mÜtekaddİmÎn ve mÜteahhİrÎn hadİs...

12
The Journal of Academic Social Science Studies International Journal of Social Science Doi number:http://dx.doi.org/10.9761/JASSS7214 Number: 62 , p. 263-274, Winter I 2017 Yayın Süreci / Publication Process Yayın Geliş Tarihi / Article Arrival Date - Yayınlanma Tarihi / The Published Date 29.07.2017 15.12.2017 MÜTEKADDİMÎN VE MÜTEAHHİRÎN HADİS ÂLİMLERİNE GÖRE MÜNKER HADİS * THE DESCRIPTION OF MUNKER HADITH ACCORDING TO MUTAQADDIMIN AND MUTAAKHIRIN HADITH SCIENTIST Arş. Gör. Muhammed Aslan ORCID ID: orcid.org/0000-0002-0366-3315 Bingöl Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Bölümü, Hadis Anabilim Dalı Öz Hicri birinci asırdan itibaren fiilen uygulanan ve ikinci asrın sonlarına doğru kayıt altına alınan hadis usûlü, hadislerde kullanılan sened ve metin ile ilgili kural ve yöntemleri, râvîlerin vasıflarını ve hadis kavramlarını değerlendirmekte ve sınırlarını belirlemektedir. Hadis usûlünde değerlendirilen ve sınırları tespit edilmeye çalışılan önemli kavramlardan birisi de münker hadis kavramıdır. Sözlükte ‚çirkin, kötü, yadır- ganan, inkâr edilen ya da sahih aklın çirkin gördüğü her fiil ‛ gibi anlamlara gelen mün- ker kavramı, hadis usûlü açısından pek çok şekilde tanımlanmıştır. Yine Kur’an ve hadis gibi İslam’ın temel kaynaklarında hem sözlük anlamında hem de sözlük anlamına yakın dinî bir anlam kazanarak pek çok kez kullanılmıştır. Hadis çeşitlerinden ma‘rûf hadis, şâz hadis, muallel hadis, garip hadis gibi pek çok hadis çeşidi ile doğrudan ya da dolaylı olarak bağlantısı olan münker hadis, hicri ikinci asrın sonlarında kullanılmaya başlanmıştır. Terim anlamında zaman içinde bazen anlam genişlemesi bazen de anlam daralması yaşanan münker hadis, en çok tanımlanan hadis çeşitlerindendir. Kaynaklarda ulaşabildiğimiz kadarıyla Yahyâ b. Saîd el-Kattân (ö. 198/813) ile başlayan münker hadis tanımı, İbn Hacer’in (ö. 852/1449) ‚münker hadis: zayıf râvînin sıka râvîlere muhalif olarak rivâyet ettiği hadistir‛ şeklinde yaptığı tanı- mıyla son şeklini almıştır. Hicri ikinci asır ile dokuzuncu asır arasında geçen yedi asırlık sürede münker hadis tespit ettiğimiz kadarıyla en az yedi farklı anlamda kullanılmıştır. Anahtar Kelimeler: Münker Hadis, Ma‘rûf Hadis, Muhalefet, Teferrüd, Rivâyet * Bu makale 18-20 Mayıs 2017 tarihlerinde Alanya Alaaddin Keykubad Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen ‚2. Uluslararası Sosyal Bilimler Sempozyumu‛nda sunulan tebliğin gözden geçirilmiş ve genişletilmiş halidir.

Upload: hoangkien

Post on 11-May-2019

219 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: MÜTEKADDİMÎN VE MÜTEAHHİRÎN HADİS …isamveri.org/pdfdrg/D03989/2017_62/2017_62_ASLANM.pdfçok hadis çeşidi ile doğrudan ya da dolaylı olarak bağlantısı olan münker

The Journal of Academic Social Science Studies

International Journal of Social Science

Doi number:http://dx.doi.org/10.9761/JASSS7214

Number: 62 , p. 263-274, Winter I 2017

Yayın Süreci / Publication Process

Yayın Geliş Tarihi / Article Arrival Date - Yayınlanma Tarihi / The Published Date

29.07.2017 15.12.2017

MÜTEKADDİMÎN VE MÜTEAHHİRÎN HADİS ÂLİMLERİNE

GÖRE MÜNKER HADİS* THE DESCRIPTION OF MUNKER HADITH ACCORDING TO

MUTAQADDIMIN AND MUTAAKHIRIN HADITH SCIENTIST Arş. Gör. Muhammed Aslan

ORCID ID: orcid.org/0000-0002-0366-3315

Bingöl Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Bölümü, Hadis Anabilim Dalı

Öz Hicri birinci asırdan itibaren fiilen uygulanan ve ikinci asrın sonlarına doğru

kayıt altına alınan hadis usûlü, hadislerde kullanılan sened ve metin ile ilgili kural ve

yöntemleri, râvîlerin vasıflarını ve hadis kavramlarını değerlendirmekte ve sınırlarını

belirlemektedir. Hadis usûlünde değerlendirilen ve sınırları tespit edilmeye çalışılan

önemli kavramlardan birisi de münker hadis kavramıdır. Sözlükte ‚çirkin, kötü, yadır-

ganan, inkâr edilen ya da sahih aklın çirkin gördüğü her fiil ‛ gibi anlamlara gelen mün-

ker kavramı, hadis usûlü açısından pek çok şekilde tanımlanmıştır. Yine Kur’an ve hadis

gibi İslam’ın temel kaynaklarında hem sözlük anlamında hem de sözlük anlamına yakın

dinî bir anlam kazanarak pek çok kez kullanılmıştır.

Hadis çeşitlerinden ma‘rûf hadis, şâz hadis, muallel hadis, garip hadis gibi pek

çok hadis çeşidi ile doğrudan ya da dolaylı olarak bağlantısı olan münker hadis, hicri

ikinci asrın sonlarında kullanılmaya başlanmıştır. Terim anlamında zaman içinde bazen

anlam genişlemesi bazen de anlam daralması yaşanan münker hadis, en çok tanımlanan

hadis çeşitlerindendir. Kaynaklarda ulaşabildiğimiz kadarıyla Yahyâ b. Saîd el-Kattân

(ö. 198/813) ile başlayan münker hadis tanımı, İbn Hacer’in (ö. 852/1449) ‚münker hadis:

zayıf râvînin sıka râvîlere muhalif olarak rivâyet ettiği hadistir‛ şeklinde yaptığı tanı-

mıyla son şeklini almıştır. Hicri ikinci asır ile dokuzuncu asır arasında geçen yedi asırlık

sürede münker hadis tespit ettiğimiz kadarıyla en az yedi farklı anlamda kullanılmıştır.

Anahtar Kelimeler: Münker Hadis, Ma‘rûf Hadis, Muhalefet, Teferrüd, Rivâyet

* Bu makale 18-20 Mayıs 2017 tarihlerinde Alanya Alaaddin Keykubad Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen ‚2.

Uluslararası Sosyal Bilimler Sempozyumu‛nda sunulan tebliğin gözden geçirilmiş ve genişletilmiş halidir.

Page 2: MÜTEKADDİMÎN VE MÜTEAHHİRÎN HADİS …isamveri.org/pdfdrg/D03989/2017_62/2017_62_ASLANM.pdfçok hadis çeşidi ile doğrudan ya da dolaylı olarak bağlantısı olan münker

264

Muhammed Aslan

Abstract The hadith method, practiced since the exilic first century and recorded since

the late second century, assesses and limits the rules and methods related to the docu-

ments and texts in hadiths, the qualifications of the deferent and the hadith concepts.

One of the important concepts that is evaluated and limited in the hadith methodology is

the concept of the münker hadith. In the dictionary, the notion of "münker" is described

as "ugly, evil, unreasonable, denied, or every act that the authentic mind considers bad",

and defined in several ways related to the hadith. Also, like the Qur'an and the hadith, it

has been used several times in the basic Islamic sources, obtaining a religious meaning

close to its lexical meaning.

Münker hadith that has direct or indirect associations with other hadith types

such as the known (ma’ruf) hadith, şaz hadith, muallel hadith and garip hadith has been

used since the late second century. The meaning of the term munker hadith had a ten-

dency of expansion and sometimes narrowing in time and it is the most defined type of

hadith. The oldest known definition was found in Yahya b. Said al-Kattan (dated

198/813) and was finalized by Ibn Hajjar (d. 852/1449) as "the münker hadith is the had-

ith that was related by the weak deferent as opposed to the just deferent." During the

seven centuries between the exilic second and ninth centuries, münker hadith was used

in at least seven meanings as far as we could establish.

Keywords: Munker Hadith, The Known (Ma’ruf) Hadith, Opposition, Unique,

Narrative

Giriş

İlimlerin kapsamlarının günden güne

genişlemesi bütün ilimlere birlikte vakıf ol-

mayı zorlaştırmış ve beraberinde ihtisaslaş-

mayı getirmiştir. İhtisaslaşma ile birlikte ilim

alanlarının tozlu raflarda kalmış konuları

yeniden değerlendirilmiştir. Aynı zamanda

konuların çerçevesi daraltılmış ve sınırlı alan-

larda yapılan çalışmalar yaygınlık kazanmış-

tır. Bu anlamda geçmişin birikimini bir araya

getirerek değerlendiren ve böylece araştırma-

cılara hazır bilgi sunarak onların işini kolay-

laştıran çalışmalar önem kazanmıştır.

İhtisaslaşma ile birlikte ilmi çalışmalar

da hız kazanmıştır. Her alan kendi içerisinde

yetiştiği donanımlı elemanlarla bu çalışmala-

rın artmasına katkı sunmuştur. Ancak buna

rağmen hala çalışılmayı bekleyen binlerce

mesele ve konu durmaktadır. Aynı durum

hadis ilmi için de söz konusudur. Gerek hadis

tarihinde gerekse hadis usûlünde pek çok

konu çalışılmayı beklemektedir. Bu anlamda

hadis usûlü alanında bir boşluğu dolduraca-

ğına inandığımız bu çalışmamızın konusu,

münker hadis ve tarihi süreç içerisinde ka-

zandığı anlamların değerlendirilmesi olacak-

tır. Böylece münker hadis hakkında geçmişin

birikimi bir araya getirilecek ve araştırmacı-

larla ilgililerin yararına olacak şekilde değer-

lendirilecektir. Çalışmamızın girift, karmaşık

ve pek çok hadis çeşidi ile bağlantılı olan

münker hadisin daha anlaşılır hale gelmesi ve

tarihi süreç içerisinde kazandığı farklı anlam-

ların öğrenilmesi konusunda yarar sağlayaca-

ğını ümit ediyoruz. Çalışmamızda önce mün-

ker kavramı açıklanacak ardından tarihsel

süreç içerisinde münker hadis terimi hakkın-

da yapılan tanımlar ele alınacaktır. Son olarak

da tanımlar hakkında değerlendirmede bulu-

nulacaktır.

1. Kavramsal Çerçeve

1.1. Sözlük Anlamı

Arapçada نكر ‚n-k-r‛ kökünden türe-

miş olan münker kelimesi, if’âl bâbından olup

ism-i mef’ûldür. Sözlükte ‚çirkin (Mustafa

vd., 2004: 952), kötü, yadırganan (Karagöz,

2015: 497), inkâr edilen, bilinmeyen şey (İbn

Manzûr, t.y.: 4539) ya da sahih aklın çirkin

gördüğü her fiil‛ (Zebîdî, 1965: 290) anlamla-

rına gelmektedir. Bu anlamlar, sözcüğün

olumsuz durumları ifade etmek için kullanıl-

dığını göstermektedir. Aynı olumsuzluk

Münker kelimesinin dinî anlamına da yansı-

mıştır. Dinî bir kavram olarak mülahaza edil-

Page 3: MÜTEKADDİMÎN VE MÜTEAHHİRÎN HADİS …isamveri.org/pdfdrg/D03989/2017_62/2017_62_ASLANM.pdfçok hadis çeşidi ile doğrudan ya da dolaylı olarak bağlantısı olan münker

Hadis Usûlü Kavramlarından Münker Hadisin Tarihi Süreçte Kazandığı Anlamların Değerlendirilmesi 265

diğinde kavramın ‚Allah’ın razı olmadığı,

İslâm şeriatının çirkin, kötü, kabahat, günah

ve haram olarak bildirdiği davranışlar‛ (İbn

Manzûr, t.y.: 4539; Karagöz, 2015: 497) anla-

mında kullanıldığı görülmektedir. Bu durum

münker sözcüğünün dinî bir terim olarak

kullanıldığında da sözlük anlamını genel

itibariyle koruduğunu göstermektedir.

1.2. Kur’an’da Kullanımı ve Anlam-

ları

Müslümanlar açısından sakınılması

gereken şeyleri ifade eden münker kavramı,

Kur’an’da ‚n-k-r‛ kökünün türevi olarak otuz

yedi âyette geçmektedir. ‚n-k-r‛ kökünün

ism-i mef’ûlu olan ‚münker‛ kalıbında ise on

sekiz âyette geçmektedir. İsm-i mef’ûl kalıbı-

nın dışındaki kullanımlara baktığımızda ke-

limenin genellikle sözlük anlamında kullanıl-

dığı görülmektedir. Birçok âyette aynı za-

manda sözlük anlamı olan ‚çirkin, yadırga-

nan, hoş karşılanmayan (Hûd 11/70; Lokman

31/19), inkâr edilen (Ra’d 13/36; Nahl 16/83,

22; Enbiyâ 21/50; Mü’minûn 23/69; Mü’min

40/81; Şûrâ 42/47), tanınmayan, bilinmeyen

şey‛( Yusûf 12/58; Hacc 22/44; Sebe’ 34/45;

Fâtır 35/26; Kamer 54/6; Mülk 67/18) anlamın-

da kullanılmaktadır. Birkaç âyette ise sözlük

anlamına yakın bir anlamda kullanılmaktadır.

Bu âyetlerde ‚şeklini değiştirmek, tanınmaz

hale getirmek, günahın, azabın, hoş karşılan-

mayan şeylerin büyüğü‛ (Kehf 18/74, 87;

Neml 27/41; Talak 65/8) anlamında kullanıl-

maktadır.

İsm-i mef’ûl kalıbındaki kullanımlara

baktığımızda ise tamamına yakını ‚Allah’ın

razı olmadığı, İslâm şeriatına uygun olmayan

kötü, günah veya haram olan, dinin ve aklın

reddettiği şeyler‛ anlamındadır. Bu anlamda-

ki kullanımların yarısı kelimenin zıt anlamlısı

olan ‚ma’rûf‛ ile birliktedir. Yani İslâm şeria-

tına uygun olan her iyiyi emredip İslâm şeria-

tına aykırı olan her kötüyü yasaklamak anla-

mındaki ‚emir bi’l-ma’rûf nehiy ani’l-

münker‛ tamlaması şeklindeki kullanımıdır.

İsm-i mef’ûl kalıbındaki kullanım birkaç yer-

de de sözlük anlamı olan ‚bilinmeyen, inkâr

edilen şey‛ (Hicr 15/62; Hacc 22/72; Zâriyât

51/25) anlamında kullanılmıştır.

1.3. Hadiste Kullanımı ve Anlamları

Münker kelimesinin hadislerdeki kul-

lanımına gelince, ‚n-k-r‛ kalıbının türevleri

şeklinde Hz. Peygamber’in, sahâbenin ve

tâbiînin sözlerinde çokça geçmektedir. Sadece

‚n-k-r‛ kökünün ism-i mef’ûlu olan ‚mün-

ker‛ kalıbında yüzden fazla yerde geçmekte-

dir. Münker kelimesinin bu kullanımlarını tek

tek saymak çalışmamızın hacmini aşacağın-

dan burada sadece bir kaç tanesine değinmek-

le yetineceğiz. Anlam bakımından hadisler-

deki münker kullanımları Kur’an’daki kulla-

nımlarla paralellik arz etmektedir. Bu durum

Kur’an’ın münker kelimesine -sözlük anlamı-

na yakın olmakla birlikte- dinî bir anlam yük-

lediğini ve bu anlamıyla Hz. Peygamber’in ve

sonrakilerin kullanımına da yansıdığını gös-

termektedir.

Hadislerde geçen münker kelimesinin

ism-i mef’ûl kalıbının dışındaki kullanımları-

na bakıldığında genellikle ‚yadırgamak

(Buhârî, ‚Bed’u’l-Vahy‛, 6; Müslim, ‚İmân‛,

159), hoşlanmamak (Buhârî, ‚İmân‛, 30;

‚İlm‛, 89), yasaklamak (Ebû Dâvud, ‚Cihâd‛,

121; Buhârî, ‚Cihad ve’s-Siyer‛, 147), tanıma-

mak (Buhârî, ‚Menâkıb‛, 25; Ebû Dâvud,

‚Melâhim‛, 17), inkâr etmek‛ (Müslim,

‚İmân‛, 190) gibi anlamlarda kullanıldığı

görülmektedir. Bu durum hadiste münker

kelimesinin ism-i mef’ûl kalıbının dışındaki

kullanımlarının dinî anlamdan çok sözlük

anlamına yakın olduğunu göstermektedir.

İsm-i mef’ûl kalıbındaki kullanımlarına gelin-

ce tamamına yakını, ‚emir bi’l-ma’rûf nehiy

ani’l-münker‛ (Tirmizî, ‚Fiten‛, 8, 11) tamla-

ması şeklinde ma’rûfun zıddı ‚Allah’ın razı

olmadığı, İslâm şeriatına uygun olmayan,

kötü, günah veya haram olan, dinin ve aklın

reddettiği şeyler‛ (Tirmizî, ‚Birr ve Sıla‛, 15,

36; ‚Zühd‛, 39) anlamında kullanılmaktadır.

Bu durum âyetlerdeki kullanımlarla paralellik

arz etmektedir. Âyetlerde olduğu gibi hadis-

Page 4: MÜTEKADDİMÎN VE MÜTEAHHİRÎN HADİS …isamveri.org/pdfdrg/D03989/2017_62/2017_62_ASLANM.pdfçok hadis çeşidi ile doğrudan ya da dolaylı olarak bağlantısı olan münker

266

Muhammed Aslan

lerde de münker kelimesinin kullanımının

yarıdan fazlası bu kalıpla birlikte gerçekleş-

mektedir. Bunun vahyin etkisi ve yansıması

olduğunu yukarıda zikretmiştik.

Münker kelimesi ism-i mef’ûl kalı-

bında olup ‚emir bi’l-ma’rûf nehiy ani’l-

münker‛ tamlamasının dışında kullanıldığı

hadislerde ise ‚kötü, çirkin (Ebû Dâvud, ‚Ha-

raç‛, 33; ‚Edeb‛, 173), kötülük, çirkinlik (Müs-

lim, ‚İmân‛, 78, 231; Ebû Dâvud, ‚Salât‛,

248), günah (Tirmizî, ‚Tefsîru’l-Kur’an‛, 39),

zorlu, şiddetli (İbn Mâce, ‚Tahâret‛, 117) ve

insanın amellerini yazan meleklerden birisi-

nin adı‛ (Tirmizî, ‚Cenâiz‛, 71) anlamlarında

kullanılmıştır.

Münker kelimesi hadis kitaplarında

bazen bâb başlıklarında kullanılmıştır. Bunun

örnekleri Kütüb-i Sitte’de görülmektedir

(Tirmizî, ‚Fiten‛, 8, 9, 11; İbn Mâce, ‚Et’ime‛,

56, ‚Fiten‛, 20). Bu durum münker kavramı-

nın İslâmî ilimler terminolojisinde ne kadar

yaygın olarak kullanan bir kavram olduğunu

göstermektedir.

Sonuç olarak çirkin olan, reddedilen,

kabul edilmeyen, İslâm’a uygun olmayan,

dine ve akla aykırı olan şeyleri ifade eden

münker kavramı, daha sonra -çirkin ve dine

aykırı bir davranış olarak görülen- güvenilir

râvîlere muhalefet etme durumunun adı ol-

muştur.

2. Hadis Usûlü Açısından Münker

Hadis

Sözlükte, ‚çirkin olan, reddedilen, ka-

bul edilmeyen, İslâm’a uygun olmayan, dine

ve akla aykırı olan‛ şeyleri ifade eden münker

sözcüğü, hadis âlimleri tarafından fâsık ya da

hatası çok olan râvîlerin rivayetleri ile zayıf

hadis çeşitlerinden kabul edilmeyen rivayetler

için kullanılmıştır. Münker kavramı hadis

terimi olarak kullanıldığında da sözlük ve

dinî anlamda olduğu gibi olumsuz bir duru-

mu ifade etmektedir.

Hadis ilmi alanında münker kavramı

ilk başlarda râvîleri değerlendirme lafzı ola-

rak ‚münkerü’l-hadis‛ şeklinde kullanılmış-

tır. Hicri ikinci asrın sonlarında kullanılmaya

başlanan bu tabir, ilk defa Yahyâ b. Saîd el-

Kattân (ö. 198/813) tarafından kullanılmıştır

(Tuzcu, 2013: 9).

Örnek:

Yahyâ b. Saîd el-Kattân, Kays b. Ebû

Hâzim (ö. 97/715) için münkerü’l-hadis tabiri-

ni kullanmıştır. Ancak İbn Hacer (ö.

852/1449), onun bu tabiri daha sonraki dö-

nemlerde kazandığı cerh anlamında değil de

Kays b. Ebû Hâzim’in rivâyet ettiği bazı ha-

dislerde teferrüd ettiğine işaret etmek üzere

kullandığını belirtmiştir (Yücel, 1997: 202).

Kaynaklarda münkerü’l-hadis değer-

lendirmesinin ‚rivâyetinde teferrüd eden

râvîler, zayıf râvîler ve metruk râvîler‛ için

kullanıldığı görülmektedir.

Hadis terimi olarak kullanılması ise

hicri üçüncü asra dayanmaktadır (Efendioğlu,

2006: 13). Münker kelimesini terim anlamında

ilk kullananlar Yahyâ b. Mâ’în (ö. 233/848),

Ali b. el-Medînî (ö. 234/848) ve İshak b.

Râhûye’dir (ö. 238/853) (Yücel, 1997: 199).

Aynı asırda Ahmed b. Hanbel (ö. 241/855),

Buhârî (ö. 256/870), Müslim (ö. 261/875), Tir-

mizî (ö. 279/892) ve Nesâî (ö. 303/915) gibi

bazı muhaddisler de münker terimini kul-

lanmışlardır. Erken dönemlerde kullanılmaya

başlanan münker terimi, hadisçiler tarafından

farklı şekillerde tanımlanmıştır. Bu tanımlar-

dan bazısının kapsamı geniş olurken bazısının

kapsamı dar olup özel durumlar için kulla-

nılmıştır. Bu tanımları önce mütekaddimîn ve

müteahhirîn diye iki başlıkta işleyeceğiz. Bu

iki başlığın altındaki tanımları kronolojik ola-

rak zikredecek, ardından bütün tanımları

birlikte değerlendirerek gruplandırma yoluna

gideceğiz.

2.1. Mütekaddimîne Göre Münker

Hadis Tanımları

Hicri ikinci asırdan itibaren kullanıl-

maya başlanan münker kavramı terim anla-

mıyla ilk kullanan kişi tespit edebildiğimiz

kadarıyla Yahyâ b. Mâ‘în’dir. Ona göre mün-

ker hadis, meşhur bir râvîden rivâyet etmekle

birlikte teferrüd eden kişinin rivâyetidir.

Örnek:

İbn Mâ’în münker hadise örnek ola-

rak Yahyâ b. Adem’in Süfyân, Zebîd yoluyla

Page 5: MÜTEKADDİMÎN VE MÜTEAHHİRÎN HADİS …isamveri.org/pdfdrg/D03989/2017_62/2017_62_ASLANM.pdfçok hadis çeşidi ile doğrudan ya da dolaylı olarak bağlantısı olan münker

Hadis Usûlü Kavramlarından Münker Hadisin Tarihi Süreçte Kazandığı Anlamların Değerlendirilmesi 267

aldığı hadisi göstermektedir. Ona göre Yahyâ

b. Adem’in, meşhur râvîlerden olan Süfyân

tarikiyle aldığı hadisinin herkes tarafından

bilinmesi ve rivâyet edilmesi gerekirken bu

hadisinde teferrüd etmesinde bir kusur bu-

lunduğunu belirtmektedir. Bu kusurdan do-

layı da bu hadisin münker olacağını ifade

etmektedir (Muhammedî, 2005: 62).

İlk dönemlerde münker kavramını te-

rim anlamda kullananlardan birisi de Ali b.

el-Medînî’dir. İbnü’l-Medînî’in münker hadisi

kullanımına baktığımızda farklı durumlar için

aynı kavramı kullandığını görüyoruz. Bu

kullanımları şöyle sıralayabiliriz:

a) Muhalefetü’s-sıka anlamında; sıka

râvîlere muhalefet içeren rivâyet için münker

tabirini kullanmıştır.

b) Zayıf hadis anlamında; senedi zayıf

olan rivâyet için münker tabirini kullanmıştır.

c) Mechûl râvînin teferrüdü anlamın-

da; mechûl aynı zamanda teferrüd eden

râvînin rivâyeti için münker tabirini kullan-

mıştır (Muhammedî, 2005: 62-63).

Ahmed b. Hanbel, münker hadisi:

râvînin teferrüd ettiği rivâyet olarak benim-

semiştir.

Örnek:

Ahmed b. Hanbel buna örnek olarak

sıka bir râvî olan Eflah b. Humeyd el-

Ensârî’in teferrüd ettiği ‚Hz. Peygamber Irak-

lılara zâtüırkı mikât yaptı‛ hadisini göstermiş-

tir (el-Hınn, 2007: 180). San’ânî, İbn Hacer’in

Fethu’l-Bârî’nin mukaddimesinde Ahmed b.

Hanbel ve diğerlerinin münker hadisi mutlak

manada teferrüd olarak ele aldıklarını zikret-

tiğini ifade etmektedir (San’ânî, 1997: 2/6).

Muhammedî, yaptığı detaylı araştırmada

Ahmed b. Hanbel’in sıka olsun, zayıf olsun,

mechûl olsun râvîlerin teferrüdünü münker

kabul ettiğini tespit etmiştir (Muhammedî,

2005: 64-67).

Münker hadis terimini kullananlar-

dan biri de Buhârî’dir (ö. 256/870). Buhârî’ye

göre münker hadis: metrûk, kezzâb ve zayıf

râvîlerin yanında teferrüdü kabul edilen

râvîlerin seviyesine ulaşmayan râvîlerin tefer-

rüd ettikleri hadistir (Muhammedî, 2005: 70-

72).

İmkânlarımız dâhilinde yaptığımız

araştırma ve elimizdeki kaynaklara göre gü-

nümüz anlamında münker hadisin tanımını

yapan ilk kişi İmam Müslim (ö. 261/875) gö-

zükmektedir (Yücel, 1997: 200; Efendioğlu,

2006: 13). Ona göre münker hadis şöyle tespit

edilir: ‚râvînin rivâyeti sıka râvîlerin rivâyet-

lerine arz olunur. Şayet bu râvînin rivâyetle-

rinin geneli sıka râvîlerin rivâyetine tamamı

ya da tamamına yakını muhalif ise bu râvî

‚mehcûrü’l-hadis‛ kabul edilir ve rivâyetleri

red olunur‛ (Nevevî, 1929: 1/56). Başka bir

deyişle rivâyetlerinin geneli sıka râvîlerin

rivâyetlerine muhalif olan râvî sıka olmaktan

çıkar. Böylece bu râvînin sıka râvîlere muhalif

olarak rivâyet ettiği hadisler münker kabul

edilir.

Örnek:

İmam Müslim mehcûru’l-hadis sayı-

lıp rivâyetleri münker kabul edilenlere Abdul-

lah b. Muharrer, Yahyâ b. Ebû Üneyse, Ebü’l-

’Atûf Cerrâh b. el-Minhâl vb. râvîleri örnek

göstermektedir (Nevevî, 1929: 1/57). İmam

Müslim, bu gibi kişilerden hadis almadıkları-

nı belirtmekle birlikte bu kişilere sıka râvîler

iştirak etmeleri durumda ziyadelerinin kabul

edilebileceğini söylemektedir (Nevevî, 1929:

1/58).

İbn Hacer, İmam Müslim’in tanımına

metrûk râvîlerin uygun düştüğünü belirterek

şöyle söylemektedir: ‚buna göre İmam Müs-

lim metrûk râvînin rivâyetini münker olarak

isimlendirmiştir‛ (İbn Hacer, 1994: 2/675).

Ancak İmam Müslim’in tanımı detaylı ince-

lendiğinde İbn Hacer’in Müslim’in tanımı

hakkında söylediklerinin yersiz olduğu anla-

şılmaktadır. Çünkü İmam Müslim tanımında

muhalefetten bahsetmektedir. İbn Haceri’in

aralarında benzerlik kurduğu metruk hadiste

ise muhalefet şartı bulunmayıp râvîde bulu-

nan kusur etkilidir.

Müslim’in zayıf ve sadûk râvîlerin te-

Page 6: MÜTEKADDİMÎN VE MÜTEAHHİRÎN HADİS …isamveri.org/pdfdrg/D03989/2017_62/2017_62_ASLANM.pdfçok hadis çeşidi ile doğrudan ya da dolaylı olarak bağlantısı olan münker

268

Muhammed Aslan

ferrüdünü de münker kabul ettiği söylenmek-

tedir (Muhammedî, 2005: 73).

Münker terimini çağdaşlarından az da

olsa farklı kullananlardan birisi Ebû Dâvûd

es-Sicistânî’dir (ö. 275/889). Ebû Dâvûd, sıka,

sadûk ve zayıf râvîlerin teferrüdünü münker

kabul etmekle birlikte senedi munkatı’ olan

hadis için de münker terimini kullanmıştır.

Ebû Dâvûd ayrıca pek çok hadisi senedindeki

bir illetten, metninin mahfûz olmamasından,

mahfûz hadislere muhalif olduğundan ya da

mursel veya mevkûf hadisi merfû göstermek

suretiyle teferrüd ettiğinden münker addet-

miştir (Muhammedî, 2005: 73-76).

Münker hadis hakkında fikir beyan

eden kişiler arasında akraba olan ve birlikte

bazı çalışmalarda yapan Ebû Zür’a er-Râzî (ö.

264/878), Ebû Hâtim er-Râzî (ö. 277/890) ve

oğlu İbn Ebû Hâtim er-Râzî (ö. 327/938) de

vardır (İbn Ebû Hâtim, 1953: 4/175). Bu çalış-

maların başında İbn Ebû Hâtim’in yazdığı

Kitâbü’l-cerh ve’t-ta’dîl adlı eser gelmektedir.

Bu âlimler akraba olmaları ve beraber çalış-

maları hasebiyle düşüncelerinde yakınlık

vardır. Onlara göre sıka olsun, zayıf olsun,

mechûl olsun, metrûk olsun râvînin teferrüd

ettiği hadis münkerdir. Yine onlara göre zayıf

râvînin başka râvîlere muhalif rivâyet ettiği

hadisler de münkerdir (Muhammedî, 2005:

67-70).

Tirmizî’nin münker hadis hakkındaki

görüşü Buhârî’nin görüşüyle örtüşmektedir.

Ona göre göre münker hadis, metrûk, kezzâb

ve zayıf (el-Hınn, 2007: 181) râvîlerin teferrüd

ettikleri hadistir. Tirmizî ayrıca zayıf râvînin

muhalefetini de münker olarak kabul etmiştir

(Muhammedî, 2005: 76-78). Tirmizî, senedin-

de zayıf râvînin bulunduğu, başka bir tarikten

de desteklenmeyen hadisin münker olduğunu

belirtmiştir (Tirmizî, ‚İsti’zân‛, 11).

İbnü’s-Salâh’ın Mukaddime’sinden öğ-

rendiğimiz kadarıyla münker hadisi tanımı

yapanlardan birisi de Ebû Bekr Ahmed b.

Hârûn el-Berdîcî’dir (ö. 301/914). Buna göre

Berdîcî münker hadisi ‚kendi rivâyetinin

metninden başka metni ve tariki bulunmayan

râvînin teferrüd ettiği rivâyettir‛ (İbnu’s-

Salâh, 1984: 46) şeklinde tanımlamıştır. İbnü’s-

Salâh, Berdîcî’nin bu şekilde mutlak bir tanım

verdiğini ve tasnif yapmadığı belirtmektedir

(İbnu’s-Salâh, 1984: 46).

Nesâî de (ö. 303/915) çağdaşlarının

genelinde olduğu gibi sadûk veya zayıf

râvînin teferrüd ettiği hadisi münker olarak

görmüştür.

Örnek:

Nesâî, İbrahim b. Hasan, Haccâc b.

Muhammed, Hammâd b. Seleme, Ebû Zü-

beyr, Câbir b. Abdillah tarikiyle naklettiği

‚Hz. Peygamber (s.a.s.) av köpeği hariç, kedi

ve köpeğin fiyatlandırıp satılmasını yasakla-

dı.‛ hadisini münker addetmiştir (Suyûtî,

2010: 203; El-Hınn, 2007: 180). Nesâî ayrıca

sıka olsun, sadûk olsun, zayıf olsun râvîlerin

muhalefetini de münker hadis olarak değer-

lendirmiştir (Muhammedî, 2005: 76-80). İbn

Hacer, Ahmed b. Hanbel, Nesâî ve benzerle-

rinin münkere verdiği anlamın, ‚benzeri dahi

rivâyet edilmemiş teferrüd‛ olduğunu belirt-

mektedir (İbn Hacer, 1994: 2/674).

Mütekaddimîn dönemi âlimlerinin

münker hadis hakkındaki görüşlerini şu şe-

kilde özetleyebiliriz:

1- Meşhur bir râvîden yapılan rivâyet-

te teferrüd eden kişinin rivâyeti, Yahyâ b.

Mâ’în.

2- Mutlak teferrüd; Sıka olsun, sadûk

olsun, zayıf olsun, metrûk olsun ya da mechûl

olsun râvînin teferrüd ettiği rivâyet, Ahmed b.

Hanbel, Ebû Dâvûd es-Sicistânî, Ebû Zür’a er-

Râzî, Ebû Hâtim er-Râzî, İbn Ebû Hâtim er-

Râzî, Berdîcî, Nesâî.

3- Zayıf râvînin teferrüdü; Zayıf ol-

sun, kezzab olsun, metrûk olsun ya da mechûl

olsun râvînin teferrüd ettiği rivâyet, Ali b. el-

Medînî, Buhârî, Tirmizî.

4- Zayıf veya sadûk râvîlerin teferrü-

dü, Müslim.

5- Teferrüdü kabul edilen râvîlerin

seviyesine ulaşmayan râvîlerin teferrüd ettik-

leri hadis, Buhârî.

6- Sıka râvîlere muhalif olarak rivayet

edilen hadis, Ali b. el-Medînî, Nesâî (ö.

303/915), Müslim.

Page 7: MÜTEKADDİMÎN VE MÜTEAHHİRÎN HADİS …isamveri.org/pdfdrg/D03989/2017_62/2017_62_ASLANM.pdfçok hadis çeşidi ile doğrudan ya da dolaylı olarak bağlantısı olan münker

Hadis Usûlü Kavramlarından Münker Hadisin Tarihi Süreçte Kazandığı Anlamların Değerlendirilmesi 269

7- Zayıf râvînin başka râvîlere muha-

lif rivâyet ettiği hadis, Ebû Zür’a er-Râzî, Ebû

Hâtim er-Râzî, İbn Ebû Hâtim er-Râzî, Tir-

mizî.

8- Senedi zayıf olan rivâyet, Ali b. el-

Medînî.

9- Senedi munkatı’ olan hadis, Ebû

Dâvûd es-Sicistânî.

Mütekaddimîn dönemi tanımlarına

bakıldığı zaman çok geniş yelpazede tanımlar

yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu dönemde mün-

ker hadisi tanımlayan on iki âlimin tanımları-

nı özetlemek istediğimizde dokuz farklı tanım

yapıldığı görülmektedir. Bu durum hicri ilk

dönemlerde terimlerin anlamlarının belirgin-

leşmediğinden kaynaklanmaktadır. Bu tanım-

ların ortak noktaları bulunsa da birbirinin

aynısı değildir.

2.2. Müteahhirîne Göre Münker Ha-

dis Tanımları

Mütekaddimîn ile müteahhirîn ara-

sında ayrım noktası Takıyyüddîn İbnü’s-

Salâh’tır (ö. 643/1245). İbnü’s-Salâh aynı za-

manda münker hadisi tasnif ederek tanımla-

yan ilk kişidir. İbnü’s-Salâh, Berdîcî’nin tanı-

mını zikrettikten sonra onun tasnif yapmadı-

ğını ancak münker hadisin kısımlara ayrılma-

sı gerektiğini ve iki çeşit olduğunu belirtmek-

tedir. İbnü’s-Salâh münker hadisin şâz hadisle

aynı anlamda olduğunu söylemektedir (İb-

nu’s-Salâh, 1984: 46). İbnü’s-Salâh’a göre

münker hadisin birinci çeşidi râvînin tefer-

rüdle birlikte sıka râvîlere muhalif olarak

rivâyet ettiği hadistir.

Örnek:

Bunun örneği Mâlik’in, Zührî, Ali b.

Hüseyin, Ömer b. Osman, Üsame b. Zeyd

yoluyla rivâyet ettiği hadistir. Mâlik bu ri-

vâyetinde Ömer b. Osman râvîsi ile başka sıka

râvîlere muhalefet etmiştir (İbnu’s-Salâh,

1984: 47). Çünkü kendinden başka diğer sıka

râvîler Ömer b. Osman yerine Amr b. Os-

man’ı zikretmişlerdir. Mâlik bu rivâyetiyle tek

kalmıştır. Dolayısıyla Mâlik’in tek kaldığı ve

başka sıkalara muhalif rivâyet ettiği bu hadisi

İbnü’s-Salâh’a göre münkerdir. İbnü’s-

Salâh’ın Mukaddime’sini şerh eden Zeynüddin

el-Irâkî (ö. 806/1404), bu örneğe itiraz ederek

münker hadise örnek olamayacağını ifade

etmektedir. Irâkî, bu hadisi İbnü’s-Salâh’tan

başka kimsenin münker saymadığını ve mün-

ker sayılsa bile ancak senedde münker ya da

şâz sayılabileceğini belirtmektedir (Irâkî, t.y.:

88).

İbnü’s-Salâh’a göre münker hadisin

ikinci çeşidi ise teferrüd etmekle birlikte se-

nedinde teferrüdü kabul edilmeyen râvînin

bulunduğu hadistir. Yani senedinde teferrüdü

kabul edilen râvîlerin seviyesine ulaşmayan

râvîlerin olduğu hadistir.

Örnek:

Bunun örneği İbnü’s-Salâh’ın Ebû

Zükeyr Yahyâ b. Muhammed b. Kays, Hişâm

b. Urve, Hişâm’ın babası Urve b. Zübeyr, Hz.

Aişe yoluyla rivâyet ettiği hadistir. Ebû Zü-

keyr sâlihü’-hadis bir râvîdir. Yani teferrüd

ettiği hadisi kabul edilen sıka râvîlerin seviye-

sine ulaşmamış bir râvîdir (İbnu’s-Salâh, 1984:

47). Dolayısıyla Ebû Zükeyr’in teferrüd ettiği

bu hadis İbnü’s-Salâh’a göre münker hadistir.

Münker hadisi tanımlayanlardan biri

de İbn Dakîkul‘îd’dir (ö. 702/1302). Ona göre

münker hadis, şâz hadis gibidir. İbn

Dakîkul‘îd münker hadis için ‚râvînin tefer-

rüd ettiği hadistir‛ dediği de zikredilmektedir

(Muhammedî, 2005: 48).

Münker hadisi tanımlayanlardan bir

diğeri de Zehebî’dir (ö. 748/1348). Ona göre

münker hadis zayıf râvînin teferrüd ettiği ya

da sadûk râvînin teferrüd ettiği hadistir (Ze-

hebî, 1985: 42).

Münker hadisi tanımlayanlardan Bed-

reddin İbn Cemâ’a (ö. 733/1333) ise münker

hadisin ‚zayıf râvînin teferrüd ettiği rivâyet-

tir‛ (İbn Cemâ’a, 1986: 51) şeklinde tanımla-

mıştır.

Münker hadisi tanımlayanlardan İbn

Kesîr ed-Dimeşkî (ö. 774/1373) ise münker

hadisin şâz hadis gibi olduğunu ifade ettikten

sonra münker hadisi iki şekilde tanımlamak-

Page 8: MÜTEKADDİMÎN VE MÜTEAHHİRÎN HADİS …isamveri.org/pdfdrg/D03989/2017_62/2017_62_ASLANM.pdfçok hadis çeşidi ile doğrudan ya da dolaylı olarak bağlantısı olan münker

270

Muhammed Aslan

tadır. Ona göre münker hadis sıka râvînin

teferrüdle birlikte sıka râvîlere muhalif olarak

rivâyet ettiği hadistir. Onun münker hadise

yaptığı ikinci tanım ise muhalefet olsun ya da

olmasın adalet ve zabt sıfatını haiz olmayan

râvînin teferrüd ettiği rivâyettir şeklindedir

(Şâkir, 1996: 1/183).

Münker hadisin önceki tanımlarını

değerlendirerek çerçevesi daha belirgin bir

tanım ortaya koyan ise İbn Hacer’dir. Ona

göre münker hadis zayıf râvînin sıka râvîlere

muhalif olarak rivâyet ettiği hadistir (İbn Ha-

cer, 2000: 72).

Müteahhirîn dönemi âlimlerinin

münker hadis hakkındaki görüşlerini şu şe-

kilde özetleyebiliriz:

1- Mutlak teferrüd; Râvînin teferrüd

ettiği hadis, İbn Dakîkul’îd.

2- Zayıf râvînin teferrüd ettiği hadis,

İbnü’l-Kattân el-Fâsî (ö. 628/1231), Bedreddin

İbn Cemâ’a, Zehebî, İbn Kesîr.

3- Zayıf ya da sadûk râvînin teferrüd

ettiği hadis, Zehebî.

4- Senedinde teferrüdü kabul edilme-

yen râvînin bulunduğu hadis, başka bir deyiş-

le senedinde teferrüdü kabul edilen râvîlerin

seviyesine ulaşmayan râvîlerin ferd olarak

rivâyet ettikleri hadis, Takıyyüddîn İbnü’s-

Salâh.

5- Sıka râvîye muhalif olarak rivâyet

edilen hadis, Takıyyüddîn İbnü’s-Salâh, İbn

Dakîkul’îd, Bedreddin İbn Cemâ’a, İbn Kesîr

ed-Dimeşkî.

6- Zayıf râvînin sıka râvîye muhalif

olarak rivâyet ettiği hadis, İbn Hacer, Ebû

Zür’a er-Râzî, Ebû Hâtim er-Râzî, İbn Ebû

Hâtim er-Râzî, Tirmizî, İbn Hacer, İmam

Suyûtî (ö. 911/1505), Beykûnî (ö. 1080/1669),

Nebhânî (ö. 1369/1949), Alevî (ö.1425/2004).

Müteahhirîn dönemi âlimlerinin ta-

nımları mütekaddimîn dönemi âlimlerinin

tanımlarından çeşitlilik bakımından azdır. Bu

durum zaman içerisinde münker kavramının

terim anlamının belirginleşmeye başladığını

göstermektedir. Bu dönemin tanımları müte-

kaddimîn dönemimde yapılan tanımlarla

aynıdır. Bu dönemde yeni tanımlar geliştiril-

memiş var olan tanımlara ekleme ya da ek-

siltme yoluna gidilmiştir.

3. Mütekaddimîn ve Müteahhirîn

Âlimlerin Münker Hadis Hakkındaki Gö-

rüşlerinin Değerlendirilmesi

Mütekaddimîn ve müteahhirîn âlim-

lerin münker hadise bakışlarını gördükten

sonra bu bölümde iki dönemin değerlendir-

mesi yapılacaktır. Böylece benzer tanımları bir

araya getirerek belli başlıklar oluşturacak ve

başlığa uygun düşen tanımları aynı başlık

altında değerlendireceğiz.

3.1. Mutlak Manada Râvînin Tefer-

rüd Ettiği Rivâyet

Münker teriminin ilk kullanımlarına

baktığımızda, muhalefet olmaksızın râvînin

teferrüd ettiği rivâyetler için kullanıldığını

görüyoruz (Aydınlı, 2013: 210). Bu anlamda

muhalefet olmaksızın bazen sıka râvînin,

bazen sadûk râvînin, bazen zayıf râvînin,

bazen metrûk, ya da mechûl râvînin rivâyeti

için münker terimi kullanılmıştır. Daha önce

belirttiğimiz gibi hicri ikinci asırda Yahyâ b.

Saîd el-Kattân, üçüncü asırda Ahmed b. Han-

bel, Ebû Dâvûd es-Sicistânî, Ebû Zür’a er-

Râzî, Ebû Hâtim er-Râzî, dördüncü asırda İbn

Ebû Hâtim er-Râzî, Berdîcî (İbnu’s-Salâh,

1984: 46), Nesâî ve sekizinci asırda İbn

Dakîkul’îd münker hadisi, mutlak olarak

râvînin teferrüd ettiği rivâyet olarak kabul

etmişlerdir. İbnü’s-Salâh, hadisçiler arasında

münker hadisi bu anlamda kullanan birçok

kimsenin bilindiğini söylemektedir.

3.2. Bir Kayda Bağlı Olarak Râvînin

Teferrüd Ettiği Rivâyet

Münker hadis terimini mutlak mana-

da teferrüd eden râvînin rivayeti için kulla-

nanların yanında münker hadisi, teferrüdü bir

kayda bağlayarak tanımlayanlar da vardır. Bu

anlamda münker hadis tanımlayanlardan bir

kısmı münker hadisi zayıf râvînin teferrüd

ettiği hadis olarak tanımlamıştır. Bir kısmı da

zayıfla birlikte sadûk râvîyi de zikrederek

bunların rivâyet ettikleri hadisleri münker

hadis olarak tanımlamıştır. Bir kısmı da sene-

dinde teferrüdü kabul edilen râvîlerin seviye-

sine ulaşmayan râvîlerin olduğu hadis olarak

Page 9: MÜTEKADDİMÎN VE MÜTEAHHİRÎN HADİS …isamveri.org/pdfdrg/D03989/2017_62/2017_62_ASLANM.pdfçok hadis çeşidi ile doğrudan ya da dolaylı olarak bağlantısı olan münker

Hadis Usûlü Kavramlarından Münker Hadisin Tarihi Süreçte Kazandığı Anlamların Değerlendirilmesi 271

tanımlamıştır. Bu tanımları aşağıdaki gibi

sıralayabiliriz:

a) Zayıf râvînin teferrüd ettiği hadis:

Münker hadisi bu şekilde tanımlayanlar ara-

sında hicri üçüncü asırdan Ali b. el-Medînî,

Buhârî, Tirmizî, sekizinci asırdan Bedreddin

İbn Cemâ’a ve İbn Kesîr ed-Dimeşkî zikredi-

lebilir. Bu hadisçilere göre ister zayıf olsun,

ister metrûk olsun ister mechûl olsun zayıf

râvînin teferrüdü münker hadistir (Aydınlı,

2013: 210).

İbn Hacer, İbnü’l-Kattân el-Fâsî’nin de

bu görüşte olduğunu bildirmiştir. Yine Zehebî

de bazen sadûk olan râvîlerin rivâyetlerini

bazen de zayıf olan râvîlerin rivâyetlerini

münker kabul etmiştir (Yücel, 1997: 201;

Efendioğlu, 2006: 13).

b) Zayıf râvînin teferrüd ettiği hadis

ile sıka derecesine ulaşmamış sadûk râvînin

teferrüd ettiği hadis: Münker hadisi bu şekil-

de tanımlayanların arasında hicri üçüncü

asırdan Müslim ve sekizinci asırdan Zehebî

vardır.

c) Teferrüdü kabul edilen râvîlerin

seviyesine ulaşmayan râvîlerin ferd olarak

rivâyet ettikleri hadis: Münker hadisi bu şe-

kilde tanımlayanlar arasında hicri üçüncü

asırdan Buhârî ile yedinci asırdan Takıy-

yüddîn İbnü’s-Salâh vardır.

d) Meşhur bir râvîden yapılan ri-

vâyette teferrüd eden kişinin rivâyeti: Münker

hadisi bu şekilde tanımlayan ilk ve tek kişi

üçüncü asır âlimlerinden Yahyâ b. Mâ‘în’dir.

Ona göre herkesin bildiği bir râvîden rivâyet-

te bulunduğu halde teferrüd eden kişinin

rivâyeti münkerdir.

Teferrüdü kayda bağlayan âlimlerin

tanımlarına baktığımızda hadisin münker

sayılması şart koşulan teferrüd kayıtlarının

birbirinden farklı olduğu görülmektedir. Bu

kayıtların kısmen ortak noktaları bulunsa da

birbirinin aynısı değildir. Dolayısıyla bu ta-

nımları birbirinden ayırarak her şahıs için ayrı

değerlendirmek gerekmektedir.

3.3. Senedinde İnkıta’ Bulunan ya da

Senedi Zayıf Olan Rivâyet

Münker hadisi terim anlamıyla kulla-

nan ve üçüncü asır hadisçilerden olan Ali b.

el-Medînî, münker hadisi senedinde inkıta’

bulunan hadis olarak benimsemiştir. Ali b. el-

Medînî’nin çağdaşı olan Ebû Dâvûd es-

Sicistânî ise senedi zayıf yani senedinde zayıf

râvîlerin olduğu hadisi münker hadis olarak

benimsemiştir.

3.4. Mevzû Hadis Anlamında

Münker hadisin râvînin teferrüd ettiği

rivâyet anlamında kullanıldığı dönemden

başlayarak sonraki dönemlerde de ara ara

kullanılan anlamlarından birisi de mevzû

hadis anlamındaki kullanımıdır. Bu anlamda-

ki kullanım, daha çok ilel, mevzûat ve zayıf

râvîlerle ilgili eserlerde kullanılmıştır. Çoğu

zaman da rivâyetlerin değerlendirilmesi için

kullanılmıştır. Bu anlamda ‚münker‛ ve

‚münkerün cidden‛ terimleri ‚mevzû,

şibhü’l-mevzû, ke ennehû mevzû’, lâ asle

lehû, leyse lehû asl ve bâtılün‛ (Yücel, 1997:

201; Efendioğlu, 2006: 13-14) gibi tabirlerle

birlikte kullanılmıştır. Münker kavramı Ebü’l-

Ferec İbnü’l-Cevzî (ö. 597/1201), Zehebî, İbn

Arrâk (ö. 933/1526), Ali el-Karî (ö. 1014/1605)

ve diğer bazı muhaddisler tarafından yukarı-

daki tabirlerle birlikte uydurma hadis anla-

mında kullanılmıştır (Efendioğlu, 2006: 13;

Aydınlı, 2013: 210). Ancak bununla beraber

münker hadisin uydurma hadis anlamında

kullanılması mutlak manada uydurma oldu-

ğu anlamına gelmez. Çünkü her uydurma

rivâyet münkerdir, ancak her münker uy-

durma değildir. Aynı zamanda bu anlam hem

çok yaygın olmamış hem de usûlcü muhad-

disler tarafından benimsenmemiştir.

3.5. Sıka Râvîlere Muhalif Olarak

Rivâyet Edilen Hadis = Şâz Hadis

Münker hadisi tanımlayanların bir

kısmı münker hadis ile şâz hadisin eşanlamlı

olduğunu belirterek münker hadisi ‚sıka

râvîlere muhalif olarak rivâyet edilen hadis‛

şeklinde tanımlamışlardır. Bu görüşü savu-

Page 10: MÜTEKADDİMÎN VE MÜTEAHHİRÎN HADİS …isamveri.org/pdfdrg/D03989/2017_62/2017_62_ASLANM.pdfçok hadis çeşidi ile doğrudan ya da dolaylı olarak bağlantısı olan münker

272

Muhammed Aslan

nanlar arasında Nesâî, Takıyyüddîn İbnü’s-

Salâh, Nevevî, İbn Dakîkul’îd, Bedreddin İbn

Cemâ’a ve İbn Kesîr ed-Dimeşkî, Zeynüddin

Irâkî gibi âlimler vardır (Efendioğlu, 2006: 13).

Bunlardan bazısına göre münker hadis tefer-

rüd etmekle birlikte sıka râvînin kendisinden

daha sıka râvîye muhalif olarak rivâyet ettiği

hadistir. Bu anlamıyla münker hadis şâz ha-

disle eş anlamlıdır (İbnu’s-Salâh, 1984: 47;

Nevevî, 1929: 1/57). Bu anlam İbnü’s-Salâh ve

onu takip eden muhaddisler tarafından be-

nimsenen münker hadis tanımıdır. İbnü’s-

Salâh ve onu takip edenlerin dışındakilere

göre ise râvî ister sıka olsun ister sadûk olsun

isterse zayıf olsun kendisinden daha iyi dere-

cedeki sıka râvîlere muhalif olarak rivâyet

ettiği hadis münker hadis olarak isimlendi-

rilmektedir.

Sonuç olarak münker hadis bazı mu-

haddisler tarafından şâz hadis ile eş anlamlı

tanımlanmış olsa bile bu görüş kabul edilme-

miş ve sonraki muhaddisler tarafından ciddi

bir şekilde eleştirilmiştir. Hatta İbn Hacer bu

şekilde düşünenleri gafil olmakla itham et-

miştir (İbn Hacer, 2000: 73). Bu muhaddislerin

tanımlarına baktığımızda aslında hem şâz

hadisin hem de münker hadisin tanımını

yapmışlardır. Onların bu konuda bir problem-

leri yoktur. Ancak şâz hadise ayrı münker

hadise ayrı denk gelen bu tanımları ikisi için

eşit kullanmaları sorun haline gelmiştir. Şayet

ikiye ayırarak tanımladıkları bu kavramları

birinci tanım için sadece şâz, ikinci tanım için

ise sadece münker deselerdi cumhura da mu-

vafık olurlardı.

3.6. Zayıf Râvînin Sıka Râvîlere Mu-

halif Olarak Rivâyet Ettiği Hadis

İslâmî ilimlerin kapsamlarının net-

leşmeye başladığı hicri üçüncü asır ile dör-

düncü asırda dinî kavramların da tanımları

netleşmeye başlamıştır. Aynı durum münker

kavramı içinde gerçekleşmiştir. Zaman içeri-

sinde anlamında daralmalar gerçekleşmiş ve

bu süreç günümüzde kullandığımız anlam

netleşinceye kadar devam etmiştir. Daha önce

hem sıka hem de zayıf râvînin teferrüdle bir-

likte muhalefet ettiği rivâyetler için kullanılan

münker kavramı, bu iki kullanım için yetersiz

olduğu görülmüş ve sıka râvînin muhalefeti

için ayrı, zayıf râvînin muhalefeti için ayrı

kavramlar geliştirilmiştir. Böylece sıka râvînin

muhalefeti için ‚şâz‛, zayıf râvînin muhalefeti

için ‚münker‛ terimi kullanılmaya başlanmış-

tır. Neticede münker terimi bugün yaygın

olarak kullanılan anlamıyla kullanılmaya

başlanmıştır. Buna göre münker hadis, ‚zayıf

râvînin teferrüdle birlikte kendisinden daha

iyi durumda olan râvîye muhalif olarak riva-

yet ettiği hadis‛tir (İbn Hacer, 2000: 73;

Suyûtî, 2010: 203).

Zayıf râvînin sıka râvîlere muhalif

olarak rivâyet ettiği hadis şeklindeki tanım,

münker terimi için en yaygın tanımdır. Bu

tanımın ilk belirtileri İmam Müslim’de gö-

rünmektedir. İmam Müslim’den sonra Ebû

Zür’a er-Râzî, Ebû Hâtim er-Râzî, İbn Ebû

Hâtim er-Râzî ve Tirmizî’de münker hadisi

benzer şekilde tanımlamışlardır. Ebû Hâtim

er-Râzî, münker hadisi bu anlamda kullanan

önemli muhaddislerden birisidir. Er-Râzî,

Seleme b. Verdâ’nın sika râvîlerin rivâyetleri-

ne muhalif olarak rivâyet ettiği hadislerinin

çoğunu münker bulduğunu söylemiştir (Yü-

cel, 1997: 200).

Bu tanımın en önemli savunucusu

müteahhirîn dönemi muhaddislerinden İbn

Hacer’dir. Hatta bu tanım İbn Hacer ile özdeş-

leşmiştir. İbn Hacer, şâz ve münker hadisi

aynı anlamda kullanan İbnü’s-Salah’ı tenkit

etmiş, bu iki terim arasında güvenilir hafızla-

ra muhalefet açısından benzerlik, şâz rivaye-

tin râvîsinin sika, münker rivayetin râvîsinin

zayıf olması yönünden ise farklılık bulundu-

ğunu ortaya koyarak münkeri ‚zayıf râvînin

güvenilir râvîlere muhalif olarak rivâyet ettiği

hadis‛ şeklinde tarif etmiştir (İbn Hacer, 2000:

73). İbn Hacer’den sonra münker terimi bu

anlamı ile son şeklini almış ve kendisinden

sonra gelen muhaddisler de münker hadisi bu

anlamda kullanmışlardır (Efendioğlu, 2006:

14). O kadar ki, bugün münker hadis denildi-

ğinde ma’rûf hadisin mukabili olan bu son

anlam akla gelmektedir. İbn Hacer’le birlikte

cumhurun görüşü haline gelen bu tanım

Page 11: MÜTEKADDİMÎN VE MÜTEAHHİRÎN HADİS …isamveri.org/pdfdrg/D03989/2017_62/2017_62_ASLANM.pdfçok hadis çeşidi ile doğrudan ya da dolaylı olarak bağlantısı olan münker

Hadis Usûlü Kavramlarından Münker Hadisin Tarihi Süreçte Kazandığı Anlamların Değerlendirilmesi 273

münker hadis için en uygun tanımdır (Alevî,

1990: 127; el-Ğavrî, 2009: 145). İbn Hacer’den

sonra bu görüşü savunanlar arasında, İmam

Suyûtî (Suyûtî, 2010: 203), Beykûnî, Nebhânî

(en-Nebhânî, 2001: 87), Alevî (Alevî, 1990:

127) ve bugünkü hadisçilerin hemen hemen

tamamı bulunmaktadır.

3.7. Münker Hadis Teriminin Diğer

Kullanımları

Münker hadisin yukarıda sıraladığı-

mız altı genel tanımın dışında da bazı özel

tanımları da yapılmıştır. Ancak bu tanımlar

yaygınlık kazanmadığından onları ayrı bir

başlık altında ele almayacak ve sadece tanım-

ları vermekle yetineceğiz. Bunlardan birisi,

aynı zamanda birer cerh ve ta’dil kriterleri

olan fuhşu’l-galat, kesretu’l-gaflet ve fısk durum-

larından herhangi birisi ile mecruh olan kişi-

lerin rivâyet ettikleri hadisler için kullanılan

tanımdır. Buna göre ‚çok hata yapan, çok

dalgın veya büyük günah işleyen râvînin

rivâyet ettiği hadis münker hadistir‛ (Suyûtî,

2010: 203; Aydınlı, 2013: 210). Bir diğer tanıma

göre münker; ‚kendisi sıka olsa da, zayıf

râvîlerden münker hadis rivâyet eden râvî‛

anlamındadır (Aydınlı, 2013: 210). Üçüncü bir

tanıma göre ise ‚sadece bir hadis rivâyet eden

râvî‛ anlamındadır (Aydınlı, 2013: 210).

İmam Buhârî’ye nisbet edilen bir tanıma göre

ise ‚kendisinden hadis almanın helal olmadı-

ğı râvî‛ şeklindedir (Aydınlı, 2013: 210). Bu

tanımlar yaygın olmasa da ara ara münker

kavramını karşılamak için kullanılmışlardır.

Bununla birlikte bu tanımlar münker kavramı

karşılamamaktadır. Bu tanımlar günümüzde

bizleri bağlamamakla birlikte tanımı savunan

kişileri doğru analiz etmek için onların kay-

naklarını okuduğumuzda bilinmesi gereklilik

arz etmektedir.

SONUÇ

Sonuç olarak münker sözcüğünün

‚çirkin olan, reddedilen, dine ve akla aykırı

olan şeyler‛ anlamına geliyorken kavram

olarak daha sonra -çirkin ve dine aykırı bir

davranış olarak görülen- güvenilir râvîlere

muhalefet etme durumunun adı olmuştur.

Münker kavramı pek çok âyet ve ha-

dis geçmekte ve genellikle âyet ve hadislerde-

ki kullanımlarının sözlük anlamında olduğu

görülmektedir. Bu kullanımlarda sözlük an-

lamının yanında münker kavramına ayrıca

dinî bir anlamın da yüklendiği görülmektedir.

Münker kavramının terim anlamına

baktığımızda ise tarihi süreçte farklı anlam-

larda ve farklı kavramlarla birlikte kullanılmış

olduğunu ve geniş bir yelpazede tanımlandı-

ğını anlaşılmaktadır. Bu anlamda münker

kavramı tarihi süreç içerisinde ‚râvînin tefer-

rüd ettiği rivâyet, mevzû hadis, şâz hadis,

zayıf râvînin sıka râvîlere muhalif olarak ri-

vâyet ettiği hadis, çok hata yapan, çok dalgın

veya büyük günah işleyen râvînin rivâyet

ettiği hadis ve sadece bir hadis rivâyet eden

râvî‛ gibi çok geniş anlamlarda kullanılmıştır.

Bu durum ıstılahların netleşmediği ilk dö-

nemlerde münker kavramının bugünkü an-

lamında kullanılmadığını göstermektedir.

Ayrıca hicri ilk asırlarda yaşayan hadis âlim-

lerinin kavramlara verdikleri tanımların ken-

dilerine has olduğunu ve her âlimin tanımının

kendisini bağladığını belirtmektedir. Burada

mütekaddimîn dönemi âlimlerin kavramlara

verdikleri anlam farkını göz ardı ederek ilk

dönemlerdeki kullanımları bugünkü münker

anlamında kullanılmış gibi kabul etmenin de

büyük yanılgı olduğunu da anlaşılmaktadır.

Bu yüzden ilk dönem âlimlerinin hadisler

hakkında verdikleri ‚münker hadistir‛ hü-

kümlerini eleştirmeden önce onların münker

hadisi hangi manada kullandıklarını bilmek

gerekir. Aksi takdirde yapılacak değerlendir-

meler gerçeği tam olarak yansıtmayacaktır.

Sonuç olarak, bütün tanımlar birlikte

değerlendirildiğinde en uygun tanımın ‚zayıf

râvînin sıka râvîlere muhalif olarak rivâyet

ettiği hadis‛ şeklindeki tanım olduğu, bunun

zamanla yaygınlık kazandığı ve gönümüzde

de münker hadisin bu anlamda kullanıldığı

anlaşılmaktadır.

Page 12: MÜTEKADDİMÎN VE MÜTEAHHİRÎN HADİS …isamveri.org/pdfdrg/D03989/2017_62/2017_62_ASLANM.pdfçok hadis çeşidi ile doğrudan ya da dolaylı olarak bağlantısı olan münker

274

Muhammed Aslan

KAYNAKÇA

Alevî, M. (2000). el-Menhelu’l-Latîf fî Usûli’l-

Hadîsi’ş-Şerîf, el-Medînetü’l-

Münevvere: Mektebe Melik Fehd.

Aydınlı, A. (2013). Hadis Istılahları Sözlüğü,

İstanbul: İFAV Yayınları.

Buhârî, M. (2002). Sahîhu’l-Buhârî, Dimeşk:

Dâru İbn Kesîr.

Ebû Dâvud, S. (1997). Süneni Ebû Davud,

Beyrût: Daru İbn Hazm.

Efendioğlu, M. (2006). Münker, Diyanet Vakfı

İslam Ansiklopedisi (s. 13-14), Anka-

ra: Türkiye Diyanet Vakfı.

Irâkî, Z. (t.y.). et-Takyîd ve’l-İzâh, Beyrût: Mü-

essesetü’l-Kütübi’s-Sekâfiyye.

İbn Cemâ’a, B. (1986). el-Menhelü’r-Revî Fî

Muhtasari Ulûmi’l-Hadîsi’n-Nebevî,

Beyrût: Dârü’l-Fikr.

İbn Hacer, A. (1994). En-Nüket Alâ Kitabi İb-

nü’s-Salâh, Riyâd: Dârü’r-Râye.

İbn Hacer, A. (2000). Şerhü’n-Nuhbe Nuzhetü’n-

Nazar Fî Tavzîhi Nuhbeti’l-Fiker Fî Mus-

talahi Ehli’i-Eser, Dimeşk: Matba’atu’s-

Sabâh.

İbn Ebû Hâtim, A. (1953). Kitâbü’l-Cerhi Ve’t-

Ta’dîl, Beyrût: Dârü’l-Kütübi’l-

İlmiyye.

İbn Mâce, M. (t.y.). Süneni İbn Mâce, Kâhire:

Dâru İhyâi’l-Kütübi’l-Arabiyye.

İbn Manzûr, M. (t.y.). Lisânu’l-Arab, Kâhire:

Dâru’l-Me’ârif.

İbnu’s-Salâh, O. (1984). ‘Ulûmu’l-Hadis (Mu-

kaddime), Dimeşk: Matba’atu’s-Sabâh.

el-Ğavrî, S. A. (2009). el-Muyesser fi Ulûmi’l-

Hadîs, Dimeşk: Dâru İbn Kesîr.

el-Hınn, M. S. (2007). el-Îzâh fî Ulûmi’l-Hadîsi

ve’l-İstilâh, Dimaşk: Dârü’l-Kelimi’t-

Tayyib.

Karagöz, İ. (2015). Dinî Kavramlar Sözlüğü,

Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı.

Muhammedî, A. M. A. (2005). eş-Şâz ve’l-

Münker ve Ziyâdetü’s-Sıkat Muvâzene

Beyne’l-Mutekaddimîn ve’l-Mutaahhirîn,

Beyrût: Dârü’l-Kütübi’l-İlmiyye.

Mustafa, İ. vd. (2004). el-Mu‘cemu’l-vasît

(Gözden geçirilmiş dördüncü baskı).

Kâhire: Mektebetu’ş-Şurûki’d-

Devliyye.

Müslim, M. (2006). Sahîhi Müslim, Riyâd:

Dârüt-Taybe.

en-Nebhânî, M. (2001). en-Nuhbetü’n-

Nebhâniyye bi Şerhi Menzûmetü’l-

Beykûniyye, Beyrût: Dârü’l-Kütübi’l-

İlmiyye.

Nevevî, Y. (1929). el-Minhâc fi Şerhi Sahîhi

Müslim b. Haccâc, Kâhire: El-

Matb’atü’l-Mısriyye bi’l-Ezher.

San’ânî, İ. (1997). Tavzîhü’l-Efkâr Li Me’ânî

Tankîhü’l-Enzâr, Beyrût: Dârü’l-

Kütübi’l-İlmiyye.

Suyûtî, C. (2010). Tedrîbü’r-râvî fî şerhi

Takrîbi’n-Nevevî, Kâhire: Dârü’l-Hadîs.

Şâkir, A. M. (1996). el-Bâ’isü’l-Hasîs Şerhu İh-

tisâri Ulûmi’l-Hadîs, Riyâd: Mektebe-

tü’l-Ma’arîf.

Tirmizî, M. (2005). el-Câmiu’s-Sahîh (Sünenu’t-

Tirmizî), Beyrût: Dâru’l-Kitâbi’l-Arabî.

Tuzcu, R. (2013). Muhaddislerin ve Fakihlerin

Ma’rûf Terimine Yüklediği Anlamlar,

Fırat Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Der-

gisi, 18/1, 1-35.

Yücel, A. (1997). Cerh Lafızlarından ‚Münke-

rü’l-Hadis‛ ve Farklı Kullanımları,

Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi

Dergisi, 13-14-15, 199-210.

Zebîdî, M. M. (1965). Tâcu’l-Urûs Min Cevâhi-

ri’l-Kâmûs, Kuveyt: et-Turâsu’l-Arabî.

Zehebî, M. (1985). el-Mûkıza Fî İlmi Mustala-

hi’l-Hadîs, Beyrût: Dârü’l-Beşâiri’l-

İslâmîyye.