mehmet rızaoğlu -...

Mehmet Rızaoğlu

- şiirler -

Yayın Tarihi:

1.5.2012

Yayınlayan:

Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerineaittir. Şiirlerin kopyalanması gerçek veya elektronik ortamlarda yayınlanması, dağıtılması Türkiye Cumhuriyetiyasaları ve uluslararası yasalarla korunmaktadır ve telif hakları temsilcisinin önceden yazılı iznini gerektirir. Budoküman, şairin kendisi veya temsil hakkı verdiği kişinin isteği üzerine Antoloji.Com tarafından, şairin veyatemsilcisinin beyanları doğrultusunda yayınlanmıştır. Bu dokümanın yayınlanması kullanılması dağıtılmasıkopyalanması ile ilgili husularda ve şiir içerikleri ile ilgili anlaşmazlıklarda Antoloji.Com hiç bir şekilde sorumlu vetaraf değildir.

http://www.Antoloji.Com

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Mehmet Rızaoğlu (1969-)1992'de başladığım öğretmenlik mesleğime güzel Türkiye'min güzel biril'inde, Matematik öğretmeni olarak devam etmekteyim. Ayrıca, ikinciüniversite olarak İktisat Fakültesi, Uluslararası İlişkiler bölümünüokumaktayım.Matematik'e aşığım.Edebiyatı,Tarihi,Felsefeyi,Resim yapmayı,Kitapokumayı,Yabancı dil öğrenmeyi (ing.) ve film izlemeyi seviyorum.



9 Şubat

Şu Şubat ayı,4 yılda bir 29,ömürde bir 9 çekermiş8' ine, kırık bir umut,9'una sonsuz sabır gizlermiş! ..

Mehmet Rızaoğlu



Abd-ul Bâki

Ey! ..Ölümü öldüren yiğit,Abd-ul Bâki,Dünyada duaların,ahirette mutluluğundur bâki.

Mehmet Rızaoğlu



Abd

Ayıp mı olurAcaba yüreğimin ateşininDaha yakıcı olduğuylaYanarsa güneş! ..Kayıp mı olurAcaba gözyaşımın tuzuylaKavrulan sularOlursaÇöllere eş! ..

Mehmet Rızaoğlu



Açılır-Kapanır

Kapılar kapanır, açılır kapıYapılar altında, kurulur yapı! ..

Mehmet Rızaoğlu



Ağlıyorum

Ağlıyorum dostlarım,bir gözyaşı gölüyümŞubat 9'dan sonra,yaşayan bir ölüyüm!

Mehmet Rızaoğlu



Akılsız Akıl

Akıl, sonsuz hayaller kurduİçinden habersiz, iç kurdu

Bir taht-ı revânda en öndeSırtta bohça, çukurdan yurdu

Yaşı otuz, gözü dört yöndeNihayet uslandı ve durdu

Şimdi çaresiz, kraldı dündeSonrası kim, nasıl olurdu

Sözü varken ezel günündeUkbâyı bir yele uçurdu

Emr İlâhi var, yeter kündeKulaksız yaşam habîs ur’du

Bildi ki Var’lık, yokmuş ündeÇınarlar da bir gün kururdu

Mehmet Rızaoğlu



Annem İçin Sone

Gizli bir nefestir, Meryem’si güle savrulanBedensizde saklanmış geçmişler ve gelecekGündüzün düşlerini, yaşlı körpe delecekKorkarak kırmızıdan, can evinde kavrulan

Kaçırma dizlerini, minnetteyken başımızKaranlığı, ay ışığında uyurken bırakDökülsün ruhum, beyaz gölgelere bakarakTül yürekler toplu, avuçtadır, köz yaşımız

Çöllerde, tohumu burnunda baharlar gibiUtanır erguvanlar, vahâ, deniz ve karaVe solgundur güneş, parlak külden katran gibi

Sensizliğe gömülür, sessiz durmayışlarımDüşsel döngüler yaşar, ölgün göz yaşlarındaTahta kapıya mıhlanmışken duymayışlarım.

Mehmet Rızaoğlu



Antetsiz

İster misin;Gözlerini kapatıp,Kaplumbağa gibi tıpa tıp,Bir geziye çıkmak! ..Hiç'ten başlayıp,Var'a ulaşmak,Var'ın Varları'nda dolaşmakRuhumun,bârid odalarında,Ayrı ayrı Ben'le tanışmak! ..Ben! ..Hepsi farklı Ben.Bu kadar bolluğa rağmen,Bir tek Ten.Özel bir odaKapı kilitli.Önünde birbirini yiyen Ben'lerSanki lanetli.Anahtarı,Ben'de görüyorum,Ama O çelikten,Ben eriyorum.Ey! ..Bütün Ben'leriBiz yapan Güç! ..Ben'leri,Hiç yaptınHiç'leri,Ben.Parlasın,artık şu Kalb-i Ahen.Biz ki,Vücûd-u toprak,Sen ki,Kadîr-i Mutlak! ..

Mehmet Rızaoğlu



Artık Uyanın

Ölecek ölüler, uyanın artıkÖlümsüz ölüler dönemez artık

Mehmet Rızaoğlu



Âsım'ın Nesli

Çıkın sokaklara ki yağmur yağacakAçın beyinleri ki Âsım doğacak! ..

Mehmet Rızaoğlu



Asl

Kavramlar hece(siz) siniz, mürekkep renksizNeyi,nasıl anlatsın ozan, asl'dır denksiz

Mehmet Rızaoğlu



Asla

Kemiyyet kurtulur mu; keyfiyet batsaKeyfiyet kurtulur mu; ruhunu satsa

Mehmet Rızaoğlu



Aynalar

Hat, benden değil, aynalar kirliGöz, senden değil,genden zehirli! ..

Mehmet Rızaoğlu



Ayrılık

Gidersem, aynalar yalnız kalır mıMumyamı bıraksam, ben sayılır mı

Mehmet Rızaoğlu



Babam

Nur yüzün duruyor rüyalarımdaHasretin belimi büküyor babamGüneşsin, simsiyah ziyâlarımdaNerdesin, karanlık çöküyor babam! ..

Bu kadar gurbetlik yetmez mi artıkYandı yüreğimiz, yeter dayandıkKullar bilmez iken O’na ayandıkAlnım ellerini özlüyor babam! ..

Bir gece beraber, çayır yolundaYağmura tutulduk, elim kolundaSağ elde şemsiye,fener solundaSeninle ne güzel ıslandık babam! ..

Bunca yıl korudun kanat altındaArkana saklardın düşman hattındaÖdenemez borcun Allah katındaBorçlarım, helâlin bekliyor babam! ..

Yemedin yedirdin, besledin biziNe olur affedin, üzdümse siziDikmetaş, Gızıllar ne güzel geziSen yokken ayağım gitmiyor babam! ..

Doğruluk, dürüstlük senin şanındıMertlik ve cesaret, asîl kanındıBaşkanlık ünvanı hep makamındıSen gibi yöneten gelmiyor babam! ..

Hiç kimse diyemez yanlışı vardırOndaki adâlet Ömer kadardırVakarlı gezişi, heybettir, ar’dırGeçmezsen, sokaklar gülmüyor babam! ..

Yaşım otuz sekiz, varsam da ayaEvlatlar muhtaçtır yine babayaBir günde beş vakit, elin duayaKalkmazsa, halimiz haraptır babam! ..

Mehmet Rızaoğlu



Bâbüsselâm

gökyüzünde bir bulut elsallıyor...Gel!gezelim mavilerdeyeşillerde...Üflendi küllerimyine yürekte! ..Ey acılarımhasretim bulut! ..Karıncalarımuç uç böceğim var tümsekte! ..yalnızız Çamlıca’da;tahta bir bankta;karşımızda kalabalık...Hepsiayakta! ..bir gelin telli, kemerli;gözleri ışıl ışıl, rimelli! ..ayakkabısı düşmüş;bir alt sokakta, damatmerakta! ..belli ki ondaki sevdayeni başlıyor, gönlü havada...Kızkulesi’ne uğradı mı acaba!selamla mı geçti öyle kabaca! ..yüreği titremedi mi ben gibi;sarılıp nefessiz bırakmadı mısen gibi!dediler on milyon sevgilin,beş milyar hayranın varmışama bir hayranın var kiâlemler O’na hayran! ..O,öyle bir hayran kihayranı eder bayram

Pier Loti’de nargile...martı gönder yargilegelirse yalnız gelsinbedensiz bir yâr ile!adı Aphroditevergilim!Zeus’tan aldımsevgilimsonra dayanamadımkırılsaydı elim!tutulsaydı dilim!Altınboynuz taktımAthena’ylaPoseidon’a yakalandım;Beyoğlu’nda şinanayla

ikindi güneşlerinde,uzanmışım serdab köşkündebir Ayasofya doldurmuşumyıllandıkça yıllanmışiyice Osmanlı karıştırıpben içtikçe



bazıları kıllanmışyemyeşil saçlarını okşadımo sarhoşluklayedi tepede yedi gece...suçladılar berdoşluklave kaçlarını boşadımGültepe’de bir gece...nice padişahların âşıkettin kendinekimini şair, şiir ettin kiminene istedin benden!tanımazdım bin dörtyüz yıl önce,seni! ..şimdi geçemiyorum senden;can firar eylese ister bedenden;memnun kal yeter ki eserinden! ..zateneserin senden! ..

Mehmet Rızaoğlu



Beklenen

Ölümüm yoldadır,ruhum,bekleyenSaniyeler bittikçe,kimdir ekleyen?

Mehmet Rızaoğlu



Ben-Sen / Sen-Ben

Aşk odur ki senden ben, benden sen yapaRuhunu ben, benim ruhumu sen kapa! ...

Mehmet Rızaoğlu



Bir

Üstüme kar yağıyor,nedendir terliyorum,Gökte sonsuz sayıda,ben,yerde Bir'liyorum!

Mehmet Rızaoğlu



Boş

boşboşlukboş muyoksa biz midoldurdukboşluğuboş

boşluklarla

hoşhoşlukhoş muyoksa biz midoldurdukhoşluğuhoş

boşluklarla

loşloşlukloş muyoksa biz midoldurdukloşluğuloş

boşluklarla

Mehmet Rızaoğlu



Boşluk

Hayat treni hayat otobüsüBir ben içinde,bütün dünyaBileti Havva'nın tarifindeKaktüsten yatak,bendeki payaGecenin zifirindeBembeyaz bulutlardan geçerDağların görünmediği,simsiyah asfaltlardaYerde üç beş gelincikGözlerim zor seçerSonsuzdan uzanırım almayaEllerim sanal,gücü yoktur tutmaya! ..

Mehmet Rızaoğlu



Büyüdük

beş metre uzağadikerdik sopamızıüzerine takardık lastik ayakkabımızıtüy gücümüzle atardık sopamızıvuramazsak ayakkabımızıebe yapardık vuramayanımızı.büyükler katıldı aramızayoksa biz mi onlara,anlayamadımbüyüdünüz dedilerbüyük gördüler biziruhumuzu göremedilergörünce gövdemizi! ..

Mehmet Rızaoğlu



Cenaze

Hiç izledin mi; ayak ucundan,cenazeni!Hissettin mi; beynindeki mızraklı semâzeni!

Mehmet Rızaoğlu



Çocuk

mavi bir tahtakapının en altındaküçük bir halkaçocuk kapıyı açsın diyeçakılmış babasından hediye

hasır yastıklardizilmiş taştan odanındört bir yanınaçocuk tutunarak gezsin diyeyaslanmış annesinden hediye

mavi bir bohçayaşlı döşeğinin köşesindeiçinde bir dilim can, bir tutam heyecançocuk doyarak büyüsün diyesarılmış babaannesinden hediye

Mehmet Rızaoğlu



Damla Damla Mavi

Erguvan bir süfli bakışRahmetle birleşince / ulvileşti nakış nakışEy varlığını aklara borçlu kara / hazzını paslı demire________________borçlu yara! ..sevin ne istersin habireZakkumlar kollarını sokarken yerlereTûbalar yağmurlarla aktı göklereBeyazlar doğururdu medeniyetler_______________ kahverengidenmaviler sarmışken tüm ufku / kıskançlıkla /leylaklardabaharların tutuldu nutkualın yazıları topladım /heybemin kucağına / serdim /______________Meryem’ler ocağınave iki damla yağmurla açıldı / asırların aralı gözüsonra sesler yoğuruldu / susuz / teknelerdegünahlar boğuldugelecekler kotarıldı tahta çekmecelerdegörüyor musun/ öldürülene karşılıköldüren ölümün acısını nasıl da temizliyor_____________________ ölümnice yüzler boğuldu gözlerinin içindepapatyaların sonunda tüketmedim / ümitlerimi /acılarım kadar kolaymışokyanus dibinden bir yıldız / tutarak / yutmak______________________suyu unutmakVe en mavi yerdeayaklarımı diktim vefalı gölgemin / ayaklarına /yıllarca dolaştın sıdk ile ardımsıraşimdi sendedir sıraçek götür bedenimi / zincirleyip /__firavun tövbesi / Nil'e, Mısır'a

Mehmet Rızaoğlu



Dert Deme

Dert, deme, sakın DerdeDertler duyar Dert eylerGözyaşı düşse DerdeDertleri murdar eyler! ..

Mehmet Rızaoğlu



Dithyramb

Ah! ..Kızıl tüllü sarı çiçeğim ah! ..Ummanlar gizli o çiğ tanesinasıl da yakışmış sana bu sabahSonbaharımın tomurcuğuİlkbaharların cemre çocuğuKaf dağının yamacıBulutların nazlı tacıRüyalarda menzilMuhayyilde gediğimsinBir ayın yanında ayDört güneş arasında güneşimsinKışımın ilk günüSon günümün düğünüNâzenin bir meltem, incinen yaprakBâkir bir toprak, solmakta tinim,Perdeler inmekte üstüme benim“Kelebeğin Aşkı” dediğimsinAyva tüylerinde sallanır başımKanatlarda taşınır paslı göz yaşımKâinat haykırırken seni gözümdeKokun mıhlanmıştır yaşlı özümdeSen hiçbir zaman gidemediğimVe sen, adını söyleyemediğimsin

Mehmet Rızaoğlu



Dolmuyor Dostum

Yokladım nefsimi, doymuyor dostumDünyalar doldurdum, dolmuyor dostum

Mehmet Rızaoğlu



Dost ve Şâir

Dosttur, gecenin zifirinde güneşi görenŞairdir, hecenin kâfirinde sonsuzu ören! ..

Mehmet Rızaoğlu



Düşman Kardeşler

Ruhla nefs, iki düşman kardeştirRuh iyi kardeş, nefs hep kalleştir

Mehmet Rızaoğlu



Düşün

Bir günde, kendini kaç kere yendinKaç kere barıştın, kendinle kendinGündüzde gerçeği bulabildin mi;Güneşler, çözümü oldu mu derdin

Mehmet Rızaoğlu



Eski Ev

odalar iç içegeçmiş odalarözümü kemirmiş,,,,,,,örümcek kaplı,,,,,,,,,,,,,süslü odalargeçmişim, arsızlığımyalnızlığımda ıssızlığımgözyaşlarımda tuzsunuzbabaannemin tahta kaşığıkatranlı gecelerde umutsunuz

Mehmet Rızaoğlu



Ey Değil

Dağlarda dolaşan hain domuzlarAvcılar pas vermez, gönü ey değilDolmuşlar taşların oyuklarınaGirilmez kokudan, donu ey değil! ..

Mehmet Rızaoğlu



Ey Zâhir Göz

Ey! Zâhir göz, kimi, ne ile, nasıl görmektesin;Peygamber'le Meryem'e, görüneni görmektesin! ..

Mehmet Rızaoğlu



Gâfil

Nefsime sorarsan,ölmezsin,diyor.Onca mezarlık varken ne halt yiyor?

Mehmet Rızaoğlu



Gardaşım

Uzun bir hikâyedir,Gardaşlığımız.Nice yol aşmıştır,Yoldaşlığımız.Seni anlatmaya, nasıl başlasamRuhumu avutup,Bir rahatlasam!Ortaokuldaydık, az kıvırcık saçlarınYuvarlaktı yüzünBitişik sayılır kalın kaşlarınTertemiz asîldi özünSen, gardaşım,canımCiğerim,sol yanım!Ne kadar da fazla olurduHayallerimiz.Hüseyin Altın, dinlerdikSevdalıydıGönüllerimiz.Sen birine hayalliydinKarşı sınıftaKibritle bileğine kazıdınHarfleriniVefâsıza kızıpta.Sevda hayalinde öndeydinO güleç yüzünle,Yine zindeydin.Sen, gardaşımİzin ver soluklanayımYanaklarımdan akan suylaAz daha ıslanayım.Hatırlar mısın?Bir hırkan vardı,turuncu,siyah çizgiliSonra bende kalmıştı,Gardaşım’ dan sezgili.Bir zaman giydim onu,Bilemiyorum sonunuSonra arıcılığı öğrendikBabalarımızdan.Dağlarda başkası yok derdikArılarımızdanAz mı sokulduk,Şişti hep yüzlerimiz, ellerimizAma hiç kem konuşmadıDillerimiz.....................................Liseye geçtik sonraYine aynı sınıf idi.Biraz daha büyüdük,Derslerse daha ciddi.Salim’le az mı güldük,Üzüldük,Yırtınca



ÖSS gazetesini dayak içinDizildikFutboldan anlamaz,Şarkı söyleyemezdik.Kahvelere uğramaz,Gönül eğleyemezdik.Gerçi o devirde,bu birazcık ayıptıAma bu, ne eksiklik,Ne de büyük kayıptı.Derslerimiz iyiydi,Çalışkan sayılırdık.Kenan bey saç yolmasaBiraz zor ayılırdık.Bizim Osman vardı haniTarihçi,futbolcu ve hocaya aşıkAlay beyle küsülü,Sağlıkçıyla barışık.Ya, Kın İlhami,Yere bakan,yürek yakan,Sırada senin sağınBisiklet öğretirken suya yuvarladığın.Ayhan’ı unutma ha! ..Sevdi mi,yürekten sever o da,Gardaşlığı müebbettirHerkes unutsa bile,Onda vefa, ebed müddettirSen içerde uyurkenDışarda hep of çektiVe ebedi yatağın başınaİlk ağacı O dikti.Affet beni gardaşım,Yine doldum,ağlarımSinirlerim boşaldı,Ciğerimi dağlarım............................................Nasıl öğrenmiştik,Ekinleri biçmeyi.Sizin tarla iyiydi,Bırak tarla seçmeyi.Sağolsun, baban iyi adamdıVarsın ziyan çok olsunÖğrenmemiz tamamdı.Nasıl da zevk alırdık,Bal süzerken,odada.Yarım çizme,yarım maske,O yıl yine modada.Sen, ben, TamerVe kardeşin SelimÇok iyi çalışırdıkEğer tutulmasaydı belim......................................Ve



Burası lise son,Geldi çattı ÖSS' yle ÖYSİyi çalıştık o kışSabahlardık nerdeyse.Ama olsun,Nihayet..Tamamlandı huzurum,İkimizde kazandıkSen Erzincan,ben Erzurum.O yıl ilk kez ayrıldıkHem evimizden,Hem birbirimizden.Bir daha görüşemedikYaz tatili,üç beş günün dışındaKimseye sataşamadıkDüğün günün dışındaDüğünün çok güzeldiO Narman’ın kışındaHep Ayhan’ın yüzünden,Abdullah,buza düşmüşParmağını kesmişti.Hemen hastane derken,Sabah,askerlik vardı erken...Abdullah,en şanslımızdıBelliki,aramızda,Senden bir hatıra kaldıSol baş parmağındaGöremeyince geceAbdullah'ın kanındanİpek gömleğinKan olmuştu,epeyceKardeş Selim götürdüSalınarak,gönlünce.Az kalsın ölüyordu,Annen bunu görünce.Sonra nasıl uğraştıkİkna ettik barıştık.Dur,dur hele! ..Biraz soluklanalım,Yüzüm yine sırıl sıklamBiraz kurulanalım...................................Sonra öğretmen oldukGörüşmeler kesildi,Yine özlemle doldukSen Antep’le başladınDaha sonra Oltu’ya.Ben vekille başladımDaha sonra Ordu’ya.Nereden bilecektikOltu son görev yerinBöyle acı olur mu



Okyanustan da derin!Gardaş,sen ki canımızSol yanımız,dalımızUnutur mu hizmetini,Bu güzel vatanımızDünya ve Ahiret,Zalimlere dardırVe de dar olacak!Herkes unutsa senin adınıNe bu gardaşın,Ne diğer gardaşlarınAsla unutmayacak!

(Abdulbaki YILDIRIM için)

Mehmet Rızaoğlu



Gaye

Sanki geliş gayemiz,insanın midesidirSonraki önemlisi,on santim gerisidir!

Mehmet Rızaoğlu



Gece

Ne mutlu ki geceleyin gezene,Bir lahzâda şu âlemi sezene.

Mehmet Rızaoğlu



Geceler-1

Karların altında beyaz gecelerBeynim kekeliyor, dilim heceler.Karlarda yürürken, ayak sesimdenKorkarak, irkilip kaldı geceler.

Yalnızlık mı kara, sen mi karasınGörüntün ızdırap, sesin yarasın.Kalplere indin de, gitti nicelerBenimse, ben'imi, saldı geceler.

Gündüzün sıcağı onların olsunBaşbaşa kalınca, sen de mutlusun.Menfi kırk da olsa tüm dereceler,Seninle terlerim, örtüm geceler.

Senin celladınla, benimki benzerİndirir külüngü, müebbed ezer.Vuslatım yaklaştı, son işkencelerAşkım, ızdırabım, dürtüm geceler.

Mehmet Rızaoğlu



Git

Gitme, gözlerini bende bırakmaAl götür de boşluğa bensiz bakmaYada at, kör kuyuya yadı yakmaÖmrümün, yağmursuz ateşisin sen

Gitme, hayalini bende bırakmaAl götür de aynaya bensiz bakmaYada at, denize rüyamı yakmaÇölümün, kupkuru vahasısın sen

Gitme, hislerini bende bırakmaAl götür de sevgiye bensiz bakmaYada at, taşlara mermeri yakmaGönlümün, duygusuz gülüşüsün sen

Gitme, ellerini bende bırakmaAl götür de garibe bensiz bakmaYada at, dibeğe celladı yakmaDoğrumun, en eğri maşasısın sen

Git, ama yüreğini bende bırakGötürme de hayata taş gibi bakYada at, göllere suyu bile yakKalbimin, en mahrem köşesisin sen

Mehmet Rızaoğlu



Gönül Sarayı

Kavrulan kalbimin, nedir ilâcı;Sarayım yanarken, neyleyim tâcı! ..

Mehmet Rızaoğlu



Gülü Verdim

Özüm senem, özüm senemAklım, fikrim, özüm senemVarsın olsun, kimin dünyaBen, yarimle özümsenem

Ağlamışam, ağlamışamFikre düşüp, ağlamışamCümle, özgür yaşar ikenBen, ömrümü ağlamışam

Kara bağlar, kara bağlarDertli yürek, kara bağlarBağbanını unutanınKalbi olur karabağlar

Yele verdim, yele verdimAh, ömrümü, yele verdimAsil aslan durur ikenBen tilkiye yele verdim

Sardı beni, sardı beniBeyazlara, sardı beniİstemem ki rahatlığıBu dertlerim, sardı beni

Yaşı bende, yaşı bendeUmmanların, yaşı bendeNefsim bana, genç dese deBu dünyanın yaşı bende

Gülüverdim, gülüverdimTebessüme, gülüverdimO yardan hep diken geldiBen yine de gülü verdim

Mehmet Rızaoğlu



Gülün Adı Boyalı

Bir yağmur çiseltisiFırtına bekleyen titremsi yüreğimin tortularınaUmutlar devşiren sabînin hayaliSaklıydı kimsesiz yarınlarına______________________Boyalı

Maskelerin kabuğuna asılı gözlerSöylesene gören mi var; matruşkanın saçınıVe gecenin ıslak elmaslarınıİçinde utangaç erguvanlar saklıyor nisanlarDamla damla ağlıyor gülYabancının omuzlarında! ..İnsanlarKırmızıya vurgun! ..âlem-i ma’na durgunDolaşır fırtınanın dudakları buluttan gerdanlıklardaSonra pinokyo olur meltemlere______________________Oyalı

Karganın sıkımlık serzenişlerini özlerOnlar,yüzler ve bedenler evlerin yılkı mazbutlarıMeskeni böceklerin boş tabutlarıBir ölü için tartışır iki kalemYeniden doğar papatya gözbebeğinin birindeSarı-beyaz uzlaşır merhemdirDiğerinde…Bir çift yarasa nasıl da çeker ciğerinin kırmızısınıCan bulur gecenin yaslı seyrinde_______________________Yalı

Susar, susar, susar da susarBuluttan yatağında ve sadece sağında bir gece kadarVarmaz farkına ne yeşilin ne toprak bir elinLeyleğin ayağında ki pembeyi beklerİçinde ki bebeğin beşiği içinKapalıdır kapıları pencerelerden bulut girmesin diyeÇığlıklar çıkar ayyuka! ..Mâbedim verilmez ki hediyeSunar cam fanusta beynin kirini________________________Alı

Versinler koşarken suda ayak izimiBıraksınlar cüzdanımın beyaz yalanlarınıTek sıçrayışla tamamladım okyanus dibindeki gezimiKapatamam ellerimi hatırlamadan elleriniGüneşler sakladım tülüm altındaGüvercinler besledim ey! ..Gülüm adında! ..

Mehmet Rızaoğlu



Gün

Annenin evladı unuttuğu günKimine ağlamak, kimine düğün

Mehmet Rızaoğlu



Gündüz-Gece

Gündüz uyumam, gecem üzülürGece yatamam, sırlar çözülür! ..

Mehmet Rızaoğlu



Güzeller

Zülüfler ardından bakan güzeller,Beni aranıza almaz mısınız?Çok uzak yollardan gelmiş yolcuyum.Benimle bir lahza kalmaz mısınız?

Kaç gündür aç susuz gezer dururumBir ekmek,az ayran vermez misiniz?Sazınız sözünüz,iyiymiş duydumBir şiir,bir dörtlük dermez misiniz?

Avare gönlümü gezdirdim durdumSabit bir mekânı kurmaz mısınız?Sarışın,esmerler,kumral güzellerHer renkten bir tane,varmaz mısınız?

Rızaoğlu,garip,bir muhacirdirHicret sebebini sormaz mısınız?Gördüm ki rüyamda,mutluluk varmışRüyamı,siz hayra yormaz mısınız?

Mehmet Rızaoğlu



Hece

Şiirlerim cüce kaldı,gözüm yücelerdedirGeç cümleyi,kelimeyi anlam hecelerdedir

Mehmet Rızaoğlu



Hesap

Beyhûde yaşadık bunca zamandırBurada gülenler, orda dumandır

Mehmet Rızaoğlu



Hesapla

Kalplerden,çığlıklar var duymaz mısınız;Her gün,kaç kez ölürüz saymaz mısınız?

Mehmet Rızaoğlu



Hey Siz

Kapatın kapıları,pencereleriSıkı sıkı kapatınhırsız zevk alsın açacağından!Elektrik verin cezaevi tellerinemahkûmlar zevk alsın kaçacağından!Sonra zincirleyin gülleri, toprağagözü arkada kalmasın bülbülün,uçacağından!Yasaklayın tüm bahçe oyunlarını çocuklara,endişelenmesin anneler,başlarına dert açacağından!Ve sıkı koruyun çıkarlarınızıöteki zevk alsın ötekiliğinden,yoksulluğundan,yok olacağındanve bir gün alacağından!

Mehmet Rızaoğlu



Hiç

Beynim ki fırtınası durmadı hiçSecdeye değdiği lâhzalar hariç

Nefsim ki arzuları bitmedi hiçMürşidi kâmile biatı hariç

Kalbim ki hızını düşürmedi hiçBir mezar başında durduğum hariç

Adâlet ki nâçar kalmamıştı hiçEkmeğini çalan, bir çocuk hariç

Kulağım ki böyle ses duymadı hiçDoğumda okunan bir mesaj hariç

Ölüm ki bu kadar yakışmadı hiçGizli hazineyi bulduğum hariç

Rızk ki verileni yüceltmedi hiçO ve ashâbının cümlesi hariç

Gölgeler ki yerden kalkmadılar hiçSağdan ve soldan secdeleri hariç

Belâ ki nâs’a kârsız gelmedi hiçTevhîd-i ikrâr'ı tekrarı hariç

Mehmet Rızaoğlu



Hikâye

Mîzan'da bekliyorken son hikâyesiYaratılış gayesi, tek sermayesi

Mehmet Rızaoğlu



Histanbul

I.Müşahhas hisMüstesna vatanMüntehî bir kabul! ..Sende olmak güzel de,______ölmesi daha makbul...Yeşili yemyeşil, mavisi masmavi__sefili sersefil,____________zengini kaskaviBeni ara sende bulSeni kaybet bende bulBen üç günlük kulSenKaderin yaşındaki, İstanbul! ..ZamanAkarken boğazdanEksilerek artmaktaBir ömre dönmekte her anBir hayal misin senSen misin hayalimErguvan benim, lâle helâlimHülyâdan, hülyâya koşar____________şimdi vebâlim.

II.Okunmakta ezanlar, titremekte yerO kutsi bağrındaBana da bir servilik verGöklerden binler izlemekte geceniBuğuyla yâd etmekte dibâceniBeşyüzelliyedi yıl önceNasılda sevindin Türk'ü görünceYepyeni yürekler yeşerirken bağrındaNur yüzlü şükürler_____________yükselmişti çağrındaKadırgalar, tekbirlerle inerken dağlardanÇağlar doğmaktaydı, sisli çağlardan

III.Bir yanda AyasofyaÇağırır Konstans’u, Theodsius’u, Justinianus’uMeltemle, lodosla dolaşır tarihin us'uDiğer yandaÇağırmakta dervişin hû’suSurlardan ses veren, abdal Yunus’uSinan, Süleymaniye'yle dikmiş minberiAçmış ağuşunu, tâ’zim etmekte PeygamberiSensizlikle başlarsa sayrılığımBir tahtırevanla biter ayrılığım!

Mehmet Rızaoğlu



Hüner

Karanlığın zifri meğer güneşmişTabutta yaşamak gerçek hünermiş

Mehmet Rızaoğlu



Islah

Şerefli yaşamak ömrün gayesiBeyhûde hayatın zül’dür pâyesiSâdık bir dostluğun tek sermayesiDoğrudur demeyen hâm’a ne deyim

Bağbansız bağların dalı bozulduAhlâk unutuldu aklı yoz olduGönüller köşkünün aslı toz olduBülbülü güldüren güle ne deyim

Bedenin isteği bitmiyor bendenNefsim haz istiyor dünya denendenUhud’da diş veren O Peygamber’denSelâmın azaltan dile ne deyim

Alın cesedimi ruhla kalayımÂlem-i Berzah’a şevkle dalayımKırın can zincirim, yâre salayımKütüğü almayan sele ne deyim

Mehmet Rızaoğlu



İstanbul'u İzliyorum

İstanbul’u izliyorumKulaklarım tıkalıTepelerin birindeBir kâğıt uçuşuyor, uzaktaCoşmuş bir gök seferindeRüzgârı görüyorum sonraUçurtma kuyruğundaBulutla sarmaş dolaşMeltemin buruğundaİki martı havada ufak ufak kavgadaBelliki numaradanMercimekler tavadaİstanbul’u izliyorum, kulaklarım tıkalıKıyıda sıra sıra oltalarBirisi sen gibi, sürekli çekiyorDiğerleri ben gibiHep boşuna çabalarİstanbul’u izliyorum, kulaklarım tıkalıBoğazda bir gemiÖnünde bir küçük yalı kayığıSanki kuş yemiKayık habersizGemi sessizÇarptı çarpacakVe zavallı batacakOh! ..Çok şükür nasıl daGeçti yanındanYine ayrı düşmedi yarınındanİstanbul’u izliyorum, kulaklarım tıkalıMartılardan yapılmış bir takaÜstünde uzun köprüBirleşmiş iki yakaİstanbul’u izliyorum, kulaklarım tıkalıSis kapladı her yanıYandı gözlerim…Dayanı ha dayanıSigaramı fark ettimMeğer duman ondanmışCanı yanmış ceketimBenim için adanmışİstanbul’u izliyorum, kulaklarım tıkalıYüzüme bir çiğ uçtuAlamadı sıcağımdanMuhtemelen oruçtuİstanbul’u izliyorum, kulaklarım tıkalıUlu ulu camilerSanki sluet gibiÇaresize hâmilerUlu bir meded gibi

Mehmet Rızaoğlu



İstanbul

Çağlara yön veren, ebed mekânsın;Hadis-i Şerif’e mazharsın, cansın;Seni gören düşman nasıl dayansın!Cennet-i dünyamsın Canım İstanbul! ..

Kıt’alar vuslatı, senin bağrında;Mevlâna sedası bütün çağrında;Sahâbe huzuru yün toprağında;Toprağım, Rengimsin, Kanım İstanbul! ..

Bizansın rüyası biter mi sende!Türk’ten başkasını istemesen de;Eyyûb'um sen korkma! Ümmet ensende;İslâm’ın merkezi, Nûrum İstanbul! ..

Topkapı Sarayı’n destan dillere;Dünyayı verseler, vermem ellere;Bülbülü susturdun,doydu güllere;Figânı boğaza gömdün İstanbul! ..

Nasıl da beslersin onca insanı;Rabbim bağışlamış bunca ihsanı;Tüm dünya öğrendi senin yasanı;Garibe, yoksula Elim İstanbul! ..

Fatih’ten gelince kesin emirler;Haliç’e inerken uçtu gemiler;Hocalar hocası Akşemseddin’ler;Dua’ya durunca, koştun İstanbul! ..

Ayasofya, nâsın gurur dönemi;Görünce, gözlerin kurur mu nemi!İlk şükür namazı sardı âlemi;Fatih’in alnında durdun İstanbul! ..

Pier Loti’n muhabbet hanesidir;Çamlıca’n hasretin meyhanesidir;Kızkule’n âşıklar meskânesidir;Âşıklar mâşuku,Leylam İstanbul! ..

Aynasın, gerdanlık beyzâ boynunda;Hisar, bir hayranlık taze koynunda;Yedi tepe, seyranlık göz oyununda;Hayâlim, Esrârım, Rüyam İstanbul! ..

Byzantion konuldu bâdî adın;Konstantiniyye'de zülfün taradın;İstanbul olunca tamdı muradın;Kertiğim, Gelinim, Kızım İstanbul! ..

Mehmet Rızaoğlu



Kader

Keşke seni sadece pencereden görseydimÖylesine ordan geçen kara tren sansaydımDumanına kapılıp,Yemyeşil gökyüzüne dalsaydım! ..

Mehmet Rızaoğlu



Kaderim

Ağlama kaderim, eğme yüzünüSeninçin dağları yaram istersenKadere bağlanıp kesme sözünüDilinden kanasın yaram istersen

Alevdir kirpikler, barut gözlerinTurnayı andırır servi dizlerinYürekte dinerse yaran, izlerinKaldırıp taşlara vuram istersen

Hayalle yoğruldum, acıyla piştimSevda deryasında sona yetiştimFerhat’ı, Mecnun’u bilmez demiştimTarihten dengimi soram istersen

Susuzum, güneşim almayın bendenKalbim ayrılır mı meyl-î kederdenBulmuş karanfili, geçmişim serdenBoşuna beklesin sıram istersen

Mehmet Rızaoğlu



Keşke

Aylık gelirimiz beşbin YTLAmerika yalvarır, borcum erteleEuro'yu, doları vermişiz yeleDünyaya dersini verdin Türkiye'm! ..

Bütün memurların, Mercedes binerTakımın üstüne smokin giyerBöyle bir ülkede aç kalmak hünerİnsan kıymetini bildin Türkiye'm! ..

Japonlar sıkışmış, robot istiyorNASA uzay için izin istiyorDünyada yok dengin, yine kesmiyorUzayın da sonunu buldun Türkiye'm! ..

Ne yoksulun var, nede işsizinHak ve Adâlette inan eşsizsinBir canlı incinse, sen neşesizsinAçlığı, yokluğu sildin Türkiye'm! ..

Atatürk görse gurur duyardıBir Türk dünyayla aynı ayardıOlmazsan Dünyanın şaftı kayardıTerör ve zulmü sildin Türkiye'm! ..

Mehmet Rızaoğlu



Korku

Ne Cennet hevesi,ne Cehennem korkusu,Tek korkum,razı olunmamak,korkusu! ..

Mehmet Rızaoğlu



Kör

Dalmışım bir geceye,neresindeyim bilmiyorum.Su! Düştü bir heceye,silgisiyim silmiyorum! ..

Mehmet Rızaoğlu



Kütüphane

Türk tarihi sende saklıSensiz boştur, insan aklıOkuyanlar olur farklıHazinesin kütüphane.

Atam sana değer verdiÇocuklara,oku derdiCahillikti büyük derdiArmağansın kütüphane.

Sende, Yüce KitabımızGüzelleşir hitabımızHem anamız hem babamızEbeveynsin kütüphane.

İnsan,bitki,tüm mahlukatRaflarında, hepsi rahatHaklarında tüm izahatSende gizli kütüphane.

Geçmişimin izi sendeGeleceğin gizi sendeSensiz beyin, eksik bendeHafızamsın kütüphane.

Mehmet Rızaoğlu



Liyâkat

Öfkeden,gözyaşı çıkmaz,bilirimKupkuru gözlerim,bu yüzden benim.Sabrın rengini,beyaz bilirimBembeyaz takımım,bu yüzden benim.

Mevki,makam,çıkar,organize işlerTek başıma kalışım,bu yüzden benim.Riyâ ibâdet,sahte gülüşlerSomurtup gezişim,bu yüzden benim.

Tezgâhı kurmuşlar, herkes işindeHep,işsiz kalışım,bu yüzden benim.Zerre menfaat için,vicdan,izindeİzinden,nefretim,bu yüzden benim.

Tilkiler,kral olmuş,arslan yurdundaArslana,sitemim bu yüzden benim.Ne Hâk,ne adâlet,ne hesap umrundaÂhiret'e özlemim,bu yüzden benim.

Mehmet Rızaoğlu



Maaşallah

Günler var ki şiir için oturup,hecesiz kalkıyorum.Beş dakikada altı şiir yazan var,hayretle bakıyorum!

Mehmet Rızaoğlu



Mağrur

Beyin satıyorum,beyin!Beynim büyük diyenler,özellikle siz yiyin!

Mehmet Rızaoğlu



Mahşer

Kristal elmaslar dökülür o günSökülür topraklar, insandır sürgün! ..

Mehmet Rızaoğlu



Maksat

Maksadın Cennet ise,bu bir çıkar demektirCehenneme gerek yok,Cennet yakar demektir.

Mehmet Rızaoğlu



Maraz

Karanın karısıGece yarısıKardelen topluyor el yordamıylaBir hayal mıhlar her adımındaBuluttan kalmış tül endamıylaUçarı yüreği var çelikten kafesindeDamarlar çatlarken içerisindeMeltemler dağıtır evrene her nefesindeMaziye zincirli yivli saçlarıNice taşlar titrettiNice taçlarıBilmez mi griler beyhude değilBeyazlar karasız asla renk değilKırmızılar sessizce alırken yolYeşiller kabarmış, pembeler çökmüşAyaklar teneke, tahtadan kolMermerde alnının kırışıklığıBe’is oldu yüreğine topraklarYalnız taşlarla kaldı barışıklığıYaklaştı vuslatı belli ki birdenAsırlardır yatan beyinFırlayıverdi hemen yerindenUslanmaz yaşatır her demBu macerayıYalancı yüreğim pâk tutarHep âti’deki mâverâyı

Mehmet Rızaoğlu



Muhal

Uzanmışım,musallaya boylu boyunca,Midem dolanıyor,kafatasımı yutunca!

Mehmet Rızaoğlu



Mücadele

Ruhumla nefsim, paylaşamaz zehir ve leşiRuhuma uysa nefsim, bulunmaz hiç bir eşi

Mehmet Rızaoğlu



Nâdîde Yürekler

Nhenüz oluşmamış yüreğimihenüz hissedemediğimden beriseviyorum seni…………………………anneve senigörmenin anlamı yüklenmemişgözlerimle gördüm ilk kezsıfırla başlamadı ki / bağlılığımız birbirimizedokuza kadar sürsün / sonra özgürsünÂlem-i Ervâh’tan başlar bizim bağımızben yokken de sevdim senisen yokken de………………………….annehangi bağ dayanmış kifırtınalara, sonsuz ve uykusuz gecelerekopmadan ya da ayrılmadan………………………….annesenin ve benim bağımdan ayrıhangi beşere verilmiştir bu kadarsonsuz ve çıkarsız ahenk………...dünyaları saracak kadarsenin ve benim şarkımdan gayrısarsana şarkımıza…………………sarsana………………………… anne

Âyürümeye başladığını hatırlıyorum………………………….annetitrek ve korkak………………korkmaben tutarım kanatlı hâllerimle,önünde bir bulutum, atlastan ellerimlebak yerde bir ipek parçası,aman dikkat! ..Düşersin anne! ..sonra ilk oyuncağını hatırlıyorum / küçük bir lastik topberaber oynuyoruz hadi hoop hop! ..uyuyamadın yine / ya ateşin varya da sevgi imtihanı başlıyor yineyine mi oturacağız sabahlara kadarolsun otururuzyeter ki sen mutlu ol………………………… annehissediyorsundeğil mi; mutlulukmuş, anneleri büyüten gıdayemezsen büyüyemezsinhep sen ye……………hep sen………………………….anne



Dtüm sonbaharları yeşille süsledimtüm kargaları beyazla……………………..maviyledalların hep yeşilizlerin mutluluk ve barış……………………..olsun istedim………………………….anneçok mu heyecanlısınokula başlıyorsun ………………………….annemerak etme ayrılmayacağız,bak başkaları da başlıyorve de hep başlamışlar / vakt-i zamanında……………………zalimin annesi de……………...Peygamber annesi de,seni ben götüreceğim sınıfına / ömr-ü tamamındahiç solmasın isterdim o anah! ..zaman / tayy-i zamanönlüğünü mavi seçtim / nazar değmesin……………………..amanömrün uzun, iz’anın açık olsun diyecebine dikiverdimıslak buğday tanesi ………………hânümandan hediye

Îhayırdır anne / ne bu hazırlıksaçlar kısalmış / heybede azıkaskere mi gidiyorsun………………………dur………………………….annebu benim işim değil miydiben gidecektim hani…………………...tek başımadiğer annelerin, tek başlarıylabir başkasın bu gün………………………….anneAlbatros gibisin bu seferbaşın dik, alnın açık / gözlerinde, masmavi kristallertarih yazacak bir neferdönersek de görüşürüz dönemesek de ………………. ya birlikte döneceğizya da dönemeyeceğiz birlikte...seninle, bir yetim sabinin / yeni pantolonuyla duyduğu gibigurur duyuyorum……………………………anneya da bir tavus kuşunun kuyruğuyla duyduğu gibi…biliyorum / benim her şeyim sensenin her şeyin, sendeki ben



birlikte olmanın kaçınılmazlığıdır………………… biziyakın tutan birbirimize

Dbeyaz lâleler topladım nefes nefes……………………………..şevk-i imâleningül rüzgârlarıyla gönderiyorumak saçların uzansın da Vedâ tepelerinebir tek kokusu kaçmasın / o meltemsi lâleninöyle bir ulviyyât vermiş ki sana Yaradanevlâdın için bunca şey yaptın…………………………….sence sıradanne yapsam da ödesem o mübarek hakkını…………………………..anneZümrüdü Anka’nın ulaşılmazlığını mı………………………………..getirsem…………....Kaf dağının haritasını mıyoksa sırtımda gezegenleri mi dolaştırsam kurbağa gibi sıçrayarakyahut kucağında uyusam / alnında ki çizgileri……………………………………….sayarakistemez yüreciğin bilirim hiç…..sadece sonuncusu hariç

Egölgesinde saklayan / yün bir çınar olursunuzatırsın göklerden kollarınıhelâllik dolu bir Tûba gibi durursunsabînin rüyasıdır bu yolculuk,………………………sevginin ocağındaen derûnî ve en kalbî / bir serçenin yüreğinin sahibi……………………….bir ana kucağındamavi boncukta saklı okyanus gibiayaklarının altına gizlenmiş kurtuluşumama kurtulmak için ayaklarının altında değilimayaklarının altında rahat ettiğim için kurtuluyorum…………………………..anneSevgi lokmasıyla yedirdinTanrının bütün günlerini………………….birer birer…………………………..annedoğadadır, doğadır tapınakbulutta gizlenmiş hayatsüzülür çatlaklardan yüreğeve aç merak, solgun merak……………..iştiyâkla emer, emer …...sanki bir küçük yaprak nasıl başlar hangi katre’de kamer hayat neresi



………sonu hangi zerre’ye semeryırtık bir toprak, taralı uzun bir sümbül………………...duaya kalkmış servilermahşere kadar başucunda……………………….yavrularını bekler! ..

Mehmet Rızaoğlu



Nankör

Bir kış gecesi ki karlar yanıyorNankör ki mahlukat kaza sanıyor! ..

Mehmet Rızaoğlu



Nefs

Nasıl etsem de tahttan atsam nefsimi;Yoksa,sır bu mu; kalple duysam sesimi.

Mehmet Rızaoğlu



Niçin

Yazdığım şiirler,uykudan önce ölenler,içinYürekten okumazsanız,boş verin,geçin! ..

Mehmet Rızaoğlu



Nizâm-ı Hikmet

Beyin, kalbin emrindeKalp ki beyine muhtaçRuh, bedenin evindeBeden, neye ihtiyaç! ..

Mehmet Rızaoğlu



O gün

Omuzlar üstünde,yürüdüğüm gün,Teneşirim taht olsa,mezarımsa,yün!

Mehmet Rızaoğlu



Ormanları Seviyorum

Hayat onda, yaşam ondaSevinçlerim, tasam ondaYaşlanırsam, asam ondaOrmanları seviyorum

Evim, barkım, yakacağımGölgesinde yatacağımNefesimde tutacağımOrmanları seviyorum

Yatağımdır, döşeğimdirDoğduğumda beşiğimdirKapımdaki eşiğimdirOrmanları seviyorum

Dünyamızın ciğeridirSevmek, iman gereğidirGök kubbenin direğidirOrmanları seviyorum

Kalem oldu, defter olduCahilliğe neşter olduYakmasınlar yeter olduOrmanları seviyorum

Mehmet Rızaoğlu



Öğrence

Bir öğrenci________uçtubugünkü_________öğrenmelerdenuçmamak suçtususuz değirmenlerdenserçe yüreğiyle / sınavlarındemir pençeleri arasındanyüreğiyle çekti kırmızısını__________esrik lavlarınhiç’e saydı zamanısünmüş, pörsümüş____sınav yazmanıkörpecik nefsininkadifeyle bezenmiş ömrüüstüne hayalleri______ve elleri________hepsininçiçekler tramplen / bulutlardan yolbir kurşun kalem / bir cılız kolkaderini devşirdi kucak kucakumutlarla doldurdu muhayyilinikapısını, şehrini ve dünyanın________________her yerinive öğreticiler sardı dört bir yanını / hayattan hâlelerlekaranlıklar tepelendi / gelecekler kotarıldı_________________________bembeyaz hilelerlevâadler doldurdu heybesine özgürlüğün kölesimert ve cesurne bu belde de bulunurne de O Belde’de böylesi…

Mehmet Rızaoğlu



Öğretmenim

Çocuklar bilgisiz duy öğretmenimDuyarsan güneşim olursun o günIşığınla büyür üşüyen sürgünSımsıcak tutansın yün öğretmenim

Her gece rüyamda seni görürümBir an kaybolursun yalnız yürürümDönmezsen kalbimde yaslar bürürümHer zaman benimle kal öğretmenim

Amacın gayretin hep benim içinMinik yüreğimde büyük yer seçinYanlışım olursa ne olur geçinDoğruyu beynime yaz öğretmenim

Oynarken düşüp de dizim kanarsaSobayla oynarken elim yanarsaBir gün yüreğime yaşlar damlarsaYine de üzülme gül öğretmenim

Sorular sorulur, yine sorulurYerinde kim olsa hemen yorulurBilgiye aç iken nasıl durulurYine sorum geldi bil öğretmenim

Öğrenmenin yaşı olmaz diyorlarÖğretmen başlarsa durmaz diyorlarÖğretmensiz çiçek açmaz diyorlarUmudum, yağmurum, bağ öğretmenim

Âdem’le başladı senin görevinAsırlar boyunca bitmez ödevinBekledim yolunu bu güne değinGözlerim yollarda gel öğretmenim

Rüzgârlar eserse siper olursunCehl ile savaşta nefer olursunTüm söylediklerim beriye dursunKılıcım, kalkanım, dağ öğretmenim

Atatürk’ü seçtin senin başınaBakmazdın bilirim o genç yaşınaNice canlar verdin yurdun taşınaRehberim, örneğim yol öğretmenim

(24 Kasım Öğretmenler Günü ve Şehitlerimiz Anısına)

Mehmet Rızaoğlu



Ölümü Gördüm

Dün gece rüyamda, ölümü gördümMezarı, Tevhid'den duvarla ördümAğladım, şükürle dua ederekO soğuk toprağa, özümü sürdüm

Mehmet Rızaoğlu



Özgür

Geceler, uykusuz, sessiz ve huzursuzGündüzler,dünyasal, nefsî ve onursuz!

Mehmet Rızaoğlu



Papatya Yürekler

demir kanatlımordan yüreklertüyden duygularda öyle ürkeklerbir sonbahar çırpınır kuru gülyaprağında kaç bulut can bulurölünün toprağındatitriyor bir yetim sabiheyecanlı ve kızgınyetmişinde elma şekeri alınmış -------- asabi ve azgınaklın ahtapot labirentleri -------okşaro meltemsi yanakları sonra gözleri----dudaklarızakkumlarla kapandı baharların yolu köreltip küt yapın elleri yine debir kış kalbi papatya dolu

Mehmet Rızaoğlu



Rüşd

Yazılar benim, ama yazdıran var âlemi;Kol ve el, benim ama, tutturan var kalemi! ..

Mehmet Rızaoğlu



Rüya

Yıldızların çölündesuyum sensiney rüya!Kapağın nedenkapalı sevdiklerimevuslatım sendeolacaktı güyâ!Ama yine deseni seviyorumhantal ve yorgun bedenimisayendedevr-i âlem ediyorum.Anladım senbir ignes fatuise!Ve ben bunu biliyorumEn büyük hatam iseufak bir göz etsenkoşturup geliyorum.aslında ben bu haline aşığımbeklememi bekleyeno sinsi gülüşüne alışığımsensizken dövdüler mikan çıkaran nedenimsingündüz de bırakmabu vefalı eşiölümsüz bedenimsin! ..

Mehmet Rızaoğlu



Sen Bil

Öğlenin sıcağındaGüneşin kucağındaDervişler ocağındaGirmez misin sen yola?

Zemheri ortasındaYetimin sofrasındaGünahın potasındaVermez misin sen mola?

Vermenin bolluğundaŞeytanın yokluğundaDostların çokluğundaGirmez misin sen kola?

Kapıları dolaştınGördüğüne bulaştınÖlümüne yaklaştınSenin sonun hayr'ola!

Mehmet Rızaoğlu



Seni Sevmeyi Seviyorum

Seni, benim ve senin için seviyorumSevmeyi, sevdirdiğin için seviyorum

Mehmet Rızaoğlu



Senin İçin

Senin için yaratıldı âlemlerin âlemi,Senin için tüketsem; Okyanusla mürekkep,Ormanlarla kalemi!

Mehmet Rızaoğlu



Sonsuz ve Zerre

Zerrenin zerresiyim, bakınca kâinata;Sonsuz, zerre emrinde, meftûnum bu san'ata! ..

Mehmet Rızaoğlu



Sual

Yüreğin yanar mı; kendisi için?Yakanı kimdir; kendisi kim?

Doğruyu verir mi; bir nokta için?Noktası nedir; doğrusu kim?

Âlemler harcadı,sevgisi için,Aşık'ı kimdir; Mâşuk'u kim?

Mehmet Rızaoğlu



Şâhika

Ikaktüsler yer etmişsağ tarafındadikenler yaşıyor, Gül’ün solundaII

bir yığın kitaportada ben, raflar yerlerdearıyorum, neyi, Göl’ün sonundaIII

muhaldir sankiaradıklarımbir sabır kaldı şimdi ellerdeo da tükenmeden geley sabırsızlık, Gün’ün sonunda

Mehmet Rızaoğlu



Şair

Şairlik,işim değil,büyük şiir beklemeyin,Sadece bir meçhulum,O ünvanı eklemeyin.

Mehmet Rızaoğlu



Tanıdık

Nedense,tanıdıkların hiç takdir etmezAğzınla kuş tutsan,yine de yetmez!

Mehmet Rızaoğlu



Uyku

Bütün ömrüm uykuda geçti,gecelerim uykusuz,Nasip olur mu derin bir uyku,sonsuz ve korkusuz.

Mehmet Rızaoğlu



Ütopik

Seni sevmek,sen yokken,senden uzakken,Ah! ..Ne ızdırap! ..Seni sevmek,ama sen varkenyakınımdayken,ve benden kaçarken,dokunamazken,Ah! ..Mezarsız ölüm! ..Sen! ..Ebem kuşağıyaklaştıkça sonsuzlaşanve dolu dizginhırçın bir rüzgâr,sen! ..Kuru bir yaprakgibi savrulan,çöl kumugibi kavrulan,ben! .. (Bayburt-2003)

Mehmet Rızaoğlu



Varsın ki Varız

Var'lığından Var, varların Var'ısınVar'lığınla varız, Var'a varansın! ..

Mehmet Rızaoğlu



Ve Ölüm! .. Şimdi 2.Bölüm

Ölüm, ömrümün gizli törpüsüÂlemi berzah’ın açık köprüsü!

Ölüm, can dostum, ayrılamayızTam iki parçayız, bir olamayız!

Ölüm, sırrımı o dur saklayanHer türlü kokmuşu o dur paklayan!

Ölüm, nâzenin durur gözlerdeSapsarı rengi var uçuk yüzlerde!

Ölüm, tahtadan arabalarıAltı metre Şile'den urbaları!

Ölüm, büyük şans kimler bilecekPeygamber’e gelen, elbet gelecek!

Mehmet Rızaoğlu



Ya Rabb

Bu büyük görevi, yükledin, Ya Rabb! ..Etmezsen merhamet, halimiz harap! ..

Mehmet Rızaoğlu



Yangın

Ruhum, için için yanar derindeNefsim altın tahtta, keyfi yerinde

Mehmet Rızaoğlu



Yavaş

Beynimde,güneşler girince Ay'aRuhum ışık hızında,nefsimse yaya.

Mehmet Rızaoğlu



Yeter Ulan

Şiirsiz yaşamak mı zor;düşünmek mi seni şiirsiz;İkisi de tarifsizistediğine sor! ..Şiir mi bağladı,beni sana;Sen mi şiir yazdırıyorsun bana?Yetmez işkencen,sakın durmahenüz şair olamadımTek muhtacım,acına! ..Yeter ulan! ..Karagözlüm,çok içinde azımsın.Sen,bana şiir için,iki dakka lazımsın.

Mehmet Rızaoğlu



Yıldırım

Bana haini bulun,Yıldırım'ım elindeŞimşekler,kurtarın Yıldırım'ı,kirlenmesin elinde! ..

Mehmet Rızaoğlu


mehmet rızaoğlu -...

Documents