Yıl: 6 Sayı: 128 15 HAZİRAN 2013

Sıra dışı tasarımlarıyla dikkat çekiyorlar

Pendikli gençler için seminer, gezi, sportif faaliyetler gibi birçok

etkinliğe imza atan Kütüphane Gönüllü-leri, sezon sonu kapanış programını Yu-nus Emre Kültür ve Sanat Merkezi’nde gerçekleştirdi. Şölende sahneye çıkan 15 lisenin yetenekli öğrencileri, etkinlik için hazırladıkları performansları tek tek sunarak sezona veda ettiler. Beatbox, skeç, solo keman vb. gösterilerinin yer aldığı şölende en dikkat çeken perfor-manslardan biri de Rauf Denktaş Lisesi öğrencilerinden Sinan Tüylüoğlu’nun dans gösterisi oldu. Daha önce özel bir

kanalda yayınlanan Yetenek Sizsiniz Yarışmasına katılarak derece elde eden Tüylüoğlu Moonwalk Gösterisi’yle izleyenlerden büyük alkış aldı.

“Sizlere yaptığımız yatırımları gelecekte idrak edeceksiniz.”Performansları dikkatle izleyen Belediye Başkanı Kenan Şahin, Pendik’te genç-lerin sağlıklı, kaliteli ve bilinçli bireyler olarak yetişmesi için kurumlar arası ortak bir hareket başlattıklarını ifade etti. Konuşmasında gençlere seslenen Başkan Şahin: “Şu an belki farkında

değilsiniz. Ancak yıllar sonra sizler için yaptığımız yatırım ve çalışmaları idrak edeceksiniz.” diyerek Pendik’ten başla-yan hareketin tüm ülkeye yayılacağına inandığını söyledi. Kütüphane Gönüllü-leri Platformuna katılan gençlerin, kent genelindeki genç nüfusun yüzde 2’sini oluşturduğunu belirten Başkan Şahin: “Bu rakam artacaktır. Arzu ettiğimiz seviyeye geldiğinde inanıyorum ki dünyayı değiştireceksiniz.” şeklinde konuştu. İlçe Milli Eğitim Müdürü Recep Dernekbaş da etkinliğe katılan çocukları kutladı.

Kitapsever gençler yetenekleriyle şaşırttı

Bu ay creative design köşemizde yine birbirinde farklı tasarımlara yer verdik. İlk tasarım kuru

kafalı bir bardağa ait. Bardağa bir sıvı doldurduğunuza kuru kafa sıvının rengini alıyor. Bu haliyle alışık olma-dık bir görüntü sergiliyor. İkinci tasarım ise çocukların olduğu kadar gençlerin de seveceği türden bir halı. Sek sek oyununa uygun şekilde üretilmiş bu halı aşağı katta

oturan komşularınızı rahatsız edebilirim. Bir diğer çalış-ma da fotoğraf meraklıları için. Köşeler için tasarlanmış bu resim çerçeveleri sevdiklerinizin dikkatini çekecek. Son tasarım ise banyosunu farklılaştırmak isteyenlere. Dondurulmuş bir su damlasını anımsatan bu diş fırçalığı görenleri şaşırtacak cinsten.

Kütüphane Gönüllüleri, yetenekli gençlerin gösterileriyle dolu eğlenceli bir şölenle sezonu kapattı. Beatbox’tan skeçlere, müzikten şiire birçok sahne performansının sergilendiği etkinlikte, daha önce “Yetenek Sizsiniz” adlı programa katılan ve büyük beğeni toplayan Pendikli Sinan’ın “Moonwalk Gös-terisi” de yer aldı

Sinan Tüylüoğlu’nun

Michael Jackson’un Moonwalk

(Ay Yürüyüşü) Dansını

profesyonelce yapması

izleyenlerden büyük alkış

aldı.

10 GÜNDEM 15 HAZİRAN 2013

Meslek Seçimiİşin Püf Noktası

İskender Pala’nın İki Dirhem Bir Çekirdek kitabından kısa bir hikâye

Vaktiyle testi, çanak-çömlek imal edilen kasabalardan birinde uzun yıllar bu meslekte çalışan bir çırak, kalfa olup artık kendi başına bir dükkân açmayı arzu eder olmuş. Ne yazık ki her defasında ustası ona:

-Sen daha bu işin püf noktasını bilmiyorsun, biraz daha emek vermen gerekiyor.

Ustanın bu sonu gelmez nasihatlerinden sıkılan kalfa, artık dayanamaz ve gidip bir dükkân açar. Açar açmasına da yeni dükkânında güzel güzel yaptığı testiler, küpler, vazolar, sürahiler onca titizliğe ve emeğe rağmen orasından burasından yarılmaya, yer yer çatlamaya başlar. Kalfa, bir türlü bu çatlamaların önüne geçemez. Nihayet ustasına gider ve durumu anlatır. Usta:

-Sana demedim mi evladım, sen bu işin henüz püf noktasını öğrenemedin. Bu sanatın bir püf noktası vardır.

Usta bunun üzerine tezgâha bir miktar çamur koyar ve der ki:

-Haydi! Geç bakalım tezgâhın başına da bir testi çıkar. Ben sana püf noktasını göstereceğim.

Eski çırak ayağıyla merdaneyi döndürüp çamura şekil vermeye başladığında usta, önünde dönen çanağa ara sıra “Püf!” diye üfleyerek zamanla testiyi çatlatacak olan bazı küçük hava kabarcıklarını patlatıp giderir. Böylece çırak da bu sanatın püf denilen noktasını öğrenmiş olur.

“Taşlar değil,

yapılan işler anıtları

meydana getirir.”

Claude MORLEY

Her sanatın incelik gereken nazik kısmına da o günden sonra püf noktası denilmeye başlanmıştır…

İşe gereği kadar emek harcamanız, sizi harcadığınız emeğiniz kadar başarıya sürükleyecektir. Eğer bir binanın demirini az koyarsanız dayanıklılık süresini deprem belirler. Oysa sağlam hazırlanmış bir binanın ihtimallere bırakılmayacak bir yaşam süresi vardır.

Hayatınızdaki hiçbir başarınızı ihtimale bırakmayın. Kendinizi her konuda yetiştiremeseniz bile, yani denize yakınsanız yüzmeyi öğrenin… Başarılı olmanın püf noktası, gelecekte size daha ağır bedeller ödetebilecek ufak ayrıntıları atlamadan yaşamaktır. Tıpkı bir testi gibi minicik hava kabarcıklarından dolayı ileride daha büyük zararlar görebilirsiniz. İşi kaliteli hale getiren, sizi kaliteli insan statüsüne kavuşturacak olan, başarılı işlere, güzel günlere sizi taşıyacak olan şey ayrıntılardır. Artık herkes kili yoğurup ona şekil verebiliyor. Amma velâkin bu işe değer katacak olan şey, ayrıntılardan alacağınız güçtür.

Lise yıllarında sınavlarda hocalarımız sadece sonuçlarımıza odaklanmaz, işlemlerimize de bakarlardı. İşlemin sonucu doğru çıksa da eğer işlem basamaklarında bir hata yaptıysak bunu bize belirtirdi. O dönemler on puanlık sorudan dokuz aldığım için üzülsem de liseden mezun olurken tüm basamakları takip ederek ilerlemeyi öğrenmiştim. Sanırım bu yüzden, sadece matematiksel işlemlerde değil, yaşamsal faaliyetlerimde de en önemli işlemin; süreci de sonucu da iyi olanlar olduğunu gördüm.

Üniversiteye giriş sınavı ve nihayetinde büyük sorumluluklar yüklenmiş bir birey olarak dört yıllık sürecin bana ne kazandıracağına bakmalıydım. “İyi; ama ben üniversite okumadan sonucunu doğru tespit edemem ki…” diye düşünüyordum. Oysa bu işin tespitini yapmak çok da zor değilmiş. Sadece bakmam gereken yönü iyi seçmeliydim. Mimarlık veya mühendislik alanında ilerlemeyi düşündüğüm için mimar ve mühendislerin kitaplarını aldım. Hayatım boyunca hiçbir zaman tek bir işle ilgilenmemiştim. Bu yüzden bana farklı pencereler açacak meslekleri analiz etmiştim. Okuduğum makalelerden birisinin başlığı ilginçti: “Mühendislik; geleceğin işi! Ancak geleceğin mühendisi siz olamayabilirsiniz.”

“Geleceğin mühendisleri sadece tasarlamayacak, mekaniğinden fizyonomisine, ekonomisinden teknolojisine kadar birçok noktayı tek başına tespit için daha ayrıcalıklı bir eğitim alacaktır.” diyordu. Güncel birçok veriyi de analiz ederek gelecekte geçerli olan meslekler hakkında bilgiler veriyordu.

Mesleğin inceliklerini, ancak o mesleği yapanlardan öğrenebilirsiniz. İstediğiniz mesleği, seçtikten sonra tanımayın. Sizin seçeceğiniz işi yapan muhakkak ki birisi vardır. “Bir bilene danışmak lazım.” sözüne istinaden siz de mesleğinizi kendinize uygun olduğuna inandığınız işi, o işi yapanlardan öğrenin.

Meslek seçiminde doğru kararlar vermek için:• Dört yıllık süreçte öğreneceğiniz konu içeriğini• Eğitim alacağınız üniversitedeki aka-demisyenlerin mesleki bakış açılarını• Mesleğinizin sizden neler talep edeceğini ve başarınız için nelerden vazgeçmeniz gerektiğini• Mesleği yapan kişilerin, mesleğe bakış açılarını elinizden geldiği kadar araştırın.

11GÜNDEM15 HAZİRAN 2013

1Öncelikle elimize istediğimiz renk veya desene sahip kare bir kâğıt alalım. Elimizdeki kare kâğıdı ikiye katlayalım. Dikdörtgen olan parçayı da ikiye katladığımızda kâğıdımız küçük kare şeklini alacaktır. Daha sonra bu katları açalım.

2 Kâğıdın renkli kısmı dışarı gelecek şekilde iç kısmını kendimize çevirelim. Daha sonra kâğıdın iki ucunu da orta dik çizgiye gelecek şekilde içe doğru katlayalım. Böylece dikdörtgen biçiminde ikiye katlanmış kâğıdımız olacaktır.

3 ve 4Kâğıdımız dikdörtgen biçimindeyken kısa kenarını kendimize çevirelim ve uzun kenarların kâ-ğıdın orta kısmında birleşen uçlarını ortanın biraz üzerinde dışa doğru kıvıralım. Daha sonra üst kısmındaki iki ucu diğer katladığımız uçların bitiş noktasından katlayalım.

5 ve 6Dördüncü basa-mağa kadar tüm işlemleri uyguladığı-mız kâğıdımızın kısa kenarını kendimize çevirelim. Orta noktayla alt uçları kıvırdığımız nokta arasındaki açıklık kadar üst tarafa doğru katlaya-lım. Böylece orta kısmından kâğıdı açılmaması için kilitlemiş gibi ola-cağız. Kâğıdın orta kısmındaki katladı-ğımız şerit kısmının uçlarını da içeri doğ-ru katlayalım.

7 ve 8Katladığımız kâğıdın ön kısmını kendimi-ze çevirelim. Önünü çevirdiğimizde sona doğru yaklaştığımızı göreceksiniz. Bu sefer yaka kısmı için kâğıdı yukarı kısa kenarından bir san-tim kadar keselim.

9 ve 10Kestiğimiz kısmı dışarı doğru kıvıralım ve uç kısımlarını keserek yaka görünümü kazandıralım.İsteğe göre üstüne süslemeler de yapabilirsiniz.Önlüğümüzü tamamladık. Ellerimize sağlık.

Kağıttan

12 GÜNDEM 15 HAZİRAN 2013

Dijital kameralar ve akıllı telefonlar yakın gelecekte flaş özelliğini tarihe gömebilir.

Singapur’un Nanyang Teknoloji Üniversitesi’ne (NTU) bağlı bir grup araştırmacı, görülebilir ve kızılötesi ışığa son derece hassas yeni bir kamera sensörü geliştirdiklerini duyurdu. Araştırmacılar, mevcut kamera sensörlerine oranla ışığa 1000 kat daha duyarlı olduğunu belirttikleri yeni sensörün “yenilikçi yapısı sayesinde bu özelliği kazandığı-nı” belirtti. Grafitin bir atom kalınlığındaki hali olan grafen, bilim insanları tarafından “geleceği

inşa edecek materyal” olarak tanımlanıyor. Yeni sensörün, grafeni temel kullanan Nano yapılarla ışığı yakalama özelliğine sahip olduğunu ifade eden araştırmacılar, sensörün geleneksel sensörlere kıyasla ışıkla oluşan elektron parçacıklarını çok daha uzun tutabildiğini belirtti. Bu özellik, dijital kameralardaki aynı sistemle, elektrik sinyalinin görüntüye çevrilmesini sağlıyor ve bunu çok daha uzun elektrik sinyalleriyle yapıyor. Grafen sayesin-de çok daha güçlü, net ve keskin fotoğraflar elde edileceği umuluyor.

Mehmet Akif Sezai KarakoçDiriliş Yayınları

Kitap:Yazar:Yayınevi:

Mehmet Akif Ersoy hakkında birçok

biyografi okumuş olsanız dahi Sezai

Karakoç’un yıllar içerisinde Akif’i

değerlendirmesini okumalısınız. Kitap

içerisinde sizi Akif olma bilincine,

Safahat’ın yazılış süreçlerine, Baytar

Akif’ten Öğretmen Akif’e keyifli bir

serüven bekliyor olacak. Kitabın ta-

mamı kıymete

değer. Ancak

öne çıkanlarla

birazcık da olsa

özetlemeye

çalışacağım.

“Akif’in Doğu-

mu” başlıklı ya-

zısında: “Ölüm,

bir son değil

başlangıçtır.

Nitekim ölülerin

arkasından

okuduğumu Fa-

tiha da, Kur’an-ı

Kerim’in başlangıç suresidir. Büyük in-

sanların ölümleri bir bakıma doğumla-

rıdır. Ne zaman ki ölürler, işte o zaman

tam doğmuş olurlar. Sonra yüzyıllar

içinde serpilip gelişeceklerdir.” diyerek

Akif’in ölümüyle yediveren güllerinin

tohumunun ekildiğini belirtir.

“Bugün Türkiye’de belli başlı tarihlerde

Akif anılıyor. Aslında kendimizi anıyo-

ruz. Çünkü büyük insanlar, kendilerini

değil milletlerini yaşamışlardır.” diyor

1963 tarihli yazısında…

Akif’i halkla bu denli birleşmiş bir

şair olmasına sebep olarak da “Akif,

şiirle düşünmeyi edebiyatımıza sokan

hemen hemen tek şairdir.” diyerek

açıklıyor. Hatta Safahat adlı eseri de

buna örnek göstererek ele alıyor:

“Akif’in şiiri bir nevi günlüktür. Ancak

bir şairin kendi etrafında toplanan

eşya ve olayların anlatılışı değil,

bütün bir toplumun günlüğü…

Bunun için şiir yer yer bir kronolojik

manzara kazanır. Bütün şiirlerini

Safahat, yani safhalar (dönemler)

adı altında toplaması da bu günlük

şuurunu gösteriyor.”

Safahat’ın safhalarının anlamını

öğrenmek isteyenlerdendim.

1.Safahat: Genel Sosyolojik Çizgiler,

Denemeler

2.Safahat: Süleymaniye Kürsüsü:

Spekülatif yapı şiirleri…

3.Safahat: Hakkın Sesleri: Değer

hükümlerini ele alan Akif, halka

belli unsurları hatırlatmak amacıyla

yazmıştır.

4.Safahat: Fatih

Kürsüsü: Siyasi yapı

ve oluşturulan düzen

hakkındaki görüşleri ve

düşüncelerine yer verir.

5.Safahat: Hatıralar:

Karşılaştırmalı tarihi

inceleyerek geçmiş ve

gelecek arasında köprü

kurmayı amaçlamıştır.

6.Safahat: Asım: Asım

adıyla seslendiği neslin,

potansiyel yapısını ele

alır.

7.Safahat: Gölgeler:

Metafizik vurgular

yapmış, veda zamanına yaklaştığını

belirtmiştir.

Akif’in milletini, her bir

ferdiyle bütün aynı zamanda da tek

bir ferdiyle millet olarak ele alabilen

üstün gücü ve kaleminin esrarengiz

ihtişamı ölürken yoktur. Çünkü Akif,

gönüllü sürgünle çok sevdiği ülkesin-

den uzaklaşır. Kitap Sezai Karakoç’un

hoşgörü çerçevesinden, Akif’in zor

günlerini hafifleterek ifade etse de

İstiklal Marşı’nın yazarı milli şaire ce-

naze töreni yapılması yasaklanmıştır.

Nihayetinde Safahat’ın tüm safhala-

rıyla ele aldığı bu millet, milli şairini

unutmamıştır.

ABD’li Terrafugia Şirketi, karada gidecek Tran-sition adlı uçağın ardından herkesin kullana-

bileceği uçan otomobil tasarımı yapıyor. Şirket, TF-X adı verilen uçan arabayı 2020 yılında satışa sunmayı amaçlıyor. Bilim kurgu filmlerinde her görüldüğün-de “Ne zaman yapacaklar?” diye düşünülen uçan arabaların artık filmlerden gerçek hayata geçmesine az kaldı. Terrafugia Şirketi, yarı sedan yarı özel jet iki koltuklu, 4 tekerlekli ve kanatlı Transition model aracın 2 yıl içinde satışa çıkacağını açıkladı. Bu araç uçabilme özelliğiyle beraber karada da normal otomobil olarak kullanılabiliyor. TF-X model araç ise herhangi bir garaja girebilecek ölçülerde ve yerden havalanmak için bir uçak pistine ihtiyacı yok. Bu araç için en az 10 yıl daha beklemek gerekiyor.

Uçan araba geliyor

Flaş gerektirmeyen kamera sensörü

iPhone şarjlarında hack tehlikesiBilim insanları, geliştirdikleri özel üretim iPhone şarjlarıyla

telefonları kısa sürede hacklayabil-diklerini açıkladı. ABD’nin Georgia Teknoloji Enstitüsü araştırmacıları “Mactans” adını verdikleri yeni cihaz-larıyla iPhone’lara sızmak için yeni bir yöntem geliştirdi. Araştırmacılar, yeni yöntemi temmuz ayında yapılacak “Bilgi İşlem Güvenlik Konferansı”nda tanıtacak. Yeni ürün “bir saldırganın yazılımını nasıl Apple ile aynı şekilde cihazın içine saklayabildiğini” gös-terecek. Telefonları şarj cihazlarıyla hacklama teknolojisi, şimdilik sadece bilim insanlarının elinde. Mactans cihazını üreten araştırmacılar kimseyi hacklamaya çalışmıyor; sadece bunu başarabildiklerini gösteriyorlar.