İnsan kendini olduğu gibi kabul etmek istemeyen …...İnsan - kendini olduğu gibi kabul etmek...
TRANSCRIPT
İNSAN
- Kendini olduğu gibi kabul etmek istemeyen tek varlık insandır
(Aristotele)
- İnsan, rüzgarda hareket eden gül gibi olmalı ki etrafına güzel kokular
yayabilsin (Aristotele)
- İnsan bitkiye benzer. Tıpkı bir asma ağacı gibi hem yaprağından, hem
meyvesinden, hem de meyvesinin kurutulmuşundan yararlanılabilir.
(Balzac)
- İnsanın olgunlaşması için mutlaka acılarla yoğrulması gerekir. Çünkü o
hem taş, hem de heykeltraştır.(Napeleon)
- Mükemmel insan yoktur, eğer isteklerimizden vazgeçebilir. Hatalarımızı
kabullenir ve insanlara yaklaşırsak belki mükemmele de yaklaşırız.
(Bowen)
- Ey insan! Sen gülümsemeyle ağlama arasında bir varlıksın(Bayron)
- İnsanlar böceklerden daha zalimdirler, çünkü böcekler öldürmek için
sadece ısırırlar, insanlarsa böcekleri öldürmek için ezerler. (Dreyer)
- Kendimden bir insan yaratmak istiyorum, başarabilirsem çok mutlu
olacağım (Goncourt)
- İnsanın iki gözü ve bir dili vardır. Bunun nedeni, söylediklerinin iki katını
görebilmeleri içindir. Görenler, az görüp çok konuşurlar. Görmeyenler ise
her şeye dil uzatırlar.(Kotzebue)
- Temiz yürekli insanlar hiçbir zaman rahat hayat yaşayamazlar. Çünkü
kendilerini başkalarının hayatı için feda ederler.(Bruyere)
- Sen benim arkadaşlarımı göstermeye çalışmışsın. Hangi arkadaşlarım!
Nerde arkadaşlarım? Onlar ya hayal alemindeler, ya paralarının şıkırtıları
dinliyorlar yada para biriktirmekle meşguller. İnanın , insanın en iyi
dostları evcil hayvanlardır (Nobel)
- Kimseyi küçümsemeyin. Herkesin kendine göre bir değeri vardır.(
Platon)
- Herkese karşı saygılı ve samimi olun. Unutmayın, toplum size kişilik
vermez . sadece tüyleri güzel süslü kuşlar gibi sisin dış görünümünüzü
değiştirir.(Washington)
- Üç olay insanı sevindirir: iyi kadın, akıllı evlat ve saygın kardeş.(Arap
Sözü)
- Suyun yavaş akanından, insanın yere bakanından kork.(Türk Sözü)
HAYAT
- Hayat rastlantılarla doludur. Ne tuhaf insanlar bunun farkına bile
varamazlar. (Astor)
- Ruhumun derinlerinde bazen neşeli, bazen de üzüntülü şarkılar duyarım.
İşte beni hayata bağlayan bu şarkılardır. (Bergson)
- Dünyaya ağlayarak geliyoruz diye bir ömür boyu ağlamak zorunda
değiliz (Copus)
- Yaşamak için hayallere, gösterişe, baskıya yer yok, sadece özgürlüğe ve
sevgiye ihtiyaç var.(Jewel)
- Akbabaları leş yedikleri için hor görmeyelim, çünkü yaşamak için bunu
yapmak zorundalar. Kaldı ki, insanlar da yaşamak için her gün binlerce
hayvanı katletmektedirler.(Meaterlinck)
- Dünya, büyük bir tiyatro sahnesi gibidir. Herkes bu sahnede rolünü
oynar, rolü bitince de bu sahneyi terk eder. (Shakespeare)
- Yaşamın iki trajedisi vardır. Birincisi istediğimizi elde edememek,
diğeri ise istemediğimizi elde etmek.(Watson)
DOĞRULUK DÜRÜSTLÜK
- Doğru insan, söyledikleri ile yaptıkları birbirini tutmamasından utanç
duyar.( Confucius)
- Sıkıntılarımızın yarısı, cesaret gösterip doğruyu söylemememizden
kaynaklanır.(Henderson)
- Düz yol varken, eğri yola sapmak akıl karı değildir( Zola)
- Yalan bir yıl koşar, doğru onu bir anda geçer (Afrika sözü)
- Yakın dostlar sevdikleri tarafından bir işkenceye mahkumdurlar; o
işkence sevdiklerinin dertlerini dinlemektir (Atatürk)
- Üç tür arkadaş vardır. Birincisi yemek kadar ihtiyaç duyduğumuz akıllı
arkadaşlar. İkincisi hastalık gibi bizi rahatsız eden akılsız arkadaşlar.
Üçüncüsü ilaç gibi şifa veren bilgili arkadaşlar(Milton)
DAYANIKLILIK
- Bir felaketle karşılaşınca yapılabilecek işlerden ilki Bundan daha beteri
var mı? diye sormak. İkincisi olduğu gibi kabullenmek, üçüncüsü sabırlı ve
mantıklı bir şekilde göğüs germektir.(Carnegie)
- Acele etsen bile gözün açık olsun, çünkü yolsa bir çok engelle
karşılaşabilirsin. (Franklin)
- İşini baştan savma yapma, mükemmelliğine ve doğruluğuna dikkat et.
Çünkü insanlar yaptıkları işin süresince değil. Doğruluğuna ve
mükemmelliğine bakar.(Platon)
BAŞARI-GÜVEN-GÜÇ-CESARET
- Dünyadaki bütün başarılı insanlar, başkalarının yardımıyla değil, kendi
çabalarıyla o konuma gelmişlerdir. (Schiller)
- Nefsine hakim olmayan, hiçbir şeye hakim olamaz (Zola)
- Hükümetler ve kocalar yanıldıklarını hiçbir zaman kabul etmezler
(Balzac)
- Her güçsüzün güçlü, her güçlünün de bir güçsüz yanı vardır.(Follet)
- Güçlü insan zayıf insanı yenebilir. Ama unutmamalıdır ki her zaman
kendinden daha güçlü bir insan vardır.(Kant)
- Kendimizi incelersek, büyük bir güce sahip olduğumuzu, ama bunu fark
edemediğimizi görürüz.(Lavater)
- Kendimde dağları yerinden oynatacak kadar güç buluyorum; ancak kader
bana bir kuşun tüyünü bile kımıldatmamam müsaade etmedi. (Luther)
- Kurdun zor kullanarak yaptığı işi tilki kandırarak yapar. (İngiliz Sözü)
- Çoğunlukla güçlü olmak için, rahatımızı sağlığımızı hatta aşkımızı feda
ederiz (Anomim)
- İnsanın tek düşmanı kendisidir; onu da cesaretiyle yenebilir. (Churchill)
- Cesaret insanların sahip olduğu en önemli özelliklerinden biri olup diğer
özellikleri de onun sayesinde gelişir.(Churchill)
- Tehlikeyi gömemezlikten gelip cesur davranmak hatalıdır, tehlikeyi
görüp önlem alarak karşı çıkmak cesarettir. (Descartes)
- Herkes akıntıyla birlikte yüzebilir, ancak cesareti olanlar akıntıya karşı
yüzmeyi deneyebilir.(Smiles)
- En korkak erkek bile aşk ve namus söz konusu olduğunda aslan kesilir.
(Çin Atasözü)
- Sevdiğine değer verip sevmediğini küçük düşürmek erkekliğe sığmaz
(İspanyol Atasözü)
ADALET-AKIL
- İnsanlığın en büyük gereksinimi adil olmayı bilmektir (Bernard)
- Toplumların en büyük derdi adaletsizliktir (Gomes)
- Rüşvet kapıdan girince adalet pencereden kaçar (Türk Sözü)
- Adaleti ödül beklemeden yerine getir (Solon)
- Hocama en akıllı kişinin kim olduğunu sorduğumda bana Az konuşup çok
dinleyen, dedi (Barrow)
- İleride karşılaşabileceği sıkıntıları önceden sezip hazırlıklı olan kişi
akıllıdır (Chü-i)
- İnsanların akıllarını aldığınızda geriye hiç bir şey kalmaz (Hamilton)
- Çocuklarınıza verebileceğiniz en büyük armağan akıldır, gerisini
kendileri halleder. (kant)
- Duygu ve akıl yan yana geldiğinde her zaman duygu kazanır. (Goethe)
- Canlıların en akıllısı olarak insanı seçmişler. Ne yazık ki, pislik
makinesinden başka bir şey değildir. (Maeterlinck)
- Aklı karıştıran şey insanın arzularıdır (Sadi)
- İnsan boşboğazlığına ancak aklı ile karşı koyabilir (Schopenhauer)
- Öfkeni aklınla yenemiyorsan kendini insandan sayma(Voltaire)
- Ahmak olmayı beceremeyen akıllı olmayı da beceremez (Alman sözü)
- Kadının akılsızlığı gözünden, akıllılığı ise sözünden belli olur. (Kırgız
Sözü)
- Karnının doyduğunu düşünenin aklı her zaman aç kalır.(Çin Sözü)
GENÇLİK
- Ben her zaman yaşlılar gibi olgun düşünen gençlere, gençler gibi neşeli
olan yaşlılara hayranımdır. Zaten neşeli olanlar hiçbir zaman yaşlanmazlar
(Cicero)
- Genç bir erkekle genç bir kızın ilk buluşmaları, filmlerdeki gibi
izlenmeye değer bir görüntü oluşturur.(Schopenhauer)
- Bekarın parasını it, yakasını bit yer (Türk Sözü)
- Eğer bir erkek çabuk yaşlanıyorsa, bunun sebebini karısında araması
gerekir (Rus Sözü)
İYİMSERLİK
- Yaptığımız en büyük hata şudur: Biz, her zaman dünyaya eğlenmek için
geldiğimizi düşünürüz; halbuki, bunun böyle olmağını kavrarsak bütün
zorluklara katlanırız.(Cicero)
- İnsanların en zavallıları hiç kimseye güvenmeyenlerdir. Onlar kimseye
güvenmedikleri için onlara da kimse güvenmez. (Epictetus)
- Kötü insanlarla mücadele ettim, yine de onları yendiğim halde kötü
huyları bana geçti (Falachi)
- Çiçeğin dikeni var diye üzüleceğimize, dikenin çiçeği var diye sevinelim.
- Problemlerini daha zorlaştırmak istiyorsan, bunun en kolay yolu onları
olduğundan daha büyük göstermektir. (Treece)
- Başının derde gireceğini düşünen insan, şu anda başı dertte olandan
daha fazla acı çeker. (Voltaire)
MUTLULUK
- Akıllı ve vicdanlı insan mutluluğunu başkalarının mutluluğunda arar
(Allen)
- Bedeni lezzetler insanı mutlu etmez, aksine bedeni zayıflatırken akla
da zarar verir.(Aristotele)
- Mutlu olabilmek için başkalarının bize yardım etmemelerinden ve sevgi
gösterememelerinden şikayet ediyoruz. Aslında mutlu olmak kendi
elimizde. Kaldı ki bizde bu başlarının mutluluğu için hiçbir şey
yapmıyoruz.(Bacon)
- Mutluluğun ne olduğuna şimdiye kadar kimse cevap bulamadı ( Browing)
- Mutluluk top gibidir yuvarlandığında arkasından koşar, durduğunda
ayağımızla tekmeleriz.(Chateaubriand)
- ***Mutlu olmak için iğne kalınlığında bir akarsuya, sıkıntılarımızı
gidermek için okyanusa ihtiyacımız var (Emerson)
- Mutluluk kelebeğe benzeri kovalarsanız kaçar, oturursanız kafanıza
konar (Hamerling)
- Mutluluğu aramadığım yer kalmadı. Meğer o yanımdaymış (Hanotaux)
- Mutluluğun göklerden geleceğini bekleyenler ömür boyu beklerler
(Lubbock)
- Mutluluk gonca gül gibidir. Sessiz ve derin bir yerde saklıdır ve bize
çok yakındır. (Maeterlinc)
- İnsanoğlu mutluluğa çabuk alışır, çabuk alıştığı için de çabuk unutur.
(Martin)
- Mutlu olmak istiyorsan isteklerinin bir kısmından vazgeçmen gerekir.
(Samain)
- Ey mutluluk! Sana ne zengin, ne fakir ulaşabildi. Neredesin? (Schiller)
- Bana mutluluğumun nedenini sordular. Bende ellerimdeki ve yüzümdeki
çizgileri göstererek, çok acı çekmeme rağmen hiç kimsenin önünde
eğilmedim, hiçbir siyasi gruba katılmadım, durmaksızın çalıştım ve
neticede başarılı oldum. (Shakespeare)
- Mutluluk bir rüyadan ibarettir, yalnız adı vardır, onu bulmak kolay
değildir.(Voltaire)
- Dünyanın nimetlerini gör, yoksunluklarını değil (Carnegie)
- Mutsuzluğa Her işte bir hayır vardır diyerek katlanan, mutluluğa da
aynı şekilde uyum sağlar. (Fielding)
- Mutsuzluğundan şikayet ediyorsun, başkalarının mutsuzluklarını bir
bilsen haline şükredersin. (Huber)
- Hiç Kimse, bu güne kadar gerçek mutluluğu tatmamıştır. Mutluluk
mutsuzluğun olmaması demektir. (Maeterlinck)
- Başıma gelen mutsuzluklar arkadaşlarıma duyduğum güvenden gelmiştir.
(Rousseau)
GÜZELLİK-SEVİNÇ-GÜLÜMSEME
- Bana güzelliğimi yoksa gerçeğimi tercih edersin diye sorsalar, hiç
düşünmeden güzelliği derim. Çünkü güzellikte gizli bir gerçek yatar.
(France)
- En güzel şeftalide bile çürük olabilir (Afrika sözü)
- Gülleri bölüştürdüler, kırmızı gülün nasibi diken oldu (Türk Sözü)
- Ne yazık! Sevinç içinde yaşadığımız halde mutlu olmasını bilemiyoruz
(Arnold)
- Gerçek sevincim yeteneklerimi iyi kullandığımda belli olur (Bonaparte)
- Düştüğünüzde gülerek ayağa kalkmasını bilin. Çünkü ayağa kalkmaya
çalışmayanlar hasta olanlardır. (Carnegie)
- İnsanları etkilemek için en önemli araç gülümsemektir (Carnegie)
- Önemli olan içki içmek değildir. Sarhoş olmaktır (Chekhov)
- Ancak gülümsediğinizde insana benzersiniz. (Einstein)
- Ağlarken bile gülümsemesini biliniz. (Gay)
- Hayattan keyif almak için beklemeye gerek yok, bulunduğumuz her anın
tadını çıkarmak yeterlidir. (Goethe)
- Bazı insanlar gülün dikeni var diye şikayetçiler ama, bence dikenin gülü
var diye sevinmeliyiz. (Karr)
- Sizi sevindirecek şeyleri elde etmeye bakın, yoksa elinizdekilerle
yetinmek zorunda kalırsınız (Shaw)
- Sevinç gözyaşlarını hiçbir zaman silme!(Solon)
- Dünyada en güzel şey güler yüzlü olmayı başarabilmektir. (Anonim söz)
BAŞARI-ÖDÜL
- Büyük başarılar, değerli anaların yetiştirdiği seçkin evlatlar sayesinde
olmuştur. (M. Kemal ATATÜRK)
- Yenile yenile yenmeyi öğrendim .(Bonaparte)
- Kaybetmekten korkanlar değil, mücadeleci olanlar başarırlar.
(Calderwood)
- Başarılı olmak için elimizden gelen her şeyi yaptığımız halde, mutlu
olmak için hiçbir çaba harcamıyoruz. (Chateaubriant)
- Bizim için en büyük zafer, rakiplerimize başarılı olacağımızı
hissettirmektir. (Ghandhi)
- Hayatta başarılı olmak için, ya bir kadına, ya bir işe yada bir hedefe
sahip olmak gerekir.(Vollmer)
- Bana göre güçsüzlük, haklının hakkını vermemektir.(Bonaparte)
- İster gökte, ister denizin altında, ister dağ başında olunuz, yaptığınız
işlerden dolayı yakanızı bırakmayacaklardır.(Buddha)
- Demiri çürüten pas nasıl kendi içindeyse, suçluyu asıl cezalandıran da
kendi vicdanıdır.(Gandhi)
- Arzularının esiri olanlar, fırtınalı bir denizde seyreden gemiler gibi
batarlar.(Horace)
- Ne ekersen onu biçersin (Hz. İsa)
- Eğer kötülük yapıyorsak mutluğu boşuna bekleriz. Herkes yaptığı
kötülüğün cezasını bir gün mutlaka öder.(Hz. Musa)
- Özendirmeyle korkakları savaşa, tembelleri ise çalıştırmaya
yönlendirebilirsin.(parker)
- Çiçeği ayağımızın altında ezebiliriz, ama yaydığı kokuyu ortadan nasıl
kaldıracağız? (Voltaire)
- Meyvesini yediğin ağacın dalını kırma (İran sözü)
SÜKUT
- Benim için en geçerli şey, konuşmaya gereksinim duymamam olurdu.
(Confucius)
- Geçekleri getiriyorum diye bağırıp çağırmaktansa susmak daha iyidir.
(Descartes)
- Ağzımız kafes, kelimelerse bir kuş gibidir. Ağzımızı açtığımızda
kelimeler birer kuş gibi uçarak kontrolümüzden çıkarlar. (Nobel)
AŞK-YAŞANTI
- Aşık olunca cansızdım dirildim, üzgündüm güldüm. (Austin)
- Önemli olan aşık olduğun değil, aşık olmaktır. (Chekhov)
- Doğa güneşe nasıl ihtiyaç duyarsa, insanlarda sevgiye aynı şekilde
ihityaç duyarlar. (Daudet)
- Aşk geldiğinde kimse görmez ama gidince herkes görür.(Kocher)
- Gerçek aşk ateş gibidir. Bir anda bütün duygularımızı harekete geçirir.
(Rousseau)
- Aşk güçlü bir ordu gibidir. Bir anda kalbine, beynine ve bedenine
saldırır. (Voltaire)
- İnsanoğlu olayları tayin edemez, ama kendine ait fikirlere sahip olabilir.
Bu sayede biraz da olsa yaşamını yönlendirebilir.(Allen)
- Kadının hayatını aşk, tahammül, fedakarlık ve duygusallık teşkil eder
(Balzac)
- Ben kaderime boyun eğmem, onun benim önümde eğilmesini sağlarım.
(Beethoven)
- Hayat, rüyada bile sonsuzluğa doğru gitmektir. (Browing)
- Hayatımızın çok hızlı akıp geçtiğinin farkında olmayıp, onun bir an önce
geçmesini bekliyoruz. (Carnegie)
- Yaşam bir serüvendir. Hazır bir reçete değil. (Churchill)
- Rüyamda hayatın güzel olduğunu gördüm, uyandığımda onu görev olarak
kabul ettim. (Harrison)
- Hayat bir oyundur. Oyunda kaybedersek üzülmemeli, çocukların yaptığı
gibi oyuna devam etmeliyiz. (Jordan)
- Biz bu çağda yaşarken, taş devrinde yaşayanların günahı neydi?
(Maeterlinck)
- Dünya işe yaramaz bir sürü insanla dolu, keşke bunları ortadan
kaldırmak mümkün olsaydı! (Nietzsche)
- Yaşamayı sevenler sabahın şarkılarıyla uyanır, buna karşılık karamsar
olanlar uyumaya devam ederler (Pushkin)
- Hayat ormana benzer, uzaktan bakıldığında güzeldir, ama içine
girildiğinde güzelliğini kaybeder. (Schopenhauer)
- Aşkını kaybedenin yaşamı, hiç aşık olmayandan daha iyidir. (Tagore)
- Hayat çocuğa benzer, uyumasını istemiyorsanız onu oyalamanız gerekir.
(Voltaire)
- Hayatta ele geçen fırsatları kaçırmamak gerekir. (Wallace)
KISKANÇLIK- BENCİLLİK
- Kıskancın bu dünyada elde ettiği sadece üzüntüdür. Başkalarını mutlu
görünce, kıskançlığı iki kat artar. (Aristotle)
- Dünyada, çalışkan, ciddi ve dürüst olmasına rağmen, işleri yolunda
gitmeyen insanlar kıskanç ve mutsuz olurlar.( Barrow)
- İnsanoğlu dünyadaki tüm nimetlerin ona ait olmadığını kabul
edebilseydi, kıskançlık diye bir şey olmazdı. (Kopp)
- Kıskançlık yılan zehrinden daha beterdir. Çünkü yılan zehri sadece bir
kişiyi, kıskançlık ise hem başkasını hem de kendisini zehirler. (Lubbock)
- Kıskanç insanı rahatsız etme, zaten kendisi rahatsızdır. (Martin)
- Kıskançlık eğer yanıcılık özelikleri taşısaydı, dünyada hiçbir yakıta
ihtiyaç kalmazdı (Yugoslav sözü)
- Bencillik, en belirgin aptallık örneğidir. (Anderson)
- Kişinin kusurlarını kendisine söylememek, kusurların en
zararlısıdır.(Callinicus)
- Başkalarını örnek alma, kendini tanı, olduğun gibi görün ve buna inan,
çünkü dünyada senin gibisi yoktur. (Carnegie)
- Üç şey serttir: Çelik, Elmas ve kendini tanıma (Franklin)
- Kendinden laf etme bırak başkaları anlatsın. (Kauntiz)
- Arzularının önüne geçemeyenler, bu arzuları yerine getireceklerine söz
verenlerin kölesi olur. (Bon)
- Sen beni eleştirirken kendini haklı buluyorsun da, neden seni
eleştirdiklerden şikayetçi olup onları haksız buluyorsun(Navarro)
- Socratese kendi kavimlerinin onlarınkinden daha üstün olduğunu
söylemişler. Socrates Olsun, siz kavminizden bir şeyler almışsınız bense
kavmime bir şeyler vermişim. Bu durumda ben kavmimin kıvancı, sizse
utancısınız cevabını vermiş. (Socrates)
- Deve kendi hörgücünü değil, komşusunun hörgücünü görür. (Marekeş
Sözü)
- Gözün ağrırsa eline, karnın ağrırsa midene hakim ol. (Özbek sözü)
- Cömert derler maldan ederler, yiğit derler candan ederler (Türk sözü)
- Kendimizden memnun değilsek, başkalarından da memnun
olmayız(Anonim)
DALKAVUKLUK-HIRS-AÇGÖZLÜLÜK
- Dalkavuklar ve bilim adamları, birbirleriyle asla anlaşamazlar
(Bonaparte)
- İnsan övülmekten ne kadar hoşlanırsa, dalkavukluktan da o kadar
nefret eder (Carnegie)
- Olduğundan fazla göstermek, kendinle alay etmektir. (Field)
- Dalkavuk sahte paraya benzer. Biz desteklersek değer kazanır.
(Rochefaucauld)
- Bazı insanlar bir kemik parçası için kendilerini köpek yerine koyarlar.
(İsveç Sözü)
- Dünyaya hakim olan güç, ahmaklık, korkaklık ve açgözlülüktür. (Einstein)
- Açgözlülük hastalığından kurtulmak mümkün değildir. (Hunt)
- İnsanlar genelde sahip olamadıkları şeylerden söz ederler. (Kenyon)
- Hırslı insanların gözünü ancak toprak doyurur.(Lubbock)
- Açgözlü ipek böceğine benzer. Tıplı ipek böceğinin kozasının içinde
hareket etmesi gibi ne kadar kendi etrafında dönerse dönsün. Kurtuluşu
mümkün olmayıp ölüme mahkumdur. (Pope)
- Düşmanlığın nedeni servet hırsı, zorla saygı görme hırsı ve görüşünü
kabul ettirme hırsıdır. (Taylor)
ZULÜM-SİTEM-ÜZÜNTÜ
- Yağmur hem mazlumu hem zalimin başına yağar. Ama en çok zarar gören
mazlumdur. Çünkü zalim şemsiyesini eline almıştır bile. (Bacon)
- Acı çekmek ölmekten daha büyük cesaret ister (Bonaparte)
- Ruhumun güçlenmesini sağlayan, çektiğim acılardır. (Descartes)
- Eski çağlarda aslanların önüne atılan köleler, gladyatörlerin eğlence
kaynağıymış. (Ewing)
- Güldürmesini biliyorsan ağlatma, sevindirmesini biliyorsan üzme! (Jawel)
- Gece ne kadar karanlık ve ürkütücü olsa da sabredersek gündüzü
görebiliriz. (Klauber)
- Sıkıntılar gecenin karanlığında bile yolunu bulur. (Otto)
- Bazen bir bakış bir damla göz yaşı çok şey anlatır. Bunu ciltler dolusu
kitapta bile anlatmak mümkün olmaz. (Sherman)
- Kötülük yapmak için elimize sayısız fırsat geçer. Ancak iyilik yapmak
için senede bir kere bile fırsat bulamayız. (Voltaire)
- Erkeğin gözyaşı zayıflığını, kadınınki ise kurnazlığını gösterir. (italyan
sözü)
YALAN-DÜŞMAN
- Doğru söze yalan karıştırmak, altına başka madenleri karıştırmaya
benzer, dayanıklılığı artarken değeri düşer. (Bacon)
- İnsanla hayvan arasındaki fark: konuşmak ve yalan söylemektir.(France)
- Yalan kar topuna benzer. Yuvarlandıkça büyür. (Luther)
- Yalan bir sıkıntıyı halleder, ama yerine binbir sıkıntı getirir. (Porter)
- Yalan söylemek kılıç darbesi gibidir, yara geçse de izi kalır. (Sadi)
- Yalan söylemek günahların en zevklisidir. Bunun için insanlar yalan
söylemekten kaçınmazlar. (Çin sözü)
- Düşmanlık ve kini içinizde beslemeyin, yükü çok ağırdır. (Arnold)
- Dostlukları düşmanlığa çevirmek kolay, düşmanlığı dostluğa çevirmek
zordur. (Astor)
- İnsanların art düşünceleri yoksa, onlara istemedikleri hiçbir şey
yaptıramazsın. (Atatürk)
- Düşmanlarını dost gibi gör, çünkü hatalarını ancak onlardan
öğrenebilirsin. (Franklin)
- Hatalarını öğrenmek istiyorsan, dostlarından değil düşmanlarından sor.
(Jordan)
- Düşman kazanmak istiyorsan, kendini dostlarından üstün göster, dost
kazanmak istiyorsan, onların senden üstün olduğunu kabul et. (Monti)
- En yakın dostumuz düşmanımızdır, çünkü bütün sırlarımızı bilir.
(Watson)
- Dostun yoksa düşmanda yaratma. (yunan sözü)
YENİLGİ-UMUTSUZLUK
- Atalarımız çaresizliklerini hep göklerde aramışlardır, ancak gökler
herzaman masumdur. (Allen)
- Umutla umutsuzluğun arası bir adımdır.(Bonaparte)
- Başarısız olduğunuz zamanlarda mutsuzluğa kapılmayın, çünkü
başarısızlığın nedeni tembelliğinizden kaynaklanır. (Ledoux)
- Her konuda olumsuz davranırsanız, olabilecek şeyleri de
başaramazsınız. (Sand)
- Yenilgiler zafere giden yolun basamaklarıdır. Birinci basamakta
umutsuzluğa uğrayıp mücadeleden vazgeçerseniz hiçbir zaman zafere
ulaşamazsınız. (Trecee)
- Kolay kazanılan şeylere değer vermeyiniz. (Alman sözü)
- Benden başka sırtımı kaşıyan çıkmaz.(İran sözü)
YALNIZLIK- KÖTÜ ALIŞKANLIK
- Hayatta açlıktan sonra yalnızlık gelir. (Barnes)
- Dünyada en mutlu insanlar delilerdir. Çünkü yalnız olduklarını asla
hissetmezler. (Kotzebue)
- Aşkın oluşmasını sağlayan yalnızlıktır. (Bruyere)
- İnsanın bu dünyada bir seveninin olmadığı düşüncesi kadar, kahredici
bir şey yoktur. (Lubbock)
- Hayatta yalnızlıktan başka arkadaş bulamadım. (Talma)
- Benim alkol kullanmamın nedeni, iyi ve hoş saatlerimin nasıl geçtiğini
öğrenmektir. (Astor)
- Meyhane yanı, deliliğin şişe şişe satıldığı mekan demektir. (Savile)
- Eğer alkolün bir gıda olduğunu söylersem, insanlara ayıp etmiş olurum;
çünkü alkol insanların kaslarını yumuşatıp, beyin ve düşüncesini
durdurarak insanı hayvan şekline sokar. (Senoa)
ERKEK-KADIN
- Erkekler kadınları anlamaya çalışır, ama sadece onlarla evlenmeyi
başarabilirler. (Baker)
- Erkekler şaraba benzer. Kimileri ekşir ama en iyi olanları yıllandıkça
güzelleşir. (Papini)
- Bir insanın erkek olup olmadığını, sözünden değil, yaptığı işten anlarsın.
(Platon)
- Her erkek damat olabilir. Ama adam asla!..(Yunan sözü)
- Kadın erkeğin gerdanlığıdır. Taktığın gerdanlığa dikkat et! (Austen)
- Kadınlar, matematiğe çok yatkındır. Çünkü yaşlarını ikiye bölerler. Satın
aldıklarının fiyatlarını ikiyle çarparlar. Kocalarının maaşlarını üçe
katlarlar. Arkadaşlarının yaşlarına da en az elli yıl ilave ederler. (Austen)
- Hemşirelerin kadın olmasının nedeni, kadınların acıya daha duyarlı ve
sabırlı olmalarından ileri gelir. (Balzac)
- Ağlamak kadının tesellisi, erkeğinse rezilliğidir. (Bonaparte)
- Kadınımsı erkeklerden ve erkeğimsi kadınlardan nefret ederim, herkes
kendi rolünü oynamalı!(Bonaparte)
- Kadın bir cam gibi nazik ve kırılgandır; onun direncini ölçmeye
kalkmayın, her an kırılabilir. (Cervantes)
- Kadınların bize verdiği ilhanla şaheserler yaratıyoruz. (Dumas)
- Kokusu olmayan güzel çiçekler gibi güzel, ama sevimsiz olan kadınlarda
mevcuttur. (Hand)
- Kadını güzel yapan Tanrı, sevimli yapanda şeytandır. (Hugo)
- Kadın doğanın en güzel varlığıdır. Güzelliğine iyi huy, aş ve sanat ilave
olursa kapısını çaldığı erkeğin bulabileceği en büyük nimet olur.
(Kaufman)
- Kadının yüreği öyle bir uçurumdur ki, derinliğini ölçmek imkansızdır.
(Fontaine)
- Kadın, yaşını doğum tarihinden itibaren değil, evlendikten sonra
hesaplar. (Lodge)
- Kadınlar çocukları erkeklerden daha iyi anlarlar. Aslında erkeklerin
hepsi de birer çocuktur. (Nietzsche)
- Kadın bekarken sadece evlenmeyi, evlendikten sonra ise her şeyi ister.
(Shakespeare)
- Güzel kadın insanın gözüne, huyu güzel kadın ise ruhuna hitap eder.
(Voltaire)
- İki çeşit kadın vardır: birisiyle zengin, diğeriyle fakir olursun (Arap
sözü)
- Kötü kadın, erkeğin içinde er geç boğulduğu bataklık gibidir. (Afrika
sözü)
- Arkalarına bakmadıkları halde görebilen varlıklar, kuşlar ve kadınlardır.
(Fransız sözü)
- Kadınlar manzarası güzel dağlara benzer. Onları ancak uzaktan seyredip
zevk alabilirsiniz. (Japon sözü)
DENEYİM
- Eğer alışkanlık gözlüğün yoksa, deneyim gözlüğünü kullan. Alışkanlık
gözlüğün varsa, bunun üzerine deneyim gözlüğünü de ilave et. (Basse)
- Deneyimler, en iyi öğretmenlerdir. Yalnız okul masrafları biraz çoktur.
(Carlyle)
- Tecrübelerime dayanarak söylüyorum. İnsanların bedeni ve ruhu bir
bütündür. Biri acı çekerse, diğeri onu paylaşır. (Chasterfield)
- Tecrübelerim bana göstermiştir ki, yirmi dört saat içinde en az beş
dakika ahmaklık yaparız. En mutlu insanlar, bu süreyi beş dakikanın
üstüne çıkarmayandır. (Franklin)
- Bir ömür boyu çekiçle çiviyi taşa çakmak için uğraştım, şimdi anlıyorum
ki çekiç, çivi ve taş benmişim. (Kaufman)
- Deneyim, koparılınca bozulan, koparılmamış bir meyve gibidir.
(Sokrates)
- Deneyim, yumuşak yatağa ve kuş tüyü yastığa yatılarak kazanılmaz.
(Wilde)
EVLİLİK
- Aşk evliliğin sabahıysa, evlilik aşkın akşamıdır. (Balzac)
- Evliliğin sessiz ve sakin sürmesi için ya koca sağır ya da kadın dilsiz
olmalı.(Cervantes)
- Sadece antikacılarla evlenin. Çünkü yaşlandıkça değeriniz bilinir.
(Christie)
- Evlilik kuşatılan kente benzer. İçindekiler dışarı çıkmaya, dışındakiler
içeri girmeye çalışırlar. (Franklin)
- Evlilik badem içine benzer, yemeden acımı, tatlımı bilinmez. (Fontaine)
- Sokrata Evlilik mi yoksa bekarlık mı daha iyi; diye sorduklarında her
ikisinde de pişmanlık duyarsınız demiş. (Sokrates)
- Evliliğin üç haftası tanışmak, üç ayı sevişmek, üç yılı kavga etmek, otuz
yılı da katlanmaktan ibarettir. (Taine)
- Eşinize bir kitap gibi davranın, sıkıcı bölümlerini okumasanız da olur
(Wallece)
- Evlilikle karpuz arasındaki benzerlik, bazen iyi ama çoğunlukla ham
çıkmasıdır. (İspanyol Sözü)
SEVGİ
- Sevginin dili yoktur, onu sağır ve dilsizlerde anlar. (Bulmer)
- Biz bizi sevenlerin ürünüyüz (France)
- Herkesten sevgi beklemeyin, çünkü onu siz yaratacaksınız. (Horace)
- Sevmekler acıma duygusunu birbirine karıştırmayın. Sevmek sevilmenin
ödülüdür. (Karlfeldt)
- Dostun için tüm sevgini ortaya koyma, çünkü azaldığında sevginden
şüphe eder. (Kraepelin)
- Sevgi tıpkı açık havadaki yüksek ses gibi yankı yapar. (Lubbock)
- Eğer dünyaya tekrar gelebilseydim herkese karşı şefkatli olurdum. Bu,
imkansız olduğuna göre şu andan itibaren bu yolda ilerlemeliyim. (Morris)
- Dil ve gönül her zaman aynı şeyi istemez. Dilin istediği bazen gönül,
gönlün istemediğini de bazen dil istemez.(Porter)
- Kendisiyle barışık olmayan, başkalarını da sevemez. (Rhodes)
- Sevgi ve acıma insanlık vasfıdır. Hiddet ve şehvet ise hayvanlık
vasfıdır. (M. C. Rumi)
- Buddha, ölmeden önce hayatını iki kelimede özetledi: Sevgi ve şefkat.
(Toynbee)
- Kalbini hediye ettiğinde dikkatli ol (Afrika Sözü)
- Sevgiyi balıktan öğrenin, çünkü o sudan çıktığında ölür. (İran sözü)
- Bahçıvan, bir gül için dikenlerin kölesi olur. (Türk Sözü)
BİLGİ
- Bilginin efendisi olmak için çalışmanın uşağı olmak gerekir. (Balzac)
- Gençken bilim ağacını dikmezsek, yaşlandığımız zaman gölgesine
sığınacak bir ağacımız olamaz. (Chamfort)
- Seni yönlendirmeyen ilim ilim değildir. (Cholthon)
- İlim susamış insana benzer. İçtikçe daha çok susar. (Engel)
- İlim ve teknikler ilerledikçe insanların pislikleri ortaya dökülür.
(Herder)
- Her büyük adam büyük bir bilgin, ama her büyük bilgin büyük adam
değildir. (Krapp)
- Bildiklerimiz değil, doğru zannettiklerimiz başımızı belaya sokar.
(Lincoln)
- İlim okyanusa benzer, ben ve bazı arkadaşlarım bu okyanusun birkaç
damlasından içme şansına sahip olduk. (Newton)
- Bütün bildiğim, bir şey bilmediğimdir. (Socrates)
- İlim ağaca benzer, yürekte köklenir meyvesi ise ağızdan çıkar. (Tilden)
- İlim insanların tacı, servetse boyuna takılan zincirdir. (Vicoi)
- İlim hem bildiğinizi hem de bilmediğinizi bildirmek içindir. (Çin sözü)
- Bildiğin işi yap, bilmediğine ise burnunu sokma. (İran sözü)
ZAMAN
- Zaman öldürmek en pahalı harcamadır. (Balzac)
- Olaylar, her an ince bir tele bağlıdır. Bilgili insanlar, bu olaylardan
faydalanıp gerekli işleri zamanında yaparlar. (Bonaparte)
- Zaman herşeyi kaybettirir, ama sadece aşkı ebedi kılar. (Clairon)
- Geçmiş veya gelecek yoktur. Sonsuz bir Şimdi vardır. (Cowley)
- Mutlu insan her anından faydalanır ve kendi kendine şöyle der: Ben
bugün mutluyum, yarına Allah bilir. (Durante)
- Eğer hayatı seviyorsan, zamanı öldürme, çünkü hayatın zamana
bağlıdır.(Franklin)
- İnsanın, ömrünü yarısını tartışmayla geçirecek kadar zamanı yoktur.
Geçmişi unutup geleceğe bakmalısınız. (Lincoln)
- Değerli Dostum! İhtiyacın karşında malını ve mülkünü kullan, ama bir
saatini bile boşuna harcama, değerini tayin edemezsin. (Marden)
- Siz zamanınızı kaybetmiyorsunuz, zaman sizi kaybediyor. (Moliere)
- Zamanın öldürülmesinin basit örneği, telefon konuşmalarıdır. (Rinehart)
- Zamanımı kullanmasını bilemedim, şimdi o beni kullanıyor. (Shakespeare)
- Zaman su gibi akıp gidiyor derler, halbuki, zaman değil biz geçip
gidiyoruz. (Weber).
- Sabahın bir saati, gecenin iki saatinden daha iyidir. (Afrika sözü)
- Boşa geçen zamana üzülmek rüzgarı kovalamaya benzer. (Rus Sözü)
- İnsanın, en samimi arkadaşının bile yabancı saydığı öyle bir saati vardır
ki.. (Anonim)
- Çözemediğimiz olayları zamana bırakıp beklemekten başka çare yoktur.
(Anonim)
İLETİŞİM
- İnsan aynı huyu taşıyan insanlarla iletişim kurarsa, bu iletişim sayesinde
hem cömert hem de cömert insanlara daha yakın olur. (Cicero)
- Mütevazi bir insanla diyalog kurmak, alim olduğu halde kendini beğenmiş
bir insanla diyalog kurmaktan daha iyidir. (Cullen)
- Nasıl davranırsan tıpkı ayna gibi sana öyle geri yansır. (Goethe)
- Görüşme adabını bilmeyen kişi alim bile olsa gerçek kişiliğini
gösteremez. (Liard)
- İki insanın uzun süre görüşmesi, ikisini de öylesine etkiler ki, sadece
huy ve ahlakları değil, ses tonları bile birbirine benzer. (Lavater)
- Kötü arkadaşın verdiği zarar vücuduna değil, ruhunadır. (Leitner)
- Birinin kimliğini öğrenmek istiyorsan, kendisinden değil, arkadaşından
sor. (London)
- Kötü niyetli insanlara diyaloga girmeyin, sizi pişmen etmese bile mutlu
da edemez. (Platon)
- Kötü insanlarla görüşmek, ilk günde rezillik gibidir. Sonraki günlerde
alışır, hatta onları öpebiliriz bile.. (Pope)
- Kendini bilgin sanan cahille görüşme . (Roubillac)
- Doğru insan doğru insanla iletişim kurmalı, ama maalesef bu böyle
olmuyor. (Shakespeare)
- İnsanlar görüştükleri insanları titizlikle seçmeli, çünkü davranışlar
bulaşıcı hastalıklar gibi birbirine geçerler. (Shakespeare)
- Eğer siz kişilikli ve ahlaklı insanlarla oturup kalkarsanız onların
özellikleri size de geçer. ( Smiles)
- Soğuk çay ve pilavı kabul edebiliriz ama asık suratlılığı asla.. (Çin sözü)
MİSAFİRLİK
- Balıklar ve misafirler birbirine benzerler, ikisi de üç günde kokar.
(Franklin)
- Davetsiz misafir iki kişiye kadar kabul edilir, fazlası çekilmez. (Rodo)
- Yüzsüz misafiri kebab yapıp yiyeceksin. (Afrika sözü)
- Misafir, ilk gün altın, ikinci gün gümüş, üçüncü gün demir, dördüncü gün
çanak gibidir. Beşinci gün ise kül gibi sokağa atacaksın. (İran Sözü)
SAVAŞ-BARIŞ
- Zafer Zafer benimdir diyebilenlerindir. (M. Kemal Atatürk)
- Savaş bir oyundur. Bazen en mahiride yenilir. (M. Kemal Atatürk)
- Savaşta silah yerine öğretmen kullansaydık, zafer mutlaka bizim
olurdur. (Bismark)
- Savaşa girmeden önce kaçış yollarını da planla. (Bonaparte)
- Kan dökmek değil, gözyaşını kurutabilmek marifettir. (Byron)
- Savaşta ölenler sayesinde, kazananlar bayram yapıyor. (Byron)
- Savaşı kazanmak, siperlerin sağlamlığı değil, komutanların cesaret ve
becerisine bağlıdır. (Frederick II)
- En suçlu metal altındır, çünkü onu elde etmek için dökülen kanların
haddi hesabı yoktur. (Herder)
- Kanlı savaşlar, mezarlıkların sayısının artmasından başka bir işe
yaramaz. (Lamartine)
- Savaş hayatın vazgeçilmez bir yasasıdır. Barışsa iki savaş arasında
kurulan mutluluk köprüsüdür. (Nietzsche)
- İki dargının arasına girme, onlar barıştığında sen zor durumda kalırsın.
(Sadi)
- İnsanlar, avlandıkları zaman bunun adı spor olur. Gelgelelim avlandıkları
hayvan onları öldürdüğünde buna vahşet derler. Cinayetle adalet
arasındaki farkı siz bulun. (Shaw)
- En iyi komutan ne kendi tarafına, ne de karşı tarafa hiçbir kayıp
vermeden, savaştan galip olarak çıkandır. (Çin Sözü)
- Savaşların kökeni para, toprak ve kadındır. (Hint Sözü)
PARA
- Aristoya Bilginlerin mal sahibi olmaları uygunmudur? diye sorulduğunda,
Cimrilere muhtaç olmamaları için gereklidir demiş. (Aristotele)
- İnsanlar parayı köle yaptıklarını sanırken, kendileri onun kölesi
olmuşlardır. (Beethoven)
- Hayat boyu başarının sırrı. Para, para, para... (Bonaparte)
- İnsanlar üçe ayrılır: Paranın kölesi olanlar, paranın arkadaşı olanlar ve
paranın patronu olanlar. (Carnegie)
- Arkadaşınızdan borç almadan önce iyi düşünün. Paraya mı yoksa
arkadaşa mı daha çok ihtiyacınız var? (Edison)
- Önemli olan para sahibi olmak değil, hayattan zevk almayı bilmektir.
(Kenyon)
- Ekonomi bir nehir gibidir, yatağı zamanla değişir. Birden bire olmaz.
(Özal)
- Para açlığımı giderir ama sıkıntılarıma çare bulamaz. (Shaw)
- Arzuları değerli olan, zengindir. (Voltaire)
- Her parlayan altın olamaz. Herhalde dünyadakilerin yarısı kör kii
parlamayan şeyleri göremiyorlar. O zaman ayna, körün ne işine yarardı.
(Wilde)
- Haklı yada haksız olman önemli değil, eğer paran yoksa nasılsa haksız
olacaksın. (Çin Sözü)
- Kendine düşman yaratmak istiyorsan borç ver. (Anonim)
ŞANS-KUMAR
- Fırsat, insanın kapısını iki kere çalmaz. (Chamfort)
- Şansından şikayet edenin aslında beceriksizliğinden bahsetmesi
gerekir. (Maererlinck)
- Gerekenleri yapsaydık, istediğimizi elde ederdik. (İngiliz sözü)
- Şans bazen şimşek gibi çakabilir. Ama unutmayın, arkasında kara
bulutlar sizi bekliyor olabilir. (Macar sözü)
- Talihli olanların horozları bile yumurtlamaya başlar. (Rus sözü)
- Kumarbazın gözü kördür, ama yanında oturan çok iyi görür. (Çin sözü)
- Kumar masasını ne kadar çabuk terk edersen o kadar kârda olursun.
(İskoç Sözü)
DÜŞÜNCE
- Samimiyetin dili yoktur. O gözlerden anlaşılır. (M. Kemal Atatürk)
- Fikirler, şiddetle, top ve tüfekle asla öldürülemez. (M. Kemal Atatürk)
- Düşünmek görmektir. (Balzac)
- Geleceği düşünmek hayatındaki ilk hedef olsun. (Barnes)
- Her işin başında düşünmek gelir. Düşünceni kendine sakla. Eğer iyi
düşünürsen başarılı olursun. ( Bergson)
- Mümkün olduğu kadar çok düşün, düşündüğünü de hemen yap.
(Bonaparte)
- Benim için en büyük insan, düşünceleri ile duyguları arasında köprü
kurabilenlerdir. (Bonaparte)
- Boş yere hayal kurmak, ömrümüzü boşa harcamaktan başka bir şey
değildir. (Capus)
- Hayat için düşünün ama üzülmeyin. (Carnegie)
- Düşüncelerini iyi yolda kullanan kişinin gücü pehlivanınkinden daha
fazladır. (Calton)
- Mal ve makama ulaşmak için, herhangi bir düşünceye sahip değilim ve bu
tür düşüncelerden daima uzak durmaya dikkat ediyorum. (Confucius)
- Düşünüyorum o halde varım. Varım çünkü düşünüyorum, çünkü şüphe
ediyorum. (Descartes)
- Kendinle sürekli konuşmalısın, çünkü kendine hem söyleyeceklerin
hemde soracakların vardır. (Epictetus)
- Güzel kokan çiçekler gibi,güzel düşünceler de iyi olan kafalardan çıkar.
(France)
- Düşünürlerin deli dolu felsefeleri olmasaydı, insanoğlu hala binlerce yıl
öncesindeki gibi mağaralardaki gibi yabani şekilde yaşıyor olurdur.
(France)
- İnsan iki dakika havasız, iki hafta susuz, üç hafta gıdasız, bir ömür
boyu sefalet içinde yaşayabilir. Ama bir an bile düşünmeden yaşayamaz.
(Franklin)
- Olgunlaşmamış bir akıl, durmaksızın bir düşünceden ötekine atlar.
Olgunlaşmış akılsa her zaman tek bir düşüncenin peşindedir. (Gay)
- Aklımızın bedenimizin üzerinde olağanüstü bir gücü var. O halde
aklımızı düşüncemize hakim kılalım. (Goethe)
- Önce öğren sonra düşün. (Harris)
- Doğru düşünce, büyük bir icat kadar önemlidir. (Hobart)
- Elması yerin derinliklerinde aradığın gibi, gerçeği de düşüncelerin
derinliklerinde arayacaksın. (Hugo)
- Olumsuz düşünceleri kafamızdan atarsak yapamayacağımız hiçbir şey
yoktur. (Ipsen)
- Yaşayanlar ölülerin düşüncelerinden yararlanırlar. (Bon)
- Geleceği görmeyen ve düşünmeyenden arkadaş olmaz. (Ledoux)
- Düşünmek faydalıdır, ama mutlu olmak için gereğinden fazla
düşünmemeliyiz. (Bon)
- Düşünce servete benzer, kimse dokunamaz. Onun sahibi ise bizden
başka kimse değildir. (Lubbock,)
- İnsan düşüncelerinin eseridir. Bugün düşündüklerimiz, yarın
gerçekleşecektir. (Maeterlinck)
- Düşünmeden konuşan insan, hedefi şaşıran avcı gibidir. (Montesquieu)
- İki farklı düşünce bir araya geldiğinde, iki ayrı kutuptaki elektrik
tellerinin birbirine değmesi gibi kıvılcım çıkar. (Moreas)
- Düşüncelerimiz aldığımız eğitimle orantılıdır. İyi bir düşünceye sahip
olabilmemiz için yarından itibaren daha iyi bir eğitim almaya başlamalıyız.
(Neuman)
- İnsan dünyanın en çelişkili varlığıdır. Bir yandan umutsuz. Bezgin
düşüncelere sahipken, diğer yandan umutlu, sevgi dolu düşünceleri de
beraberinde taşır. (Pascal)
- Hedefe ulaşmak için en önemli şey, yapacağımız iş hakkında doğru
düşünmektir. (Petallozzi)
- Benim tek düşüncem çocuklarımın geleceği ve bunu nasıl garanti altına
alabileceğimdir. (Platon)
- Neden eski eşyalarını atıyorsun da, eski düşüncelerinden
vazgeçmiyorsun. (Platon)
- Dar görüşlü insanlar, ağzı dar şişelere benzerler, ikisi de içindekileri
boşaltınca çok gürültü yaparlar. (Pope)
- Deniz düşünceye benzer. Denizin ürünü inci, düşüncenin ürünü akıldır.
(Randall)
- Son günlerin modası intihardır. Ancak bunu tercih edenler aptalca
düşünenlerdir. (Renard)
- Tüm insanlar kötü düşüncelerini gerçekleştirseydi. Neler olacağını
düşünmek bile istemiyorum. (Sand)
- Başkalarının sizin için ne düşündükleri önemli değil, önemli olan sizin
kendi hakkınızda ne düşündüklerinizdir. (Seneca)
- Var olmak, hissetmek ve görebilmektir. Ancak yaşamak için düşünmek
de gerekir. (Shakespeare)
- Dünyada iyi veya kötü diye bir şey yoktur. Bunlar, bizim
düşüncelerimizde yarattığımız kavramlardır. (Shakespeare)
- Keşke dünyaya tekrar gelebilseydim diyenler, aptalca düşünürler,
dünyaya gelişimiz üzücü bir olay değil mi sanki ? (Shakespeare)
- Geleceği düşünmezsek, gelecek diye bir şey olmaz. (Shaw)
- Düşündüğü gibi yaşayamayan, yaşadığı gibi düşünmeye başlar.
(Silahtaroğlu)
- Her insanın düşüncesi, yaşına, kariyerine, yaşam biçimine göre değişir.
(Versalius)
- Düşündükçe hiç bir şey bilmediğimizi anlarız. (Walter)
- Herkes benim gibi düşünüyorsa, yanlış düşündüğümü anlarım. (Wilde)
- Her konuda düşünen insan, hiçbir konuda karar veremez. (Çin Sözü)
- Bir konuyu söylerken iyice düşün ama düşündüğünün tamamını açıklama.
(Hint Sözü)
- Kurt postunu değiştirebilir, ancak fikrini asla (Yugoslav sözü)
- Kör körün arkasından giderse, soluğu hendekte alır. (İncil)
- Düşünceler, derinleştikçe üzüntüler artar. (İncil)
ÜSTAT- BİLGİ
- Öğrenmek öğrenciye, öğretmek hocaya mahsustur. (Balzac)
- Alimin öğüdü, ateşin üstüne düşen bir damla su gibidir. En azından biraz
olsun rahatlatır. (Carlyle)
- Öğrendiklerimi öğretmekten yorulmadım, bu ise benim için küçük bir
hizmettir. (Confucius)
- Eğitebilecek bir insanı eğitmemek onu harcamaktır. Eğitilebilmesi
mümkün olmayan bir insanı eğitmek çeneyi boşa yormaktır. Akıllı bir insan
ne insanı ne de çenesini boşa yorar. (Confucius)
- Tabiat insanın hocasıdır. Hazinesini onun emrine verir. Gözlerini açıp
zihnini geliştirir ve kalbini temizler. (Gerard)
- Bildiklerini başkalarına öğret, başkalarının bildiklerini de kendi
bilgilerine ilave et. (Goethe)
- Her birinden bir şeyler öğrendiğim için muhatap olduğum herkesi
kendimden üstün görürüm. (Synge)
- Sicaptan ders alınmalıdır. Çünkü alt dala ulaşabilmek için üst dalı hedef
alır. (Voltaire)
- Bilmiyorsun, bilmediğini de bilmiyorsun ve bilmediğini bilmeyi de
istemiyorsun. (Baker)
- Dünya bilgisizlerle dolu, eğer onlardan birini bile görmek istemiyorsan
aynaya bakma! (Baker)
- Bilgisiz olan, her zaman kendinden daha bilgisizle birlikte aferin almak
ister. (Buffon)
- Bilgisizi bilgilendirmek ihtiyarı dağa çıkarmak kadar zordur. (Durant)
- Bir konuyu bilip bilmediğinden emin olmadıkça en uygunu susmaktır.
(Confucius)
- Bilgili ile bilgisiz arasındaki fark, bilgilinin elde edebileceği şeyleri,
bilgisizin ise elde edemeyeceği şeyleri istemesidir. (Democritus)
- Cahillik üç türlüdür. Hiçbir şey bilmemek, gerekeni bilmemek ve bir
sürü gereksiz şeyleri bilmek (Douglas)
- Kendimizi doğru dürüst tanımıyoruz ki, başkasını tanıdığımızı iddia
edelim. (Follet)
- Cahil halk bilgisizi alkışlar. Kırık dökük bilgisi olanlara hayretle bakar.
Bilgini ise hiç anlamaz. (Franklin)
- Herkesin her söylediğine hiçbir araştırma yapmadan inanmak
bilgisizliktir. (İbni Sina)
- Bilgili kişi, bir işe başladığından itibaren sonucun nasıl olacağını önceden
kestirendir. (Kant)
- Biz cahiliz, belki ömür boyu cahil kalacağız. Yaşadığımız sürece bir
takım şeyler öğreniyoruz. Bu öğrendiklerimiz de, bizim ne kadar cahil
olduğumuzu daha fazla ortaya çıkartıyor. (Meaterlinck)
- Kaç yaşına gelirsek gelelim, öğrendiklerimiz hep geçmişe ait olur. Bu
yüzden biz hep tecrübesiz ve bilgisiz kalırız. (Maeterlinck)
- İnsanların en bilgisizleri büyük olmayı, gösterişli bir hayat sananlardır.
(Marden)
- Uçmasını bilmiyorsan uçurumun kenarında yuva yapma. (Nietzsche)
- Bilgisiz yaşamaktansa dünyaya hiç gelmemek daha iyidir. Çünkü bütün
kötülüklerin kökeninde bilgisizlik yatar. (Platon)
- Cahil insanın susması gerekir, zaten sussaydı cahil olamazdı. (Sadi)
- Bir bilgin kişinin atının ayağından sıçrayan çamur, benim için şereftir.
(Yavuz Sultan Selim)
- İki bilgin kişinin bir konuda anlaşması, iki cahilin aynı konuda
anlaşmasından daha kolaydır. (Sokrates)
- Eşeğe altın semer vursalar, eşek yine eşektir. (Afrika Sözü)
- Dokuz bilgisizi iş yaptırmak için gönderseler, sakın sen onuncusu olma.
(Afrika sözü)
- Bilmediğini bilmeyenden uzak dur, bilmediğini bilene öğret, bildiğinle
bilmeyeni aydınlat, bildiğini bilene itaat et. (Arap Sözü)
KİTAP-ÖĞRENCİ-ÖĞRENME
- Bazı kitapların sadece tadına bakacaksınız, bazılarını yutacaksınız,
bazılarını ise çiğneyip sindireceksiniz. (Bacon)
- Kitap seni öfkelendirmeyen, üzmeyen ve sana öğüt veren en yakın
arkadaşındır. (Christian)
- Asırlar önce yaşayıp ölen büyük bilim adamlarıyla tanışıp görüşme
fırsatını sadece kitaplar verir. (Descartes)
- İnsan görmesi mümkün olmayan şeyleri kitaptan öğrenir, çünkü onlar
kilometrelerce uzaktadır. (France)
- Senin bir gecede okuduğun kitabı, ben senelerce yazabilmek için saçımı
ağarttım. (Gonzaga)
- Kitap sopasız ve dayaksız öğretmene benzer. (İngiliz Sözü)
- Güvendiğiniz insanlara bile kitap vermeyin, çünkü benim kitaplığımda
sadece başkalarından aldığım kitaplar vardır. (Anonim)
- Bugün bildiklerimizin dışında bir kelime bile öğrensek dünden farklı bir
kişi oluruz. (Christian)
- Öğretmen ve öğrenciler öğrendiklerini uygularlarsa bir işe yarar,
uygulamamaları halinde hastanın ilaçlarını kullanmaması gibi bir durum
hasıl olur. (Confucius)
- Öğrenmek her insanın görevidir. Hatta öğrencinin bilgi yönünden
öğretmenini bile geçmesinde sakıncası yoktur. (Confucius)
- Dalgın kafayla bir şeyler öğretmeye çalışmak, rüzgarlı havada ateş
yakmaya benzer. (Massinger)
- Bir öğretmen için en kötü olay, öğrencilerin ömür boyu kendisinin
yanında kalmasıdır. (Nietzsche)
- İnsanoğlu şüphe içinde yaşamak için değil, sorup öğrenmek için
yaratılmıştır. (Ruge)
ŞİİR
- Şiir veya şairden beklediğimiz, bizim duygularımıza tercüman olmasıdır.
(Bentham)
- Edebiyat ile şair, güzellik ile aşkın birleşmesinden doğmuştur.
(Confucius)
- Şairi kamçılayan acılar ve dertlerdir. (Fielding)
- Şiirle insan ruhu arasında çok eski bir arkadaşlık vardır. Bu yüzden
sevinçli ve hüzünlü zamanlarında daima insanların yanında olurlar.
(France)
- Şairler eserlerini yaratırken sadece hayal dünyalarını değil, gerçek
dünyadan da yararlanırlar. (Hegel)
- Şiir öyle bir orkestradır ki, bütün doğanın ve insanların sesini
yansıtırlar. (Hugo)
- Müzik sanatların en zevklisidir ama bir şey öğretmez. Buna karşılık şiir
hem ruhun gıdası, hem de iyi bir öğretmendir. (Kant)
- Şiirin şiir olması için ya neşelendirmesi ya da hüzünlendirmesi gerekir.
(Moulton)
- Mümkün olup bir şairin yüreğine girebilseydik orada heycan, acı gözyaşı
ve hüzün görürdük. (Watson)
- Kelimeleri en güzel dizen kişi şairlerdir. (Anonim)
ARZU
- Sıkıntılarımı gözden geçirip kendinize sorun: Sıkıntılarınızın yüzde kaçı
gerçektir. (Carnegie)
- Kaybetmeyi değil, kazanmayı arzulayın. (Chamfort)
- Bir amaca ulaşmak için birçok arzudan vazgeçmelisin (Confucius)
- İtiraf etmeliyiz, dışımızdaki değil, içimizdeki dünya bizi mahvediyor ve
genellikle felaketten kaçalım derken kendimizi onun içinde buluyoruz.
(Lubbock)
- Bazen saçma sapan hayaller kurup başımızı derde sokarız (Socrates)
- Arzularımız rüzgara benzer. Rüzgar yeterli olduğunda yelkenliyi
hareket ettirir, ama fırtına çıktığı zaman yelkenli batabilir. (Voltaire)
İYİLİK
- iyi ol ve iyiliği kendine meslek olarak seç, çünkü başka kurtarıcın
olmayacaktır. (Bentham
- En iyi insan, herkes hakkında iyilik yapan kişidir. (Confucius)
SON YOLCULUK
- Ölümden korkmuyorum, sadece olay anında orada bulunmak
istemiyorum. (Ancona)
- En iyi ölüm tarzı, beklenmeyen ölümdür. (Astor)
- Bir çok insanın değeri hayattayken değil, ancak öldükten sonra anlaşılır.
(Cicero)
- Hayattan ne anladım ki, ölümden de onu anlayayım (Confucius)
- Voltaire, ölüm anında başında duran papaza, İçimde sanki güzel bir yere
göç ediyormuşum gibi bir his var dedi. (Douglas)
- Bir gün ayrılacağımızı düşünebilseydik, birbirimize daha iyi davranırdık.
(France)
- Eğer özgürce yaşamıyorsak, o zaman, ölümü karşılamamız daha doğru
olur. (Gandhi)
- Önemli olan ölmek değil, mutlu olmaktır. (Hugo)
- Halkın bu dünyada benim hiçbir şey alamadığımı görebilmesi için, elimi
tabutun dışında bırakın. (İskender)
- Kuğu ölümden önce öter, bir çok insan da ötmeden önce ölseydi ne güzel
olurdu. (Karlfeld)
- Ayakta ölmek diz çöküp yaşamaktan daha iyidir. (Lubboc)
- Dünyaya gelince nedenini bilemedim, yaşarken de nasıl yaşayacağımı
bilemedim, şimdi ölüme gidiyorum, yine nedenini bilmiyorum (Pascal)
- Bırakın hayat ilkbahar gibi, ölüm de dökülen sonbahar yaprakları gibi
olsun. (Togore)
- İnsanlar bir çok kez ölümden kaçmak isterken ölüme sürüklenmiştir.
(Taylor)
- Her insan iki kez ölür. Biri aşkını kaybedince, diğeri eceli gelince.
(Voltaire)
- Ölümün zorluğu dostların uzaklığı kadar acı verici değildir. (Arap Sözü)
- oyun bittiğinde şah da piyon da aynı kutuya girer.
Dertsiz baş (kul) olmaz.
Hemen herkesin az veya çok bir derdi vardır. Dertsiz insanın düşünülmesi
mümkün değildir. İnsan bunu bilmeli ve karamsarlığa kapılmadan dertlerini
azaltmaya çalışmalıdır.
Dervişin fikri ne ise, zikri de odur.
Bir insan ne düşünüyor, gönlünden ne geçiriyorsa, bunu hareket ve sözleriyle
belli eder; açığa vurur. Devamlı kafasında ve gönlünde taşıdıklarının
gündemde kalmasını ister.
Destursuz bağa girilmez (gireni sopa ile kovarlar).
İzin alınmadan girilmeyecek bir yere girmeye, yapılmayacak bir işi yapmaya
kalkan kimse, bunun cezasını fazlasıyla çeker.
Deveden büyük fil var.
Hiçbir insan sahip olduğu makamın büyüklüğü, elindeki yetki ve imkânların
genişliği ile övünmemeli, bunlara sırtını dayayarak büyüklenmemeli, kimseyi
hor görmemelidir. Çünkü ondan büyüğü ve üstünü her zaman vardır.
Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur.
Tamah, açgözlülük insanı küçük çıkarlar peşinde koşturur; onu tehlikelere iter,
felâketlerle karşı karşıya bırakır ve zarar görmesine yol açar.
Devletin malı deniz, yemeyen domuz.
Kimi vatan haini, rüşvetçi, menfaatçi kimseler soygunculuğu kural
edinmişlerdir. Bunlara göre devletin malı çalıp çırpmakla, yemekle tükenmez;
bir yolunu bulup da bu maldan aşırıp yararlanmayandan daha budala kim
olabilir.
Dibi görünmeyen suya girme.
İç yüzünü iyi bilmediğin, anlamadığın, öğrenmediğin, bir işe girişme; yoksa
tehlikeye düşüp zararlı çıkabilirsin.
Dikensiz gül olmaz.
Hoşumuza giden, bizi sevindiren, fayda temin ettiğimiz hemen her güzel şeyin
kusurlu, eksik ve kötü bir yanı da bulunabilir. Eğer bunları elde etmek
istiyorsak, hoşa gitmeyen ve bize sıkıntı veren bu yanlarını da hoş görmeliyiz.
Dilim seni dilim dilim dileyim, başıma geleni senden bileyim.
İnsanların başına kimi felâketler, sıkıntılar da çok kez dilleri yüzünden gelir.
Dilini tutmayan, ne zaman ve nasıl konuşacağını bilmeyen insanların
başlarına belâ geldiği ve bu yüzden pişmanlık duydukları çok görülmüştür.
Dilin cismi küçük, cürmü büyük.
Konuşma organımız olan dil, küçük hacimli bir nesnedir. Küçük olmasına
küçüktür ama büyük suçlar onunla işlenir. Kimi zaman sarf ettiği kötü sözler
insanın başını belâya sokup felâketini hazırlayabilir.
Dilin kemiği yok.
Dil kolayca her yana dönebilir. Bu özelliğe sahip olan dilde, her türlü kelimeler
de kolayca çıkar; insan doğru olmayan, birbiriyle çelişkili sözleri söyleyebilir;
önce söylediğini sonra inkâr edip başka şekle çevirebilir.
Dinsizin hakkından imansız gelir.
Acımasız, kötü, insafsız ve ahlâksız bir kişinin hakkından ancak ondan daha
kötü bir kişi gelebilir.
Doğmadık çocuğa kaftan (don) biçilmez.
Daha ihtimal dahilinde olan, henüz ne olacağı belli olmayan, ele geçmeyen,
ortaya çıkmayan bir şey için önceden hazırlık yapmak ve kesin karar vermek
doğru değildir. Çünkü beklediğimizin aksine bir durumla karşılaşıp zarar
görebiliriz.
Doğrunun yardımcısı Allah`tır.
Hak ve adaletten kopmayan, işlerinde doğruluktan ayrılmayan kişiye Yüce
Allah her zaman yardım eder.
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.
Özellikle çıkarlarını düşünen insanların çoğaldığı, fedakârlığın azaldığı
yerlerde yalan dolan, hile, ahlâksızlık artar ve insanlar iki yüzlü olurlar. Böyle
bir ortamda doğru sözlü olan, sözünü esirgemeyen ve sakınmadan herkesi
eleştiren kişiyi kimse sevmez. Herkes onu kınar, yanından ve yöresinden
uzaklaştırmaya çalışır. Çünkü bu kişi doğru sözleriyle ahlâksızlık üzerine bina
edilmiş menfaat düzenini bozmaya çalışır ve çok kimseyi rahatsız eder.
Dolayısıyla çıkarları zedelenen, kusurları yüzüne söylenen, ikiyüzlülükleri
yüzlerine çarpılan insanlar tarafından hor görülüp kovulurlar.
Doğru söz (ağıdan) acıdır.
Kimi insanlara (özellikle yalancı, çıkarcı, ahlâkı bozuk) kusurlarını, yanlışlarını,
düzensizliklerini, yolsuzluklarını ortaya çıkaran sözleri yüzüne karşı söylemek
çok acı gelir. Çünkü çoklukla bu tür insanlar ya açıklarının ortaya çıkmasını
istemezler ya da doğru sandıkları hareketlerinin yanlış olduğunu kabul
etmezler.
Dokuz at bir kazığa bağlanmaz.
1. Her tedbir, tehlikenin büyüklük oranı düşünülerek alınmalıdır. Gücü büyük
olan tehlikelere küçük ya da zayıf tehlikelerle önlenemez. 2. Bir işin başına,
birbiri ile anlaşması mümkün olmayan birden çok yetkili kimse getirilmemelidir.
Çünkü her biri bir yana çeker, anlaşamaz ve birbirlerine düşerler. İşi aksatıp
geciktirirler.
Dolu bardak su almaz.
Bilinmeli ki, her insanın kaldıracağı, taşıyacağı bir yük vardır. Eğer bu yükten
fazlası kendisine yüklenir ve taşıması istenirse verimli bir sonuç da
umulmamalıdır. Çünkü gücünün üstündeki bir yükün altından yıkılıp kalması,
çöküp ezilmesi kaçınılmazdır. Bu bakımdan her kişiye ancak yapabileceği bir
işi yüklemek lâzımdır.
Dolu küpün sesi çıkmaz.
Bk. “Boş fıçı çok langırdar.” Domuz derisi post olmaz, eski düşman dost
olmaz.
İslâm dinine göre domuzun her şeyi pistir. Eti haramdır, beslenmesi yasaktır.
Bu nedenle onun derisi de kullanılamaz. Üstünde namaz kılınamadığı gibi
oturulamaz da. Eski düşman da domuz derisi gibidir. Ne kadar iyi niyet
beslerse beslesin, yakınlık gösterirse göstersin ona güvenilemez; dostluğuna
inanılamaz. Hiç ummadığımız bir zamanda bize kötülük yapabilir. Çünkü kolay
kolay düşmanlık duyguları silinmez.
Dost acı söyler.
Dost sevilip güvenilen, yakın arkadaş, gönüldaş, iyi görüşülen kimsedir.
Dostlar hiçbir çıkar kaygısı gütmeden yaklaşırlar insana. Düşman kimselerin
aksine, insanın iyiliğini isterler. Sevinci paylaştıkları gibi üzüntüyü de
paylaşırlar. Bu bakımdan dostlarımız olanlar eksikliklerimizi, kusurlarımızı,
yanlışlıklarımızı yüzümüze karşı söylemekten çekinmezler. Bizi memnun
etmek için değil doğruyu göstermek için konuşurlar. Amaçları bizi düzeltmek,
acı da olsa gerçeği yüzümüze söylemektir. Bu bakımdan iyiliğimiz için
söyledikleri sözlerden ötürü onlara kırılmamalıyız.
Dost başa bakar, düşman ayağa.
Temiz giyinip kuşanmak hem dost, hem de düşman için oldukça önemlidir. Bu
durum başımızı yukarıda görmek isteyen dostlarımızı sevindirecek,
ayağımızın kaymasını bekleyen düşmanlarımızı da kahredecektir.
Dost dostun eyerlenmiş atıdır.
Hakikî dost, dostunun en sıkışık zamanında yardımına koşmaya hazır
durumda bekler.
Dost ile ye, iç; alış veriş etme.
Her türlü alış verişin temelinde çıkar yatar. Dolayısıyla çıkarların çatıştığı
yerde tatsızlıkların baş göstermesi, giderek de dostluğu bozması mümkündür.
O hâlde dostluklarını sürdürmek isteyen kimseler birbirleriyle alışveriş
yaparken ya çok dikkatli olmalı, ya da alışveriş yapmaktan mümkün
olduğunca kaçınmalıdırlar
- Fakirlik ayıp değil, tembellik ayıp.
İnsanın kusur ve eksiği, ahlâkî yönü varlıkla belirlenemez. Bu bakımdan yoksul
olması, geçimini sağlamakta güçlük çekmesi utanılacak bir durum değildir. Asıl
utanılacak durum ve davranış, gücü varken tembellik edip çalışmamak ve yoksul
düşmektir.
Fare (sıçan) deliğe sığmamış, bir de kuyruğuna (kıçına) kabak bağlamış.
1. Yapamayacağı kadar ağır bir iş varken başka bir iş daha yüklenmek son derece
sakıncalıdır. İnsan önce kendi işini yapıp düzlüğe çıkmalı, daha sonra başkalarının
yükünü omuzlamayı düşünmelidir. 2. Kendisi sığıntı durumunda iken yanına bir kişi
daha almak yanlış ve tutarsız bir davranıştır.
Faydasız baş mezara yaraşır.
Mademki yaşıyor, o hâlde bir işe yaramalıdır insan. Ne kendisine, ne de etrafına bir
yararı, bir kârı dokunmayan ve ona buna yük olan kişinin yaşaması ile ölmesi arasında
bir fark yoktur.
Fazla (artık) mal göz çıkarmaz.
O an için ihtiyaç duyulmayan mal, ne kadar ve ne türden olursa olsun elden
çıkarılmamalıdır. Hiç umulmadık bir günde ona gerek duyulabilir. Ayrıca malın çok
olmasının kimseye bir zararı da yoktur.
Dağ başı dumansız olmaz.
Tabiatları gereği dağ başları genellikle dumanlı olur. Nasıl dağ başlarından duman
eksik olmazsa, toplumda yüksek mevkilere, makamlara çıkan ve sorumluluk alan
kimselerin başında da dert eksik olmaz.
Dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur.
İnsanlar gezen, dolaşan, hareket eden varlıklardır. Bir yerden kalkıp başka bir yere
gidebilirler. Arkadaşlar, dostlar, tanıdıklar birbirlerinden ne kadar uzakta olurlarsa
olsunlar, günün birinde, bir yerde karşılaşabilirler; hatta hiç karşılaşmayacaklarını
sanan insanlar dahi birbirlerine kavuşabilirler.
Dağ ne kadar yüce olsa yol (onun) üstünden aşar.
1. Güçlünün daha güçlüsü, yetkilinin daha yetkilisi, yönetilmez sanılanın bir yöneteni
vardır. 2. Çözümü güç meselelerin, yenilmesi imkânsız gibi görünen zorlukların da
üstesinden gelinebilecek bir yol vardır. Yeter ki gerekli azim, sabır ve cesaret
gösterilsin, yılgınlığa düşülmesin.
Damlaya damlaya göl olur.
Her çok azdan olur. Küçük ve önemsiz şeyler birikerek büyük şeyleri meydana
getirirler. Bunun için küçüktür, azdır, önemsizdir deyip hiçbir şey hor
görülmemelidir; bunların önemi bilinmeli, çarçur edilmemelidir.
Danışan dağı aşmış, danışmayan (-ın) yolu şaşmış.
Kimi meseleler vardır ki, insanın onu tek başına halletmesi mümkün değildir. Bu
durumda yapacağı tek şey, bilmediği şeyler hakkında uzmanlara başvurmak ve
onlardan bilgi almaktır. Bu durumda, işleri kolaylaşacak, güçlükleri zorlanmadan
yenecektir. Aksine hareket etmek, bilene sorup danışmaktan kaçmak, işleri
zorlaştıracak, insanı çıkmazın içine itecektir.
Darı unundan baklava, incir ağacından oklava olmaz.
Her işin kendine has araç ve gereci vardır. O işten sağlıklı bir sonuç alınmak
isteniyorsa uygun olan araç ve gereç kullanılmalıdır. Kötü, uygun olmayan araç ve
gereçlerle iyi bir şey, kaliteli bir ürün alınamaz.
Davul dengi dengine çalar.
Bir işte çalışacaklar, dostluk ve arkadaşlık kuracaklar, özellikle de evlenecek olanlar
her bakımdan (zenginlik, makam, alışkanlık, karakter vb.) kendilerine uygun
kimseleri seçmelidirler. Aksi takdirde kısa zamanda anlaşmazlıklar başlar, kurulan
ilişkiler bozulur.
Davulun sesi uzaktan hoş gelir.
İçindekilere hiç tat vermeyen, onları rahatsız eden kimi işler vardır ki uzakta olanlara
kolay, hoş ve sevimli gelir. Ne zaman ki işin içine girerler, işte o zaman gerçeği görüp
yanıldıklarını anlarlar.
Değirmen iki taştan, muhabbet iki baştan.
Birlikte iş görmek, birlikte yolculuk etmek, birlikte yaşamak isteyen karı-koca gibi
insanlar arasında öncelikle bir uyumun olması şarttır. Bu uyum da karşılıklı saygı ve
sevgi temeline dayanır. Tek taraflı sevgi ve saygı uyumu sağlamaya yetmez, ortada
düzen diye bir şey kalmaz, kurulan beraberlikten de hayır gelmez.
Deli deliden hoşlanır, imam ölüden.
Kişiler, her bakımdan (mevki, yaş, fikir, duygu, eğitim v.b.) kendilerine benzeyen,
uygun olan ya da yarar yağlayabilecekleri kimse ve şeylerden hoşlanıp onlara
yaklaşırlar.
Deli ile çıkma yola, başına getirir (gelir türlü) belâ.
Kavrayışı kıt, akılsız, aşırı davranışları olan kimselerle ne işe girilir, ne de yolculuk
edilir. Buna kalkışan başına türlü dertler alır, çok zarar görür.
Deliye her gün bayram.
Aklı kıt, kavrayışı az, sorumluluk nedir bilmeyen, hiçbir şeyi kendisine dert
edinmeyen, istediği işi yapıp istediği yerde dolaşan, ne kazanıp ne kaybettiğinin
farkında olmayan kişinin hâli tıpkı bir delinin hâli gibidir. Onun için günlerin
birbirinden farkı yoktur, hemen her gününü bayram neşesi içinde geçirir.
Demir nemden, insan gamdan çürür (Duvarı nem, insanı gam yıkar).
Bir demirin paslanıp niteliğini kaybetmesine nasıl nem sebep oluyorsa bir insanın
yıpranmasına, çöküntüye uğramasına, için için erimesine, harap olmasına da üzüntü,
sıkıntı ve çeşitli dertler sebep olur. Bu bakımdan insan her olur olmaz şeyi kendisine
dert edinmemelidir.
Demir tavında dövülür.
Demirin istenilen biçime sokulabilmesi, çekiçle dövülüp işlenebilmesi için önce ateşte
ısınıp kızarması, yumuşaması gereklidir. Bunun gibi her işin yapılması, o işten iyi
netice alınması için de en uygun zamanı kollamak ve bundan yararlanmak gereklidir.
Denize düşen yılana sarılır.
Son derece tehlikeli bir durumla karşı karşıya gelen, çaresiz kalan, kurtuluş için bir
çıkar yol bulamayan kişi, bu kötü durumdan kurtulmak için her türlü yola başvurur.
Öyle ki, en tehlikeli şeylere bile sarılmaya çalışır, onlardan yardım bekler. Çünkü
hiçbir tutar seçeneği kalmamıştır.
Derdini söylemeyen derman bulamaz.
Her derdin, müşkülün, güç ve sıkıntının altından insanın tek başına kalkması mümkün
değildir. Böyle kötü bir durumda bulunan kişi, içinde bulunduğu bu durumu kendisine
yardımı dokunacak kimselere, yakınlarına açmalıdır. Derdine ancak bu şekilde çare
bulabilir, sıkıntılarından kurtulup rahatlayabilir
Fırsat her vakit ele geçmez.
Ele geçirilen imkân veya durumdan en iyi biçimde yararlanmak gereklidir. Çünkü
insanın karşısına çok seyrek çıkar.
Fukaranın tavuğu tek tek yumurtlar.
Yoksulun şansı hemen hemen hiç gülmez. Onun eline geçen imkânlar da öyle çok
değildir. İmkânları sınırlıdır; bunun için, hangi işe el atarsa atsın, zengin gibi
kazanamaz. Umduğundan fazla kazandığı görülmemiştir.
G
Gafile kelâm, nafile kelâm.
Çevresindeki gerçekleri görmeyen, sezmeyen, bilgisiz, dalgın kimseye ne söylense
kâr etmez. O, bildiği gibi hareket eder. Dolayısıyla ona söylenecek her söz boşa gider.
Gammaz olmasa tilki pazarda gezer.
Gizli-saklı, kanunsuz yollarla çıkar sağlamayı iş edinen kimseleri, söz getirip götüren
kimselerin varlığı korkutur. Dolayısıyla bunlar yakayı ele vereceklerinden çekinerek,
herkesin içinde öyle uluorta dolaşamazlar.
Garip kuşun yuvasını Allah yapar.
Kimsesiz, zavallı, yoksul ve güçsüz kişiye yüce Allah yardım eder. Hiç ummadıkları
bir yerden kendilerine yardım eli uzanır ve darda kalmazlar. Yüce Allah onları korur,
gözetir ve mal sahibi yapar.
Gâvurun ekmeğini yiyen, gâvurun kılıcını çalar.
Kişi geçimini kimden sağlıyorsa, kimin hizmetinde ise, ne kadar merhametsiz ve
acımasız olursa olsun, ne kadar fikirleri uyuşmazsa uyuşmasın onun yanında olur;
onun istediklerini yerine getirir.
Gelene git denilmez.
1. Kendiliğinden gelen güzel bir şeyi, faydayı geri çevirmek doğru olan ve yakışık
alan bir şey değildir. 2. Gelenek ve göreneklerimize göre, kendiliğinden gelen konuğu
kabul etmeyip geri çevirmek doğru bir davranış olmaz.
Gelen gidene rahmet okutur (Gelen gideni aratır).
Bir işe veya göreve sonradan gelen, orada daha önce çalışandan daha başarısız ve
geçimsiz olabilir. Dolayısıyla beğenmediğimiz o eskiyi bize aratır ve “keşke o
gitmeseydi, o çok iyiydi” dedirttiği olur.
Gemisini kurtaran kaptan.
Tehlikeli, güç bir duruma düşüp de ortalık iyice karışınca kimileri kendi başlarının
çaresine bakarlar. Bunlar ne yapıp yapıp kurtulur ve iyi sonuca ulaşırlar.
Gençliğin kıymeti ihtiyarlıkta bilinir (anlaşılır).
İnsanın gençliği göz açıp kapayıncaya kadardır. Ne olup bittiği pek anlaşılamadan
geçip gider. İnsan ihtiyarlayınca şöyle düşünür, yapılacak pek çok şeyin varolduğunu
fark eder. Ancak iş işten de geçmiştir. Çünkü bunları yapacak ne gücü ne de zamanı
vardır. İşte o an, gençliğin ve gençlik günlerinin ne denli kıymetli olduğunu anlar.
Gençlikte para kazan (taş taşı), kocalıkta kur kazan (ye aşı).
Gençlik, insanın en verimli çağıdır. Güç ve enerji doludur. İnsan işte bu dönemde
çalışıp para biriktirmeli, mal-mülk sahibi olmalıdır. Çünkü ihtiyarlayıp gücünü
yitirdiği, çalışamadığı dönemde ona ihtiyaç duyacaktır. Elinde olduğu için de rahat
yaşayacak ve sıkıntı çekmeden gün geçirecektir.
Gidilmeyen yer senin değildir (olmaz).
Ulaşıp yanına varamadığımız, kendisinden yararlanamadığımız yer bizim olsa ne
olur? Bizim dediğimiz yer, elimizde bizzat tutup kendisinden yararlandığımız yer
olmalıdır.
Gidip de gelmemek, gelip de görmemek (bulmamak) var.
Bulunduğu yerden uzaklara gidecek kimsenin geri dönmemesi, döndüğünde de
bıraktıklarını bulamaması mümkündür. Bu sebeple yola çıkacak kişi bunu düşünmeli
ve yakınları ile helâllaşmalıdır.
Göğe direk, denize kapak olmaz.
Öyle işler vardır ki, insanın gücünü ve imkânlarını aşar; gerçekleştirilmesi mümkün
değildir. Dolayısıyla bu tür işlerle uğraşmak, bu yolda hayallere kapılmak boşunadır.
Gönlün yazı var, kışı var.
Hayat inişli çıkışlıdır. Hayatın bu durumu insanı etkiler. Dolayısıyla insanın bir günü
diğerine uymaz. İnsan bazen iyimser, neşeli, umutlu ve mutluluk doludur; bazen de
kötümser, üzgün, neşesiz, mutsuz ve bezgindir.
Gönül bir sırça saraydır, kırılırsa yapılmaz.
Gönül; sevgi, istek, düşünüş, anma ve hatır gibi kalpte var sayılan duygu kaynağıdır.
Bu kaynak insanı yeterince nazik ve içli kılar. Dolayısıyla kaba ve sert hareketler
karşısında fazla dayanamaz, çabucak incinip kırılır ve gücenir. Kırılan bir gönlü kolay
kolay onarmak ve eski hâline getirmek de oldukça güçtür. Öyleyse etrafımızdaki
insanlarla olan ilişkilerimizde dikkatli olmalı, gönül kırmaktan kaçınmalıyız.
Gönülden gönüle (kalpten kalbe) yol vardır. (Kalp kalbe karşıdır).
İnsanları bir araya getiren huy, zevk, alışkanlık, fikir ve inanç birliğidir. Dolayısıyla
bu insanların gönüllerinde de bir duygu birliği vardır. Biri öteki için ne düşünüyor ve
ne hissediyorsa, ötekide beriki için benzer şeyi düşünür ve hisseder.
Gönül ferman dinlemez.
Ne denli engel, ne denli yasak konursa konsun gönül sevdiğinden asla vazgeçmez.
Çünkü insanın gönlüne söz geçirmesi oldukça zordur.
Gönülsüz namaz göğe (göklere) ağmaz (Gönülsüz davara giden köpekten hayır
gelmez).
İçten gelen bir istekle kılınmayan namazın kabul olunacağı her zaman şüphe götürür.
Benzer şekilde içten gelen bir heves ve şevkle yapılmayan işten de hayır gelmez.
İnsanlara zor kullanarak yaptırılan işlerden verim alınamaz. Verim ancak sevilerek,
zevk alınarak yapılan, işlerden umulabilinir.
Gönülsüz yenen aş, ya karın ağrıtır, ya baş.
İstenmeden, zorla yenen yemek insana nasıl dokunup zarar verirse (sindirim sistemini
bozma, bulantı ve kusma yapma), zorla ve istenmeden yapılan iş de benzer bir şekilde
kötü ve hayırsız bir sonuç verir.
Gön yufka yerinden delinir. (İp inceldiği yerden kopar).
Hemen her iş, olay, durum ve konunun zayıf ve çürük bir yanı vardır. Bu yanın
bilinmesi, dayanma ya da çökmede oldukça önemlidir. Düşman bu zayıf noktayı
bulup yararlanmasını bilirse yenilgiyi kolay tattırır. Benzer şekilde bir zayıf noktasını
bulup sağlamlaştıranlar, düşmanlarının zafer yolunu kapatmış ve güçlerini artırmış
olurlar.
Görenedir görene, köre nedir köre ne?
Bir şeye karşı takınılacak sağlıklı tavır, onu görmeye ve anlamını kavramaya bağlıdır.
Görmesini bilmeyen, yeterli bir kavrayışa da ulaşamaz. Dolayısıyla onun için hiçbir
şeyin anlamı olamaz.
Gören gözün hakkı vardır.
Kendisinden faydalanılan, elde de yeterince bulunan, başkalarında bulunmayan
yiyecek ya da imrenilecek bir şeyden gören kimselere de mümkünse vermek gerekir.
Çünkü göz görünce gönülde o şeyi arzu eder.
Görünen köy kılavuz istemez.
Apaçık ortaya çıkan belli gerçekler karşısında duraksamak, ayrıcı bir açıklama
yapmaya kalkışmak yersizdir.
Gözden ırak olan, gönülden de ırak olur.
Ayrı düşenlerin arasındaki sevgi de zamanla azalır. Çünkü insan, sevdiği kimseyle
sıkça görüşüp sevgisini ve muhabbetini tazeleme imkânı bulamaz. Dolayısıyla ilgi
bağı kopar, yavaş yavaş da o kimseyi unutur
3
Lâfla peynir gemisi yürümez.
Yalnız konuşarak, yaparım ederim diyerek bir yere varılmaz ve hiçbir iş
gerçekleştirilemez. Atıp tutmaktan ziyade harekete geçip uygulamak ve çalışmak
lâzımdır.
Lâf torbaya girmez.
Ağızdan söz bir kez çıktı mı artık onu gizlemek mümkün değildir. Çünkü onu
herkesin duyması kaçınılmazdır. Bu sebeple söz ağızdan çıkmadan önce iyice
düşünmeli, nereye varıp varmayacağı hesaplanmalı ondan sonra sarf edilmelidir.
Lâtife lâtif gerek.
Şaka yaparken bile kaba, kırıcı olmamak, incelikten ayrılmamak gerektir.
Leyleğin ömrü laklakla geçer.
Aylak, işsiz-güçsüz, bir iş yapmak istemeyen kişi zamanını boş ve anlamsız
konuşmalarla geçirir. Çene çalmaktan başka bir işe yaramayan bu kimselerle bir arada
bulunarak zaman harcamaktan kaçınmak bir zorunluluktur.
Lodosun gözü yaşlı olur.
Güneyden veya güney batıdan esen rüzgâr, ardından çoğunlukla yağış getirir.
Lokma çiğnenmeden yutulmaz.
Her iş bir emekle yapılır. Emek, çaba ve diğer yardımcı güçleri sarf etmeden bir şey
elde edilemez. Alın teri dökülmeden kazanılan şeyden hayır gelmez. Nasıl ki
çiğnemeden yuttuğumuz şey midemize zarar veriyorsa, emek vermeden elde ettiğimiz
şey de bize zarar verir; çünkü helâl değil, haramdır. O hâlde bir şey elde etmek
istiyorsak çalışmak, alın teri dökmek ve emek vermek zorundayız.
M
Mahkeme kadıya mülk değil.
Hiçbir kimse, hizmet için bulunduğu kamuya ait bir makam ya da mevkide ömrünün
sonuna kadar kalamaz. Ayrıca o yeri kendi malı ve mülküymüş gibi de kullanamaz.
Gün gelir, onu o yere getirenler onu oradan alır, yerine bir başkasını getirebilirler. Bu
sebeple geçici de olsa devlete ait olan yerleri işgal edenler, o yerlerde yetkilerini
yanlış yolda kullanmamalıdırlar.
Mal bulunur, can bulunmaz.
Mal ve mülk kazanmakla elde edilir. Bugün kaybeden, yarın gayretli çalışması sonucu
yine bulabilir. Ama can öyle mi ya? Canını kaybeden onu bir daha elde edemez. Bu
bakımdan insan canının kıymetini bilmeli, onu tehlikeye atmamalı. Unutmamalıdır ki,
ancak sağlığı yerinde olan insan mal kazanabilir.
Mal canın yongasıdır.
İnsan, malına gelen zarardan, canına gelmişçesine acı duyar. Çünkü onu kazanırken
çok uğraşmış, canını dişine takmış, didinip durmuş ve mal sanki onun bir organı gibi
olmuştur.
Mart kapıdan baktırır, kazma-kürek yaktırır.
Mart ayı şiddetli soğukların olduğu bir aydır. Zaman zaman güneş görünse ve havalar
ısınıyor gibi olsa da soğuklar şiddetini azaltmaz. Çoklukla bugünlerde yakacak
tükenir, insanlar zor durumda kalırlar, evde bulunan kazma-kürek saplarını bile
yakmak zorunda kalırlar.
Mart`ta yağmaz, Nisan`da dinmezse sabanlar altın olur.
Mart ayı oldukça soğuk bir aydır. Bu ayda yağmurun yağması ürün için iyi değildir.
Nisan ise havaların ısınmaya başladığı bir aydır. Bu ayda yağacak yağmur, hem de
çok yağacak yağmur ürün için oldukça faydalıdır, verimi artırır ve çiftçiyi son derece
memnun eder.
Maşa varken elini ateşe sokma.
1. Bir işten gelebilecek zarardan kendini koruyacak bir yol vardır, o yolu tut. Kendini
zarardan koruduğun gibi rahat da edersin. 2. Yaptırabileceğin biri varken tehlikeli bir
işe kendin girme.
Mayasız yoğurt çalınmaz (tutmaz).
Bir işin başarıyla yürütülebilmesi, bir işten verim alınabilmesi için uygun bir ortama,
gerekli araç-gerece, az da olsa bir sermayeye ihtiyaç vardır.
Mazlumun âhı, indirir şahı (yerde kalmaz).
Bk. “Kimsenin âhı kimsede kalmaz.”
Merhametten maraz doğar.
Bir kimsenin karşılaştığı kötü durum karşısında üzüntü duyar ve o kişiye yardımda
bulunur, iyilik ederiz. Ne var ki, kimileri kendisine gösterilen bu yakın ilgiyi kötüye
kullanır ve başımızı derde sokar.
Mermer iyi taştan, iyilik iki baştan.
Bk. “İyilik iki baştan olur.”
Mescide gerek olan meyhaneye haramdır.
Her özellikli şeyin gerekli olduğu bir yer vardır. Onun dışında başka bir yerde
kullanılamaz. Kullanılırsa son derece zararlı olur. İçki Müslüman`a haramdır,
dolayısıyla içemez ve bulunduramaz. Domuz eti Hıristiyanların sofrasına konabilir
ama Müslümanların sofrasına sokulamaz. Aksi takdirde Müslümanlığın özüne zarar
verilmiş olur.
Meyveli ağacı taşlarlar.
Öyle sıradan kimselerle pek uğraşan olmaz. Ama toplumda bir konum edinmiş,
bilgili, becerikli ve başarılı kimse kolayca hedef olur; hücumlara maruz kalır. Çünkü
onun toplumdaki konumu kimilerinin kıskançlık duygularının kabarmasına yol açar.
Mızrak çuvala sığmaz (girmez).
Herkesin gözü önünde duran, apaçık bilinen gerçeklerin gizli tutulması, örtbas
edilerek yokmuş gibi gösterilmesi imkânsızdır.
Minareyi çalan kılıfını hazırlar.
Kolay kolay saklanamayacak kadar büyük bir yolsuzluk yapan kimse, sorumluluktan
kurtulma yollarını iyiden iyiye düşünür ve ortaya çıkmasını önleyecek tedbirleri
önceden alır.
Mirî malı balık kılçığıdır, yutulmaz.
Devletin malını mülkünü kendisine mal etmek son derece zor ve tehlikelidir. Böyle
bir teşebbüste bulunsa da rahatça kullanamaz, günün birinde er veya geç bunun hesabı
kendisinden sorulur.
Misafir kısmeti ile gelir.
Geleneklerimiz ve dinimiz olan İslâm, yoldan gelene, yolcuya, konuğa gerekli ilgiyi
göstermeyi ve ikramda bulunmayı emreder. Bu bakımdan evimizi konuğa açmalı, onu
başımıza gelmiş bir külfet gibi görmemeliyiz. Eğer dinimizin buyurduğu gibi
davranırsak misafiri ağırlamakta güçlük çekmeyiz, evimize bereket dolar. Çünkü
ikram edene, sakınmadan verene, Yüce Allah misliyle verir. Dolayısıyla misafir
kısmetini de getirmiş olur.
Misafir on kısmetle gelir; birini yer dokuzunu bırakır.
Bk. “Misafir kısmeti ile gelir.”
Misafir umduğunu değil, bulduğunu yer.
Bir yere konuk olan, ev sahibinin kendisine özel olarak yapılmış çok güzel şeyler
ikram edeceğini düşünebilir. Ancak umduğuna kavuşamaz; çünkü ev sahibi, evde ne
varsa onu ikram eder. Bu bakımdan özel yiyeceklerle ağırlanacağını düşünmemelidir.
Misafir üç gün misafirdir.
Geleneğimiz bir yerde haddinden fazla kalınmasını ve ev sahibine fazla sıkıntı
verilmesini hoş görmez. Konuğun bir evde kalmasını üç günle sınırlar. Üç günden
fazlası ev sahibini sıkıntıya soktuğu gibi, misafiri de zor durumda bırakır. Bu
bakımdan, konuk, ev sahibinin durumunu anlamak ve üç günden sonra o yerden
ayrılıp ev sahibini rahatlatmalıdır. Unutulmamalı ki suratlarının asılmasına sebep
olduğumuz insanların yanına bir daha zor gideriz.
Muhabbet iki baştan.
Bk. “İyilik iki baştan olur.”
Mum dibine ışık vermez.
Konumu ve yapısı gereği etrafına ışık saçan mum, kendi dibini aydınlatamaz. Güçlü
kişiler de uzaktakileri kollayıp kayırdıkları ve çokça yardım yaptıkları gibi kendi
yakınlarına o kadar fayda sağlayamazlar. Çünkü onlar her şeyden önce çıkarlarını
düşünen insanlar olmaktan uzaktırlar.
Mühür kimde ise Süleyman odur.
Hz. Süleyman`ın peygamber ve hükümdar olduğunu belirten bir mührü vardı. Bu
yetki gücünün işareti olarak görülmüş, burdan hareketle söze şu anlam verilmiştir: Bir
işte yetki kimde ise kuvvet ondadır, onun buyrukları geçer.
Mürüvvete endaze olmaz.
Yiğit, mert, iyiliksever, cömert olmanın ne ölçüsü, ne de sınırı vardır. Kişi bu
hasletlerini olabildiğince geniş ve sınırsız tutabilir; tuttuğu oranda da kendini değerli,
eşsiz bir insan yapar.
N
Namaza meyli olmayanın kulağı ezanda olmaz.
Müslümanların günde beş kez yapmaları dince buyurulan ve dua okuyarak kıyam,
rükû, sücut, kuut denilen beden durumlarını, kuralınca tekrarlayarak Yüce Allah`a
edilen bir ibadettir namaz. Buna salât da denir. Namaza çağrı işareti de ezandır.
Namazı gerçekten kendine bir görev bilmiş olanlar, onun vaktini dört gözle beklerler
ve onun çağrı işareti olan ezana da kulak verirler. Namaz ve ezan arasındaki bu
ilişkiden hareketle, atasözü şu anlamı vermek için söylenir: Kişi bir işin esasıyla
ilgileniyor ve ona karşı istek duyuyorsa, o şeyin ayrıntılarıyla da ilgilenir; istemiyor
ve ilgilenmiyorsa ayrıntılarıyla da uğraşmaz.
Ne doğrarsan aşına, o çıkar kaşığına.
Kişi, çalışma miktarına ve biçimine göre karşılık görür. Çok ve iyi çalışan iyi, az ve
kötü çalışan da kötü sonuçla karşılaşır. Elde edilen verimin iyi veya kötü olmasında
niyetin rolü de büyüktür.
Ne ekersen onu biçersin.
Nasıl davranırsan öyle karşılık görürsün. Birine kötülük yapan ondan kötülük, iyilik
yapan da iyilik görür.
Ne karanlıkta yat, ne kara düş gör.
İleride zarara uğrayıp üzülmek istemiyorsan, karşına çıkabilecek tehlikelere karşı
şimdiden tedbir al. Bk. “Korkulu rüya görmekten…”
Ne oldum dememeli, ne olacağım demeli.
Kişi ummadığı bir duruma ulaşabilir, varlıklı ve başarılı olabilir. Bu duruma ulaşan
kimse çok şımarmamalı, sağında solunda bulunan kimseleri küçük görmemeli, bu
durumun sürüp gideceğini düşünmemelidir. Yarın elinde olanı, bulunduğu konumu
kaybedeceğini ve kötü duruma düşeceğini de hesaba katmalıdır.
Tan yeri ağarınca hırsızın gözü kararır.
Doğru olmayan yollara başvurarak çıkar sağlayan, gizli kapaklı işler çeviren kişi, bu
kirli ve karanlık işleri çevirmesine imkân sağlayan şartlar ortadan kalkınca şaşırır; ne
yapacağını bilemez olur, iş yapamaz hâle gelir.
Tarlanın iyisi suya yakın, daha iyisi eve yakın.
Ekilen tarla yeterince sulanırsa daha fazla ürün verir. Eğer tarla suya yakınsa hem
kolay, hem de çok sulanma imkânı doğar. Bu durum da tarlayı değerli kılar. Bu tarla
bir de eve yakınsa daha da kıymetli olur. Çünkü bir yandan tarlaya olan ulaşım, bir
yandan tarlanın bakımı, bir yandan da tarlanın korunması kolaylaşmış olur.
Tarlada izi olmayanın, harmanda yüzü olmaz.
Emeksiz, çabasız verim düşünülemez. Tarlasını gerektiği gibi sürmeyen, işleyip
çapalamayan, gübresini zamanında vermeyen, sulayıp yabancı otlardan temizlemeyen
kişinin tarladan ürün beklemeye hakkı yoktur.
Tarlaya saban, sürüye çoban.
Bir tarla iyi sürülür ve işlenirse istenen ürünü verir. Sabanın girmediği tarla kısa bir
süre sonra yozlaşıp çoraklaşır, ekilemez olur. Bunun gibi bir sürüden de verim
bekleniyorsa, onu iyi bir çobana teslim etmelidir. Çünkü iyi bir çoban, sürünün nerede
besleneceğini, bakımının nasıl yapılacağını bilir.
Taşa çıkan keçinin, ağaca çıkan oğlağı olur.
Bk. “Ağaca çıkan keçinin, dala bakan…”
Taş düştüğü yerde ağırdır (Taş yerinde ağırdır).
Herkes, her şey kendi çevresinde önem taşır. Çünkü kişi bulunduğu yerde tanınmış,
kendisine bir çevre edinmiş, hatırı sayılır bir yere gelmiştir. Yabancısı olduğu bir
yerde yeterince tanınmadığı gibi kıymeti de bilinmez.
Taşıma (dökme) su ile değirmen dönmez.
Bir işin yapılmasında güç, emek ve sermaye çok önemlidir. İşi yapacak olan
bunlardan yoksunsa, başkalarının küçük katkılarıyla, derme çatma yardımlarıyla
sürekli ve büyük bir işi yürütemez.
Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır.
Sert ve kırıcı olmayan, yumuşak, hoşa giden, gönül alıcı, okşayıcı, etkileyici,
inandırıcı ve yerinde söylenmiş söz insanın hoşuna gider; bu söz en azgın kişinin bile
inadını kırar, onu yumuşatır ve yola getirir.
Tatlı ye, tatlı söyle (konuş).
Kırıcı, üzücü, incitici konuşmalardan sakın; güzel, hoşa giden bir dil kullan; yerinde
ve inandırıcı konuş ki karşındaki memnun olsun; sen de sevil ve sayıl.
Tavşan dağa küsmüş, dağın haberi olmamış.
İstediği etkiyi yapmaktan çok uzak kalan kişi küser, darılır; ne var ki; karşısındaki
kişi, onun bu durumunu bilip anlamaz.
Tayfanın akıllısı, geminin dümeninden uzak durur.
Kendini bilen, sorumluluk sahibi, akıllı kişi altından kalkamayacağı, beceremeyeceği
işlerin idaresinden uzak durmaya çalışır. O bilir ki, bunun aksine bir hareket hem
kendini, hem de başkalarını zarara uğratır.
Tebdil-i mekânda ferahlık vardır.
Bulunduğu yeri veya çevreyi kimi zaman değiştirmek, daha değişik yerleri görüp
gezmek insanın sıkıntısını giderir; ona rahatlık, ferahlık verir.
Tek kanatla kuş uçmaz.
Kimi işler vardır ki, yardımcısız, araç-gereçsiz yapılamaz. İşin iyi ve olumlu sonuç
vermesi için bunlar mutlaka gereklidir.
Tekkeyi bekleyen çorbayı içer.
Bir işin başarılmasında türlü sıkıntılara katlanıp sabretme, azim ve gayret gösterme,
uzun süre çalışıp emek verme son derece önemlidir. Bütün bunları yerine getiren kişi,
eninde sonunda bu davranışının yararını görür; bir mükâfata mutlaka kavuşur.
Tembele iş buyur, sana akıl öğretsin.
İş görmeyi, çalışmayı sevmeyen; çaba göstermekten, sıkıntıdan kaçan kimse,
kendisinden bir konuda yardım istendiğinde, yardım edeceği yerde çözüm yolları
gösterir ve işten kaçmaya çalışır.
Terazi var, tartı var; her şeyin bir vakti var.
Hemen her şeyin, her işin bir ölçüsü ve zamanı vardır. Eğer bunlara dikkat edilmezse
işler yolunda gitmez, karışıklık baş gösterir, hayat alt-üst olur, düzen gerektiği gibi
kurulamaz.
Tereciye tere satılmaz.
Birine çok iyi bildiği bir şey öğretilemez, bir konuda bilgi verilemez. Böyle bir şeye
kalkışan ya da çalışan kendisini gülünç duruma sokar.
Terzi kendi söküğünü dikemez.
İnsanlar başkalarına yaptıkları hizmetleri kendilerine gelince çoğu kez savsaklarlar, ya
da yapmaya zaman ve fırsat bulamazlar.
Testiyi kıran da bir, suyu getiren de.
İyilik ödülsüz, kötülük de cezasız kalır; yahut her ikisi eşit tutulur da aralarında bir
fark gözetilmezse adaletsiz davranılmış olur. Bu durum da düzeni bozar, yönetimin
iflâsına neden olur.
Teşbihte (temsilde) hata olmaz.
Kimi zaman yapılan benzetmeler çirkin ve kaba da olsalar söze güç katmak için
yapılırlar. Dolayısıyla bunların söz arasında kullanılmasından kimse alınmamalıdır.
Tevekkelin (tevekküllünün) gemisi batmaz (eşeğini kurt yemez).
Tedbirini aldıktan sonra fazla titizlikten uzak duran, her şeyi artık Yüce Allah`a
bırakıp boyun eğen kimsenin malına, işine zarar gelmez.
Tırnağın varsa başını kaşı.
Kendi bilgi, beceri ve imkânın varsa, bunlara da güveniyorsan bir işe giriş; yoksa vaz
geç. Bil ki, kimseden kimseye hayır yoktur; başkalarından kolay kolay yardım da
gelmez, gelse de pek bir işe yaramaz.
Tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkânıdır.
Meslek veya alışkanlık gereği olan bir sonuçtan kaçınılmaz. Daha önce kopup
ayrılmış olsa da, kişi bağlı olduğu çevreye, işe veya bir alışkanlığa eninde sonunda, şu
ya da bu sebepten ötürü döner.
Tilki tilkiliğini bildirinceye kadar post elden gider.
1. İşlemediği hâlde suçlu görülen kimse, suçsuz olduğunu kanıtlayıncaya kadar
yeterince ceza çeker. 2. Kurnaz ve düzenbaz kimse, sahasında ne kadar hünerli
olduğunu gösterinceye kadar, kendisinden daha hilekâr birinin tuzağına düşer.
Tilkiye, “Tavuk kebabı yer misin?” diye sormuşlar; “Adamı güldürmeyin” diye cevap
vermiş.
Bir kimseye düşkün olduğu, çok sevip özlediği, elde etmek için yanıp tutuştuğu bir
şeyi, “İster misin? Arzu eder misin?” diye sormak son derece yersiz, hatta abes ve
gülünçtür.
Tok, acın hâlinden bilmez (Var ne bilsin yok hâlinden).
Para, mal gibi şeyleri elde etmiş; açlığını gidermiş ve bunlara doymuş olanlar,
yoksulların çektikleri sıkıntıyı, içine düştükleri geçim darlığını anlamazlar. Toprağı
işleyen, ekmeği dişler.
Emeksiz yemek olmaz. Çalışmayan, bir uğraş vermeyen, alın teri dökmeyen kişi
verim elde edemez.
Tuz, ekmek hakkını bilmeyen kör olur.
Birinin ekmek yedirip iyilik ettiği kimse, bütün bunlara karşılık üzerinde hakkı
bulunan insana karşı nankörlük edip hıyanet içinde olursa başına türlü felâketler gelir.
Türk karır, kılıcı karımaz.
Türk insanı ihtiyarlar ama mücadele gücünden, direnme azminden bir şey kaybetmez.
Türkün aklı sonradan gelir.
Yaratılışı gereği saf, samimî, dürüst ve merttir Türk insanı. Art düşüncelerden uzak
kaldığı gibi, içten pazarlıklı da değildir. Bunun için olsa gerek, giriştiği bir işte pek
hesap-kitap yapmaz; çıkarını hemen öyle aklına getirmez. Öte yandan bir olay
karşısında ne yapmak gerektiğini de hemen düşünemez. Dolayısıyla kendisi için
hazırlanan kimi tuzaklara düşmekten kurtulamaz. Bir süre sonra aklı başına gelir, işin
iç yüzünü anlar, doğru yolu bulur ama iş işten de geçmiş olur.
Ata Sözleri 3
Ata Sözleri 4
Ata Sözleri 5
Ata Sözleri 6
Abanın kadri yağmurda bilinir.
Her şeyin bir değeri vardır. Bir şeyin gerçek değeri (kadri) ise, ona gerçekten
ihtiyaç duyulduğu zaman ortaya çıkar.
Abdala “kar yağıyor” demişler, “titremeye hazırım” demiş.
Yoksulluk ve sıkıntı içinde yaşayıp eziyet çekmekte olan kimseler,
karşılaşacakları zor şartlardan endişe duymazlar. Çünkü onlar bu şekilde
yaşamaya alışıktırlar.
Abdal ata binince bey oldum sanır, şalgam aşa girince yağ oldum sanır.
Kimi görgüsüz ve eğitimsiz kimseler bir rastlantı sonucu lâyık olmadıkları
önemli bir işin başına geçseler ya da bir mevki elde etseler, aptalca
davranmaya, o yerin adamı gibi görünmeye ve böbürlenmeye başlarlar.
Dahası, bunun kendi hakları olduğunu da ileri sürerler.
Abdal düğünden, çocuk oyundan usanmaz.
Kimi insanlar yaptıkları işten zevk duyarlar ve onu bırakmak istemezler; bu işi
sürekli olarak, tekrar tekrar yapmaktan da hiç bıkkınlık duymazlar.
Abdalın dostluğu köy görünceye kadar.
Çıkarı için yakınlık gösterip dostluk kuran kimse, beklediği yararı elde ettikten,
işini yürütecek başka yollar bulduktan sonra sizinle olan ilişkisini keser.
Abdal (derviş) tekkede, hacı Mekke`de bulunur.
Hemen herkesin ilgi duyduğu bir alanı, kendine özgü bir işi vardır. İlgi
duyduğu alan ya da iş neredeyse kişi de orada bulunur.
Acele bir ağaçtır, meyvesi pişmanlık.
Telâşla, sabırsızca ve ivedilikle yapılan işler genellikle kötü sonuçlar doğurur;
kişiyi pişmanlığın içine iter.
Acele ile menzil alınmaz.
Telâşlanıp ivmekle, sabırsız davranmakla daha çabuk sonuç alacağımız,
başarı kazanacağımız sanılmamalıdır. Bilinmelidir ki her işin bir süresi vardır.
Acele işe şeytan karışır.
Düşünüp taşınmadan, çabuk davranılarak yapılan işten iyi sonuç
beklenmemelidir; o iş ya yanlış ya da bozuk olur.
Acemi katır kapı önünde yük indirir.
Bir işin yabancısı olan, bir işe alışmamış, beceriksiz ya da anlayışsız kişi,
kendisinden beklenen işi eksik yapar ve istenildiği gibi yerine getiremez; daha
başlangıç anında veya en önemli yerinde işi bırakıverir.
Acıkan doymam (sanır), susayan kanmam sanır.
Uzun süre bir şeyin yokluğunu çekip ona ihtiyaç duyan kimse, o şeyden ne
kadar çok elde ederse etsin tatmin olmaz; kendisine yetmeyeceği duygusu
içinde bulunur.
Acıkmış kudurmuştan beterdir.
Bir şeyden uzun süre yoksun kalan kimse, onu gördüğü anda ele geçirmek
ister; kendinden geçercesine ona saldırır, sanki kudurmuş gibidir, gözü hiçbir
şeyi görmez, tek düşündüğü uzun süre yokluğunu çektiği o nesnedir.
Acındırırsan arsız olur, acıktırırsan hırsız olur.
Bir kimsenin acınmasına yol açar, başkalarını ona merhamete getirirseniz, o
kimse yerli yersiz yardım dilemeye başlar ve gittikçe arsızlaşır; bunun yanında
kimilerinin hakkını kısar, emeklerinin karşılığını vermez ve onları aç-yoksul
bırakırsanız, onlar da hırsızlık yapmaya başlarlar.
Acı patlıcanı kırağı çalmaz.
Kötü durumda olan bir kimseyi, ortaya çıkacak yeni kötü durumlar etkilemez;
pek çok zorluğa katlanabilir; çünkü o, böylesi kötü durumlara alışmıştır.
Ayrıca, işe yaramayacak hâle gelmiş kimseler de, tutar bir yanları olmadığı
için felâketlerden çekinmezler.
Acı (kötü) söz insanı (adamı) dininden (çıkarır), tatlı söz (dil) yılanı deliğinden
(ininden) çıkarır.
Onur kırıcı, sert, kötü sözler insanı öfkelendirir; sabrını taşırır, çileden çıkarır,
hoş olmayan davranışlara sürükler. Bunun aksine yumuşak, tatlı, hoş sözler
de öfkeli, geçimsiz, saldırgan insanları yatıştırabilir; zarar vermelerinin önüne
geçip onları doğru yola sokabilir.
Aç aman bilmez, çocuk zaman bilmez.
Aç, yemek yeme ihtiyacı olan, yemesi gereken kimsedir. Bu insanın
düşüncesi de karnını doyurmaktır. Onun bu isteği kimi özürlerle giderilip
geçiştirilemez, böyle yapılmak istenirse kimi anlamsız ve aşırı davranışlara
kaymasına neden olunur. Çocuklar da bir şey istediler mi hemen onun yerine
getirilmesini isterler, beklemek nedir bilmezler.
Aç (arık) at yol almaz, aç (arık) it av almaz.
İş gördürülen kimselerden verim umuluyorsa onlar aç, yoksul ve zaruret içinde
bırakılmamalı, her yönden tatmin edilmelidirler.
Aç ayı oynamaz.
Kendisinden iş beklenilen kimseden emeğinin karşılığı esirgenmemelidir;
insan ya da hayvan olsun, çalışan mutlaka doyurulmalıdır.
Aç bırakma hırsız edersin, çok söyleme arsız (yüzsüz) edersin.
Yönetiminde bulunan, gözetiminde olan kimseleri maddî ve manevî yönden
tatmin etmelisin. İnsanları bu yönlerden sıkıntıya düşürür, emeklerinin
karşılığını vermez, kötü muameleye maruz bırakırsan yanlış yola saparlar; söz
dinlemez olurlar, arsızlaşırlar.
Aç doymam, tok acıkmam sanır.
Uzun süre yokluk içinde olan aç insan elde ettiğinden çoğunu ister, tatmin
olmaz, yetmeyeceği duygusunu taşır. Tok, yani varlıklı insan ise var olanla
yetinir gibidir, elindekilerin bir gün gelip tükeneceğini düşünmez, yeni kazanç
yollarına başvurmaz, dahası elindekileri bilinçsizce harcamaya devam eder.
Aç elini kora sokar.
Aç ve yoksul insan, zorunlu ihtiyaçlarını gidermek için canı pahasına bile olsa
her türlü tehlikeye atılmaktan çekinmez.
Aç gözünü, açarlar gözünü.
Uğraşılarında, giriştiğin işlerinde uyanık bulunup dikkatli olman gerekir; yoksa
umulmadık, beklenmedik bir anda büyük zararlarla karşı karşıya kalabilirsin.
Bu belâdan sonra aklın başına gelir ama iş işten geçmiş olur.
Açık ağız aç kalmaz.
Çalışan, didinen, ne istediğini bilen, bıkmadan usanmadan bunu dile getiren
kişi geçim yolunu bulur; muhtaç duruma düşmez, aç kalmaz.
Açık yaraya tuz ekilmez.
Acısı ve derdi taze olan bir kimsenin üzüntüsünü artıracak söz ve
davranışlardan kaçınmak gereklidir.
Açık yerde tepecik kendini dağ sanır.
Kıymetli, yetenekli kimselerin bulunmadığı veya az bulunduğu bir yerde,
kendinde az da olsa bir şey bulunan kimse böbürlenmeye, büyüklük
taslamaya başlar.
Açılan solar, ağlayan güler.
Hayatta hemen her şey bir değişimin içindedir, olduğu gibi kalmayıp tersine
dönebilir, güzel çirkinleşebilir; mutsuz mutlu, yoksul da zengin olabilir.
Açın gözü ekmek teknesindedir (olur).
İnsanın tek amacı, öncelikle kendisi için gerekli, yaşaması için zorunlu olan,
yokluğunu çektiği şeyi elde etmektir.
Açın karnı doyar, gözü doymaz.
1. Bir şeyin uzun süren yokluğu açlık ve doyumsuzluk duygusuna iter insanı;
bu insan hiç doymamış, aç kalacakmış gibi davranır; gözü nesnelerde kalır, o
nesneleri kaybedecek sanısına kapılır. 2. İhtiraslı kişi elindekiyle yetinmez,
daha fazlasını ister.
Aç kurt bile komşusunu dalamaz.
Komşu hakkı çok yücedir. Komşuya hangi şartlarda olursa olsun, aç ya da
zengin iyi davranılmalıdır. Çünkü toplumun dirlik ve düzenliği bir yönüyle buna
bağlıdır.
Açma sırrını dostuna, o da söyler dostuna.
Sır özeldir ve gizli tutulmalıdır. Onun gerçekten duyulup yayılması
istenmiyorsa, dosta bile açılmamalıdır. Açılırsa o da ağzından kaçırabilir ya da
yakınına anlatabilir, bunu başkaları duyabilir, saklamaya çalıştığın şey sır
olmaktan çıkar, yayılır.
Aç ne yemez, tok ne demez.
Yoksul kişi ihtiyaç duyduğu şeyin en kötüsüne bile razı olur; iyisini, kötüsünü
arayacak durumda değildir. Oysa varlıklı kişi için durum farklıdır, o her zaman
daha iyisini ister, en güzel şeylerde bile bir kusur bulur, mırın kırın eder.
Aç tavuk (düşünde) kendini buğday (arpa, darı) ambarında sanır (görür).
Yoksulluk çeken, varlık yüzü görmeyen kişi sürekli ihtiyaç duyduğu şeylerin
hasretini çeker; kendisini onları elde etme hayaline kaptırır, olmayacak düşler
kurar.
Açtırma kutuyu, söyletme kötüyü.
Hoşuna gitmeyecek sözler söylenmesine, hakkında kötü şeylerin ortaya
çıkmasına yol açmak istemiyorsan karşındakini kızdırma.
Aç tokun yüzüne bakmakla doymaz.
İnsan ihtiyaç duyduğu, sürekli yokluğunu çektiği şeyleri varlıklı kimselerde
görmekle onlara sahip olmuş sayılmaz. Tatmin olabilmek için onları gerçekten
elde etmelidir.
Adalet ile zulüm bir yerde barınmaz.
Bu iki şey tamamen bir birinin karşıtıdır. Hak, hukuk ve doğruluğun bulunduğu
yerde zulüm olamaz, zalimler bulunamaz. Zulmün bulunduğu yerde ise hak
yeme, sömürü, eğrilik, azgınlık vardır ve orada da ne adalet ne de âdil vardır.
Adam adama her daim muhtaç (gerek olur).
Tek başına yaşamak oldukça zor olduğundan insanlar bir arada yaşarlar,
dayanışmaya gerek duyarlar. İhtiyaçlar bu sayede karşılıklı olarak giderilir. Bu
bakımdan hiçbir insanı küçümseyip yararsız saymamalı; olur ki bir gün,
hiçlenen o insanın yardımına gerek duyulabilir.
Adam adama yük değil, can gövdeye mülk değil (Adam adama yük olmaz).
Birileri gelip konuğumuz olabilir, evimizde kalabilir. Bu konuk tıpkı can gibidir;
can nasıl gövdeye geldiği gibi gidiyorsa, konuk da günün birinde geldiği gibi
gidecektir. Bu sebeple yanımıza gelen arkadaş, dost, yakın ve
konuklarımızdan yaka silkmemeliyiz.
Adam adamdan korkmaz, utanır (hatır sayar).
Bir kimse kendisine yapılan kabalık, kötülük karşısında sert tepki göstermiyor,
benzer bir şekilde karşılık vermiyorsa, bu korktuğundan değildir; hatır
saydığındandır, utandığındandır, duygularına egemen olduğundandır.
Adam adam denmekle adam olmaz.
Değerleri olmadığı hâlde değer verip saygı duyarak, bazı unvanlar vererek,
överek, pohpohlayarak bir kimseyi iyi yetişmiş, değerli bir kimse yapamayız.
Gerçek şahsiyet, olgunluk, insana yakışacak durum, tutum ve davranış
insanın kendinde bulunmalıdır
Gençliğe üç öğüdüm vardır: ÇALIŞ, ÇALIŞ, ÇALIŞ. BİSMARK
Gençliğin parlak lügatinde başarısızlık diye bir kelime yoktur. E. BULWER LYTTON
Gençlik,rüzgarların savurduğu gül yapraklarının arkasından koşar. N.LENAU
Gerçeğin dağlarına umutsuzlukla çıkılmaz. NİETZSCHE
Gerçek arkadaşlık sıhhat gibidir,değeri ancak o yok olduktan sonra anlaşılır. GOLTI
Gerçek bilgi ; yaparak , denenerek öğrenilen bilgidir. DESCARTES
Gerçek bir arkadaş , iki gövdede yaşayan bir ruhtur. ARİSTO
Gülmek bir güneştir.İnsanın yüzünden hüzün ve keder kışını defeder. VİCTOR
HUGO
Gündüz kandilini hazırlamayan , gece karanlığa razı demektir. CENAP
ŞAHABETTİN
Güzel bedenler için zevk,güzel ruhlar içinde ıstırap gerektir. OSCAR WILDE
Güzel bir kıyafet iyi bir tavsiye mektubudur. C. ŞAHABETTİN
Güzel düşün , iyi hisset , aldanma; ne varsa doğrudadır ; doğruluk şaşar sanma.
TEVFİK FİKRET
Güzel sanatlar, insanın kafasının, kalbinin birlikte çalıştığı şeylerdir. BACON
Güzellik,çoğu zaman kusurları gizleyen bir örtüdür. BALZAC
Güzellik müthiş bir kudret,gülümseme ise onun kılıcıdır. CHARLES REACK
Hafızasız baş,bekçisiz kaleye benzer. NAPOLEON
Hak beklediğin bir yola yalnızda olsan gideceksin. TEVFİK FİKRET
Haset, insanların duyguları içinde en can sıkıcı ve devamlı olanıdır. BACON
Hata yapmaktan korkan insan , hiçbir şey yapamaz. LİNCOLN
Hayat Tanrının bize sunduğu bir armağandır; onu değerlendirme biçimimiz ise bizim
yaratıcıya sunduğumuz armağandır. LEO BUSCAGLİE
Hayat yaşla değil, yaşamakla anlaşılır. ANDRE-GIDE
Hedefi olmayan gemiye hiçbir rüzgar yardım etmez. MONTAİGNE
Hepimiz kahkahalarımızı göz yaşlarımızla ödüyoruz. PEYAMİ SAFA
Her büyük sanatçı, sanata kendi damgasını vurur. VICTOR HUGO
Herkes insanlığı değiştirmeyi düşünür ama hiç kimse önce kendini değiştirmeyi
düşünmez. TOLSTOY
Her şeyin başlangıcı küçüktür. CİCERO
Hiç kimse başarı merdivenine elleri cebinde tırmanmamıştır. J. KETH MOORHEAD
Hiçbir miras doğruluk kadar zengin değildir. SHAKESPEARE
Hiçbir şey, ele geçince hayalde olduğu kadar güzel kalmaz. N.RICHARD NASH
Hiçbir insan,kollarında bir çocuk tutan anne kadar çekici ve birkaç çocuk arasındaki
bir anne kadar saygıya layık değildir. GOETHE
İki günü eşit olan ziyandadır. HZ. MUHAMMED
İlim öyle bir şeydir ki sen ona tüm gücünü vermedikçe o sana yarısını bile vermez.
EBU YUSUF
İlimle geçen bir gece,ibadetle geçen bin geceden hayırlıdır. HZ. MUHAMMED
İnsan ; düşünmek , sevmek , inanmak için dünyaya gelmiştir. J.J. ROUSSEAU
İnsan eğitimle doğmaz,ama eğitimle yasar. CERVANTES
İnsan , gülmediği günü , yaşadım diye hayat defterine kaydetmemelidir. SOKRATES
İnsan,hayatının dörtte üçünü yapamayacağı şeylerle geçirir. DIDEROT
İnsan hür olarak yaratılmış,zincire vurulmuş olarak bile doğsa,yine hürdür.
SCHILLER
İnsan ne kadar çok okursa o kadar çok yükselebileceğini bilmelidir. O.J. BANGS
İnsan zaman öldürmek için değil ; faydalı hoş bir an geçirmek için okumalıdır.
OLİVER GOİTMİDH
İnsanın dostu yoktur,saadetin dostu vardır. NAPOLEON
İnsanın kendini feth etmesi zaferlerin en büyüğüdür. EFLATUN
İnsanlar birbirleri içindir ; birbirlerine aittir. GOETHE
İnsanlar önce para kazanmak için sağlıklarını,sonra da sağlıklarını kazanmak için
paralarını verirler. GOETHE
İs bizden iki fenalığı uzaklaştırır : can sıkıntısı, kötülük. VOLTAİRE
İşin güç kısmı, adam olmak değil, adam kalmaktır. ANDRE MAZERELLES
İyi olmak kolaydır,zor olan adil olmaktır. V.HUGO
İyiliğe gücün yetmezse , kötülük etme. ARİSTO
İyiliği yalnız iyiler anlar, kötülüğü herkes. CENAP ŞAHABETTİN
Kabukta dolaşan böcek, meyvenin tadını alamaz. SAHSUVAR
Kaptanın ustalığı deniz durgunken anlaşılır mı? LUKİANOS
Kendi dilini bilmeyen başka dil öğrenemez. B. SHAW
Kendisini pek çok seven,çevresinde pek az sevilir. C. ŞAHABETTİN
Kıskanç daha çok sever, fakat kıskanç olmayan daha iyi sever. MOLIER
Kıskançlığımızı ancak sevgi ile yenebiliriz. GOETHE
Kim büyük fikirler için yaşıyorsa, kendisini unutmalıdır. LA-EDRI
Kitapsız yaşamak,kör sağır,dilsiz yaşamaktır. SENECA
Konuşma , insanın aklını kullanma sanatıdır. EFLATUN
Konuşmak ihtiyaç olabilir ama susmak sanattır. GOETHE
Korkunun kaynağı bilgisizliktir. EMERSON
Kötü haberlerin kanatları vardır,iyi haberlerin ayakları bile yoktur. MARGARET
CAVENDISH
Kralda dilenci de aynı iştahla acıkırlar. MONTAIGNE
Kusurlarınızı hemen söyleyecek arkadaşlar bulun. BOİLEAU
Küçük hediyeler dostluk,büyük hediyeler sevgi meydana getirir. LICTERBERG
Küçüklerin büyüklük taslaması kadar tehlikeli bir şey yoktur. SLEFAN ZWEIG
Leyla'nın güzelliğine ancak Mecnun gözüyle bakmalısın ki onu seyretmenin sırrı sana
da görünsün. SADİ
Namuslu birisini aldatmak kadar kolay bir şey yoktur. LA FONTAİNE
Nankörlük, zayıf insanların işidir,kudretli insanlar içinde asla nankör olana
rastlamadım. GOETHE
Ne kadar bilirsen bil, söylediklerin karşındakilerin anlayabileceği kadardır.
MEVLANA
Nezaket hiçten gelir ; ama her şeyi satın alır. DR. V. PAUCHET
Okullar demokrasinin kalesidir. HORACE MANN
Okumak ; haz duymaya , zihnimizi beslemeye , yeteneklerimizi artırmaya yarar.
BACON
Okumak ; insana olgunluk , konuşmada canlılık , yazmada açıklık verir. BACON
Öğrenmek pahalıdır ama cehalet çok daha pahalıdır. H. CLAUSEN
Öğretmen bir kandile benzer,kendini tüketerek başkalarına ışık verir. RUFFINI
Ömrünü seyahatle geçirenler birçok otelci bulur,ama dostluk kuramaz. SENECA
Önyargıları kırmak atom çekirdeğini parçalamaktan daha zordur. EİNSTEİN
Öyle horozlar vardır ki öttükleri için sabahın olduğunu sanırlar. G. DUMANT
Para arttıkça , para sevgisi de artar. JUVERAL
Para ile satın alınan sadakat, daha fazla para ile de satılır. SENECA
Resim, sözcüksüz şiirdir. HORATIUS
Sağlık bir beden değil, bir kafa meselesidir. M.B EDDY
Sanat, doğaya eklenmiş insandır. BACON
Sanat hem bir coşma, hem bir yadsıma işidir. ALBERT CAMUS
Sanat, insanın doğaya eklediği bir şeydir. ALAIN
***Sanat, özgürlük tarafından emzirildikçe büyür. SCHILLER
Sanat, şiddeti ortadan kaldırmalıdır, yalnız o yapabilir bunu. TOLSTOY
Sanat, toplumsal bir çabadır; toplumdan gelir, topluma döner. Fakat gelenle giden
aynı şey değildir. ATTİLA İLHAN
Sanat ve sanatçıdan yoksun bir toplumun canlılığı olmaz. M. KEMAL ATATÜRK
Sanatın düşmanı bilgisizliktir. SAMUEL JOHNSON
Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir. M. KEMAL
ATATÜRK
Sanatta temel olan, yeni ve kişisel bir şey söylemektir. Büyük sanatçı bununla belli
olur. TOLSTOY
Saygı olmayan yerde aşk da olmaz. EMILE ZOLA
Sevdiği bir işi bulan insan mutludur. THOMAS CARLYLE
Sevdiklerimize vereceğimiz en değerli hediye,ne altın ne de mücevher. Yalnız
kendimizden bir küçük parça. RALDP WALDO EMERSON
Size yapılan en ufak yardımı sakın unutmayınız,yaptığınız en büyük yardımı ise
hiçbir vakit hatırlamayınız. CHILON
Suçu toplum hazırlar , suçlu işler. BUCKLE Susan bir bilgin , bir kelime söylemeyen
aptaldan farksızdır. MOLİERE
Susmayı bilmek söylemeyi bilmekten daha nadir bir meziyettir. AMBROISE
Şair, her şeyden önce yaşadığı toplumun sorunlarına, giderek tüm dünyaya karşı
sorumludur. NERUDA
Şerefli bir ölüm ,şerefsiz bir ömürden daha iyidir. TACİTÜS
Şiir benim içimde bir amaç değil, tutkudur. EDGAR ALLEN POE
Şiir, düşüncelerle değil, sözcüklerle yazılır. MALLARME
Şiir, güzellikte çarpışan tek gerçektir. GLFILLON
Şiir, hem ozanın hem de yazıldığı çağın resmidir. ERIK STINUS
Şiirin, düzyazıdan ayrıldığı nokta şudur: Az sözcükle çok şey söylemek. VOLTAIRE
Talebelerine öğrenme arzusu aşılayamayan bir öğretmen soğuk demiri döven bir
demirci gibidir. HORACE MANN
Tam dostluk benzer arkadaşlar arasında olur. NIETZCHE
Tatlı dil, her kapıyı açan sihirli bir anahtardır. MONTAİGNE
Tatlı sözler,şiddetli bir öfkeye karşı en tesirli ilaçtır. AISKHYOS
Tilki, kümesi iyi tanıyor diye bekçi yapılır mı? TRUMAN
Toplumun insanlık özelliği, güzel sanatlarla beslenir. İSMET İNÖNÜ
Tüm sanatlar kardeştir, hepsi de birbirinin ışığı altında ilerler. VOLTAIRE
Türk ulusunun tarihsel bir niteliği de güzel sanatları sevmek ve onlarda
yükselmektir. M. KEMAL ATATÜRK
Ulusların zenginliği ipek , pamuk , altın değil , insandır. RİCHARD HOVEY
Umut insanı uyandıran bir rüyadır. ARİSTO
Unutma ki ağzında bal olan arının kuyruğunda iğnesi vardır. LYLY
Unutma ki şairleri haykırmayan bir millet, sevenleri toprak olmuş öksüz çocuk
gibidir. M. EMİN YURDAKUL
Uşağım dahi olsa, hatalarımı düzelten efendim olur. GOETHE
Ümidini kaybetmiş olanın,başka kaybedecek şeyi yoktur. BOLSE
Ya sus ya da susmaktan daha değerli şeyler söyle. PHTAGORE
Yalanı söküp atmadan gerçeği dikmeye çalışma ! tutmaz. CENAP ŞAHABETTİN
Yalnız kendi nefsini düşünerek dost arayan,hizmetçi arıyor demektir. CENAB
ŞAHABETTİN
Yanıldığını asla kabul etmeyenler,en çok yanılanlardır. LA ROCHEFOUCAULD
Yapılmış küçük işler,planlanmış büyük işlerden çok daha iyidir. PETER MARSHALL
Yarın bambaşka bir insan olacağım diyorsun. Niçin bugünden başlamıyorsun?
EPİKTETOS
Yaşam kısa, sanat uzundur. HIPPOKRATES
Yaşamak solumak değil , çalışmaktır. J.J. ROUSSEAU
Yaşamanın amacı , hoşa gitmeyen şeylerden kaçmak değil , hoşa gitmeyen şeyleri
yenmektir. F.W. FOERSTER
Yenilince ümitsizliğe kapılma, her başarısızlıkta bir zafer arzusu yatar. GERMAIN
MARTIN
Yiğit olan sırrını kimseye demez,kötü kalbindekini dile getirir. KARACAOĞLAN
Yurdu savunmanın en ucuz yolu, eğitimdir. BURKE
Zafer , iradededir. NAPOLYON
Zevke esir olan değil,hakim olan mesuttur. ARISTIPPAS
Zorluk çeken rahat bulur. ŞİNASİ
*Hayat delilerle doludur, bunlardan birine rastlamayı istemeyen, yalnız kendi evine
hapsedilmekle kalmamalı aynı zamanda bütün aynaları da kırmalıdır.
*Deha gerekeni, kabiliyet ise elinden geleni yapar.
*Yüz tavşandan hiçbir zaman bir at meydana gelmeyeceği gibi yüz şüpheden de
hiçbir zaman bir delil meydana gelmez.
* Öyle horozlar vardır ki öttükleri için güneşin doğduğunu sanırlar.
*Büyük adam büyük olduğunu; büyüklüğün küçüklük olduğunu bilir.
* Üzüntü, yarının sıkıntısından bir şey eksiltmez.Sadece bugünün gücünü tüketir.
*Dünyada kusursuz iki insan vardır;biri ölmüştür,diğeri doğmamıştır.
*İnsan mutlu olduğu için neşeli değil;neşeli olduğu için mutludur.
*Korkmamız gereken tek şey korkunun kendisidir.
*Geçmişi hatırlamayanlar onu tekrarlamaya tutsaktırlar.
***İstediğim her şeyi yaptım;çünkü yapamayacağımı düşündüğüm şeyi istedim.
*Geleceği satın alabilecek tek şey bugündür.
*Cesaretin ölçüsü ölmek değil yaşamaktır.
*Gözyaşları acının sessiz sözleridir.
*Hiç yanlış yapmayan biri hiçbir şey yapmamış demektir.
*Her şeyi anlamak her şeyi affetmek demektir.
*Kuşlar gibi uçmayı, balıklar gibi yüzmeyi, öğrendik ; ancak bu arada çok basit bir
sanatı unuttuk:Kardeşçe yaşamayı.
*Sevgi dolu konuşmalarınızı arkadaşlarınızdan ölene dek esirgemeyin.Bunları şimdi
söyleyeceğinize mezar taşlarına yazmayın
*Dostluk bir şemsiyeye benzer.İnsan onları ancak kötü havalarda ister.
*Gece ne kadar karanlıksa yıldız da o kadar parlaktır.
*Hiç kimsenin sevgilisi çirkin değildir.
*Gül ne demek? Adı başka olsaydı bu kadar güzel kokmayacak mıydı?
*Hiçbir şey beklemeyenlere ne mutlu! Hiç hayal kırıklığına uğramayacaklar.
*Güneşi kaçırdım diye gözyaşı dökenler, yıldızları da göremezler.
*Güzel söz söyleyebilmek için güzel düşünmek gerekir.
*Zaman bekleyenler için çok yavaş, korkanlar için çok hızlı, yas tutanlar için çok
uzun, sevinenler için çok kısadır;ancak sevenler için sonsuzluktur.
* Kalp ne ile doluysa dudaklardan o dökülür gider.
* Hayatın ilk kırk yılı bize metni verir.Kalan otuz yılı ise yorum sağlar.
* Durmuş bir saat de günde iki kez doğruyu gösterir.
* Başkalarının izinden gidenler iz bırakmazlar.
*İnsanlar yiyecek ekmek ve yatacak yer buldular mı ,düşünmekten kaçınırlar.
* İnsanların düşünme zahmetinden kurtulmak için yapamayacakları hiçbir şey
yoktur.
*Hayatın mutluluğu düşüncelerinin niteliğine bağımlıdır; onun için buna dikkat et ve
fazilete ve eşyanın tabiatına uymayan hiçbir düşüncenin kafanı işgal etmesine
müsaade etme.
*Düşünmeyen tutucudur .Düşünemeyen aptal.Düşünmediğine aldırmayan ise köle
*Bir insanın üniversiteyi bitirmesine yardımcı olabilirsiniz, fakat istemezse ona
düşünmeyi öğretmezsiniz.
*Kendimizi düşüncelerimizle kaldırır ,kendimizle ilgili vizyonumuza tırmanırız.
*Bütün gün ne düşünürsek onu yaşarız.
*Her şey üstünde düşünmeye alıştırın kendinizi; ama gerçekte olduğu gibi düşünün,
söylendiği gibi değil.
*Düşüncelerimiz hareketlerimizi,hareketlerimiz alışkanlıklarımızı, alışkanlıklarımız
huylarımızı, huylarımız da karakterimizi meydana getirir ve karakterimiz de
kaderimizi etkiler.
*Size kafanız hükmediyorsa kralsınız, vücudunuz hükmediyorsa köle
*Düşünmeksizin söylenen söz, nişan almaksızın tüfek atan avcıya benzer.
*Zeka bir arabanın beygir gücü gibidir.Sadece potansiyeldir.Motoru güçlü bir araba
kötü kullanılabilir.Düşünme becerisi araba kullanma becerisine benzer.Öğrenmeniz
gerekir.
*Bir adam öğle yemeğini düşündüğü ciddiyetle başka bir şeyi nadiren düşünür.
*Düşünceleriniz ne ise hayatınız da odur.Hayatınızın gidişini değiştirmek
istiyorsanız, düşüncelerinizi değiştiriniz.
*Kişi zengin olsun ,yoksul olsun, hastalığı iyileştiren de mutsuzluğu mutluluğa
çeviren de zihindir.
*Gerçekliğinizi tanımlama biçiminiz gerçekliğiniz haline gelir.
*Düşünmek ruhun kendisiyle konuşmasıdır.
*Düşünmekten utanmıyorsan ,söylemekten de utanma.
*Büyük insanlar dünyayı düşüncelerin yönettiğini görenlerdir.
*Düşünmek günah işlemeye benzer, insan zevkini bir kere tattı mı artık ondan
vazgeçemez.
*Kişi, kalbinde düşündüğü gibidir.
*Bir keresinde büyük bilim adamı Einstein'a Bir mil kaç fittir? diye sormuşlar.
Einstein beynimizi ezberden çok düşünmek için kullanmamız gerektiğine işaret
ederek ,Bilmiyorum. Herhangi bir kaynak kitaptan iki dakikada bulabileceğim
gerçekle beynimi neden doldurayım ki? diye cevap vermiş.Çaresi olmayan şeyler
düşünmeye değmez,ne olmuşsa olmuştur.
*Beden er geç bıkkınlık verir insana.Düşünceden başka hiçbir şey güzel ve ilginç
kalmaz.Çünkü düşüncedir gerçek yaşam
Filozoflar yüz mucize görür bir günde ; bilgisizler ve düşüncesizler ise günlük
işlerden , alışılmış uğraşlardan başka hiçbir şeyi görmezler.
*Her eylemin atası düşüncedir.
*Düşüncenin gizlerinde gücümü buldum.
*Düşünme zor iştir.Muhtemelen bu nedenle ,çok az kişi düşünür.
*Motivasyon düşünceden doğar.Gösterdiğiniz her davranışın öncesinde ,o davranışı
esinlendiren bir düşünce vardır.
*İki adam hapishane parmaklıklarından bakıyor.Biri çamuru görüyor,diğeri
gökyüzünü
*Akıl kendine ait bir yerdedir ve orada cehennemi cennete ya da cenneti
cehenneme çevirebilir.
*İyi ya da kötü bir şey yoktur sadece düşünce onu öyle yapar
Acıda her zaman tadılmayan muhteşem bir zevk vardır. WILLIAM MASON
Adalet evrenin ruhudur. ÖMER HAYYAM
Adalet,insan topluluğunun kutsî bağıdır. P.D. GUOZIT
Adam vardır kanat süpürtür Venüs'e... ve kitabı ağzına kadar ruhla dolu kutsal bir
emanet değil,maddi refahına hizmet edecek bir hüddam olarak görür. CEMİL
MERİÇ
Ağlarım,ağlatamam,hissederim,söyleyemem. Dili yok kalbimin ondan ne kadar
bizarım. MEHMET AKİF ERSOY
Affetmek ve unutmak,iyi insanların intikamıdır. SCHİLLER
Ağzında bal olan arının, kuyruğunda iğnesi vardır. JOHN LYLY
Aile hayatının güzelliği gibi hiç bir şey yoktur. OSCAR WILDE
Akıl yaşta değil baştadır. Doğru bir söz fakat aklı da başa yaş getirir. C.
SAHABETTİN
Akıllı adam hem kitapları ,hem de doğrudan doğruya hayatı okur. LIN YUTANG
Akıllı olmak da bir şey değil,mühim olan o aklı yerinde kullanmaktır. DESCARTES
Aklın üç ilkesi , iyi düşünmek , iyi söylemek , iyi yapmaktır. DEMOKRİT
Aklın ve ilmin üç büyük düşmanı vardır: Kötülük, bilgisizlik ve tembellik. HAECKEL
Alışkanlıklar bırakılmazlarsa , zamanla ihtiyaç haline gelirler. ST. AGUSTİNE
Alışkanlıkların zincirleri,önce duyulmayacak kadar hafif,sonra kırılamayacak kadar
güçlü olurlar. BENJAMIN DIZRAELI
Allah, dolu ellere değil, temiz ellere bakar. P.SYRUS
Ana ailenin güneşidir. Bir ailede o olmazsa orada büyüyen çocuklar gölgede kalmış
meyveler gibi olgunlaşmazlar.PESTALOZZI
Arkadaşını yalnızken ikaz et,başkalarının yanında öv. PUBLIUS CYRUS
Arkanı güneşe çevirme,gölgen önüne düşer. TAGORE
Aşılmasına imkan olmayan hiçbir duvar yoktur. ÇEHOV
Aşk, dört nala giden at gibidir, ne dizginden anlar, ne söz dinler. KONFÜÇYÜS
Aşk, duyguların şiiridir. BALZAC
Aşk, dünyanın en tatlı mutluluğu ile en derin acısından yaratılmıştır. BAILEY
Aşkın gelişi, aklın gidişidir. ANTONINE BERT
Aşk, güzelliğin aracılığıyla çoğalma arzusudur. SOKRATES
Aşk, öyle engin bir denizdir ki, ne başlangıcı ne de sonu vardır. MEVLANA
Ayakta ölmek, diz üstü yaşamaktan iyidir. (Roosevelt)
Bana iyi analar veriniz, size iyi vatandaşlar vereyim. N. BONAPARTE
Bana ya hürriyet verin, ya da ölüm. PATRICK HENGY
Başarı , cesaretin çocuğudur. BENJAMİN DİSRAELİ
Başkalarının hürriyetlerini tanımayanlar,hürriyete layık değildir. ABRAHAM
LINCOLN
Ben bilmediğimi bildiğim için , öteki insanlardan akıllıyım. SOKRATES
Bencil insan , tek başına kalmış meyvesiz bir ağaç gibi kurur gider. TURGENYEV
Bencillik dostluğun zehiridir. BALZAC
Beni isterseniz dövün,ama bırakın istediğim gibi güleyim. MOLI'ERE
Beşikten mezara kadar bilim öğrenin. HZ. MUHAMMED
Bilgili olduğumuz oranda özgür oluruz. SOKRATES
Bilginlerle beraber düşünmeli,halkla birlikte hareket etmelidir. BERKLEY
Bilim ve sanat bütün dünyanın malıdır, milletlerin sınırlarını tanımaz. GOETHE
Bilimsiz şiir, temelsiz duvara benzer. FUZULI Bir düşünce bir ateşten daha çok
ileriyi ısıtabilir. LONG FELLOW
Bir gencin hata yapmasını önlersen,onun kararlarını da kendi kendine vermesini
önlemiş olursun. JOHN ERSKIN
Bir insanda kibir, hırs ve şehvet söz söylerken soğan kokar. MEVLANA
Bir insanın gerçek zenginliği , onun bu dünyada yaptığı iyiliklerdir. HZ. MUHAMMED
Bir insanın tek başına mutlu olması , unutulacak bir şeydir. ALBERT CAMUS
Bir iş yapmak için neden yarını bekliyorsun. Bugün de dünün bir yarını değil midir.
ÖMER HAYYAM
Bir kişiye yapılmış haksızlık , bütün topluma yöneltilmiş bir tehdittir.
MONTESQUİEU
Bir mermer parçası için heykeltıraş ne ise,ruh içinde eğitim olur. CERVANTES
Bir okul açan , bir hapishane kapatır. VİCTOR HUGO
Bir paranın nereden geldiğini görmek istiyorsan, nereye gittiğine bak. EBU HANİFE
Bir şeyi bildiğin zaman , onu bildiğini göstermeye çalış.Bir şeyi bilmiyorsan , onu
bilmediğini kabul et.İşte bu bilgidir. KONFÜÇYÜS
Bir ulusun büyüklüğü , nüfusun çokluğu ile değil , akıllı ve erdemli kişilerin sayısıyla
ölçülür. VİCTOR HUGO
Bir ülkenin geleceği o ülke insanlarının göreceği eğitime bağlıdır. ALBERT
EINSTEIN
Bizce aklı başında adam yalnız bizim gibi düşünendir. LA ROEHEFOUCOULD
Bu dünyaya istediğimiz gibi gelmedik,bu dünyadan istediğimiz gibi gidemeyiz. ÖMER
HAYYAM
Bütün donanımıyla askere değil de elinde alfabesiyle öğretmene güvenirim.
BROUGHAM
Cahil kimsenin yanında kitap gibi sessiz ol. MEVLANA
Camdan evde oturanlar başkalarına taş atmamalıdırlar. G. NERBERT
Cennet anaların ayakları altındadır. HZ. MUHAMMED
Cesaret cennete , korku ölüme sürükler. SENECA
Cesaret insanı zafere,korkaklık ölüme götürür. SENECA
Cesareti olmayan adamın başarısı olmaz. PULDIUS CYRUS
Cesaretle dolu bir insan, inançla dolu bir insandır. CİCERO
Cibilliyetsize ilim öğretmek,eşkıyanın eline kılıç vermektir. MEVLANA
Çalışma , doğanın anasıdır ; mutlak bir dinlenme ölüm demektir. PASCAL
Çiçek koku vermek,ateş ısıtmak,kadında mes'ud etmek için yaratılmıştır.
G.GARDONY
Çocuğa küçük şeylerden zevk almasını öğreten,ona büyük bir servet bırakmış olur.
ETIENNE GILSON
Çocuklara,babalarının yeteneklerine göre değil,kendi yeteneklerine göre meslek
bulmak gerekir. PLATON
Çocuklarınıza dilini tutmasını öğretin. Konuşmasını nasıl olsa öğrenecektir.
FRANKLİN
Dedikodu,basit ruhlu insanların eğlencesidir. JORNEİLLE
Dehanın ilk ve en büyük şartı hakikati sevmektir. GEOTHE
Deney, aklın babası , belleğin anasıdır. THOMAS FULLER
Dil , bir ulusun aynasıdır. Bu aynaya baktığımız zaman , orada kendimizin gerçek
yankısını görürüz. SCHİLLER
*** Doğru düşündüğüne inanan yanlış fikirlerle savaşmak zorunda kalır. MEHMET
KAPLAN
Doğruluk , insanın kalbinin en gerçek anlatımıdır. KONFÜÇYÜS
*** Duvarda bir gedik açmaya bir taşın eskimesi yeter. A. NİHAT ASYA
Dünya değirmen taşına benzer,her saat nice kalpler öğütür. SEYH SADİ
Dünyada her şeye değer biçmek mümkündür, fakat öğretmenin eserine asla değer
biçilemez. SOKRAT
Düşüncesiz öğrenme , boşuna giden bir çabadır. KONFÜÇYÜS
Düşünmeden konuşmak, nişan almadan ateş etmeye benzer. R. DİGEST
***Düşünmediğim zaman, yaşamadığım zamandır. REMBRANTD
Düşünmek ve söylemek kolay,fakat yaşamak,hele basarı ile sonuçlandırmak çok
zordur. ZİYA GÖKALP
*** Düzyazı yürümeye, şiir ise dansa benzetilebilir. Yürümenin kendisi dışında bir
amacı vardır. Dansın amacı ise, kendisidir. VALERY
Eğitim öğrencilere saygıyla başlar. EMERSON
** Eğri cetvelden doğru çizgi çıkmaz. HZ.ALİ
** En büyük acı, acıtmaz olmuş zincirlerin acısıdır; köleliği kabul etmenin,
başkaldırmaktan vazgeçmenin acıdır. A. NİHAT ASYA
En büyük cezaevi, cahil bir insanın kafasının içidir. MONTAİGNE
En kudretli insan,kendisine hakim olandır. SENECA
En sürekli aşk, karşılıklı olmayan aşktır. SOMERST MAUGAM
En tehlike insanlar yarı deliler ve yarım akıllılardır. GOETHE
En verimli yağmur alın teridir. C. SAHABETTİN
Erdem , iyiyi elde etme gücüdür. EFLATUN
Erkekler, kadınların ilk aşkı, kadınlar da erkeklerin son aşkı olmak isterler. OSCAR
WILDE
Eskimiş fikirler paslanmış çivilere benzer, söküp atmak çok güçtür. C.
ŞAHABETTİN
Evlilikte başarı, yalnız aranan kişiyi bulmakta değil, aynı zamanda aranan kişi
olmaktadır. FOSTER WOOD
Felaket, dost sayısını sıfıra indirir. W. SHAKESPEARE
Felaket içinde karar verebilmek yarı kurtuluştur. PASTALOZZI
Felaketlerin üstünde dimdik oturan insan soylu ve cesurdur. NAPOLCON
Fenalıkların ilki ve en büyüğü,haksızlıkların cezasız kalmasıdır. EFLATUN
Geç kalan teselli,idam dan sonraki affa benzer. SHAKESPARE
** Geçmişi hatırlayamayanlar,onu bir kere daha yaşamak zorunda kalırlar.
G.SANTAYANA
Gençken bilgi ağacını dikmezsek ,ihtiyarlığımızda gölgesinde barınacak ağacımız
olmayacaktır. CHESTERFİELD
Gençler! Muhakkak evlenin. Eşiniz iyi çıkarsa mutlu, kötü çıkarsa benim gibi filozof
olursunuz. SOKRAT
1 - 2 - 3 - 4