murat menteş _ dublörün dilemması

Upload: mahmut-basaran

Post on 14-Jul-2015

1.490 views

Category:

Documents


4 download

TRANSCRIPT

Murat Mente _ Dublrn Dilemmas MURAT MENTE istanbul'da dodu. Bisiklet tamiriyle urat, ufak tefek sihirbazlk numaralan rendi ve amatr olarak boksla ilgilendi. Yedii yumruklar dayanlmaz bir raddeye gelince, ringlere veda edip iir yazmaya koyuldu. Dergilerde, yaymevle- rinde, gazetelerde alt. Kaosa Mtevaz Bir KatiVda [2001, Sle Yaynlan] medyann bozucu ve ykc tesirlerini konu etti; Aynal Barikatlar'da [2003, ule Yaynlan] ise terrn gndelik hayatmza sindiim ne srd. www.dublorundilemmasi.com Kapak fotoraf iin cmerte poz veren Ah Muhsin nl, Gkdemir hsan Grsoy ve Alper Cangz'e yrekten teekkrler! - M.M. letiim Yaynlar 1074 ada Trke Edebiyat 152 ISBN 975-05-0322-8 2005 letiim YaynclkA. . 1. BASKI 2005, stanbul (1000 adet) YAYIN SEKRETER Senem Erdoan KAPAK Murat Arl KAPAK FlLMl 4 Nokta Grafik UYGULAMA Hsn Abbas MONTAJ ahin Eyihnez BASKI ve ClLT Sena Ofcet iletiim Yaynlar Binbirdirek Meydam Sokak letiim Han No. 7 Caalolu 34122 istanbul Tel: 212.516 22 60-61-62 Faks: 212.516 12 58 e-mail: [email protected] web: www.iletisim.com,tr MURAT MENTE Dublrn Dilemmas NDEKLER [NUH TUFAN] " Melodiler ve Mermiler 13 Srmeli Albino 15 Hayvanat Bahesi Yangnnda Halanan Suaygrlar 19 Yanl Yerde Hata Yapmak 22 Tiyatrodaki ifritler 25 antaj Katalogu 28 Kaplana Postunu Ters Giydirmek 30 Taze Cenaze, Cezai Taziye 35 imknsz isteyen Yal Mteriler 36 Kahreden Hakaretler Listesi 41 Dello Malul Gelin 42 l Adamn Kya 44 isko Usul Adam Karma -45 Kolombiya Kravat -48 Yaser Arafat'la Ayn Boydayz 51 Dublrn Daniskas 54 Kaytsz artsz Merhamet 57 Charles Bronson'n om Azl Kars 61 Ksa p Tarihi 62 By iin Gereken Enerji 66 'Stten km Ak Kak'la Cinayet 69 Uan Hal Ykama Makinas .71 Kim bu VVhitcomb Judson? 77 Ayakalt Bir Yerde Ayakst Bir Sohbet .81 Alklar Eliinde Bir Buluma .84 Timsahla Baa kmann Yollar85 Sarayda Alayan ocuk 88 Mobidik Soka'na Giri 90 Hayata Pamuk ipliiyle Bal Bez Bebek 94 Seri Katile ilham Veren Tablolar 97 aycnn Damarlarndaki Tavan Kan 99 "Yoksa Bu Yata lmden mi Korkuyorum?" 103 Elveda Baretta 107 Defolu Glge 110 Kont Dracula'nn imdat ars 112 Nuh'un Ta Gemisi 114 iftira Terapisi 116 [BRAHM KURBAN] 119 eyhle Randevu 121 Afili Filintalar 124 Orangutan Utandran ltimatom 127 Beberuhi Operasyonu 130 Baltazar'n lklar 132 Ltfen, Tehlike Halinde Maskenizi karnz 135 Hi Kimse Kalkta'daki Bir Panayrda Baklanmak istemez 138 Allah'n "Teslim Ol!" ars ! 139 Dvmek art Oldu 143 Bolukta Yokluu Hilie Dntrmek 145 27 Bin Yllk Fetret Devri 147 Seccadede Diki Tutturmak 151 Dmanla Aramzda Sr Olarak Kalan Sava 155 Filozofun imza Yetkisini Gaspeden Kz 161 Silah Zoruyla Tanma 164 [HABP HOBO] A7 Yakay Baaryla Ele Vermek 169 Hostesleri Benim Yerime p 169 Kemik Torbasndaki Gizli Kamera 170 Kala Gz Arasnda insanlktan kmak 176

Kahramanlk Madalyas Alan Gvercinler 178 Yrtc, Seni ya Grmezlikten Gelir ya da Paralar 180 Pippo Zaza Ayamza Gelince Ayaklarmz Nasl Yerden Kesildi? 181 "Bu ehri Sitanbul ki bMisi Behdr Bir Sengine Tm Sicilya Mlk Fedadr" 184 Kahve ve Nkleer Bomba Yapabilen Dilber 186 zerinde Kulukaya Yattmz Bombalar 187 Gazetedeki Canl Yayn 188 Hobbit ile Geronimo 192 Yollar Baklanan Bahe 195 Otomatik Silah Kardelii 197 Yumurtadan kan Kpek 198 Baak Tr'n Redtettii Rol 201 Palyatif Palavralar 202 "Tik-Tak" Taktii 204 Samuraylar Kbus Grmez 205 Fareler Yumurtay Nasl alar? 209 patan Kocakar Sayesinde Cadyla Evlenmek. 214 [FERRUH FERMAN] 219 Buz Adam ve Fosil Kadn 221 Civardaki Hovarda 222 Aile ii Kr iddet Sayac 223 Fil Tezeine Hcum! 225 Buruuk Klotlar 227 Srlsklam k iftin l ahitleri 228 Vicdann Ceza Sahas230 Hamile Kadnlarn Dourduu Tehlike 233 Evlatlk Acs 235 lde ay Kayla Kaz Yapma Cezas 237 Bir Uak Dolusu Bebek 239 Felein emberinden Motosikletle Gemek .241 Krmz Bikini Grm Boa Gibi 243 Mnzeviler Mahzeni'ndeki Mzik 244 Komadaki Komani 246 Vampirler Sigara imez 247 Sivrisinek ve Saz Arkadalar 248 Baklann Dier Yars Kimin Dilinin Altnda? 250 Cinayet Mahalline Koan Maktul Aday 252 [NUH TUFAN] 257 Bir Avu Mermi Daha 259 Parmak Hesab 261 NUH TUFANI Melodiler ve Mermiler Mzik deiince dans da deiir. [Takeshi Kitano] Adamn sol yananda Nike amblemi eklinde bir yara izi vard. Mr. Nike siyah bir takm elbise giymi ve yemin ederim papyon takmt. Krlam salar gayet gr grnyordu. Oturduu koltukta vahice bir kibirle ban geriye atm, duda tiksintiyle bklm, kalar smsk dmlenmiti. Hidiv Kasr'nn bahesinde toplanan jet sosyeteye mensup 150 kii bana glckler gnderirken, bu tanmadm adamn surat neden bir kindarlk abidesi gibiydi? Yoksa... yoksa o muydu?! Buraya leimi uzaya yollamak iin mi gelmiti? Al konumasn yapmak zere krsye davet edildiimde, hain sevgilim yanama bir pck kondurdu. Alklar eliinde, srtarak ktm krsde, cebimdeki konuma metnini bulana kadar vakit kazanmak iin hitap fasln biraz uzattm: "Muhterem misafirler..." Arkamdaki Kasr'n yanndan baheye geen Ferruh Ferman'a gzm takld. "Meziyetli leydiler..." Hayret! Onun bu gece aramza katlamayacan sanyordum. Ben zaten buraya onu temsilen gelmitim. "Hatrinas centilmenler..." O da ne? br taraftan bir Ferruh Ferman daha kageldi! "Civanlar, eski topraklar ve bilhassa sabiler..." Misafirlerin arasna birka saniye iinde en az 20 Ferruh Ferman katlmt! Besbelli yine halsinasyon gryordum. Sevdiim hain kadnla gzgze geldim. Kapal bir elbise giyerek beni artmt. Konuma metnini aramay braktm: "Bu harikulade yaz akamnda, ocuk bezinin mana ve ehemmiyetinden bahsedecek bir adam dinlemeyi tercih ettiiniz iin teekkr ederim." Nike Efendinin evresinde bir grup k fedai dolanyordu. lerinden biri, kulana eilip bireyler syleyince spor suratl ar adam etrafa baknd ve gizli bir komut verdi. "Evvela, itiraf etmeliyim ki, birounuz gibi ben de ocuk beziyle biraz ge tantm..." Szlerime devam edemedim. nk birdenbire Dead Can Dance'in Yulungds almaya balad. Dev hoparlrlerin sesi sonuna kadar almt. Ve Bay Nike'n adamlar ile Ferruh Fermanlar aym anda bellerindeki silahlar ekip birbirlerine kurun yadrmaya koyuldular! Ortalk cehenneme dnd. Jet sosyete, havada arpan jetler gibi darmadan olmutu. Fakat lklar duyulmuyordu, nk mzik silah seslerini bile bastryordu. Camlar tuzla buz oluyor, bahedeki sahipsiz orkestramn enstrmanlar krlp dklyor, masalar devriliyor, her yer kana bulamyordu. Tam bir katliamd bu. Gvdesine isabet eden mermi, iman bir kadm krlent gibi puflatt. Ferruh Fermanlardan biri omzundan vurulunca kendi ekseni etrafnda dnerek yere yld. Nike Bey'in bir adam koarken srtndan zmbalannca frlayp koca bir aaca yapt. Misafirlerden; hzla alkalamp patlayan ampanya ieleri gibi kpkl kan salyordu. Bu mzikal kapmamn tek seyircisi olarak, krsde donup kalmtm. Sevdiim kadm bulmalydm. Geri burada gebersem bile onun

umursayaca yok ya, benim haat kalbim korkuyla deil akla arpyordu. Ve bu kurun yamurunun altndaki kan rmamda, kupkuru bir adam, tabancasn alnma dorultmu, cesetlerden oluan bir kprden bana doru kouyordu!.. Srmeli Albino Andolsun, Biz NuH'u kendi kavmine gnderdik ve o dokuzyzelli sene yaad. [Kuran, Ankebut Suresi / 14] Peygamberin otlatt kuzular kadar masumdu. Ya da bana ilk anda yle gelmiti. Zira 'ilk an' ne kadar kalcysa, masumiyet de o kadar kakdr. zeri portakal, vine ve ilek resimleriyle kapl, yani Meyvendetta reklamyla ambalajlanm otobse yetimeye alyordu. ift katl otobs durdu, st katn penceresinden ona bakarken, kalbimin zemberei boald. Gzlerimi kapadm ve yanmdaki koltua oturmas iin dua ettim: "Allah'm, bunu dilediim iin ayp etmi olur muyum?!" Solumda biri belirdi fakat ilkten cesaret edip gzlerimi aamadm. Yine de o olduundan emindim. Sol gzm azck aralayp yana doru baktm: "Teekkrler Allah'm!" Elindeki kitabn kapanda Azize Katherina 'nn alman Dili yazlyd. Uyuma numaras yaptm, hafife kprdadm, "Ihmmm" gibi kk sesler kardm ve bir arabann aniden fren yaparak durmasyla sona eren bir kbusun n camndan frlarcasma uyandm. rkilerek bana dnd. Birbirimize baktk: mrmn gm ivisinin akld an! Bilincim ve vicdanm, zihnim ve gnlm, aklm ve kal bim, fikrim ve hissim... her bakmdan eitlenmiti. Kiisel ekinoksumu yayordum. Yzn doallkla kitaba gmd. Mahmurca bir ylklkla "Ltfen syler misiniz.." dedim, "horladmm?" Gzleri bir an kravatmdaki Kzlmaske desenine takld, ardmdan, patlam bir greyfurda benzeyen suratma bakt. akn grnyordu. Ani bir kararla "Hayr" dedi. Sudan km bir baln kurumlu azyla "Beni krmamak iin byle sylyorsunuz?" dedim. Cretimden ziyade albinoluuma denk geldiini farket- meme yetecek kadar anlaml bir tereddtten sonra yine "Hayr" dedi. Biri boynuma enjektrle tmarhane svs boaltyormu gibi yavaa kapatp atm gzlerimi. Ve kanla dolu bir siperde vurulmu gibi dmeden nce, acizce fakat kesin konutum: "Horlarsam... horlarsam burnumu tutar msnz? Burnumu... tutar msnz, ltfennn?.. Burnumuuummm. Bam cama eerek, uyuma numarasma tekrar baladm. Ksa bir sre sonra yal bozaylarm k uykularmda horladklar gibi horlamaya koyuldum! Ama ne horlamak. Hor- lamyor, adeta meydan okuyordum. Otobstekilerden kimileri isyan etti: "Nesi var bunun?!", "Biri uyandrsn u adam, hasta mdr nedir?!", "Hanmefendi, bu bey sizinle mi birlikte?"... Kzn dnyasn karartmtm. Yanmdan kalkp kaarak uzaklamak istiyordu, kesin, ama otobste bo koltuk kalmamt. Omzumu hafife drtt: "Uyann..." , Yal bozay horlayndan frtna bulutlarnn karlkl horlayna getim. O kadar iddial bir biimde horluyor- dum ki, bu dalda verilen dllerin tamamm almaya azmetmitim sanki. Kolumu iki eliyle kavrad ve beni sarsmaya balad: "Uyann, horluyorsunuz!" Cevabm kesindi: "Horrrrr!.." Derken cesaretini toplad ve beyaz sabundan yontulmu elini yavaa pembe burnuma doru uzatt. Ba parma ve iaret parmayla tam burun deliklerimi kapataca srada horlamay kesip gzlerimi sonuna kadar atm ve muzipe glmseyerek "Biliyordum!" dedim. Bana nefretle bakyordu; bir ceylan ne kadar nefret edebilir? Onu hayal krklna uratmtm, aramzdaki her ey bitmiti, artk bana "Hayr" bile demeyecekti besbelli. Yrtclm belgeleyen cmleyi kurdum: "Benim iin kendinizi tehlikeye attnz. Size borluyum. Bir kahveye ne dersiniz?" Nefreti annda irentiye dnt. Bir adatavam ne kadar irenebilir? "Ne..." Sanrm "Ne yapmaya alyorsunuz?" diyecekti. Cebimden sol elimle beyaz bir kt mendil karp teslim bayra gibi salladm ve teki elimi uzatarak "Nuh" dedim. Donakalmt. "Adm sana sylemektense kulaklarndan kllar fkran bir engizisyon yargcma, satanist bir ebekenin kara liste fihristini tutan etil katibe ya da kuduz bir doberman srsne sylerim daha iyi" der gibi bakt... Malpigi tabakasnda melanin pigmenti sentezlenen herhangi biri olsaydm, gzlerime srme ekmemi ou kimse ho karlayacakt. Vampirler gibi ben de gn na duyarlym fakat gzlerimin yzmde bir ift rmcek gibi yanyana durmas insanlar panie srklyor. Cildim uuk pembe, tylerim bembeyaz; gelgeldim hi ama hi utanga deilim. Kstahlk etmekten bedensel bir kaderle men edilmitim ve buna canla bala direniyordum. Kendi kendime kar isyamm herkeste tiksinti uyandryordu... Bu bedenin iinde mebbet mahkumiyetimi artk ileme koymam gerekiyor... Stl kahve salar, asma dal omuzlarndan usulca akyordu. Gzlerindeki anlam, dnya savalarndan, okyanus hazinelerinden, kum frtnalarndan, meyve ormanlarndan derlenmiti. Dudaklar buzulda yetimi bir elmamn kabuklar kadar parlakt. Kalar kestane ekeriyle izilmiti. Burnu uygarlmz utandracak bir bynn rnyd. Dileri baka bir gezegenin ele gemez cevherleri, mcevherleri... Biim ve ifadenin mucizesiyle yorulmu bu yz karsnda, bir kobay ahr kakn gibi mhlanmtm. iimde ifritler kim bilir ne kazanlar kaynatyordu. imde bir masal ccesi, bir orman iniyle birlikte natrmort modellerini kemiriyordu. imdeki havai korsan silahm kalbime dayamt.

Otobs, Kadky'e vard. Sakince toparlanp kalkarken onu seyrettim. Ardndan gitmem, ona "Hayatm boyunca bu am bekledim" filan demem gerekirdi. Samalamak daima belli bir esneklik dourur. Bu da tahmin edilemeyecek kadar ok kiinin iine gelir. Savalar da, evlilikler de, politik mitingler de bu esneklikten istifade eder. Yapamadm. Onu takip edemedim. Doar domaz reddedilmitim, hayatm boyunca yle ok kovulmutum ki, buna alk olduumdan emindim, fakat bu defa felein emberinden kamadm. Pembe burnumu kravatmla sildim. Bu barbarlm ro- bots bir centilmenlikle kaytl bir soukkanllkla karlayan Kzlmaske bana: "Felaketin her an ve her ynden gelebileceini anlarsan, kendini beenmiliinden kaynaklanan imdi ve buraya ilikin teessfnden uzaklaabilecek kadar hzlanrsn" dedi. Hayvanat Bahesi Yangnnda Halanan Suaygriar Austos gnei, patlam bir ddkl tencerenin frlayan kapa gibi stanbul'un tavanna yapmt. ehir, scaktan her ey bir anda kum olup akacakm, puf diye simsiyah bir le dnecekmiesine nlyordu. Yap yap asfalt yollardan, eri br beton binalardan, prizde unutulmu tleri andran arabalardan ykselen buhar perde perde yerle gk arama gerilmiti. Kadky rhtmmdaki bkkn kalabalkta sualt srngenleri gibi szlen tm erkekler Mecnun, tm kadnlar Leyla olup kmt. Kaytszlk dolu bir ba- layclk, mecalsizlikten kaynaklanan bir skunet, aym dertten mustarip olmann getirdii bir yaknlk; insanlara masals bir yumuaklk kazandrmt. Gne enerjisi, tm enerjilerini emmiti besbelli. Meteorolojik bir af ya da cezayla herkes masumlamt; polisler, zabtalar, itfaiyeciler, inzibatlar bile oyuncaklam, helvalam, sabunlamalard. Gemiler, vine reeline dnm denizin zerine kondurulmu kuru ekmek dilimleri. Herkes Cehennem'in eiine varmann umutsuzluundan doan bir tevekklle; anlam ve nemini yitirmi hareketlilie kendini brakm grnyordu. Subcomandante Marcos'un da dedii gibi, "Grne aldanmamak gerek." Mevsimin yanda kavrulan kitlenin hibir yesi hal-i hazrdaki ateli geveyie katlarak onu onaylamaktan geri durmuyordu, fakat kimsenin kaynar bir arnmaya kendini brakt yoktu. Hayvanat bahesi yangnnda halanan suaygriar! Yanmdan geen bir sarnn effaf plastik bir borucuk- tan yaplm bileziinin iinde canl karmcalar vard. Mavi peruktu kambur bir kadnn gezdirdii mavi peruklu buldoun tasmasnda "Bu kadn beni byyle bu bale soktu, yardm edin!" yazlyd. Cep telefonuyla konuan bir adam, "Arnavutky'deyim" diyordu. Yaklap ate istedim, sigaram belinden kard bir 14'lyle yakt. Herkes, madrabazlara zg yntemlerle kamufle edilmi bir crm ittifak arm anonsluyordu. Ben onlara 'drst yalanc ahitler' bulan sadk su ortaklar olacaktm. Onlarn masumiyetlerinin en kesin kantna dnecektim. Mahhas bir yalan klnda hizmetlerine girecektim. Bktklar hayatlarm bana emanet edeceklerdi. aldklarndan kurtulmak iin hrsz yolu gzleyen hrszlarn imdadna koacaktm. Kendilerinden uzaklaarak kendilerine gelmelerini temin edecektim. Legal ve illegal olann aym oranda skc olduu bu ada, onlara ilenmemi bir su tr sunacaktm. Benim sayemde, su ilerken masumiyetlerini koruyacaklar, masumiyetlerini korurken su ileyeceklerdi. Hapishaneden kamalar iin dar kmalar gerekmeyecekti ve dar ktklarnda hapisten katklar asla anlalmayacakt. ntihar bile etseler, onlara canl ss verebilecek forml ele geirecektim... Benim adm, Nuh Tufan. nmzdeki perembe bir buldozerin zerine braklm bir demet papatya grrseniz, biliniz ki onu sizin iin oraya ben braktm, ekinmeden alnz. [Tamam, akayd.] nsanlarm ou, itirafn yerine iddiay, acziyetin yerine fkeyi, .aresizliin yerine avuntuyu koyarak ldryorlar vakitlerini. Bense ii akaya vurmadan edemiyorum. Sanrm bu genlerimde yok. nk, efsaneye gre, dedelerim hi de akac kiiler deilmi; babam hari btn atalarm elini kana bulam. Babam dahil hibiriyle tamma imkn bulamadm. Acaba babam da birilerini mhlam mdr? Genetik olarak ben de cinayet ileme eilimi tayor muyum? 2D mrm boyunca DNA'lanmdan kaacaksam, bunun matrak bir yolunu bulmam gerekir herhalde. yle de yaptm. Kimseyi ldrmemek iin herkesin katil ve/ya da maktul gibi yaad bir dnyada bulunmann tadn karmay denedim. Buraya kadar her ey yolunda. Saylr. Liseden snf arkadam olan, Allah'n sevgili kulu brahim Kurban, konservatuar binasnn nnde beni bekliyordu. Kumral, uzun boylu, zayf yapl, bebek yzl ve kaim sesli kardeim. " Selamnaleykm." Bu scakta kucaklatk. Biz hakikaten sk arkadaz. "Aleykmselam." brahim Kurban'm kalar her zamanki gibi atk. "ok beklettim mi?" Asla dakik olamadm ve srf bu yzden uzadka uzayan dostluklarm var. "Evet, ama bu bir rekor deil." brahim kadar az konuan ve hazrcevap biri zor bulunur. Lonca Caddesindeki Kumpas'a [Kum Pastanesi'nin, aramzdaki ksa ad] kadar yrrken tek kelime etmedik. Yalpalayarak yol alan felli garson, nmzden geerken tep- sisindeki bardaklar angrdatyordu. Arkasndan baknca, limonata dolu bardaklarn birinden dierine atlayp duran Japon balklarn grdm! Dndnde, tepsi gibi dz suratna buzlu bir tebessm yayp bo gzleriyle bize bakt. Bir sade, bir stl kahve istedik. Bu arada, pastanenin duvar ktlarnda mor kertenkeleler geziniyordu... Pekala... Bende atipik izofreni var ve srekli halsinasyonlar gryorum. Fakat hepsi bu. Yani garson felli olmayabilir, duvarlarda kertenkeleler cirit atmyor olsa gerek ve limonata bardaklarnda yzen

Japon balklar da muhtemelen var deiller. Yine de bunlarn bir nemi yok. Halsinasyonlarla gerekleri [sanrm ounlukla] ayrdedebiliyorum ve ortal velveleye vermiyorum. Ah benim anonim okurlarm; bazen yolda ya da herhangi bir yerde bir tandnza rastladnz fakat o esnada kendinizi hazr hissetmediiniz iin ya da baka bir nedenle o kimseyi grmezlikten geldiiniz vaki deil mi? Peki, daha soma, o kiiyi sahiden grdnz teyit edecek bir aratrma yapyor musunuz? Hayr, buna gerek duymuyorsunuz. nk daima gzlerinize inanyor ve nedense kendinize fazlasyla gveniyorsunuz. Grmeyi reddettiiniz o kimse ya bir hayalden ibaretse? Ya olmayan birine kar bilinli ve geici bir krlk iindeyseniz? mknsz m? Ne derseniz deyiniz, ok zayf ve kk de olsa byle bir ihtimal var. Kaytszlk, bir yoketme abasdr. Fakat bu, yoket- meye yeltendiimiz eyin varln kesin bir biimde kantlamaya yetmez, ite, ben de gerekliinden emin olmadm olaylar ve durumlardan dikkatimi esirgemeye zen gsteriyorum. Bylece insan iine kmam engelleyecek bir meguliyetten geri duruyorum. Bu kadar basit ve net. Ayrca, isa'mn mezarm Mslmanlardan kurtarmak zere yola kan Hal ordular da halsinasyonlar gryordu. Belki de hibiri Anadolu'yu grmedi! Hayr, Hallardan nefret ederim. Siz de zorbalarla intikamclar arasnda, her iki tarafn grd sanrlar arasndaki farka tekabl eden bir ayrm olduunu teslim edersiniz umarm. Yanl Yerde Hata Yapmak brahim Kurbann bana mhim bir ey aklayacam, fakat kahvesinden bir yudum almadan tek kelime etmeyeceini biliyordum. Acaba yine ne icat etmj.su? ibrahim Kurban bir yl kimya, bir yl tp blmlerinde okudu. Halen, gzel sanatlar fakltesinin heykel blmnde renci. Okulu hibir zaman ciddiye almad. Ye samrm onun da benim de asla diplomamz olmayacak. Ailesinin, Etiler'deki villasnn at katndaki dev bir sigara duman bulutunun iinde sabahtan akama kadar tasavvuf kitaplar ve izgi roman okuyor, bir yandan da acayip deneyler yapyor. Kitaplarn zerine spreyle uygulandnda tozlanmalarm engelleyen ve slatmayan bir sv hazrlamay; yapay zekl bir bilgisayar robotu yapmay; san rengini gnden gne deitiren bir sa boyas imal etmeyi baard. Beni arayp bulumak istediine gre, imdi de yeni icadndan sz edecek. Hah, kahveler de geldi. "Kurban'm anlat haydi, neler yaptn?" "Beni bover, sen anlat. plku amyor musun?" plk benim dkknm. zerinize afiyet, pten kan malzemeler satyorum. "Dkknda bunalyorum. Sras m imdi? Telefon edip 'bulumamz gerek' diyen sen deil miydin?" "Haklsn, fakat yarm saattir tek kelime etmedin. Bu normal deil." "Otobste bir kza rastladm," "Bu rastladn kanc 'hayatnn kadm' dersin? adan olan btn kadnlar idare edebileceini mi sanyorsun?" "Dalga geme. Bu kzn gerek olduundan bile emin deilim. Dnyaya onu grmeye gelmiim gibi hissediyorum. lk bakta nakavt etti beni. Ulalmaz bir gzellii var. Bu defa yanl yerde hata yaptm galiba..." brahim Kurban, szlerimi ll bir merhamet ifadesiyle dinliyordu. Sanki otobsteki kz da en az beni tand kadar tamyormu gibi bakyordu: "Ciddi misin sen?" "Ecel kadar." "Kz ne dedi?" "Reddetti." "Neyi?" "Senin en yalan arkadam. Komple reddetti yani." "Bu da geer." brahim Kurban'm teskin etme tarzma baylyorum. "nallah." brahim'in benimle neden bulumak istediini hl merak ediyorum, o halde varm: "Senden ne haber?" "Bir tr canl doku yaptm." "Canl doku mu? Ne canls, ne dokusu?" "Anlatmas uzun srer, grmen gerek." brahim'in gzlerinde ender rastlanan bir prlt vard. Meraklanmtm: "Olsun, sen yine de dene." "TerminatYde Schwarzenneger makinayd fakat insan grnmndeydi, nk metal iskeletinin zerinde ne vard?" "Canl doku..." dedim ve Kumpas'm bahesinden yenierilerle dolu bir vagon geti. "Beni degmanlamyorsun ya?" brahim Kurban hisleri incitilmi bir mafya babas edasyla "Hayr." dedi. "Anlatsana Kurban, inam yalandnma." "Deri ve kllar yapay olarak retmekten sz ediyorum. Geri kllar iin peruk ve saire kullanlabilir. Deriyi hazrla rken de plastik hamuruna seyreltici kimyasallar kartm- yorum. Dermatolojinin ve estetik cerrahinin laboratuarlarda, muayenehanelerde ve ameliyathanelerde yaptm ben Xanadu'da [brahim Kurban'm at katma takt isim] yapyorum, hepsi bu. Herhangi birinin cepheden ve profilden ekilmi birer fotorafm Shaphantom programna aktardktan sonra, ayrntlar ieren boyutlu bir kalp hazrlama k zor olmuyor." Heyecanlanmtm: "Mesela Elvis Presley'nin maskesini yapabiliriz mi diyorsun?" "H-hm." "Peki Darkman filmindeki gibi ksa mrl m bu kalp?" "Hayr, o kadar dramatik deil... Evladiyelik yani." "Bir dakika. Sen imdi bana dilediimiz kiinin suratm kopyalayabileceimizi mi sylyorsun?" "Aynen yle. Yeter ki iki fotorafi olsun. cabnda el grnmnde, trnakl eldivenler de retebiliriz." "Vay canna!.." Tiyatrodaki ifritler

11 Mays gnyd. Amerikan uyruklu bir firmann alt ay evvel piyasaya srd Meyvertigo adl meyve sularyla ilgili haber, btn gazetelerin birinci sayfasndan anonslan- mt: "Meyvertigo'dan kurt kt!", "Genel mdr patlad: ftiraya uradk!", "renci velileri, ilkretim okullarnda cretsiz datlan Meyvertigo'ya dava at!", "Meyvertigo reklamlarnn yldz nl manken Tlin Tulyum 'Olanlara inanamyorum!' dedi", "Polis, Meyvertigo fabrikasna baskn dzenledi", "Meyvertigo dklyor"... Olaylar umduumdan ok daha hzl gelimiti. Sylenti ajansmn bylesine etkili olabileceini dnmemitim. Alt erkek ve drt kzdan oluan kk ekibim, koskoca bir firmay iflasn eiine srklemiti... Her ey birka hafta iinde olup bitmiti... Akas, korkmaya balamtm. ** Konservatuarda geirdiim nc senenin son gnleriydi. Aldm burslarla kt kanaat geiniyordum. evremdeki ocuklarn tamam denyoydu. [Denyo: Ortaoyununda budala tipi. Denilo da denir. Yaygarac, kendisine gsterilen msamahayla marm, kstah, arsz, kfrbaz, yzsz ve srnaktr. | Tiyatro sahnesinde bunalyordum. Fransz ynetmen Andre Antoine'm szn ettii 'drdnc duvar' hissetmiyordum bir trl. Seyirciyi yok sayamyor ve ondan hi hazzetmiyordum. Belki de mezarlklarda, tek bama oynamalydm. Zira iimden seyircileri mhlamak geiyordu her defasnda. Provalarda da kendimi hep aptal gibi hissediyordum. Tiyatro, asla bana gre deildi. Konstantin Stanislavski'nin zrva talimatlar beni cammdan bezdirmiti. Tekstleri okuyarak kiileri ve olaylar zihnimde canlandrmay seviyordum, fakat sahnede iimi byk bir samalk duygusu kaplyordu. Dahas, szmona elit bir sanat olan tiyatroya gnl verenlerin hemen hepsi bir ym batl inanca kendilerini kaptrmlard. Genel provann kusursuz olmamas gerekiyordu mesela. Srf bu salaka saplant yznden, tkrnda giden bir provada oyunun son cmlesi sylenmiyordu! Perdelerin kenarndan gizlice seyircilere bakmak yasakt, nk uursuzluk getirirdi! Hemen hi kimse oyun balamadan nce birbirine iyi dileklerini sunmuyordu ki 'akac tanrlar' srpriz yapmasn! Kostmlerin cepleri 'uur getirici' zmbrtlarla doluydu: ste baa srlen kahverengi 'kaplan gz' ta [boanmaya yol amak gibi yan etkileri varm!], okanan eski metal paralar, plen minyatr nallar!.. fritler tarafndan kuatlmtk. Sahneye kmadan nce herhangi bir fetiist ilem yapmaym, acemiliime yoruluyordu: Lope De Vega'ya, Shakespeare'e, Marlowe'a, Ibsen'e, Moliere'e saygm sonsuzdu; gelgelelim artk tiyatro a kapanmt. Hayatm kendisi ylesine hileli hale gelmiti ki, tiyatroda ancak can ekime sahnelenebi- lirdi. 1907'de len ve son nefesinde "Benim yzmden tiyatrolar kapatmasnlar" diyen sve Kral Oscar'm can ekimesi mesela. Seyirci de sersemliinden geliyordu tiyatroya; bireylerin eksikliini duyuyordu; en ok da uzaktan kumanda aletinin. Bense makinal tfeksizlikten mustariptim; vahi biri saylmam, yine de seyircilere kurun dkmek iin can atyordum!.. Acbadem'de, katl bir evin giri katnda, Baretta ile birlikte kalyordum. Baretta'nm gerek adn hatrlamyorum imdi. Ksa boylu fakat kaslar gelimi bir ocuktu; ona Baretta lakabn ben takmtm. Robert Blake'nin can landrd Tony Baretta, 1970'li yllarm nl tv. dizisi kahramannn adyd. Klktan kla giren ve nne gelene "Gl olmaksn" diyen bir dedektifti. Sammy Davis Jr.'m seslendirdii Keep Your Eyes on the Sparrow arks ekinde balard film. Baretta, Fred adk papaamyla birkkte, New York City'deki King Edward Otek'nde kalrd. Bir sabah, srtmda mavi bornozumla banyodan ktm, yatanda oturan ve henz afyonu patlamam Baretta'ya dedim ki: "Para kazanmak iin ne yapmamz gerektiini buldum!" Baretta baygn gzlerle bana bakyordu. Bir ey sylemesini bekledim. "Zaman gelmiti Kaptan" diye mrldand. [Baretta ve konservatuardaki arkadalar bana hep 'Kaptan' derdi.] imde onu pataklama istei uyand. Bu apalla konutuum iin kabahat bendeydi. Kendimi tuttum ve sabrla fikrimi akladm: "Bana bak Baretta; biz ne i yapyoruz?" 'M ?" 'Yamkyorsun, biz tiyatrocuyuz." "Diyelim yleyiz, n'olacak?" "Fakat insanlar artk tiyatroya gitmiyorlar, tiyatrolar bir bir kapamyor, tiyatrocular sefalet iinde..." "Eeee?" Baretta salama, akkmdan geenleri aklamaya koyuldum: "Bir ajans kuracaz: Dedikodu ajans!" Baretta toparland. Battaniyeyi zerinden atp ayaklarm yataktan aaya sarktt. Canlanm, meraklanm, neelen - miti: "Dedikodu ajans m?" "Kesinlikle! Ayn ii yapan iki firma dn. Biz, bu firmalardan biriyle anlaacaz ve rakip firma aleyhine dedikodular, sylentiler reteceiz! "Tam olarak ne yapacaz yani?" "En kalabalk yerlerde, kendi yazdmz oyunlar sahneleyeceiz." antaj Katalogu ant-Ajans adl gayri resm bir ajans kurdum. Byk bir gazetenin i dnyas ilavesine "Sayn yetkili; rakibinizin canndan bezmesini istiyor musunuz? O halde bize adn syleyin!" eklinde bir ilan verdim. Birka firma ant-Ajans' arad. Yerli mal meyve suyu reticisi Meyvendetta'yla anlatk. Meyvertigo aleyhine sylentiler yayabilirsek, tam 10 bin dolar deyeceklerdi. Balang iin 2 bin dolar almtm. Baretta, okuldan 4 kz, 4 erkek renci buldu. ki.gecede metinleri yazdm. Provalar bizim evin salonunda yapld. Ve hafta sonu, vapurlarda, metrolarda, otobs duraklarnda, sinema kuyruklarnda, alveri merkezlerinde... piyeslerimizi sahnelemeye koyulduk. Ana tema, Meyvertigo'nun kurtlanm meyvelerden retildiiydi.

Konservatuardan yrttmz kostmler ve makyaj malzemeleri sayesinde, dilediimiz kla girebiliyorduk. Dokuz gn sren teatral operasyonlarmzdan bazlar unlard: 1] Yal bir kadm, alveri merkezinde torunu [Baret- ta'nm 8 yandaki yeeni] ile gezmektedir. ocuk, elindeki Meyvertigo kutusundan vine suyu imektedir. Aceleyle yryen alml bir gen kz yanllkla ocua arpar ve Meyvertigo kutusu yere derek patlar. Kz zr dileyerek yerdeki kutuya eilir ve l basar. Dklm meyve suyunun iinde [elbette bizim koyduumuz] kurtuklar vardr!.. Yal kadm da yaygarann iddetine gc yettiince katkda bulunur. ocuk alamaktadr. Bilinli tketiciler gruhu, Meyvertigo kutusuna dehet iinde bakakalrlar; hatt bazlar satnaldklar Meyvertigolar iade etmek iin marketin yolunu tutar... 2] ki akrak gen kz, sk tk bir tramvay vagonunda yksek sesle konumaktadr. Kzlarn kahkahalarla kesilen sohbetleri, evredeki kalabalk tarafndan giderek younlaan bir dikkatle dinlenmektedir. Derken, kzlardan biri antasndan bir Meyvertigo kutusu karr ve tam iecekken arkada heyecanla uyarr: "Dur! Sakn ime! Mey- vertigo'da alan bir arkadam anlatt: Bunlar maliyeti drmek iin kurtlu ve hibir ie yaramayan meyveleri ok ucuza alyorlarm! Naslsa karton kutuda ne olduunu kimse grmyor! Suyu karlan meyvedeki kurdu da far- ketmek mmkn deil!.." 3] gen adam otobs duranda laflyorlar. Biri, belediyedeki i arkadalarnn birka gece nce Meyvertigo fabrikasna baskn dzenlediklerinden sz ediyor. Merakl dinleyicilerin akllarnda kalacak bir anlatmla, fabrikadaki meyve kasalarnda kaynaan kurtuklardan, bceklerden dem vuruyor!.. 4] Taksiye binilir ve 'Yahu, u Meyvertigo'nun kays sularndan aldm geen gn, bardaa bir boalttm, aklm bamdan gitti: Kays suyunda kurtuk paralar yzyordu! Hah, sada ineyim ofr bey..." denilir. 5] Sper marketteki en uzun kuyruun bulunduu kasaya doru elindeki Meyvertigo kutusuyla giden k, ortayal bir adam, kasiyere "Baka bir meyve suyu yok mu, ocuk yanllkla bunu atm sepete. Dn radyoda dinledim bunlarda kurtlu meyveler kullanlyormu?.." Sadece bir hafta sonra, Meyvertigo'nun kurtlar, tm Trkiye'nin, meyve suyunu azna srmeyenlerin bile dilindey- di. Berberlerin, taksi ofrlerinin, otobs yolcularnn, ayakkab boyaclarnn, ev kadnlarnn, rencilerin, banka nlerinde maa kuyruuna giren emeklilerin, devlet dairelerindeki memurlarn... favori konusu Meyvertigo'daki kurtuklard. Meyvertigo yetkilileri gazetelere tam sayfa ilanlar vererek, rnlerinde en kaliteli meyveleri kullandklarm duyurdular. Bu ilanlar, yalnzca Meyvertigo aleyhine sylentilerin artmasna yarad... Bir Meyvertigo yetkilisi, canl yaynda bir kutu Meyvertigo'yu bardaa boaltt ve bir dikite iti. Trk televizyon tarihinin en mide bulandrc sahnesiydi! Bir sr kusan oldu!.. Sonu itibariyle Meyvendetta'dan 10 bin dolan aldk. Parann byk bir ksmn elemanlara dattm. Artanyla da borlarm kapattm. ocuklar heyecanlanmt. ant-Ajans sayesinde keyi dnebileceimizi dnyorlard. Bense 11 Mays gn, leden sonra evime gelen kadroya, bu iin bittiini, abartrsak eer enseleneceimizi syledim. Olup bitenlerden kimseye bahsetmemelerini tembihledim. ant- Ajans yznden kim bilir ka Meyvertigo iisi iinden olacakt. Utan verici zaferimizi, Meyvertigo ierek kutladk. Bizde vicdan da, mide de yoktu. Allah alfetsindi... Kaplana Postunu Ters Giydirmek ki hafta iinde paralar suyunu ekti. Baretta, sokan karsnda, sa aprazdaki villada yaayan ihtiyar adama kafay takmt. Srekli gri takm elbiseyle dolaan ve gittii her yere Collie cinsi kpeini de gtren bu ihtiyarn kim olduu, nedense Baretta'y fazlasyla ilgilendiriyordu. Sanrm, Baretta, ant-Ajans projem sayesinde kazandm staty dengelemek istiyordu. Halbuki ben ant-Ajans vakasndan tr pimanlk duyuyor ve bunu aka sylyordum. Evet, kaplana postunu ters giydirmitim fakat bu nerden baksanz mptezelce bir eydi. Bir akam eve dndmde bamdan aa kaynar sular dkld: Komumuz olan ihtiyarn drt ayakl can yolda salonda kemik eklindeki kpek biskvilerinden yiyor, Baretta ve iki su orta da bylenmi gibi [sa arka baca sargl] kpei seyrediyordu. Salona girdiimde drd birden suratma baktlar. Drdnn de kuyruu vard ve bir o yana bir bu yana sallanyordu! Suratm ta kesilmiti. Derhal salonu terkettim. Peimden gelen Baretta'yla birlikte yandaki odaya girdik. Ksk sesle sordum: "Ne demek imdi bu?" Baretta tiradn okudu: "Lassie'yi grdne sevinmedin mi?.. Bu kpek o moruun her eyi. Ona karsndan yadigar kalm. Gnlerdir adam takip ediyorum. Kpek seyretsin diye, kpeklerin barolde olduu filmlerin CD'lerini sa-, tmalyor. Tripleks villasnda kpeiyle birlikte yayor bu adam. Tek varisi, her eyi bu kpek. Adam kpee k, anlyor musun?! Bak, bir sorun karsa, 'Baheye girmiti, biz de eve aldk' deriz. Kaptan, eer istemiyorsan hemen gtrebilirim kpei. Fakat dndm ki..." "Ne yaptn, dndn m? Baretta biz sanatyz, kpek hrsz deiliz!" "Sen koskoca bir firmay yerle bir ederken sorun olmuyor fakat bana kk bir kpek karma iini ok gryorsun Kaptan?" "kisi farkl eyler. Ayrca ben yaptmla vnmyorum!" "Ben vnyor muyum?" "Kulaklarn a ve beni iyi dinle Baretta. Bunak komunun topal kpeini karmak seni zeki biri yapmaz, kendine olan saygn alnt bir kpek zerinden salayamazsn, anladn m?" "Ama kpek sahiden bizim baheye girmiti. Ben de ieri aldm sadece." "Yani, Lassie bu yaral haliyle bize misafirlie mi geldi?" "Hayr... Aslnda ieri girmek istemedi nce. Arkadalarn yardm etmesi gerekti..." Birden bir kanarya tmeye balad. Bu, kap zilinin sesiydi. "Ben bakarm" diye seslenerek kapya yneldim. Gelen, Lassie'nin gri takm elbiseli velisiydi. Hafife araladm kapdan adama uyuuk bir ifadeyle "Buyurun?" dedim.

"Kpeimi aryorum." "Kpek mi?" "Kpeim Havana kayboldu da, grdnz m diye sormak istedim." Arkam dnp ieri baktm. Bizimkiler hayvancaz smsk kavramlard, Baretta da vargcyle kpein azm tutuyordu. Lassie inlemeyi baa m bil irse hap yutacaktk. "Hayr" dedim. Moruktan holanmamtm. Tenekeden yaplm giysisi, metalik salar, buz kr gzleri beni rahatsz etmiti. Eh, hepsi birbirinden apal olsa da arkadalarm ele vermek bana yakmazd. htiyar stelemedi. Hibir ey sylemeden, ayaklanm bir balk fosili gibi srtn dnp gitti. Kapy kapattm. Pencereden, adamn baheden kp evine yollamm izledik. Baretta, bilinmeyen telefonlar servisinden, ihtiyarn adresindeki telefonun numarasm rendi. Umur Samaz adma kaytl telefonu arad ve ihtiyardan tam 10 bin dolar istedi! "10 bin dolar Perembe akamna kadar hazrlamazsan kpek lr!" Baretta, son derece manidar bir isme sahip olan ihtiyara, bir hesap numaras vermiti. Adam 10 bin dolar bankaya yatracak, para ekildikten sonra kpek teslim edilecekti. Umur Samaz, Baretta'ya zorluk karmad, paray deyecek, polise filan da haber vermeyecekti. Yalnz, u anda elinde yeterince nakit yoktu. Havana'snm sesini duyabilir miydi? Baretta, Havana'mn kulam havaya kaldrp ahizeyi dayad. Havana, adeta bulunduu adresi tarif eder gibiydi: "Havu hawa-hav hev ev hav v vav u-uuu." Umur Samaz, Perembe akam Baretta'nm hesabna 5 bin dolar yard. Parann geri kalanm en ksa zamanda toparlayacan sylyor, Havana mdr. Lassie midir ne halt- sa, kpeciine zarar gelmemesi iin Baretta'ya yalvaryordu. Baretta, 5 bin dolarlk yarm yamalak zaferini kutluyordu; neyin zaferiydi bu? Bu pein zaferin ardmdan iddetli bir savan patlayacam seziyordum, fakat oturup olacaklar beklemekten baka bir ey gelmiyordu elimden. Bu arada, 'Hemire Baretta' tarafmdan yarama sk sk pansuman yaplan Havana bizim eve alm grnyordu. Tuvaletini banyoya yapan bu asil hanmefendinin olanca titizliine ramen, evimize kesif bir kpek pislii kokusu dolmutu. Baretta, Havana'mn siyah incilerini klozete boaltmak yerine geceleyin arka baheye gizlice gmyordu. Havana, bizimkilerle birlikte kahvalt sofrasna oturuyor, oynuyor, ark sylyor, ar aksak da olsa dans ediyordu. Ben hari herkes Havana'mn Eukanuba marka biskvilerinden yiyordu. Szmona doyurucu olan bu it n, epey pahalya patlyordu. Baretta oyuncaa benzeyen eski bir drbnle Umur Samaz'm evini gzetliyordu. Umur Bey, sabahtan akama kadar bilgisayar karsmda, kah bireyler izliyor, kah yazyordu. lkemizdeki akranlar arasmda, bilgisayarla bu derece har neir olan ka kii vard acaba? Havana'y ykadk. Suyun ssn iyi ayarlayamam olmalydk ki kpek feryad bast ve evin iinde srlsklam koturmaya balad. Rehinemizin mahalleyi ayaa kaldrmasn engellemek iin firladm ve teybe rastgele bir kaset koyup sesini sonuna kadar atm. Kpek, kk bir bulut gibi evin her tarafn yamurlarken tyordu. Yaral bacakla bile hepimizden hzl koan kuukuuyu, Tom YVaits'in Rain Dogs arks eliinde kovalyorduk. Gnler de gnleri kovalad. Evden kamyorduk. En az iki kii, Havana'mn muhafzln yapyordu. Bizim efkatli ellerimizde yaras iyileen kpek baya semirmiti. Bir hafta kadar soma, Umur Samaz, Baretta'mn hesabma 2500 dolar daha yatrd. Kalan paray tez elden hazrlayacana yemin ediyordu. Birka gn daha geti ve bu defa Umur Amca, Havana fonuna 1250 dolar aktard! Mahalleli Umur Emmi, aka Zenon Paradok- su'nu hayata geiriyordu. Eleal Zenon'a gre, bir iin nce yars, soma, kalan ksmn yars, daha soma da kalan ksmm yars yaplrsa ve bu hep byle devam ederse, o i asla tamamlanmazd! Besbelli, Umur Samaz'm Havana'y umur- sad filan yoktu! Hdk Baretta, her gn Umur Samaz' aryor ve btn kibarlyla, fidye meselesini konuuyordu. Pisboaz Baretta, Umur Samaz'm bize 312 dolar 5 sent deyip kpeine kavuaca srada, fidye miktarm artrd: 5 bin dolar daha istiyordu; yoksa Umur Bey, Havana'mn cesedini bile gremezdi! Umur Samaz, yeni miktar derhal kabul etti ve ertesi gn Baretta'ya 2812 dolar 5 sent havale etti! Umur Samaz, sanki, Havana'ya bakmamz karlnda bize maa dyordu! Kpek bakcs olup kmtk. Havana ise evin iinde bsbtn bunalmt. Hayrsz babasyla yapt ender telefon konumalar da hayvancaz teselli etmeye yetmiyordu anlalan. Belki de bir ee ihtiyac vard? Bilemiyorduk. Kpek konusu bizi ayordu. Fakat ekmeimizi srtndan kazandmz hayvan dolatrmamz, ona temiz hava aldrmamz gerekiyordu; bu kesindi. Her sabah, sokamzda dev eofmanlar giymi buldog suratl kadnlar, fareden bozma kpeklerini gezdiriyorlard. Havana'mn sokaa kma yasam delmenin bir yolunu bulmalydk. Bir gece, saat 4 sularnda, Umur Samaz'm nc kattaki odasnn sndkten epey soma, Havana'y gizlice dar kardk. Ben, matmazelin tasmasm tutuyordum, Baretta da eilmi ve garip bir biimde kuyruuna eklenmiti. Tam demir kapdan dar kmtk ki kpek elimden kurtulup hzla ileri atld ve lgnca havlayarak bahe kapsna doru komaya balad! Alelacele ieriye katk. Salonun karanlnda, pencereden, Havana'mn takdire ayan bir gayretle yuvasna doru ilerleyiini seyrediyorduk. Nefes nefese kalmtk. Nankr it, bizi satmt. Komularm klar bir bir yanmt. Umur Samaz'm villas da akide ekeri gibi aydnlanm, Zenoncu moruk, k hzyla sokaa zplamt. Onu ilk defa pijamal, daha doru su kravatsz gryorduk. Demek yatarken karyormu. Ne yalan syleyeyim iim rahatlamt: Kpek konusunun kapanacam mit ediyordum. Havana ve Umur Samaz, mahalle sakinlerinin uyku akan merakl gzleri nnde kucaklatlar. Ve birden... Aklalmaz bir ey oldu. Aniden sokaa dalan siyah bir otomobilden, makinal tfekle ate ald: Ta ta ta ta ta ta tarrrrrrrrrrrrrrraaaaaaaaaaaaaaa- aa! Umur Samaz ve Havana, kpkl kanlar saarak, sarma dola, olduklar yere yldlar!

Taze Cenaze, Cezai Taziye "nsan ldnde uzunca bir sre iin lr" [Leon Bloy] Kimdi bu adamlar? Velinimetimiz Umur Samaz ve biricik Havanacmzdan ne istemilerdi? Asla renemedik. Peki ya Umur Samaz kimdi? Son model bir otomobilden alan atele ldrlmeyi hakketmek iin hangi ilemleri baaryla sonulandrmt? Bilmek imknsz. 4 dakika iinde mahallemiz siren sesleriyle alkalanmaya balad; nce polis arabalar dolutu sokaa, sonra da ambulans geldi. Biz Havana'dan kalan izleri o gece sratle yokettik. Kpek biskvilerinin tamamn hapur hupur yedik. Ben de yedim, berbatt. Acayip susatt. Havana'mn banyoda brakt hatralar klozete boaltp sifonu ektik. Ty my kalmasn diye, al sprgesiyle etraf karanlkta sprdk... Btn mahalle Umur Samaz'm ve Havana'mn cesetlerini grmek iin sokaa dkld. Aynaszlar villann etrafm filmlerdeki gibi sar naylon eritlerle evirmiti. Grg tanklarnn ifadelerini aldlar. Bizim eve de uradlar. Mahalledekilerin ou gibi biz de ldrlen adam ve kpeini tanmadmz, zgn olduumuzu ve ok korktuumuzu filan syle dik. gn sonra defnedilen Umur Bey'in cenazesine Baretta ve dier su ortaklarmz ile birlikte katldk. brahim Kurban da geldi tab; cenazeleri karmaz. Umur Bey'in, kpeiyle aym mezara gmlmeyi vasiyet ettiini renince ahali oke oldu. Ben de oke oldum. Demek bizim ihtiyar, kpee sahiden deer veriyormu! Cenaze namaz srasnda, yanmda duran orta boylu, gne gzlkl, pards- l adamla her naslsa mezarlkta da yanyana dtk. Adamn gne gzlnn altmdan, simsiyah parlayan bir gzya izgisi kvrlarak akyordu. Cenazede alayan- tek kii olmas hasebiyle, trensel ve dolaysyla budalaca bir edayla "Banz saolsun" diyerek ellerimi uzattm. Masonik bir tokalamadan soma, taziyelerimi matem ykl bir iniltiyle kabul etti. Gzlerinden akan zift yanaklarndan szlp pardssnden kayarak paalarma inen adama, sancl bir merakla sordum: "Merhumu tanr mydnz?" Asfalt alayan adam, lenle lmeye namzet olduunu d- avuran bir hngrtyle "Babamd!" deyiverdi ve boynuma sarlp zrl zrl alad. Kollaryla gvdemi mengene gibi skyordu. Gerek ac, inam yapay sevinten daha ok canlandrr. Siyah gzlklerinden fkran katranla beni boyamaya koyuldu... imknsz isteyen Yal Mteriler Alelacele toparlamp, yanan bir ormandan kaan tilkiler gibi Kumpas'tan frladk. brahim Kurban, kahvesini bitirmesine izin vermediim iin neeyle kark kzd. Hemen bir taksiye daldk. Takside, brahim Kurbanla u 'canl doku meselesini ayrntlaryla konuacak zamanmz oldu, zira ufku kpkrmz trafik lambalar kaplamt. brahim Kurban bir sigara yakt. Ben de yaktm. Paketi taksi ofrne uzattm; a-ha, o da ald bir tane. Yanmda biri sigara ya knca ben de otomatikman sigaraya davranyorum. Bir film seyrederken ya da roman okurken kahramanlardan biri sigara imeye balaynca ben de onlara katlyorum. Ve biricik okur, u anda sizin de sigaraya uzandnz gibi bir his var iimde. Sradanlm kamuflaj, tuhaflklara da doal bir grnm kazandryor. Boazii Kprs'nden kopan taksi Etiler'e doru yol alrken, radyoda Orhan Gencebay'm Hayat Kavgas arks almaya balad. brahim Kurbanlarn evinin nne geldiimizde ark henz bitmemiti. ofre paray saydm, fakat arabadan inmedik. ofr, soru soran gzlerle suratmza bakyordu. aret parmam dudaklarma gtrerek, "h" dedim. ark bitti. Biz taksinin arka kaplarn aym anda ap dar karken, brahim Kurban bam ieri uzatarak durumu ofre aklad: "Orhan Gencebay alarken arabadan inilmez kaptan." brahim Kurbanlarn evinin salonda bizi elini klcna atm bir eski zaman paas karlyor: 1 metreye 2 metre, tuval zerine yal boya. Kuyruklu piyanonun etrafndan dolanp Xanadu'ya kyoruz. L eklinde, kocaman bir oda buras. Tavan, kenarlara doru biraz alalyor. Enlemesine uzun iki pencereden birinin yannda balkona alan kap var. Tavana kadar ykselen kitaplklardan kitaplar tayor. ivit mavi kanepede ve kapa ak elbise dolabmda bile kitaplar yl. zerinde son model bir bilgisayar olan eski tarz alma masas da kitaplardan grnmyor. Etrafmzda, renkli hamur topaklar yl kk metal leenler; yal svlarla dolu uzun cam ieler; peruklu plastik kelleler; incecik kablo yumaklar filan var. brahim Kurban bilgisayar ayor. "uraya ge." "N'oldu?" Tekrar ediyor: "uraya gesene." Eliyle, perdeleri ekili pencereyi iaret ediyor. Kprdamadan ayakta dikiliyorum ve yerdeki krlentleri, kitaplar, antalar kaldrarak bir ey arayan arkadam seyrediyorum: "Ne aryorsun?" "Hah!" diyor ve bilgisayarn arkasndaki dijital fotoraf makinesini kapt gibi yzme bakarak srtyor. Byk admlarla, az nce bana iaret ettii pencereye gidip perdeyi ayor: "Gel haydi!" "Ne, fotorafim m ekeceksin?" "Hem de hemen." Pencerenin nne geiyorum. brahim Kurban tam karmda. Birka adm geriliyor. Gzlerimi ksp dudaklarm bzyorum. brahim Kurban beni nazike uyaryor: "Yapma. Yzndeki hibir kas oynatmamaksn." Biri, zaten ak olan kapy tklatyor. Bulunduumuz yerden, gelenin kim olduunu gremiyoruz. Gen hizmeti kzn sesi duyuluyor: "brahim Bey, ne alrdnz?" brahim Kurban, fotoraf makinesinin arkasndan bana bakarken kza "ki kahve" diyor ve deklanre basyor "biri stl!" Grnmeyen hizmeti kz sessizlie gmlyor; yle ki ayak sesleri bile iitilmiyor. Saa dnyorum. brahim Kurban, bir kez daha fotorafm ekiyor. Biricik dostum, sanki o deklanre bastnda ben ortadan kaybolmuum gibi, konumay ve gz temasn kesip somurtuyor. Fotoraf makinesinin fiini bilgisayarn klavyesine takyor ve fotoraflarm monitre aktaryor. Allah'm ne de irkinim! Upuzun bir surat, sipsivri bir burun, bembeyaz salar, kalar, kirpikler! Ekranda kafam k izgilerinden ibaret bir ktleye dnyor ve ahenkli bir biimde dnmeye balyor. izgilerin uzunluklarn belirten saylar beliriyor. brahim Kurban bylenmi bir byc edasyla, ekrana bakarken,

kablo yuman ve leenlerden birini yanna alyor. O srada kahveleri getiren hizmetiyi grnce aalyorum: Altmna merdiven dayam bir adam! Tepsiyi, stste dizilmi iki s ra kitabn zerine brakyor ve belirsiz bir selam verip kyor. Az nce duyduum gen kz sesi bu adamdan km olamaz ya?! Artk sadece gzlerim deil kulaklarm da beni yanltyor demek! ibrahim Kurban, hazrlad hamura yal bir sv ekliyor. Sonra, ters duran koca bir tavuk yumurtasna benzeyen bir cismi bu hamurla svyor. Elastik bir cetvelle sam solunu lt cismin evresine seyrek bir biimde incecik teller ryor. O urap dururken ben de kahvemi iip Metropoldeki Su/ adl kitab kartryorum. Ardndan, rmcek Acfcm'n 11 Eyll 2001'deki uakl saldrlar konu eden macerasn okuyorum. Tek kelimeyle berbat. rmcek Adam, bunak bir bar arkcs duyarlyla Amerika'ya hem at yakyor hem de mersiye sylyor. Drt saat kadar sonra brahim Kurban "Oldu galiba" diyor. Gidip bakyorum. Kafamn gzsz ve tysz kopyasn altmdan tutup kaldryor. "Bitti mi?" diye soruyorum. "Hayr, kurumas iin yarm saat kadar beklemek gerek" diyor. "Sonra?" "Sa sakal ekeceiz." brahim Kurban, birtakm yapay kl paralarm, duru bir svya koyuyor. Koyu boyas suya dalan kllar bembeyaz oluyor. brahim Kurban, cmbza benzeyen bir eyle tuttuu kl demetlerini kafaya yerletiriyor: Salar, kalar, kirpikler... Bu ilem epey uzun sryor fakat sonuta kafa iyiden iyiye bana benziyor. Soruyorum: "Dokunsam bir ey olur mu?" Can yoldam, gvenli bir sesle "Hayr, hibir ey olmaz" diyor. "Peki, bu maskeyi nasl takacaksn?" brahim Kurban szl cevap vermektense masann ekmecesinden bir bisturi alyor ve kafay salarn balad yerden ense kkne kadar bir kerede kesiyor. Maskeyi ka lptan karyor, yzne geiriyor ve arkadan yaptryor. Anlalan bu canl grnml dokunun iinde yapkan bir tabaka var. yice yapsm diye de elleriyle salarm geriye doru taryor. Temkinli bir aknlkla onu seyrediyorum. Maskeyi avularyla yzne iyice bastryor ve aynamn karsna geip gz evrelerine ince ayar yapyor. Ve en yakn arkadam brahim Kurban birdenbire ikizim oluyor! "Harika!" diyorum. "Fakat gzler? Benim gzlerim kahverengi deil ki?" "Oras kolay," diyor, "renkli lens taknca her ey hallolur." Masann ekmecesini biraz kurcaladktan soma kk bir kutu karyor. Kutudaki lensleri gbela takyor ve uuk mavi gzlerini uuk mavi gzlerime dikiyor. Dakikalar sren bir 5 saniye boyunca ylece durup iki balk gibi birbirimize bakyoruz. "Al susam al!" anlamnda "Hass.ktir!" diye fsldyorum. . ./.;.' . ibrahim Kurban 'aynen' iade ediyor: "Hass.ktir!" im bir tuhaf oluyor. yi ki benden 10 cm. daha uzun. aresizce resmleiyorum: "Rica ederim kar unu." brahim Kurban' daha nce hi byle grmemitim: "Rica ederim kar unu." diyor. Bu rkn taklit oyununu derhal bozmalym. rlandal bir yazarn aforizmasn, makinal tfek hzyla sylyorum: "Yaptnz, bir budalamn bunu sizden beklediini dndnz iin yapyorsanz, onun sizden bunlar beklemesi de, sizin onun bunlar beklediini umduunuzu sanmasndan ileri geliyorsa, herkes istemedii bir eyi yapyor demektir. O zaman ortaya hakikaten budalaca bir durum kar." brahim Kurban maskeyi yznden dikkatle syrnca, neesinin gayet yerinde olduunu gryorum. Kanepedeki kitaplar yere koyduktan soma birer sigara yakp oturuyoruz. kimiz de aramzda duran maskeye kilitlenmi vaziyetteyiz. Sanki birbirimizle deil de maskeyle konuuyoruz: "Neler geiyor aklndan Nuh'um?" "mknsz isteyen yal mteriler bulmak." Kahreden Hakaretler Listesi Penalt dd gibi alan telefona elimi srmedim. Tele- sekreter devreye girdi: "Bahelerde patinaj / Sinyalden sonra mesaj!" Tiz sesli bir kadm, notunu baaryla kaydetti: "yi gnler, dergideki ilannz iin aramtm. Ltfen, no.'lu telefondan bizi araynz." siz saylrdm ve Trkiye'nin en byk irketlerinden evime telefonlar yayordu. Nice memleket evladma "Biz sizi ararz" deyip iyi gnler dileyen firmalardan ynla "Bizi arayn" mesaj alyordum. Patronlara hitap eden Jri stanbul'da yaynlanan matrak bir aylk dergiydi. Piyasada satlmayp sadece birkayz kiiye zel olarak iletilen bu derginin birok nshas p- lk'e dmt. evresindeki herkese emirler yadrmaktan yorulan kodamanlar Jiri'ye baylyor olmallard. Yazlardan birinin baln iyi harlyorum: Kahreden Hakaretler Listesi. Dergide bir parfm reklam m var, sayfada o parfmn kokusu olurdu, ciddiyim. Takm elbise reklamlarnda, sayfann bir yerinde kumatan bir para bulunurdu. Bu dergiye, dnya kadar para deyip kck bir ilan vermitik: AYN ANDA K YERDE BRDEN OLMANZ M GEREKYOR? BZ ARAYIN! Onlar da aryordu ite! Dello Malul Gelin Hangi liman olursa olsun, yeter ki bizleri, erkeklerin kadnlardan korunduu bir tslam lkesine ulatrsn. [Bernard Shaw, Doktorun Dilemmas] len olmak zereydi. Bir kahve hazrlayp balkona ktm. Ahap binamn balkonu ylesine gcrdyordu ki, ayaklandm iiten ev sahibem Taliha Teyze,

alt katn verandasndan seslendi: "Nuh, paam, Bakkal Baki'ye syle de beni ziyaret etsin." Allah'm, sesi nasl da Titanik'in enkazndan karlm bir kemamnki gibiydi. Taliha Teyze doksanm am, neeli bir kadmd. mrnn son demlerinde nasl neelenebiliyordu? Cumhuriyet tarihinin ilk dellosu onun erefine yapld iin belki de. Yl 1929... Trkiye Cumhuriyeti 6, Taliha Teyze 16 yanda. Krkna merdiven dayad halde hi evlenmemi bir miralay ile akl be kar havada bir klhanbeyi aym gnlerde Taliha Teyze'ye abay yakmlar. Klhanbeyi'nin ad brahim. Uzun boylu, geni omuzlu, kahverengi gzl, dalyan gibi bir adam. Taliha'dan vazgesin diye Miralay'a ltimatom ekmi. Koskoca Miralay, bu mnasebetsiz serseriyi delloya davet etmi. ki rakip, o zamanlar hlamur aalaryla kapl olan Kuzguncuk'ta ertesi sabah buluup bu bahsi ilelebet kapatmak hususunda mutabk kalmlar. Olaydan her naslsa haberdar olan Taliha da, mrebbiyesiyle birlikte Kuzguncuk'a gelerek, kendisi uruna canlarm ortaya koyan iki adamn kapmasn izlemek iin hlamur aalarndan birinin arkasma saklanm. Mevsim,k, yerde ince bir kar tabakas, kilim gibi serili. Mbarek, papatya gibi yumuack yamaktaym. Taliha geldiinde brahim de oraday- m ve ikide bir cepkenindeki kstekli saate bakp drt d- nyormu. Derken dev bir kratn srtnda, gkten inercesine dello mahalline intikal eden, alnnda sabah namazmn nuruyla, Miralay atmdan atlam ve tek kelime etmeden elindeki iki pitovdan birini brahim'e vermi! Zira, brahim hasmlarn yataanla halleder, delikli demirden pek hazzetmezmi. Etrafta kimsecikler yok. Trk ak tarihinin bu en ateli-silahl, en mhim annn biricik ahidi Taliha Teyzemiz! Mrebbiye, korkusundan olduu yerde pusmu, elleriyle kulaklarm tkam, gzlerini smsk yummu; Ta- liha'mn aklna uyduu iin bin piman. Taliha ise gzn krpmadan mstakbel zevcinin kim olacam tayin edecek kanl merasimi izliyor. Aktan kr olmu iki yiit, tpk filmlerdeki gibi, birbirlerine srtlarm dnmler, pitovlarn namlular ge bakyor. Attklar her adm sayyorlar: Bir! Taliha da sayyor: Bir! En ok da Miralay'n sesi kyor: ki! Taliha'mn bulunduu yerden Miralay'n yz net grnyor: ! brahim kadar yakld deil: Drt! Merhametli birine benziyor: Be! Taliha bu Miralay'm nesini cazip buluyor? Alt! Bilmiyor, fakat ite u andan itibaren Mira- lay' tutuyor: Yedi! brahim, Taliha'dan gitgide uzaklayor: Sekiz! Miralay iyice yaknma geliyor Taliha'nm: Dokuz! Miralay, Taliha'mn kalbine adm atyor: On! Dan! Ve brahim, Miralay' boazmdan vuruyor! Miralay'dan pskren kan hlamur aalarm krmzya boyuyor; kar kzla dnyor; brahim pitovu att gibi tabanlar yalyor. Miralay'm kahrl krat ahlanp karm tllerini yrarak kiniyor. Miralay sarsla sarsla can ekiiyor. Taliha, Miralay'a doru atlyor fakat mrebbiyesi kolundan tuttuu gibi talihsiz Taliha'y, mark, ku beyinli Taliha'y konaa koturuyor... Taliha, 1929'dan itibaren bir ak malul, bakire bir dul, bir dello gelini... olarak geiriyor mrn. Mbalaa etmeyelim, Taliha Teyzemiz drt kere evleniyor ve drt koca da Hakk'm rahmetine kavuuyor. brahim mi? Tevkifhaneyi boyluyor, bir daha da ondan haber alnamyor. Gelgelelim, Taliha Teyze, Miralay' unutamyor. Miralay'n boazmdaki mermi, onun kayp nikh yz... l Adamn Kya Umur Samaz ve Havana iftinin kurunlanmasndan soma, Acbadem'de oturamazdm. phe ekmemek iin birka hafta bekledim. Artk o meum sokaktan tanmalydm. ki cihanda yz glesi brahim Kurbanla birlikte bana kiralk ev ararken Kuzguncuk'ta iki katl ahap bir binaya rastladk, ieriye girdiimizde bizi kk bir meyve uvalm andran Taliha Teyze karlad. st kata kmakta artk zorla- myormu, kiraya vermeyi dnyormu fakat aym zamanda ona hizmet edecek birilerini aryormu. Evli miymiim? Deilmiim. O takdirde baka ev bakmalymm. Adm neymi? Nuh'mu. Nuh muymu?! Yanmdaki delikanl kimmi? brahim'mi, arkadamm. brahim miymi?! Hele yle bir oturalmm. Bizimle birka kelam etsinmi. Evvel zaman iinde bir miralay, onun iin camm hie saym- m. ismi de zerime afiyet Nuh'mu! Yuh mu! Ne demiim? Yok bir eymi. Dahas varm: Ona kyan ylann ismi de ibrahim'mi! Ohaym be! Tam bu evin bulunduu yerde, nazenin Taliha uruna dello etmii ermi. Eee? Evi bana kiralayacak mym? Kiralamak ne kelime, ben onun evladymm! Yaasmm! Ak bama Taliha kuu konmumu! Annem-babam neredeymi? Ben doarken lmm annem. Babam da kaypmm. Yetimhanede bymmm. Beni devlet okutmumu. Taliha Teyze, senin ocuklarn varm mym? Olmazm mym, elbette varmm, lakin her biri baka bir diyarda; kimi ecnebi memleketlerde, kimi civar muhit - lerdeymimi. Seninle ilgilenmiyorlar mym? Alakadar oluyor, yanlarna buyur ediyorlarmm; fakat Taliha Teyzeciimizin, azametli bir hatranm zerine bina edilmi evceizden tanmas kabil deilmimi. isko Usul Adam Karma Taliha Teyze'nin 'dello-hane'sinin akordu bozuk merdivenlerini indim. Sallanan iskemlede hi sallanmadan ve bu kavurucu gnde dizlerinde ince bir battaniyeyle oturan Taliha Teyze'nin, irmik helvas elini ptm: "Gnaydn Tali- ha'nneciim!" "Ne gnaydn, len oldu paacm..." Taliha Teyze'ye reverans yaptktan soma, -be yorgun hlamur aacnn bulunduu baheyi rahvan geip bakkala doru yollandm. Bakkal Baki'ye Taliha Teyze'nin nazik talimatm ilettim; gazete, sigara, ekmek, yumurta, gazoz filan alp ktm. Bizim evin karsma park etmi beyaz bir Pe- ugeot'nun kaplar, Jri'nin sayfalar gibi ald ve iinden siyah takm elbiseli, gne gzlkl iki adam kt. Dorudan bana yneldiler. Biri, iaret parmam havaya kaldrarak "Beyefendi, bir dakika!" deyince, durdum. ki admda yanma geldiler.

"Nuh Tufan siz misiniz?" "Hayr." "Biz Nuh Tufan' aryoruz." Cevap vermedim ve yrmeye baladm. Siyahl adamlardan biri yetiip beni omzumdan yakalad: "Bakn, Nuh Bey, size Ferruh Ferman Bey'in selamlar var." "ocukbezi kral Ferruh Ferman'n m?" "Kendileri bu akam sizinle tammak istiyor." Tek kelime etmeden bir mddet adamlar szdm. Anlalan o ki, soru sorulmadka konumamaya altrlmlard ve ben bir ey sormasam hibir ey sylemeyecekler, fakat gitmeme de izin vermeyeceklerdi. Ben de sordum: "Ferruh neden benimle konumak istiyor?" Solumda duran adam ceketinin cebinden kartt bir kt paras uzatt. Jri'nin 3 6. sayfas! Sa elimdeki poeti bacaklarmn arama sktrp sayfann tamamm kaplayan tabanca resmi ve kk puntolarla dizilmi reklam metnini ilgiyle inceledim. Arkadaki 37. sayfann bir kenarmda duran bizim minik ilanmza ise hi bakmadm. Sayfay iki yanndan tutarak adamlara gsterdim ve sahici bir silah ekmi gibi buyurgan bir ifadeyle "Gidelim!" deyiverdim. Sanki onlar beni karmyordu da ben onlar karyordum. kisi birden ahmaka bir memnuniyetle dilerini gsterdiler. n koltua oturdum. Poetteki paketten bir sigara karp yaktm: "Nereye gidiyoruz beyler?" Arabay kullanan adamn sa elinin orta parmamdaki kocaman kahverengi tal yze taklmt gzlerim. Yzk, bu robot klkl herifin ama-kapama dmesi olmalyd. Btn skolar gibi, soruma soruyla karlk verdi: "Nereye gittiimizin ne nemi var?" ve ekledi: "Bu, sanzn doal rengi mi, yoksa boya m?" Yzn kahverengi parlak tamda peyda olan, iki hafta nce otobste rastladm kzn yzne hafife eilerek, ben de skolar gibi soruya soruyla mukabele ettim: 'Yakm m?" Yzkteki kz da sko kt: "Sanla ilgilenmem mi gerekir?" olr, arka koltuktaki arkadana seslenerek: "Sen ne dersin?" Arka koltuktaki sko "Salar boya m ki? Kalarla kirpikler de beyaz, hepsini mi boyatm yani?" Konuma tamamiyle sorularla yryordu; iyice Iskola- mtk; bir tek ekose kiklerimiz eksikti. Direksiyondaki dangalak: "Neden kendisine sormuyorsun?" Arka koltuktaki ebleh: "Boya deil, haksz mym?" Yzkteki dilber glmeye balad. Onu ilk defa glerken gryordum. Gzlerimi kzdan ayrmadan soru sorma sram savdm: "Ne yani, sizce ben albino muyum?" ki hrt bir azdan: "Albino ne demek?" Yzkteki pili aklmdan geenleri okuyordu: "Kt adamlarn cehaleti sayesinde acaba ka kiinin mr uzamtr?" "Albinonun anlamm bilmiyor musunuz?" Robot olr bam 180 derece evirerek arkaya bakt ve kader ortaklar yine ayn anda konutular: "Nerden bilelim?" Ksa bir sessizlik oldu. Gayda gibi ttm: "Tahmin hakknz kullanmaya ne dersiniz?" olr, aptalca bir tedbirlilik sergiledi: "Ayp bir ey mi?" Yzkteki yosma, otobste olanlar unutmakla kalmam, benden holanmaya balamt: "Bunu niin yapyorsun?" Konuyu, bir aynn aniden otomobilin nne kmas gibi deitirdim: "u yze bakabilir miyim?" Kz biraz huzursuzland. Araba yavalad, sigaram klle bastrarak sndrdm, adam vargcyle aslarak yz karmaya alrken, kz upuzun bir lk att! Nihayet avucumun iindeydi... Yz yavaa orta parmama taktm ve kahverengi tam iindeki gcenik kz huuyla ptm! Gzlerimi atmda kz yokolmutu! Ve iki fedai bana gne gzlklerinin zerinden acyarak bakyorlard. "Yzk pmek eski bir isko geleneidir, haberiniz yok mu?" Arkadaki merakl mongol: "sko musunuz?" "Sakncas m var?" Dantel gibi ilenmi bir demir kapdan getik ve Glas- gow'daki Victoria dnemine ait yaplar andran bir maliknenin ekim alanna girdik. Yz sahibine verdim. Araba, kafas kesik bir kuu gibi akarak sessizce durdu. Kolombiya Kravat nsanlar bir gn geriye bakacaklar ve benim 20. yzyla hayat verdiimi syleyecekler. [Kanndeenjack] Biz yetimler intikam itiyakyla doluyuzdur. Deheti dengelemeye yatknzdr. Bakalarnn lerini de almaya hevesleniriz. Yetimlik bize kanl doalamalar yapma creti verir. Sulamakla ya da su ilemekle kaybolmayan bir masumiyet imtiyazna sahibizdir. tiraf etmeliyim ki, aziz okur, benim mrm, her birini gebertmek istediim insanlarla aramdaki buzdalarm eritmeye almakla geiyor. Mesela zenginlerden nefret ediyorum, ne yapaym, elimde deil. O restoran srngenleri, fiyaka kumkumalar, yapmack kasvetin mymnt bekileri, ticari bir iveyle konuan zehirli papaanlar, hileli bir nee iinde gevi getiren bunak vampirler, modann ipiyle kuyuya ineri kibirli cambazlar, tatile gebe frlamalar, alaturka bir sadizmle zvanadan kanlar, alafranga bir mazoizmle yl- klaanlar... Hepsine teker teker Kolombiya kravat takmak istiyorum! [Kolombiya kravat: Meksika mafyasnn uygulad bir cezalandrma biimi: Kurbann grtlana bir delik alr ve dili bu delikten sarktlr. ] Geri zamanla esnekletim. Ulalmas ve vazgeilmesi en zor nimetin skunet olduunu anladm galiba. Tamam, zenginlere merhamet duyacak kadar gl deilim hl, fakat saylarn artndaki bounahm eiini grebiliyorum. brahim

Kurbaridan rendiim kadanyla, yeil banknotlar kamuflajdan baka bir eye yaramyor: Aptall, beceriksizlii, acizlii, yalnzl kamufle ediyorlar... Ayrca, yetimlik zaman amna uramaz, haddizatnda yetim olmayanlar da yetimlie doru seyreder. Yani kimsesizlik, kimsenin tekelinde deildir: Kainat ve tarihin bekleme salonunda biraz soluklanyoruz, ounlukla da admz annslanmadan kainata ve tarihe gmlyoruz... Ve hepimiz biliyoruz: Dostlarmz, biz caddenin kenarnda alevler iinde yanarken, karya geip stmze iemeye enen kimselerdir. Demem o ki, insan sevgisiyle dolu deilim, [d] olmam da gerekmez. Yine de centilmenlii drstle tercih ederim. Drstlk ounlukla kibre varr. Centilmenler; kindarln ve fevriliin intikamla badamadm bilirler. Hayatta baarl olmann iki yolu olduu syleniyor: 1] ansl olmak. 2] Hile yapmak. Bense dayankl olmay tercih ederim. nk dayankllk kadar kkrtc hibir ey yoktur. Bu yzden, u 'Intolerance Attention Deficit Hyper Disorder' dedikleri hastala yakalanmay istemiimdir hep. Ne yazk ki bu hastala somadan yakalanlmyor, bu hastalkla douluyor, o da 10 milyonda 1! Hastamz hibir acy hissetmiyor. Parmaklar kesilse, bacaklar krlsa, kollar yansa, kafas yanlsa, ka alsa... vz gelip trs gidiyor! Gazetede okumutum, Londra'da yaayan 9 yandaki Calum Clark'a, arkadalaryla birlikte top oynarken otomobil arpm, fakat ocuk ayak bilei krld ve bamdan kan fk r- d halde glerek oyuna devam etmi. Bedensel ac nedir bilmeyen Clark'nbir zellii de asla alamamasym... A-ha. Ben de asla alamyorum. Tam da bu yzden yetimhanedeki ve yetitirme yurdundaki dayak grevlilerin, o irenlik lanetine tutulmu kanck kabadaylarn ka kere hmna uradm. Vcudumda iz brakmamak iin beni katlamp sopa ekline sokulmu imento torbasyla dverlerdi. Usuz bucaksz bir zavalll rtbas etmek iin ve sanrm aalk bir zevk alma umuduyla bavurduklar vaheti; yulaf gibi sessiz bir kaytszlkla karlardm. Onlardan tiksiniyordum, hl tiksiniyorum; bu tiksinti sayesinde birey oldum ben. Bu arada, dayak yemekle souktan donmak arasmda bir benzerlik olduunu dnmmdr hep. kisi de insann uykusunu getiriyor. Btn bunlan biraz da sklarak anlatyorum. nk, amzda, bir ey anlatmann nemi kalmad. Sr dnemi kapand. Alenilik salgm yznden, medyatik ifaat ve tehir lgnl yznden, monotonluun sistemletirilmesi yznden... her ey otomatikman pornografkleti. effafln ilkeselletirilmesi de yaplan ilerin faziletliligine duyulan gvenin aa kmasn kolaylatraca yerde, arszln rahata ilanma vard. Merak preslendi, bereketini yitirdi. Her ey uluorta olunca, sebepsizlik ve sonusuzluk neet etti ve kanksand. Grnmek de saklanmak da byk birer mesele haline geldi. Mehur mu oldunuz, demek ki yanl anlaldnz. Kayplara m kartnz, bu sizin sorununuz. Ferruh Ferman'm, benim gerekten bir srrm, stelik paylalabilecek kadar taze bir srrm olduunu mit ettiinden eminim. Bir suu gizlice ilemenin imknszlna direnmenin ne byk sevap olduunu o da az-ok biliyor olmal. Yoksa beni ne diye kartsn? Bakalm ocuk bezi satarak b.k gibi para kazanan bu 'bay tezekli sakal' ile anlaabilecek miyiz? Yeni bir ey yapmamn modas getiine gre, bakalm kim kime Kolombiya kravat takacak? Yaser Arafat'la Ayn Boydayz Karlatmz herkes, biz beenelim beenmeyelim, bizi icat eder. [Adam Phillips] Ferruh Ferman, salona fiek gibi dald. Elini tokalamaya hazr bir biimde uzatm, hzla yaklayordu. Yznde ift cilal bir smt. Gayri ihtiyari ayaa kalktm. Tokalatk. Bu teknii beden dili uzmanlarndan filan kapm olmalyd. "Ho-ho-ho-ho-ho-hogeldiniz NNNNuh Bey, ra-ra-ra-rar- rahatnza bakn lllltfen." Vay canna!? Dk lordu keke- meymi! Onu birka kere televizyonda grmtm fakat kekelemiyordu. "Ho buldum." Anlalan, televizyonda sylediklerini prompter'dan okumutu ya da ezberlemiti. Kekemelerin ark syleyebildikleri bilinir; kekeme oyuncularn tiyatro sahnesinde dktrdkleri de... Ferruh Ferman'm sivribiber yeili gzleri var: Yznden; pusmu, saldrya hazr bir kedinin gln fakat esrarl fiyakasn yanstan gzler. Gzlerinin altmda mor nikh ekeri torbacklar. Frlak elmack kemikleri, uzun favoriler, ksack top sakal... Dzgn fakat nursuz bir surat. Yine de gl onu aniden masum bir sincaba dndryor. Vaziyetin farknda olmal ki, ikide bir glmsyor. pek kravatyla dev ikembesini rtenlerden deil; ince yapl. O da benim gibi, Yaser Arafat'la aym boyda [1,69 cm. ]. "Si-si-si-sizi buraya ne-ne-neden gggggeeetirdigimizi me- rakk-ediyorrolmalssnz? " "Evet." Adam kekelemeyi kesmezse konuamayacam farkettim. "Bennnn de merakk ediyorum dorusu." "Neyi?" "Ayn anda iki yerde birden olmaktan sz ediyorsunuz," Eee? Ne ki bu imdi? Dmdz konutu, teklemedi? "na-na- na-nasll olacak bbu i?" Ortaokuldayken bir kza k olmutum: Pembe Pepe. Kz harbiden pepeydi, yani dudak harflerini sylemekte zorlanyordu. Kekemeler ise damak harflerini telaffuzda glk ekerler. Ah Pembecik, nasl da ufarak, cimcime, drtgz bir kzcazd; ailesi yoksul mu yoksuldu. Herkesin, o snr tanmayan ocuk acmaszlyla dalga getii Pembe, benimle konuurken teklemiyordu. nk szl snavlarda, sorulacak konular ezberliyor ve okulun bahesinde bana anlatyordu. En kazk sorularma bile ak diye cevab yaptryordu. rnek: "Pembe Prenses, Pembe Prenses syle bana, galeyana gelmi bir topluluun, bir kimseyi gebertene kadar dvmesi demek olan 'lin' kelimesinin kkeni nedir?" Pembe, incecik sesiyle bir solukta cevab aklatyor: "Lin szc, 1742-1820 yllar arasnda yaam bir yzbann, William Lynch'in admdan geliyor. Pittsylvania'da [Virginia] yarglk yapan Lynch, blgedeki haydutlar gemi azya

alnca, yani sulular nizami yollarla cezalandrmak suretiyle suu nleme imkn kalmaynca yeni bir yntem gelitirdi: evresine toplad silahl adamlarla birlikte izini srd ve ele geirdii apulcular k hzyla yarglayarak orackta 'lin' ediyordu. Lynch, torunlarna brakt adnn, bu infaz biimine verilmesinden pek holanmamt, fakat milletin az torba deildi ki bzsnd!" Bravo Pembe Pepe! Seni sska sevgili! Nkleer fizik cads olduunu duydum. Evlenip soyadndan kurtuldun mu Pembecik? Pepelikten istifa ettin mi? Hl ryalarnda smf arkadalarm lin ediyor musun? Seni alklarla uurluyorum prenses, bahtn ak olsun !.. Ferruh Ferman evremde soru iareti ekline girmi bir ylan gibi tslayarak dnyordu. nemli meseleleri 'ko-ko- ko-konuurken oturamyor, anladk. "i ok, zaman az olan insanlara sunduumuz zel bir hizmet bu" dedim. Ferruh Ferman, karmda znk diye durdu; gle bir kmseyicilikle gzlerini bana dikmi, belli ki iinden sa tellerimi sayyordu. Kekemeliin bir yoksul hastal olduunu sanrdm. Kekemelik baarya giden yolu tkad iin, zengin bir kekemeye rastlamak zordur. Hele ki Ferruh Ferman gibi bir iadamnn kekelemesi alacak ey. "By m yapyorsunuz, nnn-nnn-nedir yani?" Salondaki her ey kahverengiydi; samdaki duvar byk lde kapatan Grant Wood'un Baharn Uyan adl tablosunun rprodksiyonu hari. Tablonun orijinalinden en az 2.5 kat byk olmalyd. Belli ki Ferruh Ferman abartdan holamyordu. "Hayr." Buraya zorla getirilmitim ve biraz ardan almaya hakkm vard. Ferruh Ferman zr dilercesine: "Ne iersssiniz?" "Siz ne ierseniz onu?" Ferruh Ferman telefonun bir tuuna bast ve "ki orta kahve!" buyurdu. Kapris yapmak bana gre deil. Ferruh Ferman'a kzgn da deildim zaten. Galiba karlmak houma gitmiti. Ayrca, arlatamn teki samlmak da istemiyordum. Konuya girdim: "Sizin klnza giriyoruz, Ferruh Bey. Yani yznzn bir kopyasn hazrlyoruz, sizin gibi giyiniyoruz ve gitmek istemediiniz davetlere katlyoruz, yolunuzu bekleyenleri ziyaret ediyoruz filan. Bir tr 'gndelik hayat dublrl' bu. Skcl, nemine ar basan ilerinizi, sizin adnza halledecek bir dublrnz oluyor yani. sterseniz, dublrnzn yaptklar hakknda rapor da yazabiliriz. Fakat ncelikle, hem sizin hem de bizim iin gvence nitelii tayacak bir protokol imzalamalyz. Ve tabii ki alkanlklarn , tandnz insanlar, o insanlarla kur duunuz ilikinin biimini ayrntlaryla renmemiz gerekiyor." "Ya - ya - ya y- ya y- ya n i aslnda aym anda iki yerde olamyorum?" "Maalesef hayr. Reklammz sizi lzumundan fazla umutlandrmamtr umarm." Kap iki kere almd ve ieriye elinde tepsiyle kiremit suratl bir kz szld. Kahveleri masaya braktktan sonra Grant Wood'un tablosuna girdi ve yemyeil tarlalarda yryerek uzaklat! Ferruh Ferman, kaynar kahveyi bir dikite iti: "Ta-ta-ta- tamam, ka-a-kkabul ediyorum." "Neyi?" "Benim ye-ye-ye-y-yerime ge-g-gemenizi." Dublrn Daniskas Darda hava Mikail'i bile terletecek kadar scakt. Buram buram fiyasko kokan iimize baladk. brahim Kurbanla birlikte, Ferruh Fermarim, iklimi elektronik olarak ayarlanan maliknesindeyiz. Ferruh Ferman yine ieriye taz gibi dalyor ve ellerini am, srtarak bize kouyor. "Ho-Ho- H oh- H og eldiniz!" "Hobulduk" diyorum. brahim Kurban mrlyor. Zengin arkadam, Ferruh Ferman'm yapmack cokusundan hi etkilenmiyor. Ben niye yle deilim? Glenle glyor, alayanla alyorum? imdi somurtsam, bu defa ibrahim Kurban'a uymu olacam... Buldum! Ben altm kalpli bir serseriyim. Tabii ya. Baka ne olacaktm? Yoldan km bir dervi; 'jamais vu'ya [Jamais vu: Sk sk yaad bir eyi ilk defa yayormu duygusuna kaplmak.] tutulmu bir profesyonel; bonkrce iletiimsel avanslar veren bir tevazu amelesi; karizmasn istikrarl bir dierkamlkla rtbas ederek ta- 54 yin edici pasiflie varan bir mistiim... Ferruh Ferman bize, dili dndnce, neden bir dublre ihtiya duyduunu anlatt: Cenaze trenlerinde ok sklyordu ve geni mi geni evresinde zrt prt birileri lyordu. Dnlerde bunalyor, midesine kramplar giriyordu. Huzurevindeki annesini zlese de, grmeye dayanamyordu. Tmarhanedeki kz kardeinin her grmede kriz geirerek saa sola saldrmasndan tr ac duyuyordu. Bir de anlamsz ve nemsiz maksatlarla kapsna dayanan ziyaretiler vard. Btn bu davetlerden, ziyaretlerden kanabilirdi aslnda, fakat o zaman da huzursuzluk yakasn brakmyordu. Gvenebilecei bir dublr sayesinde, hem sorumluluk duygusundan hem de vicdani kaslmalardan kurtulmas mmkn olacakt. Dosyalar masaya yayyorum ve Ferruh Ferman' soru yamuruna tutuyorum. Sevdii/sevmedii tandklar, renkler, yemekler, iekler, arklar, kyafetler, kitaplar, hayvanlar, markalar, sporlar, filmler, iecekler, eyalar, oyunlar, kokular, sreli yaynlar, fkralar, meknlar, taklar, nller... Verdii cevaplar elimdeki ktla fa yazyorum, ibrahim Kurban da omuz kamerasyla bizi ekiyor. Ferruh Fer- man'm doum gnn [31 Ocak 1966], okuduu okullar [stanbul niversitesi, Arkeoloji Blm'nden mezunmu], evlilik yldnmn [22 Temmuz - 1993], boanma yldnmn [29 Ekim 1998], askerlik anlarn, aile yelerinin adlarn, onlarla ilikilerini, koleksiyon yapp yapmadn [silah fetiisti], bir enstrman alp almadn [keman], ne sklkta banyo yaptn, svp svmediini, ka saat uyuduunu, hangi danslar bildiini, kronik bir hastal olup olmadn [psikiyatra gidiyor, nadiren]... ksacas hakknda hemen her eyi kaydediyorum. Tatbikat balyor: Onu salonun iinde kilometrelerce yrtyoruz, koturuyoruz; gldryoruz, kzdryoruz, inci-

yoruz, yalvartyoruz, korkutuyoruz, alatyoruz, uzun uzun kekeletiyoruz, dahas uyutuyoruz; ona gazete okutuyoruz, ark syletiyoruz, ayakkab balatyoruz, sigara iirtiyoruz, yaz yazdryoruz, lk attryoruz ve btn bunlar brahim Kurban kameraya alyor. Ferruh Ferman'm hi itiraz etmeden, her dediimizi yapmasndan hem huylanyor hem de holanyorum. Adam, tam bir kararllkla ve gvenle hayatn bize ayor. taatkar bir rehine gibi... Fiyata da itiraz etmiyor: Anlama yrrle girer girmez 10 bin dolar ve onun yerine getiimiz her gn iin 1000 dolar! Her ey, bir rdein yellenmesinden bile daha kolay olup bitiyor. Ferruh Ferman'm gardrobunda ne varsa, smokinden donuna kadar aynsndan birer tane alyoruz. Yirmi ift 41 numara ayakkab [onun ayaklar 40 numara], bir dzine kol saati, birka gne gzl, be apka, czdanlar, yzkler, kalemler... Aile fotoraflarnn bulunduu eski albmden bir kopya kardk ve akrabalarn isimlerini, Ferruh Ferman'm nesi olduklarn, bu insanlarla mnasebetinin niteliklerini tek tek not ettik. Ayrca, ayn anda iki kiinin kullanabildii bir cep telefonu hatt ayarladk. Yani Sirkeci'de bir elektronikiye, telefondaki dijital yongann bir kopyasn karttrdk. Gerektiinde, telefonda Ferruh Ferman'seslendirebilecektim... Drt gn sonra ayn salonda Ferruh Ferman' bekliyoruz, tbrahim Kurban, salonun ortasnda ayakta duruyor. Bense perdenin arkasna saklanyorum. Ferruh Ferman, her zamanki gibi ieriye girer girmez hzla brahim Kur- ban'a yneliyor. El skyorlar. Perdenin arkasndan kyorum ve Ferruh Ferman'a doru elimi uzatarak sratle yaklayorum. Adam sersemlemi bir halde bakakalyor. Bu iyiye iaret. Balerin admlaryla evremde dnerek, ne eilmi bir ekilde beni inceliyor. Ben ona baktmda Ferruh Ferman' gryorum, fakat o bana baktmda kendini gryor! Ayna karsnda bedenini seyretmenin ok tesinde bir ey bu onun iin, her halinden belli. "Na-na-na-na-ssl iyi ggrrnyor muyum?" diyorum. Grtlama yaptrlm elektronik bant sayesinde Ferruh Ferman'm o nezleli sesini karabiliyorum. "Ha-hah-hah-harika!" Ferruh Ferman, nee oku yayor. Ne de olsa bu guano mikadosunun tahtma oturabilecek donanma kavumu, dublrn daniskas olmutum... Kravatm gevetiyorum ve boynumun altna kadar inen maskeyi yzmden gbela syryorum. Ellerim hl Ferruh Ferman'm elleri; gzlerim, bembeyaz suratmda srtan bir ift yavru kurbaa. Ferruh Ferman, brahim Kurban'a dnyor ve ahmaklara zg o su katma ykselmi aresizlikle: "Annemi uzun zamandr g-g-g-grmyorum." Kaytsz artsz Merhamet Hipokrat Huzurevi'nin otomatik kapsndan geince, annemin avucumdaki fotorafna bir kez daha gz attm. "Ferruuuh!" Ksa koridorun baland lobide ar ekimde cvldaan ve bir uyuturucu mptelasnn yatak odasma salm buruuk giysilere benzeyen ihtiyarlar arasndan bir kadn ayakta kollarn am bekliyor. "Anne!" Hayatmda ilk kez bir kadma anne diyorum. Sadaki danma memuresinin bir i kazas izi gibi duran glmsemesini yakalyorum. Memure, ak eliyle bende balayp annemde biten bir jest yaparak buyur ediyor beni. Uarak, Ferruh Ferman'm annesi Feride Ferman'm yamna varyorum, elimdeki iek demetini ve hediye paketini koltua atp kadma sarlyorum. Feride Ferman, alamakl bir sesle "Olummm!" kiilik koltua iliiyoruz, dier ihtiyarlarn ou, sanki onlara evlatlarnn hayrszln hatrlatmak iin gelmiim gibi surat asyorlar. Bazlarnn, annesini hem bu lks hapishaneye kapatp hem de glckler saarak ziyaret eden benim ieklerle bezeli ikiyzllm takdir ettikleri anlalyor. Sesi kslm televizyonda, kat kat etekler giymi Latin Amerikal kzlar hoplayp zplyorlar. Sehpalardan birinde, eski bir mecmua; kapanda Etna Yanardann resmi; resmin zerinde iri harflerle "Yanarda yamacnda kayak keyfi" yazs gzme arpyor. htiyarlarn hepsi kambur... Blnerek mi oalyorlar ne? Fonda ksk sesli bir radyo yaym: "imdi de ahtapot evcilletirme sanatnn piri Alper Kamu'nun, cinci hoca Mntekim Gcrbey ve zel dedektif Ah Muhsin nl iin setii akademik nitelikli bir ark geliyor... Jefferson Airplane'in nakavt edici icrasyla... White Rabbitl." Biri hi durmadan aym kartryor. zerine bahse girilmi gibi, ksrklerin ard arkas kesilmiyor. ksrme yarn kazanan dedeciin azndan kvlcmlar salyor: Kel kafasn ileri geri sallayarak yle bir ksryor ki, sonunda azndan lavlar pskryor ve karsndaki koltukta uyuklayan, ropdambrl moruk alev alyor! Olaya kimse tepki vermediine gre, mesele yok. Pepsi mavisinin ve detejan reklam ltsnn hakim olduu lobide, vey annemin z olu olarak konuya giriyorum: "Na-na-na-s-slsn anne? " Annem, Taliha Teyze'den en az 20 ya kk. Bamda gevek bir earp, grld kadaryla salar knal, gzler Ferman yeili, az da burun da kck... 40 yl boyunca itii sigara onu esmerletirmi. Derisi incelmi yznde 0.5 ulu kalemle izilmi izgiler, zarif ellerinde birka lm benei: "Ara sra mafsallarm aryor ya, iyi saylrm Ferruh'um. Sen daha sk gelsen, daha iyi olacam." "Bundan sonra da-da-d-daha sk ge-ge-g-geleceim anne." "Hep byle diyorsun ama gelmiyorsun. Erman' da getir." Erman da kim? Tabii bunun zerinde durmuyorum: "Nasl istersen anne." Annem yzm avularnn arasna alyor: "Zayfladn m sen?" Nazike tutup aaya ekerek elerini maskemden uzak- latryorum: "Ha-hahah-ha-hayr. Ha-ha-hah-hatt kilo aldm."

Annem yeleinin cebinden kard gzlklerini takyor ve efkat dolu bir pheyle gzlerime dikiyor gzlerini: "Tueciim, sen syle, bu ocuk zayflamam m?" Birdenbire koca kafal, prtlek gzl bir kadm beliriyor koltuun arkasmda. Hormon alm bir orman cinini andran, bombeli [ve belki de aslen Bombayl] bir kocakar. Bylesine yal ve iman birine, stelik bir asr nce, Tue adm hangi ileri grl zat vermi acaba? Tue boynunu uzatarak bana yalandan bakyor ve "rrraaaaak!" diye bir tokat patlatyor! Neredeyse maskem suratmdan frlayacak oluyor. Kendime gelemeden Tue yanaklarm skmaya balyor: "Bir deri bir kemik bu be! Senin velede iyi bakmyorlar Ferido!" Dozer operatr Tuge'nin elinden ucuz kurtuluyorum. Ellerimle yzm kapatyorum; gzlerimin altmdan burnumun kenarlarma doru parmaklarm bastnrak, maskemin kabarp kabarmadm kontrol ediyorum; dudaklarm ieri ekerek azm kapatyorum. Tue, amar suyunda bekletilmi traktr tekeri gibi yuvarlanarak uzaklayor. Annem gzleri dolu dolu glmsyor. "Ah benim kk Ferruh'um, Tue'yi duydun deil mi?" "Du-du-du-du-duymaz mym? Duydum anne." Annem tatl tatl konuuyor. Efsunlanm gibi, findik kabuu azna dalyor gzlerim. Ne dediini duymadan dinliyorum annemi. Alnn krtryor, bam iki yana sallyor. Ryada gibiyim. Ellerimi okuyor annem. Onu kucaklayp bu sper lks hapishaneden karmak geiyor iimden. Et- rafimda dsel bir uultu. Annemin yznde stl kahve gibi lk tebessm. Televizyondaki Latin Amerikal dans kzlar lobiye iniyorlar. Kzlardan biri, elindeki sprgeyle bir yandan dans ederken bir yandan da ropdambrl ihtiyarn scak kllerini spryor. Annem yavaa kolumu svazlyor. Tim Burton'm Hayalet Svari filminde gibiyim. evremde sar-dilsizler, ahenkli, imlas dzgn jestler ve mimiklerle bin yllk masallar anlatyorlar sanki. "Ferruh Bey misiniz?" Bu soru beni dalp gittiim dsel akntdan syrp kendime getiriyor. Oturduum yerde sinek gibi dnyorum "ZZZZZZZZZZZ" ve "Ziyadesiyle" diyorum; iki metre tede, boynuna asl steteskobu, beyaz nl, prl prl gzl ve Supradyn tabletleri eklindeki gzleriyle duran kadn doktora. Doktor, duralayp cevabmn anlamn tartyor ve belli ki, 'bir kelimeden bir ey olmaz' kararma varyor: "kmadan nce sizinle bir dakika grebilir miyiz?" "Tabii ki." Feride Ferman'la aramzdaki ana-oul muhabbeti bam dndryor. Annesiz bymenin ne demek olduunu daha iyi anlyorum. Kaytsz artsz merhamet ne kadar besleyici, doyurucu bir gdaym meer. Annemin kuru ttn yapra ellerini vecdle pyorum... , Charles Bronson'n om Azl Kars Eer karna kendini Charles Bronson sanan bir mteri ya da grevli karsa, tabancann kabzasyla burnunu patlat! [Bay Beyaz - Quentin Tarantino, Rezervuar Kpekleri] ikinci katta, kapsndaki levhada Dr. Jpiter Majestik - Geri- atri Uzman yazl odaya girdim. "Merhaba Jpiter Hanm." Mteveffa aktr Charles Bronson'n Bay Majestik adl bir filmi vard; ocukken, yetimhaneye trenle balanan televizyonda seyretmitim. Doktoru, ister istemez, Charles Bronson'n kars olarak alglyordum! "Ferruh Bey, size nasl syleyeceimi bilemiyorum ama..." Dr. Majestik, birden deney faresi gibi sessizleti. Doktorlarn asl ii buydu: lk kez karlatklar kimselere kara haber vermek. Ceketimin cebinden ksa Camel [Ferruh Ferman'm tercihi; ben Muratti ierim] paketini karp Bayan Majestik'e sigara tuttum. alar gibi aceleyle ald. Doktor'un sigarasm yaktm. "zlerek syleyin" dedim. Aptallamt. "Korkarm, anneniz Alzheimerli" diye kestirip att. "Ya-yani, annemin bunadm m s-s-s-s-sylyorsu- nuz?" "ki aydr burada grev yapyorum ve anneniz benimle her defasnda yeniden tanyor." "Fakat beni ha-h-hatrlyor?" "Balangta, sadece yeni rendikleri bilgileri unuturlar" sigaradan derin bir nefes ekti. fledii dumanda, Charles Bronson'm silueti belirdi. Ben de Bay Majestik'e doru fle- dim cierlerimdeki dumam. Doktor Jpiter'le birlikte, du mandan bir Charles Bronson yaptk; stelik o da sigara iiyordu! mz, ylece, Ferruh Ferman'm annesinin bunamasna istinaden t karmadan yere bakarak sayg duruunda bulunduk. im szlyordu. Neden soma, Bayan Ma- jestik'in odasmdan, Bay Majestik'le birlikte ktk. Ksa p Tarihi Gary Fleder'n Things To Do In Denver When You're Dead [Sen lnce Denver'da Yaplacak ler] filminden km, Beyolu'nda, stiklal Caddesi'ni arnlyordum. Fena halde ackmtm, bireyler yesem iyi olacakt. evremde yryen insanlarn balarnn zerinde elmalar gryordum. Tandk bir ses duydum: "Kaptan!" Baretta'yd. Biraz lafladk. Uzun zamandr konservatuara adm attm yoktu. Acba- dem'den ayrlp Taliha Teyze'nin Kuzguncuk'taki evine tandmdan beri de Baretta'yla grmemitik. Baretta bir mddet sada solda srtm, soma da babas aniden vefat etmi. zmir'deki evlerini satmlar; annesi ve aabeyiyle birlikte ili'de bir apartman dairesine yerlemiler. Beni yemee davet etti. nce ayak diredim, Baretta srar edince kabul ettim. Baretta'nm annesi, albino olduum iin bana kanserli fi- lanmm gibi davrand; ona, limon beyaz tylerim ve muamba pembesi suratmla her an lecekmi gibi grndmden eminim. efkatli ve cmert bir kadmd. Yemekleri de son derece lezzetliydi. Gelgelelim tabam bir tuhaft: Etil iekler gibi bir kapamp bir alyordu. Yemei kaklayabilmek iin taban ak olduu an\ kollamam ve hzl davranmam gerekti... Baretta, birlikte geirdiimiz sene boyunca binlerce

kez olduu gibi, gzlerimin beni yine yanlttn farketmiti, fakat durumu annesine aktrmad. Birka saat soma her ey iin teekkr edip Baretta ve an nesiyle vedalatm. Bir mucize olmazsa onlar bir daha hi gremeyeceimi biliyordum. Fakat ne yazk ki kahredici bir mucize olacak ve geberesice Baretta'yla ksa bir sre soma tekrar karlaacaktm... Asansr bozuktu; beinci kattan aa paldr kldr inerken, ikinci katta klar snd. Ben elektrik dmesini ararken, 6 numaral dairenin kaps ald, 30'larnda gzel bir kadn tesirli bir doallkla: "Gen adam, rica etsem..." elinde bir p poeti tutuyordu "karken bunu konteymra atar msn?" Karga sesimi gizlemek iin apknca fsldadm: "eref duyarm." Poeti kaptm; kuduz bir zebramn srtn- daym gibi zplaya zplaya aa indim. Konteymrm kapam atmda bir ygm eski fakat gcr kitapla karlatm. Poeti yere brakp kitaplar pten kardm: Binbir Balkan Bys, empanze Dal, Tabutta Papatya Yetitirmek, Kahin Adaylar iin Klavuz... Konteymra boalttm p poetini ters evirdim ve kitaplar iine doldurdum. O gnn akam Kuzguncuk'ta brahim Kurban'a kitaplar gsterirken kararm akladm: "Konservatuara devam edemiyorum, tiyatro bana gre deil zaten. ant-Ajans gibi alengirli ilere kalkmayacam. Efendi gibi dkkn aacam." Sadan soldan bor har denkletirdiim -be kurula Kadky'de, burjuvalarn birinden kp dierine girdikleri kafeterya ve barlarm srala nd Soyut Sokak'ta dknt bir dkkn kiraladm. 50 metrekarelik, tahta demeli, dikdrtgen eklindeki bu dkkn ksa srede Ray Bradbury'nin Tiyatrosunu evirecektim. Ve tpk Ray Bradbury gibi, ben de insanlara etraftaki vr /vr hakknda esrarengiz hikyeler anlatacaktm. Zenginlerin okuduu birka 'life style' dergisine kk ilanlar verdim: "pleri kartrmak istiyorsunuz. Herkes ister. PLK'te bulualm.", "Cannz plkte bulmadnz fakat PLK'te cannz ne isterse bulacaksnz.", "pe at mayn, bize satn!", "p adamlar, p kadnlar, yuvanza dnn! PLK'e!" "pleriniz deerinde alnr-satlr!" stanbul'da ne kadar hurdac, eskici varsa hepsini tek tek gezdim. Gztepe'nin yukarsndaki mahallelerde kmelenmi hurdaclarla konutum. skdar'a iner iken ara sokaklardan birinde derme atma bir arda yuvalanm eskicileri buldum, hepsiyle anlatm. Maltepe civarnda demiryolunun kenarnda saclarla evrili meknlarnda binbir eit matbuat, metal eyay, inam hayrete drecek eitlilikteki zmbrtlar istiflemi, sonradan grme alkoliklerle teatide bulundum. Topkap surlarnn glgesine kurulan ingene adrlarna gittim. Kzlderili kabile reislerini andran eflerle mafyatik bir trensellik iinde abuk sabuk mukaveleler yaptm. Hepsine kartvizitimi verdim. Onlara sadece kitaplar, ss eyalarm, plaklar filan deil, plkten kan ya da kendileri satnalmasa pe gidecek ne varsa pein para deyerek alabileceimi syledim. Hibiri bana gvenmiyor ve daha nemlisi, ne yapmaya altm anlamamann sancsyla kvranyorlard. Onlara krl bir i neriyor- dum, gene de en iyi ihtimalle benden korkup saygl davranabilirlerdi. nsanlarn pe yollad sprntler arasmda sr ykl, paha biilmez eyler olabilecei ihtimali akllarna taklyor fakat neyin ne kadar deerli olabileceini asla bilemiyorlard. Bu konuda kimse onlara gerei sylemiyordu. Kald ki yeni bir ey renme yeteneinden de mahrumdular. te, bu tip sua eilimli ve cahil insanlardan oluan bir ticari a rmtm evreme. Ellerine geen her eyi fabrikalara kiloyla satmaktansa ya da koca ehrin bir- iki semtinde kurulan eskici pazarlarma tamaktansa bana getireceklerdi... ebekeyi kurmutum. Bir ay iinde plk' ne ararsanz bulabileceiniz acayip ve cazip bir iyeri haline getirmitim. plker, ilerinde biriken metan gaz yznden patlyor ve bu patlamalarda binalar p ynlar altmda kayboluyor, insanlar lyordu. Kimi ruh hastalar, yaadklar yeri, plerden bulduklan pisliklerle tka basa doldurup 'p ev' haline getiriyorlard. Bense iyi biliyordum ki plklerin patlamas ile sper-marketlerin bombalanmas arasmda farktan ok benzerlik vard. Her ev, tketim lgnlyla satma - lnm lzumlu lzumsuz rnlerle giderek daralmaktayd. Pekala ie yarayabilecek eyler pe atlmasa, stanbul'daki btn evler yaanmaz hale gelebilirdi. Sz konusu ie yarar eyler zerine bir i kurmutum ve iyi de yapmtm. lkin insanlar irentiyle yaran bir merakla geliyorlard dkknma. plk'ten sahiden ireniyorlar myd? Bence hayr. Yolda yrrken rastladklar p kartran kimselere gizliden gizliye imreniyorlard. pler belirsizlikler ve imknlarla doluydu. Milyonlarca p torbas arasmda kim bilir ne defineler vard?.. plklerde anca yiyecek artklar; tketilmi rnlerin ambalajlar; krlm, bozulmu vr zvr; yrtk, ypranm giysiler... filan bulunur zannedenler kesinlikle yanlyor. Bizzat bana pte bulunmu kstekli saatler, plastik oyuncaklar, diki setleri, tabancalar, afrodizyak haplar, kedi mamalar, sa kurutma makineleri; yabanc dil eitim setleri, deri antalar, metal taklar [kolye, yzk, halhal, kpe, toka, bilezik, knye... vs.], irili ufakl radyolar, imzal nl fotoraflar, kravatlar, ev terlikleri; DVD'ler; emsiyeler, sustallar, di fralar, akmaklar, el fenerleri, papyonlar, matkaplar, protez kollar, yalboya tablolar, gne gzlkleri, filarlar, paletler... getirildi. lkesel olarak, son kullanma tarihi gemi rnleri almyordum. Genellikle, hi kullanlmam, ambalaj almam eyleri tercih ediyordum. Bana getirilen eyalar temizliyor, onaryor, gerektiinde tamircilere gnderiyordum. Yine de pten 'drlm' zmbrtlarn gizemi yokolmuyordu; bunu istemiyordum zaten. Kymeti bilinmemi, birilerinin atp kurtulmak istedii bunca teberinin okunaksz macerasn mterilerim kafalarna gre yeniden yazyorlard. Bu konuda onlara ben de yardm ediyordum. plk, yeni eya satnalmaya g yetiremeyenlerin alveri ettikleri bir dkkn olmad gibi, antika merakllarnn uradklar trden bir yer de saylmazd. Dkknmda- ki her para, hangi yne frlatlrsa frlatlsn benim ayaklarmn dibine, avucuma, bama den bir nevi bumerangd. By iin Gereken Enerji

Yal bir adam bastonundan m ayracaksn? [Gandalf-J.R.R. Tolkien, Yzklerin Efendisi - tki Kule] Kadn, tren tekeri byklndeki apkasmn nnden sarkan tl peeyi kaldrd ve beni sust yakalam gibi: "Borges seversiniz, deil mi?" "Tab ki... Sizin iin baka ne yapabilirim?" Bu kadm grseniz, en fazla otuz yamda sanrdnz, fakat kalbm basarm krkm oktan amt. Gen grnmesinin sebebi [hi kuku yok ki]; 120 gram kabuklar soyulmu bademi havanda dverek un haline getirmesi; 1 yumurtann akn, rpmakszm, bu una ekleyip kartrmas; 1 ya da 2 orba ka glsuyu ilave ederek macun haline getirdii bu karm cildine [bilhassa yzne] srerek 10 dakika kadar bekletmesiydi. Macundan maskeyi kardnda, cildi daha gergin, bambaka biri oluyordu. Kadm, tavandan apka karan birine>bakarcasna akn grnyordu. "Borges... Ajantinli nl bir yazar. Onu tanmyor olamazsnz?" "Tanyorum bayan. u, 'Allah sana bir limon verdiyse, onu skp limonata yapmalsn' diyen adam. Onunla aramzda ya fark olduunu inkr etmiyorum fakat doum gnlerimiz aym. Ve... bildiklerimin ounu onun kitaplarndan rendim" Kahkahas yarm kald kadnn. Meydan okurcasna, apkasn kard. "Borges ile Adolfo Bioy Casares'in birlikte yazdklar ve takma isimle yaynladklar tah Ac Sular adl hikyede, plerden karlan eylerin satld bir dkkndan bahsedilir. Sanrm byle bir dkkn ama fikrini oradan aldnz?" "Biliyordum... Gnn birinde, hakikat hesabna alan bir dedektifin foyam meydana karacam biliyordum." "Borges'i tanmyorsunuz, deil mi?" "Sizi tandm kadar bile mi?" "Dert etmeyin. O da birok hikyesini Dou edebiyatndan okuduklar zerine kurmutur." "Mvekkiliniz hakknda byle konumaym bence." "Borges'in avukat deilim. llerle ilgili davalara br dnyamn mahkemelerinde baklr, bilirsiniz." "Haklsnz... Buradan satnalmak istediiniz bir ey var m?" "Ne tavsiye edersiniz?" "u bastonu." "Baston mu? Hayat yolunda daha uzun sre bastonsuz yryebilirim. Neyi ima etmeye alyorsunuz?" "Bu, Borges'in 1982'de stanbul'a geldiinde kald Uyurgezerler Oteli'nde unuttuu bastondur, hanmefendi." "Hi sanmyorum." "Sizi ikna etmeye uraacak deilim. Fakat..." "Fakat ne? Buradaki her ey pten ktysa, Borges'in bastonunun pte ne ii vard?" "Boges ve gen kars oteli terkettikten sonra oday temizlemeye gelen kadm bastonu buldu..." "Glkle yryen bir adam yola karken bastonunu nasl unutur, syler misiniz?" "Kars, Kapal ar'da gezerlerken Borges iin yeni bir sopa almt: Sedef ilemeli, ahane bir as. Buenos Aires'ten alnm bu baston ise bir kenara brakld ve muhtemelen yatan arkasma dt. Malum, ou kimse otel odasmdan bireyler arr; kimileri de otellerde bireyler unutmay sever. Borges, ikinci gruba giren ender ahsiyetlerdendi." "lgin... Devam edin." "Temizliki kadm, yerleri silerken yatan altnda bulduu bastonu resepsiyon grevlisine teslim etti. O da alp eve gtrd. Borges'in nl bir yazar olduunu duymutu, fakat bu bastonla kimsenin ilgileneceine ihtimal vermiyordu. Derken, Borges'in bastonu, bir sre, Uyurgezerler Ote- li'nin resepsiyon grevlisinin kaynpederi tarafmdan kullanld. Kaynpeder, vakit namazlarm klmak iin mahalledeki camiye gidip gelirken, Borges'in bastonuna yaslanyordu." "Bu bastona yani?" "Kesinlikle." "Sonra?" "Bir k gn, caminin bitiiindeki Kur'an kursunda okuyan bir ocuk bahedeki yapraklar sprp uvala dol- duruyordu. O srada, Borges'in bastonunu kullanan aksakal camiden km, bahe kapsna doru yryordu. amurda aya kayd ve dt. Orada bulunan birka kii, yapraklar spren ocuk da dahil, ihtiyarn yamna kotu. Adamn durumu ktyd. Hastaneye kaldrdlar. Borges'in bastonu ise caminin bahesinde, amurun iinde unutuldu. Yapraklar spren ocuk bastonu ald ve biraz oynadktan soma, uvala tkp pe att. Yaprak uvalnn bulunduu konteynr kartran bir ingene kadm, uval alabilmek iin yapraklar dkt. uvalla birlikte bastonu da ald. Bas ton, kadnn eskicilik yapan kocasna geti. Koca da bastonu bana satt..." "Siz mthi bir yalancsnz!" Bastonu kadma uzattm ve ona zerindeki yazy okumasn syledim; kadm evirdi evirdi ve muhtemelen ucu yaklm bir ineyle kaznm kck Cuando Pedro Macao quien me hab'a elaborado con una monotonia llena de inspiration y entregado a mi dueho, al mas honesto mentiroso del mundo, el calendario mostraba el ano 1971 en Buenos Aires [Beni ilham dolu bir tekdzelik iinde biimleyen Pedro Macao, sahibime yani dnyann en drst yalancsna teslim ettiinde Buenos Aires'te takvimler 197l'i gsteriyordu] yazsn okuyunca afallad: "Fakat bu imknsz!" "Borges der ki" dedim, olanca gizemini stme aldm kadma, "mknsz, reddedilmi mmkndr ve kuzeye gidildike imknszlar oalr." Kadm sylediklerimi anlamyor gibiydi. Burnundan kmaya alan minik salyangoza gzlerimi dikerek szlerimi tamamladm: "Suyun suda kayboluu gibi,

hakikati bulmak uruna kaybolmay gze almak... En nemli ayrmlar hep en belirsiz olanlardr." apkasm takp dzeltti. Peesini indirdi, st dudama tutunan salyangozu drmemeye zenir gibi sakince mrldand: "Eletirmek iin gereken enerji, by iin gerekenden ok daha fazladr. stelik, birok eyin yannda mesela cahillerin sulama, dahilerin itiraf tutkusu; tabiatm, arln byden yana koyduunu gsterir." 'Stten km Ak Kakla Cinayet brahim Kurbanla beraber plkteyiz. Can yoldam sessiz sedasz, Rus-Japon Harbi'nden bahseden Osmanlca bir kitab kartryor. Ortayal alkolik bir palyao, mfetti edasyla kapdan giriyor. Bu adam gzm bir yerden sryor ama nerden? Habire, aznn stnde nc bir dudak gibi duran kzl byklaryla oynuyor. "u emsiye, gcr gcr; o da m plkten kt?" "Evet beyefendi. Onu vck vck, le kokulu atklarn arasmda bulmutuk." "Enteresan. Temiz grnyor." "Tamir grd ve dezenfekte edildi." "Kimindi dersiniz?" "Bence... zal dneminde Londra'daki Trk bykeliliinde grev yapm bir diplomata ait." brahim Kurban, kitaptan bam kaldrp nce bana, soma adama bakyor. Adam, brahim Kurban'a kaamak bir bak frlattktan sonra bana kalarn kaldrp dudak bkerek soruyor: "Emin misiniz?" "Emin olmam m gerekir?" "Mterilerinizi yanltmaya hakknz yok..." "Kimseyi yanltmyorum efendim. Sadece, ehemmiyetsiz bir muammaya zararsz acayiplik takviye ediyorum." 'Ya bir bakasma aitse? Sizce byle bir ihtimal yok mu?" "Kime mesela?" "Nerden bileyim, otobs durama yrrken kalp krizi geiren emekli bir felsefe retmenine mesela?" "Siz nasl uygun grrseniz." "Hh, sama." "Oras kesin." "Neden byle bir dkkn iletiyorsunuz? Belediyeye bavurup bizzat p olamadnz iin mi?" "Hah-hah-hah-hah-hay!" "Glmeyin, aka yapmyorum." "p olmay hi dnmemitim dorusu. Daha nce aklma gelseydi, bu dkkn amam gerekmeyebilirdi." "Pekala... emsiyeyi alyorum." "Merakm balayn ama... Yazn ortasnda emsiyeyi ne yapacaksnz?" "emsiye zaten 'gnelik' demek." 'Yani gnee kar m kullanacaksnz?" "Bu, aramzda kalsn." "Ne?" "nmzdeki 12 haf