Çocuk İzlem merkezlerİnİn ÇaliŞma usulÜ

4
92 Hukuk Gündemi | 2013/2 Ç ocuk İzlem Merkezleri (ÇİM), çocukların cin- sel istismara maruz kaldığına dair bilginin kolluk kuvvetlerine ulaşmasının ardından, savcının talimatı ile çocuğun ifadesinin uzman- larla birlikte – herhangi bir yenilemeye ihtiyaç kalmaması için avukat ve savcının da bulunduğu aynalı odada kayıt altında- alınması, gerekli ise merkezden çıkarılmadan muayenenin yapılması gibi gerekli ispat araçlarının bir araya getirilme- sini, mağdur çocuğa psikolojik olarak daha fazla zarar vermeden yapılmasını sağlamak için kurul- muştur. Türkiye’de halen 13 Çocuk İzlem Merkezi bulunmaktadır. 18 yaş altındakilerin veya 18 yaşından büyük olup akıl sağlığı yerinde olmayanların cinsel istis- mara veya taciz ya da tecavüze uğramış olma şüphesi söz konusu olduğunda görevli savcının talimatı ile mağdurların getirildiği yer olan Çocuk İzlem Merkezi’nin üniversitelerin Tıp Fakülteleri- nin gözetiminde kurulan Çocuk Koruma Merkez- lerinden farkı; savcı talimatı ile hareket edilmesi ve vakıaların Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı temsilcisinin yargı sürecini takip ettiği kadar izlen- mesi oluşturmaktadır. Çocuk Koruma Merkezle- ri’ndeki vakıaların ve yargı sürecinin takip edilmesi yönündeki oluşumların ÇİM’lerde de sağlanmaya çalışmakta olduğu, yetkililerle yaptığımız görüş- meler sonucunda öğrendiğimiz bilgiler arasında yer almaktadır. Gerek “ÇİM”lerin gerekse Çocuk Koruma Merkezleri’nin üstlendiği; sağlıklı bireylerin yetiş- tirilmesine ve mağdurlara verilen zararın en aza indirilerek onların yeniden topluma kazandırıl- masına yönelik toplumsal bir görevdir. Bu üstlen- dikleri görev göz önüne alındığında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı arasındaki iş birliğinin güçlendirilerek sağlanan imkânların arttırılması yoluna gidilmesi gerekmektedir. ÇOCUK İZLEM MERKEZLERİNİN ÇALIŞMA USULÜ Genelde savcı talimatı ile Çocuk İzlem Merkezine tercihen sivil polis eşliğinde (kimi zaman bu hassa- siyetin gösterilmediği durumlara denk gelinse de) getirilen mağdurun, Baro tarafından görevlendiri- len Avukat, Çocuk İzlem Merkezinde görevli Savcı, Adli Görüşmeciler(psikoloji, sosyal hizmetler veya çocuk gelişimi bölümlerinden mezun, iki aylık özel eğitimden geçirilerek Çocuk İzlem Merkezinde göreve başlatılan kişiler) tarafından karşılama ve ön görüşme yapılıp mağdurun ailesi ile de görü- şülüp yeterli bilginin toplanmasının ve savcının odasında yapılan bilgi alışverişinin ardından aynalı odaya geçilmesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Aynalı odada mağdur ile görüşmeyi yapan adli görüşmeci olup adli görüşmeci ile iletişim yazılı olarak ekran üzerinden kurulmaktadır. Gereken hâllerde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın temsilcileri de aynanın arkasında savcı, avukat ile birlikte aynanın arkasında bulunup görüşmeyi izleyebilmektedir. Mesai saatinin bitiminden sonra gelen bir vakıa mevcut ise yani istismar veya taciz ya da tecavüz gerçekleştiğinden itibaren üç gün geçmemiş ise mağdurun muayenesi yapılıp mağdurların dinlen- mesi için özel olarak hazırlanan banyolu odalara yerleştirilip mağdura özel pijama diş fırçası gibi eşyalar tahsis edilip mağdurun dinlenmesi sağla- narak ertesi sabah görüşmelere başlanmaktadır. Bazı durumlarda mağdur çocuğun ailesinin de çocuğun maruz kaldığı fiilden ötürü destek alması gerekebilmektedir. Karşılama ve ön görüşme aşa- malarında aile ile temasta olan görevlilerin kanaat- lerine göre aileler psikiyatrik olarak yardım almaları için psikiyatrik danışmaya yönlendirilmektedir. Çocuk İzlem Merkezinde ruh sağlığına ilişkin raporda düzenlenmektedir; ancak bu rapor Adli Tıp Kurumu Altıncı İhtisas Dairesi tarafından veri- len rapor ile aynı niteliği taşımamaktadır. Altıncı Daire veya üniversite hastanelerinde verilen ruh Stj. Av. Selcen BAYÜN – Stj. Av. Narin Ceren DİNÇER Çocuk İzlem Merkezi

Upload: others

Post on 15-Oct-2021

11 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: ÇOCUK İZLEM MERKEZLERİNİN ÇALIŞMA USULÜ

92 Hukuk Gündemi | 2013/2

Çocuk İzlem Merkezleri (ÇİM), çocukların cin-sel istismara maruz kaldığına dair bilginin kolluk kuvvetlerine ulaşmasının ardından,

savcının talimatı ile çocuğun ifadesinin uzman-larla birlikte – herhangi bir yenilemeye ihtiyaç kalmaması için avukat ve savcının da bulunduğu aynalı odada kayıt altında- alınması, gerekli ise merkezden çıkarılmadan muayenenin yapılması gibi gerekli ispat araçlarının bir araya getirilme-sini, mağdur çocuğa psikolojik olarak daha fazla zarar vermeden yapılmasını sağlamak için kurul-muştur. Türkiye’de halen 13 Çocuk İzlem Merkezi bulunmaktadır.

18 yaş altındakilerin veya 18 yaşından büyük olup akıl sağlığı yerinde olmayanların cinsel istis-mara veya taciz ya da tecavüze uğramış olma şüphesi söz konusu olduğunda görevli savcının talimatı ile mağdurların getirildiği yer olan Çocuk İzlem Merkezi’nin üniversitelerin Tıp Fakülteleri-nin gözetiminde kurulan Çocuk Koruma Merkez-lerinden farkı; savcı talimatı ile hareket edilmesi ve vakıaların Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı temsilcisinin yargı sürecini takip ettiği kadar izlen-mesi oluşturmaktadır. Çocuk Koruma Merkezle-ri’ndeki vakıaların ve yargı sürecinin takip edilmesi yönündeki oluşumların ÇİM’lerde de sağlanmaya çalışmakta olduğu, yetkililerle yaptığımız görüş-meler sonucunda öğrendiğimiz bilgiler arasında yer almaktadır.

Gerek “ÇİM”lerin gerekse Çocuk Koruma Merkezleri’nin üstlendiği; sağlıklı bireylerin yetiş-tirilmesine ve mağdurlara verilen zararın en aza indirilerek onların yeniden topluma kazandırıl-masına yönelik toplumsal bir görevdir. Bu üstlen-dikleri görev göz önüne alındığında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı arasındaki iş birliğinin güçlendirilerek sağlanan imkânların arttırılması yoluna gidilmesi gerekmektedir.

ÇOCUK İZLEM MERKEZLERİNİN ÇALIŞMA USULÜGenelde savcı talimatı ile Çocuk İzlem Merkezine tercihen sivil polis eşliğinde (kimi zaman bu hassa-siyetin gösterilmediği durumlara denk gelinse de)getirilen mağdurun, Baro tarafından görevlendiri-len Avukat, Çocuk İzlem Merkezinde görevli Savcı, Adli Görüşmeciler(psikoloji, sosyal hizmetler veya çocuk gelişimi bölümlerinden mezun, iki aylık özel eğitimden geçirilerek Çocuk İzlem Merkezinde göreve başlatılan kişiler) tarafından karşılama ve ön görüşme yapılıp mağdurun ailesi ile de görü-şülüp yeterli bilginin toplanmasının ve savcının odasında yapılan bilgi alışverişinin ardından aynalı odaya geçilmesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Aynalı odada mağdur ile görüşmeyi yapan adli görüşmeci olup adli görüşmeci ile iletişim yazılı olarak ekran üzerinden kurulmaktadır. Gereken hâllerde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın temsilcileri de aynanın arkasında savcı, avukat ile birlikte aynanın arkasında bulunup görüşmeyi izleyebilmektedir.

Mesai saatinin bitiminden sonra gelen bir vakıa mevcut ise yani istismar veya taciz ya da tecavüz gerçekleştiğinden itibaren üç gün geçmemiş ise mağdurun muayenesi yapılıp mağdurların dinlen-mesi için özel olarak hazırlanan banyolu odalara yerleştirilip mağdura özel pijama diş fırçası gibi eşyalar tahsis edilip mağdurun dinlenmesi sağla-narak ertesi sabah görüşmelere başlanmaktadır.

Bazı durumlarda mağdur çocuğun ailesinin de çocuğun maruz kaldığı fiilden ötürü destek alması gerekebilmektedir. Karşılama ve ön görüşme aşa-malarında aile ile temasta olan görevlilerin kanaat-lerine göre aileler psikiyatrik olarak yardım almaları için psikiyatrik danışmaya yönlendirilmektedir.

Çocuk İzlem Merkezinde ruh sağlığına ilişkin raporda düzenlenmektedir; ancak bu rapor Adli Tıp Kurumu Altıncı İhtisas Dairesi tarafından veri-len rapor ile aynı niteliği taşımamaktadır. Altıncı Daire veya üniversite hastanelerinde verilen ruh

Stj. Av. Selcen BAYÜN – Stj. Av. Narin Ceren DİNÇER

Çocuk İzlem Merkezi

Page 2: ÇOCUK İZLEM MERKEZLERİNİN ÇALIŞMA USULÜ

2013/2 | Hukuk Gündemi 93

sağlığı raporu bir kurul tarafından düzenlenirken Çocuk İzlem Merkezinde üç kişilik bir doktor ekibi tarafından düzenlenmektedir; ancak bazı mer-kezlerde yeterli ve görevli doktorun bulunma-ması sebebiyle bu rapor tek doktor tarafından da düzenlenebilmektedir

ÇOCUK İZLEM MERKEZLERİNİN AMAÇLARICinsel istismara uğrayan çocuğa, inceleme ve tedavi aşamasında gerek görülen sağlık, eğitim, kolluk kuvvetleri, hukuk ve adalet sistemi gibi işbir-liği yapılması gereken diğer kamu kuruluşları ile eşgüdüm içinde hizmet sağlanması,

Çocuğun kolluk kuvvetleri, adli merciler ve sağ-lık kurumlarında yaşadıklarını tekrar tekrar anlat-ması, çocuğa o olayı bir kez daha yaşattığından ve bu da çocuğun psikolojisini iyice bozulmasına neden olduğundan “ÇİM”lerde aynalı oda sistemi ve savcı, avukat, adli görüşmeciden oluşan bir ekip oluşturulup çocuğun sağlığının daha fazla bozulmaması için gerekli önlemin alınmasının sağlanması,

Merkezde oluşturulacak güvenli ve çocuk dostu ortam ile çocuktaki travmanın etkilerinin azaltılması,

Korunma altına alınması gereken olgularda, çocuğun kalabileceği uygun bir ortam sağlanın-caya kadar geçici bir süre barınma, beslenme, giyim, sağlık ve güvenlik gereksinimlerinin karşılanması,

Ailenin yaşadığı travmanın ve yaşanan olayın sağlıklı değerlendirilmesi amacıyla aile ile görü-şülmesi, ailenin ilk danışmanlık gereksinimlerinin karşılanması,

Meslek elemanlarının hizmet içi eğitimlerine destek verilmesi,

Toplumun çocuğa yönelik suçlar ve bu suçlar-dan korunma yolları konusunda bilinçlenmesinin sağlanması.

ÇOCUK İZLEM MERKEZİ İÇİN ÇEŞİTLİ KURUMLAR TARAFINDAN YÜRÜTÜLEN ÇALIŞMALAREkim 2010’da Sağlık Bakanlığı ve Ankara Üniversi-tesinden Prof. Dr. Betül Ulukol ve Iowa Üniversite-sinden Prof. Dr. Resmiye Oral tarafından 137 kişiye Ankara’da eğitim verilmiştir. Bu eğitim Ankara Barosu, Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı,

Emniyet, Diyanet İşleri Başkanlığı, gibi kurumların temsilcilerinin olduğu 137 kişiye verilmiştir. Tem-silci olarak eğitim alanların, çocukla karşılaşması muhtemel toplamda altmış bin kişiyi eğittiği ifade edilmektedir.

Ankara Halk Sağlığı Müdürlüğü tarafından ilk başta iki yılda bir ÇİM’in işleyişine yönelik bilgi-lendirme yapılması planlanmışsa da iki yılı aşan bir süre geçmiş olmasına rağmen eğitim tek-rarlanmamıştır. Eğitim alanların atama ile görev yaptıkları dikkate alındığında eğitimden bu yana geçen süre de eğitim verilen kamu görevlilerinin çoğunun başka şehirlere atamasının yapıldığı ve mesleklere yeni katılanların olduğu dikkate alın-dığında Çocuk İzlem Merkezi ile işbirliği yapmak durumunda kalan emniyet, jandarma, hastaneler, yargı organları arasında iletişim zorluğu doğacağı bir gerçektir.1

Konu ile ilgili daha doğru ve ayrıntılı bilgiler elde edilmesi açısından ziyaret ettiğimiz Çocuk İzlem Merkezi Koordinatörü ve Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Fadime YÜKSEL ile Çocuk İzlem Mer-kezleri üzerine bir sohbet gerçekleştirdik:

Çocuk İzlem Merkezi ve Merkezin amaçları ile ilgili beklentileriniz nelerdir?

“Çocuk İzlem Merkezi görevlilerinin kanaati ‘Çocuk asla yalan söylemez.’ şeklindedir. İspat külfeti savcının, karar verme yetkisi mahke-menindir; Çocuk İzlem Merkezinin kanaatinin bu yönde olması görüşmelerde gerekli özenin

1 ÇİM Koordinatörü ve Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Fadime YÜKSEL’DEN konuya ilişkin alınan bir örnek şöyledir. “Bir tarihte saat 16.00 sularında, elinde bir kağıt ile mağdur ve ailesi geldi. Kâğıtta doktorun kaşesi vardı ve “ÇİM” yazıyordu. Bizim çalışma biçimimizde Merkeze mağdur gönderileceği zaman bizlere haber verilmesi, şüphenin sebeplerinin aktarılması ve mağdura yönelik hazırlık yapmamız, avukat atamasını yaptırmamız ve avukatın gelmesi için zaman tanınması gerekmektedir. Bu tür olaylarda çoğu kez savcıyı ayrıldıktan sonra tekrar çağırmak ya da yeni bir avukat için beklemek ve görüşme, muayene derken akşam 22:00-23:00 gibi işimizin bittiği günler oldu. Bu hem mağdur hem de çalışanlar için sıkıntılı bir durum. Ya da olay acil değilse; karşılama ve ön görüşme yapılıp çocuğun mağdur çocuklar için hazırlanan odaya yerleştirilmesi gündeme gelmektedir. Gereksiz yere çocuk bir gece merkezde misafir edilmek durumunda kalmaktadır. Ailenin buraya neden geldiğine ve işleyişimize dair bilgisinin olmaması da ekstra zorluk yaratmaktadır.” Bu gibi durumların önüne geçmek, Merkezde görevli şahısları, aileleri ve mağdurları korumak için eğitimlerin düzenli olarak yapılması şarttır.

Page 3: ÇOCUK İZLEM MERKEZLERİNİN ÇALIŞMA USULÜ

94 Hukuk Gündemi | 2013/2

gösterilmediği anlamına gelmeyecektir. Boşanma davaları sırasında istismar edildiği iddiasında bulu-nulan çocukların Merkezdeki görüşmeleri sıra-sında istismara ilişkin bilgilerin aileleri tarafından öğretildiğini söyledikleri veya bu durumu açığa çıkaracak bir bilgi verdikleri gözlenmiştir. Görülen örnekler üzerinden gayrıresmi, çocukların cinsel yönden olmasa da farklı biçimlerde psikolojik açı-dan isteyerek veya istemeyerek istismar edildi-ğini göstermektedir. “Bazı kurumlar ile yaptığımız işbirliğinde zaman zaman ilerleme kaydetmemizi engelleyen durumlar ortaya çıkabiliyor. Çocuk İzlem Merkezinde gönüllülük esasına göre çalışma söz konusu olduğundan atamayla görev yapan kişiler tarafından Merkezin faaliyetleri, mağdurlar, Merkezin ihtiyaçları konularında kişisel olarak farklı tutum ve uygulamalar sergileyebilmektedir. Ancak Merkezle ilgili yönetmelik çıktığı zaman işlerin daha yolunda gitmesini bekliyoruz. Her ne kadar Çocuk Hakları Sözleşmesi madde 19’da Çocuk İzlem Merkezi tanımlanmış olsa da kanunlarda Çocuk İzlem Merkezi’nin isminin geçmesi, Çocuk İzlem Merkezi’nin tanımlanması veya merkeze yönelik bir atıf yapılması işleyişi rahatlatacaktır.

Çocuk hakları bakımından Türkiye Cumhuri-yeti Devleti’nde çeşitli eksiklikler mevcuttur, suça yöneltilen çocukların korunmasına ilişkin düzen-lemelerden yoksundur hukuk sistemi. Hem suçun mağduru çocuklar hem de suça yöneltilen çocukla-rın psikolojik olarak yıpranmasının önüne geçmek için gereken durumlarda çocukların mahkemeye telekonferans ile bağlanmasının sağlanacağı düze-neklerin olması gerekiyor.

Çocuk İzlem Merkezlerinin kuruluş amacı suçun mağduru olan çocukların yaşadıklarını ikincil trav-maya maruz kalmadan anlatmasının sağlanması, bu görüşmenin kayıt altında uzmanlar tarafın-dan görevli kişiler arasındaki bilgi alışverişinin ardından yapılması sağlanarak mağdur çocukla-rın tekrar tekrar dinlenilmesinin önüne geçilmek istenmektedir. Bütün bu özverili çabalara rağmen bazen aileler, yeterince bilgilendirilmediğinden, çocuğu alıp duruşmalara götürdüğünden çocuk hazır duruşmadayken bir de orada dinlenilmek istenmesinden veya eski düzen anlayışının devam ettirilerek illa çocuğun canlı olarak duruşmada dinlenmesi için ailenin ve çocuğun zorla duruş-maya götürülmesinden ötürü bazı durumlarda Çocuk İzlem Merkezinin amacını gerçekleştirmesi

imkânsız olmaktadır. Bu bakımdan da gerek aile-lere gerek hukuk camiasına Çocuk İzlem Merkez-lerinin amacının ve işleyişinin iyice anlatılması gerekmektedir.

Merkezimize gönderilen çocuklarda gebelik tespit edildiğinde gebeliğe son verilmesi için mağ-dur ilgili birime gönderildiğinde gebelik onuncu haftayı geçmiş ise sorun yaşamaktayız. TCK m. 99/6 doktora bir suçun mağduru olan kadının suça bağlı olarak gebe kalması halinde yirminci haftaya gebe-liğin sonlandırılmasına izin vermesine rağmen has-tanelerinin kadın doğuma ilişkin bölümleri kürtaj işlemini savcı veya mahkeme kararı olmadan ger-çekleştirmemek gibi bir davranış sergileyebiliyor.2

2 yasanın suça bağlı olarak suçun mağdurunda meydana gelen gebeliklerde mağdurun isteği ile gebeliğin sonlandırılabileceğine yönelik düzenlemeye rağmen kadının iradesi doğrultusunda gebeliğin sonlandırılmayarak mağdurdan savcının ve/veya mahkemenin kararının istenmesi TCK m 257 anlamında görevi kötüye kullanma suçunun oluşmasına sebebiyet verecektir. Yirmi haftalık sürenin aşımı suça vücut verirken, süre aşımı olmasa da mahkeme ve veya savcıdan karar istenerek gebeliğin sonlandırılması görevi kötüye kullanmaya teşebbüs olarak nitelendirilebiliriz. Doktorun çocuğun alınmasına ilişkin yirmi haftalık sürenin geçirilmesine neden olacak bir davranış sergilemesi durumunda; suçun mağduru kadının vücudunda meydana gelen fiziksel değişimler ve her ne şekilde olursa olsun

Page 4: ÇOCUK İZLEM MERKEZLERİNİN ÇALIŞMA USULÜ

2013/2 | Hukuk Gündemi 95

Çocuk İzlem Mer-kezinin kendisine ait bir bütçesinin olma-ması, bu görevin Aile ve Sosyal politikalar Bakanlığı’nın olma-sına rağmen Bakanlık tarafından Merkeze ödenek ayrılması için gerekli alt yapı-nın oluşturulmaması, Merkeze gönderilen mağdurların süt, pijama, diş fırçası gibi ihtiyaçların bağışlarla götürülmesine neden oluyor. Düzenli bağış bulmanın zorluğu dikkate alındığında Merkeze gelen mağ-durların kendilerini rahat ve güvenli bir

ortamda hissetmele-rini sağlamak zor olmaktadır.

Ankara İl Valiliği bünyesinde oluşturulan Çocuk Koruma Kurulu tarafından yapılan bilgilendirme toplantılarına şahsımın katılması uygun görülmüş, Türkiye Çocuk İzlem Merkezleri Koordinatörü ola-rak ilk ağızdan ihtiyaçlar ve yapılanlar konusunda kurulu bilgilendirmem istenmiştir. Bu sayede gerek bürokrasinin gerekse yanlış ve eksik bilgi aktarımın önüne geçmek mümkün olacaktır. Bu değişikli-ğin gerek bağışlar gerek ödenek ve gerek diğer kurumlar ile işbirliği açısından önem taşıdığını belirtmem gerekiyor.

Çocuk İzlem Merkezinde görevli savcılar bakı-mından ihtisaslaşma sağlanmış olması çalışma düzenimizi oluşturmamıza yardım etti ve mağdur geldiğinde daha hızlı hareket etmemizi sağladı. Eski sistemde ertesi gün başka bir savcının gel-mesi ve soruşturma savcısının değişmesi zorluklara neden olurken şu an belli savcıların birer hafta gelmesi işleri kolaylaştırdı.”

Henüz tam olarak yerleştirilmemiş ve programda eksikliklerin olmasına rağmen UYAP sistemine

gerçekleşecek doğum, doktor açısından TCK m 86 bağlamında kasten yaralama suçuna vücut verecektir.

Çocuk İzlem Merkezlerinin de dâhil edilmiş olması bu haliyle bile bize kolaylık sağlamaktadır.”

Siz bu eğitimi aldınız mı? Çocuk doktoru olma-nızın bir faydasını gördünüz mü?

“Bir hastanede çocuk hekimi olarak çalışırken ben de bu eğitimi aldım, eğitimden önce Çocuk İzlem Merkezinde görev almak gibi bir düşüncem yoktu. Eğitimde bize istismardan şüphelenildi-ğinde bildirim yapılması gerektiği doktorun ispat-lamaya ihtiyacı olmadığı ispatlaması gerekenin savcı olduğu öğretildi. O zamana kadar istismar-dan şüphelenildiğinde ne yapılması gerektiğini bilmiyordum, doktorlar olarak kanıtımız yoksa susmamız gerektiğini sanıyorduk. Eğitimin ardın-dan Çocuk İzlem Merkezinde görev aldım ve 2,5 yıldır görev yapmaktayım. Ankara pilot bölge iken şu anda 13 şehirde Çocuk İzlem Merkezi var ve hedefimiz bu sayıyı 28’e çıkarmak. Eksiklerimiz olabilir; ancak başladığımız noktaya göre ileri bir seviyedeyiz. Şu anda mevcut düzende savcı adayları üç saatlik eğitim için Merkezimize geliyor ve uygulamalara ekrandan veya videodan eşlik ederek çocuk ile iletişim kurmanın inceliklerini yakalamalarına fırsat sunuluyor.Aynalı odalardaki eskiden kulaklık aracılığı ile iletişim sağlanırken bazı teknik sorunlarla karşılaşmamız dolayısıyla ekran üzerinden iletişim kurma yoluna başvurmak durumunda kaldık. Çocuk İzlem Merkezine yönelik eğitim üniversitelerde bir saatlik de olsa psikoloji, hukuk, tıp gibi alanlarda verilmelidir; söz konusu lisans bölümleri çocuklara yönelik suçlarda doğ-rudan veya dolaylı olarak etkileşimde bulunaca-ğından dolayı mağdur çocuğun ve zihinsel olarak gelişimini tamamlayamamış bireyin psikolojisini ve onunla nasıl iletişime geçeceğini en azından kısmen bilerek mezun olmalıdır.”

Sonuç olarak, Çocuk İzlem Merkezinde görev-lendirilen doktorlar ile uzmanlar, avukatlar, savcı-lar, doktorlar ve diğer doğrudan ve dolaylı olarak Çocuk İzlem Merkezleri ile ilgisi olan kurumlarla uyumlu ve sağlam bir zemin üzerinde çalışmalarını bir birliktelik içinde yürütebilir ve ÇİM’lerin yaygın-laştırılması sağlanırsa; çocukların, maruz kaldık-ları istismarı yargılamanın her aşamasında tekrar tekrar anlatması gerekmeyecek, bu da çocukların korunmasına ve istismara maruz kalan çocuğun daha fazla mağdur olmamasına yardımcı olacaktır.