muhsin yazıcı / aybars ak ilköğretim okulu - bakırköy
DESCRIPTION
VELiLERE GENEL ÖNERİLER. Muhsin Yazıcı / Aybars ak ilköğretim okulu - Bakırköy. Muhsin Yazıcı / Aybars ak ilköğretim okulu - Bakırköy. BÜYÜK TAŞLAR. - PowerPoint PPT PresentationTRANSCRIPT
Zamanın iyi ve üretken olarak kullanımı konusunda zaman zaman kurslar düzenleniyor. İşte bu kurslardan birinde zaman kullanma uzmanı öğretmen, çoğu hızlı mesleklerde çalışan öğrencilerine:
- "Hadi, küçük bir sınav yapalım" demiş. Masanın üzerine kocaman bir kavanoz koymuş.
Sonra bir torbadan irice kaya parçaları çıkarmış, dikkatle üst üste koyarak kavanozun içine yerleştirmiş. Kavanozda taş parçaları için yer kalmayınca sormuş:
- "Kavanoz doldu mu?"
Sınıftaki herkes,
- "Evet, doldu" yanıtını vermiş.
- "Demek doldu ha" demiş
öğretmen.
Hemen eğilip bir kova küçük çakıl taşı çıkartmış, kavanozun tepesine dökmüş, kavanozu eline alıp sallamış, küçük parçalar büyük taşların sağına soluna yerleşmişler...
Yeniden sormuş öğrencilerine: - "Kavanoz doldu mu?"
İşin sanıldığı kadar basit olmadığını
sezmiş olan öğrenciler,
- "Hayır, tam da dolmuş
sayılmaz" demişler.
"Aferin" demiş zaman kullanım hocası. Masanın altından bu kez de bir kova dolusu kum çıkartmış. Kumu kaya parçaları ve küçük taşların arasındaki bölgeler tümüyle doluncaya kadar dökmüş. Ve sormuş yeniden: - "Kavanoz doldu mu?"
"Hayır dolmadı!" diye bağırmış öğrenciler.
Yine
- "Aferin" demiş hoca.
Bir sürahi su çıkarıp kavanozun içine
dökmeye başlamış.
Sormuş:
- "Bu gördüklerinizden nasıl bir ders
çıkarttınız?"
Atılgan bir öğrenci hemen fırlamış:
- "Şu dersi çıkarttık. Günlük iş
programınız ne kadar dolu olursa
olsun, her zaman yeni işler için
zaman bulabilirsiniz."
"Hayır" demiş öğretmen. "Çıkartılması gereken asıl ders şu; Eğer büyük taş parçalarını baştan kavanoza koymazsanız daha sonra asla koyamazsınız."
Ve tabii, herkesin kendi kendisine
sorması gereken soruyu sormuş:
- “Yaşamınızdaki büyük taş parçaları
hangileri? Onları ilk iş olarak
kavanoza koyuyor musunuz? Yoksa
kavanozu kumlarla ve suyla doldurup
büyük parçaları dışarıda mı
bırakıyorsunuz?"
Ya siz?
Çocuk yetiştirmek mi?
Yoksa daha fazla para kazanmak mı?
12-21 yaşlarına dek uzanan çağ “gençlik” ya
da “delikanlılık” adını verdiğimiz, yaşamımızda
önemli yer tutan bir dönemdir.
Gençlik çağı, hızlı bir büyüme ve olgunlaşma
çağıdır.
İsteklerin en çelişkili olduğu, duyguların hızlı iniş-çıkışlar gösterdiği fırtınalı bir dönemdir.
Gençlik çağı, çocukluktan
erişkinliğe geçiş
dönemidir, kaygılar,
öfkeler, çatışmalar
dönemidir.
Bu dönemde genç bencildir,
kararsız ve çelişkilidir.
Bu çağın başarı ile geçirilmesi gencin kişisel, ailesel ve toplumsal olarak
sağlıklı bir ortamda bulunmasına bağlıdır.
Siz anne-babalar gençlere
gereken sevgi, ilgi ve anlayışı
gösterirseniz daha mutlu,
daha başarılı ve daha uyumlu
gençlere ulaşabiliriz.
Aşağıdaki öneriler
size bu konuda
yardımcı olabilmek
için hazırlanmıştır
“Genç, kendisine bir yetişkin gibi
davranıldığını ne kadar erken hissederse, kendisi
de bir yetişkin gibi davranmayı o derece
erken başarabilecektir.
Çocuğunuzu yüreklendirin, onu dinleyin.
Sorunlarını ciddiye alın.
Çocuğunuzun övgüye layık yönlerini bulmaya çalışın.
Öneriler:
Elinize fırsat geçtikçe
onaylayın ve övün.
Bu eleştiriden daha
yapıcıdır.
“Sana söylemiştim” demekten kesinlikle
kaçının.
İlgi alanlarını ve hoşlandığı şeyleri
destekleyin.
Çocuğunuzun yaşamına ve gelecekle ilgili
planlarına ilgi gösterin, ama onu sizin
düşüncelerinizi kabul etmeye zorlamayın.
Anne-babalar çocuklarına güvenmek zorundadırlar.
Aksi kanıtlanana kadar onlara güvenin ve hata yapmalarına izin verin.
Doğruyu hata yaparak bulacaklardır.
Yerine getiremeyeceğiniz
sözler vermeyin.
Anne-baba birleşmiş bir
güç olun ve tutarlı
davranın.
Çocuklara saygılı bir
dille hitap edin.
Unutmayın çocuğunuza
örnek oluyorsunuz.
Saygısız konuşmalarına,
anne-babayı aşağılamasına ve
küçümsemesine de izin vermeyin.
Anne-baba arasında
çocukla ilgili gizlilik
olmamalı.
Tüm sorunları ve
sevinçleri anne-baba
birlikte paylaşın.
Onlara yetişkin gibi davranın.
Çocukların yaptıkları yanlış
davranışlar yalnız olduğunuz
bir zaman kendilerine uygun
bir dille anlatılmalıdır.
Arkadaşlarını eve
davet etmesini
destekleyin.
Onları tanıyın, onlarla
tanışın.
Çocuklarımız başlarına ne
gelirse gelsin bizim
desteğimizin ve koşulsuz
sevgimizin hizmetlerinde
olduğundan emin
olmalıdırlar.
Gençler bir yandan isyankar,
otoriteye karşı tutumlarını
sürdürürken öte yandan
anne-babanın destek, ilgi ve
sevgisine ihtiyaç duyarlar.
YAPTIĞINIZ ŞEYLER İÇİN
PİŞMANLIK ZAMANLA GEÇER, NE
VAR Kİ; YAPMADIĞIMIZ ŞEYLERE
PİŞMANLIĞIN ÇARESİ YOKTUR.
SYDNEY J. HARRIS
AKIL KENDİ BAŞINA CENNETİ
CEHENNEM; CEHENNEMİ
CENNET YAPABİLİR.
JHON WILTON
İNSANIN ÖZGÜRLÜĞÜ,
KENDİSİNE YAPILANLARA
TAKINDIĞI TAVIRDA
SAKLIDIR.
JEAN-PAUL SARTRE
BAŞARIYI HEDEF ALIN, MÜKEMMEL OLMAYI DEĞİL.
YANLIŞ YAPMA HAKKINIZDAN VAZGEÇMEYİN;
VAZGEÇERSENİZ YENİ ŞEYLER ÖĞRENME VE GELİŞME
OLANAĞINIZI KAYBEDERSİNİZ. UNUTMAYIN;
MÜKEMMELLİYETÇİLİĞİN ARKASINDA KORKU
YATAR.İNSAN OLDUĞUNUZU HATIRLAYARAK
KORKULARINIZI GÖĞÜSLEYİN. DAHA MUTLU VE DAHA
ETKİLİ BİR İNSAN OLURSUNUZ.
DAVID M. BURNS
Çocuklar ve gençler yeni
dökülmüş betona
benzerler, ne çizerseniz o
kalır.