mtso haber sayı 296

8
CMYK MTSO GAZETE SAYFA NO 1 www.mtso.org.tr | YIL: 17 | SAYI: 296 | 8-21 KASIM 2015 > 3’te Şerafettin AŞUT MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Gıda, Gıda Teknolojileri ve Narenciye Fuarı birlikte düzenlendi Aşağı Saksonya Eyaletiyle eğitim ve enerjide işbirliği görüşüldü Kent Edebiyat Ödülü Çapan’ın DİFİF, tüm meyve sebzelere uygulanmalı Yüksek Yapılar Yönetmeliği geniş katılımla oluşmalı Murat ARUKASLAN Sadık Çağatay GÜNEŞ > 7’de > 7’de > 2’de > 2’de > 2’de İbrahim Kiper, güven tazeledi > 3’de > 8’de > 4’te > 5’te Mersin, hoşgörülü yaşamıyla örnek oldu Mersin’deki çok renkli kültürel yapı ‘Kültür Denizi Mersin’ ismiyle belgesele konu oldu. Belgesel ile Türkiye Cumhuriyeti çatısı altında bir arada barış ve kardeşlik içinde hoşgörüyle yaşayabilme kültürü gözler önüne serildi M ersin, barış ve kardeşlik içinde, bir arada yaşayabilme kültürü- nün Türkiye’deki en önemli simge kentlerinden biri. Son günlerde yurt genelinde artan, terör olaylarına inat, bir arada yaşama kültüründen uzaklaşıp çatışma kültürünü ön planlara çıkaranlara inat Mersin, ba- rış ve kardeşlik mesajı verdi. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) lansmanını gerçekleştirdiği ‘Kültür Denizi Mersin’ Belgeseli ile Türkiye Cumhuriyeti çatısı altında bir arada barış ve kardeşlik içinde hoşgörüyle yaşayabilme kültürünü gözler önüne serdi. Avrupa Birliği (AB) Delegasyonu işbirliğiyle hazırlanıp, Mersin Üni- versitesi İletişim Fakültesi Öğrenci- leri tarafından çekilen Kültür Denizi Mersin isimli belgesel, izleyenlerin büyük beğenisini topladı. Yaklaşık 500 misafirin katıldığı bel- geselin lansman gecesinde ilkler de yaşandı. Mersin’de düzenlenen bir organizasyonda ilk kez interaktif tanıtım gerçekleştirildi. Program ön- cesi ve esnasında facebook, twitter ve instagram hesaplarından #kül- türdenizimersin hastag’i ile yayınla- nan mesajlar ve fotoğraflar kokteyl alanına kurulan dev ekranda göste- rildi. MTSO Başkanı Şerafettin Aşut, gösterim öncesi yaptığı konuşmada, kentin gerçek zenginliğinin insanla- rı oludunu ifade ederek, çeşitli kül- türlerin Mersin’de uzun yıllar uyum içinde yaşadığını söyledi. Aşut, ko- nuşmasında farklılıkların ayrışma olarak görülmesi yerine kente ayrı bir güç kattığını dile getirdi. MTSO Ailesi kampta buluştu D eğişen dünyaya; artan reka- bete; değişen dünya ekono- misine uyum sağlamak ve yeri geldiğinde öncü olabilmek için bu vasıfların daha da geliştirilmesi gerektiğine dikkat çeken Şerafet- tin Aşut sözlerini şöyle tamamladı: “Bu anlamda söz konusu eği- tim olduğunda, çalışanlarımızın eğitimlerinden taviz vermedik. Bu gün verilecek olan eğitimleri sa- dece çalışanlarımızın değil, ben ve yönetim kurulumuzun da alacağını vurgulamak isterim. Çünkü hepimi- zin eğitime ihtiyacı var. Dikensiz gül bahçesi yok. Elbette kişi ve kurum olarak hepimizin eksikleri var. Bu anlamda, hepimizin çözümün bir parçası olması gerekiyor. Bu kuru- mu; daha kaliteli, çalışanlarının ve hizmet alan üyelerinin daha mutlu olduğu kurumsallaşmış bir yer hali- ne getirmenin sadece yönetim kuru- lu olarak bizlerin değil, aslında çalı- şanlarımız olarak sizlerin bu sürece daha çok katılmasıyla mümkün ol- duğunu iyi biliyorum. İşte bu eğitim- lerden en büyük beklentim budur. Sorunları en iyi bilen sizlersiniz. En etkin çözümlerin de, yine sizden ge- leceğine eminim. Gelin bu iki gün hem biraz dinlenelim, biraz daha birlikte zaman geçirelim, hem de bu kurumu, yani ailemiz ve yuvamız gibi gördüğümüz, en çok zamanımızı geçirdiğimiz emek verdiğimiz bu ku- rumu nasıl daha ileriye taşırız bunu konuşalım. Çukurova, yeni nesil ticari bilgi üretecek Fikir Otobüsü, tarım, turizm ve lojistik için kalkıyor Ç ukurova Kalkınma Ajansı (ÇKA) 2015 Yılı Üretim ve Çevre Altya- pısının İyileştirilmesi Mali Destek Programı Kapsamı’nda hazırlanan TR62 (Adana, Mersin) Bölgesi’nde Yer Alan Firmaların Rekabet Edebi- lirliği İçin ‘Ticari Bilgi ve İstihbarat Merkezi’ Kurulumu Projesi tanıtıldı. Proje kapsamında Mersin, Adana ve Tarsus’ta kurulacak Ticari İstih- barat Merkezleri ile firmalar, ticaret ve sanayi odaları kanalıyla; dünya, kıta ve ülke bazında fiili potansiyel müşterilerinin ve tüm rakiplerinin cirolarından, banka hareketlerine, firma sahibinin cep telefonundan üretim detaylarına kadar her türlü bilgiye ulaşabilecek. MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şe- rafettin Aşut, Adana Ticaret Odası Başkanı Atila Menevşe ile Tarsus Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı H. Ruhi Koçak, Mersin’de düzenlenen ortak basın toplantısı ile projenin detaylarını anlattı. Toplantının açılış konuşma- sını yapan MTSO Başkanı Şerafettin Aşut, rekabetin ticaretin başladığı günden bu yana bulunduğunu hatır- latarak,  “Günümüzde ise bu rekabet acımasız ve sert bir seviyeye geldi. > 4’te Dünya Kültür Mirası; Alahan Manastırı Tarsus Kazanlı Kıyı Şeridi için acil kamulaştırma kararı İstihdam Fuarı için geri sayım başladı > 2’de > 2’de > 2’de M TSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut ise konferans- taki konuşmasında gençleri me- mur olma yarışına girmiş bir ülke ile değişen dünya ekonomisinde zenginliğin, refahın yakalanması- nın mümkün olmadığını söyledi. Bu nedenle memur bir ülke değil, girişimci bir ülke hedeflediklerini vurgulayan Aşut, şöyle konuştu: “İnsan kaynağından başka zengin- liği olmayan bir milletin dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi içine girmesi mümkün değildir. İşte ‘Fi- kir Otobüsü’ dediğimiz, yani, ön kuluçka merkezi diyebileceğimiz, bir girişimci desteği ile kentimizin en temel üç sektörü olan tarım, turizm ve lojistik hedeflenmiştir. Hedef; bu üç sektörde yenilikçi iş fikrini geliştirmek isteyen genç girişimci adaylarını ortaya çıkar- tacak bir eko sistem yaratmaktır. Hedef, genç girişimcilere, düşün- ceden şirket kurulumuna kadar geçen tüm süreçte destek vermek- tir.” 1 No’lu Komite Başkanı 15 No’lu Komite Meclis Üyesi S ektöre yönelik değerlendirmeler de yapan Murat Arukaslan, Tür- kiye’de üretilen meyve ve sebzenin yüzde 5’inin ihracata gönderildiğine dikkat çekip, Çukurova Bölgesi’nde ise bu oranın yüzde 1’in dahi altında olduğunu açıkladı. İstenilen kalite- de ürün yetiştirilememesi nedeniyle yalnızca ihracatta değil, yurtiçinde de ürünlerin tüm pazarlara gitme- diğine değinen Arukaslan, batıda en fazla İç Anadolu’ya kadar ulaşmanın mümkün olduğunu, ağırlıklı olarak Doğu ve Güneydoğu Anadolu pazar- larıyla çalışabildiklerini anlattı. Türkiye’deki tarım politikalarının yenilenmesi gerektiğine işaret eden Arukaslan, hükümet düzeyinde sek- törü geliştirecek yönde kararlar alın- masına karşın denetim ve uygula- mada yaşanan aksaklıklar nedeniyle beklenilen sonuçların alınamama- sından şikâyetçi oldu. Önemsedikleri önemli çalışmalar- dan bir tanesinin Çiſtçi Kayıt Sistemi olduğunu vurgulayan Arukaslan, iyi tarım uygulamalarına geçişte bu sistemin kağıt üzerinde çok etkili olmasına rağmen denetim eksikleri nedeniyle amacına ulaşamamasının sıkıntısını yaşadıklarını söyledi. Bu nedenle ihracata gönderecek kali- tede ürün bulmakta zorlandıklarını dile getiren Arukaslan, gerek kalite- yi gerekse ihracatı artırıcı destekler beklediklerini anlattı. 15 No’lu Meslek Komitesi Meclis Üyesi Güneş, Komite çalışma- larına ve sektörde yaşanan sorunla- ra yönelik açıklamalarda bulundu. İlk olarak Komitelerini tanıtan Gü- neş, bünyelerinde mimarlar, inşaat mühendisleri, makine mühendisle- ri, elektrik-elektronik mühendisleri, şehir plancıları, peyzaj mimarları, çevre mühendisleri, harita mühen- disleri gibi tüm teknik alanlarda faaliyet gösteren 200 civarında üye bulunduğunu anlattı. Faaliyet alan- larına ise bina projelendirmeleri, yapı denetim firmaları, doğalgaz ve tesisat işleri, elektrik taahhüt işleri, haritacılık ve kadastro işleri, küçük ölçekli taahhüt işleri, dekorasyon işlerinin girdiğini kaydeden Güneş, şu bilgileri verdi: “Komite Üyeleri- miz ise benim dışında Mimar Selami Arıcı, İnşaat Mühendisi İbrahim Er- söz, Mimar Mustafa Torna ve İnşaat Mühendisi Serdal Kuyucuoğlu’ndan oluşmaktadır. MTSO Meclis Üyesi de olan Serdal Kuyucuoğlu’nun bu seçim döneminde Mersin Milletveki- li olarak Ankara’ya gitmesi ve orada MTSO’nun sesi olması ise bizi ayrıca mutlu etmiştir”. İnovasyon haftasında ‘Üniversite – Sanayi İşbirliği’ tartışıldı > 5’te MERSİN’İN GELECEĞİ

Upload: mersin-tso

Post on 24-Jul-2016

231 views

Category:

Documents


2 download

DESCRIPTION

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Haber Gazetesi Yıl: 17 Sayı: 296 / 8 - 21 Kasım 2015

TRANSCRIPT

Page 1: MTSO Haber Sayı 296

CMYKMTSO GAZETE SAYFA NO 1

www.mtso.org.tr | YIL: 17 | SAYI: 296 | 8-21 KASIM 2015> 3’te

Şerafettin AŞUTMTSO Yönetim Kurulu Başkanı

Gıda, Gıda Teknolojileri ve Narenciye Fuarı birlikte düzenlendi

Aşağı Saksonya Eyaletiyle eğitim ve enerjide işbirliği görüşüldü

Kent Edebiyat Ödülü Çapan’ın

DİFİF, tüm meyve sebzelere uygulanmalı

Yüksek Yapılar Yönetmeliği geniş katılımla oluşmalı

Murat ARUKASLAN

Sadık Çağatay GÜNEŞ

> 7’de

> 7’de

> 2’de > 2’de > 2’de

İbrahim Kiper, güven tazeledi

> 3’de

> 8’de

> 4’te

> 5’te

Mersin, hoşgörülü yaşamıyla örnek oldu

Mersin’deki çok renkli kültürel yapı ‘Kültür Denizi Mersin’ ismiyle belgesele konu oldu. Belgesel ile Türkiye Cumhuriyeti çatısı altında bir arada barış ve kardeşlik içinde hoşgörüyle yaşayabilme kültürü gözler önüne serildi

Mersin, barış ve kardeşlik içinde, bir arada yaşayabilme kültürü-

nün Türkiye’deki en önemli simge kentlerinden biri. Son günlerde yurt genelinde artan, terör olaylarına inat, bir arada yaşama kültüründen uzaklaşıp çatışma kültürünü ön planlara çıkaranlara inat Mersin, ba-rış ve kardeşlik mesajı verdi.

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası

(MTSO) lansmanını gerçekleştirdiği ‘Kültür Denizi Mersin’ Belgeseli ile Türkiye Cumhuriyeti çatısı altında bir arada barış ve kardeşlik içinde hoşgörüyle yaşayabilme kültürünü gözler önüne serdi.

Avrupa Birliği (AB) Delegasyonu işbirliğiyle hazırlanıp, Mersin Üni-versitesi İletişim Fakültesi Öğrenci-leri tarafından çekilen Kültür Denizi

Mersin isimli belgesel, izleyenlerin büyük beğenisini topladı.

Yaklaşık 500 misafirin katıldığı bel-geselin lansman gecesinde ilkler de yaşandı. Mersin’de düzenlenen bir organizasyonda ilk kez interaktif tanıtım gerçekleştirildi. Program ön-cesi ve esnasında facebook, twitter ve instagram hesaplarından #kül-türdenizimersin hastag’i ile yayınla-

nan mesajlar ve fotoğraflar kokteyl alanına kurulan dev ekranda göste-rildi. MTSO Başkanı Şerafettin Aşut, gösterim öncesi yaptığı konuşmada, kentin gerçek zenginliğinin insanla-rı oludunu ifade ederek, çeşitli kül-türlerin Mersin’de uzun yıllar uyum içinde yaşadığını söyledi. Aşut, ko-nuşmasında farklılıkların ayrışma olarak görülmesi yerine kente ayrı bir güç kattığını dile getirdi.

MTSO Ailesi kampta buluştu

Değişen dünyaya; artan reka-bete; değişen dünya ekono-

misine uyum sağlamak ve yeri geldiğinde öncü olabilmek için bu vasıfların daha da geliştirilmesi gerektiğine dikkat çeken Şerafet-tin Aşut sözlerini şöyle tamamladı: “Bu anlamda söz konusu eği-tim olduğunda, çalışanlarımızın eğitimlerinden taviz vermedik. Bu gün verilecek olan eğitimleri sa-dece çalışanlarımızın değil, ben ve yönetim kurulumuzun da alacağını vurgulamak isterim. Çünkü hepimi-zin eğitime ihtiyacı var. Dikensiz gül bahçesi yok. Elbette kişi ve kurum olarak hepimizin eksikleri var. Bu anlamda, hepimizin çözümün bir parçası olması gerekiyor. Bu kuru-

mu; daha kaliteli, çalışanlarının ve hizmet alan üyelerinin daha mutlu olduğu kurumsallaşmış bir yer hali-ne getirmenin sadece yönetim kuru-lu olarak bizlerin değil, aslında çalı-şanlarımız olarak sizlerin bu sürece daha çok katılmasıyla mümkün ol-duğunu iyi biliyorum. İşte bu eğitim-lerden en büyük beklentim budur. Sorunları en iyi bilen sizlersiniz. En etkin çözümlerin de, yine sizden ge-leceğine eminim. Gelin bu iki gün hem biraz dinlenelim, biraz daha birlikte zaman geçirelim, hem de bu kurumu, yani ailemiz ve yuvamız gibi gördüğümüz, en çok zamanımızı geçirdiğimiz emek verdiğimiz bu ku-rumu nasıl daha ileriye taşırız bunu konuşalım.

Çukurova, yeni nesil ticari bilgi üretecek

Fikir Otobüsü, tarım, turizm ve lojistik için kalkıyor Çukurova Kalkınma Ajansı (ÇKA)

2015 Yılı Üretim ve Çevre Altya-pısının İyileştirilmesi Mali Destek Programı Kapsamı’nda hazırlanan TR62 (Adana, Mersin) Bölgesi’nde Yer Alan Firmaların Rekabet Edebi-lirliği İçin ‘Ticari Bilgi ve İstihbarat Merkezi’ Kurulumu Projesi tanıtıldı. Proje kapsamında Mersin, Adana ve Tarsus’ta kurulacak Ticari İstih-barat Merkezleri ile firmalar, ticaret ve sanayi odaları kanalıyla; dünya, kıta ve ülke bazında fiili potansiyel müşterilerinin ve tüm rakiplerinin cirolarından, banka hareketlerine, firma sahibinin cep telefonundan

üretim detaylarına kadar her türlü bilgiye ulaşabilecek.

MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şe-rafettin Aşut, Adana Ticaret Odası Başkanı Atila Menevşe ile Tarsus Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı H. Ruhi Koçak, Mersin’de düzenlenen ortak basın toplantısı ile projenin detaylarını anlattı. Toplantının açılış konuşma-sını yapan MTSO Başkanı Şerafettin Aşut, rekabetin ticaretin başladığı günden bu yana bulunduğunu hatır-latarak,  “Günümüzde ise bu rekabet acımasız ve sert bir seviyeye geldi.

> 4’te

Dünya Kültür Mirası; Alahan Manastırı

Tarsus Kazanlı Kıyı Şeridi için acil kamulaştırma kararı

İstihdam Fuarı için geri sayım başladı

> 2’de > 2’de > 2’de

MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut ise konferans-

taki konuşmasında gençleri me-mur olma yarışına girmiş bir ülke ile değişen dünya ekonomisinde zenginliğin, refahın yakalanması-nın mümkün olmadığını söyledi. Bu nedenle memur bir ülke değil, girişimci bir ülke hedeflediklerini vurgulayan Aşut, şöyle konuştu:

“İnsan kaynağından başka zengin-liği olmayan bir milletin dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi içine

girmesi mümkün değildir. İşte ‘Fi-kir Otobüsü’ dediğimiz, yani, ön kuluçka merkezi diyebileceğimiz, bir girişimci desteği ile kentimizin en temel üç sektörü olan tarım, turizm ve lojistik hedeflenmiştir. Hedef; bu üç sektörde yenilikçi iş fikrini geliştirmek isteyen genç girişimci adaylarını ortaya çıkar-tacak bir eko sistem yaratmaktır. Hedef, genç girişimcilere, düşün-ceden şirket kurulumuna kadar geçen tüm süreçte destek vermek-tir.”

1 No’lu Komite Başkanı

15 No’lu Komite Meclis Üyesi

Sektöre yönelik değerlendirmeler de yapan Murat Arukaslan, Tür-

kiye’de üretilen meyve ve sebzenin yüzde 5’inin ihracata gönderildiğine dikkat çekip, Çukurova Bölgesi’nde ise bu oranın yüzde 1’in dahi altında olduğunu açıkladı. İstenilen kalite-de ürün yetiştirilememesi nedeniyle yalnızca ihracatta değil, yurtiçinde de ürünlerin tüm pazarlara gitme-diğine değinen Arukaslan, batıda en fazla İç Anadolu’ya kadar ulaşmanın mümkün olduğunu, ağırlıklı olarak Doğu ve Güneydoğu Anadolu pazar-larıyla çalışabildiklerini anlattı.

Türkiye’deki tarım politikalarının yenilenmesi gerektiğine işaret eden Arukaslan, hükümet düzeyinde sek-

törü geliştirecek yönde kararlar alın-masına karşın denetim ve uygula-mada yaşanan aksaklıklar nedeniyle beklenilen sonuçların alınamama-sından şikâyetçi oldu.

Önemsedikleri önemli çalışmalar-dan bir tanesinin Çiftçi Kayıt Sistemi olduğunu vurgulayan Arukaslan, iyi tarım uygulamalarına geçişte bu sistemin kağıt üzerinde çok etkili olmasına rağmen denetim eksikleri nedeniyle amacına ulaşamamasının sıkıntısını yaşadıklarını söyledi. Bu nedenle ihracata gönderecek kali-tede ürün bulmakta zorlandıklarını dile getiren Arukaslan, gerek kalite-yi gerekse ihracatı artırıcı destekler beklediklerini anlattı.

15 No’lu Meslek Komitesi Meclis Üyesi Güneş, Komite çalışma-

larına ve sektörde yaşanan sorunla-ra yönelik açıklamalarda bulundu. İlk olarak Komitelerini tanıtan Gü-neş, bünyelerinde mimarlar, inşaat mühendisleri, makine mühendisle-ri, elektrik-elektronik mühendisleri, şehir plancıları, peyzaj mimarları, çevre mühendisleri, harita mühen-disleri gibi tüm teknik alanlarda faaliyet gösteren 200 civarında üye bulunduğunu anlattı. Faaliyet alan-larına ise bina projelendirmeleri, yapı denetim firmaları, doğalgaz ve

tesisat işleri, elektrik taahhüt işleri, haritacılık ve kadastro işleri, küçük ölçekli taahhüt işleri, dekorasyon işlerinin girdiğini kaydeden Güneş, şu bilgileri verdi: “Komite Üyeleri-miz ise benim dışında Mimar Selami Arıcı, İnşaat Mühendisi İbrahim Er-söz, Mimar Mustafa Torna ve İnşaat Mühendisi Serdal Kuyucuoğlu’ndan oluşmaktadır. MTSO Meclis Üyesi de olan Serdal Kuyucuoğlu’nun bu seçim döneminde Mersin Milletveki-li olarak Ankara’ya gitmesi ve orada MTSO’nun sesi olması ise bizi ayrıca mutlu etmiştir”.

İnovasyon haftasında ‘Üniversite – Sanayi İşbirliği’ tartışıldı> 5’te

MERSİN’İN GELECEĞİ

Page 2: MTSO Haber Sayı 296

CMYKYAYIN ADI VE SAYFA NO

2 YIL: 17 | SAYI: 296 | 8-21 KASIM 2015 | www.mtso.org.tr

Turkuvaz Matbaa Yayıncılık A.Ş.Ceyhan Yolu Üzeri 5.km

Yüreğir / ADANA0322 346 30 93

Atatürk Caddesi MTSO Hizmet BinasıKat: 2-3-4 / MERSİN

Derya GÜLEÇMüzeyyen AŞKAR

Şerafettin AŞUT

Tel: 0324 238 95 00 ( 10 Hat )238 56 56 ( 3 Hat ) - 238 98 00

A. Kadir DÖLEK

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Eğitim ve Kalkınma

Vakfı 2015 Yılı Olağan Genel Kuru-lu’nda İbrahim Kiper 4’ncü kez baş-kan seçildi. Kiper, Akdeniz Milli Eği-tim Müdürlüğü ile ortak çalışmalara ağırlık vererek yeni dönemde de sos-yal projelerle eğitime katkı sunmayı hedeflediklerini söyledi.

Çalışmalarını aralıksız sürdürdük-lerini, önümüzdeki süreçte de aynı istikrar ve kararlılıkla kaldıkları yerden projeleri takip edip yeni pro-jelere yoğunlaşacaklarını belirten Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Kiper, ilk hedeflerinin Mersin Alz-heimer Yaşlı Yaşam Merkezi’ni bi-tirmek olduğunu söyledi. 3 milyara yakın bağışın toplandığını hatırlatan Kiper, bu bağışların yüzde 80’inin

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası ile Eğitim Kalkınma Vakfı üyelerince karşıladığını bildirdi. Yeni dönemde Akdeniz Milli Eğitim Müdürlüğü ile birlikte Akdeniz ilçesindeki ilkokul-lara anaokulu yaptırmak için proje başlattıklarını kaydeden İbrahim Kiper, önümüzdeki süreçte kurum dergisini çıkartmaya da devam ede-ceklerini açıkladı.

MTSO Eğitim ve Kalkınma Vakfı’nın yeni dönem Yönetim Kurulu İbra-him Kiper, Hacı İbrahim Bilir, Nihat Tan, İsmet Sökün, Murat Yüksekbaş, Sadık Çağatay Güneş, Fuat Akbaş, Ahmet Akbaş ve Hüseyin Kış’tan oluşurken Denetim Kurulu’nda Ha-tem Dülek, Ahmet Akın ve Mustafa Demirdöğmez görev aldı.

Mersin’de bu yıl 9. Uluslararası Gıda, Gıda Teknolojileri ve Paketleme Fua-rı ilk kez Mersin Narenciye Fuarı ile birlikte düzenlendi. Yenişehir Fuar Merkezi’nde 5 Kasım’da ziyaretçile-re kapılarını açan fuar, 8 Kasım’da sona eriyor. Fuarın açılışında konu-şan Mersin Ticaret ve Sanayi Oda-sı Başkan Vekili Kasım Tanrıöver, “Mersin’in zenginleşebilmesi için üretmekten, özellikle ileri teknolo-ji ve yenilikçiliği kullanarak katma değer yaratmaktan, ürettiğini mar-kalaştırmaktan başka çaresi yoktur” dedi.

Çadırda başlayan fuar serüveninin bugün uluslararası bir boyutta de-vam ettiğine dikkat çeken Tanrıöver, küresel ekonomik krizlere rağmen fuar organizasyonlarına aralıksız devam edildiğini söyledi. Önceleri tarım ve gıdanın tek bir fuar çatısı altında düzenlendiğini hatırlatan Tanrıöver, ardından kendi içinde ikiye ayrılarak ihtisaslaştığını anlat-tı. Bugün ise gıda fuarına narenciye fuarının da entegre edildiğini kayde-den Tanrıöver, “Bu yenilik fuara baş-ka bir boyut kattı. Tarımsal üretici ve teknoloji üreticisi bir araya geldi” dedi.

“Fuarların devamlılığı önemli”

Küresel ekonomik sıkıntılara, se-çim durgunluğu nedeniyle piya-salarda oluşan olumsuz tabloya rağmen fuarlara kesintisiz devam edilmesinin büyük önem taşıdı-ğını da vurgulayan Kasım Tanrıö-ver, sözlerini şöyle tamamladı: “Mersin temel anlamda tarımda çok güçlü bir kent. Ancak, gıda sek-törünün önemi; tarım ve hayvancı-lıktan elde edilen ana ürünleri kat-ma değere dönüştürmesidir. Gıda sektörünün bilim ve ileri teknoloji desteğinde gelişmesiyle birlikte; ta-rım ürünlerinin işlenmeden, katma değer yaratılmadan, para kazanma-

yan bir anlayışla yurt dışına ihraç edilmesi dönemi geride kalmıştır. Mersin artık gıdada katma değer yaratır hele gelmiştir. Mersin ulus-lararası alanda aldığı yeni rollerle, lojistik gücüyle, ihracat deneyimle-riyle ülkemizin gıda sektörünün pa-zarlandığı yer haline gelmiştir. İşte bu fuarın önemi ve amacı budur”. Açılış konuşmalarında Mersin Vali Yardımcısı Cezmi Türk Göçer, he-deflerin büyük tutularak EXPO’nun hedeflenmesi gerektiğini söyledi. EXPO’nun kent tanıtımlarındaki öne-mine dikkat çeken Göçer, bir haftalık etkinlik için organizasyonun düzen-lendiği kente 20 milyon dolarlık ya-tırım götürüldüğünü, 20-40 milyon arası ziyaretçinin geldiğini söyledi. Açılışta tarımın Mersin ekonomisi için önemine dikkat çeken Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Bur-hanettin Kocamaz ise üretilen tarım ürünlerinin sanayi ürününe dönüş-türülmesi yönündeki girişimleri desteklediklerini, müteşebbislerden de bu konuda ellerini taşın altına koymasını beklediklerini söyledi. Belediye bünyesinde Tarımsal Hiz-metler Daire Başkanlığı’nı kurduk-larını açıklayan Kocamaz, üreticilere eğitimlerle yol gösterici olmak, bir taraftan da üretilen ürünlerin sak-lanması, pazarlanması, konsantre ürünlere dönüştürülmesi gibi bir-çok projeyi hayata geçirmek için çalışmalar başlattıklarını söyledi. Ulusal Turunçgil Konseyi Başkanı Kemal Kaçmaz narenciyenin Mersin için önemine dikkat çekerek 2020 yılında 14. Uluslararası Turunçgil Kongresi’nin Mersin’de düzenlene-ceğini hatırlatırken, CNR Holding Kuruluşlarından Pozitif Fuarcılık Ge-nel Müdür Yardımcısı Erdem Taylan-lı, “Narenciye Fuarı’nı da önümüz-deki yıllarda geliştirerek Mersin’i ulusal ve uluslararası pazarlarda pay sahibi yapacak ticari bir etkinliğe dö-nüştürmeyi hedefliyoruz” dedi.

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) ortaklığıyla yürütül-

mekte olan Avrupa İşletmeler Ağı Projesi Kapsamında Almanya’nın Aşağı Saksonya Eyaleti Ekonomi ve Ticaret Bakanı Olaf Lies, Aşağı Sak-sonya Eyaleti Meclis Üyeleri, Tica-ret ve Sanayi Odası temsilcileri ile Alman işadamları Mersin’e geldi. Mersin’de düzenlenen ikili iş gö-rüşmelerinin ardından Ekonomi ve Ticaret Bakanı Olaf Lies başkanlığın-daki heyet Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nı ziyaret etti. Ziyarette ikili ti-cari ilişkilerin geliştirilmesi ve enerji sektörünün yanı sıra özellikle mes-leki eğitimde karşılıklı yapılabilecek çalışmalar üzerinde duruldu. Mes-leki eğitimi önemsediklerini vurgu-layan Alman ve Türk temsilciler, bu

konudaki işbirliğine her zaman ha-zır oldukları mesajını verdi. Alman heyeti MTSO Yönetim Kurulu Başka-nı Şerafettin Aşut, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kasım Tanrıöver ve Yönetim Kurulu Üyesi Ufuk Maya ile birlikte kabul etti. Görüşmede Mersin’de 70’e yakın Alman şirketin faaliyet gösterdiğini anlatan Aşut, bu şirketlerin genel olarak hizmet sektöründe yapılandığını söyledi. Alman şirketlerin Türkiye’de üretim yapmasını beklediğini vurgulayan Aşut, “Üretimle ilgili Mersin Serbest Bölgesi’ni, Mersin Limanı’nı ve hin-terlandında bulunan Ortadoğu hatla-rını kullanabilirsiniz” diye konuştu. Aşağı Saksonya Eyaleti Ekonomi ve Ticaret Bakanı Olaf Lies Mersin’e ilk kez bir ekonomi heyetiyle geldikle-rine dikkat çekerek şunları söyledi: “Aşağı Saksonya tarım ürünlerinde oldukça iddialı. Gıda sanayisi de ge-lişmiş durumda. Ayrıca enerji konu-sunda bir numarayız. Özellikle yeni-lenebilir enerjilerde; rüzgar ve güneş enerjisinde bir numarayız. Ayrıca otomobil sektörü de çok önemli bir yere sahip. Volkswagen’ın kalbinin attığı bir merkez. Bu çalışmalarımız-da işbirliklerinin sağlanabilmesi için güçlü bir lojistiğe ihtiyaç var. Bu ne-denle sahil şeridinde önemli liman-lara da sahibiz. Ekonomik olarak da lojistik olarak da bu limanlarımızın genişletilmesi çalışmalarına ağır-

lık veriyoruz. Mersin Limanı’nın da konteyner limanı olarak genişleme çalışmalarını bu nedenle önemsiyo-ruz.”

“Öğrenci değişimleri olabilir”

Yalnızca ticari anlamda değil, kül-türel ve insani boyutlarıyla da Tür-kiye ve Almanya’nın güzel ilişkileri bulunduğunu hatırlatan Bakan Lies, üniversite gençleri arasında değişimler yapılarak eğitim alanın-daki işbirliklerinin artırılabilece-ğini söyledi. Konya ile benzer bir çalışma yapıldığını hatırlatan Lies, henüz Konya ile de çalışmaların istenen düzeyde olmadığını ancak eğitime önem verdiklerini ve bu alanın dinamik bir yapıya kavuş-turulmasını istediklerini söyledi. Öte yandan enerji sektörünü önem-sediklerini de vurgulayan Lies, bu konuda Türkiye’de yürütülen çalış-malar hakkında bilgi istedi.

Aşut: “Bölgemiz güneş enerjisiyle ilgili gelişmeye açık”

Mersin’in güneş enerjisinden fay-dalanma altyapısı olduğunu vur-gulayan Şerafettin Aşut, suyun

ısıtılmasıyla başlayan kullanımın kurulan güneş enerjisi tarlalarıy-la elektrik üretimine doğru ilerle-diğini anlattı. Türkiye’de yapılan çalışmalar sonucunda Mersin’in yazın çok güneş almasına rağmen rutubet nedeniyle istenilen verime ulaşılamadığının görüldüğünü kay-deden Aşut, en verimli bölge olarak Konya Karapınar bölgesinin belir-lendiğini söyledi. Ancak Mersin’de de güneşten elektrik enerjisi üreti-mine yönelik yatırımların arttığını açıklayan Aşut, yeni hükümetten enerji konusundaki desteklerin artı-rılmasını beklediklerini, dile getirdi. Eğitim konusuna da değinen Aşut, bu alandaki işbirliğine açık olduk-larını vurguladı. Mevcut durumda Türkiye’de mesleki eğitimin de iste-nilen düzeyde olmadığını kaydeden Aşut, işyerlerinin, fabrikaların çalış-tıracak işçi bulmakta zorlandığını kaydetti. Kurulacak yeni hükümet-ten bu alandaki çalışmalara ağırlık vermesini beklediklerini ifade eden Aşut, Türk gençlerinin mutlaka üni-versite okuması gerektiği hissinden kurtarılması gerektiğini söyledi. Ziyaret karşılıklı verilen hediyeler ve toplu fotoğraf çekimiyle sona erdi.

Mersin’de bu yıl 5’incisi dü-zenlenecek İnsan Kaynakları

ve İstihdam Fuarı için geri sayım başladı. 17-18 Kasım tarihlerin-de Mersin Büyükşehir Belediyesi Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzen-lenecek olan Fuarın ilk gününde müzik dinletisi eşliğinde firma stantlarına başvurular yapılacak. Ardından protokol konuşmala-rının gerçekleştirileceği fuarda ‘İstihdamın En’leri Ödül Töreni’ düzenlenecek. İzgören Akademi

Eğitmeni Ahmet Şerif İzgören’in ‘At Şu Adamı’ isimli sunumuyla renk katacağı fuarın ilk günü fir-ma stantlarının ziyareti ve proto-kol yemeği ile sona erecek. İkinci günün konuşmacıları ise Çağ Üni-versitesi’nden Yardımcı Doç. Dr. Murat Koç ile Yrd. Doç. Dr. İbra-him İnan olacak. ‘Başarıya Giden Kariyer Patikaları’ konulu panel-de konuşma yapacak olan akade-misyenler gençlere ışık tutacak.

Mersin turizminin gelişiminde önemli yapı taşları arasında

gösterilen Tarsus Kazanlı Kıyı Şe-ridi Bölgesi Sahil Yolu’nun yapımı için acil kamulaştırma kararı alın-dı. Bölgede gerekli üst yapı çalış-malarına başlanmasında önemli bir engel olarak gösterilen yolun yapımı önündeki engelin Bakan-lar Kurulu tarafından alınan acil kamulaştırma kararı ile çözümlen-mesi bekleniyor.

Resmi Gazete’de yayınlanması sonrasında yürürlüğe giren karar

şöyle:

“Mersin ili Tarsus ilçesindeki Tar-sus Sahil Turizm Merkezi Yolu’nun yapımı amacıyla Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından acele kamu-laştırılması Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın 23 Ekim 2015 tarihli ve 208227 Sayılı yazısı üzerine 2942 sayılı Kamu-laştırma Kanunu’nun 27’nci mad-desine göre Bakanlar Kurulu’nca 26 Ekim 2015 tarihinde kararlaştı-rılmıştır.”

Tarsus Kazanlı Kıyı Şeridi için acil kamulaştırma kararı

İstihdam Fuarı için geri sayım başladı

Cevat ÇAPAN

Kent Edebiyat Ödülü Çapan’ın

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) öncülüğünde 9 yıldır

sürdürülen Mersin Kenti Edebiyat Ödülü’nün bu yılki sahibi Şair ve Çevirmen Cevat Çapan oldu.

Konuyla ilgili açıklama yapan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şe-rafettin Aşut, ‘İrlanda Tiyatrosun-da Gerçekçilik’ (1966) ve ‘Değişen Tiyatro’ (1972) adlı yapıtlarıyla tiyatronun poetik bir düzlemde incelenmesini sağladığı için, usta şair ve çevirmen Cevat Çapan’ın bu yıl ödüle değer bulunduğunu bildirdi. Çapan’ın Modern Türk şiirine anlatı-şiir geleneğinin için-den katkıda bulunduğunu kayde-den Aşut; şiirin insanla, doğayla, insanın tarihiyle ilişkisini sade, yalın bir söyleyişle kurarak yan-sıttığını söyledi. Şiirlerinde insani acıların ve sıkıntıların, yaşama se-vinci, umut ve güvenle aşılabile-ceğine ilişkin iyimser bir tutumu işaretlediğine dikkat çeken Aşut, Çapan’ın eserlerinde lirizmi ve ironiyi yalın bir üslupla buluştur-duğunu anlattı. “Çin’den Peru’ya,

dünya şiirinin Türkçeye kazandı-rılması, dolayısıyla birçok dilden şiiri ve oyunu dilimize çevirmesi, büyük bir tutkuyla çevirdiği şiir-lerin çağdaş Türk şiirinin ufkunu değiştirmesinde etkisi görülüyor” diyen Aşut, Çapan’ın bu özellik-leriyle ödüle layık görüldüğünü söyledi.

MTSO’nun girişimleriyle son 9 yıl-dır Türkiye’de ve Mersin’de edebi-yata ilgiyi artırmak, ulusal ölçekte bir verime dönüştürmek, edebiyat okurlarının dikkatini nitelikli ör-neklere çekmek üzere, yapıtlarıy-la Türk edebiyatının gelişimine katkıda bulunmuş kişileri onur-landırmak adına Mersin Kenti Edebiyat Ödülleri düzenleniyor. Bu yıl Ödül Değerlendirme Kurulu üyeleri Ahmet Ada, Celal Soycan, Sina Akyol, Metin Cengiz ve Ogün Kaymak’tan oluştu. Yapılan titiz değerlendirmeler sonucunda usta şair ve çevirmen Çapan’ın eserleri ödülle buluştu. Çapan, ödülünü Aralık ayında MTSO’da düzenle-necek ödül töreni ile alacak.

Aşağı Saksonya Eyaletiyle eğitim ve enerjide işbirliği görüşüldü

“Gıda, Gıda Teknolojileri ve Paketleme Fuarı” ile “Narenciye Fuarı” birlikte düzenlendi

İbrahim Kiper, güven tazeledi

Doğru Mücadele, Kalıntısız Ürün sloganıyla başlatılan nematodla

mücadele toplantıları aralıksız sü-rüyor. Mersin Ticaret ve Sanayi Oda-sı’nda (MTSO) düzenlenen toplantı-da bir araya gelen sektör temsilcileri nematod yanında tarımsal üretimin geliştirilmesine yönelik farklı ko-nuları da görüştü. Mersin’de sebze yetiştiriciliğinde yeni teknolojilerin sektöre kazandırılması konusunu görüşen paydaşlar yeni sera tipleri, yeni besleme teknolojileri, yetiştiri-cilik ve sulama yöntemlerini tartıştı.

Çalışmalarında kayıpları azaltıp ka-zancın artırılması mücadelesi ver-diklerini kaydeden MTSO Yönetim Kurulu Üyesi ve 5 No’lu Tarımsal Destekleme Faaliyetleri Komitesi Meclis Üyesi Enis Hekimoğlu, top-lantıda önümüzdeki süreçte yapı-lacak eğitim çalışmalarını, çiftçi

buluşmalarını görüştüklerini an-lattı. 2016’da kapsamlı bir arama konferansı planladıklarına değinen Hekimoğlu, ayrıca Aralık ayının ilk haftasında bitki beslemeye yönelik doğru uygulamalar konusunda bir de eğitim çalışması planlandığını anlattı.

Nematodla mücadele çalışmaları sürüyor

Page 3: MTSO Haber Sayı 296

CMYKYAYIN ADI VE SAYFA NO

Özellikle tarihten bugüne çok farklı dinleri barındırmış ve

bu dinlerin inanışlarına dair izleri günümüze kadar bozulmadan sak-layabilmiş olan Mersin, bu özelli-ğiyle inanç turizmi açısından turizm-cilerin gözdesi olarak tanımlanabilir. Yalnız Mersin’in değil, bölgenin bu anlamda öne çıkan gücü göz önün-de bulundurularak Kültür ve Turizm Bakanlığı 2023 yılı Turizm Stratejisi kapsamında, Mersin’den başlayarak Adana, Hatay, Gaziantep, Şanlıurfa ve Hatay illerinden oluşan Doğu Ak-deniz ve Güneydoğu “İnanç ve Gur-me Turizmi Aksı” olarak nitelendi-rilmiş. Biz de gazetemizin bu sayısı

itibariyle önümüzdeki birkaç sayıda Mersin turizminin deniz-kum-güneş üçlemesinin dışında kuvvetli oldu-ğu bir başka alana değinerek inanç turizminde sahip olduğu potansiyel ve değerlere yer vermek istedik. Son yıllarda Mersin’i kültür ve inanç tu-rizmi kapsamında ziyaret eden tu-rist sayısındaki artışı da göz önünde bulundurarak kentimizin batısından başlayıp doğusuna doğru giderek inanç turizm merkezlerini anlataca-ğız. Mersin’in en batısında yer alan ve inanç turizminde öne çıkan mer-kezlerden ilki Alahan Manastırı. Et-kileyici mimarisi ile Alahan Manas-tırı aynı zamanda UNESCO Dünya

Miras Listesi’ne önerilecek adaylar arasında da yer alıyor.

Torosların eteklerinde bir kilise; Alahan Manastırı

‘Batı Kilisesi’ ya da kapısındaki be-timler nedeniyle ‘İncilciler Kilise-si’ olarak da adlandırılan Alahan Manastırı, Mut ilçesinde bulunan, Torosların eteğinde yaklaşık 1800 metre yükseklikte eski Roma döne-minde inşa edilmiş büyük bir ibadet merkezi. Toroslarda çam ağaçları arasında, Sertavul Geçidi yakınla-rında yüksek bir dağın zirvesine inşa edilmiş. Bu kadar yükseğe inşa edil-mesinin sebebi, yaptırıldığı tarihte Hıristiyanlık dinin yaygın olmama-sı. Muhteşem manzarası ve mima-risi ile görülmeye değer bu yapıyı ziyaret etmeden Mersin’den sakın ayrılmayın.

Tarihi geçmişi

İsa›nın havarilerinden Tarsus’lu Pavlus (St. Paul) ve yine Tarsus’ta yaşamış Hıristiyanlığın öncüle-rinden Barnabes, M.S. 41 yılında Hıristiyanlığı yaymak için Anado-lu’da çeşitli yolculuklar yapmış. Bu Azizlerin gezileri sırasında konak-ladıkları hemen her yerde anılarına tapınaklar yapılmış. Fakat o tarihte Hıristiyanlık henüz resmi din olma-dığından ve ibadet gizli olduğun-dan tapınakların da gözden uzak ve ulaşımı güç yerlerde olması tercih edilmiş. Ancak bugünkü manastır öreni Hıristiyanlığın resmen kabul edilişinden sonra, beşinci yüzyılda inşa edilmiş. Finansmanı büyük öl-çüde Bizans İmparatoru tarafından sağlanan manastırı yaptıran kişi

ise manastırda lahdi ve bir kitabe-si olan Tarasis adlı bir rahip. Kimi kaynaklar manastırın M.S. 440-442 yılları arasında, kimi kaynaklar da M.S. 474’ten sonra inşa edildiği gö-rüşünde. Manastırın parlak dönemi-nin Arap akınları başlayınca, yani 7. yüzyılda sona erdiği anlaşılmakta. Manastırın yüzyıllar boyunca ayakta kaldığını, 17. yüzyılda ünlü gezgin Evliya Çelebi’nin (1611-1683); ‘Usta elinden yeni çıkmış gibi duruyor’ sözleri de kanıtlar nitelikte.

Mimari yapısı

Alahan Manastırı, Batı Kilisesi, Ma-nastır ve Doğu Kilisesi, kaya oyma keşiş odaları ile çevredeki mezar-lardan oluşan geniş bir kompleks niteliğinde. Kompleksin taş işçiliği ve motiflerle bezeli zengin süsle-meleri dönemin en usta ellerinden çıktığını göstermekte. Ne var ki, Batı Kilisesi yıkılmış, Doğu Kilisesi ise bir ören olarak varlığını sürdürmekte. Yıkılmış Batı Kilisesi’nin girişi oldu-ğu sanılan bir mekânda aralarında Cebrail ve Mikail’in de bulunduğu kanatlı melek ve çeşitli hayvan tas-virleri ve İsa büstü var. İki yapı 115 m uzunluğunda kolonlu kemerli bir galeri-terasla birbirine bağlanmış. Galerinin ortasında kabartma süs-

leme ile her yanı işlenmiş büyük bir niş yer alır. Aynı galeride apsisli bir vaftizhane bulunuyor. Vaftizha-ne içinde haç biçimli bir havuz var. Vaftizhanenin karşısında kaya me-zarları oyulmuş. Mezarlardan birisi Manastır grubunun kurucusu Tara-sis’e ait. Kitabesinde şunlar yazıyor: Burada çok mümtaz Flavius Severi-nus ve Flavius Dagalaiphus’un kon-süllüğünden sonra İndiktionun 15. yılının 13 Şubatında kutsal oruçların ilk haftasının salı günü ölmüş olan kutsal kurucu Tarasis yatıyor. Doğu Kilisesi özenli bir işçilikle kesme taş-lardan inşa edilmiş. Kilisenin deği-şik yerleri kabartma süsler ile deko-re edilmiş. Dikdörtgene yakın planlı kubbenin binayı aşan duvarlarında her cephede birer adet olmak üzere dört pencere bulunmakta. Kilise, alt-mış yetmiş yıl sonra (532-537) inşa edilmiş olan İstanbul’daki Ayasofya kilisesi ile ortak özelliklere sahip.

Arkeolojik çalışmalar

Alahan’da 1955-1972 arasında Al-man arkeoloji profesörü Prof. Micha-el Gough tarafından bilimsel kazılar yapılmış. Bu kazılar sırasında Gough bir ara Ankara’da İngiliz Arkeoloji Enstitüsü Müdürlüğü görevini de yürütmüş.

Dünya kültür mirası

Alahan Manastırı 25 Şubat 2000 tarihinde Dünya Kültür Mirası aday listesine eklenmiş. Türkiye listesi-nin ise 12. sırasında yer alıyor.

Nasıl gidilir?

Mut ilçesi sınırları içerisinde yer alan Alahan Manastırı Mersin’i Kara-man’a bağlayan devlet karayolunun 2 km kadar doğusunda ve Mut ilçesi-nin kuş uçuşu 15 km kadar kuzeyin-de yer alır. Manastırın yolu hemen hemen her mevsim açıktır.

Şerafettin AŞUTMTSO Yönetim Kurulu Başkanı

Dünya Kültür Mirası; Alahan Manastırı

Mersin’in geleceğini kurgulamak için önce geçmişe dönmek ge-

rekir. Geçmişimizi iyi algılamadan gelecek projeksiyonu kuramayız. Mersin ve bölgesi binlerce yıllık me-deniyetlere ev sahipliği yapmış olsa da, modern kent konsepti anlamın-da oldukça yeni bir kenttir. Ticaret sanayi odamız bundan 130 yıl önce kurulmuş. Kayıt altına alabildiği-miz süreci, bilgimiz olan süreci baz alacak olursak Mersin 150 yıllık bir geçmişi olan genç bir kent. Mersin tarihin ve talihin ona verdiği şansı kullanarak birden öne çıkar. Bir tica-ret ve ulaşım merkezi olmaya başlar. Mersin aslında Cumhuriyet tarihinin ilk sanayi hamlesinin başladığı bir-kaç kentten birisidir. Mersin ilklerin kentidir. İlk bayan belediye başkanı Mersin’dedir. İlk Ticaret ve Sanayi odalarından birine sahiptir. Birçok konuda Mersin Türkiye’de hala ilk-lerin kentidir. Ancak bir şey var ki; ona birçok kentten çok daha sonra kavuştuk. Bence bugün Mersin layık olduğu yerde değilse nedeni budur. Geç kavuştuğumuz şey nedir derse-niz, elbette üniversite derim, bilgi derim…

Neden ilk üç içinde değiliz?

Şu an Mersin gerek ticaret hacmi ge-rekse üretim hacmi ile 81 ilde ilk 10 içindedir. Peki, neden ilk üç değil? Bence bunun nedeni üniversitenin Mersin’de çok geç kurulmuş olma-sıdır. Yani, bilgi ile geç buluşmamız-dır. Bu gün ekonomisi ile Mersin’in üzerindeki kentlere bakın, hepsinde üniversitelerin Mersin’den 40-45 yıl

önce kurulduğunu göreceksiniz. De-mek ki, basit mantıkla bu iller biz-den 40-45 yıl ilerde. Bakınız, Kayse-ri Erciyes üniversitesi 1978 yılında, Adana Çukurova Üniversitesi 1969 yılında, Gaziantep Üniversitesi 1973 yılında, Konya Selçuk Üniversitesi 1971 yılında kurulmuş. Mersin’de üniversite, dünya üçüncü bin yıla girerken, gelişmiş dünya bilgi çağını yaşarken ancak 1992 yılında kurul-du. Biraz önce sorduğum “Mersin neden ilk üç kent arasında değil?” sorumu geri alıyorum. Bilgiye ve bi-lime önem vermeyen bir toplum sa-dece yönetilen ve kendisine verilene razı olandır. Bilmeyen talep edemez. Bilmeyen yönetemez. Bilmeyen doğ-ru değişemez.

Organize Sanayi Bölgelerinin tarihi Avrupa ve Amerika’da 100 yılı bulu-yor. Bilginin paraya dönüştüğü yer olan teknoparklar ise 50 yılı geçiyor. Biz bunlara daha yeni kavuştuk. Rakiplerimizin kim olduğunu iyi bilelim. Geleceğe ait bir vizyon çize-ceksek, daha doğrusu bir gelecekten bahsedeceksek önce rakiplere göre ne durumdayız ona bakmak gerek. Avrupa 1770’de buharlı makinayı icad ediyor, 1885’de motorlu taşıta geçiyor. Yıl 1885 tarihe dikkat ede-lim. Yani Atatürk doğduğunda Avru-pa araba ile seyahat ediyordu. Elekt-rik üzerine çalışmalar Avrupa’da 16. Yüzyılda başlıyor,17. Yüzyılda gelişi-yor. 1881’de New York kenti elektrik üretim merkezi ile evlere ve sanayiye elektrik veriyor. Yani Atatürk doğdu-ğunda Avrupa ve Amerika sanayide elektrik kullanıyor. Yıl 1876: Graham

Bell telefonu icad ediyor. Sene 1876, daha Atatürk doğmadı.

Yıkılmakta olan bir Osmanlı impara-torluğunda doğan Atatürk, Cumhu-riyetle birlikte okuma yazma oranı %15 olan, ulaşımın, iletişimin ve enerji ve üretimin olmadığı, tücca-rın, sanayicinin yani serbest mü-teşebbisin olmadığı bir ülkeyi ele alıyor. Şimdi, Avrupa ve Amerika ile yeni Türkiye Cumhuriyeti arasında-ki uçurumu düşünün. Atatürk bu-nun eğitim, bilgi ve bilim eksikliğin-den kaynaklandığını biliyordu, ona göre bir vizyon oluşturdu. Bu viz-yonun uygulandığı dönemler oldu uygulanamadığı dönemler oldu. Bu vizyona uyan kentler oldu uymayan kentler oldu. Süreç bu günlere geldi. Bu süreçte Mersin büyük gelişmeler gösterdi ama eğitim, özellikle üni-versite ayağının çok geç tamamlan-ması bize pahallıya mal oldu.

Bizim bundan sonraki vizyonumuz nedir derseniz?

Bizim geleceğimizi şekillendirecek, büyük dönüşümü sağlayacak olan şey nedir derseniz? Geç de olsa eği-tim, bilgiye ulaşmak ve onu kullan-mak olacaktır derim. Bir Amerikalı ile aynı cep telefonunu, aynı bilgi-sayarı kullanıyor olmak ekonomik olarak, bilimsel olarak onlarla aynı düzeyde olduğumuzu göstermez. Kendi bilgisayarımızı üretemedi-ğimiz sürece yüksek teknolojiden bahsedemeyiz. Tarım ülkesiyiz diye övünüyoruz, üretebileceğimiz bir çok ürünü ithal ediyoruz. Enerji faki-

riyiz ama nerdeyse tüm üretimimiz yoğun enerji kullanan bir yapılan-mada. Enerjimizi üretmeden, düşük ve orta teknolojili üretimden yüksek teknolojili üretime geçmeden, tarım ve gıda sektörlerinde ileri teknoloji ile verimliliği arttırmadan, ürünle-rini markalaştırmadan, girişimcisini arttırmadan ve daha önemlisi bu dö-nüşümü sağlayacak nitelikli, bece-rikli insanları yetiştirmeden bu açığı kapatamayız.

Evet bu gün dünyanın 17.inci, Avru-pa’nın 6.ıncı büyük ekonomisiyiz. Peki, eğitimde, bilimsel araştırma-larda, Ar-Ge’de, markalaşmada ka-çıncıyız? Kaç tane dünya markamız var. Bizler iş dünyasının temsilcileri realist insanlarız. Bardağın dolu tarafını görürüz ama boş yanını, ek-siklikleri, riskleri göz ardı edemeyiz. Mersin’in geleceğini, aslında bu an-lamda ülkenin geleceğini konuşu-yoruz. İşte Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak Mersin’in tüm kurum ve kuruluşları ile iş birliği ile bu vizyonu sağlamak için çalışıyoruz. Mersin sosyal ve kültürel boyutu ile zengin bir kent. Mersin yaşanabilir kentler listesinde üst ligde bir kent. Mersin ticarette, turizmde, lojistik-te, tarımda hatta sanayide bölgenin ve dünyanın odaklandığı bir kent. Mersin artık üç üniversitesi ve tek-noparkı ile bir bilim ve bilgi kenti. Artık, Mersin’in zaman kaybetmeye tahammülü yoktur. Artık, Mersin’in boşa harcayacak enerjisi yoktur. Son yıllarda yakaladığımız iş birliği ruhu ve ortak aklı artarak devam etmeli-dir. Daha verimli olmalı ve önemsiz,

sanal konularla geleceğimizi ıskala-mamalıyız.

Bu noktada, Sivil Toplum Kuruluşla-rımıza büyük görevler düşmektedir. Özellikle üniversitelerimize büyük bir görev düşmektedir. Üniversitele-rimiz sade teorik bilgi üreten yerler olmamalı, kente ve kentin ekonomi-sine entegre olan, yakın ilişkide olan ve kentin ekonomik ve sosyal yaşa-mını dönüştürecek bir yapılanmaya geçmeleri gerekiyor. MTSO olarak tüm üniversitelerimizle bu ruhu yeni yeni yakaladık. Bu devam et-tirilmelidir. Biz üniversitelerimizin bu güce sahip olduğuna inanıyoruz. Tüm STK’larımızı zenginliğimiz ola-rak görüyor ve Mersin için güzel bir fikri olan, bu kente bir katkıda bulu-nacak her kuruma değer veriyoruz. Yeter ki, birlik ve beraberliğimizi ko-ruyalım. Yeter ki, bir masa etrafında buluşabilelim.

Ben Mersinlilerin kültüründe bu olumlu özelliklerin zaten bulun-duğuna inanıyorum. Hoşgörünün, demokrasinin ve güzelliklerin şehri olan Mersin’de yaşadığım için, bu kente hizmet ettiğim için gurur du-yuyorum. Eksiklerimiz vardır, im-kansızlıklarımız vardır, engellerimiz vardır. Ancak, bu makamlarda otu-ran bizlerin şikayet etme ve mazaret üretme hakkı yoktur. Çalışıyoruz,

Mersin için çalışmaya devam edece-ğiz. İnanmanızı isterim ki Mersin’in yarını bugününden daha zengin, daha refah, daha mutlu olacaktır. Mersinliler buna layıktır.

MERSİN’İN GELECEĞİ…

3 YIL: 17 | SAYI: 296 | 8-21 KASIM 2015 | www.mtso.org.tr

Page 4: MTSO Haber Sayı 296

CMYKYAYIN ADI VE SAYFA NO

4 YIL: 17 | SAYI: 296 | 8-21 KASIM 2015 | www.mtso.org.tr

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO), Yönetim Kurulu Üye-

leri, Meclis Üyeleri ve çalışanları, aileleriyle birlikte Wonasis Otel’de 24-25 Ekim tarihlerinde düzenlenen eğitim kampında bir araya geldi. ‘Kritik Olayların Yönetimi’ konulu eğitim çalışmasının gerçekleştirildi-ği kampta MTSO ailesi düzenlenen tavla turnuvası ve dans atölyesi et-kinlikleriyle eğlenceli bir haftasonu geçirdi. Kamp süresince tüm katı-lımcılar  #mtsokampta hashtag’i ile duygu ve düşüncelerini gerek yazı gerekse fotoğraflarla sosyal medya-da paylaşma imkanı da buldu.

Kampın açılışında düzenlenen top-lantıda konuşma yapan MTSO Yöne-tim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, “MTSO ailesi diyorum; çünkü bizler sadece sayıları 60-70 kişi olan siz

değerli çalışanlarımızdan oluşmu-yoruz. Ailelerimizle, çocuklarımızla birlikte sayımız ikiye üçe katlanı-yor” dedi. Binlerce üye ve aileleri-nin de katılımı sonrası bu rakamın çok daha yüksek seviyelere ulaştı-ğını kaydeden Aşut, şöyle konuştu: “Yani biz; binlerce kişilik büyük bir aileyiz. Gücümüz de buradan gel-mektedir. Ben sizlerden, hep birlikte

çalıştığımız, emek verdiğimiz bu bü-yük kuruma bu gözle bakmanızı rica ediyorum. Bu gözle bakarsak gerçek gücümüzü daha iyi görürüz. Nasıl bir kurumun parçası olduğumuzu, hem de öyle sembolik değil, aksine, aktif; karar veren; uygulayan ve yön veren bir parçası olduğumuzu görürüz.”

“Sizler kurumun omurgasını oluşturuyorsunuz”

Yönetim kurulu üyelerinin göreve seçimle ve belirli süreler için gel-diklerini anlatan Şerafettin Aşut, “Görevlerimiz bitince bu görev ve makamları bizden sonra gelecekle-re layıkıyla bırakmak tek amacımız. Ancak sizler, bu büyük kurumun sürekli parçasısınız ve omurgasısı-nız. Bu da sizin bu kurum için de-ğerinizi ve öneminizi bir kez daha

arttırıyor” ifadelerini kullandı. Oda bünyesinde 1999 yılında aktif olarak çalışmaya başladığını kay-deden Aşut, “Ekibin niteliği söz konusu olduğunda, ben kendimi gerçekten çok şanslı hissediyorum. MTSO gibi; gerek yönetim kurulu, gerekse çalışanları anlamında, eği-tim düzeyi, vasıfları, görgü ve kül-türü gerçekten yüksek bir ekiple ça-

lışmayı Allah bana nasip etti” dedi. Yapılan her projede, Oda’nın gös-terdiği her başarıda bu kalite-nin etkisinin görüldüğünü vur-gulayan Aşut, “Burada tek tek sayamayacağım kadar çok başa-rıyı Mersin’e kazandırdık” dedi. Tüm departmanların özveriyle, bilgi ve tecrübeleriyle Mersin’de fark ya-rattığını ve Oda’yı bugünlere getirdi-ğini kaydeden Aşut, tüm çalışanlara teşekkür etti.

“Eğitim her zaman önemli”

Değişen dünyaya; artan rekabe-te; değişen dünya ekonomisine uyum sağlamak ve yeri geldi-ğinde öncü olabilmek için bu vasıfların daha da geliştirilmesi gerektiğine dikkat çeken Şerafet-tin Aşut sözlerini şöyle tamamladı: “Bu anlamda söz konusu eği-tim olduğunda, çalışanlarımızın eğitimlerinden taviz vermedik. Bu gün verilecek olan eğitimleri sa-dece çalışanlarımızın değil, ben ve yönetim kurulumuzun da alacağını vurgulamak isterim. Çünkü hepimi-zin eğitime ihtiyacı var. Dikensiz gül bahçesi yok. Elbette kişi ve kurum olarak hepimizin eksikleri var. Bu anlamda, hepimizin çözümün bir parçası olması gerekiyor. Bu kuru-mu; daha kaliteli, çalışanlarının ve hizmet alan üyelerinin daha mutlu olduğu kurumsallaşmış bir yer hali-ne getirmenin sadece yönetim kuru-

lu olarak bizlerin değil, aslında çalı-şanlarımız olarak sizlerin bu sürece daha çok katılmasıyla mümkün ol-duğunu iyi biliyorum. İşte bu eğitim-lerden en büyük beklentim budur. Sorunları en iyi bilen sizlersiniz. En etkin çözümlerin de, yine sizden ge-leceğine eminim. Gelin bu iki gün hem biraz dinlenelim, biraz daha birlikte zaman geçirelim, hem de bu kurumu, yani ailemiz ve yuvamız gibi gördüğümüz, en çok zamanı-mızı geçirdiğimiz emek verdiğimiz bu kurumu nasıl daha ileriye taşırız bunu konuşalım. Ben; güzel, keyifli ve verimli bir hafta sonu diliyorum. Katıldığınız için hepinize, özellikle

bizleri onurlandıran ve bize güç ve-ren değerli ailelerinize, bu farklı eği-timi bizlere sunan değerli eğitmen-lere, bu vizyonu gösteren ve eğitim konusunda bana her zaman destek veren değerli yönetim kuruluma te-şekkür ediyorum”.

Kamp, ilk günün sonunda düzenle-nen akşam yemeği ile devam etti. Gecede Oda’ya uzun yıllar hizmet vermesi sonrasında emekli olan ça-lışanlar da unutulmadı.

Ömer Muku, 31 yıllık hizmeti sonra-sında Dış Ticaret Şefi olarak emekli olurken Mehmet Uğur Sümen 27 yıl-

lık görev süresi sonunda Ticaret Sicil Müdür Yardımcısı olarak çalışma hayatını tamamladı. Recep Güdelek 24 yılın sonunda veznedar olarak emekli olurken Cem Tigin İçen 27 yıllık hizmetinin ardından İdari İşler Evrak Kayıt Uzmanı olarak emekli oldu. Geceye katılamayan Ayşe Yur-teri 20 yıllık MTSO hizmetini İdari İşler Şefi olarak tamamlarken Hatice Coşkun ise 13 yıllık görevi sonrasın-da Oda’dan İç Ticaret Memuru ola-rak emekli oldu. Emeklilere gecede hizmetleri adına birer plaket ile ha-tıra olarak birer cep telefonu hediye edildi.

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) koordinatörlüğünde,

Adana Ticaret Odası ile Tarsus Ti-caret ve Sanayi Odası ortaklığında Türkiye’de ilk kez Çukurova’da ku-rulacak Ticari İstihbarat Merkezi ile Çukurova’da yeni nesil ticari bilgi üretilecek. Buradan elde edilecek bilgilerle gerek rakiplerini gerekse ticarete konu olacak müşterilerini daha yakından tanıma fırsatı bula-cak firmalar rekabette bir adım öne geçecek.

Çukurova Kalkınma Ajansı (ÇKA) 2015 Yılı Üretim ve Çevre Altya-pısının İyileştirilmesi Mali Destek Programı Kapsamı’nda hazırlanan TR62 (Adana, Mersin) Bölgesi’nde Yer Alan Firmaların Rekabet Ede-bilirliği İçin ‘Ticari Bilgi ve İstih-barat Merkezi’ Kurulumu Projesi tanıtıldı. Proje kapsamında Mersin, Adana ve Tarsus’ta kurulacak Tica-ri İstihbarat Merkezleri ile firmalar, Ticaret ve Sanayi Odaları kanalıy-la; dünya, kıta ve ülke bazında fiili potansiyel müşterilerinin ve tüm rakiplerinin cirolarından, banka hareketlerine, firma sahibinin cep telefonundan üretim detaylarına kadar her türlü bilgiye ulaşabilecek. MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şe-rafettin Aşut, Adana Ticaret Odası Başkanı Atila Menevşe ile Tarsus Ti-caret ve Sanayi Odası Yönetim Kuru-lu Başkanı H. Ruhi Koçak, Mersin’de düzenlenen ortak basın toplantısı ile projenin detaylarını anlattı. Top-lantının açılış konuşmasını yapan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şe-rafettin Aşut, rekabetin ticaretin başladığı günden bu yana bulun-duğunu hatırlatarak, “Günümüzde ise bu rekabet acımasız ve sert bir seviyeye geldi. Sadece daha iyi ürün üretme veya daha ucuza satma bir kriter değil” dedi. Bölgesel işbirliği-nin günümüzde gücü beraberinde

getirdiğine dikkat çeken Aşut, “İşte TR62 Bölgesinde Yer Alan Firmala-rın Rekabet Edebilirliği İçin Ticari Bilgi ve İstihbarat Merkezi Kurulu-mu Projesi’nin hedeflerinden birisi de bu bölgesel iş birliğidir” ifadesini kullandı.

“Artık gündemimizde hiper rekabet var” Küresel düzeyde hiper rekabe-tin artık gündemde olduğuna dik-kat çeken Şerafettin Aşut, böylesi bir rekabet ortamında firmaların sürdürülebilir stratejik üstünlük sağlamalarının da zorlaştığına de-ğindi. 1990’lardan başlayarak hızlı bir ivme ile gelişen hiper rekabete karşı; rekabet istihbaratı veya tica-ri istihbarat konseptinin geliştiril-diğini anlatan Aşut, bu konseptin ABD’den başlayıp doğuya doğru ya-yıldığını söyledi. Tüm firmaların te-mel amacının sürdürülebilir kârlılık olduğunu vurgulayan Aşut, “Ancak, bunun ölçülmesi ve buna uygun yaklaşımların ve çözümlerin üretil-mesi gerekir. Günümüz ekonomisi ve bilgi iletişim teknolojilerinin dö-nüştürdüğü yeni dünya ticaretinde, artık küçük gibi görünen bir firma bile bir gün küresel ticaretin bir par-çası olabilir” dedi. Firmaların hiper rekabet ortamında sağlıklı strateji-ler geliştirip sürdürülebilir karlılığı sağlamaları için ticari ve bilgi istih-barat merkezlerine ihtiyaç duyul-duğunu vurgulayan Aşut sözlerini şöyle sürdürdü: “Hazırlanan proje ile Çukurova Bölgesi’ndeki Tica-ret ve Sanayi Odaları çatısı altında kurulacak Ticari Bilgi ve İstihbarat Merkezleri’nde bölgemizin kalkın-masını destekleyecek ve firmaları-mızın uluslararası alanda rekabet edebilirliğini sağlayacak ‘yeni nesil ticari bilgi’ üretilecek. Bunlardan bir kaçını sizler ile paylaşmak isterim. Bu proje ile firmalarımız, dünya, kıta ve ülke bazında fiili potansiyel

müşterilerinin ve tüm rakiplerinin detay bilgilerini elde edebilecek. Ürettiğimiz ürünü veya satmak için belirlediğimiz hedef ülkelerdeki rakiplerimizin detay analizi yapıla-cak ve böylece pazarda ürünümüz için doğru konumlandırmayı ya-pabileceğiz. Firmalarımız GTİP ve SIC ürün kodları ile ürün bazında, hedef pazar tespitini bu merkezlere yaptıracak, o ülkedeki hedef müşte-rilerimiz ile ilgili ihtiyaç duyduğu-muz tüm verilere ulaşabileceğiz.”

“Ulusal ve uluslararası ihale takibi yapılabilecek”

Yine proje bazında ulusal ve ulus-lararası alanda gerçekleşecek olan ihalelerin takibi ve raporlanması-nın yapılabileceğini anlatan Aşut, “Hedef ülkelerle ilgili ürün bazında mevzuat çalışmalarının yapılması, ulusal ve uluslararası kredilerin ve hibe fonlarının takibi ve kamuoyu ile paylaşılması, yine proje kapsa-mında kurulacak olan bu merkez-ler tarafından yürütülecek” dedi. Bu projenin Çukurova Bölgesi’nin küresel ekonomideki iddiasının bir göstergesi olduğunu açıklayan Aşut sözlerini, “Artık yeni nesil ticari bil-giye kim daha hızlı ulaşıyorsa, o bir adım öndedir” diye tamamladı.

Menevşe: “Avantajlı ticaret imkanı oluşacak”

Adana Ticaret Odası Yönetim Ku-rulu Başkanı Atilla Menevşe ise konuşmasında bu proje ile ticaret yapan, üretim yapan firmaların dış alım ve satımlarını gerçekleş-tirirken avantaj yakalayabileceği bilgilere ulaşabileceğini söyledi. Bu proje ile bir veri tabanı oluştu-rulduğuna dikkat çeken Menevşe, şöyle konuştu: “Dünyada ticaret çok büyük rekabet altında. Büyük ülke-ler ticari anlaşmalarını gözden geçi-riyorlar. Şimdi Amerika’yla Avrupa Birliği arasında bir Trans Atlantik Anlaşması söz konusu. Aynı şekil-de Amerika ile Uzakdoğu ülkeleri arasında yine bir Trans Pasifik orga-nizasyonu var. Bunlar artık ticareti kendi ülkeleri arasında daha çok yapmanın fırsatlarını yaratıyorlar. Türkiye’nin de bunların içinde ol-ması lazım. Sürekli bunları konu-şuyoruz. Maalesef Türkiye’nin böyle bir gruplaşmanın dışında olması ülkeye büyük dezavantajlar getire-cek. Biz de bu dezavantajlı durumu azaltma gayretindeyiz”.

Koçak: “KOBİ’lerimizin gelişimine de katkı sağlanacak”

Tarsus Ticaret ve Sanayi Odası Baş-

kanı H. Ruhi Koçak ise konuşmasın-da Türkiye’de işadamlarının önce işlerini kurup üretime başladığını, ardından pazar arayışına girdiğini hatırlatarak şunları söyledi: “Bu proje ile firmalarımızın pazar bul-ma noktasındaki sorunlarını en aza indirip üretilen ürünlerin daha iyi değerlendirilmesine imkan oluş-turulacaktır. Bölgesel anlamda iş-birliğinin güzel bir örneğine imza atıyoruz. Bu çalışma sayesinde KO-Bİ’lerimizin de büyüyüp dış pazar-larda kendisine daha çok yer bula-bilmesine imkan tanınacaktır. Bilgi en önemli güç ve bunun ticarette kullanılması büyük önem taşıyor. Yurtdışında bu çalışmalar uzun yıl-lardır kullanılıyor. Biz de Türkiye’de Çukurova Bölgesi’nden kullanmaya başlıyoruz. Bu işadamlarımız için önemli bir fırsat.”

Yeni nesil ticari bilgiye nasıl ulaşılacak?

Tanıtım töreni kapsamında MTSO Proje Müdürlüğü’nce projenin tek-nik detayları da aktarıldı. Dünyada artık ticarette izlenebilirlik kavra-mının büyük önem taşıdığı anlatı-lırken, uluslararası hareket yapan bir firmanın malını bir ülkeden başka ülkeye transfer etmeye baş-ladığı andan itibaren izlenebileceği

vurgulandı. Ardından MTSO Proje Müdürlüğü Şefi Fevzi Filik şu bilgi-leri paylaştı: “Dünyadaki tüm ticari işletmelerin kullanabileceği güm-rük beyannameleri açık. Herhangi bir ürünün herhangi bir yerden alı-nıp satıldığı andan itibaren kimin alıp sattığını elde edebileceğiniz bir veri tabanı var. Mersinli bir firma Uzakdoğu’ya bir hareket yapacaksa bize GTİP numarasını verecek biz Çin’de ilk 20 şirketin alıcılarını çı-karacağız. İlk 20’nin ilk 3’ünü alan firmanın sahibine kadar, tüm firma bilgilerine kadar, cirosuna kadar ve-receğiz.

Ayrıca o firmanın direk sahibinin cep telefonuna kadar temin edip bir uçak biletiyle Mersin’e davet etme imkanı yakalamanıza yardımcı olacağız. Buna Ticari Bilgi ve İstih-barat Merkezi deniyor. Uluslararası alanda hareket eden tüm firmaların verileri açık. Ticarette izlenebilir-lik var. Rakip firmalarınızın ya da müşterilerinizin10 yıllık cirosunu izleyebilirsiniz. Bankadaki mali ya-pısına, detaylı ulaşabilirsiniz. Sonra gelip o firma ile görüşme yaparak ticaretinizi daha kontrollü sürdüre-bilirsiniz. Verilecek bu hizmetle hi-per rekabet çağında sürdürülebilir rekabet imkanı yakalayabilirsiniz”.

Çukurova, yeni nesil ticari bilgi üretecek

MTSO Ailesi kampta buluştu

Page 5: MTSO Haber Sayı 296

CMYK

Mersin’in ekonomik gelişimi için anahtar olarak belirlenen ta-

rım-gıda, turizm ve lojistik sektörle-rinde yenilikçi iş fikirleri geliştiren genç girişimci adaylarını ortaya çı-karmayı hedefleyen ‘Fikir Otobüsü’, TOBB Genç Girişimciler Üst Kurulu Başkanı Ali Sabancı’nın katıldığı bir konferansla yola çıktı. ‘Fikirleriniz Doğru Yolda’ konulu konferansta genç girişimci adaylarıyla bir araya gelen Sabancı, deneyimlerinden yola çıkarak aktardığı tavsiyelerle genç fikirlere ışık tuttu.

TOBB Mersin Genç Girişimciler Ku-rulu hazırladığı Fikir Otobüsü Pro-jesi ile Mersin’de yenilikçi iş fikirleri olan gençlerin projelerini hayata geçirmelerine zemin hazırlıyor. Fikir Otobüsü Projesi kapsamında, kentte öncelikli sektörler olarak belirlenen

tarım, turizm ve lojistiğe yönelik yenilikçi iş fikirleri olan girişimci adayları ortaya çıkarılarak fikrin oluşmasından şirket kurulumuna kadar geçen sürede ihtiyaç duyulan her alanda destek verilecek. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO), Mersin Üniversitesi, TOBB Mersin Genç Girişimciler Kurulu ve Mersin Teknoloji Transfer Ofisi işbirliğinde hazırlanan projede Sabancı Üniver-sitesi partner, Mersin Uluslararası Liman İşletmeciliği A.Ş. de sponsor olarak yer alıyor.

Fikir Otobüsü Ön Kuluçka Merkezi Açılış Töreni ile projenin ilk adımı atıldı. Ardından Yenişehir Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen

konferansla girişimci adayları pro-je partnerleriyle buluşma imkanı yakaladı. Mersin’deki kamu, özel, sektör ve sivil toplum kuruluşları temsilcileri ile üniversite öğretim görevlileri ve öğrencilerin yoğun ilgi gösterdiği konferans öncesinde MTSO ile Mersin Üniversitesi ara-sında üniversite-sanayi işbirliğini somut temellere oturtmak adına bir protokol imzalandı. Ayrıca, TOBB Mersin Genç Girişimciler Kurulu ile Mersin Teknoloji Transfer Ofisi arasında da Fikir Otobüsü Projesi kapsamında gerçekleştirilecek çalış-malar ve görev paylaşımına yönelik bir protokol imzalandı. Toplantının interaktif platformda gerçekleşmesi de gençler tarafından ilgiyle karşı-landı. #fikirotobüsü etiketi ile sosyal medyada paylaşılan mesajlar sahne-de kurulan platformla katılımcılar

tarafından takip edildi. Katılımcılar ayrıca salon dışında kurulan Fikir Otobüsü maketi içerisinde fotoğraf çektirme imkanı da buldu.

Sabancı’dan gençlere tavsiyeler

“Fikirleriniz Doğru Yolda” konulu konferansta deneyimlerini paylaşan Ali Sabancı gençlere bir takım tavsi-yelerde bulundu. İlk olarak ‘kendini-ze göre değil, hizmet alacak misafire göre iş kurun’ tavsiyesinde bulunan Sabancı, bunun için iyi araştırmalar yapılması gerektiğini dile getirdi. Temiz ticarete önem verilmesi, kar etmekten önce itibarın ön planda tutulması gibi önemli konulara da değinen Sabancı, başarıya ulaşmak

için özellikle çalışan ile yönetici ara-sındaki iletişim kanallarının doğru yönde açılmasının önemine dikkat çekti. İnsanın başarı için en önemli kaldıraç olduğunu vurgulayan Sa-bancı şöyle konuştu:

“Bir işyerinde network oluşturula-bilmesi çok önemli. Eskiden patron ile çalışan arasında aşılması zor dağ-lar vardı. Ancak başarıya ulaşabil-mek için tüm ekibin aynı istikamete götürülmesi gerekli, ki bu da çok zor. Bunu başarabilmek için öncelikle çalışan ve yönetici arasındaki ma-kasın daraltılması gerekiyor. Hedef-lerinizi, fikirlerinizi ve cebinizi, yani maddi başarılarınızı çalışanlarınızla paylaşın. Biz aile şirketimizde bunu uyguluyoruz. Eğer yetki paylaşımına giderseniz bir patron olarak tatile de çıkabilirsiniz. Aksi halde şansınız kalmıyor. Eğer hedeflerinizi payla-şırsanız çalışanlarınız sorumluluk almaktan hiçbir zaman kaçamaya-caktır.”

Gençlerin mutlaka kendilerine ben-zemeyen insanlarla bir araya gelme-si, farklı bakış açılarıyla karşılaşması gerektiğini belirten ve her gün ya da her hafta kendilerine vakit ayırıp ilgi alanları dışındaki konularda da oku-ma yapmaları tavsiyesinde bulunan Sabancı, “Eğer gün gelip de kendi işinizi kuramasanız da çalıştığınız iş-lerde bu söylediklerime dikkat edin” çağrısında bulundu.

Aşut: “Hedef, girişimci ülke olmak”

MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şe-rafettin Aşut ise konferanstaki ko-

nuşmasında gençleri memur olma yarışına girmiş bir ülke ile değişen dünya ekonomisinde zenginliğin, refahın yakalanmasının mümkün olmadığını söyledi. Bu nedenle me-mur bir ülke değil, girişimci bir ülke hedeflediklerini vurgulayan Aşut, şöyle konuştu:

“İnsan kaynağından başka zengin-liği olmayan bir milletin dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi içine girmesi mümkün değildir. İşte bir ön kuluçka merkezi olarak faaliyet gösterecek ‘Fikir Otobüsü’, kentimi-zin en temel üç sektörü olan tarım, turizm ve lojistikte yenilikçi iş fikrini geliştirmek isteyen genç girişimci adaylarını ortaya çıkartacak bir eko sistem yaratmayı hedeflemektedir. Hedef, genç girişimcilere, düşünce-den şirket kurulumuna kadar geçen tüm süreçte destek vermektir”.

Daha önce de bu alanda denemeler yapıldığını hatırlatan Aşut, ancak so-mut bir destek oluşmaması, genelde özel sektörün dinamiklerini çok iyi bilmeyen, masa başı bürokrat bakış açısı ile hazırlanması nedeniyle de-nemelerin sonuçsuz kaldığını söyle-di. Bu kez ise işin içine reel iş dünya-sının bakış açısının dahil edildiğini kaydeden Aşut, bu vizyonu anlayan ve bilginin merkezi olan Mersin Üni-versitesi’nin katıldığını, ekosisteme destek vereceğine inandıkları Tek-noloji Transfer Ofisi’nin işin de için-de olduğunu ifade etti.

Sermayesi ve tecrübesi çok fazla ol-mayan gençlerin yeni bir fikirle yola çıktığında önlerine çıkan engeller-den çabuk etkilendiklerini hatırla-

tan Aşut, çoğu zaman mükemmel fikirlerin dahi yarı yolda kaldığını anlattı. Fikir Otobüsü Projesi ile ye-nilikçi iş fikri olan genç girişimcile-rin yoluna çıkan taşların temizlene-ceğini ifade eden Aşut, “Gençlerimiz bu sayede ekonominin engebeli yol-larında daha güvenle ve hızlı ilerle-yebilecektir” dedi. Projenin yalnızca Mersin’de değil, Türkiye genelinde yepyeni bir genç girişimci hareketi-ni, girişimci ruhunu tetikleyeceğine inandığını vurgulayan Aşut, “Bu kıvılcımın, ülke genelinde bir ener-ji ve sinerji yaratacağına ve son za-manlarda üzerimize çöken ataleti, durgunluğu kaldıracağına yürekten inanıyorum” dedi.

Çamsarı: “Girişimciliğin desteklenmesi olmazsa olmaz”

Mersin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Çamsarı ise konuşmasın-da girişimciliğin desteklenmesinin olmazsa olmazlar arasında yer aldı-ğını vurguladı. Türkiye’de her 100 kişiden 32’sinin gelecek üç yıl için-de girişimcilik faaliyetinde bulun-mak istediğini belirten Çamsarı, bu oranın gelişmiş ülkelerde yüzde 14, gelişmekte olan ülkelerde ise yüz-de 29 olduğunu söyledi. Türkiye’de eğitimli kişilerin girişimcilik faali-yetine katılım oranının gün geçtik-çe artmasının sevindirici olduğunu kaydeden Çamsarı, ancak girişim-ci sayısının artmasının tek başına yeterli olmayacağına dikkat çekti. Bir girişimin başarılı olabilmesinin başka koşulları bulunduğunu dile getiren Çamsarı, uygun makro eko-nomik koşullar dışında eğitim ve da-nışmanlık desteği de gerektiğini, bu

aşamada üniversitelere büyük görev düştüğünü anlattı. Çamsarı, “Bu ne-denle üniversite olarak teorik bilgi-lerimizi fikir üreten girişimci adayla-rıyla paylaşmak, üstleneceğimiz en önemli görevlerden biri” dedi.

Ocakoğlu: “Manevra kabiliyetimiz güçlendi”

Mersin Teknoloji Transfer Ofisi (TTO) Birim Sorumlusu Kasım Oca-koğlu ise konuşmasında TTO’nun açılan ön kuluçka merkezi ve Fikir Otobüsü gibi projelerle manevra alanının daha yüksek, daha aktif hale geleceğine inandığını söyledi. “Bugün açılan ön kuluçka merkezi, öğrenci ve akademisyenlere güncel proje fikirlerini ürüne dönüştürme sürecinde destek verecektir” diyen Ocakoğlu, ön kuluçka merkezinin proje fikri olan gençlere başarı getir-mesini dilediğini söyledi.

Kiper: “Hedef, Mersin’i girişimci merkezine dönüştürmek”

TOBB Mersin Genç Girişimciler Ku-rulu İcra Kurulu Başkanı Osman Kiper ise projenin detayları hakkın-da bilgi vererek temel amaçlarının hazırlanacak 9 projenin 9’unun da melek yatırımcı almasını ya da ken-di işini kurabilmesini sağlamak ol-duğunu anlattı.

Mersin ve bölgesinin girişimciler için önemli bir nokta haline gelme-sini ve bu projenin daha sonra diğer illere de yayılmasını istediklerini be-lirten Kiper, 10 yıl içinde bu hedefe ulaşmayı beklediklerini sözlerine ekledi.

YAYIN ADI VE SAYFA NO

5 YIL: 17 | SAYI: 296 | 8-21 KASIM 2015 | www.mtso.org.tr

Fikir Otobüsü, yola çıktı

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ile Akdeniz İhracatçıları Birli-

ği (AKİB) ortaklığında düzenlenen Türkiye İnovasyon Haftası etkin-likleri kapsamında organize edilen kongrenin son panelinde ‘Üniversi-te-Sanayi İşbirliği’ masaya yatırıldı. Panelde bir araya gelen sanayiciler ve üniversite rektörleri çalışmalar-dan daha iyi sonuç alınabilmesinin yöntemlerini tartıştı. Konuşmasında sanayici ile akademisyenlerin iş-birliğine hazır olduğuna dikkat çe-ken Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Şe-rafettin Aşut, bunun başarılabilmesi için şartların düzenlenmesi gerek-tiğini belirtti. Geçim derdine düşen bir akademisyenin araştırma yapma isteğinin kalmayacağını vurgulayan Aşut, öncelikle bu sorunun çözümü-nün tartışılması gerektiğini anlattı. Adana Sheraton Otel’de iki gün sü-ren etkinlikler kapsamında düzenle-nen ve moderatörlüğünü Habertürk Gazetesi Editörü Seçkin Ürey’in ger-çekleştirdiği panelin konuşmacıları arasında Adana Sanayi Odası Yö-netim Kurulu Başkanı Zeki Kıvanç, Adana Hacı Sabancı OSB Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Sütçü, MTSO Yönetim Kurulu Başkanı ve ÇKA Yö-netim Kurulu Üyesi Şerafettin Aşut, Mersin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Çamsarı, Çukurova Üniversi-tesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Kibar, İskenderun Teknik Üniversitesi Rek-törü Prof. Dr. Türkay Dereli ile Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Rek-törü Prof. Dr. Adem Ersoy yer aldı.

Aşut: “İnovasyon kavramını Türkiye’ye taşıyan Mersin’dir”

Konuşmasına İnovasyon Haftası’nı çok önemsediğini dile getirerek baş-layan MTSO Başkanı Şerafettin Aşut, inovasyon kavramını Türkiye’ye taşıyan kentin de Mersin olduğunu belirtti. Bu kavramın 2005’te ha-zırlanan RİS Mersin Projesi sonra-sında oluşup yayıldığını hatırlatan Aşut, o proje ile Mersin’in inovasyon yapabileceği stratejik sektörlerini belirlediğini anlattı. Bugün ise bu projenin revize edilme zamanı gel-diğini kaydeden Aşut, şimdilerde RİS + Projesi’ni geliştirdiklerini, bu proje ile de revize edilen ilk projenin akıllı şehirle entegre bir yapıya dö-nüştürüleceğini söyledi. Mersin’in ardından Adana’nın da RİS Adana’yı yapmaya hazırlandığını kaydeden Aşut, “Adana da önümüzdeki süreç-te hangi sektörleri inovatifse onları yukarı taşıma gayretine girecek. Bu sayede üniversite sanayi işbirliği de güçlenecek. Bilime dayalı birçok bilgi ortaya çıkacak ve Adana için önemli bir kaynak oluşacak” dedi. Mersin’de geliştirilen bir diğer ino-vatif ve üniversite-sanayi işbirliğine dayalı projenin ise Fikir Otobüsü Projesi olduğunu kaydeden Aşut, bu projede de Mersin Üniversitesi Tek-noloji Transfer Ofisi bünyesinde ku-rulan ön kuluçka merkezinde yine tarım, turizm, lojistik sektörlerine yö-nelik geliştirilecek inovatif fikirlerin melek yatırımcılarla buluşturularak hayata geçirilmesini hedefledikleri-

ni anlattı. “Bilim üreten akademis-yenlerin maddi kaygısı olmamalı” Üniversite-sanayi işbirliğinin geliş-mesinin formülünü de veren Aşut, şöyle konuştu:

“Ben sanayicilerle akademisyenlerin birbirine ulaşmadığına inanmıyo-rum. Ancak maddi kaygı içinde olan bir akademisyenin bilimsel çalışma yapmasını da bekleyemezsiniz. Önce bu konuyu tartışmalıyız. Mevcut du-rumda akademisyenin ders saatin-den zaman ayırıp proje araştırması, emeğinden feragat etmesi gereki-yor. Bu sistemin önüne geçilmeli.” Ardından Türkiye’de temel bilimler-de yapılan çalışmaların yetersizliği-ne dikkat çeken Aşut, son dönem-lerde fizik, kimya, matematik gibi temel bilimlerin kapatılması yönün-de adım atıldığını ve bu yanlıştan dönüldüğünü hatırlattı. Ancak yine de bu bölümlerden mezun olan öğ-rencilerin öğretmen olma gayretini üzülerek takip ettiğini dile getiren Aşut, “Bu öğrenciler sanayinin, bili-min, ar-ge’nin ihtiyacı olan nitelikli personel. Ancak bu alanlar geliş-tirilemediği için öğretmen olmak istiyorlar. Bu noktada mevzuatsal düzenlemeler yapılmalı” dedi.

Kıvanç: “Meslek liselerini TOBB yönetmeli”

Adana Sanayi Odası Başkanı Zeki Kıvanç ise konuşmasında yalnızca üniversite-sanayi işbirliğinin değil, sanayinin sanat okulları, meslek

liseleriyle de aktif işbirliğinin tartı-şılması gerektiğini vurguladı. Üni-versitelerle iyi iletişim halinde ol-duklarını kaydeden Kıvanç, “Ancak çıraklığı yapılmayan işin ustalığı da olmaz. Biz üniversite öğrencilerimi-zin eğitiminin bir bölümünü sanayi-de geçirmesini istiyoruz” talebinde bulundu. Öte yandan sektörlerin çok dinamik olduğunu ve ihtiyaçların doğru belirlenmesi gerektiğini de kaydeden Kıvanç, özellikle teknik lise ve meslek lisesi müfredatlarının ihtiyaca göre belirlenmesi gerektiği-ne işaret ederek, “Meslek liselerini TOBB Yönetmeli” ifadesini kullandı.

Sütçü: “Sanayideki mühendis onay vermeden öğrenci mezun olmamalı”

Sanayicinin beklentilerini karşıla-yabilecek üniversite mezunlarının oluşması adına da bir işbirliği yapıl-

ması gerektiğine dikkat çeken Ada-na Hacı Sabancı OSB Başkanı Bekir Sütçü, üniversite öğrencilerinin eği-timinin belli bir bölümünü sanayi kuruluşlarında alması gerektiğini söyledi.

Avrupa’da olduğu gibi Türkiye’de de sanayi kuruluşlarındaki mühendis-ler onay vermeden öğrencilerin me-zun olmaması gerektiğini kaydeden Sütçü, bu sayede istenilen kalitede personel yetişmesinin sağlanabile-ceğine değindi.

Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Kibar, geliştirilen fikir-lerin yeterince patente dönüştürü-lememesinden şikâyetçi olurken Mersin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Çamsarı, her üniversitenin kendi bölgesinin şartlarına uygun araştırmalar yapması halinde geli-şimin sağlanabileceğini söyledi. An-

tepfıstığını Gaziantep’in araştırması gerektiğini ifade eden Çamsarı, “Biz de narenciye üzerine çalışmalar yap-malıyız” dedi.

Adana Bilim ve Teknoloji Üniver-sitesi Rektörü Prof. Dr. Adem Ersoy Türkiye’de bilgi temeli oluştuğuna dikkat çekerek, konunun yalnız-ca üniversite-sanayi işbirliğiyle kalmaması, buna bir de devlet un-surunun dahil edilmesi gerekti-ğine dikkat çekerken İskenderun Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Türkay Dereli şunları söyledi: “Türkiye’de üniversite-sanayi işbir-liği sorunu değil, üniversite-sanayi işbirliğini yönetememe sorunu var. Konu 3’lü sarmaldan 4’lü sarmala gelmeli. Üniversite, sanayi ve kamu işbirliğine toplumun işbirliği de ek-lenmeli ki sonuca ulaşılabilsin”.

İnovasyon haftasında ‘Üniversite – Sanayi İşbirliği’ tartışıldı

Page 6: MTSO Haber Sayı 296

CMYKYAYIN ADI VE SAYFA NO

6 YIL: 17 | SAYI: 296 | 8-21 KASIM 2015 | www.mtso.org.tr

Asya ve ABD pazarını birleştiren köprü: PERU

Güney Amerika’nın yüzölçümü bakımından üçüncü, doğal or-

manlar açısından ise ikinci büyük ülkesi Peru, Pasifik Okyanusu sa-yesinde üyesi olduğu ve dünyanın en hızlı gelişen bölgelerinden APEC (Asya Pasifik Ekonomik İşbirliği) ül-keleri ile de yakın ilişki kurma fırsatı sunuyor. ‘Güney Amerika Bölgesel Altyapı Birleştirme Girişimi’ kapsa-mında Güney Amerika, Asya ve ABD pazarlarını birleştiren bir köprü gö-revi gören Peru, bölge ülkeleri ara-sında iş yapma kolaylığı açısından Kolombiya’dan sonra ikinci sırada geliyor. Ülke, zengin doğal kaynakla-rı, kamu hizmetleri, gelişmiş banka-cılık sistemi ve altyapı hizmetleri ile yabancı şirketlere de önemli fırsatlar sunuyor.

Birçok sektörde olduğu gibi tarımı da gelişmiş ülkeler arasında yer alan Peru’nun ürün gamı Mersin ile zaman zaman benzerlik gösteriyor. Pamuk, limon, portakal, muz, kuru fasulye, buğday yetiştirilen tarımsal ürünler arasında yer alıyor. İmalat sanayinde ise ülkede bu yılın sonun-da yüzde 3,8 reel büyüme bekleni-yor ve bu alandaki en önemli sektör-leri kauçuk, gıda işleme ile kimya.

Dünyanın en büyük gümüş üreticisi olan Peru’ya ihracat potansiyeli olan başlıca sektörler ise gıda, inşaat mal-zemeleri, otomotiv yan sanayi, pom-pa ve kopresörler, kimyasallar, hava-landırma ve soğutma cihazları, iplik, plastik, kozmetik ve müteahhitlik sektörü olarak sıralanabilir. 1980 yılında demokrasiye geçen Peru,

başkanlık sistemiyle yönetiliyor. Ülke; Amazonas, Ancash, Apurimac, Arequipa, Ayacucho, Cajamarca, Callao, Cusco, Huancavelica, Hua-nuco, Ica, Junin, La Libertad, Lam-bayeque, Lima, Lima*, Loreto, Mad-re de Dios, Moquegua, Pasco, Piura, Puno, San Martin, Tacna, Tumbes, Ucayali olmak üzere 25 bölgeden ve 1 eyaletten oluşuyor.

Amazon Nehri ve İnkalar turistlerin ilgi odağı

Güney Amerika’nın batısında ve Güney Pasifik Okyanusu kıyısında yer alan Peru, madencilik ve ener-ji kaynakları açısından son derece zengin bir ülke. Coğrafi açıdan kıyı bölgeleri, dağlık bölgeler (And Dağ-ları) ve yağmur ormanları olmak üzere üç ayrı bölgeden oluşan Pe-ru’nun kıyı bölgeleri ülke toprakları-nın yüzde 11’ini, nüfusun ise yüzde 52’sini barındırıyor. Ülkenin önemli şehirlerinden olan Lima, Trujillo, Piura, Chiclayo, Ica ve Tacna da bu bölgede yer alıyor. Dağlık bölgeler ise ülke nüfusunun yüzde 37’sinin yaşadığı ve İnkalar’ın başkenti olan Cusco’nun yer aldığı bölge. Bu bölge hem yerli hem de yabancı turistlerin ziyaret ettiği başlıca bölgeler arasın-da yer alırken önemli şehirleri Puno, Arequipa, Huancayo, Ayacucho, Hu-araz ve Cajamarca olarak gösterilebi-lir.  Yağmur Ormanlarının yer aldığı üçüncü bölge ise çok çeşitli bitki ve ağaç türlerine, nehirlere ve aynı zamanda da petrol ve doğal gaz ya-taklarına sahip. Ülke topraklarının yüzde 56’sını oluşturan bu bölgede nüfusun yüzde 11’i yaşıyor. Başlıca şehirleri ise Iquitos ve Pucallpa.

Yaklaşık 31 milyon nüfusa sahip

olan Peru’da nüfus artış hızı yüzde 1, yaş ortalaması ise 73,4.

Doğal kaynaklar ve çevre

Ülkenin doğal kaynaklarına, tarım-sal ve sanayi ürünlerine bakıldığın-da çeşitlilik arz ettiği söylenebilir. Başlıca doğal kaynakları arasında bakır, gümüş, altın, petrol, kauçuk, balıkçılık, demir cevheri, kömür, fos-fat, potaş, hidroelektrik ve doğal gaz yer alıyor. Tarım da önemli sektörler arasında. Başlıca tarım ürünlerini; kuşkonmaz, kahve, kakao, pamuk, şeker kamışı, pirinç, patates, mısır, muz, üzüm, portakal, ananas, guava, elma, limon, armut, domates, man-go, arpa, şifalı bitkiler, palm yağı, soğan, buğday, kuru fasulye; hay-vansal ürünlerini ise sığır eti, kanatlı etler ve deniz ürünleri oluşturuyor. İmalat sanayisinde ise başı çeken sektörler; madencilik ve maden iş-leme, çelik, metal işleme, petrol işle-me, doğal gaz, balıkçılık, gıda işleme ve tekstil.

Ülkenin en büyük sıkıntıları arasın-da şiddetli depremler, tsunamiler, sel, heyelan ve volkanik faaliyetlerin sıkça görülmesi, başlıca çevre sorun-ları arasında ise; ormanlık arazilerin tahribi, erozyon, çölleşme, belediye-lerin ve maden atıklarının oluştur-duğu su kirliliği ve Lima’da görülen hava kirliliği gösterilebilir.

Ekonomik yapı

Ülke için önemli sektörlerin başın-da tarım geliyor. İşgücünün yüzde

7,6’sına istihdam sağlayan tarım sektörü, ülkenin ihracatında da önemli paya sahip. Deniz ürünleri ve balık yağının yanı sıra pamuk, şeker kamışı, kahve ve soya fasulyesi, ül-kenin başlıca tarım ihraç ürünlerini oluşturuyor.

İmalat sanayinde ise toparlanma 2009 yılı sonunda başladığı söylene-bilir. 2015’te sanayide yüzde 3,8 reel büyüme bekleniyor. Kauçuk, gıda işleme ve kimya, en önemli sanayi sektörleri. Tekstil ve yün (alpaka, lama, vikunya) sektörlerinin gelişi-mi devlet tarafından destekleniyor. İnşaat sektörü de en fazla gelişim gösteren sektörlerden olup, hidroe-lektrik santrali projeleri son yıllarda gittikçe önem kazanıyor. Madencilik sektörü ise ihracatın yaklaşık yüzde 60’ını, vergi gelirlerinin ise yüzde 30’unu sağlıyor. Dünyanın en bü-yük gümüş üreticisi olan Peru, bakır, çinko, altın, demir, fosfor ve manga-nez açısından da önemli rezervlere sahip. Turizm ise ülkedeki toplam işgücünün yüzde 6,8’ini, GSYİH’nin de yüzde 7,7’sini oluşturuyor.

Peru’nun limon üretiminin yüzde 64’ü Paita’dan

Ülke, bölgelere ayırarak incelenecek olursa 6 bölgeden bahsedilebilir. İlk bölge Piura Bölgesi Paita Şehri ola-rak adlandırılabilir. Burası bir liman kenti. Bölge halkının yüzde 37’sinin ana iş alanı tarım. Bölge, ülkenin başlıca limon, mango, muz ve maru-cuya üreticisi. Ülke limonunun yüz-de 64’ü ve mango üretiminin yüzde 66’sı bu bölgede gerçekleşiyor. Böl-ge ihracatında yüzde 27,2’lik pay ise balıkçılık sektöründe. Kabuklu ve yumuşak deniz ürünleri ihraca-

tı yaygın. Bunlar arasında yengeç, ıstakoz, pota cinsi kalamar, deniz tarağı (conchas de abanico), midye, ton ve dil balığı yer alıyor. Ayrıca bölgede çok sayıda balık unu fabri-kası da bulunmakta. Konservecilik ve madencilik de bölgede öne çıkan sektörlerden. Konservede özelikle deniz ürünleri ilk sırayı teşkil eder-ken madencilikte zengin potasyum, bakır, kurşun ve çinko kaynakları bulunmakta.

Ülkenin finans bölgesi Lima ve Callao Bölgesi

Bir diğer tarım ve madencilik bölgesi Ancash bölgesi ve Huaraz Şehri. Ül-kenin finans bölgesi ise Lima ve Cal-lao Bölgesi. Yani Haura Eyaleti, Hu-acho şehri. Nüfusun 3’te 1’i burada yaşıyor. Lima, serbest bölge, liman ve havaalanı imkanları ve finans merkezi ile ülkenin en büyük eko-

nomi merkezi. Bu bölge Karal antik şehri gibi turizm potansiyeline sahip tarihi ören yerlerini de içeriyor. Dağ-lık bir bölge olan Pasco Bölgesi ise ağırlıklı olarak madencilik sektörüy-le öne çıkıyor. 5. Bölge Lambayeque ise yine Peru’nun kuzeyinde yer alan önemli tarım bölgelerinden biri. Son bölge olan Arequipa ise madencilik ve tarımın yanı sıra özellikle tekstil sektöründe öne çıkıyor. Bölge iplik, kumaş ve elyaf üretiminde lider ko-numda.

Ekonomik performans

Dünya Bankası’nın “Doing Business 2015” raporuna göre 189 ülke ara-sında; iş yeri açma ve kapama, kre-diye ulaşım, yatırımcıları koruma, vergi ödemeleri, imzalanan kont-ratları uygulama açısından yapılan değerlendirmede 35. sırada olan

Peru, Latin Amerika bölgesinde ise Kolombiya’dan sonra 2. Sırada yer alıyor.

Ekonomide geleceğe yönelik beklentiler

Peru’da 2014 yılında yüzde 2,4 ola-rak tahmin edilen büyüme hızı 2015 yılı için yaklaşık yüzde 4,7 olarak öngörülüyor. Gelecek yıllarda özel-likle madencilik ve inşaat alanında önemli yatırım projeleri ve güçlü iç tüketim sayesinde bu büyümenin sürmesi bekleniyor. Ancak ülkede iş-sizlik oranı hala yüksek olup (%6,1), 2015’te yüzde 2,7 enflasyon öngörü-lüyor.

Türkiye ile ticaret

Genel durum

Türkiye ile Peru arasındaki ticaretin seyrinde, yıllar itibarıyla dalgalan-ma görülse de genel olarak Türkiye lehine bir dış ticaret fazlası söz ko-nusu. 2008’de 7 kat artışla 124,6 milyon dolara yükselen Peru’ya ihracat, 2009’da yarıya düşerken 2010’da ise 2,5 kat artıyor. 2014’te ise ikili ticarette Türkiye lehine 213 milyon dolarlık dış ticaret fazlası ve 362,8 milyon dolarlık ticaret hacmi gerçekleşti.

2014’te bir önceki yıla kıyasla Pe-ru’ya ihracat yüzde 4,5 artarak 288 milyon ABD dolara yükselirken itha-lat yüzde 20,6 azalışla 74,8 milyon ABD doları olarak gerçekleşti. Peru, Türkiye’nin dış açık vermediği nadir Latin Amerika Ülkeleri arasında gös-terilebilir.

Ürün gruplarına bakıldığında ise Türkiye’nin Peru’ya 2014’te en çok demir-çelik çubuklar, yarı mamul-ler, filmaşin ve profil gönderdiği gö-rülüyor.

Tarım ve gıda ürünleri ise, Türki-ye’nin Peru’dan gerçekleştirdiği it-hal ürünlerin önemli bir bölümünü oluşturuyor. 2014’te söz konusu ülkeden ithal edilen ürünler ara-sında işlenmemiş çinko, tohumlar, işlenmemiş kurşun, sentetik devam-sız lifler; yağlı tohumlar, balık unu, kuru baklagiller yer alıyor.

İhracat potansiyeli olan başlıca sektörler

Gıda, inşaat malzemeleri, otomotiv yan sanayi, pompa ve kompresörler, kimyasallar, havalandırma ve soğut-ma cihazları, iplik, plastik, kozmetik ve müteahhitlik sektörü potansiyel

ihraç sektörleri olarak sayılabilir.

İki ülke arasındaki ticarete İlişkin önemli hususlar ve başlıca sorunlar

Peru ile Türkiye arasında ikili tica-retin yasal altyapısının tamamlan-mamış olması nedeniyle, Peru’ya yapılan ihracatta vergi yükünün, Peru’nun Tercihli Ticaret Anlaşma-sı imzaladığı diğer ülkelere oranla daha yüksek olması başlıca sorun-lar arasında yer alıyor. Diğer Latin Amerika ülkelerinde de olduğu gibi sosyal ve ticari anlamda bu pazarda Türkiye’nin ve Türk ürünlerinin ye-terince tanınmaması, coğrafi uzaklık ve doğrudan uçak seferleri bulun-mayışı nedeniyle işadamlarının kar-şılıklı ziyaretlerinin yeterince sık ol-maması, bölge ülkeleri ile rekabette ve lojistikte karşılaşılan dezavantaj-lar arasında gösterilebilir. Peru’nun Mart 2013’te yürürlüğe giren AB ile Serbest Ticaret Anlaşması (STA) nedeniyle önümüzdeki dönemde Türkiye aleyhine bir ticaret sapması oluşması ise muhtemel gösteriliyor.

İşadamlarının pazarda dikkat etmesi gereken hususlar

Ticareti etkileyen kültürel faktörler

Peru’da iş çevrelerinde İngilizce de konuşulmakla birlikte, iş görüşme-leri genellikle İspanyolca yapılıyor. Tanıtım materyallerinin İspanyolca olarak hazırlanması da bu nedenle son derece önemli. Görüşmelerde takım elbise giyilmesi ve kartvizitle-rin değişimi de yaygın uygulamalar arasında yer alıyor.

Para kullanımı

Peru’nun resmi para birimi Nuevo sol’dur (Ns). ATM’lerde, bankalarda, büyük otellerde döviz değişimi ya-pılması mümkün olup, pasaport gös-terilerek kredi kartı da kullanılabilir.

Pasaport ve vize işlemleri

Türkiye ile Peru arasında 18 Haziran 2012 tarihinde Ankara’da imzalanan ve gerekli onay işlemleri tamam-lanan Vize Muafiyet Anlaşması, 12 Haziran 2013 tarihi itibariyle yürür-lüğe girdi. Bu çerçevede, resmi (dip-lomatik, hizmet ve hususi) ve umu-ma mahsus pasaport hamili Türk vatandaşları, Peru’ya yapacakları seyahatlerinde veya Peru’dan transit geçişlerinde, toplam ikamet süresi ilk giriş tarihinden itibaren 180 gün içerisinde 90 günü aşmamak kay-

dıyla vizeden muaftır.

Resmi tatiller ve çalışma saatleri

Resmi tatiller

5 Nisan Paskalya’dan Önceki Per-şembe -6 Nisan Kutsal Cuma -1 Ma-yıs İşçi Bayramı -24 Haziran Çiftçi Günü(Yarım gün) -29 Haziran Aziz Peter ve Paul Günü -28-29 Temmuz Bağımsızlık Günü -30 Ağustos Aziz Rose Günü -8 Ekim ‘‘Angamos De-niz Savaşı’’ Donanma Günü -1 Kasım Azizler Günü -8 Aralık Azize Imma-culate Conception Günü -25 Aralık Noel -1 Ocak Yeni Yıl

Peru’da çalışma saatleri genellikle 08:00 – 17:00 arasındadır. İş gö-rüşmeleri son dönemde kahvaltı ile de birlikte yapılmakta, öğlenleri ise saat 13:00 – 15:30 arasındadır. Bazı mağazalar ve işletmeler 10:00 – 13:00 ve 16:00 – 20:00 arasında açıktır. Bankalar dışındaki kurumlar Cumartesi günü kapalıdır.

Ulaşım

Aerolineas Argentinas, Aeromexi-co, Air Canada, American Airlines, Avianca, Continental Airlines, Copa Airlines, Delta Airlines, Ilberia, KLM, LAN Airlines, Spirit Airlines, TACA Peru, TAM ve Air Europa firmaları Lima’daki Jorge Chavez havaalanın-dan yolcu taşıma ve kargo hizmetle-ri veriyor. İç hatlarda Lima ve diğer büyük şehirlerarasında LAN Peru, TACA, L.C. Busre, Star Peru, Peru-vian Airlines ve ATSA uçuş yapıyor. Ülkenin ikinci büyük havaalanı Cus-co. Bu limandan günlük 10-15 arası uçuş gerçekleşiyor. Havaalanına veya havaalanından transferlerde taksi ücreti yaklaşık 25 dolar. Taksi-ye binmeden önce gidilecek yere ait tutarın konuşulması tavsiye ediliyor.

Yerel saat

Peru ile Türkiye arasındaki saat farkı 8 saat olup, örneğin Türkiye’de saat akşam 16.00 iken Peru’da saat sa-bah 08.00’dir.

Telefon kodları

Peru’nun uluslararası telefon kodu 51’dir. Türkiye’den Peru’ya yapılacak aramalarda 00 + 51 + alan kodu + te-lefon numarası tuşlanmalıdır.

Kaynak : Ekonomi Bakanlığı

Page 7: MTSO Haber Sayı 296

CMYKYAYIN ADI VE SAYFA NO

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası 1 No’lu Meyve ve Sebzelerin

İşlenmesi Ticareti Meslek Komitesi Başkanı Murat Arukaslan, ihracatta yaşanan sorunları ve çözüm öneri-lerini anlattı. Özellikle Dış Ticareti Destekleme Fonu’nda (DİFİF) yaşa-nan sıkıntılara değinen Arukaslan, DİFİF’in yalnızca narenciye ihra-catına verildiğini hatırlatarak, bu desteklemenin tüm tarımsal ürün ihracatı için geçerli olmasını bekle-diklerini söyledi. Narenciye ihraca-tında ton başına 150 dolar DİFİF ve-rildiğini kaydeden Arukaslan, “Eğer diğer ürünlerde de destekleme yapı-lırsa yetiştiriciler de ona göre plan-lama yapar ve daha kaliteli ürün yetiştirme gayretine girer” değerlen-dirmesini yaptı. Mevcut durumda Türkiye’deki tarımsal üretimin yal-nızca yüzde 5’inin ihraç edilebildi-ğini dile getiren Arukaslan, meyve sebze ihracatında rekabetçi yapının güçlendirilmesi adına bir dizi önlem alınması gerektiğini anlattı.

Komite çalışmaları hakkında bilgi vererek bünyelerinde yaş meyve ve sebze ihracatçılarının yer aldığını bildiren Murat Arukaslan, sektörün sorunlarına yönelik çalışmalar sür-dürdüklerini söyledi. Çalışmaların-da öncelikle üreticilerin eğitimine önem verdiklerini bildiren Arukas-lan, özellikle 5 No’lu Tarım Destek Faaliyetleri Komitesi ile birlikte zirai ilaçların kullanımına yönelik bilgi-lendirme eğitimlerine yoğunlaştık-larını açıkladı. Eğitimlerin yanı sıra sektörde kalitenin artmasına yöne-lik faaliyetleri bulunduğunu da an-latan Arukaslan şunları söyledi:

“Sektörümüzün önemli sorunla-rından bir tanesi hasat sırasında kullanılan materyallerdi. Çiftçimiz ürünleri toplarken ağırlıklı olarak küfe olarak adlandırılan kargı sepet-leri kullanıyordu. Bu malzeme hem tarımsal ürünü zedeleyerek kalite kaybına yol açıyordu hem de hijyen kurallarına uyum sağlamıyordu. Komite Üyeleri olarak gerek Tarım İl Müdürlüğü gerek Hal Müdürlüğü gerekse yerel yönetimler nezdinde geliştirdiğimiz lobi faaliyetleriyle bu ürünün kullanımının önüne geçtik. Son iki yıldır kargı sepetler yerine temizlenebilir plastik kasalar kulla-nılıyor”.

“İhracatta rekabeti artırıcı tedbirler alınmalı”

Sektöre yönelik değerlendirmeler de yapan Murat Arukaslan, Türkiye’de üretilen meyve ve sebzenin yüzde 5’inin ihracata gönderildiğine dik-kat çekip, Çukurova Bölgesi’nde ise bu oranın yüzde 1’in dahi altında olduğunu açıkladı. İstenilen kalite-de ürün yetiştirilememesi nedeniyle yalnızca ihracatta değil, yurtiçinde de ürünlerin tüm pazarlara gitme-diğine değinen Arukaslan, batıda en fazla İç Anadolu’ya kadar ulaşmanın mümkün olduğunu, ağırlıklı olarak Doğu ve Güneydoğu Anadolu pazar-larıyla çalışabildiklerini anlattı.

Türkiye’deki tarım politikalarının yenilenmesi gerektiğine işaret eden Arukaslan, hükümet düzeyinde sek-törü geliştirecek yönde kararlar alın-masına karşın denetim ve uygula-mada yaşanan aksaklıklar nedeniyle

beklenilen sonuçların alınamama-sından şikâyetçi oldu.

Önemsedikleri önemli çalışmalar-dan bir tanesinin Çiftçi Kayıt Sistemi olduğunu vurgulayan Arukaslan, iyi tarım uygulamalarına geçişte bu sistemin kağıt üzerinde çok etkili olmasına rağmen denetim eksikleri nedeniyle amacına ulaşamamasının sıkıntısını yaşadıklarını söyledi. Bu nedenle ihracata gönderecek kali-tede ürün bulmakta zorlandıklarını dile getiren Arukaslan, gerek kalite-yi gerekse ihracatı artırıcı destekler beklediklerini anlattı.

İhracatta rekabeti olumsuz etkileyen girdilerin başında analiz ücretleri-nin geldiğini kaydeden Arukaslan şunları söyledi:

“Ülkemizde tarımsal analiz ücretleri oldukça yüksek. Analiz başına 400 TL ödemek durumunda kalıyoruz ve serbest piyasa ekonomisi uygulan-masına rağmen yasal olarak hiçbir laboratuar bu rakamın altında fiyat uygulayamıyor. Ürünlerimizin sınır kapısından dönmemesi için her tıra analiz yaptırmak istesek de maliyet-lerin yüksek olması nedeniyle bunu gerçekleştirmemiz mümkün değil. Bu konuda düzenleme bekliyoruz”.

“Kooperatifler, birlikler kurulmalı”

Tarım politikalarının yenilenmesi gerektiğini ifade eden Murat Aru-kaslan, teknolojik olarak gelişmiş, tarımsal desteklerin üst seviyede ol-duğu, geniş arazilerde üretim yapı-

lan Avrupalı ihracatçılarla rekabetin kolay olmadığını anlattı. Avrupa’da binlerce dönüm arazide teknolojinin hakim olması nedeniyle en fazla 3 kişinin çalıştığını bildiren Arukas-lan, “Türkiye’de ise bir tır pırasanın yüklenmesi için en az 200 – 250 kişi çalışıyor. Bu da maliyetlerimizi artı-rıyor” dedi. Kooperatif ve birliklerin kurularak örgütlü bir yapı oluşturul-ması gerektiğini dile getiren Arukas-lan, bu sayede üreticinin bir araya gelip güçleneceğine, pazar çeşitliği ve satış garantisi sorunlarına çözüm üretilebileceğine inandığını söyledi.

“Köylere kadrolu ziraat mühendisi gönderilmeli”

Tarımsal ürünlerin kalitesinin artı-rılması için denetimlerin artırılması gerektiğini belirten Murat Arukas-lan, bu denetimin yalnızca ihracatçı-nın gerçekleştirdiği laboratuar ana-lizi ile sınırlı kalmaması gerektiğini söyledi. “Bu yük yalnızca ihracatçı-nın omzunda olmamalı” diyen Aru-kaslan sözlerini şöyle tamamladı:

“İstenilen kalitede ürün elde edil-mesi adına denetimler tarlada başla-malı. İlaç kullanımından sulamaya, gübrelemeye kadar tüm aşamalar kontrolden geçirilmeli. Köylerde kadrolu ziraat mühendisleri gö-revlendirilmeli. Bu mühendisler o köyde ikamet ederek devlet adına her türlü bilgilendirme ve denetimi yapmalı. Ve mümkünse bu mühen-dislerin ceza yetkileri de olmalı. O zaman istenilen verimin alınacağına inanıyorum.”

Türkiye’de üretilen tarımsal ürünlerin yalnızca yüzde 5’inin ihracata gönderildiğini anlatan MTSO 1 No’lu Meslek Komitesi Başkanı Murat Arukaslan, ürün kalitesinden, ihracatta rekabetçi yapıyı güçlendirmeye kadar birçok konuda düzenlemeye gidilmesini istedi.

DİFİF, tüm meyve sebzelere uygulanmalı7 YIL: 17 | SAYI: 296 | 8-21 KASIM 2015 | www.mtso.org.tr

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası 15 No’lu Mühendislik ve Mimarlık

Meslek Komitesi Meclis Üyesi Sadık Çağatay Güneş, Mersin Büyükşehir Belediyesi tarafından üzerinde ça-lışılan Yüksek Yapılar Yönetmeliği›-nin sektör temsilcilerinin de içinde olduğu geniş katılımlı bir platform tarafından hazırlanmasını bekledik-lerini söyledi. Komite olarak bünye-lerinde bu konuda oldukça yetkin üyeler bulunduğunu hatırlatan Gü-neş, “Büyükşehir Belediyesi’nin ça-lışmalarında biz de rol almak istiyo-ruz. Bu konu kentimiz için oldukça önemli. Gerek MTSO Komite Üyele-rimizin gerekse Meslek Odaları’nın içinde bulunduğu bir paydaşlar gru-bu oluşturulup konu, uzun zaman diliminde görüşülerek karara bağ-lanırsa çok daha sağlıklı bir sonuç alınabilir” değerlendirmesini yaptı.

15 No’lu Meslek Komitesi Meclis Üyesi Güneş, Komite çalışmalarına ve sektörde yaşanan sorunlara yö-nelik açıklamalarda bulundu. İlk olarak Komitelerini tanıtan Güneş, bünyelerinde mimarlar, inşaat mü-hendisleri, makine mühendisleri, elektrik-elektronik mühendisleri, şehir plancıları, peyzaj mimarları, çevre mühendisleri, harita mühen-disleri gibi tüm teknik alanlarda faaliyet gösteren 200 civarında üye bulunduğunu anlattı. Faaliyet alan-larına ise bina projelendirmeleri, yapı denetim firmaları, doğalgaz ve tesisat işleri, elektrik taahhüt işleri, haritacılık ve kadastro işleri, küçük ölçekli taahhüt işleri, dekorasyon işlerinin girdiğini kaydeden Güneş, şu bilgileri verdi: “Komite Üyeleri-miz ise benim dışında Mimar Selami

Arıcı, İnşaat Mühendisi İbrahim Er-söz, Mimar Mustafa Torna ve İnşaat Mühendisi Serdal Kuyucuoğlu’ndan oluşmaktadır. MTSO Meclis Üyesi de olan Serdal Kuyucuoğlu’nun bu seçim döneminde Mersin Milletveki-li olarak Ankara’ya gitmesi ve orada MTSO’nun sesi olması ise bizi ayrıca mutlu etmiştir”.

“Sorunların çözümüne odaklandık”

Komite olarak çözüm odaklı çalıştık-larını vurgulayan Sadık Çağatay Gü-neş, sektör temsilcileriyle yaptıkları görüşmeler ve yaptıkları anketler so-nucunda sorunları saptayıp çözüm önerileri geliştirdiklerini anlattı. İlk olarak yapı denetim sektöründeki sorunlara yöneldiklerini kaydeden Güneş, yapı denetim firmaları tem-silcileri, yerel yönetim temsilcileri ve Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü yetkilileriyle toplantılar düzenleyip yaşanan aksaklıklara çözüm öne-rileri hazırladıklarını bildirdi. Bu önerileri MTSO yönetimi aracılığıyla TOBB ve oradan da ilgili bakanlıkla-ra ulaştırdıklarını açıklayan Güneş, diğer meslek grupları için de benzer çalışmalar yürüteceklerini söyledi.

Yine Komite bünyesinde eğitim ça-lışmalarına büyük önem verdikleri-ni vurgulayan Güneş, önümüzdeki süreçte özellikle alt teknik kadrola-rın eğitimine yönelik çalışma plan-ladıklarını açıkladı.

“Eğitim sistemi düzenlenmeli”

Yeni kurulacak hükümetten birçok alanda beklentileri olduğuna da

değinen Sadık Çağatay Güneş, ön-celiğin eğitime verilmesi gerektiğini vurguladı. Üniversitelerin ilgili bö-lümlerinin sayısının ve kontenjan-larının saptanması gerektiğini dile getiren Güneş şöyle konuştu:

“Bizim sektörümüzde bulunan fir-ma işkollarının çoğu Belediyeler ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bağ-lı düzenlenmiş yasalarla iş yapıyor. Bir kısmı da özel taahhüt firmaları ve ikili anlaşmalar ile iş yapıyor. Özellikle üniversitelerin bizimle ilgi-li bölümlerinin sayısı, kontenjanları saptanmalı, ülkemizin gerçekten ge-reksinim duyduğu bölümler destek-lenmeli ve fazlası bulunan bölümler kontrol altına alınmalıdır. Bu ne-denle ülkemizin bugün ve gelecekte hangi işkollarında yetişmiş insan gücüne ihtiyacı olduğu acilen sap-tanmalı ve yüksek öğrenim bilimsel esaslara göre düzenlenmelidir.”

“Yetkin Mühendislik Yasası çıkarılmalı”

Bir diğer beklentinin de Yetkin Mühendislik Yasası çıkarılması yö-nünde olduğunu anlatan Güneş, yurtdışında uygulanan bu sistemin Türkiye’ye de getirilmesini bekle-diklerini bildirdi. Yeni mezun bir mühendisle 20-30 yıllık tecrübesi bulunan mühendisin aynı yetkiye sahip olmasını doğru bulmadıkla-rını ifade eden Güneş, “Yeni mezun bir mühendis, çok tecrübeli bir mü-hendis gibi sınırsız yetkiye sahip. Rahatlıkla 50 katlı bir yapıyı proje-lendirip imzalayabilir” dedi. Bunun can ve yapı güvenliği açısından da doğru olmayacağını vurgulayan

Güneş, yurtdışında olduğu gibi yet-kinin kademeli olarak verilmesini beklediklerini söyledi. “5+5” mode-lini önerdiklerini kaydeden Güneş, ilk 5 yılın staj gibi geçmesini, son-rasında verilecek bir belge ile ge-çirilecek 5 yılın ardından her türlü yetkiye sahip olunması gerektiğini dile getirdi.

“KOSGEB destekleri yenilenebilir enerjide artmalı”

Öte yandan temiz ve yenilenebilir enerjiye büyük önem verdiklerini ve bunun yaygınlaşması adına küçük ölçekli firmaların desteklenmesini beklediklerini ifade eden Sadık Ça-ğatay Güneş, “Örneğin KOSGEB’in bir araya gelen firmaları destekle-yen bir modeli var. Küçük firmalar bir araya geldiğinde yenilenebilir enerji konusunda da destek alabil-meli. Bu yöndeki kurgu artırılmalı” dedi.

Yeni dönemde yapı denetim konu-sunda ilgili bakanlıkların ve yapı denetim firmaları temsilcilerinin bir araya gelerek gerçekten sağlıklı, depreme dayanıklı yapıların üretil-mesi için gereken konularda ortak çalışmalar yapılmasını bekledikle-rine de değinen Güneş, “Ve yasanın da aksayan yönleri değiştirilmeli” diye konuştu.

Güneş, kentsel dönüşüm konuların-da, ranta dayalı olmayan, kamusal çıkarların ön planda olduğu çalış-malar ve düzenlemeler yapılması gerektiğine de dikkat çekti.

15 No’lu Mühendislik ve Mimarlık Meslek Komitesi üyeleri kent yapılanmasında aktif rol üstlenme hedefinde. Kentin yapısal kurgusunda rol almak istediklerini kaydeden Meclis Üyesi Sadık Çağatay Güneş, aynı zamanda yeni kurulacak hükümetten sektöre yönelik beklentilerini de anlattı.

Yüksek Yapılar Yönetmeliği geniş katılımla oluşmalı

Sadık Çağatay GÜNEŞ

Köylerde kadrolu ziraat mühendisleri görevlendirilmeli. Bu mühendisler o köyde ikamet ederek devlet adına her türlü bilgilendirme ve denetimi yapmalı.

Yeni mezun bir mühendis, çok tecrübeli bir mühendis gibi sınırsız yetkiye sahip. Yetki kademeli olarak verilmeli

15 No’lu Komite Meclis Üyesi

Murat ARUKASLAN1 No’lu Komite Başkanı

Page 8: MTSO Haber Sayı 296

CMYKYAYIN ADI VE SAYFA NO

8 YIL: 17 | SAYI: 296 | 8-21 KASIM 2015 | www.mtso.org.tr

Mesai Dışı: 0324 325 86 05Tel: 0324 231 25 25

Mersin, Kültür Denizi Mersin Belgeseli lansmanında tek yürek olduMersin’de Hıristiyan, Müslüman, Alevi, Sünni, Türk, Arap, Kürt, Çerkez, Roman, Giritli, Yörük ve daha birçok kültürün birlikte hoşgörü içinde yaşamasının konu alındığı Kültür Denizi Mersin Belgeseli izleyenlerden tam not aldı.

Avrupa Birliği Delegasyonu ile Mersin Ticaret ve Sanayi Odası

AB Bilgi Merkezi işbirliğiyle hazırla-nan ‘Kültür Denizi Mersin’ Belgeseli lansman ve kokteylinde, kentte ya-şayan tüm kültürler tek yürek oldu. Mersin Üniversitesi İletişim Fakülte-si öğrencileri tarafından çekilen bel-geselde kentte yaşayan Yörüklerden Gayrimüslümlere, Romanlardan Çerkezlere, Kürtlerden Suriyelilere, Alevilerden Giritlilere kadar tüm kültürler kendi gelenek görenekle-rini ve Mersin’de bir arada, barış ve huzur içinde birlikte yaşayabilme kültürünü anlattı. 

Proje danışmanlığını Mersin Üniver-sitesi İletişim Fakültesi Radyo Tele-vizyon ve Sinema Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hakan Erkılıç’ın, yönetmenliğini ise M.Ü İletişim Fa-kültesi Radyo Televizyon ve Sinema

Bölümü yüksek lisans öğrencileri Kader Çetintaş ile Esra Nur’un üst-lendiği belgeselin ilk gösterimi Yeni-şehir Kültür Merkezi’nde gerçekleş-tirildi. Yaklaşık 500 kişinin izlediği belgesel öncesi söz alan Mersin Tica-ret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, ko-nuşmasında birlik, beraberlik, kar-deşlik ve Cumhuriyet vurgusu yaptı.

Mersin’in en büyük zenginliğinin farklı kültürleri olduğuna dik-kat çeken Aşut şunları söyledi: “Bu akşam bu salonda bulunan ve Mersin’e değer katan, Mersin ekono-misine, sosyal yaşamına, kentimizin kültürüne bugününe ve geleceğine değer katan insanları, aidiyet anla-mında tek tek saymayacağım. Bun-ları belgeselimizde detaylı şekilde göreceğiz. İzin verirseniz, sizlere sadece değerli Mersinliler olarak

hitap etmek istiyorum. Çünkü ekme-ğini, huzurunu, geleceğini bu kentte arayan, bu kente; işi, aşı, huzuru ve ailesinin mutlu geleceği için gelmiş herkes bizim için artık Mersinlidir. Bu kentin ayrılmaz, parçalanmaz, yok sayılamaz en değerli parçasıdır. Başka ne zenginliğimiz var ki, sor-mak isterim?”

“Bu kentin gerçek zenginliği insanıdır”

Mersin’in gerçek zenginliğinin ta-rımı, lojistiği, limanı, sanayisi ya da turizmi olmadığını dile getiren Şerafettin Aşut, bunların yalnızca maddi zenginlik sağlayacağını söy-ledi. Bugün var olan bu zenginliğin yarın olmayabileceğini kaydeden Aşut, “Bu kentin tükenmeyen ve Mersin’i geleceğe taşıyacak olan ger-çek zenginliği ise insanıdır. Gerçek zenginliğimiz sizlersiniz. Bu kentin zenginliği, Mersin’i oluşturan ve bu kadar farklılıklar arasında ortak bir sevgi paydasında buluşmayı başa-ran siz değerli Mersinlilerdir” dedi.  Kentteki içten sevgi ve saygının farklılıkları konuşmaya izin ver-diğini vurgulayan Başkan Aşut, bu içten kardeşliğin farklılıkları bir ayrışma değil, kentin gerçek gücü haline getirdiğini söyledi.  “Bu içten sevgi ve yüzlerce yı-lın damıtarak bu günlere taşıdı-ğı kültür ve dünya görüşüdür ki;  farklılıkları uyum ve harmoni içinde yaşatıyor ve bizi tek vücut yapıyor” diyen Aşut sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir yapıyor; Mersin’i Mersin yapı-yor. Bunu anlamak kolay değildir. Bunu Mersinli olmayan anlamaz. Bu anlamda bu kente göç ederek gelen bir Tatar ailenin çocuğu olarak bizi dışlamadan, geçmişimizin peşine düşmeden bizi kucaklayan, işini, aşını bizimle paylaşan bu kente min-nettarız.”

“Bize hayallerimizi veren Türkiye Cumhuriyetidir”

Bu vatanda huzur içinde ya-şayabilmeyi, güvenli bir ge-lecek hayali kurabilmeyi Türkiye Cumhuriyeti’ne borçlu olduk-larına işaret eden Aşut şöyle konuştu:  “Eğer bugün bu vatanda, bu gü-zel kentte huzur içinde yaşaya-

biliyorsak, işimizi, ailelerimizi, geleceğimizi bu vatanda ve bu kentte kurabiliyor ve güvenli bir gelecek hayali kurabiliyorsak; bize hayallerimizi veren Türkiye Cumhuriyetine; bize al bayrağımızın altında ayrıştırmadan, huzur ve gü-ven veren bu Cumhuriyete; laikliğin, demokrasinin ve hukukun üstünlü-ğüne dayanan, bize bir birey olarak değer veren, bizi vatandaşlık ortak paydasında bir araya getiren Türkiye Cumhuriyeti’ne teşekkür ediyoruz”.

“Bu ülke ırkçı değil, vatandaş ve yurttaş bakış açısıyla kuruldu”

Bu ülkenin, Cumhuriyetin, ırkçı ba-kış açısıyla değil, aksine vatandaş ve yurttaş bakış açısıyla kurulduğu-nu dile getiren Şerafettin Aşut, “Bu Cumhuriyeti zor zamanlarda kuran kurucu atalarımız; bir imparatorluk bakiyesi olan bu ülkenin insanları-nı, kökeni, dini, mezhebi, aidiyeti ne olursa olsun aynı yurdu paylaşan yurttaşlar olarak görmüştür” dedi. Geçmişte ve belki de bugün bu yaklaşımda bazı eksikler ve hata-

lar varsa bu eksiklerin ve hataların Cumhuriyet’e ait olmadığını belir-ten Aşut, “Bu eksikler ve hatalar, tüm bu değerleri bize altın tepside sunan, bizi yurttaş olarak değerli kılan bu Cumhuriyete ve Cumhuri-yet değerlerine yeterince sahip çı-

kamayan bizlerdedir” diye konuştu. Konuşmasında

Cumhuriyet Bayramı’nı da kutlayan Aşut, sözlerini şöyle tamamladı:  “Mersin’i Mersin yapan, aidiyeti ne olursa olsun, kim olursa olsun, bu kenti bir kardeş kent yapan, bu ken-ti yaşanır kılan, kültürü ile bu kenti daha kültürlü, daha medeni yapan herkese, tüm Mersinlilere şükranla-rımı sunuyorum”. 

Gösterim sonrasında belgeselde rö-portajlarına yer verilen Hanri Ley-lek, İspir Coşkun Teymur, Yasmina Lokmanoğlu, Vedat Şen, Erdoğan Sevin, Ali Daylan, İbrahim Çamlı, Birsen Çokgezer, Hüsnü Karabulut, Nilüfer Özkan, Döndü Can, Şamil

Koç, Yusuf Duman, Rafiye Duman, Hüseyin Vatansever, Bilge Tatver, Or-han Oğuz Çetinkaya, Ahmet Özuğur-lu, Nurhan Güner, Canan Yüce, Hü-seyin Cahit Arseven, Fazıl Tütüner, Nur Cemal Yıldırım, Ali Subaşı, Me-ral Salaz, Mecit Zapsu, Yasmin Hau-lobi, Tameem Haulobi, Halil Kuriş, Abdullah Kuriş, Vahap Kokulu, Ah-met Uçar, Şinasi Develi ve Kenan Pe-ker’e teşekkür edilerek çiçek verildi. 

Kocamaz: “Mersin, kır bahçesi gibi”Lansman sonrasında belgesel-

le ilgili düşüncelerini açıkla-yan Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, Mersin’in tarihten bugüne birçok kültüre, medeniyete evsahipliği yaptığını hatırlatarak, “Kentimiz, inançların buluşma noktası. Bu çeşitlilik adeta bir kır bahçesini andırıyor” dedi. Belgeselde de bu kır bahçesinin parçası olan in-sanların birbiriyle hoşgörü, sevgi, barış içerisinde yaşadığının gö-

rüldüğüne dikkat çeken Kocamaz, bunun büyük bir mutluluk ve dünyaya örnek olacak bir çalışma olduğunu dile getirdi. Mersin’de yaşayan insanların yalnızca sağlı-ğında değil, vefat ettikten sonra da bir arada yaşamaya devam edip aynı mezarlığı paylaştıklarını ha-tırlatan Kocamaz, “Böyle bir bel-gesel kentimiz adına gerekliydi. Bu işte emeği geçen başta MTSO olmak üzere herkese teşekkür edi-yorum” dedi.

MTSO’dan interaktif tanıtım

Mersin Ticaret ve Sanayi Oda-sı (MTSO) Mersin’de bir ilke

imza attı. ‘Kültür Denizi Mersin Belgeseli’nin lansman ve koktey-linde kurulan dev ekranda payla-şılan sosyal medya mesajları ile interaktif bir tanıtım gerçekleş-tirdi. 

Sosyal medya kullanımının hızla arttığı günümüzde sivil toplum örgütleri de bu alandaki çalışma-larına ağırlık veriyor. Her alanda olduğu gibi bu alanda da kente öncülük eden MTSO, son olarak düzenlediği organizasyonda sos-

yal medyayı aktif şekilde kullan-dı. Program öncesi ve esnasında facebook, twitter ve instagram he-saplarından #kültürdenizimersin hastag’i ile yayınlanan mesajlar kokteyl alanına kurulan dev ek-randa gösterildi. Bu sayede katı-lımcılar lansmanla ilgili duygu ve düşüncelerini aynı anda herkesle paylaşma fırsatı buldu. Program süresince 250’nin üzerinde mesaj geldi. Program sonunda yayınla-dıkları mesajlarla en çok beğeni alan Murat İnal, Fatih Sağnak ve Alpaslan Sarı’ya ise ödül verildi.