pendik gündemi gazetesi - gençlik eki - sayı:33

4
Bir senelik TV izleme süresiyle bir yabancı dil öğrenilir Yıl: 7 Sayı: 153 15-30 EKİM 2014 Tasarım dünyası bambaşka çalışmalarıyla yok artık dedirtiyor. Mühendislik hesapla- malarının doruk noktasına ulaştığı çalış- malarda görenler hayrete düşüyor. Tasarım- cılar, son derece hassas hesaplamalarıyla oluşturduğu eserleriyle fizik kurallarına baş kaldırıyor. Müthiş denge oyunlarıyla tasar- lanan eserler gerçekten görülmeye değer. İlk fotoğrafta İngiltere’de yapılan bir ev, dik bir tepede dengede duruyor. Evin altına da bir salıncak konulmuş. Sallanmaksa cesaret istiyor. İkinci fotoğraftaysa masanın kena- rından düşmek üzere gibi duran bir fanus akvaryum yer alıyor. Tasarımcı akvaryumu tasarlarken kenardan süzülen bir su damla- sından esinlemiş. Diğer fotoğraf havada asılı Kişisel Eğitim ve Gelişim Uzmanı Sıtkı Aslanhan bu yıl yine Pendikli öğrencilere yönelik “İletişim Semineri” adlı programına başladı. İlk programını Al- parslan Anadolu Lisesi’nde gerçekleştiren Aslanhan, yine sosyal medyadan gençlerin aile ilişkilerine kadar dikkat edilmesi ge- reken onlarca konu üzerine seminer verdi. Öğrencilerin günlük hayatta yaptıkları en büyük hatanın fazla TV izlemek olduğunu ifade eden Sıtkı Aslanhan, televizyonun beyindeki bilgileri dağıttığını, bunun da derslerde öğrenilen bilgileri tehlikeye sok- tuğunu söyledi. Türkiye’de en az TV izleme oranının üç saat olduğunu, bu sürenin de yılda 1.095 dakika yaptığını ifade eden Aslanhan: “Bu sürede 25 bin sayfa kitap okuyabilirsiniz. Yine bu sürede herhangi bir ülkenin dilini çok iyi konuşabilecek hale gelebilirsiniz.” dedi. Yer çekimine meydan okuyan tasarımlar 1 2 3 4 gibi duran bir yatağa ait. Yatak benzersiz bir yüksek teknoloji dengeleme sistemiyle oluşturulmuş. Fizik kurallarına karşı gelen son fotoğraftaysa dengele- me kutularını görüyorsunuz. Yatağınızın kenarına veya odanıza bir sehpa arıyorsanız çok ilgi çekici bir eşyaya sahip olacaksınız. Esprili üslubuyla öğrencilere eğitim konularında destek veren Kişisel Eğitim ve Gelişim Uzmanı Sıtkı Aslanhan, Türkiye’de en az TV izleme süresinin üç saat olduğunu ifade ederek “Bu sürede 25 bin sayfa kitap okuyabilirsiniz. Yine bu sürede herhangi bir ülkenin dilini çok iyi konuşabilecek hale gelebilirsiniz. Gençlik yıllarınızı boş şeylerle harcamayın.” dedi. Ek kontenjana ek valiz Üniversitelerin lisans ve ön lisans programını ilk kez kazanan 1.000 öğrenciye valiz dağıtan Pendik Belediyesi, ek kontenjanların açıklanmasından sonra kayıt yaptıran Pendikli öğrencileri de ödüllendirdi. Başvuru yapan 500 öğrenci daha içi dolu valizlerine kavuştu. Eğitime katkılarını sürdüren Pendik Belediyesi, ilk kez üni- versiteli olan 1.500 öğrencinin içi fön makinesinden havluya kadar günlük kullanımları için gerekli eşyalarla dolu olarak valiz ihtiyacını karşıladı. İlk etapta 1.000 öğrenci, Yunus Emre Kültür ve Sanat Merkezi’nin bahçesin- deki Açık Hava Nikâh Alanında düzenlenen kahvaltılı dağıtım töreniyle içi hediye dolu valizle- rini almıştı. Pendik Belediyesi, ek kontenjanlarda yerleşen 500 üniversite öğrencisine daha valiz dağıtımı yaptı.

Upload: pendik-belediyesi

Post on 05-Apr-2016

227 views

Category:

Documents


0 download

DESCRIPTION

Pendik Belediyesi Pendik Gündemi Gazetesi Gençlik Eki Sayı:33 15-30 Ekim 2014

TRANSCRIPT

Page 1: Pendik Gündemi Gazetesi - Gençlik Eki - Sayı:33

Bir senelik TV izleme süresiyle bir yabancı dil öğrenilir

Yıl: 7 Sayı: 153 15-30 EKİM 2014

Tasarım dünyası bambaşka çalışmalarıyla yok artık dedirtiyor. Mühendislik hesapla-malarının doruk noktasına ulaştığı çalış-malarda görenler hayrete düşüyor. Tasarım-cılar, son derece hassas hesaplamalarıyla oluşturduğu eserleriyle fizik kurallarına baş kaldırıyor. Müthiş denge oyunlarıyla tasar-lanan eserler gerçekten görülmeye değer. İlk fotoğrafta İngiltere’de yapılan bir ev, dik bir tepede dengede duruyor. Evin altına da bir salıncak konulmuş. Sallanmaksa cesaret istiyor. İkinci fotoğraftaysa masanın kena-rından düşmek üzere gibi duran bir fanus akvaryum yer alıyor. Tasarımcı akvaryumu tasarlarken kenardan süzülen bir su damla-sından esinlemiş. Diğer fotoğraf havada asılı

Kişisel Eğitim ve Gelişim Uzmanı Sıtkı Aslanhan bu yıl yine Pendikli

öğrencilere yönelik “İletişim Semineri” adlı programına başladı. İlk programını Al-parslan Anadolu Lisesi’nde gerçekleştiren Aslanhan, yine sosyal medyadan gençlerin aile ilişkilerine kadar dikkat edilmesi ge-reken onlarca konu üzerine seminer verdi. Öğrencilerin günlük hayatta yaptıkları en büyük hatanın fazla TV izlemek olduğunu ifade eden Sıtkı Aslanhan, televizyonun beyindeki bilgileri dağıttığını, bunun da derslerde öğrenilen bilgileri tehlikeye sok-tuğunu söyledi. Türkiye’de en az TV izleme oranının üç saat olduğunu, bu sürenin de yılda 1.095 dakika yaptığını ifade eden Aslanhan: “Bu sürede 25 bin sayfa kitap

okuyabilirsiniz. Yine bu sürede herhangi bir ülkenin dilini çok iyi konuşabilecek hale gelebilirsiniz.” dedi.

Yer çekimine meydan okuyan tasarımlar

1

2

3

4gibi duran bir yatağa ait. Yatak benzersiz bir yüksek teknoloji dengeleme sistemiyle oluşturulmuş. Fizik kurallarına karşı gelen son fotoğraftaysa dengele-

me kutularını görüyorsunuz. Yatağınızın kenarına veya odanıza bir sehpa arıyorsanız çok ilgi çekici bir eşyaya sahip olacaksınız.

Esprili üslubuyla öğrencilere eğitim konularında destek veren Kişisel Eğitim ve Gelişim Uzmanı Sıtkı Aslanhan, Türkiye’de en az TV izleme süresinin üç saat olduğunu ifade ederek “Bu sürede 25 bin sayfa kitap okuyabilirsiniz. Yine bu sürede herhangi bir ülkenin dilini çok iyi konuşabilecek hale gelebilirsiniz. Gençlik yıllarınızı boş şeylerle harcamayın.” dedi.

Ek kontenjana ek valiz Üniversitelerin lisans ve ön lisans programını ilk kez kazanan 1.000 öğrenciye valiz dağıtan Pendik Belediyesi, ek kontenjanların açıklanmasından sonra kayıt yaptıran Pendikli öğrencileri de ödüllendirdi. Başvuru yapan 500 öğrenci daha içi dolu valizlerine kavuştu. Eğitime katkılarını sürdüren Pendik Belediyesi, ilk kez üni-versiteli olan 1.500 öğrencinin içi fön makinesinden havluya kadar günlük kullanımları için gerekli eşyalarla dolu olarak valiz ihtiyacını karşıladı. İlk etapta 1.000 öğrenci, Yunus Emre Kültür ve Sanat Merkezi’nin bahçesin-deki Açık Hava Nikâh Alanında

düzenlenen kahvaltılı dağıtım töreniyle içi hediye dolu valizle-rini almıştı. Pendik Belediyesi, ek kontenjanlarda yerleşen 500 üniversite öğrencisine daha valiz dağıtımı yaptı.

Page 2: Pendik Gündemi Gazetesi - Gençlik Eki - Sayı:33

10 www.pendik.bel.tr 15-30 EKİM 2014

Türkiye Atletizm Federasyonu tarafından yeni yetenekle-

rin Türk atletizmine kazandırılması amacıyla düzenlenen “Küçükler ve Yıldızlar Kulüpler Bölgesel Kros Ligi” 1. Kademe Yarışmalarına Pendik Bele-diye Spor Kulübü Atletizm Takımı’nın genç yetenekleri damgasını vurdu. Çanakkale’de yapılan müsabakalar-da belediye spor kulübü 4’er kişilik 3 takım halinde katıldığı yarışmalarda Yıldız Erkeklerde (1997-1998 Doğumlu) Tahsin Kayhan, Hüseyin Polat, Serhat Çurgutay ve Murat Emektar’dan olu-

şan Pendik Belediye Spor Kros Takımı en iyi dereceyi elde ederek 1’inci oldu. Küçük kızlarda (1999-2000 Doğumlu) Esengül Kılınç, Ezgi Kaya, Zehra Erhan ve Tuğba Yagişan’dan oluşan takım, kros yarışmalarında galibiyeti Pen-dik’e kazandırdı. Küçük erkekler kros koşusunda Sedat Bozbay, Abdusselam İmuk, Barış Akkuş ve Enis Biter’den oluşan takım, 2’nci olmayı başardı.

Hedefleri milli takım Bireysel olarak yarışmada 2’nci ol-mayı başaran Hüseyin Polat, atletizm

sporuna 4 yıl önce başladı. Atletizm sporunu kendine bir yaşam biçimi ha-line getiren Hüseyin, hedefinin ileriki yıllarda milli takımda koşmak istedik-lerini ifade ediyor. Yine bireysel olarak 3’üncü olan Murat Emektar 8 seneden beri koştuğunu, hedefinin Dünya ve Olimpiyat Şampiyonluğu olduğunu ifade ediyor. Aynı zamanda gelecek nesillere spor bilincini aktarmak için öğretmen olmayı da çok istediğini dile getiren Murat, genç arkadaşlarına sağlıklı bireyler olmaları için sporu öneriyor. Zehra Erhan ise bireysel

yarışmada 3’üncü oldu. Geçtiğimiz yıl tanıştığı atletizm sporunu çok sevdiği-ni ve herkese tavsiye ettiğini belirtti.

“Çocuklarınızı spora yönlendirin”Tansel Ateş’le takımı çalıştıran Bayram Yılmaz, ilk kademe yarışmalarından alınlarının akıyla çıktıklarını kayde-derek hedeflerinin Türkiye Şampiyo-nası’nda boy gösterip iyi bir derece almak olduğunu dile getirdi. 3 yıldan beri takımı çalıştırdığını ve sporcuları-na çok güvendiğini ifade eden Yılmaz sözlerine şöyle devam etti: “3 yıldan beri bu takımla beraberim ve sporcu-larıma çok güveniyorum. Geçen yıldan itibaren Pendik Belediyesinden maddi destek görmeye başladık. Destekler artıkça inanıyorum ki bu gençler-den dünya ve olimpiyat şampiyonları çıkacak.” dedi. Velilere de seslenen Yılmaz: “Çocuklarınızı spora yönlendi-rin. Gençler, hedefi olmadan sokaklar-da başıboş dolaşıp kötü alışkanlıklar kazanmasın. Burada bize katılsınlar; iyi ortamlarda başarılar elde etsinler.” şeklinde sözlerini tamamlandı.

“Bu gençler olimpiyat şampiyonu da olur”

Gençlik

Marmara Bölgesi Küçükler ve Yıldızlar Kros Yarışlarının “Yıldız Erkekler” ve “Küçük Kızlar” Kategorilerinde 1’inci, “Küçük Erkekler”de ise 2’nci olan Pendik Belediye Spor Kulübü Atletizm Takımı Antrenörü Bayram Yılmaz, destek verildiğinde bu takımdan geleceğin Dünya ve Olimpiyat Şampiyonlarının çıkacağını belirtti.

Kros nedir?Kır koşusu olarak da bilinir. Belirli bir pist olmaksızın açık alanda yapılan uzun mesafe koşusudur. Sonbahar ya da kış aylarında düzenlenen yarış-malar, daha uzun mesafeli maraton yarışlarından farklı olarak genellikle karayollarında yapılmaz. Pek çok amatör atlet, kondisyon ve dayanık-lılığını artırmak amacıyla bu sporu yapar.

Zehra ErhanMurat EmektarHüseyin Polat

Page 3: Pendik Gündemi Gazetesi - Gençlik Eki - Sayı:33

11www.pendik.bel.tr15-30 EKİM 2014

Ama CD’nin üzerinde kalemlerle istediğim sonucu alamadım… Hatta komik göründüğünü söylemem pek yerinde olacak sanırım… Biraz araştırınca “CD etiketi” denilen bir etiketle karşılaştım… CD etiketinin üzerine çizim yapıp bunu CD’nin beyaz kısmının üzerine yapıştı-rabiliyormuşuz. Bu etiket CD’nin çalışmasını engellemiyormuş. Tabi etiketin tam olarak CD’ye yapıştığından emin olmalıyız… Ama ben etiket üzerine de resim yapamadım ve CD etiketi üzerine baskı yapan bir yer bulmam zor olmadı.

Sunumu-mu öğret-mene CD içerisinde verece-ğim için bu etiket gerçekten güzel bir izlenim bırakacak-tır. Üze-rinde Mısır Piramitle-rinin görseli ve adımın yazılı olduğu bir sunum CD’si… Sizce de güzel bir ayrıntı değil mi? Bir sonraki sayıda görüşmek dileğiyle… Umarım bu bilgiler sizin de işinize yarıyordur… Ellerinize sağlık…

Gençlik

Sunum CD’lerimizi güzelleştiriyoruz

Merhaba… Bu hafta okulda sunumum var ve arkadaşlarımdan farklı bilgiler öğreniyorum. Arkadaşımdan öğrendiklerimi adım adım sizinle paylaşacağım…Öğretmenimiz bu dönem sözlü notları için bizle-re her ders farklı bir konu anlattırıyor. Benim de konum Mısır Piramitleri… Sunum konum kolay ve ödevimi çoktan hazırladım. Daha iyi bir su-num için neler yapabilirimi düşünmeye başladım. Arkadaşım bu aşamada bana CD üzerine resim yapmaktan bahsetti. Genel olarak zor görünüyor, ancak ufak dokunuşlarla farklı bir CD görünümü elde edilebiliyor…

CD kalemlerinden birkaç renk alarak resim yapılabi-lir… Böyle bir resmi yapmak için öncelikle CD’nin kayma-ması gerekiyor. Alt kısmına konulacak bir kağıtla çizime başlayabiliriz. CD kalem-lerinin kuruması için biraz zaman tanımakta fayda var, eğer kurumazlarsa dağılabilir veya elimize bulaşabilir. Hem kolay hem de güzel görünsün

diyorsan, o zaman minimal bir şeyler çizmen gerekecek. Konum Mısır Pira-mitleri olduğu için bir mumya çizmeyi düşündüm. Ama

resimde bu kadar yetenekli değilim, o yüzden zorlanacağım… Bunlar kadar güzel görünmeyece-ğinin farkındayım:

En az birer top içeren iki kutudan birincisindeki

beyaz topların sayısı kırmızı topların sayısından %25 daha az, ikinci kutudaki beyaz topların sayısı da kırmızı topların sayısından %20 daha fazladır. İki kutudaki toplam beyaz top sayısı toplam kırmızı top sayısından %5 daha fazla ise, toplam top sayısı toplam kırmızı top sayısından en az kaç tane fazla olabilir?

A) 13 B) 7 C) 5 D) 3 E) 1

N pozitif bir tam sayı olmak üzere, 6n+15 ve 10n+21 sayılarının en büyük ortak böleni kaç

farklı değer alabilir?

A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E)5

Dört basamaklı pozitif tam sayılardan kaç tanesinin her bir basamağı asal sayı ve basamakları toplamı çifttir?

A) 126 B) 172 C) 144 D) 158 E) 136

Cevaplar

1

2

3

1. D 2.B 3. E

CD üzerine Çizim

Page 4: Pendik Gündemi Gazetesi - Gençlik Eki - Sayı:33

12 www.pendik.bel.tr 15-30 EKİM 2014Gençlik

Sicilya Tatulası Şifacı

Ahmad ‘Abd Al WaliyyTimaş Yayınları

3D yazıcı ile otomobil Nobel Fizik Ödülü Mavi LED’e Beynin GPS sistemini çözdülerUzay sanayi, tıp, endüstri mühendisliği derken otomotiv sektörü içinde küçük parça üretimiy-le başlayan 3D yazıcı kullanımı, sonunda bir otomobilin üretilmesine kadar gitti. Local Motors tarafından üretilen ve Strati olarak adlandırılan aracın metal kısımları, koltukları, motoru ve lambaları dışındaki tüm ara parçaları ve kapor-tası 3D yazıcıyla üretildi. Araç elektrikli motora sahip; ancak bu motor da 3D yazıcıyla yapılmadı. Şimdilik 3D yazıcıdan bunu beklemek imkânsız gibi görünüyor.

2014 Nobel Fizik Ödülü, mavi LED ışıklarını icat eden üç Japon profesöre verildi. İsamu Akasaki, Hiroshi Amano ve Shuji Nakamura’nın geliş-tirdiği mavi LED, aydınlatma teknolojilerinde dünyanın aradığı enerji tasarrufuna cevap ver-mesinin yanı sıra elektriğe erişimi olmayan 1,2 milyar insanı da aydınlatacak teknoloji olarak ortaya çıkıyor. İlk kez 1980’li yıllarda binlerce deneme yaparak yarı iletkenlerden mavi ışık elde eden, 90’lı yıllarda mavi LED teknolojisini daha da ileriye götüren bilim adamları, kırmızı ve yeşil LED üretilmesinin ardından geliştirdik-leri mavi LED sayesinde, yarı iletkenlerle beyaz ışığın oluşturulmasının önünü açtı.

İngiltere’de çalışmalarını sürdüren Prof. Dr. O’Keefe ile May-Britt ve Edward Moser çifti, beynin bir yerden diğerine giderken yolu nasıl bulduğunu keşfetti. Filozof ve bilim insanlarını yüzyıllardır meşgul eden konuyu çözen üç bilim insanı, beynin yer belirlemede deniz-cilerin kullandıkları haritalar gibi çalışan bir bölümünün bulunduğunu ortaya çıkardı. No-bel Tıp Ödülünü kazanan buluşun, Alzheimer hastalarının neden çevrelerini tanıyamadığını açıklamaya yardımcı olabileceği düşünülüyor.

Bilim ve Teknoloji

Yeni bir kitaba başlarken hisset-tiğiniz o garip merak ve heyecan

karışımı duygu ilginçtir, değil mi? Yeni bir hediye paketini açıyor, yeni bir güne başlıyorya da yeni bir okula gi-diyor gibi… Yenilikler her zaman aynı merak ve heyecanı oluşturmuyor; ancak kitaplar merakımı cezbetmede pek becerikli.Sosyal medya üzerinde gördüğüm bu kitap beni gerek kapağı gerekse ya-zarının ismi dolayısıyla meraklandır-dı. “Ne ola ki?” diye düşünürken çok sevdiğim bir arkadaşımın “Ben insanı bakışından, kitabı adından anlarım.” sözü aklıma geldi. Gerçekten kitaplar isminden, insanlar bakışından tanınır mı? Bence bu ikisi de bizim önyargı-larımızı kalıplaştırıp paketleyip yeni bir tanımlama getirme ihtiyacımızdan oraya çıkmıştır. Oysa her nasıl bir ta-nımlama getirilirse getirilsin, önyar-gılarımız, önyargıdır!Ben de güzel görünen bu kitaba karşı

olumlu-olumsuz bir önyargı oluşma-dan satın aldım. Kitap genel olarak diğer çeviriler gibi sıkıcı değil. Hatta sürükleyici ve Türkçesiyle anlaşılır. Tarihi polisiye ve tıp ilminin geçmiş zaman bilgilerini aktarıyor. Eğer tıp ilmine ve macera romanlarına ilginiz varsa okumanızı tavsiye ederim.Romanda Doktor Sami’nin ön yargı-ları ya da bazı şeyleri önemsememesi onun hünerini gölgeliyor ve gerçeği görmesini engelliyor. Peki, ya, bizim ön yargılarımızın bize kaybettirdik-leri? Kitabı kapattığımda bu soru aklıma takılmıştı. Gerçek manada bilginin ve sevginin derinliğine ine-mememizin sebebi her şeyi yüzeysel ve hızlı yaşıyor olmamız mıdır? Belki de… Ancak bilgi ve sevgide bizi tam manasıyla doyuracak şey derinliktir. Modern dünya çıkmazında, kısıtlı za-man ve bilgi yığınları karşısında bizler yaşadıklarımızda düşünce ve fikirce derinleşmeyi göze alamıyoruz.

Romanın içinde altını çizdiğim birçok yer var. Ancak aşk adına böyle bir tanımlama bende hissi bir derinlik oluşturdu: “…o genci deliliğin son mertebesine sürükleyen duygunun gücü nedeniy-le de! Kendini bile unutacak raddeye gelmişti, zavallı. Onunki bir kara sevda ya da basit bir his değildi. Çok daha

yüce bir duyguy-du. Sev-diğiyle arasında kelime-nin tam anlamıyla bir bü-tünleşme söz ko-nusuydu. Sima-sında tek bir bakış

değil, iki kişinin bakışını görmüştüm. Birbirini tamamlamayı sürdüren ruh-lar gibiydi. Yeryüzünden önce gökyü-zünde mühürlenmiş bir evlilikti, sanki. Genç adam sevdiğini ten, et ve kemik-lerin bile geçemeyeceği fazlasıyla dar mekânlara kadar takip edebilmek için bedeninden vazgeçmişti. Belki cismini iyileştirmiştik; ama ruhunu hiçbir hekim iyileştiremezdi. Yitirdiği kadar sevebileceği başka bir kadın bulması için tüm yüreğimle dua ettim…”

Aşk adına okunacak daha çok kitap var. Ancak bazı şeyler kitaplardan sıyrılıp hayatın içinde yaşanılınca anlaşılabilecek mahiyette. O zaman biz de Doktor Sami Kalatabyan’ın o temennisiyle kitabı elimize alıp bu serüvene eşlik edelim:

“Aşkta o genç gibi olmayı niyaz etmiş-tim. O beni, delilik ve acı bakımından kendisine benzetmişti.”