panel - ismmmo€¦  · web viewzaten bu konulara değerli panelist arkadaşlarım gireceklerdir....

35
İKİNCİ BÖLÜM Panelimizin 2. bölümünü yönetmek üzere İstanbul Oda Başkanı Sayın Yahya Arıkan'ı oturumu yönetmek için kürsüye davet ediyorum. - Yahya Arıkan Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği Başkanı Prof. Dr. Kamil Büyükmirza. Maliye Başmüfettişi İstanbul Defterdar Yardımcısı Musa Pişkin. Yeminli Mali Müşavirler Odası Temsilcisi Sezai Onaral bey katılamıyorlar, onun yerine Suat Önder Soydan beyi davet ediyorum. Buyrun. Önce, İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası Başkan Yardımcısı Erkin Balaban konuşacak. Buyrun Sayın Balaban. - Erkin Balaban Değerli konuklar, saygıdeğer meslektaşlarım. Öncelikle panele başlamadan önce göstermiş olduğunuz yakın ilgiye teşekkür ediyorum odam adına. Ben paneli nasıl yöneteceğim hakkında kısa bir bilgi vermek istiyorum. Bu yöntem doğrultusunda devam edeceğiz. Önce panel hakkında kısa bir bilgi vereceğim. Panelistler görüşlerini birer kez anlatacaklar. Zaman yönünden 15-20 dakikalık süre içinde görüşlerini aktarmaları gerekiyor. Panele katılan değerli konuşmacıları özgeçmişleri ile tanıtacağım. Daha sonra panelistler görüşlerini aktaracaklar. Panelistlerimiz görüşlerini bitirdikten sonra içeri girerken dağıtmış olduğumuz soru kağıtlarına yazmış oldukları yazılı sorularla soru sorabileceksiniz. Zamanımız yettiği oranda bu soruları yanıtlamaya çalışacağız. Yanıtlanmayan sorular ise sizlere yanıtlanarak adresinize gönderilecektir. Daha sonra panelimizi özetlemeye çalışacağım ve paneli bitirmeden önce küçük bir merasim törenimiz var. Onu yaptıktan sonra ve şimdiden sabrınıza teşekkür ederek paneli bitirmeye çalışacağım. Saygıdeğer meslektaşlarım, 3568 sayılı serbest muhasebeci, serbest muhasebeci mali müşavirlik ve yeminli mali müşavirlik yasası mesleği yasal statüye kavuşturmayı ve mesleği disipline etmeyi amaçlamıştır. Meslek yasamızdaki düzeltilmesi gereken yasa maddeleri sayısı o kadar fazla değildir. Örgütlü gücümüz olan odalar ve odalar birliği ile bunların düzeltileceğine inanmaktayım. Yönetmeliklerde düzeltilmesi gereken hususlar bilinmektedir. Bunların önümüzdeki Şubat ayında birliğimizin yapacağı olağanüstü genel kurulda düzeltileceğine inanmaktayız. Zaten bu konulara değerli panelist arkadaşlarım gireceklerdir. Yanlız ben bir kaç konuya değinmeden geçemeyeceğim. 1

Upload: others

Post on 03-Oct-2020

5 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: PANEL - ISMMMO€¦  · Web viewZaten bu konulara değerli panelist arkadaşlarım gireceklerdir. Yanlız ben bir kaç konuya değinmeden geçemeyeceğim. Yetkisiz çalışanlar

İKİNCİ BÖLÜM

Panelimizin 2. bölümünü yönetmek üzere İstanbul Oda Başkanı Sayın Yahya Arıkan'ı oturumu yönetmek için kürsüye davet ediyorum.

- Yahya ArıkanTürkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği Başkanı Prof. Dr. Kamil Büyükmirza. Maliye Başmüfettişi İstanbul Defterdar Yardımcısı Musa Pişkin. Yeminli Mali Müşavirler Odası Temsilcisi Sezai Onaral bey katılamıyorlar, onun yerine Suat Önder Soydan beyi davet ediyorum. Buyrun. Önce, İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası Başkan Yardımcısı Erkin Balaban konuşacak. Buyrun Sayın Balaban.

- Erkin BalabanDeğerli konuklar, saygıdeğer meslektaşlarım. Öncelikle panele başlamadan önce göstermiş olduğunuz yakın ilgiye teşekkür ediyorum odam adına. Ben paneli nasıl yöneteceğim hakkında kısa bir bilgi vermek istiyorum. Bu yöntem doğrultusunda devam edeceğiz. Önce panel hakkında kısa bir bilgi vereceğim. Panelistler görüşlerini birer kez anlatacaklar. Zaman yönünden 15-20 dakikalık süre içinde görüşlerini aktarmaları gerekiyor. Panele katılan değerli konuşmacıları özgeçmişleri ile tanıtacağım. Daha sonra panelistler görüşlerini aktaracaklar. Panelistlerimiz görüşlerini bitirdikten sonra içeri girerken dağıtmış olduğumuz soru kağıtlarına yazmış oldukları yazılı sorularla soru sorabileceksiniz. Zamanımız yettiği oranda bu soruları yanıtlamaya çalışacağız. Yanıtlanmayan sorular ise sizlere yanıtlanarak adresinize gönderilecektir. Daha sonra panelimizi özetlemeye çalışacağım ve paneli bitirmeden önce küçük bir merasim törenimiz var. Onu yaptıktan sonra ve şimdiden sabrınıza teşekkür ederek paneli bitirmeye çalışacağım. Saygıdeğer meslektaşlarım, 3568 sayılı serbest muhasebeci, serbest muhasebeci mali müşavirlik ve yeminli mali müşavirlik yasası mesleği yasal statüye kavuşturmayı ve mesleği disipline etmeyi amaçlamıştır. Meslek yasamızdaki düzeltilmesi gereken yasa maddeleri sayısı o kadar fazla değildir. Örgütlü gücümüz olan odalar ve odalar birliği ile bunların düzeltileceğine inanmaktayım. Yönetmeliklerde düzeltilmesi gereken hususlar bilinmektedir. Bunların önümüzdeki Şubat ayında birliğimizin yapacağı olağanüstü genel kurulda düzeltileceğine inanmaktayız. Zaten bu konulara değerli panelist arkadaşlarım gireceklerdir. Yanlız ben bir kaç konuya değinmeden geçemeyeceğim. Yetkisiz çalışanlar yokedilmedikçe, mesleğin eğitimine ağırlık verilmedikçe, muhasebe gelenekleri oluşturulmadıkça, topluluk ve sorumluluk sigortası sosyal güvence olarak çıkarılmadıkça bu meslek halkımıza maledilmedikçe muhasebe mesleğinin saygın bir onuru olacağına inanmaktayım. Bu panelde değerli konuşmacıları meslek yasamızda bulundukları alanlara göre tespit etmeye özen gösterdik. Değerli konuşmacılar birliğimizin örgütlenme durumunu yasa ve yönetmeliklerin eksiklikleri ve uygulamada yaşanan sorunlar, mali teşkilatımızın meslek ve meslek mensuplarına bakışı, yasamızdaki çifte standart getirilmeye çalışılan SPK gibi konulara değinilecektir. Ben değerli panelistlere şimdiden başarılar diliyorum. Şimdi de değerli konuşmacıları tanıtmaya çalışacağım. Sayın Prof. Dr. Kamil Büyükmirza. Sayın hocamın, değerli birlik başkanımın özgeçmişi bir hayli uzun. Ben kısa kısa başlıklarla tanıtmaya çalışacağım. Sayın Büyükmirza 1948 yılında Ankara'da doğdu. 1968 yılında Ankara İktisadi ve Ticari Bilimler Akademisini bitirdi. Yönetim Muhasebesi, Maliyet Muhasebesi ve SPK muhasebesi konularında yayınlanmış kitapları ve çeşitil makaleleri mevcuttur. Halen Gazi Üniversitesi İktisadi Ve Ticari Bilimler Fakültesi'nde öğretim üyesi olup, Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler, Yeminli Mali Müşavirler Odalar Birliği Başkanıdır. Sayın Büyükmırza, İngilizce ve Almanca bilmektedir. Yine aramıza Defterdar Yardımcımız Sayın Musa Pişkin konuşmacı olarak katılıyorlar. Sayın Musa Pişkin 1957 yılında Van'ın Çatak ilçesinde doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Bursa'da tamamlayan Musa Pişkin, 1979 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Maliye bölümünden mezun oldu. Aynı yıl Maliye

1

Page 2: PANEL - ISMMMO€¦  · Web viewZaten bu konulara değerli panelist arkadaşlarım gireceklerdir. Yanlız ben bir kaç konuya değinmeden geçemeyeceğim. Yetkisiz çalışanlar

Bakanlığı Maliye Teftiş Kurulunda Maliye Müfettiş Muavini olarak göreve başladı. 1982 yılında Maliye müfettişliği, 1988 yılında Maliye Başmüfettişliğine atanan Musa Pişkin, 1986-80'li yıllarda Hollanda'da mesleki çalışmalarda bulundu. 11.8.1988 yıllarından bu yana İstanbul Defterdarlığı'nda görev yapan Musa Pişkin İngilizce biliyor evli ve bir çocuk babasıdır. Diğer panelistimiz Sayın Erkin Balaban. 1952 Silivri doğumludur. Ortaöğrenimini İstanbul Kabataş Erkek Lisesi'nde tamamlayıp, 1977 yılında İstanbul İktisadi Ticari Bilimler Akademisi'nden mezun oldu. Mali Müşavirler Muhasebeciler Birliği Silivri Şubesi'nin kurucu başkanı ve başkanlığını yapmıştır. İstanbul Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası'nın Müteşebbis Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı yapmış olup, halen bu görevini sürdürmektedir. Sayın Balaban evli ve iki çocuk babasıdır. Yeminli Mali Müşavirler Odası adına Sayın Sezai Onaral katılacaklardır. Kendileri önemli bir mazeretinden dolayı bu panelimize iştirak edemediler. Yerlerine Yeminli Mali Müşavir sayın Bülent Soydan iştirak ediyorlar. Sayın Soydan 1949 doğumlu olup, 1972 yılında Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunudur. Maliye ve Gümrük Bakanlığı'nda Meslek Uzmanlığı görevini yapmış olup, halen Yeminli Mali Müşavirlik görevini sürdürmektedir. Değerli panelistlerimizi tanıttıktan sonra ben ilk sözü Odalar Birliği Başkanımız Sayın Prof. Dr. Kamil Büyükmirza'ya veriyorum. Sayın Büyükmirza buyrun.

- Kamil BüyükmirzaPanelimizin değerli konukları sayın meslektaşlarım. Öncelikle hepinize hoşgeldiniz diyerek ve bizleri böyle güzel bir vesile ile burada biraraya getiren İstanbul Odamıza şüpheli ahlaki değerleri taşıyan ve çalışmalarından doğrudan sorumlu tutulan kişiler değillerse onlardan sağlıklı muhasebe sistemlerini işletmeleri kurmalarını ve işletmelerini beklemek fazla iyimserlik olur. İşte 3568 sayılı yasanın temelde getirmek istediği de bence budur. Daha spesifik olarak konuya baktığımızda, 3568 sayılı yasa neler getirmiştir. Ana çizgileri ile bunları şu şekilde özetlemek mümkün. Bir kere muhasebecilik ve mali müşavirlik mesleği yasal bir statüye kavuşturulmuştur. Bunu hepimiz biliyoruz. Bunun dışında yasadan önceki devrede başımızı kaldırıp çevremize baktığımız zaman birçok tabelada gördüğümüz, muhasebeci, mali müşavir, hesap uzmanı, serbest hesap uzmanı, uzman muhasebeci vb. gibi çeşitli ünvanlar kalkmış, yerine yasanın koyduğu üç ünvan gelmiştir. Serbest muhasebeci, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir, Yeminli Mali Müşavir. Herbir ünvan sahibinin yapabileceği işler belirlenmiş ve bu ünvanlardan herbirisinin elde edilmesi için gerekli minumum eğitim, staj ve sınav koşulları getirilmek suretiyle belli bir kalite tutturulmasına özen gösterilmiştir. Yeminli Mali Müşavirler için tasdik yetkisi getirilerek kamu idaresinin denetim kapasitesini aşmakta olan alanlarda da denetim yapılabilmesi olanağı yaratılmaya çalışılmıştır. Meslek mensuplarının odalar ve odalar birliği şeklinde örgütlenmeleri öngörülmüş, böylelikle mesleki standartların geliştirilmesi meslek ahlakının korunması meslek mensuplarının eğitim ve diğer ihtiyaçlarının karşılanması, mesleğin bir bütün olarak tek tek bireyler olarak değil, bir bütün olarak dışarıya karşı temsil edilmesinin sağlanması ve sonuçta mesleğe saygınlık kazadırılması amaçlanmıştır. Bir başka nokta, meslek kurallarına uymayan meslek mensupları için disiplin cezaları. Yasa hükümlerine uymayan meslek mensupları içinse para ve hapis cezaları getirilmiş, böylelikle muhasebecilerin çalışmalarından sorumlu tutulması sağlanmaya çalışılmıştır. Şimdi bunlar tabiatıyla amaçlanan şeyler. Yasanın hedefleri ve içerdiği hususlar. Ama acaba yasa bu hususları yeterince yerine getirebiliyor mu, hiç bir aksaklığı içermiyor mu? Bir de ters taraftan olaya bakmakta yarar var. Bu yönüyle bakarsak 3568 sayılı yasada birçok aksaklık görüyoruz. Şunu hemen belirteyim yasaya bağlı olarak bugüne kadar çıkartılmış olan yönetmeliklerdeki aksaklıklara ben burda girmeyeceğim. Belki diğer sayın konuşmacılar gireceklerdir. Benim girmemem için çok sağlam bir nedenim var. O da bu hafta içinde bütün yönetmeliklerin değiştirilmesi için komisyonların çalışmalara başlamış olması. Dolayısıyla değişecek olan yönetmelikler hakkında konuşmak bence şu anda vakit israfı anlamına gelecektir. O nedenle asıl karşımızda duran kalıcı nitelik taşıyan yasa ile sınırlı olarak olayı aldığımızda şunları görüyoruz. 3568 sayılı yasanın aksaklıkları olara. Bir kere en baştan meslek mensupları için öngörülmüş olan ünvanlar, ki bu yasanın adına da geçmiştir. Karışıklık yaratacak niteliktedir. Bildiğimiz kadarıyla 20 yıl doluyor. Öğretim üyesiyim, muhasebe öğretiyorum. Bildiğimiz kadarıyla öğrettiğimiz kadarıyla, Amerika'da eğitim gördüm, okuma barajını geçtim. Orda incelediğim kadarıyla bu alanda tek bir ünvan vardır. O da

2

Page 3: PANEL - ISMMMO€¦  · Web viewZaten bu konulara değerli panelist arkadaşlarım gireceklerdir. Yanlız ben bir kaç konuya değinmeden geçemeyeceğim. Yetkisiz çalışanlar

muhasebecidir. Yani muhasebecilik, mesleğin defter tutma aşamasından başlayıp denetimine ve tasdikine kadar uzanan bütün çalışmaları içeren genel bir deyimdir. Ama yasa muhasebeciliği böyle almamıştır. Muhasebecilik ve mali müşavirlik diye ikili bir ayrım yapmıştır. Muhasebeciliği, mali müşavirliğin altına koymuştur. Ve bir bakıma muhasebeciliği katiplikle eşdeğer görmüştür. Artı bir üst basamakta yeralan ünvan sahipleri, yani serbest muhasebeci mali müşavirler. Geçenlerde bizim birliğin adını örneğin İngilizceye çevirsek nasıl birşey çıkar diye düşünüyordum. Gördüm ki serbest muhasebeci mali müşavir İngilizceye çevrilemiyor. Çünkü dilbilgisi yönünden sakat. Dolayısıyla bu ünvanları tekrar gözden geçirip, gerçekten anlam taşıyan karışıklığa yolaçmayacak ünvanlara dönüştürmekte bence yarar var. Yasanın aksayan ikinci bir noktası, Maliye ve Gümrük Bakanlığı'nın ihtiyaçlarına gereğinden fazla ağırlık verilmiş olması. Bu durum tam o yönden yasanın sadece vergi muhasebesi ve denetimi için çıkartılmış bir yasa olduğu izleniminin doğmasına yolaçmaktadır. Böyle olunca da konuyla daha başka açılardan ilgilenen kesimlerin yasaya saygıları azalmakta, yasayı ciddiye almamakta bu kesimler ve sonuçta kendi yasalarına muhasebe sistemlerinin ve denetimlerin kendileri açısından yapılmasını sağlayacak, muhasebenin standartları da dahil olmak üzere herşeyini belirleyecek bir takım hükümleri koyarak yetki alma çabalarına girmeye sevketmektedir. SPK tasarısı buna en somut örnektir. Maliye ve Gümrük Bakanlığı'nın ihtiyaçlarının yanında denetiminede gereğinden fazla yer verilmiştir. Mesleğimiz üzerindeki denetimine gereğinden fazla yer verilmiştir. Ve hatta bu nedenle bazı çelişkilerede yolaçılmıştır. Örneğin yasaya bakıyoruz 29. maddenin f- fıkrasında odalar birliğinin görevleri arasında milletler arası mesleki toplantılara katılmak diye bir hüküm var. Üye olmak ve katılmak diye biraz daha geniş ben kısalttım. Şimdi bir görev izne tabi olur mu? İzne tabi olursa görev mi olur lütuf mu olur? Bakıyorsunuz yasaya, 42. maddede milletlerarası toplantı ve kongrelere katılmak bakanlığın iznine tabidir deniyor. Hem bunu yapacaksın diye görev veriyor, hem de bakanlığın iznine tabidir, bakanlık izin vermezse yapmazsın, diyor. O görev değildir o zaman. Mesleğin kapsadığı dallar çok geniş tutulmuştur. Bu da bir başka aksaklık. Her zaman söyledim örnek olarak devletler hukukçusunu verdim. İsterseniz siz uluslararası politikacıyı da verebilirsiniz. Bu kişiler meslek ünvanları almaya hak kazanmışlardır. Şimdi uluslararası politika ile muhasebe mesleğinin muhasebecilik mesleğinin ne ilgisi vardır. Bağlantı kurabiliyor musunuz. Tabii bu gibi kesimlere muhasebecilik mali müşavirlik ünvanlarının dağıtılması yasanın saygınlığını biraz daha azaltmakta, dolayısıyla demin değindiğim kesimlerin yasayı ciddiye almama şeklindeki tutumları desteklemektedir. Onlara yeni bir gerekçe vermektedir. Bunların değişmesi bu gibi tutumların ortadan kalkması için bir önkoşul niteliği taşımaktadır. Meslek ünvanları için bir başka aksaklık gerekli öğrenim koşulları sağlıklı olarak belirlenmemiştir. Serbest muhasebecilikte ön lisans, ticaret lisesi veya maliye meslek lisesi mezunu olmaktan sözedilmektedir. Ama lisans mezunları için hiçbir hüküm yoktur. Onlar serbest muhasebeci olamayacaklardır, staj şartını yerine getirseler dahi. Ters düşülüyor. İlgili dalların yani hukuk iktisat işletme muhasebe vs. şeklinde sayılan dalların dışında kalan dallardan mezun olanların örneğin bir mühendisin, ilgili dallarda bizim alanımıza giren dallarda yasada sayılmış olan dallarda lisans üstü çalışma yapması halinde onların mesleğe girmesine olanak verilmektedir. Yani bu gibi kişilere prim verilmektedir. Ama bizim kendi dallarımızda eğitim görmüş muhasebe eğitimi görmüş, lisans derecesi almış, ondan sonra muhasebede mastır yapmış, ondan sonrada muhasebede doktora yapmış kişilerin mastır ve doktora çalışmaları karşılığında hiçbirşey sağlanamamaktadır. Staj süresi bile sayılmamaktadır. Bu da çok büyük bir aksaklık. Yasa bağımlı çalışanları kapsamamaktadır. Bağımlı çalışanlar da kapsama alınsın diye çeşitli yerlerde çeşitli şekilde söylendik. Ama alınmayabilir. Mesela Amerika'da böyle birşey yoktur. Bağımlı çalışanlardan oluşur. Ünvan sahibi yetkili muhasebecidir bunlar. Böyle de olabilir. Ama bundan kaynaklanabilecek bir sakıncayı da giderici önlemler alındığı taktirde bu sistem işler. O da nedir? Bütün işletmelere, kim olursa olsun finansal tablolarını ve o finansal tablolara yansıyan bilgilerin elde edildiği muhasebe uygulamalarının bir bağımsız denetçi tarafından her nereden olursa hazırlanan tabloların denetlemesi koşulunu getirir. Bu koşulu getirmediniz mi, örneğin Sermaye Piyasası Kurulu'na tabi olmayan bir şirketin, halka açık olmayan ama ortak sayısı diyelim ki 80 kişidir. Böyle bir şirkette ortakların aldatılmasını nasıl önlersiniz? Çünkü sermaye piyasası denetiminin dışında. Maliyeye verilecek bilgiler dışında, bizim yasa bir denetime tastik öngörmüyor zorunlu olarak. Dolayısıyla bu kişilere istediğiniz bilgileri sağlayıp istediğiniz kadar istismar edebilirsiniz. Bu gibi önlemlerin de mutlaka alınması gerekir.

3

Page 4: PANEL - ISMMMO€¦  · Web viewZaten bu konulara değerli panelist arkadaşlarım gireceklerdir. Yanlız ben bir kaç konuya değinmeden geçemeyeceğim. Yetkisiz çalışanlar

Ayrıca bir başka nokta var bu konuda. Bağımlı çalışanlar 2a bendinin a şıkkında ve b şıkkındaki işleri yapabilirken, yani defter tutmak beyanname düzenlemek finansal tabloda beyanname düzenlemek, bunun dışında muhasebe sistemlerini kurmak, danışmanlık yapmak vs. gibi hususlar b şıkkında. Bunların ikisini de bağımlı çalışanlar yapabilirken, serbest muhasebeciler sadece birincisini yapar deniyor. Yani defter tutar, bilanço kar zarar tablosu düzenler, beyanname düzenler. Bu işlerle uğraşır. Peki bir serbest muhasebeci gidip de bir şirketin bir işletmenin herhangi bir işletmenin muhasebe sistemini kurarsa bunu nasıl saptayacaksınız. O şirkette veya o işletmede çalışan bir de bağımlı muhasebeci varsa. Nasıl saptayıp da sen yetkini aştın diyebileceksiniz? Bunu önleyecek hiçbir önlem yok. Bir başka aksaklık da, staj sürelerinin çok uzun tutulmuş olmasıdır. Özellikle de dikkati çeken uzunluk ticaret lisesi ve maliye meslek lisesinde gözüküyor. Altı yıl boyunca serbest muhasebeci veya mali müşavir yanında çalışarak bu kişiler muhasebeyi ancak öğrenirler deniliyor. Hem ticaret lisesi mezunu, hem altı yılını bu mesleğe verecek ondan sonra ancak büro açabilecek. Bu çok uzun bir süre, dört yıl da uzun bir süre. İki yıl da uzun görülebilir. Dolayısıyla sürelerin hiç olmazsa yarıya düşürülmesi daha rasyonel bir davranış olabilir. Şimdi aslında yasada aksayan pekçok nokta var. Bunlar birer fikir vermesi için ve öncelikle dikkati çektiği için benim burda dile getirmek istediğim noktalardı. Bunların dışında sayın oda başkanımız Yahya bey belirtti. Topluluk sigortası vs. falan gibi bir takım şeylerin sağlanması tabiatıyla gerekiyor. Ama yasayı incelediğiniz zaman yasa içinde çelişki olarak gördüğümüz noktalara örnek olsun diye bunları saydım. Şimdi daha fazla uzatmayacağım bir genel değerlendirme yaparak bitirmek istiyorum. Genel değerlendirmede muhasebecilik ve mali müşavirlik mesleğini düzenleyip özgürleyen 3568 sayılı yasanın batı ülkelerinden yüz yıl sonra olsa da çıkmış olması bizim için sevindiricidir. Bunu bir kere itiraf edelim. Hiç yasasızlıktan, çıksın çıksın diye bağırdığımız günlerden bu günlere geldik. Şimdi de şurası aksaktır bunu değiştirelim diye uğraşıyoruz. Demin başlangıçta belirttiğim gibi yasa ile mevcut yönetmelikler arasındaki çelişkiler veya yönetmelikteki aksaklıklar kısa bir süre içinde yeni hazırlanan yönetmeliklerle giderilecektir. Bu konuda bir endişeniz olmasın. Ve zaten çoğunuz da herhalde bazı komisyonlara katılıyorsunuz. Çünkü komisyonları oluştururken biz türkiyediki bütün odaların temsilcilerini şu veya bu komisyonda yeralmasına özel bir özen gösterdik. Böylelikle herkesin sesini bir yerde duyalım dedik. Gönül isterdi ki her komisyon bütün odaların temsilcilerinden oluşsun ama bunun fizik olarak 65 artı 6 eşittir 71 oda temsilcisini sürekli olarak beş komisyonda toplanmasının fizik olarak mümkün olmadığını takdir edersiniz sanırım. Onun için bir dağıtım yapmak zorunda kaldık. Komisyonlar deyince bir de asgari ücret için tekrar iki komisyon oluşturduk. Yeri gelmişken belirteyim. Biri Yeminli Mali Müşavirlerin ücretleri diğeri Serbest Muhasebeci ve Serbest Muhasebeci Mali Mühasebecilerin ücretleri konusunda. Bunlarla ilgili toplantılarda örneğin dün serbest muhasebeci mali müşavirler Ankara'da toplandılar. Burda da çalışmalar devam ediyor, kısa bir süre içinde herkesin mümkün olduğunca herbirinin yurdun dört bir yanından gelenlerin görüşleri alınmak suretiyle asgari ücret tarifeleri belirlenecektir. Bu yasadan kaynaklanan ve demin belirtmiş bulunduğum aksaklıkların giderilmesi konusunda gerçi maliyecilerin kendileri de pek umutlu değil. Biliyorsunuz vergi yasalarında değişiklik tasarısı var. Maliyeciler diyorlar ki bundan önce çeşitli kereler çıkmadı, bu kez de hiçbir ümit yok. Geri dönecek bu. Ama eğer çıkarsa, çıkması mümkün olursa bizim yasamızda gerekli temel değişikliklerin çok gerekli olan değişikliklerinin de bu vergi değişiklikleri ile birlikte çıkartılmasına çalışmak bizim için şu aşamada en uygun yol olarak gözüküyor. Bunun için elimizden geleni birlik olarak yapacağız. Başka yasalara konulmaya çalışılan hükümlerle meslek yasamızın delinmesine ve meslek birliğimizin bozulmasına yönelik çabaların sonuçsuz kalması için elden gelen herşeyi yapmak ise hepimizi için kutsal bir görev sayılmalıdır. Burada bitiriyorum ve hepinize teşekkür ediyorum.

- Yahya ArıkanSayın Birlik Başkanımız Büyükmirza'ya teşekkür ediyoruz, değerli açıklamalarından dolayı. Ben ikinci sözü Sayın Erkin Balaban'a veriyorum. Buyrun Sayın Balaban.

- Erkin BalabanTeşekkür ediyorum sayın başkan. Sayın misafirler, değerli meslektaşlarım. Panelimizin konusu 3568 sayılı yasamızın uygulamadaki yeri. Ama yasamız hukuken şu anda var. Uygulamada kısmen var. O

4

Page 5: PANEL - ISMMMO€¦  · Web viewZaten bu konulara değerli panelist arkadaşlarım gireceklerdir. Yanlız ben bir kaç konuya değinmeden geçemeyeceğim. Yetkisiz çalışanlar

bakımdan uygulamadaki yerini gözlemlemede bazı kısıntılı durumlarımız olduğunu söylerken, sık sık tekrar ettiğimiz 1990 yılının kaybolduğunu da bir daha vurgulamak istiyorum. Yasamızın konumunu irdelemeden önce müsade ederseniz yasa öncesi bir tabloyu şöyle bir gözlerimizin önüne getirmek istiyorum. Bildiğimiz gibi 13. 6. 1989 tarihinden yani yasanın yürürlük tarihinden önce Türkiye'de bizleri doğrudan ilgilendiren, içinde bulunduğumuz muhasebe hizmeti dediğimiz, mali müşavirlik hizmeti dediğimiz ve bir önceki oturumdaki konuşmacılarımızın da özellikle üzerinde durduğu, ülkelerin ekonomik geleceklerinin doğrudan etkileneceği bu kadar hassas ve stratejik bir mesleği biz hiçbir yasa, kural, eğitim gereksinmesi duymadan yapabiliyorduk. Bu şu anda belgesi olan bizler için de geçerli. Hiçbir mesleği küçümsememek kaydı ile şu sözleri çok söyledik. Bir berber, bir kasap vs. benzer meslek sahipleri bağlı oldukları dernek gibi örgütlerden çeşitli belgeleri veya çeşitli ruhsatları alıp ticari faaliyetlerini sürdürebilirken, bu meslek grupları biraz çarpıcı olacak belki bu işi yapmamışlardır ama, bizim şu anda sürdürmekte olduğumuz mesleği bir dilekçe ile müracaat ederek yapma şansına sahiptiler. Yani yasa öncesinde böyle bir kara tablo yaşıyorduk. Ve bu bahsettiğimiz kesimin içine şu anda vergi sistemimizin içinde çalışan büyük çapta memurlarımız çeşitli kuruluşlardan emekli olan eli kalem tutan emeklilerimiz rahatlıkla bu mesleği çok rahatlıkla sürdürebiliyorlar. Yani o kadar önemli dediğimiz ülkelerin hayatında birinci derecede önemli dediğimiz iktisadi konularda belirli yönlendirmelerin yani bütçelerin yapılmasında etkin roller üstleniyorlar. İşte bu bakımdan sayın birlik başkanımızın da belirttiği gibi yasa öncesi ve yasa sonrası bizler için çok önemli yani çıksın da nasıl çıkarsa çıksın dediği konuşmasını hatırlıyorum. Ve bizim bir arkadaşımız çok söz eder, milat der tarihe onu da tekrar hatırlamak istiyorum. Şimdi bu şartlarda yasa büyük bir kısmımızın Avrupa Topluluğu'na entergre olmak amacıyla çıkartıldığı, yine biraz önce birlik başkanımızın da belirttiği gibi bütçe gelirlerinin belirli bir düzeye getirmek amacıyla çıkartıldı demesine rağmen, yani tam bir meslek yasası olarak kabul etmememize rağmen yine de hepimiz dört elle bu yasaya sarıldık. Tenkit ederken de sarıldık, yönetmeliği konuşurken de sarıldık, her platformda yasayı tartıştık. Yasanın zaten gerekçesinde de Maliye Bakanlığı'nın gelirlerini artırmanın birinci hedefi olduğunu hepimiz biliyoruz. O bakımdan yasanın tam bir meslek yasası hüviyetinde olmamasına rağmen iyileştirmek için elimizden gelen herşeyi tüm meslek mensupları ve örgütlerimiz olarak yapacağı inancını ben taşıyorum. Yasamızı bölüm bölüm inceleyerek uygulamadaki konumunu açıklamak istiyroum. Yasanın birinci bölümü genel hükümler, ikinci ve üçüncü bölüm örgütlenme. Yani odalar ve birlik örgütlenmesi. Dördüncü bölümde çeşitli hükümler ve geçici maddeleri ihtiva eden bir manzume şeklinde. Yasanın birinci bölümünde yani genel hükümleri taşıyan bölümde meslek mensuplarımızın tarifi ve kimlerin bu tariflerin içinde yeralabileceği anlatılmış. Yani serbest muhasebecilik serbest muhasebeci mali müşavirlik, yeminli mali müşavirlik gibi. Tabi bu kara tablo dediğimiz dönemde, meslektaşlarımız bizler kendi kendimize zoraki ünvanlar vermiştik. Serbest muhasebeci, mali müşavir ünvanlarını kulanıyorduk, teleffuz ediyorduk da şimdi yeni olarak bizim söylediğimize yeminli mali müşavir eklendi. Kısaca bu bölümdeki gelişmeler hakkında çok fazla sözetmek istemiyorum, uygulamadaki konumu hakkında çok fazla sözetmek istemiyorum. Ancak bu bölümde hassas bir nokta var. Yasanın 6. ve 7. maddeleri. 6. maddesi bildiğiniz gibi staj konusunu düzenleyen bir madde. Yedinci maddede sınavlarla ilgili. Staj konusunda sayın başkanımızın sevindirici görüşlerini dinledik. Sevindirici diyorum ben şu anda aynı zamanda bir oda yönetici olarak ve odamızın yazılı görüşleri içinde staj süresinin son derece uzun olduğunu, belirttiğimiz staj süresini, aynen sayın birlik başkanımız da söyledi. Bizleri sevindirdi, gerçekten çok uzun bir süre. Ancak süreden ziyade başka sıkıntılar yaşanıyor uygulamada. Ve bu sıkıntıların en büyük bölümünü de serbest muhasebeci dostlarımız meslektaşlarımız yaşıyor. Şöyle bir gelişme var yaşamda uygulamada. Serbest muhasebeci meslektaşlarımızın yanında yasanın eğitim şartlarına uyup staj yaparak bu mesleğe adım atmak isteyen belge almak isteyen ve onların yanında kilit personel diyebileceğimiz meslek mensupu adaylarımız çalışıyor. Ama öyle bir duruma geldi ki oradaki işlerini terkedip serbest muhasebeci mali müşavirliğin yanında staja gitmeleri gerekiyor. Artı serbest muhasebeciler yanındaki elemanları başka bir tarafa göndermek durumunda kaldıkları gibi stajyerler bizler için gerçekten eğitimli kişilerdir. Onların katkılarından da yararlanamayacaklardır. Yani bürolarda staj yaptıramayacakları için. Buda işin başka bir yönü. Bir enteresan konu daha var. Serbest muhasebecilerle ve stajla ilgili şu anda aramızda misafir olan Samsun oda başkanımız bir toplantıda bana

5

Page 6: PANEL - ISMMMO€¦  · Web viewZaten bu konulara değerli panelist arkadaşlarım gireceklerdir. Yanlız ben bir kaç konuya değinmeden geçemeyeceğim. Yetkisiz çalışanlar

anlatmıştı. Bana çok enteresan geldi. Dedi ki Samsun'un Çarşamba ilçesinde Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ünvanına sahip bir meslektaşımız var. Ancak aynı ilçede 12 adet meslek mensubu adayı, staj yapmak isteyen genç var. Şimdi tabi buna biraz esprili olacak o serbest muhasebeci mali müşavir meslektaşımız, ben okul açmaya niyetli değilim diye tepkisini gösteriyor. 12 kişiye yanımda staj yaptıramam diyor. Samsun'a gidip staj yapsınlar diyor haliyle. Demek ki stajda bazı kıstasları koymak gerek. Uygulamada da başka sıkıntılar yaşanabileceğini düşünmemiz gerekiyor. Tabi bu yasa ile ilgili konulardan bahsetmek istiyorum. Sayın başkanımız dediği gibi yönetmeliklere pek girmek istemiyorum. Zaten yasanın uygulamadaki yeri derken yine hemen tehditlere başlıyoruz, alıştık artık. Yönetmelikler değişeceği için o konuya girmek istemiyorum ben de. Yasanın sınav konusunda pek söylenecek şu anda fazla birşey yok. Yanlız anladığım kadarıyla Yeminli Mali Müşavirlik sınavında, sınavını düzenleyen yönetmeliğe girmiyoruz derken yeniden bunu belirtmek istiyorum. Öyle hükümler var ki, öyle bir yönetmelik ki adeta bu kadar yeminli mali müşavir bize yeter mantığı ile hazırlanmış ve bu kanıma birçok profesörlerimiz meslek konusunda eğitim veren öğretim veren profesörlerimiz de çok samimi olarak katılıyorlar. Yasanın ikinci bölümü ve 3. Bölümünü de biraraya alıyorum. Bu örgütlenme ile ilgili olduğu için yani odalar ve birlikle ilgili. Şu anda herhalde bizleri en çok ilgilendiren konulardan biri. Neden çünkü örgütlenme artık tamamlandı. Yani ne olup ne olmadığını hepimiz gördük. Uygulamadaki sıkıntılarını onun için rahatlıkla veya olumlu yönlerini tartışabiliriz. Örgütlenmeyi bir geniş anlamda bir de daha dar anlamda incelemek istiyorum. Geniş anlamda derken, meslektaşlarımız artık sadece dört duvar arasında eğitim aldığı bu mesleği vermek için veya vergi dairelerine gidip gelmek için bu ülkede yaşamadıklarını anladılar. Bunu hayata geçirmek için örgütlenmenin ne kadar önemli olduğunu anladılar. Ve ben yerine biz demeye başladılar. Şimdi sadece muhasebe mesleği ile ilgilenmemeleri gerektiğini ülkenin tüm toplumsal olaylarını kendilerini ilgilendirdiğini anladılar derken şunu kastetmek istiyorum. İşte bir önceki oturumda da gördüğümüz gibi. Bir önceki oturumda muhasebe de yoktu, nizam da yoktu, defteri kebir de yoktu. Ama ülkenin gerçekleri vardı. İki gün bundan iki gün önce yine bir mesleki derneğimiz şu anda Türkiye'de tahmin ediyorum bizim mesleğimiz açısından en büyük örgütlenmş bir dernek. Mali Müşavirler Muhasebeciler Birliği yine bu konuda bir panel düzenledi. Ve orada yine toplumumuza bu anlamda mesajlar vermeye çalıştık. O konular gündeme geldiğinde bazı meslektaşlarımız çok acizane ve safça konuştuklarına inanıyorum. Mesleğe hakim sahip olmak için söylediklerine inanıyorum. Ama siyaset yapmayalım gibi bir saplantı içerisindeler, tabiri hoş görürseniz. Şimdi sabahki bir önceki oturumdaki ilke ve devrimler Atatürk'ün ilke ve devrimleri siyasal bir olaydır arkadaşlar ve bizde siyasal olayları tartıştık. Yani siyaset yaptık. Bizim endişemiz bu tip olayların dışında kalmak şeklinde olmamalı, bizim endişemiz örgütlerimizin varlıkları siyaset yapmak olan siyasi parti gibi kuruluşların yörüngelerine girmemeleri ve yöneticilerimizden biz bunları istiyoruz bunları da bekliyoruz. Ama meslektaşımız Türkiye'nin toplumsal ve siyasal olaylarından kendilerini arındırmayacaktır. Ve bu örgütlenmemiz de göstermiştir ki bu konuda gelişmeler başlamıştır bile. Örgütlenmeyi bir diğer çerçevede incelersek. Meslektaşlarımız kendi aralarındaki bu örgütlenmeler sayesinde iletişimin arttığını gördüler. Bu iletişim onlara birbirlerinden bilgi alışverişi almalarını sağladı ve dediğim gibi artık meslektaşlar için ben değil, biz deme alışkanlığı başladı. Bir kısa örnek yine. Çok kısa bir süre önce daha önce başkanımız geçmiş panelden önceki açılış konuşmasında da bir meslektaşımızın durumunu belirtti. Hepiniz biliyorsunuz, Uşak'ta Banaz ilçesinde bir meslektaşımız çok büyük suç işledi. Neydi bu suç? "Savaşa hayır" dedi. Böyle büyük bir suç işlediği işlediğinden dolayı da kendisini apar topar alıp götürdüler. Ancak işte yalnız olmadığını meslektaşımız gördü. Başta birliğimiz olmak üzere tüm Türkiye'deki meslektaşlarından ona el uzatıldı. Ve belki de böyle bir suçu işleme cesareti bulmuştur o arkadaşımız.. Bunlar örgütlenmemin gerçekten olumlu yönleri. Bir olumlu yönünü daha vurgulamak istiyorum. İstanbul ilinde odamızla Defterdarlık arasında gerçekten çok güzel bir diyalog başladı. Aslında vardı. Ama şimdi karşınızda biriyle, bir grupla, bir meslek grubuyla dialog kurmak isterseniz bir temsilcisi gerekir sizlere. Ve bu konuda da gene çok olumlu gelişmeler oldu. Bu örgütümüzün varlığını zaten öteden beri çok olumlu karşılayan ve biraz önce birlik başkanımızın tekrar değindiği gibi muhasebe ile Türkiye'nin ekonomisinin veya iktisadının oluştuğunu, kaynağının ordan geldiğini şu andaki Defterdarlık yetkililerimiz çok iyi bilmekteler. Tahmin ediyorum bu tüm Türkiye'de böyledir. İşte bu olumlu gelişme de yine belirli bir

6

Page 7: PANEL - ISMMMO€¦  · Web viewZaten bu konulara değerli panelist arkadaşlarım gireceklerdir. Yanlız ben bir kaç konuya değinmeden geçemeyeceğim. Yetkisiz çalışanlar

örgütün içinde olmamızdan dolayı daha sağlıklı gelişme devresine girmiştir. Yasanın 4. bölümünde bahsettiğim gibi çeşitli hükümler ve geçici maddeleri düzenleyen 4. bölümünde meslektaşlarımızın uygulamada direkt olarak karşılaştıkları bazı sorunlar veya düzenlemeler getirilmiş. Örneğin kayıt defteri yasaklar bildirim formları tabela ücret disiplin cezaları gibi. Yani daha önce 13 Haziran 1989 dan önce yabancısı olduğumuz bazı konuları getirmiş ve bu konular üzerindeki yaptırımlar var. Yasanın, dediğim gibi tenkit etmeden duramıyoruz ama gerçekten bunu iyileştirileceğine de inanıyoruz. En azından yönetmeliklerle daha iyi uygulanır hale getirilceğine inanıyoruz. Ben yalnız birşeyi burada tekrar vurgulamak istiyorum. Özellikle serbest muhasebeci, serbest mali müşavir dostlarımızın örgütlenme konusunda çok büyük tepkilerini alan bir madde var. Bu maddeyi müsade ederseniz tekrar gündeme getirmek istiyorum. Bunu birlik başkanımız getirmedi ama herhalde o da aynı görüştedir. Çünkü bunları hep birlikte yaşadık. Beşe dört denen bir olay var arkadaşlar. Biz yasanın fazla eksikleri yok derken fazlaları olduğunu söylemek istiyorum. Bir fazlalık da bu. Ben anayasa hukuku hocası da değilim, bu konuda otorite de değilim, ama otorite olmaya da herhalde gerek yok. Kelimenin tam anlamıyla anti-demokratik denebilecek bir madde bu yasada. Bir de dördüncü madde var. Ona da kısaca değinmek istiyorum.Yani bir örgütü bir mesleği bütün kabul ediyorsunuz, ama bir yere gelince bütünlük bitiyor. Buradan beş buradan dört veyahut da buradan üç buradan iki gibi mantıkla hareket edebiliyorsunuz. İşte bu ve buna benzer maddeleri tabii buna benzer derken bir başka daha anti demokratik diye tahmin ettiğimiz bir madde daha var dördüncü madde. Düşünce suçundan dolayı hüküm giyenlerin şu anda bu mesleği yapamaması gibi. Bunları düzenliyorsunuz, düzenleyebiliyorsunuz ama bizler bu tip hükümler içeren maddeleri veya bu maddelerin bütünü olan yasaları herkes bilsin ki içimize sindirmekte güçlük çekiyoruz. Ve daha açık söylüyorum, sindiremeyeceğiz. Sindiremediğimizi de çok kısa bir süre önce gösterdik. Burada pek tartışma açılmasını istemiyorum. Aslında bizim diğer gruplarla bir işimiz yok. Yani yanlış anlama olmasın, yeminli mali müşavir meslektaşlarımız dostlarımız yanlış anlamasın yanlış yorumlamasın. Olay onlarla kesinlikle ilgili değil. Onlar bizim hedefimiz değil bu anlamda, bu beşe dört olayında. Kaldı ki onlar da bu konuyu, bu maddeyi, aksini söyleyenini dinlemeyip içlerine sindiremediklerini sık sık tekrar etmişlerdir. Sayın başkan süreyi bilmiyorum, biraz aşıyor muyum? Ama müsaade ederseniz bağlıyorum. Sonuç olarak bu yasa meslektaşlarımıza somut düşünebilidiğim toparlayabildiğim kadarıyla neler getirmiştir? Bu yasa ile demin telaffuz ettiğimiz ücret gibi konular, yani belirli bir yerde düzenlenip belirli bir plan içinde düzenlenmesi meslektaşlarımızın doğaldır ki ekonomik iyileşmelerine olanak sağlayacaktır. Bu bir gerçektir. Buna bağlı olarak bu ekonomik iyileşme ve örgütlenmenin verdiği iletişim sayesinde sosyal ve kültürel iyileştirmeleri gerçekleşecektir. Tekrar söylüyorum bu çok önemli. Ben yerine biz demeye alışacaklardır. Ve mesleğe şu anda gördüğümüz gibi buradaki katılımda gördüğümüz gibi belirli bir heyecandan dolayı bir dinamizin gelecektir ve gelmiştir de. Meslektaşlarımız daha bir araştırmacı olmaya yönelmişlerdir. Meslek odalarının da katkısı ile eğer mesleki eğitimi belirli bir seviyede götürebilirsek, meslek standartlarımızın artacağını da burada vurgulamak istiyorum. Sonuçta meslektaşımız bu toplumda daha saygın olacaktır. Bu tenkit ettiğimiz yasadan bunları ümit ediyoruz. Çünkü uygulamada bazı düzeltmeler olacağına inanıyoruz. İş sahibi dediğimiz veya mükellef tabir ettiğimiz kitle üzerinde de meslektaşlarımızdaki olumlu gelişmenin yansıması görülecektir. Onlar da yaptıkları ticari faaliyetin ciddi bir olay olduğu faturayı alıp masanın altına atmamaları gerektiğini daha çok öğrenmeye başlayacaklar. Ayrıca zaman içinde elde edecekleri şeffaf bilanço ve raporların kendilerinin yanlızca vergilerini artırmaya yaramadığını daha olumlu yatırımlara yönelik kendi reel gelirlerini de artırmalarında yardımcı olacaklarını göreceklerdir. Ayrıca maliyemiz, valiyet sistemimiz içinde önemli gelişmeler olacağı kesin. Çünkü dediğimiz gibi yasanın gerekçesi zaten o. Bütçe gelirleri artacaktır. Bu artış özellikle gelir vergisinde sağlanacağı için sosyal adalet ilkeleri daha çok gerçekleşecektir. Dolaylı vergilerin, yani kolay tahsil edilen vergilerin halk üzerindeki bunaltıcı baskıları azaltılabilecektir. Ayrıca bundan çok ümit etmek istiyorum, ümitli olmak istiyorum. Hayat standardı gibi gelir vergisi ruhuna tamamen ters olduğunu düşündüğüm, aykırı olduğunu düşündüğüm ve devletin aczini gösteren böyle bir imaj veren, ne alırsam kardır felsefesini içinde taşıyan hayat standardı gibi bir sistemin belki de yürürlükten kalkmasını

7

Page 8: PANEL - ISMMMO€¦  · Web viewZaten bu konulara değerli panelist arkadaşlarım gireceklerdir. Yanlız ben bir kaç konuya değinmeden geçemeyeceğim. Yetkisiz çalışanlar

sağlayacaktır. Sayın meslektaşlarım başkanımız herhalde zamanı geçirdiğimi belirtmek istiyor. Hepinize beni dinleme sabrını gösterdiğiniz için çok teşekkür ediyorum.

- Yahya ArıkanDeğerli açıklamalarından dolayı teşekkür ediyorum. Değerli arkadaşlarım zamanı değerlendirmek açısından daha önce paneldeki izlenecek yol kısmında belirttiği gibi sorularınızı eğer şu anda yazarsanız konuşmacılar da cevaplamaktan mutluluk duyacaklardır.

- Bülent SoydanMuhasebeciler, mali müşavirler bir meslek yasasına sahip oldular. 13. 6. 1989 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren yasa gereğince, sıra ile 15.6.89 tarihinde Geçici Kurul Değerlendirme Komisyonları Yönetmeliği yayınlandı. Geçici kurul çalışmalarına başladı. 28.7.89 tarihinde 3568 sayılı yasanın geçici maddelerinin uygulanmasına dair yönetmenlik yayınlandı. Geçici kurulla değerlendirme komisyonları çalışmalarına başladılar. 20.9.1989 tarihli sınav komisyonlarının çalışma usulleri hakkında yönetmelik yayınlandı. 24. 11.1989 tarihinde staj yönetmeliği yayınladı. 2.1.1990 tarihinde serbest muhasebeci, serbest muhasebeci mali müşavir, yeminli mali müşavir taleplerinin esasları hakkında yönetmelik yayınlandı. 2.1.1990 tarihinde yeminli müşavirlerin tasdik edecekleri belgeler, tasdik konuları, tasdikte usul ve esaslar hakkında yönetmenlikler yayınlandı. 2.1.1990 tarihinde yine muhasebecilerin, yeminli müşavirler muhasebecilerce yeminli müşavirlerce tutulacak defter kayıtları ile meslek mensuplarına bildirim mecburiyeti hakkında yönetmelik yayınlandı. 3.1.1990 tarihinde çalışma usul ve esasları hakkında yönetmelik yayınladı. 21.2.1990 tarihinde serbest muhasebeci mali müşavir odaları yönetmelikleri yayınlandı. 21.2.1990 tarihinde yeminli mali müşavir odaları yönetmenlikleri yayınlandı. Bu tarihten sonra seçimler yapıldı, odalar oluşturuldu. Ve nihayet Odalar Birliği Genel Kurulu'ndan Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler, Yeminli Mali Müşavirler Odalar Birliği Yönetimi oluşturuldu. 10.10.1990 tarihli Maliye Bakanlığı onayı ile geçici kurul ve değerlendirme komisyonlarındaki dosyaların odalar birliğine ve odalara birlik karara bağlandı. Bu arada Maliye ve Gümrük Bakanlığı'nca yayınlanan iki genel tebliğle yeminli mali müşavirlerin katma değer vergisi iade ve mahsup inclemeleri ve düzenleyecekleri tasdik raporlarına ilişkin esaslar ile yeniden değerleme işlemlerinin yeminli mali müşavirlerle tasdikine ilişkin usul ve esaslar belirlendi.

- Musa PişkinYasanın geçici maddelerine göre yapılan müracaatların bir kısmının henüz neticelenmediğini ve dosyaların odalara intikali ile odalarca karara bağlanacağını belirtmek istiyorum. Sayın başkan değerli konuklar. Meslek yasasının kurum ve kuralları ile artık yaşama geçtiğini ifade ettim. Bu güne değin yapılan toplantılarda, panellerde meslek yasası tüm boyutları ile tartışılmış, görüşler öneriler ortaya konulmuştur. Bu tartışmalar bugün de olduğu gibi elbette ondan sonraki dönemlerde de devam edecek. Ancak bundan böyle tartışmalarımızda konuşmalarımızda uygulama boyutu ağırlık kazanacak. Değerli konuklar, ben konuşmamda yasanın başarı ile uygulanabilmesinin şartları, uygulamada kamu kesimine mükelleflere meslek mensuplarına ve meslek odalarına düşen görev ve sorumluluklar üzerinde duracağım. Artık bir meslek yasamız var. Ve şu anda bu meslek yasasının belirlediği tanımladığı manada da mesleğin ifa edilmesi zorunluluğu var. O halde bir taraftan eksiklikleri tartışacağız. Bir taraftan da artık bu yasayı hayata geçireceğiz hep beraber. Bu arada değerli konuklar mali idare olarak İstanbul Defterdarlığı'nın yaklaşımı ve uygulama sorunları ile ilgili olarak almayı düşündüğü önlemler üzerinde duracağım. Bu yasa sadece muhasebecilere mali müşavirlere bir meslek düzeni kurmayı amaçlamamıştır. Devletin ekonomik gelişmelere paralel olarak ekonomik yaşam içindeki fonksiyonları artmış buna paralel olarak da vergilere olan ihtiyacı artmıştır, büyümüştür. Beyana dayanan gelir kurumlar vergileri yanında 1985 yılında yürürlüğe giren ve yine beyana dayanan Katma Değer Vergisi ve diğer vergiler milyonlarca mükellef arasında yoğun ve karmaşık vergi ilişkilerinin doğmasına neden olmuştur. Özellikle Katma Değer Vergisi gibi çağdaş bir vergi uygulamasına geçilirken, bu verginin ve buna bağlı olarak da gelir ve kurumlar vergisi hasılatının gerçek boyutları ile kavranması amacıyla yeni bir belge düzeni kurulmuş,

8

Page 9: PANEL - ISMMMO€¦  · Web viewZaten bu konulara değerli panelist arkadaşlarım gireceklerdir. Yanlız ben bir kaç konuya değinmeden geçemeyeceğim. Yetkisiz çalışanlar

anlaşmalı matbaa uygulaması ve ödeme kaydedici cihaz uygulamaları ve bu konuda getirilen işyeri kapama cezaları gibi yeni müeyyideler uygulamaya koyulmuştur. Öte yandan ekonomik gelişmeyi sağlama maksadına yönelik olarak başta gelir, kurumlar ve katma değer vergileri olmak üzere vergi kanunlarında muafiyet ve istisna uygulamalarına gidilmiştir. Yasanın gerekçesinde belirtildiği gibi bir yandan vergi ilişkileri, diğer yandan ticaret ve endüstride meydana gelen gelişmelerin yarattığı mali ve ekonomik sorunlar karmaşık bir hal almıştır. Böylesine bir gelişme karşısında yasalarda yeralan hak ve menfaatlerin öğrenilip doğru bir biçimde uygulanması, getirilen yeni hüküm ve yükümlülüklerin doğru bir biçimde yerine getirilebilmesi için, bu alanda yetişmiş meslek mensuplarına olan ihtiyaç daha bir artmıştır. Devlet mevzuatı bilen, mükellef hak ve hukuku ile hazine hak ve hukukunu aynı düzeyde gözeten, bağımsız, dürüst, tarafsız yetkin meslek mensuplarının yaratılarak vergi sisteminin yozlaşmaması, kanunların doğru bir biçimde tatbiki ile vergi kayıp ve kaçağına neden olunmaması, mükellefin hak ve yükümlülüklerini doğru bir biçimde uygulayarak ceza uygulamalarına muhatap kalmamalarını amaçlamaktadır. Özetle, Devlet, yasanın gerekçesinde yeralan ifade ile Maliye ve Gümrük Bakanlığı'nın vergi denetimi konusundaki ağır yükünü hafifletmek, Türk vergi sisteminin yozlaşmasına mani olmak, vergicilik ve işletmecilik safhasında güven ve ahlak unsurunun gelişmesini temin edebilmek, vergi kanunlarının uygulanmasından doğacak uyuşmazlıkların en az düzeye indirilebilmesini amaçlıyor. O amaçla kurulan devletin bu yasanın etkin bir şekilde uygulanmasında mükellef ve meslek mensupları ile işbirliği içinde olacağı tabiidir. Değerli konuklar, bu arada yasanın mükellefler bakımından önemine değinmek istiyorum. Biraz önce de belirttiğim gibi karmaşık ticari endrüstriyel ve mali ilişkiler içinde faaliyetini sürdüren mükellefin, vergi mevzuatı gibi, sigorta mevzuatı gibi ihtisas gerektiren konularda yükümlülüklerini doğru bir biçimde yerine getirmesi de zorunludur. Belge ve kayıt düzeninin Katma Değer Vergisi uygulaması ile daha bir önem kazanması nedeni ile mükellef vergi konusunda çok daha duyarlı olmak zorundadır. Vergisel ödevlerin ve yükümlülüklerin zamanında ve eksiksiz bir biçimde yerine getirilmesi, haliyle mükelleflerin yerine getirememesi halinde muhatap olacakları cezai işlemler günümüzde oldukça ağırlaştırılmıştır. Öte yandan mükellef lehine getirilen istisna, indirim ve muafiyet hükümlerinden istifade edilebilmesi, yasal vergi avantajlarının değerlendirilmesi, mükellef açısından çok önemlidir. Karmaşık ekonomik, ticari, mali ilişkiler içinde mükellefin ödevlerini ve yükümlülüklerini yerine getirmesinde bir muhasebeci ve mali müşavirin mesaisine duyduğu ihtiyaç, günümüzde daha da artmıştır. Değerli konuklar, bu arada bazı izlenimlerimi bu panel vesilesi ile ortaya koyup, muhasebecilik mesleğinin mükellefler açısından ne derece önemli olduğunu vurgulamaya çalışacağım. Mükellef işin ucuzuna kaçar. Bir katibe, bir ticaret lisesi mezununa defterini verir. Defterini o tutar, beyannamesini o verir, vergisini o öder. Bizim malesef yaygın uygulamamız odur. Özellikle küçük işletmelerde bu böyle devam etmektedir. Şimdi böylesine çalışan bir mükellefin karşı karşıya kaldığı zor durumlar sözkonusu. Özellikle icrai takibat işlemlerinden kendisine ödeme emri çıkarılan ve büyük bir telaş içinde vergi dairesine koşan mükellef, borcunu ödediğini parasını, yatırmak üzere işte o muhasebecisi dediği kişiye verdiğini söylemekte. Ancak muhasebecinin yatırmadığını anlayarak kandırılmakta ve zor durumda kalmaktadır. Değerli konuklar, değerli arkadaşlarım, meslektaşlarım bu maselef yaygın bir durum. Uzluşma toplantılarında karşılaştığımız olaylar çok daha üzücü olmaktadır. Katma Değer Vergisi ve muhtasar beyannamelerinin verilmemesi nedeni ile dönem beyanlarının takdiri sonucunda bir dizi ihbarname vergi mükellefine tedbil edilir. Mükellef şaşırır. Ve Uzlaşma Komisyonu'nda kendisine neden beyannamelerini vermediğini sorduğumuzda, efendim muhasebecinin hatası der ve geçer. Şimdi soruyoruz. Kim muhasebeci, işte komşunun oğlu. Ticaret Lisesi'ne gidiyor o tutuyor. Sıklıkla karşılaştığımız bu olaylarda kusur mükellefin veya muhasebecisinin. Bunu tartışmak istemiyoruz. Burada üzerinde durduğumuz konu, özellikle küçük ve orta ölçekli işletme sahiplerinin işe başlama bildiriminden mükellefiyet telkinine kadar vergi idaresi ile olan tüm işlevlerinin bir muhasebeci aracılığı ile yürütülmek istenmesi. Bu doğal ve gerekli. Ancak doğal olmayan sıklıkla karşılaştığımız bu olaylar. Burada ulaştığımız sonuç, bu işte temel bir yanlışlığın, hatanın olduğu. Ya hata mükelleftedir, vergi gibi son derece ciddi bir konuda ehil olmayan, yeterli mesleki bilgiye ve meslek sorumluluğuna sahip olmayan bir kişiye işini emanet etmiştir ve sonuç budur. Ya da hata sistemde mi? Muhasebe mesleği disiplin altına alınmamıştır. Bu gibi

9

Page 10: PANEL - ISMMMO€¦  · Web viewZaten bu konulara değerli panelist arkadaşlarım gireceklerdir. Yanlız ben bir kaç konuya değinmeden geçemeyeceğim. Yetkisiz çalışanlar

durumlara düşüldüğünde, muhasebeci olarak faaliyette bulunan bu tür kişiler, mesleğin bundan sonraki uygulamasında da tahmin etmiyor böyle durumların olabileceğini. Ama olur ise mükellef açısından şimdi ortada bir imkan vardır. Mükellef bu tür bir haksızlığa uğradığında artık muhasebecisini meslek odasına şikayet edebilecektir. Meslek odasının kararlı yaptırımları ile meslek mensuplarını da karalayan bu durum ortadan kalkacaktır. Yani şimdi artık meslek disiplin altına alınmıştır. Bundan böyle mesleki faaliyet, serbest muhasebeci, serbest muhasebeci mali müşavir ünvanını almış, odaya kaydını yaptırmış ve odanın telkin ettiği mesleki geliştirme ve eğitim çalışmalarına katılan, kendisini sürekli yenileyen odanın gözetim ve disiplini altında faaliyet gösteren meslek mensupları tarafından yapılabilecektir. Değerli konuklar, konuşmamın bu aşamasında 3568 sayılı yasanın uygulanmasından olumlu beklentileri olan kamu idaresinin bir görevlisi olarak mükelleflerimize sesleniyor ve diyorum ki defterlerinizi bu kanun uyarınca meslek ünvanı almış odaya kaydını yaptırmış ehil meslek sorumluluğu olan odanın gözetim ve denetiminde bulunan muhasebecilere, muhasebeci mali müşavirlere sözleşme yaparak tutturun. Odanın çalışanlar listesine kayıtlı bir muhasebeci ve mali müşavirle çalışmanız halinde sürekli olarak dile getirilen bu kusurlar azalacak, bu hatalar azalacak. Böyle bir durumla karşılaştığımızda da meslek odasına koşabileceksiniz. Değerli konuklar yasa çıktığında, şöyle bir gözattığımızda henüz yönetmelikler ortada yokken zannettik ki sadece ve sadece yeminli mali müşavirler sorumlu. Müteselsis sorumluluk, çok ağır bir sorumluluk, o eleştiriliyor tabiatıyla. Ancak sadece yeminli mali müşavirlere sorumluluk getirilmemiştir. Çalışma Usul ve Esasları Hakkındaki Yönetmelik'te meslek mensuplarının sorumlulukları belirtilmiştir. Buna göre meslek mensupları, mesleğini ifa ederken toplum ve devlete karşı sorumluluk taşırlar. İşletme yöneticilerinin isabetle karar alabilmeleri için doğru ve güvenilir bilgiler sağlamak şeklinde meslek mensuplarının sorumlulukları var. Meslek mensupları ilgili yönetmelikler çerçevesinde ve mesleki eğitimlerde birbirlerine her türlü bilgiyi vermek ve aktarmak sorumluluğu taşırlar. Mesleğin gelişmesi ve sağlam temellere oturtulması için aralarında gerekli dayanışmayı kurarlar. Değerli arkadaşlarım konuşmamın bu aşamasında bir panel havasından ziyade bir seminer izlemini doğuyor. Ben bunu bilinçli olarak yaptım. Meslek mensuplarının sorumluluklarının neler olduğu, bu yolda düzenlenen yönetmeliğin ne hükümle amir olduğu belki meslek odalarının başlı başına düzenleyeceği bir eğitim çalışması konusu. Ben buna öncülük etmek istedim. Meslek mensupları için getirilen bir hukuki sorumluluk kavramı var. Meslek mensupları, verdikleri hizmet sırasında Vergi Usul Kanunu'nda yeralan iştirak, teşvik ve yardım hükümlerine uyan fiileri sebebiyle sorumludurlar. Bu arada kısaca yeminli mali müşavirlerin sorumluluğuna değinmek istiyorum. Yeminli mali müşavirler, bu saydığım sorumluluklar yanında, yasalar, yönetmelikler ve tebliğlere göre yaptıkları tasdikin doğruluğundan sorumludurlar. Yaptıkları tasdikin doğru olmaması halinde tasdikin kapsamı ile sınırlı olmak üzere ziyana uğratan vergilerden ve kesilecek cezalardan, mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludurlar. Bu arada tabii meslek mensupları için getirilen yeni bir kavram. Meslek mensuplarının, görevleri sırasında ve görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı, işlerin niteliğine göre Türk Ceza Kanunu'nun devlet memurlarına ait hükümleri uyarınca cezalandırılacakları anında belirtilmiştir. Devlet memurları için suçlar ağırlaştırılarak tatbik ediliyor. Meslek mensuplarının işledikleri suçlarla ilgili olarak onlara verilecek ceza ağırlaştırılarak tatbik edilecektir. Bu arada 3568 sayılı yasanın 48. maddesi mesleğin, vakar ve onuruna aykırı fiil ve hareketlerde bulunanlarla, görevlerini yapmayan veya kusurlu olarak yapan, yahut görevinin gerektiği güveni sarsıcı hareketlerde bulunan meslek mensupları hakkında, muhasebe ve müşavirlik hizmetlerinin gereği gibi yürütülmesi maksadı ile durumun niteliğine göre uyarmak, kınamak, geçici olarak mesleki faaliyetten alıkoymak, yeminli sıfatını kaldırmak, meslekten çıkarmak cezalarının verileceğini öngörmüştür. Bu arada mükellefle birlikte kasten vergi ziyanına sebebiyet verdikleri mahkeme kararı ile kesinleşen meslek mensuplarına meslekten çıkarma cezası verileceği, kanunun 48. maddesinde hükme bağlanmıştır. Böylece bu yasa ile serbest muhasebecilik, serbest muhasabeci mali müşavirlik ve yeminli mali müşavirlik mesleği belli disiplin kurallarına bağlanmış bulunmaktadır. Hiç şüphesiz yasanın başarı ile uygulanması ve kendisinden beklenen sonuçların alınması meslek mensuplarının yasa ile belirlenen çerçevede sorumluluk duygusu ve meslek bilinci ile çalışmaları ile mümkün bulunmaktadır. Değerli konuklar yasanın uygulanmasında ve mesleğin saygınlık içinde gelişmesinde meslek odalarına büyük görevler düşmektedir. Özellikle oda yönetimlerinin tarihi görev ve sorumluluk üstlendiklerini

10

Page 11: PANEL - ISMMMO€¦  · Web viewZaten bu konulara değerli panelist arkadaşlarım gireceklerdir. Yanlız ben bir kaç konuya değinmeden geçemeyeceğim. Yetkisiz çalışanlar

belirtmek istiyorum. Kuruluş çalışmalarının ağır yükü yanında, meslek mensuplarını geliştirici eğitimleri, mesleki sorunların süratle çözüme kavuşturulması ve hepsinden önemlisi, meslek mensuplarının birbirleriyle ve iş sahipleriyle olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere meslek disiplini ahlak ve dayanışmayı korumak gibi görevleri bulunmaktadır. Odalar mesleğin saygınlığını korumak konusunda titiz ve kararlı oldukça, meslek gelişip düzelecektir. Değerli konuklar bu meslek yasasının diğer meslek yasalarından önemli bir farkı var. Bunu sayın birlik başkanımız konuşmalarının bir kısmında dile getirdiler. Bu açık. Bu yasa ile devlet, meslek ünvanı bir taraftan iflas ederken, bir taraftan meslek mensuplarının çalışma usul ve esaslarını belirlerken, bir yandan da vergi yasalarının doğru uygulanması ile hazine ve mükellef hukukunu korumayı amaçlamıştır. Ehil ellere emanet edilen defterler, sorumlu meslek mensuplarının düzenleyeceği beyannameler ve yasalara uygunluğunu tasdik eden yeminli mali müşavir raporları ile devlet, vergi kayıp ve kaçağın azaltılması yanında muafiyet bildirim ve istisna uygulamaları ile mükelleflere tanıdığı hakların ve imkanların yerini bulmasını amaçlamıştır. O halde mali idare bu yasanın uygulanması konusunda, demin de söylediğim gibi başta yasa değişiklikleri olmak üzere uygulamadaki sorunların çözümü yolunda mükellef ve meslek odaları ile işbirliği yapmak durumundadır. Değerli konuklar İstanbul Yeminli Mali Müşavirler Odası ve İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası'nın uygulama sorunları ile ilgili talepleri defterdarlığımızca değerlendirilmekte, olumlu bakış içinde konulara yaklaşılmaktadır. Bu çerçevede odaların hizmet binalarının yapılması için gerekli arsanın temini konusunda Defterdarlığımıza yapılan müracaat, ümit ediyorum en kısa süre içerisinde olumlu bir şekilde sonuçlanacaktır. Sayın Defterdarım bu konuda son derece yapıcı ve son derece süratlidir. İstanbul Serbest Muhasebci Mali Müşavirler Odası ile Defterdarlığımızın iyi diyaloğu bundan önceki dönemde de, meslek yasasının olmadığı dönemden bir önceki dönemde de vardı. Örgütü temsil eden değerli yöneticileri ile Defterdarlığın üst düzey yöneticileri biraraya gelip sık sık mesleki sorunları toplanıp tartışırlardı. Bundan sonra da mesleki sorunları toplanıp beraber tartışacağız. Sayın bakanımızın talimatları gereği bir süredir uygulamaya koyduğmuz ve her ayın ilk cumartesi ve son cumartesi gününe rastlayan günde mükelleflerle meslek örgütleri ile belirlenen yerlerde belirlenen saatte, vergi dairesi müdürlerimiz, gelir müdürlerimiz, Defterdar yardımcıları, sayın Defterdarımız muntazaman toplantılar yapmaktadır.Bu toplantılara bundan böyle bütün meslek mensubu arkadaşlarımı, serbest muhasebeci, serbest muhasebeci mali müşavir arkadaşlarımı veya odaların görevlendirecekleri komiteleri, ekipleri de davet ediyoruz. Mesleki sorunlarımızı oraya tartışacağız, uygulamadaki sıkıntılarımızı orada tartışacağız. Bu konuda her zaman açığız, açık olmaya devam edeceğiz. Efendim, bize intikal eden sorunların önlenmesi konusunda ne gibi tedbirleri mali idare ile müştereken alabiliriz, şeklindeki İstanbul Serbest Muhasebeciler Odası yöneticilerinin yazılı olarak müracatları sonrasında ne gibi tedbirler alacağımızı düşündük. En önemli sorun, gündemdeki sorun, kaçak çalışanlar meselesidir. Şimdi kimler kaçak çalışıyor, kimler kaçak çalışmıyor? Esasen yasa bu konuyu pek yeterli tarif etmemiş. Yönetmelikler tarife kalkışmış . Bu büyük bir sorun, yani bu sorunun içinden nasıl çıkacağız, doğrusu çok uzun tartışmalar olacak. Bana göre yasa değişikliği gerekecek. Belki değişiklik olmadan, yönetmeliklerle, odalar birliği ve odalar bu işi belirli esaslara bağlayacaklar. Kimler kaçak çalışmayacak, kimler kaçak çalışacak konusuna girmek istiyorum. Yasanın 3. maddesine göre, kanunen kulanmaya yetkisi olmayanlar tarafından serbest muhasebeci, serbest muhasebeci mali müşavir, yeminli mali müşavir ünvanlarının veya bu ünvan veya kavramlara karışacak veya onlara benzer her türlü ünvan ve ibarenin kullanılması yasaktır. Burada ünvanların mı kullanması yasaklanmıştır? Bu ünvanları kullanmak suretiyle çalışma yapmak mı yasaklanmıştır? Bu ünvanları almayan kişilerin bunları kullanarak çalışmaları mı yasaklanmıştır? İlk bakışta bir tereddüt var. Odalar yukarıdaki maddede, fıkraya aykırı davranışları öğrendiklerinde Cumhuriyet Savcılığı'na bildirmek mecburiyetindedir. Cumhuriyet Savcılığı'nca tahkikatın sonucu o dönemdeki ilgililere bildirilir. Görüldüğü gibi, ilk bakışta yasanın sadece meslek ünvanının haksız kullanımını yasakladığı izlenimi var. Kanatimce burada yasaklanan husus, ünvan kullanımı ile birlikte bu ünvanla yürütülebilecek faaliyetlerdir. Çünkü ünvan, yetki, görev ve çalışma konularının simgesidir. Nitekim yönetmelikler bu işi bir şekilde halletmiş. 3.1.1990 günlü Serbest Muhasebecilerin Çalışma Usul ve Eesasları Hakkındaki Yönetmeliğin, "Meslek Mensuplarının Yapabileceği İşler ve Ünvanların Kullanılması" başlığını taşıyan 29. maddesinde, kanunun 2. maddesindeki mesleğin konusuna giren kişilerin serbest meslek faaliyeti olarak yanlız mesleki faaliyette

11

Page 12: PANEL - ISMMMO€¦  · Web viewZaten bu konulara değerli panelist arkadaşlarım gireceklerdir. Yanlız ben bir kaç konuya değinmeden geçemeyeceğim. Yetkisiz çalışanlar

bulunan meslek mensupları yapabilirler denilmekte. Kanun ve ilgili yönetmelik hükümlerine göre yetkili olmayanlar, meslek mensuplarının çalışma konularına giren işleri yapamazlar denilmekte. Ayrıca yine aynı yönetmeliğin 65. maddesinde kanunun 2. maddesindeki a, b ve c fıkralarında sayılan işleri meslek mensubu ünvanını kazanmaksızın birden fazla müessese veya kuruluşta yapanların faaliyetleri kanunun 3. maddesinde hüküme bağlanan meslek ünvanlarının haksız kullanımı sayılır denilmek suretiyle bu konudaki tereddütleri ortadan kaldırır. Diğer yandan yasanın 45. maddesi, serbest muhasebeciler, serbest muhasebeci mali müşavirin bu ünvanlarla 2. maddede yazılı işlerin yürütülmesi amacıyla gerçek ve tüzel kişilere tabi ve onların işyerlerine bağlı olarak hizmet akit ile çalışmaları yasaklanmıştır. Meslek mevzuatını topluca tetkik ederek, kimler bu mesleki işleri nasıl yaparlar sorusunu cevaplandırdığımda, ben şu sonuçları çıkardım. Serbest muhasebecilik, serbest meslek faaliyeti olarak ancak yetki belgeli ve odaya kayıtlı meslek mensuplarıınca yapılabilir. Serbest meslek faaliyeti olarak. Meslek ünvanı almaya hak kazanamayan kişiler bu mesleki işleri serbest meslek faaliyeti olarak yapamazlar. Nasıl yapabilirler, ücretli olarak yapabilirler. Meslek ünvanı olmayan kişiler bu işleri ancak bir müessede veya kuruluşta ücretli olarak yapabilirler. Ben şu ifadeyi kullanacağım. Ehliyetsiz olan bu kişiler, birden fazla müessesede veya kuruluşta bu mesleki işleri ücret akti ile dahi olsa yapamazlar. Serbest meslek faaliyeti olarak zaten yapamazlar. Çalışanlar listesine kayıtlı meslek mensupları mesleki işleri serbest meslek faaliyeti olarak yapıyor iken, dükkan açmış, büro açmış bu işi belgeli yapıyor iken, ayrıca bir başka firmanın bordrosunda ücretli muhasiplik veya müşavirlik yapamazlar. Şimdi bir boşluk var burada. Meslek ünvanı almış ancak mesleği serbest olarak yapmayı düşünmeyen kişiler. Yani çalışanlar listesine dahil olmayan ehliyetli kişiler yetkili kişiler, yetki belgeli kişiler birden fazla işyerinde hizmet akti ile bu mesleki işleri yapabileceklerdir. O zaman ne olacaktır? O zaman ehliyetli meslek mensubu altı tane firmanın ücretlisi olup odanın disiplinine tabi olmaz. Bir tabi çalışanlar listesinde de kaydı olmadığı için çalışmıyor görünecektir. Oda da onun çeşitli firmalarda ücretli olarak çalışıp çalışmadığını bilmeyecek. Bu adam kaçak ehliyetli kişi olarak çalışacak. Meslek mensubu olmayanların, birden fazla işyerinde ücretli olarak çalışmalarını yönetmelik suç sayıyor. Ama meslek ehliyetli meslek mensupları birden fazla firmada ücretli olarak çalışacaklardır. Bu boşluktur ve tartışılması icap eder. Tabii ben şimdi burada mali idarenin bir temsilcisi olarak, odanın tartışması gereken meslek meselelerine girmiş bulunmaktayım. Ama oda bize diyor ki kaçak çalışanları önleyelim. Mesleği ancak bu şekilde kurtarabiliriz. Şimdi öteden beri vergi dairesine kayıtlı olarak serbest muhasecebilik, müşavirlik, mali müşavirlik yapanların durumu ne olacaktır. Şimdi yasanın yürürlüğe girmeden önce mesleki faaliyetlerde bulunan mükelleflerimiz, istisnai durumlar dışında, mükellef oldukları için çok büyük ölçüde belgelerini aldılar. Bu mükelleflerimize idari bir işlem olarak yazarız. Deriz ki ehliyetli misin, odaya kaydını yaptırdın mı? Bize ehliyetinin bir fotokopisini ve odadan alacağın bir yazıyı ibraz et. Bunu bilgi açısından isteriz. İbraz edemeyeni de odaya bildiririz. Deriz ki, işte bu, çalışanlar listesinde yoktur, ne yaparsan yap. Şimdi tabii bu konuda bir işbirliği içinde olmak durumundayız. Bu yazı bize geldikten sonra ben bir yardım düşüncesi ile bilgisayarımızdan şu anda İstanbul vergi dairelerine kayıtlı muhasebecilik, mali müşavirlik yapanların dökümünü istedim. Bir kalıp döküm geldi bana, bunu odaya vereceğim. Adresler var. Tabi bu arada şu var. Eskiden insanlar bir taraftan meslek yapıyorlardı. Öte yandan mesleki faaliyet yapıyorlardı, bir taraftan belki bir spor toto bayiliği yapıyorlardı, bir taraftan sigorta acentacılığı yapıyorlardı, bir taraftan pazarlamacılık yapıyorlardı, bir taraftan ticaretle uğraşıyorlardı. Hepsini birarada yapıyorlardı. Yasa yürürlüğe girdi ve meslek mensuplarının bundan böyle sadece mesleki işleri ile uğraşacakları belirtiliyor. Ticaret yasağı var artık. Yani artık sigorta acentalığı yapılamayacak. Şimdi burada tabi bir takım karışıklıklar olacaktır. Bizim gönderdiğimiz listelerde bunu çok iyi tetkik edilmesi lazım, çok iyi araştırılması lazım. Bir vakit, kuruluş tüzüğü de uygun olduğu için her türlü işi yapan, mali müşavirlik yapan, muhasebecilik yapan, inşaatla uğraşan, taahhüt işi yapan kişileri bilgisayardan çıkan dökümanlar bilecektir. Çok titiz bir değerlendirme yapmak icap eder. İnsanları incitmemek açısından. Bundan sonra yeni katılımlar olacaktır. Biz size kayıt yapan insanları bildiririz. Böylesine bir mesleki alışverişimiz olur. Bilgi akışı sağlarız. Bu konuda yardımcı olmaya hazırız.

12

Page 13: PANEL - ISMMMO€¦  · Web viewZaten bu konulara değerli panelist arkadaşlarım gireceklerdir. Yanlız ben bir kaç konuya değinmeden geçemeyeceğim. Yetkisiz çalışanlar

Şimdi mükellefiyet kaydı aşamasında alınması mümkün olan tedbirler konusuna eğilmek istiyorum. Kişilerin işe başlamayı işe başlama bildirimi ile vergi dairesine bildirecekleri hususu, vergi daireleri işlem yönergesi ile belirlenmiş. İşe başlama bildiriminde kişilerin meslek mensubu olup olmadıkları odaya kayıt yaptırıp yaptırmadıklarına dair bir belge bilgi istenmediğini görüyoruz. Mevzuatımız böyle. Buna göre, vergi daireleri mükellef olmak isteyen kişileri bu yolda zorlayamayacaklar. Ancak biz idare olarak bunu aramaya çalışacağız. Şimdi biz mükellef yaptığımız her kişiyi meslek odasına bildireceğiz. Bu ehil midir değil midir? Çalışanlar listesinde kayıtlı mıdır, değil midir? İfade ettiğim gibi mevzuatımız buna imkan vermemekle birlikte, yani illa meslek mensubu olacaksın, meslek odasına kayıt yaptıracaksın, ben seni ondan sonra mükellef yapacağım gibi bir zorunluluğun içine yasal olarak giremeyiz. Ama mükellef yaptıktan sonra bu insanları meslek odalarına bildiririz, meslek odaları da bunların ehliyetli olup olmadıklarını araştırır, Cumhuriyet Savcılığı'na 49. madde gereğince gereken işlemi yapmak üzere gönderir. Efendim kaçak çalışanların, odanın ve meslek örgütünün en büyük meselesi olduğu ifade edildi. Biz bunları vergi denetimleri ile de tespite çalışırız. Denetimler esnasında kaçak faaliyette bulunduğunu anladığımız kişileri tespit eder, bunların faaliyetlerinden elde ettikleri, kaçak faaliyetlerinden elde ettikleri kazançları vergilemekle birlikte odaya bildiririz. Bir başka uygulamamız şöyle olabilir. Yoklama fişleri, yaygın ve yoğun denetim tutanakları ve inceleme tutanaklarında mükellefin muhasebecisinin oda kayıt numarası, ehliyeti gibi bilgilere yer vermek suretiyle bilgilenmeye çalışır, değerlendirmelerimiz sonucu onları iptal ettiririz. Kaçak olup olmadığnı araştırmak üzere. Bir başka tedbir halihazırda yıllık beyannamelere ek olarak verilen muhasebeci mali müşavir ve avukatlara yapılan ödemelere ait bildirim uygulaması yanında, odanın önerdiği, bizim uygun gördüğümüz, yıllık ve aylık beyannamelerin muhasebeciler tarafından imzalanması, orada kaşelenmesi, orada oda kayıt numarasının bulunması keyfiyeti. Bunu sağlıyoruz, sağlamaya çalışıyoruz. Bu saydığım tedbirler yanında meslek odalarının yargı organları nezdinde girişimlerde bulunarak şu tedbirlerin alınmasını sağlamaya çalışmaları yerinde olacaktır kanaatindeyim. Vergi mahkemeleri, Danıştay ve mesleki konularda, diğer mahkemelerce meslek mensubu olarak çalışan, odaya kayıtlı çalışanlar listesinde yeralan kişilerin bilirkişi olarak görevlendirilmesi sağlanmalı. Yani vergi mahkemesi odaya kayıt yaptırmayan kaçak çalışan insanlara itibar etmemeli. Tabiatı ile başka şeyler de düşünülebilir. Ayrıca Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 378. maddesinde yeralan hükmü tatbikatında yargı organlarınca ehliyetli meslek mensuplarının dinlenmesi. Orada bir dinleme maddesi vardır. Mesleki ehliyeti olmayan müşavir ve muhasebecilerin kabul edilmemesinin sağlanması. Sayın başkan meslek odalarının dile getirmesi gereken konuları dile getirdim. Mali idare olarak bu yasadan beklentilerimizi dile getirdim. Vaadettik, İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası'na uygun bir mekan, arsa vereceğiz. Orada bir hizmet binası yapacak oda. Ayrıca Ankara Defterdarımızın bir uygulamasını duydum. Ankara Defterdarımız üç vergi dairesinde yeminli mali müşavir, mali müşavir, muhasebeci, mükellef odası oluşturmuş durumda. İstanbul Defterdarlığı olarak biliyorsunuz vergi dairelerinin durumunu. Yani orada bizim çalışacak yerimiz yok malesef. Bir pilot uygulama yapacağız. Merter'de kurmakta olduğumuz vergi dairesinde bir odamızı meslektaşlarımıza açacağız. Sayın başkan, değerli konuklar. Mali idare, mükellef ve meslek odaları işbirliği ile başarı ile uygulanacak bu yasanın her kesime faydalar sağlayacağı inancı içinde sözlerimi bitiriyor, teşekkür ediyor ve saygılar sunuyorum.

- Yahya ArıkanDeğerli açıklamalarından dolayı teşekkür ediyorum. Değerli arkadaşlarım, artık biz meslek odaları her bir kesimle diyaloğumuzu kurduk. Öncelikle uygulamanın birinci yeri olan defterdarlık ve onun vergi dairelerindeki sorunlarımızı, bir meslek mensubu olarak hep biliyoruz ve yaşıyoruz. İnanıyorum ki önümüzdeki günlerde bu sorunları hepbirlikte aşacağız. Yalnız ben son sözü vermeden önce, Sayın Musa Pişkin'e getirmiş olduğu ödeme emirlerinin ödenmemesinde veya beyannamelerin verilmemesi konusunda, mükellefler muhasebecilere top atıyor, şeklinde görüş belirtti. Karşılıklı görüşmelerimizde de bu kişilerin odaya kayıtlı meslek mensubu olup olmadığını sorduğumda büyük çoğunluğunun odaya kayıtlı meslek mensubu olmadığını vurguladılar. Ve başından beri belirttiğimiz İstanbul'da ortalama olarak bir muhasebe bürosuna 700 defter düştüğünü varsayarsak yetkisiz çalışan insanların sorunu çözümlenmediği sürece bu tür olaylar devam edecektir. Tabii bu konuda, tartışma konularını görüşlerini

13

Page 14: PANEL - ISMMMO€¦  · Web viewZaten bu konulara değerli panelist arkadaşlarım gireceklerdir. Yanlız ben bir kaç konuya değinmeden geçemeyeceğim. Yetkisiz çalışanlar

son turda belirteceğiz. Ben bu vesile ile son sözü Yeminli Mali Müşavirler Odası Adına katılan sayın Bülent Soygan'a veriyorum. Buyrun sayın Soygan.

- Bülent SoyganTeşekkürler sayın Başkan. Pazar şartlarının geçerli olduğu bir ekonomi esas alındığında tüm devletin parlamentolarını finanse etmenin sağlıklı yolu vergi toplamaktır. Eğer bir devlet, üstelik bir de kalkınma gayreti içinde ise bunu başarmadaki dayanağı kalkınmayı da finanse edebilecek kadar çok vergi toplayabilmektir. Vergi toplanmadan yapılan harcamanın karşılığı enflasyondur. Şüphesiz kamu harcamaları ile vergi hasılatı arasında her zaman birincil ilişki kurulması gereken kamu harcamasını vergisiz karşılamada belli toleranslar ve bazı finansman imkanları vardır. Bunlar iç borçlanmadır, dış borçlanmadır, yardımdır. Devlet tekellerinde fiyatları artırmak ve memur ücretlerini ve kamu giderlerini baskı altında tutmaktır, v.b. Ama bütün bunlar uzun vadeli ve sağlıklı kaynaklar değildir. Bunlarda belli toleransın üzerine çıkıldığı oranda enflasyon ve sosyal huzursuzluk devleti tehdit etmeye başlar. Nitekim bugün böyle bir tablo ile karşı karşıya gelinmiştir. Bir durumu böyle değerlendirirken acaba gerçekte durum nasıldır? Bu konuda resmi bilgiler nelerdir? Resmi bakış açısını, dilerseniz bu konunun nabzını tutmak durumunda olan Maliye ve Gümrük Bakanlığı'nın 3568 sayılı yasa tasarısını hazırlarken ileri sürdüğü ve bugün de önemini koruyan gerekçelerinden izleyelim. Gerekçede vergi denetimi konusundaki ağır yükü hafifletmek, tüm vergi sisteminin yozlaşmasına mani olmak, vergicilik ve işletmecilik sahasında güven ve ahlak unsurunun gelişmesini temin edebilmekten sözediliyor. Vergi kanunlarının uygulanmasından doğacak uyuşmazlıkları en az düzeye indirebilmek için mesleğe ihtiyaç duyulduğu söylenmekte. Devlet kadrolarında görevli vergi inceleme elemanları sayısı ile milyonları aşan vergi beyannamelerinin etkin bir denetimden geçirilmesinden imkan yoktur, denilerek tasarının yasalaşması o tarihlerde zaruri görülmektedir. Serbest muhasebeci, serbest muhasebeci mali müşavirlik, yeminli mali müşavirlik mesleği Türkiye'de Büyük Millet Meclisi'nin de Maliye Bakanlığı'nın gerekçesi yönündeki görüş ve kararlarıyla bundan 16 ay kadar önce yasalaşmıştır. O halde tasarı sahibi olan Maliye ve Gümrük Bakanlığı tarafından tespit edildiği ve tasarıdan aynen yukarıya aktardığım ifadede yeraldığı gibi bir Türk vergi sistemi yozlaşması sürmekte. İki, vergi denetiminin ağır yükü devletteki denetmen kadroları tarafından kaldırılamamakta. Üç, sayıları milyonları aşan vergi beyannameleri etkin bir denetimden geçmemekte. Dört, işletmecilik sahasında güven ve ahlak unsurlarının gelişmesi temyiz edilememekte. Beş, vergi kanunlarının uygulanmasından doğan uyuşmazlıklar azaltılamamaktadır. Şimdi bütün bunların ışığında 3568 sayılı meslek yasamızın uygulamadaki yerini söylemek gerekirse, Türkiye'de yeni bir vergileme ihtiyacı vardır. Vergi dairesi bu ihtiyacı tek başına kaldıramamaktadır. 3568 sayılı yasa bu duruma en azından vergiciliği sağlam bir zemine oturtabilmek için müdahale etmek üzere çıkarılmıştır: Aksi halde iş kötüye gitmektedir. Kimse verginin bir bağış gibi verilebileceğini ya da istenebileceğini kabul edemeyeceğine göre kazanç ve bunun vergisi konusunda işletme sahibini bekletip karşılıklı mutabık kalacağı bir hesabın çıkarılması. Hesabın kağıda dökülmesi lazımdır. Kağıda dökülen bu hesap bir işletmenin muhasebesidir. Bununla şuraya geliyoruz, verginin gündeme gelmesi, ödenecek verginin hesap edilmesine imkan verecek olan muhasebeciliğin ve bu hesaplamaları mevzuata göre yorumlayacak olan mali müşavirliğin gündeme gelmesi demektir. Meslek yasasının Türk ekonomisi, maliyesi ya da kısaca devlet hayatı yönünden ne kadar gerekli ve gündemde olduğunu kabul ettikten sonra sıra bu yasanın işletilmesine geliyor. Yani meslektaşların, kamu kurumlarının ve bu kanunda yazılı olduğu şekilde kanun koyucunun istediği düzende çalışmalarına. Olaya şimdi bir de o yönden bakalım. Bir ekonomide iyi mal iyi fiyat ilişkisi ne ise iyi hizmet iyi ücret ilişkisi de aynıdır. Bunlar bir tabloya dökülecek ya da grafikleri çıkarılacak olursa açıkça görülür ki ücret yükseldikçe hizmet kalitesi de yükselir. Hizmet kalitesi düşerse ücret de düşer. Serbest ekonomilerde iş piyasa şartlarına döküldü mü kimin neyi kaça alacağı kimin ne kadar ucuzu tercih edeceği aslında kimseyi ilgilendirmez. Çünkü insanın kendi çıkarını gözetebilen yaratılışta olduğu ve doğruyu bulabileceği düşünülür. Ancak bazı alışverişler vardır ki piyasa koşullarına bırakılmaları halinde arz ve talebin kesişme nokları yukarda sözünü ettiğimiz tabloların bayağı alt düzeylerinde kalır. İstenmeyen bir denge kurulur. Oysa diğer taraftan toplumda bazı düzey araçları vardır. Eğer statükonun korunması, ister statükonun korunması ister daha üst düzeylerdeki denge noktalarına uluşmak için olsun, başta devlet olmak üzere çeşitli kurum ve kuruluşlar bu serbest piyasa

14

Page 15: PANEL - ISMMMO€¦  · Web viewZaten bu konulara değerli panelist arkadaşlarım gireceklerdir. Yanlız ben bir kaç konuya değinmeden geçemeyeceğim. Yetkisiz çalışanlar

dengelerine karışarak onların kendi istedikleri noktaların oluşmasına gayret ederler. Buna çeşitli örnekler verelim. Devlet bir kısım tarım üreticisini piyasadaki tüccarla karşı karşıya bırakırsa ve bazı ödemelerde üreticinin pazarlık gücü zayıf ise her kaliteli mala verilen fiyat beklenenin çok altında oluşarak üreticiyi üzer. Devlet, vatandaşın yaşam düzeyini korumak üretimin devamlılığını sağlamakla hükümlü olduğundan buna izin verilmez ve piyasaya karışır. Taban fiyatı budur, ben en azından bu fiyattan alacağım, kimseyi bu fiyatların altında satışa razı olmaya mahkum edemem der. Ve dengeler de azıcık yükselir. Aynı şey kimi mesleklerin birlik oda gibi kuruluşlarında da yapılır. Meslek standardının belli noktadan aşağıda oluşmasına rıza göstermeyen kuruluşlar var. Kendi mesleklerine ve meslek mensuplarına hangi standardı uygun görüyorlarsa o standardı oluşturacak koşulları empoze ederler. Böylece meslek üyelerinin haklarını korurken mal yada hizmet üretiminin kalitesini de yukarıya çekerler. Rekabetin sefalet ücretleri ve sefalet kalitesinden değil, medeni ücret ve medeni standartlardan itibaren başlamasını sağlarlar. Olay bugünlerde kendi dengelerini kurmaya gayret eden meslek mensuplarımız için aynen geçerlidir. Aslında çok büyük bir kamu yararı bulunmasına rağmen 3568 sayılı kanun çıkarılana kadar yapılamayan müdahale sonucu, bu meslek, devletin belli bir hizmet standart aramaması nedeniyle tamamen serbest piyasa koşullarına terk edilmiştir. Ve iyi hizmet ve kötü hizmet arasında fark kalmamıştır. İyi ve ciddi hizmetin değeri bilinmez olmuştur. Bunun bir yerde sona erdirilmesi şarttır. İşte hizmet piyasamızın yeni ve büyük aktörü devlet bunun için araya girdi. Girer girmez de şartları oluşturacak iki faktörü tayin etti. Bir, istediği hizmete standart belirledi. İki, bu standardı, seçimi taban ücretlerini tayin etti. Böylece eski haliyle vergi cemiyetinde oluşan "kötü meslek düşük ücret" noktasında oluşan denge "modern hizmet medeni ücret" noktasında oluşturulmak istendi. Sonra bir yanlış yapıldı. Ve piyasa bunu kaldırmaz diye taban ücretleri düşürüldü. Ve böylece yeni dengeyi oluşturacak iki faktör, istenen kalite ile bunun karşılığını teşvik edecek ücret ikilisinden biri zaafa uğratılarak artık bir üst noktada denge sağlama şansı azaldı. Halbuki eski kayıt düzeninden farklı bir yere gelmek gerektiğinde eskisinden farklı bir ücret ödemekten başka bir yol var mıydı? Diğer başka örneği verelim. Devletin verdiği taban fiyatı tuttuğu dengeden sonra bu taban fiyatı düşürülürse üreticinin korunabilmesi, ürün kalitesinin muhafaza edilmesine imkan var mıdır. Böylece şimdi uygulanmakta olan asgari tarife ile öyle bir yere gelindi ki, fiyatlar serbest yani piyasanın insafına bırakılırken mesleki standardın tanımı aynı kaldı yani denge bozuldu. Şimdi iki ihtimal var. Ya düşük ücret farkını meslek standardındaki düzeyine düşürecek, ya meslek standardından taviz verilmeyip düşük ücretler onun gerektirdiği seviyeye çekilecek. Mesleğin uygulanıp uygulanamayacağını belirleyecek maddi ve en temel koşul budur. İkinci sorun Türkiye piyasasında kök salmış yabancı denetim şirketleridir. Ne yazık ki büyük sermayenin de ve onlar yönündeki tercihinde bağımsız dış denetim işleri daha çok yabancı kuruluşlara yaptırılmakta, bizim meslektaşlarımız devre dışı kalmaktadırlar. Meslek yasamızın yıllarca ihmal edilmesi dolayısıyla bugün yaşamak zorunda kaldığımız ticari zaaf sanki türk meslektaşların beceri zaafıymış gibi karşımıza çıkmaktadır. Yabancı denetim şirketlerinin yaptığı iş bizim muhasebeci meslektaşlarımızın işidir. Bir şirketin muhasebe kayıtlarının kontrol edilmesinde bizim muhasebecilerimizin yapamayacağı birşey yoktur. Yani bu nasıl şeydir ki defterler yazılırken hep bizim muhasebecilerimiz yazar, mali bilançoların altına imzasını atarken onların kontrolüne gelince yapamaz. Bizce sorun bizim büyük sermayemizin 3568 sayılı kanunun çıkmasına rağmen kendisini buna hazırlıklı hissetmemesidir. Kendi tercihlerine göre haklıdırlar. Kimse kendi rızası olmadan sıkı denetim altına girmek istemez. Siz eğer büyük şirketlerimizi 3568 sayılı kanunun imzaladığı herşeyden firma kadar sorumlu tuttuğu, yeminli mali müşavirlerine denetletmek yerine kendi tercihlerine bırakırsanız, onlar da gider Türk mali mercilerine karşın hiçbir yasal sorumluluğu olmayan denetim ticarethanelerinin denetiminden geçerler. Bu yanlış onların yanlışı değildir. Bu yanlış o ticari raporlarla yetinip 3568 sayılı kanunun gereklerini yerine getirmeyenlerin yanlışıdır. Sonuç olarak yukarıda belirttiğimiz ve Maliye ve Gümrük Bakanlığı tarafından dile getirilen ihtiyaçlar o 16 ayda ortadan kalkmadığına göre vergi denetiminin ağır yükü devletteki denetmen katmanları tarafından kaldırılamamaktadır. Sayıları milyonları aşan vergi beyannameleri etkin bir denetimden geçmemektedir. İşletmecilik sahasında güven ve ahlak unsurlarının gelişmesi temin edilmemekte olan bu ekonomide, yukarıda sayılan yabancı denetleme şirketlerinin, düzenleyenlerin hiçbir mali sorumluluk yüklenemeyen raporlarıyla birşeylerin çözümleneceğine mi inanılmaktadır. 3568 uygulamadaki yeri de sonucu da buradadır. Teşekkür ederim.

15

Page 16: PANEL - ISMMMO€¦  · Web viewZaten bu konulara değerli panelist arkadaşlarım gireceklerdir. Yanlız ben bir kaç konuya değinmeden geçemeyeceğim. Yetkisiz çalışanlar

- Yahya ArıkanTeşekkür ediyorum. Saygıdeğer arkadaşlarım zaman bir hayli ilerledi. İlginize çok teşekkür ediyorum Yarım saat içerisinde toplantıyı kapatacağız. İkinci tura geçmeden önce baştan da belirttiğim gibi sorularınız muhakkak gelecektir. Gerek panelist arkadaşlarımızın bildirilerini, gerek sorularınızı, çözüm önerileri ile birlikte oda olarak bir kitap halinde çıkarıp sizlere göndereceğiz. Ben değerli konuşmacılar soruları yanıtlamaya geçmeden önce birkaç açıklama yapmak istiyorum. Değerli arkadaşlarım bizler sorunları çok iyi biliyoruz. Ve bu sorunların, sizlerin de desteği ile belli bir süre içinde çözümleneceğine inanıyoruz. Oda olarak bildiğiniz gibi 23 ilçede ilçe temsilcileri oluştu. Bu 23 ilçe temsilcilerinin aynı zamanda ilçenin büyüklüğüne göre yeteri kadar yardımcıları vardır. Gelen sorulara baktığımda mesleğin büyük çoğunluğunda uygulanmadığını dile getiriyorlar. Ve inanıyoruz ki bu temsilciler ve yardımcıları ile birlikte, tabelasında meslek ünvanı alıp almamasına varıncaya kadar tek tek büroları denetleyecektir. Ve inanın belli bir süre sonra bu ruhsatı almayan ve meslek mensubu olarak geçinen insanlar piyasadan yok olup gideceklerdir. En ufak bir endişeniz olmasın. Ben son tur olarak bu sefer tersten başlayacağım. Sayın Soydan sizden başlayalım. Sayın Bülent Soydan'a soru var mıdır? Sadece bir soru ve kısa bir değerlendirme ile panelimizi noktalayalım.

- Bülent SoydanSayın Nazım Öz'ün bir sorusu var. Yeminli mali müşavir olarak KDV incelemesi ve defter incelemesi yapabiliyor musunuz? Vergi idaresinin yeminli mali müşavir raporunuu hala kabul etmediği söylenmektedir. Bir yeminli mali müşavir olarak vergi dairemizden mükellef dosyasını inceleyebiliyor musunuz? Alt yapınız size bilgi veriyor mu? Bir ikinci soru, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) yönünden yapılacak denetlemede firmaların ve SPK'nın bakış açılarını nasıl görüyorsunuz? Sanırım ikinci sorunun cevabını ben okuduğum metinde yeminli mali müşavirler Odası adına okuduğum metinde verdim. SPK konusu hassas bir konu. Orada özellikle yabancı şirketlerin etkinliğini azaltmak açısından bir mücadele veriliyor. Birinci soru iyi bir soru oldu çünkü yeminli mali müşavirliği arkadaşlarımız malesef bir imtiyaz olarak alıyorlar. Ama öyle bir imtiyaz ki bu, KDV incelemesini daha ben yapamadım, çok arkadaşım da yapamadı. Bu defter incelemesini yapamıyorlar. Çünkü firmalar defter inceleme imkanını bize sağlamıyor. Yani bir grubunuz yoksa bunu yapamazsınız. İki, eğer üzerinde bu kadar çok müeyyidi olan birşey varsa zaten yapmazsınız. Yani bir vergi denetim elemanı kadar ince bir denetim yaptıktan sonra sizin farkedemeyeceğiniz bir yanlış yüzünden, siz, mükellefin kaçırdığı verginin aslının üç kat cezasını sonra da olay ortaya çıkana kadar geçici bir süre için gecikme faizini de üstlenecekseniz oradan alacağınız ücretin hiçbir manası yoktur. Zaten bunu karşılayacak hiçbir maddi gücünüz de yoktur. Yani yüz tane inceleme yaparsınız bunun bir tanesi nasıl olsa problemli çıkar. O problem bizim meslek hayatımızı karartacaksa bu işi yapmayız daha iyi olur. Teşekkür ediyorum.

Yahya ArıkanSayın Bülent Soydan'a teşekkür ediyorum. Sayın Pişkin bir soru ve genelde kısa bir değerlendirme ile tamamlarsanız çok teşekkür edeceğim.

- Musa PişkinEfendim bana yöneltilen soruları zannediyorum cevaplarını detaylı konuşmamda arzettim ben. Bunlara girmeyeceğim. Bazı sorular bu panelin konusu dışında. İzin verirseniz onlara da girmeyeyim. İlk yapacağım toplantıda, ilk cumartesi toplantısında bu sorunları hep birlikte tartışalım. Konuları işte yabancı bir şirketin Türkiye'de fatura bastırıp bastıramayacağı, defter tastik ettirip ettiremeyeceği gibi bu panelin konusu dışında. Bir ikincisi yine bu ödemeler konusunda. Aslında o ödemeler konusu yani vergi ödemeleri konusu, verginin çekle veya nakitle muhasebeci kanalıyla veya mükellefçe doğrudan ödenmesi konusu tertip edilecek bir panelde tartışılabilecek bir konu boyutlarında. Şu kadarını söyleyelim. Özellikle soygun hadiselerinin yaygınlaşması nedeniyle mali idare ödemelerin çekle yapılması konusunda bir çalışma içinde. Zannediyorum bu çalışma neticesinde muhasebeci o muhasebecinin fazilet sınavları da

16

Page 17: PANEL - ISMMMO€¦  · Web viewZaten bu konulara değerli panelist arkadaşlarım gireceklerdir. Yanlız ben bir kaç konuya değinmeden geçemeyeceğim. Yetkisiz çalışanlar

niyetle olacak.Yani emanet paraların yatırılıp yatırılmadığı, sürekli bir fazilet sınavı içerisinde olan muhasebecilerin bu derdi, yapılacak bir düzenleme ile sona erecektir.

- Yahya ArıkanÇek konusunda kısa bir açıklama yapmak istiyorum. Biz oda olarak gerçek anlamda mesleğin yapılmasından yanayız. Yani muhasebecilerin emanet usulü dediğimiz para toplama olayını bırakmaları gerekiyor. Ve bu konuda olgu olarak da ciddi önerilerim var. Gerekli mercilere sonuna kadar ulaştıracağız ve sizi o iplerden de kurtaracağız. Bir soru kısa bir değerlendirme buyrun sayın Balaban. Teşekkür ederim.

- Erkin BalabanTeşekkür ederim sayın başkan. Sizlerin de gördüğünüz gibi mesleki sorunların nihai muhatabı burada. Birlik başkanımız bilemiyorum ne zaman cevaplayacak? Soru sahibi arkadaşımız 3568 sayılı yasaya aykırı olarak faaliyet gösteren, izin belgesi almayan maliyeye kaydı olan veya olmayan kişi ve bürolar için neler düşünülmektedir diyor? Şimdi maliyeye kaydı olmanyanlar için zaten maliye teşkilatı düşüncektir. Biz başkanımızın bahsettiği gibi ilçe temsilcilerimiz ve yardımcıları aracılığı ile tüm büroları tararken tabii ki bu konumda olan kişileri göremeyebiliriz. İlk açış konuşmasında sayın başkanımızın dediği gibi mesleğe hepimiz birden sahip çıkarsak, uygulamada birşeyler olabilir. O bakımdan bu sorunun muhatabına teşekkür ederim. Yeri gelmişken bir oda yöneticisi olarak sizden rica ediyoruz. Bu durumda olan bu şekilde faaliyet gösteren kişileri lütfen odamıza veya yakınımızdaki temsilciliklerimize bildirin. Yasanın bu konuda çok açık hükümleri var. Savcılığa hemen yazınızı yazın. Konuşmamın başında söylediğim gibi yasa hukuken var ama fiilen tam uygulamada değil, derken buna benzer konulara işaret etmek istiyordum. Şimdi düşünün meslek mensubu olmak için müracaat eden bir arkadaşımız çeşitli sebeplerle reddedilmiş değerlendirme komisyonunda. Belki bu da bu mesleği yapma konusunda kazanacaktır. Şimdi onun bu meslekten men edilmesi tabiiki olanaksız. Demek ki bu yasal hakkının neticelendirilmesini bekleme durumundayız. Tabiiki birliğimiz bunu neticelendirdikten sonra hemen gerekli işlem yapılacaktır. Bu durumda olan veya bu durumda olanlar, nasılsa bu iş bir karmaşadır gidiyor diye cesaretlenmesin. Yasaya aykırı reklam ve tabelalar için ne düşünülmektededir diyor arkadaşımız. Burada çok uzatmak istemiyorum. Çok açık olay. Cezayi maddeleri var yasanın. 48. madde uyarma, kınama, meslekten menetme. Bir başka soruda, mali danışmanlık ünvanını kullanan şirketler hakkında düşünceleriniz nedir deniyor. Eğer o şirketler yasada belirtilen yani aynı meslek ünvanına sahip olan kişiler tarafından oluşturulmuş, muşavirlik hizmeti vermek üzere oluşturulmuş şirketlerse onların hemen buna benzer bir ünvan kullanmasında tabiiki sakınca yok. Ama takdir edersiniz bu faaliyeti dışında başka bir faaliyeti de bulanan veya daha başka faaliyeti bulunan şirketlerin böyle bir ünvan kullanması tabii ki mümkün değil. Bunların odamıza bildirilmesini istiyorum ve bildirdikten sonra süratle gerekli işlemin yapılacağını bilmenizi istiyorum. Çok teşekkür ederim.

- Yahya ArıkanSayın Balaban'a teşekkür ediyoruz. Son sözü birlik başkanımız sayın Büyükmirzaya sözü vermeden önce kendisine birkaç hususu izah etmek istiyorum. Sayın başkanım görüyorsunuz İstanbul'un ilgisini, İstanbul'daki meslek mensuplarının sorunları önünüze bir sürü sorular geldi. Bir sürü çözülmesi gereken konu var. Ve meslek mensupları bir anlamda sorunlarının çözümünü sizin ağzınızdan duymak isteyecekler. Buyrun son söz sizin sayın başkanım.

- Kamil BüyükmirzaEvet teşekkür ederim. Şimdi sorunlar gerçekten çok. Sayın oturum başkanımız sözü vermeden önce kendisi de söz almadan önce, bir iki noktaya değinin kapatalım diye beni uyarıyordu. Sonra da size başka türlü bir açıklama yaptı. Şimdi hangisine inanacağımı ben de şaşırdım. Şimdi gerçekten şunu söyleyeyim.

17

Page 18: PANEL - ISMMMO€¦  · Web viewZaten bu konulara değerli panelist arkadaşlarım gireceklerdir. Yanlız ben bir kaç konuya değinmeden geçemeyeceğim. Yetkisiz çalışanlar

Bu taahütlerin hepsini okuyamadım daha. Yani şöyle bir göz gezdirdim. Ortak olan noktaları saptamaya çalıştım. Onları da bir elemeye tabi tutmak gerekecek sanıyorum Şimdi bir tane ilginç bir soru var. Bu yarın düzenleyeceğim basın toplantısının da konusu olduğu için önce ondan başlamakta yarar var sanıyorum. Sermaye Piyasası Kurulu yasamıza ne gözle bakmaktadır diye bir soru, benim konuşmamda değindiğim bir husustan yola çıkılmış sanıyorum. Önce konu hakkında yeterli bilisi olmayanlar olabileceğini düşünerek çok kısa bir giriş yapayım. Bir değişiklik tasarısını sevketmiştim. Bir sürü süreçten geçti. En son Sanayi, Teknoloji ve Ticaret Komisyonu'ndan geçti. Plan Bütçe Komisyonu'nun gündemine geldi. Bütçe görüşmeleri biter bitmez, SPK'nın yasa tasarısı değişiklik tasarısı ele alınacak ve meclis genel kuruluna sevkedilmeye çalışılacak. Şimdi o tasarıda iki tane önemli hüküm var bizi ilgilendiren. Bunlardan bir tanesinde deniyor ki muhasebe ilke kavram ve standartlarını saptamak kurulun görevidir. Biliyorsunuz muhasebe ilke ve kavramları muhasebenin ana yasasıdır. O zaman biz mesleği bırakalım, SPK muhasebeci olsun. Biz buna şidetle karşı çıkıyoruz. Bir meslek oluşmuşsa, bu mesleğin gerçek sahipleri belirlenmişse, o meslek bu gerçek sahipleri tarafından yönlendirilir. Standartları, Anayasası, herşeyi o meslek sahipleri tarafından oluşturulur. O nedenle karşı çıkıyoruz. İkincisi denetim. Bağımsız denetim kuruluşları diye bir kavram getirilmiş SPK tarafından yine aynı tasarıda, bir başka maddede. İşte Sermaye Piyasası Kurumu'na tabi şirketlerin denetimini bunlar yapacaktır. Bu bağımsız denetleme kuruluşları yapacaktır, deniliyor. Tabii bağımsız denetleme kuruluşlarının kimlerden oluşulacağı, nasıl oluşacağı ve hangi kuruluşlara bu gibi izinlerin verileceği konusunda da bütün yetkiler SPK'ya bırakılmış durumda. Listeler halinde yayınlar, deniyor bağımsız denetleme. Denetleme, denetim tektir. Zaten bizim yaptığımız denetim de bağımsız denetimdir. Bir yere bağlı olarak denetim yapmıyoruz ki yasa ile bize denetim yetkisi verilmiş. Doğrudan doğruya verilmiş. Kalkıp bir de bağımsız denetim diye başka birşey düzenleyip. Ondan sonra bu meslek mensuplarını ya bir kısmını eleyerek veya bu meslek mensupları dışında kalan bir gruba bağımsız denetim yaptırmak bize yine ters geliyor. Onun için bu iki maddeye karşı çıktık. Hatta Ankara'da bir basın toplantısı düzenledik hemen ertesi gün. Komisyondan geçtiği gün. Komisyondaki arkadaşlarımız öncelikle gittiler, son dakikada haber aldıkları halde. Fakat Komisyon Başkanı, nasılsa Bütçe Plan Komisyonu'nda görüşülecek diye aynen geçirmek taraftarıymış. O nedenle konuşulanları hiç dinlemeden geçirmiş. Ondan sonra basın toplantısı düzenledik. Ondan sonra SPK bizle temasa geçti, görüşelim diye. Görüşme yaptık ve işte orda nasıl baktığını, ne gözle baktığını anlamak fırsatını bulduk. Bu nedenle ben konuşmamda değindim bu konuya kısaca. Şimdi SPK diyor ki, sizin yasanızda diyor, siz diyor, belki burda çok mühim kişiler olabilirsiniz, ama diyor sizin yasanızda öyle hükümler var ki diyor bu hükümler uyarınca ünvan almış kişilerin bizim anladığımız anlamda denetim yapması mümkün değil. Şimdi bir yerde haklı olabilirler. Geçici maddeler vs. ile bu yasanın, yelpazenin geliştği nedeni ile. Ama şimdi şöyle de düşünelim. Verdiğim o uç örnekler. Devletler hukukçusu kalkıp da acaba gerçekten bir işyeri kurup da denetim yapıp tasdik etmeye kalkacak mıdır? Yapabilir mi? O halde fiiliyatta o gerekçe bir ölçüde ortadan kalkmış oluyor mu? Geçici maddelerle tanınan haklar var. Zaten geçici maddelerle ilgili de birçok şey geldi. Onu da ikinci bir konu olarak yazmışım. Geçici maddelerde bir sürü kişilere bir takım haklar verilmiş. Bazı haksızlıklar da yapılmış bu arada. Şimdi çok uç bir örnek gelmişti kulağıma. Tabi ben kendim yaşamadığım için doğruluk derecesini bilemiyorum. Ama yasanın hükümleri çerçevesi içinde okuma yazma bilmeyen imzasını atamayan sadece parmağını basabilen bir kadın, serbest muhasebeci ünvanını almış. Mümkündür. Nasıl mümkündür? Eşi çalışıyordur, memurdur. Onun adına bir büro açmıştır vaktiyle. Yasa çıktığı tarihte onun adına bir büro olduğu için serbest muhasebeci olmuştur. Şimdi bu gibi durumlar tabiatı ile bizim mesleğin saygınlığını gerçekten azaltıyor. Bunların önlenmesi lazım. Şu getirilebilir geçici maddeler konusunda. Geçici maddeler geçici olmalıdır. Geçici bir süre için uygulanmalıdır. O süre içinde durumlarını yasanın asli maddelerine intibak ettiremeyenler o sürenin sonunda faaliyetlerini durdurmalıdır. Yani örneğin, bu örneğini verdiğimiz kadın en azından bir ticaret lisesi mezunu olamıyorsa, belli bir süre içinde. Beş sene diyelim. Beş senenin sonunda artık faaliyetine devam etmemelidir. Ömür boyu böyle bir hak verilmemeli. Meslek bu şekilde yozlaştırılmamalıdır. Şimdi bu ikinci derece imza yetkisi, birinci derece imza yetkisi olayları var biliyorsunuz. Birinci derece imza yetkisi koşulu geldiği için yasada. Bir çok kişi malesef mağdur olmak durumunda kaldı. Yine

18

Page 19: PANEL - ISMMMO€¦  · Web viewZaten bu konulara değerli panelist arkadaşlarım gireceklerdir. Yanlız ben bir kaç konuya değinmeden geçemeyeceğim. Yetkisiz çalışanlar

Anlatya'daki sempozyumda değinmiştim bir örneğe. Üç dört hafta kadar önce bir sempozyum vardı Kuşadası'nda. Bir kamu kurumuna, kamu kurumundaki birisi geldi. İşte semineri izleyenlerden birisi, bana dedi, ünvan vermeniz gerekiyor. Çünkü ben birinci dereceden imza yetkisine sahibim. Peki ne iş yapıyorsunuz dedim? Ben dedi, bölge müdürüyüm. Şimdi bu şekilde anlaşılabiliyor olay. Onun arkasından beş altı kişi geldi dedi ki. Biz yıllardır ikinci dereceden imza yetkisi ile maliyet muhasebesi şefliğinden başladık. Şimdi muhasebe müdür yardımcılığını devam ettiriyoruz. Yıllardır bu konunun içerisinde çalışıyoruz. Ama biz alamıyoruz. Tabiatı ile bu bir haksızlık. Birinci derece olması şart değil. Çoğu kuruluş zaten birinci dereceden imza yetkisini muhasebecisine vermez ki. Verir mi, kendine tutmayı tercih eder. İşletmenin sahibi olursanız o zaten ayrı bir mesele. O zaman zaten her sahibin ayrı bir ünvan alması sorunu çıkıyor. O da sakıncalı. Sınava gerek yok diye bir takım şeyler gelmiş. Sınavdan hoşlanmıyoruz değil mi, toplum olarak hoşlanmıyoruz. Napolyon da hoşlanmıyormuş. Ama bir mesleğin gerçekten saygın bir meslek olması için sınav bence şart. Birisi çok sıkı bir stajdan geçer, öbür taraftaki hiç uğramadan, devam etmiş gibi gösterir. SSK'dan emekli olanları bilirsiniz değil mi? Çalışıyor görünmek sureti ile hiç devam etmeden stajını yapıyor gösterir ve ünvanını alır. Dolayısıyla mutlaka objektif sınav yapılmalıdır: Yine sınavlar konusunda bir başka şey vardır. Sınavlarda Maliye Bakanlığı'nın standartlarına göre cevap verilmesi gerekiyor diye birşey duymuş bir arkadaşımız. Sınav komisyonunun kimlerden oluşacağı yasada yazılıdır. Bu kasım sonunda, 30 Kasım - 2 Aralık arasında sınav yapacağız. YÖK'e yazdık. YÖK'ten beş tane isim istedik. Beş isim geldi. Biz de dört tane isim belirledik. Bu beş isimden üçü seçilecek. Dört isimden ikisi seçilecek. Artı Maliye Bakanlığı iki tane kendi adayını kendi üyesini belirleyecek. Dolayısıyla dokuz kişilik bir komisyon sınavı yapacak. Maliye Bakanlığı'nın buradaki ağırlığı iki bölü dokuzdur sadece. Onun için Maliye Bakanlığı'na göre cevap verilmesi gerekiyormuş diye yanlış izlenimlere lütfen kapılmayalım. Ve çoğunlukla üniversite öğrenimine göre hazırlanmış sorular olacaktır. Çünkü ağırlık YÖK'te. Üç kişi. Hatta bu sefer bizden de bir profesör adayımız var. Yönetim kurulumuzdan. Dolayısı ile dört kişi oluyor eğer seçilirse. İlginç birşey vardı. Bu bazı protokol ziyaretlerinden bahsediyor. Bu Kanarya Sevenler Derneği bile Cumhurbaşkanı'nı ziyaret ediyor. Televizyona çıkıyor. Bizi kabul mu etmiyorlar, yoksa yönetimimiz mi böyle bir talepte bulunmuyor? Şimdi şu durumu anlatmak lazım öncelikle. Biz Ankara'da çok zor günler yaşıyoruz. Bütün işleri görüyoruz. Bütün işleri kendimiz görmek durumundayız. Her işe kendimiz koşturmak durumundayız. Ben dün sabaha karşı altıda yattım, sekizde kalktım buraya geldim. Yarın burda bir basın toplantısı yapacağız. Öğleden sonra gideceğiz Ankara'da komisyon toplantısı yapacağız. Akşamüstü bir yerde seminer vermeye gideceğim. Şimdi böyle bir tempo içerisinde, birliğin fiziksel düzenini oluşturmak, kadrolarını oluşturmak, bütün bunlar hepsi bir arada yürüdüğü için, herşeyi bir anda beklememiz çok iyimserlik oluyor sanıyorum. Ama hemen şunu da ekleyeyim. Sayın Cumhurbaşkanımıza protokol ziyareti için başvuruldu. Kesin tarihini hatırlamıyorum. Genel sekreterimiz yazıyı göndermişti. Hala yanıt bekliyoruz. Baştan başlayalım, aşağıya doğru gidelim dedik. Ama bir süre daha yanıt gelmezse bu sefer aşağıdan başlayıp yukarıya doğru çıkmayı tercih edeceğiz. Herhalde o daha kolay olacak. Yüksekokul mezunları için staj zorunlu mudur serbest muhasebecilikte, diye bir soru varmış. Başka sorular da var onunla ilgili. Yüksekokul mezunların serbest muhasebecilikle ilgisi yok gibi görünüyor yasada belirtmiştim. Sanki hiç yüksekokul mezunları direk serbest muhasebeci mali müşavir olmaktan başlayacaklar gibi bir durum var. Onun için iki yıl staj yapacaklar, bir de sınava girecekler deniyor. Şimdi o iki yıllık stajın sonunda ne olacak? Ötekilere dört yıllık altı yıllık stajın sonunda serbest muhasebeci ünvanını veriyorsa bunlara da otomatikman iki yıllık stajın sonunda serbest muhasebeci ünvanının verilmesi lazım. Aslında bu yasa ilk çıktığı zaman çok tartışmıştık. Bu tartışmalar sırasında da, o zaman daha özgürdük. Şimdi biraz bağlanmış hissediyoruz. O zaman sadece üniversite öğretim üyesi olarak bu tür toplantılara katılıyorduk. Rahatça istediğimiz şeyleri söyleyebiliyorduk. Yani bağımsızlık, bilimsel bağımsızlık vardı. O zaman sıkıştırdığımızda dediler ki aslında bu yasa böyle değildi. Biz üç ayrı yasa hazırlamıştık. Serbest Muhasebeciler Yasası, Serbest Mali Müşavirlik Yasası ve Yeminli Mali Müşavirlik Yasası. Sonra bunlar birleştirildi tek yasa olsun istendi. Birleştirilince de içinden böyle birşey çıktı. Hem de böyle yasada ister istemez bazı boşluklar doğdu. Şimdi onları işte düzeltmeye çalışmak için elimizden geleni yapacağız.

19

Page 20: PANEL - ISMMMO€¦  · Web viewZaten bu konulara değerli panelist arkadaşlarım gireceklerdir. Yanlız ben bir kaç konuya değinmeden geçemeyeceğim. Yetkisiz çalışanlar

Bir soru, ortaklık bürosu veya şirketlerin aynı ünvanlara sahip kişilerden oluşması yasada yok demiş. Yönetmelikte var. Bu değiştirilecek mi diye soruyor. Şimdi yasada var. Yasada şöyle var. Ortak olarak çalışan bir ortaklık veya şirket şeklinde çalışabilirler. Birleşebilirler. İşlerini birleştirebilirler deniyor. Ve serbest muhasebecilik virgül, serbest muhasebeci mali müşavirlik veya yeminli mali müşavirlik ortaklık bürosu şeklinde ortaklık bürosu. Yeminli mali müşavirlik ortaklık bürosunda herhalde serbest muhasebeci mali müşavir olmayacak. Ya da serbest muhasebecilik ortaklık bürosunda serbest muhasebeci mali müşavir veya yeminli mali müşavir olamayacak. O otomatikman ortaya çıkıyor. En sorulan şeylerden birisi de topluluk sigortasıyla ilgili. Topluluk sigortası bizim en büyük hedeflerimizden bir tanesi. Bunu çıkartabilmek için elimizden geleni yapacağız. Ama belli bir sıra içinde faaliyetleri sürdürmek zorunda olduğumuz için şu anda ilk sırada değil.

20