metal İşçileri bülteni

8
Türk Metal çetesinin ihanet sözleşmesini imzalamasının ardından MESS Grup TİS’lerinde gözler Birleşik Metal üyelerinin alacağı tutuma çevrilmişti. Birleşik Metal üyesi işçiler ise fabrikalarda gerçekleştirilen toplantıların ardından MESS dayatmalarını kabul etmeme ve mücadeleye devam etme kararı aldılar. Bugün Birleşik Metal üyelerinin verdiği bu karar sadece kendi haklarını ve geleceklerini MESS’e teslim etmemek açısından değil, Türk Metal çetesinin imzaladığı ihanet sözleşmesini yırtmak ve bu ihanet çetesini dağıtmak açısından da büyük bir önem taşıyor. Çünkü her ne kadar Türk Metal çetesinin tescilli ağaları metal işçilerinin imzalanan sözleşme için “Allah sendikamızdan razı olsun!” dediğini iddia etse de gerçek bunun tam tersidir. Türk Metal üyesi metal işçilerinin ezici bir çoğunluğu ihanet sözleşmesinin imzalanmasının üzerinde neredeyse 2 ay gibi bir süre geçmiş olmasına rağmen hala bu ihanet şebekesine lanet okumaktadır. MESS’in saldırı planlarının niteliği ve Türk Metal tabanında halen dinmeyen öfke nedeniyle de Birleşik Metal üyesi metal işçilerinin aldığı mücadeleye devam kararı metal işçilerinin geleceğinin anahtarı olmuştur. Bugün metal işçilerinin önünde bu olanağı en iyi şekilde değerlendirmek ve grev kararlılığını yükseltmek görevi duruyor. Bugün MESS ile Birleşik Metal arasındaki görüşmeler halen arabulucu aşamasında bulunuyor. Kısa bir süre sonra arabulucu aşaması da sona erecek ve Birleşik Metal üyesi metal işçileri için grev süreci resmen başlamış olacak. Grev sürecini metal işçilerinin geleceğini kazanacağı bir anahtara dönüştürmek ise tüm metal işçilerinin bu kararlılığa sahip çıkması ve destek vermesi ile mümkündür. Tabii ki öncelikli olarak yapılması gereken Birleşik Metal üyeleri cephesinde devam eden hazırlıkları güçlendirmek, fabrikalarda oluşturulan-oluşturulacak grev komiteleri ile mücadele kararlılığını bir kez daha ilan etmektir. MESS-Türk Metal kirli ittifakının bu kararlılığı törpülemek için var güçleri ile çalışacaklarını düşündüğümüzde Birleşik Metal üyesi metal işçilerinin gösterdiği bu kararlılığı sahiplenmek ve ileriye taşımak ise başta Türk Metal üyesi işçiler olmak üzere hepimizin görevidir. Türk Metal üyesi metal işçileri bu kararlılığa destek olup omuz verdikleri oranda yıllardır birçok hakkımızın gasp edilmesinin baş sorumlusu olan ihanet şebekesinin dağıtılmasının da yolu açılacaktır. Çünkü Türk Metal üyesi işçiler için Birleşik Metal üyelerinin mücadelesine destek vermek aynı zamanda kendi mücadelelerine de sahip çıkmak demektir. MESS dayatmalarına boyun eğmemek ve Türk Metal ihanet çetesine karşı mücadele bayrağını yükseltmek ise tüm işçi sınıfının geleceği için mücadele yolunu açacaktır. Çünkü sermaye sınıfının metal işçilerine dayattığı hak gaspları işçi sınıfının tamamını yakından ilgilendirmektedir. Türk Metal çetesinin parçalanması ise işçi sınıfının mücadelesinin önündeki en büyük engellerden biri olan sendikal bürokrasinin çarkının kırılması anlamına gelecektir. Türkiye işçi sınıfı ve metal işçileri bu önemli görevleri yerine getirecek mücadele azmine ve deneyimine fazlası ile sahiptir. Şu günlerde 20. yıllarını kutladığımız Büyük Madenci yürüyüşü ve metal işçilerinin büyük kazanımlar ile sona erdirdiği ‘90 MESS grevleri bizlere yürümemiz gereken yolu göstermektedir. MESS’ten ve tescilli uşaklarından hesap soralım!.. Haklarımız ve geleceğimiz için grev kararlılığını kuşanalım! “Sınıfa karşı sınıf” “Sınıfa karşı sınıf” METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ İşçi Bülteni Özel Sayı No: 649 * Ocak 2011

Upload: kizilbayrak

Post on 22-Mar-2016

231 views

Category:

Documents


2 download

DESCRIPTION

Metal İşçileri Bülteni Ocak 2011

TRANSCRIPT

Page 1: Metal İşçileri Bülteni

Türk Metal çetesinin ihanet sözleşmesini imzalamasınınardından MESS Grup TİS’lerinde gözler Birleşik Metalüyelerinin alacağı tutuma çevrilmişti. Birleşik Metal üyesiişçiler ise fabrikalarda gerçekleştirilen toplantıların ardındanMESS dayatmalarını kabul etmeme ve mücadeleye devametme kararı aldılar.

Bugün Birleşik Metal üyelerinin verdiği bu karar sadecekendi haklarını ve geleceklerini MESS’e teslim etmemekaçısından değil, Türk Metal çetesinin imzaladığı ihanetsözleşmesini yırtmak ve bu ihanet çetesini dağıtmak açısındanda büyük bir önem taşıyor.

Çünkü her ne kadar Türk Metal çetesinin tescilli ağalarımetal işçilerinin imzalanan sözleşme için “Allah

sendikamızdan razı olsun!” dediğini iddia etse de gerçek bununtam tersidir. Türk Metal üyesi metal işçilerinin ezici birçoğunluğu ihanet sözleşmesinin imzalanmasının üzerindeneredeyse 2 ay gibi bir süre geçmiş olmasına rağmen hala buihanet şebekesine lanet okumaktadır.

MESS’in saldırı planlarının niteliği ve Türk Metal tabanındahalen dinmeyen öfke nedeniyle de Birleşik Metal üyesi metalişçilerinin aldığı mücadeleye devam kararı metal işçileriningeleceğinin anahtarı olmuştur. Bugün metal işçilerinin önündebu olanağı en iyi şekilde değerlendirmek ve grev kararlılığınıyükseltmek görevi duruyor.

Bugün MESS ile Birleşik Metal arasındaki görüşmelerhalen arabulucu aşamasında bulunuyor. Kısa bir süre sonraarabulucu aşaması da sona erecek ve Birleşik Metal üyesi metalişçileri için grev süreci resmen başlamış olacak. Grev sürecinimetal işçilerinin geleceğini kazanacağı bir anahtaradönüştürmek ise tüm metal işçilerinin bu kararlılığa sahipçıkması ve destek vermesi ile mümkündür.

Tabii ki öncelikli olarak yapılması gereken Birleşik Metalüyeleri cephesinde devam eden hazırlıkları güçlendirmek,fabrikalarda oluşturulan-oluşturulacak grev komiteleri ilemücadele kararlılığını bir kez daha ilan etmektir.

MESS-Türk Metal kirli ittifakının bu kararlılığı törpülemekiçin var güçleri ile çalışacaklarını düşündüğümüzde BirleşikMetal üyesi metal işçilerinin gösterdiği bu kararlılığısahiplenmek ve ileriye taşımak ise başta Türk Metal üyesiişçiler olmak üzere hepimizin görevidir.

Türk Metal üyesi metal işçileri bu kararlılığa destek olupomuz verdikleri oranda yıllardır birçok hakkımızın gaspedilmesinin baş sorumlusu olan ihanet şebekesinindağıtılmasının da yolu açılacaktır. Çünkü Türk Metal üyesiişçiler için Birleşik Metal üyelerinin mücadelesine destekvermek aynı zamanda kendi mücadelelerine de sahip çıkmakdemektir.

MESS dayatmalarına boyun eğmemek ve Türk Metal ihanetçetesine karşı mücadele bayrağını yükseltmek ise tüm işçisınıfının geleceği için mücadele yolunu açacaktır. Çünküsermaye sınıfının metal işçilerine dayattığı hak gaspları işçisınıfının tamamını yakından ilgilendirmektedir. Türk Metalçetesinin parçalanması ise işçi sınıfının mücadelesininönündeki en büyük engellerden biri olan sendikal bürokrasininçarkının kırılması anlamına gelecektir.

Türkiye işçi sınıfı ve metal işçileri bu önemli görevleriyerine getirecek mücadele azmine ve deneyimine fazlası ilesahiptir. Şu günlerde 20. yıllarını kutladığımız Büyük Madenciyürüyüşü ve metal işçilerinin büyük kazanımlar ile sonaerdirdiği ‘90 MESS grevleri bizlere yürümemiz gereken yolugöstermektedir.

MESS’ten ve tescilli uşaklarından hesap soralım!..

Haklarımız ve geleceğimiz için

grev kararlılığını kuşanalım!

“Sınıfa karşı sınıf”“Sınıfa karşı sınıf”

METAL İŞÇİLERİBÜLTENİİş

çi B

ülte

ni Ö

zel Sa

yı N

o: 6

49

* O

cak

20

11

Page 2: Metal İşçileri Bülteni

2 METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ

MİB MYK Ocak ayı toplantısını gerçekleştirdi. Toplantınıngündemi şu ana konu başlıklarından oluşturuldu:

- MESS Grup TİS sürecine ilişkin değerlendirme:MESS Grup TİS süreci MYK’nın Ocak ayı toplantısının da ana

gündemiydi. Toplantıda TİS sürecinde gelinen aşama çeşitliyönleriyle değerlendirilerek, sürecin bundan sonraki olası seyriüzerine tartışmalar yapıldı. Tüm bunlardan sonra mevcut koşullardasüreci metal işçileri lehine geliştirmek doğrultusunda yapılacakmüdahale ve yürütülecek çalışmanın politik içeriği, hedefleri vearaçları üzerine bir dizi sonuç çıkarıldı. Bu sonuçlar şöyleözetlenebilir:

1. Türk Metal çetesinin satış sözleşmesine imza atmasınınardından Birleşik Metal Sendikası yönetimi ve tabanının vereceğikarar kritik bir önem kazanmıştı. Çünkü verilecek karar hem satışsözleşmesini yırtmak hem de ihanet çetesini dağıtmak bakımındananahtar olacaktı. Böylelikle on yıllar boyunca metal işçisine oynananoyunun bozulması için bir adım atılacak, birikmiş öfkeninpatlayacağı kanallar açılmış olacaktı. Birleşik Metal aldığı“mücadeleye devam” kararıyla bu yönde çok önemli bir adımatmıştır. MYK bu adımın metal işçilerinin mücadelesi ve geleceğibakımından taşıdığı önemin altını bir kez daha çizmekte vesahiplenmektedir.

MİB MYK ayrıca ileriye atılmış olan bu adımı güçlendirmek,MESS ve uşaklarının saldırılarına karşı savunmak için metal işçileribaşta olmak üzere, sınıfın diğer bölüklerine destek ve dayanışmaçağrısı yapmaktadır.

2. Yine de sürecin seyrini, destek ve dayanışmanın düzeyinikapsam dahilindeki metal işçilerinin ve asıl olarak Birleşik Metalyönetiminin tutumu belirleyecektir. Eğer kararlılık ve cesaretleilerlenmeye devam edilir ve mücadelenin ihtiyaçlarını karşılayacakciddi, tutarlı ve sistematik bir çalışma yürütülebilirse, bugün aşılmasızor görünen engeller kolaylıkla aşılabilir. Ancak tersinden kararsız vetitrek davranılır ve böylelikle ihtiyaçları karşılayacak bir hazırlıkiçerisine girilemezse var olan engeller asla aşılamaz. Kararsızlık veinançsızlık mücadelenin en büyük düşmanıdır. Elbette bu gibieğilimler her mücadele ve örgütlenmenin karşılaşacağızorluklardandır. Ancak önemli olan yönetim konumunda olanlarıngerçek önderler gibi davranmasıdır. Eğer onlar zorlu kavgalaragirecek azim ve kararlılığı gösterebilir ve bunu tok bir pratiklebirleştirebilirlerse, geriye dönük eğilimler de hızla aşılabilir. Aksihalde ise kararsızlık ve yılgınlık tüm saflara yayılır. İşte bunun içinMİB MYK, Birleşik Metal yönetiminden başlayarak tüm sendikalyönetim kademelerini ve ileri-öncü metal işçilerini bu bakış vesorumlulukla davranmaya çağırmaktadır.

3. MİB MYK bu düşüncelerle tok bir grev kararlılığınıngösterilmesi gerekliliğinin altını çizmektedir. Geride duranın sarsılıpuyandırılması kadar önde duranın en ileri hedefler doğrultusundaörgütlenmesi için de bu şarttır. Ancak grevi bir boş tehdit olmaktançıkararak sınıf mücadelesinde gerçek bir silaha dönüştürmenin yolu,

onun için ciddi ve sistematik bir hazırlığı bugünden yapmaktan geçer.Bunun için bugünden tabanın grev hedefine kazanılması, grevkomitelerinin oluşturulması, uzun süreli bir grev için grev fonununhazırlanması gerekmektedir. Ayrıca olası bir grevin başarısı için tümtemel alanlarda gerekli önlemleri bugünden almak da büyük önemtaşımaktadır. Örneğin bir grevin gücünü ve geleceğini belirleyen enönemli faktörlerden birisi, işçi ailelerinin tutumu olmaktadır. İşçiailelerinin aktif desteğinin olduğu bir grev o ölçüde uzun soluklu vedayanıklıdır. Bu nedenle bugünden işçi aileleriyle gerekli bağlarısağlamak ve onları sürece dahil etmek üzere harekete geçilmelidir.

Diğer çok önemli bir faktör ise sınıf dayanışması ve toplumsaldestektir. TEKEL direnişi sırasında bu bakımdan nasıl da büyük birgüç yaratıldığı malumdur. Ancak bu düzeyde bir destek kendiliğindendoğmaz. Bunu hazırlamak için bugünden mücadelenin metal işçisinindavasının emeğin davası olduğunu sınıfın diğer bölüklerine vetopluma anlatılması, destek ve dayanışma için önlemlerin vezeminlerin oluşturulması yönünde adımların atılması gerekmektedir.Bir kez daha vurgulamak gerekir ki tüm bu alanlarda mesafe almakiçin eylemli mücadeleyi büyütmek özel bir önem taşımaktadır. Bununiçin mücadelenin fabrika önlerinden sanayi havzalarına ve kentmerkezlerine taşınması, giderek periyodik biçimler kazanmasıgerekmektedir.

4. Kirli ittifakı yenebilmek için Türk Metal sultası altında tutulanmetal işçilerinin alacağı tutum belirleyicidir. Bir dizi somut veridende hareketle belirtmek gerekir ki, satışın hemen ardından doğanbüyük öfke bugün için bir ölçüde yatışmış gibi görünse de, metalişçisinin gözü hala Birleşik Metal’in üzerindedir. Öyle ki“mücadeleye devam” kararı ileri ve öncü unsurlardan başlayarakbüyük bir heyecan yaratmıştır. Eğer süreç grev yönünde ilerletilirsekuşku yok ki, Türk Metal’e karşı büyük bir öfke duyan metal işçileriileri çıkabilecek ve Birleşik Metal’in yanında saf tutacaklardır.Elbette bunun için aynı zamanda mücadele kararlılığının ve greviradesinin bu söz konusu fabrikalara taşınması gereklidir. Bu yöndeuygun yol, yöntem ve araçların sistematik biçimde kullanılması ihmaledilmemelidir.

5. Metal İşçileri Birliği, TİS sürecine ilişkin mücadele görevleriniomuzlamak üzere kendi cephesinden elinden geleni yapmakkararlılığındadır. Bu kapsamda yapılacak ilk işlerden birisi, kapsamdahilindeki fabrikalarda grev kararlılığının pekiştirilmesi ve grevyolunda somut hazırlıkların yapılması doğrultusunda yukarıda tarifedilen görevleri omuzlamaktır. İkinci olarak mücadelenin geleceğibakımından kritik bir önemi olan Türk Metal’in tuttuğufabrikalardaki ilgiyi diri tutmak ve olabildiğince tepkiyi örgütlemeküzere etkin bir çaba içerisinde olunacaktır. Sistematik biçimde bufabrikalara yönelik seslenme faaliyeti yürütülecektir. Üçüncüsükapsam dışında bulunan metal işçilerinin aktif destek vedayanışmasını örgütlemek üzere hareket edilecektir. Mücadeleninduyurulmasından, aktif dayanışma eylemlerini örgütlemeye kadar birdizi pratik faaliyet örgütlenecektir. Dördüncüsü diğer işkollarındansınıf bölüklerinin ve onların örgütlülüklerinin bugünden metal

Metal İşçileri Birliği Merkezi Yürütme Kurulu’nun Ocak ayı toplantısı değerlendirme ve sonuçları

Page 3: Metal İşçileri Bülteni

Üç kuruş verip “bilinçli tüketici”olmayı öğretiyorlar!

3METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ

Geçtiğimiz günlerde imzaladığı satış sözleşmesiyle metal işçisine hayatı zehir eden Türk Metalçetesi medyanın gündeminde. Hem de “partneri” MESS ile birlikte. Habere konu olay ise bu kirliittifakın işçilere yönelik düzenlediği eğitim seminerleri oldu.

Medyanın yere göğe sığdıramadığı eğitim semineri “kredi kartı kullanımı ve tüketici hakları”konusunda verilmekteymiş. Böylelikle MESS ve Türk Metal birlikte, kredi kartı kullanımıkonusunda “çalışanlara bilinçli tüketici olmayı öğretiyor”larmış! Öyle ya, MESS ve ortağı TürkMetal yönetiminin metal işçilerine bilinçli işçi olmayı öğretecek halleri yok!

Onlara göre nasıl olsa emek ile sermaye arasında da bir fark yok. Sınıf diye bir şey yok! Hersınıftan tüketiciler var! Zaten her şeyin başında da “bilinçli tüketici” olmama sorunu var!

Kuşkusuz ki işçinin sırtından saraylar kuran bu asalaklar, metal işçileriyle dalga geçmektenbaşka bir iş yapmıyorlar. Çünkü metal işçilerine kredi kartı kullanımıyla ders vermeye kalkanlar,satış sözleşmesiyle onun sefaletini pekiştirenlerdir. Şimdi de tutmuş arsızca üç kuruşlukücretleriyle ay sonunu nasıl getiririz diyerek kredi kartlarına sarılan metal işçisine ders vermeyekalkıyorlar. Derslerde de herhalde “üç kuruşa nasıl yaşanır”ı öğretiyorlardır!

Bu, Türk Metal'in sendika olmadığının yeni bir tescilidir aynı zamanda. MESS'in “personelbürosu” gibi çalışan (Birçok fabrikada Türk Metal temsilcileri tam olarak bu işi yapıyor) TürkMetal çetesinin misyonu metal işçilerini sınıf mücadelesinden alıkoymak, uysal “çalışanlar”haline getirmektir. Allanıp pullanan “ortak eğitim projesi” bunun en net ve dolaysız ifadesidir.

Metal işçileri, kredi batağından uzak insanca bir yaşam için sendikadan başka her şey olan busınıf düşmanlarından kurtulmak zorundadırlar.

Metal İşçileri Birliği

04.01.11

işçileriyle aktif dayanışma içerisine girmek üzere hareketegeçirilmesi yönünde elinden gelen çabayı gösterecektir. Sürecinseyrine bağlı olarak bu doğrultuda tüm olanaklarını kullanacaktır.MYK tüm bu belli başlı görev alanlarında kullanılmak üzere bir diziaracı somutlamıştır. En kısa sürede bu araçlar kullanıma hazır halegetirilecektir.

- Yerel gündemlere ilişkin değerlendirme:Toplantıda bu gündem başlığı altında bir dizi yereldeki fabrika ve

sanayi havzalarındaki sorunlar ve mücadele görevleri üzerinetartışmalar yapılmıştır. Ayrıca bu süreçlerle de bağlantılı olarakBirlik’in yerel çalışma gücü ve kapasitesi ile örgütselmekanizmalarının kurulup işletilmesiyle ilgili sorunlar da ayrıntılıtartışmalara konu edilmiştir. Bu tartışmaların ışığında ise tespit edilenyetersizliklere yönelik olarak bazı somut müdahale biçimleri vearaçları üzerinde durulmuştur.

- Sınıfın genel mücadele gündemi üzerine:1. Bir süredir sermaye örgütleri ve hükümet tarafından elbirliğiyle

hazırlanan kapsamlı saldırı yasaları, değişik biçimlerde gündemegelmeye başladı. “Ulusal İstihdam Stratejisi” adı altında toplanankapsamlı kölelik ve güvencesizlik paketinin bir bölümü şu sıralar“torba yasa” biçiminde gündem sokuldu. İçerisinde asgari ücreti işçisınıfına karşı bir silaha çevirmeyi amaçlayan düzenlemelerden,binlerce işçiyi bir çırpıda iş güvencesinden yoksun bırakacaksaldırılara kadar oldukça ağır olan bu saldırı torbasını göğüslemek,işçi sınıfının bütününü kesen hayati bir mücadele gündemidir.Halihazırda bir dizi sendika eylem kararları almış olsa da bu kararlarsaldırıyı püskürtebilmek bakımından oldukça yetersizdir. Sendikabürokratları bir kez daha göstermelik eylemlerle görev savmayaçalışıyorlar.

MYK üst kademe sendika bürokratlarının bir kez daha sınıfaihanete hazırlandığını, alt kademe sendika yönetimlerinin isemücadeleyi omuzlama iradesini gösteremediklerini tespit ederek, tümişçi ve emekçileri harekete geçmeye çağırmaktadır. Gün sendikabürokratlarını mücadele görevlerini üstlenmek üzere zorlama, buna

rağmen ayak direyenleri aşma günüdür. Her durumda mücadelegörevlerini üstlenerek, bulunduğumuz her alanda mücadele alanlarınaçıkmalı, sermayeye ve hükümetine karşı öfkemizi göstermeliyiz.

Birlik, bu bilinç ve sorumlulukla, saldırılar konusunda işçi sınıfınıuyarmak ve duyarlılığı arttırmak üzere bildiri ve afiş gibi materyallerkullanacak, diğer yandan bilinçlendirmek ve mücadele görevlerinitartışmak için işçi toplantıları düzenleyecek, gerçekleştirilecekeylemlere kitlesel katılım gerçekleştirmek üzere hareket edecektir.

2. Diğer bir önemli mücadele gündemi olan asgari ücretkonusunda ise sermaye ve hükümeti, Türk-İş başta olmak üzeresendika bürokratlarının yardımıyla istediğini elde etmiştir. Asgariücret bir kez daha sadaka zammıyla geçiştirilmiş, azami sefalet ücretiolarak tescil edilmiştir. Kuşkusuz bunun böyle olmasının nedeni işçisınıfının bu temel konuda ağırlığını koyamamasından ilerigelmektedir. Bunun nedenleri de ortadadır. Bu süreç sadece bir kezdaha sınıfın örgütlenmesi ve sendikalarının yeniden kazanılmasıyolundaki ihtiyaca yapılmış bir vurgu olarak okunmalıdır.

Diğer taraftan genel ücret düzeyi bakımından temel ölçü olanasgari ücretin belirlenmesinin ardından da ücret konusu gündemdekiyerini korumaktadır. Çünkü sendikasız işyerlerinde bundan böyletemel gündem ücret zamları olacaktır. Bu da haliyle sınıfmücadelesinin işyeri ölçeğinde sertleşmesi sonucunu verecektir.MYK bu bilinçle tüm bileşenlerini ve örgütlü sınıf güçlerini bugerçeği gözeten bir bakışla işyerlerindeki keskinleşecek mücadelelereilgi göstermeye, bu mücadeleleri kucaklamaya ve kalıcı örgütselmevziler elde etmek yönünde değerlendirmeye çağırmaktadır.

3. Halihazırda birçok işkolunda fabrika düzeyinde işçi direnişleriyaşanmaya devam etmektedir. MYK bu direnişlerle dayanışmaiçerisinde olduğunu ifade ederken, aktif sınıf dayanışmasınıörgütlemek yönünde üzerine düşeni yapma kararlılığındadır.

(...)Metal İşçileri Birliği

29 Aralık 2010

Page 4: Metal İşçileri Bülteni

4 METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ

MESS-Türk Metal satışının ardından üyesiolduğumuz Birleşik Metal-İş Sendikası'nıntabandan aldığı mücadeleye devam kararıoldukça anlamlıdır. Metal işçilerine dayatılankölece çalışma koşullarına karşı artık tok bircevap verilmesi gerekiyor.

Sendikamızın MESS'in dayatmalarına karşıaldığı mücadeleye devam kararı hem bizimaçımızdan hem de diğer sendika üyesi işçileraçısından oldukça önemli bir gelişmedir. Amadaha önceki dönemlerde olduğu gibi budönemde de yine bir şey çıkmayabilir. Diğermetal işçilerinde desteğiyle mücadeleye devamedip süreci kazanımla sonuçlandırırsak çok iyiolur.

Akkardan'dan Birleşik Metal üyesi bir işçi

2010–2012 toplu iş sözleşmesi sürecine girerken metal işçileri olarak bizler büyükbeklentiler içerisindeydik. Sendikaların en azından beklentilerimizi asgari de olsakarşılayacak bir sözleşmeye imza atmasını bekliyorduk. Geçen sözleşme döneminde krizbahanesi arkasına saklanan patronlar sendikal ihaneti de arkalarına alarak işçileri sefaletkoşullarına sürüklemişlerdi. Bu yüzden bu sözleşme döneminde beklentilerimiz deartmıştı. Bizim işyerimiz MESS kapsamında olmamasına rağmen sözleşmemiz MESS ileyapılan sözleşme emsal olarak hazırlanıyordu. Bu yüzden bu görüşmeler bizim için sonderece önemli idi. Ancak sürecin başında tüm beklentilerimiz Türk MetalSendikası’ndaki bürokratlar tarafından baltalandı. Son süreçte ise Birleşik Metaldayatmaları kabul etmeme ve mücadeleye devam etme kararı aldı.

Bu karar çok anlamlıdır. Ancak diğer sendikalar imzaladıkları için Birleşik Metal’inmücadelede yalnız kalma ihtimali de var. Birleşik Metal bu süreçte metal işçilerindengerekli desteği göremezse işler bütün metal işçileri için fazlasıyla zorlaşacaktır. Amasüreç kazanılırsa sadece iyi bir sözleşme kazanılmış olmayacak, bununla beraber ihanetçidiğer sendikalar anlamlı bir darbe alacak, belki istifalar gündeme gelecektir. Dahası bumücadele hükümetin hazırladığı yeni saldırılarına karşı da bir barikata dönüşebilecektir.Nereden bakarsak bakalım bu grevin önemi büyüktür ve bütün işçileri ilgilendirmektedir.Tabandan birleşik bir mücadele şarttır.

Feniş Alüminyum’dan Çelik-İş üyesi bir işçi

Türk Metal Sendikası’nın örgütlü olduğu bir fabrikadaçalışıyorum. Fabrikada sendika var, fakat bu Türk Metal oluncasendikanın hiç olmamasından daha da kötü bir durum ortayaçıkıyor.

Fabrikada yıllardır “0” zam dayatmasından tutun da, zorunlumesailere, her kış ücretsiz izin uygulamalarına kadar bir dizi sorunyaşıyoruz. Fakat sendika işçilerin yaşadığı en ufak bir soruna dairçözüm üretemiyor, üretmiyor. Aksine her vesileyle patron-işçiayrımını silikleştiren konuşmalar yapıp işçinin de bilinciniköreltiyor. “0” zam dayatmasının karşısında tepkisini belirtenişçiye krizden, işlerin durgunluğundan bahsedip işten çıkarılmadığıiçin şükretmesi gerektiğine ikna etmeye çalışıyor. İşçilere patronukoruma, kollama noktasında ciddi bir eğitim veriyorlar. Buanlamda kraldan daha da kralcılar kendileri. Ben ilk iş başvurusu

için gittiğimde işyeri temsilcisini işveren adına görev yapan amirsanmıştım. Aslında bir farkları da kalmamış durumdalar. “Burada

vardiya sistemi uygulanır, mesai vardır. Bunları kabul edersen işe

alırız” diyorlar. Sonradan mesaiye kalmama konusunda inatedenlere de o zaman işe girmeden önce söyleseydin diyorlar. İşteTürk Metal Sendikası’nın gerçek yüzü. İşçiler böyle bir sendikanınolmasından ne kadar muzdaripse patronlar da bir o kadar memnun.

Son icraatları da işçiye köle gibi çalışmayı dayatan sözleşmeninaltına attıkları imza. Bu noktada patronlara verdikleri destek ortayerde duruyor. Fakat işçi sınıfının biriken öfkesi er geç patronlarave onlara arka çıkarak işçi sınıfına ihanet eden bu çeteye haddinibildirecektir.

Ankara'dan Türk Metal üyesi bir işçi

“Bütün metal işçilerinin desteği gerekiyor”

“Kazanmak için birleşik mücadele şart”

Türk Metal çetesinin gerçek yüzü...

Merhaba sınıf kardeşlerim;

Ankara Sincan OSB’den sesleniyorum sizlere. Çalışma koşullarının her geçengün ağırlaştığı günümüzde yaşamak ve çalışmak her geçen gün daha da zorlaşıyor.Bunun yanı sıra meclisten peş peşe çıkarılan yasalarla tüm haklarımız da birer birerortadan kaldırılıyor. Bugünlerde gündemde olan torba yasa da bunlardan birisi.

Bunlara eklenebilecek daha birçok saldırı varken biz işçiler cephesinden deumut verecek gelişmelere tanık oluyoruz. DİSK’e bağlı Birleşik Metal SendikasıMESS ile Toplu İş Sözleşmeleri’nde yaşanan sorunlardan kaynaklı bir grev kararıalmış bulunuyor. Bu grev hem metal işçilerinin çalışma koşullarına karşı yükselttiğibir bayrak, hem de tüm işçiler için bir umut olacaktır. Sermayenin saldırılarına karşıörgütlü-örgütsüz tüm metal işçileri ellerimizi birleştirmeli, omuz omuza kararlı birşekilde yürümeliyiz. Unutmayalım ki bu direnişle mutlaka kazanacağız diye bir şeyyok, ama kazananlar daima direnenlerdir. Cesareti kuşanıp kölece çalışmaya veyaşamaya karşı ayaklanalım.

Ankara Sincan OSB’den bir metal işçisi

MESS’e ve uşaklarına karşıkenetlenelim!...

Page 5: Metal İşçileri Bülteni

5METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ

Metal İşçileri Birliği çalışmasıbünyesinde oluşturulan Habaşİşyeri Komitesi işçileri taşeronçalışmaya ve Türk Metal'inihanetçi tutumuna karşımücadeleye çağırdı.

Fabrika içerisinde dağıtılarakişçilere ulaştırılan bildiride,kadrolu ve taşeron işçilere ayrı ayrıseslenilerek ortak mücadele çağrısıyapıldı. İşçiler kadrolu-kadrosuzayrımı gözetmeden örgütlenmeye,Habaş patronuna ve Türk Metal'ekarşı ortak mücadele etmeyeçağrıldı.

Öte yandan Metal İşçileriBirliği'nin işçilerinin ödenmeyenalacaklarıyla ilgili olarak Sider'degerçekleştirdiği bildiri dağıtımınardından işçilerinin birikmişalacakları ödendi. Bildiri dağıtımıfabrikada örgütlü Türk MetalSendikası tarafından ise büyük birrahatsızlıkla karşılandı. Türk Metaltemsilcileri, işçileri bundan böyledağıtılan bildirileri almamalarıyönünde uyarırken, dağıtımıgerçekleştirenlerin 'zorlakendilerine getirilmelerini' istedi.Bu talebi tepkiyle karşılayanişçiler ise yazılanların doğruolduğunu söylediler.

- Fabrikadaki sorunlardan bahsedermisiniz?

- Son 2-3 aydır hangi vardiyada nasılçalışacağımız belli olmuyor. Şeflerin isteğinegöre çalışıyoruz. Bir gün gece vardiyasına(20/24.00-08.00) gidiyoruz ve sabah iş çıkışı16.00-24.00 vardiyasına çağrılıyoruz. Her anvardiyalarımız değişebiliyor. Kendigünümüzü planlayamıyoruz. Tatil günlerimizbelli değil. Yaşamımız şeflerimizin isteğinegöre değişiyor. Sendika temsilcilerimiz derahat koltuklarında, klimalı odalarında keyifçatıyorlar.

- Türk Metal'in MESS'le imzaladığısözleşmenin ardından fabrikadaki sondurumu anlatır mısınız?

- Sözleşme bu sefer de oldu bittiye geldi.Bundan kaynaklı ücretler düşük oluncasendikaya tepkiler çok fazla, ama eylemedönüşmesi konusunda büyük bir sıkıntı var.Söylemde herkes tepkisini dile getiriyor. Enbüyük arzumuz da söylenenlerin eylemedönüşmesi. Bunun içinse bilinçlenmeyeihtiyacımız var, yönlendirilmeye ihtiyacımızvar. Bireysel olarak bir şeyler yapamıyoruz.Duyduğum kadarıyla çoğu arkadaşımsendikadan istifa etmeyi düşünüyor ve bunu

konuşuyor. İstifa etmemizin önündeki enbüyük engel de idarecilerin, yani HaşimAyten' in eline düşmemiz olacak. İstifalarınbir amacı olmadı mı sonucunda bundan dahakötü şartlar bizi bekliyor olacak. İkincisimaddi mesele, sendikadan istifa etmeninnoterde yüklü bir miktar olduğu söyleniyor.

- Temsilcilerin durumu nedir?

- Onlarla görüşmüyorum, selamlarını bilealmak ağrıma gidiyor. O yüzden temsilcilerindurumuyla ilgilenmiyorum. Ara sırabölümleri dolaşıyorlar, yaptıklarından pekutanmış gözükmüyorlar. Bu çarkın içerisindegemilerini yürütüyorlar.

- Nasıl bir sendika olmasını isterdiniz vebunun için neler yapılabilir?

- İşçiyi sahiplenecek, sorunlarına çözümarayacak, işveren ve vekillerinden hesapsoracak, her zaman yanımda olacak birsendika isterdim. Ama şu an sahipsizhissediyorum. Birleşik-Metal gönlümdengeçen bir sendika ama buraya getirmek zor.Herkesin mücadele ruhuyla birleşmesi veörgütlenmesi gerekiyor. Hiçbir ayrımgözetmeksizin sağ-sol ideolojisindenbakmadan ekmeğimize ve emeğimize sahipçıkmamız gerekiyor.

Habaş'ta mücadele çağrısı

Onurumuza ve geleceğimizesahip çıkalım!

“Birleşmek ve örgütlenmek gerek!”

İzmir Habaş Demir Çelik’ten Türk Metal üyesi bir işçi ile satış sözleşmesinive fabrikadaki etkilerini konuştuk...

Sendikalı işçi olmak demek sadece aidat verip sendika işleri halletsin diye beklemekdeğil. Sendikalı olmak demek bir bütünün parçası olmak demektir. Bizim sendikamız olanBirleşik Metal-İş Sendikası bu TİS sürecinde MESS'in teklifini geri çevirdi. Yani 1980askeri darbesinden bu yana işçi sınıfının kaybettiği tüm hakların bir kısmını geri kazanmakve geleceğe umutla bakabilmek için mücadeleye devam kararı aldı.

Biz sendika üyesi işçilere düşen görev de taban iradesine dayanan bir güçle bumücadeleyi sahiplenmek ve hep beraber aldığımız bu kararı sonunda zafer olan birmücadele ile taçlandırmaktır. Çünkü patronlar topyekün saldırıyor Çünkü bu saldırı ilebirçok hakkımız gasp ediliyor. Sermaye sınıfı daha fazla kar etmenin peşinde ve bizi köleceçalışma koşullarına mahkum etmek istiyor. İşte mecliste yasalaşmayı bekleyen bir torbayasa tasarısı var. Esnek çalışma ve telafi çalışmanın yasallaşacağı günler kapıda bekliyor.

Biz kendi taslağımızı MESS'e kabul ettirebilirsek bu kazanım diğer işçi bölüklerine birumut olacaktır. Onun için biz Birleşik Metal üyesi işçiler olarak bu saldırılara topluca karşıkoymalıyız ve bir bütün halinde direnmeliyiz.

Evet sendikamızın üye sayısı azdır ama önemli olan sayı değil, yürektir. Soruyorum,hangimiz geleceğimizin belli olmadığı bir işte çalışmak ister, ya da çocuklarımızın açyatmasına ve belirsiz bir geleceğe sahip olmasına katlanır. Ben biliyorum ki katlanamayız.Ben de bir metal işçisiyim ve katlanmayacağım. Bu yüzden sendikama ve tabana dayalıgrev kararına destek veriyorum. Hepimiz bu onurlu mücadeleye destek olalım ve her günölümle yüz yüze yaşamaktansa bir kere de onurumuza ve geleceğimize sahip çıkalım.

Kartal’dan Birleşik Metal-İş üyesi bir işçi

Türk Metal üyesi arkadaşların busüreçte mücadeleye devam diyenbizlerin yanında olması gerekiyor.Dolayısıyla aynı kaderi paylaşanlarolarak birlikteliğimizi güçlendirmek,mücadelemizi yükseltmek, yenikazanımlar elde etmek için TürkMetal çetesinin denetiminden çıkıpmücadele saflarında yerinizi alın.Böyle yaparsanız kazanabiliriz.

Örgütsüz güç, güç değildir.

Aksan'dan bir işçi

Birleşik Metal üyesinden TürkMetal üyesi işçilere...

“Mücadele saflarındayerinizi alın!”

Page 6: Metal İşçileri Bülteni

- Kaç yıldır sendikalısınız, bu imzaladığınız kaçıncı toplu sözleşmeolacak?

- ZF’de 5,5 yıldır sendikalıyız altıncı yıla gireceğiz. Sömürülmekistemediğimiz için sendikalaştık. Sendika çalışması başlamadan öncebize 2009 yılına kadar zam yapılmayacağı ve ikramiyelerin kaldırıldığısöylendi. Bundan sonra 6–7 arkadaş önderliğinde bu süreci başlattık.Ben daha önce 5 sene Türk Metal’in örgütlü olduğu Kemal Paşa’da birfabrikada çalışmıştım. Baş temsilciyi görme şansımız bile yoktu.Kendisi ulaşılmaz biriydi. Yani Türk Metal’in işleyişini iyi biliyordumbu yüzden Birleşik Metal-İş Sendikası'nda örgütlendik. Bu bizim 3.toplu sözleşmemiz olacak yani iki yılda bir toplu sözleşme imzalıyoruz.İlk toplu sözleşme döneminde komite olarak bir toplantı yaptık ve işçiarkadaşlarla görüştük. 2 yıllık mı 3 yıllık mı sözleşme imzalayalım diye.İşçi arkadaşlar da 2 yıllık sözleşme istediler. Zaten sendikamız da enmantıklısının 2 yıllık sözleşme olduğunu söylüyordu.

- Toplu Sözleşme sürecindesiniz, görüşmeler nasıl gidiyor, busürece siz nasıl hazırlandınız?

- Biz sendikal işleyiş terbiyemiz doğrultusunda tamamen işçilerlebirlikte hazırlanıyoruz. Ayakları yere basan talepler üzerinden, bütünişçi arkadaşlarımızdan taleplerini yazmalarını istiyoruz. İşçiarkadaşlarımız her bölümden bir temsilci ve her vardiyada bir temsilciseçtiler yani bir vardiyada 10, üç vardiyada toplam 30 kişiden oluşan birkomite oluşturduk. Her bölüm kendi içerisinde ortaklaştırdığı taleplerikomiteye iletti. Biz komitedeki işçi arkadaşlarla beraber sendikamızdanyöneticilerin de bulunduğu toplantılarda talepleri tartışıp taslakhazırladık. Bütün işçi arkadaşlarımızı toplayarak hepsine ilettik. Tüm busüreç üç-dört toplantıda görüşüldü. Biz taslakta ortaklaştıktan sonrasendikamızın uzmanlarına ilettik. Onların da bir-iki düzeltmesindensonra taslağımızı işverene ilettik. Bir nüshasını biz aldık isteyen herarkadaşa taslağı veriyoruz. Şu an işverenden görüşme tarihi bekliyoruz.Ocak ayında bir toplantı gerçekleştireceğiz işverenle. Kısacasısözleşmeyi tamamen işçi arkadaşlarımız hazırladılar.

- Bu yıl toplu iş sözleşmeniz MESS grup toplu iş sözleşmeleriyleaynı döneme denk geldi bunun sizin sözleşmenize etkileri nasıl oldu?

- ZF Lemförder MESS üyesi değil. İşveren kendi lehine olan herşeyi, buna MESS’in talepleri dahil, karşımıza getiriyor. Biz de doğalolarak MESS’in taleplerini ve karşılığında sendikamızın MESS’esunduğu teklifleri vs. aynı sürecin tamamını göz önündebulunduruyoruz. Asgari ücreti, Türkiye ekonomisinin gerçeğini,yakınımızdaki benzer statüdeki fabrikaların durumunu, sendikalıişyerlerinin aldığı zam oranını ve sendikamızın sınıf adına ileri sürdüğübütün taleplerini, MESS’in birinci ve ikinci grup tekliflerini göz önündebulunduruyoruz. 100 binin üzerinde işçiyi ilgilendiren bir toplusözleşme ve tabii ki asgari ücret bizi doğrudan etkiliyor.

- Geçtiğimiz günlerde Türk Metal çetesinin adamları fabrikanızabildiri dağıtmaya gelmişler, bu olaydan bahseder misiniz?

- Ben bu olayı çok önemsiyorum, sınıf adına utanç verici bir durum.Bir sendikanın başka bir sendikanın örgütlü olduğu bir yere gelmesiutanç verici. Bir yerde bir sendika çalışması varsa ben destek olmakisterim. Ama bu gerçekten sendikaysa. Bence Türk Metal bir sendikadeğil. Fabrikamıza bildiri dağıtmaya gelmişler, bildiri elime geçti.%99’u yalan. MESS toplu sözleşmelerinde %5’e imza atmışlar.Türkiye'nin en iyi sözleşmesi diye gelip bildiri dağıtmaya gelmişler,aptalca bir iş bence. Türk Metal, MESS toplu sözleşmelerinde ve asgariücret vs. diğer konularda yediği nanelerin üstünü örtmek için böyleyapıyor. Gidip sağda solda biz DİSK’in tabanına da gidiyoruzdiyeceklerdi ama yedikleri dayakla kaldılar. Bizim fabrikaya 12 kişigelmişlerdi biz 2 kişi dışarıya çıkınca 12 kişi birden kaçtı. Durumuhemen karşımızda olan TOTOMAK’a ilettik. Biz saat 15.00’teçıkıyoruz, TOTOMAK ise 16.00’da çıkıyor. TOTOMAK’ta da 8 kişibildiri dağıtmaya çalışınca işçi arkadaşlarımız tarafından çok feci

şekilde dövüldüler. Türk Metal’in tabanında bir kaynama var. Bizimsendikamızı isteyen işçiler var. Olayın kendisi sınıf adına utanç verici,biz geri döndüğümüzde bizim müdürümüz TOTOMAK’ın müdürü veyanımızdaki Senkromeç’in müdürü camdan olayları seyrediyor vegülüyorlardı. Daha sonra polis ve jandarma geldi. Totomak’ın müdürüde Türk Metal'cilere bağırarak huzursuzluk yaratmamalarını vegitmelerini istedi. Polise şikâyetçi olunmadığı için de olay kapandı.Benim bugüne kadar hatırladığım en çirkin olaylardan biriydi.Muhtemelen o insanlar toplama, seçme ve para karşılığında bu işi yapaninsanlardı. Yoksa gerçekten emeğiyle geçinen hiç kimse böyle bir işekalkışmaz.

- Son olarak neler söylemek istersiniz?

- Bu mücadelede enternasyonal dayanışma da çok önemlidir.Bildiğiniz gibi sermayenin sömürüsün sınırı yok. Mesela Romanya’da,Bulgaristan’da ucuz işçilik var. Sermaye hemen ucuz işçi neredeyseoraya kaçıyor. Biz oralarda da örgütlü olmak zorundayız.

Sendika ağalığına, patronluğuna bu ülkedeki emek sınıfının müsaadeetmemesi gerekir diye düşünüyorum. İşçiler, emekçiler onlara sendikacıolduklarını hatırlatmalılar. Tabandan basınç olmadı mı kumarhaneler deaçarlar, oteller de açarlar, Ergenekon’a para da aktarırlar. Sendika bizizyani emekçilerdir. İşçi arkadaşlarım beni burada oturtmayacaklar bensürekli işçinin arasında gezmeliyim, bütün sendikacılar da böyle olmalı.Biz temsilcilere basınç yapmazsak, sendikacılara basınç yapmazsakonlar da o koltuklarda otururlar ve hiç bir şey yapmazlar. Bir anekdotanlatmak istiyorum; Türkiye genelinde temsilci eğitimleri için 1000–1500 kişinin olduğu bir toplantıdayız. İşçinin biri el kaldırarak ben dediKemal Türkler gibi bir sendikacı istiyorum. Bunun üzerine genelbaşkanımız Adnan Serdaroğlu da şöyle söyledi: “Arkadaşınız doğru

söylüyor. Ancak ben de o günkü gibi işçi istiyorum. Yani sendikacıyı

sendikacı yapan işçidir, tabandır”. Ben inanıyorum işçi sınıfı bu kaderideğiştirmek için birleşik mücadele ederse sömürüden kurtulması çokkolaydır. Yok, eğer menfaate dayalı bireysel çıkar düşünürse daha çokuzun yıllar hatta daha da kötü koşullarda yaşamaya ve çalışmaya devameder. Bugün torba yasası, yarın çuval yasa, kıdem tazminatı, emeklilikyaşı vs... Saldırıların ardı arkası kesilmez. İşçiler ve emek örgütlerikazanmak için birleşik mücadele etmek zorundadırlar. Tabanın sözsahibi olduğu birliktelikler kurulmalı, bunun ismi önemli değil, önemliolan işlevidir. Yeni haklar kazanmanın yolu böyle mücadelelerden geçer.Kavel direnişi ülkedeki grev yasağını grev yaparak delmiştir. Bizbüyülerimizden böyle bir mücadele mirası aldık ama kendimizdensonrakilere miras bırakamıyoruz. Bize bırakılan mirası yiyoruz.Kaderimizi elimize alalım kendi sınıfımızın mücadelesini verelim.Başka kurtuluş yolumuz yok.

6 METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ

“Kaderimizi elimize alalım, kendi sınıfımızın mücadelesini verelim!”

Çiğli Atatürk Organize Sanayi Bölgesi'nde bulunan Birleşik Metal-İş Sendikası'nın örgütlü olduğuZF Lemförder Fabrikası İşyeri Baştemsilcisi Şinasi Atıcı ile TİS süreci üzerine konuştuk...

Page 7: Metal İşçileri Bülteni

7METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ

İşçi Bülteni Özel Sayı No: 649* Fiyatı: 25 YKr * Ocak 2011 * Sahibi veS. Yazı İşleri Md.: Ayten ÖZDOĞA N * Yayın türü: Süreli, ayda bir,

siyasi, Türkçe * EKSEN Basım Yayın Ltd. Şti. * Mollaşeref Mah. Simsar Sk. 5/3 Fatih/İs-

tanbul * Tel/Fax: 0 (212) 621 74 52 * Baskı: Özdemir Mat. * Davutpaşa Cad. Güven Sanayi Sit. C Blok No: 242

Topkapı/İstanbul * 0 (212) 577 54 92

Mail adresi:

[email protected]

İstanbul - Esenyurt İşçi Kültür EviBahçeyolu Cad.Ülbeyi İşhanı Kat.2 (Prenses Düğün Salonu Üstü) EsenyurtTel: 0.212.620 40 76İstanbul - Kartal İşçi Kültür Evi Kordonboyu Mah. Hamam sok. Özdemir İşhanıKat:2 No:29 Kartal Tel: 0.506.805 04 85İstanbul - OSB-İMES İşçileri Derneği

Yukarı Dudullu Mah. Kerem Sokak No:5/3ÜmraniyeTel: 0.216.540 35 80İstanbul - Sefaköy İşçi Kültür Eviİnönü Mah. Tolga Cad. No:65 KüçükçekmeceTel: 0.212.697 71 53İstanbul - Topkapı İşçi Derneği

Davutpaşa Cad. Tim 2 Sanayi Sitesi Kat:2No:541 Topkapı Tel: 0.531.986 15 91-0.535.915 32 45İstanbul - Tersane İşçileri Birliği DerneğiAydıntepe mh.Yüzüncüyıl cd. Yasemin sk. No:7ATuzlaTel: 0.216.493 29 95Ankara - Mamak İşçi Kültür EviTıp Fakültesi Cad. No:255 / B TuzluçayırTel: 0.312.389 59 57Ankara - Sincan İşçi DerneğiAtatürk Mah. Kutsal Sok. Özsoy Apt. 6/24 SincanTel: 0.312.269 27 50 - 0.537. 266 55 30İzmir - Çiğli İşçi Kültür Sanat Evi8075 Sok. No:11/A Kapalı Durak (Narin Kahv. altı) ÇiğliTel: 0.232.329 64 36Manisa İşçi Birliği Derneği

Tel: 0.537.496 18 45Adana - Sanayi İşçileri DerneğiKuru Köprü Mah. No 14 Sok. No: 15 SeyhanTel: 0.538.970 64 95Bursa - Eksen Yayıncılık BürosuSönmez İş Sarayı Kat: 3 No: 220 HeykelTel: 0.224.220 84 92Kayseri İşçi Kültür Evi

Cumhuriyet Mahallesi Cumhuriyet İşhanı Kat:3No:36 Melikgazi/ Kayseri Tel: 0.535.496 72 50

İletişim adres vetelefonları...

Adana Organize Sanayi Bölgesi’nde bir metal fabrikasında çalışıyorum.Yaklaşık 50 kişinin çalıştığı bir işletme. Yaklaşık 50 kişi diyorum, çünkühemen her hafta çalışan sayısı değişmekte. Çalışma koşullarımızın çok ağırolması nedeni ile sürekli iş bırakan işçiler oluyor. Genel olarak iştençıkarmalar da çok oluyor. Organize Sanayi Bölgesi çalışma koşullarıbakımından küçük sanayi sitelerinden farksız. Adana OSB sigortasız,sendikasız, kuralsız çalışmanın yoğun olarak yaşandığı bir bölge. Bununyanı sıra düşük ücretler ve çalışma saatlerinin uzun olması önemlisorunlarımız arasında. Çalışma saatlerinin uzun olmasının yanında,OSB’nin şehir merkezinin yaklaşık 30 km dışında olmasından dolayıyaklaşık iki saat kayıp zamanımız oluyor. Yaşadığımız sorunlar kuşkusuzbunlarla sınırlı değil.

Adana OSB’de yaklaşık 260 işletme bulunmakta. Kriz döneminden önceyaklaşık 25 bin çalışan vardı. Bugün bu sayının yine aynı düzeyde olmasımuhtemel. Çünkü Adana geçmişe oranla bugün patronlar açısından ucuzişgücü cenneti durumunda. Özellikle tekstil, metal, gıda, plastik gibi önemlisektörlerde çalışan işçiler çok düşük ücretlerde kötü koşullarda çalışmakta.Bunun da en önemli kaynağı özelleştirilmeler nedeniyle ve son ekonomikkrizle birlikte işsiz kalan binlerce insan.

OSB’deki yaklaşık 260 işletmenin 35 tanesini metal işletmelerioluşturmakta. Yakın zamanda açılması muhtemel 12 işletmesi daha var.Çalışan sayısı ise yaklaşık 4 bin civarında. Metal işletmelerinin arasındaTürkiye’de ikinci büyük 500 firma arsında olan Zahit Alüminyum, ÇelikHasır gibi işletmeler de bulunmakta. Bunun yanı sıra sendikalı işletmesayısı ise ancak bir tane. Adana’da genel olarak ise sendikal örgütlülüğesahip üç tane metal fabrikası bulunmakta. Sendikal örgütlülüğün neredeysehiç olmadığı böylesi bir ortamda bizler de Adana Sanayi İşçileri Derneğiçatısı altında örgütlenme faaliyetleri sürdürüyoruz.

Bugün genel olarak işçi sınıfı örgütlenme bilincinden yoksun. Metalişçisi geçmiş dönemlerde olduğu gibi bu dönemde işçi sınıfının öncümisyonunu omuzlarında hissetmelidir. Sendikal örgütlülüğe dayanarak dahaileri çıkmalıdır. Grev silahını kuşanabilmeli, fabrikalarda, atölyelerde,sendikalarda taleplerini dile getirmeli ve direniş bayrağını kaldırmalıdır.

Metal işçilerinin çalışma ve yaşam koşullarının düzeltilmesi, toplusözleşmeyi insanca koşullarda imzalayabilmesi, emeğine, alınterine,çocuklarının geleceğine sahip çıkabilmesi taban örgütlülüğüne dayananbirlikler kurulabilmesine bağlıdır. İster sendikalı olsun, ister sendikasız.İster MESS kapsamında olsun, ister olmasın.

Hiçbir patron işçiye istemeden bir hak vermiyor. Hak geçmişte KavelKablo, Sungurlar, Derby işçileri gibi, 15-16 Haziran şanlı işçi direnişiniyaratan işçiler gibi dişe diş bir mücadele vererek alınıyor. Bugün biz metalişçilerinin yapması gereken de budur. Sınıf kardeşlerimizin arasında örülengüvensizlik duvarlarını yıkabilmek, toplu iş sözleşmesinin olduğu birdönemde hakkımız olanı alabilmek, sendika ağalarına meydanıbırakmamak... İnsanca çalışma ve yaşam koşullarını kazanmak içindirenmekten başka yolumuz yok.

Adana Hacı Sabancı Organize Sanayi’den bir metal işçisi

Metal işçisinin direnmektenbaşka yolu yok!

Page 8: Metal İşçileri Bülteni

Son altı ay içinde Kardemir’de çalışan 300’e yakın işçi işten atıldı. Bunakarşılık 1.200 yeni işçi işe alındı. Yeni işçiler daha işe başlamadan Çelik-İş’e üye yapıldı. İşten çıkarılan işçiler ise Türk Metal’e üye olan işçilerarasından seçildi. AKP'nin bu bilinçli politikası sayesinde Çelik-İş yetkiyikazanan sendika oldu.

Özelleştirmeler genellikle blok satış veya halka arz şeklindegerçekleşirken, Kardemir’in özelleştirme sürecinde farklı bir pratikyaşandı. 5 Nisan 1994 kararlarında Kardemir’in özelleştirilmesi değil,üretiminin durdurulması, yani işletmenin kapatılması kararı alındı. İşçilerinkararlı mücadelesi sonucu kapatma kararı iptal edildi. Kardemirhisselerinin işçilere ve Karabük halkına devredilmesi adı altında gizli birözelleştirme süreci yaşandı. Hisselerin işçilere satılması ise işçilerin sözhakkına sahip olmasını sağlamamış, o tarihte direnişin kırılmasının da ananedeni olmuştu.

Kardemir’de yaşanan gizli özelleştirme ile Kardemir işçileri de ellerinde hakları birer birer kaybettiler.Daha 2002 yılında yapılan bir protokolle Kardemir işçilerinin ücretlerinde %42’ye varan bir kesintiye gidildi.Çalışma koşulları ise daha da ağırlaştırıldı. Kardemir işçilerinin büyük bir çoğunluğu ise bir zamanlar birliraya sattık denilen hisseleri bir bir ellerinden çıkardılar. Bugün, Kardemir’in üç ailenin elinde olmasıdoğrudan doğruya bu özelleştirme modelinin bir sonucudur.

Kardemir işçilerinin ciddi hak kayıpları yaşadığı bu süreçte ise işbirlikçi Çelik-İş Sendikası’nın çok özel birrolü oldu. Bu işbirlikçiler özelleştirme döneminde yaptıkları “Karabük artık işçinin” propagandası ilebugünkü durumun da yolunu döşediler.

Bu açık ihanetten bunalan Kardemir işçileri ise bu işbirlikçilere karşı mücadele etmeye başladıklarında busefer de Türk Metal çetesinin eline düştüler. İşçilerdeki öfkeyi fırsat bilen Türk Metal çetesi Kardemir’e sahipolmak isteyen bir sermaye grubunun da desteğini alarak Kardemir işçilerini ve Karabük halkını bu rantsavaşında birer piyon haline getirmeye çalıştı.

Ama Kardemir işçilerinin öfkesinin bu ihanetçilerin de boyunu aştı. İlk başlarda işçilerin öfkesini Çelik İşağalarına yönelterek çeşitli eylemler örgütleyen ihanetçi çete işçilerin kararlılığı yükseldikçe eylemleridizginlemenin yollarını aramaya başladı. Ankara yürüyüşü ve şehir merkezinde gerçekleştirilen açlıkgrevinden sonra mücadeleyi yarıda bırakan Türk Metal çetesi ile işçiler arasında da bu nedenle gerilimleryaşandı.

Bugün çeşitli sermaye grupları Kardemir’i ele geçirmek için birbirleriyle didişiyor. Bu didişme de kimi eliniişçinin cebine atıyor, kimi ise sendika ağalarını kullanarak köşe kapmaya çalışıyor.Hükümet ise fabrikayıtaşıyla toprağıyla haraç mezat satmaya çalışıyor. Çünkü bunlar kendi menfaatlerinden başka bir şeydüşünmüyorlar. Çünkü emek vermeden hazıra konuyorlar. Çünkü, onlar 2000 derecenin üstündeki korateşin karşısında durmadılar.Ocağın nasıl patladığını bilmezler. Onların tek dertleri daha fazla kâr, dahafazla sömürüdür.

Sarı sendikaların bu ülkede işçi sınıfının ekmeğine kan doğradığını ise en iyi işçiler bilir. Sendika ağalarınınKardemir'de yaşananlarda işçilerin çıkarlarını savunduğunu düşünmek büyük saflık olur. Acilen yapılmasıgereken işçilerin tabanda örgütlenmesi, taban örgütlerini inşa etmek için harekete geçmesidir. Sendikalarınihanetini engellemenin biricik yolu da mücadelenin damgasını vurduğu bu taban örgütleridir.

Patronun ve onun uşaklarının karşısında her zamankinden daha fazla birliğe beraberliğe ihtiyacımız var.TEKEL ve ÇEL-MER işçileri bize bu açıdan yürümemiz gereken yolu göstermişken bizlere düşen de budeneyimlerin derslerinden yararlanarak mücadeleyi büyütmektir.

Kardemir işçileri sendikalihanet kıskacında...