osmant, hattb - cdn.islamansiklopedisi.org.tr · lığı dikkati çeker. bunlar camiikebir, hay...
TRANSCRIPT
lığı dikkati çeker. Bunlar Camiikebir, Haydarhil.ne, Mukbil Ağa, Güney, Gazi Ferahşad, Kıptiler, Hıdırlık, Çatma, Gemiciler, Toprak, Çanakçı olup XVI. yüzyıldaki durumla benzerlik gösterir. Bu mahallelerden sadece bir tanesi (Gemiciler) Kızılırmak'ın sol yakasında bulunuyordu. 1970'ler itibariyle şehrin nüfusu 192Tye göre iki katına çıktı (ı 970 sayımiarına göre 10.325
nüfus). 2000 yılı Genel Nüfus Sayımı'na göre on sekiz mahallesi olan Osmancık'ın nüfusu 28.423 idi.
Osmancık tarihi eserler bakımından zengin bir yerleşim birimidir. Şehrin ilk göze çarpan özelliği yalçın bir kayalık üzerinde yer alan kalesidir. Kasabanın iki kısmını birleştiren ve halk arasında Koyun Baba adıyla bilinen köprüsü ll. Bayezid tarafından yaptırılmıştır. Fatih Sultan Mehmed ile Koyun Baba arasındaki ilişkiden bahseden ve köprünün yapımının Koyun Baba tarafından ilk defa Fatih'e teklif edildiğini zikreden Koyun Baba Menakıbnamesi'nde de buranın Koyun Baba'nın himmeti karşılığında Kızılırmak üzerindeki tahta köprünün yerine bir köprünün inşasını vaad eden ll. Bayezid'in tahta geçişinden sonra yaptınldığı kayıtlıdır. Okunması güç kitabesine göre 889'da (ı484) ll. Bayezid'ın fermanıyla inşasına başlanan
köprü 894 ( 1489) yılında tamamlanmış
tır (bk. BEYAZlT II KÖPRÜSÜ). Diğer tarihi eserler arasında Osmancık ile bütünleşen ve kuzeybatısında istanbul-Samsun yolunda bulunan Koyun Baba Türbesi ve Tekkesi başta gelir. Burası Evliya Çelebi'ye göre ll. Bayezid tarafından yaptırılmıştır. Türbe kitabesi 874 (1469), tekkenin bahçe kapısındaki kitabe ise 965 ( 1558) tarihlidir. Türbe kitabesinden Koyun Baba'nın 873'te (ı 468) vefat ettiği anlaşıl
maktadır. Bu takdirde eğer türbenin üzerini kubbe ile örtüp orada dervişler ve ziyaretçiler için tekke inşa ettiren ll. Bayezid ise bunu Amasya valiliği sırasında yaptır-
Osmancı k'tan
bir görünüş
mış olmalıdır. Türbe çeşitli tamirat ve restorasyon çalışmalarıyla günümüze ulaşmıştır.
Osmanlı vezlriazamlarından orada mezarı bulunan Hıdır Danişmend oğlu Koca Mehmed Paşa (ö 843/ı439-40) Osmancık'ta mevcut en eski camiyi (Koca Mehmed Paşa [İmaret] Camii) yaptırmıştır. Kitabesine göre 834'te (ı 430-3 ı ı inşa edilen ters "T" planlı camide tuğla ve moloz taşı kullanılmıştır. Osmancık'taki tarihi eserlerden Akşemseddin Camii ise aslında medrese olup Akşemseddin'in burada müderrislik yapmış olmasından dolayı onun adını taşımaktadır. Yine Koca Mehmed Paşa'nın inşa ettirdiği XV. yüzyıla ait Paşa Hamarnı bugüne kadar gelen yapılardandır. Osmancık'ta doğan meşhur sadrazam Baltacı Mehmed Paşa tarafından 1117'de (ı 705- ı 706) dört adet çeşme yaptırılmıştır. Vakfiyeler, vakıf defterleri, tahrir defterleri vb. kaynaklarda geçen, Osmancık'ın en eski camisi olan, muhtemelen buranın 730'da (ı 330) beyi olan ve Sorkun adının Osmancık'a dönmesine vesile olduğu söylenen Mehmed Bey oğlu Osman Bey tarafından yaptırılan Ulucami 1 Beyler Camii (Amasya Tarihi, ll , 287). Mukbil Bey Mescidi, Mukbil Bey Medresesi, Koca Mehmed Paşa imareti (Aşevi), Koca Mehmed Paşa Kervansarayı, iç kalede Osman Gazi Türbesi, Burhan Dede Ziyareti, Kadı Ferahşad Medresesi ve Kızıl Hasan Medresesi gibi yapılar günümüze ulaşmamıştır. Beyler Camii'nin, Osmancık'a adını verdiği belirtilen Osman Bey tarafından yaptırıldığına dair 737 ( 1336-37) tarihli bir vakfıye vardır. Yine mahallelerden birine ismine veren Muzafferiye Medresesi'ni muhtemelen bu Osman Gazi'nin oğlu ve halefi olan Muzafferüddin Mahmud Çelebi inşa ettirmiştir.
BİBLİYOGRAFYA :
BA. TO, nr. 444; nr. 387, s. 396-403; TK, TO, nr. 38; 387 Nurnaralt Muhasebe-i Vilayet-i Karaman ve Rüm Defteri: 937/1530 (nşr. Ahmet Öz-
OSMANT, HatTb
kılınç v. dğr.). Ankara 1997, ll, 398-406; Esterabadi, Bezm ü Rezm (tre. Mürsel Öztürk). Ankara 1990, s. 371-372; Katib Çelebi, Cihannüma, s. 371-372, 625; Evliya Çelebi, Seyahatname, ll, 93-94; Cuinet. I, 763-764; Amasya Tarihi, ll, 287; ın , 70; Lütfi Güçer, XVI-XVII. Astrlarda Osmanlt İmparatorluğu'nda Hububat Meselesi ve Hububattan Altnan Vergiler, İstanbul 1964, s . 161-162; İsmail Hami Danişmend , OsmanltDevlet Erkant, İstanbul1971 , s. 9; Osman Turan. Selçuklular Zamantnda Türkiye, İstanbul 1971, s. 86, 125, 131; Özdemir Başaran . Tarihi İle Osmanctk, Ankara 1974; Mustafa Akdağ, Türk Halktntn Dirlik ve Düzenlik Kavgası-Ce/aif isyan/arı, Ankara 1975, tür.yer.; Yaşar Yücel. Anadolu Beylikleri Hakkında Araşttrmalar, Ankara 1991, ll, 103, 150-152, 265; Mehmet öz. "15 ve 16. Yüzyılda Çorum San cağı: Nüfus ve iktisadi Hayat", Türk Kültür Tarihi İçerisinde Çorum: Sempozyum Tebliğleri (26-27 Temmuz 1991), Ankara 1991, s. 5-17;ÖmürBakırer, "Bizans Danişmend Selçuklu ve Beylikler Dönemlerinde Çorum", Çorum Tarihi, [baskı yeri ve tarihi yok[ (5. Hitit Festival Komitesi), s. 78; Sevim Uluç. "Çorum ve Çevresi", a.e., s. 19-50; Suraiya Faroqhi, "Fatih Döneminden Evliya Çelebi Seyahatine Kadar Çorum", a.e., s. 81-120; Sevgi Aktüre, "19. Yüzyılda ve 20. Yüzyıl Başlannda Çorum", a.e., s. 123-165; Zeki Gürel. Koyun Baba, Ankara 2000; Cevdet Saraçer, Tarihsel Doku İçinde Unutu/an Bir Kent Osmanctk, İstanbul 2000; Osmanctk Guide 2000 ( Osmancık Kaymakamlığı} ; M. Şakir Çıplak, Osmanctk'ta Erenler Durağt-Koyun Baba, istanbul 2001; Neşet Köseoğlu, "Osmancıklı Mehmed Paşa'nın İki Vakfiyesi", Çorum/u, sy. 1, Çorum 1938, s. 9-11; a.mlf., "Çorum'da Beyler Çelebi ve Muzaffer Paşa Camii Minberi", a.e., sy. 3 ( ı 938), s. 3-6; a.mlf., "Osmancık'ta üç Kitabe", a.e., sy. 5 (1938) , s. 10-13; a .mlf .. "Osman Gazi'nin Vakfiyesi", a.e., sy. 12 (ı939). s. 22; Fügen İlter, "Osmanlı Ulaşım Ağında ırmak Kenan Bir Yerleşme: Osmancık", ITK Belleterı, Lll/203 (ı 988) , s. 535-569; Üçler Bulduk, "Çorum Sancağının Osmanlı idari Teşkilatındaki Yeri-I", AÜ Osmarılt Tarihi Araşttrma ve Uygulama Merkezi Dergisi: OTAM, sy. 3 (ı992). s. 129-167; Kamüsü'l-a'lam, IV, 3127; Mükrimin H. Yinanç, "Danişmendliler", İA, ın, 468-469; F. Babinger, "KoyunBaba", a.g.e., VI, 881; a.mlf .. '"Othmandjik", EJ2 (Fr.), VIII, 192; Besim Darkot, "Osmancık", İA, IX, 450-453; Haşim Şahin , "Koyun Baba", DİA, XXVI, 229-230. IN
J!i!J MEHMETÖZ
ı ı
osMANi, Hatili (.d~l~f)
Ebu Abdiilah Sadruddln (Şemsüddln) Muhammed b. Abdirrahman
b. Hüseyn ei-Hatlb ed-Dımaşkı es-Safedi el-Osman!
(ö. 780/1378'den sonra)
L Şafii fıkıh alimi.
_j
776 (1375) yılındayazdığı Taba~ö.tü'lfu~aha' adlı eserinin sonunda yer alan bir şiirinde elli dokuz yaşında olduğunu belirtmesinden 717 (1317) yılında doğduğu anlaşılmaktadır. Osman! nisbesi Hz.
477
OSMANI, Hatib
Osman'ın soyundan gelmesiyle ilişkilidir. Bazı kaynaklardaki Kureşi nisbesi de bunu teyit etmektedir. Hatib ei-Osm.3ni 729'da ( 1329) Dımaşk'a giderek öğrenim gördü, daha sonra Aclun ve Kudüs'te tahsilini sürdürdü. 749'da (1348-49) hacası Alru ile birlikte hacca gitti. Osmani, Tabal):a
tü '1-ful):ahd'nın Princeton Garrett Calleetion'da kayıtlı (nr. 692) müellif hattı nüshasında hocalarının isimlerini ve İmam Şafii'ye ulaşan öğrenim silsilesini zikretmiş olup (Sublet, XI/211964], s. 188) bunlar arasında babası, Takıyyüddin es-Sübk1, Şemseddin İbnü'n-Nakib, Alaeddin Ali b. Eyyüb ei-Makdisi, Halil b. Keykeldi ei-Aiai, Ali b. Muhammed b. Salih es-Safedi, Muhammed b. Kamil et-Tedmüri, Ali b. Muhammed er-Ressam ve Muhammed b. Abdülhak b. İsa ei-Husri'nin adları geçmektedir. Husri'den "şeyhim ve üstadım, karşılaştıklarımın en büyüğü" diye söz eden Osmani (İbn Kadi Şühbe, Tabakatü'ş-Şa
fi'iyye, lll, 59; et-Tarfl]., ll, 499) Safed'de hatiplik ve kadılık görevlerinde bulundu. Bu sebeple Kadi Safed diye de anılır. Özellikle çağdaşı plan biyografi yazarlarının eserlerinde ona yer vermedikleri görülmektedir. İsoevi ve Taceddin es-Sübki'nin eserlerinde onu anmamaları kendisinden önce vefat etmiş olmalarıyla açıklanabilirse de İbn Kadi Şühbe'nin Osmani'nin Tabal):iitü'1-fukahd' ve Tdril]u Şafed'in
den nakilde bulunmasına ve ondan daha az tanınan Safed naibi kardeşi Alaeddin Ali'nin ( ö. 759/13 58) biyografısine yer vermesine rağmen kendisinden söz etmemesi dikkat çekicidir (krş Sublet, XI/2 11964),
s. 190). Osmani'ye yakın müelliflerden İbnü'I-Mülakkın (ö. 804/1401) Şafii tabakatma dair eserinde İsoevi'nin biyografisine yer verdiği halde bu konuda eser yazan Taceddin es-Sübki'yi ve Osmani'yi anmamıştır. Hatib el-Osmani'nin ölüm tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber Ra}Jme
tü'1-ümme adlı eserini 780'de ( 1378) yazdığına göre bu tarihten sonra vefat ettiği anlaşılmaktadır.
Eserleri. 1. Ra]Jmetü'1-ümme fi'l]tild
fi'1-e'imme. Mezhep imamlarının icma ve ihtilaf ettikleri hususların ele alındığı mukayeseli bir fıkıh kitabıdır. Müellif her meseleyle ilgili olarak önce ittifak edilen noktaları, ardından ihtilafları zikreder. İhtilaf sebepleri ve görüşlerin delilleri üzerinde durmaz. Kendisi herhangi bir tercihte bulunmazken aynı mezhep içindeki tercihe şayan görüşlere vurgu yapar. Eserde dört mezhep esas alınmakla birlikte zaman zaman diğer mezhep ve görüşlere de yer
478
verilir. Birçok baskısı yapılan Ra]Jmetü '1-ümme (kenarında Şa'rani'nin el-Mfzanü'l
JjıZriyye adlı eseri olarak, Bulak 1300; kenarında Şa'ranl'nin el-Mfzanü'l-kübra adlı eseri olarak, Kahire 1304; Şa'ranl'nin
el-Mfzanü 'l-kübra adlı eserinin kenarında, Kahire 1302, 1306, 1311, 1317, 1318,
1321, 1359) daha sonra Abdullah b. İbrahimei-Ensari (Katar 1401/1981). Ali eşŞurbaci ve Kasım en-Nuri (Beyrut 1994),
Muhammed Abdülhalik ez-Zenati (Beyrut 2003) tarafından neşredilmiştir. Bunların içinde en iyisi Ali eş-Şurbaci ve Kasım en-Nuri neşridir. Eseri Muhammed Mahfuz Aksu aynı adla Türkçe'ye çevirmiştir (İstanbul 1975). Z. Tabal):iitü'1-ful):ahd'i'1-kiibrd. Ashaptan kendi zamanına kadar gelen fakihlerin biyografisine dair olup lll. (IX.) yüzyıldan sonra daha çok Şafii fakihlerine yer verilmiştir (a.g.e., XI/2 11964], s. 190) . 776 (1375) yılında tamamlanan müellif hattı nüshası Princeton Garrett Collection'da kayıtlıdır (m. 692; diğer bazı nüshaları için bk. Süleymaniye Ktp , Hal et Efendi, nr. 159; Paris Bibliotheque Nationale, fonds arabe, nr. 2093; Berlin Staatsbibliothek, nr. 4864; ayrıca bk. Brockelmann, ll, 108). Bu konuda çalışma yapan pek çok alimin faydalandığı esere en çok atıfta bulunanlardan biri de İbn Hacer ei-Askalani'dir. Ancak İbn Kadi Şühbe bu eseri çok güvenli bulmamış ve "vehimlerle dolu bir kitap" diye nitelemiştir (Tabakatü'ş-Şafi.'iyye, III, 37). 3. Tdrfl]u Şafed. İbn Hicci bu eserdeki nakiller hakkında dikkatli olunması gerektiğini ima etmiş (Keşfü'?-?Unün, I, 297). Kalkaşendi
ve İbn Kadi Şühbe gibi tarihçiler eserden faydalanmıştır. Bernard Lewis, İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi'nde kayıtlı (AY, nr. 4 5 2 5) 1 O va raklık eksik bir yazmaya dayanarak eserin baş tarafından bir bölümünü neşretmiştir ("An Arabic Account of the Province of Safed, I.", BSOAS, XV/3
11953], s. 477-488). 4. Kifdyetü'1-müftfn ve'1-}Jükkdm fi '1-fetdvd ve'1-a]Jkdm. Dublin Chester Beatty Library'de kayıtlı bir nüshası (nr. 4666) bilinen eser (Arberry, VI,
51 ) kaynaklarda zikredilmemektedir.
BİBLİYOGRAFYA :
Hatlb el-Osman!, Raf:ımetü'l-ümme fi'btilafi'le'imme (nşr. Ali eş-Şurbad - Kasım en-Nuri), Beyrut 1994, neşredenlerin girişi, s. 20-24; İbn Kad! Şühbe, Tabal):atü 'ş-Şafi'iyye, lll, 37, 59; a.mlf .. et-Tarib (nşr. Adnan Derviş), Dımaşk 1994, ll, 165, 196, 499, 608; Keşfü'?-?Unün, I, 297, 836; ll, 1099; İbnü'l-İmad, Şe?erat, lll, 187; Serk1s, Mu'cem, I, 881 -882, 1133; Brockelmann. GAL Suppl., ll, 107-108; Hediyyetü'l-'ari{in, ll, 36; A. J. Arberry, The Chester Beatty Library, A Handlist of the Arabic Manuscripts, Dublin 1963, VI,
51; Hayreddin ez-Zirikll. el-A'lam, Beyrut 1990, VI, 193; Ömer Rıza Kehhale, Mu'cemü'l-mü'ellifin, Beyrut 1993, X, 138; Ayide İbrahim Nusayr, el-Kütübü'l-'Arabiyyetü'lleti nüşiret fi M1şr fi 'll!:arni't-tasi' 'aşer, Kahire 1990, s. 59, 69; J. Sublet, "U ne itineraire du fıqh Safı'ite d'apres a!-Hatib al-Usmani", Arabica, Xl/2, Leiden 1964, s. 188-195. liJ ALi İHsAN PALA
r
L
OSMANİYE
Akdeniz bölgesinde şehir ve bu şehrin merkez olduğu il.
_j
Akdeniz bölgesinin doğu kesiminde, Amanos (Nur) dağlarının batı eteklerinde şehirle aynı adı taşıyan ovanın başladığı
düzlük alanda yer alır. Bulunduğu geniş
ova Ceyhan nehri, Hamis, Karaçay Kesik suyu ve Sabun çayları sebebiyle sulak ve verimli olup Çukurova'yı doğuya bağlayan yolların kavşağını oluşturur.
Osmaniye çevresinin tarihi Kalkolitik çağ ve ilk Tunç çağına kadar iner. Bölge, milattan önce 612 yılına kadar süren Asur egemenliğinden sonra Klikya Krallığı'nın elinde kaldı . Milartan önce 522-486 yıllarında Persler, 333-312 yıllarında Büyük İskender, daha sonra Selevkiler ve milartan önce 12' de Romalılar burada hakimiyet kurdu. Milartan sonra 260-271 ve 613-622 yılları arasında Sasaniler'in hakimiyetinde kaldı. 634'te başlayan Arap akınları 642'de Muaviye'nin bölgeyi ele geçirmesiyle sonuçlandı. Tolunoğulları Devleti'nin idaresinin ardından 965 yılında bütün Çukurova Bizanslılar'ın eline geçti. 475'te ( 1082-
83) Selçuklular'ın yönetimi altına giren bölge daha sonra Haçlı seferlerinden yararlanan Ermeniler'ce zaptedildi. Bu süreçte bölgeye yoğun Türkmen yerleşmesi oldu. 7S4'te (ı 353) Adana çevresinde yaşayan Üçoklu Türkmenleri'nin başı olan Yüreğir oğlu Ramazan Bey, Mısır Memlük Devleti'ne tabi Ramazanoğulları Beyliği'ni burada kurdu; 761 (1360) yılında Adana ve Tarsus alındı. 922'de (I 516) Yavuz Sultan Selim'in Mısır seferi sırasında bölge Osmanlı ülkesine katıldı . Osmanlı fethinin ilk yıllarında buradaki cemaatterin boy beyi (mlr-i K.ınık) Göçeri oğlu Hamza Bey'di.
Bu dönemde günümüzde Osmaniye'nin bulunduğu yerde herhangi bir iskanın varlığı hakkında kesin bilgi yoktur. Ancak adı geçen Kınık kasabasının Osmaniye'nin ilk çekirdiğini teşkil ettiği anlaşılır. Burası yaklaşık 905-906 ( 1 S00-150 1 ) yıllarında ortaya çıkmıştı. K.ınık kasabasında 92T de ( ı 5 21 )
Yunus Dede ve Hamaceoğlu Selman adını