oturum başkanı: prof. dr. Ömer zafer alku - imo.org.tr · İlk çıktığında 13 ağustos...

32
4. Yapı Denetim Sempozyumu Bildiriler Kitabı 259 6. Oturum Yapı Denetim Bilinci, Eğitim ve Etik Oturum Başkanı: Prof. Dr. Ömer Zafer ALKU Yapı Denetiminde Eğitimin Rolü ve Öneriler Yrd. Doç. Dr. Gülben ÇALIŞ (Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi) Mühendislik ve Meslek Etiği Y. İnş. Müh. Uğur BELGER Yapı Denetim Bilinci İnş. Müh. Hüseyin KAYA (İMO Yapı Denetim Kom. Bşk.) TMMOB Yasası, Meslek Odaları ve Mesleki Kısıtlılık Y. İnş. Müh. Mustafa SELMANPAKOĞLU İMO Onur Kurulu Başkanı

Upload: others

Post on 22-Sep-2019

2 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

4. Yapı Denetim Sempozyumu Bildiriler Kitabı

259

6. OturumYapı Denetim Bilinci, Eğitim ve Etik

Oturum Başkanı: Prof. Dr. Ömer Zafer ALKU

Yapı Denetiminde Eğitimin Rolü ve Öneriler Yrd. Doç. Dr. Gülben ÇALIŞ (Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi)

Mühendislik ve Meslek Etiği Y. İnş. Müh. Uğur BELGER

Yapı Denetim Bilinci İnş. Müh. Hüseyin KAYA (İMO Yapı Denetim Kom. Bşk.)

TMMOB Yasası, Meslek Odaları ve Mesleki Kısıtlılık Y. İnş. Müh. Mustafa SELMANPAKOĞLU İMO Onur Kurulu Başkanı

4. Yapı Denetim Sempozyumu Bildiriler Kitabı

260

YAPI DENETİMDE EĞİTİMİN ROLÜ VE ÖNERİLERYrd. Doç. Dr. GÜLBEN ÇALIŞ

(Ege Üniversitesi)

ÖMER ZAFER ALKU (OTURUM BAŞKANI)- Sayın meslektaşlarım, Altıncı Oturuma başlıyoruz.

Tabii ki yoruldunuz, uzun konuşmalar yapıldı. Ben şimdi sayın konuşmacıları çağıracağım. Konuşmalarını 15 dakikada bitirmeye çalışacaklar ki, tartışmaya daha fazla zaman kalsın. Kendilerine şimdiden teşekkür ediyorum.

İlk konuşmayı “Yapı Denetimde Eğitimin Rolü ve Öneriler” konusuyla Sayın Gülben Çalış yapacak. Sayın Gülben Çalış, 1998 İTÜ mezunudur. 1998’den 2009’a ka-dar Ege Üniversitesinde yüksek lisansını tamamlamıştır. Halen Ege Üniversitesinde Yardımcı Doçent olarak çalışmaktadır. Başka bir özelliği babası inşaat mühendisi, İzmir’in iyi mühendislerinden ve iyi insanlarındandır. Buyurun.

Yrd. Doç. Dr. GÜLBEN ÇALIŞ- Hocama teşekkür ediyorum. Babama da bura-dan selam. Kendisi de dinleyiciler arasında.

Bugün tabii ki aslında akademik kimliğime dayalı olarak bana eğitim konusunu Düzenleme Kurulu vermişti. Sizlere bu konuda yaptığımız araştırmaların sonuçları-nı sunacağım. 4708 Sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun’un amacı biliyorsunuz can ve mal güvenliğini teminen, imar plânına, fen, sanat ve sağlık kurallarına, stan-dartlara uygun kaliteli yapı yapılması için proje ve yapı denetimini sağlamak ve yapı

4. Yapı Denetim Sempozyumu Bildiriler Kitabı

261

denetimine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir. İlk çıktığında 13 Ağustos 2001’de 19 pilot ilde uygulanıyordu, 1 Ocak 2011’den

itibaren bütün illerde kanunların yürürlüğe girmesiyle birlikte, yapı denetim firma-larına ve nitelikli denetçilere duyulan ihtiyaç artmıştır.

Şu anki sistemde proje denetçileri, uygulama denetçileri, bir önceki oturum-daki sunumda laboratuvar denetçileri burada yer almıyor, onlardan özür diliyorum. Laboratuvar denetçileri, kontrol elemanları ve yardımcı kontrol elemanları sistemde yer almakta.

Denetçi Belgesi Denetçi Belgesi almak için gerekli belgeler

1. Başvuru dilekçesi2. Sağlık raporu3. Lisans Diploması4. Adli Sicil Beyanı5. İlgili meslek odasına kayıt belgesi6. TC kimlik numarası ve 2 Adet fotoğraf7. Mesleğinde fiilen en az beş yıl çalıştığına ilişkin olarak ilgili

kurum ve kuruluşlardan alınacak belgelerProje ve Uygulama Denetçi İnşaat Mühendisleri

1. Başvuru dilekçesi2. Sağlık raporu3. Diploma4. Adli Sicil Beyanı5. İlgili meslek odasına kayıt belgesi6. TC kimlik numarası ve 2 Adet fotoğraf7. Mesleğinde fiilen en az beş yıl çalıştığına ilişkin olarak ilgili kurum

ve kuruluşlardan alınacak belgelerGörüldüğü üzere denetçi olabilmek için başvuru şartlarında deneyimin niteli-

ği belirtilmemekte ve bir sınav şartı aranmamaktadır.Oysa diğer ülkeler incelendiğinde denetçi olabilme şartlarının çok daha kap-

samlı olduğu görülmektedir.Eğer proje ve uygulama denetçisi olarak çalışmak istiyorlarsa, özellikle bunu

beş yıllık mesleki deneyimin üç yılını statik proje hazırlanması ya da incelenmesi konularında fiilen görev alması gerektiğine dair bir spesifik şart konulmakta.

Laboratuvar denetçisi için de genel belgeler, aynı olmak koşuluyla, gene labo-ratuvarlarda bu beş yıllık eğitimin üç yılını laboratuvarlarda geçirmiş olmak zorun-da. Tabii, burada çok genel bir kavram görüyorsunuz. İstenilen belgeler, deneyimin niteliği, yani uzmanlık alanı ya da herhangi bir sınav şartı gibi bir koşuna rastlanıl-mamakta.

4. Yapı Denetim Sempozyumu Bildiriler Kitabı

262

Diğer ülkeleri incelediğimizde, bu başvuru ya da denetçi olarak çalışabilecek kişilerle ilgili aranan koşulların çok daha kapsamlı olarak ifade edildiğini görüyoruz.

ALMANYA YAPI DENETİM SİSTEMİ Almanya’da özel yapıların denetimi özel firmalar tarafından değil devlet

tarafından yürütülmektedir. Yapılar devlet tarafından atanan bağımsız denetim mühendisleri tarafın-

dan denetlenmektedir. Denetim mühendisi olabilmek için komisyon tarafından yapılan sınavda

başarılı olmak gerekmektedir. Sınavlar ahşap, çelik ve betonarme olmak üzere 3 farklı kategoride gerçek-

leştirilmektedir. Denetim mühendisliğine başvuran aday bu sınavlara en fazla 3 kez girebilir. Almanya’daki yapım denetim sistemine bakarsak, tabii Almanya’da sistem

farklı. Mal sahibi ve müteahhide, denetçilere herhangi bir sözleşmesi mevcut değil. Çünkü bunlar projeyi yaptıran kişi, direkt belediyeye başvuruyor. Belediye ilgili yapı denetim merkezinden bir yapı denetçiyi atıyor. O yüzden, aralarında da hizmet söz-leşmesi gibi bir bağlılığı yaratan unsur olmuyor.

Bunu göz önüne aldığınızda, tamamen Türkiye’deki sistemden farklı bir sistem ortaya konulmuş oluyor. Burada da dediğimiz gibi bizdeki gibi özel firmalar değil, devlet tarafından yürütülen bir sistemde mevut. Yapılar bağımsız denetim mühen-disleri tarafından denetlenmekte ve bu denetim mühendisleri de komisyon tara-fından yapılan bir sınavda başarılı olmak zorunda. Tabii bu sınavlar bizde olmayan kategorilerde oluyor. Ahşap, çelik ve betonarme olmak üzere, üç uzmanlık alanından birini seçerek, tabii ki mesleki deneyimini de kanıtlamak üzere. Bu üç tane uzmanlık alanından birinden denetçi belgesi alabiliyor. Tabii bu sonsuz bir hakkı denetim mü-hendisi için üç kez başvurabiliyor bir kişi, üç kez sınavı geçemezse, denetçi olması gibi bir şansı kalmıyor.

Sınava başvurabilmek için gerekenler1. İnşaat mühendisliğinden mezun olmak2. En az 10 yıllık mesleki deneyim3. Geniş çaplı ve nitelikli yapı projelerinde çalışmış olmak 4. Mevzuata hakim olmak5. Yapı dinamiği, yapı malzemeleri, ekonomi ve ekolojik çevre hakkın-

da bilgi sahibi olmak6. Kendini kanıtlamış denetim mühendislerinden alınmış referanslar

Aynen yükseklisans, doktoraya başvururken, öğrencilerimizin almış olduğu re-feranslara benzer bir sistem.

A.B.D YAPI DENETİM SİSTEMİYapıların denetimi eyaletten eyalete farklılık gösterse de sistem genel ola-

rak benzerlik göstermektedir.Küçük ölçekli inşaatlarda, yetkilendirilen mimar denetim ekibini oluşturur

4. Yapı Denetim Sempozyumu Bildiriler Kitabı

263

ve proje aşamasından inşaat çalışmasının sonuna kadar denetimlerini ger-çekleştirebilirler. Ancak, bu denetimin ve ilgili belgelerin lisanslı pro-fesyonel mühendis tarafından onaylanması zorunludur.

Büyük çaplı projelerde, denetimler yetkilendirilen özel denetim firmaları tarafından profesyonel mühendislerce gerçekleştirilmektedir.

Profesyonel mühendis olabilmek için üniversite profesörlerince yapı-lan mesleki sınavda başarılı olmak gerekmektedir.

Amerika Birleşik Devletleri’ne baktığınızda, burada tabi eyaletler kendi ka-nunlarını yaratabiliyorlar. Bu yüzden de her eyaletin yapı denetim sistemi farklı ol-makla beraber, büyük oranda benzerlikler gösteriyor. Biliyorsunuz, Amerika Birleşik Devletleri’nde beyan esas. O yüzden, burada küçük ölçekli inşaat .. mimarlar kendi denetim okulunu kurabiliyor. Ancak mimar eğer yerelde profesyonel mühendis bu ekipte bulundurmamışsa ki, bulundursa bile, profesyonel bir mühendis tarafından bu denetimin onaylanması koşulu devlet tarafından getirilmiş durumda.

Büyük çaplı işlerde ise, denetim zaten özel denetim firmaları tarafından pro-fesyonel mühendislere yaptırılıyor. Yani küçük ölçeklide olduğu gibi, mimar, maale-sef istese de bunu yaptıramıyor.

İnşaat Mühendisliği alanında Profesyonel Mühendislik ünvanı almak için gerekenler

1. Akredite mühendislik programlarından mezun olmak2. Bir profesyonel mühendis ile birlikte en az 4 yıl çalışmış olmak3. Mühendisliğin Temelleri (Fundamentals of Eng.) sınavında ba-

şarılı olmak, Bu sınav 180 test sorusu içermekte ve 8 saat sürmektedir. Sınav 2 bölümden oluşmaktadır. İlk kısımda adaylar genel inşaat mühen-disliği sorularına tabi tutulurken, 2. kısımda seçilen spesifik alan ile ilgili soruları cevaplamaktadırlar.

4. Mühendisliğin temelleri sınavında başarılı olan adaylar için Mühendislik Prensipleri ve Uygulamaları (Principles and Practice of Eng.) sınavında başarılı olmak, Bu sınavda uzmanlaşılmak istenen alanla ilgili sorular (etik konusu dahil) sorulmaktadır. Sınav 8 saat sürmektedir.

Tabii profesyonel mühendis olma koşulları gerçekten ağır. Bir üniversite sına-vı kadar ağırlıkta. Üniversite profesörlerince yapılıyor. Ben de girmiştim bu sınava. İnşaat mühendisliği ve seçime spesifik alanla ilgili soruları yanıtlıyorsunuz. Bunu geçtikten sonra, farklı bir tarihte, o geçtiğimiz, haberi aldıktan sonra tabii ki girebi-liyorsunuz ikincisine.

Mühendislik prensipleri ve uygulamaları sınavında başarılı olmanız gerekiyor. Burada da Almanya’daki sistem gibi ahşap, çelik, betonarme vesaire gibi uzmanlaş-ma alanları var. Bunlardan hangisine denetçi olmak istiyorsanız, onunla ilgili spe-sifik konulara sınavla giriyorsunuz. Ayrıca burada çok önemli bir şey. Konuşmaya başladığımda da ifade etmiştim, beyanı esas aldığı için, burada etik konusuyla ilgili sorulara çok önem veriliyor. Bunlar da sınav soruları içerisine entegre edilmiş du-rumda. Zaten Sayın Hocam etik konusunu işleyecek.

4. Yapı Denetim Sempozyumu Bildiriler Kitabı

264

TÜRKİYE’DE MEVCUT DURUM: EĞİTİM SİSTEMİ VE YAPI DENETİM

Mühendislik Lisans EğitimiTürkiye’deki ve dünyadaki önde gelen üniversiteler incelendiğinde sadece yapı

denetimine yönelik bir derse rastlanmamıştır.Yapı Denetimi ProgramıYapı denetimi programı 2 yıllık bir program olup, özel / devlet üniversitele-

rinde açılan nitelikli yardımcı kontrol elemanı yetiştirmeye yönelik bir programdır. Ben kendim de yapı işletmesi dersini veriyorum. Maalesef, 14 haftalık bir dö-

nemin içerisinde iki saati ancak ayırabiliyoruz. Tabii bize kısıtlı her şeyler akredite bir durumda bulunması, Bolonya Sürecinden kredi, dersler git gide kesilmesi, ma-alesef biz istesek de, bunun lisans düzeyinde öğrencilere veremiyoruz. Ama bunun yanında meslek yüksek okullarına yapı denetim programına rastladık. İki yıllık bir program olup, yardımcı kontrol elemanı yetiştiren yerler var. Baktığımızda da, üni-versitede meslek yüksek okullarında bu eğitimin verildiğini gördük. Ders programı yaptığınız zaman, yapı denetimi, yapı denetimi uygulamaları, imar hukuku, yapılarla vesaire bunların inşaatına gidersin, bunun yanında yapılarda denetleme gibi vesaire gibi çeşitli seçmeli derslerinin de öğrencilere sunulduğunu gördük.

Yapı Denetimi Programı Olan Üniversitelerİstanbul Aydın ÜniversitesiAvrasya ÜniversitesiAkdeniz ÜniversitesiAnadolu ÜniversitesiSıtkı Koçman ÜniversitesiCelal Bayar ÜniversitesiOndokuz Mayıs ÜniversitesiSüleyman Demirel ÜniversitesiNamık Kemal ÜniversitesiFırat ÜniversitesiNiğde ÜniversitesiRecep Tayyip Erdoğan ÜniversitesiDumlupınar ÜniversitesiErciyes ÜniversitesiTunceli Üniversitesi Amasya ÜniversitesiBatman ÜniversitesiHitit Üniversitesiİnönü Üniversitesi

4. Yapı Denetim Sempozyumu Bildiriler Kitabı

265

Selçuk ÜniversitesiYedi Aralık ÜniversitesiEren ÜniversitesiKastamonu ÜniversitesiAhi Evran ÜniversitesiAlparslan ÜniversitesiKırklareli ÜniversitesiAfyon Kocatepe ÜniversitesiArtvin Çoruh ÜniversitesiBülent Ecevit ÜniversitesiAtatürk Üniversitesi

Yapı Denetimi ProgramıAnadolu Üniversitesi / Porsuk Y.OProgramda verilen statik, mukavemet, yapım yöntemleri, beton teknolojisi, be-

tonarme, gibi derslerin yanı sıra yapı denetimi ile ilgili dersler aşağıda sıralanmak-tadır:

• Yapı Denetimi (zorunlu)• Yapı Denetim Uygulamaları (zorunlu)• Yapı Denetim ve İmar Hukuku (zorunlu)• Yapılarda Hasar (zorunlu)• Yapılarda Onarım ve Güçlendirme (zorunlu)• Yapılar ve Deprem (mesleki seçmeli)

Statik mukavemet vesaire, bunlar ne kadar meslek yüksek okullarının içine gi-riyor ve içini doldurdu, tabii soru işareti.

TÜRKİYE’DE MEVCUT DURUM: KANUN VE EĞİTİM

4708 Sayılı Yapı Denetimi Hakkında KanunM.12: Düzenlenecek meslek içi eğitimlere ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça ha-

zırlanan yönetmelikle düzenlenir.Yapı Denetimi Uygulama YönetmeliğiM.4. (i) bendi: ....bünyesinde görevli denetçi mimar ve mühendisler ile kontrol

ve yardımcı kontrol elemanlarının Bakanlıkça düzenlenen meslek içi eğitime katılma-larını sağlar.

Kanunda eğitim yukarıdaki maddeler ile tanımlanmaktadır. Ancak bu eğiti-min içeriği, kapsamı ve kimin tarafından verileceği tam olarak açıklanmamış-tır.

4. Yapı Denetim Sempozyumu Bildiriler Kitabı

266

Kontrol ve yardımcı elemanı bakanlıkça düzenlenen meslek içi eğitime katıl-malarını ilgili idareler sağlar diye çok içi doldurulmamış, tam açıklanmamış ifade-lere rastlıyoruz.

Meslek İçi EğitimBu eğitimin içinde kapsamı ya da kimin tarafında verileceği maalesef bu kanun

ve yönetmeliklerde anlaşılmamakta. Ancak uygulama içerisinde 2007 yılında bakan-lık bu görevi ilgili meslek odalarına devretmiş ve verilen eğitimin sonunda sınavları kendi ilgili meslek odalarının yapmasını istemiş ve sonra da bunun sonucunda tek-rar bize koşulunu getirmişti. İMO İzmir Şube Başkanımızdan aldığımız bilgiye göre, proje denetçilerine yönelik 2007 yılında bir eğitim verilmiş.

2007 yılında 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanuna göre kurulmuş olan yapı denetim şirketlerinde çalışan proje denetçisi, yapı denetçisi ve yardımcı kontrol elemanlarının meslek içi eğitimlerinin yapılması görevi Bakanlık tarafın-dan ilgili meslek odalarına verilmiştir.

Verilen eğitim sonunda sınav yapılarak denetçi belgelerinin vize edilmesi plan-lanmıştır.

Proje Denetçilerine Yönelik Eğitim Faaliyetleri• Proje denetçilerine yönelik eğitim 2007 yılı Mayıs ve Haziran ay-

larında yapılmıştır• Eğitimler Ankara, İstanbul, İzmir, Bursa, Adana, Antalya ve

Sakarya olmak üzere toplam 7 ilde gerçekleştirilmiştir • Eğitim 3 günde toplam 20 saatte tamamlanmıştır• Eğitimlere toplamda 772 kişi katılmıştır

Eğitimlerde de yüksek bir katılımlı diye düşünenler var. 772 kişi katılmış ve sonunda bir sınav olmuş.

Proje Denetçilerine Yönelik Eğitimin Konu BaşlıklarıProje denetçilerine yönelik eğitimin konu başlığı da gayet kapsamlı,

• Betonarme Elemanlarda Boyutlama İlkeleri• Deprem Etkisi Altında Betonarme Taşıyıcı Sistemler• Yapı Malzemeleri• Yapı Mühendisliğinde Zemin Mekaniği• Betonarme Yapı Elemanlarında Donatı Düzenleme Teknikleri• Betonarme Yapılarda Taşıyıcı Sistem Düzenlemesi• Statik – Betonarme Proje Üretim ve Denetim Esasları• Yasal mevzuat ve Mesleki Davranış ilkeleri

Yapı Denetçilerine Yönelik Eğitim FaaliyetleriYapı denetçilerine yönelik eğitim de, 2008 yılında gerçekleştirilmiş.

• Yapı denetçilerine yönelik eğitim 2008 yılında yapılmıştır• Eğitimler Ankara, İstanbul, İzmir, Adana, Antalya ve Sakarya

4. Yapı Denetim Sempozyumu Bildiriler Kitabı

267

olmak üzere 6 ilde gerçekleştirilmiştir • Eğitim 3 günde toplam 17,5 saatte tamamlanmıştır• Eğitimlere toplamda 2124 kişi katılmıştır

Altı ilde üç günde ve 19,5 saatlik bir eğitim programı olarak tasarlanmış. Burada katılım dört kişi yapı denetçisi vizesi tekrarlamak için eğitime katılmış.

Yapı Denetçilerine Yönelik Eğitimin Konu BaşlıklarıBenzer bir eğitim programı görüyoruz. Burada siyahlar ortak, diğer renkler

yapı denetçilerine yönelik konuları göstermekte. O yüzden burada betonarme yapı-larda ilişkilendirebiliyoruz.

Yapı MalzemeleriZemin Mekaniği - Temel MühendisliğiDeprem Etkisi Altında Betonarme Taşıyıcı SistemlerBetonarme Elemanlarda Donatı Düzenleme TeknikleriBetonarme Yapılarda GüçlendirmeBetonarme Yapılarda Taşıyıcı Sistem Düzenlenmesi ve Betonarme Proje UygulamalarıYasal Mevzuat ve Mesleki Davranış İlkeleriBetonarme Yapılarda İskele ve KalıpYalıtım Malzemeleri Teknik Özellikleri ve Uygulama EsaslarıÇelik ve Prefabrike Yapılar

ÖNERİLERYapı denetçisi olarak çalışacak kişilere verilecek belgelerin, Almanya ve

A.B.D örneklerinde olduğu gibi, uzmanlığa göre düzenlenebileceği ve sınav koşulu getirilebileceği,

Denetçi belgelerinin yenilenmesi sürecinde meslek içi eğitim ve sınav ko-şullarının zorunlu tutulmasının faydalı olabileceği,

Lisans eğitimi sırasında yapı denetimi ile ilgili seçmeli dersler eklenebile-ceği,

Kanun tarafından tanımlanan meslek içi eğitimlerin sürekliliğinin sağlan-ması gerektiği,

Meslek içi eğitimlerinde üniversiteler ve meslek odalarının aktif rol oyna-ması gerektiği tespit edilmiştir.

Bütün bu araştırmalarımızda baktığımız zaman, nitelikli denetçileri istediğiniz için, özellikle uzun araştırmanın getirilebileceğini düşünüyorum ben. Yine mesleki deneyimim olarak barajlarda çalışmış bir değerli mühendisimizin yapıları, tekno-lojilere olayın kavrayacağını belki de düşünmemiz lazım. Bunlardan birisi olabilir. Bunlar tabii bizim düşüncemiz. Denetçiler de yapı sürecinde meslek içi eğitim boş-

4. Yapı Denetim Sempozyumu Bildiriler Kitabı

268

lukları tekrar gündeme getirilebilir. Çünkü meslek eğitimlerinin beş sene sonra ki, bu daha da iş sağlığı .. teknolojisinde… meslek içi eğitimleri altının çizilmesi gerek-tiğini düşünüyorum.

Lisans eğitiminde, tabi yapı denetimle ilgili bir şey yok. Bir önceki sunumda soru yöneltilmişti. Şimdi ben aynı şeyi yapı denetim için düşünüyorum. YÖK’ten gelen bir dayatmayla biz bu sene iş güvenliğini, işçi sağlığı dersi vermek zorunda kaldık. Ama yapı denetime, evet işçi sağlığı iş güvenliği önemli, ama yapı denetim de bununla ilgili YÖK’ten gene aynı işte. Belki bizim o konuları daha çok gündeme getirmemiz gerekir, akademisyenler olarak en azından seçmeli ders dışında. Kanun tarafından konulan meslek içi eğitimlerin sürekliliğinin sağlanması gerekiyor ve bu meslek içi eğitim üniversitelerde, meslek odalarının güzel bir sinerji yaratacağını düşünüyorum. Bu yönde gerekli adımların atılması gereklidir.

Teşekkür ederim. OTURUM BAŞKANI- Ben de teşekkür ediyorum. Soruları oturumun sonun-

da alacağım. “Mühendislik ve Meslek Etiği” konuşmasını sunmak üzere Sayın Uğur Berger”i kürsüye davet ediyorum.

4. Yapı Denetim Sempozyumu Bildiriler Kitabı

269

MÜHENDİSLİK VE MESLEK ETİĞİY. İnş. Müh. Uğur BELGER

UĞUR BELGER- Değerli meslekdaşlarım ve sayın konuklarHepimizin bildiği gibi, her sözleşmenin başında taraflar ve terminolojinin açık-

laması yer alır.Bizim, Mühendisler olarak Kamu ile, yani Cumhur île mesleğimizi esas alan bir

sözleşmemiz vardır. O zaman mühendisliği/özelde İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ’ni ta-nımlayarak işe başlayalım.

Kamu bizim kolumuza altın-bileziği takarken, yani mesleğimizi bütün hak ve vecibeleri ile verirken, bu imtiyazın Cumhurun, yani halkın, yüksek çıkarlarının ko-runmasında kullanılması görevini de vermiştir.

İster bir devlet kuruluşunda, ister özel bir firmada, isterse tamamen ken-di işyerimizde mesleki faaliyette bulunalım, bir mühendisin kullanması gere-ken tüm bilgi ve teknikler ve uyması gereken kural ve şartlar KAMU’nun “yani CUMHUR’un” çıkarınadır, öyle olmalıdır; çünkü bir bilge meslektaşımızın dediği gibi “Mühendislik,doğadaki kuvvetlerin, halkın çıkarına ve en ekonomik biçimde kulla-nılmasıdır.”

Tarifi gerekli olan bir diğer terim ise “ETİK”tir. Encyclopedia Britannica, bu sözcüğün Antik Yunancadaki Ethos (Karakter; Tıynet) sözünden türediğini açıkla-maktadır. Tarifi ise: Değer kavramlarının tabiatının, sistematik olarak incelenmesi

4. Yapı Denetim Sempozyumu Bildiriler Kitabı

270

ve “iyi”, “kötü”, “doğru”, “yanlış”, “olmalı”, “olmamalı” ifadelerini herhangi bir şeye uygulamamızda bizi haklı kılan genel prensipler bütünüdür, diye vermektedir. Ansiklopediye göre, etik bir sisteme uygulanabilecek başlıca sınav, sistemin ortak- mantık (common-sense) ile varılacak hükümler ile ne derecede uyumlu olacağıdır.

Bazıları, uzun süren bir zevk ile mutluluk arasında ayırım yapmayarak bunları ayni değer içinde görürler. HEDONİST denilen bu kesim/etik değerlendirme içinde “iyi” yi kendi çıkarları ile bağdaştırmaya yatkındırlar. Egoizm bu düşüncenin başlıca zaafıdır.

Çok önemli olduğuna inanılan bir soru, “ahlaklılığın yaptırımları nedir?” so-rusudur. Eğer bu soru “görevimizi neden yapmamız gerekiyor ?” biçiminde yorum-lanacak olursa, bu yorum “yapmamız gerekeni neden yapmamız gerekiyor ?” gibi belirgin bir yanlış anlaşılmaya yol açar.

Ama daha doğru bir yorumla bu soru daha pratik bir ifadeye kavuşacaktır. Şöyle ki: “kişiler görevlerini yalnızca onları kendilerinin görevi olarak algılayıp yapmaya eğilimli değillerdir; böyle durumlarda onların görevlerini yapmaya ikna edilebilme-leri için ne gibi teşvik edici yollara başvurmalıyız ?” İşte bu, işini doğru yapmanın meslek sahibine verdiği huzur ve tatmindir.

Ahlak Felsefecilerinin konuya bakışı şöyle:Kişi-görevin yerine getirilmesi ile mutluluk/tatmin duyar; Toplum-görevin ye-

rine getirilmiş olmasını-taltif eder. Kişi için bu bilince kavuşmak hedef olmalıdır.Bu konuda, bir de Meydan Larousse’a bakalım.Bu ansiklopedi “ETİK” teriminde araştırıcıyı “AHLAK” terimine yönlendiriyor

ve AHLAK’ı da:1. İnsanın doğuştan getirdiği (tabiatında olan) veya sonradan kazandığı bir

takım davranış şekilleri, huylar, tavırlar, manevi seviyesini belirleyen tutum ve yak-laşımlar;

2. Toplumun güzel ve doğru bulduğu tutum ve davranışlara uyum;3. Toplumda kişilerin uymak zorunda olduğu usul, nizam ve kaidelere riayet;4. Doğaya ve İnsanlığa karşı dürüstlük ve koruyucu olmak; şeklinde tanımlıyor.

Bu son tarif önemli...Pratikte bu iki terimin yani MÜHENDİSLİK VE ETİK’in nasıl bağdaştığını göre-

lim:Şu bir gerçek ki İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ zor bir meslektir.- Tahsili/Öğrenilmesi zordur;- Uygulaması zordur;o Proje tanzimi/tasarım, hem bilgi hem meşakkatli ve titiz-dikkatli çalışmayı gerektiren bir uygulamadır; o Uygulama, şantiyelerde, kır

şartlarında, bin türlü zorluğa göğüs gererek riskli, tehlikeli ve herşeye rağmen di-siplinli olması gereken bir uğraştır; o Tek başına başarı çok nadir şartlarda müm-kündür; inşaat bir ekip çalışmasını gerektirir; dolayısı île başarılar ve kabahatlar bölüşülür; kısacası mühendis ekip başı olarak hem başarısını bölüşmek, hem de

4. Yapı Denetim Sempozyumu Bildiriler Kitabı

271

maiyetindeki ekibin hata ve ayıplarını paylaşmak durumundadır; o Hangi türde bir mesleki uygulama yapılıyorsa yapılsın (tasarım, saha uygulaması, kontrol/denetim), “insan yönetimi” ve “liderlik” vasıflarının tüm ustalıkları ile gerekli görüldüğü bir uygulamadır, o Yurdumuza özel, İnşaat Mühendisliği, taşıdığı sorumluluk, ağır ruh-sal ve fiziksel yük, zor çalışma koşulları ile orantılı olmayan ve hak ettiğinin çok al-tında maddi karşılık bulan bir meslektir. Ve - Sorumluluğu çoktur.

Bir doktor bir hatası ile bir hastanın canına mal olur; bir mühendis bir hatası ile binlerce kişinin canına mal olabilir.

Bu duruma göre İnşaat Mühendisi ETİK değerlere uyma konusunda büyük handikaplara sahip bir uygulamacıdır. ETİK konusunda zayıflık gösteren meslektaş-larımıza sorulduğu zaman onlar, şu savunmaları yapacaklardır.

- Hata; gözden kaçmış;- Ücretim Yetersiz, Geçinemiyorum;- Alt kadrom kifayetsiz;- Amirim (ya da patronum) öyle direktif verdi;Konjonkktürel şartlar elimi-kolumu bağlıyorBu mazeretlerde mutlaka gerçek payı vardır. Ama önemli olan, bu mazeretlerin

arkasına sığınarak ayıplı bir imalat ya da hizmeti kabul ettirmek olmamalıdır. Ama asıl sorun, İnşaat mühendisliği meslek uygulamasında ETİK değerlerin muhafazası-nı sağlamaktır. Bu nasıl olacaktır ? Öyle bir ülkede yaşamaktayız ki, burada 120 bin İnşaat mühendisine karşılık 300 bin İnşaat Müteahhidi bulunmaktadır. Böyle makus bir oran, birçok inşaatın Mühendis emek ve denetiminden yoksun olarak, ve olabile-cek en kötü standartlarda ve büyük riskler altında (mali ve insansal)yapıldığının bir kanıtıdır. İşin ilginç tarafı Mühendisler de İŞSİZLİK’ten yakınmaktadırlar.

İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ camiasının ETİK değerleri sağlam bir biçimde koru-yan, mesleğine saygılı bir toplum olması için aşağıda sayılan kişisel ve örgütsel ön-lemlerin alınması yolu ile kaliteyi ve saygınlığı sağlaması ciddi bir ihtiyaçtır.

- Görevin doğru tanımlanması, kişisel olgunluğun kazanılması; (Sosyal eği-tim)

- Görevi yapacak mühendisin mesleğini (özellikle üstleneceği işin teknikleri-ni) iyi bilmesi (Mesleki ve pratik eğitim)

- Görevin, yapılma standardının muhatabın (yani işverenin) bilgi ve görgüsü-ne göre tayin edilmemesi;

- Görevin yapılmasında ücretin/paranın değil, görevin gerektirdiği standar-dın korunması; hakkaniyetin öne çıkması;

- Görevin yapılmasında DENETİM’e açık olunması; meslek adamına bu terbi-yenin verilmesi;

- Hata yapılmışsa, bunun örtülmesi yerine düzeltilmesine gidilmesi; ne paha-sına olursa olsun;

- Mesleğin sevilerek yapılması, mühendis olmaktan gurur duyulması; Böyle bir sevgi yok ise uygulamanın terk edilmesi;

4. Yapı Denetim Sempozyumu Bildiriler Kitabı

272

- Her görev için kişisel araştırma ve geliştirme çalışması yapılması; en basit işin bile ciddiye alınması, küçümsenmemesi;

- Meslek örgütlerinin kendilerini günlük siyasetin dışında tutmaları ve fark-lı siyasi görüşte olsalar bile, tüm üyelerini mesleki uygulamalarda kardeşlik içinde ama dürüst harekete teşvik etmeleri

Geriye bakacak olursak, 1999, 17 Ağustos depremi, toplumumuzun yüzüne bir şamar gibi inmiştir. İlk günlerde işin vehameti karşısında toplumumuz alel acele bir takım basit önlemlere tevessül ederek derdine çare bulacağını zannetmiştir. Halbuki yara, çok daha derin ve vahim olarak önümüzde durmakta öyle basit pansumanla giderilebilecek olmaktan uzak bir mahiyet arzetmektedir. Derin yara, toplumun işin ciddiyetini kavramamış olması, inşaat işini eskiden gelen bir anlayışla mektepliye değil alaylıya teslim etme alışkanlığında yatmaktadır, ve bu önemli konunun, işin içi-ne mühendisi sokmadan, UCUZ bir şekilde gerçekleştirilmesi tavrı ile ele alınması-dır. Mühendis ise, deprem öncesine kadar ne yapmıştır ? Halkın bu yaklaşımına ram olarak, kalitesini ve standardını, tehlikeli bir biçimde aşağı çekmiştir. Yerini bilmedi-ği ve gidip görmediği onlarca hatta yüzlerce inşaata ayn; dönem içinde Fenni Mesul imzası atmış, adeta sigara paketi arkasına çizilmiş gibi olan yapı projeleri üretmiş, şantiye de malsahibinin, müteahhitin gözüne girebilmek için malzemeden tasarruf (!) etmiş ve imalatlarda asgari zanaat kurallarının çok altında bir yapım kalitesine gözünü kapatmıştır. Vakta ki depremde 40.000’i aşkın yapı yıkılana dek...

Devlet bu büyük ve elim olaya hemen çare aramış ve 595 sayılı kanun hük-münde kararnameyi çıkarmıştır. İyi niyetle ve meselenin özüne inmeye çalışan bu kararname şu dört prensibi getirmiştir:

- Projesiz ve ruhsatsız bina yapılmayacaktır,- İnşaat bu konuda ehliyetini ispat etmiş bir yapımcı tarafından yapılacaktır,- Yapımcı inşaatta bir şantiye şefi (mühendis) ile işi yürütecektir.- Yapım faaliyeti ehil bir mühendislik firmasınca denetlenecektir.Yani inşaat her aşamasında mühendis nezaretinde ve emanetinde yürütülecek-

tir. Sonuç olarak mühendisin dahli olmadan inşaat yapılmayacaktır.Mühendisten pek haz etmeyen toplumumuzun menfaatleri haleldar olan bazı

kesimleri bu kararnameyi Anayasa Mahkemesine taşıyarak iptal ettirmekte gecik-mediler. AYM’nin iptal gerekçesi ise; “Vatandasın kendi evini kendisinin yapma hak-kı temel özgürlüğüdür” şeklinde idi ?...

O zaman soralım: Vatandaşın kendi mide ameliyatını kendisinin yapma özgür-lüğü yok mudur ?

Sonra geldi 4708 Sayılı Yapı Denetimi Yasası. Yine iyi niyetli, ancak teknik ola-rak uygulama ile ilgili pek çok hata içeren bir yasadır 4708 sayılı yasa. Nedir bunlar?

- Yasa gereğinden büyük ve hantal bir kontrollük teşkilatını öngörmektedir;- Yasa gereğinden ağır bir donanımı öngörmektedir;- Yasanın tanıdığı müdahale yetkisi yetersiz ve zayıftır;- Kontrolün hataya müdahale prosedürü hantal ve zaman alıcıdır;

4. Yapı Denetim Sempozyumu Bildiriler Kitabı

273

- Kontrollük Mahsahibi adına yapılır ve ücreti malsahibince ödenmelidir. (Müteahhite ödettirilmesi önlenmelidir!)

- Kontrollük’ün şantiye ile ilgisi sürekli/kesintisiz olmalıdır, denetimin de-netlenmesi mekanizması öngörülmemiştir.

Meseleye nasıl bakarsak bakalım iş, mühendisin her aşamada yapım faaliyetine sokulmasına, mühendisin bilgi ve tecrübe sahibi olmasına, bir çok konuda vicdanı île başbaşa kalacağı cihetle, sağlam bir karaktere sahip olmasına, dolayısı ile etik kural-lara riayet etmesine, kendisine tanınan otoritesini cesaret ile, ama doğru bir biçimde kullanmasına gelip dayanmaktadır.

Eğitimden, uygulamaya eğer mühendisliğin standardını çok ama çok yükselt-mediğimiz takdirde, onlardan etik davranış beklemek biraz hayal, biraz da haksızlık olur.

Saygılarımla

OTURUM BAŞKANI- Şimdi, “Yapı Denetim Bilinci” konulu konuşmasını yap-mak üzere, Sayın Hüseyin Kaya’yı kürsüye davet ediyorum.

4. Yapı Denetim Sempozyumu Bildiriler Kitabı

274

YAPI DENETİM BİLİNCİİnş. Müh. Hüseyin KAYA

(İMO Yapı Denetim Komisyonu Başkanı)

OTURUM BAŞKANI- Sayın Hüseyin Kaya 1986 ODTÜ mezunudur. 2000 yı-lına kadar yurtiçi ve yurtdışı çeşitli projelerde, saha mühendisliğinden, proje mü-dürlüğüne, genel müdürlüğe kadar görev yapmıştır. 2000 yılından itibaren Yapı Denetim Kuruluşları Birliği Kurucu Üyesi, Yönetim Kurulu Üyesi, Genel Sekreteri, Genel Başkanlığı, Onur Başkanlığı gibi görevler yapmıştır. İMO bünyesinde Genel Merkezde Yapı Denetim Komisyonu Başkanı. Bütün yapı denetim çalışmalarının içinde bulunmaktadır.

Buyurun efendim, söz sizin. HÜSEYİN KAYA- Başkan teşekkürler. Sayın İMO Genel Başkanım, Birlik Genel

Başkanım, değerli arkadaşlar; hepiniz hoş geldiniz.Son oturumda beraberiz. Bildiğiniz gibi yapı denetim kavramı 1999 Marmara

depreminde gündeme geldi. Ondan önce bütün yapılar, kamu binaları hariç, fenni mesuller ve belediye teknik elemanlarınca ortaklaşa yürütülüyordu. Ne zamanki 1999 Marmara depremi meydana geldi. Orada görülen büyük orandaki can ve mal kayıplarından sonra binalardaki kontrol sistemi sorgulanmaya başladı eve yapı denetime ihtiyaç olduğu görüldü. 2000 yılında da 595 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle Yapı Denetim Kanunun gündeme geldi.

4. Yapı Denetim Sempozyumu Bildiriler Kitabı

275

Başkanın da belirttiği gibi, 2000 yılından beri bu sektörün içindeyim. 2000 yılında ilk kanun yürürlüğe girdiği zaman, biz sahaya gittiğimizde, bütün taraflar, proje mühendisleri, müteahhitler, yapı sahipleri, ustalar kalfalar, hepsi yapı dene-timdeki görevli mühendis mimarlara verdikleri bütün talimatları aynen uyuyorlardı. Oradaki yapı denetim bilinci bir anda oluşmuş, herkes dört dörtlük iş yapıyor görü-nümündeydi. Ama süreç içinde görüldü ki, bu bilinç korkudan gelen bir bilinçmiş. Bilemezlikten gelen bir bilinçmiş. Ne zaman ki mevzuatı öğrendiler, ne zaman ki yapı denetimi müteahhit pratikte seçmeye başladı; ne zamanki müteahhit parasını ver-meye başladı, bu taraflar yapı denetime hoş görüyle bakmadılar.

TÜRKİYE’DE YAPI DENETİM BİLİNCİ

Nereden çıktı bu yapı denetim, bu yapı denetim olmasa biz işimizi daha iyi ya-pacağız kavramı oluştu. Süreç bu şekilde gelişti arkadaşlar. Yapı denetim bileşenle-rine baktığımız zaman, burada işte Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yapı sahipleri, yapı müteahhitleri, proje müellifleri, belediyeler ve diğer idareler, yapı denetim kuruluş-ları, konut sahipleri, üçüncü şahıslar ve meslek odalarımız var.

Burada Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, eski adıyla da Bayındırlık Bakanlığı bu işin sahibi arkadaşlar. Bu işin kanun koyucusu, yürütücüsü, yetkiyi veren, yetki-yi alan, eksikleri görmesi gereken temel kuruluş, ana faktör, ana sponsor, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı. Şu anda gelinen noktada iyi bir noktadaysak, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının katkısı vardır; kötü noktadaysak da, bunların eksikliği var demektir.

4. Yapı Denetim Sempozyumu Bildiriler Kitabı

276

Süreç içinde iyi şeyler yapılmış olmasına rağmen, gelinen noktada yapı denetim sistemi istenilen düzeyde, istenilen kalitede değil maalesef. Yapı Denetim Kanununa baktığınızda, özünde iyi hazırlanmış, iyi bir kanun. Bu kanunu Avrupa’daki bir ül-kede uygulamaya kalksanız, bence %90 başarılı olur, düzgün yürür. Ancak ülkemiz-de demin hocalarımız da bahsetti. Meslek etiği, meslek bilinci olmadığı için, ahlâk yönünden belki eksikliğimiz olduğu için, tüm taraflar, burada adı geçen tarafların bundan dolayıdır ki, bu kanun özünde iyi olan bir kanun ülkemizde maalesef tam uygulanamıyor.

Bunun için ana kanunun ana sahibi olan, yürütücüsü olan, kanun koyucusu olan Çevre ve Şehircilik Bakanlığının el atması lazım. Çeşitli düzenlemeler var. Çok zor şartlarda, uzun sürelerde çıkartılmış bazı değişiklikler var. Bunlar için gerçekten katkı veren arkadaşlara teşekkür ediyoruz, ama yeterli değil. Şu anda taraflara sor-duğumuzda, bir anket çalışması yapıldığında, hiç kimse mutlu değil. Çalışan denetçi, mühendis ve mimarlar sistemden hiç memnun değil; yapı denetim kuruluşları mem-nun değil, bakanlık memnun değil, odalar memnun değil. Kim memnun, hiç kimse. Müteahhitler de memnun değil, gene bu müşavirlik sisteminde adı geçti, müteahhit-ler aynı anda iki yere çeşitli büyük projelerde hem yapı denetim kuruluşu görevlen-dirmek zorundalar, ayrıca da teknik müşavirlik kuruluşu görevlendiriyorlar.

Bir önceki oturumda Mustafa Bey, müteahhit, örnek bir müteahhit olduğunu gördüm konuşmalarından. Onun gibi müteahhitler maalesef az. Yapı denetim bi-linci olan, gerçekten bu işin iyi yapılmasını isteyen müteahhitlerimiz az. Çevre ve Şehircilik Bakanlığının özellikle kanun uygulamasında görülen eksikleri il müdürlük-leriyle beraber, bu konuda bilinçleri daha fazladır. Benim hem İnşaat Mühendisleri Odasındaki görevim sebebiyle, hem de Yapı Denetim Kuruluşları Birliğindeki göre-vim nedeniyle yaklaşık sekiz ili dolaştım arkadaşlar ve bu gittiğimiz iller merkezi iller. Diğer 81 ildeki arkadaşlardan, yapı denetim kuruluşları olsun, Çevre Şehircilik

4. Yapı Denetim Sempozyumu Bildiriler Kitabı

277

İl Müdürlüğü ekipleri olsun, tamamı katılmıştı. Yani ülke genelindeki bu işteki görev-li arkadaşların görüşlerini, sorunlarını, dileklerini hepsini biliyoruz. İl Müdürlüğü çalışanları sahada birebir yapı denetim kuruluşlarıyla oldukları için onlarla konuş-tuğumuz, onların dile getirdikleri konular bizim fiili olarak içinde bulunan mühendis mimarların talepleriyle örtüşüyor.

Dolayısıyla, kanun hazırlanırken, il müdürlüklerinden de görüş alınması, özel-likle mühendis mimarlardan, TMMOB’den, Yapı Denetim Kuruluşları Birliğinden görüş alınması, gerekiyorsa beraber çalışılması. Bir örnek vereyim. Avrupa Yapı Denetim Kuruluşları Birliği benzeri bir kuruluş Türkiye’yi ziyaret etmişti. Bizleri de ziyaret etti. Sohbetlerinde demişlerdi ki, “kanunları düzenlerken, siz hazırlayıp veri-yorsunuz değil mi?” demişlerdi. “Hayır bizim hiç haberimiz olmuyor, bu kanun çıkı-yor, ondan sonra öğreniyoruz” “Nasıl olur, Avrupa’da biz böyle yapıyoruz. Biz bu işin tarafları, uzmanları biz hazırlarız, hükümete veririz, hükümet mevzuat açısından, hukuk açısından düzenlemeleri yapar ve yayınlar” bu konuşmalarımızı bakanlığa iletmişler, ertesi gün de bakanlıkla görüşmüşlerdi. Biz bakanlığı şikâyet etmiş gibi olmuştuk, o zaman da bizi çağırdılar. Tekin Başkan da bilir. Gittiğimizde, bizi niye şikâyet ettiniz? Biz sizden görüş alıyoruz ya falan dediler.

Maalesef kâğıt üzerinde görüş aldıkları zamanlar çok oluyor. Bizim katılımcı ol-duğumuz zamanlarda gerçekten iyi sonuç alıyoruz, iyi bir uygulanabilir kanun çıkıyor. Gene bakanlıktaki bürokratların burada çok büyük katkısı ve rolü var. Hazırlanırken bunlar hazırlıyor, Meclise gittiği zaman, tabii ki Meclis karar veriyor. Ancak hazırla-ma noktasında bürokratların katkısı çok büyük. Eksik çıkıyorsa da, bunların yanlış-larından eksik çıkıyor. Süreç içinde biz bir tespit yaptık. Özellikle emekli olduktan sonra, uzun süre bürokrat olarak çalışan meslektaşlarımız, emekli olduktan sonra her nedense bizim gibi düşünmeye başlıyorlar. Uzun süre müsteşar yardımcılığı gö-revine bulunmuş olan bir ağabeyimiz, 2. Yapı Denetim Sempozyumuna katılmıştı İstanbul’da. Kürsüye çıktı, başka bir kurumda görevliydi. “Yapı denetimin bağımsız olması lazım. Bunlar çok zor şartlarda çalışıyorlar, müteahhit seçiyor” falan. İndi, herkes alkışladı, itiraz ediyoruz dedik. “Sayın müsteşarım siz 9-10 sene o görevde kaldınız, hep bunu söyledik size. Her seferinde itiraz ettiniz, yani illa emekli mi olma-nız lazımdı” yine Yapı Denetimi Komisyonu Başkanı bir ağabeyimiz emekli oldu, çok güzel, bizim gibi düşünüyor. En iyi bürokrat emekli olan bürokrat olduğunu gördük arkadaşlar.

Bunlar ne yazık ki belki baskıdandır, belki bir şeydir. İşte bu dönemde de vekil olarak görev alan bürokratlar var. Yani o vekil olduğu için her an görevden alına-bilir, korkusu da baskısı da olabilir. Ondan dolayıdır ki maalesef iyi savunulamıyor. Özünde arkadaşlar belki doğruyu düşünüyor, haklı buluyor bizi, ama yukarıya iletil-diği zaman, maalesef eksik iletiliyor. Bunun sıkıntısını yaşıyoruz arkadaşlar.

Yapı sahipleri bu sistemde kesinlikle olayın dışında. Kurumsal yapı sahiplerini hariç tutuyorum. Yap-sat’çı arsa sahipleri en çok sorunlu olan yerlerde arsa sahipleri alacağı daireyi bilir. On tane daire alıyorsa, onun dışında hiçbir şeye karışmaz, hiçbir şeyden de haberi olmaz. Ancak ne zamanki yapı müteahhidi parasını yatırmamışsa, o zaman haberi oluyor. Yani yapı denetim kuruluşu herhangi bir şikayette bulundu-ğu zaman, işte bu hizmet bedeli yatırılmamıştır dediği zaman farkına varıyor. “Ben

4. Yapı Denetim Sempozyumu Bildiriler Kitabı

278

müteahhitle anlaşma yaptım, o ödeyecekti” diyor. Uygulamada bu örnekler çok fazla. Yapı sahipleri pratikte yok, müteahhit yapı

denetimi seçiyor. Böyle olduğu için de sistem başından arızalı gidiyor. Özünde ta-bii ki doğru geliyor. Yani yapı sahibi seçer diyor. Tüm taraflar etik kurallara sahip olsa, yapı denetim bilinci olsa, sistem çok düzgün çalışır. Bu sektörde olması gereken yapı denetim kuruluş sayısı 100’se mesela, 110 tane kurulmaz. Yani orada bir bilin-ci var, burada 100 tane iş yapacaksa, bundan sonra kuracağı bir firmanın orada iş yapmayacağını bilir mühendis arkadaşımız. Bir planlama dahilinde bulunur. Ancak bu bilinç yok, herkes bu sahaya giriyor, herkes iş yapmak istiyor. Serbest rekabet or-tamında da önüne gelen iş almaya çalışıyor. İş alma kriteri tamamıyla düşük ücretle yapılma kriteridir.

Müteahhitlerin istediği maalesef ucuza iş yapacak, şantiyeye gelmeyecek, ev-rakları tam düzenleyecek. Belediyeyle ilişkisi olmayacak. Dört tane kriter istiyor, yapı denetim kuruluşundan. Bunları yerine getiren yapı denetim kuruluşu iyi bir firmadır. Ancak sistemde de böyle bir firma iyi bir firma değildir, ama uygulamada bunlar böyle değerlendiriliyor.

Proje müellifleri onlar da maalesef yapı denetim bilinci tam oluşmuş değil . gene serbest rekabet ortamında proje müellifine katkı veren, yani bu parasal katkı da olabilir, başka katkı da diyebilirsiniz. Firmalara işlerini yönlendirebiliyor, böyle bir yetkileri de var. Yapı sahibi ya da müteahhit projeyi götürdüğü zaman, falanca yapı denetim kuruluşu daha iyidir, ona verelim, bizim projeler problemsiz çıkar di-yor. Proje müellifleri de bu konuda tabii iyilerini hep tenzih ediyorum. Burada da bir sıkıntı var. Yapı denetim bilinci, yapı denetime inanç burada da tam yok maalesef.

Belediyelerle diğer idareler bunlarda da bazı belediyeler tabii ilk başta çok kar-şı çıkıldı. Onların görevi alınmış gibi oldu. Bizler, hatta şantiyede ilk başlarda bele-diyelerin üstünde bir kamu görevlisi gibi görüldü denetçi mühendisler. O zaman da belediyeler buna çok tepki göstermişlerdi; ancak zaman içinde onlar da bu süreci çözdüler. Bunlarda da yapı denetime bakış maalesef iyi değil.

Yapı denetim kuruluşları, evet bizler özeleştiri yaparsak, maalesef iyi durum-da değiliz. Bizdeki mühendislik etiğinden bahsediyoruz, bilinçten bahsediyoruz, ahlâktan bahsediyoruz. İnsan faktörü çok fazla. Bizde de bunlar maalesef zayıf, biz-lerde de yapı denetim bilinci tam değil.

Peki, bu kadar olumsuzluklar var. Yapı denetim bilinci, etik yok. Birilerinin mü-dahale etmesi lazım. Bu işin tepesindeki kurum buna müdahale edecek. Diyecek ki, burada eğer benim vatandaşımın durumu böyle. Bilinç seviyesi iyi değil, etik anlayış birbirine bakış zayıfsa, bunun önlemini alması lazım. Temel önlem bunun bir kamu görevi olduğu bilinciyle bu işlerin atama yoluyla, bir kamu olan görevi bir vergi de-netmeninizi, bir SSK müfettişini, bir hakiminizi, bir savcınızı seçemiyorsanız, bu ka-dar değerli, bu kadar kıymetli, bu kadar kritik bir konuda da müteahhidin ya da yapı sahibinin seçme şansı olmaması lazım. Temel çözüm buradadır. Bu olursa geri kalan kısımlar düzelir.

Konut sahipleri, konut sahiplerinin bilinci de yok maalesef arkadaşlar. Bir dai-reyi satın aldığı zaman, hangi yapı denetim denetlemiştir, bu yapı denetim aktif mi-

4. Yapı Denetim Sempozyumu Bildiriler Kitabı

279

dir, ceza almış mıdır, işleri nasıl denetliyor, gidip de bir diğerine bakayım da ona göre alayım diye bir şansı yok, böyle bir bilinç yok. İşte ince yapıları iyi yapılmışsa, fiyatı da uygunsa, gözü kapalı alınır; hatta bazı yerlerde buranın iskanı problemli denildiği halde, ya hallederiz, fiyatı uygun, ben alırım diyor. Maalesef konut sahipleri de bu bilinçte.

Meslek odaları, meslek odalarımız 2000 yılında ilk çıktığında kanun, bu ka-nuna da karşı olanlar, özellikle Mimarlar Odası oldu. Bu konuda özellikle Nevzat Başkanıma çok teşekkür ediyorum. Ankara Şube Başkanlığı döneminde ve daha ön-cesinde bu olaya sahip çıkan tek Odaydık, Odaydı. Özellikle Başkanlığı döneminde de bu sisteme sahip çıkmış, düzeltilmesi için elinden geleni yapmıştır. Biz kendisini ziyaret ettiğimizde, yapı denetim kuruluşlarıyla beraber, mühendis mimarlarla be-raber Meclise gelmiştir. Mecliste İmar Komisyonu Başkanını beraber ziyaret ettik. Her türlü konuda çalışması, desteği vardı. Bu konuda gerçekten teşekkür ediyorum.

Bir konuda da yine mühendis camiasından iki tane milletvekili arkadaşımız şu anda milletvekili değiller. Bu kanunun çıkması aşamasında bizim kendilerini zi-yaret ettiğimizde, çok büyük destekleri olmuştu. Prof. Dr. Haluk İyidoğan İstanbul Milletvekili bir de Prof. Dr. Pelin Gündeş Bakır gene İstanbul Milletvekili, bunların da çok katkısı olmuştu arkadaşlar.

İnşaat Mühendisleri Odamızın olaya sahip çıkmasının bir nedeni de bu sistem-de görevli inşaat mühendislerinin oranları. Bu oranlara baktığımız zaman arkadaş-lar; inşaat mühendislerinin gerçekten büyük oranda temsil edildiğini göreceksiniz. Denetçi yüzde 41, kontrol mühendisi yüzde 68, şantiye şefi yüzde 55 oranında sis-temde temsil ediliyor. Toplama baktığımız zaman, sistemde kayıtlı mühendis mimar-lar oranına baktığımızda da yüzde 56’sı inşaat mühendisi.

Dolayısıyla, bizim Odanın, İnşaat Mühendisleri Odasının bu sisteme gerçekten sahip çıkması, bu gidişte olması ve bunu devam ettirmesi gerekmektedir. Ben sözle-rimi fazla uzatmayacağım.

ÖNERİLER:Denetimin Etkin ve Bağımsız Sürdürülebilmesi için Yapılması Gereken Temel

Düzenlemeler:1) “Türkiye Yapı Denetim Üst Kurulu”nun kanun ile kurulması, siste-

mi denetlemesi ve elektronik görevlendirme yapması,2) Kurul Üyeleri: Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Yapı Denetim

Kuruluşları Birliği, TMMOB ve TOBB temsilcilerinden oluşması3) Asgari Hizmet Bedelleri oranı %2 ile %4 arasında olması,4) Mühendis, mimar “Asgari Ücretlerinin” TMMOB tarafından

belirlenmesi, maaş ödemelerinin düzenli ve otomatik olarak ortak hesaptan ödenmesi. Mühendisin YDK ile ticari bağımlılığının ortadan kaldırılması ve bağımsızlığının korunması,

5) TOKİ, KİPTAŞ ve diğer tüm Kamu Yapılarının YDS sistemine dahil edilmesi,

4. Yapı Denetim Sempozyumu Bildiriler Kitabı

280

6) Mesleki sorumluluk Sigortası ile Mali Sorumluluk Sigortasının devreye alınması

Hepinize çok teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum.

OTURUM BAŞKANI- Çok teşekkür ediyoruz. “TMMOB’ Yasası, Meslek Odaları ve Mesleki Kısıtlılık” isimli konuşmasını yapmak üzere Sayın Mustafa Selmanpakoğlu’nu kürsüye davet ediyorum.

4. Yapı Denetim Sempozyumu Bildiriler Kitabı

281

TMMOB YASASI, MESLEK ODALARIVE MESLEKİ KISITLILIK

Y. İnş. Müh. Mustafa SELMANPAKOĞLU(İMO Onur Kurulu Başkanı)

OTURUM BAŞKANI- Sayın Selmanpakoğlu 1970 ODTÜ mezunudur. 1970-75 arasında kamu sektöründe görev yapmıştır. 75’ten itibaren mühendislik projeleri üretmiştir. Kendisinin birçok uzmanlık alanı olmasına rağmen, Türkiye’nin uzmanla-rındandır. Birçok dernekte görev yapmıştır, hâlâ yapmaktadır. Bu arada CHP Ankara İl Başkanlığı vardır. İMO Ankara Şubesi Başkanlığını yapmıştır. Altı senedir de Onur Kurulunda görev yapmaktadır. Halen Onur Kurulu Başkanıdır.

Buyurun Mustafa Bey.

MUSTAFA SELMANPAKOĞLU- Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; ben de yapı denetim sistemine farklı bir açıdan bakmaya çalışacağım.

İnşaat Mühendisleri Odası Onur Kurulu olarak yaptığımız görevde dayandığı-mız yasalar var.

YASALAR6235 Sayılı TMMOB Kanunu-1954Madde 8-11 Yüksek Haysiyet DivanıMadde 25-31 Oda Haysiyet Divanı, şu andaki ismi olarak Oda Onur Kurulu

4. Yapı Denetim Sempozyumu Bildiriler Kitabı

282

olarak görevlerini tarif ediyor. 3458 Sayılı Mühendislik ve Mimarlık Hakkında Kanun-1938,

Bu diplomayla ilgili, yani meslekle ilgili bir şey.4708 Sayılı Yasa ve Yönetmelikler, 2001 yılında çıktı. 19 ilde, daha sonra

2011 yılında tüm illerde uygulanmaya başlandı. Yasaya bağlı olarak TMMOB’nin Ana Yönetmeliği var. Bu Ana Yönetmeliğin ta-

rihi 2002 bu Ana Yönetmeliğin 37 ve 41. Maddeleri Yüksek Onur Kurulunun görev-lerini sayıyor.

TMMOB ANA YÖNETMELİĞİ - 2002Yüksek Onur Kurulu- Madde 37- 41Madde 41 : Yüksek Onur Kurulunun Görev ve Yetkileri Şunlardır :

Oda Onur Kurulunca verilen ve ilgililerce itiraz olunmayan karar-lardan ONAYI GEREKENLERİ incelemek ; gerekçe göstererek uygun olanları onaylamak, olmayanları bozmak.

Oda Onur Kurulları kararlarına yapılan itirazları inceleyerek, kara-ra bağlamak.

Oda Onur Kurullarının Yüksek Onur Kurulunca bozulan kararların-da direnmeleri durumunda, 3 (üç) ay içinde son kararı vermek.

Birlik Genel Kurulunun seçimle ilgili toplantılarına katılmayan de-legelerin durumlarını incelemek ; geçerli mazereti olmayan delegeler hak-kında gerekli işlemleri yapmak.

Bayındırlık ve İskan Bakanlığının gerekli görmesi durumunda top-lanarak, istenilen konuyu incelemek ve karar bağlamak.

ODA ONUR KURULLARI Madde 78 - 93 Oda Onur Kurullarının görevlerini sayıyor. Madde 89 : ( Oda Onur Kurulunun Görev ve Yetkileri )

a) Oda Yönetim Kurulunca, gerek bir başvurma üzerine ve gerek doğ-rudan doğruya kurula yansıtılan konular hakkında karar vermek.

b) Oda ve Şube Genel Kurullarının seçimle ilgili toplantılarına katıl-mayan ÜYE ve DELEGELERİN durumlarını incelemek; geçerli mazereti ol-mayanlar hakkında gerekli işlemi yapmak. Bu konumuzla ilgili değil, ama ben bütün mühendis arkadaşlara bunu hatırlatmak isterim.

c) Onur Kurulu kararlarından, Yüksek Onur Kurulunca bozulanları yeniden incelemek ve karara bağlamak.

Madde 90 bizim görevlerimizi tarif eden ana madde bu. Onun için bunu sizlere dikkatli buluyorum.

Madde 90: ( Disiplin Cezaları-Değişik 2010 )Odalara bağlı meslek mensuplarından 6235 sayılı TMMOB Kanununa ve

bu Ana Yönetmeliğe aykırı hareketi görülenlerle, üyelerden ve TÜM MESLEK

4. Yapı Denetim Sempozyumu Bildiriler Kitabı

283

MENSUPLARINDAN, meslekle ilgili işlerde, gerek kasten ve gerekse ihmal göster-mek suretiyle zarara yol açan ya da kabullendiği anlaşmalara uymayan ya da meslek onurunu bozan durumları saptananlara, üye ve çalışanlara karşı psikolojik yıldır-ma/baskı/taciz uygulayanlara, kadın üye ve kadın çalışanlara karşı cinsiyet ayrımcı-lığı yapanlara , cinsel tacizde bulunanlara kayıtlı ya da ilgili bulundukları Oda Onur Kurulunca aşağıda yazılı disiplin cezaları verilir.

a) Yazılı uyarıb) Hafif para cezası 263 TL ( 2015 )c) Ağır para cezası 981TL ( 2015 )d) 15 gün-6 ay meslekten uzaklaştırma cezası e) Meslekten men cezasıBu madde içerisinde yer alan “üyelerden ve tüm meslek mensuplarından” de-

nilir. Yani bunu da yine sizin dikkatinize sunmak istiyorum. Oda Onur Kurulları sade-ce Oda üyeleriyle ilgili işlem yapmaz, tüm meslek kurumlarıyla, meslek mensupları, yani daha doğrusu Oda’ya üye olmayan inşaat mühendisleri hakkında da işlem yapa-bilir ve aynen üye olan kişiler için geçerli olan kurallar onlar için de geçerlidir. Bunu da dikkatinize sunmak istiyorum.

Madde 91: ( Disiplin Cezalarına İtiraz )Onur Kurulunca verilen cezalardan 90. Maddenin (a) ve (b) bentlerinde yazılı

olanlar kesindir. Yani yazılı uyarı ve hafif para cezası alan üyelerimiz için verilen bu kararlar kesindir. İtiraz hakkı yoktur, ancak eğer bir haksızlık yapıldığı söz konusu olursa, ancak idari mahkemelere giderek, haklarını arayabilirler.

Madde 93: Geçici olarak meslek uygulamasından uzaklaştırılanlar, meslekle-rini uygulayamadıkları gibi, mesleklerinin uygulanması için imza da kullanamazlar. Aksine hareket edenlerin cezaları bir kez daha artırılır.

Ana Yönetmelikten sonra, bizim için tabii en çok başvurduğumuz Disiplin Yönetmeliği. Onur Kurulları görevlerini bu TMMOB’ Disiplin Yönetmeliklerine göre yapıyorlar.

DİSİPLİN YÖNETMELİĞİ - 2002Bu yönetmelik Türkiye içinde mesleki etkinlikte bulunan mühendis ve mimar-

ları kapsadığı gibi, TMMOB üyesi olup da yurt dışında çalışan ve Türkiye de bulunan yabancı uyruklu üyeler de bu kapsam içerisindedir.6235 sayılı kanunun 33. madde-si uyarınca Oda üyesi olmak zorunda olmayan meslek mensupları da Odaya kayıtlı meslek mensuplarının ödevleri ile yükümlüdür.

Yüksek Onur KuruluOda Onur Kurullarınca verilen

- Ağır Para - Meslek uygulamasının geçici yasaklanması

4. Yapı Denetim Sempozyumu Bildiriler Kitabı

284

- Odadan ihraç cezaları Yüksek Onur Kurulu kararı ile kesinleşir. 6235 sayılı Kanunun 30. Maddesi uyarınca; “Oda üyesi olmak zorunda olma-

yan meslek mensupları da, Odaya kayıtlı meslek mensuplarının ödevleriyle yüküm-lüdür” diye biraz önce söylediğim şeyin altını tekrar çiziyor.

Onur Kurulları Onur Kurulları TMMOB Disiplin Yönetmeliğinin : - 7. Maddesine göre yazılı uyarı - 8. Maddesine göre para cezası -9. Maddesine göre meslekten geçici men -10. Maddesine göre Odadan ihraç cezaları verir.

ONUR KURULUNDA GÖRÜŞÜLEN DOSYALAR Oda Yönetim Kurullarından Doğrudan doğruya yansıtılarak Yönetim Kurullarının soruşturmaya ya da kovuşturmaya yer yok

kararlarına itiraz edilerek.

GELEN DOSYALARI SINIFLANDIRILMASIYapı Denetim İTB Diğer ( bilirkişilik, riskli yapılar, taciz, mobbing, anlaşmasına uy-

mama, yasa yönetmelik ve genel kurul kararlarına uymama vs. )Yapı denetim dosyaları çok büyük oranda Çevre ve Şehircilik Bakanlığının

bildirimiyle, şikâyetiyle Odamıza geliyor. Bu dosyaların genel bir değerlendirmesi-ni yaptığımızda, son altı yılda, yani benim görevde olduğum dönemlerde yaklaşık %80’i yapı denetim dosyası olarak Kurulumuza geliyor. % 20’Si diğer dosyalar.

YAPI DENETİM SİSTEMİNİN UNSURLARI. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Yapı Denetim Şirketleri ve laboratuvarlar Yerel Yönetimler Meslek Odaları Yapı Sahipleri Müteahhitler

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nı ben Onur Kurulu penceresinden bakarak, değerlendirmek istiyorum. Çevre Şehircilik Bakanlığına bağlı, Çevre Şehircilik İl

4. Yapı Denetim Sempozyumu Bildiriler Kitabı

285

Müdürlükleri bünyesinde Yapı Denetim Komisyonları oluşturulmuş durumda. Bu İl Müdürlükleri sabah İzmir İl Müdürünün de söylediği gibi, belli periyotlarda de-netimler yapıyorlar. Hem büro denetimleri, hem de şantiye denetimleri yapıyorlar. Bu denetimler sonucunda kurul Teknik İnceleme Raporu diye bir rapor düzenliyor. Tabii bu raporu bu Kurul kendi açısından, yani kendi aradığı şeylerin daha çok al-tını çizerek de dikkat ederek düzenliyor. Bu raporlar daha sonra Çevre Şehircilik İl Müdürlüğünün Yapı Denetim Komisyonlarında değerlendiriliyor.

Eğer bir suç unsuru varsa, onlar kendi açılarından, yani 4708 sayılı Yasaya bağlı olarak gerekli cezaları vermek üzere bakanlığa teklifte bulunuyorlar. Bu arada tabii bir ceza verilmişse eğer, yapı denetim şirketinin kapatılması ve yapı denetim şirketinde çalışan meslek mensuplarımızla ilgili bir ceza söz konusu olmuşsa, aynı kanunun 4708 sayılı Kanunun 8. Maddesine göre bu üyeler hakkında meslek odala-rına bildirimde bulunuyorlar. Meslek odaları bu bildirimleriyle ilgili işlem yapmak zorunda.

Şimdi bu teknik inceleme raporlarıyla ilgili bizim sıkıntılarımız oluyor, burada Bakanlığın mensupları yok, yani biz birbirimize konuşuyoruz, ama yine de tabii ki söylemek durumundayım. Bu raporlar biraz önce söylediğim gibi onlar sadece kendi açılarından, daha doğrusu kendileri için önemli olan konuları ve maddeleri içeriyor. Oysa ki biz inşaat mühendisleri olarak üyemizle ilgili işlem yaparken, en çok önem verdiğimiz; hatta sadece ona önem veriyoruz bile diyebilirim. Yapının güvenliği ve can güvenliği; yani insanın can güvenliği. Eğer öyle bir durum varsa, tabii ki o konu-da da derinleşiyoruz ve inceliyoruz.

İlaveten bu dosyalar bize gelmeden önce Yönetim Kurulundan geçiyor tabii ki. Yönetim Kurulu bu dosyaları inceliyor, eğer üyeler hakkında bir soruşturmaya gerek görürse, bu dosyaları soruşturmacıya gönderiyor. Görmezse, doğrudan diyor ki ge-rek yoktur, böyle bir karar alıyor. Soruşturmacı soruşturmasını yapıp, bu soruştur-mayı yaparken, incelediği şey tabii ki bu dosyadaki Teknik İnceleme Raporu. Aslında Onur Kurulları bir hâkim görevi, soruşturmacılar da bir savcı görevi yapıyorlar, yani delilleri topluyorlar, ifadesini alıyor, belgeleri topluyor.

Ancak Oda imkânları sınırlı olması nedeniyle, tamamı neredeyse o şekildedir. Soruşturmacı arkadaşlar bakanlıktan gelen dosyadaki evrakları doğru kabul ede-rek ve onunla yetinerek kararını veriyor ve ayrıca üyemize bir savunma talep yazısı gönderiyor ve bu savunma talep yazısında Teknik İnceleme Raporunda ne gibi suçla-malarda bulunulduysa, onları belirterek, diyor ki bu konuda bize savunmanızı verin, sonra rapor haline getiriyor. Bu tekrar Yönetim Kuruluna gidiyor, Yönetim Kurulu yine bakıyor, eğer gerekli görürse Onur Kuruluna sevk ediyor, görmezse gerek yok diyor kovuşturmaya ve o şekilde bize geliyor.

Yapı denetim şirketleri ve laboratuvarlar. Bir önceki oturumda tabii laboratuvar sahibi, yetkilisi arkadaşımızın söyledikleri benim de çok dikkatimi çekti. Gerçekten laboratuvarların önemi çok büyük. Ben de çok uzun yıllar bu mesleği yapmış birisi olarak çok önemsiyorum. Çok önemli bir gelişme bu. Yani biz kamyonla kum dö-külüp, üstüne çimento torbaları patlatılıp, beton yapıldığı, yuvarlak demirle inşaat yapıldığı, nervürlü demire geçildiği zaman, sertlikten o demirlerin bükülürken kırıl-dığı, hiçbir standardın olmadığı, sertifikalarının olmadığı dönemleri yaşamış birisi

4. Yapı Denetim Sempozyumu Bildiriler Kitabı

286

olarak, bugünkü geldiğimiz düzeyin çok olumlu olduğunu düşünüyorum. Şirketlerle ilgili daha sonra söyleyeceğim. Yerel yönetimler yine bildiğiniz gibi.

Yani çok eskiden yerel yönetimler nasılsa, yine aynı şekilde. Yani sanki yapı denetim şirketlerine sadece dosya düzenleme, evrakları tanzim etme, birtakım bürokratik işleri yerine getirme işlerini yaptırdıkları gibi, yine yapı denetim şirketi yetkililerin-den aldığımız bilgilere göre, sürekli kaprisler içerisinde ve zorluk çıkarıldığını ifade ediyorlar. Dosya muhteviyatlarından da biz görüyoruz bazı şeyleri. Yerel yönetimle-rin gerçekten yapması gereken, gerek ruhsat aşamasında, gerekse yer teslimi, vize-ler, konularında yeterli bir gayret göstermediklerini görüyoruz. Meslek odaları, yapı sahipleri ve müteahhitler. Bunları daha önce arkadaşlar konuştular.

YAPI DENETİM SİSTEMİNİN SORUNLARI: 1999 Körfez Depreminin ardından 13 Temmuz 2001 tarihinde yayınlanarak

yürürlüğe giren 4708 Sayılı yasa 2011 yılı başına kadar 19 pilot ilde, 2011 yılı ba-şından sonra tüm illerde uygulanmaya başlamıştır. İlgili yönetmelik 2008 yılında yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Yasa sistem olarak, temel eksikleri giderildiğinde iyi işleyebilecekken ilgili Bakanlığın inat ve ısrarı nedeniyle kağıt üzerinde var ama işleyişte amacına uygun çalışmayan bir duruma düşmüştür.

Sistemin çalışmadığını incelediğimiz yüzlerce dosyadan takip edebiliyoruz. Yapılan hatalar üyelerimizin içine düştüğü tuzaklar birbirine çok benziyor. Tabloyu en canlı ve gerçek şekilde önümüze koymak için 14 Kasım 2015 tarihinde İMO İstanbul Şubemizin düzenlediği “PANEL-FORUM”da sunduğum, bir üyemizin savun-masını sizlere özetleyerek okuyacağım.

‘’…Daha ilk ayın maaşında sorun yaşadım. İşe başladığımda kendilerine her on günde bir inşaatları incelemek istediğimi, (işin yapıldığı şehre) gitmek istediğimi söyledim. İşin yapıldığı şehirde büroları olduğunu ve işlerin oradan yürütüldüğünü ve takip edildiğini söylediler. Bizim sadece imzalamamızın yeterli olduğunu söyle-diler.’’

‘’Aldığım maaş 500 TL idi.’’‘’hiçbir şey düzgün gitmiyordu. Maaş konusunda hep tartışma içerisindeydim.

Onlarda düzelecek, her şey yoluna girecek diye bizi orada tutmak çabası içerisindey-diler.

Daha fazla direnemeyip istifa ettim. Daha sonra duydum ki ceza almışlar ve yeni bir firma kurmuşlar. Benim de bila tarihli bir taahhütname ile tekrar kaydımı yapmışlar.’’

‘’Biriken maaşımı almak için arada bir firmaya uğruyordum. Biriken evrakları imzalarsan sana para ödeyeceğiz dediler. Ben de paramı kurtarabilmek için imza-lamak zorunda kaldım. Ancak benim imzamı kullanarak bunu devam ettirmişler. İmzamı taklit etmişler.’’

‘’Ankara’daki büroda gelen bütün belge ve tutanakları dosyalayıp saklıyorlardı. Denetçilerin hiç birinin (işin yapıldığı şehre) gittiğini görmedim.’’

‘’Malumunuz olduğu üzere halen uygulamadaki yapı denetim kanunu neresin-

4. Yapı Denetim Sempozyumu Bildiriler Kitabı

287

den bakarsanız dökülüyor. Mühendisler ekonomik olarak yeterli olsalar 500-1000 TL arası böyle bir işe hiç kimse girmez. Sadaka niyetine verilen bu paralarla kimse tam gün hizmet etmez.’’

‘’Ben daha önce müteahhitlik yaptım. Bir sürü işte proje müdürü olarak çalış-tım. Mesleğimi en iyi şekilde yaptım. Yapı denetim işinde yetecek kadar bir ücret karşılığında tam gün hizmet edebilmiş olsak işin kontrolu tamamen bize ait olur ve bu tür kusurlu işler meydana gelmez.’’

‘’Paraları götüren onlar, kusurlu işleri yapan onlar, cezayı çeken biz mağdur mühendisler. Bizim tek suçumuz içinde bulunduğumuz kötü ortamı, kendi menfaat-leri yönünde kullanan bu tiplere inanmak ve onlara alet olmak.’’

Savunmanın Yapı Denetim Sisteminin içinde bulunduğu durumu anlatan ve büyük bir çoğunluğunu temsil edebilecek bir örnek olduğunu söylemek istiyorum.

Yapı denetim sisteminin içinde bulunduğunu anlatan çok güzel bir savunma. Parasını alamıyor, görevlendirdiği il başka bir il, kendisi Ankara’da. Daha önce sabah arkadaşlar da bahsettiler, böyle bir durum.

Bakanlık yetkililerinin verdikleri bilgilere göre Ülkemizde 1.600 civarında yapı denetim şirketi bulunmaktadır.

Bu şirketlerde 30.000 civarında mühendis ve mimar görev yapmaktadır. Bu rakamın % 40’ı civarında çalışanının, yani 12.000 kişinin inşaat mühendisi olduğu hesaplanabilir.

Bakanlığın denetim görevini uygun yapmadıkları nedeniyle cezalandırdığı, bu-nunla yetinmeyip yasanın 8. maddesine dayanarak haklarında disiplin işlemi yapıl-mak üzere İMO tarafından da soruşturulmasını istediği üye sayısı 2010 yılından bu yana yaklaşık 3.000 kişi olup bu % 25 orana tekabül etmektedir.

Hakkında işlem yapılan yapı denetim şirketi sayısı ise % 50 nin üzerindedir. Bakanlıkça yapı denetim şirketi sayısının 1.423 olarak verildiği 2011 yılında bu oran % 50 idi.

Yapı Denetim Şirketlerinde çalışan üyelerimiz Meslek Odası soruşturması ile karşılaştıklarında, Bakanlık tarafından Yapı Denetim Şirketi ile beraber cezalandı-rıldıklarını, ayrıca mahkemelerde yargılandıklarını, aynı suçtan 3 kere cezalandırıl-manın Anayasaya aykırı olduğunu iddia ederek şiddetli itiraz yükseltmektedirler. Üyelerin bu itirazının haklı olduğunu düşünüyorum. Yasa bu konuda eksik ve yanlış-tır. Üyenin cezasını Bakanlık değil, kayıtlı olduğu meslek odası vermeli ve aynı suça ceza tekrarı mutlaka önlenmelidir.

Bakanlık şirkete ceza verebilir, bakanlık bu son 2015’teki genelgeye göre, yö-netmeliğe göre para cezası da uygulayabilir, ama üyeye meslekten men cezasını bağlı olduğu meslek odasının vermesi gerektiğini düşünüyoruz.

DEĞERLENDİRMELER; Mevcut Yapı Denetim Sisteminin daha iyi işleyebilmesi için yapılmasını gerekli

görülen hususlar:

4. Yapı Denetim Sempozyumu Bildiriler Kitabı

288

Denetlenen kişinin denetçiyi kendisinin seçmesinin önüne geçilmelidir. Denetici özgür ve bağımsız olmalıdır

% 4-8 lerden önce, % 3 e, daha sonra % 1,5 e düşürülen hizmet ücretleri, denetçilerin meslek onurunu koruyacak düzeye getirilmelidir. Ücrete göre eleman, ücrete göre hizmet sonucunu getirmektedir. Genç işsizlere İş dene-yimi imkanı, emekli meslek mensuplarına yan gelir olarak değerlendirilen yapı denetim sisteminden nitelikli denetim beklenemez.

Bu iki madde birbiriyle ilgili. Bunun mutlaka olması gerekiyor. Bedelin sadece tek başına artırılması kesinlikle yetmiyor. Sadece bağımsız olması bedelin bu şekilde kalması da bir çözüm değil. Bunun ikisinin birlikte halledilmesi gerekiyor.

Yapı Sigorta sistemi ile denetime sorumluluk ve ciddiyet getirilmelidir. Yerel Yönetimlerdeki işlemlerin yasa ve yönetmeliklere uygun hala getiril-

mesi sağlanmalıdır. Yapı denetim çalışanları için yapılan cezalandırmanın bir benzeri yerel yönetim sorumluları ve teknik elemanları için de kullanıl-malıdır. Bakanlık yerel yönetimlerdeki meslek elemanları ve şantiye şefleri için de bildirimde bulunmalıdır. Yerel yönetimlerdeki işlerden bahsedildi, onların düzeltilmesi gerekiyor.

Yapı Denetim Firmalarına verilen geçici ve kalıcı kapatma cezalarının bir benzeri yapı müteahhitleri için de geçerli olmalıdır.

Yapı Denetim Şirketlerinin tamamının üyesi olduğu bir örgütlenme zorunlu hale getirilmelidir. Kısmi örgütlenme ortak hareket etmeyi engellemekte ve hak talebinde elini zayıflatmaktadır.

Daha önceki konuşmada Mehmet Bey çok güzel konulara değindi. “Biz diren-seydik, boykot yapsaydık, haklarımızı alabilirdik” dedi. Bu yapı denetim şirketlerinin tam olarak örgütlü olması ve zorunlu olması bu tür mücadelede onları daha güçlü kılacaktır diye düşünüyorum.

Bu saate kadar sabırla dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

SORU-CEVAP BÖLÜMÜ

OTURUM BAŞKANI- Sayın Selmanpakoğlu’na teşekkür ediyorum ve salona ba-kıyorum, kimse el kaldırmıyor, demek ki soru yok.

Bu sebeple bu oturumu kapatacağım, hemen teşekkür belgelerini sunacağım ve ara vermeyeceğiz, tartışma bölümüne geçeceğim.

Bir soru alalım.

ABDÜLKADİR ORHAN- İMO Erzurum Şube üyesiyim. Sorum Mustafa Beye. Şimdi, şöyle bir durum var. Bakanlık yetkilileri böyle birkaç santimlik statik

hatadan dolayı firmalara ceza yazabiliyorlar. Bu dün de bahsedildi. Bu ceza yazıldık-tan sonra, bizim firma çalışanlarımız ve kontrol elemanları da bakanlık sonradan İMO’ya bildiriyor, Onur Kurulu da bir şekilde ceza veriyor veya vermiyor. Bize cezayı

4. Yapı Denetim Sempozyumu Bildiriler Kitabı

289

yazan, bizi denetleyen bakanlık personellerinin çoğu İMO’nun üyesi değil, bu bizim çok zorumuza gidiyor.

MUSTAFA SELMANPAKOĞLU- Yanlış anlamadıysam, statik ceza veriyor diyor-sunuz öyle mi?

ABDÜLKADİR ORHAN- Yani bir iki santim, onları nasıl diyeyim ki, egoları tat-min olsun diye yazdıkları.

MUSTAFA SELMANPAKOĞLU- Şimdi, 4708 sayılı Kanunun 8. Maddesinden bahsettim. Bu madde diyor ki; “yapı denetim şirketinin kapatılmasına neden olan denetçiler hakkında işlem yapılmak üzere, ilgili meslek odasına bildirilir” diyor. Siz denetim göreviniz olduğu için, denetimi de yapmamış göründüğünüz için o şirket kapanmıyor, dolayısıyla sizin de Odaya bildirilmeniz gerekiyor. Oda bu bakanlığın gönderdiği Teknik İnceleme Raporu ve soruşturmacının yaptığı soruşturma görev-lendirilerek, bu Odamızda yeniden değerlendiriliyor.

Eğer gerçekten üyemiz suçluysa ceza veriliyor. Biliyorsunuz kamuda çalışan meslek mensuplarının 82 Anayasasıyla Oda kayıt zorunluluğu kaldırıldı. Onların bu-rada kayıt zorunluluğu yok, ama eğer bu kişiler yaptıkları eylem veya işler dolayısıy-la haksız bir şeyde bulunuyorlarsa ve bu delilleriyle gösterilebiliyorsa, sizler bu kişi hakkında Odaya disiplin soruşturması için bildirimde bulunabilirsiniz ve Oda onun hakkında da işlem yapabilir. Yani aynı size yaptığını ona da yapabilir. Yasa bu yetkiyi veriyor.

ABDÜLKADİR ORHAN- Yalnız şöyle bir durum var. Yapı denetimden men etme veya bir yıl süre içinde sistem üzerinden men edilen birisi KPSS’den atanıp, memur olabiliyor. Burada yani kanunla Oda arasında bir tezatlık oluşuyor. Hem Odaya bildi-riliyor ki, işte meslektaş ceza alıyorsa Onur Kurulu buna karar versin. Hem de sonra-sında devlet bunu farklı birimlerde görevlendirebiliyor, buna da çok rastladım.

MUSTAFA SELMANPAKOĞLU- Yani ceza alan kişi mi görevlendiriliyor. ABDÜLKADİR ORHAN- Tabii memur oldular. Belediyede çalışan, bayındırlıkta

çalışan. MUSTAFA SELMANPAKOĞLU- Şöyle sorayım o zaman, eğer yanlış anlama-

dıysam. Yani bizim ceza verdiğimiz kişiye biz mesleki ceza veriyoruz. Bizim verdi-ğimiz ceza mesleğini yapamaz cezası. Bakanlığın verdiği denetimi yapamaz, bizimki mesleği yapamaz. Eğer o KPSS sınavı bilmem ne, gidip orada inşaat mühendisliğini yapıyorsa, yanlış yapıyordur ve kanuna aykırı bir davranıştır. Ama başka bir göre-vi yapıyorsa yapamaz. Yani mesleğini yapamadı, imza atamadı, Oda Onur Kuruluna meslekten men cezası almışsa, o ceza süreci içerisinde mesleğiyle ilgili bir faaliyette bulunamaz, imza da atamaz.

OTURUM BAŞKANI- Çok teşekkür ediyoruz. Teşekkür belgelerini sunuyorum. ----&----

4. Yapı Denetim Sempozyumu Bildiriler Kitabı

290