palaspandıras fanzin, 16. sayı

32
1 PALASPANDIRAS 16 16 PALASPANDIRAS 6 1 PALASPANDIRAS

Upload: palas-pandiras

Post on 30-Mar-2016

239 views

Category:

Documents


4 download

DESCRIPTION

hangi çağda olursan ol yapılacak şey aynı. şamatayı bir kenara bırakıp iyinin, anlamın peşinde koşmalı.

TRANSCRIPT

Page 1: Palaspandıras Fanzin, 16. sayı

1

PALASPANDIRAS

16 16

PALASPANDIRAS

61

PALASPANDIRAS

Page 2: Palaspandıras Fanzin, 16. sayı

2

-Parodi çağına doğdunuz. Psikolojisiz şiirler çağına, kıvrak dilli olmayanların ocak dışı sayıldığı çağa. Hiç siniri bozulmayan troller çağına. Meddah şiir, gül gül öl, cümbür cemaat şamata çağına. Ne yapmayı düşünüyorsunuz?

-psikolojisi olan, avangard, güçlü kuvvetli, iri kıyım, şiddetli, acımasız, devrimci, ahlaklı, sert şiirler yazıyoruz. hangi çağda olursan ol yapılacak şey aynı. şamatayı bir kenara bırakıp iyinin, anlamın peşinde koşmalı. bu sayıyla birlikte üçüncü yıla girdik. kendimizi bir daha yoklayıp yolumuza bakcaz.

iletişime ihtiyaç[email protected] [email protected] [email protected] twitter.com/oguzcanonver twitter.com/heygiynas

Page 3: Palaspandıras Fanzin, 16. sayı

3

masumiyet yitimi.

tanrının eski günleri. işlemler gerçekleştiriyor, uykudalaryine aklımdan bir camçerçeve geçiyor soğuk ukalaInternete duyduğum yoğun öfke. tarihte sakin öfke olamayacağından/tarih bu, fizik değil/orada rahatlanıyor tanınmayan başkaları ben değilimdirbir duygu aradaysa yok salınılır yine de emin olursunmerkezin ortası yok ortodokslukların fahişeleri mi dedin yumuşak bi şeye bastım aa meğersem senmişsin her aralık o geniş odalardasonra bir mail gelir herkes ölür evi uyutursun prizi çekersinbu yerçekimsizliğin konumları yerlerinin dağılmasını izlemek ayrı /gözlerinden amansız bir hasretle öperim/ şimdi herkesin bi damarı var bu kesin. bu net. mutlak. bu çılgınca bağırmak. yerçekimi kalkınca damarsızlık hükmüne girilecek bazı teorilerbazı hisler var. bu hislerin bedelleri için bazı dans eden teknolojilere ateş edilebilirbang bang! bazı balerinler yerlerde çiviler girmiştir ölümden korkanları kim sakinlesin tetiklertutuklular yapmayınca tetikler tutukluk yapsaydı dersin tetikçinin keşkesi böyle oluyor

Page 4: Palaspandıras Fanzin, 16. sayı

4

kemikli ellerim yerle gök arasında binlerce ölüm bitiririrken neredeydinkahkahahahalar geliyor gülmekler birbirine vuravura gülen sesleri duyuyrum fakir mutluluklar duyuyorumtümseslerini bağışladım unuttuklarım da vardı aralarında onları dayalvarmalar öyle eskisi gibi lütfen lütfen haykırmayaydıyapma, n’oolur abi yapma gibisinden değil senin olmayanla yalvarmazsınabilik edememenin baba olmasıyla zamanı gelecekler o gün dik durmak.boşuna kadınları sevmiyorlar kadınları bedellerinden ayırdın mı geriye herkesöldüğünde, birine vurduğunda olan oluyor.her şeyi müthiş sıradan arzuluyorsunşovlar gösteriler bağrışlar gösteriyi kaldırmıyor onlar koşulsuz.

güzel oluyor mu öyle, evet güzel oluyor.ebleh ebleh bakaracağını taa ilk an anladınsiktiğimin türk şiirinde acımasız olacağım.

Page 5: Palaspandıras Fanzin, 16. sayı

5

tanıdıkça çözdün değil mi bunları vecd kosmosun arkası ah almakkarikatür gibi çizgi film gibi demek haa kozmozla ölümlülere katılıyorlar gözlüklerle kazak komikliği siz eğlenin de kosmozu rahat düşünün anılması unutulmuşlarayirmili yaşların mülk merakı sadece parayla olsaydı, kosmoz bağrışma getirdi şair günahıilk benimlere itiraz eden içinden etmezdi özelden yazmazdı, kozmos iyininkötünün ötesinde sensizbunla da savaşacak değilim suyla vücut temizlenmiyor vakit yok vakit kalmadı senin de ağzında bir şeyler kopuyor kossmoss 14 milyar süren şey liberal sınıf patlıyor sınıflar düşüyor savaş olsa anlarımtarihin sonu SEN DEĞİLDİN öyle yapmayı kes Lovers Are Strangers olumlamaya ihtiyaç mı varkuvvetim eskrim sanılıyor eksrim ep. franny doğruldummph. sen istemiyorsun. şairler hakkında konuştuçok ölmüş kürt aşkları yarattım//

Page 6: Palaspandıras Fanzin, 16. sayı

6

TOHUMLARA NOLDU beni yerlere tohumlatan motivasyon bana müslüm dinleten motivasyon nedir modernizm mitüm bunların kayışı sefil batı hayatı hayallerim değilmiş bian öyle sandımuyandığımda sen varsın sandım meğerse o kusmakmışheveslerin bitecek olma görmesi yine de sıkıntıyla traVmaya neden olan teni delilik sarsama sen mi gelip yok edeceksin varlığın öylece bakarken çocukluk fotoğrafındaki senden beklediklerin erkenden aksın içine, içimde dörtyüzden fazla kimyasalla beni içine alabilecek misin, tekrar tekrar. sanma bitişi olur ucuz arabeskin vazgeçmekle birazalınan övgülerin pessoasında pkk kaçırmasa ben kaçırıcamgöğsün makarnayla sızlaması soğuktan terleyenbizim gibilerin yaşadığı yerler karışanlar karışsınkoyan koysun sana da koyan susuyor dimi acısının herkes gibi olduğunu düşünüp bundan elleri titreyen herkes kadar olabilir mi, benzersiz ve saf acılarımız soğuklaştığında nerelere çıkıyorsun kırılanlarla duan bağışlayacak kimse unutulmuşsa kimsesiz gönderdim.

Page 7: Palaspandıras Fanzin, 16. sayı

7

şair şarlatanlar hastalıkla kusa kusa ben denizmahsolabilirim saatlerce yetiştirilmiş bir proje olarakhep bir odak olarak yapılmadı sınıfımın günahıylaher sınıf kendi günahıyla doğar sonra neden vaftiz olsundurmutluluk vaadi bir dehşetle tedirgin tutuldu işine canlıher etkisiz teşhir bir tacizle bitmek şarttı diye kim zorladıgüzelsin denmesi bunun değeri var amansız isminle hitap etmenşiiri okuyunca şöyle bir durman. etkiler hangi permütasyonla. nereyeyaa işte adama böyle yaparlar. farkını bitirirler kozmik fon radyasyonu açılıp kapanan sonra gelirsin. sonra bakılır hadi ağlanır da haykırma spermin ısısal ölümü büyük alma utanma çok net sonra bunu ona mı yollasam çöküşün istenci güçlerin çarpışması kediler mi boğsam arkalardan aramı açıyorlar korkusuz kainat kanunu gökleri ve yeri

seni o sınıftan kurtaracağım o renklerden kokulardanmahkum edilmiş ikilemlerden şairşürekasında sana yer ayırgel aşık olalım olamasak da olur diyecekmişim göğüs kafesim açılmış hava soğuk işkence görse utanıriki tarafa çok eşit açılmış özenle açıldığı belli ancak bir cerrah elinden çıkabilir ama yabani hayvanlar da yapsasonuç aynı bir batılıyı bu kadar sevebilirdiniz fazlası size yükama yine de diyorum ki bu kadar nizami nasıl açtınız Biz, senin göğsünü yarıp-genişletmedik mi?-genişletmedik.

Page 8: Palaspandıras Fanzin, 16. sayı

8

berlinkadıköy oluyor bir odada mekan denirse oraya şayetmüzik mekan oluyor uygunmüsait şarkı var iyi şarkı kötü şarkı yokbir de insanların kazaklarından anlıyorsun ya da oturmalarından mıaşk bir kez gelir diyorum hayatta mı sadece bir kez mi diye korkuyorher aşk 21.yy en büyük aşkı olmaya çalışıyor artık değersizleşmenin sonuçları siliyorsun silebilirsin mezarlıklar da var sonuçtayolda iran diyen adamın ağzını kırıyorsun kapat diyorsun bir daha denmeyecekyeşilin tonlarını bilmeyenler bunu kırmızı sananlar şiir yazıyor renk körlüğüm de zayıfmışçok ruhsuz şiddetsiz bu usul usul yazmalar yeni bir şey mi yoksa dişlerime saldıranlarıtırnaklarımı sökenleri tanıyorum. ellerim ne kadar güzel diye bakarken düşecekmiş hatasırttamıymış. /bunu ben de yaparım/ olumlamalar bir çerçeve2014’te şair öldürmek kolay. evde su kerbeladan. oha kalemin gözden şakaklarına sıçramış.ilk anda alınıyor oysa baharat kokusu neden uzun süre bakayım aityine de sanıyorsun bu etraf bu yakınlıklar hissediyor haklısın sonyüce acılarımızı kahvaltıya gömen basitlik koşuşturmalar büyüdüğün ev ordaydı

aradan zaman geçince gençlik hatası olarak adlandıracağınşeyleri, durumları, istekleri. bilinçle ısrarla sürdürmek ve bundandolayı acı çekmek üzerine bedel, ceza, masumiyet.hatadan bağımlılık kazanmadan kan kaybı durmuyorsa bağışıklıkhata yapmazlık-durumu geçersizleşir gençliğini harap etmenin affetmesi olmaz.

Page 9: Palaspandıras Fanzin, 16. sayı

9

masumluk. masumiyettin reddelişi.iyilik dolu ve uzun süre iyi olmanın ağırlığını taşımış karşılığında cezanın masumiyet arzulayıp uğruna bedel ödemesi masumluğun sonsuz yitimi. amansız ve gizlice bir bedel. madem masumun güzelliğiyle saflığıyla ye-tinmedin günahsız da olsan cezan masumiyetin yokluğu.

genç ve güzel. IğIrInIm. mdIemI IuIIndıI. tIksIIIyIrm. hiçbir rasyonel gerekçe olmadan gençliğini, güzelliğini mahvetmek bir boşlukla doldurulamaz ne kadar açık olacaksın sankisaf psikoloji işlenmiş olur içine saf ve dokunuşla yine içine her güzelliğin arkasında kibir, bencillik, kötülük var. bunun yüküyle. bilmiyorum belki de batılı olmayı kaldıramıyorum artık. siz hiçlik hakkında konuşamazsınız. yüksek bir hayat yaşamak istemiyorum. yüksek hayatlarınızın kralı olup hayatlarınızı kahretmek istiyorum. o zaman bırakın da bu şiir başlasın. nasılsa güzelliksonrasımahvı insanlığın acısı, insancılların değil.

:))))))))))))yyüzüme tıkılan gülümselerimm tıkıldıklarındaa kiminn oluyorlarr:Ş:.::0.0.?oı4wut9wp843r32y7635

Oğuzcan Önver

Page 10: Palaspandıras Fanzin, 16. sayı

10

yavaş kaçmak hızı

bir şeyle kazınan şeyleri değil kazıyano şeyi kazımak istiyorum.yaratmanın zevkini itici füzyonu zamanlamaktan yazgıyıunutlmuş bir alarmı zamanı gelmeden çözmekduvarları işleyerek yok etmeyi of dirilik canlı taş devrikimse gülmeyi sadece istemezistek.1 arzulanan yazgı nesnesi bir dakka sonra nolcak korkutucu beş yıl öyle değil.

somut olarak aşık mesajlar bu 23.45 23.47 00.03 canım canımkendini beklemeyenlerin başka birini bu çok beklemesizamanla, aleti kur yüce alarm doğa1kadınçift sayıların ayrı ayrı bulunmasımatematiğin inşaatta harç hurç evrimi sese yakınuyandığın gibi uyumak. kameraya bakma başını çeviro kareden çıkmış olmuyorsun.

Page 11: Palaspandıras Fanzin, 16. sayı

11

yavaş kaçmak hızı

bir şeyle kazınan şeyleri değil kazıyano şeyi kazımak istiyorum.yaratmanın zevkini itici füzyonu zamanlamaktan yazgıyıunutlmuş bir alarmı zamanı gelmeden çözmekduvarları işleyerek yok etmeyi of dirilik canlı taş devrikimse gülmeyi sadece istemezistek.1 arzulanan yazgı nesnesi bir dakka sonra nolcak korkutucu beş yıl öyle değil.

somut olarak aşık mesajlar bu 23.45 23.47 00.03 canım canımkendini beklemeyenlerin başka birini bu çok beklemesizamanla, aleti kur yüce alarm doğa1kadınçift sayıların ayrı ayrı bulunmasımatematiğin inşaatta harç hurç evrimi sese yakınuyandığın gibi uyumak. kameraya bakma başını çeviro kareden çıkmış olmuyorsun.

evde bazen çöp birikiyor birikmiş çöpü kimse çıkıp atmak istemiyor kim onlarca poşetle evden çıkıp paytak paytak çöpe sürüklenmek ister ki. çöpler biriktikçe atmak daha da zor görünüyor. çöpleri çıkarmak zorunlu hale geldiğinde iki kişi bir anda evden çıkıyor hızlıca çöp ku-tusuna doğru adımlıyoruz. çöpleri evin önüne bırakabiliriz araçların alması için fakat o kadar çöpü evin önüne bırakmak istemezsiniz. çöpe hızlıca giderken sadece durumum hakkında düşünüyorum. o kadar odaklanıyorsun ki çöpü atmaya, kısa sürecek, biteceğinden eminsin, kolayca odaklan. baskı var, pencerelerden bakan komşular her an kapıdan çıkabilecek, arabasından inebilecek ev sahibi. çöpü atınca nasıl rahatladığınızı düşünebiliyor musunuz. elinde çöp varken farkettiğim baskıyı, çöpü atmadan önce belki haftalarca o iki dakika için hissttiğim

planlarla hazırlanmış zamann temsili bozgun şiddetli yağmurdüğünlerinkartı ben her geleceği kartlarla fal yasaklandı düğünkartı zamanlama neyisraf zaman hacim üçgeni /aç/ doğrusall çizgi.

Abdulkadir Gıynaş

Page 12: Palaspandıras Fanzin, 16. sayı

12

Bataklıkta İntihar

kendin gibi yaşamak istemediğin içinkendinden asla kurtulamayacağınve istesen de değiştiremeyeceksin,çünkü başına gelecekleri önceden biliyorsun.içine doğduğun somut beynine çöreklenecekbana lolo yapma lanotların huzurunu tam kendinde hissedeceksinalışkanlıklarını bozarak tekrara aynı şeylerin aynı şekilde yaşanmasıbaşka biri olamıyorsunherkesi büyük bir aşkla sikmek istiyorsunkendinden kaçamazsın.

Efe Murad

Page 13: Palaspandıras Fanzin, 16. sayı

13

Esrar Sutra kıymıyor bulutlar derince bitkiye kadaryani bitkiler yetişiyor havuzu genişletiphavuz genişlerse dostluklar bilir, sevgiler sevilirbeni uyuşturucu gibi anlayabilecek, içine alacak, bir kendiliğindenlik, herkes birbirini sevsin.sarılsın birbirlerine taşaklarını kavrayarak.kovma beni, kovma rüyalarına girmeme izin vergözbebeklerin vursun, avurtların şişsinhayatında belki ilk kez ağlamışkendayanamıyorsan sen de konuş gözlerinlekonuş bitkiler yetişsin.

Efe Murad

Page 14: Palaspandıras Fanzin, 16. sayı

14

‘‘Adam köhne ve sahneyi istiyor, n’apacaksın.’’[Ömer Şişman Söyleşisi.]

Şiir niye okunmuyor?Bunun net bir cevabı olduğunu sanmıyorum. Bilmiyorum. Okuduğumdan belki.

Şair olduğun gün içinde aklına geliyor mu? Ne kadar geliyor? Günde bi saat mi ayda bi saat mi?Hemen hemen hiç gelmiyor.

Evlisin ve bir çocuğun var. Bitkiben’i onlara ithaf ettin. Şairlerin genelde piç ve bekâr olduklarını, uyuşturucu ve içkiye kapıldıklarını, serseri olduklarını biliriz. O aile düzeni şiirini nasıl etkiliyor, şiir okumanı, yazmanı, kitap hazırlamanı?

İnsan aklının bir yere varırken izlediği bin türlü güzergâh var, her bir in-sanda değişen. Ne “düzenli” bir hayat tek doğru ne de tersi. Hiçbiri reçete değil.

“İnternet Semaları” zamanında, şiirlerini dergilerde yayınlamama kararı almıştın. Bu kararın hâlâ devam ediyor mu? Dergicilik neydi?Evet devam ediyor. Dergicilik cehennemdi.

Ece Ayhan’ın bahsettiği kötülük dayanışması yerine artık köhnelik dayanışması var diye bir tweet atmıştın. Köhnelik dayanışmasından kastın nedir?

Kötülük dayanışması bir bilinci işaret ediyor, köhnelikte ise bilinç değil bir varoluş biçimi söz konusu. Adam köhne ve sahneyi istiyor, n’apacaksın. Sahne de yok üstelik, deli saçması işler, bırak sıvazlasın kendini.

Page 15: Palaspandıras Fanzin, 16. sayı

15

Yeni bir şairi müjdelemeyen şiir dergisini kafeinsiz kahve, alkolsüz bira, aşksız aşk’a benzetiyorsun. günümüzde çıkan yayınlar içinde yeni şair müjdeleyen çok az yayın var. yeni bir şair müjdelemek artık daha mı zor dergiler için?

Her zaman zordu, ama buna sığınarak bugünün dergi ortamındaki ölü toprağını hoş görmeye gerek yok. Uzağa gitmeyelim, 2002-2010 arasını bilen biri bugünkü dergi ortamına baktığında iri iri laflar ve jestlerle ambalajlanmış şiirsizliğe güler geçer.

Son zamanlarda beğendiğin yayınlar neler?

Valla kimseye sevimli çocukluk, yalancılık yapamayacağım, şiir yayıncılığı berbat durumda. 160. Kilometre dışında yüksek frekansta şiir yayıncılığı yapan bir yayınevi yok. Zamanında pek de beğenmediğimiz Adam Yayınları kalitesinde bir muhatabı bile yok 160. Kilometre’nin. Bir sanal kitap mağazasından son iki yılın şiir kitaplarına göz atan, du-rumun vahametini anlar. Bu genel manzaranın ve 160. Kilometre’de yayımladıklarımızın dışında son günlerde dikkatimi çeken iki ki-tap söyleyeyim yine de: Haplayın Şunu Feodal (Liman Mehmetcihat), Güzelliğimden Ölüyorum (Baran Çaçan).

Page 16: Palaspandıras Fanzin, 16. sayı

16

Şairin okuyucusunu seçme hakkı vardır. bunun için bir şeyler yapabilir ama bunu şiiriyle yapar. Şiiri dışında bir PR çalışması yapılabilir mi, yapılırsa bu durum şiiri kötü etkilemez mi? Her ürünün kendine has bir pazarlama stratejisi var. Şiir kitabınınki nasıl olmalı?

Kitabın reklamını, duyurusunu yayınevi yapmalı imkânları ölçüsünde. Şair bunu tek dert bellerse enerjisini boşa harcadığı gibi, şiirinden yer. Öte yandan, organik bir okur kolay yetişmiyor. Her yolu deneyip şiirle ilgisiz birinin, sentetik okurun kitaplığına girseniz de, depoda değil de bir rafta tozlanmaktan fazlasına yaramaz bu.

Şiiri savunmak şiirden başka nelerle mümkündür? Şiir nasıl kazanacak? Şiiri savunmak yolunda şiir dışındakiler teferruattır. Şiir, şiir yazarak, kitap yayınlayarak savunulur. Kazanırsa da bu inatla kazanacak.

Hata devam ediyor mu? Asdasfsdfsdfasdsfsdgfsdgkf

Anlamadığım/bilmediğim soruları boş bırakacağım yerde, altına “Bilmi-yorum” yazmama şaşıran ilkokul öğretmenim, anneme “Bu huyundan vazgeçsin” demişti 1989’da. Ne diyordum? Bilmiyorum.

Bize bir şeyler sormak ister misin? Cevaplıcaz.

-Parodi çağına doğdunuz. Psikolojisiz şiirler çağına, kıvrak dilli olmayanların ocak dışı sayıldığı çağa. Hiç siniri bozulmayan troller çağına. Meddah şiir, gül gül öl, cümbür cemaat şamata çağına. Ne yapmayı düşünüyorsunuz?

-psikolojisi olan, avangard, güçlü kuvvetli, iri kıyım, şiddetli, acımasız, devrimci, ahlaklı, sert şiirler yazıyoruz. hangi çağda olursan ol yapılacak şey aynı. şamatayı bir kenara bırakıp iyinin, anlamın peşinde koşmalı. bu sayıyla birlikte üçüncü yıla girdik. kendimizi bir daha yoklayıp yolumuza bakcaz.

Page 17: Palaspandıras Fanzin, 16. sayı

17

Page 18: Palaspandıras Fanzin, 16. sayı

18

Önüme, Atletsiz Ölene

yanı sıra ölmektedir yolun üzeridara deşince kurtar andır o. da nerdedir?gülüncüktürkoparılmamışın

yanı sıra ölmektenin başvurusu :arka koltukta uyun uyun vakitlerarka koltuk yatar mıdırhiçbilenmemiş kadınlar mıarka koltuğa uzananmalar

Çorap Satıcı ölümsertırtıfıl canlanır

yanı sıratır rengi şoförlerin

yanı sıraahbap kusursuzları

Çorap Satıcı ölümsertırtıfıl canlanır

yanı sıradiklenir raylarnaylon kokan bir yakın baca

Page 19: Palaspandıras Fanzin, 16. sayı

19

bağırarak anlaşan köylülerbağırarak ölüşen kentliler

yanı sıra

kahvehane gürültüsüastımbronşit ihtiyar.klarkimdir seni duyanan?

yanı sıra

beklemekte güzelçalışıp durmaktan da uzanıp arka koltukışığa sönmekte güzelaysıza bakıp bakıpçıplağa dokunmakta

Page 20: Palaspandıras Fanzin, 16. sayı

20

yanı sıra

Çorap Satıcı ölümsertırtıfıl canlanır

onun da bulunur küçük hesabıhayatla merhamet arasında

kalbini takaslamasın da ne yapsınkalbini takaslamasın da ne yapsın

yanı sıra

boğum emrinde şoförün boynunaat başı serilmiş kadına

hepsi, yalnızlıktan kırılanmalar

Murat Çelik

Page 21: Palaspandıras Fanzin, 16. sayı

21

X RAY

Ağ içinde ışıldayan öznesiz geçiş yığınların müfredatındasanki hiç hileli bir mühür tutuyorum, ellerimde mümkün tıkanmalargeciktirici bir iktidarla kim anlar kabloların ışınladığı şebekeyiHayat farkıyla kredisi yüksek tapınmalarlabankerin notuna lehimleniyor münkerin dip notuantetli ilişkiler ki şu ömrün bütün yapıları hiçbir tezgâhtan değilim, geçemem o büyük pazarlarınızdanbüyük zarların göz yumduğu yerde fizik ve kimya kimin umurundaMaskelerin dokunulmaz hafifliğiyle sayaçlarından ayar çıkaranlarfiller unutmaz da Tanrı unutur mu bu kaçıncı sisli sahneyine çabuk büyüdünüz, ilk indeksinizde kaldı hatıralarelini uzat ve öp, ben buradayım, geçmek fiilinin oyunları içindeiçteki böcekle iyotlu derinleşir kapılar buradayımmetaın mahremiyetiyle üç kez okunmuş olsa geçilmez kanunu eşyanınAlarmın ısıttığı maden dolaşımda vakum hukukutrapezde derin değildir hiçbirinizin maharetli uykusukâhinlere kaldı kumaş, terzilere borsa ve paravanhattı zatında kodları olmayan o şalteri artık indirdönüş yok, fal veya reçetebir taşım kaynatılsa eczadan geçer ümitle kapitalertesi yine inatla sabahyine yeni başlangıçlar.

Seyhan Kurt

Page 22: Palaspandıras Fanzin, 16. sayı

22

sseşsiz okunmak üzere ,işir

TEKTONİKBİR HATA VAR ÖYLE g,özlüyorum buradan bir memurun kabiliyetsiz KA+ĞIT SAYIŞIgene söy.le ne varparmağım, ıs,laklığa yetkin Oysa kiçok ÖNEMLİ. BİR İŞ YAPIYORMUŞCASINA sayıyorum. her gün Para sayacağıma.bugün de b-urad,a-n başka, gidebileceğim TAM BEŞ ŞEHİR geçti içimden.teknik bir arıza sebebiyle duruyoruz ama ben durmadım. daha OSMANBEYDE//N TAKSİME VARAMIYORUZ ÜST!ELİK bir de çağdaş insanlar seviyesine inecek duraklar EKliyoruz.rahmet ola parka.fazla kitabı olan var mı beş duraklık yüzeyi sildim ben cifle. şimdi ne yapacağımı bir kitap yazmıştır. iyi ÇIKMAMIŞ ,FOTOKOPİNİN ARKASIND)A gülmekten do,lu yüzü gençlerin etekler açılmışçantalar sarkmışne ola ki okullaraMİNİBÜSLER FORMALI öğrenciye bir liraydı şimdi DEĞİLelindeki şişey,le ertesi gün İÇin evden su doldurup.. getirene BİR LİRA OLSA Y%A ŞU YOllar.

Page 23: Palaspandıras Fanzin, 16. sayı

23

içimde hiç bilmediğim bir teknik arıza bozuyor kadifeyi dikiş tutsa da tek.tonik bir hesaplaşmatek tip kulaktan doğma aynı sarsılmaz gidişat-kafama takana bunları artık.((YA)) DA)-Kama takfana bunları artık ya.-kana fakma bunları artık yaa.doğrusunu Kİmse becer=emiyor.-TAKMA KAFANA BUNLARI artık. oldu. geri dönüştürme. d/urkalkdurKAL)kkdURkALkhafifmeş,.,.,rep oldum. mesajlarıma DA&DANDIM şimdi insanlık namına tESlim oluyorum.kimi günler engellediğim BİR SÖYLE,M VARKİ’Mİ’ günler hemen çöpe düşer öç kutusukarıştırsana birazbel/ki SENDE BENİMOLACAK bir şeyler vardır ovası.

Sevinç Çalhanoğlu

Page 24: Palaspandıras Fanzin, 16. sayı

24

bu defter iyice dağıldı

çok ünlüyüm bunu bill gates yaptı ve öbürüöbürü ben mişim hadi oradan pirenses öbürü gazalî. öbürü einstein ki o da bir halt etmediçoğu arka sırada kalem akrobasisi pyshcebacak bacak üstüne geldi ağrıallah siyasetten korumadı korumayacakbuna izin vermedik allah ağrıdan ve mavradan korumayacak2’den koruyacak buna izin verdik o yapmamakla ensemden bir şey üfledi, ruhmuş ogüzel koktuben de kazağımı çekiştirip güzelbende arkada bass veren adamın karizması var sandım

sokağı koruçünkü sadece onun matematik hesabını bilirsinerken git ister yarım saat bekle ister 2inancını libidoya eşitle vesenin hakkında bilinenler 2’den fazla olmasın üzücü senin olmayan bir etraf bulup boynuma kollarıma doladım ve benim olmayan bir omuzakir saçtım hani vardı ya onun bir şekli öyleöyle çıktım sokağaçünkü sadece bunun zevkini aldım daha önce

Page 25: Palaspandıras Fanzin, 16. sayı

25

bu defter iyice dağıldı

çok ünlüyüm bunu bill gates yaptı ve öbürüöbürü ben mişim hadi oradan pirenses öbürü gazalî. öbürü einstein ki o da bir halt etmediçoğu arka sırada kalem akrobasisi pyshcebacak bacak üstüne geldi ağrıallah siyasetten korumadı korumayacakbuna izin vermedik allah ağrıdan ve mavradan korumayacak2’den koruyacak buna izin verdik o yapmamakla ensemden bir şey üfledi, ruhmuş ogüzel koktuben de kazağımı çekiştirip güzelbende arkada bass veren adamın karizması var sandım

sokağı koruçünkü sadece onun matematik hesabını bilirsinerken git ister yarım saat bekle ister 2inancını libidoya eşitle vesenin hakkında bilinenler 2’den fazla olmasın üzücü senin olmayan bir etraf bulup boynuma kollarıma doladım ve benim olmayan bir omuzakir saçtım hani vardı ya onun bir şekli öyleöyle çıktım sokağaçünkü sadece bunun zevkini aldım daha önce

ismimin birkaç harfini iddaaya bastımestetik köşeyle ilgiliymiş ve gerçekten çok oturdu sanki?konusu geçince boydan bir resmini çektim konu yok artıkhayrına hayrat hayrattım bi tane kir o ensemde içe çekilen nefesmişbasınç da onunla ilgili veinsan sadece bir kapsül içinde bekleyebilir şimdi bunu hangi fizikçinin karısıyla hesaplayacağızben de kemanı parmağıyla ovan adamın karizması var sandımaşağıda su ne kadar, inmek için sormuyorumbir efsane olsam da başarısız tedavilerimi öngördümaşağıda su ne kadartaşra refleksi olarak sigarayı hiç yarım basamıyorumama telefonun böyle titremesi güzeelduruşumu makinaya attım gösterge sondave zaten yokluğuna rağmen yok olarak ölüyor

bir hissin ilk humoral etki gücüyle dokunmak benim dışımdaki her işlemi sağladıbudefteriyicedağıldıbudefteriyicedağıldıbudefteriyicedağıldı

Furkan Cengiz

Page 26: Palaspandıras Fanzin, 16. sayı

26

Oto-Kayıtlar /2

11. Bugün 19 Kasım 2013. 3 dilim pirzola yedim. Üzerine sigara içiyo-rum.

12. herkes o amansız hastalığın bir parçası olsaydı, o amansız hastalığı kırmak için elimizde bir ümit olmazdı?12.1. olmaz mıydı?12.2. bunu bana hissettiren ve doğrusal olmayan bir şeyler var.12.3.hakikati kıramayacağını, o amansız hastalığı, anladığında, hakikate benzer şeylerin peşine düşen bir irade var. irade taklidi, irademsi.12.4. irade taklidi yapıyor.12.5. iradede bizi sevindiren, eğlendiren, oyalayan, Allah’ı kızdıran bir şeyler var.12.6.iradede insanoğluna ait bir şeyler var.12.7.irade insan icadıdır.12.8.İrade ile irade farklılardır.12.9. Büyük harfle “İ”.12.10. O sabah ezanında korktuğumuz ve ertesi sabah ezanına dek unuttuğumuzdur.

13. oğuz atay: herkesin olric’ini yeni keşfettiği bir memleket tasavvuru istemiyorum.14. yaşar nuri öztürk. emevileri inlerinde tepeleyeceğiz.14.1. hilâfsız türk carl schmitt’idir.14.2. tersine ilahiyat, tersine siyasettir.

15. samimi şiir; tenin hemen altındaki teni arıyan şiir.15.1. hölderlin. rilke.16. kendini sodalı göle çalan,başını son kez yıkayıp çıkan,bir su kuşku olmak isterdim.

Page 27: Palaspandıras Fanzin, 16. sayı

27

17. kemalizm’in centilmen bile olamayan psikiyatrı; arif verimli.

18. 31 leisure’a dahil midir?18.1. ona çok zaman otuzbir değil, osbir derler.18.2. heccavlığı meslek benimseyenlerden olmak isteriz.18.3. anadolu’da yırtıcılığı törpülü bir yanı vardır.18.4. tek cümlede sanat tarihi: 31 is art.

19. meşgulum; yanağımın içindeki etleri dişliyorum.

20. gözlük; entelektüalizan kıpırtı.

21. içimde büyüttüğüm kansere duyduğum yüksek saygı konuşmamı engelliyor.21.1. sosyal bilimciler uzun uzun sustuklarında 31 çekiyorlardır.21.2. daracık kotlar, göte kadar uzayan botlar varsa medeniyet bitmiştir.21.3. sezen aksu varsa biz olmamalıyız.

22. idrarını içinde tut ve ısın.23. ertuğrul emin akgün camel içiyor.24. müzik yeterince sarhoş edici değil mi? neden yanında bir başka uyuşturucuya ihtiyaç duyuyorsun.25. yoksa müzik yeterince sarhoş edici değil mi?26. bu şüphedir; ama mesela şu şüphe değildir.27. ufuk akbal (r.a): bu durumla ilgili zerre şüphe duymuyorum.

Ufuk Akbal

Page 28: Palaspandıras Fanzin, 16. sayı

28

şair öyküleri I.

poetry’e yollayacağı son şiirin ismini bulamamıştı. elbette aklında bir iki şey vardı. her zaman olurdu. son zamanlarda bunu sık yaşıyordu, şiirini bitiyor ve ismi bir türlü bulamıyordu. bunun nedenlerini düşünmek iste-medi. beraber oturdukları şair arkadaşına, -ki arkadaşının adı isabellaydı. o da bir şair ama yazdıklarını yayınlamaz.- bundan bahsedip bahsetmeme konusunda kararsızdı. kızdan hoşlanıyordu, kendini kararsız ve güçsüz göstermek istemedi: iki büyük bira.

hava soğuyordu. petersburg’ta kışları hava soğur. amansız gelmiyordu ama bu soğuk ona. isabella’dan hoşlanıyordu. ikisinin de ayakları nere-deyse donmuştu, ayağa kalktıklarında fark ettiler. ısabella peter’e koşsak ısınırız dedi, koşmaya başladılar. peter, isabelle’dan gelen her teklifi şartsız karşılıyordu. -peter, bu şiirine ismi bulamayandı. ilk kitabı rusya’da pek tutulmadı o da ingilizce yazmaya ve şiirlerini amerika’daki dergilere yol-lamaya başladı- koşmaya başladıkları sokak bitmeye yakın, sağa dön-melerinden hemen önce isabella, ayaklarımız bu haldeyken daha kolay kırılabilir dedi, yani soğuktan uyuşmuş haldeler, buz gibi düşün. çat diye kırılır. peter buna duyar duymaz inandı. doğru ya, dedi hemen duralım. aniden ayaklarını öne uzatıp durmaya çalıştı. bir eliyle de ısabellayı dur-durmaya çalışıyordu. yerler karlıydı, botu kaydı ve sol ayağını kırdı.

hastenede narkozun etkisinden çıktığında başında isabella vardı. ona doktorlara sordun mu, öyle miymiş, ayaklar soğuktayken daha mı kolay kırılırmış, dedi. isabella: saçmalama ya, uydurdum ben onu, öyle bi şey olabilir mi hiç, sen nasıl şairsin?

Nocturnus

Page 29: Palaspandıras Fanzin, 16. sayı

29

Rahmet

Erbarme dich mein gottum meiner zahren willen

merhamet et tanrım!akan gözyaşlarımın hatrına.

Gitmiş, gideli bir ay olmuş, nasıl gitmiş, neden gitmiş, hiç, hiç konuşmadık, hiç konuşmadı.

İçe atmak için, iç gerekiyor. İçeriyle dışarıyı ayıran, deri midir, duvarlar ve kapılar mıdır? Kapılar çok çarpıldı bizim evlerde. Aile içi şiddetin kanlı canlı şahitleridir. İçeriden bir kapı çarpar, çocuklukta işitilen yankılar zihinde kalıcıdır.

Çocuklarınıza bağırabilirsiniz ama onların yanında başkasına bağırmayın.

Birşeyler mi yazmak lazım, oturup ağlamak mı lazım, yanına mı gelmek lazım, yanın neresi, senin hiç bir yanın oldu mu, yansızlık ve yalnızlık, çekilmişlik belki, daha baştan feragat, Tanrı’yı da hüzünlendiren bir fera-gat!

Çünkü isyansız, inkârsız bir feragat, sessiz ve derûn, biraz ağlamaklı, hepsi o kadar. İnsanın ya katıksız inandığını ya da reddedip yok saydığını mı sanıyorsunuz. İnananlar ve inanmayanlardan mı ibare-tiz? Ya küskünler? Varlık’a sevinmeyip, yokluk’a erinmeyenler? Felâketi önceden görenler? Melankolikler?

Çocuklarınıza hüzünlü isimler koymayınız.

Page 30: Palaspandıras Fanzin, 16. sayı

30

Antidepresanların yarattığı çakma bir hüzün değildi ondaki, hüznüyle eriyen antidepresanları vardı. Hüzün, doğuştan. Dünyaya gelişten. Can sıkıntısı değil de, ruh sıkıntısı, daha çok. Can sıkıntısı, kişiliksizlik işareti. 30 yıldır tek bir gün canımın sıkıldığını hatırlamıyorum. Kendimi huzur-suz hissettiğim zamanlar oldu. Tedirgin de oldum. Korktum. Özledim. İçimde kötü bir his oldu. Ama hiç canım sıkılmadı.

Ne kötü, 30 yaşından evvel bir insanın siyah beyaz fotoğrafını görmek.

Gitmiş. Gittiğini duymadık. Haber de vermedi. Gideceğinden haberi yok-tuysa nasıl haber versindi. Gideceğinden haberi vardıysa, yine haber ver-mezdi. Sadece selam verirdi, selam alırdı, hal hatır sorardı arada, iyi din-lerdi. Dinlerken, gidişini kurguluyor gibiydi. Bizden biri gibi davranmak için kendini zorladığı belliydi. Bizim günlük kaygılarımızı küçümsemi-yordu, onun varoluşsal kaygılarını anlamamızı da beklemiyordu. Sorsan, kaygısızdı zaten. Her gülüşü birden ağlamaya, her ağlaması kahkahaya dönebilirdi. Ağlamak ile gülmek arasında fark yoktur, sinirden gülersin, ağlanacak haline gülersin, sevinç gözyaşları vardır. Gözyaşı, gökten gelen rahmettir.

Kırmızı buğday ayrıldı sezinden.

Emre Demir

Page 31: Palaspandıras Fanzin, 16. sayı

31

Page 32: Palaspandıras Fanzin, 16. sayı

32