oak 201 bir resim bir Öykü haluk erdemol ganymedes’in ... › pdfs › 2019 › 01 ›...
TRANSCRIPT
96
BD OCAK 2019
Kaçıran yine Zeus’tur ve
yine başkalaşım gücünü kullanarak yapmıştır bu işi. Zeus bu kez kendine çok yakın bulduğu kartal biçimine bürün-meyi yeğlemişti.
Ganymedes Troia’nın kuru-cusu kral Tros’un üç oğlundan biri olup Homeros’un “Ölümlülerin en güzeliydi” diye sözünü ettiği delikanlıydı. Genci pençelerine alıp Olympos’a getiren Zeus’un amacı onu tanrılar sofrasında kızı Hebe’nin yerine
Ganymedes’in Kaçırılışı
Bir Resim Bir ÖyküHaluk Erdemol
Ressam: Gustave Moreau (1826-1898)
Geçen sayımızda kaçırılış öyküsüne yer verdiğimiz Europa’dan sonra sanatçıların ilgi duydukları diğer bir kaçırılış öyküsünün kahramanı da Ganymedes’tir.
97
BD OCAK 2019
G: Ne? O zaman Pan olmalısın sen. Fakat flütün, boynuzların yok, bacakların da tüylü değil.
Z: Bildiğin tek tanrı o mu?G: Evet. Biz Pan’ın heykelinin
bulunduğu mağaraya gider, bir keçi kurban ederiz ona. Sen tanrı mısın? Çocuk kaçırmayı iş edinmiş biri
gibi geldin bana?Z: Söylesene,
Zeus adını hiç duymadın mı? Onun Gargaros tepesindeki suna-ğını görmedin mi? Şimşeklerin, gökgürültüsünün ve yağmurun tanrısı Zeus?
G: Öyle mi, efendim? Demek geçen gün başı-mıza dolu yağdıran sizdiniz, yani göklerde oturup onca gürültü eden, babamın bir koç kurban ettiği tanrı? Ey, tanrıların kralı, beni neden kaçır-dınız? Size ne kötülük yaptım ki? Koyunlarım yalnız
kaldı şimdi. Kurtlar üşüşüp sürüyü telef edecekler.
Z: Sen artık ölümsüz oldun. Burada bizlerle yaşayacaksın. Neden hâlâ koyunlarını düşünüp üzülüyorsun?
G: Ne dediniz, yani beni bugün İda Dağı’na geri götürmeyecek
nektar sunucusu (saki de diyebiliriz) yapmaktı. Oğlunu kaçırdığı için Kral Tros’un gönlünü almayı da ihmal etmemiş, Hermes’in aracı-lığıyla ona demirci tanrı Hephais-tos’un elinden çıkma altın bir asma dalı ile iki güzel at hediye etmiş ve oğlunun ölümsüz olduğu muştusunu iletmişti.
Bu sade kaçı-rılış öyküsünü
Ganymedes’i bir prens olarak değil de İda Dağı’ndaki (Kazdağı) basit bir çoban olarak anlatan Samsatlı Lukia-nos’un (MS 2.yy) Tanrıların Konuşma-ları başlıklı kitabının 4. bölümünden alın-tıladığımız karşılıklı konuşmalarla renklen-direlim:
“Zeus: İşte, gele-ceğimiz yere geldik. Bir öpücük ver bana. Gördüğün gibi artık kıvrık bir gagam, pençelerim ve kanat-larım yok.
Ganymedes: İnsansın sen! Az önce bir kuş değil miydin? Üzerime inip de sürümün ortasından beni kapmadın mı? Kanatların nasıl yok oldu?
Z: Oğlum, senin karşındaki ne insan ne de kartal. Ben tanrıların kralıyım; duruma göre her biçime sokarım kendimi.
“...bundan böyle ölümlü olmaktan
çıkıyorsun, ölümsüz olacaksın. Senin yıldı-zını pırıl pırıl parlata-cağım göklerde. Çok mutlu olacaksın.”
98
BD OCAK 2019
misiniz?Z: Hiç sanmam. Tanrıyken
kartala dönüşme çabam boşa mı gitsin?
G: Fakat babam beni araya-caktır, bulamazsa öfkelenir, sonra koyunların başından ayrıldım diye döver beni.
Z: Seni nerede bulacak ki?G: Hayır, hayır, evime, babama
gitmek istiyorum hemen. Beni geri götürürseniz babam sizi karşılıksız bırakmaz; eminim bir koç daha kurban eder. Sürüyü otlağa çıkaran üç yaşında bir koçumuz daha var.
Z: Ne saf yürekli bir çocukmuş bu; gerçekten çocuk daha. Bana bak Ganymedes, böyle şeyleri aklından çıkar artık. Sürünü, İda Dağı’nı ve geride kalanları unut. Şu anda göklerde, tanrıların yanındasın. Buradan hem babana hem de baba yurduna birçok iyilikte buluna-bilirsin. Bundan sonra peynirle süt yerine ambrosia yiyip nektar
içeceksin. Dahası da var, nektarı sen doldurup bizlere sunacaksın. Hepsinden daha iyisi bundan böyle ölümlü olmaktan çıkıyorsun, ölümsüz olacaksın. Senin yıldızını pırıl pırıl parlatacağım göklerde. Çok mutlu olacaksın.” (Çeviri: H.E.)
Zeus sözünü tutmuş ve Gany-medes’i Burçlar Kuşağı’na koyarak parlatmıştı onun yıldızını. (Aquarius : Kova Burcu.)
1610’da Galileo’nun Jupiter gezegeninin çevresinde ilk kez
gözlemlediği dört uydudan birine aynı yıl Ganymede adını veren Alman bilim adamı Simon Marius, onun sonsuza dek Jupiter’in yanında kalmasını istemiş olmalı; isimlerini Europa, İo ve Kallisto koyduğu diğer üç uydu için de yaptığı gibi. •
Not: Dilimizdeki ‘Ganimet’ sözcüğü Arap-ça’dan geçmiştir.
Makedonya kralı Philippe, oğlunun
öğretmeni olan Aristo'ya kızmıştı."Ne olacak sanki" dedi. "Senin yerine bir köle tutar ona baktırırım"Bunun üzerine Aristo "Evet majeste" dedi, o zaman çok geçmeden iki köleniz olur.
Aristo yolda giderken yakışıklı
bir delikanlıya rastlar. Söylediği sözlerin, verdiği yanıtların çok cahilce ve aptalca olduğunu görünce şöyle der:"Güzel bir ev; ama ne olurdu içinde bir "adam" otursaydı".
Aristo, öğrencilerinden
birine, bir problemin çözümünü anlattıktan sonra sorar: "Anladın mı?"
Çocuk, "Evet." yanıtını verir.
Aristo: "Ama sende anladığını gösteren bir belirti göremiyorum" der.
Çocuk: "O belirti nedir?" diye sorar.
"Gülümseme" der Aristo. "Anlamış olsaydın sevinirdin; böyle duramazdın".
Aristo'dan Anekdotlar
1 2 3