osmanli sanati, mİmarİsİ ve edebiyatina baklŞisamveri.org/pdfdrg/d207898/2011_ertugrulkz.pdf ·...

11
Trakya Üniversitesi Balkan Enstitüsü -1 OSMANLI SANATI, VE EDEBiYATINA 18. CIEPO (ULUSLARARASI OSMANLI ÖNCESi VE OSMANLI (25-30 AGUSTOS 2008, ZAGREP, ZAGREP ÜNiVERSiTESi FELSEFE FAKÜLTESi) B Edirne 2011

Upload: others

Post on 10-Sep-2020

13 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: OSMANLI SANATI, MİMARİSİ VE EDEBiYATINA BAKlŞisamveri.org/pdfdrg/D207898/2011_ERTUGRULKZ.pdf · 2016. 1. 19. · osmanli sanati, mİmarİsİ ve edebiyatina baklŞ 18. ciepo (uluslararasi

Trakya Üniversitesi Balkan Araştırma Enstitüsü Yayını - 1

OSMANLI SANATI, MİMARİSİ VE EDEBiYATINA BAKlŞ

18. CIEPO (ULUSLARARASI OSMANLI ÖNCESi VE OSMANLI ÇALIŞMALARI KONITSYONlDSE~OZ~

(25-30 AGUSTOS 2008, ZAGREP, ZAGREP ÜNiVERSiTESi FELSEFE FAKÜLTESi)

B İLDİRİLERi

Edirne 2011

Page 2: OSMANLI SANATI, MİMARİSİ VE EDEBiYATINA BAKlŞisamveri.org/pdfdrg/D207898/2011_ERTUGRULKZ.pdf · 2016. 1. 19. · osmanli sanati, mİmarİsİ ve edebiyatina baklŞ 18. ciepo (uluslararasi

BiRiNCi ULUSAL MiMARLIK DÖNEMi YAPILARINDAN ESKiŞEHiR ÇARŞI CAMiSi

Zeynep Kedik Ertuğrul Anadolu Üniversitesi, Eskişehir

Osmanlı İmparatorluğunda usta-çırak ilişkisi ile eğitim veren Osmanlı Hassa Mimarlan Ocağı, sanatçılara toplumunun gereksinimi olan geleneksel bir tasa­rım ve uygulama becerisi edindirmekteydi. Ancak Batılılaşma döneminde ih­tiyaç duyulan yeni yapıların tasarım ve uygulamalannda yetersiz kalmışlardı. Bu da değişmekte olan çağla birlikte yerli mimarların iş alanlarını tümüyle ya­bancı ya da azınlık kökenli mimarlara kaptırmalarına sebep olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu'nda 1840'lı yıllardan başlayarak Ermeni Balyan ailesi üyelerinin Paris'te eğitim almalan bir gelenek halini almıştır. Bir yandan da Avrupa'dan çeşitli mimarlar gelerek İstanbul'a çalışmaya başlamışlardır. Gelen yabancı mi­marlar Fransız Mimarlar ve Güzel Sanatlar Akademisi'nin (Beaux Art) klasiz­mini tercih edeceklerdir. Özellikle Sanayi Netise Mektebi'nde ders veren Ale­xandre Vallaury 20. yüzyılın ilk çeyreğinde Türk Mimarları'nın eğitiminde etkili olmuştur.

19. yüzyıl başlarında gözden düşen ve Türkler arasında ilgi görmeyen mü­hendislik ve mimarlık gibi teknik meslekler, yüzyıl boyunca yalnız yabancılar­la azınlıkların tekelindedir. 1734 'te Hendesehane ve 1795 'te Mühendishane-i Berri-i Hümayun'un kurulmasıyla batı anlamında örgütlenmeler ve 1882'den sonra Sanayi Netise Mektebi ile resim ve heykelle birlikte mimarlık da özgün bir eğitim alanı olarak değerlendirilmiştir. Sanayi-i Netise Mektebi ile ilk kez toplumun ihtiyaçlarına yanıt verecek bir mimarlık eğitimi başlamıştır. Böylece batılılaşma dönemi içinde azınlık ve yabancı mimarların eline geçen bayındırlık eylemlerinde Türk mimarlan 20. yüzyıl başında yeniden görev almaya başlamış­lardır (Ödekan, 1989 s:511 ).

Osmanlı Mimar ve Mühendislerinin bir örgüt kurması için ilk girişim Meşrutiyet' in kurulmasından kısa bir süre sonra 15 Ağustos 1908 'de başlamıştır. 1908 (Eylül 1324) tarihinde resmen kurulduğu anlaşılan "Osmanlı Mimar ve Mühendisler Cemiyeti"nin bu tarihte yirmi bir üyesinin bulunduğu, mimar ola­rak kayıtlı olan on bir kişiden sadece üçünün Türk asıllı olduğu görülmektedir. Bunlar Kem.alettin, Vedad ve Halil EthemBeylerdir (Yavuz, 1981 s: 13-1 7).

Böylece Türk mimarları yapı faaliyetlerinde ve mimarların eğitiminde ye­niden görev almaya başlamışlardır. Milliyetçilik akımlarının batı ve Osmanhyı etkilediği bu dönemde 1908'de başa geçen İttihat ve Terakki Cemiyeti ile "Türk­çülük" ideolojisi yönetime egemen olmuştur. Bu doğal olarak Alexandre Vallury ve Jachmund'un uygulamalarında görüldüğü gibi Batı seçmeciliğine uygun ta-

Page 3: OSMANLI SANATI, MİMARİSİ VE EDEBiYATINA BAKlŞisamveri.org/pdfdrg/D207898/2011_ERTUGRULKZ.pdf · 2016. 1. 19. · osmanli sanati, mİmarİsİ ve edebiyatina baklŞ 18. ciepo (uluslararasi

80 CIEPO 18

sadanmış Osmanlı yapıtanna bir tepki oluşmasına neden olmuştur. Birinci Ulusal Mimarlık Akınu Meşrutiyet'in ilanıyla başa geçen İttihat ve

Terakki ideolojisinin her alanda olduğu gibi mimarhğı da etkilernesi sonucu or­taya çıkan geçmişi yansıtan bir biçimierne göstermekteydi. Hükümet ideolojisi­nin mimarlığa yansıması olan Birinci Ulusal Mimarlık üslubu, tek geçerli olan üsluptu ve belediyelerce her türlü binanın bu üslupta tasariarıması isteniyorrlu (Aslanoğlu, 1996 s: 17). Bu üslubun öncülüğünü Sanayi Nefise Mektebi hoca­larından Mimar Vedat Bey ve Hendese-i Mülkiye Mektebi hocalarından Mimar Kemalettin Bey yapmışlardır.

Mimarlık. Tarihçileri'nin, "Birinci Milli Üslup", o dönemde yaşayanların ''Milli Mimari Rönesansı" dediği Milli Mimari, Milli Mimari Üslubu, Neokla­sik Üslup, Erken Cumburiyet Dönemi Mimarisi olarak da adlandırılan "Birinci Ulusal Mimarlık Dönemi" 1908'de başlamış ve 1930'lu yıllara kadar sürmüştür (Sözen, 1984 s. 28).

Özellikle Kurtuluş Savaşı sırasında yakılan yıkılan kentlerin yeniden inşası sırasında değişik işlevli pek çok yapıya ihtiyaç duyulmuş ve sınırlı ekonomik ko­şullar içinde bunların hızla üretilmesi gerekmiştir. Hükümet desteği ve yeni yapı ihtiyacı Birinci Ulusal Mimarlık Üslubunda yapılan binaların sadece İstanbul ve Ankara' da değil İzmir, Konya, Kastamonu, Niğde, Bursa, Balıkesir, Erzurum vb. Anadolu 'nun pek çok kentinde de inşa edilmesine neden olmuştur.

Birinci Ulusal Mimarlık Dönemi yapılannda genellikle Selçuklu ve Osmanlı Klasik dönemi özellikle, Mimar Sinan'ın yapılarmdan alınan biçim ve öğele­rin kullanıldığı görülmektedir (Sözen, 1984 s: 14). Osmanlı Mimarisi 'nin anıtsal yapılarda görülen gelişmiş mekan düzenlemesi bu dönem mimarlarını etkileme­miştir. Yeni yapı türleri ve planları batıdan alınmıştır. Yapılarda Fransız Güzel Sanatlar Akademisi'nde öğretilen mimariye yönelik tasanın özelliklerinin uygu­landığı görülmektedir. Bu dönem yapılarında çoğunlukla planların giriş eksenine göre simetrik olarak düzenlenmesine özen gösterilmiştir. Üslup yalnız cepheler­de arandığı için plan ve yerleşme planı ikinci durumda kalmıştır (Yavuz, 1981 s:27).

Birinci Ulusal Mimarlık dönemi yapılarının değişmez özelliği giriş eksenine göre cephelerin ve planların simetrik olarak düzenlenmesidir. Cephelerde basık, sivri veya düz, Osmanlı ve Selçuklu dönemlerinde denenmiş değişik biçimli kemerler yeni bir düzen içinde kullanılmıştır. Bu kemerlerle hareketlendiritmiş cephelerin bazen iç mekan ile ilişkilerinin sağlam kurulamadığı görülür. Kemer aralıkiarına taş rozetler, baklavalı ya da mukarnaslı sütun başlıkları , kat araların­da silmeler ve desenli çini panolar süsleme unsurlan olarak kullanılmıştır. Bu tip öğeler yapının önemine ya da cephenin cadde ya da sokaktan görünmesille göre sadece ön cephede kullanılabilir. Yan ve arka cepheler çoğu zaman daha sade tutulur (Sözen, 1984 s: 30).

Cepbelerde karşımıza çıkan çini süslemeler Kütahya atölyelerinde üretilmiş­tir. 16. yüzyılın üsluplaştırılmış bitkisel motifli İznik Çinileri'nin yeniden ele alı-

Page 4: OSMANLI SANATI, MİMARİSİ VE EDEBiYATINA BAKlŞisamveri.org/pdfdrg/D207898/2011_ERTUGRULKZ.pdf · 2016. 1. 19. · osmanli sanati, mİmarİsİ ve edebiyatina baklŞ 18. ciepo (uluslararasi

ZEYNEP KEDIK ERTU~RUL. BiRINCI ULUSAL MIMARLIK DÖNEMI... 81

ınşının dışında, kufi ve örgülü kufi şeritler bağlayıcı olarak kullamtır lar. Taş, çini, madeni bezernenin yanı sıra yapılarda vurgulanması gereken noktalarda, cephe­lerde, bazen girişlerde bazen de köşelerde kubbeler kullanılmıştır. Bu kubbelerin bir kısmı yalancı kubbe olarak düzenlenmiş, özellikle amtsal görünme kaygısıyla ele alınmışlardır (Sözen, 1984 s: 17).

Cephelerde görülen elemanlardan biri de çıkmalardır. Cephelerin köşeleri ile girişin bulunduğu orta kısımlar dışarı taşırılınışlardır. Bu çıkmalar bazen değişik biçimli konsollada desteklenen cumbalar olarak ortaya çıkmaktadır. Yapılarda balkonların korkuluklarında dikey yerleştirilmiş kargir parmaklıklar veya geo­metrik biçimlerin iç içe geçmesiyle oluşturulan Selçuklu desenleriyle Osmanlı mermer şebekeleri kullanılmıştır. İki ve üç katlı yapılarda çoğunlukla katların döşemeleri seviyesinden geçen yatay silmeler karşımıza çıkmaktadır. Pencere­lerin kemer eğrilerini izleyen veya üst kat pencereleri üzerinden geçen dendanlı silmeler cephelerde karşılaşılan bir diğer özelliktir (Fırat, 2000 s: 447). Yapılarda sokağa bakan cephelere ve girişlere önem verilmiştir. Girişlerde Selçuklu döne­mi portallerini anımsatan uygulamalar ve kemerli düzenlemeler görülmektedir (Aslanoğlu, 1980 s: 1 5). Yapıların giriş ve çıkmalarında destekler le taşınan geniş saçaklar, ana kütlenin belirli bölümlerini vurgulayan bir öğe olarak kubbe ku1la­mlmıştır. Yapıların önemli bir bölümünde yeni yapı teknikleri ve malzemesi kul­lanılmakla birlikte cephelerde kullanılan süsleme öğel~rini kullanabilmek için bu durum dışa yansıtılmarnıştır.

Birinci Ulusal Mimarlık Dönemi içinde karşımıza çıkan tüm yapı türlerinde, Hükümet konaklanndan belediyelere, okullardan, ticaret yapılarına, otellere, ko­nutlardan, istasyon ya da iskele binalarma kadar bu ortak biçimleme özellikleri kullanı ı mıştır.

Birinci Ulusal Mimarlık Dönemi camilerinin en erken tarihiisi Vedat Bey ve Muzaffer Bey'in birlikte çalıştıkları Robyar mescididir (1905-1911). Yapı döne­min en özgün camilerinden biri olarak dikkati çeker. Mescit çapraz eksenlerde­ki duvarlarımn daha kısa tutulduğu sekizgen planda tasarianarak inşa edilmiştir. Bu açıdan Osmanlı ve Birinci Ulusal Mimarlık Dönemi Camileri'nden oldukça farklıdır. Kubbesi, biçimiyle son dönem Oryantalist kubbe uygulamalanna ben­zer. Robyar Mescidi'nin cephelerinde yoğun olarak çini süslernelerin bulunu­şu yapının bir başka farkım oluşturur. Ana cephelerde kullamlan rumi ve hatayi süslemeli çinilerio yanı sıra dar cephe duvarlannın üst bölümlerine kullanılan Anadolu ve İslam Sanatı'nda çok erken dönemlerinde görülen kufi yazılı şahadet panolan ilgi çekici uygulamalar olarak belirmektedir. Robyar Mescidi Sekizgen planı soğan kubbesi, cephelerdeki yoğun çini kullanımı ve neredeyse türbelere yaklaşan boyutuyla dikkati çekmektedir (Ertuğrul, 2007 s: 156).

Bu dönem içindeki camilerio pek çoğunu dönemin önde gelen mimarların­dan Kemalettin Bey tasarlamıştır. 1909-1919 yıllan arasıoda sanatçının Evkaf Nezareti baş miman olarak tasarladığı on dört camiden beşi inşa edilebilmiş­tir. Bu camilerio hepsi İstanbul'dadır. Mimar Kemalettin Bey'in, Osmanlı Cami

Page 5: OSMANLI SANATI, MİMARİSİ VE EDEBiYATINA BAKlŞisamveri.org/pdfdrg/D207898/2011_ERTUGRULKZ.pdf · 2016. 1. 19. · osmanli sanati, mİmarİsİ ve edebiyatina baklŞ 18. ciepo (uluslararasi

82 CIEPO 18

Mimarisi'nin mekansal özelliklerini inşa edilen camilerinde başarı ile kullandığı görülmektedir. Sanatçının Bostancı ( 1905), Bebek ( 1911) ve Bakırköy Cami' leri (1913- 1924) tek mekfuılı üzeri k:ubbe ile örtülü cami plan tipini tekrarlayan, kla­sik Osmanlı mahalle camilerine benzer örneklerdir. Kandilli Camii basit dikdört­gen planlıdır. Sanatçının bu yapıların yanı sıra plan olarak geleneksel Osmanlı Mimarisinden ayrılan serbest tasarlanıruş bir camisi de bulunmaktadır. Kamer Hatun (1911-1914) düzgün olmayan karesel planı, iki katlı doğu ilavesi, minare­nin birleştirildiği, yoldan algılanan turkuaz çinileri, bir palmet frizi ile sonianan ön cephenin süsleme açısından öne çıktığı diğer cephelerin yalın bırakıldığı bir örnektir (Aslanoğlu, 1999 s: 2).

Sonuç olarak Osmanlının son yıllarındaki bu camiler büyük külliyelerdeki gibi anıtsal örnekler değildir. Buna rağmen bu yaptiarda Osmanlı cami mimari­sinin mekan ve kütle gibi özelliklerini çok iyi çözümlemiş örneklerdir. Özellikle kütle, oran, minare cami ilişkileri, cephe, mihrap ve her bir detaya özen gösteril­miş Osmanlı ince zevki ve süslemeleri kullanılmaya devam edilmiştir (Aslanoğ­lu, 1999 s: 5-6).

Birinci Ulusal Mimarlık Dönemi dini yapılarından bir diğer örnek Eski­şehir Çarşı Camisidir. Yapının mimarı Birinci Ulusal Mimarlık Üslubunun önemli temsilcilerinden biri olan Arif Hikmet Koyunoğlu' dur. Sanatçı 1881 'de İstanbul'da doğmuştur. 1907 yılında Sanayi-i Nefise Mektebi'nin mimarlık bö­lümüne girmiş, Vallaury ve Mangeri'den dersler almıştır. Genç yaşta babasını kaybedince, Osman Harndi Bey ve kardeşi Halil Edhem Eldem yardımıyla Asar-ı Atika Müzesi 'nde (İstanbul Arkeoloji Müzesi) çalışmıştır. Birinci Dünya Sava­şı başlayınca askere a1ınıruş ve Erzurııın'a gönderilmiştir (Alsaç, 1997 s:1053). 1914 yılında Erzurum ittihad ve Terakki Kulübü Binasını yapmıştır. Savaş son­rasında İstanbul'a dönmüş işgal altındaki kentte mimarlık yapamadığı için ya­şatrunı tabelactlık, fotoğrafçtlık ve foto muhabirliği yaparak sağlamıştır. İşgal güçleri tarafından izienince İstanbul polis müdürü Nevzat Tandoğan'ın yardı­truyla Ankara'ya kaçmıştır. 192ı 'de Ankara'da serbest mimar olarak çalışmaya başlamıştır. Türk Ocağı Merkez Binası (1927- 30) ve Etnografya Müzesi (1925), Gümrük ve Tekel Bakanlığı Binası, Kültür Bakanlığı (1927), Bursa Tayyare Si­neması ve İş Hanı (1930) sanatçının önemli yapılandır (Fırat, 1998 s: I44-ı45).

Eskişehir'de de çalışan ArifHikmet Koyunoğlu burada tek cami yapısı olan Çarşı Camisini tasarlamıştır. Yapı Eskişehir'de kentin en yoğun ticari bölgesi olan ve sıcak su kaynaklannın yer aldığı Hamam Yolu olarak adlandırılan böl­gede bulunmaktadır. Çarşı Cami 1929 yilinda inşa edilmiştir (Sözen, 1984 s: 41). 18 Ağustos 1934 tarihli Sakarya gazetesine göre yapının hanisi Çakırzade Süleyman Bey' dir. ı 963-ı 965 ytllarında Mimar İsmet Aktop tarafından yapının tek katlı olan son cemaat yeri yıktlarak iki katlı bir ilave yapılmış ve depremde zarar gören minaresi yenilenmiştir (Ertuğrul, 2002 s: 54).

Page 6: OSMANLI SANATI, MİMARİSİ VE EDEBiYATINA BAKlŞisamveri.org/pdfdrg/D207898/2011_ERTUGRULKZ.pdf · 2016. 1. 19. · osmanli sanati, mİmarİsİ ve edebiyatina baklŞ 18. ciepo (uluslararasi

Res i-Eskişehir Çarşı Camisi özgün hali (Atuk, 2002 s: 93)

Eğimli bir araziye yerleştirilmiş olan cami, yarım bodrum kat üzerine galeri li olarak tasarlanmış ve kiremit kaplı kırma bir çatı ile örtülmüştür (Res. 1 ). Bugün iç mekanda bulunan sekiz sütunun özgün harim mekfuıında bulunan dört sütunu galeri katını taşımaktadır. Bu bölümün önüne daha sonra yaklaşık aynı ölçülerde bir ilave yapılmıştır (Çiz. 1-Res. 2).

Res. 2- Eskişehir Çarşı Camisi iç mekan

Ana girişin iki yanında bulunan merdivenlerle kadınlar mahfili olarak kulla­nı lan üst kata çılalmaktadır. Burada önce kafesli bir alan ardından milırabın önü­ne gelen alanın korkuluktarla çevrilerek oluşturulan galeri bölümü bulunmakta­dır. Milırabın üzerine gelen alan kısmın üzerine kubbemsi ana yön ve köşe kollan eşit olmayan sekizgen kubbemsi, dışandan görülmeyen bir örtü yerleştirilmiştir (Res. 3-Çiz. 2).

Page 7: OSMANLI SANATI, MİMARİSİ VE EDEBiYATINA BAKlŞisamveri.org/pdfdrg/D207898/2011_ERTUGRULKZ.pdf · 2016. 1. 19. · osmanli sanati, mİmarİsİ ve edebiyatina baklŞ 18. ciepo (uluslararasi

84 CIEPO 18

Res. 3- Eskişehir Çarşı Camisi iç mekan örtü sistemi

Yapının cephelerinde yatay hatlardaki bölümneyi her katta farklı pencere di­zilerinin kullanılınası ve zemin kat taban seviyesinden geçen profilli dar silme sağlamıştır. Yapıda alt katta dikdörtgen üst katta sivri kemerli pencereler kulla­nılmıştır. Üst kat pencerelerinin üzengiler düzeyinde sıva ile oluşturulmuş sil­meler ve denizlikler birbirine bağlamaktadır (Res. 4). Cephelerde sıva üzerinde oluşturulmuş derzlerle taş etkisi verilmeye çalışılmıştır.

Res 4-Eskişehir Çarşı Camisi doğu ve kuzey cepheler

Avlusuz, olan yapıda bugün ana giriş diledörtgen üzeri geniş bir saçak ile kapatılmış ikili bir açıklıktır. Girişin üzerinde daha önce kiremitlerle kaplı olan ama bugün düz bırakılmış bir suudurma bulunmaktadır. Girişte iki basamakla çıkılan çift kanatlı iki kapı bulunmaktadır. Batıda sekiz basaınakla çıkılan tek kapılı dikdörtgen bir ikinci giriş bulunmaktadır (Res 5).

Page 8: OSMANLI SANATI, MİMARİSİ VE EDEBiYATINA BAKlŞisamveri.org/pdfdrg/D207898/2011_ERTUGRULKZ.pdf · 2016. 1. 19. · osmanli sanati, mİmarİsİ ve edebiyatina baklŞ 18. ciepo (uluslararasi

ZEYNEP KEDIK ERTUGRUL • BIRINCI ULUSAL MIMARLIK DÖNEMI ... 85

Res 5-Eskişehir Çarşı Camisi batı ve güney cepheler

Minare batı cephedeki girişin solunda yapının beden duvarları içine yerleş­tirilmiştir. Cepheler minarenin olduğu bölüm dışında altı sıvalı geniş bir saçakla çevrilmiştir. Mihrap duvarındaki sivri kemerli vitraylı üst pencereler dışarıdan suni taş şebekeler ile kapatılmıştır. Bu cepheden birbirine eş büyüklükte dülekan­ların bulunduğu ancak hiçbir zaman bu amaçla kullanılmamış yarım bodrum kata girilmektedir. Bölgenin sıcak su alam olması nedeniyle bodrum çok rutubetli dir. Bu sebepten ancak cami koruma derneği tarafından depo olarak kullanılınaktadır (Res. 6).

Res 6-Eskişehir Çarşı Camisi bodrum kat

Yapıda inşa edildiği dönemde mihrap ve çevresinde belirli oranda kullamlan çinilerle aynı bezemelere sahip olan çini panolar 1992 yılında Kütahya' daki Me­tinler çini atölyesinde üretilmiş ve kadınlar mahfilinin olduğu bölüm dışında tüm iç mekan çinilerle kaplanmıştır (Res. 7).

Page 9: OSMANLI SANATI, MİMARİSİ VE EDEBiYATINA BAKlŞisamveri.org/pdfdrg/D207898/2011_ERTUGRULKZ.pdf · 2016. 1. 19. · osmanli sanati, mİmarİsİ ve edebiyatina baklŞ 18. ciepo (uluslararasi

86 CIEPO 18

Res 7-Eskişehir Çarşı Camisi çini süslemeler

Sonuç olarak; ArifHikmet Koyunoğlu' nun yaptığı tek cami yapısı olan Es­kişehir Çarşı Camisi ise tıpkı Kemalettin Bey' in Kamer Hatun Camisinde oldu­ğu gibi cami mimarisine sadece bir kalıp olarak bakınayan, mekan ve süsleme açısından Osmanlı Cami mimarisi geleneklerine yakın, ancak tasarım açısından Kamer Hatundan daha rahat, kalıplardan uzak ya da kalıpların gözü yormadan yorumlandığı, özellikle milırabın önüne gelen bölümdeki örtünün düzenlenmesi, yapının bulunduğu ticaret merkezine uygun olarak belki de Mimar Sinan'ın fev­kani külliyelerine bir gönderme yapan bugün kullanılamasa da alt kat ticaret üst kat cami fikrinin yeniden uyarlandığı özgün ve özel bir örnektir.

Çiz 1- Eskişehir Çarşı Camisi alt kat planı

Page 10: OSMANLI SANATI, MİMARİSİ VE EDEBiYATINA BAKlŞisamveri.org/pdfdrg/D207898/2011_ERTUGRULKZ.pdf · 2016. 1. 19. · osmanli sanati, mİmarİsİ ve edebiyatina baklŞ 18. ciepo (uluslararasi

ZEYNEP KEDIK ERTUCRUL • BIRINCI ULUSAL MIMARLIK DÖNEMI. .. 87

D D

o o

Çiz 2- Eskişehir Çarşı Camisi üst kat planı

KAYNAKÇA

Alsaç, Üstün. " Koyunoğlu Ahmet Arif Hikmet" Eczacıbaşı Sanat Ansiklope­disi 2 (İstanbul: Yem Yayınlan 1997) s. 1053.

Aslanoğlu, İnci. Erken Cumhuriyet Dönemi Miınarlığı (1923-1938). Ankara: ODTÜ Mimarlık Fakültesi Basım İşliği, 1980.

Aslanoğlu, İnci. "Modernizmin Başlangıç Aşamasında 1926-33 Yıllan Arsın­da Türk Mimarlığında Yaşanan Gelişmelerin Bir Değerlendirilmesi" Prof. Doğan Kuban'a Armağan İstanbul: Eren Yayıncılık 1996 s: 17-24.

Aslanoğlu, İnci. "Rev iv ing and Interpreting Ottoman Features in Early Twentietlı Century Turkish Mosque Architecture" EJOS IV (ed. M. Ki el, N .Landman and H. Theunissen), Proceeding of the lltlı International Congress ofTur­kish Art, Utrecht-The Netherlands, August 23-28, 1999, No.8, s: 1-15

Atuk, Ahmet. 101 Eskişehir. Eskişehir Odunpazarı Belediyesi, 2002 Ertuğrul, Kedik: Zeynep. "Birinci Ulusal Mimarlık Dönemi Mimarlanndan Mu­

zaffer Bey Eseri ve SanatAnlay1şı" Yayınlanmamış Doktora Tezi. Anado­lu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Eskişehir 2007.

Ertuğrul, Kedik Zeynep. "Eskişehir Kent Merkezindeki Birinci Ulusal Mimarlık Dönemi Yapıları"

YayınJanmamış Yüksek Lisans Tezi. Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Ens­titüsü, Ankara 2002.

Fırat, Nurcan İnci. Ankara'da Cumhuriyet Dönemi Mimarisinden İki Örnek Etnografya Müzesi ve Eski Türk Ocağı Merkez Binası Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınlan, 1998.

Page 11: OSMANLI SANATI, MİMARİSİ VE EDEBiYATINA BAKlŞisamveri.org/pdfdrg/D207898/2011_ERTUGRULKZ.pdf · 2016. 1. 19. · osmanli sanati, mİmarİsİ ve edebiyatina baklŞ 18. ciepo (uluslararasi

88 CIEPO 18

Fırat, Nurcan İnci. "XX. Yüzyıl Başlannda Görülen Osmanlı Mimarisi" Yeni Türkiye, Osmanlı rv. Kültür ve Sanat S. 6, Temmuz-Ağustos 2000 s: 443-51.

Ödekan, Ayla. "Mimarlık ve Sanat Tarihi" (1908-1980), Türkiye Tarihi 4, İstan­bul Cem Yaymevi, 1989, s: 505-517.

Sözen, Metin. Cumhuriyet Dönemi Türk Mimarlığı. Ankara: Türkiye İş Ban­kası Kültür Yayınlan, 1984.

Yavuz, Y ıldınm. Mimar Kemalettin ve Birinci Ulusal Mimar h k Dönemi. An­kara: ODTÜ Mimarlık Fakültesi Basım İşliği, 1981.