orlando · 2020. 3. 19. · kışın adımlarını takip eder bahar patikaları görmezden gelerek...

64
1 ORLANDO İKİ AYLIK ŞİİR SANAT DERGİSİ / TEMMUZ – AĞUSTOS 2019 ISSN: 2687-2218 Sahibi ve Yazı İşleri Sorumlusu: Mustafa Furkan Öktem Genel Yayın Yönetmeni ve Editör: Nilgün Emre Kapak Resmi: Umut Yalım Tasarım: R. Yasin Çetin Yusuf Can Süden Yönetim Adresi ve İletişim: Cedit Mah. Müftülük Sok. Bedesten İş Hanı B Blok Kat 2 No:202 Zile/ TOKAT [email protected] Basım: Temmuz 2019 Baskı ve Cilt: Meba Basım Yayın Matbaacılık Ltd. Şti. Gümüşlü Mah. Arif Fazıl Sok. No:12/A / MERKEZ / AMASYA

Upload: others

Post on 17-Apr-2021

5 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: ORLANDO · 2020. 3. 19. · kışın adımlarını takip eder bahar patikaları görmezden gelerek kokusu kalmamış bir yağmur camlardan çıkarır öfkesin kerrat cetveli, fiil

1

ORLANDO

İKİ AYLIK ŞİİR SANAT DERGİSİ / TEMMUZ – AĞUSTOS 2019

ISSN: 2687-2218

Sahibi ve Yazı İşleri Sorumlusu:

Mustafa Furkan Öktem

Genel Yayın Yönetmeni ve Editör:

Nilgün Emre

Kapak Resmi:

Umut Yalım

Tasarım:

R. Yasin Çetin

Yusuf Can Süden

Yönetim Adresi ve İletişim:

Cedit Mah. Müftülük Sok. Bedesten İş Hanı B Blok Kat 2 No:202

Zile/ TOKAT

[email protected]

Basım: Temmuz 2019

Baskı ve Cilt:

Meba Basım Yayın Matbaacılık Ltd. Şti. Gümüşlü Mah. Arif Fazıl Sok.

No:12/A / MERKEZ / AMASYA

Page 2: ORLANDO · 2020. 3. 19. · kışın adımlarını takip eder bahar patikaları görmezden gelerek kokusu kalmamış bir yağmur camlardan çıkarır öfkesin kerrat cetveli, fiil

2

Sertifika No: 34916

İÇİNDEKİLER

NİHAT ÖZDAL, 39°46'55.3"N 30°30'46.8" 4

ERDEM ZAMAN, TÜRKÜBESK 5

ECE APAYDIN, HOBİ BAHÇESİ 6

YİĞİT KERİM ARSLAN, MATEMATİK, KIZLAR VÜ BEN 7

UMUT YALIM, ORLANDO’NUN İKİNCİ SAYISINDA ÇIKACAK OLAN ŞİİRİN ŞİİRİ 8

RUHSAN İSKİFOĞLU, YIRTIK EYLEMLER 9

MELİH ELHAN, FİLM ÇOKTAN BİTTİ 10

AHU NEDA, SEN 12

HAKAN UNUTMAZ, YUVARLAMALARI 14

GÜLTEN YALMANBAŞ, İSİMSİZ 62 15

ERKAN KARAKİRAZ, japon yıldız anasonu: 16

YİĞİT ERGÜN, TÜRBÜLANS ALABANDA 18

ELİF KARIK, AVURTLAR VE FİYORDLAR 19

HARUN ATAK, KAYBOLUŞ AKŞAMLARI 20

AYTAÇ ARS, BURUŞUK PAPAZ 22

MUSTAFA ATAPAY, BİR TAKIM KUŞLAR 24

TARIK GÜNERSEL, DENEY/SEL/Cİ/LİK 26

TURGAY KANTÜRK, DİL 30

HÜSEYİN BAHCA, KOZMİK İBADET 31

TAN DOĞAN, KÖSE 32

KEMAL DORUK, İNSANLIĞIN ARKA MERDİVENİ: TRAGEDYA 33

SEDA SUNA UÇAKAN, PAY SUSUŞLARI 35

ERKUT TOKMAN, YAŞANMAMIŞ BİR GÜNDEN KESİT 36

YAĞMUR SUNAR, YENİ’Yİ GEVİŞ GETİRMEK 38

ALİ ÇİFTÇİ, AH MUHSİN ÜNLÜ’YE ÖYKÜNME PROBLEMİ 41

İLHAN DURUSEL, SIKILGAN VE TÜBERKÜLOZ 42

İLHAN DURUSEL, TUPTURUNCU ALFABE GÖLÜ 43

FERİDE BERFU, DİPSİZ 44

BİLLY COLLİNS, ÖLÜLER 45

BİLLY COLLİNS, BUDAPEŞTE 46

EMRE ŞAHİNLER, İYİ HUYLU GANGSTER 47

PETEK SİNEM DULUN, ANADOLU BEAT 48

MUSTAFA FURKAN ÖKTEM, PREMATÜRE SURE 50

ERSUN ÇIPLAK, Z RAPORU 52

FERGUN ÖZELLİ, KAÇAK 54

YILDIRIM TALAY, MAKRO POETA 55

AFRÂ KUTLUĞ, MOR REGL 56

SENA ÇELİK, ÖZÇEKİM 58

DİDEM GÖRKAY, BETÜL TARIMAN İLE SÖYLEŞİ 60

Page 3: ORLANDO · 2020. 3. 19. · kışın adımlarını takip eder bahar patikaları görmezden gelerek kokusu kalmamış bir yağmur camlardan çıkarır öfkesin kerrat cetveli, fiil

3

Page 4: ORLANDO · 2020. 3. 19. · kışın adımlarını takip eder bahar patikaları görmezden gelerek kokusu kalmamış bir yağmur camlardan çıkarır öfkesin kerrat cetveli, fiil

4

NİHAT ÖZDAL

39°46'55.3"N 30°30'46.8"E

Beni affet, soğuk bir nehirde ada sanarak büyüdüm mezarlığın,

incirden gemiler yüzdürdüm, belli ki biçimini alacağım bir bardak

yoktu.

Kesin bir mesafeye, gezegen olmak için ne kadar yaklaşmalı?

Sürekli olarak devam eden açığa vurur. Yeni bir tecrübe sandığım

yolculuklarda bile korkularımı yanımda taşırım.

Bana bir hayat seçmiş gibi getirdi derelerin, gözünde evet felaket.

Bağlandığım ipleri ona sordum, pamuğa. Gece yürüyüşümü takip

etti, yanıldı. Seni taşıyan şeyleri yitirdikçe, tepelere çıkacaksın.

Sağdığım teri silebilirim. Atlılara masal anlatan ay düğümlerinde

büyüdüm. Etrafında oturmana gerek yok ateşin, beni dinlerken.

Mühürlü olanı gördün, açtın, okudun!

Page 5: ORLANDO · 2020. 3. 19. · kışın adımlarını takip eder bahar patikaları görmezden gelerek kokusu kalmamış bir yağmur camlardan çıkarır öfkesin kerrat cetveli, fiil

5

Page 6: ORLANDO · 2020. 3. 19. · kışın adımlarını takip eder bahar patikaları görmezden gelerek kokusu kalmamış bir yağmur camlardan çıkarır öfkesin kerrat cetveli, fiil

6

ECE APAYDIN

HOBİ BAHÇESİ

Süs kovanları.binlerce kırılgan arı

benim yaratıcı demansımın balı eziyet!

güzellik eziyet.iğne yapraklı. tüller

kesin ölçüleriyle okyanusta kaybolmuş

asma katlar.peteklenmiş odalar-öğle sonları

bal ve çiçek eziyet!

Böyle olmayacak-

müşkülpesent ve bezgin

arıcılık beni de öldürecek.

Page 7: ORLANDO · 2020. 3. 19. · kışın adımlarını takip eder bahar patikaları görmezden gelerek kokusu kalmamış bir yağmur camlardan çıkarır öfkesin kerrat cetveli, fiil

7

YİĞİT KERİM ARSLAN

MATEMATİK, KIZLAR VÜ BEN

fırtına. bismike rabbi. çelişik bir mantıkla

üzerime geliyor duvarlar

yanıyorlar

duru değil ve meczup. Mecnun falan

I. bizim duvarlarımız (ki Biz, dediğim bir

çoklu kişilik olabilir ancak.): uyarıcı etkilidir.

II. salak bir çocuğa dönmüşüzdür. Hiçlik diye diye

III. (içimde matematik çalışan herhangi bir ben yok

sınıfta ve kendi odasında kalmış olarak geçeceğim kayıtlara

IV. yoklama defterinde adım niye var)

derimi yüzdünüz diyorum

od, umman, şem gibi şeyler ekliyorum ardına

derin yüzüldü, diyor o kızlar ‘Biz yapmadık’

ve eklediğim şeylerin anlamını soruyorlar

Page 8: ORLANDO · 2020. 3. 19. · kışın adımlarını takip eder bahar patikaları görmezden gelerek kokusu kalmamış bir yağmur camlardan çıkarır öfkesin kerrat cetveli, fiil

8

UMUT YALIM

ORLANDO’NUN İKİNCİ SAYISINDA ÇIKACAK OLAN

ŞİİRİN ŞİİRİ

Asuman adlı bir kadını konu alan bir şiir bu

Asumanın tinsel yolla bulaşan hastalıkları var Bu koyu kısım asıl başlığı şiirin bu hastalık

Âşık olma yoluyla geçiyor tedavisi yok henüz Ne yazık ki Kemâl adlı bir genç âşık oluyor Asumana

Bu âşık olma sırasında tuz kaburga koltuk yeşil sıvı Kol kirpik milkshake 1965 the kinks abajur ruj bordo

Uzuv yanak atmak tır org minibüs emirgan bakır radyo Gibi sözcükler geçiyor sonra bu sözcükler kendi

Aralarında kelimelere dönüşüyorlar şiirin elli Altıncı dizesinde Kemâl frengi kapan kâlbinden

Eflâtun bir sıvı gelerek ölüyor Asuman da peşi sıra İntihâr ediyor ancak bu intihar intihâl bir intihâr

İntihârını Sylvia Plath’tan çaldığı için ölemiyor Asuman Çünkü hakkını veremiyor ölümün şiirde bir başına

Yalnız kalıyor yetmişinci dizede Yetmişikinci dizede yalnız kalmamak için şiire yeni bir

Adam alıyor Asuman adama hastalığını söylemiyor Ama adam da âşık olmuyor Asumana ve diyor ki:: seni sevmek

İçin kâlp değil yürek gerekir Ben de ikisi de yok şu ân

Asuman bitmesine karar verir şiirin sekseninci ve son dizesinde

Der ki:: Kâlbime bir glory hole açtım anonim sevdalar için

Şiirdeki bazı eksiklikler: 1) sonu güzel ama genel olarak yavan Örneğin Adamın dizesi fazla fena kötü 2) Çok mekân adı yok 3) popüler kültüre çok

gönderme yok 4) yeterince Istanbul yok 5) tinsel yolla bulaşan hastalıklar yeterince işlenmemiş 6) biçime özen gösterilip içeriğe gösterilmemiş

7) her ne kadar son dizeyi beğensem de aslı şu olmalıydı::

Zaten her aşk anonimdi

Page 9: ORLANDO · 2020. 3. 19. · kışın adımlarını takip eder bahar patikaları görmezden gelerek kokusu kalmamış bir yağmur camlardan çıkarır öfkesin kerrat cetveli, fiil

9

RUHSAN İSKİFOĞLU

YIRTIK EYLEMLER

inadına diri göstermek eylemi şaşırmak aralığında

anlamak, kulak deliklerini tıkadığında

ağzıma batan silkelenen sonsuzluk

düşerken oradan söz gelimi çıkışlara doğru

göğü izleyecek yerin unutmak istediği

dizlerim ve tatlı demirleri bağlantı yerlerinin

pas güler elma şekeri kemiklerin

düşüncenin önceki vuruş yeri eksik görüntüler

az önce birleşmişti şimdi yok durur

şu ses: direngen uğultu

kum dolar ceplerim rüzgârın gözünde ben geniş zaman

uçuşan günleri gökkuşağının

bir meleğin dövdüğü kanatları çiçeğin çökkün köşesinde

isimsiz su, yanıklar sızdırır çepeçevre

kucakladım halbuki onu devrilmiş fiillerle

Page 10: ORLANDO · 2020. 3. 19. · kışın adımlarını takip eder bahar patikaları görmezden gelerek kokusu kalmamış bir yağmur camlardan çıkarır öfkesin kerrat cetveli, fiil

10

MELİH ELHAN

FİLM ÇOKTAN BİTTİ

film çoktan bitti

makara boşa sarıyor şimdi

kadife bir sesi var baharın

hırıltılı bir kışın ardından

değişen bir şey yok

yazlık sinemalar kasabasıymış hâlâ,

ilk orda öpüşenlerin anılarında.

sokaklarında saçına takılı kalmış

yasemin kokusu

belli belirsiz duyulan şarkılar

boşa dönen bir plaktan

birilerinin günlüğünde yazılmış mıdır her şey?

taşınmalarda kaybolmadan kalabilmiş,

bir balkonda rüzgârın sayfalarını çevireceği

havada bir bırakma isteği

çekip gitme dahası kaybolma isteği

Page 11: ORLANDO · 2020. 3. 19. · kışın adımlarını takip eder bahar patikaları görmezden gelerek kokusu kalmamış bir yağmur camlardan çıkarır öfkesin kerrat cetveli, fiil

11

değişen bir şey yok

değişen bir şey olmalı

değişen bir şey yok:

kışın adımlarını takip eder bahar

patikaları görmezden gelerek

kokusu kalmamış bir yağmur

camlardan çıkarır öfkesin

kerrat cetveli, fiil çekimleri,

öznesini arayan yüklem bir başına

okulun harap bahçesinde

jeneriği es geçiyor makinist

oysa her şey orada saklı

Page 12: ORLANDO · 2020. 3. 19. · kışın adımlarını takip eder bahar patikaları görmezden gelerek kokusu kalmamış bir yağmur camlardan çıkarır öfkesin kerrat cetveli, fiil

12

AHU NEDA

SEN

Ziya Kürküt'e

İki çakıl sesi etmiyor sarılmak,

Ben şairden öte, neyim?

Görüşmüş olmak ne güzel, pazartesiyi beklemek

Ardıç mı konar kiler kuşu mu bilemem

Ama farkın yoktur, pır pır kanatlarınla,

bir ben mi duyuyorum sesini?

Üfle geçsin ağlamaklı gözlerim

Tanımaz kimseler bizi neşemizi silersek.

Heyelandan kaçar neyimiz varsa

İstersen saçlarını yıka bahçede güneşiyle

Ne olur, deniz kapımın önüne gelsin, bir sen duyarsın.

Page 13: ORLANDO · 2020. 3. 19. · kışın adımlarını takip eder bahar patikaları görmezden gelerek kokusu kalmamış bir yağmur camlardan çıkarır öfkesin kerrat cetveli, fiil

13

II

NEREYE bakınsam beklerim gelmeyi

Bir anda değişin hep olacaktır

Gerdanımın inci takısı.

Pek hayal, koklasın yarını habersiz tenler

Bahçesi olsun dilerdim yalnızlığımıza, bu elimde sevgimiz.

Kimi düşlemeli hayatın devamında

Bir şiirden başkasına razı olmayandan başka.

III

Yalnızca yaş değilsin uzaklarınla

Sarp kayalık, en sevdiğin üzüm bağında

Söylemiş olmuyor mu hayat

Seni yalnız bırakınca bittiğini her sesin.

Önünde duranı da götürüyor rüzgâr

Sen de öyleyse gel benimle,

Ne kadar da güzel ay, bu okşadığın akşam,

İyidir ay iyidir,

Kimse görmeyecek

Nasıl da ağarmış olduğunu saçlarının.

Page 14: ORLANDO · 2020. 3. 19. · kışın adımlarını takip eder bahar patikaları görmezden gelerek kokusu kalmamış bir yağmur camlardan çıkarır öfkesin kerrat cetveli, fiil

14

HAKAN UNUTMAZ

YUVARLAMALARI

tüm gıda stoklarının sebebi aslında bizim çekirgelerin kanadından

varoluşçuluğumuz – siyasal bir fırıncı olabilseydik düşmancalardan

daha rahat kurtulabileceğimize inanıyoruz – seyirlik ada notlarında

ispinoz dediğinin kuş olduğunu yüzyıl süregelen anlayış bulucusu

kermit – es – kaz – a - yağından sütunlarca kolye yapılabileceğini

mülteciler bilir –

-

-

-

derine derine inebilecek soslu aşklarımız kalmadı

kalmadı hamal sırtı yağmalayan kuşaklık yelkenler

korkumtırak canavarlar bırakıyorum gölgene dolaba koy

sanrın acıktığında sızlanmadan yersin

-

-

cenaze sahibinin pavyon güvercinini boğazladığı sahne var mı

Page 15: ORLANDO · 2020. 3. 19. · kışın adımlarını takip eder bahar patikaları görmezden gelerek kokusu kalmamış bir yağmur camlardan çıkarır öfkesin kerrat cetveli, fiil

15

GÜLTEN YALMANBAŞ

İSİMSİZ 62

tek kanatlı kuşları kaderlerine terk ettiler

buz tutmuş göl adasında

o seyrelti göl kuruduğundan beri

iğne dilli tüyleri

silkinip atıyorum

tebeşir tozlarımı

uzun sürmüş çocukluğumun kışına

karlı bir manzaraya dönüşüyor geçmiş

çekinmeden oturuyor

insan özelliği gösteren bir his

ağaç dalına kurulu salıncağa

götürüp işaret parmağını ağzına

yarasıyla oynuyor

Nasıl kapatsın kendini yara

Suyu dutla tat bulmuş bir dudakta

kanayan dudağından öpüyorum geçmişi

kanat sesleri, kanat sesleri

Page 16: ORLANDO · 2020. 3. 19. · kışın adımlarını takip eder bahar patikaları görmezden gelerek kokusu kalmamış bir yağmur camlardan çıkarır öfkesin kerrat cetveli, fiil

16

ERKAN KARAKİRAZ

japon yıldız anasonu: -luyorum. boğuluyorum.

boğuluyorum. boğul. boğ. boğuluşu bir. kıyıya vuruyorum sonra.

dile gelene bulaşmış sevme boyunca ruh yorulur mu. yarılır mı

uygunsuzca. hiddetle gösterince kendini körleşme. baş aşağı. ve

nokta yukarıda. ünlem aşağıda. suda ve dahi kâğıtta

mürekkebim. biteviye dalışım. değişime kapalı kelerin dikenleri

karşısında. can yakar savunması. ömür çürütür. sesi. çağıran.

eşyalara çarpan. inorganik ve amorf. sırçanın arzusuyum

neliğinden aşkın kum tanesinin. törpüler sırasını beklemez.

güneşin saklambacı yamacın sağırlığına. üfler. nesneler salar

biçimsizlikten. reddeder hakikati arzulanan. koşulsuz korur

gücünü. sıfır. bir. bir. bir. sıfır. sıfır. sıfır. bir. bir. sıfır. sıfır. sıfır.

bir. bir. bir. sıfır. gücünü korur koşulsuz. arzulanan hakikati

reddeder. biçimsizlikten salar nesneler. üfler. sağırlığına yamacın

saklambacı güneşin. beklemez sırasını törpüler. tanesinin kum

aşkın neliğinden arzusuyum sırçanın. amorf ve inorganik. çarpan

eşyalara. çağıran. sesi. çürütür ömür. savunması yakar can.

karşısında dikenleri kelerin kapalı değişime. dalışım biteviye.

mürekkebim kâğıtta dahi ve suda. aşağıda ünlem. yukarıda nokta

ve. aşağı baş. körleşme kendini gösterince hiddetle. uygunsuzca

mı yarılır. mu yorulur ruh boyunca sevme bulaşmış gelene dil.

sonra vuruyorum kıyıya. bir boğuluşu. boğ. boğul. boğuluyorum.

boğuluyorum. -luyorum. boğu-

Page 17: ORLANDO · 2020. 3. 19. · kışın adımlarını takip eder bahar patikaları görmezden gelerek kokusu kalmamış bir yağmur camlardan çıkarır öfkesin kerrat cetveli, fiil

17

ERKAN KARAKİRAZ

Page 18: ORLANDO · 2020. 3. 19. · kışın adımlarını takip eder bahar patikaları görmezden gelerek kokusu kalmamış bir yağmur camlardan çıkarır öfkesin kerrat cetveli, fiil

18

YİĞİT ERGÜN

TÜRBÜLANS ALABANDA

kayıyorum çoklu gerildiğim ambiyansta

hayat yara-t diyor, duvar itaat et

valizim kargış dolu, yolum çıplak ve serin

usturanın teklemesi, usumun kaba eti

ömür yiyen tumturak: yaşa-mak

kalemimdeki salgın libido ve erken boşalma önlemleri

telefon ekranından öğrenilen hayat…

çatı katı manzarası değil, yeraltı duvarları kur bana

tanrı’m

-tanrılarım, onun işine karışmayın

beni bir tuvale boz

vincent bir fırçanın kan toplamış uçlarından

reenkarne olayım

sativa düşler ve indica düşüşler gibi

talebimin arzıma mütemadi tecavüzü

gemim hoyrat, ‘romantik özne’ özgür

uzağım sana, belki bu yol

bilimsel sosyalizmcilerle aramdaki mesafe kadar

kendimden kaçıp kıyına yordam

sırça betiklere yaz beni

bu akıntı artık çıksın ayinlikten

b i r ş i i r i n a k ı n t ı s ı k a l s ı n

Page 19: ORLANDO · 2020. 3. 19. · kışın adımlarını takip eder bahar patikaları görmezden gelerek kokusu kalmamış bir yağmur camlardan çıkarır öfkesin kerrat cetveli, fiil

19

ELİF KARIK

AVURTLAR VE FİYORDLAR

Hindistan’da bir tanıdığa

denk geliyorum rüyamda

sırları paketli

gömülü ve kusursuz

ağız gardiyanları harıl

ünlem ve kestik

Kulağımda çınla koşuyorum şehri

yarım ay dolana kadar

en iyi mahvolma yöntemi

sürekli merhaba

Bir tanıdığa denk geldiğim

yerler artıyor fiyordlar

Herkes tanıdık

bir yasta üç dakikalık

Yağmur bekleyen kabile

Kaleydoskopa hapsolmuş hayvan

Oyun arkadaşı dijital avurtlar

Soğuk nefesliler

İstençdışı tanıklığı

‘herkes tanıdık rüyası’nın

Uçurumlaşmış sabahla arası

sessizlik ve kestik

Page 20: ORLANDO · 2020. 3. 19. · kışın adımlarını takip eder bahar patikaları görmezden gelerek kokusu kalmamış bir yağmur camlardan çıkarır öfkesin kerrat cetveli, fiil

20

HARUN ATAK

KAYBOLUŞ AKŞAMLARI

VII.

Haydar Ergülen’e

Ey yüce orman

Ey ormanın iyesi

Ve ey ağaçların hanı

O kutlu şaire aşk olsun ki

İnsan hevesten olmadır

Ey kurdun kuşun meskeni

Sessizce fısıldadım içimdekini

İzin ver, geçeyim, koynunda uyuyan

Dağ aslanları, yaban domuzları ve kartalları

Uyanmasın, uyusunlar isteğin renkli rüyasını

Yıldızsız kanatların altında — Geçeyim geceni

Page 21: ORLANDO · 2020. 3. 19. · kışın adımlarını takip eder bahar patikaları görmezden gelerek kokusu kalmamış bir yağmur camlardan çıkarır öfkesin kerrat cetveli, fiil

21

Ey kardeşim... Ve ey insandan önceki tohum

Gökgillerden ulu kayın... Görün bana

Her isteğim ak ve paktır

Benim soluduğum sensin, senin soluduğun ben

Ellerin ellerim olsun, ellerinle ağsın

Talihimin hevesli oğlağı

Göklere, yıldızlara, yağmurlarla

Tuzsuz çörek pişirdim

Şekerşiz helva kavurdum

Döndüm dokuz kez seni ve

Saldım göğsümün oğlağını

Helvayla, çörekle, sütlerle

Adağımdır o bası yangın, kınalı oğlak

Kaybolsun sonsuzunda

Şiirim, sözüm, şarkım ışıltılarla

Tılsımınla —

Değil mi, bir tırtılın imkânıyla...

Page 22: ORLANDO · 2020. 3. 19. · kışın adımlarını takip eder bahar patikaları görmezden gelerek kokusu kalmamış bir yağmur camlardan çıkarır öfkesin kerrat cetveli, fiil

22

AYTAÇ ARS

BURUŞUK PAPAZ

37 saniye süren videonun ardından açılıyor kilise

Açılıyor rimele

Açılıyor günaha

Açılıyor bulutların mobbinginden yakaları kararmış başrahiplere

Yalnız şöyle bir şey var deyip lekelerini tamir ediyor artık pek

de kutsal bulunmayan turuncu, gri ve mor kadife

Terzileri öldürmek için bahane sipariş etmeye gerek kalmıyor

Bir avcı, ıskalayarak göğün canını

Kırıntılar, doyup kalkarak sofranın

İştahını

Acıtıyor

Günümüzde en çok Senegal papağanları ve tarih tekrara

düşüyor

Piskoposların pis Kopenhag’ının

Deltalara yedirilen haşarı Avrupa’sı

Hey Lars! Bana oradan birkaç von Trier

Birkaç dogma İsa’sı

-------

Page 23: ORLANDO · 2020. 3. 19. · kışın adımlarını takip eder bahar patikaları görmezden gelerek kokusu kalmamış bir yağmur camlardan çıkarır öfkesin kerrat cetveli, fiil

23

İlk çiviyi en Tetanos aşısız olanınız çaksın

Buruşmayı nitelikli kılmak için de birtakım makineler satın alın

Fiyat teklifleri, erken rezervasyon daha erken boşalma

Bize gelişi bu

Peki ya size kaçışı?

Bakalım başımıza daha ne Orta Çağlar ne iyi orta goller gelecek

36 saniye süren bir boğulmanın hemen ardından

Gelincik zehri içmişim

Çay kaşıkları makinedeymiş, parmağımla karıştıramamışım

Zehir mideye ulaşmamış

Akciğerlerde kalmış

Doktor gözlüklü ve gri önlüklüymüş

Acelesi varmış çünkü hayattaymış

Her şey bir rüya, her şey iki gerçek

Her şey üç tavşan, her şey dört avcı

İşte abaküslerin sayı bilmeyen huzurlu bilinci

35 mi 34 saniye mi sürdüğü yetkililere bırakılan bir sinir krizinde

Yanlış doğranmanın en kasap Meryem’i

Zangoçların grevini yayımlamıyor ana ve ara ve sıkışık akım medya

Bir isim tamlamasından nasıl korkulur?

İşte çocuğun nehre boğdurduğu defter

İşte -giyotin cam sistemleri-

Page 24: ORLANDO · 2020. 3. 19. · kışın adımlarını takip eder bahar patikaları görmezden gelerek kokusu kalmamış bir yağmur camlardan çıkarır öfkesin kerrat cetveli, fiil

24

MUSTAFA ATAPAY

BİR TAKIM KUŞLAR

gülibrişim ve leylak kokusu alnında yıldız çakılı indirse yağmuru

gökten çıkarsa bulutlardan gülüşünde karanlık bir fiyaka bakire

atların koştuğu şimşekler çiçekleniyor gökte göğün karnı ağır kurşun

gibi akrebin bir saati var ve gelecek ve akrebin boğum boğum

kuyruğu ensesine vurarak devirecek o kadınların arasındaki ölümcül

ve doymak bilmeyen kuytuyu derin yıldızlarımı çıkarıp göğe

çakacağım alınlarını hırpalayıp göğüsleri tarçın kokan kadınlar ve

toynakları gümüş kıvılcımlar saçıyor düşümün içinden sessizce geçip

geceleri kadın kalçaları küstah davandılar bana bakışlarını çevirip

aparttılar içimdeki balın ağusunu yol kenarlarında zaten gönüllü

değillerdi akılları bana takılı kalçaları başkalarının yürüdüler

birtakım kadınlar içimden deh dedim bindim yeşil atıma oysa

bilmiyorlardı benim olan sadece benimdi

gül bahçelerinde ağlayan sarışın çocuk gülü ezberliyor çocuklar ve

gül bahçeleri büyüktür gülün kalbi geceden hapsolmuş düşlerin

gecelerinde cehennemin tüm kırgın eşiklerinden geçip dudağımda

bir tuzlu ıslık çalıyorum gülümü verin bana ey karanlıklar ve doğan

güneş ve su inadı bir kırmızı şafakta yeşil atlar koşuyor göğün

haberleriyle ılgıt ılgıt esen rüzgârın çocuksu ferahlığında alı al moru

mor kadınların kıvrık dudaklarını

Page 25: ORLANDO · 2020. 3. 19. · kışın adımlarını takip eder bahar patikaları görmezden gelerek kokusu kalmamış bir yağmur camlardan çıkarır öfkesin kerrat cetveli, fiil

25

araladığı o boşlukta asılı düşüme baykuşlar mı dadandı laf

sobeleyenler ağzımdaki barutu kurşun gibi sözle gümüş bir ok gibi

saplayacağım karanlığın sularına

kalbi kırık bir atım ben ve kedilerin gözleriyle bakarım bu pasaklı

dünyaya ve açacak altın çiçeklerim yaban çiçekleri ve tren sirenleri

ve meteor yağmurları kemireceğim baldırlarındaki o ağulu balın

kristal kadehini kanacağım ak pınarlarından taze fesleğenler gümüş

kuşları göğün yerin bakire düşlerin tedirgin kalçaların göğe yaydığı

koku ve emdiğim suratlarından bildim ey görkemli diriliş

tırtıllar uçuyor göğe kalbimden ve çok özlüyorum kendi yıldızımın

gördüğü düşün sarışın yeşil tarlaları mutlu bir deniz feneri gibi yeni

düşler diziyorum tanrının ipine ve Allah' a dua ediyorum o beni

bilirzamanınkemikleri kemikleri ve leğen kemikleri insancıkların bir

sürü dolap var bir biberon dişliyor çocuk dişliyor zamanın

kemiklerini

aşkı karanlık bir tokatla aşk ediyorum kadın denilen gülün

tımarlandığı bahçelerin avlusunda çiçeklerin tomurcukları esmer

kadınların akşamların ve tutuşkan kalçaların esrarengiz dönüşü

sarışın aklından kızıllığını çalarım gül kokan bir bakışla...

ıssız tenhalığında kıyı köylerinin sessiz bitişlerinde gelebilecek olanın

gelişinin kusursuzluğun tamamlanışı ayağındaki gümüş halhal ve

benim işçilerim ve benim göklerim benim kalbim ve ben yabanıl bir

çobanım...

Page 26: ORLANDO · 2020. 3. 19. · kışın adımlarını takip eder bahar patikaları görmezden gelerek kokusu kalmamış bir yağmur camlardan çıkarır öfkesin kerrat cetveli, fiil

26

TARIK GÜNERSEL

DENEY/SEL/Cİ/LİK

1

Denemek

milyarlarca yıldır önem taşıyor.

Deney/ci/lik, deney/sel/lik ve

deneyselcilik ise

son binyıllarda, hele son

yüzyıllarda oluşup

değer kazanan kavramlar.

Page 27: ORLANDO · 2020. 3. 19. · kışın adımlarını takip eder bahar patikaları görmezden gelerek kokusu kalmamış bir yağmur camlardan çıkarır öfkesin kerrat cetveli, fiil

27

2

Pek çok şiirsever

alışmadığı şiir tarzına

deneysel der.

Ayrıca herkesin ilk şiirleri

kendi açısından deneyseldir.

Kişi macera ve sarsıntılara açıksa

şiiri çeşitlilik kazanabilir,

tabii kendisine izin verirse.

Kimse şu ya da bu verimi

sevmek zorunda değildir.

"Böyle şiir olmaz!" demek

"Böyle macera olmaz," demektir

ki had bilmezlik olur.

Her insan ara sıra saçmalar,

kötü bulunan şeyler de yapar.

Kötü yazmak riske girmekle olur.

Edison iki bin kez başarısız

olduğu yorumuna

şöyle karşılık vermiş:

"Başarıya iki bin hamlede vardım."

Herkes farklıdır.

Yolda rastladığınız biri size

"İstediğim gibi olmalısın!"

derse ne dersiniz?

Page 28: ORLANDO · 2020. 3. 19. · kışın adımlarını takip eder bahar patikaları görmezden gelerek kokusu kalmamış bir yağmur camlardan çıkarır öfkesin kerrat cetveli, fiil

28

Kaldı ki bir düşünür şöyle demiş:

"Sanat ya deneyseldir,

ya da sanat değildir."

İyi zanaatkâr ile sanatçı arasındaki

temel fark ikincinin

-ilkinin hünerlerini edinmiş olarak-

yetinmeyi reddetmesidir.

3

Kyoto’daki eski bir bey konağında

yürürken bülbül şakıması duyulur.

Kulağıma inanamadım 2010’da.

Bey gelen olduğunu anlasın diye

ahşap döşeme ile bağlantılı

ses düzeneği yapılmış.

O dönemin mimar-mühendisleri

kim bilir nasıl emek verdiler.

Bu yıl Bangladeş’te bir üniversite

grubunun Macbeth yorumunu

izledim, opera tadındaydı.

Gezegende neler yapılıyor?

Keşke binde birini bilsem!

Hayatiyet varsa

deneysellik olur;

Baskıcı yönetimler ise

kalıp dışı hamlelerden hoşlanmaz.

Page 29: ORLANDO · 2020. 3. 19. · kışın adımlarını takip eder bahar patikaları görmezden gelerek kokusu kalmamış bir yağmur camlardan çıkarır öfkesin kerrat cetveli, fiil

29

4

Çocukken Karagöz oynatmaya

yeltendim, geliştirici oldu.

Daha çocukken deneyselcilik

önem kazandı. Dikkat:

Hayat ile sanat özdeş değil.

“Yaşama sanatı” kavramı hoş

ama riskli. Sanattaki

deneyselcilik alışkanlığı

“gerçek hayat” denen alanda

istemeden kırıp dökmeye

yol açabilir. Amaç dışı etkiler olur.

Okunup izlenebilen verimlerimi ise

o yaklaşıma borçluyum.

Yanlış değerlendirmelere karşı not:

Deneysellik ile minimalizm

postmodernlik ile sınırlı değil;

öncesinde de vardı,

aynı zaman diliminde de var;

sanırım ve umarım

yaratıcılık sürdükçe de olur.

Üretkenlik ile yaratkanlık

arasındaki farklardan biri

sürpriz faktörü, kanımca.

Ne dersiniz?

Page 30: ORLANDO · 2020. 3. 19. · kışın adımlarını takip eder bahar patikaları görmezden gelerek kokusu kalmamış bir yağmur camlardan çıkarır öfkesin kerrat cetveli, fiil

30

TURGAY KANTÜRK

DİL

Ben seni kendimden çok unuttum

Anımsadım da sana başladım; sona başladım

Yeniden öğrendim bu dili, unuttuğum dili; yuttuğum o dili

Dilini yeniden, dilimi yeniden kana buladım,

Sana buladım.

Ah! Ben ne çok anlam biriktirdim,

Damla damla sana damladım, anladım ilktin

Yoktu zaten yıktığım yapı da, geçtiğim kapı da

Hepi topu seni bana akladım, sözü karaladım,

Özü araladım.

Her yan dikendi, seni yaraladım

Yolu yarıladım erkenden, kendimi karaladım

Az yazı öz yazı derken, ben bana çok ben kiraladım

Bitti sandım, hep ve her gün yeniden başladım

Susmadı kalp; şiirlere kandım…

Bir bir yıkıldı geçtiğim köprüler,

Topa tuttum kendi surlarımı

–ne galiptim, ne mağlup bu yolda–,

Ah! o sözcüklerce kuşatıldım,

Yanlışım yalandı, yalanım yanlış,

Akkâğıda;

Baka kaldım,

Aka kaldım,

Çoka kaldım,

Yoka kaldım…

Page 31: ORLANDO · 2020. 3. 19. · kışın adımlarını takip eder bahar patikaları görmezden gelerek kokusu kalmamış bir yağmur camlardan çıkarır öfkesin kerrat cetveli, fiil

31

HÜSEYİN BAHCA

KOZMİK İBADET

G’a

üstümdesin. gülümsüyorsun. süt-bulutları kadar doygun

içime işleyen gamzelerin

benine ve benliğine dokunuyorum ellerimle; gözeneklerinde

zamanı ve yeryüzünü güzelleştiren aykırı bir bilgelik

saf bir geçitten geçiyoruz yaşananları sırlaştırarak

sır ilk kez üstüne çeken beklentisiz bir gizem

hiçbir yere gömülmemeli biz birbirimize gömülmüşken

ten uyumundan ziyade ruh uyumudur varlığın, parfümün

deniz-tuz-yosun! esmerce konuşuyor karşı konulamaz dehan

yükseliyorum, yaz yağmurları yağıyor memelerime

çatlak dudaklarından

üstümdesin – gözlerin kapalı – gülümsüyorsun. yanaklarından yayılıyor sertleşme

hızlanıyor ve ıslanıyoruz, evet; kendi ritmini belirliyor her sevişme – dünyaya

az-biraz tahammül edebiliyoruz böylece

Page 32: ORLANDO · 2020. 3. 19. · kışın adımlarını takip eder bahar patikaları görmezden gelerek kokusu kalmamış bir yağmur camlardan çıkarır öfkesin kerrat cetveli, fiil

32

TAN DOĞAN

KÖSE

uçurumda dala tutunmaz oğlak

ot sevdası kanın tarihi

acâyip harflerim var her kadîm dile inât

kuyucunun huyu suyu sâf bulmak

damla gibi kum gibi gerçeğimiz yok

yokluğunu seviyor herkes

siste kaybolmuş sefîl türüz biz

bulut öpecek ömrüm ölene dek

aynada kırık cam kanlı can tuz buz

gün morundan beter gece siyâhı

çıkmaz yolda adres sorulmaz

ay sevdası tan’ın tâlihi

acâyip hislerim var her zâlim dinde günâh

kıblesi ‘aşk’ olanın kutbu ‘yâr’

ölü tohum çiçeklenemez

unutun umudu her zaman

‘ân’dan gayri hayat yok

nice güzel kuş kondu-göçtü uzağa

tuzağa düşürülmüşe kurtuluş olmaz

uçurumda dala tutunmaz oğlak

sakalım yok silin beni

Page 33: ORLANDO · 2020. 3. 19. · kışın adımlarını takip eder bahar patikaları görmezden gelerek kokusu kalmamış bir yağmur camlardan çıkarır öfkesin kerrat cetveli, fiil

33

KEMAL DORUK

İNSANLIĞIN ARKA MERDİVENİ : TRAGEDYA

Tutkuların göz önünde ezilmesinin ürperticiliğinin sunumu olan

tragedyaya, günümüz insanının geçmişe kıyasla çok daha fazla

ihtiyacı vardır. Güç imgesinin önünde sonunda yok olacağına

dair felsefi bir anlatısı olan bu eserler, gücün ötekisine yani

modern insanın gücü arzulayıp peşinde koşmasına ve bunu

yaparken ıskaladığı hayatın kendi hayatı olduğunun farkına

varmasına bir nebze trajedi tanımıyla vurgu yapabilir. Argos kralı

Agemenno’nun, karısı Klytaimnestra ile âşığı tarafından

öldürülmesi, Klytaimnestra’nın kızı Elektra’nın intikam almaması

ve âşığıyla elde ettiği gücün dağılmaması için, Elektra’yı fakir

biriyle evlendirmesi ve nihayetinde kardeşi Orestes ile beraber

Elektra’nın, anneleri Klytaimnestra’yı öldürmeleri hazindir fakat

daha hazin olan bu ölümde kardeşiyle beraber Elektra’nın üzüntü

ve pişmanlık duymalarıdır. Sophokles’in işlediği bu trajedi, ateşli

bir tutkuya karşılık gelen bir başka tutku olan intikam tutkusunu

gözler önüne sermiştir. Tragedya, içinde bulunulan hayatın

ıskalanacak biçimde görmezden gelinerek tutkusal bir bağ ile bir

duygusamanın peşinde olan insanın gerçek yaşamını değil yapay

fakat kendine içkin ama bir o kadar uzak hayatını temsil eder.

Mistik öğretilerde ve kutsal metinlerde yer alan tutkularımız bize

içkin birer lanet midir yoksa bizi biz yapan bir çeşit kader midir

sorusu insanlık için önemlidir. Oidipus’un daha doğmadan önce

babasını öldürüp annesiyle evleneceği ve ondan çocuk yapacağı

kehanet edilmiştir.

Page 34: ORLANDO · 2020. 3. 19. · kışın adımlarını takip eder bahar patikaları görmezden gelerek kokusu kalmamış bir yağmur camlardan çıkarır öfkesin kerrat cetveli, fiil

34

Oidipus’un annesi ve babası onu, bu kehanet yüzünden bir

çobana verip ölmesini isterler. Oidipus çobanın vicdanı ile ölmez,

bir başka kralın yanında büyür, evlatlık olduğunu öğrenince

yaşadığı kızgınlıkla bulunduğu yeri terk eder, kentin çıkışında

gerçek babası olan Laios ile karşılaşır ve onu öldürür, artık

kehanet doğrulanmış olur ve annesi Kraliçe Iocaste ile evlenir ve

çocukları olur. Thebai kenti lanetin etkisiyle savrulur, Oidipus’un

kim olduğu kehanetle açığa çıktığında ise Iocaste kendini asarak

hayatına son verir ve Oidipus ise sonunda yaşananlara

dayanamayarak kendini kör eder. İnsanın, yaşamda

sürüklenişinin kırılma noktalarında etkili olan bu duygularının

derecesi insanın yaşamının sınırlarını da çizmektedir. Oidipus’un

kendini kör etmesi bu sürüklenişin acı bir pişmanlığını ifade eder.

İnsanlar tarih boyunca bu sürükleniş içinde güç imgeleri ile öteki

konumunda gidip geldiler. Gücün peşinde koşmanın çarpık bir

gerçeklikle bizi sürüklediğinin en güzel örneklerinden tragedyalar

bu çarpıklığı bize çağlar öncesinden anlatma gayretindeydiler.

Page 35: ORLANDO · 2020. 3. 19. · kışın adımlarını takip eder bahar patikaları görmezden gelerek kokusu kalmamış bir yağmur camlardan çıkarır öfkesin kerrat cetveli, fiil

35

SEDA SUNA UÇAKAN

PAY SUSUŞLARI

iç ses!

durdur bu tepeden tırnağa, geceden gündüze

yüzyılların aynı gelen bitip gitmelerini…

sustur içimizdeki bu canavarı -arzın gürzü-

bilimine aldırmadan dişleyen türü

bulmak üzere her deliliğin o incelikle bezenmiş özünü

emek emek eriyip gidişlerimizin çığlığını sustur!

-mümkününü yoklarken ezeli aklın gemlerini elde tutmak,

altında büsbütün ezildiğimiz zekâ cevherinden kaçmak cüretinin

ilkel gücümüzün her bir sinirine

tutku ve şehvetten yaratılmış bir ordu gibi aczi öğretmeyi bırak!-

körpeliğinden köküne meydan okuyan bahar dalları yaralarım

yaralarım kendi bilgeliğinde

ölü şairlerin

tökezleyip öylece kaldıkları o,----------- bu evrenden olmayan köprünün ayaklarında

doğumunu dejavu zanneden bebekleri

alıp

öylece kaldığı yerden düşürmeyi bırak!

Page 36: ORLANDO · 2020. 3. 19. · kışın adımlarını takip eder bahar patikaları görmezden gelerek kokusu kalmamış bir yağmur camlardan çıkarır öfkesin kerrat cetveli, fiil

36

ERKUT TOKMAN

YAŞANMAMIŞ BİR GÜNDEN KESİT

Size kimsenin olmadığı bir evden sesleniyordum

Kimseye ait olmayan bir evden; hatırladınız mı?

Yalanlar üstüne bir hikâye anlatmıştınız

Hani çok satanlar listesindeki bir kitap da okumuştunuz

Uzaklık dediniz sonra, iki şey arasındaki hiçlik

Hiçbir şey düzelemez çünkü pimi çekilmiş piçliklerinize pislik

bulaşmış

Bir zamanlar Ay’’ a yolculuk varmış ayyy Ay Dede çocuklukta

kalmış

Denize ve firtınaya ait ne varsa bir durgunlukta hatırlanmış

Güneş batarken kıyıda sportif bir köpek sulara kendini atmış

Milano haritada sadece bir şehir ismi

Leonardo sıradan bir adam

Yazdan geriye bunlar kalmış

Mayfa’ nın bize ettikleri

Aşkta her şey kazanmış

Page 37: ORLANDO · 2020. 3. 19. · kışın adımlarını takip eder bahar patikaları görmezden gelerek kokusu kalmamış bir yağmur camlardan çıkarır öfkesin kerrat cetveli, fiil

37

Birimiz gökyüzünden düşerken kendini Tanrı sanmış

Yeryüzü ihanet içinde

İsa” nın Son Yemeği tablosuna bakmış

Dünya”nın hafızasına bir aydınlık kazınmış

Biri kimsenin olmayan bir evin içinden çıkmış

Sonra bir başkası

Sonra bir diğeri sonra herkes

Güneş hiç batmamış

Çünkü yalanlar üstüne hiçbir hikâye yazılmamış

Kimse Best Seller olmamış

Kendini satanlar listesinde,

Bir zamanlar bir anı iki şey arasındaki

Uzaklıkta hiç kapanmamış bir yara

Hiçbir daha olmamış o ȃnda

Yaz kadar sıcak bir aşkta iki âşık arasında

Denize koşan köpeğin arkasından

İki çift göz baka kalmış…

Susmuş dilin de tarihi aşk da

Şiir gibi bir daha hiç yazılmamış

O gün bir daha sanki hiç yaşanmamış

İnsan bir daha sanki hiç hatırlamamış

Sonrasında ve öncesinde

Bir ȃnı bile bir anı kadar

Bir nokta kadar bile

Çünkü o anda “var” olan hiç olmamış

12|6|2019, Milano

Page 38: ORLANDO · 2020. 3. 19. · kışın adımlarını takip eder bahar patikaları görmezden gelerek kokusu kalmamış bir yağmur camlardan çıkarır öfkesin kerrat cetveli, fiil

38

YAĞMUR SUNAR

YENİ’Yİ GEVİŞ GETİRMEK

ağız ile diploma kabarığı dekor bilgiler şart

amerika kumaşı kazanç için izm’li kelimeler dersin

yoksa-sı dikkat!

ağdalı konuşmalarının yüksek fiyatı

neye yarar?

retro stil modalar, klasikler, eşyalardan dış ilişkiler

burun uzatmalı ki anlaşılmasın dudağında kütlettiğin

yaşamı bakiyenin

toplu taşıma, sanal alışveriş kart hakkındır

sektörel karakterin birikip puanlarından

harfler yenilgide rakamlar yükseliştedir,

öğleüstlerinin asfalt sürtünmeleriyle güneşime yanılmalar

gün’e gün iştahların

pazar’dan pazar’a soyçekimin

tecrübe eder elbiseleri

bacağı kolu işlevsiz, ten askılarda yavan

kalıtını tüketmeden

karnını açıp pantolonunu yükseltmelisin

valörüsün uygarlığın sokaklarda

Page 39: ORLANDO · 2020. 3. 19. · kışın adımlarını takip eder bahar patikaları görmezden gelerek kokusu kalmamış bir yağmur camlardan çıkarır öfkesin kerrat cetveli, fiil

39

tıpkıları azı dişlerine depola

doğurulmamış sandığın geviş getirdiğindir

zamanı kusturan genzinden tekrarlar ünsüzlerin

tanışığım, perdesine sesinin

cinnetime davullar çaldırır

başın ters şaşı şaşı dolanıp

var olmanın cimriliğiyle Foucault’yu yinelemeyen kafadan

gibilerdedir her şeyi bilmelerin,

yetinememekler eylemlerini ortaya saçarken

faizini çalıştırmayı unutma

hesabına geçen miktarla

duru saçlarını emekliye ver lüks rastlara

Bob Marley gözce anlamışlığınla öznesiz kabullerin

unutma! unutma!

valörüsün uygarlığın sokaklarda

ezberlerden ezberlere ihtilal ararken kendiliğine

sakalları kıvırcık uzat otostopların tek parmağına

ilerlemelerin başka aynılığa buyruklarını selamla

iş etmez ellerin tozlarla kırılır

bak! yürüyüşün bel altı vuruşlar toprağa

yapısı kemikten kırılmış çenelerinde

gerekmez! yeni kulluğunun çığırı;

Page 40: ORLANDO · 2020. 3. 19. · kışın adımlarını takip eder bahar patikaları görmezden gelerek kokusu kalmamış bir yağmur camlardan çıkarır öfkesin kerrat cetveli, fiil

40

insancıllığın akrebe denk gelişidir

ateşin korkusu krampları algının

sıcaklığından intihar eder,

otoimmün hastalığında geçmişin

bardağa kıstırılmışçasına

çekirdeğini dolduramayan geleceğin

kıtlıklarını bastıramadıkça Afrika’yı bulamaz dünyam

öykülerinin türlüsü yalanlara müşteri yoklar

-bekle!

korunaklarımı çürütüp

kayboluşlarımı büyüteceksin

vazgeçişlerin biricikliği olmadım bu kadar

Page 41: ORLANDO · 2020. 3. 19. · kışın adımlarını takip eder bahar patikaları görmezden gelerek kokusu kalmamış bir yağmur camlardan çıkarır öfkesin kerrat cetveli, fiil

41

ALİ ÇİFTÇİ

AH MUHSİN ÜNLÜ’YE ÖYKÜNME

PROBLEMİ

Bir musluk bir havuzu iki saatte boşaltıyor.

Aynı musluk istenirse aynı havuzu bir saatte

dolduruyormuşçasına akabilir.

Havuz aslında hep sızdırıyormuş özellikle su yosunluyken.

Ve suyun sürtünme kuvvetini sıfır saymalıyız.

Pi’yi lütfen üç almayınız.

Pi: 3.141818….

Ah Fibonacci canın çıksın

Çünkü hav-zlar hep doludur.

Dolarken boşalır içindeki diğeri.

Sen de girersen boşluklar artar.

O da girerse havuzlaşmak fiili işteşe dâhil olur.

Edebiyatçılar bilmeyebilir ama konu aslında Matematik’le ilgili.

Page 42: ORLANDO · 2020. 3. 19. · kışın adımlarını takip eder bahar patikaları görmezden gelerek kokusu kalmamış bir yağmur camlardan çıkarır öfkesin kerrat cetveli, fiil

42

İLHAN DURUSEL

SIKILGAN VE TÜBERKÜLOZ

Kül rengi ve yatay bir yıldız uzatıyorum size: seyyare!

Yedi kandilli Süreyya’yı hatırla lise iki edebiyattan.

Bilinmeyen bir cennette orman yangını seyreden huri.

Ateşi icat ediyorum sizin için.

Bu Merih, bu Zühre diyorum,

Çolpan deriz, Erendiz de. Arkada Ülker.

Oraların öyle masumdur suları ateş söndüremezler.

Üzülür ateş suya, kendi söner,

Erir iskeleti akşam ebesinin ama ölümsüzdür akrep, çıyan.

Hakkında en çok konuşulan: Ebe olur.

En kırılgan: Tanrı’mızdır.

Canı sıkkın ve tüberkülozdur kendisi

Baylar bayanlar: Dispanserde kuyruktadır sırtı terli

İlaç parası yok cebinde, ganyan kuponu ve eski yazı reçete.

Kendi adıyla başlıyor kitabının her cümlesi.

Page 43: ORLANDO · 2020. 3. 19. · kışın adımlarını takip eder bahar patikaları görmezden gelerek kokusu kalmamış bir yağmur camlardan çıkarır öfkesin kerrat cetveli, fiil

43

TUPTURUNCU ALFABE GÖLÜ

Mermer avlular gibi yıkandık, demirden bir damla kan aktı.

Hatırla bizi hatıralarda kalan nokta.

nokta. iki nokta.

Balkon korkuluklarından seyrediyorlar sunakta

Diz dayanmış, inmiş gırtlağa kasatura –

öyle ağlamışlar göl [d]olmuş

Uyusun uzun sudan âşık çıkan Oğuz beyleri gibi

bir ırmaktan bir şarkı çıkardık biz de,

bir noktadan bir merkez, gölgesi gölde yitmişler ülkesi

turuncu bir gece, alaca bir masa, kara yazımız, burada, ilk

cümlede, ilk kelimeyle, ilk harfle başladı.

Elif lam mim.

bize yağmur ver / sel olsun / yani göl

ağlat bizi / göller bölgesi / geceye geçit ol /

Gök Tengri’ye geçit ver

Page 44: ORLANDO · 2020. 3. 19. · kışın adımlarını takip eder bahar patikaları görmezden gelerek kokusu kalmamış bir yağmur camlardan çıkarır öfkesin kerrat cetveli, fiil

44

FERİDE BERFU

DİPSİZ

Serinledim sadece görgü istemez

Kanım çekilirken yılgın bir savaştan

Küstahsın diyor körkütük susuyor sokakta

Sonra avuçluyor geçmişten başlayıp

Bir geç kalış yolculuğu kimseyi dinlemiyor

Püsküllü bir resmin boynundan öpmeye başlayıp

Sıcacık yatağında fesleğen besliyor

Herkes gitti gizlice bir ses dahi bırakmadan içimde

Her şey gider gibi bir şarkıdan bir yatak gürültüsüne

Bir çığlık sesine banyo musluğundan gebe kalma

İhtimali dahil herkes beni ayrı yerde bırakıp gitti

İnsansız bir Pazartesi ipimi geriyor

Resimsiz bir çerçeve dipsiz bir alın teri

Buğusunu siliyor gökyüzü küstahsınız deyip…

Sevinmedim sadece serindi sevişmek istemedim

Camlar ve pencere gösterişli bir bekleme resmi

Page 45: ORLANDO · 2020. 3. 19. · kışın adımlarını takip eder bahar patikaları görmezden gelerek kokusu kalmamış bir yağmur camlardan çıkarır öfkesin kerrat cetveli, fiil

45

BİLLY COLLİNS

İngilizceden Türkçeye çev: Ruhsan İskifoğlu

ÖLÜLER

Ölüler bize bakar her zaman, derler ki,

ayakkabılarımızı giyerken veya bir sandviç yaparken,

yavaş yavaş sonsuzlukta kürek çekerken

dibi cam teknelerine bakıyorlar cennetin.

Başımızın üstünü yeryüzündeki hareketlerini izliyorlar

ve bir tarlada ya da kanepede uzanırken,

belki uyuşuk sıcak bir öğle sonrası,

onlara baktığımızı düşünüyorlar,

bu da onların küreklerini kaldırmalarını ve sessiz kalmalarını

sağlar

ve beklerler, ebeveyn gibi, kapatmamız için gözlerimizi.

Page 46: ORLANDO · 2020. 3. 19. · kışın adımlarını takip eder bahar patikaları görmezden gelerek kokusu kalmamış bir yağmur camlardan çıkarır öfkesin kerrat cetveli, fiil

46

BİLLY COLLİNS

İngilizceden Türkçeye çev: Ruhsan İskifoğlu

BUDAPEŞTE

Kalemim garip bir hayvanın burnu gibi

hareket eder sayfa boyunca

İnsan kolu şeklinde

ve gevşek yeşil kazak kolu içine giyilmiş.

Kâğıdın durmaksızın koklanmasını izliyorum

hiçbir şeye sahip olmayan bir avcı olarak,

ama aklında kurtçuklar ve böcekler

bir başka gün izin verecek yaşamaya.

Sadece yarın burada olmak istiyor,

belki ekose gömlekler kol giyinir,

Sayfaya karşı bastırır koku

birkaç saygılı satır daha yazmak

Pencereden dışarı bakıp Budapeşte’yi hayal ederken

ya da daha önce hiç gitmediğim başka bir şehri.

Page 47: ORLANDO · 2020. 3. 19. · kışın adımlarını takip eder bahar patikaları görmezden gelerek kokusu kalmamış bir yağmur camlardan çıkarır öfkesin kerrat cetveli, fiil

47

EMRE ŞAHİNLER

İYİ HUYLU GANGSTER

Sahar Saber’e…

şimdi elini tutan şehla bir yıldızdır

biz yine kendi lehçemize dönelim

kasıklarından dem vuralım

ben kaldıramam bu yükü bir nehirde yıkanalım

bir süt nuru değer V iyi huylu gangsterler

ne farkı var buğday başakları da tüylüdür

bir uzuv sağrısında kanamalı V terli nisyan

biz yine kendi lehçemize dönelim

ağzının yamaçlarından bir çukur bulalım

bir koyaktır göğüslerin nicedir militansız V susuz

her sabah mızıkacı çocuğun söylediğidir

ben bu imparatorluğun kasidesiyim

şenlikli şarkılar söylemeliyim sana

gömülmeliyim, etinden ayrılmalı tırnağım

bir cesede bürünmeliyim

dünya çok kısacık

Page 48: ORLANDO · 2020. 3. 19. · kışın adımlarını takip eder bahar patikaları görmezden gelerek kokusu kalmamış bir yağmur camlardan çıkarır öfkesin kerrat cetveli, fiil

48

PETEK SİNEM DULUN

ANADOLU BEAT

Aralık kapı. Bekliyor. Önünde

koridorun sessizliğini

açık televizyondan yansıyan

görüntü ve sesler

odayı dolduruyor

balkondan esintiyle içeri sızan

askıdaki çamaşırların kokusu

ucu açık bırakılan çarşafın

kıvrılıp yere düşen parçası içerliyor

huşu içinde uykudaki komşulara.

Ahizenin yerdeki izi

maktulün ahizedeki

hafif sıcaklığı

nefesten uçan buğu.

tanık yok.

özgürlük yolcusu sırt çantasıyla kapıda

aralık kapı. Kimse girmiyor içeri.

Page 49: ORLANDO · 2020. 3. 19. · kışın adımlarını takip eder bahar patikaları görmezden gelerek kokusu kalmamış bir yağmur camlardan çıkarır öfkesin kerrat cetveli, fiil

49

Kanıt yok.

Birkaç saat sonra. Hava iyiden iyiye aydınlandığında, güneş tepede

parladığında. İnsanlar. Uyanıp kıpırdanıp gündelik hareketlerine

başladığında. Aralık kapı. Merak. Ve bir çığlıkla henüz

uyanamayanların uykuları yarım. Tedirginlik. Gürültü. Alo 155. Polis

İmdat! Bir ölü var yatakta. Hızla inilen merdivendeki ayak seslerini

duyan tüm komşular tetikte. Ölünün ceset olduğunu anlamak tam

zamanlı bir uzmanlık: Önce cesaret adımları. Nabız kontrol, nefes

kontrol ve bedenin soğukluğu üzerine birkaç vurucu cümle! Artan ayak

sesleri, soluk sesleri, uyanan meraklı bakışların odayı zapt edişi. Yersiz.

Açılan telefonlar, patlayan flaşlar ve olay yeri ilk bildirim vatandaş

muhabirlerle birlikte olayın tazeliği. İnceleme ekiplerinin insan yığınını

delerek içeri girişi ve ölüyü bekleyen kararsız nöbetçileri defetme

girişimleri. Üniformalıların sınırları belirlemek için çektikleri. Kırmızı-

beyaz şeritler, GİRİLMEZ! Ölünün bir sıfatı; maktul: İnsanlığından

arındı. Kimlik arayışı, cesedin kundaklanışı, apartmanın sorgusu ve

cenazenin adli tıbba yolculuğu…

Sonuç yok.

Page 50: ORLANDO · 2020. 3. 19. · kışın adımlarını takip eder bahar patikaları görmezden gelerek kokusu kalmamış bir yağmur camlardan çıkarır öfkesin kerrat cetveli, fiil

50

MUSTAFA FURKAN ÖKTEM

PREMATÜRE SURE

İ. İns ü Münacat

İ.i Albatros, üç melek, iki narin dudak ve şer;

Küt bir a

-ğaç sudan ge

-be: Mercan, bu

-dak ve şer.

ay getir.

-bun, ayet ve

uç melek! Sa

İ.i.i Albatros,

Doğduysa ellerim suya, Tanrı’m, neden şiir?

İlahî Şaşaa

Serden geçen uçurtmalar esritti rüzgârı.

Islık döver kovanda, tütün dölleyen arı.

{Sol: #ab-do-men. #men-ab-re. #si-men-ab.}

Page 51: ORLANDO · 2020. 3. 19. · kışın adımlarını takip eder bahar patikaları görmezden gelerek kokusu kalmamış bir yağmur camlardan çıkarır öfkesin kerrat cetveli, fiil

51

Cemal* ve Miiiiii

Üç aç melek doyur. *Beni öp, sonra boğ beni!

Page 52: ORLANDO · 2020. 3. 19. · kışın adımlarını takip eder bahar patikaları görmezden gelerek kokusu kalmamış bir yağmur camlardan çıkarır öfkesin kerrat cetveli, fiil

52

ERSUN ÇIPLAK

Z RAPORU

hayat kısa

tamamdır anlaşıldı

uçun o halde kuşlar

hemen bitiriyorum

giydiğim giymediğim

gardıroptaki tüm pantolon

gömlek ceket kemer şapka

abim memedali’nin

arşivde kalanlarsa

yazılı defter

bilgisayar taslakları

cuma duymaz’a verin

satır arasındaki çizgi

el yordamı notlar

metinlerde söz dizimi

senindir tahiroğlu

Page 53: ORLANDO · 2020. 3. 19. · kışın adımlarını takip eder bahar patikaları görmezden gelerek kokusu kalmamış bir yağmur camlardan çıkarır öfkesin kerrat cetveli, fiil

53

nemli bez toz aldıkça

dağılan cilt şişen yapraklar

hatır bilir bir sahaf

belki jilete tutar

koşun koşun

başladı satı bazar

burnum dik

saçlarım çilekeş

gözlerim kızımda

bir avuç su dökersen

dilim dilim oyy dilim

yahu azrail n’olur söyle

bunu kime bırakıyım

Page 54: ORLANDO · 2020. 3. 19. · kışın adımlarını takip eder bahar patikaları görmezden gelerek kokusu kalmamış bir yağmur camlardan çıkarır öfkesin kerrat cetveli, fiil

54

FERGUN ÖZELLİ

KAÇAK

Otogardayım; omzumda çantam, bıyığımda buz.

Duvarlarda, ıslak ve üşümüş, “aranıyor!” afişleri.

“Yolcu kalmasın! Yolcu kalmasın!”

Dünya nasıl da üzgün yırtılıp atılan düşlerimden. Ana

damarını bile tanımayan yapay yürek, nasıl engeller zorunlu

göçümü!

“Biletiniz lütfen.”

Ben: sahtelikler ülkesindeki sahte kimlik; harflerin üzerinde

çocukça el sallayan anı defteri.

“Çay mı, kahve mi?”

Çoktan seçtim yıldızımı; gökyüzünde yok! Zamanın, zaman

olmadığını gösterecek yeni bir zaman olmalı!

Page 55: ORLANDO · 2020. 3. 19. · kışın adımlarını takip eder bahar patikaları görmezden gelerek kokusu kalmamış bir yağmur camlardan çıkarır öfkesin kerrat cetveli, fiil

55

YILDIRIM TALAY

MAKRO POETA

anlık canları yaşama duyarlığının

iç içeliğin eşyayla koordinatları var

hangi karesinde F. Percy Smith’in Özel Dünyası’nın

düşünürsün ilk mavi örümceği

görme ve sevme sığanı.

sporlar böceksiler doldu polenleşme bozunma taştı

dağarcığım, “Şeyler Kitabı” sevgiyle aştı dağları

nehirleri su çiçekleriyle duyar kat

konumu var ücra yerlerin nadir makamı görünenlerin

Tanrı’m! desinler beyaz faresi sırt çantasında.

enginar yaprağı bir baykuşa benzetilir

sonra ecelerse mikro ece.

Page 56: ORLANDO · 2020. 3. 19. · kışın adımlarını takip eder bahar patikaları görmezden gelerek kokusu kalmamış bir yağmur camlardan çıkarır öfkesin kerrat cetveli, fiil

56

AFRÂ KUTLUĞ

MOR REGL

sıva çekiyorum yeniden

delinmiş reklam panolarına

üzerimde dantelalı bir afiş

hoş elbise

saçsız kadınlara

kirpiksiz kadınlara

özel.

mor reglini üretmemişler

otobüs beklenir

çocuklar nesquik içer

kutular otlardan çok biter

tabanı zifti çeker

bana yer veriyor ihtiyar

âmâ nefesimden

sağır dudaklarımdan mıdır

çok mu yaşlıyım

ya da kamburum aşikâr

izmaritin bıraktığı delikten görünür mü

beynim

oyulmuş babam

çekmeceli annem

bu vanistas vanistastan içre

Page 57: ORLANDO · 2020. 3. 19. · kışın adımlarını takip eder bahar patikaları görmezden gelerek kokusu kalmamış bir yağmur camlardan çıkarır öfkesin kerrat cetveli, fiil

57

kuşçunun önündeki durakta indim

sararmış kâğıtlarla reklamını yapan

küflenmiş yün kokan mekandan

mor ip, iki tığ.

dantela modeli

üretim ritüelinin izleri

küresel kalıcı reglleri

artık izlenebilir oldu

kırk iki numaralı daireden

iç içe var/olmuş ilişkilerde

her ilmeği benimseyerek

morlarla griler ellerimde ürüyor

alanlara hükmetmek isteyen

haroşa desenler

ucuz kondomun yapışkanlığında

tütün sarısı dokunuşlarda

taş toprak harç atölye binadan

uzaklaştırarak

ışıkları, kokuları, bir ters bir düz ilmeğe

küfrederek yerleştirdi

bense bunaklığımın çıplaklığıyla

koşturdum, ağzından çıkan

mavilerin görünürlüğünde

ters, düz, düz, ters

Page 58: ORLANDO · 2020. 3. 19. · kışın adımlarını takip eder bahar patikaları görmezden gelerek kokusu kalmamış bir yağmur camlardan çıkarır öfkesin kerrat cetveli, fiil

58

SENA ÇELİK

ÖZÇEKİM

bir bildirimlik canım kalmıştı

altta kalmamıştım oysaki

canım çıkmayacaktı

altta kalan herkes üsttekini bıçaklayınca

canımızın çıkmayışını kutlamak için

biz hepimiz bu kalabalıkta

gülümseyişteki açısı yakalanan özçekim

benim

bana

bize

yaptıklarımız

acı çekiyoruz şimdi burada

hey hepimizler

suyu sıkılan meyve suyunu luklukluk

aşkım heştekleri bas #yüreğimiziferahlatanportakalsuyu

ben onu kemirgen o beni likegen

tüm bunlar sosyogen üçgen beşgen

Her bir çıkıntıda insandan uzaklaşma

yakınlaşma sayı doğrusunun solundan atla

burası yediler kızlar bilir erkekler paça arası

ip atlaması adam asmacadan kadın asmaca

Page 59: ORLANDO · 2020. 3. 19. · kışın adımlarını takip eder bahar patikaları görmezden gelerek kokusu kalmamış bir yağmur camlardan çıkarır öfkesin kerrat cetveli, fiil

59

dalların tazeliği ile tutunduğundan bir çıtırt

yere kapaklanınca hatıralar

ben beş yaşındaydım dizime batan çivi izi

ütü izi -izci sözü izi- sizi kandırmak isterdim izi

düştüm izi var üzüldüm izi çok

gözüme bak sevince bal kahverengisi

üzülünce bal kahvesi

hani şu bozkır rengi

kimse üzülmesin diye üzerine üç beş yeşillik kondurulan

ışıkları kapatabilir miyiz mumlar rahatsız oluyor

aşkım flash var seni çekip çekip

atıp atıp seni seni

en çok seni sevdiğimi uçsuz bucaksız

herkes bilmeli

ben bilmiyorum seni seviyordum belki

bilmiyorum sen kimsin adın ne

sen o değilsin git

ışıkları yakın mumlar gittiler

fotoğraf boğuldu sevgiye

git sen o değilsin gözün ne renk

sen o değilsin gözün parlamış photoshop getirin

kan kaybediyorum azalıyor beğeniler

Senin gözün ne renk bakamıyorum

-bal kahverengisi en çok sevince-

Page 60: ORLANDO · 2020. 3. 19. · kışın adımlarını takip eder bahar patikaları görmezden gelerek kokusu kalmamış bir yağmur camlardan çıkarır öfkesin kerrat cetveli, fiil

60

DİDEM GÖRKAY

BETÜL TARIMAN İLE SÖYLEŞİ

1.İlk şiiriniz olan Son Eylül’ün Kıyı dergisinde yayımlandığı 1992

yılından bu yana uzun bir yol geldiniz. Geriye dönüp

baktığınızda kendinizi ve geldiğiniz yeri nasıl

değerlendiriyorsunuz?

İlk şiirim Son Eylül Kıyı dergisinde yayımlandığında

heyecanlanmış adeta kabıma sığamamıştım. Bugün bile

yaşadığım o anı unutamam. Güzel yıllardı o yıllar. Heyecanlı bir

o kadar da telaşlı. O günden bu yana çok zaman geçti. Hiç ara

vermeden çalışmalarımı sürdürdüm. Şiiri hep sevdim ama çocuk

edebiyatı da zaman içerisinde ilgi alanıma girdi. Kadınlarla

çocuklarla atölye çalışmaları yaptım. Buna zaman içerisinde iki

belgesel film projesi eklendi. Kendimi, geldiğim yeri nasıl mı

değerlendiriyorum? Bu soruya cevap vermek gerçekten güç.

Bırakalım da zaman söylesin.

2. Rıfat Ilgaz Şiir Ödülü’nün kurucususunuz. Ödüller, özellikle

genç yazarları ve şairleri çok heyecanlandırıyor. Siz ödüller

konusunda ne düşünüyorsunuz? Ödül, iyi bir şair veya yazar

olmanın ölçütü müdür?

Behçet Necatigil Ödülü’nü 2005 yılında Akif Kurtuluş ile

paylaştığımda 40’lı yaşlarımı sürüyordum. Ödülü aldığımda

bundan mutluluk ve onur duymuştum.

Page 61: ORLANDO · 2020. 3. 19. · kışın adımlarını takip eder bahar patikaları görmezden gelerek kokusu kalmamış bir yağmur camlardan çıkarır öfkesin kerrat cetveli, fiil

61

Bu nedenle bu ödülün bendeki yeri ayrıdır. Bir de Rıfat Ilgaz Şiir Ödülü

var tabii. Daha önce de Rıfat Ilgaz adına bir şiir yarışması düzenlenmişti.

Bizimkisi farklı. Ben o sıralarda Kastamonu’da Dünya Yerel Yönetim ve

Demokrasi Akademisi (Wald) tarafından Mahalleleri ve Muhtarlıkları

Güçlendirme Projesi kapsamında başlatılan bir projede gönüllü olarak

çalışıyordum. Arkadaşlarımla görüşmüş yaş sınırı olan bir yarışmaya ev

sahipliği yapıp yapamayacağımızı tartışmaya açmıştım. Kabul de

gördü. Sevgili Aydın Ilgaz’ın destekleri ile 25 yaş sınırı olan bu yarışma

beş yıl kadar sürdü. Beş yıl kadar devam eden yarışmadan ödül alan

genç arkadaşlarımın bugün hâlâ çoğu şiir yayımlamayı sürdürüyorlar.

Fakat ödül, iyi şair olmanın ölçütü değil. Sevgili Haydar’ın söylediği

gibi ‘Şiir, bir ihtiyaçtır ama ödül ihtiyaç değildir.’

3.Sebastian isimli şiirinizde “dünya bozulup yapılan bir şeydir, insan

bozulup yapılan” dizelerinden yola çıkarak sormak istiyorum. Bu kısır

döngü bizlere zarar veriyor mu? Hayatı nasıl etkiliyor?

Evet, tamı tamına dünyanın ve insanın bozulup yapılan bir şey

olduğunu düşünüyorum. İnsan bozulup yapılıyor, dünya da öyle.

Kırılıp dökülüyoruz adeta. Parçalarımız oraya buraya savruluyor. Bu

kısır döngü elbette bizlere zarar veriyor, ruhumuza şiddet uyguluyor.

Ama dün de böyleydi, dünden önceki gün de. Binlerce yıl önce

kurulmuş sonra birileri tarafından yerle bir edilmiş medeniyetleri

düşündüğümde aklımda konuya ilişkin pek çok soru geziniyor.

İnsanların yaşadıkları, insanlara yaşatılanlar, dayatılanlar...

Bu yüzden belki de bazen hiçbir şey düşünmek istemiyor, zaman

zaman doğaya kaçıyorum. Çünkü doğanın insana iyi gelen bir

tarafı var.

Page 62: ORLANDO · 2020. 3. 19. · kışın adımlarını takip eder bahar patikaları görmezden gelerek kokusu kalmamış bir yağmur camlardan çıkarır öfkesin kerrat cetveli, fiil

62

4. Son şiir kitabınız Maksatlı Makastar’da şöyle bir dizeniz var: “Hafıza

insana ceza olarak verilmiştir.” Oysaki yüzyıllardır geçmişin insan için

bir tecrübe olduğu söylendi. Bu ikilemi açıklar mısınız?

Geçmiş, elbette ki insan için bir tecrübe kaynağı. İnsan deneye deneye,

acı çeke çeke öğreniyor. Bu binlerce yıldan bu yana böyle. Ayrıca

hepimizin bildiği gibi bu coğrafyada ya da dünyanın pek çok yerinde

acısı tarifsiz olaylar oldu, oluyor. İnsanlık zahmetli bir süreçten geçti,

geçiyor. Ben de gördüklerim karşısında hayrete düşüyor, insanlığın,

yeryüzünde şiddete maruz kalan diğer canlıların yaşadıklarına tanık

oldukça kahroluyorum. Her şeyi tamı tamına unutmak mümkün mü?

Değil elbette. İnsan ne yapsa etse unutamıyor. 12 Eylül ve benzeri

olayların izleri hafızalardan silinemiyor. Hatırlamak, bilmek insanı

üzüyor. Benim demek istediğim işte bu türden bir ceza. Ayrıca unutmak

da gerekmiyor.

5. Betül Tarıman şiirlerinde her zaman hüzünlü kadınlar yer alıyor.

“Dünya başka bir şey içinde cennet cehennem var” dizeniz sanki en çok

kadınlara söylenmiş gibi. Özellikle kadınlar bu dünyada cehennemi

yaşıyor. Hem şair hem de eğitimci olarak ülkemizde kadının yerini nasıl

değerlendiriyorsunuz?

“dünya başka bir şey içinde cennet cehennem var” dizelerinin daha çok

genele söylenmiş olduğunu söylemeliyim. Kötü politikalar nedeniyle

yeryüzünde tüm canlıların acı çektiğini düşünüyorum. Yüzü doğaya

dönük biri olarak çoğu zaman doğanın insan eliyle tahrip edildiğine

ilişkin bir haberle irkiliyor, kaygılanıyorum.

Page 63: ORLANDO · 2020. 3. 19. · kışın adımlarını takip eder bahar patikaları görmezden gelerek kokusu kalmamış bir yağmur camlardan çıkarır öfkesin kerrat cetveli, fiil

63

Yeterli olmamakla birlikte bir şeyler yapılmıyor da değil. Özellikle

aktivistlerin çalışmalarını oldukça anlamlı buluyorum.

Sürdürülebilir yaşam film festivallerini ilgi ile izliyorum. Maksatlı

Makastar adlı kitabımda yer alan

“biz onlara tarlaları ağzından bal damlayan konuşkan martılar sazlıklar

açıp okusunlar diye telaşlı bir gök verdik. onlar işlek elleriyle ağaçları

çiçekleri çiçeklerin gürültüsünü yağmur bulutlarını böceklerin

hayallerini

sinsice yok ettiler. şimdi yakarıp dururlar. olacağı buydu.

1. ricacıyım hangi rengi giyineyim?

2. bir resme bakar dururuz artık. – demiştik –

3. dilimiz sevecen değil çürütüyor okaliptüsleri.

dizeleriyle anlatmaya çalıştığım buydu. Yaşadığımız dünyayı,

ruhumuza uygulanan şiddeti, içinde cennet cehennem olan bir dünyayı

anlatmaya çalıştım bu kitapta. Dünyanın, insan eliyle yok edildiğine

dikkat çekmek istedim. Dikkatli bir okumayla buna ilişkin pek çok

dizeye rastlanabilir.

Evet, şiirlerimde hüzünlü kadınlar yer alıyor. Üzerinde yaşadığımız,

adına Anadolu dediğimiz coğrafyada kadın mutlu değil. Şiddet

görüyor, tacize uğruyor, hakları gasp ediliyor. Ayrıca şiddet uygulayan

erkeklerin çoğu eğitimli. Bu da garip bir çelişki. Öyle değil mi? Bu

nedenle bir an evvel kadına yönelik politikaların geliştirilmesi,

uygulamaya koyulması gerekiyor. Ben yine de her iki cinsin huzur

içinde yaşayacağı günlerin uzak olmadığına dair inancımı kaybetmek

istemiyorum.

Page 64: ORLANDO · 2020. 3. 19. · kışın adımlarını takip eder bahar patikaları görmezden gelerek kokusu kalmamış bir yağmur camlardan çıkarır öfkesin kerrat cetveli, fiil

64

6.Kitabınızın kapağında okuyucuya şöyle sesleniyorsunuz: “Kimsenin

kimsesi yoktu”, Sait Faik’in “yaldızlı karyolalarda çift yatanlar bile tek”

tespitini de ele alırsak yaşadığımız çağda bizi yalnızlaştıran etkenler

nedir?

Yalnızlık, yalnızlık korkusu, bir şeylere tutunma çabası, tutunduğunu

sanıp yanlış yapanlar… Yapayalnızız. Evler, evlerin içinde insanlar

yalnız. Kalabalıklar içinde yalnız… Ayrıca kendisi ile vakit geçiremeyen,

bunalımın eşiğine gelmiş o kadar çok insan var ki çevremizde. Eskiden

böyle miydi? Bu kadar değildi elbette. En azından çocukluk yıllarıma

dönüp baktığımda bunun böyle olmadığını görebiliyorum. Çünkü

bizler mektupların postacı eliyle dağıtıldığı, telefonun henüz pek çok

eve girmediği, yazdığımız şiirleri, öyküleri zarflayıp postaya verdiğimiz

günlerden geliyoruz.

Özellikle çocukluk yıllarıma dönüp baktığımda, evde bir radyonun

başına toplanıp, radyo tiyatrosunu dinlediğimiz günleri bugün bile hâlâ

gülümseyerek hatırlıyorum. Ayrıca buna ailecek yaratılan sohbet

ortamları, ev gezmelerini de eklediğimde mutluluğum iki kat artıyor.

Fakat şimdi öyle değil. Sistemin çarkları arasına sıkışmış insan sahip

olduğu onca şeye rağmen mutlu değil. Bir telaşı var sanki insanın, bir

şeylere yetişmek arzusunda. Oradan oraya koşturup duruyor. İnsan

ilişkileri oldukça zayıf ve insan ilişkileri gibi her şey çabucak tüketiliyor.

Önlenemez halde ruhsal yorgunluk, doyumsuzluk çevremizi saran. Bir

suçlu arayacaksak eğer tüm bunların sorumlusu olarak kapitalist sistemi

gösterebiliriz. İşte bu nedenle araba, ev ve para gibi ölü nesnelere

odaklı, üretken olmayan insan mutlu değil.