağırdık. Bircani yüzünden masumların hakkınızayi etmeyin, dedik. Herkes muhtelifisimlerle: “Ergenekon Terör Örgütü,ETÖ, şu, bu….” gibi birçok ifade kul-landı. Herkes bunlara acımasızcayüklendi. Biz bunlardan kaçındık.Çünkü mahkemelerin bu istikametteverdiği herhangi bir karar yoktu veaçıkça da bazı hukuksuz işlemlereimza atılıyordu. Ve nitekim, neticeitibariyle, bazıları müebbet hapsemahkûm olan insanlar daha sonraberaat ettirildi. Biz başından itibarenbu tür yaalamalardan ve isimlendir-melerden gayet dikkatli bir şekildeuzak durduk. Biz müneccim filan de-ğiliz. Prensipler açısından meselelereyaklaştığınızda asla yanılmazsınız. Bu

prensipleri de Kur’ân’ın bu asırdakitefsiri olan Risale-i Nur’dan alıyoruz.Mesele bu kadar basit ve nettir. Bura-dan hareketle, aslına bakarsanız, YeniAsya’nın 47 senelik tarihinde başlan-gıçta işaret edip de daha sonra haklıçıkmadığı hiçbir konu yoktur. O se-beple Yeni Asya’yı suçlamaya yahutYeni Asya aleyhinde olmaya çalışan-ların –amiyane tabirle diyelim- başkahesapları vardır.

Kimi cemaatler belli zamanlardadevlet içerisinde kadrolaşmaya gitti.Kadrolaşmaya gitmenin yanındafarklı menfaatler elde ettiler. YeniAsya bu gibi şeylerden hep uzakdurdu. Bunu çok net bir şekilde bili-yoruz. Yeni Asya’nın bu duruşununaltında ne var?

Evet, bu dediklerinizin hepsinin dı-şında durduk. Dikkatli ve şuurlu birşekilde dışında durduk. Asla zerre-sine dahi tenezzül etmemeye çalıştık.Ve tek başına bu bile bizim ne kadarsağlam bir çizgi üzerinde olduğumu-zun ispatıdır. Evet, bizlere birçok şeyteklif edildi. Ama bunların hepsinireddederek geliyoruz. Şu an tasfiyeedilen cemaate gelince: Cumhurbaş-kanının da ifadesiyle ne istemişlersealmışlar. 15 Temmuz’u doğuran birsonuç olarak bunun mutlaka sorgu-lanması lâzım. Geçen 47 yıllık mazi-miz, cemaat ve siyaset ilişkilerininnasıl konumlandırılacağına dair em-salsiz örneklerle doludur. Biliyorsu-nuz 1980 ihtilâlinden sonra 83senesinde gazetemizin İmtiyaz SahibiMehmet Kutlular, o günün ihtilâlci-leri tarafından gönderilen heyetinyaptığı teklilerin tamamını reddet-miştir. Bunun da bedelini çok ağırödemiştir. Esasen cemaatler neticeitibariyle gönüllülük esasına dayananhizmet kuruluşlarıdır ve öyle de ol-maları lâzım. Temiz ve saf duruşla-rına halel getirecek hareketleregirmemeleri lâzım. Nitekim girildiğizaman bunun neticelerinin çok za-rarlı bir şekilde sonuçlandığına geç-mişte de şahit olduk, bugün de şahitolmaya devam ediyoruz.

fEthULLAh GÜLEN 1974’tEyoLUNUyENİ ASyA’dANAyıRMıştı

Yeni Asya’nın Gülen

Grubu ile birlikte hareket

ettiğine dair iddialar var.

Bunları nasıl değerlendiri-

yorsunuz?

Bu konuda çok iddialı bir şekildealtını çizerek söylüyorum ki; bu ko-nuda bizim kadar müktebesatıtemiz başka herhangi bir grup ve ce-maat yoktur. 1973-74 senelerindenitibaren, Gülen bizimle yolunu ayırdıve bunu herkes biliyor. Bunun üze-rinden kırk seneyi aşkın bir süre geç-miş oluyor. Yani Türkiye’nin henüzdaha ismini bilmediği zamanlardayollar ayrılmış ve biz, yapılmasımuhtemel yanlışları ikaz ve ifadeetmiş bir cemaatiz. Gülen kendinegöre bir hizmet anlayışı takip etmiş-tir ve bu anlayışın, Risale-i Nur'danbizim anladığımız prensiplere uy-madığı noktaları hep ifade etmişiz-dir. Bu yönüyle, kimseden takdirfalan bekliyor değiliz, ama en azın-dan hakkaniyet ölçüleri içerisindebizim duruşumuzun altının çizilme-sini lâzım geldiğini düşünüyoruz.Bunu zaten Türkiye’de gerek resmîkurumlar, gerek sivil kesimler yakî-nen biliyor. Devletin kayıtlarında dabu çok açık bir şekilde vardır. Bu yö-nüyle son zamanlarda üfürülen bir-takım iftiraların hiçbir temeli yokturve olması da mümkün değildir.

Bazı grupların ya da mihrakla-rın bizi aynı çizgide gösterme ça-baları gerçekle örtüşmediği gibi,hakkaniyet ve adalet ölçüleriyle deörtüşmüyor. Bugün hem dinî grup-lar, hem de siyaset kanadında;hatta bugünkü hükümet kana-dında olanlar çok değil birkaç seneönce nerede durduklarına bir bak-sınlar önce. O günkü uyarılarımızıdikkate almayanların hiç olmazsabugün bize biraz kulak vermelerinitavsiye ediyoruz.

Page 16: Mehmet Kutlular - yeniasya.com.tr · Biz Yeni Asya olarak 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasındaki sürece yak-laşımımızı, hak, hukuk, adalet ve vicdan esaslarına dayanan

+

Özellikle son dönemlerdebirçok gazete ve televiz-yon kapatıldı. Yeni Asya,sosyal medyada asılsız if-

tiralarla hedef gösteriliyor ve tehditediliyor. Ama Yeni Asya basındakidiğer gazetelerden farklı olarak cesurmanşetler atmaya devam ediyor. Bukonuda neler söylemek istersiniz?

Bu konuda baştan beri ifade etti-ğimiz üzere -özellikle darbeler ko-nusunda- belki herkese lâfsöylenebilir. “Belki” lâfının altını çi-ziyorum. Ama bu konuda sicilindeen küçük bir leke olmayan, sicili entemiz olan grubuz. Bizim korkusuzve dik duruşumuzun esas sebebibudur. Hak ve hakikatten ayrıl-mama yolundaki azmimizdir.Çünkü biz, mazimizden ve yaptığı-mız işten eminiz. O sebeple, doğruolanın korkak olması mümkün de-ğildir. Doğru korkak olmaz. Mazideverilmeyecek bir hesabımız olmadı,bugün de yok, yarın da olmaz. Vedolayısıyla sosyal medyada düş-manlık derecesine varan şeyler bey-hude gayretlerden ibarettir. Aslınabakarsanız bunu yapanlardan bazı-ları, geçmişte Yeni Asya’dan bir şe-kilde yolu geçen insanlardır. Yadediklerini kabul ettiremediklerin-den yahut birtakım menfaat mese-lelerinden kaynaklanan sebeplerlezaman içerisinde Yeni Asya’danuzaklaşan, şimdi bu tür meselelerdede bunu düşmanlık seviyesindekipaylaşımlarıyla gösteren insanlar.Bunları kaale almanın hiçbir ma-nası ve gereği yok. Onlarla kaybe-decek vaktimiz de yok.

Yeni Asya bu prensipli, hakka-niyetli ve temkinli duruşununbedeli olarak iftira ve yaftala-malara maruz kalıyor…

Her duruşun bir bedeli var.

Yalan, riya, makamperestlik, dal-kavukluk gibi sapmaların revaçtaolduğu dönemlerde doğru bir du-ruşla hakkı seslendirmek dahazordur.

Ergenekon sürecine değindiniz.Vaktinde hak ve özgürlükleri sa-vunduğu için Ergenekoncu ilânedilen Yeni Asya, şimdi de farklıyaalar ile karşı karşıya bırakı-lıyor. Bu durumu nasıl değerlen-diriyorsunuz?

Bu konuda, Türkiye’de belkibizim dışımızda herkese söylene-cek bir lâf olabilir. Fakat bize söy-lenecek hiçbir lâf olamaz. Bize

atfedilecek hiçbir suçlama ve eleş-tiri olamaz. Biz, Ergenekon dâvâsısürecinde de en başından itibarentoptancılık yapılmasının yanlışolduğunun altını çizdik ve yapı-lan hukuksuzlukları nazara ver-dik. Kurunun yanında yaşın dayanabileceği uyarısında buluna-rak ilgili birimleri adalet-i mahzaçizgisine çağırdık. Bir cani yü-zünden masumların hakkını zayietmeyin dedik. Herkes muhtelifisimlerle: “Ergenekon Terör Ör-gütü, ETÖ, şu, bu….” gibi birçokifade kullandı. Herkes bunlaraacımasızca yüklendi. Biz bunlar-dan kaçındık. Çünkü mahkeme-

lerin bu istikamette verdiği her-hangi bir karar yoktu ve açıkça dabazı hukuksuz işlemlere imza atı-lıyordu. Ve nitekim, netice itiba-riyle, bazıları müebbet hapsemahkûm olan insanlar dahasonra beraat ettirildi. Dolayısıylabaşlangıçta mahkemelerce isim-lendirilmeyen, fakat çeşitli yaa-lamaların moda olduğu bumesele sonunda da yine mah-keme kararı ile bu şekilde sonuç-landırılmış oldu. Biz başındanitibaren bu tür yaalamalardan veisimlendirmelerden gayet dikkatlibir şekilde uzak durduk. Neticeitibariyle gene bizim haklılığı-

Yavuzyiğitoğlu: Bize deçok şey teklif edildi, amahepsini reddettik. Fo

toğraf

:MUR

AT S

AYAN

- Yen

i Asy

a

Yavuzyiğitoğlu, Yeni Asya Gazetesinin bütün yayın hayatı boyunca

gösterdiği prensipli, hakkaniyetli, doğru duruşunun bedelini ödediğini

belirterek, “Doğru bir duruşla hakkı seslendirmek zordur” dedi.

HER DURUŞUN bİR bEDELİ VAR

Page 17: Mehmet Kutlular - yeniasya.com.tr · Biz Yeni Asya olarak 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasındaki sürece yak-laşımımızı, hak, hukuk, adalet ve vicdan esaslarına dayanan

+

mız ortaya çıkmış oldu. Biz mü-neccim filan değiliz. Prensipleraçısından meselelere yaklaştığı-nızda asla yanılmazsınız. Buprensipleri de Kur’ân’ın bu asır-daki tefsiri olan Risale-i Nur’danalıyoruz. Mesele bu kadar basitve nettir. Buradan hareketle, as-lına bakarsanız, Yeni Asya’nın47 senelik tarihinde başlangıçtaişaret edip de daha sonra haklıçıkmadığı hiçbir konu yoktur. Osebeple Yeni Asya’yı suçlamayayahut Yeni Asya aleyhinde ol-maya çalışanların –amiyane ta-birle diyelim- başka hesaplarıvardır.

Kimi cemaatler belli zaman-larda devlet içerisinde kadro-laşmaya gitti. Kadrolaşmayagitmenin yanında farklı menfa-atler elde ettiler. Yeni Asya bugibi şeylerden hep uzak durdu.Bunu çok net bir şekilde biliyo-ruz. Yeni Asya’nın bu duruşu-nun altında ne var?

Evet, bu dediklerinizin hepsinindışında durduk. Dikkatli ve şu-urlu bir şekilde dışında durduk.Asla zerresine dahi tenezzül et-memeye çalıştık. Ve tek başına bubile bizim ne kadar sağlam birçizgi üzerinde olduğumuzun is-patıdır. Evet, bizlere birçok şeylerteklif edildi. Ama bunların hep-sini reddederek geliyoruz. Şu antasfiye edilen cemaate gelince:Cumhurbaşkanının da ifadesiylene istemişlerse almışlar. 15 Tem-muz’u doğuran bir sonuç olarakbunun mutlaka sorgulanmasılâzım. Geçen 47 yıllık mazimiz,cemaat ve siyaset ilişkilerininnasıl konumlandırılacağına dairemsalsiz örneklerle doludur. Bili-yorsunuz 1980 ihtilâlinden sonra83 senesinde gazetemizin İmtiyazSahibi Mehmet Kutlular, o gününihtilâlcileri tarafından gönderilenheyetin yaptığı teklilerin tama-mını reddetmiştir. Bunun da be-

delini çok ağır ödemiştir. Amareddetmiştir. Bizim tarihimizdeyüzümüzü kızartacak herhangibir yanlış hareketimiz hiçbirzaman yoktur, olmamıştır. Esasencemaatler netice itibariyle gönül-lülük esasına dayanan hizmet ku-ruluşlarıdır ve öyle de olmalarılâzım. Temiz ve saf duruşlarınahalel getirecek hareketlere girme-meleri lâzım. Ve çok hassas bir şe-kilde uzak durmaları lâzım.Nitekim girildiği zaman bununneticelerinin çok zararlı bir şe-kilde sonuçlandığına geçmişte deşahit olduk, bugün de şahit ol-maya devam ediyoruz.

Gülen Cemaatinin, Yeni As-ya’nın finansörü olduğu iddia-ları var. Bununla ilgili birşeysöylemek ister misiniz?

Böyle bir şey de asla söz ko-nusu değildir ve olamaz. İftira-dır. Son dönemde sadece şöyle

bir durum oldu; Cihan Dağı-tım ile kısa bir süre dağıtımkonusunda ücreti mukabi-linde yaptığımız iş anlaşmasıvardı. Zaten o zaman, o ta-rihte yalnız biz değil birçokgazetenin dağıtımını üstlenenbir şirketti. Daha sonra zatenkayyım vs. gibi meselelerdensonra bizim de münasebetle-rimiz o yönüyle (ticarî ve da-ğıtım ile alâkalı) bitmiştir.

Özellikle son dönemlerde bir-çok gazete ve televizyon kapa-tıldı. Yeni Asya, sosyal medyadaasılsız iiralarla hedef gösterili-yor ve tehdit ediliyor. Ama YeniAsya basındaki diğer gazeteler-den farklı olarak cesur manşetleratmaya devam ediyor. Bu ko-nuda neler söylemek istersiniz?

Bu konuda baştan beri ifade et-tiğimiz üzere -özellikle darbelerkonusunda- belki herkese lâfsöylenebilir. “Belki” lâfının altınıçiziyorum. Ama bu konuda sici-linde en küçük bir leke olmayan,sicili en temiz olan grubuz. Bizimkorkusuz ve dik duruşumuzunesas sebebi budur. Hak ve haki-katten ayrılmama yolundakia z m i m i z d i r.Ç ü n k übiz, mazi-mizden veyaptığımızişten eminiz.O sebeple,doğru olanınkorkak olmasımümkün değil-dir. Doğru kor-kak olmaz.Mazide verilme-yecek bir hesabı-mız olmadı, bugünde yok, yarın daolmaz. Ve dolayısıylasosyal medyada düş-manlık derecesinevaran şeyler beyhude

gayretlerden ibarettir. Aslına ba-karsanız bunu yapanlardan bazı-ları, geçmişte Yeni Asya’dan birşekilde yolu geçen insanlardır. Yadediklerini kabul ettiremedikle-rinden yahut birtakım menfaatmeselelerinden kaynaklanan se-beplerle zaman içerisinde YeniAsya’dan uzaklaşan, şimdi bu türmeselelerde de bunu düşmanlıkseviyesindeki paylaşımlarıylagösteren insanlar. Bunları kaalealmanın hiçbir manası ve gereğiyok. Onlarla kaybedecek vakti-miz de yok.

Para veren emir de verir! Yeni Asya’nın da banisi olan veÜstad Bediüzzaman’ın “Kâinatadeğişmem” dediği talebesi ZübeyirGündüzalp’in Mehmet Kutlular’aasla unutulmaması lâzım gelenöğüdü şu; “Para veren emir deverir. O bakımdan istiğna düstu-runu ciddî ve hassas bir şekilde enküçük bir taviz vermeksizin sürdür-mek lâzım.” Bu tavsiye ile başlamışbir yayın çizgisi. Üstadın yapmakistediğini Zübeyir Gündüzalp, neş-riyat yoluyla başlattı. O birikimiMehmet Kutlular şahs-ı manevî ileberaber aynı hassasiyet içinde sür-dürdü. 47 senedir o çizgi devamediyor. İslâm âleminin çeşitli buh-ranlarla karşı karşıya olduğu, kar-deşin kardeşe kırdırıldığı, kan vegöz yaşıyla masumların boğdurul-duğu bir zamanda Yeni Asya; ada-let-i mahza çizgisini temsil ediyorve hak ve hakikati sesi olarak yayınhayatına devam ediyor. Kıyametekadar da devam edecek inşaallah.

Bizim tarihimizde yüzümü-zü kızartacak herhangi biryanlış hareketimiz hiçbirzaman yoktur, olmamıştır.Esasen cemaatler netice iti-bariyle gönüllülük esasınadayanan hizmet kuruluşları-dır ve öyle de olmaları lâ-zım. Temiz ve saf duruşları-na halel getirecek hareket-lere girmemeleri gerekir.

Page 18: Mehmet Kutlular - yeniasya.com.tr · Biz Yeni Asya olarak 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasındaki sürece yak-laşımımızı, hak, hukuk, adalet ve vicdan esaslarına dayanan

+

Ye ni As ya Ga ze te ci lik Mat ba a cı lık ve Ya yın cı lık Sa na yi ve Ti ca ret A.Ş.

a dı na im ti yaz sa hi bi

Meh met KUT LU LAR

Ge nel Yayın Mü dürüKâ zım GÜ LEÇ YÜZ

Genel Ya yın Ko or di na tö rü

Mustafa DÖKÜLER

Görsel Yönetmenİbrahim ÖZDABAK

TasarımMurat SAYAN

Rek lamKo or di na tö rü

Ender KÜÇÜK

Mer­kez:Gül ba har Cd., Gü nay Sk., No:4 Gü neþ li 34212 Ýs­tan­bul­Tel:­(0212)655 88 59 Ya­zý­iþ­le­ri­fax:­(0212) 515 6762 Ki­tap­sa­týþ­fax: (0212) 651 92 09Ga­ze­te­da­ðý­tým:­Te­le­fax (0212) 63048 35 Ý­lân-­Rek­lâm­ser­vi­si­fax:­515 2481 Ca­ða­loð­lu:­Ce mal Na dir Sk., Nur Ýþ -ha ný, No: 1/2, 34410 Ýs tan bul. Tel:(0212) 513 09 41 AN­KA­RA­TEM­SÝL­CÝ­LÝ­ÐÝ:Meþ ru ti yet Cad. A li bey Ap. No: 29/24,Tel:­(312) 418 95 46, 418 14 96, Fax:425 03 36 AL­MAN­YA:Zep pe lin Str. 25,59229 Ah len, Tel: 004923827668631,Fax:­004923827668632 KKTC­TEM­-SÝL­CÝ­LÝ­ÐÝ:­ Tel: 0 533 868 40 24 İs-tanbul­ Ankara­ Bas­ký:­ ArslanGüneydoğu Gazetecilik, Matbaacılıkve Kağıtçılık A.Ş Da­ðý­tým: Do ðan Da -ðý tým Sat. ve Paz. A.Þ.

+Sis perdesi

Genelkurmay, 15 Tem-muz kalkışmasındanbirkaç gün sonra yap-tığı açıklamada “TSK

içerisinde yuvalanmış, büyük ço-ğunluğu asker elbisesi taşıyan ille-gal çete mensubu hain teröristler(FETÖ) tarafından alçakça, kah-pece gerçekleştirilen menfur darbegirişimi”ne katılanların TSK perso-nel mevcuduna oranını yüzde 1.5,sayılarını da 1676’sı erbaş/er, 1214’üaskerî öğrenci olmak üzere 8651olarak duyurmuştu.

Sonraki süreçte ordudan ihraçedilen ve tutuklanan 150’yi aşkıngeneral ve amiral de herhalde busayının içinde.

“Bizler Mustafa Kemal Atatürk’ünbelirlediği istikamette yüce milleti-mizin emrinde yolumuza devamediyoruz” mesajının da verildiğiaynı açıklamada, darbe girişimindekullanılan silah, araç ve malzeme-lerin dökümü ise şöyle verilmişti:

1. Uçaklarda % 7 (24’ü muharip35 uçak)

2. Helikopterlerde % 8 (8’i taar-ruz 37 helikopter),

3. Tank ve zırhlı araçlarda % 2.7(74’ü tank 246 zırhlı araç),

4. Gemilerde % 1 (3 gemi),

5. Hafif silahlarda % 0.7 (3992adet).

Bu açıklama ve özellikle darbe-cilerin oranının yüzde 1.5 olarakverilmesi, 15 Temmuz sonrasındaiktidar medyasının gözdesi halinegelen kimi Balyozcular tarafındantepkiyle karşılandı ve Genelkur-may’ı doğru söylememekle, mese-leyi küçültmekle eleştiripsuçlayanlar oldu.

Bunların içinde, TSK’daki“FETÖ”cülerin oranını yüzde 60,70, hattâ 90’lara kadar çıka-ranlar dahi var.Ama Genelkur-may açıklamasıbu iddiaları doğ-rulamıyor.

Dikkat çeken birdiğer nokta, Genel-kurmay açıklama-sında darbe girişimim ü n h a s ı r a n“FETÖ”nün işi olarakgösterilirken, başka bazıyorumlarda Kemalist-ulu-salcı ve çıkarcı grupların dadahil edilmesi. 15 Temmuz’u“başarısız olmaya program-lanmış bir girişim” olarak nite-leyen İlker Başbuğ da böyle

diyenlerden.Ankara Başsavcılığının soruştur-

masında, o gece TRT’de darbe bil-dirisini okutan Yurtta SulhKonseyinin kimlerden oluştuğu-nun belirlenememiş olması da, göz-den kaçmaması gereken bir husus.

Velhasıl, 15 Temmuz üzerindeduran kalın sis perdesi hâlâ kaldı-rılmayı bekliyor.

Kâzım Güleçyüz

D a n ı ş m a H at t ı : 0 ( 2 1 2 ) 6 5 5 7 6 7 9

w w w . y e n i a s y a . c o m . t r

Page 19: Mehmet Kutlular - yeniasya.com.tr · Biz Yeni Asya olarak 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasındaki sürece yak-laşımımızı, hak, hukuk, adalet ve vicdan esaslarına dayanan

+

Cemaatler esas itibarıyla in-sanların manevî hayatınahizmet için var olan ve öyleolup öyle kalması gereken

birliktelikler. Nitekim Bediüzzaman’ınNur Talebeleri için gösterdiği birincihedef ebedî hayatları kurtarmak. Buhedef istikametindeki hizmetlerin dünyahayatına bakan önemli neticelerindenbiri ise, anarşiliğin ve serseriliğin önünegeçip huzuru temin etmek.

İnsanların iman eksenli bir ahlâk do-nanımı ve ibadet disipliniyle yaşanan birhayat anlayışına sahip kılınmaları, SaidNursî’nin çizdiği çerçevede çalışan ce-maatlerin en önemli ve öncelikli hede-fini teşkil ederken, hizmet ve iştigalalanlarını münhasıran bu amaca yönelikfaaliyetler oluşturmalı.

Bu temel prensibin bir neticesi olarak,cemaatlerin ticaret, siyaset ve hele devletidaresi gibi dünyevî işlerle doğrudan biralâkaları olamaz.

Cemaat mensupları, birey olarakkendi şahısları adına ticaret yapabilirlerveya siyasetle meşgul olabilirler. Bu meş-guliyetlerini, cemaat tarafından yapılanmanevî hizmetlere katkı ve destek ver-mek gibi bir amaca da yönlendirebilirler.

Ancak burada ince ve hassas bir çizgivar. O da, söz konusu ticarî veya siyasîmeşguliyetlerin, cemaatlerin şahs-ı man-evîsi ile irtibatlandırılmadan yürütül-mesi gereği. Bu dengeye dikkatedilmezse, cemaatlerin ticarîleşme ve si-yasîleşme yoluyla dünyevîleşip yozlaşa-rak aslî hizmet ve iştigal alanlarındanuzaklaşmaları riski ortaya çıkar.

Buna ilâveten, manevî hizmetlerin ti-carî veya siyasî amaçlar için istismaredilmek istendiği gibi suçlamalara mal-zeme verilmiş olunur. Bu ise söz konusuhizmetlerin ruhunu oluşturan ihlâsazarar verdiği gibi, muhataplar nezdindekorunması icap eden inandırıcılığa dagölge düşürür.

Yola koyulurken mevcut olan halisâneduygular ve hizmet mülâhazaları, zamaniçinde, kuralları başka odaklarca belirle-nen ticaret ve siyasetin kaygan zeminle-rinde, giderek hızlanan bir süreç içindeaşınmaya ve helâl-haram hassasiyetleritörpülenmeye başlar. Cemaatler cemaatolmaktan çıkıp mülis holdinglere veyaitibarsız siyasî organizasyonlara dönüşe-rek tükenirler.

Bir cemaate mensup olan insanların,vatandaşlık hak ve görevi olarak belli birsiyasî tercih istikametinde oy kullanıp,partiler hakkında görüş sahibi olmaları;mesafeli bir duruş menzilinde kalarakolumlu icraatları teşvik edip destekler-ken, yanlışları eleştirmeleri çok farklı birşey. Bunun yadırganacak bir tarafı ol-masa gerek.

Ama bir cemaatin siyaset alanındaaktif bir oyuncu gibi rol üstlenmesi; gün-cel siyasetin polemik ve tartışmalarındaçok fazla adının geçmesi; farklı iddia,

suçlama ve savunmalara konu olmasıgibi durumlar için aynı şeyi söylemekimkânsız.

Sürekli olarak politik tartışmalarıniçinde ve odağında yer alan bir cemaat,o tartışmaların kaçınılmaz bir neticesiolan yıpranmadan kendisini koruyupazade kalabilir mi? Kıyasıya bir iktidarmücadelesinin tarafı gibi davranan veyatavırları öyle algılanan bir cemaat, ken-disiyle ilgili olarak gündeme gelen iddia-ları sürekli tekzip etse dahi, bunlarınzihinlerde bıraktığı tortu ve izleri tama-men silip temizlemeyi başarabilir mi?

Son dönemlerde medya, bürokrasi,polis, asker ve yargı zeminlerinde cereyaneden “cemaat eksenli” yandaşlık-karşıtlıkpolemiklerinin sağlıklı bir şekilde aşıl-ması için, “Cemaat parti olamaz, onun işidevlet yönetmek değildir.” prensibininözümsenip hayata geçirilmesi ve âcilenaslî hizmetlere dönülmesi gerekiyor.

Kâzım Güleçyüz

Cemaatler aslî hizmetlerine

dönmeli

Page 20: Mehmet Kutlular - yeniasya.com.tr · Biz Yeni Asya olarak 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasındaki sürece yak-laşımımızı, hak, hukuk, adalet ve vicdan esaslarına dayanan

Cumhuriyet; adalet, meşveret ve kanun üstünlüğünden ibarettirCumhuriyet ki, adalet ve meşveret ve kanunda inhisar-ı kuvvetten ibarettir… Kuvvet kanunda olmalı. Yoksa istibdat tevzi olunmuş olur.İttifak hüdadadır, hevada ve heveste değil. İnsanlar hür oldular, ama yine abdullahtırlar. Her şey hür oldu. Şeriat da hürdür, meşrutiyet de.

İstibdat meşrutiyet libası giyse yine sille vururum“En büyük hile, hileleri terk etmektir. Fakat, meşru, hakikî meşrutiyetin müsemmasına ahd ü peyman ettiğimden, istibdat ne şekilde olursa

olsun, meşrutiyet libası giysin ve ismini taksın, rast gelsem sille vuracağım. Hakkın hatırı âlidir; hiçbir hatıra feda edilmez.”

Bütün kuvvetimle adaletin lehinde, istibdadın aleyhindeyim“Meşreben ve fikren, müsavat-ı hukuk mesleğini kabul edenlerdenim… Bütün kuvvetimle adalet-i tâmme lehinde, zulüm ve tagallübün

ve tahakküm ve istibdadın aleyhindeyim.”

Adalet müessesesi hiçbir cereyana kapılmazAdalet müessesesi hiçbir cereyana kapılmaz, hiçbir tarafgirliğe kaymaz. Adliyede, adalet hakikati ve müracaat eden herkesin

hukukunu bilâ-tefrik muhafazaya sırf hak namına çalışmak vazifesi hükmeder.

Birinin hata ve cinayeti ile başkaları mes’ul olamaz“Birisinin günahıyla başkası muahaze ve mes’ul olmaz.” “Bir adamın cinayeti ile başkası, hattâ kardeşi de olsa mes’ul olamaz.”

“Birisinin cinayetiyle başkaları, akraba ve dostları mes’ul olamaz.” “Birinin hatası ile başkası, partisi, akrabası mes’ul olmaz, ola-maz.” “Bir cani yüzünden onun kardeşi, hanedanı, çoluk çocuğu mes’ul olamaz. İşte bunun içindir ki, bütün hayatımda bütünkuvvetimle asayişi muhafazaya çalışmışım.”

Bir masumu idam etmek mi, on câniyi affetmek mi daha zarardır?“Maddî tazyikler, ehl-i meslek ve fikre galebe etmediği gibi daha ziyade nifak ve tefrika vermez mi? Bir insan yılan suretine

girse, yahut bir velî haydut kıyafetine girse, veyahut meşrutiyet, istibdat şekline girse, ona taarruz edenlerin cezası nedir?”

Ey gazeteciler! Edipler edepli olmalı“Ey gazeteciler! Edipler edeplí olmalı, hem de edeb-i İslâmiye ile müteeddip olmalı. Ve onlarınsözleri, kalb-i umumî-i müşte-

rek-i milletten bîtarafane çıkmalı.”

+

Vazifemiz müsbet hareket etmektir“Evet, mesleğimizde kuvvet var. fakat bu kuvvet, asayişi muhafaza etmek içindir .” “Bütün hayatımda bütün kuvvetimle asayişi

muhafazaya çalışmışım. Vazifemiz, dahildeki asayişe bütün kuvvetimizle yardım etmektir.” “Bizim vazifemiz müsbet hareket etmektir.Menfî hareket değildir. Rıza-yı İlâhîye göre sırf hizmet-i imaniyeyi yapmaktır, vazife-i ilâhiyeye karışmamaktır. Bizler asayişi mu-hafazayı netice veren müsbet iman hizmeti içinde herbir sıkıntıya karşı sabırla, şükürle mükellefiz.” “Dahilî asayişi ihlâl suretinde,yüzde on cani yüzünden doksan masumu tehlike ve zararlara sokmak, adalet-i ilâhiye ve hakikat-i kur’aniye ile şiddetle men edildiğiiçin, biz bütün kuvvetimizle, o ders-i Kur’anî itibarıyla, asayişi muhafazaya kendimizi dinen mecbur biliyoruz.”

Aldatmalar dağılacak, hakikat ortaya çıkacak“Hakikat tahavvül etmez; hakikat haktır. ‘Hak daima üstün gelir; hakka galebe edilmez.’ Millet uyanmış; mugalâta ve cerbeze

ile iğfal olunsa da devam etmeyecektir. Hakikat telâkki olunan hayalin ömrü kısadır. Feveran eden eâr-ı umumiye ile o aldat-malar ve mugalâtalar dağılacaktır.

İfrat ve tefrit ihtilalcidir“İfrat ve tefrit, hayat-ı içtimaiyeye karşı isyan ateşini yakan iki amildir. Bu âmiller hayat-ı içtimaiyeyi nizam ve intizam altına

alan rabıtaları, kanunları keser, atar. Ve dünya nizamının bozulmasını intaç edip fesat ve ihtilale sebebiyet veren iki ihtilalcidirler.”

Ekseriyetin hatası umumî musibete sebebiyet verirUmumî musibet, ekseriyetin hatasından ileri gelmesi cihetiyle, ekser nâsın o zâlim eşhasın harekâtına fiilen veya iltizamen

veya iltihaken taraar olmasıyla, manen iştirak eder, musibet-i âmmeye sebebiyet verir. ... "Bir belâ, bir musibetten çekininiz ki,geldiği vakit yalnız zâlimlere mahsus kalmayıp, masumları da yakar." (Enfal, 25)

Bediüzzaman

Said Nursî

Page 21: Mehmet Kutlular - yeniasya.com.tr · Biz Yeni Asya olarak 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasındaki sürece yak-laşımımızı, hak, hukuk, adalet ve vicdan esaslarına dayanan

27 AĞUSTOS 2016 CUMARTESİ+

Önce alkışladılar...

Page 22: Mehmet Kutlular - yeniasya.com.tr · Biz Yeni Asya olarak 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasındaki sürece yak-laşımımızı, hak, hukuk, adalet ve vicdan esaslarına dayanan
Page 23: Mehmet Kutlular - yeniasya.com.tr · Biz Yeni Asya olarak 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasındaki sürece yak-laşımımızı, hak, hukuk, adalet ve vicdan esaslarına dayanan

+

Yeni Asya’nın haktan yanave haksızlıklara karşıduruşunu yansıtan Özdabak çizgilerindenbazı örnekler.

Page 24: Mehmet Kutlular - yeniasya.com.tr · Biz Yeni Asya olarak 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasındaki sürece yak-laşımımızı, hak, hukuk, adalet ve vicdan esaslarına dayanan

27 AĞUSTOS 2016 CUMARTESİ+

spotspotspotspotspotspots-potspotspotspotspotspots-potspotspotspotspotspots-potspotspotspotspotspots-potspotspotspotspotspots-potspotspotspotspotspots-potspospotspotspotspotspots-potspospotspotspotspotspots-potspospotspotspotspotspots-potspotspotspot

başlıkmetinmetinmetinmetinmetinmetin