neval el seddavi - sıfır noktasındaki kadın

110
NEVAL EL SEDDAVT SIFIR NOKTASINDAKİ KADIN metis

Upload: baybay

Post on 17-Dec-2015

340 views

Category:

Documents


103 download

DESCRIPTION

Neval El Seddavi - Sıfır Noktasındaki Kadın

TRANSCRIPT

  • NEVAL EL SEDDAVT

    SIFIRNOKTASINDAK

    KADIN

    metis

  • SIFIR NOKTASINDAK KADIN

    Msrl feminist yazar Seddavi 1931 ylnda dodu. 1955'te Kahire'de tp fakltesinden mezun oldu. imdiye kadar en az yirmi drt kitab yaymlanm olan yazar kadnlarn durumu ve toplumsal cinsiyet konusundaki dncelerinden dolay Msr hkmetinin basklarndan kurtulamad. 1981de Enver Sedat hkmeti tarafndan cezaevine kondu ve 1982'de serbest brakldnda Arap Kadnlan Dayanma Demei'nin kurucular arasnda yer ald. Demek 1991'de kapatld ve Seddavi de siyasal basklara dayanamayarak yurt dna kt. ABD niversitelerinde dersler veren yazar 1993-96 yllarnda Duke niversitesi'nde almalarn srdrd. Yazarn Trkede Tanr Nil Kysnda ld (Belge, 1995) adl bir kitab daha bulunmaktadr.

  • Metis Yaynlan ipek Sokak 5,34433 Beyolu, stanbul Tel: 2122454696 Faks: 212 2454519

    e-posta: [email protected] www.metiskitap.com

    Yaynevi Sertifika No: 10726

    Metis Edebiyat SIFIR NOKTASINDAK KADIN

    NevalElSeddavi

    zgn Ad: Woman at Point Zero Zed Books, 1984

    Metis Yaynlan, 1987,2013

    lk Basm: Eyll 1987 (Yaadmz Dnya Dizisi 9)

    Metis Edebiyat'ta lk Basm: Haziran 1998 Drdnc Basm: Mart 2014

    Metis Edebiyat Yayn Ynetmeni: Mge Grsoy Skmen

    Kapak Fotoraf:Andr Kertsz, Bir Krenin inde Portre,

    Paris, 1927

    Dizgi ve Bask ncesi Hazrlk: Metis Yaynclk Ltd.

    Bask ve Cilt:Yaylack Matbaaclk Ltd.

    Fatih Sanayi Sitesi No: 12/197-203 Topkap, stanbul Tel: 212 5678003

    Matbaa Sertifika No: 11931

    ISBN-13:978-975-342-195-9

  • NEVAL EL SEDDAV

    SIFIRNOKTASINDAK

    KADIN

    eviren:SELMA DEMRZ

    metis

  • YAZARIN NSZ

    BU KTABI Kanatr Cezaevinde karlatm bir kadnn etkisiyle yazdm. Birka ay nce Msrl kadnlarda nevroz konusunu aratrmaya balam, o sralar isiz olduum iin de, zamanmn ounu bu almaya ayrabilmitim. 1972'nin sonunda Salk Bakan, beni Salk Eitimi Bakanl ve Salk dergisinin Baedi- trl grevinden almt. Grleri yetkililer tarafndan pek ho karlanmayan feminist bir aratrmac ve romanc olmay setiim iindi btn bunlar.

    Fakat bu durum bana, daha ok dnme, yazma, aratrma yapma ve bana danmaya gelen kadnlarla daha fazla ilgilenme olana verdi. 1973 ylnda yaammda yeni bir dnem balad; kitabm Firdevs, ya da Sfr Noktasndaki Kadn o yl dodu.

    Aratrma fikri aslmda, iddetli ya da hafif "zihinsel sorun- lar"a yol aan durumlar konusunda yardm ve tavsiyelerimi isteyen kadnlarla yaptm almalar sonucunda ortaya kt. Nev- rozlu hastalar arasndan belli sayda vakay seip, eitli hastanelerle klinikleri dzenli olarak ziyaret etmeye karar verdim.

    "Cezaevi" dncesi bana hep ekici gelmiti. Cezaevi yaamnn, zellikle kadnlar iin nasl bir ey olduunu merak ediyordum. Belki de bunun nedeni, birok nl aydnn eitli dnemlerde "siyasi su" yznden hapse atld bir lkede yayor olmamd. Kocam "siyasi sulu" olarak on yl hapis yatmt. Bylece bir gn, Kanatr Kadm Cezaevi'nin doktorlarndan biriyle tantmda, onun grlerini renmek iin dayanlmaz bir

  • istek duydum; ne zaman karlasak durup konuuyorduk. Doktor, deiik sulardan tutuklu kadnlar, zellikle de Kanatr Cezaevi Hastanesi, akl hastalklar kliniini haftada bir ziyaret eden nevrozlu kadnlar hakknda ok ey anlatt bana.

    Bu konu bana giderek daha ilgin gelmeye balad; oradaki kadnlan grmek iin bizzat cezaevine gitmeyi kafama koydum. Bir cezaevinin iini yalnzca "siyasi" filmlerde grmtm; imdiyse gerek bir cezaevini grme frsat kmt. Cezaevi doktoru olan dostum bana, adam ldrd iin idam edilecek bir kadn uzun uzadya anlatnca, ziyaret dncesi bsbtn nem kazand. Daha nce hi katil bir kadn grmemitim.

    Cezaevi doktoru beni ona gtreceini, akli dengeleri bozuk dier kadn mahkmlar da gstereceini syledi. Onun araclyla Kanatr Cezaevi'ne psikiyatrisi olarak girmek ve kadnlan incelemek zere izin alabildim. Doktor arkadam planmdan ylesine etkilenmiti ki, bana cezaevine kadar elik edip, evreyi gezdirdi.

    Cezaevi kapsndan ieri adm attm anda karma kan ask yzl binalann, demir parmaklklarn, evredeki tm kalabaln kasvetli grnts beni allak bullak etti; btn bedenimi bir rperti sard. Aym kapdan bir gn, psikiyatrisi olarak deil, Sedat'n 5 Eyll 1981 gn yaynlad bildiriyle tutuklanan 1035 kiiden biri olarak gireceimi henz bilmiyordum. 1974'n o sonbahar gnnde, bu yksek, plak, kirli san duvarlann ardna hapso- lacam hi aklma gelmemiti. avludan geerken, demir par- maklklann ardnda hayvanlar gibi gizlenen kadnlarn yzlerini, kararm demirlere yapm beyaz ya da esmer parmaklann grebiliyordum.

    Firdevs nce hcresine gitmemi kabul etmedi; ama sonra benimle grmeye raz oldu. Yava yava bana yksn, btn yaamn anlatt. Korkun, gene de harikulade bir ykyd bu. Yaamn nme sererken, onun hakknda gittike daha ok ey renirken, alkn olduum kadnlar dnyasnda bir istisna olarak grdm bu kadma kar iimde bir hayranlk duygusu geliti.

  • Bylece Sfr Noktasndaki Kadn ya da Firdevs adn verdiim bu kitab yazmay dnmeye baladm.

    Ne var ki o sralar ben, doktor dostumun hcrelerde ya da klinikte bana gsterdii ve aratrmama kattm yirmi vakann bir ksmn oluturan kadnlarla ilgileniyordum. Bu aratrmann sonulan Msrl Kadnlar ve Nevroz adyla 1976'da yaymland.

    Fakat Firdevs apayr bir kadnd. Dier kadnlardan daha ok dikkatimi ekiyor, iimde yanklanyor ya da varln sessizce hissettiriyordu, ta ki onu kda dkp lmnden sonra yeniden canlandrdm gne kadar. nk Firdevs 1974'n sonunda idam edildi ve onu bir daha hi gremedim. Gene de, hep gzlerimin nndeydi. nmde duruunu grebiliyor, alnndaki izgileri, dudaklarn, gzlerini, gururlu hareketlerini izleyebiliyordum. 1981 sonbaharnda kafes ardna konma sras bana gelmiti. Dier kadn tutuklulann i avluda onu ararm, o dik bam, ellerinin dingin hareketlerini ya da kahverengi gzlerinin sert bakm bir an olsun grmek istermi gibi gezindiklerini izliyordum. Gerekten ldne bir trl inanamyordum.

    Cezaevinde geirdiim ay sresince, adam ldren ok sayda kadnla karlatm; kimileri bana Firdevs'i anmsatt. Gene de hibiri onun gibi deildi. O benzersizdi. Srf ehresi, tavrlar, cesareti ya da derin baklar deildi onu br kadnlardan ayran; yaamay toptan reddedii, lmden zerre kadar korkmayyd.

    Firdevs, umarszca en karanlk sona doru ekilmi bir kadnn yksdr. Btn zavalllna ve umarszlna karn bu kadn, benim gibi yaamnn son anlarna tank olan herkese, yaama, sevme ve kendilerini gerek zgrlk haklarndan mahrum brakan btn glere kar direnip bu gleri yenme istei vermitir.

    Neval El Seddavi Kahire, Eyll 1983

  • 1

  • g er ek BR KADININ yksdr bu. Onunla birka yl nce Kanatr Cezaevi'nde tantm. eitli sulardan tutuklu ya da hkm giymi bir grup kadn mahkmun kiilik yaplan zerine bir aratrma yrtyordum o sralar.

    Cezaevi doktoru, bu kadnn adam ldrmekten idama mahkm edildiini anlatt. Ama o, Kanatr'daki dier kadm katillere hi mi hi benzemiyordu.

    "Cezaevinin iinde de, dnda da onun gibisini gremezsiniz. Ziyareti kabul etmiyor, kimseyle konumuyor. Genellikle yemeine dokunmuyor ve gn aarana dek gzn bile krpmyor. Cezaevi gardiyan onun bazen saatlerce bolua dalp gittiini sylyor. Bir gn kalem kt istemi, sonra saatlerce bam kaldrmadan oturmu. Gardiyan onun mektup mu, yoksa baka bir ey mi yazdm anlayamam. Belki de hibir ey yazmyordu.

    Doktora, "Benimle grr m?" diye sordum."Sizinle grmesi iin ikna etmeye alrm onu," dedi.

    "Savc yardmclarndan biri deil de psikiyatrist olduunuzu belirtirsem, raz olur belki. Benim sorularm da yantlamyor. Devlet Bakam'na idam cezasnn mr boyu hapse evrilmesi iin bir af dilekesi yazmay bile reddetti."

    "Onun adna kim bavurdu?" diye sordum.

  • "Ben," dedi. "Aslna bakarsanz, onun katil olduuna inanmyorum. Yzn, gzlerini grseniz, bu kadar yumuak bir kadnn adam ldrebileceine asla inanmazsnz."

    "Kim demi yumuak kadnlar katil olmaz diye?"Doktor yzme bir an aknlkla bakt, sonra sinirli sinirli

    gld."Siz hi adam ldrdnz m?""Ben yumuak bir kadn mym?" diye yantladm.Ban yana evirerek kk bir pencereyi gsterdi. "te hc

    resi. Gidip onu buraya gelmeye ikna edeceim."Bir sre sonra tek bana dnd. Firdevs benimle grmeyi

    reddetmiti.O gn baka kadn mahkmlarla grmem gerekiyordu as

    lnda. Ama arabama binip oradan ayrldm.Eve dndmde, hibir ey yapacak halim yoktu. Son kita

    bm gzden geirmem gerekiyordu, fakat bir trl bana oturamadm. On gn iinde aslacak olan Firdevs adl bu kadndan baka bir ey dnemiyordum.

    Ertesi sabah erkenden kendimi gene cezaevinin kapsnda buldum. Gardiyandan Firdevs'i grmek iin izin isteyince bana, "Faydasz, doktor. Sizinle grmeyi asla kabul etmez," dedi.

    "Niin?""Bir-iki gn iinde idam edilecek. Sizin ya da bakasnn ona

    ne hayr dokunabilir ki? Rahat brakn onu."Sesinde fke vard. Bir-iki gn iinde Firdevs'i asacak olan

    benmiim gibi kzgnlk dolu bir bak frlatt bana."Benim ne buradaki, ne de baka bir yerdeki yetkililerle hi

    bir alakam yok," dedim."Hep byle derler," dedi fkeyle."Neden bu kadar fkelisin?" diye sordum. "Firdevs'in susuz

    olduuna, adam ldrmediine mi inanyorsun?"Artan bir fkeyle yantlad beni: "Katil olsun olmasn, masum

    bir insan o, aslmay da hak etmiyor. Esas aslmas gereken onlar.""Onlar m? Onlar da kim?"

  • Yzme kukuyla bakarak, "Sylesenize, siz kimsiniz? Sizi onlar m gnderdi?" dedi.

    " 'Onlar' ne demek?" diye yeniden sordum.Saknarak, neredeyse korkuyla evresine baknd, benden

    birka adm uzaklat."Onlar ite... Onlar tanmyor musunuz yani?""Hayr," dedim.Ksa, alayc bir gl savurarak ekip gitti. Kendi kendine

    sylendiini iittim:"Onlar tanmayan bir o mu kalm?"

    Cezaevine defalarca gittim, fakat Firdevs'i grme abalarm hep boa kt. Aratrmamn tehlikeye dtn hissediyordum. Dorusunu sylemek gerekirse, tm yaamm bu baarszln etkisi altndayd sanki. zgvenim sarslmaya balamt; zor gnler yayordum. yle hissediyordum ki, bir insan ldrm, bir sre sonra kendi de lecek olan bu kadm benden ok daha stn bir insand. Onun yannda ben, yerlerde srnen milyonlarca bcekten biriydim yalnzca.

    Onun her eye kar kaytsz olduundan, her eyi toptan reddediinden, en nemlisi de beni grmek istemeyiinden sz ederken, gardiyanla doktorun gzlerinde grdm ifadeyi ne zaman hatrlasam, ciz, nemsiz bir insan olduum duygusu byyordu iimde. Kafamn iinde bir soru, durup dinlenmeksizin dnyordu: "Nasl bir kadm bu? Benimle grmeyi reddetmesi, benden stn olduunu mu gsteriyor? Ama Bakan'a af dilekesi yazmay da reddetmi. Bu onun Devlet Bakam'ndan da stn olduu anlamna m geliyor?"

    Neredeyse kesin, ama aklanmas ok g bir duyguya kapldm; aslmda Firdevs duyduumuz, grdmz, bildiimiz tm kadm ve erkeklerden stnd.

    Uykusuzluumu yenmeye altm; ama aklma taklan bir

  • baka dnce uykumu iyice kard: Kim olduumu bilerek mi reddediyodu benimle grmeyi, yoksa bilmeden mi?

    Ertesi gn kendimi gene cezaevinin nnde buldum. Firdevs'i grmeye almaya niyetim yoktu, btn umutlarm suya dmt. Gardiyan ya da doktoru aryordum. Doktor henz gelmemiti; onun yerine gardiyan buldum.

    "Firdevs beni tandn syledi mi sana?" diye sordum."Hayr, bana hibir ey sylemedi," diye karlk verdi. "Ama

    tanyor.""Beni tandn nereden biliyorsun?"Sezdim."Orada talam bir halde kalakaldm. Gardiyan iine devam

    etmek zere yanmdan ayrld. Kendimi bo yere hareket etmeye, arabama binip gitmeye zorladm. Yreime, bedenime, tuhaf bir arlk kmt; bacaklarm tutmaz olmutu. Tm dnyann arlndan daha ar bir duyguydu bu; topran stnde duracama altnda bir yerlerde gmlydm sanki. Gkyznn rengi deimi, toprak gibi kara olmutu ve olanca arlyla stme kyordu.

    Bu duyguyu yllar nce de tatmtm. Beni sevmeyen birine k olmutum. Kendimi reddedilmi hissediyordum; beni terk eden yalnzca o, koca dnyadaki milyonlarca insandan yalnzca biri deildi; btn canllar ve nesneleriyle koca dnyann kendi- siydi.

    Omuzlarm kaldrp elimden geldiince dik durdum. Derin bir soluk aldm. Bamdaki arlk biraz hafifledi. evreme baknnca, sabahn krnde kendimi cezaevinde bulmak artt beni. Gardiyan iki bklm koridorun ta demesini fralyordu. Birden ona kar daha nce tanmadm bir hor grme duygusu brd iimi. Cezaevinin yerlerini silen, psikolojinin p'sinden anlamayan cahil kadnn tekiydi ite; nasl olup da onun sezgilerinin doru olabileceini sanmtm?

    Firdevs aslmda beni tandn sylememiti. Gardiyan bunu sezmiti yalnzca. Firdevs'in beni gerekten tand anlamna m

  • geliyordu bu yani? Eer kim olduumu bilmeden reddettiyse, kendimi incinmi hissetmem iin bir neden yoktu. Reddetmesi dorudan bana ynelik deildi, tm dnyaya ve onun zerindeki herkese kar bir tepkiydi.

    Oradan ayrlmak zere arabama yrdm. Beni etkisine alan znel duygular bilimsel bir aratrmacya yakmyordu. Arabann kapsn aarken neredeyse kendimle alay etmeye balamtm. Arabaya dokunmak, kimliimi, doktor olarak kendime duyduum gveni yeniden hatrlamama yetti. Koullar ne olursa olsun bir doktor, adam ldrmekten idama mahkm bir kadndan daha deerliydi kukusuz. Kendime olan gvenim (ki pek ender olur) yava yava tazelendi. Konta evirip debriyaja basnca, kendimi milyonlarca bcek arasnda srnen bir bcek gibi hissetmekten kurtuldum. Tam o urada ardmda motorun sesini bastran bir ses duydum.

    "Doktor! Doktor!"Seslenen gardiyand. Soluk solua yanma vard. Kesik kesik

    kan sesi, dlerimde sk sk duyduum sesleri anmsatt bana. Az bymt sanki, sallanan bir kapnn mekanik hareketleriyle alp kapanan dudaklar da yle.

    "Firdevs, Doktor! Firdevs sizi grmek istiyor!" dediini iittim.

    Gs inip kalkyordu; soluu kesik kesikti; gzleriyle yz iddetli bir heyecan yanstyordu. Devlet Bakan beni grmek istediini sylemi olsa, eminim bu kadar heyecanlanmazd.

    Bu kez benim de soluum hzlanmt, sanki ateim km gibi; kalbim o kadar hzl arpyordu ki soluksuz kalmtm. Arabadan nasl indiimi, gardiyann kh nnde, kh ardnda nasl kotuumu bilmiyorum. Bacaklarm adeta bedenimi artk tam- yormuasna hzl, hi aba harcamadan yryordum. Harika bir duygu sarmt iimi, gururluydum, mutluydum, cokuluydum. Gkyz prl prl bir maviydi. Dnyalar benim olmutu. Bu duyguyu yllar nce bir kez daha ilk defa mla bulumaya giderken tatmtm.

  • Firdevs'in hcresinin nnde, soluklanmak ve yakam dzeltmek iin bir an durdum. Aslnda aratrmac, psikiyatrisi olduumu anmsamaya, normal halime dnmeye alyordum. Anahtar kilitte keskin bir gcrtyla dnd. Bu ses beni kendime getirdi. Deri antama sk sk yaptm; iimden bir ses ykseldi: "Kim bu Firdevs? Topu topu bir..."

    Ama szckler orada kesildi. imdi Firdevs'le kar karyay- dk. Yere mhlanmtm; sessiz, hareketsiz durdum. Ne yreimin atn, ne de ardmdan kapanan ar kapda anahtarn dnn duydum. Sanki gzleri gzlerime daldnda lmtm. ldren, bak gibi insann iine ileyen, aratran gzlerdi bunlar; baklar durgun, ikircimsizdi. Tek bir kirpii bile oynamyordu. Yznde kl kprdamyordu.

    Ani bir sesle kendime geldim. Onun sakin, bak gibi souk ve keskin, insann iine ileyen sesiyidi bu. Ses tonunda en ufak bir kararszlk, en ufak bir titreme yoktu.

    "Pencereyi kapat," dediini duydum.Kr gibi pencereye gittim ve kapadm; sonra dalgn dalgn

    evreme bakndm. Hcrede hibir ey yoktu. Ne yatak, ne iskemle, ne de oturacak bir ey.

    "Yere otur," dediini duydum.melip yere oturdum. Aylardan ocakt ve deme plakt,

    ama ben souu hissetmiyordum. Uyurgezer gibiydim. Deme souktu, ama souk bana ulamyordu. Dte grlen denizin souu gibiydi. Onun sularnda yzyordum. plaktm ve yzmeyi bilmiyordum. Fakat ne souu hissediyor, ne de bouluyordum. Firdevs'in sesi dte iitilen seslere benziyordu. Ses bana yaknd, yine de uzaklardan geliyor gibiydi. Uzaktan konuuyordu ama yambamda gibiydi. Byle seslerin nereden geldiini bilemeyiz: yukardan, aadan, samzdan, solumuzdan. Yerin yedi kat altndan geldiklerini, tavandan dtklerini ya da gkyznden indiklerini bile sanabiliriz. Bolukta hareket eden havann kulaklarmza arpmas gibi, btn ynlerden bile akp gelebilir bu sesler.

  • Ama bu, d deildi. Kulaklarma arpan, hava deildi. nmde oturan, gerek bir kadnd; kulaklarma arpan, kaps penceresi sk skya kapatlm bu hcrede yanklanan ses yalnzca onun, Firdevs'in sesi olabilirdi.

  • 2

  • BIRAK KONUAYIM. Szm kesme. Seni dinleyecek zamanm yok. Bu akam saat altda almaya gelecekler beni. Yarn sabah burada olmayacam artk. nsanolunun bilmedii bir yerde olacam. Bu dnyada kimsenin bilmedii o yere yapacam yolculuk bana gurur veriyor. Yaamm boyunca bana gurur verecek, beni krallardan, prenslerden, hkmdarlardan bile stn klacak bir ey aradm. Ne zaman elime bir gazete geip de, o adamlardan biriyle karlasam, yzlerine tkryordum. Mutfak raflarn kaplamak iin gereksindiim bir gazete kdma tkrdmn farknday- dm. Gene de tkryor, tkr kuruyaca yerde ylece brakyordum.

    Bir resme tkrdm gren olsa, resimdekini ahsen tandm sanr. Hayr, tanmyordum. Ben yalnzca kadnn biriyim. Hibir kadm yoktur ki, gazeteye resmi baslan her erkei tansn. Ayrca ben baarl bir fahieydim yalnzca. Bir fahie ne kadar baarl olursa olsun, btn erkekleri tanyamaz. Ama tandm erkeklerin hepsi bende tek bir istek uyandrd: elimi kaldrp yzlerine okkal bir amar indirmek. Fahie olduum iin, korkumu makyajn ardna gizledim. Mesleimde baarl olduumdan, makyajm hep en iyi, en pahal trdendi; saygn burjuva kadnlarnn makyaj gibi. Sam sosyete kadnlarnn gittii berberde yaptn-

  • yordum. Setiim ruj rengi hep "doal ve ciddi"ydi; bylece dudaklarmn ekicilii ne gizlenmi oluyor, ne de fazla vurgulanyordu. Gz kalemim de, yksek dzeydeki yetkililerin elerinin yeledii trden, ekicilikle reddediin uygun bir karmyd. Yalnzca makyajm, sam ve pahal ayakkablarm "st snf"'ti. Ben, ortaokul diplomam ve arzularmla "orta smf'a aittim. Ailemse "aa tabaka"dand.

    Babam; cahil, yoksul bir kyl olan babam, yaam hakknda ok az ey bilirdi. rn nasl yetitirilir, dmann zehirledii sr lmeden pazara nasl ulatrlr; henz vakit varken bakire kz balk parasna nasl satlr; rn olgunlar olgunlamaz komudan atik davranlp nasl alnr. Khyann nnde nasl iki bklm durulup eli plyormu gibi yaplr. Kan nasl dvlr, anasndan emdii st her gece nasl burnundan getirilir.

    Her cuma temiz bir galabeya giyip camiye cuma namazna giderdi. Namaz bitince kendine benzeyen adamlarla dolatm grrdm. Cuma namazndan bahseder, imamn akllara durgunluk verecek kadar ikna edici, sz dinlenir biri olduu zerine konuurlard. almann gnah olduu besbelli deil miydi; ya adam ldrmek, bir kadmn namusunu kirletmek, adaletsiz davranmak, bir insanolunu dvmek su deil miydi? Dahas, itaat etmenin, lkesini sevmenin bir grev olduunu kim yadsyabilirdi ki? Allah akyla hkmdar ak bir ve btnd. Allah hkmdanmz uzun yllar korusun ve onun lkemizin, Arap ulusunun ve tm insanln esin ve g kayna olarak kalmasn salasmd.

    Onlarn, dar, dolambal yollarda, balann hayranlkla sallayp mbarek imamn syledii her eyi onaylayarak yrdklerini grrdm. Bir yandan da Allah'n adn anarak srekli alak sesle dualar ederler, bir an bile durmadan mnldamp fsldarlar, balarn sallar, ellerini ovutururlard.

  • Bamn stnde ii su dolu ar bir bakra tardm. Arlndan bazen omuzlarm kerdi. Kendimi suyu dkmeyecek ekilde dengelemek zorundaydm. Admlarm annemin rettii gibi atardm; bylece boynum dik dururdu. O zaman daha ocuktum, gslerim kmamt. Erkekler hakknda hibir ey bilmiyordum. Fakat Allah'n adm anp kranm istediklerini, ksk sesle dualar okuduklarm duyardm. Balarm sallarken, ellerini ovutururken, ksrrken, grtlaklarn hrltyla temizlerken, kol- tukaltlanyla ap aralarn karken gzlerdim onlar. evrelerinde olup biteni kukulu, akgz, sinsi baklarla, saldrmaya hazr gzlerle, bana tuhaf bir ekilde aalk gelen bir saldrganlkla gzlediklerini grrdm.

    Bazen hangisinin babam olduunu ayrt edemezdim. Dier erkeklere o kadar ok benziyordu. Bir gn anneme babam hakknda sorular sordum. Babam olmadan nasl dourmutu beni? Annem beni bir gzel dvdkten sonra, elinde kk bir ak, belki de jilet olan bir kadn ard. Beni snnet ettiler.

    Btn gece aladm. Ertesi gn annem beni tarlaya yollamad. ou zaman bamn stne gbre sepeti koyar, tarlaya gnderirdi. Kulbemizde oturmaktansa, tarlaya gitmeyi yelerdim. Orada keilerle oynar, su deirmenine trmanr, derede olanlarla yzer- dim. Muhammet adl bir olan suyun altnda beni sktrr, msr saplarndan yaplma kk bir smaa ekerdi. Orada beni samanlarn arasna yatrr, galabeyam synrd. "Evcilik" oynardk. Bedenimin tam bilemediim bir yerinde, haz duygusu uyanrd. Daha sonra gzm kapatr, elimle hazzm yerini bulmaya alrdm. O noktaya dokunduum anda daha nce duyduum o haz duygusu geri gelirdi. Sonra gnbatmna dein, komu tarladan babamn beni aran sesini duyuncaya kadar gene oynardk. Muhammet'i alkoymaya alrdm, ama ertesi gn geleceine sz vererek kap giderdi.

    Ama annem beni bir daha tarlaya yollamad. Gn domadan nce uyandrmak iin omzumu drtkler, ben de testiyi alp suya giderdim. Geri dnnce al temizler, gnete kurumaya brakt

  • m tezekleri st ste dizerdim. Ekmek piirilecei gnler hamur yourup ekmek yapardm.

    Hamur yourmak iin hamur teknesini bacaklarmn arama koyup yere melirdim. Hamur topan dzenli aralklarla tekneye arpardm. Ocak o kadar scak olurdu ki, salarmn ucu yanard. Galabeyam sk sk kalalarma doru syrlrd; ama amcamn elinin, okuduu kitabn altndan yavaa uzamp bacama yaklatm grene dek aldr etmezdim buna. Bir an sonra elinin temkinli, gizli, titrek hareketlerle bacaklarmn arasnda gezindiini hissederdim. Evin giriinde ayak sesleri duyulur duyulmaz ekerdi elini. Ama evde t kmaz, sessizlik yalnzca oca beslediim odunlarn trtlar ve amcamn hafif bir horlama m, yoksa soluk sesleri mi tam anlalmayan dzenli nefesiyle bozulurken, elleri uyluklarma smsk, neredeyse kaba bir srarla yaprd.

    Muhammet'in daha nce yaptn yapyordu o da. Hatta daha da fazlasn; ama bedenimin bilemediim, gene de tandk bir noktasndan yaylan o gl haz duygusunu artk hissetmezdim. Gzlerimi kapar, eskiden tandm hazza bo yere ulamaya alrdm. Sanki o noktay artk hi bulamayacakmm, ya da benim, varlmn bir paras gitmi de geri dnmeyecekmi gibi gelirdi.

    Amcam gen deildi. Benden ok daha bykt. Ben kck bir ocukken, henz okuma yazma bilmezken o tek bama Kahire'ye gitmi, El Ezher'de derslere devam etmiti. Amcam elime bir tebeir tututurur, ta tahtaya yaz yazdrrd: elif, ba, cim, dal... Bazen bunlar onun ard sra tekrarlamam isterdi: "Elifin stnde bir ey yok, Ba'lann altnda, Cim'in ortasnda bir nokta var, Dal'da hibir ey yok." bn Melik'in iirlerini, hatim indiriyormuasna ezberden okurken, bam sallard; ben de her harfi onun ardndan tekrarlarken ayn ekilde bam sallardm.

  • Tatil bittiinde amcam eein terkisine atlar, Delta stasyonu' na giderdi. Yumurta, peynir, ekmek, kitap ve giysi dolu byk sepetini tayarak ardndan giderdim. Yol boyunca, durmakszn Mehmet Ali Paa Caddesinde, Kale'nin yaknndaki odasndan, El Ezher'den, Ataba Alam'ndan, tramvaylardan, Kahire'de yaayan insanlardan sz ederdi. Tatl bir sesle ark syledii zamanlar, bedeni eein devinimiyle uyum iinde sallanrd.

    "Ben seni derin denizlerde terk etmedim Sen beni kuru toprakta braktn Ben seni parlak altnlara deimedim Sense beni bir pula sattn.Leylim oy,Oy benim gzm oy."

    Amcam trene binip el sallamaya balaynca, alayarak beni de gtrmesi iin ona yalvarrdm. Ama amcam,

    "Kahire'de ne yapacaksn, Firdevs?" diye sorard."El Ezher'e gidip senin gibi okuyacam," derdim.O zaman gler ve El Ezher'in yalnzca erkekler iin olduunu

    sylerdi. Ben de alar, tren hareket etmeye balarken eline yaprdm. Amcam elini zorla, beni yzkoyun yere drecek kadar hzla ekiverirdi.

    Bylece boynum bkk, bam nmde geri dner, eve giden yolda yrrken, kim olduumu dnrdm. Kafama bir sr soru doluurdu: Ben kimdim? Babam kimdi? mrm hayvan pislii temizlemekle, bamn stnde testi tamakla, hamur yourup ekmek piirmekle mi geecekti?

    Babamn evine dndmde, oraya ilk kez adm atan bir yabanc gibi, kerpi duvarlara bakakalrdm. Sanki orada domamm da gkyznden apansz dmm, ya da yedi kat yerin al

  • tndan kmm gibi, neredeyse aknlkla, ait olmadm bir yerde, benim olmayan bir evde, babam olmayan bir babayla, annem olmayan bir anneden domuum gibi baknrdm evreye. Beni deitiren, amcamn Kahire'den, orada yaayan insanlardan sz etmesi miydi? Gerekten annemin kz mydm ben, yoksa annem bakas myd? Yoksa annemin kz olarak domu da, sonradan baka biri mi olmutum? Ya da annem, ayrt edilemeyecek kadar kendine benzeyen baka bir kadna m dnmt?

    Annemin ilk grdm zamanki halini anmsamaya altm. Bir ift gz anmsayabiliyordum. zellikle gzlerini anmsyordum. Rengini ya da biimini tanmlayamazdm. Gzlediim gzlerdi bunlar. Beni gzleyen gzlerdi. Gr alanlarnda olmasam bile beni grrler, nereye gitsem izlerlerdi; yle ki yrmeyi renirken sendelediimde, tutup kaldrrlard beni yerden.

    Ne zaman yrmeye alsam derdim. Sanki arkadan bir g iterdi de beni, yzst yere kapaklamrdm; ya da sanki nmden bir ey bana abanrd da, arka st yere otururdum. Beni ezmek isteyen havann basksyd bu, beni derinliklerine ekmek isteyen topran ekii gibiydi. Hepsinin ortasnda da ben vardm, ayaa kalkmak iin, ellerimle kollarmla mcadele eden, debelenen ben. Ama der dururdum, usuz bucaksz bir denize atlm, batmaya baladnda suyla, yzmeye baladnda rzgrla kamlanan bir nesne gibi, oradan oraya srklenirdim. Bir ift gz dnda gvenecek hibir eyim olmadan, denizle gk arasnda sonsuza dek batp kmak ve bir ift gz dnda, tm gcmle yaptm o gzler dnda beni kaldran hibir ey olmakszn... Yalnz ve yalnz o bir ift gz kaldrrd beni sanki. ri miydiler, ufak mydlar bilmiyorum; kirpikleri uzun muydu, ksa myd, onu da bilmiyorum. Btn anmsadm kapkara iki yuvarlan evresinde apak iki halka. Akn daha ak, karann daha kara olmas iin, bu gzlere bir bakmam yeterdi; sanki gizemli bir kaynaktan alyorlard klarn, nk toprak katran karas, gkyzyse aysz gnesiz, gece kadar karanlkt.

    Her naslsa, onun annem olduunu anlayabiliyordum. Bede

  • ninin koruyucu scaklna doru emekleyerek sokulurdum. Kulbemiz souktu. Gene de kn, babam benim ot yatamla yastm kuzeye bakan odaya tar, ocan bulunduu odadaki keyi kapard. Annem de yanmda kalp beni stacana, babamn yanna giderdi. Yazlan elinde ii souk su dolu bir marapayla dizinin dibine oturup, babamn ayaklann ykadn grrdm.

    Biraz daha byynce babam elime marapay tututurup ayaklarm ykamay bana da retti. Artk annemin yerini almtm; eskiden onun yapt eyleri imdi ben yapyordum. Annem yoktu artk, onun yerine elime vurup, marapay benden alan baka bir kadn vard. Babam onun annem olduunu sylemiti. Aslnda anneme tpatp benziyordu; ayn uzun giysiler, ayn yz, ayn hareketler. Fakat gzlerine baktm zaman onun annem olmadm hissederdim. Tam decekken beni kaldran gzler deildi bunlar. lerinde gne ya da ay oynayormu gibi olan, baktm zaman akn daha ak, karann daha kara olduu, kapkara iki yuvarla evreleyen apak halkalar deildi bunlar.

    Bu kadnn gzlerine hi k dememi gibiydi, gnn en kl, gnein en parlak olduu zaman bile... Bir gn ban ellerimin arama alp yzn gnee doru dndrdm. Ama gzleri snm iki lamba gibi donuk, fersiz kald. Btn gece uyumadm; yanbamda yerde uyuyan kardelerimi rahatsz etmemek iin hknklanm boarak bir bama aladm. ou insan gibi benim de bir sr kz ve erkek kardeim vard. Baharda oalan, kn titreyip tylerim dken, yaznsa ishal olup zayflayan, birbiri ardna keye bzlp len civcivler gibiydiler.

  • Kz ocuklarndan biri ld zaman babam her zamanki gibi yemeini yer, anneme ayaklarm ykatr, sonra yatmaya giderdi. len ocuk erkekse babam annemi dvdkten sonra yemeini yiyip gene yataa yollanrd.

    Ne olursa olsun, babam asla yemek yemeden yatmazd. Bazen evde yiyecek hibir ey olmazd; hepimiz yataa bo midelerle girerdik. Ama babamn yemek yemedii hi olmazd. Annem onun yemeini ocam deliklerinden birinin dibinde gizlerdi. Babam tek bana tknrd, biz de onu seyrederdik. Bir akam elimi tabaa uzatacak oldum, elime sert bir aplak indirdi.

    yle atm ki alayamyordum. nnde oturup yemeini yemesini izledim; gzlerim parmaklarnn kseye uzand andan, azna yiyecek atmak zere havaya kalkt ana dek izliyordu elini. Az, kocamanl ve geni enesiyle, deve azna benziyordu. st enesi alt enesine gcrtl bir sesle basn yapard; her lokmay ylesine inerdi ki, dilerinin birbirine arptm duyardk. Dili aznm iinde, sanki ineme iine o da katlyormu gibi dner, ancak ara sra, dudana yapm ya da enesine dklm bir yiyecek parasn yalayp almak iin dar kard.

    Yemein sonunda annem ona bir bardak su getirirdi. Suyu ier, azndan sular saarak yksek sesle geirirdi, ya da kam gu- ruldard. Bundan sonra ksrp tksrarak, duman grltyle iine ekerek, oday youn duman bulutlarna boan nargilesini ierdi. Nargilesi bitince yatard; yatar yatmaz da her yan onun horultusu kaplard.

    Onun babam olmadn seziyordum. Bunu bana kimse sylemedi, gerein tam olarak farknda da deildim. Bir tek iimde hissediyordum bunu. Gizimi kimseye sylemedim, kendime sakladm. Yaz tatillerinde amcam geldiinde, beni de gtrmesi iin galabeya'sna aslrdm. Amcam bana babamdan daha yaknd. O kadar yal deildi; stelik yannda oturup kitaplarna bakmama izin verirdi. Bana alfabeyi o retti; babam lnce beni ilkokula

  • yollad. Sonralar annem de ldnde, beni yanma alp Kahire' ye gtrd.

    Bazen insann iki kez doup doamayacam sorarm kendime. Amcamn evine girdiimde bir dmeye bastm; oda aydnlanverdi. Kamamasnlar diye gzlerimi kapatp haykrdm. Yemden atmda gzlerimin her eyi ilk kez grd duygusuna kapldm; sanki dnyaya o an gelmiim ya da ikinci kez domuum gibi; nk daha nce doduumu biliyordum. Aynada kendime bir gz attm. Bu da daha nce yaamadm bir eydi. nce karm- dakinin ayna olduunu anlamadm. Kendimi, dizlerine kadar uzanan bir elbise, ayaklarn rten bir ift ayakkab giymi kk bir kza bakar bulunca korktum. Odaya bakndm, benden baka kimse yoktu. Bu kzn nereden ktm kestiremiyordum, ben olduunu da kavrayamyordum. nk ben hep etekleri yerleri spren bir galabeya giyer, nereye gidersem gideyim yaln ayak dolardm. Ama yzm hemen tandm. mrmde hi ayna grmemiken, bunun kendi yzm olduundan nasl bu kadar emin olabilmitim? Oda botu, gardrobun aynas da tam nmde duruyordu. indeki kz benden bakas olamazd. Elbise ve ayakkablar amcam okulda giymem iin almt.

    Aynanm nnde yzm seyrederek ylece durdum. Ben kimdim? Firdevs diye biriydim. Byk yuvarlak burnumu babamdan, ince dudaklarm annemden almtm.

    Tm bedenimi mutsuzluk sard. Burnumun bykln de, dudaklarmn biimini de beenmedim. Babamn ldn sanmtm; gene de ite u byk, irkin yuvarlak burunda yayordu. Annem de lmt, fakat bu ince dudakl azda srdryordu yaamay. Bense, yeni elbiselerim ve ayakkablarmla hep ayn Firdevs'tim.

    Aynaya kar derin bir nefretle doldu iim. O andan itibaren bir daha hi aynaya bakmadm. nnde durduum zamanlar ken

  • dimi grmyordum. Ayna yalnzca sam taramaya, yzm temizlemeye ya da elbisemin yakasn dzeltmeye yaryordu. Bunlar yaptktan sonra antam kapp okula yollanyordum.

    Okulu ok sevdim. Kzlarla, olanlarla doluydu. Avluda oynar, bir utan bir uca koarken soluksuz kalrdk. Bazen de oturur inanlmaz bir hzla ekirdek yer, grltyle iklet iner ya da macun ve keiboynuzu alr, meyankk, demirhindi ve ekerkam suyu ierdik; btn bu gzel, youn tatlara baylrdk.

    Okuldan dndkten sonra evi siler, sprr, amcanm amarlarn ykar, yatam yapar, kitaplarn dzeltirdim. Amcam, gaz sobasnda stp, kaftanyla trbann tlemekte kullandm ar bir demir t getirmiti. Gn batnmdan hemen nce El Ez- her'den dnerdi. Akam yemeini hazrlardm; oturup birlikte yerdik. Yemek bitince ben sedirime uzanrdm, amcamsa yatana oturup yksek sesle kitap okurdu. Yksek yataa, onun yanma srar, parmaklarm ince uzun parmakl byk eline dolar, ince siyah harfli, dzgn ve skk yazl byk kitaplarna dokunurdum. Birka szc skmeye alrdm. Szckler iimde korkuya benzeyen bir duygu uyandran gizemli iaretler gibi grnrd bana. El Ezher, srf erkeklerden oluan huu dolu bir yerdi; amcam da onlardan biriydi, bir erkekti. Okuduu zaman sesi kutsal bir saygyla yanklanrd; uzun parmaklan elimin altnda tuhaf bir titremeye yakalanrd. Bu tamdk bir eydi; ocukluumda hissettiim bu titreyi, hl anmsanan rak bir d gibiydi.

    Souk k gecelerinde amcamn koluna ana kamndaki bir bebek gibi sokulurdum. Yaknlmzla snrdk. Yzm kollarna gmer, onu sevdiimi anlatmak isterdim; fakat szckler azmdan bir trl kmazd. Alamak isterdim, gzyalarn akmazd. Ksa bir sre sonra da, sabaha kadar sren derin bir uykuya dalardm.

  • Bir gn ateim kt. Amcam yanma oturup bam ellerinin arasna ald, uzun parmaklaryla yzm ar ar okad; btn gece onun elini tutarak uyudum.

    lkokuldan mezun olduum zaman amcam bana bir kol saati ald ve o gece sinemaya gtrd. Filmde bir kadn dans ediyordu. Bacaklar plakt. Bir adamn kadna sarldn grdm, sonra onu dudaklarndan pt. Yzm ellerimle kapattm; amcama bakmaya cesaret edemiyordum. Sonra amcam bana dans etmenin ve bir erkei pmenin gnah olduunu anlatt; ama gzlerine hl bakamyordum. O gece eve dndmzde her zamanki gibi yatakta yanma oturmadm; kk sedirimde yorgann altna saklandm.

    Her tarafm titriyordu, anlatamayacam bir duyguya kaplmtm. Sanki amcamn uzun parmaklan bana yanap yorgan yavaa kaldrm, sonra dudaklan yzme yaklap azma demi, titreyen parmaklan yavaa bacaklarma uzanmt.

    Bana tuhaf bir eyler oluyordu; tuhaft, nk daha nce hi byle eyler olmamt, ya da anmsayabildiimden beri hep oluyordu. Bedenimin uzak bir noktasnda, uzun zaman nce yitirdiim eski haz duygusu uyanyordu, ya da henz bilinmedik, yeni bir hazd bu; tanmlanamaz bir hazd, nk bedenimin dnda, ya da varlmn yllar nce zedeledii bir parasnda byyor gibiydi.

    Amcam vaktinin ounu darda geirmeye balad. Sabahlan uyandmda gitmi oluyordu; gece geldiinde de ben uyumu oluyordum. Ona bir bardak su, ya da bir tabak yemek gtrdmde, elini uzatp yzme bakmadan alyordu. Geceleri bam

  • yorgann altna saklar, dikkatle ayak seslerini dinlerdim. Parmaklarnn yaklamasn bekleyerek soluumu tutar, uyuyor numaras yapardm. Bana sonsuz gibi gelen bir sre hibir ey olmazd. Yatann gcrdadn duyardm, bir sre sonra da dzenli horultusu gelirdi. Ancak o zaman uyuduundan emin olurdum.

    Farkl bir insan olmutu. Artk yatmadan nce okumuyor, cbbesiyle kaftann giymiyordu. Onun yerine takm elbiseyle kravat ald, Vakflar Bakanl'nda bir i buldu ve El Ezher'deki retmeninin kzyla evlendi.

    Beni ortaokula yollad; karsyla birlikte yaayaca yeni evine beni de gtrd. Kars ksa boylu, iman, beyaz tenli bir kadnd. Yrrken, hantal bedeni semiz bir rdek gibi paytak paytak salmrd. Sesinin yumuakl sakinliinden deil zalimliinden geliyordu. Gzleri iriydi; ama feri kam, geriye karanlk, mahmur bir kaytszlktan baka bir ey kalmamt.

    Kadn amcamn ayaklarm hi ykamad, amcam da ona hi vurmad, barp armad. Amcam ona kar an derecede kibard; ama bu, erkeklerin kadnlara gsterdii o gerek saygdan yoksun, tuhaf kibarlkt. Kansna kar duygulannn aktan ok korku olduunu, kansnn ondan daha yksek bir toplumsal snftan geldiini sezerdim. Yengemin babas ya da akrabalarndan biri bizi ziyarete geldiinde, amcam et ya da tavuk alr, ev kahkahalarndan nlard. Kendi halas, stnden den kyl giysileri, elbisesinin uzun kollannm arasndan grnen atlak elleriyle kageldiinde, suratn asp bir keye ekilir, azn bak amazd.

    Halas divanda yanma oturur, sessizce alar, onu El Ezher'de okutmak iin altn zincirini sattna ne kadar piman olduundan dem vururdu. Sabahleyin tavuk, yumurta ve ekmek dolu sepetini boaltr, sepeti koluna ekip giderdi. Ona,

    "Bizimle bir gn daha kalsana nine," derdim, ama amcam da, yengem de azlarn ap bir ey sylemezlerdi.

    Her gn okula giderdim. Dnnce evi sprr, yerleri siler, bulaklarla amarlan ykardm. Yengem yalnzca yemek piirir, kapkaca ykayp temizlemeyi de bana brakrd. Sonra am

  • cam eve benim odamda kalacak olan bir hizmeti kz getirdi. Yatak bana ayrlm olduundan kz yerde uyurdu. Souk bir gece yanma gelip yatamda uyumasn syledim, ama yengem odaya girip bizi grnce nce onu, ardndan beni dvd.

    Bir gn okuldan eve dndmde amcam bana kzm buldum. Yengem de bu kzgnl paylar grnyordu; amcam elbiselerim ve kitaplarmla birlikte beni okulun yatakhanesine yerletirmeyi kararlatrana dek srd fkesi. Bundan sonra geceleri yatakhanede yattm. Her hafta sonu babalar, anneler ve dier akrabalar kzlan ziyarete gelir, ya da perembeyle cumay evde geirmeleri iin onlan okuldan karrlard. Yksek duvarn ardndan onlarn gidilerini seyrederdim; insanlan ve ilek caddeyi, yaama yksek bir cezaevi duvarnn stnden bakmaya mahkm edilmi bir tutuklu gibi gzlerdim.

    Fakat her eye karn okulu sevmekten vazgemedim. Yeni kitaplar, yeni konular ve birlikte ders altm yatm kzlar vard. Yaamlanmz zerine konuur, srlanmz paylar, en gizli duygularmz birbirimize sylerdik. Gece gndz parmak ularnda dolap casusluk yapan, sylediklerimizi dinleyen gzetmen dnda, ii bozan kimse yoktu. Gzetmen, uyuduumuz zaman bile her hareketimizi gzler, d grrken bizi seyrederdi. Birimiz uykusunda i ekse, ya da en ufak bir hareket yapsa alc ku gibi stne atlard.

    Vafeya adnda bir arkadam vard. Yata benimkinin hemen yanndayd. Iklar snnce yatam onunkine yaklatrrdm, ge- ceyansna dek konuurduk. k olduu kuzeninden, onun da kendisini sevdiinden sz ederdi; bense gelecee ilikin umutlanm- dan... Gemiimde, ocukluumda kayda deer bir ey yoktu; ne ak ne de baka bir ey. Bu yzden benim sylediim her ey gelecekle ilgiliydi. nk gelecek, istediim renklerle boyamak zere

  • hl benimdi. zgrce karar vermek, istersem deitirmek zere hl benim...

    Bazen doktor, mhendis, avukat ya da hkim olacam dnrdm. Derken bir gn btn okul ynetime kar byk bir gsteriye katlmak zere sokaklara dkld. Birden ben de kendimi "hkmet istifa" diye baran kzlarn omuzlarnda buldum.

    Okula dndmde sesim kslm, salarm birbirine karm, giysilerim birka yerden yrtlmt; ama btn gece kendimi byk bir lider ya da devlet bakan olarak dledim.

    Kadnlarn devlet bakan olamayacam biliyordum; fakat dier kadnlardan, evremde aktan, erkeklerden sz eden dier kzlardan farkl olduumu hissediyordum. nk ben aktan, erkeklerden hi sz etmedim. Kzlarn kafasn megul eden eylerle ilgilenmedim; onlara nemli gelen eyler bana incir ekirdeini doldurmaz eyler gibi gelirdi.

    Bir gece Vafeya, "Hi k oldun mu Firdevs?" diye sordu."Hayr Vafeya, hi k olmadm," yantn verdim.Bana aknlkla bakt ve "Ne tuhaf!" dedi."Neden tuhaf buldun?" diye sordum."Baklarnda k olduunu syleyen bir ey var.""nsann baklarnda ak ele veren ne olabilir ki?"Ban sallayp, "Bilmiyorum," dedi. "Fakat zellikle senin,

    aksz yaayamayacak biri olduunu hissediyorum.""Ama ben aksz yayorum.""O halde yaamn bir yalan; ya da hi yaamyorsun."Son szc syledikten sonra hemen uykuya dald. Gzle

    rim fal ta gibi alm, karanl seyretmeye koyuldum. Irak, yar unutulmu imgeler yava yava gecenin iinde boy gstermeye balad. st ak barnakta ot dee uzanm Muhammet'i grdm. Otun kokusu geldi burnuma; Muhammet'in parmaklan bedenimde gezindi. Tm bedenim bilinmeyen bir kaynaktan, varlmn dnda tanmlanamaz bir noktadan gelen, ok uzak, gene de bildik bir hazla sarsld. Bedenimin bir yerinde, dingin bir hazla balayp, dingin bir acyla biten yumuak nabz atlarm hisse

  • debiliyordum. Bir an dokunabilmek iin tutmaya altm, fakat hava gibi, bir yanlsama, uup giden ve yok olan bir d gibi elimden kaan bir eydi bu. Uykumda, bu hazz u anda elimden ka- nyormuum gibi aladm; sanki uzun sre nce deil de ilk kez yitirdiim bir eymi gibi.

    Okulda geceler uzundu, gnlerse daha da uzun. Yat zili almadan saatler nce derslerimi alp bitirmi olurdum. Bu sayede okulun kitapln kefettim. Arka avluda, raflan krk dkk, kitaplarn st bir kar tozlu, yzst braklm bir oda... Tozlar sar bir bezle alr, zayf n altnda krk bir iskemleye oturur, okurdum.

    Kitaplar sevmeye baladm, nk her kitaptan yeni bir ey reniyordum. Acemler, Araplar ve Trkler hakknda pek ok ey rendim. Krallarla hkmdarlarn iledii sulat hakknda, savalar, halklar, devrimler ve devrimcilerin yaamlar hakknda kitaplar okudum. Ak ykleri, ak iirleri okudum. Fakat hkmdarlar zerine yazlm kitaplar yeliyordum. Cariyeleriyle odalklar ordu kadar kalabalk olan bir hkmdarla, hayatta tek ilgilendii ey arap, kadnlar ve kle krbalamak olan bir baka hkmdar hakknda kitaplar okudum. Bir bakas kadnlara fazla ilgi gstermiyor; savalardan, ldrmekten, ikence yapmaktan zevk alyordu. Yine bir bakas, doymak bilmezcesine tknmay ve paray seviyordu. Bir dier hkmdar kendine ve byklne, dnyada baka kimse yokmuasna hayrand. Btn zamann tarihsel gerekleri arptp halkn aldatmakla geiren entrikac bir hkmdar da vard.

    Btn bu hkmdarlarn erkek olduunu kefettim. Ortak yanlan hrsl ve arpk bir kiilik, paraya, cinsellie ve snrsz gce kar doymak bilmez bir itaht. Dnyaya ktlk tohumlann eken, halklann talan eden erkeklerdi bunlar; kaim sesli, ikna yeteneine sahip, tatl szler seip syleyen, zehirli oklar atan erkeklerdi. Gerek yzleri, ancak lmlerinden sonra ortaya kyordu. Bylece tarihin aptalca bir inatlkla kendini tekrarladn kefettim.

  • Ktphaneye dzenli olarak baz dergi ve gazeteler geliyordu. Bunlan okuyup resimlerine bakmay alkanlk haline getirmitim. Sk sk, cuma namazna gidip cemaatle oturan hkmdarlarn resimlerine rastlardm. Hkmdar szlm gzlerinin arasndan byk bir kmsemeyle, hakka ermi gibi bakarak otururdu. Halkn aldatt gibi, Allah'n da aldatmaya altn grrdm. evresinde, sylenen her eye hayranlkla kafa sallayan, ksk sesle dua eden, ellerini nlerinde kavuturan, evrelerinde olup biteni akgz, kukulu, sinsi, saldrmaya hazr, aalk bir saldrganlk dolu gzlerle seyreden yksek grevliler olurdu.

    Sava, ktlk ya da salgn hastalk sonucu yaamlarn yitiren ehitlerin ruhlar iin istekle dua ederken grrdm onlar. Balarn yere eip, korku ve etin dolgunlatrd popolarn kaldrarak secdeye varrlard. "Yurtseverlik" szcn her andklarnda, aslnda Allah'tan korkmadklarn, kafalarndaki yurtseverlik kavramnn yoksulun, zenginin topram, onlarn kendi topraklarm savunmak iin lmesi gerektii anlamna geldiini hemen anlardm, nk yoksulun topra yoktu.

    Deimez grnen tarihi okumaktan, hep o eski yklere ve hepsi birbirine benzeyen resimlere bakmaktan sklnca, tek bama oyun sahasnda otururdum. ou zaman gece aysz, kapkaranlk olurdu; yat zili geride uzun bir sessizlik brakarak son notasn alard. evremdeki tm pencereler kapanr, tm klar snerdi; bense birok eyi merak ederek, tek bama karanlkta oturmay srdrrdm. Gelecek yllarda nasl olacam? niversiteye gidebilecek miyim? Amcam bunu kabul eder mi?

    Bir gece orada ylece otururken bir retmen grd beni. Bir an karanlkta hareket etmeden duran, ama insana benzeyen bir cisim grmekten rkt. Yanma gelmeden seslendi:

    "Kim var orada?"Zayf, korkak bir sesle yantladm onu: "Benim, Firdevs. Daha da yaklap beni tanynca ard; snfndaki en iyi

    rencilerden biriydim, en iyi rencilerse yat zili alar almaz yataa girerlerdi.

  • Ona sinirlerimin biraz bozuk olduunu, uyku tutmadn syledim; yambama oturdu. Ad Ikbal'di. Ksa boylu, tombul, uzun siyah sal ve kara gzlyd. Karanla karn bana bakan, beni inceleyen gzlerini grebiliyordum. Ne zaman bam evirsem, beni izliyor, gzlerini bana dikmi, bir an bile ayrmyordu. Yzm ellerimle kapadm zaman bile, ellerimin arasndan gzlerimi gryormu gibi geliyordu bana.

    Anszn gzyalarna bouldum. Yalar ellerimin arasndan szp yzme akyordu. Ellerimi tutup yzmden ekti.

    "Firdevs, Firdevs, ltfen alama.""Brakn da alayaym," dedim."Seni hi alarken grmemitim. Ne oldu?""Hi. Hibir ey.""Olur mu! Mutlaka bir ey olmutur.""Hibir ey olmad kbal Hanm."Sesinde bir aknlk seziliyordu. "Alamann hi mi nedeni

    yok?""Nedenini bilmiyorum. Yeni hibir ey olmad."Yanmda sessizce oturdu. Kara gzlerinin gecede gezindiini,

    gzyalarnn parltl bir kla aktm grebiliyordum. Dudaklarm ksp, zorlukla yutkundu; gzlerindeki k birden kayboldu. Geceleyin yalazlanan alevler gibi, gzleri bir parlayp bir snyordu. Sonra bir an geldi, yeniden dudaklarm ksp yutkundu, ama iki damla ya gzlerinde asl kald. Yalarn burnuna dtn, yavaa iki yandan szldn grdm. Bir eliyle yzn rtt, dieriyle bir mendil karp burnunu sildi.

    "kbal Hanm, alyor musunuz?""Hayr," dedi. Sonra mendilini gizleyip, zorlukla yutkunarak

    glmsedi.Gece evremizde derin, sessiz, hareketsizdi; tek bir ses, tek

    bir kprt yoktu. Her ey n szamad mutlak bir karanla gmlmt; nk gkyz aysz gnesizdi. Yzm ona doru evirdim. Gz gze geldik: bana bakan kapkara iki yuvarlan evresinde apak iki halka... Gzlerine bakmay srdrdke ak

  • daha ak, kara daha kara oldu; sanki yerde de gkte de bulunmayan gizemli bir kaynaktan alyorlard klarn; nk toprak gece rtsne brnmt, gkyznde ona k verecek ne ay ne gne vard.

    Gzlerini belleime kazdm, elini elime aldm. Birbirine dokunan ellerimizin yaratt duygu tuhaf, apanszd. Bedenimi uzak ve derin bir hazla, anmsayabildiim zamandan, bilincimin eriebildii zamandan bile daha gerilere uzanan bir hazla titreten bir duyguydu bu. Bir yerlerimde hissedebiliyordum onu, varlmn ben doduum zaman doan, ama ben byrken bymeyen bir paras gibi, bir zamanlar bildiim, ama doarken geride braktm bir paras gibi... Olabilecek, gene de hi yaanmam her eyin belli belirsiz bilinci gibi...

    O an bir anm geldi aklma. Dudaklarm konumak zere araland, ama aklmdan uup gitti. Yitirmek zere olduum, ya da o an sonsuza dek yitirdiim deerli bir eyin ansyla lgn gibi atan korku dolu yreim sarsld, durayazd. Parmaklarm, yeryznn en byk gc bile gelse onu oradan ekip alamazm gibi iddetle kbal Hamm'n eline yapt.

    O geceden sonra ne zaman karlasak, dudaklarm, dilimin ucun- dakileri sylemek iin aralanrd. Yreim korkuyla, ya da korkuya benzer bir duyguyla atard. Yanma gitmek, elini tutmak isterdim; ama o snfa girer, ders bitince de benim orada olduuma hi dikkat etmeden kp giderdi. Kazara gzleri bana takldnda, dier rencilere bakndan farkl olmazd baklar.

    Yatakta, uykuya dalmadan nce dnrdm: "kbal Hanm her eyi unuttu mu?"

    Bir dakika sonra Vafeya yatan benimkine yaklatrp sorard:

    "Neyi unuttu mu?"

  • "Bilmiyorum Vafeya.""Dler dnyasnda yayorsun, Firdevs.""Hi de deil, Vafeya. Bir eyler oldu, biliyorum.""Ne oldu?"Ona olup biteni anlatmaya altm, ama nasl aklayacam

    bilmiyordum. Daha dorusu syleyecek hibir ey bulamadm. Anmsayamayacam bir ey olmu, daha dorusu hibir ey olmam gibiydi.

    Gzlerimi kapayp olay yeniden yaamaya altm. Yalnzca apak iki halkann evreledii kapkara iki yuvarlak belirdi gzlerimin nnde. Ben baktka byyp iriletiler; kara yuvarlak dnya kadar byd, ak halka ise insann iine ileyen, gne kadar byk bir ktleye dnt. Gzlerim akla karann iinde, artk parlaklklarndan ikisini de alglayamaz hale gelene kadar kayboldular. Gzlerimin nndeki imgeler birbirine kart. Annemle babamn, amcamla Muhammet'in, kballe Vafeya'nn yzlerini birbirinden ayramyordum artk. Gzlerimi, sanki kr oluyormu- um gibi panik iinde atm. Gecenin iinde, nmde duran Vafe- ya'nn yz izgilerini seebiliyordum. Hl uyankt, yle dediini iittim:

    "Firdevs, sen kbal Hanm'a k msn?""Ben mi?" dedim aknlkla."Tabii sen, baka kim olacak?""Asla Vafeya!""O zaman neden her akam ondan sz ediyorsun?""Ben mi? Ondan mz ediyorum? Hi de deil. Sen her eyi

    abartrsn Vafeya.""kbal Hanm harika bir retmen," dedi."Evet," diye onayladm, "ama o kadn. Ben bir kadma nasl

    k olabilirim?"Son snavlara birka gn kalmt. Vafeya artk sevgilisinden

    sz etmiyordu, yat zili de artk eskisi kadar erken almyordu. Her gece alma salonunda Vafeya ve dier kzlarla birlikte ge saatlere dek otururduk. Ara sra gzetmen, tpk uyuyuumuzu, hatta

  • d grmz denetlemek iin evrede doland gibi, ders almamz da denetlemek zere gelirdi. Kzlardan biri soluk almak ya da boynunu dinlendirmek iin ban bir an kaldrsa, bir yerlerden ortaya kverirdi; kzcaz da hemen kitabna gmlrd.

    Gzetmenin dur durak bilmez dikkatine ve dier eylere karn, snf da almay da seviyordum. Bitirme snavlarnn sonulan aklanrken, okul kincisi ve lke yedincisi olduum sylendi. Diplomalann datld gece zel bir tren vard. Yzlerce anababann ve akrabann bulunduu byk bir salonda, mdire adm okuyunca diplomay almak iin kimse ortaya kmad. Salonu ani bir sessizlik kaplamt. Mdire adm yineledi. Ayaa kalkmaya altm, fakat bacaklanm bana itaat etmiyordu. Oturduum yerden seslendim:

    "Burada."Btn balarn bana doru dndn, btn gzlerin benim

    olduum yne baktn, gzlerimin nnde saysz gzn saysz kara yuvarla evreleyen saysz ak halkaya dntn, hep birlikte benim gzlerime dikildiini grdm.

    Mdire sert bir sesle:"Oturarak cevap verme. Ayaa kalk!" dedi.Ak halkalarla kara yuvarlaklar yukanya evrildiinde ayaa

    kalktmn farkna vardm.Mdire yaammda hi iitmediim kadar yksek bir sesle

    yeniden bard: "Velin nerede?"Salonu derin bir sessizlik kaplamt, adeta uultulu bir ses

    sizlikti bu. Hava tuhaf bir sesle titredi; kalabalk salonun arkasndan gelen solumalar ritmik bir tonla bana ulat. Balar, eski hallerine dndler; bense orada, srtlan seyrederek ylece durdum.

    Bir ift gz, yalnzca bir ift gz benimkilere dikilmiti. Baka yana da baksam, bam da evirsem yakndan izliyordu beni. imdi her ey, apak iki halkayla evrili katran karas bir ift gz dnda en ufak bir bile ayrt edemediim bir karanla gmlmt. Bu gzlere baktka akyla karas daha da derinlei

  • yordu; sanki gizemli bir kaynaktan alyorlard klarn, nk salon kapkaranlk, dardaki gece ise katran karasyd.

    Sanki karanlkta gidip onun elini tutmuum, ya da o gelip benim elimi tutmu gibi geldi bana. Bu ani temas, neredeyse haz kadar derin bir acyla, ya da ac yaratacak kadar youn bir hazla rpertti bedenimi. Irak bir hazd bu; yaam yolculuunun anmsanan yllarndan daha eski, bellein uzunluundan daha uzun, ok uzak yllar nce ortaya km, derinliklere gmlm gibi gelen bir haz. Anmsar anmsamaz unutulan, bir kez olmu ve yitip gitmi ya da hi olmam bir ey gibi.

    Ona her eyi sylemek zere azm atm; ama o,"Bir ey syleme Firdevs," dedi.Mdirenin bulunduu platforma kana dek, elimi tutup in

    sanlarn arasndan geirerek yol gsterdi bana. Diplomam ald; sonra baar belgemi almak iin imzasm att. Mdire btn derslerden aldm notlan okuyunca, salon alka benzer bir grltye bouldu. Mdire eline renkli kda sarlm, yeil ipek kurdelay- la balanm bir kutu ald. Elimi uzatmaya altm, ama yapamadm. Bir kez daha mdireye yaklaan kbal Hanm' grdm. Paketi mdirenin elinden ald, sonra beni insanlarn arasndan geirerek yerime gtrd. Kucama diplomay, onun zerine de kutuyu koyarak oturdum.

    Okul bitiyordu. Babalar ve veliler kzlan eve gtrmeye geldiler. Mdire amcama telgraf ekti; birka gn sonra da amcam beni almaya geldi. Tren gecesinden beri kbal Hanm' grmemitim. Ayn gece yat zilinden sonra uyku tutmad, avluda karanln ortasnda oturakaldm. Ne zaman uzaktan bir ses duysam, bir kprt sezsem, evreme bakmyordum. Bir an giri kapsnn yaknnda hareket eden bir karalt grdm. Hemen ayaa frladm. Yreim deli gibi atyor, yzm alev alev yanyordu. Grdm karalt bana doru geliyor gibiydi. Kalktm, yavaa ona doru yr

  • dm. lerlerken sa diplerim ve avularm da dahil, tm bedenimin ter iinde kaldn fark ettim. "kbal Hanm," diye seslendim, ama azmdan kan, benim bile duyamadm bir fslt oldu. Hi ses gelmeyince korkum artt. Karanlkta, insan bedeni biiminde bir cisim belirmiti. Bu kez benim de ak seik duyduum yksek bir sesle seslendim:

    "Kim var orada?"Kendi sesim, uykusunda konuan biri gibi, beni kendime ge

    tirdi. Karanlk, ortalama bir insan boyunda alak, svasz bir duvar ortaya karacak ekilde biraz araland. Daha nce de grdm, ama ksa bir sre iin o an yaplm sandm bir duvard bu.

    Okuldan son kez ayrlmadan nce, aniden bir mucize olmasn, kbal Hanm'n bana bakan gzlerini grmeyi, ya da bana gle gle demesini umarak duvarlara, pencerelere, kaplara bakndm. Durup dinlenmeden lgn gibi arandm. Umudumu bir yitirip bir kazanyordum. Hi durmadan saa sola bakmyordum. Gsm heyecanla inip kalkyordu. D kapdan kmadan nce amcama,

    "Bir dakika beni bekler misin?" dedim.ki dakika sonra amcamn peinden sokaa ktm; kap ard

    mzdan kapanmt. Bense kapya, yeniden alacakm, ya da ardnda her an kapy amaya hazr birinin olduunu biliyormuum gibi dnp dnp baktm, flu kapal kapnn grntsn belleime kazyarak amcamn ardndan ar admlarla yrdm. Yemek yediim, su itiim, ya da uykuya yattm zaman bile gzmn nndeydi o. imdi amcamn evinde olduumun farkndaydm. Onunla yaayan kadm kars, evin iinde kouan ocuklarsa ocuklaryd. Bu evde, yatak odasndan ince bir duvarla ayrlan, yemek odasndaki kk tahta sedir dmda bana ait olan bir yer yoktu. Her gece duvarn ardndan gelen fsltlar duyuyordum.

    "Bugnlerde bir tek ortaokul diplomasyla i bulmak kolay deil."

    "Ne yapabilir yleyse?""Hibir ey. Ortaokulda bir ey retmiyorlar. Keke ticaret

    okuluna gnderseydim onu."

  • "yle yapsaydm, byle yapsaydm demeyi brak. imdi ne yapacaksn, onu syle!"

    " bulana kadar bizimle kalabilir."" bulmas yllar srebilir. Ev kk, hayat da pahal. ocuk

    larmzn iki kat yemek yiyor.""Ev ilerinde sana yardmc olur, ocuklara bakabilir.""Hizmetimiz var; ben de yemei piiriyorum, ona gerek

    yok.""Yemek piirmene yardmc olup ykn hafifletebilir.""Onun yemeklerini beenmiyorum. Biliyorsun efendi, yemek

    piirirken insan, 'ruhunu' katar. Onun yemee katt ruhu sevmiyorum, sen de sevmiyorsun. Bize piirdii bamyay unuttun mu? Benim kendi ellerimle piirdiim bamyaya hi benzemediini sylemitin."

    "Sadiye'nin iini yaparsa kza para vermekten kurtuluruz.""Sadiye'nin yerini tutmaz. Sadiye hafif, eline abuk, yapt

    ii de seviyor. stelik yemee, uykuya fazla dkn deil. Halbuki bu kzm her hareketi yava. Kam donmu gibi, stelik fazla dnyor."

    "Ne yapacaz yleyse?""Onu niversiteye yollayp bamzdan atabiliriz. Orada kz

    rencilere ayrlm pansiyonlarda kalr.""niversiteye mi? Erkeklerle yan yana oturaca bir yere mi?

    Benim gibi saygdeer bir eyhin, dini btn bir adamn yeenini erkeklerin arama gndermesi ne demek biliyor musun? stelik pansiyon, kitap, giysi parasm nereden bulacaz? Hayat ne kadar pahallat, bilmiyor musun? Fiyatlar alm bam gidiyor. Biz brokratlarn maa ise gdm gdm ykseliyor."

    "ok iyi bir fikrim var efendi.""Nedir?""Amcam eyh Mahmut namuslu adamdr. Yksek bir emekli

    maa var, ocuu da yok; stelik geen yl kars ldnden beri yalnz yayor. Firdevs'le evlenirse kz iyi bir hayata kavuur; amcanm da kendisine hizmet edip yalnzlm gideren uysal bir

  • ei olur. Firdevs byd efendi, evlenmeli. Bann balanmamas tehlikeli. O iyi kz ama dnya ktlklerle dolu."

    "Haklsn, ama eyh Mahmut ona gre ok yal.""Kim demi yal diye! Daha yeni emekli oldu, stelik Fir

    devs de o kadar gen deil. Onun yandakiler oktan evlenip oluk ocua kart. Amcam yal ama gvenilir bir erkektir; karsna hakaret eden, dven gen bir adamdan ok daha iyidir. Genleri bilirsin!"

    "Haklsn. Ama yzndeki sakatl unutma.""Sakatlk m? Kim demi sakat diye? Hem efendi, bykleri

    miz 'Erkein gzelliine deil cebine bakacaksn,' demez mi?""Ya Firdevs kabul etmezse?""Neden reddetsin? Bundan iyi ksmet bulamaz. Hem Firdevs'

    in burnunu da unutma. Marapa gibi byk ve irkin. stelik ailesinden de bir ey kalmad, kendi geliri yok. eyh Mahmut'tan iyi koca bulamaz."

    "Sence bu fikir eyh Mahmut'un houna gider mi?""Onunla konuursam eminim kabul eder. Byk bir balk

    paras istemek niyetindeyim.""Ne kadar?""Yz lira, varsa iki yz lira.""Yz lira verirse gene kr, daha fazlasm isteyecek kadar

    agzl olmayalm.""Ben kapy iki yzden aanm. Be para iin saatlerce didi

    en, bir kuru iin canna kyan biri olduunu unutma.""Yz lira verirse Allah'a krederiz. Borlarm deyip Fir-

    devs'e biraz amar, bir-iki de elbise alrm. stndeki giysilerle evlendiremeyiz."

    "Neyse ki gelinlik, eyiz falan gibi eyleri dert etmek zorunda deiliz. eyh Mahmut'un evinde her ey var, son karsnn brakt mobilyalar da hl iyi ve salam; bugnlerde satlan dkntlerden ok daha iyi."

    "Mutlaka. ok doru sylyorsun.""Yemin ederim efendi, Allah senin u yeenini cidden sevi

  • yor. eyh Mahmut onunla evlenmeyi kabul ederse, kz gerekten ansl demektir."

    "Kabul eder mi dersin?""Neden etmesin? Bu evlilikle senin gibi saygdeer bir eyhin

    ve dini btn bir mslmann akrabas olacak. Byle bir neriyi kabul etmesi iin bu bile yetmez mi?"

    "Belki zengin bir ailenin kzm almay dnyordur. Bir kurua bile nasl taptn bilirsin."

    "Efendi, kendini yoksul bir adam m sanyorsun sen? Allah'a kr durumumuz oundan iyi."

    "Dorusu bize verdii nimetler iin Allah'a kretmeliyiz. Kalbimiz Allah'a kran doludur."

    Sedirde yatarken amcamn, elini hzla st ste iki kere ptn iittim; bir yandan da yineliyordu:

    "kr Allah'a, kr Allah'a."Avucunu ptn, sonra ikinci bir pck kondurmak iin

    elinin tersini evirdiini tahayyl edebiliyordum. ki pcn emmeyi andran sesi, ince duvardan bana kadar geldi, bir an sonra yeniden pck sesi geldiinde bu kez dudaklar karsnn ellerinde, kolunda ya da bacamda geziniyordu, nk karsnn kar klarm duymaya balamtm:

    "Hayr, efendi, hayr," diyordu, kolunu ya da bacan onun elinden kurtarmaya alrken.

    Amcamn sesi, yeni pckleri gibi yumuak, ksk bir tonda geliyordu:

    "Ne hayr kadn?"Altlarndaki yatak gcrdad. imdi dzensiz, kesik kesik so

    luyularn, karsnn gene kar koyan sesini duyabiliyordum:"Hayr, efendi, Peygamber akna. Hayr, gnah bu!"Sonra amcamn slk gibi bouk sesi:"Bre kadn.. Ne gnah, ne peygamberi? Ben senin koanm,

    sen de benim karmsn!"Yatak nce yava yava salland, sonra tuhaf bir hzla, yata,

    yeri, aramzdaki duvar, hatta benim yattm sediri sallayan l

  • gn bir ritimle, srekli birbirine yaklap uzaklaan iki ar bedenin altnda daha fazla gcrdad. Bedenimin sedirle birlikte titrediini, soluumun hzlandm hissediyordum; bir sre sonra ben de ayn tuhaf lgnlkla soluk solua kaldm fark ettim. Sonra onlarn devinimleri ve soluyular yava yava sakinletiinde ben de sakinletim. Solumam normale dnd, ter iinde uyuya- kaldm.

    Ertesi sabah amcama kahvalt hazrladm. Ona her su gtrdmde yzme bakyordu; ama her seferinde gzlerimi gzlerinden karmak iin bam baka yne eviriyordum. O gn amcam gidene kadar bekledim, sonra tahta sedirin altndan ayakkablarm kardm, elbiselerimi, ayakkablarm giydim. Kk antam ap katlanm geceliimi, diplomamla baar belgemi iine koydum. Yengem mutfakta yemek piiriyordu. Sadiye ise ocuklara yemek yediriyordu. Kuzenlerimin en k Hele, o srada ieri girdi. Elbisemi, ayakkablarm ve kk antam grnce gzleri fal ta gibi ald. Henz konumay bilmiyor, adm syleyemedii iin "Devs" diyordu. Bana glmseyen tek kuzenim oydu; odada yalnz olduum zamanlar,

    "Devs, Devs," diyerek sedire atlard.San okayp, "Syle, Hele," derdim."Devs, Devs," diyerek kkrdar, sonra kendisiyle oynamam

    isterdi. Ama annesinin sesi onu hemen arr, Hele de sedirden atlayp kck ayaklaryla paytak paytak yryerek giderdi.

    Hele'nin gzleri ayakkablarmdan elbiseme, elbisemden kk antama devaml gidip geliyordu. Eteimin ucuna aslm, srekli "Devs, Devs," diyordu.

    "Dneceim, Hele," diye kulana fsldadm.Ama sakinlemedi. Elime yapp, "Devs, Devs," diye tuttur

    du.Oyalamak iin eline bir resmimi verip, kapy atm; dar

  • ktm; kapy ardmdan sessizce kapadm. Kapnn arkasndan,"Devs, Devs," diye beni aran sesini duyuyordum.Merdivenlerden aa kotum. Ama alt kata inip sokaa ka

    na dek sesi kulaklarmda yanklanmaya devam etti. Caddeye ulatmda ardmda bir yerlerden gelen sesini hl duyuyordum. Dnp baktm, kimse yoktu.

    Daha nce de ok defa yaptm gibi, sokakta yryordum. Ama bu kez belirli bir hedefim olmad iin kendimi farkl hissediyordum. Ayaklarmn beni nereye srklediini hi bilmiyordum. Sokaklara ilk kez gryormuasna baktm. Gzlerimin nnde yeni bir dnya alyordu; benim iin daha nceleri var olmayan bir dnya. Belki hep oradayd, hep var olmutu, ama ben onu hi grmemitim; hep orada olduunu fark etmemitim. Btn bu yllar boyunca nasl da kr kalmtm? Sanki kafamda nc bir gz alm gibiydi. Sokaklarda insanlarn, kimi yryerek, kimi araba ve otobslerin iinde, ard arkas kesilmez bir akla hareket ettiklerini gryordum. Hepsinin acelesi vard, evrelerine bakmadan hzla gidiyorlard. Orada tek bama, ylece duran bana kimse aldr etmiyordu. Bana dikkat etmedikleri iin de onlar rahat rahat gzleyebiliyordum. Eski psk giysiler iinde yrtk pabulu insanlar yryordu. Yzleri solgun, gzleri donuk, dnyadan elini eteini ekmi, yzleri bariz bir hzn ve endieyle dolu insanlard bunlar. Oysa arabadakilerin geni, salkl omuzlan, dolgun yanaklan vard. Camlann ardndan akgz, kukulu, sinsi gzlerle, her an saldrmaya hazr, saldrgan ama buna karn klece bir ifadeyle danya bakyorlard. Otobstekile- rin yzlerini, gzlerini seemiyordum; tm otobs dolduran, merdivenlere, atya kadar taan bu bedenlerin srtlanyla balan- n grebiliyordum yalnzca. Otobs durakta durduu ya da yavalad zaman terden parlayan sapsan yzlerini, apak bir korkuyu yanstan da uram gzlerini bir an yakalayabiliyordum.

    Caddeyi tmyle kaplayan bu insan selinden akna dnmtm; ama kendilerini de bakalarn da gremeyen kr yaratklar gibi hareket etmeleri beni daha da artt. Birden kendimin

  • de onlardan biri olduumu kavraymca, hayretler iinde kaldm. Bu kavray bende nce bir memnunluk yaratt; ancak hemen sonra bu duygu yerini evresindeki dnyay alglamak zere gzlerini ilk kez aan, ama hi bilmedii yepyeni bir ortama girdiini fark eder etmez l basan bir bebein endiesine brakt.

    Karanlk bastnda hl geceyi geirebilecek bir yer bulamamtm. imden avaz avaz barmak geliyordu. Yorgunluktan bitmitim, alktan midem gurulduyordu. Bir duvara dayandm, bir sre evreme baknarak ylece durdum. nmdeki sokak usuz bucaksz bir deniz gibi geldi bana. Otobstekileri, arabadakileri, yayalar, hibir eyi alglamadan, yryen kalabaln arasnda grmeyen gzlerle yuvarlanan, sulara frlatlm bir akl taydm yalnzca. Her dakika nmden binlerce gz geiyordu; fakat ben onlar iin yoktum.

    Karanln iinde birden bir ift gz algladm, daha dorusu bu gzlerin bana yneldiini hissettim; yavaa bana yaklayorlard. Baklar nce merakla ayakkablarma evrildi, orada bir an durdu; sonra yavaa bacaklarma, kalalarma, kamma, gslerime, boynuma kmaya balad; sonra ayn souk merakla gzlerime dikildi.

    Tm bedenimden, lm korkusu gibi, ya da lmn kendisi gibi bir rperti geti. Bu rpertiyi durdurmak, tm varlm etkisi altna alan bu dehetin stesinden gelebilmek iin, srtmdaki, yzmdeki kaslar gerdim. stelik bak ya da jilet tayan bir elle deil, topu topu bir ift gzle kar karyaydm. Zorlukla yutkunup, bir bacam ne attm. Gzlerden birka adm uzaklamay baardm, ama o delici baklar srtmda hissediyordum. Parlak bir kla aydnlatlm kk bir dkkn grdm, hzla oraya kotum. eri dalp kalabaln arasna kartm. Birka dakika sonra dar kp tm caddeyi dikkatle gzden geirdim. Gzlerin gittiinden emin olunca, abucak yola kotum. Kafamda bir tek dnce vard: en ksa yoldan amcamn evine ulamak.

  • Geri dndm zaman amcamn evine nasl tahamml ettim, nasl eyh Mahmut'un kars oldum, bilmiyorum. Btn bildiim, orada, aklma geldike tm bedenimi tere boan o iki gzden daha az korkutucu bir dnyayla karlaacamd. Bu gzlerin rengini, yeil mi kara m, yoksa baka bir renk mi olduunu bilmiyordum. Biimini de anmsamyordum; iri miydiler, yoksa iki kk, ipil gz m? Ancak gece gndz, ne zaman sokakta yryecek olsam, yerdeki bir delikten aniden karma kverecek bu gzlerin korkusuyla, evremi dikkatle szerdim.

    Amcamn evinden ayrlp eyh Mahmut'la yaayacam gn gelip att. Artk tahta sedir yerine rahat bir yatakta yatyordum. Ama yemekten, amardan ve eya dolu odalaryla koca evi temizlemekten yorulup biraz soluk almak istesem, eyh Mahmut tepemde bitiyordu. Altmndan fazlayd, bense daha on dokuz yamda bile deildim. enesinde, tam dudamm altnda, ortas delik byk bir ilik vard. Bazen bu delik kururdu; ama ou zaman kana benzeyen krmzms, ya da irin gibi beyazms san renkte damlalar aktan eski pasl bir muslua benzerdi.

    Delik kuruysa beni pmesine izin verirdim. O ilii, kk bir keseye benzeyen dudaklarm, yal, pis kokulu cildini yzmde hissederdim. Delik kuru deilse, pis kokusundan kanmak iin dudaklarmla yzm te yana evirirdim.

    Geceleri kollarm bacaklarm bedenime dolar, yamru yumru ellerini, yllardr iyi yemee hasret a bir adamn peneleriyle bir tabak yemei silip sprmesi, geriye tek bir krnt bile brakmamas gibi, btn bedenimde gezdirirdi.

    Fazla yemek yiyemiyordu. Yzndeki ilik ene hareketlerini engelliyor, bzm yal midesi fazla yemekten rahatsz oluyordu. Az yese de, tabam siler sprr, geriye hibir ey kalmadndan emin olana kadar elindeki ekmek parasyla taba syrr da synrd. Ben yerken durmadan tabama bakar, bir para

  • yemek kalmsa atlp onu da alr, lokmay yutarken de benim msrifliimden yaknrd. Oysa hibir eyi israf etmezdim; tabamda yalnzca kenarlara bulaan, ancak su ve sabunla temizlenebilecek kadar krnt kalrd.

    Kollaryla bacaklar geveyince altndan yavaa kayar, ayaklarmn ucuna basarak banyoya giderdim. Orada yzm, dudaklarm, kollarm, bacaklarm, bedenimin her yanm, tek bir milim kalmamacasna ykar, defalarca sabunlardm.

    Emekli olmutu; isiz gsz, arkadaszd. Evden hi kmazd; bir fincan kahveye birka kuru vermemek iin kahveye de gitmezdi. Btn gn evde, yanmdayd; ben yemek yapp bulak ykarken mutfakta dururdu. Kazara sabun tozu paketini drdmde, yere birka tanecik dklmeyegrsn, iskemlesinden frlayp dikkatsizliime sylenirdi. Yemek yaparken ka ya tenekesine biraz fazla daldrsam, fkeyle barr, gereinden fazla malzeme harcadm sylerdi. p pleri almaya geldiinde, ben p bidonunu sahanla koymadan nce iini dikkatle aratrrd. Bir gn biraz yemek art bulunca, btn komularn duyaca kadar yksek sesle barmaya balad. Bu olaydan sonra da, beni yerli yersiz dvmeyi alkanlk haline getirdi.

    O gn, beni terliiyle dvmt. Yzm, bedenim rk iinde kalmt. Evi terk edip amcamn evine gittim. Oysa amcam btn kocalarn kanlarn dvdn syledi. Amcama kendisi gibi saygdeer bir eyhin, dini btn bir adamn kansn dvme alkanlnda olamayacan hatrlattm. Yengem, asl ulemalarn kanlann dvd karln verdi. Din kurallan byle bir cezaya izin veriyordu. Dini btn bir kadn kocasndan yakmmama- lyd. Kadnn grevi, kocasna sorgusuz sualsiz itaat etmekti.

    Verecek karlk bulamadm. Hizmeti le yemeini hazrlamadan amcam beni kocamn evine gtrd. Eve vardmzda kocam le yemeini yemiti bile. Akam oldu, bana a olup olmadm hi sormad. Akam yemeini tek bama, sessizce, bana tek kelime sylemeden yedi. Ertesi sabah kahvalty hazrladm, yemek iin masaya oturdu ama yzme bakmyordu. Ben

  • masaya oturduum zaman bam kaldrp gzn tabama dikti. Alktan lyor, ne olursa olsun deli gibi yemek istiyordum. Elimi tabaa uzatp bir lokma yiyecek aldm. Hemen barmaya balad:

    "Neden amcann evinden dnp geldin? Sana birka gn ba- kamaz myd? imdi sana tahamml edecek, seni doyuracak tek insann ben olduumu anlamsndr. Peki neden utanyorsun benden? Yzn neden karyorsun? irkin miyim? Pis mi kokuyorum? Sana her yaklatmda neden benden kayorsun?"

    stme kuduz bir kpek gibi saldrd. Yzndeki iin deliinden pis kokulu irin damlalar akyordu. Bu kez yzm ya da burnumu te yana evirmedim. Yzm yzne, bedenimi bedenine edilgen bir biimde, hi direnmeden, hareket bile etmeden, rk bir tahta paras, ylece atlm eski psk bir eya, iskemle altnda unutulmu bir ift ayakkab gibi, cam ekilmiesine braktm.

    Bir gn beni koca bir sopayla, burnumla kulaklarmdan kan gelene kadar dvd. Bu olaydan sonra evi terk ettim, ama bu kez amcamn evine gitmedim. rm gzler, yara bere iinde bir yzle sokaklarda dolatm; ancak kimse bana dikkat etmedi, insanlar, otobslerde, arabalarda ya da kaldrmlarda bir kouturmaca iindeydi. Kr gibiydiler, hibir ey grmyorlard sanki. Sokak nmde usuz bucaksz bir deniz gibi uzanyordu. Sulara frlatlm bir akl ta gibiydim; dalgalarn dvd, oraya buraya att, kyda bir yere braklmak zere yuvarlanp duran bir akl ta... Yrmekten yorulunca, yolda birden gzme arpan bo bir iskemleye oturdum. Burnuma buram buram kahve kokusu geldi. Azmn kuruduunu, a olduumu fark ettim. Garson ne ieceimi sorduu zaman, ondan bir bardak su rica ettim. Bana fkeyle bakp kahvenin yol geen ham olmadm syledi. Saide Zeynep trbesinin urackta olduunu, orada istediim kadar su bulabileceimi de szlerine ekledi. Bam kaldrp yzne baktm. Bana bakakald; sonra yzmdeki rklerin nedenini sordu. Onu yantlamak istedim, ama sesim kmad; ellerimi yzme ka

  • patp aladm. Bir an tereddt etti, sonra yanmdan ayrlp bir bardak suyla geri dnd. Ama barda dudaklarma gtrnce su, sanki bouluyormuum gibi boazmda dmlendi. Bir sre sonra kahve sahibi de yanma gelip adm sordu.

    "Firdevs," dedim."Yzndeki bu rkler ne? Biri mi dvd seni?"Bir kez daha aklamaya altm, ama sesim gene bouldu.

    Zor soluk alyor, gzyalanm bastryordum. "Burada otur biraz dinlen. Sana bir bardak ay getireyim. A msn?" dedi.

    Gzlerim yere aklp kalmt. Bir kez bile bam kaldrp yzne bakamadm. Sesi babamn sesi gibi, alak ve hrltlyd. Babam da yemeini yedikten, annemi dvp sakinletikten sonra bana sorard:

    "A msn?"mrmde ilk kez babamn iyi bir adam olduunu, onu zledi

    imi, farknda olmadan iten ie onu sevmi olduumu hissettim. Adamn,

    "Baban sa m?" dediini iittim."Hayr ld," dedim ve lm olduu dncesi beni ilk kez

    alatt. Adam omzumu svazlayp,"Herkes bir gn lecek Firdevs," dedi. "Ya annen? O sa m?""Hayr," dedim."Ailen yok mu? Aabeyin ya da amcan?""Hayr," diyerek bam salladm, sonra abucak kk anta

    m atm. "Ortaokul diplomam var. Belki bununla ya da ilkokul diplomamla bir i bulabilirim. Ama gerekirse her eyi, diploma istemeyen ileri bile yapmaya razym."

    Ad Beyumi'ydi. Bam kaldrp yzne baknca korku duymadm. Burnu babamnkine benziyordu. Byk ve yuvarlakt; ayn koyu tene sahipti. Baklar uysal ve sakindi. Bana, ktlk yapacak birinin gzleri gibi gelmedi. Elleri, sakin ve rahat hareketleriyle uysal, neredeyse itaatkr grnyordu. Zalim birinin elleri gibi deildi. ki odal bir evde oturduunu, istersem i bulana kadar odalardan birinde kalabileceimi syledi. Birlikte onun

  • evine giderken bir manavn nnde durup bana,"Portakal m seversin, mandalina m?" diye sordu.Cevap vermeye altm, ama sesim kmad. O gne kadar

    kimse bana portakal m mandalina m sevdiimi sormamt. Babam bana hi meyva almazd, amcamla kocam da ne istediimi hi sormadan alrlard. Akas, ben de mandalinay m, portakal m tercih ettiimi hi dnmemitim. Sorusunu yineledi:

    "Portakal m seversin, mandalina m?""Mandalina," dedim. Ancak o mandalinalar alr almaz, por

    takal daha ok sevdiimi fark ettim, ama bunu ona sylemeye utandm, nk mandalina daha ucuzdu.

    Beyumi'nin dar bir sokakta iki odal kk bir evi vard. Balk pazarna bakyordu. Odalar siler sprr, altmzdaki pazardan balk, tavan ya da et alp piirirdim. Btn gn kahvede azna lokma koymadan alrd; gn bitip de eve dndnde sk bir yemek yer, odasna uyumaya ekilirdi. Ben de teki odada, yer yatamda yatardm.

    Eve ilk gittiimizde mevsim kt, geceler souk oluyordu."Sen yatakta yat, ben yerde yatarm," dedi.Ama ben kabul etmedim. Yer yatana yatp uyumaya koyul

    dum. Kolumdan tuttuu gibi yataa gtrd. Yannda boynum bkk yrdm. yle utanmtm ki, birka kez tkezledim. O gne kadar kimse beni kendinden stn tutmamt. Babam kn ocam olduu odada yatar, beni en souk odaya yollard. Amcam yatakta yatar, ben tahta sedirde uyurdum. Evlendiim zaman da, kocam yediimin iki kat yedi, gene de gzn tabamdan ayrmad.

    Yatan yannda bir an durup mrldandm: "Yatakta uyuyamam."

    "Yerde yatmana izin veremem," dedi.Bam hl nmdeydi. Kolumu hl brakmamt. Bana

    dediinde ellerinin, amcamnkiler gibi uzun parmakl ve byk olduunu dndm; imdi de bu eller tpk amcamnkiler gibi titriyorlard. Gzlerimi kapadm.

  • Bana dokunuunu, ok eskiden anmsanan bir d, ya da yaamla birlikte balayan anlarn geri gelmesi gibi, aniden hissettim. Bedenim anlalmaz bir hazla, ya da aslnda ac deil de haz olan bir acyla, daha nce hi bilmediim, benim yaantm olmayan bir yaantda, ya da benim bedenim olmayan bir bedende yaam olduum bir hazla titremeye balad.

    Sonunda btn k ve ardndan gelen yaz boyu, onun yatanda yattm. Bana asla el kaldrmad, yemek yerken tabama hi bakmad. Balk piirdiim zaman hepsini ona verir, kendim srf kafasyla kuyruunu yerdim. Tavan piirmisem gene hepsini ona verir, ben kafasn synrdm. oun sofradan yan a yan tok kalkardm. Pazara giderken gzm sokakta yryen kz rencilere taklrd; bir zamanlar kendimin de onlar gibi olduumu, ortaokulu bitirdiimi anmsardm. Bir gn bir grup rencinin nn kesip yzlerine baktm. Elbisem buram buram balk koktuu iin beni yukardan aa yle bir szdler. Onlara ortaokul diplomam olduunu syledim. Benimle elenmeye baladlar; ilerinden birinin arkadann kulama,

    "Deli herhalde. Baksana, kendi kendine konuuyor," dediini iittim.

    Oysa ben kendi kendime konumuyordum. Onlara ortaokul diplomam olduunu sylyordum.

    O gece Beyumi eve geldiinde, "Ortaokul diplomam var ve almak istiyorum," dedim ona.

    "Kahve her gn isiz gsz genlerle dolup tayor; hepsi de niversite mezunu," dedi.

    "Ama ben almak zorundaym. Bu byle sremez."Yzme bakmadan, "Byle sremez demekle ne kastediyor

    sun?" dedi."Senin evinde kalmaya devam edemem," diye kekeledim.

    "Ben kadmm, sen de erkeksin, insanlar dedikodu yapyor. stelik yalnzca bana i bulana kadar burada kalacam sylemitin."

    fkeyle sylendi:"Ne yapaym yani? Allah'a m yalvaraym?"

  • "Btn gn kahveyle ilgileniyorsun, bana i aramaya almadn bile! Hemen imdi kp bir i aramaya balayacam."

    Alak sesle konuuyor, yere bakyordum. Ama o yerinden frlayp yzme bir tokat att: "Benimle konuurken sesini ykseltmeye nasl cesaret ediyorsun? Seni srtk, seni adi!"

    Eli kocamand, hayatmda yediim en ar tokatt bu. Bam bir o yana, bir bu yana salland. Duvarlarla yer hzla gidip geldi. Dnmesi duruncaya kadar bam ellerimin arasna aldm; sonra gzlerimi kaldrdm, gz gze geldik.

    imdi karmda duran gzleri ilk kez gryor gibiydim: Gzlerimin iine delercesine bakan, yzmde, boynumda son derece yava hareketlerle gezinip sonra yavaa gslerime, kamma, oradan da kalalarma inen, kapkara iki yzey. lm titremesi gibi, buz gibi bir rperti dolat bedenimde. Ellerim, gznn taklp kald ksm kapatmak iin igdsel olarak aa kayd, ama iri, gl elleri onlar hzla ekip ald oradan. Bir an sonra kamma yle bir yumruk att ki, baylp kaldm.

    Artk evden giderken beni kilitlemeye balamt. imdi br odada, yerde yatyordum. Geceyans gelip stmdeki rty eker, yzme vurup olanca arlyla stme ullamrd. Gzlerimi kapatp bedenimi ona brakrdm. Haz, ac, hibir ey hissetmeden orada ylece yatardm. Bir tahta paras, karp atlm bir orap ya da ayakkab gibi cansz, l bir beden... Bir gece bedeni eskisinden daha ar geldi; soluu da farkl kokuyordu. Gzlerimi atm, karmdaki yz Beyumi'nin yz deildi.

    "Kimsin sen?" diye sordum."Beyumi," dedi.Israr ettim: "Sen Beyumi deilsin. Kimsin?""Ne fark eder? Ha Beyumi, ha ben!" Sonra, "Zevk alyor mu

    sun?" diye sordu."Ne dedin?"Zevk alyor musun?" diye yeniden sordu.Hibir ey hissetmediimi sylemeye korktuum iin gzle

    rimi daha da sk yumup, "Evet," dedim.

  • Dilerini omzuma bastmp, gsm, sonra kamm birka kez srd. Beni srrken durmadan, "Srtk, orospu," diyordu. Sonra anlayamadm szcklerle anama svmeye balad. Daha sonra bu szckleri yinelemek istedim, ama beceremedim. Ancak o geceden sonra o kfrleri Beyumi'den de, arkadalarndan da sk sk iittim. Bylece seslerine altm, kapy amaya alp da kilitli olduunu grnce ayn kfrleri ben de kullanmaya balamtm. Kapy zorlayp tam anasna svmek, "Beyumi, seni o..." diye barmak zereyken bunun doru olmadm dnerek szckleri yutardm. Bylece onun yerine babasma kfretmeye baladm.

    Bir gn komu kadn, kapnn kafesinden aladm grd. Ne olduunu sorunca ona her eyi anlattm. Benimle birlikte alamaya balad; polis armay nerdi. Ama polis szc beni korkutmutu. Onun yerine ilingir armasn rica ettim. Bir sre sonra ilingir gelip kapy zorlayarak at. Beyumi'nin evinden frlayp sokaa ktm. nk sokak, bir snak arayabileceim, tm varlmla kaabileceim tek gvenli yerdi. Kaarken Beyumi'nin peimden gelmediinden emin olmak iin sk sk ardma bakyordum. Civarda olmadm anlaynca da, koabildiim kadar hzla kayordum. Gnn sonunda nereye gittiimi bilmeden hl sokaklarda yryordum. Nil kysnda iki yan aalkl, temiz asfalt bir caddeye varmtm. Evler it ve bahelerle evriliydi. Cierlerime dolan hava, tozsuz, tertemizdi. Nehrin karsnda ta bir sra grdm. Oraya oturup yzm ferahlatc esintiye evirdim. Dinlenmek iin tam gzlerimi kapamtm ki, bir kadn sesi iittim:

    "Adn ne senin?"Gzlerimi ap yanma oturan kadna baktm. Omuzlarnda

    yeil bir al vard. Gzlerine de yeil bir far srmt. Kara gz- bebekleri Nil kysndaki aalar gibi yeile, koyu yeile dnmt adeta. Nehrin sulan aalann yeilini yanstyor, onun gzleri gibi yeil yeil akyordu. stmzdeki gk, alabildiine maviydi. Ama btn renkler birbirine kanm, evredeki her ey beni ku

  • atan, iine alan su yeili bir k yaymaya balamt.Tuhaft; uyuduum, d grdm, uyuyup d grrken ii

    ne daldm, slanmadan yavaa battm, boulmadan yavaa dibine indiim bir denizin sularndaymm gibi, bu koyu yeilde, kendi derinlii, kendi kvam olan bu koyu yeilde boulma istei duyuyordum. Sanki bu suya uzanm, kh iine, derinlere gmlyor, kh yavaa, kolumu ya da bacam oynatmadan yzeye tamyordum.

    Gzkapaklanm tam uykuya dalacakmm gibi arlarken, kadnn sesi yeniden kulaklarmda yankland. Yumuak, neredeyse uykulu denecek kadar yumuackt.

    "Yorgunsun," dedi.Gzkapaklanm zorla aralayp, "Evet," dedim.Gzlerindeki yeil daha da koyulat. "O itolu it ne yapt sa

    na?" diye sordu.Uykudan apansz uyandrlan biri gibi kendime geldim."Kimi kastediyorsun?"Omuzlarndaki ala daha sk sarnp esnedi; ayn yumuak

    uykulu sesle konumaya devam etti:"Onlardan biri ite. Kim olduu fark etmez. Hepsi ayndr,

    baka baka adlar altnda hepsi ayn bokun soyudur. Mahmut, Haan, Fevzi, Sabri, brahim, Avden, Beyumi."

    Szn kestim: "Beyumi mi?"Bir kahkaha att. Ortasndakilerden biri altn olan kk, siv

    ri, beyaz dilerini grdm."Hepsini bilirim. Hangisi balad? Baban m, aabeyin mi?

    Yoksa amcalarndan biri mi?"Bu kez neredeyse sradan aa decek kadar iddetli bir tit

    remeyle sarsldm."Amcam," dedim alak bir sesle.Yeniden glp yeil alm omuzlarna ekti."Peki Beyumi ne yapt?" Bir an sustu, sonra ekledi: "Adn

    sylemedin. Adn ne senin?""Firdevs. Ya senin ki? Senin adm ne?"

  • Gurur dolu, tuhaf bir hareketle ban dikletirdi. "Adm erife Salah el Dayni. Herkes tanr beni."

    Onun evine giderken hi durmadan konutum, bamdan geenleri anlattm. Nehir kysndaki yoldan ayrlp dar bir sokaa girdik; ksa sre sonra da byk bir apartmann nnde durduk. Asansrle yukar karken titriyordum. antasndan bir anahtar kard; yerleri hal kapl ve geni teras Nil'e bakan kusursuz bir daireye girdik. Beni banyoya gtrp scak ve souk su musluklarnn nasl alp kapanacam gsterdi. Ykandktan sonra bana elbiseler verdi. Ho kokulu, yumuak elbiselerdi bunlar. Salarm tarayan, elbisemin yakasn dzelten parmaklan da yumuackt. evremdeki her ey, ayn yumuaklkta ve dzen iindeydi. Gzlerimi kapayp kendimi bu yumuakla braktm. Yeniden domutum sanki, dairedeki her ey gibi yumuak ve dzgn hissediyordum kendimi.

    Gzlerimi ap aynaya baktmda, gl yapra gibi yumuak ve scak, yepyeni bir bedene brnm olduumu grdm. Artk elbiselerim kaba ve kirli deildi, yumuak ve temizdi. Ev pnl p- nld. Hava bile tertemizdi. Bu tertemiz havay cierlerime doldurmak iin derin bir soluk aldm. evreme bakndmda onu grdm. ok yaknmdayd, bana bakyordu; gzleri aalarn, gkyznn ve Nil'in renginde, gl, yeil bir k sayordu. Kendimi onun gzlerine brakp, kollanm bedenine doladm:

    "Kimsin sen?" diye fsldadm."Annenim.""Annem yllar nce ld.""O zaman ablanm.""Benim ablam da yok, aabeyim de. Hepsi kkken civciv

    ler gibi ld.""Herkes bir gn lecek Firdevs. Sen de, ben de. nemli olan

    lene kadar nasl yaayacamz.""Nasl yaayacaz? Yaam ok zor.""Yaamdan daha sert olmalsn Firdevs. Yaam ok sert. Ger

    ekten yaayanlar yalnzca ondan daha sert olanlardr."

  • "Halbuki sen sert deilsin erife; peki yaamay nasl beceriyorsun?"

    "Ben sertim, ok sertim Firdevs.""Hayr, sen kibar ve yumuaksn.""Tenim yumuak, ama yreim zalim; ben soktum mu ld

    rrm.""Ylan gibi mi?""Evet, tpk ylan gibi. Yaam bir ylandr. Onlar da aym Fir

    devs. Ylan, senin ylan olmadm anlarsa sokar. Zehirli inelerin olmadn bilirse hayat seni bir lokmada yutar."

    erife'nin ellerinde gen bir rak olmutum artk. O benim gzlerimi hayata, belleime akl kalm gemiimdeki, ocukluumdaki olaylara at. Gizli kalm anlarm, yzmle bedenimin bilinmedik ynlerini ortaya kard; onlarn farknda olmam, onlar anlamam, ilk kez grmemi salad.

    Dier gzleri mknats gibi kendine ekebilen prltl siyah gzlerim, ne byk, ne de yuvarlak olan, ama ehvete dnebilen gl bir tutkuyla dolu dolgun ve przsz bir burnum olduunu kefettim. Bedenim ince uzun, bacaklarmsa her an gerilmeye hazr, canl ve diriydi. Annemden nefret etmediimi, amcam sevmediimi, Beyumi'yle avanesini gerekten tanmadm fark ettim.

    erife bir gn, "Ne Beyumi, ne de avanesi senin deerinin farkna varmam. nk sen kendini yeterince satmay becere- memisin. Erkekler kadnn deerini bilemez, Firdevs. Kendi deerini belirleyen kadndr. Fiyatn ykseldike, erkek senin gerekten deerli olduunu daha ok kavrar, elindekini avucundaki- ni sana vermeye raz olur. Kendi olana yoksa sana vermek iin bakasndan alar," dedi.

    Merakla, "Ben gerekten deerli miyim erife?" diye sordum."Gzel ve kltrlsn."

  • "Kltrl m? Topu topu bir ortaokul diplomam var.""Kendini kmseme Firdevs. Ben ilkokuldan teye geeme

    dim.""Peki senin fiyatn var m?" diye sordum merakla."Elbette. ok yksek bir fiyat demeden kimse dokunamaz

    bana. Sen benden daha gen, daha kltrlsn; demek ki bana verdiklerinin iki katn demeden yanna yaklaamamalan lazm."

    "Ama ben erkeklerden hibir ey isteyemem.""steme. Bu benim iim, senin deil!"

    Nil Nehri, gkyz ve aalar deiebilir mi? Ben deitim, yleyse neden Nil'in ve aalarn rengi de deimesin? Her sabah pencereyi atmda Nil'i grr, suyun yeilini, aalan, her eyin iinde yzer gibi grnd canl yeil seyreder, yaam, bedenimi, damarlanmda akan scak kam hissederdim. Bedenim giydiim ipek giysilerin ya da zerinde uyuduum ipek arafn temas gibi yumuak bir scaklkla dolard. Burnuma ak havada yaylan gl kokulan gelirdi. Kendimi bu scaklk ve yumuaklk duygusuna, gl kokularna brakr, ayaklanm uzatr, ipek araflarn, bamn altndaki rahat yastn tadm karrdm. Dinmek bilmez bir susuzlukla, bedenimin her gzeneiyle, burnum, azm ve kulaklanmla ierdim bu berrak yumuakl.

    Geceleri ipeksi, beyaz ay yanbamda yatan erkein parmaklan gibi stme dklrd. Yanmdaki erkein trnaklan da temiz ve beyaz olurdu; ne Beyumi'nin gece gibi kara trnaklarna, ne de amcamn ii kara toprak dolu trnaklarna benzerdi. Gzlerimi kapatp, bedenimi bu gm a brakr, ipek par- maklann yzme, dudaklanma demesine, boynumu okayp gslerime gmlmesine izin verirdim.

    Eller bir sre gslerimde kalr, sonra kamma, derken ba- caklarmn arama kayard. Bedenimin derinliklerinde tuhaf bir rperti gezinirdi. nce bu haz, acya benzer bir tat verirdi. Sonra

  • acyla, hazza benzeyen bir acyla biterdi. Btn bu duygular uzak bir gemie aitti; ta bandan beri benimleydiler. Uzun zaman nce tatm, fakat zamanla unutmutum onlar. Gene de yaammdan daha gerilere, doduum gnden ncesine gidiyor gibiydiler; artk ben olmayan bir kadnn bedeninde, artk bana ait olmayan bir organda bulunan eski bir yaradan gelen duygular gibi.

    Bir gn erife'ye, "Neden hibir ey hissetmiyorum?" diye sordum.

    "Biz alyoruz, Firdevs, yalnzca alyoruz. le duygulan birbirine kartrma," dedi.

    "Ama ben bir eyler hissetmek istiyorum, erife!" diye bardm.

    "Acdan baka bir ey duyamazsn.""Haz olamaz m, birazck haz?"Kahkahalara bouldu. Ortasndakilerden biri altn olan kk

    beyaz keskin dilerini grebiliyordum. Bir anda sakinleip bana kzgn kzgn bakarak sylendi:

    "Kzarm tavuk ve pilav yemek sana zevk vermiyor mu? Bu yumuak, ipek giysileri giymek sana zevk vermiyor mu? Ya Nil'e bakan bu scak, temiz evde yaamak? Her sabah pencereyi ap Nil'e, gkyzne ve aalara bakmaktan zevk almyor musun? Bunlar sana yetmiyor mu? Neden daha fazlasn istiyorsun?"

    Aklmn baka eylerde olmas agzllmden deildi. Bir sabah, her zamanki gibi pencereyi atm, ama Nil artk orada deildi. Nil'in ayn yerde olduunu, sulannn gzlerimin nnde aktn biliyordum; ama sanki insan burnunun dibindekini gremezmi gibi, Nil'i gremiyordum. evremi saran gzel koku da yok olmutu. Nasl gzlerim grmyorsa, burnum da koku alamyordu; gzmn nndeki eyleri alglayamaz olmutum artk. Yumuaklk, ipekler, rahat yatak; her eyin yerli yerinde durduunu biliyordum, ama artk bunlar benim iin yoktu.

    Evden hi kmyordum. Aslna baklrsa, yatak odasndan bile kmyordum. Gece gndz, armha gerilmi gibi srtst yatardm yatakta; saat ba bir adam gelirdi. Saylan o kadar ok

  • tu ki! Neden geldiklerini anlayamazdm. nk hepsi de evliydi, iyi eitim almlard; ellerinde ikin deri antalar, i ceplerinde ikin czdanlar tarlard. Koskocaman gbekleri fazla yemekten sarkmt, uzun sredir ykanmam gibi terlerlerdi; burun deliklerim durgun suyun kokusunu andran kt bir kokuyla dolard. Yzm te yana evirirdim; ama kendilerine bakmam, burnumu bedenlerinden yaylan ter kokusuyla doldurmam iin srar ederlerdi. Uzun trnaklarn etime aplarlard; ben ac dolu bir nida koyvermemek, lm bomak iin dudaklarm kilitlerdim; gene de, tm abalanma karn, zayf, bouk bir inilti karrdm. Erkekler, ounlukla bunu iitir, aptalca kulama fsldarlard:

    "Houna gidiyor mu?"Yant yerine dudaklanm bzer, suratlanna tkrmeye hazr-

    lanrdm, ama onlar dudaklanm srmaya balarlard. Dudaklan- mn arasnda salyalarm hisseder, dilimin bir darbesiyle gerisin geriye iterdim bu salyalan.

    Bu adamlar arasnda aptal olmayan, yaptmdan holanp holanmadm sormayan tek bir adam vard. Onun yerine,

    "Ac duyuyor musun?" diye sordu bir gn."Evet," dedim."Adn ne?""Firdevs. Ya senin?""Fevzi.""Ac duyduumu nasl anladn?""nk seni hissediyorum.""Beni hissediyor musun?" diye bardm aknlkla."Evet," dedi. "Ya sen? Sen de beni hissediyor musun?""Ben hibir ey hissetmiyorum.""Neden?""Bilmiyorum. erife, i itir, i sz konusu olunca duygulara

    yer yoktur, diyor."Glp beni dudaklanmdan pt. "erife seni aldatyor, senin

    eline geen yalnzca ac; oysa o senin srtndan para kazanyor," dedi.

  • Aladm. Gzyalanm silip kollarna ald beni. Gzlerimi kapaynca, gzkapaklanmdan yavaa pt.

    "Uyumak istiyor musun?" diye fsldad."Evet.""O halde kollanmn arasnda uyu.""Ya erife?""erife'den korkma.""Sen ondan korkmuyor musun?"Gene glp, "Asl o benden korkar," dedi.erife'nin odasyla benimkini birbirinden ayran duvarn ar

    kasndan fsltl sesler duyduumda yatamda hl uyuyordum. erife'nin, sesi yabanc gelmeyen bir adamla konutuunu iittim.

    "Onu benden alacak msn?""Onunla evleneceim erife.""Sen mi? Sen kimseyle evlenmezsin.""O eskidendi. Artk yalandm, erkek evlat istiyorum.""Milyonlarn brakmak iin mi?""Benimle alay etme erife. steseydim milyoner olabilirdim,

    ama ben zevkine dkn biriyim. Yalnzca harcamak iin kazanrm. Paraya da, aka da kle olmay reddediyorum."

    "Fevzi, ona k msn?""Ben k olabilir miyim? Sevme yeteneim olmadm bir

    keresinde bana kendin sylemitin.""Ne k olursun, ne de evlenirsin sen. Btn istediin, Ka

    melya gibi onu da benden alp gtrmek.""Kamelya kendisi geldi benimle.""Sana k oldu, deil mi?""Kadnlar beni seviyorsa, bu benim suum mu?""Sana k olana ok yazk Fevzi.""Ben de ona k olmasaydm o zaman yazk olurdu.""Sen bir kadn sevebilir misin?""Bazan. Olabiliyor.""Bana da k olmu muydun?"

  • "Gene mi o konuya dnyorsun? Biliyorsun, kaybedecek vaktim yok; Firdevs'i gtryorum."

    "Gtrmyorsun."Gtryorum.""Beni tehdit mi ediyorsun, Fevzi? Artk senin tehditlerinden

    korkmuyorum. Polis aramazsn. Poliste senden daha fazla dostum, balantm var benim."

    "Ben polise bavuracak insan mym? Buna ancak zayf insanlar gerek duyar. Sen beni zayf biri mi sanyorsun erife?"

    "Ne demek istiyorsun?""Ne demek istediimi biliyorsun.""Beni dversin, deil mi?""Seni dvmeyeli epey oldu. Cann dayak istiyor gibi geliyor

    bana.""Bana vuracak olursan, ben de sana vururum Fevzi.""yi. Hangimizin daha gl olduunu grrz.""Bir fiske bile vuracak olursan evki'yi arrm.""evki de kimmi? Baka bir erkein mi var? Birine mi k

    sn yoksa? Byle bir eye cret mi ettin?"erife'nin yantn duyamadm. Belki sesi benim duyamaya

    cam kadar alakt. Belki de bir ey sylemeden Fevzi eliyle azn kapamt. nk aza kapatlan bir el sesi, ardndan bir tokat aklamas duydum gibi geldi. Sonra da bouk grltler... Bunlarn yze inen yumuak aplaklar m, yoksa vahi pckler mi olduunu anlayamyordum. Ancak ksa bir sre sonra erife'nin kar ktn iittim.

    "Hayr Fevzi, hayr!"Fevzi'nin sesi fkeden slk gibi kyordu. "Hayr m? Hayr

    da ne demek? Seni srtk!"Altlarndaki yatak gcrdad, sonra erife'nin aym kar k

    tonunda kesik kesik kan sesini bir kez daha duydum."Hayr Fevzi! Muhammed akna. Yapma! Yapmamalsn!"Duvarn ardndan Fevzi'nin fkeden slk gibi kan sesi yeni

    den geldi. "Ne diyorsun sen, allahn belas kadn! Ne yapmamal

  • sn, ne peygamberi? Kim bu evki? ldreceim onu."Birbirlerini kucaklyor, sarlyorlard; soluksuz kalm vahi

    bir hayvann titreyileriyle yata iddetle sallayarak, tuhaf bir ekilde hzl, hatta lgn bir ritimle, srekli birbirlerine yaklap uzaklatka, yatak iki bedenin arl altnda daha da gcrdyordu. Deme de sarslm, soluk solua kalmt sanki. Duvar da. stnde yattm yatak bile o lgn ritme yakalanp sallanmaya balamt.

    Bu iddetli sarsnt aklm bama getirmiti. Aniden aylm- tm; evremde olup bitenleri anlamaya balam gibiydim. Dteymi gibi, Fevzi'nin sisler arasndan ortaya kan yzn grdm; sesi kulaklarmda yeniden yankland:

    "erife seni aldatyor. Senin srtndan para kazanyor."Sonra erife'nin sesi yankland:"Bana vuracak olursan, ben de sana vururum Fevzi." Gzlerimi atm. Uzandm yatakta benden baka kimse

    yoktu, oda bo ve karanlkt. Parmaklarmn ucuna basarak erife' nin odasma gittim; onu yannda Fevzi'yle plak bir halde yatar buldum. Parmaklarmn ucuna basarak geri dndm; elime ilk geen elbiseyi giydim, kk antam kaptm, ve merdivenlerden uarcasna inerek sokaa ktm.

    Geceydi; mehtapsz kapkara bir gece. Dehetli souk bir k gecesiydi; kentin sokaklar bombotu, evlerin pencereleri ve kaplan souk girmesin diye smsk kapanmt. nce, neredeyse iini gsteren bir elbiseyle soukta yryor, gene de souu hissetmiyordum. Drt bir yanm karanlk kuatmt, gidecek hibir yerim yoktu, ama artk korkmuyordum. Caddede beni korkutacak hibir ey yoktu artk; en souk rzgr bile bedenimi sramazd. Bedenim mi deimiti? Baka bir kadnm bedenine mi girmitim? Bedenim, gerek bedenim, kendi bedenim nereye gitmiti?

    Elimin parmaklarn incelemeye baladm. Parmaklar benim

  • parmaklanmd, deimemilerdi. nce uzun parmaklar. Bir keresinde adamlardan biri, daha nce hi byle parmak grmediini, ellerimin gl ve kurnaz grndn sylemiti. Kendilerine zg bir dilleri varm. pt zaman, belli belirsiz bir sesle konuuyorlarm gibi gelmi ona. Glerek parmaklarm kulama yanatrdm; ama hibir ey iitmedim. Yeniden gldm, bu kez kahkaham kulaklarmda yankland. Sessiz gecede kendi kahkaham duyunca irkildim. Kendi kendime gldm bir gren olur da, beni Abbasiye Akl Hastanesi'ne gtrr diye dikkatle evrem