mesleki eğitim - pakpen.com.trpakpen.com.tr/dergi/pakpendergi24/pakpendergi24.pdf ·...

29
Nisan/Mayıs/Haziran 2013 - Sayı 24 Mesleki eğitim Ekonomi yazarı Vahap Munyar, Türkiye ekonomisini ve inşaat sektörünü değerlendirdi Pakpen, İstanbul Pencere 2013 Fuarı’nda standıyla fark yarattı Prof. Dr. Gürsel Öngören kentsel dönüşümün hukuki boyutlarını Pakpen Haber’e anlattı Sanayide ara eleman sıkıntısının çözümü olan mesleki eğitimi mercek altına aldık

Upload: others

Post on 29-May-2020

10 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Mesleki eğitim - pakpen.com.trpakpen.com.tr/dergi/PakpenDergi24/PakpenDergi24.pdf · Nisan/Mayıs/Haziran 2013 - Sayı 24 Mesleki eğitim Ekonomi yazarı Vahap Munyar, Türkiye

Nisan/Mayıs/Haziran 2013 - Sayı 24

Mesleki eğitim

Ekonomi yazarı Vahap Munyar, Türkiyeekonomisini ve inşaat sektörünü değerlendirdi

Pakpen, İstanbul Pencere 2013Fuarı’nda standıyla fark yarattı

Prof. Dr. Gürsel Öngörenkentsel dönüşümün hukuki boyutlarınıPakpen Haber’e anlattı

Sanayide ara eleman sıkıntısının çözümü olan mesleki eğitimi mercek altına aldık

Page 2: Mesleki eğitim - pakpen.com.trpakpen.com.tr/dergi/PakpenDergi24/PakpenDergi24.pdf · Nisan/Mayıs/Haziran 2013 - Sayı 24 Mesleki eğitim Ekonomi yazarı Vahap Munyar, Türkiye

06 24

26

14

40 44 45

PAKPEN HABER dergisi Pakpen A.Ş. kurum yayınıdır.

Üç ayda bir yayımlanır.Para ile satılamaz.

Yaygın, Kurumsal, Türkçe

PAKPEN A.Ş. Adına SahibiMehmet Tuza

Genel Yayın YönetmeniHale Kuyucu

Yayın KuruluFunda Ergülen,

Serpil Çakar, Tarık Girgin

EditörKadriye Yüzereroğlu

Yönetim YeriPAKPEN Reklam & Halkla İlişkiler Departmanı

Adres-İletişimSahrayı Cedit Mahallesi, Halk Sokak,

No: 40-44 81080 Kadıköy - İSTANBULTel: +90 216 467 36 22Fax: +90 216 467 40 52

e-posta: [email protected]

YAPIMCommunication Partner

İletişim Danışmanlığı Ltd. Şti.

GÖRSEL TASARIMVMD & More

Reklam Tasarım Prodüksiyon veBilişim San. ve Tic. Ltd. Şti.

Kreatif DirektörElif Kılınç

BaskıElma Bilgisayar Basım ve AmbalajHalkalı Caddesi No: 164 B-4 Blok

Sefaköy - Küçükçekmece

Reklam [email protected]

PAKPEN HABER 2013

Bu dergide yayımlanan ilan, röportaj ve köşe

yazılarındaki fikir ve görüşlerin sorumluluğu

yazarlarına veya görüşü bildirene aittir.

Yazı, röportaj ve fotoğraflar kaynak gösterilse dahi

izin alınmadan kullanılamaz.

İçindekiler

Kurumsal..................................................................Sektörel....................................................................Dosya........................................................................Portreler...................................................................Departmanlarımız...................................................Ürünlerimiz..............................................................Ar-Ge........................................................................Yalıtım.....................................................................Bayilerimiz...............................................................Tedarikçilerimiz.......................................................Proje.........................................................................Emlak........................................................................Finans.........................................................................Pazarlama.................................................................Hukuk.......................................................................Hayata Dair...............................................................İnsan Kaynakları.......................................................İçimizden Biri ...........................................................Kültür-Sanat.............................................................Fuar Günlüğü...........................................................Basında Biz...............................................................

061314242628303233384044454648495051525354

Mesleki eğitim

neden ve nasıl?

Page 3: Mesleki eğitim - pakpen.com.trpakpen.com.tr/dergi/PakpenDergi24/PakpenDergi24.pdf · Nisan/Mayıs/Haziran 2013 - Sayı 24 Mesleki eğitim Ekonomi yazarı Vahap Munyar, Türkiye

merhaba

HABER 05

Hale Kuyucu

Değerli okuyucularımız,

Yılın ilk çeyreğini geride bıraktık bile. Günler hızla gelip geçerken ardımızda bıraktığımız üç ay, sizlerle paylaşmayı beklediğimiz haberlerle bir o kadar yoğun ve dolu dolu geçti. 11 yılda 27 kat büyüyen, 2012’yi yüzde 20 büyüme ve 420 milyon TL ciro ile kapatan, önümüzdeki beş yıl boyunca istikrarlı ve kârlı bir şekilde inşaat ve plastik sektörünün üzerinde bir büyüme hedefleyen şirketimizin 2012 yılı değerlendirmesi ve gelecek hedeflerinin paylaşımıyla başladığımız yeni yılda, sektörümüzle ilgili gelişmeler, etkinlikler, buluşmalar birbirini izledi.

Bu yıl 14’üncüsü düzenlenen İstanbul Pencere 2013 Fuarı, şüphesiz bu buluşmaların en önemlilerindendi. Sektör temsilcilerini ve çok sayıda ziyaretçiyi bir araya getiren fuarda, Pakpen A.Ş. olarak Pakpen ve PakDoor markalı ürünlerimizle yerimizi aldık ve yine standımızla fark yarattık. Ürünlerimizi ve yeniliklerimizi ilgililerle buluşturmanın mutluluğunu yaşadığımız fuar haberimiz, dergimizin “Kurumsal” haberler sayfalarında.

Kentsel dönüşüm sürecinde etkin bir oyuncu olmayı hedefleyen şirketimiz, yine sektörümüzü yakından ilgilendiren bir buluşmada daha yerini aldı ve Ankara’da düzenlenen “Her Yönüyle Kentsel Dönüşüm Zirvesi”nin sponsoru oldu. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile sektördeki derneklerin desteğiyle düzenlenen zirveye ilişkin haberimizle, Gayrimenkul Zirvesi sponsorluğumuz, “Kalite ve Teknik Altyapı Geliştirme Hareketi” kapsamında İZODER’den aldığımız Kalite Onay Sertifikası (İKOS), geçtiğimiz yıl başarılı çalışmalarıyla şirketimizin hedeflerine ulaşmasında rol sahibi olan bayilerimizin ödülü olan seyahat kampanyası ve yalıtımda yeni hat yatırımı haberlerimiz de “Kurumsal” sayfalarımızın önemli haberleri arasında yerini aldı.

Sektörümüz için önemini koruyan ve gün geçtikçe daha da önemli hale gelen “Mesleki eğitim” ise bu sayımızın “Dosya” konusu. Gerek sektör çalışanlarını ilgilendiren gerekse nitelikli ara eleman sıkıntısı yaşayan sanayiciler için önem taşıyan mesleki eğitim, yeni nesillerin istihdamında da büyük rol oynuyor. Çok yönlü ele almaya çalıştığımız mesleki eğitim konusunda, uzmanlardan, sanayicilerden ve eğitimcilerden aldığımız görüşler doğrultusunda bir kapı aralamaya çalıştık, zira bu konu bir sayıya sığacak gibi değil...

Alışık olduğunuz gibi sektörden, şirketimizden, iş ortaklarımızdan ve ürünlerimizden haberlerle uzman görüşlerinden oluşan sayfalarımızı yine ilgi ve beğeniyle okuyacağınızı umuyor, bir sonraki sayıda görüşmeyi diliyoruz.

Saygılarımla,

Page 4: Mesleki eğitim - pakpen.com.trpakpen.com.tr/dergi/PakpenDergi24/PakpenDergi24.pdf · Nisan/Mayıs/Haziran 2013 - Sayı 24 Mesleki eğitim Ekonomi yazarı Vahap Munyar, Türkiye

kurumsal kurumsal

HABER6 HABER 7

İbrahim Tuza, fuarda sergiledikleri PVC Kapı-Pencere-Panjur ve Kepenk Sistemlerinin 22 yıldır dünyanın dört bir yanında ve Türkiye’nin bütün şehirlerinde tercih edildiğini belirtti. Bugüne kadar sektörde birçok ilke imza attıklarının altını çizen Tuza, boyanabilir kapının da bunlardan biri olacağını, artık herkesin kendi zevkine göre kapısının rengini, desenini seçebileceğini vurguladı.

Her zevke uygun modeller PVC Kapı-Pencere-Panjur ve Kepenk Sistemleri sektöründe Optimal, Rival, Global, Oval, Sürme, Royal ve İdeal serileri bulunan Pakpen’in her binaya, her mevsime uygun pencere seçenekleri bulunuyor. Gürültüyü, soğuğu ve sıcağı dışarıda tutup yüzde 40’a varan tasarruf sağlayan Pakpen pencerelerinin renkleri yıllarca solmuyor ve kolay temizlenebiliyor. AB normlarında CE belgeli olarak üretilen Pakpen ürünleri, 22 yıldır dünyanın dört bir yanında ve Türkiye’nin bütün şehirlerinde kullanıcılarla buluşuyor.

Dünya standartlarına uygun üretim tesisleri, girişimci ve yenilikçi yapısıyla 1970’lerden bu yana yapı sektöründe birçok ilke imza atan Pakpen A.Ş., bu yıl 14’üncüsü gerçekleştirilen İstanbul Pencere 2013 Fuarı’nda yerini aldı. 13-16 Mart tarihleri arasında Beylikdüzü TÜYAP Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilen İstanbul Pencere 2013 Fuarı’nda Pakpen, pencere modelleri, kepenk ve panjur sistemleri, PakDoor dekoratif dış kapı ve kompozit kapı sistemleriyle PakBoard EPS ve XPS ısı yalıtım levhalarını tanıttı. Avrupa’nın bu sektördeki en büyük fuarlarından birinin İstanbul Pencere Fuarı olduğuna dikkat çeken Pakpen A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Tuza, Pakpen A.Ş. olarak İstanbul Pencere Fuarı’na 14 yıldır katıldıklarını, bugüne kadar fuarı Azerbaycan, Bosna Hersek, Bulgaristan, Ermenistan, Gürcistan, İran, İspanya, Kosova, Makedonya, Mısır, Romanya, Rusya, Sırbistan, Suriye, Ukrayna ve Yunanistan’dan olmak üzere birçok ziyaretçinin takip ettiğini söyledi. 2012 yılında fuara 28 ülkeden 591 firma temsilciliğinin katıldığını kaydeden Tuza, “Yabancı katılımcıların fuara olan ilgisi bizi memnun ediyor. Hükümetin son dönemdeki vize konusundaki açılımı, gelişmekte olan ülkelerin bu fuarı ziyaret etmelerini sağlıyor. Özellikle hedef pazarlarımızın katılımıyla ürünlerimizin çeşitliliğini ve kalitesini bire bir tanıtma fırsatı yakalıyoruz” dedi.

Sektörde bir ilk: Boyanabilir kapı18 farklı dış ve 11 farklı iç mekân kapı modeliyle sektördeki farkını ortaya koyan PakDoor, üretime geçirmeyi planladığı boyanabilir kapı modelini, İstanbul Pencere Fuarı 2013’te ziyaretçilere tanıttı. Halihazırda ahşap görünümlü, folyo kaplamalı olarak üretim yapan PakDoor’un pazara sunduğu yeni boyanabilir, folyo kaplamasız, homojen kapı ve pervaz sisitemleri, sektör profesyonelleri ve son kullanıcılardan büyük ilgi gördü.

“Gördüğümüz ilgiden çok memnunuz”

Pakpen A.Ş. yöneticileri, fuarla ilgili görüşlerini Pakpen Haber aracılığıyla paylaştı.

Pakpen A.Ş. Konya Bölge Müdürü Hüseyin Çavuşoğlu:“Son yıllarda gördüğüm en şık, güzel, en geniş kapsamlı stant olmuş, çok beğendim. Bu yıl standımız biraz PakDoor ağırlıklı ama Pakpen ürünlerimiz de ilgi görüyor. Kapı satışlarına epey ağırlık verdik. Bölgemizde de bayilerimiz var. Hem distribütör bayilerimiz hem de yurtdışına açılacak bayilerimizle hedeflerimizi ikiye katlamayı amaçlıyoruz. Olmadığımız bölgelerden bayi adayları var, distribütör bayi adaylarıyla görüşmeler yapıyoruz. Hem kapı hem de pencere için bayi adayları geliyor. Amaç hizmet sunmak, yeni arkadaşları aramıza katmak.”

Pakpen A.Ş. Ankara Bölge Müdürü Erdoğan Uysal:“Katılım da ilgi de çok iyi. Standımız çok güzel dizayn edilmiş. Kapılarımızla bu yıl fark yarattık. Özellikle PakDoor’un gördüğü ilgi memnuniyet verici. Kapıyla ilgili çok fazla bayilik talebi alıyoruz. Pakpen tarafında da özellikle taşradan çok güzel talepler var. Markanın bilinirliğinin arttığı görülüyor. Yaptığımız çalışmaların karşılığını alıyoruz. Önceleri biz arayıştaydık şimdi biz aranıyoruz, bu çok güzel.”

Pakpen A.Ş. İstanbul Bölge Müdürü Suat Karcı:“Fuar çok güzel. Bayilerimizin ilgisi çok iyi.Anadolu’dan gelen bayilerimiz ağırlıkta. Profilin

dışındaki ürünlerimizle, kapyla ilgili çok güzel diyaloglarımız oldu. İstanbul dışından gelip standımızı ziyaret edenler, özellikle kapılarımızla çok ilgilendiler. Rakip firmaların da yoğun bir ilgisi var. Fuarın amacına ulaştığını, bize fayda sağlayacağını ve önümüzdeki dönemde meyvelerini toplayacağımızı düşünüyorum.”

Pakpen A.Ş. Antalya Bölge Müdürü Erkin Önal:“Geçtiğimiz yıla göre ilgi daha yoğun ve daha aktif bir fuar. Bayilerimizle birlikte fuardayız. Yeni bayilik görüşmeleri yapıyoruz. Fuardan sonra talepleri değerlendireceğiz.”

Pakpen A.Ş. İzmir Bölge Müdürü Cenk Eroğlu:“Standımız çok iyi, geçtiğimiz yıllara göre daha başarılı. Konuklarımızı aynı ortamda bir arada ağırlayabiliyoruz. Bu yıl kapılara özel bir önem gösterdik. Kapılara çok ciddi bir ilgi ve talep var.”

PakDoor Kompozit Kapılar Satış Müdürü Ali Özgör:“Özellikle PakDoor kapılarda yeni ürünlerimizi, yeni kaplama sistemlerimizi, boyanabilir ham kasa, pervaz ve kanat profillerimizi tanıtıyoruz. Herkes kapıyla çok ilgileniyor. Günümüzde projelerde hem izolasyon hem de teknik özellikleriyle kapılar öne çıkıyor. İmalat süreci çok kısa olduğu için taleplere kısa sürede cevap verebiliyoruz. Talep her geçen gün artıyor. Biz de bu durumdan çok memnunuz... Boyanabilir kapılar ziyaretçilerimizden büyük ilgi görüyor. Bu yenilik pazarda bir boşluğu doldurmuş olacak, iyi bir talep göreceğine inanıyoruz.”

Pakpen, İstanbul Pencere 2013Fuarı’nda standıyla fark yarattı

Pakpen A.Ş., bu yıl 14’üncüsü yapılan İstanbul Pencere 2013 Fuarı’nda Pakpen ve PakDoor markalı ürünlerini sergiledi. Standıyla fark yaratan Pakpen A.Ş., ürünleriyle ilgi odağı oldu

Page 5: Mesleki eğitim - pakpen.com.trpakpen.com.tr/dergi/PakpenDergi24/PakpenDergi24.pdf · Nisan/Mayıs/Haziran 2013 - Sayı 24 Mesleki eğitim Ekonomi yazarı Vahap Munyar, Türkiye

kurumsal kurumsal

HABER8 HABER 9

İZODER tarafından haksız rekabeti önlemek, yalıtım sektörünün büyüme ve gelişmesinin sağlıklı ve sürdürülebilir koşullar içinde devamını sağlamak amacıyla başlatılan “Kalite ve Teknik Altyapı Geliştirme Hareketi”ne katılan 21 firma

içerisinde, incelemeleri tamamlanarak belgelendirmeye hak kazanan ilk dokuz firmanın İZODER Kalite Onay Sertifikaları (İKOS) törenle verildi. Pakpen Plastik Boru ve Yapı Ele. San. Tic. A.Ş. de İKOS Sertifikası alan şirketler arasında yer aldı. 19 Şubat’ta İZODER 11. Olağan Genel Kurulu öncesinde düzenlenen törende İZODER Kalite Onay Sertifikası (İKOS) almaya hak kazanan Arma Uluslararası Tic. Paz. A.Ş., Atermit Endüstri ve Ticaret A.Ş., Basaş Ambalaj ve Yalıtım. San. A.Ş., DOW Türkiye Kimya San. ve Tic. Ltd. Şti., DYO Boya Fabrikası San. ve Tic. A.Ş., İzocam Ticaret ve Sanayi A.Ş., Kalekim Kimyevi Mad. San. ve Tic. A.Ş., Pakpen Plastik Boru ve Yapı Ele. San. Tic. A.Ş. ve Polisan Boya San. ve Tic. A.Ş. firmalarının sertifikaları, İZODER Başkanlar Kurulu Başkanı Sedat Arıman ve Yönetim Kurulu Başkanı Ferdi Erdoğan tarafından takdim edildi. Pakpen adına sertifikayı Reklam ve Halkla İlişkiler Müdürü Hale Kuyucu aldı.

Kurulduğu günden beri Ar-Ge çalışmalarına, inovasyona, pazara yeni ve gelişmiş ürünler sunmaya önem veren Pakpen A.Ş., Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından başlatılan kentsel dönüşüm sürecinde bu iddiasını sürdürmeye kararlı. 13 Şubat’ta Ankara İller Bankası Sosyal Tesisleri Konferans Salonu’nda düzenlenen “Her Yönüyle Kentsel Dönüşüm Zirvesi”ne sponsor olan Pakpen A.Ş., zirveye verdiği destekle aktif şekilde kentsel dönüşüm sürecinin içinde olacağını gösterdi ve sektörü tamamen dönüştürmesi, standartları yükseltmesi beklenen ülke çapındaki bu büyük atılımda önemli bir rol üstleneceğinin sinyallerini verdi.

Kentsel dönüşüm 20 yılda tamamlanacak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu (İMKON) ve ULI, İNDER, İMSAD gibi sektörel derneklerin desteğiyle düzenlenen, kentsel dönüşüm süreciyle ilgili tüm sektörlerin temsilcilerinin katıldığı zirvede, kentsel dönüşüm süreci tüm boyutlarıyla ele alındı. Zirveye katılan Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, kentsel dönüşüm sürecinin milli bir mesele olduğunun altını çizdi.

Mehmet Tuza: “Yalıtımsız bina enerji savuruyor”Pakpen A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Tuza, kentsel dönüşüm sürecinde modern kentsel yaşam imkânı sunan sağlam-kaliteli-tam yalıtımlı binaların önemine dikkat çekti... Pakpen’in, binaları geleceğe taşıyan tasarımlarıyla hem enerji tasarrufuna destek verdiğini hem de pencere, kapı, yalıtım malzemeleri ve boru gibi tüm ürün gruplarını aynı çatı altında bir araya getirdiğini belirten Tuza, kentsel dönüşüm sürecinin en etkin oyuncularından biri olmayı hedeflediklerini sözlerine ekledi.

Pakpen 11 yılda 27 kat büyüdü,2012’yi 420 milyon TL ciro ile kapattı

Pakplast kontrol mühendisleri için eğitim semineri düzenledi

Pakpen kentsel dönüşüm sürecindeetkin bir oyuncu olmayı hedefliyor

Türkiye’de bir bina için gerekli birçok yapı malzemesini birlikte üreten tek firma olan Pakpen A.Ş., 420 milyon TL’lik ciro ve yüzde 20 büyümeyle 2012 hedeflerine ulaştı. Yıllık 250 bin ton plastik, 650 bin metreküp yalıtım malzemesi üretimi ve 700’e yakın uzman çalışanıyla sektörde ilk beş büyük üretici arasında yer alan Pakpen; 2013’te yüzde 20’nin üzerinde büyüyerek 500 milyon TL’nin üzerinde ciroya ulaşmayı, İSO 500 sıralamasında ise 226’ncı sıradaki yerini daha yukarılara taşımayı hedefliyor. 40 yılı aşkın bir süredir istikrarlı bir büyüme içinde olduklarını belirten Pakpen A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Tuza, yaptıkları yatırımlarla iç piyasadaki pazar paylarını artırmaya devam edeceklerini söyledi. Asıl büyük büyümeyi dış satışlardan sağlamayı hedeflediklerini ve bunun gayreti içinde olacaklarını kaydeden Tuza, “En son teknolojiyle donatılmış fabrikamızda kalitemizden ödün vermeden üretime devam edeceğiz. Özellikle ihracat artışı ve yaratılacak ek istihdamla ulusal ekonomiye olan katkımızı artırarak sürdüreceğiz. Önümüzdeki yıllarda Ar-Ge çalışmalarımızın sonuçlarının daha belirgin şekilde alınacağı, ürünlerimizin farklılaşarak kalitesiyle daha da üst mertebelerde konumlanacağı, maliyet ve verimliliklerimizin artırılarak daha büyük atılımlar için kârlılığımızın ve rekabet gücümüzün büyütüleceği bir planlama içinde olacağız” dedi.

Yalıtım kapasitesi yüzde 100 artıyorPakpen A.Ş., Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Türkiye’nin 33 ilinde eşzamanlı olarak başlatılan “Kentsel Dönüşüm”

sürecinde başrolde olmaya hazırlanıyor. PakBoard markasının üretim kapasitesini yüzde 100 artırmak için Yalıtım Malzemeleri Üretim yatırımlarına hız veren Pakpen A.Ş., ürün yelpazesiyle de kentsel dönüşüm sürecinin en önemli aktörlerinden biri olmayı hedefliyor. Firmanın 2023 yılı hedeflerinin başında, Türkiye’nin değişik bölgelerinde yalıtım malzemeleri konusunda üretim tesisleri kurmak da bulunuyor.

2023 hedefi: Farklı sektörlerde yatırım yapmakPakpen A.Ş.’nin 2023 hedefleri arasında, Konya’daki tesislerde altyapı boru ürünleri yatırımlarına devam ederek bu alandaki büyümeyi sürdürmek, hammadde ve ürün nakliye maliyetlerini düşürmek ve özellikle yurtdışı projelerde lojistik üstünlük sağlamak maksadıyla deniz imkânlarından faydalanabilecek lokasyonlarda yatırım imkânlarını değerlendirmek; yurtdışında pencere profili konusunda pazar potansiyeli olan ülkelerde yeni yatırım iklim ve potansiyelini yakından izliyor olmak, gerektiğinde yabancı ortaklık ve/veya şirket satın almalar konusunda uzun dönemli stratejiler içinde bulunmak; konut-işyeri gibi inşaat projeleri geliştirmek ve şehir otelleri konseptiyle turizm ve otel işletmeciliğiyle yenilenebilir enerji üretimi konusunda uygun projeler geliştirmek yer alıyor.Grup, böylece faaliyet gösterdiği yapı sektöründe bir yandan bulunduğu konumu geliştirirken diğer yandan farklı alanlarda yatırım yaparak ülke ekonomisine ve istihdama katkı sağlamayı amaçlıyor.

Pakplast, 19-20 Şubat tarihlerinde DSİ 18. Bölge’de 181. Şube (Isparta merkez), 182. Burdur Şube, 183. Afyon Şube’deki kontrol mühendislerine yönelik bir eğitim semineri düzenledi. Toplam 131 kontrol mühendisinin katıldığı seminer, 18. Bölge Müdürü Murat Acu’nun konuşmasıyla başladı. Seminerde Pakplast tarafından borunun sahaya getirilmesinden sonra dikkat edilmesi gereken hususlar hakkında bilgilendirme yapıldı. Pakplast Altyapı Üretim Müdürü Çağrı Korkut,

boruların sahada taşınması, kaynak sırasında dikkat edilmesi gereken hususlar ve yeni teknolojik RC borular hakkında, Pakplast Kalite Şefi Ekrem Demir ise laboratuvar deneyleri sırasında dikkat edilmesi gerekenler konusunda bilgi verdi. Seminerde ayrıca Pakplast Bayii Gökraş İnşaat ile birlikte görsel olarak boru kaynağında dikkat edilmesi gereken hususlar, kaynak yapılarak

aktarıldı. NTG Plastik ve Doğuş Vana da eğitim seminerine katkıda bulundu. Seminerin akabinde DSİ binasında düzenlenen akşam yemeğinde de tüm katılımcılar bir araya geldi.

Türkiye’de “Kentsel Dönüşüm” sürecinin en önemli aktörlerinden biri olmaya hazırlanan Pakpen, “Her Yönüyle Kentsel Dönüşüm Zirvesi”nin sponsoru oldu

Geçtiğimiz yılı 420 milyon TL ciro ile kapatan Pakpen A.Ş., 2013 yılı hedeflerini açıkladı. Pakpen A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Tuza, önümüzdeki beş yıl boyunca istikrarlı ve kârlı bir şekilde inşaat ve plastik sektörünün üzerinde bir büyüme hedeflediklerini söyledi

Pakpen, İKOS Sertifikası alan şirketler arasında yerini aldı

Page 6: Mesleki eğitim - pakpen.com.trpakpen.com.tr/dergi/PakpenDergi24/PakpenDergi24.pdf · Nisan/Mayıs/Haziran 2013 - Sayı 24 Mesleki eğitim Ekonomi yazarı Vahap Munyar, Türkiye

kurumsal kurumsal

HABER10 HABER 11

Pakpen’in Erzincan Bayii Şenocaklar’ın sahibi Zeki Şenocak, beraberinde dört kişilik İller Bankası heyeti ve 27 tesisat ustasıyla birlikte 17-18 Şubat tarihlerinde Konya’daki Pakpen tesislerini ziyaret etti. İki gün boyunca Pakpen tesislerinde konaklayan ziyaretçiler, üretimin yapıldığı fabrika binalarından etkilendiklerini ve geziden memnuniyetle ayrıldıklarını bildirdi.

Pakpen Bayii Şenocaklar ve beraberindeki heyeti fabrikamızda ağırladık

İlkokul öğrencilerinden Pakpen’e “su” ziyareti 22 Mart “Dünya Su Günü” kapsamında, Acarkent Doğa İlkokulu 2. sınıf öğrencilerinden dört öğrenci, bir öğretmen ve bir veli, 1 Mart tarihinde Pakpen A.Ş.’yi ziyaret etti. Çocukların, sosyal sorumluluk bilincini geliştirmek, sunum tekniklerine ve kişisel gelişimlerine katkıda bulunmak amacı taşıyan ziyarette öğrenciler, “su” konulu bir sunum gerçekleştirdi. Ziyaretçiler, Pakpen A.Ş. Reklam ve Halkla İlişkiler Müdürü Hale Kuyucu tarafından karşılandı.

Gayrimenkul ve inşaat sektöründen çok sayıda önemli konuşmacı ve konuğun yer aldığı zirvenin bu yılki ana teması “Gayrimenkul ve İnşaat Sektöründe Kurumsal Gelişim ve Sürdürülebilirliğin Kentsel Dönüşüm ve Projelere Etkileri” oldu. Zirvede ayrıca, 2013 yılında gayrimenkul ve inşaat sektörünü etkileyen ve etkileyebilecek gelişmeler tartışıldı, sektörün sorunlarına çözüm önerileri getirildi.“II. Gayrimenkulde Liderler Zirvesi”nde gayrimenkul ve inşaat sektörünü, ülkemiz ekonomisini son derece yakından ilgilendiren üç ana ve iki özel oturum yapıldı. Birinci ana oturumda, “Gayrimenkulde Kurumsal Gelişim ve Sürdürülebilirlik ” başlığı altında sektörde kurumsal altyapı ve bu altyapıyı sürdürebilmenin önemi tartışıldı. Birinci özel oturumda “Değişen Medya Düzeninde Geleneksel Gazeteciliğin Sürdürülebilirliği” konusu paylaşıldı. İkinci özel oturumda “Yabancıların Taşınmaz Edinimi ve Edinilmiş Taşınmazların Hukuksal Güvencesi” tartışılırken, ikinci ana oturumun konu başlığı “Gayrimenkul Sektöründe Farklılık Yaratmanın Önemi” oldu. Öğle yemeğinden sonra gerçekleşen üçüncü ve son ana oturumun konu başlığı ise “Gelecekte Gayrimenkul Sektörünü Bekleyen Fırsatlar” oldu.

Pakpen başarılı bayilerini yurtdışı seyahatiyle ödüllendirdi

Narsan PEN yeni showroom’unu hizmete açtı

Gayrimenkul sektörünün liderleri zirvede buluştu

Pakpen A.Ş., 2012 yılında gösterdikleri satış performansından dolayı Pakplast ve Pakpen bayilerini, Uzakdoğu, Ukrayna, Umre ve Kıbrıs seyahatleriyle ödüllendirdi. Pakpen ürünleriyle tüketiciler arasında köprü görevi gören 550’yi aşkın bayi, farklı ilgi alanları düşünülerek hazırlanan gezi programıyla, dört ülkeden birinde tatil yaparak bir önceki yılın yorgunluğunu attı. 2012 yılında gösterdikleri satış performansına göre belirlenen Pakplast ve Pakpen bayilerine yönelik geziler 18-28 Şubat’ta Uzakdoğu’da, 28 Şubat-3 Mart’ta Kharkov’da (Ukrayna), 3-10 Mart’ta Umre’de ve 28-31 Mart’ta Kıbrıs’ta gerçekleşti. Bayi gezilerine Pakpen ve Pakplast satış müdürleri, bölge satış uzman ve yöneticileri eşlik etti.

Konya’nın Beyşehir ilçesinde faaliyet gösteren ve yaklaşık 20 yıldır Pakpen Bayii olarak hizmet veren Narsan PEN Ltd. Şti., Beyşehir Sanayi Sitesi’nde 600 metrekrelik alana sahip yeni showroom’unun açılışını gerçekleştirdi. Müşterilerine daha iyi hizmet vermek ve geniş kitlelere ulaşabilmek amacıyla yeni showroom’u hizmete açan Narsan PEN, 1000 metrekarelik atölye alanında ise PVC, alüminyum, cam balkon, demir doğrama, prefabrik ev, katlanır kapı sistemleri gibi birçok ürünün imalatını gerçekleştiriyor.Deneyimli ekibiyle faaliyetlerini sürdüren ve şirketlerini emin adımlarla geleceğe taşıyan Ömer ve Yusuf Narlı kardeşlere, Pakpen Haber aracılığıyla yeni showroom’larıyla birlikte nice 20 senelere diyoruz.

“II. Gayrimenkulde Liderler Zirvesi”, 28 Mart’ta Dedeman İstanbul’da yapıldı. Pakpen, sektörün önemli buluşmalarından biri olan zirvenin ana sponsoru oldu

Pakplast’ın Bursa’daki semineri büyük ilgi gördü

Pakplast, Bursa’nın önde gelen müteahhit ve mekanik firmaları ile tesisat ustaları için 7 Şubat tarihinde bir seminer düzenledi. Tavacı Recep Usta Toplantı Salonu’nda gerçekleşen ve 50 kişinin katıldığı seminerde, genel ürün bilgilendirmesi ve yeni ürün lansmanı yapılırken pp ile ilgili geniş bir bilgilendirme gerçekleştirildi. Seminerin ardından hep birlikte yemek yiyen katılımcılar, birbirlerini yakından tanıma fırsatı buldu.

Başcan Plastik yer aldığı sosyal sorumluluk projesiyle örnek oldu

Pakpen Bayii Başcan Plastik, sosyal sorumluluk projesi kapsamında önemli bir faaliyette yer aldı ve Konya Şehit Aileleri Derneği ve Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Konya Şubesi ile ortaklaşa yürütülen proje kapsamında, talepte bulunan şehit ailelerinin pencerelerini ( PVC, cam, aksesuar, sac, pervaz, mermer, projelendirme ve montaj) hiçbir bedel talep etmeden değiştirdi. Bu kapsamda Başcan Plastik, yaklaşık 2600 metretül PVC profil kullandı.

Page 7: Mesleki eğitim - pakpen.com.trpakpen.com.tr/dergi/PakpenDergi24/PakpenDergi24.pdf · Nisan/Mayıs/Haziran 2013 - Sayı 24 Mesleki eğitim Ekonomi yazarı Vahap Munyar, Türkiye

sektörel

HABER 13

kurumsal

HABER12

PakBoard yeni yatırımla üretim kapasitesini artırdı

2012’de bir dizi yatırım gerçekleştiren PakBoard, yeni makine yatırımıyla birlikte altyapı sistemlerini, kazan, akümülatörler, buhar ve silo sistemlerini yeniledi. EPS hattındaki yeni yatırımla, EPS üretiminde ön şişirme denilen ilk aşamada bir makine yatırımı, enjeksiyon board adı verilen board üretimi için yeni bir makine yatırımı ile ısı yalıtımında mantolama vb. uygulamalarda kullanılmak üzere tel kesme hattı adı verilen bir hat yatırımı gerçekleşti. Geçtiğimiz yıl tamamlanan yatırımlar, 2012 yıl sonundan başlayarak kısım kısım üretime geçti. Yatırımlar sayesinde üretim kapasitesinin 450 bin m³’ten 650 bin m³’e çıktığına dikkat çeken PakBoard Üretim Şefi Emrullah C. Işık, bunun Türkiye pazarı için ciddi bir kapasite olduğunu belirtti. Türkiye pazarında üreticilerin genellikle bir hatta sahip olduğunu, PakBoard’un ise üç hatla üretim yaptığını kaydeden Işık, geçtiğimiz yıl özellikle board adını verdikleri enjeksiyon makinesindeki üretimle, 7/24 tam kapasite çalışmalarına rağmen taleplere yetişmekte zorlandıklarını, yeni yatırımla kapasite artışının yanı sıra müşterilere zamanında ürün tedarik ettikleri bir yapıya sahip olduklarını vurguladı.

Karbonlu EPS üretimiPakBoard’un yeni yatırımla, enjeksiyon board makinelerinde karbonlu EPS’yi de üretebilir hale geldiğini anlatan Işık, karbonlu EPS’nin ısıyı sadece iletim yoluyla iletmediğini, ışınım yoluyla da ısı iletimini engellediği için ısı iletim katsayı değerlerinin beyaz EPS’ye göre çok daha düşük olduğunu belirtti ve bu sayede 6-7 cm’lik beyaz EPS ile yalıtım yapılması gereken yerlerde, 5 cm’lik karbonlu EPS ile yalıtım yapılabileceğini söyledi. Işık, yaptıkları

Ar-Ge çalışmaları neticesinde yeni board yatırımında bu konuya ağırlık verdiklerini de dile getirdi.Yeni makine yatırımında, maliyetleri diğer makinelere göre daha yüksek olan Alman teknolojisini kullandıklarına dikkat çeken Emrullah Işık, “Netice itibarıyla çok kaliteli bir ürün elde ediyoruz. TSE ve CE standartlarında beyan ettiğimiz bütün beyan değerlerinin üzerinde, basınç mukavemetlerini, çekme-koparma testi sonuçlarını, ısı iletim katsayısı gibi değerleri bu teknolojiyle sağlıyoruz. Bize kazandırdığı en büyük avantajlar sürekli, hızlı ve kaliteli ürün elde edebilmemiz” diye konuştu.

Pakpen A.Ş., yeni hat yatırımıyla yalıtım üretim kapasitesini 450 bin m³’ten 650 bin m³’e çıkardı. Yeni yatırımla, üretim artışının yanı sıra tel kesme karbonlu üretimle birlikte board karbonlu üretime de geçildi

İZODER’in Byotell’de gerçekleşen Olağan Seçimli Genel Kurul Toplantısı’nda konuşan İZODER Başkanı Ferdi Erdoğan, her geçen yıl büyüyen, sektörde etkinliğini artıran İZODER’in, Cumhuriyetimizin 100’üncü yılına kadar yalıtım malzemeleri kullanımını AB seviyesine çıkarma ve bölgesel güç olma yolunda çalışmalarını sürdüreceğini belirtti. Yeni Yönetim Kurulu olarak dernek üyelerinin ve sektörün güç birliğiyle daha büyük başarılara imza atacaklarının altını çizen Erdoğan, İZODER üyelik ilişkilerinin yeni dönemde geliştirileceğini, bu amaçla diğer bölgelerde kurulacak İZODER temsilcilikleriyle üyelere ve sektöre daha iyi hizmet verileceğini sözlerine ekledi.

Ferdi Erdoğan İZODER’e ikinci kez başkan seçildi

OİB Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi Türkiye’nin ilk ve tek yeşil okulu oldu

MIPIM Fuarı’na Türkiye’den büyük ilgi

Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği’nin (İZODER) Olağan Seçimli Genel Kurul Toplantısı, 19 Şubat’ta yapıldı.İki yıl süreyle İZODER Yönetim Kurulu Başkanlığını yürüten Ferdi Erdoğan, ikinci kez başkanlığa seçildi

12-15 Mart tarihleri arasında Fransa’nın Cannes kentinde yapılan ve 27 trilyon dolarlık uluslararası gayrimenkul pazarını buluşturan MIPIM Fuarı’na, Türk gayrimenkul firmaları büyük ilgi gösterdi. 23 yıllık fuar, bu yıl Türk şirketlerinin rekor katılımına sahne oldu.Dünyanın en büyük gayrimenkul fuarı olarak kabul edilen MIPIM’de 28 Türk şirketi stant açarak projelerini tanıttı. 500’ü şirket yöneticisi olmak üzere Türkiye’den 670 kişinin katıldığı fuarda Türkler, Fransız ve İngiliz şirketlerinden sonraki en büyük katılımcı oldu. Fuarın açılış galasına Kültür Bakanlığı ve NEF sponsor oldu. Geçen yıl 300 metrekare olan Türkiye çadırı bu yıl 1200 metrekareye çıkarıldı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın organizasyonuyla Türkiye’den katılım bu yıl dört kat arttı. 15 Mart’a kadar süren fuarda, Türk şirketleri projelerini 4300 uluslararası yatırımcıya ve 20 bini aşkın ziyaretçiye tanıttı.

Ford Otosan ve Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) Eğitim Vakfı işbirliğiyle başlayan “Arka Pencere” sosyal sorumluluk projesinde toplanan bağışlarla dönüşümünü tamamlayan OİB Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi, alanında “Yeşil Bina” sertifikalı ilk ve tek eğitim kurumu, aynı zamanda ilk kamu binası unvanına sahip oldu. Okul yönetimi, İngiltere’deki Bina Araştırma Kurumu (BRE) Breeam In Use sertifikasyonuna sahip olmak için değerlendirme süreçlerinden geçti. Bu süreçte, okulun ekolojik test raporu oluşturuldu ve çatıya güneş enerji sistemi kurularak okulun kendi enerjisini kendi üretebilir hale gelmesi sağlandı. Gereksiz elektrik enerjisi ve su kullanımını engelleyecek sensörler takıldı. Bu dönüşümler sonucunda elektrik ve su tüketiminde ortalama 1/3 oranında tasarruf sağlandı. Çevre çalışmaları için sivil savunma uzmanları eşliğinde acil durum raporları hazırlandı, yangın ve afet risk analizleri yapıldı.

Okul bahçesine bisiklet parkı yapıldı, yangın ihbar santraline acil durumda telefonla çağrı gönderecek modül takıldı. Acil durum planları hazırlanarak ilgili personel ve öğrencilere eğitim verildi. Geri dönüştürülebilir atık toplama alanları oluşturuldu. Bina kullanım kılavuzu, satın alma ve çevre politikası kitapçığı hazırlandı, kullanıcı memnuniyet araştırmaları yapıldı. Tüm bu çalışmaların ardından okul, yeşil bina sertifikası almaya hak kazandı.

PakBoard Üretim ŞefiEmrullah C. Işık

Page 8: Mesleki eğitim - pakpen.com.trpakpen.com.tr/dergi/PakpenDergi24/PakpenDergi24.pdf · Nisan/Mayıs/Haziran 2013 - Sayı 24 Mesleki eğitim Ekonomi yazarı Vahap Munyar, Türkiye

dosya

HABER 15

Mesleki Yeterlilik Sistemi nedir? Çalışanlar ve işveren açısından neyi ifade eder?Mesleki Yeterlilik Kurumu’nun (MYK) temel görevi, Avrupa Birliği normlarıyla uyumlu Ulusal Yeterlilik Sistemi’ni (UYS) kurmak ve işletmektir. UYS, eğitimle istihdam ilişkisini güçlendiren, bireylerin iş piyasasında geçerli olan bilgi ve becerileri kazanmasına ve bunların uluslararası düzeyde kıyaslanabilir yeterlilik belgeleriyle kanıtlanmasına imkân sağlayan faaliyetler bütünü olarak ifade edilir. Ulusal Meslek Standartları (UMS) ve yeterliliklerin hazırlanması, ölçme-değerlendirme ve belgelendirme faaliyetlerinin yürütülmesi ve ulusal yeterlilik çerçevesinin oluşturulması UYS’yi oluşturan temel bileşenlerdir. UMS’ler ve yeterlilikler, bir meslekte sektörün ihtiyaçlarına cevap verebilecek işgücünün bilgi, beceri ve yetkinliklerini tanımlar. UMS ve ulusal yeterlilikler, bu sebeple MYK’nın görevlendirdiği, sektörünü temsil etme yeteneğine sahip iş dünyası aktörleri tarafından katılımcı bir anlayışla hazırlanır. UMS’ler mesleki ve teknik eğitim programlarına girdi oluşturur, aynı zamanda bireyin yeterliliğinin belirlenmesinde dayanak olma özelliğini taşır. Sektörlerin mesleklere ilişkin beklentileri doğrultusunda hazırlanan ulusal meslek standartları ve yeterliliklere göre uluslararası akreditasyona sahip kuruluşlarca yapılan sınavlar sonucunda verilen MYK Mesleki Yeterlilik Belgeleri ise bireylerin, sahip oldukları bilgi ve becerileri kalite güvencesi sağlanmış bir sistem içerisinde ispatlamalarını, işverenlerin de istihdam edeceği bireylerin sahip oldukları bilgi ve becerileri önceden bilmelerini sağlar. MYK Mesleki Yeterlilik Belgelerinin en temel özelliği, ifade ettiği değer ve teşvik unsurlarıyla hem bireylerin hem de işverenlerin tercih edeceği ulusal ve uluslararası düzeyde geçerli ve güvenilir belgeler olmalarıdır. Bu durum işgücünün istihdam edilebilirliğini artırır, işverenin de istediği elemana kısa yoldan, güvenilir şekilde kavuşmasına imkân sağlar.

Mesleki eğitimle ilgili yasal düzenlemeler çerçevesinde mesleki yeterliliği bulunmayanların, belge sahibi olmayanların işyerlerinde çalışmaları mümkün olmayacak. Bu konudaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?İstihdam edilenlerin mesleki eğitim aldıklarına dair belge sahibi olmalarının yasal zorunluluk olması şüphesiz olumlu bir gelişme. Ancak alınan mesleki eğitimin istihdam edilmeye yeterli olup olmadığının şeffaf, güvenilir ve tanınır yeterlilik belgeleriyle kanıtlanması gerekir. Muhtelif kurum ve kuruluşlar tarafından değişik adlar altında verilmekte olan belgeler, kişilerin ehliyetini güvenilir bir şekilde ifade etmekten yoksundur. Mesleki ve teknik eğitimin işgücü

piyasasının dinamik yapısına sürekli uyum sağlayabilecek nitelikte verilmesi gerekir. Bu sayede eğitimde etkinliğin, ekonomide verimliliğin ve rekabet edebilirliğin sağlanması ve sürdürülebilmesi mümkün olur. Bu bağlamda başta Avrupa Birliği ülkeleri olmak üzere gelişmiş ülkelerde, mesleki yeterliliği şeffaf ve güvenilir bir şekilde ortaya koyan meslek standartlarına ve akreditasyona dayalı, kalite güvencesi sağlanmış ölçme, değerlendirme ve belgelendirmeyi içeren ulusal yeterlilik sistemi oluşturulmakta ve işletilmektedir.

İnşaat sektörü özelinde Türkiye’de mesleki yeterlilik sisteminde durum nedir?İnşaat sektörü gerek istihdam büyüklüğü gerekse istihdam edilenlerin yeterliliği açısından MYK’nın öncelik verdiği bir sektör. UMS’lerin hazırlanmasına yönelik ilk işbirliği protokolü, Türkiye İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikası (İNTES) ile yapıldı. İnşaat sektöründe 45 UMS Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yine UMS’lere dayalı olarak 28 adet Ulusal Yeterlilik geliştirildi. Bu arada PVC alanında Pencere ve Kapı Sektörü Derneği (PÜKAD) tarafından “PVC Kapı ve Pencere Sistemleri Montajcısı (Seviye 3)” meslek standardı taslağı hazırlandı ve taslak MYK İnşaat Sektör Komitesi’nin değerlendirme aşamasında. MYK tarafından yetkilendirilmiş olan İNTES MYM 18, BELGETÜRK ise üç meslekte sınav ve belgelendirme yapıyor. Betonarme demircisi, endüstriyel boru montajcısı, ahşap kalıpçı, inşaat boyacısı, sıvacı, tünel kalıpçı, duvarcı, betoncu, panel kalıpçı, seramik karo kaplamacısı, İSG elemanı (inşaat), alçı levha uygulayıcısı, alçı sıva uygulayıcısı, iskele kurulum elemanı, ısı yalıtımcısı, su yalıtımcısı, ses yalıtımcısı ve yangın yalıtımcısı mesleklerinde sınav ve belgelendirme yapılıyor.

Mesleki yeterlilik sistemi konusunda kurum olarak yaptığınız çalışmalar hakkında bilgi verebilir misiniz?UYS’nin kurulup işletilmesine yönelik faaliyetler değerlendirildiğinde iş piyasasının ihtiyaçlarını karşılama noktasında önemli mesafe kat edildiğini, planlanan hedeflere ulaşılmakta olduğunu söyleyebiliriz. Ülkemiz için yaklaşık 750 mesleğin standardına ihtiyaç olduğu tespit edildi ve bu tespit doğrultusunda 56 farklı iş dünyası temsilcisi kurum/kuruluşla 725 meslek standardının hazırlanması için işbirliği protokolü imzalanarak 638 taslak meslek standardı hazırlandı ve bunlardan 391’i Resmi Gazete’de yayımlanarak Ulusal Meslek Standardı niteliği kazandı. UMS’lerin hazırlanmasını takiben 186 Ulusal Yeterlilik yürürlüğe konuldu ve 57 yeterlilikte sınav ve belgelendirme faaliyetleri başlatıldı. 2014 yılı sonunda ihtiyaç duyulan tüm UMS’lerin yürürlüğe konulmuş olmasını hedefliyoruz.

Mesleki

eğitim

neden ve

nasıl?

İyi yetişmiş, nitelikli insan kaynağı ve ara eleman, sanayinin

en temel, en önemli ihtiyacı. Sadece Türkiye’de değil dünyada

sanayinin, teknolojinin, bilimin gelişmesi için önemli olan

nitelikli işgücü ihtiyacı Türkiye’de biraz daha öne çıkıyor.

Özellikle ara eleman bulma konusunda sıkıntı duyan sanayi

kuruluşları, eğitim kurumlarıyla işbirliğine girişirken devlet de

gerek yasalar gerekse teşviklerle hem mesleki eğitimi daha

önemli kılmaya hem de özendirmeye çalışıyor. Buradan yola

çıkarak sektörümüzü de yakından ilgilendiren “Mesleki eğitim”

konusunu “Dosya” konusu olarak ele aldık ve yetkili kurumlara,

uzmanlara, eğitimcilere, sanayicilere mesleki eğitimin önemini,

Türkiye’de mesleki eğitimin durumunu, sanayinin ihtiyaçlarını,

yasal düzenlemeleri ve gelişmeleri sorduk.

“MYK Mesleki Yeterlilik Belgeleri, bireylerin sahip oldukları bilgi ve becerileri kalite güvencesi sağlanmış bir sistem içerisinde ispatlamalarını, işverenlerin de istihdam edeceği bireylerin sahip oldukları bilgi ve becerileri önceden bilmelerini sağlar”

Mesleki Yeterlilik Kurumu Başkanı Bayram Akbaş:

“Mesleki ve teknik eğitimin niteliği önemli”“MYK Mesleki Yeterlilik Belgeleri, bireylerin sahip oldukları bilgi ve becerileri kalite güvencesi sağlanmış bir sistem içerisinde ispatlamalarını, işverenlerin de istihdam edeceği bireylerin sahip oldukları bilgi ve becerileri önceden bilmelerini sağlar”

Page 9: Mesleki eğitim - pakpen.com.trpakpen.com.tr/dergi/PakpenDergi24/PakpenDergi24.pdf · Nisan/Mayıs/Haziran 2013 - Sayı 24 Mesleki eğitim Ekonomi yazarı Vahap Munyar, Türkiye

dosya dosya

HABER16 HABER 17

Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Konya İl Temsilcisi, Konya Çimento San. A.Ş. ve Baştaş Başkent Çimento San. Tic. A.Ş. İnsan Kaynakları Müdürü İsa Metin Güden:

“‘İşsizlik’ sorunu aslında ‘niteliksizlik ve iş beğenmezlik’ Çözüm: Mesleki eğitim”

Hangi ülkede olursa olsun eğitim sisteminin amacı, iş dünyasının ihtiyaç duyduğu nitelikte işgücü yetiştirmektir. Bilim ve teknolojideki hızlı gelişmeler dünyamızın hızla küçülmesine, sınırların ortadan kalkmasına ve acımasız rekabete sebep olduğu gibi sürekli değişen ihtiyaçlar da oluşturur. Örgün ve yaygın eğitim kurumlarının bu değişime uyum sağlamaları, esneklik kazanmaları gerekir.Günümüzde bireylerin ve işletmelerin rakipleri, dünyanın her yerinden karşılarına çıkabiliyor. Gerek bireysel gerekse kurumsal olarak sürekli gelişim ve hayat boyu öğrenme bir zorunluluk haline gelmiş bulunuyor. Kişilerin iş hayatına başladıkları işte emekli olmaları yadırganıyor, çalışma hayatı boyunca defalarca meslek ve işyeri değiştirmeleri olağan algılanıyor.

Nitelikli işgücü geliştirmemiz hayati önem arz ediyorGenç nüfusumuzla elbette gurur duyuyor, büyük bir rekabet avantajı olduğunu dile getiriyoruz. Öte yandan bu avantajımızın sonsuza kadar devam etmeyeceğini unutmamak gerekiyor. Uluslararası Yönetim Geliştirme Enstitüsü IMD’nin 2012 için hazırladığı Rekabet Gücü Yıllığı araştırmasına göre Türkiye’de eğitim sistemi, rekabetçi bir ekonominin ihtiyaç duyduğu nitelikleri karşılama açısından 59 ülke arasından maalesef 39’uncu sırada. Bu raporla ilgili tek olumlu nokta 2011 yılındaki sıramızın 41 olması. Bu araştırma gösteriyor ki, henüz ileri teknoloji ürünlerinde rekabetçi bir konuma gelemeyen ve ağırlıklı olarak otomotiv, makine ekipmanları, tekstil ürünleri, demir-çelik, gıda, kimyasallar, inşaat gibi sektörlerde uluslararası pazarlara ürün ve hizmet ihraç eden ülkemizde nitelikli işgücü geliştirmemiz hayati önem arz ediyor. Bugün öğrenci konumundaki gençlerimiz, yarının işgörenleri olarak ekonomimizin temel aktörleri olacaklar. Ülkemiz için ucuz işçilik bir rekabet unsuru olmaktan çıktı. Devletimizin Ar-Ge yatırımlarını teşvik politikası, üniversite ve iş dünyası arasında köprü işlevi gören teknokentlerin sayı ve niteliklerinin artması, yeni üniversitelerimiz ve güncel teknolojilerle donatılan meslek ve endüstri meslek liselerinin açılması gibi sevindirici gelişmeler mevcut. Mesleki eğitime başlama yaşı, temel eğitim ve becerilerin geliştirilmesinin önemi nedeniyle tüm dünyada yükseliyor. Özellikle Avrupa Birliği ülkelerinde öne çıkan hayat boyu öğrenme kapasitesi,

öncelikle sağlam bir temel eğitim gerektiriyor. Öte yandan, temel eğitimdeki kalite sorunları, toplumun mesleki eğitime yönelik algısı, mesleki rehberlik ve danışmanlık hizmetlerinin yetersizliği, okulların yeterince ödenek alamamalarından kaynaklı altyapı sorunları, bölüm ve dalların belirlenmesinde iş dünyasının taleplerinin yeterince değerlendirilmemesi gibi temel sorunlar devam ediyor.

Eğitim sisteminin ekonomiye entegrasyonu çok önemli Devletimizin mesleki eğitim konusunda özel sektöre desteğinin artarak devam etmesi gerektiğine inanıyorum. “İstihdam ve Mesleki Eğitim İlişkisinin Güçlendirilmesi Eylem Planı”, yapısal zafiyetlerin giderilmesi konusunda ümit verici. Mesleki eğitim sisteminin müşterileri işletmelerdir ve müşteri beklentilerine cevap vermeyen bir sistemin çıktıları maalesef diplomalı işsizler oluyor. Eğitim konusunda işletmeleri uzun vadeli ve stratejik bir yaklaşıma yöneltecek desteklerin hayata geçirilmesi gerekiyor. Öğrencilerin istihdam edilebilirliklerini artıran, sanayinin beklentilerine göre şekillendirilmiş, öğrenci ve eğitimcilerin pratik bilgilerini artırmalarına yönelik girişimlerin en büyük destekçileri yine işverenlerimiz olacak. 2023 ve 2071 vizyonumuza paralel olarak eğitim sistemimizin ekonomimize entegrasyonu büyük önem taşıyor. Ülkemizde, meslek standartları ve yeterlilikler sisteminin devreye girmesiyle eğitim ve istihdam uyumu açısından çok önemli bir aşama kaydedildi. Ulusal meslek standartları ve yeterliliklere ilişkin sınav ve belgelendirme sistemiyle tüm sektörlerde ve tüm işlerde yetkinlik düzeyleri yükseltilecek. Mesleki yeterlilik belgesi sahiplerine ve meslek eğitimi almış olanların istihdamında işverenlere sağlanan destekler, gerek mesleki ve teknik eğitimi özendirmek gerekse kayıt dışı istihdamı önlemek açısından önemli projeler. Son söz olarak, ülkemizin temel sorunlarının başında geldiği söylenen “işsizlik” sorununun aslında “niteliksizlik ve iş beğenmezlik” olduğunu düşünüyorum. Mesleki eğitim sistemimizin bu temel sorunun çözümünde anahtar olduğunu belirtmek isterim. Bu vesile ile tüm Pakpen Haber dergisi okuyucularını sevgi ve saygılarımla selamlıyor, sağlık, başarı ve mutluluklar diliyorum.

Mehmet Tuza Pakpen Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi’nin çıkış noktası, sanayide ara eleman sıkıntısı. Türkiye için önemli olan bu soruna bir çözüm olması amacıyla okulumuzu inşa ettik. Organize Sanayi Bölgesi’ndeki tüm sanayi kuruluşlarının ihtiyaç duydukları ara elemanları yetiştirmelerini, talebelere burs vermelerini, staj imkânı sağlamalarını ve mezun olduktan sonra da istihdam etmelerini amaçladık. Bu yıl eğitim-öğretime başlayan okulumuza hem Milli Eğitim Bakanlığı’nın hem sanayicilerin hem de Özel İdare’nin katkısıyla yurt binası ve atölyeler inşa ediliyor. Hedef, daha fazla öğrencinin, yatılı öğrencilerin okulumuzda eğitim görmesi. Organize Sanayi Bölgeleri’nde okul yapılmasını devlet de destekliyor. Sanayicilere bu konuda teşvikler veriliyor. Biz öncesinde bu konuda adım atmış olmaktan dolayı memnuniyet duyuyoruz. Türkiye’de çok sayıda teknik ve mesleki lise var ancak Organize Sanayi Bölgesi ile veya

sanayi ile iç içe değiller. Bizim esas amacımız okullarda eğitim alan öğrencilerin sanayi ile bir arada olmaları, aldıkları teorik bilgileri pratiğe dönüştürebilmeleri.Biz meslek liselerinden, yüksekokullardan mezun olup aramıza katılan arkadaşlarımızı eğitmek durumunda kalıyoruz. Aldıkları eğitim bizim ihtiyacımızı karşılamıyor. Bu nedenle eğitimin sanayi ile iç içe olması çok önemli. 2023 vizyonuna, iyi teknik elemanla, ara elemanla gidilebilir. Sanayi yatırımlarının öncelikli ihtiyacı yetişmiş işgücü. Sanayicilerin bu işe katkı sağlamaları çok önemli.

Bir hayalimiz de okulumuzda yabancı dilde eğitim verebilmekBizim bir hayalimiz de okulumuzda yabancı dilde eğitim verebilmek. Teknik bilgi ve kültürel anlamda yabancı dil çok önemli. Öğrencilerin, öğrenci değişim programlarına katılmalarını, yurtdışına gitmelerini, yurtdışından öğrencilerin okulumuza gelmelerini istiyoruz... Bu sayede öğrencilerin kültürel gelişimlerine katkı sağlayabiliriz.

Ayrıca Konya’da bir bilim merkezi kuruluyor. Bu merkez Türkiye’de tek. Bu bilim merkezi ve üniversitelerle de görüşüyoruz. Okulumuzu hem bilim merkezi hem de üniversitelerle bağlı bir şekilde geliştirmek istiyoruz. Okulumuzun daha da gelişmesi, eğitimci kadrosunun, öğrenci sayısının artması, dünyada gelişen sektörler doğrultusunda yeni atölyeler kurulması, yeni teknolojilerin takip edilmesi, eğitimin niteliğinin artması çok önemli. Bunlar gerçekleşirse hayalimiz gerçekleşmiş olacak. Pakpen olarak eğitime hep önem verdik... Kaliteli insan kaynağının önemine inanıyoruz. Biz ürünlerimizde kaliteye önem veriyoruz ve kaliteyi ancak iyi yetişmiş, işi bilen insan kaynağıyla sağlayabileceğimizi de iyi biliyoruz. Mevcut çalışanlarımızın bilgi ve kültürel seviyelerini yükseltmeye çalışıyoruz. Okuldaki öğrencilere eğitim verecek düzeyde çalışanlarımız var. Onların sahip oldukları bilgi ve becerileri öğrencilerle paylaşmalarını da çok istiyoruz.

Pakpen A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Tuza:

“Meslek lisesi ve mesleki eğitimlerle ilgili yatırımlar elbirliğiyle devam etmeli”

Page 10: Mesleki eğitim - pakpen.com.trpakpen.com.tr/dergi/PakpenDergi24/PakpenDergi24.pdf · Nisan/Mayıs/Haziran 2013 - Sayı 24 Mesleki eğitim Ekonomi yazarı Vahap Munyar, Türkiye

dosya dosya

HABER18 HABER 19

Çağımızda Türkiye ve dünyadaki siyasal, sosyal ve ekonomik alanlardaki hızlı değişim süreci, nitelikli işgücü ihtiyacını ortaya çıkardı. Verimli bir ekonomi için nitelikli işgücü vazgeçilmez bir unsur. Mesleki teknik eğitim, gelişmekte olan ekonomiler için hayati öneme sahip. Gelişmekte olan sanayimiz ve inşaat sektörümüz nitelikli işgücü sıkıntısı çekiyor. Ülkemizin yüzde 90’ının deprem kuşağında bulunduğu dikkate alındığında, içinde yaşadığımız yapıların yeni teknolojilere göre donatılmış, nitelikli işgücü tarafından inşa edilmiş olması daha da önem kazanıyor.İnşaat işlerinin kalitesi, iyi malzeme kullanımıyla birlikte iyi bir mühendislik uygulamasına bağlı. Ancak en önemli unsur nitelikli ve bilinçli işgücü. İnşaat işlerinde gerekli kaliteye ulaşmanın yolu işgücünün eğitiminden geçiyor. Bu sektörde çalışanlar kırsal kesimden kentlere göç eden ve genellikle tarım kesiminden gelen, kalıcı bir iş bulana kadar inşaat işlerini basamak olarak kullananlar. İşgücü niteliğinin artmasının en önemli unsurlarından biri de sektörde devamlılığın sağlanması. Bu sektörde çalışan sirkülasyonu oldukça fazla.

Yeni teknolojilere göre nitelikli işgücü İnşaat sektörü ekonomide ayrı bir yere ve öneme sahip. Binlerce çeşit mal ve hizmet üretimi ile doğrudan bağlantısı ve refah seviyesine olan katkısıyla ekonominin en önemli lokomotifi. İşsizlik ülkemizin en büyük sorunlarından biri. Çalışanların ve çalışacak olanların niteliklerini iş hayatının istek ve ihtiyaçlarına göre geliştirerek, verimliliklerini ve istihdam edilebilirliklerini karşılayacak şekilde artırmak önemli bir zorunluluk. Kısacası nitelikli işgücü inşaat sektörünün en önemli sorunu. Ülkemizdeki yapıların küçük şiddetteki depremlerde bile yıkıldığı ya da hasar gördüğü, bunun sonucunda da çok sayıda yaralanma, sakat kalma ve ölümlerin olduğu göz önünde bulundurulduğunda; diğer etkenlerle birlikte inşaatlarda çalışanların mesleki bilgi ve becerilerinin nitelikli olduğu düşünülemez. Eski teknolojilere göre kazandırılmış bilgi ve becerilerin yeni teknolojiler karşısında eskidiği, bu nedenle yeni teknolojilere göre nitelikli işgücü yetiştirmede mesleki teknik eğitimin öneminin arttığı ortada. Bu amaçla

yeni yasalar çıkarılmış, mevcut yasalarda değişiklikler yapılmış bulunuyor. Mesleki teknik eğitim veren meslek liseleri, MEGEP kapsamında yeniden yapılandırılarak eğitim süresi üç yıldan dört yıla çıkarıldı. Yeni teknolojilere uygun modüler sisteme göre ders müfredatları iş dünyası ve sektörle birlikte hazırlandı ve uygulamaya konuldu.Yasalarımızla, istihdam edilecek personelin yaptığı işle ilgili mesleki eğitim alma zorunluluğu getirildi.

Bu yasa ve yönetmelikler:• 3308 sayılı Mesleki Teknik Eğitim Kanunu’nun 30. maddesi ve bu kanuna istinaden çıkarılmış Mesleki Teknik Eğitim Yönetmeliği’nin 246. maddesine göre açılmış olan işyerlerinde, alanında mesleki eğitim almış olanlar istihdam edilir. Buna aykırı davrananlar aynı kanunun 41. maddesine göre idari para cezaları ve tekrarı halinde işyerinin geçici ve temelli kapatılması cezası verilir,• 4857 sayılı İş Kanunu’nun 85. maddesine göre 16 yaşını doldurmamış genç işçiler ve çocuklarla, çalıştığı işle ilgili mesleki eğitim almamış işçiler ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılamaz, aykırı davrananlara ise aynı kanunun 105.d maddesine göre 674 TL idari para cezası verilir,• 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 17.3 maddesi, mesleki eğitim alma zorunluluğu bulunan tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfında yer alan işlerde, yapacağı işle ilgili mesleki eğitim aldığını belgeleyemeyenler çalıştırılamaz, aykırı davrananlara aynı kanunun 26.ğ maddesine göre her çalışan için 1000 TL idari para cezası verilir,• 16 Aralık 2010 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 1 Ocak 2012 tarihinde yürürlüğe giren yapı müteahhitlerinin kayıtları ile şantiye şefleri ve yetki belgeli ustalar hakkında yönetmeliğin 11. maddesine göre inşaat ve tesisat işlerinde yetki belgeli usta çalıştırılması zorunludur, denilmektedir.

Yasa ve yönetmeliklerde de açıkça belirtildiği gibi bu sektörde çalışanlardan istenecek belgeler:• 3308 sayılı kanuna göre verilen diploma, bitirme belgesi, yetki belgesi, sertifika, bağımsız işyeri açma belgesi,

kalfalık, ustalık ve usta öğreticilik belgelerinden biri,• Uluslararası kurum ve kuruluşlardan alınan ve Milli Eğitim Bakanlığı’nca denkliği sağlanan belgeler,• Türkiye İş Kurumu Uyum Hizmetleri Yönetmeliği’ne göre alınan “Kurs Bitirme” belgeleri,• Akredite edilmiş kuruluşlardan alınan yeterlilik belgeleri,• Çalışanlara ve çalışmayıp mesleği olanlara, işindeki verimi artırmak, yeni teknolojilere uyumunu ve mesleğinde gelişmelerini sağlamak amacıyla açılan kısa süreli (32-40 saat) geliştirme ve uyum kursundan alınan belgeler (Mesleki Teknik Eğitim Yönetmeliği Madde 71),• İstihdam için gerekli niteliklere sahip olmayan kişileri, iş hayatında istihdam olanağı bulunan görevlere hazırlamak, mesleğinde ilerlemek ve meslek değiştirmek isteyenleri ilgi alanlarına, yeteneklerine ve sektörün gereksinim duyduğu

niteliklere uygun olarak o mesleğin gerektirdiği becerilerin

geliştirilmesi amacıyla açılan Meslek Edindirme Kurslarından

alınan belgeler (Mesleki Teknik Eğitim Yönetmeliği Madde 70),

mesleki eğitim aldığına dair belgeler olarak kabul ediliyor.

Çalışanların eğitim almak ve belge edinmek için Milli Eğitim

Bakanlığı’na bağlı okul ve kurumlarla iletişime geçmeleri

gerekiyor. Ayrıca inşaat işlerinde çalışanlar, bu işlerde

çalıştıklarına dair müteahhit veya sosyal güvenlik kurumlarından

alacakları yazıyla Çevre ve Şehircilik Müdürlüklerine veya

belediyeye başvurduklarında Geçici Ustalık Belgesi (EK 3)

alabilirler ve bu belgeyle 01.01.2015 tarihine kadar çalışabilirler.

İyi bir yapının inşası, iyi projelendirilmiş bir işin, yeterliliği olan

kişiler tarafından yapılması, yetkililerce kontrol edilmesi ve

kullanıcılarının bilinçlendirilmesiyle mümkündür.

Teknik Öğretmen Hüsnü Kadıoğlu:

Mehmet Tuza Pakpen Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi Müdürü Ali Hakan Yorgancılar:

“Nitelikli işgücü inşaat sektörünün en önemli sorunu”

“Öncelikle meslek liselerininilk sıralarda tercih edilen okullar olmasının çözümünü üretmek zorundayız”

Konya 2. Organize Sanayi Bölgesi’nde, Pakpen A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Mehmet Tuza tarafından yaptırılarak Milli Eğitim Bakanlığımıza bağışlanan okulumuz, 2012-2013 Eğitim-Öğretim Yılı itibarıyla eğitim-öğretime başladı. Bu yıl 9’uncu sınıfa öğrenci alan okulumuzda 120 öğrenci öğrenim görüyor. “Mezunlarına yüzde 100 iş garantisi” sloganıyla öğretim hayatına başlayan okulumuzun amacı, kaliteli bir mesleki eğitimle sanayimize ve sanayicimize nitelikli ara eleman sağlamak olarak özetlenebilir. Bu konuda Konya Organize Sanayi Bölgesi içerisinde yer alıyor olmamız bizi avantajlı hale getiriyor. En büyük avantajımız ise başta hayırseverimiz Mehmet Tuza Bey olmak üzere Konya Sanayi Odası, Konya Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü, Konya Ticaret Odası’nın okulumuza her aşamada destek vermeleri.

Mesleki eğitimde okul-sanayi işbirliğininönemi büyükYıllardır söylenildiği gibi ülkemizde mesleki eğitimin gelişmesi, başta okul-sanayi işbirliğine bağlı. Ancak okul-sanayi işbirliğini kâğıt üzerinde kalmaktan kurtarmak zorundayız. Özel sektörün makine ve teçhizat bakımından okullarımıza göre çok önde olması, mezun edeceğimiz öğrencilerimizin de buralarda istihdam

edilecek olmaları, ciddi bir okul-sanayi işbirliğini zorunlu kılıyor. Öyleyse gerçek anlamda okul-sanayi işbirliği geliştirmek için bugüne kadar yapılanlarla birlikte yeni anlayış ve yapılanmaları ortaya koymak gerekiyor. Bize göre öncelikle okul-sanayi işbirliğini sadece staja öğrenci göndermek kısırdöngüsünden kurtarmak zorundayız. Bilim ve teknolojinin hızla geliştiği günümüzde öğretmenlerimizin yeni ve değişen teknolojiler karşısında bilgi ve tecrübelerini artırmak adına sanayi ile işbirliklerinin teşvik edilmesi, öğretmenlerin sanayideki işletmelerde “Hizmetiçi Eğitim”e katılımlarının sağlanması, sanayimizde çalışan elemanların da zaman zaman okullarımızda mesleki kurs ve seminerlere katılımlarının sağlanması gerçek anlamda okul-sanayi işbirliğinin bir uygulaması olacaktır. Okul-sanayi işbirliğinde bir eğitim kurumu olarak işlev görecek olan okul, sanayideki gelişmede lokomotif görevi üstlenirken bir yandan da yetiştirdiği öğrencilerine değerler eğitimi, karakter eğitimi vererek iş ahlakına sahip bireylerin yetişmesine katkıda bulunacaktır.Şunu belirtmeliyim ki son yıllarda ülkemizde mesleki eğitimin geliştirilmesi ve güçlendirilmesi anlamında büyük adımlar atıldı. Devletimiz, mesleki eğitimin önündeki engelleri ortadan kaldırmaya çalışırken mesleki eğitimi güçlendirecek tedbirleri de almaya çalışıyor. Özel sektör

Page 11: Mesleki eğitim - pakpen.com.trpakpen.com.tr/dergi/PakpenDergi24/PakpenDergi24.pdf · Nisan/Mayıs/Haziran 2013 - Sayı 24 Mesleki eğitim Ekonomi yazarı Vahap Munyar, Türkiye

dosya dosya

HABER20 HABER 21

de mesleki eğitimin sorunlarının tespit edilmesi ve mesleki eğitimin geliştirilmesi anlamında önemli bir adım atarak 6-7 Ekim 2012 tarihlerinde Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu tarafından 1. Eğitim Zirvesi’ni düzenledi. Yine 2012 yılında 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nda yapılan değişiklikle Organize Sanayi Bölgelerinde açılacak olan Özel Meslek Liselerine devlet desteği getirildi. Bu durumun Organize Sanayi Bölgelerinde özel meslek liselerinin açılmasını teşvik edeceği muhakkak. Ancak bizim gibi Organize Sanayi Bölgesi içerisinde açılmış ve başta hayırseveri olmak üzere Konya Sanayi Odası, Konya Ticaret Odası, Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü tarafından desteklenen okullara da hareket esnekliği getirilmesi gerekir diye düşünüyorum. Zira birtakım imkânları destekçileri tarafından sağlanan okulumuzun karar alma organlarında destekçilerinin yer almasının, söz sahibi olmasının daha uygun olacağı kanaatindeyim. Aksi halde büyük emek ve ideallerle açılan okulumuzun istenilen ve beklenen sonucu veremeyeceği endişesini taşıyorum. Fakat ne olursa olsun bu gelişmeler çok güzel ve mesleki eğitim anlamında sevindirici, çok önemli gelişmeler.

Teşvik ve tedbirlerSon 15-20 yılda çeşitli nedenlerle çok gerilere itilen mesleki eğitimin güçlendirilmesi için daha çok teşvik ve tedbirlere ihtiyaç var. Mesela sadece özel meslek liselerine değil,

meslek lisesi çıkışlı eleman istihdam eden sanayiciye de teşvik getirilebilir (sigorta prim indirimi sağlanması gibi). İşletmelerin veya Organize Sanayi Bölgelerinin mesleki eğitim harcamalarının vergiden muaf olması gibi teşvikler, mesleki eğitime olumlu katkı sağlayacak. Ama hepsinden önemlisi, meslek liselerini tercihlerde ön sıraya çekebilmek. Bunun yolu da meslek lisesinden mezun olan öğrencilerin istihdam kaygısının olmaması, iyi bir ücretle iş bulabilmesinden geçiyor. 1970’li yıllarda bugünkü meslek liselerinin karşılığı olan okullara sınavla giriliyordu ve bu okulları bitiren öğrenciler kamuda ve özel sektörde iyi bir ücretle iş bulabiliyordu.Sonuç olarak biz sanayimize nitelikli eleman sağlamak istiyorsak öncelikle meslek liselerinin ilk sıralarda tercih edilen okullar olmasının çözümünü üretmek zorundayız. Öğrencilerin meslek liselerine özendirilmesi ve teşvik edilmesi gerekiyor (burs veya diğer sosyal destekler; barınma, beslenme, ulaşım ya da iş garantisi, okul eğitimiyle birlikte sigorta başlangıcı gibi). Ayrıca Türkiye’deki mesleki eğitim ve ara eleman algısının değiştirilmesine yönelik çalışmaların yapılması gerekiyor. Ne yazık ki toplumumuzdaki meslek lisesi algısı düşük statülü okullar şeklinde. Bu durum mesleki eğitime yönelmede olumsuzluklar yaratıyor. Bunun aşılması, mesleki eğitimin kalitesinin yükselmesine olumlu katkı sağlayacak. Sadece okulu sanayiye değil sanayiyi de okullara taşıyacak projelere ağırlık verilmeli.

Pakpen A.Ş. İnsan Kaynakları Müdürü Ramazan Nugay: “İnsana yatırıma ve mesleki eğitime çok önem veriyoruz”

Pakpen A.Ş.’nin mesleki eğitime bakış açısından söz eder misiniz? Bu çerçevede yapılan çalışmalar nelerdir?Pakpen A.Ş. olarak insana değer veriyor, yarattığımız sonuçların altında yatan gerçek değerin insan kaynağı olduğunu biliyoruz. Bu doğrultuda insana yatırıma, dolayısıyla mesleki eğitime çok önem veriyoruz.

Pakpen çatısı altındaki tüm takım arkadaşlarımız, kendi mesleklerine yönelik eğitimlerini tamamlamış bulunuyor ve her biri Mesleki Yeterlilik Sertifikası’na sahip. Mesleki eğitimler, iş güvenliği kapsamında 2012 yılı itibarıyla yasal olarak zorunlu hale getirildi. Biz de Pakpen olarak Konya’da Halk Eğitim Merkezi’yle aramızda yaptığımız protokol çerçevesinde kendi eğitmenlerimizi ve kendi

çalışma dersliklerimizi kullanarak 15’er günlük mesleki eğitimler verdik. Bunun sonunda eğitime katılanlar, Pakpen ve MEB’in ortaklaşa onayladığı sertifikalara sahip oldular. Bu sertifikalar, resmi olarak geçerliliğe sahip. Bu sertifikalara sahip olan arkadaşlarımızın, yaptıkları meslekle ilgili nerede çalışırlarsa çalışsınlar yeniden eğitim alıp sertifikalarını yenilemelerine gerek yok. Hayat boyu geçerli sertifikaya sahipler.Mesleki eğitimle ilgili uyguladığımız bu prosedür, geçtiğimiz yıl yapılan bir uygulama. Biz daha önceki senelerde çok daha farklı eğitimler de verdik. Bunlar çalışma arkadaşlarımıza verdiğimiz 240 saatlik, yaklaşık altı ay süren eğitimlerdi. Eğitime katılan arkadaşlarımız, altı ayın sonunda Türkiye’de sadece kendilerinde olan çok özel bir setifikaya sahip oldular. Aslında bizim gerçek eğitimimiz bunlar. İş güvenliği kapsamında verilen eğitimlerden farklı olarak ilgili branştaki tüm bilgileri kapsıyor. Bunun anlamı şu: Bir üst seviyede bu eğitimleri tamamladığınız zaman -ki biz şu anda bir üst sınıfa çıkmaya hazır durumdayız- elinizdeki lise diplomanızı endüstri meslek lisesi diplomasıyla değiştirebiliyorsunuz. O kadar kapsamlı ve resmi bir eğitim. Bizim mesleki eğitim konusundaki gerçek çalışmalarımız bunlar.

Bu eğitimle ilgili daha detaylı bilgi verebilir misiniz? Bu eğitimi operatörlerimizle yaptık. Genele yaymak biraz zaman alıyor, çünkü MEB’de ilgili müfredat hazırlanmış değil. Diğer eğitimlerin müfredatını da MEB ile birlikte hazırlamıştık. Çok kapsamlı bir eğitim olduğu için bugüne kadar katılan 40 operatörümüzden 14’ü başarılı oldu ve belge almaya hak kazandı. Başarılı olan 14 operatörümüze belgelerini, düzenlediğimiz bir törende İl Milli Eğitim Müdürü ile birlikte verdik. İlgili eğitimler şirketimizin mevcut kadroları tarafından verildi.

Bayiler için de bir eğitim planınız var, bundan söz eder misiniz?Çalışma arkadaşlarımızın yanı sıra sürekli olarak bayilerimize verdiğimiz eğitimler de bulunuyor ancak bayilerin de Mesleki Eğitim Sertifikalarına ihtiyacı var. Biz bayilerimize resmi geçerliliği olan mesleki eğitim sertifikaları vermek istiyoruz. Mesleki Eğitim Kurumu olmak için de çalışmalarımız devam ediyor. Mesleki Eğitim Kurumu, Türkiye’de çok yeni. Mesleki Eğitim Kurumu olmak için gerekli standartlar biraz yüksek. 2011 yılındaki mesleki eğitim deneyimlerimizden dolayı eğitim konusunda çok fazla sıkıntı yaşayacağımızı düşünmüyoruz... Bizim hedefimiz, 2015 yılında Pakpen A.Ş.’nin kendi çalışanlarına mesleki eğitim sertifikalarını kendisinin verebiliyor olması.

Bu yıl eğitim ve öğretime başlayan Mehmet Tuza Pakpen Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi ile ilgili düşünceleriniz ve genel olarak mesleki eğitime ilişkin yorumlarınızı alabilir miyiz?Türkiye’de sanayinin personel konusundaki en önemli problemi, ara eleman. Özel sektör ara eleman yetişmesini Meslek Yüksek Okulları ve Endüstri Meslek Liseleri aracılığıyla sadece devletten bekliyor. Fakat ne yazık ki bu iş, özel sektörün istediği gibi ilerlemiyor. Bu nedenle özel şirketler lise ve meslek yüksekokulu düzeyinde bu sürece dahil olmak için çaba harcıyorlar. Bizim işimizde de ara eleman büyük bir problem. Sayın Mehmet Tuza Bey bu konuda bir tespitte bulundu ve Türk sanayii adına üzerine düşen görevi yaptı, Pakpen Teknik

ve Endüstri Meslek Lisesi inşa edildi. Makro düzeyde amaç, sanayiye ara eleman yetiştirmek. Biz ara elemanlarımıza standart müfredatın dışında gerçek çalışma koşullarını öğretmek istiyoruz. Lisemizle sürekli koordinasyon halindeyiz. Bir de tabii ilk yılın heyecanını yaşıyoruz. Bugüne kadar işbaşı eğitimlerimizle kendi çalışanlarımızı yetiştirdik, yetiştirmeye de devam ediyoruz. Lise bizim için çok başka bir heyecan. Teorik ve pratik anlamda çocuklarımızın dengeli yetişmesi için istikrarlı bir çaba içerisindeyiz.İki sene sonra liseyi bitirdikleri zaman stajlarını da fabrikamızda yaparak iş hayatına adapte olacaklar. İstihdam garantisi olan bir lise olması, ara eleman konusunda Türk sanayiinin geleceğini inşa ediyor olması, şirketimizin üzerine düşen görevleri yerine getirme kararlılığını göstermesi açısından önemli bir gösterge. Bu nedenle projede emeği geçen herkese bir kez daha teşekkür ediyoruz.

Pakpen’in mesleki eğitim konusunda başka hedefleri ve çalışmaları da var mı?Mesleki Eğitim Kurumu olma projemizin ve arkadaşlarımızın operatörlük kurslarını bitirerek şu anki diplomalarını değiştirebilmelerinin dışında, bizi ilgilendiren iki önemli konu var: Lise düzeyinde ara elemanlarımızı, üniversitelerle bağlantı halinde teknikerlik düzeyinde kendi personelimizi yetiştirmek. Meslek lisesi ve meslek yüksekokulu müfredatları arasında büyük farklılıklar var. Kurumsal yapı olarak da farklılar. Bu projeyi de hayata geçirmek istiyoruz. Özetle söylemek gerekirse, üzerinde durduğumuz üç ana çalışma var: - Meslek Lisesi- Mesleki Eğitim Kurumu olma- Operatörlük eğitimiİleriki tarihler için bir de hayalimiz bulunuyor, PakAkademi’yi kurmak. Sadece mesleki eğitimleri değil şirketimiz bünyesinde çalışan tüm departmanların eğitimlerini vermek, PakAkademi’yi eğitim kampüsüne çevirmek istiyoruz. Bu bizim için çok önemli. Ayaklarımız yere basarak ilerlediğimiz için doğru sıralama ve basamaklandırma yapıyoruz. Yavaş ama sağlıklı ilerleyen bir süreci tercih ediyoruz. PakAkademi’nin içinde plastik yapı elemanlarının üretimiyle ilgili tüm eğitimler verilecek. Diğer tüm yetkinlik eğitimlerini de kendi içimizde bu şekilde vermeyi, en son aşamada ise dışarıya eğitim vermeyi hedefliyoruz. Bizim akademimizden mezun olan, bu kampüsten geçenlerin elinde bulunan sertifikalar, tüm hayatları boyunca işe yaramalı.

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?Resmi eğitim konusunda bizi harekete geçiren kanunlar değil. Ara elemanların eğitimi bizim için çok önemli. Mesleki eğitim zorunlu hale gelmeden önce herhangi bir şekilde bunu yapma şansımız yoktu, çünkü böyle bir kurum, kuruluş yoktu. Pakpen A.Ş., Türkiye Cumhuriyeti’nin çıkardığı tüm yasalara saygılı duruşunu koruyarak eğitim konusunda da yasaların gerektirdiği şekilde tüm çalışanlar için 15 günlük mesleki eğitim sürecini tamamlamış durumda. Bu aynı zamanda çok ciddi bir işgücü kaybı da demek... Bunlar, Pakpen’in eğitim konusunu ne kadar ciddiye aldığının bir göstergesi. Bu belgelerde bizim logomuzun olması da çok zarif bir sonuç. Bunun için bayilerimize de bu sertifikaları vermek için çabalıyoruz. Yasal olarak kendi süreçlerimizi tamamladıktan sonra fiziki süreçler için de bir zaman gerekecek. Yasal statüyü tamamladığımızda bayilerimiz için de eğitimlere başlayacağız.

“İnsan kaynağına yatırım ve mesleki eğitim en önemli önceliğimiz“ diyen Ramazan Nugay, Pakpen A.Ş.’nin mesleki eğitime bakış açısını, üzerinde durdukları üç ana konu olan Meslek Lisesi, Mesleki Eğitim Kurumu olma çalışmaları ve operatörlük eğitimlerini anlattı. Nugay, mesleki eğitimle ilgili şirketin gelecek hedeflerine de değindi

Page 12: Mesleki eğitim - pakpen.com.trpakpen.com.tr/dergi/PakpenDergi24/PakpenDergi24.pdf · Nisan/Mayıs/Haziran 2013 - Sayı 24 Mesleki eğitim Ekonomi yazarı Vahap Munyar, Türkiye

dosya dosya

HABER22 HABER 23

başlayabileceğiz. Nisan ayından itibaren diyebiliriz. Sınavlara katılacak adayların başarılı olup olmadıklarına Belgelendirme Komitemiz karar verecek. Mesleki Yeterlilik Kurumu’nun da uygunluk vermesinin ardından ilgili kişilere ilgili belgelendirme yapılacak.

Sektördeki eğitim ve mesleki bilgi düzeyi nedir, sınavda başarılı olabileceklerin oranı sizce nedir?İnşaat sektörünün genelinde büyük bir eğitimsizlik var. Eğitimsizliğin de ötesinde; bazı meslek lisesi ve yüksekokulların haricinde çok fazla eğitim kurumu yok. O nedenle önümüzde eğitimle ilgili olarak çok uzun bir yol var. Bu denetimler için pilot çalışmalarda gördük ki insanlar adını soyadını yazamayacak noktadalar. Uygulamalara yönelik eğitim seviyesi de çok düşük… Bugünkü durumuyla insanların yüzde kaçı belgelendirilebilir, emin değilim. Sektörde çalışanların çoğu alaylı olarak yetişmiş… Isı yalıtım uygulamaları yükselen bir trend. O nedenle eski sıvacı, boyacı bir anda ısı yalıtımcısı diye piyasaya çıkıyor. Oysa bir ısı yalıtımcısının, mantolamanın ötesinde çok farklı şeyleri de yapabilmesi gerekiyor. Ne yazık ki bugün sektörde usta olduğunu iddia edenlerin çoğu yeterli bilgiye sahip değil.

Mesleki yeterlilik sınavına girip de başarılı olamayanlar ne yapacak? Usta olduğunu düşünüp merkezimizde sınava girecek adaylardan başarısız olanların bir kez daha sınava girme hakkı olacak. İki kere başarısız olunması halinde kişinin eğitim alması gerekecek. Başarılı olanlar piyasada rahatlıkla iş bulabilecek, aranan kişiler olacak. Zaten bu kişilerin listesi duyurulacak. Bugün ustalar, hem firmalardan aldıkları Milli Eğitim Bakanlığı onaylı eğitimlerle hem de inşaat firmalarında çalıştıklarına dair Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan aldıkları bir belgeyle sektörde çalışabiliyor. 2015’te bu süreç tamamen değişecek. Tamamen yetkilendirilmiş akredite bir kurumdan aldıkları belgeyi ibra etmeleri gerekecek. Eskiden, “Kim kontrol edecek mesleki yeterlilik belgesini” deniliyordu, fakat yeni sistemin çok büyük cezai yaptırımları olacağı için işverenler de belgeli personelle çalışmak isteyecekler. Ayrıca inşaat sektörü, iş kazalarının en ciddi yaşandığı sektörlerin başında geliyor. Bu sınavlara girenler iş sağlığıyla ilgili bilgilere de sahip olacak.

Ustaların mesleki yeterlilik belgesine sahip olup olmadıkları nasıl denetlenecek?Bu konu çok önemli elbette… Piyasada gözetim ve denetim çalışmaları ilgili bakanlıklar tarafından yapılacak. Bir personelin sınavlar sonucunda hak kazandığı mesleki yeterlilik belgesinin geçerlilik süresi 10 yıl olacak. Belge geçerlilik süresinin tam ortasında, yani 5’inci senede gözetim denetimi gerçekleştirilecek. İki yıldır bilfiil bir işyerinde çalışıp çalışmadığı incelenecek ve küçük bir sınava

daha girecek. Ancak bu yeterlilikleri karşılayanlar beş yıl daha belgeyi taşımaya hak kazanacak. Dolayısıyla süreç, sınavda belge almakla sınırlı kalmayacak.

Meslek liselerinden mezun olanların da sınava girip belge almaları gerekecek mi?Mesleki eğitim veren okullardan mezun olan öğrenciler, bu sınavlara veya belgelendirme süreçlerine girmeyecek. Hazırladığımız standart ve yeterlilikler, üçüncü seviye olarak nitelendiriliyor; yani “usta” seviyesi. Bunun bir altı “usta yardımcısı” olarak tanımlanıyor. Onunla ilgili olarak MYK ile görüşmelerimiz sürüyor. AB’de oluşturulmuş bir skala var. Usta yardımcısı, usta ve tekniker diye devam ediyor. Aldığınız eğitimlere bağlı olarak meslek lisesinden veya yüksekokuldan mezun olan öğrenciler, diplomaları sayesinde belgelenmiş oluyor.

Bu öğrencilerin sayısı da oldukça az… Gerçekten öyle, bir elin parmaklarını geçmiyor. AB ülkelerine baktığınızda eğitimlilerin sayısının çok daha fazla olduğunu görürsünüz. Duvar eğitimi almış bir öğrenci, yalıtımı yapıp devam edebiliyor. Bizim eğitim altyapımız ne yazık ki bunu sağlamıyor.

Bu belgeyi verebilecek kaç kurum var?TEBAR A.Ş., ürün belgelendirme akreditasyonuna sahip, AB onaylı bir laboratuvar. Hem ürün belgelendirme hem de personel belgelendirme çalışmalarını yürütüyoruz. İNTES firması da bununla ilgili yetkiyi aldı. Dolayısıyla yalıtımla ilgili olarak iki kurum var.

TEBAR A.Ş. Personel Belgelendirme Yöneticisi Güneş Yüzügür:

“2015 itibarıyla mesleki yeterlilik belgesi bulunmayan yalıtım ustaları sektörde çalışamayacak”

Yalıtım Sektöründe Yeterliliğe Dayalı Belgelendirme (QBECTIS) projesi nedir?Projemiz, Merkezi Finans İhale Birimi tarafından desteklenen, AB Hibe Fonları kaynaklı bir Avrupa projesinin parçası. Avrupa Yeterlilik Çerçevesi (AYÇ) esas alınarak Ulusal Yeterlilik Çerçevesi’nin (UYÇ) geliştirilmesi amacıyla yürütülen çalışmada AYÇ tarafından tanımlanan 3’üncü seviye meslek elemanı baz alınarak, Isı Yalıtımcısı (Seviye 3), Su Yalıtımcısı (Seviye 3), Ses Yalıtımcısı (Seviye 3) ve Yangın Yalıtımcısı (Seviye 3) mesleklerinde yeterlilikler, resmi olarak yayımlandı. Bu meslekleri icra etmek isteyen ustaların, söz konusu yeterlilikler esas alınarak VOC-TEST Merkezi’nde yapılacak meslek sınavından başarılı olup sertifika almaları gerekiyor. Bu sertifika, ilgili kişinin o mesleği icra etmeye yeterli olduğunu belgeleyecek ve kanunen bu sertifikayı taşımayanlar yalıtımcı ustası olarak çalışmaktan men edilecek. Sertifikalı usta çalıştıran özel kuruluşlar ise (6111 sayılı torba kanunda belirtilen) vergi teşviklerinden faydalanabilecek.

Mesleki yeterlilik belgesine sahip olmayan yalıtımcı ustaları hangi tarihten itibaren sektörde çalışamayacak? Bu belgeye sahip olmak için nasıl bir süreçten geçmek gerekiyor?Aslında 2012’nin başında uygulanmaya başlayacaktı fakat o tarih itibarıyla Türkiye inşaat sektörü için gerekli altyapı kurulamadığından 2015’e ötelendi. Aslında eğitim altyapısı, özellikle yalıtım tarafı için halihazırda vardı. Derneğimize üye firmalar, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan onaylı sertifika programlarıyla usta adaylarına yönelik çalışmalar yapıyordu. O belgeler, 2015’e kadar geçerliliğini koruyacak. O tarihten sonra akredite olmuş, bizimki gibi test merkezlerinden mesleki yeterlilik belgesi alınması gerekecek.

VOC-TEST, aslında bir altyapı çalışması ve personel belgelendirme sisteminin altyapısını oluşturmak için hazırlandı... 2005 yılında İZODER Yalıtım Eğitim Danışma Merkezi (İYEDAM) kapsamında ustalar, mimar ve mühendislere yönelik bir çalışmamız olmuştu. Birer haftalık ısı, su, ses ve yangınla ilgili yalıtım eğitimleri vermiştik. O altyapıdaki bilgiyi kullanarak projeye aday olduk ve aldık. Ardından çalışmalarımız başladı. Proje kapsamında çeşitli seminerler ve sektöre yönelik bilgilendirme toplantıları düzenledik. Bu toplantıların ışığında merkezin altyapısı hazırlandı. Isı, su ve sesin yanı sıra personelin yeterliliğini de ölçebilecek bir altyapı kuruldu. Bu merkezde standartlarda tanımlanmış ölçme işlemleri ve öğrenme çıktılarına uygun altyapı kuruldu. Bir duvarcı veya ısı yalıtım ustasından ne beklersiniz? Duvarlardaki, çatıdaki, döşemedeki ve bütün binada gerekli ısı yalıtımıyla ilgili bilgi donanımına sahip olmasını değil mi? Peki, ustanın bilgi seviyesi bu işi yapabilmesi için yeterli mi? İşte, merkezimizde bu soruların cevaplarını verecek ölçümleri gerçekleştireceğiz. Bir yalıtım ustasının yeterliliğini gösterecek bilgi birikiminin bir kısmını teorik, bir kısmını ise pratik sınavlarla ölçebilirsiniz. Teorik bilgiler için bilgisayar ortamında hazırlanan bir sınavdan yararlanıyoruz. Teorik sınavın ardından ustalarımız için uygulama sınavı yapılıyor.

VOC-TEST Merkezi’nde mesleki yeterlilik sınavları yapılmaya başlandı mı? VOC-TEST Merkezi’nin Türk Akreditasyon Kurumu’ndan (TURKAK) akredite olması gerekiyordu. 20-21 Aralık 2012’de bu konuyla ilgili akreditasyon denetimini geçirdik. Şubat ayının başı itibarıyla TURKAK’tan akreditasyonumuzu aldık. Mesleki Yeterlilik Kurumu’nun yetkilendirme denetiminden de sıfır uygunsuzlukla geçtik. Şimdi onların yetkilendirmesini bekliyoruz. Bunun ardından sınavlara

“Sektörde çalışanların çoğu alaylı yetişmiş… Isı yalıtım uygulamaları yükselen bir trend. O nedenle eski sıvacı, boyacı bir anda ısı yalıtımcısı diye piyasaya çıkıyor. Oysa bir ısı yalıtımcısının, mantolamanın ötesinde çok farklı şeyleri de yapabilmesi gerekiyor” diyen Güneş Yüzügür, mesleki yeterlilik ve QBECTIS projesiyle ilgili sorularımızı yanıtladı

Page 13: Mesleki eğitim - pakpen.com.trpakpen.com.tr/dergi/PakpenDergi24/PakpenDergi24.pdf · Nisan/Mayıs/Haziran 2013 - Sayı 24 Mesleki eğitim Ekonomi yazarı Vahap Munyar, Türkiye

portreler portreler

HABER24 HABER 25

deneyimi kazandırdı. Konya ne kadar büyük bir il de olsa, bir Anadolu kentinin bütün karakteristik özelliklerini taşıyor. Şirketimizin liberal tavrı, tercih etmemde etkili oldu. Şirketimizin belli bir ölçeğe sahip olması, aile şirketi olsa da profesyonel bir yönetim anlayışının yerleşmeye başlamış olması, benim de bu sürece katkıda bulunabilecek olmam düşüncesi beni Pakpen’e entegre etti. Burada iyi bir ekip, yapılacak yeterince iş var. Hem yönetimin hem de ekip arkadaşlarımın desteğiyle bu işlerin önemli bir kısmını yaptığımızı söyleyebilirim.

İş hayatında nelere önem veriyorsunuz?İş hayatında her şeyden önce uyum ve ekip çalışmasına önem veriyorum. Karşılıklı saygı ve doğru iletişim çok önemli. Çift yönlü iletişimin her iki tarafın da sorumluluğu olduğuna inanıyorum. Kendinizi doğru anlatmanın, yapmak istediklerinizi doğru ve uygun bir dille anlatmanızın önemli olduğunu düşünüyorum. Doğru iletişim kurduğumuzda mutlaka doğru sonuçlar alacağımıza inanıyorum. Ben her zaman kişiye yumuşak, konuya sert olunması gerektiğini düşünüyorum. Her insan, insanca davranılmayı hak eder, konuya sert olabiliriz hiç problem değil. Temel prensibim budur.

Yoğun bir çalışma temponuz var. Bir ayağınız İstanbul’da, bir ayağınız Konya’da. İş dışında neler yapıyorsunuz, iş stresinden nasıl uzaklaşıyorsunuz?Aslında dinlenmeye çok fazla zaman bulduğum söylenemez. Konya sakin bir yer, iş dışında insanı yormayan bir kent. Trafik derdi yok, burada özel bir yorgunluk yok... İşten de çok erken çıkmıyorum. Eve gittiğimde kitap okuyorum, film izliyorum. İstanbul’da vakit bulamadığım şeyleri yapıyorum. Haftada bir kez mutlaka sinemaya gitmeye çalışıyorum. Zaman zaman iş yemeklerine katılıyorum. Özellikle 2011’de SPK lisanslarını burada çalışarak aldım. Konya’nın bana bu tür katkıları oldu. Daha fazla okumaya ve kültürel şeylere zaman ayırabiliyorum. Sosyal tarafla ilgili biraz sorunlar var ama bu kısmı da İstanbul’da giderdiğim için çok önemli bir eksiklik değil. Konya benim dinlendiğim liman, İstanbul’da daha çok yoruluyorum.

Bolca kitap okuyorum dediniz. Kütüphanenizde ne tür kitaplar var? Finans ve iş yönetimine dair kitaplar okuyorum ama finansın daha çok tarihçesine yönelik kitaplar okuyorum. Yakın tarihe meraklıyım. 1960’lar, ‘70’ler Türkiye’si ilgimi çekiyor. Son dönemin popüler kitaplarını ve araştırma kitaplarını okuyorum. Bunların haricinde polisiye romanları tercih ediyorum.

Film tercihleriniz neler?İyi bir yönetmen ve oyuncu varsa, herhangi birine karşı çok belirgin bir antipati duymuyorsam izliyorum. Aksiyon ve polisiye tarzı filmlerden hoşlanıyorum. Konya’da Avrupa sineması, sanat ağırlıklı filmler pek yok. Bunları daha çok İstanbul’da izlemeye çalışıyorum. Karar verme kriterim daha çok yönetmen ve oyuncular.

Sporla aranız nasıl?Geçmişte voleybol ve basketbol oynadım. Hafta sonları İstanbul’daki arkadaşlarımla basketbol oynuyoruz; bu yaz aylarında daha düzenli oluyor. Tenis oynuyorum, iyi bir masa tenisi oyuncusuyum. Tenis maçlarını izlemekten hoşlanıyorum.

Seyahat etmeyi, otomobil kullanmayı sever misiniz?Seyahat etmeyi de araba kullanmayı da çok severim. Yolda olmayı çok seviyorum, arabayla gidilebilecek mesafelere arabayla, yurtdışına uçakla seyahat ediyorum. Geçen yıl Rodos’ta çok keyifli birkaç gün geçirdik... Yolda müzik dinlemekten keyif alıyorum. Türk halk müziği, Türk sanat müziği ve protest müzikten hoşlanıyorum. Fırsat buldukça konserlere gidiyorum. Günlük hayatta en çok türkü dinliyorum. Konya’ya gelmeden önce, İstanbul’da

motosiklet kullanıyordum. Hem şehir içinde hem de şehir dışında. Motosikleti çok seviyorum, insan bir kez bu hissi tattığında bir daha vazgeçemiyor.

Yaz tatillerinizi nasıl değerlendiriyorsunuz, nasıl bir tatil tercih ediyorsunuz?Tek başıma tatil yapacak olsam deniz kenarını değil dağları tercih ederim. Suyla aram çok iyi değildir, havuzu da sevmem. İki kızım var, çocuklarla birlikte tatil yaptığımız için genellikle deniz kenarında tatil yapıyoruz. Ben hafta sonları kısa periyotlarla Kastamonu’ya gidip dağlarda nefes almaya çalışıyorum, doğa yürüyüşleri yapıyorum.

Mutfakla aranız nasıl?Mutfakta çok iyi değilim, eşime yardım etmeye çalışıyorum. Her türlü yemeği yerim. Konya mutfağı genellikle kırmızı et ağırlıklı olduğu için İstanbul’da daha çok balık ve sebze yemeyi tercih ediyorum.

Gelecekle ilgili nasıl bir hayaliniz var? İş hayatından sonra neler yapmak istersiniz?Emekliliği çok düşünmedim ama tabii bir yerde iş hayatını bırakacağız. Gelecekle ilgili endişelerimin azaldığı bir dönemde bunu yapmak isterim. Sağlığım el verdikçe çalışmak istiyorum. Emeklilik döneminde çok durağan bir hayat yaşayacağımı sanmıyorum. Ertelediğim motosiklet tutkuma geri dönmek isterim. Motosikletle Türkiye turu, belki Avrupa turu yapabilirim. Ondan sonra deniz kıyısında bir kasabada yaşamayı düşünebilirim, öncesinde değil.

Hayat felsefeniz nedir?Doğaya ve insana saygıya dayalı bir hayat felsefem var. Hayat görüşüm, hiçbir şeyin -bu bir bitki olabilir, evde karşılaştığım bir böcek olabilir, en temelinde insan tabii ki- ruhuna, yaşamına, çevresine, haklarına zarar vermeden kendi hayatımı sürdürmek.

“İş hayatında uyum ve ekip çalışmasına önem veriyorum”

Sizi yakından tanıyabilir miyiz, çocukluk yıllarınızdan bahseder misiniz? Babam öğretmen, görevi dolayısıyla bulunduğu Kastamonu’nun bir dağ köyünde dünyaya geldim. Üç kardeşin ortancasıyım. İlkokulu, yine babamın görevi dolayısıyla altı yaşında geldiğimiz Adapazarı’nın bir köyünde okudum. Ortaokul ve liseyi Adapazarı merkezde tamamladım, ardından İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni bitirdim. Aynı üniversitede Uluslararası İşletme bölümünde yüksek lisans yaptım ve o dönemde iş hayatına atıldım... Hava kararmadan eve girmeyen, ağaçların tepesinde dolaşan bir çocuktum. Güzel, keyifli bir çocukluk yaşadım.

Sevdiğiniz kahramanlar kimlerdi, öğrencilik yıllarınız nasıl geçti?O zamanlar çizgi filmler yoktu ama çizgi romanlar vardı. Zagor, Kızılmaske, Teksas-Tommiks sevdiğim çizgi romanlardı. Köyden kente geldiğim ortaokul dönemim biraz sarsıntılı geçti ancak okumaya büyük ilgim vardı. Küçük bir gazete parçası bile bulsam okurdum. Lisede daha iyi bir öğrenci oldum. Kendi kendime bir şeyler yapmam gerektiğini anladığım dönemdi. Sosyal derslere daha fazla ilgim vardı. Öğretmenim dolayısıyla

biyolojiyi de severdim ama sosyal derslerde daha başarılıydım.

Profesyonel hayata geçişiniz nasıl oldu? Bugüne kadar hangi görevlerde bulundunuz? Fakülteyi bitirdikten sonra yüksek lisans sırasında iş hayatı için hazırlıklara başladım. Ziraat Bankası Mali Tahlil Uzmanlığı sınavına girdim ve Uzman Yardımcısı olarak işe başladım. Yaklaşık beş yıl bu görevi sürdürdüm, bu süre içinde askerliğimi tamamladım. O yıllarda kamu sektöründen ayrılmaya karar verdim. Dönemin büyük holdinglerinden Cankurtaran Holding’de bir süre çalıştım. Ardından Transtürk Holding’de iç denetim yöneticiliği yaptım. Yine onların kurduğu bir perakende şirketinde altı yıl çalıştım. 2001 yılının başında Doğuş Otomotiv’e geçtim. Doğuş Otomotiv’in grup şirketlerinden olan Genpar’da Mali İşler Müdürü olarak görev yaptım. Doğuş Otomotiv’de dokuz yıl boyunca değişik görevlerde bulundum... 2010 yılının Mayıs ayından bu yana Pakpen A.Ş.’de profesyonel hayatıma devam ediyorum.

Pakpen’le bir araya gelmenizden bu yana hayatınızda neler değişti?Pakpen’le çalışmak bana ilk kez İstanbul dışında çalışma

İş hayatında her şeyden önce uyum ve ekip çalışmasına önem veren, her zaman kişiye yumuşak, konuya sert olunması gerektiğini düşünen Pakpen A.Ş. Finans ve Mali İşler Müdürü Güner Özkan, bu sayımızın “Portreler” konuğu. Çocukluğundan profesyonel hayata adım atışına, Pakpen’le bir araya gelişinden özel yaşamına kadar sorularımızı yanıtlayan Özkan’la keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik

Page 14: Mesleki eğitim - pakpen.com.trpakpen.com.tr/dergi/PakpenDergi24/PakpenDergi24.pdf · Nisan/Mayıs/Haziran 2013 - Sayı 24 Mesleki eğitim Ekonomi yazarı Vahap Munyar, Türkiye

departmanlarımız departmanlarımız

HABER26 HABER 27

İzmir Bölge Müdürlüğü’nü tanıyabilir miyiz?İzmir Bölge, yaklaşık 10 yıl önce Konya’ya bağlı olarak faaliyet gösteriyordu. Ege Bölge Müdürlüğü açıldıktan sonra ilk olarak Pen ve Siding’le çalışmaya başladı. Boru yatırımıyla birlikte Boru Grubu’ndan bir arkadaşımız da bölgemizde istihdam edildi. 2003 yılında İzmir Gaziemir’de bulunan Bölge Müdürlüğü binamıza yerleştik. Çalışmalarımızı içinde 500 m2 profesyonel showroom’u da barındıran üç katlı bir binada sürdürüyoruz.Ege Bölgesi’nde, Bölge Müdürlüğü bulunan iki firmadan biriyiz, bu bizim için önemli. Sektör profesyonellerini, oda ve dernek

üyelerini, müteahhit firmaları burada ağırlayıp ürünlerimizi tanıtıyoruz. Bayilerimiz, müşterilerini showroom’umuzda ağırlayabiliyor. Ayrıca son kullanıcılar da burada ürünlerimizi inceleyebiliyor.

Bölge Müdürlüğü’nün çalışmalarından bahseder misiniz, kaç kişilik bir ekiple hizmet veriyorsunuz?Boru, Yalıtım, Pen, Siding ve Kapı olmak üzere bütün ürün gruplarında hizmet veriyoruz. Dört satış, bir ürün destek, bir showroom sorumlusu ve ben dahil olmak üzere toplam yedi kişilik bir ekip halinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bölgemiz, kuzey ve güney olmak üzere iki çalışma alanına ayrılmış durumda. Özkan Çelik arkadaşımız Pen grubunda, Murat Gümüş arkadaşımız boru grubunda kuzey bölgeye; Şafak Bal boru grubunda, Fırat Öztürk arkadaşımız ise Pen grubunda güney bölgeye bakıyor. Ufuk Sezer sevkıyat ve lojistik konularında, Emel Coşkun arkadaşımız da showroom’daki işler konusunda destek oluyor. Her sabah ofise geldiğimizde iş programımızı yapıyoruz. Burada çok değişken ve anlık bir yapı var. Boru haricindeki diğer birimlerin günlük iş planlarını birlikte yapıyoruz. Boru Grubu’ndaki arkadaşlarımız, Boru Grubu İzmir Bölge Yöneticisi Murat Gümüş ile birlikte kendi programlarını yapıyorlar... Her pazartesi günü tüm arkadaşlar bir araya gelip bilgi paylaşımında bulunuyoruz, ortak bir sinerji yaratıyoruz. Projeleri birlikte kovalıyoruz... Biz geniş bir alana hitap ediyoruz. Ege Bölgesi’ndeki coğrafi yapı, diğer bölgelere oranla daha farklı. Ege Bölgesi, kendinden daha fazla nüfus barındıran ilçeleri olan illere sahip. Muğla, Bodrum, Marmaris, Fethiye ilçeleri gibi. Sahil bölgesindeki bu yapı, içeriye girdikçe Anadolu ile örtüşen bir yapıya dönüşüyor.Böylece bölgede tüm il merkezi ve ilçelerde irili ufaklı pek çok bayi ile çalışma ihtiyacı doğuyor. Bu da nispeten daha az kapasiteli fakat bilinçli tüketicinin yüksek talepleri olan, müşteri memnuniyetinin birincil derecede önemli olduğu bir sistemin kurulmasının önünü açıyor. Kentsel dönüşüm projesiyle İzmir, önümüzdeki yıllarda pek çokfirma için hedef pazar haline gelmiş ve çekim merkezi olmuşbulunuyor.

Bölgenizdeki bu yeniden yapılanma süreci iş yapışınızı nasıl etkileyecek?Altyapısından doğramasına, kapısından yalıtımına kadar İzmir’de büyük bir potansiyel söz konusu. Dışarıdan başka rakip firmalar da pazardan pay almaya çalışacak, tabii pazar da yeniden yapılanmaya bağlı olarak gelişecek. Pakpen olarak biz 15 yıla yakın bir süredir bölgede hizmet veriyor olmamızın avantajından yararlanacağız. Marka bilinirliğimiz gayet iyi durumda ve firma olarak bu bilinirliği artırma çabası içerisindeyiz. Pakpen ürünleri, kalitesi, konumu, pazarda iyi biliniyor. Pastadan ciddi oranda pay alacağımızı düşünüyoruz. Bütün oluşumumuzu, bayi ve müşteri anlamında bu doğrultuda yapılandırıyoruz. Hedeflerimiz var ve bu hedeflere doğru ilerliyoruz.

2012 yılı sizin için nasıl geçti?2012’nin ilk altı ayı, beklenilenin aksine çok iyi geçti. İlk altı ay için 2012 hedefimizi yüzde 100’le geçtik. Yılın ikinci yarısı, özellikle Temmuz-Ağustos ayları durağandı. Yaz sezonu bizim işlerimizin yavaşladığı bir dönem. Mayıs-Eylül döneminde sahil kesiminde inşaat yasağı bulunuyor ve haftanın sadece bir günü inşaata izin veriliyor. Ramazan ayının da yaz aylarına denk gelmesi işleri olumsuz etkiledi. Biz Eylül’den itibaren açığımızı kapattık ve 2011’e göre yüzde 20 oranında büyüme sağladık.

2013 hedefleriniz neler?2013 yılından daha ümitliyiz. Proje yatırımları devam ediyor. Bireysel konutlardan daha çok site kavramı yerleşmeye başladı. Bu anlamda bayi sayısı ve bayi yapılanmasını gözden geçirerek daha büyük, daha hacimli bayilere yoğunlaşıyoruz, mevcut bayilerimizi de bu yönde geliştirme çabası içerisindeyiz. Bayilerimizi büyütmek ve proje desteği sağlamak adına bölgedeki tüm proje çalışmalarını irdelemiş durumdayız. Hepsiyle bire bir temas kurup bütün ürün grupları olarak takip ediyoruz. Bayi seçiminde oldukça dikkatli davranmaya çalışıyoruz. Pakpen bünyesine uyum sağlayabilecek bayilerle çalışıyoruz. Daha önceki işlerini, showroom’larını ve makine parkurlarını değerlendiriyoruz. Bir dizi çalışmanın ardından birlikte çalışmaya karar veriyoruz. Bayilik biraz şekil ve yön değiştirmeye başladı. Küçük üreticilerden büyük üreticilere ve fabrikalara, bitmiş doğrama sevk eden ciddi tesislere dönmeye başladı. Bayi sayısı çok fazla artmasa bile kapasiteleri artan bir yapıya bürünüyor. Biz de bu anlamda kendilerine yardımcı olmaya çalışıyoruz. Bu değişim ve gelişim önümüzdeki yıllarda ciddi bir şekilde kendisini gösterecektir.

Bayilerle aranızda nasıl bir iletişim ve çalışma sistemi var, bahseder misiniz?Bizim 60’a yakın alt bayii ile hizmet veren bir distribütörümüz var. Ayrıca direkt bize bağlı olarak faaliyet gösteren 70’e yakın bayimiz bulunuyor. Dolayısıyla yaklaşık 130 bayi ile çalışıyoruz. Distribütörümüzün bayilerine proje veya ürün konusunda destek sağlıyoruz. Bize bağlı olan bayilerimize ise

bütün projelerinde, bölge hâkimiyetlerinden uygulamalarına ve finansal durumlarına kadar her türlü konuda destek sağlıyoruz. İletişimimiz gayet iyi. Hepsiyle arkadaşız, onlar bizim iş ortaklarımız. Samimi bir biçimde projeleri başından sonuna kadar birlikte götürmeye çalışıyoruz. Her zaman bayilerimizin yanındayız.

Bölgede en çok hangi ürün grupları ilgi görüyor?2000’lerde Siding ürünlerimizde bölgede ciddi bir hâkimiyetimiz vardı. Zaman içerisinde Siding’e olan ilgi azaldı. Şu anda Pen ve Kapı ürünlerinde yoğun bir taleple karşı karşıyayız. Yalıtım grubunda çok aktifiz, her yıl yüzde 100 büyümeyle kapatıyoruz. Mantolama paketimiz çıkınca bu konuda biraz daha agresif olacağız. Bölgenin ihtiyaçlarına göre kendi durumumuzun da analizini yaparak ciromuzu olabildiğince artırmaya çalışıyoruz. Ayrıca Country ile ilgili çalışmalarımız var, Kapı ile birlikte turizm bölgelerinde bu ürünlerimizin de kullanılabilirliğini artırmaya çalışıyoruz.

Bölge olarak Konya’ya uzak oluşunuzun dezavantajı var mı?Uzak oluşumuzun bazı dezavantajları var tabii ama çok da fazla etkilenmiyoruz. Örneğin direkt uçuş olmadığı için çoğunlukla karayoluyla ulaşım sağlıyoruz. Her yıl bayilerimizi bir veya iki kez Konya’da ağırlıyoruz. Daha yakın olsaydık daha sık götürmek isterdik. Mükemmel bir tesisimiz var ve herkesin görmesi gerekir diye düşünüyorum. Bayilerimiz de fırsat buldukça Konya’ya gittiklerinde üretim tesislerimizi ziyaret ediyorlar. Tabii önemli olan tesisin güzelliğinden ziyade hizmetin güzelliği. Elimizden geldiğince samimi ve yakın davranarak, sorunlara anında çözüm üreterek bu açığı kapatmaya çalışıyoruz.

İletmek istediğiniz bir mesajınız var mı?İş bulmak, iş almak değil, tüm zinciri layıkıyla tamamlamak, işi son noktasına kadar götürmek ve müşteri memnuniyeti sağlamak önemli. Zincirin halkalarından birinde bir aksaklık olduğunda başarılı olamıyorsunuz. Tüm müşterilerin memnun ve mutlu olması çok önemli. Herkese başarılı, bol kazançlı, huzurlu, sağlıklı bir yıl diliyorum.

“İzmir’de inşaat sektörünü çok hareketli günler bekliyor”

Pakpen A.Ş. İzmir Bölge Müdürü Cenk Eroğlu, bölgelerinde firmanın Pen ve Kapı ürünlerine yoğun bir talep olduğunu, yalıtım grubunda çok aktif olduklarını ve her geçen gün bölgedeki etkinliklerini artırdıklarını belirtiyor. “Bölgenin ihtiyaçlarına göre durumumuzu analiz edip ciromuzu olabildiğince artırmaya çalışıyoruz” diyen Eroğlu ile İzmir Bölge ve ekibini yakından tanımaya yönelik bir söyleşi gerçekleştirdik

Page 15: Mesleki eğitim - pakpen.com.trpakpen.com.tr/dergi/PakpenDergi24/PakpenDergi24.pdf · Nisan/Mayıs/Haziran 2013 - Sayı 24 Mesleki eğitim Ekonomi yazarı Vahap Munyar, Türkiye

HABER28 HABER 29

ürünlerimizürünlerimiz

FOAM PLAKA Piyasada dekota veya forex olarak da bilinen köpürtülmüş PVC levha çeşidi. Ülkemizde büyük oranda Çin’den ithal edilen ürünün yerli birkaç üreticisinden biri olan Pakpen’in ürünleri, PakFoam markasıyla tüketiciye ulaşıyor.Reklam ve inşaat sektörü başta olmak üzere mobilya üretiminde de kullanılan foam plaka, dijital ve serigrafik baskı yapılabilen plakalar, fuar ve sergi stantlarında seperatör ve alın bandı uygulamalarında, billboard, mail billboard ve cephe reklamlarında, skor levhası, tabela, işaret ve yönlendirme levhalarının imalatında, asma tavanlarda, sanayi tipi konteynerlerde prefabrik bina, şantiye binası ve bekçi kulübesi yapımında, inşaatlarda betonerme kalıbı olarak, laboratuvar dolap ve tezgâhlarında, su ve ısı yalıtım detaylarında, havalandırma kanallarında, soğutma kulübelerinde, otomobil ve otobüslerin iç kabin, kapı, tavan, bagaj içlerinde, kamyon kasa içi kaplamalarında, karavan, yat, uçak ve gemilerin iç bölme panellerinde, işaret ve uyarı levhalarında, otobüs duraklarında, temiz oda teknolojisinin kullanıldığı tüm mekânlarda rahatlıkla kullanılabiliyor.Foam plakaların yoğunluğu, köpürtme ajanlarıyla üretildiği için rijit PVC levhalara göre daha düşük. Böylece hafif bir malzeme olmasının yanı sıra ekonomik oluşu, işleme, taşıma ve depolama kolaylığıyla ön plana çıkıyor. UV ışınlarından etkilenmeyen ürün, güçlü bir yapışma ve kaliteli baskı sağlıyor. Avrupa standartlarında üretilen PakPanel’in tüm ürünleri, ısı, ışık ve darbe testlerinden geçerek her türlü iklim koşullarında üst düzey dayanıklılık gösterecek şekilde üretiliyor. PakFoam, düzgün bir yüzeye ve sert bir yapıya sahip. Darbe mukavemeti, tok görüntüsü ve parlak yüzeyi, istenilen mekânlara uygulama kolaylığı sağlıyor. -40 °C ile +70 °C arasındaki ısı farklılıklarına dayanıklı olan PakFoam, atmosferik etkenlerden etkilenmiyor. Asiteler, alkaller ve hidrolik yağlar gibi korozif maddelere karşı yüksek dirence sahip. Isı izolasyon özellikleri nedeniyle evlerde duvar ve bölmeler için en uygun malzeme. Basit marangoz aletleriyle levhayı kesebilir, vidalayabilir, frezleyip şekillendirebilirsiniz. Ahşap gibi şekillenir, boyanır, yapıştırılır ve laminantlanabilir. Termoplastik malzeme olması nedeniyle sıcak havayla veya sıcak yağ banyosuyla bükülebilir.

Mantar, ahşap kurdu, termit, bit gibi hiçbir haşerenin zarar veremediği ve bünyesinde bu tür haşereler barındırmayan PakFoam’un sağladığı en önemli avantaj, boya ve bakıma ihtiyaç duymadan ömür boyu bozulmadan kalabilmesi. Ürün 2 mm’den 20 mm kalınlığa kadar 1220 mm, 1560 mm, 2050 mm genişlikte ve istenilen uzunlukta; gri, mavi ve siyah gibi farklı renk seçenekleriyle tüm ihtiyaçlara cevap verebilir.

RİJİT PVC PLAKA İnşaat sektöründe alüminyumla birlikte ahşaba meydan okuyan PVC plakalar, üretim kolaylığı, uzun ömürlü olmaları, bakım gerektirmeme gibi özellikleriyle sektörde haklı bir yer edinmiş bulunuyor. Düz kullanımı kadar termo edilebilme (ısı ile plakanın yumuşatılarak vakumla şekil almasının sağlanması işlemi) özelliğiyle ev içi dekorasyonda kapı olarak kullanılıyor. Pakpen’de üretilen PVC plakalar dışarıya satılmalarının yanı sıra PakPanel markasıyla XPS ve EPS ile birleştirilerek sandviç panel olarak satılıyor; kapı ve pencere doğramalarında lambri yerine, dış cephe kaplamalarında, asma tavanlarda, paravan bölme duvarlarda, otomotiv sektöründe, yatlarda, gemilerde, gıda tesislerinde hijyenik duvar kaplaması olarak kullanılıyor. İzolasyon özelliği kadar hızlı ve kolay montaj özelliğiyle de çok yönlü kullanıma sahip dekoratif kapı panelleri, dış kapı sistemleri ve kompozit kapı sistemlerinde termo edilerek kullanılan PVC plakalar, düşük ısı geçirgenlik özelliğiyle, kullanıldığı alanlarda mükemmel izolasyon sağlıyor. Plaka üretiminde öncü olan Pakpen A.Ş., 2012 yılında yaptığı yatırımla rijit PVC plaka kapasitesini yüzde 100 oranında artırmış bulunuyor ve yaklaşık 12 milyon metrekarelik imalatla İzmir ilinin yüzölçümüne eşit levha üretimi yapabiliyor. Yeni kurulan üretim hattı sayesinde taleplere daha hızlı bir şekilde cevap veriliyor. Sandviç ve kapı panellerindeki plakalar, beyaz, sarı, yeşil gibi homojen renkler; floresans renkler, altınmeşe, maun gibi ahşap desenli olarak üretiliyor.

PakDoor çatısı altında üretilen iki üründen biri olan kompozit kapılar, 11 farklı modele ve sekiz ayrı renk seçeneğine sahip. Camlı ve camsız, tek veya çift kanat varyasyonları bulunan bu 11 model, standart ölçülerin dışında proje bazında ve imkânlar dahilinde istenilen ölçülerde üretilebiliyor.PakDoor kompozit kapı üretiminde ağırlıklı olarak PVC malzeme kullanılıyor. Yüzeyleri tamamen PVC olan bu kapıların kasaları ve kanadı oluşturan iskelet (seren) kompozit malzemeden, pervazlar foam PVC’den (köpürtülmüş PVC) oluşuyor. Kapının iç kısmında EPS dolgu (polistren dolgu köpük) malzeme bulunuyor. Piyasadaki kompozit kapı ürünlerinden farklı olarak PakDoor’un ürettiği kompozit seren başka hiçbir üründe yer almıyor ayrıca kapı içini EPS dolgu yapan başka bir firma yok. EPS dolgunun avantajları:- Kapı içinin tamamen dolu olması,- MDF gibi ağır olmaması, - Su, ses ve ısı yalıtımı sağlaması.Kompozit malzemelerin içine genellikle ahşap konulduğunu ancak PakDoor üretiminde öyle olmadığını anlatan PakDoor Üretim Şefi Abdullah Doğaner, hiçbir ahşap türevi ürünün kullanılmadığı kapıların deforme olmadığını, su ve nemden etkilenmediğini belirtiyor. Ürünlerin tamamında aynı malzemelerin kullanıldığının altını çizen Doğaner, kullanılan malzeme ve proseslerin tüm kapılar için standart olduğunu ve aynı kalitede üretim yapıldığını vurguluyor.

Üretimde Türkiye’de bir ilk PakDoor’un bir yatırım sürecinde olduğunu, önümüzdeki yıl da bu yatırımların devam edeceğini söyleyen Doğaner, proses değişikliğine bağlı olarak Şubat ayı sonunda üretimde yeni makinelerin devreye girdiğini belirtiyor. Halihazırda tüm kapı üreticileri gibi statik pres ve

likit tutkal kullandıklarını, devreye giren yeni makineyle sistemin tamamen farklılaştığını kaydeden Doğaner, “Yeni makineyle otomatik bir hatta sahip olduk. Sistem farklılaştı, artık statik pres yok, roller press dediğimiz silindir presler ve PU hotmelt tutkal var. Bekleme süresi olmayacak, seri üretime geçtik. Buna bağlı olarak üretim kapasitemiz de direkt olarak arttı ve günde bin adede çıktı” diyerek, Türkiye’de bu makineyi kullanan başka bir üretici olmadığını, ilk olarak PakDoor tarafından kullanıldığını da ifade ediyor.Seren kaynak makinesi yatırımının yanı sıra yine Şubat ayında devreye alınan vakumlama, termoform denilen ve kapı modelini oluşturan bir makine yatırımı daha olduğunu anlatan Doğaner, bunların haricinde mevcut makinelere ve yeni hatlara yardımcı olacak otomasyona yönelik cihazların da yatırımlarının gerçekleştiğini vurguluyor. Makine yatırımının yanı sıra üretim alanında da büyümenin söz konusu olduğunu belirten Doğaner, bu yıl içinde bina yatırımının tamamlanacağını sözlerine ekliyor.

PakDoor kompozit kapılar

Foam plaka ve rijit PVC plaka

PakDoor’da yenilikler

Yaşam alanlarına değer katan, ısı, nem, ses ve suya dayanıklılık özellikleriyle dikkat çeken PakDoor kompozit kapılar, 2013’te bir dizi yenilikle şıklığı fonksiyonellikle buluşturmaya devam edecek

Boyanabilir kapı üretimiHalihazırda ahşap görünümlü, folyo kaplamalı olarak üretim yapan ya da ürünleri yarı mamul olarak uygulayıcı bayilere ulaştıran PakDoor, planladığı yeni bir üretimle “boyanabilir kapı üretimi” gerçekleştirecek. Üretim sırasında folyo ile kaplanmayacak olan kapılar, bayiler veya son kullanıcılar tarafından istenilen renkte boyanabilecek. 13-16 Mart’ta gerçekleşen Pencere Fuarı’nda sergilenen bu yeni ürün sayesinde renk çeşitliliği de artmış olacak ve kapılar istenilen renge boyanabilecek.

Yeni kapı pervazı PakDoor kompozit kapıların düz köşeli yeni pervaz modeli, montajı kolaylaştırmasının yanı sıra duvar yüzeyinden kaynaklı hata yapmayı önlüyor.

Kapı camlarıTek parça, enjeksiyon parça şeklinde üretilen camlar artık PEN’deki PVC doğrama gibi bir adaptör profil ve cam çıtasıgibi dışarıdan kesilerek, bayilerin kendilerinin de yapabileceği bir hale getirildi. Bu yenilik, maliyet avantajının yanı sıra montaj kolaylığı ve model çeşitliliği de sağlıyor.

Yeni renk ve desenler yoldaYeni renk ve desen çalışmaları devam ediyor. Çift yönlü model ve çift renk alternatifleri yenilikler arasında yer alacak.

Pakpen A.Ş. bünyesinde üretilen plakalar, rijit ve foam plaka olarak ikiye ayrılıyor

Püf noktası

Kapı montajında

vida kullanımı

Kapı montajı yapılırken genellikle

sadece köpük kullanılıyor ve vida

kullanımı ihmal ediliyor. Bir süre

sonra köpüğün yerinden oynaması

ve bozulması, kapıda sarkmaya

ve sürtünmeye yol açıp sorun

yaratabiliyor. Montaj sırasında

vida kullanmak bu

olumsuz durumları

önlüyor.

Page 16: Mesleki eğitim - pakpen.com.trpakpen.com.tr/dergi/PakpenDergi24/PakpenDergi24.pdf · Nisan/Mayıs/Haziran 2013 - Sayı 24 Mesleki eğitim Ekonomi yazarı Vahap Munyar, Türkiye

Ar-Ge Ar-Ge

HABER30 HABER 31

Şirketler kendi görüntülerini yaptıkları Ar-Ge çalışmalarıyla ve yenilikleriyle sağlarlar. Bu kapsamda Türkiye’nin lokomotifi olan inşaat sektörünün en büyük üreticilerinden birinde yapılan Ar-Ge çalışmaları da oldukça önemlidir. Pakpen A.Ş. bünyesindeki Ar-Ge bölümü, mevcut ürünlerin iyileştirilmesi ve yeni ürünlerin sektöre kazandırılmasıyla ilgili yoğun bir çalışma içerisinde. Pakpen için Ar-Ge, “inovasyon” demek. Yani farklı, değişik, yeni fikirler geliştirmek ve bunları uygulamak demek. Bu fikirler, daha önce çözülmemiş sorunları çözmek veya daha önce karşılaşılmayan ihtiyaçlara cevap vermek amacıyla geliştirilebilir; ya da zaten var olan pek çok ürünü daha güzel, daha kullanışlı, daha çok insanın işine yarayacak hale getirmeyi amaçlar. Bu fikirlerin hayata geçirilmesiyle ortaya çıkan ürün ve ardından bu ürünün satışına başlanması, şirketimiz için önemlidir.Ar-Ge departmanımız, son yıllarda inşaatlarda ağırlıklı bir şekilde kullanılan kompozit malzemelere odaklanmış durumda. PakDoor bölümü için yapılan kompozit çalışmalar sonucunda sektörde daha önce kullanılmayan, suya, neme, ısıya ve zorlu çevre şartlarına dayanıklı kompozit malzemeler geliştirilmiş bulunuyor. Bu malzemeyle mevcut Türkiye ve dünya şartlarında üretim yapan birçok firmanın kompozit kapılarından daha sağlam kapılar üretiyoruz. Bu anlamda kompozit ürünlerimizin, Türkiye’de geçerli Endüstriyel Tasarım Tescili bulunuyor.

Pakpen’den otomotiv sektörüne özel panellerSonuçlanan Ar-Ge çalışmalarımızdan bir diğeri ise otomotiv sektörüne yönelik özel paneller. Bu panellerle otomotiv sektöründe iç aksamlarda kullanılan ve bugüne kadar genellikle ithal edilen ürünleri Pakpen bünyesinde gerçekleştirmiş bulunuyoruz. Bu konuda geliştirilen ürünlerimiz (sandviç panel ve XPS), TÜV-SÜD’deki yanmazlık testlerinde başarılı bir performans sergileyerek testin gereklerini yerine getirdi. XPS ve sandviç panel ürünlerimiz, motorlu araçlar tavanında kullanılabilirlikleri araştırılmak üzere TÜV-SÜD laboratuvarlarına, yanmazlık testine gönderildi. Yanmazlık testi 95/28/EC direktifine,

ECE R 118 (ECE R 118 “motorlu taşıtlar - belirli motorlu taşıt kategorilerinin iç yapısında kullanılan malzemelerin yanma davranışı”) regülasyonuna, FMVSS 302 (USA) ve CMVSS 302 (CANADA) standartlarına uygun olarak gerçekleştirildi. 95/28/EC, motorlu araçların iç yapılarında kullanılan malzemelerin yanma davranışlarını (tutuşabilme, yatay/dikey yanma hızı ve erime davranışı) gösteren bir direktif. Bu direktife göre; • Ülkemizde 22 kişiden fazla yolcu taşıyan araçların iç yapılarında kullanılan malzemelerin 95/28/AT direktifine uygun test edilmesi kanuni bir zorunluluktur. • Ayrıca artık standart tipte binek araç üreten firmalar da araçlarının iç yapılarında bu direktife uygun malzeme kullanmayı seçmektedir. Ürünün taşıt tavanında kullanılabilmesi için aranan şartlar;• Yatay yanma hızının 100 mm/dk’dan küçük olması gerekmektedir. Deney sonucuna göre XPS ürünümüzün yatay yanma hızının 0 mm/dk olduğu belirlenmiştir. • Tavandaki malzemenin damlamadığı da belgelenerek ürünümüz testi başarıyla geçmiştir.

“İş hayatı prizma gibidir, görüntü sürekli değişir. Önemli olan değişen görüntünün içinde şirketinizi görebilmeniz ve o görüntünün kalıcılığını sağlamanızdır”

“Otomotiv sektörüne yönelik ürünlerden sonra beyaz eşya sektörüne yönelik ürünler geliştirmeyi hedefliyoruz”

Pakpen A.Ş. Ar-Ge Müdürü, Compound, Kompozit Levha ve Siding Üretim Yöneticisiİsmail Mert

İlgili test sonucu hazırlanan bu rapor, hem T.C. Sanayi Bakanlığı hem de Almanya Onay Kuruluşu (KBA) tarafından kabul görmektedir.PVC plakaların antibakteriyel olma özelliği daha da geliştirilerek sandviç panellerimiz (PakPanel) için üzerinde mikrobiyal büyüme gerçekleşip gerçekleşmediğine dair yaptırılan testin sonucu 0/kob çıkmış bulunuyor. Bu da bu ürünün gıda sektöründe rahatlıkla kullanılabileceğini gösteriyor. Gıda üreticilerinin birçoğunda bu ürünlerimiz kullanılıyor.

Hedef beyaz eşya sektörü2013 yılındaki ilk çalışmamız, beyaz eşya sektöründe kullanılabilecek ürünler geliştirilmesi. Ar-Ge bölümümüzde sınırlanmış bir bütçe bulunmuyor. Günümüz koşullarında inovasyon olmadan, yeni faydalı modeller oluşturmadan üreticilerin sektörde tutunamayacağı herkes tarafından kabul edilen bir gerçek. Bunun için sınırlandırılmış bir hayal gücü, bakış açısı ve çalışma olamayacağı gibi kısıtlanmış bir yatırım da söz konusu olamaz. Bu konuda Yönetim Kurulu Başkanımız Sayın Mehmet Tuza ve Genel Müdürümüz Sayın Münir Yıldırım, sınırsız destek sunuyor.Ar-Ge ekibimiz, kendisine verilen sorumluluğun, Pakpen markasının, değişim ve gelişimin insan yaşamında konforu da aynı oranda artırdığının ve beklentilerin çıtasının yükseldiğinin farkında. Bu farkındalıkla ve farklılığın her daim kazanç getirdiği bilinciyle hedefimiz, sektörlerle ilgili bilinen ürünlerin geliştirilmesinin yanında sektör yelpazesine yeni ürünler kazandırmak. Departmanımız, gelişmiş sanayi ülkelerinin yer aldığı OECD’nin benimsediği Ar-Ge’nin üç farklı uygulamasına göre hareket ediyor. Bunlar;

Temel araştırma: Belirli, özgün bir uygulama veya kullanım düşünülmeden, kuramsal veya deneysel çalışmalarla olguların ve gözlemlenebilir durumların altında yatana ilişkin yeni bilgi edinme.Uygulamalı araştırma: Özgün bilgi üretmeye yöneliktir. Ana hedef olarak doğrudan özgün ve pratik bir amaç içerir.Deneysel geliştirme: Araştırma ve/veya pratik deneyimden edinilmiş ve halen var olan bilginin üzerinde yükselen ancak yeni materyaller, ürünler, devreler üretmeye; yeni süreçler, sistemler, hizmetler oluşturmaya veya halen üretilmiş veya oluşturulmuş olanları büyük ölçüde iyileştirmeye yönelik sistemli çalışmalar.

Page 17: Mesleki eğitim - pakpen.com.trpakpen.com.tr/dergi/PakpenDergi24/PakpenDergi24.pdf · Nisan/Mayıs/Haziran 2013 - Sayı 24 Mesleki eğitim Ekonomi yazarı Vahap Munyar, Türkiye

bayilerimiz

HABER 33

yalıtım

HABER32

Sizi tanıyabilir miyiz, sektördeki geçmişinizi ve Pakpen A.Ş. ile bir araya gelişinizi anlatır mısınız?Sanat okulu mezunuyum. 1989 yılında demir doğrama ve güneş enerjisine yönelik bir atölyeyle işe başladım. Pakpen’le 1996 yılında bir araya geldik. İlk günden bu yana kalitesinden ödün vermeyen Pakpen, kalitesinin yanı sıra geniş ürün yelpazesiyle de öne çıkıyor. 17 yıldır devam eden iş ortaklığımızda karşılıklı memnuniyetimiz de aynı şekilde devam ediyor.

Ekibinizde kaç kişi bulunuyor, kaç kişiyle hizmet veriyorsunuz? Biz Tunçalp Pen olarak 15 kişiyle hizmet veriyoruz. Ayrıca zaman zaman birlikte çalıştığımız altı arkadaşımız daha var. Bu arkadaşlarımızla birlikte toplam 21 kişiyle faaliyetlerimizi sürdürüyoruz.

Hangi bölgelerde faaliyet gösteriyorsunuz?Altınova, Ayvalık, Dikili ve Sarımsak plajlarında, daha çok yazlık kesime hitap ediyoruz.

2012 yılı sizin için nasıl geçti, inşaat sektörü açısından geçtiğimiz yılı nasıl değerlendiriyorsunuz?2012 yılı bizim için normal geçti. Daha çok tatil bölgelerinde ve yazlık kesimlerde hizmet verdiğimiz için ikinci ve üçünce aylar genellikle sıkışık oluyor.

İletmek istediğiniz bir mesajınız var mı?Bu işte Pakpen’le yola çıktık, Pakpen’le devam etmek istiyoruz. Özetle, mesaiye Pakpen’le başladım, Pakpen’le bitirmek istiyorum.

UNIDO Çevre Programı kapsamında, ozon etkisi olan HCFC 141b, HCFC 142-b ve HCFC-22 gazlarının yerine, ozon etkisi olmayan HFC 152a, DME, CO2 gazları ve ethanol kombinasyonları kullanılması sağlanıyor.Ozon etkisinin azaltılması amacıyla geliştirilen “XPS plaka üretiminde HCFC-142b ve HCFC-22 gazları, PU yalıtım paneli ve PU sert köpük üretiminde HCFC-141b gazlarının ‘umbrella’ projesiyle proses dışı bırakılması” projesinde yer alan Pakpen, projeyi başarıyla tamamlamış bulunuyor.

Pakpen çalışmalarını 30 ayda tamamladı 5 Kasım 2010 tarihinden bu yana devam eden çalışmalar kapsamında, yürütme komitesi “umbrella” projesiyle 2.772 ton gaz, proses dışı bırakıldı. Bu gazlar, PU üretiminde HCFC 141b gazı, yalıtımlı sandviç panel üretiminde HCFC-141b gazı, extrüde polisitiren üretiminde (XPS)HCFC 142-b ve HCFC-22 ile kullanımlarıdır.Onaylanan maliyeti 14.291.690 dolar olan projede, artı ajans proje maliyeti, 1.071.876 dolar oldu. Dördü sandviç panel üreticisi, beşi XPS üreticisi olmak üzere dokuz firmanın katıldığı projede yer alan Pakpen, gerekli çalışmaları 30 aylık sürede tamamladı ve destek almaya hak kazandı. Projede beş XPS üreticisi tarafından çalışılan farklı gaz kombinasyonları; • CO2 ve Ethanol karışımı, • HFC 134a ve HFC152a karşımı, • HFC 152a/DMEoldu ve Pakpen projeye iki adet XPS hattı ile katılarak HFC-152 a/DME gazı dönüşümünü gerçekleştirdi. Pakpen, projede gaz dönüşümünü gerçekleştirebilmek için makine-teçhizat

yatırımları ve Ar-Ge çalışmaları yaptı, yeni şişirici ajan besleme sistemi ve yanmazlık katkıları da çalışıldı.“Umbrella” programında Pakpen’in çalışmalarının maliyeti, toplam 2.071.173 doları buldu. Yapılan uygulamalarla, • XPS yalıtım ürünlerinde ozon etkisi olmayan HFC-152a/DME karışımı, şişirici ajan kullanıldı. • Pakpen TS EN 13164 standardında “Binalar için ısı yalıtım malzemeleri extrüzyon ile üretilmiş polisitiren köpük” şartları sağlandı. • Tüm testler tamamlandı. Projeyi başarıyla tamamlayan Pakpen, 1.071.466 dolar mali destek sağladı ve bu desteği 2013 itibarıyla aldı.

Sektördeki geçmişinizive Pakpen A.Ş. ile bir araya gelişinizi anlatır mısınız?Sektörle tanışmam üç yıl önce aile şirketimizin başına geçmekle oldu. Şu anda Ege Bölgesi’nin en genç bayii olarak İzmir’de hizmet veriyoruz. Pakpen A.Ş. ile tanışmamız, 2001 yılında şirketimizi kurarken Pakpen’i partnerimiz olarak tercih etmemizle başladı ve bugünlere kadar geldik.

Markamızla bir araya gelişinizden bu yana ne tür çalışmalara imza attınız, işbirliğinizin gelişiminden bahseder misiniz?Pakpen ve PakSiding ortaklığımızdan itibaren PakSiding olarak İzmir ilinde ikinci satıcı bayi olarak hizmet veriyoruz.

2012 yılı sizin için nasıl geçti, inşaat sektörü açısından geçtiğimiz yılı nasıl değerlendiriyorsunuz?2012 yılında gizli kriz olmasına rağmen gayet başarılı bir yıl geçirdik. Ümidimiz 2013 yılının 2012’den daha iyi olması.

2013 yılı beklentilerinizden ve gelecek planlarınızdan bahseder misiniz?2013 yılında PakSiding satıcı bayiliğimizin yanında Pakpen PVC doğrama imalat ve montajına da başlamış bulunuyoruz. Gün geçtikçe Pakpen Ailesi ile birlikte büyüme hedefi ve arzusu içindeyiz.

PakSiding ürünlerinin tercih edilmesinin nedeni nedir?PakSiding diğer siding ürünlerinden kalitesiyle ayrılıyor. Müşterilerimiz, kalitesinden dolayı ürünümüzü tercih ediyor. Kaç kişiyle hizmet veriyorsunuz? Ekibinizi oluştururken nelere dikkat ettiniz?Tekinkaya Pen olarak 25 deneyimli elemanımızla Ege Bölgesi’nde hizmet veriyoruz. Ekibimizi oluştururken grup çalışmasına yatkın ve özverili arkadaşları tercih ediyoruz.

İzmir Bölge Pakpen Bayii Tunçalp Pen’in sahibi Metin Tunçalp:

İzmir Bölge PakSiding Bayii Tekinkaya Pen yetkilisi Engin Tekin:

“17 yıldır karşılıklı memnuniyetimiz devam ediyor”

“Hedefimiz Pakpen Ailesi ile birlikte büyümek”

Pakpen UNIDO projesiyle çevreye duyarlılığını bir kez daha kanıtladı

PakBoard Üretim ŞefiEmrullah C. Işık

Page 18: Mesleki eğitim - pakpen.com.trpakpen.com.tr/dergi/PakpenDergi24/PakpenDergi24.pdf · Nisan/Mayıs/Haziran 2013 - Sayı 24 Mesleki eğitim Ekonomi yazarı Vahap Munyar, Türkiye

bayilerimiz bayilerimiz

HABER34 HABER 35

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Sektördeki geçmişinizi ve Pakpen A.Ş. ile bir araya gelişinizi anlatır mısınız?1986 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünden mezun olduktan sonra proje çizimleri yaparak inşaat sektörüne giriş yaptım. Çizim yaptığım firmayla çalıştığım sıralar 1991 yılında Antalya’da ilk defa plastik borunun uygulamasını gördüm. O zamana kadar hep demir borular kullanılıyordu. Merak ettik, ilgili firmayla görüştük ve bayiliğini aldık. Fiyat farkı ve yeni bir malzeme olmasından dolayı önceleri piyasaya kabul ettirmekte zorlandık. Aynı yıl bu ürünü Türkiye’de üreten firmayla görüşmek için İstanbul’a gittik ve bu ürünün bayiliğine başladık. 1994 yılında inşaat sektöründe yeni gelişmekte olan plastik sıhhi tesisat boru ve ek parçalarından oluşan sistemin Ege Bölgesi’nde tanıtımını ve satışını yapmak amacıyla İzmir Detay’ı kurduk ve 2004’e kadar bu firmayla çalıştık. 2007 yılında Pakplast’la bir araya geldik. Konya’daki fabrika ziyaretimizde, Sayın Mehmet Tuza’nın enerjisi ve heyecanı bizi çok etkiledi. Tesislerin yapısından, teknik donanımdan da çok etkilendik ve birlikte çalışmaya karar verdik.

Pakplast ile bir araya gelişinizden bu yana sektörde ve çalışmalarınızda ne tür bir değişim yaşandı?Kim ne derse desin Türkiye’de bir süredir gizli bir kriz var. Eskiden markaya yönelik bir sektör vardı. Artık marka bilincinin yavaş yavaş ortadan kalktığını ve fiyatın en önemli kriter haline geldiğini görüyoruz. Piyasada rekabet, fiyata döndü. Merdiven altı üretim yapan firmalarla ve diğer firmalarla fiyat yönünden rekabet etmeye çalışıyoruz. Satışlarımızın yüzde 60-70’i fiyata, yüzde 30-40’ı bayi güvenilirliğine ve kaliteye dayanıyor. Bizim sektörde 2000-2005 yılları arası en parlak dönemdi. Piyasadaki oyuncu sayısı çok azdı. Şu anda sayısını bilemeyeceğimiz kadar çok firma var.

Sektörde ve rekabette fark yaratmak, öne çıkmak için neler yapıyorsunuz?Bir firmayı doğru temsil etmenin en önemli şartının kaliteli personel olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle işi bilen, düzgün arkadaşlarla çalışıyoruz. Kaliteye çok önem veriyoruz. Ürünü tam olarak elimizde tutup zamanında teslim ediyoruz. Ürünümüzün kalitesini biliyoruz, piyasaya da bunu anlatıyoruz. Pencere tarafında Pakpen’in bilinirliği çok yüksek. Piyasada “Pakpen ucuz yapmaz, iyi ürün yapar” bilinci var. Bu nedenle ürünümüzü anlatmakta çok zorlanmıyoruz. Ayrıca Pakplast Altyapı ve Üstyapı Satış Koordinatörü Mesut Koçal’ın desteği bizim için çok önemli. Buradan kendisine bir kez daha teşekkür ediyoruz.

Bayi yapılanmanızdan bahseder misiniz? Hangi bölgelere hizmet veriyorsunuz?Pazarlamada ben dahil üç kişiyiz; stok sevkıyat, sekreterya ve depoda çalışan arkadaşlarımızla birlikte toplam yedi kişilik bir ekiple çalışmalarımızı sürüdürüyoruz. İzmir ve çevresinde faaliyet gösteriyoruz. Sahil kesimi olan Bodrum, Muğla, Marmaris ve Fethiye’de bizimle çalışan altbayilerimiz var. Yıllardır bu arkadaşlarla dostça çalışmalarımızı sürdürüyoruz. 26 civarında bayimiz var. Her biriyle iş ilişkimiz çok iyi. Bu sayıyı çoğaltmaya çalışmakla birlikte güvenilir ve kaliteli işbirlikleri kurmaya özen gösteriyoruz. Bayilerimizin yanı sıra inşaatlara ve piyasada faaliyet gösteren nalburlara malzeme satışlarımız oluyor. Doğalgaz pazarı da İzmir’deki bir diğer pazarımız. Faaliyetimiz tamamen boru satışı üzerine. Bir konu üzerinde uzmanlaşmanın doğru olduğunu düşünüyoruz. Bir müteahhitin ihtiyaçları doğrultusunda ilk aşamada olmayı tercih ediyoruz. O müteahhitin ikinci aşamasında da var olup vakit kaybetmek yerine bir başka müteahhit bulup boru satmayı tercih ediyoruz. Pazarımızı kendi elimizle büyütme imkânımız var...

Pakplast Bölge Distribütörü İzmir Detay’ın sahibi İlham Köklükaya:

“Kalite ve güvenilirlik çok önemli”2013’te pazar payını iki katına çıkarmayı hedefleyen Pakplast Bayii İzmir Detay, bunun için gerekli yapılanmayı tamamlamış bulunuyor. Kaliteye çok önem verdiklerini ve iş hayatında en çok güvenilir olmayı önemsediklerini belirten İzmir Detay’ın sahibi İlham Köklükaya, faaliyetleri, hedefleri ve inşaat sektörüne ilişkin sorularımızı yanıtladı

Sektör açısından bölgenizde 2012 yılı nasıl geçti? 2013 yılı ile ilgili düşünceleriniz ve hedefleriniz neler?2005’e kadar sektör çok hareketliydi, bu tarihten sonra pazar mevcut kaldı fakat imalatçı firmalar çoğaldı, fiyat rekabeti yaşanmaya başladı... 2009’da bir kriz yaşadık ve epey zorlu geçti, bir frene basma yaşandı. 2010’da işler biraz toparlandı. 2011’de işler iyiydi, pazar genişliyordu ama mal sattığınız kişilerin ödeme gücü önemli hale geldi. Piyasada çok fazla kişi para batırdı, biz buna dikkat ettik. 2012’de Haziran ayına kadar işler iyi gitti, Temmuz’dan sonra büyük bir durgunluk yaşandı. 2013’ten umutluyduk ama ilk iki ay çok iyi geçmedi. Biz bayi sayımızı artırıyoruz, çalışmalarımızı sürdürüyoruz fakat normal bayimiz yıllık cirosunu yapamadığı için temel cirolar çok iyi gitmiyor. 2012’de yüzde 15 civarında bir düşüş yaşadık ama piyasaya göre daha düşük bir oran bu. Kârlılık açısından yüzde 15’ten daha fazla bir kârlılık zararı var. İşlerin azaldığı ortamda fiyat kırmak zorundasınız. 2013 yılında pazar payımızı iki katına çıkarmayı düşünüyoruz. Yine fiyat kıracağız ama ciromuzu iki katına çıkaracağız, bunun

için gerekli yapılanmayı yaptık. Piyasada daha önce girmediğimiz alanlara girmeyi düşünüyoruz. Doğalgaz sektöründe yeni iş alanları yaratmayı hedefliyoruz. İzmir’in nüfusu 3 milyonun üzerinde. Buna yönelik olarak inşaat sektörü de gelişiyor. Küçük inşaatlarda başarılıyız ancak toplu konutlarda çok özel fiyatlar veriliyor, bizim gibi distribütörlerin bu işlerin içinde olması çok zor. Bu yıl bu inşaat sektöründe kendimize 1 trilyonluk pazar yaratmayı hedefliyoruz. Bir arkadaşımızı sadece bu işe yönlendirdik. Ocak-Şubat aylarına baktığımızda 600-700 milyon yapılabilecek gibi görünüyor. Pazarın açılacağını düşünürsek hedefimizi yakalayacağımızı düşünüyoruz. Bu yıl sadece boru satarak toplam 3,5-4 trilyonluk bir ciro yapmayı hedefliyoruz.

Son olarak iş hayatında nelere önem veriyorsunuz?Çalışma hayatımız boyunca en çok güvenilir olmaya önem verdik. Her zaman bayilerimize destek olmaya çalıştık. Bayilerimizin yüzde 70’i marka değiştirmeden bizimle çalışmaya devam ediyor. Bu da bizim için çok önemli.

Page 19: Mesleki eğitim - pakpen.com.trpakpen.com.tr/dergi/PakpenDergi24/PakpenDergi24.pdf · Nisan/Mayıs/Haziran 2013 - Sayı 24 Mesleki eğitim Ekonomi yazarı Vahap Munyar, Türkiye

bayilerimiz bayilerimiz

HABER36 HABER 37

Sektördeki geçmişiniz ve Pakpen A.Ş. ile bir araya gelişinizden bahseder misiniz?Aysi Pen ve Aysi İnşaat olmak üzere iki tesisimizle aile şirketi olarak hizmet veriyoruz... 1990’da lise eğitimimi tamamladıktan sonra Rize’den İzmir’e göç ettik. 1998’e kadar inşaat sektöründe cam işleri, dış cephe doğraması işi yaptık. 2004 yılında PVC sektörüne girmeye karar verdik. Düşündüğümüz üç firma arasından Pakpen’le anlaştık. Ürün, fiyat ve kaliteyi

karşılaştırdık ayrıca Pakpen’in bayilerine bakış açısı, onları ailenin bir ferdi olarak görmesi bizi cezbetti. Neticede 2004’te Pakpen’le PVC doğrama işinde çalışmaya başladık. Biz ticari ahlakımız gereği her zaman yaptığımız işin arkasında durduk. Önceliğimiz, müşteri memnuniyeti. Gömlek değiştirir gibi marka değiştirme âdetimiz yok. Pakpen ile aramızda iyi bir işbirliği var. Herhangi bir sıkıntı yaşadığımızda çözüm bulma konusunda bize büyük destek oluyor. Pakpen’i her zaman yanımızda hissediyoruz.

PakDoor ile çalışmaya başlamanız nasıl oldu, işbirliğinizin gelişimini anlatır mısınız?PakDoor’la bir araya gelişimiz, Antalya’da faaliyet gösteren bir arkadaşımızın PakDoor kapı uygulamasıyla ilgili İzmir’deki bir iş için bizi tavsiye etmesi üzerine oldu. Bu arkadaşımızın aracılığıyla bir otele numune yaptık, beğenildi. Firmanın tüm projelerinde yerimizi aldık. Bunu diğer projeler de takip etti. Müşteri memnuniyetini ön planda tutarak şu an yoğun talep yarattık. Özellikle numune taktığımız projelerde ve evlerde kapımız hakkında söylenenler bizleri daha da iyi motive etti.

PakDoor’un tercih edilmesinin nedeni nedir?PakDoor’u göğsümüzü gere gere satıyoruz. Özellikle sahil kesiminde dayanıklılığı ve kalitesiyle öne çıkıyor. Şu anda Türkiye piyasasında kapıda PakDoor bir numara diyebilirim.

Faaliyet alanınız nedir, hangi bölgelere üretim yapıyorsunuz?Genellikle İzmir’in merkezinde, Buca, Gaziemir, Karabağlar, Yeşilyurt, Hatay’da faaliyet gösteriyoruz. Ayrıca Urla ilçesi de üretimimiz için önemli bir yer teşkil ediyor. Kuşadası, Aydın gibi çevre il ve ilçelere de zaman zaman üretim yapıyoruz.

Ekibinizden bahseder misiniz? Kaç kişilik bir ekiple hizmet veriyorsunuz?İki tesisimizde toplam 31 kişilik bir ekiple hizmet veriyoruz. Biz üç kardeş olarak bilfiil işin içindeyiz. Bir de ortağımız bulunuyor.

2012 yılı nasıl geçti, 2013 yılından beklentileriniz neler?Tesisimizde PVC ve diğer işlerimiz de dahil olmak üzere tamamen inşaat sektörüne yönelik üretim yapıyoruz. Yaz döneminde tekil işlere ağırlık veriyoruz ve daha kazançlı oluyor. Kış aylarında toplu işler daha yoğun, maliyet düşük olmasına rağmen toplu işler sayesinde tam kapasiteyle çalışıyoruz. Geçen yıl trilyonu aşan bir ciro yaptık. Bu yıl çok daha farklı olacağını düşünüyoruz. Kapı ve mutfak üzerine bir tesis kurduk. Bu tesis, PVC sektöründeki kapasitemizi de yüzde 50 oranında artıracak. Ayda 300 dairenin işini yapmayı hedefliyoruz. Hedefimiz, kapının yanı sıra pencere işini de toplu olarak yapmak. 2013 yılında 2012’ye göre iki kat büyüme hedefliyoruz.

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Sektördeki geçmişiniz ve Pakpen A.Ş. ile bir araya gelişinizden bahseder misiniz?Firmamız 1994 yılında bir aile şirketi olarak faaliyete başladı. Başlangıçta beton-bahçe yapı elemanlarının üretim, uygulama ve pazarlaması şeklinde yürüyen işlerimiz, sektörün ihtiyaçları doğrultusunda yön değiştirerek ısı-ses-su yalıtımı konusunda ülkenin önde gelen firmalarının bayiliklerini alarak devam etti. Bu doğrultuda 2003 yılında Pakpen A.Ş. ile çalışmaya başladık.

PakBoard ile ne tür çalışmalara imza attınız, işbirliğinizin gelişimini anlatır mısınız? Bölgenizde PakBoord ürünlerine ilgi nasıl?İhtiyacımız olan her türlü araç, gereç ve eleman yatırımımızı

yaparak bölgemizdeki bazı önemli projelere imza attık. Bu projeler arasında Aydın Kuşadası Ayaz İnşaat’a ait Ayaz Villaları 10 bin m2, Uşak merkezde Uşak-Desan Avşar Evleri 9500 m2, Kütahya merkezde Elif Sitesi ve Çiçekkent Sitesi olmak üzere toplam 13 bin 500 m2’lik renovasyon çalışmalarımız bulunuyor.

2012 yılı sizin için nasıl geçti, 2013 yılından beklentileriniz neler?2012 yılında ciro bakımından artış göstermiş olmakla birlikte artan rekabetten dolayı kârlılık açısından istenilen düzeye ulaşamadık. 2013’ün daha kârlı bir yıl olmasını temenni ediyoruz.

Ekibinizden bahseder misiniz, kaç kişilik bir ekiple hizmet veriyorsunuz?Ekibimiz teknik eleman, pazarlama, lojistik ve asistan arkadaşlarımızla birlikte toplam 12 kişiden oluşuyor.

Bölgenizde yaptığınız çalışmalardan söz eder misiniz?Asıl amacımız, bölgemizde bayiliğini yaptığımız firmaların ürünleri hakkında şantiyelere ve büyük projelere bilgi vermek, detaylandırmak ve doğru yerde doğru malzeme kullanımını sağlamaya yönlendirmek. Bunun yanı sıra renovasyon çalışmalarımız yoğun bir şekilde devam ediyor.

İzmir Bölge PakDoor ve Pakpen Bayii Aysi Ltd. Şti. ortaklarından Mehmet Çırakoğlu

PakBoard İzmir Bölge Bayii Kemikli Yapı’nın sahibi Murat Yiğit Kemikli:

“PakDoor kalitesiyle öne çıkıyor”

“Bölgemizde önemli projelere imza atıyoruz”

2004 yılında PVC doğrama işi için Pakpen’le çalışmaya başlayan Aysi İnşaat, aynı zamanda PakDoor bayiliği de yapıyor. “PakDoor’u göğsümüzü gere gere satıyoruz. Özellikle sahil kesiminde dayanıklılığı ve kalitesiyle öne çıkıyor” diyen şirket ortaklarından Mehmet Çırakoğlu, bu yıl geçtiğimiz yıla göre iki kat büyüme hedeflediklerini, bu hedefe ulaşmalarında yeni tesislerinin önemli bir rol oynayacağını belirtiyor

Amaçlarının, ürünleri hakkında şantiyelere ve büyük projelere bilgi vermek, detaylandırmak ve doğru yerde doğru malzeme kullanımını sağlamaya yönlendirmek olduğunu belirten Kemikli Yapı’nın sahibi Murat Yiğit Kemikli, renovasyon çalışmalarının da yoğun bir şekilde devam ettiğini belirtiyor

Page 20: Mesleki eğitim - pakpen.com.trpakpen.com.tr/dergi/PakpenDergi24/PakpenDergi24.pdf · Nisan/Mayıs/Haziran 2013 - Sayı 24 Mesleki eğitim Ekonomi yazarı Vahap Munyar, Türkiye

tedarikçilerimiz tedarikçilerimiz

HABER38 HABER 39

Sizi tanıyabilir miyiz, ticari geçmişinizdensöz eder misiniz?Mesleğe sanayide oto döşeme işinde çırak olarak başladım, usta olup işyeri açtım ancak sermaye olmadığı için imalat yapamadım ve başka arayışlara girdim. Bir süre belediye fırınlarının ekmek dağıtım işini yaptım. Bu işi çok sevmedim, kendime küçük bir büfe açtım.

Büfenin yanında bir tabelacı vardı, iş ilgimi çekti, yapabileceğimi düşündüm. Tabelacı arkadaşım yapamayacağımı söyledi ama ben aklıma koyduğum bu işe atıldım. Sektör bilgisayar sistemine yeni geçiyordu ve gelişmeye açıktı. Küçük bir dükkânla 1997’de işe başladım. Ekip, müşteri, fuarlar birbirini kovaladı... Yaptığım her iş beni motive etti ve her sabah işe gelirken bir yenilik yapmam lazım diyerek geldim... Nihayetinde 2000 yılından bu yana Tuncay Reklam adıyla Konya’da hizmet veriyoruz. Yerel ve ulusal birçok firmayla açık hava ve iç mekân çalışmaları yapıyoruz. 4000 metrekarelik kapalı alanda iç ve dış mekân baskı yapabilen CNC router, lazer kesim cihazlarımızla birlikte geniş bir makine parkuruna sahibiz. 28 kişiden oluşan profesyonel bir ekiple hizmetlerimizi sürdürüyoruz.

Pakpen A.Ş. ile işbirliğiniz ne zaman başladı? Bugüne kadar birlikte ne tür çalışmalar gerçekleştirdiniz?Pakpen’le çözüm ortaklığımız 2008’den bu yana devam ediyor. İşbirliğimiz süresince genel olarak bayi tabelaları, yol kenarı totemleri, bayiler için iç mekân görselleri gibi çalışmalar yaptık. Bugüne kadar Pakpen’le sistemli ve güzel bir iş ilişkimiz oldu. Pakpen’le işbirliğimizin uzun yıllar devam etmesini dileriz.

Pakpen’in sizden tedarik ettiği ürünlerle ilgili beklentileri neler?Pakpen’in ürettiğimiz ürünlerle ilgili bizden en büyük beklentisi kalite ve zamanında teslimat.

2012 yılı sizin açınızdan nasıl geçti, 2013 yılı için neler düşünüyorsunuz?Sektörümüz açısından 2012 yılı rutin bir seyirde geçti. 2013’ün biraz daha hareketli geçmesini diliyoruz, tabii bu ekonomiye bağlı. Ekonomi alanındaki gelişmeler önceki yıllara göre daha iyi olursa direkt olarak bizim gibi hizmet sektöründe çalışanlara yansıyacaktır.

Siz sektörünüzdeki yenilikleri nasıl takip ediyorsunuz? Müşteri memnuniyeti konusunda neler yapıyorsunuz?Müşterilerimizi memnun etmek ve kaliteli işler ortaya koymak için öncelikle işi bilen bir ekiple çalışıyoruz. Teknolojiyi takip edip teknolojik gelişmeleri işimize yansıtıyoruz. Sektördeki yenilikleri ise ulusal ve uluslararası fuarlardan takip ediyoruz. 2013 yılında 400 bin TL’lik iki makine satın aldık ve makine parkurumuza dahil ettik. Braille alfabesi (körler alfabesi) için kabartma yapabilen, kâğıt, ahşap, metal, kumaş gibi her türlü materyalin üzerine resim uygulayıp baskı yapabilen bu makineyle sektörde fark yaratmayı hedefliyoruz. Sektörümüzde bu makineye sahip olan üç firmadan biriyiz. Yeni makine yatırımımız sayesinde müşteri yelpazemizi genişletmenin yanı sıra müşterilerimizin farklı ihtiyaçlarına cevap vermiş olacağız.

İletmek istediğiniz bir mesajınız var mı?Tuncay Reklam Ailesi olarak herkese bol kazançlı, sağlıklı ve huzur dolu bir yıl diliyoruz.

“Sektörümüzdeki yenilikleri takip edip işimize yansıtıyoruz”

“Her şirketle bire bir ilgileniyor, ayrı özen gösteriyoruz”

“Müşterilerimizi memnun etmek ve kaliteli işler ortaya koymak için öncelikle işi bilen bir ekiple çalışıyoruz” diyen Tuncay Reklam Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özkan, teknolojiyi yakından takip ettiklerini ve yenilikleri işlerine yansıttıklarını belirtiyor. 2000 yılından bu yana Pakpen’le işbirliği yapan Tuncay Reklam’ın faaliyetlerini Tuncay Özkan’dan dinledik

2006 yılından bu yana Pakpen’in iş ortağı olan Ata Uluslararası Denetim, dünya çapında bağımsız denetim şirketler ağı olan Kreston International’ın Türkiye ofisi. Şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Ali Yürüdü, “Biz tüccar terziyiz, konfeksiyona üretim yapmıyoruz” sloganıyla hizmet verdiklerini ve her şirketle bire bir ilgilenip özen gösterdiklerini belirtiyor. Ali Yürüdü, Pakpen’le birliktelikleri, faaliyetleri ve gelecek hedeflerine ilişkin sorularımızı yanıtladı

Firmanızı tanıyabilir miyiz, yaptığınız çalışmaları genel hatlarıyla anlatır mısınız?Şirketimiz, dünya çapında bir bağımsız denetim şirketler ağı olan Kreston International’ın Türkiye ofisi olarak faaliyet gösteriyor. Merkezi İngiltere’de bulunan Kreston International, dünyada 95 ülkedeki üyelerinin yaklaşık 700 ofisi ve 19 bin 500 çalışanı aracılığıyla uluslararası denetim ve danışmanlık hizmetleri sunuyor. Kreston Türkiye, bağımsız denetim, vergi danışmanlığı, kurumsal finansman, yönetim danışmanlığı ve mali işler yönetimi alanlarında profesyonel kadrosu ve bilgi birikimiyle müşterilerine hizmet veriyor.Türkiye ofisinde yurtiçinde ve yurtdışında kendi alanlarında söz sahibi olan yönetim ve 70’i aşkın profesyonel kadromuzla 2001 yılından bu yana müşterilerimize hizmet veriyoruz. Amacımız, müşterilerimize en yüksek standartlarda kişisel hizmetler sağlamaya adanmış profesyonel kadromuzla küresel bir iş ağı olmak ve Türkiye’nin, yakın gelecekte Avrupa Birliği ile üyeliğe varabilecek vizyonu çerçevesinde, uluslararası finansal kuruluşlar, kamu ve özel yatırımcılar nezdinde, müşterilerimizin bu kurumlara sunumuna ilişkin standartlarda akredite hizmeti sunabilecek katma değeri yüksek standartlara ulaşmak ve bu çerçevede dünya piyasalarında müşterilerimizin kendi konularında söz sahibi olmalarına yardımcı olmak.

Pakpen A.Ş. ile ne kadar zamandır işbirliği yapıyorsunuz? İşbirliğinizin sınırları içerisinde hangi hizmetler yer alıyor?Pakpen A.Ş. ile çalışmalarımız 2006 yılında başladı. İlk çalışmalarımız, Pakpen’in yeni yatırımları sırasında mali tablolarının uluslararası finansal standartlara uyumlu hale getirilip uluslararası finans piyasaları ligine çıkması sırasında oldu ve akabinde danışmanlık ve yeminli mali müşavirlik hizmetlerimizle devam etti. Pakpen’in, uluslararası bir marka olduğu ve geniş bir yelpazede çalıştığı için profesyonel bir kadro tarafından temsil edilmesi gerekiyor. Pakpen neredeyse servislerimizin hemen hepsinden yararlanıyor.

Pakpen’in hizmetlerinizle ilgili sizden beklentileri neler?Pakpen çok hızlı büyüyen ve faaliyet gösterdiği alanda birçok konuda öncü olan bir yapıya sahip. Eğer hızlı bir büyüme içindeyseniz iyi bir finans yönetimi yapmanız gerekir. İyi bir finans yönetimi, doğru ve zamanında hamlelerle yapılabilir.

Bugün finans yönetiminde olmazsa olmazınız, şeffaf ve güvenilir bir bilançodur. Türkiye’deki bankacılık sistemi, eski bankacılık sisteminde değil. Krizlerde çok büyük değişiklikler oldu ve yabancı sermayeli bankaların Türkiye’de yatırım yapmasıyla birlikte şirketlerin bilançolarına bakışlar değişti. Eskiden işletme sahibinin mal varlığına ve aile fotoğraflarına bakılırken şimdi mali göstergeler ön plana çıktı. Pakpen’de bu farkındalık çok önceden yerleştiği için finansal verilerin mutlaka bağımsız bir denetimden geçerek sunulmasına özen gösteriliyor. Ayrıca vergi, işletmeler için gerçek bir maliyet ve iyi bir planlama yapılmasını gerektiriyor.

Hizmet verdiğiniz sektörde ne tür zorluklar yaşıyorsunuz, bu zorlukların üstesinden nasıl geliyorsunuz?Türkiye’de işletmelerin büyük bir kısmı hâlâ aile yönetimlerinin elinde. Biz işin içinde aileler olmasın demiyoruz, aksine her tarafında olsunlar, işlerine sahip çıksınlar istiyoruz. Ancak belli bir yapıya ulaşınca da profesyonel bir yönetim anlayışıyla şirketlerini yönetsinler diyoruz. Diğer taraftan profesyonelleşmeyen şirketlerin her zaman bir gözü kayıtdışı ekonomiye kayıyor ve finansal veriler olduğundan daha küçük görünüyor. Kayıtdışı ekonomi, bir filin kristal dükkânına girmesi gibidir. Filin hortumu veya kuyruğu mutlaka bir yerlere değeceği için mağazaya zarar verecektir. Kayıtdışı ekonominin olduğu bir işletme, kısa vadede kazanç sağladığını düşünmekle birlikte orta ve uzun vadede bu durum tam tersine dönecektir. Biz kayıtdışı olan bir işletmede denetim yapmakta zorlanıyoruz.

Şirketinizin orta ve uzun vadeli hedeflerini öğrenebilir miyiz?Geçen sene Ankara’da bir şube açtık, bu sene de Gaziantep’te şube açıyoruz. Gaziantep’te sanayi şirketlerinin yoğun yatırımlarından dolayı lider konumdayız. Bu sene yeni Türk Ticaret Kanunu’nun uygulamaya girmesiyle birlikte bağımsız denetim sektöründe pasta büyüyor, biz de bu pastadan kendi payımızı almak için tüm çabamızla çalışmalarımızı sürürüyoruz. Sloganımız şu: “Biz tüccar terziyiz, konfeksiyona üretim yapmıyoruz.” Her insanın bir beden yapısı olduğu gibi şirketlerin de bir yapısı var ve bire bir ilgilenme, özen gerektiriyor. Biz bu şekilde çalışmaya devam edeceğiz.

Page 21: Mesleki eğitim - pakpen.com.trpakpen.com.tr/dergi/PakpenDergi24/PakpenDergi24.pdf · Nisan/Mayıs/Haziran 2013 - Sayı 24 Mesleki eğitim Ekonomi yazarı Vahap Munyar, Türkiye

proje proje

HABER40 HABER 41

30 yıldır inşaat malzemeleri alanında faaliyet gösteren Örs-Dinç İnşaat, son beş yıldır taahhüt ve yap-sat alanında da başarılı çalışmalara imza atıyor. İzmir’in Dikili ilçesinde faaliyet gösteren firma, şehir içerisinde apartman daireleri ve denize sıfır havuzlu villalarla müşterilerine Kuzey Ege’de hem tatil hem de yatırım imkânı sunuyor.“Örs-Dinç İnşaat olarak Türkiye’de uzun süren, giriş fiyatlarıyla maliyet fiyatları fahiş rakamlara ulaşan, dolayısıyla güven kaybedip neredeyse bitme noktasına gelen kooperatifçilik anlayışını, 2010’un sonunda kurduğumuz ve 2012’nin Nisan ayında teslim ettiğimiz Elit-Yar projesiyle tekrar cazip hale getirdik. 15 ay içerisinde teslim ettiğimiz ve üyelerin 15 ayda peyderpey ödemeleri karşısında neredeyse iki katı kazanç sağladıkları kooperatifimizle hem üyelerimizi hem de çevrelerini memnun ettik. Dolayısıyla Elit-Yar ile başlayan kooperatif trendi şu anda yapımı süren Burak-Yar projemiz ve yeni başlayan Yüksel-Yar projemizle devam ediyor” diyen firma ortaklarından

Bekir Örs, inşaatlarında gerek altyapıda gerekse üstyapıda Pakplast ve Pakpen markasına büyük güven duyduklarını belirtiyor.

“Pakpen Ailesi’nin ürünlerini gelecekte de kullanmayı arzu ediyoruz”Müşteri memnuniyetinin, teslim süresi kadar teslimden sonraki sürecin de önemli olduğunu anlatan Bekir Örs, “İyi marka ve iyi işçilik bizim için her zaman ön plandadır. Gelecekteki projelerimizde de Pakpen Ailesi’nin ürünlerini güvenle kullanmayı arzu ediyoruz” diyor ve ekliyor: “Pazarlamada en iyi reklamın, mouth to mouth yani ağızdan ağıza reklam olduğunu düşünen ve faaliyetlerini bu yönde sürdüren bir inşaat firmasıyız. Her zaman için memnun edilen müşterilerin uzun vadede arkadaş tavsiyesi yoluyla çığ gibi büyüyen bir müşteri portföyüne ulaşmamızı sağlayacağına inanıyoruz.”

Öncü İnşaat A.Ş.’nin örnek projeleri:• Sanko Holding Gaziantep OSB Diesel Enerji Santrali inşaatı• Siemens TEİAŞ Aydın-Germencik ve Afyon-Kocatepe 380/154 Trafo Merkezleri inşaatı• KKTC Enerji Bakanlığı Girne Diesel Elektrik Santrali inşaatı• Siemens ENERJİ-SA Kozan 380/154 Trafo Merkezi inşaatı• Maren Enerji Aydın-Germencik Jeotermal Elektrik Santrali inşaatı• Mc Cormic-Kütaş Salamura Tesisleri ve İdari Binalar inşaatı• Safe Spice Baharat Tesisleri ve İdari Binalar inşaatı• Ege Ordu K.lığı 57.Topçu Tugayı Subay-Astsubay Misafirhanesi inşaatı• T. İş Bankası Salihli-Manisa Şube Hizmet Binası inşaatı• Otak A.Ş. Mavişehir Emlakbank I. Etap 485 daire Tünel Kalıp işleri

• Akfen A.Ş. Mavişehir Emlakbank II. Etap 415 daire Tünel Kalıp işleri• Otak A.Ş. Gaziemir Emlakbank I. ve II. Etaplar 495 daire Tünel Kalıp işleri

Referanslarımız

Öncü İnşaat A.Ş. Yönetim Kurulu Üyeleri Hakan Celal Çeçen ve Ekrem Doğan:

“Başarımızda tercih ettiğimiz malzeme markalarının önemi büyük”

1993 yılında İzmir’de kurulan Öncü İnşaat A.Ş., nitelikli taahhüt işleriyle faaliyet gösterdiği bölgede güvenilir firmalar arasında yer alıyor. Temel prensibi, taahhüt ettiği işleri deneyimli kadrosu, bilgi birikimi, kullandığı son teknoloji ve dürüstlükle en iyi kalitede ve zamanında yerine getirmek olan Öncü İnşaat, kuruluşundan bu yana geçen 20 yılda; 2500’den fazla konut, çok sayıda endüstriyel tesis, askeri tesis, enerji üretim tesisi, eğitim tesisi, trafo merkezi, banka şube hizmet binası gibi projenin taahhüdünü başarıyla tamamlamış bulunuyor. Şirketin Yönetim Kurulu Üyeleri Hakan Celal Çeçen ve Ekrem Doğan, konut inşaatı olarak 2006 yılından bu yana Özyer Group şirketlerine taahhüdü tamamlanan üç ayrı projede 1375 konutun öne çıktığını belirtiyor. Özyer Group şirketleri tarafından projeleri geliştirilen ve yabancı müşterilere satışı

yapılan Fethiye Sunset Beach (275 konut), Didim-Akbük Apollonium (350 konut) ve Kuşadası International Golf Resort (750 konut) projelerinin tamamlanarak sahiplerine teslim edildiğini anlatan Çeçen ve Doğan, bu projelerde elde ettikleri başarı ve güvenin neticesinde, Özyer Group tarafından yatırımı yapılacak olan Kuşadası Ramada Resort Otel projesinin sözleşmesini de Ocak 2013 itibarıyla yaptıklarını, şantiye tesislerini kurup imalata başladıklarını vurguluyor.

“Pakplast, güvendiğimiz çözüm ortağımız”“Tamamlanan projelerde yakaladığımız kalite ve başarıda, deneyimli kadromuz, bilgi birikimimiz ve işçilik kalitemiz kadar tercih ettiğimiz malzeme markaları da öne çıkıyor” diyen Hakan Celal Çeçen ve Ekrem Doğan, Pakplast’ın bu anlamda güvendikleri çözüm ortaklarından bir olduğuna dikkat çekiyor ve ekliyor: “Özellikle konut projelerinde kullandığımız altyapı ve iç tesisat borularında bize güven ve destek veriyor. Öncü İnşaat olarak bundan sonra da yer aldığımız projelerde Pakplast ile çalışmayı gönülden arzuluyoruz.”

Örs-Dinç İnşaat Ltd.’nin ortaklarından Bekir Örs:

“İyi marka ve iyi işçilik bizim için her zaman ön planda”

Page 22: Mesleki eğitim - pakpen.com.trpakpen.com.tr/dergi/PakpenDergi24/PakpenDergi24.pdf · Nisan/Mayıs/Haziran 2013 - Sayı 24 Mesleki eğitim Ekonomi yazarı Vahap Munyar, Türkiye

referanslarımız referanslarımız

HABER42 HABER 43

PAKDOORPAKSIDINGPAKBOARD

PAKPEN PAKPLAST

Kullanılan ÜrünlerRoyal Seri Beyaz

Bayi AdıÖzdepen Harun Aksoy

Kılıçarslanlar Gold Yaşam - Ankara

Kullanılan ÜrünlerPakpen Sürme ve Royal Seri Beyaz

Bayi AdıÖzden Kılıç PVC

Lemax İnşaat - Antalya

Kullanılan ÜrünlerPakpen Royal Seri Beyaz

Bayi AdıÖzden Kılıç PVC

Süleyman Öz - Antalya

Kullanılan ÜrünlerPakpen Yeni Sürme ve İdeal Seri Beyaz

Bayi AdıDilek Yapı PVC

Kullanılan ÜrünlerRival Seri Altınmeşe

Bayi AdıKartalpen

Hurma Residence (Duran Yapı) - Antalya Özşencan İnşaat (Macunköy-Ankara)

Kullanılan ÜrünlerPakBoard XPS

Bayi AdıBattal Korkmaz

Konya

Kullanılan ÜrünlerPakBoard EPS

Bayi Adıİpekyüz İnşaat

Konya

Kullanılan ÜrünlerPPRC- PP Pis Su

Bayi Adıİzmir Detay Ltd. Şti.

Maltepe İnşaat

Kullanılan ÜrünlerPPRC- PP Pis Su

Bayi Adıİzmir Detay Ltd. Şti.

Asım Bey Apartmanı

Kullanılan ÜrünlerPPRC- PP Pis Su

Bayi Adıİzmir Detay Ltd. Şti.

Sevkar İnşaat

Kullanılan ÜrünlerKorige, PE100, sessiz boru ve PPRC boru

Firma AdıÖzçeliksan İnşaat Ltd. Şti.

Kullanılan ÜrünlerPakplast altyapı ve bina içi tesisat boruları

Bayi AdıSistem Yapı

Bey City, Beyaz İnşaat - Beylikdüzü

Kullanılan ÜrünlerPakSiding dış cephe kaplaması ve Royal Seri PVC doğrama

Bayi AdıTekinkaya PEN

Oret - İzmir

BIA Port

Bayi AdıAysi Ltd. Şti.

Neptün Otel - Seferihisar

Page 23: Mesleki eğitim - pakpen.com.trpakpen.com.tr/dergi/PakpenDergi24/PakpenDergi24.pdf · Nisan/Mayıs/Haziran 2013 - Sayı 24 Mesleki eğitim Ekonomi yazarı Vahap Munyar, Türkiye

finans

HABER 45

emlak

HABER44

2012’de bir yandan ekonominin frenlenmesiyle umduğunu bulamayan bir yandan da kentsel dönüşüm, mütekabiliyet ve 2B konularında beklediği düzenlemelere kavuşan inşaat sektörü, 2013 için temkinli davranarak, iyimser ve kötümser olarak iki senaryoyu önüne koydu. İyimser senaryoya göre, düşüşe geçen faiz oranları yükselmeyecek ve konut alımları hız kazanacak. Kentsel dönüşüm ve mütekabiliyet yasasının tam anlamıyla uygulanması için ikincil düzenlemeler yapılacak. Kötümser senaryoda ise yükselen KDV oranlarının yanı sıra dış etkenlere bağlı olarak ekonominin büyümesinin azalması ve faizlerin yeniden yükselişe geçmesi var. Şu anda mütekabiliyet yasası kapsamında yabancıya verilecek oturma izninin süresi tartışılıyor. Ev alan yabancıya oturma izni çıkarsa, sektör yabancıya satıştan büyük bir ivme yakalayacak. Kentsel dönüşüm ise, sektöre büyük bir pazar sunuyor ancak firmalar hak sahipleriyle anlaşma konusunda sıkıntılar yaşıyor.

Geçen yılın aynı dönemiyle en büyük fark konut satış adetlerindeBu yılın ilk gününde inşaat sektörü, yeni KDV düzenlemesiyle gözünü açtı. Düzenlemeye göre konutta 150 metrekare altı olan konutlar için KDV oranı yüzde 1’den yüzde 18’e yükseldi. (Rayiç bedellerine göre yüzde 8’de olabilir.) Bu yeni oranlar 2013 sonrasında ruhsat alacak projeler için geçerli olacak. Yani, önümüzdeki dönemde satışa çıkacak projeleri etkileyecek. Ancak yılın ilk çeyreğinde, stokta bulunan yüzde 1 KDV avantajıyla satışa sunulan konutlara ilgi arttı. Normalde kış ayları konut sektörü için durgun geçer ve Mart ayından sonra işler açılır. Ancak KDV avantajı bulunan projeler, bu sayede kış aylarını da hareketli geçirdi ve ellerindeki stoku eritebilme şansı buldu. Bazı firmalar satışlarını geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 50 oranında artırdı. Bu nedenle sektörün geçen yılla arasındaki en büyük fark konut satış adetlerinde oldu diyebiliriz. Bu yılın ilk çeyreğinde konut projesi lansmaları da geçen yıla oranla hemen hemen aynıydı diyebiliriz.

İstanbul’da yeni bir dönem başlayacakKentsel dönüşüm, Türkiye genelinde 20 yılda 6.5 milyon binanın yenilenmesini hedefliyor. Bu inşaat sektörü için çok büyük bir potansiyel demek ancak kentsel dönüşüm projeleri şu anda kamu binaları üzerinden ilerliyor.

Kamu kurumlarının elinde bulunan binalarda dönüşümü görüyoruz. Yavaş yavaş deprem riski olan bölgelerdeki dönüşüm de başladı. Ancak müteahhitler eliyle yürüyen bir dönüşüm şu an başlayabilmiş değil. Buna da müteahhitlerin hak sahiplerinin taleplerini karşılayamamaları neden oluyor. Eğer müteahhitler de dönüşümde aktif rol almaya başlarsa, sektör kentsel dönüşümle birlikte büyümesini sürdürecek gibi gözüküyor. Kentsel dönüşüm eğer tam anlamıyla gerçekleşebilirse, İstanbul’da yeni bir dönem başlayacak. Çünkü kentsel dönüşümle birlikte İstanbul’daki yatırımlar yeniden heyecan verici noktaya geldi. Kentsel dönüşüm, yatırımcıları kent içlerinde yatırım yapma konusunda ciddi anlamda heveslendirdi. Tek sorun, doğru oranlarda anlaşma yapabilmek. Kentsel dönüşümle kaçak, riskli binaların yıkılması yalnızca sektöre katkı sağlamayacak, çevrenin de daha düzenli bir hal almasına neden olacak. Ayrıca, kentsel dönüşüm inşaat sektöründen beslenen 250 yan sektörün de iş hacimlerinin artmasını sağlayacak. Konut projeleri ilk etapta ortaya çıktığında, projelerde havuz, güvenlik gibi unsurlar lüks sayılıyordu. Artık bunlar standart haline geldi. Tüketicilerin ilk baktığı deprem güvenliği oluyor. Depreme karşı güvenli bir binaysa, ikinci en önemli unsur lokasyon. Projenin şehrin merkezinde olması ya da şehrin merkezine kolay ulaşılabilecek noktada olması büyük önem taşıyor. Metro ya da diğer toplu ulaşım alternatiflerinin var olması, tüketicilerin tercihinde önemli. Öte yandan çevrede alışveriş merkezi, sağlık kurumları, eğitim kurumlarının da bulunması bir konut projesinin tercihinde önemli rol oynuyor. Bunun dışında projedeki sosyal olanaklar, kullanılan malzemeler de etkili oluyor.

Kalite temel koşulKalite, artık işletmelerin varlıklarını sürdürebilmelerinin, büyüyüp gelişebilmelerinin temel koşulu olarak görülüyor. Üretim ve hizmet sektörlerinden farklı bir yapısı olan inşaat sektöründe de, kaliteli yapı malzemeleri üretmeye yönelik çalışmalar sürüyor. Türkiye’de yapı malzemesi sektöründe kalite kavramı yerleşmeye başladı. Firmalar da çalışmalarını bu yönde tamamlıyorlar. Ar-Ge yatırımları son dönemde hız kazanmaya başladı diyebiliriz. Yapı sektöründe kalite artarsa, inşaat sektöründe de kalite artacaktır. İnşaatlarda inovasyona önem veren, son teknolojiyle üretilmiş kaliteli malzemeler kullanıldıkça, tüketici de tercihini bu yöndeki projelerden yana kullanacaktır.

Türkiye ekonomisi açısından 2013’ün ilk aylarını değerlendirir misiniz?2013’e, 2012’den daha başarılı ekonomik performans beklentisi ve umuduyla girdik. Bu beklentiyi yönlendiren de Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın kaptanlığındaki ekonomi yönetimi oldu. Babacan ve ekonomi yönetimi, 2012’nin son günlerinden itibaren, “2012’de frene özellikle basmıştık. O nedenle büyüme yüzde 3’ün de altına indi. 2013’te durum biraz daha farklı olacak. Yüzde 4.5 büyüme gerçekleşecek” mesajları verdi. Geçen ilk üç ay, henüz yılın tamamı için fikir verebilecek işaretleri ortaya koyamadı. Çünkü, zaten genelde yılın ilk iki ayı kararsızlık ve belirsizlik içinde geçer. Buna bir de iklim koşulları eklendiğinde işler çok yavaşlar. O nedenle ilk üç aya bakıp, yılın tümüne ilişkin hüküm vermek zordur. Ancak, izlediğim kadarıyla başta Suriye olmak üzere bölgemizdeki gergin ortama rağmen ekonomideki güven ve istikrar havası sürüyor. İlk üç ay da bu olumlu havanın etkisinde geçmiş görünüyor. Euro Bölgesi ve ABD için büyüme konusunda belirsizliklerin devam ettiği süreçte, Türkiye’de de büyümede durgunluk yaşanacağı görüşüne katılıyor musunuz? Katılıyorsanız ekonomiyi yeniden büyüme sürecine yönlendirmek için ne tür tedbirler alınmalı?Türkiye, 2011’de kendi iç dinamikleriyle büyüdü. Başta Avrupa olmak üzere sorunlu ortamdan önemli ölçüde sıyrıldı ve ayrıldı. Ancak, hükümet “Sert iniş çıkışlar olmasın” diye, Avrupa’daki sıkıntıları da dikkate alarak 2012’de frene basmayı yeğledi, başta krediler üzerinden olmak üzere ekonomiyi yavaşlattı. Aslında ABD ve Euro Bölgesi’nde merkez bankalarının musluğu açık tutmaları nedeniyle para bolluğu yaşanıyor. Bu bolluğun Türkiye’ye de olumlu yansıyabileceği anlaşılıyor. Ancak hükümet, “Temkin ve tedbir”i elden bırakmak istemiyor, özel sektöre de bu yönde tavsiyelerde bulunuyor. 2012’de iç dinamiklere gem vurulunca, Türkiye’nin yavaşlayan büyümesinde ihracatın ağırlığı arttı. İhracatçı, alternatif pazarlara ağırlık verdi. Dolayısıyla ihracatımızda Avrupa’nın payı yüzde 40’lar düzeyine indi. İhracatçının alternatif pazarlara dönük deneyimi yine büyümede öncü rol almalarını sağlayacak. Buna iç dinamikler üzerindeki fren baskısının biraz azalması da eklenecek. Böylece hedeflenen yüzde 4.5 büyümenin gerçekleşmesi sağlanabilecek. Kısacası, iç ve dış siyasette ekonomiyi etkileyecek önemli bir değişim olmazsa 2013,

2012’ye göre nispeten iyi geçebilecek.

Türkiye’de kentsel dönüşüm süreciyle önemi daha da artan inşaat sektörü için neler söyleyeceksiniz?Ekonomide geçen yılki yavaşlama, inşaat sektöründe de etkisini gösterdi. Konutta 1 milyon stok birikti. Büyük projeler sürse de sektörde 2011’deki gibi canlılık yaşanamadı. Bazı şirketlerin sektör dışına çıkma örneklerini görmeye başladık. Kentsel dönüşüm sektöre hareket getiriyor olsa da 150 metrekareye kadar olan konutlarda KDV’nin yüzde 1’de tutulması uygulamasının kalkması, sektörü önemli ölçüde yönlendirecek. Öncelikle mevcut stoklar ve ruhsatlandırılmış projelerin yüzde 1’lik KDV kapsamında kalması, onların satışını hareketlendirecek. Nitekim bunun işaretleri alınmaya başladı. Ancak, yeni projelere start verilmesi de pek kolay olmayacak. Konutta yükselen KDV’nin etkisi 2014’te daha fazla hissedilecek. Yani, kentsel dönüşümün yarattığı heyecanı, özellikle İstanbul’da yükselen KDV bastıracak.

Anadolu’daki sanayicilerin son yıllardaki ekonomik atılımlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?Türkiye ekonomisinin yarıya yakın bölümünü İstanbul’un temsil etmesi sağlıklı bir yapı değildi. Anadolu’daki hareketlenme, bu yapının daha sağlıklı hale geleceğinin işaretleri olarak önümüze çıkıyor. Başta Gaziantep ve Kayseri olmak üzere sanayileşmenin, yatırımın ve üretimin Anadolu’ya yayılmasını çok doğru adımlar şeklinde görmek gerekiyor. Anadolu’da her fabrika gezdiğimde bunu hissediyor, moralim düzelmiş olarak İstanbul’a dönüyorum. Malatya’nın üçüncü organize sanayi bölgesi için kolları sıvaması, yeni teşviklerin Şanlıurfa’ya, Kilis’e, Mardin’e hareket getirmesi, Anadolu’da atılımın sürdüğünü gösteriyor. Siyasette yürütülen “barış süreci”nin özellikle Doğu ve Güneydoğu’ya yatırımları artırması söz konusu olacak.

İçinde bulunduğumuz ortamda yatırımcılara neler tavsiye edersiniz?Gözlemlerime göre yatırımcıların öncelikle hükümetin verdiği mesajları doğru algılaması, planlarını o doğrultuda yapması gerekiyor. Her sektör kendi konumuna göre ABD ve Avrupa ekonomilerindeki gelişmeleri yakından izlemeli, adımlarını ona göre atmalı.

“Kentsel dönüşüm eğer tam anlamıyla gerçekleşebilirse, İstanbul’da yeni bir dönem başlayacak. Çünkü kentsel dönüşümle birlikte İstanbul’daki yatırımlar yeniden heyecan verici noktaya geldi” diyen Hürriyet Gazetesi Emlak Uzmanı Meltem Kara, tek sorunun doğru oranlarda anlaşma yapabilmek olduğunu söylüyor

Meltem Kara

“Kentsel dönüşüm sektöre büyük bir pazar sunuyor ancak sıkıntılar da devam ediyor”

“2013’e, 2012’den daha başarılı ekonomik performans beklentisi ve umuduyla girdik” diyen Hürriyet Gazetesi Ekonomi Başyazarı Vahap Munyar, iç ve dış siyasette ekonomiyi etkileyecek önemli bir değişim olmazsa 2013’ün geçtiğimiz yıldan nispeten iyi geçebileceğini söylüyor

Vahap Munyar

“2013, 2012’ye göre nispeten iyi geçebilecek”

Page 24: Mesleki eğitim - pakpen.com.trpakpen.com.tr/dergi/PakpenDergi24/PakpenDergi24.pdf · Nisan/Mayıs/Haziran 2013 - Sayı 24 Mesleki eğitim Ekonomi yazarı Vahap Munyar, Türkiye

pazarlama pazarlama

HABER46 HABER 47

• Gerçekçi bir hedef müşteri listeniz var mı? • Var olan portföyünüzdeki müşterileri tanımlayıp ilişkilerinizi koruma ve geliştirme açısından plan yaptınız mı?• Ekip içinde hedef müşterilerin görev dağılımı ve aksiyon planı yapıldı mı? Hedef belirlenir belirlenmez strateji geliştirilmelidir. Hedefteki firmalarda ulaşılacak kişiler belirlenmeli, en uygun yaklaşım tarzı ve içeriği oluşturulmalıdır (asla telefon satışı değil!). Müşteri ilişkileri yönetimi neden önemli? Müşteri yönetiminin gereklilikleri nelerdir? Günümüz rekabet koşullarında çok zor görünen müşteri sadakatini nasıl sağlarız?Birçok firma büyük bir hata yaparak var olan müşterilerini unutup yeni müşteri kazanma mücadelesine odaklanıyor. Var olan müşterilerinizin sizin için doğru müşteriler olduğundan eminseniz, hepsiyle karşılıklı kazanımın sağlandığı, koruyup geliştirdiğiniz, uzun dönemli ilişkiler oluşturduğunuz ortamı sağladığınızdan da emin olmalısınız. Evet, her müşteri değerli müşteridir ama yine de “baş tacı veya kilit müşteri” olarak ayırdığımız ve proaktif yaklaşımla ilişkileri koruduğumuz bir grup da dikkatle belirlenmeli.Müşteriler, üzerlerindeki artan maliyet baskıları sonucunda tedarikçilerden en mükemmeli beklerler. Sadece görevinizi yerine getirmek ve kaliteli ürün sunmak müşteri sadakati sağlamak için yeterli değildir. Müşteri ilişkileri yönetiminde dört temel konu vardır:Süreç Yönetimi• Müşterinin beklentilerini anlamak ve en iyi şekilde gerçekleştirmek• Planlama• Teknik açıdan işi gerçekleştirmek• Proje yönetimi yaklaşımı • Müşteriyle her aşamada iletişimi sürdürmekMüşteri Koruma • Müşterileri tanımlamak ve proaktif yaklaşımla ilerlemek• İyi sonuçlar aldığımız müşterilere odaklanarak çaba ve kaynaklarımızı yönlendirmek• Müşterilerle ilişkilerimizi planlama ve uygulama başlıklarıyla formüle etmek• Müşterinin bu ilişkiden tam olarak beklediklerini ve bizim ne kadarını gerçekleştirdiğimizi dikkatle izlemek.Müşteri Geliştirme • Müşterilere tüm ürün/hizmet yelpazemizi ve kapasitemizi anlatıp pazarlamak• Satın alma kapasitelerine göre aldıkları miktarı artırmak, • Başarılı bir çapraz satış modeli oluşturmak

Müşteri Proje Yönetimi • Müşteri ilişkileri yönetimini bir boş zaman aktivitesi olmaktan çıkarıp çalışanları düzenleyip geliştirerek ve gerekli zaman ve kaynak planlamasıyla profesyonel bir aşamaya getirmek• Müşteriyle ilişkide olan herkesin ulaşıp katkı sağlayacağı bir sistem ve teknolojik yapılanma, iş planı oluşturmak• Başarılı takım çalışması

Müşteri sadakati için tüm sürecin çok iyi yönetilmesi ve olması gerekenin en iyisinin sağlanması hedeflenmelidir. İlk tanışmadan faturalandırmaya ve hatta sonrasında da her şey müşterinin beklentisinin üzerinde gerçekleşmelidir.

Gelecekte “müşteri” kavramı nasıl şekillenecek, geleceğin müşterileri ve onları yönetme konusundaki öngörüleriniz nelerdir? Gelecekte müşteriler tedarikçilerinden hep daha fazlasını isteyecekler. Bu talepler, en iyiyi en uygun maliyetle elde ettiklerinden emin olma ihtiyacından oluşur. Teknoloji ne kadar ilerlerse ilerlesin bazı ürün ve hizmetler için hâlâ temsilciler görüşme yapmak zorunda kalacak, bu alanlara özgü satış sanatı geliştirmek temel ihtiyaç olacak. Özetle gelecekte,• Müşterilerini doğru tanımlamış, • Potansiyel müşterilerle bağlantı kurmak ve güven kazanacakları toplantılar geliştirmek için net bir stratejiye sahip,• Pazarlamada on ve off line yöntemlerle müşteriyi eğiten ve ilgilendikleri konularda tanıtım sunan,• Geleneksel satış yöntemlerine “son” verip müşteriye ne kadar iyi olduklarını anlatmak yerine müşterinin elde edeceği kazanımları ortaya koyan,• Müşteriyle görüşen ekibin “satın alma motivasyonu” yaratacak donanıma sahip olduğu,• Müşterinin dünyası hakkında derin anlayış edinen ve hep daha iyi çözümler üreten bir yaklaşıma sahip,• Müşteriye tam saygıyla yaklaşan ve asla kolay elde edilmiş bir ilişki gözüyle bakmayan,• Kilit müşterileriyle olan ilişkilerine proaktif yaklaşarak koruma ve geliştirme aksiyonları planlayan,• Her bir müşteriye her iş sürecinde beklentilerinin üzerinde hizmet sunan,• Çalışanlarının itibarlı, yetkin ve tutarlı profesyoneller olarak uzun süreli kârlı ve sadık iş ilişkileri oluşturabilecek özellikte olduğu firmalar “başarılı” olacaklar.

Firmanız hakkında bilgi verebilir misiniz?Profesyonellere ne tür hizmetler sunuyorsunuz?PACE 1992 yılında doğdu. O yıl ilk kez karşılaştığımız bazı müşterilerle hâlâ çalışıyoruz. Bu da bizim somut geri dönüşler, maddi kazanımlar sağlamayı sürdürdüğümüzün en güzel örneği. İnanıyoruz ki, sağladığımız müşteri sadakatinin en önemli

nedeni, onların dünyasını mümkün olduğunca derinlemesine anlamaya odaklanıp kârlı büyümelerini devam ettirecek süreçler, beceri ve davranışlar açısından en uygun çalışmaları sunabilmemiz. Düşünce tarzımız, başarısı kanıtlanmış yöntemlerimizle birleşerek sürdürülebilirlik ve büyüme hedefleyen firmalar için ideal çözümler oluşturmak.Ekibimiz, saygın ve itibar kazanmış, şirketlere daima yüksek kalitede özgün çözümler sunan değerli danışmanlardan oluşuyor. İngiltere’de ve hemen her kıtada birçok ülkede farklı iş konularında ve farklı ölçeklerde birçok firmayla çalışıyoruz. Örneğin bu yıl Londra ve İstanbul ofislerimizin faaliyetlerine ek olarak, danışmanlarımız Avrupa, Ortadoğu, Asya ve USA’de birçok firmayla çalışmalara başlamış durumda. Ürün ve servislerimiz, profesyonellerin kariyerlerinin farklı dönemlerinde yararlanabilecekleri düşünce sistemiyle hazırlandı. Göz önünde bulundurduğumuz bir önemli nokta da firma ve bireylerin zaman ve para açısından farklı yatırım güçlerine sahip olmaları. Multimedya çözümlerimizi özellikle bu anlayıştan yola çıkarak hazırladık. Tüm bunların altında yatan temel amacımız, müşterilerimize destek sağlayarak doğru işi, doğru müşterilerle ve doğru fiyatla kazanımlarını sağlamaları. Klasik satış yöntemlerini bir kenara bırakacak olursak günümüz müşterilerini anlamanın, etkilemenin ve iş geliştirmenin yolları nelerdir? Dünya değişiyor ve değişim sürecek. Geçmişte anlatılan ve üzülerek söylüyorum bugün hâlâ bazı insanların anlatmaya devam ettiği birçok geleneksel satış yaklaşımı artık tarih kitaplarında yerini almalı! Günümüzde müşteriler ne

istediklerini çok iyi biliyor ve hiç olmadığı kadar çok seçeneğe sahipler. Sadece tek bir tuşa dokunarak istedikleri bilgiye ulaşıp satın alma kararlarını verebiliyorlar. Hem de bir satış temsilcisi veya tedarikçiyle görüşmeye gerek olmadan. İnanıyoruz ki, hâlâ “satışı kapama teknikleri” veya jenerik özelliklerin kullanıldığı ezbere satış anlatımlarıyla iş yapmaya çalışanlar tam da bu nedenlerle iş kaybediyor. 20 yılın üzerindeki araştırmalarımız ve deneyimlerimizin bizi getirdiği nokta, günümüzde satışın, ikna etme, ısrar ve agresif satış tekniklerinden çok uzak olduğu. Biz satışı “satın alma için motivasyon yaratmak” olarak tanımlıyoruz. Anahtar kelimemiz: Motivasyon. Bu noktada da insanların yaptığı en önemli hata, alıcının motivasyonunu tahmin etmek. Birçok görüşme, bu yaklaşım nedeniyle “kendine satış” olarak ve çoğu zaman başarısızlıkla son buluyor. “Müşteriyi samimiyetle anlamak ve tanımak” düşünce sistemimizin kalbinde yatan yaklaşım. Bu konuda daima, görüştükleri diğer rakiplerimizden önde olmayı hedefleriz. İlk görüşme sırasında müşterinin olumlu tepki vermeye motive olacağı ortamı yaratmak ve “güven” kazanmak hedeftir. Güven sağlayamazsanız kendinizi nazik konuşmaların yapıldığı, yüzeysel bilgilerin paylaşıldığı ve sonuca ulaşamayacağınız bir ortamda bulursunuz. Karşı tarafa yetkin, itibarlı ve tutarlı olduğunuzu mutlaka göstermelisiniz.Son araştırmamız gösteriyor ki satış profesyonellerini başarıya ulaştıran çözümler: - Satış sürecinde müşteriyi en uygun şekilde eğitmek - Gerektiğinde müşterinin düşüncesine meydan okuyabilmek- Fiyat konuşurken kendinden emin olmak

Kendimiz için doğru olan müşteriyi nasıl bulabiliriz?Birlikte çalıştığımız, hedeflediği kârlılığı sağlayan firmalar, “doğru” müşteri resmini net bir şekilde çizmeyi başarmış olanlardır. Zaman içinde oluşan kârlı müşteri özellikleri anlayışı sayesinde yönelim, aynı özelliklerde çok sayıda müşteriyi hedefliyor. Bu bilinçteki firmalar aşağıdaki sorularımıza “evet” cevabını rahatlıkla verebilir.• 2-3 yıl sonraki ideal müşteri portföyünüzü sayı ve nitelik olarak tanımlayabilir misiniz?• Hedef müşterilerinizi belirlemenizi sağlayacak yöntemleriniz var mı? Yöntemler iki kriter içermeli: Filtre Kriteri (Şirketimiz için müşteriyi cazip kılan yönler nelerdir?), Tetik Kriteri (Müşterinin bizi seçme nedeni olabilecek özelliklerimiz hangileridir?).

Müşterilerine doğru işi, doğru müşterilerle ve doğru fiyatla sağlamaları konusunda destek olan PACE Partners International’ın Üst Yöneticisi John Monks, satış yöntemleri, müşteri yönetimi, müşteri sadakati ve gelecekteki “müşteri” kavramına ilişkin sorularımızı yanıtladı

“Geleneksel satış yaklaşımı artık tarih kitaplarında yerini almalı!”

PACE Partners International Üst Yöneticisi John Monks:

Page 25: Mesleki eğitim - pakpen.com.trpakpen.com.tr/dergi/PakpenDergi24/PakpenDergi24.pdf · Nisan/Mayıs/Haziran 2013 - Sayı 24 Mesleki eğitim Ekonomi yazarı Vahap Munyar, Türkiye

hayata dair

HABER 49

hukuk

HABER48

6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamına; ekonomik ömrünü tamamlamış apartman veya siteler, depremde yıkılma riski taşıyan binalar ve ağır hasar görme riski taşıyan yapılar giriyor.

Kat Mülkiyeti Kanunu’ndan avantajları fazlaKanundan önce, eskiyen apartman veya sitelerin yıkılıp yeniden yapılması için Medeni Kanun ve Kat Mülkiyeti Kanunu’nun kurallarına göre; tüm bağımsız bölüm maliklerinin oybirliğiyle karar alması gerekiyordu. Bir daire veya dükkân sahibi karşı çıktığında yeniden yapma olanaksız hale geliyordu. Yeni kentsel dönüşüm kanununa göre ise; eskiyen yapılarda arsa payları sahipleri üçte iki çoğunlukla, yeniden yaptırma, müteahhit seçimi, yeni dairelerin büyüklüğü gibi kararları verilebiliyor. Böylece artık bir-iki daire veya dükkân sahibi, ekonomik ömrünü tamamlamış olan apartman veya sitede yeniden yapımı engelleyemeyecek.

İlk adım riskli bina tespitiBinalarda dönüşümü başlatmak için eskiyen site veya apartmanın sakinlerinden birinin, riskli yapı tespiti yapan lisanslı kuruluşlara başvurması gerekiyor. Lisanslı kuruluş, binanın ekonomik ömrünü tamamlamış olduğuna dair karar verirse, kentsel dönüşüm süreci başlıyor ve sonraki yeni bina yapma, yükleniciyi seçme, binanın tasarımını seçme, daire tip ve büyüklükleri gibi tüm kararlar, üçte iki çoğunluk tarafından alınıyor. Anlaşmaya katılmayan üçte birin hissesi de diğer kat maliklerine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından belirlenen bedel üzerinden satılıyor.

Adım adım kentsel dönüşüm rehberi 1. Yapıların ekonomik ömrünü tamamladığı için riskli yapı kapsamına girdiğinin tespiti ve Bina Deprem Risk Raporu almak için mevcut projeler ve tapuyla, risk tespiti yapmaya yetkili kuruluşlara veya şirketlere başvurulur.2. Kuruluş veya şirket binada inceleme yapar, tespit ve çalışmalar sonucunda bina veya site Deprem Risk Raporunu (Ekonomik Ömrün Tamamlandığına İlişkin Rapor) hazırlar.3. Rapor, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkili kuruluşu tarafından bağlı bulunduğunuz İl Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Kentsel Dönüşüm Müdürlüğü’ne en geç iki gün içinde bir üst

yazı ile sunulur.4. Kentsel Dönüşüm Müdürlüğü, durumu Tapu Müdürlüğü’ne bildirir. 5. Tespit ettiren tarafından rapor, maliklere iadeli taahhütlü olarak bildirilir. 6. Malikler 15 gün içinde tespite karşı İl Kentsel Dönüşüm Müdürlüklerine dilekçe vererek itiraz edebilir.7. Rapora ve itiraz kararına karşı diğer

malikler idare mahkemesinde kararın veya raporun iptali davası açabilir. İptal kararı verilirse durum tapuya bildirilir ve işlenir. 8. Bakanlık, rapor onayını (tespiti yaptırana) yazı ile bildirir. Bakanlık riskli yapı veya site maliklerine yıkım için 60 günden az olmamak üzere süre verebilir. Bakanlık/belediyeler bu arada elektrik, su, doğalgaz verilmesini durdurabilir. 9. Bakanlık onay yazısının tebliğinden sonra yaklaşık 60 gün içinde daha önce görüşmeleri yapılan müteahhit (yüklenici) ile yapılan ön anlaşma doğrultusunda bina maliklerinin en az 2/3 çoğunluğuyla Bina Ortak Karar Protokolü imzalanır. Bu protokolde riskli yapının yıkımı kararı alınır. Ortak Karar Protokolü’nde binanın yıkılmasının nasıl olacağı, arsa paylarına karşılık yeni inşaatta nasıl paylaşım yapılacağı, inşaatın nasıl yapılacağı, yükleniciyle paylaşımının nasıl yapılacağı, yeniden inşa için bakanlık onayıyla kentsel dönüşüm kredisinden yararlanılması gibi ilke kararları ve konular da yer alır. 10. Bina Ortak Karar Protokolü bağlı bulunulan İl Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Kentsel Dönüşüm Müdürlüğü’ne sunulur. 11. Bina yıkıldıktan sonra maliklerin veya bakanlığın talebiyle kat irtifakı ve kat mülkiyeti kaldırılır, arsa payları malikleri adına kaydedilir. Yapılan anlaşma doğrultusunda ifraz, tevhid ve arazi düzenlemesi yapılır. 12. Ortak Karar Protokolü’ne katılmayanların bağımsız bölümlerine ilişkin arsa payları, bakanlık tarafından rayiç değeri tespit ettirilerek bu değerden az olmamak üzere anlaşma sağlayan diğer paydaşlara açık artırma usulüyle satılır. Bu suretle paydaşlara satış gerçekleştirilemediği takdirde, bu paylar, Bakanlığa, TOKİ’ye veya idareye devredilir. 13. Ortak Karar Protokolü doğrultusunda müteahhitlik lisansına sahip yükleniciyle kat karşılığı İnşaat ve Satış Vaadi Sözleşmesi noterde yapılır. 14. Binanın yeniden inşası veya güçlendirilmesinin yapılması için yüklenici tarafından tüm projeler hazırlatılır ve ilgili belediyeden ruhsat alınır.15. İnşaat süreci başlar.

Kentsel dönüşüm olarak adlandırılan 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında site ve apartman sahiplerinin bilmesi gereken hukuki süreçler ve adım adım kentsel dönüşüm rehberi...

Kentsel dönüşüm ve beraberinde getirdikleri

Kentsel Dönüşüm ve Hukuk Platformu Başkanı Prof. Dr. Gürsel Öngören

En başarılı insanlar, yaptıkları hatalardan bir şeyler öğrenen ve başarısızlıkları fırsatlara çevirenlerdir. Her bilimsel buluş, her iş girişimi ve her mutlu evlilik, bir dizi başarısızlığın sonucunda oluşur. Hiç kimse bunları yaşamadan başarılı olamaz. Başarısızlık sizin az da olsa çaba harcadığınızın göstergesidir. Bu iyi bir şey. Başarısızlık size bir şeyi yapmanın daha iyi yolunu öğrenmeniz için fırsat tanır. Bu da olumlu bir şeydir. Bir başarısızlık size bir şey öğretir ve deneyimlerinize deneyim katar. Bu çok yararlı bir durumdur. Başarısızlık bir sonuçtur, geçici bir güvensizlik ve bir basamak taşıdır. Ona vereceğimiz karşılık, onun bize ne dereceye kadar yardımcı olabileceğini belirler.

Tavır ve tutum her şeydirOlumsuz bir düşünce, bir diğerini doğurur, o da başka bir tanesini doğurur ve sonuçta bir olumsuz düşünce ailesine sahip olursunuz. Bunlardan yeterince elde ettiğinizde, “Zavallı Ben” hastalığı gündeme gelir ve kontrolü ele alır. Dr. John Maxwell “Hayata ve kendisine gülebilen bir insan, yaşamda stresi yenmiş demektir. Eğer iyi bir mizah anlayışına sahipseniz, merdiveni çok daha hızlı tırmanacak ve bu yükselişten çok büyük zevk alacaksınız demektir. Böylece diğer insanlarla iletişiminiz de kolaylaşır, çünkü mizah anlayışına sahip insanlar çok daha kolay iletişim kurarlar, takım ruhu kuvvetlenir ve üretkenlik artar” diyor. Fırsatlar elinize ender olarak geçer. Bunların üstüne üstüne gitmelisiniz. Çoğu durumda, sizinle yaşamdaki fırsatlar arasında birçok engel bulunur. Sizlere yaşamın her alanında, ön sıralarda boş yerler bulunduğunu belirtmek isterim. Zirvede ise çok az yer vardır, herkes çıkıp oturamaz. Ve şunu sakın unutmayın ki zirvede yerler sizin ayağınıza gelerek oturmanızı beklemez. Oraya sizin çıkmanız, bu yerleri elde ederek sizin oturmanız lazımdır. Unutmayın, nereden başladığınız değil nereye ulaştığınız önemlidir. Colin Powell’in ilk işi lokantada yerleri süpürmekti. O en iyi temizlikçi unvanını elde etmeye karar verdi. Aynı tavrı askeriyeye de taşıdı.Bir meşe palamudunun içinde meşe ağacı vardır, eğer bu meşe palamudunun yere düşmesine izin verilmezse, içindeki meşe ağacı hiçbir zaman yaşayamaz. İşte, aynı şey sizin içinizdeki

başarı tohumları için de geçerlidir. Şimdi bir şansınız var, içinizdeki tohumları büyütün ve kullanın, ya “meşe ağacınızı” olgunluğa ulaştırın ya da onun ölüp gitmesine göz yumun. Sürekli okuyun. İçinizdeki tohumların olgunlaşması için gerekli olan umut, besin ve gübre sizin ellerinizin arasındadır. Geçmişimin ne kadar iyi ya da kötü olduğuna önem vermiyorum, şu anda içinde bulunduğum ortamın ne kadar iyi ya da kötü olduğunu umursamıyorum, geleceğimin daha iyi ya da kötü olmasını sağlamak için şu anda yapabileceğim bazı şeyler var ve bunlar tamamıyla benim seçimim. Dünyayı değiştiremeyebilirsiniz fakat kendi dünyanızı değiştirmeyi başardığınızda, kullandığınız kelimeler ve yaptığınız işler aracılığıyla hiçbir zaman tanışamayacağınız insanların dünyalarını değiştirme yolunda büyük bir aşama kaydetmiş olursunuz. Dr. John Maxwell, herhangi bir insanın, yaşamı boyunca 10 binden fazla kişiyi etkilediğini söyler. Bu çok önemlidir. Dünyayı daha iyiye doğru değiştirdiğinizde, kendinizi çevrenizdeki insanların dünyalarını değiştirebileceğiniz bir konuma yerleştirmiş olursunuz. İnsanlar neden yeteneklerini geliştirmez ve kullanmazlar? Fedex’in kurucusu Fred Smith’e göre bunun sebeplerinden birisi inkâr etmek. Çoğu kişi yeteneklerini inkâr etmeyi bir kolaylık olarak görür. Bu insanlar “Zavallı ben”, “Ben sadece bir ev kadınıyım” ya da “Ben sadece bir lise mezunuyum” gibi bahaneler öne sürerler. İnsanların yeteneklerini kullanmamalarının ikinci sebebi olarak da işi ağırdan alıp ertelemeyi gösteriyor. Bu insanlar yeteneklerini “bir gün yapacağım” olmayan bir gelecekte kullanacaklar. Yeteneklerimizi kullanmamamızın diğer bir sebebinin de korku olduğuna inanıyorum. Çoğu kişi, başarısızlığın bir insan değil de bir sonuç olduğunu anlamaz, dolayısıyla da güvende olmak için hiçbir şey yapmama yolunu seçer. İnsanların yeteneklerini kullanmamalarının dördüncü sebebi sorumsuzluklarıdır. Başarısızlıkları yüzünden diğer şeyleri ve diğer insanları suçlamak onlar için daha kolaydır. Başarısızlıklarının sorumluluğunu üstlenmezler ve bu yolda sistemi suçlamaktan çekinmezler.Şu iki cümle her şeyi anlatıyor: “Yapacağım her şey benim elimdedir. Çözüm, derhal uygulamaya geçmektir.”Geçmişteki, yaşantınıza baktığınızda “Şunu yapmayı isterdim” demeyi mi yoksa “Yaptığımdan memnunum, iyi ki yaptım” demeyi mi istersiniz.Eğer kim olduğunuzdan ya da nerede olduğunuzdan memnun değilseniz sakın üzülüp kaygılanmayın çünkü kim olduğunuza ya da nerede olduğunuza bağımlı kalmış değilsiniz. Gelişebilirsiniz. Değişebilirsiniz. Olduğunuzdan daha fazlasını olabilirsiniz. Ben size inanıyorum. Ya siz kendinize inanıyor musunuz?

“Başarısızlık yoktur, sadece sonuçlar vardır”

Yaşam Koçu ve Eğitmen İsmail Karasu:

Page 26: Mesleki eğitim - pakpen.com.trpakpen.com.tr/dergi/PakpenDergi24/PakpenDergi24.pdf · Nisan/Mayıs/Haziran 2013 - Sayı 24 Mesleki eğitim Ekonomi yazarı Vahap Munyar, Türkiye

insan kaynakları içimizden biri

HABER50 HABER 51

İş hayatı Özel hayat

Pakpen A.Ş. İnsan Kaynakları Müdürü Ramazan Nugay

1999 yılından bu yana İzmir Bölge Müdürlüğümüzde görev yapan ve Pakpen Ailesi’nin bir üyesi olmaktan mutluluk duyduğunu belirten Ufuk Sezer Acar, Sipariş ve Sevkıyat Sorumlusu olarak çalışmalarını sürdürüyor. “Her birimiz, farklı enstrümanlarla uyumlu bir melodi çıkarma arzusunda olan büyük bir orkestranın parçası olduğumuzun bilincindeyiz” diyen Acar, “İçimizden Biri” sayfamızın konuğu oldu

1978 Konya doğumluyum. İlköğrenimimi baba memleketim olan Konya’da tamamladıktan sonra İzmir-Karşıyaka’ya yerleştik. Ortaokulu ve liseyi burada okudum. Üniversitede hem okuyup hem çalıştım. Halen Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’nde İktisat okuyorum. Evliyim ve çift yumurta ikiziyim.Çalışma hayatına 1997 yılında, farklı bir markanın tali bayii olarak çalışan bir firmada başladım. İnşaat mühendisi olan yöneticimin büyük desteğiyle kısa sürede işi öğrenmeye başladım. Elde çizim yapıp, fiyat teklifleri hazırlyor, ağırlık analizleri hesaplıyordum. O zamanlar bilgisayar hayatımıza yeni yeni girmeye başlamıştı. PVC sektörü hızla gelişiyordu. Yaptığımız işi iyice kavramaya çalışıyordum. Yöneticim başka bir firmayla ortak olup Pakpen’den üretici bayilik alınca Pakpen Ailesi ile tanışmış oldum. Fırsat buldukça atölyede profil kesimi, kaynak yapılması gibi doğrama üretimiyle ilgili konularda gözlem yapıp işin mutfağını da kavramaya çalışıyordum.

“Şirketimiz bir okul gibi bize gereken bilgi ve donanımı sağlıyor”İlerleyen zamanlarda -mekânı cennet olsun- dönemin bölge müdürü sayesinde fark edilip, 1999’da İzmir Bölge Müdürlüğü’nde çalışmaya başlayınca bizzat Pakpen Ailesi’nin bir ferdi oldum. Şu anda Sipariş ve Sevkıyat Sorumlusu olarak görev yapıyorum. Bölge Müdürlüğü’ne geçince Ege’deki tüm bayilere hizmet verdiğimiz için daha donanımlı olmam, hata

payını en aza indirmek için dikkatli çalışmam, beklentiyi hemen kavramam, çok iyi konsantre olmam gerekiyordu. Öğrenmeyi seven bir insan olarak kendimi geliştirmeye devam ettim. Ayrıca Pakpen çalışanları olarak şanslı olduğumuz bir konu var: Tüm firmalar hazır yetişmiş elemana yönelirken, şirketimiz her zaman bir okul gibi işimizin gerektirdiği bilgiyi ve donanımı bizlere sağlıyor. Bugüne dek kaliteden taviz vermeden hem bayi sayımızı hem de (dış cephe kaplaması, taş görünümlü levhalar, kapı panelleri, kompozit iç kapılar, yalıtım malzemeleri, PVC, alt yapı ve bina içi tesisat boruları gibi) yeni ürünlerle ürün çeşitliliğimizi artırmaya devam ediyor, bir yandan da kurumsallaşma çalışmalarını sürdürüyoruz.Diğer departmanlardaki çalışma arkadaşlarımızla birlikte bayilerimize var gücümüzle en iyi hizmeti vermeye çalışıyoruz. Her birimiz, farklı enstrümanlarla uyumlu bir melodi çıkarma arzusunda olan büyük bir orkestranın parçası olduğumuzun bilincindeyiz. Ben de bu coşkulu çalışma serüvenimde halen Pakpen Ailesi içerisinde olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Zamanımızın büyük bir kısmını geçirdiğimiz işyerlerimizde bizlere aile sıcaklığında bir ortam sundukları için yöneticilerime, desteklerini ve ilgilerini her zaman hissettiğim değerli bayilerimize sonsuz teşekkürü bir borç biliyorum. İşimi elimden gelenin en iyisiyle, kendime ve firmama yakışır şekilde yapmaya çalışarak şirketime olan vefa borcumu hafifletmeye çalışıyorum.

Günümüzde rekabet koşullarının küreselleşmesi, ekonomik, sosyal, demografik, teknolojik gelişmeler ve yaşam kalitesindeki beklentilerin değişimi/çeşitlenmesi, insanları günün büyük bir çoğunluğunu iş yerinde/dışında iş ile ilgili konularda yüksek tempoda çalışmaya zorluyor. Doğal sonucu olarak iş, bireylerin yaşamında kendisini daha merkezi bir noktaya konumlandırıyor. İş ve aile yaşamı dengesi, bireyin hem aile hem de iş yaşamındaki sorumluluklarını karşılamaya yetecek zamanının olmasını ifade ediyor (Guest, 2002:263).Gün içerisinde anne-baba, eş, başkan, yönetici, çalışan gibi birbirinden farklı roller üstlenen birey, bu rollerin gereği olan görevleri, belirlenmiş zaman dilimleri içerisinde gerçekleştiremediği ya da gereken güç ve konsantrasyonu ağırlıklı dağıtamadığı durumlarda çatışmalar ortaya çıkıyor. Bundan dolayı sürekli 24 saatlik zaman diliminin yetmemesinden kaynaklı “zamansızlık” sorunu, tamamlanmamış/yetişmemiş yapılacaklar listesini her gün biraz daha kabartıyor. Günümüz insanı için iş, hayatı biçimlendiren kişisel bir olgu haline geldi. Merkezi iş olan bireyin sosyal yaşamı ikinci plana iterek denge noktasına işi konumlandırması ya da tam tersi yaklaşım, çalışma ve aile yaşamının ayrılmaz bir bütün olduğu gerçeği karşısında zaman içerisinde daha ciddi çatışmalara zemin hazırlıyor. Dengenin kurulamaması, bireylerde özel hayatta sorunların ve yoğun stresten kaynaklı hastalıkların artması, işletmelerde verimin, yaratılan katma değerin, şirkete aidiyetin ve iş doyumunun düşmesi, devamsızlıkların artması gibi olumsuz yönde etki yaratıyor. Üzerine, günümüz endüstri toplumunda özellikle bayanların iş hayatına katılımlarının artmasıyla ortaya çıkan çift gelir/çift kariyer konusu, dengenin kurulmasını biraz daha zorlaştırıyor. Araştırmalara göre çoklu rollerin taleplerini karşılama sorumluluğunu daha fazla taşıyan bayan çalışanlar, tüm zaman ve enerjilerini

“Büyük bir orkestranın parçası olduğumuzun bilincindeyiz”

Şirketimizde gerçekleşen yeni atamalar

• Yıldırım Celal Gülay, 2 Ocak tarihinden itibaren Pakpen Plastik Boru ve Yapı Elemanları San. ve Tic. A.Ş. Konya Fabrika’da, Yatırımcı İlişkileri Uzmanı olarak göreve başladı.

• Suat Karcı, 25 Şubat tarihinden itibaren Pakpen Plastik Boru ve Yapı Elemanları San. ve Tic. A.Ş. İstanbul’da, Marmara Bölge Müdürü olarak göreve başladı.

• Şirketimizde görev yaptığı sırada yüksek lisans için yurtdışına giden Serhat Çiftçi, bu eğitimini tamamlamasının ardından, Pakpen Plastik Boru ve Yapı Elemanları San. ve Tic. A.Ş.’de münhal bulunan Kalite Müdürlüğü kadrosuna 25 Mart itibarıyla atandı.

denge kurmaya harcamakta iseler de rollerinin yükü ve iş-özel hayat taleplerinin örtüşmemesi daha yüksek bir çatışma yaşanmasına neden olabiliyor. İş yükünü paylaşmanın daha zor bir seçenek olduğunun kabulü ile çalışan bireylerin özel hayatlarında eşitlik, işbölümü ve dayanışmaya özen göstermeleri, cinsiyete dayalı dengenin kurulumunu ve sürdürülebilirliğini sağlıyor. Denge sağlaması için iş ve özel hayatın bireyin kendinden ve kendisinin her ikisinden ne beklediğini bilmesi önemli. Birey ancak bu şekilde rollerin üstlendiği görevleri, önem sırasına göre sıralayabilir. Örtüşen taleplerde zaman yönetiminin yapılması daha kolay olduğuna göre asıl sorun ters düşen taleplerin çözümlenmesi. Çalışan bireylerin iş ve özel hayatlarının birbirini sürekli etkilediği bilinciyle istikrarlı olarak sosyal destek almaları dengeye ulaşmalarını sağlayabilir.Sonuç olarak, iş-özel yaşam dengesini işletmeden soyutlayarak bireysel algılamak yanlış olur. Denge kurulması bireysel açıdan yaşam kalitesinin artması, sosyal çevreyle pozitif ilişkinin kurulması, kendisinden beklentilerinin karşılanmasını sağlayacağı gibi işletme için de verimli, üretken, katma değer yaratan, yenilikçi, çağdaş ve farkındalık yaratan işgücü ortaya çıkarır.

Page 27: Mesleki eğitim - pakpen.com.trpakpen.com.tr/dergi/PakpenDergi24/PakpenDergi24.pdf · Nisan/Mayıs/Haziran 2013 - Sayı 24 Mesleki eğitim Ekonomi yazarı Vahap Munyar, Türkiye

fuar günlüğü

HABER 53

kültür-sanat

HABER52

YUGBUILD 2013’te Pakpen ürünleri büyükilgi gördü

Pakpen Türkmenistan Türk İhraç Ürünleri Fuarı’nda yerini aldı

Rusya’nın Krasnador şehrinde düzenlenen ve bu yıl 23’üncüsü gerçekleşen YUGBUILD 2013’te yerini alan Pakpen A.Ş., 21 metrekarelik standında tüm ürünlerini sergiledi. 27 Şubat-3 Mart tarihleri arasında gerçekleşen inşaat malzemeleri fuarını bu yıl da binlerce kişi ziyaret etti. İnşaat firmalarının, inşaat malzemeleri toptancılarının, mühendislik firmalarının, boru toptancılarının, boru ve PVC uygulama firmalarının katıldığı fuarda Pakpen standı, en çok ziyaret edilen stantlardan biri oldu.

Pakpen A.Ş., 21-23 Şubat tarihlerinde Türkmenistan’ın Aşkabat kentinde düzenlenen Türkmenistan Türk İhraç Ürünleri Fuarı’nda yerini aldı. Fuarda tüm ürün gruplarını 12 metrekarelik standında tanıtan Pakpen, ziyaretçilerin beğenisini kazandı. Fuarı, inşaat ve mühendislik firmaları, mimarlar ve çok sayıda sektör temsilcisi ziyaret etti.

Müzik / Yeni çıkan albümler

ZümrüdüankaAylin AslımİMM Müzik

Gümüş TellerMurat KekilliİMM Müzik

People, Hell And AngelsJimi HendrixİMM Müzik

Beni Durdursan mıGülşenEsen Müzik

İyi OlacaksınKubatEsen Müzik

Neden?Gece YolcularıEMI / Kent

FluFeridun DüzağaçDMC Müzik

Yalnız DeğilizHüsnü ArkanAda Müzik

VisalHadiseEsen Müzik

OlmuyorMurat Boz, Oğuz Berkay FidanAvrupa Müzik

Satışın 10 Altın Kuralı

İnsan doğuştan satışçı mıdır? Ya da sonradan alınan eğitimlerle satışçı olmak mümkün müdür? Bu soruların cevaplarına yüzde 100 kanıtlanmış bir sonuç henüz verilmemiştir.1999 yılından bu yana binlerce kişiye satış, satış yönetimi, sunum teknikleri, satış psikolojisi, duygusal zekâ ve beden dili, zaman yönetimi gibi konularında eğitimler veren Taner Özdeş, kitabında bu soruların cevaplarını arıyor. Satışın bir insan işi olduğunu iddia eden Özdeş, Türkiyede satışı meslek olarak edinmiş birçok kişiye yol gösterici olmayı, birikim ve tecrübelerini aktarmayı hedefliyor (Tanıtım bülteninden).

Cep Pazarlama Dizisi

İçindekiler: Strateji, Sponsorluk, Pazarlama, Satış Noktasında Pazarlama, Reklam

Fotoğrafçılığı, Reklam, Medya Planlama, İnteraktif Pazarlama, İnsan Kaynakları, Halkla

İlişkiler, Girişimcilik, Doğrudan Pazarlama, CRM, Araştırma.

Yazar A. Taner Özdeş

YayıneviMediacat

Kolektif

YayıneviRota Yayın Yapım

Kitap

Vizyona girecek filmlerKirli Oyun (Freelancers)

Gösterim tarihi12 Nisan 2013

Yapım yılı2012-ABD

TürAksiyon, Dram, Suç

YönetmenJessy Terrero

OyuncularRobert De Niro, Forest Whitaker, 50 Cent, Matt Gerald, Cassie Shea Watson

Konu: New York polisi olan babasının öldürülmesine şahit olmasından 15 yıl sonra Jonas “Malo” Maldonado (Curtis ‘50 Cent’ Jackson) polis akademisine girer, mezun olur ve babasının eski ortağının -Vito Sarcone (Robert De Niro)- başını çektiği ahlaksız polislerin bulunduğu bir gruba dahil olur. Malo bu ahlaksız ve şiddetli ortamda daha da derinlere girer. Babasının ölümünün arkasında yatan gerçekleri çözmeye ve tüm bunların arkasındaki kişiye hesap sormak için plan kurmaya başlar.

Suç Ortağı (Stolen)Gösterim tarihi19 Nisan 2013

Yapım yılı2012-ABD

TürAksiyon

YönetmenSimon West

OyuncularNicolas Cage, Josh Lucas, Danny Huston, Mark Valley, M.C. Gainey

Konu: Will Montgomery hapisten yeni çıkmıştır ve sabıkalı geçmişini geride bırakıp uzun süredir görmediği kızı Alison Loeb ile ilişkisini düzeltmeye hazırdır. Bu arada Will Montgomery’nin 10 milyon dolarlık fidyeyi ulaştırabilmesi için yalnızca bir günü vardır. Hem FBI hem de Vincent’in inanmamasına rağmen para aslında onda değildir. Tek seçeneği ise içgüdülerine güvenip eski suç ortağı güzel, seksi ve akıllı Riley Jeffers ile tekrar bir araya gelip bir soygun daha yapmak ve çok geç olmadan kızını kurtarmak.

Konu: Tony Stark, milyarder bir işadamı, kahraman ve bir mucittir. Bu sefer daha güçlü bir düşmanla karşı karşıyadır. Stark, zorlu bir mücadeleye girer fakat en yakınlarını korumak için sadece zekâ ve cesarete değil, içgüdülerine de ihtiyacı vardır. Bu savaşta Stark’ın kafasındaki soru, filmin en can alıcı yanı: “Adam mıdır kıyafeti kıyafet yapan yoksa kıyafet midir adamı adam yapan?”

Iron Man3Gösterim tarihi3 Mayıs 201

Yapım yılı2013-ABD

TürBilim kurgu, Aksiyon, Macera

YönetmenTom Hooper

OyuncularRobert Downey Jr., Samuel L. Jackson, Gwyneth Paltrow, Paul Bettany, Guy Pearce

Page 28: Mesleki eğitim - pakpen.com.trpakpen.com.tr/dergi/PakpenDergi24/PakpenDergi24.pdf · Nisan/Mayıs/Haziran 2013 - Sayı 24 Mesleki eğitim Ekonomi yazarı Vahap Munyar, Türkiye

HABER54

Fortune Türkiye - 01.02.2013

Yapı Malzeme - 01.01.2013

Konya Yenigün - 20.02.2013

Dünya Sektörel Haberler - 01.02.2013İzolasyon Dünyası - 01.02.2013

Tesisat Dergisi - 01.01.2013

WINDOWMARKETWIN - 01.12.2012 WINDOWMARKETWIN - 01.12.2012

WINDOWMARKETWIN - 01.12.2012

Yapı Malzeme - 01.03.2013

Dünya - 11.01.2013

Memleket- 22.02.2013

Page 29: Mesleki eğitim - pakpen.com.trpakpen.com.tr/dergi/PakpenDergi24/PakpenDergi24.pdf · Nisan/Mayıs/Haziran 2013 - Sayı 24 Mesleki eğitim Ekonomi yazarı Vahap Munyar, Türkiye