nebi Ünler - antoloji.comimg.antoloji.com/i/sair/pdf/9/nebi_unler_24359_04088.pdfuzaklık,...

Nebi Ünler

- şiirler -

Yayın Tarihi:

23.12.2011

Yayınlayan:

Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerineaittir. Şiirlerin kopyalanması gerçek veya elektronik ortamlarda yayınlanması, dağıtılması Türkiye Cumhuriyetiyasaları ve uluslararası yasalarla korunmaktadır ve telif hakları temsilcisinin önceden yazılı iznini gerektirir. Budoküman, şairin kendisi veya temsil hakkı verdiği kişinin isteği üzerine Antoloji.Com tarafından, şairin veyatemsilcisinin beyanları doğrultusunda yayınlanmıştır. Bu dokümanın yayınlanması kullanılması dağıtılmasıkopyalanması ile ilgili husularda ve şiir içerikleri ile ilgili anlaşmazlıklarda Antoloji.Com hiç bir şekilde sorumlu vetaraf değildir.

http://www.Antoloji.Com

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

Nebi Ünler (ADANASIZ YILGIN YAĞMUR)BEN SEVDİM AYŞE, FATMA, HATİCE,AMA HİÇ BİRİ DEĞİLDİ ARADIĞIM...YAPAYALNIZLIĞIMDIR NETİCE,'O' HİÇ BİR ZAMAN BULAMADIĞIM.

Eserleri:

.



'BERAT' Der, Yüce Divan

'BERAT' DER, YÜCE DİVAN

belli, çok dövmüş seni, hırçın dalgalar gülümizi kalmış çehrende... saklanan, ayan beyan...çöküverir birazdan, beklediğin o tülün,sis dağılır... bir suret... dağılır enkaz, viran

görünen yalnızlıktır... birazcıkta farklılıkruhuma sinmiş benim, hüzünle, karamsarlıkneyleyim ki bu hayat, göstermedi aydınlıkuzaklık, imkansızlık, nasıl kalırım civan.

en iyisi gömmeli, yılgınlığı derinepembe düşler kurmalı, hakikatin yerineYılgın Yağmur mutlaka, kavuşur seherinebelki umulan olur... 'berat' der, yüce divan.

Adanasız, 09.11.10 - 00.58 Yılgın Yağmur

Nebi Ünler



'beyazlalem' DİYE BİRİ'ne... Cevabımdır.

'beyazlalem' DİYE BİRİ'ne...

'Kimse uğramıyor uzun zamandır yanımaTepeden tırnağa hüzün kokuyormuşum meğerGeceler en büyük yoldaşımSabahlar uzak olsun diyoruz...Lakin pek yakın geliyor tanAma gün geçemedi saçlarımı ağarmakta! !Daha yirmibeşimdeyim yetmişbeşimde gibi..Hayatmı boğuyor yoksa ben mi yüzemiyorum

27.08.2010 03:22 - beyazlalem'

diyorsun ya... çoook muterem 'beyazlalem'çaren olamadığıma üzülüyorum...çünkülerle, imkansızlıklarla dolu bu alembeceriksizlikliğimle, acizliğimle süzülüyorum.

belki kolay olurdu... seni kandırmakpembe, pesbembe bir kaç yalanla...neyi çözebilir ki? .. ulaşılmaz sandırmakbu yüzden, başım hoş değil gayrı sanalla.

doğrudur birzaman ben de arandım'erişilmezimi' şu sanal alemde...neler gördüm, neler duydum, ne kurşunla... tarandım!hiç bir beklentim kalmadı... o 'gözleri badem' de.

'beyazlalem' aradığın olamam ki ben senin'beyazlalem olamazsın üzgünüm...ey tövbekar Yılgın Yağmur hazır kefenindiyorum kendime... korktuğumdan düzgünüm.

bir 'beyaz güvercin' vardı... yalanmış yalangözler bile... gözler bile... aldatırmış, saf aşıkları...dolanmış, aşiret, yasemin... tüm filan, falanvarsa; 'HESAP GÜNÜ ' temizleteceğim kirli bulaşıkları.

sorma adresimi bir mekanım yok... bir mezarım yok!bir yalanım, bir hayal'im, bir serabım... sanalım yanibir 'beyazatlı' dan... bir ok yedim.. bağrıma bir okkarardı tüm dünyam... ben de dert gani.

Bırak beni bırak! git uzaklara... sakın gelme giiiiittt!Belki de aranan sana der; gel 'beyazlalem...'

Adanasız, 2.9.2010 19:56 - Yılgın Yağmur

Nebi Ünler



'Bu Yangın Kırk Defa Söner Geçerdi...'

Bu Yangın Kırk Defa Söner Geçerdi

/././././.Sevgili Nebi Ünler Ağabeyime/././././.

Doksan çeşit yemek sofrada olsaNoksandır lezzeti tuzu olmasaMecnun ne yapardı sahrada kalsaKalbinde Leylâ’nın közü olmasa

Yüreklerde dener sevda gücünüSevmeyen ne bilsin işin içiniFeleğe yüklerler cümle suçunuAşktan söz olmazdı sızı olmasa

Geceler yıllara mağrur bakardıYelkovan akrebe meydan okurduHer gece musalla benden bıkardıSevilmezdi kışlar yazı olmasa

Gönül süzgecimden elerdim onuArayıp sormazdım silerdim onuHiçler beşiğinde belerdim onuAdı firardaydı nazı olmasa

Yüzüme tebessüm konar geçerdiSevgisi tenimde yanar geçerdiBu yangın kırk defa söner geçerdiKalbimde çıkmayan izi olmasa

Gözlerim dalmazdı her gün yollaraHicrandan düşmezdim aciz hallereYaymazdım ölümü her gün yıllaraSeviyorum diyen sözü olmasa

21 Aralık 2011 Küçükyalı - İstanbul

Celil Çınkır

..........

Geceler yıllara mağrur bakardıYelkovan akrebe meydan okurduHer gece musalla benden bıkardıSevilmezdi kışlar yazı olmasa................

Allah razı olsun Celil gardaşım... yüreğine, ellerine sağlık... kalemin hiç susmasın.... bugüzel armağanını yüreğimin derinliklerine nakşettim... sağol varol, Allahına kurbangardaşım...

Yelkovan akrebe zumzuk (yumruk) çakardıyada



Yelkovan akrebe kurşun atardı

olsaydı daha iyi olmazmıydı...

Bu yangın kırk defa söner geçerdiKalbimde çıkmayan izi olmasa...Elbet gönül başkasını seçerdiGözlerinde aşkın pizi olmasa.

Ahları, vahları, kurşuna dizerHuzuru göl yapıp içinde yüzerYar döşünü binbir buseyle bezerÇoşardım...Ayrılık çizi olmasa

Farsak söyler Karacoğlan sözünüAvşar bilir Dadaloğlu közünüDüşlermiydim çukurova düzünüİlkgözağrım Kozan kızı olmasa.

Kozanoğlu, Gizzik Duran dağlardaAdana Karası mazi... bağlardaGurbetin mıhını, beton çağlardaÇekmezdim, zamanın hızı olmasa.

Yılgın Yağmur emeklisin dedilerEkmek verip ömrümüzü yedilerİnermiydi, damda gezen kedilerŞu ölümün soğuk yüzü olmasa

Adanasız, 21.12.11 Yılgın Yağmur

Nebi Ünler



'Eleni Karaindrou' dan 'ulysses gaze' yi Dinlerken....

Eleni Karaindrou dan ulysses gaze yi Dinlerken....

Karşıda karı erimiş dağlarSıcak bunaltıcı bir hava...Bir damla yağmur duasındadır bağlarBiçilmiş BuğdaylarınHasretindeki tarlalar sarı,Sapsarı.Asılı kalmış uçurtmam gibi, bulutlarKarıncaların koşuşturmalarıBir nazlı sevgili gibi davetkârMuratdağı.Fokur fokur yüreğimBir şeyler batıp çıkmaktaSızım sızım ciğerimi sanki,Parça parçaTüküreceğim birazdan.

Kulağımda bir İstanbul ŞarkısıAda Sahillerinde Bekliyorum...Olacaktı ki buz gibi bir,Adana Boğrama ırakısı...

Bir çocuğun hayaleti dolaşmaktaGeniş, geniş odalarını...Eski konağınCamları kırık pencerelerSıvası dökük, çırılçıplakResimsiz duvarlarında...Asılı bir yalnızlıkTek ortak yanımızİstanbul olmalı...

MızraklıdaBir İstanbul yaralısı divaneSaç sakal birbirine karışıkGaliba ona göre her insan bir meyhaneO sadece ağaçlarla, kurtlarla, kuşlarla barışıkİstanbulu anlat diyorumBir tek cevabı;Mızraklı çok şahane.

Aşağıda Gedizin ışıkları yanarkenBüyüşahan, Küçükşahan, KaradonaÇoktan kararmış...Çamdenizinde Mesut Hocayla benBirde divaneBiz İstanbul diyoruzKızkulesi pırıl pırıl olmalıCıvıl cıvıl olmalı boğazAyasofya, Sultanahmet, TopkapıBoğaziçi, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü



Beyoğlunda gezerkenKesiyor sözümü divaneMızraklı çok Şahne...Kozaklıdan aşağıya inerkenBağırıyorum;Tek ortak yanımızİstanbul olmalıBir deEleni Karaindrou danulysses gaze yi dinlerkenKi... sarhoşluğumuz.


Nebi Ünler



'Elif Doktor Olacak' Demişlerdi

ELİF DOKTOR OLACAK DEMİŞLERDİ

Artık bitti,üniversteyi kazandim,doktor olucam.Dedin ya ÇALIKŞU... can arkadaşım...İçim yandı, belim sızladı... bak saçımı yolucamBir Elif vardı... ona da yanmıştı sevdalı başım.

Bir Elif vardı hem de ne ElifO mavi giyerdi, ben kırmızı...Baygın baygın bakardı... Hep gülerdi ElifKonuşamazdım dilim tutuk, yüzüm kıpkırmızı.

Ben 3 dersen takmışım o teşekkür almışGüzeldi... çalışkandı, zekiydi... dengi değildim...Anası öğünüyordu tıp da okuyacakmışUzun uzun baktım aynaya... İmkansızlığa eğildim.

Bir Elif Vardı baygın baygın bakardıGülümserdi daima... ben için için yanardımGüzel gözlerinde zaman ışık hızı akardıBir araya gelemeyiz diyerek kanardım.

18 di yaşım, hani taş atıp altına baş uzatma zamanıGurur yapıp kaçtım ona uzak yerlere...Abi demişti hain, yine hatırladım o kötü zamanıAynen sızlıyor belim... yine gittim o derelere.

Elif Doktor Olacak Demişlerdi; yıkılmıştımDoktor olmak kim? Ben kim diyerek...Diğer Elif Öğretmen oldu... ona da kırılmıştımBen sıradan bir memur, postu giyerek.

Yılgın Yağmur sevdi, daima sevdi kırktan çokBeddua etmedi hiçbirinin ardından...Herbir sevgiliden yedi, kırk hançer, kırık okKapkara sevdalar yüzünden sürülmüştür yurdundan.


Nebi Ünler



'Neme Lazım' Bir Sigara Yaktım...

'NEME LAZIM' BİR SİGARA YAKTIM...(C. Karabulut dostun 'Neme Lazım' şiirine)

Ayak izleriniz vardıSayfamda...Gözlerim kapanıverdiBir sigara ağzımda.

Kâğıda dökülüverdiLav püskürmelerim...İçimde bir şeyler sökülüverdiAnlamsızdı öksürmelerim.

Fırtınalarda gönlüm,Ömrüm, sınırı meçhul bir sahra...Bilsem de demeyecek 'döndüm! ...'Sineme iner... iner... iner kör bir tahra.

Şiirler okurumİçinde hiç olmadığımŞiirler dokurumOlmadı, hiç olmadığın.

Ey! Jüpiter Ülkesinin Beyaz atlısıGel diyemediğim gibi, asla Git! ... demedim,Henüz yakalayamadım bir ANKA KANATLISIBen RÜYALARIMDAN gayrısını sevmedim.

Neme Lazım... yine bir sigara yaktım...Gizlemeliyim, güpegündüz gördüğüm yıldızları.Gaipden... Yılgın Yağmur dediler baktım,Neden unutamayız ki, şu mahir hırsızları?

Adanasız, 28.10.09 Y.Yağmur

Nebi Ünler



'Oku'

'OKU'

'Oku' diye başlamış ebediyet ışığı'Çin'de olsa da gidin' demiş ilim aşığı'İstikbal göklerdedir' tutun hep çağdaşlığıO Ata hatırına... durma, okula çık gel.

Nebi Ünler



'Rabbena, Hep Bana...' Düzeninin İcabı...

RABBENA, HEP BANA... DÜZENİNİN İCABI...

Ahir zamanın olmazsa, olmazlarından olmalıGüçlüler zayıfa, zayıf feleğe vurur...Rabbena, Hep Bana... Düzeninin İcabı,Sözünden dönmeyen insan, Bu devirde çok zor bulunur.

Bir zerre menfaat için,Bir yalana, ulanır binlerce yalan...Mertlik yapanlara, gülünür için için!Enayi dedirmektense, değil bir çalı, bin orman dolan.

Şöyle buyurmaktadır gayrı, ekabir takımı;Fırıldak gibi dön, ama çaktırma..Dön Ağam dön... dön beyim dön, demesinler bön,Yeterki namına garibanlık, sefillik taktırma..

İt, iti ısırmaz... güçlü, güçlüye vurmaz!Yoksulların kanıyla... ne çareler sunulur...İblis ve avaneleri; insanlık hayrına saalise durmazZengin ayıbının üstüne, değil yorgan, otağ kurulur.

Bu devirde, maalesef işini bilmekGeçerli akçe...Yerin altında geçecekmiş, boynuna ilmekDersen, uydurulur yüz bin gerekçe.

Eğilme, bükülme,Öpme bey, paşa eli...Dik dur ulan! .. üç kuruş için dökülmeVarsın desinler aptal, salak, avanak, enayi, deli.

Yılgın Yağmur zor olanı seçZarar etsende, yere düşmesin sözünGerekirse şu geçici hayatından geçNamertliğe bulanmasın özün.

Ulan Adanasız,Rabbena, Hep Bana... Düzeninin İcabıDönmesin başın, kararmasın gözün...Uyuşturma vicdanını... Unutma! .. Mizanda ki hicabı.


Nebi Ünler



'Seni ben Ellerin Olsun Diyemi Sevdim'

SENİ BEN ELLERİN OLSUN DİYEMİ SEVDİM(Nalan Altınörs'ü Dinleten Ayhan Gardaşıma...)

'Seni ben ellerin olsun diyemi sevdim'Halbuki sensizlik ölümüm derdim...Sevdiğim... ben seni niyemi sevdim?Deliyim... ben seni rüzgara verdim.

Üzülme... yaktığın canın külüneÇoktan, sarıldım ben, mazi tülüneZerre ahım olmaz, elin gülüneDeliyim... gönlümü yalana verdim.

Bir hayal, bir serap, hiçlik anımdıSandım ki her yalan, sonsuz canımdıSevdanın ödülü, lav'dan kanımdıDeliyim... ömrümü talana verdim.

Deliyim... aşk değil hasreti derdimÖmrümü yoluna şevk ile serdimBilirsin ki hep bahtıma küserdimYağmur'um varımı hasrete verdim.

Deliyim... düş değil imkansız derdimDeliyim... okumu boşluğa gerdimDeliyim... aynamı yerlere serdim...Deliyim... Yağmur'u Yılgın'a verdim.

Adanasız, 19.06.10 -01.00 Yılgın Yağmur

Nebi Ünler



'Sev Dedi Gözlerin' Sevdim Çok Sevdim

'SEV DEDİ GÖZLERİN' SEVDİM ÇOK SEVDİM

O köşede gördüm ilk defa seni'Sev dedi gözlerin' sevdim çok sevdim...O göl kenarında içerken beni'Sev dedi gözlerin' sevdim çok sevdim.

Unutupta dışımızda her şeyiKaplamıştık içimizde her neyiYudumladık aynı anda AŞK meyi'Sev dedi gözlerin' sevdim çok sevdim.

Sen vardın, ben vardım, birde AŞK vardıSen aldın, ben aldım, bitmez AŞK vardıSen Yardın, ben yardım bizde AŞK vardı'Sev dedi gözlerin' sevdim çok sevdim.


Nebi Ünler



'Yeşil Duvaklı Gelin (Eva De Vitray Meyerovitch.) 'e...

' YEŞİL DUVAKLI GELİN (Eva De Vitray Meyerovitch.) 'e...(Ahmet Tevfik Ozan'ın 'Konya'ya Konan Güvercin'ine...)

Paris'miş, doğulan yer... Doyulan da galiba...Dilemiş Konyalı'lık! Yeşil Duvaklı Gelin...Mevlana'nın 'gel'ine gönül veren salihaKucağında uyusun, manada ki bir Ney'in

Mevlana'nın mürşidi, Mesnevi'ye tercümanBatılı'ya öğretmiş, gönül ve Hak aşkını...Sema ile Semazen, nefis olmuş sütlimanYeşil Duvaklı Gelin, bir Mesnevi taşkını.

Yürümüş Mevlana'dan, Mevlasına yürümüşBir güvercin edasıyla... Konya'nın sinesinde...Yılgın Yağmur, Gül... Eva! Hak aşkına bürünmüşNey üflenir şad olur, her 'düğün gecesinde.'

Adanasız, 27.08.2010 15:15 Yılgın Yağmur

Nebi Ünler



(Lady Mi Shil)

(LADY Mİ SHİL)

Karşımda resminKarmakarışık duygularım(Lady Mi Shil) miş isminAhhh ah... bir acayip uykularım.

Televizyona çivilenir gözlerimMuhteşem Kraliçe dizisi saatindeSeyrederken dahi... onu özlerim(Lady Mi Shil) ' e seyahatimde.

Hayal dünyası bu bilirim, bilirim deAlamam kendimi, hayaline dalmaktan...Bölüm biter... Başlar, hayal vitirinde,Kurtulamam yokluğunu yaşamaktan.

Sayıklasam adını... ayıplarlar elbette beniYılgın Yağmur'un elinde bir kumanda kadar yakınlığın...O güzellik maskesi altında ne çileler, dertler ağlatır seniDilerim, mutluluk versin sana, bana uzaklığın.

Ey Kore'nin (LADY Mİ SHİL) denilen efsanesiiiiiÇocuklarımın bir tek şikayeti benden, bunaklığım.

Adanasız, 12.10.2010 11:17:00 Yılgın Yağmur

Nebi Ünler



...Ve Babam... Ve Kaderim...

...VE BABAM... VE KADERİM...

Sana bir ömür verdimBedenimi… Boyumu bosumu…Gençliğimi derdin,Çok gördün bir zerre hoşumu.

Ciğerimden üç parça verdimHatalarımdı hiç unutmadığınYetmedi ruhumu gerdin ha gerdin…Dertlindim, bir türlü avutmadığın.

Şimdi daha iyi anlıyorum babamınDört kez evlendim dört kez öldüm sözünüMezar taşı, rahatlamasıydı anamınToprağımız doyuruyor, Belamızın gözünü.

Babam ve ben mal canlısı olmasak daKaderimizdi, rezil edenimizi çekmek…Hiçbir zaman kocaman hayaller kurmasak daZehirdi bir ömür, lütfen,sunulan ekmek.

Sen gittin… kurtuldun… yetimim babamKime yaslanırım… kime gönlüm açarım…Bıraktım gururu, şerefi… kalmadı çabamEmanetçi… gelir… bende… bu dünyadan kaçarım.

Ben... Ve Babam... Ve Kaderim... Ve....Çok şükür Mevlamız... Daha beter olmakta vardı...Yılgın Yağmur silik, aciz, rezil, ezik... ve... ve...Yağmur Orkunum sakın deme; babam bir kahramandı.


Nebi Ünler



12 Eylül 1980 Öncesi

12 EYLÜL1980 ÖNCESİ

Oniki eylül seksen öncesibaşımıza sarmışlardıBatılı ve kuzeyli dostlarsağ sol bilmecesisokaklar, caddeler, kahvehanelerhattâ camilerbölünmüştü ikiyeotsunuz diyorlardıtarafsızım diyen akıllıya, deliyehiç, hiçine harcandı gençlerkimi mezara, kimi hapishaneyepostallılar davet etti kalanlarıya sehpaya, ya işkencehaneyetesadüfen kaldık hayattaah bu devletin sahipleri ahhhhholgunlaşmasını beklediler tazecik fidanlarınYılgın Yağmur cevabını alamadıseksen öncesinde sorduğu soruların.Geçen gün beyanat vermiş NetekimEyaletlere bölünmeli diyeAnkara uzak, sandıklar etkisizYine, siyasiler ölçüsüz atıyorlarKorkarım filizler kırılacakAnalar ağlayacak yine.

Adana, 11.03.07 - 04.02 Nebi Ünler Yağmur

Nebi Ünler



12 Eylül Ve Bu Gün

12 EYLÜL VE BU GÜN

Herkes bilir, prevezeBir daha gelmeyecekİstanbul'u kurtarmaya binlerceFatih yetmeyecek…Baltacı'nın baltası, Katerina da kalmış,Başımızdaki Çuvalın utancı,Beyaz Saray yanana dek, sürecek.

12 Eylül bu gün,Küllenmiş acıların,Anılarıyla üzgünüm, üzgünNitekim paşa ehli-keyif,Adalet! isteyemedik halâ,Vicdanım, rahat değilİsyanım gırtlağımda,Düğüm, düğüm.Kaybolmuş, harcanmış gençliğimin hesabınıHangi Savcı soracak,?Hangi hakim yargılayacak?Yirmiyedi yıldır, süzgünüm.

Cumhuriyet, Demokrasi, Fikir HürriyetiŞimdi bile fazla kurcalanamazYirmi üç yıllık memuruzMaaaş yetmiyooooooor! Ankaraaaaa!Nerede bu sendika,Nerede bu hükümet,Nerede insan gibi yaşatacak devlet

Gazino, pavyon kapatmıyoruzKumarımız yok Şükür.Tatil diyor çocuklar, kahroluyoruzSeçim yeni geçti,Bize güven vermiyor, ne iktidar partisiNede diğerleri.Allahım! Allahım! AllahımBu çağda, bu ülke de yaşamakNeden? Niçin? Günah ki.Yılgın Yağmur yakında!Boşveeeeeer Türküsü söyleyerekÇıldıracaktır sanki.

Adana, 12.09.07 Yılgın Yağmur

Nebi Ünler



12 Eylül Ve Tarih

12 EYLÜL VE TARİH

Tarih; koca nine masallarınınKağıda dökülmüş halidirKim, Hakan, kim Padişah, kim Sultan,Kim komutan, kimler Validir.Dedemin; doğrusu böyledir, demesiyle,Babamın da kabullenmesidir.

Galiplerin gözüyle görürMağluplar; hain ve korkak.Nemrutlar, Ölür, Firavunlar ölürCehil, Leheb, ve diğer kötüler, cehennem yolcularıdır.İbrahim, Musa, İsa,ALLAH’ımızın habibi MUHAMMEDBütün iyiler ve bütün kötüler ancak,İmanımızla, yaşayacaklar.Tarih böyledir bence.

Ali olmak, Yetmiyor,Saltanat tahtına oturmak için,Hüseyin’in kellesi vuruldu!Bilirmisin, niçin?Mansur olup, diyebilmek, ENEL-HAK!Pir Sultan ile Şah'a yürüyebilmek,Mevlan'a gibi dönebilmek,Yunus'ca sevebilmekBektaş'ca eline, diline, beline sahip olabilmekKöroğlu'yla, Bolu beyine direnebilmekKaracoğlan'la her güzele türkü dizebilmekDadaloğlu gibi,'Ferman Padişahın Dağlar Bizimdir.' diyebilmekTarih bu, Mazi bu...Bence en güzeli Hayyam gibiÖlmeden ölebilmekElde şarap, yürüyebilmek.Damarda dolaşan kan,Ruh'un diğer adı canGeride kalacak, solgun bir kağıt veKırık bir kalem.

12 Eylül 2007 Çarşamba bu gün,Yirmi yedi yıl geçmiş, halâ sorulamıyorNasıl? Niçin? Neden?

Tuğba Hilal, Merve Gökçen Kızlarım,Yağmur Orkun oğlum,Maalesef yaşadım o yıllarıSuçlu bir Ruh, yaralı bir VicdanYorgun bir beden,Nineler yine bir şeyler, uydurmaktadırYine! böyleydi diye, son kararını veriyor Dedem.



Tarih; kazananların palavralarıKaybedenlerin, fısıltıları,Ve nakilcilerin uydurmalarıdır Tarih.İçinde yaşadığım halde, bir meçhuldür benim için,12 Eylül ve Tarih


Nebi Ünler



12 Eylülcülerin Elleri Titremez ki...

12 EYLÜLCÜLERİN ELLERİ TİTREMEZKİ

Ne elleri vardı,titreyecek...ne vicdanları vardı,sızlayacak....Nede utançlarıTürk Milletinden.

Sıkı yönetim vardı halbukiYurdun her köşesinde..BİTMEDİ BİTİRİLMEDİ KARDEŞ KAVGASI.

Farkında değildik kibirer fareymişiz deney şişesindekimimizin elindebıçak, makine, bombakimimizin gözlerindekan...alınacak, verilecekcan.önümüzde imrendiğimiz, özendiğimizpek kahramanağabeylerimizbizleri bekliyormuşkurtarılacak vatanWaşington'un tosuncuklarınınellerinde maşaymışız meğerbizmişiz ateşi tutan.

Bir geceBİR GECE GELİVERDİLERansızın geldilerTanklarıyla...PostallarıylaSorgucularıylaOnbir eylül-Oniki Eylül arasıhiç bitmedi içimdeneden, Perşembe-Cuma?acabası! ...vuran, vurulankafesler arkasında tutulanasılan...asılmak neyse! ..insanlık onuruyla oynanan,yarınları boğulanbizdik...

yanık bağırlı babalaryanık ciğerli analarneden, nasıl ve niçin bilmedenharcanan



filizdik.

12 eylülbir gecede biten terörünanarşininkurbanı edilmişnesildik.

Sehpalarda50 fidansayısı belirsizfaili meçhulama biz bu vatanınsevdasıyla yananyarınlarımızınkörpesiydik.

yine 12 eylülyine tehlikede vatandurmuyor,durulmuyorkargaşa.bitmiyor, hiç bitirilmiyoriçimiz de hep uzantıları olandış düşmannedense hiç tükenmiyoriç düşman,her şeyi anlayabilirimherşeye bir mazeret bulunabilirtamam tamam dagazeteler çarşaf çarşaf yazıyorhazırlanıyormuş... nasıl olur bu?imralıda ferman

Adanasız Yılgın Yağmurbir 12 Eylül silindirininartığısın unutma!devletin malum sahipleriseyrediyor olmalıbiraz daha... biraz daha kaynasın kazanbir yerlere...............? .......kimbilir daha ne kadarfidanı kırılacak, ezilecek, hoyratçabu bahtı kara ülkemin.boş durmuyor derinlerde birileridoymuyor karınları kanımıza.yine Türkü, Türke kırdıracakyine kırılacak fidanlar,filizler kurutulacak.bilsek de, bilmesek de



istesek de, istemesek dehep meçhul kalanlarınipindeyiz.

12 Eylülcülerin Elleri Titremez kiiiii! ! !Ey yaratılmışları YaratanRahman ve Rahim AllahımDinini, Peygamberini, kitabını,Tertemiz, saf, arı, duru sevmekten başkaNe yapıp daBu yönetenleriHak ettik kiiiii?


Nebi Ünler



12.12.1985 Başlangıçtı

12.12.1985 BAŞLANGIÇTI...

Haritaya bak!Kütahya'yı BulAha! Gediz...Afyona bilet,Abi Gediz, boş ver Kütahya'yı delikanlıUşak'a devam et.Garaja girmiyoruz.Burada ineceksin.Elde bir valizGaraj nerede,Nerede Gediz?Şuradan dosdoğru gideceksin,Ulu Caminin orada sor!Gösterirler, Kırıkminare! dersen.Bir saate varırsınMinibüse binersen.

Yaş yirmibeşZiraat Bankası Gediz ŞubesiAdresAzmioğlu otelinde bir geceSenin yerin,Yedi kilometre ileride EskigedizO gün işe başladımGün Perşembe.

12.12.1985 başlangıçtıTam yirmikiyıl önceYılgın Yağmur ömürden gittiBir Allah bilir, birben bilirimÇektiklerimin çoğunuNereden, nereye! ..Ne fırsatlar vardı, önümde amma,Şimdi hepisi bitti.


Nebi Ünler



13 Mehmetçiğim Eller Üstünde

13 MEHMETÇİĞİM ELLER ÜSTÜNDE

‎ 1.Gökhan Yıldırım (Adana/Ceyhan)2.Mustafa Güney (Adana/Yüreğir)3 Fahrettin Aksu (Hatay/Kırıkhan)4. Mehmet Kaz (Gaziantep/Nizip)5.Emrah Eker (Giresun/Dereli)...6.Necmettin Torun (Samsun/Alaçam)7.Ufuk Başarı (Konya)8.Noyan Aydın (Zonguldak/Ereğli)9.Aykut Delimehmetoğlu (Bursa /İnegöl)10.Barış Çiçekdağı (Gaziantep)11.Vefa Çelik (Ağrı)12.Ethem Okkay (Şanlıurfa/Payamlı)13.Gökhan Kaplan (Tekirdağ/Şarköy)

13 ana kuzusu, 13 baba yavrusu, 13 taptaze fidan, 13 goncanın, yavuklusu... 13Ocağın umudu avuntusu...Allahım onların şefaatlerine nail eyle bizleri... Allahım bu 13Şehidine layık eyle bizleri.... Aziz şehitlerimizin ruhuna elfatiha.... Amin...

Onüç Mehmetçiğim eller üstündeBaba ocağına dönüyor bugün...Kavuran bir ateş ana döştündeOnüç yavukluya haramdır düğün.

Yine basma kalıp, kopya nutuklarYine karanlığa, mahkum sükutlarYine siyasiler, yalan yumurtlarKadermi ülkeme, çözülmez düğüm.

Ölen ölür... ana, baba perişanTuzu kurulardan varmı karışanEylediler bizi derde alışanNe zaman bitecek bu kanlı günüm.

Yılgın Yağmur dile, Allahtan dileVatan için candan geç bile bileAncak kahpelere yakışır hileDüşmanı alnından vurmaktır ünün.


Nebi Ünler



13 Yiğide

13 YİĞİDE

Kanla sulanırken şu AnadoluBağrından fışkırmış Bektaş, Yunus'larHorasandan başlar Viyana yoluMevlana da zirve olmuş hususlar

Kisra, ne bilirdi gariban Arap,Tacını tahtını, yıkacak bir gün...Arap atlarıyla edecek harapİhtişamı olur, maziye sürgün.

Asil Oğuz soyu, Bayrağı kapıpDikecek bağrına çürük bizansın.Küçülmüş cihana adalet yayıpDemiş ki... hey batı sende insansın.

Sonra malum sonuç, baş'lar kokuncaGömüldü tarihe OsmanlıoğluMavi gözlü yiğit tokat vuruncaDayısıyla kaçtı Helen'in oğlu

Rahat durmaz yine israiloğluBulunca koşturur, akılsız eşek...Her Bolu beyine, vardır KöroğluÇuval marifet mi, eşşoğlueşek

Satılmış bulunur, alınır öcüMutlaka gelecek Türk'ün başbuğuCamiye işersin, sam denen böcüSinene dikeyim, söyle kaç tuğu

Şımardı batılı katil soylarıAlsancak daima dimdik kalacakUyanın uykudan Mankurt boylarıTürk oğlu yeniden kılıç çalacak

Din Arap'dan, ilim sizden, harp bizimMeydana çık batı, çözülsün düğüm...Gayrı Avrupa'da ihtiyarizimTürkoğlu Mehmed'' e savaşlar düğün.

Mehmetçik biter mi, Onüç YiğitleÇalınsın cephede, cenk havalarıYağmur bunlar uslanmıyor öğütleSüngüyle çözmeli bu davaları.

Adana, 09.10.07 Yetim Yağmur

KINIYORUM- Hrant öldürüldüğünde yayın akışını kesen, ancak 13 şehidimizden sonra



DANSöz oynatan kanallara, hrant öldürüldüğünde ''hepimiz hrant'ız,hepimiz ermeni'yiz''diyerek sokaklara çıkıp, 13 şehidimizde ise evde oturan, umrusamayan insanlara vehranta 13 şehitten daha fazla üzülenleri, hainleri, bölücüleri,yatakçıları, bilerek, yadabilmeyerek bu ülkeye zrar vernleri kınıyor, Bağımsız isek Amerika dan icazet almadan,ne yapacaksak yapalım diyorum. Önce imralı, sonra barzani ve talabani ve üç kuruşuğruna yabancı devletlerle işbirlikçi olanlardan hesap sorulsun istiyorum. NE MUTLUTÜRKÜM DİYENE...

Adana, Y.Yağmur

Nebi Ünler



13 Yine 13

13 ÖLÜMSÜZ YİĞİDE SELAM OLSUN

1.Gökhan Yıldırım (Adana/Ceyhan)2.Mustafa Güney (Adana/Yüreğir)3 Fahrettin Aksu (Hatay/Kırıkhan)4. Mehmet Kaz (Gaziantep/Nizip)5.Emrah Eker (Giresun/Dereli)...6.Necmettin Torun (Samsun/Alaçam)7.Ufuk Başarı (Konya)8.Noyan Aydın (Zonguldak/Ereğli)9.Aykut Delimehmetoğlu (Bursa /İnegöl)10.Barış Çiçekdağı (Gaziantep)11.Vefa Çelik (Ağrı)12.Ethem Okkay (Şanlıurfa/Payamlı)13.Gökhan Kaplan (Tekirdağ/Şarköy)

13 ana kuzusu, 13 baba yavrusu, 13 taptaze fidan, 13 goncanın, yavuklusu... Allahımonların şefaatlerine nail eyle bizleri... Allahım bu 13 Şehidine layık eyle bizleri.... Azizşehitlerimizin ruhuna elfatiha.... Amin...

13 YİNE 13

Onüç yine onüç tahammülü güçOlsada... kahpeler duymasın övünçNe belalar savuşturdu bu MilletVatandan bir zerre, hayali gülünç.

Kara haber geldi DiyarbakırdanOnüç ana mahrum kınalısındanVatan için olmaz, Şehadet zilletTürkoğluna miras, ilk atasından.

Rahman, Rahim Allah kutlu eylesinNeslime Şehadet nasip eylesinAlbayrağa kurban olmak tek niyetŞehitlere Allah Rahmet eylesin

Yılgın Yağmur oku Fatiha okuGelirmiş Şehide Cennetten kokuMilleti bölemez bu kahpe illetTürk-Kürt kardeşliği bin yıllık doku.


Nebi Ünler



14 Mart Baba Hesabınca Yeni Yıl

14 MART BABA HESABINCA YENİ YIL

Anlayamadığım ay isimleri sayardıBaba hesabı derdi rahmetli babamMaarif takvimleri hava durumu yazardıBilmem ne fırtınası gibi... bilirdi adam.

Bugün Ondört Mart Baba Hesabınca Yeni YılDedem, ebem takvimi... Maziden bir esinti...Her şey çağına göre, böyle buyurur akılBazan devlet emriyle, olur böyle kesinti.

Yeni yıl muhasebem, malum, zarar ziyandaTek kârım Gara Bahri, Birde Gardaşım Mesut...Ellibir yıllık ömür... yazık, gönül hüsrandaİnşallah bundan sonra, olabilirim mesut.

Baban Koca Dede'ye, Layık olabildiysenBabası oldukların, elbet kıymet bilecek.Her ondört Mart Sabahı, dua alabildiysenToz olsada bedenin, ruhun gülebilecek

Gam yeme Yılgın Yağmur! Şükret iki dostun var,Üç fidan büyümekte... ne meyveler verecek...Yüreğin sevgi dolu, bitmez sevdaların varŞu lav püskürmelerin, ardından derlenecek..


Not: Hicri: 28 Rebîlulevvel 1431Rûmî: 1 Mart 1426 YENİ YIL

Nebi Ünler



14 Temmuz 2010 Kaan Ordu'dan

14 TEMMUZ 2010 KAAN ORDU'DAN

durup düşünüyorum bazenyolda yürürkenyada görmek istemediğim yüzü görmemek içinbaktığım aynanın karşısındayaptıklarım mı doğru olanlar,yapacak olduklarım mı diye

o iri ellerimi aslında küçük olanfakat içinde binbir türlü büyük dertlerinsaklandığı kafama yasladığımdayaşayıp kalbimin kırılmasını izlerkenkalp kırmak istemiyorum dünyadaama terkedip gitmekte istemiyorum,alışıyorum buna zamanla

bakınca etrafımdaki boşluğa,devam ettiğini anlıyorum hayatınilerdiki tren raylarından gelen acı ses,yaşamanın, hayatın...acımasız olduğunu hatırlatıyor banagüvenmek istiyorumdiğer insanlara daanlıyorum ki...güven kelimesinin geçtiği tek yerdeannem oluyor gene.

Adana, 14 Temmuz 2010 - 22:52 Kaan Ordu

durup, düşündüğündeellerinin arasında şağağın,yada bir ıssız yoldayürürken,bir yalnızlıktan,bir başka yalnızlığa...bitmişliğindeysen, tükenmişliğindeysenbir çıkmaz sokağın.

hayatınsayısız karmaşanın.sanki senden çoooookkk uzakdün bugün yarın...

kocaman bir boşlukkocaman yüreğinde...sızım sızım... sızısı saplı göğsünetren vagonları gibikayıp giden yılların

ve arkasında... iz bırakmamışlarınezikjliği, yılgınlığı



bir başına sahipsiz...başaramamanın kırgınlığı.

sevgililer,arkadaşlarbir sen, birde diğerleriyalan... yalan... yalaaaaannn!

aynalarda bir yabancı yüzboynu bükük, bir yetimbir öksüztek özlenensığınılabilecek vefalı tek liman,şefkatli kollarıdırhiç aldatmayanbir annenin.

OysaYılgın Yağmurhep babasını bekler...dalgaları beklediği gibikıyıda bir kepez'in

Adsanasız, 15.07.10 Yılgın Yağmur

Nebi Ünler



19 Mayıslarımız

Eskişehir'e gelen yunan gitmese miydi?Sakarya ve İnönü, lüzumsuz muydu beylerDumlupınar önünde çiçek mi verilseydiKahpeleri denize dökmese miydik beyler

İsteyene yurt verip, sömürge mi kalsaydıkAdana, Antep, Maraş Kilikya mı kalsaydıAğrı, Erzurum ve Kars Rusa mı bıraksaydıkSamsuna çıkan KEMAL keyfini mi çatsaydı

Rahat uyu sen 'Atam' sönmeden en son ocakOndokuz Mayısımız, kıyamete dek sürer.Milletimin kaderi, hainler hep olacakVerdiğin emaneti taşıyan gençler türer

Yağmur der ki Milletim asil kanın durdukçaYeni KEMAL'ler doğar yeni Zübeyde'lerdenAlsancak açılınca cenk havası çaldıkçaMehmetçik ilham alır o kutlu İLKE'lerden.

Gediz, 19.05.06 Nebi Ünler Yağmur

Nebi Ünler



2010 Biterken

2010 BİTERKEN

Sobasız, buz gibi odam… bayağı soğukTitriyor olsam da, bilgisayarımın başındayım.İnterneti kapalı borçtan, resimler donukBirkaç gün sonra tam elliiki yaşındayım.

Belli belirsiz bir hüzünlü müzik,Dinliyorum…Enstrümantal, sözsüz yani…Sebepsiz bir efkâr çöreklenmiş, yürek ezikGözler buğulu… Bir küçücük “umut” hani?

Tuğba Hilal, Merve Gökçen yok, uyuyor Yağmur OrkunCanım çocuklarım… Ömrümün güvesi, ben ve yalnızlık…Dünyada, adına bir dikili ağacı olmayan ve çok yorgunBen... Servetim, sadece karamsarlık, sadece kararsızlık.

Hiçbir zaman tamah etmedim, pula, zengin hayataHaram lokma geçmesin boğazımdan, borcum olmasın,Alacaklılar çalmasın kapımı yeter ki… Bilerek bir hata,Yapmadım… Tek gayem vardı. Gururum hiç solmasın.

Kırdıklarım, yıktıklarım olmuştur istemeyerekSavrulmuştur umutlarım, mazi denen derine…Bir babam yıkmadı beni, bilerek, bilmeyerekKozan’da bir servi altında yatsaydım, onun yerine.

Olmuyor, insanın her arzusu… Yada doymuyor,Doyamıyoruz… Bulamıyoruz çok şükürün kerametini…Sessiz, sağır duvarlarda boşluk, bir çerçeve dolmuyorAcaba! Bulabilecekmiyiz ki… Mevla’nın merhametini?

Onsekiz Ocak Ellidokuz tevellüt, bizimkilerin rivayetiKozan’ın en yakın köyü… Of Kozan Kalesi offf…Yetmedi bana Hacımirzeli köyü, Adana vilayetiBiliyorum çok görülecek Mızraklı, Evliya Tepesi offf.

Gülümsüyorum…. Emeklilik, bir görürsem diye diyeYirmibeş yıl bekledim… Boşmuş, bomboşmuşCevabını bulamadım… Yılgın Yağmur derdin ne diye?Galiba yüreğimin tek ilacı, yağlı bir domdom muş.

Kulağım çınlamıyor… unutulmuşlarca, unutulmuşum,Yarına, Allah Kerim… Bilinmez ki bekler, nasıl hediye?Gurbet sürgünlerinde, öğütmüşler, öğütülmüşüm!Kapatılmış sayfalar asla açılmamalı, Adanasız Nebi’ye

Adanasız, 28.12.10 Salı Yılgın Yağmur

Nebi Ünler



2010 Teğet Geçti

2010 TEĞET GEÇTİ

Teğet geçti elli on, teğet geçer kaç yılımTüm mazim “Teğet Geçti, İkibinon” taç yılım.

Kozan baba ocağım, Çukurova tek ukdemÇocukluğum gençliğim, gönül at’ı buruk gem.

Ah ulan baraj yolu, hastaneler kavşağıEski Topel durağı, affedin şu yavşağı.

Şırdan, kokoreç, sucuk, ayran, şalgam fark etmezÇok acılı adana, midem asla çark etmez.

Regülatör üstünde, çay üzeri bir tatlıYüreğir gecekondu, Seyhan ise çok katlı.

Gençlik Köprüsünü geç, otoban, beyazevlerBalcalı kampüsünde, oturur zekî devler.

Baraja bakıp bakıp, hayalini kurarkenYutkundurur Deli Tay… Bin yıl vuslata erken.

Duygu Kafe önünde az mı güneş doğdurduk?Sabret, sabret diyerek, arzuları boğdurduk.

Anamıza darıldık, gardaş, bacı sanalmış,Meğer babam sonrası, hatırımız talanmış.

“İller Bankası” solda… diyordu, ErzincanlıBir vicdanım bin zekatı, yiyordu, Erzincanlı

Keler Dağlı pişmanmış, bana ne, unutmuşumAdana dönüşümde, umudu kurutmuşum.

İkinci sürgünümüz, Ticaret Liselisiz,Çalıkuşu, Somalı, mutluymuş, serserisiz.

Akbabalar leşime, baykuşlar aşiyanaHayat neler sunarmış, sevdayla yaşıyana.

Acabası kalmamış, solmamış Yasemin’inBeyaz Güvercin yokmuş… Yalanmış Yasemin’in

Yılgın Yağmur dürüsttü, vurdun yalanlarınlaBelkiler bıraktın da… Yaktın kalanlarınla.

Teğet geçti elli yıl, beterin beterindenYaradanım bağışla, tövbemi ederim ben




Nebi Ünler



25 Ekim 2010

25 EKİM 2010

Bu sabah sekiz kırktaOkulda indim ki... Gümüşanka'danGök bulutsuz, maviliği açıkta

Güneş, Muratdağı üzerindeAkdağın tepesinde dolunayAklım, bir mazi güzelinde.

Cevabımı aldı, Keler dağlı geçen günKırmadan... sitemsiz, şikayetsiz, suhuletle...Suskunluğumun betmemesine birazcık üzgün.

Ticaret Liseli değil içimi acıtanMinik Kuş, Çalıkuşu, Serçe, Gülden'de değilYalan da olsa, bir beyaz atlı... beni, bana soğutan.

Ay kayboldu... Güneş halâ tepemdeGediz denilen 'ÇİLEHANEM' de sıradan bir günDökülen yaprakların hüznü... Gamzelisiz, kitabemde.

Diktiğim biberiye'lere bakınıyorumGaliba hepisi de bitecek Lan Yılgın YağmurEmekli olursam kalacaklar! ... keyfimden, yakınıyorum.

25 Ekim 2010 sıradan bir gün işteYinede anılardaki... bir yalancıdan sakınıyorum.


Nebi Ünler



25 Yıl Çalış Kolaymı?

25 YIL ÇALIŞ KOLAYMI?

her bitiş yeni bir başlangıç derler ya....Demiş,Muhterem bacımız İnci NazGülümseyerek çekiyorum koskocaman bir Yaaaaa!Gayrı çocuklarım çekemiyormuş naz

Yakışmıyormuş devamlı yatmakTez elden bir iş tutmalıymışım...25 yıl çalış kolaymı alıp, satmakGüya ticaret yapmalıymışım.

Ne anlarım ticaretten, bir şeyler üretmektenMasa başına alışmışız kolaymı gardaş?Çok korkuyor evdekiler tazminatı tüketmektenÇiftçilik sevdamıza bile diyorlar Yar-baş

Ellibir yıllık tecrübe sökmüyor bizim hanımaYılgın Yağmur yine har vurup harman savuracakmış...Diyorum; Adanaya kaçarım tak ettirmen canımaKüçük oğlum; Mısır, Kavun, Karpuz üretip bizi kurtaracakmış

Allah ömür verirse görürsek elliikiyiBelki memnun kalırız bizim çiftlikten...İnşallah hasatımız sonundan notumuz olur pekiyiAllahım kurtar biz acizleri ikircilikten


Nebi Ünler



31.12.2010 Cuma... Yıl Bitiyor....

31.12.2010 CUMA... YIL BİTİYOR

Bir zamanlar yaşardım, umutlarla düşlerleKafdağına hazırdım, bilediğim güçlerle.

Köprülerim var idi, Deli Çay’dan Seyhan’aUlaştırırdı beni, Çukurköprü Ceyhan’a

Sıraluf’u aşınca ver elini ToroslarKozanoğlu nerede, ne yaptınız Toroslar?

Karacoğlan Varsak’dır… Dadaloğlu Avşar’dır,Gizzik Duran’ın ruhu, bu dağlarda rüzgardır.

Ela gözlü esmerler, pınarlardan su içerKara yağız yiğitler, kara sevdaya düşer.……………..………………

Tüm Adana uyurdu, bütün kuşlar susardıSeyhan hoyrat akardı, Yılgın Yağmur susardı.


Nebi Ünler



7 Ocak, 7 Yangın

7 OCAK, 7 YANGIN

Dış kaynaklı yenen tokatReşadiye'de ki pusu...Son olmalı kanlı TokatBitmeli gaflet uykusu.

Yedi ocak, yedi yangınAğlatıldı can analar...Vatan borcundan hep kaçkınTuzu kuru piç... danalar

Köşe tutmuş akbabalarSize gaymak, bize ölümBoyun büker akrabalar.Pusu yemiş, Yedi gülüm.

'Şanla Döneceksin Kuzum''Vatan sağolsun' la biter... 'Onlar Ciğer... değil üzüm,Her kan da, bir şeyler yiter.

Pamukoğlu'lar emekli,Golf severler görevdedir...Başımızda şiş göbekliHainler şer ödevdedir.

Uyan! ... Devleti yönetenHak arayan,Halk sel olur...Vatan borcunu öğreten;Yer de kalan, Kan yel olur.

Yel kasırga olur iseTuzu kurularda yanar...Halk devletten soğur iseHaklı, haksız her can kanar

Devlet ağa, halk marabaBu anlayış yıkılmalı...Vekillere zırh arabaCana kıyan asılmalı.

Vur başını it başınınHavlayanlar susuverir...Çatlayan sabır taşınınSonu... Millet coşuverir.

Analar da sabır bittiDevlet, devlet gibi olsun...Şehitlerim neden gittiDevlet varsa hesap sorsun.



Fatihalar okuyalımŞehit düştü Yedi YiğitAnadolu dokuyalımBitmez bizde asla yiğit.

Zaman birlik zamanıdırBir olalım vatan için...Acının en yamanıdır,Bu yiğitler kurban niçin?

Amerika çek eliniAvrupalı kendine gelMehmetçik kırar beliniAnkara olmazsa engel.

Bizi sokağa dökmeyinYılgın Yağmur söyler bunu...Türk Milletini bölmeyinGemi aynı... bilin bunu.


Nebi Ünler



A.... Can

A.... CAN

BilseydimSizin gibi bir dost kazanacağımBiriktirir… biriktirir deSize gönderirdim1971 yılından beri yazdığımŞiirlerimin tamamını A.... CAN

Önce hoşuma gidenTürkü, şarkı sözlerineUydurmayı denedim,Yüreğimdeki yangının tercümesiniOrtaokulun birinci sınıfındaykenSıra arkadaşım RamazanKopya çekiyorsun laaaaan!Dediğinde bıraktım…Başkalarından çalmayayım diye.Kendi yazığım olsa daAnında unuturum okuduğum,Bütün şiirlerin tamamını.Çalmak ayıp, çalmak günahÖyle değilmidir A.... CAN

Bazen bir gülüşBazen birçift göz, Etkileyen bir söz,Bazen devletin, Bazen hükümetinBazen kötülüklerinBazen kaderin, feleğinAleyhine, lehineYazdım da yazdım.Askere gittiğimde yiğenlerimEvlendiğimde hanım ve çocuklarımAyıkladılar çoğunuDuygularımın Katili olsalar daOnlara asla kızmadım, kızamadım.Çekildim kuytularaYaş akıtmayan gözlerime inatGönül gözümleAğladım…ağladım… ağladım.İşte şairlik Hikayem’den bir bölümUmarım sıkılmadın A.... CAN

Adana, 15.03.06 Nebi Ünler Yağmur

Nebi Ünler



A.... Yok

BakmaGöremezsinYağmur bulutlarını gözlerimdeUnutmaYapılan ihanetlerKuruttu kaynağını,Ağlayamam.Uyku yok,Sevda yok, A.... yok.Diğerleri zaten hiç olmadı,Olamaz.Bir boşluktan başka hiçbir şeyKalmadı,Hep sızlayan Yüreğimde.

Adana, 20.02.06 N.Ü. Yağmur

Umarım gün gelir... bütün sevgililerin adı olur.

Nebi Ünler



Abıhayat'lılar - 1 -

ABIHAYAT'LILAR - 1

Mimarı AYHAN IŞIN, Kimyacıdır kendisiTam sevgi adamıdır,Fersah fersah sevgisiHepimize aşiyan, bir hoş görü sergisi

Abıhayat yuvamız, gıdamız AbıhayatTüm fikirler tazedir, barınmaz eski, bayat

Nazlıcan bacım benim, çok nazlıdır NazlıcanDobra dobra konuşur, Merdin merdi NazlıcanGüzellikse güzellik, ama dertli NAZLICAN

Abıhayat evimiz, canımız AbıhayatÇok gurupta gezindim, olmadım böyle rahat

Filiz'im canım bacım, herkes gönlünü sunaTanışıp, bilişelim, burda hatalar yunaRican bana emirdir, bacımsın FİLİZ TUNA

Abıhayat can suyu, kanımız AbıhayatYoruldum gezinmekten, istemiyom seyahat

Bana hami, kılavuz, Aydın'lı Yağmur ŞAFAKÖğrenciye örnektir, Azim denince; ŞAFAKDostları, ezberlesin, korkma sönmez bu ŞAFAK

Abıhayat goncadır, dikensiz AbıhayatTek yumuruk oluverir, duyduğunda bir feryat

1 KRANFİL anadır, derdi çoktur O gülünİstanbul, omuzunda, ağırdır senin yükünYenilecek belalar, inadıyla NURGÜL'ün

Abıhayat bir çeşme, içelim AbıhayatAyrılanlar hep döner, Abıhayat bir hayat

KAYIP AŞKLAR'ın piri, Yeni seyyahtır ADNANHülyalıdır daima, demir bilektir ADNANBütün dostlar bilmeli, bana gardaşdır ADNAN

Abıhayat gayemiz, amaçtır Abıhayatİşlerimiz rats gitsin, Adnan'ıma Seyahat

Yiğittir yüreklidir, Yiğenimdir ÖZDEMİRPolisliğin şairi, delikanlı ÖZDEMİRCanım, kanım, desteğim bir ÜNLER'dir ÖZDEMİR

Abıhayat bir marka, yaşasın AbıhayatAleyna ve Özben'im, yiğenime güzel tat

Adana, 28.12.06 Yılgın Yagmur



DEVAMI 2. SAYFADA

Nebi Ünler




ABIHAYAT'LILAR - 2

Canımdır, çiğerimdir, sırdaşım DELİOĞLANAradığı aşkını bulması çok olağanDomino, oynar iken, hiç MESUT olamayan

Abıhayat tohumdur, filizdir AbıhayatDostluk büyür gelişir, çoğalacak, kat, kat, kat

UNUTULANLAR rumuz, odur dostların hasıİkizler burcudur, gizler içinde yasıAdı HÜLYA amma, bitmiş güzel HÜLYA' SI

Abıhayat limandır, sığınak AbıhayatAYHAN çayı severim, Çayımıza hep dem kat

Nazlıcan'ın haldaşı, NÜKET, namıdır EZCANBir kızıdır dünyası, onda da yanıktır canDiyorlar huyu güzel, yaşa yeni heyecan

Abıhayat çiftliktir, bahçemiz AbıhayatBu guruba girenler, her dem olmalı rahat

'Ağlayamıyorsam'ı, yazmıştır bu arkadaşKırtasiye meleği, ÜMİTZEYNEP/KAYABAŞSağlamdır şiirleri, şairler ona yoldaş

Abıhayat deryadır, Okyanus AbıhayatBen olsamda kötüyü, Ayhan burdan kaldır at

Bağlama çalıyormuş, ADYGE, KEMAL TEKİRAlmanya'da beş sene, Öğretmen, emeklidirBir gün onun adınıı, tüm alem bilecektir

Abıhayat sevdadır, umuttur AbıhayatUzak durma KEMAL'im, sazın çal, Türkü patlat

Denizli horozunu, tanıtsın SEFO/ŞEREFHoşgeldin arkadaşım, sizi tanımak şerefSeksen ihtilalinde, orda askerdim ŞEREF

Abıhayat üzümdür, şarabtır AbıhayatFenerin belalısı, Denizliler çok rahat

Şu SANTRAL kayıplarda, bilmem nerede METİNHayat pahalılığı, böyle yaşamak çetinBizi Yönetenler der; ölme açlıkla yetin

Abıhayat kaçıştır, limandır AbıhayatÇoluk, çocuk ve çevre, mutlu olmak bir sanat

DEVAMI 3. Sayfadadır.




Nebi Ünler




ABIHAYAT'LILAR - 3 -

BAHAR bekar kızımız, duyurulur erkeklerYüreği umut dolu, hayattan çok şey beklerGüzellikse güzellik, mutlu olmak dilekler

Abıhayat kız evi, nazlıdır abıhayatBizden kız alacaklar, takmalı bir çift kanat

Ankara'da yaşıyor, bizim nazlı İNCİ'mizBirtanecik kızıyla, o bizim övüncümüzArkadaşlık ruhudur, hayata direncimiz

Abıhayat nefestir, ruhumuz AbıhayatSaygı sevgi oldukça, sürecek hep şu rahat

Avşar güzeli YÜKSEL, maşuku emmioğluDünyasını doldurur, bir kızı ve bir oğluAllahım koru onu, İNCİ'nin özü doğru

Abıhayat nefestir, ruhumuz AbıhayatSaygı sevgi oldukça, sürecek hep şu rahat

İPEKYOL cıvıl cıvıl, mutluluklar saçıyorTıkanınca konular, yeni konu açıyorHÜLYA'dır adı fakat, o gerçeği yaşıyor

Abıhayat bir yoldur, menzildir AbıhayatHülya bacım çok yaşa, ömrün dolsun Sefahat

OZAN09 (SIFIR DOKUZ) mu, adı meçhuldür banaBurda kötü barınmaz, saygılıyız biz sanaNerdedesin be Ozan, bakıver bizden yana

Abıhayat şiirdir, şiirdir AbıhayatŞiirlerle yapalım, gelin dostlar seyahat

EYLÜL_EYLÜL'dür rumuz, asker yolu gözlüyorHasretinden olmalı çok çalışıp az yiyorEminimki o asker, EYLÜL'ü çok seviyor

Abıhayat tatlıdır, Lezzettir AbıhayatPatronu çok cimriymiş, soğuk vermiyor rahat

En küçük, ESRA45 (Esra kırkbeş) , hayata gülümsüyorYakışıklı gençlerin, hayalini süslüyorHayat bu gelip geçer, ESRA çok düşünüyor

Abıhayat goncadır, çiçektir AbıhayatDilerim Allahımdan, güzel geçsin şu hayat

DEVAMI 4. SAYFADA




Nebi Ünler



Abıhayat'lılar - 4

ABIHAYAT’LILAR – 4

Yusuf Kenan'a göre, pek kolay bilgisayarHünerlidir elleri, anında yapar ayar...Onun marifetiyle, resimler daim kayar

Abıhayat susuzluk, tokluktur abıhayatBurada, sevgi, saygı, hep taze olmaz bayat

'GİDEN AŞK DEĞİL (de) TERK EDİLEN AŞKTIR heyGerçeklerin peşinde, Peri kalmak çok zor şeyBu dostluk adasında, herkese verilir pey

Yepyeni umudumuz, şu bizim AbıhayatSağlık olsun yeter ki, Bülbül eylermi feryat.

Pırıl pırıl bacımız, Öğretmen Ebru Deniz,Size mutlu bir hayat, diliyorum bendenizDostluk kardeşlik için, emek verenlerdeniz

Ayhan, Nazlı ve Filiz, Şafak'tır AbıhayatGönüller bir olunca, bu aşiyan pek rahat

TIRPAN_13 (tırpan onüç) Sevgi'dir, İstanbul'dur mekanıİlk çocukluk aşkıyla, bitmesin heyecanıMutlu ol mutlu yaşa, budur dostlar meramı

Ömür değirmeninde, teselli abıhayatZaman durmaz hep akar, kaçınılmaz seyahat

ASUDE DEMİRCAN’dır, en son onay verilenHenüz tanışamadık, bilgisi yok derilenAbıhayat’da herkes, sayılan ve sevilen

Abıhayat sevgidir, sevdadır AbıhayatYaralar temizlenir, asla olmaz cerahat.

Gaziosmanpaşa’ da mekan tutmuş HERDEMETİstanbul büyük şehir, dertleri demet demetBiz aciz kullarına Yüce Mevlam yardım et

Kenetlenmiş yumruktur, takımdır Abıhayatİnsanlık yargılansa, hep ederiz beraat

SELMA İZCİMEN bacı, Ekonomist olmalıBu mevsimde kavaklar, sararıp da solmalıÜniversite içi, yapraklarla dolmalı

Efe, dadaş fark etmez,çatıdır AbıhayatNesir, şiir her çeşit, pınardır Abıhayat.

DEVAMI 5. SAYFADADIR.




Nebi Ünler




ABIHAYAT’LILAR – 5

MÜSADENİZLE demiş, dost Müsade Özdemir.O İyi bir şairdir, bilmem başka ne denirKader dedikleri şey, başımıza gelendir.

Abıhayat köprüdür, menzildir AbıhayatSevgi, saygı çiçeği, büyütür Abıhayat.

HAZAN YAPRAĞI gardaş, Gölbaşında otururŞu küresel ısınma, tüm gölleri kuruturBaşkentimiz Ankara, taşralıyı avutur

Abıhayat tatlıdır, şekerdir AbıhayatFakirin zenginliği, kıt olana kanaat

_pctiryaki_ (picitiryaki) rumuz, Alamanya yazıyorGurbet düşse aklıma yaralarım azıyorAvrupalı zalimler Türk’e mezar kazıyor

Abıhayat direniş, isyandır AbıhayatTürk bir kez uyanınca, değişir bir çok hat.

ALPEREN DAĞLI en son, girdi dostlar bağınaAnkara’nın misket’i hakimdi genç çağımaAbıhayat yağmurdur, yağar kurak dağıma

Çölde bulunan vaha, pınardır AbıhayatKimyager hocamızın, buluşu Abıhayat

BENDENİZ BAHARDALI, Partner aramıyormuş,Şu sanal alemin de, kötü sayamıyormuşManasız mesajlara, kafa yoramıyormuş

Abıhayat bir masal, Anka'dır AbıhayatKafdağı ötesinde, efsane Abıhayat.

DOST3563 (Dost Otuzbeş, Altmışüç,) neyin şifresi bilmemHerkes fikrinde hür’dür, kınayıp asla gülmemBura sevgi bahçesi, kimseyi zorla silmem.

Abıhayat yürektir, bilektir AbıhayatKöroğluna Kıratı, banada Abıhayat

GAMZELİBEYAZGÜL’ müş, İstanbullu bir çiçekTanımasam da onu, sanal değil bir gerçekOkuyunca şiirimi, bilmem ki ne diyecek

Şu sanal dünyasında, bahçemiz AbıhayatAbıhayat muhabbet, hecemiz Abıhayat.

DEVAMI 6. SAYFADADIR.




Nebi Ünler




ABIHAYAT’LILAR – 6 -

METİN_35 (Metin İzmir) olmalı, güvenli ve neşeli,Tam karizma bir resim, gözlüğü var köşeliİzmir de alem yapsak, kadehli ve şişeli

Kordonda bir muhabbet, konumuz AbıhayatDavet etsen yaparız, İzmir’e bir seyahat.

MULTİPLE PERSONALİTYSELDA YÜKSEL bacımız, ben gavurca anlamamDilimiz farklı diye dostluğumu sonlamamYorumların gayet çok, ben şiir yorumlamam

Şiir de var, yorum da, kültürdür AbıhayatSevgi saygı adına, kuraldır Abıhayat

MURAT1055 (Murat binellibeş) ’mi sanki oto rumuzuSal Aydın’lı gardaşım, bize İncir kurusuAnlat kendini biraz, var mı şarap tortusu

Üzüm denince şarap, dostluksa AbıhayatYedi iklim, dört köşe, ülkemdir Abıhayat.

Demiş “NEREYE BAKSAM, HASRETİM SANA” çok zorGel de, Hasan Hüseyin, Gömleksiz’e hece yorOnbir yıl zindanlar da, yatmak zordur zor

Seksen kurbanlarına, limandır Abıhayat,Fikrimiz yargılanır, hep ederiz beraat

NEVER, Antalya, bayan, başka bilgi vermemişHayalleri olmalı, hoyrat eli değmemişBundan daha fazlasına benim aklım ermemiş

Akdeniz akşamları, şarkıdır AbıhayatNesir, şiir her çeşit, pınardır Abıhayat.

SU09 (Su sıfır dokuz) rumuz var, başka bilgi vermemişDostların sohbetine fazla lüzum görmemişGizliyor kendisini, galiba güvenmemiş

Aşikârdır saygımız, böyledir AbıhayatHer kes gönlünce yaşar, bağlamaz Abıhayat.

DEVAMI 7. SAYFADA


Nebi Ünler




ABIHAYAT’LILAR – 7 -

ŞİRİNE Aydın yazmış, tanıtmamış kendiniBir Ferhat’ı varmıdır, bilmiyorum derdiniKarşılıksız severiz, Vatanı, her ferdini

Bize sevgiyi sunan, gönüldür AbıhayatDilerim tüm insanlar, olmalı mesut rahat.

PAPATYA-FALI rumuz, Papatya Yıldız bacımUnutmuşum bağışla, büyük sana utancımŞiirlerine baktım, vardır sinende acın

Şairsin, şair gibi, durağın AbıhayatSayki kırlarda açmış, papatya Abıhayat

Varsa kırıcı sözüm, bağışlayın, affedinSıradan bir şairim, mağduruyum gurbetinKarınca kararınca, böyle olsun hizmetim

Ayhan Işın gardaşım, bizimdir AbıhayatAbıhayat güzellik, mutluluk Abıhayat.


Umarım ismini saymadığım arkadaşım kalmamıştır.Bütün Arkadaşlara selam, sevgi ve saygılarımla.

Adana, 21.10.07 Nebi ÜNLER

Nebi Ünler



Abi-Hayat

ABİ-HAYAT

Ben,Sen,ONefes al, Nefes verBizSizOnlarHerkes mutlu, mesud, bahtiyarBırak kederi hüznü şehir de bırakMızraklı da mutluluk rüzgarına göğüsGer.

İstikbal, istiklal, mazi, atiDedoğlu bugüne bak, bugünü yaşaKazık çakamazsın dünyayaHatıralar kırık dökük, yarın; kara, kapkaraTakma, takılma,Bedavaya sat, anasını dünyanınİnanma iki ayaklı yalancılaraSon nefesi verene kadar tak maskeni yüzüneYıkımın olmasın, tapıyorum diyen,An gelir sırıtarak yüzsüzce'ABİ-HAYAT'Der.

Allah bir,Muhammet hak ResulDoğum,ölüm tek gerçekCennet, Cehennem meçhul!Mahşerde bilinecek...Çalma, çırpma, borçlanma Allah kulunaYoksa ZEBANİLER hınç ile bağırırlar;'Şöyle buyur Dedeoğlu...(ABİ-HAYAT) 'ındı... Dünyada söndürdüğün,Fer...'

Gediz, 05.11.08 DEDEOĞLU Y.

Nebi Ünler



Abooo Abıhayat Doğmuş

Yağmur dedik sonra Şafak'a döndüDavetine uymam çok iyi olmuşBaşka kapılarda çıramız söndüBuraya gelenler sevgiyle dolmuş

Ayhan, Adnan gardaş, hemde âlasıBirlikte önlenir dostun belasıGurur verir gelen, bacı sedasıBizi kıskananlar saçını yolmuş

Bayanları bacı bildim buradaMangala hazırmış şu BüyükadaMuhabbet adına, dostlar merhabaAbıhayat denen bir sevda doğmuş

Yılgın Yağmur hoşnut, yuvamız güzelKimya öğretmeni pirimiz özelSınav olmasada, sayısal sözelEdepsiz olanlar! kapıda solmuş


Nebi Ünler



Abooooovvv! Ekim Gelmiş...

ABOOOOOVVV! EKİM GELMİŞ

Penceremin kenarındanMuratdağına bakarkenÜrperiyorum...

Güneş pırıl pırıl parlıyor,Başı bulutsuz Muratdağının.Bilgisayarımdan,Abba'dan 'Chiquitita' dinliyorumHiç bir kelimesini anlamadan.Yetmişli yıllara gidiyorum anidenOnsekizli yıllarıma...Andıl'dan esen kuru ayazTitretiyor sanki....Üşüyorum.

Bu banaYapılırmı ulan Ekim Ay'ıBak buğulandı gözlerim....Koca Dede'nin Oğlu Nebi'ninHarcanan gençliğine ağlıyorum.

Sırım gibi yakışıklı kuzuna ne olmuş böyleGayrı aynalara bakamıyorum.Neredesin canım babamYolların uzaklığı değil boynumu bükenBir daha gelirsem küfürleriKozan'a dönersem yeminleriBağlıyor beniMezarına gelemiyorum.

Eleni Karaindrou - To Vals Tou GamouYazıyor ekranında bilgisayarınDinlerken, bir hoş oluyorumMüzik ruhun gıdasıymış güyaBen efkarlanıyorum.

Aaaaaahhh ulan Ahhh!Koca cami'den okunan ezanYukarı çarşıda içtiğim beyin paçaAşağı çarşıda Sevim K...... denYediğim fırçaSaimbeyli caddesinde eskittiğim ayakkabılarKozan Köprüsünde vurulduğumBir çift kara gözKozan Kalesini yıkardımYık deseydi bir kezBir tek kelam etmedi vicdansızKayboldu gençliğim gibiGüz rüzgarlarına kapılıp....



Adana'daymışSokak sokak, cadde cadde aramalarım...Ankara'daymış palavralarıGençlik parkında dolanmalarımKızılay da bulamıyorum diye kıvranmalarımOnu bulamadan Kozan'a dönmek haaaaa!Yapamam asla.... Allahına kurbanım.....Kahrımdan gurbete gönüllü sürgünKızıl yazı'nın beton binalaraYenik düşmesi gibi yenik düştümAyrılık belasına.

Kazak yada bir çeket giymekGeliyor içimdenBirden bire üşüdüm.Lan Allahsız, kitapsız... sen bunu hak ettin,Seni sevenleri sevmek varkenSevmeyene gönül vererek,Sen bu çileyi...Ne günahı vardı M. A. nınHaticelerin,Elif'lerin, Zübeyde'lerinAysel'lerin, Gülden'lerin,Esra'ların.... N. Ç. lerinSeni öbür yana bırakıyorumEy erişemediğim.... sevdiğim...

SendeliyorumTutmuyor elim ayağım, hiç bir yerimEy boşlukta kiEy bir tülü yere indiremediğimGökyüzünde asılı Jüpiterlim... biriciğimGayrı ihtiyari, KoltuğumaDüşüyorum...Abooovvv Ekim gelmişGüz'ün ortasındayız.Yalnızlıktan,Üşüyorum.

Adanasız, Yılgın YağmurEbediyyen kapatmadan gözleriniBelkileriyle hep bekleyecek....BekleneceksinEylül, Ekim, Kasım gelip geçmiş umursamadanEy yıldızlar ötesinde bekleyen peri;Sen gelmiyorsun yaBen güz'de de, kışta'daHasretinle pişiyorum.

Abooooovvv! Ekim gelmişYalnızlığımın mezarına bir selamZaman; devamlı esen bir yel'miş



Ben, yeni bir ayrılık şarkısı seçiyorum.


Nebi Ünler



Abuzer'in Sigarası

ABUZER'İN SİGARASI(mina_ye Dosta...)

Yıl! ...BindokuzyüzseksenbirDenizli'de Tankçı askerizSigara sıkıntısı varSinemadayız,bir sigara yaktıÖnümde Adıyaman'lı Abuzerİstedim;-Olsa can kurban Yok!-sağol gardaş olsa verirsin

İçimden bir ses; 'cebine bak' diye fısıldadıYokladım parkesinin sol cebini boş,Sağ cebinde bir paket...Al beniiiiii! Al beniiiiiiii diyorduUsulcacık, çektimAvucumda iki tanesi içilmiş Bafra paketiFısıldadım Mülayim'e- Gardaş Abuzer'in cebinden- Yakalım birer tane, ona da ver!- Abuzer yak, Mülayim'de varmış- Sağol babam, bende olsa can kurban- ha ha ha!

Bir başka oluyor şerefsizin tadıHele böyle oluncaaaaaaa!

- Kendi sigaranmış gibi iç Abuzer- ha! ha! haaaaaaaaa! ...

Filim bitti dağılırkeniçinde ikitane kalmış paketiGeri koydum cebineAkşam yemekhanede gırgır şamata!Yüzüme bakıyor,YutkunuyorSonra gülüyor gülüyor gülüyor

Hah! Hah! haaaaaaaaaaaaaa!

- nasıl çektin babam, olsa sana can kurban- helal et hakkını elime geldi, kısmetimizmiş- helal olsun babam, kıyamamıştım- Ödeşiriz Abuzer- Azmı yedik içtik babam Helal olsun

İlk ve son defaydı benim hırsızlığımVara yok diyemedim, diyemem



Hep paylaşırım olanıCebimdekini,Abuzer'in sigarası gibi çaldıramam

Yorgun Yağmur Adana'da ÜretirYüreğindeki lav püskürmelerini döker kâğıda...Sebildir tüm şiirlerimBeğenen, okur, beğenen alırBana sadece, yazabilmenin huzuru,Mutluluğu, zevki kalır.

Adana, 23.02.08 - 13.11 Y.Yağmur

Nebi Ünler



Acaba!

ACABA!Ve Mayısın OnaltısıBir çift Kara gözYetim Yağmur tüm maziyi silAllahım sen oldun şahidimizOndan önce yaşadıklarımyeni hayatıma dahil değilSevdik Keler Dağlım diyerek sevdikPara pul, etiket mal mülk istemedikYanlışmı yaptım demedimBaşımı önüme eğmedim hiç bir zamanAynalara bakarkenSeviyorum ulan feleksizSeviyorum Allahına kadarSeni benden fazla kimse sevemezBaşkaları mutlu edemez biziYine Allahım şahit olsunOnaltı Mayıs'dan sonraYüreğimleHiç demedimAcaba!


Nebi Ünler



Acısız Bir Aşk Yoktur

ACISIZ BİR AŞK YOKTUR...

Ha karşılıklı olmuş, ha karşılıksız farksızAcısız bir AŞK yoktur şu yeryüzünde gülümBilmezmisin yapamaz, Zalim Felek hiç çarksızYanar Sevenler yanar! Yanmaktır aşkta cürüm.

Budur AŞK hakikati değişmedi değişmez.O kadar kolay değil, niçin yanmıştı Kerem...Divane olan Mecnun, Leylasına erişmezDemekki sevgiliden, güzeldir gelen elem.

Yılgın Yağmur bilerek, atlar aşk denizineSevilmiş, sevilmemiş, kaç yazarki arkadaş...Gönüllü tutsaklıktır, karışmaz gerisineBelki yarin sinesi, belki de bir karataş.

Hey Yahşi gülüşlü yar, Acısız Bir Aşk YokturSeveceksen beklerim, Sevmek bende ihtiyaç


Nebi Ünler



Acısız Bir AŞK Yoktur...

ACISIZ BİR AŞK YOKTUR...

Ha karşılıklı olmuş, ha karşılıksız farksızAcısız bir AŞK yoktur şu yeryüzünde gülümBilmezmisin yapamaz, Zalim Felek hiç çarksızYanar Sevenler yanar! Yanmaktır aşkta cürüm.

Budur AŞK hakikati değişmedi değişmez.O kadar kolay değil, niçin yanmıştı Kerem...Divane olan Mecnun, Leylasına erişmezDemekki sevgiliden, güzeldir gelen elem.

Yılgın Yağmur bilerek, atlar aşk denizineSevilmiş, sevilmemiş, kaç yazarki arkadaş...Gönüllü tutsaklıktır, karışmaz gerisineBelki yarin sinesi, belki de bir karataş.

Hey Yahşi gülüşlü yar, Acısız Bir Aşk YokturSeveceksen beklerim, Sevmek bende ihtiyaç


Nebi Ünler



Acıyın Dağlar

ACIYIN DAĞLAR

Kara gözlüm ardınızda ağlıyor,Yol verin geçeyim sıralı dağlar,Alları çıkarıp kara bağlıyor,Garibim halime acıyın dağlar

Yarden uzaktayım boynum büküktür, Yar saçın taramış zülüf döküktür Gelsin demiş yarim hasret büyüktür, Durmayın önümde açılın dağlar

Gelsin diye fal açtırmış hocayaYetişmezsem verecekler kocayaGidip yalvarayım zalim hacıyaBelki can canana kavuşur dağlar.

Kalın dağlar kalın siz hoşça kalın Alın yüreğimden sevdamı alın, Rüzgara yükleyip yarime salın, Ahrette sevenler buluşur dağlar.

Haliniz nicedir, sırrınız derin,Kimler gelip geçer bir haber verin,Soranlara adı Yağmur'du deyinGayri beyazlara bürünün dağlar

Gediz, 15,02,84 düzenleme Yağmur

Nebi Ünler

Nebi Ünler



Adamlık İlmini

Havalanıp uçtuk sarhoşlar gibiGönül nefsimize hesap verelimKuruntumuz vardı görmeden dibiAdamlık ilmini biz de derelim

Gonca güller Bülbüllere kalmalıFerhat olup kibir dağın yarmalıZedelenen itibarı sarmalıAdamlık ilmini biz de derelim

Babam Koca Dede anam Fatma'dırYağmur Dedikleri kırık kazmadırTavanımda mağrur olma yazmadırAdamlık ilmini biz de derelim

11.04.06 Nebi Ünler Yağmur

Nebi Ünler



Adana'da Bu Bahar

ADANA'DA BU BAHAR

İndirilmiş kapakları barajınKanallara su verilmiş deli dolu akıyorAyağımı uzatsam suya değecekÖrdekler, karabataklar ve martılarAdana'ya bahar tamamen gelmişTam havası, barajda yüzülecek

Çoluk çocuk genç ihtiyarAnalar, babalar, doluşmuşlar barajın kenarına!Bir başıma yürüyorum...Söğütler yeşermiş, çınarlar açtı açacak...Şelale bir başka çağlıyor bu günOtobanın altında Dilber kafe tıklım tıklımGençlik köprüsü sallandıkça sallanıyorKurumuş sazlar, arası sanki bir çöplük...Kendini bilmezler Seyhan'a atmışlarNe varsa atılacak...Öbek öbek olmuş! kızlar, oğlanlar...Darbuka çalıp oynayanlarÇimlerin üzerindeYan kös gelip yatanlarKebap kokuları geliyor burnumaAaaahhhh şu çocuklar yokmu şu çocuklarHiç acımadanYüreğimi sızlatıyorlar.

Oturuyorum iki çay içiyorumEşofmanlı bıyığı henüz terlemiş delikanlılarEfendi ve saygılıKick Boxcu olmalılarBir tarafta BanmingtoncularSuyun içinde sıtma ağaçlarıKendi kendime söyleniyorumDoldur toprakla dibiniKurtar bu ağaçları Aytaç Durak BaşkanBalcalı hastanesi görünüyorBarajın arkasındaYeni Barajın üzerinde vızır vızır arabalarBu gün pazar balıkçılar piknikçiler cümbür cemaatBen yapayalnız bir başıma dolaşıyorumYorgun Yağmur şu ördekler kadar olamıyorsunYazık çok yazıkBir yürek yarası, dinmeyen bir sızı,Adanada bu bahar.

Adana, 23.03.08 Yorgun Yağmur

Nebi Ünler



Adana'da Olmak Vardı

ADANADA OLMAK VARDI

İçimdeki sızının sebebi hep hasretin,Oof şimdi Adana’da seninle olmak vardı.Kıyamet mi kopardı uzansaydı ellerinVilayetin önünde elini tutmak vardı.

Baraj Yolu, Bulvar’da seninle olmak vardıFeleğe çalım atıp uçmak vardı göklerde.Sinemada yan yana zaman nasıl akardı,Sevda bahçelerinde kokmak vardı güllerde.

Çukurova diyorlar, Toroslar’ı aşınca,Adana’nın kızları öldürür mü seveni.Kara gözlüm, bir tanem ben karşına çıkınca,Sitemine razıyım, acıtmaz gül dikeni.

Adana sıcağında çok acılı adana,Soğuk ayran üstüne bir de şalgam içerdik.Adanalı esmer kız bir kez çıksan karşımaGözlerin gözlerimde, kendimizden geçerdik.

Taşköprünün üstünde, haykırırsam adını,Seviyorum dermisin? Anan-babana inat.Pamuklar ağaçtamı? Çalarmısın sazını,Adana akşamları, nasıldır haydi anlat.

Olmadı kara gözlüm ben yine gelemedim,Engelleri yıkıp ta tutamadım elini.Ayrılık yazgısını, bahtımdan silemedim,Adana sıcağında silemedim terini.

Esra! .. Esra! ... hey Esraaaaa ! hasretim Adana’yaİsyanım sana değil, sen benim sevdiğimsin.Güzel hatırın için, geleceğim mutlaka,Vuslat gününü bekle, sen benim kaderimsin.

Kuruköprü, Adliye, Sular, Atatürk Parkı,Terminali ve garı, şimdi görmek isterim.Yağmur hep sayıklıyor, çünkü yar Adana’lıŞu anda Adana’da onu sarmak isterim.

Gediz, 24.04.01 Nebi Ünler (Yılgın Yağmur)

Nebi Ünler



Adana'da Seni Bekleyenmi Var? ..

ADANA'DA SENİ BEKLEYENMİ VAR? ..

Gönül kanatlanıp, uçmak istersinAdana da seni bekleyenmi var? …Gençlik köprüsünde coşmak istersinAdana da seni bekleyenmi var? …

Çekmedinmi üç yıl türlü cefayıKim gösterdi sanki biraz vefayıÇok gördüler vatanında sefayıAdana da seni bekleyenmi var? …

Hastaneler kavşağında gezindinEskitopel durağında bezildinBalcalı da garip diye ezildinAdana da seni bekleyenmi var? …

Dardağan Kafe de, ismin anılmazSevgi Adasında resmin barınmazGurbette sürgünsün, cismin arınmazAdana da seni bekleyenmi var? …

Turhan Yılmaz Hoca dedi; git gardaşBütün Kozan dedi, hadi “bit” gardaşYılgın Yağmur’u kim saydı “it” gardaşAdana da seni bekleyenmi var? …

Adanasız, 09.01.10 - 04.04 Y.Yağmur

Nebi Ünler



Adana'da Yalnızlık

ADANA’DA YALNIZLIK

Adana da yalnızlıkBirde hava çok sıcakYa Kanal boyundayımYa Seyhan'ın kenarındaSanki bu koca şehirAz sonra tutuşacak.

Her merhaba diyeneBulunur merhabamızİnsan olan herkeseSaygı duyanlardanız

Bazen yavşaklar düşerVeririz yine selamAysel'im duyar küserBiz bağlıyız vesselam

Sabah, akşam devamlıBarajyolu, yolumuzÜniversitede memurOrda çalışıyoruz.

Taşköprü de inip deYayan yürümek gerekSabancı CamisindeVerilmiş büyük emek

Hele parkı gezerkenÇiçekler, çiçek çiçekŞiirler sıralarkenYapayalnız bir böcek

Bir köşeye oturup, seyrederken alemiAdana güzelleri, bana aldırmıyorlarYalnızlığa alıştım aldırmıyorum haniSigaram duman, duman, gamzeli yar aklımdaÇocuklar ıslanıyor parkın havuzlarındaBen mutsuzum, yalnızım, Adana yine güzelYılgın Yağmur sevdalı, Yılgın Yağmur seviyorGel artık be Aysel'im tut artık şu sözünüBırakma yalnız beniTemmuz gecelerinde


Nebi Ünler



Adana'da Yılgın Yağmur Yok!

Bir korkağın azatlığıTereddüt, endişe, korku, heyecanYine başımın belası, gönlümün hoyratlığıGülün dikeni batmalı ki, bülbüle gele can.

Hiçte güzel olmuyor gecenin somurtkanlığıAh şimdi bir mezarlığın ortasında olsamDayasam sırtımı, sağırlığına ve dilsizliğineSonrada keyifle dinlesem fısıltısını sessiz taşlarınBildiğim dualar dilimde nakaratYanağımdan süzülürken ılık ılıkMerhaba dese bana gözyaşımYıldızların önünü kapatınca bulutlarNisan yağmurunda sırılsıklamBelki birazcık serinlerKavurlan başım.

Şimdi, Kozan da olmalıyımBabamın baş ucundaZeytin ağaçlarının yaprakları hışırdasaBaşucundaki ardıça yaslansamSakalını okşar gibi okşasam toprağınıOn dakika yeter banaFakat şafak sökene kadar uzatmalıyımİçimdeki engerek zehiri akmalıPeşin peşin almalıyım ödülünüBabamla konuşmamın.

Dikleşiverirdi omuzlarımİçimde hayata sarılmanın huzuruNurlu tebessümü gözlerimde babamın...Görmezden geliveririm o iki muzuru.

Yaradan bilir ya! Daha zamanı var babaAma! bir gün mutlaka yanına geleceğimSevdalarım yarım kalmasın,Ben Ferhat dan kalan dağları deleceğimKozan Kalesinde ışıklar sönerkenUlan yalnızlık ben nereye gideceğim.Ürperirken sabahın ayazındaNisan Yağmurunda ıslanmışlığımBaşlamışken yeni yepyeni bir günEy acımasız felek çarkın dönsünBekleyenim var biliyorumHenüz bitmedi belkilerim...

Adanasız olmanın sancısı kolay değilDayanılır gibi değil GamzelisizlikBalcalı'da gezinmek,Gençlik köprüsünde gerinmekSeyhan'a baka baka geğirmek yokNe yiğenin Teyfik dayı diyecek



Ne de Özdemir emmisiyle içecekEskibarajın üzerindeki çaycılarSporcular köşedeki tatlıcı, simitçi, kuruyemişçilerSeni göremeyecekler artık...Adana yok, Adana da Yılgın Yağmur yokUyu gali lan deftersiz uyuBak kızarmaktadır Murat dağı üzeriUyuyamazsan da yatağına girUyur gibi yapPek hayra alamet değilBu yalnızlığın.

Adanasız, ama.....'li 21.04.09 Y.Yağmur

Nebi Ünler



Adana'dan Kaçan Ceylan

ADANA'DAN KAÇAN CEYLAN

Sen gidersin, benim gözlerim dolarBulutlar boşalır, hıçkırık boğar...Adana'dan Kaçan Ceylan unutmaBurulan yüreğin, çiçeği solar.

Merkez Park'da, Dilber Park'da arandımİller Bankası'nın orda dolandımBarajyolu, Duygu Kafe sensizdi!Sen yıkılmış hayal, ben'se yalandım.

Tıpkı deniz gibi ÇEAŞ'ın önüHep su'ya dönüktür oğlumun yönüVeysel Usta Paça Salonu durakAcı+Limon+Kimyon=Şırdan tek mönü.

Adana'dan Kaçan Ceylan, nerdesin?Her şeyine rağmen, sen hep bendesin...Dört gün çabuk bitti Adanasızım,Silemedim seni, derin yerdesin.

Menderes doluydu, Balcalı uzakÇatalan Köprüsü, bir ıslak dudakSanki küsmüş gibi Sevgi AdasıYılgın Yağmur yanar, KOR dolu kucak.


Nebi Ünler



Adana'dan Merhaba

ADANA'DAN MERHABA

Hamamdayız, açık hamamdasırılsıklam giysilerimizarada bir esen yel de olmasabunalıp gebereceğiz

Seyhan yanıbaşımdaçok şükür bana yakınEksik olmuyor kalabalık, barajın kıyısındaçiçekleri koparmayın sakın.

Adnan Menderes bulvarımekanıdır aşıklarınSevgi adası ışıl ışıl,büyüklüğü, güzelliği belli, karşıda Balcalı'nın

Yılgın Yağmur düştü yollaraÜniversite tenha, öğrenciler azAdana'dan bütün dünyaya merhabaGönül diyor Yağmur kısa yaz.


Nebi Ünler



Adana'lı ve Kar

Penceremden görüyorumBeyazlara bürünmüş ağaçlarToprağın üzeri bembeyaz yorganBir sigara yakıp ta çıkıyorum dışarı.Ayağımın altında gıcırtılarYüzüme çarpan taneciklerBen Adana da büyüdümHeeeeey... be. kar yağıyoooor kar...

Uçuşuyor beyaz sulu taneciklerAğaçlar rahmetli babamınKırçıl sakalı Gibi...Gönül diyor haydi yuvarlan,Hoplayıp zıpla çocuklar gibi.Bakınıyorum çevreme seyreden varmıYapayalnızım Allaha şükür.Ne kadar büyüksün AllahımNe olurdu sonumuz, Birleşip düşseydi, şu tanecikler..Büyüksün, kudretin her şeye yeterAvuçluyorum,Yumuşacık sulu ve soğukVaaaay be tuttuğum şey kar...Ben Adana da büyüdümHeeeeey... be. Kar yağıyooooor kar.

“Kar’ı çok severim” demiştin hani“Kar topu oynardık bıkana kadarSonra da yuvarlanırdık ikimiz.... kar üstünde.”Deyişin geliyor da aklımaÜzülüyorum sen yoksun diye,Sen yoksun, küçücük ellerin yokİsyan ediyorum kendimeAdaletin batsın hey kahpe felekYapayalınızım yineGediz'de kar yağıyor karŞimdi Adana da kuru ayaz ve Yağmur olmalıYollar uzun, geçit vermiyor dağlarKına yaksın bizi ayıranlarNeredesin çalıkuşum neredeysen gelYağmur’un halini sevenler anlar.

Gediz, 19.12.2002 Y.Yağmur Nebi Ünler

Nebi Ünler



Adana'lım Vefasızdır

Ellerim boş, boynum bükükSorularım cevapsızdır.Ruhum kanar, acım büyükAdana’lım vefasızdır.

Pamuk hasat, mevsimindeÇilek çürüdü dilimdeŞeftali yoktur elimdeAdana’lım vefasızdır.

Arıyorum yol kapalıKulağın bana tıkalıBilmiyorum ben hatamıAdana’lım vefasızdır.

Gediz, 23.10.03 16.30 Nebi Ünler Yağmur

NOT: aliözen51 rumuzlu gardaşım bu şiiri ben Kars'lı bir delikanlının anlattığıhikayeden yola çıkarak yazmıştım biline. saygılarımla

Nebi Ünler



Adana'ya Dönüyorum

Bitti gülüm bittiDiyordun,Oniki'ye yedi kala çektiğin mesajındabulutlu gözlerle okudum.Belki...Bir belki...Bir belki, vardı içimde...'Bekle yağmur'umBekle beniUçarak geliyorum.' dersin diyeBitti, bitirdi ümitlerimi kapattığın telefonunCanın sağolsun N.Ç. im.Bükülen boynum,Ankara'nın tenha ve karanlık sokaklarındaKarşıma ansızın çıkanBir yaralı yüzün gözlerinde,'Yaşayacaksın, üstelik benim gibi sersefil olarak' yazısını okudumBunda da bir hikmet olmalıDiye düşündümParlayan sustalısıyla kaybolurken, karanlıklarda

Onsekis kasım, şafağı söktü sökecekAaaahhhhhh keşkeBir yumruk atsaydımO yaralı suratınaSaplasaydıBıcağını,Dibine kadar,Şu hep sızlayan yüreğimeBitirseydi işimi diyorum.

Elveda AnkaraElveda Anakara'lım...Hoşça Kalın, gözlerimden son defa dökülen damlalarYıkılan gururum;Diklen, kalk ayağaMaalesef yaşayacaksın,Sana yaşamak kaldı,N.Ç.' siz...Şehrin boğucu havasından kurtuldumAma Yılgın Yağmur olarakAdana'ya dönüyorum.

Adana, 27.11.06 - N.Ü.Yağmur

Nebi Ünler



Adana'ya Ercan Gelmiş

ADANA'YA ERCAN GELMİŞ(Ercan Yürektürk Gardaşıma)

Van Gölü kenarında gezermiştiniz, elele hani!Diyebilirmisin Ercan'mı? o bana elmiş...Senin gözlerin için, bir ömür harcayan yaniHaydi koş Adanalı, Adana'ya Ercan Gelmiş

Senin için çalışıp, senin için direnenSana kavuşmak için sınavlara bilenenHatay Üniversitesinde, yar'im diye geberenO Van'lıyı hatırla... Adana'ya Ercan Gelmiş.

Adanalı Yağmur'un Van ilinde yoldaşıHey Adana güzeli O, olsun sana haldaşıSeni delice seven, Mecnun, Kerem gardaşıVan'ın delikanlısı, Adana'ya Ercan Gelmiş.

Gediz, 21.09.08 - 03.32 Adanalı Yağmur

Nebi Ünler



Adana'ya Gidek! ...

ADANA'YA GİDEK

Hani bir diken batar parmağınaYada bir şişin ucu saplanıverir...Bir seslensem, Çatalkaya'dan köyümün bağlarına!Çocuklar çığlık çığlık, başıma toplanıverir.

Şaşkınım, sanki, zaman tüneline girmişim gibiKızıl yazı soyunuvermiş, beton binalarındanYüzme bilmeyenleri çağırır! kumlu göl'ün dibiİllallah eder, yaka silker Asım, köyün zinalarından.

Tarlalara biçerdöğerler ha girdi, ha girecekEkinlerimiz sarı sarı, başaklar dolu dolu...Çağlalar, dutlar, kırılan dallar, sahipleri yeter diyecek! .Üçhannıp, çaygara, yarın dibi, bizleri çağırır çay yolu

Arası kesti, hamam kızdı, uzun eşşek yine kavgayla biterKüfürler, itişmeler, küslükler, her yerde oyun, yine oyunBenim bamam senin babanı döver, abim senin abini geçer!Kim daha fazla suda kalacak, lan oğlum çabuk soyun.

Pınarın gözüne çıkak... çınarın altında kös oynayakDağlar, bağlar, bütün bahçeler, bizimdir aggam bizim...Baraja gidek çimek, dağalcak da balık avlayak,Musa'yı gördünüzmü? avazı cevaplanmaz Keriz'in

Koca Dede seni arıyor yakalarsa oyacak!Utangaç bir gülüş ve inkâr; babam bir şey demez! ...Yazlık Şan sineması 4 filim birden koyacakİnşallah yine kurşunlar elektirik tellerine deymez.

Süleyman, Kehâ, Cuma, ses vermiyorlar çağrımaBabam balkonda yüzünü azdırıp beklemiyor beni...Daraltılmış sokaklar, apartmanlar saplanıyor bağrımaAdana'ya gidek diyorum... çocukluğum kandıramıyorum seni.

Adana'ya Gidek! ... Başım dönüyor, gözüm kararıyorYılgın Yağmur unuttunmu! .. sen Adana'sızlık sürgünüsün...Kozan mezarlığı dolmuş, yeni bir mezarlık aranıyorBabanın mezarı kuşatılmış, sen bir gurbet sürgüsüsün.

Adana'ya Gidek deme gönül! ... Adana çoooookkk uzakGidersen aklını, mantığını, dinlemeyip de'Cehennemin dibine git! ...' avazını bütün alem duyacak.....! ...... ben yine geldim, ver elini öpeyim,....! ... dediğinde.

Sorduklarının çoğuna yok diyeceklerKöyünün köpekleri, eşşekleri, inekleri bileUlan b.k mu vardı da geldin... diyerek gülecekler...Adana'ya gitmek bin, gitmemek binbir çile




Nebi Ünler



Adana'ya Gidiyorsun Ha!

ADANAYA GİDİYORSUN HA! ...(Tayfur Özgür Gardaşıma...)

Sonunda gidiyorsun ha!Adanaya üstelik...Allahtan ne istenir dahaBüyük olmalı müjdelik...

Yolun, bahtın açık,Şansın bol olsun be hemşerim...Aldırma varsın olsun bir sürgünün neşesi kaçıkGiiiiittt! Akdağ, Muratdağı, Gediz, kalırsa kalsın hemşerim.

Hani Akçatekiri geçer geçmez değişir havaBurnuna kokusu doluverir çukurovanınOtobüs terminaline sağ sağlim inebilmek zor davaAç kalsan ne olur, lafımı olur, kuru ekmek soğanın.

Adanaya dönüyorsun ha! ne bu surat hemşerimSular da, barajyolunda, gezeceksin, barajda bici bici...Ulan oğlum Adanayla doludur hayallerim, düşlerimNasıl sevinçle ve mutlulukla dolmaz Adanaya gidenin içi

İneceksin Balcalı da sondurak kafe de oturacaksınBaraj gölündeki martılar, karabataklar, balıkçılarAcılı birbuçuk adana, en soğuğundan şalgam dolduracaksınGözlerimin izini, gönlümün hasretini anlayamaz sağlıkçılar...

Kaldırımlarda turunçlar nasıl da kokarSeyhan ve kanallar şimdi serinlik veriyor olmalıGençlik köprüsünde... Balcalıda ne aşklar doğarAdanasızlar her Allahın günü, Adana için saçbaş yolmalı.

Adanaya gidiyorsun ha! ... Yılgın Yağmur kalırkenUlan Allahsız! ayak bastığında benim yerime öp toprağınıBarajın kenarına oturup, şişeden kocaman bir yudum alırkenHatırla abini... Adanasız diye yadet... Şükranla an Allahını.


Nebi Ünler



Adana'ya Kar Yağarmı

Kar yağarmı Adana’ya Beyaz bembeyaz olurmu Adana,Kar topu oynarmı çocuklar,Babalar kardan adam yaparmı?Sokakta.... sokak ta tek başına kalıncaDüşer mi gözlerindeki iki kömür,Düşer mi havuçtan burnuAğlar mı yalnız kalınca kardan adamAğlar mı…Ağlar mı Adana da bir kardan adamBenim uzaklarda ağladığım gibiAğlar mı.Ağlarmı Adana da bir ÇalıkuşuYüreğini yakan pişmanlıklardanLanet olsun Kütahyalı diyerekYoksa... yoksa beyazlarla donanıpMaziye bir çizik atarmı.

Kar yağar mı Adana’yaÖrtünür mü Adana beyaz bir yorgan,Sobasız odasında bir kara gözlüBir alo beklemiyor mu artık Uzaklardan.Fıstık toplar mı tarlalarda köylü kızlarıYoksa vazmı geçtiler okulda okumaktan. Unutulmak, terk edilmek değil, gücüme gidenKahroluyorum inan ki kaybolan öğretmenliğine.Vakit çok geç değilse senin içinNe olur okurmusun okulunu,Allah rızası için.Hep söyledim karşılık beklemem senden,Mutluluklar dilerim yüreğimin en derin yerindenYağmur hep yağmur olup yağacak,İnanıyorum bahtına ne güneşler doğacak.Aldırma Çalıkuşu bir kısacık rüya yaArtık asla gelemem ben küstüm Adana’yaKar yağarmı Adana’yaADANA’YA KAR YAĞARMIHaklısın gülüyorsan, hiç ağlama devamlı gül,İnsan bir hayalet peşindenÖmür boyu ağlarmı.

Gediz, 14.03.03 Nebi Ünler

Nebi Ünler



Adana'ya Selam Götür Tayfur'um

ADANA'YA SELAM GÖTÜR TAYFUR'UM

Okul bitti, gidiyorum diyorsunAdana'ya Selam Götür Tayfur'um.Misafirin olmamı diliyorsunAdana'ya Selam Götür Tayfur'um.

Bekleyen yok, soran olmaz adımıBilemezler, beni seven kadınıKaçırmam kimsenin ağız tadınıAdana'ya Selam Götür Tayfur'um.

Seyhan kenarında karabataklarBalcalı'da hasta dolu yataklarİllerbankasına çıkan sapaklarAdana'ya Selam Götür Tayfur'um.

Sevgi Adasına bakıp geçerkenMenderes'de soğuk şalgam içerkenBakışından, bir Kozanlı seçerkenAdana'ya Selam Götür Tayfur'um.

Eskitopel durağında biraz durHastaneler kavşağında hayal kurAdana hasreti içte habis urAdana'ya Selam Götür Tayfur'um.

Baraj Yolu Duygu Kafe önündeİn aşağı eskibaraj yönündeGençlik köprüsünün resmi önümdeAdana'ya Selam Götür Tayfur'um.

Deli gönül der ki, yar bana cansınAdana'yı gören Yağmur'u ansınGavur şeyi gibi yanarsa yansınAdana'ya Selam Götür Tayfur'um.


Nebi Ünler



Adana'ya Uğramamış Ramazan

ADANA’YA UĞRAMAMIŞ RAMAZAN

Yaprak kımıldamaz odam daHava sıcak mı, sıcak! ...Bir don bir atlet! Sanki hamam daBenim aziz uykum, nasıl kaçmayacak! ...Televizyonun her kanalı maşallahPek iştahlı anlatıyorKameralar karşısında kükrüyor hocalarUnutuvermişler galiba mankenlerin,ve sözde sanatçı (malesef %90 dan fazlası) geçinenlerinŞoklarını moklarınıSahte, yapmacıkda olsa bazılarıYinede hoşuma gidiyor bre babamBütün Kanalarda! ...Mübarek Ramazan var Ramazan.Bu sahur vaktinde ışıksız apartmanlaraAcıyla bakınıyorum, yutkunuyor ve mırıldanıyorum,Galiba! ... Adana'ya Uğramamış Ramazan

Saat 03.00Yürüyorum BulvardaNezleyim!Gözlerim, burnum pınar gibi kaynıyor!Başım da hafiften ağrıyor...Kanalı seyrediyorum köprüdenOrtadoğu’nun aşağı yukarıBütün ışıkları yanıyor,Gözlerim karşıdaki sağlı solluApartmanlara takılıyor!Saat 04.05Sahura kalkanlarElektrik tasarrufu diyeKaranlıkta yemiyorlarsa eğer yemekleriniOnüç, onbeş katlı dairelerdeDört ışık gördüm binanın birindeYa tamamen karanlıkta koskoca apartmanlarYada biriki tane daire aydınlık…Acı acı gülümsüyorum. Eyvah! ... Eyvah bre babamGaliba!Adana’ya Uğramamış Ramazan

Yayladalar desemOkullar bu hafta açıldıYa bugün hepsi uyuya kalmış olmalılarYa ben İslam diyarında değilimYada henüzAdana’ya uğramamış Ramazan.

Başımı yıkadımMahmurluğum gitsin diyeİçimden gelmedi, Seyhan’ın kenarında gezmedim.



Yazık o evde oturan hiçbir çocukAlamayacak tadını sahurunEzan okununca sabah sporuna çıkacaksınızZayıflamak için!Hayretler içinde kaldım! Çok üzüldüm çok!Bu kadar mı unuttunuz İslam’ıBu kadar mı uzaksınız Oruc’a!Yazık! Ben hep böyle hatırlayacağımKalan ömrüm boyunca! Her ramazan geldiğinde! ...Uyuyun ulan, Deftersizler, Kitapsızlar, Allahsızlar!Diyerek yerinecek gurbetlerde Yorgun Yağmur.Aman ha! İyi uyuyun Ulan!Adana’ya uğramamış Ramazan

Bir ben varım sanıyordum şu Adana'da,Bahaneler üretip de, orucunu tutmayan


Nebi Ünler



Adana'ya Yağmur Yağıyor Diyorsun Receb'im

ADANA’YA YAĞMUR YAĞIYOR DİYORSUN RECEB'İM

Adana’ya yağmur yağıyorDiyorsun Receb’im…Toroslar görünmüyor olmalı,Baraj gölüne çisil çisil damlalarKarabataklar, ördekler dalmalı, çıkmalı, dalmalı!Balcalı’da ıslak ıslak kızlar oğlanlarBazıları büzüşerek koşarkenBazıları aldırmadan yağmuraAğır ağır yürüyor olmalı.Benim için artık çokÇok Uzak be Receb’im Adana,İmkansız bir hayal gayrı Balcalı.

Adana’ya yağmur yağıyorDiyorsun Receb’im…Saçakların altına sığınmış olmalı serçelerArap Bülbülleri, Kara Tavuklar, adını bilmediğimO küçücük kuşlar ağaçların ıslak dallarındaÇırpınıyor olmalı…Enstitünün camından benim yerime bak gardaşBomboş futbol sahasına benim gözlerimle bakBelki sende görürsün beklenenin gelmediğini.Ben oradayken de Gamzelisiz’di Adana,Ben varken de, yağmurlar yağardı Balcalı’yaÇamların, sıtma ağaçlarının, ardıçların, kavaklarınVe adını bilmediğim yapraklı, yapraksız ağaçlarınAltında yapayalnız ıslanırdım.Yine böyle kanardı yüreğim be Receb’imBen orada da yapayalnızdım.Gamzelisiz di AdanaGamzelisiz di Balcalı.

Adana’ya yağmur yağıyorDiyorsun Receb’imBurada da yağmur varBurada da dumanların ardında dağlarBurada da Gamzelim yokBurada da imkansız sevdalardayım.Sigaramı savuruyorum Jüpiter’li hayallerimeSıcacık bir el uzanmıyor elimeBiniyorum Aldoğan’ıma yakıyorum sigaramıGözlerini kırpışını izliyorum o zaliminSilecekler çalışırken…Bakıyorum damlalaşan gökyüzüneSanki…Sanki ela gözlerinin tuzu sinmişTeninin kokusu sinmiş yağan yağmuraAğlamayı unutmamış olsaydımŞimdi ağlardım Receb’im…Bu gün 19 Kasım,



Sultanlığımın bitiş günü…Ben gözyaşlarımı Adana’da bıraktımCanım çıkarda asla yaşaramaz gözlerimErkekler ağlamaz, ben aslaAdanalı ağlıyor dedirtemem burada.Ne Adana var, ne Balcalı’dayımNe başımı okşayan elleri, ne sımsıcak sinesiHer şey uzak bana, yapayalnızım be gardaşBak pencerden, yağmur yağıyor Adana’yaDedeoğlu Yağmur’suz bir başkadır Balcalı.

Adana, 19.11.08 DEDEOĞLU Y.

Nebi Ünler



Adana'yı Anlat Diyorsun

ADANAYI ANLAT DİYORSUN

Her zamanOlduğu gibiSenin seçtiğin mekanBakıyorum yüzüneHayran, hayran…

Yeşil gözlerini kaçırıyorsunÇaktırmadan…Utanıyorum, ergenliğe ilk adımı atanBir çocuk gibi.Başım önüme düşüyor.Kekeliyorum.Çağırıyorum garsonu,Bana bir ayran…

Siz ne alırdınız,Yeşil gözlü kanaryam.Dizlerim titriyor.Bir serçenin çırpınışlarında kalbim,Pıt, pıt çarpıyor, durdu, duracak sankiHeyecandan.

Unutuyorum, bütün gelmişimi, geçmişimi,Karşımda sen varsın,Yeşil gözlü kanaryam.Yumuşacık sesiniz bir pınarın şırıltısı,BuyuruyosunuzBahsedermisiniz, biraz Adana’dan…

İçimden, Adanalı olsaydı eğer“Adana’yı anlat lan” derdi, diyorum.Başlıyorum gözbebeğine bakarak…Kuzeyi geçit vermez, toros dağlarıyla çevrili.Denize kadar uzanır Çukurova, Adana’yı ortadan ikiye böler Seyhan NehriNüfus yoğunluğu ve betonlaşmış verimli arazilerBayağı yeşil gösterir şehri dikilen ağaçlar ve çiçekler

İllaki Seyhan Baraj gölü,Çatalan köprüsüKelimeler yetersiz kalırSevgi adasını anlatamamSenin gözlerin gibi yeşildirBarajın kenarında çamlarYüreğin gibi geniş kıyıda bulvarBir başka sıçrıyor gölde balıklarAkşamları sevgilileriGezdiren sandallarArabalarda biracılarGölü seyrederken hele birde buz var sa hani



Biraz yeşillik, salata, kavun, karpuz....Meze tamamsa yaniÇarpmaz çarpamazBir başka oluyor boğma rakıBaşka ne anlatabilirim bilmiyorum sultanım.

Camisi var Ortadoğunun ve balkanlarınEn büyük, en güzeli Merkez Sabancı camisiTaşköprüsü,Büyük, küçük saatiKuzeyinde yepyeni bir AdanaBarajın altında Dilberler sekisişimdi çağlıyor olmalı, şelalesiAllahına kurban AdanalıyıkTut elimi binelim şu arabayaAdana seni bekliyorYeşil gözlü ManisalımSeviyorum seni. (nokta)

Başka ne diyebilir Yağmur’un sanaBir acılı şalgamYanında bir Adanaİnan ki yeniden başlayacaksın hayata,İnan bana kanaryamBayılacaksınAdanalı gibi yaşamaya.

Adana, 27.07.06 Nebi Ünler - (Yılgın Yağmur)

Nebi Ünler



Adana'yı Özlüyorum Adana'nın İçinde

(Yahya Kemal Taş Gardaşıma)

Tam yirmi yılBir Adana büyüttümKütahya Cehenneminde.Bir aydır buradayım, Balcalı’dayım.Adana’yı özlüyorum Adana’nın içinde.İşimden çıkar çıkmaz başlıyorBoynu bükük gezinmelerTanımıyorum, tanımıyor beni hiç kimse,Hep yabancı gölgelerAnlamsız geliyor bana, bütün şekillerYahya Kemal gardaşım bak yemin ediyorumBenim derdim senin derdini döver.

Taşköprü de bedava tavuk dağıtılıyorDavullar çalıyor, bando çalıyor bugünSabancı Merkez Cami’sine arkamı verip, bakınıyorum.Göremiyorum, duyamıyorum.Yıldızlardan daha uzak bana Adana.Bir sarhoş narası uyandırıyor beniSenin.........? ….………………? ………………………… Adana…

Barajın kenarındayımHavadan düşen damlalar,Yerden arabaların sıçrattığı sularüstüm başım çamurIslanıyorum Adananın Yağmur’undaYıkanıyorum içime akanGözyaşımla.Yanıyorum gardaşAdana yanıyorBaraj yanıyorYanıyor bütün dünyaBen yanıyorumAdana’yı özlüyorum Adana’nın içindeYalnızım yapayalnızBaşlıyor gezinmelerHep yabancı gölgelerÇok anlamsız şekillerYemin ediyorum bakBenim derdim senin derdini döverGörünmeyen Kuşları dinliyorumBana şöyle söylüyor, duyduğum ötüşmelerHey Yağmur hiç kızma Adana’yaSenin derdin, özlemin ancakToprakta biter.

Balcalı, 10.02.06 13.17 Nebi Ünler

Nebi Ünler



Adana

Cevizin Çürüğü her yerde vardırAdanalı olmak ayrıcalıkdırEski camlar bardak olsa da dostumAdanasız hayat olmayacakdır.

Adana bir dünya, Adana hayatAcılı Adana gurbette bayatYağmur’un gönlünde daim AdanaAdanadan uzak olamam rahat

Adana, 25.08.2006 15.34 Nebi Ünler Yağmur

Fıkra

Mahşerde tüm insanlar toplanmış cennet görevlileri ve cehennem görevlileri yanyanabağırıyorlarmış Adanalılar bu yana...

Adanalılar ayrıldıktan sonra cennetlikler ve cehennemlikler sınıf sınıf ayrılmış

sormuşlar neden Adanalılar ayrı muamale görüyor... Tanrı buyurmuş;diğerleri ya işleri düşünce ya ibadet ederken hatırladılar beni… Adanalıların, günahkârıda günahsızı da gece gündüz beni hiç ihmal etmediler. Bu yüzden günahsızlaracennette, günahkarlarada cehennemde özel muamele uygulanacaktır............

Günahım varsa affeyleye Allahım… neyleyim ki ben de Adanalıyım. ve Adanayı çokseviyorum ama Adana'ya uzak kaldım gurbetteyim.

Adana, 25.08.06 Nebi Ünler

Nebi Ünler



Adana Ah Adana, Veda etmeli Sana

ADANA AH ADANA! VEDA ETMELİ SANA! ...

Adana Merkez Parkta, geziyor olmalısınAkşam güneşi batıp, serinlerken Adana…Çocuk cıvıltıları, sararıp solmalısınUzaklarda Orkun’un, huzur vermez Adana

Yavuzlar Köprüsünü, yalpalayıp geçerkenSinanpaşa Köprüsü, ışıl ışıl parlıyor…Seyhan’ın üzerine, damlaları düşerkenKançanağı gözlerin birini aranıyor

Demirköprü de raylar, büzülüp kıvranırkenİstasyonda şen şakrak, kavuşan sevgililerHastaneler kavşağı, acıyla sızlanırkenBaraj yolu, Balcalı, duyarsız, el gibiler.

Sevgi adası sessiz, Menderes de yalnızımKarşıda, ağlarını toplayan balıkçılarÇukurova sıcağı, kavrulmak alın yazım,“Gitmelisin buradan” Buyurur sağlıkçılar.

Turuncu Otobüsle, ulaşırsın çarşıyaSular, Atatürk Parkı, Altıkat’da inelim…At beni deli rüzgar! Kafdağından karşıyaUmutsuzluk bitirdi, bir çukura girelim.

Adana Ah Adana! Veda Etmeli SanaHasretin ölüm gibi acıtsa da canımı...Bak geldim Yorgun Yağmur diyen olmadı banaYalnızlık bir yanardağ, kaynatıyor kanımı.

Gediz, 24.06.08 Yorgun Yağmur

Nebi Ünler



Adana Barajı Yanıbaşımda

Bulunduğum mekan, Balcalı CanımAdana Barajı, yanıbaşımdaŞu sıcakta dondu akmıyor kanımBir kurşun saplıdır gönül taşımda

En iyisi dostluk, neyime sevdaAkıllandım gayrı, soldu bu sevdaYakışmazmış bize, bu yaşta sevdaAy yüksekte ser'se, gözüm yaşında

Yağmur bu sevdadan istifa ederÜzülme koymuyor çektiğim kederGönlüm sana yalnız mutluluk dilerBir izin kalmadı sağ-sol kaşımda


Nebi Ünler



Adana Boğma

ADANA BOĞMA

Farzetki masada Adana boğmaŞerefine salla, O sevgilininDiyemezsin hey aşk, gönlüme doğmaYolunu gözlersin, özlediğinin

İstersen Seyhan da serinle birazSonra yıldızları birer birer say.Kaçıncı uykuda dudağı kirazKiprikleri oktur, çatık kaşı yay.

Ne olmuş! arada, Toroslar varsaGel desin sevgili kanatlanırım.Kıyametmi kopar, kollarım sarsaYağmur'u unutmuş, hayıflanırım.


Nebi Ünler



Adana Dedinmi?

Martı olup uçsam gölün üstündeTaşt atıp kırarlar kanadım benimAyrılık ataşı yanar göğsümdeUzakta geziyor sevdiğim benim

Balcalı da baraj bir başka güzelAdana dedinmi her şeyi güzelGelirsen hayatı edersin güzelYeşil gözlüm çoktur özlemim benim

Eylül geldi geçer okulda yoksunOrda birsin ama Yağmur'da çoksunSar beni sevdiğim gül tenin koksunBak yollarda kaldı gözlerim benim

Adana, 28.09.06 Nebi Ünler - Yılgın Yağmur

Nebi Ünler



Adana Harika! ...

ADANA HARİKA! ...

.... abi Adanadayım kulakların çınlasınDiye yazmış Harika...Galiba Şanlıurfa'dan dönüyorsunAdana Harika, hava harika, yollar harikaHarika olmalı hissettiklerinAdanada Harika...Galiba dönüş yolundasınAdana Harika, hava harika, yollar harikaDuamdasın bacım duamdasın.

Adana'da bir HarikaKulaklarım çınlıyor!Adana, Adanalı olmak zaten alamet-i farikaSeyhan'ın kıyısında, hayallerim inliyor.

OlsaydımBalcalı'dan başlardıkDardağan Cafe, Sondurak Cafe,Göl manzaralı olsun dersenEn güzeli Turkuaz CafeMüsaitseniz zamanımız varsaBarajyolu, eskibaraj, Turgut Özal BulvarıGezdirmek isterdim, Adana'nın tamamını sizlereBir yerde acılı adana, bir yerde şırdan, bir başka yerde şalgamHastahaneler kavşağında soluklanırkenEskibarajın üzerinde az şekerli kahveBelki size, irticalen bir dörtlük okurdum,Gençlik köprüsü üzerinde sallanırken.

Merkez parkını es geçmek olmazTrenle bir tur atmalı en azından...İnsanı mest ediyor akşamlarıSabancı Merkez Camisinde okunan ezanBir akşam namazı eda eylesekTemizlense ruhumuz kirindenTelli Baba'da 'al sana göbek, ver bana bebek'Diyenlere birer tebessümÇoban Dede de birer damla gözlerimizden.

Ahhh be HarikaEmanet vermek isterim gözlerimi, kulağımı, burnumu, dilimiBenim yaşadığım gibi yaşanmalı Adanaİşte o zaman anlarsınızAdana'yı neden bu kadar sevdiğimi.

Bir zamanlar bir ceylan gelecekti... gelmedi.Avutmaktan bıkmıştı sanırım,Adanasız bıraktı beni gitmelisin diyerekBen sevdiğime inanırım... onu diğer yarım sanırım.Adanasızım, Adanasızım, Adanasızım eyvahhhh



Bütün dünya'yı bir Adana sanırım.

Yılgın Yağmur olmadan da güzeldir AdanaBakmasını bilen gözler içinDilimde ki değil, yüreğimde ki AdanaHasretiyle yanar kavrulur içim.

Sen Harika'sın, Adana bir başka harika.Adana'yla çarpar ama, Adanasız duracak yüreğim.Benim gözlerimle bakıldığında herzaman ve her yerdeAdana çok harika...

Adanasız, 26.04.09 - 18:31:59 Y.Yağmur

Nebi Ünler



Adana Kanatlarımın Altında Değil

ADANA KANATLARIMIN ALTINDA DEĞİL

Adana kanatlarımın altında değilBir ela göz, bir ela göz kırdı köprücük kemiğimiArtık uçamıyorum, uçamamKuş bakışı seyredemem, büyük saati,Küçük saat üzerinde alçalamamAtatürk parkı, sular, baraj yoluEski baraj, yeni baraj üzerinde kanat çırpıpBalcalıda hıçkıramam.

Sevgi adasında gezen sevgililerMartıya bak! diyemezler, beni gösterip,Bir ela göz, bir ela göz kırdı,Köprücük kemiğimi, uçamıyorum, uçamam.

Ayaklarımda tutmuyor gayrı,Bu sıçakta da yerimden kıpırdayamamAşağıda nazlı nazlı akmıyor seyhanMavi gökyüzünde, bulutlar arasındanAdanaya bakıpta yükseklerdenBen.....i sevdim, o benim canım, karım, kadınımGamzelim diye haykıramam.

Dört duvar arasındaTerden sırılsıklamGözlerimin tuzu dudağımın ucundaYarım kalmış şiirlerle dolu, kağıtlar darmadağınHani gelmedi diyen tavanAaaaaaahhhh ulan!Regülatörün üzerindeSeyrederim aşağıda taşlarıBiter bu kalp ağrım, şöyle bir atlasam...' O' da canına kıyar' korkum kalmadı, ama!Baba diyen üç yavrumun sesiKulaklarımda çınlarDönerim geriAaaaaaaaahhhh ulan.

Dudağımda son sigaram'Aziz Allah, şefaat ya Resulallah' diyorumSabah ezanı okunurkenGiyinirim, yakası kirli gömleğimiBuruşmuş pantolumu,Sallanarak çıkarım,Kıpır kıpır baraj yolu.

Adana kanatlarımın altında değilBir ela göz,bir ela göz kırdı köprücük kemiğimiArtık uçamıyorum, uçamam.

Bu gün de Yılgın Yağmur, bugünde,



Yaşayacaksın çileni...Efkarını çıkaracaksın sigaradan,Haber yok! bugün de, hiiiiiiçççç haber yok o sevgiliden,Bu gün de!Gelmeyecek yine çeşmi-ela uzaklardan.


Nebi Ünler



Adana Sokakları

ADANA SOKAKLARI(Kurtuluş'un 'İstanbul Sokakları' na...)

Alıp götürür beni, Kurtuluş! her söylediğinde,O 'İstanbul Sokakları' der, ben Adana Sokakları...Uykusuz gecelerde, YAR yüreğime çöreklendiğinde,O 'Ankara sokakları' der, ben Adana Sokakları.

Sevgi Adası, Menderes Bulvarı, Merkez Parkı ve geceEsmer kızlarının sevdası, çözülmez bir bilmeceSevdik işte Lan Allahsız! Adın dilimde değişmez heceO 'İzmir'in Sokakları' der, ben Adana Sokakları

Balcalı'da gezinir boynu bükük bir ceylanSigaramın dumanı olur çılgın küheylanAdanalı Yağmur'a diyor; bıkma, aşk'la yan!O 'Antalya Sokakları' der, ben Adana Sokakları

Gediz, 21.09.08 - 03.10 Adanalı Yağmur

Nebi Ünler



Adana Yanıyooooorrr!

ADANA YANIYOOOOORRR!

Hiç sırası değilAdım gibi biliyorum...Ulan aynadakiiiii eğil! ! !Gözlerimi siliyorum.

21 Mayıs'daGecenin yarısıAhmet ile otururken baraj kenarındaBalcalı'nın ışıkları pırıl pırıl,Çatalan köprüsünde arabalar vızır vızırBici bici başlamamış henüzBira, şarap, rakının da sırası değilİki bardak çaya razıyız.Su'da balık hışırtılarımıYoksa fısıltısımıdır bir vefasızın,Darmadağın, permeperişanAhmed'in;'abi çözemiyorum... bilemiyorum...'Sözüne cevapsızım... İçimdeki bütün sorularaBu gece umarsızım.'Sevgi Adası yazdığın gibi değilmiş...'Sözü geliyor aklıma Gamzeli'ninBenim gözlerimle bakabilseydi keşke!Galiba çok duyarsızım...Yada ben koptummu şu andanYıldızlar... Yıldızlar... Yıldızlar yukarıdaBen kanatsız süklüm büklümBir yıldız kayıyorBir dilek tutamadan.

Adana Yanıyooooorrrr!Duman yokmuşşş! ! gülüyorum...Ve Kozan yanıyooooorrr!Ben yokum! ! ! Üzülüyorum.

Bir Çalıkuşum vardıŞimdi nerededir kimbilir?Bir Yeşil GözlüBir Keler DağlıBir GamzeliGelmedi Adana'yaBir Ticaret LiseliKozan'da yokAdana'da yokBen de Adanasızım.

Kuralsızlığında hayalleriminBen Yılgın, ben Yağmur, ben Adanasız...Kozansızlık, Adanasızlık ve sensizlik geceleriminYorganı... Hep yalnızım, aramasız.



Bu sabah yıllık iznimin ilk günüElliüçgün nasıl geçecekVerebilecekmiyim Emeklililik dilekçesini'Olmak yada olmamak! ..' çelişkisindeyim.Avuçlamak istiyorum tüm geçmişimiKeşke dönebilsem Babamın da yaşadığı günlereDolapta Tayfur'un emaneti Adana boğmasıKeşke ebedi çare olabilseydiBenim gibi kararsız, şaşkın, ve umutsuzYaşadığına üzülenlere.

Adana yanıyooooorrrAhhh Kozan yanıyooooorrrYılgın Yağmur'un gözleri de bahtı gibiSebepsiz kararıyooooorrr.


Nebi Ünler



Adana Yasaktır

Gönül Adana da takılıp kalma,Adana yasaktır dönmen imkansız...O taş kalpli bir gün affeder sanma.Adana yasaktır dönmen imkansız

Kozan köprüsünde kırıldı kalem,Ölüp de kurtulmak bil ki tek çaren,Unutmam diyorsun o yari madem,Adana yasaktır dönmen imkansız.

Gülüyorlar bu zamanda bu aşka,Diyorsun ki Yağmur sevdi bambaşkaBir telin kalsa da gördüğün taştaAdana yasaktır dönmen imkansız.

Gediz, 08.04.02 Y.Yağmur - Nebi Ünler

Nebi Ünler



Adana yok, Seyhan Hayal

ADANA YOK, SEYHAN HAYAL

Efkârlıyım, Ser de hasretZalim zaman uzaaaaarrr! uzarDiyorlar hep, sabret ulan sabret,Eriyorum, bitiyorum azaaaaarrr! azar

Elde kalem O herkeseYorum, övgü, yazaaaaarrr! yazarBen eskimiş, boş bir keseYaralarım, azaaaaarrr! azar.

Kalem yazar, ben okurum,Ben okurum, kalem yazaaaaarrr! yazar.İçimde bir yanardağ fokur fokurumAkan Lava damarlarım, pazaaaaarrr! pazar.

Adana yok, Seyhan hayal,Dedeoğlu etme, nazaaaarrr! nazar.Gamzeli yar ve Jüpiter, hayal meyalYüreğinde bana mezar, kazaaaaarrr! kazar.

Gediz, 25.11.08 DEDEOĞLU Y.

Nebi Ünler



Adanalı Seviyor

Kolaymı sanıyorsun, Ela gözlerde yanıp,Ela gözlerde kalmak! ... Sadece ben başardım...İhanet etmedikçe, şeytan sözüne kanıp,O beni silemez hiç, unutsa çok şaşardım.

Vefadır, sadakâttir, bende onun tarifiMesafe engel olmaz, gönül gözümüz açık...Onun gibi sevmeli, sevenlerin arifiBizi tanımayanlar, bizi sanırlar kaçık.

Yılgın Yağmur hüzünlü, birazcık da efkârlıGözleri nemli nemli, halâ beni seviyor...Güya beni bitirmiş, dili çok sitemkârlı,Bilirim ki O yürek, Adanalı seviyor


Nebi Ünler



Adanalı, Hemde Kozanlı'yık

ADANALI HEMDE KOZANLI'YIK

Karacoğlan Dadaloğlu emmimizKozanoğlu demiş yoktur dengimizYazın Dağlar kışın ova keyfimiz

Adanalı hemde kozanlıyık biz!Yılanla, Kozanlı duydunuzmu siz*

'Ferman padişahın Dağlar bizimdir'Varsaklar* bizimdir Avşar** bizimdirErmeniyi sürdük Kozan bizimdir

Hainlere bela kozanlıyık biz!Yılanlı çuvala girdinizmi siz?

Adana'yı temsil ettik Sivas'da***Bölücüye risktir her tür hesap daKurbağayla, tavşan, olmaz kasap da

Adana'da cesur Kozanlıyık biz!Kadirli'ye komşu oldunuz mu siz?

Kozan ve Kadirli arada yılan****Adana'da sel, Kozan'da yalan*****Misis köprüsünden geçmiş Şahmaran

Lokman'a hemşeri Kozanlıyık biz!Deli Çay'ı****** taşkın gördünüzmü siz?

Büyük çoğunluğu milliyetçidirAdana'da kürtler bizden çekinirKozanlı'ya çatan mutlak yenilir

Övünmek olmasın Kozanlı'yık biz!Bir Kozan belası gördünüzmü siz?

Erkek adam hiç konuşmaz arkadanSeni yemez böyle! korkma Tuğba'danÇok çiğ çıkar hayat denen torbadan

Tırpan onüç bacım Kozanlıyık biz!Kozan Kalesini gördünüzmü siz?

Yorgun Yağmur kem söz söylemekten kaçKötülere lanet, iyilere taçPişemiyor insan ağarmadan saç

İyiyle, kötüyle, Kozanlıyık biz!Kozan'dan ne bela! gördünüz ki siz.?




* Varsak'lar= Karacoğlan'ın bağlı olduğu türkmen boyu**Avşar'lar= Dadaloğlu'nun bağlı olduğu türkmen boyu*** Sivas Kongresi= Adana işgal altında olduğundan, Kozan heyeti Adana'yıdatemsil etmişlerdir.****Kozanlı-Kadirlili= Eskiden beri gelen tatlı bir rekabet'in ürünü olarak; Kadirli'leregöre Yılan'la Kozanlı'yı aynı çuvala koymuşlar Yılan Bağırmış Kozanlı beni sokuyor!Kurtarın diye....)))*****Eskiler=Büyüklerimiz Adana Selden, Misis (Ceyhan)Yılandan, Kozan Yalandan batacak derlerdi.******Deli Çay= Adana yolu üzerinde, günlük güneşlikken dağlara yağan yağmurdananiden seller gelir, hemen hemen 2-3 yılda bir, köprü sele giderdi.

EVET HAKLISINIZ ANKARALI, İSTANBULLU TUĞBA DERDİNİZ AMA HİÇ GEREĞİYOKKEN ADANA KOZANLI TUĞBA DEMEKLE (HİÇ GEREĞİ YOKKEN) NEYİ ELDEETTİNİZ? .

Nebi Ünler



Adanasız Bırakıldım

Adanada yine bensiz, hep kuşlarla konuşmuşsunBalcalı vermemiş beni, çırpınırken baraj gölü…Sevda olmazmış dikensiz, bensizlikden yorulmuşsunBen, Adansız bırakıldım, ADANA gönlümün çölü

Balcalı'nın kapısında, yine inermi hastalarİn Bankalar durağında, yürü birazcık şimale...Son durakta bir gazte al, yazar belki! hep yastalarAdanasız Yılgın Yağmur, sürgünde görmez himaye...

Adanasız Bırakıldım, Adana'ya çok uzağımHalbuki baba ocağım, Adana unutmuş beni,Zaman, mekan, felek, kader, hasretle dolu kucağımBana kızgın, bana küskün, orda bulamazsın beni.

Adanasız 23.02.09 Y.Yağmur

Nebi Ünler



Adanasız Yağmur

ADANASIZ YAĞMUR

Geldi çattı ikinci sürgünVakit gitme vaktidir, ağamAdanalı Yağmur kahıra sürgünAdanasız nasıl yaşarım ağam.

Güneş, Ay, bulutlar, yıldızlar ve mavi gökyüzüOnları Adanasız görmek acı gelecek...Birdaha yaşayamayacağım Balcalı'da ben güzüHer Adana denilişi yüreğimi delecek.

Bu gün ayrılıyorum, dünyamın CennetindenKader bahanesine sarılıp, susuyorum.Sürgün daveti geldi gurbet CehennemimdenBütün umutlarımı, sesizce kusuyorum.

Adanalı Yağmur Adanasız kalDiye; bir intiraz veren olmalı...Gelmeyecek beni taşıyan o salGurbetin koynunda, ömrüm solmalı.


Nebi Ünler



Adanaya Gel Aşkım

ADANAYA GEL AŞKIM

Hayallerim gerçek olsun diyorsanBir çılgınlık yapıp, Adanaya gel...Mart ayında bahar gelsin diyorsanAtla arabana Adanaya gel...

Çıkalım kırlara, olalım bütünBen seni sararken istemem tütünSana bulacağım iste kuş sütünSevgi adasına, Adanaya gel

Dilberler Parkında akar şelaleSeyhan kenarında AŞK'tır nevaleBitmez yarınlara etme havaleBu akşam olmadan, Adanaya gel

Balcalı'da dolaşalım eleleGölü seyrederiz gülüm gel heleGadanı alırım senin gız keleÇayım soğumadan Adanaya gel.

Kapanalım en az, üçgün üç geceYüreğim çağlarken bitermi heceBilirsinki sensin, gönlüme eceAşkı yaşamaya Adanaya gel.

Yorgun Yağmur belki diye avunurGeceleri yalnızlıktan dövünürAncak seni gördüğünde sevinirBin beyaz atına Adanaya gel.


Nebi Ünler



Adanaya Varırsan

ADANA'YA VARIRSAN GARDAŞ

Oldum olası sevmemvedalaşmayı...birer küçük öpücük yanaklarındanHadi git!Güle güle git...Allahına kurban olurum seninGiderken, iyice sürü ayaklarınıAllah büyük! ... bellimi olur!Belki de.... ardından.Ben varya... hani ben barya ben............! .....

Karın içeri, göğüs dışarıAtilla Altıkat da indiğindeBir sigara yakıver. dumanını benim yerime savurMerkez parka doğru yürüGüccük dağları ben yarattım ulaaaaannn!Der gibi...O dünya varya hani koca küreyakınında otur bir banka!Aldırma oynaşan cocuklara, gençlereCıvıldaşan serçelereçık Yavuzlar köprüsüne kayıklar gibi yalpalatutun kenarındaki halatave kapatıp gözleriniSeyhan'a bak iyi bakAdanasız gelemedi diye fısıldaAnlayacaktır Seyhan.

Hatırımız için yürü birazRegilatörün üzerinde bir çay içSeyhan tarafından yürü yukarıDilberler parkında ki şelaleye bakiyicene bak'Adanasız çok özlemiş' diye fısıldaYine vızır vızır olmalı otoban.Ördeklere yem at birkaç avuçGöreceksin ne yaramazlıklar yapacaktır martılarKarabataklar... hadi bir çay iç hazır AŞİYANYine adını değiştirdimi ki vapur restoranGençlik Köprüsünün ortasında durAldırma gelip geçenlere, bırak geçsinlerHatırım için bakmayıver Adana güzellerine bir anKapat gözlerini... gözlerin kapalıyken gör beni'İnşallah sende bir gün gelirsin abi...' diye fısılda! ..'Yılgın Yağmur 'muuuuu! ! ! ! ' sorusu,Yükselecek sazlardan...




Nebi Ünler



Adem'in Tirenleri

ADEM'İN TİRENLERİ(Bu Filme emeği Geçenlere Saygılarımla)

Sinemada ilk defa, Adam gibi bir imamSeyredince şaşırttı, Ademin tirenleri...Tesbih, sakal ve yalan, suçlamasız, bir liman,Tarafsız bir bakıştır, Ademin tirenleri.

Allah rızası için, yaşanırmış, öğretenBir çocuğun gözünde, bir imamı söyletenDoğrusu yanlışıyla, insanı ezberletenBende mihenk taşıdır, Adem'in Tirenleri.

Hatası sevabıyla, o bir insan, sıfatsızİmamlar da olurmuş, menfaatsiz çıkarsızTekrar rekrar seyrettim, abartısız, tarafsızYağmur'a ilginç geldi, Adem'in tirenleri.


Nebi Ünler



Adı Eylül'dür

ADI EYLÜL’DÜR

Çamlar mağrur fakat, kavaklar üzgünSinede yaranın, adı Eylül’dürSöğütler, çiçekler hepsi de süzgünBelayı saranın, adı Eylüldür.

Sararır yapraklar, düşer boşluğaİçmeden uğratır, bir sarhoşluğaNasıl üzülünmez? bu nahoşluğaÇıramı yakanın, adı Eylül’dür

Demiştim! Babama, nereye kadarlDemişti! be oğul, ömür bu akarSana bahar oğul, bana sonbaharSakal ağartanın, adı Eylül'dür

Sevdadan sevdaya, koşup yoruldukKöşe başlarında azmı soruldukMazi diye diye, gül'den kovuldukDaldan koparanın, adı Eylül'dür

Yetim Yağmur sever, her dem sevecekMutlaka ömrüme EYLÜL! DeğecekBelki de ardımdan bana gülecekToprağa atanın, adı Eylül’dür.


Nebi Ünler



Adı Kesran

Adı Kesran.. yürekteki sızınınDillere düşürmem sır olup kalsınAdana da meçhul, Dudu kızınınSevdası içimde kor olup yansın

Çileği pamuğu yalnız o bilirYağmur Adana’dan sürgün edilirDüğünler kurulup, gelin gidilirKütahya da yanan, yanmakla kalsın.

Gediz, 13.06.05 12.35 Nebi Ünler Yağmur

Nebi Ünler



Adı Umut

Bir kasırga sonrasıYorgun, bitkin, sefil, perişanHayatta kalmanın sarsıntısıDilde tövbeGözde bulutÖtüşen kuşlar, esen yel,Parıldayan güneşAğaçlar, taşlarHepsi birdenKendi dileriyle fısıldarDünü unutBugünü yaşaMademki bir insansınVeBirde Canın var üstelik.Yaşıyorsun ve ayaktasın YağmurYüreğindeki filizinTek meyvesi varAdı umut.

Adana 30.05.06 Nebi Ünler Yağmur

Nebi Ünler



Adı..

ADI...

Günah dolu geceler sonrasıPişmanlıklar sabahındaFaydasızdır keşkelerDilinde tövbelerTutulmamış ve aslaTutulmayacak Yeminler.YüzündeUtancının kızıllığı,Aklında yaptığı rezillikler.Burcu, burcu kokuyor TurunçlarPamuk yerinde çok güzelÇabuk bozulur ÇileklerSırıtırken hep görünürDudağımı kanatan dişlerKeler Dağda çoban kızKoyunlar ve keçiler,Bugün güdülmeyecekler.Anası Hanife bulmuş bir damatYakın köydenmiş yabancı değil“Yağmur buraya kadarmışBen sensiz çizdim yolumu”Diyen o vefasızınAdı...? ...

Adana 15.02.06 N.Ü. Yağmur

Nebi Ünler



Adnan'ım

(Adnan Tığlı Gardaşıma)

Zaman mı, su'mu ömür'mü akarAh! Çekip inlemek, boşa Adnan'ımGün gelir bir çift göz, ardımdan bakarKan akmış, can akmış boşa Adnan'ım

Sabır, kahrın kabulü, acılara katlanmakDuvar geçen gelince kabilmidir saklanmakUçar geldiği gibi, umudumuz paklanmakGam çekmiş, kam almışsın, boştur Adnan'ım

Bir garip yolcusuyuz, dönülmez akşamlarınAvucundan kayacak, ömür harcadıklarınGayrı manasız gelir, borcun alacaklarınSevdiğinin göz yaşı, tek kârındır Adnan'ım

İstersen vedadır say, istersen bir muhabbetAsıl vatan orası, bura yalancı gurbetYiyelim İçelim de, etmeyelim hiç kıybetBaşkasının günahı, uzak olsun Adnan'ım

Adana'da bir Yağmur, gardaşımdı diyecekBelkide senden önce, o! vedasız gidecekVarmıdır bu dünyada, toprağa girmeyecekKurduğumuz dostluklar, tek kalandır Adnan'ım

Adana, 15.05.07 - 22.08 Yılgın Yağmur

Nebi Ünler



Affeyle İskender Hocam

AFFEYLE İSKENDER HOCAM(İskender Pala Hocamın 'Aşk Sırrı' yazısına...)

Rahle-i tetrisatından geçemedik bir hocanınAynamın fısıltısı şu; aynasısın sen, o canın.

Cahilem, amma ve lakin, ukalâlık da yapamamAslı varken kopyasına, meczuplaşıp da tapamam

Babam ümmi, ben divane, Aşk’ın sırrı ne? Bilemem!Yüreğim der; aşk yanmaktır, aşksız kalmayı dilemem.

Sevilene aşk bir hiçmiş, sevene aşk hep demekmişHakikât yürekte doğar, okul fikire emekmiş.

Layık olanı bulur aşk, aşk pazardan alınamazLeyla’da pişmese Mecnun, aşk Mecnun’da barınamaz.

Affeyle İskender Hocam, Aşk Rabb’in lütfudur kulaYılgın Yağmur hep gönül der; lüzum varmıdır okula?


Nebi Ünler



Afrika ve Avrupalılar

AFRİKALI VE AVRUPALILAR

Güler yüzlü, tatlı dilli papazlarÖnce! Ellerinde haçları vardıAçtık kapmızı! esti ayazlar!Baktık boynumuzda halkalar vardı

Medeniyet! kitap, sonra da, kırbaçAfrika o günden beri aç, hep aç, çok aç!Karın doyurmuyor! taktıkları haçBeyaz ellerinde kırbaçlar vardı.

Yılgın Yamur! renk, dil, din, kusur olamazIrkçılık yapanlar insan kalamazGüçlü olmayanlar! hakkın alamazKara yüreklerde isyanlar vardı.

Adana, 25.06.07 Nebi Ünler) Yılgın Yağmur

Nebi Ünler



Ağaç

AĞAÇ

Ansızın devriliverir Ormanın güzelliğindeNadide bir ağaç… içinin çürümüşlüğüyleKusursuz, muhteşem, mağrur ve bütün kibriyleAy, güneş, yıldızlar ve bulutlar gökyüzünde asılıRüzgar eser… deniz dalga dalga… yağmuru bekler çölArtık görev tırtıllarındır. Toprak işini iyi bilir üzülme AĞAÇ.

Varın gölgesi olmalı, yaratılan üzerinde Yaradan’ınE… Arayanla, mutlaka bir hesabı olmalı arananın.

Aranırken, aramamayı başarmak bana mahsusDiyardan diyara git-gel… meşakkatini bilir seyyahAvareyim, serseriyim, miskinim azıcık da pişkinNamevcut! yeryüzünde benim diktiğim AĞAÇAykırıyım aynaya, isyankârım canıma, cananıma.Suskunluğum, sakinliğim sabrıma yorumlanır,Işıksızlığımdandır halbuki, bir Ağaç kalamamakZemin; tavana kardeş, Yağmur’a Yılgın AĞAÇ.


Nebi Ünler



Ah be! Kozanlı Günlerim

AH BE! KOZANLI GÜNLERİM

Kozan Dağı ÇatalmatalArasında arslan yatar...Yetmişli yıllarda Ersen söylerdiKeyifle dinlerdik,Gül Ahmet YiğitdeAnamın Acar Gelinini söylerdiZevkten dört köşe olur,Allahına Kurban nidasıyla gürlerdik.

Ticaret Lisesinde üç yılNe muhteşem günlermiş gardaş78-79 mezunuyuzŞimdi hasretle anıyoruzOtuzüç yıl öncesini...Solgun resimlerde adı unutulmuşKopup dağılmış tesbih tanelerigibi savrukUlan aynadaki Eski Ülküdaş

Bazıları öbür tarafa geçmişBazıları otlaşmayı seçmişBazıları zaten adam gibi ülküdaş değilmişBahaneler, mazeretler sıralanıyor bir birDağarcağımızda bağ bozumuEmeklilik keyfinde bazılarımızGeçim derdi, yediğimiz dost kazıklarıİlgisizlik, bilgisizlik, vefasızlıkGeçmişi inkar gibiBakışları bazı dostlarınKarşı kaldırımlara kayışlarBaşka sokaklara sapışlarBazan yüzsüzce sırıtışlarAma o muhteşem günlerdeBiz heç böyle değildik.

İçimden gitmek gelmiyorResul aklını bozmuş,Sonra düzeldiğini duydumKitapsızı bulamadım bir türlüHaber bıraktım... bana ulaşmadı yıllardırFethi halâ bozukmuşSöylemeye dilim varmıyorAhhh benim sefil gardaşımKöyünün divanesi diyorlarİçime akıyor gözyaşım.Yani delilik gömleğini giydirmişlerÜçyıllık iki sıra arkadaşımaVay benim sabırtaşım.




Nebi Ünler



Ah Şu Araplar

AH ŞU ARAPLAR

Ah şu AraplarHani adam olsalar,Bunlar başlarına gelirmi?Diyen toksoy66 Rumuzlu gardaşıma….

Televizyonlardan iğrenir oldumSayın toksoyatmışaltı gardaşım…Ah şu Araplara saçımı yoldumSefalet, rezalet oldu yoldaşım.

Petrolleri vardır, akılları yokSağlam dinleri var imanları yokHüseyin’e kanar sineleri yok,Kerbelâ ah ile soldu yoldaşım.

“Hüseyin’i öldürmede ateş var”,Amma ve lakin, “valilikte tat var”Diyen o alçağa bitmez nefret varİçime bir elem, doldu yoldaşım

Haccâc Zalimi’ne hiç tutamam yasÖmer ibn-i Sa’d ibn-i Ebi VakkasYezid’in emriyle, yık, yak, kes, asİslama şer, bela, oldu yoldaşım.

Gediz, 09.01.09 Yılgın Yağmur

Nebi Ünler



Ahhh Kerbelaaaaa! ...

AHHH KERBELAAAAA! ...

Allah BirMuhammed son PeygamberKitabımız KuranMüslümanım demekdir.

EhlibeytHazreti FatımaHazreti AliHazreti HasanHazreti HüseyinAlemlerin ResulününBizlere emanet ettiğiGözbebeğidir.

Ahhh! Kerbela!Ahhh! ne bela!Heyyy! mendebur yezit!Heyyy! yezit yağcısı, soysuz yezitSizlerden daha temizdir, en rezil helâ.

Yılgın Yağmur devran geçerDinmeyen sızıdır Kerbela...Hüseyinim burdan göçerAHHH KERBELAAAAA! Ahh Kerbela.

Söyle; Ey Hacı! Ey Hoca, yada Fetva sallayan FaniHangi Mezhepten, hangi tarikattandı, Muhammed?Alemlerin sahibi, sizlerin ufkuna sığarmı yani?Kitabım Kuran, Rabbim Allah! .. Nebim Muhammed.


Nebi Ünler



Ahmet Mıdık Hocama! ...

AHMET MIDIK HOCAMA! ...

Yanımda,Yanıbaşımda, kara bahtım,Çaresizliğim, acizliğimYıkık dökük, ayan beyan çürümüş tahtımBeni iyi anladınİyi anladın 'Ahmet Mıdık' Hocam!Bulutlu gözlerime bakıp,Yüreğimi tanıdın.

Babamdan başkaBabam olmadı benim,İspiyon edemem, kendimden başkasınıYağcılık, dalkavukluk, soytarılık uzak banaHele, hele boyun bükmek ve acizlik,Yasaklıdır, uğrayamaz sokağıma! ...'Bir karı bulalım da, babamı satalım''Ellerin babası var, benim babam gelmiyor'Diyormuş oğlum,O'nun bana küsmesiDokunuyor, gururuma...

Kısmet değilmiş deyip geçerimTanıdım seni, Anadolumun bozulmamış YiğidiHep minnetini hissedeceksin,Değilmi ki, aktardın, banaMertçe, dobra dobraYüreğinin dilini.Elinden gelenin en iyisini yapacaksınEminim,Adım gibiAğamsın, Manevi Babamsın artıkKimseler bulaşamaz sana,Çiğnemeden, cesedimi.

Yorgun Yağmur Adana'danVelinimet bilir seni.Allah razı olsun hocam,Senden,Eşinden, çocuklarından,Sevdiklerinden,Yiğit babası, babandanSeni doğuran anan'dan.

Adana, 15,02.08 - 01.53 Y.Yağmur (Nebi Ünler)

Nebi Ünler



Ahmet Ulu (Ardından Bir Fatiha...)

AHMET ULU (Ardından bir Fatiha...)

Hayatın en aşikar kuralıDoğan, yaşar ve ölür...Dünya durdu duralıHer canlı bunu görür.

Bugün, yine yüreğimizi dağladıYürürken Allaha; Bir Okumuş KuluGediz'in, Erdoğmuş'un evladıProfösör Doktor Ahmet Ulu.

Koca çınar yaprak dökmüş üşüyorKöy meydanı insan kaynıyor bugünKesin hüküm; her bir yaprak düşüyorTek varımız, beyaz çaput kaç düğüm.

Bir varmış, bir yokmuş, olmak sonumuzHer ölümden bin ders çıkarmak gerek...Allahım; Cenneti âla'ya çıksın yolumuz'La İlahe İllalah, Muhammed Resulullah' diye can verek...

Yılgın Yağmur bak kaç mezar çiğnersinOnlar da çiğnerdi kaç zaman önce...Sende bir gün bir çukura inersin.Ardından kaç Fatiha okunur sence.


Nebi Ünler



Akgülüm

AKGÜLÜM

İkrarın olmadı kâhin değilimBilinmezlik beni boğdu akgülüm…İnandım olmazsın benim sevgilimYılgınlık güneşim doğdu akgülüm.

Her selamım sana verdi eziyetSeverken çekilmek oldu meziyetGöstermemi istermisin acziyetİçimdeki gonca soldu akgülüm

Denedim kapalı, kolların kapınSeni kazanmaya yetmedi çapımKısmet değilmişim ağlama sakınBu aşkın vadesi doldu akgülüm.

Yağmur çekiliyor sıkma canınıHasretin özlemin yaktı canımıBakarsan görürsün eski canınıAşkımıza mani oldu akgülümAşkımızı mazin boğdu akgülüm.


Nebi Ünler



Aklım Ermez Esrarına Alemin

Gündüzün üstüne gece bir yorganDeniz ortasında kaynıyor volkanKurdun ihtiyacı, masum kuzudan,Aklım ermez esrarına alemin

Yıldızlar dönüyor çarpıp düşen yokGüneşten atılır görünmeyen okGök yukarda amma bir direği yokAklım ermez esrarına alemin.

Kuyruğunu kim uzatır yıldızın,Baş yardımcısıdır uyku hırsızınYorulupta dünya dursa ansızınAklım ermez esrarına alemin.

Dağlar ayaklansa, kurusa denizTopraktan kaynayan sular tertemizGörürsün Rabbinden heryerde bir izAkım ermez esrarına alemin.

Topraktan gelmişiz, sonumuz toprakSararıp kuruyor, yemyeşil yaprakBulutlar çakıyor dehşetli çakmakAklım ermez esrarına alemin.

Parmaklarım farklı hayat farklıdır.Her cisim içinde hayat saklıdır,Haklı olan güçsüz nerde haklıdır.Aklım ermez esrarına alemin.

Çölde, kutuplarda kaynar volkanda,Sonsuz dediğimiz, bütün sonsuzda,İbret vardır bütün canlı, cansızdaAklım ermez esrarına alemin

Gediz, 30.04.01 Yağmur - Nebi Ünler

Nebi Ünler



Akrep

Yazın canımız sıkıldığındaAlırdık elimizeBirer karış uzunluğundaKırnap ipiBir ucuna da biraz mum Küçücük delikler ararUzatırdık ipimiziBiraz sonra dışarı çıkardıKıskaçlarıyla muma kenetlenmişBoğum boğum KuyruğuylaSokmak için ellerimiziBir zavallı akrep.

Kahkahalar atardık çılgınlarGibiİkisi üçü birbirini sokarkenKuyruğunun ucundanYakalayanO gününKahramanı olurdu imrenirdik,Ağladıysa acıdanKorkağın biriÖleceksin diye alay ederdik.

Tek kalırdıGenellikle en büyük akrepOt yada çöp yığardıkBir daire çizipBir ateş ortasındaKendi kendini sokardıÇıldırıp da sonundaBiz acımasız çocuklarKeyifle gülerdik.

Gediz, 27.06. 2003 Nebi Ünler Yağmur

Nebi Ünler



Alaaddin'in Ardından

ALAADDİN'İN ARDINDAN...

Farkında olamadık geçen zamanınDönüp de ardına bakma haydi git.Yudum, yudum lezzetini tadalımAyrılık son değil güle, güle git.

Olur da bir gün karşılaşırsakSorarız hesabın geçen yılların.Terk edilip yapayalnız kalırsakEza vermez uzunluğu yolların.

Yeterki gönüller bir olsun gardaşUzaklık ne demek bir selam yeter.Sızlıyor içimde bir yerler gardaşAyrılık, ayrılık veriyor insana keder.

Sevinen ağlayan yan yana gelmişOtogarlar insan sanki bir yürek.Şu gönül dediğin hep bela vermişUmut deryalarda kırık bir kürek.

Kalanlar kalıyor, giden gitmiyorHayat esrarengiz, çözülmeyen sır.İstemek sınırsız, arzu bitmiyorGücün varsa affet, aciz isen kır.

Yaşamak değil mi bir nefes alışBoşuna harcamak yazık değil mi.Yemek, içmek için yapılan yarışToprağa gömülen dışkı değil mi.

Unutma mecnundan kalan masalıBir kara gözlüye rastlarsan bir günYağmur artık bülbüllerin susanıEfkarlanma! Her gün, olur imiş dün.


Nebi Ünler



Aldırma AKEFEM, Mevlam Büyüktür

ALDIRMA AKEFEM, MEVLAM BÜYÜKTÜR...

Gün gelir bizimde güler yüzümüz,Aldırma Akefem, Mevlam büyüktür...Kayıtlara geçsin, bu son güzümüz,Ne baharlar gelir, Mevlam büyüktür.

Siyaset: görünmez mayın demektirSana döktüğümüz Helal emektirYaren olmak, karşılıksız sevmektirNe şafaklar söker, Mevlam büyüktür.

İmanın şartıdır kadere rızaTamiri mümkündür küçük arızaGün gelir ereriz muradımızaNe sabahlar bekler, Mevlam büyüktür.

Biliriz kimlerden, atılan kazıkHizmetinden mahrum Kütahya, yazıkHarcanan emekler zehirli azık,Olacak onlara, Mevlam büyüktür.

Yılgın Yağmur bitmez hayatta umutNeyleriz kısmetse, birazcık sükutGülerim, derlerse; bu günü unut,Buda geçer Efem, Mevlam büyüktür.


Nebi Ünler



Ali Rıza Orhan'a

Ziraat Bankasından çok müdür geldi geçtiSen başkaydın Müdürüm, bir başka Çorum’luydunEskigediz Beldesi, seni pek beğenmiştiAli Rıza ORHAN Bey hepimizin dostuydun.

Banka başka güzeldi mutluydu memurlarınAnadolu yiğidi çatal yürekli Müdür.Her zaman açık olsun, açık olsun yollarınBiz ağlarken burada, Durağan görsün Müdür.

Gönül defterimizde Mert, insancıl yazıldıYerin dolamaz asla, yakışıklı Müdürüm.Hatıralar hep iyi, gitme diye bakıldıHayatı doya doya, yaşayasın Müdürüm.

Hem amirdin hem baba, hem samimi arkadaşYedirdiğin turşuyu, tadını özlüyoruz.Yazık ki gidiyorsun gülel güle gönüldaşYağmur’ derki Müdürüm şimdiden özlüyoruz.


Nebi Ünler



Alimoğlu'nun Leyla'sına

LEYLA(Alimoğlu usta'nın Leyla'sına...)

O ela gözlerine yandımYüreğim yanıyor LeylaAncak hayalinle kandımHayatı sarıyor Leyla

Adım Mecnun olmasadaGözlerim kum dolmasadaSinemi çöl soymasadaİçimde kanıyor Leyla

Seninleyim gündüz geceYılgın Yağmur'da tek eceİfademde hece heceUfkuma doğuyor Leyla


Nebi Ünler



Alkatraz Kuşçusu

ALKATRAZ KUŞÇUSU

Alkatraz Kuşçusu misaliYalnızlığımın ortasındaydım...Bana göre yoktu, çilemin bir emsaliGeçmeyen zamanın oltasındaydım.

Giriverdi dünyama Gümüşhaneli ÖnerSandımki martılar gibi uçmaktayım...Gitmene nasıl alışacağım... bir şeyler öner,Tenimde sıcaklığın... aaahh! tutuşmaktayım.

Her gece şafakla, ben sensizlikle kavuşmaktayım.Ben alkatraz kuşcusu... avucumda çırpınır kuşlar...Dilsiz yıldızların kıyısında dolaşmaktayım,İçimi lav seli... parmaklarımı acıtır tuşlar.

Kıskançlıktandı hatalarım... kaybetmemek içindi suçlarEy yıllar sonra, ancak buldum dediğim...Bir işaret vermiyorlar bana, kırklar, yediler, üçlerNeredesin, Ekmeğime katık yapıp yediğim.

Fersah fersah uzaklık, arada dalgalı deniz,Bir umut olmalı... bir çıkışı olmalı...Mutluluk yalanlarını... ele verir solgun beniz.Ey ayrılık rüzgarı, senin gözlerini oymalı.

Yağmur damlaları vururken cama... hüzün üstüne hüzün,Yılgın Yağmur girmeden toprağa bitmeyecek umudu...Şişenin dibinde geçmişim... sigaramın dumanı süzüm süzümCanan böyle beklenirmiş... O ömrümün tek umudu.

Hep bekledi... bekleyecek seni... hey uzaklara kaçan yar!Seni beklemekten asla bıkmayacak, şu sefil Alkatraz Kuşçusu.

Adanasız, 17.12.2009 - 12:41 Yılgın Yağmur

Nebi Ünler



Allahına Kurban Adanalıyık

ALLAHINA KURBAN ADANALIYIK

1960 yılı Kozan doğumlu1979 Ticaret lisesi mezunu17 yıl Ziraat Bankası Memuruİken şimdi Üniversitede Çalışıyorum.

Balcalı güzelin güzeli benceRastlarsın burada her türlü genceAdana'sız kalmak büyük işkenceDiyene yürekten katılıyorum

Allahına Kurban AdanalıyıkBu alemde gerçek delikanlıyıkKara sevdaların hep kurbanıyıkAdana diyerek kavruluyorum.

20 Yıl Kütahya gurbetim oldu46 yılımda çok goncam solduDiyemem şu gönül aradı bulduYağmur'um rüzgarla savruluyorum.

Adana,16,09.06 - 18.25 Nebi Ünler Yağmur

Nebi Ünler



Anam Kazandı

Beş yada altı yaşında olmalıydımEkmek bıçağını elinde sallayarakSus yoksa keserim diyeBeni korkutmaya çalıştığındaKesmezsen ………Diye söverekAğladığımdaİlk kavgamıAnam kazandı.

Cuma günleri kurulurduKozan’ın pazarıPerşembe akşamındanBaşlardı anamla babamınKavgaları.Küçük bacımla açıp da küçücükEllerimizi“Allahım Perşembe hiç gelmesinKavga etmesin anamızla babamız”Diye dular ederdik hep.Her hafta Perşembe gelirEn az üç gün kesintisiz sürerdiCangamaları (kavgaları)sonunda çaresizKabul ederdi mağlubiyeti babam.Bildiğim tek şeyBütün kavgaları her zamanAnam kazandı.

Soba küreğini kolundaKırmıştı babamAnamın Başını siniye vururkenAğabeyim.Bazen ağladıBazen Küfürler ederek bağırdıBazen kaçardı evdenSonra dönerdiAma hiç susturulamadıBildiğim tek şeyBütün kavgalarıHep anam kazandı.

Askerlik, sonra Gediz de BankaKahrından öldü babamArtık duramazdım Kozan’daYirmi yıl gurbet KahrıAdana’ya döndüm sonunda.Kurduğum hayaller yerle birPişmanım itler gibi…Anladım, iyi anladımHiç sevmemiş beni anam.Yine kaybettim,



Kaçıyorum ardıma bakmadan.Dönmem artık, Cenazem bile gurbette kalsınElveda Adana! .. Elveda Kozan!Yeniden sürgüne gidiyor YağmurSon Kavgasını daAnam Kazandı.


Nebi Ünler



Anka Kuşu

Al götür beni, burdan,Kaf dağının ardına.Arkamdan baka kalsınBoynu bükük Şahmaran.Umut sende...Yalnızca sendedirİstikbalim.Gel neredeysen,Nasıl geleceksen gelSonundayım ömrümünBitmek bilmiyor hayat yokuşuHaydi gel... ne olursun geeeeeeel...Anka kuşu.

Binbir gece masallarıylaBüyütüldümUçan halılar bekledimGök yüzünde uçurtmalar uçurup,Korktum düşerim diye Binemedim uçaklara...Lambasını aradım Alaaddin’in Masallar limanım olduMecburen sığındımNe kadar büyüdün deselerdeAçıl susam açıl dedim dağlaraKırk harami olduBeton duvarlarUnutulan dostluklarSadakat, vefa, huzur ölmüş diyorlarAy da ayak izleri silinmemişkenİnsan oğlunun,Bilmem kaçıncı batındanEvladıymışız güya maymunun.Kurtuluşu Ufolardan inecekUzaylılarda ararkenDünya alem;Ben masallara sığındım.Al beni... götür beni,Kaf dağının ardınaOrada bekliyor Çalı KuşuHaydi gel Anka Kuşu.

Bir varmış bir yokmuşDiye başlardı ebemHer şeyleri yutan devlerÇin askerinden daha da çokmuş.Bir beyaz atlı Şehzade,Bir yiğit TeğinYada kurnaz keloğlanHalifenin sarayı Bağdat taGökten düşen üç elma...Seyretmek istemiyorum



TelevizyondaAmerikan bombalarınınBağdat’ı yıkışınıDuymak istemiyorum aslaFilistinli ve Çeçen çocuklarınınDiri diri yanışınıHaydi gel neredeysenAl götür beni burdanKaf dağının ardınaYağmuru bekliyorOrada Çalı KuşuAl götür ona beniNe olur Anka Kuşu.

08.11.02 Y.Y. Nebi Ünler

Nebi Ünler



Ankara'ya Bir Can

ANKARA'YA BİR CAN

Daha dün gibiKucağıma alışım...Bindokuzyüzdoksaniki' den beriİlk defa sensiz kalışım.

Bu sabah saat on'daKütahyalılar'la yolladım Ankara'ya Bir CanUmutların takılıp kalmasın, hiçbir istasyonda

Ciğerimsin, canımda can, kanımda kanSenin varlığında fazla aramamıştık Tuğba Hilal'iSarı kız yetmez gibi, birde kara kıza yanYağmur Orkun çok özlermiş ablaları Gökçen ile Hilal'i.

Gazi Adalet Meslek'de Merve GökçenHayatı öğrenecek... Yaşamayı, yaşatmayı elbet!Allahıma emanet kara kuzum Merve GökçenAsla üzülme sakın... Dünya baştan başa bir gurbet.

Ankara'ya Bir Can yolladım bugünÜrkek, şaşkın, heyecanlı bir kara kuzucuk...Yılgın Yağmur'a nasip eyle Mevlam üç şanlı düğün,Birde sevmek isterim yavrularımdan, en az birer tane toruncuk...


Nebi Ünler



Ankara'ya Yağmur Yağardı

ANKARA'YA YAĞMUR YAĞARDI...

'Müslüman ayakta görür güneşi, kalkın'Diyerek, sabahın göründe uyandırırdı...Canımızdı... Babamızdı... Felek kırılmaz çarkınYaşasaydı... Mutlaka beni 'kanma' diye uyarırdı.

Zeytin karası gözlerinde, halâ bir tek benOlamazdım elbette... fakat unutmamıştın...Başbuğun mezarında... ellerini çekerkenO Kozanlı günleri, yeniden hatırlatmıştın.

Yumuk yumuk elleri, gülüyordu nazlı bebeğimAnam sabah- akşam, Mercan'ımızı sağardı.Nur doğardı yuvamıza... uçardın kelebeğimSen uyurdun... Ankara'ya yağmur yağardı.

Kavuşsaydık, Adana'ya karlar yağardıSaçıma, saçına değil... Gülme vicdansız...Gitmeseydin, 'GEL' deseydin ne umutlar doğardıİsteseydin hiç ayrılmazdık Kozan'dan, Ahhh kitapsız...

Burnum, çatık kaşım, bir de gülüşümmüş,Değişmeyenim... çok değişmişim çok!Hiç unutamadığı ilk öpüşüm, son sövüşümmüşYinede hep sevmiş... Kader çok acımasızmış çok.


Nebi Ünler



Ankara

ANKARA(Osman Öcal Dosta! ...)

Bizans'ın Osmanlı'nın inkarsız beslediği,Siyaset mikrobunun merkezisin AnkaraBatı sermayesinin devamlı yemlediğiSatılmışın, Mankurtun, merkezisin Ankara

Galatlar'ın son defa baş şehrini kurduğuYıldırım'ın Timur'un bir birine vurduğuOsmanlının külünden cumhuriyet kurduğuSen Mustafa Kemal'in merkezisin Ankara

Baş'ların başkentisin! sanadır bütün yollarDalkavuk ve soytarı, senden ulufe kollarEngeller ve çelmeler! ... Kimler, kimleri sollarHer türlü ihtirasın, merkezisin Ankara

İktidar hem çok kötü, hem her derdin çaresiMillete devlet gerek, istiklaldir gayesiYetmişmilyon yönetmek, şan şerefi payesiKuvvayı-Milliye'nin merkezisin Ankara

Yağmur'un dileğidir, hep iyiler baş olsunZevk, sefayı bırakıp, halkı için yorulsunSatılmışdan Mankurtdan, Tanrı Türkü KorusunSen Gazi Ata'mızın merkezisin Ankara.


Nebi Ünler



Apaydın Olsun (Apaydın Saraoğlu Abimizin ardından...)

APAYDIN OLSUN(Apaydın Saraoğlu abimizin ardından...)

1985 de gelmiştimİlk gurbetimdi...Gediz dururken, Eskigediz'e gönderilmiştimKabullendim, kısmetimdi.

Şaban abi vardı...Kırtasiyeci, gazeteciPoşetli, malum dergileri aldığımdaBir tuhaf bakardı...Hal hatır sorar,Şaban abi sonra dediğimdeGülümsiyerek başıyla onaylardı.Hacı olduktan sonra! .....Mekanı Cennet olsunAdam gibi adamdı.

Ufak tefek, gözlüklüGüleç yüzlü bir adamGediz de, Belediye karşısındaGazeteciymiş...30._ lira fatura bedeli tahsili için gelmişHesabımız olsun diye almamıştı.Herkes Aydın diyordu,Apaydın Saraoğluydu nüfus kağıdında.

Eczazı bir kız,Doktor bir oğul babasıydı...Hiç hissetmedim, şahit olmadım, duymadımOnun, köylü şehirli ayrımı yaptığına...Devamlı koştururdu....Her zaman dükkanında görmezdim onuAma her rastladığım cenazedeMutlaka her zaman o vardı.Yediden yetmişyediye herkeseO samimi tebessümüyle sıcak sıcak bakardı

Dün tıklım tıklımdı GedizOğlu Belediye Başkanı olmasaydı daAdım gibi eminim, yine böyle bir dalgalı denizYollayacaktı onu ebedi istirahatgahına.

Üzgünüz, çok üzgün, gitti bir değerArdından Fatihalar, Helal Olsunlar, İyi bilirdikKelamları, yürekten ve samimiSenin gibi, adam gibi bir adam içinYüreğim, kalemim, saygıyla baş eğer.

Artık dükkan kiralarını sana soramayacağızAydın abi diyorsa doğrudur diyemeyeceğiz,



Göremeyeceğiz güleç, nurlu yüzünüBir gün gittiğin yere bizde geleceğiz tabiİsterim ki, benimde ardımdan birileri rahmet okusunKeşke herkes yaşarkende, senin gibi badem gözlü olabilseydiCenazeni gören bütün Gedizliler aynaya bakıpApaydın olabilmeyi kendine sorsun...

Güle güle git Apaydın abiGittiğin yer APAYDIN olsun.Adanasız, Yılgın Yağmur'u tanırdın abiO'da senin gibi, hayatı doğru okusun.


Nebi Ünler



Arap Bülbülü

ARAP BÜLBÜLÜ

Yine batmış bir bıçak ucuHep sızlayan yüreğimeKalphastanesinin önünden geçerken..İncirin tepesinde cıvıl cıvıl,Sabah sabah ne bu keyif,Kıskanıyorum bakArap Bülbülü

Bana nisbetmi lan!Bir çift kara tavuk neşeyle sekiyor önümdeSerçeler zaten ehli-keyifGölün üzeri puslu,Aboooooo balıkçılar geçiyorAha! ağlarını topluyorlarBalıklar bileNeşeyle zıplıyorlarBilmezmisiniz eşim yok benimGeleceğim demişti ya kestim ümidimiYine uykusuz bir gece geçirdimNeşem yok, derdim çok,Yar aramıyor, gelipte sarılmıyor boynuma,Efkarlıyım! efkarlıyım!Efkarlıyım ulan,Eskiden olsaydı bir taşla düşürürdüm ikiniziKatiliniz etmeyin beni, birazcık susunYılgın Yağmur'a uzak durun,Kes, eşinle oynaşmayı, ben geçene kadar,lütfen, lütfen, lütfen Lan deftersizArap Bülbülü


Nebi Ünler



Arayış

Boşlukta bir başıma savrulan yaprak oldumSadece bekliyorum, bıraktım çırpınmayıŞu uslanmaz başımı az mı taşlara vurdumAğlamadım ağlamam, Hiç bilmem sızlanmayı

Hayatım akıp gider, ömür vagonlarındaDüne mazi diyorum, bu gün çile kazanıBana ne tepinirmiş disko salonlarındaHepimiz oynuyoruz, Biz değiliz yazanı

Yarın var mı, yokmudur, sabahı görürmüyümYukarıda bir yerden bizi seyreden vardır.Cennetinden bir bilet alıp da ölürmüyümKorkarım cehennemde zebaniler hazırdır.

Hocam anlamıyorum, kimi emsal alayımÖrnek göster de bana ruhumu temizlesinBenden farklı değilsin sözlerine kanayımAçık konuş be hocam, aşkın neresindesin.

Gökte uçan adam yok, su da koşan görmedimHacı hoca bildiğim ille nefsimdir diyor Belki Leyla*dır diye az para ödemedimCebin doluysa koçum, Yine beklerim diyor.

Diyorlar büyük adam, dikkat kesiliyorumDiyorum bu da uşak, yakından tanıyınca.Batı batı diyorlar ondan tiksiniyorumÇoluk çocuk demeden, diri diri yakınca

Ordamısın kanaryam, sesin gelsin duyayımCevap bulacakmısın sorduğum sorulara.Bana ver de uykumu ebedi uyuyayımYoksa kavuşurmuyum sende tüm doğrulara

Diyorsun içme günah, yanıp kavruluyorumBoş duruyor bardağım, doldur aşkı içeyimYağmur sevgiye muhtaç, çok mu yanılıyorum.Seni sevmem suç ise, ver cezamı çekeyim.

27 Nisan 2003 saat:14:24:27 Nebi Ünler Yağmur

*=Leyla ve yakınları bu leyla sevgili olarak kullanılan semboldür. gerçek isimlerle ilgisiyoktur.

Nebi Ünler



Arılar ve Karıncalar

Boş laf bunlar boş laf, demokrasiymiş,Her sürüye çoban olmazsa olmaz...Fikir hürriyeti halkın nesiymiş,Her sürüye çoban olmazsa olmaz.

Baş olmazsa ayak ne işe yarar,Hürriyetin çoğu topluma zarar,Bizler için şahlar vermeli karar,Her sürüye çoban olmazsa olmaz.

Düzen böyle gelmiş böyle gidecek,Habil ile Kabil değişmez gerçek,Arı ve karınca en uygun böcek,Her sürüye çoban olmazsa olmaz.

Emirle yatıp kalk sorma nedeni,Vahşisi böyledir, böyle medeni,Avrupa’mı ulan güldürme beniHer sürüye çoban olmazsa olmaz.

+Amerika yahudinin çiftliği,Yalnız kalan ancak yaşar hiçliği,Yalnız Tanrı temsil, eder Tekliği,Her sürüye çoban olmazsa olmaz.

Yalnız koyunları, Kurtlar kaparmış,Kurtları da Güvercinler avlarmış,Hocası Tayyib’e selam çakarmış,Her sürüye çoban olmazsa olmaz.

Namı çoban bizi en çok güdenin,Rakibi varmıdır o bir bölenin,Anasını ağlattılar Gülen’inHer sürüye çoban olmazsa olmaz.

Ne demek suçsuzum öçüsün, öcü.Masuma yetiyor bunların gücü,Öbür yana kalır mazlumun öcü.Her sürüye çoban olmazsa olmaz.

Yağmur burada sus, sonu zindandır,Zindanlarda bile çobanlar vardır,Ser’inden başka yer fikire dardır,Her sürüye çoban olmazsa olmaz.

Gediz, 26.04.2002 Y.Yağmur - Nebi Ünler+ Dünyanın görüntüdeki çobanı

NOT; : O zamanlardaki (Gen.Kur.Başkanının iki turlu seçim hakkındaki beyanına malbulmuş mağribi gibi sarılan) siyasilere ithaf edilmiştir.

Nebi Ünler



Arıyorum

ARIYORUM(İshak ALSAÇ Hocama ;)

Yatınca döner başım, düşerim bir boşluğaÇağıran yıldızlara Merdivensiz çıkarım.Neden tutsak düşerim, içmeden sarhoşluğaTavandan biri bakar, yatağımdan fırlarım.

Titrer bütün bedenim, sorar bedene ruhumSöyle baban nerede, neden yalnızsın böyle.Kalk ayağa ey ceset, uzanmış yatıyorsunSeni Yaratan için, bu gün ne yaptın söyle

Amirime saygılar, dostlara tatlı kelamYani günlük işlerim, yedim içtim karnım tok.Kimseyi incitmedim, huzurluyum vesselamEy beni bana soran, neden benim kaygım yok

Çaresi ağlamakmış, deva imiş gözyaşıİçimdeki kayayı eritirmiş bir rehber.Tarif eyleyin bana nasıldır gözü kaşıEbediyet ilminden, veriyor mu hiç haber

Ellerinde bir kağıt, okumaya mecburmuşBenim gibi memurdur, camilerde imamlar.Kel göründü sonunda Kerkük ve de Musul’muşMazeret uyduruyor, el böğründe kalanlar.

Önce Rusya da Lenin, sonra Irak da saddamİki put yıkıldı da, insanlık kurtuldu mu.Kuleler tamam amma, Şarona bir laf atsan.Yaserin duvarına işeyen tutuldu mu.

Uyumuş olmalıyım, bir ihtiyar konuştuSancısız doğum olmaz, sahipsiz değiliz biz.Acılarda birleştik, kamu oyu oluştu.Putlar elbet yıkılır, unutmayın Hakkı siz.

Zalim baki kalamaz, kuleler ihtarmıydıYa Rab; kulun Yağmur’a kısmet et sonu görmek.Ceddim Kanuni olsa, masumlar ağlarmıydıNasip eyle.C... nin, Suratına tükürmek

Gediz, 02 Mayıs 2003 Nebi Ünler Yağmur

Nebi Ünler



Arkadaşım Yalnızlık

Söz vermiştim az önceBekliyordu dört gözleAffeyle kara gözlümOnunlayım bu gece.

Çevrilir bana kinlerCoşarım beni dinlerAsla küsmedi bana,Dikensiz onda güller.

Ayna tutar ruhumaKavuşurum sükunaUtandırmaz ağlarımYaslanınca bağrına.

Yoldaşı hayal-hülyaTek sırdaşıdır rüya.Zarar vermez ilaçtırÖğrenmemiştir Riya.

Bende bendir. Ben demekAsla istemez emek.Tütün, içki, aşk, kumarGibi yedirmez kelek.

Sığındığım limandırOnsuz hayat yalandır.Baş başayken onunlaEn samimi zamandır.

Kılavuzsuz bulurumKöyünü sokağınıOnunla durulurumPaylaşır yatağını.

Asla kazık atmadıBana boynuz takmadıGölgem bıraktı bazanO asla bırakmadı.

Sövdüm lanet okudumKüsüp kaçmadı bendenTaş attım, KurşunladımDedi kaç beterinden.

Övdüm hiç şımarmadıRüşvet verdim almadıDedim bak toprak oldumDedi sebep kalmadı

Kıyametin sonundaKalktım hazır yanımda



Beden ayrılmış bendenO tacımdı başımda

Yağmur söyle ne adıVar mı kolu kanadı”Yalnızlık” derler onaBuruktur biraz tadı.

Gediz, 27.02.04 – 09.26 N.Ü.Yağmur

Nebi Ünler



Armağanın Kimsesizlik

ARMAĞANIN KİMSESİZLİK

Dudaklarımda bir ateşAvucunda saklı güneşGözlerinde tutsak gönülHasretinle yanmak beleş.

Yalnızlığa zincirledinBir boşluğa demirledinYüzün haram gözlerimeGelmemi hiç istemedin.

Armağanın kimsesizlikKaderimmiş sahipsizlikKör olası gönül sevdiBendemidir, kademsizlik

Yalnızlığa yalnızlığımGamsızlığa, gamsızlığımYılgın Yağmura müebbetKesin hükmün, şansızlığım.


Nebi Ünler



Arzu... Yeniden... (Ramazan Demir Şiiri...)

ARZU YENİDEN(Nebi Abime Sevgilerimle...)

Sonbaharda, kime aldandın yineAh kalbim usanmadınmı vuslattan?Neden acı ve ızdırap yüklüsün?Ayların Eylül, Ekim, Kasım' mıydı?

Arar durursun onun gözleriniRuhundan bir parcayı unutmuskenZalimin... alaycı gülüşlerindeUmutla beklersin, beyhude yere.

Düşünmekten, yorulmadın mı artık?Eskimiş unutulmuş anıları....Mutluluğun, hayalden ibaretkenİstiyormusun, yalan hayalleri?

Rüyaların, hayale dönüşürkenEski anılardan kurtulacakkenRuhun, özgür kalmışken bedeninden

O mavi gözlere kapılıyorsun YENİDEN.

Gediz, 23.02.10 RAMAZAN DEMİR

Kıymetli Ramazan Demir Gardaşımın şiirini ilgilerinize sunarım....

Nebi Ünler



Arzular Şelale

ARZULAR ŞELALE(Çiğdem Yılmaz’ Bacım'a)

Şu hayatı doyasıya yaşamakDerdi anasıyla satmakla olur.Gönül arada bir ister kaçamakSakın sevme adın derbeder olur.

İçinde bir şeyler kıpırdayıncaBir bakış kalbini yaralayıncaKendini aynada tanımayıncaBu sevdanın rengi kapkara olur.

Gediz cennet değil, cehennem değilSen asla eğilme, hep emret “eğil”Unutma güzeli bozar bir siğilHep gündemde kalmak, akılla olur.

Gönül düşmanıdır; mantığın, aklınMerakı cezbeder var ise saklınDemesinler sana kendini yaktın,Mutluluk sevmekten kaçmakla olur.

Çiğdem’dir bahar da ilk açan çiçekHırpalar soldurur bir vahşi böcekBöcek olmasa da değişmez gerçekYaşamak zevkleri tatmakla olur.

Bizden geçti bacı, harcandı ömürÇıkacak karşına gözleri kömürNe görürse insan gençlikte görürO yaşta arzular şelale olur.

Yağmur buluttandır, bulut buhardanBuharın doğuşu sıcak sulardanBoş bırakma bazan asıl yulardanSaadet zinciri tutmakla olur.

Gediz, 11.04 2003 Nebi Ünler Yağmur

Nebi Ünler



Aşkımız Bir Sineğin Kanadında

AŞKIMIZ BİR SİNEĞİN KANADINDA

Yapıştı kaldıBir sineğin kanadındaAşkımız…Bakakaldık peşinden.Düğümlendi hıçkırıklarBoğazımızdaAğlayamadık.

Girdi aramıza ayrılık,Sıralandı aramıza aşılmaz kaf dağları...Yenilmez devlerin elinde kaldık,Zaman demişler ömür törpüsünün adına,Bir deli rüzgarda sürüklenir saatler,Yarınlar diye diyeAvuttuk kendimiziBoş yereUzay boşluğunda duygular,Çırpındıkça... uzaklaştık çığlık çığlığa.Ah birtanem ahhhhhUzandıkTutunamadık.

Olamazdık ikimiz deKula kul.Bende bahanelerSende bitmedi okul.Başarmak imkansızYalanlar büyükYapamadık yalansız,Yaşamak bize yük.

Yapıştı kaldıAşkımız, bir sineğin kanadındaKurtulamadık.……Gediz, 21.10.02 Y.Yağmur - Nebi Ünler

Nebi Ünler



Avize

AVİZE

Kızlarım, Tuğba Hilal ve Merve GökçenSabah erkenden, öpükcükleriyle uyandırıyorlarDinlemiyorlar, geçersiz, bulduğum bütün gerekçemBabalarını, yani beni, Bayram Nazmına uğurluyorlar.

Al küheylan doğan arabam, ısıtıyor içimiŞahlanıyor, basar basmaz gazına…Aceleyle aldığım abdestle unutuyorum niçiniKulak kabartıyorum, Müftünün vaazına

Ulu Cami taş çıkartır, bizim oradakilerin çoğunaYazılar, çiniler, derken, gözüm takılıyor, ürperiyorumİnsan gelirken veda etmeli çoluğuna, çocuğunaTavana bağlı zincir kırılmıyor diye şükrediyorum.

Başımın üstünde kocaman bir avizeSanki bir düşersem üstüne der gibiBir düşecek olsa! ölmemem olur, tam bir mucize,Mavi gökyüzü ve yıldızlar, ya biz der gibi.

Ezan okunuyor müftü susuyorÇok büyüksün Allahım! sana inanmayanlar deli! ...Altımızda Mağma, üstümüzde yıldızlar ateş kusuyor,Yok ediverir bizi Allahım, rüzgarın çoğu, Yağmurun seli.

Rahmansın, Rahimsin, Kerimsin, Bir’sin Allahsın!Peygamberimiz Muhammet Mustafa, Kurandır kitabımız…Kul hakkıyla gelme, affederim diyen Allahsın!Her şeye rağmen, tövbemizi duyansın böyledir imanımız.

Adanalı Yorgun Yağmur bir tek, sana eğilir ve secde eder,Şahit olsun başımın üstünde ışık saçan avize…Allahım! Sen olmazsan bu acizler kime, nereye giderBu günakâr kullarına sırat da ancak sen verebilirsin vize.

Gediz, 30.09.08 Adanalı Yorgun Yağmur

Nebi Ünler



Avşar Değilsem de Yoldaşım Olur

Memleketim Kozan Adana ilimAvşar değilsem de Yoldaşım olurToroslar bizimdir Türkçedir dilimAvşar değilsem de yoldaşım olur

Zıba Dede Arap Gani OğluymuşBizi davet eden KozanoğluymuşSülalemde gazi şehit doluymuşAvşar değilsem de yoldaşım olur

Çukurağ* kışları Yazın ToroslarDostlukla düzelmiş bütün yokuşlarKozan'da aynıdır bütün nakışlarAvşar değilsem de yoldaşım olur

Dedem Türk'tü Babam Türk'tü ben Türk'ümErmeniye öfke doludur TürkümDört emmim can vermiş helaldir TürkümAvşar değilsem de yoldaşım olur.

Babam Koca Dede on çocuğu varSeksensekiz Nisan dünya geldi dar'Allah Allah' derdi aradığı yarAvşar değilsem de yoldaşım olur.

Karacoğlan Dadaloğlu pirimizFermanlara isyan eder ser'imizTürk'lük kanımızda Türk'tür derimizAvşar değilsem de yoldaşım olur.


* Çukurovaya kısaca 'çukurağ' derdi rahmetli babam

Nebi Ünler



Ayşe'm, Ayşe'm, Ayşe'm

AYŞE'M, AYŞE'M, AYŞE'M

Rüyalarımda, hayallerimde senAteşinle yanmak istiyorum benSende kaybolurum seni yaşarken

Ayşe'm, Ayşe'm, Ayşe'm ne olursun gelArzular şelale, buselerim sel.

Saçın tel tel, sarıl diyorsun gülümSenin o gülüşün büyük ödülümAslı gibi yakta savrulsun külüm


Saatimin zili böler uykumuGece ezberledi sana tutkumuGeleceğim deyip, dağıt kuşkumu


Pencerene vuran damla olayımİstermisin, sararıp da solayımSevdiğim kapında kulun olayım

Ayşe'm, Ayşe'm, Ayşe'm ne olursun gelArzulalar şelale, buselerim sel.

İmkansız tanımam senden başka yarAzmim karşısında yol olur dağlarHaydi bir kez söyle sar sevdiğim sar


Yılgın Yağmur Yeşil gözlere vurgunSana gelen yolda olamam yorgunKapında ölürüm olursa sorgum


Adana, 03.10.06 - 05.57. Nebi Ünler Yağmur

Nebi Ünler



Azer

AZER(1983 Temmuz-Ağustus günlerinden biriydi...)

Yolumuz düştü de serhat ilineKars kalesi bana güzel göründüRastladım çarşıda öyle birineHayal değil bana Azer göründü

İki belik belde sandım sarmaşıkGörür görmez oldum bu kıza aşıkTezek kokusuna takmaz alışıkMelek değil bana Azer göründü

Esmer balık eti gözleri karaGönül diyor takıl evini araGülünce bin yiğit girer mezaraKarsın en güzeli Azer göründü

Adana yanarmış bana ne yansınBak yüzüme gülüm yüreğim kansınBundan sonra benim canım da cansınLeyla'ya bakamam Azer göründü

Yağmur'u bağladın kendine AzerAklımda fikrimde hep Azer gezerSandım ki bu maral aşkımı sezerGam yemem ölsemde Azer göründü

Adana, 17.01.07 - 01.45 - N.Ü. Yağmur

Nebi Ünler

Nebi Ünler



Baba Bugün

BABA BUGÜN(Uzun Hava-Türkü gibi okunmalı)

Baba Bugün, efkârım var, har'ım varDertli baş'a taze yağmış kar'ım varDeli gönlüm senden, ahı-zar'ım var........ Sağıma, soluma, dönemez oldum........ Baba! Gamzelimi, göremez oldum.

Uykusuz geceler, dumanlı başımGözlerim kanlandı, kurumaz yaşımBabamın yanında, olmasın taşım......... Açın çukurumu, duramaz oldum........ Baba sevdiğimi, bulamaz oldum.

Yağmur'um yağarım, bir yanar dağaGayrı giremiyom kapalı bağaO ceylan düşürdü çözülmez ağa........ Ala gözlerini silemez oldum........ Ölsem mi, kalsam mı bilemez oldum.


Nebi Ünler



Baba Sultan

BABA SULTAN(NİÇİNÜY Bu Kaçış Niye?)

Şafak sökerken, saba makamı ezanCıvıldayan kuşlar! Seyhan'ın kenarında,Söğüt dalları ve sazlardır rüzgarda hışırdayanŞu garip oğlunu duyarda! dönermi mezarındaAcaba! ... rahmetli babam...!

Her sabah, ufuk aydınlanırkenBir sigara daha yakarımBaraj Yolunda Turuncu otobüsle Balcalı'ya dönerkenKalp Hastanesi karşısında yoğunlaşır efkârım'Kalp Hastanesinde inen varmı' diye bağırır muavinGözlerim dolar, dudaklarımı ısırırım, bu kış da bekarım!Galiba! .. Duaların boşunaymış, canım babam...!

Sevgi Adasına bakarım camdan,Bomboş görünür, çevresinde bir kaçtane kayıkCEAŞ' da iner lise öğrencileri, önden, arkadanSeyhan Baraj Gölü çırpınır, hıçkıran yüreğim gibi,Hep nemlidir gözlerim, NİÇİYÜN' e değilmişim layıkBalcalı Hastanesinde otobüs boşalırİnerim gölün yamacında, silerim gözlerimiYanıyorum! canım yanıyor, çok büyük bu acım, babam.

Bağladı, elimi, belimi, dilimi, gözbebeğimiSon gelinin, Diğer Yarım,Keler Dağlım,Ne mazi, ne bugün, ne de yarın, umuttur banaHey uzaktaki, bana uzak olan! gör, kocabebeğiniNe Rakı, ne bira, ne şarap nede sigara ve AdanaTat vermiyor, bilakis sızlatıyor burnumun direğiniKucağına, yatırsalar, örtseler üzerimi, toprağınla...Bağrına basarmısın beni, kucağına alırmısın babam.

Adana, 25.12.07 -23.28 Yılgın Yağmur

Nebi Ünler



Babam

BABAM

Herkesin babası, siyah saçlıydıSeninse sakalın beyaz dı babamArap ganilerin sırrı saklıydıAllah Allah sende avazdı babam

Beş yeğenim vardı, büyüktü bendenSekiz bacı, gardaş, kıskandım sendenDaima kalkardın, sabah erkendenAllahım çok şükür, niyazdı babam

Verme derdin, evlat! acısı Allah!Uyur uyanırdın dilinde AllahMisafir gelince, çok şükür AllahBulamaç çorbası cevaz dı babam

Delisi garibi, gelirdi eveİstemezdin evlat acısı vereDerdim ki, devleri düşürür yereAnama küsüşün ayazdı babam

Bir başka severdin küçük bacımıEkrem abim dindirirdi acınıHalil abim asi evlat tacınıHiç bitmeyen sabrın ivazdı babam

Oğlun Nebi çok özlüyor bilesinAysel'im gelsin de sende göresinÜç İhlas, fatiha, amin diyesinYağmur’a öğüdün, namazdı babam.

Adana, 24.05.07- Yılgın Yağmur

Nebi Ünler



Babam Ve...

BABAM VE...

Babamdı, canımdı, ciğerimdi! Babamdı benim,Ağlarken avaz avaz çığlığımdı, şimdi de sessiz çığlığım.Babaaaaa! En küçük oğlundum. Babam tosunundum seninAnnacımda... hayalinle aydınlanır, bahtımdaki karanlığım.

Vicdanımsın, hicranımsın, sığınamsın, babamsın!Ezikliğimin, sinmişliğimin, sahipsizliğimin limanı...

Sisler arasındadır çocukluğum, gençliğimElimde karnem! Hepsi orta bitane de iyim var!Nebi’m kuzum! Afferin oğlum… hiç pekiyi göremedi…

Ah Ulan Ahhh! Nisan geldiğinde yeşerirdi bağlarİçimizde bir şeyler, daha da fazla hoplatırdı, zıplatırdıHırsızlıktan saymazdık komşuların meyvelerini, sebzeleriniAra sıra evimize gelen şikayetler, yada yakalandığımızda,Lüzumsuzdu, anlamsızdı, yediğimiz dayaklar bize göre.

Ah Ahhh! Çay’ da balıklar gibiydik! Öğretmenden sıra dayağıİlyas’ın, Cahit hocadan yediğine çok güleriz, anlatırken halâ…Gülseren hiç korkmamıştı, Yunus hocaya diklenirkenDudağımda tebessümümle dalıveririm düş denizimeEllerime iniverir ardı ardına Şaziye hocamın cetveliMediha, Hamide,Dürdane ve diğer kızlar, bacımızdı buydu töre.

Bastonuna yaslanırda söverdi, ardımızdan İncik VeliAğzıbüyük Hasan, bir başka anlatırdı askerlik anılarınıBallandırırdı Memmed Ali, güldürürdü Keriz HasanAşağı mahallede, Durmuş yakalarsa döverdi biz küçükleriMutluydum, mutluyduk! ... Söyleyin kim büyüttü bizi ulannnnn!

Yılgın değildi Yağmur, kıpır kıpırdı ağaçlara tırmanırkenOkul bittiğinde dağlar, taşlar, çaylar, her şey bizimdi.Kulağımda Allah Allah! sesi babamın, çoooookkk yalnızım çok.

Ne yazık ki sen yaşayamayacaksın Yağmur Orkun'umBabanın o altından daha da değerli çocukluğunu.Al şu parayı markete git! ... kARNEni sonra okurum.

Babam ve... anılar! Yaylalar çocukluğum, gençliğim...Ahhh! birdaha gelmeyecek geçmişim Ah!Oğlum canım oğlum, Karneni okuyamayacağım galiba!

Gediz, 23.01.09 Y.Yağmur

Nebi Ünler



Babandı İşte

BABANDI İŞTE! ...(Yasemin Çağla Bacıma...)

Kocaman kocamandı elleriYavruları için dünyayı avuçlayanEkmek kazanmak için aşardı engelleriDışardaki devleri bir bir tuşlayanVakur ve sessizdi, kederde ve her türlü sevinçteDuygularını evine asla yansıtmayanO adam var ya o adamBabandı işte.

O varken huzurluydu, güvenliydi evinizYokluğunda telaş, tedirginlik vardı hepTenbihlerdi; birbirinizi sevinizElinde cigara,tesbih başında kepHer derdinize, her zaman bir çare bulanO adam var ya o adamBabandı işte.

O varken erişemez kötülükEmniyettesin, göğsünde eritir şeriHanenin temel direği, odurHiç bir şey dolduramaz yokluğunuAğarmış saçında yıllarınKırçıl sakalında sakladığı kahırlarınİzleri gizlenirAcı tebessümündeÇökertilen omuzunun yüküOnun dilinde tecrübedirHem en çok korktuğun,Hem en çok güvendiğinO adam varya o adamBabandı işte...


Nebi Ünler



Babası Var Nolacak

BABASI VAR NOLACAK

Sıkma canını Yasan,Boştur vesvesen tasanYağmur Orkun’um aslaOlmaz! Asla kin kusan.

Büyük adam olacakGönüllere dolacakOlmayacak şaklabanBabası var nolacak.

Diyecek birilerisevecek dirileriBelki Doğu TürkistanKurtarır esirleri.

Adana miras onaUlaşsın mutlu sonaArap Gani soyundanBaşına taçlar kona.

Nefsin yaka isterimUmut dolu hislerimSevdanın yollarındanOğlum kansın düşlerim.

Sağlam bassın ayağınAllah olsun dayağınVaz geçme Allahındanİman olsun koyağın.

Babam vardı nolacakBaban vardı nolacakGeçeceğiz bu handanÇaban, 'vardı' olacak.

Yılgın Yağmur bir babaOğlum olma hiç kabaUmut taşsın bağrındanDenmesin; O acaba! ...


Nebi Ünler



Bad-ı Sabah

BAD-I SABAH

Bad-ı Sabah benim için yorulmaBen başımı taştan taşa çarparım…Deli gönlüm yar katında sorulmaBen başımı taştan taşa çarparım.

Gediz çayı neden kuru yatağınKurbanıyım sevda denen batağınEla gözlerinde BİTMİŞ, atağımBen başımı taştan taşa çarparım.

Muratdağı duman çöker başınaDayanamam yarin çatık kaşınaZincirle bağlandım sabır taşınaBen başımı taştan taşa çarparım.

Ağdağ'ın başında, yanar bir ışıkGülmeyi unutur, divane aşıkSevdiğim mademki işler karışıkBen başımı taştan taşa çarparım

Mızraklı'ya sürüsünler leşimiEvliya tepesi, ÇUKUR seçimiYorgun Yağmur kim bulmuş ki eşiniBen başımı taştan taşa çarparım.


Nebi Ünler



Bad-ı Sabah Yorgun Yağmur Bekler De!

BAD-I SABAH YORGUN YAĞMUR BEKLER DE!(Yıldar Çınar Ustanın Ruhu Şad OLsun)

Bad-ı Sabah selamımı al götür,Kim diye sorarsa, deme adımı...Saldığım selamı bana al getirKim diye sorarsa deme adımı.

Bad-ı Sabah dağıt yarin saçını,Neden derse, sakın bir şey söyleme...Bir dokun, çatarsa sana kaşınıSelamımı sakın orda eyleme.

Bad-ı Sabah Yorgun Yağmur bekler de!Özledim demesse, çabuk dön geri...Adanalı hasretinden tekler de!Bende çok demezse, kalbim al geri.Unuttuysa beni söndür feneri...

Gediz, 22.10.08 - 01.54 Yorgun Yağmur

Nebi Ünler



Bağdat Kapalıdır Geçmeyin Turnam

BAĞDAT KAPALIDIR GEÇMEYİN TURNAM

Adanaya uğramadan geçmeyinKanayan yaramı deşmeyin TurnamSakının Bağdat'dan su da içmeyinKatil Conileri görmeyin Turnam

Halep, Şam üzeri, yahudi gezerAntep'in üstüne depolar düşerOrtadoğu hepten, hayata küserBağdat kapalıdır geçmeyin Turnam

Lübnan'da Mehmetçik, nöbet tutuyorİsrail'in oğlu tuzak kuruyorArap oğulları derin uyuyorKerkük'ün suyundan içmeyin Turnam

Barzani denilen alık şımarmışArkasında güçlü dayısı varmışKara yılan iti her gün havlarmışTalabani zehrin seçmeyin Turnam

İyisi mi uzak geçin beladanOrtadoğu bıktı, mahsun seladanLadin denen uğru çıkmış heladanYeryüzüne yakın geçmeyin Turnam

Ankara'dan haber gelmez bilirimOna nasıl sitem edebilirimDiyordu aniden gelebilirimSorup da kanımı içmeyin Turnam

Yetim Yağmur der ki, Afrika nereSiyah insan ölür günde kaç kereOkyanus ötesi katil kefereTürk'ün yarasını deşmeyin Turnam.


Nebi Ünler



Bahçıvan

Güller içindeBir bahçıvanım benİmreniyor kıskanıyor beniBütün bülbüller.Bu güller benim değilBenim değil bu bahçeGörmüyor duymuyorumHissetmiyorum hiçbir şeyDelinmez zırhla kapladımYüreğimiSabahtan akşamaBinlerce defa tekrarlıyorumŞaşırıp da yakma kendiniYağmur senin olamazBu gonca güller.


Nebi Ünler



Bahtiyar

BAHTİYAR

Adım bahtiyar dersem inanma yalanHiçbir zaman ben bahtiyar olmadım...Bir zayıf anımda kaçsa ağzımdanHiçbir zaman ben bahtiyar olmadım.

Hep başkası oldum, ben olamadım,Kendimi arayıp, hiç bulamadım,Kapıldım sellere, tutunamadım,Hiçbir zaman ben bahtiyar olmadım.

Ülkücüydüm artık ülküm kalmadıDevrimlerim için gücüm kalmadıSevdiğim bir defa selam salmadıHiçbir zaman ben bahtiyar olmadım.

Pişmek istedim de yakmadı ateş,Bir yudum su bile olmazmış beleş,Köroğlu masalmış olamam “Keleş”Hiçbir zaman ben bahtiyar olmadım.

Yanar Anadolu’m sönmeden yanar,Nemrut bir değil ki, insanlık yanar,Oğuz torunları yandıkça yanar,Hiçbir zaman ben bahtiyar olmadım.

Çalana kızmazdım ülkede kalsa,Bir yiğit başbakan kellemi vursa,Gam yemezdim ülkem bayındır olsaHiçbir zaman ben bahtiyar olmadım.

Kaybettim kendimi olmadı bulan,Anladım bu hayat yalanmış yalanİlk önce anamdı sırtımdan vuranHiçbir zaman ben bahtiyar olmadım.

Yağmur olsam dedim yakışmadı hiç,Bir seven aradım sevilmedim hiç,Anam bile diyor Yılgınım bir hiçHiçbir zaman ben bahtiyar olmadım.


Nebi Ünler



Balcalı'da Bir Sabah

Balcalı'da öğrencilerSeyhan Baraj gölüBalıkçılar ağlarını topluyorKarabataklar ve martılarHastanenin önünde, koşanlar, koşturanlarHerkese Günaydın,VeHayırlı sabahlar

Balcalı'da bir SabahTuruncu otobüsdenİniyor Yılgın Yağmur.Adana'da bahar varMasmavi bir gökyüzüPırıl pırıl bir güneşBankaların önünde kuyruklarMaaşlarını çekiyorCepleri boş memurlar.Oturuyorum masama, açıyorum, bilgisayarımda bir müzikKayboluyorum işimin rutinliğindeİşimle avunuyorum,Sevdalarımı,Gelmeyen tayin yazımı,Yetmeyen maaşımı, azalmayan borçlarımıUnutuyorumGazete okumuyor, televizyon seyretmiyorRadyo dinlemiyorumKahrolsun ülkemi bu hale getirenlerÜlkeyi yönetenler.....Keyfinize bakın siz,U murunuzdamıyız biz...Sabah sabah,Ankara'ya sallamamak için.Öfkemi, isyanımı uyutup, yutkunuyorum.Günaydın diyenlereAcı, acı...Gülümsüyorum.

Adana, 16.04.07 Nebi Ünler (Yılgın Yağmur)

Nebi Ünler



Balcalı

BALCALI(Kadriye Ablamın Ardından)

Balcalı yoğun bakımBurda ölüm çok yakınHastayı görmek yasakCamlar ardından bakın.

Tek umut doktorlardaYatılır yataklardaHelalleşmek zamanıÇürünür topraklarda.

Kimi kalp, kimi ciğerDiyorlar bu da giderİğne,serom, ilaçlarDerman değilmiş meğer.

Kesilmiş kısmetimizNefessiz ciğerimizİflah etmiyor dertlerBol gelir kefenimizHazırdır kefenimiz.

Bir göz kalmış tanıdıkŞuuruna şaşırdık'Hoş geldin, hani babam'Dışarı çıkarıldık.

Yatanlar deri, kemikUyunmuyor üstelikDedi; 'Hatice'm gelsin'İkimizde titredik.

Umut dil de hep, yalanBekleniyor can alanToprak bağrını açmışBir kaç nefesdir kalan

Ölüm hak, bitti vadeEcel içilen badeKalacak hatıralarYok isimden ziyade

Yılgın Yağmur son vedaKalacaktır bir sedaGüle güle git ablamOkunuyor bak sela.

Adana, 23.05.2004 Balcalı Tıp Fakültesi Hastanesi)

Yılgın Yağmur



Nebi Ünler



Balcalı Görünmez Olmuş

BALCALI GÖRÜNMEZ OLMUŞ

Bir duman bürümüş gölün üstünüArdında! Balcalı, görünmez olmuşAdımız silinir, bir kez küstümüSevdanın kıymeti bilinmez olmuş

Düşünce anladım düşen haliniDiyorlar kendin bul! yolu, taliniDuymuyarlar benim, asla yanimiDüşenin elinden tutulmaz olmuş

On adım ötesi, görünmez pus'danBelamı bulmuşum meçhul hususdanTutukludur dilim ebedi sus danİmdat feryadımız, duyulmaz olmuş

Yılgın Yağmur boşver, Ankara duymazGaribin sevdası, asıra uymazGeberirsen geber, kulağı duymazAşkın kuralına, uyulmaz olmuş.


Nebi Ünler



Bana İstanbul'u Anlat Canım

BANA İSTANBULU ANLAT CANIM

MademkiA.... ’i anlatmıyorsun,Öyleyse;Bana İstanbul’u anlat canım...Ben İstanbul’u hiç görmedim,Kitaplarda, Gazetelerde okudum.Sinemalarda, televizyonlarda gördümŞiirlerde, türkülerde, şarkılardaBir de İstanbul’uGörenlerden dinledim.Toprağı altın şehirBoğaziçi köprülerKızkulesiGalata, Beşiktaş, Fener, Eyüp, SarıyerÜsküdar’a gideriken bulunan mendilAdala sahillerinde beklenen sevgililerKapatıp gözlerimi istanbulu dinlemelerMaalesef hiç görmedim benHaydiBana İstanbul’u anlat canım.

Yeterkiİstanbul’dan bahset birazBen anlarımKapatır gözlerimi gezerim yedi tepeli şehriUmursamam pisliğiniGörmezden gelirim batakhaneleriniNe varsa yeryüzünde güzel olanMutlaka İstanbul’ da olmalıSen de güzel olmalısın be CanımTıpkı İstanbul gibi…İki kıtanın yegâne köprüsüAsla olamazÇirkinliğin türküsüYağmur'a İstanbul'u anlatİstanbul'a doyur yağmur'u

Adana, 17.03.06 - 11.30 N.Ünler Yağmur

Nebi Ünler



Barak Kızı Senden Bana Gel Olsun

BARAK KIZI SENDEN BANA 'GEL' OLSUN

Aman, aman barak kızı çıkmış akdumanlı dağlaraAman, aman barak kızı girmiş mor sümbüllü bağlaraAman, aman barak kızı ermiş gül kokulu çağlara..............................................Arap atım tökezledi ben düştüm..............................................Barak Kızı yüreğime sen düştün

Aman, aman Harşit Çayı bir ceylanın uğrağıAman, aman kim sever ki, sarı solgun yaprağıAman, aman yar koklarmı beni saran toprağı............................................. Barak kızı Binboğa’lar serinmi?..............................................Mendilimde kokan senin terinmi?

Aman, aman Barak kızı Adana’ya in gayrıAman, aman Barak kızdan yaşayamam ben ayrıAman, aman Hasretin düşürdü Yağmur’u sayrı.............................................Barak Kızı Çukurova şen olsun!.............................................Barak kızı senden bana gel olsun.

BARAK KIZI SEVDAN BANA BEL OLSUNYORGUN YAĞMUR TOROSLARDA YEL OLSUN.

Gediz, 19.09.08 – 12.36 Adanalı Yağmur

Nebi Ünler



Bastım Erik Kurusu

Kavuşmaya umudum yok doğrusuBir ben varım şu Gediz’in çulsuzuYüreğime bastım erik kurusu

Kuruyup sertleşti bıçak girmiyorDeli gönül korku nedir bilmiyor

Yıldızlar çok uzak, dağlar konuşmazYırtınsam da sesim yare ulaşmazAdana’ya gitsem benle buluşmaz

Karşılıksız sevdim kıymet vermiyorBen yare vurgunum o hiç sevmiyor

Yağmur gurbetlerde sararıp solduAyrılık acısı sineme dolduYıkıldı hayalim umut yok oldu

Muhabbet okumuz yare değmiyorYanıyorum zalim bir su vermiyor.

Gediz, 17.04.01 – 04.05 Nebi Ünler Yağmur

Nebi Ünler



Başbuğum Vardı

BAŞBUĞUM VARDI(Yavuz Bal Gardaşıma)

Dört Ekim akşamıİsmail Aksoy gardaşımı gördümTam yirmisekiz yıl sonraBir daha, bir daha binlerce kerre daha öldüm!Bir ölürüz, bin diriliriz şimdi unutulmuş palavra'mıymış acaba! ! !

Simsiyah saçların ağarmış gardaşOn iki yıl yattığın mahpuslukmuAğarttı ve tüygibi inceltti o gür saçınıGördüğün vefasızlıklar,İhanetlermi,Yoksa?

Bir şeyler olmalı BAŞBUĞUM!Bir şeyler eksik olmalı,Mirasına konanlarda!Ozan Arif bile'Sevdamı verin' diyorsa.Böylemiydik gardaş, böylemiydik bizBir zamanlar,Başbuğum vardı.

Affedilip, dağda çatışırken, ölenlerin!Sorgusu sorulmuyor birilerineDüşünüyorum cezası biten Ağca'nınÇatlı'yı sahiplenmekten başkaKırcı'nın suçu ne?Eski ülkücü olmaktan başka.Ada verdik besliyoruz katil başınıHapislerde yatırdıkŞahin'leri, Eken'leriDilimize dolayıp pişman ettikOnlar görevini yaptılar diyenleri!Rahşan sevdi,Tayyip memnun,Övgüyle yadediyorlar ülkücüleri.

Ne diyeyimNe diyebilirim ki, kendimden başkalarına,Zamanında yanlış tanımışızBu büyük abileri...'Esir Türklere İstiklal' vardı!'Milliyetçi Türkiye''Milli Devlet Güçlü İktidar''Kanımız Aksada, Zafer İslamın''Turan'Tüylerimi diken diken eden,Heyecanlandırıp, beni Bozkurtlaştıran



Neler... daha neler vardı.

Ahhhhh İsmail gardaşım AhhhhhYetim Yağmur'un bir zamanlarUğrunda seve seve öleceği,Başbuğu vardı...Şimdi, sadece;Kısık sesle, içimden söylediğim,'Estergon Kalesi, Akma Tuna Akma'Türküleri kaldı.

Adana, 07.10.07 - 03.52 Yetim Yağmur

Nebi Ünler



Batı

BATI(Feyzi Kanra'nın 'Neden Batı Bizden Rahat'ına...)

Dili ne? Dini ne?Karışmıyorlar hiç kimseninBulaşmıyorlar saltanat kinineŞekline takılmıyorlar elbisenin.

Aza alıp, çoka satıyorlarİmkan veriyorlar beyine...Üç beş dolar, biraz aferin atıyorlarGeri kalmışların satılık bey'ine

Varsa ticaret yoksa ticaretTeferruattır gerisi batılı için...Mankurtlardan, kölelerden ibaretBatılının izi... sorulmaz niçin? ..

Yağmur'un hükmü şu;Kemik başında birliktir batı....Onlara uşaklık kocabaşlarımızın arzusuEntellerimiz sanki onlarını dolap atı.


Nebi Ünler



Bayırgülü

BAYIRGÜLÜ

Diyorum; Ulaşılmaz?Diyorlar; Bayırgülü...Sevdamla kuşatılmazO güzel Bayırgülü.

Gözlerinde gördüğüm,Beklentiler düğümü...Yetmeli süründüğümSensin sevda çözümü.

Kalmasın tuzaklardaDüşmesin Bayırgülü...Yaşasın uzaklarda...Tek düşüm Bayırgülü

Belki çok seveceksinGörebilsen gözümü...Kozan'lım diyeceksinBilebilsen özümü.

Mutsuzluğu tatmasın...Hep gülsün BayırgülüDikenler kanatmasın.Yürüsün Bayırgülü.

Gaziantep yolundaKanadımı kırarlar...Gezinemem kolundaÜmüğümü sıkarlar.

Dertler derde karıştıSevemem Bayırgülü.Yaş elli'yle yarıştıHoşça kal Bayırgülü.

Emeklilik kapıdaKalemim kırılacak...Beden denen yapıdaGönülde yorulacak.

Yılgın Yağmur alıştıAğlamaz, Bayırgülü...Bir anlık yakarıştıUzak dur Bayırgülü.


Nebi Ünler



Baykuş

BAYKUŞ(Tülay Bilgin Şaire'ye)

Tek suçu gecelerinPerdesini pençelemekIssız, tenha köşelerinTürküsünü hecelemek

Ne halt varsa, insan ederSevinç-hüzün, neşe-kederHer yol kabristana giderBaykuş'un ki yücelemek

Yılgın Yağmur en masum kuşHayat, iniş, düz ve yokuşNeylesin garibim BaykuşKaderidir, gecelemek.


Nebi Ünler



Bayram Geliyor Babam

BAYRAM GELİYOR BABAM

Hani balkondanDonuk gözlerle seyrediyordunKâmil ile benim kurbanlığın derisiniYüzerken ki rezilliğimizi,Hiç konuşmadan.İşte yineBayram geliyor babamİki yıldır Adana'dayımTorunların gelmediler, gelmeyeceklerDört gün sonra bayram.Telefonumu kapatıp evden hiç çıkmamıştım geçen yılkahrediyorum kendimeHiç kimseyle meselem yok benimBenim derdim kendimle babam.

Sen yoksun!Gene, yüreğim burulacakSeni arayacağım,Babam diye için için yanacağımCanım Babam.Kurban da kesemiyorum bu bayram.Çok para getir diyor,Torunun, Yağmur Orkun!Yani benim oğlan.Kalmamışken cebimde,Cebimde yol param.

Birlik olmayınca dirlik olmuyorToparlayamadım bir türlüSersefilim, perişanım'kendim ettim, kendim buldum'Adana da bir başıma,Yapayalnızım, yoktur karışan.Ben böyle sultanlığın içine tükereyimne doğru dürüst yiyebiliyor,ne içebiliyorne de gezebiliyorum.Memleket güllük güllüstanlıkÖyle diyor bakanlar, başbakanve yağcıları...Güvenecek muhalefet yok karşısında ampülünBaykal ve bahçeli sebebidir,sorumlularıdır bence Millete çektirilenBu zulümün.

Neymiş efendim, bunlar daha iyi yaparmışAmerikayla, avrupaylaİMF ile anlaşmaları.Ehveni şer diye kullanılıyor oylarHalinden memnun olanı göremedim



Şul ülkede yaşayan.

Kurban bayramı geldi yineFarza uymayanlar, el gördülük olarakVacip diye kesecekler kurban.her eve birazcık et girecekSenede bir gün et yiyecek gariban.Yılgın Yağmur kesemiyorPavyon kapatmıyor! yatı, katı, arabası yokMaaşını da savurmuyor sokak da,Anlamadım gitti neden?Neden kalmıyor cebimde param.Dayımız, emmimiz, elimizden tutanımız yokBu kadar cefasını çekmemeliydikKahırlanmamalıydık,Mutsuz olmamalıydık, bu ülkede yaşamakdanDört gün sonra bayram diyorlar amaYine uğramayacak gönüllerimize,Mübarek Bayram.


Nebi Ünler



Bayram Sabahı

BAYRAM SABAHI(Ayhan Işın Dostuma)

Alıp götürdün beniÇoktandır unuttuğum bayram sabahlarınaGünler önceden başlayanBayram hazırlığıTemizlenen evlerve koşuşturmalarınaArefe günü yediğimizKomşu teyzelerin karevişlerini yeniden yedimyeniden dağıttım tabak tabakanamın pişirdiği lokmalarıarkadaşlarıma.Yoksulduk ama zengindi gönlümüzMutluydukHatır vardı. Vefa vardı. Sadâkat vardı.Şimdi bile hissediyorumBaşımı, Sırtımı okşayanÇoktan toprak olmuş, o ellerin sıcaklığnıBir başka güzeldi biz çocuklarınŞeker bayramı...Okuyurken yazını. Buğulandı gözleimMazinin en dibinde kalanŞekerli mendilimAcı bir tebessümdür artık o çocukluğumNe acı bir daha asla gelmeyecek geriO nurluBayran sabahı

Kozan'a giden arkadaşlarımBallandıra ballandıra anlatırlardıKoca Caminin önünde şeker hatta para dağıtanlarıSonra mezarlık hatıralarıKırmızı şekerlerle terlerdi, yapış yapış olurdu ellerimizMevsimine göre meyvelerBir başka severdi emmiler, dayılarBibiler, teyzeler, aggalarAbiler, ablalarAffedilirdi yaptığımız yaramazlıklarBir daha kırma, bir daha yapma denilerekKüsler barışırdıZiyarete gelirdi dışardakilerUzaktakiler, arkadaşlarımız dönerdi hepCıvıl cıvıl, kıpı kıpırdık. Çılgınlar gibi eğlenirdik bütün çocuklarHayırlı bayramlar dilerim herkese bayramı kutlu olsun tüm insanlarınAaaaaah be dostYılgın Yağmur'u döndürdün yine çocukluk günlerineBir başka güzeldiBir başka beklenirdi oBayram Sabahı



Adana, 21.10.06 - Nebi Ünler-Yılgın Yağmur

Nebi Ünler



bEBEK vURRRRR

BEBEK VURRRRRRR

Saddam da aradığınız atom bombasıFilistinlilerin cebinde olabilir! ...Camilerin, hastaneler, okullar en etkili silahVur İsrail vur!Bayram da vur, Yılbaşında vurRencide et çiğne gururunu İslamınArkandadır kafeslediğin Kızıl derili katilleri AmerikaVeAvrupalı Caniler.SENİ VURACAKLAR GELENE KADARCAMİ VUR, OKUL VUR, HASTANE VUR, bebek vur... bebek vurrrrrrr

Adanasız, 07.01.2009 15:25 Y.YAĞMUR

Nebi Ünler



Bekir Urfalı'nın 'Küser Çocuk' una

'Muştular getirecek yarından ebabillerGam yeme bu mazlumluk gün gelir geçer çocuk.' Bekir Urfalı

bu diziyi okuduğumda yüreğimden aşağıya şöyle döküldü

BEKİR URFALI 'nın KÜSER ÇOCUK'una

Kocabaşlar debreşir, ferman üstüne fermanUmutsuzluk nehrine düşer de küser çocuk

Yaratan kullarına, elbet vermiştir dermanDemokrasi mutlaka çiçeğin açar çocuk.

Hakikat elbet bir gün, ışığını saçıyor!Kim saklarsa saklasın, kâğıda düşer çocuk.

Firavun'dan daha mı, güçlüdür sanki bunlarMazlumun çığlığına, Mevlası koşar çocuk.

Putların dalkavuğu, Neyleyecek MUSA'ya?Deniz bile masumun, yolunu açar çocuk.

Yılma inkarcılardan, Mevla hep güzel eylerSabır taşı olanlar, sıratı geçer çocuk.

Cehil, Leheb nerede? Muhammed, Kuran galipKerbela'nın acısı, yürekler deşer çocuk.

Yılgın Yağmur yıkılmaz, Darvin ne derse desinMaymunluk, maymunların, insanı seçer çocuk.


Nebi Ünler



Ben Ali'yi Severim Dost

BEN ALİ'Yİ SEVERİM DOST

Zülfikardır keskin kılıçBen Ali'yi Severim DostHak, Adalet, Ali, kılıçBen Ali'yi severim Dost

Düldül ile bir haykırışOlmaz Ali'de yıkılışHak uğrunda her çırpınışBen Ali'yi severim Dost

Çocuk Ali Yiğit AliVelilerin Piri AliCanım kurban olsun AliBen Ali'yi severim Dost

Hasan, Hüseyin AtasıOlmadı Asla hatasıYezit'mi o, yüz karasıBen Ali'yi severim Dost

Ayağına turap olsamAli, Ali diye solsamAh Ali de bir kaybolsamBen Ali'yi severim Dost

Meydanlarda hep AslandıDaima Hakka yaslandıGönül Ali'siz pasalandıBen Ali'yi severim Dost

Amca oğlu kutlu damatOna da kıydılar heyhatGörmedi yaşarken rahatBen Ali'yi severim Dost

Fatıma'nın evdeşirPeygamberin kardeşirYağmur'a us güneşidirBen Ali'yi Severim Dost

Adana,10.12.06 -23.40 N.Ü.Yağmur

Nebi Ünler



Ben Güneşi Sevdim

BEN GÜNEŞİ SEVDİM

Güneş yakarkenBir sigara yaktı YağmurElinden çapasını bırakıpBaktı güneş den yanaBakacağım kör etsende gözlerimiBakacağım sana ulanAğa doğmadım, bey olamadımŞu yüreğim dünyadan büyükYıldızlar kadar hayallerimBir gün mutlaka sana geleceğimSana geleceğim benİster yak, ister aydınlat, pişir istersen.Kapılar, yollar, köprüler, dağlarSana gelen Zümrüdüanka olmasadaGelmek kararındayımUmurumda değil Ay, başka YıldızlarBen seni sevdim GüneşBen Güneşi SevdimSensiz yaşayamaz YağmurYağmursuz Güneş daha parlaktırBilirim.Gönül bu SEVDİM.


Nebi Ünler



Ben Kim Oluyorum Ayhan Dost

BEN KİM OLUYORUM AYHAN DOST

Diyorum ya bu lav, püskürmeleriGözlerimden damlar kağıda düşerİçimde ki arslan kükremeleriVolkanlar patlayıp kâğıda düşer

Sonra derim, dostlar alsın payınıHepsi bende birer kahır sayımıOkuyucum kutsal bekler sayınıHislerim uçuşup kâğıda düşer

Gözağrımdır benim antoloji comKaydet butonunda sahipliğim sonOku da gardaşım, mirasıma konRuhum eriyipde kâğıda düşer

Karşılık beklemem ödül istememTenkit yapmış diye öfke beslememEdepdir hayadır gizli besmelemHayatım küçülüp kâğıda düşer

Gayrı dokunamam şiirlerimeAlamam satamam birilerineYağmur dan damladır gönüllerineGönlüm buharlaşıp kâğıda düşer.

Adana, 12.11.06 - 13.54 N.Ü.Yağmur

Nebi Ünler



Ben Küserim Yağmur'a

BEN KÜSERİM YAĞMUR'A

Güneşimdin bahtıma, inat edip doğmadınSenin küsmen gereksiz, ben küserim Yağmur'aİçimdeki volkandın, püskürmedin, yağmadınBulut idim dağıldım ben küserim yağmur'a

İçtiğim sigaranın dumanında savrulanGözlerini kurula, ben küserim Yağmur'aAdanalı denince, sevinerek doğrulanLanet etme üzülüp, ben küserim Yağmur'a

Ne umut kaldı bende, ne yaşamak arzusuAynalara bakamam ben küserim Yağmur'aBeni benden daha çok, Seviyordun doğrusuSana layık olmadı, ben küserim Yağmur'a

Çırpındığı batakta, bırak gebersin bırakSen elini kirletme, ben küserim Yağmur'aMutluluğu kaybetti, kaderi olsun firak * (Ayrılık)Ağlama sil gözünü, ben küserim Yağmur'a

Yağmur yaktı Yağmur'u Güneşini kaybedipPişmanlıkla yanıyor ben küserim Yağmur'aYarınlar senin olsun, Mutluluğu zaptedipGülmek sana yakışır, ben küserim Yağmur'a

Adana, 30.11.06 01.50 N.Ü. Yağmur

Nebi Ünler



Ben Nebi Ünler

BEN NEBİ ÜNLER

Adana'dayım bayanlar, beylerGeziniyorum, kenarında.Seyhan'ın..Beni Gamzelimin sevdası eylerKokusu vardır onda, papatyanın, ıtırın ve reyhanın

Sevdim, sevildim, bitmez sevdamızBakan göz, beni görür ela gözlerindeOlsada başımızda türlü türlü belamızO vardır benim yürreğimde ve gözlerimde

Dudak büken, gülümseyenlere inatBekleyeceğim onu geldim diyene kadarMutlaka gelecektir bende değişmez kanaatBana geleceğim dedi gamzelim, okadar

Yorgun Yağmur'u arayan onda bulacak beniRüyalarında diyorum yar seviyorum ben seni

Adana, 01.05.08 Y.Yağmur02.05.2008 11:51 (GMT +2:00)

Nebi Ünler



Ben Şiir Yazarken

BEN ŞİİR YAZARKEN

Ben şiir yazarkenSadece kâğıda dökülür duygularımUmurumda değildir hiç bir şeyGördüğüm,okuduğum, duyduğumYada maziden hatırladığımNe aklıma gelirseHele, hele birde ıslanmışsa kipriğimİyi bir şeyler çıkacakDiye sevinirim.Antolojiler, kitaplar çevirmemşişeler devirmem aslaFazla emek vermem yaniBir şarkı, bir Türkü, duyduğum bir sesYağmur, fırtına, Şimşek, gökgürültüsüYıldızlar göz kırparkenBir çocuk ağlarkenKoştururken karıncalarVızıldarken arılarOturur yüreğime ilham perisio söylerben yazarımbazan hainlik ederayrı dilden konuşursaçmalarımfazla emek vermem aslaben şiir yazarkenYeterki sövmesin karşıma çıkıpta birileriBu şiiri........yazanın diyekim okursa okusunkim kullanırsa kullansınvallahi aldırmamSana verileni veriyorsun be Yağmur derim kendimeBinlerce teşekkür içimdeki periyeasla emek vermemben şiir yazarken.


Nebi Ünler



Bende Beni Aradım

Boşluktayım çok uzakta yıldızlarHep aradım bende, beni aradım...Kalbimi çalıp da, kaçtı hırsızlar,Hep aradım bende, beni aradım.

Feleğe sordum da, kaderin dediKüçücük fareler filleri yediAkılsız Aslanı yenermiş kediHep aradım bende, beni aradım.

Dışıma zırh takıp, topluma uydumİstiyorlar diye yalandan güldümYalnız kaldığımda azıyor derdimHep aradım bende, beni aradım

Kırk üç yılım geçti boşu boşunaYoruldum Aldanıp, gönül kuşunaNasıl kızayım ben, çalıkuşuna*Hep aradım bende, beni aradım

Dede oğlu söyle! Yağmur ne demekZararmış Dünya ya, harcanan emekUtanma Mevla’dan dilen bir dilekHep aradım bende, beni aradım.


*Geçmişte kalan sembolik bir rumuz şu andaki hiçbir çalıkuşuyla ilgim yokturduyurulur.

Nebi Ünler



Beni Göçmen Kuşa Döndürdün gönül

Beni göçmen kuşa döndürdün gönülÇiçekten çiçeğe gezinip durdumVademiz dolmadan durmazsın gönülVirane üstünde virane buldum

Sitem etsem yare, olmaz suç bendeAkıl mantık yoktur hey gönül sendeYalnızlık korkusu gezinir tendeVefasız üstüne vefasız buldum

Her selam verene dedim belki buAteş paklar seni temizlemez suYağmur derviş değil hu diyemez huDeli gönül sende belayı buldum.

Adana, 20.03.06 - 20.32 N.Ü.Yağmur

Nebi Ünler



Benim Safım Belli Değil Beyler-Bayanlar

BENİM SAFIM BELLİ DEĞİL BEYLER-BAYANLAR

25 Aralık 1978 pazartesiOlmalıydı tarih, yanlış hatırlamıyorsamMaraş da katliamAlevi Koministler, Sünni Faşistler,Çıldıran, insanlıktan çıkmış! o safı belli olan maşalar, zavalılarYazık! hepisi de kardeşti, komşularıydı birbirlerininÖlenler, öldürenler hepside kurban.Mecburen Sıkıyönetim ilan etti o gün 13 ilde! Ecevit.Çaresiz kalmıştı, Karaoğlan.

Ticaret LisesindeyizBoykot var! dışarı! emrini verdiler,Pek muhterem abilerimiz.Boşalttık sınıfları, bağıra çağıra,Yapmayın çocuklar! diyen öğretmenlerimize sırıtarak.Giriş kapısında bir minibüs polisTakmıyoruz! fırsat bu fırsat...'okumak hakkımız söke söke alırız.'Bir arabayla asker geldi;Rap, rap, rap!Koyun gibi, birbirimizin içine girdik.Topu, topu on küsür asker.Bağıranı belli olmayan emir;'Toplanın İstiklal marşı okuyun'Hayatımda ilk defaKorktuğum için okudum,İstiklal Marşı'nı...Diğer arkadaşlarında yüzlerinde görüyordum,Aynı korkuyu.'okumak hakkımız, söke söke alırız.'Aynı slogan.Safımız belliydi ülkücüydükAdana'dan gelen tecrübelilerin işiydi.Bayağı da zevkliydiTelsizle görüştü Yüzbaşı.Okul süresiz tatil edilmişti.'En fazla iki kişi olarak dağılın.'Emrini vermişti komutan.Ülkeyi kurtarmış kahramanlar gibi, gururla girdik kahvehanelereAz böbürlenmedik, az dalga geçmedik,Diğer liselilerle

O sabah aldığı yepyeni defteri attı köprüden'.............! ........... okul kapandı, bir daha açılmaz'Diyen Malik.Daha, okeye başlamamışkenHoperlörlerden ilan;'Dikkat! Ticaret Liseli Öğrencilere duyurulur,Yarın okulumuz eğitim öğretime devam edecektirÖğrencilere ve velilere duyurulur.



Köşeler de sağ, sol militanlarSağcımısın, SolcumusunHepisi de birbirlerine benziyorlar,Şansına kalmış verdiğin cevapYa bizden derler, geçersinYa da, dan, dun, dan!Şükredersin hayatta kaldığına,Feleğin şaşmıştır, yediğin dayaktan.

Yumruk az geldi, bıçak,O da yetmedi! tabanca tüfek...Kimimiz mezara kimimiz kaçak,Yakalananlar hapis yatacakGeride kalanlar, askere gidip ihtilal yapacakSağcı ve solcu kardeşlerini,Yakalayacak,Bir sağdan, bir soldan diyerek,AsacakBabalar kahırlı, perişan, analar ağlıyor'ihtilalin olgunlaşmasını bekledik'Diyecek Nitekim PaşaAkşam takırdayan silahlarSabah buhar olup uçtuSokakları tutanlarOrtalardan kaybolmuştu.

Safımız belliydiYa! Sağcıydık, Ülkücüydük.Ya! Solcuyduk, Devrimciydik.Ya da! OtTarafsızdık, ot derlerdi bize iki taraftaki gençlerSafımız Belliydi,Hepimiz, ezildik.Devrim dedik, yapılacaksa devlet yapar!Ülkü dedik, devletin askeri polisi var!Dediler!Allah yarattı demeden, ezdiler, ezdiler, ezdilerDipçiklerle sıraya, dizdiler, dizdiler, dizdiler.Üzerimizden silindir gibi geçtiler.

En son Madımak oteli yangınıYananda kurbandı, yakanda kurbanOnlardı benim bildiğim en son safları belli olan.

**SAFINIZ BELLİ OLSUN BEYLER-BAYANLAR**Diyen arkadaş!Biz diyorsun,Kimlerdensin önemli değil.Basacak omuz, ateşi tutacak! maşa aramaktırYaptığınız.Maalesef buluyorsunuz



Hırant Dink'i öldüren,Gazetecileri boğazlayan, zavallı kurbanlarıo gençlerinde safları vardı.

İmralıda besiye çekileni,Kimler asamadı, kimler asamıyor, kimler asamayacak,Bilemem.Falcı değilim bir şey diyemem.

Kusura bakma güzel konuşan arkadaş,ve beni tanıyan tüm dostlara duyurulur,Benim, safım belli değil, beyler, bayanlar.

Ortada devlet,Polis var.Asker var.Diyorsanız bizsiz olmazBenim de sizlereHiç bir sözüm olmaz., olamaz

Yılgın Yağmur geçim derdindeSaygılıdır! her fikire, güç kullanmadığı sürece,Ortada yasa, kanun, ve görevliler varken,BENİM SAFIM BELLİ DEĞİL BEYLER-BAYANLARSadece hoşuma gideni alkışlarımDemokrasi, hoş görü, İNSAN GİBİ!İnsan gibi! yaşanabilinmeli yarınlarım.Bir şey yapacaksanız kafamızdan şu çuvalı çıkarınDüzeltin ekonomiyi, doyurun karnımızıYapamıyorsanız bari,Bizleri rahat bırakın.

Adana, 16.08.07 Yılgın Yağmur.

Nebi Ünler



Beyaz Tebeşir, Kara Tahta ve Nisan Yağmuru

BEYAZ TEBEŞİR, KARA TAHTA VE NİSAN YAĞMURU(Zafer Öğreten'den bir kaç şiir okuyunca...)

HabersizimUzaklardan, yakınlardan, kendimdenAldoğanım boynu bükükMucizesini bekliyor hünerli ellerininHalil Çam için bu tamir çok küçükSigortacılar gelecekmiş,Karşılığını alacağız ödenen primlerin.

.......... Hocam tebeşir istedi!Diyor; Esmer delikanlı gülümseyerek.Beyaz Tebeşir, Kara Tahta ve Nisan YağmuruMeslek Yüksekokulu'nun havasını soluyuruzKıyısından köşesinden, Jüpitersizliği özümseyerek.Merdivende bir kelebekFelsefecilik damarım kabarıverdiAnı yaşıyorumHiçliğimi çözümleyerek.

Zafer Hoca: Orman Park kafe'deÖnünde laptopGörür görmez anlarımBedeni masada olmasına, masada daAncak kendisine malumdur aklı fikri nerede,Pek ipucu bulamadım,Son yazdığı şiirlerde.Alsa sazını dokunuverse teline dağılırdı efkarımÜşenmesen, tedavi ederdin ruhumuBirazcık, Ney üflüyerek

Karşıda Murat dağıSımsıkı kapatmış üzerini beyaz bir yorganDışarı çıkıyorum yakıyorum 6. sigaramıMızraklı, Akdağ görünmüyor buluttanŞu çiçek, şu yaprakNasıl da çıkıveriyor şu cascavlak dalından.Adana da 'Cıncık gibi' derlerdiİçimdeki yeniliğe...Avucumda rengarenk bir kelebekÜşümüşlüğüyle büzüşürkenİmreniyorum ondakiKefensizliğe.

Hayallerim kısırlaştıUmutlarıma duyarsızlığın kezzapAdanasız Yılgın Yağmur' hayat yavanlaştıBeklenen, özlenen suskunken yaşamak azapBeyaz tebeşir yazarKara tahta silgiyi isterDışarıda Nisan Yağmuru



Benden galiba! ............! .......Nasılsın be kitapsız?........! ........Süzülüyormu Beyaz Güvercin?Cevap almasamda olur.Bekliyorum...Bekleyeceğim.Kim bilir? belki,Belki de gerçekleşir belkilerim.

Adanasız, 22.04.09 10:54 Y.Yağmur

Nebi Ünler



Beyitlemeler (BAHÇİVANLARDİYARI...)

BEYİTLEMELER (BAHÇİVANLARDİYARI...)

Tohum Erkek, tarla Kadın,Yalan Dünya senin adın

Bahçivanlar diyarı senPişmanlıklar hıyarı ben.

Tam isabet, öze gözünİflah etmez, eza sözün.

Rastlaçınca, vurdum... vurdun...Kafdağından öte... yurdun.

Büyüttükçe, büyüttün hep,Yalanındır, bütün sebep

Mavrengel'di, şüphe bozanAşk'ım Bal'dı... Sirke tozan

Tek hakikât, çöl dü sevdanSana göre, göl dü sevdam

Gelen sendin, giden sensinAyrılığı seçen sensin.

Değişmedim, aynı özümBakabilsen, görür gözün.

Yılgın Yağmur, AdanasızYarın, renksiz, badanasız.


Nebi Ünler



Beyitlemeler (GÜNEŞ DAĞLARA DOĞAR)

BEYİTLEMELER (GÜNEŞ DAĞLARA DOĞAR...)

Güneş dağlara doğar... enson dağlar kararırEnçok dağlar yeşerir... enson dağlar sararır.

Ehli-Beyt dara düşmüş, yezit püsküllü belaBir dağ bulsa Hüseyin, olurmuydu kerbela?

İktidardı davası, İsmail'le Yavuz'unİsmail'e zaferi, toplarıydı Yavuz'un

Şah yenildi kandaşa... Osmanlı Viyana'yaAvrupa baş eğerdi, o zaman, hilal ay'a

Karadeniz, Akdeniz, baştan sona, Türk gölüTürk atıyla çiğnendi, geçilmez Sina çölü

Her doğan mutlak ölür! ... Osmanlı' da tükendiZübeyde'nin yetimi, bilekleri bükendi.

Hırsım yoktur sakinim, siyasete uzağımAşkın hakikatine, teşne bomboş kucağım.

Güneş ortada durur, çevresinde dünyalarGönül güneş gibidir... kaynağıysa hülyalar.

Yaşadık, iyi, kötü... içimizde aşk ileTapınmadık paraya, işimiz yok köşk ile.

Yılgın Yağmur hazırdır! Mezarcı çukur açsın,Çürüyen bedenim de, papatya çiçek açsın.


Nebi Ünler



Beyitlemeler (YADİGAR...)

BEYİTLEMELER (YADİGAR...)

Enel-Hak dermiş gibi, Enel-Aşk dedim... lakin,'Aşk kim, sen kimsin Ulan! ... diyen sesin çok sakin

Önce, görmeden sevdik, gördük daha çok sevdikGüvercinin gözünde, iki ölümsüz dev'dik.

İki elma yarısı, bir elmaya dönüştüGece-Gündüz ortası, ufka şafak söküştü.

Ne yalan vardı orda, ne gizlenen hakikatBir oldu iki alem, AŞK idi tek tarikat.

Dudaklarda iki kor... mutluluktan yadigarGönül gözüyle görmek, ariflerce manidar.

Ne sen benden gidersin, ne ben senden giderimEngelleyemez dağlar, ciğerine girerim.

En iyi dağlar bilir, aşıktaki sükunuRabbe şükür için yap, secden ile rükunu

Yılgın Yağmur bildi ki, ezel,ebed aşikârTüm hayatın... yadigar, mizandadır zayi, kâr


Nebi Ünler



Bingöl

....................BİNGÖL

.......(Yunus Yoldaş Dosta)

Bingöl dağlarına çıkmaz arabamÇakmağım bozuldu yanmaz sigaramKaçma Çoban kızı yolu bulamam

Bingöl’e gidelim dediler geldimBingöl’ü n içinde Esra’yı sevdim

Yaylalar yaylalar güzel yaylalarBir başka oluyor yıldız saymalarSevda türküleri yayık yaymalar

Bingöl’lü Esra’ya gönlümü verdimBurada bitiyor benim tüm derdim

Bingöl derler Bingöl Nazlıcan bacımYurdumun her yeri başımda tacımSiyaha dönüyor ağarmış saçım

Yağmur der ki Bingöl ben sana geldimDünya cennetine postumu serdim.

Adana, 18.01.07 – 12.41 Nebi Ünler Yağmur

Nebi Ünler



Bir Avuç Toprak Yeter

BİR AVUÇ TOPRAK YETER

Bir kavganın içindeyiz, çevremizle, kendimizle,İmkansızın peşindeyiz, bir ihtimal, belkimizle...Kader, felek, bahanemiz... Heba edilir bir ömür,Bir avuç toprak yeter, gömülürüz derdimizle.

Adanasız, 13.04.2011 - 20:10 Y.Yağmur

Nebi Ünler



Bir Bayram, Bir Adana Hikayesi

BİR BAYRAM, BİR ADANA HİKAYESİ

Millet bayram derdinde,Ben de senin! ...“Geliyorum” kelimesi dilinde,Müjdesiydi gecenin.

Fırladım dışarı,Bu geç saatte ışıl ışıl Adana,Işıl ışıl Seyhan’ın kenarıDilberler parkında yan bakarlar adama.

Gençlik köprüsü sallanıyorBen sendeliyorum…İyi ki! O köpekler bağlanıyorNe yaparlardı bana bilemiyorum.

Hani birlikte yazmıştık O çınara“Sev Dedi Gözlerin… SEVDİM.” Diye biz…Böğürtlenlere aldırmadan ara ulan araEn iyisi; Gamzelim yarın yeniden yazalım ikimiz

Geldi vakit, geldi gözümün nuru, gerçekleşti bir rüyaAdana biz! Adana ikimiz, biz Adana değilmiyiz…Dudak büküyorsun kel Ömer’in emaneti Hacı Muro’yaSarmaş dolaş cumburlop Seyhan’a-çok fazla eğilmişiz.

Hacı Muro uçuyor! Biz uçuyoruz GamzelimMerkez Parkı, Eski Baraj, Yeni Baraj ve Balcalı…Elele yürüyoruz Sularda, küçük saat’te GamzelimHastaneler kavşağı, Veysel Usta’da paçamız salçalı.

On Aralık, gün Çarşamba, akşam oldu ansızınHacı muro nazlanıyor! .. bozuluyor, otogara varmadan…Çatıp kaşlarını mırıldanıyorsun “Senin gibi kitapsızın! ...”Lan Gamzeli korkma ölmem, son bir defa sarmadan.

Gülüyorsun… gülüyorum. Hoş geldin diyorum.“Gitmeliyim” diyorsun… nutkum tutuluyor!Diyorsun; Belki bir gün! ... Ağlama ulan Adanalı gidiyorum!Dedeoğlu Yılgın Yağmur Yine yalnızlığına tutunuyor.

Güle güle git Gamzelim… Bak yüreğin avucumda duruyor.Alıp götürüyor seni bir otobüs, uzaklara çok uzaklara gidiyorsunBir Bayram, Bir Adana Hikayesi! ... Ahhh! Ah, dudaklarım kuruyor.Karanlık Adana geceleri bana kaldı! Beni sensizliğe SEN İTİYORSUN.

Adana, 10.12.08 – 23.00 Dedeoğlu

Nebi Ünler



Bir Ben, Bir de Şoför

BİR BEN, BİR DE ŞOFÖR

Uykusuz sabahın köründe,Barajyolunda! güç bela durdu...!'Çabuk atla gardaş servisdeyim.'Kendimizle yarışıyoruz! Turuncu otobüsün içinde,Bir ben, bir de şoför.

Laf olsun diye soruyorum'Hayırdır kaptan!Bu uçağın kanadını neden unuttun!Bak kalkamıyoruz....Önce gülüyor!Sonra;'Ulan muavin...........? ................geç kaldım gardaş kusura bakma!Servise yetişmem gerek,Girişte inersen sevinirim.'Canın sağolsun kaptan,Uykum açılır, belki birazda yürürüm..

Sallanıyorumsağ ayağımın tabanı ağrıyortopallıyorum.kimseler yok!Beyaz incirin tepesinde, iki arap bülbülüKeyfini çıkarıyor beyaz incirin.Kozan da! maya deriz, ağmaya yani!Oturuyorum bilgisayara.mesaj yok! bakıyorum resimlerine,bu günde efkar ganiiiii.

Çay olmadı diyor ibo,akşamdan açtığım ikinci pakette, tam beş sigara kalmış,yakıyorum bir daha...gelen olursa, dışardayım diyorum.iki yumruk sallıyorum, sıtma ağacına!bakıyorum, gören yok.çömeliyorum,bir sigara daha.saat 07.30midemde bir kedi!başım dönüyor, sendeliyorum.üç günde bitiremedim! bir tek, sade pideyigaliba tansiyon bozuk...kemer yine gevşemiş,halbuki bir haftada, açtığım ikinci delik.Ah ulan bir yağmur yağsaAdana boğuyor, adana sıcak

16 Mayıs Çarşamba günü Ankara'daydık,Bir daha güneş üzerimize doğacakmı meçhul!



Yılgın Yağmur bu gece de uyumayacak.


Nebi Ünler



Bir Gece Daha Çal Felekten

BİR GECE DAHA ÇAL FELEKTEN

Bir kıl kadar yakınkenKurtuluşaYada batmayaYak bir sigaraÇek babam çekZar at, poker oynaRus ruleti oyna korkmuyorsanÇek Tetiği çekÇek son defa talihine restAlkol akarken kanındaKafa çakır keyfDem alSat anansını dünyanınDüşer kemer kendiliğindenBir gece daha çal Felekten.

Asla bakma aynayaÇıkar at kalbinden vicdan denen duyguyuSadakat, vefa, fedakârlıkTanışma, tanıştıysan unut. inkâr et.En güzeli, en iyiyi,En zahmetsiz ve en ucuza elde etDün asla gelmiyor geriBugünü yaşa tatmadığın zevk kalmasın gerideHızlı yaşa genç öl.Takma kafanı ezilmişlereGülüp geç patlayan bombalaraAcıma açlıktan ölenlereİnsanlığını kaybetmişsin nasıl olsaYe, iç, tatmin et kendini bütün zevklerleÇal ulan bir daha çalBir gece daha çal felekten.

Olur yaAçılırsa insanlık kapınFedakârlık, cömertlik, acımak,Sadakat, vefa, sevgi, aşk,Bunlar gelirse aklına, Tövbe et günahlarına YağmurKapan secdeye sabaha kadar ağlayarak yalvar YaradanaBoşuna geçen ömrünü satın al,Satın alabilirsen Felekten.

Adana, 23.02.06 – 13.40 Yağmur – Nebi Ünler

Nebi Ünler



Bir Gül Sevdim

BİR GÜL SEVDİM

Toroslardan öte, of dağlarında,Bir gül sevdim, beyaz güllerin şahı...Zemheride açan, gül bağlarında,Bir gül sevdim, beyaz güllerin şahı.

Bulutlar gizliyor, yüzün göremem,Balkonuna varıp, saçın öremem,İzin vermez asla, bir kez öpemem,Bir gül sevdim, beyaz güllerin şahı.

Dediler 'Anka'dır O’na ulaşan,Yaşayamaz ölür, O’na bulaşan,Umut düğümlenir, hasret dolaşan,Bir gül sevdim, beyaz güllerin şahı.

Can dedim, canımsın, diyerek güldü,Gizli kalsın aşkın, diyen o gül’dü,Bahçesinde gezen, yaban bülbül'düBir gül sevdim, beyaz güllerin şahı.

Kaçmayı denedim, kaçmam imkansız,Yerleşti kalbime, o gül apansızYarin yokluğunda, Yağmur dermansız,Bir gül sevdim, beyaz güllerin şahı.

Adana, 26.07.06 13.25 Y.Y. Nebi Ünler

Nebi Ünler



Bir Gün Bende Düzü Görecekmiyim

BİR GÜN BENDE DÜZÜ GÖRECEKMİYİM

Hep yokuş,gep uçurum, hep engelBir gün bende düzü görecekmiyimSeni bekliyorum hadi bana gelDiyen yar bulmadan ölecekmiyim.

Esen yeller yüreğimi kanatırYağmayan yağmurlar gönül ıslatırIstırap çemberi beni kuşatırÜç adım atmadan düşecekmiyim

Yılgın Yağmur yarın umut demektirHer söken şafakta gün beklemektirÖlmeden yıkılmak boşa emektirBelki bir gün sefa sürecekmiyim.KARŞIMDAKİ KİMDİR BİLECEKMİYİM?


Nebi Ünler



Bir Güneş Vardı! ...

Bir Güneş VardıTam kafa dengiBazan kasırga olup eserBazan yağmur, bazan dolu olur yağardı.

'Sanırım uyuyorsundur.Şiirlerini inceledim, şu ana kadar...Bana bir çift göz, kendine de bir çit söz borçlusun,Kendi kendini sevmek yılgınlığını böyle yenebilirsin'Yazmıştı mesajında... galiba çok haklıydı..Çok değerli bir dosttur o benim nazarımda

Doğru be, Güneeeeeşşş!Ben hep, kendi kendimi sevdimKendim, kendimi yendimKendi, kendime derdimBakıyorum aynaya! ! !Allah! Allah! ...Ulan Dedoğlu hiç bakma göremezsin,Kendinden başka suçlu...'Bir Güneş Vardı' demeyecek, hiç kimse senin için...Zaten, sen doğarken ayvayı yedin.

Bir Güneş Vardı,Nişanlanmış, çok mutluymuş...Bazan arar hatırımı sorardı,Şimdi başka bir ufukta kutluymuş...

Gediz, 05.11.08 Dedeoğlu

Nebi Ünler



Bir Hüzünlü Buselik

BİR HÜZÜNLÜ BUSELİK(Hüzün Sultan Dostumuza...)

Eylül sonrasında... Ekim ortasındayız,Babasız ve anasız... Jüpitersiziz üstelik!Sen bana küs, ben yalnızlığımla yoldayız,Sonbaharda yaşıyoruz, bir hüzünlü buselik....

Ve biraz uyumak, bir çocuk saflığıylaAhhh Deftersiz Ah! Kollarında olabilseydim keşke...İmkansızlığın şaşkınlığı, sensizliğin sarhoşluğuylaKırılan kaç kum saatinin izidir şu bileşke.

Bahçemde olgunlaşmadan toplandı dometeslerYağmur yağarsa, kırağı vururmuş bahanesiyle...Cevizsiz, Cevizlerin dalında kargalar ne ister?Halbuki; bir aciz çiftçiyim acemilik numunesiyle.

Kendimi toprağa adadım... hayalini kuruyorum meyveleriminİnsanlar tadacak... kuşlar, böcekler sebeplenecek diye..Belki hafifler yürek sızım... belki de prangalı hisleriminSebebini çözersin Ulan Deftersiz, Niye böyleyiz niye? ..

Susmak ilaçtır kelimeler yara takıldım bu kelamaDil Yarasını dinliyorum Orhan Babadan, yutkunarak...Adanasız, Yılgın Yağmur ne kadarda muhtaç bir selamaBir başka olacaktı yaşamak, gözlerine tutunarak.

Adanasız, 09.10.11 - 0258 Yılgın Yağmur

Nebi Ünler



Bir İlk Bahar Sabahı

BİR İLKBAHAR SABAHI

söyle kaç kez yaşadık, kaç kez yaşayacağızvuslatın lezzetiyle, bir ilkbahar sabahı?yaşamanın anlamı... aşkı başaracağızdoğacak dünyamıza, bir ilkbahar sabahı.

kozan köprüsü, kale, toroslar kuru ayaziçimiz kıpır kıpır, dallarda çiçek beyazçukurova donanmış, yavukluya name yazelimi tutmalısın bir ilkbahar sabahı.

dallar tomurcuktadır, yağmur yağmur üstünehatıralar avutmaz, hasretken yar göğsüneyılgın yağmur bunaldı... yar aklına düştü deansızın gelmelisin bir ilkbahar sabahı.


Nebi Ünler



Bir Kadehde Damlayım

BİR KADEHDE DAMLAYIM

Bir kadehde, damlayımBir dudakda, bir yudumişte böyle olacak,Benim sonum.

Bulutlar ah bulutlarRüzgardadır umutlarToprak susuz çatlamışAh Yetim Yağmur'umBeyhudedir, sükutlar.


Nebi Ünler



Bir Liman

Bir liman arıyorumBenim olan bir limanDev gibi dalgalardanÖmür boyu koruyan.

Bir sevgili arıyorumKollarını açacakKoynuna girdiğimdeIsıtmalı sımsıcak.

Bir dünya arıyorumHep ılıman hep serinSavaş istemiyorumYaralıyor çok derin

Kendimi arıyorumAynalar da kendimiHaykırıp soruyorumSeni biri sevdi mi?

Yağmuru arıyorumYaşıyor mu öldü müAşkı tanımıyorumBiri onu gördü mü.

Gediz, 20.04.03 N.Ü. Yağmur

Nebi Ünler



Bir Masal Nazlıcan

BİR MASAL... NAZLICAN...(Nazlıcan Bacımıza...)

Haber gelmiş, yarın yokmuş NazlıcanKalmamış moraller bitmiş heyecanNezaman gelirmiş can içinde can........ Güzeller güzeli o gül dostumuz........ Kafdağın aşarmış uçan postumuz.

Masallar ülkesi periler yurduDerler ki periyi bir hain vurduÖlmedi o peri ağlayıp durdu........ Bülbülere sordum neden sustunuz........ Dediler; yaralı güzel dostumuz

Periler ve Devler karar almışlarGönül denen kuşu yola salmışlarİnsanlar al ile tutsak yapmışlar........ Demişler; büyülü güzel kuştunuz........ Sen ol gayrı bizim güzel muştumuz

Devler padişahı duyup kükremişHainler cezasın görmeli demişGönül kuşu uçmuş hiç görünmemiş........ Yılgın Yağmur'mudur, bir tek suçlunuz........ Denince; hey dostlar neden sustunuz.

Adana, 13.11.06 N.Ü.Yağmur

Nebi Ünler



Bir Minik Serçe Hikayesi

BİR MİNİK SERÇE HİKAYESİ(Albatrosa dönüşen Minik Serçeye, T.S.hanıma)

1979 yılındaBeklerken F.Ş. ninGelip geçmesiniZeki KOÇ’un kahvesinin önündeSezen Aksu’dan Minik SerçeyiBarış Manço’dan Aynalı KemeriSibel Egemen’den“Nerede, Nerede olursan olBenide, benide al yanına….”Şarkısını Dinlerdim.Her akşam başlayan,Gecenin geç saatlerine kadar devam edenF.Ş. nin evinin etrafından gelip geçmeler.Bir Minik Serçeyi üzermiş meğerArkadaşlarım bana yıllar sonra söylediler.Gülümseyerek Konuşurdu.Yanakları al, al. TitreyerekYa saati, ya günü ya derslerimiYa kimle kavga ettiğimi sorarYada o sizi hak etmiyor derdi hepArkadaşımın bacısıBacımın okul arkadaşıydıMinik serçeymiş lakabıOkulun son haftasıMalik geldi yanımaSırıtarak “Minik Serçe uçmuş oğlum”Dediğinde anlamıştım hatamı.Karşılıksız sevmişti beniBen ise diğerini.Hiçbir zaman albatros olamamışAçmamıştı aşkını.Bir Minik serçe olarak sevmişti beniŞimdi çok uzaklardanYine sesi titreyerek “Yağmur döndü mü” diye sorarmış.

Adana, 23.02.06 – 55.57 Nebi Ünler

Nebi Ünler



Bir Mola Vermiş Gibisin Hayata...

BİR MOLA VERMİŞ GİBİSİN HAYATA

Hayrola!Sereserpesin, korkusuz, çokta cüretkârBir mola! ..Vermiş gibisin hayata... Adamı yapma günahkâr.

Şeytana uymak, yada... tövbe... tövbe.. diyerek,Eniyisi kaçmak gözlerinden, gözlerimi kapatıp...Ellibir yıl törpülesede, ahhh! ömrümü ömrümü yiyerekAynada bir serseri bana benziyor ulan... tıpatıp.

İşte gidiyorum,Karşılıksız bir aşktan, karşılıksız bir başka aşka.Yine seviyorumEy zalım yar! Keşke diyebilseydim bu aşk bambaşka.

Yoruldum... İnan çok yorugunumBıraktım hayalleri, bıraktım kendimi, kendime...Sen içimdeki deli divane gayrı durgunumBir avuç toprağı yar seçtim kendime.

Ey karşımda cilveler yapan yosmaBenden hayır yok! bende yarın yok... bende sevda yok...Boşuna şuh cilvelerinle coşmaBak çevrene iyi bak ki.. benden iyileri çok.

Yoksa niyetin avuçlamak mıYılgın Yağmurun aklını... teğet geç...Bizden geçti.... gayrı arzu kovalamak mı?Yaşıyorsak emekli olacaktık zaten ergeç.

Aynaya her baktığımda diyorum; Ulan Adanasız,BİR MOLA VERMİŞ GİBİSİN HAYATA...

28.08.11 - 06.21 Yılgın Yağmur

Nebi Ünler



Bir Serçeyim

Bir serçeninÇırpınışlarındaTıp, tıpTıp, tıpÇırpınıyor yüreğim.Yakaladın avucundayımSerçe korkakSerçe yorgunSerçe tutsakArtık çırpınmıyorumAvucunda sımsıkı tuttuğunBir serçeyim.

BekliyorumKarar senin.Ya adamdan say beniSev sevebildiğin kadar.Ya da sık daha da sıkSakın açma pençeniBitir işimi.Avucunda ölmek istiyorum sevdiğimSensiz yaşamaktansa ölmek istiyorumBekliyorum,Karar senin.Gözlerinde Yağmur bulutları olmasınAsla acıma sevmeyeceksenÖldür… bilki katilim olmayacaksınSenden ayırlırsam yaşayamam zatenBen sadeceAvucunda sımsıkı tuttuğunBir serçeyim.

Gediz, 13.06.03 Y.Y. Nebi Ünler

Nebi Ünler



Bir Sızı Vardır

Tesadüfler yönlendirdi hep biziÇıkmaza girince kader bu dedik.Kalırmış mutlaka her şeyin iziOlmasın son sözün ayvayı yedik

Bir bilen olmalı dünü, bu günüYarını bilene falcı diyorlar.Koklamak istiyor herkes bir gülüBülbülün kaderi diken diyorlar.

Yağmur yağar Yağmur çöl gibi susuzAşk dolu bağrında bir volkan vardır.Şu gözlerim yirmi yıldır uykusuzYaralı gönlümde bir sızı vardır. Gediz, Nisan 2000 Nebi Ünler Yağmur

Nebi Ünler



Bir Sigara Bir Sen

Bir sigaraBir senBir deKeşkelerHayatımın Özetidir

Ah şişeler, şişelerYetmiyor kelimelerBöyle söylüyorKoca Dede'nin oğlu Yağmur


Nebi Ünler



Bir Sigara, Bir Hayalin

Bir sigaraBir hayalinBir de seninle dolu rüyalarımOlmasaydı birtanemAsla yaşayamazdım…Sigara zor olsa da belki,Rüyalarım da sensizlik belkiAma hayallerim sensiz asla olamazSen Yağmur’suz yaşamayı seçsendeHayalim sensizBen hayalsiz olamam gülümYaşayamamÖlürüm.

Adana, 24.07.06 Y.Y. Nebi Ünler Yağmur

Nebi Ünler



Bir Şey Yapamamak

Kapatsam da gözlerimiKulağımı tıkasam daRüyalarıma giriyor kaçamıyorumİmdat diyen Çeçen, ve Filistin çocuklarıYıkılan minareler, yerle bir edilmiş evlerMasumların üstüne yağmur gibiBomba dökenlerMısır da Firavun’unİtalya da Musolini’ninAlmanya da hitlerinEziyetinden, işkencesinden kaçanların torunları…Şimdi daha fazlasını yaparakAlıyorlar hınçlarını.Tanklara karşı taş…Tanklara karşı taş…Tanklara karşı taş…Fırlatılmış roketlerBırakılmış bombalarBırakır mı, baş üstünde baş…

Hayat devam ediyorDeve kuşları gibiyizGömüyoruz başımızı kumlaraGazeteler, televizyonlar magazin doluÜlkemize yaklaşan,Provaları yapılan iç savaştan,Daha önemli mankenlerin, artistlerinYedikleri haltlar, ya olmayan, yada,Reklamlar için yeni alınmış donu.Her yerde geçerliYahudi’nin oyunu.Karabağ Ermeni’ninBosna Sırp’ınKıbrıs Rum’unÇeçen Rus’unDoğu Türkistan Çin’inİlmini sınadığı bir kafes.İnsanlar hangi silahla daha fazla öldürülür deneyiFareler kadar değeri yok kurbanların.Demokrasi getirmekmiş, Süper Güç Amerika’nınOynadığı oyunun adı.Ortadoğu kan, barut, göz yaşı ölüm kokuyor.İsrail de atom bombaları hazır.Afrika açlık ve İç savaşBatının çöplükleri havyar doluNasıl temizlenecek bilmiyorumİnsanlığın kiri pisliği,Daha ne kadar susacak DünyaDaha ne kadar başımızı gömeceğiz kumaNeden bomboş sokaklarTepkisiz kalarak ortağı olmuyormuyuz,Bu insanlık ayıplarının



“Bir şey yapamamak kahrediyor beni”Lafını bırakalımÇok şeyimiz var yapılacakMeselaAmerika, Avrupa ve katilleri destekleyen ülkelerinMallarına hayır kampanyaları başlatıp, uyalım.Eyyyyy insanım diyen vicdan sahibiSeyretmenin zamanı geçti artık.Koy tepkiniBir kişi, bir kişi,Bir kişi daha…Damla damla Yağmur olup yağ.Yağmur olup yağ.Unutma hesap vereceğizNe Yaptın diye sorduğundaAllaha…

Adana, 27.07.06 – 05.10 Y.Y. Nebi Ünler

Nebi Ünler



Bir Veda Havası'na

“BİR VEDA HAVASI” na……………….“Vakit tamam seni terk ediyorumBu incecik bir veda havasıdırParmak uçlarına değen sıcaklığıİncinen bir hayatın yarasıdır.”………………………..

Söz: Yusuf HayaloğluMüzik: Ahmet Kaya

VEDA HAVASI'NA

Tekrar tekrar dinliyorum bıkmadan,“Bu incecik bir veda havasıdır…”İçimden feleğe sesleniyorum; yıkmadanDuramazsın! Yaradılış davasıdır.

“Vakit tamam seni terk ediyorum”Diyebilmenin hırçınlığını tatmadımHoşça kal birtanem ben gidiyorumDiyerek yüreğimi köpeklere atmadım.

Kavuşacaksınız, orada da, sınırlar, mayınlarMezarlıkları ayıran zalim nöbetçiler yoksa!Bize veda havası, sevinsin sayın, sayınlarYılgın Yağmur umurundamı, AŞK'ın günahı çoksa?


Nebi Ünler



Bir Yaralı Kırlangıç

BİR YARALI KIRLANGIÇ(Esra Kesgin’in ardından)

Titriyordu ellerimimzalarkenSordumDönem mi uzadı. çok mu takıntınBirileri rahatsız mı ediyorBir işe mi girdinEvlilik mi göründü ufukta“Yok!harçlar”nasıl öderim” dedi.Yutkundu.Gözlerinde yağmur bulutlarıKatılaşan bedeniSıkılı yumruklarVeİsyankar suskunluğuBeni kahredenVurgundu.

Bakamadım yüzüneBaşımı eğdim.Çıktı dışarıYarım kalan bir okulVeSadece yutkunanBir şeyler yapamamanın çaresizliğindebir ağabey.Güle güle git Esra...Bir yaralı kırlangıçÖnünde çıkmaz yollarHayat acıYaşamak başa belaVicdanımda bir ağıtDilimde “yazık oldu”Güle güle git EsraHiç kesme umudunuDiren...Sakın yıkılma.Derdine, bir çare bulamayanParasızlık yarana melhem olamayanYağmur abine sakın kırılma.

Gediz, 23.09.04 – 12.44 N.Ü. Yağmur

Nebi Ünler



Biraz Daha Beklesin Toprak

BİRAZ DAHA BEKLESİN TOPRAK

Yaş kıksekiz güzelimSaçım sakalım, ak pak...Kurbanıyım bozuk düzeninBize düşmüyor kaymak.Sevdim... Hem de Allahına kadar sevdim,Ama karşımdakiler çok kaypak.Terkedip gidenlere inatYıkılmadım...Eğilip bükülmeden dimdikYaşayacağım..Yılgın Yağmur'uBiraz daha beklesin toprak.

Nü Yağmur AdanasızDuygular çırılçıplakAyrılık başa bela, sevda yok kanamasızDudağım susuz çatlakZümrütanka gelmiyorJüpiter ulaşılmaz.... Babam hep derdi; 'Oğlum, feleğe karışılmaz! ...Her şeye rağmen, asla bitmiyor umutİçimdeki tomurcuk, mutlaka açar yaprak.Kapımız çalınmadı...Ecel selam vermedi henüzYılgın Yağmur'uBiraz daha beklesin toprak.

Adanalı, 30.04.2008 17:02 Y.Yağmur

Nebi Ünler



Biraz Kül Biraz Duman

BİRAZ KÜL, BİRAZ DUMAN

'Biraz kül, biraz dumanO benim işte, o benim işteKerem misali yanan,O benim işte, o benim işte'

Ahmet Özan Söylüyor ağamDalıverdimKızıl yazı eskisi gibiKozan Kalesi karşımdaÇocuklar için bir tuzakKumlu gölün dibiÇimmeye gidekmi Lan oğlumAtlambaç taşaYarın dibineDeve boynunaBen ordan korkuyorumNe olacak ödlekKös oyununu kazananın dediği olurİkindine kadar çaydayız aboooooovvvvPınarın gözüne çıkacağızİneklerin dönme zamanı

Bizim mercan'ın karnı şişmişKöy yerinde arası kestiAlllah AllahhhhhÇatal kayada yankılanır sesimizBatınnı Ahmed'in radyosundan şarkılarMurt pınarı yine kurumuşBabamın sesi duyulur aşağıdanAllah Allah Oğlum NebiiiiiiiAkşam oldu eve gellllllOyun yarıda kalırBen kös kös girerim avluyaYa boz eşeğimiz gelmemiştirYa bizim Mercan takılmıştır bir yerlere-Fadıma git de getirrrrAnam söylenir-Oğlum kocabağda güt ineği-..........! ....Babanı niye bağırtıyorsun-Bıçak mıçak yok-.........! .......Çadır bezinden yada çuldan yaptıracağım şalvarını oğlum-........! ......-Bak her yanın yırtık pırtık gene

İneğimiz kendiliğinden gelirAnam südünü sağar,Ablalarım samanlarını verirEvden çıkamam bu akşam yine



Tip, Çirçir, Malik Şimdi Şan sinemasında keyiflenirAhhh bir büyüsem.


Bir başka olurdu çamuru kışınÖkçe koparan cinsindenBabamın kesmeyen saç koparan makinesiKafamızdaki taşlardan kırıktır bıçağıMullagganın ÇetiniMukdar Memmedin SülemeniTerzi Dedenin KeremiKaradutumuzun dibinde sıraya girmişBabamın elinde saç söken makineIraz abla gülümseyerek gelir- nereden geliyog bacıdiye laf atar karşıdan Dolma CennetCırlavuğun sesi duyulur evimizin ardından-Kamiiiiilll gadasını aldığım


Nede güzel söylüyor Ahmet Özhan'Biraz kül, biraz duman' lık bütün ömrümüzKim bağladıysa gelip çözsün Ulan!Kıynaşamaz oldu, deli gönlümüz.

bölük pörçük hatıralarYılgın Yağmur'un bulutlandı gözleriBirazcık, çocukluğundan manzaralar


Nebi Ünler



Birlikte Gideceğiz Garip

BİRLİKTE GİDECEĞİZ GARİP

Pazar sabahıAyağıma dokundu garipDalmışım, koltukta! Ezan okunuyordu…Terlemişim, sırılsıklam terlemişim.Birkaç kâğıt ve bir kalemSeyhan tarafında, kıyısında Seyhan’ınYürüyorum…Alaca karanlığında Adana’nınGelip geçiyorlar, Sabah sporu yapanlarKimi günaydın diyor!Kimi selam veriyor! Aleykümselam.Gençlik köprüsündeyim, seyrediyorum yüzen ördekleriKırka kadar sayıyorum batıyor birtanesiSazlar arasında dolaşıyorlar.Bir şimşek çakıyor beynimdeGemiden bozma, kahvehanede çayımı yudumlarken.Gülümsüyorum bir haftadır ilk defaBuldum! bu iş tamam.

Aç karnına iki çayMidem bulanıyor, dönüyor başımSallanarak! kalkıyorum, yalpalayarak yürüyorum köprüdeAha! Şurası…Şu sazların arasında,Kimseler bulamayacak, gömeceğim umutlarımıKokusu da çıkmaz çamurdan.Yüreğir tarafında, Yaşar Kemal Parkurunda yürüyorumOna benziyor şu gelenAhhhhhh.... ahhhhh....'im diyorumGeçiyorum yere bakarak.Giriyorum kamışların arasına oturuyorumNe vardı?Kıyamet mi kopardı sanki,O sen olsan?

Cebimde birkaç bozuklukAramaya kapalı, telefonum belimde.Geçiyorum, yine yalpalayarak! regülatör’ün üzerindenGarip, koşturuyor! koltukların üzerindeHoş geldin diyor sanki.Garip diyorum duruyor!Titriyorum iliklerime kadar.(O) damı ağlıyor ne?Korkma lan feleksiz! seni terk edemem ben.Eğer.....'in dönüşünde, yine böyle mahzun, mahzun bakarsan,Bil ki, birlikte gideceğiz Garip, birlikte gideceğiz.Öbür yanda! Allah kerim.Yılgın Yağmur’un cehennemde yeri hazır olmalıCehennemmidir, Cennetmidir? Bilmiyorum!Senin oradaki yerin?



Günahları olur mu lan Garip, Lağım farelerinin.?


Nebi Ünler



Bitermi Dağlar

Yolumu çevirdim Kozan’a doğruYol verin geçeyim hey ulu dağlar.Yirmi yıldır sönmez sinemin koruDilerim bu sefer kurumaz bağlar.

Sis kalesi harap olmuş viraneKarşılıksız sevdam etti divaneUmut bu olur ya menzil gülhaneKim bilir görünce belki de ağlar.

Yaşım kırkı buldu iyleşmez yaramİlacım yok imiş biraz tuz saramBomboş balkonuna bir daha bakamKara gözlüm geçti, gelmez o çağlar.

Sormuşsun bir dosta unutmadımıBenden başkasını bulamadımıDedim öldüğümü soramadımıAnladım kefenim gülerek bağlar.

Biliyordum sevmez, yinede sevdimTaze gençliğimi ben ona verdimDüşlerimde bile hasreti derdimYağmurun çilesi bitermi dağlar.

Gediz, Şubat-2000 Nebi Ünler Yağmur

Nebi Ünler



Bitti Arayışlarım

BİTTİ ARAYIŞLARIM

hopladımzıpladımen azındandeğiştirmeye çapaladımolmadı...

boşunaymış çırpınmalarımolmadı... olamazmış... olmayacakmışanlamı yok daha fazla direnmeminbir yaprak gibi sahipsizimbir tüy gibi hedefsiz....aha işte vazgeçtim... direnmeyeceğim.kabullendim yenilgiyi...mecburi sakiniyim göğüs kafesimdeki mezarınbitti arayışlarım.

zaman zaman yaşadımyaşadım en kralını vuslatınmutluluğun....en ateşlisini duygularınbazıları sırrımdı...yolumdu gözlerindeki esrar,sonumdu... esrarengiz bulutlarKozan kalesinin ardıgeçit vermez toroslartuzu bol akdenizGülseren'in kanatlarıydı sankiiçimdeki çığlık çığlık acemi kırlangıçlarve arsız serçelerin cıvıltılarındandahada fazlaydı kıpır kıpır arzularkurak çukurova toprağı gibibinbir gece masallarınaydı susuzluğumKaracaoğlan varmış...Dadaloğlu meydan okumuş padişahaBahtına yenilmiş KozanoğluEşkiyaların şahı Gizzik Duranahhh deliçay ahhhsevdalarım... aşklarım...çılgınlıkların her türlüsühatta sapkınlıklarımbıraktım içimdeki boşluğa kendimiecel'in gelmesini bekliyorumenduygusuz,enboşvermişliğimlebitti arayışlarım.

ne kendime, ne gölgemene aynalardaki görüntümedirküskünlüğüm, düşmanlığım, nefretim, sitemim..sadece deli gönlümedir



bitmeyen öfkem... isyanım.veren elbette alacak emanetiniçalınacak kapım bir gün benimdecan borcumuelbette ödeyeceğim.silah dayanmadı başımakorkudan da ödüm kopacak değilamma velakin yoruldumbunalmışlığım. teslimiyetimkimin umurundakine dünya benim umurumdadır,nede ben dünyanınhey bana aradığımı buldurmayan şansım,felek, kader, kara bahtımkına yaksın tüm kâinatanasını satmışım her şeyinsen kazandın... sen kazandın... sen kazandıney içimdeki boşluk...bitti arayışlarım.

bana nekafdağındanzümrütankadanperilerden, devlerdensevenlerden... sevmeyenlerdenMecnun, Kerem, Ferhatdarılmasınlar banakendimi bıraktım içimdeki boşluğahazır uyuşmuşkenfırsat bu fırsat diyerek, vurdum arzularımı bir birbitkisel bile değilim ulaaaaannnbana ne yaseminler solmuş/soldurulmuşbana ne güvercinler vurulmuş/vurulmamışbir deli tay....bir ceylanbir jüpiter hiç yokmuş... bana neeeee!bitti. bittiiiii! ! !bit.. ti... arayışlarım

Hey Adanasız, lan kitapsızlan... lan.... ulan......! ! !deftersizlik yapma lan Allahsız..........Yılgın Yağmur'suz bir hayat güzel olmalıyalanlarının panzehiriiçimdeki boşlukmuş meğerBİTTİ.... BİTTİİİİİİ! ! ! ! !bitti arayışlarım.


Nebi Ünler



Biz Kelaynak Kuşları

Ahhh… biz kelaynak kuşlarıTükendi, tükenecek NeslimizÇağa uyamamak tek suçlarıGeri kafalı, keriz diyeKüçümsenerek çağırılır ismimiz.

Namus, Şeref, örf, anane geleneklerBeğenmiyor bizi gençlikDin, İman, Ahlak, Allah, Kuran yüzlerde gülücüklerZoruma gidiyor dostlar bize biçilen hiçlikİnsan aynı, lisan aynı,ama aykırı fikirlerUyuşturucu, fuhuş, özentisine dur demekOluyormuş gericilik.

Ahhh… biz kelaynak kuşlarıTükendi, Tükenecek neslimizSevsek de bir gül yüzlü yariMüsaade etmez terbiyemizSeviyorum… Seviyorum… SeviyorumDiyemeyiz.Anlarda vizdansız sevgili... anlamazdan gelirMecburen kekeleriz... kekelerizYağmur deşme yaramızı sus..Anladık çağın gerisindeyizAhh… biz kelaynak kuşlarıTükendi, tükenecek neslimiz.

Adana, 24.03.06 Nebi Ünler Yağmur.

Nebi Ünler



Bizim Cavit ALABAŞ

BİZİM CAVİT ALABAŞ

Bir Cavit geldi geçti, hüzünlü, EskigedizDaracık sokaklarda, sanki ayak izi var...Ne kavgalar, emekler... tanırdı, Yeni GedizKesme taşlı yollarda, Alabaş'ın izi var.

Süleyman'ın Kahvesi, birde Kasap Besim'deBilirdi, yollar uzun, devrim uzak, bilirdi...Belediye Başkanı, bir kaç solgun resimdeÇaresizdi bir illet... Nasıl kaçabilirdi.

Adana'ya giderken, dedi; 'kapım hep açık...'Son vedayı yapmışız, nerden bilebilirdim...'Sanadamı 'oy' deyim, fikrim, derdim apaçıkGardaşımız dururken, kime verebilirdim.

Tansaş onsuz kapandı, nerde Tepe GazinoEskigediz'e pazar, fena çalışmamıştı...Ziraat Bankacılar, hedefiydi gazino,Cavit'siz tatsız tuzsuz... Ölüm yakışmamıştı.

Yılgın Yağmur'a yoldaş, sendin Cavit AlabaşAdam gibi adamdı... Delikanlı Başkanım...Keşke erken gitmesen... Bizim Cavit AlabaşMutlak mebus olurdu... Rahat uyu Başkanım.


Nebi Ünler



Bizim Kuşak

BİZİM KUŞAK

'Gitarımın tellerine kaygısızca vururdum'diye başlardı Alpaysonra Barış Mançodan“Dağlar Dağlar”,veAynalı Kemeri bir başka dinlerdik…Sezen Aksu'dan Sen Ağlama…Of çekerdik Ferdi Tayfur'laHatasız Kul Olmaz, Batsın Bu dünya derdiOrhan Gencebayvesokaklarda sağ-solhavada uçuşan kurşunlarvay anam vayazmı kurban verdik taptaze fidanlardanseksende askerdimihtilalin çilekeşi yaniazmı çekti bizim kuşakaz mı çekti…İhtilalin olgunlaşmasını beklerken konseyAz mı can verdi.bizim kuşak;Kardeşine, kardeşi vurdurulup,sonrada paspas gibi çiğnendiHer zaman acı verir bana12 Eylül günleriHep acıyla hatırlarımVe harcanan gençlere, gençliğimeAğlarım.yinede yaşıyoruz ya buna da şükürhanımefendi, beyefendive sen aynadaki.


Nebi Ünler



Boğuyor beni Keşkelerim

BOĞUYOR BENİ KEŞKELERİM

iyi kiyapmışım dediklerimo kadar az kiboğuyor beni keşkelerim.

çalmadımçırpadım, kırıp dökmedim, bilerekkırıldım, yıkıldım, ağlayıp yalvarmadımhayattayım... istemiyerek.

içmeyeceğimköy meydanında, çınara baka baka bir çayihtimal, bir daha gediz'i çiğnemeyeceğimkalan ömrüm, daha ne kadar, kaç gün, kaç ay

tuz buz olulan ayna.... gösterme içimi, içimi banasahte gözyaşlarına aldırmadan çıkılan yolkapanış mekanım olacak Kozan-Adana.

Yılgın YağmurO kimki? O bir.....! ... o bir deli...İçim çamur, dışım çamur, dünya çamurGaliba ben bir.....! .... yutmuşum dert seli.


Nebi Ünler



Boz Eşşeğin Sırtında

BOZ EŞŞEĞİN SIRTINDA

Sağolsun Melek HanımEllerine sağlık, Allah razı olsun,Keyfi ile coşuyorum bak!Masamın üzerine koyduğun papatyanın...

Hacımizeli (Hacımirzeli) KöyüGeliyor gözlerimin önüneKertişli dereyi (sübhaneke) okuyarak geçmişiz,Üçhanıp'ın yanında bırakıyoruz dua okumayıBorumu bu, o yaş daBestili'deyiz,Çocuk mezarlığı kalmış geride...

Mezarlık yanından geçerken,Cinler, hortlaklar, Cadılar, Gulyabaniler,Bir dudağı yerde,Öteki dudağı gökte olan kocaman devler!Çıkıverecek sanki önümüze,Masallar, hikayeler! ...Akılına düşenin korkudan, kopuyor ödü

Önde ineğimiz Mercan, yanında danası AcarAltımızda, Eşşeğimiz BozcaÖnde Ablam ortada ben,Ardımda küçük bacım Nebiha'Bahçeye gidiyok' diyoruz'Nereye giyonuz çocuklar' diyenlere,

Değirmenin önünü geçince,Çayın kenarında iniyor ablamBir eliyle, asılıyor bozca'nın yularındanDiğer eli Mercanın kuyruğunda...Dişleri takırdıyorSoğuk su da.Azgın su ayaklarıma değiyor.-Belime sarıl bacım! ... diyorum ardıma-Sıkı tutunun! diye bağırıyor ablamDeve Boynu görünüyor,Çayın tam ortasından yukarıya baktığımızda..Biz eşşekten düşsek,Yada ablam yıkılıverse!Kurtulmamız mümkün değil!

Lastik ayakbamın biri düşüveriyorYedeği yok üstelik.Can korkusuyla daha sarılıyorumPalnın tokasına.

Kös kös iniyorum bahçeye girincePortakal dikenleri, hazret dikenleri



Buturaklar, hele o sarı dikenler...Bahanem oluyor!İneğin peşinde koşmamak içinZeytinliğe girmiyorum.Akşama kadar dibinden ayrılmıyorumBizim koca Rize Mandalin'in.Diyorum ya! rahat durmam imkansızÇıkıveriyorum ağılın kenarındakiTatlı limona...Ayrılıveriyor tepesindeykenTatlı limon'un kocaman dalıylaYerdeyim... sere serpe yatarkenAğlamamak için sıkıyorum dişlerimi...

Ablaaaaaa! abim düştüüüüüü!Diyen sesine koşuyor ablamBakıyor ki kocaman dalın üzerindeyimDal yerde...Bacaklarım, kollarım cayır cayır yanıyorŞalvarım yırtık,Kazağımın kolu dilim dilim'Çıkma demedimmiiiii,Babama ne diyeceğim bennnnnn'Sözüyle birlikte sağ yanağıma inen bir tokat,Pınarını açıveriyor gözlerimin.

Sol ayağının topuğunaSağlam oturuyor attığım taşDikenlere çakıllara aldırmadanAğaçların arasında kaç babam kaç!

Ben yediğim tokadı demeyeceğimO dalı kırdğımı demeyecekKüçük tepsiyi sus payı olarakAlıyor küçük bacım.

Davul gibi şişiyor karınlarıAkşam olurken ineğimizin, eşşeğimizinYine aynı macera eve dönerken.

Heyhat! eyvah ki ne eyvahhhhhVah vah VahÇocukluğum kalıvermiş meğerseBoz Eşşeğin sırtındaUlan Bozca çocukluğumuda mı götürdünKırk yıl önce ölürken....

Yılgın Yağmur bir hikaye yaşattıÇocukluk günlerinden.




Nebi Ünler



Böyle Tartar Terazisi Anamın...

TERAZİSİ BÖYLE TARTAR ANAMIN...

Bindokuzyüz seksensekiz nisan ayındaEbedi aleme göçen babamınMirasını HAKÇA bölüşmekti doğrusu... icabındaAnam orda bile kemiğini sızlattı, O zavallı adamın.

Sağlığında çok çektirdi babama... bizzat tanığıyımGünlerce devam eden ne cangamalar, küslükler...Zeynepi için, bizden dörtte bir istemenin sanığıyımNumaradan hastalıklar, öz oğluna küslükler.

Varsa zeynep,yoksa Zeynep ve çocuklarıNe yapayım, Terazisi Böyle Tartar Anamın...Eniştesi sanki Hazreti Ömer... yutulur yaptıklarıBir tek Zeynep içinmiş bütün malı babamın.

Anamın Terazisini öbür yana bıraktımCanı sağolsun deyip... sustum ve susacağım...Analık ablalarıma ve abilerime zaten ıraktım,Onların adaletini hatırladıkça hep kusacağım.

Belki diye gittim... Harammış baba ocağım,Meğerse çoktan silinmişmiş, Kozanda ki adımız...Nedenini anama burada değilde Ahirette soracağım,Doğarkenmi kırılmıştı acaba, kolumuz, kanadımız?

Yılgın Yağmur kırgın, gurbetlerde ölecekKozansız, Adanasız, Çukurovasız, özlemle...Çocuklarım ardımdan, sahipsizliğimi görecekOnlara miras bırakacağım, şiirlerimdeki gözlemle.


Nebi Ünler



Bu Gün Ne Günü?

BUGÜN NE GÜNÜ(Ayser Bacıya cevabımdır.)

Bütün bunlar sermayenin oyunuŞu günmüş, bu günmüş durmadan harcaİnsan tanımalı maymun soyunuHaramiler soygun yapar kibarca.

Bak Çeçen'e Filistine iyi bakDemokrat oluyor sonunda ırakİran'dan sonrası değildir uzakBatı öç alıyor hem de hunarca

Afrika sefildir sıra Asya’nınMisyonerlik kılıf yüzü mafyanınKıymeti kaç kuruş, bütün İslam’ınYönetenler bölünüyor salakca.

Rusya hazırlıkta Çin uyanıyorAvrupa pusuda söz sulanıyorBugün ne günüymüş öz budanıyorBilimden uzakmış Türkçe, Arapça

Sermaye Kudüs de Silah sam’dadırÖlüm denizdedir, mavi damdadırİçtiğim Cola’nın közü Şam’dadırAtılan nutuklar hep uydurukca

Veda Hutbesinde derdin çözümüBirlik beraberlik çözer düğümüYağmur boş ver maske takılmış günüTürk ve Müslüman ol, yaşa insanca.


Nebi Ünler



Bu Sabah Hırpalandı Aldoğan

BU SABAH HIRPALANDI ALDOĞAN

Bu sabah apar topar dışarıya fırladımMerve Gökçen! Baba geç kaldım diyor...Tuğba Hilal'i, kızım çabuk! diye fırçaladımYağmur Orkun, direkt okulun da iniyor.

Takur tukur çarpılıyor kapılar, gaza basıyorum!Öne oturuyor oğlanla annesi hayretteyim...Yirmi metre gitmeden, frene basıyorumAldoğanım öpüldü... sabıra gayretteyim.

Dırdır, vırvır, sağda bir karaltı ve gümSağ ön çamurluk gömülmüş geçmiş olsunKarı milletini öne oturtmayacaksın hiç bir günKocaman minübüs! .. bu kadarıyla sağlık olsun.

Sanki kelle taşıyıcısı! ... Şaşkın; bakınıyor üzgün üzgünBastım gaza yürüdüm, hiç bir şey söylemeden...Canınımı alayım Allahsızın, şoförüymüş Özge süt'ünUlan felek sormayacağım, bu güzel günde, böyle neden? ..

Bu sabah hırpalandı Aldoğan, ben yaya kaldımBeyaz Güvercine bir şey olmasın yeterki...Bu musibetten çok şükür, bu kadarla dersimi aldımHer şeye rağmen gülümseyememek öyle beterki.

Sanırım yine rahmetli babamın alkışı ve duasıŞükürler olsun Allahım... mutluyum, umutluyum...Kitabımda yazmıyor, yazmaz! mal canın yongasıJüpiter ve Ayperi... Ulaşana kadar sükutluyum.

Yılgın Yağmur başının gözünün sadakası olsunÇocukların sağ salim, sana da bir şey olmadı.Ve gülebiliyorsun ya! halâ, sana helal olsunSeviyorsun, seviliyorsun ve vaden dolmadı.

Vedalaşma zamanı, aldoğanım elveda!Sana gönül vermekle, galiba çok suçluyum...

Adanasız, ama.....'li 17.04.09 Y.Yağmur

Nebi Ünler



Bugün 6 Mayıs

Saat gece yarısıSessiz odamdayımSükunumu bozuyorBuğulanan gözlüğümPaket yarım...İzmarit dolu kültablasıYokOlmadı olmayacak yanıbaşımdaDiğer yarım...

Sabahın ilk saatleriBugün 6 MayısBalkona çıkıp gözlerimle soruyorumBulutlar arasından göz kırpan yıldızlaraHep yalnız olacağımmış kanaatleriDesene be felek güldükçe güldürecek seniDevamlı kırık gelen zarım.

Uçmayacağım Zümrüt Anka kuşuBulutları çiğnemeyeceğim ayaklarımlaVefasızlık, ihanet, sadakatsizlik değil adımın okunuşuKapısını açacak sonuna kadarJüpiterli'nin dokunuşu.

Adanasız Yılgın YağmurOlmadı, olmayacakGönül işinde çamurAyperi saçını yolmayacakKoca Dede'dendir bendeki hamur


Nebi Ünler



Bugün 6 Mayıs 3 Kırık Fidan

Bugün 6 MayısGezmiş, Arslan ve İnan3 Yiğidin ölümsüzlüğe yürüyüşü diyorBuğulu gözleriyle Adanalı kara yağız hemşerimAllah taksiratlarını affeylesinÜlkenin aydınlık yarınları içindi mücadeleleriTertemizdi yürekleri ve inanmıştılar diyorum.

Bugün 6 Mayıs37 yıl önce ülkemde yağmur ve çamurBir yandan Kuzey rüzgarları Moskova'nınBir yanda Amerikanın Avrupanın tosuncuklarıPostal sesleri... postal sesleri... postal sesleriKoministlerin aranıyor ilanları radyolarda gazetelerdeÜlkemizi yönetenleri yönetenlerinKana susamışlıklarıBirbirlerine düşürüldü gençler.

Soyulan bankalar, kurtarılmış sokaklarHalk mahkemeleri Üniversitelerin izbe köşelerinde

Tertemiz yürekleriyle Anadolunun kınalı kuzularıDevrim türküleriyle zehirlendilerTuran ülküleriyle bileylendiler

Sonunda 3 kırılan fidanBozuk düzene çomak sokan 3 yiğitKahrolsun Amerika, Kahrolsun İsrailKahrolsun insanlığı sömüren batıMutlaka bir günElbette gerçekleşecek ezilmişlerin devrimiEy Emperyalizmin yardakçılarıDiyeceğiz size durYeneceğiz sizleri, yenileceksiniz sülüklerBu uğurda can verenlerinGayesi budur.

Kal ayağa uyuşuk yürekYılgın Yağmur'un ülkesindeİnsanların mutluluğuna çekiliyor her kürekBilmezmisin bunlar Oğuz soyudurDünyanın bozuk düzenininGayrı sonudur.


Nebi Ünler



Bugün Bayram ve Ben...

DünArifeydiYollarda değildimKöylülerimin dağıttığı karavişlerdenYiyemedim. Kozan Kalesi görünmüyor,Gözlerimin dumanındaKaybolan bir Adana.

Kedim CesurMırıl mırıl kucağımdaBiraz daha oynayacakmış oğlumYeni bir şeyler alamadım ona, ablalarınaOn küsür senelik gömleklerimi giyiyorumGelecek aya bıraktım ayakkabı almayıBir türlü yutamıyorum boğazıma takılanYokluğunu paranın.Hak verilemezmiş, haklısın denilemezmişBenim gibi (aciz... dengesiz... değersiz...)Sözüm ona... Adama.

Her şeye rağmenBayramlaşmalıymışımGiyinip, kuşanıp tebessümlerimleGülücükler saçmalıymışımÖzlememeliymişim Adana'yıYansıtmamalıymışım kahrımıKandırmalıymışım kendimi, çocuklarımıEli alemi...Dilime tat,Yüzümeyse gülücüktenBadana.

Bugün bayram ve ben...Kaçacağım kendimden, çevremdenÇıkmayacağım sokağaNe derlermiş... takmayacağımUmurumda değil karşılaşacağım hiç bir tavırDeve kuşu gibi gömeceğim başımıYiyeceğim taş, laf vız gelir tırıs giderBorcum yok ya birilerineVarsın olsun... horlasınlar ayıplasınlar beniAldırmayacağımÜç günlük ev hapsi verdim kendimeHele bir Yeni yıl gelsinHele bir emekli olayım, Allah ömür verirse...Kurban olacak birileriGadama.

Bugün Bayram ve Ben...Türk İslam Dünyasının Bayramı kutlu olsun diyorum.Kozan Uzak, Adana yok... küsüyorum kendime...



Kaçıyorum her şeyden ve herkesdenNe kadar çok muhtacımCanım Babama.

Hiç kimseler yaşamasın,Ruhumdaki sızıyı.Bakıyorum sessiz, sedasız bana bakanKarşımdaki duvara.Adanasız... Hınç dolu...Kahırlarımı sunacağım içimdekiYılgın Yağmur denilenYabana.


Nebi Ünler



Bugün Cumartesi

BUGÜN CUMARTESİ

Bugün CumartesiTerminal ışıl ışıl, çok serin dışarısıEn karanlık köşeden çıkıyorelinde sustalısıyılan ıslığı gibi-bir sigara ver ulan... diyorgecenin belalısıaramızda üç adımsiliyorum gözlerimidik dik bakıyor banabir hamlede çıkarıyorum montuAh bir bitirse işimi diyeÇıkarıp dolu paketiyakıyorum bir taneüfürürken dumanı-Sigara yok aslanım... vermem yaralı yüzegözlerimiz çarpışıyor-Delimisin lan ben senin.........-.......bir adım atıyorumkaranlığı yırtıyor yanık kahkaham!

-sök ulan, dök ulan, vuracaksan vur-...........-hadi vur lan Allahsız-............-dediklerini yapmazsan şerefsizsin-.......yaklaşıyor çöpçüler.........uzaklaşıyor kapatırken sustalısını-anladım sende bizdensin-........-yakında düşersin...-.........- senin yaran içinde be adamım-..........-O yara sana yeter!kahkahalar savuruken uzaklaşıyor.-Sen bendende betersin çakal-...................?değilmi ya bir, On dakika esirgedi yarve bitti fısıltısıTerminalde elimde sönmeyen sigaramsanki kulağıma geliyordumışıltısı, horultusualdık alacağımızıbeni titreten sevgilidençekilmeliyim ayağının altındanBen zavallı Yılgın Yağmur



ben kim oluyorum kiona gönül vermişimartık haddimi bileceğimgömeceğim sevgimi içemeseviyorum demeyeceğim

Bugün cumartesi hayatımızı bağışladıBir sokak serserisiAmaBir on dakika bağışlamadıYağmur'a sevgilisi.

Adana 21.11.06 - N.Ü.Yağmur

Nebi Ünler



Bugün Pazar

Takmıyorsun beni CanKeyfin bilirBeni okumazsan ne yazar.Kırılacak, üzülecek değilimİsminin üstüne bir çizikÇizer,Dosyamdan şiirleriniSilerim.

Başladı Çukurovanın malum sıcağıAdana yanıyorSinemada geçireyim vaktimi birazCanım çok sıkılıyorYani yalnızım CanHemide yapayalnızımBir de yetmez gibiUşak dan haber geldiEski sevgilisine rastlamışBahaneler başlamıştı azar azaryakındaYağmur'a gelen mektubun içinde'bitti' diye yazarVakit geçmiyor çıldıracağımBugün pazar


Nebi Ünler



Bul Zengin Birini, Yaşa Şahane

BUL ZENGİN BİRİNİ, YAŞA! ŞAHANE...

Malın mülkün, paran, için sevmedimHesap, kitap nasıl olur bilmedimAh bir zengin olsam düşü görmedim..........Sevda bahçesinde define deşmem..........Ben asla midemin peşine düşmem

Parmak hesabının, adı aşk olmazMenfaat mikrobu gönlüme dolmazYüreğinden başka beklentim olmaz..........Abestir servetim var deyip şişmen..........Korkma! servetini yiyipte şişmem

Başına çal arabanı eviniBaşka denizlerde yüzdür geminiOlamazsın sen babamın gelini...........Muhannetten abı-hayatı içmem,,,,,,,,,,,Ölürüm de minnet köprüsün geçmem.

Bir padişah kızı olsan bana ne?Ayrılık isteyen bulur bahaneBul zengin birini, yaşa şahane............Bir yalancı için günahı seçmem............Sayende kurudu gözyaşı çeşmem.

Yatların katların senindir seninGörmedim sen gibi! kuyusu derinYorgun Yağmur derki; Allahım Kerim............Dünya için yalan yeminler içmem............Bir ölümlü için kefenim biçmem

Adana, 04.06.08 Y.Yağmur

Nebi Ünler



Burdur'da Almıla

BURDUR'DA ALMILA(Burdur'lu Kenan E. Gardaşıma)

Sabahın köründe girdik şehireKapalı salonmuş gardaşım nireBizim çocuklara başarı dile

Bir kaçamak yaptım, ben tek başımaKara sevda düştü, hemen aşıma

Budur kenarında göle bakarkenMaziden anılar gözden akarkenBir peri göründü, elim yıkarken

Burdur'da Almıla, çıktı karşımaTipi bora girdi, akıl çarşıma

Dedim perimisin, Almıla dediGözleri aklımı fikrimi yediSormadan söyledi yaşı onyedi

Yirmiyıl geç kaldın eyvah yaşımaUlan gönül bela olma başıma

Dedim Adana'dan, üç çocuğum varGölünüz güzel de, yollarınız darSaçım mı boyadan, görünmüyor kar

Kadersiz yazsınlar mezar taşımaSana yakışanı çıksın karşına

Utandım kendimden, kendime kızıpŞurada uyusam, içerken sızıpAyrıldım oradan Almıla yazıp

Burdur'da Almıla, zehir aşımaLanet ettim dostlar geçmiş yaşıma

Yılgın Yağmur Burdur gölünü gördüAlmıla hayaldi, gözlerim kör düFelek kemendini hep bana ördü

Burdur'da Almıla, kan göz yaşımaSevilmedi yazın mezar taşıma

Yaşamadı yazın, mezar taşımaAlmıla'sız yazın kabir taşıma.Adana, 24.10.07 Y.Yağmur

Nebi Ünler



Büyüdüm Ya! ...

BÜYÜDÜM YA!

Büyüdüm ya! Bir yanım, küçük bir çocuk kaldıZaman denilen hırsız, oyuncağımı çaldı…

Şalvarımın cebinde, eceli birkaç kuşunAntepli sarı kızın gözleri domdom kurşun.

Kozan Kalesinden de… Büyük umudum vardıKader denilen usta… Başıma neler sardı…

Biyoloji dersinde, akıp geçerdi zamanAyfer Öğretmenimiz, gülümserdi pek yaman

En güzeli bizdeydi, tüm Kozan Lisesi’ninO sene başındaydım, Mecnun’lar listesinin

Deli Mahmut'du müdür, Zahide Biçer yorgunİsmail Hakkı hoca, Koministlikten sorgun

Mehmet Gani Yazar’dı, Türklüğümü öğretenRemzi Oğuz Arık’mış, Vatan’ı ezberleten.

Esirmiş Sovyetler’de, Çin’de Türk kardeşimizÜlkücü, Başbuğ Türkeş, Turan’a güneşimiz

Atsız’ın Bozkurtları, Kürşad’ın yoldaşıydıkSevgili Kızılelma… Estergon kolbaşıydık.

Şeyh Şamil çalınırdı… Fatih gibi coşardıkYavuz, Kanuni ile, çöller dağlar aşardık.

Davamızın yanında, birde sevdamız vardıLiseliydik be gardaş, ömrümüz de bahar dı.

Tutulan dilimizdi… Arada ki tek engelKöyümün en güzeli… Taktı bağrıma çengel.

Bir gelin ağlıyordu… gözlerime bakarakYanındaki… Masumdu, kaçtım ordan koşarak.

Yeşil renkli o reno, kapattı bir sayfayıSabrederek bastırdım, içimdeki kavgayı.

Ticaret Lisesine, düşüverdi yolumuzBirazcık avutmuştu, bizi ülkü yolumuz.

Adana’dan gelmişti… sıradan bir güzellikBoy bosun da değil de gözündeydi özellik.

Çözülmedi dilimiz, merhaba diyemedimGözlerine bakarken, konuya giremedim.



Koridorda ağlarken, acımıştı Müjde Ar*Resul’ün tavsiyesi, O’nu bırak bunu sar.

Müjde Ar’dan da güzel, Müjde Ar dediğimizHiç olmadık zamanda, bıraktı çıkmaz bir iz.

Düşmeyen iki damla, sigara sönen parmakBiliyordum he demem, vuslatımıza ramak.

F…. Ş..’i severken, sevemezdim kimseyiO giderken seçmiştim, hasret olup esmeyi.

Okulun son gününde yine konuşamadımKozan Köprüsünde son… O’na ulaşamadım.

Aşk badesi dediler; umursamadan içtim…Vardım sevda yurduna… Gördüm ki… Orda hiçtim.

Yalanmış, geçiciymiş… Esen o kavak yeliO Ticaret Liseli… Bıraktı kahır seli.

Sızım hafifler diye, gurbete sürgün seçtimBin sevda ummanıyla… Binbir Kafdağı geçtim.

Ayrılık, Rüzgar oldu, esti harlı bağrımdaBir cevap alamadım, “sevgili gel…” çağrımda.

Demir dağlar eridi… Çöllere yağdı yağmurDurulmadın ey gönül… Sinem olmadı mağmur.

Askerdeyken ihtilal… Tanklar ezdi her fikriŞanslıydım çok şükür, görmedim acı zikri.

Ya Mamak’a düşseydim… cellat yamağı olup,Ben devletim diyerek, Masuma suçun sorup.

On iki Eylülleri hiç sevemem bu yüzdenKimin canı yanmadı, canlar yakan o, güz’den.

Halkın silahı halka… Halksız devlet olur mu?Halkı öteki gören, Hak'dan sevgi bulur mu? .

Asker dış güçler için, dönmeli kışlasınaYaşasın Türk askeri… Namlular başkasına.

Bu vatan hepimizin, Devlet halkı içindirKim özler padişahlık, Cumhuriyet niçindir?

Babamın mezar taşı… Sakladı sırrımı hepAkmıyor gözüm yaşı, yakında… Belki… Sebep



Yılgın Yağmur ne buldun, dermansız kalp ağrında?Uyandın bir rüyadan… Ömrün sonbaharında.


*Müjde Ar'a benzerdi... belki daha güzeldi.

Nebi Ünler



Büyüksen Eğer

BÜYÜKSEN EĞER

Durdur geçen zamanı, saati geri döndürRahat bırak heceyi, haydi feneri söndürMuktedirsen, çekinme... lanetlenmiş yaratıkÇocukta masumluğu, kalp'de sevgiyi öldür.

Kuşlar sınır tanımaz, denizi bölemezsinRüzgarı avuçlayıp, izini süremezsinMutlaka hesap vardır... gör... bir kapı aralıkTetik bende diyerek, ebedi gülemezsin.

Haddini bil haddini... kırma kalp, insanı sev, insan olSilahın sevgi olsun, mülayim ol saygı dol.Gurur, kibir, hiyanet ve zulüm... tek menzili karanlıkLailahe İllallah, Muhammed Resulallah ile bitsin yol.

Büyüksen eğer, durma... gökten güneşi indirSamanyolunu dağıt, sağlam bilek senindirYılgın Yağmur unutma tüm hayatlar kiralıkSakın sanma şu nefes, ilelebet benimdir.


Nebi Ünler



Cevapsızdı Tek Sorum

CEVAPSIZDI TEK SORUM....

Tutmadan elleriniGörmeden gözleriniYaksın sönmesin Kor'umEbedi sildim seni

Masal bitti sevgiliGörmemişsin sevgiliGövdesiz dala döndümKimse demez 'sevgili'

İçmeden yudum yudumİntiharsız uyudumBende yoksun sevgiliSessizce seni yudum.

Tıpkı yaz da sel gibiEl gibiyim, el gibiBensiz yalnız değilsinHarcanıldım pul gibi.

Yılgın Yağmur düşte görYa hayal, ya düş'te görLeyla'sız, Mecnun gibiÇölden çöle düşte gör.

Cevapsızdı tek sorumBir kalpsizmiş tek yorum.


Nebi Ünler



Cinas

CİNAS

Gökyüzünde Ayı gören var mı?Ayı görmedim, Ay'ı gördüm...Saçında ki, beyaz kar'mı?Kar değil, harcanan! bir ömür ördüm.

Sevgili kipriği, nasıl ok olur?Seversen görürsün, diyerek güldüm...Bu dağlar Ferhat'a nasıl yol olur?Şirin'e haykırdım, solmayan gül'dün.

Kalp et ve kan! nasıl, kırılabilir?Bülbüller bağlardan, Gül için sürgün...Gökyüzüne nasıl çıkılabilir?Hayaller, rüyalar, istemez dürbün.

Söyle; Yılgın Yağmur, bu cinas nedir?Aysel'diri diyorum, Yegane Aşk'ım...Aysel'im verirse içilir zehir?Emrine kalamam, bigane, Aşk'ım


Nebi Ünler



Çalıkuşu Demiş;

ÇALIKUŞU DEMİŞ;

Yüreğim yangını, su ile sönmezBeklerim yolunu, küsmüşki dönmezNeyleyim dünyanın güzeli çokmuşYardan gayrısını gözlerim görmez.

Çalıkuşu demiş; gönlünü durdurBen bilmem, düşünü yadlara yordur...Bu ayrılık beni iflah eylemezGönül sürgününün dönmesi zordur.

Yılgın Yağmur bırak, boyun bükmeyiYar murad eylemiş, yaşın dökmeyiDe; güzeller şahı istediğin yap,Anası öğretmiş ciğer sökmeyi.


Nebi Ünler



Çanakkale, Şu Boğaz!

ÇANAKKALE, ŞU BOĞAZ!(Seyit Ertürk Dosta ithaf)

Çanakkale, şu boğaz! bu dünyanın mahşeriGökten inen ecdadı, öper herbir neferi

Medeni denen melun! Çakal, sırtlan sürüsüYarab! hep senin için, Mehmetçiğin süngüsü

Allah! Allah nidası, Şehidim de, son nefesÇanakkale geçilmez, nurlu sinem bir kafes

Destan ve tarih yazmak, Türk'e Allah vergisiÇanakkale boğazı, Türkün iman sergisi

Çanakkele geçilmez, yazar; dağım taşım daMalesef kaybederiz, her dem masa başında

Onsekiz mart sabahı, kavuşmuşuz zafereViyana'dan beri burda, durduruldu kefere.

Yılgın Yağmur son kale, Türkiyemdir İslamaDevamlı sahip çıkan, Mehmedimdir İslama

Adana, 30.12.07 -06.44 Yılgın Yağmur

Nebi Ünler



Çatal Matal Kozan Dağı

Akan dereler bulanıkDertler dertlere ulanıkYarın heba... kayıp mazi...Kızarmış gözler sulanık.

Çatal matal Kozan dağıSızım sızım gönül bağıEngerek dolu dörtyanımYakındır gitmenin çağı.

Kozanlı, 08.02.2010 16:37 NÜ.Yağmur

Nebi Ünler



Çek Aheste Aheste!

ÇEK AHESTE AHESTE(Delibal Gardaşıma...)

Gözlerine bakalı, deli gönül hapisteKarışamam Ahret’e, benden dünyalık isteSorma neyin kaldı ki, bir kuru can var işte…… Adanalı severse, ölümüne sever yar…… Çukurova yanarken, benden istiyorsun kar

Yar istedi ben verdim, kalmadı vere vereBir can kaldı diyorum, göğsümü gere gereHasiretin içimde, lav akar dere dere...... Sadıksan vefalıysan, gelip de yaramı sar...... Geleceksen gel artık, benim dermanımmı var

Bende sevgi biter mi yürekte deste desteSeven ela gözlerin, bence pek beste besteAtla aşk sandalına çek aheste aheste…… Yorgun Yağmur aşk dolu, yüreğinde volkan var…… Açıktır Mevla yolu, adım atmana bakar


Nebi Ünler



Çelişkiler Yumağı Hayat

ÇELİŞKİLER YUMAĞI HAYAT

Sıcaklığını ararkenŞefkat, sevgi dolu bir sineninÜmitsizce, yollarına bakarkenSamimiyetle 'GEL' diyemeyenlerinBaşına kakılan, meymenetsizliğininYükü hatırlatır omuzlarınaAğırlığını, kahrını şu beyhude Hayatın.

Gözlerinin önünde Kozan KalesiBurnunda portakal çiçekleriKulağın da Allah Allah Oğlum NebiiiiiiHaykırışı Koca Dede'ninDamağında tadı, Hacımirzeli'ninÇayın serinliğini arzular ayaklarınKoca cevizin yıkılmışlığıSöğüt gövdesine sarılmışlığı böğürtlenlerinDil'e susmayı emreder içindeki sesKişi sürgününü kendi hak eder.Gelmiyor geri,Giden güzellikler.

İnadına aynalara direnmekve keşkelerin inadınaKapatmak gözlerini...Kapatmak gözlerini yarının vaadineBugünün belkisineDüne dönmek mümkün olsaydı Ahhh!Hep mazi de yaşasaydık...

Burada da Yılgınlıklar varBurada da özlenir YağmurlarHatıralar da, silinecek elbetZaman her derdin ilacıymış,Bana bunları öğretti çıktığım üçüncü gurbetDeli divane gönül, senin günahlarınıYa teneşir temizleyecek,Yada toprakİlelebet devam edemez kahır.Karışacaksın toza çamura, yaprak yaprakTopraktır ayıbı örtmekte çok mahir.

Bir Hoş Seda bağışlanacakmı banaEy! ÇELİŞKİLER YUMAĞI HAYAT


Nebi Ünler



Çerez Olduk Ciğerciler Dişine...

ÇEREZ OLDUK CİĞERCİLER DİŞİNE...

İşine bak Efem... kendi işineCiğercinin, ciğer... başka işi ne?Felek bu... Kalemin kırılmış olsun,Çerez olduk... ciğerciler dişine.

11.04.11 - 15.58 de yazmıştım. (abdala malum olurmuş...)

Sağlık olsun... yas, mateme gerek yokÖldürmez BİZLERİ bu siyasi okAKEFEM önünde, çok umutlar çok,Ampülsüz bir tercih gelir işime.

Yinede teşekkür haketti köylüGönüllerde yine Efendi köylüBilecek işini uyanık köylüKimi takar bilmem, sandık şişine.

Senin için kapılmıştık bir yeleTayyip'in kalemi... em olsun keleYılgın Yağmur derki; dostlar rastgeleGayrı sormam bu ampüllü kişi ne?


Nebi Ünler



Çeşm-i Siyah

Boynumuzun borcuysa, seni bırakıp gitmekGiderim çeşmi siyah buralardan giderim...Leyla dan gelen dertler, bal sürülmüş bir ekmek,Çekerim çeşmi siyah hiç gücenmem çekerim.

Ağlamayı öğrenen, görür kalbin içini,Kipriğin ıslaklığı, bence ağlamak değil...Hayatı terk eylemek bir kefenin içiniDoldurup da çürümek, toprağa girmek değil.

Ölmek dünya zevkine, meçhulü tercih etmek,Mansur ölmüş diyenler söylerler mi doğruyu.Mevlana’yı Yunusu, nolur okursa gerzek..İşin sırrı şu bence, duyabilmek çağrıyı.

Feda ettim ömrümü, perçeminden bir teleGönül gerek Aşıka, gönül iman demektir.Tatsız tuzsuz bayat aş, Dünya denen şu küre,Çözüm Leyla'lar değil, o Leyla’yı sevmektir.

Yağmur çeşmi-siyaha kavuşmasa ne olurŞarabını aradım bulamadım içmeye...Yüreğimde yanan kor, büyür de yıldız olur,Hayat denen köprüden, Niyetliyim geçmeye.Affeyle çeşmi-siyah, karar verdim göçmeye.

Gediz, 27.03.03 Nebi Ünler Yağmur* Mahzuni' den dinlerken Mazide kalmış üç gönül yarasını karıştırdım.

Nebi Ünler



Çeşm-i Siyahım

Bir bıçak gibi saplandı yokluğunKanıyor yine yüreğimBu gün bir başka çağlıyor gözlerimYine yoksun yanımda.Bir yağmur olabilsemTıklatsaydım pencereniBir rüzgar olabilsemGirebilseydim bacadanDağıtsaydım o ıslakDalgalı simsiyah saçlarınıHuzuru bulsaydım yanındaBaksaydım sadece baksaydımSeni görebilseydim çeşm-i siyahımYetmiyor ki, o çıldırtan fısıltınElimde değil sayıklıyorumUyurken uyanıkken her yerdeO güzel adınıHep sen varsın çeşmi-siyahımYediğimde içtiğimde benim olanHer şeyde.

Gediz, Kasım 2001 N.Ü. Yağmur

Nebi Ünler



Çeşmisiyahım Kaçamıyorum

ÇEŞMİSİYAHIM KAÇAMIYORUM.

Sen gökte uçarsın çeşmi siyahımBense yer yüzünde sürünüyorum...Gün gelir de biter benim yalanım,Benim halim böyle diyemiyorum.

Gönül uçmak ister kırık kanadım,Aynalarda gençliğimi ararım,Oturup ta kaçanları sayarım,Elimde goncamı tutamıyorum.

Felek acımıyor vurdukça vurur,Sevdiğim güzeller Başka yar bulur,,Gel diyorsun amma korkum hep budur,Bir gerçek seveni bulamıyorum.

Aşkı arayanlar aşkı bulamazZaman para devri açlar doyamazŞu kollarım seni asla saramazŞu kara bahtımdan kaçamıyorum.


Nebi Ünler



Çinçik

ÇİNÇİK

Mukdar Memmedin Kerim,Terzi Dede'nin HurşitKaleçi'in Çirçir Memmed'iVe ben Koca Dede'nin Nebi'si

Ellerde lastik, ceplerde taş ve bıçakÇalılarda, zeytinlerde, mayalarda, dutlarda,...Çinçikler vurulacak

Caminin önündenGöde Masur'un kiremitli damındaEksik olmazdı serçeHep Hurşit'in imzası vardıCamiye bakan pencerenin camındaAllah belanızı versin en hafifiydiYediğimiz küfürlerinGün görmemiş ne küfürlerÇınlıyor halâ kulağımda.Uzun Ahmet'in, Batınnı Ahme'tin, Uzunoğlan'ınÜzüm bağları,Karanfil'in, yarımlar'ın, Fellahların portakal bahçeleri,İnce Veli'nin, Nunuş'un, Mullagganın, mayalıklarında,Körali'nin, Cöddü Memmed'in dutları, bademleriBütün Hacımirzeli köylülerinin bir şeyleri vardır,Mutlaka kursaklarımızda.Askere giderken helallaşmanınRahatlığı vardı vicdanlarımızda.

Cıncık gibi olurdu lastiğimizÇatalı, koncu... sırım üstüne sırım...Taşlarını bile seçerdik...Babalarımızın ceplerinden aşırdığımızBıçakları, kösele taşıyla bileylerdikYufka ekmek bir kaç soğan biraz tuzEn kıymetli hazinesiydiParlakbezden yapılmış şalvarlarımızınKoskocaman cebinde...Ahhh ah neler neler kovalamıştıkAğkoyak'da, Ilıca'da, bağlardaÇatal kaya önündeHele geceleri elimizde elektirik fenerleriPortakal bahçelerindeDolardı şalvarlarımızın cebiAteş yakardık kertişli deÖnce pişirirdik,Cızır cızır yağlarını döke döke...Sonrada keyifle vurduğumuz kuşların etiniÇıtır çıtır yerdik.

En güzeli 15 mayıs sonrasıydı



Kapanırdı köyde okulBahçelerde Portakal, yenidünyaAğdut, karadut, sessizce sokulBırakıver lastiğin koncunuCansız düşüverirdi önümüze çoğu zamanBazan yaralı yaralı kaçmaya çalışırlardıKurtulmazları imkansızdı biz cellatlardan.Biraz tuz! varsa yufka ekmek, yemede, yanında yat!Şimdi bile ağzım sulanıyorAllahım o ne biçim tat...

Nisanın son haftası benleşirdiAbdullah Kâhanın beyaz dutu...Sarı bülbüllerin büyüsüne kapılan, okulu unuturduSanki bizler değildik,Cahit hocanın dayağının korkusuyla titreşenBazan Şaziye, Bazan Yunus hocalardan azmıDayak yedik.

Huşit İstanbul'da işçiymişKerim, Kozan'da BankacıÇirçir biçerdöğer tamiriyle uğraşıyor olmalıOnbeş güne kadar ekinlere girileceği malumBen Gediz'de Adanasız,Kaybolan çocukluğumu arıyorum

Yılgın Yağmur'un burnunda tütüyorKırk yıl öncesiAsla unutulmuyor, asla unutulmayacakÇoçukluğumun ülkesi...Biz dört, ele avuca sığmayan haylazSabahtan akşama kadar elde lastikYaramazdık yaramaz.Şimdi gülümseyerek inatla savunuyorumKendimi ve arkadaşlarımı,Yediğimiz dayakların tek suçlusuydu,O leziz etleri olsada bir çimçik,Baştan çıkarırdı bizi... o bir kaç küçücükÇinçik.


Nebi Ünler



Çivi Halil Uykuda

ÇİVİ HALİL UYKUDA...

Yıllar önce tanıdım, saygılı cana yakınÇivi Halil zengindi, hep insanca duyguda...Ulucami önünde yatan olmasın sakınBir dostum fısıldadı, Çivi Halil Uykuda.

Helal ettik hakkımız, iyi biliriz beyanÇivi Halilsiz Gediz, gayrı olacak yavanEskigediz de yağmur, kabristana ER revanHüküm Allahın dostlar! ... Çivi Halil Uykuda.

Yılgın Yağmur kaçan yok, doğan ölür mutlakaErken geldi bu ölüm, gardaşım bastı fakaBir Fatiha, Üç İhlas, sevenleri bırakaAllah rahmet eylesin, Çivi Halil Uykuda.


Nebi Ünler



Çoban Türküsü'ne

'sapla samanı karıştırdım aşk ne ki şahin kanadı mı'.................................................................Kağan İşçen

ÇOBAN TÜRKÜSÜ'NE

Duvar da çakılı paslı mıh gibiÇıkmıyorsa aklından...Yokluğunda geberir gibi oluyorsan...12 Eylülcülerin işkencelerin de dahi,Söyletemedikleri bir isim! ! !Yanaklarını ıslatıp barajın suyuna karışıyorsaBalcalının ışıklarına aldırmadan sen,Sen yutkunarak hep toroslara bakınıyorsan....Ne kadar susarsan sus,Ne kadar gizlersen gizleSen aşıksın lan oğlum.Sen aşıksın, aşıksın Ulannn! .

Bir çoban kavalında, inleyen name gibiVagon vagondur sevda... Demir köprü sallanır. …

Avuç avuç zıkkımlanıyorsan gecenin yalnızlığınıArap uşaklarından ayarladığın boğmayı yudumlarkenSevgi Adasını görebiliyorsan... hayal meyal.Balıkçıların küfürlerine eşlik ediyorsa hasret türkülerinAyıp... günah... yasak... bin türlü bahanelerle susturulanSen garip, sefil, perişan kader mahkumu arkadaşımUtanmadan bak aynaya... itiraf et kendineSen, Allahına kadar sevmişsin ulan.

Onu gördüğünde süt dökmüş kediye dönüyorsanTanıyamıyorsan aynada gördüğünü'Yak Ulan! ...' derse,Gözümü kırpmadan Adana'yı yakarım diyorsanBir yetmişliğin son yudumundaHalâ onu arzuluyorsan...En hasına yakalanmışsın sevdanınAşıksın, aşıksın ulan.

ve... yıllar sonraYaşın elli, başın apak,Titreyen bacaklarına, sızlayan beline,Hayatın her türlü kahpeliğine rağmenO'nun için geberirim ben,Diye inanıyorsanSen aşıksın arkadaş.Ne var yani olmamışsaBu şişenin dibini bulan.

Ne olmuş yani!O başka kocaya gitmiş,



Sen başka bir koyuna girmişsenÇocukların peşinde sürünmüşsenAyaklarına dolanıyorsa torunlarınKuytusunda bir karanlık geceninYakıp da bir sigaraİçine çekerken derin derinAh keşkeeeeeeeeeDiyebiliyorsan,Utanmadan, usanmadan kendin kendineSen yanmışsın arkadaşAşıksın,Allahına kadar.Seviyorsun Ulan.

Yılgın Yağmur için, bir kalp ağrısıBöyle takdir etmiş, YARADANI, göğün, toprağın...'SEV' imiş! dört kitabın insanlara çağrısıAŞK… AŞK… AŞK yazıyor gönlündeki her bir yaprağın.

Adansızlığın bitermi... meçhulümdür şimdilikİnanıyormusun ey nefsim varmıdır... bu devirdeÖbür yana gitmeden, Aşkta ölümsüzlüğü bulan...

Hiçbir Çoban Türküsü'ne mevzu olmayacak yaşadıklarımKaval namelerinden dükülmeyecek yüreğimin sızısı...Belki bir yerlerde... kim bilir? Gönül yaralarını kaşıdıklarımDiyecekler; İyi bilirdik... Rahmetle analım o sürgün Adanasızı.


Nebi Ünler



Çorba Makamından

Şarkılar söylerken haniÇorba makamındanKedi miyavlaması, köpek havlamasıEşek anırması, boğazlanan hayvan hırıltısıGibi çıkan bir sesVeUyduruk sözlerden oluşan şarkılar.Portakal bahçemizin kenarındaki,Ağustos sıcağında bile buz gibi akanKozan çayının soğuk suyuyduTopuğumu gıdıklayan.

Bir sigara yakıyorumAra verip çorba makamınaKuşlar geliyor başımın üstündekiDallaraÇevremdeki ağaçlaraBaşlıyor cik cik cik muhteşem bir konserUtanıyorum kendimdenBir daha türkü söylemek mi Allah korusunGüzeli yaşamak varkenÇevreme eziyet edeyim nedenEn iyisi şiir yazmakNe geliyorsa içimdenKalemimden kelimelere döküp Hislerimi.Hep ona... hep onu...Hasretimi…Hayallerimi…Umutlarımı yazmalıyım.Nasıl olsa kimseler okumayacak,Saklayacağım defterimiVasiyet edeceğimKoysunlar kefenimin içineBelki de çok beğenir ZebanilerKim bilir.Yağmur bir varmış bir yokmuşOlduğunda,Yer altı haşereleriDiyecekler bu kağıt yenir.


Nebi Ünler



Çöl

Senin hediyendir içimdeki çölKasırgalar kopar kumlar uçuşurUmut filizleri yaşatmıyor çölSinemde patlayan lavlar tutuşur.

Yağmur olup gelsen ıslatsan beniGördüğüm seraplar gerçeğe döner.Her söken şafakta ararım seniHasretin uykumu böldükçe böler.


Nebi Ünler



Çöl ve Yağmur

ÇÖL VE YAĞMUR

Ektiğim sevgiyi biçmedim felekSevda bülbülüydüm sevgi aradım.Ruhuma kelepçe vurmaya sebepAnladım olamaz benim muradım.

Çöldeyim Leyla’sız Mecnun gibiyim,Doğuşum hataydı şanssız biriyim,Anladım ben, Şu hayatın kiriyim,Uçamıyom taşımıyor kanadım.

Pamuk, Çilek kiraz, iki şeftaliBendedir bu derdin bütün Vebali,Ölmeden düzelmez, Yağmurun haliBen zülüf yerine diken taradım.


Nebi Ünler



Çöldeyim

.

Çöldeyim mecnun gibi, siyah çamur ekmeğim,Petrolmüş kıymetliymiş, olmuyor bana çare.Pamuk, Çilek Şeftali, bir defa değmediğimUzaklarda kaldılar, yüreğim pare pare.

Bir çölün ortasında, yok burda Çalıkuşu,*Dost sandığım insanlar samanyolundan uzak.Yorulmadan tüketsin, Hayat denen yokuşuAllahım koru onu uzak kalsın her tuzak.

Erişilmez sevgili, dedi “arama tamam”Susadım suya hasret, bir serabın peşinde,Ruhumdaki acıyı çıkarıpta atamamAyrılık bitmez Yağmur, o hep senin içinde.

Gediz, 20.06.03 Nebi Ünler Yağmur*= Gerçekteki hiç bir Çalıkuşu ilgisi yoktur hayali bir semboldür.

Nebi Ünler



Çukurova Uzakken...

ÇUKUROVA UZAKKEN...

Ağarır Murat Dağı, söner gökte yıldızlarErir içimin yağı, derinde yaram sızlarGözlerim bulutlanır, yağmura hasret sinemÇukurova uzakken, hayal başı karsızlar.

Babamın ak sakalı, şefkât yorganım değilAnamın tek arzusu, “oğlum; Zeyneb’e eğil..”Yirmibeşyıl sonunda, Hasretim bitmiş değilKozan’a dönemem ki, engel oğlum ve kızlar.

Beyaz inci mazotsuz, bir milim yürümüyorEmeklilik kapıda, gönlüm hiç büyümüyorKozan kalesi derken, ah nasıl çürümüyorÖmrümüz gurbet elde… Ciğerde kebap cızlar.

Yağmur’umun anası, soğuk Kozan’a soğukTek ukdedir içimde, yaylamız çatalolukDemeyin Yılgın Yağmur, neden benzin pek solukŞikâyet yok! Sitem yok! Gamlı Adanasızlar

Gurbet ateşli bir ok, kara bahtımız sızlar.Çukurovamı çalmış, Adanasız hırsızlar.

Adanasız,(Terasta…) 10.07.11 - 05.04 Yılgın Yağmur

Nebi Ünler



Dadaloğlu'na Sesleniş

DADALOĞLU'NA SESLENİŞ(Hakkımızda devlet etmiş fermanıFerman padişahın dağlar bizimdir...-----Dadaloğlu)

Yürü ağam yürü... yoluna yürü!Ferman padişahın dağlar bizimdir...Bizi korkutamaz celladın yüzüFerman padişahın dağlar bizimdir.

Torosların başı dumandır kardır!Tek korkumuz bizim vefasız yardırÖlümün korkusu yiğide ardırFerman padişahın dağlar bizimdir.

Çeçen Rus'a, Afgan Amerika'yaNe olmuş yezitler çıkınca ayaYastığımız olur bir yassı kayaFerman padişahın dağlar bizimdir.

Devlet bizim millet bizim hak bizimBayrak üzerinde duran kan bizimYakında çökecek şu globalizimFerman padişahın dağlar bizimdir

Kardeş kavgasından daim kaçarızVatan için ne ocaklar yakarızYağmur der ki atomlara çatarızFerman padişahın dağlar bizimdir


Nebi Ünler



Dağılcak'da Bir Tahta Masa

DAĞILCAK'DA BİR TAHTA MASA

Şunun şurasındaNe kaldı... bekleriz gülüm...Bir Otuz yıl sonrasındaLafımı olur sayılı bir kaç günün.

Çamlar, Çınarlar ve şırıldayan suKarşımda sen... kalırmı bende kaygı, tasaLütfunla bitti... Kara gözlerine bakamamak korkusuBekliyormuş bizi.. Dağılcak'da Bir Tahta Masa

Yıllar sonra... Kozan, sen ve ben of ulan ofGöreceksin, yılların birikintisiyle Yağmur nasıl coşacak...Bir fırt sen bir fırt ben ve sonra atılan SON SİGARA... of gülüm ofDağılcak, Baraj, Dolunay, Yıldızlar şahidimiz olacak.

Kozanlı, 03.02.10 Y.Yağmur

Nebi Ünler



Dağlar'da Ağlar

DAĞLAR'DA AĞLAR

Yola revanCümbür cemaat Arap GanilerUfalırken Kozan Kalesi arkadaGöçaşlığından yukarı yukarı aggamSıraluf'u aşan davarlarKilgen çayında sulanırlar.

Dağılcak'da serinle serinleyebilirsenKoca Musa, Ahmet öndeOğlak, kuzu melemelerine doyar dağlarOrtada, Gani, MustafaDonanmış gelinler gibi bağlarÜç bölük, Beş bölük ayrılır sürüYürüsün Arap Ganiler, yürüsün katar katar kervanYürümekle kavuşur sağlar.

En güccük Gardaşları DedeYani benim Canım babam!Burada doğmuşum diye gülümserHorzuma geldiğinde.

Tersakan kurbağa b.ku doluÇöker karanlığı geceninKervan mecburen konaklar...Karacoğlan;'İncecikten bir kar yağarYağar Elif Elif Deyü........... '

'Kalktı göç eyledi avşar elleriAğır ağır giden eller bizimdir.................... 'Dadaloğlu TürküleriÇığrışır Arap Gani yiğitleriYankılanır dağlar.

Develerin yanıbaşında inekler, atlar, eşeklerZıba Dede'nin Arapistan taraflarındanGeliş, Hikayeleri anlatılır ataş başındaKeyifle gezinirken sürü içinde köpeklerTorun Dolma Cennet 3 yaşlarındaAnası Farsak kızının kucağında kıpır kıpırBabası, Koca Musa'nın çiftesi Karanlığa patlarkenİrebce'nin göçüne kimler yan bakar.

İstikamet Süphandere olmalıSemada Çoban Yıldızı parlarken ışıl ışılHareketlenir sürüÇulluşağı yokuşu yorar ha yorarYürü babam yürü.



Akkaya inişinde dön babam dönGöğsu bulanık akar.Düşmüş, Göğceli sonrası BelenköyKozanoğlu'nun adamları karşılar.Bir kaç oğlak, bir kaç kuzuKurulur sofralarArap Ganiler'in Halil sessiz sakinErmiş diye herkes ondanBirazcık çekinir lakin.Kocalar anlatırken masal hikayeSesi güzel yiğitler bozlak okurAyın ondördü.... yıldızlar hep tanıdıkÇok değil bir gün sonraAllah kısmet ederse, sağ sağlimYaylamıza varırık.Soğuk pınarlar şırıl şırılDereler çağlar.

İrebce'nin göçü dört gözle beklenirKöylülerin arzuları, meramları dinlenirHoşnut edilir fakir fukaraSühhandere, Bakırdağı şenlenir.Bir çocuk ebesine sorar usulünce'Ebe! göğyüzüne bu yıldızlarıKim, nasıl bağlar? .

Eylül sonuna kadarBu dağlar bizim, bizimGelir sonbaharYaylalar, dağlar sizin.

Çoğalmıştır sürüGayrı kovalar dağlarKozan'a yürü...Köylüler Ağlar... Dağlarda ağlar

Kışlık Hacimirzeli köyüdür Yazlık ToroslarKurulur Çadırlar... düğünler kurulurHer sene tekrar tekrar aşılır aynı yollarVe bir gün acı acı bağırır dağlar taşlarUğuldar çam ağaçlarıDuyulan Osmanlının; 'Bedel Kalktı herkes Askere...' sözüdürSeferberlik davulları vurulur.

Rahat durmaz İngiliz, Fransız, RusAyaklanır Balkanlar, İsyandadır Arnavutlar AraplarRumlar, Ermeniler daha kimler... kimlerGün, kıyım günüdür.Koca Musa, Ahmet, Gani, MustafaVe bütün bedeli kalkmış yiğitlerGaliçya'yaYemen'e



Kudüs'eKanalaÇanakkaleyeSarıkamışaKınalı kuzular gibi götürülür.

Yemen TürküsüdürSarıkamış ağıdıdırErini bekleyen gelinlerin dilinde...Kocamışlar, ÇocuklarSavunmasızdır,Eşkiyaların, Ermeni Komitecilerinin elinde.Ovalar ağlarÇukurova ağlarYaylalar ağlarErimiş, tükenmiş sürülereGeri dönmeyen YiğitlereTürk analarıyla birlikteDağlar'da ağlar.

Haçin, Mağara, Asmaca, KozanGizzik Duran Geliyooooorrrr! ...Kurunun yanında yaş da yanar komşularErmenilerden temizlenir yurdumuzFransızlarla birlikte işbirlikçi ErmenilerHalep'e, Beyrut'a sürülür...

Süngülenip ana karnından çıkarılan bebelerBalık eti diyerek analarına yedirmiş caniler,Kozan Fırınlarında diri diri pişirilen TürklerTürk kanını yerde bırakırmı heç! ! ! ! !Koca Camide EzanKozan Kalesinde IşıkVatansız kalmaktır cezanAdı lazım değillerin, sonu karışık.

Bir Paşa varmış, Selanikli, Gözleri çakmak çakmakKozan Mebusudur gayrı Mareşal Fevzi ÇakmakYılgın Yağmur duyar dedesinden; Cumhuriyet ilan edilmişKısmet olsa keşke Mustafa Kemal'in huzuruna çıkmak.

Ankara'da Yeni bir Devlet kurulmuşVatan sağolsun.... Dönemeyenlere Allahtan RahmetYazık ki... Arap ganilerin göçleri artık unutulmuşDağlar'da ağlar, bende ağlarım... ağlayayım bizahmet.

Ey! vatan sağolsun diyen emmilerimGökyüzü ağlar, yeryüzü ağlarİnsanlık icabı olmalı... acılıdır ninnilerimHer Anadolu aşığının sazı da ağlar,Fizan, Kanal, Yemen,Galiçya, Sarıkışla, BoğazYedi düvel, yetmiş millet, Cihan harbi belası oooooof offff



Gidip dönemeyenlerin ardındanDağlar da ağlar.


Nebi Ünler



Dağlar

Sıradan sıralardanAnlamsız mısralardan,Gam dolu akşamlardan

Alın beni hey dağlarDağlar içimi dağlar

Sadakat yok vefa yokYar gelmiyor sitem çokDostumdan da yedim ok

Alın beni hey dağlar,Dağlar içimi dağlar.

Düşlerimde, düşlerim,Hep yar dolu düşlerimKâbus oldu düşlerim

Alın beni hey dağlarDağlar içimi dağlar.

Bir mektup iki resim,Sırdır bende bir isimDuymuyorum yar sesin


Terk etmekmiş töresiAdanadır yöresiYağmur ölüm göresi



Nebi Ünler



Dağlara

Bu şehrin pisliğinden,Hayatın güçlüğündenRiyadan tiksindiysen

Gel çıkalım dağlara,Dağlara hey dağlara

Zenginin parasından,Züğürdün mavrasındanHayattan bunaldıysan

Gel çıkalım dağlara,Dağlara hey dağlara.

Çamur dolu alçaklar,Kof çıktıysa başaklar,Rahat vermez yavşaklar

Gel çıkalım dağlaraDağlara hey dağlara

Çok bıktıysan işinden,Ayrıldıysan eşinden,Hiç ayrılma peşimden


Yorulduysan düşünden,Görmemiş, görüşündenYağmurun gülüşünden


Gediz, 04.04.03 Yılgın Yağmur Nebi Ünler

Nebi Ünler



Dağlara Çıkmanın Zamanı Şimdi

Yine dumanladı şu dertli başımDağlara çıkmanın zamanı şimdiŞu şehrin pisliği oldu göz yaşımDağlara çıkmanın zamanı şimdi

İnsan yığınında yapayalnızımKomşum yutkunuyor yenecek kazımCenk havası çalar içimde sazımDağlara çıkmanın zamanı şimdi

Çalıyı dolanmak kaçmanın adıKalmadı hayatın lezzeti tadıDaha vakit varken dehle şu atıDağlara çıkmanın zamanı şimdi

Sigara, alkolü, morfini hapıKapıp kaçanlara dayanmaz kapıÇürümüş kokuşmuş medeni yapıDağlara çıkmanın zamanı şimdi.

Yağmur ovalarda kahpelik hakimDağlar temiz, dağlar her zaman sakinKartal olamazsan olursun şahinDağlara çıkmanın zamanı şimdi

Adana, 19.03.06 - 14.13 N.Ü.Yağmur

Nebi Ünler



Dağların

DAĞLARIN(Delibal - Celil Çınkır Gardaşıma)

Baharda uyanır, gülü goncasıGözyaşıma benzer kar'ı dağlarınKaracoğlan diyarının yoncasıÇukurovalının varı dağların

Elvan elvan çiçek sayısız böcekBeylerin buyruğu 'yürüyün göçek'Biraz kırıtana derler bu köçekAvşar güzelleri har'ı dağların

Yaz geçer mecburen inilir düzeGöçmen kuşlar veda eylerler güzeBir avşar güzeli edalı süzeBeti benzi solar, sarı dağların

Yar kaldıysa torosların ardındaYiğidin yangını, sevda derdindeBeyazlar bürünür kışın sertindeOvalara gelir zarı dağların

Gurbette binboğa burnunda tüterHasretlik eyliyor sarhoştan beterAndırın yolları bekliyor yeterGardaşım Delibal Yar'ı dağların

Yorgun Yağmur zirve, buluta aşıkElalem söyleşir, işitmez aşıkGülmeyi unutur vuslatsız aşıkSeyhan'a kaynaktır, Şar'ı* dağların


Şar: Tufanbeyli'de tarihi kalıntılarıyla tanınan ve Seyhan nehrinin kollarından birinindoğduğu bölge biraz da kafiye uygunluğu için...

Nebi Ünler



Dalların Minnetine...

DALLARIN MİNNETİNE...

Budadığım dalların,Boynu bükük vedasıYepyeni salkımlarınSürülecek sefası.

Bakarsan bağ olurmuşBakmazsan dağ olurmuşÇalışan sağ olurmuşMiskinlikse belası

Tomurcuklar açarımGüzellikler saçarımSevdalanır taşarımİncitmez aşk cefası.

Dalların MinnetineGövdenin CinnetineAyrılık İlletineİsyanımın sedası.

Yılgın Yağmur fidan dikYeşili hep beğendik'Dik' diyene GüvendikAğaç yurdun bekası.


Nebi Ünler



Darağacı

Eski yıl, YeniyılKaynıyor,Kanıyor, Ortadoğu...Çam ağacıHindiDünyaBu yılbaşınaYenibir Adetle girdiEvlere,Çam ağacıSaddam'aDarağacı

Yağmur! belasını bulsun katillerKabul,Dostlarım kabulNe zamanHizaya gelecekİsrail ve Amerikan efendiİnşallah yeni yıldaYada ben Toprağa girmedenGörürüm... görmek istiyorumİslam dünyası akıllanıp birleşmişGülmeyi öğrenmiş Filistinli.YılbaşıÇam ağacıHindiBuş efendiye deDarağacı.

Adana, 17.01.07 - 16.31 N.Ü.Yağmur

Nebi Ünler



Darağcında Üç Fidan

DARAĞCINDA ÜÇ FİDAN(Kendisi Ülkücü, Ruhu Kominist Diyen Doktoruma)

Tam Bağımsız Türkiye, Sevdasından korkanlarSusturulur sandılar, kırılırsa üç fidan...Bağımsızlık savaşı, bitmez! ... karşı duranlarDeniz, Yusuf, Hüseyin, gönüllerde üç fidan.

Ölümlerden korkmadı, İnan, Aslan Gezmiş'lerKahrolsun Amerika! ..Halk için halk adına...Ölümsüzlük suyunu, Darağcında içmişlerHürriyet yazılmalı, Kuşların kanadına.

Onlar ölmedi Yağmur, Ölmez halkım diyenlerBitmeyecek bu savaş 'Ya istiklal Ya Ölüm'...Yürüsün bağımsızlık, gömleğini giyenlerHesabı sorulmalı, sömürülmüş her çölün.

Asılanlar Yaşıyor, Cellatları Nerede?Halk, haklıyı temizler, vicdan denen derede...


Halkın Vicdanında kanayan, bu halk ile birlikte yaşayan ve yaşayacak olanlara (sağcı,solcu diye ayırmadan) Selam olsun.

Nebi Ünler



Darbelere Karşıyım

DARBELERE KARŞIYIM(Albeymeta gardaşıma...)

bir anlık değildiryanardağdan lav püskürmesibir anda değildirdarbelerin gerçekleşmesi...

kan, gözyaşı, kargaşa, anarşi, teröro plan, şu hazırlık, toplumda kurtarıcı beklentisikaranlık, kirli, kanlı ellerde bir düdük görpostal, süngü, tank... vatanı kurtarma eklentisi.

darbelere karşıyım... Albeymeta gardaşımterk edemeyeceğim tek sevgilidir demokrasi.


Nebi Ünler



Dayınlar'da, Erdoğmuş Yolundayım...

DAYINLAR’DA, ERDOĞMUŞ YOLUNDAYIM

Aniden esiyor işteBiniyorumŞahlanıyor Gümüş AnkaEski Dayınlar’daErdoğmuş yolundayımSağım solum bağ, bahçeDayınlar Mezarlığının ortasındayımNazlı nazlı şırıldıyor çeşmeBir Fatiha okumaktayım.

Ay dolunayGündüz gibi parlak her yerBelli belirsiz Yıldızların çoğuAha orda bir parlak yıldızSelamıma bir selam verDiyor gibi geliyor banaGülümsüyorumKendime, gökyüzündeki dolunaya,Yıldızlara, ağaçlara, taşlara… gülümsüyorGölgem…Gümüş ankam gülümsüyorGülümsüyor mezar taşları…Ulan yalnızlığım, bayılıyorum sana.

Merhaba DolunayMerhaba yıldızlarMerhaba Gümüş AnkamMerhaba çocukluğum, gençliğim, ihtiyarlığımPişmanlıklarım, keşkelerim merhaba…Fısıldıyorum taşlara, sessiz hıçkırıklaraSesleniyorum avazımı yüreğime tutsak ederekAvaz avaz ulaşamıyorum uzaklaraMerhaba iki ayağım, iki eklim, iki göz, iki kulağımVakti geldiğinde bende karışacağımŞu uçuşan tozlaraFarkında değilim sönüp düşenBu kaçıncı sigaram.

Teybimde Gülay“Cesaretin Var mı Aşka” yı söylüyorKiremitli tepesinden bakıyorum Gediz’eEy Mezar taşları… herkes bir gün ölüyor!

Allahım ne güzel yaratmışsın bizleriHamdolsun ki insanız…Hak etmesek de halifeliğini, verdikleriniAklımızla, fikrimizle, en aşikâr lisanızDünya’nın kara’sı, denizi, hava’sı yetmez gibiUzayında bile bulunuyor imzamız.



Lütfunu ihsan eyleMerhameti, rahmeti bol AllahımGönlümüze AŞK’ını mesken eyleSana layık kul olalım Allahım.

Çocuklarım evde sağ salimVarlığı, yokluğu insanı düşünüyorumEy her şeyin sebebi, yaratanı… malumdur halim Ya layık olamıyorsam diye üzülüyorum.

Yılgın Yağmur Erdoğmuş yolundaEski Dayınlar’da Gümüş AnkamAy dolunayParlıyor yıldızlarKulağım çınlamıyorUnutmuşum hatıralarıUnutulmuşumUnutulmuşum biliyorumAllahım… Allahım… Allahım…Adanasız, Yılgın YağmurKulun olabilsin…Sadece bunu diliyorum.


Nebi Ünler



Deccal

DECCAL(Murat Kekilli'nin 'Sam Amcalar'ına)

Ortadoğu da yecüc mecüc arayan katilÇocuklara misketle ateş yağdıran deccal…Demokrasi dediniz, Felluce de hayat tatilBağdat da ve Gazze de, çocuk öldüren deccal.

Medeniyet çağdaşlık, sömürünün maskesiSilah yenilemektir, Batı’nın ateşkesiIrak’da düşüverdi Amerikan takkesiGirdiği vahaları, çöle döndüren deccal

Bosna, Çeçen, Afgan’lı ve Filistin ateşteAvrupa, Amerika, usulünce üleşteBir insanlık suçudur, silah, tetik kalleşteYağmur bunların adı, ocak söndüren deccal.


Nebi Ünler



Dede'nin Oğlu Adanasız

DEDENİN OĞLU ADANASIZ...

Ve...Karanlık boşluğa, Aleykümselam... Aleykümselam...Ne?Yalnızlığımızla, yapayalnız iki kelam...

Bir söğüt dalı kadar olamadıkKol, kanat budandı çoktan...Biz istediğimize dolamadıkHiç edildik yoktan.

He!Münasebetsize, münasip değildik.Ce!Aynadaki gölgemize eğildik.

Ne güvercin olduk, ne kartalKendi kanadımızı da yolamadık...Bir deri kemikken, görüldük hantal,Hangi gözle bakıyorsunuz, soramadık.

O!Bana baktı ben ona... arkası sırlı camda...O!Benmişim meğer... kimse yokmuş odamda.

Portakal çiçeği gibi narin, güzel kokuluSiyah önlük, beyaz yaka, mekan İlkokul...Varsın diye pek sevmiştim ortaokuluLisede çakınca! Ticaret Lisesi oldu son okul.

Ha!Yılgın Yağmur, ha bir adsızdık...Ya!Dedenin oğlu Adanasız, yada kafdağında kanatsızdık.


Nebi Ünler



Dedemiz Dadaloğlu

Elinde sazıAltında arapatıBir çeşmenin başındaKarşımda duruyorduBizim DadaloğluBağırıyordu avaz, avazUluyan kurtlar gibi'Kalktı Göç Eyledi Avşar Elleri...Ağır Ağır Giden Eller Bizimdir.'Yapıştım atının üzengisineHoş geldin ağamTutupta ensemden kaldırdı başımıŞimşekler çakan gözleriniGözlerime dikerek'Tabansız... Tabansız olma TorunÇöz dilini çekinme söyleYüreğinle dilin birleşsin bırakTabansız olma Torun...'

UyandımTer içinde kalmışımBir sigara yaktımKesmedi bir daha, bir dahaDüşündüm... sabaha kadarBir cevap bulamadımBu günleri yaşasaydıDedemiz DadaloğluNeler söylerdi nelerSuskun kaldığım içinIraka, Afganistana, ÇeçenistanaFilistineYurdumda ikinci sınıf görülenlerÜçkâğıtçılaraSoyguncularaVurguncularaİstanbul'a, Ankara'yaDermansız FermanlaraKarşı çıkmadım diyeİlk önce beni tepelerSonra da ne biçim kükrerSusmakSuça iştirak gibi geliyor bana artıkHele Bir kurtulayım rüyamın tesirindenYağmur Layık olmaya çalışacak'Ferman Padişahın, Dağlar Bizimdir.'Diyen Dadaloğlu'na.


Nebi Ünler



Değirmenci Nuri...

DEĞİRMENCİ NURİ...(Lütfen Rahmetli abimize... Üç İhlas bir Fatiha...)

Sepedi Seyrekler'in Nuri düştü aklımaYa su'yu kesilirdi, ya bozulurdu bir şey...Değirmenci Nuri'nin hep şaşardık bahtınaKozan'da elektirik, Nuri'de küfürler şey.

...Tekniğe yenilmemek elinde mi insanınTıkıt tıkır çalışır, fabrikasyon çok ucuz...Yılgın Yağmurçok anı... çok noktalı lisanınİyisimi burda sus... demesinler 'lan uyuz...! '


Nebi Ünler



Deli Kurt'u Bilirsen

DELİ KURT'U BİLİRSEN?

Ülküdaşım diyorsun evet haklısınHayalleriyle büyüdüm Nihal Atsız'ınTürkçülük, Turancılık, Kızıl ElmaDamarımda akışır damla damla

Hemşerimdir Remzi Oğuz Arık beğKozanlı'yım Türklük için ölmek yeğTanrı Dağlarına uçmak ister hep ruhumKürşad'ın karşısında elbette diz vururum

Az kaldı ulaşırım Gökçen gözlü dilbereKök girsin kızıl çıksın aşkından dönenlereAvuturum kendimi, sabret sabret diyerekSevgili gözlerine son defa bakmam gerek

Deli Kurt'u bilirsen, Gökçen'i de bilirsinSevmek kavuşmak değil, beni gömebilirsinKaf dağları olmalı, sevgiliyle aradaÖncelik vatandadır... sevdalar son sırada.

Yılgın Yağmur pususuz, aşikarca vuruşurGözlerinde başkası! ... tüm hayatım buruşurMundar dermiş kediler erişilmez ciğereKürşat çatar kaşını, aşkı bilmez çiğ ere.

Adana, 14.01.09 Y.YAĞMUR

Nebi Ünler



Deli Kurt Ve Gönül

DELİ KURT VE GÖNÜL

==== GÖNÜL =====(Deli Kurt Romanından)

Gönül, kader adındaBir tuzağa atılmış.Gönül bir çok duygudanVe oddan yaratılmış.

Yasa neymiş, anlamaz;Tasa çeker, inlemez,Gönül ferman dinlemez,Çünkü aşka satılmış.

Gönül için acı ne?Her söz gider gücüne.Gönüllerin içineBiraz ağu katılmış...

Hüseyin Nihal Atsız (Deli Kurt-Kutlu Gece)

DELİ KURT VE GÖNÜL

Gönülün hep yaptığıSevdaya can satılmışSevgilinin baktığıGözlere ok atılmış

Bilen yok kaynağınıYiyen yok kaymağınıKevser'in ırmağanıAşk ile yaratılmış

Gökçen'in gözlerindeBüyülü sözlerindeSilinmez, özlerindeTürk'e, aşk aratılmış

Deli Kurt'un Gökçen'iYoktur aşkın ölçeniKelerdağın,çok şeniGönlümü kanatırmış

Her yürek taşıyamazHer yiğit yaşıyamazYağmur el kaşıyamazGönüle kor katılmış


Nebi Ünler



Deniz Gezmiş'in Düşüymüş

DENİZ GEZMİŞ'İN DÜŞÜYMÜŞ

Deniz Gezmiş'in düşüymüş,İdam günü iyi bir demli çay,Yanında bir kısa samsun,Rodrigo'nun Gitar Konçertosu çalarkenDevrim için, yağlı ilmekAsılacak, asssss!Emredersin komutanımVay yoldaşım vayyyyy!

Ağır ağır bir sehpaya yürümekDevrim için,Bağımsızlık yolunda!Biraz sonra asılacak iki civan seyrederkenBir ülkenin şafağında büyümek

6 mayısta ne demli çay vardı,Ne de Rodrigo'nun Gitar Konçertosu...Dinlenesi enstrümantal bir düş...Boşa değil, Deniz,Boşa değil Hüseyin,Boşa değil YusufDevrim için son gülüş! ...Asala durdurulamayacakDurmayacak, emperyalistler, uşakları ne yaparsa yapsın,Durmayacak aslaBu devrimci yürüyüş.Devrim için, yağlı ilmekAsılacak, asssss!Emredersin komutanım! ...Vay yoldaşım vayyyyy!


Nebi Ünler



Denizatı

DENİZATI

Yaradana neden diye sorulmazTürlü Türlü yaratılmış canlılar...İlim olmasaydı, cevap bulunmaz,Soruları taşır bütün canlılar.

Kimi anasını öldürüp doğarKimi yavrusunu görürse boğarKimi doğar doğmaz anayı sağarMucizeler taşır bütün canlılar

Kimi yeraltında kimi dağlardaKimi viranede kimi bağlardaBir çoğu yemektir küçük çağlardaHem avcı hem avdır. bütün canlılar

Kimisi Karnında taşır yavruyuGöçerken öğrenir kimi doğruyuKimisi hep dinler gizli çağrıyıHassas dengededir, bütün canlılar

Denizatı hariç dişi doğururAna fedakârdır kanla yoğururDenizatlarını baba doğururBundan istisnadır bütün canlılar

Yılgın Yağmur bilinmeyen neler varSadece dağlara yağmaz beyaz karBilemem uzayda ne canlar yaşarYaradandan uzak değil canlılar


Nebi Ünler



Dokunmayın Çok Fenayım Bu Akşam

Dokunmayın çok fenayım bu akşam,Yudum yudum, yudumlarım hasreti...Onu soruyorum her uçan kuştan,Yakıp kavuruyor yarin hasreti.

Gurbet zincir vurdu gidemem ona, Kucağımı açtım bilinmez sona, Belki gelir diye bakarım yola, Yakıp kavuruyor yarin hasreti

Yar vefasız desem yarin suçu yok,Bağrıma yemişim kaderimden ok,Affet diyemem ki benim suçum çok,Yakıp kavuruyor yarin hasreti.

Dağlar sıralanır yollar bitmiyor, Vazgeç derim ama, gönül geçmiyor, Bu çileye artık gücüm yetmiyor, Yakıp kavuruyor yarin hasreti.

Uyur uyanırım sızlar yüreğim,Dağları delemem, güçsüz bileğim,Yağmurun ölümü, bir tek dileğim,Yakıp kavuruyor yarin hasreti.

Gediz, 21.03.2001 Y.Yağmur –

Nebi Ünler

Nebi Ünler



Dokunuş

DOKUNUŞ

Geceleri gelir hep, yalnızlık, hicran kuşuHecelerde gizlidir şairin dokunuşuAynalarda görünmez, tutamaz hissedersinSahibine göredir, vicdanın okunuşu.

Kim ister kamburumu, kim paylaşır çile mi?Beterin beterinden, kaçmak arzum, hile mi?Uyumak, uyumamak, yapamam diyemezsinDilsiz mezar taşları… Baykuşlardan fire mi?

Yıldızların kelamı… Gerçeğin haberidirKaranlık ve aydınlık, zamanın cebir’idirKaderinde yok ise, bir çizgi çizemezsinUyanmak, uyanmamak, meçhulün kebiridir

La İlahe İllallah, Sırat vardır, şüphesizToroslar’ın teridir, Seyhan, Ceyhan, Akdeniz! ..Çukurova sevdadır, bırakıp gidemezsin,Nasıl sararıp solmaz, Adanasız şu beniz?

Yılgın Yağmur unutma, emanetçin bekliyorTövbe istiğfar eyle… Tüm saatler tekliyorPişmanlıklar, keşkeler… Ahları silemezsinŞahdamarından Yakın… Seni, sana ekliyor


Nebi Ünler



Dombura

DOMBURA

DuyulurŞanlı Kürşad'ın şanlı buyruğu'At biiiiinnn! İleriiiii! ...'Kılıçın hakkı budurDikilecek meydana Türk'ün tuğu...

Dönmek Türk'e yaraşmazYakışmaz gözünü kırpmak, ölümden...Bozkurd'un izine çakal izi karışmazBir fısıltı duyulur Tanrı Dağı yönünden'Oğul! ... Titre ve kendine dön'Vallahi... hangi amerikalı, rus, çinli,Alman, ingiliz, Fransız, hangi yezit soyluKaçmaz ki.... cehennemin dibine...Kırk inanmış yiğit Türk'ün önünden.

Dombura çalmalı.... çalacakTek bir ocak Türk soylu yaşadıkça dünyadaTanrı Dağlarında Kürşad'ın ruhu'At biiiiinnn! İleriiiii! ...' diyeHaykıracak.

Bozkurtlar çığrışırkenTir tir titrerken toprakKim dönerki geriye....Savaş bu! Düşen düşerKalanlarındır şan şerefVe Yoldaşların yürekteki acısı..Ötüken yolcularına selamKürşad'a selamAtsız'a selamBaşbuğa selamZulmün sarayı titreyecekÇaldıkça, yerle gök arasındaBir tek Domburam.


Nebi Ünler



Dosta Karşı Yüz'ün Olmalı Gönül

Cevap gelmiyorsa o gül yüzlüdenSevmeye devam et gam yeme gönülAsla uzaklaşma doğru sözlüdenDostlar herdem acı konuşur gönül

Kapat gözlerini derinlere dalÖnce tomurcuktur yaprak açmış dalBalığı sevdiysen deryalara dalSevda ateşlerle tutuşur gönül

Şu ömür dediğin üç adım benceÇoçuk, yaşlı her dem, imrenir genceDünya'ya bağlanmak boşa işkenceHiçlikte gerçeği bulmalı gönül

Yağmur damla damla kar tane taneÖtelerde ara, solmaz gülhaneBir gün yol gösterir misafirhaneDosta karşı yüz'ün olmalı gönül


Nebi Ünler



Dreamsea'ya

dreamsea'ya

düşlerim, hey düşlerimrüzgar aldı düşlerimelalem bayram yaparağlar benim düşlerimmekan hayaldenizisaz var müzik var şiir vareey şiir sevmeyenleraşk yolunda saçım kar

Yetim Yağmur haykırırSavaş bitsin barış gelsinOrtadoğu hıçkırırHey batı, çok zalimsin.

Adana, 15.10.07

Nebi Ünler

Nebi Ünler



Dudaklarında Ölmeliyim

DUDAKLARINDA ÖLMELİYİM...

.......................gözlerınde yaşamalıyım geceyitan yeri hafiften ışılarken kopmalıyım gözlerindeninci taneleri gibi göz yaşıylayanaklarından ağır ağır süzülüpgüneşin doğumuna yakındudaklarında ölmeliyim....... (Alıntı...).........................

Aldanmışlıklar, aldatılmışlıklarla kapattın pencereyiBilerek, belkide hiç bilmeden,Katık yaptın ayrılığımıza, hasret denen işkenceyi.

Ey! ... Başına gökten taş düşsede benden bilen yarrr!Gömmedinmi, yüreğinin derinliğine söyleeeee!Seviyorum... Gel li beş tanecik heceyi? itirazım varrr

Ne sen çözebildin, nede benAşk denilen bilmeceyi...Ne yaparsan yap, yinede bende mutebersin sen.

Geceler benimdi hani!Gündüzler senindi zalimSevmiştim, seviyordum, seviyorum... hep seveceğim yani

Farketmez senin ne yaptığın, benim içinHani tek soruma suskunluğun vardı ya! ..Bülbül gibi şakısan o an asla demezdim niçin.

Bir beyaz güvercin gibi öpmeliyim,Bana sıktığın kurşununu hiç korkmadanBen ölürsem, Dudaklarında Ölmeliyim...

Bir Kerre; Geber Ulan Deftersiz! .. demen yeterYılgın Yağmursuz bir dünya ise amacınBin defa ölmek, olamaz... sensizlikten daha beter.


Nebi Ünler



Dut Yaprağı Sarması

Gece uyuyamadım yineErken indim otobüsden bu sabahAşağıda zümrüt yeşili baraj gölüTamamen dolu...Kenar da yemyeşil otlarHatırladım çocukluğumuBu aylarda değişik otlar toplardı anamSuda haşlarBazan yumurta kırarBazan börek yapardıHele, heleBir başka olurdu Dut Yaprağı sarması

Şimdi Adana'da tek başımayımNe otNe yaprakNe sarma, ne dolmaYılan pancarı na razıyımPişirenim yok!Sıkardım limonuYinede,Dilimi karıncalar ısırırdı sanki...Pek iştahım olmasadaYemek, içmek konusunda,Kuru ekmeğe talim ede edeFarkında olmadan özlemiş olmalıyımYorgun Yağmur şimdi ne güzel olurduIsırgan otu böreği,Yılan Pancarından Tırşıkİlmeçer'den sumaklı, bol limonlu haşlamaYanında acılı turşu yada şalgamOffffff OfÇok canım çekti,Olsada, yesem,Yeşil soğan, yeşil sarmısak yanında da,Bir koca tencere, Dut Yaprağı sarması.


Nebi Ünler



Dünya Dedikleri, Büyülü Gurbet

DÜNYA DEDİKLERİ, BÜYÜLÜ GURBET

Sanki bir sigara içimi hayatDoğum ölüm arası bir seyahatKimi Cennet bekler, kimi cehennemYa azap bekliyor, yada çok rahat.

Allah bir! Muhammet Son Resul elbetDünya dedikleri, büyülü gurbetNe zengine baki, nede fakireAn gelir sunulur ecelden şerbet.

Uyandım, uyudum, gördüğüm rüyaYaptığım ettiğim geçici, güyaUlan ayna yeter avutma beni.Sevenine kalsın, büyülü dünya

Bazan eniş, bazan yokuş, bazan düzBazan bahar, bazan kış-yaz, bazan güzYılgın Yağmur güya yaşamış gibiRuh katına çıkar, yere düşer yüz


Nebi Ünler



ELLİBİRİNCİ'de

ELLİBİRİNCİDE

İçimdeki ben ile, beni umursadıkÜstüne üstüne koyduk yıllarıEllibirinci de duraksadık...

Muteberdi, aynalar ve görüntümüzMaziyi çoğaltıp basamak basamakYarına bir kapı, sükutla örtüldü gürültümüz.

Ahhhh dedikçe içimizde çoğaldı yangınOf bir daha ooooofff! Ooooofff ulan Of...Hoşgeldin emeklilik, lan ihtiyarlık gözün aydın.

Bıraktık çırpınmayı, avuntumuz sadece sabırAynalar samimi değil, aynalar çok yalancıMı kiii! Her bakışta içimdeki ben de bin kahır.

Yılgın Yağmursuz kalmak gözel olmalıBırakıp gidenler kalanlardan çoooookkkEllibir den sonrasını kime sormalı.

Güle Güle Ellibirrrr! Pişman değilimHoşgeldin diyorum ya bilinen MEÇHULVaktini Şaşırmaza SELAM... yabancısı değilim...


Nebi Ünler



Elliiki Çizikli

Dökülmüş, bölük pörçük, Ne varsa heybemizde,Dedikçe gel be mazi… Kaybolmuş cebimizde.

Ziyan olmuş arzular, ziyandadır tüm ömürTicaret Liselim yok, ciğerim kara kömür.

Hani bizimdi Kozan, bizimdi ÇukurovaÇile doldu, gam doldu, delindi çürük kova.

Şimdi çok uzaklarda, bize Kozan Köprüsü,Elliiki çizikli, ömrümüzün törpüsü.

Önce kara gözlü yar, sonra babam terk ettiÇöktü omuzum, sinem, gurbet canıma yetti.

Kalbura döndü sinem, esir düştü yarınımÜç yavru baba diyor, bir fısıltı; 'karı’nım...'


Nebi Ünler



Enkara Sevda

ENKARA SEVDA

Hatırladıkça, acı acı gülümsüyorumUnutamam dediklerimi, umuttuğumu...Kanmışım, kandırmışım çok üzülüyorumAnladım, ENKARA SEVDALARIMI kuruttuğumu.

Her şeye rağmen yaşatılmış bir sevdaSevdim, seviyorum, seveceğim diyebilmek enfes...Asla pişman olmamaktır; ENKARA SEVDAÖlümsüzlüğün kapısıdır vereceğim son nefes.

Yılgın Yağmur için KOZAN/ADANA sılaGayrısı gurbettir... Gurbet ise acı bir sürgün...Kara Sevdalılar, sevdiğinin kucağına atılaŞEBİ-ARUSa erenlerde, hiç solmaz sürgün.


Nebi Ünler



Erdemli

ERDEMLİ

Yar iffetli erdemliSon adresi ErdemliAdana yakın ammaŞimdi yar'siz Erdemli

Falcılar atıp tutarGözlerim yaşın tutarBir gamzeli yar sevdimBeni uzakta tutar

Beyaz atlı beklerimYorgunluktan teklerimKör olası ayrılıkDerdime dert eklerim.

Ela gözler sev dediSevdim deftersiz dediNöbetçi eksik olmazYağmur ayvayı yedi

Adana, 01.08.2008 16:20 (GMT +2:00) Y.Yağmur

Nebi Ünler



Erdoğmuş'da Kendi Köyümü Gördüm...

ERDOĞMUŞ'DA KENDİ KÖYÜMÜ GÖRDÜM...

Adana'ya hasret, yanarken bağrımMoral veren Holding Ahmet'i gördüm...Yalnızlık bunaltıp dosta gel çağrımTek sırdaşım Mesut Hoca'yı gördüm.

Kafa dengi Yusuf, dağıtır efkarSağolsun Vedat'la yolum olmaz darOsman'da eksilmez sevgi saygı varBüyüğümüz Halil Dayımı gördüm.

Akşamdan akşama, Kudret gardaşımSiyasette, Sarraf Mesut haldaşımErdoğmuş'da en vefalı yoldaşımBana Kara Gardaş Bahri'yi gördüm.

Cebi delik Muhtar, Muhtarın hası,Emmi Oğlu Mıstık, mermer ustasıGamez Mehmet tam macera hastası,Dominoya Ortak Halil'i gördüm.

Kahveci Hasan'la Ankara, Türkeş,Boykotçu Yusuf'la derdini üleşErdoğmuşlu gençlik Vatana güneşSandıklı yolunda Şehidi gördüm.

Gölet fatihidir, Ramazan Vural,Nur içinde yatsın Al(i) Osman VuralYılgın Yağmur için değişmez kuralErdoğmuş'da kendi köyümü gördüm.


Nebi Ünler



Erdoğmuş Meydanı Hazır AKEFEM

ERDOĞMUŞ MEYDANI HAZIR AKEFEM

Muratdağı, Akdağ Gediz'e bakarGediz burda doğar Ege'ye akarHak aşkı, Halk aşkı Efemi yakar........ Erdoğmuş meydanı hazır Akefem........ Kütahya'ya hizmet sana hak efem.

Sen dile, 'Yarenler' sandığı kursun,Gediz Pazarı'nı tüm dünya duysunÖmer Ulu'muza bakanlık uysun........ Bütün Kütahyalı hazır Akefem........ Dumlupınar gibi, türkü yak Efem.

Yılgın Yağmur yakın, Ankara yoluEfemin gönlüne milleti doluSakarya kaynağı Porsuk'un kolu........ Bak, Zafer Meydanı hazır Akefem........ 'ULU BAKAN' diye, imza çak Efem.


Nebi Ünler



Erdoğmuş... Erdoğmuş Olalı

ERDOĞMUŞ, ERDOĞMUŞ OLALI

Erdoğmuş… Erdoğmuş olalı beriBu kadar önemli olmadı sandıkAmpulle köy olmak gelecek geriBelde yapacağı seçmeli sandık.

Verilen emekler çarçur edildiBu yönetim ile geri gidildiSeçmen birbirine düşman edildiDürüst başkanını seçmeli sandık.

Şeytan uzak olsun seçmen fikrindenİnsan belli olur geçmiş zikrindenErdoğmuş uzak dur ampül zehrindenAdam gibi adam seçmeli sandık

Maaşını alıp yatanı değilYan gelip keyfine bakanı değilBeldeyi tekrar köy yapanı değilÇalışkan başkanı seçmeli sandık

Ne hayır beklenir eski yaradanErdoğmuş olmasın basit sıradanVatan sevdasıyla yanan çıradanEn yiğit olanı seçmeli sandık

Fırsat bulamasın fitneyle, fesatSeçmenim reyini düşünerek atKara Bahri ile edilir rahatÜlkücü olanı seçmeli sandık.

…….. 23.03.09 ………

Nebi Ünler



Ergün'ün Nargilesi

ERGÜN’ÜN NARGİLESİ

Kısmet bugüneymiş gardaş!Bankacı Yüksel ve Talha'danKola, tavuk, et, ekmek çerezDoktor Ergün'den içeceklerVe Üniversite memuru ben, hepsinin abisiMisafiriyim gardaşlarımınÖyle ya Adana'dan gelmişim.Murat dağı yolundayız.Menfaatsiz bir arkadaşlık ve dostluğun birleştirdiğiMuğla’lı, Kütahya’lı, Kars’lı ve Adana’lıBiz dört kafadar.

Yutarken Napolyon kirazını hepimizTalha’nın arabası tam gazKahkahalarımıza karşılık veriyorYol kenarındaki çamlar, çınarlar.Sanki, zaman ışık hızındaBalkonundayız, Muratdağında villa tipi bir evinYüksel, mangal işlerinde, Talha ve ben, masayı donatıyoruzNargilesini hazırlıyor! Ergün gardaşım.

Yüksel avcılık anılarını,Talha belden aşağı fıkralarErgün çektiği fotoğrafları, sergilerini anlatırken,Ben gülümseyerek dinliyorum.Mesaj geliyor, bakıyorum sen!İzin istiyorum, iniyorum aşağıÖyle bir yağmur yağıyor ki anlatamam.O saçak senin bu ağaç altı benimTelsim iyi çekmiyor burada Allah kahretsinAma sen beni duyuyorsun, ben seni duyuyorum,Zorda olsa, konuşuyoruz, birkaç kelime.Ben iyiyim, sende çok iyisin.

İki nefes çekiyorumHayatımda ilk defa bir nargiledenAğzının tadını biliyormuşsun gardaşım.O akşamın güzelliğini anlatmaya kelimeler yetmezYetmedi zaten.Üşüdüm diyor TalhaGidiyor arabaya, geliyor.Bir boğazlı kazak, altında şort,Bizde kahkahalar.

Tadı, damağımızda kaldı bu gecenin.Uzaktı yorgunluk, uzaktı dünya gailesiBiz dört kafadar bir gece çaldık o gün felekten.Bir daha kim bilir, ne zaman bir araya geliriz?Özlüyorum!Sanki önümde duruyor, şu an



Ergün’ün Nargilesi.


Nebi Ünler



Erkan

Bozardı sessizliğiniMahallemizin“çok neşelisin Erkan”Diyen dostların sesi.Halbuki sahteydi mutluluğumBu kahkalar bu gırgırÇevremin imrendiği neşemZırhımdı dışımda görünenİçimdeki YalnızlığımınYüzümdeki maskesi.

İçimde bir başka ErkanHislerimden oluşanBinlerce atom bombasınınAteşler fitilini.Karma karışık duygularımSevda türkülerimOlmadı aslaİçimde bir yenilmez canavarYalnızlığım…Yağmur yaz, yaz bunları yazDuyunca anlasınEla gözlü yarErkan eşittir yalnızlıkYalnızlık eşittir ErkanSöyleyeceklerimin özeti şu kiYalnızlıkla boğuşmakla geçti yıllarım.


Nebi Ünler



Erkekler Ağlamazmış

Buğulandı gözlerimDudaklarım çatladı susuzluktanAy karanlık buluttaÇalmıyor telefonumİçmedim içmiyorumAma sarhoşumSarhoştan da beterim inanDalgalar üstünde bir kayık gibiSavruluyorum.

Bahar geldi diyorlarAldırmıyorum“Arama Tamam”Bir şeyler vardı sesindeKorkuyla titremiştimSöz verdi açık açık“Ayrılalım” dersin diye beklemiştimAramadın.İnanmam, inanamamKoskoca Adana da“Bir telefon bulamadım” dersen.Ne suçum vardır. Ne yaptım daBeni sensiz bıraktın.Aramıyorum... Ağlamıyorum korkmaErkekler ağlamazmışNefret ederim zaten ağlamaktanAğlamıyorum.

Yağmur yağıyor dışarıdaNisan Yağmurunu çok severim bilirsinBir kâğıt, bir kalem, bir de hayalinKulağımda sözlerinTürkmenistan’ın bir köşesinde“şiirler dizeceğim”Daha fazlasına elim varmıyor“Erkekler ağlamazmış”Yanağı benlimHoşça kal, Hoşlukla kalHala kızamıyorum sana çünkü sevdim benBütün Adana’lılara mutluluklar diliyorumHatırın için

Gediz, Nisan 2003 Yağmur – Nebi Ünler

Nebi Ünler



Ermenek Diyorlar, Dağlar Arası

Ermenek diyorlar dağlar arasıAnamur görünmez koca dağlardanÖğretmen okulu kuşlar yuvasıİlim deriyoruz, İrem bağlardan.

Dört yıl oldu Ermeneğe geleliÇocuktuk! Şimdi, genç kız diyorlarMüdürümüz karnemizi vereliHangi Üniversite çıktı diyorlar.

Yorgun Yağmur kalır, herşey gerideLise biter bitmez, yükseği başlarRuhumuz canımız, arzu öteberideHer yenilgi, kahır, yüreği haşlar


Nebi Ünler



Ermeniler - Ağıt

ERMENİLER -AĞIT(Babam Koca Dede’den aklımda kalanlar)

Yemen, Fizan ÇanakkaleGiden dönmüyor diyorlar...Esir düştük Ermeni’ye,Bize aman vermiyorlar.

Fransız Ermeni dostuKozan ellerine düştüDelmeden Müslüman postuEvlerine girmiyorlar.

Haçın, Haçın vardır haçınKan gölüdür dağın taşınKarnın yarılmıştır bacımMemeni de kesiyorlar.

Gavurun olmaz vicdanıDuy Allah’ ım feryatları“Pişirmişler çocuklarıBalık eti ye diyorlar...”

“Dana Memmet” domuz diyeBasmış bilmeden tetiğePapak giymiş gavur niyeKanımızı içiyorlar.

Bedel kalktı, boştur evler,Kan kokuyor esen yeller,Dün bize komşu diyenler,Öldürürken gülüyorlar.

Eşe, Eşe ağlar EşeÇocukları takıp şişeDiri atıp da ateşeÇabuk pişsin istiyorlar,

Koca Dede benim babamBizi kurtarmış yaradanYağmur derki mösyö madamBizlere diş biliyorlar.


Nebi Ünler



Eskigediz Ulucami Önünde

ESKİGEDİZ ULUCAMİ ÖNÜNDE...

Yıl bindokuzyüzseksenbeşOnikinci ayın onikinci günündeBir garip Adanalı yaşı yirmibeşGeziniyor Eskigediz Ulucami önünde.

Çayboyu kenarı küçük Çin SeddiPostane ardında yarılmış kaya...Ekinpazarından kim geldi geçdiGözyaşım karışır şu boklu çaya.

Televizyon tamircisi gariban MuradAhmet Alacanın Terzi dükkanı...Kasap Besim yoldaşının Cavit imiş adSüleymanın Kahvesiydi günlük mekanı.

Ahmet Ovalıyla İslam AlabaşPostacı Osmandı yakın çevremiz...Sonra başkan oldu Cavit AlabaşGedizden ayrıldı küçük beldemiz.

Kâmil Çavuş, Berber Recep, Gazteci ŞabanO günlerde Mustafa Çam henüz batmamış...Bahçeli Lokanta... Bir nasihat aldık SalçalıdanArkadaş seçeni, arkadaşı asla satmamış.

Uyanınca gördük gerçek yüzleri,Her yüze gülenler yaren değilmiş...Hesabını bilen, görür imiş düzleri,Akılsız baş dara düşüp eğilmiş.

Kellonun kahvesi dolup taşıyorKoca Çınar önü Gazi Taksi durağı...Kadir Hoca, Mestan paramızı taşıyorZiraat Bankası personeli dost ağı.

Önce Kütahyanın yolu çalındıEskigediz için yaprak dökümü...Koca Banka üç kuruşa satıldıYılgın Yağmur, sanki... ciğer sökümü.

Beklemiş banka, Hasan Ovalının ölmesiniÇünkü parasının gücü vardı her bir sözünde...Yirmibeş buçuk yılın muhasebesiniYaptım dün Eskigediz Ulucami Önünde


Nebi Ünler



Esra İle Memo

ESRA İLE MEMO

DünGeçerken okulunun önündenkarşımda belirdiYirmi yıl önceki ümit Besenbenzeri MemoYanında yeşil gözlü çıtıpıtı bir kızAynı benOturmuşum parktaki o bankımızın üstünedolu dolu oldu gözlerimbırakıp arkadaşlarınla devrimci konuşmalarınızıgeldin yanıma-Merhaba Esra....- Merhaba MemoSuskunuluk o kahrolası suskunlukhep yere bakan gözlerinele ele yürüdükDoğumhane önündebirer dondurma elimizdeben bekliyorum konuşmanıyutkunuyorsun yine senhadi hadi be memo çözülsün şu dilin artıkGümbür gümbür atan kalbinin sesini duyuyorumdao dilin....o kahve rengi gözlerinyanındaki tercüman başlıyor-Memo diyorki Esra-Onun dili yokmu sen aradan çekil

Birlikte geçen dört yılve senin Üniversiteye gidişinGelsede haberlerinyaz tatilinde ele ele gezmeler yetmedi Memoherkesin yakışıklı dediği bana bir şey ifade etmeyeno sümüklünün teklifineevet dedim sana kızgınlığımdanüç ay sürdü ancakbiliyordum artık biliyordumMemo hep içimde yaşayacakYağmur yağıyor Antalya'ya memosadece ben ıslanıyorumgaliba halâ ben seni, o eski Memoyu çok seviyorum


Nebi Ünler



Esrik (Sarhoş)

ESRİK (SARHOŞ)

Yalnızlığı bitmez yüreğimin,Bitmez, bu ayrılık türküleriKonuş deme,Bende çile, bende özlemBende gam yükü, bende umutsuzluk var.Sen anlat, sen konuş yanağı benlim,Hadi bahset umutlarından uzun uzun!Ben dinlemedeyim seni.Bir Kara Trenin peşinde sıralanmış vagonlar,Bir ucu Adana! daKütahya da bir ucu.Arada tüneller, Ferhat’ların deldiğiBenim bağlanmış ayaklarım prangalarla.Haydi koş, yanağı benlim…Seyhan gibi, Ceyhan gibi coş,Tutabilirsin belki,Paslı zincirlerle,Bağlanmış ellerimi.Yinede yüreğim seninle dolu…Gel tutupta al,Al götür beni, çok istiyorsan.

Esmesin deli rüzgar, seni getirmiyorsaSararıp solmasın, yapraklar, düşmesin dalından,Ruhumda bitsin artık hicran acısı,Al beni yalnızlığımın kollarından.

Bağrımda oyukları yediğim darbelerinEbediyen değişmez bahtımın karalığıKurduğum hayallerin yarım kalan düşlerinAynada görünen, korkunun bir yansımasıResmine bakıyorum,Acı… acı hep acı,Acıdır ve çok acıtır, sensiz geçer günlerim.

Benden çok uzaklarda, açmamış bir tomurcukSen benim umudumsun, sen benim geleceğimYaşarken mutlu olmak yakalanan gerçekseSensiz doğan güneşi, asla istemeyeceğim

Görüyorsun ifadem; yetersiz çokta kötü.Kifayetsiz kelimelerim.İyisimi sen konuş…Ben, hep seni dinleyeyim.Bir vagona binip de haydi geç diğerineYürü birtanem yürü… seni beklemekteyimMademki seviyorsun her şeyden fazla beniGelmelisin.Kırmalısın zincirlerimi,Kırabileceksen paslanan prangalarımı haydi gel!



Gel… geeeeeeeeeeel. geeeeelSensiz gebermekteyim.

Sakın ha… sen gel deme bana,Haydi sen konuş deme hiç,Bir sarhoşun saçmalıkları, ne ifade edecektir söyleBir esrik'in kendini ifadesi pek güç.Sarhoşum, sırılsıklam olmuşum aşkınlaYasaklandı arzularım. Kuytulardayım,Tenhalardayım,Heeeeeyyy ben bu dünyanın.....

Zaman ve Mekan uymuyor ben zavallı Yağmur’aMuhtacım sana, mecburum sana, kurbanım sana...Her şeyine razıyım yeterki avut beniDüşünmem, inanırım bütün yalanlarına

Heeeeeyyy! kara bahtım, kör talihimUlan felek sakın ha şaşırıp Adana'da aramaKütahya taraflarındayım.

Biiiiiirrr yanımda Akdağ, diğer yanda Murat DağıMızraklı'nın karşısındayım.Gediz çukurundayım, ulaaaaannn!Gediz'in kaynağındayım.

Gediz, 05.06.02 Nebi Ünler - Yılgın Yağmur

Nebi Ünler



Eşşek Şakası

EŞŞEK ŞAKASI(1968-70 arası yıllarda bir gün)

Davarlar aşağıdaÇınarların altında yatarkenYarın üstündeKepik Hasan ve kardeşi BeytulMurtun dibindeAğızlarında sigara fosur fosurGördüler Reisin geldiğini-Hazırla sigarasını-ha ha ha hazırladım ikitane-Çakmasın Beytullah-İki ucunada tütün koydum abi anlamazYaklaştı Reis yanlarınaBelli yine anasını ekip geldiğiKoşmaktan yorulmuş nefes nefese-Selamünalayküm-Aleykümselam Reyis,-Hasan abi tütün varmı-Beytullah sen sarmıştın demin ver birtane içsin-Ulan Reyis bir günde sigarayla gel de dişimi kır-Al oğlum yak senin için özel-Lan beytul geçenki gibi olursa bak.......... senin-Yok Reyis ayıp ettin... abime sarmıştım iki tane sen seç

Aldı birini çaktı kibritiÇekti içine derin derinSöndü ikinci nefesteYaktı yenidenKepik hasan arkasını dönmüş yankös yatıyorDavarlara bakıyor güyaBeytul sırıtarak çatalkayaya bakıyorReisin Anası çıktı öteden... yaklaşırkenSus işareti yapıyorFısıldadı Beytul-Reyis anan-Ne anası lan. gelsin de ben..................... onun-Arkandan geliyor lan oğlum- Ben........................onun

Diye bağıra bağıra söverkenYarıda kaldı küfürüAğzına inen tokatlarBir yandan oflamalar puflamalarNaciye feryat figanHem kepik Hasan'ı hem Beytul'u kalaylamalar-Bir daha isterse buna Eşşek b... verinReis karşıya kaçmış bağırıyor-Lan beytul senin ben...........-Tu tu tu lan oğlum bu yine.... lan şerefsiz Beytul- Eşşek b... buuuuuuuuuuuuu tuh tuuuuuuuu



-ooooooook eline sağlık Beytul

Eline taşlar alıp fırlatırken Anası Naciye arkasından,Reis kaçıyorKepik Hasan ile Beytul karınlarını tutuyorlarGülerkenBeytul'un yalancısıdır YağmurAynen vakidirReisin ağzına yetmişmidir suAh ulan sigara nelere kadirsin senKolaymı Eşşek şakasıdır buuuuuuuuuuuuuu

Adana, 07.12.06 - 11.01 N.Ü.Yağmur

Nebi Ünler



Evet/Hayır

EVET/HAYIR

Başı döndü milletin, siyasiler şerrindenKimi EVET istiyor, kimisi ister HAYIR...Kiminde koltuk derdi, kimisi öfkesindenKimi EVET istiyor, kimisi ister HAYIR...

Berabere kalmak yok, birisi yenilecekYazık bu seçmenlere, nasıl karar verecekAklı olan bunları, dinlerken delirecekKimi EVET istiyor, kimisi ister HAYIR...

Bazıları sazan der, bazıları rahibeKudurup bazıları küfrediyor rakibeVicdanım kanamalı, ehveni şer takibeKimi EVET istiyor, kimisi ister HAYIR...

Bildiğim bir şey varsa, cambaza bak cambazaSeksen ihtilalinde, dönüşmüştük gambazaMankurtlar halka uzak, kapılmışlar fetbazaKimi EVET istiyor, kimisi ister HAYIR...

Yazı tura atsamda, yine kaybedeceğimDayısız, emmisizim, kimlere gideceğimNe edersem edeyim, hep ben güdüleceğimKimi EVET istiyor, kimisi ister HAYIR...

Kayıkçı kavgasında mecburi seyirciyizBasılacak omuzuz, binilecek gemiyizBize Halk'sın diyorlar, iktidardan geriyizKimi EVET istiyor, kimisi ister HAYIR...

Onüç Eylül sabahı, ayağız yine ayakBuyurur kocabaşlar, yeriz MEŞRUTİ* dayakDevletliler lutfetmiş, oy ver; adamdan sayakKimi EVET istiyor, kimisi ister HAYIR...

Diyorlar; Yılgın Yağmur, kaderini belirleDaima sınırlanır, hürriyetim emirleVicdanım sızlar durur, her kestiğim demirleKimi EVET istiyor, kimisi ister HAYIR...


MEŞRUTİ; Adı, yöntemi ne olursa olsun, yönetenlerin ve yönetilenlerin olduğu birdünyadayız... ve bir çoğumuz (Devlet denilen) çobanlarımızca... bazan dövülerek,bazan kesilerek, bazan okşanarak, bazan alınarak, bazan satılarak ama hepgüdüleceğiz. İNŞALLAH BİR GÜN BİZDE AVRUPADA Kİ İNSANLAR GİBİ DEVLET HALKIİÇİN VARDIR DİYENLERCE YÖNETİLİRİZ... AMİİİİİNNN.

Nebi Ünler



Ey Aşk! Kişiye Allah Yeter.

EY AŞK KİŞİYE ALLAH YETER.

Ey aşk!Eyledin beni Mecnun'dan beter...Aldığı nefes oVerdiğim nefes oDerken,Bir karaçalı girdi arayaVerdi kararını onda bitmişimHevestir gelip, geçerMutluluklar dilerim onaKişiye Allah Yeter.

Ey aşk!Eyledin beni Kerem'den beterO çıktı hayatımdan,BoşluktayımDalından koparılmış bir yaprakOradan oraya, savrulmaktayım.Ben toprağı özledikçe, kaçıyor benden toprakMaalesef yaşamaktayım.Sessizdir avazım duyulmaz benimSeyhan'ın kıyısında ÜnlerEy Aşk,Eyledin beni Yılgın Yağmurdan beterBaşbaşayken Allah Şahidim diyen değilEy Aşk! Ey Aşk! heeeeeyyyy AşkKişiye Allah yeteeeeeeeeeeeer!

Babamı dahi rüyasında gören yalancılaraHabersizce her haltımı izleyen avcılaraSadakat, vefa diyen pembe boyacılaraBoşver! Boşver Boşver be gönül,Boşver! hevesi tükenince kaçanlaraEy Aşk! Kişiye Allah Yeter.


Nebi Ünler



Eylül'süz Kaldık

EYLÜLSÜZ KALDIK

Bahçemde sıradan bir günSanki, bir çift göz gülümsüyordu....Biberiye, Erik, söğüt,sumak dikerken bugünYağmur çiseliyordu.

Haziran, Temmuz izinle geçtiAğustosdan beri emekliyim...İki Jüpiterli, Jüpitersiz, dünyayı seçtiYalanda olsa... bir şeyler demeliyim.

Eylülsüz Kaldık... Hazansız kaldıkNe yemyeşil ne sarı, ne beyazız ne kara...El ele olmak varken, ahhh! girdaba daldık,İki göz, iki yürek susmalıyız! Gereksizdir yaygara.

Keşfedilmemiş neler, neler var şu kâinattaMesela sen, mesela ben... yaniz biz ikimizMaalesef iki ayrı dünyaydık, farklı farklı tabiattaGururun, kafdağını, geçemedi birimiz.

Yılgın Yağmur Adanasız ve aynası kırılmışDomates, biber bahçıvanı olmuş, sevda bahçıvanı değil!Gülüm, bizim kaderimize ayrılık... ayrılık yazılmışAsla diyemem; Ey Ceylan... Suçlusun önümde eğil.

Ela gözlerine kurban olduğum, sorma içimdeki yağmuruEylülsüz kaldık, vuslatsız kaldık! Yarına hüzünü sardık.


Nebi Ünler



Eylül'ün Suçu Yok

EYLÜL'ÜN SUÇU YOK

İlk defa bugünHafif bir serinlik varGeldiği belli oluyor Eylül’ünSararıyor yapraklarAnnelerinin elinden tutunmuşHeyecanlı ve telaşlı çocuklarKırlangıçlar görünmüyor,Başladı, sonbahar, açıldı bak, okullar.

Kalp Hastanesinden dönerkenDaha bir dolu, arabalar, otobüsler, dolmuşlar“Eylül bereketi” diyor kaptan,Muavin, neşeyle,“Kaptan okulda inecek var” diye bağırken…Eylül geldi, sen gelmedin!Ve gelmeyeceksin..Gelmeyeceksin.Sensiz kalacağım bu sonbahar.

Balcalı’da havalar, aynı şimdilikGölün suları azalmış,Sandallar bana daha uzak,Suların çekildiği yerler,Tıpkı ruhum gibi, çırılçıplakRüzgar bir başka esiyor bu gün,Yaprakları gıdıklıyor sankiSoyunmaya hazırlanıyor ağaçlar,Çamlar olmazına salınıyor,Son kalan incirleri takınıyor kuşlarAdana’da hazan, karşıda!Yaylacıların bıraktığı, Toroslar.

Bak! orada, toroslar yapayalnız,Göçmen kuşlar yok, gamzeli gelmediBelin büküldü yineYalnızdı, bahar, yalnızdı yaz,Bak yine yalnız sonbaharEylül’ün suçu yok,Gelmeyen O!Gelmedi yine kitapsız, deftersizSenin gibiler, lan oğlum Yılgın Yağmur,Senin gibiler,Sevildim zanneder, ve sever,Fakat, İşte böyle!Her zaman ve her yerde, yalnızlığı yaşar!Senin gibi, yalnızlar.


Nebi Ünler



Eylül Bereketi

EYLÜL BEREKETİ

Gülümseyerek;“Eylül bereketi” dedi, kaptan!Kalp Hastanesi önündeGözlerimin içine bakarak.Yutkundum,“Allaha Şükür! Okullar açıldı, gardaş!Okullar açıldı çok şükür! ”Diyerek yüklendi gaza.

Bir başka bugün baraj yoluÇocuklarla dolu, kaldırımlar.Solda sevgi adası, baraj, ÇEAŞ ve karşıda BalcalıAdana’nın en güzel yerinde, ilerliyoruz yavaş, yavaş.Sabancı camisi nazlı, edalı bir kız gibiDavet ediyor, sanki beni,Gel ulan Müslüman,Hiç olmazsa! cumadan, cumaya gel!Muavin dokunuyor omzuma'Çok dalgınsın abi!Buyur, peçete! Sil gözlerini…”……………………..

İniyorum, göl aşağıdaÇamların altında yürüyorumBir sigara, bir daha, bir daha, bir daha derken!Enstitüdeyim. Açıyorum bilgisayarıYazıyorum adını, yeni bir şiir yazmışBakıyorum resmine,Sonra mesajlara bakıyorum ondan gelmemişSebep! Sebep! lan vicdansız sebep?Sen bilirsin, sen bilirsin, sen bilirsinDünyalar güzeli!Mesut Hoca’dan mesaj” A.....’lı ne oldu sadıç? ”Yolu açık olsun hocamKartanesi, nartanesi demiştim, yorum gelmişti dün,Ama kendi gelmedi…Onu’da kaybetti Yılgın YağmurBana hiç yaramadı şu, “Eylül Bereketi”


Nebi Ünler



Eylül Bitiyor Gümüş Ankam

EYLÜL BİTİYOR GÜMÜŞ ANKAM

Eylül'ün bitmesidir, hiç istemediğimBirdaha birdaha yutkunuyorumGümüş Ankam uçarken, yenilediğimSigaramın dumanını savuruyorum.

Gökyüzü parçalı bulutluDelişmen bir rüzgar oynaşıyor dallarlaBostanlar, bağlar bozulmaktaHaşaş ekecekler davet ediliyor ilanlarlaEkim'in eli kulağındaGayrı keyifle çay içemeyeceğizErdoğmuş'da Koca Çınar'ın altındaÜşüyoruz geceleri...

Göletin kenarındayızBen, Mesut Hoca ve Gümüş AnkaOrdan, burdan değişirken mevzularİki kafa dengi, iki yoldaşÇevriliyor dalga dalga sırdaş sayfalarSaklayacağız içimizde, buradaSarfedilen bütün heceleri.

Eylül bitiyor Gümüş AnkamÇöküyorum bir meşe'nin altınaHıçkırığıma karışıyorAksakallı babam...Ve beni henüz ölmeden öldürmeyenHaliyle anam...Hacımirzeli Köyünde Pınarın GözündeyimYaş onbir-onikiNur sinemasında 'Sisli Hatıralar' filmi oynayacakmışBu akşam mekanımız olacak KozanZindan Malik, Cöddü Memmet, Şişko Memmed,Hurşit Kamil, Çirçir Memmed, Reis, Serdar BeytulIrbık Oğuz, Ali Doğan'ın Tip'i OrhanHenüz ölümü tatmamışlar, Map DurmuşCabbar Kâha, Aysel'in Cuma,Komşumuz Mukdar Memmed'in SüleymanGözlerimde boncuk boncuk akıyorlarNefret ediyorum şu an beni ağlatanAcıklı hatıralardanUzağım Adana'ya, çok uzak KozanGelde efkarlanma, bir sigara daha yakmaKozan Kalesinde ışık yanmış olmalıKozan Köprüsünde loş ışıklar... Şırıl şırıl akıyor olmalı çayYavaş yavaş tüketiyorum ömrümü,Yani... Eylül Bitiyor Gümüş Ankam.

Gözlerimin önündelerKıvırcık saçlı küçük bacım



Canım ciğerim Bediriye ablamKadriye ablam, Ekrem abim,Yiğenlerim, Teyfik, Fatih, Celal, Ayşe, Hatice, LeylaDönay, Pakize, Aynur, MineNasılda korkmuştuk Halil abimdenBedriye ablamgilden dönerkenCaminin dibinde sopayla beklediği akşam.Babam Koca Dede'nin Arslan gibi Kükreyişi'Çocuklara dokunma Halil'Dayaktan kurtulmanın doyumsuz sevinciYanyana yatarken,Uykuya yenik düşüp, cıvıl cıvıl renkli düşler....Ahhhh Ah! nerede kaldı çocukluğumNe kadar güzeldi o günler.Halâ duruyormu kiBalkonumuza yuva yapan kırlangıçlarHani Köyüm... Hani Kozan Kalesi!Eylül Bitiyor Gümüş Ankam.

Yaprak dökümü....Önce Babam,Sonra Bedriye Ablam, Ekrem Abim, Kadriye AblamKimi Kozan, Kimi Adana Buruk mezarlığındaSessizce yatan....Şu gecenin karanlığındaBeni matemlere boğan ölüp gidenlerVe beni ölmeden öldürenler.... yaşayan ölülerBirdaha şen şakrak kahkalarımızKarışamayacak biribirineOğlum diyemeyecek babamHer yeri Z.............' e verdim diyemeyecekBurnundan kıl aldırmayan anamYaşamak hep kaybediş olmalıBak! Bak ulan yaşlı gözlerimBak ulan bana hep Gurbet olan GedizSığınmayacağım gayrı hiç bir belkiye...Ben kaybettiklerine hıçkıranYalnızlıkların yaralısı ben diyorum ki!Portakal bahçemiz yok burada,Harnıp, İncir, Zeytin ağaçları yok,Zakkumlar, Murt'lar bulunmaz buradaÇukurova, Toroslar şu yıldızlardan daha da uzak,Ellinci Eylülüm bitiyor Gümüş Ankam.

Karşıda Gediz'in ışıklarıArkada Akdağın eteğindeki köylerAz ileride Dayınlar mezarlığıTarlalarla çevrili dört yanımGökte ay, yıldızlarBu tepede yalnızız Gümüş Ankam ve benBaşlıyor derinlerde ki sızımBir sigara daha



Burgu burgu, maziminAcıtan işkenceleri.

Eylül bitiyor Gümüş AnkamGörüp görmeyeceğim belirsiz yenisiniBelki emekli bir memurBelki aklını yitirmiş bir mağdurBelki de.... bir Mapushane köşesiBüyük ihtimalDevrilmiş bir taşta, silik bir yazıİçine su serpecek,,, okuyabilen birilerinin,Adanasız, Yılgın Yağmur


Nebi Ünler



Eylül Gelmiş! ..

EYLÜL GELMİŞ! ..

Eylül geldi diyorlarAyılıyorum…Sekiz Eylül diyorlarBayılıyorum.

Yağmur GözlümünBugün, doğum günü…Yani “Ferman” sözlümünEn mutlu günü.

Öyle yazıyor kafa kâğıdıOnunda benimki gibi rast gele tarih! ..Anası bile çoktan unutmuş o ilk ağıdıYıl yanlış, Ay yanlış, gün yanlış, yanlış bir tarih.

Eylül Gelmiş! ..Bugün anladımBahar, yaz bitip, güz gelmişBahçemdeki domatesleri henüz çapalamadım.

Biberler, patlıcanlar boyun bükmüş,Karpuzlar, kavunlar, salatalıklar çiçekte…Ellisinden sonraki çiftçilik büyük yükmüşGayemiz meşgale, uğraş… gizli gerçekte…

Eylül Gelmiş! .. denilinceOkuluma koşardım… mazi olmuş…Ticaret Liselim köşeden görününceAhh! Ulan Ahhh! Yine, yeniden gözlerim dolmuş.

Yılgın Yağmur içinGayrı Eylül anlamsız… sıradan, basit…Sormayın dostlar; Neden? Ulan Niçin?Yüreğimde her Eylül sanki bir asit.

Boşuna harcanan tam Ellibir EylülSanki hiç yaşamamış Adanasızdan Ellibir kesit.

Adanasız, 08.09.11 – 23.55 Yılgın Yağmur

Nebi Ünler



Eylül ve Bayram

EYLÜL VE BAYRAM(Nurhayat Nalçacı'nın 'Bayram Neyime? şiirine)

Ramazan Bayramının birinci,Hüzün Ayı Eylülün son günü bugünÇocuk yüreklerde Şeker Bayramı sevinciHarçlıklarla cebimizde bayram, düğünHey çocukluğum, haydi sokağımıza gelsene.

Büyüklere çiçek, küçüklere şeker ve para'El öpenleriniz çok olsun! Nice bayramlara...'Yaşlılar hep bakınır, çalınmayacak kapılaraTatile çıkamayan garibanları araEbem, Dedem öpeyim! şu elini versene.

Daha onbeşgün önce kaçtım yurdumdanNe mendil salladılar, ne vah dediler ardımdanAnamın, bacımın bıçakları, düşmez sırtımdanNeyleyim ki... baba ocağıymış kalan, aldırmamEy felek şu halime kahkahalarla, gülsene.

Yağmur yağıyor Gediz'e bilemem Adana'yıAdanalı Yağmur özlüyor, toprak olmuş babayıAffet Babam başaramadım zengin olmayı,Hısım, akrabada gördüm, küçümsemeyi, gizli alayı,Utanmasalar diyeceklerdi! Şu canını versene.

Gediz, 01.10.08 Adanalı Yağmur

Nebi Ünler



Eylül ve Hazan

EYLÜL VE HAZAN

Çelebi, Civanmert, günah ve ayıpGüzel türkçemiz de yıllardır kayıpAydın denilenler, milletten kopmuş,Kursak doldurmayı, marifet sayıp.

Mazi inkârcısı, mezarım kazanÜlkeme ve bana, Eylül ve HazanMeydanlar soytarı, cambaz kaynıyorSanırım kendimi olta da sazan

Ne gâvur'u belli, ne müslümanıYerle yeksan olmuş, vicdan limanıHep bana, hep bana, kanaat mafişKandille ararım, imam, imanı.

Eylül ve Hazan da... olmayan aklımBenim ile gitsin, içimde saklımYarap rahmetinle bağışla bizi...Affına muhtaçtır, gizli kapaklım.

Fahişeden farksız, gönüllerimizYalanla ziyandır ömürlerimizAynaya bakamaz şu Yılgın YağmurYanlışaymış, gönül köprülerimiz

Bilmeden, ermeden... böbürleniriz(Yalancıymış, leb-i mühürlerimiz.)Anlamsızmış dudak mühürlerimiz.


Nebi Ünler



Eylül! ...

EYLÜL! ...

“Unutma!Ben artık o ben değilimBeni bir beyaz at üstünde hayal edenim kalmadıKalmadı, hatırımı sayan beni adam yerine koyanHa bir çöp! ha bir taş parçası,Ha unutulmuş, ha hep kaçılan bir günahHa sevgilinin kapısında, eski püskü bir paspasÇok yakında toz gibi savrulabilirim.

Diyorum yaÇok görme bana bu kahrı,Hüznümü çok görme bana yarİşte geldi yine hüzün ay'ı EylülSen yoksun yanıbaşımda, hep özlenen yarSen yoksun… Sen Yoksun… Sen YoksunSevda yok

Meraklı bakışlar tepemdeEnsemde dudak büzüşlerHı! Hı…Adam olmaz… Hiç Uslanmaz bu …Deyişler!Hoş geldin hüzün ay’ı EylülMaalesef seniBir türlü öpemiyorum.

Sebebini bilmiyorum hüznümünBu efkârım neden, niçin?Vallahi sebebini bilemiyorum.Tek suçlusu EylülDiyemiyorum.

Sararan yapraklarmı,Kırılan dallarmı,Tek suçlusu gözlerimin neminin....Yoksa göçmen kuşlarmıAcı hatırası mı kaybolan kelebeklerinSebebi, sıkılan dişlerimin.Ey hüzün, hey EylülSeni seviyormuyum, sevmiyormuyumBillahi, bilemiyorum.

Adana kalacak bensizBen Adanasız kalacağımHayallerim yetmeyecek,Yetmeyecek Adanalı düşlerim

İsteyerek, ayrılsam da,Gönüllü olsa da sürgünümÜzgünüm hey hüzün ay’ı Eylül



Çok üzgünüm.üzgünüm,Gülemiyorum.

Yorgun Yağmur takacak maskesiniYazılanı oynayacak elinden geldiğinceAllah bilir belki de bu son EylülBelki de yağmur yağacak akşam üzeriBelki de, o ebedi uykuKim bilir?Bildiğim tek şeyİçimde bir yerler sızlayacak,Her Eylül geldiğinde ben hep hüzünleneceğim,Ama ben, Eylül gelme, gelme….Gelme Eylül diyemiyorum.

Gediz, 03.09.08. Yorgun Yağmur

Nebi Ünler



Eylüldeyiz

EYLÜLDEYİZ

Muratdağına uzaktanBaka baka geçti bir yazÖzlenilen bir kucaktanAyrılara neylesin saz

Gelip geçirdik bu yazıHüzün ay'ı Eylüldeyizİç çekeriz bazı bazıUlaşılmaz derdindeyiz.

Ulaşılmaz sevdalaraBulaşman şartmıydı gönülErimi olmaz yollaraNeden girdin deli gönül

Eylüldeyiz, EylüldeyizDöndük dağlardan, denizden...Sallanmamış mendildeyizKaçıyormuş, şu benizden.

Yılgın Yağmur Eylül sonuEkim'de de gelmez o yar...Dönülmez bir akşam konuDersini bitirmiş o yar.


Nebi Ünler



Ezan ve Bayram

Allâhu Ekber Allâhu Ekber. ا ل ل ّ ه ُا َ ك ْ ب َ ر ُ ال ل ّ ه ُ ا َ ك ْب َ ر ُ

Allâhu Ekber Allâhu Ekber. ا ل ل ّ ه ُا َ ك ْ ب َ ر ُ ال ل ّ ه ُ ا َ ك ْب َ ر ُ

Eşhedü en lâ ilâhe illâllah ا َ ش ْ ه َد ُ ا َ ن ْ ل ا اِ ل َ ه َ ا ِ ل اّ َ ا ل ل ّ ه ُ

Eşhedü en lâ ilâhe illâllah ا َ ش ْ ه َد ُ ا َ ن ْ ل ا اِ ل َ ه َ ا ِ ل اّ َ ا ل ل ّ ه ُ

Eşhedü enne Muhammeder-Resûlüllah ا َ ش ْ هَ د ُ ا َ ن ّ َ مُ ح َ م ّ َ د َ اً ر َ س ُ و ل ُ ال ل ّ ه

Eşhedü enne Muhammeder-Resûlüllah ا َ ش ْ هَ د ُ ا َ ن ّ َ مُ ح َ م ّ َ د َ اً ر َ س ُ و ل ُ ال ل ّ ه

Hayye ale's-Salâh ح َ ى ّ َ ع َل َ ى ا ل ص ّ َ لا ة ِ

Hayye ale's-Salâh ح َ ى ّ َ ع َل َ ى ا ل ص ّ َ لا ة ِ

Hayye ale'l-Felâh ح َ ى ّ َ ع َل َ ى ا ل ْ ف َ لا ح ِ

Hayye ale'l-Felâh ح َ ى ّ َ ع َل َ ى ا ل ْ ف َ لا ح ِ

Allâhu Ekber Allâhu Ekber ا َ ل ل ّ هُ ا َ ك ْ ب َ ر ُا ل ل ّ ه ُ ا َ كْ ب َ ر ُ



Lâ ilâhe illâllah ل ا ا ِ ل َ هَ ا ِ ل ا ّ َ ا لل ّ ه ُ

Saba makamındanSabah sabahDoluverir odama... fırlarım yatağımdanHayye ale'l-FelâhHayye ale'l-Felâh

Bugün BayramHatırasıymış İbrahim Peygamberimizinİsmail Peygamberimiz'in canına karşılık ikramSünnetidir ayrıca Muhammed Mustafa... son Peygamberimizin

Güneş doğuyorDaha bir kalabalık Camiler bu günNe derlerse desin allameler... halkımız bildiğini okuyorNe Kavurma bayramıdır, ne şölen, nede düğün.

Babam yok... Kozan yok, Hacımirzeli köyü yok!Adana'dan Halil abim, Nalbattan Kadiriye ablam da gelmiyor artıkEkrem Abim harçlık vermiyor diye çok üzgünüm çokSaçım sakalım ak... Çocuklarım benim elimi öpüyor artık.

Yaşarsak... bir kaç yıl sonra torunlarım olacakNe yaparsam yapayım babam gibi Dede olamayacağım ben...Yılgın Yağmur Adanasız... Gediz'de ömür solacakEzan ve Bayram... Babam Koca Dede'nin elini öpeyeyeceğim ben.


Nebi Ünler



Ezo

EZO(Nurettin Rençber dinlerken, Vedat Öztürk'e bir Ezo...)

Felek yarime salmadıGözlerimde yaş kalmadıAcı haberim almadı........ Daldan düşmüş serçe Ezo........ Kanadını kırmış Ezo

Ezo dedim sustu dağlarEzo için puslu bağlarEzo ölmüş dertli çağlar........ Hasret demir pençe Ezo........ Sensizlik işkence Ezo.

Yılgın Yağmur Ezo der ya!Kara sevda lav'dan deryaBeyaz atlı, beklerler ya........ Masallarda türkü Ezo........ Kaybedilmiş ülkü Ezo


Nebi Ünler



Fa.Hü.Da

Fa.Hü.Da.(Ruhun Şad Olsun Üstadım! ...)

Bir çınar;Yok! Yok, şırıl şırıl akan ve ebediyen akacak,Bir pınar! .

Türkçe diye diyeHep kaynayan bir pınarBu gün öldü diyorlar, anlayamadım ki, niye?

Ay, yıldız!Göklerde dalga dalga, bitmez Türkçeye sevdaBu şiirleri yok edemez, hiçbir albız

Fazıl Hüsnü DağlarcaTürkçenin, en yiğit bir neferiBir Ozan geldi, geçti! Namı; DAĞLARCA.

Yorgun YağmurOnun Şiirlerini oku ve Fatihalar gönder ruhuna,Teknede hamur! Ver Allahım! Sicim gibi yağmur…

Destanlar yetim kaldı, özlenecek DAĞLARCA.

Gediz, 15.10.08 – 23.57 Adanalı Yorgun Yağmur

RAHMETLİ ÜSTADA SAYGIMDAN, SADECE BU ŞİİRİ BIRAKTIM...

Nebi Ünler



Faili Mesut

Sipariş tamamdırGöndermiş Gaziantep denMesut’un biriDenemiş iksiriGenç evlilerden bir ikisiKarar verilir.Katılacaktır çayın içine, Kahvehane deHedef akşamdan gelipteOnikiye kadar evine gitmeyenBir iki dedeTezgâh tamam.Kahveci uyutulurDemliğin için bolca konurBir de bizim Mesut;“Garson herkese verBu akşam çaylar bendenAma kekik içeceğim ben.”Tesadüf bu yaMasasındakiler de kekik içerÇayını bitirenKahvehaneyi terk ederKahvehaneci şüphelenip,İma etse de bir şeylerDağılmayan tek masa da bizim MesutVe arkadaşlarındaBitmeyen sükut.

Sabahın köründe çalınır kapıMesut’un ebe’sidirKudurdu deden MesutSanki Onbeşindedir.………

O akşam ve diğer akşamlarTam bir ay.İhtiyarlar doldurmuşturKahvehaneyi…Aynı çaydan getirBir... iki… ÜçMesut’un Dedesi kükrer“Al bunu götüüüüür,O günkü çay değil.”Bakar ki pabuç pahalıAkıllar başa gelir.Gaziantep deki Mesut’aVerilen sipariş iptal edilir.Torununa yalvarır dedesiGünlerce peşinde gezinerekBizim Mesut olmaktansa ebe’denBiraz fırçaya razı olmuşAzmış Dede’den.Köy Kahvehanesinde



Anlatır Ballandıra, ballandıra“olmuştuk dostlar bir gece mesud.Bu güzel suçunFaili bizim torun Mesut.”…….Yağmur anlatılanları yazdıO masadakilerin hepsi yemin ediyorO çaydan içenler billahi azdı.


Nebi Ünler



Fakııııı! ! !

FAKIIIII! ! !(Altan Salantur'un Hüzünlü Hikayesine...)

Herkesin Fakı'sıydı oGenzinden konuşurdu...Hiç bir şey anlayamazdık,Söylediklerinden...Biz çocuklar;Fakııııı... Fakııııı... Fakı. diyerekKıskıs gülerdik arkasından...

Kâmil'in emmisiydi.Babası Kel Veli,Anası Gedden Kızı,Terzi Dede''nin küçük gardaşıydı.Temiz giyinirdi... iyi bakardı onaYengesi Cırlavuk.Sabahtan Kozana giderdiBağlar arasından dönerdi akşamlarıParlakbez şalvarının cebinde Birinci sigarasıEksik olmazdı ağzında dumanı.Boğazının altında kocaman bir şişlikGuatırmış... tedavisi yokmuş.Diye fısıldaşırdı büyüklerimiz'Hünnünü Memmed' derlerdiKimilerimiz.

Ümmüsünün kızıElif di tek takıldığı kızEvlerinin önünden gelip geçerkenFakı'ya laf atardı, Elif ...Beni ne zaman isteteceksin Fakııııı! ! !Elif kıkır kıkır gülerken,Yürüyüşü değişir,Göde Masur'un Culukları gibi kaparırken,Bir başka savururdu sigarasının dumanınıEn azından bir onbeş günFakı evlenecekmiş diyeBilmem neden gülerdik?

HalbukiBiz çocuklar, FakıdanHiç bir kötülük görmemiştik.

Çokmu acımasızdı ki,ElifEvlenip gelin gitmişti... telli duvaklıBizim Fakı müzmün bekarKim bilir Belki de...Bizim Fakı,Evlenmeye tövbekar.Olmuştu kahrından.



Hüzünlü 'Altan Salantur' HikayesiBunları hatırlattı banaŞu Hayatın elvan çeşit cilvesiKimleri düşürmedi ki...Cehalet,Gurur,Kibir,Kendini beğenmişlik,İnsanları küçük görmeDenilen çirkefe,Ve daha niceŞeytani Çamura.

Halbu kiİnsan gibi bakabilsek aynayaBelki de bizden çok çok güzeldiDaha bir özeldi OAltan Salantur'larVe daha niceRahmetli Fakııııı! ! !

Kim deli,Kim velîAncak Allah bilirmişYılgın Yağmur'a baktığındaHakikatin gözleriAcabaKimi, Neyi, Nasıl,Görebilirmiş?


Nebi Ünler



Ferhad Amur Gardaşım

FERHAD AMUR GARDAŞIM

Sen Hazar kıyısındaBen Akdeniz deİki yaralı Bülbül, iki gardaşız!İkimizin de gözleri yaşarır,'Ayrılık' şarkısındaYürkekler aynı çarpar,Aynı ülküleri yaşarız.

KarabağBenim de içimde yaraBenim için de işgal edilmiş vatanMaalesef hainlerimiz,Gafillerimiz, mankurtlarımız bitmiyor gardaşBütün Türk Dünyasının kaderidirHiç bitmiyor,Yarınlarınlarmızı, satanlarımız.

Olsa da farkımız bir kaç kelimeTürkülerimiz aynı, aynı şarkımız'Size selam getirmişem' dilimdeTürkülerle Türk'e bizim çağrımız.

SelamünaleykümFerhad Amur GardaşımUnutma Adana da yaşarYılgın Yağmur gardaşın.


Nebi Ünler



Fısıltısı Değil Kasım Rüzgarı Söyler

FISILTI DEĞİL, KASIM RÜZGARI SÖYLER

Fısıltı değil, Kasım rüzgarı söylerNeden? Nedir bu derbeder halim?Konferans, proje, seminer, föylerYanında, tavşan uykusuna, yatanadır vebalim.

Özledim dedikçe, kaçtın,Antalya, Van, şenlenirkenAdana'ya hep uzaktın.Gelmiyordun beklenirken.

İhmal ettikçe ettin, ne yapar ne ederim,Bir merhaba diyemiyordun, hep işin vardı.İzliyordu gözlerin, hiç yokmuydu kederimHani benim Ayperi'm en fazla seven yar'dı

Sensiz ıstıraphanem, oluyorken AdanaKoskoca bir yıl geçti, hep özledim, özlettinSakın gelme diyordun, sakıncalı AnkaraGelip geçerken Kasım, Azrail'i gözlettin


Nebi Ünler



Figüranlar

FİGÜRANLAR

Başrolde;Esas kız, esas oğlan,Birkaç tane yardımcı,Diziyi sürükleyen bence onlardır onlarHep onlara aynalarSıralarını beklerHeyecanla telaşlaGariban figüranlar

Hem heyecan, hem telaşYönetmen avaz avazYapamazlar asla nazOyuncular, ışıkçılar, yukardan bakarHiç dikkate alınmazlarAma her film, her dizininOlmazsa, olmazıdırlarŞu emeksiz figüranlar

Arada ki boşluğuTamamlar figüranlarKameralar çalışır,Bir heyecan, bir telaşBize dinlenmek yasakAkşama dek çıkar canBağırır avaz avazYönetmen çömezleriTekrar bir daha tekrarYanıp söner ışıklar, kapanır kameralar.Yarınları belirsizYorgundur figüranlar.

Yılgın Yağmur er olmadanHiçbir savaş kazanılmazGeneraller lazım ammaMehmetçiksiz ordu olmazÜçbeş kuruşa çabalarGönüllülük asıl olanEmeğiniz unutulmaz, ben unutmamSelam size, saygı sizeÇok yaşayın, figüranlar


Nebi Ünler



Firar Neden Emire?

Firar Neden Emire?

Gazetelerden ÖğrendimYirmisindeymiş...Soyadı Saraçoğlu,Adı emireymişResmini görünce hatırladımYüzü biraz çilliGöğüsleri olmasa sanırdın oğlanminyon tipli,İki elim doluyken kapıyı açmıştı bir günbazan karşılaşırdık kapıdan girip çıkarken,Karşılaştığımız zamalar koskoca apartmandaSadece o! iyi akşamlar derdi

Kimseyi tanımıyorum, ApartmandanSormadım.Zaten içine kapanık biriydiNedeni ne olursa olsunÖlmemeliydi asla.Çok sessiz ve çokta sakindi.Sorsaydı bana;Firar Neden Emire?Ben artık kime, iyi akşamlar diyeceğim.Kim açacak ellerim doluyken kapıyı banaBenim gibiler varkenSen yaşamalısın, Yaşayacağın ne güzellikler vardır...Firar Neden Emire, yaşamak varken,Diklenip isyan etmek varken, tüm dünya yaKolayı seçme, Emire derdimYazık oldu ğençliğineYılgın Yağmur'da yaşayacak çekingen fısıltısı'İyi akşamlar' ve 'İyi günler'Birde zayıf çelimsiz tipi ve çilli yüzüÜzgünüm... İçimde bir şeyler koptuYazık ettin EmireSözümün nihayeti,Allah rahmet eylesin.


Nebi Ünler

Nebi Ünler



Firuze Ahh Firuze, Hatırası Var

FİRUZE AHHH FİRUZE HATIRASI VAAARR

Firuze Ahh Firuze Hatırası VarZamanımıydı söyle ey zalim rüzgarAnsızın, koparıverdin canı canandanSahra olmuş gönül! .. kalırmı bahar.

Kelam biter, dil tutulur zaman zamanTek mutluluk mazidir, aman amanBağ bozumundayız be ak güvercinBir senin sevdandır, yaman yaman.

Tetik düşer, tetiği çekendir asıl ölenOlmadık, olmayız asla, sevdayı bölenKırmadık, incitmedik, borcumuz yok kimseyeSon nefesi vermek olmalı büyük şölen.

Firuze içimde derin bir sızıdır bitmezÖlmeden, şu yalnızlık beni terk etmezBırak aynaları, öylece, esrarlı kalsınAşkın tarifine kimsenin kelamı yetmez.

Ah Firuze aaahhh sabah oldu bakHayalini bir kadın sanır, kaç ahmak?İyisimi sükut eyle kır kaleminiDoldurur boşluğu, bir avuç toprak.

Firuze şarkıdır... yakar, yandırırDeli gönlü ancak hatıralar kandırırYılgın Yağmur gayrı öbür yanı seçSenin sevdan bir yalanı andırır.

Bak Firuze bitti! ... sustu şakıyan bülbülFiruzeeeee! zümrüdanka değilki düldülSenin Aşkın seni, kafdağına vardırır.Yaktığın sigara yasaklı güldür.

Kapat gözlerini cihanı şaşkın haline güldürFiruze masallarda uyutulmuş, imkansız dündürRahat bırak Firuzeyi acı acı gül! ... hadi gül.Firuze acizliğinle solan bir güldür.

Adanasız, 20.09.09 - 05.44 Sabah Ezanı Y.Yağmur

Nebi Ünler



Forsa Olmuş Yüreğim

FORSA OLMUŞ YÜREĞİM,

Kuruyan göz pınarım, senin ile çağladıGözlerimi gizlerim, ama yürek ağlıyorİnkâr etmek istedim, aşk sinemi dağladıAlıp verdiğim nefes, beni sana bağlıyor

Sinemi delip geçtin, yerleştin yüreğimeEla gözler peşinde, gururum sürünüyor,Oktan, yaman, kirpiğin, sapladın küreğimeDilim, inkârın boşa, o yare yürünüyor.

Ellerini tutmak mı, öpmek mi, dudağınıKavuşmak bu değilmiş, yaşamakmış görmeden.Zapt etmişsin sevgili, köşemi bucağımıÖlüm nasip olmasın, siyah saçın örmeden

Forsa olmuş yüreğim, yüreğin limanımdırSana gelmektir arzum, deniz, dalga bahaneZincirim çözülse de, imanın imanımdır,Başka limanlar varmış, olsa bundan bana ne.

Zaman gelip geçse de, eritse de ayrılıkYudumlarım hasreti, sevdan içimde yağmurToprak örtse üstümü, belirse de gayrılık,Kanlı yaşı sızacak, yağmur içince Yağmur

Adana, 18.11.07 – 16.14 Y.Yağmur

Nebi Ünler



Furkan Doğan-Mavi Marmara-Akdeniz

FURKAN DOĞAN-MAVİ MARMARA-AKDENİZ

Gülümserken Gazzeye doğru FURKANŞafağın fısıltısı; neredesin DOĞANSatılmış kalemler, Suç uydurmakta...İnsani Yardımcılarmış, saldırgan, KORSAN

Gazze'ye yönelmiş Mavi MarmaraVicdanı olanlar yapmaz yaygaraOtuz iki millet yanyana gelmişİnsanlığı taşır Mavi Marmara...

Gazzeli bekliyor, yol ver AkdenizMazlumların ahı, bitsin AkdenizHitler artıkları, Hitler'den beterİsrail Katildir... Gördük Akdeniz

Yağmur şehitlere, fatiha okuFaşist İsrail'de ırkçılık kokuMusa 'Öldürme' yin yazmış Tevrat'aİsrail uygular en 'HİTLER' şokuİsrail eşittir 'KAVGAM'ın ok'u

Adanasız, 11 Haziran, 19:30 Yılgın Yağmur

Nebi Ünler



Fuzuliyim

FUZİLİYİM

Hadi söyle Aysel'imAllah aşkına söyleNeden nefret etmiyorsunSilmiyorsun, beni yüreğindenNeden? Neden? Neden?Anlayamıyorum bir türlü seniVeHalâ sevebiliyorsun beniSöyle Allah aşkına söyleSen delimisin?

Yılgın Yağmur gibi birini sevmekDelilik değil de nedir? Söyle!Yediğim her haltı bilmekVe sevebilmekSeni bilemem, çözemiyorum seni zatenAma ben, kendimi biliyorum.Ha yaşamış, ha yaşamamış fark etmeyen biriYaniÇok fuzuliyim.


Nebi Ünler



Gadam Alasıca

GADAM ALASICA

Gadam alasıca çarpık bacaklıBoyu devrilesi, kokmuş pasaklıMeymenetsiz, uyuz, uğru ocaklı…….. Yırttırma ağzını hüsss irezil hüsss…….. Bir def olup git de, ömür boyu küs

Ocağı sönesi, eşşek inatlıOğluma musallat tavuk kanatlıOğluma dedirttin, deli avratlı…….. Oyarım gözünü, terbiyesiz hüsss…….. Yamulsun da ağzın, kör kuyuya düşşş

Kuzuma geydirdin dikenli gömlekAğzımı açtırma! B.k. dolu çömlekKısmetin olmasın ırahat ölmek…….. Cart diye yırtarım, it ağzını hüs…….. Gonuşma garşım da çüş irezil çüş

Yılgın Yağmur böyle kavgalar bitsinİnsan olan, insanlığını bilsinÜç günlük dünya da Hak’ka vekilsin…….. Cahilsen konuşma, adam gibi hüs…….. Hoş görü ve sabır insanlara süs.


Aklımda kalan köy cangamalarından kırıntılar... umarım böyle sözler unutulmuştur...

Nebi Ünler



Gadanalım/Adanalım

GADANALIM/ADANALIM

Geldi bahar... gönül çekti sılayıGözümde canlandı köyün alayıAğır üçayak dı enhas halayı........ Atalım atalım çek gadanalım........ Sevdanın hasında tek adanalım

Kimi avşar, kimi varsak, hepsi TürkKaracoğlan, Dadaloğlu aşık TürkKozanoğlu, padişaha asi Türk........ Yanlış fermanları yırt gadanalım........ Kozanlı'ya heryer yurt, adanalım

Kaşınanı kaşır, yiğit KozanlıÜlkü, bayrak için, bitmez ozanlıRemzi Oğuz Arık, 'Vatan' tozanlı........ Çukurova bize can, gadanalım........ Ermeni bakamaz yan, Adanalım.

Toroslarda gezer kanı delilerDere tepe dolu ermiş velilerEskimez komşumuz Kayserili'ler........ Mersin, Maraş, Niğde, gez gadanalım........ 'İncirlik' çıbandır, ez adanalım.

Gadamalasıca derdi 'Cırlavuk'Yaz gecesi sükut, yerdi Cırlavuk'Allahına kurban' erdi Cırlavuk........ Topu topu renksiz bez gadanalım........ Öleni gömerler, tez adanalım.

Arap Ganiler'in Koca Dede'siBizim oraların, boldur kele'siÖlmüş, Yağmur'un da İrep ebesi........ Kozanı özledik, sez gadanalım........ İnsan ölür bir tek, kez adanalım.


Nebi Ünler



Gadasını Aldığım

GADASINI ALDIĞIM(Bir başka güzeldi onun dilinde....Köyümüzün Cırlavuğ'una ithaf)

Gökten düşen, yerden bitenHer bir derdi benden bilen!Revamıdır bana ilen?........ Akıllı ol gadasını aldığım........ Gözlerindir takılıpda kaldığım

Ben nefsime, sen hep bana kızarsınOdunmuyum hislerime hızarsınHayalime düşlerime sızarsın........ Akıllı ol gadasını aldığım........ Değilmiyim ilk aşkıyla yandığın.

Adana'da olmayanı ararsınVarlığını doymayanla sararsınSabretmeyip, ziyanlıkta kararsın........ Akıllı ol gadasını aldığım........ Hani bendim, komadayken andığın.

Koparıldım köklerimden dalımdanAlamadım, Papatya'nın balındanTutamazsın, olmayacak salımdan........ Akıllı ol gadasını aldığım........ Olmayayım arkasından yandığın.

Sana gelen, benden olmasın dedimDile düşme diye her lafı yedimHesap günü yakın diye bekledim........ Akıllı ol gadasını aldığım........ Etme beni yarınını çaldığın.

Günü gelir, yol ederim her dağıAşkındır dolduran benim bardağıÖlmeden gelemez, unutma çağı........ Akıllı ol gadasını aldığım........ Yapma beni aklın baştan aldığın

Veda etme gönder, uğursuz avcıSormaz beni sana, asla bir savcıİçin için yandım, demem yar kavcı........ Akıllı ol gadasını aldığım........ Kimdir söyle, Adana dan saldığın

Yılgın Yağmur der ki, ayrılık yamanSevdayı bilmezden istenmez amanAllahın dediği olur her zaman........ Akıllı ol gadasını aldığım........ Yoğluğundur cazır, cızır yandığım.




Nebi Ünler



Gali Ömer Ulu Adı Duyulur

GALİ ÖMER ULU ADI DUYULUR

'Kütahya'nın pınarları' deyince,Akefem sinene batarmı şişler...'Gediz Pazarı'na başın eğince,Erdoğumuş hasreti derine işler...

Akefe'nin oğlu Akefe olurEfe Yürekliler, her dem yol bulurGali Ömer ULU adı duyulurVekillik toyluğu, derine işler.

Düğünler kurulur, Göveç közlenirİslamoğlu, Kerimoğlu, söylenirYaren meclisinde, yaren dillenirMuratdağı, Akdağ, derine işler.

Her görev yerinde, yeni insanlarYüzler değişsede birdir lisanlarKaymakam' da Devlet görür insanlarAkefe'siz kalmak derine işler.

Lalapaşa, Sincik, Yenice derken,Araç, Nusaybin, ayrılık erkenEğirdir'de henüz bir balık yerkenEGO'ya gidişi derine işler.

Yılgın Yağmur derki; EGO'da bittiHalkının ısrarı Meclise ittiGenel Müdürümüz, mertti, yiğittiİstifa edişi, derine işler.


Nebi Ünler



Garabağa Çıkar Yolumuz Bizim

GARABAĞA ÇIKAR YOLUMUZ BİZİM

Harı Bülbül gayrı bükme boynunuGarabağa çıkar yolumuz bizimBozulacak ermeninin oynunuGarabağa çıkar yolumuz bizim.

Nakış nakış, ilmek ilmek azadlıkGençliğin ukdesi, görmek azadlıkKızıl Elma Garabağa azadlıkGarabağa çıkar yolumuz bizim.

Yükselen Bayrağım, inemez yereTürk tutsak olamaz böyledir töreGarabağım gayrı azadlık göreGarabağa çıkar yolumuz bizim.

Kan ise kan, helal olsun GarabağCan ise can, feda olsun GarabağTürk dünyası birlik olsun GarabağGarabağa çıkar yolumuz bizim


Nebi Ünler



Gardaşım Cemil

Yaşadık bir şeyler, bir şeyler yazdıkYüreğimden akan lav şiir olduCan verdik sevdaya mezarlar kazdıkBağrımız çürüdü ahhh şiir oldu

Bil gardaşım Cemil sevmek güzel şeyZehir olsa da iç, sevgiliden meyHiç susmaz kalbimin üflediği NeyKanımla dolaşan kor şiir oldul

Bir çift kara göze ömür adayıpAkan gözyaşımda ayağım kayıpDediler ki Yağmur sevme çok ayıpİsyanım feryadım zar şiir oldu


Nebi Ünler



Gaz Alma Zamanı

GAZ ALMA ZAMANI

Cenabı AllahŞehitlerimize rahmetYakınlarına sabırBizleri şeffatlerine nail eylesin.

Ana kuzuları dağlardaUykusuz, yorgunBoğuşurken tuzaklarlaBir kerecik olsun, dişimi kıracağımOmuzu dolulardan birininİntiharı geçtim... istifa ettiğini görsem.

Sivili de bir,Kurmay takımı da...Aklım erdi ereli asla değişmezBulunur bir kaç günah keçisiSuçlu ilan edilir.

Saddamdan,Mübarekden,Kaddafiden de ders almazlarVarsa yoksa zehir olası menfaatleriMehmetçiklerin canından,Anaların göz yaşından önemlidir.

Devlet denilen düzeninİçinde kaymak paylaşımıKayıkçı kavgaları yapılır ara sıraNe paşaların, bakanların, mebuslarınNe zenginlerin çokuklarıdır gidenDuyan varsa söylesinHangi ekabir çocuğunaUğradı şehadetBeylik laflar sıralanır ardı ardınaBitmez ülkeminGaz Alma Zamanı.

Zenginimiz bedel öderAskerimiz fakirdendir... demişAnadolunun analarıAskere gitmeyecekmiş oğlumMaalesef ama maalesefBabamın bana söylediğini ona söyleyemiyorumEy devletin sahibi devletlülerKendinize gelin gayrıİhmali, hatası olanlar adam gibiİstifa etmeyi öğrensin.

Yılgın Yağmur kesme umudunuMevla, neylerse güzel eyler!



Ey Türk anası... Ey Türk oğlu... Er geç verir hesabınıHaddini aşan paşalar, ağalar, beyler...

Allah unutmaz! Şaşmaz adaleti, Kurulur Sırat, kurulur MizanSorulur bir bir, Gaz Alma Zamanı... söylenilenPalavraların hesabı... Allah tek büyük!


Nebi Ünler



Gece Devriyesi

GECE DEVRİYESİ(Özdemir Ünler'in Gece Devriyesi'ne...)

sendeledibir ihtiyarkaldırımlar üzerinde...çoktan kaymamışmıydı zaten hayatısere serpe, yere düştüğündetabakası.bitlis tütünüydüsigarası.parmak araları sararmış,saç sakal karma karışNasıl bitebilirdi kihiç başlamayan bir yarış.her daim çektiginde yaşamı içineadamın dünyası kararmışo heybeti gizlemiştivaziyetini, perişanlıgınıbelliydi zaten halindenkonuşmasada kapanmayan gözleri anlattıkoca bir ömür vardı geride hiç yaşanmayanekip otosunda gece vardiyasıgelen anonsun bize çagrısı.Kaldrımlar üzerinde vir sona varış.

karanlık bir sokak arasısereserpe uzanmıştı ihtiyarın cesediolmasada umudubu puşt geceyarısıüzerini örterken gazetelerlegenç polisacı bir türkü söylüyordu sirenlerşahit yok, görünen bir darbe yokadi bir ölüm vakası diye düzenlendi tutanakekip otosunda gece vardiyasıgelen anonsun bize çagrısıBurada tükenmiştiHayatı çoktan kaymış bir ihtiyarınKalp ağrısı.Kocaman bir şehir, küçücük,Minnacık bir ihtiyarÇilenin her türlüsüyle ölçülmüş,Ölçülmüştü sabrı, mecalikarış karış.

Silkti omuzunuYüzünde vurdumduymazlığı maskesiYılgın Yağmur'un yiğeniydi oDudaklarında acı bir tebbessümPolis Özdemir için ekmek parası, alın teriKaldığı yerden devam edecekti yeniden



Maceralarla doluBir gece devriyesi.

Adana, 28.11.2006 21:03 Yılgın Yağmur

Nebi Ünler



Gediz'de 23 Nisan

GEDİZ'DE 23 NİSAN--

Gediz Atatürk İlköğretim Okulu'ndaAna sınıfında Yağmur Orkun23 Nisan Çocuk BayramındaHünerini sergileyecek,Ama çok yorgun.

Pazartesi okulda hazırlık,Salı günü bayram yerinde bıkkınlık!Öyle bir oynuyor ki Meleğim şarkısıyla! ! !Islanıyor gözlerim.Galiba... o heyecanı unutmuşum.Oğlumun sevincini seyrederkenYeniden hatırladım o duyguyu! ...Bir başka şeymiş babalık...

Gediz'de 23 NisanBabaaaaaaaa diye bağırıyor bizim oğlanSende gel! bana bak baba! ... Bayrama gel babaaaa!Annesinin yanında okula giderken...Tamam geleceğim oğlum diye bağrırıyorum ardındanDönüyor geriye 'sözmü' diye soruyor!'Söz oğlum! ... söz geleceğim.'Okuluna geç kalma oğlum!Yarım saat sonra bayram yerinde,El sallıyorum yukarıdan.Bir öne, bir arkaya fırlıyorlar! söz dinlemiyor çocuklar! ...Öğretmen olmak zor işHele bir de! Ana sınıfı çocuklarını okutmak!Allah sabır versin! Minnettarız sizlere öğretmenlerim.Hepinizin ellerinden öperim.

Gediz'de 23 NisanPelerinli kızların göterisiArdından bizim oğlanHerkes kendi çocuğuna baksınBenim gördüğüm sadece benim Oğlum,Yağmur Orkun'umEfeler gibi geziniyor ortadaAblaları gidiyor resimlerini çekmeye........Bitiyor tören!Öğretmeni sesleniyor! çok sağolsun,Alabilirsin Yağmur'uÇıkıyor tombuluma- Baba Balon- Oğlum evde 20 tane var- Ozaman elma şekeri...................



Evde elbisesini değiştirdiğinde yemesi şartıyla alıyorumBen, Yani Yorgun Yağmur,Ve oğlum Yağmur Orkun için bir başka güzeldi,GEDİZ'DE 23 NİSAN


Nebi Ünler



Gediz'de Fotoğraf

GEDİZ'DE FOTOĞRAF

IlıcaMuratdağıHatta, birazcık AkdağFotoğraf sergisi bahane olsunGediz'e Kaç dost gelir acabaDavet etse Ergün KaradağGEDİZ'DE FOTOĞRAF sergisiOlabilir miiiiiiiiiDiye düşündüm...

AlabalıkGediz Göveciİsteyene rakı, şarap, bira...Cin, Votka, Likör, Wiski...İstemeyene ayran, şalgam.Yani herkes istediğini içsin.Üstüne çisil çisil Muratdağı yağmuruVe Ergün'ün nargilesiMuhabbetin kralı bir daha neden olmasın?Gediz'de bir fotoğraf sergisindeBuluşulmasın niçin? .

Hep Deniz mi olacak,Mısır'ın pramitleri, çöller, göller,Yada İstanbul şehrinden görüntülerYetmedimi dostlar bilinenlere hücum,Leyla'nın Mecnununu beklediği gibi bekliyor siziEl değmemiş bakir,Eskigediz sokakları...Madenciler,Kaşıkçılar,Çavdarhisar'da tarih,Kardona'da gün doğumu,Mızraklı'da gün batımıKıyıda unutulmuş bir GedizKesmezse sizi,Belki biraz Siyanür konuşuruzGümüşköy'e uzanıp...

Keşke buluşabilsek Gediz'de dostlarTemennisine Yılgın Yağmur'unUzaklaşan gölgelerin tavsiyesi,Hele geçsin şu seçim.


Nebi Ünler



Gediz'de Yapayalnız

GEDİZ'DE YAPAYALNIZ(S...... A... Bacım ve Bütün Yapayalnızlara...)

Bu günYine yapayalnızımKalabalıklar ortasında, bir başıma, yalnızım,Sen,Sen...Seeeeen,Ve Sen,NeredesinizCan dostlarım.Hatırlarmısınız, hani (bir karakız) sarışın vardı,Önünde taklalar attığınız,Bir merhaba diyebilmek içinYarıştığınız....Siz,Tanırmıydınız vefayıSadakati hiç duymuşmuydunuz,Okul günleri hatırına olsun,Bir defacık aramadınız.Bilirmisiniz unutulmayı,Terk edilmişliğin acısını bilirmisinizÇırpınırken bir başınızaEsirgenen bir selamın,Uzanmayan ellerin açtığı yaranın acısınıBilirmisiniz...BenYine yalnızım bu gün,Anadolunun batısında Kütahya daGediz denen bir girdabın içinde,Kıvranmaktayım,Biliyorum ki çoktan unutulmuşum,Gitmiş herkes kendi yoluna,Yaşamak denirse yaşıyorum,Kalabalıklar ortasında bir başıma.Boğuluyorum, be Yağmur ağabeyKendi gözyaşımda.Ziraat Bankası mapushanemin adı,Bilgisayarımın başında,Sayıklıyorum isminiO vefasızın,İçiyorum hasreti yudum yudum,Yine yalnızım... Yine Yalnızım... Yine Yalnızım!Gediz'de Yapayalnızım.


Nebi Ünler



Gediz'den Özgün Geçer

GEDİZ'DEN ÖZGÜN GEÇER...(Özgün Boyalı Gardaşıma....)

Kütahya istikamet, İstanbul'a yolumuzHoşçakal Bebek Yüzlü, Gediz'den Özgün geçer...Bir masalı yaşarken, geliverdi sonumuzElveda, Bebek Yüzlü, Gediz'den Özgün Geçer.

Böylemi olacaktı, böylemiydi ahtımızNazarmı değdi bize, ki yıkıldı tahtımızArada hasret varken, nasıl güler bahtımızHoşçakal, Bebek Yüzlü, Gediz'den Özgün Geçer

Belki yeniden doğar, Akdağ'dan batan güneşBelki yeniden başlar, sinemi yakan ateşBelki anlayacaksın, bir tek Özgün sana eşBelki de, Bebek Yüzlü, Gediz'den Özgün Geçer

Kitabım, not defterim, kalsın sana hatıraNasıl sığdırabildin, 'Bitti' yi tek satıraİstermisin Özgün'ün gemileri batıraHaydi Gül, Bebek Yüzlü, Gediz'den Özgün Geçer

Yırtarsın resimleri, mektupları yakarsınPark Orman, Kafelere ve kantine bakarsınMuratdağı, Ilıca, sonra ağıt yakarsınAnlarsın Bebek Yüzlü, Gediz'den Özgün Geçer.

İyi düşün karar ver, sevdinmi, aşıkmısın?Sıkılmadan, bıkmadan, aşkına sadıkmısın?Diyelim Yılgın Yağmur bu aşka tanıkmısın?Geç Kalma, Bebek Yüzlü, Gediz'den Özgün Geçer


Nebi Ünler



Gediz'e Bir Ateş Daha

GEDİZ'E BİR ATEŞ DAHA

Siirt'in Eruh ilçesine bağlıGören Duruk kırsalındaGüvenlik güçlerinin teröristlerle girdiği çatışmadaŞehit düşen 6 askerin isimleri belli oldu.

Şehitlerin isimleri şöyle:'Jandarma Başçavuş Murat Taş (Amasya) ,Jandarma Er Emrah Temel (Bolu) ,Jandarma Er Hüseyin Gürlekli (Gediz /Kütahya) ,Jandarma Er Orhan Kılıç (Kaman/Kırşehir) ,Jandarma Er Burak Kopucuoğlu (Araç/Kastamonu) ,Jandarma Er Yusuf Ulaş (Malazgirt/ Muş) '

Öyle yazıyor internetteHissiz, soğuk, duyarsızVe yanıbaşında bir demeç''Sıkılan kurşun, süreci engellemeyecek'Demiş başbakan...Kendi çocuğu olsaydı ölenlerden birisiKonuşabilirmiydi böyle umarsız.

Jandarma Er Hüseyin Gürlekli (Gediz /Kütahya) ,Allah rahmet eylesinBilenler lütfen okuyuversinÜç ihlas, bir fatiha...Yollasın Şehit, ve şehitlerin ruhunaBu gece düştü...Ta! ... Çukurca'dan kahpelerce düşürüldüGEDİZ'E BİR ATEŞ DAHA.

Malum nutuklar atılacak'Kanları yerde kalmayacak'Ve saire.... ve saire!Otuz yıldır olduğu gibi,Bütün vaatler nasıl olsa.Yarın unutulacakBu gün konuşan;TUZU KURULARCA.KOLTUKLARINA SIMSIKI YAPIŞANLARCA.

'Ateş düştüğü yeri yakar! ..'Ah Babalar, Ah Analar ah! ..

Yılgın Yağmur bırak isyanı,Yorum yazma daha fazlaSen devlet değilsin,Asi, bölücü de değilsin...Bildiğin duaları okuSığın Allaha.Çıkacaktır bu millet mutlaka... ama mutlaka!



Bir nurlu sabaha.


Nebi Ünler



Gediz'e Enişte Olmuşsun Sadıç

GEDİZE ENİŞTE OLMUŞSUN SADIÇ(Alaattin Arpacı Gardaşımıza...)

Ya eniş, ya yokuş ekin pazarıSelamsızdır Dayınlarlı nazarıGedizde pek durmaz okur yazarı........ Yirmibeşyıl geçti, Gedizde sadıç........ Adana hasreti acıtır sadıç.

On yılımız ziyan, EskigedizdeGençliğimiz heba yeni GedizdeDesem de, üç meyvem, baki Gedizde........ Ellinin yarısı Gedizde sadıç........ Adanaya gali dönülmez sadıç.

Erdoğmuş bağrına bastı bırakmazMuhanetlik edip, bela aranmazÖlsen Adanada mezar kazılmaz........ Gedize enişte olmuşsun sadıç............ Sadıçlara uyup, kalmışsın sadıç.

Yılgın Yağmur; Dayınlarda bahçen varHastaneye bakan evin biraz darBengisu da arsan gali kırık zar........ Adanasız derler; Gedizde sadıç........ Çukurova burdan görünmez sadıç.


Nebi Ünler



Gediz Çayı

GEDİZ ÇAYI

Dinle biraz, sana, derdim dökeyimYalnızım, dertliyim, ey Gediz Çayı.Murat dağı tepesinden göreyimDiye çıktım, yar yok, ey Gediz Çayı

Serin serin eser, yeller buradaAdana uzakta, uzak AdanaGurbette gariban, derler adamaSefil perişanım, ey Gediz Çayı

Yaz demez, kış demez, daim akarsınBazan coşup bağ, bahçeler yıkarsınYönün batıyadır, hızlı koşarsınDoğudan, bıktın mı, ey Gediz çayı.

Murat dağı çıkarıyor, bağrındanSende mi ayrısın, bir göz ağrındanSevdiğin kaçar mı, aşka çağrındanAşkı bilirmisin,ey gediz çayı

Sensiz yaşayamam, diyordu banaBütün sırlarını, açardı banaŞimdi selam bile, göndermez banaSebep nedir acep, ey Gediz çayı

Her şeyi susturur, yarin susuşuHayatım onundur, bırak kuruşuÖlümüm olacak, böyle susuşuYağmur diyecekmi, ey Gediz çayı


Nebi Ünler



Gedizli Hadi Gali...

GEDİZLİ HADİ GALİ...

Bu toprağın çocuğu, Erdoğmuş'un efe'siHep hizmet, hep başarı, hep dürüstlük kefesiGediz, Kütahya için, vatan için nefesi....... Ankara vekil görsün Gedizli hadi gali...........'Ömer Ulu' diyelim, Gedizli hadi gali.

Siyasetin kirine bulaşmamış bürokratDini imanı bilen, milliyetçi, demokratEGO' DA Kütahya'nın yüz akı, AK BÜROKRAT........ Kütahya hizmet görsün, Gedizli hadi gali........ Gali yüzmüz gülsün. Gedizli hadi gali


Nebi Ünler



Gel Yine çıkalım Murat Dağına

Felek den bir gece daha çalalımGel yine çıkalım Murat DağınaÇıkarsız dostluktan paylar alalımGel yine çıkalım Murat Dağına

Hasta ve müşteri kalsın gerideNe kadar kalacak ruhlar derideMuhabbet demine varak yürü deGel yine çıkalım Murat Dağına

Bakarsın o günde yağmurlar yağarBakarsın dostluğun güneşi doğarNargile, Kahkaha, efkarı boğarGel Yine çıkalım Murat Dağına

Siyaset, diyanet uzak masadanOrada arınak, gamdan tasadanBir gecelik olsun kaçak yasadanGel yine çıkalım Murat dağına

Marbucun ucunda yansın tüm dertlerAh çeker içinden yare hasretlerTalha’dan fıkralar, ganidir zevklerGel yine çıkalım Murat Dağına.

Balkonda şamata, keyifler gıcırYokuşu çıkarken azıcık mıcırBurayı görenler ömrüne acırGel yine çıkalım Murat dağına

Ergün gardaş birkaç, pozumuzu çekBitemez bu dostluk, gerçektir gerçekYüksel avlarını, bahis edecekGel yine çıkalım Murat Dağına

Kazak, hırka her an, yedek de dursunVar yemezler duyup, hırstan kudursunYetim Yağmur derki, huzur bulursunGel yine çıkalım Murat Dağına


Nebi Ünler



Geleceksen, Gel Ulan! (Hikaye)

GELECEKSEN, GEL ULAN!

Devlerin, cinlerin, perilerin, hortlakların insanlarla içli dışlı olduğu zamanlarda, Birkonuk gelmiş köyün birine... yemeğini yedirmişler sohbetini dinlemişler. Allah rahatlıkversin diye herkes evine gitmiş. geriye kalan bir kaç kişi;- Kusura bakma yatıracak yerimiz yok! buyur camide yat!diyerek ayrılmışlar. bizim misafir çaresiz camiye girmiş. kıvrılmış bir köşeye uyudu,uyuyacak! derinden bir ses;-Gelimmiiiiiiii-.................!Gelimmiiiiiiiiiiiiii-..................!

Bildiği bütün duaları okuyan misafir, sabaha kadar bir sağa bir sola dönüyor, kulağınıkapıyor! tam uykuya dalacakken aynı ses;-Gelimmiiiiiiiiiiiiiii

Sonunda! Dayanamamış misafir.;-Geleceksen, geeeeelllllll Ulaaaaannn!

diye bağırmış. o gün köyde geç vakit ölen bir cenazeyi gece oldu diyerek camiyebırakmışlar. O zamanlarda ölenler canlanırmış, yumruk, bıcak, kurşun işlermi ölüye hiç.Bizim zavallı misafir, Ezanın okunmasıyla yere düşen hortlakla boğuşmanın korkusu veyorgunluğuyla,.

Bakmış! bakmış! bakmış, cansız cesede bakmış... Yutkunarak yorgun bitkin sesiylefısıldamış

Geleceksen, geeeeelllllll Ulaaaaaannnn!,-.....................?

Bir daha o misafiri o köyde gören olmamış.

BAŞKA YOLU YOK!

Üst üste gelirse, tehdit bıktırırOlacaksa olsun başka yolu yok...Fazla naz gün gelir aşık bıktırırTadında kalmalı başka yolu yok

Ya bitir işini! ya fırsat tanıİstemem, muhhannet, şafağı tan'ıTekmele istersen yerde yatanıVicdan meselesi, başka yolu yok.

Kişi Özündeki günahı işlerAslı at olanlar mutlaka kişnerSıka sıka çürür ağızda dişlerKaçmalı beladan, başka yolu yok

Senden iyisini, bulursa bulsunEğilip, küçülme! vurursa, vursun



Herkes! haddin bilip, sınırda dursunAkacak kan, akar, başka yolu yok

Yılgın Yağmur! boş ver, Mevlanı araHüzün bulutları olur kapkaraDeyilmi! yolumuz toprağa varaYalvarıp, ağlama, başka yolu yok.Gidene kal deme bir faydası yok.


Nebi Ünler



Gemiler Gelir, Gemiler Gider

GEMİLER GELİR, GEMİLER GİDER

Gemiler gelir, gemiler gider suyun üstündeYamacımda çıplak tepeler, ben burada çakılıBazan kendimi görürüm martıların yüzündeFırtına, şimşek, yıldırım derken, demir atılı.

Bakma böyle nazlı gelinler gibi süzüldüğüneAzgınlaşıverir aniden... kollarına alıverir deniz...Kollarına alıverir de... anlayamazsın nasıl üzüldüğüneKıyıya vurur... cansız bir ceset... şaşkın bir beniz.

Süngercileri bilirmisin, hani! vurgunla kardeşYosunmu, deniz kızımı, dalgınlığına, can veren?Bilirmisin? Kıyıda bekleyenlerde belkiler, hep beleş!Adanasız Yılgın Yağmur, olsun yine ipe un seren.


Nebi Ünler



Giderler Evet...

GİDERLER EVET...(Dün Evlenen Yiğenim Ayhan'a...)

Giderler evet...Arkalarında kocaman bir boşluk bırakarak.Bir kalp ağrısı nöbet, nöbetUmuda bir mayın,Yarına karanlık, tek mirasıMaziyi büsbütün unutarak.

Giderler evet...Bitirdiği yetmez gibi... birde suçlayarak,Ne varsa temiz kalan,Ne varsa aşkta kutsalSaflığı edip talanMutlaka bir gün biterYalan... yalan... yalan...Geride bir enkaz... Ne geçerki elineSevda fidanını kurutarak.

Giderler evet...Bile bile... yoğluğunun kahrınıGurbetteymişsin, Adanasız, Kozan'sızmışsınÇukurovadan uzakmışsın... umursamadanUmursamadan hiç bir şeyi...'Giden için ağlamadım ben hiç...' teranesi dilindeBalcalı'da ben yokken,Sevgi Adası bensiz boşkenSilinmişken Babamın mezarındaki gözyaşım'Yılgın Yağmur vefasızmış' hüsnü-kuruntusuylaVicdanını susturarak.

Giderler evet...Giderler... Cevap vermeyerek.


Nebi Ünler



Gozan'sız Yılgın Yağmur

GOZANSIZ YILGIN YAĞMUR(Kozan Ağzı denemeler)

Gaspalık açık galmış, horanta uyumuşmuHalaka da cangama... kim gaçırır falliği?Ulu Cami önünde o yılan bulunmuşmuAşşaçarşı pek bilir, gız gözleri felliği.

Ümmünün iti gibi, kuyruk sallama kuyruk'İki alan hep rezil...' Gozanoğlu'ndan buyrukÇukurağ kavuruyor, kele yayın bir yannıkÇataloluğa çıkak, eskitek şu terliği.

Çaput bağla gız anam, çımgışan yaramızaGadamı alasıca, fit sokar aramızaMahanasız ölüm yok, üflenir çıramızaGOZAN'sız Yılgın Yağmur heba eyler erliği.


Nebi Ünler



Gönül Başka Dala Konmaz

GÖNÜL BAŞKA DALA KONMAZ

Sen öğüttün şu ömrümüDeyip, asla kaçmadığım...Olamam ki hiç yanındaDiye ağıt yakmadığım.

Gönül başka dala konmazHasret çeken gönül onmazTerk edilen, nasıl donmazIsıttınmı, tatmadığım.

Diyor; “başka gönle girmişYadellere şiir dermişAnladım ki beni silmiş”Küsmüş asla satmadığım.

Kalem yazar, gönül ayrıYarsiz kalan gönül sayrıKüsmüş Ceylan nidem gayrıBir yatakta yatmadığım.

Neden? Niçin? diye sormazNe haldeyim kafa yormazGönlüm başka dala konmazBilmezmi hiç atmadığım?

Gözler yalan söylermi hiçResim dermi sevdayı içSanal dünya doluyken piçYar olurmu, çatmadığım?

Yılgın Yağmur kor kalandırSanal dostlar hor talandırNazarımda bir yalandırGözlerine bakmadığım.


Nebi Ünler



Görebildiğim Kadardır

GÖREBİLDİĞİM KADARDIR

neyi görebildiğim kadardır anlayışımnasıl tutabildiğim kadardır her yanlışımköyümüz, köpeğimiz, eşeğimiz, çok uzakuzak bıçak sineme... of ulan...ben yanmışım.

yuyabildiğin kadar, yusan da, izi çıkmaz,çıkmaz kiri mazinin... beklemekten kim bıkmazsabır taşı olmadan, yada EYYUP olmadankalesi, köprüsüyle, Kozan dimdik... sel, yıkmaz.

yunaklıkta yunulmak, tokaçlanmak ara da...maya külüydü sabun, gece ışık çıra datoprak dam hep akardı, beş kardeşe bir önlükbalık şekerin tadı... on kuruşluk para da.

uçabildiğin kadardır, kanatların, dermanınkazandığın gönüle, geçer ancak fermanınKozan mezarlığında bekliyor KOCA DEDEküçük oğlu sonunda... bozulacak harmanın.

baba bu! özlenilir, yadedilir her zamanbabasızlık acıdır, babasızlık pek yamanBabam dı KOCA DEDE, gitmiş öbür dünyaya,her öksüze 'baba'sı, ölümsüz bir kahraman

kırkbeş yıl öncesine, düşüverdi yolumuzyara bere, el ayak, kırık çıkık kolumuz,ancak çayda çimerdik, kurbağa, balık gibiYılgın Yağmur! sesiyle, yağdı yağmur, dolu'muz.


Nebi Ünler



Gülaçtı

GÜLAÇTI(N.Gülaçtı Hocama....)

Gül açtı,Kış bitince gül açtı,Resimler ve heykeller,Seramik de Gülaçtı.

Gül açtı,Sonbaharda gül açtı,Mutluluktan bir yudum...Demiş ölsün Gülaçtı.

Gül açtı,Nurettin de gül açtıBir vefasız yüzündenHayata küs Gülaçtı.

Gül açtı,Viranede gül açtı,Yıkılmadı yıkılmazDoğru yolda Gülaçtı

GülaçtıYar Handan, can GülaçtıNankör kediyi sevmişİflah olmaz Gülaçtı

Gül açtı,Gediz de bir gül açtı,Garip Yılgın Yağmura,En iyi dost Gülaçtı.

Gediz, 28.03.03 Nebi Ünler (Yılgın Yağmur)

Nebi Ünler



Güle güle Türkçe'nin, Yunus'un Çiçekleri

GÜLE GÜLE TÜRKÇE'NİN YUNUS'UN ÇİÇEKLERİ

Geldiniz, hoş geldiniz, hoşluklar getirdinizPırıl pırıl, Türkçe'nin, Yunus'un Çiçekleri...Önden giden atlılar, neyimiş gösterdinizHoş geldiniz Türkçe'nin, Yunus'un Çiçekleri.

Yüzotuz ayrı ülke, yüzotuz aynı türkçeMars'a bile ulaşmış, şu bizim canlı türkçeAncak bu kadar olur, gönülden ballı türkçeÇok yaşayın, Türkçe'nin, Yunus'un Çiçekleri.

Ülkemi boydan boya, çınlattı cıvıltınızÇok samimi, yürekten, türkçeydi pırıltınızYunusça, Mevlanaca, barıştı parıltınızHelal olsun, Türkçe'nin, Yunus'un Çiçekleri

Bu gece son gecemiz, Yılgın Yağmur çok üzgünYarınlar türkçe ile olacak daha düzgünŞimdiden özlüyoruz, kalacağız hep süzgünGüle güle, Türkçe'nin, Yunus'un Çocukları


Nebi Ünler



Gülhan - (Ağıt)

GÜLHAN'A AĞIT

Diyarbakır kalesinde gözlerinSöylemiştin, bütün günah bizlerinVura vura bak! çürüdü dizlerim

Doymadın hayata güzelim GülhanAnnen de aklını yitirdi Gülhan.

Fakültenin doktorları acemiKanattılar eldeğmemiş sineniBen istedim o odaya girmeni

Baban da yas bitmez, ciğerim GülhanFilizdin kırdalar, fidanım Gülhan..

Kaçsam kurtulurum, diyordun banaÖleceğim dedin kızmıştım sanaBir yanlış neşterle kıydılar cana

Okulun bekliyor uyan hey GülhanO yeşil gözlere kıydılar Gülhan

Gözlerin, gözlerin yeşil gözlerinİçimi kanatır o, son sözlerinBoynunu büküpde, dalan gözlerin

Kaçma diye seni kandırdık GülhanGayri ağlamamız boşadır Gülhan

Kız Meslek Lisesi kara bağladıVakitsiz gidişin yürek dağladıAcemi doktorlar ipin yağladı

Aldılar canını dönmedin GülhanGel diye bekleriz gelmedin Gülhan

Koridorlar bomboş hastane bomboşHoplayıp zıplardın gülerdin çok hoşBaban'dan telefon sevinçten sarhoş

Oy kadersiz Gülhan Talihsiz GülhanYaşayan varmıdır keşkesiz Gülhan

Babam derdin her telefon çalıştaOdaya giderken en son bakıştaBitti Öğretmenin haber alışta

Pişmanlık göz yaşı faydasız GülhanBizi koyup gittin, Gülhan'sız Gülhan

Hasta, doktor, görsem yanıyor içim



Madem ki bilirdin, kaçmadın niçinYaşıyorum amma, hiç'im bir hiç'im

Toprak doysun sana gencecik GülhanKahpe felek vurdu pençecik Gülhan

Yılgın Yağmur yanıp yağtı bir ağıtGözyaşım ıslattı yazmıyor kâğıtŞehide Fatiha sonra bu ağıt

Dünyayı Güneş'i kararttın GülhanGözlere Tufanı yaşattın Gülhan.


Nebi Ünler



Gümüş Anka Ve...? ...

GÜMÜŞ ANKA VE...? ...

uykusuz gözlerimkuşkusuz gözlerinebir an... bir an kilitlendiğinde, bir anlüzum duymayacaksın sözlerimebeni Jüpiter de unutulmuş bir göktaşı say!çok istiyorsan.

Gümüş Anka dediysem;Kafdağlarını aşanlardan değil buuu!Mızraklı'ya, güç bela... Muratdağına asfalttanbenzin, Lp gaz yakanından... henüz yakmıyor suuu!Allahı var hiç yolda bırakmadı... karşılık vermedi... isyan etmedisadece dinliyor beni.... ne söylersem söyleyeyim...çok razıyım dostluğundan.

ne Erzincanlı'sı, ne Uşaklı'sı ne uzaylı'sıbir Hayal, bir serap, bir rüya bir yalan....bir yalanmış... bana beynimin bir yanılgısıkanayan dudağımda... bir eski talan...

sana para saymadım... Gümüş Anka'yasaydığım gibi...onun içinmidirküskünlüklerin, kaçışların, ihanetlerinyada....yada benden gizlediklerinmidirsuskunluğuna sebep.

İstemem ulan! ...GelmeÇalma kapımıÇıkma önüne Gümüş Anka'nınÇölde Sağanak yağmur,Kutupta sönmeyen mum olsa... İstemem varlığını,Senin gibi bir YALANCININ.

Adanasızlık, Yılgın Yağmur olmak derdim değilİçimdeki bir yokluk, bir boşluk bütün mesele...Bir yanağı benli, bir gamzeli... gayrı umrumda değilCansız bedenimi ister göm, ister örsele, ister kesele...

Ben,GÜMÜŞ ANKA VE...? ...İtirazım kendime...intizarım sadece kendimekendi kendimedir bedduam, ahım!bir kelebek ne kadar yaşamalı ki?Senhayatını ada,yeni...



yepyenicıncık gibi efendine.


Nebi Ünler



Gündüz'e

'Boş ver, unut gitsin! 'Yarım kalmış, duygular,Neden susutun be! arkadaşım,Ne güzel başlamıştın!Devam etmeliydin, gümbür gümbürTaşmalıydı yüreğin.

Galiba!Sükutun altından da değerli olduğunu anlatmak,Olmalı niyetin.

Gündüz dost!Yılgın Yağmur için seni okumakValahi!Uzağında kalmaktırŞiir yazıyorum diye işlenen binbir cinayetin.


Nebi Ünler



Gündüz'ün 'İçimizdeki Öfke' sine

GÜNDÜZ'ÜN İÇİMİZDEKİ ÖFKE'SİNE

Nesir mi desem? Nazım mı desem?Ne yapsam da, öfkemi dizginlesem...

Katık olmak istemiyoruz, Feleğin çiğ köftesineAynen katılıyorum, Gündüz'ün 'İçimizdeki Öfke'sine.

Hayatın içindeyiz... kâr hanemiz ziyan daDünümüze eyvah! bugünümüz isyan da

Yarın meçhul! .. umut; meşakkâtli bir limanBütün boşlukların ilacı sağlam iman

Yaradan şah damarımızdan daha yakın iseNe gerek var! ... öfkeye, isyana, korku. yeise.

Oldum olası zayıftır Yılgın Yağmur'da cebirGeçen bir ömür! ... Kırmızı bakiyededir Kebir.


Nebi Ünler



Gündüz Yorgunluğu Burada biter

GÜNDÜZ YORGUNLUĞU BURADA BİTER(Birsen Bacıma teşekkür olarak)

Yıldızlar, yıldızlar ah bu yıldızlarBu yalnız gecede, ciğerim sızlarKalbimi çalmıştır, hain hırsızlar

Hayaldenizi’nde, şiir zamanıBirsen’le Dem Vakti, şiir dem anı.

Gündüz yorgunluğu, burada biterŞiirden şiire sigaram tüterHem sohbet hem şiir, vakit tez geçer

Bir’e doğru tamam, uyku zamanıBir hoş seda kalır, duygu tamamı

Şarkılar, kimi kör, kimisi hüzünKasımla birlikte biten bir güzünOkunur yazdığım, ıslanır yüzüm

Çekilir el ayak, kabus zamanıBana düşmüş bana, derdin yamanı

Taban, tavan, dört yan, sağır duvarlarSoğukta çekilmez, sokak bulvarlarYılgın Yağmur, son şişeyi yuvarlar

Hoperlör açılır, ezan zamanıÇalarım sineme, kesen kamamı.


Nebi Ünler



Günebakan

GÜNEBAKAN'A, GÜN'E BAKMA DENİRMİ?

Ne ay, ne yıldızlar,İçimde seksen yaşında bir çocuk varHani babam dediğim, en çok sevdiğim insanAtmış tohumumu son tarlasına,Leyla'ya bakma! ... Mecnun, denirmi Mecnun'a?

Çisil çisil bir yağmurİzin istermi topraktan, düşeyim diye, damlalar.Günebakana, güne bakma denirmi?Dal; çiçeksiz, yapraksız nasıl yaşarEy gözlerime bakma diyen sevgiliMuhtacım gözlerine, Gün'e bakan, Günebakan gibi...

Neler söylüyor dilin,Ellerin, neler yazıyorBen'in varya sağ yanağında, hani bana verdiğinİşaret parmağımın ucu yanıyor, dudağım.kavruluyor.

Özledim, özlüyorum, özleyeceğimLakin saklanıyorsun bendenSimsiyah saçını savurma öyleÜmidimi kırma, beni öldürme lütfenN... 'm dediğin günler, çok uzak değilMutluluğumdun, Güneşimdin, ben Günebakan'ınÜzerinde kalacak, vebalim ve tüm günahlarım

Yorgun Yağmur'un gözlerinin ferisin,Güneşisin Yorgun Yağmur'unGünebakan'a, Güne bakma denirmi?Namusum namusundu, namusumdu namusun...Benden uzak dur demen, en büyük zulüm! ...Ha beni öldürmek, Ha benden kaçmak! bilmiyormusun?

Adana, 17.02.08. Y.Yağmur

Nebi Ünler



Güneşimi Çaldılar

GÜNEŞİMİ ÇALDILAR(Rukiye Çelik'in şiiri'ne)

Çıkmayın yoluma ne olurNe olur çelme takmayın ayağımaKendi halinde sıradanKimseye zararı olmayanBirinden ne istiyorsunuz?

Kibirsiz, gurursuz,Mazisi silinmiş,Günü tüketilmişYarını belirsizBeklentisiz,BelkisizUmutsuz! Umutsuz! umutsuz! ...Yorgansız, yastıksız, döşeksizÇulsuzVe pulsuz.Olmam da değildir asıl nedeniBayramımı zehir eden,Sensizliğimin...

Ne işinin yoğunluğu,Ne de benim hatalarım, günahlarımBu aşkın bitişinin sebebi;Töre ve aşiret JüiterlimSenin hür olamaman...Kelimeler kifayetsizRuhum şekilsizGökte DolunayFakat göremiyorum,Çünkü; Jüpiterlim küstü, çok uzak bana,Gözlerim fersiz.Yılgın Yağmur'un tek fısıltısıGüneşimi çaldılar.


Nebi Ünler



Güneşin Gözlerinde

GÜNEŞİN GÖZLERİNDE

Ararsan beniGüneşin gözlerindeBulursun ancak...Kaçıyorum gecelerdenBen karanlıklardanKaçan bir kaçakDiyorum sana

Ben farklıyımDiğerlerine benzemem diyorsun.Nedir sen de olup daDiğerlerinde olmayanSen de bir erkeksinBana ilginç gelmiyorsunCevap ver öyleyseNedir doğup daHiç solmayan?Diyorsun bana.

Güneşin gözlerindeyimYağmur bulutlarıGiremez aramızaBen sendeyimYüreğindeyimSensizlik karanlıktırGözümün feri sensin benim yarKaranlıktan desem deİnanma sakınbenim kaçışımSenin olmadığın aydınlık dan

Ben farklıyımNesli tükenen kel aynak kuşları gibiKoca Dede oğlu YağmurBir daha olamaz aslaBen sana güneşim demişimSevmişim seni deli divaneSenden öncesini itmişim elimin tersiyleSende doğmuşum benErkeğim evetAmaSeni seven, senin sevdiğin erkekYüreğine sor beniBakalım ne diyecekMutluluklar dileyeceğimBenden bıktığın zaman.Olur yaBırakırsan uzattığım ellerimi kaçarsan bendenAdın olacak dilimdeÖlümüm olacak Sensizlik



Senin sevgindir YüreğimdeDoğup da hiç solmayanFarkım budur benimDünyanın en adi, en iğrenç, en kötü mahlukuyumBana inanmıyorsan.

Adana, 26.11.06 - 03.39 N.Ü.Yağmur

Nebi Ünler



Güz

GÜZ

Yaz bitti gayrı gülümYaz çoktaaaann bitti!

Hüzün ayı eylül deÇarçabuk,geçiverip gitti...Ne karpuz kesme durumları,Ne güneş yanıklarına yoğurt sürmelerBahanesi kaldı elimizde...Yaz bekarı havaları dumurBaşladı hafif hafif öksürmelerYapraklar hafif hafif vedalaşmaktaDallarıyla....Yaylacılar çoktan döndü dağlardanErciyes gibi zirvelerKavuştu yeni, taze karlarıyla.Serin rüzgarın önündeGayrı dere, tepe, herşey, her yer düz,Hazır damlaları bulutların gözlerindeBorummu be gülümMevsim gayrı güz.

GeceleriÜşüyorum... üşüyorum gülüm

GömleğiminÜstünde kazağımÇeketim ağır gelsede omuzlarıma henüzSızlıyor bacaklarım, dizkapağım, ayağımAbooooovvv işte geldi güz

Okulun önündeArkasında sarardı otlar

Kömür almalı... sobalar hazırlanmalıKazaklar, montlar, boyanmalı, botlar

Yılgın YağmurBurası Adana değilÇarçabuk soğuyuverir havaBurası Kütahya anam babam, gardaşım,Üşütüverirsin.... salya sümük yakalar grip, nezleBellimi olur...Soğuğa yiğitlik sökmez oğlum derdi Babam Koca DedeTetbirli olmalı insanEkim ayı bitmedenArabaya antifirizEve kömürGömleğin üstüne kazakSerde yaşlılık da varAncak



Kışı geçirebilirsen gelecek baharAdanasız ne kendini, ne çocukları üzYağmurlar yağar, dereler akarGayrı... gayrı mevsim güz.


Nebi Ünler



Güzelsen, Bahtın da Güzel Olmalı

GÜZELSEN BAHTIN DA, GÜZEL OLMALI

Yaradanım seni övmüş yaratmışGüzelsen bahtın da güzel olmalıKıymet bilmez eller yürek kanatmışGüzelsen bahtın da güzel olmalı

O gözler o endam çok peride yokYüreğin aydınlık bir noksanın yokGüzelsin Nazlıcan, ama şansın yokGüzelsen bahtın da güzel olmalı

Düşmüşsün eline kıymet bilmezinSevmişsin birini Aşkım demezinMutluluk hep kaçmış, yüzü gülmezimGüzelsen bahtın da güzel olmalı

Yağmur derki bacım, şafak söküyorHep böyle gidemez şansın dönüyorDesinler Nazlıcan şimdi gülüyorGüzelsen bahtın da güzel olmalı

Adana.11.12.06. 19.17. N.Ü.Yağmur

Nebi Ünler



H.N.Adsız'dan...

Türkçülük,TurancılıkBozkurtlarÜlküKürşatVe ihtilalAlmıla-ParsAyhatun-UrunguDelikurt-GökçenBunlarıBunlarla birlikteTürküm diyebilmeyiÖğrendim benHÜSEYİN NİHAL ATSIZ'DAN.Ruhun Tanrıdağlarında şad olsun hocam.

Adansız, 26.08.09 13:55 Y.Yağmur

Nebi Ünler



Ha Sen, Ha Ben, Ulan Kuş

HA SEN, HA BEN,

kanatların açılmış, havada uçmaktasınbelki de benim gibi, kendinden kaçmaktasıngökyüzü sana ait, ben yere yapışmışımsınırsız mı hürriyet? tetikte parmaktasın.

ha sen, ha ben, ULAN KUŞ, göçmeniz ikimizdesen hava da uçarsın, ben seyyah ilimizdekuş'luk sana yakışır, bana da insan olmakancak YARADAN bilir, ne fark var birimizde.

konacaksın mutlaka, ya bir taş ya bir dalaruhsatın kadar uçmak, hangi kuş daim kalahem koşar, hem yürürüm, yüzer, sıçrar, düşerimkısmetse okunacak, adımızla bir salâ

ha sen, ha ben farketmez, doğan mutlak ölecektoprak doymaz canavar, lime lime bölecekYılgın Yağmur'da avaz, kuş değilim uçamambeden toprağa kalır, her ruh mutlak göçecek.


Nebi Ünler



Hadi Çal Çobanım

HADİ ÇAL ÇOBANIM

Davul zurna yoksa bir kaval olsunHadi çal çobanım, dertli dertli çalYüreğinle üfle, gözlerim dolsunHadi çal çobanım dertli dertli çal

Gidip dönmeyenler gelsin aklımaUtanıp, diyemem, dokun saklımaSöz tesirsiz gardaş, felek çarkınaHadi çal çobanım dertli dertli çal

Şu dağlar babamdan kaç selam aldıŞu çeşmeden içen, kaç yiğit kaldıHani yenilenler, pilavdı, baldıHadi çal çobanım, dertli dertli çal

Çocuktuk, büyüdük çehremiz solduSiyahtı saçımız bak aklar dolduEskiden insanca muhabbet bolduHadi çal çobanım, dertli dertli çal

Karacoğlan gelip geçmiş buradanDadaloğlu mızrak atmış şuradanYemene gidenler, dönmez oradanHadi çal çobanım detli dertli çal

Gizzik Duran* şu gedikte baş almışÇeteler gavurdan burda öç almışKozan kalesidir nice can almışHadi çal çobanım dertli dertli çal

Yanar Çukurova yaylaya çıkakÇadırçukurunda bir kuzu yıkakSavaş gediğinde kurşunlar sıkakHadi çal çobanım dertli dertli çal

Çataloluk, fındık, çok güzel yaylaRakı yok yetinek, demli bir çaylaSarı Memmet geldi kemanla yaylaHadi çal çobanım dertli dertli çal

Cöddü Memmet yine, kafayı çekmişÖmrümüzün çoğu gurbette geçmişYağmur için derler ezikmiş tekmişHadi çal çobanım, dertli dertli çal

Adana, 14.05.07 – Yılgın Yağmur

* Gizzik Duran: Eşkiya iken, çeteleri ile birlikte ermeni katliamlarına baş kaldıranKozan'lı bir Kahraman Allah rahmet eylesin.



Nebi Ünler



Hadi Gülümse... Kardeşçe Selamlaşalım...

HADİ GÜLÜMSE... KARDEŞÇE SELAMLAŞALIM...

Beni bana bırakSen, sen gibiBen, ben gibi yaşayalım.

Öteki görme ne olurSenin tercihin sanaBenim tercihim bana kalsın

Aynı geminin içindeyizBirbirimize omuz, çelme atmadan,Çarpışmadan birbirimizle, uzat elini, anlaşalım.

Ne üstünlüğün vardır seninNe noksanlığım vardır benim, söyleKi… Gerektiğinde birbirimizin sırtını kaşıyalım.

Olduğum gibi kabullen beniAynı olmak zorunda değil fikirlerimizGüneşi, ayı, gökyüzünü, havayı kardeşçe paylaşalım.

Hürriyetinin sınırı hürriyetim de biterSevmek zorunda değilsin elbette beniVarlığıma saygılı ol ki… İnsanca anlaşalım.

Saçım, sakalım, bıyığım, boyum bosumDilim, dinim, rengim, ya da her türlü farklılığımZenginliğimiz sayılmalı ki… Usulca tartışalım.

Yılgın Yağmur Adanasız’sa, varsın olsun“Yalnızlık Allaha mahsus” demiş atalarHadi gülümse… Kardeşçe selamlaşalım.

Adanasız, 10.02.11 – 02.05 Y.Yağmur

Nebi Ünler



Hadi Yak Bir Sigara

HADİ YAK BİR SİGARA

Dokuz gün tatil varYaşamanın anlamı dört duvarOnun olmadığı bayram, bayram değilUmutlarım, hüznün önünde eğil.

Hadi yak bir sigaraGaradır ciğerin gapgaraMazi uzak, Adana uzak çok yalnızsınKendi kendine teselli veren yar! çok haksızsın.

Bir Jüpiter kaldı! ... son nefesime kadar kalacakMezarcının son küreği, umudumu kapatacakAllah büyük! ... Gün doğmadan neler, neler doğarMahzun bakan gözlerin, gözyaşlarımı boğar.

Dedeoğlu Yağmur ancak; rüyalarda mutludurNe yaparsa yapsın, Gamzeli bende ebediyen kutludur.Biliyorum keşkeler gemisi dönmeyecek limanaDiliyorum boş vermesin içindeki bir zerrecik imana.

İman ettik o gün ikimiz, yarınlar bizimdir, bizim olacakBenim hayatım o (ela gözlere) bakarken sonbulacak.Hadi yak bir sigara Adanalı Dedeoğlu Yılgın Yağmur'umŞımarma, şükret Allahına! Yüreğinden dökülsün, Seviliyorum.

Gediz, 13.12.08 Dedeoğlu Y.

Nebi Ünler



Hain Sigara

Ya benYaODiyen sevgili,Mümkünü yokmudurBir orta yolun.

Geçmişten yadigarBir tek o kaldıHiç bırakmaz beniÇokta fedakârBenim hatırımaYanar ha yanarBazan yanlışlıkla horozlar öterO cefakâr yakma diye direnmezKeyifle tüter.

Doktorlar yanılıyor olmalıOlurmu hiç zehirden beterDemeyeceğim,Kusura bakma tek ve yegane dostum! ! !İçmeyin bu mereti gençlerElimde olsa terk edeceğim.

Tiryakisi olmuşum bir kereHergün en az yirmi kez ciğerime dolmalı ziftiFarkındayım çaktırmadan verdiği zararınO güzelim sesim gittiKoşmaya kalksam daralıyor nefesimBen onu terk etmezsem, çok iyi biliyorumterk edileceğim, terk edileceğimyada neşterlere kol bacak vereceğim.

Yılgın Yağmur için vakit çok geçLanet olsun bize güzel gösterenlere.İyi kulak verin banaÇocuklarİlk adım, ilk basamakKötü alışkanlıklara anadırHain Sigara


Nebi Ünler



Halil C...... Gardaşıma....

HALİL C. GARDAŞIMA.....

Gizlenen bir hikaye, doksandokuz yılınınGediz'li günlerimin, son ay'ı... son öfkemiz...Gözleri kan çanağı, yumruğu sıkılının'Halil'siz kalsın Gediz...' kovulmuştu gövdemiz.

Kalmak yüzsüzlük idi, gitmek ise kaybedişVallahi ağlamadım... gururum kırılmadı...Acıtsa da Gediz'i, Gedizli'yi terkediş,Derinde kanar yaram... çünkü hiç sarılmadı.

Duydum temennisiymiş, Halil'siz kalsın Gediz...Gediz'siz ve canansız... gurbetti, tek ilacıAşkı inkâr edene... Bırakıldı bir GedizYıllar gelip geçsede, hatırlamak pek acı.

Yeniledi yaramı, Edirne'den bir selamYılgın Yağmur'u üzer, yarım kalmış sevdalar,Karşılıksız sevene.. 'Fena yanmışsın' kelamBir Halil bir Gedizli, mazide ki ferdalar.

Bir Halil, bir Gedizli, ayrı ayrı sedalar.

Ferda: Yarın, ertesi gün, istikbal, gelecek zaman.


Nebi Ünler



Hallaç zirvesindedir

Hallaç zirvesi aşk'ın... aşk Mevla'yla güzeldirAlemlerin Resulü, Miraç o'na özeldir.


DEVAM EDECEK......

Nebi Ünler



Halo Dayı

HALO DAYI

Kurtlar Vadisiyle tanıdıkEsir eylerdi bizi her sahnesindeKaranlık adamdıKötü Adamdı, kirli adamdı ammaBir o kalmıştı konseydenSonrada ayrıldı vadidenBüyük kayıptı oysaHalil İbrahim Kapar

Sonra Sakarya FıratlaGirdi evimize Mürsel AğaydıYine kendisine hastı,Duruşu konuşması...Ispartada komada olduğunu yazdıGazeteler, internetBugün ayrılmış aramızdanAnadolu gibi ağırbaşlıSamimi, candanAllah rahmet eylesin...Toprağın bol olsunSönmez Atasoy yaniMürsel Ağa...Halo Dayı...

Yaprak dökümü gibi birşeyBize bahşedilen sınırlı hayatBöyle Yaratmış YaradanDoğulurYaşanırÖlünürGök kubbede bir hoş sada bırakmakmış marifetPek azdır bunu başarabilenO nadir kişlilerdendi işte...Yılgın Yağmur seni hep rahmetle anacakBüyük ustaSönmez AtasoyNamı diğerMürsel AğaYani Halo Dayı...Adanasız, 15.12. 11 Yılgın Yağmur

Nebi Ünler



Haltetmişsin Sen Ulan! ..

Tek büyük Yaratandır... diyorum; ben küçüğümAynaya baktığında, diyorsan; bEN bÜYÜĞÜM

Haltetmişsin sen ulan, haddini bilmeyerekTövbe etme, kazık çak mezara girmeyerek


Nebi Ünler



Hamza'gga

HAMZA'GGA

Hamza'gga, hayırdır inşallahBu mübarek günde girdin rüyamaHüzünlendim, Sabah sabah

Enbüyük emmim Koca Musa'nın6 kızından sonra doğan tek oğlu...Feleğini şaşırtıyordun bir zamanlar Kozan'ın.

Bir sen kalmıştın hayattaTarih olan Arap Ganiler'denDünya denilen geçici seyahatta.

Adanasız, Yılgın Yağmur çok şüpheli,Hayırdır inşallah emmoğlu... bir son yolculukUlaşamayacağım... çok uzakta Hacımirzeli.


Nebi Ünler



Hanımeli

HANIMELİ

OlmalıBahçede HanımeliDeğmeliHer eve hanım eliTutmalıHer erkek bir hanım eliolursaKızılcık şerbeti içermiş Erkek, mekanı olursa Hanım eliYılgın Yağmur diyorki açmalıCennet kapılarını,, bence bir hanım eli

Adana, 19.09.06 - 18.43 Nebi Ünler - Yılgın Yağmur

Nebi Ünler



Hani, Hani

Kör kurşunlar sıktın, gülüşüme canCansız bedenimi, çöpe bıraktın...Daha çekilmeden, damarımdan kanGaz döküp üstüme, sonrada yaktın.

Ne oldu? ne yaptım? ne suç işledim?Mazindeki yaran, bitmişti hani...Özeldim, güzeldim, vuslat düşledim,Ya geleyim, ya gel, diyordun hani.

Antalya bizimdi, ikimiz birdik.Sahiller bizimdi, bizimdi dağlar,Ne oldu da çıkmaz yollara girdik.Gece, mehtap ağlar, Yıldızlar ağlar.

Hani, Hani aşkım, sevdamız hani?Ebedi susarım, sırdır aşkımız.Seni sevmiş olmam, Yağmur’a maniGeçmiş günahlarla bitti aşkımız.


Nebi Ünler

Nebi Ünler



Harı Bülbül

HARI BÜLBÜL(Değerli sanatçı Ahmet Şafak dosta...)

Karabağım gözde tüterCan, canana hasret çekerBekle beni KarabağımEsaretin birgün biter

Karabağın harı bülbülKarabağın yarı bülbülAzatlığı KarabağınElçibey'in varı bülbül

Aliyev'in varı bülbülAzerinin varı bülbülTuranımın varı bülbülYağmur'umun harı bülbül

Nuri Paşa torunlarıÇözecektir sorunlarıHalaskarı karabağınTürk'e şandır yarınlarıŞanlı Turan yarınları

Karabağın harı bülbülKarabağın yarı bülbülAzatlığı KarabağınElçibey'in varı bülbül

Aliyev'in varı bülbülAzerinin varı bülbülTuranımın varı bülbül.Yağmur'umun Harı bülbül.


Nebi Ünler



Harika

HARİKA

Bir arayan, bir soranım yok nasıl olsaBu yüzden, çoğu zaman kapalı telefonumGönül arzuluyor bir tanıdık nasılsın diye sorsaArayanım yok diye, Kapalı zilin sesi, kapalı mikrofonum

Bu sabah dağılıverdi yalnızlığım, telefonumu açtımCevapsız aramalarda gördüm kimmiş acaba?“Nasılsın abi? ” diyordu Harika gülücükler saçtımHeyecandan titreyen sesimle dedim merhaba.

Takip ediyormuş şiirlerimi ve özlemiş abisiniBir güvercin vardı gitti… Bir sen kaldın bacım Harika!Hayat bir koşuşturma, ihmal ediyoruz! Anla gerisiniSağol bacım! Hatırlanmak, aranmak gerçekten bir harika

Adanasız Yılgın Yağmur sansürlüdür hep sözünSabır, sükut kurtuluş! En güzeli dost sesi…Senin sevdan gizlidir, bu yüzden kuru gözünEbedi hürriyetin olacak! şu ölümün nefesi.

Bu gün iki kere sevindim, yaşamak çok HarikaBir Ceylan dan selam var, bir de vefalı bacım.


Nebi Ünler



Harput'un Süslü Eteklerine

Harputun süslü eteklerineBiraz tuzlu, biraz kan kırmızı damlalarDüşerkenYağmurun gözlerinden,SAY KİBir rüyadasın

Say ki!Hiç yorulmaz kır atınDağlar aşarken,Yine yapayalnızsın...Yıldızlar seni tanır,Mehtabın,en yakın arkadaşısınKöylerin yakınındaki mezar taşlarıOnlar hep sessiz ve hareketsiz dururlarSen bazan ellerinle yüzünü sıvarsınDilinde, ihlasların ve fatihalarınBudur! mezartaşlarından,Sadece farkın.

Dağlarda yankılanır avazınYaaaaaaaaarrrrrrCevap yok!Say ki!Acırda, haline baykuşlar,Ve yusufçuklarBirde açlıktan uluyan kurtlarÇığlıklarını dinlerkenBirazcık,Hafifler efkarın.

Elleri koynunda bir garip,Bir derbeder dolaşır tenhalarda...Bir aksakallı dede,konuşur arkasından,'Yazık! çok yazık...Belli ki,Yetim Yağmur yine büyüsünü bozamadı,Sevdiğini vermeyen, karanlıkların.'Say kiYalnızlık zinciriyle düğümlenmişimOrtasında bir başımayımBu kapkara sevdanın.

Ey Gamzesine ömrümü adadığım, bilkiHarput'da olamayacağım yarın


Nebi Ünler



Hastaneler Kavşağında

HASTANELER KAVŞAĞINDA...

Yalnızlığımın karanlığındaEnyapayalnızıyım gecenin....Ya kıvrım kıvrım yollardaUçmak... yada isyanında hecenin.

Kaybolmaktır eniyisi,Yalanların koynunda...Çekilmektir dünyanın en kuytu köşesineGözyaşı dökmeden, hiç kimseyi kırmadan,Yaşarken ölebilmenin, kendini silebilmeninGeçersizliğinde bir,Dibace'nin.

Dağlar Kurd'unYollar Ford'unDiyenlere inatMeydanlar Puşt'unToyatolar Dost'unOlsun diyerekYükleniyorum gaz pedalınaRadar korkusu da yokNasıl olsa...Molasız bu yolculuğum.

Uçuyoruz be gardaşımHastaneler kavşağındaÜçe bölünüyorum

Üçe bölünüyorumBir yanım Paçacı Veysel Usta da paçaBir yanım Bizim Börekçi de börekBir yanım da Eskitopel de ŞırdanUykumu bırakır adamdaAcısı bol, buz gibi... soğuk bir şalgam.

Şirin Sauna'nın oradanÜç yıl kahrımı çekenBekarhanem'in önüne varıyorum...Penceresi kapalı... perdeler inikVe ben dışarıdayım...Anahtarı bende değil kapısının...Kim bilir kim, kimler uyumaktadır.Vefa İnternet Cafe'nin ışıkları yanmıyorEskibaraj Kıraathanesi mahsun,Vay beeeee!Ben şimdi burada,Bir yabancıyım...

Eskibaraja iniyorum...Köse Petrol pırıl pırıl



Kanal hoş geldin der gibi çoşkunHenüz açılmamış çaycılar...Yürüyorum kıyıdan kıyıdan.Balıkçılar oltalarıylaBirde sönmeyen sigaralarıylaSeyhan'ın kenarındalar.Otoban halâ takur tukur ötüyorBen altından geçerken...Gençlik köprüsü önümdeGülümsüyor gıcık gıcık,Gıcır gıcır gıcırdarkenKarabataklar, ördekler, uyanmamışken henüzSolda ki Vapur bozması restoranSessizliğe yalpalarken,'Gidersen böyle olursun' diyorFısıldıyorumYa lan mış...BenSenOYaaa laaaannn mıışSen bile yalansın Ulaaaannn

Gençlik KöprüsündeÜçe bölündümBir Yanım Sevgi AdasıBir Yanım BalcalıBir yanım da... Kozan diyor

Bakıyorum kızarmaktadır ufukSıtma ağaçları ardından...Ben halâ kararsızımSevgi miiiiiiBalcalı mııııııKozan mıııııı?

Ben bu gecenin......! .....Ne içindeyim... ne dışındayım......! ..........

YalancıymışımDünya gibiiiii!YabancıymışımToroslar gibiiiii!

Kurudu yine Kitapsız gözlerimNasır üstüne nasır....Sanki, yürek değil deeeeAladağ'ın zirvesi...Burada yalnızlığımOrada da Cehennemin dibi



İçmeden ki sarhoşluğum işte bu korkuBağışla beni.... affet beni Allahım.

Adana... Üçe bölündüBir Yanı YılgınBir Yanı YağmurBir Yanı Adanasız'lıkBen böyle hayatın........! ............? ....

Bir ayna üçe bölündüHastaneler Kavşağında...Adanasız, Yılgın Yağmurrr!Dün varmıydı?Bugün varmı?Yarın olacakmıyım?Mümkün olsa da yürüsemBarajyolu'ndan aşağı...Keşke, Eskitopel durağında bağırabilsemHey adını unuttuğum ustaaaaa!Nerde benim Şırdan'ım.


Nebi Ünler



Havan Batsın Adanalı

HAVAN BATSIN ADANALI

Gecenin geç vaktiElayak çekilirBaşlar yoğun bir etkiSade yalnızlık ekilir

Dört duvar, taban, tavanTek pencere ve kapıHavan batsın havanGönül yutarsın hapı.

Hadi tekrarla Allah birTövbe kapım açılsınTekbir yeniden tekbirPişmanlıklar saçılsın

Vicdan dile gelmeliNe günahlar işledimHangi dağı delmeliArzum seni fişledim.

Sabah olacakmı kiKısmetmidir uyanmakRuhum dönecekmi kiİçimde korku yanmak

Değiştir ulan konuyuAnı yaşa... bir yalansınBırak ölümü, korkuyuGönül tekrar sevdalansın.

Havan Batsın AdanalıPire için yorgan yaktınKestin altındaki dalıAynalara yumruk çaktın.

Bir dahamı geleceksinGelsende Dünya değişmezBir nefsini döğeceksinNefsine uyan gelişmez.

Havan Batsın AdanalıDört kez evlenmişti BabanBoş ver ulan AdanalıKozan'da bekliyor baban

Yılgın Yağmur çare yokFeleğin çarkı döner...Ölüm demez karnım tokHer ATAŞIN HARI söner




Nebi Ünler



Hayaliyle Avunuyorum

HAYALİYLE AVUNUYORUM

OBenBen oiki yarısıyızBir Elmanın.

Avucunu yalarPeşimizde koşanlarAntoloji ye girersen okuyansanAnlayabilir, ancak beniOnunla gayemiz bir, hedefimiz birYinede sağol bacılarımın şahıAnlaşıldı mesajın

Yorgun Yağmur ondadırO yorgun Yağmur'undaVuslat bizim sabrımızdadırHayaliyle avunuyorum yokluğunda.

Adana, 01.05.08 Y.Yağmur02.05.2008 11:57 (GMT +2:00)

Nebi Ünler



Hayat Su! ... Zaman Nehir!

HAYAT SU! .. ZAMAN NEHİR...

Dünya zaten;Bir gar,Bir istasyon,Bir limanDeğilmidir,Bir baba, bir ana,Var ise, bir kaç bacı, bir kaç gardaşAma eninde sonunda,Mutlaka, gönüllü tutsağı olduğun bir yarYaşamanın olmazsa olmazıBen asla yüreğimi sevmekten sakınmıyorum.Hayat akıyor, ben bakınıyorumEllerim,Kenetlenmiş parmaklarım güçsüzHep boş kalıyor avucumZamanı tutamıyorum.

Gökte yağmurYürekte lav püskürmeleri, yanar dağlarGözde kanlı damlalarYaradanın seçkin kullarında olurKara Sevdalar.

Hamd olsun Sana,Şükürler Olsun AllahımSevebilmeyi nasip eyledin banaKırk defa sevipKırk defa terkedilsem deArıyorum! .. Arıyorum! ... Arıyorum.Karşıma çıkacaktır bir gün mutlakaGERÇEK AŞK.

Hayat bir damla suZaman coşkun nehirKıvrım kıvrım, bazan durgun,Bazan çatlamış toprakça yutulurKöpük köpük bir şelaleBazan kanatsız da uçulurBir çiceğe yudumKelebeklere ölümKuşlara çırpınışTimsahlara yuvaCeylanlara tuzakDiyemezsin hey hayatHep aynı dur! ...Diyemezsin hey zamanHiç akma, hep aynı dur.

Hayat Su,



Zaman NehirMukadder sonsuz uykuKalacak ardımızda bütün üstü açık köylerVe tüm şehirYorgun Yağmur titrek bir mumRürgar esmeden deOlacaksın yağız yerde tozÇölde uçuşan bir zerre kum.


Nebi Ünler



Hayatım Roman Diyen Bacım

HAYATIM ROMAN DİYEN BACIM

Hayatım roman diyen bacımAffet beni, bu aralar efkârım çok! ...Biliyorsun gamzelidir benim; sevincim, acımBülbül gidince, senden başka bir bacım yok.

A nlatayım da!Y aşadıklarımın hangisini beeeee dost!Ş aşkınlıklarımı mı, pişmanlıklarımı mı neyi?E kesik olan bende sevebilmek duygusu! ..G üzellikse güzellik, iş ise iş, eş ise eş, her şeyim tastamamÜ zülmenin sebebi ne? diye soracaksın mutlaka! ...L eyla’sı olmak istiyorum bir Mecnun’un.

Gözlerimin karasınaVurulanlar!Saçımın sarısınaTutulanlar!Olsada!Dolduramadı hiç birisi içimdeki boşluğu.Sevmeyi öğrenemedi bir türlü,Kapkara Sevdalara, düşesi gönlüm.

“Sadık kaldım anama babama,Bir tek onların sevgisine inandım.”Yüzüme karşı hep güldülerArkamı döndüğümde de kınandım.

Deli gönlüm dedi; macera ara!Ne çıkarsa bahtına! Birini buldum.Yakalandım anında! Düşünürken kara karaGamzeli bir meleğin sesini duydum.

O günden beri; vefa ve sadâkâttir vazgeçilmezim!İhaneti affedemem, hainlere düşmanım...Bu yüzden bir ara senide kırdım, Yorgun Yağmur kardeşim!Anlıyorum seni bacım, dostuna dost, düşmanına, düşmanım.


Nebi Ünler



Hayatın

HAYATIN

Hayatın tek kuralıDoğar, yaşar, ölürüz...Dünya durdu duralıBu gerçeği görürüz.

Önce ana kucağıSonra baba ocağıBu köşe, şu bucağıEmekleriz, yürürüz.

Konu komşu ve okulKarşı cinsine sokulBir'e niyet iki kulBelkilerle çürürüz

İçindeyiz merceğinDışındayız gerçeğinMeçhulüyüz ölçeğinEmaneti sürürüz

Yönelmiş bir hesabaNeyiz, kimiz acabaİnandık son KitabaKalem... Defter... ömürüz.

Sarmış, gelenek töreGönül, gönüle yöreNefret, küfüre göreÖtekiyiz, öbürüz

Yılgın Yağmur hayatınSınırlı seyahatınToprağa cerahatınRuh uçar, toz bürürüz.

Adanasız, 25.02.11 Yağmur

Nebi Ünler



Haydi Kaptan

Haydi kaptanDemir al açılalım.Geçmişim burda kalsınYeniden başlayalım.

Büyüsün de dalgalarSıralı dağlar gibi,Belki biraz uyurumBeşikte çocuk gibi.

Gemimizin dümeniHep baksın ileriyeYok arkamdan ağlayanBen dönemem geriye

Kaçıyorum,KaçarımGeçmişimden kaçarımZalim çıkan dostlardanO gözlerden kaçarım.

Ne kadar acı verir,Bir balığın dişleri,Okyanusta bırakıp,İstiyorsan dön geri.

Yağmur’u soran olmazBenim güneşim doğmaz,İçimdeki bu sızı,Ben ölmeden yok olmaz.


Nebi Ünler



Haylaz Dokunuşlarına Sabahın

HAYLAZ DOKUNUŞLARINA SABAHIN(M.Altan Dosta...)

Haylaz dokunuşlarına sabahınİtiraz edilemeyen di tadınPencere pervazı... ölmüş kelebekKim bilir ki, neler neler yaşadın?

Salkım saçak bir gecenin bağrındaNeler kalmış akşam karanlığındaSular mı uyumuş, boğulmuş bebekEski bir sızı var, bu kalp ağrında.

Ebem kuşağına sarılmış umutTurnalar fısıldar; her şeyi unutYıldızlar da kalmış her türlü dilekBırak yağmurunu, dağılsın bulut.

Nisan yağmurunda ıslak bir kedi,'Yalnızsın adamım, yalnızsın! ..' dedi.'Kaderinmiş gelmeyeni özlemek,Karşılıksız sevda, ömrünü yedi'.

Baykuşa aşina mırıltılarınRüzgarla uçuşur fısıltılarınYılgın Yağmur'um gör, dert öbek öbekKâğıda dökülür, kırıntıların.

Uzaklardan bir göz yaşı karışırHaylaz dokunuşlarına sabahın,


Nebi Ünler



Hayra Yordum Bir Düş İşte...

HAYRA YORDUM… BİR DÜŞ İŞTE! ..

Aşağıda kaldı GedizMuratdağı bozar perhizHiç sızlama derin yaramSilindi içimde her iz.

Dağlar gökyüzüne değerAy dağlara değdi değerMızraklı’ya gömün beniZahmet olmaz ise eğer…

Desem sözüm tutulur mu?Dört sadık dost bulunur mu?Adanasız diye yazınBelki… gönlüm… durulur mu?

Helikopter bindim düşteHayra yordum bir düş işteKara kızım okuyacakTek mutluluk budur işte

Utanırım isteyememZerre umut besleyememGarip geldim, garip kaldımBir hoş seda… düşleyemem.

Erdoğmuş’da çınar dibiKekik çeşme pınar gibiErdoğmuş’da çay içerkenGönlümüz hep bahar gibi.

Çam yaprağı olur inceYaşamışız gereğinceMızraklı da bir kuş öterYılgın Yağmur denilince

Adanasız, 26.07.10 Y.Yağmur.

Nebi Ünler



Hazan Bekler Kapımda

Konaklayacak yer yok, şu kocaman dünyadaSevgili yüreğini, bana kapatmış çoktanGeçmişten yaralı o, belki güler rüyadaSevdim diye dikeni, bana batıyor yoktan

Aynaya bakıp sordum, Gönül dedi çok sevdimYağmur buharlaşıyor içimdeki volkandaDoğmayacak güneşim, ben bir periyi sevdimBaharı bekliyorum, hazan bekler kapımda.

Adana, 10.04.06 -16.57 Nebi Ünler Yağmur

Nebi Ünler



Hazan Nedir?

HAZAN NEDİR?

Hazan nedir bilirmisin birtanemHazan yıldızların düşüşü demekGonca, çiçek, yaprak, solar nartanemHazan Rüzgarların esişi demek

Hazan umutsuzluk, gamdır çiledir.Zaman gençliğimi çalan hiledir.Nihayete ermiş olan süredirHazan omuzların çöküşü demek.

Hazan bitiş değil sonsuza kapıErenler der dünya yalan bir yapıÖteki alemin bilinmez çapıBedenin toprağa dönüşü demek.

Hazan sevgiliye eren yolumuzDilerim pişmanlık olmaz sonumuzYaradan bizlere der’mi kulumuzHazan harmanların bitişi demek

Hazan siyah telin ak’a dönüşüGündüz ışığında gece görüşüAğızdaki dişin yere düşüşüHazan mecalimin bitişi demek

Hazan yaylalardan dağlardan kaçışDurupta maziye acı bir bakışHazan mendilimde bulduğum nakışYağmur’un meçhule göçüşü demek.

Gediz, 29.08.02 Nebi Ünler

Nebi Ünler



He!

HE!(O kendini pekiyi bilir...)

'Lan kitapsız' dedi biriDudağımdan çıktı bir HE!Bir melekmiş, yokmuş kiri,Şaşırıpta dedik bir HE!

Gözleri gözüme daldıYüreğimi benden çaldıDeli gönül tutsak kaldıNe dediyse, dedik bir HE!

Kırgınlıklar dargınlıklarEksilmedi, taşkınlıklarJüpitersiz, baygınlıklarHer inkârda dedik bir HE!

Ayrılıktan medet umdukKüs suyuyla aşktan yundukNe yaptıysak bizi buldukHer güya da, dedik bir HE!

İpimiz başka ellerdeYuvamız başka illerdeİsmimiz suskun dillerdeHer rüya da, dedik bir HE!

Yılgın Yağmur der; ecel gelTek çareye iman engelBir deseydi 'Ulan öl gel...'Sevinç ile, derdik bir HE!


Nebi Ünler



Hep Bana Rap Hep Bana

HEP BANA RAP HEP BANA

bakarım ki zikrimiz, Hep bana Rap hep banaalçaltıcı fikrimiz... vicdanım küser bana.

her başlangıç mutlaka, çıkmaktadır bir sonakim isterki damarda, akan alkanı dona

muradımız odur ki... imkansıza erelimhayaldeki her gülü... kolaylıkla derelim.

Adana bizim olsa, yetmez İstanbul olsunBizim olmayan gonca, yadın olmasın solsun

Kanaat eskidenmiş, hep bana Rab hep banaDünya heybeme sığmaz, samanyolu cep bana

Süleymanın mührünü, verseler yetinmeyizHep almaya teşneyiz, vermeye başka deniz

Bir avuç toprak imiş, gözümüzü doyuranAllahım AŞK'ın olsun, gönlümüze buyuran.

Tövbe Allahım töbve... ıslah eyle bizleriŞükür bilen kul eyle, dövmeyelim dizleri

Yılgın Yağmur hep kaçar, hakkı olmayan puldanEyleme Yarap bizi, yetim ağlatan kuldan


Nebi Ünler



Hep İmkansız Aşklara Teşne Oldun Be Gönül

HEP İMKANSIZ AŞKLARA TEŞNE OLDUN BE GÖNÜL

Seni seven dururken, sen Ayperi düşledinHep imkansız aşklara teşne oldun be gönülEskimeden her acın, ikiledin üçledinHep imkansız aşklara teşne oldun be gönül

Kuru soğanın yokken, istedin döner kebapİzmarit bulamazken, ödersin zengin hesapDünya sana yetmedi, dedin Jüpiter cevapHep imkansız aşklara teşne oldun be gönül


Nebi Ünler



Hey Zalım Gurbet

HEY ZALIM GURBET(Seyrettiğim bir gurbet filminden sonra)

Kara kapkaraydı saçım bir zamanTel tel beyazlattın hey zalım gurbetKahrınla çilenle vermedin amanBağrımı kanattın hey zalım gurbet

Dinmeyen sızımdın, kanadın durdunFasıla vermedin, devamlı vurdunDönüş yollarıma tuzaklar kurdunDevamlı ağlattın hey zalım gurbet.

Tanıyamaz oldum, aynada yüzümHep büktün boynumu, daima hüzünEllere! Bahar! Yaz! bana da güzünDerdimi çağlattın, hey zalım gurbet

Düşlerim kâbusla, günüm kederleYorgun Yağmur ziyan! Dünüm, hederleSılaya dönünce, düğün ederle,Ayağım bağlattın hey zalım gurbet.


Nebi Ünler



Hır'ı Dağların

HIR’I DAĞLARIN(Delibal Gardaşıma)

'Gönlümden gönlüne en kutlu kelamYorgun Yağmur abim yürekten selamÇok şey var yazacak hasılı kelâmSaçına düşmesin kır’ı dağların'......... Delibal

Demişsin Delibal, heyhat diyorumYirmi yıl geç kaldın, gülümsüyorumLise son sınıftı, düşünüyorumGönlüme düşmüştü, sır’ı dağların

Askere giderken resmini çizdimKozan Kalesinde silinmiş izdimKendi sinesine, sokulan pizdimHiç olmadım ben dır-dır’ı dağların

Çatalmatal amma, aslanı yokturYiğidi öldüren kirpikten okturSevdiğim kızların kalpsizi çokturKulağımda kem vır-vır’ı dağların

Karacoğlan çiçeklerine arıDadaloğlu ekmez düzüne darıKöroğlu’nun sadık değişmez yar’ıİnsanlıkla sürer, hır’ı dağların

Bitemeyecek Şirin, Delecek FerhatBu dünyada yoktur insana rahatYorgun Yağmur haydi bin, hazır kıratKolu açık şu ay-kırı dağların


Nebi Ünler



Hiç'den Geldim, Yine Hiç'e Giderim

HİÇ'DEN GELDİM, YİNE HİÇ'E GİDERİM(Hüzün Sultan Bacıma...)

Babamı özledim, meçhulde babamHiç'den geldim yine, hiç'e giderim...Tanrı istemezse boşuna çabamHiç'den geldim yine, hiç'e giderim...

Yirmi yıldır, babam orda yatıyorBabasızlık ciğerime batıyorGardaş, bacı gurbetlere atıyorHiç'den geldim yine, hiç'e giderim...

Kasım, kasım, kasılıyor şu KasımŞu deli gönlümdür, gönlüme hasımDerinlere gömdüm görülmez yasımHiç den geldim, yine hiç'e giderim.

Şiirlerim şimdi benden davacıİlham perim jüpiterde kiracıAyperi serapmış, fazla bu acıHiç den geldim, yine hiç'e giderim.

Binyediyüz çocuk, hürriyet isterGamzelisiz hayat, ati'yi isterDüşlerime giren, mazi'yi isterHiç den geldim, yine hiç'e giderim.

Beklerim, beklerim, sonum beklerimGidenin peşinden, sorum eklerimAn gelir, gözüne, gözüm deklerimHiç den geldim, yine hiç'e giderim.

DEDEOĞLU YAĞMUR KOZAN'DAN UZAKANAM BACIM KURDU ÇÖZÜMSÜZ TUZAKSEVDİĞİM DİYEN YAR! KAPATMIŞ KUCAKHİÇ'DEN GELDİM YİNE HİÇ'E GİDERİM

Gediz, 04.11.08 Dedeoğlu Y.

Nebi Ünler



Hiç'lik Yar

HİÇ'LİK YAR

OSuBenHavaDenizRüzgarYalnızlık veBir ihtiyar....

AhGamElem, keder, hüzünBen vuslatsızlık diyeyimSenNe sayarsan say.

Sızı…Sızı…. Sızı.İniltisi dağlarınOrada kim var, kimler varSaçımda kar… gözlerim kuru dereİsyansız, itirazsız,Bırakmak oluruna her şeyi,

MenzilDönüşsüzlüğün limanıYani, teslim olmakYani ölmeden ölmek,Yani,Hiç'likYar.

Son arzumuz mu?Kimse diyemesin,Gelip geçerken, bir tümseğe bakarak!Burada,Bir Adansız Yılgın YağmurVar.


Nebi Ünler



Hiç Görmedim İstanbul'u

Senin ve o kentin dumanmış başıGüya altın imiş toprağı taşıNe yaptım ki akar gözünün yaşı................ Fatihi değilim İstanbul büyük................ Omuzum taşımaz bu vebal büyük

Anlamadın beni dilimiz ayrıSenden uzaktaysam olamam gayrıAdana'da düştüm hasretten sayrı............... Gelsemde bulamam İstanbul büyük............... Sultandan kaçmalı vebali büyük

Sorular içimi kemiriri dururİçimde arzular coşar kudururNeyleyim mantığım beni durdurur............... Noktadan küçüğüm İstanbul büyük............... Bir Sultan sevmenin vebali büyük

Ferman padişahın Dağlar Yağmur'unKıymetini gel bilelim dostluğunDiyordun ya olmaz benim küslüğüm.............. Sevdam karşısında İstanbul büyük.............. Yağmur'un günahı vebali büyük

.............. Yari ağlatmanın vebali büyük.

Gediz, 13.04.06 - 21.14 Nebi Ünler Yağmur

Nebi Ünler



Hikaye-Şiir (Avcı)

==== AVCI ===

Temmuz ayında üşüyordu; sırtını dayadığı koca meşenin yapraklarıkımıldamazken. O koca meşenin gövdesindeki karıncaların ısırmalarına aldırmıyor,elindeki kağıda bir şeyler yazıyor, sonra kalemiyle yazdıklarını karalıyordu. Olmuyoryine olmuyor, bir şeyler yazamayacağım diye düşündü. Onbeş yıl olmuştu memleketiAdana dan buraya geleli. Bir Bankada memur olarak çalışıyordu. Mesai biter bitmezmobiletine atlıyor soluğu ilçeyi biraz yüksekten gören, kendi kendine “Kiremitli Tepesi”dediği bu tepede tek başına saatlerce kalıyor, şiirler yazıyor, rahatladıktan sonra ilçeyedönüp, kalabalığa karışıyordu.

Sevdim diye öldürseler acımam,Güzel senden başka güzel tanımam,Senden ayrı kalmak ölümdür bana,Unut deme bu emrini yapamam.

…………. Gençliğimin hayırını görmedim…………. O güzel saçını, tel tel, örmedim,…………. Bir sürgün yedim de, zalim felekten…………. Çok istedim dönemedim, dönmedim.

Bir hışırtı duydu meşenin üzerinde, başını kaldırıp yukarı bakarken beş adım ilerisineuzunluğu tahminen iki metre civarında olan bir kara yılan pat diye düşmüştü. Karayılan ya kendisini görmedi ya da aldırmadı. Düştüğü yerde başını sağa sola oynatıyorağzına yarısı girmiş bir Çalıkuşunu yutmaya çalışıyordu. Göz göze geldiler biran…sadece Yılana bakıyor, yerinden kıpırdamıyordu. Yılan belki de, Meşenin gövdesiylekarıştırmıştı onu. Çalıkuşunu yuttuktan sonra üzerine yöneldi aralarında iki adımkalmıştı; Avcı çek git buradan, diye bağırdı ve ayağa fırladı. Yılan belki de elindekikâğıdı, kalemi bir silah, ya da, bir taş zannederek durdu. İki çift göz birbirine nefretle,korkuyla, meydan okumayla bakıyordu. Karayılan, ağır, ağır, döndü. Geriye on adımilerledikten sonra dönüp, keyfine bak der gibi şöyle bir baktı. Sonra gözden kayboldu.

Hayat avcılar ve av olanların mücadelesi değilmiydi zaten. Yaratanın kanunubu, ölmemek için, doymak için avcı yakalayacak, öldürecek, avını indirecek mideye,acıkana kadar bekleyecek, acıkınca tekrar bir av arayacaktı... Şimdi av olan çalıkuşu dabir avcı değilimiydi. O’da bir şeyleri avlamıyormuydu. Kendine gel, kuşa acıyorsuntamam, ama sen de bir avcı değilmisin be oğlum, yiyeceğim diye hayvanları vebitkileri önce besliyor, sonrada afiyetle yemiyormusun. Yılan şimdilik avcıydı yakaladıve karnını doyurdu. Bütün avcıların da birer avcısı vardır. Yaratan bir denge kurmuşkainatta, televizyonda seyrettiği belgeselleri, okuduğu kitapları hatırladı. Yaratıcıhavadaki, yer yüzündeki, yerin altındaki hatta fezadaki görünen görünmeyen, heryaratılanın bir avı bir avcısı vardır dedi ve şöyle yazdı.

Kusuruma bakma hiç Çalıkuşum,Yaratan yaratmış avı avcıyı...Bende bir avcının avı olmuşumSayamadım ben yediğim kamçıyı

………… Ne av, ne de avcı olmak istedim, ………… Tek suçum sevdim de onu düşledim, ………… Düşürdü, süründüm ama küsmedim, ………... Anlatamam şu çektiğim acıyı.



Karşıda ilçenin ışıkları yanmaya başladı. Akşam olmuştu. tatlı bir serinlikbaşlamış, teri kurumuş, son sigarasını da bitirmişti. Motorunu çalıştırıp, ağır ağırdönerken, “Ben gamlı hazan, sense bir bahar, dinle de vazgeç “ şarkısınımırıldanıyordu. Ertesi gün saat 17.40 da Kiremitli tepesine Koca Meşesinin altınaoturmuş, yanında getirdiği karpuzunu yiyordu. Az ilerideki küçükçe meşenin gölgesinemotorunu koymuştu. Gözü bir ara motorunu takıldı, baka kaldı. Dünkü Karayılanmotorunun üzerine çıkmış, motora takılı fileye başını sokmuş bir şeyler karıştırıyorduaklına geldi yılanların sütü çok sevdikleri, bir uzun sopa alarak motora yaklaştı fileyisopanın ucuna takıp, çıkartarak az ileri fırlattı. Hadi git avcı sütünü orada iç diyeseslendi. Dönüp koca meşeye sırtını dayayıp yılanı seyretmeye başladı. Yılan şimdifırlattığı fileye ulaşmış düşünce dökülen, plastik şişedeki sütü içiyordu. Her akşam aynıyere geliyor bir şişe sütün kapağını açıyor küçük meşinin altına bırakıyor, uzaktanseyrediyordu. Avcı diye bağırıyordu yılana, sanki adını kabullenmişti. Karayılan, başınıkaldırıyor o kocaman dilini çıkarıyor bazan kuyruğunun üzerine dikiliyor, sanki ona birşeyler anlatmaya çalışıyordu. Dost olmuştu yılana, ama yinede, çekiniyordu. İki defayanına yaklaşmaya çalıştığında yılana; Avcı uzak dur, diye bağırdığında beş altı adımkadar yaklaşan avcı, önce durdu, sonra kuyruğunun üzerinde kalktı, baktı baktı...Elindeki sopayı sallayıp, hadi git diye bağırdı. Yılan gitti küçük meşinin altına boyluboyunca uzandı. Akşam olmadan kalktı yerinden, üzerine basarım belki karanlıkta diyeerken gitmeye karar vermişti. Motorunu çalıştırdığında yılanın kendisini seyrettiğinigördü. İki metre kadar yakınında kıvrılarak kendisine eşlik etti, yüz metre kadar sonrakaldı yerinde. Bir avcı, bir avcıyla dost olmuştu artık.

Bir yılanı dostum yaptım ben amma,Kara gözlüm benden kaçtı gelmiyor...Biriktirsem deniz olurdu damla,Gözyaşım tükendi o yar bilmiyor

………. Yüreğimde sızlar bir derin yara,………. Ne olurdu uyanmasam sabaha,………. Tatmadığım hangi çile var daha………. Sorduğum yıldızlar cevap vermiyor.

O gün kasaptan 250 gr. eti kuş başı doğratıp paket yaptırdı. Ağustos ayının bitmesineüç gün kalmıştı. Bir şişe süt, fazladan et bu gün bayram yap avcı diye mırıldanırken,tepenin eteğinde bir tüfek sesiyle durdu. Motoru susturdu. Ses kiremitli tepesindengeliyordu, saat 18.00 olmuştu eyvah diye bağırdı. Son süratle tepeyi tırmandımotoruyla, vardığında ara sıra oralarda koyun otlatan bir çoban elinde bir uzunca sopa,avcı sopanın ucunda sallanıyordu. Aleyküm selam dedi çoban ve anlatmaya başladı.Şurada gölgede yatıyordum, bir baktım kuyruğunun üzerine kalkmış on adım ötemdenbana bakıyor, çektim tetiği, serildi yere... Her zaman olduğu gibi terk edilmişti yine.Yalnızlık benim kaderim olmalı diye düşündü. Bir yılan olsa da bir aydır yalnızlığınıpaylaşan, tek dostu vardı… O’da bir çobanın tüfeğiyle bitirmişti dostluğunu. Yığıldı kaldı.Karşısında diz çöken çoban ile karşılıklı birer tane sigara yaktılar. Duymuyordu çobanınanlattıklarını kulakları uğulduyor, başı dönüyordu, belki yerim diye et almıştım buyuryersin, şu sütü de iç deyip kalktı.

Avcılar da av olurmuş anladım,Dostum gidişine yandım, ağladım,Doğan ölür yaratının kanunu,Ben umudu ötelere bağladım.



………….. Yılan yılan gibi, adamda adam,………….. Yaşamalı, Yağmur, gördün mü kalan.………….. Boş ver dünya malı, dünyada kalır,………….. Gün gelir mutlaka, edilir talan.

Parkın uzak bir köşesinde, üçüncü bardağın son yudumunu yuttuktan sonra, bir çaydaha getirirmisin! diye yaklaşan garsona bağırdı. Yine yalnız, yapayalnız kalmıştı.Yalnızlık benim kaderim olmalı, her dostumu kaybediyorum diyor, hıçkıra, hıçkıra,ağlıyordu.

………………………………………………….. Yılgın Yağmur. 03.06.2002

Nebi Ünler



Hikaye-Şiir (Beterinden Kaçmak)

Hikaye-Şiir **BETERİNDEN KAÇMAK**

Rahmetli babam her zaman olduğu gibi birkaç masaldan sonra yine ibretlik bir hikayeanlatmıştı.Akşam saatlerinde yol almak da olan bir karı ile kocası tenha bir yerde yollarını kesenbir eşkıya tarafından durdurulur… Adamın üzerinde ne varsa alan eşkıya, adamın eliniayağını sımsıkı bağladıktan sonra ıssız dağbaşında kocaman bir ateş yakar. Erkeğinyalvarmalarına aldırmadan kadına zorla tecavüz eder. Adam sımsıkı bağlandığındançaresizce hiçbir şey yapamadan, her şeyi görür. Ama elinden bir şey gelmez. Eşkıya,geç saatlere kadar zevkini tatmin ettikten sonra uyur. Keyifle horlayan eşkiyanınuyuduğuna iyice kanaat getiren koca sürünerek karısına yaklaşır. Karısından eliniayağını çözmesi ister. Kadın kocasına “şimdi uyandırırım canını bağışladı, git zıbarder.” Yalvarıp, yakarmasına aldırmadan eşkıya’ya sokulan karısına içerleyen adam!Karısıda uyuduktan sonra sürünerek ateşin üzerine yatıp, yanan kollarının acısına dişinisıkıp, ipten kurtulur. Eşkıya’nın’ silahını kapıp o zalimin işini bitirir. Gürültüye uyanankarısı;

- Şu babayiğide nasıl kıydın!

Deyince bir kurşunda karısına sıkar. Ergenlik yıllarımda dinlediğim bu kısacık hikaye yihiç unutmadım. Yanan kollarının, yediği dayağın acısını unutur adam ama karısının,Eşkıya ya bağlanmasını kendisine ihanet etmesin asla unutamaz. Bende bu ibretlikhikayeyi hiç unutmadım ve unutamam. Allahım bizleri kötülüklerin, şerrin, BETERİNDENKAÇMAK zorunda bırakmasın. Amin.

BETERİNDEN KAÇMAK

Olur ya bıkarsın, sevgin azalırBitti! de, yolumuz ayrılsın gülüm.Şimdi seven kalbin bir gün daralırVeda et yolumuz, ayrılsın gülüm

Beterinden kaçmak, zorunda koymaDilerim, sen beni, sevmeye doymaDoyarsan, sakın ha namusum soymaVeda et yolumuz, ayrılsın gülüm.

Gönül bu dinlemez, yanmaya görsünİstemem! Saçını, yadeller örsünŞeytana uyup da deme sen körsünVeda et yolumuz, ayrılsın gülüm.

İnsan namusuyla, yaşamak isterMuhtelif sebep den körelir hislerBaşka erkeklerle dolmadan düşlerVeda et yolumuz, ayrılsın gülüm.

Utanma, çekinme gerçeği söyleBittiysem! Gönlün de, yaşanmaz böyleYağmur’u sevmeyen, gitmeli şöyleVeda et yolumuz, ayrılsın gülüm.




Nebi Ünler



Hocamızın Vedası

HOCAMIZIN VEDASI(Prof.Dr.Necmettin Erbakan'a... Fatiha ile...)

Gümüş Motor başlangıçOdalar, Siyaset, rakibiydi, DemirelSabırlı olmalıydı her kırlangıçHiç eksik olmadı, devir el.

Milli Nizam Kapatıldı, yılmadıMilli Selamet anahtardı anahtar!12 Eylül'den kolay çıkılmadıAmerika, tosunları haraptar.

Davalar, savunmalar, iktidar, başarılarFazilet, Refah, Saadet, aç kapat, kapat aç...Havuza gıcıktı hırsızlar ve yardakçılarBacıyla beraber halka biraz para saç...

Uçuktu, kaçıktı, komikti, halktandı biraz,Hayalperesti.... hatta meczup divane, deli...Müslümandı her gittiği yerde kılardı namazBazılarına göre o bir mücahit, bir çağdaş veli.

Öpülen el, öptüren el, deviren el, milli elBirleştirdi Türkiye'yi, Hocamızın Vedası...İslam dünyasında eserken 'adil yel'Kaddafi'ler ve Cuntacılarımızın ortak cefası.

Yılgın Yağmur tövbeye gel, af dilen Cenabı Hak'danAzmı günahını aldın bilmeden, sabırtaşı uysal Hoca'nın...Şehir şehir, köy köy dolaşıp 'Sevgi' istedi halk'danSilinmeyecek adı, 'Necmettin Erbakan Hoca'nın'


Nebi Ünler



Hoşça Kal Gençliğim

HOŞÇA KAL GENÇLİĞİM

Hoşça Kal GençliğimDiyorum bugün... Yarın ve sonrasıSınırı belirsiz emekliliğim.

Kozan Kalesi yaşarken yazılmışıKızılyazı çamur, Kozan çayı bulanık...Hangi yaratılmış sayabilmiştir kazılmışıBir nefes ve HAYAT/lar birbirine ulanık.

Bir Pazar günü ve bir ikindi ezanıÇisil çisil bir yağmur... İlk çıklıkla başlamışKoca Dede'nin Nebi'sinin mizanı.

Ne geçmiş tam bilinir, ne gelecek bellidir,Dede-Torun harici, ancak masal hikaye...Adam gibi adamlar, mutlak veren ellidir,Nasıl yaşardık, MEVLA etmeseydi himaye

İlkokul, Ortaokul ve Ticaret LisesiAskerlik sonrasında sıradan bir memurlukAnladım, mutlaka var! Herkesin bir müzesi.

Hoşça kal gençliğim, ey gençliğim hoşça kalEmekli oluyorum, tek sığınak hatıralarAdanasız, Yılgın Yağmur diyeceksin hoşça kalÖlümsüz olmak için, ölmeli hatıralar.

Asla doyulmazmışsın... Hoşça kal gençliğim.Gençliğim Hoşça kal... Gençliğim hoşça kal.İhtiyarlık nasıl bal? Küme düşmeyle biter, HEEEÇ LİĞİM.


Nebi Ünler



Hoşça Kalın Dostlar

HOŞÇA KALIN DOSTLARIM

Hoşça kalın dostlarım, dostlarım hoşça kalınVedası olmaz derler, yaralanmış kartalın

Aniden kaybolurmuş, yolcuları meçhulünKalmaz benim ardımda, mefailün, failün

Sistemim olmayacak, dokunur zülfü-yareO istedi bu sonu, asla bürünmez kare

Kaderde olmak varken, ceylan ile bahtiyarBir Çiyan’ın gözünde, yarınımı gömdü yar.

Gerisi teferruat, gerisi yalan dolanGüvercinle vardı AŞK, yokluğunda da solan

Randevusuz, habersiz, çıkmalı karşısınaGörmeli hangi yağmur, yağıyor çarşısına

İhtimal bitecektir, gözlerinde bir devirYa! bir tetik düşecek, yada mutluluk kebir

Belki de kaçacaktır, Estergon kalesineKarışacak papatya, cehennem lalesine

Kifayetsiz ne desem, kifayetsizdir çabamBıraktım çırpınmayı, kalmadı ki acabam

Hoşça kalın dostlarım, çekilirim köşemeBir çukur yeter felek! Atlas, ipek döşeme.

Belki bu son inziva, dönüşüm olmaz belkiSileceğim ne varsa, biri rahatlar belki.

Yorgunluğum zirvede, sabır taşım çatladıBinyediyüzyirmibeş şiirimi O hakladı*

Yorgun Yağmur anladı, bu hesap kapanmalıBu dünya onun olsun, istemem dünya malı


*Hakladı: yani öldürdü... Yani yok artık... canı sağolsun...

ARKADAŞLAR HEPİNİZDEN ÖZÜR DİLİYORUM... BENİ BAĞIŞLAYIN... İNTERNETİKAPATIYORUM... HEPİNİZ HAKKINIZI HELAL EDİN... ADANALININ BU SONVEDASIDIR... GÖRELİM MEVLA NEYLER, NEYLERSE GÜZEL EYLER... SELAM VESAYGILARIMLA...

Nebi Ünler



Hoşkadem'de Bir Cuma

HOŞKADEM'DE BİR CUMA

Gediz'den Çarşamba sabahıUşaktan 11.30 da ayrıldık.14.30 ile 16.45 arasıKonya'da, Mevlana'daydık.19 Mayıs Bayramı ederken milletKozan'da hısım, akraba ve arkadaşlarZiyaret üstüne ziyaretZaman bir türlü,Etmiyordu kifayet.Pazar, öğleye kadar Kozan-Adana arası,Hem ziyaret, hem ticaretÖzlemişiz, özlenmişiz... Yılların birikintisi,Muhabbete susamış gönüllere ziyafet.

20 Mayıs sabahıKozan'dayız çok şükür...Cuma selası okunuyor'Allahuekber! Allahuekber! 'Biraz da teşneyim bugün'Haydi Cuma'ya' yalvarışınaÇocukların, diyorum kabül!Bende oğlana yalvarıyorumNede olsa babasının oğluYumuşuyor... sonunda,'Hoşkadem'deyiz.

Rahmetli Bediriye ablamın oğlu,Yiğenim Sarı Ahmet,Oğlum Yağmur OrkunVe ben.Yanyana çöküyoruz, hemen girişeAllahı varTepeden ayağa ürpertiyor beniVaizin sesi.Cami tıklım tıklımÖn safta Ahmet abimBeyaz sakalıyla ne kadar da benziyorRahmetli babama...Ah şu inadım, gururum, hıncımKaçacağım yine,Ona görünmeden.

Oğlum önümdeBen arkasındayımBitiyor dört rekat...Oturuyoruz bağdaş kurup,Sarı Ahmet abisiyle arasında bir yabancı gençHutbe arasında 'gıcık oluyorum bu adama' diyorHutbe sonrasıÜçümüz yanyana,



Uyuyoruz imama.

Hoşkadem'de Bir CumaYiğenim Ahmet Ordu,Oğlum Yağmur orkun ve benCami içinde gezinen üç kırlangıçBazan tavana, bazan duvara yapışıyorSanki üçümüze;'Anladık Cuma'dasınız' der gibi bakınıyorlar.Biz üçümüz yerdeyizO üç kırlangıçÜstümüzde keyiflerince, uçuşuyorlar.

51 yıllık Kozanlıyımİlk defa giriyorum,Halkın;Koca CamiUlu CamiBüyük Cami,Okumuşların da'Hoşkadem Cami'Dedikleri bu güzel Camiye.

Mekan güzel, Vaiz etkileyiciGözlerim buğulu...Keşke her vakit girmiş olsaydımBu güzel, mekanaYazık etmişim yazıkAllahım affet beniIslah eyle, bağışla günahlarımıDolu dolu bir gün geçirdimKozan'da bugün

52'lik Yılgın Yağmur ve9'luk Yağmur OrkunBaba oğul yanyana,En güzel bayram, en güzel düğünden deGüzeldi,HOŞKADEM'DE BİR CUMA


Nebi Ünler



Hüzün Sultan Ne Demiş

HÜZÜN SULTAN NE DEMİŞ

'Farzet Dizelerle Dokunurum Sana' Demiş'Seviyordum....deme sakın bana.

Çaputlar bağlıyorumÖnüme çıkan her ağaç dalına'

Diyerek;Devam etmiş Hüzün Sultan BacımızNe zaman son bulacak kiDoğum ile ölüm arasıÖmrümüz boyunca süren acımız.

Yıllar önce;Uzaktaki kim?Diye sormuştumAcı acı gülümsiyerekAklımı, fikrimi boşu boşuna yormuştumHayatın gerçeğini küçümsiyerek.

Hatırladım göbek ebemiÇapar Meyremi, Dolma Cennet'i Iraz Abla'yıAğzı Büyük Hasan, Kör Ali, Cöddü Memmed,Mukdar Memmed, Mullagga, İnce Veli'yiKöyümün eskileriniBilmem neden?İçime sakladım hıçkırıklarıAğsakallı Babamın hayali kovaladı hepsini

'hele gönül hele gönülakıl gider sele gönülbabam gitmiş ben kalamamSonra oğlum gele gönül'

manisini hatırlıyorumyanaklarımı ıslatan iki damladatüm geçmişimi sorguluyorum...

Sisler ardındabebekliğim,çocukluğumgençliğimolgunluğumEşeğimiz bozcanın kuyruğundaBağlı sanki yorgunluğum.

Tanıyamıyorumbirçoğunubir türlü hatırlayamıyorum

ağkoyakda belime inen dolu



kenarında vızzık topladığım ağyoluCahit hocanın attığı dayaklarıYunus hocanın kulağımı çekişiniŞaziye Öğretmenin parmak uçlarınainen değneğiniYüreğimi ilk defa kıpraştıran G........ 'ni

SENDİN YARBENLİĞİMDE VARDİYEMİYORUM SAR BENİ SARAŞK YAKAR, SEVDA YIKARYÜREK GÖZYAŞIYLA AKARHAYAT KIRIK ZAR... BAŞIMDA KARKİM SAKLADI GÖZLERİMDEKİ MAVİLERİ?

artık dayanamıyorumsusmalısın yüreğimdurmalısın sızım...paramparça aynamda,tek görebildiğim... Gazze'ye gidemeyen bir yüzHalbu kiKorkusuz yiğitleri bekliyordu oradaİsrailli katillerin eseri binlerce öksüz.

Duyup duymamaktanGörüp görmemekten gelmekVicdan körlüğündenTiksinip, iğrenmemek,Günahı boynumuzda bir yaftaEy gönül kalk ayağaVur kendini Mavi Marmarayla birlikte AkdenizeBelki de kavuşursun,Kimsesizlerin sahibinin rahmetine.

Bırak ekranlarda, meydanlardaHakkında ne derlerse desinlerGüç varmış, bela varmış israilli şeytanlardaAğlayan Filistinli çocuklar yeterki'Allahım sahipsiz değilmişiz desinler...

Yılgın Yağmur neden binmedin kiMavi Marmara denilen GemiyeOnuncu şehitte sen olsaydın keşkeKanınla boyansaydı Akdenizin mavisiEy bahaneleri bitmeyen nefsimOlur muuuuu! İnsan olabilmeninYanisi?

Hüzün Sultan Ne Demiş diye başladıkAmma ve lakin,Kaptırdık kendimizi Akdenizin kızıl sabahına,İçimizde Mavi Marmara ateşi



Kafamız karmakarışık...Ey Akdeniz, ey kâinat;Bir gün barış mutlaka gelecekÇırpınan yüreğimİşte o zaman,Olacak sakin


Nebi Ünler



Hüzünsüz Olmuyor Aşk

HÜZÜNSÜZ OLMUYOR AŞK(Hüzün Sultan Bacımıza...)

geldivegittikocaman bir boşluk bırakarak

gülümsüyorahdişimi sıkıp, silkiniyor,aynaya bir yumruk sallıyorum, hıçkırarak.

yalnızlığındaangönlünün karanlığındaşafak sancısına, uyanacaksın sarsılarak.

Zümrütanka'ya bir biletalMayıs'ın tam ortası... gözler Jilet... yalancııııı!Yasemin, gemici, mavrengel... ve uyanıyorum ağlıyarak.

Bayburt'da kalmadı, çeketim, çakmağım, gömleğim,ofdönerken, döndüm... öldün... kırıldı çömleğimiçimdeki her şeyi vurdum... prangalardan sıyrılarak.

fırlatıverdim yüreğimi harşit'eolbeter ol ulan deftersiz... hasret kal harşit'eKozan mezarlığında yer yok... Öl! .. Mızraklı'ya sarılarak.

Yılgın Yağmur'da gamehsorulmayacağı sormanın sonu gamhüzünsüz olmuyor aşk, bekleyeceksin... yutkunarak.


Nebi Ünler



Iğdır Nazar Boncuğu

IĞDIR NAZAR BONCUĞU

Oniki Haziran'dı... diyecekler bu güneBende tek hatırası, Iğdır Nazar Boncuğu...Güya hazırlanmıştık, başarılı bi güneYerle yeksan umutlar, Iğdır Nazar Boncuğu.

Hangi taşa vurayım, deli başım, şaşırdımDiyarbekir'den öte, ne nutuklar aşırdımBaşbuğum yaşasaydı, birkaç ense kaşırdım.Yerle yeksan umutlar, Iğdır Nazar Boncuğu.

Zülfüyare dokunur, Yılgın Yağmur gayrı susBu nasıl başarıymış, anlaşılmaz sır hususAllahım ihsan eyle, Devlet Bahçeli'ye usYerle yeksan umutlar, Iğdır Nazar Boncuğu.


Nebi Ünler



Islak Hülyalar

ISLAK HÜLYALAR...

bir tesadüf, aynı mekan, aynı anyönler ayrı, farklı farklı heyecanadım adım uzaklaştık ikimizayrı dünyalarda duygular üryan.

bir köprü de, sen-ben, sisli dünyalaraynı serabımız, ayrı rüyalarneleri kaybettik bu ayrılıklakeşkeler kaynağı, ıslak hülyalar.

tekrarı olmayan an'dayız belkibir ömür koşayım, bir adım gel kiGök çöker, yer delinir... bizi toz edenaramızda eser, bir soğuk yel ki.

Muratdağı, akdağ arası çilesendeymiş meğerse her türlü hileIslak hülyalarla Yılgın Yağmur'ahiç gelmeyeceksin, ki... ölümle bile.


Nebi Ünler



İcabında...

İCABINDA...

Bende seni, bulabilmekUfkuna doğabilmek AŞK...Her zaman, hep, duyabilmekHesapsız, dolabilmek AŞK

Gözlerine bakabilmekYüreğine akabilmekDünyayı satabilmekAşiyan kurabilmek AŞK

İcabında susabilmekİcabında kaçabilmekİcabında gülebilmekYakmadan yanabilmek AŞK.

Şikayetsiz kalabilmekNihayetsiz olabilmekAynalara sorabilmekVarmadan erebilmek AŞK

Beni inkâr edebilmekSeni bizde görebilmekİkide biri çözebilmekDoymadan tadabilmek AŞK.

İstemeden verebilmekSitemsiz dert çekebilmekHakikât tek, sevebilmekYılgın Yağmur kim? demek AŞK


Nebi Ünler



İçimize Gömdük AŞK GÜNEŞİNİ

İÇİMİZE GÖMDÜK AŞK GÜNEŞİNİ

Mecburen bıraktık sevda peşiniKim ister ki garip aşık leşiniYaşayan ölüden farkımız yokturİçimize gömdük AŞK GÜNEŞİNİ.

Kimi Ankarada ünvan peşindeKimi Adanada dert güreşindeErzincanlı, Keler Dağlı teğet geçBir çokları vardır, nam üleşinde.

İyisimi susmak deyip sustum benYılgın Yağmur azmı çekti gördüm benSeven kavuşmazmış yalan dünyadaAllahıma doğru yönüm, döndüm ben.


Nebi Ünler



İki Kafadarın Muhabbetine....

İKİ KAFADARIN MUHABBETİNE...(Murat Ördek'in iki balıkçı'sına...)

Yamacında bağlar, ardında dağlarİki yoldaş bir tek olta, balık yok...Ufukta bulutlar sanki kan ağlarİki kafadarın muhabbeti çok.

Bakarken bunlara... daldım maziyeHer ihtiyar sığınırmış maziyeKozan Barajında kalan maziyeZakkum ve murtların marifeti çok.

Sıraluf yokuşu yorardı beniDağalcak'da kimler sorardı beniÇınar gölgeleri arardı beniAh ulan gurbetin garabeti çok

Olsaydı Adana boğması rakıIrbık, Çirçir, Reyis, Hurşit'le FakıDeli Bekir yoksa, tavuğa, çakıDuyunca küfrünün, ziyafeti çok.

İki yetmişliğe fit ettik onuNeşeyle biterdi, kavganın sonuYaşlı gözlerimde hep Kozan konuGurbette sılanın, ticareti çok.

Yılgın Yağmur nerde Güzel Kozan'ınAllah'ından bulsun ara bozanınBahtı gülsün derim, her dem ozanınKanayan yüreğin zerafeti çok.


Nebi Ünler



İnce Belli de Çay'ına...

İNCE BELLİ DE ÇAY'INA...(Gürhan Olcaytürkan'ın 'İnce Belli de Çay'ına...)

Teşekkür ederim...Susmak hakkımı kullanıyorumDemek isterdim.En sade haliyle gözlerimin,Bakarken, gözlerinin içine.Karşılıklı oturmuşuz iki taş üstüneSiyasetsiz, futbolsuz kelimelerRefakât etmeliİki beklentisiz insana iki demli çayİnce Belli de.

SahiNeden kaçar insanlar?Neden korkar ki... insan insandan?Halbuki bir halkası değilmiyizZaman, mekan, varlık zincirinin.

Susarak,Bakarak,Korkmayarak,Tiksinmeyerek,Kaçmayarak, kovmayarak daMümkün olmalı...Olabilmeli ihtimaliHiç kimseyi ötekileştirmedenYaşamanın.

Yılgın Yağmur'unAdanasızlığı,Gürhan Olcaytürkan'ınÇıkarsızlığıBir merhabanın iki yanındaSiyasetsiz, futbolsuz bir muhabbetNeden olmasın? Bir gün bir yerde....Alâlade iki taş,Aldırmadan çamuruna, çirkefine dünyanınÜçer şekerli, iki demli çayİnce Belli de.


Nebi Ünler



İncir

Sabırla beklenir, yardır gözlenenAdı bende saklı, hardır özlenenDuydum ki yadlarla vardır sözlenen........ Bahçesinde vardı bir kara incir........ Sinemde açtığı bir yara incir

Periler yurdunda, bozulmuş nişanÖfkesi önünde benmişim nişanBaktığın enkazda gözyaşım nişan........ Kurusun sevdiğim o kara incir........ İflah etmez beni o yara incir

Sevenlerin umutları tomurcukSevdaları, arzuları tomurcukYanardağlarımda allar tomurcuk........ Seni hatırlatır her kara incir........ Sevdanın açtığı her yara incir

Yılgın Yağmur geçmiş, düşler kervanıDüşlerdeki düşmüş, dertler dermanıGeber Adanalı, güller fermanı........ Mezartaşım olsun gül, kara incir........ Öldüğüme sevin, gül, yara incir.


Nebi Ünler



İpekböceği Kozan;

İPEKBÖCEĞİ KOZAN;

Gayrı bende gam değil! Beyazlarla dol başımVarmıdır, kâinatta, çiçeklerden solmayan?Ha yaşamış ha ölmüş, fark eder mi yoldaşım,Bin yıl yaşasa boştur, bir belkisi olmayan.

Zaten, çaresi var mı, ölmemenin alem deMutlaka sonu gelir, yaratılmış her başın…Gün, dünün yarınıdır… Yarın, meçhul vadem deİpekböceği kozan; … Ruhuna tat… Her yaşın.

Gönlüme hep sorarım, bahar nedir, Hazan ne?Binbir yılı yaşasan, yinede az'dır, zaman...Ufku ayıran çizgi, yüreğimi kazan ne?Sevdayı tatmamışsan, fırında kaz'dır zaman.

İçin için yanmalı, pamuk gibi, kav gibiAdanasız kalmışa, gurbet tutmuyor yama...Çukurova yağmursuz, kara bağrım lav gibiYarin Çatılmış kaşı, derin saplanmış kama

Ağlamayı unutan, Gözün varsa yazıktır,Yılgın Yağmur yaşamak, aramaktır kendini…Yaradan’ı unutan, özün varsa yazıktır,Bağışlanmış kul yıkar, Şeytan'ın her bendini.


Nebi Ünler



İpekböceği Misal

İPEKBÖCEĞİ MİSAL

'Allah, yedi göğü ve yerden de onların benzerini yarattı. Emir, bunların arasındadurmadan iner; sizin gerçekten Allah'ın herşeye güç yetirdiğini ve gerçekten Allah'ınilmiyle herşeyi kuşattığını bilmeniz, öğrenmeniz için.' (Talak Suresi, 12)

Varlığının sebebi. idrak işidir idrakHa bir yumurtadasın, ha kese de geçmez pul...Olabilmek mesele, iyi güzele mihrakİpek kıymet bilene... Bilmeyene çaput, çul.

Dut yaprağı yemekle, hüner olsaydı, hünerDokumacı olurdu, keçilerin tamamı...Marifet yazıdaysa, niye 'yok' olmuş Sümer?Mazi kirine misal, Romalının hamamı.

Çalışan kazanırmış, yan gelip yatan değilNemrud'a birtek sinek, Firavun'a bir Musa...Yaratan'dan başkası, alemde mutlak değilEyyüb'e gıda sabır... Balık, koza Yunus'a.

Tırtıldan, kelebeğe... yahut çiğken pişmeyeBulut, yağmur ve rüzgar, damlalardan denizler!Boşluktaymış yıldızlar, izin yokmuş düşmeyeGösterilen, görülür... Var'a götürür izler.

İpekböceği misal, ardında koza bırakBelki de bir usta da, ipeğe dönüşürsün...Yılgın Yağmur hayal et... Adana değil yırakUmut bu... Toz olmadan, kendinle görüşürsün.


Tırtıldan Kelebeğe

İpek böceklerinin yeryüzünde birçok farklı türü (ırkı) bulunmaktadır. Bazı farklılıklardışında hepsinde ortak olan dönemler; yumurta dönemi, larva dönemi, koza örmedevresi ve ergin-kelebek dönemidir....

Nebi Ünler



İskele Adsız (Elbette Mehdi Gelecektir...)

İSKELE ADSIZ(Elbette Mehdi Gelecektir...)

Havada bulutlar birde martılarArkada yabancı dağlar sıralı...Bir iskele adsız, meçhul balıklarYüzleri belirsiz canlar sıralı.

Sınırsız olmalı gökyüzü, denizDikenli tellerle solar her benizSevgiyle uzanan eller de tenizHeyhat savaşlara çanlar sıralı

Keşke yasak meyve yenilmeseydiHabil ile Kabil bilinmeseydiNuh'un gemisinden inilmeseydiYazık heba olmuş anlar sıralı.

Uslandırmak için, gelmiş bazan sel,Putları savurmuş delmiş hazan yelBelkıs'ın tahtına, yetmiş yazan elDeniz yolvermiş ya... zanlar sıralı

Yılgın Yağmur ümmet ol Muhammed'eAşkın en hasıdır yol Muhammed'eTüm Kâinat gelmez bol Muhammed'eBir tek miraç kâfi, şanlar sıralı

Ehli-beyt'den çıkar mutlaka Mehdiİsa'ya namazlar kıldırır MehdiKıyamet kopmadan son Sultan MehdiOlacak Mehdi'ye Han'lar sıralı.


Nebi Ünler



İstemem Yalancıyı

İSTEMEM YALANCIYI

'Sesin yankılanmasaydı kulaklarımdaBir melodiyi tutarken avuçlarımda.'......... Hüzün Sultan...........

Başını da sonunu da unutmuşumBir dost yürek çağlamasının...

Dalıvermişim derinlerine yüreğiminTutunuvermişim mazinin çığlığınaSığınmışım korunaksız limanlarınVirane iskelesine...Aldatılmışım... kandırılmışım yalanlarıylaBir Bukalemun Kalpli'ninDiğer Yarım değilmiş çünkü.

Dut ağaçlarında yuva yapmışBir serçe gibi şaşkın, üzgünüm...Çırpınışlarım, çığlıklarım boşuna,Duyulmaz, duyulmaz ki sesim,Hırçın dalgaların gürültüsüyle.Martılar çığlık çığlıkGüneş tutulmasımıYoksa ferimi söndü gözleriminBir başımayımBir balina ölüsüyle.

Dokunmaz ki kalpsizlerin kalbineKahredilmiş, nefesim...Artık türküler dizmiyorumKalbimin, kalpsiz sahibineVarsın gülsün oynasınYeni avlar, yeni oyuncaklarBulsun kendisineBen alıştım terkedilmişliğimeYinede aklımdadırVerdiğim sözler, yeminlerTek başıma gideceğimJüpiter Ülkesine.

Kurtuluverdim, kendimden, deli gönlümden,Bir yalan ehlinin, beni bağlayan büyüsündenSıyrılıverdim, Cevabını veremeyeceği sorumla,Yalan aşkından, O Yalancıdan, sıdkım sıyrılarak.Yolcu yolunda gerek,Beni hiç tanımamış güvercinUç uçabildiğince,Senin adına hikayeler uyduranlardan habersiz.Mutlu yaşa... incinme, incitme yuvasızlarıKaç kaçabildiğince, vicdansızlardanAma hiç korkma...



Ama hiç korkma;Kendini bir halt sananlardanDiğer yarısız, yalanlardanÇünküŞeytan bir şey yapamazKorkusu olmayana.Korkmamalı sevmesini bilenlerAyna ayna görmedimBenim için, saçından bir tek tel, yolana.

Güya; Yedi kalpli,Yetmiş yedi vuslatlıydı aşkımız.Yılgın Yağmur'da kaldıDersi bir hikayeninAdanasız, Kozansız adı gurbet dünyanınVarsın solmamış olsunSolmayan Gonca,Ulaşılmasın.Hep öyle kalsınMermer gibi....

Neyleyim Yalancıyı, Yalanını istemem.Bana yeter Yaradan.İstemem Yalancıyı.


Nebi Ünler



İştahımı Açıyorsun

İŞTAHIMI AÇIYORSUN

Uyumuş bir volkan gibi yüreğimSesini duyunca, kükrüyor yine!Sigaraya tövbe! olsun dileğinÜzülme sesimin titrediğine

Dudağın olunca! Aramam tütünGel be ceylan, şu Seyhan’da yüzelimDolaşalım, Adana’yı büsbütünMerkez Parkta çiçekleri süzelim.

İştahımı açıyorsun sen benimBak şimdi keyifle dürüm yiyorum...Gelince de, bal akıtsın dillerinHele bir GEL! Canım, gülüm! diyorum.

Gençlik Köprüsünden elele geçekGölde yüzen, ördeklere bakarken…Aşiyan da karşılıklı çay içekDilber Parkta o şelale akarken.

Sıtma ağaçları serinlik verir!Bici Bici yeriz kabul edersen…Soğuk bir şalgama “hayır” mı denir?Şırdan hazır! Adana’ya gelirsen.

Nezleyim ya! Yine, kokun alırımÇok özledim seni gamzeli ceylanYoksun diye boynum bükük kalırımHele bir gel! Yağmur azgın Küheylan


Nebi Ünler



İzmir'deyim Demiştim

Kahır dolu bir ömrün, sonundayım bu akşamBiliyorum güneşi, artık görmeyeceğim.Bu gece öleceğim, bıkmıştım yaşamaktanÜzüntümün sebebi, seni görmeyeceğim.

Farzet ki yalancıyım, tek doğrum seni sevdimSevgim sana yetermi? Af çıkarmı Yağmura.Seni sevdim seveli, sefilim derbederimSevdiğim Çalıkuşum, acırmısın Yağmura.

Zincirlere vurulmuş, bahtımın mahkumuyumKanadım kırık gülüm, aşamamki dağları.Gelmeye yüzüm yok ki, sana gelemiyorumUmutlarımı gömdüm, taşım yaptım dağları

Diyemedim ben buyum, sıralandı yalanlarHer yalanın peşinden, yüreğimi dağladım.Kimdir diye soruyor, şu halime bakanlarHerkesten kaçıp da ben, gizli gizli ağladım.

Adana bana uzak, ben uzağım kendimdenUnutmam mümkün değil, yaşayamam ben sensiz.Suçluyum boynum bükük, bir şey gelmez elimdenAldığım nefes sensin, yaşanır mı nefessiz.

Akdeniz güneşinde yandım mı sanıyorsunYüreğimde volkan var, yayladır bana çöller.Artık unutmalısın, halâmı arıyorsunBir baykuşa sorarsan belki yerimi söyler.

Hastabakıcıların gülüşleri alaylıHemşireler kaçıyor, bir şey ima ederek.Sürün diyor doktorum, o tam bir Adana’lıKahkahalar atıyor,...... kast ederek.

Tuvalete girip çık, çanaklar bıktı bendenAlsancak fıkır fıkır, yine fıstık kaynıyor.Kadınlar tövbeliyim, hep uzak durun bendenHastayım duman oldum, canım fena yanıyor.

Aladağ yaylasında bir yürek var tertemizKarşımda karşıyaka, sahildeyim konaktaYüreğime benziyor, dalgalı hırçın denizBir aklım Kütahya’da diğer aklım uzakta.

Seviyorum dediğim, inanki seviyorumKurudu göz pınarım, göremezsin yaşını.Ölüm kurtuluş olur çok iyi biliyorumBir çukur fazla bana, istemem bir taşını.

Yalan yalan üstüne, mecburdum söylemeyeİzmir’deyim demiştim, İzmir’de olmalıyım



Korkuyorum kıyacak, çekinmeden kendineBenden bıkana kadar sabırlı olmalıyım.

Yağmur sevmemeliydi, sevmek haram Yağmur’aTaşıyamaz bu derdi, yakında çıldıracak.Çalıkuşum bir kere, merhaba de Yağmur’aİçimdeki bu volkan yakında fışkıracak.


Nebi Ünler



İzmir'li Yosma

Gözlerini aradım İzmir de gezinirkenHer yer beton yığını, deniz pislik saçıyor.Sahildeki o barda o gençler tepinirkenBulamadım izini uykularım kaçıyor.

Karşıda Yunanistan parlıyor ışıklarıSahiller cıvıl cıvıl, tek gezen yalnız benimGörüpte kahrolurum, kolkola aşıklarıDibini bulacağım bu gece şişelerin.

Karşı masa şen şakrak, değiştirdim yerimiYakarmısın diyene şaşırdım, düştü çakmak.Baka kaldım yerimde, bu sarışın delimiDedim tanımıyorum, istiyormuş tanışmak.

İzmirliymiş, yalnızmış, arkadaş arıyormuşDalmışım, yalnızmışım, boş ver arkadaş dedi.Farkında olmamışım, çoktandır bakıyormuşYalnızlık çekiyormuş, Kuşunu (Maykıl) yemiş kedi.

Dedimki güzel kuşum, yaralıdır şeyimizBir kaçamak yaptıkta bu oldu hatırasıMacerayı severdim, vardı böyle zevkimizHayatında içtinmi Maltepe sigarası

Ben böyleyim sarışın, eğilip yamulamamMeraklı bakma öyle, onbeş yıllık memurum.İzmir’i bana versen, sana koca olamamÖlüm bana vız gelir, yürekliyim mağrurum.

Gözlerime bakarak dedi çokmu yolsuzsunYoksa terkmi edildin, unut gitsin aldırma.Israr etme, bu gece hesaplar benden olsunArabanda yok senin, hayır diye bağırma.

Anladım, çetin ceviz, kalktım masadan hemenDedim başkasına git, okuttum mesajını.Yutkundu şaşırarak, dedim seni sevememDedi artık gideyim, bulmuşsun ilacını.

Uyandım odamdayım. Sordu doktorum; kimdi?Arabayla bırakmış, meyhanede sızmışım.Son bardağım farklıydı, anlıyorum ben şimdiBir aydır aramadı demek kötü kırmışım.

Utanıp sıkılarak, dedim doktorum söyleKorkma tosunum dedi, yaraların kurtarmış.Uzaktan tanıyorum, asla böyle yapmazdıDelikanlıymış mertmiş, gerçek aşka taparmış.

Geçen gün selam salmış, mutluluklar dilemişKıskanmış Adanalım benden kıskanmış seni.



Benim için sen varsın, Tanrım böyle istemişOdamdayım yalnızım, kötü bağladın beni.

Yine seninle dolu, delik deşik yüreğimSenden kaçamıyorum, yalnız sensin umudum.İzmir Akşamlarında, sensiz nasıl gülerimYağmur bitti, tükendi. Hasretinle kurudum.


Nebi Ünler



Jüpiter'e Yollayalım

JÜPİTER’E YOLLAYALIM

Venüs'le Mars yakın gelirJüpiter'e yollayalım…Merkür sıcak, insan erirJüpiter'e yollayalım.

Bunalımlar insan içinKimse bilmez, sebep niçinYanıyoruz için içinJüpiter'e yollayalım

Geçen gece düşte gördümYalnızlığa duvar ördümDünyadan tiksinen kördümJüpiter'e yollayalım

Filiz bacı, Filiz bacıMevla her derdin ilacıDostlar orda hep baş tacıJüpiter'e yollayalım.

Jüpiter Yağmur’da umutJüpiter Yağmurlu bulutJüpiter ukdeme sükutJüpiter’e yollayalım


Nebi Ünler



Kadir Ağam

KADİR AĞAM(Kadir Depsen Gardaşımıza...)

Ortaokul bir'den beri yazarızAllahın lütfunu beyaz kâğıda...Sebil yüreklerde, sebil pazarız,Bulaşmayız, para denen ağıda.

Yanardağlar patlar, dökülür lavlar,Şiir olur... Bizim değil elindir...Her doğuşta, sanki derimiz kavlarUnuturuz... Şiir gayrı yelindir.

Olur ya... Bir kaç gönül fethederGizleniriz, öne çıkmak ayıptır...Denilirse; 'Yazık, olmasın heder...'Zerre menfaatle, ilham kayıptır.

Yıllar geçer, rastlaşırız bir yerdeYeniden yaşarım yangınlarımı...Sisli hatıralar, arada perde,Bir kaç satır, çözer sancılarımı.

Kozan derim, Kozan baba ocağımAdana ötesi, gurbettir, gurbet...Hafıza kaybında ana kucağımAcıtır canımı, bitimsiz gurbet

Elbette benimde, ömrüm bitecekTıpkı babam gibi gömüleceğimCanım dediklerim beni itecekBir çukura layık görüleceğim.

Topu topu bir taş, biraz gözyaşıBir yalnız adamdı... denileceğim...Belki bir kış sonu, belki güz başıSalise şaşmadan, derileceğim.

Bilmem ki duyarmı O ulaşılmaz,Bir ağıt yakarmı, eyvah diyerek?'Ulan Adanalı sana bulaşılmaz...'Dermi? Karaları giyerek...

Yılgın Yağmur üç evladın babasıİsterim, Şiirler mirasım kalsın...Kadir ağam yoktur hiç acabası! ! !Tuğbam, Mervem, Oğlum, bir karar alsın.


Nebi Ünler



Kalorifer Kazanlı Günler

KALORİFER KAZANLI GÜNLER

Denildi; gideceksin, hani çok istiyordun,'Fatma' yoksa diyerek! .. Kozan'ı çiziyordunKozan sokaklarında, gezinirdi bir ceset,Toroslar ötesine, bir 'belki' besliyordun.

Taşkömürü, bir kürek, ve kocaman bir kazan,Kaloriferci yazmış, ünvanımızı yazan...Kalmak, yada kalmamak, tercihi bende elbet,Babam bile diyecek; 'Dayanamadı sazan.'

Ne ana şefkati var, ne baba merhametiAncak, Yaradan bilir, gurbetteki rahmetiSıkacağım dişimi, yenilmeyeceğim benDönmedim diyebilmek, bu sabrın... kerameti.

'Kalorifer Kazanlı Günler' düştü aklımaBir Ziraat Bankası, macerası bahtımaErzurumlu Burhan Gök, İlk Müdürüm ilk hocamGençliğimi kaptırdım, ekmeğimin tahtına.Neler neler sebepti, her bozulan ahtıma.

Müdür üşüdüm derdi, Muhasebeci yandımİşe verdim kendimi, unutacağım sandımÇok fena yanılmışım, ne sıla, ne yar çıkıyorAh ulan delibaşım... yalnızım kahırlandım.Uzaklarda Adana... yazık 'geç' akıllandım.

Mazide kalmış sızım, kaloriferli günlerTakip Memuru, Memur, Şef Yardımcısı Ünler,Bankadan ayrılıpta, Üniversite'ye geçişSisli hatıralarım, beni acıtan dünler.Kapkara sırma teller, şimdi ağarmış yünler.

Yirmibeş yıl önceydi, mekandı Eskigediz'Banka'ya gidiyoruz, Şoför Sıtkı bendeniz...'Tunceli'den Zülküfil, Çorum'dan sarı AliBen halâ Gediz'deyim, sizler neredesinizYakalanmam sizlere, birer 'körebesiniz...'


Nebi Ünler



Kanaatin

KANAATİN

önünde merdivenler, çık basamak basamakkime, neye bağlıdır, yaşayıp yaşamamak?bir yaprak düşer daldan... söner fer-i sabahınhayatın kesin şartı... zamanı arşınlamak.

zirvede kalamamak, hırsın yaman korkusuben, ben, ben... ve aynalar... hep bana'nın tortusuesrarına gecenin, açılan her akşamın,daima tek neferdir, kanaatin ordusu...

Yılgın Yağmur, ha keza, çıksaydın karşısınane kurtlar, ne tilkiler, doygunmuş çarşısına...bak, anladın sonunda... değişmez kanaatin,şükret ki bulanmadın, 'Mavrengel' turşusuna.


Nebi Ünler



Kara-Beyaz

KARA-BEYAZ

Üzüm kara, üzüm beyazBaşım kara, başım beyazRenk cümbüşü gönlümdedirTüm hayatım siyah beyaz.

Kaşım kara, dişim beyazMazim kara, yarın beyazÇelişkiler çevremdedirİçim kara, dışım beyaz.

Hüznüm kara, neşem beyazGece kara, günüm beyazYılgın Yağmur depremdedirSevda kara, ölüm beyaz.


Nebi Ünler



Kara Çarşaf Değil

KARA ÇARŞAF DEĞİL

Kara çarşaf gizler mi her ayıbıArayanlar bulur ancak, kayıbıMüslüman dünyası sefil, perişanBilim, teknik gavur'dadır kalıbı.

Başa çarşaf, içine de esaretYahudi'nin icadımı ticaretBir Zübeyde, bir Mustafa yeniden!Ancak öyle biter malum sefalet.

Yumurta atmakla ilim mi olurİlim aramayı bileni bulurKadınlar anadır, bacıdır, yar'dırKadını olmayan her hayat kurur.

Kara Çarşaf Değil, geri bırakanNe cahiller vardır, esvap çıkaranİster örter, ister açar kime ne?Kadınlardır noksanımız kapatan.

Yılgın Yağmur yürü menzile yürüMenzil sevgi olsun, sevgiyi bürüÇarşaflı, çarşafsız her kadın güzel,Bul kıymet bileni, aşkıyla çürü.

Adanasız, 17.12.10 - Yılgın Yağmur

Nebi Ünler



Kara Kömür Gibi Kararanlardanız

KARA KÖMÜR GİBİ KARARANLARIZ.(Dörtdeğirmen köyünün Erdoğmuş yol kavşağında saat 01.25 de gecenin ayazındabekleyen 20 civarındaki maden işçilerine)

Gecenin ayazındaServis beklerizBirbirimize sokulupKoyunlar gibiUykusundayken rahat yataklarındaEl alemYerin altında sekiz saat kazma kürek SallaKararır ciğerimizŞu kara kömür gibiGrizu, göçükBitirmezse işimiziEmeklilik uzun sürmezMutlaka birkaç derdimiz vardırÇare yokHanım ve çocuklarEkmek bekliyor evdeOkusun adam olsunlarÇocuklarımBenim gibi yeraltına mahkum olmasınlarDiyeKanımı canımı sağlığımıVeriyorumKara elmas, kara altınDenilen baş belası kömüreBile bile kıyıyoruzGençliğe geleceğe ömüreAh ben böyle bahtınBöyle şansın içine...

Kara kömür gibi kararanlarızÖlmeden gireriz mezaraGirmek kolay girmesineÇıkmak?Yeryüzüne girdiğin gibiSağ salim çıkmakBir gün daha yaşayacağız yarına Allah kerimTüneldenCansız çıktığımızdaGeride kalanlara maaşBağlanacak yaBudur tek beklentimiz.Yılgın Yağmur diye biriÇıkarda konuşursa hakkımızdaUkalalık yapma beyimMadencinin halini ancakMadenciler bilir...

Hor görmeyin bizi ne olur beyler



Ekmeğimiz için, yerin altına diri, diri giren,KARA KÖMÜR GİBİ KARARAN MADENCİLER,Yani Kara Kömür gibi Kararanlarız.

Gediz, 14.01.05 – 02.10 Y.Yağmur

Nebi Ünler



Karabağ Can Karabağ

KARABAĞ CAN KARABAĞ(Zehranur NESİRLİ arkadaşımıza....)

Karabağ ah Karabağİçimde har KarabağAllahım tez göreyimOnulmaz aşk Karabağ

Harı Bülbülün yurduSırtlanlar, Kurdu vurduYalanmı ey BakülümAzerim ordu kurdu.

Boyun büker KarabağYaşın döker KarabağGüç verirsen AllahımBeni öper Karabağ.

Hasret hasret üstüneKarabağ al döştüneErmeni heykel dikmişTüküreyim büstüne.

Yılgın Yağmur, KarabağKarabağ can KarabağDikilecek bayrağımTurana kan Karabağ.


Nebi Ünler



Karabağ Dediğin Canımda Candır

KARABAĞ DEDİĞİN CANIMDA CANDIR(Azeri Gardaşım Aydın Baba'ya)

Karabağ dediğin canımda candırErmeni giripte talan eylemiş...Azerim döktüğün göz yaşın kandırZalimler gülünü talan eylemiş.

Karabağ orada Boynum bükülüBeklerim canımla vuslatlı günüTürk çabuk unutur maalesef dünüKahpeler yurdumu talan eylemiş.

Çoluğu çocuğu kesip biçtilerHayvandan aşağı, daha piçtilerKarabağ Türkünün kanın içtilerKahpeler yurdumu talan eylemiş

Farkı Yok, hepsi de kana susamışNamusum çiğneyip, bebek doğramışTürkten başkasında insaf olmamışCaniler yurdumu talan eylemiş.

Dedeoğlu Yağmur tanır bunlarıAdana'da çoktur katliamlarıDestekler Rum, Rus, Sam amcalarıBARBARLAR YURDUMU talan eylemiş.

Adana,11.12.06 - 00.55 Nebi Ünler Yağmur

Babam Koca Dede'nin anlattıkları halâ kulaklarımdadır Sadece Türk oldukları için diridiri fırına atılanlar... Hamile kadınların karnını yarıp doğmamış çocuklarısüngüleyenler... küçük çocukları diri diri ateşe atıp, balık eti ye diye kahkahlar atarakanasına yedirenler o caniliklerinin hesabını elbette verdiler ve vereceklerdir. Onlarılanetleyeceğine katliam yaptık dediği için Nobel verilenler ve onu destekleyenler güngelir layık olduğunuz ödülü Türk oğlu Türkten alacaksınız... Unutmayın! MustafaKemaller Hiç ölmezler... İnanıyorum ki, yüzlerce binlerce Zübeyde, binlerce Atatürk lerçıkaracaktır bu millet. Hainleride olmasına rağmen Türk Milleti Kıyamete kadar bağımsızolarak yaşayacaktır...

Nebi Ünler



Karakız

Aramızda aşılmayan kafdağı,Bir araya gelemeyiz Karakız...Çok uzaktır bize kavuşma çağı,Bir araya gelemeyiz Karakız.

Zaman değirmeni öğütür beni,Engeller kalkmıyor göremem seni,Yetmiş sekiz yılı gelmiyor geri,Bir araya gelemeyiz Karakız.

İstemek yetmiyor, sevmek yetmiyor,Anla artık giden geri gelmiyor,Geleceğim yollar aman vermiyor,Bir araya gelemeyiz Karakız.

Zaman, mekan, ve yer, müsait değil,Kahreder hasretin, ölüme meyil,Diyebilirmisin çok doğru değil,Bir araya gelemeyiz Karakız

Zümrütanka kuşu kırık kanadı,Yirmi yıldır bende yürek kanadı,Kütahya da kalır Yağmur’un adı,Bir araya gelemeyiz Karakız

Gediz, 07.05.01 Yağmur - Nebi Ünler

Nebi Ünler



Kardona

KARDONA

Mızraklı’nın arkasında KardonaKüçük Şahan tepesinde kar dona…Evliya Tepesi olsun mekanımMezarımdan taşan, HASRET, HAR dona.

Kardona bakınca Büyük Şahan'aAdana hasreti... Gönlüm Seyhan'aYılgın Yağmur meydan okur cihanaBeyazatlım sen gel! ... hazırım sona.

Alem bizi tanır... hazır Kardona.


Nebi Ünler



Kariyer

(Hüseyin ALTAY Hocama)

Okurken hayallerim vardı.Ülkülerim vardı, yarınlar için ümitlerim.Dediler kal Üniversitedir.Çalışırsan artar kariyerin.Girdim girmez olaydımHevesim, şevkim kırıldı bir, bir.Yıkıldı azmim. Kaçma dediler,İnat ettim direneceğim.Baktım ki ortada sap gibiyim…Doçentler, Profesörler,Yanlarında bendeniz.Çalış çabala, taklalar atNe yaparsan yapGönüllerini kazanSiz üstadım, siz efendimSiz... siz.... siz.Bizdensin denilerekBir ünvan verilmedenSakın ha… demeyesinBen.Başlamadan biter kariyerinVerildiyse bir unvan, bir makam, yanlışlık vardır diyemezler.Bir damga yersinAtılırsın üniversite’denBirde bakarsın hey serseriHey gerici YağmurCebinde ki TL. ye dönerKariyerin.

Gediz, 8 Nisan 2003 N.Ü. Yağmur

Nebi Ünler



Kaybeden mi? ..

KAYBEDEN Mİ?

Bakabilseydin! .. Gözlerimde,Görürdün...Mağlubiyetine gülümseyenYüreğimi...

Beklenmiyorsun gayrıVazgeç... eğerGeleceksen.

Mutlaka şaşırırdınYüreğimdeki;Sitemsizliği, şikayetsizliği,Hayret ederdin;Durgunluğu, dinginliği, sükunetiGördüğünde...

Varmısın?Yokmusun?Varmısınız? .. yokmusunuz?Umrumda değil...Er geç anlayacaksınızHiç büyük olmadığınızı! .Şu küçücük kelebeklerden.

Sen kazandın,O, bu, şu, kazandıOnlar, bunlar, şunlar, kazandılarSiz kazandınızKaybeden mi?Sadece ben.

Adanasızlık varken ser'de.... yetmez gibi birdeee...Fatoşlar, Fatmalar, Fadimeler yalan... yalan... yalaaaaannn mış!Sormayın Yılgın Yağmur nerdeee.?Bir hiç'miş... hayal,rüya, serap, filanmış... Falaaaaannn mış.


Nebi Ünler



Kepez'den Esintiler...

KEPEZ'den ESİNTİLER...

'Gemiler gelip geçerken kaç dilden hüzünlü şarkılar dinlerimBen hep aynı yerde beklerim Benim adım kepez.'.................................................................Bahattin Karakoç

Bir kelebeğin kanadında, yan gelmiş zevkle,Dinlenirken gördüm ölümü bilmem ki kaç kez…Her seferinde gülümseyerek dedi “biraz bekle.”Dolunayın fısıltısı şuydu; “aynaları kır, nefsini ez.”

İmkansız hayallerin peşinde, ziyan edilmiş bir ömürYapılan ukalâlıkların geç kalınmış pişmanlığıyla bin ah!Tövbelerin bilinmezliğinde… korkular dağlar altında kömürYa umursamazlık zırhı… Ya secdeye kapanıp eyvah! .

Yada bitkisel hayat, yakındır beyinde ölümYılgın Yağmur diye birini göstermeyecek hiç aynalar...Bir selarapmış anladım... gerçek değilmiş gülümToprağa kavuşacak, deli gönlüm... maynalar. ah! maynalar...*


* mayna; Ebe oyunu, Denizcilik dilinde yelken indirmeye verilen ad.Bırakılma, son verilme Yelken indirme, fora karşıtı.

Nebi Ünler



Kıyamet Yakın Menzil

KIYAMET YAKIN MENZİL

bir geminin içinden seyrettik kıyametiyeniden sahiplendik, en kadim emaneti

inkâr bir daha inkâr, unuttuk sözümüzüputların tutsaklığı, kapatttı gözümüzü.

Dağlardan yüksek ateş, söndü... sönmedi inkârÖz yurdundan sürüldü, putları kıran hünkâr.

Lut'un sapıklar yurdu yerle yeksan edildiAdanılmış yerine, gökten bir koç verildi.

Ana, oğul çöllerde... lutfedildi bir zemzemAdem, Havva hanesi... yenilendi cem o cem.

Müjdesiydi fillere, ebabillerin taşıHer zaman ezilirdi, kibirli, zalim başı.

Tur'a gelmeden önce, Musa neler görmüştüFiravun'un şerrinden, Denize yol örmüştü

Musa geçti denizi, Firavun yuttu çamurGömülen açgöz Karun... hamuru aynı hamur

Sonra babasız İsa... ve Onbir HavarisiÇarmıhta ölen kimdi, İsrail ahalisi?

Lanetlenmiş bir kavim, sürgün üstüne sürgünRoma'yı kul eyledi. İncil bezeli sürgün.

Beşer bu! er geç şaşar... unutuldu YaradanKızları canlı gömmek, sıradandı... sıradan

Müjdelenen Mekke'de... kıymeti bilinmediMuhammedin HAK aşkı... zulümle silinmedi.

Miraç'da arş kapısı Muhammed'e açıldıÜmmetini diledi... ne rahmetler saçıldı.

Taif'de cahil zulmü... sabır eyledi HabipHicret yolu buyurdu... Rahman ve Rahim tabip

Medine oldu evi... Bedir, Uhut ve HendekMekke'nin nurlu Fethi... İslam atladı Hendek.

La ilahe İllalah, Muhammed ResûlallahŞefaat eyle bize, son Nebî... Resûlallah

Kisra'nın sarayında... dünün çöl bedevisiUyardı Avrupa'yı, Endülüs medenisi...



bir aklımız var diye... dünya'yı karıştırdıkkanaati unutup, bombalar yarıştırdık.

atomlar barıştırdık... amma biz barışmadıkzalim güçlüdür diye... işine karışmadık

Rabbena hep bana ver.... sınırsızdır arzularDoyumsuz insanlara, nefis takmıştır yular

Ahir zaman devridir... Kıyamet yakın menzilYılgın Yağmur dua et... Mevla'ya çıksın menzil.


Nebi Ünler



Kim Çözmüş Ki

KİM ÇÖZMÜŞ Kİ

Güzel olmalı,Gözlerin kapalıyken gördüğün...Sararmadan solmadan dolmalı,ömrü, bu aşkın...

Aniden, hiç habersiz gitmeli,Bırakıp gidecekse, Yar diye öptüğün....Bitecekse, adam gibi bitmeli.Kem gözlerce görülmemeli, çöktüğün.

Yağmur, anlayamazsın, ne yaparsan yap,Kim çözmüş ki, Aşk denilen bu bilmeceyiKelimeler kifayetsiz, ancak yaşanır bu serapDuyguların kördüğüm... Aşk tanımaz 'İmeceyi...'.


Nebi Ünler



Kime?

KİME?(N.N. Bacıma...)

Hem içimden,Hem dışımdanHem haykırışHem fısıltıÜnlerimAma kime?

Hem aynayaHem dünyayaHem gerçeğeHem rüyayaBir esaslı nazarBilmemki niye?

Bir emekli, eski memurYapayalnız ama mağrurGerçek seven yapmaz gururMazi olanlara duyurulurYaralı yüreğim buruldukça burulurVicdansız avcılar vururBen kıyamam yinede ONankör kediye

Belki bendim tek hatalıBelki sendin hep vefalıBelki kaderdi cefalıBelki olurduk sefalıBelki değildim edalıBeyaz atlı... O güvercin bir masalmışÖlmeden ölmek... verdiğin hediye.

Yılgın Yağmur kime, kimdenŞikayetim nefesimdenYadlar sözü, başka dildenAyrı kaldık bizim ildenCevap beklemeyin bendenYazamıyorum,Mesaj kutum dolu diye


Nebi Ünler



Kimin İçin?

KİMİN İÇİN

Diyorlar kimin için, bu yazdığın şiirlerKulağıma fısıldar, görmediğim periler

Gözlerim ve kulağım, dilim,elim, ayağımYürekteki sızımdan böyle kurtulacağım

Yazmalıyım duygumu, böyle hafifler sızımEttiğim yeminlere inanmaz kara kızım

Birisimi olmalı, şiir yazmamız içinVar olmayı bıraktım peşindeyim bir hiç’in

Yağmur, Rüzgar, akarsu, çiçek, böcek, ağaçlarAn gelir düşmanımın, küfrü şiir bağışlar.


Nebi Ünler



Kokoreç Yedim (de)

KOKOREÇ YEDİM (DE)

Muavin bağırdı abi çok yer varYolcular söylendi burası çok darOtobüs içinde öfke, uğultuKaptan bastı gaza, içim burulduKokoreç yedim (de) midem bozuldu

Balcalı'da indim, başladı efkarKim bilir gökyüzü, acep kaç dekarAşağıda Seyhan gayet durgunduYılgın Yağmur' noldu? diye sorgunduKokoreç yedim (de) midem bozuldu.


Nebi Ünler



Kontörüm Bitti

Kontörüm bir defacık Alo demelik kaldıAnla yanağı benlim, yine bende cep delik.Kulağım telefonda, gözüm yollarda kaldıEngeller hiç bitmiyor, yüreğim delik deşik.

Gururum engelliyor, sana derdim açamamDostlarım kaçar oldu. Hatamı anladım ben.Verdiklerim dönmüyor, dilencilik yapamamMuhannet kapısında, asla boyun bükemem.

Değişmeyen tek dostum Maltepe sigarasıParam yoksa cebimde, borca vermez bakkallarHiç sevmedim sevemem, yokluğu baş belasıİnsanlar tapar olmuş, paran yoksa kovarlar.

Tanrının halifesi, peygamberler bilirizGünahtır dememişler kör olası parayaErmişler ne yapardı, bu konuda yok bir izParanın bittiği an, şeytan girer araya.


Nebi Ünler



Korkmakta Haklısın

KORKMAKTA HAKLISIN....-Ne diyebilirim ki, sana ela gözlü yarKorkmakta haklısın offff, çünkü büyük suçum varHatasız kul olmazmış... Atalar sözüdür buİçimde pişmanlığın, boyun büküklüğü var.

Buna can vereceksin, yazacaksın eminimDiyorsun ya haklısın... bak aklımda yeminimÜstümde kanatların... şımartıyorsun beniDenizi sen, limanı sen, yolcusu sen gemimin.

Muhtacım dikenine, can veren ela gözlerKırılası kalemim, başıma bela sözlerŞairlik kim, ben kimim? Bir aşıkım sadeceBir ihtimal daha yok! .. Can, candan seda özler.

Murat Dağına çıktım, seyreyledim Gediz'iŞırıl şırıl oluklar, heryan yeşil deniziŞu havuz kenarında, bir tutulsa ellerimAlın yazımızmıdır, bize vuslat perhizi.

Kim memnun ayrılıktan, çiğnenmekten kim korkmaz?Hasret; çılgın bir akrep, nasıl kendini sokmazNeyleyeyim yar yoksa... Çile açan baharıBu gidişle daha çok, vuslat gülümüz kokmaz

Yılgın Yağmur bir korkak... Korkar sevilmemekten...Şefkat dolu bir sine... kim kaçar sevilmekten?Mavi gök, şu yağız yer, şahidimiz olaydı...Bıktım be ela gözlüm, feleğe yenilmekten.


Nebi Ünler



Kozan'da

KOZAN'DA

Gözümü açtığım Baba ocağımYirmibeş yıl geldi geçti Kozan daBaşım sıkışınca ana kucağımAzmı yedim içtim şirin Kozan da

Bir yanda Toroslar bir yanda ovaÇomak dedesi de adımız koyaArap gani derler geldiğim soyaKara sevdalara düştük Kozan da

Dağalcakta sular ve delik çınarSusuz rakı içen pek fena yanarZakkumlarla dolu barajda kenarHorzuma yayladır derler Kozan da

Portakal, Zeytini Harnım MayasıRemzi Oğuz Arık bir tek ziyasıOğul kız tayini bir tek ricasıAnkara Fabrika açmaz Kozan da

Feke, Saimbeyli, Tufanbeyli'yeNeden açmıyolar yol Kayseri'yeİl iken dönüşmüş küçük ilçeyeBüyük adam çıkmamıştır Kozan da

Yağmur derki oğlum Yağmur Orkun'umSen ve gençliktedir benim umudumFakulteye dönsün Yüksek okulumRahat uyuyayım canım Kozan da.


Nebi Ünler



Kozan'da Kayıbız... Can

KOZAN'DA AYIBIZ CAN

Bat debelendikçe bat...Bulamıyorum sıfatHayırdır inşallah can?Rüyalarım pek berbat.

Kollarım olmuyor kanatBir fanustur tabiatBit gibi acizim canDibsiz kuyu hakikat.

Ankara, Uşak rahatHâl bitimsiz nekâhatİçim fokur fokur canEyleyemem izahat.

Habib eyle şefaatİşledik çok kabahatKozan'da kayıbız... canİmkansızdır safahat.

Sevdik, sevmemiş inatBoşuna ettik biatDağlar aşamazki canAyağı kırık bir at.

Yılgın Yağmur seyahatYürek tümden cerahatBoynumuz büküktür canUmarız bir beraat.


Nebi Ünler



Kozan'ı Yüklerdim

KOZAN'I YÜKLERDİM(Adnan Deniz Hoca'ya...)

Hey,hey kozan'ım hey! Can kozan'ım hey!Gurbet yürekte kor, hasret lav'lı mey!Ticaret Liseli günler ukdemiz,Ah! Gençlik maziden, ses vermeyen ney.

Bir yekiniversem, çıksam kale'meDönüşür yüreğim, kâğıt kalemeMümkün olsa binkez, gelecek olsamKozan'ı yüklerdim... bellek, kaleme

Yılgın Yağmur garip, gurbette adınBu hasretle yoktur hiç tuzun, tadınHacımirzeli'li doğmak şerefi,Üstüne, ne şükürler sıraladın.


Nebi Ünler



Kozan'ım Ah! Kozan'ım...

KOZAN’IM AH KOZAN’IM

Uçurur hep bulutlarDamlaları uçurur...Yağmur yağmur umutlarVefasız baş uçurur.

Şeytana uyar nefsimBüyüdükçe küçülürDoğum, ölüm tek mevsimYudum yudum içilir

Nöbettedir Kozan’ımKozan’ım nöbettedirJüpiter’de tozanımBaşım bir sepettedir.

Papatya öbektedir.Kozan’ım Ah Kozan’ımHer nefes sebeptedir.Vuslat nedir Kozan'ım

Yılgın Yağmur'a gurbetSürgün ha,yine sürgünKozan'sız dünya gurbetToprakta biter sürgün.

Adanasız, 07.05.09. Y.Yağmur

Nebi Ünler



Kozan Devlet Hastanesinin Bu Eski Resmi

KOZAN DEVLET HASTANESİNİN BU ESKİ RESMİ

Hacımirzeli Köyü batıdaAğlıboğaz Mahallesi doğudaAzmı çellik oynadık o zeytinin altındaİnek güderken...

Görüntünün sol yanındanKesme taşlar çıkarılırdıDedelerimiz yaylaya çıkarmışGöç Aşlığı'ndan

Hemen arkada ki tepeyeAli'nin Taşı derdikBurhan Gedik'in Kireç ocakları vardıTaşın Kireç olmasına hayret ederdik.

En arkada ki tepe KiremitliydiSolunda Murt Pınarı, Sıraluf arkasındaFeke Yolunun adı bizce Ağyol'duVızzık toplardık yol kenarında.

O günleri hatırladım... gözlerim ıslak ıslakOnüç yaşımdaki halim... Of çocukluğum of...Avı, Murt, Kaburgan, çiriş, kör diken, buturakBir kaç zeytin... Bir masalmış hepsi of gardaş of!

Kozan Devlet Hastanesinin bu eski resmiAğlatıverdi, Koca Dede'nin, Nebi'sini gardaşDeğişti her şey, her yer... değişti çok yerin ismiYırtık pırtık şalvarım... çoktan eskidi gardaş.

Kozan denilince kaplar içimi, önce bir sevinçSonra yüreğime oturuverir, koskocaman bir taş.


Nebi Ünler



Kozan Kalesi'n den Köyümün Resmi

KOZAN KALESİNDEN KÖYÜMÜN RESMİ

Ekranımda Kozan kalesinden çekilmişYüreğimi sızlatan, köyümün resmiİnek güttüğüm tarlalara beton evler dikilmişBu çağda çocuk olmak, şansızlıkmı, abes mi?

Çatal kaya’nın önünde! harnıp, zeytin kalmamışKuşlar tarafından çoktan terkedilmiş Bağlar…Bıldırcın, keklik, sürüleri sanki hiç havalanmamışAğaçsız, çalısız, kıraç, tilkisiz, tavşansız dağlar.

Heyhat! Dün olamıyor, asla olamaz bugünUlucami de, okunan ezan duyulmuyor köyümde…Çatal kuyruk kırlangıçların yokluğu, içime hüzünBulamaç, pıttırıç ve sütlü çorba çoktandır, olmuyor hiç önümde

Küsmüşüm kendime, beni doğurana küsmüşümKozan Kalesinden Köyümün Resmi acıtıyor içimiKendi isteğimle, yalnızlık ülkesine sürülmüşüm“Tavşan Dağa Küsmüş” deyiminin, bana has bir biçimi

Bir tövbekâr olmak, yada küslüğümde kaybolmak,Hiçbiri! Geri getiremeyecek, bana çocukluğumuBabamın mezartaşına yaslanıp, pişmanlıkla kahrolmak,Sana verecek, Yağmur Orkun’um 'BABA'LI' çocukluğunu.

Kiremitli tepesinde, Murtpınarı’nda, Pınarın Gözünde,Gayrı, arkadaşlarımla ineklerimizi güdemeyeceğiz! ...Ağkoyak da, Yapalak da, Ilıca da, Çatalkaya önündeAzıklarımızı açıp, mayalı, zeytin, acı soğan yiyemeyeceğiz

Arası kesti oynarken, ateş çıkaramayacak vurduğu yerden KâhaKel Ömer, Kerim, Çirçir, Hurşit, Tansel, Aysen’in Cuma, yok artıkIrbık Oğuz, Malik, Tip, Koca Dede’nin Nebi, kimleri saymalı dahaKör Ali’nin Musa, Cöddü Memmet, Reyis, hepsini de maziye bıraktık.

* * *Bilmem yine, uçak camı kırıp, Pilotun küfrünü ballandırarak anlatanKumlu göle gelen Kozan’lı çocuklarla kavga edenler varmıdır?Yazlık sinemalardan çıktığında, karpuz tarlasında bekçi kafası tutan,Kozan sokaklarını, kızların adıyla parselleyen delifişekler varmıdır?

Gani Memmed’in Ömer’i halâ, yan yan, yürürmü öyleFilistin Ahmet’e çay ağacı diyerek, kahkahalarla gülermi?Mukdar Memmed’in Süleyman, gülerek, der mi; bu oyun şöyle!Şişko Memmed, Abisi Ziya’ya gıcık verip, çaktırmadan süzermi?

Duydum ki, Süleyman, Kâha, Cuma, öbür yana gitmişler!Çoluk çocuk boyumuzu geçmiş, çökertmiş, hepimizi işgüç…Memur olanlarımızın, bazılarını emekli etmişler,Torun sahibi olanlarımız var, diyemeyiz; oyunaaa! , bir, iki, üç…



Kimimizin saçı dökülmüş, dişi kalmamış ağzında kimimizin,Saçımız, sakalımız ağarmış, hayat kötü harcamış, gençliğimizi…Bazılarımız, namazda, niyazda! Bazılarımız sonundayız içkimizinKulağımızda kalan palavralar, engelliyor, bizden, hiçliğimizi.

Ekilen ekinlerin, biçilişi gibi, biçilmemiz çok yakınEr geç, gideceğiz! Dedelerimizin, Ebelerimizin, yanınaÇok azımızın kaldı hayatta! Anası, babası, çevreye bir bakın,Ben gurbette kalacağım, gömmeyecekler beni, babamın yakınına.

Tuğba Hilal’im, Merve Gökçen’im, Yağmur Orkun’um vasiyetimdir,Yazdıklarımı; gönlünüzce düzeltip, mutlaka yayınlatın kitap olarak…Kin gütmedim, affettim, karşılıksız sevdim! Almadan vermek, vaziyetimdir!Yalvarmadım! Allahtan başkasına, bel büküp, diz çöküp, saç baş yolarak.

Bırakacağım kendimden kaçmayı, gayrı! arayışı bırakacağımBoyun bükeceğim kaderime, yakında öleceksin Yılgın YağmurBelki yine geceleri, kaybettiklerime, gizli gizli hıçkıracağımKozan Kalesini artık, sadece düşlerinde göreceksin Yorgun Yağmur.

Adana, 31.05.08 – 23.57 Y.Yağmur

Nebi Ünler



Kozan Kalesi (Sis) 'ler İçinde

KOZAN KALESİ (SİS) 'LER İÇİNDE...

Bir Minübüs içindeyizSen varsın,Ben varımBirdeÇocuklarım ve karım.

Sanki Ilıca'da,Bengüsu'dayızGecemi, gündüzmü belli değilUtangaçlığım, şaşkınlığımAcaip bir haldeyim...Halden hale savruluyorumRenkten renge geçişlerim.Birbirine karışıyorİç çekişleri, iççekişlerin, iççekişlerim.

Bir Kozan'daBir Gediz'deyizKaybetmişiz dilini kelimelerinHiç eksilmemiş vakarın.

Bakınıyorum...Kozan Kalesi (Sis) 'ler içindeDeliçay uslu uslu akıyor şimdilik,Deliçay köprüsünü geçerken.İçimdeki derin sızının sebebiniÖğreniyorum,Ticaret Lisesi taşınmış buradan.50.Yıl Ortaokulu'nun duvarlarıSessiz, dilsiz ve sağırİçimde Kasırgalar, Şimşekler YıldırımlarKıyametmi kopuyor neeeeee?Gözlerin diyor ki;'Ulan kitapsız bağır! ...'Ayağımın altından kayıyor kaldırımlar.

Bülbüller suskunGökyüzünde ne yıldızlar,Ne bulutlar nede kuşlar var...Sağımız, solumuz,Önümüz, ardımızAltımız, üstümüzSanki dört duvarTelgrafın telleri kesilmişYıllardır uğramıyormuş turnalar.

Hep susuyoruz!Yağmur Orkun bile hiç konuşmuyorKızlarım dilsiz, bizler dilsizKonuşan sadece gözlerimiz



Sağ işaret parmağımla hepinize gösteriyorumKOZAN KALESİ (SİS) 'LER İÇİNDE...

Bir Ziraat Bankası önündeyizBir Bankanın içindeBir gülümsüyoruzBir yüzümüzden düşen bin parçaYoksa öldükmü hepimiz,Yada biz kafdağının ardındaPeriler ülkesindemiyiz.Ne olup, bitiyor anlayamıyorumAnlayamıyorum hiç bir şey.

Babamı özlüyorumOğluma... Yağmur Orkun'u ma bakarken.Anamı andırıyor biraz Tuğba Hilal'imMerve Gökçen'im de birazcık Bedriye ablamıBahtı benzemisin Canım ciğerim Rahmetli ablamaÇıralar gibi cayır cayır yanmasın.

Andıl Dağı görünmüyorDağalcak, baraj kayıp.Portakal bahçemiz yerle yeksanTorosları göremiyorum, nerede ulan!Hangi zamandayız, hangi mekandaEsrarını çözemiyorum yaşadığım dünyanınYutkunuyorum...Sen varsınBen varımBirdeÇocuklarım, karımOrtada Kozan Kalesi (Sis) ler İçinde.Bu ne biçim Rüya! ...Uyanıyorum,Kanter içinde kalmışım.Sövüyorum 'Ulan Yılgın Yağmur ben senin......! ...'Yaşıyorum KOZAN'ı... hep Kozan'ı yaşıyorumArada sırada olsa da,KOZAN KALESİ (SİS) 'ler içinde.

Uyanıyorum, kanter içinde.Saat Sekizi yirmibeş geçeBir sigara yakıyorum...Neden acele edeyimki...Zaten geç kaldık, ansını satayımPenceremden bakarken Murat dağınaKozan Kalesi (Sis) 'ler içindemi, değilmi bilmemRüyada da olsa çıktık yar otağına...Gözlerimle gülüyor, yüreğimle gülümsüyorumBugün,Anlayamadığım bir sevinç var içimde.




Nebi Ünler



Kozan Kalesini Görmenin Tadı

KOZAN KALESİNİ GÖRMENİN TADI...

YaşamakKadar güzel olmasaydı ölümYaradanı aramakFarz olurmuydu hiç, aşıka... gülüm.

Bir sabahUyandığında, Kozan Kalesini görmenin tadı...Bir de çardakta, yada damda kurmuşsan dergahVe Kara Gözler.... Aaaaahhh ah! bu sürgünün muradı.

Bir SalkımSiyah... bir salkım beyaz üzüm ve bir kaç mayaBir bardak acı şalgam yanında bir dilim karpuz aldım...Doyulurmu lan oğlum bu keyfi yaşamaya.

Ve YağmurHani birde cayırdarken gökyüzüŞimşek şimşek... çılgın bir yağmurUlan kalpsiz! ölürmüsün bir sarıver şu öksüzü.

Derler ki; Toroslar ve çukurova da,Lokman Hekim az mı çiçek aramış...Karacoğlan ile Dadaloğlu aynı toprak aynı hava daAvşar, Varsak güzelleri pınarbaşlarında saçın taramış.

Kozanlı'ysan ve gurbetteysen benim gibi gardaşOlmazındır; düşlerinde... Hayallerinde... Damağında...Değişmez tek ukdendir... Son nefesini verirken gardaşşşşKozan Kalesini Görmenin Tadı.

Kozanlı, 04.02.10 Yılgın Yağmur

Nebi Ünler



Kozan Köprüsünde Kaybolan Güzel!

KOZAN KÖPRÜSÜNDE KAYBOLAN GÜZEL!

Kozan Köprüsünde kaybolan güzel!Otuziki yıldır, bir iz yok senden.Bu gidişin sonu, olmaktır gazelOkul bitti bıldır, bir iz yok senden

Ha kale yıkılmış, ha ayrılığınOtuziki yıldır yamuk omuzumEn son ankara’ya düşmüş ışığınKanunmuş; “Sensizlik! .. doksandokuzum…”

Adana’yken, Ankara’ymış mekanıBana yeğlediğin O bankacının…Sevda konusunda, rektör, dekanıTanımam... Külüyüm yar ilacının


Nebi Ünler



Kozana

Yine sahur yine babam yok burdaYine yürek sızlar, bedenim hurdaDiyemem zamana güleyim durda........ Adanasız, Kütahyada geziyor........ Ticaret Liseli bağrın eziyor.

Kanatlansam konarmıyım gençliğeNeden diye sorarmıyım gençliğeBabasızken kanarmıyım gençliğe........ Dedeoğlu gurbetlerde geziyor........ Çaresizlik, yüreğimi eziyor.

Ne öğrenci, ne memurum, ne çocukBaba diye sesleniyor üç çocukÇiftliğimi beğenmiyor her çocuk........ Sekiz dönüm tarla hüsran geziyor........ Olmayan meyveler ukdem eziyor.

Biber, domatesim, hergün su isterÇatlamış toprakla karışır hislerKorkak düşmanlarım gizlice pisler........ Bahçe girişinde korlar geziyor........ Tulumbamın suyu fide eziyor.

Kozana da deli gönül kozanaMinnet etme havamızı bozanaMeyil etme yadellere tozana........ Yılgın Yağmur Adanasız geziyor........ Seneler geçtikçe hasret eziyor.


Nebi Ünler



Kozanlı Metin Can

KOZANLI METİN CAN

Yine Yüksekova'da, Dağlıca ciğer dağlarYine kahpe baskını, yine analar ağlarİmralı'nın vampiri 'BÖLEMEZSİN BU YURDU'Bir ölüm bin diriliş! haykırır bunu dağlar.

Dağlıca dedikleri, yine kanlı bir pazarMetin Can'ım kanıyla 'VATAN SAĞOLSUN' yazarKozanlılar korkarmı şehit olmaktan ölüm?Metin Can'ın namına, Melekler 'ŞEHİT' yazar

Varsın şimdilik gülsün, kiralanmış çakallar,Öç günü geldiğinde, kükreyecek ArslanlarGafillere ebedi kâr olamaz İHANETAn gelir hesap sorar 'Metin' gibi Kartallar.

Yılgın Yağmur Rahmetle anacaktır Metin CanKozan seni bağrına basacaktır Metin CanRahat yatakta ölmek, Yiğitlere cezadırSenin kanlı kefenin, Albayraktır METİN CAN.


METİN CAN HEMŞERİME ALLAHTAN GANİ GANİ RAHMET DİLERİM... AİLESİNİN VEBÜYÜK TÜRK MİLLETİNİN BAŞI SAĞ OLSUN...

Nebi ÜNLER

Nebi Ünler



Kozanlı ve Yılan Hikayesi

KOZANLI VE YILAN(Aşık Gürkani Gardaşıma...)

Bir çuvala koymuşlar, Kozan'lıyla YılanıYılanı sokuşumuz, Kadirli'li Yalanı

Yılan şaşkın perişan, Kozanlı'dan kaçıyorKozanlı'nın işine, yılan fena şaşıyor.

Can havliyle kaçarken, durmuş kuru köprü'deBakmış bir Kadirli'li, yılan beter törpü de.

Şahmaran'a kurtuluş Ceyhan olmuş sonundaHepsi de Adanalı, Çukurova koynunda.

Kozanlı, Kadirli'li birbirine takılırKadirli'li birazcık, Kozanlı'dan sakınır.

Yılgın Yağmur öğünme, aslında yok farkımızBu yurdun insanıyız, aynı türkü, şarkımız.


Nebi Ünler



Köksal/a/ma/manın Acizliğine...

KÖKSAL/A/MA/MANIN ACİZLİĞİNE...(Ciğeri Yanmışıma... Bir Damla...)

Gelde!Ağlama, gidenin arkasındanVirgül, köksal/a/ma/manın acizliğine,Nokta... Kısmet kesilmişse, dünya sofrasından.

Boş,Bomboş Dünya'da her şeyZaman sarhoş, mekan sarhoş, can sarhoş,Kısacık bir an...ruh uçar, buharlaşır mey.

Elbet,İkiz kardeşidir, doğumun ölüm...Yasak çiğnemenin cezası gurbet,Bir meçhul yolcuyuz, yol bölüm bölüm.

Diğer Yarım,Göndermiş, canından bir can...Yaslandım, yaşlandım... Bir çürük ihtiyarımLanet olası sigara... Zift gibi damarda kan.

Hayat bu;Hep döner, felek ile felekler...Ömrümüz, zamanın ötesine akan suHepimiz, pervaneler misali üşüşen kelebekler.

Mahkumuz,KÖKSAL/A/MA/MANIN ACİZLİĞİNE...Mecburuz,Rahmanirrahim'in merhametine, azizliğine.

Dünya,Hayat, mal mülk, ancak; kullanım hakkı...Yılgın Yağmur her şey, bir renkli rüya,Sakın ha yüklenme, başka kul hakkı.


Nebi Ünler



Kör Olası Gönül

(Uluozan-Ömer Ulu Beye)

Ilık ılık akar yürekte ateşPırıl pırlıl olur göklerde güneşBulunur sonunda aranan bir eş

Körolası günül ferman dinlemezDinlemez ah gönül ferman dinlemez

Yar uğruna sıra dağlar delinirMecnun olup ıssız çöller gezilirO göndermiş diye zehir yenilir

Körolası gönül ferman dinlemezDinlemez ah gönül ferman dinlemez

Yağmur yağar gözlerimden içimeAyıpmıdır düşsem bir yar peşineSevdalandık yine pisi pisine

Körolsı gönül ferman dinlemezDinlemez ah gönül ferman dinlemez


Nebi Ünler



Köroğlu'na

KÖROĞLU’NA

Çamlı Belde kır atına bininceSığınacak delik ararmış beyler...Yiğit bozulurmuş düze iniceDil açılır, el kaşınır, gevşermiş beller.

Koç Köroğlu bir delikli demireYenilince kaldık, kötü devire Kim kol kanat gerecektir garibe,Başımızda vardır, kısır ve keller.

Tedbir düşünüldü, bozuldu milletBatının kültürü fikrime illetİngiliz dilini şart koşar devletMazimin üstünde esiyor yeller

Gel dese Avrupa ve AmerikaYüzde doksan dokuz dolar filikaDolar Yüro varken paramı liraBatı’ya ayarlı bütün emeller.

Yağmur Robin Huda oluyor gıcıkEkabir takımı vıcıkmı vıcıkKöroğlu uğrasa şöyle azıcıkAcep halimize ne türkü söyler.

9 nisan 2003 Yılgın Yağmur

Nebi Ünler

Nebi Ünler



Köroğlu

(Kemal Vatansever Hocama...)

Bolu beyleri çoktur her zamanBazen ağa, bazen beyBazen eşkıya, bazen haramiMafyadır Şimdinin deyimiDevlet adınadır yapılan zulümNemrut, FiravunZalimlerineBir İbrahim, bir Musa yeter.Güç hak değildir çoğu zamanBin yılda bir tane çıkarÇamlıbel’de Köroğlu.Oysa Çamlıbel hep öyle dururKöroğlu hep yalnızTek başınadırDiklenir.Karşısında düşmanKahpemi kahpe... kalleşmi kalleş Köroğludur bu attığını vururDağ gibi meydanlarda leşBolu Beyi Hiddetinden kudurur.

Yardakçılar bağırırKral geliyor savulunÇırıl çıplak olduğunu görünce“kral çıplak” diye bağırsa daÇocuklarYa duymazdan gelinirYa da çabucak susturulurÖyle ya aklı ermezKralım bağışla küçücük bir çocuktur.Binbir gece masallarına nispetSaraylarda zevki sefaHalkı soymak için mutlaka bir yol bulunur.Bir dilim ekmeğe satılanRuhlar ve bedenlerNemrutların kuludur.İşleri bitince saraydan atılanKemik artıklarıVe hiç saray göremeyenlerHiç bitmez açlıklarıHorlanıp zulüm görenlerHiç bitmez umutları Köroğlu’dur hep beklenen.

Olur yaHalkın içinden biri Yeter artık diye bilir.Tedbirlidir bolu beyleriRobin Hud gündeme getirilir.O bir İngiliz asilzadesidir.



Zenginden alıp fakire vermekGüya en büyük zevkidir.Arada bir tatmayıncaEzilenin aşından beyTok açlığı ne bilir.Köroğlu’nu unutturmakBeylerin tek gayesidir.Eşkıya derler bu yiğit seseTüfeklerden daha kalleşEli kalemli uşaklar.Satın alınamayacakBiri çıkarsaBazen eşkıyaBazen isyankarBazen koministBazen faşistBunlar da tutmadıysaDeğişmez yasa,Hakkında bir demeç verilir,İrticacı denir.Kırat zaten efsanedirKöroğlu boşuna beklenir.Çamlı bele çıkmak gerek,Biraz zeka biraz yürekHaksızlığa hep direnmekYağmur derki be gafillerKöroğlu’nun huyumuyduBey önünde boyun bükmek.

Gediz, 24.12.2002 Y.Yağmur- Nebi Ünler

Nebi Ünler



Körolası Gönül Ferman Dinlemez

KÖROLASI GÖNÜL(Uluozan-Ömer Ulu Beye)

Ilık ılık akar yürekte ateşPırıl pırlıl olur göklerde güneşBulunur sonunda aranan bir eş


Yar uğruna sıra dağlar delinirMecnun olup ıssız çöller gezilirO göndermiş diye zehir yenilir


Yağmur yağar gözlerimden içimeAyıpmıdır düşsem bir yar peşineSevdalandık yine pisi pisine



Nebi Ünler



Köye Özlem

KÖYE ÖZLEM(Enver Bilgiç Dosta)

Evin içinde kedi, avuludaysa bir köpekTavuklar, birde horoz, olmazıdır köylününAhırda eksik olmaz, bir inek ve bir eşekMeyve sebze ve bostan, can suyudur köylünün

Bulgur pilavı, çorba, pekmez ekşi kaynasınSalatasız aş olmaz, bağbozumu zamanı...Eken biçer mutlaka, komşulara aynasınYarenlikler yapılsın, kar tozumu zamanı

Hava kurak geçmesin, hasatlar kıt olmasın,Can! cananı bulunca, çalsın köy düğünleri...Fitne fesat çıkıpta, analar saç yolmasınMuhtarım adil ol da, çöz bütün düğümleri.

Yılgın Yağmur özler hep, Kozan'da ki köyünüPortakal bahçeleri, şimdi beton ev dolmuş...Şehire getiremem, hep özlerim köyümüŞehir ömür tüketir, bizlerde beniz solmuş

Adana, 27.12.07 - 01.15 Y.Yağmur

Nebi Ünler



Köylüyüm

Toroslar eteğinde, narenciye ve zeytin,İncir bahçelerinde düşe kalka büyüdüm.Duvarları yüksekti, Lisemiz TicaretinF.... sevmiyor diye ben çileler gölüydüm.

Yıllar savurdu beni, düştü yolum şehireAyağımı sokarım Seyhan adlı nehireHer zaman açlık duydum aşk denilen zehireGocunmadım gocunmam, doğduğumda köylüydüm

Salonlardan kaçarım, sosyete dışlar beniParaya satılanlar, gitti bırakıp beniBurda mahzun dertliyim, Kanaryam çağır beniSeni bulana kadar, kan çanağı gözlüydüm.

Köylüyüm değişmedim, hep saf kaldı yüreğimKanadımı kırdılar, kanıyor sol küreğimAynalara dargınım, seni görmek dileğimYağmur sevdim diyorsa. Bağlanmıştır kör düğüm.

Gediz, 26.04.03 saat: 02.10 Nebi Ünler Yağmur

Nebi Ünler



Köyümün Çocukları

KÖYÜMÜN ÇOCUKLARI

Dumansız,Çufçufsuz sessiz TrenlerGelip geçer.

Ahlar,Vahlar,Eyvahlar dolu vagonlar

Bir şafaktan, bir şafağaEmanet… Sümüklü, kirli, pasaklıKöy çocukları.

Ya bir ağaçtan, ya bir eşekten düşmüşYa inek tepmiş, it ısırmış, koç süsmüş,Büyümek ah büyümek… büyük düşmüş.

Kıkır kıkır, kıkırdar, bir kırmızı şeker sonrasıBulgur pilavı soğan, sanki Halil İbrahim sofrasıEksik olmaz, evlensek abi, gelinlik abla tafrası.




Böler geceyi, yılan vaaaaarrr! YaygarasıAkrep soktu vaveylası,Bir kuytuda ansızın, mercimek fırın manzarası.

Allah Allah! o neydi be!Komşu kızı kikirder muzipçe bir ce!Beni seviyonmu kız? He lan he! .

Ne diyon neeeee! cevabıdır anayaGüya, inek sağmış, saman vermiş, danayaKarılar ağzında sakız; “kaçarmış Adana’ya.

Pamuk tarlasında ot, bahçelerde portakalBağlarda zeytin, üzüm, incir, yeter ebe orda kal.Meydan okur kocaya; “Körolası herif sıkıysa bir ortak al…”

Dumansız,Çufçufsuz sessiz Trenler



Gelip geçer.



Bazan düğün kurulurBazan biri vurulurBazan bir can durulur.

Okullar açılır güzün,Oğlanın üstünü başını düzünAzık için, ekmek, mayalı, zeytin, katık süzün.

Oğlum yerde sürünme şalvarın yırtılır!Kızlar belik yapar, oğlanlar koyun gibi kırkılırEbesi, Dedesi, torunum büyümüş diyerek hıçkırır.

Pantolon giyilecekmiş, çıkarın şalvarları,Eksik olmaz, köylü şehirli kavgalarıBiter mi hiç! laf attın, yan baktın davaları.




Adanasız, Yılgın Yağmur ah çekerAdam olmaz buuuuu! … Oğlan dayıya çeker.Babamız Koca Dede misali… An gelir toprak çeker.

Ne ufuktan ufuğa uzanan raylar gördüler,Ne bir tren, nede vagonlar... Hiç binemediler,İstasyonlara uzaktı... Köyümün Çocukları.


Nebi Ünler



Köyümün Türküleri

Ne zaman bunalırsam, çok çaresiz kalırsamIslığımla çalınır, köyümün türküleri...Gecenin bir yerinde, ağlamaklı olursam,Gözlerimin yaşıdır, köyümün türküleri,

Babamın manileri, masalları ebeminYemene gidenlerin, acıları dedeminIraz abla, Meryemce, çaresiydi gebeninKara sevdama ilaç, köyümün türküleri.

Şehrin kiri, belası, ruhlara acı verirYalnız kalabalıklar,vefayıı bilmez nedirSahtedir tebessümler, gülüşler hep hiledir,Tek teselli kaynağım, köyümün türküleri.


Nebi Ünler



Kumrular

KUMRULAR

Pencereme konan, çifte kumrularKıskandırır beni muhabbetiniz...Bizim dilde pek söylenmez doğrularSizlere yetiyor ahhh gözleriniz.

Ne kaynana, baldız, ne başka belaNe hacı, hoca var nede ukelaBiz ölsek ilanen okunur selaSizlerin duyulmaz şikayetiniz.

Seviyorum, sensiz ölürüm diyenSonra dırdırıyla ömrümüz yiyenKefenim solmadan, alları giyenAyna çatlatırmı güzelleriniz.

Aldatmak yok sizde, yemin bozmak yokBiri açkan varmı diğerniz tokDermisiniz ulan uzaklar da kokBozulurmu sevda yeminleriniz.

Bazan ağaçlarda bazan damlardaÇürürmü sineniz, gizli gamlardaUzarmı geceniz, açık camlardaOlurmu, olmaza özlemleriniz.

Yılgın Yağmur size, bakıp iç çekerBitmeseydi sevda, hayat bir şekerİnsanın kaderi kırılır tekerKumrular bitmesin cilveleriniz.

Adanasız, 02.01.2010 14.20 Yılgın Yağmur

Nebi Ünler



Kurban Adanalıyık

KURBAN ADANALIYIK

1960 yılı Kozan doğumlu1979 Ticaret lisesi mezunu17 yıl Ziraat Bankası Memuruİken şimdi Üniversitede Çalışıyorum.

Balcalı güzelin güzeli benceRastlarsın burada her türlü genceAdana'sız kalmak büyük işkenceDiyene yürekten katılıyorum

Allahına Kurban AdanalıyıkBu alemde gerçek delikanlıyıkKara sevdaların hep kurbanıyıkAdana diyerek kavruluyorum.

20 Yıl Kütahya gurbetim oldu46 yılımda çok goncam solduDiyemem şu gönül aradı bulduYağmur'um rüzgarla savruluyorum.

Adana,16,09.06 - 18.25 Nebi Ünler Yağmur

Nebi Ünler



Kurban Olduğum

KURBAN OLDUĞUM

Her şey düzenlenmiş, bizler figüranKaderi oynarız, kurban olduğum...Ağlayan ve gülen, türkü çığıranBin türlü haldeyiz, kurban olduğum

Birsin, teksin, her şey, aynan olmalıDoğ dersin, yıldızlar, günler doğmalıZaman bizi başlangıca koğmalıAffeyle suçumu, kurban olduğum

Akıl verdin, çokça, nefise uydukMelekler dururken şeytanı duydukYağmur'u bağışla, zavallı kuldukBaşka kapım yoktur kurban olduğum

Kozan, 18.02.07 - 11.37 Nebi Ünler Yağmur

Nebi Ünler



Kurban Olurum Gadana

KURBAN OLURUM GADANA

Ortadadır Seyhan Nehriİki yanda Adana varÇok Severim ben bu şehriGönlümde hep Adana var.

Toroslarda erir karlarSonra iner AkdenizeÇukurovayı sularlarSeyhan, Ceyhan Candır bize

Karacoğlan, DadaloğluAsırlardır Türkü düzerDağa çıkmış KozanoğluAfşar Osmanlı'yı üzer

Dün dündedir, bu gün gerekBitmez özlem dir AdanaHaret sinem de engerekKurban olurum gadana

Ah Toroslar, Toroslar ahYazın yanar çukurovaAşka düşmüş, Yağmur eyvahHep sebebi Çukurova


Nebi Ünler



Kurşun Yüklü Bulutlardaydı Sevda

KURŞUN YÜKLÜ BULUTLARDAYDI SEVDA

Sarhoştum,Sevilmenin ve sevebilmenin sarhoşuAslı, sendin Arzu sendin, Leyla sendinBillahi, benceOnlardan daha da, çok sevendin.Kapandı kapıların şifren değiştiAramıza çektin kafağlarınıGüle güle git, mutlu ol, kalma hiç dardaGömleğimin cebinde bir paket Uzun samsunİki cebide bomboş şalvarımGeberipte kurtulana kadar, tenhalarda dolanacağım.Kanatlarını çırptı anka kuşu,Ben meramını iyi anladımKurşun yüklü bulutlardaydı sevda.

Muhtaçlıkdan düşerken şarabaÇevre kolaçan edilirRakı parası olan bir dost! acaba...Seyhan akıyor, içim yanıyor,Ayperime götürürmü, benden merhaba?Ah ulan felek! gıcık gıcık gülBak yine bağrım yanıyor.Gecenin karanlığı,Dünyanın diğer ucundan duyulur, sarhoşların naralarıÇökerim kıyısına Seyhan'ınUzak,Uzak bir yıldıza bakar, kendi kendime sayıklarım.Her şeyleri bilen Ulu MevlaYılgın Yağmur' un her şeyini bilirsinKurşun yüklü bulutlardayı sevdaKulum! bana dön! diye, beni titretirmisin.

Adana, 06.04.07 - Nebi Ünler (Yılgın Yağmur)

Nebi Ünler



Kurtlar Vadisi Günü

KURTLAR VADİSİ GÜNÜ

cuma, cumartesi,pazar, pazartesi,salı, çarşambaPerşembe'liler kızmasın banabence bugünkurtlar vadisi günü.

'Kar yağmış' diyor oğlumher yer bembeyaz,al doğanım beyazlara bürünmüşOğlumu Atatürk İlköğretim OkulanaKızımı M.N.A. Lisesine bırakıyorumSilecekler çarpışırken kar taneleriyleBen anılara savruluyorum.

19.03.1980 sabahı Kayseri'de gezerkenİncecik gömlekleriyle titreyenlere gülüyorumDeri gocuk giymiştimSivas soğukmuş diyerekOrta yaşlı birine fısıldayarak'emmi......... nerede! diyorumYürüyüp gidiyor, bir şey demeden...Resul ve pesent Zeki kıkırdıyorlarUlan Adana'da girmedik,Koskoca Kayseri'de de bulamıyoruz! diye sövüyorum.

Erciyes bembayazKaldırımlar buz tutmuşBıkıyoruz doğru olmayan adresleri aramaktanAkşama Sivas'dayız Güven Otel'de olmazmış öyle şeylerSabahın sekizinde düşüyoruzMuayene günüymüş'Gardaş milli olmak başka baharaİstikâmet Temel TepeBir dakika daha bekleyenin.........! .......yürüyorum.

pencereden bakıyorumEski Dayınlar alacalıbir yandan güneş çıkıyor,biryandan tutunamayan kar tanelerikesmedi beni iki sigara üstüne iki bardak çayen iyisi bir daha yakmak,dışarıda uğraşıyorum, uğraşıyorumyanmıyor Allahsız çakmak.savuruyorm yanarsan diye...

01.04.1980 Sivas tren garındayızAnkara Etimesut'muş yeni yerimizFirar edelim tekliflerine;



siz gidin, tek başımada kalsam gitmembabamı ağlatamam diyorum.kiremitli kahvede kalkıyorum dominodançoğu sülüslerini aldılar arkadaşlarımKalabalık dağılsın diye ben öğle sonuna bırakmıştım.Hayatında kahveye girmeyen babamKahvenin kapısında beni soruyor'Koca Dede'nin oğlu askerden kaçtı dedirtme oğlumAllah aşkına gidek kâğıdını al! .... 'Babam ağlıyor, babam bana yalvarıyorAh eşşek kafam!Tamam almaya gidiyorum baba sen üzülme diyorum.Canım babamı bir daha ağlatamamBen ona laf ağlatana kadar o yine ağlar,O'nu birdaha ağlatamamAğlatamam babamı gardaş

Ondokuz Mart Kurtlar vadisi günüGediz'de kar yağıyorNizamiye kapısından giriyoruz uygun adım...Zırhlı Tümen 2.Tank Taburu 4. bölükİstikâmet Seyran Tepeaz koşmadık az sürünmedikSonra ver elini Denizli...Ne babam hayattaNe o arkadaşlarımdan birisi var yanımdaAdana yok, Sivas uzak, Ankara da binbir tuzaküstelik de yasaklıyım...Denizli'yi de canım çekmiyorYine akşam olmalıPolat nasıl poz kesecek, Memati neler diyecekAbdülhey evlenecekmiGüllü ne zaman silah başı edecekBugün KURTLAR VADİSİ GÜNÜAdanasız Yılgın Yağmur şüphenmi varsesini duymasan da, yüzünü görmesendeGüven sadakatine, vefasına, güven O'naAŞK'ı Yaradanına güvenEr geç koklayacaksın Gamzeli gülü

cuma, cumartesi,pazar, pazartesi,salı, çarşambaPerşembe'liler kızmasın banabence bugünkurtlar vadisi günü.

Adanasız, 19.03.09 - 09.09 Y.YAĞMUR

Nebi Ünler



Kuş Uykusu

'Kuş uykusu bizimkisi çabuk biter.'Diyen Dost...Kırık kanadımın sızısıUykumu bıraktı gözlerimdeNe çekerse Bülbül dilinden çekerKeyfindedir gönül hırsızıHasret sigara dumanı olurAheste ahaste tüter.Susmak en iyisi, bir taş daha yemedenDüşman değil korktuğumBana ciğerimsin diyen.Ah kıratın üstünde gelmemi bekleyenSevgiliAtım yok...Arabam yok...Silahlardan nefret ederimAvucumda bir beyaz gül tomurcukSolup ta dağıldı beklemekten'Kuş uykusu' değil istediğimBir uyusamYağmur uyanamadı deselerBıraksalar bir çukuratoprağımın üstündeYeşersem.Adana, 08.06.06 N.Ü. Yağmur

Nebi Ünler



Kuşların Arkasından...

KUŞLARIN ARKASINDAN...(Metin Üstüner'in 'Önce KUşlar Gitti' sine...)

Önce kuşlar gitti yar! Ardından da sen gittin!Sonra yapraklar düştü... dallar çıplak, ben yalnız...Dağlara karlar yağdı, sen başımda ak bittin! !Bulutlarla ağladım, toprak ıslak, ben yalnız.

Kuşların arkasından, kaldı içimde sızıToroslar eteğinde, silmişler Kozan'sızıAdanasız'ım gardaş, sevdim bir hayırsızıYarama tuz bağladım, tenim çatlak, ben yalnız.

Kuşlar dönermi bilmem? Bahar yine gelirmi?Okuduğum gazeller... O yar kulak verirmi?Harcadım gençliğimi, O Vefasız bilirmi?Umudumu dağladım, ayna hortlak, ben yalnız

Kuşlar mutlu olmalı... Yılgın Yağmur perişanDerdi bitmez gurbetin, Derde derttir karışan,Gümüşanka'm var amma, petrolcüyle yarışan,Sollayanı, sağladım, Kozan ırak, ben yalnız.


Nebi Ünler



Kutup Yıldızıyla Sohbet

KUTUP YILDIZIYLA SOHBET

Gece olunca....el ayak çekilnce dostbir sigara yakarım...dinlerim ses vermeyen sokaklarıseyrederimhep parlayan uzak yıldızlarıbir sigara, bir sigara dahahatıralar gelir gözümün önüneyeniden o anları yaşarımanamın elindeki bıçağıbabamın kuzum deyişiniBoz eşşeğimizden kaçıncı defa düştüğümübabamdan habersiz gittiğim sinemalardan dönüşümde,bir hırsız gibi girerken eve,balkondan düşüşümü,hela da sigara içerken yakalayan Cahit abime- Cahit bırak çocuğu sen içmiyormusun oğlum....- itin ayağını daşdan mı esirgiyorsun içerse içsin karışmadeyişini babamın.utancımdan, bırakmıştım sigarayı anındave terleyen bıyığımgüzel kızların evlerinin önünden geçişimifırsat buldukça kaş göz edip laf atışımıyaptığım kavgaları yediğim yumruklarıbir daha, bir daha yaşarım...

ya bir bardak suya tuvalet ihtiyacımya biten paketin yenisini almak için verdiğimde bir molayakarken sigaramı yenidenbir selam çakarım kutup yıldızına benalır selamımıbaşlar bir sohbetunuttuklarımı hatırlatır banayaylalarda, dağlarda, gezdiğim günlerim yeniden canlanırtaşırken koltuğumun altında kocaman radyoyuBarış Manço yeniden söylerDağlar dağlarişte hendek işte deve,Bir Teselli Ver, Hor Görme Garibi diyerek ah çektirir Orhan Gencebayyine unuttun diye uyarır kutup yıldızıhani o'nu bulacaktınbu dünyadan koparım...binerim zümrüdüanka'yaaşarım kafdağlarınıher karış yerinde bütün aleminO'nu ararım... ararım, ararım.-kendine gel be Yağmur-asla O'nu bulamazsın yaşarken-elle tutulmaz, gözle görülmez, sadece hisedersin hep



-asla bulamazsın ölmeden-iyilik yap, adam ol, sakın kalp kırma, yeter ki-öbür yanda O seni bekliyor Yağmur,diye uyardığına beni kutup yıldızıuyumadığım uykumdan uyanırımgözlerimde iki damlasabah olmuş diyerek elimi yüzümü yıkaryeni güne başlarım.


Nebi Ünler



Küçük Kuzu

KÜÇÜK KUZU

Bembeyazdır kazağıYürüdükçe tıkırdarMini mini ayağıArkasına yüklemişKoskocaman bir yağıHer yere taşır onuÜşenmez de bayağıTaze ot yemek içinDolaşır kırı dağıBiraz semizleyinceZavallı yer bıçağı

Z.S.E.01.Şubat.2000.SalıAnnesinin bu şiirini 6 ay önce bana Yollayan Müge Bacımın hoş görüsüne sığınarak;

Ben sevda kuzusuyumHer zaman yerim bıçakDoğrular doğrusuyumYalan söyleyen alçak

Seviyorum diyeneYandım hep inanarakHer dürüstüm diyenekandım hep aldanarak

Hep kuzu kalacağımKesecekler hep beniYağmurum yağacağımBeklesin dostlar beni

Adana, 03.11.06 - N.Ü. Yağmur

Nebi Ünler



Kürşad'a Selam Götür

Kürşad'a Selam Götür

Haberler iyi değil, galiba yolun sonuOlurya mukadderat! ... Kürşad'a Selam Götür...Yüce dağlar Bozkurt'un daimi istasyonuAlperenler adına! ... Kürşad'a Selam Götür.

Ölüm Hakkın emridir, yiğitçe karşılanırToprağın altı için, topraklar arşınlanırTurana giden yolda, bahtımız kurşunlanırAtsız, Başbuğ yurduna! ... Kürşad'a Selam Götür.


Nebi Ünler



Kürşad'ın Buyruğudur

KÜRŞAD'IN BUYRUĞUDUR

Kürşad'ın buyruğudur, yürünür ha yürünürKılıçlar çekilince, meydan seçer yiğidiÖlüm kapı ebede, gülünür ha gülünürTanrı dağları gizler, kırkbir şanlı yiğidi

Ötüken özümüzde, Kızıl Elmamız TuranBütün setler geçilir, Türk, Türk gibi olursaBozkurt olup, Bozkurtça, titremeden vuruşanYiğitler olacağız, Başbuğ bir kez buyursa.

Alsancak düşmeyecek, Mankurt kimdir bilelimYılgın Yağmur arıyor, zamanın Kürşad'ınıAnıtkabir'de hüzün, ATA, mutsuz bilelimTürk mutlaka bulacak, yakında Kürşad'ını


Nebi Ünler



Kürşad Olsaydı

KÜRŞAD OLSAYDI...!

Sinemizde, esaretin öfkesiTek gayemiz Türk'ü uyandırmaktır...Kürşad'ın ülküsü, Türk'ün töresi,Bayrak olup, gök de, dalgalanmaktır

Kırmızı çizgiler, çuvaldır baş'daBaltacı torunu, rezildir, rezil!Kürşad'dan utancım, çatılmış kaş daMankurtlar bizleri, eyliyor rezil.

Böyle uyurmuydu? Kürşad olsaydı.Meydanda Türk gibi vuruşmak gerekKırat'ım uzayda bir dolansaydıilk önce! gençliğe, özünü verek.

Yılgın Yağmur bekler, yürek birliğiBeyaz saray orda, gidip basmalı...Kızıl Elma, Turan, Türk'ün dirliğiSancağı göklere tekrar asmalı.


Nebi Ünler



Kütahya'da Çini

KÜTAHYA’DA ÇİNİ

07.45 Gediz-Kütahya Otobüsü09.40 da giriyor terminaleÇisil çisil bir yağmurDamlaları buz gibi12’yi çeyrek geçeKoşuyorum Halk otobüsüneSıkışıyorum,Lan insafsız zamanımı şimdi?DönüyorumSora sora Bağdat bulunmasa da gayrıBen buluyorum Helâ’yıOoooohhh beeeeee!Rahatladım,Şükürler olsun Allahım.

Otogar’dan vazoya yürüyorumBekle diyor! Kırmızı yanınca bir bayan sesi.Koşarak geçiyorum karşıya“Şimdi zamanımı bayan sözü dinlemenin! ...”Bakınıyorum dört yanıma,Vilayetin önündeyimYanılmıyorsam Cumhuriyet Caddesi olacaktı adıAraçlara kapatılmışGalibaBu gün burada olmalı, Kütahya’nın yarısıZikzaklar çize çize yürüyorumSarışın,Mavi ve yeşil gözlü kızlar sırıtıyorHatta!“Yazık! Acelesi olmalı bu ak saçlının”Diyor; yanındaki esmer kızı dürterekDuraklıyorum.Sigara paketini düşürüyorum yere“Alabilirmisiniz? Malûm ihtiyarlık” diyorum,Gülümseyerek!Kıpkırmızı oluyorlar…- Nerelisiniz?-Adana- Ben de Adanalıyım amca- Anlamıştım “kele” deyişinden-Müsait değilim acelem var! Buralarda olursanız, dönerim bir sata kadar.

Bankada 40 dakika sonra gelen sıraVe hesapta olmayınca paraKüfürler savururken içimdenUnutmuşum onlarıArıyorum Allaaddin geliyorÇıkıyoruz yukarıKalkış saatine 10 varAlelacele ayrılıyorum,



Derin bir dostluğun temelini atarak…Koşarak yakalıyorum! 15.15 arabasınıYığılıyorum koltuğa,Nefes, nefese kalarak.

Görüşmek üzere! Alaaddin gardaşımAdanalı Yorgun Yağmur gidiyor.Kütahya’da Havacı askerKütahya’da güzel kızlarBir de kızlarından, daha da güzelBütün dünyada meşhur! el emeği göz nuru!Bence en tartışılmazı, büyülü güzelliğiyleBir başka! ,,, Bir başka! ... Bir başka güzel!Kütahya’da Çini.


Nebi Ünler



Kütahya'da Yağmurlar Yağıyor

KÜTAHYA'DA YAĞMURLAR YAĞIYOR(Alaaddin Uygun Gardaşıma...)

Kütahya'da yağmurlar yağıyor, sensizliğeYüreğimde volkanlar kaynıyor, kimsesizim...Çok mu muhtaçtın ki, gittin, bensizliğe,Unutmak imkansızım... Ben sensiz yetersizim.

Bir Evliya Çelebi, birde uslanmaz gönlümDaim döner dolaşır, yorulmadan molasız...Çavdarhisar'da antik borsa listesi gördüm,Domaniç, Söğüt burda.. burda çini karasız.

İnönü başlangıcım, Dumlupınar zaferim...Germiyanlı, Osmanlı... Türk yurdudur Kütahya...Gediz'e Sakarya'ya dönüşüyor ciğerimMuratdağı yaylası, bulutlarıyla mahya.

Osman Gazi mekanı... kaplıcalar diyarıTavşanlı'nın linyiti, Emet'in de Bor'u var...Pazarlar'ın kirazı, Simav'ın seralarıAltıntaş'ın kaz'ları, Şaphane'nin şap'ı var.

Aslanapa düz ova, Fosil'ler Bayat KöydeHisarcık Türkü çağlar... Hisarlı Ahmet derler,Hoş anılar bırakmış, Lajos Kossuth BeydeKazıklı Voyvoda da, Emet'i bilir derler.

Kütahya deyip, geçme, Kütahya, Frigya'dırÜnlüdür Ressamları, çinisi, porseleni...Bedenimiz burada, Adana ırakda'dırKütahya'da yağmur, kar, gönlümün kardeleni.

Kütahya'da yağmur, kar, Adanasız perişanDöner Gazino gibi, döner ha döner başım...İçimde Yılgın Yağmur, Lavlarıma karışanAnkara'dan bağımsız, sevdam ve sabırtaşım.

Ankara'dan azade... Sevdamla, sabırtaşım.


Nebi Ünler



Kütahya-Gedizli Yıldız AKEFE

KÜTAHYA-GEDİZLİ YILDIZ AKEFE(Ömer Ulu Gardaşımıza....)

Akefe nerede orada varızTanımayız ondan başka AKEFEOnunla bir iken taze baharızÜlkeme yeni bir, Yıldız AKEFE.

Yurdum da dört köşe imzasın taşırKimi devlet değil cebini kaşır,Kimininin koltuğu buyurur; şaşırDoğuşundan beri Yıldız AKEFE.

Her verilen görev, başarılmıştırHalkıyla içiçe yaşanılmıştır,EGO'da dünya'yla tanışılmıştırAvrupa'da dahi Yıldız AKEFE.

Hele vekil olsun, arkası gelirHer türlü bakanlık hakkını verirYarenlere layık yeni bir devirKütahya-Gedizli Yıldız AKEFE.

Yılgın Yağmur sabır, birazcık sabırMevlamız gösterir inşallah hayırPeşinde koşarız, dağ, ova, bayırYarına doğacak Yıldız AKEFE.


Nebi Ünler



Kütahya Menzil Olsun

KÜTAHYA MENZİL OLSUN

Merhaba kütahya'lıSelam gönderdim Adana'danBuruşturma yüzünüÇatma kaşını hemenDövmedik, sövmedikBu kaçmak nedenGönül diyor çık yolaKütahya menzil olsunBağlı elim ayağım,Yollar uzak belalıİki kanadı kırık bir zavallı kırlangıçYollarıda bulamam.

Bilirsin kırlangıçlarYalınız yaşayamazYirmi yıllık anılarOlurmu hiç kanamazMurat Dağı, Gediz Çayı çok iyi tanır beniHiç aklımdan çıkmıyorErdoğmuş'da çınarın dibiVe içtiğim demli çayGediz Pazarı türküsüDüşmüyor hiç dilimdenAdana salmaz beniBir şey gelmez elimden

Kütahya'nın meydanıVazodan sular akarHep dönen gazinosuŞehre yukardan bakarKütahya'nın kızlarıYaktımı kötü yakarYağmur Gözlü ağlarmış gel diyor acımadanYağmur bitkin çaresizGökyüzüne el açar


Nebi Ünler



Kütahya ve....

Kütahya bana bakarBense bakarım sanaYokluğun beni yakarTak eyledin bu cana

Ortasında bir vazoÇiniden.Buz gibi sular akarÇeşmelerinden

Arkamda tren garıYürüyor yürüyorumYemyeşil ağaçlarıSeni göremiyorum

Tepede kule dönerHafiften..... dermandır diyeRapor aldımTabipten.

Yağmur da ıslanırımBeklemiş sanki beni.Gözümden kıskanırımBu yürek sevdi seni.

Kütahya, 29.05.03 – 16.02. Nebi Ünler Yağmur

Nebi Ünler



Kütahya Zalim Şehir

KÜTAHYA ZALİM ŞEHİR(Gökhan Yetim Gardaşıma)

Afyon'dan gelen TrenGeçer Eskişehir'e,Bursa'ya, yada Balıkesir'eAsker getirir, Asker götürürÖğrenciler, iner ve binerBirde hep,Madenler giderGermiyanoğullarının baş şehriEvliya Çelebi'nin memleketi,Macar Kralının misafir edildiği,İlk toplu sözleşmenin imzalandığı,Pınarları akışan şehir,Kütahya.

Döner GazinosuMeydandaki VazosuSeramiği, çinisi,Dumlupınar'ı ünlü şehir,Kütahya.

Derdi olanlar, koşar kaplıcalarınaPorsuk Çay'ın Sakarya'yaGediz Çay'ın zaten belliMadenlerin taşınır bütün dünya'yaİlk kadınım bağrında doğmuşSonrası meçhulÜç çocuğum sende kaldıOn yedi yılımı, gençliğimi çalan şehir,Kütahya.

Kütahya Zalim Şehir!Dilimde Hisarlı Ahmed'in Türküsü'Karmı da yağdı Kütahya'nın dağına''Kütahya'nın Pınarları akışır'Yüreğimde pişmanlıklarımUtançlarımla yarışır.'Elif dedim be dedimKız ben sana ne dedimKuş kanadı kalem olsaYazılmaz benim derdim.'Mırıldanırken hep aklımaOğlum gelirSapıtırım, nemlenir gözlerimIslanır kipriklerimMutlumusun Yetim Yağmur'dan aldıklarınlaHey zalim şehir,Kütahya.




Nebi Ünler



Lan Deftersiz Seni Unutamadım

LAN DEFTERSİZ SENİ UNUTAMADIM

Milyar kere milyar unuttum desemYalandır be gülüm unutamadım...Unutayım diye etim çiğnesemYine de ben seni unutamadım.

İnkar eylesemde, dilimde kaldıSazım her dem senin adını çaldıHer vardığım yerde hayalin vardıLan Deftersiz seni unutamadım.

Her çalan telefon, O yar'dır dedimGecede, gündüzde AŞK vardır dedimYılgın Yağmur sana kurbandır dedimSevdiğim ben seni Unutamadım.


Nebi Ünler



Lazım Olan Vardır Elhamdülillah

Burnumun ucunda duran gerçeğiGöremem, görmemi istemedikçe...Toprağın altına, kuran merceği,Kurtuluş göstermez, affetmedikçe.

Kırk yılı avcuma koyup üfletenHercai gönlüme nöbet bekletenİliğime kadar beni titretenBilemem bilmeyi, bil! .. demedikçe.

Kabulüyse, ancak tövbe tövbedirHangi güç, gönlüme aşkı söyletir,Seçtiğine gerçekleri söyletirGünahtan kim döner, döndürmedikçe.

Dünya güzel! ... tatlı gelir yaşamak,O'nun muradıyla, başlar basamakO'na rağmen, imkansızdır boşamakCehennem sönemez, söndürmedikçe.

Lazım olan vardır ElhamdülillahKul hakkı yemedim, korkarım billahSon nefesim olsun, Kelimetullah!Gülemem yüzümü güldürmedikçe.

Habibine miraç, en büyük ödül,Sevdiğine nuru, bir uçuk gönül,Vicdanım, emreder heyyy! Yağmur çözülAcizim, çözemem çözdürmedikçe.


Nebi Ünler



Lekûm Dinikûm Veliyeddin Yazmış

Lekûm Dinikûm Veliyeddin YazmışBizleri dışlamak O Dost da Hazmış.

Beyin her arzusu bizlere farzmışCennet onun, bize Cehennem arz'mış

Aykırı gerbersin, vurun kahpeyeDönmelisin gösterdiği Kâbe'ye

Dindaşım bilirdim, harici sayarAllahım bizlere ver doğru ayar.

Galiba cennetin tapusu ondaCehennemin dibi, var bizim son da.

Tıpkı senin gibi, insanım insanSen kafirsin diyor, sendeki lisan

Öteki değilim, ötekim olmazHakaret edenin, sevabı kalmaz

Cahilim bağışla, RabbülaleminBaşka sahibi yok! aciz ademin

Islah eyle Rabbim şımaranlarıMakama güvenip kabaranları.

Fireni patlamış kamyon misaliKaleminden çıkan sözün isali

Aynaya bakıpta, bir sor kendineKişiler düşmeli kendi derdine

Allah bilir ancak yanlış, doğruyuNe haddime benim, vermek yargıyı

Lekûm Dinikûm Veliyeddin haşaCehennem olmasın sonra temaşa

Yorgun Yağmur kırma, insan kalbiniMuhammedin nuru yusun kalbini.


Nebi Ünler



Leyl ü Nehar

LEYL Ü NEHAR(Bahattin Karakoç Usta'nın 'Leyl ü Nehar Aşk' ına...)

Sanki okundukça, demlenen çayGibi, olmuş; Leyl ü Nehar Aşk...Yıldızlar uzaklığa, yalnızlığa gemlenen ay,Gönül hep Onbeş, neden hep bahar Aşk?

Mahmurluğumu çeşm'i ela'nın yoksa şafakmıSarhoşum, Leyl ü Nehar... Leyl ü Nehar... Leyl ü Nehar...Yılgın Yağmur'un Adanasızlığı üstüne hak mıDiyemem ki... ah! zülf- i yar... zülf- i yar... zülf- i yar.


Nebi Ünler



Leyla'lar Hikâyedir! ...

LEYLA'LAR HİKÂYEDİR! ...(Sözüm Sanadır Gardaş! ...)

Kime hayrı dokunmuş, döktüğü göz yaşınınDiklen be deli gönül, boş ver, ah ile vahı! ...Ne faydası olacak, sana çatık kaşınınGülüp geç kör talihe, bırak artık eyvahı.

Mazi olmazdı mazi, bu gün kolay olsaydıGörmezmisin tokları, açın halini bilmez...Dünya tatlı olmazdı, şu ölüm olmasaydıBastığın kara toprak, hangi belayı silmez.

En değerli şey zaman, dünü getiremezsinVazgeçilmez büyükler! doldurur mezarları...Ağlayıp inlemekle, günü yetiremezsinSeni bedbaht etmesin, yalancı nazarları.

Ne olmuş yeminini, sözünü unutmaşsa!Yalan! her insan için, en ucuz sermayedir.Yorgun Yağmur gülüp geç! yar, başka yar, bulmuşsa!Gerçek Yar! Yaratan'dır... Leyla'lar hikayedir.

Adana, 08.04.08 sabah- Y.Yağmur

Nebi Ünler



Leyla'lar Mecnu'nuna Kavuşsun,

Leyla'lar Mecnu' nuna! kavuşsun, katılırım!Benim Leyla bilmeli, alıştım yalnızlığa...Gayrı kul yalanıyla, sanmasın satılırım,Koymasın sakın beni, bir kirli pazarlığa.

Bana yalnızlık yeter, yeter bana YaradanBir Portakal Çiçeği, Bakışlı'dan ders aldım...Derdim uzak durmaktır, açılacak yaradan!Vallahi tüm aşklara, sevdalara ters kaldım.

Ben gönlümden söz aldım, bir daha sevmeyecekBir daha hiç bir göze, değmeyecek gözlerim...Yorgun Yağmur kalbinde, asla yer vermeyecekGayrı kurbanı olmam, yalan akan gözlerin.


Nebi Ünler



Leyla'mı Mevla'ma Havale Ettim.

LEYLA'MI MEVLA'MA HAHALE ETTİM

Yüreğim yanıyor, canım yanıyorLeyla'mı Mevla'ma havale ettim...Yıkıldım, tükendim, kanım kanıyorLeyla'mı Mevla'ma havale ettim...

İpeğe sarıp da, saklarım onuMutlaka geliyor her aşkın sonuAsla yükselemez sesimin tonuLeyla'mı Mevla'ma havale ettim...

Düğüm düğüm oldu, sinemde ateşAyrılık vur beni ateş lan ateşRuhumu pişirsin şu yanan ateşLeyla'mı Mevla'ma havale ettim...

03.02.09 Yılgın Yağmur

Nebi Ünler



Leyla'sı İçin Mecnun'da Çölde!

Tutamıyorum,Sımsıcak ellerini...DurduramıyorumHasretinle kanayan yüreğimi.Özledim Ayperi'mÖzledim seni...Ooooooofff! ofAşkım, yanağı benlimNe zaman göreceğimO kara gözlerini.

Toroslardan esenKuru ayaz, titretirken beniKurumamış saçımınBuz kesen dibiYılgın Yağmur Balcalı'daÇamlar, Selvi Ağaçları, Hurmalar, palmiyelerKaybetmeden yeşilliğiniYeşil başlı ördekler göldeAğlarını toplayan balıkçılarHani geleceğim, süpriz yapacağım deyişinAcaba böylemi sayıklamıştıLeyla'sı için, Mecnun'da çölde!Galiba hiç bitmeyecekBenim, sensizlikten titreyişim.Mutlumusun Ayperi......


Nebi Ünler



Leyla'sız Yaşamak

LEYLA ‘SIZ YAŞAMAK

Bakmayın, suçluyum! Kaçmam gerektiArzum, bensiz gelip, geçsin bu kervanAyperi'm, sevdiğim, yağmur yürekliAcizlere yazmış, sitemli ferman.

İhanet etmedim, etmeyeceğimVerdiğim sözümü yemeyeceğimLütfen affet beni demeyeceğimAşksız da dönecek bende bu devran.

Leyla’sız yaşamak, oldu kaderimLeyla’yı neyleyim Mevla’dır kerimSevdim seviyorum, ama Ayperi'mBilirim ayrılık, taşır bu kervanBoynumu büküp de istemem derman

Ölümse, ölürüz! sürgünse sürgünGörmeyecek beni, kimseler üzgünKuruyan filizler vermiyor sürgünToprağı bekletme, Yağmur’um davran


Nebi Ünler



Leyla'sız Yaşamalı Bu Mecnun

Beni acıttığından eminSevinç çılığları atan zavallıBak nasılda nasırını anında buldum senin.Okudum keyifle o şaheser zırvalarınıTeşekkür borçluyum sanaVe senin aklına uyup,Beni serbest bırakana

Ohhhhhh beeeeee hürriyet güzel şeymişKendimi buldum vallahiŞükürler olsun Yarap şükürler olsunBeni mutlaka kurtarıyorsunBu belalardanİllaki.

Yılgın Yağmur'un son sözü değişmeyen kararı;Leyla'sız Yaşamalı Mecnun diyorum.Çektirdiği çilelerin bu gün sonudur.Pişmanlığı fayda etmeyecekAdını, resmini, hayalini,Artık yüreğimden, gözlerimden siliyorumAllah rahmet eylesin YALANCI VE HAYÂLCİBu gün tamamen öldüKoca Dede'nin Oğlu Nebi Ünler.Yaşasın Yılgın Yağmur!Yaşasın Kötülük ve kötülerUmurumda değisiniz gayrıBenden uzak durun, röntgencilerVe kem gözlüler.


Nebi Ünler



Leyla

LEYLA! ..

Ya çöllerde aranan, ama kaçan bir serap,Yada gökte korunan, ulaşılmayan mehtapHayallere tek liman... Mecnun'lar da tek hesap........ Bülbüller de gül Leyla, Aşıklar da tül Leyla........ Yılgın Yağmur sır leyla, Yanıklarda kül Leyla.


Nebi Ünler



Leyla Deriz Amma! Bu Başka Leyla

LEYLA DERİZ AMMA! BU BAŞKA LEYLA

Sen gidince,Kuş uçmaz, kervan geçmezÇöle döner yüreğim...

Ey Leyla! Can Leyla! Yar LeylaaaaaaaBir yanım Uranüs'dür... Merkür'dür diğer yanımBazan donar,Kavrulur bazan,Hüzün derim, sensiz kalmanın adına...Jüpiter de sensiz gelen her mevsim HazanBen diyeyim kırk, sen diyesin Kırkbir binMuhtelif sayıda, yara taşır yüreğim.

Adana, Uşak, Manisa,Erzurum Kars, Sivasİstanbul, İzmir, Erzincan Antalya,Jüpiter, Mars, plüton, Uranüs ve sayısız Samanyolu,Gönül uçan zümrütankasaydığımdan çoktur saymadığım şehirİyi tanır bu yaralı aşık'ıPeri Padişahlarının güzel ama zalim kızları,Devler ülkesinin cellatları iyi bilir yüreğimde açtıkları deliğiAslında, şehirlerim, coğrafyam birSevdiğim tekUlaşılamayan yer şehrimdir!Ulaşılamayan yar, sevgiliLeyla deriz amma Bu başka LeylaToprağa girene kadarSevdanın en karasıyla,Aşkların en ateşlisi ile yanacak Yılgın YağmurSevecek, bir daha, bir daha, bir daha sevecekAşık olacak daimaYüreğinde yanacak ve yakacakBir LeylaKıskanmasın Ayperi, duyduğundaO'dur ebedi Leyla.


Nebi Ünler



Leyla Giderken

Ben hiç bir zamanGüle güle diyemedimNe olur kal diyemediğim gibiSadece gideceğini anladımSöylediği yalanlarındanSadece gözlerini aradımGözlerime bakamayan kahbe gözleriniMalesef gözlerime bakmadı,Bakamadı,Leyla giderken.

Sevdim,Sevebileceğim kadar sevdimHiç bir zaman yalan söylemedimNe isem o oldumBalon çıkmadı vaatlerim...Çok zenginim, katım, yatım, yazlığım, bağ evimOlmadı hiç bir anSadece seven bir yüreğim oldu benim.Dün dündür, bu gün de bu günDiyemedim.

Yılgın Yağmur gönül dedi,Gönül diyecektir hep,Bildiğim halde,Bir gün pişman olacağınıAyağımda prangam, kollarımda zincirim,Bulutlanan gözlerimleYolunu kesipGitme kal! ne olursun gitmeeeeeeeeDiye haykıramadımLeyla giderken.


Nebi Ünler



Leyla Neyimize

LEYLA NEYİMİZE(Onur Hocama Başsağlığı dilerken)

Büyükmüsün Adem oğlu baban'danHani nerde gidip, dönen varmıdırDünya meşakkati, miras anan'danHabil'den, Kâbil'den gülen varmıdır

Binip de gemiye evlat çağıranAteşin içinde Rab'ba sığınanDuasıyla bir denizi ayıranOnlardan bir haber veren varmıdır.

Balığın karnında seyahat edenBütün canlılarla muhabbet edenAbı-hayat suyu, bulup kaybedenMucize ehlini bilen varmıdır

Alemlere, rahmet! Güzel MuhammetMedine denilen, Vatandır gurbetAllaha Kitaba elçiye hürmetHidayet badesi içen varmıdır

Gönlüm girmez altın olsada kafesHürriyeti ister aldığım nefesİçimdeki volkan diyor kısa kesAcaba ruhumu gören varmıdır.

Yılgın Yağmur arar, gerçeği ararLeyla neyimize! Mevla’dır kararAşk (Rab) ' dan uzak geçen salise zararYağmur’a elini veren varmıdırBurda günahları silen varmıdır.


Nebi Ünler



Leyla Yok Diye

'Allah'ın aşkıyla yandımSöyleyin yetmez mi bu? ' Diyen Şair dosta

Ne mutlu sana Mevla, aşkına yanmışsın canBiz avunurken Leyla! Leyla diye beyhudeSana İrem de, nur var, bizim gözümüzde kanBen O Leyla yok diye, gitmem arz-i mevud'e

Yüreğimi sevmiştir, boyum bosumu değil!Kara gözleri sevdim, Ayperi, Ahhh! Ayperi...Ayperi'mdir o benim, Cihana duymam meyilLeyla, Mecnun'un olsun, bana yeter Ayperi.

Biliyor delik cebim, sermayemse yüreğimBoynum kıldan incedir, Şu gönlüme sultan oAnasının ceylanı, hayatta can yeleğimDiğer yarımdır benim, beni bende tutan o.

Sabah ezanlarında, ismimi sayıklarmışHer secdede meramı, Yağmur'umu bağışla,Resmime bakıp bakıp, Allaha YalvarırmışSevdik Allahım sevdik, bize vuslat bağışla.


Nebi Ünler



Leylasız Kalmadım, Kalmayacağım

LEYLA'SIZ KALMADIM, KALMAYACAĞIM

Mesut hocam neyler! onu bilememLeyla'sız kalmadım, kalmayacağımUntanıp leyla'dan, Leyla dilememLeyla'sız kalmadım, kalmayacağım.

Bazan hiçliğimdir kayıp olurumBazan avucunda zerre olurumBazan nefesimdir O'nu solurumLeyla'sız kalmadım, kalmayacağım.

Severim her şeyi ondandır diyeBazan bana, beni, verir hediyeSorarım nefsime, uzaksın! niye?Leyla'sız kalmadım, kalmayacağım.

Titrerim korkudan, acze düşerimBilirim her şeydir, aşkı deşerimO' yaratan bense, yalnız beşerimLeyla'sız kalmadım, kalmayacağım

Kimi Mevla diyor; ben, Leyla derimYağmur mecnun olur! O Leyla, Kerim!Hep O'na eğilir şu deli ser'imLeyla'sız kalmadım, kalmayacağım.


Nebi Ünler



Leylekler

LEYLEKLER

Kırlangıçlar geldi, siz nerdesinizYağmur’a bir selam verin leyleklerGönül bahçem harap, çok özlendinizYağmur’a bir selam verin leylekler

Yeni bir (veda) dan, yanıyor bağrımSon olsun isterim, benim bu ağrımDuymazsın sevgili sessizdir çağrımYağmur’a bir selam verin leylekler

Nisan yağmurunda ıslanamadımUzaktı, sevgili! YaslanamadımKaybettim aklımı uslanamadımYağmur’a bir selam verin leylekler

Baktığım aynada bir yılan gördümKendi ellerimle bir zindan ördümSevgiliye göre ben bir nankördümYağmur’a bir selam verin leylekler

Ölmeyi özlemem, oldu kabahatİmkansızdır Ankara’ya seyahatSon dileğim olmaz asla beraatYağmur’a bir selam verin Leylekler

Lakabınız hacı, varsa kerametYağmur’a dileyin, kabre selametSevgiliden dilenemem merhametYağmur’a bir selam verin leyleklerYağmur’a rahmetli deyin Leylekler

Adana, 26.04.07 – Yılgın Yağmur

Nebi Ünler



Limon

Salatanın, çorbanın, olmazsaOlmazıdır, ya!Bir başka giderTuzlayıp da yalamakSu katmadan içilen rakıyla,

Bir dilim limon,Bir Yılgın Yağmur,Birde efkârıSeyhan'ın kenarındaSatmışım anasını ben şu dünyanınTerlemeye durdum bakGecenin ayazında.


Nebi Ünler



Liseli Gençlik

LİSELİ GENÇLİK

Önce büyüklerimizdi, dün bizdik,Bugün sizlersiniz, Liseli Gençlik...Maziye ne acı, ne tatlar dizdik,Şimdi sıra sizde, Liseli Gençlik.

Anaya, babaya yukardan bakanİsyan, ukalâlık, damarda akanTerlemeden şöhret olmaya takanOlmasanız keşke, Liseli Gençlik

Avuca girmeyen bir kuştur zamanŞu kavak yelleri eser ne yamanBin yıl yaşanılsa denilmez tamamGençlik pek kıymetli, Liseli Gençlik.

Sayki şimşek çaktı, gözünü kırptın,Sayki bir atımlık bir kurşun sıktınYaz yağmuru gibi anında aktınKeşkesiz yaşanmaz, Liseli Gençlik.

.............

DEVAM EDECEK....


Nebi Ünler



Lokma Tatlısı

LOKMA TATLISI

Bu pazar ilk defaÇalındı kapım,Temiz yüzlü bir kız çocuğuSımsıcak tebessümüyle konuştu,Tabağımı alayım...

Bir tabak lokma tatlısı,Bulutlandı gözlerim,Bir Emire vardı iki defa iyi akşamlar diyenBir de bu lokma tatlısı getiren çocuk,Şu koca Adana'daDemek ki farkındaymışım birilerininŞükürler olsun Allahım!

Yılgın Yağmur; komşuluk ölmemiş halâUlan Allahın belası kuru işe yaramaz kalabalıklar,Lan kitapsız sağır beton duvarlarPerdesi çekili pencerelerHep kapalı kapılar, duyun beniiiiiiii!Yalnızlık heeeeeyyy yalnızlık! ! !Bak seni yendim...Şehrin damarlarımızı felç edenMikrobuna rağmen,Sayılmaktayım, aranmaktayım.Benim de, kapımı çalanlar var,İnsan gibi, yaşamaktayım.


Nebi Ünler



Lokman Hekim Diyorki! ...

('Dalar mısın uzaklara gece tutuşmadan önceYıldızlar da üşür hani avuçlarında' DiyenMehmet KESKİN Dosta...)

Güneş yükseliyor Kozan kalesi burçlarındaTeninin kokusunu getiriyor sabah yeli...Ellerinin ateşi hala avuçlarımdaKavuşulamayanın hasretiyle deliyim deli.

Seyhan prangalı, Seyhan çok hırçınBarışıyor çatlamış toprağında Çukurova'ylaPamuk tarlalarından havalanıyor bir kaç bıldırcınHaykırıyorlar bana nefsini terbiye et şu sopayla

Uğraşma beyhude yere, derdin dermansızNeyine gerek senin hey çılgın sevdalanmak neyineDiyorum gönül bu seviyor! Emirsiz ve fermansızYürerek her dem galiptir! Sevme diyen beyine.

Adana yanıyor ben yanıyorum, seviyorum Ulan!Seveceğim karşılıksız kalsada sevgimSevmek kavuşmak değildir biliyorum ulanJüpiter'in ötesinde bekleyenedir benim sevgim.

Ve deli çay aniden taşıyor sankiSanki Lokman Hekim ile yanyana yürüyorumDiyor; 'Yorgun Yağmur seninki öyle bir hayal kiÇaresi yok! Kara sevdana çok üzülüyorum...! ! !


Nebi Ünler



Lüküs Hayat İstemedim

Unutmadım hiç aslımı, babam gibi sıradandım.Lüküs Hayat İstemedim, istesemde olamazdı...Suçlamadım hiç babamı, babama can adayandımAk sakalı gözlerimde, o hiç bende solamazdı.

Arap ganiler soyumuz, hiç bir zaman, utanmadım.Hacımirzeli Köyünde, sayılırız, seviliriz.Terk edene üzüldüm ya, ben sevmekten, usanmadım.Sağlık olsun be Ayperi, günü gelir seviliriz.


Nebi Ünler



Mahkumu Doğmuşuz Çıkmaz Yolların

MAHKUMU DOĞMUŞUZ ÇIKMAZ YOLLARIN

Bana Gülek, sana Zigana yakınMahkumu doğmuşuz çıkmaz yolların...Ben ova'dan sen dağlardan yakın!Mahkumu olmuşuz çıkmaz yolların.

Ne tesadüf yağmur yağmur gözümüzBitmeyen hasretle erir gücümüzGüvercine malum, aşktır sücümüzMahkumu olmuşuz çıkmaz yolların.

Bilirsinki ölüm korkutmaz beniBilirimki sevdim, severim seniKısmet olmaz öpmek yanakta beniMahkumu olmuşuz çıkmaz yolların.

Ölüm yoksa mutlak bir çare vardırBu aşka ihanet yar bize ardırVuslatın yollları hem sarp, hem dardırMahkumu olmuşuz çıkmaz yolların.

Yılgın Yağmur uzak dursun ayrılıkGirmesin araya sakın gayrılıkElele ölelim, biter sayrılıkMahkumu olmuşuz çıkmaz yolların.


Nebi Ünler



Manasız Maniler

MANASIZ MANİLER

Ayağında kundura,Git Isparta, Burdur'aFelek yine galipsinSeni kimler durdura.

Denizli, Muğla, İzmirAydın, Manisa incirÇekirdeksiz Üzüm yeDişlerin nasır incir.

Üzümüm salkım salkımİçimde durur saklımİçimi kurt kemirirKördüğüm oldu aklım

Kütahya, EskişehirCiğerim ziftli zehirAdana'ya hasretimSeyhan çok uzak nehir

Ankara çatık kaşımBelada benim başımYılgın Yağmur çile çokDinmiyor kanlı yaşım


DÜZENLENECEK

Nebi Ünler



Manisa'lı Yeşil Gözlü Yar

MANİSALI YEŞİL GÖZLÜ YAR

seniseni sevdim bençizdim bir kalemde bütün,büsbütün geçmişimi...Her şeyimde sadece yeşil gözlerinyalnız sen varsınyıldızlar şahidimşahidimdir dolunayben sadece seni sevdiminan bana Manisa'lı Yeşil gözlü yar

Umurumda değilbana ne dünya dönüyormuş, yada duracakmış dünyasabah olacak yada olmayacakmış,sen karşımdayken gündüzüm,yokluğun gecem,mutluluğum o gülüşün,nefes alıp verişim, yani yaşamam,senin yeşil gözlerindir sadece.bana yaşama gücü vereninan bana Manisa'lı Yeşil gözlü yar

Adanalı Yılgın Yağmursevdim sandı senden öncekileriseninle anladım sevmek nasıl olurmuşzaten hepsi bitmiştiyüreğimden söjküp attım o eski mezarlarıbir yüreğim bir sen varsınmazim yok artıkilgilendirmiyor beni gayrıacı, tatlı hatıralarHadi bir defacık Yağmur'um de banasildim, sen sildin bütün geçmişimiinan bana Manisa'lı Yeşil Gözlü yar


Nebi Ünler



Marduk, Deccal'i Dövermi?

MARDUK, DECCAL'İ DÖVERMİ?(Zeki Gümüş Dostun Marduk Şiirine...)

Biz 1001 gece masallarıyla büyüdükİnanç tomurcuğuyduk,Fırat ile Dicle’nin civarında…Adem ile Havva’nın ayak izleri olmalıSafa ile Merve’nin arasında.

Gah Nuh ile Zeytinli Aşure, Gah Halil İbrahim SofrasındaNemrutlar’a tapınıp, Lut’u dinlemeyip, göl altında çürüdükUtanmadan, Tanrı aradık birilerinin çamur ve tahtasındaİrem bahçeleri hasretiyle Babil kulelerinde yürüdük.

Hacer koşturmaktadır, Aç, susuz, dilsiz kum tarlasında.İsmail’in topuğu, Zemzem’in doğuşudur,Hacerül esvet taşı Kâbe'nin ortasındaKibir,inkar ve isyan ile gelen ebrehe ordusudur.

Ebrehe'nin ebabil kuşlarıve Gökten yağan minik minik taşları.

Yusuf ile Züleyha, aşkların en temiziMusa ve asası vardı Firavun’un oltasında.Bizi uslandırmadı yarmak Kızıldeniz’iNice bahane bulduk, gökyüzü sofrasında.

Musa, İsa, Muhammed aynı yolun yolcusuMekke, Medine, Kudüs ve Kerbelâ sinemizOrtadoğu Sulhunün, Osmanlı sonuncusu…Haçlının çizmesiyle hep virane hanemiz.

İstikbal göklerdedir! ... gökten ölüm yağıyorİnsan kanı suluyor, çöllerin kumlarınıPuşt delisi burada Yecüc-Mecüc arıyorMarduk tutacakmıdır, Deccal'in yularını.

Yılgın Yağmur merakla gökyüzünü gözlüyorAcaba geldiğinde şu MARDUK, DECCALİ DÖVERMİ?


Nebi Ünler



Mavi Marmara

MAVİ MARMARA(31 Mayıs 2010)

Otuzbir Mayıs İkibinon sabahıMavi Marmara mekan...Bir Akdeniz sabahındaOkunurken ezanNamaz kılarken İnsani YardımcılarArzı endam eyledi..Pek kahraman İsrailli Komandolar

DenizaltılarBotlar,UçaklarHelikopterlerSağdan, soldan,Önden, arkadan,Yani Dört yandanSaldırmak... saldırmak... saldırmak... saldırmakAz geldi beceriksizlere...Kurşun yağdırdılar Mavi MarmarayaSu'dan, Hava'dan..Pek kahraman İsrailli Korsanlar...

Bir kaç sopa,Bir kaç sapanGemi aşçısının ekmek bıçaklarıTırnak makasının minnacık çakılarıVe inanmış İnsani Yardımcılarının YumruklarıKorkutuverdi...Korkutuverdi Bu alçak... bu yavşak, bu beceriksizBebek katillerini.Ağlıyordu utanmadanKokuyordu donları...Altına kaçırmıştıPek kahraman İsrail tosuncukları...

Yeni Şafak Gazetesinde okudumFatma K. Barbarosoğlu'nun07 Haziran 2010 PazartesiOğullardan bir oğul: Furkan DoğanBaşlıklı yazısını

'Bütün oğullar Furkan'dan maya tutsun.

19 yaşının tazeliğini;

Şahadet içmiş bedeni ile kara toprağın kara bağrına emanet eden oğul.

Oğullardan bir oğul.

Bin oğuldan ala bir oğul Furkan.



Okuldan kaçıp şahadet şerbeti içmeye koşan Furkan.

Bedenindeki baharı, kanlı bir bahar gününe emanet eden Furkan.

Kuşlar yuvasına dönecek her akşam.

Senden geriye bir boşluk kalmamış olsun diye dua edeceğim.'

Ağlattın nasır tutmuş gözlerimiFatma K. Barbarosoğlu bacımÇoktan unutmuş onlar... Hz. Musa'nın sözleriniAkdenize dökülen kanım değil... Gazze'ye gidememek acım.

'Rotamız Filistin Yükümüz İnsani Yardım'Otuz İki Milletin İnsan özlü insanlarıYahudi, Hıristiyan, Müslüman...Hatta bir kaç (ateist) İnanmayanHepisine tattırıldıFilistinlilere çektirilen acılarVe döndüler ülkelerine birer birerYine tutsak, yine içkencelerdeGariban Filistinliler.31 Mayıs 2010Yalnız değilsinizYalnız değilsiniz Vicdanlı YahudilerYalniz değilsiniz İnsan FilistinlilerAkdeniz Kırımızıya dönüşsede kanımızlaMavi Marmara'yı yüzdüreceğiz canımızlaEy İnsanlık biz varızEy İsrail direneceğizMutlaka... ama mutlakaZorbalığı zulmü yeneceğiz...Yılgın Yağmur için, hiç hayal değilTıpkı;Nemrut gibiFiravun gibiDuçe gibiFührer gibiİçimizdeki MANKURTLAR'ıyla birlikteYenilecek İsrailli Zorbalar.


Nebi Ünler



Mavi Marmara Ağlayanları...

MAVİ MARMARA AĞLAYANLARI

Yıllardır gülüyordunuzAnasız, babasız, mamasızBebeklerin halineBombalar yağdırdınızEvlerine,Hastanelerine,Mekteplerine,MinarelerineArdınızda Avrupa, Amerika'nınParası, kesintisiz desteğiŞımardıkça, şımardınız...

Hayasızcaİşediniz biçare, yapayalnız,Arafat'ın duvarınaHükümetler yıkıp,Hükümetler kurdunuzEliniz vardı dünyanın her yerindeMilletine ihanet edenlerin elleri üzerinde.Bir Avuçken Kudüs'ün çevresindeDuçe Musolini, Führer HitlerBahanesiyleSoykırımınKurbanıyız diye diyeİnsanlığı avuçladınız.

ArtıkYetti... Yetti... yettiiiii! ...Musa'nınFiravun vicdanlı çocuklarıŞımardıkça şımardınız...İsa'yı Çarmıhlara mıhladınızYetmedi...Yetmedi çektiğiniz sürgünler, çilelerFırsat bulduğunuzdaYeniden, yenidenVe herzamanYolunuzuŞaşırdınız...

31 Mayıs 2010 SabahıBütün dünya gördü maskesiz yüzünüzü'Rotamız Filistin, Yükümüz İnsani Yardım'Yolcuları silahsız...Mavi Marmara inanmışları karşısındaHırçınlaştınız.

Bir kaç sopa, bir kaç sapanVeVicdanlı Yiğitlerin çıplak yumruğu



Düşünce... Silahınız elinizdenCiyak ciyak ağladınızAğladınız....Salya sümükUtanmadan Ağladınız....

Silahınız elinizdeykenYine gördü bütün dünya siziYaralılara dahi kelepçeler takarkenArtık silinmeyecek bu haydutsuzluğunuzun iziHey Musa'nın öğüdünü unutanlarŞımardınız... şımardınız... şımardınızSizler çok şımardınız.Yeryüzündeki bütün kötülüklerin ardındanHer zaman siz zalimler çıkarsınız.

O Mavi MarmarayaKahpeler, alçaklar, korkaklar binmemişti,Kirletilmemişti henüz, b.kunuzla Mavi MarmaraTertemiz kanımız Akdenizin tuzlu suyuna sinmemiştiKeşke bende o Gemide olabilseydim...Sabah ezanı okunurkenGülümserken Gazzeye doğru FURKANve DiğerleriKirlettiniz sabahın nurunuİnsanlığın üzerine otomatik silahlar ateşleyipBombalar attınız.

Bütün İnsan Yüreği taşıyanların avazıdır buKeşke ahhhh keşkeeeee!Bende O gemide olabilseydim...Ben orada olamasamda heyt beeeeee! ! !Dokuz 'İnsani Yardım' Şehidi ve yaralı yiğitlereYenildiniz...Yenildiniz... Ulan madara, kahramanlarRezilce adice alçakça yenildiniz.9 Şanlı ŞehideVicdanlılar Yüklü Mavi Marmara GazilerineYenildiniz ulan İsrail ŞımarıklarıYenildiniz zavallı İsrail MankurtlarıYenildiniz beyinsiz, İsrail OyuncaklarıBütün Zorbalar, Zorba yardakçıları yenildiniz!Kimseyi korkutmuyor artıkKendi kendinize alkışlarınız.

Mavi MarmaraDüşürdü maskeniziSiz alay etmeye, alkışlamaya utanmadınızGörünce İnsanlığın ortak tavrınıAncak öyle bıraktınız silahsız avlarınızı9 ŞehidinAnası, bacısı, yavuklusu



Çocukları ağlamazkenSizler... silahsız kalınca,Soytarılar, gibi, dalkavuklar gibiYüssüzce ağladınız...

Yılgın Yağmur asla unutulmayacaktırElbette... İnsani Yardımcıların kutlu direnişleriBirde... elinden silahı alınınca o korkak,O Utanmaz Mavi Marmara Ağlayanları...


Nebi Ünler



Maymun Olmalı

MAYMUN OLMALI

Sanırım kahrından söylemiş DarvinAmma çoğumuz da, maymun olmalıKardeşler arası yapılan harbinİspatı! Atamız, maymun olmalı.

Halifeyiz güya, Cenabı HakkaMenfaat peşinde atarız taklaİyimiz azınlık, kötüyüz çokçaBazılarımızda maymun olmalı

Doymayız, duymayız yerine göreDevlete kanunlar, kişiye töreÖteki denilen, bir meçhul yöreİnsan olamayan, maymun olmalı

Yaltaklanır, sonra! Kalbimi kırarTanrı selamını almıyor hıyarİşi düştüğün de, kibardan kibarYağmur’un kaçtığı, maymun olmalı


Nebi Ünler



Mecaz İçinde Mecaz

MECAZ İÇİNDE MECAZ...

Mecaz içinde mecaz... adama gönül gerekGerçek aşk'kı bulanlar... onlar sema'ya direk

Kimler Şah'ın yolunda, kimler yezit kolcusuKimler dünyalık ister, kimler hak'kın yolcusu.

İki ayaklı olmak, insan olmaya yetmezÜzüm bazan şaraptır, bazan da sirke, pekmez.

Söğüt dalında manda... yuva yapmış yalandanİblis memnun kalırmış... yetim hakkı çalandan.

Dava vicdanın sesi... hayata hakim olsunHak güçlünün değilde, haklıya paye olsun.

Kişi haddin bilmeli... susmalı bilmiyorsaİlim neylesin ilim... eşşeklik silmiyorsa.

Hatalı özür diler... yaş, makam, gözetmeden!Adamsa anlamalı... kalp kırar, söz etmeden.

Ayı demişti biri... döndüm, ayı'dan ayıBen Allaha bıraktım... aradaki davayı.

Mum sönse de sönmezmiş, hakikâtin güneşiBeni kandıran kurnaz... Vardır, Rabbın üleşi.

Sahibi anlar belki, yapsam kendimce mecazBen hasretle yanarken, Leyleğe kalmış Hicaz.*Yılgın Yağmur uyuma... diklen zalim olanaYaradanı unutma, sapma yalan dolana.


*Hicaz: Mekke, Medine... Hac için gidilen yer...(Bizim Kozan'da Leyleklerin hicazdan geldiğine... Hacı olduğuna inanıldığından, HacıLeylek derdik onlara...)

Nebi Ünler



Mecnun'un Leyla'sı

MECNUN'UN LEYLA'SI

Leyla hep gözlenendirLeyla pek özlenendirLeyla çok süslenendir........ Ateş de yakar Leyla........ Çöllerde akar Leyla

Mecnun hiç dönmeyendirMecnun yad görmeyendirMecnun har sönmeyendir........ Her yerden bakar Leyla........ Belaya çatar Leyla

Aşıka çöl İremdirAşıka söz merhemdirAşıka göz elemdir........ Mecnun’u sorar Leyla........ Hep kaçar yorar Leyla

Yağmur Aşk ölümsüzdürHangi aşk zulümsüzdürDeme Aşk gönülsüzdür........ Mecnun’a yanar Leyla........ Mecnun’la kanar Leyla

Adana, 07.06.07 – 04.57 Yılgın Yağmur

Nebi Ünler



Mehmetçiğe İşgalci Demek! ...

MEHMETÇİĞE İŞGALCİ DEMEK! ...

Ağanızı besleyen destekleyen ŞamÇıkardı zoru görünce…Sonra Moskova, İtalya, diğer terör destekçileriAğız birliğiyle, Hayır dedilerGünah çıkardı YunanlılarBiraz daha Köşe kapmacaSonra paket avucumuzda!“İş birliğine hazırım” dediUçakta uyanınca.Ağzından burnundan gelsinBu milletin; alınteri, emeği, ekmeğiKatil başı, o batı maşasının.

Fikir ayrılığına tamam,Ama! asla bölünemez bu vatanNe Demek; Canımız, kanımız, şerefimiz, gururumuzMehmetçiğe! ! !Öz yurdunda, işgalci demek...Tunceli (Dersim) kimin işgalinde söyleyin! biz de anlayalımKarnınızdan konuşmayın ulannnnnnn!Ya özgürlük, ya ölüm yazmışO bölücü, terör destekçisi P………. *Özür dileyen yok,Yapacağım şey; değildir geçiştirmek…Kusura kalmayın, bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyenlerYorgun Yağmur duramaz, aranızda!Gider.Ahhh! Böyle olurmuydu hiç!Birlik olsa, uyanık olsa, oyuncağı olmasalar batınınBu devleti yönetenler,12 Eylül de olduğu gibiBu karmaşa yine! bir günde biter.Mutlaka ama mutlakaGelecektir o günler.Bu ne cüret! bu nasıl ihanettirMEHMETÇİĞE İŞGALCİ DEMEK,Öz yurdunda üstelik.Uyanın! uykunuzdan heeeeeeeeyyyyy!TepedekilerGeç olmadan uyanın!Yoksa çooooookkkk kan dökülecekBitirin terörü, çabuk ve kesin bitirin.


* = Neresinde küfür var bu şiirin P....... (çoluk çocuk demeden kıyan bir terörörgütünün adını ağzıma ve şiirlerime alamam) nokta nokta herkesin vicdanınaterbiyesine bırakılmıştır. ben küfrederek küçülemem. sorumun cevabınıvermemişsiniz... Söylermisiniz; Yurdumun neresi işgaldedir? Mehmetçik: kanı ile çizdiğibu yurdun neresinde işgalci olabilir?



Nebi Ünler



Mektup

MEKTUP

SevgiliDiye başlayanBir mektup geçer elineBağı çözülür dizlerininTitremektedir ellerin, bedenin, her bir yerinHatta saç telinİstemesende heyecandanTutsak bir serçenin çırpınışlarında,Fırlayacakmış gibi yerinden tıp, tıp, tıp çarpar yüreğinHani o merak denilen duygu var yaKuşatır bütün kâinatı o andaKorku, telaş, endişe, şüphe tereddüt, kuşku vs. vs..Kısaca kızdığında, utandığında, kimyan da ne varsaKarşır biribirine duygularınAyaklanır gibidirBütün organlarınBir dikişte içer gibiKelimeleri yudumlarsın.

NoktasındaSevgilinin gözleriniVirgülünde elleriniÜnleminde boyunu bosunuSorgusunda tereddütünüNoktalı virgülünde tebessümünü, gülüşünü görürsünBir sigaranın dumanında uzaklaşırken hayaliAvuçlarından kayar gibidir elleriKara Gözlerin de Yağmur bulutlarıSakın ha, ÇalıkuşumVur bana, İstiyorsan öldür beniYeterkiAğlama sen

Son sözüme takılıp daAyrılığı, hasreti, sitemleri, gömdüğün zamanDamarlarında dolaşan kızgın lavlar gibiÖzlem ateşi...Boğazında düğüm, düğüm, düğümlenir hıçkırıkUzaklık bir bıçakYollar cellattan beterYalnızlığa müebbeten mahkumsun yineYanıbaşında bensizliği ve yokluğumu bulursun.

Girerse Yüreğine bir kara kedi gibi tırmalarSarar, bütün benliğini bir kuşku.Bazı harflerin büyüklüğüne, küçüklüğüne, dizimine, eksikliğineKelimelerin binbirinci anlamınaCevap ararsınÖnce öpersin zarfı, kâğıdı doyasıyaIslanır bir iki yerinden göz yaşınla



Kalbinin üstünde taşırsın bir kaç günSonra cebinde gezdirirsinZaman aaaaah şu zaman denilen değirmen çalişır yineZaman köreltir de hislerini, duygularınıHer gün kokum sinmiş diye öptüğünO mektubumBelli bir süre sonra bir çekmecede unutulur,Unutulur gider,Sana gelen mektubumYılgın Yağmur dediklerindeDudaklarında acı bir gülüşTanımıyorum diye yeminler edersin.

Adana, 29.09.00 Nebi Ünler - Yılgın Yağmur

Nebi Ünler



Mektupların...

MEKTUPLARIN....

Cumhuriyet Caddesi, Üstün sokak, Şen berber,'Ramazan Şen' eliyle... Gelirdi mektuplarınPostacılar, çıraklar... Müjde için seferber'Hadi yine iyisin! ...' Kokardı... mektupların.

Kana kana içerdim, her harfin abı-hayatKozan Kalesi sanki... takıverirdim kanatSigara susuz rakı... bir hayali seyahatSon kelime son harfin... yakardı... mektupların.

Akardı toprak damı, taş duvar, köy evininBabam müjdeyi vermiş... 'Gitti dönmez sevinin...'Saklamıştım ardına, duvarda tek çivininIslanmış ne yazıkki... Bahardı... mektupların

Sararmıştı terimden, göğsümde küçük resminYüreğime kazınmış, unutulumu isminSende kalmışım sende... güya yaşıyor cismimAvucuma sığınıp, ağlardı... mektupların

Dikenli tel örgüler, sessiz, kalın duvarlarOlmasa da arada... engeldi, çıkmaz yollarYılgın Yağmur deyişin... düşüverirdi kollarOtuz yıl öncesine... akardı... mektupların.


Nebi Ünler

Nebi Ünler



Memnune Ahhh Memnune

Gecenin bu saatinde, bekliyorum seniSeviyorum, bekliyorum özlüyorum memnune

Adana, 24.02.2008 02:25

Memnune isim olamaz demiştimKomşumuz var adı memnune diyerek güldüHadi yaaaaa! diye gülümsemiştim...

İsim yazamayacağımGerçek birinin hayalini kurmak yasakAlışmış kudurmuştan beter misaliKalemim yazmadan yapamayacak.

Özür diliyorum bütün memnune'lerdenHiç birini tanımadım...Tanımak da istemem zatenKaf dağları masallarda kaldıPeriler ebemin temelli kovaladığıİyisimi ben yine memnune diyeyimOlmayan sevdiğimin adınaAsla bakamayacak da olsamtadına,Fısıldıyorum dudaklarım duymuyorYıldızların önüde bulutlarYılgın Yağmur uyuyamıyor, uyku tutmuyorBekle diyor!Bekle Ulan çılgın o gelecekGözlerinde benYeniden doğacağım,O gülümserkenBir güvercin süzecek bizi gıptaylaKocabebek lan mikrop adanalıSöyle kim bu?Kahkalarımın arasındaAh Memnune Ah!Memnune ah MemnuneO senden bir numuneDiyeceğim....Olsaydı zaten hissederdimDiyerek affedecektir beni


Nebi Ünler



Menemen'li Ayşegül

MENEMEN'Lİ AYŞEGÜL

Uşak'dayım AyşegülBir saat var Adana otobüsünün gelmesineYağmur yağıyor buraya şu an...Belki İzmir'de de yağmur yağıyordur.Senin gözlerini, senin kokunu getirdi diyeBir başka bakacağım,Olur ya, belki camında imzan vardır diyeSen'den bir iz arayacağım,İzmir Otobüslerinde.

istersen delimisin de,İster gül, alay et benimleMenemen'li Ayşegül...Senin o süprizinden beri,Boş değilim sana karşıİzmir denince,Ayşegül denildiğini duysam,İrkiliyorum...Her sabah resmine bakıyorum, uzun, uzun.Boğazımda bir şeyler düğümleniyor,Yutkunuyorum.Galiba,Galiba ben seni,Anla işteSöyletme beniiiiiiiiiii...Seviyorum lan kitapsız.Seni ben,Allahına kadar seviyorum.

Uşak'da Yağmur yağıyorYanımda yürüyorBenimle, birlikte ıslanıyorsun...Okşuyorum, omuzunu ıslatan düz sarı, uzun saçını.Ela gözlerin aydınlatıyor,Çevremi ve geceyi,Elektirik direklerinde yanan lambalar değil.Kulağına fısıldarken;

'İzmir'in Kavakları,Dökülür yapraklarıBize de derler ÇakıcıYakarız konakları.''

Yanımdan geçen bir taksiSıçrattığı çamurlu suyla uyandırıyor beni,Gözüm açıkken gördüğüm rüyadan.Seviyorum seniSeviyorum seni, İzmir'in hep, gonca kalacak gülü.Gönlüm ferman dinlemiyorDesen de,



Yılgın Yağmur, sen bana layık değilsin diye...Seviyorum seniSeviyorum lan feleksizSenden hiiiiç, karşılık beklemeden.

Uşak, 09.10.05 - 21.43 Nebi Ünler Yılgın Yağmur

Nebi Ünler



Merdiven Boşluğundayım

MERDİVEN BOŞLUĞUNDAYIM

Bugün yine,Yine merdiven boşluğundayım.Pencerenin önündeSigaramın dumanının hoşluğundayım. savurmadayım.Aşağıda!Çiçekler,Çatal çınar, Sıtma Ağaçları,Ardıçlar, Harnıplar, kavaklarVe bir sürüAdını bimediğim ağaçlarEğitim Fakültesinin üzerindeUçuşmakta yaramaz kırlangıçlarYağmurun altında şemsiyeli kızlarKoşuşturan oğlanlarÇisil çisil bir yağmur yağıyor Adana'yaYine sensizim...Yine gam indirmekte bulutlar.

Karşı merdivende görünüyor hayalinÜzerinde kırmızı bulüzünAltında o günkü çizgili pantolunSalmışsın saçlarınıYaklaşıyorsun usul usulFırlıyorum yerimdenKoşuyorum aşağıDamlalar soğuk geliyor önceSonra ılık,Biraz tuzluYine hayalmiş Yorgun YağmurYine hayalmişKayboluyorsun, anlıyorumGelebilmenin imkansızlığını,Üzgünün... Üzgünüm ama!Ama bir gün Mutlaka o GamzeliSaracak bu selviboyu.Her yer ıslak,Dışarısı... Hatta ellerim, yüzümKipriklerim ıslak...Ama bitmiyor içimdeSana umutlar.

Adana, 08.05.2008 11:40 Y.Yağmur

Nebi Ünler



Merhaba Eylül!

MERHABA EYLÜL

YeşillerinSarıya dönüşmesiyle başlarGöçmen kuşların veda çığlıkları duyulurKırlangıçlar, leylekler, TurnalarHavada kanat sesleri varKalanlar, yüreklerinden vurulur.Hazan derler, güz derler sonbahar derlerHoş geldin hüzün ayıMerhaba Eylül.

Turkuaz Kafenin önündeyimDilimde;'Allı Turnam bizim ele varırsanŞeker söyle kaymak söyle bal söyle,Eyer bizi sual eden olursaŞeker söyle kaymak söyle bal söyle'Türküsü...Elimde, dün Recep'in verdiği ucuz sigaraÇekiyorum derin derin.Yasını tutmayacağımBırakıp gidenlerin'Benimde birtanem var' diyenlerinHoş geldin 'Ya Şehri Ramazan'Ayın On Üçü bu günHoş geldin hüzün ayıMerhaba Eylül.

Bu akşam da oradan geçmemek içinYayan döneceğim eveSileceğim, duvarlardaki kan izleriniKurtuldum büyüsünden.......................

Bitecek gece gezinmelerimDertleşmeyeceğim yıldızlarlaFısıldamayacağım kendi kendimeYanıp sönen ışıklarına şehrinBakarak iç çekmeyeceğim.Gençlik Köprüsünde izlemeyeceğim,Güneşin doğuşunu.Ne olursun gel demeyeceğimBir yalancı hayaleKabullendim, her şeyi kabullendimAğlamayacak artık yüreğimIslanmayacak kirpiklerimiçmeyeceğim, içmeyeceğim ucuz içkileriBir daha Uzun samsun içmeyeceğimDaha ucuz oluyor tütün.Traş olurken her sabahO görseydi bayılırdı, lan Yılgın Yağmur demeyeceğim...



Bu günden sonra yılgın değil,YETİM YAĞMUR'umYüzümde belli olmayacak duygularımDudağımda hep, şu hain gülüşüm olacak,Hoş geldin hüzün ayı!Merhaba Eylül.


Nebi Ünler



Merhaba Gardaş

MERHABA GARDAŞ

Merhaba gardaşHocam MerhabaHiç çekilmiyorsunGecenin ikisinde yaşlı gözlerleCam daBen Boşveeer Gitsin diyorumSen bir bir, nedenler sıralıyorsunEfkârın için.Lan hoca aç bir otuzbeşlik diyeceğimBiliyorum asla,İçmezsin.

Muratdağı zirvesindeSen vardınEvliya tepesinde senİzmir'de gezinirkenMuratdağı yolunda gecenin 03. deBenzin getirenSeni nasıl kırabilirimDostumsun, gardaşımsın sırdaşımsınYa sen de içsenYa da beni içmekten vazgeçirebilsenAmma böylesi daha iyiAğzının suyu akıyorBen zıkkımı içerkenHiç olmazsa bu farklılığımız kalsınBirde ben beynamazSen Namazını kaçırmazkenBoşveeeer diyorum boşveeeer gardaşGecenin bu saatindeAçmayayım bayramlık ağzımıFeleğe, Kadere,Yani malum bahanelereHa şöyle gülsün yüzünSana kurban olsun sevdiklerinNe olmuş kıyametmi kopacakSenin cep delindiyseBenimde tamtakırsa ceplerim-Ben bu............-...........-Severim, Hoca tamam severiiiiiiiiiiiim.

Derler ya hani;Arkadaşını söyle kim olduğunu söyliyeyimÇok zamanBende senin gibiyimYarın sen okulunaBen işimeHadi birlikte çekelim bir eyvallahUyumaya çalış be gardaş



İstiyorsan laflayalım sabaha kadarİstanbul'lu gelecekse sanaBilirsin Yağmur için hava hoşUyumam ne olacak, takma kafanaOloooo oradamısın hocaaaaaHiç olmazsa bilgisayarınıKapaaaaaa.

Adana, 20.12.06 - 02.20 N.Ü.Yağmur

Nebi Ünler



Merhaba İkigözüm

Bakma öyleŞimşekler çakarkenÖfkeyi bırak, sakin ol, sakinŞunun şurasında, ömür akarkenEften püften şeylerle, zehir etme günümüBak sevgi doludur özüm,Aşksa! Aşk,, sevdaysa, sevdanın en karasıMerhaba İkigözüm.

Yine kızdın, kırıldın bana,Acı vermek için cezalar aramaktasınİşkence eylerken bu canaBiliyorum sende ağlamaktasın.Ne demek, boşu boşuna yine ayrılıkYine bağrımı dağlamaların ne demekBiliyorsun seni seviyorum,Ve hep seveceğimEyleme beni bir küçücük kelebekHadi bir ara gülümseyerek,Merhaba ikigözüm.

Yetim Yağmur bekliyor seniGeleceğim demiştinHiç kıvırma, Allahımız şahittirSeni bekliyorum Adana'yaGözlerim yolda kaldıNice vakittir.Haydi! çık ansızın karşıma,Korkma sen olmayınca batmaz AnkaraDudaklarımdan dökülsün, dudaklarına AYPERİ'mDiyeyim doya doya,Merhaba ikigözüm


Nebi Ünler



Meryem'de İsa Var Olur.

Dilerse Rabbimiz Yoklar var olurİffet timsaline günah ar olurBakire Meryem'de İsa var olur

Seçilmiş bebeğin atası MeryemBabasız İsa'nın anası Meryem

Toz ile çamurla karılır insanÜflenince Ruhu dirilir İnsan,Şaşırır günaha sarılır insan

Kutlu Peygamberin sefası MeryemRabbine imanın edası Meryem.

Kurumuş Hurmalar meyveye dönerKonuşur bebeği, iftira sönerGünahtan kaçanlar, Allaha döner

Paslı gönüllerin çaresi MeryemHaberci Mesih'in, halesi Meryem

Nebi Ünler



Meryem (Anamız)

MERYEM (ANAMIZ)(Selçuk Yazıcı Dostuma)

İmran’ın kızısın sen, söyle bu çocuk kimdenDiyenlere aldırma, Kutlu Annesin MeryemMüjdeler olsun sana, Rahmet geldi RabbindenGoncasın bakiresin, Kutlu annesin Meryem

Cennet meyveleriyle, Hazırlandın İsa’yaRabbinin Ruhu ile hamilesin İsa’yaSen Oruca niyetlen, dil verilsin İsa’yaÇöllerin İncisisin, Kutlu Annesin Meryem

Nasira’nın iffeti, el değmemiş gülüsünGünah sana uzaktır, Masumların yüzüsünEy babasız annesi, nuranidir gülüşünRuh ile üflenensin, Kutlu Annesin Meryem

Yorgun Yağmur amenna, Rabbimin MucizesiKucağındaki İsa, Ahmed’in dibacesiYüce Kuranda yazar bu doğum hikayesiRahmanca süslenensin, Kutlu Annesin Meryem.


Nebi Ünler



Mesela İstanbul Dedik

MESELA İSTANBUL DEDİK

Gönül bu;Konar!Çiçekten, çiçeğe gülüm.

Gönül bu;Bazan kafdağları aşarGalaksiden, galaksiye sıçrarMerdiven kurar yıldızlaraDuvarlar, çöller, dinlemezOkyanusları avuçlar.

Gönül bu;Topal bir karınca olur,Omuzunda taşır dünya'yıGüneşi sevgilinin gözleri yaparGökte parlayan Ay'ıSevgili yüzüne maske gibi asar

Gönül bu;Şunun şurasında acemi bir şairizMesela İstanbul dedikİsmini bile bilmediği bir sevgili içinHiç düşünmez! değermi, değmezmi diyeSevgilinin bir bakışınaKoskoca İstanbul'uCayır cayır yakar.Sonra da Fatih Sultan köprüsünde'Senin için yar'Diye; bir türkü söyleyerek,Göbek, atar.

Gönül buYetim Yağmur diye biriniSihirsiz aynalaraEn bahtı kara Adanalı olarak satar.

Adana, 07.10.07 - 01.37 Yetim Yağmur

Nebi Ünler



Metin Ağam

Kalemin yürekten akanı yazsınŞaire tufanlar, az Metin AğamUnutma şiirde yeni bir tatsınYürekle çalınır, saz Metin Ağam.

İsim kullanırsan, rumuzlu olsunOkuyan kalplere bir Metin dolsunSeni kıskananlar saçını yolsunİçindeki koru yaz Metin Ağam.

Beğenen beğenir, gülense gülerBazıları vardır kafa ütülerBazıları seni, sana kötülerŞiirinde olsun, haz Metin Ağam

Kişileri bırak, hep genelden bakMecazi taçları, kaleminle takUnutma her insan olamıyor akBazıları ördek-kaz, Metin Ağam

Yağmur'dan tavsiye şimdilik böyleTabiatı dinle, Şehirle köyleAklından geçeni, düzeltip söyleHer gönül sevemez, caz Metin Ağam

Adana, 08.11.07 Y.Yağmur - Nebi Ünler

Nebi Ünler



Metin Yaltı Ağabey

METİN YALTI AĞABEY

Mevsim yazÇıkarıyorsunDolabın en serin yerindenAyağını sokmuşsun suyaBazıları sıcaktan dalmışkenUykuyaAçıyorsunKokusu çakıyor selamıBir deYanık sesiyle söylüyorsa bir gazelSeyfettin Sucu ve onun gibilerİstememBira, Şarap,Viski, Votka, Cin, Likör,Sakın bana kızıp da demeyinUlan Fellah, dili nankör...İstediğini içsin, isteyen,Bir Adana boğmasıAlacağım ben.

KışTitriyorken ayazdaAcı gerekir acıYılgın Yağmur'unBaşının tacıHeeeeeeeeeeyyyyyyyy beeee meyhaneciiiiiiiiRakıııııııııııııııı, illede Rakı.


Nebi Ünler



Mevsim Ve Resim

MEVSİM VE RESİM

Galiba!Şairine göre değişir mevsim.Meselâ! ..Terzilerin imzasıdır her kesim.Acabâ! ...Bakan göze göre mi, anlam taşır her resim.Daima!Seyredenin zevkine göre değişir merasim.

Ebruyu severim en fazla!Birde başı dumanlı dağları…Küçücük şelaleler,Yemyeşil ağaçların gökyüzüne yükselişi!Varsın! Ressam çizmemiş olsun,Tavşanları, kurtları, tilkileri, Çakalları,Yükseklerde gezinen Kartalları,Nasıl olsa yüreğimde ben tamamlarım.

Seyhan'ın kenarında geziniyorsamSuda yüzüyorsa Ördekler, Karabataklar…Gençlik Köprüsünün ortasındanBakıyorsam Balcalı’yaArdıma döndüğümde Dilberler Parkında Şelale çağlıyorsa,Otobandan gelip geçiyorsa arabalar,Sığınırım, bir ceviz kabuğuna,Albeni kollarına,Hey Tuzlu Akdeniz!Bekle beni geliyorumSana düzdüğüm, düzeceğim methiyeler,Biliyorum ki hep kifayetsiz.Belki,Lokman Hekimin otu gelir elime!Can çıkmadan bitmiyor umut.Belki de Barış yağmurları taşıyordur,Şu gökteki bulut.

Mevsim Ve Resimİnsanına göre değişir.Benim mavi dediğimKırmızı, Beyaz, siyah, sarı görünüyordurYada bir başka renktedir,Kim bilir?

Oturup ahkâm keser birileriİlkbahar, yaz, sonbahar, kış,Beşinci, altıncı, yedinci mevsim der diğerleriYaratıcı bilir ancak, kâinat nakış nakış.

Kutuplarda tepesi aşağımı durur canlılar,Kim bilebilir gerçek rengini gözlerimin?



Bize benziyor mu, acâba uzaylılar,Mana! Kaçıncı boyutundadır sözlerimin.

“Alemler” diyor Yaradan!Bir gün;Misafirlerimiz gelir mi yıldızlardan?Her mevsim ve her resim olacaktır, mahşerde dün.

Ben asla, istemem ölümsüzlüğü!Sevdiklerim toprağa girerken bir bir,Haşa! Ölememek, kıyamete dek! ...Yok istemem kalsın.Zaten hiç olmadı,Yorgun Yağmur diye bir isimGökyüzü, yeryüzü, gören göz içinAşikârane sunar,Sonsuz sayı da, resim.


Nebi Ünler



Mevsimler

Bahar nedir bilirmisin BirtanemTabiatananın gülüşü demekKışboyunca uyuklayan toprağınGüneşe bağrını açışı demek.

Yaz da güneş, deniz, dağlar Yaylalar,Fakirin de ekmek buluşu demekGece mehtap doğar, parlar yıldızlarSanki sevgilinin öpüşü demek

Hazan nedir bilirmisin BirtanemYağmur’un meçhule göçüşü demekBaharda fışkıran yeşil yaprağınSararıp dalından düşüşü demek

Kış soğuktur, kardır. Yağmur çamurdurGaribin ayazda kalışı demekİhtiyarlık, ölüm, birde kuşlarınGüneşin dünyaya küsüşü demek

Nebi Ünler Yağmur

Nebi Ünler



Mevsimsiz Açan Çiçek

MEVSİMSİZ AÇAN ÇİÇEK

Mevsimsiz açan çiçekDon vurunca kavrulurÇok hafif olan böcekYel esince savrulur

Bıçak iliğe değerEğrilikler doğrulurTatlıymış mazi meğerYürek korla yoğrulur

Söz bıçaktan keskindirKurşun arama boşaDost yarası derindirDoğru gitmiyor hoşa

Yağmur aynalar kırarGönül gözü körelmişArar sevgiyi ararSevdikleri yad, elmiş

Adana,09.12.06 - 23.21 N.Ü.Yağmur

Nebi Ünler



Mıh Çakar Gibi

MIH ÇAKAR GİBİ

Gözlerinin gözlerime buyruğu,Sanki yüreğime mıh çakar gibi…İflah olmaz seven gözün vurduğuSevdan darağcına ip takar gibi

Yaradan kendine ayırmış gönlü,Bunun için aşkı herkes bilemez…Yananlar pişmeli, arkalı önlüHakiki sevgiyi, kimse silemez.

Gönül sever, akıl süzer, can çekerSevenin gönlüdür İrem bahçesi…Gönlü olmayanlar, sevmez kan dökerSevmeyen şeytandır, sözün Türkçesi.

Engeller kafdağı, oldu aradaSanki bütün alem kem bakar gibiBilmem ne belalar bekler sıradaSev dedi gözlerin mıh çakar gibi

Yorgun Yağmur sevdi, sevdi ha sevdiUyuyor yürekte, kırkbir uyurlar…Gitmiş olsalar da, onlarda sevdi,Gün olur ardımdan rahmet okurlar.

Gediz, 27.07.08 – 13.32 Yorgun Yağmur

Nebi Ünler



Mızraklı'ya Kar Yağıyor Belli ki...

Murat Dağı, Akdağ, Yayla köy buzluMızraklı’ya kar yağıyor belli ki…Adana’ya gitmem, dönmem pek tuzlu,Gaddar felek zar tutuyor belli ki.

Baba ocağımda gariban kaldımGurbette yirmi yıl, hayale daldımBir ayım dolmadan dersimi aldımKara bahtım, har vuruyor belli ki.

Üç yıl sürdü çilem, gurbete çıktımKozan sevgisini, sineme tıktımAdana, Balcalı, gariplik bıktım.Yar, kafesim dar, kuruyor belli ki.

Jüpiter’e mahkum bende rüyalarBir acı gülüştür, sende güyalarYarime yakışmaz yalan, riyalarEla gözler sar, buluyor belli ki.

Yalnız yatağında üşüme emi!Zakkum tadındadır çayımın demi.Gediz deresinde oturdu gemiİmkansız’da yar duruyor belli ki.

Dedeoğlu Hak’dan umut kesilmezSevenin başından bulut eksilmezGamzelim, ceylanım, sükut deşilmezYüce Mevlam var, duyuyor belli ki.

Gediz, 22.12.08 DEDEOĞLU Y.Y.

Nebi Ünler



Mızraklı

===MIZRAKLI===

Erdoğmuş göleti, sonra hep yokuş,Ya Kardona hedef, yada Mızraklı...Arıca köyü de, yemyeşil nakışKozalak yaylası, sonra Mızraklı.

Kayalar şekilden, şekile girmiş,Sanki perilerin, sihiri sinmişBu koca kayalar, nasıl dizilmiş,Cennetten bir köşe sanki Mızraklı.

Uyuyan devlere, bakar gibiyim,Şaşkınlıktan dilim, yutar gibiyim,Akşam güneşini, tutar gibiyimAlçak yıldızlara, değer Mızraklı.

Çeşmesi var, akar, soğuk, buz gibiÇam denizi, Büyük Şahan'ın dibiYosunlu kayalar konuşur gibiKardona'ya yurtmuş, meğer Mızraklı

Evliya tepesi, çıkmamak olmazEdilen dualar, boşluk la dolmazBurada benizler sararıp solmazÖmür tüketmeğe değer Mızraklı

Şehirde deliren, uslanır burdaAkdağ karşımızda, Muratdağ ordaSeyreyle alemi, birazcık dur daEfelerin seni öğer Mızraklı.

Kurtların kuşların başkadır başkaSeni gören düşer en güzel aşkaGönül diyor gömül, hep burda kışlaKorkum taşıyanlar söğer Mızraklı.

Yılgın Yağmur böyle, olmalı yaylaGece konuşursun alçalmış ay'laYan kös gelip yatmak, bir demli çay'laKonuklara boyun eğer Mızraklı

Adana, 21.11.07 Y.Yağmur, (2002 den düzenleme)

Nebi Ünler



Mızraklı da Bir Pazar

MIZRAKLI'DA BİR PAZAR

Haydi beylerPiknikçiler, pikniğeTırmanırken yokuşu arabalarToz toprak yorgunluk önemli değilMesut Hocadan FıkralarYüksel'den anılarKozaklıda bir molaİçilir soğuk sularKara Bahri güldürürRafet'e takılmalarDoktor Abdullah içmezKudret İçmeden gezmezOrmancı Şerif yer bulurİneriz Mızraklı da

kimimiz mangal yakarkimimiz soğan doğrarközde mükemmel olurDomates, Biber, Soğan ve patlıcanlarZeytin yağı SarımsaklıÇeşme buz gibi soğukKahkahalar haykırmalarTürküler ve şarkılarBekarlık sultanlıkmışBirer Sultan olalımMızraklı da Bir Pazar

Tıka basa yenilirsoğuk sular içilirközde çay demlenirkenEvliyatepesine çıkıncaDoğuda Murat DağıKuzeyde GedizGüneyde UşakBatıda Keler dağıistediğin yeri seyretBurada şekilli iri taşlarBize veriyor ibretYaşamak budur işteAaah birde olmasaydıEvlerdeki karılar....Burada da,Kebap yerken Arılar.Bir kuru iftiradır,Günahımı almayın,'Yağmur; karı oynatmış' diyenİftiracı karılar.




Nebi Ünler



Midem Bozuldu

MİDEM BOZULDU

Toroslar uzak da, tepeleri karYazın Çukurova, yanar ha yanarŞiir yazdım amma, uymadı heceNokta, virgül, ünlem gidiyor güceDalgasını geçer, neşelineşeKokoreç yedim de midem bozuldu.

Deve diken sever, şair övgüyüİnsan olan kaldıramaz sövgüyüNe kat, ne yat, nede, arabamız varYoksulluk sinede, hiç sönmeyen harDost başa, düşmansa ayağa bakarKokoreç yedim de midem bozuldu.

Yirmi yıl Kütahya şimdi AdanaÖnem vermiyorlar memur adamaBilmeyiz gazino, pavyon ile barŞansımız yok diye atmıyoruz zarHayat nehir’imiz mezara akar.Kokoreç yedim de midem bozuldu.

Yılgın Yağmur gülüp geçer dünyayaSığınır düşlere bir de hülyayaGökyüzü kararır şimşekler çakarYağmursuz bulutlar, canlar el açarPara isteyince tüm dostlar kaçarKokoreç yedim de midem bozuldu.


Nebi Ünler



Mimoza'nın 'Kırıldı Sazım' ına

MİMOZA'NIN 'KIRILDI SAZIM' INA...

'Neyleyim kırıldı sazım'Karşıtı çoğumla, azımYalnız Mevlama niyazım...... Bazen huzur, bazen rahat...... Hep aklımda son seyahat.

Dünya bir han! bizler yolcuKimi sağcı, kimi solcuKalmaz ne at, ne faytoncu...... Defter sağdan olsun berat...... Yoksa beyhudedir kerat.

Gönle girmek, ölümsüzlük!Yaşamakmı, gönülsüzlük?Şer, kötülük, ömürsüzlük! ......... Benlik içimde cerahat...... Sevgi en hoş, bir ziraat

Yorgun Yağmur! yeme, yedirDeme sakın hesap nedir?Burda kalır, koltuk sedir......... Zamanda her an, bir serhat...... Ölüm Şirin, Gönlüm Ferhat...


Nebi Ünler



Miraç

MİRAÇCem Karaca'dan Hep Kahır'ı Dinlerken)

Hafsalam almıyor ki, tutuluyor kıt aklımGeçmiş ve geleceği, görebilmek bir anda...Hey kâinat kalmadı, bu gece gizlin, saklınEsrarın tam çözüldü, Cananında ve Canda.

'Miracın' kutlu olsun, Yaradan’ın Habibiİnkâra devam etsin, Cehil’ler ve Leheb’lerDönüşün kutlu olsun, ey dertlerin tabibi,Senin için yaratıldı, Alemler ve sebepler.

Kavrayışım yetmiyor, Adem, Musa, İsa’yaArş’a gidip de dönmek, ancak sana yakışırÜmmetini bağışla, kavuşalım şifayaSeni tanımayanlar, fenalara karışır.

Kabir yıkıcıları, güya korur kâbe’yiİslam garip, sahipsiz, Kudüs gözyaşı dolu…Utanmazlar emirdir, unuttukk sahabe’yiŞiddeti, hiddeti’ler kaplamış sağı solu.

La İlahe İllallah, Son Peygamber MuhammedSon nefesim bu olsun, başka bir şey istememRahmet eyle Allahım, Şefaat ya MuhammedPutlara eğilemem, gayrısını dinlemem.

Miraç olsun Yağmur’a bugün söken şu şafakYolum sevgi yoludur, sevgiyle yorulurum.Yüreğime girmesin, kirli yalanla, nifakRazı olunan olmak, bu kor’la kavrulurum.


Nur içinde yat! ey haksızlıklara karşı hakkın sesi olan yiğit adam...Nur içinde yat Cem Karaca dosttttt!

Nebi Ünler



Muafakat Talebim Geldi

MUAFAKAT TALEBİM GELDİ

Bugün Muafakat talebim geldiGülay Bacı hemen müjdeyi verdiBu son sürgün, kara bağrımı deldi………. Ne bitiyor, ne başlıyor meçhûlüm………. Ram oldum kadere her şey kabûlüm

Kem macera oldu baba ocağıGurbete itiyor ana kucağıRolümüz oynamak, bir oyuncağı………. Ne bitiyor, ne başlıyor meçhûlüm………. Ram oldum kadere her şey kabûlüm

İçimde umutlar bir bir yıkıldıBoynuma delidir yafta takıldıArdımızdan alay ile bakıldı………. Ne bitiyor, ne başlıyor meçhûlüm………. Ram oldum kadere her şey kabûlüm

Yanıbaşınızda size yıraktımÇalmaya, çırpmaya her dem firaktımHesabımı ben mahşere bıraktım………. Ne bitiyor, ne başlıyor meçhûlüm………. Ram oldum kadere her şey kabûlüm

Bütün Çukurova sizlerin olsunMalınız çoğalsın, keseniz dolsunMezarda babamın kefeni solsun………. Ne bitiyor, ne başlıyor meçhûlüm………. Ram oldum kadere her şey kabûlüm

Geleceğim deyip, gelmeyenlereYürek sofrasını sermeyenlereVeda etmem selam vermeyenlere………. Ne bitiyor, ne başlıyor meçhûlüm………. Ram oldum kadere her şey kabûlüm

Sırrımı dillerde türkü yapanlarOlmayan pireme yorgan yakanlarBenim gözlerimle yada bakanlar………. Ne bitiyor, ne başlıyor meçhûlüm………. Ram oldum kadere her şey kabulüm

Balcalı kampüsü, baraj kenarıSanki İrem merkez parkın civarıElveda hey garibanlar diyarı………. Ne bitiyor, ne başlıyor meçhûlüm………. Ram oldum kadere her şey kabûlüm

Yalnızlığım Adana da kalıyorZalim felek benden hıncın alıyor



Onmaz yaram gizli gizli kanıyor………. Ne bitiyor, ne başlıyor meçhûlüm………. Ram oldum kadere her şey kabûlüm

Yorgun Yağmur boyun büküp gidiyorNeler çektim yalnız Mevla biliyorSol göğsümü bilinmezlik deliyor………. Ne bitiyor, ne başlıyor meçhûlüm………. Ram oldum kadere her şey kabûlüm


Nebi Ünler



Muamma

MUAMMA

Doğmak ölmek arasıVarlık yokluk kavgasıHep ben, hep ben, sevdası

Gözümüzde gözlüklerNefsimizdir sözlükler

Olmalı, olmamalıDolmalı, dolmamalıSolmalı, solmamalı

Aranır güzelliklerDeğişir özellikler

Müstehakız ceza yaMüebbet’iz, keza yaKatlanırız ezaya

Tepişir de, büyüklerEzilir hep, küçükler

Kütahya pişmanlığımNefsime düşmanlığımAdana uzmanlığım

Gizlenir, rezilliklerSahtedir, vezirlikler

Ankara duymaz beniBekliyorum yar seniToprak özlemiş teni

Kalacak, bilmişliklerBitecek, silmişlikler

Bugün düne dönüşürYarın günü bölüşürMazi-ati dövüşür

Gündüzler ve gecelerGönül Yağmur, heceler.


Nebi Ünler



Muhabbet Kuşumuz Kozan

MUHABBET KUŞUMUZ KOZAN

Muhabbet Kuşumuz KozanTüyleri odamda tozanKedimidir oyun bozan........ Kapı, pencereler açık........ Ah Gökçenim Kozan kaçık.

Müzik açsam şakırdı hepKimin ihmalidir sebep?Ulan kedi dolumu cep........ Bugün kafesimiz açık........ Vah Yağmurum Kozan kaçık.

Yerde sarı tüyler uçarCiğerime yara açarEl böğürde kaldık naçar........ Ya kediye vermiş açık........ Ya boş hayal, Kozan kaçık.

Yılgın Yağmur gitti MalikKozansızız, sabır HalikSızlanmayın göstermelik........ Gözpınarı hepten açık........ Adanasız, Kozan kaçık.


Nebi Ünler



Muhsin'im Üşüyor...

MUHSİNİM ÜŞÜYOR...

Bir yekindim, ayağımdan çeken varDönüp baktım, ülküdaşım sandığım...Kanatlandım, Keş dağında boran karYetişmedin, ülküdaşım sandığım.

Alperenler engellendi gelemezİstesede barikatı delemezAhlar vahlar bu şüpheyi silemezNerde kaldın, ülküdaşım sandığım.

Dava aynı amma... ocaklar ayrıGaye aynı amma... kucaklar gayrıMuhsinim üşüyor... düşecek sayrıNasıl yandın, ülküdaşım sandığım

Menderes kurtulmuş derler iki kezRemzi Oğuz Arık olmuş kanlı bezEşref Bitlis Paşam buzlanmış ı tezYok kanadın, ülküdaşım sandığım.

Yılgın Yağmur! Gitti... bir yiğit adamKeş Dağında pusu... kapanmaz yaramBir acayip haldir, nasıl em saramNeye kandın, ülküdaşım sandığım.


Nebi Ünler



Muhterem

(Efkârımı Paylaşan Yiğenim Teyfik'e)

Eski baraj, gençlik köprüsündeyizŞimdi bir sigara, yak be muhteremAman Adanalım, türküsündeyizÇakmağını bir kez, çak be muhterem

Aşiyan kumların üstünde yatarMartılar ördekler, bak katar katarBakarsan şu kıza, kaşını çatarGüneş gözlüğünü! tak be muhterem

Sazları kesmişler, çıplaktır kenarKulağım çınlıyor, yar beni anarYaprakların dökmüş, kavakla çınarSıtma ağacına! bak be muhterem

Dilber parkı tenha, şelale cılızSusuz kalmış Seyhan, bak buna kılızFeleğin paspası, eskimiş çuluzSaçımız, başımız, ak be muhterem

Ankara sağırdır, duymuyor beniYağmur'um diyerek, bulmuyor beniŞu ayaz geceler, vurmuyor beni!Hatamı başıma, kak be muhterem.

Adana, 07.01.08 - 02.05 Yılgın Yağmur.

Nebi Ünler



Muhteremin

MUHTEREMİN

Herkes aynı düşünmeliBirilerine göreAykırı ses kesilmeliTek olmalı töre

İspiyon, Jurnal, kanında olmalı muhtereminDavacı, savcı, Yargıç, hatta cellat aynı kişiHaşa Allahın verdiği farklılıklara muhalefetin,Ta kendileridir böyleleri, insanları ihbardır işi

Bizden, bizim gibi olmalı tek ilkesiEmretdersin efendim der sorgulamazKendisinden olmayanların yaşamasıdır işkencesiDevlet onun, ülke onun, dünya onun, aykırılar barınamaz

Böylelerini görüyorum, maalesef bir çoklarını tanıyorumAcı acı glüyor ve diyorum! iyiki Allah değilsinizYağmur der ki sizin gibilerden utanıyorumFırsatınız olsa, Mahşeri de kirletirsiniz.


Nebi Ünler



Muhteşem Kraliçe

MUHTEŞEM KRALİÇE

Her akşamTRT 1 deTutsak ediyor beniMuhteşem Kraliçe...

Entrika, maceraKıskançlık, ihtiras, aşk her şey varAldığım dersin özüDeğişim kaçınılmaz

Kader neler nelerÖğretiyor insanaBazan, sökmüyor bahanelerKader denilen lisana.

Bir şeyler yapmalı,Bir şeyler bırakmalı geride...Yılgın Yağmur bir tek Hak'ka tapmalıKul borcu kalmamalı ruhta, deride.

Bunları hatırlattı bana... dostlar!Muhteşem Kraliçe...


Nebi Ünler



Murat Dağı-Murat Bağı

MURAT DAĞI-MURAT BAĞI

Git başımdan Leyla... Mecnu'nuna gitBende, Leyla değil, Şermin hep vakit...Hüzünlü bir mazi, ödenen nakit........ Akdağ dumanlıdır buz burat dağı........ Sen gittin gideli, tuz murat bağı.

Kahvenin telvesi dokunur olduOkşadığın teller dökülür olduDiyebilirmisin; 'gel çilen doldu'........ Gedizin kaynağı şol Murat Dağı........ Diyorlar Şermine yol Morat Bağı.

Yılgın Yağmur dinler Murat'dan ağıtŞermine gitmemiş... yazılı kâğıtVuslatsız sevdalar, gizlenen ağıt........ Bulutlarda kayıp ol Murat Dağı........ Şermin'de tükenmiş, Murad'ın çağı..

Adanasız, Kasım-2008 Yılgın Yağmur

Nebi Ünler



Murat Dağı Kar'mı Yağar Zirvene?

MURATDAĞI KAR'MI YAĞAR ZİRVENE

Muratdağı kar'mı yağar zirveneGönülbağı yaprak döker bak geneHaber saldım Adanalı kirveme........ Üzülmesin... Balcalı'da aranıp........ Gezinmesin, saçlarını taranıp.

Gedizde'yim iki yıldır Gediz'deÜşüyorum, hasret denen denizdeNe morali, sarı solgun benizde........ Övünürmüş, aynalara yaranıp........ Demiş; 'ölsün keleşlerle taranıp.'

Efkar çöker, içim yanar, susarımYılgın derler, Yağmur derler susarımBu aşk ile ebediyen susarım........ Kirvem deme; 'Yağmur ölmüş taranıp',........ Hep avunsun, elaleme yaranıp.


Nebi Ünler



Muratdağı ve Oruç

MURATDAĞI VE ORUÇ

Muratdağı üstünde asılı iki bulutPişmanlık fısıltısı, 'ey aciz, onu unut! ..'

iki gün sonraTayfur gidecekalışmıştık hemşerimizeAdanalı olsun da çamurdan olsundiye diye... bitirmişiz iki yılıdaha dün gibişu koltukta ' adanalıyım abi...'deyişi....

Muratdağı sanki küs, yeşil dallarda sükutOlurmu Cemil Hocam, balık kökünü kurut

Cemil Hoca'nın balık çiftliğineÇukurören köyünden gidilir..Böğürtlenler simsiyahSular buz gibi soğukAlabalıklar fıkır fıkır kaynıyor havuzlarda3 tane köpek yanıbaşımızda sanki korumaresmen güç gösterisi yapıyorhavlamadan, korkutmadanama bacaklarımıza sürtünüyorlarsağlam basmasan devirecekler çaktırmadan.sendemi diyor Cemil HocaBugün niyetliyim diyorumBir bana bakıyor,Birde elindeki sigarasınaFarketmez Hocam diyerek gülüyorum.

Hayat olmak, olmamak, unutulduysan unutya hayallerle, yada hatıralarla avut

dereboyuna açılıyoruzhoca balıkları hazırlarkenelimizi yüzümü yıkıyoruz...bambaşka güzel Muratdağı bu yüzündenderenin kenarı çınar, ceviz ve fındık dolusöyleniyor Mesut Hocabayramdan sonra gelek gardaşoruçlu oruçlu hiç çekilmiyorkısmet be gardaş... yaşarsak, neden olmasın?bozulma gardaşÇünkü ben, bir salise sonrasını bilmiyorum.

Adanasızlığını, Yılgın Yağmur'a okutAşkpınarı dermi hiç, içindekini kokut?

Havuzlarda



Alabalıklar oynamayacakmışyiyemeyecekmişiz gayrı,Alabalığın en lezzetlisiniBırakıyormuş bu işi Cemil Hoca'sana devredeyim... herşeyi öğretirim...' teklifinibeceremem diye geri çevirdim.kapatıp gözlerimi...çarptım yüzüme yüzüme buz gibi suyukeşke... keşke yapabilseydim.

Kozan mezarlığında... mezar yerim namevcutBelki Mızraklı... belki... unut bunları unut.

Muratdağı ve Oruçve yaşanılan şahane bir günkimbilir belki yarın... diyebileceğim,bugünümüze, dün.belkide sonum olacak,boğazımda ki bu düğüm.oldum olası sevemedim, sevemem,vedaları.... ayrılıklarıgüle güle Tayfur'umaldırma bana... takma kafanı gardaşımmmmtam 5 saat, 18 dakika sonrasigaramı yaktığımda kalmayacakyüzümde hüzün.


Nebi Ünler



Muratdağı, Dumlupınar'a Bakar

MURATDAĞI, DUMLUPINAR'A BAKAR

Murat Dağı derler; bir ulu yaylaNaçar kaldık kırık, ok ile yaylaYunan kumandanı yakalamışlarNasıl uğraşırmış, yıldız'la ay'la

Yürü bire sarı öküzüm yürüDumlupınar bizim İzmir'e yürüEskişehir, Afyon, Kütahya, Uşakİstikamet ne mi? denize yürü.

Mavi gözlü, Sarıpaşam buyurmuş'Türk Yenilmez' tüm cihana duyurmuşMehmetçik ölür de düşmez sancağıDumlupınar gari.... rahat uyurmuş.

Yılgın Yağmur bak, gör... yiğit iziniDağlar, taşlar taşır Atam iziniMurat Dağı, Dumlupınar'a bakarGelin, görün, Şehitlerin izini


Nebi Ünler



Musa Bana Köyümü Anlat

MUSA BANA KÖYÜMÜ ANLAT

Yine yaramı deştin gece gece, gardaşım MusaGözümün önünde köyüm, çocukluğum...Köyümüzde kimler çıktı, kimler girdi nüfusaNasılda yanıyoruz ardından o güzel çocukluğun.

Darılma, ardı ardına gelen sorularıma gardaş,Sende çok iyi bilirsin, gurbetcinin halini...Ateş düştüğü yakar... insan bulamıyor sırdaş,Duymazlar, görmezler,dinlemezler barini.

Ekle ekle yama tutmaz, hicran elbisen,Boğazında düğümlenir mazin, bayram günleri...Allahtan dileğin, köyünü bir daha görebilsenÇocukların bıkar, dinlemek istemezler, dünleri.

Çekilirsin köşene, bir sigara yakıp susarsınBaba ocağın, ana kucağın, yıldızlardan dahada uzak...Birgün aniden patlayıverip, kızılcık şerbeti kusarsın,Ne kadar dönmek istesende bırakmaz, gurbet denilen tuzak.

Hadi gardaşım Musa, bıkmadan bana köyümü anlat.Köyüm nerde, nereye kayboldu, çocukluğum, gençliğim?Okul yıllarımızla, inek güdüğümüz günlerle biraz rahatlatMesela, Kozan'da ne hatıraları vardı Hacımirzelili gençliğin.

Musa! .. Adansız Yılgın Yağmur'a hiç bıkmadan tekrar tekrarBana hep, Adana'yı, Kozan'ı, Hacımirzeli'yi, Çukurovayı hatırlat.


Nebi Ünler



Muteberdir, Muhterem...

MUTEBERDİR, MUHTEREM...(Şiir: 1610987 - Dudaklarında ÖlmeliyimYazan: İnci Naz

Can feda edilir yollarına, sevgi her çeşidinde yaşanır ama en ölümcülü aşk maskesinde,yara karşı olunandır.... saygılar Şair dosta...)

MUTEBERDİR, MUHTEREM...

An gelir vurulursun... sol göğsünde bir sızıYüreğini sökse de, seversin o hırsızıNazıyla süründürür, yavaş yavaş öldürürBüyüdür her bakışı, sanki bir peri kızı...

Muteberdir, Muhterem... Seve seve yanarsınDeseler; aşman gerek kaf dağını ararsınBir kere gülsün diye, atılırsın belayaOna ulaşmak hayal, yalnızlığı sararsın

Bilmezki muteberdir, nezdimizde muhteremGörseydi içimizi... mutlak eylerdi kerem.Varsın duymasın bizi... Sansın; alçak bir aciz!Yılgın Yağmur bekler ki... Vuslat anına erem...


Nebi Ünler



Mutluluk

MUTLULUK

Mutluluk avucunda tutacağın kuş değilMutluluk Kafdağında kuracağın düş değilMutluluk, gözlerimde bulacağın suç düş değilAyperi, iki iken, bir olmaktır mutluluk.

Mutluluk, gözlerinde yüreğini bulmaktırMutluluk, mesafesiz nefesini duymaktırMutluluk, itirazsız her emrine uymaktırAyperi, vicdanınla uyuşmaktır mutluluk.

Mutluluk, aşka sadık, bir ceylanca sevilmekMutluluk, ela gözlü bir yar için delirmekMutluluk, yar uğrunda, ömrünü verebilmekAyperi, rüyasında görülmektir mutluluk

Mutluluk, haksızlığa isyan edebilmektirMutluluk, bazan sözde, çapkın olabilmektirMutluluk, bir yürekte, Yağmur kalabilmektirAyperi, gözünde, görülmektir mutluluk


Nebi Ünler



Müdürüm Burhan Gök

MÜDÜRÜM BURHAN GÖK

Kalamam burada deyip de çıktımMüdürüm Burhan Gök, ilk amirimdiKırkyedi yaşımda, çekmekten bıktımMutluluk ömrümde, hiç tahminimdi.

Erzurum-Şenkaya senin memleketBenimse Adana-Kozan MüdürümHep ekmek kavgası içindir gayretAlın terimizdir tozan Müdürüm.

Can kaygısı atmış seni burayaBir gönül yarası benim bahanemEskigediz’deki bir tek BankayaSeksenbeş yılında başlar hikayem

Onikinci ayda onikiydi günYaşım Yirmibeş dir, serde gençlik varŞoför Sıtkı buyur derken çok üzgünAdana’dan geldin bura sana dar

Sağlık olsun abim, hayat bu olurAcı patlıcanı kırağı çalmazYiğidi bela da, Oya’da bulurBu garip burada çok fazla kalmaz

Uzun boylu yakışıklı MüdürümHer gittiği köye götürdü beniMemuruma güzellere düğürümDeyip de dillerde gezdirdi beni.

Mehmet Amca, kızın vardır deyinceVazgeçmiştin bana kız aramaktanHandan ablamızla karar verinceŞikâyet etmiştin kalamamaktan

Denizli-Akköy’e gittin sonundaOradan Almus’a sonrada ŞuhutAcı haber geldi Afyon yolundaBanka müdürüne yanmıştı Şuhut

Sevim yengem Sibel, Gökhan yetimdirBir baba bir abi olmuştun banaÇok iyi adamdın Allah kerimdirRahmet diliyorum Allahdan sana

Bu sabah hayalin geldi karşımaYağmur’un gözünde iki damla yaşAyrılık karları yağar çarşımaAğardı müdürüm, o simsiyah baş




Nebi Ünler



Müjde Ar (Dediğimiz)

MÜJDE AR (DEDİĞİMİZ)(Bayram Sevim Gardaşıma...)

Bir F.Ş. vardı hatırlarsınGözlerine baktığımda tir tir titrediğim.O hep sustu, ben hep kekeledim.Heyecandan tutuldu... Ellim ayağım, dilim,Ona bir türlü' Seni Seviyorum' diyemedim.

Bir M...... A...... vardı unutmadıysanAramızda, 'Müjde Ar' dediğimiz.Güzeller içinde en güzeli budur,Diye peşinde gezindiğimiz.Okulun son günüydü ya...Ben girdim F.Ş. nin sınıfınaO yoktu,Öğretmen kürsüsünde Müjde ArBakıyor bana, ben dalaşırkenOcak temsilcileriyle...Kapıda 'Deli Zülküf' bağırıyor deli deliDönüp geldi, az önce dalaştıklarımız dan ikisiZülküf geliyor söndür sigaranı ne olur NebiGidin lan.................. de sizinde........ hepinizin! ! !Noktalı yerleri unutmuş olsanda,Gene en iyi sen tahmin edersin.

Sağ elimde sigaraSaçlarım kipri dikeni gibiKan çanağı gözlerim.Kalktı masadan, geldi karşıma.Gözlerinde belirgindi yenilgiO buğulu sesiyle'Sigaranı söndürürmüsün hatırım için' dedi.Gözlerimi gözlerinden hiç ayırmadanAvucumda söndürdüm sigaramıAcısına aldırmadan. yanan elimin!Seviyordu Müjde Ar vallahi beniAma benim gönlüm vefasız F.Ş. deBoynumu büküp ayrıldım yanındanOnun intizarımı tuttu yoksa lan gardaşım BayramSadece yutkunmak kaldı banaİkisinin ardından.

O Ticaret Liseli... O Ticaret Liseli günlerHiç çıkmıyor gardaş, Yağmur'un hatırından.


Nebi Ünler



Müniş

MÜNİŞ

Hastalığıyla alay edebilen, acılarına gülebilen,Seni hayaldenizi.com radyosunda tanıdım…Hastahane anılarıyla, düşündürüp, güldürebilenDalga geçe geçe, bu güne yürüdün adım adım.

Rumuzun “müniş” bence; “acılara gülen kadın” olmalıydıAldatılmışlığını, hastalığını, bizlere ne güzel anlatırdın…“Anne” ve evinin hanımı olmak, yuvan sevgiyle dolmalıydıÇerkez düğünlerinde meydanları, kahkahalarınla çınlatırdın

Ölümle vuslat, dindirmiş olmalı acılarını,Ama yine de birazcık daha kalmalıydın be münişSeni seven, Oğullarını, kızlarını, gardaşlarını, bacılarınıBak gözü yaşlı bıraktın… Hakkımız helal olsun müniş.

Yılgın Yağmur yazamıyor acıdanSelam götür bu dünyayla dalga geçebileneAyrılık kolay mı senin gibi bacıdanİmrenilir ancak, senin gibi göçebilene.

Adanasız, 18 Haziran 2009 Perşembe 20:59:06 Y.Yağmur

Nebi Ünler



Müniş Yok Artık

MÜNİŞ YOK ARTIK

Okuyunca gelen mesajıHer zaman ki şakasıdır sandım.Demek ki, bundan sonra olmayacak sıcak şakasıİyi bir insan iyi bir dostun kaybına yandım.

Yılgın Yağmur vakti geldiğinde gecikme olmazAdın anıldığında denilir; o mu yok artık...Gidenlerin, Yürekte ki boşluğu asla dolmaz,Bil ki, sıcacık şakalarıyla, yeni anılarıyla MÜNİŞ YOK ARTIK.


Nebi Ünler



Nargile

NARGİLE

Nargileİçiyor demişlerdi...ağzında hortumun ucu,sürahiye benzer cam bir kabın içinde su fokurdatan,Sigara yakmadan ağzından duman çıkarıyordubiryaşlı adamokula gelip giderkentarafımdan, gizli gizli izlenirdi bu kahramanokul bittiGeçmez oldum oradanProfilinizde geçen nargileBu şiiri çıkardı hatıralardan.

Kar yağmazdı Kozan'aKışın yağmur yağmadığı günlerEserdi kuru bir ayazKırbaç gibi şaklardı yüzümüzeAçardı Deli Emin bazan bağrınıSenin Çıktığın........Gülerdik kıkır kıkır ona hiç çaktırmadan

Kardeşi Palavracı FarukKapılıp bir gün palavra atmaya,atma dedikçe yeminler ve küfürlerle tasdik edipkendi kendinitamam inandık diye, yeminler ettirirken herkeseSalladı...Atma Faruk dedikçe birisi-Attım öyle bir attım ki el taşını-Döktüm uçağın camlarını- Üzerimde döndü döndü inemedi pilot-Kırdığım camdan başanı çıkarıp-Lan Kara oğlan bir inersem senin....Bende senin.....Korktu benden inemedi AllahsızKaçtı gitti...........Nemi oldu o deli eminŞimdi Hacı Emin diyorlar, el almış bir hocadanNargile dedik,Deli Emin, Hacı emin dedik. Kara Faruk dedik.Kısmet olmadı, denk gelmedi be güzelimHiç Nargile içemedik.Yılgın Yağmur Yirmiyıl gezdi gurbetteAdana'ya dönmesi oldu delilik.


Nebi Ünler



Ne Adana Olacak, Ne Güvenli Bir Liman

NE ADANA OLACAK, NE GÜVENLİ BİR LİMAN

Sadece avuntudur, hayallere sığınmakHayalsiz yaşanmıyor, benim gerçeğim budurİçimdeki günahtan, imkansızdır arınmakTövbe kapım kapalı, gönlüm öfkeyle kudur.

Diyorum demesine, kesilmiyor umudumFazla bir şey istemem! Allahım affet beni...Kalan ömrüm peşinde, koşmakla bir umudunTükenecek Allahım, affeden bildim seni.

Biliyorum kaderim, tıkılmaktır kafeseHürriyetim kayıpta, yılgınım çok yorgunumYalnızlık alın yazım, özlemim son nefeseEy benim deli gönlüm, imkansıza vurgunum.

Ne Adana olacak, ne güvenli bir limanYalancılık halkası, boynuma dolanacakAllahım nasip eyle, garip kuluna imanAfetmezsen acizi, günahla sonlanacak

Yorgun Yağmur tövbe der, gayrı hayal kurmayaBattım batacak kadar, çırpınmaktan vazgeçtim…Mutlu adammış rolüm, Karar verdim uymayaHiç kimseyi kırmadan, yarınlarımdan geçtim.


Nebi Ünler



Ne Garipsin Ey Hayat!

NE GARİPSİN EY HAYAT! ...(Mevlit Mavi’ye ithafımdır...)

Ne Garipsin Ey Hayat! Her şey bıçak ucundaBiran mutluluk huzur, kahır çöker ardından...Ne insanlar tanırım, ömrü kış uykusundaNasip almayan yoktur, şu feleğin çarkından

Bulut bulut tepesi, ne dağları görmüşümTorosları aşıp da, sürünmüşüm çukurda...Sevdanın çilesini, ilmek ilmek örmüşümKoca dede oğluyum, haram yoktur uçkurda

Beden toprağın hakkı, ben gönül peşindeyimGönül sınır tanımaz, hele bir de, deliyse...Çevrem de akbabalar, diyorlar leşindeyimÇok acı, bıçak vuran, dostlarının eliyse.

Cennet, cehennem orda, tapusu buradadırToprak toprağa kalır, gerekmez ruha, kanat.Hayatın ve ölümün, şifresi Miraç'tadırLa ilahe illallah, kâinat gerçek sanat

Ne garipsin ey hayat! ... koymazsın bizi rahatMecburen yaşıyoruz, kahır, efkâr, çileyi,Çaresiz edeceğiz, dönüşsüz bir seyahatYok kaçma ihtimali! toprak örter sineyi.

Ne garipsin ey hayat! çiğnerim, çiğnenirimHer geceye bir sabah, her gündüze akşam var...Bin öğüt kâr etmezde, bir bela! öğrenirimHeba oldu gençliğim, heyat şimdi başım kar.

Bastığın yer titrerken, gün gelir düşer omuzVarmıdır tükenmeyen, zamanın pençesinde,Aslan güçten düşerse, dalga geçer bir domuzEy hayat tükenirsin, yaşam işkencesinde

Yılgın Yağmur sabreyle, sakın kırma bir gönülAffetmezmiş Yaratan, kul hakkıyla gideni...Belin, dilin, eline, sahip ol! kazan gönülİbret al, tövbe et, gör; ziyan olup gideni.

Kalırmı ardımızdan, acaba bir hoş seda!Cilvene aklım ermez, acaipsin ey hayat.


Nebi Ünler



Ne Oldu Çalıkuşum

Davet etmeden seni, kapımı çalan sendinBin bir çeşit cilveyle benden aldın kalbimiTeslim olmamak için sana az mı direndimBeni tehdit ederdin, biliyorsun halimi.

Kapıldım hayallere dedim aşık olmalıTatlı sözlere kanıp doğruları şaşırdım.Başım taşlara vurup, saçlarımı yolmalıKahpelik yapmasaydın mezara dek taşırdım

Keşkeler faydasızdır boşadır pişmanlığımSen bu aşkı bitirdin keyfin öyle istemişSeni sarana değil. feleğe düşmanlığımAdımı çilekeşler listesine eklemiş

Taliplerim var dedin, şansını dene dedim.Meğer niyetin senin şu gönlüme talanmışSensizlik ölüm diye ettiğin yeminlerinBe vicdansız sevdiğim. tamamı da yalanmış

İki yılın sonunda vadem dolmuş olmalıKarıştın kayıplara hatamı bilmiyorumSeni senden korumam tek günahım olmalıVicdanım temiz gülüm mutluluk diliyorum

Ne oldu Çalıkuşum* ne oldu sana söyleGökten AYET’mi indi beni unutman için...Sustuğun günden beri, Yağmur’un hali şöyleRuhsuz kalmış bir beden çürüyor için için.

Gediz, Mart 2004 Nebi Ünler Yağmur* Hayali bir Sevgili sembolüdür Hiç Bir Çalıkuşu ile ilgisi yoktur.

Nebi Ünler



Ne Sendromu Yiğen

NE SENDROMU YİĞEN

Sen Otuzunda ağlamaya başladın YiğenOnyediyıl fazlayla, söyle ben ne diyemDaha yarısında değilsin ömrünÇocuk sayılırsın, ne olacak cürmün...Unutma Arap Ganilerin ölümden olmaz pervasıDaim yardımcısıdır, doğruların, Kadir MevlasıFelek bildiğini işler demişti dedenDamarındaki kandır, İyi Polis olmana nedenSevmelisin, geçmişi sevdiğin gibi, geleceği de,Bilmelisin, emmin Yağmur'un kalmadı hiç seveceği de.

Adana,14.12.06 Nebi Ünler Yağmur

Nebi Ünler



Ne Ustayım, Ne Üstad, Sıradanım, Sıradan

NE USTAYIM, NE ÜSTAD, SIRADANIM, SIRADAN

Ne ustayım, Ne üstad, sıradanım, sıradan,İçimdeki yanardağ, püsküren kül şiirimBu sıfatlar fazladır, nasip etsin Yaradan,Duygularla ördüğüm, ince bir tül şiirim.

Abi denmesi yeter, gardaşlık büyük payeAdanalıyık gardaş, kendimizi bilirikİçimizdeki koru, dışa dökmektir gayeHak yemekten korkarık, mizana çekilirik.

Yılgın Yağmur bir cahil, Aruzla tanışmadıkBir ustanın önünde, pişemedik bir türlü...Meydanlara çıkıpta, kimseyle yarışmadıkacemiyiz, çaylağız, olamadık kültürlü.


Nebi Ünler



Necla

NECLA...

Boyun kadar iki kız! .. Biraz solmalı NeclaOtuzdokuz diyorsun! Şaka olmalı Necla.

Demek ki bazıları, Yıllanmış şarap gibiGüzelleşirmiş... bunun, ispatı sensin Necla.

Yirmi yıl sonra gördüm... Halâ gençsin, güzelsinKırkbir kere maşallah! Nazar değmesin Necla

Yılgın Yağmur şaşkındır... Eskiyen yıllar olmuşBizi eskiten zaman, sana değmemiş Necla.


Nebi Ünler



Nede Olsa Adanalı

'Eğer ölümü göze alıyorsan'lan Ercan...sıkıyorsa bir 'mektup yaz'diyormuş ya,bir tehdit olabilir,belkide naz...cetin ceviz olmalıkükreyecek bir dişi aslan gibinede olsa Adana'lı

kimbilir torosların ardındane tuzaklar varne biçim delinecek dağlarferhatın deldiği,ne biçim çöller varMecnun'un gezindiğiyakıp kül eden bir aşk varKerem'in yandığıZümrütankası olsa, olsa, gardaşım ErcanGözbebeğine gözlerinle yol açıpYüreğini kaplayan nasırı EritebilmekolmalıAdana'lı birinin verdiği sürgün cezasını20 yıl gurbette tamamlayan yine affedilmeyenağabeyin Yağmur konuşuyor gardaşım...işin zor... işin zordan da zornede olsa Adana'lı


Nebi Ünler



Nem Kalır (Bekir Urfalı) ya Nazire

NEM KALIR

Kimden: Bekir Urfalı (Bay, 47)Kime: Nebi Ünler 1Tarih: 08.12.2009 16:51 (GMT 2:00)

Konu: NEM KALIR

NEM KALIR

Varlığıma sebepsin Sen gidince nem kalır?Yüreğimde bir hüzün, gözlerimde nem kalır.

Bekir Urfalı

NEM KALIR (BEKİR URFALI) YA NAZİRE

Yar oldukça namahrem, günah hariç nem kalır?Hayali yasak badem, nefesinde nem kalır?

Ha gayret adem soyu, yollar biter MEM* kalır!Kazandıysan bir gönül, minnetinde em kalır.

Babam girer rüyama, sabahında gem kalır!Ettiğim tövbelerden, kursağımda dem kalır.

Baykuşların damından, kulağıma zem kalır!Ruh çıkınca göklere, bedenimiz yem kalır.

Kem söyleme ey dilim, iylik uçar kem kalırKırık kalbler sahibi, Tekliğinde cem kalır.

Zaman ömür öğütür, geride a/lem kalırYılgın Yağmur ölünce, hiçlik de e/lem kalır.

Adanasız bir gurbet, hasretimde nem kalır.Asıl sıla öteler... kefen üstü nem kalır.


MEM: Bellek Aralığı

Nebi Ünler



Neol (Noel Baba) Pappa

Rivayet muhtelifDeğişmez gerçekSonunda Neol Pappa oldu Nail Baba'mızakıl mantık hak getireBatıdan gelen her şey mübahBatının gözlüğüdürGözümüzdeki mercek.

Pompalandı yıllar yılıYılbaşı, yılbaşı yılbaşıUyuşturdular alıştırdılar halkıBatının çabası gitmedi boşaBaşardılar sonunda içimizdekiBatının mankurtları.

Çam, hindi ve içecekHer eve her köşeye Nail baba girecekNasrettin Hoca kimmiş,Köroğlu, Dadaloğlu, Pir sultan Abdal da neymişMevlana, farisi, Bektaş AlevîYunus dedikleriBir cahil derviş!İstiklâl Marşı, Atatürk Nutku sözlüksüz anlaşılmazAna sınıflarımız da İngilizce eğitimTürkçe çok yetersizmişKemikleri Sızlıyor Karamanoğlu Mehmet Bey'inHaydi bana Karacaoğlan'danNe olur bir Türkü söyleyin.Sarpa sardı Avrupa'ya yamanma hikayesiBir gün mutlaka! anlaşılacaktır,Türk Halkının kinayesi

Entel dantel, halkına uzak beylerDillerinde kendilerine özelUydurukça kelimelerNeymiş efendim! çağdaş olmakİrtica, ortaçağ gericiliği, falan filan...GÜÇLÜ OLAN YAŞAMALI,HEP BANA, HAP BANA FELSEFESİbir türlü gözleri, mideleri doymayan,Bir güruhMilletimin değerlerini, beğenmezler asla!Batıya satılmıştır,hepsindeki ruh

Yılgın Yağmur mutlakaGireceğiz toprağaBen sadece sevmemin cezasını çekeceğimBunların hali ne olacakACABA? .




Nebi Ünler



Nere Kabul Eder Türk'ü Gardaşım

NERE KABUL EDER TÜRK'Ü GARDAŞIM(Ayhan Işın Gardaşıma)

Bavulları hazırlayın ne demekNere kabul eder, Türk'ü gardaşımAvrupa paylaşmaz bizimle yemekNere kabul eder, Türk'ü gardaşım

Ne gemimimiz var, nede gemicikzirvededir fuhuş ve dilencilikAydedemiz parselendi yenicikNere kabul eder, Türk'ü gardaşım

Din İman diyo da, Irak'a bakarBuşt ile dilleşir, selamı çakarBunlar ancak kendi halkını yakarNere kabul eder Türk'ü gardaşım

Halkım şaşkın ördek, gibi, çırpınırNasıl doyacağım, diye yırtınırBiraz kafa yoran mutlak çıldırırNere kabul eder, Türk'ü gardaşım.

Gül'lenir Çankaya, yeni bir noterAvrupa, İ-Me-Fe eğiktir foterBırakırmı sanki, Saros ve offerNere kabul eder, Türk'ü gardaşım.

Türk'ün işi yine zordadır zordaGen gelir hesabı öder her zorbaNereye gideriz bu yurdu kordaNere kabul eder, Türk'ü gardaşım.


Nebi Ünler



Neredesin Sürmene'nin Güzeli

Gece yüreğimi açmıştım sanaBekliyorum bir selamın gelmediKorkuyorum küstün bak işte banaNeredesin aşkım cevap gelmedi

Neredesin Sürmene'nin güzeliYoksa Adana'ya kurşunmu saldınYağmur'un kalmadı saklı,özeliİnanki aklımı başımdan aldın.

Adana, 06.04.2006 - 15:54 Nebi Ünler Yağmur

Nebi Ünler



Neredesin Yeşil Gözlüm Nerdesin

Yollar uzak diye, bozuk moralimNeredesin Yeşil Gözlüm nerdesinBeni tutsak etti, güzel cemalinNeredesin Yeşil Gözlüm nerdesin

Desen ki, sevdiğim gelde al beniSende biliyorsun, çok sevdim seniBir dünya kuralım, hem de yepyeniNeredesin Yeşil Gözlüm nerdesin

Yağmur sana vurgun aşkınla deliGel de bitsin esen ayrılık yeliYalnız sana akar gönlümün seliNeredesin Yeşil Gözlüm nerdesin

Adana, 18.12.06 - 12.20 N.Ü. Yağmur

Nebi Ünler



Neyzen Tevfik Usta'ya

BeyitSu-i tedbirimle ya hu öyle.oklaştı ki işimhem ağzıma.ıçtı felek hem de..ildi geçmişim……………………….……………………………………….Neyzen Tevfik

NEYZEN TEVFİK USTA’YA(İnanıyorum ki O beni Anlardı)

Görürüz, duyarız, düşünemeyizNasır tutmuş yürek, cerahat aşkıNimet çoktur amma bölüşemeyizTaptığımız yalnız, menfaat dışkı

Selamımız bile dilenciliktirGülen gözlerimiz hileciliktirOlurdu hitabın “hadi lan,. ktirVarlığınız cana, kanaat bıçkı”

Magazin diyorlar rezilliklereNefis es geçiyor, vezirliklereŞah olmak arzumuz kerizliklereSıradan, kap kaça, beraat şaşkı

Neyzen Tevfik Usta, inledi YağmurGün görmemiş yalan dinledi YağmurKutsalı, sevgiyi bilmedi YağmurDillerde çözümsüz, beyanat taşkı.

Adana, 08.02.07 – 13.30 Nebi Ünler Yağmur

Nebi Ünler



Nisan da Aşk Başkadır

Dün sıradandı her şey,Her şey sıradanMart soğuktur buralardaHer zamanKar düşerken DağlaraDüze yağıyor yağmurArtık hava ılımanBir şeyler oluyor yüreğimdeIlık ılık, akıyor bir nehirBir başka güzel görünüyorGözüme şehirDallarda tomurcuklarVe çiçekler açmaktadırHavalandı Gönül kuşumArıyor konacak bir çiçekSen hazırmısın Çalıkuşum*BiliyorsunNisan da aşk başkadır.

Gediz, 17 Nisan 2003 Nebi Ünler Yağmur*= Sembolik bir sevgili. Hiçbir Çalıkuşu ile ilgisi yoktur.

Nebi Ünler



Nostalji Kafe'deydim

NOSTALJİ KAFE’DE

Bugün kurtuluverdimOmuzumda ki yükten... çünküüüüü!Masamda Fatma Ş.. ve Keler Dağlı Aysel,Ve diğerleriyle birlikte 'Nostalji Kafe'deydim.

Ayrı ayrı, baktım gözlerine!İndim gözlerinden yüreklerine!Benim için şiir yazmasa da hiç birinizYine de tarafımdan sevilmiştiniz.

Kovdum masamdan diğerleriniÖptüm Fatma'nın ve Aysel'in elleriniŞahididir 'Nostalji Kafe' Yılgın Yağmur'unEbedi zaferidir bu oğlum Yağmur'un...


Nebi Ünler



Noterden Tastiksizdir... Sebil

NOTERDEN TASTİKSİZDİR... SEBİL!(Osman Gardaşıma…)

Diyorsun güvencesi, ben yazdım ya yetmez mi?Yüreğimden dökülen, bütün kullara sebil…Görünmeyen kâtipler, bana kayıt etmez mi?Ciğerimden sökülen, isteyenlere sebil.

İşte geldik gideriz, hiç doymadık, doymayızBeklentimiz, gönüldür, gönle, gönül koymayızGördüğümüz köy için, kılavuza sormayızPüsküren lavlarımız, dileyenlere sebil

Ya! gönül olmasaydı, taş olsaydı yüreğimYa! aşık olamasam, olmasaydı süreğim *Yada! Kinle, nefretle, hep dolsaydı küreğimYaratana! her şükrüm, bütün kullara sebil.

Noterden tasdiksizdir, yazdığımız her şiirHanemize alacak, yüreğimden ter şiirİçimde bir yanardağ, ıstırabım yer şiir,Atılmış ifrazatım, kıymet verene sebil.

Yılgın Yağmur hep verir, kısmet olmasın almakDileğim gönüllerde, bir solukluk yer almakÖmür bitene kadar, daim derine dalmakYaratandan arzumuz, bütün ruhlara sebil.

Adana, 24.11.07 – 19.04 yılgın Yağmur

Nebi Ünler



Nuh Beni Unutma

(Kıramayacağım tek insan, Bacım Nebiha’ya)

Rivayet bu yaDiye başlardı babamTitreyen sesiyleAralarda ilahiler okuyarakMasallar hikayeler anlatırdı hiç bıkmadan.Devir bozukAzmış insanlarGüçlüler güçsüzleri ezermişKimi eliyle yaptığına put deyip taparKimileri ben Tanrıyım diye gürlermişBir gün Nuh’aİnsanlara doğru yolu göster diyePeygamberlik verilmiş.Yıllarca uğraşmışÖğütler vermiş bıkmadan, usanmadan, yılmadanUmudunu kesmiş sonundaYanında birkaç inananBaşlamış bir gemi yapmayaHorlanmalar, alaylarNuh delirmiş diye gülmelerGemiyi hela yapıp içineBoşaltmışlar pislikleriniBaşlamış bir salgın hastalıkNuh ve inanlardan başkaHerkesKaşınmaktaGeminin kenarından kaymışUyuzun biriDışarı çıktığındaBakmış çok iyiSalgın hastalık kalkmış ortadanBizim gemiCıncık gibi tertemiz.Devam etmiş rezillik, küfürGüya tufanı haber versin diyerekDikilen nöbetçilerBir şeyler görememiş ufuktanBir yaşlı nineİnanmış Nuh’aHer sabah geminin yanından geçerkenTembih edermişTufandaNuh beni unutma

Bir gün yer yarılmışGök delinmişBaşlamış TufanBir gemi dolusu canlıBir avuç inananYeryüzü tertemiz



Kir yok kirleten yokGemiye yaklaşmış o yaşlı kadınSeslenmiş yineNuh beni UnutmaUtanmış unuttuğunu hatırlayınca Şaşırmış kadını dipdiri görünceUlu peygamberTufan bitti be nine demiş kadınaGeçen gün hastaydımÇıkamadım dışarıİneğim dönünce eveAzıcık çamur vardı ayaklarındaDemek ki o günmüş tufanNe olur ne olmaz diye dilemiş yenidenNuh beni UnutmaYağmur böyle duydu babasındanO da başka birinden duymuşGüzel bir dilekNuh beni Unutma


Nebi Ünler



Nupelda Meçhul

Nedeni sorulmaz, sultandan gelenİdam fermanına boyun bükülür...Hayatın sonudur, yüreği delenAşkın kor'u ile yaşlar dökülür.

Lanetlenmiş mazim, yarındır sönen.

Bak! sustu bülbüller, serçeler dilsizRüzgar bile bana, küsmüş Nupelda...Kıskançlık bahane, kaldım kefilsizYağmurun ipini çekmiş Nupelda.

O pembe yalanlar, biten bir şölen.

Nupelda Yarındır, Nupelda MeçhulBitmeyen sızımın, başı, sonu oOnaltı Mayıs'mı meçhuldür, meçhulEn güzel rüyamda biten konu O

Masalmış! , yalanmış, varmı bir gören.

Nupelda Adana, Nupelda azap!Ellerim böğrümde gülümsüyorumBenim tek şahidim sen varsın Yarabİçimdeki lavı püskürtüyorum.

Avcıların şahı; Yağmur'a gülen


Nebi Ünler



Nupelda! ...

NUPELDA! ...(Benim Nupelda'm sadece sensin...)

Her şeyin varken,Nedir bu doyumsuzluk...Tanıyanlar hayran hayran bakarkenYüreğinizde hiç bitmeyen olumsuzlukManasız değilmi?Sahi! söyle! Nupelda! ..

Mükemmel diyorlar sizeKıskanıyorlar yüreğinizin sahibiniNeler, neler verecekler bir gülüşünüze'Varsın fakir olsun, hiç parası olmasın,Yüreğini sevdim' diyordunuz bir zamanlarŞimdi bıktınız mı yoksaBunun içinmi kırıyorsunuz,Sizi, sizden uzaklarda yaşayanBir aşıkın kalbini,Söyle Nupelda!

Hani! yanağınızda ki, beni ilk öpen, öpülen!Hani! ilk ve son aşkınız nerede?Hani! küçük bir kedi gibi, karşınızda büzülen,Nerede Yılgın Yağmurunuz neredeeeee?Hey anasının nazlı ceylanı gamzeli yarTımarhanede mi, toprakta mı göreceksin?O seni bekliyor Adana'daVerdiğin söze güvenip,Yüreğinde bir tek senGelmeyecekmisinSöyle Nupelda


NUPELDA; Yeni açmış yaprak, (Çiçek)

Nebi Ünler



Nurettin Gülaçtı Hocam

Diyarbakır Memleket, çile hane Kütahya,Bazen heykel hamuru, Bazen bir resim olduk.Her yağmur sonrasında seller coşar, coşar yaMidemiz guruldadı, gırtlağa esir olduk.

Adem, Havva nesliyiz, kovulmuşuz cennet den,Kirletmişiz Dünyayı hem Habil’iz, hem Kabil,Sevmeyi bırakıp ta güç alırız nefret den,İlim emretmiş Habib, kalıyoruz biz cahil,Yağmura* sırt dönüp de, arıyoruz bir ADİL.**

Y. Yağmur 28.02.03 – 16.30* Rahmet, ** Affedici, Hak, Allah

Nebi Ünler



Nurgül Gitme Kal!

NURGÜL GİTME KAL

Abıhayat bir ağaçBizler birer dalHenüz tanışmadık, çoğumuz henüzNurgül dostLütfenAma lütfen,Nurgül Bacım, gitme kal.

Hatalar olacak elbetKimin bileğinde aynı boyda parmaklar varÇiğimiz olacak pişireceğiz! ...Arkadaşlığı, dostluğu veAbıhayat ağacını büyüteceğiz.Özle hayatımız zaten çok yoğunHer birimizin, birbirinden büyükDerdi var...Paylaştıkça azalır dertlerOlması gerekmiyor burada herkese yar.Bir merhabaBir nasılsınSıcaklıkDostlukArkadaşlıklar,Abıhayat güzelliklere diyar.

Varsa söyle, yaramazlık yapanlar,Bak orada kapı gibi,Adnan ve Ayhan abilerin var.Sana dost eller uzatılıyor,Sende dostluğunla kal, dostlarınla kal.

Hadi be dön, vazgeç kararındanHeeeeyyy! Nurgül dostLütfen ama lütfen Abıhayat bahçemizdeGitme kal...

Kocaman bir kalp,Bak orada seninde adın var!Yağmur derki, Abıhayat damlalar bütünüdür.Hayatta çekilmiyor, tek başına yalnızlıklar.Daha yaşanacak ne güzellikler olacakMahrum etme dostluğundan bizleriDinle bizi Nurgül dost! Nurgül Bacımız, baş tacımızLütfen ama lütfenNurgül Gitme... Abıhayatımızda Sende Kal.


Nebi Ünler



O Agustos Nerededir Sevdiğim?

O AĞUSTOS NEREDEDİR SEVDİĞİM?

Yutkunurum, düğüm düğüm boğazım!Gelecektin... Nerde kaldın sevdiğim?Yüreğine dokunmazmı avazım,O Ağustos Nerededir Sevdiğim? ...

Engeç sonhaftası vuslat günüydü!Çıkmaz çarşambanın olmaz dünüydüDemişlerdi; Gelmez onun ünüydü !O Ağustos Nerededir Sevdiğim?

Yıllar geçti ben burada beklerim!Kan gibi kırmızı gözbebeklerimBu senede sensizliği eklerim !O Ağustos Nerededir Sevdiğim?

Ahhh! Ceylanım gözlerinde tükendim,Halbuki enfazla seni sevendim,İmkansız ya! Belki diye özendim,O Ağustos Nerededir Sevdiğim?

Yılgın Yağmur yine yürek yaralıHemi yürek, hemi ciğer karalıAnlaşıldı yine yollar aralı ! ...O Ağustos Nerededir Sevdiğim?

Adanasız, 22.08.11 - Yılgın Yağmur

Nebi Ünler



O Arabada Kendimi Gördüm

O ARABADA KENDİMİ GÖRDÜM

Ayakta şalvar, gömlek yeşilGeziniyordum! dün, ben sersefilHastaneler kavşağında durdu bir pikapÖnünde iki şişman bayanArkada bir şişman bayan ve yanındaBiri iplerle kenara bağlı iki adamBelli ki tanıdık, ya gardaş, ya komşuSerbest olanı gri kareli gömlekli olanBağlı adamı sıkı sıkı tutuyordu.Kaç dakika yanar kırmızı anlamamKaç dakikada dünya yıkılır kafa yoramamAdana sıcağı garibimi vurmuştuSıkı sıkı bağlanmış ruh ve sinir hastanesine gidiyordu-Yanıyorum bir bardak su.... su. suuuuuuuuu-Yanıyorum bir bardak su.... su. suuuuuuuuu-Yanıyorum bir bardak su.... su. suuuuuuuuu-Yanıyorum bir bardak su.... su. suuuuuuuuu

ulan adam üflesen uçacak,yanındaki halâ sıkıyordu.-Yanıyorum bir bardak su.... su. suuuuuuuuuGri kareli, bir şeyler söylüyordu kulağına, başını okşayarakşişman kadın yalvarıyor boynunu büküp,bizimkinden devamlı, ha bre,-Yanıyorum bir bardak su.... su. suuuuuuuuu-Yanıyorum bir bardak su.... su. suuuuuuuuu-Yanıyorum bir bardak su.... su. suuuuuuuuu

Bakındım bakkal market uzak,Ben gelene kadar araba kalkacakBir ara bana baktı, gözlerinde kendimi gördümsanki bana!yakında gör düşeceğin hali diyordutitredim, tepemden, tırnağıma kadar titredim.o! halâ bana bakıyor, bu defa gülümseyerek;

-Yanıyorum bir bardak su... su... suuuuuuuuudiyordu.

Lisede ki sıra arkadaşlarım Resul! sırasını savmış,Fethi hala divane'ymişgaliba! sıra bendeonların, sebeplerini bilmem, bilemembenim sebebim sen olacaksın Ankarabak şimdiden sayıklamaya başladımYanıyor Yılgın Yağmur bir bardak su, su, suuuuuuuuuuuYanıyor Yılgın Yağmur bir bardak su, su, suuuuuuuuuuuYanıyor Yılgın Yağmur bir bardak su, su, suuuuuuuuuuu

O arabada kendimi gördüm ben



Yarınlarda diyeceğimi diyorum şimdiden

Yanıyor Yılgın Yağmur bir bardak su, su, suuuuuuuuuuu


Nebi Ünler



O Meçhul Yere

O MEÇHUL YERE

Kalır hatırası şu mutluluğunGidersem dönülmez o meçhul yere...Bilin yolcusuyum bir sonsuzluğun,Gidersem dönülmez o meçhul yere.

Adem babamızdan kalan mirastırGönül ehli olabilmek esasatırMuradım denirse 'Bu kulum hastır...'Kurbanım dönülmez o meçhul yere.

Neylerim tahtını, tacını DünyaÖmür dedikleri üçgünlük hülyaHakiki vatanım yar öbür dünyaKoşarım dönülmez o meçhul yere.

Adanasız, 06.09.10. Y.Yağmur

Nebi Ünler



Of Ulan Of

OF ULAN OF!

Dağlara... of dağlara! Duman çöker dağlaraÖlülerden haber yok! Benim ahım sağlaraAdanasız üşürüm... Küsmüş bana aynalarHasretim, of ulan of... yar kokulu bağlara.

Kuşlar kaçtı buradan, taş atıp ürkütmedim,Kafeslere koyupta, gururun küçültmedimElim kaldı böğrümde, boyun bükük, kalp kırıkDalkavukluk eyleyip, kimseyi yüceltmedim.

Bölündü uykularım, gecelerim bölündüOf ulan of derdim var, hecelerim bölündüCep delik, cepken delik, lamekanım, garibimDağlar dağladı beni, ciğerlerim bölündü


Nebi Ünler



Oğlum Balıkçı Oldu

OĞLUM BALIKÇI OLDU

Yüksel gelmiş Gediz'e... Konya'dan, Beyşehir'denGünay pastanesinde hasret giderdik biraz...Sigara içen tavşan, sonra Eskişehir'denBu muhabbet dört dörtlük, hocam etme itiraz.

Oğlum olta istiyor, Hamdi'den alıp döndümNe yüksel var ne hoca, bütün dostlar dağılmış...Tufan'ı sevecektik, patlak balona döndüm,Canın sağolsun Yüksel, görmek kısmet değilmiş.

Yarın balığa gidek, tekrarlayıp duruyorGölü kurutacakmış, tamamını tutupta...Muhtemelen küsecek, büyük hayal kuruyorHayale devam etti, beni de uyutupta.

Öğle cami dönüşü, Erdoğmuş göletineHalit düzdü oltayı, oğlum balıkçı oldu...İki küçücük balık, bıraktık göletineBaba-oğul mutluyduk, bu gün de akşam oldu.

Nasılda anlatıyor, balık nasıl tutulurİlk avda iki balık, benim oğlum çok şanslı...Dokuz yaş dünyasında, bu nasıl unutulurYılgın Yağmur şükreder, Yağmur Orkun çok şanslı.


Nebi Ünler



Oğluma Bakıp Bakıp

OĞLUMA BAKIP BAKIP

Gönül fena özlemiş, mızraklı tepesiniKısmet olmadı çıkmak, uzaktan bakıyorumBir türlü çözemedim, tayin meselesiniAh Ankara, Ankara, içime atıyorum.

En sonunda anladım, bedenim bana gurbetAğustos bitti biter, Gediz’deyim Gediz’de…Murat Dağı karşıda, Akdağ buluta hasretAdana baba yurdum, iflah olmam Gediz’de

Okullar açılıyor, kesem açık verecekAnkara’da ki beyler, duymaz garip sesiniDevlet bahçesin yine, Tayyip’çiler derecekBilmem nasıl kırarım, memurluk kafesini.

Tarikâtci değilim, İmam-Hatip görmedimKüçücük memurluğa, bakıyor koca bakan…Çalıp, çırpıp kendime, zırhlı duvar örmedimAllah’ın garibine, kadro vermezmiş bakan.

Hata bende olmalı, çünkü bunlar çok dindarNe Nobel’im var benim, nede batı’dan destekNe kadar hırpalasa, devlete olmam kindarYaşa var ol Türkiyem, asla olamam köstek.

Boyun büker giderim, yine çilehanemeÇocuklarım affedin, aciz kaldı babanız…Belki diye atıldım hüsrandır bu denemeTek tesellim sadece, hırsız değil babamız.

Baba diyor Yağmur’um, diyorum tayin yakınAmpülcü dayım yok ki, kendime gülüyorum…Yorgun Yağmur sabreyle daim edebin takınOğluma bakıp bakıp, gözyaşım süzüyorum.

Gediz, 28.08.08 Yorgun Yağmur,

Nebi Ünler



Oğluma Nasihat-1

Nasıl olur diye şaşırma oğlumBir “ol “ sözü yeter YaratıcınınBende senin gibi babama sordumDedi Kudreti var Yaratıcının.

Elle yaptığını put sayıp tapma,Riya zincirini boynuna takmaKimsenin ardından laf alıp satmaCezasın tadarsın Yaratıcının.

Aldatmasın şekil, ara, özü bul.Adamlık öğretmez asla bir okulUnutma hep “Bir’e” olacaksın kul.Üstü astı yoktur Yaratıcının.

Zaman değirmendir öğütülürsünDalkavuğa kanma büyütülürsünKıskananın varsa küçültülürsünRızasını kazan Yaratıcının.

İlim öğren, Olgunlardan öğüt al,Makam geçicidir. Sen hep oğlum kal.Yüzde kalma sakın, derinliğe dal,Kitabını oku Yaratıcının.

Toprak, ateş ve su görünen kısımHava ile Ruhtur görünmez hısımDoğmadan ölmüyor asla bir cisimKanunu böyledir Yaratıcının.

Sıfır dan ikiye arada “Bir” varKainata göre dünya küçük darSeni yaratandır sana asıl yarSevgisi sonsuzdur Yaratıcının.

İbrahim’i öğren, öğren Habip kimLokman gelip geçmiş, asıl Tabip kim,Bakarsan görürsün asıl Hatip kim,Varlık kitabıdır Yaratıcının.

Adem Havva, Şeytan, Habil’le KabilNuh ve Musa öğretmişler kim Adil,Ebul Hişam olmuş en ünlü cahilSırrına kafa yor Yaratıcının.

Nemrut ve Firavun şeytanın huyuGünah temizlemez dünyanın suyuYağmur derki hayat derin bir kuyuMalumudur her şey Yaratıcının.Gediz, 18.12.2002 Y.Y. Nebi Ünler

Nebi Ünler



Oğluma Nasihat-II

Hayvan ile farkın Tanrıya kulluk,Kulluk akılbaliğ olmaktır oğlum.İnsanlık sevgidir nefret odunlukMeleklik, Şeytanlık, sendedir oğlum.

Arzu oktur, gönül onu atan yayKapılma nefsine sonra dersin vayDik dur asla demem, yağ olupta kay,Eğilip bükülme, yılışma oğlum.

Boğaz ve Mideye kanıp şişersenBelin arzusuna yenik düşersenCahil kazanına girip pişersenUyuz köpeklere benzersin oğlum.

Çiçek çabuk solar, meyveyse çürür,Ruh kutsaldır ancak sevgiyle büyür,Şan şöhret istersen afaki yürür,Mevlana, Yunusu hep dinle oğlum.

Beden ruh ile var, ruhsuz beden boşGerçekler acıdır, yalan gelir hoşKabınla yetinme seller gibi coşHak bakidir sakın şaşırma oğlum.

Koyunluk kolaydır, çoban olmak zorBıçaktan kaçmaya, kafan varsa yor,Çobana, çobanı, bir bilene sorHiraya ineni tam oku oğlum.

Dönüp duruyormuş boşlukta boşlukSarhoşlukta zirve, Aşktan sarhoşlukKalemle kitapla imanla coştukTarihini asla unutma oğlum.

Ukalalık ukalaya yakışır,Gücü olan Hak yolunda yarışır,Hafif olan toz toprağa karışır,Küçük derelerde boğulma oğlum

Soru arayandan, cevap bilendenKorkma zarar gelmez hakkı bilendenÇabuk kurtul sen bilirsin diyendenSakın yağcılara inanma oğlum

Bir damla su kaynak, çamurdur özün,Görmelisin neler görmüyor gözün,Kalmamalı asla boşlukta sözün.Ölsen de tükrüğün yalama oğlum

Her susan zannetme dinlemektedirMeçhuller zamanla bilinmektedir,



Ölümsüz Ölümle dirilmektedir,Sırat köprüsünde takılma oğlum.

Düşenin halini düşen bilirmiş,Yağmur’u en iyi Yağmur bilirmişEzeli ebedi Allah bilirmişKâhine, falcıya kapılma oğlum.

Adana, 23.05.06 N.Ü. YAĞMUR

Nebi Ünler



Oğuzhan'ın Bozkurtları

OHUZHAN'IN BOZKURTLARI(Mehmet Vehbi Dervişoğlu'na...)

Kış uykusu ayılara, mahsus bilirdim... oysa!Oğuzhan'ın Bozkurtları... daha da uzun uyur...Nizamı alem davası, uyuşukluğu soysaAnadolu, Kafkas, Balkan, Kudüs'de Sulh'üm büyür.

Türkistan da GÖKBAYRAĞIM, melül mahzun... utancım!Ergenekon, kızıl elma, unutulmuş ülküdür...Ne yazık ki Türkün Türke, düşmanlığı usancım'Delinse yer çökse gök' ahhh! Mazi olmuş Türküdür.

Yılgınlık yok ey oğul; Kıyamet kopmadıkçaŞahlanacak yeniden, elbette Türk MilletiMehmetçiğe engel yoktur, kendinden korkmadıkçaNÜ.Yağmur'un imanıdır, BAŞARIR TÜRK MİLLETİ.

Kozanlı, 25.02.10 NÜ.YAĞMUR

Dostlardan;Kimden: (Bay, 58) Kime: Yılgın Yağmur Tarih:

Konu: Yn: [safak-turkusu] Esselamünaleyküm veeee...... OHUZHAN'IN BOZKURTLARI

Hacı bektaşi Veli sultanın bir sözü geldi aklıma.Anadoluda kara dut agaçları eksikolmadıgı müddetçe anadoluya zarar gelmez.Kara dut Erenleri temsil eder manada.(Hacı Ahmet yesevi,Sarı saltuk,Şeyh edibali,Hacıbektaşi veli,Ahi evran sultan) ve bugibi.Bu zatların yetiştirmiş oldugu zatlar daha devam ediyor.Rabbım Müslümanlıgıngerçek olarak yaşamasını TÜRKLERE vermiştir.Allah onları eksik etmesin dilegiyle.Saygı ve sevgilerimi sunarım.

Nevzat Birkan 25.02.2010 13:03 (GMT 2:00)

Nebi Ünler



Ohhh Be! ! ! Yaşamak Güzel

OHHH! BEEE! YAŞAMAK GÜZEL

Barajyolundan sağa dönerkenKalphastanesi diyor muavinİnenler, binenler ben karşıya bakıyorumHayret sızlamıyor yüreğimYine boş kapı, yine kimse yokOh! ! ! beeeee yaşamak güzel

Dilimde Dadaloğlunun meşhur türküsü;

'Kalktı göç eyledi Avşar elleri,Ağır ağır giden eller bizimdir.Arap atlar yakın eder ırağı,Yüce dağdan aşan yollar bizimdir. '

CEAŞ lisesi önündeyim, sevgi adasıBaraj bu gün daha güzelUnutmuştum bu duyguyu!Türküye devam...

'Belimizde kılıcımız Kirmani,Taşı deler mızrağımın temreni.Hakkımızda devlet etmiş fermanı,Ferman padişahın, dağlar bizimdir.'

Fermanda bizim, Dağlar da bizim beeeee! aşık.Yaşamak güzel,Adana güzel, senin türkünü söylemek güzel

'Dadaloğlu'm birgün kavga kurulur,Öter tüfek davlumbazlar vurulur.Nice koçyiğitler yere serilir,Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir '

Dadaloğlu

Evet! ölen ölür, giden gider, umrumda değilİçimizde akan lavlar bizimdir.

Balcalı kavşağındayız, sağda solda, sıtma ağaçları, çamlarOrtada hurmalar, palmiyelerBu gün, Balcalı bir başka güzel

İniyorum otobüsden, gölde karabataklar,Uçuşan martılarKaratavuklar, serçeler cıvıl cıvılBu gün daha güzel ötüyor arapbülbülleriGüneş pırıl pırılBu yaşadıklarımSanki liseli günler



Koşmak istiyorum,Yuvarlanmak istiyorum, yeşil otlar üzerindeGünaydın diyorum tanımadıklarıma dahi!Yüzümde gülücükler...Kafeci şaşkınlıkla bakıyor yüzüme,'Gözlerinin içi gülüyor bugün, anlayalım abi! ' diyor.Kuşlar gibiyim gardaş,Bugünden sonra böyle diyorum.

'Yorgun Yağmur, sen abtalmışsın oğlum'Diyorum, kendi kendime! ...Gülümsüyorum, hatta gülüyorumEn hain gülüşümle! ..Oh beeee gerçekten,Hür olmak güzel.

Adana, 04.02.08 - 08.10 Yorgun Yağmur

Nebi Ünler



Okan Kurdoğlu'nun Şehrine

OKAN KURDOĞLU'NUN ŞEHRİNE

Yel değirmenleri vardıYedi kapısında da! bu şehrinDara düşenin, kapısında arardıMutluluklarını gönlü pek ZenginlerinViyana bozgunu,Balkanlar! Galiçya, KafkaslarKanal, Kudüs, Yemen, ÇanakkaleOluk oluk akarken kanı MehmetlerinSancısı büyük oldu,Gavur icadıdır diye reddedilmelerinSevgi saygı, ÇelebilikKayboldu İstanbul'un hanımları, efendileriİnsanlığın yerini Akreplik, çiyanlık, yılanlıkMavi gözlü yeniden verirkenKaybolan hasletleriÖmrü yetmedi.

Ahhh! Mavi Gözlü Atam Ahhh!Uydurma bahanelerleYüzsüzler hep karşında..........................SusmalıyımBir açabilsen Mavi GözleriniCiğerini sökerdin mutlaka bu şehrinİşçisini coplayan,Çiftçisini horlayanKöylüsünü zorladıkça zorlayanGemicik sahiplerinin babalarındanBatının karşısında gerdan kıranlardantemizlerdin mutlaka bu şehriBir UyansanBir UyansanBir Uyansan

Yorgun Yağmur yinde umutludurTitreyip dönecektir! Milleti bu kutlu şehrinZübeyde'ler sancılı,Zübeyde'ler çocukludurGetirecektir bize, Türklük denilen nehirBin Mustafa, Bin Kemal.Rahat uyu kabrindeATAMIZ, ATATÜRK'ÜMÜZ, MUSTAFA KEMAL


Nebi Ünler



Okul-Eylül

OKUL-EYLÜL

Zil çalar eylül gelirOkullar neşelenir...Öğretmenler ders verirBilgiler deşelenir.

Okulsuz Eylül olmazHayattır okul yoluOkuyan beyin solmazOlmalı bilgi dolu.

Yılgın Yağmur bak eylülOkula git ışık ol...Çocukluğa yol EylülMazim Eylül Eylül dol.


Nebi Ünler



Okullar

OKULLAR

Adem, İdris, sonra NuhTarih’in bildirdiği…Hud uyarır! Sapkın ruh,“Debûr”muş dilediği.

Salih’in devesiniOklayan kahpe ellerBir nida hepisini…Kurtaramadı evler.

İbrahim’ce bir keşifTüm Nemrutlar perişan.Kerem’ce külde keşifAslı’ların feri şen.

Mansur’a bir NesimiYunus’a Molla Kasım…Mehmet Akif resimiAfak da, Nesli-Asım

Ergenekon olmalıTürk-İslam’a bu asır.Garbın bahtı solmalıMankurt’lar çok leş taşır.

Hiroşima ne idi?Soykırım diyen soysuz…Zenci de insan idiMidesi dolu, domuz…

Baştan, başa bir kıtaSoykırıma uğradı…Türk-İslam yüksek çıtaAlçaklar uğruladı.

Nizamı-Alem doğarRuh teslimse Kuran’a…Vahşeti Bozkurt boğarUlaşılır Turan’a.

Turan Kızıl ElmadırVarmaya Türklük gerek…Türke miras kalmadır,Kutlu günlere çeyrek.

Yılgın Yağmur yakındırKürşat’ça bir silkiniş…Yesevi’ce akındırŞu okullar diriliş.




Nebi Ünler



Olmadım, Olamam Pir'i Dağların

OLMADIM, OLAMAM PİR’İ DAĞLARIN(Delibal Gardaşıma Cevabımdır...)

Dağlar konusunda, muhabbet bitmezÇünkü asla olmaz, kir’i dağlarınSığınan Garibi, koynundan itmezKöroğlu olmalı Pir’i dağların.

Kurdu, kuşu, börtüböcek barınırÇiçeğiyle, Lokman Hekim tanınırMisis Köprüsünde ölüm arınırEbedi kalacak Bir’i dağların

Ne kırat var nede, yeterli azıkSevdim diyenler hep, attı bir kazıkKırksekiz basamak çıktım çok yazıkRakibi olamam, diri dağların

Zirveler kartalın, etekler kurdunBir ceylana bakıp, diyemem vurdunÖtelerde bekler, temelli yurdumAncak seyyahıyım, iri dağların

Babam Koca Dede, derdi; “şımarma!Bülbül meclisinde, sakın bağırma! ..Haddini bilmezsen! Derler; anırma”OLMADIM, OLAMAM PİR’İ DAĞLARIN

Ferhat’ı olamam, Şirin’im yokturDil yarası vardır, irinim çokturÜnvana, servete, gözlerim tokturYorgun Yağmur tek e-sir’i dağların


Nebi Ünler



Onur Dolu Aşklara Ha! ...

ONUR DOLU AŞKLARA HA! ...(Tayfun Günaydın Gardaşımıza...)

Geldiğin gibi gittin!Demişim ya! bunalımlı halimdeTövbe... tövbe... tövbe üstüne bittinÇekinme güzelim; zalim de..

Vicdansız de, hain de cellat deHİÇ SEVMEDİN... YALANCISIN! deme sakınBende haniler, sende yaniler bitmez... YeşilindeŞu ağacın yaprağının, biz vardık ya! Unutma sakın.

Hani şurda, hani şöyle... Hani burda, hani böyle!Görür gibiyim, al al olmuş yanaklarını... Eşsiz Kelebek...Yani şurda, yani şöyle... Yani burda, yani böyle... kıvırma öyleNe aynı çatı altındayız... Ne telefon, ne mektup var, nede bebek...

O ağacı... Çınarmıydı, meşemiydi unutmuşumGözlerimde.. Hatıralar yaprak yaprak savrulmuş...Çok sevdiğim bir yalandın... senide kendimide avutmuşum,Onur dolu aşklara ha! .. Yazık, Yılgın Yağmur o gözlerde kavrulmuş.


Nebi Ünler



Orkide

ORKİDE

Aradığın ben, aradığım sensin belki deYollarımız birleşir, bellimi olur Orkide

Ben Adana'da yalnızlık çenberindeSen Periler ülkesindesin Orkide

Bilirmisin Seyhan'ın kenarında eleleGezen sevdalıların mutluluğunu, Orkide

Hep yalnızlık şarkıları Yorgun Yağmur'un dilindeBelkiler hiç bitmedi bende, bekliyorum Orkide.

Adana,: 03.05.2008 - 02:26 Y.YAĞMUR

Nebi Ünler



Ormanlar Yanıyor

ORMANLAR YANIYOR

Hangi kahpe dölü, yapar bu işiOrmanlar yanıyor, ciğer yanıyor.Ormana kıyamaz asla er kişiOrmanlar yanıyor, ciğer yanıyor.

Komşu Yunan birde, bizim ülkemizAcabalar bitmez, vardır şüphemizTerör köpekleri, nedir gayeniz?Ormanlar yanıyor, ciğer yanıyor.

Cam, sigara, gaflet, bu kadar olmazOrmana kıyanın yuvası onmazYanmış ağaçlara kuşlarda konmazOrmanlar yanıyor, ciğer yanıyor

'Yaş kesen baş keser.' demiş! Hünkârım,Yaş yakana ne yapalım Hünkârım?Bir ağaç kaç yılda büyür HünkârımOrmanlar yanıyor, ciğer yanıyor.

Meclis karar alsın yakana idamYanan yere asla yapılmasın damDevlet çok isterse çıkarır fermanOrmanlar yanıyor, ciğer yanıyor.

Yağmur yağıyorsa ormana yağarSuların kaynağı, ormanda doğarÇöl olunca hava nefesim boğarOrmanlar yanıyor, ciğer yanıyor

Kıyamet koparken ağaç dik diyenAllah Elçisini varmı dinleyenYılgın Yağmur, yangılarda inleyen,Ormanlar yanıyor, ciğer yanıyor.


Nebi Ünler



Osman Ertuğrul Osmanoğlu

OSMAN ERTUĞRUL OSMANOĞLU

Yokmuş, kısmetten ötesi.....Doğum ile başlar hayat! ...Hayat, bazan muhteşem bir doğumun ertesiTaht ise bazan da sefalete seyahat.

97 yıl, neler neler barındırır.Mutlaka biter ömür.... hey insanoğlu..Yaşamak, yaşayana tecrübe kazandırırGüle güle OSMAN ERTUĞRUL OSMANOĞLU

Yılgın Yağmur şahididir hiç siyaset yapmadınHazmedebildin Milletin SULTANLIĞINI...Hiç bir zaman, demokrasiden sapmadınKendinle götürürüyorsun OSMANLI'nın Sultanlığını.

Hiç bir zaman asaletinden taviz vermedinNur içinde yat son Osmanlı, son OSMANOĞLURahman ve Rahim Allah gani gani Rahmet EylesinDeden'in dehası şimdi olsaydı keşke, içseydik dolu dolu.


Nebi Ünler



Oyna Bir Sek Sek

OYNA BİR SEK SEK...

Görünürde, değişen pek fazla bir şey yokSavcı-Avukat-Hakim sen, mahkum ben, karar tek...Yaşayan bir ölüye neyler,atom bombası, kılınç, okİstersen çık üzerine cesedimin, oyna bir sek sek.

Bir soru, sadece bir soru; Beyaz Güvercinle ilgiliKör düğüm çözülecekti, cevap koskoca bir sükut...O hikayeler, ahhh o yalanlar... kalemimiz silgiliBir aldatılmış yürek... kalmamış bir zerre umut.

Binde ikisi doğru diye, dünya kurulmazYalanlar, uydurmalar o kadar çoktu ki...Gönül dedi; Yılgın Yağmur burda durulmazBir melekti O! Hiç hatası yoktu ki...

Oyna bir sek sek cesedimin üstünde...Sütte leke olur da...Sevgilde leke olamaz...


Nebi Ünler



Ozan Arif, Nerede Milliyetçi Hareket?

OZAN ARİF, NEREDE MİLLİYETÇİ HAREKET?(OZAN ARİF, REFERANDUM İÇİN NE DEDİ bölüm 1 Dinlerken)

Referandum sonucu, çok perişan halimizOzan Arif nerede… Milliyetçi Hareket?Bana göre kalmadı, hiç amamız, yanimiz,Ozan Arif nerede… Milliyetçi Hareket?

Kitap Kuran diyorduk, hedef Turan’dı TuranEsir Türk’e hürriyet, Kızılelma’ydı TuranBaşbuğun buyruğunda, söken şafaktı TuranOzan Arif nerede… Milliyetçi Hareket?

Üç vekille tozunu atıyorduk meclisinOnaltıyla şeklini çiziyorduk meclisinEylül kasırgasında kurbanıydık meclisinOzan Arif nerede… Milliyetçi Hareket?

Kurşunlar ve sehpalar, Bozkurtları yıkmadıİşkenceyle sorguyla hiçbir Bozkurt bıkmadıLakin hesap sormamak aklımızdan çıkmadıOzan Arif nerede… Milliyetçi Hareket?

Doksanbir de ondokuz, hükümete destektikDep.’liler desteğine, dört yiğitle pes ettikDoksanbeş de baraja takılıp da ne ettikOzan Arif nerede… Milliyetçi Hareket?

Ah Muhsin, Yiğit Muhsin, kaybetti, kaybettirdiBu davayı bölerek, bize yazık ettirdiKardeşi kardeşine, hasret çeken ettirdi.Ozan Arif nerede… Milliyetçi Hareket?

Dört Nisan doksanyedi, kaldık Başbuğsuz yetimSevdamız bitemezdi, Ülkücüydük nitekimDevlete, Devlet gerek… iktıdardı kısmetimOzan Arif nerede… Milliyetçi Hareket?

Onsekiz Nisan günü, sene doksandokuzduİkinciydik... sayımız, tam yüzyirmidokuzduHalimiz teli kırık, çalamayan kopuzduOzan Arif nerede… Milliyetçi Hareket?

Hocaya ürkek derken, Rahşan zehrini yuttukEcevit'in asası, Mesud'a çanak tutukİpten alıp katili, İmralı'da avuttukOzan Arif nerede… Milliyetçi Hareket?

İ-Me-Fe'nin memuru, oldu padişahımızEkonomi yerlerde, hali perişanımızErken seçim diyerek, bozuldu nişanımızOzan Arif nerede… Milliyetçi Hareket?



Milletin tokadından, ders almak hak getireBoynu bükük bir dava, bahçeli sel götüreSezeri Çankaya'da oturtan biz sedireOzan Arif nerede… Milliyetçi Hareket?

Sanki gökten ayet var... Bahçeli hep BahçeliBaşbuğun mirasını, heba etti BahçeliKol kırılır yen içre, gene geldi BahçeliOzan Arif nerede… Milliyetçi Hareket?

Gül'e Çankaya yolu, başörtüye bir çözümCe-He-Pe Anayasa, yedirirmi hiç, gözümSola koltuk değneği, bunu kaldırmaz özümOzan Arif nerede… Milliyetçi Hareket?

Ülkücü müsveddesi, görüldü kahır çekenYılgın Yağmur bulurmuş, belasın, bela ekenZiyan edildi ÜLKÜM... Budur boynumu bükenOzan Arif nerede… Milliyetçi Hareket?


Nebi Ünler



Öğ-ünler

ÖĞ-ÜNLER

Meğerse zehirimiş, sunduğun o! öğ-ünlerO kanlı ellerinle, bitti! ben’de düğ-ünler

Her şeyi beklerdim ya! Jigolo suçu aslaİstediğin oldu yar, başla! Ben'siz bir fasla.

O ela gözlerinde, yoktu böyle ithamlarİhanetim olmadı, nereden, bu ilhamlar.

Zaman mı, yoksa ben'mi, sen'de, beni tüketenNedir o yüreğinde, iftiralar üreten

Nazikçe ayrılalım! deyip, çekilmek varkenSızlamazmı vicdanın, bana çamur atarken

Şartmıydı nasırıma, basıp çıldırtman beniKim koklarsa koklasın, koklamam artık seni

Mogan gölünde seni, yasaksızlar gezdirsinGeçtiğin her bir yere, atlas halı serdirsin.

Bırak beni demenin, senceFarkındayım her şeyin, kıvırman boşa, aşkım,Yalova kaymakamı, oldum ölümsüz aşkın

Yorgun Yağmur çoktandır, bekliyordu bu sonuGözlerinde olmalı, (maviş) ’in istasyonu.


Nebi Ünler



Öğretmenim

ÖĞRETMENİM

Bana bir harf öğretenin kölesi olurum demişO Şahı Merdan, Ali'lerin Ali'siOku diye başlamış kitabımız inmeyeBizim peygamberimiz Hz. Muhammed değilmidirİlim Çinde de olsa gidip öğrenin diyenöğrenen ve öğrendiklerini öğretenElleri öpülesi bir varlıktır her bir öğretmen

Cahit CanYunus AkıllıoğluŞaziye GedikDeli Mahmut RahmetlikAyfer Şapbudakİclal GörenErsan ArıkanAffedin beni ismini sayamadıklarımzamanında anlayamadım sizleriŞimdi öğrendim kıymetinizi, azarlamaz, yine affedersiniz bilirimne olur bağışlayın o tembel öğrencinizi

O anarşi günlerindeÇok üzdüğüm, bana tahammül gösterenSavaş ŞimşekRamazan BaşerMustafa AydınAli UçarDeli Zülküf (Dağlı)Küfürlerimi duymazdan gelen,Kulağımı çekenhatta döven,yada dövmeyensaygıyla selamlıyorum hepiniziufuktunuz,buluttunuzYıldırım,Şimşek, Rüzgar, Deniz, kutuplar, uzayDoğu, batı, güney, kuzeyAğrı Dağı, Everest Tepesi gibi yücesiniz hepinizYağmur olup ta döküldünüzBilgi, bilim, ilim öğretenBence hepinizin tek adı olmalı Mehmetçik gibiGüneş Öğretmenİçimden geldi,Saygıyla, sevgiyle, hayranlıkla öpüyorum hepinizin elindenAydınlatan, ısıtan, cahilliği yıkan, Öğrenmeyi öğretenKutsal bir mesleğiniz varEn değerli varlıkların adı benceÖğretmen.




Nebi Ünler



Öğüten Değirmen

ÖĞÜTEN DEĞİRMEN

Olmayan gölgeye açılan savaşAnka gagasında seraba barış...Şair yüreğinde her şiir lav, aşYalnızlık nihayet, hiçliğe varış.

Belkiler kuruntu, avuntu, zaman,Öğüten değirmen, zaman çok yaman,Aşkın hakikati, cahile saman,Gönül ehli için, vuslata yarış.

Güvercin gagası zeytin'e muhtaçTurna gözleyene vurulur kırbaçYılgın Yağmur yoktur sana ihtiyaçUnutma çukura, ancak bir karış


Nebi Ünler



Ölmeden Öldürmüşüm Yarınımı, Belkimi

ÖLMEDEN ÖLDÜRMÜŞÜM, YARINIMI, BELKİMİ.

Karşımda gülen resmin, diyorum 'CAN' nerdesin?Aynaya bakıyorum, en silinmez yerdesin.

Bulut bulut üstüne, kibriklerim ıslanır!Son nefesi vermeden, gönül nasıl uslanır?

Kader böyleymiş deyip, avuturum kendimiÖlmeden öldürmüşüm, yarınımı, belkimi.

Elveda demeden de, bitiyormuş sevdalar...Nekadar bitti desem, bitmiyormuş sevda yar.

Adanasız diyorum, yarsiz dememek içinTek düşmanım kendimdir, kendime bilmem niçin?

Yılgın Yağmur'dan geçmiş, çoktan vuslat zamanıAzad etmiş olurdun, saplasaydın kamanı.


Nebi Ünler



Ölüme Gülüyorsun! ... 2

ÖLÜME GÜLÜYORSUN! ... 2(Güvercinin Ardından...)

O kahpeymiş, kötüymüş, varsın sevmesin beniBen bir kere sevmişim, artık geçemem ondan...Affediyor yüreğim, her tür ihanetiniSinemi delen kurşun, kurtarır acı sondan

'Çok şey istemedim ki, o mavi gözlerinden,Bir kaç günlük mutluluk, fazlasına ne gerek!Tercihim kaçmak oldu, dostların sözlerindenDinlemiyor şu gönül, ne akrep! ne engerek...'

Toroslar gizlemedi, Menge köprüsü yıkıkGöksuya aktı kanım, dileğim o yaşasın...Emine'yle Ahmet'in, türküsü bir hıçkırık!'Bana kurşun atan dost, Adana'ya koşasın.'

Adana, 10.05.2008 16:41:00 Yorgun Yağmur

Nebi Ünler



Ölümü Öldüreceğim (Suat Güney Gardaşıma)

Ölüm’ü öldüreceğim

Bu aralar uğraştayım,Çok yoğun bir savaştayım.Çıkılmaz bir yokuştayım.Zirvesinden indireceğim,Ben ölüm’ü öldüreceğim.

Ulaşılmaz bir tahtı var,Ama kara bir bahtı var.Huzur bulsun tüm canlılar,Zirvesinden indireceğim,Ben ölüm’ü öldüreceğim.

Suat Güney

Bu güzelliği üreten yüreğini kutlar, kalemine devamlılık dilerim. Hoşgörünüze sığınarak,

Ölmek kabre giriş değilKastımız intihar değilHey nefis önümde eğil...... Gönlümü güldüreceğim...... Ölümü öldüreceğim.

Aşık olmak ölümsüzlükYaşamak mı gönülsüzlükHak'kı bilmek ömürsüzlük...... Ömrümü sürdüreceğim...... Ölümü öldüreceğim.

Yorgun Yağmur iki kapıBöyle yaratılmış yapıKainat hayat kitabı...... Bedeni gömdüreceğim...... Ölümü öldüreceğim.


Diyorum.... selam ve saygılarımla...

Nebi Ünler



Ömer Çavuş

Ömer Çavuş bir yiğit, bükülmezdi bileğiTa ki Menekşe Gözlü... Bir yar sevene kadar...Yaradana malumdur, Yaradanın dileğiMutluluk dolu günler... ancak ölene kadar.

Ömür her dem kısadır... bir de yetimler varsaMenekşe gözlü üzgün... Ömer Çavuş erkenci...Nazlının boynu bükük, Babam beni bir sarsaAh gelmeyen babalar...tüketiyor direnci.

Lazutlar salkım saçak- oynarken ki o halinBir küçücük yürekte... hiç eskimez o halinMenekşe gözlerinde... yaşatıldı o halinYetimlik tükenmezmiş, insan ölene kadar.


Nebi Ünler



Ömer Lütfi Mete

ÖMER LÜTFİ METE(Dün, ölüp de uyanan... Ömer Lütfi Mete babaya...)

Ömür dediğin nedir ki gülüm?Musalla taşına kadar süren saltanat...Evveli olanın sonrası ölümRuhlara takılir görünmez kanat.

Lalezar da vardır, kuru bağ da varÜzmek, üzülmek, hüzün... yada mutluluk...Türk olarak doğup, Türk kalamamak ar! ..Fatihiysen gönüllerin... inancına kutlulukİstiklalin, istikbalin sırat-ı müstakil'ine bahar.

Muradı gerçekleşmişse kişinin... senin gibi,Eserleri kalmışsa, gönüllerde yaşatılacak....Tutkuların olgunlaşmış... meyveli ağaç gibi,Esareti bitecek insanlığın... Yezit'ler boğulacak.

'Yezidin harcı zulümYiğidin burcu ölümFeleğe dayandım gülümÖldüm de uyandım gülümÖldüm de uyandım.' Ömer Lütfi Mete

Yılgın Yağmur üç İhlas, bir Fatiha okuyup,Ruhuna gönder Ömer Lütfi Mete aganın...Nice gönüllerde; 'Öldüm de uyandım' dokuyupBir hoş seda... kurbanı olurum böyle vedanın.


Nebi Ünler



Ömer Ulu Coşar, Coşar Ha Coşar

ÖMER ULU COŞAR, COŞAR HA COŞAR...

Hani çalar ya bir zeybek havasıÖmer ULU coşar, coşar ha coşar...Yurdun dört yanıdır ekmek davasıEfe Yüreklimiz, coşar ha coşar.

Erdoğmuş'un çınar dibi akıldaHalka hizmet hakka hizmet fikirdeMutluluğu yüzü gülmüş fakirdeEfe Yüreklimiz coşar ha coşar.

Ak Mehmed'in nasihati 'dürüst olVatan için, Millet için, aşkla dolAdam olan her engele bulur yol...'Efe Yüreklimiz, coşar ha coşar.

Gittiği her yere damgasın vururKapısını çalan güler yüz bulur'Bu Kaymakam bizden' denilen budurEfe Yüreklimiz coşar ha coşar.

Yılgın Yağmur, O has Müdür EGO'daÇalışanın, yareniydi EGO'daULU BAKAN beklentisi EGO'daEfe Yüreklimiz coşar ha coşar.


Nebi Ünler



Ömer ULU Demek Başarmak Demek...

ÖMER ULU DEMEK, BAŞARMAK DEMEK...

Öğretmenevi'nde en yaygın fiskosDevlet terbiyesi, üstüne boybosYolu açık olsun AKEFE'mizinTereddüt, şüpheye diyelim paydos.

'Lalapaşa Süt Birliği' mimarıGenç Kaymamak gönüllerin imarıKöy Konağı,parklar ve asfalt yollarAradan çıkarmış, tekel simsarı.

Adıyaman-Sincik halkı sevecenEserine Ulu Cami diyecenGeven, Arıcılık, marka SİNCİK BALHalka hizmet, Hakka hizmet bilecen.

Çanakkale ili, Yenice İlçeKaymakamın kalbi altından külçeYenice Mobilya, ATALAY Peynirİstihdam sağlamış, yüzlerce gence.

Kastamonu-Araç bir özel tayinKöy-Kent Modeline Sevdalı ValinMerkez Cazibe Köy, bir ULU gururBurda da yüzün ak, neşeli halin.

Mardin-Nusaybin Sempozyum şehriBu Ulu Kaymakam bir hizmet nehriRecep YAZICIOĞLU'ndan övgülüUlu Yüreğiyle büyütmüş şehri.

Isparta-Eğirdir Elma BirliğiEğirdir gölüne sunmuş dirliğiEmeğin ödülü EGO'ya çıkışDolaşır dillerde Ak şairliği.

Ömer Ulu demek, başarmak demekŞimdi de Meclise sunulur emekYılgın Yağmur seçilmeli AKEFEYarenlere düşen biraz terlemek.

Adanasız, 06.04.11 Yılgın Yağmur.

Nebi Ünler



Ömer Ulu Varken

ÖMER ULU VARKEN

Boyu bosu alâ… Maşallahı varDevlet adamlığı… Devletine yarEdebiyat dense, Şair ve yazar........ Diğerleri için yorum yapamam........ Ömer Ulu varken, eli aramam.

Erdoğmuş’dan böyle, Akefe çıkar,Efe yüreklidir, düşünmez çıkarUlu fikirlide, yol ona çıkar…….. Sigara kağıtlı vekil saramam.…….. Neyleyim yadeli, başka aramam.

Siyaset üstüdür, herkese yakın,Vatan hainiysen, Ulu’dan sakınHaydi Kütahyalı koş akın akın…….. Akefe’den başkasına sapamam…….. Ömer Ulu varken, rehber aramam.

Ömer Ulu demek; Erdoğmuş demekAkefe uğrunda verilir emekSofrası açıktır, garibe yemek,…….. Ahdetmiş “Halkıma kapı kapamam”…….. Adam sarrafından, gayrı aramam.

Sıla bilir, gurbet bilir, köy bilirVatan bilir, bayrak bilir, din bilirYılgın Yağmur, Akefe’yi can bilir…….. Ondan başkasına kefil olamam…….. Akefe dururken, EHVEN aramam.

EHVEN: Daha az kötü, yeğ, zararsız. Ucuz.


Nebi Ünler



Örtünen de Vatanımı Süslüyor

ÖRTÜNEN DE VATANIMI SÜSLÜYOR(Yasakların Kalkacağı Günler Umuduyla)

Köy Enstitüleri varmış... KapanmışSebep mi 'Gominist Yuvası' diye...İmam-hatipler'e yafta yamanmışSebep mi Refahçı oluyor diye

Yeniçeri topa tutan zihniyetDinler mi, 'olan hatayı düzelt'Kapat camileri dini yasak etSebep mi ölüye kalıyor diye

Göklerden inmiyor, namaz kılanlarİlim yapamaz mı dindar olanlarVampirmidir baş örtüsü takanlarSebep mi vicdanım kanıyor diye

Kime ne? giydiğin mini etektenBana ne? görünen açık göbektenSana ne? ayrı kokan çiçektenSebep mi? her varlık yaşıyor diye

Yağmur bu yasaklar kalksın istiyorÖrtünen de vatanımı süslüyorHürriyetler mutluluğu besliyorSebep mi yüreğim yanıyor diye.

Adana, 19.12.06. - 19.14 Nebi Ünler Yağmur

Nebi Ünler



Ötelere Ötelere

ÖTELERE ÖTELERE

Turnalara seslenirim, avaz gelmez gökyüzündenUnutulduk, uyutulduk, duyulmadık söz yüzündenFelek yine oyun etti, mahrum kaldık gülyüzünden........ Ötelere ötelere Adana'dan ötelere........ Sevmem gayrı... tövbeliyim, benden yönü ötelere

Zümrüt anka kafdağında, ben yanarım lav dağındaKolum kırık, kanadım yok, gezinemem dost bağındaSevda ateşten gömlekmiş, eriyorum post yağında........ Ötelere ötelere, İstanbul'dan ötelere........ Sevmem gayrı... tövbeliyim, benden yönü ötelere

Kar mı yağmış Erzurum'a, Erzincan'da deprem mi var?Bahçemde bülbül ötmüyor, güvercinde tüller mi var?Utanıpta diyemedim, yüreğinde çöller mi var?........ Ötelere ötelere, Erzurum'dan ötelere........ Sevmem gayrı... tövbeliyim, benden yönü ötelere

Antalya'nın mor üzümü, Isparta'nın gonca gülüKonya'da Mevlana şeker, İzmir'de kavaklar ölüEdirne'de Selimiye, Canavar'sız Van'ın gölü........ Ötelere ötelere, Denizli'den ötelere........ Sevmem gayrı... tövbeliyim, benden yönü ötelere

Diyarbakır kalesinde, Şanlıurfa gecesindeBingöl, Kayseri, Malatya, Artvin, Rize hecesindeBayburt'da çeketim kaldı, Ağrı dağlar yücesinde........ Ötelere ötelere, Muş, Yemen'den ötelere........ Sevmem gayrı... tövbeliyim, benden yönü ötelere

Kızılırmak, Yeşilırmak, Fırat, Dicle, Aras, CeyhanÇukurova ve Toroslar, Akdenize akar SeyhanDadaloğlu Ferman yırtmış, Karacoğlan sevmiş reyhan........ Ötelere ötelere, Antakya'dan ötelere........ Sevmem gayrı... tövbeliyim, benden yönü ötelere

Ergenekon, ipekyolu, bölük pörçük oğuz soyuCengiz, Timur, Babür küsmüş, Nerde Atilla'nın toyuKırım, Doğutürkistan ah! Hükümsüz Kanuni' oyu........ Ötelere ötelere, Barbaros'dan ötelere........ Sevmem gayrı... tövbeliyim, benden yönü ötelere

Tuna nehri akmam demiş, Estergon, Viyana nerdeHalep, Bağdat, Cezayir, Fas, aramızda neler perdeÇanakkale, Sarıkamış, Hicaz, Kudüs, acı serde........ Ötelere ötelere, Ötüken'den ötelere........ Sevmem gayrı... tövbeliyim, benden yönü ötelere

Karabağ'da Harıbülbül, Gazze derler... sanki mezarDün canına can verdiğim, İsrailli kuyum kazar



Yavuz Selim bir uyansa, Sina çölü Han geç yazar........ Ötelere ötelere, Oğuzhan'dan ötelere........ Sevmem gayrı... tövbeliyim, benden yönü ötelere

Mars'da delindi çarığım, Venüs bana dudak büktüSamanyolunu aşınca, üstüme bir hüzün çöktüKara delikten geçtim de, yıldızlar gözyaşın döktü........ Ötelere ötelere, Jüpiter'den ötelere........ Sevmem gayrı... tövbeliyim, benden yönü ötelere

Pirsultan Şah'ına gitmiş, Hallaç, Nesimi'de yaşarMevlana, Yunus dilleşir, Köroğlu dağları aşarHacı Bektaş ne söylemiş, unutmuştur çağdaş kaşar........ Ötelere ötelere, Yesevi'den ötelere........ Sevmem gayrı... tövbeliyim, benden yönü ötelere

Adanasız Yılgın Yağmur, boyun büküp için çekerYalan imiş mutlu yıllar, ağu oldu kaymak şekerKahırlanmak kârımızdır, bağır yanık omuz çöker........ Ötelere ötelere, Kütahya'dan ötelere........ Sevmem gayrı... tövbeliyim, benden yönü ötelere


Nebi Ünler



Ötesindeyim

ÖTESİNDEYİM

Akdağ'ın ötesindeyimEfkarım çok... yok neşem yokHüznünün gölgesindeyimYılgınlık çok... yok hedef yok.

SığınmayacağımGözyaşına...Avazım duyulmayacakUzaklardan...Bir ceviz kabuğuna doldurdumUmutlarımıKorkmuyorum hırçın dalgalardanAcı patlıcanı kırağı çalmazmışDiyerek kabullendim.Kabullendim kozamda ebedi sükutu.Bıraktım kendimi dalgaların koynuna...

Akdağ'ın beresindeyimİsyanım var... Tesellim yokJüpiter'li töresindeyimHep kahır var... güzellik yok.

Kirletilmişliğimin yosunlarına dolanmışımYani dipteyimDaha kötüsü kalmadıBeterinden çekinmiyorumSensizliğin...Aldırmıyorum kaybettikleriminBoşluğunaTiryakisiyim gayrı,Hasret çekmenin.

Akdağın berisindeyimKimler varki, kimseler yokHep meçhul şüphesindeyimHayaller var hakikat yok

Gümüş Anka'mın ardındaToz bulutuPortakal ağaçları Adana kaldırımlarındaHiç gelmeyecekler nasılda uyuttu...Yenilmişliğimin dumanındaAcıların tütünüYalanlar... yalanlar... yalanlarmışBir soru saklıyormuş örtünü.Gülümsüyorum aynalaraGecenin karanlığınaHiç yalan söylemiyorŞu sessiz mezartaşlarıBir de... hiç yalan söylemezdi babam



Bana, Kuzum, Nebi'm, OğlumDerken.

Çelişkiler içindeyimHep 'git git var, gel ulan yokBeyazat terkisindeyimCanborcum var... canım alan yok

AdanasızYılgın YağmurEmeklilik yakınNeler neler neler kurmuşltum oysaHıçkıramıyorumAğlayamıyorumGiden gitmiş....Biten bitmişYada sayıklamışımBir seraba kapılıpÇöl dedikleri sevgisizlikmiş meğerHürmüz özentilerinden uzağım yaYetmez miiiii! ..Yalnız kalmaya... yalnız ölmeyeDeğer ulan değerrr.

Akdağ'ın ÖtesindeyimKimler var... Kimler Yok? .

Sevdanın ötesindeyimNe aynam var, nede ben... yokGölgem yok... Cismim yok... İsmim yok.Say ki ben...Seni birdaha öpmeyeceğim Ulan Kitapsız,Yalancılar köprüsündeyim... umurumdamıGüleceksin çok, çok...


Nebi Ünler



Özgür Kız

aradakafdağları yoktur gülümdevler padişahının oğlu rakibim değilperi padişahının kızı da değilsinMecnun'un aştığı çöller yokAslı'nın saçın da ki büyü yok yanmaz Kerem'inBabanın şartı dağlar delmem için değildirolsaydı bunlar benim içininan hiç gam yemezdimsenin özgür kız takantındıren büyük engelinUzak dur Yağmur'aseninle işim olamazbenim


Nebi Ünler



Parayı Ben İcat Etmedim Gülüm

Bu parayı icat edeni bilmemVallahi ben icat etmedim gülümOldum olası da parayı sevmemBillahi ben icat etmedim gülüm

Bildiğim herşeyin gonca gülüdürZüğürdün hayali zengin düşüdürÇokluğu beladır azı üşütürAnt olsun ben icat etmedim gülüm

Yılgın Yağmur kul olmadım olamamCebimde yok diye kafa yoramamTapanlara neden diye soramamParayı ben icat etmedim gülüm.


Nebi Ünler



Patiklerim Delik

PATİKLERİM DELİK

Yırtık pırtık şalvarım,yamaları dahi eskimiş gömleğimindikenli yollara sapma sakın gülümgelemem peşindenanlaanla beni ne olur sana derdimi söyleyememgelemem dikeni çakıllı yorllardançünküpatiklerim delik....

Göremez hiç kimseler yalvardığımıAğladığımı,muhhannet kapısındaGökyüzünden başımıza fosfor,misket bombaları yağdıran Hitler artıklarıSönmeden en son ocak FilistindeBitmeyecek İstiklal ateşimTankına taşBombalarına başKurduğun tuzakların, destekçilerin Bütün BatıAmerika, hatta satılmış arap dünyasıBir gün görecek elbetGenç FilistinlileriŞafak bizim için doğacakZulüm bizimle bitecekBizimle İnsanlığını hatırlayacak İsrailve yardakçıları.

Enkazların altındaDünyaya göz açan çocuklarKorkmayın, büyüyün bombaların ninnileriyleUnutmayın kiiiiiiiiiYenilemez! yenilemez mazlumlarMutlaka bir gün öcünü alır..

Salahattin Eyyubi yeniden doğamaz elbetYeniden gelmesede Dünya ya Mustafa Kemalİlkeleriyle büyüyen gençlerYeniden doğuşu, Başaracaktır her şeye rağmenGeldikleri gibi gidecekler! ..Geldikleri gibi gidecekler! ...Geldikleri gibi gidecekler! ! ! !

Emperyalizmin kafasına fırlatılanPatiklerim delikPatiklerim delik olsada şimdilikDedeoğlu Yılgın Yağmur inançla haykırıyorKarolacak emperyaliziiiimGün gelecek hiç bir çocuk utançla fısıldamayacakPatiklerim delik...Heyyy! Batının iplerini elinde tutan iblis dölleri



Mutlaka temizlenecek sizlerin ürettiğiHer türlü rezillik, her türlü pislik.


Nebi Ünler



Patlıcanlar Değiliz...

PATLICANLAR DEĞİLİZ...(Kadri Ikbal Kayacılar'ın muhteşem bir resmine...)

Ne olmuş yırtık çorap, çuval üstü bir rüyaBir çocukluk resmidir, çerçevesizlik güyaHayata direnmenin, belkilerin bir resmi...Ey yoksulun aynası... gönder renkli bir rüya.

Düşüverdi aklıma, Fareler ve İnsanlarKurşun yüklü bulutlar, melodisiz lisanlarBir bıçak ucu girer, gözlerime sinemeGemicikciler duysun, değiliz patlıcanlar.

Keşke mümkün olsaydı, oyunlar oyna demekKitap, gazte istermiş, bu küçücük kelebekNasıl rahat uyur ki... ülkeyi yönetenlerBunlar insandır, değil, Çöplükte ki köstebek

Şu bakışın anlamı, patlıcanlar değiliz,Zirvelere yolumuz, bırakacak değilizPençemizle yokluğu, gömeceğiz kabrine...Yılgınlık rüzgarına, kapılacak değiliz

Yılgın Yağmur çık bağır, 'adaletli bölüşüm'Çocuklara mutluluk, için... olsun döğüşünEy ekmek emekçisi... elbette doğar güneşO güne kadar sakla... lazım olur gülüşün.


Nebi Ünler



Perdeler Gerisinden İzlemek

PERDELER GERİSİNDEN İZLEMEK

YaşandıVe bitti diyelimÖlümsüz satırlar dolu bir defter kapandı

Ortada O canSen ve ben, tıpkı eskisi gibiKapat gözlerini adımı an.

Beni hep perdeler gerisinden izlemekSenin en iyi bildiğin konudur KırmızılıBenim ise asıl konuyu kendimden bile gizlemek.

Ben durdayım demeye bayılıyorsunSanki seni unutmuşum, unutabilirmişim gibi!Unutma derinlerde bir yerlerde barınıyorsun.

Yarına Allah kerim... bugün ayrıyızÇıkmayan candan ümit kesilmez ha!Biz dost ihanetlerinden, diğer yarımızdan gayrıyız.

Perdeler Gerisinden İzlemek bana göre değil canSeviyorum diye haykırmaktan hiç çekinmedim...Her bitirdiğiniz sevdamın ardından, yüreğim kan ağladı kan.

Nasılki dünayın her yeri mezarlık, ve çiğniyorsak hepBenim yüreğim de, eski sevdalarımın mezarlığıdır...Beklentim kalmadı gayrı... Yüreğim kalbura dönmüş cep.

Yılgın Yağmur kendini toprağa verdiToprak bir verene bin verirmiş Eyvallahhhh!Allahın izniyle diyecekler; Adanasız gonca derdi.


Nebi Ünler



Pes Efendim Pes

PES EFENDİM PES

Çok haklısın, Pes Efendim PesUzak olsun, böyleleri...Donuversin, şöyle nefesAşkı bilmez, öyleleri.

Esrarını çözemezsinYalanını göremezsinÇok ustadır, sezemezsinAçık vermez öyleleri.

Kara sevda demir kafesGönül deli, öğüt abesKavak yeli, es ulan esKorku bilmez öyleleri.

Belaları tam beladırSevdaları, kem cezadırHem çamurdur, hem fezadırİflah etmez öyleleri.

Hürmüz doymuş, o doymamışGüvercini, hiç duymamışAdam yerine koymamışDeğer bilmez öyleleri.

Yılgın Yağmur kısadan kesDuyulmasın sinenden sesBile bile denmez ladesHakkı vermez öyleleri.

Bizi görmez, öyleleri

Adanasız, 17.12.2010 16:40

Nebi Ünler



Pınarbaşı-Muratdağı

PINARBAŞI-MURATDAĞI

Pınarbaşı’n da idik dünMuratdağı’ndayız bugünKeyfin yerinde lan CesurBize piknik, sana düğün.

Gönül kurşundan hızlıdırGöğüm ay’lı yıldızlıdırDiyorlar şu AdanalıBir oğlan, iki kızlıdır.

Büyük Uşakta okuyorKüçük tercihler dokuyorOğlum kedi babasıymışDağlar pek güzel kokuyor.

Ay doğuyor pırıl pırılCesur eder mırıl mırılKarpuzumuz içi geçmişSoğuk sular şırıl şırıl.

Mutlumuyum? Bilmiyorum…Mutsuzmuyum? Bilmiyorumİçimdeki bu sızı ne?Derinlere girmiyorum.

Yılgın Yağmur Adana yokAdanasız, gurbet bir okElli basamağı çıktıkYaşamaya karnımız tok


Nebi Ünler



Piknikçiler

PİKNİKÇİLER

Yüksel vardı gitti Konya ilineHasret koydu bizi tatlı dilineBahri Reis oldu, Hocamız suskunBizim ekip, gayrı masal biline.Piknikçiler bir masalmış denile.

Can atardık, Mızraklı'ya çıkmayaHepimiz uzaktık gönül yıkmayaHamdi ağa katılırdı Göçük'denYüksel'in elinden kebap tatmaya.


Nebi Ünler



Pilot

PİLOT(Hulki Cevizoğlu'na Atom bombası nöbeti tuttuk diyene...)

Altımdadır yer yüzü, demirden kanatlarım,Kuşlar gibi yükselip, Yıkarım hedefleri...Emir gelir ateşle, bombaları salarım,Hiç düşünmem kim ölmüş, bana ne kederleri.

Ateş, ateş hep ateş, düşman yok edilmeliBunca eğitimden sonra, bir oyundur bu savaş...Ben pilotum düşünmem, düşünmem hiçbir şeyi,Benim gibi birine, Bir ödüldür her savaş.

Asker sivil, çor çocuk, canlı cansız fark etmez,Sorgusuz uygularım, Komuta kararını...Bir askerim ilk önce, vicdan bana hükmetmez,Barış diye koyarlar, Başarımın adını

Boşaltıp bombaları, sağlam dönmek bir keyifJaponlara atomu atıp dönen bir pilotDiyelim ki emretti, oynatıp da o herifAtom üstüne atom, yollayacak her pilot.

Şifre gir, şu tuşa bas… biter binlerce hayatSavaştır mübah olur. uçakların vurmasıOlan topluma olur, kocabaşlar hep rahatYağmur vicdanlar tutsak, imkansız hür olması.


Nebi Ünler



Pirimiz Hacı Bektaş

PİRİMİZ HACI BEKTAŞ

Dost, Pirimiz Hacı BektaşElin, belin, dilin demiş...Zalimlere ol hep dik başMazlumlara kıyma demiş

Dostu ara dostu tanı,Dost kuşatsın, dört bir yanı,Boş geçirme hiç bir anıCahilleri yorma demiş

Bencileyin, sencileyin,Büyük sözünü dinleyinHer dem Ali'yi ünleyinAyıpları görme demiş

Semah kurup canlar dönerDost yok iken, fener sönerKarşılıksız sevmek hünerHep sonrası kefen demiş

Yağmur Bektaş'ın peşindeOnu görecek düşündeHüseyin'in ateşindeYezit bela bulur demiş.


Bir Dostun Yunus yazıyorsun Hacı Bektaş'a yaz teklifine yazdım. Hatam varsa özürdilerim. uyarılarınız oluırsa gerekli düzletmeyi yaparım Dostlar.

Nebi Ünler



Pişmanlık Çulumu

Allayıp, pullayıp umutlarımıBir seher yeline, emanet verdim...Gezerken Adana sokaklarını,Pişmanlık çulumu yerlere serdim.

Seher yeli, iadeli esinceAyrılık ok olup, yürek delinceİçimdeki şeytan, gurur deyince,Çıkarıp kalbimi, nefsimi yendim.

Ardımda boynunu, bükenler beklerAldın mı dersini, der kelebekler.Sevda denizinde, kırık kürekler.Leyla* değil Mevla...oldu tek derdim.

Üstümde yıldızlar altımda toprakKirpiğim buyurur çevrene bir bakGördüğün duyduğun kitaptan yaprakKendine gel Yağmur... ipe un serdin.

Adana, 01.03.06 Nebi Ünler Yağmur*= Mecnun'la anılan sembolik sevgili. Hiçbir Leyla ile ilgisi yoktur.

Nebi Ünler



Polat Alemdar Değiliz Gülüm!

POLAT ALEMDAR DEĞİLİZ GÜLÜM!

Türkü Bar'dayız yineYusuf ile Malik rakıOsman ile Murat şarapBen bira....Şimdilik yeterli Gülüm....

Sahnede beyazlar giyinmişTombulca biri,En uzak köşelere uzanıyorHer bir kirpiği.

Bir duble wiski,Bir sepet çiçek, sahnedekineKüstürülmesin yanındakilerHesaplar, Sarı Çizmeli Mehmed'in Defterine.

Peçeteye yazıyorum'Öyle Sarhoş Olsamki'Garson hep tepemde 'Baba bir emrin'Başlatma ulan gelmişine, geçmişine.

Daima gülümsüyorum,Malik gevrek gevrek gülerkenOsman o iş olacak tamamdır....Allahına Kurbanım abim, yeterki emretDiye tekmil verirken,Yusuf 'yenilerine...' diye kaldırırken kadehiMurat telefonda birine abimizin işi olmalıRaconunu keserkenBen kim olduğumu düşünüyorum.Galiba, uçan halı üzerindeKurulu Çilingir soframız.

Gülümsüyorum aynadakineSonra çalıntı resmine fısıldıyorum;'Polat Alemdar Değiliz Gülüm''Memati yok burada....'Git ona söyle uygundur benim içinNe var ise sırada.

.......................Güleriz gülmesine deHer türlüsüne ölümün....Razı olmayız bir tek dikenineDokunmasına yadelin... Şerefimsin Gülüm...

Adanasız, 18.01.2008 19:08:00 Y.Yağmur

Nebi Ünler



Portakal Çiçeği Bakışlı Yarim

Başına zafer çelenkleri takPortakal çiçeği bakışlı yarimSana bahaneler vermiyorum bakPortakal çiçeği bakışlı yarim.

Fethedene kadar benim kalbimiSaklıyordun benden her tür derdiniGörmezden gelirdin o şeylerimiPortakal çiçeği bakışlı yarim

Senin için şunu yaptım sözlerinİspatıydı çoktan sönmüş közlerinHep hatamı görür oldu gözlerinPortakal çiçeği bakışlı yarim

Verilen o sözler lafın gelişiHançerden beterdir dilin delişiŞimdi yadellere değer verişiPortakal çiçeği bakışlı yarim

Yorgun Yağmur çoktan gördü bu günüBir şey kazandırmaz kullanmak dünüBeklerim karşına çıkacak günüPortakal çiçeği Bakışlı yarim.

Adana, 07.04.08 19.32 Yorgun Yağmur

Nebi Ünler



Portakal Çiçeği Kokar Adana

Yağmur yağar büklüm büklüm dallarıGöl kıpraşır, duman sarmış dağlarıPapatyalar beyaz sarı kuşanmışGel gezelim mor sümbüllü bağları

Arabalar su sıçratıp ıslatırDeli gönül yar yolunu gözletirNazlı olur gelincikler dokunmaDökülür de yar kirpiğin özletir.

Karaçalı yeşil yaprak donanmışTüm tabiat bahar ile uyanmışPortakal çiçeği kokar AdanaSevgililer dere tepe dolanmış.

Davetlidir kelebekler arılarYeşil, beyaz, eflatun, mor, sarılarDeli gönül kara sevdaya düşmüşBenden uzak durun kızlar, karılar.

Yorgun Yağmur öbek öbek çiçeklerKoyun, kuzu, keçi beygir eşeklerKöyümün yolunda yine kavga varRahat duramıyor deli fişekler


Nebi Ünler



Postalım ('ın İçinde Ben Varım)

Ne olur iltifat, edipte banaSakın Şımartmayın, beni dostlarım.Çok uzak değilim, günahtan yanaBeş kuruş eylemez, benim postalım.

Bir volkan kaynıyor, içim de ammaBir ses’de diyor hep, boşuna yanma.Daha pişemedim, olmadım damlaBeş kuruş eylemez, benim postalım.

Okuduğum kalmaz, karışık aklımİfşa olmuyor ki, içimde saklımYüzüm yoktur birçok, günaha battımBeş kuruş eylemez, benim postalım.

Aynalara utanmadan, bakan benBağdat da yangını, seyreyleyen benGünah batağından, çıkamayan benBeş kuruş eylemez, benim postalım

Sokakların hali, yüzüme tokatKalbimiz mühürlü, dünya'ya biatMağlubum açsam da, nefsime cihatBeş kuruş eylemez, benim postalım

Postalım değersiz, ben değersizimKorkarım divanda, hiç edersizimGözlerim kurudur, çok kedersizimBeş kuruş eylemez, benim postalım

Yağmur der ki, beni teneşir paklarKabul etmeyecek, bir gün yataklarTek umudum tövbe... belki de aklar.Beş kuruş eylemez, benim postalım


Nebi Ünler



Postalına Göre...

POSTALINA GÖRE...(İhsan Şahin'in ' Yukarısı Fatih, etek Karaköy' üne...)

Dalkavuk, yalaka, bilir işiniBir bakışta görür, rüşvet dişiniYemeden duramaz Devlet çişini........ Her dem nabza göre şerbet veriyor........ Hükümete göre şekle giriyor

Mühür kimde ise, kapısına kulİstenir bekardır, istenirse dulBunların Allahı, haşa bir kaç pul........ Hacılı, hocalı, güller deriyor........ Postalına göre selam veriyor.

Her yerde bulunur, kişiliksiz piçGurur olsa, yerde sürünürmü hiçNe mutlu vicdanın duyarsa sevinç........ Ayna tut kendine, gönül ne diyor........ En güzel öğüdü 'YUNUS' veriyor.

Efruz Bey'lik Mankurt'luktur halleriAllaha malumdur her veballeriYılgın Yağmur bırak, bu kefalleri,........ Dünyalık yemi'ne ömür seriyor........ Gördüğüm reziller, elem veriyor


Nebi Ünler



Pusulasız Yürünüyor Zamana

PUSULASIZ YÜRÜNÜYOR ZAMANA(Hüzün Sultan Bacımın O şiirine...)

Biliyormusun arkadaşım... Pusulasız yürünüyor zamanaRüzgarla, şimşekle, yıldırımla yarıştadır, kaplumbağalar...Ergeç yeniliyor herkes, kurşun gibi delip geçen zamanaİçimdeki lav gölünde, methiyeler dizmektedir, kurbağalar.

Pişmanlıklar mühürlenmiş dudağın sahibi kim?Bilirmisin, denizlerin arkasında kim susuz yanar...Jüpiter'den ötesini görmedim, bilemem ki... nitekimKafdağı gözlerin miş... Yüreğin de, bir Zümrütanka kanar.

Gördüm ki... Sihirler ülkesinde, sihir bilmeyen biriyimNe kabakları araba, ne devleri cüce, ne sopaları YılanYapabilir... ne de Ferhat gibi dağlar delebilirim,Galiba ben... içi çürümüş kof bir ağaç gibi zamana yıkılan.

Babamın mezartaşında, gözlerimi görmeden Fatiha okuyanaNeden? Niçin? Nasıl? yada başka bir şey sormayacağım...Beyaz güvercin'in kanıyla... Uçan aşk, seccadeleri dokuyanaZerre ilgim kalamaz... Gayrı deli Gönlüme uymayacağım.

Adanasızlıkmış... Çukurovasızlıkmış... ToroslarsızlıkmışYılgın Yağmur'un alnına yazılmış şu kapkara yazı...Yalanlar gecesinin sabahına uyanmak... vatansızlıkmışEy bizim olmayan zaman, mekan; susacak, hayat sazı.

Pusulasız yürünüyor zamana... zaman iki kapı arasıSırat'ın ötesinde, mutlaka dile gelecekmiş herkesin hatırası.


Nebi Ünler



Rahman Allah... Rahim Allah!

RAHMAN ALLAH… RAHİM ALLAH!

Yolun; kıldan ince, kılıçtan keskinAffının çokluğu, korkuma teskinDilersin; kul eder, dilersin; bir hiçBizleri var eder, bizdeki aşkın.

Ezelsin, ebetsin, elbetsin elbetİlk atam günahı, cezası gurbetBildirdiğin kadarını biliriz.Gâh şarap, sirkeyiz, gâh şurup, şerbet.

Nur, ateş ve çamur, nakışlayansınDöndüren, durduran, akışlayansınNefis verip, tövbe kapısı açan,Kadir gecesini bağışlayansın.

Kaynağı sendedir, sana tüm yollarArzun sebebidir, olan tüm kollarNuh, İbrahim, Musa, İsa… son Resul,Muhammed Mustafa aşkına ollar.

Rahman Allah… Rahim Allah… İllallahBizler aciz kul’uz Ya Kerim AllahYılgın Yağmur, aciz, ihsana muhtaçŞefaat isteriz ya Resulallah.


Nebi Ünler



Rahmansız, Rahimsiz, Günümüz mü Var?

RAHMANSIZ, RAHİMSİZ, GÜNÜMÜZ MÜ VAR?(Vedat Öztürk Ve Tüm Erdoğmuşlulara…)

Unutma gardaşım, birer acizizAn’ı durdurmaya gücümüz mü var? …Çiğnenen toprakça birer tacizizÇiğnenmemek için dünümüz mü var?

Allah bir! ... Muhammet, kulu ResulüAllah bilir ancak her bir meçhulü“Oku” buyruğuyla, Hak’kın kabulüRahmansız, Rahimsiz, günümüz mü var?

Gardaşım unutma, Sırat bekliyorGönül kıran, haram yiyen tekliyor,Kulum affetmeden, affetmem diyor,Ateşte yanmayan yünümüz mü var?

Sayki, Karun gibi, donandın pullaOrduların olsun, yenilmez kullaYine gömülürsün, bir solgun çullaYıldızlar arası, sürümüz mü var?

Dayımız sağolsun, Vedat sağolsunDileğim ömrümce, sıkı bağ olsunOnlar varken yılmam, engel dağ olsun,Erdoğmuş da başka gücümüz mü var?

Bu gün varız, yarın Allah kerim'dirDayım sayesinde bu ev benimdirÇocuklarım, VEFA, doğru deyimdirÖztürk Galeri'siz gülümüz mü var?

Erdoğmuş köyümüz, Gediz'e inciKöylüler birleşsin, olur birinciAllahım kısmet et, zafer sevinciYüreğimiz açık tülümüz mü var.

Yılgın Yağmur sakın, haramdan, Şirktenİmansız bir dünya farksızdır sirktenRazı ol Allah’ım, Müslüman Türk’tenMehmetçik’ten öte, ünümüz mü var?


Nebi Ünler



Rahmeti Bol Allahım

RAHMETİ BOL ALLAHIM

Biliyorum istemeye yüzüm yokGünahlarımın farkındayım,Utanıyorum.Kime el açarım, kimden isterim!Utancındayım, çaresizliğimin boynum bükükBiliyorsun! işlediğim, işleyeceğim günahlarıTutmadığım, tutamayacağım tövbelerimi biliyorsunYeri, Göğü, Alemleri cümle mahlukatı Yaratanım,Rahmeti bol Allahım!Senden başka güveneceğim makam yok!Omuzlarımda Ayperi'nin vebaliTaşıyamam, taşıtma bana AllahımSen bilirsin her şeyi, hayırı, ŞerriDolduysa vadesi!Ya benim ömrümden al ona verYa! Azrailin ona uğramadan bana uğrasın.

Yılgın Yağmur bilmez! istemeyi,Yolunu bilmez! sana yalvarmanınBir'sin, Tek'sin her şeylere kadirsin,Peygamberlerin'in yüzü suyu hürmetineSevdiklerinin hatırına AllahımAyperi'den, geriye bırakma beniOrada! o! masada, cerrahların elindeGeceden hazırlandı! sana gelmeye, helalllik aldı benden.Yüreğimize verdiğin aşkımız kalmasın yarımMuradımızı almadık, almadıkOna şifanı ver iyileştir Allahım.


Nebi Ünler



Rahmetli Babam

RAHMETLİ BABAM

'Gitmek için çok erken, babanızın yanına.Ona dua yollayın, aşkla, sevgiyle kalın...''Dedi; Ayperi bana, düştüm dert batağınaAlın beni yıldızlar, beni dünyadan alın.

Mehtap yakın, bulurlar! belki orada beniMekan olmalı bana, bilinmeyen bir yıldızYada Rahmetli Babam çağır yanına beniNeyleyim yaşamayı, gönülsüz ve akılsız.

Gönül, akıl, yardedir, bendeki çürük bedenEsrarengiz gözlere büyülendim, kapıldım.Bıraktı, söylemeden, adam gibi bir nedenBakınca gözlerine, yeni baştan yapıldım

Selviboylum diyordu, şimdi yabancı diyorİzmir, Karşıyaka'da, bayramı zehir etti...Konakta tokat atıp, sonra alay ediyor,Zehirden acı dili, gayrı canıma yetti

Islanmasın kipriğin, Adana'ya defol gitBabana selam götür, diye yolladı beniİnanmıştım yalanmış, değilmişim bir yiğit'Aşk karın doyurmaz ki...' diye horladı beni

Sevmek zamanı geçmiş, masallarda kalmış aşkTüm dünya ya küstüm ben, alın beni yıldızlar...NİÇİNÜY olmayınca, kara bela oldu aşkAşk'a kefen giydirir, vefasız vicdansızlar.

Oğlun Mecnun'dan beter kaçacağı çölü yokBeni fena avladı, M.....'nin CeylanıYılgın Yağmur Öldü de, savrulacak külü yokDememiştin hiç babam, Allah versin belanı.

Adana, 26.12. 07 - 13.46 Yılgın

Nebi Ünler



Reis

Köyümde ilkokul beşinci sınıfYanım da oturan, arkadaş VeisOnu kızdırmak için bütün sınıfDiyorduk her zaman adına Reis

O dur bana ilk Vızzığı toplatanYaktırıpta dumanını savurtanKahvelerde ilk oyunu oynatanÖğrenmekte görmedik beis.

Önce tarif eder sonra yenilirKim öğretti dense ismi verilirHacımirzeli de iyi bilinirO'na uyduk bizde bitmiyor yeis

Yağmur, sinemalar, düğünler derkenBira, şarap, likör, rakı içerkenAllahı var asla kısmazdı yerkenAkıl hocamızdı, o hıyar Reis

Yanlışa hocamdın ah ulan Reis.


Nebi Ünler



Resim Albümlerinden Kovulmuşuz

RESİM ALBÜMLERİNDEN KOVULMUŞUZ

bakıyorum yutkunarakacı bir tat... sızlarken içimcızır cızır yanıyorum.düğüm düğüm bir şeyler takılıyorboğazıma...suskunluğumun üstüne suskunluğum.bir sigara daha yapışıyor dudağımane ben, ne çocuklarım varaile resimlerindeçoktan çıkarılmışız gönüllerdenbiz yokuzgiremiyoruz gayrı asılı çerçeveleresilinmişizKoca Dede'nin çocuklarınınisimlerinde

aldırmıyorum pişmanlıklarakeşkelere yan çiziyorum.ne olmuş yaniresim albümlerinden kovulmuşuzunutulmuş,inkâr edilmişizher şeyimizle baba ocağında...biz onlardan değilmişiz..

küskünlüğümüz bitmeyecekbelliki devam edecek ayrılığımız,gayrılığımız....kozan da kütahya'dan gelmişlerdenilmeyecek bizim için.var oluşum bitmişunutulmuşum.küçültülmüşüm....bir sigarabir sigarabir sigara daha yakacağımYağmur Orkun'umun sorusunaboş veeeeerrr!oğlum diyeceğim.baban yalnızdıyalnızve hep yapayalnız olacakiçimde kozan kalesiKoca Dede'li günlerinsüslü püslü, özlem dolu, sayısısz hikayesitatlı bir masalmışbitti canım oğlum...

resim albümlerinden kovulmuşuzbirilerinin



bakıyorum dilsiz aynama...umurunda değilmişiz... nesinesiymişizdiğerlerinin.

Yılgın YağmurAdanasız, kozansız, hacımirzelisizgurbet akşamlarındatortusu acıların, dumanında uçar sigaramın.Resim albümlerinden kovulmuşuzcanları sağolsun....ayaklarımızın üzerindeyiz çok şükürunutan unuturuyutan uyutur kendince varlığımızı...suç varsa bizimhatalıysak boyun bükerizYaşasın Kozan... yaşasın Adanabiz gurbeti yüksünmedenvatan eyleriz.


Nebi Ünler



Ruhumda Karanlık

RUHUMDA KARANLIK

Rüyalarımda ısıttığın yatağımBoynu bükük, gitme derkenBuza dönüşüyor sıcaklığınYine kahır, yine ayrılık..Güneş parlarken gökyüzündeBenim ruhumda karanlık.Bitmiyor, bu ayrılık bitmiyorSeyran olmuyor samanlık.Yalnızlık, Yalnızlık...veYine Yalnızlık.

İçimde;Yaşamak sevinciKalmamışsa,Yıkılmışsa UmutlarHaydi anlat...Ne var ne yokNasıl olsa, gayrı ben,Olamam rahat

Efkârlıyım bu günÇooook dertliyim çokİyisimi sen konuş, bir şeyler anlatYılgın Yağmur'um diye başlayanSaçmalıklar, aykırılıklarFarketmez benim içinHer şey eski her şey bayatEyvallah bu dünyayaBaşlıyor,yolculuğumSonsuzluğa seyahat.


Nebi Ünler



Rüzgarda Savrulsun Saçın

RÜZGARDA SAVRULSUN SAÇIN

rüzgarda savrulsun saçınufukta kıpıramadan durtek bana yönelsin açıntut beni kendine kur.

bilmezmisin, berbat acımbir gülüşün tek ilacımsensin bir tek ihtiyacımpervaneyim, çevrende tur

say; hep bekleyen ağacınher arzun başıma tacınyap beni binek aracınGözlerinle bir beni vur.

Adanasız, 22.01.11 22.47 Y.Yağmur

Nebi Ünler



Rüzgarın Savurduğu Bir Yaprağım

RÜZGARIN SAVURDUĞU BİR YAPRAĞIM

Geceler sensizliğimdeTek sığınağım...Gökyüzündeki yıldızlarınki gibiYalnızlığım.Senin için hevesmiydim bilemiyorum! kendimedir,Kırgınlığım.

Göremiyorum bana bakan ela gözlerini,Körüm.Bir vefasız seven gönlüme kahrediyorum,Nankörüm.Rüyalarıma başkaları girmesin diye sana karşıBonkörüm.

Sağa dön, sola dön, bir sigara yak! kaçıyorUykum.Seviyorsun, beni sevdiğine asla yokKuşkum.Ah! o inadın yokmu, o inadın! ... kalırmı sevincim,Coşkum.

Anılmıyor, söylenmiyor yasaklıdır isminDilsizimSevda Türküleri kalmadı hafızamdaFikirsizim.Sağırım, körüm, kanadım kırık, gelemiyorum sanaBiletsizim.

Vurulmuşum sırtımdan yaralıyım,Sedasızım.Rüzgarın savurduğu bir yaprağımDalsızım.Dedeoğlu taliplisi kara toprağın, sensizken ben,Cansızım.

Gediz, 07.11.08 Dedeoğlu

Nebi Ünler



Sahipsiz Kelimeler

SAHİPSİZ KELİMELER

On yorumun dokuzuBayan olduğu içinBöyle toplum dokusuBilirim sormam niçin

Okumayı sevmeyizSahipsiz kelimelerNe herzeler yemeyizÇok bilmiş geçinmeler

Kitapla hava atarCahilliği gizlerizGösteriş caka satarÇuvallayan bizleriz

Kitap yazar okumazYorumlarız her şeyiBilgi bize yaramazDönmeliyiz köşeyi

Yağmur aynada görürİçindeki Yağmur'uYaşayan mutlak ölürToprak bekler Yağmuru

Adana,08.12.06 - 22.35 N.Ü.Yağmur

Nebi Ünler



Sakın Ha Mehmedim

SAKIN HA MEHMEDİM(sonyaprak.com/ mutlaka izleyin)

Seksen küsür yıl önce Anadolumyetmişli yıllarda Kıbrısdoksanlı yıllarda Bosna-HersekHalâ devam eden ÇeçenyaAfganistanDün Irak, bugün filistin ve Lübnanne demokrasisi lan puşut oğlu puştgörmüyormusun yaptıklarınıinsanlığından utan derdimbir zerre insan olsanMusolini ve hitlerin vahşetinden kaçanların çocuklarıatalarınıza yapılanlarıne çabuk unuttunuzyazıklar olsun size ve destekçilerinizeMüslümanların insan olduğunu unuttunuzHayvanların bile hakkını savunan batıyaptığınız vahşetigözlerimizin önünde yaptığınız haldebizleri iyi uyuttunuz

Kıbrıs’da vahşeti durdurduk diyeYok edilen çürütülen uçaklarımBurnumuzun ucunda batırılan muhriplerinAltmış bin coninin yurdumu istila hevesiniKursağında bıraktı amerikanınO malum mart tezkeresiAlçaklar planlıKatiller güçlüBizim paralarımızla alınıyor silahlarBeceriksizlikleriyleBaşımıza çuval geçirtenlerYani bizi yönetenlerVe bizlerHepimiz suçluO masum çocuklarKendi yurdunu savundu diyeHer türlü alçaklığa uğrayanVatanseverlerDestek bekliyor bizdenGidip yanlarında savaşamayız belkiAmmaŞimdi bir tezkere daha getiriyorlarSahi neden ki?Ekonomi bozulacakmış, bozulsun ne çıkarAltın kaplamalı çadırlarda mıKuş tüyü yataklarda mı kazandı Mustafa KemalSiz Atatürk’ün askerleriEmperyalizmin karşısında çelik bilekliydi AtamUnutmayın



Damarlarınızda dolaşan kanın asilliğini Emparyalizmin askeri olmak ne demekİsrailin askeri olmak istemez bu milletElinizin tersiyle itin batının parasınıTatlı diline kanmayın aslaKükreyin aslanlar gibi

Kula kulluk yakışmadı bizeYırttık seksen yıl önce batının kefeniniDestek verelim bütün mazlum milletlereSakın ha MehmedimNe pahasına olursa olsunNe pahasına olursa olsunNe pahasına olursa olsunOlma! katil amerika’nın ve israil’in askeriGeldiği gibi gidecek AmerikaAtamın dediği gibiOrtadoğu bizimBurada biz varızAtatürk çocuklarıHep başı dik yaşarız.Üç kuruş döviz diyeSatılmasın Mehmed’imNe pahasına olursa olsunİsrail’in bekçiliğineKimler giderse gitsinSakın ha MehmedimSen Gitme … gitme… gitme


Nebi Ünler



Sarı Kuzum Güzelim

SARI KUZUM GÜZELİM

Büyük dedik, hep büyüklük bekledikOmuzuna abla yükü yükledikSen yaparsın övgüsünü ekledik......... Efkarlanma sarı kuzum güzelim........ Hüzünlenme ilkgözağrım özelim.

Sormadık derdini, dertlenemezdinDaima güvendik, tekleyemezdinBuyüzden belki hiç isteyemezdin......... Kederlenme sarı kuzum güzelim........ Affet bizi ilkgözağrım özelim.

En güzel çocuktun yuvamızda senBabalık duygumu, başlatandın senGece gündüz Uşak düşletendin sen........ Uzak durma sarı kuzum güzelim........ Çabuk oku, ilkgözağrım özelim.

Selvi boyun ve çocuksu gülüşünKızdığında, kaşın çatıp süzüşünHep aklımda.... O ağaçtan düşüşün........ Kozan'lıyız sarı kuzum güzelim........ Gel de gidek ilkgözağrım özelim.

Yokuluğun sancıdır, endişe, acıTuğba Hilal her dem başımız tacıYılgın Yağmur için yarın ilacı........ Bahtın gülsün sarı kuzum güzelim........ Hiç ağlama ilkgözağrım özelim.


Nebi Ünler



Sarı Sıcak Bir..

SARI SICAK BİR........

Okyanuslar aşılır, aşılırdaTutsağı olursun parazitlerinDüşmanların yaptığına alışırdaDostun tablasında birikir izmaritlerin

Kirlenmemiş geçmiş istenir sendenYüreğin itilir yalnızlıklara...Yıkılmışlığınla canın, ayrılır gibidir tendenGözlerin saplanır karanlıklara...

Kavuşmak: aşklara ölüm mü yoksa?Damarlarında kızgın lav'dan bir nehir...Bu tavır yerine, keşke! .. keşke bir bıçak soksa!Sevilenin parazitleşmesi en korkunç Zehir.

Ne umduk, ne bulduk? eyvah ki eyvah! ! ! ...Halbuki mutluluk tek beklenendi...Yılgın Yağmur'un dilinde vah dostlarım vay!Halbu ki vuslat; AŞK'ınıza emekle eklenendi...

Sizinkisi Sarı Sıcak bir sevdaydıKurbanı mı oldu dost, aşırı beklentilerin?


Şiir olarak çok güzel ama! ... Anlatılanlar dostları acıtıyor... dilerim gelip geçici birefkârdır gelep geçer de yeniden mutluluk şiirlerini okutursun bizlere... Sağlık, Huzur vemutluluk sizinle olsun Hüzün Sultan.

Nebi Ünler



Sav Anam Babam Sav...

SAV ANAM BAMAM SAV...

Siyaset siyasilerdeİçin için yananKav.

Aklı başında, kanaatkâr olanlarHiç bir zaman, siyasete olmazTav.

Elli yıl kolkola can ciğer dediklerinAn gelir... deyiverir seninle olmuyorYav...

Siyasete girmeyin sakın ha çocuklarım'Sav, anam babam sav...' deyin, her tür davete... çünkü,Lav.

Yılgın Yağmur unutma... güvendiğin dağlaraKar yağdırır, enyakının... Mesela Baykal, mesela,Sav.


Nebi Ünler



Sayıklamalar

SAYIKLAMALAR

Hani senin uğrunda, dağları delecektim.Elini tuttuğumda, dertlerim bitecekti.Bu darbeyi yemesem, hep hayal edecektimBoşalmasaydı cebim, hep böyle gidecekti.

Yaratılış kanunu, gülmeli, ağlamalıKolay elde edilen, zafer küçük olurmuş.Ne zaman kapım çalsa, diyorum yar olmalıYarinden ayrılanın, derdi büyük olurmuş.

Rüzgarda sen birtanem, yağmurda sen nartanemAldığım nefes bile, sensiz bana zehirdir.Yalnız seni görürüm, gözlerim kapalıyken.Yokluğunda yüreğim, lav akıtan nehirdir.

Periler nasıl olur? hiç görmedim, bilemem.Kaf dağı varmış hani, zümrütanka aşarmış.Çıkmadım daha yola, bir dev gördüm diyemem.Herkes aşık olurda, güçlü olan yaşarmış.

Yılgınım, boynum bükük, yorgunum yok mecalim.İsyan etti bedenim, dinlemiyor gönlümü.Sana gelecektim yar, suya düştü hayalim.Unut beni sevdiğim, ziyan etme ömrünü.

Zaman benim umudum, mutlaka bıkacaksınUnutacaksın beni, seveceksin birini.Beni unutmaz isen, boşuna yanacaksınHarcamanı istemem, Yağmur’a gençliğini.

Gediz, 16.10.01 Nebi Ünler Yağmur(Bankadayım saat her zamanki gibi 19.00 a geliyor)

Nebi Ünler



Sayıklamalar 865

Efkarlandım yine dumanlı başımSen yoksun yanımda tat vermez aşımBeklemekle doldu kırkıncı yaşım

Gelsen ölürmüsün çeşmisiyahımÇok sevmektir benim bir tek günahım.

Karmı yağdı bilmem garip başımaAzmı silah çektim çatık kaşınaGündüz hayalime gece düşüme

Girsen ölürmüsün çeşmi siyahımÇok sevmektir benim bir tek günahım.

Yaza yaza gayri yazamaz oldumİsmini duyunca sararıp soldumYirmi iki yıldır sensiz kahroldum

Şef mi oldun şimdi çeşmi siyahımVergi kaçırmamak bilki günahım

Kozan kalesine bakıp yutkundumKozan köprüsün de o gün suskundunİyi biliyordun sana vurgundum

Şimdi neredesin çeşmi siyahımHalâ unutmamak benim günahım.

Kuru köprü insan selinde taşkınYağmur Kerem’iydi bu solan aşkınHalâ bitmedimi o meşhur kuşkun

Cezam bitmedi mi çeşmi siyahımAdana’lı olmak bir tek günahım

Gediz, Aralık 2000 Nebi Ünler Yağmur

Nebi Ünler



Sekseni Hatırla Yorma Kendini

Demokrasi Gereği Fransa'ya Tepki olmalı ama Ülkemizde Demokrasi Demokrasikültürü, varmı? Millete rağmen Mehmetçiğin Lüpnan'da işi ne?)

Çabuk unutulur, unuttururlarBoşuna uğraşıp yorma kendiniSiyaset, Büroktar hep yuttururlarApoyu hatırla yorma kendini

Kıprıs çıkarması Sam'ın BoykotuÇok eski değil ki Johson mektubuMusul-Kerkük sonra Çuval dostluğuDevletine bırak yorma kendini

Batı yapar sonra Mankurtlar coşarOnca Hakarete mazeret koşarSanmaki avrupa bizleri boşarKuru avazlarla yorma kendini

Okumuş yazmışı bağlı göbektenOnlara hayranlık başlar bebektenİlk basmak İngilizce bilmektenGeçmiyor mu dostum yorma kendini

İnancım kalmadı batı hep galipBaş örtümü çözer elimle salipBüyük denilenler kulluğa talipBeyhude üzülüp yorma kendini

Yılgın Yağmur der ki Atatürk gerekYeni bir Zübeyde olmalı dilekSandalda onların, onların kürek'Bir sağdan bir Soldan' yorma kendiniHatırla Sekseni, yorma kendiniEvren'ler bitermi yorma kendini.


Nebi Ünler



Selam Götür Koca Reis

SELAM GÖTÜR KOCA REİS(Turan... Kızıl Elma... Nizamı Alem Yolcularına...)

Kurşun yemediysekVeyaBir bıçağın ucunda…Yada patlayan bir bombanınParçalarında…Düşmediysek vatan bildiğimiz yağız toprağaŞanslıydık…

Söylenmediyse adımızSorgucuların sorgularındaAdımız düşmediyse dilinin ucundanBülbüle çevrilmiş,Mukaddes Anadolu’nun yiğit ve masumkurbanlarınınKadir gecesinde doğmuşOlmalıydık…

Bu vatan sizden fedakârlık bekliyor“Kanınız aksa da, zafer İslam’ın”“Bin ölür, bin dirilirsiniz”“Ülkücü ipeğe sarılı kılıçtır”Denilerek bir yanda biz,Yada Devrimci sloganlarlaKarşımızda devrimci kardeşlerimizYumrukYetmedi, bıçakYetmedi makineYetmedi bombaÖldürdük, Öldürüldük,Sam emminin tosuncukları marifetiyleBirbirimize düşürüldük…Kalanlarımız işkencehaneye çevrilen coğrafyadaİnsanlığımıza, şahsiyetimize ideallerimize küstürüldükSonra yeniden salındık sokaklaraKıt kanaatDoymalıydık…

Neden? Diye soramadıkBulamadık beyinlerimizde çöreklenmişEngerek düğümlerinin cevabınıSonra hızlandırıldı hayatımız“Benim memurum işini bilir”Ne devrim kaldı ne TuranNazım Hikmet Büyük ŞairmişŞiirini dinledik Başbuğ’danKüba da göbek tokuşturdu ağabeylerimizOtuz bin kurbanın katili yaşasınÖzel adasında göbeğini kaşısın diyeAnlaşıverdi usulca



Başbuğ’un çömezi ile Karaoğlan…İMF nin Fedaisi Derviş önündeFarksızdık munis koyunlardanYakalanmadıkça semirmeden küçük işlerleBu ülkeyiSoymalıydık.

Sokaklar sakin,“Her koyun kendi bacağından asılır”“Bana değmeyen yılan bin yaşasın”UyuşturuldukUyutuldukRuhsuzduk…Başımıza çuval geçirenlerOrtadoğu’yu kangrene çevirenlerUyandıramadı biziBin yıllık kardeşlerimizle ayırmaya kalktılarÜstümüzde duruyor halâ pislikleriAmpul dediler karartıyor ufkumuzuErgenekon diyorlarKırıyorlar umudumuzuAh Deniz Gezmiş ahhh! ,Ah Çatlı Reis AhhhOkumayan, düşünmeyennDiskolarda tepindikçe tepinen bir gençlikMankurtlaştırıldıkÇok uzağız, Türklüğümüzden, Atamızın ilkelerindenHaberimiz yok! Haberimiz yok! haberimiz yok!BüyüklüğümüzdenTarihimizden, mazimizdenSoyundurulduk

Keş dağında buzDöngel’den dönemedi Muhsin Başkan“Başkanımı size, sizleri Allaha Emanet ediyorum”Son sözlerindi duyduğumuz Heeeeeyyy Koca Reis hey!İsmail Güneş’i ısıtamıyor artık güneş“Hiçbir Helikopter Havada kalmaz”Diyen Kaptan maalesef haklı çıktı…Çatlıya selam götürAtsıza Selam götürDarağacında gidenlere bu vatan için ölenlereBaşbuğ’a, Karaoğlan’a selam götürSelam götür Çatlılara,Bozkurtlara selam götürKürşad’a selam götür Koca ReisSorarlarsa davamızı büyüyor de!Alperenler büyüyecek de!Anadolunun anaları sancılı...Türk titreyip, Türklüğe dönecek de!Adanasız, Yılgın Yağmur’un imanıdır bu!Yakında çoooook yakında



Anadolu da bir anaVatan seni bekliyor diyecektir oğlunaBiz Mustafa Kemal’in askerleriKıracağız yeniden emperyalizminKanlı çarklarının dişlerini bir birNizamı-Alem içinİçimizdeki ve dışımızdaki kötüden ve kötülerdenBir gün mutlakaTürk gibi, Türk gibi, Türk gibiHesapSoracağız…

Sorarlarsa;'Miracın Fatihi ve ülküdaşlarıMayamız bozulmadı, kanımız aynı kanBu vatan, bu bayrak, bu milletinKanıyla büyütülecek koskoca bir çınar, TuranCanıyla ödeyecek, olsadaMüslüman Türk olmanın bedeliniAlperenler, Bozkurtlar, Devrimci yoldaşlarHatta Fatih'in türk olduğunu hatırlayan mücahitlerÇANAKKALE GEÇİLMEZ'mişi yaşayacakTek dişi kalmış canavar BATIÖzlemiş olmalı kanımızı DUMLUPINARDELİNMEDEN YER, ÇÖKMEDEN GÖKAlbayrağım inmeyecek, ezan dinmeyecekHey Koca Reis Selam götür son peygamberimeOğuzhan'ın torunlarıŞu cihana yenişden nizam verecek.Muhsin Yazıcıoğlu için el-fatihaSelam götür Koca ReisAdanasız Yılgın Yağmur'da bitmeyecek umutBiz Turan... Kızıl Elma... Nizamı Alem YolcularıAhmet Yesevi'nin dervişleri elbet bir gün,Elbet birgün oradaKavuşacağız.


Nebi Ünler



Selam İle (Bekir Urfalı Gardaşıma! ...)

SELAM İLE,(Bekir Urfalı Gardaşıma! ...)

Selam İle, Selam İleTanışalım kelam ileGök Kubbede bir hoş sedaBir ihtimal! kalem ile

Doğmak çile ölmek çileBülbül çile gonca çileMevla'ya kul olabilmekÇektiğimiz onca çile

Yasak meyve yemiş ataAtılmışız bu hayataBeden ve ruh birde gönülMecburuz son seyahata

Yorgun Yağmur hep veren olSevgi ek ki, hep deren olUnutma hiç YaradanıYüreğini hep seren ol.


Nebi Ünler



Selamlar Candı Cana

(Ahmet Yurtsever Gardaşıma...)

Çok iyidir havalardiye bilseydik keşkekurşun yüklü bulutlaryürekler kanlı çeşme

Pişmanlık dolu mazibugün kemanlara yayyarın çoktan niyaziHalimize vay ki vay.

iki yıllık ön lisanskırlangıçlar yarınsızbitti hayattan avansyaşıyoruz tanımsız.

yine de güzel derdikGediz de geçen anaYılgın Yağmur'a verdikselamlar! ... candı cana


Nebi Ünler



Sen Yaşa, Nurgül Bacım

SEN YAŞA NURGÜL BACIM

Okudum, yazdıkların, güzelden daha güzelAnlayanlar anlasın, sen yaşa Nurgül bacımŞeref gurur ve namus, güzelde daha güzelAnlayanlar anlasın, sen yaşa Nurgül bacım.

Yosmadır,para diyen, boğazında tasmadırMedyanın bu yaptığı, kadın eti satmadırErzurum savunması, destan Kara FatmadırZübeyde'ler gelecek, sen yaşa Nurgül bacım

Osmanlının çöküşü, ders olmamış bunlaraErmeniler şımardı, söz geçmiyor RumlaraBaksana Nobel için, nasıl kıvırmalaraKemal'ler asla ölmez Üzülme Nurgül bacım

Yağmur asla olmadı, gayesiz ve umutsuzTürk Milleti kalmamış, başı kara bulutsuzSen gönlünü ferah tut, yaşasınlar gurursuzEnson ocak sönmedi, değilmi Nurgül bacım.

Adana,13.12.2006 Nebi Ünler Yağmur

Nebi Ünler



Seni Kimselere Sormayacağım...

SENİ KİMSELERE SORMAYACAĞIM

Görmeyecek, duymayacak,Hissetmeyeceksin beniTenim asla kokmayacak.

Rüzgar ile esecek,Yağmur ile yağacağımYüreğin taş kesecek.

Pişman olmayacağımBenim olmayacak o şehirKeşkelerle ağlamayacağım.

Hasret içimde lav... nehirÇıkmayacağım karşınaSenin oldu tüm şehir.

Yılgın yağmur dert gölüYabancıyım çarşınaSen yağmur, Ben gam çölü.

Seni kimselere sormayacağım.Rahat ol... mutlu ol.. ben zararsız, ölü.


Nebi Ünler



Sensizliğe Veriyorum

SENSİZLİĞE VERİYORUM

Sen dolmuşken benliğimeHücre hücre... nasıl giderim benSöyle nasıl dayanırım sensizliğimeBöyle böyle... içten yanıyorum ben.

Sevgili, beni sende bırakmışımBensizim, sensizliğimde ben...Sensizlikte, sensiz yaşatılmışımSığınmışım kimsesizliğime ben.

İtirafsız, itirazsız, sitemsiz, sakinYılgın Yağmur' da eriyorum ben...Nefes alıp, nefes veriyorum lakinBeni Sensizliğe Veriyorum ben

Sensizliğe bir ben, veriyorum ben.


Nebi Ünler



Serseri Bir Kurşun

SERSERİ BİR KURŞUN

Serseri bir kurşun gibiBoşluktayım, sebepsizim...Menzil, Cehennemin dibi,Düşmekteyim, dengesizim.

Baba, ana... ve yolculukSormadılar, keyifsizim...Oyunumuz, okulculuk,Sıradanım, sevimsizim.

Ne müzisyen, ne ressamlık,Yeteneksiz, değersizim...Hesapsızken, bankacılık!Memurluğa, meğersizim.

Koca olduk, baba oldukÇapkınlık mı? Eğersizim...İçgüveyi, olup solduk,Adanasız, şekersizim.

Dayanaktı, gitti babamOgün bugün, küreksizim...Yarın enbüyük acabam! ! !İhtimalsiz, yüreksizim.

Bir boşlukta, ruhum kayar,Yar istemem, dileksizimBir anam var! Soyka sayar,Çırılçıplak,beleksizim

Yılgın Yağmur olmaz turşunDe; hayatta direksizim.'Çaren serseri bir kurşun',He! tetikçim, yeleksizim.Gebert ulan! yedeksizim.


Nebi Ünler



Sevdama Çek Baharsın

SEVDAMA ÇEK BAHARSIN

Hani tek kavgamızdı... kaçmıştım ya pençendenSarı Tülay mazimde, galiba ilk baharsın.

Çok sisli hatıralar! Unutulmuş simalarGülseren, Sevim, Ayşe, ziyan olmuş baharsın.

Yenilenir tüm dünya, yenilenir tüm hayatSöylesem de yalandır, Ömrümde tek baharsın.

Şu Kozanın kalesi pek küçüktür sevdamdanSanırdım, Ticaretlim... Sevdama Çek Baharsın.

Çalıkuşu Esranın, pek komikti hayaliİçimden dedim ona, yadele Kek Baharsın.

Keler Dağın bilmişi, yaktı... kendini yaktı,İki damla gözyaşım, kadehde Sek Baharsın

Bizden geçti! .. ne demek? Ey Sevda... Kendine gel!Gözlerimde görürsün, kaç gönülde baharsın...

Yaş elliye dayandı, yine uslanmaz gönülKırktan fazla söyledim, ömürme Son Baharsın

Yılgın Yağmur dağılmış, toplayamaz GamzeliAdanasız yalnızım... Ömrüme EK Baharsın.


Nebi Ünler



Sevdaya Varış...

SEVDAYA VARIŞ(Meral Bacımın 'Adı Sevda'sına...)

Ha bir tesadüf,Ha bir rastlayışEngellenemezSevdaya varış.

Yürek tutmaz küfBinyıl geçse de...Olmaz teessüfZehir içse de.

Adı sevdadırKurtuluşu yokKara beladırKalbe giren ok.

Kavak yelleriEsince başta...Gönül telleriSonsuz çalışta.

Ne kural, yasaNe vazgeçiştir.Ne kahır, tasaNe iççekiştir.

Kendinden geçişAteşe düşmek...Ömrünü verişLavlarda pişmek.

Yılgın Yağmur'unAradığı bu...Sevda hamurumTek bildiğim bu.

En leziz tutkuYar; ADI SEVDA...


İki dünyada da mutluluklarını diLediğim, İnci Naz ve Meral Rüzgar bacılarıma selam vesaygılarımla========================================

Nebi Ünler



Sevgiyle Dolsun Gönlünüz

SEVGİYLE DOLSUN GÖNLÜNÜZ(M. Çobanoğlunun Van Erciş Depremi ne...)

SenVeSenin gibilerEksik olmazŞu imtihan dünyasından...

ŞükrediyorumYaradanıma... Ya ben deSizin gibi bölücü, asi uslanmazVicdanı körelmişlerden olsaydım.

SanaVeSenin gibilere rağmen;Bölünmeyecek kenetlenmiş yürekler! ...İbrahimin yurdundaVe ümmeti Son Peygamber,Muhammed MustafanınTürk-Kürt-Arap-Acem demedenGönül gönüle yaşayacaklarKıyamete dekAnadolu, Mezapotamya ve bütün OrtadoğununAnaları ve çocukları...Barışsever babalarıyla.

Yılgın YağmurunSizler için dileği;Allah ıslah eylesinAçılsın gözünüz,Sevgiyle dolsun gönlünüzAmin...


Nebi Ünler



Sevmiş Beniiiii

SEVMİŞ BENİ....

Sevmiş beni... Denizin tuzuBalığın pulu, Dağların buzuÇöllerin kumu, Koyunun kuzuSevdiği gibi... Sevmiş beni.

Sevmiş beni... Rüzgarın hızıDalganın Kepez, yaranın sızıSüngercilerin bir deniz kızıSevdiği gibi... Sevmiş beni.

Sevmiş beni... Miskinin uykuAbdalın şarap, Korkağın kuşku,Yaşlının mola... gençliğin coşkuSevdiği gibi... Sevmiş beni.

Sevmiş beni... Yılanın zehirAkrebin iğne, Derenin nehirKavalın Çoban, köylünün şehirSevdiği gibi... Sevmiş beni.

Sevmiş beni... sonun sonsuzuYılgın Yağmur'un budur son sözüDiğer yarımdır doğru her sözüSevdiğim gibi... Sevmiş beni.


Tabiki pasiflemem gerekiyor....

Nebi Ünler



Seyfo Dayı'da Gitti Sonunda

SEYFO DAYI'DA GİTTİ SONUNDA...(Nihat NİKEREL'in ardından)

Kurtlar Vadisinin Seyfo DayısıKıvırcık saçları, kendine has gülüşüGüllü yiğenine ayakkabısı fırlatışıDayısının arkasından üzülüşü

Tamam rol yapıyordu, rol yapmasına daBir başka veriyordu hakkını rolünBambaşkaydı, sohbetlerinde şiir okuyuşu daZamanımıydı be ecel şimdi bu karambolün.

Kayboluyor herkes kendi yolundaSen ne zaman gideceksin ey Yılgın YağmurBak, SEYFO DAYI'DA GİTTİ SONUNDANihat Nikerel'in ardından hüzünler yağmur.

ALLAH GANİ GANİ RAHMET EYLESİN....Seyfo Dayı için gönüller hep güzellikler söylesin.


Nebi Ünler



Sırdaş Gibi...

SIRDAŞ GİBİ...

gözlerine bakmadan da....konuşabilmek... mümkünmüş meğernehirler akmadan dabir yudum, dostluğa değer...

bir yudum dostluğa bin selamçıkarsız, sadece insanca, insan gibianlayana herşey, her nesne en tatlı kelamsen orda, ben burda... İMKANSIZLIKLA sırdaş gibi...

merhaba diyorum... canımdan ötesi sırdaşarkadaşımsın, gözlerine bakmadan da...yalnızlığımın tek mutlu anı seninken haldaşCeylanısın Yılgın Yağmurun gözlerine bakmadan da...

Adanasız, 18.08.11 - 14.05. Yılgın Yağmur

Nebi Ünler



Sırdır Kapılar

SIRDIR KAPILAR(Sayın Ömer ULU - AKEFE'mize...)

Bini kapanırsa, açılır biriSon kapı öncesi, demir kapılar...Bilinmez kim ölü, hangimiz diriHak'dan gayrısına, sırdır kapılar.

Hızır'ın bildiği, verilen kadarMevla'ya aittir her türlü karar,Arif olan bilir, ne kâr, ne zararCahil cühela'ya dardır kapılar.

Kader yazılmışsa, mutlak yaşanırYaratılmış her şey görev kuşanırDünya'yla evlenen, elbet boşanırKumar oynayana zar'dır kapılar.

Önce çalış sonra tevekkül eyleBin düşünüp sonra birini söyleKaybıdır yiğidin gücü, öfkeyleSabrı olmayana, hardır kapılar.

Yılgın Yağmur, muhhannetten uzak durEle, bele, dile, sağlam tuzak kurMizanı hatırla, öyle bıçak vurÖlmeden ölmüşe, yardır kapılar.

Perdelidir, bütün yapılar gardaş...Nefsini gömmüşe, VAR'dır kapılar.


Nebi Ünler



Sıtma Oluk Kurutulmuş

SITMA OLUK KURUTULMUŞ

Boş ver elma toplamayı be hoca!Mızraklı’ya çıkalım…Birer sigara yakar dertleşiriz yol boyuncaBozuksa yol! ne kaybederiz ki! ...Döneriz takıldığımız yerden,Çok özledim be Hoca...Mızraklı’dan Gediz’e doğruİçimizdeki kırıkları, bir haykıralım.

Gölet den sonra ArıcaArıca’nın altından sağa dönYemyeşil çamlarYağmur yağmış yeniceHafif bir çamur varBenim Aldoğan maşallah bir canavarKozaklı’dan sonrası düzMızraklı’da çardakda, İstanbullunun eşyalarıKendisi yine ortada yokÇeşme yeni yapılmış05.10.2008 yazıyorBalığı asıyoruz bir çamın budağınaKuru ekmek de ne tatlı be hocaDönüş de pişirelim yürüFelaket özlemişim burayı.

Karşıda Murat Dağı, Akdağ,Gediz görünüyor aşağılardaEyvahhhh!Sıtma Oluk KurutulmuşGöçüklüler köye götürmüşler suyuÇeşme mahzun duruyorToprağın altından duyuluyor şırıltısıİştahım kaçıyorKimbilir Karadona nasılMantara takılıyor hocaBu olur mu, şu olur mu derkenBir ahlat görüyorum dibine dökülmüşPoşet yok! ...Bütün ceplerimi dolduruyorumHoca mantar topluyor, ben ahlatBirde yaban eriği,Amma da ekşiymiş mübarek!Akşam oluyor…Balığı pişiremeden,Dönüyoruz.

Sıtma Oluk KurutulmuşÜst tarafındaki Evliya tepesine çıkamadıkLan Hoca “vasiyet etsem;Bir atın arkasında sal ile çıkarttırıp



Evliya Tepesine gömdürürmüsün beni? ...” diyorum!“Bana bırakırlarsa tamam gardaş! ...”Rahatlıyorum biraz.

“Adanalı Yorgun Yağmur burada yatıyor! ...”Diye yazmasınlar sakın…Bir taş bile istemem başıma!Zaten herkes çıkamazÇıkanlar da fark etmesin mezarımıBen yattığım yerdenGediz’i, Uşak’ı, Dumlupınar’ı, Çavdarhisar’ıEmet’i, Şaphane’yi seyredeyim.Ölüm bile sürgün kalsın Adana’yaAdana'ya sürgün kalsın cesedim.Çöpkutusuna atılır,Jüpiterlinin elindeki bana ait bir kaç resimUnutulur, adım, unutulur hayalim, unutulurum.Kış aylarında kar, fırtına, ayazTabiat aşıkları, Mızraklı gezginleriKurutulmuş Sıtma Oluk daSu arasınlar bütün yaz.

Sıtma Oluk KurutulmuşKoca Dedenin Oğlu NebiBir yerlerde çoktannnn UnutulmuşBoş ver be Mesut Hocam Boş ver!Benim düğün günümde, Şu Evliya TepesindeMezarımı derin Kaz.

Adanalı Yorgun Yağmur içinEvliya tepesinin rüzgarları çalsın saz.

Gediz, 19.10.08 – 03.01 Adanalı Yorgun Yağmur

Nebi Ünler



Sıtmaoluk

SITMAOLUK

Mızraklı da yosun tutmuş ağaçlarSessiz çığlığımı dinler yamaçlarKozaklı da biraz mola vermeliYoksa su kaynatır yorgun araçlar.

Bir orada, bir burada sanki kuş!Gül de diken, dağlardaysa hep yokuşİnsan bu! doyumsuz... yeteri bilmezSon arzum... şu dağlar da kayboluş.

Göçük derler Uşak sınırında belYaz akşamı püfür püfür eser yelKocaoluk yörüklerin hasreti…Sıtmaoluk ünler, gel Yağmur’um gel.

Adanasız, 28.12.09 – 03.24 Y.Yağmur

Nebi Ünler



Sızım, Kara Kızım....

SIZIM, KARA KIZIM

Dün;Doğum günündüKara kızım...

Nice yıllara...İlk anını hatırladım, sanki dündü!Dilerim, hiç olmasın derdin, acın, sızın.

Kıvırcıktı saçınAdanalı'ydın... Arap Gani'ydinAh benim gönül hırsızım.

Buğulandığında, gözlerindeHep Bedriye Halanı (ablamı) gördümHiç kıyamam sana yürek sızım.

Canımda can, kanımda kanAdanalı, Adanasız Merve Gökçen'imGökkubbede bırakacağım enhoş avazım.

Yılgın Yağmur'da, bin yıl geçse deSen hiçbir zaman asla büyümeyeceksinGamsızım, Can Sızım, Kara Kızım


Nebi Ünler



Sigara

SİGARA

Yine,Sen...Artık, bırakmalısın beni.BakSevgilinin hayali boyun büküyorKarşımdaİçme şu zıkkımı der gibi.Yarısını içime çekipDiğer yarısınaDertlerimi yükleyip, dumanında savururken.Sakinleşir gibiyim diyeAvunuyorum.En iyi arkadaşımGizli zehirimVazgeçilmez alışkanlığımEn belalı düşmanımsınEn iyi dostumsun,Cebimde param varken.Tiryakinim, müptelayımYalnızlığımınSahte ilacı.Bir ateş verin Yılgın Yağmur'aYakacağım seniKurtulamazsınCiğerimde yerin hazırAh ulan Sigara.


Nebi Ünler



Sigara Ben Seni Yakmışım Zaten

SİGARA BEN SENİ YAKMIŞIM ZATEN

Çocukken özenip, tiryaki oldukVaktimizden önce sararıp solduk,Olmadığın zaman saçımız yoldukParamız olmadı izmarit bazenİki paket yetmez üçledik zaten

İlk yaktığım anda öksürttün beniKurt dümüş nar gibi, çürüttün beniAyperim gelipte güldürsün beniOnun sözlerine uyarım bazenYalnızlığım bitsin kırarım zaten.

Ölmeden diyemem vakit geçmiştir,Ciğerim gırtlağım neler çekmiştirYağmur bırakmaya karar vermiştirYakıpta üfürmek ziyandır zatenSigara kapkara beladır zaten

Belkide gün gelir, özlerim bazenSigara Ben Seni Yakmışım zaten

Adana, 25.02.08 Yorgun Yağmur.

Nebi Ünler



Sigaramdan Çektiğim

Sana daldığımın habercisidirTitreyen ellerim, ıslak kirpiğimSancılar şafağın, müjdecisidirHasretindir, sigaramdan çektiğim.

Seni suçlayamam, sevmedin diyeSebepsiz kaçmana, kafa yorarım.Şimdi neredesin, vurgunsun kime?Boynum büküp, yıldızlara sorarım.

Dene; her şansını, bağlanma banaDemiştim de, yemin etmiştin gülüm...Güya tapıyordun! inandım sanaSessiz kalman oldu, bana ödülün.

Yağmur'u unutman oldu ödülün.

Gediz, 27.08.04. N.Ü.Yağmur

Nebi Ünler



Sigaraya Ömür Biç

Bir sigara ve ateşDumanla dolar havaSanki ayet inmiştir; üleş! ..Tiryaki dayanışması bütün dava.

Sinemalarda, ağzından düşmezdiArtistlerin,Sokaklarda, tesbih ve erkeklik gösterisiydiSanki ağabeylerinİlkokul beş de, izmaritle başladıkBazan küstük, yolları ayırdıkSonra da barıştık, birbirimiziBitirmek için yarıştıkTürküsüde vardı 'yak bir sigara'Bilmeden zararını bu zıkkıma alıştıkTiryakisiyiz, bu meretin, bırakılmıyorBir defa alıştık.

Sonra zararları konuşulur olduŞimdi de başladı kısıtlamalar.Kamusal alanda yasak,Vurmak kolay hükümet içinNasıl olsa arkasında batı yokYılgın Yağmur nerelerde içeceksen içSigara sana ömür biçiyorLütfen sende sigaraya ömür biç.

Adana,05.01.08 Yılgın Yağmur

Nebi Ünler



Sisli Hatıralarım

SİSLİ HATIRALARIM

Efkârlı yalnızlığımınDeğişmez arkadaşıSisli hatıralarım.

Karman çorman anılarımÇözülmez kördüğümdür,Anlaşılmaz bilgisayarım.

Bir sigara sönerYanar bir dahaKarnım sancılanır başım döner.

En kolayı çocukluğa sığınmakBaşımı okşayan eli babamınMümkün olmuyor ki… O’na kırılmak.

Sıkılı avucumda boz eşeğin yularıAvaz avaz bir türkü… Eşlik eder ıslığımDağlar deler yumruğum, aşarım kör kuyuları.

Aşşa mahalle de, Map Durmuş’mu dövermişKumlu göl, Atlambaç taş, Deveboynu, YunaklıkBuralarda en iyi Hacımirzeli’li çocuklar yüzermiş.

Göçtüler; Abdullah Kâha, Arapoğlu Osman, Ağzıbüyük Hasan,Cöddü Memmet, Kör Ali, Memmed Ali, Kaleçi İsmayilCabbar Bekir, Veli Kâha, Ümmüsü Ali, Kara Hasan.

Göçtüler, Cıllavuk, Teğmen, Hatın, Dolma Cennet,Çapar Meyrem, Emine ebem, Iraz abla, Fadıma ablaNunuş’un Kızı, Küççük Kız, İreb abla, Tömüdük Cennet.

Keriz Hasan elinde afiş eşeğinin üzerinde avaz avazYılmaz Güney, Cüneyt Arkın, Ayhan Işık, Nuri SesigüzelUlu Camide ezan sesi… Haydi camiye gir, ulan beynamaz.

Köyün okuluna koşardık, cümbür cemaat tastamam.Duvara bir beyaz bez… artislerinkini bastırırdı, motor sesiNe verirsen ver alırdı, sinemacı… Tamam beyim, ağam tamam.

Kızılırmak Karakoyun, birde Hazreti Yusuf’du ilk gördüğümSonra Kanlı Takip’di adı siyah beyaz filimlerin…Bir çifte tüfekle yüz kişi ölür… Kurşunun bitmemesi kördüğüm.

Yaşayan neler, neler görür gardaşım, neler görürBelki, Adanasız Yılgın Yağmur yeniden Adanayı, Kozanı,Kozan’da yatan babam da… küçük oğlunu yanında görür.

Adanasız, 01.01.11. Yılgın Yağmur



Nebi Ünler



Sivas'lı Ayperi

Yıllar öncesinden, gördüğüm şehirBayağı gelişip, değişmiş gülümKızılırmak Yurtta, en büyük nehirSivas ellerinde Ayperi gülüm.

Üniversitesi, güzel AyperiBen bilirim yalnız, özel AyperiYarabbim sen koru benim AyperiSivas ellerinde Ayperi gülüm.

Veysel’in Türküsü güle, gülşeneBırak beni felek, yadları deneO benim aşkımdır tam Onbeş seneSivas ellerinde Ayperi gülüm.

Elimi tutup da gülmüştü banaSormuştu nereye düşer AdanaYağmur kurban olsun senin gadanaSivas ellerinde Ayperi gülüm.

Adana, 15.02.05 – Nebi Ünler Yağmur

Nebi Ünler



Sivas ve Gülden

Dağlar arasında yalnız kalmışımVeysel bahçesinden feyiz almışımHer gördüğüm gülü, Gülden sanmışım

Ah Gülden can Gülden Sivaslı GüldenKapkara Sevdadır, bende ki Gülden! ...

Erzincan Otobüsü kalkıyor gardanFelek acımadı ayırdı yardanSuşehri’nde susuz yanmışım hardan

Kasım geçti gelmez Sivaslı GüldenSevdanın karası, bende ki, Gülden! ...

İstasyon önünde geziniyorumAşkı bilenlerce seziliyorumBiliyorum bende seviliyorum

Sürgünlere saldı Sivaslı GüldenGel Yağmur gel, de! geleyim Gülden! ...

Sivas, 20.06.2004 Nebi Ünler Yağmur

Nebi Ünler



Sivaslı Yarim

SİVASLI YARİM

Gece saat 03On dakika önce dalmıştım oysaTerlemişimHamamdan çıkmış gibiTekrar uyumak istesem deUyuyamamKaçan uykumuKolay kolay yakalayamamYorgan düşmüşYastık kaymış başımın altındanSızlıyor sağ elimDuvara attığım yumruktanRüyam da“ gidiyorum, Adanalım, gidiyorum”Diyordun bana, uyanmışım.

Akşamdan yarım kalan ekmeğim kurumuşYiyecek bir şeyim yokMidem kazınmaktaBir sigara,Bir sigara,Bir sigara dahaDışarıda soğuk varSarhoşun biriKüfürler savurmaktaİçimden bir ses git bulaş diyorBıçağı vardır en azındanTemelli Kurtarır beniBelki de sensizlikten, özlemimden, acılarımdanFırlıyorum dışarıSokaklar boş…Dolanıyorum iki baştanKaybolmuş inekGiriyorum evime titreyerekAhhhh ulan Sivaslı YarimNe olurdu şu kapıdaBeni karşılasan.

Ezanlar okunuyorGüneş doğdu, doğacakBil ki,Yalan değil sözlerimİyi dinle beni, Sivaslı Yarim,Yılgın Yağmur’un, koca bebeğinSana hasret çekmeyim diyeBir geceVurulacak…Bilerek ve isteyerek vurulacak daKurtulacak.... senin hasretindenEbediyyen kurtulacak.



Adana, 31.01.07 – N.Ü.Yağmur

Nebi Ünler



Sizi Mevla Sustura! ...

SİZİ MEVLA SUSTURA! ...

Bu sefere, çok iyi hazırlanmıştık,Bütün Yarenler, inanmıştık bu kutlu yola...Fazlasıyla da, heyecanlanmıştık,Ki... verildi ani bir mola.

Posta güvercinleri, çelişkiliydiBaşkasındaydı, zaten pusula...

Olacak, olmayacak, papatya falı,Yalpalıyordu fikrimiz bir sağa, bir sola...Rakiplerimiz hünerli, kurnaz, Bizans kafalıİstermiydik hiç, tüm umutlarımız sola.

Bir kuş uçumu menzil, tehlikeliydiYuvarlanmak vardı... derin çukura.

Zümrütanka uçmuyordu, havadaydıkSiyasetin askerleri, devriyede kolkola...Bütün Efeler istisnasız, aynı davadaydıkKalemimiz kırılmış... düştük bir çıkmaz yola.

Oysa yüreklerimiz bereketliydiGırtlaklarımıza çalındı, birer ustura.

Ciğerciler vardı, halimize bakıp, gülüşenÇerez yaptılar bizi, akşam sofralarına...Ne bülbüldük, nede baykuş, keyifle ötüşen,Mağluptuk... akbabaların en softasına....

Yılgın Yağmur ve dostları, ezik, bitik, silikti,Ortaktı, duaları, ahları... Sizi Mevla sustura! ...


Nebi Ünler



Son Hedefim Oldu Kozan

SON HEDEFİM OLDU KOZAN

Biliyorum yine kızdın,İstemeden seni kırdımBak anladın niyetimiBir kesseler biletimi.

Ah! o malum adetinizYokmuş sizin kıymetinizErkekler suçlu olmalıBir yiğit beni vurmalı

Uyanık! uyanıksın uyanıkBirazda kafan bulanıkNe yapayım çok yoruldumBilmem kimlere soruldum.

Geliverse birileriDelse sinem bilyeleriKurtulurdun bir beladanKurtulurdum ben ezadan

Yorgun Yağmur hasret sanaHep diyorsun; sabret! banaSon hedefim oldu Kozan!Çıkmazsa bir oyun bozan.


Nebi Ünler



Sonsuzluktan, Sonsuzluğa,

SONSUZLUKTAN, SONSUZLUĞA...(Ne oldu? Diyen Şair Bacıma)

Bir daha geçme benim içinO kaldırımdanBir an için durup da,Aşkımızını inkâr edenlerin olduğu,O binaya bakıp bakıpKulaklarımı çınlatma sakın.'Allahım! Allahım! AllahımKavuştur sevenleri' derkenBoşu boşuna yine, yeniden ağlama sakın.

Yalanmış,RüyaymışSerapmışBeynimin beni aldatmasıymışYaşamamışımHiç gelmemişim Ankara'yaGörmemişim........... gözleriniYaslanmamışım o çınaraAldatmış beni gözlerimAldatmış beni ellerimAldatmış burnumDudaklarım aldatmış beniGörmemişim,Tutmamışım,Koklamamışım,ve.....! ......Ben koca bebeği değilSelviboylusu değilAdanalısı değilKoca bir yalancıymışım.

İnkâr ediyorum;Gözlerimi,Ellerimi,Dudaklarmı,Burnumu,Bütün bedenimive ruhumuİnkar ediyorumİçimde ki boşlukKoca bir sarhoşlukToprağa girmeden çürümek bu olmalıBu olmalı ölmeden cehennemi yaşamakBu dostunun tek tanımı kaldıHiçliğin, merkezindeBabam başlangıçtı bende,Bitiş ise Gittiği yer....

Hey Adanalı



Hey Yorgun YağmurSenin Ankara'da ne işin var!Bedeninde yorgunlukRuhunda kocaman bir boşluk,Veeeeeeeeeeeeeeeeeee!Sonsuzluktan, sonsuzluğa,Sonsuz bir,Duygusuzluk.

Uşak, 12.02.08 - 21:49:00 Y.Yağmur

Nebi Ünler



Su'da Yanar

Kaynayan volkan gibi, içimdeki duygularDokunduğu her yeri, yakıp, yıkıp uyuyor.Bırakmıyor yakamı, heyecanlar kuşkularYüreğim kafesinde, çırpınır, O! susuyor.

İstediğim bir gülüş, bi kaç tatlı söz yeterFeza da boşlukmudur, senin Ela gözlerinYüreğime vurulan, bıçaktan daha beterDudağından dökülen, öfke dolu sözlerin

Milyarlarca erkek var, daha da fazla kadınBir kaçı kötü diye, zalimmidir tamamıBir kaç küçük öpücük, hiç bir şey anlamadımSöyle ne zaman gelir, kavuşmanın zamanı.

Bilirim, yaralıdır, benim ile yüreğinÖzledin öpüşümü, olmayalım bir maziDökersen su'da yanar, bir volkandır yüreğimYatağım seni bekler, beni etme niyazi

Yağmur'u hırpalamak, serinlik veriyorsaKolay gelsin gamzelim, ben paspasın olayım...Çiğne bir daha çiğne, yangının sönüyorsaSiyah saçınla süpür, kül olup savrulayım.

28.04.03- den düzenleme 26.10.07 N.Ü. Yağmur

Nebi Ünler



Sualine Cevabım

SUALİNE CEVABIM

Kimsin? Sualine Cevabım şudur...Allaha kul olmak... Görevim budur.Besleyen büyüten, anama tohum,Bababımın belinden dökülen su'dur

Kısmetin kadarcık, yersin içersinRuhsatın kadarcık, gelir geçersinFikrin, zikrin, zimmet-matlup mizan da...Ektiğin kadarcık, ürün biçersin.

O kandiller düşmez... neyle bağlanmışAltında ateş var... nasıl bağlanmışBir kafes ki... kilit, kapı görünmezGörmezsin, duymazsın... fasıl bağlanmış.

Kimi yumurta da, çekirdek kimiBir ana karnında, cenindir kimiNur'dan Nar'dan birde Çamurdan asıl...Sebepsiz, nedensiz, var etmiş kimi?

Bir Yaradan vardır... var ile yoğuO belirler ancak, az ile çoğuYılgın Yağmur'um ki... kulu eylesinVermeyince Mabud... yok batı, doğu.


Nebi Ünler



Susardı Kuşlar

SUSARDI KUŞLAR

susardı kuşlaranlayamadım, gecenin karanlığı mı,çaldığınız müzik, söylediğiniz şarkımıydıkuşları susturan.

ne turnalar görünür yükseklerdene kırlangıçlar yuva yapar,Sıtma ağaçlarına…Seyhan kenarındaGençlik köprüsü sallanırSabah sporu yapanlarKoşar adım geçerken.Kurtuluş'un İstanbul Sokakları'nıÇalardım ıslığımla.

serçeler bile dolaşmazöksüz kalmış sahnelerdeya tecrübeli şahinlerya acemi akbabalar kaparyeni düşmüş bir gülü.

biraz sonra sessizliğe bürünür gece,boşalır uydurma salaş sahne, tenhalaşır caddelerkaranlık ninnisidir, namekanların....devriyelerin gözünden uzakbir kaç sarhoş hırıltısı,bir kaç sokak kedisi mırıltısıkapanır kontağı sarı taksininuykuya dalarAdanalı o bıçkın şoför.

Adana hazırlanırken sabahaduygu kafenin önünde Balcalı otobüsü beklerkenanlayamazdı Yılgın Yağmurnedir, ne değildiriçindeki geceleri kusturan.

susardı kuşlarben kendimle konuşurkenSeyhan yine akardı…eskibaraj da… regülatör üstündebir Adanalı’ya.. Adana bıçak olur batardı.kurumuştu kaynağı, akamazdı gözyaşımbu yüzden susardı kuşlarAdana susardı….Kuşlar susardı.


Nebi Ünler



Suya Yazılan Mektuplar

Aileme,ÇevremeYakın olan herşeyeBoş vereceğimSiyaset beklemedeAşk sevda Tehlikeli benim içinAlıcı kuşlar izlemedeYarınlar için kalmadı umutBaşımın üstünde eksik olmazBir karabulutKaracoğlan gibi kızlar diyememYasaklıyımBir yaradan bilir bir ben bilirim günahlarımıKirliyim, pasaklıyım.

Adana'dayım Seyhan çok yakınİçimde bir yanardağKaynıyor fokur fokurYazmalıyım, yazmalıyım yazmalıyımYazmazsamÇıldıracağımVarsın incinmesin yarSözüme sadık, aşka vefalıYasaklarına uymak, boynumun borcuBundan sonra 'Lav PÜskürmelerimi'Seyhana, yaniSuya mektuplar yazacağımKavuşacak Akdenize, buharlaşacak,Bulut olacakAlıp götürecek beni yareSonra yağmur damlasıCamını tıklatacağımBugünlük Bu kadar yeter Ulaaaaannn!Yorgun YağmurrrrrTabiat, Kâinat, Mazi, çocukluğumAğaçlar, Kuşlar, Çiçekler, kelebeklerDökeceğim Lav PüskürmelerimiSuya mektuplar yazacağım, gerisi Yaradana kalmış!Ya Allah! BismillahAllah Allahü Ekber

Adana, 04.04.08 Yorgun Yağmur.

Nebi Ünler



Sükutlar ki...

Haykıran sükutlar ki... ancak Allah işitirEsrarengiz varlar ki... hep kıpraşır, değişirBir başlangıç bir son ki... yapılmış altı gündeYaratandan gayrısı, yatağında gelişir.


Nebi Ünler



Sürgünüyüz İki Ayrı Hecenin...

SÜRGÜNÜYÜZ İKİ AYRI HECENİN...

Sen yoksun, ben yokum orda biz yokuzLambalar üşüyor... gölgeyiz, loşuzAğaçlar titrerken ilk öpüş hani...Şimdi ayrı ayrı... elleri boşuz.

Bakarken resmine... sensiz geceninCamı buğulandı... ahhh pencereninKeşkeler bulvarı... kahır boşuna...Sürgünüyüz iki ayrı hecenin.

Ne Adana, ne Ankara ne İzmirİstanbul olmadı... Demedin gel gir!Diyarbakır seni... bastı bağrına...Bilki, Yılgın Yağmur, vurmazdı zincir.


Nebi Ünler



Şahmeran

ŞAHMERAN(emily53 dosta)

Derlerki kuyuya düşmüş bir garipFelek isteyince çıkan ŞahmeranKuyunun dibinde dünyaya sahipBaşı insan, beden yılan Şahmeran

Konuğumsun demiş, tanrı konuğu,Orda görmüş garip, sonsuz bolluğuGün gelir hazırdır dışa yolluğuGönderemem demiş, yılan Şahmeran

İnsan bu isterse dağları yıkarYalvarır yakararır, yılanda bıkarYeminler vererek o garip çıkarKaderine razı yılan Şahmeran

Tevatür çeşitli garip çözülürİnsan inadına dizler çökülürZevk için Şahmeran kanı dökülürBile bile ölmüş, yılan Şahmeran.

Yılgın Yağmur böyle, duymuş da söylerSöyleme insana, sırrını söylerŞahmeran destanın, atalar söylerBaşı insan beden yılan Şahmeran.


Nebi Ünler



Şair Biraz Delidir

ŞAİR BİRAZ DELİDİR(Tülin Akdağ Bacıma teşekkürlerimle...)

Şair biraz delidirKaprislidir... yerli yersizBaşında, taptaze bir kavak yelidirGül istemez, gül olursa dikensiz.

Mutluluk, huzur, şairleri tüketirCayır cayır yanmalı ki üretsin...Kafdağları değil, yarin sözü çökertirAslı arar, yaksın yaksın kül etsin.

Rahle-i tedrisatından geçirmedi bir ustaPekçiğ kaldık, pişemedik cahiliz...Susarız, olsada fikrimiz, pek çok husustaAn gelir, isyanların tamamına dahiliz.

Taş atana gönül koymaz,Gül atanı haşlarız...Sevmelere gönül doymazSevmeyeni taşlarız...

Mansur ile 'enel-hak' der,Pir Sultan ile Şaha gideriz...Sarayımızdır şiltesiz bir kuru yerZenginliği neyleriz.

Şair biraz delidirYılgın Yağmur'un Tülin Akdağ bacısıKim bilir, hangi deli velîdir?Duamız, hiç bitmesin AŞK'ın acısı.


Nebi Ünler



Şair Doğduysan

ŞAİR DOĞDUYSAN

“Ellerim kırılsaydı, Şair olmasaydım ben”(Diyen; Ahmet Tevfik Ozan Usta’ya)

Eğer şair doğduysanŞiir yazarsın...Ellerin kırılsa da yazarsın dostum.Belki…Belki bir boşlukBiraz daBaşı boşlukUzak kalsan da yıllar boyuGün gelir dökülür dudaklarından.EllerinleAyaklarınlaOlmazsa, gözlerinle şiirler yazarsın.Kaçmak istesen deKaçamazsın kaderindenBir kelimecik olsa daBir Şiir Yazarsın.Yağmur yağarken, rüzgar eserken,Beton duvarlar arasına, tıkılmışken...Denizde, karada, havada her yerdeNefes alıp verirkenBir şeyler çağlıyorsa yüreğindeKağıt kalem bulamıyorsanTaşa, tahtaya, toprağa, olmuyorsaHava'ya,Su’yaŞiirler yazarsın mecburenEğer şair doğduysan.

Adana, 23.03.06- 14.50 Nebi Ünler Yağmur

Nebi Ünler



Şair Olamadım, Asla Olamam! ...

ŞAİR OLAMADIM, ASLA OLAMAM! ...

Rahle-i tedrisinden, geçmedik bir ustanınŞiir’im de sanatın, bulamazsın zerresini…Derdim yemek değil, kaymağını pastanınAktarırım içimdeki, püskürmenin kerresini

Karacoğlan’dan aşk’ı, Dadaloğlu’ndan isyanÇukurova, Toroslar, üzerime sinmiştir…Baki, Fuzuli, Hayam, Beşer’de malüldür nisyanYunus, Bektaş, Mevlana, O rüzgarlar dinmiştir.

İki satır yazana, usta, üstat diyenlerBen şair olamadım, bence şair doğulur…Benim can düşmanımdır, yetim hakkı yiyenlerGünahlarınız, er-geç, adaletle boğulur.

Bakıyorum aynaya, şair göremiyorumAruzdan anlamayan, bir sanat fukarası...Bir hayaldir Ayperi, saçın öremiyorumYalnızlık mahkumunun, söner mi sigarası?

Yorgun Yağmur gülümse; çiçek, çiçek, AdanaBaharın ortasında, yalnızsın, yapayalnız…Duygulu birkaç kelam, yazmış diye adamaUstam, Üstadım demek, manasız ve anlamsız.


Nebi Ünler



Şair Yürekli

ŞAİR YÜREKLİ(Halim Yüce Dosta...)

Şu yüreğim lav püskürür sürekliSelam salmış bana, şair yürekli!Umut deryasında, kırık kürekli…… Felek rakip seçmiş, beni kendine…… Gönül yüksek uçar! konmaz engine

Kozan Dağlarında ahım gizlidirSinem kanar, hayat! Sivri piz’lidirÖmrümü tüketen halâ sizlidir!…… Keşkelerim ilaç olmaz derdime…… Atalar buyurmuş davul dengine

Usta derler! Üstad derler kızarımAynalar yalancı, ezik, bizarımKırsekiz dişlidir, kesen hizar’ım…… O bülbül gülerdi, öfke yergime…… Yarin son duası, Mevlam! ... dengime

Jüpiter’e yandım, deyip kurtuldumVefa sokağında, az mı sürtüldümHep, menfaat kantarında tartıldım…… İnanan olmadı benim derdime…… Not verdiler elbisemin rengine

Yorgun Yağmur yandı, yandıkça yandıBurnum, gurur çıkmazına dayandıO! Ayperi avucumdan kayandı…… Bir avuç topraktır, düşen sergime…… Dileğim, sevenler düşsün dengine.


Nebi Ünler



Şairciiiiikciiiiiiikcik

ŞAİRCİİİİİİKCİİİİİİİKCİK

Büyüklenmeyecek kadarKüçük,Küçülmeyecek kadarBüyük,Bütün mesele insan olmakBenliği eritip,Biz kazanındaBencillik kirinden yunmak.

Bir de şu var,Madem ki toplu yaşıyoruzistesek de istemesek deBir sürüyüzHır, gür,Olacaktır bizi güdenBir kaç çoban.Kartal, Serçe, Güvercin, Akbaba, Atmaca, Doğan, ŞahinKurt, Çakal, Sırtlan, Kuzu, Öküz, Boğa, Katır, Eşşek, Tavşan, Köpek,Kedi, Arslanv.s... v.s.Böyle yaratmış Yaratan.Güçlü olan yaşarZayıflar silinip gider.

Şair, şaircik ve şairciiiiiiikciiiiiiiiiiiiiiiiikcik.Niyetlerin özüBırakmaktır bir eser.Ben yazarım arkadaşSon nefesimi verinceye dek yazarımKalem düşse de elimdenGözlerimle yazarım.Şiir deyin, şiircik deyin, şiirciiiiiiiiiiiikciiiiiiiiiiiiiikcik deyin farketmez.Ölçü ne? kıstas ne?Kararı hangi bilmiş verecek,Umrumda değil.Ben hep yazarım ve yazacağım.Yazmak nasıl ki herkese nasip olmuyorsa,Okunmak,BeğenilmekBeğenilmemek de nasip, kısmet işidir.Herkesin aklı, fikri var.Bana göre değil,Küçümsemek.Beğenilse de beğenilmese de,Hepsinde vardır emek.

Baki şimdi neredeHalâ şarap mı içiyor Hayyam.Fuzuli'yi, Mevlana'yı Kaç tane gencimiz anlayabiliyor ki?Köroğlu, Dadaloğlu Karacoğlan, Pir Sultan, Veysel, Mahsuni v.s.



Neden şiir yazıyorum? Yada yazıyorlarİşte cevabım budur.Onlar gibi olup,Onlar gibi hiç ölmeden, yaşayabilmek,Hedefimiz, gayemiz bu.Kararı halk verecek.


Nebi Ünler



Şairin Oğlu Şair

ŞAİRİN OĞLU ŞAİR

27 Şubat Pazar günüİnternette gezinirkenSaat 12 sıraları, bir haber,Ölmüş ErbakanAllah rahmet eylesin.

Başbuğ'un ölümünde deBöyle dağılmış,Efkarlanmıştım böyle.Yarın şu meşhur 28 Şubat'mış.

'Baba bir şiirini çıkar'Dedi; Yağmur Orkun'um...Oğlum yazıcı bozuk diyorum.Susuyor... kayboluyor canım oğlum.

Pazartesi akşamındaCıvıl cıvıl yine Yağmur'umŞiirini okumuş, beğenmiş öğretmeniGururla anlatıyorKendisi yazmış.

Umursamazlığıma,Değilde dikkatsizliğime üzüldüm'Şairin oğlu Şair' uçarken babasızlığımaTorunun şiir yazmış baba... diye sevindim.

Babası gibi kerata...Hem çok gururlu, hem çok utangaçŞiir yazmak sanki bir hataBaktım yüzüne anladım,Benim oğlum da 'ölümsüz sevdalara' aç.

Arap Gani'lerin Koca Dede'si babamEnküçük oğlun Yılgın Yağmur bir şairGözüm arkada kalmayacak benim de babamYağmur Orkun'um da olacak çok iyi şair.

'Şairin Oğlu Şair' oluyormuş anladımBabası gibi sevdalarla yanacak oğlum...


Nebi Ünler



Şampiyon BURSA

ŞAMPİYON BURSA

Erken öten değil Şampiyon BursaBu bir rüya değil, Şampiyon Bursaİstanbul yeniden fetih eylendi...Tarih yazan kim mi? Şampiyon Bursa

Alın teri, emek, sabır, metanetŞampiyon Bursa'ya saygı nezaketOsmanlının ilk başkenti bu şehirTürk futbolu için çekti ziyafet.

Ertuğrul Hocanın öğrencileriHakkıyla aştılar engelcileriAnadolu bitti makus talihinTeselli eyleyin fenercileri

Yılgın Yağmur şahit oldun tariheSelam, saygı, mütevazi FatiheDiğer takımlara olsun DarısıŞampiyon Bursalı geçti tarihe


Nebi Ünler



Şanlıurfa'mız

ŞANLIURFA'MIZ

Toprakta ne varsa bizde de varmışAdem'i Havva'yı toz, toprak sarmışCennet'e, Allah'a varış iyilik,Kötülük, Cehennem ehline har'mış.

Derlerki... İbrahim kavuştu gül'eNemrut'un ateşi dönüştü gölePeygamberler şehri Şanlıurfa'mızBekliyor herkesi, balıklı göle.

Urfa'nın etrafı dumanlı dağmışSeven gönüllere ceylanlı bağmışSıra geceleri, mırra, çiğ köfteYanık gönüllere türküler yağmış.

Yılgın Yağmur aşık imiş ezeldenCan çıkmadan gönül geçmez güzeldenDilerim her gönül Mevla'ya ererGönül erişelim AŞK'a tezelden.


Nebi Ünler



Şarkısı Yıldızlar, Yalnızlığının

ŞARKISI YILDIZLAR, YALNIZLIĞININ

Çökünce üstüne karanlık geceMecali kesilir cansızlığının...Debreşir volkanlar püskürür heceŞarkısı yıldızlar yalnızlığının.

Kipriğin ötesi, görünmezlik pus,Dağların gölgesi, lakırdıya susHasretin fermanı, gözpınarı kusSükuta bombası, gamsızlığının.

Gökyüzünden kuşlar geçer bakarsınBuğulu gözlerle ağıt yakarsınMeçhulüne, bile bile akarsın'Allah bir' imanı, zansızlığının.

Olmazı oldurmak, Mevla'nın işiHaddini bilmeli, akıllı kişiToprağa karışır, her er, her dişiNe önemi varki, ansızlığının.

Yılgın Yağmur densin; bir çulsuz imişDünya'yı sevmemiş bir pulsuz imişKalemsiz, kitapsız o/kul/suz imiş'Hep Sevdim' ispatı, Han'sızlığının.


Nebi Ünler



Şeref Han

ŞEREF HAN

Meclisimize taze kanAnkara'ya Gedizli tanHalka tercüman olacakAvukatımız, Şeref Han

Gediz'e tan, meclise canDemokrasi, topluma şanHaziranın OnüçündeVekilimizdir Şeref Han.


Nebi Ünler



Şeref Öztürk Ustam

ŞEREF ÖZTÜRK USTAM

BenŞarap içmemÜzüme, nefretimden değil.......................................Günahmış,..........................................................Bana ne........................................................................Ayıpmış,.......................................................................................Aldırmam.

Hiç ısrar etme, Şeref Öztürk Ustam! hadi, Yağmur diyerek...Anla be ustam........................Katıksız bir yeni rakı..........................................................Yada Adana boğması..............................................................................................İçeceğim ben.

Adana, 10.01.07 - 19.47 Nebi Ünler- Yılgın Yağmur

Nebi Ünler



Şımartmayın Beni, Ne Olur Dostlar

ŞIMARTMAYIN BENİ, NE OLUR DOSTLAR

Bana usta yada, üstat demeyinŞımartmayın beni, ne olur dostlarKibirle kaynatıp, sonra yemeyinŞımartmayın beni, ne olur dostlar

Babam Koca Dede, sıradan insanEn sevdiğim aydır, en güzel NisanYüreğimde saklı, duyduğum isyanŞımartmayın beni, ne olur dostlar

Ticaret Lisesi biten okulumOndört yıldır iki yıllık okurumYanan yüreğimle şiir dokurumŞımartmayın beni, ne olur dostlar

Onbirimde sevdim adı GülserenOnikimde Tülay,çok köylü görenOnüçümde Sevim diliyle dövenŞımartmayın beni, ne olur dostlar

Ondördümde Ayşe gözleri yeşilOnbeşimde Fatoş yüzünde kekilOnaltıda Hava, bozuldu şekilŞımartmayın beni, ne olur dostlar

Elif ve Zübeyde, bacımız dedikFiliz Elif geldi ayvayı yedikBir abi sözüne biz düştük yenikŞımartmayın beni, ne olur dostlar

On yedide domatesi HaticeBozukmuş diyerek kaçtık neticeÇok ağladı Minik Serçe HaticeŞımartmayın beni, ne olur dostlar

Onsekizde FATMA, zincire vurduDeli gönül onu, arayıp bulduPeşinde olmuştum Kozan BozkurduŞımartmayın beni, ne olur dostlar

İki Elif, üç Hatice, Safiye, FilizBir Şerife, Bir Müberra, bir YelizMüjde Ar’ı teptim, dediler keriz (Artist Müjde Ar’dan daha Güzeldi)Şımartmayın beni, ne olur dostlar

Gül, Şengül, Sonay, Gülay ve SongülSema, Esra, Emel, Ayfer, Aysel, YurdagülAnladım olmuyor dikensiz bir gülŞımartmayın beni, ne olur dostlar



Kavalincik, Helke, Beş, BağtepeliMinik Kuş, Melike, Sarı, FekeliÇalıkuşu, Esmer bunlar şifreliŞımartmayın beni, ne olur dostlar

Ziyaretler gezdim, hattâ mum diktimAh çekip, of çekip, dualar ettimLan Gönül! Elinden, ben neler çektimŞımartmayın beni, ne olur dostlar

Eski defterlerden, pişmanlık duydumMazimde sadece, gözyaşı, buldumÜç yavrum oldu da biraz duruldumŞımartmayın beni, ne olur dostlar

Ne yeminler, ne tövbeler bozdum benSevda yelleriyle uçup tozdum benKırkımdan sonrada niyet bozdum benŞımartmayın beni, ne olur dostlar

Karacoğlan, Dadaloğlu pirimizSevdamız temizdir, yoktur kirimizAdanalıyık lan, sever dirimizŞımartmayın beni, ne olur dostlar

Elde tüfek Denizli’de gezerkenBir hayalle kendimizden geçerkenBen aşk içtim eller şarap içerkenŞımartmayın beni, ne olur dostlar

Erzurum’ da dadaş vermedi isimKars’lı Azer sanki yürüyen resimBende Aşk zamanı, değişmez mevsimŞımartmayın beni, ne olur dostlar

Mezara girmeden, aşkımız bitmezYürekten yanarız, dumanı tütmezYağmur hep sevecek, asla kin gütmezŞımartmayın beni, ne olur dostlar


Yukarıda adı geçen güzeller, birer hayal ürünüdürler… Gerçek kişilerle ilgileri yoktur. Birbakış, bir gülüş, yada dinlediğim bir hikaye, gördüğüm bir düş, seyrettiğim sinema,televizyon filmleri ve dizileri ilham kaynağım olmuştur.

Nebi Ünler



Şırdan Adana'da Yenir

ŞIRDAN ADANA’DA YENİR

Kimyonu bol olsun üç beş biber koyPaket yap Menderes de yiyeceğimÇEAŞ' ın önü su dolmuş oy babam oyTutmayın beni Balcalı'ya yüzeceğim

Veysel Usta Paça Salonu açıkBizim Börekçilik’den, biraz peynirliEskibarajın kenarından yukarı çıkAşiyan kumlar üstünde demirli

Gençlik köprüsü yine takır tukurOtoban geride kaldı, sağa çek gardaşEmine’nin göbeğinin altı çukurŞalgam ile Şırdan bir başka gardaş

Eskitopel hasteneler kavşağıGeri kalmaz kocavezirdekilerdenBoş ver şırdan sevmeyen yavşağıGeçemem kokoreççilerimizden

Taşköprü de balıkçılar, teğet geçMerkez park da çabuk geçiyor zamanAdana’yı soracaksın bana er geçKanalları sarhoş ayıltır taman.

Şu Yüreğir üvey evlattır sankiVarsa Seyhan, Yoksa Seyhan, haksızlıkGurbet ilde hep farklıdır inan kiAdanalıya yakışmaz çapsızlık.

Yorgun Yağmur her dem Adana diyorHer köşebaşında Şırdancı vardır.Şu yalan dünyada ömür geçiyorBana Şehirlerden, Adana yar’dır

Adana, 23.03.08 – 13.27 Yorgun Yağmur

Nebi Ünler



Şiir Her Kalemin Harcı Değildir.

ŞİİR HER KALEMİN HARCI DEĞİLDİR

Ayak vermiş bir eski dost bizlereŞiir “Her kalemin harcı değil”dirYüreğimden lavlar dökem sizlereŞiir her kalemin harcı değildir

Şiir vardır! İmalıdır, manalı,Şiir vardır! Hastalıklı, saralıŞiir vardır! Her satırı hatalıŞiir her kalemin harcı değildir.

Kaynağı insandır, insana göreKuralları vardır, değişir yöreÖvgüdür, sövgüdür! muhtelif töreŞiir her kalemin harcı değildir.

Ağıt’dır, koşma’dır dilde TürküdürMarş olur! Cephede! Bomba, süngüdürBazen Müdür beyin yeşil kürküdürŞiir her kalemin harcı değildir.

Destandır! Kopuzun, davulun, sözüAğıttır Ana’nın yürekte közüAşık’ın, aşkına, baktığı gözüŞiir her kalemin harcı değildir.

Hakanlara halkın, derdi tasasıSultanlara öğüt, gönül yasasıBolu Beylerine isyan havasıŞiir her kalemin harcı değildir

Gök Tanrı’ya dua etmenin yoluYer Tanrı’ya korku sunmanın yoluDoğana, ölene, seslenme yoluŞiir her kalemin harcı değildir.

Mansur’da enel-hak, Yunus’da seviMevlana dan bize,sestir mesneviBektaş’da nefestir, semah-aleviŞiir her kalemin harcı değildir

Baki’de divandır, Sultana, sunuşFuzuli’de Mecnun, Leyla’yı duyuşPir Sultan, avazı şah ile buluşŞiir her kalemin harcı değildir

Kazak Abdal, eşek salar çayıraFerhat’ı Şirin’den dağlar ayıraKaracoğlan söyler dağa bayıraŞiir her kalemin harcı değildir



Dadaloğlu! afşar göçmüyor gayrıPadişah sayısız! fermanlar ayrıÇukurova beton,çoklukla sayrıŞiir her kalemin harcı değildir

Haşim! gecelere, Akif’ istiklalFikret’de ideal, Nazım! ihtilalBana göre! Necip Fazıl, istihal*Şiir her kalemin harcı değildir.

Hayam! Şarap, kadın, aşk’ın özetiYesevi! den almış abdal nöbetiGökalp,sormuş! Kızıl Elma neresiŞiir her kalemin harcı değildir.

Bana göre hiciv Nefi'dir NefiZiya Paşa, en son Neyzen'dir deviBana demesinler, şair! bir neviŞiir her kalemin harcı değildir.

Veysel’dir Türkü’nün gönülden gözüAnadolu, Türk’ün türküyle sözüYılgın Yağmur yaşat şiirle özüŞiir her kalemin harcı değildir.

İstihal= Kolaylık, müstahak, ehil

NOT; İsmini unuttuğum bütün Şairler den özür dilerim. ve ilave yapmak isteyen şaiirarkadaşlardan katkılarını beklerim. selam, sevgi ve saygılarımla

Nebi Ünler

Nebi Ünler



Şiir Olsun Diye Yazmadım

ŞİİR OLSUN DİYE YAZMADIM

Ben hiçbir zamanŞiir olsun diye yazmadımIsmarlama yada sipariş kabul etmedimİstesem de edemem zatenYüreğimin yangınıKelimelere dönüşürkenGözlerim ağlamayı unutmuş olsa daEn azından buğulanmalıNemlenmeli kirpiğimBen şiir yazarken.

“Gönül sevdiğine küser”Demiş atalarKalbimi kıramaz bir taş koparamazDüşmanlarım ya da yabancılarGönül duvarımdanDostlarımın ummadık sözleriBeni hırpalar yıkar yakarBırak acı sözüBir çatık kaşBir manalı bakışYağmur işte o zamanHayattan kaçar.

Nebi Ünler



Şiirde Anlammı Yoksa Şekilmi?

ŞİİRDE ANLAMMI YOKSA ŞEKİLMİ?

Bana değer verip sormuşsun soruŞiir de anlam mı yoksa şekil mi?Cevabı olamaz yuvarlak konuSözüme cevabın yoksa çekil mi?

Şiir yazmak duygu ve gönül isterSanırsın bağrını kanatır şişlerKalemden dökülür hayaller düşlerŞair asilmidir, yoksa vekil mi?

Sızlamalı, burkulmalı bir yerlerGönülsüz İnsana Maddeci derlerYağmur derki; baş'da esmesse yellerZülüf mü güzeldir, yoksa kekil mi?

Engüzel yazılan, gözle olanıAşık bilmez asla yalan dolanıYağdı yağmur, çaktı şimşek! kalanı...Şairsin ya ağam, para yeşil mi?

Kimisi doğuştan, diyor hafiyeGülüşü kafiye, ağlar kafiyeKimisi allame, duygu safiyeYoksa yüreğime, şiir ekil mi?

Yılgın Yağmur şiir, Yürek işidirŞiir yazabilen hisli kişidirKalem seçmez; erkek yada dişidirGüzel yaz; dedirtme, bu da, şair mi?


Nebi Ünler



Şiirlerim Yorgun Değil

O GÜNÜ BEKLİYORUM

DoğrusuBen de fazla dokunmadımSuyuna,sabununa şu hayatınKaçtım görmezden geldim hepAma bekliyorum A.... CAN

Günü geldiğindeYüreğimin bir kuytusuna sakladıklarımDökülecek gerektiği gibi orta yereGörevimi yapacağımBekliyorum ömrüm olursaHürriyetime kavuşursamEmekli olursamKorkutmadığını göreceksinDemir kafeslerinBeton duvarlarınBeni...

O günü bekliyorumKör değilim...Duygusuz değilimHürriyetime insanlığıma kavuşacağım o günKaygılarım Tasalarım bitecekİsyankar şiirlerimDolaşacak dilden dileKükreyeceğimGardiyan nerede... Cellat nerede.

Çoluk çocuk kaygısıBitmiş olacak o günBu gün sansürlüdür şiirlerim.Şiirlerim yorgun değil, ama suskunumYağmur sabırsızlıkla bekliyor o mutlu günüGörecek duyacak beni herkesŞimdilik bu kadar A.... CAN


Nebi Ünler



Şiirlerin Arkasına Sığınan Ben

Acizmişim,Layık değilmişimLanet olsunmuş banaŞiirlerin Arkasına Sığınan BenKalkıyor aradan mesafelerGörüyorum gönül gözümleBir korkağı titrerken.

Şiirlerin Arkasına sığınan benSadeceÜzgünüm,Üzülmene benim yüzümden.Hiç utanmadım sıradan olduğum içinMakam mevki para peşinde koşmadımVer diyene verdim,Sev diyeni sevdimHiç sadaka istemedim.Hatam olduysaÖzür diledim, ve dilerimİhtirasına, yenik düşenlerin, zaafından faydalanarakAsla küçülmedim.İki kişi arasında geçeni izlemekVebali senin.Akıllısın, kurnazsınBeni en tabii halimle sevmeni istediğimiÇözemedin.İki isim, bir dağ yasaklarındıBirde ihanetim.Verdiğin iznimi kullandım sadeceYasaklarını çiğnemedim.

Yılgın Yağmur verdiğin sözü hatırlatır sadeceBelli olacak, vefan, sadakatinMertliğin, YiğitliğinÖlümsüz sevgin.Sultan olan sendin,Hep sormuştum sanaLayık değilim, nasıl sevdin diye hep!Yüreğini sevdim demiştin.O yüreği kirletmedim.Ben,Kara gözleriniBekleyeceğim.


Nebi Ünler



Şiirmi Dediniz (KEPEZ)

ŞİİR- KEPEZ - (Bahattin Karakoç)

Ansizin bir karasu inerDeniz fenerinin gözlerineFener kör olurVe agir agir uyanmaya baslarDeniz dibinin devleriKoç sürüsü dalgalar toslasir gerine gerineÖtede yikkin bir balikçi köyünün çiçeksiz evleriEvler ki denizlerde olup bitenleri bilmezBense bu kaderi iyi bilirimBenim adim Kepez

Yildizlar olmadi mi, dolunay olmadi miGökyüzü de kördürYüregindeki kara bulutlarDurmadan yildirimlar kusarYorgun bir gemi oturur kayalaraKarisir birbirine dua ve küfürKorkuysa sapkasini her zamanKapkara bir dala asarBir yosun tarlasinda dinlenirkenGördüm ölümü kaç kezSelam verip geçti gülümseyerekBen korkusuz Kepez

Kaç sünger ve inci avcisininKanina girdi bu denizlerKaç taze gelin ihtiyarladiBu ufuklara baka bakaHer sabahNeseli bir islik aydinliginaEvden çikip gidenlerYa döndüler ya da hiç dönmedilerYarali aksamlaraYalniz kalmayinca aç kalmayincaOglak, kuzu melemezBen ne dramlar yasamamisimdir bu kiyidaBen Kepez

Mutlu insanlarda gördümGelip kollarimin arasinda sevisenAma uzun sürmediSingir mingir kristal ömürleriNe çigliklar isittim rüzgarlardanMevsim mevsim degisenHele de yitik ekmekler gibi ayrilik türküleriTedirgin martilarinKanatlari vururken gezBen dilsiz bir görgü tanigiyimBenim adim Kepez



Gün kisalir,Bir gece de degisir renk renk haritamGün uzar,Sizlayan süslü bir gögüstür Tarih-i KadimSirdir, ayiptirGördüklerimin hepsini anlatamamGemiler gelip geçerkenKaç dilden hüzünlü sarkilar dinledimGül yanakli, lale dudakliNe güzeller gördüm gitti gelmezBen hep ayni yerde beklerimBenim adim Kepez

Bazen denize küserdeGökteki yildizlarla konusurumBazen gidemedigim yerleri oksamak isterimBulamam ellerimiAy dogarken baslarEn uzun süren sarhoslugumAsirlar kemirse deKoparamazlar zincirlerimiKimse kirli ayaklariylaÜzerimi tepeleyemezBen bes vakitSabrin gül suyuyla yikanirimBenim adim Kepez

Bahaettin Karakoç

5. Türkçe OlimpiyatlarıOkuyan1- Aida Risbekkızı (Kırgızistan)

KEPEZ'DİR TÜM DÜNYA ÇOCUKLARI

Türk Dünyası! diyorsun Aida Risbekkızı;Sadece Türk dünyası değil!Birleşip de gümbür gümbür çarpan bu yürek...Varsın kontenjanını da aşmış olsun İnsanlık hainleriSiz geldiniz yüz değişik ülkedenBarış dediniz, Türkçe dediniz.Uzaklarda bir sürgün,Biz vatanımızda, sürgün yaşayanlarVeİnsanlık onurundan, gururundan, barışından uzak yaşayanlarGördük, duyduk, sizi, sizin sesinizi!Bütün dünya, bütün insanlık.Kötüler, kötülükler, sömürenler de duydu sizi!Yine engeller çıkacaktır önünüzeçok yazık...

Kepez diyorsun Aida



Türk dünyası da böyle kepez gibi ayakda olsun diyorsunEksik söylüyorsun AidaBak orada boyun büküyor Amerikalı, Afrikalı, Okyanusyalı, Avrupalı çocuklarŞili'li, şaşkın, Mozambik'li gülümsüyorRusyalı, Litvanyalı 100 ülkenin kızları ve delikanlılarıSana bakıyor Aida!Ne Atamız oğuzhan,Ne de Peygamberimiz Muhammed,Renk, Dil, ayırmadı.Yaradanını bilen hiç bir insanSevdi Yaradandan ötürü, sevdi, hele hele çocuklarıTüm dünya kepez,Kepez'dir tüm dünya çocukları

5. Türkçe OlimpiyatlarıBöyle geldi, böyle geçtiPırıl pırıl, umut umutIşık Işık Tüm Dünya çocukları100 ayrı çocuk yüz sönmeyecek güneşve 100 uçan güvercinYükseldi barış adınaBarış diye çırptılar kanatlarınıBen Yılgın YağmurÖğretmenlerinizin ellerinden öpüyorumÖpüyorum alınlarınızdan bir birGördüm söken şafağıBir başka dünya kuracaksınızBiliyorum o günler yakınBiliyorum, Kepez'dir Tüm dünya çocukları

Adana, 03.06.07 Yılgın Yağmur - Nebi Ünler

Nebi Ünler



Şikayetim Yok Gülden

Kış geldiÜşüyorumYapraksız kaldı ağaçlar.Gidiyorum,Kalp kırık, Umutlar yıkık.Umarım kalanlar beni bağışlar,Yağmur'ca bir hıçkırık,Gecenin sessizliğinde.VeEbediyen susuşlar.Güneşimi kaybettimBütün hatalar, bütün günahlar,Benim...Hayır diyemiyerek yenildim,Şikayetim yok Gülden

Adana,21.12.06 N.Ü.Yağmur

Nebi Ünler



Şimdi Nerde demiş Bekir Urfalı Gardaş

Mehtap inerken yere, ben semaya yükseldimYıldız yıldız gözlerin kay oldu, şimdi nerde?

Çölde leyla değil de, Mecnunluğu yüklendimUmutlarım seraba pay oldu, şimdi nerde?

Lütuf eyledi gece, Şafakta sürüklendimSultanımın sarayı, fay oldu şimdi nerde?

Yılgın Yağmur pek çabuk, paslanıpta küflendinGayrı nokta virgülün, vay oldu şimdi nerde?


Nebi Ünler



Şiraz'ına... Bağbozumu

ŞİRAZ'ına... BAĞBOZUMU AKŞAMLAR(Necla Özkan Bacımın 'Şiraz' ına...)

Türküler, şarkılarMaziye özlem yaşlılardaSevda sevda delikanlılarda, genç kızlardaBulut bulut, yağmur yağmur analardaKara saplı bir bıçak babalardaBaykuş seslerineFırlatılan taşYada bir tüfek gümbürtüsüAh Ah aaaaaaaaaaahhhhhBağbozumu akşamlar.

Kıkır kıkır gelinlik kızlarIşmar, ışmar, ima ima çöpçatan kadınlarSarı öküz, alaca dana satılacakOkul masrafı, kış hazırlığıTarlalara tohum tasası'Düş önüme avrat gidek...'Bir kaç komşu ile birlikteBabam Düğürlüğe.... söylenerek gidecekKıpır kıpır duracak gibiOf ulan of, oooooooofffŞu sevda dedikleri zehirli bir engerekF.... Ş.. den önceki,Hani şu Adana'ya gelin gidenKocası Bankacı olan F....!Otuz yıl önceydi...Yıkılan hayallerimdiBağbozumu akşamlar.

10 Liraya güzelbağ şarabıDört Paket bafra sigarası püfür püfürAysel'in Cuma'sı, Cabbar Bekir'in Kâha'sıMukdar Memmed'in Sülemen'i, Map DurmuşKatılmışken daha önceki bizi bekleyenlereGözlerimde düşmeyen birer damlaKozan Kalesine bakıp bakıpOlmayan paraya kükrederkenAndıl dağı gibiyken öfkem, isyanımDe ki; Kozan sokaklarında bir serseriŞan Sinemasında Cüneyt Arkın, Filiz Akın,Şükran sinemasında, Kadir İnanır, Türkan ŞorayNur Sinemasında, Kartal Tipet, Hülya Koçyiğit7 Gün Sinemasında Yılmaz Güney, Fatma GirikHavızlu Sinemada Gavur filmiSeç seçebilirsenHani Tarık Akan, Gülşen BubikoğluOrhan Gencebay, Hülya AvşarFerdi Tayfur, Necla NazırOnlar bir başka yakışırdı birbirlerine....



Halbuki benHerkes nefret ederken Erol Taş'danNe biçim rol kesiyor diye ben ona bayılırdım.Sinema dönüşü Hacımirzeli Köyüne,Kahkahalarımızla çınlardı Kozan!Kanalın serin suyuna atlamakGecenin karanlığında....Hele birdeKarpuz aşırmışsak Göde Masur'un tarlasından,Keyfimiz gıcırdı ulan! ...Şimdi çok Uzaklarda kaldıO Bağbozumu.

Filim bittiiiii!Diyecekler...Yılgın Yağmur'muşAdanalıymışBelki bir an bazı ağızlardaAnılacak adınKaç çocuk ağlayacak ardındanKaç erkek, Kaç kadınÇıkaracak anında seni kitabındanAynalarda olmayacaksınOkuyayacak, yazamayacak,Ayağa kalkıp, koşamayacaksınSeni bekliyor lan oğlum unutmaKaçışın yok!Baban Koca Dede Nerede?Nerde eben, Deden, emmim, dayın, bibinDiyebiliyormusun neden?Hadi hazırlanYakın olmalıBir Bağbozumu.


Nebi Ünler



Şu İstanbul'un

ŞU İSTANBUL’UN

İstanbul’u anlat diyordum canımSaymışsın pisliğini İstanbul’unİnsanlar her yerde bozulmuş canımKokusu buralara da ulaşıyor İstanbul’un

Hiç mi yok iyiler hepsi kötümüHiç Olmazmı bülbüllerin ötümüKim kurutmuş gonca gülün kökünüFatihini anlat Şu İstanbul’un

Yağmur’un elinden düşüyor kalemKaçmak mı olacak benim tek çaremYağmur’u uzaktan dost kabul edenA...r’ini Anlat şu İstanbul’un

Balcalı-Adana 17.03.06 Nebi Ünler Yağmur

Nebi Ünler



Şu Kurtlar Kadar

ŞU KURTLAR KADAR

Yalnızlığımın ağırlığı çökertir omuzumuBir dost selamına açım, aç... şu kurtlar kadar*Ayarlayamadım hiç... Yanlış tercihlerimin dozunuKapattım gözlerimi... kulağım kirişte bir radar.

Zaman dönüşsüz... bazan zamanla birleşir parçalarBir acı tebessüm, bir eyvah ki.. eyvah çözüm değil...Ciğerimi sigara ziftler... Beynimi şüpheler parçalarSelviboylu ben değilmişim... Ağlayan gözüm değil.

Kahkaha mı özlüyormuş... Muratdağı ve dostlar!Ben kendimi Yağmur Orkun'a gönüllü tutsak etmişim...Hayat, felek, kader... kurtların dişinde ki.. postlarElliyi devirdik ya! .. Büyük ihtimal, olmayacak yetmişim.

Belkilerden uzağım... keşkelerimi fırlatıp attım,Erik kurusu bağladım kanayan her bir yarama....Aynaya her baktığımda... Gençliğimi bedava sattımHangi boya, merhem olur ki... yarın denen karama.

İştah ile yerken, kemik parçasını... yaramaz kedim!Şaşırıp, mırıldanıyorum... güzel şeymiş yaşamak.Bir meşale kavrayıp, 'Şu Kurtlar Kadar' olamazmıyım dedimHer doğan güneş olmalı... Yeni bir güne, yepyeni bir basamak.

Yılgın Yağmur düşmeyeceksin, Adanasız ve kuralsızlığa yenik!Hınçla, asacaksın umutsuzluğunu... pişmanlık çarmıhına...Gördüm ki... Pınarbaşı dönüşü, ayağıma dolanan bir garip enikBenden daha fazla asılıyor... umudun varlığına.


O Meraklı arkadaşa;NOT: a: Kurt gibi acıkmak, b: İçine Kurt düşmek c: Kurtlar Sofrası d; Kurt düşmüş Ağaç deyimlerine göndermeler yapılmış, e: gregorian - moment of peace ♪ ♫ ♪ ♫ ♪Yüzyılın Slowları ♪ ♫ ♪ ♫ ♪http://www.facebook.com/pages/Yuzyilin-Slowlari/362662809807 klibini izlerkenSibirya Kurt Köpekleri kadar hayata tutunabilmek duygusuyla, yazılmıştır...

Nebi Ünler



Şuşa Kaçkınları (Göçmenleri) ' na...

ŞUŞA KAÇKINLARI'NA...

Şuşa Kaçkınları yorgunHarı bülbülleri solgunKarabağ'ın balalarıHazır değilmidir ordun?

Can alınır, can verilirVatan kan ile derilirÖlmesini bilemeyenYurdundan Kaçkın edilir.

Petrolün var, vana kimde?Harı Bülbül esir kimde?Şahlansın Azeri TürküCihan görsün Yürek kimde? .

Onyedi yıl, Şuşa'sızlıkBitmeli bu vatansızlıkYürü Karabağlım yürüGüçle biter kuralsızlık.

Yılgın Yağmur avaz avazErmeni'de bitmez garazHarı Bülbül Türkü beklerYaz Şuşa'lım bir destan yaz.

Karabağlım bir destan yaz.


Nebi Ünler



Tamer Duran'a

'Kağızmana ısmarladım nar gelir'Diyen o Türküyü şimdi unuttumYok sayarlar bizi, dostum gün gelirOysa dudaklarda bir tek umuttum

İnandım yalanmış, sevgili sözüCilayla kapanmaz, kahpenin özüAçıldı Yağmur'un, sonunda gözüYazık ki içimde, aşkı uyuttum.


Nebi Ünler



Tanju Okan'ı Dinlerken

KADERİM

SARHOŞUM SENİNLEİÇKİLER TAT VERMİYORBEN SENİNLE DOLUYUMİNAN SENSİZ OLMUYOR

DUR GİTME NE OLURSUNBIRAKMA YALNIZ BENİTANRI BİLE AFFETMEZSEVENE ZULMEDENİ

SANA İHTİYACIM VARSENSİN BENİM HER ŞEYİMŞİMDİ SENLE YAŞIYORBÜTÜN KAYBETTİKLERİM

DUR GİTME NE OLURSUNBIRAKMA YALNIZ BENİTANRI BİLE AFFETMEZSEVENE ZULMEDENİ

..............................................Tanju OKAN

UYKUM KALDI JÜPİTER'DE

Uykum kaldı JüpiterdeÖnünde kara bulutlar…Yar! Ellerin hani nerdeYıkıldı bütün umutlar

Olmuyor ki aşk da gururRazı oldum kaderimeŞu geceler acı vururİçiyorum şerefine

Izdırabım hece heceSarhoşum ben, çok sarhoşumArıyorum gece geceBen deliyim ben bir hoşum

Okşadığım saçın nerdeO beni arar dudağımHasret gözlerime perdeSensin benim son durağım

Yorgun Yağmur tükeniyorGüneş hasrete doğarkenKalbime acı veriyorNisan Yağmuru yağarken




Nebi Ünler



Tarihe Sığınırım

TARİHE SIĞINIRIM

Hemencecik tarihe sığınırımFazla bunaldığım an...Toprakken, balçık olur karılırımHer şeyin dermanıdır zaman

Yasanın çaprazlığına isyanHabil-Kabil eliyle vurulurum, vururumİlk sürgünüm başlar, dökülünce ilk kanKardeşimi ellerimle gömünce dururum.

Güvercini hatırladım bak şimdiAşk güzel! Aik için ölmek dahada güzelÇöller aşan, dağlar delen, kül olan kimdi?Nuh'un gemisinden toprağa basmak güzel.

Yusuf olup, Züleyha'dan kaçabilmek bela işZindanlarda sabır taşını tesbihe dizmek...Musa ile Hak yolunda Firavun'a karşı nümayişSonra da Kızıl Denizi ortasından çizmek.

Süleyman'ın mühürü ve Belkıs hikayesiHizaya getirlmesi kurtların, kuşların, iblislerinİbrahim'e ateşten gül bahçesi Nemrud'a kinayesiLokman'ın düşen otu, pişmanlığıdır ipsizlerin.

Oğuz atam, Dede Korkut, Ergenekon ve KürşadÇıkarım gökyüzüne Çin seddine bakarım...Çökmeden Gök, delinmeden Yer, Türk'de bitemez şadAn gelir nizamı alem için Estergon'a akarım.

Mansur olur, enel-hak sözümle yüzülür derimAli'nin halifesi Hüseyin'in kanına doyar kerbela...Pir Sultan Abdal olurum, aşk ile ŞAH'a giderim.Mevlana'da sema ile Hak Aşkına dönüşür her bela.

Yunus ile yanıp pişer, kaybolurum Çalap'daHakikati yazsın kalem, silemez Mola KasımYaradan'dan ötürü sev, yazıyormuş dört Kitap daEy nefsim sadece sensin! Yılgın Yağmur'a hasım.


Nebi Ünler



Taşırmak Bana Kaldı

TAŞIRMAK BANA KALDI(Gülnare Leman'ın 'Bana Kaldı'sına...)

Onbeş Mayıs günüydü, Ciğerim delen bıçakKüllenmiş bir acıyı, çıkarmak bana kaldı.

Bir çift acemi aşık, durgun göle bakarken,Tetikteki Bekçi'den sakınmak bana kaldı.

Elvan, elvan dertlerim, gam yağdırır bulutlarHer yediğim vurgunla, yaşamak bana kaldı.

Kafdağı arkasında, çaresizmiş AyperiJüpiter kapısında, hıçkırmak bana kaldı.

Kan kırmızı gözlerim, hüzün saçar ufuklarKırıkkanat anka'yı aşırmak bana kaldı.

Dalga dalga bir deniz, meçhul; yarın feneriSessiz karanlıklara, haykırmak bana kaldı.

Tesbih oldu keşkeler, kar'dır başa pişmanlık,Bir beyaz güvercine, şaşırmak bana kaldı.

Yılgın Yağmur'u gördüm, Leyla'sız çöle düşmüşKurumuş gözeleri, taşırmak bana kaldı.


Nebi Ünler



Tatar Tahsin'ce

TATAR TAHSİN’CE

İçimizden biridir,Kovalanır ve hep kaçar Tatar TahsinAmansız takibindedirYorgun ve sadece garibana gücü yeten,Eli kolu bağlı, polisin.

Güneş, ay, yıldızlar, uzayYeryüzü ve bir dikili ağacımız yokEzilmişlik, yıkılmışlık, basılmışlıkÇürütülmüşlük var omuzlarımızdaHep isyan, kin, nefret, öfkeAcımasızlığına karşı direniş, hınç,VeKüfür doludur yüreğimiz.

Dünya’ya ve hayataBoş vermişizYılgın Yağmur’un sabır taşı çatlamış çoktanDudağında belli belirsiz bir gülüşYaşıyoruz, yaşamasına daBize tepeden bakanlara tek sözümüz varYaşayın ulan…Sizin olsun kahpelikler, zevkler, sefalarBizim nefes alışımız bile zaten........dır,...dan.


Nebi Ünler



Tavizsizdik...

TAVİZSİZDİK...

Elbet yalan söylüyorBu devirde imkansız...Kapılmanı gözlüyorBırakacak limansız.

Müsahamasız olacaktıkAramızdaki her aykırılığaAykırılıkları bir bir yolacaktıkTavizsizdik her tür şımarıklığa

Deli gönül özlüyorO her aşka imansız.Gelecekti gelmiyor,Kendince hep günahsız.

İnanmıştık, olmazların olacağına!Jüpiter'den de büyüktü aşk otağımız...İhtimal vermezdik asla ahh... solacağınaBak bitti... buzlandı aşk yatağımız.

Doğum, ömür, ölüme araç.Deme; iki kapılı han da sahipsizdik...Varmadan menzile, burada yer açDiyebil; 'Çok Sevdik...' ve... tavizsizdik

Yılgın Yağmur aldırmaZaman her şeye ilaç...Umudunu çaldırmaİnsan kalmaktır amaç.


Nebi Ünler



Tavşan Kavurması

Tuzlu suyla gargaraVerilen tek ilaç buAğız, dudak, diş üzerine, vursak da gırgıraYemek istemiyorum, su ulan su.

Baba dizinde salla! ...Uyutuyorum oğlanı.Yeniden kalkıyor saat üç gibi...Baba dişim ağrıyor.. diye ağlıyor dayanamıyorum.Bu saatte dişçi de olmazBulsak bile iltihap yapmış çekmez ki.Salla baba sallaUyuyor... yatağına götürüyorum.Anında tekrar geliyor... 'baba dişim ağrıyor!İki şurup var ikişer kaşık kesmiyorTuzlu su diyorum, ağzım yanıyor diye istemiyor.Saat dörtbuçuk halâ ayaktaSabah mesaim varKendi acımı uyutuyorum.

Bu sabah her yer pusluFarlarla bile görüntü mafişCanım oğlum uyuyunca çok usluBaba olmak çok zor diye yazmalı afiş.

Kayıtların son günüKalabalık olacak okulCıvıl cıvıl, elele, sarmaş dolaş öğrencilerZigana'dan buz getirdim abi diyorSırıtarak bizim Selami...Birer çay yudumluyoruzAnlatıyor karadeniz'in güzellikleriniTrabzon, Giresun, Rize, Artvin, ArdahanSelami de görüyorum gürcülerin özelliklerini.

Yılgın Yağmur susuyorAnlattıkça anlatıyor Selami...Atmacaları varmışSöz veriyorum; Allah Kısmet ederseYiyeceğiz o puslu dağlardaTavşan kavurması

06.02.2009 - 09:30 Yılgın Yağmur

Nebi Ünler



Temizhava'lı Ayşegül'e

Çıkmalısın karşıma, her şey açık olmalıÇıldırmış AYPERİ'mi, gelince bulmalıyım,Kara gözlerden girip, yüreğine dolmalı,Ya vuslata ermeli, yada unutmalıyım

Ayşegül'ün kaprisi, sonrada pişmanlığı,Güzel bir bahanesi, sonuna gelmiş aşkın...Galiba bitmeyecek, nefreti, düşmanlığıİyice şamarmıştı, isyanıma pek şaşkın.

Bilmediğim insanlar, bana düşman kesilmişGülmesi, ağlaması, bütün fatura bana...Ne yaparsam faydasız, çoktan bilet kesilmişYılgın Yağmur her günah, sana yazılır sana.


Nebi Ünler



Temizhava'lıya

TEMİZHAVA'LIYA

Sana inanması zoruma giden,Yoksa ona asla, isyan edememİçimden geçeni, odur hissedenGel demeden oralara gelemem

Biraz sakinleşsin geçsin öfkesiGözlerine bakıp, beni ararım...Hasreti rüyama, kâbus çökmesiÇok iyi biliyor kesin kararım.

Gözlerim kurudur, Yağmur yürekteBilirimki yalnız beni sevecek...Yarın denizimde o var kürekteGelecek mutlaka, bir gün gelecek.

Adana, 25.01.08 - 00.14 Y.Yağmur

Nebi Ünler



Temmuz Sıcağı Söyledi

TEMMUZ SICAĞI SÖYLEDİ

Adanasız efkârlıyken, konuşturdum kalemimiTemmuz Sıcağı Söyledi, kınıyorsun kalemimi,Uzun uzun düşündüm yar... sensiz olamam bahtiyarYar sözüne söz söylenmez, kırıyorum kalemimi.

Temmuz sıcağı söyledi, baraj yolu kaynıyormuşEskitopel durağında, sigaramız yanmıyormuşBalcalı'da unutulmuş, sevda dolu bakışımızSevgi Adası'nda hüzün...orda yağmur yağmıyormuş.

Adana'dan sürgün yedik, yalan oldu mutlu günlerKozan Ticaret Lisesi, çizilmiş mi Nebi ÜnlerTemmuz sıcağı değil de, bizi yakan hasret kalmakBabasızım boynum bükük, bize küsmüş zalim dünler.

Ne Kozan var, ne çocukluk, nede heba olan gençlikDünya bize yar olmadı, zamana yeniktir gençlikTemmuz Sıcağı öğretti ömür eskimoya benzerTabiatımız kurusun, hiçliğe küskündür gençlik.

Yılgın Yağmur belalarda... ünleniriz selalardaEla gözlü lal'mi oldun, adımız yok sedalarda,Emeklilik kapımızda, zaman yolculuk zamanıYükümüz gam, omuz çürük, yar sitemli edalarda.


Nebi Ünler



Tenekeci'nin 'HİÇ' ine...

TENEKECİ'NİN 'HİÇ'İNE...(Erkan Tenekeci Dostun 'Hiç' Resmine...)

dünya bir hiç, ben de bir hiçben kimiyim sen de bir hiçboş vermişiz yaşamayaruh rahmetlik, ten de bir hiç.

bir resimde bin hikayehem sitem var hem kinayeistemez asla himayegamzede’ye, şen de bir hiç

Yılgın Yağmur, Adanasızgönlü sade, badanasız,gurbetteyiz, merhabasızgarip ölür-ken de bir hiç.


Nebi Ünler



Tercih Senin Nartanesi

'Ankara kadar gerçekVeAnkara kadar gerçektimİnanmadınBen sana verdiğim bilgiler gibiyim,Yani hepsi doğruAma çok korktuğum ve psikopat bir eşim,Olduğuda bir gerçekEmin ol başıma bir şey gelirseAYPERİ'den önce davranacaktır eşimŞu an, gözyaşlarım dügüm düğüm bogazımda,Konuşamıyorum, susamıyorum, uyuyamıyorum,Nedir bunlar, Nedir?Anlayamıyorum!Beni affet, beni affet, beni affet, beni affet, beni affet, beni affet, beni affet, Beniaffet, beni affet...Başka bir şey istemiyorum kızımın gözlerinden,Başka, göz görmek istemiyorum, karşımda,Beni affet...Bin bir gece masalları gibi başladı ve bitti...O yüzden, bitti bende, binbir gece...Bende senin gibi yapıp tüm şiirlerimi sileceğimVe artık yayınlamayacağım,Bu acı bana yeterBeni koru, beni kolla, bana kol, kanat ger!Zarar vermesin bir g.......li el, beni affet'

TERCİH SENİN NARTANESİ

Bunları yaşamışsın içinde, ve bunları yazmışsınŞaşırdım. Nartanesi inankiÇok şaşırdım.Bir Çalıkuşu vardı bir zamanlar Adana'daBen Kütahya'da, bir sürgünü yaşarkenAdana'ya ıIlık ılık bir yağmur Yağıyor demiştiKütahya'da ben kartanesi doldururken,Soğuktan üşüyen, ellerimeArayacağım, mesaj göndereceğim bekle diyerekBir meçhule gittiğinden beri, aramadım onu,Hatta, yıllar sonra Adana'ya döndüğümdeHiç kimseye sormadımBensiz bir yuva kurmuştu Çalıkuşu, kendisineMutlu olmalı! O, ÇalıkşuAramadığına göre.

Arama diyeni aramadımGelme diyene gitmedim,Ama sevme diyeni hiç dinlemedimSevdim, Sevdim, Sevdim, hep sevdim.

Affedecek bir şey yok Nartanesi,Tercihi sana bıraktım, unutma,



'Her Şey İçimde Saklı' diyordun,Şimdi de 'Binbir Gece Masalları' diyorsun kendineKartanesi diyemem sana,Erimeni istemem, dayanamamEllerimde erimene...Bir kere bana yüreğinden geçeni söyleUmurumda olmaz,Ne o psikopat, ne de,O! AYPERİ' denen deli.

Yüreğin uzanmak istiyorsa yüreğimeSeni bekliyorum, yüreğini bekliyorum NartanesiAtla gel!Bitsin bende ki, yalnızlık, efkar dolu,Şu Adana geceleri.İyi düşün,Sen de, onlar gibiYılgın Yağmur'a sırtını dönüp de gideceksenSakın ha gelme!İşte o zaman seni asla affedemem.Gel, haydi gel, sana uzattım ellerimiMutluluğun kollarında uyuruz, inan banaHer şeye rağmen, rağmenlere rağmen.Bekliyorum... bekliyorum... bekliyorumTERCİH SENİN NARTANESİ..


Nebi Ünler



Tercüman Gerek

Cevap gelmiyorsa, gül yüzlü yar'danMateme bürünüp, beklemek gerekYollar çamur belki, gecikme ondanDoğacak güneşi, beklemek gerek.

Olur ya! sesimi duyup anlamazBenim sevmiş olmam, onu bağlamazKuşlar anlar amma, yarim anlamazAnladığı dili öğrenmek gerek

Yazacağım ama, havadan sudanYüreğimde bahar, bağları budanKaf dağı aşmaya, umudu kuşanO yarin gönlünü fethetmek gerek.

Gözleri gözüme, değmedi henüzGördüğüm düşlerde, yüzü çok temizBelki bizde bir kaç, devi yenerizBir periyi sevdim, tercüman gerek

Ah çekemem ahım, volkana dönerKorkarım zamanla, umudum sönerTutmaz yar elimi, batağa gömerYağmurun haddini, bilmesi gerek.


Nebi Ünler



Terkeden, umudu, kurşuna dizer...

Gardaş ben kendimi bildim bileliİnan, yüzde, yüzüm olmadı asla...Sevda iksirini içtim içeliHazır ve nazırdım her türlü fasla

Yıkılmadım, hiç bir zaman yılmadımGayem, vicdanımı temizlemektir...İlk yudum, son yudum, hiç ayılmadımTek arzum meçhulde gülebilmektir.

İnsan bu yanılır, zik-zaklar çizerKimse benim için yansın istemem...Terkeden, umudu, kurşuna dizer,Gideni suçlamam, adın pislemem

Her zaman açıktır sevgiye kapımNe sevinçten, ne kederden ölürüm...Neyleyim doğuştan böyledir yapımAşksız kaldığım an dert den ölürüm

Yorgun Yağmur söyle, nefsine söyleBoş ver el alemi, sen kendini bil...Sevmese sevgili, kıskanmaz böyleBazan naz, işveyle, zehirlidir dil.

Adana, 22.02.2008 16:43 Yorgun Yağmur.

Nebi Ünler



tırpan 13 Dosta

Ne mutlu banaŞu dünyayı dolduran kahpelikler içindeSenin gibi bir melek tanımışım

Sağol melek yürekli insançok sağolher şey gönlünce olsunHuzur, mutluluk, umut dolsun yarınlarınAllahıma şükürler olsun, rasladım sanaVerebilmek çok güzelDileğim hep verebilecek bir şeylerimiz olsun.

Henüz tanışmamış olsakta seninleÖnemli değil, yaşın, boyun, bosun,adın, cinsiyetin yaşın, nereli olduğunHislerimde yanılmadım asla yanılmamsen melek yürekli tırpan_13 rumuzlu melekçok iyisin,Ben artık, insan gibi bir insan tanıdım.

Yapabileceğiniz Bir şey Varsa...Verin verebileceğinizi dostlarımParaysa para, kansa kanYaratandan ötürü sevelim yaratılmışlarıvarsın ne kadar nankör olursa olsunaldatılmışız, kandırılmışız ne çıkarHani 'balık bilmezse Halik bilir' meseli vardırSeni gibi melek yürekli dostlarAlan değil hep veren olsunDileği budur Yetim Yağmur'un


Nebi Ünler



Ticaret Liseli Kara Gözlü Kaçağın

Unutmuştum acısınıYediğim bıçağın...Bir aydır yeninden yaşıyorum sancısınıTicaret liseli Kara gözlü kaçağın.

Seni yeniden buldum ya.... Kara gözlümSenden başka herkes, her şey, teferuattır bana....Kozan Köprüsünde bir daha... yeniden Kara gözlümKalan ömrümü sunacağım sana.

Kozanlı Yağmur silecek sensizliği yarYakındır Kozan Mezarlığı nasıl olsa.Senin için canını seve seve verecek biri var.Dün ikimiz için bitti... Bir ihtimal güneş doğsa...

01.02.10 Kozanlı Yağmur

Nebi Ünler



Ticaretli Sevgili

Nerde kalmıştık heeeeyyyyyTicaret LiselimAdana'dayım, Balcalı'dayımÜniversitedeyimOlur da!Görmek istersenÇay içmeye beklerim.

...........................Bilki Şu anda resmin elimdeBakarken özlemle titremekteyim

Devamı Gelecek..................

Nebi Ünler



Ticaretliye

TİCARETLİYE

Yirmi yıl geçti halâ, yüreğimde sızın varKara gözlüm hayalin, ara sıra yokluyor.Bir oğlum doğacakmış, zaten iki kızım varYinede deli gönlüm, bana seni soruyor.

Yüreğimi söküpte, unutmayı denedimYaşanmıyor sevgisiz, ben bir hasret sazıyım.Bir kez olsun sitemle, lanet olsun demedimSenden uzak yaşamak, kaderimmiş razıyım.

Ağlamayı hiç sevmem, yalvaramam gurur varSuçlu varsa gönlümdür. Seni zorlayan bendimAdana sana kaldı. Gurbet bana mekan yarGözlerine bakarken, dili tutulan bendim.

Bir sigara yakıpta, sormuşsun beş yıl sonra“Halâ unutmadımı, halâ evlenmedi mi? ”Bırakıp giden sendin. Sakın kendini yormaUnutmam mümkün değil, cevabım gelmedi mi?

Sen benim ruhum gibi, nefesimsin aldığımMuhtacım sana gülüm. Sensiz yaşayamam ben.Yanımda olmasan da, sevinerek yandığımMecburum beklemeye, istiyorsan gelme sen.

Alıştım yalnızlığa, ayrılığa alıştımKabullendim hasreti, sensiz çizdim yolumu.Artık aldırmıyorum, kaderimle barıştımGöz yaşım dökülmeden, bekliyorum sonumu.

Ticaret Lisesinde söylenirdi adımızBizi tanıyan dostlar, neden diyorlar bana.Sebep tutulan dilim, benden hep kaçışınızKara gözlerinizle, veda ettiniz bana.

Delecektim dağları, ama sen istemedinHep korktum gözlerinden, boşunaydı tüm çabam.Verirmiydim ellere, bir kez Yağmur deseydinBir liseli kız Görsem, Sızlar içimde yaram


Nebi Ünler



Tiryaki Bahanesi

tiryaki bahanesi, elbette bir mademdir.toprağın beklentisi, belirlenmiş vademdir.

ona şarap getirin, bana Adana boğmakadehimde son yudum... efkarım beni boğma

yalvarırmı yıldızlar yeter içme lan sarhoşdolanır peltek dilim... hece sarhoş ben sarhoş

sebepsiz içilmezmiş... hava bugün çok güzelşerefine vefasız... çok güzeldin... çok güzel.

akşam çöker üstüme... içmeli yudum yudumyar derin uykularda... ben içerken uyudum

bir zamanlar içerdik... içerdik dolu dolubıraktık en sonunda... çıkmazmış sarhoş yolu

Yılgın Yağmur gayrı sus! hak aşkıyla sarhoş olyıllardır içmiyorsun... tövbe eyle adam ol.

Adanasız, 29,06.10 Yılgın Yağmur

Nebi Ünler



Tiryakisiydik Orkun'un

Şanslıydık oğlum,Atsız'ı tanıdık, kitaplarındanGazetelerden okudukTiryakisiydik Orkun'un

Farkını bilmezdikKöpek ile KurdunBir Gümüşhane'li YiğitHüseyin Nihal AtsızÖğretti bize Türklüğün Sembolü olduğunuBozkurdun.

Kürşad'ı ve yiğitlerini tanıdıkÇin seddini tırmandık hayal de olsaBir başka dinlerdik Kafkas havalarını'Çırpınırdın Karadeniz' söylerkenIslanırdı kipriklerimiz,'Şamil kafkas dağlarının güneşidir............Şamil'i bilmeyenler atasını ne bilir..............Kızılbir kurşun aldım yaralıyam a dostlar'.................Çınlarken kulaklarımızda avazı Arap İbo'nunYüz metre havaya kalkardı Kozan Kalesi,3 Mayıs Türkçülük gecesiBozkurt başlı YiğitlerTek bilek, tek yumruk,Bütün Türkler birleşecek,Bozkurtlar dirilecekTurandı, Ülkümüz, istikâmetimizAlparslan Türkeş'di peşinden gidilecek tek kişi,'Gök girsin kızıl çıksın'Emret Başbuğum.

'Yolların Sonu' mutlaka gelirmişGeldi...Önce Atsız gitti,Sonra BaşbuğumAnkara'ya kar yağıyordu, ağlıyordu gökyüzüNisan'ın en matemli o günüYürüdük, aldırmadanYürüdük Kocatepe'yeFatihalar, Fatihalar, FatihalarDünyanın bürtün türklerinin yüreği oradaydıEsir Türkler'in, Ezilen halklarınYetim kalan biz yavrukurtlarınYürklerinin gümbürtüsünü duydum.Özlüyorum! o günleri, o birliğiGöz kırpmadan çekilmiş silahların üstüne gidişiVallahi her şey Türke göre, Türk içindiUfukta hilal bıyıklı,



Çelik gibi eğilmeyen, çıkarı için bükülmeyenTurana, hep Turana yürüyenO!Bozkurtları özlüyorum

Yetim Yağmur şimdi uzak ülküdenKüstü,Boşluğa düştüRahşan destekçileri sağolsunKaraoğlan'a koltuk değneği,İmralı'ya çok hassas oldukKabullendik İMF nin gönderdiği Derviş'iİsteseydik, Başbakanlık çepteykenFiguranı olduk, Ecevit'in, Yılmaz'ınDördüncü ortak Derviş'inSakın daha fazla,Neden baba! diye sorma Yağmur Orkun'um


Nebi Ünler



Tonya Türküsü

TONYA TÜRKÜSÜ(Osman Genç Gardaşıma)

Tonya'nın gülü olsanKim diye sorsam seniYanık gönlüme dolsanDüş diye yorsam seni

Binsem hayal atımaNeler çıkar bahtımaBuyur gönül tahtımaSineme sarsam seni.

Kadıralak YaylasıTonya'lının SevdasıŞu Yağmur'un LeylasıKalbinden vursam seni.


Nebi Ünler



Topu Topu Bir İnek, Bir Eşşek...

TOPU TOPU BİR İNEK, BİR EŞŞEK...

Az önce okuduğumBir yazıTutuverdi yüreğimdenAtıverdi koynuna hatıralarınNe kadar aciymişÇocukluğum.

Arası kesti, kör ebe,Gece çelliği, uzun eşek, haham kızdıKös, akrep yakalamak, eşek arısı kızdırmakEski çorap içine ot doldurupTop oynamak.Ağaçların tepesinde, serçe yuvası bozmakÇay da yıkanmak, çamur kavgasıHalaka da çellik oynamakCaminin yanındaki kuyuyu taşlamakKovboy olup ringo gibi vurmak vurulmakAnamın sesini duymamakGelmiyorum diye ablalarımı taşlamakBilinen icraatlarımdan dı ammaEmmimin kızı Dolma Cennet, Iraz ablaEmmimin oğlu Hamzagga'nın Karısı Fadıma ablaTerzi Dede'nin avradı CırlavukGöde Masurun hanımı Teğmen HalamHalamın Oğlu Mukdar Memmed'in Avradı(Benim Göbek ebem) , Emine EbemAllah bağışlasın Dedagga! Nebi'n bambaşkaDiye överlerdi...Hepsine de Allah rahmet eylesin.Nur içinde yatsınlar...Yani köylülerin dilindeydiUsluluğum.

Toprak damlarımız,vardı... Güneşi görünce çatlayanToprağı loğladığımız.

Eski köy yerinden kazardıkEşekle taşırdık... sonra dökerdik damaYağmur yağdığında çığlık çığlık... toptan azardıkKalp resimleri çizerdik buğulu cama.

Kıyamazdı babamArkadaşlarım inek güderdiGöndermezdi... O evdeyken boşaydı çabamOndan habersiz mayalıktan ineği kaçırmak büyük hünerdiOyuna dalardım...Ne olacak topu topu bir inek birde eşekAmma ve lakin akşam eve dönerkenAyaklarım geri geri... ahırda ya inek olmazdı ya eşşek.



Anam ablalarımla bir tarafa,Bir tarafa da babamla benArkasında tin tin... ne kadar kızarsa kızsınBana kıyamazdı babam.

Odun getirmeye giderdi arkadaşlarımAbileriyle yada babalarıyla... sırıtırlardı bana oy! Oy!Zeytinlik, Portakal bahçesi, ve iki bağda erirdi, uğraşlarımMaya, Zeytin, Harnıp, Kavak, Söğüt ne yazıkki boy boy.Dizinin dibinden, gözünün önünden ayrılamazdımKolay kolay!Amma Babamdan kaçtığım zamanHer oynadığım oyunda bir kaç olay.'Fadımaaaaa! Söyle oğluna... Dost var düşman var...'Diyerek hayıflanırdı... onu bir türlü anlayamazdım.Babamın olduğu her yer bana dardıHalbuki!Arkadaşlarımla oynarken dünya alem bana saraydı.

Bir gün güç bela eşeği palanladımKolanı gevşek kalmış...Gasbalığa çaksın diye avı (Zakkum) taşıyacağım...Kestim tahrayla... ellerim zehir gibi acıİki deste yaptım...Ortasına çektim eşşeğiO kıpırdamasada ben tek başıma yapamıyorumBir yanı bağlıyorum, öbür tarafı havayaOraya koşuyorum bu tarafı...Şansımdan bir gelen giden de yokİlk defa dövüyorum... sövüyorum eşeğimiziYular elimde bomboş girerken avluya'Hayrola oğlum niye yürüyorsunO ip neden sürünüyor ardından...Elindeki tahra ne? ...'Birdaha oduna gidenin...! ..Gülüyor Canım babamGevrek, gevrek...Balkonda ki sandalyesine oturuyor'Baba olduğun da anlarsın..' diyerek.

Yılgın Yağmur şimdi çok iyi anlıyor seniGöremediğin torunun, Yağmur Orkun'a bakarken...Canım babam çok özledim seniÇok erken gittin diyorum...Gözlerimden birer damla düşerken.Sen bana kıyamazdın... Bende oğluma kıyamıyorum!Canım Babam diye fısıldarken gülümsüyorumOğlanın, montunu, okul çantasını taşırken.

Çocukluğumda! Topu topu bir inek, bir eşşekÇocuğumda; Kitap, defter, kalem, silgi...Aman Allahım! ... Şimdi çamura düşecek! ...




Nebi Ünler



Toros Dağlarını Aşar Yolumuz

TOROS DAĞLARINI AŞAR YOLUMUZ

Baba ocağında barınamadıkTerk etti sevgili kaldıramadıkAynı aşa lokma bandıramadık…… Yoldaşım gurbete düşer yolumuz…… Sefalet, hasreti sarar kolumuz

Büyülü gözlere kapılıp yandıkBoyumuz bosumuz yetecek sandıkVerdiği sözüne yemine kandık…… Toros Dağlarını aşar yolumuz…… Sağımız yangında kanar solumuz

Geçtik Bor’u pazarımız uzaktaLaf ile gezerdi o yar Burak’taMutluyum diyormuş başka kucakta…… Yokuş, iniş sarpa sarar yolumuz…… Hiç ötmedi orta karar borumuz

Unutup adına çektim bir çızıkMemleket hasreti eldeki azıkGurbette garibin sinesi ezik…… Olmazlar yönüne, koşar yolumuz…… Deli gönül ile şaşar konumuz

Herkese İstanbul, Kütahya banaFeleğin cilvesi aleyhte banaSefalet şarabı kadehte bana…… Yalnızlık yurduna gider yolumuz…… Garipler iline, beşer onumuz

Yorgun Yağmur gölgen, gölgene küsmüşEllere safahat, sana dert düşmüşMutluluk, Kafdağı ardında düşmüş…… Jüpiter’e ulaşmadı yolumuz…… Çıkmazdan çıkmaza, çıkar yolumuz.

Adanasız, 31.12.2008 Y.YAĞMUR

Nebi Ünler



Toroslar Çeşitlemesi (ADANA)

TOROSLAR ÇEŞİTLEMESİ======= ADANA ========(Ç.Ü. Kütüphane ve DokümantasyonDaire Başkanı Turhan Yılmaz'a ithaf...)

Yağmurdan sonra dağlar,Pusludur... göksu* çağlarGurbetçiyiz gardaşYürek kan ağlar.

Ardıç, kamalak, katranGürgen, çam... dolu her yanSıla uzak, yol çamurHayallerimiz üryan.

Çataloluk yaylasıKayadibi arkasıSavaş Gediğinden zorZiyaret'e çıkması.

Fındık da pınar soğukMenge de çifteolukTahta köprü dururmu?Dağalcak, çınar kovuk.

Belenköy KozanoğluAvşar'dır DadaloğluGöğçeli KaracoğlanKozan'sız İmamoğlu

Feke güçcük bir çukurGöksu'yu fokur fokurCahile kumar RakıAkıllıları okur.

Mağara, TufanbeyliHaçin'se SaimbeyliAsmaca Feke olmuş...Yarim var, ağabeyli.

Pozantı, Ceyhan yoldurKaraisalı su boldurYumurtalık, KarataşBana Akdeniz doldur.

Seyhan, Ceyhan, AkdenizTuzu bol, berrak denizPamuk para etmiyorÇiftçiler soluk beniz.

Çukurova yanar ha



Toroslar hep serin haAdana'dan ayrıyımYaralarım kanar ha.

Şalgam, Şırdan ve kebapBoğma de; evet... cevapDışarda Fellah derlerAllah'adır tek hesap.

Vatanımdır AdanaYakanımdır AdanaAdanalıyık gardaşYaşatandır Adana.

Yılgın Yağmur garip'dirZaman usta tabib'dirToroslardan su içenHerkes AŞK'a talipdir


* = (göoğsu)

Nebi Ünler



Torosların Ötesine

Suya düşen ıslanmadan çıkarmı?Yiğit olan garibanı yıkarmıKara gözlüm beklemekten Bıkarmı?

Torosların ötesine yol giderBir gün elbet yüreğimde gam biter.

Merdivensiz gökyüzüne çıkamamBir goncadır henüz ona kıyamamGünah benim sevdiğime yıkamam

Torosların ötesinde gül biterYağmur derki goncam gözümde tüter

Gediz, 17.04.01 - 03.42 Y.Y. Nebi Ünler.

Nebi Ünler



Töre Turnalar

TÖRE TURNALAR(Sura Farzaliyeva'nın 'Turnalar'ına...)

Ruhumuz dönüştü çöle TurnalarMuhanetlik eyler, o çare çareGüya bahenesi, töre TurnalarCiğerimi peyler, o pare pare.

Yemen'den ötesi ummanmış ummanVirane Bağdat'dan hoş selam ummamAdana denince, gayrısın duymamGurbette yangınım, o kare kare.

Gazze'ye yağarmış, ölüm misketiİslama biçmişler, zulum kisbetiKerbela yezit'den, matem kısmetiEhli-Beyt'e bela, O hare hare.

Gökbayrak yastadır, yastadır yastaOğuz yurdu çin'e sunulmuş pastaTonyukuk taşları eriyen hastaŞeyh Şamil'i bekler, O sare sare

Dağlarda bulunur, bol su, bol yemiş,Vefasızlar aşkı kurban eylemiş,Haber geldi yardan; 'aldırmam' demiş,'Ne olur küserse, o fare fare? '

Yılgın Yağmur derler, gözü yaşlıyaGülüp de geçerler, özü yaşlıyaTurnalar aldırman çatık kaşlıyaKav gibi tutuşmuş o nare nare.


Nebi Ünler



Tövbe Allahım Tövbe!

Al beni, götür beni, ayna olmayan yereGünahlarım çok benim, tövbeyle yıkanayım.Ben istemem köşk saray, yada nurdan bir dereSadece Yaradanın, yurduna sığanayım.

Bilemem cahil kaldım, yüzüm yok dilemeyeO isterse diletir, dileyince bağışlar.Zebaniye gerekmez, bıçaklar bilemeyeYürekte pişmanlığım, gözde bulut yağışlar

Kırıldı kalbim yine, kapadım ben yaramıDün sevgili diyenim, bela okur ardımdanKulaklarım çınlıyor, ben bilirim ananı,Zaten bitmiş bir aşkın, ben koşamam ardından

Gönül yıkmak tek korkum, kaçtım ömür boyuncaGerisi tövbe işi, Tövbe Yarabbim tövbeYılgın Yağmur hep sevdi, el böğrümde kalıncaDerim, hata bendedir, Tövbe Allahım Tövbe.


Nebi Ünler



Tövbekâr Olmaya, Gayretim Vardır.

Ben de bir insanım, hatam olacakAffeden yüreğe, minnetim vardırKabirde böcekler, etim yolacakDünya dedikleri gurbetim vardır

Diğer yarım sana, arzum bitermi?Görmeyen gözlere, közüm tütermi?Sevdim diye ateş, kellem ütermiAhiret de hazır, cennetim vardır.

Affeder Allahım kula borcum yokSevdim her dem sevdim, yine sevgim çokBilerek haramı, yemem, gözüm tok.İman dedikleri ziynetim vardır.

Yorgun Yağmur umut kesmez AllahtanAllahı bilenler, geçmez AllahtanKuluna kötülük gelmez AllahtanYolumun sonunda, Ahmet'im vardır.Tövbekâr olmaya gayretim vardır.

Adana, 19.02.08 - 05.32 Yorgun Yağmur

Nebi Ünler



Tren Var mı Kadirli'de

TREN VARMI KADİRLİ’DE... (Annemi Trenden Nasıl Atarım” filminden esinlenerk)

Tren varmı Kadirli'de;Bacasında kara dumanlar tütenFerhatların açtığı tünellerden geçipte gelen.Vagonları sevda yüklü,Bir kara tren....Uçak varmı,sevdamızla yüklenmiş,Arkasından sevda türküleri dökülen,Gemi varmı, Okyanusta aşkımızı yüzdüren.Deniz varmı, dalga dalga,Martıları sevdalarda süzülen..Havada bulut, yollarda çamur,Hep kapalı pencereni tıklatan bir yağmur,Bora varmı, tipi varmı,Ayaktamısın şafak sökerken,Seyrettinmi bir sabah, güneş doğarken,Kabusların varmı rüyalarında,Ne var ne yok, susma anlat bir masalKaf dağının arkasında kalanlardan olsun.Sahi Tren Varmı Kadirli'de?

Tren varmı Kadirli'de? ...Hep aynı saatlerde çuf çuf çuflayan,Kiminin elinde bavul, kimisinin kolunda sevdiği,Haydi anlat Kadirli yolcularını bir bir...Kendinden bahset biraz istersen,Kara gözlerinde nem,Yüreğin buruk...Boğazında hıçkırıklar düğüm düğüm,Anlıyorum ağlamaktasın,Bahsederken kendinden ve yarınlarından.Tren varmı Kadirli'de? ...

Tren varmı Kadirlide...Umut varmı, kapı varmı, köprü varmıSevdalara bağlayan.K,.................. köyünün tenha yollarında,Bağlarda bahçelerde dağlarda,İyi bak belki görürsün ayak izimi,Kapat haydi kapat o alev saçan gözleriniUzat ellerini boşluğa;Belki bir gün kara gözlüm...Belki bir gün Çalıkuşum,Belki bir gün bulursunEllerinde; nasırlı ellerimi,Gözlerinde; senden başkasını görmeyen gözlerimi,Dizlerinde... dizimi.Bulursun belki gir gün,Beni yanında,yanıbaşında,Bilmem söylediğim kaçıncı yalandan sonra.



Tren varmı Kadirli'de? ...

Tren varmı Kadirli'de? ...Merak ediyorum Kara Gözlü hey güzel....Kara gözlüm serde çaresizlik var.Tren varmı Kadirli'de? ...

Tren varmı Kadirli'de? ...Bir pervane oldum hep sana koşuyorumSöyle ben varmıyım,Senin olduğun her yerde,Hani yakaladığın bir serçe;Pıt pıt atarken yüreği avucunun içindeSenin de korku dolu yüreğindeHaydi söyle, bir daha söyle,Ben varmıyım, Yağmur varmıTren varmı Kadirli'de?


Nebi Ünler



Tren Yoktur Kozan'da

TREN YOKTOR KOZAN'DA

Bana Kozan'ı anlatDiyorsun Kütahya'lım.Torosların kapısıdır,Biryanında Dağlar, biryanında ÇukurovaOrtada Kale, tepesinde AtatürkKaracoğlan, Dadaloğlu Aşıkları,Kozanoğlu, Sis'e adını veren TürkBaba ocağım, benim cennetimVazgeçilmez memleketimdirKOZAN.

Okulundan gayrısı,Bir de zengin FarsaklarBirinci Meclise girenMareşal Fevzi ÇakmakBildiğim tek mebusuAdana'nın gölgesi,Pek ağırmış doğrusuCeyhan ve Osmaniye raylar ile döşenmişÇok üzgünüm maalsefTren yoktur Kozan da.

Martılar uçmaz buradaGemiler çalmaz sirenGezemezsin el ele sahilede sevgiliyleDalgalara bakıpta hayaller kuramazsınYanaşmaz Limanına umut yüklü gemilerÇok üzgünüm maalesefDeniz yoktur Kozanda

Kuşlara bakıp bakıpÖzeniriz vesselamCengiz Topel'in adı saadece bir sokakta'El taşıyla Uçak düşürmek' palavrası Faruk'unYükseklerde gezinen uçaklar inmez aslaHava alanı yoktur, belki lazım olmamışÇok üzgünüm maalesefUçak yoktur Kozanda

Her yerden Tren geçmezHer yerde deniz yoktur.Yine Serçeler kalır.Kırlangıçlar, leyleklerYakında gidecekler.Anla be Kütahya'lımYağmur'un bunda hiç suçu yokturDevlet küsmüş bizlereÇok üzgünüm maalesefYatırım yok Kozan da.




Nebi Ünler



Tuğba Hilal'im

TUĞBA HİLAL’İM

Yeni yepyeni ufuklardasınBahtın açık olsun Tuğba Hilal’imHayallerin kadar geniş umutlardasınYolun açık olsun Tuğba Hilal’im.

Önünde açılır yepyeni yollarKimi önünde engel, kimisi sollarKimileri de hep düşmeni kollarGözün açık olsun Tuğba Hilal’im

Eğilip bükülme, dönme yolundanAllahına sığın, korkma sonundanDikkat et de kopma sakın dalındanGönlün açık olsun Tuğba Hilal’im

İnsan bu! ... Melekle, Şeytan arasıBulaştırma bize! Namus karasıMutlu etmez, zengin züppe parasıFikrin açık olsun Tuğba Hilal’im.

Kırıl ama kırma, bilerek bir kalpŞu hayat dediğin, çetrefilli sarp,Güçlü bir inancı edemezler darpZikrin açık olsun Tuğba Hial’im.

Bil ki, ailen var, her zaman destekYüreğin aklına olmasın köstekDerslerine çalış, kazan bir meslekİlmin açık olsun Tuğba Hilal’im.

Baban Yorgun Yağmur açık bir liman,Türk oğlu bir Türk’tür hemde MüslümanBizim umudumuz, senin okumanAlnın açık olsun Tuğba Hilal’im.


Nebi Ünler



Turan Bu Olmalı

Bilim geliştikçe, dünya küçüldüBakü de bir dost var, Gulnare LemanTuran bu olmalı, soru niçinmi?Cevap karşımdadır, Gulnare Leman

Türk oğluyum her dem, Türk'ü severimŞarkılar güzeldir, türkü severimKanımdır canımdır, Türk'ü severimAzerbaycan gülü, Gulnare Leman

Karabağ içimde, derin bir sızıYağmur'un dileği, değişsin yazıİnşallah yakında, Zaferin hazıGençler uyumasın, Gulnare Leman

13.04.06 - 23.50 Nebi Ünler Yağmur

Nebi Ünler



Turan Yılmaz Hocam

Çok berbat, Allahın belası şu tayinçıktı çıkacak avuntusu...Yine takoz koydu Emel denilen hainİçimde kızgınlık, isyan homurtusu...

Ya merdiven boşluğunda, ya aşağıdaSigara üstüne sigara... yak babam yak...Turan Yılmaz Hocam geziniyor dışarıdaDelikanlılık gördük... çak selam çak.

Müdür, sekretere göre

14.12.2009 12:54 (GMT 2:00)

Nebi Ünler



Turnalar

TURNALAR

Sevgiliye selam, saldım geçen ayGidip de dönmüyor zalim turnalar.Bağdat’a bombalar düşüyormuş vay****Anladım ki hedef olmuş turnalar.

Bağdat’a bombalar, komşuya acıŞimdi yükseklerde, batının tacıNe kadar ağırmış, Osmanlı tacı**Dile gelip deyin, canım turnalar.

Kerbelâ orada, Fuzuli ordaSaddam’a küfretmek basında modaMasumu öldürür, askeri kordaKaçın Conilerden, kaçın turnalar.

Duydum mezalimi, aşkı unuttum.Sanmasınlar, insanlığı uyuttumYüreğime kin, nefreti akıttımÖcümü alırım, bir gün turnalar.

Ülkem hacizdedir, ellerim bağlıİslâm’ın boynunda, bir ilmek yağlı,Çeçenya, Filistin, yüreğim dağlıBaşımızda “mankurt” vardır turnalar

Katil Amerika, katil İngiliz,Bosnalı ölürken, neredeydiniz?Kudüs’ten geliyor, emirlerinizHaykırın dünyaya, böyle turnalar.

Cetvelle çizilmiş, vatan olur mu?Petrol tüm dertleri, tasa huzur mu?Ya Rab bunlar, belâsını bulur mu?Akan gözyaşımı silin turnalar.

Bağdat viranedir, haraptır BasraAdı özgürlükmüş, hazırdır tasmaDuy beni Ankara, sırtüstü yatmaUyan sıra sizde, deyin turnalar.

Yağmur, Türk, titreyip, uyandığı günHak adalet üzre, insanlık gülsünAllah askerini, salacak bir günUmutlarım bitmez, bitmez turnalar

Gediz, 8 Nisan 2003 Y. Yağmur

Nebi Ünler



Turnam

Sorma turnam sorma selamım yokturGizlidir sevdamız hep susacağımOrası İstanbul belası çokturEsen rüzgarları koklayacağım.

Sen yinede beyaz gül gördüğündeSana bakıp bakıp üzüldüğündeBulutlu gözüyle süzüldüğündeBilsinki gözümle konuşacağım

Dikkat et kendine vurulma sakınAçığa çıkamam yapamam akınAdana'lı Yağmur diyerek bakınTurnam ben mutlaka sorulacağım

14.04.06 - 17.48 Nebi Ünler Yağmur

Nebi Ünler



Turunç Kabuğu

TURUNÇ KABUĞU

Adana, Mersin, Antalya caddelerinde,Yol kenarlarında,Kaldırımlar üzerinde görünür,Bahçelerde döllenme sağlasın diyePortakallar arasında büyütülür...Turunçtur adı,Karacoğlan gibi, eskilerin dilindeManası,Açılmamış goncaların,Göğsüdür.

Ekşidir, birazda acıMayısın sonunda biter portakallarUfaktan ufaktan, yenmeye başlarToplanır ekşisi kaynatılır,Haziranda ancak tatlanır.Suludur, ekşilik azalmış mayhoşdur.Kabuğu ispirto gibidirSuyu yanar çakmak tutuncaÇok güzel kokuludur.İçi tatlanır amaYılgın Yağmur iyi bilir,Hiç geçmez acısı,Turunç Kabuğu'dur.


Nebi Ünler



Turunç Kabuğunda Pilav!

TURUNÇ KABUĞUNDA PİLAV!

Galiba!Sekiz, On yaşlarında olmalıydık.Hamzagganın, Hamide,Mullagganın MedihaKoca Dedenin oğlu ben...Her zaman olduğu gibiKiremitliye bırakıp inekleri dönerkenKarar verdik,İneklerin önüne gelirkenİkindi, yerine öğleyin geleceğiz!Pınarın gözünde,Kızlar, bulgur pilavı pişirecekHep birlikte yiyeceğiz.

Öğleyin yemek yemedenBulgur, Zeytin yağı tava ve tuzBir kaç tane turunçEyvah! Kaşık almayı unutmuşuz...Bir çöp ayarladım karıştırmak içinPişti mübarek,- ööööff be! kokuya bak kokuya!-Mediha ekmek, yok!-Hamide ekmek, Yok!- Size güvenenin! ...

Ne kaşık var, ne ekmek.Turunç kabuğunda PilavOoooffff ulan of!Birer kere alıp bıraktı kızlar...Evde karınlarını doyurmuş uyanıklarBenim gözlerim kararıyor açlıktanMecburen yedimTuruncun acısına aldırmadan

Bilmem onlarda, hatırlarmı o günüŞimdi aklıma geldi...Üç arkadaş, vardı orada!Kaşık yok, ekmek yokDünyanın en güzel bulgur pilavı,Dökülmüştü, karnımı doyurmadan.Arkadaşım Yusuf,Bir haftadan beri, ilk defa görmüş,Biricik tebessümümü.Anlattım, uzun uzun anlattım,Yılgın Yağmur'un halineO da, güldü!


Nebi Ünler



Tut Elimi Yaylalara Kaçalım

TUT ELİMİ YAYLALARA KAÇALIM

Ağustos ayında yanar AdanaTut elimi şu dağlara kaçalımDikkatli ol güneş çarpar adamaTut elimi yaylalara kaçalım

Dağlara çıkıp da seyreyle düzüSararmış yapraklar karşılar güzüAkıldan çıkmıyor sevgili yüzüTut elimi ovalara kaçalım

Eylül gelir çoluk çocuk okul derHava soğur kovar oturduğun yerDüze inmek için gayrı karar verTut elimi Adana’ya kaçalım

Yaylalar yaylalar güzel yaylalarTürkmen kızı katığını* çalkalarGayri göç başladı kalır yaylalarTut elimi yuvamıza kaçalım.


Nebi Ünler



Türban-Örtü

Bazan cambaz, soytarı, şaklaban, hokkabaz,Bazan Tiyatro, Sinema, ResimBazan Güreş, Futbol, daha ne kadar meşgale! ! !Dayatmasıdır,Hikmeti kendilerinden, yöneticilerimizin...

Yaş-kuruSağ-solAv-AvcıTok-açBu dünyanın neresinde beceriksizseDışarıya karşı güçsüzse, yönetenlerOrada vardır mutlakaBizden-sizden,Bizimkiler, sizinkiler...Aç-kapatKapat-açŞekil, şekil, şekil

Büyük kızım Tuğba Hilal kapatıyor başınıKüçüğü Merve Gökçen, gösteriyor saçınıİkiside canımdır, ikiside yarınımBen onların babasıyımCumhuriyet, demokrasi, şeriat, laiklik, bilmem daha neGeleceklerini nasıl bağlarlarKızlarımın, türbanına, başörtüsüne.İsteyen örter,İsteyen açarLaikçiler, dinciler ve devletlilerBundan size neeeeeeeee? ? ?

Türban-ÖrtüÖrtü-TürbanBunlarla doymuyorHuzursuz, mutsuz hiç bir insanİş verin,İnsan gibi yaşatacak maaşBirde insanların beynine girmeye kalkışmayınGölge etmeyin beyinlerimize fikirlerimizeHürriyet verin,Hiç bir hürriyeti kısıtlamayan.

Yorgun Yağmurun feryadıdır!Çare değilYasa zoruyla kapatmak, yada açmakBıçak keser gibi kesilir bu manasız tartışmalarSiz devleti yöneten, devletillerSağlayın bize insan gibi bir hayat.Bizim tek derdimiz tek arzumuzİnsan gibi yaşamak.




Nebi Ünler



Türk-Azeri Birliği

TÜRK-AZERİ BİRLİĞİ(Gülnare Leman Bacıma...)

Mavi yeşil kırmızı, Hilal ve Türk YıldızıAzerbaycan yurdunun, yükselen gururudur...Dersini alacaktır KARABAĞ'ın hırsızıTürk-Azeri birliği, Turanın umududur.

Karabağa azadlık, mutlaka alınacakŞumnu'ya Karabağa yakında varılacakGülnare Leman bacım yaralar sarılacakTürk-Azeri birliği, Turanın umududur.

Karabağ hey Karabağ, elbette geleceğizGerekirse Rus'un da böğrünü deleceğizKarabağın yolunda, aşkla can vereceğizTürk-Azeri birliği, Turanın umududur.

Kürşad'ın Ruhu ölmez, Adsız'ın kurtlarıyızMankurtlar görecektir, Türkeş'in kurtlarıyızYediveren gülüyüz, Oğuz bozkurtlarıyızTürk-Azeri birliği, Turanın umududur.

Ha Kıprıs, ha Karabağ, Vatanımız, canımızElbette Türk birliği, yükselecek şanımızKızıl Elma ülküdür, bitmez heyecanımızTürk-Azeri birliği, Turanın umududur.


Nebi Ünler



Türkçe

TÜRKÇE

9.Olimpiyat'Gelin Tanış Olalım'Diyorlar...YüzotuzÜlkedenBin Çarpan yürekDillere ne güzel yakışmışTürkçe.

ŞarkılarŞiirlerFıkra, SkeçlerHalaylar, Horonlar, Bar'lar ZeybeklerBu gece Türkçe'nin gecesi dostlarTürkçe Gönüllerin cümlesiTürkçe

Yılgın YağmurTelevizyon başındaBeş kıtanın çocukları dilleşirKimi şarkı, kimi türkü, kimi popüler müzikYüzler türkçeGözler TürkçeGönüllerTürkçe


Nebi Ünler



Türkçe Aşkına (Olimpiyat Çiçeklerine...)

TÜRKÇE AŞKINA(OLİMPİYAT ÇİÇEKLERİNE! ...)

YürekBilek,Alın teri ve emekÜstelik deKarınca kararıncaÇam sakızı çoban armağanı dualar…

Elele vermiş, çağdaş Ahilerve Yesevi dervişleriÜrün ortada...Emeği heba etmez Allah!Ya Allah! AllahuekberTürkçe AşkınaAllah Aşkına

Meyveleri insanlığı besleyecekBu amaçla koşturuyor, koşturacak,Dörtnala koşturacaklar Atlarını...Önde giden Atlılar

Şaşırmayın çocuklarBiz Türkler böyleyiz işteKoca koca adamlar, koca koca kadınlarAcıya da ağlarız! ... Sevince de ağlarız...Nede olsa biz,Anadolu çocuklarıyız

Kolbastı oynayanlara ağlayanlarGururlu, mutlu ve çok umutlu! ...Huzura, mutluluğa hamiledir YarınlarYeni Dünyalar sizinle kutluSizinle ışıyacak tüm karanlıklarRenk, dil, sınıf ayrımı yapmadanYaradandan dan ötürü severiz yaradılanıBarışın kardeşliğinSembolü Yunus, Bektaş!'Kim olursan Ol yine gel! ...' Mevlana bostanıyız.

Her şey “Sevgi Dili Türkçe” içinOLİMPİYAT ÇİÇEKLERİ sizlerden,Size emek, size yürek,SİZE IŞIK verenlerdenBizler razıyız,ALLAH' DA RAZI OLSUN!

Adanasız, Yılgın Yağmur'un dileği sizdenBıkmadan devam edin,



Nur yüzlü, nur yürekli, nur ufuklu çocuklarİnsanlık için devam edin… devam edin! ... devam edin.Sizin gayretleriniz, emekleriniz, alınterinizBizim gözyaşlarımızTürkçe Aşkına.


Nebi Ünler



Türkü'ye Türkü

TÜRKÜ'YE TÜRKÜ(Demet D. Bacıma)

Türkü diye baktım TÜRK' e avaz dıAsena peşine atarsın beniTanrı Dağlarından Kürşad bakar dıBozkurtlar içine katarsın beni

Faşist derler biraz Türk'ü öveneNobel veriyorlar Türk'e söveneMankurt diyorum ben ülkü bölene'Koltuk değneği'ne çatarsın beni.

Zulmü ihaneti yaşarsın gönülBu da geçer sabret, ağlama gönülDur derim durmazsın delisin gönülÇukurova gibi yakarsın beni

Turnalar uçmuyor, çağa yenildikSokaklarda serbest olmuş rezillikİstesek de vermiyorlar vezirlikUlan felek her dem yıkarsın beni

Seyhan kıyısında büküktür boyunDost sandığım herkes etti bir oyunÜlke yönetenler görüyor koyunKasaptan kasaba satarsın beni

Yağmur Adana'da, arar AdanaSelam vermiyorlar garip adamaYakacağım bir gün seni AdanaÇileden çileye katarsın beni


Nebi Ünler



Türkü Bar

TÜRKÜ BAR

YiğenlerimÖzdemir ile TeyfikBu geceyi çalacağız Felek denDönüşü yokBir kere karar verdik.Birhahaneler kesmedi biziÖzdemir'e uyup girdikMerhaba, Türkü barMasalar küçükYerimiz dar.

Mutlu olmalıyım.DevamlıSırıtıyorum.Tempo tutuyorum sahnedeki gençlereBirinin dayısı birinin emmisiyimHem eğlenmeliHemde eğlendirmeliyimYazıyoruz istekleri peçetelereTual den Tiryakinim.

Sigaralar ardı ardınaKaptırıyorum kendimiBedenim Türkü Bar'daRuhum dolaşıyorOtogar daKelerdağ da'yımO kara gözlerindeyim.Gülüyorsun...Gülümsüyorsun, dişlerini göstererekYıllarca hiç bir erkeğin giremediğiYatak odanı sadece banaAçıyorsun.Biliyorum adım gibi biliyorumAYPERİ'mSen de beni seviyorsun

Bedenim Türkü Bar'daRuhumsaKelerdağ daHiç sönmüyor SigaramUmurumda değil söylenen türkülerElimle tempo tutmuş olsam daFelekten bu geceyi çaldıkKafa kıyakOynayın yiğenlerim bensiz oynayınÇürüyesi bedenim, burada ammaLav püskürmeleri Yağmur, YağmurHiç bitmiyor yangını yüreğimin,Volkanlar patlamaktadır,



Ruhumda.Çıkalım diyorsunuzKalkıyorum ayağa kısık kahkahalar atıyorumSöyleyemem dışımdanYağmur'un içindeki sesi ben bilirim ancakYar Kelerdağ da...Allah kahretsin,Ben Adana'dayım.


Nebi Ünler



Türkü Söylenmeden Göçe Çıkılmaz

TÜRKÜ SÖYLENMEDEN GÖÇE ÇIKILMAZ

Karacoğlan Dadaloğlu TürküsüSöylenmeden yaylalara çıkılmazGeçerken sallanır Menge KöprüsüTürkü söylenmeden yola çıkılmaz

Andıl Dağı eteğinden dolanıpÖrendere huderede sulanıpGöksu neden herdem akar bulanıpTürkü söylenmeden göçe çıkılmaz

Çifte oluklarda mola veripteSoğuk sularında karpuz kesipteKimi atlı kimi yaya gezipteTürkü söylenmeden dağa çıkılmaz

Yağmur Toroslara yaylacı çıkarAdana sıcağı yakar ha yakarGüz gelince Yağmur ovaya kaçarTürkü söylenmeden yola çıkılmaz


Nebi Ünler



Türküler Dizek Gardaş

TÜRKÜLER DİZEK GARDAŞ(Bekir Urfalı Gardaşıma...)

Muratdağından inemUşak'da binit binemGönül sılayı çektiAfyon, Konya'dan gidem

Güleği geçek gardaşAdana yiyek gardaşYaz günü bici biciŞalgam ver diyek gardaş.

Seyhan'ın kenarındaBalcalı civarındaGör Gençlik KöprüsünüLokman'ın diyarında.

Urfa'ya gidek gardaşŞanlıdır diyek gardaşDiyarbakır karpuzuBaklava yiyek gardaş

Antakya'da hoş görüMaraş Kahraman börüTeğet geçen menziliAdıyaman'ın körü.

Balıklıgöl Urfa'daİbrahim an sofradaNemrut'da gör güneşiİzot gerek çorbada.

Mardine gidek gardaşKalesin gezek gardaşEmsalsiz taş evleriTürküler dizek gardaş.

Bingöl de gölüm yokturTunceli derdim çokturUnutamam DersimiBu yara derin, doktor

Elazığ Gaggoş gardaşMuş yolu yokuş gardaşHicaz ile Yemen'iBitirdi çöküş gardaş.

Bitlis, Siirt, Batman'aŞırnak, Hakkari, Van'aOsmaniye, Kilis'iYazdırdılar sayfama



Malatya, Sivas gardaşErzurum dadaş gardaşBastırmacı KayseriKomşumuz düşer gardaş.

Bu Ağrı başka ağrıDoğubayazıt bağrıKars, Ardahan, Artvin'iAtabarına çağrı.

YARIM KALMIŞTIR YARIM...


Nebi Ünler



Uğurlar Olsun Müniş

UĞURLAR OLSUN MÜNİŞ(Hayat bu kadarlık bir şey var idi ama şimdi yokkkkkk! diyene...)

Yaşamak ahhh yaşamak, acı tatlı yaşamakHastahaneler gayrı, müniş’siz dolsun müniş…İster koş, ister sürün, bitiverir basamakVe bilinen son gelir… Uğurlar olsun müniş…

Varsa orda tanıdıklar, de; Adana yağmursuz'muşBenim hasretim Adana... Yaylalar ve çocukluğum.Bir güvercin sorar ise, bilsin 'ceylan' sorumsuzmuşÇilesini çekiyorum, ellisinde çocukluğun

Dört ablam, iki abim, babam, ebelerim, dedelerimSorarlarsa; hazırlanmış çok yakında gelecek de! ...Komşularım, emmilerim, halalarım, dayılarım teyzelerimMahsun olmasınlar sakın, ömrü biten ölecek de...

Şu kainat nakış nakış, akşam olur, biter yollar!Onun ile anılırsın, bir eserin varsa burda...Acı tatlı hatıralar! ... toprağı sarıyor kollarEcel gelmeden Ey dost! Ahretini kazan burda.

Ezel ve ebediyet; bir tek Allah’a mahsusGelmişsek gideceğiz, sevsek de… sevmesek de!Yılgın Yağmur gönül kazan, kalp kırmak fena hususSonunda örter toprak, delsek de delmesek de

UĞURLAR OLSUN MÜNİŞ, KEŞKE DERS ALSAK ÖLÜMDENMekanın cennet olsun... rahmet olsun, can anamız bacımız!SİLEBİLSEK KÖTÜLÜĞÜ, İFTİRAYI, KÜFRÜ ŞU YERYÜZÜNDEN...Bıraktığın şiirler ve anılar, biz de ölene kadar baştacımız.


Nebi Ünler



Ulan Hayat!

Ulan Hayat! Olsan da, ne kadar acımasızOlacağım ben senden, daha da acımasız

Can çıkar da, huy çıkmaz! demiş büyükler, doğruYüreğinden aşkımı, sökebilir mi uğru,

Zaman zaman, kalsak da, çaresiz çok umutsuzSöyle Sevdiğim hangi, yağmur yağar bulutsuz

İnişi olmaz yokuş, vermez kuluna MevlaBiter bir gün çilemiz, kerimdir yüce Mevla.

İnandım, sende inan... heba olmaz çilemizYaşanılan bu aşkta, hiç olmadı hilemiz

Adana'sız kalsam da, vatanımdır aşkın yarAniden geldiğinde, deme bana 'şaşkın yar'

Kavurmasın gözlerin, alışayım öyle bakBir öpeyim benimi, yakacaksan öyle yak

Hani o çınar var ya! yaslanıp bakacağımYine gözümü dikip, ruhuna akacağım.

Özledin biliyorum, çünkü bende özledimSon günlerde ki halin, şaşırıp tökezledim.

Yeter ki bir avaz ver, Yılgın Yağmur bir gülsünToprak çürütmedikçe, şu yürekte tek gülsün.

Adanasız, ama ….’li 15.04.09 Y.Yağmur

Nebi Ünler



Ulan Kozan Kalesi Şiirine

06 Temmuz PazartesiKozan yolundayımSarıçam, Hakkıbeyli, İmamoğluTırmıl, Deliçay sağımda Kozan KalesiKarşımda Andıl Dağının siluetiEteklerinde Çatalkaya, YapalakGayrı seçiliyor köyümüzün evleri.Yiğenim Mücella'ya inecekmiş çocuklarKeyifle ıslanıyorum bu yaz günüKozan'ımın yağmurundaSanayi de yedek parçası yokmuş arabamınYiğenim Fatih'ide alıyoıruz bankadanEllerine sağlık yiğeniminÖzlemişim Kozan Usulü yemekleri'Dayı senin şiir var dergide...' diyor BayramKozan'la ilgili bir şiirmiş...'Kozan Kalesinden Köyümün Resmi' olmalıDiyorum... bir iki dizesini mırıldanıyor...Allah Allah! .. vallahi hatırlamıyorumGetiriyor dergiyi açıyor sayfasını'ULAN KOZAN KALESİ'Billahi unutmuşum.

Hadi dayı sen oku diyor Teyfik başlıyorum;

ULAN! KOZAN KALESİ...

Battal Gazi, zindanın da* dururmu?Günahımız! Hamamlarda yunurmu?Sis** desem! Kozan’lar beni vururmu?...... Susma konuş bir kez, Kozan Kalesi...... Bitecek mi, Kozanlı'nın Çilesi

Çatallaşıyor sesim! bırakıyorum önüneDevam et yiğenim...23 Nisan çocuklarının okuyuşu gibiOkusa da...Dünyalar benim, Dünyanın en mutlu insanı şu anda benim.Çünkü gurur parıltılarını görüyorum gözlerindeÇocuklarımın ve yiğenlerimin.Kozan Dergisinde bir şiirAltında ismimBayağı da güzel yazmışımDiyorum içimden.Utanıyorum…Yüzüm kızarıyor…Sıkıştım bahanesiyleLavaboda yıkıyorum yüzümüŞair olmak kim!Sen kimsin be Adanasız Yılgın YağmurSakın kibirlenme, havalara girme sakınSıradan bir kulusun işte



Yerleri gökleri Yaratan ALLAH’ın

Kozan, 06.07.09 Y.Yağmur

Nebi Ünler



Ulan Para Seni İcat Edenin...

ULAN PARA SENİ İCAT EDENİN

Anladım ki Babam çok çok haklıymış,Ulan para seni icat edenin...Şan ve şöhret her şey, sende saklıymış,Ulan para seni icat edenin...

Herkes bilir Karun, şimdi nerdedir?Eğilmeyen başlar sensiz yerdedir,Düdüğü öttürmek sırrı sendedir,Ulan para seni icat edenin...

Sensiz saraylar da, seyran olmuyor,Giysi bulunmuyor karın doymuyor,Delik cebe kimse selam vermiyor,Ulan para seni icat edenin.

Hastanede doktor bakar yüzüme,Doğum müjdeleyen, ebe, hemşire,Hasta bakıcılar ve de eczane,Ulan para seni icat edenin...

Anamdan doğalı ihtiyacımsın,Okulda askerde başta tacımsın,Mezarlıkta bile bana lazımsın,Ulan para seni icat edenin.

Bu gırtlak bu mide bende olunca,Lazımsın Yağmura ömrü boyunca,İktadarın biter toprak olunca,Ulan para seni icat edenin.

Gediz, 27.09.02 Y. Yağmur Nebi Ünler

Nebi Ünler



Ulan Yorgun Yağmur! ...

ULAN YORGUN YAĞMUR! ...

Boş veeeeerrr!Bırak beni be hüzünŞunun şurasında,Sonbaharımdayım ömrümün.Ey içimde bitmeyen sızı,Sık dişini, duymazdan gel,Bağrındaki cızıHaddini bil, davul dengi dengine çalar“Servet avcısını sevmem” diyor!Bak, O gönül hırsızı.Mademki sigaran varİç, bir daha, bir daha içEn güzeli sarhoşlukKapat gözlerini aşka sevdaya ve hayataZıbar ulan! Zıbar.Ulan Yorgun yağmur! seni doğuranca bile,Gurbet ele atıldın.Kahırlanma, kendinden başkasına,Doğarken “terk edileceksin” diyeYazılmış senin alnına.Kır kalemini, kopar dilini kökündenVe ebediyen sus.Sen var ya sen,YALNIZLIK HAPİSHANESİNE KAPATILDIN.Heyyyyy! “Ölümsüz Aşk”Kaç paraya satıldım


Nebi Ünler



Ulan! Kozan Kalesi...

ULAN! KOZAN KALESİ...

Battal Gazi, zindanın da* dururmu?Günahımız! Hamamlarda yunurmu?Sis** desem! Kozan’lar beni vururmu?...... Susma konuş bir kez, Kozan Kalesi...... Bitecek mi, Kozanlı'nın Çilesi

Koca Cami baki! manastır yıkıkAnavarza, Andıl biraz kıytırıkKızıl yazı derler bende hıçkırık...... Susma konuş biraz Kozan Kalesi...... Dikenlidir gurbet elin lalesi

Koracaoğlan kaç güzele vurulduDadaloğlu, İstanbul’dan duyulduKozanoğlu, nerelerde tutuldu...... Susma Konuş hadi Kozan Kalesi...... Nerededir Lokman Hekim çaresi

Deli Çay’ın küsmüş! gayrı coşmuyorMeydanlarda Arap atlar koşmuyorBenim oğlum eşeklerden düşmüyor...... Susma konuş ulan! Kozan Kalesi...... Gizzik Duran nerde? hani çetesi.

Arap Ganiler’de baş Zıba DedeSeksendört bitmeden yaş Koca DedeToprağa dikili taş baba Dede...... Nuh'u görmüşmüydün Kozan Kalesi...... Kimler içmemiş ki! ecel badesi.

Yıldızlar mı, uzak! yarınmı uzakAmansız! ceylanın kurduğu tuzakRuhum, gönlüm kalsın, sevdaya uzak...... Sende ruhsuzmusun, Kozan Kalesi...... Sen sustun; anlattı, lağım faresi.

Yorgun Yağmur sığamıyor dünya'yaAyak pişti, yürüyünce dün yayaTükendim, gidemem gayrı Konya'ya...... Mevlana'ya selam! Kozan Kalesi...... Kalpsiz Yaşamakmış, enşahanesi.


* Battal Gazi: Kozan Kalesinde içinde Battal Gazinin kaldığı rivayet edilen Bir zindan, VeŞehrin içinde de, Battal Gazi isimli eski bir Hamam vardır.

** Sis: Kozan'ın eski adı



Nebi Ünler



Ulu Gazi Olsaydı

ULU GAZİ OLSAYDI

ULU GAZİ OLSAYDI!

Ben böyle miskin ve boynu bükükOlurmuydum, Ulu Gazi olsaydıHazine tamtakır, gururlar dökükOlurmuydu, Ulu Gazi olsaydı

Ne yazık bilmedi, miras yedilerHaklarımı bir birer yedilerDoymadılar, yarınları yedilerSormazmıydı, Ulu Gazi olsaydı

Devlet yalnız iç de, garibe şahinNobeller alıyor, evrensel hainİmralı'da besi, ödüllü lainAsmazmıydı, Ulu Gazi Olsaydı

Başımızda çuval, ensemde bozaHain üretiyor, yurtta, çok kozaBir Kemal çıksa da meydanlar tozaUyurmuyduk Ulu Gazi olsaydı

Yağmur umutludur Kemal'ler çıkarBoş konuşan dili yerine tıkarHesabını verir satılmış hıyarTürkiyem'de Ulu Gazi olsaydı.


Nebi Ünler



Ulu Muradım! ..

ULU MURADIM! ..

Ömer Ulu... dostlar lamı cimi yokO varsa, ammenna... Yoksa biz yokuz....Fitneye, fesada, karnımız pek tok!O rehberse ancak, meydanda çokuz.

Eminiz, razıyız, Ömer ULU'danMeydan efemizin, davullar çalsın...Kaçınırız, cahil, fikri kurudan,Akefesiz meydan, matemli kalsın.

Murad dağı gibi vakur, muhteşemDevleti, Milleti çok iyi tanır...Gediz Nehri gibi, çoşup, gürleşenEfem, gali Ankara'ya yollanır.

Yılgın Yağmur derki; ULU MURADIM! ..Ankara kervanı ULU'lu olsun...Sonra denilmesin ULU aradımAkefem yolların, alkışla dolsun.


Nebi Ünler



ULU Vekil Zamanıdır

ULU VEKİL ZAMANIDIR

Laf olsun, torba dolsun,Maksat muhabbet olsun,Zamanını değil Efeler!AKEFE'miz, VEKİL olsun.

Niyet ondan gayet bizden,Alın teri, emek bizdenAKEFE'miz, çıktı yolaDua, destek bekler bizden

Zaman ikna zamanıdırZaman gönül zamanıdırKütahya'dan Ankara'yaULU Vekil, zamanıdır.

Yılgın Yağmur, AKEFE derPara değil gönlünü verÖMER ULU Bakan olsunGediz için, aydınlık, fer.

Aklı olan AKEFE derÖMER ULU Yarına fer...


Nebi Ünler



Umursamamıştı Hallaç! ...

UMURSAMAMIŞTI HALLAÇ

Önce Yasak meyveyi yemektirHemen arkasından pişmanlıkla, tövbedir yaptığımızSonra, Habil ile Kabil'i taklit etmektirKıskançlık, öfke, şiddet, cinayettir tattığımız.

Tarih tekrarıdır, önceki tarihlerinNuh'un gemisi, Yol olan deniz! zaman zaman unutulur...Genlerini taşıyoruz, İbrahim'i ateşe atan fatihlerinKerbela'da Hüseyin ve diğer fidanlar kurutulur.

Mutlaka bir bahane buluruz, yaptığımız günahaMinareler çalıp da saklarız, kılıfına uydurup...Bazan melekliğe, çok zamanda şeytanlığa,Mahkum ederiz insanı, insanlıktan soyundurup.

Ben İnsanı Yaratanın aşkına severimAllaha havale ederim bana yapılanlarıSeverim, Mahşerde ağlamamak için severim.Umursamamıştı HALLAÇ, kendisine yapılanları

Birazcık öfkelenirim, canım yandığı zaman!Sonra bakarım aynada, gülümserim Yorgun Yağmur'aUnuturum yapılanları. Bilirim ki pişmanlık ateşi çok yamanToptan silerim, kimsenin borcu kalmaz Yorgun Yağmur'a


Nebi Ünler



Umursamıyorum Seni

UMURSAMIYORUM SENİ

Hani! Ciğerimi şişe takıpCız bız yapar gibiydin ya!Geçtiiiiii.! .. Umursamıyorum seni, kafama takıp...

Koşmuyorum, geçtiğin yerden nefes nefeseSana yetişmek için... Gayrı keyfin bilir güzelim...Yinede, Unuttuğumu söylemiyorum herkese.

Ben, gözü açıkken rüyalar görmeyi bıraktımSattım; Bütün geçmişimi, babama, çocukluğuma,Bugünüme, sensizliği, Yarınlarıma yalnızlığı kattım.

Faydasız, mankeler ardına saklanman,Senin maskelerin avucumda toz duman olurBeni nasıl kabullenirsen kabullen... imkansız bende aklanman.

Peripadişahları olsun aşıkın, yada ! bozmayayım oruçlu ağzımıUzaksın, uzak kal! bende solgun bir resim kadar değerinEla gözlerin düğüm düğüm düğümleyemiyor boğazımı

Ne martılar çığlık çığlık, ne denize kulaç attıkAyrı dünyalarda, aynı rüyaları göremiyoruzUmursamıyorum seni... Anla galiiiii! Yılgın Yağmurun yok artık

Bahçemde ki ayrık otu, kamış kökü, saz, çakıl taşı kadarUmursamıyorum Seni.... Bir Zamanlar da Kalan YAR


Nebi Ünler



Umutsuza Kâinat Dar

UMUTSUZA KÂİNAT DAR

Kadim dostun yürek sesi'Beni Eylül’de çağır'...Özlenmiş Eylül nefesiGönül kalamıyor sağır.

Ne gelen var, ne giden varÇöle düşmüş sevda kimde?Umutsuza Kâinat darZerre huzur yoktur kinde.

İnançsıza dünya ahırDesem; tefe konulurum...Eylerim aynama kahırKimsin diye sorulurum.

Ha yıldızlar, ha gönüllerSonsuzluğa çıkan kapı...Haddi aşma Nebi ÜnlerUstasız oluşmaz yapı.

Yılgın Yağmur içine bakNe sorarsan cevap orda...Kibirlenip deme ki 'pak'Yanmayasın sonra kor da.


Nebi Ünler



Unutma Oğlum

UNUTMA OĞLUM

Sana beni soracaklar04.08.2007 tarihini,Ulu Caminin bahçesinde kıldığımız namazıUnutma oğlum.

Şiirlerimi;Büyüyünce oku,Hepsini;En az birer kere oku,Beni o zaman anlayabilirsin,Belki.Sevmediysen, aşkı öğrenmediysenSakın kınama beniAncak;Aşkı tattıysan,Anlarsın oğlum.

Oğlum,Her sabah,Kendine;En az bir kere, kim olduğunu sor!Her gece;Uyumadan önce cevap ver.Yüreğinde sızlamıyorsa bir yerlerBir şeyler takılmıyorsa boğazınaİyi geceler,Bana, layıksın oğlum.

Yağmur Orkun’umTenezzül etme,Salak, enayi, avanak, abdal ne derlerse desinlerAma asla makam, mevkii, para, dilenmeSaygı göster, saygı gör.Verebiliyorsan ver.Vermekten çekinme,Verirken titremesin ellerin.Baban hiç korkmadı oğlumKorkma, ecel gelmeden kimse alamaz canınıGönül kırmaktan hep kaçKomşunun ihtiyacının olduğunu bile bileTok yatma oğlum.

Yılgın YağmurBabamdı,Diyebilirsen, sesin titremedenKim bilir belkiOrada gülebilirim.Ben, hiçbir zaman babamdan yüksünmedim,Gururlandım, koca Dede’nin oğluyum derken.Çalmadım, çırpmadım, elimden geldiğince çalıştım



Veremeyeceğimi almadım,Aldıklarımı fazlasıyla verdim.Hep gururlu ol!İnsanlardan! iyiliğine karşılık, beklersen yıkılırsınSeversen de karşılıksız sev,Terk eden olma!Bitecekse ilişkin,Terk edil oğlum.Olur ya! bakarsın, kapım çalınır,Arzusuydu de, sakın üzülme,Eğilme, bükülme, yıkılma, bükülme,Hoşça kal,Oğlum.


Nebi Ünler



Unutmuyor Deli Gönül

UNUTMUYOR DELİ GÖNÜL(Adnan Gardaşıma...)

otuzbeş yıl öncesinegidiverdi deli gönülaşkların en yücesinekoşuverdi deli gönül

ahlar vahlar, kâr eylemezboş kadehller gam eylemezkarlı dağlar yar peylemezyanıverdi deli gönül

istanbulda kaldı hülyademem felek hadi gül yageçmiş zaman keyfin sür ya.susuverdi deli gönül.

Van gölüne baka bakasigaramı yaka yakafelek satar caka cakakan kusuyor deli gönül

meyhaneci aç bir şişeciğerimiz geçmiş şiş'eömür harcadık bu işeuslanmıyor deli gönül.

Yılgın Yağmur yine efkârsakalın kır, saçında karhatıralar hep can yakarunutmuyor deli gönül.


Nebi Ünler



Urfa Onların Olsun

URFA ONLARIN OLSUN

Yinemi sorgularda uykusuz bırakıldınYinemi lanetlendi o yerde benim adımYinemi söyletildi, ELVEDA! HOŞÇA KAL'ın.Ne olur susma konuş, elele ölelimmi?

Namende okuyorum, son sözün'HOŞÇA KAL”ıRahat bırakmaz bizi, o sevgi düşmanlarıİstermisin sevdiğim, vurayım ağanlarıYoksa kader diyerek, bu aşkı gömelimmi?

Ne yeri, ne zamanı! ... çaresiz ağlamanınNe faydası olacak, diz çöküp yalvarmanınİçine tükürürüm, ben böyle yaşamanınUrfa onların olsun, eceli bölelimmi?

Tutuver şu elimi, uzanalım boşluğaMecburen alışırız, esrarengiz loşluğaBen hazırım sevdiğim ebedi sarhoşluğaOnlar tetik çekerken, ölüme gülelimmi?

Kalır geride hüzün, üzülme üzüm üzümZaten bak sonundayız, sarı, solgun bir güzünBahar onların olsun, kana doymaz yüzsüzünYüzüne tükürüp de, keyfini sürelimi?

'İsmail' sana yasak, Emine yasak banaYaşanırmı Emine'm hasretle yana yanaİçsinler kanımızı hainler kana kanaŞu Sevda bohçamızı, ebedi dürelimmi.

Urfa Onların Olsun, uzaklara kaçalımŞad olalım sevdiğim, aşka yelken açalımDiyormuşsun “mavilim, pantolu bol paçalım”Haydi söyle çekinme, dünyadan geçelimmi?

Kararlıysan kalmaya, izin ver ben gideyim,Hiç umut kalmadıysa, çukuruma gireyimYaşa deme sevgili, sen yok isen nideyim.Gökte bulut olup da, Yağmur’la inelimmi?

Adana, Temmuz-2007 Y.YAĞMUR

Nebi Ünler



Uslanmayı Seçmiş Gönül...

USLANMAYI SEÇMİŞ

Kendim için yaşamakZamanı çoktan gelip de, geçmiş...Boyum kadar iki kız babası olmakVe küçücük Yağmur Orkun'um...Gönül mecburen, uslanmayı seçmiş.

Ne Kozan, ne Adana, ne başka bir yer!Varsa, yoksa çocukların arzusu...Boyun kıldan ince... çoktan söndü ferBenimle gömülecek, yarınların tortusu.Ben mağlubum... gülümsüyor o, hep muzaffer.

Uslanmayı seçmiş Gönül... yorumsuzum.Toprağa gömülmüş belkilerim...Ey keşkeler, ey pişmanlıklar, gayrı ben sorumsuzum.Ekim rüzgarına kapıldı bütün eskilerimBen olabilmeyi, benliğimde öldürdüm... sorunsuzum.

Anlaşıldı... Daima... Muratdağına bakacak gözlerimEmanetçi, emanetini alana kadar...Dışımdan inkâr eder, içimden Kozan özlerim.Ben, Yılgın Yağmur'un iflas etmiş imkansız hayalleriBelki birgün, gün yüzüne çıkar, sakladığım sözlerim.


Nebi Ünler



Uşak Uzak Bana, Uşaklı Uzak

Bir yudum mutluluk, bir yudum sevdaNerdesin Mecnunu olduğum leylaBeni ayıplama kardeşim Elya

Sevdim ama sevgim ona yetmiyorHicran yarasıyla günler geçmiyor

Uşak uzak bana, Uşak'lı uzakBilirim kurmuştur görülmez tuzakOna karşı benim her dem yüzüm ak

Düşlerim de bile rahat vermiyorAklım bırak der de gönlüm geçmiyor

Keler Dağda koyunları çobansızVerdiği yeminden geçti imansızKediyünü köylü bulmuş apansız

Sorduklarım ondan haber vermiyorRüşvet teklif ettim param geçmiyor

Yılgın Yağmur bir gün görecek hesapO kahpe gözlerde bulacak cevapSözünden dönene ne diyor kitap

Uşak'taymış kimse adres vermiyorGünlerim sayılı zaman geçmiyor.


Nebi Ünler



Uyanmalı Uykusundan

UYANMALI UYKUSUNDAN

Giderler ustamArkalarındaKocaman bir iz bırakarak

BilmezlerkiGeride bıraktıkları gibisi yok!Bir gün elbette anlayacaklarYanıldıklarını... pişmanlıkla hıçkırarak.

Diyeceklerki;Keşke... keşke... keşkeHiç olmasaydı. ayrılmasaydıkYetinseydik... sevginin en güzeliyleBilebilseydik eldekinin kıymetiniUyanacaklar bir Adana sabahınaBir ahhh çekeceklerTorosların dumanına bakınarak.

İnleyecekler ustamKozan kalesi ürpertirken yaz günüKozan köprüsüne kanatsız uçmanınHayaliyle özlemek, geçmişi, dünüÇukurköprünün ortasındaBir yanda Kadirli, bir yanda KozanPerişan, çaresiz bir yılan olmanın sonrasındaKaderine razı olmanın çaresizliği, kabulüHanki canlı kazık çakmış dünyaya ulanKendini ölümden sakınarak.

CebindekiBir kaç solmuş resim, birkaç mektupŞalvarının lastiği gevşemişmi ne?Beyaz gömleği kirlenmiş mendili kayıpTabancası rehin kalmış vicdansız bir tefecideÇukurovalı olupta ağlamak, çok ayıp...Dağlara vurmalı en iyisiKadere, sevdaya, sövüp sayıpBir veda etmeden hiç kimsenin,ölüsüne, dirisineBuharlaşmalı... çekilmeli ortadanEn vurdumduymaz halini takınarak.

Yılgın Yağmur bellikiYine sayıklamaktaGecenin karanlığı, ve yalnızlığın öfkesiAdanasızlığın acısıyla... sararıp solmalıHer şeye rağmen halâ seviyorsa eğerUyanmalı uykusundanKulakları çınlayarak.




Nebi Ünler



Uyumsuz Atlar ve Kızlar

'UYUMSUZ ATLAR VE KIZLAR'a

'Rahvan taylar gibiydi genç kızlar,Gün dönümüne doğru dolu dizgin ilerliyorlar...'.................................................................Fatima H. Kavak

Yine Üniversiteliler, siyasetin konusuYüksek perdeden öter, ittihatçı borusu

En büyük tehdit imiş! Uyumsuz atlar (ve) kızlarO masum ceylanlara, Bağrım, ciğerim sızlar.

Kapıdan çevrilirken, irtica denilerekIslanır kirpikleri, direnci bilenerek.

Ceylan bakışlı kızlar, horlanıp kovuluyor,Atgözlüklü Mankurtlar, bayağı yoruluyor.

Din; eğilip bükülür, zalimlerin eliyleKadının eti budu, mezat moda yeliyle

Zayıflar kabullenip, başlarını açarkenYüreklerde kızgın lav, suçlulukla bakarken

Yahudi, Hıristiyan, muteber satanistlerDüşlerinin kâbusu, Müslüman teröristler.

Morisson’un fermanı, Arabistan’a gidinHey inandım diyenler, bunlara dikkat edin.

Allah! Peygamber deyip, sonra dine saldıranDoğmamış bebeğini, insafsızca aldıran

Gün gelir devran döner, inananlar kazanır“sizin dininiz size” bizim din bize kalır.

Dağıldın! Bak yine, toparlan Yorgun YağmurTuğba Hilal'in için hazırlan Yorgun Yağmur.


Nebi Ünler



Uyumuşum! Dakika; Üç Çeyrek

UYUMUŞUM! DAKİKA; ÜÇ ÇEYREK

Biraz hastaydım, dün akşam,İki küçük Domates Bir Ekmek…İki Salatalık tıkınıp, dedim uyusam!Fırladım ayağa, uyumuşum! Dakika; üç çeyrek…

Altıncı, yedinci, sekizinciyi de yaktımAffet beni Gamzelim, Yasağını çiğneyerek…Üstelik öksürüyorum…Yine sende aklımBoğuluyorum, bunalıyorum, dudağımı dişliyerek.

Tekrar tekrar, resimlerinize baktımArdı ardına, akarken ekrandan…Bir demlik çay içmişim, dokuzuncuyu yaktım,Kurtlar vadisine bakıyorum, bir yandan.

Ne kızlarım, ne oğlum, nede yarim arıyorBelki sıkıntım biterdi, Gırgırına da olsa! birileri arasaydı….Karşımda ki! Vefa İnternet kapanıyorOnuncu sigaramın yanında! keşke bira olsaydı! ...

6.Türkçe Olimpiyatlarına bakıyorumÇocuklardan türkçe dinliyorum! Hayran, hayran!Kızlarımı, O! Okullarda, hayal ediyorum,Öğrencileriyle gelmişler, bana olurdu, hayat bayram.

Oğlumu seyrediyorum Kafkas dansındaKalpağını düzeltiyor arada bir!Babamın beşiğini sallardım! Diyor, konuşmasında,Kedi gibi emeklerken, diyorum bu çocuğa, bu ceza nedir?

Bir türlü, şiir yazamıyorum bu geceJüpiter’den ötelere kaçtı, yine Uykum…Bari sen uyu gamzelim, dinlen iyiceEzan okunurken dahi, geçmedi kuşkum.

Sakal Tıraşı oluyorum, uykum dağılsın diyeMaalesef hiç iştahım yok! İçemeyeceğim…Veysel Usta’dan paça kokusu geliyor niye?Bu sabah da, hiçbir şey yiyemeyeceğim.

Balcalı, son durakta, Otobüs den iniyorumDilimin ucuna takılıyor “Deli Tay”Sanki Güvercinin fısıltısını dinliyorumÜç heceli deneme şiirimin adı “Deli Tay”

Oturuyorum bilgisayara mesaj gelmemişİki şiir daveti mesajını, okumadan siliyorum...Son şiirini okuyorum, derdin geçmemişBir şey yapamıyorum, diye üzülüyorum.



Yeni gelen mesajını okuyup, bir sigara yakıyorum!Ulan Felek! hiç olmazsa onu rahat bırak….Çamların altından, gökyüzüne bakıyorum!Haykıramıyorum, mutluluk, neden, bana bu kadar yırak?

Adana, 30.05.08 – Yorgun Yağmur

Nebi Ünler



Uzak Diye Bir Yer Yok! Öylemiiiii!

UZAK DİYE BİR YER YOK...(Diyen Şafak Bacıma)

Uzak Diye Bir Yer Yok...Diyorsun!Öylemiiiiii!Yağmur bulutları çokmu yakınAvucumuzda kaybolurPırıltısı yıldızların

İstersen ellerini tut,İstersen bırakKilometreler tayin edemezİki yüreğin mesafesiniBazan soluğu, soluğundayken duyarsınAcısını uzaklığın

Hele bir gönül kapısı kapatılsınNe kadar çok uzaktasın kendineEbedi ve ezeli yalnızlığını Anlarsın.Yüreğini yüreğinde taşıdığını söyleyene! ...Umursamazlığını takın,Ödünç al! bir Engerek den zehriniNaklet bedenine, ruhuna sevdiğininDilin batsın bıçak gibi'Uzak Diye Bir Yer Yok...'Öylemiiiiiiii! ŞairYorgun Yağmur kimlere uzakBelki anlarsın.

Adanasız kaldığında ancakAdana'ya ağlarsın.


Nebi Ünler



Uzakta kiiii, Kim?

UZAKTA Kİİİİ KİM? ...

Uzaktaki diyorsam sana,Haksız sayılmam gülüm,Gökyüzünden, samanyolu ötesindenGöz kırpıyorsa bir yıldız,Taaaaaaaaa.....Uzaklardan ısıtıyorsa güneş,Yolumu aydınlatıyorsa ay,Ve onlara uzaktaki diyorsak,Sen aynı yastığı paylaştığım sen,Sırtını dönüyorsan bana,Buz kesiyorsa dokunan ellerim,Gözlerinde güneşi bulamıyorsam,Bıçaktan da keskinse dilin,Kanatıyorsa yüreğimi,Bana söylermisinUzakta kiiii kim?

Yükseklerden inen bulut,Yağmur olup ıslatıyorsa,Çöllerden gelen tozlar,Saçımı kirletiyorsa,Yer altından çıkarılıp daParmağımı sıkıyorsa bir cevherUzaktaki diyorsak, okyanuslardaki balıklara,şu andaTabağımda beni doyuruyorsa,Afrika dan, Avusturalya dan Amerika danOdama girenler varsa anında,VeBunlara uzaktaki diyorsam,Bana dostunum diyen arkadaşım,Sen gözlerime bakamıyorsanDalıpta uzaklara,Beni duymuyorsan,Anlamıyorsan halimi,Gözyaşımı silemiyorsanGömleğinden bir parça yırtıp da,Daha uzak değilmisin samanyolundanHaydi söyle bana,Uzakta kiiii kim?

Siz...Sırdaşlarım, gardaşlarım, anam, bacım,Hısım, akraba dediklerim,ellerimle kırmadıysamkanadını zümrütanka kuşununsöylermisiniz bananeden sıralıdır aramızda kafdağı...bir defacık olsun,bir yudumcuk olsun,



göremediysem bir sımsıcak gülüşünüzü,tutupta çıkarmadıysanız beni,yalnızlık batağından.Yağmur’u alamadıysanızHasret isimli devlerin kollarındanYakınımdır dediklerim İtiraf edin haydi,Yılgın Yağmur'a ölüm sizden daha yakın,Daha uzak değilmisiniz bana...ölmüş babamdan...haydi söyleyin banauzakta kiiii kim.

Gediz, Mayıs 2004 Y.Yağmur

Nebi Ünler



Uzanırken, Kanıyla Islanan Toprağa

UZANIRKEN, KANIYLA SULANAN TOPRAĞA

“Abim naber”Diyerek, aramasını çok bekledim,Işık olup sevdası aydınlatacaktı, karanlıkları

Yenilmişti gönlüne, sevmişti, ölümüne sevmişti!Anlamadı, dinlemedi, kabullendi kaderi.Sevdiği dengi değilmiş!Eline su dökemezmiş, umursamadı…Mutluluğu deniz mavisi gözlerdeİhanetlerini görmezden geldi hep o kalpsizin,“Ne yapayım, Onu çok seviyorum abi” derdi

Yüreği tertemizdi, hesapsız, beklentisizAşkımıza aşık’tı, bize çok imrenirdi!Şefkatini beklerdi Deli Tay dediğininAğlardı pişmanlıkla, affetsin abi derdiTutsağıydı teyzesinin, ve bir kıymet bilmezinMutluluk sevdiğim için ölmek diyerekAldırmadı töreye…Durduramadı, yıldıramadı onu tehditlerIlık ılık akacaktı kanı sevdiği içinLüzumsuzdu gereksizdi aşksız bir ömür“AFFEDİN BENİ” diye bir notRüzgarın da uçuyordu sevdanın.

Tutunmak istedi hayata“Ölürsem mutlu öleceğim dese de!Rüyalarını süsleyen bir düğündü hayaliEsirgedi kendini, namusunu kirletmediYollar bağlandı kaçaklar için, peşlerindeydi kana susamışlarEvlenecekti sevdiği adamla, bu fırsat verilmedi.

Kurşunlara gülümsedi Yorgun Yağmur abisinin rüyasındaUZANIRKEN, KANIYLA ISLANAN TOPRAĞA,Ruhu yükseldi, Töre kurbanlarının arasınaBekleyecek; mahzun, boynu bükülü, gözlerinin yaşıylaAşkı yarım bırakılmışlar ülkesinde,Namus kanla temizlenmeli diyenlerin inadına.


Nebi Ünler



Ücrada Yakalardı Kasım

ÜCRADA YAKALARDİ KASIM

Ünler(di) babamSabahın köründeBozeşeğin üstünde Nebiha bacımla ben,Zeynep, Anam ve babam peşimizdeAndıl'dan eserdi kuru bir ayazİçimden Kasım rüzgarlarına küfürlerYağmur yağardı bazan,Çıkardık, zeytin dalları, yaprakları ıslakYaktığımız çalılar nekadar ısıtacakSıyır sıyır... kolay kolay, bitermi!18 dönümdü mübarek.Ücrada yakalardı KasımKaçamazsın ayazından soğuğundan,Bir de zeytin toplarkenAh Kasım Ah... Ah babam AhNur içinde yat babam! diyorumİki damla yanağımdan akarken.

Her kasım geldiğindeEfkarlanırım19 Kasımda,Bağlanmıştı ayaklarım.Sevinçli bir gününü hatırlamam.18 Kasım sabahı otogardaBekletmişti Ankara'lımSabah Altı buçuk da kendimden geçmişimSekizde uyandımDurağa gidene kadarGocuk, altında çeket, kazak gömlekTamamen ıslandım.Çocukluğum geldi aklıma'Oğlum geçimimiz bu,Biz toplamasak kim gelip toplayacak'Diyen sesi, kulaklarımda Babamın.İçimden küfürler Kasım soğuğuna

Akşama kadar zeytine çık, insıkıysa dalını kırGözleri dolardı Koca Dede'nin'Vay oğlum vay! 'Küstürmemek için beniYa anama ya bacılarıma çatardıBiraz uzaklaşya zeytinin altındanKırdığım dallar aşağı akardı.Bahane hazır.? ..............? ................ zeytiniÇok gevrek babaBak yine elimde kaldı.-Ha eşşek ha-Sövdüğün kimin zeyetini.



Akşam ekmek tahtaları üzerindeYuvarlardık birer birer, yaprak, çöp,Acı olmazmış böyle seçersenKasım biter Aralık ortasında, ancakYağımız eve gelirdi,Anam sular kaynatırdı, kocaman kazanlardaGer'ini (acı bir su) ayırırdı, bir haftaAnkaradan özel sipariş alırdı Zeytin Yağımız,Bir tadan başka yerden asla almazdı.Altın sarısı birazcıkta yeşilimsiBir bardağı dikerdim başımaAk şimdi yufka ekmek, bir tabak yağBoğazımda ağrımı kalırdı.

Önceleri Ortada içi oyulmuş,Yuvarlak kocaman bir taş,Gözleri bağlı bir eşekDön ha dön, hiç durmadan dönAyrılan posasındanhep yağımız damlardı.Sonra elektirikli oldu herşeyPres, Pres PresPosa yerine sanki kuru saman kalırdı.Ama anam, ne kadar uğraşırsa, uğraşsın,Yağımızda, hep,Mutlaka bir acılık vardı.

Babamdan sonra,Analık gardaşlarımın oldu zeytinlik.Hiç girmedim içine, ölenedekde girmem,Giremem.Uzaktan bile görsem, o vefalı ağaçları,Ağlamaklı olurum.Kolaymı, Gardaşlarım o zeytinlikle beraber,Benden,Çocuğukluğumu,Gençliğimi çaldı.

Yılgın Yağmur bak yine kasımToplanacak zeytinin yok,Toplayacak halinde yok üstelikAhhhh Ah, birzamanlarBozeşeğimiz, zeytinliğimiz, ve,Beyaz sakallı babam vardıÇocukluğumuz, gençliğimiz,Birde akşama kadar avaz avaz bağırdığımTürkülerim vardı.

Adana, 20.11.07 Y.Yağmur (Düzeltilmiş hali)

Nebi Ünler



Üç Harnıp Hikayesi

ÜÇ HARNIP (Keçi Boynuzu) Hikayesi

Bilmem neden takıldı aklımaNeden hüzünlendim bilmemYine gönül takılıverdi bir saklıma

Köyümüzden, Andıla giderkenKertişli deresini geçinceSağda avılar, murtlar, kördikenler, karaçalılarSolda, Bestili ve taşsız bebek mezarları...Ben diyeyim 150, siz 250 adım deyinSağda kocaman bir Harnıp ağacıTek başına yapayalnız...Gölgesinde kös, arası kesti, beştaş oynardık...Üç Harnıp derlerdiİkisi neredeydi anlayamazdık.

Geçen sene gece geçmiştim ordanBeton binalar dikilmişti...Ne O Harnıp vardı, ne avılar, ne murtlarNede tazalenen çocukluğumYağmalamıştı baltalı haydutlar.

Sormak isterdim Harnıp celladına;Lan Allahsız kaç ağaç diktin? ...Nasıl kıydın? Neden? Niçin? Ne adına?

Belliki, iki ayağın, iki elin varSendin de bir adın, adamlık sıfatın... olmalı...Ama sende Ağaç sevgisi ne ararBir Harnıp kestin... Yapışıp yakana sormalıNerene battı Ulannnnn!

Yılgın Yağmur aman ha fazla uzatmaAyıp olacak bundan fazlasıÜç Harnıplı günlerin yok artıkGösteremeyeceksin oğlunaŞu ağacın altında şöyle yaptık,Böyle yaptık diyerekSayıklayamayacaksın belli belirsizBir Üç Harnıp hikayesiÇocukluk hatıraları silinmiş...Bozeşeğimiz, ineklerimiz, arkadaşlarım yok!Üç Harnıp yok!Çocukluğum şahitsiz


Nebi Ünler



Üç İhlas Bir Fatiha

Esselamünaleyküm ya ehli kuburÜç ihlas bir fatihabildiğin dualar okunuratlar yüksekçe duvardanhep üç sayısı uğurluduryani üçüncü mezarın yanına oturuluryeniden dualar okunurhey burada sessizce yatankimsin,kimin nesisin seni tanımamKozan mezarlığında yatıyorbenim babam, dünyada en çok sevdiğim insan.biraz deridimi dökeceğimrahatsız olmayacaksanağlayacağım yanı başına oturupsizlerden utanmadan

Hey Ankaralı, hey Keler Dağlı, hey Manisalı,Hey Erzincanlı ve hey Adana'lılar,ne geçti elinizeşu akan gözyaşlarımdanben sadece sevdimtutsaydınız ellerimibir ömür yaşayacaktık göz göze, dizdizebir kez olsun aldatmadan, kırmadan.baştan çıkarıp binbir naz ileYağmur sizlere vurulduğu anbinbir bahane bulupsiz değilmiydiniz kaçanEn sonunda bir AnkaralıVe Diyarbakırlı hiç çıkmıyor hatırdanKara kışa çevirdi gözterdiği baharı

Hoşça Kal burda sesizce yatanBak Sabah ezanı okuyorGüzel sesli bir imam.

21.11.06 N.Ü.Yağmur

Nebi Ünler



Üçlü Hece Denemesi- Deli Tay

DELİ TAY

DolunayYıldız sayKirpik okKaşlar yay

Demem hayDeme vayGamzelimDeli tay

Deli çayOlmaz cayDeğil aşkDemli çay

Yağmur bayKırık fayEla gözCanım pay.


Nebi Ünler



Ülkü-Türkü-Çuval

ÜLKÜ-TÜRKÜ-ÇUVAL

Rüyalarımız da Kürşad'ın çerileriydikHayallerimiz de Başbuğ'un erleriydikBizimle kahrolurdu Kominist Moskova, PekinHeyhat! Oniki Eylül günü tüm gençlik, hasatlık ekin

Dün gece Reha Oğuz Türkkan'ı dinledimTabutlukları dinlerken acıyla inledimBazan, evlatlarını yiyen bir canavar sanki devletBazan da.... tosuncuklarla halvet üstüne halvet...

Bozkurt yada Alperen veya bir başka gençlik zokasıYılgın Yağmur'un kalmadı gayrı uçuk palavralarla alakasıYalanmış, yanılmışım... çok tatlı bir hayalmiş ÜLKÜAsılmasın da, beklesin diyen erkeklerin dilinde Türkü

İmralı'dan FERMAN söylentileri donduruyor kanımıAmerika'ya çuval hesabı soramamak... sorana dek utancım.


Nebi Ünler



Ünler (im) Ünlerim,

Çiçek açmış gene, çiçekler çiçekBu baharda sensiz gelip geçecekSınırı belirsiz ömür bitecek

Boşuna geçiyor sayılı günlerZararhanemize yazılır dünler.

Kavuşmak dururken, hasretle yanmakSevdamız çürürken, belkiyle kanmakBahane uydurup, ihtimal sanmak

Boşluğa savrulur dilimde ünlerYıldızlar ardında tükenen günler

Ünler (im) ünlerim, kendim duyarımCiğerimi delen, dünler sayarımGün gelir toprağa başım koyarım

Keşkelerle gelmez asla bugünlerKocamış gönülle olmaz düğünler.

Yorgun Yağmur sitem eyleme yareO yeşil giyinsin sen giyin kareBak seni bekliyor, ebedi çare

İyisi kötüsü, çaput düğümlerÇürüyecek altın, bakır güğümler.


Nebi Ünler



Ünler, Ünler'i Ünler

ÜNLER, ÜNLER'İ ÜNLER

YavanAldığım, nefes verdiğim nefesNevruz'dayız üstelik

NisanMurat dağı'nın karı, dumanı gibi başımDüşmedik cemremi kaldı yar

ZaferErdoğmuş'da gara gardaşım çıktı sandıktanBellimi olur? bir yolculuk sonrası tek döner.

HiçlikAra! ... Arama kavgası olmalı Ankara'daBiliyorum! ... bana güven eksik.

BelkiYaradana bırktım yarınımıNe kasırgalar, badireler yaşayacağız bilemem.

ElbetAdanasız Yılgın Yağmur özlemle bekleyecekGamzeli, ya 'gel' derse, gün doğmadan!

NihayetSisler arasında babamın silueti... her geceÜnler, Ünler'i ünler...

İstememKimsenin ihsanını... Gamzeli'den başkası zaten vermez,Diyemem; BENİM İÇİN BİR DAMLA SUUUUU!


Nebi Ünler



Ünler/dim Dağlara

Mazinin izleri, derinde sızıÜnlerdim dağlara, sevgili nerde’Ne zaman sorsalar yarınlarımıİçimdeki volkan infilak eder deResimler silik, hayaller sisli… ürperirim eyvah!Eser hafif bir yel, sürüklenirim.

Kırmışlardı kalbimi, bırakıp da, gidenlerIstırabım isyana dönüşmütüZevkini çıkarıyordum, aldatmanın, oynamanınIşıklarını söndürdüklerimden

Ne kadar seviyorum deseler de, gülüyordumHayat bir eğlenceydi, bir kumardı benim içiNİçimde acısı, gördüğüm kahpeliklerinAşk salakların inandığı bir yalan,Leyla şimdi yaşasa, Şov yapardı camda diyordum

Çıldırmıştım, intikam için her şey mübahtı benim içinİğreniyordum, tiksiniyordum, bütün kadınlardanEllerim, ayaklarım, dilim, kalbim her şeyimdinDurdurdun önce, sonra bağladın beni, diğer yarım,Mağlup ettin yendin beni, şimdi aşıkım sana

Nasıl büyüledin, Yılgın Yağmur’uBana yeniden dürüstlüğümü, hatırlatan sevgiliEy! yıllarca beni bekleyen aşkım, sırf senin içinİnan ki, önce kendimi sonra herkesi affettim.

Adana, 28.11.07 - 00.40 Y.Yağmur

Nebi Ünler



Ürkek Bir Ceylan Görürdüm...

ÜRKEK BİR CEYLAN GÖRÜRDÜM

Heyecanla beklerdim, belki,Belki gelirsin diye....Turkuaz'ın önüne gelki...Hiç gelmedin... Niye?

Ürkek bir ceylan görürdümBahanelerin bitmezdi hiç...Sen duraksız konuşurken... ben düşünürdümSeni nasıl çözebilirdi ben gibi bir hiç? ...


Dinlerken bu satırlar döküldü umarım beğenirsin....

Nebi Ünler



Ürünü Tarumar, Harman Gibiyim...

ÜRÜNÜ TARUMAR HARMAN GİBİYİM('Ben Fatma' Dostun 'Yoksun İşte... ' sine...)

Yar! Yanıbaşımda bak, yoksun işte,Ürünü tarumar, harman gibiyim...Öfkemin zirvesi, kırılı dişte,Sevmeye tövbeli, ferman gibiyim.

Yanımda olmalı, konuşmalıydın,Tenimden, ruhuma doluşmalıydın,Damarımda mayi... dolaşmalıydın,Mucidi doğmamış, derman gibiyim.

Hicranı yudumum, hasreti demimSürgünüm sensize, bozuldu gemimOlsaydı, sev diyen gözlerin cemim,Sayki Arslanınım, zorban gibiyim.

Kahrın, aşkımızı kurutan incirBelkiler, belkime vurulu zincirBana yaptığınla, her yürek incirÇöplüğe attığın, urban gibiyim.

Uyandık ikimiz... Efsane bittiNe güvercin varmış, ne gemi yittiBeyaz at değil de... Güvencim gittiSarhoşken dökülen, zırvan gibiyim

Yılgın Yağmur, bitti... enkazdır kalan!Şafakta ufkumu, eyledin talanYalanmış sözlerin, gözlerin yalan,Mundar eylediğin, kurban gibiyim...


Meğer....

Nebi Ünler



Üryan Şimdi

ÜRYAN ŞİMDİ(Bekir Urfalı Gardaşıma)

Tanıştırdı turnalar, Bekir Urfalı selamKelamın ateşinde, halimiz harman şimdi.

Bir hikaye sunayım, mazimde kalanlardanBir filizdi ateşi, içimde orman şimdi

Biliyorum sevmişti, uyuttu aşkı zamanTamamen unutulmam, derdine derman şimdi.

Mazisinde lekeyim, canan da tek pişmanlıkAşk dolu o geceler, kırılmış kirman şimdi

Ezel nazlı yar iken, diyormuşsun o kimdiTükenmiş heyecanın, gelmesin ferman şimdi

Solmuş sararmış resmin, ulalı hatıralar!Kapatmış yollarımı, gölgeme düşman şimdi

Hep sevimli kediydim, gayrı sırtlan olmuşumYorgun Yağmur! nezdinde, sevgiden üryan şimdi.


Nebi Ünler



Üstadım

ÜSTADIM(Kalbimizin İncileri Gurubuna)

Hatır sordum güldü, dedi eyvallahBilirmiş derdimi, benim üstadım...Sevda yollarında, yarim ver AllahSevmeyi bilene, verir üstadım.

Dedim çömezlere, ders verirmisinSevda nedir bana öğretirmisinGözümle konuşsam, söz verirmisinİçimdeki koru, üfle Üstadım.

Moda derler; maymunluktur, taklittirTürklük, islam uzak, nice vakittirÇoğunun Tanrısı Çek'tir nakittirDarvin doğrumuymuş, yoksa Üstadım.

Yağmur bu meclise alışık değilKüçükleri hoş gör, büyüğe eğilBenim isyanlarım sizlere değilGönül yıkanlara öfkem Üstadım.

Adana, 30.05.2006 21:12:00 Nebi Ünler Yağmur

Nebi Ünler



Üşüdüm Kasım Yağmurunda

ÜŞÜDÜM KASIM YAĞMURUNDA

Üşüdüm Kasım YağmurundaIslanıp,Zaten geç kaldım mesaiyecap, cup, hertarafta su...Islandı ayakkabım,Paçam ıslak,Hatta çoraplarım.Hayalin geldi gamzelimSaçların ıslak,Elmadan daha parlak yanağınAllah belasını versinBu ayrılığın.

Bir sigara yaktım az öncePencerden bakıyorum.Koşuşan öğrencilerŞemsiyeli şemsiyesiz hepsi sıçana dönmüşAklıma geldi akşam ki sesin'Efendim'Yeniden! Yeniden, yeniden duydum.İlk defa bu Kasım sabahı gülümsedim.Yılgın Yağmur sensiz olamıyor yar! ...Ocağına düştüm, senin.Hey! üzerindeki kazağını,Elif, çok beğendi diye, çıkarıp veren,Yufka yürekli aşkım! ..Haydi! bir daha uzat bana,O şefkatli ellerini, ne olursun,Haydiiii! Tut elimi,Ne olur! ...

Adana, 20.11.07 - 09-41 Y.Yağmur

Nebi Ünler



Üşüyor Boğaz

Aylardan KasımAyazında...Kızkulesi ayaz, üşüyor boğazSanki bugün ayaklarım bana hasımGeveze Martılar dahi sormuyor, yarım ağaz

Titriyorum, sıkılı yumruğum, kenetli dişimÇarpışırken, karadeniz ile Marmaraİstanbul biliyor... ben biliyorum... bu son gidişimSigaramın dumanı... kalıyor, balıkçı da balık ızgara.

Koca koca gemiler... ayakta, koşturmakta gemicilerAsya tarafı, Avrupa tarafı ortada sağır iki köprüKokoreç nasıl koktu... Selam işkembecilerDiyeceksiniz Jüpitere; yok merdiven, yok köprü...

Veda etmeyeceğim... habersizce ve sessiz...Ne Gülhane Parkında ceviz ağacı, ne polis duyacak!Adanasız Yılgın Yağmur, yapayalnız kimsesizİstanbul küstüm sana... Boğazım kuruyacak.


Nebi Ünler



Üzülmesin Mariya Ana - 2

ÜZÜLMESİN MARİYA ANA -2(Seksen yediye takılanlara-2)

Baştan kaybetmişiz çocuklarGeçmemiz imkansızdıEngelleriGerisi bahaneHepinizin alnından öpüyorum tek tekEfeler böyle oynar ve oynamalıGösteriniz şahaneBirilerinin varsa eğer VicdanlarınıSızlattınız sadece.Ağlamayın çocuklarımVakur olun gururlanınElinizden gelenin en iyisiniYaptınızSeyircilerin beyninden yüreğindenAsla silinmeyecek emeğiniz.Boynunuzu bükmeyinÜzülmeyinSeyredince CD.niziAnlayacaktır siziROZA MARİYA Anneniz.

Öyle boynunu bükme çiçeğimBuğulanmasın gözlerinIslanmasın kiğirlerinNazlı Hilal’imBoyun bükmesiUtanması gerekenlerSizler değilsiniz aslaOnlar kendilerini iyi bilirlerBaşımız dik gururluyuzBazan kaybetmekte kazanmaktırYağmurun yüreğindeVicdanındaKazanan sizlersiniz.

Kütahya, 12.02.05 - 2005

Nebi Ünler



Üzülmesin Mariya Ana

ÜZÜLMESİN MARİYA ANA(Seksen Yediye takılanlara) -1

Yer KütahyaTıklım tıklım dolu kapalı salonİlçeler taşınmış MerkezeAdı yarışmaTaptaze fidanların emeği, alın teriSeksen Yedi tam puanBilmem kaç küsuratla harcandıMUSTAFA NECİP ALAYELİ’ninRuhuna binlerce fatiha...Üzülmesin ROZA MARİYA ANAArslan gibi efeydi hepsi çocuklarınZeybek böyle oynanırdı... oynandı ammaOyun içinde oyunOynanıyor galiba.

Kadermiş, şanssızlıkmışKısmet değilmiş anlamamBela oluyor başa çok güzel olmakÖnü kesiliyor işte böyleÇok çok iyi olanınİçimde tereddüt şüphe yok aslaSahnede değilKaybettik masa başında.Sağlık olsun MüdürümSağlık olsun hocalarımSağlık olsun çocuklarYılmak yok bezginlik yokSizindir gelecekSizindir yarın.Haydi be Arslan MüdürümYap çocuklara bir kıyakHep birlikte Burdur’daBuluşalım.Dileği budur sizden Yağmur’un

Kütahya, 13.02.2005- 17.45.09 N.Ü.Yağmur

Nebi Ünler



Üzülsem de Gidenlere...

ÜZÜLSEMDE GİDENLERE...(Uykumu Kaçıran O şiirleri yazanlara...)

Üzülsem de, gidenlere...Eyvallah! Diyerek, hep sustum.Diz çökmedim hiç birine,Yalvarıp da, küçülmedim.

Gözlerinde, görürüm,Geleceği, yarını…Bir kere sönmeye görsün heyecanBaşlar kıvırmalar, bahanelerHep yalan, çok yalan, hoş yalanİnanmış görünürüm,Hattâ, gerçektir efkârım, elemim kederim.Boru değil aşk bu!Bilsem de, benim sevgimi hak etmediğiniNeden kalmıyor diye dövünürüm. Başlar uykusuz gecelerBazan kırılan şişeler, bazan da gurbetin gönüllü,Sürgünüyüm.Ben sevmek için yaratılmışımYada kabul edilmiş olmalıAşık olmak istiyorum Allahım diye, ettiğim, çocukluk dualarım!Ne kadar yanarsam yanayım. Kötü demedim giden sevgiliyeHiçbir zaman biten bir aşkım içinGömülmedim.

ÖğünmedimŞu zaafından faydalandım diyerek.Tek doğrum, bana yakışanı yapmamdıKaybedeceğimi bile, bile, hiçbir zaman uymadım, içimdeki şeytanaDalga geçtiler salak, enayi, keriz diye, göğüsledimBittiğimi gördüğüm her göze bakıpGülümsedim.Kedi, köpek, yada kasap, değilim ki et seveyim benBütün sevdiklerimin ruhunu sevdimGidene Eyvallah,Gelene açık gönül sofram, yüreğim geniştir,Sevdim sevebildiğim kadar,İçimden yüzüne karşı, beni bitirenlereHep şunu dedim, (tabîki İçimden) uyanmadılarYallah güzelim yallahBulabilecekseniz benim gibi seveniGözünün yaşına bakmadan Yılgın Yağmur’un gidinYolunuz açık olsun, mutluluklar dilerim size…Allahım, en büyük ve tek şahidim,Hiç kimseyiSömürmedim.


Nebi Ünler



Vagonlar

VAGONLAR

Gına gelse usansam, dakikalar saymaktanMoralimi bozamaz, Sensiz geçen vagonlar…Güvercin kanadında, selamını almaktanMemnunum hey sevgili, gelip geçsin vagonlar

Dağlar bulutu özler, dudağım dudağınıKırlangıçlar yoldadır, belki! ... sende yoldasınSelviboylu vurgunu, görmez ki budağınıRuhum ruhunda yama,tenim, tende yoldaşın.

Yılgın Yağmur sevdi ya! Başka derdi olamazVagonlar göğsümdedir, omuzumda sevda var…Senin dediğin o ben, başkası dokunamazBir daha uzar saçın, boğazımda ahlar har.


Nebi Ünler



Vampir'den Beteri Varmış

VAMPİR'DEN BETERİ VARMIŞ

Kan içen vampiri, masal bilirdimGördüm ki vampir'den beteri varmış...Zaman uslandırır diye bilirdimCop vuran ellerin öperi varmış.

Kalem değil balta, tutuyor dürzüDamgalayıp sonra, vuruyor gürzüİnsan kesip, biçen vicdansız terziSüngüyü görünce çökeri varmış.

Senin dinin sana, benim ki banaBenim gibi düşün, gör, demem sanaBilmem ne adına kıydığı canaAcımak yerine güleri varmış.

Mizan kurulunca uslanır ancakCahilin elinde cehalet sancakKibir şeytanidir... Alçak ol, alçakDiyenin ardından söveri varmış.

Yılgın Yağmur, iflah eylemez bunlarMelhem olmaz ipe serilen unlarAçmamış gözünü kanlı oyunlarHalâ kalleşlerin, överi varmış.


Nebi Ünler



Van

VAN

(7.2) nin üstündedir acılarYurdumda, acılar tavan yaptı tavanİnsan olabilenin yüreğinde sancılarDua bekler, yardım beklerBizim Van

Hırsız müteahit,Vicdansız bürokratVurdum duymaz siyasetçiSorumsuz vatandaşİşbirliği sonucu yıkım, enkaz,Moloz yığınları altındaYüzlerce can.

Elin oğluÇay içerken dokuzlaBiz reziliz beş üzeri afetleYılgın Yağmur derki;Kader olamazİhmallerleCan acıtan bu topluca cinayetHey Ankara... Hey ordaki Tuzu kurularSizlerede baki değilBu iki kapılıOynak Han.


Nebi Ünler



Van İçin Kanar Yürek

VAN İÇİN KANAR YÜREK(Merve Demircan 1 Kardeşimize...)

Eksik olmasınlarYardıma koşan, kadir şinas gönüller...AKUT ve diğer isimsiz kahramanlarMinnettarız... sayenizde nice... nice ömürler.

Devlet devletliğini yapıp mecburen koşacak,Borçludur zaten her hizmeti, velinimetine hükümet...Millet inkâr etmiyorsa kendini yardım için coşacakBugün bana, yarın sana olabilir bu zillet.

Japonyada daha fazla sallanırkenBurnu dahi kanamayanlara imreniyorum...Gölcük, Düzce halâ akıllarda dururkenYine çürük yapılara... gayrı bir şey diyemiyorum.

Van İçin Kanar Yürek... belki yarın bir başka yer!Allaha emanet yaşıyoruz.... isyanım buna...Benim korkum; yeni bir afette alnımızda aynı ter!Ahhh be ortak akıl... İsterim ki yarın bize tedbirler suna.

Yılgın Yağmur dua eder; bu son olsunGeç kalmadan yenilensin, bütün ülke ile Van...Aklı olan tedbir nedir? diye sorsun, çözümü bulsun!Çare bizde... Çok şükür ki insanız... değiliz hayvan.


Nebi Ünler



Van Uzak Olsa da...

VAN UZAK OLSA DA...(Adnan Tığlı Gardaşıma...)

artık kış geldi... gelir!oturmuşum soğuk odamauzaklardan ta… Van'dan bir selam verirAleykümselam derim Adnan gardaşıma…

uzağız vefasızlara... vefasıza,birde… birde Adana’ya be gardaşsigarasızlık sorulmaz asla bir sigarasızacebinde parası olmayan, züğürde haldaş.

boktan bir yaşamak işte…yaşamak denirse bunalaf olsun diye bir söz… yaşıyorum!Feleğin pençesi… çürümüş ipte serili unaben yıkılmışlıklarımı cebimde taşıyorum.benim kara bahtım daha ne hüzünler suna.yinede bir umut… kulağım kirişte…

gölün kıyısında dolaşırken, içinde kabaran,hayata, yıllara... uzaklara kulaç atma tutkusupençesi olmak bir ülkünün... yıldızları tek tek koparan'kendine gel' nidası kutup yıldızının... ah gölgeler kuytusu.

sahi gardaş... nedir bu kavga, neden bu yarış?bir lokma ekmek peşinde... bir ömür harcamak niye?yerin altı, yerin üstü, kirletiyoruz, karış karış,unutuyoruz ki.. bu alem yaratıcıdan bize büyük hediye...

Van gölü canavarına selam söyle... gölün yakınından'Adanasız gardaşımdan selam geldi... al ulan' de...uzak dursun yalancılardan, yabancılardan, tüm insanlardansonra yakalarlar da derler; 'bütün vefasızları... ye ulan ye...'

gönüller değil, Van uzak… Adnan gardaşım uzakKütahya’da, Gediz’deyim gardaşşşş diyorum...çok yaklaşma Van Gölü canavarı kurmasın tuzak,kısmetse gel... bir çilingir sofrası kurmak istiyorum.


Nebi Ünler



Var, Belası Var

VAR... BELASI VAR! ..

Kozan derler baba yurdumKulağımda sedası var...Dönmek için hayal kurdumÖmrümün çok hebası var.

Kalesinde var dı ışıkSanımıştım yar bana aşıkGurbet zehir, kaşık kaşıkGaribanlık belası var.

Deli Çay kaldı gerideGönlü yokmuş serserideKırdım cetvel pergeli deYüreğimde sevdası var.

Adana'dan düştük yolaPozantı'da verdik molaUlukışla döndük solaBir Kütahya pervası var

Yaş yirmibeş, gençlik ser'deArıyoruz ekmek nerdeGüldü... Oya, felek perdeNikotinli helvası var.

Kütahya'da ray kenarıTerminal'le, gar civarıOynadım hayat kumarıSandım Gediz sefası var.

Uşak, Kırık Minare'denGeçtik Gediz'miş... deredenDediler yolun nereden?Kör boğazın hevası var.

Ülkü, burun kıvırıyorAyşe benden sıyırıyorTülay boş hayal kuruyorBende gurur cefası var.

Fatoş, Fatma ve MuhteremToy çocuktum, nasıl deremOlacaktım, Aşık Kerem,Ölüm denen devası var.

Minik Kuş'u sevmem suçtuO'da Adanaya uçtuGayrı namım göçmen kuştuBir acayip havası var.



Çalıkuşu buldu beniKelerdağlı duydu beniBir Gamzeli vurdu beniBinbir türlü edası var

Erzincanlı sarı, çocukDiyarbekir, Güneş... gıcıkÖldü gönül denen böcükHiç duyulmaz selası var.

Erdoğmuş'dan Mızraklı'yaKanmam gözü kıpraklıyaYanmam sözü kıvraklıyaAhh! Dili Var... Belası Var

Eylül hüzün, Hazan bitişDalda başlar yaprak itişÖlüm ahrete dirilişOrda mizan virası var.

Yılgın Yağmur iki kızımTek oğlumdur ciğer PizimDerinlere! .. gönül sızımTövbe aşka... belası var

Nerde aşk var... belası var.Her belanın, kezası var.


Nebi Ünler



Ve Yürüdü Ardına bakmadan

VE YÜRÜDÜ ARDINA BAKMADAN

uhuletle ve suhuletlebir doğuşun devamına yürümüşlüğünsıradanlığa teslimiyet,sancısız ve sükunetlenefes al, nefes ver...yerle gök arasında bir kafes...nafiledir... insanlığa bürünmüşlüğünakbabaların, sırtlanların maskesi düşerfaydasızdır büzülmüşlüğünLades lan Adanasız lades.

ve yürüdüüzerine üzerine çürümüşlüğünfarkına vardıbüyüme uğrunda ki küçülmüşlüğünkırk yıllık tiryakinin tütün sarması gibiiçini bir boşluk sardı...hayat girdabında son çırpınışmutluymuş dedirtmek için verilen uğraşçoooook! çok abes...

ne öğretilenlerne öğrenebildikleri doldurabilirdi incir çekirdeğinihayat kocaman bir hiçlikmiş meğerbir nefeslik dumanda gördü... aslında nasıl devrildiğini

anlamak varken, yaratılmışlığı ve yaradanıelleriyle şekillendirilen madde... putlaşmak, putlaştırılmak!uydurma tanrıların, uydurma arzularına harcananıbir Adem, bir Havva coğalışında bela ve çileyi olgunlaştırmak.

anladı... kılıf aramaya değmezmişçalmak için uyuşukistan da ki minareyi, mihrabıkim demiş; ukalalarA boyun eğmezmişbilirim... cehil'lerin yalanına feda edilmiş mehtabı.

ve yürüdü, maalesefsiz bir yenilgi kabullenmişliğiylezafer sarhoşlarının ardından, gözler yaşlı boynu bükükpişmanlık, nerelerde böbürlenir ki umudun kaybedilmişliğiylebeyaz güvercinin kanatları al al, boşluğa bir hıçkırık düşük

ve yürüdü ardına bakmadan yılgın yağmurBir Adana sabahında, ezanlar okunurken adanasızlığaKırmızı gelincik'in menzilinde temmuz yağmur yağmurram edili yarınlar... usturuplu bahanelerle, tabansızlığa

Adanasız, 07.07.09 -05.01 Y.Yağmur

Nebi Ünler



Ve...

Ve...'Bitti...'DemdenBitirdin.

SeviyorumTapıyorumSensiz yapamıyorumDiyordun her seferindeHalâ aklımdadırYeminlerinSensiz yaşayamam ölürümDiyenSahi sen değilmiydinYağmur bekleyecek yüreğinCama düşen damlalardaBeni göreceksin hepUnutabilecekmisin.

Yağmurda ıslanırkenSümüklü çocuklarınKüfürler savururken çocuklarınaSenin anana, sülaleneDinine, imanınaKitabına...Ananın sevgili damadı!Haırsını alamayıptaBir kaç tokat, bir kaç tekmeDevamındaSakın ha! ..Yağmur diye bağırmaŞeref... namus... gurur...Temiz damgası bıraktı sanaYağmurVe...


Nebi Ünler



Vebalim Bu Sokaklar

VEBALİM BU SOKAKLAR

Bu sokaklar yokmu yar? , sensiz, sessiz ve sağırHüzün yağmur yağmur ah! ağır geceler ağırKaybolurum koynunda, vebalim bu sokaklarHey gönül deli gönül, duyan varise bağır.

Patlar derinliğinde, içimde bir yanardağBir tek sorum cevapsız, gayrı gönül viran bağUnutulmuş adımız, hep çıkmaz da sokaklarBir beyaz güvercin mi... haber salmış,canım sağ.

İstisnasız her taşı, tanır ayak sesini,Bilir karanlıkların, korkunun öfkesini,Yılgın Yağmur bir garip, bir hoş, sarhoş sokaklarÖkçem ile silmişim, vuslatın adresini....


Nebi Ünler



Veda Etmek

VEDA ETMEK

BazanKapanır gözlerimGüpegündüzGüpegündüz uyanıkken üstelikSükutun pençesinde sıkışır sözlerimSanırım tüm kâinat düpedüz...

Köpeğim ColiTakılırda ayağımaSendeletir...Tapusunu alamadığım tarlamınKöşesinde derenin şırıltısıKargaların kanat hışırtısıElim ayağım bağlıNe meyve dikebiliyor,Nede birşeyler ekebiliyorumİçimde bir kurt kemirmesidirNe olacak sorgusuBoşu boşuna heba olduBu seneki güz.

Coli yaramazColi daha enikOğlumdan da yaramazPantolumun paçasıKazağımın her yerinde dişinin iziAtıyorum dereyePireleri belki kaçarKaşınmaktan kurtulur diyeTitriyor birazcıkSonra yaramazlığına devamSözümü dinletmeyiÖğretemedim henüz.

Emeklilik şimdilik güzelKızlarım üniversitedeOğlum ilköğretim dört de okuyorYeni daireme yazın girebilirim ancakİpe un seriyor müteahit...Çok şükür sağlığımız yerindeYerinde olmasına yaEfkârlandırıyor AdanasızlıkBeyaz İncim tıkır tıkır çalışıyorTarladan eve, evden tarlayaArada bir Erdoğmuş yapıyorumBazanda Meslek YüksekokulndaÖzerin çayıFena değil yaşantımAllahıma çok şükürAmma ve lakin ekonomi yine bozuk



Cebim boş, gönlüm hoşTesellisi dilimdeGedizde Yılgın YağmurVeda Etmek için hayataHer zaman olduğu gibi hazır ve nadir! ..Ben gidersem yazdıklarımda giderYani Lav Püskürmelerim de silinirPeşimde bırakamam öksüz.


Nebi Ünler



Veysel'in Hikayesi

VEYSEL'İN HİKAYESİ(Aydan Küllüce Bacımın, 'Duvarın Dibi Tok Artığı' Şiirine!)

Şimdi unuttum sayısınıMerhum Kemalettin Tuğcu'nunOkuduğum hikayelerini...Hep çocuktu kahramanlarEzilen, çırpınan, ama sonunda hepKazanan çocuklar.

Sen İstanbul kuytularını yazmışsınBen Adana'dan yazayımDoğudan bir trenle gelenVeysel'i anlatayım.

Veysel;Sara hastasıOniki kardeşin On üçüncü halkasıBir safça anası var,İki, belalı üvey anasıGelen vurur, giden vururÇimdik çimdik üstüneDüşer yerlere, ağız köpük köpükVeysel analarına, babasına,Kardeşlerine, çevreyeHerkese, hattaKendisine yük.

Bir vagona gizlendi bir günAğabeyinden kaçarkenYine o melun dakikalar başladıGözler yerinden fırlayacakDişler kenetliKaskatı kesildi bedenBoğulacak neredeyseAğzındaki köpüğündenVeysel baygın, kendinde değil Veysel!Kapandı, KapılarRaylar üzerinde Adana'ya gitmektedir, bir tren.

Vagon karanlıkNe güneş, ne ay, nede yıldızlarBoğuk bir gürültü,Arada bir çufçuflarTren Durdu açıldı kapıFırladı yükler arasındanTanıdık değil, AdanaBütün yüzler yabancıSokakları aydınlatan ışıklarHepsi birer yalancı.

Köyden şehire bırakılmış



Bir köpek eniği gibi veysel- Çekil oradan Laaaaaaannnnnn!- Al şu simidi, defol başımdan! !- Paran varmı laaaannnnn! ! !- Bir daha çıkma karşıma doğrarım ulaaaaannnn

Kuytular,KaranlıklarSeyhan kıyısında kamışlar,Sazlar,Bir gece,Bir kaç bitmeyen günler ve gecelerVeysel Aç,Veysel ÇaresizKanalın kenarında oturdu VeyselYüzüne suyun serinliğiSanki babasının sesi- Oğlum Veyseeeeeeeelllllll!Yine başladı nöbetYuvarlandı VeyselÜzerinde yırtık pırtık bir gömlekŞalvarında eğreti yamalarSıradan dı Adana'daBöyle boğulmalarTanıyan olmadı,Şişmiş, çürümeye başlamışKokulu bir cesediAlel-usul bir çukuraGömdülerGarip, sahipsiz,Bu isimsizGarabeti!

Yorgun Yağmur birleştirdiVeysel'de VeyselleriAllahım! Allahım, AllahımCiğeriyle yakma biz acizleri.


Nebi Ünler



Vicdanını Sağır...

VİCDANINI SAĞIR...

Açılır esrarengiz kapılar…Sanırsın, her arzuna amadeİmkânlar… Umutlar sonsuza dekÖnünde sıralıdır…

Kamaşır gözlerin,Halbuki gördüklerin tamamenBir hayal, çölde bir serap, bir tatlı masalBütün sahnelerin önü, yaldızlıdır.

Senden öncekilerinSahte övgüleri kör eder gözlerini,Vicdanını sağır…. Sanırsın ki, gökyüzüSadece senin için yıldızlıdır.

Kaybedersin kendini, kimliğini,Kişiliğini kaybedersin, farkında olmadan!Şımarıklık ve kaprisler… İyi haltedersinKi… Ahtapotların kolları hep sırmalıdır.

Kırılır kanatların… Uçuramaz seniBeyhude çırpınışların… Ansızın düşersin.Gülden, dikenden bir elbise sarar bedeniUyandığın bir sabah keşkeler ve hıçkırmalıdır…

Benli, bensiz… Senli, sensiz…Ben kimsesiz, sen kimsesiz yanılgısıDengesizmiydi Yunus, Mevlana, Mansur, Nesimi!Kâinat kitabının sayfaları her gönüle açılmalıdır.

Yılgın Yağmur Adanasız'lığında hayatın!Dudağında acı bir tebessüm ahhh! EyvahhhYazık bir yosmanın gözbebeğinde hayalim,Çaresiz, tövbelerle Yaradana sığınmalıdır.


Nebi Ünler



Yaaaaarrr!

YAAAAARRR!

Sen, benim olduğun kadar güzelsinSen, Seni sevdiğim kadar özelsinAsla karışamam kararına, yaaaaarrr!İstemezsin eler… İster süzersin.

Göğsüme bastığım, sargı yaramaGölgemin ardında, kaygı aramaHani şafaktaki çizgi var ya YaaaaarrrArdından doğansın, benim karama.

Yanarım suçun yok! Gönlümdür yananPervane olan ben, aşkınla yanan,Tenezzül eylersen, kurban olam YaaaaarrrOlsun, Yılgın Yağmur gizlice yanan.


Nebi Ünler



Yağmur Ancak

YAĞMUR ANCAK(Aşkını Gizlemek Zorunda Olan Dostlara...)

Bankanın önüne her geldiğimdeBurulur içimde, bin yer burulur...Hoşgeldin YAĞMUR BEY denildiğindeDeli yürek tam onikiden vurulur.

Çek, senet, tahsilat, havale dumanİlk defa anladım sevda pek yamanBir tebesüm eyle, dursun şu zamanGöreceksin ne dünyalar kurulur.

Sen yazarsın, ben okurum yarınıSende buldu gönül dünya varınıSu söndürmez asla, yürek harınıTüm sevdalar, sevda ile yunulur.

Dilimmi tutuldu, komadamıyımGözlerin söylesin rüyadamıyımYILGINa söylesen, oradamıyımYAĞMUR ancak, yüreğinde durulur.


Nebi Ünler



Yağmur Çiseliyordu, Ankara'ya Girerken...

YAĞMUR ÇİSELİYORDU, ANKARA'YA GİRERKEN...

Yağmur Orkun,Tuğba HilalMerve GökçenŞoförümüz, rehberimiz BacanakVe biz...Gümüşanka'mızın içindeYağmur Çiseliyordu, Ankara'ya Girerken.

Caddeler tenhaPırılpırıldı, geçtiğimiz caddeler...Eski kurtlarındandır BacanakBaşkent Ankara'mızınDön babam dön,Dön babam dön,Dön babam dön...Bir yandan anlatıyor,He! hı... diye geçiştirken benSorgucu kesildi küçük Yağmur OrkunBaşımız döndü bizimBakınıyoruz gayrı bön bön...Maşallahı var BacanağımınNereyi istersiniz? ...Karıştı bizde akılSen bilirsin bacanakSana bağlıdır her yön.Hava aydınlanırkenGazi... Hukuk Fakultesi...Aşti... Bırakıyoruz Gümüşanka'yıAdalet Meslek YüksekokuluHeyecan...Merve Gökçen'in kaydıAnkara maceramıza ön...

Yağmur çiseliyordu, Ankara'ya GirerkenHalkbankası şubesi arıyoruzSokak sokak... Sora soraMemurlardan önce biz! ...Pinekliyoruz Emek Şubesi önünde'Para alamıyoruz' cevabı memure'ninHaydi rektörlüğünü ara Gazi'ninYanımda bir Niğde'liYanında Yiğeni, üçümüzŞura diyorlar marş marşOra diyorlar, arş arşTelaş üstüne telaşVarıyoruz... buluyoruz nihayet!65 Tl. alabilirmiş yalnızGerisi öğle sonu...Üstelik yarına da kalabilirmiş....Söyleniyor Niğde'li



Birazcık da Adana usulü...Ben tutuyorum kendimiYanında kız yiğeni.... ayıp olur!Ya bu gün bitmezse işimizYiyor içim içimi.

Büyük çok büyük şehirHayatlar bitiren,Değirmen misaliÖmürler öğüten şehir.Bir yabancıyım,Bir garibim buradaİnsanlar karınca misaliArabalar vızır vızırSanki birer damlayız içindeAnkara koca bir nehir.

Ankara Atatürk demek,Devlet demek, Hükümet demek, siyaset demek birazBirazcık, Türkiye'nin kalbi,Birazcık da Anıtkabir.

...................

...................

Yağmur Yağıyordu, Ankara'dan dönerkenYılgın Yağmur, 1 kasım'da yine gelecek...Kara kuzun, Merve Gökçen'in,Sen gelemeyeceksin belki...Bir salise sonrasını,Allah'dan başka kim bilebilir ki...Sen Gediz'de kalacaksınYağmur Orkun'la...İki kızını beklerkenBir baba heyecanıylaAllahına sığınacaksın... Allahına Sığınacaksın!Allahım Kuzularım sana emanetDiyerek.


Nebi Ünler



Yağmur Gözlüm

YAĞMUR GÖZLÜM(Ünal Akbulut'un Yağmur Gözlüm şiirine...)

Her gecenin bir sabahı, her kışın bir baharı,Her Mecnun'un bir leylası, benim Yağmur Gözlüm var...Her denizin bir akarı, yanardağın yağarıAdanasızın bir gurbeti, benim Yağmur Gözlüm var

Yağmur Gözlüm ilmek ilmek, nakış nakış içimdeÇukurova Temmuzunda, toros toros özlemim...Pişirirsin elvan elvan, kara sevda şişindeYağmur Gözlüm, Yılgın Yağmur, vuslatıdır düzlemim.


Nebi Ünler



Yağmur Orkun Ünler'in İlk Şiiri

YAĞMUR ORKUN ÜNLER'İN İLK ŞİİRİ(Ev Ödevinin altına yazdığı ;)

Sever herkes çiçekNe hoş çiçekler vardır dünya daLale, sümbül, gül, menekşeİçimiz, bunları görünce ne hoş, ne hoşDallarında güzel, nede güzel çiçekler.……………………………………………… Yağmur Orkun ÜNLER............................................................................. Yaş: 9 Sınıf: 3-A…………………………………………….….. Gediz, 28.02.2010

Dostlardan;

Değerli çiçeksin, soldurmaz zamanSular seni baban, unutma bir anArkanda dağın var, sarıl sen her anYağmur'um evladım ününle yol al............................................................ Nazlı Nalçacı 3 /03/2011

Tam puanımla kutlarım.Yaş* 9 sınıf *3 - Mükemmel bir başlangıç.

Nebi Ünler



Yalancı Artık Seni Sevmekten Korkuyorum

YALANCI... ARTIK SENİ, SEVMEKTEN KORKUYORUM

Virane sevdalarım, şafakla uyanmaktanCevapsız sorularım, sükutla yorulmaktanNedensiz kâbuslarım, gözlerle vurulmaktan........ Yabancı yüreğine, müebbet dokuyorum........ Yalancı artık seni, sevmekten korkuyorum

Dönme... mademki gittin, kuralsızlığa atıpGülme... boşluğa ittin, çaresizliğe katıp,Bilme... sen bende bittin... imkansızlığı satıp........ Yabancı gözlerine, sitemler okuyorum........ Yalancı sözlerine, kanmaktan korkuyorum..

Ellibirinci yılın, bitmişi Yılgın YağmurKarşılıksız aşkların, sinmişi Yılgın YağmurBiten heyecanların, sönmüşü Yılgın Yağmur........ Yabancı duyguların tadından kaçıyorum........ Yalancı katillerin, bahtından korkuyorum.


Nebi Ünler



Yalancıya Mum'muşum...

YALANCIYA MUM'MUŞUM...

Uçamayan ben oldum, kuşların arkasındanKanadı kırık düştüm, taşların arasındanYalancıya mum'muşum, yakmış yandırmış beniAncak yalnız anlarmış, yalnızlık yarasından.

Döküldü yapraklarım, kırıldı dal budağımRüzgarın ıslığında, uğulduyor kulağımUzağım Adana'ya... Gözüme tüter KozanBir Ekim Yağmurunda, sızılıyor dudağım.

Dağlar beni çağırır, heyhat kapanır yollarÇukurova türküdür, Seyhan'da açık kollarBarajyolu, Balcalı, Gençlik Köprüsü, BarajEskitopel şırdancı, Boşa yolumu kollar.

Acılı şalgam gibi, özlenir gözü karaYılgın Yağmur bir garip, efkâr vermiyor araYakarım sigaramı, bunalıp kudurmuşumAdana'sız kara kız, yokluğun onmaz yara.

Yalancıya, mum'muşum, kara bahtım kapkara.Mutluluk onun olsun, beni topraklar sara.


Nebi Ünler



Yalancıyı İstemem

İSTEMEM YALANCIYI

'Sesin yankılanmasaydı kulaklarımdaBir melodiyi tutarken avuçlarımda.'......... Hüzün Sultan...........

Başını da sonunu da unutmuşumBir dost yürek çağlamasının...

Dalıvermişim derinlerine yüreğiminTutunuvermişim mazinin çığlığınaSığınmışım korunaksız limanlarınVirane iskelesine...Aldatılmışım... kandırılmışım yalanlarıylaBir Bukalemun Kalpli'ninDiğer Yarım değilmiş çünkü.

Dut ağaçlarında yuva yapmışBir serçe gibi şaşkın, üzgünüm...Çırpınışlarım, çığlıklarım boşuna,Duyulmaz, duyulmaz ki sesim,Hırçın dalgaların gürültüsüyle.Martılar çığlık çığlıkGüneş tutulmasımıYoksa ferimi söndü gözleriminBir başımayımBir balina ölüsüyle.

Dokunmaz ki kalpsizlerin kalbineKahredilmiş, nefesim...Artık türküler dizmiyorumKalbimin, kalpsiz sahibineVarsın gülsün oynasınYeni avlar, yeni oyuncaklarBulsun kendisineBen alıştım terkedilmişliğimeYinede aklımdadırVerdiğim sözler, yeminlerTek başıma gideceğimJüpiter Ülkesine.

Kurtuluverdim, kendimden, deli gönlümden,Bir yalan ehlinin, beni bağlayan büyüsündenSıyrılıverdim, Cevabını veremeyeceği sorumla,Yalan aşkından, O Yalancıdan, sıdkım sıyrılarak.Yolcu yolunda gerek,Beni hiç tanımamış güvercinUç uçabildiğince,Senin adına hikayeler uyduranlardan habersiz.Mutlu yaşa... incinme, incitme yuvasızlarıKaç kaçabildiğince, vicdansızlardanAma hiç korkma...



Ama hiç korkma;Kendini bir halt sananlardanDiğer yarısız, yalanlardanÇünküŞeytan bir şey yapamazKorkusu olmayana.Korkmamalı sevmesini bilenlerAyna ayna görmedimBenim için, saçından bir tek tel, yolana.

Güya; Yedi kalpli,Yetmiş yedi vuslatlıydı aşkımız.Yılgın Yağmur'da kaldıDersi bir hikayeninAdanasız, Kozansız adı gurbet dünyanınVarsın solmamış olsunSolmayan Gonca,Ulaşılmasın.Hep öyle kalsınMermer gibi....

İstemem Yalancıyı, Yalanını istemem.Bana yeter Yaradan.İstemem Yalancıyı.


Nebi Ünler



Yalnız O Bilir

Zaman mekan yokken bir tek o vardıYaratmak istedi harcını kardıAltı gün sonunda her şey tamamdı

Vade biter bir meçhule girilirElbet bir gün o’na hesap verilir.

Ateşi, Havayı, Toprağı suyuYokuşu, inişi, düzü, çukuruCeset, ruh ve ömür verdi beş duyu

Yokluğa sonsuza sınır çizilirOndan geldik yalnız ona gidilir

Neden, sebep, mana, olup olmamakGönül ve akıla dolup dolmamakElimizde değil doyup doymamak

Olan ve olmayan ondan bilinirO isterse ölülerde dirilir.

Gözümüz var her bir şeyi görmeyenAklımız var her şeylere ermeyenGönlümüz var ilimlere girmeyen

Doğrular yanlışlar bir gün silinirAklımız kavramaz yalnız o bilir

Yağmur bulut’tandır bulut buhardanBuharın doğumu ısınmış su danBaba aktarırda doğar anadan

Zamanı Mekanı ayar edilirİstisnası yoktur kabre girilir.

Gediz, Ocak 2001 Nebi Ünler Yağmur

Nebi Ünler



Yalnızım - 2

YalnızımYapayalnızım...Hasretin Yüreğime saplanmış Kara saplı bir bıçakBirde dil yarası var,Kapkaranlık sokaklarda sürünüyorumBir başıma senden uzaklardaYalnızım....“Ayın bahtı karanlık benim bahtım karadır”Adsız’dan okumuştum …Ayın bahtı karanlık, Yağmur’unki karadır,Bir dua gibi,Tekrarlıyorum.BenYine ben,Issız bucaksız bir ormandayım sankiİnsanların ortasında yapayalnızımAğaçların yerini insanlar almışVeÇevrili her yanım,Her yanım beton duvar.Yıldızlar da tebessüm yok artıkTemizlemiyor günahlarımı bulutlarDünya kocaman bir çöplükOrtasında ben yalnızım...veBüyüyor yüreğim;Yutuyorum ovaları, dağları, okyanusları...Dönüyorum Mevlana gibi boşlukta,Uzay uçsuz bucaksız bir boşlukGüneşin arkasinda olmaliyim… her yer karanlik.Işiksizim. gözlerim kapali, ve yine yapayalnızım.Yalnızlık bir hastalık değil diyor doktorum..Reçete senin adınYalnız sensin ilacımYalnızlıkla çarpılıp, kırkbir defa bölündüm,Sıfırlarla toplanıp. Yolundan çıkarıldım...Bankacı hesap demek.yaşamakmış tek kârımBeklemeyi beklemek,geçen zaman ziyanım.Kırmızı bakiye verir kebir.Zaten ben hep yalnızım.Yalnızım, yalnızım, yalnızım.Yalnızım ben hep yalnızımYağmur derki hey gece...Dertlerimin ilacı,O’dur sadece

O....Şimdi çoooook uzaklarda...Kim bilir ne haldedir,Yatağında yalnız mı, biri varmı yanında.Geeeeeeeeel diye bir haykırsamDuyarmı, feryadını.



Yağmur’um diye sayıklarmıBilmiyorum.Tek bildiğim gerçekBen yalnızımYalnızım....

Gediz, 22.04.01 Yağmur – Nebi Ünler

Nebi Ünler



Yalnızım

Çelik kafestir şehir, sıktıkça sıkar beniYığınların içinde, yalnızım çok yalnızımAynalara dargınım, göstermiyorlar seniYüz binlerin içinde, yalnızım çok yalnızım.

Çehrem solgun yorgunum, uykusuzum bitkinimKanadımı kırdılar, artık uçmam imkansız.İhanet ve aldatmak öğretti her sevdiğimOlmadı bir ilişkim, yarasız ve çıbansız.

Hey bana bakıp, bakıp, göz kırpan uzak yıldızMerdiven kurup çıksam, sende vuracakmısınGam yükünü çekemem, güçsüzüm çok mecalsizÇırpındığım boşluktan, beni alacakmısın

Adana da duramam, bana cehennem olduElim vuramadığım, YOSMA etmiş kendini.Göçmen kuşlar misali, Yağmur gurbete konduHey kanaryam* bir ses ver, başladı göç mevsimi.

Gediz, 27.04.03 saat:05:15 Nebi Ünler Yagmur*= Hayali bir sevgili, Hiçbir kanarya ile ilgisi yoktur.

Nebi Ünler



Yalnızlar Rıhtımında

YALNIZLAR RIHTIMINDA

Ne martılar nede senNe dalgalar nede benNe sevdalar nede tenYalnızlar rıhtımında

Geceler bende denizHiç kalmamış senden izYapayalnız bendenizYalnızlar rıhtımında

Yıldızlar ve uzaklıkDalgalar ve karanlıkYine oyun bozanlıkYalnızlar rıhtımında

Rüzgar deniz neşesizEllerim bak bişesizYorgun yağmur şişesizYalnızlar rıhtımında


Bu şarkıyı dinlerken dökülüverdi yüreğimden......

Nebi Ünler



Yalnızlığıma Yoldaş Kim?

YALNIZLIĞIMA YOLDAŞ KİM?

bir teselli verdiyeyalvarmayacağımsana... başkasına... yadaaynada kikitapsızasormayacaığım ulaaaaannn!yalnızlığıma... yoldaş kim?

dolduracaksındeposunu arabanın...enaz beşyüz liralık limiti açık,kredi kartıyanında yedek olarak birde yüzlük olmalıbasacaksın gaz pedalına arabanınaldırmayacaksın hüznüneyaklaşmakta olan akşamın.Uşak, Banaz, Afyon'u transit geçipçekeceksin sola.... kirazlı bahçeyesoğuk bir ayranyanında bir dilim karpuzbir kaç kirazaldırmaz görüneceksin inip, binen yolculara.Ustam hesap! ...gelen garsona son sözüngardaş eyvallahüstü kalsın.

açacaksın sonuna kadar'Kasım' ı söyleyecek 'Tual' avaz avazŞapçılar görünecek soldaneden yapacaksın ki keyfine itirazYüksel' burada yapmıştı düğününüUnutmuşum kaç yıl önceydi...kaç yaz, kaç kış, kaç bahar, yada kaç güzburada vermişiz molahatırlamıyor ki.... hafıza denilen enkaz.

ne hayaller kurmuşne şiirler karalamıştıkşu masalarda...çeşit çeşit firmalarla yolculuğumdahiç birisi de demedi'çaylar şirketten'arada bazan kontur'a bindiğimizdezaman zaman Akşehir'e uğradıkhiç birinde göremedik Nasrettin Hoca yadameşhur eşşeğini agam...göl yoğurt da tutmamış zaten.



yol uzunKonya... Karapınar, Ereğli, Ulukışla, PozantıAhhh beeeee! BabaocağımAdanam... Kozan'ım ah... ahhh!yakamızı bırakmıyor ki Gurbetgeçim denilen bela...çalış, kazanye, içve....sanki şu kocamandünya, biz insanlara sadece helâ.

Ulan seninnn!devamında...Adanalı usulü teşekkürleriyollaya yollayafarları gözümü çıkaran şoförlerePozantı'da son molaAcılı bir adana gardaşşşbirde buz gibi bir ayran.

nede olsa yoruldukotobandan ayrılıyoruzSeyhan'ın yanıbaşındanHastaneler kavşağında Adana'ya selaaaaammm!Eskitopel durağında iki şırdanbir bardak çok acılı soğuk şalgam...oradan kalkıp Paçacı Veysel Usta'yahal hatır sorarken gardaşımızçabuk bitiyor acılı, limonlu paçam..................

eyvah yine dalmışızhayal kurarkenbu kaçıncı şalvar ulan! yaka yaka...sigaranla delik deşik ettiğinyine bir süre sitem dinleyeceksin karıdan.Sarı kızım Uşak'da gelmedi henüzKara kızım, Yağmur Orkun'um evde yoksabahtan beri bir şey yemedimbir paket uzun samsunu tüketmişizbu yüzden karnım tok.

AdanasızYılgın Yağmur yine başınavurdu.... AdanasızlıkBütün sülaleni sinemaya götüreyimLan Allahsız parasızlık.

Yalnızlığıma yoldaş kim?Jüpiter denilen Kafdağı...Zümrütanka'nın uysallığı



Perilerin kıskançlığıAyperi'nin yalanlarıDeli gönlümün, deliliğiGerçek hayattan kaçışımŞu hayaller olmazsa....İçimdeki lav püskürmeleri dökülmese kâğıdabirazcık rahatlamasamçekilirmi şu berbat hayatdayanılırmı dünyanın kahrınasabır ver Allahım sabır vervarsa günahlarımız affetbulunursa sözlerimizde bir zerre hikmetalınırsa yaşantımızdan ibretne mutlu banaanlarım... ağlarım....anlarım ki... şeksiz şüphesiz...YALNIZLIĞIMA YOLDAŞ KİM?Utanırım.Tövbeler olsun! affet Allahım... biz acizleri affetAsla sahipsiz değilmişiz.


Nebi Ünler



Yanılmışlık Manzarası...

YANILMIŞLIK MANZARASI

Bırakmıyor yakamızı, bırakmıyor,Korkular, alışkanlıklar, tabular...Beklenen, bir kırmızı gül uzatmıyor(Ukdemiz, bir tebessüm fışkırtmıyor...)'Arzular şelale...' ya! ahhh demir kapılar

Deliçay'ın ötesinde, esrarengiz, meçhul AdanaKeşke, Kozan Kalesinde yılan olaydım yılannn! ..Ziyankârım, derbederim, nameme pul AdanaKaragözlüm düşlerinde, yalan olsaydım yalan.

Ki... günün kıymetini bilelim. palavrasıDilimizde köz... gözümüzde göz...Her harcanmış an, yanılmışlık manzarası,Keşkeler ve keşkeler, özümüzde öz.

Tüm hatalar.. baskısıydı bir acemi gençliğinÖyle yapsak, böyle yapsak, sonu iflas mizanın...Yılgın Yağmur gönüllüsü, ta başından hiç'liğinNoksanıyız, ceberrutca, gaddarca her hizanın.


Nebi Ünler



Yanlış Tercih

YANLIŞ TERCİH

Hayat buBazan seçilirsin,Seçersin bazan.

Evet dersinSazan oluverir kırk yıllık (SEZEN) isminHayır dersin ergenekon yardakcısı.

Doğru bildiğini yapmalısınHiç korkmadan, asla yılmadan...Unutma sende kulusun, Allahın.

BirdeDeğiştiremeyeceklerin varKaderini çizmek gibi.

Anan, baban,Kardeşin akraban meselaKimse diyemez Yanlış Tercih.

Derslerini asarsanKafan başka yerlerde, başka şeylerdeyseNeye yararki şimdi ağlaman.

Yanlış TercihKurbanı gara guzum, HayatSadece bu sınav değil ki!

Daha! Yedekten yerleşebilmek varYada bir yıl daha çalışmakHayra çevirebilir şerri.

Haydi sil gözlerini... gözyaşın ziyan olacakHenüz yolun başında sayılırsınNe engeller aşacak, ne basamaklar çıkacaksın.

Ben yaşadıkçaBilki her zaman ve her yerde bir desteğin olacak,Çünkü sen, baban Yılgın Yağmur'un Ciğerisin...


Nebi Ünler



Yasak Duygular

YASAK DUYGULAR

Yasak duygular, haramUslandı deli gönül...Ne gücüm var ne paramYaş geçti deli gönül.Esen Gam yeli gönül.

Geçmişe sünger çekip,Kesinkes susacağım...Keşke fidanı ekip,Toprağı duyacağım.Kendimi bulacağım.

Sen hiç bilmeyeceksinSeni nasıl sevdiğimi...Yüzüm görmeyeceksin.Bilmezsin geldiğimi.Dağları deldiğimi.

Yıldızlarda bir deliFarzet hiç yaşamıyor...Yada bir kavak yeliYorulmuş koşamıyor.Şu yılgın coşamıyor.

Sarılıp küreğimeHep uzak duracağım...Çıldıran yüreğimeSağlam gem vuracağım.Saati kuracağım.

Arada bir adınıİçimden fısıldarım...Gizli sevmek tadınıGizlice yudumlarım.Sinemi adımlarım.

Yasak duygular banaSevmek zamanım geçti...Şu Yılgın Yağmur sanaDiyemez kötü seçti.Hayalin çok güleçti.


Nebi Ünler



Yasakla Beni

YASAKLA BENİ

Ela gözlerine kurban olduğumGörür görmez sevdasıyla dolduğumHasretiyle sararıpta solduğum....... Bastırıp sinene, ya sakla beni....... Yada yüreğine yasakla beni

Çoban yıldızına eylerim selamAşk deyince gayrı yetmiyor kelamAyrığın oldu en büyük belam....... Ela gözlerinle, ya pakla beni....... Yada yüreğine yasakla beni

Sevince başkadır sarhoşluğumuzSevilememektir nahoşluğumuzAncak senle dolar yar boşluğumuz....... Ya çek ipimi öldür, ya akla beni....... Yada yüreğine yasakla beni

İstemem sevdasız bin yıllık ömürAşk ile olmalı sinemiz kömürGücenmem sevdiğim canımı sömür....... Ya vur hançerini, ya sakla beni....... Yada yüreğine yasakla beni

Aynada yok ise Yılgın Yağmur'unGönlünde ölmüştür Yılgın Yağmur'unKapat gözlerini Yılgın Yağmur'un,....... Savur küllerimi, pasakla beni....... Yada Yüreğine yasakla beni..........................

Sevdam, yüreğinle koçakla beni.Yada gözlerine, Yasakla beni


Nebi Ünler



Yasaksın Bana

Öyle bakma gözlerimeKaldır başını diklenİster kader deİstersen felek,Yeter ki küçülme karşımda.Beni Başkalarıyla kıyaslamaBen hiç kimseye benzememAdım gibi biliyorumBirtanemYasaksın bana.

Gündüzleri çalışmak iyi geliyorBirazcık oyalanıyorum.Ekmek kavgasındayız yaO hengame de seni bile unutuyorum bazanAçıp da kapıyı girdiğimde odamaHayalin… hatıraların.Sen yokken! sen doluyorsun içime.Aaaah şu vicdansız geceler yok muSeni istiyorum aşkım… Birtanem.Yağmur sensiz bir hiç bilmiyormusunKıyamet mi kopardı şu an yanımda olsanAdım gibi biliyorum ne yazıkYasaksın Bana.


Nebi Ünler



Yasemin Ah Yasemin

YASEMİN AH YASEMİN

Gökte Zühal yıldızıTorosların saf kızıÇaldı gönül hırsızı........ Yasemin ah Yasemin........ Yasemin vah Yasemin

Bir yılana kapıldınBin yalana satıldınBir çukura atıldın........ Yasemin ah Yasemin........ Yasemin vah Yasemin

Aşkla yanan mazlumdurSeven gönül masumdurSevenlerin mahzundur,........ Yasemin ah Yasemin........ Yasemin vah Yasemin

Çatal oluk akıyorGökte şimşek çakıyorSevda sine yakıyor........ Yasemin ah Yasemin........ Yasemin vah Yasemin

Kal Ziyaret TepesiDelik deşik sinesiBulunmamış Küpesi........ Yasemin ah Yasemin........ Yasemin vah Yasemin

Şu dağları delmeliBu Bağları gezmeliYasemin’ce sevmeli........ Yasemin ah Yasemin........ Yasemin vah Yasemin

Geçme köprüden geçmeDerler! yanlışı seçmeOldun gözlerde çeşme........ Yasemin ah Yasemin........ Yasemin vah Yasemin

Kanın akıyor kanınCanın çıkıyor canınNurla dolsun mezarın........ Yasemin ah Yasemin........ Yasemin vah Yasemin

Sevmek vermektir der’dinSadakât, vefa derdin,



Ölümü böyle derdin........ Yasemin ah Yasemin........ Yasemin vah Yasemin

Yorgun Yağmur'da türküEsen yellerde türküYasemin acı türkü........ Yasemin ah Yasemin........ Yasemin vah Yasemin

Adana, 25.05.08 – 10.59 Y.Yağmur

HİKAYESİ========

Tufanbeyli’li Yusuf, yaşlı gözlerle şelâleyi gösterip, gardaş bir hikâye anlatayım dinlededi… Gözüm, Otobandan, gelip geçen arabalar ve Gençlik Köprüsü üzerindeki sabahsporuna çıkmış Adanalılar da kulağım Yusuf’un anlattıklarında… Kozanoğlu’nun beyolduğu zamanlarda, Arabistan tarafından bir oba gelir. Avşarlara komşu olan 100çadırlık bu oba keçileriyle, koyunlarıyla uğraşır, Avşarlara pek karışmazlarmış… ArapGaniler denilen bu obanın dediği dedik, çaldığı düdük Zıba Dede derler bir beyi varmış.Avşarların içinde yaşayan, ama hiç kimsenin sevmediği, Selim diye bir yanaşmavarmış… işigücü, yalan dolan, alavere dalavere… Avşar Beyinin gizli, kirli işlerini yaptığıiçin ona pek yaklaşmıyorlar, işine karışamıyorlar, belasından illallah ediyorlarmış.Senenin 11 ayı kaybolup, yazın meydana çıkıyor bir ay kadar ortalarda dolandıktansonra yine kayboluyormuş. O yaz! Arap Ganiler yine yaylaya çıkıyor Avşarlara yakın biryere konuyorlar. Berbat Selim birgün çeşme başında Bey kızını görüyor. Allem ediyorkalem ediyor kızın gönlünü çalıyor… Avşar Beyini düğürcü olarak gönderiyor. ZıbaDede düşünelim diyor ve Berbat Selim’in iyi biri olmadığını öğrenince tabiî ki kızıvermiyor. Berbat Selim, birgün obaya yılan gibi sokulup, kızı kaçırıyor. Oba peşlerinedüşüyor. Göksu üzerindeki Menge köprüsünde pusu kuruyor, aşiretten birkaç kişi, tamköprünün ortasında kurşun yağdırıyorlar ikisinin üzerine. İlk tüfek sesinde Berbat SelimIrmağa atlıyor ve sonra kurtuluyor. Ama zavallı kız kanlar içinde yere seriliyor.Dinleyince şiirleştirmeye çalıştım umarım bu hikayeye uygun düşer… Karar okuyandostların.

SEVDASI İÇİN HELE HELE BİRDE KARŞILIKSIZ ÜSTELİK DE KAPKARA BİR SEVDAİÇİN... CANINI FEDA EDEN GERÇEK SEVENLERE ADANMIŞTIR...

ANLAYANLAR ANLAR! ... ANLAYAMAYANLARA SÖZÜM OLAMAZ! ! ! ...

Nebi Ünler



Yaş Oldun Babam

YAŞ OLDUN BABAM!

Gene gözlerime, yaş oldun babam!Çağırsan yanına, gelsem olmazmı?Sevda ataşında baş oldum babam'Çağırsan yanına, gelsem olmazmı?

Aybaşı gelmeden, açık geliyor.Şu yufka bağrımı! kaşık deliyor.El alem oğlunu! aşık biliyor!Çağırsan yanına gelsem olmazmı?

Yoruldum sevip da terkedilmekdenTükendin zehirler zerkedilmekdenHoşlanmam yok yere (terk) edilmekdenÇağırsan yanına gelsem olmazmı?

AYPERİ'm zordadır, yardım edememBir çulsuz memurum, kartım verememBaşıma bir bela sardım diyememÇağırsan yanına, gelsem olmazmı?

Bıktım babam bıktım, dünyadan bıktımYılgın Yağmur'unu, zindana tıktımYalnızlık! tak etti, çileden çıktımÇağırsan yanına, gelsem olmazmı?


Nebi Ünler



Yaşa Ulan Kitapsız!

YAŞA ULAN KİTAPSIZ!

Yaşa Ulan Kitapsız, yaşayabildiğin kadarSeni bekliyor hadi koş, nice nice günahlar

Biricik oğluna da.. sevdirememişsin kendiniNasıl taşıyacaksın ki.. bedeninde hain kendini.

Salı gecesi saat oniki de öldün, sen oğlunun gözündeHiç bir bahanen olamaz; 'Dayın gibi, sen de öl oğlum! ' sözünde.

Dünya da fuzuli olduğunu bile bile yaşaVur işe yaramaz başını, vur taştan taşa.

Mademki döndün yolundan, menziline varmadanGebereceksin, sevdiğine sarılmadan, onu sarmadan.

Bilmezmisin, zayıflara yer yok, hiç bir vuslattaGüçlüler sindirilemez ki, aciz, güçsüz kursakta.

Kartal yine kartal'dır.. yüzlerce kartal içindeSürünür yılanlar, sürünür garip, türlü biçimde.

Paspas edilirsin, sen bilirsin dedikçe, ağa!Gülerim, dışın benzetildikçe en küçük dağa.

Kelaynak kuşu gibi tükeneceksin, tüketeceklerAhhh! Yılgın Yağmur ah! gülüneceksin, gülecekler.


Nebi Ünler



Yaşasın Mısır Halkı, Bütün Dünya Halkları

YAŞASIN MISIR HALKI, BÜTÜN DÜNYA HALKLARI

'Hürriyet' avaz avaz, TAHRİR MEYDANI, İHVANAsker sağır, asker kör... polis atlı, develi...Katil 'Hüsnü' rezili, ne gezer sende irfanArablar da insandır, Demokrasi görmeli.

Kimisi nemrut dölü, kimisi de firavun,Müslümana farz'mıdır, zalime buyun bükmek...Tunus, Mısır, Yemen'de... Helva için şeker unYaşasın Arap halkı... bitmeli kahır çekmek...

'Demokrasi Güzeli' gelsin Ortadoğu'yaAmerika, Avrupa, bizden farklı değildir...Hak, adalet, hürriyet, uzaklarda bir rüya,Kafdağı arkasında Zümrütanka değildir.

Petrol rahmet bereket, barışa yol olmalıYeter gayrı bu çile, uyanmalı insanlar...İsrail'in oyunu, fitnesi son bulmalıAcem, Türk-Kürt kardeştir, müslümanca lisanlar

Yaşasın Arap Halkı, Bütün Dünya Halkları,Demokrasi uyandı, tüm dünyayı saracak...Şahlar, Şeyhler, Kırallar, kaybetti tüm halklarıİnsanca yaşamak hak... Halk, hakkını alacak.

Yılgın Yağmur hazırlan, MEHDİ yakında çıkarBirleşir bütün dinler, sükun gelir aleme...Şeytan,Deccal, kötülük, İsa tümünü yıkarMüjdesidir bilene, MEHDİ yakın aleme.


Nebi Ünler



Yayla Hasreti

YAYLA HASRETİ

Ağustos sıcağındaBuz gibi, ToroslardaBir açıklık alan varÇamların arasında

Alavçık * hazır babamSerilsin döşek, yorganİnek, koyun sesleriNasıl? zevkle, uyumam.

Şehir aynı kalıp'daSevgi, saygı kayıp daİnsanlık öğrenelimMasallara dalıp da.

Koca Dede anlatsınKel, devleri, aldatsınHayal, masal, buluncaGönül, nasıl rahatsın.

Çakal, Tilki, BaykuşlarÖtüşler uluyuşlarFındık Yaylası, yaylamHuzuru tam duyuşlar

Gölgesi koyu çınarBuz gibi akar pınarÇevirelim bir kuzuBak ateş boşa yanar

Gel de aşka boyanmaNamahreme, dayanmaAYPERİ'ye sarılıpYılgın Yağmur uyanma

Adana, 07.08.07 Yılgın Yağmur*Alavçık= çul ve dallar ile yapılan çadır.

Nebi Ünler



Yazarsam, Kazarım

YAZARSAM KAZARIM

Yazarsam, kazarım kendi kuyumuBulutlara bağışlarım suyumuNe güvercin döner, ne Beyazatlı!Olmuyor Çiğdemsiz, bahar uyumu.

Kahredip kazmışım kendime mezar'Ölümsüz Aşk'a da değermiş nazarCezamız, müebbet 'Diğer Yarı'sızTükenir sinemde, can azar azar.

Mayıs'ın ortası, yakınlarda yaz'Birtanem Yoksun'u çalar yorgun saz'Bir Zamanlar' diye, başlat bir masalŞu Yılgın Yağmur'a ne söylesen az.


Nebi Ünler



Yedi Numara

YEDİ NUMARA

Adresim de: Kumtaş MahallesiÜçyüzbir Sokak, Numara YediYazardı... Karıştı adres meyhanesi.Olduk yeniden, ev arayan, evsiz kedi.

Gayrı bana mekan sorman,Yediğimiz halt, bir “sattık” nanesi...Yine berbat, yine karman çormanKafatasımız içinde, Akıl Meyhanesi,

Balkonda ki kumrular, derde dert katmış,Kütahya dönüşü akşam, bir şaka gibi…İç işleri bakanı bilir dedik… kahredip satmışOn beş Mart'da evsiziz… şaşkın kargalar gibi.

Bahçemde erikler sanki, der; bizi unutÇok şükür uzağız; Alkol, karı, kumara...Varımız yoğumuz “üç güzel çocuk, üç umut”Yenisine kısmet; elin oldu, bizim Yedi Numara.

Hayırlısıyla taşınacağız, oğlum Orkun YağmurFırınını bir kez olsun yakıp, paça kelle tatmadan...Ellerin oldu pembe geniş ev, sayende Yılgın Yağmur,Terasında ailecek keyif, bir kaç düğün yapmadan.

Adanasız, 15.03.11 Salı… Yılgın Yağmur

Nebi Ünler



Yemen'e Gidenlerin Türküsü

YEMEN’E GİDENLERİN TÜRKÜSÜ(Musa, Ahmet, Gani Mustafa Emmilerime Fatiha)

Seferberlik davulları çalınırYavuklu koynundan yiğit alınırŞu Yemen eline nasıl varılır

Yemen’e de Musa aggam Yemen’eGözyaşımı katık yaptım çemene

Bedelimiz kabul edilmez olduDört oğul anası saçını yolduYemeni duyanlar, sararıp soldu

Yemen’e de Ahmed aggam YemeneGözyaşımı katık yaptım çemene

İkizler kalır mı? Koyulduk yolaVatan borcudur bu, verilmez molaİbreb’ce ocağın yeniden dola

Yemen’e de, Gani aggam Yemen’eGözyaşımı katık yaptım çemene

Arap ganilerden, Mustafa aggaToros Arabından, Hüseyin aggaİngilizi kovup, gel Memmed agga

Yemen’e de Memmed aggam YemeneGözyaşımı katık yaptım çemene

Yılgın Yağmur der ki, uyumak neden,Nur içinde yatsın, dönmeyen, dönenTürk oğlu umudun, sönmeden, gönen

Yemen’e de, ciğer aggam Yemen’eGözyaşımı katık yaptım çemene


Nebi Ünler



Yeminim Var Yağmur

YEMİNİM VAR YAĞMUR

Adana’da BalcalıdayımGelmiyorsun, Yağmıyorsun YağmurSöz verdim martılara bakarakKol kola gezenlerin ardındanSevgi adasına bakıp yüreğim kan ağlarken

Yeminim var kadereBeni üzenlere yeminim var.Yeminim var beni böyle üzenlereBeni böyle kahredenlere yeminim varYeminim var geleceğim diyerek gelmeyenlereBeni terk edenlere yeminim var

Akşam güneşi batmaktaBaraj gölü üzerinde ışıktan bir yolÇatalan köprüsü gölü ikiye bölmüşKıyıda bicibici yiyenlerAdana kebabın kokusu burnumdaŞalgam en buzlusundanHavada bir bungunluk içim daralıyorHani Sabancı Merkez Camii arkasında gezecektik eleleSularda, Atatürk parkında, küçük saatte gezecektikDoğal parkta koşacaktık çocuklar gibiSaklambaç oynayacaktık çamlar arasında vefasızBak yine yoksunGüneşmi batıyorBen mi batıyorum be vicdansızYokluğunla yüreğim bak yine kanıyor

Yeminim var kutup yıldızına çıkmayaSeni, senden almaya yeminim varYeminim var Yeşil Gözlerinde Yağmur’u bulmayaNeden diye sormaya yeminim var.Yeminim var Adana da güneş batarken bir akşamDudaklarına hesap sormaya yeminim var.Yeminim var canımdan çok sevdiğimSeni Yüreğime gömmeye yeminim var


Nebi Ünler



Yenilez Usta...

YENİLMEZ USTA...(Ahmet Yenilmez Ustamıza...)

Emin!Emin! Emin nidasıylaDolanıyorsun ya ustaRivayetler pek muhtelif bu husustaSen Asımın Nesli diyerekSeçmişken EMİN olunanı,Şükrü Beyin de.. yanında olmayı üstelikSoytarılar, dalkavuklar, yalakalardanMemnunken, mirasyedi saray artıklarıUlusal düttürü derler şaheserineTedavülden kaldırırlar varlığınıBoşaltırlar içini arınmacılık safsatalarıylaSafahatın...

Mehmet Akif iken hep dimdik duran senÇanakkale, İstiklal Harbi, Bülbül hususaEminini ta başından kaybetmiştin zatenErsoy yazdırarak da soyadını nüfusa

Gediz, 17.10.11 - 23.57 Yılgın Yağmur

Nebi Ünler



Yeşil Manifesto'ya Nazire

YEŞİL MANİFESTO'YA NAZİRE(Celil Çınkır Gardaşıma...)

Yıldız yıldız gözlerin... sükutun yalnızlığımGeri gelen sözlerim, aynalar yarsızlığımDuvarlarda izlerim, tövbeler arsızlığım........ Kozan mezarlığında, yıkık bir taş bulursun........ Vicdanında bir sızı, bir damla yaş bulursun

Kozan dedim ıraktır... olmayacak düş işteDönemem bahanesi, uyduruk bir iş işteBir kurdun yaşlılığı, çürük bir kaç diş işte........ Gurbet bükmüş belimi, hep çatık kaş bulursun........ Umutları tükenmiş, gamlı bir baş bulursun.

Yılgın Yağmur hep eyvah! Ziyan olmuş bir ömürBaban Koca Dede yok... Hep hasret, hep dert sömürZümrütanka hiç yokmuş, Masalmış gözler kömür........ Gelir gitmenin vakti, ne su, ne aş bulursun........ Sol göğsümün üstünde, bir tel ak saç bulursun.


Nebi Ünler



Yiğenim Ahmet Çilingir'e....

Gün gelir çözülür bütün düğümlerYiğide yakışan sabır etmektir...Yiğidin harcıdır zorlu çözümlerEmeğin anlamı, helal ekmektir.


Nebi Ünler



Yiğenim Ahmet Çilingir'in Aile Resmine....

Maşallah yiğenim nazar değmesinYüce Mevla başınızı eğmesinMutlu olun, uzun olsun ömrünüzSaygınız sevginiz hiç eksilmesin


Nebi Ünler



Yiğenim Ahmet Ordu'nun Yarınki Doğum Gününe...

Doğum günün kutlu olsun yiğenimSağlıklı, huzurl ve mutlu yaşaRahmetli ananı yadet yiğenimSağlıklı, huzurlu ve mutlu yaşa


Nebi Ünler



Yiğenim Ayhan'ın Düğünü...

YİĞENİM AYHAN'IN DÜĞÜNÜ...

Yiğenim Ayhan'ın DüğünüVardı dün...Çözemedik ekonomik düğümüÇok üzgünüz, üzgün.

Varamadık Adana'ya, Hastaneler kavşağındaPaçasını içemedik Veysel Usta'nın...Regülatör üzerinde bir çay bardağındaBir yudum... Alamadık tadını bol kimyonlu Şırdan'ın.

İmamoğlu'ndan sonra görünmedi Kozan KalesiYaklaşırken heyecanla sevinç, neşe dolmadı içimiz...Etrafımızda portakal bahçeleri, Deli Çay'ın cilvesiYoktu maalesef... Ah ulan! Sızım sızım dişimiz.

Bir başka severdiRahmetli Bedriye ablamBir başka güzeldiOnun dilinde 'Ayhan.'

Yiğenim Ayhan evleniyormuşÇok şükür kalmadı gayrı bir bekar...Bilmem ki kimler, kimler demleniyorduÇilingir sofralarında sarhoş, hangi tövbekar.

Olmadı... uzanamadık, kanal boyunaZeytin, harnıp ağaçları, beni unutmuş...Çatalkaya önünde toslamaz koyun, koyunaHacımirzeli'ler sürülerin kökünü kurutmuş.

Değirmenci Nuri hiç gezmemiş sankiBahçeleri bağları... garip, üzgün ayvalıkoyak.Koca Dede'nin kanal üzerindeki köprüsü inankiSebildi sebil... Çocuk başına köprü ve kilit koyak.


Fındık yaylasında gece yarısıYanan çıra değil, Bedriye ablam.Uyku şaşkınlığı... Yanmış Muharremin karısı'Anam' diye atlamış üstüne Ayhan.

Kozan, Feke civarında dul kadınBilen varsa Muharrem'i arasın çok acele...Kıymetin bilinmedi... Hep çileli yaşadınCanım ablam... Diyemedin 'gelin bak hele...'




Yılgın Yağmur tazelendi yaralarKutlu olsun Yiğenim Ayhan'ın DüğünüAllah'dan dilerim huzuru, mutluluğu yakalar.Dayısızdı... ANASIZDI... Yiğenim Ayhan'ın Düğünü.


Nebi Ünler



Yiğenim Celal

YİĞENİM CELAL(Yiğenim Celal Göksoy'a şifa dileklerimle)

Benden altı ay küçük, Yiğenim CelalYapayalnız yatıyor, şimdi Hacettepe de…Kırksekiz yıl boyunca, tattığı her şey helalYinede düşünüyor, şimdi Hacettepe de.

İlkokul sonrasında, okutmadı babasıKaportacı yanında, elinde zımparasıAskerlik sonrasında, Özbucak fabrikasıYalnızlıktan üşüyor, şimdi Hacettepe de.

Gece gündüz çalıştı, her şeyi alınteriİş dönüşü boyacı tatil ve geceleriBedeni iflas etti, tansiyon ve şekeriAcı acı gülüyor, şimdi Hacettepe de

İki oğlan büyüttü, büyük olan askerdeKüçüğü boyun bükmüş sorar babam neredeHep ezildin yiğenim, gülmedin bir kere deEfkârlısın garipsin, şimdi Hacettepe de.

Biran önce iyileş, yapacak çok şeyin varOğlan babasısın sen, daha iki düğün varSıkı sarıl hayata, yaşayacak günün varŞafak sökmeli şafak, şimdi Hacettepe de.

Şu Dayın Yorgun Yağmur, bilir gurbet eliniKara bahtım gülmedi, Hayat kırdı belimiAffeyle be yiğenim, diyemem tut elimiDirenmenin vaktidir, şimdi Hacettepe de


Nebi Ünler



Yiğenim Kaan'dan..... AKLIMA GELDİN, SİTEMLER DOLDU

AKLIMA GELDİN SİTEMLER DOLDU

sarıldım gene kalemime büyük bir şevkleyazacaktım çok güzel şeyler doluydum neşeyleaklıma geldin sitemler doldu gene şehreah ulan gençliğimi yedin bir süslü toka bir küpeyle

gözlerim doldu geldin gene aklımaşaşırdım kaldım ama gittiğin o gün varyabaktım karşındakine birazcık insan olsa yaanladım dürüste yer yok bu garip dünyada

Adana, 18.06.10 - 23.45 Kaan Ordu

'Aklıma geldin, sitemler doldu gene şehre'Diyerek sitemler sıralamışsın canım yiğenimSatırlarında ayan beyan sevda denilen şifreDayını dinlersen, asla sevme canım yiğenim.

Sevdadır... ne akıl bırakır, ne tat nede tuzAdana'da sıcaktan el yanar, sen kesilirsin buzOkul bitsin, tezkere al... yaş yirmibeş-otuzDemeden sakın ha yanma, yanma canım yiğenim.

Kazan ekmeğini... elaleme karşı yüzün ak olsunAnnen, baban kız isterken, şen şakrak olsunDayın Yılgın Yağmur der ki; arzun pak olsunİşsiz güçsüz kalıp, çıra gibi yanma canım yiğenim.


Nebi Ünler



Yiğenime (Radife'ye...)

YİĞENİME(Radife'ye...)

Hayat bu gelir geçer, hiç geçmiyor desek desabretmek gerekiyor, ıslanmasın kipriğin...Dünya gurbet değilmi, vatanı görmesek de,Çokta güzel olmalı, dönen var mı bildiğin.

Daha baharındasın, hayat denen çemberin,Bilmek mümkün olmuyor, yarın denen meçhulü...Ne derleri bırak sen, kalbin olsun rehberin,Vatan dünya olsaydı, kaybetmezdik resulü.

Annen gitti sen kaldın, böyle yazmış Yaradan, Doğana ölüm mutlak, ölmek asla son değil...Bir göz açıp kapamak, bir nefeslik aradan,Gönüllerde taht kur hep, yıkmak kurtuluş değil.

Kozan orda duruyor, cehennemde değilsin,Dede Yağmur Orkunu, birazcık büyütelim...Zorla zincir vuramam, Sen bir köle değilsin,Şu kısacık kırk günü, sabırla öğütelim.

Dayın nasıl dayandı, On yedi yıl az mıdır,Tespih çeker gibiydim, saçıma bak anlarsın.Gurbet ağu’dan beter, kırk yıl çalan sazmıdır,Çürümüş dişlerime, gözüme bak anlarsın.

Yağmurdum Yılgın oldum, oğlum Yağmurdur artık,Üzülme günler geçer, Mavi Gözler dolmasın...Diyelim hep birlikte, huzurdan biraz tattık,Umutla bak yarına, Güzel yüzün solmasın.

Gediz, 13,01,02 Nebi Ünler YılgınYağmur Orkun'a bakmaya gelmişti ama gizli gizli ağlıyordu...

Nebi Ünler



Yokluğunda Seveceğim

YOKLUĞUNDA SEVECEĞİM

Kırlangıçtı, uçup gittiSisler arkasında yittiDilim söylese de bitti........ Dönmeyecek bileceğim........ Yokluğunda seveceğim.

Yastığıma siner yaşımİçmeden de döner başımDeğil, hayat arkadaşım........ Doyamadım diyeceğim........ Yokluğunda seveceğim.

Diğer Yarım diye diyeÖmrümüz tükenir niye?Sisli anılar hediye........ Gözlerimi sileceğim........ Yokluğunda seveceğim.

Hayaldemi, düştemiydi?Serdemiydi, döşttemiydi?Kafdağından göçtemiydi?........ Demesede geleceğim........ Yokluğunda Seveceğim.

Etti, gözlerine tutsak,Diyemem ki bir unutsakYılgın Yağmur'u kurutsak........ Seve seve öleceğim........ Yokluğunda Seveceğim.


Nebi Ünler



Yoksa... Neye Yarar?

YOKSA... NEYE YARAR?

Göz, Kulak, dil, el-ayak, boy... akıl yoksa neye yarar?Sağlam beyin, sağlam beden, gönül yoksa neye yarar?Gündüz-gece, sabah-akşam, helal-haram, hayat-ölümZincirleme devamlılık... şükür yoksa neye yarar?

Nurdan, nar'dan ve çamurdan, yaratılmış varlıklarızHepimizin, var vadesi... ecel sonu yokluklarız.Sorgulamak bize düşmez... Böyle dilemiş Yaradan,Hesap günü geldiğinde... ya darlık, ya bolluklarız.

İblis'inden koru bizi... merhamet eyle AllahımAŞK'ına göre gönül ver, gönlümüze gir AllahımBiz kulların ne eylesek, affın yoksa neye yarar.Karşında aciziz, hiçiz... Bağışla bizi Allahım.

Yılgın Yağmur kimsin, nesin? iyi düşün kararın verAdem, Muhammet arası... bir elçi görmüştür her yerAhir zaman kullarıyız... yollar çıkar kıyameteTövbemizi kabul eyle... Yarab sağdan gelsin defter.


Nebi Ünler



Yolumuz Ankara'ya...

YOLUMUZ ANKARA'YA

Kara kuzum nihayet, mutlulukla gülüyorEk kontenjan sonucu, Yolumuz Ankara'ya...Gazi'de ki Adalet, Merve Gökçen geliyor,Denizli, Afyon derken, Yolumuz Ankara'ya.

Çocuklar gülmeyince, gülebilmek kabilmiYıllarca emek verip, boşta kalmak adilmiYeterki okusunlar... kısmetindeki ilmiUşak, Kütahya derken, Yolumuz Ankara'ya

Üniversite Gazi... Yüksekokul AdaletBaşaracaksın kuzum, hiç istemem mazeretBayrak sizlerin artık, hedefe dek devam etMersin, Adana derken, Yolumuz Ankara'ya.

Her işte bir hayır var... Bahtın gülsün Gökçen'imBaban okuyamadı... Umut sende Gökçen'imBüyük şehirdir ora, dikkatli ol Gökçen'imManisa, Aydın derken, Yolumuz Ankara'ya

Yılgın Yağmur umutta... Yılma, çalışıp başarAllaha emanetsin, doğru dağları aşarKoru kendini yavrum, kandırmasın kem, kaşarIsparta, Burdur derken, Yolumuz Anakara'ya


Nebi Ünler



Yürüdük Ha Yürüdük... (Şerif Benekçi Hocamın ruhuna Fatiha ile...)

YÜRÜDÜK HA YÜRÜDÜK...(Şerif Benekçi Hocamın ruhuna Fatiha ile...)

İlk günahın cezası, cennet'den kovuluncaYeryüzü bahçesini bürüdük ha bürüdük...Bindiğimiz o gemi, karaya oturuncaYine şeytana uyup, çürüdük ha çürüdük.

Ne baba, ne ana'ca, sorulmadı fikrimiz,Binbir çeşit amaca, türlü türlü zikrimiz,Toprağın sinesinde, bozulmadan şeklimizİki ayak üstünde, yürüdük ha yürüdük

'Oku' buyruğuna ram, olanda azaldı gamOkumayan üstüne, bir yorgandır mavi damMevla'yı bilen bilir! Her insanın kalbi camGönüllerimiz kadar, büyüdük ha büyüdük

Kardeş kardeşi vurur, kurbanız nefsimize,Son Peygamber tercüman, olmalı hissimizeYaradan, acizliği, eklemiş cismimizeTövbeyle günahları, kürüdük ha kürüdük

Yılgın Yağmur çok şükür, Muhammed ümmetisinLa İlahe İllallah... Ehli-beyt sevmelisinKerbela ve Hüseyin! .. İzini sürmelisinYezidliğe bir tasma, sürüdük ha sürüdük.


Nebi Ünler



Yüzümde Solan Eylül

YÜZÜMDE SOLAN EYLÜL

Hafiften bir hüzünKısıktır fısıltısı rüzgarınDenizler hırçın.Dağlar iterNe yazıkki; yaz bitti...Diye müjdelerKarşımda duran Eylül.

Bahar; gençliğimle kayboldu gittiYaz; olgunluğumla bittiLeylekler, Kırlangıçlar, ve bütün dostlarÖmrümün sonbaharıyla birlikte beni de itti.Kendim ettim kendim buldumNakaratı dilimdeAvucumdan uçan kuş misali umutlarımIslak kipriğimin arasına ayna tutmaktadır,Elliikinci saatini, kuran Eylül

Boyun büker çiçeklerSararıp solmakta bahçemVeda havasındadır gayrıYaprakların türküsüNe Lise çağırır beniNe üniversiteNede ikinci baharYılgın Yağmur güle güleDiye fısıldar, Adanasız, acımasız!Bir Akşam güneşidir sankiYüzümde solan Eylül


Nebi Ünler



Zaman ve Saman

ZAMAN VE SAMAN

Hacımirzeli’de, bir meçhul günDede’nin evinde, doğan biri varİkindi ezanı, Yağmurlu bir günDünyaya gözünü açan biri var

Köyünde ilkokul, ilçede liseŞimdi Kozan derler, eskiden Sis’eSu katmadan biter rakı’lı şişeKozan’da avare gezen biri var

Ticaret lisesi bozkurt yuvasıYasaktı kızlarla, er konuşmasıSokaklarda! sağ-sol vuruşmasıSevip, sevilmeyen, şansız biri var

Liseden yukarı, yoktu ümitlerBabama demişler seven kız beklerSivas, Ankara, Denizli, askerİhtilal de asker olan biri var

Ziraat Bankası Kütahya-GedizGali bizde ümit, edenlerdenizİşişden geçmişti, olmuştuk kerizNikah masasında garip biri var.

Lojman akıyordu, oldu bahaneİç güveyi olduk, azap, şahaneÇalıkuşu, kelerdağlı, kem! naneÇapkınlar içinde safın biri var

Adana’ya tayin, yalnızlık kötüİnternet diyorlar dışarıda köküCamda şov kontörle dağıttık kötüKafe kafe gezen azgın biri var

Zamanı yükledim, firarda kediHer selam verdiğim hakkımı yediBilmem nerelerde kimler fişlediAdana’da Yağmur derler biri var’.

Hayatımın kısaca tarifi şudur,Ömrümün diğer adı= Zaman ve Saman


Nebi Ünler



Zamanım Geçti Ama

ZAMANIM GEÇTİ AMA

..................'Sevme sevilme zamanım geçti amaHala gözlerimde kalmış gülüşün...'........ Hüzün Sultan

Saplanıverdi bağrımın orta yerineBir dostun yaralı gönlünün izi...Harlı Lav işlemesidir, derinden derineAkisidir, çıkarsız, samimi bir üzülüşün.

Bir peridir sanmıştım, seni AyperiMasalmış,Jüpiter'den gelmiş bir peri...

Bazan bir Ceylandı, gönül dağlarımdaBazan bir beyaz atlı bağlarımdaBazan güvercin, en hoş çağlarındaBitmedi bahaneler söndü aşk feri.

Zamanı geçti ama, Heyecansız yapamamAşk'dan ölsün ölümüm... bu defteri kapamam.

Belki ikinci bahar, yolun sonuydu belkiAşılacak denizler, çöller vardı arada...Ankara'ya kar, yağmur... Aşireti hep, der ki;Yılgın Yağmur-Adana... bak resmin yok parada.

Gönül dinlemez ferman, son nefesim Aşk olsunSon arzumu soranlar; Kefenime Aşk dolsun.


Nebi Ünler



Zeki Kaman, Dürüst Oktay ve Muhsin Başkan

ZEKİ KAMAN, DÜRÜST OKTAY VE MUHSİN BAŞKAN

Yaman günlerdi… o günler çok yamanAnadolu'nun temiz evlatları birbirini düşürülmüşDişlerini gıcırdatmaktadır, Dürüst Oktay ve Zeki Kaman12 Eylül sabahı işkenceler, ayrıntısıyla düşünülmüş

Ya devrimciler kurtaracaktı ülkeyi, ya Ülkücüler…Seve seve öldürdüler, öldürüldüler… sevmişlerdi vatanıTemizdi niyetleri, onların tırnağı olamazdı, şimdiki bölücülerAynı silah düşürmüştü, sağcı, yada solcu, yerde yatanı.

Kurtarılmış bölgeler! Gizli gizli hücreler… kandırılmıştı gençler.Emperyalizmin ekmeğine yağ sürdüklerinden habersiz…Yurtseverlik yada vatan severlik uğrunaydı, bütün dirençlerEcevit, Türkeş, Demirel, Erbakan oyuncağı ülkem, kadersiz.

Sivas, Çorum, Maraş; kardeş kavgalarının en kanlılarıGrevler, boykotlar, yürüyüşler! ... Yollar yürümekle aşınmazmış…Vurun, Kominist'e yada Faşist'e narasının günah keçisi zanlıları!Karşı görüşten olanlara saygı, hoşgörü, asla taşınmazmış.

El ovuşturuyormuş meğerse, 'Sam' eminin tosuncuklarıBir gecede susuverdi silahlar… Kesiliverdi soluğu terörün…İşkencelerle, darağaçlarıyla solduruldu, yurdun tomurcuklarıAllah belasını versin emperyalist Batı-Rus-Çin oyunu terörün.

Muhsin Başkan, yalan söylemez, çamur atmak ona yakışmaz…Zeki Kaman, Dürüst Oktay suçlusunuz! İşkencedir suçunuz…YAZICIOĞLU, KIRCI, ÇATLI... Ülkücü'ye kir pas karışmaz.İşkencelerinizin günahlarıyla, cehennem çukurlarına uçunuz.

Dediler; Yılgın Yağmur, Başbuğ Muhsin, uçmağa varmışŞimdi, Göksun dağlarında kurtlar, selamdadır selamda…Koca ALPEREN’i yurdumun karlı, buzlu dağları koynuna almışMinarelerde selalar... 'Üşüdüm' şiiri bir hoş seda kelamda.


Nebi Ünler



Zeybek Hoca 'Kuyruklu Yıldız' Anılar...

ZEYBEK HOCA 'KUYRUKLU YILDIZ' ANILAR....(Zeybek Hoca/Mustafa Bay Dosta...)

Yaylaya göçerken,Konduğumuz pınar başındaSaymıştı ilk kezBir bir yıldızların adınıMeryemce ebem...

Hıçkıra hıçkıra ağlamıştım'Yusufçuğu' ilk defa dinlerken.İlk küfürümü etmiştim anıran eşeklereİlk taşımla çemkirmişti, boş yere havlayarakBu masalın içine eden karabaş!Kim olduğunu unutmuşum;'Kalktı göç eyledi avşar elleriAğır ağır göçen eller bizimdir'Türküsünü söyleyen yanık seslinin.

Yayla yolları ahhh o yayla yollarıDere tepe, iniş yokuş, kıvrım kıvrımDaracık... taşlı, dikenli, meşakkatliYorulurdu herkesin ayakları, kolları.

Yayla yolları...At, eşşek, katır,Hatta ineklere yüklerdikEşyaları.Yatak yorgan, yastık... kapkacak!Ben, bacım eşşeğin terkisinde,Yükler üzerinde cıvıldarkenYaya yürürlerdi, babam, anam, abim, ablam.Yolda yürürken alışırdı bizlere komşu köpekleriYakınından geçtiğimiz köylerdeÇok iyi bilinirdi Hacımirzeliler

Armudum, armudumDoluyamı uğradın Hacımirzelili'yemi?Doluya uğrasan dibinde yaprağın kalırdıBelli ki Hacımirzeli'li uğramış sana armudum.İllallah etmişti bizimkilerden o garibanlar.

'Alavçık' yapılırdı ilk önceBir kaç gün sonra, 'cızzan'Komşu çocukları, abiler, ablalarEn çok da biz küçüklerdik,Düşüp düşüp 'gene bineceğiz' diye ağlayan.

Ataş başında toplanırdıkEbeler, bibiler, dezzeler, bir yandanDedeler, emmiler, dayılar, diğer yandanAdem Babamız, Havva Anamız, Cennetialâ



İsyankâr iblis, Nuh'un Gemisi, Nemrud'un Ateşi,Yanmayan Halil İbrahim Peygamberimiz,Yarılan Deniz, Lut kavminin helaki,Oğuzhan atamız, Ergenekon, Dedekorkut,Hazreti Ali'nin seferleri, Bir daha gelmezmiş öyle kahraman.Kerbela ahhh Kerbela... Hazreti Hüseyin efendimizKahpe Yezid! elime bir geçse lime lime edeceğim seniiiiiAllah Allahhhhh, Alah Allaaaaahhh inlerdi Yayla...Birde, Yemen'e gidipte dönmeyenlerin hikayeleriKalmazdı aramızda ağlamayan.Battal Gazi, Köroğlu, Karacoğlan, Dadaloğlu,Kerem-Aslı, Tahir-Zühre, Arzu-Kamber, Leyla-MecnunTelli Senem İle Sürmeli Bey...Keloğlan, Köse, Garip, Yaramaz, Şahmaran,Karakoyun.... Vesaire, vesaire....Yıldızlar kayardı ardı ardınaBir başka gülümserdi bulutlar ardındanBize Aydede...

Zeybek Hoca 'Kuyruklu Yıldız' anılarDüşüverdi aklıma... güzel, çok güzeldi şiirinYılgın Yağmur'um bir daha geri gelmeyecek çocukluğumuzMazi ince bir sızı... Özlemidir dönmek, her yaşayan dirinin.


Nebi Ünler



Zincirine/Zincirime (Ramazan Yaşar'ın Gazeline)

ZİNCİRİNE/ZİNCİRİME(Ramazan Yaşar'ın Gazeline.....

'Bugün günlerden bahar mevsimden sevgi mi ne?Bülbül gülüne hasret pervane de şem'ine.'..................................................................... Ramazan Yaşar

İnsanlık muhtaç iken, Hacer'in zemzem'ineBenim, arzum ulaşmak, Gamzeli perçemi'ne

Ahrette kavuşuruz Lokman'ın çaresineBenim derdim bir buse, yanakta ki ben'ine

Kudüs, Bağdat şahittir, vahşetin her dem'ineBen ömrümü adadım, O! ela gözlerine

Kalbim, beynim, tüm beden, uyar cerrah elineAncak Mevla karışır gönlümün teşhisine

İhtimal kapatırlar... bir deli hücresineHangi canlı karşı kor, toprağın müjdesine

Mecnun, Leyla'da ermiş, Mevla, yar'dır fikrineŞu gönlüm tiryakidir, seviyorum zikrine

Yorgun Yağmur mağluptur, Gamzeli zincirineAynı ateş yakıyor... yar bağlı zincirime

Adana 12.04.08 - 02.01 Yorgun Yağmur

Nebi Ünler



Zira!

Bazan bülbül olur şakırızŞiir fabrikatörü derler...Bazan küskün, paslı bakırızOda kimmiş? Ziralı terler.

Zira sevdik! hiç beklemedenBilirdik ki bitecek bu ömür kira...Zira verdik! hiç teklemedenLükatimizde uyutulmuştu her zira.

Vurmuştuk çılgın arzulara gemMademsizdi icraatlarımız, icatlarımız...Kurmuştuk saatleri, AŞK hep bu demCananın fermanıydı, sınırsız icaplarımız.

Yılgın Yağmur Adanasız, Kozansız yarsızDayınlarda bahçıvanlık başladı zira...Elliikilik bir emekliyiz hayatta zarsızAğaçlar, çiçekler, meyveler, çıkarsız zira.


Nebi Ünler



Züht

ZÜHT

Ruhları serinletir, gökte gezinen bulutBülbülleri inletir, gonca dikeni umutErgeç kazanır toprak, çiğneyeni sindirirZamanını bekliyor, sonu belirsiz sükut

Bizimki gönül işi, sizinki mutlak emirSemaviyet olmadan, zorla kesilmez demir.Halk için olamayan, olamaz ki Hak içinBuyurulur sineğe, Nemrut'u, kibri kemir.

Ne uçan kaçabilir, ne döştüyle sürünenNe üryanlar ziyade, ne atlasa bürünenHakikat dedikleri, kişisine göredirOlacağız mutlaka, üzerinde yürünen,

Murat dağı orada, ben küçücük bir yumruHa gökte bir kartalım, ha tek kalmış bir kumruGölge etmeyin yeter, gölgeniz olmayalımBiz kalender meşrebiz, ihtirasmı nasumru.

Yılgın Yağmur paspas ol, çiğnesinler gönlünüKoca Dede nerede? , uzattımı ömrünü?Yaradandan ötürü, sev ki... bir şansın olsun!Kula borçsuz tamamla dünya denen sürgünü.


Nebi Ünler



Zülüflerin Düşmüş Yüze

ZÜLÜFLERİN DÜŞMÜŞ YÜZE! ...

Dışarıda yağmur yağıyor gülümSönmüyor sigaram, Odamda dumanBir hüzün, bir efkâr, gülmüyor yüzümYalnızım, mutsuzum, dumanım duman

Zülüflerin düşmüş yüzeMelekler gibi uyuyorsunYakında geleceğiz yüz yüzeGözlerine bakacağımı biliyorsun.

Ya yüreğimi geri verirsin banaYa da elveda deyip susacağım...Güçlüdür, unuturu, göstereceğim sanaVerdiğim bütün sözleri, kusacağım.

Korkma rezil olmayacaksın,Kılına zarar veremem seninBir daha kıskanıp solmayacaksınPis tenimle kirlenmeyecek güzel tenin.

O zalim gözlerine, bir bakışım yetecek,Yüreğinden söküp alacağım aşk'ımıBeklentim yok, Adana'lın dilenmeyecekKara toprak yutacak, Yağmur'u ve aşk'ını

Zülüflerin Düşmüş Yüze, uyuyorsunMışıl mışıl uyusanda biliyorum inat yarYorgun Yağmur'u sen duyuyorsunAdanaya Yağmur yağıyor, Ankara'ya Kar

Adana, 17.02.08 - 05.02 Y.Yağmur

Nebi Ünler



Zümrüt Anka'nın Kanatları

ZÜMRÜT ANKA’NIN KANATLARI(Alişan Yılmaz’ın Di’li Geçmiş Aşk’ına)

''ya çekip giderya hiç gelmeden edeceğini eder.''

Sevdik işte...Sevdik bir kereİnsafı kurusun,Her bir şeyiBin bahane eder.

Yusuf'un zindanıFerhat'ın dağlarıMecnun'un çölleriKeremin külleri der!Onu cezbediyormuş,Zümrüt Anka’nın kanatları.Sevgilidir bu;Ne dilerse güzel dilerUmurunda mı onun için,Gençliğin olmuş heder.

SevgilidirNe yaparsa yapsınO yine sevgilidir.

Işığım oPervaneyimOnu sevmem bir beterOnu sevmemem iseBinbir beter.Aşk dedikleri galibaZümrüt Anka’nın kanatlarındanKoparılan, bir tel.YAR iseBende ben,YAR'dan başkası el.


Nebi Ünler


nebi Ünler - antoloji.comimg.antoloji.com/i/sair/pdf/9/nebi_unler_24359_04088.pdfuzaklık,...

Documents