metal İşçileri bülteni-haziran 2010

8
“Sınıfa karşı sınıf” “Sınıfa karşı sınıf” METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ İşçi Bülteni Özel Sayı No: 587 * Haziran 2010 Metal işçileri; Kriz bahanesi ile kazanılmış haklarımıza saldırıların ardı ardına yaşandığı bir sürecin ardından yeni bir MESS grup toplu sözleşme sürecine giriyoruz. Gizli kapaklı yürütülen ihanet pazarlıkları bir tarafa bırakılırsa, önümüzdeki günlerde yetkili sendikalar MESS ile toplu sözleşme masasına oturacaklar. Hepimiz çok iyi biliyoruz ki MESS bir kez daha yeni saldırı paketleri ile karşımıza çıkacak. Kriz döneminde örgütsüzlüğümüz ve sendikacıların ihanetleri sayesinde hayata geçirdiği birçok uygulamayı sözleşmeye geçirmeye çalışacak. Elimizde kalan son hak kırıntılarını da gasp etmeye çalışacak. Sosyal hak gasplarını ve esnek çalışma uygulamalarını sözleşmeye dahil ederek yasallaştırılacak. Ne üç kuruşa çalışıyor olmamız, ne de en ağır çalışma koşullarını sessizlikle kabul etmemiz bu asalak takımına yetmiyor, her defasında daha da fazlasını istiyor. Kardeşler; Yeni TİS sürecinde bizleri yeni saldırılar ve ihanet bekliyor. Eğer biz metal işçileri mücadele sahnesindeki yerimizi almazsak bu amaçlarına ulaşacaklarından da kuşku duymayalım. Çünkü MESS kölelik koşullarını ağırlaştırmak için elinden geleni yapacak, işkolundaki en çok üyeye sahip sendika olan Türk Metal’in ihanet batağındaki yönetimi de onun suç ortağı olacak. MESS’e ve ihanete teslim olmamalıyız. Bunun için metal işçilerinin tabandan birliği dışında başka bir güvence yoktur. Kazanmak elimizdedir. Biz kararlılıkla mücadele sahnesine çıktığımızda başımızdaki ihanet şebekeleri de ya mücadelenin önünden gitmek zorunda kalacak ya da arkalarına bakmadan defolup gideceklerdir. Tarihimiz ne yapmamız gerektiğine ışık tutuyor. 40. yıldönümünü kutladığımız 15-16 Haziran büyük işçi direnişi sırasında bir uçtan diğerine İstanbul’da hayatı durdurmuş, ülkeyi sarsmıştık. 77-79 büyük grevleri ile sermayeyi nefessiz bırakmıştık. ‘98’de ihanete karşı ülke çapına yayılan büyük öfkemiz ihaneti gelenek haline getiren Türk Metal çetesinin ödünü koparmıştı. Bunlar ve daha nice deneyimlerden öğrenerek sınıf mücadelesini yükseltmeliyiz. Kardeşler; Toplu sözleşme sürecine ilişkin metal işçisinin talepleri bellidir: Metal işçileri insanca yaşamaya yeterli ücret istiyor! Metal işçileri eski ve yeni işçi arasında uçurumlar oluşturan ücret makasının kapatılmasını istiyor! Metal işçileri, işgüvencesi istiyor! Metal işçileri, esnek çalışma uygulamalarının son bulmasını istiyor! Metal işçileri, taşeron uygulamasına son verilmesini ve taşeronda çalışan işçilerin kadroya alınmasını istiyor! Metal işçileri, fabrikalarda işçilerin canına kıyılmasına engel olacak işçi sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin alınmasını istiyor. MESS kapsamında olsun olmasın, sendikalı ya da sendikasız tüm metal işçileri bu taleplerin arkasında durmalı, MESS’e ve uşaklarına karşı bu talepleri kararlıca savunmalıdır. Kardeşler; Metal İşçileri Birliği, saldırıya ve ihanete geçit vermemek için elinden geleni yapacaktır. Tüm metal işçileri bu çabaya ortak olmalı, Birlik’in yaptığı çalışmalara omuz vermelidir. Metal İşçileri Birliği’nin, metal işçisinin mücadele kararlılığını ve iradesini ortaya koyabilmek amacıyla 27 Haziran’da düzenleyeceği TİS Sempozyumu bu yolda atılacak ilk adım olacaktır. İhanete ve saldırılara karşı suskun kalmak istemeyen tüm metal işçisi arkadaşları sempozyuma katılmaya çağırıyoruz. 2010-2012 Dönemi MESS Grup toplu sözleşme süreci başlıyor… Kazanmak için birliğe, mücadeleye!

Upload: kizilbayrak

Post on 10-Mar-2016

229 views

Category:

Documents


1 download

DESCRIPTION

Metal İşçileri Bülteni-Haziran 2010

TRANSCRIPT

Page 1: Metal İşçileri Bülteni-Haziran 2010

“Sınıfa karşı sınıf”“Sınıfa karşı sınıf”

METAL İŞÇİLERİBÜLTENİİş

çi B

ülte

ni Ö

zel Sa

yı N

o: 5

87

* H

azir

an 2

01

0

Metal işçileri;

Kriz bahanesi ile kazanılmış haklarımıza saldırıların ardıardına yaşandığı bir sürecin ardından yeni bir MESS gruptoplu sözleşme sürecine giriyoruz. Gizli kapaklı yürütülenihanet pazarlıkları bir tarafa bırakılırsa, önümüzdekigünlerde yetkili sendikalar MESS ile toplu sözleşmemasasına oturacaklar.

Hepimiz çok iyi biliyoruz ki MESS bir kez daha yenisaldırı paketleri ile karşımıza çıkacak. Kriz dönemindeörgütsüzlüğümüz ve sendikacıların ihanetleri sayesindehayata geçirdiği birçok uygulamayı sözleşmeye geçirmeyeçalışacak. Elimizde kalan son hak kırıntılarını da gaspetmeye çalışacak. Sosyal hak gasplarını ve esnek çalışmauygulamalarını sözleşmeye dahil ederek yasallaştırılacak.

Ne üç kuruşa çalışıyor olmamız, ne de en ağır çalışmakoşullarını sessizlikle kabul etmemiz bu asalak takımınayetmiyor, her defasında daha da fazlasını istiyor.

Kardeşler;

Yeni TİS sürecinde bizleri yeni saldırılar ve ihanetbekliyor. Eğer biz metal işçileri mücadele sahnesindekiyerimizi almazsak bu amaçlarına ulaşacaklarından da kuşkuduymayalım. Çünkü MESS kölelik koşullarınıağırlaştırmak için elinden geleni yapacak, işkolundaki ençok üyeye sahip sendika olan Türk Metal’in ihanetbatağındaki yönetimi de onun suç ortağı olacak.

MESS’e ve ihanete teslim olmamalıyız. Bunun içinmetal işçilerinin tabandan birliği dışında başka bir güvenceyoktur. Kazanmak elimizdedir. Biz kararlılıkla mücadelesahnesine çıktığımızda başımızdaki ihanet şebekeleri de yamücadelenin önünden gitmek zorunda kalacak ya daarkalarına bakmadan defolup gideceklerdir.

Tarihimiz ne yapmamız gerektiğine ışık tutuyor. 40.yıldönümünü kutladığımız 15-16 Haziran büyük işçidirenişi sırasında bir uçtan diğerine İstanbul’da hayatıdurdurmuş, ülkeyi sarsmıştık. 77-79 büyük grevleri ilesermayeyi nefessiz bırakmıştık. ‘98’de ihanete karşı ülkeçapına yayılan büyük öfkemiz ihaneti gelenek halinegetiren Türk Metal çetesinin ödünü koparmıştı. Bunlar vedaha nice deneyimlerden öğrenerek sınıf mücadelesiniyükseltmeliyiz.

Kardeşler;

Toplu sözleşme sürecine ilişkin metal işçisinin talepleribellidir:

Metal işçileri insanca yaşamaya yeterli ücret istiyor!

Metal işçileri eski ve yeni işçi arasında uçurumlaroluşturan ücret makasının kapatılmasını istiyor!

Metal işçileri, işgüvencesi istiyor!

Metal işçileri, esnek çalışma uygulamalarının sonbulmasını istiyor!

Metal işçileri, taşeron uygulamasına son verilmesinive taşeronda çalışan işçilerin kadroya alınmasını istiyor!

Metal işçileri, fabrikalarda işçilerin canınakıyılmasına engel olacak işçi sağlığı ve güvenliğitedbirlerinin alınmasını istiyor.

MESS kapsamında olsun olmasın, sendikalı ya dasendikasız tüm metal işçileri bu taleplerin arkasındadurmalı, MESS’e ve uşaklarına karşı bu talepleri kararlıcasavunmalıdır.

Kardeşler;

Metal İşçileri Birliği, saldırıya ve ihanete geçitvermemek için elinden geleni yapacaktır. Tüm metal işçileribu çabaya ortak olmalı, Birlik’in yaptığı çalışmalara omuzvermelidir.

Metal İşçileri Birliği’nin, metal işçisinin mücadelekararlılığını ve iradesini ortaya koyabilmek amacıyla 27Haziran’da düzenleyeceği TİS Sempozyumu bu yoldaatılacak ilk adım olacaktır. İhanete ve saldırılara karşısuskun kalmak istemeyen tüm metal işçisi arkadaşlarısempozyuma katılmaya çağırıyoruz.

2010-2012 Dönemi MESS Grup toplu sözleşme süreci başlıyor…

Kazanmak için birliğe, mücadeleye!

Page 2: Metal İşçileri Bülteni-Haziran 2010

2 METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ

MİB MYK Haziran ayı toplantısıgerçekleştirildi. Toplantının gündemi ve çıkansonuçlar özetle şöyledir:

- 26 Mayıs üzerine değerlendirme

TEKEL direnişini bitirmek için konfederasyonyönetimleri tarafından vaat edilen 26 Mayıseylemi ihanete uğradı. Sendika yönetimleri, bueylemi kararın alındığı tarihten itibaren unutmayabıraktılar. İleri ve öncü işçiler ile, mücadelecisendikacılar eylemi gündemde tutmaya veörgütlemeye çalıştılar. Bu çaba 26 Mayıs’ın birgenel grev olarak örgütlenmesine yetmedi. Amaihanet de karşılıksız kalmadı. TEKEL işçileri, bukez ihanetin hesabını sormak üzere Türk-İş’inkapısına dayandılar. Birçok ile yayılan bueylemler oldukça etkiliydi. Sendika ağaları bueylemlerden dolayı korkuya kapılırken, işçi sınıfıheyecanla karşıladı.

Bu ileri inisiyatif bundan sonra sendikalardaişlerin eskisi gibi yürüyemeyeceğinin çok önemlibir işaretidir. Bundan böyle hiçbir ihanet cezasızkalmayacak, sendika bürokratları koltuklarındarahat rahat oturamayacaklardır.

MİB MYK, bu anlayışla TEKEL işçilerininsendika bürokratlarından hesap soran tutumunusahiplenmekte ve onu metal işçileri arasındayaymayı görev bilmektedir. Bu, her defasındaihanete uğradığımız MESS grup TİS sürecinegirdiğimiz bir anda özellikle önemlidir. Metalişçileri TEKEL işçilerinin izinden ilerleyerekolası bir ihanetin hesabını soracaklardır.Mücadelemiz sendikal ihanet çetelerinisendikalarımızdan defedinceye kadar devamedecektir.

- 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi

İşçi sınıfının büyük 15-16 Haziran direnişinin40. yılını kutlayacağız. Üzerinden 40 yılgeçmesine karşın hala da aşılamayan bu büyükdireniş, aynı zamanda bugüne de ışık tutuyor.Zira, işçi sınıfının yeni 15-16 Hazirandirenişlerine ihtiyacı var. Yüz binlerce işçinin birsel gibi fabrikalarından sokaklara aktığı bu büyükmilitan direniş, sermaye iktidarına ve onunsendikalardaki uşaklarını karşısına alan birhareketti. DİSK’i kapatmaya çalışan işçi sınıfı,DİSK yönetimine rağmen ayağa kalktı ve direnişTürk-İş üyelerinin de yoğun katılımına sahneoldu.

Kazanmanın militan bir yoldan, tabaninisiyatifinin ürünü olarak mümkün olabileceğinigösteren bu büyük direnişin yıldönümünü,tarihsel önemi ve güncel derslerinden hareketleele alarak eylem ve etkinliklere konu edeceğiz.15-16 Haziran’ın ışığını işçi sınıfına taşıyacak vebu ruhu eylemlerimizle yaşatacağız.

Bu anlayışla MİB MYK, 15-16 Haziran ileilgili olarak yapılacak yerel etkinlikler dışındaMESS temsilciliklerinin önünde eylemlergerçekleştirecektir. Böylelikle 15-16 Hazirandirenişinin militan ve öncü bölüğü olan metalişçileri olarak mücadele bayrağını yükseltecek,MESS’in kapısına dayanacağız.

- MESS Grup toplu sözleşme süreci

Bugün işkolunda tüm diğer her şeyin de birbiçimde bağlandığı MESS grup TİS sürecibaşlamış bulunuyor. MYK, TİS süreciyle ilgiliolarak son durumu değerlendirmiş, sürece ilişkinçalışma planını gözden geçirerek çeşitli sonuçlaraulaşmıştır.

TİS süreci konusunda halihazırda sendikalarcephesinden yeni bir gelişme görülmemektedir.Daha önce de belirtildiği üzere bu durum, MESSve Türk Metal cephesinden metal işçilerininuyanmaması amacıyla, TİS sürecini kapalı kapılarardında tamamlamak düşüncesiyle bilinçli olarakhazırlanıyor. Birleşik Metal-İş cephesinden iseyine TİS kurullarını oluşturmak üzere toplantılaryapıldığı ve taslak hazırlıklarının sürdüğübilinmektedir. Ancak çok güçlü ve sistematik birhazırlıktan bahsedemeyiz.

Bu koşullarda metal işçilerini yeni bir ihanetbeklemektedir. İhanete geçit vermeden TİSsürecini kazanmak için tabandan örgütlü birhazırlık şarttır. Bu hazırlık ise özelde ileri ve öncümetal işçilerinin omuzlarındadır.

Metal İşçileri Birliği bu görev bilinciylehareket ederek sürece çok yönlü bir hazırlıkyapma iddiasını sürdürmektedir. MİB, öncü birtaban örgütlenmesi olarak bir yandan metalişçilerini uyarıp bilinçlendirecek, diğer yandantaban örgütlenmelerinde bir araya getirmek içinçalışacak, başka bir yandan ise eylemli birmücadele yürütecektir.

Bu temel görev alanlarına ilişkin sürecinbütününün ve tüm aşamalarının özgünlüğünüdikkate alarak bir çalışma ve mücadele hattıbelirlenmiştir. Buna göre:

Metal İşçileri Birliği Merkezi Yürütme Kurulu’nun Haziran ayı toplantısı değerlendirme ve sonuçları

MYK tüm MİBbileşenlerini,

Sempozyum’unmetal işçilerinin

kitlesel katılımınave mücadelekararlılığına

sahne olması içinkalan kısa süreyi

en verimli birtarzda

değerlendirmeyeçağırmaktadır.

Page 3: Metal İşçileri Bülteni-Haziran 2010

OSTİM’deMetal İşçileri Birliğitoplantısı

Ümraniye’de genel grev vemetal grup TİS sürecitartışıldı

3METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ

1. Çalışma alanıyla ilgili net bir bilgiye sahip olmak kritikönemdedir. Bunun için kapsam dahilindeki fabrikaların tam olaraktespit edilmesinden, bizzat fabrikalar hakkındaki ayrıntılı bilgilerintoparlanmasına kadar bir dizi görevi yerine getirmekle işebaşlamalıyız.

2. Çalışma ve mücadele hattının en önemli ayaklarından birisi,aydınlatma faaliyetidir. En başından itibaren tüm süreç boyuncaaydınlatma-uyarma ve bilinçlendirme çalışmasını sistematikbiçimde yürütmek durumundayız. Özellikle ihanet çetelerinin süreçhakkında tüm bilgileri saklamak ve tabanı uyaracak her türlüaçıklamadan uzak durmak biçimindeki tutumları düşünülürse, buçalışmaların son derece hayati olduğu kendiliğinden anlaşılır.

MİB, bu anlayışla tüm süreç boyunca bildiri, broşür, afiş, ozalitgibi araçlar kullanacaktır. Ayrıca metal işçilerinin sesinin veöfkesinin taşıyıcısı olacak biçimde bültenimizi daha etkin biçimdeçıkaracağız.

3. Çalışma ve mücadele hattının diğer ayağı örgütlenmedir.Örgütlenmenin fabrikalardaki somut biçimi TİS komiteleridir.Fabrikalar arasında, havza ve il düzeyinde ise ortak mücadeleplatformlarını oluşturmalıyız. MİB birimleri, şu durumda bu türplatformların çekirdekleri olacak biçimde çalışacaklardır.Örgütlenme sürecinde güçlü bir adım atmak üzere TİSSempozyumu’nun birikimlerini de toparlayacak biçimdesempozyumdan hemen sonra geniş katılımlı işçi toplantılarıdüzenlemeli ve bu toplantıları süreklileştirmeliyiz.

4. TİS sürecini MESS’e ve ihanet çetesine karşı büyüyecekeylemli bir süreç olarak örgütleme perspektifiyle bugündenbaşlayarak sürecin seyrine uygun eylemleri gerçekleştireceğiz. 15-16 Haziran eylemleri bu kapsamda düşünülmelidir. Ayrıca sanayihavzalarında biçimini yerel birimler tarafından kararlaştıracakeylemler gerçekleştirilecektir. Tüm süreç boyunca yapılacakeylemler, ihanete geçit vermemek, gerektiğinde hesap sormak vegrev hedefini göstermek amacına bağlı olarak gündemegetirilmelidir. Yoğun bir eylemli mücadele ve grev ajitasyonuyürütecek, aynı zamanda olanaklar ölçüsünde süreci hızlandıracakiradi eylemler gerçekleştirilecektir.

5. TİS süreci henüz taslakların oluşturulması aşamasındadır. Buaşamada talepler belirlenecektir. MİB MYK, metal işçilerininbugün kırmızı çizgilerini oluşturan taleplerini altı madde olarakbelirlemiştir. Bu talepler şunlardır: İnsanca yaşanacak bir ücretdüzeyi, ücret makasının kapatılması, işgüvencesi, esnek çalışmauygulamalarına son verilmesi, taşeronluk uygulamasınınkaldırılarak taşeronda çalışan işçilerin kadroya alınması, işçi sağlığıve iş güvenliği önlemlerinin alınması.

6. Çalışmalar kapsamında hazırlanmış olan anket kullanılmayabaşlanmıştır. Son derece işlevsel bir araç olduğu görülmüştür. Dahayaygın biçimde kullanmak üzere çalışmamızı güçlendirmeliyiz.

7. TİS sürecini gündeme sokmak ve yayınlarımızı bir tartışmaplatformu haline getirmek hedefiyle, sürece ilişkin olarak işçiler,temsilciler ve sendika yönetimleriyle röportajlara devam edilecektir.

8. TİS sürecine yönelik olarak güçlü ilk müdahalemiz olan TİSSempozyumu’na yönelik hazırlıklar gözden geçirilmiş ve kalansayılı günleri en etkili biçimde değerlendirmek üzere yeni birplanlama yapılmıştır.

Bu kapsamda yapılan değerlendirmelerde ön hazırlıkçalışmalarında kullanılması planlanan araçların (afiş, bildiri,ozalitler) kullanıma sokulduğu tespit edilmiştir. Bu araçlarınsistematik ve yoğun biçimde kullanılması gerekmektedir. Bunlaraek olarak bir el ilanı çıkarılacaktır.

Sempozyumda yapılacak sunum başlıkları üzerine hazırlanantaslaklar değerlendirilmiştir. En kısa sürede bu taslaklara son biçimiverilecektir.

MYK tüm MİB bileşenlerini, Sempozyum’un metal işçilerininkitlesel katılımına ve mücadele kararlılığına sahne olması için kalankısa süreyi en verimli bir tarzda değerlendirmeye çağırmaktadır.

Metal İşçileri Birliği

Merkezi Yürütme Kurulu10 Haziran 2010

22 Mayıs günü Eğitim Sen Batıkent Şubesi’nde yapılan toplantı,MİB çalışmasında yaşanılan aksaklıkların giderilmesine yönelik biradım oldu.

Toplantıda 26 Mayıs eylemi tartışıldı. Sendikaların 26 Mayıs’ıgeçiştirmeye yönelik adımlar attığı vurgulandı, 26 Mayıs’ın öncesi vesonrası üzerinde duruldu. Sermayenin saldırılarının işçi veemekçilerde uyandırdığı öfkeyi örgütlemek, doğru kanallara akıtmakgerektiği, Metal İşçileri Birliği’nin de bu kanallardan biri olduğudile getirildi.

Bunun yanında OSTİM yereline özgün sorunlar değerlendirildi.Bunlar arasında iş kazalarının önemli yer tuttuğu ifade edilirken,uzun çalışma saatleri, mesai ücretlerinin gaspı, meslek hastalıkları datartışıldı. OSTİM’de çalışan bir işçinin yakalandığı meslekhastalığına değinilerek, Birliğin buna yönelik bir müdahalegerçekleştirilmesi gerekliliği üzerine konuşuldu.

Üzerinde sıklıkla durulan bir diğer konu ise OSTİM’deki öncüişçilere ulaşmanın, onları kazanmanın önemiydi. OSTİM’in genelinietkileyebilmek için ilk elden öncülerin mücadeleye çekilmesiningerekliliğinin altı çizildi.

Toplantıda birliğin 15 günde bir düzenli toplantılar yapması kararabağlandı.

Metal İşçileri Birliği OSTİM Yürütmesi

Metal İşçileri Birliği Ümraniye Yürütmesi, genel grev ve metalişkolunda önümüzdeki aylarda yapılacak MESS Grup TİS (Toplu İşSözleşmeleri) süreci üzerine bir toplantı gerçekleştirdi.

20 Mayıs günü Ümraniye OSB-İMES İşçileri Derneği’ndegerçekleştirilen toplantı, Metal İşçileri Birliği temsilcisininkonuşmasıyla başladı.

MİB temsilcisinin ardından DİSK/Birleşik Metal İş SendikasıGenel Sekreter Yardımcısı ve Toplu İş Sözleşmesi UzmanıMehmet Beşeli’nin konuşmasına geçildi. Toplu sözleşmelerinoluşumu ve anlamı üzerine bir sunum yapan Beşeli, toplusözleşmenin sömürüyü sınırlama mücadelesinin yazılı bir belgesiolduğunu, ‘sendika-toplu sözleşme-grev’ haklarının birliktedüşünülmesi gerektiğini belirtti. Beşeli, sermayenin bu haklarıbirbirinden ayırma çabasına karşı sürekli mücadele etmenin öneminede vurgu yaptı.

Genel grev üzerine de tarihsel ve güncel örneklere değinen biranlatım yapan Beşeli, genel grevin ancak etkili bir ön hazırlıklahayata geçirilebileceğinin altını çizdi.

Beşeli’nin sunumunun ardından soru-cevap kısmına geçildi. Canlıtartışmalar eşliğinde, etkinliğe konu olan başlıkların güncelgelişmelerle ele alındığı bu bölümün ardından toplantı sona erdi.

Metal İşçileri Birliği Ümraniye Yürütmesi

Page 4: Metal İşçileri Bülteni-Haziran 2010

4 METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ

- Krizle birlikte fabrikanızda patronun hayata geçirdiği yeniuygulamalar oldu mu?

- Biz DİSK’e bağlı Birleşik Metal İş Sendikası’ndaörgütlüyüz. O zaman toplu sözleşme dönemimizdi. Kriz bahaneedilerek bazı taleplerimiz kabul edilmedi. Verilen hakların gerialınması gibi bir durum olmadı. Ancak diğer işyerlerinde hakgaspları olduğunu biliyorum.

- MESS grup toplu sözleşmelerinde metal işçileri patronlarınkarşısına hangi taleplerle çıkmalı?

Biz MESS kapsamına değiliz. Ancak toplu sözleşmede şutaleplerde bulunduk. Eski işçilerle yeni işçiler arasındaki ücretfarkı çok fazla. 400 TL kadar. Neredeyse bir asgari ücret kadar.Biz bu farkın azaltılmasını istedik.

İş kazaları şimdi çok olmuyor. İş ekipmanlarını devrediyorlar.Ama önceden önemli iş kazaları oluyordu. İş kazalarına karşıönlemlerin de olması gerekiyor. Biz yılda 3,5 maaş ikramiyealıyoruz. Şimdi 4 maaş ikramiye istiyoruz.

- Bu talepleri elde etmek için nasıl bir mücadele yürütülmesigerektiğini düşünüyorsunuz?

- İşçiler birlik olmalı. İşçiler birleşmeden hiçbir şey olmaz. Bubirlik nasıl sağlanır bilmiyorum. Çok zor ama birleşmeden olmaz.

-Sizce mevcut sendikacılar ve sendikal anlayışlar böyle birsüreçte metal işçilerinin haklarını korumayı ve geliştirmeyibaşarabilirler mi?

- Türk Metal adına hayır mümkün değil diyebilirim. AmaBirleşik Metal için kısmen evet diyorum. Çünkü Birleşik Metal’inaz da olsa bir çabası var. Ama yeterli mi? Hayır değil!

-Bu süreci kazanmak için neler yapılabilir?

- Sendikacılar işçilere, işçiler sendikacılara ve birbirlerinegüvenmiyor. İşçiler çok bilinçsiz. İşçiler bilinçlenmeden hiçbirşey olmaz. Bizim fabrikaya köyden yeni gelmiş bir çok işçibaşladı. İşimi kaybetmeyeyim de ne olursa olsun diyor. Buinsanların bilinçlenmesi ve birleşmesi gerekiyor. Benim başka birçözüm aklıma gelmiyor.

Merhaba Arkadaşlar,

Çelik İş Sendikası Gebze Şubesi’nin Genel Kurulu 30 Mayıstarihinde yapıldı. 130 delegenin katıldığı 9. Genel Kurul’da herzamanki gibi tek bir liste yönetime aday oldu. İşçilere fikirlerinisunmak için bile olanak tanınmadı.

Çelik-İş Başkanı Feridun TANKUT'un diğer sendikalarısuçlayan, AKP'nin işçi sınıfına olan saldırgan tutumunun iseavukatlığını yapan konuşması dikkat çekiciydi. Sendika ağalarınısuçlayan Tankut “Onlar yıllarca kendi çıkarlarına hizmet etti.Ben de yıllardır sendikacılık yapıyorum ama benim onlar kadarmal varlığım yok!” gibi güzellemeler ile konuşmasını geçiştirdi.Oysa bu zatın kendisinin de işçileri açlığa mahkum edenpolitikalar karşısında sendika ağalarından farklı bir pratiği yoktur.Suçladığı sendikacılar masa başından işçileri satarken o da kendiişkolunda aynısını yaptı.

Sonuçta hiçbir işçinin konuşmadığı, bu ülkede yaşanansorunların tartışılmadığı, sendika bürokrasisinin tutumununeleştirilmediği bir genel kurul yaşandı. Böyle bir genel kurullasendikal demokrasiyi gerçekleştirdiklerini söyleyenler yalansöylüyorlar. Krizin faturasını emekçilere ödettiren anlayışla aynışeyleri söyleyip onları meşrulaştıran bu ağalar masum değiller,olamazlar.

İşçiler olarak sınıf bilinciyle hareket ederek ve daha iyihazırlanarak bir sonraki genel kurulda bu ihanetlerin hesabınısormalıyız. Bekleyen değil, müdahale eden ve belirleyen birkonumda olmalıyız.

Genel kurul delegesi bir metal işçisi

Çiğli Atatürk OSB'den Birleşik Metal üyesi bir işçiyle toplu sözleşme süreci üzerine görüştük…

"Kazanmak için bilinçlenmemiz vebirleşmemiz gerekiyor"

Çelik-İş Gebze ŞubesiGenel Kurulu

Temsa’da çalışan bazı işçiler, fabrikada örgütlü Çelik-İşSendikası’nın Mevcut Başkan Hayati Kama’nın yaklaşankongresi öncesinde kendi istediği kişileri delege olarakbelirlemesine tepki gösterdiler.

6 Haziran’da yapılacak olan şube başkanı seçimleriöncesinde bir grup işçi sendika binası önünde basın açıklamasıyaptı.

İşçiler adına konuşan Cesur Özgün, yapılacak seçimöncesinde Mevcut Şube Başkanı Hayati Kama’nın kendineyakın gördüğü kişileri delege olarak belirlediğini ifade ettiler.Sendikanın tüzüğüne göre her işçinin seçildiği takdirde delegeolabileceğini ifade eden Özgün, seçime az bir süre kalmasınarağmen delege listelerinin asılmayarak gizli tutulduğunusöyledi. 700 çalışanın olduğu Temsa’da sendikanın işçininsesine kulak vermediğini dile getiren Özgün, fabrika içindeadaletsiz bir delege seçimi yapıldığını belirtti. Çalışanlarolarak fabrikada adil bir delege seçimi yapılmasınıistediklerini ifade eden Özgün, Mevcut Başkan Kama’nınkendisine rakip çıkmasını engellemek amacıyla böyle bir yolabaşvurduğunu dile getirdi.

Temsa işçileri, sendikaya tepkilerinin sadece delegeseçimlerinden kaynaklı olmadığını, sendikanın işçinin hakkınısavunmada da eksik kaldığını söylediler. Temsa’nın Adana’damesai ücreti almayan tek fabrika olduğunu aktaran işçiler,sendikanın telafi çalışmalarına, zorunlu mesailere, ücretsizizin dayatmalarına da sessiz kaldığını dile getirdiler. İşçiler,haklarını aramak için gerekli girişimlerde bulunacaklarınıvurguladılar.

Temsa’da delegeoyunu

Page 5: Metal İşçileri Bülteni-Haziran 2010

5METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ

Türkiye’de ve dünyanın değişik bölgelerinde işçi sınıfınasaldırılar artarak devam ediyor. Sınıf kavgası devam ediyor. Bukavganın bir örneğini de Procast Metal’de sendikaya üye olduklarıiçin işten atılan 14 işçi arkadaş verdi. Yaşadıkları sıkıntılara durdiyebilmek için Birleşik Metal-İş Sendikası’nda örgütlenme kararıalan Procast işçileri işten atıldılar ve fabrika önünde 40 gün boyuncahaklarını alabilmek için umutla direndiler.

İşçi arkadaşlar bu işe başlarken amaçlarını ve beklentilerini şöyledile getirmişlerdi: “Sendikayı getirirsek çalışma koşulları düzelecek,var olan üretim baskısı kalkacak, mesai ücretleri ve maaşlarzamanında alınacak, kısacası insan gibi çalışacağız.” Ama ne yazıkki örgütlenme sürecinde yaşanan eksikliklerin ardından bir dedireniş sürecinde yaşanan eksiklikler, işçilerin haklarını almanoktasında ciddi bir sonuç elde edememelerine neden oldu. İştenatılmayıp fabrikada çalışan sendika üyesi işçilerle ilişkilergeliştirilememiş ve içerinin desteği gün geçtikçe erimiştir. Busırada patronun artan baskıları sonucu sendikadan istifalargerçekleşmiş ve örgütlülük ağır darbeler almıştır. Bu koşullar altındaişçilerin fabrika önündeki direnişi dayanma güçlerini ve sabırlarınıtüketmiş ve işçiler sendikacılar tarafından bu mücadelenin hukukiyoldan takip edilmesi noktasına hapsedilmişlerdir. Bu noktadansonra ise her zamanki bildik süreç başlamıştır. İşçiler tazminatlarını

kurtarma telaşına düşmüş, sendika yöneticileri de çok büyük bir“diplomasi” başarısıyla işçilerin en doğal hakkı olan tazminatlarınıalmayı becerebilmişlerdir! Üstelik tazminatların hepsinin peşin değilbazılarının taksitle ödeneceği şeklinde bir anlaşmaya varılmıştır.Böylece sendikacılarla işveren arasında yapılan son görüşmede,direnişin bitirilmesi şartıyla, işten çıkarılan 14 işçinintazminatlarının bazılarının peşin, bazılarının da 2 taksitte ödenmesikonusunda anlaşılmıştır. Bu anlaşmayla birlikte kapı önündeki 40günlük direniş de sona ermiştir. Sonuçta işçiler işe geri alınmak içindeğil tazminatlarını almak için 40 gün direniş gerçekleştirmişdurumuna düşürülmüştür.

Procast örgütlenmesindeki esas eksiklik, başlarını kaldırıpyaşanan adaletsizliklere dur diyebilme cüretini gösterebilmişişçilerde değil, onları örgütleme iddiasında olan, bunun için maaşlıörgütçüler, hukukçular, eğitimciler çalıştıran, sıra lafa gelinceyüksek sesle ve iddialı konuşan, sonrasında sessiz sedasız buiddialarından çark eden şube ve genel merkez yöneticilerine aittir.Bu yaşananlardan gerekli dersleri çıkarmalı ve mücadeleye buderslerle donanmış olarak devam etmeliyiz. Aksi halde defalarcaaynı sonla karşılaşmamız kaçınılmaz olacaktır.

Akkardan direnişinden bir metal işçisi

6 Haziran 2010

Türk Metal’in son başkanlar kurulu toplantısı Karabük’tegerçekleştirildi. Bir gövde gösterisi eşliğinde gerçekleştirilenbaşkanlar kurulunun Karabük’te gerçekleştirilme nedeni ise Çelikİş’in örgütlü olduğu Kardemir’de yeni bir yetki savaşını başlatmak.

Başkanlar Kurulu öncesinde bol bol hamaset nutukları atmaktabir sakınca görmeyen bu çetenin yeni elebaşı Pevrul Kavrak, Çelik-İş’in Kardemir işçisini orta yerde bıraktığını, Kardemir işçilerinekendilerinin sahip çıkacağını iddia etti. Üyesi olan yüz bininüzerinde metal işçisi için ihanet etmekten başka hiçbir şeyyapmayan bu çete Kardemir’den 76 işçinin izne çıkartılmasınakarşılık gerekirse 3000 Kardemir işçisinin maaşını kendisininvereceğini söyleyecek kadar da atıp tuttu.

Çelik-İş yönetimi Kardemir işçilerinin ve üyesi olan diğer metalişçilerinin haklarını savunmak için en ufak bir çaba harcamıyor.Türk Metal’in de ondan en ufak bir farkı bulunmuyor. Hatta metalsektöründe sendikal ihanet dendiğinde ilk akla gelen de Türk Metalçetesidir. Bu çete bundan 30 yıl önce sektörün küçük bir sendikasıiken 12 Eylül yasaları ve patronların bilinçli bir tercihi ile yüz bininüzerinde işçiyi temsil eder hale geldi. O günden bugüne dekendisine biçilen görevini cansiperane bir şekilde yerine getirdi.

Patronlar esnek üretim istedi; daha iş yasasında bile yeri yokkenesnek üretim Türk Metal’in örgütlü olduğu fabrikalarda uygulandı.Patronlar sosyal hakların gaspı, düşük ücretler dedi; bu çete eliylehayata geçirildi. Öncü işçileri birer birer tespit edip kapı önünekoyduran da yine bu çete oldu. Türk Metal çetesi bu ihanetlerininhepsini büyük bir gurur kaynağı olarak gördü. Sözde ulusalcılık vekalkınma adına her defasında fedakarlık masalları anlattı. Oysayaptığı tek şey MESS’e ve metal patronlarına uşaklık yapmaktı.

Patronların gücünü de arkasına alan bu çete şimdi sektörde teksendika olacağını iddia ediyor. Milyonlarca örgütsüz metal işçisiorta yerde duruyorken aylardır Birleşik Metal’in ve Çelik-İş’inörgütlü olduğu işyerlerindeki örgütlülüklere saldırıyor.

Bu çetenin saldırdığı birçok yerde ise işten atılma korkusu ileişçiler saldırıya boyun eğiyor, Türk Metal çetesine üye oluyorlar.Ancak metal işçilerinin bu saldırıları sessizce kabul etmelerinin teknedeni duydukları işten atılma korkusu da değil. Zaten bir tabanörgütlülüğünden yoksun olan ve kendi gücünün de farkındaolmayan işçiler çoğu durumda Türk Metal’i bir kurtuluş umuduolarak da görebiliyorlar. Çünkü diğer sendikaların yönetimleri vesendikal anlayışları da metal işçilerinin mücadelesi için en ufak birgelecek vaat etmiyor. Eğer Türk Metal çetesi iddia ettiği gibisektörde tek sendika olmayı başarırsa örgütlü-örgütsüz tüm metalişçilerini çok daha karanlık günler bekliyor.

Bu çeteye ve diğer uzlaşmacı anlayışlara engel olmak ise bizlerebağlı. Bizler fabrika fabrika örgütlülüğümüzü güçlendirdikçe buihanet şebekelerinin hepsini kovalayacak güce de ulaşacağız. Bununiçin ise önümüzde uzun ve zor bir mücadele süreci var. Ama herşeye rağmen boyun eğmemeliyiz. Çünkü boyun eğdikçe herdefasında daha da fazla kaybedeceğiz. Oysa direnip mücadeleettiğimizde eninde sonunda kazanan biz olacağız. Kazanan metalişçilerinin birliği ve mücadelesi olacak.

Procast Metal Direnişi Sona Erdirildi

Yağmurdan kaçarken…

Page 6: Metal İşçileri Bülteni-Haziran 2010

6 METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ

Türkiye’nin en kârlı ve en büyükkuruluşlarından biri olan Ford Otosan GölcükFabrikası’nda işçiler, gözlerini MESS grup toplu işsözleşmesine dikmiş durumda. Ford Otosan,TÜPRAŞ ve bir kamu kurumu olan EİAŞ’tan(Enerji İletim Anonim Şirketi) sonra Türkiye’nin3. büyük şirketi durumunda. Ayrıca yurtiçiotomotiv piyasasında 2009 yılında lider olarak üstüste sekizinci kez liderlik koltuğuna oturdu.

Çok değil, 10-15 yıl öncesine kadar 5 bineyakın işçinin, 2 bine yakın teknik elemanınçalıştığı, ülkenin en büyük işletmelerindenbirisinde işe başlamak, işçinin yaşamını güvencealtına alması demekti. Kâr rekortmeni birfabrikanın işçisi olmak, hem ortalamanın üstündeücret almak, hem oturmuş sendikal yapısısayesinde birçok sosyal hakka sahip olmak,çalışma koşullarının de en azından ehlileştirilmişolması anlamına geliyordu.

Türk Metal’in örgütlü olduğu Ford Otosan’daise tam tersi geçerli. Ford Otosan işçileri, önemlibir markanın, en çok kâr eden fabrikasındaçalışmalarına rağmen, ne ekonomik ne de sosyalolarak rahat yüzü görebilmiş değiller. Bu koşullaraltında MESS grup toplu iş sözleşmesi sürecinegiren Ford Otosan işçileri, yaşananolumsuzlukların değişmesini istiyorlar.

Çocuğuyla parka bile gidemiyor

Ford Otosan işçilerinin MESS grup toplu işsözleşmesinde en önemli talepleri ücretlere ilişkin.Ancak sadece ücretle sınırlı da değil. Ağır çalışmayükü de Ford işçisinin gündemi. Bir Ford Otosanişçisi, “Sosyal hayatı düşünmek için önce karnınındoyması lazım. Kirayı rahat verebilmen lazım”diyor. Ford Otosan işçisi, üretimin bant sistemiyleyapıldığını, bandın gereğinden fazlahızlandırıldığını, bunun da çalışma koşullarınıağırlaştırdığını ifade ediyor. Bant hızının bedenenyıpranmaya yol açtığını belirten bir Ford Otosanişçisi, “Bedenen yıpranmadan daha da zararlıolan stres. En iyi şartlarda bile agresif tavırlarsergilemeye başlıyoruz. Asosyal kişilikler oluştu.Konuşmak bile büyük külfet” diye konuştu.

800-900 lira ücretle sosyal hayatta yerolmadığını belirten Ford Otosan işçisi, “Elimeayın 20’sinde para geçtiğinde borcumuödeyebiliyorum. Sonra 5’inde avansı beklemeye

başlıyorum. Elektrik, su, telefon faturalarındanpara kalmıyor zaten. Çocuğumu alıp parkagideyim ya da sinemaya, tiyatroya gidelim isterimama maalesef...” diye konuştu.

“Sendikacıları zorlamalıyız!”

İşçiler, esnek çalışmanın çalışma yaşamınıağırlaştırdığını, sosyal hayatı yok ettiğinibelirterek, toplusözleşmede esnek çalışmanınkaldırılması gerektiğini ifade ettiler. Bir FordOtosan işçisi, aylarca yasadışı bir biçimde borçödediklerini belirterek, “2009 yılında cumartesigünleri borç ödedik. Oysa tatil günü borç ödemeolmaz. Aylar sonra borç ödeme olmaz. Yıllık izinkalmadı. Ford Otosan sözleşme falan dinlemiyor.Kendi kanunları var. Sendika buna ses çıkarmıyor.Servis ve yemek kahyası gibi” dedi.

Ford Otosan işçisi, sözlerine şöyle devam etti:“Esnek çalışmada tatil ne zaman, çalışma nezaman, günde kaç saat çalışacağız, hepsideğişiyor. Satışta birinciyiz, ücrette sonuncuyuz.Hyundai’nin satışı daha az, kârı daha az, amaişçiler 1200-1300 lira ücret alıyor. Aldığımızenflasyon farklarına sevinir olduk. Enflasyon farkısözleşmedeki zamdan daha fazla. En kötü 200 lirazam almamız lazım ki, yavaş yavaş belimizidoğrultalım. Sendikaya gitmeli, sormalıyız. Hergün bir grup gitse, sendika da bir şey yapmakzorunda kalacak. Sendikacıları zorlamalıyız.Toplanıp sürekli sendikaya gitmeliyiz.”

İş güvencesi yok

Çalışma koşullarının meslek hastalıklarına yolaçtığını belirten bir diğer Ford Otosan işçisi, “Kimbilir ne hastalıklar çıkacak. Ciğer hastalıkları,deri hastalıkları, bel fıtığı, bütün hastalıklarıntürediği fabrika. Ama karşılığını alamıyoruz.Neredeyse asgari ücretle yaşıyoruz” diye konuştu.İşçi, Ford Otosan işçilerinin geleceğe güvenlebakamadıklarını, iş güvencesinin de bulunmadığınıifade etti.

Başka bir Ford Otosan işçisi de “Tekdüşünebildiğim, yaptığım bir şeyden dolayı iştenatılacak mıyım? 2-3 yıl sonra ne olacak? En küçüksorunlardan dolayı binlerce işçi atıldı. İşçilerinFord Otosan’a dair umutları yok. Böyle birfabrikada en azından geleceğe güvenlebakabilmeliyiz” diye konuştu.

Kaynak: Evrensel gazetesi

FORD’da kölelik düzeni!

Enflasyon farkısözleşmedeki

zamdan daha fazla.En kötü 200 lira

zam almamız lazımki, yavaş yavaş

belimizidoğrultalım.

Sendikaya gitmeli,sormalıyız. Her gün

bir grup gitse,sendika da bir şeyyapmak zorunda

kalacak.Sendikacılarızorlamalıyız.

Toplanıp süreklisendikaya gitmeliyiz

Page 7: Metal İşçileri Bülteni-Haziran 2010

7METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ

İşçi Bülteni Özel Sayı No: 587 * Fiyatı: 25 YKr * Haziran 2010 *Sahibi ve S. Yazı İşleri Md.: Ayten ÖZDOĞA N *

EKSEN Basım Yayın Ltd. Şti. * Mollaşeref Mah. Simsar Sk. 5/3Fatih/İstanbul * Tel/Fax: 0 (212) 621 74 52 *

Baskı: Özdemir Mat. * Davutpaşa Cad. Güven Sanayi Sit. C BlokNo: 242 Topkapı/İstanbul * 0 (212) 577 54 92

Mail adresi:

[email protected]

İstanbul - Esenyurt İşçi Kültür Evi

Bahçeyolu Cad.Ülbeyi iş hanı Kat.1 PrensesDüğün Salonu Üstü) EsenyurtTel: 0.212.6204076İstanbul - Kartal İşçi Kültür Evi DerneğiKarlıktepe Mah. Gürpınar Sok. No:26/1 Kartal Tel: 0.506.8050485İstanbul - OSB-İMES İşçileri Derneği

Yukarı Dudullu Mah. Kerem Sokak No:5/3ÜmraniyeTel: 0.216.5403580İstanbul - Sefaköy İşçi Kültür Evi

İnönü Mah. Tolga Cad. No:65 KüçükçekmeceTel: 0.212.6977153İstanbul - Topkapı İşçi Derneği

Davutpaşa Cad. TİM-1 İş Merkezi Kat:3/230TopkapıTel: 0.212.5761151İstanbul - Tersane İşçileri Birliği Derneği

Aydıntepe mh.Yüzüncüyıl cd. Yasemin sk.No:7A TuzlaTel: 0.216.493 29 95Ankara - Mamak İşçi Kültür Evi

Tıp Fakültesi Cad. No:255 / B TuzluçayırTel: 0.312.3895957 - 0.537.266 55 30Ankara - Sincan İşçi DerneğiVatan Cad. Melek Sok. No:1/9 SincanTel: 0.312.269 27 50 İzmir - Çiğli İşçi Kültür Sanat Evi

8075 Sok. No:11/A Kapalı Durak (Narin Kahv.altı) ÇiğliTel: 0.232.3296436Manisa İşçi Birliği Derneği

1614 sok(1. sokak) 1.Anafartalar 7/322 sultanlar türbesi yanı Arçelik üstüTel: 0.236.2347206Adana - Sanayi İşçileri DerneğiUçak mahallesi Beşevler caddesi 20 sokakno: 7 Şakirpaşa/SeyhanTel: 4295182Bursa - Eksen Yayıncılık BürosuSönmez İş Sarayı Kat: 3 No: 220 HeykelTel: 0.224.220 84 92

İletişim adres vetelefonları...

Sermaye iş cinayetlerine bir yenisini daha ekledi. 17 Mayıs günüdevlete ait ama taşeron şirket tarafından işletilen kömür ocağında 30 işçican verdi.

İş kazası sıralamasında, dünyada başı çeken bir ülkenin başbakanı iseiş kazlarının ve işçi ölümlerinin çalışma hayatının bir parçası olduğunu,işin kaderi olduğunu söylüyor.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanı da başbakanı destekliyor, yaşananolayda bir ihmal olmadığını belirtiyor. Kadere boyun eğmemizisöylüyorlar. Bu yaşananlara kader diyebilir miyiz?

Patronlar daha fazla kar için giderlerini olabildiğince kısıyor. İşçisağlığı ve güvenliğine dair ne bir eğitim veriyorlar ne de önlem alıyorlar.İşçinin ihtiyaç duyduğu iş giysisi, araç, eğitim vb. her şey patronlartarafından masraf olarak görülüyor. Patronların ceplerini daha fazladoldurmak için uyguladıkları saldırılara devlet tarafından da arkaçıkılması iş cinayetlerinin neden bu kadar yaygın olduğunu gösteriyor.Bunun öncesinde Bursa, Balıkesir’de maden işçilerinin ölümüne tanıkolmuştuk. Farklı sektörlerde de hemen her gün ölümle, sakatlıklasonuçlanan kazalar yaşanıyor. Yaşanan her ölüm sonrası kamerakarşısına çıkan devlet yetkilileri ise suçu işçilere atıyor, işçilerindikkatsizliğinden şikâyet ediyorlar. Hatta bunların normal olduğunusöyleyecek kadar arsız davranabiliyorlar. İş kazalarının işçilerin kaderiolduğu yalanını ortaya sürüyorlar.

Kader mi?

Tersane patronları filika denemek için kum torbası yerine işçilerikullanmıştı ve çok sayıda işçi yaşamını yitirdi.

Bursa’da üzerlerine kilitli fabrikalarında yangın çıkması sonucu kadınişçiler can verdi.

Antep yollarında tıkış tıkış bindirildikleri aracın dereyeyuvarlanmasıyla çok sayıda mevsimlik işçi hayatını yitirdi.

İstanbul’da sel yaşanırken atölyelerinden çıkan tekstil işçileri servisolarak kullanılan, penceresiz araçta mahsur kaldı ve boğularak öldüler.

Bunlar görülen, duyulanlar. Kayıtlara geçmemiş buna benzer o kadarçok işçi ölümü var ki… Peki, bunların hepsi kader mi?

İşçilerin dikkatsizliği mi bu sonuçları doğuruyor yoksa işçilerpatronların aşırı kar hırsı için mi ölüyor? Başbakan bir yanıyla doğrusöylüyor; kara dayalı kapitalist sistemde işçilerin kaderi ezilmek, horgörülmek, yok sayılmak, sakat kalmak ve ölmek! Patronların düzenioldukça, sermayenin iktidarı sürdükçe ölümlerin ardı arkasıkesilmeyecektir. O zaman kardeşler bu düzeni kökten değiştirmek gerek!Kaderimizi değiştirelim! Yani bu kölelik düzenini yıkalım! Yaşamhakkımızı patronların ellerinden alalım!

Kader değil,işçi katliamı!

Page 8: Metal İşçileri Bülteni-Haziran 2010

Biz işçi ve emekçiler kapsamlı bir saldırı dalgasıyla yüz yüze bulunmaktayız. On yıllardırsüren bu saldırılarla büyük mücadeleler sonucu kazanılmış sosyal haklarımız birer birertırpanlanmış, çalışma ve yaşam koşullarımız çekilmez bir hal almıştır. Sermaye düzenininyarattığı periyodik krizler biz işçi ve emekçilere fatura edilmiştir. Yıllardır “krizden çıkışreçeteleri”, “kemer sıkma politikaları” ile yaşamımız adeta zindana dönmüştür. Bir yanda entemel tüketim mallarına astronomik zamlar yapılırken, diğer tarafta işçi ücretleri süreklierimiş, yoksulluğumuz ve sefaletimiz derinleşmiştir. Özelleştirme ve taşeronlaştırmasaldırıları ile iş güvencemiz ortadan kaldırılmış, kölece çalışma koşulları yaygınlaştırılmıştır.İş güvenliği önlemleri hiçe sayılarak işçi ölümlerine kapı aralanmıştır. Emeklilik yaşıyükseltilmiş, sağlık hakkımız gaspedilmiştir. Son kriz sürecinde de açıklıkla görüldüğü gibiişsizlik kronik hale gelmiş, milyonlarca işçi bir çırpıda işsizler ordusuna katılmıştır. Tüm busaldırılar karşısında hakları ve gelecekleri için örgütlenen işçiler patronların ve sermayedevletinin baskı ve zor uygulamalarına maruz kalmışlardır. Patronlar ve patron yandaşıhükümet ardı arkası kesilmeyen saldırılarına yenilerini eklemek için fırsat kollamaktadır.Elimizde kalan kırıntı düzeyinde hakkımızı elimizden almak için gün saymaktalar.

Biz metal işçileri olarak işçi ve emekçilere dönük bu saldırılardan fazlasıylaetkilenmekteyiz. Çalışma koşullarımız her geçen gün ağırlaşırken, sefaletimizderinleşmektedir.

Böylesi bir süreçte 15-16 Haziran şanlı işçi direnişinin 40. yıldönümündeyiz. Aradan geçenyıllara rağmen 15-16 Haziran işçi direnişi yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor. Kararlılığıve militanlığıyla sermayedarlara işçi sınıfının gerçek gücünü gösteren 15-16 Haziran, aynızamanda birleşen işçilerin önünde hiçbir engelin duramayacağını da tüm açıklığıylagöstermiştir. İşçi sınıfının örgütsüz ve dağınık oluşunu fırsat bilen ve sömürü koşullarınıağırlaştıran patronların karşısına ancak örgütlü güç ile çıkıldığında kazanılabileceğinigöstermiştir. 15-16 Haziran işçi sınıfının tabandan gelişen hareketidir. Sendikalarınınkapatılmasına karşı, sendika bürokratlarına rağmen sokaklara dökülen işçilerin, inisiyatifiele almaları durumunda nasıl güç olduklarını göstermiştir. İşçi sınıfına ihanette sınırtanımayan sendika bürokratlarının sendikalarımızdan ancak bu yolla sökülüp atılacağınıgöstermiştir. 15-16 Haziran 1970’te tarih, panzerlere, kuşun yağmuruna rağmen yılmayanonbinlerce işçinin sermaye sınıfı ve devletine geri adım attırdığını yazmıştır.

Bugün öncü metal işçileri için 15-16 Haziran işçi direnişinin deneyimlerinden öğrenme veinisiyatifi ele alma zamanıdır. MESS’in saldırılarına, sendikalarımızın bürokratlar tarafındanişgal edilmesine karşı 15-16 Haziran ruhuyla mücadele etmek bir zorunluluktur.

Metal İşçileri Birliği olarak öncü metal işçilerini TİS sürecinden başlayarak metal işçilerinintabandan doğru örgütlülüğünü geliştirmeye, inisiyatifi ele almak için öne çıkmaya çağıyoruz.Öncü metal işçilerini Metal İşçileri Birliği çatısı altında sendikalarına, sosyal haklarına vegeleceklerine sahip çıkmaya, 15-16 Haziran büyük işçi direnişinin gösterdiği yoldanmücadeleyi yükseltmeye çağırıyoruz.

15-16 Haziran büyük işçi direnişi40. yılında!