İnönü–eskişehir fay sistemi’nin günyüzü (eskişehir)– yeniceoba...
TRANSCRIPT
İnönü–Eskişehir Fay Sistemi’nin Günyüzü (Eskişehir)–
Yeniceoba (Konya-Türkiye) Arasındaki Bölümünün
Yapısal Evrimi
Structural Evolution of İnönü-Eskişehir Fault System Between
Günyüzü (Eskişehir) and Yeniceoba (Konya-Turkey)
Bülent AKIL
Hacettepe Üniversitesi
Lisansüstü Eğitim – Öğretim ve Sınav Yönetmeliğinin
JEOLOJİ Mühendisliği Anabilim Dalı İçin Öngördüğü
DOKTORA TEZİ
olarak hazırlanmıştır.
2008
“aileme…”
İnönü–Eskişehir Fay Sistemi’nin Günyüzü (Eskişehir)–Yeniceoba (Konya-Türkiye)
Arasındaki Bölümünün Yapısal Evrimi
Bülent AKIL
ÖZ
Batıda Uludağ’dan (Bursa) güneydoğuda Sultanhanı’na (Konya) kadar devam eden, gidişi
KB-GD ile BKB-DGD arasında değişen bir dizi fay zonundan oluşmuş İnönü-Eskişehir
Fay Sistemi, Orta Anadolu’daki en önemli yapısal unsurlarından biridir. Batı ucundaki
kolu Eskişehir fay zonu olan sistem Sivrihisar doğusunda Ilıca, Yeniceoba, Cihanbeyli ve
Sultanhanı fay zonları olarak devam eder. Bu sistemin Günyüzü (Eskişehir)-Yeniceoba
(Konya) arasında kalan bölümünün jeolojisi ve yapısal evrimi bu çalışmanın ana amacını
oluşturmaktadır.
Bölgede yüzeylenen kayaçlar en geç Kretase öncesi temel birimler ve en geç Kretase-
Tersiyer örtü birimleri olmak üzere ikiye ayrılır. Çalışma alanında temel birimleri Kretase
yaşlı ofiyolitli karmaşık ile temsil edilir. Temel birimlerini en geç Kretase-Paleosen yaşlı
Kartal formasyonu uyumsuzlukla örtmektedir. Kartal formasyonunun üst seviyeleri yanal
ve düşey olarak, Geç Paleosen yaşlı Çaldağ formaayonuna geçmektedir. Çaldağ
formasyonunun olmadığı yerlerde ise Eskipolatlı formasyonu, Kartal formasyonu üzerine
gelmektedir. Eosen yaşlı Eskipolatlı formasyonu içinde Sincik ve Çayraz olmak üzere iki
üye ayırtlanmıştır. Oligo-Miyosen yaşlı Gökdağ formasyonu, kendisinden yaşlı bütün
birimler üzerinde uyumsuzlukla bulunmaktadır. Çalışma alanında çok geniş bir yayılıma
sahip olan Pliyosen yaşlı Cihanbeyli formasyonu ise daha yaşlı birimleri uyumsuz olarak
örtmektedir. Alüvyal yelpazeler ve alüvyonlar ise önemli güncel çökellerdir.
Orta Anadolu’da yer alan Haymana-Polatlı ve Tuzgölü havzaları ile çalışma alanının da
içinde bulunduğu Yeniceoba havzasının karşılaştırması yapılmış, litolojik ve
litostratigrafik olarak her üç havzanın da benzer özelliklere sahip oldukları, sedimanter istif
gelişimi, jeolojik zaman içerisinde, paralel bir süreç izlediği ve aynı bütünün parçaları gibi
gelişim gösterdikleri ortaya konmuştur.
v
Çalışma alanındaki yapısal unsurlar paleotektonik dönem yapıları ve neotektonik dönem
yapıları olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Paleotektonik dönem yapıları bindirme fayları,
kıvrımlar ve uyumsuzluklardan oluşmaktadır. Sağ yanal bileşene sahip normal faylar ise
neotektonik dönem yapılarını oluşturmaktadır.
Çalışma alanında yer alan Yeniceoba fay zonu, Yeniceoba ovasının güney kenarından
başlayarak kuzeybatıya doğru Günyüzü kasabasına kadar devam etmektedir. Bu zon, KB-
GD doğrultulu genelde kuzeye eğimli faylardan oluşur ve hem temel hem de örtü
birimlerini kesmektedir. Yeniceoba fay zonu üzerinde meydana gelen deformasyonları
tespit etmek için segmentler halinde incelenmiştir. Yeniceoba fay zonundan alınan fay-
kayma verilerinin kinematik analizleri sonucunda fay zonunun üç evreli bir deformasyon
geçirdiği ortaya konulmuştur. Yeniceoba fay zonunun, ilk deformasyon evresinde, orta-geç
Miyosen döneminde KKB-GGD doğrultulu sıkışmaya bağlı olarak sağ yanal karekterde
olduğu ortaya konmuştur. Fay zonunun birinci sıkışma evresinin ardından çalışma alanında
alt-orta Pliyosen döneminde kısa süreli KKD-GGB doğrultulu ikinci bir sıkışma evresi
saptanmıştır. Yeniceoba fay zonunun son deformasyon evresinde ise Geç Pliyosen’de KD-
GB açılmaya bağlı olarak normal fay karekterli olarak çalıştığı tespit edilmiştir. Yeniceoba
fay düzlemi üzerinde iki farklı doğrultuda, birbirini kesen şekilde gözlenen iki fay çiziği
setinden eski olan sağ yönlü doğrultu atımlı bir faylanmayı ve daha genç olan ise normal
bir faylanmayı işaret etmektedir.
Anahtar Kelimeler: Orta Anadolu, İnönü-Eskişehir Fay Sistemi, Yeniceoba Fay Zonu,
tektonik evrim, güncel tektonik, kinematik analiz, Tuzgölü, Tuzgölü Havzası, Haymana-
Polatlı Havzası.
Danışman: Doç. Dr. Kadir DİRİK, Hacettepe Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü,
Genel Jeoloji Anabilim Dalı.
vi
Structural Evolution of İnönü-Eskişehir Fault System Between Günyüzü (Eskişehir)
and Yeniceoba (Konya-Turkey)
Bülent AKIL
ABSTRACT
The İnönü-Eskişehir Fault System is one of the most important fault systems in Central
Anatolia and is composed of series of NW-SE-to WNW-ESE trending fault zones,
extending from Uludağ (Bursa) in the northwest to Sultanhanı in the southeast. Eskişehir
fault zone is the western branch of this fault system where Ilıca, Yeniceoba, Cihanbeyli
and Sultanhanı fault zones form the eastern branches from Sivrihisar to the east.
Geological and structural evolution of the fault system is the area between Günyüzü
(Eskişehir) and Yeniceoba (Konya) form the main subject of this research.
Rocks in the study area are divided into two groups: pre latest Cretaceous basement and
Cretaceous-Tertiary cover units. Basement rocks are represented by Cretaceous ophiolitic
mélange which unconformably overlain by uppermost Cretaceous-Paleocene Kartal
formation. Upper levels of Kartal formation grades, laterally and vertically, into upper
Paleocene Çaldağ formation. At locations where Çaldağ formation is absent, Eskipolatlı
formation overlies the Kartal formation. Two members, namely Sincik and Çayraz
members are recognized in the Eocene Eskipolatlı formation. Oligo-Miocene Gökdağ
formation lies unconformably above the older rock units. Pliocene Cihanbeyli formation
forms the youngest unit and overlies the older rocks within an angular unconformity; this
unit forms the most extensive lithostratigraphic unit in the study area.
Three basins located in the Central Anatolia, namely Haymana-Polatlı, Tuzgölü and
Yeniceoba basins, are correlated. It is concluded that these basins have similar
lithostratigraphical characteristic and may form the components of the same sedimentation
process.
vii
Structural components in the study area are considered to be in two main groups as the
Paleotectonic epoch structures and the Neotectonic epoch structures. The Paleotectonic
epoch structures are formed by thrust fault, folds and unconformities. Normal fault with
right-lateral strike-slip components form the Neotectonic epoch structures.
NW-SE trending Yeniceoba fault zone, generally dips to the North; it cuts and deforms
both the basement and cover units. The fault zone starts at the southern margin of the
Yeniceoba plain and reaches to the Günyüzü village in the northwest. The kinematic
results of fault-slip data indicate that three deformation phases on Yeniceoba fault zone.
During the first phase, the fault has developed as a dextral strike-slip fault (Middle-Late
Miocene, NNW-SSE compression). After the first phase of compressional regime of fault
zone, the short-term diachronic second phase of compression which was operated in
approximately NNE-SSW direction was determined. During the late Pliocene, Yeniceoba
fault zone reached as a normal fault, confirming a NE-SW extension. Along this fault zone,
two sets of superimposed slickenlines indicate older dextral strike-slip faulting and
younger normal faulting.
Key Words: Central Anatolia, İnönü-Eskişehir Fault System, Yeniceoba fault zone,
tectonic evolution, neotectonic, kinematic analysis, Tuzgölü, Tuzgölü Basin, Haymana-
Polatlı Basin.
Advisor: Assoc. Prof. Dr. Kadir DİRİK, Hacettepe University, Department of Geological
Engineering, General Geology Division.
viii
TEŞEKKÜR
Bu çalışma, Hacettepe Üniversitesi Bilimsel Araştırmalar Birimi’nin 02 02 602 012 no’lu
“İç Anadolu Bölgesi Batı Kesimi’nin Neojen-Kuvaterner tektonik evrimi” başlıklı projesi
tarafından desteklenmiştir.
Öncelikle beni tez öğrencisi olarak kabul eden, bu konuda çalışmaya yönelten ve
çalışmanın her aşamasında yardımlarını esirgemeyen, değerli görüş ve bilgileriyle
yönlendiren, bugünkü bilgi ve becerilerimi kazanmamı sağlayan, değerli tez hocam Doç.
Dr. Kadir DİRİK’e (H.Ü., Ankara) teşekkürlerimi sunmayı bir borç bilirim.
Tez izleme toplantılarında beni katkılarıyla yönlendiren hocalarım sayın Prof. Dr. Erdin
BOZKURT (ODTÜ, Ankara), Prof. Dr. Atilla ÇİNER (H.Ü., Ankara) ve Doç. Dr. Uğur
Kağan TEKİN’e (H.Ü., Ankara),
Saha çalışmaları esnasında değerli görüş ve eleştirilerinden yararlandığım Dr. Erman
ÖZSAYIN (H.Ü., Ankara) ve Alkor KUTLUAY’a, (H.Ü., Ankara)
Desteklerinden ötürü D.S.İ. Gen. Müd. Yeraltısuları Dairesi eski başkanı Jeo. Yük. Müh.
Ahmet KAYA ve Uzaktan Algılama ve Hava Fotoğrafları Şube Müdürü Jeo. Müh. Birol
ÖZER’e,
İller Bankası Genel Müdürlüğü’nden Jeo. Müh. Buket ECEMİŞ ve Jeo. Yük. Müh. Murat
SAĞLAM’a,
Son olarak, çalışmanın her aşamasında maddi ve manevi katkıları ve anlayışları ile bana
destek olan aileme,
Teşekkürlerimi sunarım.
Bülent AKIL
ix
İÇİNDEKİLER DİZİNİ Sayfa no
ÖZ................................................................................................................................... v
ABSTRACT................................................................................................................... vii
TEŞEKKÜR................................................................................................................... ix
İÇİNDEKİLER DİZİNİ................................................................................................. x
ŞEKİLLER DİZİNİ........................................................................................................ xiii
ÇİZELGELER DİZİNİ.................................................................................................. xx
TABLOLAR DİZİNİ..................................................................................................... xx
EKLER DİZİNİ.............................................................................................................. xx
1. GİRİŞ......................................................................................................................... 1
1.1. Çalışma Bölgesinin Tanıtılması.............................................................................. 1
1.2. Çalışmanın Amacı................................................................................................... 4
1.3. Çalışma Yöntemleri................................................................................................. 5
1.4. Önceki Çalışmalar................................................................................................... 7
2. STRATİGRAFİ VE KARŞILAŞTIRMA…….......................................................... 15
2.1. Çalışma Bölgesinin Stratigrafisi………………………………………………….. 15
2.1.1. En Geç Kretase-Tersiyer Öncesi Temel Kayaçları……...................................... 15
2.1.1.1. Orta Anadolu Ofiyolitli Karmaşığı…............................................................... 15
2.1.2. En Geç Kretase-Tersiyer Yaşlı Örtü Birimleri…………………………………. 19
2.1.2.1. Kartal Formasyonu…….................................................................................... 19
2.1.2.2. Çaldağ Formasyonu ………………………………………………................. 22
2.1.2.3. Eskipolatlı Formasyonu..................................................................................... 24
2.1.2.3.1. Sincik Üyesi……………………………………………………………….. 26
2.1.2.3.2. Çayraz Üyesi………………………………………………………………. 27
2.1.2.4. Gökdağ Formasyonu......................................................................................... 29
2.1.2.5. Cihanbeyli Formasyonu.................................................................................... 31
2.1.3. Güncel Çökeller…………………….…………………………………………... 34
2.1.3.1. Alüvyal Yelpaze Çökelleri................................................................................ 34
2.1.3.2. Alüvyon…………………………………………………………………......... 35
x
İÇİNDEKİLER DİZİNİ (devam ediyor)
2.2. Orta Anadolu Havzasını Oluşturan Haymana-Polatlı, Yeniceoba (Çalışma
Alanı) ve Tuzgölü Alanlarının Karşılaştırılması………………………………..…
36
2.2.1. Litostratigrafik Karşılaştırma………………………………………………… 36
2.2.1.1. Haymana-Polatlı Alanı…………………………...…………………………... 38
2.2.1.2. Yeniceoba Alanı……………………………………………………………… 40
2.2.1.3. Tuzgölü Alanı………………………………………………………………... 42
2.2.2. Sedimanter Evrim……………………………………………………………... 45
2.2.2.1. Geç Kretase ………..………………………………………………………… 45
2.2.2.2. Paleosen ………..…………………………………………………………….. 45
2.2.2.3. Eosen ………..……………………………………………………………….. 46
2.2.2.4. Oligo-Miyosen ………...…………………………………………………….. 46
2.2.2.5. Pliyosen ……………………………………………………………………… 47
2.2.2.6. Pliyostesen ……….…………………………………………………………... 47
3. TEKTONİK................................................................................................................ 49
3.1. Paleotektonik Dönem Yapıları................................................................................ 49
3.1.1. Bindirme Fayları……………………………………………………………….. 49
3.1.1.1. Hacımusa Bindirmesi........................................................................................ 49
3.1.1.2. Kuş Tepe Bindirmesi………………………………………………………… 51
3.1.1.3. Söğüt Tepe Bindirmesi...................................................................................... 51
3.1.1.4. Kandil Tepe Bindirmesi …………………………………………………….. 54
3.1.1.5. Sadullahyüksel Yayla Bindirmesi…………………………………………… 54
3.1.1.6. Kütükuşağı Bindirmesi………………………………………………………. 56
3.1.2. Kıvrımlar……………………………………………………………………….. 59
3.1.2.1. Monoklinal Kıvrımlar………………………………………………………... 59
3.1.2.2. Devrik Kıvrımlar…………………………………………………………… 60
3.1.2.3. Açık Kıvrımlar……………………………………………………………….. 61
3.1.3. Uyumsuzluklar…………………………………………………………………. 61
3.1.3.1. En Geç Kretase-Paleosen Dönemi…………………………………………… 61
3.1.3.2. Eosen Dönemi………………………………………………………………... 62
xi
İÇİNDEKİLER DİZİNİ (devam ediyor)
3.1.3.3. Oligo-Miyosen Dönemi………………………………………………………. 62
3.1.3.4. Üst Miyosen-Pliyosen Dönemi………………………………………………. 62
3.2. Neotektonik Dönem Yapıları.................................................................................. 63
3.2.1. Yeniceoba Fay Zonu............................................................................................ 69
3.2.1.1. Mermerdağ Segmenti........................................................................................ 69
3.2.1.2. Sincik Segmenti................................................................................................. 73
3.2.1.3. Çatak-Alahacılı Segmenti…………………………………………………… 76
3.2.1.4. Kandilköy Segmenti………………………………………………………….. 81
3.2.1.5. Kütükuşağı Segmenti………………………………………………………… 83
3.3. Kinematik Analizler………………………………................................................ 89
3.3.1. Teorik Altyapı………………………………………………………………….. 89
3.3.2. Arazi çalışmaları……………………………………………………………….. 95
4. TEKTONİK EVRİM……………………………………………………………...... 102
5. TARTIŞMA VE SONUÇLAR.................................................................................. 109
6. KAYNAKLAR........................................................................................................... 113
xii
ŞEKİLLER DİZİNİ
Şekil 1.1. Çalışma alanının yer bulduru haritası............................................................ 2
Şekil 1.2. Çalışma bölgesi ve yakın çevresini gösterir jeoloji haritası ile pafta indeksi
(1:500.000 ölçekli Türkiye Jeoloji Haritası’ndan ölçeği değiştirilerek
alınmıştır.)....................................................................................................
3
Şekil 1.3. a) Türkiye ve çevresinin ana neotektonik bölgelerini ve ilişkili yapıları
gösteren harita (Koçyiğit ve Özacar 2003; Woolside vd. 2002; Zitter vd.
2005; Çiftçi 2007’den değiştirilerek alınmıştır); b) Tuzgölü havzası ve
yakın çevresini gösteren bölgesel jeoloji haritası (Çemen vd. 1999’dan
değiştirilerek alınmıştır)………………………………………...................
4
Şekil 1.4. İnceleme alanının kabartma haritası (Yapay ışığın dalım yönü 1350, dalım
açısı 450)......................................................................................................
6
Şekil 1.5. İnceleme alanı ve çevresinde gözlenen birimler ile yaş-dokanak tipi
ilişkilerini gösteren karşılaştırmalı diyagram…………………………......
14
Şekil 2.1. Çalışma alanının genelleştirilmiş tektono-stratigrafik dikme kesiti (Akarsu
1971; Ünalan vd. 1976; Özcan vd. 1990; Göncüoğlu vd. 1996; Çemen vd.
1999; Dirik ve Erol 2003’den faydalanılmıştır.)………………………….
16
Şekil 2.2. Alahacılı köyünün kuzeyinde (J28-c3) gözlenen ofiyolitli karmaşığa ait
birimlerin genel görünümü (Bakış KB’ya)…………...…...........................
18
Şekil 2.3. Kandil köyünün güney doğusunda bulunan Kandil tepede (K29-a1)
gözlenen Orta Anadolu ofiyolitli karmaşığına ait serpantinit ve kireçtaşı
bloklarının genel görünümü (Bakış KB’ya)……..……………………..….
18
Şekil 2.4. Kırmızı tepe güneyinde (J28-c4) gözlenen Kartal formasyonunun genel
görünümü (Bakış KD’ya)………………………………………………….
20
Şekil 2.5. İnceleme alanında Beyazçal tepede (Kütükuşağı köyünün 4 km
güneybatısı) (K29-a2) Kartal formasyonu üzerine uyumlu olarak gelen
Çaldağ formasyonu (Bakış KB’ya)………….…………………………….
21
xiii
ŞEKİLLER DİZİNİ (devam ediyor)
Şekil 2.6. Kütükuşağı köyünün güneybatısında (K29-a2) gözlenen Çaldağ
formasyonunun alt seviyelerindeki yeşil renkli marn-kumtaşı ardalanması
ve üst seviyelerdeki açık gri-krem renkli kireçtaşları ile alttaki Kartal
formasyonu (Bakış KB’ya)………………………………………………
23
Şekil 2.7. Beyazçal tepede (Kütükuşağı köyünün 4 km güneybatısı) (K29-a2)
gözlenen Çaldağ formasyonuna ait masif kireçtaşlarının yakından
görünümü………………………………………………………………….
24
Şekil 2.8. Sincik köyü civarında (J28-c4) gözlenen, Kartal formasyonunu
uyumsuzlukla örten Eskipolatlı Formasyonunun genel görünümü (Bakış
K’e)……………….......................................................................................
25
Şekil 2.9. Sincik üyesine ait volkanoklastik birimlerin genel görünümü (Sincik
köyünün 500 m kuzeyi) (J28-c4) (Bakış KD’ya)…………………………
27
Şekil 2.10. Alahacılı köyü kuzeyinde (J28-c3) bulunan Karakaya tepenin eteklerinde
gözlenen Eskipolatlı formasyonuna ait tabakalı, resifal, kırıntılı
kireçtaşlarının genel görünümü (Bakış KD’ya)………..………………….
28
Şekil 2.11. Dulayşenin bahçesinin güneyindeki (K29-a2) Gökdağ formasyonunun
çakıltaşı, çakıltaşı-çamurtaşı ve çakıltaşı-killi kumtaşı ardalanması (Bakış
D’ya)……………………………………………………………………….
30
Şekil 2.12. Çatak köyü güneydoğusunda Karataş sırtında (J28-c3) gözlenen Gökdağ
Formasyonu’nun, Kretase yaşlı kireçtaşı bloklarını uyumsuz olarak
örtmesi ve Cihanbeyli Formasyonunun da bütün birimleri uyumsuzlukla
örtmesi (Bakış K’e)……...………………………………..
31
Şekil 2.13. Mermerdağ tepenin kuzeybatısında (J28d-2) gözlenen Cihanbeli
formasyonuna ait gölsel kireçtaşlarının genel görünümü (Bakış
K’e)………………….................................................................................
33
Şekil 2.14. Sadullahyüksel yaylasının kuzeybatısında bulunan Sadullah sırtında
(K29-a2) gözlenen Cihanbeyli formasyonunun, Gökdağ formasyonunu
uyumsuz olarak örtmesi (Bakış KB’ya)………………………………..
34
Şekil 2.15. Orta Anadolu Havzası ve çevresinin basitleştirilmiş jeoloji haritası
(Görür vd. 1984)…………………………………………………………...
37
xiv
ŞEKİLLER DİZİNİ (devam ediyor)
Şekil 2.16. Haymana- Polatlı yöresinin genelleştirilmiş dikme kesiti (Ünalan vd.
1976)……………………………………………………………………….
39
Şekil 2.17. Tuzgölü havzasında yer alan sedimanter birimlerin kuzeybatıdan
güneydoğuya doğru stratigrafik korelasyonu (Derman vd. 2003) (Kesitler
ölçeksizdir)………………………………………………………………...
43
Şekil 2.18. Orta Anadolu Havzası’nın alt havzalarını oluşturan Haymana-Polatlı,
Yeniceoba ve Tuzgölü alanlarının stratigrafik ilişkilerini gösteren
karşıaştırmalı genelleştirilmiş dikme kesitleri (Ünalan vd. 1976; Görür ve
Derman 1978; Görür vd. 1984; Dellaloğlu ve Aksu 1984; Göncüoğlu vd.
1996; Çemen vd. 1999; Dirik ve Erol 2000; Derman vd. 2003’den
faydalanılmıştır) (Kesitler ölçeksizdir)……………………………………
48
Şekil 3.1. A) Çalışma alanındaki ana yapısal unusurları gösteren basitleştirilmiş
jeoloji haritası; B) Orta Anadolu ve çevresinin tektonik haritası (Dirik ve
Erol 2003; Dirik 2001; Dirik ve Göncüoğlu 1996; Göncüoğlu vd. 1996;
Koçyiğit ve Özacar 2003’ten değiştirilerek alınmıştır)……………...…….
50
Şekil 3.2. Sincik köyü ve çevresinin (J28-c4) ayrıntılı jeoloji haritası ve KD-GB
doğrultulu jeolojik kesitleri……………………..………………………....
52
Şekil 3.3. Sincik köyünün kuzeyinde Kuş tepede (J28-c4) gözlenen bindirme fayının
genel görüntüsü (Bakış GD’ya)……………………...………………….....
53
Şekil 3.4. Kuş tepenin kuzeyinde (J28-c4) gözlenen Cihanbeyli formasyonunun
kendisinden daha yaşlı birimleri uyumsuz olarak üzerlemesi (Bakış
GB’ya)…………………………………………………………………......
53
Şekil 3.5. Sincik köyünün kuzeybatısındaki Söğüt tepede (J28-c4) gözlenen Orta
Anadolu ofiyolitli karmaşığa ait kristalize kireçtaşı bloklarının (Yunak
olistostromu) Eskipolatlı formasyonunu tektonik olarak üzerlemesi
(Bakış KB’ya)………………......................................................................
54
Şekil 3.6. Tahirtemiz yaylası ve Kandil köy çevresinin (K29-a1) ayrıntılı jeoloji
haritası ve KD-GB doğrultulu kesitleri……………………………..…......
55
xv
ŞEKİLLER DİZİNİ (devam ediyor)
Şekil 3.7. Kandil tepenin güneybatısındaki (K29-a1) bindirme fayının genel
görüntüsü (Bakış GB’ya)……....…………………………...……………..
56
Şekil 3.8. Kütükuşağı, Sadullahyüksel yaylası ve Dulayşe bahçesi çevresinin (K29-
a2) ayrıntılı jeoloji haritası ve KD-GB doğrultulu kesitleri…..…………...
57
Şekil 3.9. (a) Sadullahyüksel yaylası kuzeyinde (K29-a2) gözlenen faylar (Bakış
KB’ya); (b) Bindime fayının yakın plan görüntüsü (c) Normal fayın
yakın plan görüntüsü…………………………………………………........
58
Şekil 3.10. Kütükuşağı köyünün batısındaki (K29-a2) bindirme fayının genel
görüntüsü (Bakış KD’ya)……………...…………………………………..
59
Şekil 3.11. Türkiye ve çevresinin ana neotektonik bölgelerini ve ilişkili yapıları
gösteren harita. Türkiye’deki renk kodları kendine ait deformasyon
türünü ve buna bağlı olarak ortaya çıkan sedimanter havza tipini temsil
eden ana tektonik bölgeleri göstermektedir (Koçyiğit ve Özacar (2003);
Woolside vd. (2002); Zitter vd. (2005); Çiftçi (2007)’den değiştirilerek
alınmıştır).....................................................................................................
64
Şekil 3.12. Orta Anadolu ve çevresinin tektonik haritası (Dirik ve Erol 2003; Dirik
2001; Dirik ve Göncüoğlu 1996; Göncüoğlu vd. 1996; Koçyiğit ve
Özacar 2003’ten değiştirilerek alınmıştır)………………………………...
65
Şekil 3.13. İnceleme alanının sayısal kabartma görüntüsü kullanılarak oluşturulmuş
çizgisellik haritası………………………..………………………………...
67
Şekil 3.14. İnceleme alanı ve çevresinin sayısal yüzey görüntüsü………..................... 68
Şekil 3.15. Mermerdağ tepe ve çevresinin (J28-d2) ayrıntılı jeoloji haritası ve KD-
GB doğrultulu jeolojik kesitleri………………………..…………………..
70
Şekil 3.16. (a)Mermerdağ tepenin kuzeybatısındaki (J28-d2) fay düzleminin genel
görünümü (Bakış KB’ya); (b) fay sarplığı (Bakış BKD’ya); (c) fay
çizikleri……………………………………………………………….........
71
Şekil 3.17. Mermerdağ tepenin kuzeydoğusunu (J28-d2) sınırlayan fay düzleminin
genel görünümü (Bakış DGD’ya)………………………..……………......
72
Şekil 3.18. Mermer yaylası kuzeyinde (J28-d2) Cihanbeyli formasyonuna ait gölsel
kireçtaşlarını kesen fay düzleminin genel görünümü (Bakış K’ye)……….
73
xvi
ŞEKİLLER DİZİNİ (devam ediyor)
Şekil 3.19. Sincik köyü güneyindeki (J28-c4) fay düzleminin genel görünümü (Bakış
B’ya)……………………………………………………………………….
74
Şekil 3.20. Sincik güneyindeki (J28-c4) fay düzleminin tavan bloğunda bulunan
Gökdağ formasyonu ve düzlemin taban bloğunda bulunan Kartal
formasyonunun genel görünümleri (Bakış KB’ya)………………………..
75
Şekil 3.21. (a) Fay breşinin genel görünümü (Bakış B’ya), (b) yakın görüntüsü, (c)
fay çizikleri………………………………………………………………...
75
Şekil 3.22. Sincik köyünün kuzeydoğusunda (J28-c4) gözlenen fay düzleminin genel
görünümü (Bakış KB’ya)……………………………………………….....
76
Şekil 3.23. Çatak köyü ve çevresinin (J28-c3) ayrıntılı jeoloji haritası ve KD-GB
doğrultulu jeolojik kesitleri…………………..…………………………....
77
Şekil 3.24. (a) Karakaya tepenin güneyinden (J28-c3) geçen fay düzleminin genel
görünümü (Bakış KB’ya); (b) fay çizikleri; (c) fay düzleminin yakın plan
görüntüsü......................................................................................................
78
Şekil 3.25. (a) Çatak köyünün güneyindeki (K28-b2) fay düzlemlerinin genel
görünümü (Bakış GB’ya); (b) Fay düzleminin kuzeybatıya doğru
devamında (Çatak köyüne doğru) Gökdağ formasyonundaki açılmanın
tekrar kapanması (Bakış B’ya); (c) Gökdağ formasyonu ile serpantinit
blokları arasındaki çok belirgin bir çizgisellik (Bakış D’ya)……………...
79
Şekil 3.26. (a) Karataş sırtında (J28-c3) Gökdağ formasyonuna ait kireçtaşlarındaki
fayın genel görünümü (Bakış D’ya) (b) fay çizikleri (c) Karataş sırtının
güneyinde Gökdağ formasyonunda gözlenen faylar…..………………......
80
Şekil 3.27. Kandil köyünün güneydoğusunda (K29-a1) gözlenen normal fayın genel
görünümü (Bakış GB’ya)………………………………………………….
81
Şekil 3.28. (a) Tahirtemiz yaylasının kuzeybatısında (K29-a1) gözlenen fay hattının
genel görünümü; (b) Serpantinit blokları üzerinde gözlenen fay çizikleri...
83
Şekil 3.29. Kütükuşağı köyünün kuzeydoğusundaki Kumlu tepede (K29-a2) Orta
Anadolu ofiyolitli karmaşığı ile Gökdağ formasyonu arasında gözlenen
normal fayın genel görünümü (Bakış GB’ya)……………………………..
84
xvii
ŞEKİLLER DİZİNİ (devam ediyor)
Şekil 3.30. Kayalı tepenin kuzeydoğusunda (K29-a2) Orta Anadolu ofiyolitli
karmaşığı ile Gökdağ formasyonu arasında gözlenen normal fayın genel
görünümü (Bakış KB’ya)……………...…………………………………..
84
Şekil 3.31. Kütükuşağı köyünün güneybatısında (K29-a2) Çaldağ formasyonu ile
Kartal formasyonu arasında gözlenen normal faylanma ve daha güneyde
Kartal formasyonu ile Gökdağ formasyonu arasında gözlenen sağ yanal
normal faylanmaların genel görünümü (Bakış GD’ya)……………………
85
Şekil 3.32. (a) Beyazçal tepenin güneyinde (K29-a2) Gökdağ formasyonuna ait
kireçtaşlarında gözlenen fay düzleminin genel görünümü (Bakış GB’ya);
(b) Fay düzlemi üzerinde faylanmanın iki ayrı fazını yansıtan fay
çiziklerinin yakın plan görüntüsü……………………………………….....
87
Şekil 3.33. (a) Sadullahyüksel yaylanın kuzeyinde (K29-a2) Orta Anadolu ofiyolitli
karmaşığı ile Gökdağ formasyonu arasında çizgisel bir sınır oluşturan
normal fayın genel görünümü (Bakış KB’ya); (b) Fay düzleminin yakın
plan görüntüsü…………………………………………………………......
88
Şekil 3.34. (a) Kartezyen koordinat sistemi içindeki bir düzlem doğrultu kosinüsleri,
l, m ve n olan kendi birim vektörleri ile temsil edilir (x, y ve z koordinat
sistemi içindeki asal gerilme eksenlerine karşılık gelmektedir); (b) A
düzleminin izdüşürülen A1, A2 ve A3 düzlemleri; (c) σx, σy ve σz ‘nin A1,
A2 ve A3 düzlemleri üzerinde indirgenmiş değerleri; (d) Gerilme
elipsoyidi. (e) Düzleme dik ve paralel olarak etki eden σ ‘lara ait
makaslama gerilmesi olan (τ ) ve normal gerilmesi olan (σn) bileşenleri;
(f) Düzlemdeki kayma, maksimum makaslama gerilmesi olan τ max ‘a
paralel olarak gelişir (Ramsey ve Lisle, 2000; Çiftçi 2007’den)………….
91
Şekil 3.35. A) Gerçek kayma vektör birimi (s) ile hesaplanmış makaslama gerilmesi
τ ’ nin örtüşme şekli; B) s ve τ arasındaki farklı örtüşme değerlerine
göre tanımlanan ANG parametresi (Angelier 1994; Çiftçi 2007’den)…….
95
Şekil 3.36. Yeniceoba fay zonu üzerindeki fay düzlemi ölçüm istasyonları…………. 97
Şekil 3.37. Fay düzlemleri ve çiziklerinin Schmidt ağı eşalan izdüşümü alt yarım
kürede gösterimi (n= ölçüm sayısı)……………………………………….
98
xviii
ŞEKİLLER DİZİNİ (devam ediyor)
Şekil 4.1. İnceleme alanı ve çevresinin Paleotektonik dönem (sıkışma-daralma)
sonuna kadar süren tektonik evrimi (Kesitler ölçeksizdir)………………...
104
Şekil 4.2 (a) İki değişik yöndeki üst üste binen fay çiziklerinin inceleme alanına göre
konumu; (b) bölgenin basitleştirilmiş jeoloji haritası; (c) fay düzleminin
genel görünümü (Bakış yönü GB); (d) düzlemin yakın plan görüntüsü
(Bakış yönü GB)…………………………………………………………...
107
Şekil 4.3. İnceleme alanı ve çevresinin Neotektonik dönemin (genişleme-açılma)
başından günümüze kadar süren tektonik evrimi (Kesitler ölçeksizdir)......
108
xix
ÇİZELGELER DİZİNİ
Çizelge 1. İnceleme alanı ve çevresinde daha önce yapılmış olan çalışmalar............... 12
TABLOLAR DİZİNİ
Tablo 1. İnceleme alanı içindeki 11 istasyondan ölçülen fay düzlemi verileri ve
kinematik analiz sonuçları............................................................................
124
EKLER DİZİNİ
Ek 1. A) İnceleme alanının jeoloji haritası; B) Orta Anadolu ve çevresinin tektonik
haritası (Dirik ve Erol, 2003; Dirik, 2001; Dirik ve Göncüoğlu, 1996;
Göncüoğlu vd., 1996; Koçyiğit ve Özacar, 2003’ten değiştirilerek alınmıştır)…
ÖZGEÇMİŞ
xx
1. GİRİŞ
1.1. Çalışma Bölgesinin Tanıtılması
Çalışma alanı, Orta Anadolu’da yer alan Tuz Gölü Havzasının kuzeybatı kesiminde
yeralmakta olup, doğuda Yeniceoba ilçesinin (Konya) kuzeyinden başlayıp, batıda Polatlı
Devlet Üretme Çiftliği (Ankara), kuzeyde Ilıca (Ankara)’nın güneyine ve güneyde ise
Sülüklü (Konya)’nün kuzeyine kadar uzanmaktadır (Şekil 1.1). Yaklaşık olarak 1370
km2’lik bir alan kaplayan çalışma alanı Ankara J28d1, J28d2, J28d3, J28d4, J28c1, J28c2,
J28c3, J28c4, J29d4 ve Ilgın K28b2, K29a1, K29a2 topoğrafik haritalarından oluşmaktadır
(Şekil 1.2).
Çalışma alanında yer alan en önemli yerleşim merkezleri Kandilköy, Kütükuşağı,
Kelhasan, Büyükbeşkavak kasabaları ile Polatlı Devlet Üretme Çiftliği’dir. Bunun dışında
çalışma alanı içerisinde Küçükbeşkavak, Çatak, Alahacılı, Emirler, Mıçıkoğlu, Hacımusa,
Sincik, Yağcıoğlu, Şeyhahmetli, Özyurt, Türktaciri, Yeşilöz, Tepeköy ve Yeşilyurt köyleri
önemli yerleşim merkezleridir. Yöre topoğrafyası çok engebeli olmadığından bölgede
ulaşım ağı gelişmiştir. Her köyü birbirine ve merkezlere bağlayan stabilize ve asfalt yollar
vardır. Ankara-Konya Devlet Karayolu’nun batısında yer alan çalışma alanına ulaşım
Ankara-Polatlı-Konya veya Ankara-Gölbaşı-Konya karayolu üzerinden sağlanmaktadır.
Bölge halkının başlıca geçim kaynakları tarım ve hayvancılık olup, en çok buğday ve arpa
üretilmektedir.
Çalışma alanının kuzeydoğu ve kuzeybatı kesimleri oldukça engebeli bir topoğrafyaya
sahiptir. Güney kesimleri nispeten daha alçak ve düzdür. Dağ ve tepelerin dizilimi genelde
KB-GD yönündedir. Çalışma alanında yer alan başlıca önemli yükseltiler: Kuş Tepe (1388
m), Kandil Tepe (1368 m), Cömert Tepe (1313 m), Kayalı Tepe (1286 m), Gökdağ (1257
m), Kumlu Tepe (1183 m), Beyazçal Tepe (1158 m), Kocadağ Tepe (1148 m), Söğüt Tepe
(1112 m), Sandık Tepe (1109 m), Kırmızı Tepe (1105 m), Ziyaret Tepe (1041 m),
Mermerdağ Tepe (1010 m) isimli yükseltiler yer almaktadır (Bkz. Ek-1). Çalışma alanının
yer aldığı bölge yüzey suları açısından oldukça fakirdir. Yörenin kurak olması sebebiyle
derelerin çoğu kurudur. Devamlı su bulunan akarsular Değirmenözü dere, Şeyh Ahmetli
deresi ve Hacımusa özü deresidir.
1
Şekil 1.1. Çalışma alanının yer bulduru haritası.
2
Şeki
l 1.2
. Çalış
ma
bölg
esi v
e ya
kın
çevr
esin
i gös
tere
n je
oloj
i har
itası
ile
pafta
inde
ksi (
1:50
0.00
0 öl
çekl
i Tür
kiye
Jeol
oji H
arita
sı’n
dan
ö
lçeğ
i değ
iştir
ilere
k alın
mış
tır.).
3
1.2. Çalışmanın Amacı
Çalışma alanı, Orta Anadolu’da yer alan, kıta içi havzaların en büyüğü olan Tuz Gölü
havzasının kuzeybatısı ile Haymana-Polatlı havzasının güney kesimi arasında kalmaktadır.
Bölgeden İnönü-Eskişehir Fay Sistemi’nin orta kolu olan ve bölgenin gelişimini kontrol
eden Yeniceoba fay zonu geçmektedir (Şekil 1.3) (Çemen vd. 1999) .
Şekil 1.3. (a) Türkiye ve çevresinin ana neotektonik bölgelerini ve ilişkili yapıları gösteren
harita (Koçyiğit ve Özacar 2003; Woolside vd. 2002; Zitter vd. 2005; Çiftçi,
2007’den değiştirilerek alınmıştır). (b) Tuzgölü havzası ve yakın çevresini
gösteren bölgesel jeoloji haritası (Çemen vd. 1999’dan değiştirilerek alınmıştır).
Çalışma bölgesi civarında stratigrafi ve tektoniğe yönelik çalışmalar olmasına karşın, Üst
Kretase-Tersiyer örtü birimlerinin stratigrafisi ve bu birimlerin bölgeyi etkileyen
tektonizma ile ilişkisi üzerine yapılmış az sayıda çalışma bulunmaktadır. Ayrıca, Neojen
yaşlı birimler, fiziksel ve litolojik özelliklerinin birbirlerine benzemesi ve bazı kısımlarda
genç-güncel çökellerle örtülü olmaları nedeniyle ayrıntılı olarak incelenmemiş ve bu
konular günümüze kadar yapılan çalışmalarda eksik kalmıştır.
4
Bu eksiklikler göz önünde bulundurularak, bölgenin neotektonik ve paleotektonik döneme
ait yapısal unsurlarının tespit edilerek bunların özelliklerinin saptanması, inceleme
alanındaki fay sistemlerinin kinematik analizlerinin değerlendirilmesi ve elde edilen
bilgiler ışığında bölgenin yapısal evriminin ortaya çıkarılması tezin amaç ve hedeflerini
oluşturmaktadır.
1.3. Çalışma Yöntemleri
Çalışmanın amacı ve kapsamına uygun olarak çalışma yöntemleri, saha öncesi çalışmaları,
saha çalışmaları, laboratuvar çalışmaları, büro değerlendirme ve tez yazımı çalışmaları
olmak üzere dört aşamada gerçekleştirilmiştir.
Saha Öncesi Çalışmaları: 2004 yılı başlarından itibaren çalışma alanı ve yakın çevresi ile
ilgili literatür taraması yapılarak bölge hakkında değişik görüş ve değerlendirmeler tespit
edilmiş ve eksik olan çalışma, uygulama ve yöntemler saptanmıştır. Yine bu aşamada DSİ
Genel Müdürlüğü’nden alınan, çalışma alanımızı kapsayan 1/30.000 ölçekli hava
fotoğrafları yardımıyla, bölge hakkında ön bilgi edinilmiş ve bölgedeki ana yapısal
unsurların belirlenmesine çalışılmıştır. Ayrıca arazi çalışmalarında kolaylık sağlamak
amacıyla, topoğrafik haritalardan, çalışma bölgesinin üç boyutlu sayısal arazi modeli
oluşturularak, bu görüntü üzerindeki çizgisellikler belirlenerek hedeflenen arazi
çalışmalarının yapılacağı kritik bölgeler tespit edilmiştir (Şekil 1.4).
Saha Çalışmaları: Saha çalışmalarına 2004 yılı ikinci yarısından itibaren başlanmış, 2005
ve 2006 yıllarında Temmuz-Ekim ayları arasında devam etmiş olup toplam yaklaşık 4
aylık arazi çalışmasını kapsamıştır. Çalışmalar sırasında bölgenin 1/30.000 ölçekli hava
fotoğrafları ve 1/25.000 ölçekli topoğrafik haritalarından faydalanılmıştır. Ayrıca çalışma
bölgesinin stratigrafisi ve birimler arasındaki ilişkiler incelenerek, tespit edilen kritik
bölgelerin ayrıntılı tektonik haritası hazırlanmıştır.
5
Şeki
l 1.4
. İnc
elem
e al
anının
kab
artm
a ha
ritası (
Yap
ay ışığın
dalım
yön
ü 13
50 , dalım
açı
sı 4
50 ).
6
Bununla birlikte saha çalışmalarında, litoloji birimlerinin yapısal özellikleri de incelenmiş,
sedimanter birimlerin tabaka doğrultu ve eğimlerinin ölçülmesi, fay, eklem gibi süreksizlik
düzlemlerinin eğim yönü ve eğim miktarlarının ölçülmesi, fay düzlemleri üzerindeki fay
çiziklerinin yönlerinin ve sapma açılarının ölçülmesiyle fay zonlarının kinematik
özelliklerinin belirlenmesine yönelik veriler sağlanmış ve bu veriler 1/10.000 ölçekli
jeoloji haritasına işlenmiştir.
Laboratuvar çalışmaları: Bu çalışmalar kapsamında, saha çalışmaları sırasında gözlenen
yapısal unsurların (fay, çatlak, vb.) kinematik analizleri bilgisayar ortamında gerçekleşmiş,
gerilim analiz ve çatlak gül diyagramlarının oluşturulmasında ilgili bilgisayar programları
kullanılmıştır. Diğer taraftan, bölgenin 1/30.000 ölçekli hava fotoğrafları, ana yapı
elemanlarının belirlenmesinde ve litoloji birimlerinin sınır ilişkilerinin ortaya
konulmasında önemli katkılar sağlamıştır.
Büro çalışmaları: Saha ve laboratuvarda elde edilen verilerin değerlendirilmesi ve
yorumlanması büro çalışmalarında gerçekleştirilmiştir. Sonuçların ve jeolojik olayların
açıklanabilmesi amacıyla grafik, şema, çizelge, şekil ve jeolojik enine kesitler hazırlanmış
ve sonuçta tez yazımı gerçekleştirilmiştir.
1.4. Önceki Çalışmalar
İnceleme alanı ve yakın çevresinde yapılan çalışmaların çoğu Tuzgölü-Haymana
havzalarının hidrokarbon olanaklarını belirlemek için havzanın stratigrafisi ve tektonik
yapısının ortaya konulmasına yönelik olmuştur (Rigo de Righi ve Cortesini 1960; Arıkan
1975; Visher 1975; Capraru 1977, 1991; Görür ve Derman 1978; Turgut 1978; Derman
1980; Derman vd. 2000; Uygun 1981; Dinçer 1982; Oktay 1982; Uygun vd. 1982;
Dellaloğlu ve Aksu 1984; Görür vd. 1984, 1998; Çemen ve Dirik 1992; Göncüoğlu vd.
1992, 1996; Leventoğlu 1994; Çemen vd. 1999). Daha önce bir bütün olarak çalışılmayan
Eskişehir-Sultanhanı Fay Sistemi’de değişik araştırıcılar tarafından çalışılmıştır (Erol
1969; Ünalan ve Yüksel 1978; Uygun 1981; Koçyiğit 1991b; Dirik ve Göncüoğlu 1995;
Göncüoğlu vd. 1996). Bu fay sistemi kuzeyden güneye doğru Ilıca, Yeniceoba ve
Cihanbeyli fay zonlarından oluşur. İlk olarak Koçyiğit (1991b) tarafından adlanan Ilıca fay
zonu Haymana GB’sında yer alır. Yaklaşık KB-GD doğrultulu fay zonu Yeniceoba
ovası’nın kuzey kenarına kadar izlenmekte olup çizgisel Ilıcaözü vadisi ve sıcak su
7
kaynakları bu fay zonu boyunca gözlenen önemli özelliklerdir. Yeniceoba ve Cihanbeyli
fay zonları ilk olarak Çemen vd. (1999) tarafından adlanmıştır. KB-GD doğrultulu bu her
iki fay zonu birbirine paralel/yarı paralel, yüksek açılı normal fay bileşenli sağ-yanal
doğrultu atımlı faylardan oluşur. Fay zonu boyunca temele ait birimlerde dahil olmak üzere
yaşlı birimler Miyo-Pliyosen yaşlı çökellerle yan yana gelmiştir. Ayrıca Özsayın ve Dirik
(2007), İnönü-Eskişehir Fay Sistemi’nin Yeniceoba-Cihanbeyli (Konya-Türkiye)
bölümündeki yaptığı incelemede ise Cihanbeyli ve Yeniceoba fay zonlarını, neotektonik
dönemde meydana gelen deformasyonları tespit etmek için segmentler halinde incelemiş
ve fay düzlemleri üzerinden alınan kayma verilerinin kinematik analizler sonucunda
değerlendirilmesiyle Yeniceoba fay zonunun iki, Cihanbeyli fay zonunun tek evreli bir
deformasyon geçirdiğini bulmuştur.
Erol (1969), Tuzgölü havzasının jeolojisi ve jeomorfolojisi üzerine yaptığı çalışmada
havzanın Miyosen-Erken Pliyosen döneminde geniş bir tatlı su gölü ile kaplı olduğu ve
havza gelişiminin sınırlı bir şekilde orta kesimlerinde Kuvaterner’de devam ettiğini
belirtmiştir. Ayrıca havzanın batı ve doğu kısımlarındaki faylarla yüzeye sodyum sülfat ve
tuz getiriminin olabileceğini ortaya koymuştur.
Arıkan (1975), Haymana-Tuz gölü ve Bala yöresindeki tüm Üst Kretase-Eosen birimlerini
Haymana, Küredağ, Çayraz ve Bala formasyonları adı altında toplamıştır. Araştırıcıya göre
Tuz Gölü, Haymana ve Bala havzaları bu dönemde birbirleriyle bağlantılıdır. Havzadaki
sismik profilleri yorumlayan yazar taban tuz kütlelerine Geç Kretase veya Orta Eosen
yaşını vermiş, ayrıca havzadaki petrol imkanlarını tartışmıştır.
Ünalan ve Yüksel (1978), inceleme alanının devamı niteliğindeki Haymana-Polatlı
Havzası’nın Paleosen-Erken Eosen aralığında gelişmiş KB-GD doğrultulu bir graben
olduğunu ve Neojen karasallarının bu grabeni açısal uyumsuzlukla örttüğünü
belirtmişlerdir. Ayrıca Sakarya Nehri’nin faylarla denetlenen dirseklerinin varlığı, Neojen
volkanizması ve sıcak su kaynakları ile meydana gelen depremlerin (örn: 1974
Yenimehmetli depremi) bu fayların bir bölümünün halen aktif olduğunu kanıtladığına
değinmişlerdir.
Görür (1981), Aksaray-Koçhisar arasının stratigrafisinde granitlerin oluşturduğu temelin
üzerine gelen çakıllı-kumlu Maastrihtiyen yaşlı Kartal formasyonu, Geç Maastrihtiyen
8
yaşlı Asmaboğazı formasyonu, Paleosen yaşlı Kırkkavak formasyonu, Eosen yaşlı Kartal-
Eskipolatlı formasyonu, Geç Eosen yaşlı Mezgit formasyonu ve Miyo-Pliyosen yaşlı
Cihanbeyli formasyonlarından bahsetmektedir.
Uygun (1981), Tuz Gölü Havzasında yaptığı çalışmada, havzanın paleocoğrafik ve yapısal
gelişiminden bahsederek bölgenin genelleştirilmiş stratigrafik kesitini hazırlamıştır. Ayrıca
havzanın evaporit oluşumlarını ve hidrokarbon olanaklarını değerlendirmiştir.
Görür vd. (1984), Tuz Gölü Havza kompleksi adı altında Tuz Gölü ve Haymana alt
havzalarını tanımlayarak, bu havza kompleksinin ayrıntılı olarak tektonik gelişimini
açıklamışlardır.
Ercan (1986), Orta Anadolu’daki tüm Senozoyik volkanizmasını çalışmış, bunlardan
inceleme alanının güneyinde yer alan Konya ve Karaman volkaniklerinin Miyo-Pliyosen
yaşlı, kalkalkalen karakterde ve kabuksal kökenli bir volkanizma ürünü olduklarını
belirtmiştir.
Umut vd. (1990), Tuzgölü batısında yaptıkları çalışmada Geç Miyosen-Pliyosen yaş
aralığında Kırmızıbayır tepe, İnsuyu ve Derviş olmak üzere üç formasyon tanımlamış ve
bu birimlerin çökelme ortamlarına değinmişlerdir.
Ulu vd. (1994a, b), İnlice-Akkise ve Cihanbeyli-Karapınar alanlarında yaptıkları
çalışmalarında, İç Anadolu güneybatı bölümünün litostratigrafik bölümlerini inceleyerek,
jeodinamik evrimi ortaya koymaya çalışmışlardır. Bu birimleri, Temel Kayaları ve Örtü
kayaları adı altında toplamışlardır. Temel Kayaları Geyikdağı Birliği, Bolkardağı Birliği ve
Bozkır Birliği şeklinde gruplamışlardır. Örtü Kayalarını, Paleo-otokton ve Neo-otokton
örtü kayaları olmak üzere ikiye ayırmışlardır. Paleo-otokton’da Erken Tersiyer’e ait
Eskipolatlı ve Çayraz formasyonlarını ayırtlamışlardır. Bunlar birbirleri ile yanal ve düşey
geçişlidir. Neo-otoktonda ise Miyosen-Güncel yaş aralığındaki birimleri ayırtlamışlardır.
Çemen ve Dirik (1992), Tuzgölü Havzası’nın kuzeydoğu kısımının stratigrafisi ve yapısal
jeolojisinden bahsederek Tuzgölü Havzası’nın bölgedeki Maastrihtiyen öncesi temel
kayaçlar üzerinde gelişmiş, genişlemeli bir havza olabileceğini öne sürmüşlerdir.
9
Göncüoğlu vd. (1996), Tuzgölü Havzasının batı kesiminde yaptıkları çalışmalarda,
havzanın temel birimlerinin karşılaştırılması, örtü birimlerinin özellikleri ve havzanın
jeolojik evrimini ortaya koymuşlardır. Ayrıca yapılan bu çalışma ile havzanın güneybatı
kesimi ayrıntılı olarak incelenmiştir.
Gündoğan ve Helvacı (1996), Bolluk Gölü (Cihanbeyli-Konya) ve çevresinde yaptıkları
çalışmalarda 63 adet traverten konisinden bazılarının, halen aktif olarak sülfatlı su
çıkartmakta olduğunu ve bunların Bolluk Gölü’nün SO4 çe zenginleştirdiğini
belirtmişlerdir.
Çemen vd. (1999), Tuzgölü havzasının doğu ve batı kesiminin stratigrafisini ortaya
koyarak havzanın, Geç Kretase’den başlayıp günümüze kadar olan yapısal gelişimini
açıklamışlardır.
Derman vd. (2003) Orta Anadolu’da Haymana, Tuzgölü ve Ulukışla havzaları olarak
tanımlanan havzalarda yürüttükleri çalışmalarda, ayrı havzalar olarak tanımlanan bu
alanların aslında tek bir havzanın (Orta Anadolu Havzası) parçaları olduğunu ortaya
koymuşlardır.
Dirik ve Erol (2003), Tuzgölü ve çevresinin tektonomorfolojik evrimi üzerine yaptıkları
çalışmada, gelişimi Geç Kretase’de bir graben olarak başlayan Tuzgölü Havzası’nın ilk kez
Eosen’de sıkıştığını ve Geç Miyosen-Erken Pliyosen’de batıya kaçmaya başlayan Anadolu
Levhası’nın daha önceden çalışılmış olan fayları tekrar harekete geçirerek fay kontrollü iç
havzaların oluşmasını sağladığını belirtmişlerdir.
Eren (2003a, b) Konya Havzası’nın batısında yaptığı incelemelerde, havzayı batıdan
sınırlayan fayların Miyo-Pliyosen yaşlı gölsel kireçtaşlarını ve Kuvaterner çökellerini
kestiğini ve bu fayların çoğunlukla normal faylar, bir kısımının ise sağ yönlü doğrultu atım
bileşenine sahip normal faylar olduğunu ortaya koymuştur.
Özsayın ve Dirik (2007), İnönü-Eskişehir Fay Sistemi’nin Yeniceoba-Cihanbeyli (Konya-
Türkiye) bölümündeki yaptığı incelemede, bölgede yayılım gösteren kayaçları Neojen
öncesi temel ve Neojen ve sonrası örtü birimleri olmak üzere iki ana grupta toplamış,
Neojen birimlerini ayrıntılı olarak incelemiş ve sınırlı yayılıma sahip Cihanbeyli
10
Formasyonu’nun Kuşça üyesini ilk kez bu çalışmada tanımlamıştır. İnönü-Eskişehir Fay
Sistemi’nin güney doğudaki uzantısını oluşturan Cihanbeyli ve Yeniceoba fay zonlarını,
neotektonik dönemde meydana gelen deformasyonları tespit etmek için kırıklar halinde
incelemiş ve fay düzlemleri üzerinden alınan kayma verilerinin kinematik analizler
sonucunda değerlendirilmesiyle Yeniceoba fay zonunun iki, Cihanbeyli fay zonunun tek
evreli bir deformasyon geçirdiğini bulmuştur. Ayrıca her iki fay zonu üzerinde tespit edilen
ve güncel çökelleri kesen kinematik analiz sonuçlarına göre günümüzde bu bölgenin KKD-
GGB doğrultusunda açıldığını tespit etmiştir.
Değişik araştırmacıların, çalışma konuları ve çalıştıkları bölgeler Çizelge 1’de, inceleme
alanı ve çevresinde gözlenen birimlere verilen isimler ve yaş ilişkileri ise Şekil 1.5’de
karşılaştırmalı olarak sunulmuştur.
11
Çizelge 1. İnceleme alanı ve çevresinde daha önce yapılmış olan çalışmalar.
Araştırmacı Çalışma konusu Çalışma alanıAgalede (1954) Genel jeoloji Tuzgölü batısı ve güneybatısıAkarsu (1959) Jeoloji, petrol PolatlıArıkan (1975) Genel jeoloji, petrol Tuzgölü çevresiAydemir ve Ateş (2005, 2006a, b) Jeofizik, tektonik evrim Tuzgölü çevresiAyyıldız (2002) Stratigrafi Tuzgölü çevresiCapraru (1977) Petrol TuzgölüCapraru (1991) Petrol TuzgölüChaput (1936) Jeoloji, jeomorfoloji Türkiye, genelÇemen ve Dirik (1992) Stratigrafi, tektonik Tuzgölü kuzeybatısıÇemen vd. (1995) Genel jeoloji Tuzgölü batısıÇemen vd. (1999) Tektonik evrim TuzgölüDellaloğlu ve Aksu (1984) Jeoloji, petrol Kulu-Ş.koçhisar-AksarayDerman (1980) Genel jeoloji Tuzgölü kuzeyiDerman vd. (2000) Tektonik AksarayDinçer (1982) Jeoloji, petrol Kulu batısıDirik ve Erol (2003) Tektonomorfoloji TuzgölüDuru ve Gökçen (1985) Stratigrafi, paleontoloji Polatlı güneyiErcan (1986) Volkanizma Orta AnadoluEren (2003a, b) Tektonik Konya çevresiErol (1967-1968) Jeoloji Bolluk gölü çevresiErol (1969) Jeoloji, jeomorfoloji TuzgölüGöncüoğlu vd. (1992) Jeoloji Orta AnadoluGöncüoğlu vd. (1996) Jeoloji Tuzgölü batısıGörür ve Derman (1978) Stratigrafi, tektonik Tuzgölü-HaymanaGörür vd. (1984) Tektonik evrim TuzgölüGündoğan ve Helvacı (1996) Jeoloji, hidrokimya Bolluk gölüGürer ve Aldanmaz (2002) Sedimantoloji, sedim. evrim Batı-Orta-Doğu AnadoluKarakaş ve Kadir (1998) Jeoloji, mineraloji Konya kuzeyiKoçyiğit (2005) Tektonik Batı ve Orta AnadoluLahn (1949) Genel jeoloji Orta AnadoluLeventoğlu (1994) Tektonik AksarayÖzcan vd. (1989) Jeoloji Kütahya-Çifteler-İhsaniyeÖzcan vd. (1990a) Genel jeoloji Kütahya BolkardağıÖzcan vd. (1990b) Genel jeoloji Konya-Kadınhanı-IlgınÖzkul ve Türkmen (2000) Stratigrafi Orta AnadoluÖzmumcu (1974) Genel jeoloji Tuzgölü batısı
12
Çizelge 1. İnceleme alanı ve çevresinde daha önce yapılmış olan çalışmalar (Devam
ediyor).
Özsayın ve Dirik (2007) Tektonik Tuzgölü kuzeybatısıR. de Righi ve Cortesini (1960) Havza analizi, jeoloji Orta AnadoluSirel (1975) Stratigrafi Polatlı güneyiSonel vd. (1995) Genel jeoloji, petrol Tuzgölü çevresiSonel ve Sarı (2003) Sedimantoloji, petrol Tuzgölü kuzeyiTurkish Gulf Oil Co. (1961) Genel jeoloji, petrol TuzgölüUlu vd. (1994a, 1994b) Sedimantoloji, tektonik Cihanbeyli-KarapınarUmut vd. (1990) Genel jeoloji Kadınhanı-Sarayönü-SülüklüÜnalan vd. (1976) Stratigrafi Haymana-PolatlıÜnalan ve Yüksel (1978) Tektonik Haymana-PolatlıÜnalan ve Yüksel (1985) Genel jeoloji, petrol Haymana-PolatlıUygun (1981) Evaporit, hidrokarbon TuzgölüUygun vd. (1982) Genel jeoloji TuzgölüVarol vd. (2000) Sediantoloji, jeokimya Tuzgölü çevresiVarol ve Kazancı (2000) Sedimantoloji, paleontoloji Tuzgölü çevresi
13
Şeki
l 1.5
. İnc
elem
e al
anı v
e çe
vres
inde
göz
lene
n bi
rimle
r ile
yaş
-dok
anak
tipi
iliş
kile
rini g
öste
ren
karşılaştırm
alı d
iyag
ram
.
14
2. STRATİGRAFİ VE KARŞILAŞTIRMA 2.1. Çalışma Bölgesinin Stratigrafisi Çalışma alanınında yaş konağı Kretase’den günümüze kadar değişik yaşlarda sekiz birim
ayırtlanmıştır. Temelde Kretase yaşlı ofiyolitli karmaşık bulunmaktadır. Temel birimlerini
en geç Kretase-Paleosen yaşlı Kartal formasyonu uyumsuzlukla örtmektedir. Kartal
formasyonunun üst seviyeleri yanal ve düşey olarak, geç Paleosen yaşlı Çaldağ
formasyonuna geçmektedir. Çaldağ formasyonunun olmadığı yerlerde ise Eskipolatlı
formasyonu, Kartal formasyonu üzerine gelmektedir. Eosen yaşlı Eskipolatlı formasyonu
içinde Sincik ve Çayraz olmak üzere iki üye ayırtlanmıştır. Oligo-Miyosen yaşlı Gökdağ
formasyonu, kendisinden yaşlı bütün birimler üzerinde uyumsuzlukla bulunmaktadır.
Çalışma alanında çok geniş bir yayılıma sahip olan Pliyosen yaşlı Cihanbeyli formasyonu
ise daha yaşlı birimleri uyumsuz olarak örtmektedir. Yelpaze çökelleri ve alüvyon
Kuvaterner yaşlıdır. Bu çalışma kapsamında bölgede yer alan tüm birimler, stratigrafik ve
tektonik anlatımın kolayca yapılabilmesi için en geç Kretase-Tersiyer öncesi temel
kayaçları ve en geç Kretase-Tersiyer örtü kayaçları olmak üzere iki ana grup altında
incelenmiştir (Şekil 2.1).
2.1.1. En Geç Kretase-Tersiyer Öncesi Temel Kayaçları En geç Kretase-Tersiyer öncesi temel kayaçları, çalışma alanında Kretase yaşlı ofiyolitli
karmaşık ile temsil edilir. Ofiyolitli karmaşık birimi önceki çalışmalarda Anadolu Napı
(Blumenthal 1948), Ankara Melanjı (Bailey ve McCallien 1940) ve Orta Anadolu ofiyolitli
karmaşığı (Göncüoğlu vd. 1991, 1992, 1993, 1994) olarak tanımlanmıştır. Bu çalışmada da
önceki çalışmalarla eş anlamlı olarak birim için Orta Anadolu ofiyolitli karmaşığı adı
kullanılmıştır.
2.1.1.1. Orta Anadolu Ofiyolitli Karmaşığı
Çalışma alanındaki en yaşlı birimleri temsil eden ofiyolitli karmaşık, İzmir-Ankara-
Erzincan Okyanusunun kapanması sürecinde gelişen ve güneye Kütahya-Bolkardağ Kuşağı
birimleri üzerine itilen yığışım prizması malzemesi ile temsil edilmektedir (Dirik ve Erol,
2000). Birimin ana gövdesini oluşturan bloklu tortul karmaşık ise Yunak olistostromu
olarak tanımlanmıştır (Göncüoğlu vd. 1996).
15
Şekil 2.1. Çalışma alanının genelleştirilmiş tektono-stratigrafik dikme kesiti (Akarsu 1971;
Ünalan vd. 1976; Özcan vd. 1990; Göncüoğlu vd. 1996; Çemen vd. 1999; Dirik
ve Erol 2003’den faydalanılmıştır).
16
Bu malzeme, Geç Maastrihtiyenden önce birbirine eklenmiş Torit-Anatolit (Kütahya-
Bolkardağ) tipi platform ve yamaç fasiyeslerini içeren metamorfik bloklar, mavişist
metamorfizması geçirmiş, dalma batma zonundan türemiş yamaç ve okyanusal kabuk
parçalarını içeren bloklar, ensimatik bir yay volkanizmasının ürünü bloklar ve olasılıkla
Sakarya mikrokıtasına ait bloklarla bunların matriksini oluşturan türbiditik-olistostromal
kayalardan oluşmaktadır (Göncüoğlu vd. 1996).
Çalışma alanında gözlenen birim, yeşil renkli kum-silt-kil boyu bir hamur içindeki
Karbonifer, Permiyen, Triyas ve Kretase yaşlı kireçtaşı blokları ve ofiyolitik kayaçlardan
(Yunak olistostromu) meydana gelmektedir (Göncüoğlu vd. 1996). Yunak olistostromunun
içindeki blokların önemli kesimini büyüklükleri birkaç metreden birkaç kilometreye kadar
değişen kireçtaşı blokları oluşturmaktadır. Birim, çalışma alanının kuzey batısında ve orta
kesimlerinde Yeniceoba batısında Kuş tepe (J28-c4), Söğüt tepe (J28-c4), Harman tepe
(J28-c4), Kandiltepe (K29-a1), daha batıda Mermerdağ (K29-a1) ve Büyükziyaret tepede
(K28-b2) tipik özellikleri ile yüzeylenmektedir (Bkz. Ek 1 ve Şekil 2.2.).
Özellikle Kuştepe (J28-c4), Kandiltepe (K29-a1) ve Mermerdağ (K29-a1) civarında
yüzeylenen genelde kahverengimsi gri, dolomitleşmiş, rekristalize kireçtaşları çok tipiktir
ve masif kütleler halinde izlenmektedir (Şekil 2.3). Göncüoğlu vd. (1966) tarafından bu
yörede gözlenen rekristalize kireçtaşlarında bulunan Neoschwagerina sp., Schwagerinidae,
Fusulinidae, Parafusulina sp., Codonofusiella sp., Tuberitina collosa, Climacammina sp.,
Yangchienia sp.,Afghanella sp., Agathammina sp., Schubertalinae, Pachyploia spp.,
Globivalvulina sp., Geinitzinidae, Paleotextularidae, Tolypammina sp., Dagmarita
chanackiensis, Dagmarita sp., Kahlerina sp. planktonik foraminiferleri taksonlarına göre
birimin yaşı geç Permiyen olarak belirlenmiştir.
Çalışma alanının kuzeybatısında ve orta kesimlerinde yüzeylenen kireçtaşı blokları çoğu
yerde en geç Kretase-Paleosen yaşlı Kartal formasyonu, Eosen yaşlı Eskipolatlı
formasyonu ve Oligo-Miyosen yaşlı Gökdağ formasyonları üzerinde tektonik olarak yer
almaktadır.
İnceleme alanında tabanı gözlenemeyen ofiyolitli karmaşığa ait birimler ise, özellikle
Çatak köyü çevresinde (J28-c3) ve Kütükuşağı köyünün kuzeyinde (K29-a2) yüzlek
vermektedir. Bu birim, (gabrolar, serpantinitler ve ultramafit kayaçlar) Kartal formasyonu
17
tarafından uyumsuz olarak örtülürler. Ayrıca Ankara ofiyolitli karmaşığı, inceleme
alanının bazı kesimlerinde genelde Neojen yaşlı kayaçlarla normal faylı bir tektonik
dokanağa sahiptir.
Şekil 2.2. Alahacılı köyünün kuzeyinde (J28-c3) gözlenen ofiyolitli karmaşığa ait
birimlerin genel görünümü (Bakış KB’ya).
Şekil 2.3. Kandil Köyünün güney doğusunda bulunan Kandil tepede (K29-a1) gözlenen
Orta Anadolu ofiyolitli karmaşığına ait serpantinit ve kireçtaşı bloklarının genel
görünümü (Bakış KB’ya).
18
Bu çalışmada Orta Anadolu ofiyolitli karmaşığı’na ait ofiyolit blokları, serpantinit ve
kireçtaşı blokları (Yunak olistostromu), ayırtlanarak çalışılmış ve haritalanmıştır.
2.1.2. En Geç Kretase-Tersiyer Yaşlı Örtü Birimleri
Örtü birimleri, en geç Kretase-Paleosen yaşlı Kartal formasyonu, geç Paleosen yaşlı
Çaldağ formasyonuna, Çaldağ formasyonunun olmadığı yerlerde ise Eskipolatlı
formasyonu, Oligo-Miyosen yaşlı Gökdağ formasyonu ve Pliyosen yaşlı Cihanbeyli
formasyonu adı altında toplanan kayaç birimlerinden oluşmaktadır.
2.1.2.1. Kartal Formasyonu
Temelin üzerine gelen ilk birim olan Kartal formasyonu havza kenar alanlarında temel
birimlerini uyumsuzlukla örtmektedir. Rigo ve Cortesini’nin (1959) sadece “red beds”
adını verdiği Kartal formasyonu ilk kez Turkish Gulf Oil (1961) tarafından
adlandırılmıştır. Daha sonraları Yüksel (1970), Akarsu (1971a, b), Sirel (1975), Ünalan vd.
(1976), Göncüoğlu vd. (1996), Çemen vd. (1999) ve Dirik ve Erol (2000) aynı stratigrafik
konum ve litolojik özellikteki kırıntılar için aynı adı kullanmışlardır.
Bu çalışmada da önceki çalışmalarla eş anlamlı olarak kırmızı renkli karasal kırıntılılar için
Kartal formasyonu adı kullanılmıştır. Kartal formasyonu tipik özellikleri ile çalışma
alanının kuzeyinde, Dulayşenin bahçesi batısında (K29-a2), Sadullahyüksel yaylanın
kuzeyinde (K29-a2) ve daha batıda Sincik köyü civarında (J28-c4) geniş bir alanda
yüzeylenmektedir (Şekil 2.4)
Birimin tamamı kırıntılılardan ibarettir ve koyu kırmızı-bordo renk hakimdir. Tabakalanma
kötüdür ve tabaka kalınlıkları 50-200 cm arasında olup geometrileri mercekseldir, ender
olarak daha kalın tabakalara da rastlanmaktadır. Kırıntılıların büyük çoğunluğu serpantin,
çört, gabro, magmatik kaya ve kireçtaşı çakıllarından oluşmaktadır. Çakıl çapları 0.5-20
cm arasında değişmekte, ancak çoğunluğunu 2-7 cm arasında boyutları olan çakıllardan
oluşmaktadır. Kötü yuvarlanmış bu kırıntılıların boylanmalarıda kötüdür.
19
Şekil 2.4. Kırmızı tepe güneyinde (J28-c4) gözlenen Kartal formasyonunun genel
görünümü (Bakış KD’ya).
Derecelenmenin de pek iyi olmamasına karşılık, bazı seviyelerde tane boyu değişimleri
kısmen farkedilebilmektedir. Matriks yine aynı litolojilerin kum boyundaki kırıntılarından
oluşmaktadır. Arada tekrarlanan kumtaşı ve silttaşı seviyeleri de çakıltaşı seviyelerinin
mikro özelliklerini yansıtmaktadır. Üst seviyelere doğru çakıltaşı-kumtaşı ve çamurtaşı
ardalanması belirgindir. Kumtaşları da kötü boylanmalı ve çapraz tabakalıdır. Çamurtaşları
ise koyu kızıl renklidir ve hakim litolijiyi oluşturmaktadırlar.
Kartal formasyonu üst seviyelerinde yanal ve düşey olarak, Geç Paleosen yaşlı Çaldağ
formasyonunun kırmızı, üste doğru yeşil-krem renkli marn-kumtaşı-kumlu kireçtaşı
ardalanmasına geçer (Şekil 2.5). Ofiyolit bloklarının üzerine uyumsuz olarak gelen Kartal
formasyonu Çaldağ formasyonunun olmadığı yerlerde Eskipolatlı formasyonu tarafından
uyumsuzlukla örtülmektedir.
20
Birimin alttan üste doğru tane boyu giderek incelen çökellerden oluşu ve sıralanmanın
çakıltaşı, kumtaşı ve çamurtaşlarından oluşması, ayrıca bunların çoğu kez tekrarlanması,
geometrilerinin merceksel oluşu, birimin içerisinde kömür bulunması ve oksidasyon
sonucu kırmızı rengin yaygın varlığı, birimin karasal (flüviyal) bir ortamda geliştiğini
göstermektedir (Friedmans and Sanders 1978; Reineck and Singh 1980; Bush and Link
1985). Göncüoğlu vd. (1980) ise birimin çökelme ortamı itibari ile çok sığ bir lagüne
ulaşan yelpaze çökelleri karakterinde olduğunu ve içerdiği dev bloklar, içyapısının
düzensizliği gibi özelliklerinden ötürü büyük olasılıkla hızlı yükselen bir şevin önünde
çökelmiş olduğunu belirtmişlerdir.
Şekil 2.5. İnceleme alanında Beyazçal tepede (Kütükuşağı köyünün 4 km güneybatısı)
(K29-a2) Kartal formasyonu üzerine uyumlu olarak gelen Çaldağ formasyonu
(Bakış KB’ya).
Kartal formasyonunun çakıllı bölümünün üzerindeki gri renkli killi kireçtaşlarında
Globotruncana linneiana, Globotruncana arca, Globotruncana spp., Globotruncanita cf.
21
stuartiformis, Globotruncana spp. planktonik foraminiferleri taksonları saptanmış ve
Senoniyen yaşı verilmiştir (Göncüoğlu vd., 1996). Bu yaş ve fosil içerikli kireçtaşları
temeldeki ofiyolitli karmaşık içerisinde de yer almaktadır. Buna karşılık Sirel (1975)
tarafından matriksi oluşturan killi kireçtaşlarında çok bol miktarda alg yumakları, mercan
ve kavkı parçaları yanında Haddonia sp, Planorbulina cretae gibi formlar, Erk (1975)
tarafından ise, Micocodium sp, Planorbulina sp, Ethalina sp, Miliolidae, Discorbidae gibi
fosiller saptanmıştır. Bu fosiller ve fasiyes özelliklerine göre birimin Daniyen yaşlı olduğu,
olasılıkla yaşının Tanesiyen’e kadar genişleyebileceği Sirel (1975) tarafından ifade
edilmiştir. Benzer fosil kapsamı ve litolojideki birimler Orta Anadolu Kristalen Kompleksi
üzerindeki en yaşlı denizel birimlerde ve Ulukışla Volkanitleri’nin alt bölümlerinde de
saptanmış ve birime en geç Maastrihtiyen-Daniyen-erken Tanesiyen yaşı verilmiştir
(Göncüoğlu vd., 1991, 1992). Ayrıca Geç Paleosen yaşlı Çaldağ formasyonu birimi
uyumlu olarak örtmektedir. Ünalan vd. (1976) nin Haymana yöresindeki çalışmalarında da
birimin yaşı erken Paleosen olarak verilmiştir. Bu nedenlerle Kartal formasyonunun yaşı
en geç Kretase-erken Paleosen olmalıdır.
2.1.2.2. Çaldağ Formasyonu
İlk olarak Rigo de Righi ve Cortesini (1960) tarafından, Paleosen yaşlı sığ denizel
kireçtaşlarını ifade edecek şekilde kullanılmıştır. Daha sonraları Yüksel (1970), Akarsu
(1971a, b), Sirel (1975), Ünalan vd. (1976), Göncüoğlu vd. (1996), Çemen vd. (1999) ve
Dirik ve Erol (2000) aynı stratigrafik konum ve litolojik özellikteki kırıntılar için aynı adı
kullanmışlardır.
Bu çalışmada da aynı stratigrafik ve litolojik özellikteki kireçtaşlarını ifade etmek için
Çaldağ formasyonu adı kullanılmıştır. Birim, çalışma alanında, Dulayşe bahçesi güneyinde
yer alan Beyazçal tepede (K29-a2) yaygın olarak gözlenmektedir (Şekil 2.6 ve 2.7).
Birimin baskın litolojisini kireçtaşı oluşturmaktadır. Taze kırık yüzeylerde bu kireçtaşları
beyaz, bej, gri ve krem renklidir. Kalın tabakalıdır. İçerisinde çoğunlukla kırmızı alg,
milliolid vb. gibi küçük bentonik formlar ile makro fosil parçaları bulunmaktadır. Birimin
alt seviyelerindeki yeşil renkli marn-kumtaşı ardalanmasından oluşan kırıntılı birimler üste
doğru azalarak önce kumlu kireçtaşlarına, daha sonra da bej renkli kireçtaşlarına
geçmektedir.
22
Şekil 2.6. Kütükuşağı köyünün güneybatısında (K29-a2) gözlenen Çaldağ formasyonunun
alt seviyelerindeki yeşil renkli marn-kumtaşı ardalanması ve üst seviyelerdeki
açık gri-krem renkli kireçtaşları ile alttaki Kartal formasyonu (Bakış KB’ya).
Çalışma alanında, Çaldağ formasyonu karasal Kartal formasyonu üzerinde ve onunla yanal
ve düşey geçişli olarak gözlenmektedir. Çaldağ formasyonunun alt seviyelerindeki marn-
killi kireçtaşı ardalanmasında, Chiasmolithus bidens, Fasciculithus tympaniformis,
Fasciculithus invollutus, Ellipsolithus macellus, Ellipsolithus distichus, Discoaster
multiradiatus, Discoaster aster, Discoaster mohleri, Neochiastozygus perfectus,
Sphenolithus anarrhopus, Neochiastozygus sp., Zygodiscus herlynii, Zygrhablithus
herlynii, Coccolithus sp nannoplankton taksonları saptanmıştır. Bu fosillere dayanılarak
Çaldağ formasyonunun alt seviyelerinin yaşı Geç Paleosen olarak kabul edilmiştir
(Göncüoğlu vd. 1996). Sığ iç platformda (lagün) ve platform kenarında çökelmiş olan ve
daha üst seviyelerdeki kireçtaşlarında ise Laffiteina sp., Broeckinella cf. arabica,
Glomalveolina spp., Glomalveolina primaeva, Alveolinidae, Hottingerina cf. lucasi,
Mississippina spp., Discocyclinidae, Acervulinidae, Textularidae, Miliolidae, Rotalidae,
Discorbidae, Trochamminidae, Morozovella spp., Globigerinidae, Ethelia sp.,
23
Corallinacea, Dasycladacea, Distichoplax biserialis, Bryozoa gibi fosillere rastlanılmıştır.
Birimin içerdiği bu fosillere dayanılarak geç Paleosen-erken Eosen yaşı verilmiştir. Fosil
kapsamı birimin çok sığ bir denizel ortamda çökeldiğini göstermektedir (Göncüoğlu vd.,
1996).
2.1.2.3. Eskipolatlı Formasyonu
Formasyon, ilk olarak Rigo de Righi ve Cortesini (1960) tarafından geç Paleosen-erken
Eosen yaşlı çamurtaşı-kumtaşı ardalanması içeren birim için kullanılmıştır. Daha sonraları
Reckamp ve Özbey (1960), Akarsu (1971 a, b), Sirel (1975), Dellaloğlu ve Aksu (1984 a),
Göncüoğlu vd. (1996), Çemen vd. (1999) ve Dirik ve Erol (2000) aynı adı benzer çökeller
için kullanmışlardır.
Şekil 2.7. Beyazçal tepede (Kütükuşağı köyünün 4 km güneybatısı) (K29-a2) gözlenen
Çaldağ formasyonuna ait masif kireçtaşlarının yakından görünümü.
24
Daha önceki araştırıcılar tarafından tanımlanan yeşli renkli kumtaşı-silttaşı ve çamurtaşı
ardalanmasından oluşan Kırkkavak formasyonu ile Eskipolatlı formasyonu arazi
çalışmalarında birbirlerinden kolayca ayırt edilemediği için bu çalışmada her iki
formasyona birlikte Eskipolatlı formasyonu olarak değinilmiştir.
Birim çalışma alanında tipik özellikleriyle Sincik köyü kuzeyinde (J28-c4) ve Tahirtemiz
Yayla’nın kuzeybatısında (K29-a1) geniş bir alanda yüzeylenmektedir. Ayrıca Dulayşe
bahçesi kuzeyinde (K29-a2) ve Alahacılı köyünün kuzeydoğusunda (J28-c3) küçük
yüzlekler halinde yer almaktadır.
Eskipolatlı formasyonu, sarı-boz renkli, ince-orta taneli, derecelenmeli, polijenik bileşenli,
karbonat çimentolu, orta-kalın katmanlı kumtaşları ile boz-yeşil renkli, ince-orta katmanlı
şeyl ardalanmasından oluşmuştur. Bu ardalanma içinde yer yer boz renkli, kaba dokulu,
orta-kötü boylanmalı, gevşek, yer yer iyi tutturulmuş, kalın katmanlı çakıltaşı mercekleri
gözlenir. Bu çakıllı seviyeler içinde de kireçtaşı ve volkanit bloklar da bulunmaktadır.
Çalışma sahasının orta kesiminde tabanı gözlenen, Çaldağ formasyonu üzerinde bulunan
Eskipolatlı formasyonu, Kartal formasyonunu uyumsuzlukla örtmektedir (Şekil 2.8).
Oligo-Miyosen yaşlı Gökdağ formasyonu bu birimi uyumsuz olarak örtmektedir.
Şekil 2.8. Sincik köyü civarında (J28-c4) gözlenen, Kartal formasyonunu uyumsuzlukla
örten Eskipolatlı formasyonunun genel görünümü (Bakış K’e).
Sığ deniz koşullarında çökelmiş olan Eskipolatlı formasyonunun yaşı içinde bulunan
fosillere dayanılarak Lütesiyen olarak belirlenmiştir (Göncüoğlu vd. 1996).
25
Göncüoğlu vd. (1996), tarafından Eskipolatlı formasyonu içinde iki üye ayırtlanmış ve
haritalanmıştır. Bunlardan birtanesi tamamen volkanoklastiklerden oluşmakta olup tipik
olarak Sincik köyü civarında görüldüğü için bu birime Sincik üyesi adı verilmiştir. Diğeri
ise genelde fosilli kireçtaşlarından oluşan, Sincik üyesinin üzerinde yer alan ve daha
önceki çalışmalarda da adlanmış olan Çayraz üyesidir.
2.1.2.3.1. Sincik Üyesi
Birim çalışma alanının kuzeybatısında yer alan Sincik köyü civarında tipik yüzeylenmeler
sunmaktadır. Birim, altta yeşil renkli kumtaşı-marn adalanmasıyla geçişli olup volkanik
malzemeli kumtaşı, kiltaşı ardalanması ve birimin orta kesimlerinde volkanik-breş-masif
lavlarla temsil edilmektedir (Şekil 2.9). Daha üst seviyelerde tekrar volkanik malzemeli
kumtaşları ve killerle temsil edilen Sincik üyesi, Çayraz üyesinin dereceli olarak bol fosilli
kırıntılı kireçtaşlarına geçmektedir.
Birimin içinde Acarinina cf. broedermanni, Acarinina bulbraci, Globigerina spp.
Globigerinidae, Discocyclina sp., Nummulitidae, Rotalidae planktonik foraminiferleri
taksonlarına rastlanılmıştır. Bu fosillere göre birimin yaşı orta Eosen olarak kabul
edilmiştir (Göncüoğlu vd. 1996).
26
Şekil 2.9. Sincik üyesine ait volkanoklastik birimlerin genel görünümü (Sincik köyünün
500 m kuzeyi) (J28-c4) (Bakış KD’ya).
2.1.2.3.2. Çayraz Üyesi
Birim nummulitli kireçtaşı, şeyl ve marndan oluşmaktadır. Çayraz üyesinin şeyleri gri-
yeşil renkli, kumtaşı bantlı ve bol karbonatlıdır. Kireçtaşları kirli sarı veya krem renkli
olup bol nummulit ve alveolin fosillidir. Kumtaşları ise yeşilimsi gri renklidir ve bol
kuvarsit, ultramafik kayaç ve kireçtaşı kırıntılıdır (Şekil 2.10).
Birimin içindeki kireçtaşlarında Nummulites spp., Assilina cf. granulosa, Alveolinidae,
Orbitolites spp., Orbitolites cf. complanatus, Discocyclina spp., Amphistegina sp.,
Sphaerogypsina spp., Operculina spp., Asterigerina rotulus, Discorbidae, Rotalidae,
Gypsinidae, Textularidae, Miliolidae planktonik foraminiferleri taksonlarına
rastlanılmıştır. Bu fosillere dayanılarak birimin yaşı Lütesiyen olup birim resif ve resif
civarında çökelmiştir (Göncüoğlu vd. 1996).
27
Şekil 2.10. Alahacılı köyü kuzeyinde (J28-c3) bulunan Karakaya tepenin eteklerinde
gözlenen Eskipolatlı formasyonuna ait tabakalı, resifal, kırıntılı kireçtaşlarının
genel görünümü (Bakış KD’ya).
28
2.1.2.4. Gökdağ Formasyonu
Çalışma alanında geniş yayılımlar sunan ve tamamen karasal istiften oluşan birim ilk kez
Agalede (1954) tarafından Oligosen filişi olarak tanımlanmıştır. Daha sonraki çalışmalarda
Miyo-Pliyosen yaşlı Gökdağ formasyonu (Peksü 1970; Özmumcu 1974) olarak veya
Miyosen-Pliyosen yaşlı Cihanbeyli formasyonunun içinde Gökdağ üyesi olarak (Dinçer
1982), tanımlanan ve haritalanan bu birim Uygun vd. (1982) tarafından Oligosen yaşlı
Kuşca formasyonu olarak adlanmıştır. Umut vd. (1990) ise birimi Kırmızıbayır tepe
formasyonu olarak adlamıştır. Göncüoğlu vd. (1996) ise birimin tipik yüzeylenmeleri
Gökdağ civarında olduğu ve ilk olarak bu adla adlandırıldığı için birimin Gökdağ
formasyonu olarak adlamasını uygun görmüşlerdir. Çemen vd. (1999) ve Dirik ve Erol
(2000) aynı stratigrafik konum ve litolojik özellikteki kırıntılar için aynı adı
kullanmışlardır.
Bu çalışmada birim Gökdağ formasyonu olarak tanımlanmış ve haritalanmıştır. Birim tipik
olarak Dulayşenin bahçesinin güneyinde (K29-a2), Sadullahyüksel yaylasının kuzeyinde
(K29-a2), Gökdağ (J28-c4) ve Mermerdağ (J28-d2) civarında ve ayrıca Çatak köyünün
güneyinde geniş alanlarda yüzeylenmektedir (Bkz. Ek-1). Formasyonun en iyi gözlendiği
yerlerden birisi olan Dulayşenin bahçesinin güneyinde, kalın-orta tabakalı çakıltaşı, killi
kumtaşı, silttaşı ve çamurtaşı ardalanmasından oluşan birim genelde kırmızı-kiremit renkli,
bazı alanlarda ise sarı-yeşilimtrak, sarı-yeşil, boz renkli olarak gözlenmektedir. (Şekil
2.11). Yer yer tüf ve tüfit tabakaları içerir. Ayrıca Gökdağ formasyonu içinde
Sadullahyüksel yaylanın kuzeyinde (K29-a2) jips seviyeleri de gözlenmiştir. Çakıltaşları
büyük oranda serpantin, metamorfik kayaç, radyolarit, koyu gri-rekristalize kireçtaşı ve
nummulitli kireçtaşı çakıllarından oluşur. Genelde kötü boylanmalı, az yuvarlak ve az
köşeli olan çakıllar karbonat çimentoludur. Ayrıca Sincik köyünün kuzeybatısındaki
Karakaya tepenin eteklerinde (J28-c4), Hacımusa köyünün güneyindeki Harman tepe (J28-
c4) ve Bozan tepede (J28-c4), Dulayşe bahçesinin güneyinde (K29-a2) ve ayrıca Mermer
dağının kuzeyi (J28-d2) ile Emirler köyü civarında (J28-c4) gözlenen Kretase yaşlı
kireçtaşları, blok veya mega bloklar halinde Gökdağ formasyonunun içine tektonik olarak
yerleşmişlerdir. Gökdağ Formasyonu değişik birimleri uyumsuz olarak örter. Miyo-
Pliyosen yaşlı Cihanbeyli formasyonu ise Gökdağ Formasyonunu uyumsuzlukla
örtmektedir (Şekil 2.12).
29
Şekil 2.11. Dulayşenin bahçesinin güneyindeki (K29-a2) Gökdağ formasyonunun çakıltaşı,
çakıltaşı-çamurtaşı ve çakıltaşı-killi kumtaşı ardalanması (Bakış D’ya).
Tamamen karasal olan Gökdağ formasyonu için değişik yaş aralıkları önerilmiştir. Birime
Agalede (1954) Oligosen yaşını verirken Erol (1969) birimi Miyosen-Alt Pliyosen kırıntılı
tortulları olarak tanımlanmıştır. Bölgesel karşılaştırma ve tayin edilemeyen gastropod
formlarına gore Uygun vd. (1982) birimin Oligosen yaşlı olduğu kanısına varmıştır. Umut
vd. (1990) birimin üst seviyelerinde bulunan Hipparion sp. fosiline dayanarak birimin Üst
Miyosende çökeldiğini kabul etmişlerdir. Ayrıca Gökdağ formasyonunun içindeki
Nummulitli kireçtaşı çakılları ve kumtaşlarının içindeki taşınmış Nummulites fosilleri
bölgede Lütesiyen sonrası uyumsuzluğu belirlemektedir.
30
Şekil 2.12. Çatak köyü güneydoğusunda Karataş sırtında (J28-c3) gözlenen Gökdağ
formasyonunun, Kretase yaşlı kireçtaşı bloklarını uyumsuz olarak örtmesi ve
Cihanbeyli formasyonunun da bütün birimleri uyumsuzlukla örtmesi (Bakış
K’e).
2.1.2.5. Cihanbeyli Formasyonu
İlk olarak Akarsu (1971a, b) tarafından karasal kırıntılı ve karbonatlar için Cihanbeyli
formasyonu adı kullanılmıştır. Daha sonraki çalışmalarda Göncüoğlu vd. (1996), Çemen
vd. (1999) ve Dirik ve Erol (2000) aynı stratigrafik konum ve litolojik özellikteki kırıntılar
için aynı adı kullanmışlardır.
Bu çalışmada da benzer tipteki karasal kırıntılılar ve kireçtaşları için Cihanbeyli
formasyonu adı kullanılmıştır. Birim, çalışma alanında hemen hemen her kesimde ve çok
geniş alanlarda yüzlek vermektedir.
31
Cihanbeyli formasyonu tabanda karbonat çimentolu çakıltaşı, çamurtaşı, kumtaşı, kiltaşı ve
silttaşı ardalanmasından ibaret iken, üst seviyelerde ise gölsel kireçtaşlarından
oluşmaktadır. Çakıltaşları kırmızı, kirli beyaz, gri, sarı renkli olup genelde tabakasız yer
yer orta kalın tabakalıdır. Çakıllar kuvarsit, çört, gabro, serpantin, kireçtaşı ve metamorfik
kayaç parçalarından oluşmaktadır. Kumtaşı düzeylerinde de çakıltaşlarının mikro
özelliklerine rastlanmaktadır. Çakıltaşı katmanları arasında, kalınlıkla genellikle birkaç
cm’yi aşmayan ince laminalı kumtaşı, silttaşı ve kiltaşı mercekleri ile kalınlıkları ince ve
kalın arasında değişen düzlemsel çapraz katmanlı kumtaşları yer almaktadır. Bunların
üzerinde, killi-siltli çamurtaşı ile kumlu-çakıllı çamurtaşı arasında yer alan masif veya
paralel katmanlanmalı, kırmızı renkli çamurtaşları gelir. Bu çamurtaşları, kötü boylanmalı
olup, üste doğru çapraz katmanlı çakıltaşı ve/veya kumtaşına geçer. Bunlar, karakteristik
olarak silttaşı ve kiltaşı arakatmanları içeren iri taneli çakıltaşı ve kumtaşlarından
oluşmaktadır. Cihanbeyli formasyonunun en üst seviyelerini intraformasyonal çakıllı
kireçtaşları oluşturmaktadır. Bunlar yatay ve parallel katmanlıdır (Şekil 2.13).
Cihanbeyli formasyonu çalışma alanında temsil edilen kendinden yaşlı bütün birimler
üzerine açısal uyumsuzlukla gelmektedir (Şekil 2.14). Üzerinde ise Kuvaterner yaşlı
alüvyal yelpazeler ve alüvyonlar gibi güncel sedimanlar yer almaktadır.
Birimin hem düşey, hem de yanal yöndeki litolojik ve sedimantolojik özellikleri, bölgeden
bölgeye değişiklikler göstermektedir. Ancak bir genelleme yapmak gerekirse, kırıntılı
ihtiva eden kesimlerinde bunların kumtaşları ve merceksel geometrili, çapraz tabakalı,
çakıllı, kumlu birimlerden oluştukları gözlenmektedir. Kırıntıların yanı sıra diğer bazı
kesimlerde marn ve karbonatça zengin düzeylerin gelişmesi, akarsu fasiyeslerinin zaman
zaman kırıntılı getirimin oransal olarak az olduğu göl ortamına geçtiğini ifade etmektedir.
Bütün bu veriler dikkate alınırsa birimin, akarsu ve göl ortamlarının zaman ve mekan
içerisinde değişiklikler veya geçişler gösterdiği karasal bir ortamda çökeldiği
düşünülmektedir (Dellaloğlu 1997).
32
Şekil 2.13. Mermerdağ tepenin kuzeybatısında (J28d-2) gözlenen Cihanbeyli
formasyonunun üst seviyelerindeki gölsel kireçtaşlarının genel görünümü
(Bakış K’e).
Cihanbeyli formasyonu, geç Miyosen yaşlı Gökdağ formasyonunu uyumsuz olarak örttüğü
için yaşı geç Miyosen’den genç olmalıdır. Tunoğlu vd. (1995) ile Beker (2002) Cihanbeyli
formasyonu’nun kireçtaşı seviyelerinden aldıkları örneklerde şu Ostrakoda türlerini
bulmuşlardır: Cyprideis torosa Jones, 1850; Candona (Candona) neglecta Sars, 1888;
Candona (Candona) paralella pannonica Zalanyi; Candona (Candona) altoides Petkovski,
1961; Candona (Pseudocandona) compressa Koch 1837; Heterocypris ponticus Krstic,
1973. Bu fosillere dayanılarak Cihanbeyli formasyonun yaşı Tunoğlu vd. (1995) ile Beker
(2002) tarafından Pliyosen olarak kabul edilmiştir.
33
Şekil 2.14. Sadullahyüksel yaylasının kuzeybatısında bulunan Sadullah sırtında (K29-a2)
gözlenen Cihanbeyli formasyonunun, Gökdağ formasyonunu uyumsuz olarak
örtmesi (Bakış KB’ya).
2.1.3. Güncel Çökeller
Çalışma alanındaki alüvyal yelpaze çökelleri ve alüvyon güncel çökelleri oluşturmaktadır.
2.1.3.1. Alüvyal Yelpaze Çökelleri
Çalışma alanının en önemli yapısal unsurları genelde KB-GD uzanımlı fay sistemleridir.
Bu sistemler içerisindeki fayların düşen blokları üzerinde ve dere ağızlarında, yükselen
bloktan gelen malzemenin birikmesiyle oluşmuş alüvyon yelpazeleri Alahacılı köyü ve
Dulayşe bahçesi civarında tipik olarak gözlenmektedir. Sarımsı kızıl renkli, kötü
boylanmalı, tutturulmuş çakıl, kum ve kilden oluşan yapılardır.
34
2.1.3.2. Alüvyon
Çalışma alanında gözlenen alüvyonlar diğer birimlerin ayrışma, aşınma ve taşınması
sonucu oluşmuş; kil-kum-çakıl boyu malzemeden oluşan, kil ve silt boyu malzemenin daha
egemen olduğu genç çökellerdir. Alüvyon çökelleri, Hacımusa, Tütünlük, Boyalık,
Değirmenözü dereleri ve bazı ufak dereler boyunca görülmektedir. Üzerinde yer aldığı
birimlerle aşındırmalı bir taban ilişkisine sahiptir, yaşı stratigrafik ilişkilerine göre Holosen
olmalıdır ve oluşumunu halen sürdürmektedir.
35
2.2. Orta Anadolu Havzasını Oluşturan Haymana-Polatlı, Yeniceoba (Çalışma
Alanı) ve Tuzgölü Alanlarının Karşılaştırılması
Orta Anadolu’da yer alan Orta Anadolu Havzası ilk defa Turkish Gulf Oil Company
(1961) tarafından tanımlanmış ve adlandırılmıştır. Daha sonra yerel alanlarda inceleme
yapan araştırıcılar çalıştıkları alanları havza olarak tanımlamışlar ve bu yerel alanlar
Haymana, Tuzgölü ve Ulukışla havzaları olarak anılmaya başlanmıştır (Rigo ve Cortesini
1959; Oktay 1973; Arıkan 1975; Demirtaşlı vd. 1975; Ünalan vd. 1976; Görür ve Derman
1978; Dellaloğlu ve Aksu 1984a ve b; Özkul ve Türkmen 2000; Varol vd. 2000; Yıldız ve
Yıldız, 2000; Dirik ve Erol 2003; Derman vd. 2003). Orta Anadolu Havzası’nın alt
havzaları olarak kabul edilen Haymana-Polatlı ve Tuzgölü havzaları, kuzeyden Orta
Anadolu ofiyolitli karmaşığı, güneyden Bolkar dağları, doğuda Kırşehir ve Niğde
Masifleri, batıda ise Sultandağları-Bolkar dağları ile çevrilmiştir (Şekil 2.15). Çalışma
alanı içerisinde kalan Yeniceoba havzası ise Tuzgölü havzasının kuzeybatısı ile Haymana-
Polatlı havzasının güney kesimi arasında yer almaktadır. Farklı çalışmalarda, yerel
alanlardaki çalışmalara dayalı olarak adlanan Orta Anadolu Havzası’nın alt havzalarının
birbirleriyle karşılaştırılması bu çalışmadan elde edilen veriler ve önceki çalışmalardan
derlenen bilgiler yardımıyla yapılacaktır. Derman vd. (2003) Orta Anadolu’da Haymana,
Tuzgölü ve Ulukışla havzaları olarak tanımlanan havzalarda yürüttükleri çalışmalarda, ayrı
havzalar olarak tanımlanan bu alanların aslında tek bir havzanın (Orta Anadolu Havzası)
parçaları olduğunu ortaya koymuşlardır. Bu görüşün irdelenmesi amacıyla yapılacak olan
deneştirmelerde stratigrafik, tektonik ve fasiyes özellikleri dikkate alınacaktır. Daha önceki
çalışmalarda bu havzaların ayrı havzalar olarak tanımlanmalarının nedeni ise çalışmaların
sınırlı alanlarda yürütülmesinden ve araştırmacıların çalıştıkları alanları havza olarak
adlandırmalarından kaynaklanmıştır.
2.2.1. Litostratigrafik Karşılaştırma
Orta Anadolu Havzası’nın stratigrafik çatısı, farklı alanlarda yerel çökelme koşullarının
olması, sedimanter fasiyeslerde yanal değişimlerin gözlenmesi ve formasyonların ancak
belirli yerlerde yüzeylenmeleri nedeniyle üç bölümde incelenecektir. Bu bölümler
Haymana-Polatlı alanı, Yeniceoba alanı ve Tuzgölü alanıdır.
36
Şekil 2.15. Orta Anadolu Havzası ve çevresinin basitleştirilmiş jeoloji haritası (Görür vd.
1984).
37
2.2.1.1. Haymana-Polatlı Alanı
Orta Anadolu Havzası’nın Haymana-Polatlı alanı (Rigo ve Cortesini 1959) güneyden
Temirözü, kuzeyden Ankara melanjı, batıdan Sivrihisar masifi ve doğudan Samsam-
Yeniceoba yönlenmesi ile sınırlanmış olarak tarif edilmektedir (Ünalan vd. 1976) (Bkz.
Şekil 2.15). Üst Kretase-Tersiyer çökellerinin en iyi yüzeylendiği ve binlerce metre
kalınlığa eriştikleri bu bölgede, temelde üç ayrı litolojik birim bulunmaktadır (Şekil 2.16).
Bu birimler Temirözü, Mollaresul ve Dereköy formasyonlarıdır. Bu temel üzerine
Maastrihtiyen yaşlı kumtaşı-şeyl ardalanmasından oluşan Haymana formasyonu
gelmektedir. Haymana dolaylarında, geniş alanlarda yüzeylenen bu birim, alt seviyelerde
pelajik kireçtaşları, hemen üzerinde merceksel geometri sunan çakıltaşları ve daha üst
seviyelerde ise şeylin hakim olduğu bir litolji topluluğu ile temsil edilmektedir (Derman
vd. 2003). Türbiditlerin birçok özelliklerini gösteren ve olasılıkla duraysız tektonik
koşullar altında derin deniz yamaç ve tabanında çökelen Haymana formasyonu üste doğru
göreli olarak daha sığ bir denizin ürünü olan geç Maastrihtiyen yaşlı Beyobası
formasyonuna geçmektedir. Bol fosil içerikli kumtaşı, şeyl ve kireçtaşlarından oluşan bu
birim yörede Haymana antiklinali ve çevresinde izlenmektedir (Ünalan vd. 1976).
Beyobası formasyonu, Tuzgölü havzasında aynı litolojik özellikte ve stratigrafik konumda
izlenerek Asmaboğazı formasyonu olarak tanımlanmaktadır (Dellaloğlu ve Aksu 1984).
Beyobası formasyonu üzerine Haymana-Polatlı bölgesinde Kartal, Çaldağ ve Kırkkavak
formasyonları gelmektedir. Kartal formasyonu kırmızı rengi ile kendini kolayca belli eden
bir birimdir. Tuzgölü havzasındakine benzer şekilde kırmızı renkli çakıltaşı, kumtaşı ve
silttaşlarından oluşmaktadır. Birimde gözlenen çakıltaşı ve kumtaşlarının merceksel
geometrileri, kırmızı rengi ve kalınlık değişimleri ile bir alüvyon yelpazesi ortamında kanal
çökelleri ve taşkın ovası çamurları olarak çökeldiklerini göstermektedir. Çaldağ
formasyonu, bu bölgede oldukça iyi gelişmiş olup, havzanın şelf alanlarında masif
kireçtaşları ve kalın katmanlı kireçtaşları ile temsil edilmektedir (Derman vd. 2003). Şelf
ortamında çökeldiği düşünülen Çaldağ formasyonu, yanal ve düşey olarak Kartal,
Kırkkavak ve Yeşilyurt formasyonuna geçiş göstermektedir (Ünalan vd. 1976). Yeşilyurt
formasyonu, merceksel geometri sunan, köşeli kireçtaşı blok, iri çakıl ve çakıl boyu
malzemeden oluşmuş bir birimdir.
38
Şekil 2.16. Haymana- Polatlı yöresinin genelleştirilmiş dikme kesiti (Ünalan vd. 1976).
39
Malzemenin tamamı Çaldağ formasyonu parçalarından ve taşınmış malzemeden
oluşmaktadır. Kırkkavak formasyonu, alt seviyelerinde boz renkli marn ve mercanlı
kireçtaşı ardalanmasından, üzerinde sarp yamaçlar oluşturan beyaz renkli algli kireçtaşları,
üst seviyelerinde ise yer yer kumtaşı ve ince kireçtaşı bantları ile arakatkılı siyah
şeyllerden oluştuğu şeklinde tanımlanmıştır. Birim altında yer alan Kartal ve Çaldağ
formasyonu üzerine uyumsuz olarak oturmaktadır. Üstünde ise Eskipolatlı formasyonu
bulunmaktadır (Derman vd. 2003). Haymana-Polatlı bölgesinde Çaldağ ve Kartal
formasyonu ile yanal ve düşey geçişli olan Kırkkavak formasyonu nitelik bakımından
Tuzgölü alanından bazı farklılıklar göstermektedir. Burada genellikle egemen olan litoloji
şeyldir. Bu şeyller içerisinde belirli aralıklarla ince bantlar halinde kireçtaşı katmanlarına
rastlanmaktadır (Görür ve Derman 1978). Kırkkavak formasyonu üste doğru Lütesiyen
yaşlı Eskipolatlı formasyonuna geçmektedir. Bu formasyon tabanda kalınlığı birkaç
metreyi bulan merceksi ve büyük ölçekli taban yapıları gösteren çakıltaşı ile başlamakta ve
daha sonra kumtaşı-şeyl ardalanmasından oluşan bir istif şeklinde devam etmektedir.
Alttaki çakıllı düzey Ünalan vd. (1976) tarafından Ilgınlıkdere formasyonu olarak
adlanmıştır. Eskipolatlı formasyonu üst düzeylerinde yanal ve düşey olarak bol
Nummulites sp. ve Assilina sp. içerikli kireçtaşlarına geçmektedir. Eskipolatlı
formasyonunun bu seviyelerindeki kireçtaşlarının yanal geçişli olduğu şeyl seviyeleri,
Ünalan vd. (1976) tarafından Yamak formasyonu olarak isimlendirilmiştir. Nummulitesli
kireçtaşları ise Çayraz formasyonu olarak adlandırılmıştır. Kireçtaşı-marn ardalanması
şeklindeki birim sadece bu alanda gözlenmektedir. Çayraz formasyonu, Haymana-Polatlı
bölgesinde yanal olarak kırmızı renkli, kötü boylanmalı çakıltaşı, kumtaşı ve silttaşlarından
oluşan bir birime geçmektedir. Bu birim de Ünalan vd. (1976) tarafından Beldede
formasyonu olarak tanımlanmıştır. Haymana-Polatlı bölgesinde Eosen çökelleri üzerine
tektonik bir dokanakla ofiyolitik bir karmaşık gelir. Bu karmaşık üzerinde ise açılı bir
diskordasla Miyo-Pliyosen yaşlı çakıltaşı, kumtaşı, marn ve tüf ara katkılarından oluşan
Cihanbeyli formasyonu bulunmaktadır (Görür 1981).
2.2.1.2. Yeniceoba Alanı
Çalışma alanı Orta Anadolu’da yer alan Tuzgölü havzasının kuzeybatı kesiminde yer
almaktadır (Bkz. Şekil 2.15). Bu çalışmaya konu olan Yeniceoba havzası üzerinde yapılan
incelemelerde, bu yörede ofiyolit karmaşığından oluşan bir temel üzerine aşınmalı bir
yüzeyle Kretase ve Paleosen yaşlı karasal çökellerin geldiği gözlenmiştir (Bkz. Şekil 2.1).
40
Yeniceoba batısında Dulayşe bahçesinde, ofiyolitik karmaşık üzerine aşınmalı bir yüzeyle
koyu kırmızı- bordo renkli çakıltaşı, kumtaşı ve silttaşlarından oluşan Kartal formasyonu
gelmektedir. Buralarda yaşı Maastrihtiyen-Alt Paleosen arasında değişen Kartal
formasyonu nitelik olarak Haymana-Polatlı bölgesindeki eşleniklerine çok benzerler.
Kartal formasyonu her iki yörede de üst seviyelerinde yanal ve düşey olarak, Geç Paleosen
yaşlı Çaldağ formasyonunun kırmızı, üste doğru yeşil-krem renkli marn-kumtaşı-kumlu
kireçtaşı ardalanmasına geçer. Ofiyolit bloklarının üzerine uyumsuz olarak gelen Kartal
formasyonu, Çaldağ formasyonunun olmadığı yerlerde Eskipolatlı formasyonu tarafından
uyumsuzlukla örtülmektedir. Çaldağ formasyonunun içerdiği fosillere dayanılarak Geç
Paleosen yaşı verilmiştir (Göncüoğlu vd. 1996). Fosil kapsamı birimin çok sığ bir denizel
ortamda çökeldiğini göstermektedir. Çaldağ formasyonu üzerine yeşilimsi gri renkli, siltli
ve planktonik foraminiferler içerikli şeyller gelmektedir. İçerisinde yer yer kumtaşı ara
katkıları da içeren bu şeyller Paleosen yaşlı Kırkkavak formasyonunu oluşturmaktadır. Bu
formasyon üste doğru kırıntılı oranı artarak Üst Paleosen-Eosen yaşlı Eskipolatlı
formasyonuna geçmektedir (Görür ve Derman 1978). Eskipolatlı formasyonu başlıca
kumtaşı-şeyl ardalanmasından oluşmakta olup, volkanoklastikli ve bol fosilli kireçtaşı
seviyelerini içermektedir. Çalışma alanında daha önceki araştırıcılar tarafından tanımlanan
yeşil renkli kumtaşı-silttaşı ve şeyl ardalanmasından oluşan Kırkkavak formasyonu ile
Eskipolatlı formasyonu arazi çalışmalarında birbirlerinden kolayca ayırt edilemediği için
bu çalışmada her iki formasyon birlikte Eskipolatlı formasyonu olarak değinilmiştir. Sığ
denizde çökelmiş olan Eskipolatlı formasyonunun kireçtaşlarındaki fosillere göre yaşı
Lütesiyen olarak belirlenmiştir (Göncüoğlu vd. 1996). Göncüoğlu vd. (1996), tarafından
Eskipolatlı formasyonu içinde iki üye ayırtlanmış ve haritalanmıştır. Eskipolatlı
formasyonu üzerine olası bir diskordasla Oligo-Miyosen yaşlı Gökdağ formasyonu
gelmektedir. Gökdağ formasyonu genellikle merceksi, çapraz tabakalı çakıltaşı, kumtaşı ve
silttaşlarından oluşmaktadır. Üste doğru evaporitik katkılar içeren bu birimin üzerine
ofiyolitik karmaşığa ait kristalize kireçtaşları tektonik olarak yerleşmiştir. Derman vd.
(2003), Orta Anadolu Havzası’nın genelinde yaptığı çalışmalarında, gerek Eosen yaşlı,
gerekse Oligo-Miyosen yaşlı birimler üzerine gelen ofiyolitik karmaşığın, bu birimler
içerisinde yoğun olarak gözlenen oturma ve kayma yapılarına bağlı olarak geliştiği
belirtmişlerdir. Gökdağ formasyonunun, Haymana-Polatlı bölgesinde varlığı saptanamaz
iken (Görür ve Derman 1978), Tuzgölü havzasındaki karşılığı Koçhisar formasyonudur
(Dirik ve Erol 2003). Gökdağ formasyonunun üzerinde de belirgin bir uyumsuzlukla
Pliyosen yaşlı çakıltaşı, kumtaşı, marn ve silttaşlarından oluşan Cihanbeyli formasyonu
41
bulunmaktadır. Bu formasyon içinde sadece Kuşça köyünün (Yeniceoba güneybatısı)
kuzeydoğusunda gözlenen sınırlı yayılımlı, tabanda peribacası morfolojisi sunan karasal
çökeller, Cihanbeyli formasyonunun Kuşça üyesi olarak adlandırılmıştır (Özsayın 2007).
2.2.1.3. Tuzgölü Alanı
Orta Anadolu Havzası, Tuzgölü alanı batıda Bolkardağ birimi, doğuda Kırşehir masifi,
kuzeyde Ankara yükselimi, güneyde ise Toros dağları ile sınırlanmış bir alandır (Bkz.
Şekil 2.15). Bu alan, yukarıdaki tanımdan da anlaşılacağı üzere doğuda Ulukışla alanına,
batıdan ise Haymana alanına açılmaktadır. Tuzgölü alanındaki stratigrafi Haymana
alanından bir miktar daha farklı bir stratigrafi gözlenmektedir. Tuzgölü havzasında
sedimanter birimlerin batıdan doğuya doğru stratigrafisinde, aşınma ve deniz seviyesi
düşmelerinden ileri gelen bazı farklılıklar gözlenmektedir. Havzanın temel birimlerini,
granitler ve bunların üzerinde gözlemlenen ofiyolit karmaşığına ait kayaçlar
oluşturmaktadır (Şekil 2.17). Yörede en yaşlı birim ofiyolitik karmaşığı uyumsuzlukla
örten kırmızı karasallardır. Önceki çalışmalarda Kartal formasyonu olarak adlandırılan
birim, Haymana bölgesinde yüzeylenen Ünalan vd. (1976) nin Kartal formasyonu ile
korele edilmiştir. Ancak gözlenen farklı stratigrafik konum nedeniyle birim Tuzgölü
bölgesinde Hanobası formasyonu olarak yeniden adlandırılmıştır (Derman vd. 2003).
Hanobası formasyonu karasal bir ortam ürünüdür. Hanobası formasyonu yersel rudist
resifleri içeren sığ denizel Asmaboğazı formasyonu tarafından örtülmektedir. Asmaboğazı
formasyonu ilk defa Turkish Gulf Oil Company (1961) tarafından Şereflikoçhisar-Aksaray
arasındaki Asmaboğazı mevkiinden adlanmış ve tanımlanmıştır. Havzanın batısında alt
Paleosen yaşlı birimler orta-kalın tabakalı, bol algli ve fosilli kireçtaşından oluşan Çaldağ
formasyonu ile temsil edilmektedir (Çemen vd. 1999). Bu alanda geniş yayılım gösteren
Kaleninözüdere formasyonu üst Paleosen-alt Eosen yaşlı olup genelde kumtaşı, şeyl,
türbiditik kireçtaşı ardalanmasından oluşur ve yer yer de kalın olistostromlar içerir. Birimin
taban seviyelerinde şeylin hakim litoloji olması, içerisinde fazlaca kaba kırıntılı
içermemesi oldukça derin bir deniz ürünü olduğunu düşündürmektedir. Önceki bölümlerde
Paleosen yaşlı birimler için Kırkkavak, Eosen yaşlı birimler için ise Eskipolatlı ismi
kullanılmıştı. Fakat Haymana-Polatlı civarında ayrılabilen bu birimler, Tuzgölü
havzasında, litolojik açıdan birbiriyle ayrılamayacak şekilde benzerlik göstermektedirler.
Bundan dolayı, Kırıkkavak ve Eskipolatlı formasyonlarına karşılık gelen birimler
Kaleninözüdere formasyonu ismi altında değerlendirilmiştir (Derman vd., 2003).
42
Şeki
l 2.1
7. T
uzgö
lü h
avza
sınd
a ye
r ala
n se
dim
ante
r biim
lerin
kuz
eyba
tıdan
gün
eydoğu
ya d
oğru
stra
tigra
fik k
orel
asyo
nu (D
erm
an v
d. 2
003)
(Kes
itler
ölç
eksi
zdir.
)
43
Bu formasyonları izleyen genelde Lütesiyen-erken Oligosen yaşlı evaporitli karasal
birimler ise Mezgit Evaporiti olarak isimlendirilmiştir (Derman vd. 2003). Karasal kapalı
çanak, delta ve akarsu fasiyeslerinin düşey ve yanal geçişler gösterdiği, kurak-çöl iklimi
koşullarında oluşmuş birim karasal kırıntılılarla evaporitlerden yapılıdır (Görür 1981).
Mezgit Evaporiti, Haymana-Polatlı civarında mostra vermemektedir ve kendinden yaşlı
tüm birimler üzerinde diskordan olarak yerleşir. Havzanın doğusunda ise Hanobası ve
Asmaboğazı formasyonlarını uyumsuz olarak örten, tamamen kaba çakıllardan oluşan
Altınkaya formasyonu yüzlek vermektedir (Derman vd. 2003). Birim altındaki Hanobası
ve Asmaboğazı formasyonları üzerine uyumsuz olarak gelirken, üzerindeki birimle uyumlu
bir ilişki sunmaktadır. Ancak bazı alanlarda üzerine yine büyük bir uyumsuzlukla Mezgit
evaporitleri gelmektedir (Derman vd. 2003). Bu formasyonlar üste doğru, kumtaşı-iri taneli
çakıltaşından oluşan Kaletepe kumtaşları ile devam etmektedir. Tuzgölü havzasının
Şereflikoçhisar aktif fay zonu (Tuzgölü fay zonu) civarında Oligo-Miyosen yaşlı Koçhisar
formasyonu gözlenmektedir. Bu birim ilk defa Dellaloğlu ve Aksu (1984) tarafından ayrı
bir formasyon olarak tanımlanırken Derman vd. (2003) tarafından ise iki ayrı fasiyes
olarak ayrı ayrı tanımlanmış ve formasyon grup aşamasına çıkarılmıştır. Bu fasiyeslerden
birisi altta yer alan ve kırmızı, gri, alacalı renkli çamurtaşları ile bunlar içerisinde
merceksel geometrileri ile belirgin olan, yer yer kömür seviyeleri içeren kısım (bu kısıma
A formasyonu adı verilmiştir), diğeri ise bu alt seviyeleri örten, genelde kiltaşı, çamurtaşı
ve jipsli seviyeler içeren üst kısımlardır. Bu üst kısıma da B formasyonu (gayri resmi
olarak adlanan birimlere daha sonra resmi ad önerilecektir) adı verilmiştir. Koçhisar grubu
kendisinden önce çökelmiş birimleri açılı uyumsuz olarak örtmektedir. Çamurtaşları ve
içerisindeki çakıltaşları ve kumtaşları, merceksel geometrileri, kazılmalı tabanları, kömür
içerikleri, üste doğru tane boyundaki incelmeler bu birimin menderesli akarsu kanalı ve
civarındaki taşkın ovasında geliştiğini göstermektedir (Derman vd. 2003). Cihanbeyli
formasyonu tüm havzada yer alan ve kırmızı rengi ve yatay veya yataya yakın eğimleri ile
kendini belli eden bir birimdir. Bu nedenle çok kolay tanınabilmektedir (Görür ve Derman
1978). Derman vd. (2003) tarafından yine bu formasyonun da grup olarak anılmasının
doğru olacağı önerilmiştir ve birimin birden fazla formasyona bölünebileceğini belirtmiştir.
Ayrıca yine Derman vd. (2003) tarafından kırmızı rengi ile belirgin olan, çakıltaşı ve
kumtaşı mercekleri içeren birim farklı bir isimle (bu çalışmada Y formasonu olarak anılan,
daha sonra resmi adlama önerilecektir), beyaz rengi ile belirgin olan, killi kireçtaşı, marn
ve kiltaşlarından oluşan kısımlar ise farklı bir isimle (x formasyonu olarak) tanımlanmıştır.
Bu ayırımın yapılamadığı alanlarda ise Cihanbeyli grubu olarak anılması daha doğru
44
olacağı belirtilmiştir. Beyaz renkli X formasyonu altta, kırmızı renkli Y formasyonu ise
üsttedir ve alttaki birimleri uyumsuz olarak örtmektedirler. Beyaz renkli killi kireçtaşı,
marn ve killerden oluşan alt kısımdaki X formasyonu bir göl ortamında çökelmiştir
(Derman vd. 2003). Üst seviyelerde yer alan kısım ise kırmızı rengi, merceksel geometri
sunan çakıltaşı ve kumtaşları ve bunları çevreleyen çamurtaşları, akarsu kanalları ve
bunları çevreleyen taşkın ovasında çökeldiklerini belirtmektedirler (Görür ve Derman
1978).
2.2.2. Sedimanter Evrim
Orta Anadolu Havzası’nın alt havzalarını oluşturan Haymana-Polatlı, Yeniceoba ve
Tuzgölü alanlarının yukarıda özetlenen verileri ışığında karşılaştırmalı çökel gelişimi
anlatılmaya çalışılacaktır. Bu yapılırken, özellikle bölgesel olan ve eşleştirilebilen
uyumsuzluk yüzeyleri ve tanımlanabilen deniz seviyesi değişimleri önemli rol oynamıştır.
Bu değişimlerin büyük bir kısmı tektonik olaylara bağlı olarak gelişen deniz seviyesi
değişimleridir. Aşağıda zaman çatısı içerisinde bu değişimler incelenecektir.
2.2.2.1. Geç Kretase
Haymana-Polatlı ve Yeniceoba alanları arasında derin deniz koşulları egemen olmasına
karşılık Tuzgölü doğusu Geç Kretase’de çoğunlukla kara ve lagün durumundadır. Geç
Kretase sonlarına doğru havzaların batı kesimlerinde denizde bir çekilme, diğer deyişle bu
bölgelerde bir yükselme olmuş ve Asmaboğazı üyesi çökelmiştir. Bu esnada Tuzgölü
doğusu denizle örtülmüştür. Geç Kretase’de Tuzgölü-Haymana havzasının batı kesimi
yükselirken, doğu kesimi çökmektedir. Bu da bütün havzada yarım grabenleşmenin
olabileceğini göstermektedir. (Görür ve Derman 1978).
2.2.2.2. Paleosen
Paleosen’de Haymana-Polatlı civarları ve Yeniceoba arasında deniz göreli olarak sığ iken
Tuzgölü doğusunda daha derindir. Keza yine diğer bölgelerin bir kısmı kara, kıyı şeridi
veya şelf iken ve buralarda Kartal, Çaldağ ve Kırıkkavak formasyonları çökelirken
Tuzgölü doğusu bir havza yamacı veya havza derinliğindedir. Yine Haymana-Polatlı civarı
ve Yeniceoba- civarlarında Çaldağ formasyonunun önemli olabilecek boyutlarda
45
gelişebilmesi bu yörelerin tektonik yönden nispeten sakin olduğunu ve buradaki
formasyonların stratigrafik ilişkileri göz önüne alındığında Haymana-Polatlı bölgesindeki
denizin başlangıçta regresif, sonlara doğru transgresif olduğu görülmektedir (Görür ve
Derman 1978). Yeniceoba alanında ise Paleosen başlarından beri Yeniceoba batısına doğru
denizin transgresif olduğu görülmektedir. Bir başka deyişle bu bölgede deniz güney batıya
doğru karasal alanları basmıştır. Tuzgölü doğusunda ise deniz transgresif özelliktedir. Bu
kesim tektonik yönden hareketlidir.
2.2.2.3. Eosen
Eosen sırasında, Haymana-Polatlı havzasının tamamen kapandığı ve havzanın daha derin
kısımlarına (güney ve güneydoğu) doğru ise killi, Nummulitli kireçtaşı ve marnların, daha
derinlerde ise türbidit özellikli sedimanlar yer almaktadır (Görür ve Derman 1978).
Yeniceoba alanına bakıldığında bu yörenin tamamen derin deniz altında olduğu ve
buralarda Eskipolatlı formasyonunun polijenik bileşenli, orta-kalın katmanlı kumtaşları ile
ince-orta katmanlı şeyl ardalanmasından oluşan türbidit nitelikli malzemenin çökeldiği
görülmektedir. Tuzgölü havzasına gelindiğinde ise Erken Eosen döneminde deniz
transgresif olarak geniş alanlar kaplamakta olup Orta Eosen başlangıcından itibaren de kısa
bir dönem içinde kalın ve geniş yayılımlı evaporit çökellerinin (Mezgit formasyonu)
oluştuğu gözlenmiştir. Orta Eosen de ise denizin yeniden yükselmesiyle, normal deniz
şartlarının gelişmesine ve yeni bir transgresyona neden olmuştur (Derman vd. 2003).
2.2.2.4. Oligo-Miyosen
Oligosende aşağı yukarı bütün Tuzgölü-Haymana havzası su üzerine çıkmış ve yer yer
içerisinde kısıtlanmış çanaklar oluşmuştur. Suylu kaplı olmayan yerlerde aşınma veya
karasal malzeme çökelimi olurken sığ çukurluklarda (göllerde) evaporitleşmeler olmuştur.
Geç Oligosen’e kadar devam eden karasal rejimin ürünü olarak Gökdağ formasyonu,
Yeniceoba alanında çökelirken Tuzgölü alanında ise Gökdağ formasyonunun karşılığı olan
Koçhisar formasyonu yaygın olarak çökelmiştir (Derman vd. 2003).
46
2.2.2.5. Pliyosen
Bu dönemde Haymana dolayı ve Samsam tektonik zonunun olduğu alanlar da aşınmış ve
hem Haymana, hemde Tuzgölü havzalarının olduğu alanlar, geniş düzlükler haline
dönüşmüştür. Miyo-Pliyosen yaşlı Cihanbeyli formasyonu havzanın hemen her yerinde
görülmektedir. Birimin karasal kökenli olduğu bilinmekle birlikte Oligo-Miyosende
olduğu gibi Pliyosende de Tuzgölü-Haymana havzası karasal çökellerin olduğu bir havza
halindedir.
2.2.2.6. Pleyistosen
Son dönem çökelleri yine karasal çökellerin yoğun olduğu bir dönemdir. Bu dönemde
akarsu ve taşkın ovası çökelleri oldukça yaygındır. Ancak birçok alanda akarsu çökelleri
arasında dönemler halinde göl çökellerine rastlanmaktadır. Bu ise iklimdeki değişikliklerle
açıklanabilmektedir.
Bu bölümde ele alınan ve genel litolojik-litostratigrafik özellikleri dikkate alınarak yapılan
korelasyonlara göre; çeşitli özelliklerinden dolayı farklılıklar taşıyor olmalarına ve
bölgedeki tektonik gelişime göre yer yer çökelmezlik ve/veya aşınmaları lokal farklılıklar
gösterse de her üç alt havzadaki sedimanter istif gelişimi, jeolojik zaman içerisinde, parelel
bir süreç izlemiş ve aynı bütünün parçaları gibi yerleşim göstermişlerdir. Taşıdıkları
farklılıkları ve dolayısıyla farklı adlandırmaları göstermek amacıyla her üç alt havzanın
genel stratigrafik istifi yan yana dört kolon kesitte bir araya getirilerek deneştirilmiştir
(Şekil 2.18). Böylece havzalardaki formasyonların yaşı, litolojileri havzalara göre
birbirleriyle olan ilişkileri, eşlenikleri ve farklı adlandırılmaları paralel olarak takip
edilebilir. Ayrıca Yeniceoba havzasının, Haymana-Polatlı ve Tuzgölü havzalarını
sınırlayan Samsam yükseliminin güney kenarında yer alması ve ayrıca da Tuzgölü
havzasının batısıyla yapılan korelasyonuna göre de çok benzer nitelikli kayaç birimlerinin
olması dolayısıyla Yeniceoba havzasının (çalışma alanının), Tuzgölü havzası içerisinde yer
aldığı kabul edilmiştir.
47
Şeki
l 2.1
8. O
rta A
nado
lu H
avza
sı’nın
alt
havz
alarını o
luşt
uran
Hay
man
a-Po
latlı
, Yen
iceo
ba v
e Tu
zgöl
ü al
anla
rının
stra
tigra
fik il
işki
lerin
i
göst
eren
karşı
laştırm
alı g
enel
leşt
irilm
iş d
ikm
e ke
sitle
ri (Ü
nala
n vd
. 197
6; G
örür
ve
Der
man
197
8; G
örür
vd.
198
4; D
ella
loğl
u ve
Aks
u
1984
; Gön
cüoğ
lu v
d. 1
996;
Çem
en v
d. 1
999;
Diri
k ve
Ero
l 200
3; D
erm
an v
d. 2
003’
den
fayd
alanılmış
tır) (
Kes
itler
ölç
eksi
zdir)
.
48
3. TEKTONİK
Çalışma alanındaki yapısal unsurlar paleotektonik dönem yapıları ve neotektonik dönem
yapıları olmak üzere iki grupta toplanmıştır. Paleotektonik dönem yapıları bindirme
fayları, kıvrımlar ve uyumsuzluklardan oluşmaktadır. Sağ yanal bileşene sahip normal
faylar ise neotektonik dönem yapılarını oluşturur (Şekil 3.1).
3.1. Paleotektonik Dönem Yapıları
Arabistan ve Avrasya levhalarının kuzey-güney doğrultuda yakınsamaları sonucu erken-
orta Maastrihtiyen’de Tetis kapanmaya başlamış ve bunu takiben Tortoniyen’de Afro-
Arabistan ve Lavrasya levhaları Bitlis Kenet Kuşağı boyunca çarpışmışlardır (Şengör
1980). Bu dönemden geç Miyosen-erken Pliyosen dönemine kadarki kuzey-güney yönlü
sıkışmalar, bindirme fayları ve kıvrımlanmalar ile karşılaşılmıştır.
3.1.1. Bindirme Fayları
Çalışma alanında Orta Anadolu ofiyolitli karmaşığına ait yeşil renkli kum-silt-kil boyu bir
hamur içindeki Karbonifer, Permiyen, Triyas ve Kretase yaşlı rekristalize kireçtaşı
bloklarının (Yunak olistostromu) oluşturduğu bindirme fayları bulunmaktadır. Bu fayların
Geç Eosen döneminde, Orta Anadolu ofiyolitli karmaşığına ait birimlerinin (Yunak
olistostromu) güneye doğru hareketini sağlayan KKD-GGB yönlü sıkışma kuvvetlerine
bağlı olarak geliştiği düşünülmektedir. Sıkışmanın devam etmesi ile geç Miyosen başına
kadar bindirme fayları saptanabilmiştir.
İnceleme alanında genel doğrultuları yaklaşık olarak KKB-GGD olan altı büyük bindirme
belirlenmiştir (Bkz. Ek 1). Bunlar ayrıntılı özellikleriyle aşağıda sıralanmaktadır.
3.1.1.1. Hacımusa Bindirmesi
İnceleme alanının kuzeybatısında yer alan Hacımusa köyünün güneyinde (J28-c4) Orta
Anadolu ofiyolitli karmaşığına ait kireçtaşı blokları (Yunak olistostromu) ve Gökdağ
formasyonu yüzlek vermektedir. Bu bölgede Orta Anadolu ofiyolitli karmaşığı’na ait
kireçtaşı bloklarının Gökdağ formasyonu üzerine bindirdiği izlenmektedir (Şekil 3.2).
49
Şeki
l 3.1
. (A
) Çalış
ma
alanın
daki
ana
yapıs
al u
nsur
ları
göst
eren
bas
itleş
tirilm
iş je
oloj
i har
itası
; (B
) Orta
Ana
dolu
ve
çevr
esin
in te
kton
ik h
arita
sı
(Diri
k ve
Ero
l 200
3; D
irik
2001
; Diri
k ve
Gön
cüoğ
lu 1
996;
Gön
cüoğ
lu v
d. 1
996;
Koç
yiği
t ve
Öza
car 2
003’
ten
değişt
irile
rek
alın
mış
tır).
50
Gökdağ Formasyonun’dan alınan tabaka eğim yönlerinin Orta Anadolu ofiyolitli
karmaşığına ait kireçtaşı bloklarının altına (GB’ya) doğru olması bu bindirmenin en önemli
kanıtıdır. Cihanbeyli Formasyonu’nun tabaka konumları ise yataydır ve yaşlı birimleri
açısal uyumsuzlukla örtmektedir. Örtülü alanlar ve yumuşak topoğrafya nedeniyle bu
bindirmeye ait bir fay verisi elde edilememiştir.
3.1.1.2. Kuştepe Bindirmesi
İnceleme alanının kuzeybatısında yer alan Sincik köyünün kuzeyinde, Kuş tepe civarında
(J28-c4) Orta Anadolu ofiyolitli karmaşığına ait kireçtaşı bloklarının Gökdağ formasyonu
üzerine bindirdiği izlenmektedir (Bkz. Şekil 3.2). Bindirme zonu boyunca herhangi bir fay
düzlemi tespit edilememiştir. Diğer bölgelerde olduğu gibi Gökdağ formasyonundan alınan
tabaka konumlarının eğim yönleri yaşlı birimlerin altına doğru dalmaktadır (Şekil 3.3).
Cihanbeyli formasyonu ise yaşlı birimleri uyumsuzlukla örtmektedir (Şekil 3.4).
3.1.1.3. Söğüttepe Bindirmesi
İnceleme alanının kuzeybatısında Sincik köyü kuzeydoğusunda Söğüt tepe çevresinde
(J28-c4) Orta Anadolu ofiyolitli karmaşığı’na ait kireçtaşı blokları, Eskipolatlı formasyonu
ve Kartal formasyonu yüzlek vermektedir. Bu bölgede de Orta Anadolu ofiyolitli
karmaşığına ait kireçtaşı bloklarının Eskipolatlı formasyonu ve Kartal formasyonu üzerine
bindirdiği izlenmektedir (Bkz. Şekil 3.2). Yaklaşık olarak KB-GD gidişli bindirme zonu
boyunca fay düzlemine ait herhangi bir veri bulunamamıştır (Şekil 3.5). Söğüt tepenin
güneyinde bulunan Karataş tepe civarında (J28-c4), Gökdağ formasyonu, bindirme zonunu
uyumsuzlukla örtmektedir.
51
Şekil 3.2. Sincik köyü ve çevresinin (J28-c4) ayrıntılı jeoloji haritası ve KD-GB doğrultulu
jeolojik kesitleri.
52
Şekil 3.3. Sincik köyünün kuzeyinde Kuş tepede (J28-c4) gözlenen bindirme fayının genel
görüntüsü (Bakış GD’ya).
Şekil 3.4. Kuş tepenin kuzeyinde (J28-c4) gözlenen Cihanbeyli formasyonunun
kendisinden daha yaşlı birimleri uyumsuz olarak üzerlemesi (Bakış GB’ya).
53
Şekil 3.5. Sincik köyünün kuzeybatısındaki Söğüt tepede (J28-c4) gözlenen Orta Anadolu
ofiyolitli karmaşığa ait kristalize kireçtaşı bloklarının (Yunak olistostromu)
Eskipolatlı formasyonunu tektonik olarak üzerlemesi (Bakış KB’ya).
3.1.1.4. Kandil Tepe Bindirmesi
İnceleme alanının güneyinde yer alan Kandil tepenin güneybatısında (K29-a1) Orta
Anadolu ofiyolitli karmaşığına ait serpantinit blokları ile Gökdağ formasyonu yüzlek
vermektedir. Bu iki birimin sınır ilişkileri faylıdır (Şekil 3.6). Gökdağ formasyonundan
alınan tabaka eğim yönlerinin Orta Anadolu ofiyolitli karmaşığına ait birimlerin altına
(KD’ya) dalması bu bindirmenin en önemli kanıtıdır. Fay düzleminin güneydoğuya doğru
devamında ise tabakaların eğim yönlerinin değiştiği gözlenerek bindirmenin sönümlendiği
tespit edilmiştir. Yaklaşık KB-GD gidişli bindirme zonu boyunca örtülü alanlar ve
yumuşak topoğrafya nedeniyle herhangi bir fay verisi elde edilememiştir (Şekil 3.7).
3.1.1.5. Sadullahyüksel Yayla Bindirmesi
İnceleme alanının güneydoğusunda bulunan Sadullahyüksel yaylası çevresinde (K29-a2)
Kartal formasyonunun Gökdağ formasyonu üzerine bindirdiği izlenmektedir (Şekil 3.8).
Diğer bölgelerde olduğu gibi Gökdağ formasyonundan alınan tabaka konumlarının eğim
yönleri Kartal formasyonunun altına doğru dalmaktadır. Yaklaşık KKB-GGD gidişli
bindirme zonu boyunca örtülü alanlar ve yumuşak topoğrafya nedeniyle herhangi bir fay
verisi elde edilememiştir.
54
Şekil 3.6. Tahirtemiz yaylası ve Kandil köy çevresinin (K29-a1) ayrıntılı jeoloji haritası ve
KD-GB doğrultulu kesitleri.
55
Şekil 3.7. Kandil tepenin güneybatısındaki (K29-a1) bindirme fayının genel görüntüsü
(Bakış GB’ya).
Cihanbeyli Formasyonu ise yaşlı birimleri uyumsuzlukla örtmektedir. Ayrıca bölgede Orta
Anadolu ofiyolitli karmaşığı ile Gökdağ formasyonu arasında normal bir faylanma da
gözlenmiştir (Şekil 3.9).
3.1.1.6. Kütükuşağı Bindirmesi
İnceleme alanının güneydoğusunda bulunan Kütükuşağı köyünün hemen batısında (K29-
a2) Orta Anadolu ofiyolitli karmaşığına ait birimlerin Çaldağ formasyonu üzerine tektonik
olarak itildiği gözlenmiştir (Bkz. Şekil 3.8). Çaldağ formasyonu ait birimlerden alınan
tabaka konumlarının yaşlı birimin altına doğru dalması bu bindirmenin en önemli kanıtı
olarak gözlenmiştir (Şekil 3.10). Diğer bölgelerde olduğu gibi bindirme zonu boyunca
herhangi bir fay verisine rastlanılamamıştır.
56
Şeki
l 3.8
. Küt
ükuş
ağı,
Sadu
llahy
ükse
l yay
lası
ve
Dul
ayşe
bah
çesi
çev
resi
nin
(K29
-a2)
ayrın
tılı j
eolo
ji ha
ritası v
e K
D-G
B d
oğru
ltulu
jeol
ojik
kesi
tleri
57
Şekil 3.9. (a) Sadullahyüksel yaylası kuzeyinde (K29-a2) gözlenen faylar (Bakış KB’ya);
(b) Bindime fayının yakın plan görüntüsü; (c) Normal fayın yakın plan
görüntüsü.
58
Şekil 3.10. Kütükuşağı köyünün batısındaki (K29-a2) bindirme fayının genel görüntüsü
(Bakış KD’ya).
3.1.2. Kıvrımlar
İnceleme alanı içinde paleotektonik dönem deformasyonları sırasında gelişmiş yaklaşık
BKB-DGD gidişli kıvrımlar bulunmaktadır. Bu dönemin kıvrımları değerlendirilirken
kıvrımların hangi birimlerin içinde geliştiği ve bu kıvrımları meydana getirebilecek diğer
deformasyon türleri (bindirme fayları vb.) göz önünde bulundurulmuştur.
3.1.2.1. Monoklinal Kıvrımlar
Çalışma alanında Mermerdağ tepenin güneybatısında (J28-d2) Cihanbeyli formasyonuna
ait gölsel kireçtaşlarında monoklinal bir yapılanma gözlenmiştir. Şeyhahmetli deresinin
batısında Cihanbeyli formasyonuna ait kireçtaşları yatay konumda gözlenirken, derenin
doğusunda fay düzlemine yaklaştıkça kireçtaşı tabakalarındaki eğim açılarının yükseldiği
59
(450-500) gözlenmiştir (Bkz. Şekil 3.16). Bölgede gözlenen monoklinal kıvrımlanmanın,
Yeniceoba fay zonunun ikinci deformasyon evresine ait olan yaklaşık KKD-GGB
doğrultulu sıkışma rejimine bağlı olarak oluştuğu düşünülmüştür. Ayrıca Şeyhametli
deresinin doğusundaki sağ yönlü doğrultu atımlı faylanmanında bu sıkışma rejiminin ürünü
olduğu saptanmıştır.
3.1.2.2. Devrik Kıvrımlar
İnceleme alanında Sincik köyünün kuzeydoğusunda (J28-c4) yaklaşık olarak K450B gidişli
devrik bir senklinal gözlenmiştir. Kuzeye devrik ve kuzeybatıya doğru dalımlı olan
senklinalin çekirdeğinde Eskipolatlı (Çayraz üyesi) formasyonu bulunmaktadır (Bkz Şekil
3.2). Devrik senklinalin kuzeydoğu ve kuzeybatısında Orta Anadolu ofiyolitli karmaşığına
ait kristalize kireçtaşlarının oluşturduğu bindirme fayları bulunmaktadır. Tespit edilen
kıvrım ekseni, Orta Anadolu ofiyolitli karmaşığı birimlerinin güneye hareketlerini sağlayan
yaklaşık KKD-GGB doğrultulu sıkışma kuvvetlerinin eksenine yaklaşık diktir. Bu da
kıvrımın bindirmeye bağlı olarak gelişebileceğini göstermektedir. Aynı bölgede Sincik
köyünün güneydoğusunda bulunan Kırmızı tepeden geçen sağ yanal karekterli fayı oluşturan,
Yeniceoba fay zonunun birinci deformasyon evresine ait KKB-GGD sıkışmaya bağlı olarak da
kıvrım ekseninin güneye doğru dalım kazandığı düşünülmektedir.
Ayrıca Kütükuşağı köyünün güneybatısında (K29-a2) eksenleri yaklaşık K500B olan
devrik bir senklinal ve devrik bir antiklinale rastlanmıştır (Bkz. Şekil 3.8). Tabaka
konumları değerlendirildiğinde senklinalin kuzeye doğru, antiklinalin ise güneye doğru
devrik olduğu anlaşılmaktadır. Devrik senklinalin güneybatı kanadı daha yüksek açılı olup
asimetrik bir yapı sunmaktadır. Bu bölgede gelişen kıvrımların çekirdeğinde Kartal
formasyonu ve Çaldağ formasyonu bulunmaktadır. Kıvrımların kuzeydoğusu ve
güneybatısında Orta Anadolu ofiyolitli karmaşığına ait birimlerin oluşturduğu bindirme
fayları bulunmaktadır. Burada da kıvrım eksenleri temel birimlerin bindirmelerini sağlayan
sıkışma kuvvetlerinin eksenine yaklaşık diktir. Oluşum şekli ve komşu birimler
değerlendirildiğinde diğer bölgelerde gözlenen kıvrımlar ile benzer süreçlerle gelişmiştir.
60
3.1.2.3. Açık Kıvrımlar
İnceleme alanının orta kesiminde Gökdağ çevresinde (J28-c4), Alahacılı köyünün
güneydoğusunda ve Tüfekçipınarı köyünün batısında da (K28-b2) antiklinal ve senklinal
kıvrım yapıları gözlenmektedir. Gökdağ çevresinde ekseni yaklaşık K700B doğrultulu,
eksenin batı kısmında kuzeybatıya, doğu kısmında ise güneydoğuya doğru dalımlı
asimetrik bir senklinal gözlenmektedir. Alahacılı köyünün güneydoğusu ve Tüfekçipınarı
köyünün doğusunda ise, eksenleri yaklaşık K450B olan bir senklinal ve antiklinal tespit
edilmiştir. Kıvrımların kanatlarındaki tabaka doğrultuları birbirlerine yaklaşık paralel olup
kıvrım ekseninde önemli bir dalım yaratmamaktadır. Kıvrımlar asimetriktir. Bu kıvrımların
üçünün de çekirdeğinde Gökdağ formasyonu bulunmaktadır (Bkz. Ek-1). Bölgede temel
birimlerinin oluşturduğu bindirme fayları bulunmaktadır. Kıvrım eksenleri temel birimlerin
bindirmelerini sağlayan sıkışma kuvvetlerinin eksenine yaklaşık olarak diktir. Bu bölgede
de kıvrımın bindirmeye bağlı olarak gelişebileceği söylenebilmektedir.
İnceleme alanının güneydoğusunda rastlanılan diğer önemli kıvrımlar Beyazçal tepede
(K29-a2) gözlenen antiklinal ve senklinal yapılardır (Bkz. Şekil 3.8). Yaklaşık K650B
doğrultulu kıvrım ekseni olan antiklinal yapı güneydoğuya doğru dalımlıdır. Kuzeydoğu
kanadı daha yüksek açılı olan kıvrım asimetriktir. Senklinal yapı ise yaklaşık K550D
doğrultulu eksen konumuna sahip, güneybatıya dalımlı, asimetrik bir yapı sunmaktadır.
3.1.3. Uyumsuzluklar
Çalışma alanında en geç Kretase-Tersiyer örtü birimlerinde, bölgesel anlamdaki en önemli
uyumsuzluklar, en geç Kretase-Paleosen, Eosen, Oligo-Miyosen ve geç Miyosen-Pliyosen
dönemleri olmak üzere dört dönem halinde incelenmiştir.
3.1.3.1. En Geç Kretase-Paleosen Dönemi
En geç Kretase-Tersiyer örtün birimlerinin en alt sınırını oluşturan bu uyumsuzluk düzlemi
boyunca En Geç Kretase-Tersiyer yaşlı Kartal formasyonunun kırmızı renkli klastikleri
Orta Anadolu ofiyolitli karmaşığı üzerinde yer almaktadır.
61
3.1.3.2. Eosen Dönemi
Çalışma alanında Sincik köyünün kuzeybatısında ve Alahacılı köyünün kuzeyinde
yüzeylenen Eskipolatlı formasyonu, Kartal formasyonu üzerinde uyumsuzlukla
bulunmaktadır (Bkz. Şekil 2.8 ve 2.10). Bu yörelerde Eskipolatlı formasyonu içerisinde
Kartal formasyonuna ait kırmızı renkli klastiklerin rastlanması, bunlar arasında bir aşınma
evresinin bulunduğunu göstermektedir.
3.1.3.3. Oligo-Miyosen Dönemi
Gökdağ formasyonunun tabanında gözlenen bu uyumsuzluk düzlemi ile birime ait karasal
kırıntılılar temel birimleri ile diğer örtü birimlerini uyumsuzlukla örtmektedir (Bkz. Şekil
2.12).
3.1.3.4. Üst Miyosen-Pliyosen
Çalışma alanında Cihanbeyli formasyonunun tabanını temsil eden bu uyumsuzluk düzlemi
aynı zamanda paeotektonik döneme ait yapıları örtmekte ve böylece paleotektonik ve
neotektonik dönem yapılarının ayırtlanmasına yardımcı olmaktadır.
62
3.2. Neotektonik Dönem Yapıları
Anadolu’nun ve komşu alanlarının şekillenmesi, sağ yanal Kuzey Anadolu Fay Sistemi,
sol yanal Doğu Anadolu ve Ölüdeniz fay sistemleri ile aktif Ege-Kıbrıs dalma-batma zonu
olmak üzere dört ana neotektonik yapı tarafından sağlanmaktadır. Bu ana yapılarla birlikte
Anadolu’yu daha küçük bloklara ayıran ikincil sistemlerde mevcuttur. Bunlar sol yanal
Orta Anadolu Fay Sistemi, sağ yanal Tuzgölü fay zonu, verev karekterli İnönü-Eskişehir
Fay Sistemi ve Akşehir fay zonudur (Dirik ve Göncüoğlu 1996; Koçyiğit ve Beyhan 1998;
Dirik 2001; Dirik ve Erol 2003; Koçyiğit 2003; Koçyiğit ve Özacar 2003; Koçyiğit 2005)
(Şekil 3.11).
Tuz Gölü Havzası’nın kuzeybatı kesiminde yer alan çalışma alanından, bu bölge içindeki
en önemli yapı olan İnönü-Eskişehir Fay Sistemi geçmektedir. İnönü-Eskişehir Fay
Sistemi’ni ilk kez Dirik ve Erol (2003) “Eskişehir-Sultanhanı Fay Sistemi” ve Koçyiğit ve
Özacar (2003) “İnönü-Eskişehir Fay Zonu” olarak adlandırmışlardır. Fay sistminin tip
lokalitesinin İnönü ilçesi olması, ancak bu geniş makaslama zonunun özelliklerinin batıdan
doğuya doğru değişmesi ve farklı birçok fay zonundan oluşması nedeniyle “sistem”
seviyesinde değerlendirilmesi uygun görülmüş ve “İnönü-Eskişehir Fay Sistemi” olarak
yeniden isimlendirilmiştir (Özsayın, 2007; Özsayın ve Dirik, 2007).
Eskişehir fay zonu; İnönü-Eskişehir Fay Sistemi’nin batıdaki kısmıdır ve batıda
Uludağ’dan başlayarak yaklaşık BKB-DGD doğrultusunda doğuda Kaymaz’a (Eskişehir)
kadar ulaşmaktadır. Bu zon, Ege-Batı Anadolu bloğunu, kuzeydoğuda Orta Anadolu
bloğundan ayırmakta olup genel karekteri sağ yönlü doğrultu atımlıdır ve bir miktar
normal bileşene de sahiptir. Bu zon içerisinde Pleyistosen ve Holosen birimlerinde görülen
depolanma sırasına ve sonrasına ait faylanmalar bölgenin en az Pleyistosen’den beri aktif
olduğunu kanıtlamaktadır (Altunel ve Barka 1998). İlk olarak Şaroğlu vd. (1987)
tarafından tanımlanan bu kısım, kendi içinde İnönü-Dodurga, Eskişehir ve Kaymaz alt
zonlarına ayrılmaktadır. Sivrihisar’a kadar bir dizi segment halinde bulunan bu sistem,
Sivrihisar’dan sonra güneydoğuya dönerek üç fay zonuna ayrılmaktadır. Bunlar sırasıyla
Ilıca, Yeniceoba ve Cihanbeyli fay zonlarıdır (Koçyiğit 1991b, 2005; Çemen vd. 1999;
Dirik ve Erol 2003; Dirik vd. 2005) (Şekil 3.12). Bu fay zonları Cihanbeyli’nin
güneydoğusunda Dirik ve Erol (2003) tarafından tanımlanan Altınekin fay zonuyla
kesişmektedir.
63
Şeki
l 3.1
1. T
ürki
ye v
e çe
vres
inin
ana
neo
tekt
onik
böl
gele
rini v
e ilişk
ili y
apıla
rı gö
ster
en h
arita
. R
enk
kodl
arı k
endi
ne a
it de
form
asyo
n tü
rünü
ve
buna
bağ
lı ol
arak
orta
ya çık
an se
dim
ante
r hav
za ti
pini
tem
sil e
den
ana
tekt
onik
böl
gler
i gös
term
ekte
dir (
Koç
yiği
t ve
Öza
car 2
003;
Woo
lsid
e vd
. 200
2; Z
itter
vd.
200
5; Ç
iftçi
200
7’de
n değişt
irile
rek
alın
mış
tır).
64
Şekil 3.12. Orta Anadolu ve çevresinin tektonik haritası (Dirik ve Erol, 2003; Dirik, 2001;
Dirik ve Göncüoğlu 1996; Göncüoğlu vd. 1996; Koçyiğit ve Özacar 2003’ten
değiştirilerek alınmıştır).
Ilıca fay zonu, sistemin en kuzeyinde kalan bölümüdür. İlk olarak Koçyiğit (1991b)
tarafından tanımlanan zon, Haymana (Ankara) güneybatısından başlayarak Yeniceoba
Ovası’nın kuzey kenarına kadar KB-GD doğrultusunda uzanmaktadır. Çizgisel Ilıcaözü
Deresi ve yine çizgisel dizilimli sıcak su kaynaklarının varlığı bu zon için karekteristiktir.
Bu çalışmanın konusunu oluşturan Yeniceoba fay zonu, Çemen vd. (1999) tarafından
tanımlanmış olup, Yeniceoba ovasının güney kenarından başlayarak kuzeybatıya doğru
Günyüzü kasabasına kadar devam etmektedir (Bkz. Şekil 3.12). Sağ yanal bileşene sahip
normal faylarla temsil edilmektedir. Çalışma alanı ve yakın çevresinin yapılan çizgisellik
haritası (Şekil 3.13) ve sayısal yüzey görüntüsüden (Şekil 3.14) de varlığı saptanan bu hat
boyunca çizgisel uzanımlı vadiler, fay sarplıkları, çizgisel bitki anomalisi vb. morfolojik
65
unsurlara rastlamak mümkündür. Ayrıca birçok lokasyonda da temele ait birimlerle genç
birimlerin fay boyunca yan yana gelmesi de önemli bir belirteçdir.
Cihanbeyli fay zonu, sistemin en güney kolunu oluşturmaktadır. Doğrultusu Ilıca ve
Yeniceoba fay zonlarına yaklaşık paraleldir. Doğuda Cihanbeyli’den başlayarak yaklaşık
K500B doğrultusunda, batıda Sülüklü’ye kadar devam eden bu zon, Sülüklü’nün batısında
iki kola ayrılmaktadır. Kollardan biri kırılmaya uğrayıp, K250B doğrultusunda ilerleyerek
Yeniceoba fay zonu ile birleşmektedir (Bkz. Şekil 3.12). Diğer kol ise Sivrihisar’ın
güneyine kadar devam etmektedir. Güneydoğuda bu zon Cihanbeyli ilçesinden geçerek
Tersakan gölünün batısından Sultanhanı fay zonuna doğru devam etmektedir. Ancak
Cihanbeyli ile Tersakan gölü arasında kalan kesimin son derece düz olan morfolojisi
nedeniyle izlenememektedir.
Sultanhanı fay zonu ilk kez Özsayın ve Dirik (2005) tarafından tanımlanmıştır. Bu zon
KB-GD gidişli birbirine paralel bir dizi faydan oluşmaktadır. Tersakan gölünün batısından
başlayıp Sultanhanı ilçesinin güneydoğusuna kadar devam eden bu zon yüzeyde belirgin
bir morfoloji sergilememektedir. Ancak Arıkan (1975) ve Uğurtaş (1975)’ın bölgedeki
petrol potansiyeli ve tuz domlarını incelemek için yaptıkları jeofizik çalışmalarındaki
sismik kesitlerde, Miyo-Pliyosen yaşlı birimleri kesen bir dizi KB-GD gidişli fayın
bulunduğunu belirtmişlerdir.
66
Şeki
l 3.1
3. İn
cele
me
alanının
sayı
sal k
abar
tma
görü
ntüs
ü ku
llanı
lara
k ol
uştu
rulm
uş ç
izgi
selli
k ha
ritası.
67
Şeki
l 3.1
4. İn
cele
me
alanını v
e çe
vres
inin
sayı
sal y
üzey
gör
üntü
sü.
68
3.2.1. Yeniceoba Fay Zonu
Yeniceoba Ovası’nın güney kenarından başlayarak kuzeybatıya doğru Günyüzü kasabasına
kadar devam etmekte olan Yeniceoba fay zonu Mermerdağ, Sincik, Çatak-Alahacılı,
Kandilköy ve Kütükuşağı segmentleri olmak üzere beş bölümde incelenmiştir.
3.2.1.1. Mermerdağ Segmenti
Yeniceoba fay zonunun en kuzeybatıdaki uzantısını oluşturan Mermerdağ segmenti,
Mermerdağ tepenin (J28-d2) kuzeydoğu ve kuzeybatı kenarlarını sınırlayan yaklaşık KB-
GD gidişli birbirlerine paralel iki fay setinden oluşmaktadır (Şekil 3.15).
Bu fay setlerinden ilki Şeyhahmetli köyünün güneydoğusundan (J28-c4) başlayarak K400B
doğrultusunda Polatlı Devlet Üretme Çiftliği’nin doğusuna (J28-d2) kadar devam
etmektedir. Fay düzlemi Cihanbeyli formasyonu ile Orta Anadolu ofiyolitli karmaşığı
arasında çizgisel bir sınır oluşturmaktadır. Arazi gözlemlerinde, Orta Anadolu ofiyolitli
karmaşığına ait kireçtaşı blokları üzerinden alınan fay düzlemine ait kayma verileri (fay
çiziği, fay kertiği, sapma açısı vb.) kinematik analizler bölümünde değerlendirilmiştir. Fay
düzlemi K400B/650KD konumlu olup düzlem üzerindeki çalışmalar, fayın sağ yanal
doğrultu atımlı bir fay karakterinde olduğunu göstermektedir (Şekil 3.16).
Mermerdağ tepenin kuzeydoğusundan (J28-d2) geçen ikinci fay setine ait çizgisellikler,
hava fotoğraflarından ve sayısal kabartma haritasından tespit edilebilmiştir. Arazi
gözlemlerinde, örtülü alanlar ve yumuşak topoğrafya nedeniyle fay düzlemine ait herhangi
bir kinematik veri bulunamamıştır. Fay düzlemi görülmemekle beraber çok belirgin bir fay
topoğrafyası sunmakta ve fay boyunca güney blokta yer alan Orta Anadolu ofiyolitli
karmaşığına ait birimler, kuzey blokta yer alan Cihanbeyli formasyonuna göre daha yüksek
bir topoğrafyada yer almaktadırlar. Fay boyunca kuzey blok düşmüş, güney blok
yükselmiştir (Şekil 3.17).
69
Şekil 3.15. Mermerdağ tepe ve çevresinin (J28-d2) ayrıntılı jeoloji haritası ve KD-GB
doğrultulu jeolojik kesitleri.
70
Şekil 3.16. (a) Mermerdağ tepenin kuzeybatısındaki (J28-d2) fay düzleminin genel
görünümü (Bakış KB’ya); (b) fay sarplığı (Bakış BKD’ya); (c) fay çizikleri.
71
Şekil 3.17. Mermerdağ tepenin kuzeydoğusunu (J28-d2) sınırlayan fay düzleminin genel
görünümü (Bakış DGD’ya).
Ayrıca Mermerdağ tepenin güneybatısında (J28-d2) Cihanbeyli formasyonuna ait gölsel
kireçtaşlarında monoklinal bir yapılanma gözlenmiştir. Şeyhahmetli deresinin batısında
Cihanbeyli formasyonuna ait kireçtaşları yatay konumda gözlenirken, derenin doğusunda
fay düzlemine yaklaştıkça kireçtaşı tabakalarındaki eğim açılarının yükseldiği
gözlenmiştir. Mermerdağ tepenin kuzeybatısından geçen faya bağlı olarak gelişen
Cihanbeyli formasyonuna ait kireçtaşı tabakalarının konumlarındaki bu ani değişimlerin bu
bölgede, monoklinal bir yapının gelişmesini sağladığı düşünülmektedir (Bkz. Şekil 3.16).
Bu faylardan başka, Mermer yaylasının kuzeyinde Cihanbeyli formasyonuna ait gölsel
kireçtaşlarını kesen K450D gidişli bir fay zonuna rastlanmıştır. Ancak arazi gözlemlerinde
herhangi bir kinematik veri bulunamamıştır (Şekil 3.18).
Mermerdağ segmentindeki en önemli morfolojik veri fay sarplıklarıdır. Bu sarplıklar
Mermerdağ tepenin kuzeybatısında belirgindir. Ayrıca Şeyhahmetli deresi boyunca fay
kontrollü su çıkışları da çizgisel dizilim göstererek önemli bir morfolojik veri sunmaktadır.
72
3.2.1.2. Sincik Segmenti
Yeniceoba fay zonunun kuzeybatıdaki segmentidir. Sincik köyü çevresinden (J28-c4)
geçtiği için Sincik segmenti olarak adlandırılmıştır. Bu segment içinde iki farklı doğrultuda
gelişmiş faylar incelenmiştir.
Birinci seti, Sincik köyünün güneyinde Kırmızı tepeden (J28-c4) geçmektedir. Fay zonu,
Karataş tepenin güneybatısından başlar ve Boyalı tepeye (J28c4) doğru yaklaşık K550-
600B doğrultusunda devam etmektedir (Bkz. Şekil 3.2). Fay inceleme alanında yaklaşık 5
km devam etmekte olup Gökdağ formasyonu ile Kartal formasyonu arasında çizgisel bir
sınır oluşturmaktadır (Şekil 3.19).
Şekil 3.18. Mermer yaylası kuzeyinde (J28-d2) Cihanbeyli formasyonuna ait gölsel
kireçtaşlarını kesen fay düzleminin genel görünümü (Bakış K’e).
Fay düzlemi gayet belirgin olup genel doğrultusu K500B/650GB’ya doğru ve fay çizikleri
de düşeye yakın gözlenmiştir. Fayın güney bloku düşmüş, kuzey bloku yükselmiştir (Şekil
73
3.20). Düzlemin üzerindeki çalışmalar, fayın sağ yanal bileşene sahip normal fay
karekterinde olduğunu göstermektedir. Fay düzleminin tavan bloğunda 2 m. ye varan fay
breşi gözlenmiştir (Şekil 3.21). Fay düzlemi üzerinden alınan kayma verileri (fay çiziği,
fay kertiği, sapma açısı vb.) kinematik analizler bölümünde değerlendirilmiştir.
İnceleme alanındaki ikinci fay seti, Sincik köyünün kuzeydoğusunda bulunan Söğüt
tepesinden (J28-c4) geçmektedir (Bkz. Şekil 3.2).
Şekil 3.19. Sincik Köyü güneyindeki (J28-c4) fay düzleminin genel görünümü (Bakış
B’ya).
Fay düzleminin düşen doğu bloğunda Gökdağ formasyonu, yükselen batı bloğunda da Orta
Anadolu ofiyolitli karmaşığına ait birimler gözlenmektedir (Şekil 3.22). Fay düzlemi gayet
belirgin olup K300B/600KD konumludur. Fay çizikleri düşey konumundadır. Gökdağ
formasyonunun çakıltaşı-kumtaşı birimlerini kesen fay zonu normal fay karekterindedir.
Fay düzlemi üzerinden alınan kayma verileri (fay çiziği, fay kertiği, sapma açısı vb.)
kinematik analizler bölümünde değerlendirilmiştir. İnceleme alanı içerisinde fayın atımını
belirleyici net bir veri bulunamamıştır.
74
Şekil 3.20. Sincik köyü güneyindeki (J28-c4) fay düzleminin tavan bloğunda bulunan
Gökdağ formasyonu ve düzlemin taban bloğunda bulunan Kartal
formasyonunun genel görünümleri (Bakış KB’ya).
Şekil 3.21. (a) Fay breşinin genel görünümü (Bakış B’ya); (b) yakın görüntüsü; (c) fay
çizikleri.
75
Şekil 3.22. Sincik köyünün kuzeydoğusunda (J28-c4) gözlenen fay düzleminin genel
görünümü (Bakış KB’ya).
3.2.1.3. Çatak-Alahacılı Segmenti
Çatak-Alahacılı segmenti, inceleme alanının orta kesiminde yer almakta olup güneyde
Kandil köyünün kuzeybatısından başlamakta (K29-a1) ve kuzeybatıya doğru devam ederek
Alahacılı köyünün kuzeyinde (J28-c3) sönümlenmektedir. Bu segment farklı doğrultularda
başlıca üç önemli fay setinden oluşmaktadır (Şekil 3.23).
İlk seti oluşturan K400B doğrultulu faylar, Çatak köyünün doğusundaki Kalkankaya
tepenin güneyinden (J28-c3) başlar ve kuzeybatıya doğru Karakaya tepenin güneybatısına
(J28-c3) kadar uzanmaktadır. Fay düzlemi gayet belirgin olup K400B/750GB konumludur.
Fay çizikleri, Karakaya tepenin güneybatısında düşey konumda gözlenmekte iken daha
güneyde Kalkankaya tepeye doğru yatay konumda olduğu gözlenmiştir.
76
Şekil 3.23. Çatak köyü ve çevresinin (J28-c3) ayrıntılı jeoloji haritası ve KD-GB
doğrultulu jeolojik kesitleri.
77
Buna göre; fayın güneyinde rastlanan belirgin sağ yanal bileşenin, kuzeybatıya doğru
gidildikçe ortadan kalktığı ve salt eğim atım özellikleri gösterdiği görülmüştür. Bu fay Orta
Anadolu ofiyolitli karmaşığı ile Gökdağ formasyonu arasında çizgisel bir sınır
oluşturmakta olup fayın düşen bloğunda Gökdağ formasyonu bulunmaktadır (Şekil 3.24).
Fay düzlemi üzerinden alınan kayma verileri (fay çiziği, fay kertiği, sapma açısı vb.)
kinematik analizler bölümünde değerlendirilmiştir. Buradan fayın sağ yanal bileşene sahip
eğim atımlı normal bir fay olduğu görülmektedir. Alahacılı köyünün kuzeyindeki Sandık
tepeden geçen yaklaşık K100D gidişli bir fay daha tespit edilmiştir.
Şekil 3.24. (a) Karakaya tepenin güneyinden (J28-c3) geçen fay düzleminin genel
görünümü (Bakış KB’ya); (b) fay çizikleri; (c) fay düzleminin yakın plan
görüntüsü.
Çatak-Alahacılı segmenti içinde yaklaşık K450B doğrultulu ikinci fay seti, Kandil köyünün
kuzeybatısından başlar ve kuzeybatıya doğru Kalkankaya tepenin güneyine kadar devam
etmektedir. Fay düzlemi boyunca Gökdağ formasyonuna ait birimlerin açıldığı ve Orta
Anadolu ofiyolitli karmaşığına ait serpantinit bloklarının yükselerek yüzeylendiği
gözlenmiştir. Fay düzleminin kuzeybatıya doğru devamında (Çatak köyüne doğru) Gökdağ
formasyonundaki açılmanın tekrar kapandığını görmekteyiz. Arazi gözlemlerinde fay
78
düzlemine ait herhangi bir kinematik veri bulunamamıştır. Fay düzlemi görülmemekle
birlikte Gökdağ formasyonu ile serpantinit blokları arasındaki çizgisellik çok belirgin
olarak gözlenmiştir. Fay düzleminin kuzeye bakan düşen bloğunda Gökdağ formasyonu
bulunmaktadır (Şekil 3.25).
Şekil 3.25. (a) Çatak köyünün güneyindeki (K28-b2) fay düzlemlerinin genel görünümü
(Bakış GB’ya); (b) Fay düzleminin kuzeybatıya doğru devamında (Çatak
köyüne doğru) Gökdağ formasyonundaki açılmanın tekrar kapanması (Bakış
B’ya); (c) Gökdağ formasyonu ile serpantinit blokları arasındaki çok belirgin
bir çizgisellik (Bakış D’ya).
İnceleme alanındaki diğer fay seti ise Çatak köyünün güneyinden geçen Yüksekkaya deresi
(K28-b2) boyunca gözlenmektedir. Fay düzlemi boyunca Orta Anadolu ofiyolitli
karmaşığına ait kireçtaşı blokları ile Gökdağ formasyonu’na ait birimler yan yana gelmiştir
(Bkz. Şekil 3.25). Arazi gözlemlerinde fay düzlemine ait kinematik analizlerde
kullanılabilecek kayma verisi (fay çiziği, fay kertiği, sapma açısı vb.) bulunamamasına
rağmen Yüksekkaya deresi boyunca gözlemlenen ani birim değişikliği, bu fayın en
79
belirleyici özelliğidir. Fay düzleminin güneye bakan düşen bloğunda Gökdağ formasyonu
yer almaktadır.
Bu faylardan başka Çatak köyünün güneydoğusunda bulunan Karataş sırtında (J28-c3)
Gökdağ formasyonuna ait çakıltaşlarında K350B/840GB konumlu bir fay düzlemine de
rastlanmıştır (Şekil 3.26). Düzlemin üzerindeki çalışmalar, fayın sağ yanal bileşene sahip
normal fay karekterinde olduğunu göstermektedir.
Şekil 3.26. (a) Karataş sırtında (J28-c3) Gökdağ formasyonuna ait kireçtaşlarındaki fayın
genel görünümü (Bakış D’ya); (b) fay çizikleri; (c) Karataş sırtının güneyinde
Gökdağ formasyonunda gözlenen faylar.
Çatak-Alahacılı segmenti için en önemli morfolojik veriler fay düzlemi boyunca iki farklı
birimin yan yana gelmesidir. Ayrıca Alahacılı köyünün kuzeyindeki Kalkankaya tepenin
güneyinde morfolojik olarakta varlığı belirlenen ilk fay seti boyunca birkaç yerde su
kaynakları oluşmuştur. Bununla birlikte Çatak köyünün güneyindeki Yüksekkaya deresi
80
boyunca gözlenen çizgisel uzanımlı vadiler de önemli morfolojik veriler olarak
gözlenmiştir.
3.2.1.4. Kandilköy Segmenti
Yeniceoba fay zonunun güneydoğudaki segmentidir. Tahirtemiz yaylası çevresinden (K29-
a1) başlayıp kuzeybatıya doğru Kandilköy’e (K29-a1) kadar devam etmektedir. Bu
segment içinde dört farklı doğrultuda gelişmiş faylar, morfolojik veriler göz önünde
bulundurularak değerlendirilmiştir (Bkz. Şekil 3.6).
Birinci seti, Kandil köyünün kuzeybatısında (K29-a1) birleşen, Çatak-Alahacılı
segmentinin devamı olan faylar oluşturmaktadır. Fay düzlemi boyunca Orta Anadolu
ofiyolitli karmaşığına ait birimler ile Gökdağ formasyonuna ait birimler yan yana gelmiştir
(Şekil 3.27). Fay düzleminin güneydoğuya doğru devamında ise Eskipolatlı ve Kartal
formasyonlarına ait birimlerin Gökdağ formasyonu ile yan yana geldiği gözlenmiştir. Hava
fotoğrafları ve sayısal kabartma haritasında da varlığı saptanabilen bu çizgisellikler
boyunca arazi gözlemleri sırasında örtülü alanlar ve yumuşak topoğrafya nedeniyle fay
düzlemine ait kinematik analizlerde kullanılabilecek kayma verisi (fay çiziği, fay kertiği,
sapma açısı vb.) bulunamamıştır. Fay düzleminin kuzeye bakan düşen bloğunda Gökdağ
formasyonu yer almaktadır.
Şekil 3.27. Kandil köyünün güneydoğusunda (K29-a1) gözlenen normal fayın genel
görünümü (Bakış GB’ya).
81
Bir diğer fay seti, Kelhasan köyünün güneyinden başlar ve kuzeybatıya doğru Tahirtemiz
yaylasının güneybatısına (K29-a1) kadar devam etmektedir. Bu fay zonu boyunca da Orta
Anadolu ofiyolitli karmaşığına ait serpantinit blokları ile Gökdağ formasyonuna ait
birimler yan yana gelmiştir. Diğer ilk fay setinde tanımlanmış olan faylarla aynı özellikleri
taşımaktadırlar.
Kandilköy segmenti içindeki üçüncü fay seti, Kelhasan köyünün kuzeydoğusundan
başlayıp Tahirtemiz yaylasının kuzeybatısına (K29-a1) kadar devam eden faylardan
oluşmaktadır. Fay düzleminin kuzeybatıya doğru devamında Kartal formasyonuna ait
çakıltaşı-çamurtaşı ardalanmasından oluşan birimler ile Orta Anadolu ofiyolitli
karmaşığına ait serpantinit blokları arasında çizgisel bir sınırın varlığı gözlenmiştir. Fay
düzlemi gayet belirgin olup K650B/90 konumludur. Fay düzlemi üzerindeki fay
çiziklerinin de yatay konumda olduğu gözlenmiştir. Düzlemin üzerindeki çalışmalar, fayın
sağ yönlü doğrultu atımlı fay karekterinde olduğunu göstermektedir (Şekil 3.28). Fay
düzleminin güneydoğuya doğru devamında ise Orta Anadolu ofiyolitli karmaşığına ait ait
serpantinit bloklarının Gökdağ formasyonu ile yan yana geldiği gözlenmiştir. Arazi
gözlemleri sırasında fayın bu kesiminde fay düzlemine ait kinematik analizlerde
kullanılabilecek kayma verisi (fay çiziği, fay kertiği, sapma açısı vb.) bulunamamıştır.
Bu faylardan başka, Tahirtemiz yaylasının kuzeybatısında birbirlerine yaklaşık paralel
K100D doğrultulu iki fay gözlenmiştir. Bu faylardan daha batıda olanı Eskipolatlı
formasyonu ile Orta Anadolu ofiyolitli karmaşığı arasında çizgisel bir sınır oluştururken
daha doğudaki fay ise Kartal formasyonu ile Gökdağ formasyonu arasında çizgisel bir sınır
oluşturmaktadır. Arazi gözlemlerinde bu faylara ait herhangi bir kinematik veri
bulunamamıştır.
82
Şekil 3.28. (a) Tahirtemiz yaylasının kuzeybatısında (K29-a1) gözlenen fay hattının genel
görünümü; (b) Serpantinitler üzerinde gözlenen fay çizikleri.
3.2.1.5. Kütükuşağı Segmenti
Yeniceoba fay zonunun en güneydoğudaki uzantısını oluşturan Kütükuşağı segmenti,
Kütükuşağı köyünün kuzeydoğu ve güneybatı bölümlerinde (K29-a2) dört farklı
doğrultuda gelişmiş fay setlerinden oluşmaktadır (Bkz. Şekil 3.8).
Kütükuşağı köyünün kuzeydoğusunda (K29-a2) gözlenen ilk fay seti yaklaşık 7 km
uzunluğunda, D-B gidişli olup Orta Anadolu ofiyolitli karmaşığına ait birimler ile Gökdağ
formasyonuna ait çakıltaşı-kumtaşı ardalanmasından oluşan birimler arasında çizgisel bir
sınır oluşturmaktadır. Bu çizgisellikler boyunca arazi gözlemleri sırasında örtülü alanlar ve
yumuşak topoğrafya nedeniyle fay düzlemine ait kinematik analizlerde kullanılabilecek
kayma verisi (fay çiziği, fay kertiği, sapma açısı vb.) bulunamamıştır. Fay düzlemi
görülmemekle beraber çok belirgin bir fay topoğrafyası sunmakta ve fay boyunca güney
83
blokta yer alan Orta Anadolu ofiyolitli karmaşığına ait birimler, kuzey blokta yer alan
Gökdağ formasyonuna göre daha yüksek bir topoğrafyada yer almaktadırlar. Fay boyunca
kuzey blok düşmüş, güney blok yükselmiştir. Bu nedenlerle fayın normal fay karekterinde
olduğu söylenebilir (Şekil 3.29 ve 3.30).
Şekil 3.29. Kütükuşağı köyünün kuzeydoğusundaki Kumlu tepede (K29-a2) Orta Anadolu
ofiyolitli karmaşığı ile Gökdağ formasyonu arasında gözlenen normal fayın
genel görünümü (Bakış GB’ya).
Şekil 3.30. Kayalı tepenin kuzeydoğusunda (K29-a2) Orta Anadolu ofiyolitli karmaşığı ile
Gökdağ formasyonu arasında gözlenen normal fayın genel görünümü (Bakış
KB’ya).
84
Kütükuşağı köyünün güneybatısında (K29-a2) gözlenen ikinci fay setini yaklaşık olarak
K400B gidişli faylar oluşturmaktadır. Fay düzleminin kuzeybatıya doğru devamında Kartal
formasyonuna ait çakıltaşı-çamurtaşı ardalanmasından oluşan birimler ile Çaldağ
formasyonuna ait yeşil renkli marn-kumtaşı birimleri arasında çizgisel bir sınırın varlığı
gözlenmiştir (Şekil 3.31). Fay düzleminin güneydoğuya doğru devamında ise bu çizgisellik
Orta Anadolu ofiyolitli karmaşığına ait serpantinit blokları ile Gökdağ formasyonunun
kireçtaşı birimleri arasında devam etmektedir. Bu faylarda kinematik analizlerde
kullanılabilecek kayma verisi (fay çiziği, fay kertiği, sapma açısı vb.) bulunamamıştır.
Ancak fay düzlemleri, Yeniceoba fay zonunun genel karekteri göz önünde bulundurularak
incelendiğinde yüksek açılarla güneye doğru eğimli normal faylar olduğu
söylenebilmektedir.
Şekil 3.31. Kütükuşağı köyünün güneybatısında (K29-a2) Çaldağ formasyonu ile Kartal
formasyonu arasında gözlenen normal faylanma ve daha güneyde Kartal
formasyonu ile Gökdağ formasyonu arasında gözlenen sağ yanal normal
faylanmaların genel görünümü (Bakış GD’ya).
85
Kütükuşağı segmenti içindeki üçüncü fay seti, Kütükuşağı köyünün güneybatısından (K29-
a2) başlayıp kuzeybatıya doğru yaklaşık olarak K450B doğrultulu devam ederek
Tahirtemiz yaylasının kuzeydoğusunda (K29-a1) Kandilköy segmenti ile birleşmektedir.
Morfolojik olarak varlığı belirlenen fay düzleminin güneydoğuya doğru devamında
Gökdağ formasyonuna ait kireçtaşları üzerinde iki farklı doğrultuda fay çizikleri
bulunmuştur. Düzlem dikkatle incelenmiş, birinci fazı oluşturan yatay çiziklerin Gökdağ
formasyonu içinde sağ yönlü doğrultu atım özelliği sunduğu gözlenmiştir. Birinci fazı
kesen, faylanmanın ikinci evresine ait çiziklerden faydalanılarak da Kartal formasyonu ile
Gökdağ formasyonu arasında sağ yanal karekterle birlikte normal bir faylanmanın olduğu
gözlenmiştir. Bu bölgede gelişen bir genişlemeli kama yapısının, kamanın içinde kalan
alanı düşürdüğü, bu nedenle aynı düzlem üzerinde gelişmiş iki farklı fay çiziği oluştuğu
sonucuna varılmıştır (Şekil 3.32). Fay düzleminin kuzeybatıya doğru devamında, orta
kesimde ise bu çizgisellik Gökdağ formasyonu ile Cihanbeyli formasyonu arasında devam
etmektedir. Fay düzleminin kuzeye bakan bloğunda Cihanbeyli formasyonu
bulunmaktadır. Fayın bu bölümünde kinematik analizlerde kullanılabilecek verilerin
olmamasına rağmen morfolojik verilere bakarak kuzeye eğimli normal bir faydan söz
edebiliriz. Fayın en kuzeybatı kesimini oluşturan bölümünde ise çizgisellik Kartal
formasyonu ile Gökdağ formasyonu arasında izlenmektedir. Fayın bu bölümünde de
herhangi bir fay verisi bulunamamasına rağmen çok belirgin bir fay topoğrafyası sunmakta
ve fay boyunca kuzey blokta yer alan Kartal formasyonu, güney blokta yer alan Gökdağ
formasyonuna göre daha yüksek bir topoğrafyada yer almaktadır.
İnceleme alanındaki bir diğer fay seti ise Sadullahyüksel yaylanın kuzeyinde (K29-a2)
gözlenen yaklaşık olarak K400B konumlu faylardan oluşmaktadır. Fay seti yaklaşık olarak
1.5 km uzunluğunda olup Orta Anadolu ofiyolitli karmaşığına ait serpantinit blokları ile
Gökdağ formasyona ait kumtaşı-çakıltaşı birimleri arasında çizgisel bir sınır
oluşturmaktadır (Şekil 3.33). Bölgedeki yumuşak ve örtülü alanlar nedeniyle sadece bir
lokasyonda fay düzlemi ölçülebilmiştir. Düzlemin üzerindeki çalışmalar fayın normal fay
karekterinde olduğunu, fayın düşen kuzey bloğunda Gökdağ formasyonunun, yükselen
güney bloğunda ise Orta Anadolu ofiyolitli karmaşığına ait birimlerin olduğunu
göstermektedir.
Ayrıca Sadullahyüksel yaylasının doğusunda (K29-a2) K300B doğrultulu normal fay
özelliklerini taşıyan bir fayın varlığı da söz konusudur. Fay düzlemi gayet belirgin olup,
86
düzlemin yükselen kuzey bloğunda Gökdağ formasyonu, düşen güney bloğunda da
Cihanbeyli formasyonu bulunmaktadır.
Şekil 3.32. (a) Beyazçal tepenin güneyinde (K29-a2) Gökdağ formasyonuna ait
kireçtaşlarında gözlenen fay düzleminin genel görünümü (Bakış GB’ya); (b)
Fay düzlemi üzerinde faylanmanın iki ayrı fazını yansıtan fay çiziklerinin
yakın plan görüntüsü.
Bununla birlikte Beyazçal tepenin batısında K200B doğrultulu kuzeye eğimli bir fay
düzlemi boyunca da Kartal formasyonu ile Cihanbeyli formasyonu arasında çizgisel bir
sınır gözlenmiştir.
Kütükuşağı segmentindeki en önemli morfolojik veri fay sarplıklarıdır. Bu sarplıklar
Kütükuşağı köyünün güneybatısındaki ikinci fay seti boyunca belirgindir. Ayrıca fay
düzlemleri boyunca iki farklı birimin yan yana gelmeside önemli bir morfolojik veri
sunmaktadır.
87
Şekil 3.33. (a) Sadullahyüksel yaylanın kuzeyinde (K29-a2) Orta Anadolu ofiyolitli
karmaşığı ile Gökdağ formasyonu arasında çizgisel bir sınır oluşturan normal
fayın genel görünümü (Bakış KB’ya); (b) Fay düzleminin yakın plan
görüntüsü.
88
3.3. Kinematik Analizler
3.3.1. Teorik Altyapı
Bu bölüm Çiftçi (2007) ‘nin doktora tez çalışmasından alınmıştır.
Faylar kırılgan ortamlarda tektonik gerilmelere bağlı olarak gelişen yapılardır. Ana gerilme
doğrultuları σ1, σ2 ve σ3 olarak tanımlanan tektonik gerilmelerin kestirimi, deformasyonun
doğasının anlaşılması bakımından önemlidir. Uzun zamandır fay düzlemlerinin yönelimi
ile asal gerilme eksenleri arasında bir ilişki olduğu bilinmektedir (Anderson 1951). Gerilim
eksenlerinin yönelimi ile ilgili düzenlemeler fayın taban bloğuna göre tavan bloğunun
birim vektörel hareketi göz önünde bulundurularak yapılmıştır (Wallace 1951; Bott 1959).
Tersleme (inverse) probleminin çözümlenmesinde birkaç yöntem kullanılmaktadır.
Bunlardan bazıları Carey ve Brunier (1974), Angelier (1984), Etchecopar vd. (1981),
Armijo vd. (1982), Angelier (1990 ve 1994), ve Yamaji (2000) tarafından geliştirilmiştir.
Tersleme problemlerinin çözümü birkaç önemli kabul gerektirmektedir (Ramsey ve Lisle
2000):
1. Eğer uygulanan gerilim yeterince büyükse, yeni bir fayın oluşumu ya da varolan
bir fay düzlemi üzerinde yeni bir hareket gelişmektedir. Her iki durumda da,
kaymanın en fazla makasla gerilimi oluşturan düzlem üzerinde gerçekleştiği
(Wallace-Bott hipotezi Wallace, 1951; Bott, 1959),
2. Faylanmanın gerçekleştiği kayaç kütlesinin homojen olduğu,
3. Her fay düzlemi üzerinde meydana gelen kaymanın bir diğer faydakinden
bağımsız olduğu ve komşu faydaki kayma doğrultularının birbirlerini
etkilemediği kabul edilmektedir.
Gerilim dönüşümünün teorik alt yapısı Angelier (1994) ile Ramsey ve Lisle (2000)
tarafından ayrıntılı olarak tartışılmış olup, burada verilen bilgiler bu iki refaransa
dayanılarak yapılmıştır.
89
Birbirine dik ve σ1, σ2 ve σ3 asal gerilme eksenlerine karşılık gelen x, y ve z koordinat
eksenleri içine yerleştirilmiş bir düzlem olduğunu düşünelim (Şekil 3.34a). Düzlemin
yönelimi düzleme dik olan normal vektörün her asal gerilme ekseni ile yaptığı üç açı ile (α,
β, γ) tanımlansın. Bu açıların kosinüsü (cos) düzlemin normalinin kosinüsleri olan l, m ve
n olarak gösterilebilir.
l = cos α ; m = cos β ; n = cos γ
Uzaydaki herhangi bir çizginin yönelimi aşağıdaki denklemle tanımlanabilir.
l2 + m2 + n2 = 1
Düzlemin üzerine etki eden gerilim vektörü ‘nın bişenleri σx, σy ve σz olarak birbirine dik
olan eksenlere ayrılabilir (Bu bileşenlerden x’in doğrultusu σ1’in, y’nin doğrultusu σ2’in ve
z’nin doğrultusu σ3’ün doğrultusuna paraleldir).
90
Şekil 3.34. (a) Kartezyen koordinat sistemi içindeki bir düzlem doğrultu kosinüsleri, l, m
ve n olan kendi birim vektörleri ile temsil edilir (x, y ve z koordinat sistemi
içindeki asal gerilme eksenlerine karşılık gelmektedir); (b) A düzleminin
izdüşürülen A1, A2 ve A3 düzlemleri; (c) σx, σy ve σz ‘nin A1, A2 ve A3
düzlemleri üzerinde indirgenmiş değerleri; (d) Gerilme elipsoyidi. (e) Düzleme
dik ve paralel olarak etki eden σ ‘lara ait makaslama gerilmesi olan (τ ) ve
normal gerilmesi olan (σn) bileşenleri; (f) Düzlemdeki kayma, maksimum
makaslama gerilmesi olan τ max ‘a paralel olarak gelişir (Ramsey ve Lisle 2000;
Çiftçi 2007’den alınmıştır).
91
σx, σy ve σz’nin büyüklükleri σx asal gerilme eksenlerine dik A1, A2 ve A3 düzlemlerindeki
büyüklüklerine karşılık gesin (Şekil 4.34b ve c).
σx = σ1 (A1/A) = σ1l = σ1 (A1/A) = σ1l
σy = σ2 (A2/A) = σ2m
σz = σ3 (A3/A) = σ3n
Pisagor teoremine göre gerilim vektörünün büyüklüğü;
σ = (σx2 + σy
2 + σz2
)1/2 = (σ1
2l2 + σ2
2m2 + σ3
2n2)1/2
ve asal gerilimin σ ‘nın kosinüsleri lσ, mσ ve nσ;
lσ = σx/σ ; mσ = σy/σ ; nσ = σz/s
olur. Bu nedenle yönelimi olan her düzlemin kendine ait bir gerilim vektörü vardır.
Dolayısıyla, kartezyen koordinat sisteminde, x, y ve z’nin σ1, σ2 ve σ3’e karşılık geldiği
düzlem üzerine etkiyen her gerilim vektörünün bitim noktası gerilme elipsoyidi adı
verilen bir elipsoyid üzerinde yer alır (Bkz. Şekil 3.34d). Bu elipsoyid aşağıdaki
denklemle ifade edilir.
x2/ σ12 + y2/σ2
2 +z2/σ32 = 1
Her düzleme etkiyen gerilme vektörü (1) Düzleme dik olan normal gerilme bileşeni ve (2)
düzleme paralel olan makaslama gerilmesi bileşeni olmak üzere ikiye ayrılabilir (Bkz.
Şekil 4.34e). Normal gerilme bileşeni σn; σx, σy ve σz’nin kümülatif toplamlarına eşittir.
σn = σxl + σym + σzn = σ1l2 + σ2m2 + σ3n2
Şekil 4.34e’de verilen makaslama gerilmesinin büyüklüğü Pisagor teoreminden şu şekilde
bulunabilir.
т2 = σ2- σn2 = σ12l2 + σ2
2m2 + σ3n2- (σ1l2 + σ2m2 + σ3n2)2
92
Bu formül şu şekilde basitleştirilebilir.
т2 = (σ1- σ2)2l2m2 + ( σ2- σ3)2m2n2 + ( σ3- σ1)2n2l2
Bu denklem bir düzlem üzerine etkiyen makaslama gerilmelerinin büyüklüklerini kontrol
eden etkenleri göstermektedir. Asal gerilmeler arasındaki büyüklük farkı, oluşan
makaslama gerilmesini kontrol eden en önemli faktördür. Hidrostatik gerilmeler altında
(σ1=σ2=σ3) düzlem üzerinde gerilme oluşmamaktadır.
Fay düzlemi üzerinde kaymayı sağlayan en önemli unsurun makaslama gerilmesi olması
nedeniyle doğrultusunun bilinmesi büyük önem taşımaktadır. Bu doğrultu düzlemin
üzerinde s’in izdüşümüdür (Bkz. Şekil 3.34f). Düzlemde, üzerinde hiç makaslama
gerilmesi olmayan (τ = 0) bir çizgi düşünelim. Bu çizgi hem gerilme vektörü σ’ya hem de
düzlemin normaline dik olsun. Bu; doğrultu oranları (l1, m1, n1) ve (l2, m2, n2) bilinen
çizgilere dik bir doğrultu oranı olduğunu şu denklemle gösterilirse:
(m1n2-n1m2,-n1l2-l1n2, l1m2-m1l2)
Asal gerilme σ ‘nın doğrultu oranları (σ1l, σ2m, σ3n) ve düzlemin normali (l, m, n) ise (τ =
0) çizgisinin doğrultu oranı:
(mn(σ2-σ3), ln(σ3-σ1), ml(σ1-σ2))
olarak bulunur. Eğer gerilme şekil oranı olan φ = (σ2-σ3)/(σ1-σ3) kullanır ve her tarafı (σ1-
σ3)’e bölersek τ = 0 çizgisinin doğrultu oranı:
mnφ, -nl, lm(1-φ)
haline dönüşür. Maksimum makaslama gerilmesinin doğrultusu hem τ = 0 çizgisine hem
de düzlemin normaline dik olması gerektiğinden, doğrultu oranı şu şekilde elde edilir:
l(m2φ - m2 - n2), m(l2 - l2φ - n2φ), n(m2φ + l2)
93
Bu denklem kinematik analizlerin temeli olarak kabul edilir. Bir düzlem üzerindeki
makaslama gerilmesinin doğrultusu, asal gerilmelerin yönelimi olan l, m ve n ile gerilim
oranı olan Ф oranı ile temsil edilir.
Tersleme (inverse) yönteminde fay verilerinden elde edilen asal gerilme yönlerinin yanında
iki önemli değer olan Ф ve ANG ‘de tespit edilebilmektedir.
Ф değeri yukarıda belirtilen asal gerilimlerin büyüklükleri farklarının birbirlerine oranı
olarak tanımlanabilir. (Ф = σ2-σ3/σ1-σ3). Bu değer 0 ile 1 arasında değişir ve deformasyon
elipsoidinin geometrisini gösterir (Angelier 1994). Phi değeri =0’a yaklaştıkça σ2 ve σ3’ün
büyüklükleri de birbirlerine yaklaşmaktadır. Bu gibi tektonik rejimlerde deformasyon
esnasında σ2 ve σ3 eksenleri yerdeğiştirebilir ve farklı doğrultularda faylanmalar
gözlenebilir. Ф oranı 1’e yaklaştıkça σ3’ün büyüklüğü diğer eksenlerden uzaklaşacak ve
tek eksenli bir genişleme söz konusu olacaktır (Angelier 1994; Çiftçi 2007’den).
Fay düzlemi üzerinde ölçülmüş kayma çizikleri ile fay düzlemi çözümlemeleri sonucunda
elde edilen teorik makaslama vektörleri arasındaki açı, bir kalite belirteci olan ANG olarak
tanımlanmaktadır (Şekil 3.35) (Angelier 1994; Çiftçi 2007’den). İdeal şartlarda fay
düzlemi üzerinden ölçülen fay çiziklerinin, hesaplanan makaslama vektörleri ile paralel,
yani ANG değerinin 00 olması gerekmektedir. Bu nedenle ANG’nin küçük değerlerde
olması, ölçülen ve hesaplanan değerlerin birbirleriyle uyumlu olduğunu gösteren bir
belirteçtir. Kural olarak 22,50’nin altındaki ANG değerleri iyi çakışma olarak kabul
edilirken, 22,50-450 arasındaki ANG değerleri kötü çakışma olarak değerlendirilmektedir.
450’den büyük olan değerler ise ölçülen kayma çizikleriyle hesaplanan gerilim tensörleri
arasında tutarsızlık olduğunu göstermektedir. 450’den küçük olan ANG değerleri ise kabul
edilebilir düzeydedir (Angelier 1984; Çiftçi 2007’den). ANG değerleri 00 ile 1800 arasında
değişmektedir. ANG yöntemi sadece tersleme (inversion) yönteminin geçerliliğini kontrol
etmekle kalmayıp veri setleri içindeki heterojenlikleri incelemede de kullanılır. Bu
heterojenlikler, aynı alanda etkili olmuş çoklu gerilim rejimleriyle ilişkili olabilir (Angelier
1994; Çiftçi 2007’den).
94
Şekil 3.35. A) Gerçek kayma vektör birimi (s) ile hesaplanmış makaslama gerilmesi τ ’
nin örtüşme şekli; B) s ve τ arasındaki farklı örtüşme değerlerine göre
tanımlanan ANG parametresi (Angelier 1994; Çiftçi 2007’den).
3.3.2. Arazi çalışmaları
Öncel çalışmalarda İnönü-Eskişehir Fay Sistemi’nin önemli bir parçası olan Yeniceoba fay
zonuna ait herhangi bir fay verisi bulunmamaktadır. Bu zon hakkındaki yorumlar, sistemin
Eskişehir-Sivrihisar arasındaki bölümünden elde edilen verilerden yola çıkılarak Tuz Gölü
fay zonunun özellikleri de dikkate alınarak yapılmıştır. Bu yorumlardaki eksiklik ve
yanlışlıkları düzeltmek amacıyla, Yeniceoba fay zonu üzerinde 11 adet istasyonda fay
düzlemleri tepit edilmiş ve kinematik analizler için toplam 68 adet fay düzlemi, fay çiziği
ve sapma açısı ölçülmüştür. Her ölçüm noktasından alınan veriler kendi içinde
değerlendirilmiş, veriler ve elde edilen asal gerilim eksenleri her nokta için ayrı alt yarı
küre, eş alan projeksiyon ağlarında gösterilmiştir (Şekil 3.36 ve 3.37).
95
(1) Mermerdağ İstasyonu
Mermerdağ istasyonu Yeniceoba fay zonunun kuzeybatısında yer almaktadır. Bu
istasyonda 7 adet fay düzlemi ve fay çiziği ölçümü alınmıştır (Şekil 3.36). Faylar Orta
Anadolu ofiyolitli karmaşığına ait kireçtaşı blokları üzerindedir. Asal gerilim dağılımı σ1=
0140 /020, σ2= 2050 /880 ve σ3= 1040 /000 olup, Φ değeri 0.343 olarak bulunmuştur (Şekil
3.37, Tablo 1). Bu istasyonda yapılan değerlendirilmelerde ANG değerlerinin (ANG
<22.50) fay verileri içinde uyumlu olduğu gözlenmiştir.
(2) Sincik (Söğüt Tepe) İstasyonu
Sincik köyünün kuzeydoğusunda Söğüt tepenin kuzeydoğuya bakan yamaçlarından geçen
fay üzerinden 5 adet fay düzlemi ölçümü alınmıştır (Bkz. Şekil 3.36). Fay düzlemleri
Gökdağ formasyonu kireçtaşlarını kesmektedir. Asal gerilim dağılımı σ1= 2290 /760, σ2=
1370 /000 ve σ3= 0470 /140 olup, Φ değeri 0.377’dir (Bkz. Şekil 3.37, Tablo 1). Bu
istasyonda yapılan değerlendirilmelerde ANG değerlerinin (ANG <50) fay verileri içinde
uyumlu olduğu gözlenmiştir.
(3) Sincik (Kırmızı Tepe) İstasyonu-1
Sincik köyünün güneyinde Kırmızı tepeden geçen fay üzerinden 14 adet fay düzlemi
ölçümü alınmıştır. Bu ölçümler değerlendirildiğinde ANG değerlerinin veri setleri içinde
heterojen bir dağılım sergilediği saptanmıştır. Sincik köyünün güneyinde Kırmızı tepede
fayların kinematik analiz sonuçlarına bağlı olarak bulunan ANG değerlerin fay veri setleri
içindeki heterojenliği bu bölgede çoklu bir gerilme rejimini doğurmuştur ve buna göre de
bu bölgedeki fay verileri iki ayrı istasyona ayrılarak değerlendirilmiştir. Dolayısıyla bu
ölçümlerden 4 adet fay düzlemi verisinin ANG değerinin 450’den büyük olduğu geriye
kalan 10 adet verinin de ANG değerinin 22.50’den küçük olduğu gözlenmiştir. ANG değeri
22.50’nin altındaki 10 adet fay düzlemi verisi kendi içinde Sincik (Kırmızı tepe) istasyonu-
1 adı altında tekrar değerlendirilmiş (Bkz. Şekil 3.36) ve ANG değerlerinin fay düzlemi
verileri içinde uyumlu olduğu gözlenmiştir. Bu faylar, Gökdağ formasyonunun çakıltaşı-
kumtaşı ardalanması içindedir. Asal gerilim dağılımı σ1= 2360 /760, σ2= 1330 /030 ve σ3=
0420 /130 olup, Φ değeri 0.249’dur (Bkz. Şekil 3.37, Tablo 1).
96
Şeki
l 3.3
6. Y
enic
eoba
fay
zonu
üze
rinde
ki fa
y dü
zlem
i ölç
üm is
tasy
onla
rı.
97
Şeki
l 3.3
7. F
ay d
üzle
mle
ri ve
çiz
ikle
rinin
Sch
mid
t ağı
eşa
lan
izdüşü
mü
alt y
arım
kür
ede
göst
erim
i (n=
ölç
üm sa
yısı
).
98
(4) Sincik (Kırmızı Tepe) İstasyonu-2
Bu istasyonda, Sincik köyünün güneyinde Kırmızı tepeden geçen fay üzerinden 14 adet fay
düzlemi verilerinden ANG değerleri 450’den büyük olan 4 adet fay düzlemi verisi
kullanılmıştır. Yapılan değerlendirmede (Bkz. Şekil 3.36), bu 4 adet fay düzlemi verisinin
kendi içinde ANG değerlerinin (ANG<14) uyumlu olduğu gözlenmiştir. Bu faylar, 3 nolu
Sincik (Kırmızı tepe) fay ölçüm istasyonunun güneydoğuya doğru devamındaki fay
düzlemi üzerinde yer almaktadır. Faylar, Gökdağ formasyonunun çakıltaşı-kumtaşı
ardalanması içindedir. Asal gerilim dağılımı σ1= 2880 /080, σ2= 1810 /640 ve σ3= 0220 /250
olup, Φ değeri 0.736’dır (Bkz. Şekil 3.37, Tablo 1).
(5) Sadullahyüksel Yaylası İstasyonu
Sadullahyüsel yaylasının yaklaşık 1 km doğusundan geçen fay üzerinden 4 adet fay
düzlemi verisi toplanmış olup veriler Cihanbeyli formasyonu kireçtaşlarından alınmıştır
(Bkz. Şekil 3.36). Asal gerilim dağılımı σ1= 1530 /770, σ2= 3090 /120 ve σ3= 0400 /050
olup, Φ değeri 0.280’dir (Bkz. Şekil 3.37, Tablo 1). Bu istasyonda yapılan
değerlendirilmelerde ANG değerlerinin (ANG <40) fay verileri içinde uyumlu olduğu
gözlenmiştir.
(6) Kütükuşağı İstasyonu-1
Kütükuşağı köyünün yaklaşık 4 km güneybatısında yer alan Gökdağ formasyonuna ait
kireçtaşı üzerinde iki farklı faylanma evresini (fazını) yansıtan fay düzlemi verileri elde
edilmiştir. Kütükuşağı istasyonu-1 kapsamında birinci fazı temsil eden 4 adet fay düzlemi
ölçümü alınmıştır (Bkz. Şekil 3.36). Asal gerilim dağılımı σ1= 1710 /070, σ2= 0450 /780 ve
σ3= 2630 /090 olup, Φ değeri 0.455’dir (Bkz. Şekil 3.37, Tablo 1). Bu istasyonda yapılan
değerlendirilmelerde ANG değerlerinin (ANG <30) fay verileri içinde uyumlu olduğu
gözlenmiştir.
(7) Kütükuşağı İstasyonu-2
Kütükuşağı köyünün yaklaşık 4 km güneybatısında yer alan Gökdağ formasyonuna ait
kireçtaşı üzerinde birinci fazı kesen faylanmanın ikinci evresine ait 9 adet fay düzlemi
99
ölçümü alınmıştır (Bkz. Şekil 3.36). Asal gerilim dağılımı σ1= 3170 /650, σ2= 1640 /220 ve
σ3= 0700 /100 olup, Φ değeri 0.756’dır (Bkz. Şekil 3.37, Tablo 1). Bu istasyonda yapılan
değerlendirilmelerde ANG değerlerinin (ANG <200) fay verileri içinde uyumlu olduğu
gözlenmiştir.
(8) Alahacılı İstasyonu-1
Alahacılı köyünün kuzeyinde bulunan Karakaya tepenin güneyinde gözlenip güneydoğuya
doğru Kalkankaya tepeye kadar devam eden fay üzerinden 10 adet fay düzlemi ölçümü
alınmıştır. Bu ölçümler değerlendirildiğinde, ANG değerlerinin fay veri setleri içindeki
heterojenliği bu bölgede çoklu bir gerilme rejimini doğurmuştur ve buna göre de bu
bölgedeki fay verileri iki ayrı istasyona ayrılarak değerlendirilmiştir. Bu
değerlendirmelerden ANG değeri 450’nin üzerinde olan 4 adet fay düzlemi verisi Alahacılı
istasyonu-1 adı altında kendi içinde tekrar değerlendirilmiş (Bkz. Şekil 3.36) ve ANG
değerlerinin (ANG <50) uyumlu olduğu gözlenmiştir. Bu faylar, Gökdağ formasyonunun
kireçtaşı-kumtaşı ardalanması içindedir. Asal gerilim dağılımı σ1= 2510 /630, σ2= 3430
/010 ve σ3= 0730 /270 olup, Φ değeri 0.423’dır (Bkz. Şekil 3.37, Tablo 1).
(9) Alahacılı İstasyonu-2
Bu istasyonda ise aynı fay düzlemi verilerinden ANG değerleri 450’den küçük olan 6 adet
fay düzlemi verisi kullanılmıştır. Yapılan değerlendirmede (Bkz. Şekil 3.36), bu 10 adet
fay düzlemi verisinin kendi içinde ANG değerlerinin (ANG<45) uyumlu olduğu
gözlenmiştir. Bu faylar, 8 nolu Alahacılı istasyonunun güneydoğuya doğru devamında,
Karakaya tepenin güneybatısından Kalkankaya tepeye kadar devam eden fay üzerinden
alınmıştır (Bkz. Şekil 3.36). Bu faylar da Gökdağ formasyonunun kireçtaşı-kumtaşı
ardalanması içindedir. Asal gerilim dağılımı σ1= 1760 /280, σ2= 0260 /580 ve σ3= 2730 /140
olup, Φ değeri 0.424’dür (Bkz. Şekil 3.37, Tablo 1).
(10) Çatak İstasyonu-1
Çatak istasyonu, Çatak Köyü’nün güneydoğusunda yer alan Karataş sırtında yer
almaktadır. Gökdağ formasyonunun çakıltaşı ve killi kireçtaşlarını kesen 11 adet fay
düzlemi tespit edilmiştir (Bkz. Şekil 3.36). Asal gerilim dağılımı σ1= 0790 /780, σ2= 3090
100
/080 ve σ3= 2180 /090 olup, Φ değeri 0.521’dir (Bkz. Şekil 3.37, Tablo 1). Bu istasyonda
yapılan değerlendirilmelerde ANG değerlerinin (ANG <310) fay verileri içinde uyumlu
olduğu gözlenmiştir.
(11) Çatak İstasyonu-2
Bu istasyon Çatak köyünün güneydoğusunda yer alan Karataş sırtının yaklaşık 500 m
güneydoğusunda gözlenen fayları kapsamaktadır. Gökdağ formasyonunun killi
kireçtaşlarını kesen 4 adet fay düzlemi tespit edilmiştir (Bkz. Şekil 3.36). Asal gerilim
dağılımı σ1= 3210 /280, σ2= 0960 /540 ve σ3= 2190 /220 olup, Φ değeri 0.824’dir (Bkz.
Şekil 3.37, Tablo 1). Bu istasyonda yapılan değerlendirilmelerde ANG değerlerinin (ANG
<410) fay verileri içinde uyumlu olduğu gözlenmiştir.
Çalışma alanında yapılan kinematik analizler sonucunda Yeniceoba fay zonununda üç
farklı tektonik olay elde edilmiştir. Bunlardan ilki olan KKB-GGD sıkışması, yataya yakın
σ1 ve σ3 ile düşeye yakın σ2 değerine sahiptir (Bkz. Şekil 3.36’daki 4, 6, 9 ve 11 nolu fay
ölçüm istasyonlarına). Bu tektonizmanın meydana getirdiği yapılar çoğunlukla temel ve
örtü kayaçları arasında bulunan KB-GD uzanımlı sağ yönlü doğrultu atımlı faylardır. Bu
deformasyon evresi sonucunda çalışma alanında gözlenen kıvrımların güneydoğuya doğru
dalım kazandığı gözlenmiştir.
Çalışma alanındaki ikinci sıkışma evresi yaklaşık KKD-GGB doğrultulu yataya yakın σ1
ve σ3 ile düşeye yakın σ2 değerine sahip (Bkz Şekil 3.36’daki 1 nolu istasyona) doğrultulu
atımlı fay rejimidir. Bu deformasyon evresi sonucunda sağ yönlü doğrultu atımlı faylar
meydana gelmişlerdir.
Kinematik analizlerden elde edilen son deformasyon evresi KD-GB açılmasıdır. Yaklaşık
olarak düşey σ1’e sahip olan bu tektonizmanın ürünü çoğunlukla KB-GD doğrultulu
normal faylardır (Bkz. Şekil 3.36’daki 2, 3, 5, 7, 8 ve 10 nolu fay ölçüm istasyonlarına).
Çalışma alanında gözlenen yapılardan ve fayların kinematik analizlerinden elde edilen
sonuçlar son bölümde tartışılmış ve yorumlanmıştır.
101
4. TEKTONİK EVRİM
Geç Kretase zamanında Kırşehir Bloğu, Sakarya Kıtası ve Menderes-Toros Platformu
birbirinden bağımsız kıta parçalarıdır (Şengör ve Yılmaz 1981). Sakarya Kıtası ile Kırşehir
Bloğu arasında Neo-Tetis’in İzmir-Ankara-Erzincan kolu olan okyanus parçası kuzeyden,
Kırşehir Bloğunu kuşatırken aynı bloğun güneyinde ise bu bloğu Menderes-Toros
platformunundan ayıran İç Toros Okyanusu (Neo-Tetis’in kuzey kolu) bulunmaktaydı
(Bkz. Şekil 2.15). İzmir-Ankara-Erzincan okyanusunun tabanı hem Sakarya Kıtasının
altına hem de Kırşehir Bloğu’nun altına dalmaktaydı (Görür ve Şengör 1986). Bu dalma-
batma olayları süreci içerisinde Haymana Havzası’nın Sakarya Kıtası üzerinde okyanus
çukuru ile volkanik ada yayı arasında oluştuğu, benzer şekilde Kırşehir Bloğu üzerinde ise
Çankırı, Kırıkkale ve Tuzgölü havzalarının da yayönü basenler şeklinde oluştukları Görür
vd. (1998) tarafından öne sürülmüştür. Aynı çalışmacılar Kretase sonunda Kırşehir
bloğunun Sakarya kıtası ile Samsam yükselimi (Bkz. Şekil 2.15) civarında çarpıştıklarını
ve bu çarpışmanın neticesi olarak Haymana baseninin kısmen Tuzgölü baseni üzerine
itildiğini ileri sürmüşlerdir. Nitekim Dellaloğlu (1991) Samsam yükselimini bir yığışım
prizması olarak nitelendirmektedir. Bununla beraber bu çarpışmanın sadece Samsam
yükselimi boyunca yerel olarak geliştiğini, böylelikle İzmir-Ankara-Erzincan
okyanusunun; İzmir-Ankara ve Ankara-Erzincan okyanusları olarak iki parçaya
bölündüklerini ve bu iki okyanusun varlıklarını Eosen başlangıcına kadar sürdürdüklerini
gerek Sakarya kıtası, gerekse Kırşehir bloğunun batı marjininde gözlenen yay
magmatizmasının Eosene kadar devam etmesinden anlaşılmaktadır. Buna karşılık Çemen
vd. (1999) Tuzgölü havzasını, geç Kretase’de yaklaşık K-G doğrultulu tansiyonel
kuvvetlerin etkisiyle açılmaya başlayan bir “fay kontrollü basen” olarak nitelemektedirler.
Bu çalışmacılara göre; Şereflikoçhisar-Aksaray fayı (Tuzgölü fayı olarak da
adlandırmışlardır) baseni doğudan sınırlandırmaktadır. Başlangıçta normal fay olarak
gelişen bu fayların arasında basen açılmasını sürdürmüş, zaman zaman yanal atımlı faya
dönüşerek varlığını geç Eosen’e kadar devam ettirmiştir. Geç Eosen’de görülen
evaporitlerin, havzanın Neotektonik döneme kadar kapalı ve kuru bir ortam olduğunu
göstermekte olduğunu ileri sürmektedirler. Ancak neotektonik (Oligo-Miyosen)
döneminde Tuzgölü fayının sağ yönlü yanal atım bileşenine de sahip, normal bir fay
şeklinde yeniden aktivite kazandığı ve bu özelliğini günümüze kadar koruduğunu da yine
aynı çalışmacılar öne sürmektedirler. Böylelikle Tuzgölü havzasının tamamen fay
kontrollü bir havza olarak gelişerek günümüze ulaştığı şeklinde bir teori ortaya atılmıştır.
102
Geç Kretase’deki çarpışma esnasında Kırşehir Bloğu’nun bumerang şeklinde olduğu ve
çarpışmanın olduğu Samsam yükselimi civarından Sakarya Kıtası’na bağlandığı esasından
yola çıkarak bu bumerang şekilli bloğun, tüm Paleosen süresince, hatta Lütesiyen’e kadar
saat yönünün tersine 900 döndüğü Sanver ve Ponat’ın (1981) çalışmasında yararlanarak
öngörülmektedir. Yine aynı çalışmacılar bu dönme haraketinin bitmediğini, Lütesiyen’den
günümüze kadar 10-150 civarında bir dönmenin söz konusu olduğunu da belirtmektedirler.
Ayrıca Dellaloğlu (1997), Ankara ili ve Tuzgölü arasında yaptığı çalışmalarda, bölgede
Neotetis’in kuzey kolunun Maastrihtiyen’e kadar kapanan (yitilen) bir karakter izlediğini
ve Maastrihtiyen sonunda ise Neotetis okyanusunun gelişimini tamamlayıp iki kalıntı
havzaya dönüştüğünü belirlemiştir. Dolayısıyla Maastrihtiyen’den sonra bölgede bir
okyanusun varlığından çok Haymana ve Tuzgölü havzalarının gelişimi önem kazanmakta
olup bunların gelişimi, bölgenin jeolojik ve tektonik tarihçesini oluşturmaktadırlar. Bu
dönemde güneyde Tuzgölü yöresinde en önemli olay, inceleme alanının doğu-
güneydoğusunda yer alan Orta Anadolu Masifi (Kırşehir Masifi) üzerine yerleşen ofiyolit
naplarının oluşturduğu yükleme sonucunda, masifin çökmeye başlamasıdır. Bu çökmeye
bağlı olarak bu kesimde bir basen oluşmaya başlamıştır. Kuzeyden de Samsam yükselimi
ile sınırlanan bu çanak, Haymana dolayındaki çökelme ortamından ayrılarak bağımsız bir
havza niteliği kazanmıştır. Bu nedenle bu dönemden itibaren Samsam yükselimi batı-
kuzeybatısındaki çanağa “Haymana havzası”, Samsam yükseliminin doğu-
güneydoğusundaki çanağa da “Tuzgölü havzası” adları uygulanmıştır (Dellaloğlu 1997).
Fay kontrollü Tuzgölü havzası batısının gelişimi, Maastrihtiyen’de Kartal formasyonu
olarak bilinen bordo-kırmızı renkli karasal klastiklerin temel birimler üzerine
uyumsuzlukla çökelmesi ile başlamıştır. Erken Paleosen’e kadar süren açılma rejimi bu
dönemde yavaşlamış ve havza transgresyona uğramıştır. Bu transgresyonla birlikte
havzanın kenar kısımlarında karasal çökelme devam ederken, ortasında öncel çalışmalarda
değinilen Çaldağ formasyonu ve Eskipolatlı formasyonu çökelmiştir (Göncüoğlu vd. 1996;
Çemen vd. 1999; Dirik ve Erol 2003) (Şekil 4.1a).
103
Şeki
l 4.1
. İnc
elem
e al
anı v
e çe
vres
inin
Pal
eote
kton
ik d
önem
(sıkış
ma-
dara
lma)
sonu
na k
adar
süre
n te
kton
ik e
vrim
i (K
esitl
er ö
lçek
sizd
ir).
104
Orta Eosene kadar devam eden bu çökelimden sonra gelişen yaklaşık KKD-GGB
doğrultulu sıkışma rejimi sonucunda ortam kara haline gelmiştir. Neotetis okyanusunun
kapanmasıyla güneye doğru naplar halinde ilerleyen Orta Anadolu ofiyolitli karışığına ait
birimler, yükselmekte olan ve akarsu rejiminin hakim olduğu havzada kaynak kayaçlar
haline gelmiştir (Koçyiğit 1991a; Koçyiğit vd. 1995, 1998). Bu sıkışmaya bağlı olarak
havzadaki Kartal, Çaldağ ve Eskipolatlı formasyonları kıvrımlanarak yükselmişler ve
erozyona uğramışlardır. Geç Oligosen’e kadar devam eden karasal rejimin ürünü olarak
Gökdağ formasyonu bölgede yaygın olarak çökelmiştir (Şekil 4.1b).
Bu dönemle birlikte Anadolu Levhası’nın büyük bir kısmı KKD-GGB doğrultulu
sıkışmaya bağlı olarak gelişen basit makaslama rejiminin hakim olduğu karasal bir ortam
haline gelmiş ve inceleme alanında, bu rejimin etkisiyle Kartal, Çaldağ ve Gökdağ
formasyonları üzerine Orta Anadolu ofiyolitli karışığı itilmiştir (Şekil 4.1c). İnceleme
alanında gözlenen KKB-GGD doğrultulu bindirmeler ve kıvrımlanmalar bu dönemdeki
sıkışma rejimini destekler niteliktedir. Ayrıca Koçyiğit vd. (1997), İnönü-Eskişehir Fay
Sistemi’nin İnönü-Bozüyük (Eskişehir) arasında kalan bölümünde yaptıkları
çalışmalarında, bölgede gözlenen KKB-GGD doğrultulu ters faylar ve kıvrımların Miyosen
dönemindeki KKD-GGB doğrultulu sıkışmaya bağlı olarak oluştuklarını belirtmişlerdir.
Tüm Anadolu’nun etkisi altında kaldığı bu sıkışma rejiminin bir diğer yapısal unsuru da
İnönü-Eskişehir Fay Sistemi’dir. Bu dönemde basit makaslamanın bir ürünü olarak sağ
yönlü doğrultu atım karekteri ile ortaya çıkan bu zon Trakya’ya kadar devam etmektedir
(Sakınç vd. 1999;Yaltırak vd. 1998; Yaltırak 2002).
İnceleme alanında bu dönemde, İnönü-Eskişehir Fay Sistemi’nin bir parçası olarak sağ
yönlü doğrultu atımlı fay karekterinde Yeniceoba fay zonu oluşmuştur (Şekil 4.1d).
Bununla birlikte Yeniceoba fay zonunu oluşturan sıkışmanın doğrultusunun KKB-GGD
olduğu ortaya konmuştur. İnceleme alanında Kütükuşağı köyünün güneybatısında (K29-
a2) Yeniceoba fay zonuna ait bir fay düzlemi üzerinde iki farklı doğrultuda fay çizikleri
bulunmuştur. Düzlem dikkatle incelenmiş ve birinci fazı oluşturan yatay çiziklerin sağ
yönlü doğrultu atım özelliği sunduğu gözlenmiştir. Birinci fazı kesen son faza ait çizikler
ise sağ yanal karekterle birlikte normal fay özellikleri sergilemektedir. Fay düzlemleri ve
formasyonların sınır ilişkileri Şekil 4.2’de verilmiştir. İnceleme alanında varlığını orta-geç
105
Miyosen’den itibaren sağ yanal karekterde sürdüren Yeniceoba fay zonunun, Geç
Pliyosen’den sonra normal fay karekteri ile çalıştığı düşünülmektedir.
Bu lokasyonda gelişen bir genişlemeli kama yapısının, kamanın içinde kalan alanı
düşürdüğü, bu nedenle aynı düzlem üzerinde gelişmiş iki farklı fay çiziği oluştuğu
sonucuna varılmıştır.
Geç Miyosen-Pliyosen döneminde tüm Orta Anadolu’da da gözlenen ve inceleme alanında
Cihanbeyli formasyonu olarak adlandırılmış kalın bir gölsel sedimantasyon süreci
başlamıştır. Bu dönemde Cihanbeyli formasyonunda gözlenen sağ yönlü doğrultu atımlı
faylar, Yeniceoba fay zonunda kısa süreli ikinci bir KKD-GGB doğrultulu sıkışma
evresinin varlığını ve bu deformasyon fazının geç Pliyosen’e kadar devam ettiğini
göstermektedir. Bununla birlikte Koçyiğit (2005), güneybatı Anadolu’da (Eskişehir
grabeninin İnönü kesiminde) ve Isparta Büklümü’nün orta kesiminde bulunan Aksu
vadisinde yaptığı çalışmasında, bölgede orta-üst Miyosen dönemimde gelişen KKB-GGD
doğrultulu birinci sıkışma evresinin ardından alt-orta Pliyosen döneminde kısa süreli KKD-
GGB doğrultulu ikinci bir sıkışma evresinin varlığını ortaya koymuştur. Bölgede gelişen
kısa süreli bu ikinci sıkışma evresinin sebebinin geç-orta Miyosen’de Bitlis kenet kuşağını
oluşturan Arap ve Avrupa plakalarının kıta kıta çarpışmalarının uzak bir yansıması
olabileceğini vurgulamıştır.
Geç Pliyosen-Pleyistosen’de inceleme alanı, bölgeyi etkileyen son tektonik rejime bağlı
olarak KKD-GGB açılmasına maruz kalmıştır. Bu açılmanın sebebi Arap plakasının Bitlis-
Zagros Kenet Kuşağı boyunca Avrasya plakasıyla çarpışarak, Anadolu plakasını batıya
kaçmaya zorlamasıdır (Dewey ve Şengör 1979; Şengör 1979; Şengör ve Yılmaz 1981;
Şengör vd. 1985). Bilindiği gibi bu kaçış Kuzey Anadolu (sağ yanal) ve Doğu Anadolu
(sol yanal) Fay Sistemleri’yle kontrol edilmektedir.
106
Şekil 4.2. (a) İki değişik yöndeki üst üste binen fay çiziklerinin inceleme alanına göre
konumu; (b) bölgenin basitleştirilmiş jeoloji haritası; (c) fay düzleminin genel
görünümü (Bakış GB’ya); (d) düzlemin yakın plan görüntüsü (Bakış GB’ya).
Ayrıca havzayı kontrol eden fayların bir kısmının bu dönemde yeniden hareketlendikleri
düşünülmektedir (Şekil 4.3a). Bu yeniden hareketlenmenin en önemli belirteci, Şekil
4.2’de de gösterilen son fazdır.
107
Şeki
l 4.
3. İ
ncel
eme
alanı
ve ç
evre
sini
n N
eote
kton
ik d
önem
(ge
nişl
eme-
açılm
a) b
aşın
dan
günü
müz
e ka
dar
süre
n te
kton
ik e
vrim
i (K
esitl
er
ölçe
ksiz
dir)
.
108
5. TARTIŞMA VE SONUÇLAR
Çalışmanın konusu olan İnönü-Eskişehir Fay Sistemi, gidişi KB-GD ile BKB-DGD
arasında değişen büyük bir makaslama zonudur. Bu sistem kendi içinde Eskişehir, Ilıca,
Yeniceoba, Cihanbeyli ve Sultanhanı olmak üzere beş fay zonuna ayrılmaktadır. Bu
çalışma kapsamında Yeniceoba fay zonunda meydana gelen deformasyonların daha iyi
açıklanabilmesi için bölgenin genel ve ayrıntılı jeoloji haritaları hazırlanarak tektonik
özellikleri çalışılmış ve aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır.
Bölgede yayılım gösteren kayaçlar en geç Kretase öncesi temel birimler ve en geç Kretase-
Tersiyer örtü birimleri olmak üzere iki ana grup altında incelenmiştir. Temel kayaçları,
çalışma alanı içerisinde Kretase yaşlı ofiyolitli karmaşık ile temsil edilmektedir. En geç
Kretase-Tersiyer örtü birimleri ise en geç Kretase-Paleosen yaşlı Kartal formasyonu, geç
Paleosen yaşlı Çaldağ formasyonu, Çaldağ formasyonunun olmadığı yerlerde ise
Eskipolatlı formasyonu, Oligo-Miyosen yaşlı Gökdağ formasyonu ve Pliyosen yaşlı
Cihanbeyli formasyonu adı altında toplanan kayaç birimlerinden oluşmaktadır.
Kuvaterner’de ise güncel alüvyal yelpaze çökelleri ve alüvyon çökelleri gözlenmiştir.
Bu çalışma kapsamında ayırt edilen kayaç birimleri ayrıntılı biçimde tanımlanmış olup,
bunların litolojik özellikleri yanı sıra stratigrafik ilişkileri ve çökelme ortamları ortaya
çıkarılmaya çalışılmıştır. Kayaç birimlerinin isimlendirilmesinde önceki çalışmalara
uyulmuştur. Bütün bunların yanı sıra çalışma alanı içerisinde kalan Yeniceoba havzası,
Tuzgölü havzasının kuzeybatısı ile Haymana-Polatlı havzasının güney kesimi arasında yer
almaktadır. Orta Anadolu Havzası’nın alt havzaları olarak kabul edilen bu havzaların genel
litolojik-litostratigrafik özellikleri dikkate alınarak yapılan karşılaştırmalara göre; çeşitli
özelliklerinden dolayı farklılıklar taşıyor olmalarına ve bölgedeki tektonik gelişime göre
yer yer çökelmezlik ve/veya aşınmaları lokal farklılıklar gösterse de her iki alt basendeki
sedimanter istif gelişimi, jeolojik zaman içerisinde, paralel bir süreç izlemiş ve aynı
bütünün parçaları gibi yerleşim göstermişlerdir. Yeniceoba havzasının, Haymana-Polatlı ve
Tuzgölü havzalarını sınırlayan Samsam yükseliminin güney kenarında yer alması ve ayrıca
da Tuzgölü havzasının batısıyla yapılan karşılaştırmaya göre de çok benzer nitelikli kayaç
birimlerinin olması dolayısıyla Yeniceoba havzasının (çalışma alanının), Tuzgölü havzası
içerisinde yer aldığı kabul edilmiştir.
109
Önceki çalışmalarda İnönü-Eskişehir Fay Zonu (Koçyiğit ve Özacar 2003) ve Eskişehir-
Sultanhanı Fay Sistemi (Dirik ve Erol 2003) olarak adlandırılan bu makaslama zonunun
birbirinin devamı niteliğinde fakat Orta Anadolu’nun farklı kesimlerinde farklı özellikler
sunması nedeniyle “sistem” olarak adlandırılmıştır (Özsayın 2007; Özsayın ve Dirik 2007).
Bu çalışmada da aynı adlamanın kullanılması uygun görülmüştür.
Tuz gölü Havzasının kuzeybatı kesiminde yer alan çalışma alanından İnönü-Eskişehir Fay
Sistemi’nin kuzeybatı uzantısını oluşturan Yeniceoba fay zonu geçmektedir. Bu fay zonu
boyunca gözlenen ana yapısal unsurlar Paleotektonik dönem yapıları ve Neotektonik
dönem yapıları olmak üzere iki ana grup altında incelenmiştir. Geç Pliosen’e kadar süren
sıkışmalar, bindirme fayları ve kıvrımlanmalar Paleotektonik dönem yapılarını
oluşturmaktadır.
Çalışma alanı içinde paleotektonik dönem deformasyonları sonucunda gelişmiş, gidişleri
KB-GD ile BKB-DGD arasında değişen kıvrımlar bulunmaktadır. Kıvrım eksenleri
bölgede önce KKD-GGB, sonrasında KKB-GGD ve en sonunda da KKD-GGB doğrultulu
üç sıkışma evresinin varlığını göstermektedir. Özellikle Sincik köyünün kuzeydoğusunda
yaklaşık olarak KKD-GGB doğrultulu ilk sıkışma rejimine bağlı olarak gelişmiş K450B
gidişli devrik bir senklinalin, bölgede daha sonra gözlenen KKB-GGD doğrultulu ikinci bir
sıkışma evresine bağlı olarak güneydoğuya doğru dalım gösterdiği saptanmıştır. Ayrıca
Mermerdağ tepenin güneybatısında gözlenen monoklinal bir kıvrımlanmanın da bölgedeki
en son sıkışma evresinin KKD-GGB gidişli olduğunu göstermektedir.
Yeniceoba fay zonu üzerinde meydana gelen deformasyonları tespit etmek için segmentler
halinde incelenmiş ve toplam 11 adet istasyondan 68 adet fay düzlemi ve fay çiziği ölçümü
alınarak bilgisayarda değerlendirilmiştir. Yapılan kinematik analizler sonucunda
Yeniceoba fay zonunun üç evreli bir deformasyon geçirdiği bulunmuştur. Yeniceoba fay
zonunun ilk deformasyon evresinde, orta-geç Miyosen döneminde KKB-GGD doğrultulu
sıkışmaya bağlı olarak sağ yanal karekterde olduğu ortaya konmuştur. Yeniceoba fay
zonunun birinci sıkışma evresinin ardından çalışma alanında alt-orta Pliyosen döneminde
kısa süreli KKD-GGB doğrultulu ikinci bir sıkışma evresi saptanmıştır. Bu tektonizma
sonucunda Pliyosen yaşlı Cihanbeyli formasyonunda sağ yönlü doğrultu atımlı faylar
meydana gelmiştir. Bununla birlikte Koçyiğit (2005), güneybatı Anadolu’da (Eskişehir
grabeninin İnönü kesiminde) ve Isparta Büklümü’nün orta kesiminde bulunan Aksu
110
vadisinde yaptığı çalışmasında, bölgede orta-üst Miyosen dönemimde gelişen KKB-GGD
doğrultulu birinci sıkışma evresinin ardından alt-orta Pliyosen döneminde kısa süreli KKD-
GGB doğrultulu ikinci bir sıkışma evresinin varlığını ortaya koymuştur. Bölgede gelişen
kısa süreli bu ikinci sıkışma evresinin sebebinin geç-orta Miyosen’de Bitlis kenet kuşağını
oluşturan Arap ve Avrupa plakalarının kıta kıta çarpışmalarının uzak bir yansıması
olabileceğini vurgulamıştır. Ayrıca bu sıkışma evresi sonrası da bölgede geç Pliyosen-
Pleyistosen döneminde açılma faylarının izlendiğini tespit etmiştir.
Bütün bu bulgular önceki çalışmalarla birlikte yorumlandığında, Yeniceoba fay zonunun
orta-üst Miyosen’de, yaklaşık KKB-GGD doğrultulu sıkışmaya bağlı olarak oluştuğu ve
ilk deformasyon evresinde sağ yönlü doğrultu atımlı bir fay olarak ortaya çıktığı
söylenebilmektedir.
Geç Pliyosen’de Anadolu’nun batıya kaçışıyla neotektonik rejimin etkisi altına giren bölge
KKD-GGB doğrultusunda açılmaya başlamıştır (Koçyiğit 2005). Bu dönemdeki açılmaya
bağlı olarak Yeniceoba fay zonunun üçüncü deformasyon evresinin oluştuğu
düşünülmektedir. Doğu ve batı Anadolu’daki rejimler arasındaki geçişi sağlayan İnönü-
Eskişehir Fay Sistemi’nin bir parçası olan Yeniceoba fay zonunun üçüncü evresinin,
önceki çalışmalarda belirtildiği gibi oblik fay özelliklerinden çok normal fay karakterli
olduğu ortaya konmuştur.
Çalışma alanında Kütükuşağı köyünün güneybatısında, Oligo-Miyosen yaşlı Gökdağ
formasyonu içerisinde, Yeniceoba fay zonuna ait bir fay düzlemi üzerinde iki farklı
doğrultuda birbirini kesen fay çizikleri bulunmuştur (Bkz. Şekil 4.2). Yeniceoba fay
zonunun birinci deformasyon evresini oluşturan yatay çiziklerin sağ yönlü doğrultu atım
özelliği sunduğu gözlenmiştir. Birinci deformasyon evresini kesen son deformasyon
evresine ait çizikler ise sağ yanal karekterle birlikte normal bir faylanma özelliği
sergilemektedir.
Özsayın ve Dirik (2007), çalışma alanının güneybatısında İnönü-Eskişehir Fay Sistemi’nin
Yeniceoba- Cihanbeyli arasında kalan bölümünde yaptıkları çalışmalarında, Cihanbeyli fay
zonunun geç Pliyosen-Plieyistosen döneminde normal fay karekterli tek evreli bir
deformasyon geçirdiğini ortaya koymuşlar ve bölgenin geç Miyosen’den itibaren KKD-
GGB doğrultusunda açıldığını belirtmişlerdir. Buna karşın Yeniceoaba fay zonu üzerinde
111
yapılan bu tez çalışmasıyla birlikte Yeniceoba fay zonunun ikinci deformasyon evresini
karkterize eden KKD-GGB doğrultulu sıkışma rejiminin alt-orta Pliyosen dönemine kadar
devam ettiği saptanmıştır.
112
6. KAYNAKLAR
Agalede, H., 1954. Tuz Gölü’nün batı ve güneybatı kenarlarının jeolojik etüdü. MTA Rapor No. 2371 (Yayınlanmamış).
Akarsu, İ., 1971. II. Bölge AR/TPO/747 nolu sahanın terk raporu. Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (Yayınlanmamış).
Anderson, E.M., 1951. The dynamics of faulting and dyke formation with applications to Britain. Oliver & Boyd, Edinburg, 206 s.
Angelier, J., 1984. Tectonic analysis of fault slip data sets. Journal of Geophysical Research 89/B7, 5835-5848.
Angelier, J., 1990. İnversion of field data in fault tectonics to obtain the regional stres. III. A new rapid direct inversion method by analytical means. Geophysical Journal İnternatonal, 103, 363-376.
Angelier, J., 1994. Fault slip analysis and paleostress reconsruction, in P.L. Hancock, ed., Continental Deformation.Pergamon Pres, Oxford, 53-100.
Altunel, E., Barka, A., 1998. Eskişehir fay zonunun İnönü-Sultandere arasında neotektonik aktivetisi, TJK Bülteni, 41, 41-52.
Arıkan, Y., 1975. Tuzgölü havzasının jeolojisi ve petrol imkanları. MTA Dergisi, 85, 17-38.
Arminjo, R., Carey, E., ve Cisternas, A., 1982. The inverse problem in microtectonics and the separation of tectonic phases. Tectonophysics, 82, 145-160.
Aydemir, A., Ateş, A., 2005. Preliminary evaluation of Centrl Anatolian basins in Turkey using the gravity & magnetic data. Journal of Balkan Geophysical Society, 8 (1), 7-19.
Ayyıldız, T., 2002, Paleocene volcano-clastic sequence in the Tuzgölü basin, Central
Anatolia, Turkey: An evolution of petroleum reservoir rock properties using logs, Energy Sources, Volume 24 (8), 725-734.
Bailey, E.B., McCallien, W.J., 1950. Ankara melanjı ve Anadolu şaryajı. MTA Dergisi, 40,
12-17.
113
Beker, K., 2002. İnsuyu kireçtaşları (Karapınar/Konya) Ostrakod topluluğunun Biyostratigrafik ve Kronostratigrafik İncelenmesi. Hacettepe Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara, Yüksek Mühendislik Tezi, 93 s. (yayımlanmamış).
Blumenthal, M.M., 1948. Bolu civarı ile aşağı Kızılırmak mecrası arasındaki Kuzey
Anadolu silsilelerinin jeolojisi. MTA, seri B, 13, 265s. Bott, M.H.P., 1959. The mechanism of oblique slip faulting. Geological Magazine, 96,
109-117. Bush, D.A. ve Link, D.A. 1985. Exploration Methods for Sandstone Resorvoirs. OGCI
(Oil ang Gas Consultats İnternational Inc.) publications Tulsa, s. 285-324. Capraru, C., 1977. Considerations regarding the oil possibilities of Tuz Gölü Basin. TPAO
Raporu (Yayınlanmamış).
Capraru, C., 1991. Hydrocarbon trap types in the structural units of the Tuz Gölü Basin. Ozan Sungurlu Sempozyumu, Proceedings, 156-173.
Carey, E., ve Brunier, B., 1974. Analyse théorique et numérique d’une modéle mécanique élémentaire appliqué a l’etude d’une population des failles. Comptes Rendus de l’Académie des Sciences, Paris, D 279, 891−894.
Chaput, E., 1936. Voyages d’etudes geologiues et geomorphogeniques en Türquie. Mem. De I’Inst. Fr. D’Archeol. De Stamboul II, VIII-paris.
Çemen, İ., Dirik, K., 1992. Tuzgölü havzasının kuzeydoğu kısmının stratigrafisi, yapısal jeolojisi ve jeoloji tarihi: TPAO Rapor No. 3115 (Yayınlanmamış).
Çemen, İ., Göncüoğlu, M.C., Dirik, K., Erler, A. 1995. Tuzgölü Havzası batı kısmının temel jeolojik sorunları projesi gelişme raporu. Unpubl. Turkish Petrol. Co. Rep.
Çemen, İ., Göncüoğlu, M.C., Dirik, K., 1999. Structural evolution of the Tuzgölü basin in Central Anatolia, Turkey. Journal of Geology, 107, 693-706.
Çiftçi, B., 2007. Geological Evolution of the Gediz Graben, SW Turkey: Temporal and Spatial Variation of the Graben. ODTU Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara, Doktora Tezi, 290 s.
Dellaloğlu, A., Aksu, R., 1984. Kulu-Şereflikoçhisar-Aksaray dolayının jeolojisi ve petrol olanakları. TPAO Rapor No. 2020 (Yayınlanmamış).
114
Dellaloğlu, A. 1991. Ankara-Temelli-Haymana-Kulu-Kırıkkale arasındaki alanın jeolojisi ve petrol olanakları (Yayınlanmamış). TPAO Rapor No: 2020.
Dellaloğlu, A., 1997. Ankara ili-Tuzgölü arasındaki Neotetis’in kuzey kolunun evrimi (Haymana-Tuzgölü Basenlerinin stratigrafileri ve jeoteknik evrimleri). Çukurova Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Adana, Doktora Tezi, 332 s.
Demirtaşlı, E., Bilgin, A.Z., Erenler, F., Işıklar, S., Sanlı, D.Y., Selim, M. ve Turhan, N., 1975. Geology of the Boklar Mountains; Cumhuriyetin 50. Yılı Yerbilimleri Kongresi Tebliğleri, p. 42-57, MTA Enstitüsü, Ankara.
Derman, A.S., 1980. Tuz Gölü ve kuzeyinin jeolojisi, TPAO Rapor No. 1512
(Yayınlanmamış).
Derman, A.S., Rojay, B., Güney, H. ve Yıldız, M. 2000. Koçhisar-Aksaray fay zonu’nun evrimi hakkında yeni veriler. Haymana-Tuzgölü-Ulukışla basenlerinin uygulamalı çalışması. Bildiri Özleri, 1, Aksaray.
Derman, A.S., Güney, H. ve Özkan, R. 2003. Orta Anadolu Baseni’nin evrimi ve petrol potansiyeli. TPAO Rapor No. 4463 (Yayımlanmamış).
Dewey, J.F., Şengör, A.M.C., 1979. Aegean and surrounding regions: complex multiple and continum tectonics in a convergent zone. Geological Society of Amerikan Bulletin, 90, 84-92.
Dinçer, A., 1982. Kulu batısının jeolojisi ve petrol olanakları. TPAO Rapor No. 1665 (Yayınlanmamış).
Dirik, K., Göncüoğlu, M.C., 1995. Neogene structural features of the western part of Tuzgölü, Central Turkey: International Earth Sciences Colloquium on the Aegean Region, Abstracts, 13.
Dirik, K., Göncüoğlu, M.C., 1996. Neotectonic characteristics of Central Anatolia, Int. Geology Review, 38, 807-817.
Dirik, K., Erol, O., 2000. Tuzgölü ve civarının tektonomorfolojik evrimi Orta Anadolu,
Türkiye, Haymana-Tuzgölü-Ulukışla Basenleri Uygulamalı Çalışma (Workshop), T.P.J.D. Bülteni, Özel sayı 5.
Dirik, K., 2001, Netectonic evolution of the northwestward arched segment of the Central
Anatolian fault zone, Central Anatolia, Turkey, Geodinamica Acta 14, 147-158.
115
Dirik, K., Erol, O., 2003. Tectonomorpholgic evolution of Tuzgölü and surrounding area, central Anatolia-Turkey. Turkish Association of Petroleum Goelogists Special Publication, 5, 27-46.
Dirik, K., Akıl, B., Özsayın, E., 2005. Eskişehir-Sultanhanı Fay Sistemi’nin Sivrihisar-Cihanbeyli Kesimi’nin Özellikleri, Orta Anadolu-Türkiye. Eskişehir Fay Zonu ve İlişkili Sistemlerin Depremselliği Çalıştayı 28-30 Nisan 2005, Eskişehir, Genişletilmiş Bildiri Özleri Kitabı, 910.
Duru, M., Gökçen, N., 1985. Polatlı (GB Anadolu) güneyi Alt Paleojen’in beş yeni türü
kapsayan ostrakod faunası ve stratigrafik yorumu, T.J.K. Bülteni 28 (2), 147-158. Ercan, T., 1986. Orta Anadolu’daki Senozoyik volkanizması. MTA Dergisi, 107, 119-140.
Eren, Y., 2003a. Yazır fayının (Konya) neo-tektoni özellikleri. Mühendislik Bilimleri Dergisi, 9 (2), 237-244.
Eren, Y., 2003b. Konya bölgesinin depremselliği. Turkish Association of Petroleum Geologists Special Publication, 5, 85-98.
Erol, O.,1967-1968. Cihanbeyli güneyinde, Boluk gölü çevresindeki traverten konileri. Türk Coğrafya dergisi, 24/25, 64-87.
Erol, O., 1969a. Tuzgölü Havzasının jeolojisi ve jeomorfolojisi. TUBİTAK Raporu
(Yayınlanmamış).
Erol, O., 1969b. Tuzgölü havzasının jeolojisi ve jeomorfolojisi, Mineral Research and Exploration, Report no: 4220 (Yayınlanmamış).
Etchecopar, A., Vasseur, G., ve Daignieres, M., 1981. An inverse problem in microtectonics for the determination of stress tensors from fault striation analysis. Journal of Structural Geology, 3, 51−65.
Friedman, G.M. ve Sanders, J.E., 1980. Principles of Sedimantology John Wiley and sons.
New York. 792 s.
Göncüoğlu, M.C., 1992, Structural and stratigraphic framework of the Central Anatolian Tertiary basins, in Introduction to the early Paleogene of the Haymana-Polatlı Basin, Guidebook: Ankara, General Directorate of Min. Res. Expl., 1-11.
116
Göncüoğlu, M.C., Toprak, V., Kuşcu, İ., Erler, A., Olgun, E., 1991, Orta Anadolu Masifi batı bölümünün jeolojisi. Vol. 1. Güney Kesim, TPAO Rap. No. 2909.
Göncüoğlu, M.C., Erler, A., Toprak, V., Yalınız, K., Olgun, E., Rojay, B., 1992. Orta Anadolu Masifi’nin batı bölümünün jeolojisi, Bölüm 2: Orta Kesim. TPAO Rapor No. 3535 (Yayınlanmamış).
Göncüoğlu, M.C., Toprak, V.,1992, Neogene and Quaternary volcanism of central Anatolia: a volcano-structural evaluation, Bull. Sect. Volcan.Soc.Geol. France 26, 1-6.
Göncüoğlu, M.C., Dirik, K., Erler, A., Toprak, V., Olgun, E., Yalınız, K., Kuşçu, İ., Köksal, S., Dirik, K., 1993. Orta Anadolu Masifinin Orta Bölümünün Jeolojisi. Vol. 3. Orta Kızılırmak Tersiyer Baseninin jeolojik Evrimi, Unpubl. TPAO. Rap. No. 3313.
Göncüoğlu, M.C., Dirik, K., Erler, A., Yalınız, K., Özgül, L., Çemen, İ. 1996. Tuzgölü havzası batı kısmının temel jeolojik sorunları: TPAO Rapor No. 3753 (Yayınlanmamış).
Görür, N., 1981, Tuzgölü Haymana havzasının stratigrafik analizi, İç Anadolu”nun Jeolojisi Sempozyumu, T. J. K. 35. Bilimsel ve Teknik Kurultayı Bildiriler Kitabı, 60-65.
Görür, N., Derman, A. S., 1978. Tuz Gölü-Haymana havzasının stratigrafik ve tektonik analizi. TPAO Rapor No. 1514 (Yayınlanmamış).
Görür, N., Oktay, F.Y., Seymen, İ., Şengör, A.M.C. 1984. Paleotectonic evolution of the Tuzgölü basin complex, Central Turkey: Sedimentary record of a Neo-Tethyan closure, in Dixon, J.E. and Robertson, A.H.F. eds., The Geological evolution of the Eastern Mediterranean: Geol.Soc.London. Spec.Publ. no 17, 467-482.
Görür, N., Şengör, A.M.C. 1986. Jeotravers alanı boyunca İç Anadolu havzalarının jeolojisi. Türkiye Birinci Jeotravers Projesi. Workshop, TUBİTAK, TBAG-Temel Bilimler.
Görür, N., Tüysüz, O., Şengör, A.M.C. 1998. Tectonic evolution of the Central Anatolian Basins. International Geology Review. 40, 831-850.
Gündoğan, İ., Helvacı, C., 1996. Geology Hydrochemistry, Mineralogy and Economic
Potential of the Bolluk Lake (Cihanbeyli-Konya) and the Adjacent Area, Tr. J. Of Earth Sciences, Tubitak, 5, 91-104
117
Karakaş, Z., Kadir, S., 1998. Konya kuzeyi Neojen göl basenindeki birimlerin jeolojik ve mineralojik incelenmesi, M.T.A. Dergisi, 120, 121-135.
Koçyiğit, A., 1991a. An example of an accretionary forearc basin from northern Central
Anatolia and its implications fort he history of subduction of Neo-Tethys in Turkey. Geological Society of Amerikan Bulletin, 103, 22-36.
Koçyiğit, A., 1991b. Changing stress orientation in progressive intracontinental deformation as indicated by the neotectonics of the Ankara region (NW of Central Anatolia): TPJD Bülteni 3/1, 48-55.Tectonophysics, 284, 317-336.
Koçyiğit, A., 2003. General neotectonic characteristics and seismicity of central Anatolia. Turkish Association of Petroleum Geologist Special Publication, 5, 1-26.
Koçyiğit, A., 2005. The Denizli graben-horst system and the eastern limit of western Anatolian continental extension: basin fill, structure, deformational mode, throw amount and episodic evolutionary history, SW Turkey. Geodinemica Acta, 18 (3-4), 167-208.
Koçyiğit, A., Beyhan, A., 1998. A new intracontinental transcurrent structure: the Central Anatolian fault zone, Turkey,. Tectonophysics 284, 317−336.
Koçyiğit, A., Özacar, A., 2003. Extensional neotectonic regime through the NE edge of the Outer Isparta Angle, SW Turkey: New Field an Seismic Data. Turkish Journal of Earth Sciences, 12, 67-90.
Lahn, E., 1949. Orta Anadolu’nun jeolojisi hakkında. TJK Bülteni, 2 (1), 90-107.
Leventoğlu, H., 1994. Neotectonic characteristics of the central part of the Tuzgölü fault zone around Mezgit (Aksaray), ODTÜ M.Sc. tezi, 86 s.
Oktay, F., 1973. Sedimantery and Tectonic history of the Ulukışla area, Southern Turkey. Unpublished Ph.D. Thesis, University College, London, 414 pp.
Özcan, A., Göncüoğlu, M.C., Turhan, N., 1989. Kütahya-Çifteler-Bayat-İhsaniye Yöresinin Temel Jeolojisi. MTA Rapor No: 8118, 142 s.
Özcan, A., Göncüoğlu, M. C., Turhan, N., Uysal, Ş., Şentürk, K., 1990, Late Paleozoic evolution of the Kütahya-Bolkardağ Belt: METU, Journal of Pure and Applied Sciences, 21/1-3, 211-220.
118
Özcan, A., Göncüoğlu, M. C., Turhan, N., Uysal, Ş., Şentürk, K., Işık, A., 1990. Konya-Kadınhanı-Ilgın dolayının temel jeolojisi: MTA Rapor No: 9535, 139 s. (yayımlanmamış).
Özkul, M., Türkmen, İ., 2000. Aktif tektonik rejimde alüvyal yelpaze ve menderesli nehir çökellerinin gelişimi: Peçenek havzası (Pliyosen), İç Anadolu. Haymana-Tuzgölü-Ulukışla basenlerinin uygulamalı çalışması. Bildiri Özleri, 20, Aksaray.
Özmumcu, Ö., 1974. Tuzgölü batısının jeolojisi, TPAO Rapor No: 876 (yayınlanmamış).
Özsayın, E., 2007. İnönü-Eskişehir Fay Sisteminin Yeniceoba-Cihanbeyli (Konya – Türkiye) Arasındaki Bölümünün Neojen-Kuvaterner Yapısal Evrimi. Hacettepe Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara, Doktora Tezi, 120s. (yayımlanmamış).
Özsayın, E., Dirik, K., 2005. Cihanbeyli Fay Zonu’nun (Eskişehir-Sultanhanı Fay Sistemi’nin güney segmenti) Kuvaterner aktivitesi. ATAG-9 Aktif Tektonik Araştırma Grubu 9. Toplantısı, 22-24 Eylül 2005, Bildiri Özleri Kitabı, 41.
Özsayın, E., Dirik, K., 2007. Quaternary activity of the Cihanbeyli and Yeniceoba Fault Zones: İnönü-Eskişehir Fault System, Central Anatolia. Turkish Journal of Earth Sciences, 16, 471-492.
Ramsay, J.G., ve Lisle, R.J., 2000. Modern structural geology – Volume 3: Applications of continuum mechanics in structural geology. Elsveir Academic Press, London, 1061 s.
Reineck, H.E. ve Singh, B.I., 1980. Depositional Sedimantery Environments Springer-
Verlag, Berlin Heildelberg. New York. 549 s.
Rigo de Righi, M., Cortesini, A. 1959. Regional studies of the Central Anatolian basins progress report. Petrol İşleri rapor no.11(yayınlanmamış).
Rigo de Righi, M., Cortesini, A. 1960. Regional studies of the Central Anatolian basins progress report. PDR Turkish Gulf Oil Co. Rapor No. II / 11-12 (Yayınlanmamış).
Sanver, M., Ponat, E. 1981. Kırşehir ve dolaylarına ilişkin paleomanyetik bulgular, Kırşehir Masifi’nin rotasyonu. İstanbul Yerbilimleri, 2, 231-238.
Sakınç, M., Yaltırak, C., Oktay, F.Y., 1999. Palaeogeographical evolution of the Thrace Neogene Basin and the Tethys-Paratethys relations at Northwestern Turkey (Thrace). Palaeogeography, Palaeoclimatology, Palaeoecology, 153, 17-40.
119
Sonel, N., Kulke, H., Sarı, A., Acar, A., Ayyıldız, T., Kadıoğlu, Y., Özkul, M., Yıldız, A., Doğan, U., Habo, M., Paeghe, W., Doğan, M., 1995. Tuzgölü havzasının jeolojisi ve hidrokarbon potansiyelinin değerlendirilmesi projesi, TPAO 1. Faaliyet Raporu, 27s.
Sonel, N., Sarı, A., 2003. Mezgit Formasyonu’nun (Tuz Gölü havzası) diyajenez ve
rezervuar jeolojisinin incelenmesi. Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Dergisi, 16 (1), 115-125.
Sirel, E., 1975. Polatlı (GB Ankara) güneyinin stratigrafisi: Türkiye Jeo. Kur. Bült., 18 (2),
181-192.
Şaroğlu, F., Boray, A., Emre, Ö., 1987. Türkiyenin aktif fayları. MTA Rapor No. 8643. 394 s. (yayınlanmamış).
Şengör, A.M.C. 1979. The North Anatolian Transform Fault: Its age, offset and tectonic significance. Journal of Geological Society London. 136, 269-282.
Şengör, A.M.C., 1980. Türkiye neotektoniğinin esasları, TJK Yayını, 40 s.
Şengör, A.M.C., Yılmaz, Y 1981. Tethyan Evolution of Turkey: A Plate tectonic approach. Tectonophysics, 75, 181-241.
Tunoğlu, C., Temel, A., Gençoğlu, H., 1995. Pliocene ostracoda association and environmental characteristics of Sivrihisar (Eskişehir)-Central Anatolia; 12nd. Inter. Ostracoda Symp., ostracoda and Biostratigraphy (Ed. Riha, J.) Belkama/Rotterdam, 265-275.
Turgut, S., 1978. Tuz Gölü havzasının stratigrafik ve çökelsel gelişimi. Türkiye IV. Petrol Kongresi Bildirileri. 115-126.
Turkish Gulf Oil Co., 1961. Orta Anadoluda Tuz Gölü baseninin bölgesel jeolojisi ve yapılan petrol aramaları. Petrol Faaliyeti, 31-33.
Uğurtaş, G., 1975. Tuz Gölü havzasının bir bölümünün jeofizik yorumu. MTA Bült. 85, 38-57.
Ulu, Ü., Öcal, H., Bulduk, A.K., Karakaş, M., Arbas, A., Saçlı, L., Taşkıran, A., Ekmekçi, E., Adır, M., Sözeri, Ş., Karabıyıkoğlu, M. 1994. İnlice-Akkise ve Cihanbeyli-Karapınar alanının jeolojisi, MTA, Rapor No. 9720.
120
Ulu, Ü., Öcal, H., Bulduk, A.K., Karakaş, M., Arbas, A., Saçlı, L., Taşkıran, A., Ekmekçi, E., Adır, M., Sözeri, Ş., Karabıyıkoğlu, M. 1994. Cihanbeyli-Karapınar yöresi geç Senozoyik çökelme sistemi: Tektonik ve iklimsel önemi. Türkiye Jeoloji Kurultayı Bülteni, 9, 149-163.
Umut, M., Bilgin, Z., Güner, E., 1990. Kadınhanı-Sarayönü-Sülüklü (Konya) dolayının jeolojisi, MTA Rapor No: 9030 (Yayınlanmamış).
Uygun, A., 1981. Tuz Gölü havzasının jeolojisi, evaporit oluşumları ve hidrokarbon olanakları. İç Anadolu’nun Jeolojisi Simpozyumu. 66-71.
Uygun, A., Yaşar M., Erkan, M.C., Baş, H., Çelik, E., Aygün, M., Bilgiç, T., Kayakıran,
S., Ayok, F., 1982. Tuzgölü Havzası projesi, Cilt 2. MTA Raporu No: 6859 (yayınlanmamış).
Ünalan, G., Yüksel, V., Tekeli, T., Gönç, O, Seyirt, Z., Hüseyin, S., 1976. Haymana-
Polatlı yöresinin (GB Ankara) Üst Kretase-Alt Tersiyer stratigrafisi ve paleocoğrafik evrimi: Türkiye Jeo. Kur. Bült., 19 (2), 159-176.
Ünalan, G., Yüksel, V., 1978. Eski bir graben örneği: Haymana - Polatlı havzası. TJK
Bült., 21, 165-169.
Ünalan, G., Yüksel, V., 1985. Haymana Polatlı havzasının jeolojisi ve petrol olanakları,
M.T.A. Rapor No: 7665, (yayımlanmamış). Varol, B., Kazancı, N., Gültekin, F., 2000. Tuzgölü ve yakın civarı Eosen-Oligosen
jipslerinin sedimantolojik ve izotopik özellikleri. Haymana-Tuzgölü-Ulukışla basenlerinin uygulamalı çalışması. Bildiri Özleri, 19, Aksaray.
Varol, B., Kazancı, N., 2000. Tuzgölü ve komşu havzalarda rudist resiflerinin jeolojik ve sedimantolojiközellikleri. Tuzgölü-Ulukışla Basenlei Uygulamalı çalışma (Workshop), Aksaray, Bildiri Özleri Kitabı, 21-22.
Visher, G.S. 1975. Geologic evaluation of the Salt lake basin for hydrocarbon potential. TPAO raporu (yayımlanmamış).
Wallace, R.E., 1951. Geometry of shearing stress and relation to faulting. Journal of Structural Geology, 13, 118-130.
Woodside, J.M. Mascle, J. Zitter, T.A.C., Limonov, A.F. Ergün, M., Volkonskaia, A., and shipboard scientists of the Prısmed II Expedition, 2002. The Florence Rise, the western bend of the Cyprus arc: Marine Geology, 185, 177-194.
121
Yaltırak, C., 2002. Tectonic evolution of the Marmara Sea and its surroundings. Marine Geology, 190, 493-529.
Yaltırak, C., Alpar, B., Yüze, H., 1998. Tectonic elements controlling the evolution of the Gulf of Saros (northeastern Aegean Sea, Turkey). Tectonophysics, 300, 227-248.
Yamaji, A., 2000. The multiple inverse method: a new technique to separate stresses from
heterogenous fault-slip data: Journal of Structural geology, 22, 441-452. Yıldız, A., ve Yıldız, M., 2000. (Abstract) Tuzgölü Havzası doğusu (Altınkaya-
Asmayaylası yöresi) Asmaboğazı formasyonunda yeni yaş bulguları, Haymana-Tuzgölü-Ulukışla Basenleri Uygulamalı Çalışma (Workshop), N.Ü. Aksaray Mühendislik Fakültesi, Jeoloji Mühendisliği Bölümü, Aksaray.
Yüksel, S., 1970. Etude geologique de la region d’Haymana (Turquie centrale), These. Fac. Sci. Unv. Nancy, Fransa (yayımlanmamış).
Zitter, T.A.C., Huguen, C., Woodside, J.M., 2005. Geology of mud volcanoes in the eastern Mediterranean from combined sidescan sonar and submersible surveys. Deep-Sea ResearchI, 52, 457-475.
122
TABLOLAR DİZİNİ
Tablo 1. İnceleme alanındaki 11 istasyondan ölçülen fay düzlemi verileri ve kinematik analiz sonuçları
Yaş Doğrultu Eğim açısı/yönü Sapma Asal gerilme(Birim) (0K) (0) (0) eksenleri
1 325 50K 1K Sağ2 325 58K 40K Sağ
Kretase 3 320 70K 1K Sağ σ1= 0140 /020
(Orta Anadolu) 4 335 65K 1K Sağ σ2= 2050 /880 0.343Ofiyolitli Kar. 5 295 78K 1K Sağ σ3= 1040 /000
6 355 89D 1K Sağ7 310 22G 52G Sağ
İstasyon Yaş No Doğrultu Eğim açısı/yönü Sapma Tür Asal gerilme Φ(Birim) (0K) (0) (0) eksenleri
1 310 46K 89K Normal2 325 72K 89K Normal
Oligo-Miyosen 3 320 46K 89K Normal σ1= 2290 /760
(Gökdağ Fm.) 4 330 50K 89K Normal σ2= 1370 /000 0.3775 330 63K 89K Normal σ3= 0470 /140
İstasyon Yaş No Doğrultu Eğim açısı/yönü Sapma Tür Asal gerilme Φ(Birim) (0K) (0) (0) eksenleri
1 335 57G 83K Normal2 285 58G 85B Normal3 330 80K 89K Normal4 295 78K 89K Normal σ1=2360 /760
Oligo-Miyosen 5 310 61K 89K Normal σ2= 1330 /030 0.249(Gökdağ Fm.) 6 315 47K 89K Normal σ3= 0420 /130
7 325 73K 85K Normal8 305 32K 89K Normal9 320 80K 70K Normal
10 90 60K 89D Normal
İstasyon Yaş No Doğrultu Eğim açısı/yönü Sapma Tür Asal gerilme Φ(Birim) (0K) (0) (0) eksenleri
1 280 84K 89W NormalOligo-Miyosen 2 315 62K 38N Normal σ1= 2880 /080
(Gökdağ Fm.) 3 300 42N 40N Normal σ2=1810 /640 0.7364 270 86N 89W Normal σ3= 0220 250
Sinc
ik (Kırmızı T
epe)
-1
No ΦTürİstasyon
Sinc
ik(KırmızıT
epe)
-2
Mer
mer
dağ
Sinc
ik(S
öğüt
T.)
124
Tablo 1. İnceleme alanındaki 11 istasyondan ölçülen fay düzlemi verileri ve kinematik analiz sonuçları (Devam ediyor)
İstasyon Yaş No Doğrultu Eğim açısı/yönü Sapma Tür Asal gerilme Φ(Birim) (0K) (0) (0) eksenleri
1 340 46K 85G NormalPliyosen 2 90 55K 70D Normal σ1= 1530 /770
(Cihanbeyli 3 275 45K 70D Normal σ2= 3090 /120 0.280Fm.) 4 285 50K 75D Normal σ3= 0400 /050
İstasyon Yaş No Doğrultu Eğim açısı/yönü Sapma Tür Asal gerilme Φ(Birim) (0K) (0) (0) eksenleri
1 315 73K 1B SağOligo-Miyosen 2 312 78K 1B Sağ σ1= 1710 /070
(Gökdağ Fm.) 3 299 84K 1B Sağ σ2= 0450 /780 0.4554 300 79K 1B Sağ σ3= 2630 /090
İstasyon Yaş No Doğrultu Eğim açısı/yönü Sapma Tür Asal gerilme Φ(Birim) (0K) (0) (0) eksenleri
1 340 55K 89K Normal2 330 30K 89K Normal3 340 52K 89K Normal4 290 71K 40G Normal σ1= 3170 /650
Oligo-Miyosen 5 1 30D 45K Normal σ2= 1640 /220 0.756(Gökdağ Fm.) 6 320 89K 48G Normal σ3= 0700 /100
7 290 35K 89K Normal8 315 54K 70G Normal9 320 89K 15G Normal
İstasyon Yaş No Doğrultu Eğim açısı/yönü Sapma Tür Asal gerilme Φ(Birim) (0K) (0) (0) eksenleri
1 5 78D 89K NormalOligo-Miyosen 2 345 89D 89K Normal σ1=2510 /630
(Gökdağ Fm.) 3 10 62D 89K Normal σ2= 3430 /010 0.4234 12 68D 89K Normal σ3= 0730 /270
Sadu
llah-
yüks
el
Y.
Küt
ükuş
ağı- 1
Ala
hacı
lı-1
Küt
ükuş
ağı
-2
125
Tablo 1. İnceleme alanındaki 11 istasyondan ölçülen fay düzlemi verileri ve kinematik analiz sonuçları (Devam ediyor)
İstasyon Yaş No Doğrultu Eğim açısı/yönü Sapma Tür Asal gerilme Φ(Birim) (0K) (0) (0) eksenleri
1 320 89K 1K Sağ2 330 89D 1K Sağ
Oligo-Miyosen 3 318 65K 1K Sağ σ1= 1760 /280
(Gökdağ Fm.) 4 295 70G 1K Sağ σ2= 0260 /580 0.4245 300 88G 40G Sağ σ3=2730 /140
6 290 86G 65G Sağ
İstasyon Yaş No Doğrultu Eğim açısı/yönü Sapma Tür Asal gerilme Φ(Birim) (0K) (0) (0) eksenleri
1 325 84G 75G Normal2 330 85G 52G Normal3 335 71G 59G Normal4 295 68K 89K Normal
Oligo-Miyosen 5 310 79G 89K Normal σ1= 0790 /780
(Gökdağ Fm.) 6 305 75K 68G Normal σ2= 3090 /080 0.5217 295 83G 89K Normal σ3= 2180 /090
8 297 40K 89K Normal9 300 41K 80G Normal
10 297 57K 43G Normal
İstasyon Yaş No Doğrultu Eğim açısı/yönü Sapma Tür Asal gerilme Φ(Birim) (0K) (0) (0) eksenleri
1 60 46K 32G SağOligo-Miyosen 2 297 57K 43G Normal σ1=3210 /280
(Gökdağ Fm.) 3 40 32K 1D Sağ σ2= 0960 /540 0.8244 45 42K 60S Normal σ3=2190 /220
Çat
ak-2
Çat
ak-1
Ala
hacı
lı-2
126
EKLER DİZİNİ
B Ü L E N T A K I L (ÖZGEÇMİŞ)
KİŞİSEL BİLGİLER
• Doğum tarihi: 12.03.1975
• Doğum yer: Yozgat
• Medeni durumu: Bekar
EĞİTİM
• 2001 – 2008 Hacettepe Üniversitesi Ankara
Doktora, Fen Bilimleri Enstitüsü/Jeoloji Mühendisliği Anabilim Dalı
Ort: 3.93/4.00
• 1998 – 2001 Hacettepe Üniversitesi Ankara
Yüksek Lisans, Fen Bilimleri Enstitüsü/Jeoloji Mühendisliği Anabilim Dalı
Ort: 3.63/4.00
• 1994 – 1997 Hacettepe Üniversitesi Ankara
Lisans, Jeoloji Mühendisliği Bölümü, Ort: 2.67/4.00
• 1993 – 1994 Hacettepe Üniversitesi Ankara
Yabancı dil (İngilizce) hazırlık sınıfı
• 1993 – 1994 Hacettepe Üniversitesi Ankara
Ankara Üniversitesinden Hacettepe Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümüne
Yatay geçiş
• 1992 – 1993 Ankara Üniversitesi Ankara
Lisans, Jeoloji Mühendisliği Bölümü, 1. Sınıf
• 1989 – 1992 Aydınlıkevler Lisesi, Aydınlıkevler Ankara
Lise
• 1986 – 1989 Mehmet Akif Ersoy Ortaokulu, Aydınlıkevler Ankara
Ortaokul
• 1981 – 1986 Şenyuva İlkokulu, Keçiören Ankara
İlkokul
İŞ DENEYİMİ
• Ekim 1997 – Kasım 2005 Hacettepe Üniversitesi Ankara
Araştırma Görevlisi
• Kasım 2005 - … İller Bankası Genel Müdürlüğü Ankara
Mühendis
BİLİMSEL ÇALIŞMALARI
A) Tezler
• Akıl, B., 2001. Söbeçimen Köyü (Çayıralan-Yozgat) ve Çevresinin Jeolojik ve Yapısal
İncelenmesi, Hacettepe Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Mühendislik Tezi
(yayınlanmamış), 78 s.
B) Makaleler
• Akıl, B., 2006. Akdağmadeni Masifi Metamorfitlerinin (Söbeçimen köyü-Yozgat)
jeolojik ve yapısal özelliklerinin incelenmesi, Yerbilimleri, H.Ü. Yayınları, Volume 6,
No.3, 41-53, Ankara.
• Akıl, B., 2007. Heyelanlı Alanların Jeolojik-Jeofizik-Jeoteknik Yöntemlerle
Belirlenmesi ve Yerleşime Uygunluğunun Değerlendirilmesi: Dikili (Tokat)
Beldesinde Zemin Akmalarında Bir Uygulama. Yerbilimleri, İ.Ü. Mühendislik
Fakültesi Yayınları (İncelemede).
• Akıl, B., Akpınar, K., Üçkardeşler, C., Araz, H., Sağlam, M., Ecemiş, B., Uran, Ş.,
2007. Doğu Anadolu Fay Zonu Üzerinde Yer Alan Gölbaşı (Adıyaman) İlçesinin
Yerleşime Uygunluk Açısından Değerlendirilmesi. Türkiye Jeoloji Bülteni, JMO
Yayınları (İncelemede).
C) Sözlü Bildiriler
• Dirik, K., Akıl, B. ve Özsayın E., 2005. Eskişehir-Sultanhanı Fay Sistemi’nin
Sivrihisar-Cihanbeyli Kesimi’nin Özellikleri, Orta Anadolu-Türkiye. Eskişehir Fay
Zonu ve İlişkili Sistemlerin Depremselliği Çalıştayı, 28-30 Nisan 2005, Eskişehir.
• Akıl, B., 2006. Akdağmadeni Masifi Metamorfitlerinin (Söbeçimen köyü-Yozgat)
jeolojik ve yapısal özelliklerinin incelenmesi, 55. Türkiye Jeoloji Kurultayı, Bildiri
Özleri Kitabı, MTA Genel Müdürlüğü, Ankara, 10-11s.
• Akıl, B. 2006. Türkiye’nin Neotektoniği, İller Bankası Genel Müdürlüğü, Makine ve
Sondaj Dairesi Başkanlığı, İçmesuyu Sondajları, Jeotermal Enerji ve Jeoteknik
Uygulamalar Semineri, 5. Bölge Müdürlüğü, Antalya.
• Akıl, B. 2006. Türkiye’nin Neotektoniği, TMMOB, Jeoloji Mühendisleri Odası,
Jeoteknik Kursu, Ankara
• Akıl, B., 2006, Heyelanlı Alanların Jeolojik-Jeofizik-Jeoteknik Yöntemlerle
Belirlenmesi ve Yerleşime Uygunluğunun Değerlendirilmesi: Dikili (TOKAT)
Beldesinde Zemin Akmalarında Bir Uygulama, 1. Heyelan Sempozyumu, Bildiriler
Kitabı, TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası, Trabzon Şubesi, Trabzon,, 69-81s.
• Akıl, B. 2007. Kayseri Yöresinin Tektonik Özellikleri ve Depremselliği, İller Bankası
Genel Müdürlüğü, Makine ve Sondaj Dairesi Başkanlığı, Jeoteknik Şube Müdürlüğü,
Jeoteknik Eğitim Seminerleri, Ankara
• Akıl, B., Akpınar, K., Üçkardeşler, C., Araz, H., Sağlam, M., Ecemiş, B., Uran, Ş.,
2007. Doğu Anadolu Fay Zonu Üzerinde Yer alan Gölbaşı (Adıyaman) İlçesinin
Yerleşime Uygunluk Açısından Değerlendirilmesi, Esen Arpat DAF Sempozyumu,
Bildiri Özleri Kitabı, TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası, Diyarbakır Şubesi, 30-34s.
KATILDIĞI PROJELER VE RAPORLAR
Çamkoru (Kızılcahamam) Doğa Parkı’nın Doğal Kaynak Değerlerinin Tespiti, Ekolojik
Yönden Yönetim Planının Hazırlanması ve İzleme Çalışmalarının Yapılması, H.Ü.
Araştırma Fonu, (Yardımcı Araştırıcı)
Dirik, K., Yürür, T., Akıl, B., Özsayın, E., Demirbağ, H., 2003, İç Anadolu Bölgesi
Batı Kesimi’nin Neojen-Kuvaterner Tektonik Evrimi, Hacettepe Üniversitesi Araştırma
Projesi, (Yardımcı Araştırıcı), (Devam ediyor)
Akıl, B. ve Kaplan M., 2006. Yalınyazı (TOKAT) Beldesi İmar Planına Esas Jeolojik-
Jeoteknik Etüt Raporu, İller Bankası Genel Müdürlüğü, Makine ve Sondaj Dairesi
Başkanlığı, Jeoteknik Şube Müdürlüğü, Rapor No: İLB-İ/60-040-011.
Akıl, B. 2006. Emirdağ (Afyonkarahisar) Organize Sanayi Bölgesi İmar Planına Esas
Jeolojik-Jeoteknik Etüt Raporu, İller Bankası genel Müdürlüğü, Makine ve Sondaj
Dairesi Başkanlığı, Jeoteknik Şube Müdürlüğü, Rapor No: İLB-İ/03-027-016
Akıl, B., 2006. Dikili (TOKAT) Beldesi İmar Planına Esas Jeoteknik Etüt Gerektiren
Alanların (JEGA) Jeolojik-Jeoteknik Etüt Raporu, İller Bankası Genel Müdürlüğü,
Makine ve Sondaj Dairesi Başkanlığı, Jeoteknik Şube Müdürlüğü, Rapor No: İLB-
İ/60-059-002.
Akıl, B., 2006. Güryıldız (TOKAT) Beldesi İmar Planına Esas Jeoteknik Etüt
Gerektiren Alanların (JEGA) Jeolojik-Jeoteknik Etüt Raporu, İller Bankası Genel
Müdürlüğü, Makine ve Sondaj Dairesi Başkanlığı, Jeoteknik Şube Müdürlüğü, Rapor
No: İLB-İ/60-062-003.
Akıl, B., 2006. Gölbaşı (ADIYAMAN) Beldesi İmar Planına Esas Jeoteknik Etüt
Gerektiren Alanların (JEGA) Jeolojik-Jeoteknik Etüt Raporu, İller Bankası Genel
Müdürlüğü, Makine ve Sondaj Dairesi Başkanlığı, Jeoteknik Şube Müdürlüğü, Rapor
No: İLB-İ/02-007-002.
Akıl, B., 2007. Yerköy (YOZGAT) Belediyesi Revize İmar Planına Esas Jeoteknik
Etüt Gerektiren Alanların (JEGA) Jeolojik-Jeoteknik Etüt Raporu, İller Bankası Genel
Müdürlüğü, Makine ve Sondaj Dairesi Başkanlığı, Jeoteknik Şube Müdürlüğü, Rapor
No:İLB-İ/66-036-001.
Akıl, B., 2007. Köseli (KIRŞEHİR) Belediyesi İmar Planına Esas Jeoteknik Etüt
Gerektiren Alanların (JEGA) Jeolojik-Jeoteknik Etüt Raporu, İller Bankası Genel
Müdürlüğü, Makine ve Sondaj Dairesi Başkanlığı, Jeoteknik Şube Müdürlüğü, Rapor
No: İLB-İ/40-021-001.
Akıl, B., 2007. Kayseri Büyükşehir Belediyesi Erciyes Oteller Bölgesi İmar Planına
EsasJeolojik-Jeoteknik Etüt Raporu, İller Bankası Genel Müdürlüğü, Makine ve Sondaj
Dairesi Başkanlığı, Jeoteknik Şube Müdürlüğü, Rapor No: İLB-İ/38-001-005.
YABANCI DİL
İngilizce
ÜYE OLDUĞU KURULUŞLAR
Türkiye Jeoloji Mühendisleri Odası / Üye No: 6451
KATILDIĞI KURS VE SEMİNERLER
2007 Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Ankara “Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) Yazılım Eğitimi (II.Grup) Kursu”,
2005 TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Ankara
“Jeoloji Mühendisleri için Uygulamalı Sondaj Kursu”,
2004 Hacettepe Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi Ankara
“Bilgisayar Okuryazarlığı Sınavı Başarı Belgesi”
2004 Orta Doğu Teknik Üniversitesi Ankara
“Application of geo-mechanics to the interpretation of tectonic structures in space
and time”, Nieuwland, D.
2003 Hacettepe Ünv.-NATO Ankara
“Geological Applications of Radar Remote Sensing and Interferometry-Theoretical
and Practical Course”, Froger, J,L.
1999 Orta Doğu Teknik Üniversitesi Ankara “Large Scale Geological Structures”, Davis, G.H.