plrtzade osman sahib efendi · pisagor teoremi pisagor'un matematiğe asıl katkıları...
TRANSCRIPT
![Page 1: PlRTZADE OSMAN SAHiB EFENDi · Pisagor teoremi Pisagor'un matematiğe asıl katkıları geometri alanındadır. Günümüzde kendi adıyla tanınan, dik üçgenlerle ilgili ünlü](https://reader030.vdocuments.pub/reader030/viewer/2022040804/5e420fd14dc36c30b5134ea8/html5/thumbnails/1.jpg)
PlRTZADE OSMAN SAHiB EFENDi
Cemaziyelahir 118Z'de (26 Ekim ı 768) şey
hülislamlığa getirildi. Ancak bu sırada hastatandı ve felç geçirdi. lll. Mustafa döneminde gerçekleştirilen Rusya seferleri esnasında ülkenin içine düştüğü felaketler ve Osmanlı-Rus savaşının bozgunla neticelenmesinden dolayı üzüntüye kapıldığından rahatsızlığı arttı. Şeyhülislamlık makamında iken S veya 6 Zilkade 1183'te (2-3 Mart ı 770) vefat etti. Cenazesi Aksaray'da Murad Paşa Camii haziresinde eski sadrazamlardan Kara Davud Paşa'nın kabri civarına defnedildi. Şeyhülislamlığı on altı aydan biraz fazla sürmüştür. 1335'te (19 16-17) Aksaray caddesi açılırken o dönemde Evkaf nazırı vekili olan torunlarından İbrahim Bey tarafından kemiklerinin Üsküdar'daki Selimiye Tekkesi karşısında bulunan aile mezarlığına taşındığı kaydedilir. Ancak şahidesi Murad Paşa Camii haziresinde Kara Davud Paşa'nın kabrinin yanında kalmıştır. Osman Sahib Efendi'nin erkek eviadı olmamış, soyu İbrahim Bey ile evlenen kızından devam etmiştir. Son dönem şeyhülislamıarından Plrlzade Mehmed Sahib Efendi, Osman Sahib Efendi'nin kızının torunudur.
Kaynaklarda Osman Sahib Efendi'nin illim, fazı!, kalem sahibi, güzel konuşan bir kişi olduğu, nazım ve nesriyle akranları arasında öne çıktığı belirtilir. Aynı zamanda güçlü bir divan şairi olduğu kaydedilen Osman Sahib Efendi bazı hadiselere tarih düşürmüş ve şiirlerinde "Sahib" mahlasını kullanmıştır. Divan şiirinin XIX. yüzyıldaki son temsilcilerinden Keçecizade izzet Molla'nın dedesi Mustafa Efendi'den ders aldığı kaydedilir (DİA, xxııı. 561) Ayrıca
hat çalışmış ve Katibzade Mehmed Refi Efendi'den ta'lik yazısını öğrenmiştir. Osman Sahib Efendi, Üsküdar'da Balaban iskelesi civarında Şemsipaşa caddesi üzerinde babası için vefatından on sekiz yıl sonra bir çeşme yaptırmıştır. Türk barok
292
Piriziide osman siihib Efendi'nin Aksaray Murad Paşa Camii hazıresindeki
mezarı
Piriziide osman
sahib Efendi'nin bir fetvası
(ilmiyye Salniimesi,
s. 537)
mimarisi üstübunda kemeri dilimli ve tamamen mermerden inşa edilen çeşme 19SS'te yıktırılmıştır.
Sursalı Mehmed Tahir, Osman Sahib Efendi'nin Topkapı Sarayı'nda bulunan Revan Odası (Köşkü) Kütüphanesi'nde Kamı1s'un on maddesine ta'likatı içeren bir eseri bulunduğunu belirtirse de kayıtlarda bu esere rastlanmamaktadır. İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi'nde (AY, nr. 6232) Ta'li]fa 'ald mdddeti'l-'aşr li-şd]Jibi'lKiimus adıyla kayıtlı olan eser muhtemelen budur. Sehven babasına da nisbet edilen ve beş varaktan ibaret olan risale Kiimusü Lisdni'l-'Arab'daki "aşr" maddesiyle ilgili bilgileri değerlendiren bir ta'liktir. Makiimdtü'l-bedia ise onun şiirlerinden oluşan bir mecmua olup müellif hattı olduğu kaydedilen yazma nüshası Süleymaniye Kütüphanesi'ndedir (Reşid Efendi, nr. 1022). Aynı mecmua içinde bazı beyitlerine yazdığı şerhler de yer almaktadır. Ayrıca babası Plrlzacte Mehmed Sahib Efendi'ye ait divanın sonunda Osman Sahib Efendi'ye ait olduğu anlaşılan iki kaside ile iki tarih vardır (iü Ktp., TY, nr. 1710/6) .
BİBLİYOGRAFYA :
Şem'danizade, Müri't-tevarfh (Aktepe), ı, 124; 11/A, s . 112-114, 120; ll/B, s. 24; Devhatü'l-meşayih, s . 103; Sicill-i Osmanf, IV, 685-686; Osmanlı Müellifleri, ll, 113; İlmiyye Salnamesi, s. 536-538; Mehmed Ziya, İstanbul ve Boğaziçi, İstanbul 1336, s. 84-86; TYDK, 111/2, s. 754; Danişmend, KronolojF, V, 143; Abdülkadir Altunsu. Osmanlı Şeyhülislamları, Ankara 1972, s. 145; M. Orhan Bayrak, İstanbul'da Gömülü Meşhur Adamlar (1453-1978), İstanbul 1979, s. 7 4; Yılmaz öztuna, Devletler ve Hanedan lar, Ankara 1989, ll, 973; Fatih Camileri ve Diğer Tarihi Eserler (haz. Fatih Müftülüğü), İstanbul 1991, s. 339; Mehmet Nermi Haskan, Yüzyıllar Boyunca Üsküdar, İstanbul 2001, ll, 795; lll, 1137-1138; İsmet Parmaksızoğlu, "Osman Sahib Efendi", TA, XXVI, 84; Naci Okçu. "izzet Molla, Keçecizade", DİA, XXIII,
~1. ~ -IJ!III!l TAHSİN ÜZCAN
L
PİSAGOR (m.ö. 570 [?]-500 [?])
Ünlü Grek filozofu, matematikçi ve astronom.
_j
Pisagor'un (Fisagor, Pythagoras) hayatı, kişiliği ve çalışmalarıyla ilgili bilinenler genellikle menkıbeye dayandığından kesin değildir. Kaynaklarda milattan önce 570 civarında Sisarn (Samos) adasında dünyaya geldiği, otuz yaşiarına kadar burada yaşadığı, daha sonra tiran Polykrates'in yönetiminden hoşlanmadığı için Güney İtalya'daki Kroton'a göç ettiği ve orada felsefi, dini, siyasi mahiyette bir okul kurduğu anlatılır. Pisagorcular denilen, ilk defa aralarında kadınların , kızların da bulunduğu öğrencileri aynı felsefi ve siyasi görüşlere sahip, her alanda ortak konularla uğraşan kimselerdi ve öğrendiklerini. sırlarını açıklamamaya karar vermişlerdi. Hayat ilkeleri basit gıdalarla beslenme, sıkı disiplin kurallarına uyma, nefse hakim olma, azla yetinme ve ustaya kesin itaatten ibaretti. Halk arasında yaşantıları ve fikirleri bir tarikat gibi görülen Pisagor ve öğrencileri sonuçta, siyasi düşmanlarının tahrikiyle galeyana gelen kalabalık bir kitlenin saldırısına maruz kaldı. Bazı kaynaklar Pisagor'un bu sırada öldürüldüğünü, bazıları ise Metapontion'a kaçarak bir süre daha yaşadığını bildirmektedir. Böylece Pisagor ve öğrencilerinin Krcton'daki politik etkileri sona ermiş, ancak felsefi ve bilimsel etkileri bütün İlkçağ boyunca devam etmiştir. Hıristiyanlığın yayılmaya başladığı yüzyıl
larda Pisagorculuğu yeniden canlandırma çabaları (Yeni Pisagorculuk) olmuşsa da bu etkinliklerde daha çok Pisagor'un efsanesi ve mistik dünya görüşü öne çıkarılmıştır.
Pisagor'un kişiliği ve inançlarıyla ilgili değişik rivayetler bulunmaktadır. Çağdaşlarından bazıları onu bir peygamber olarak tanımıştı. Onun inanışına göre Tanrı evreni sayılar vasıtasıyla düzenlemiştir. Tanrı birlik, dünya çokluktur ve zıtlardan meydana gelmiştir. Bu zıtlar on çifttir: Sınırlı ve sınırsız, tek ve çift, bir ve çok, sağ ve sol, erkek ve dişi, sükUnet ve hareket. doğru ve eğri, aydınlık ve karanlık, iyi ve kötü, kare ve dikdörtgen. Bu çiftierin ilk unsurları düzen ilkelerinin, ikinci unsurları düzensizlik ilkelerinin ifadesidir. Zıtlara birliği veren oran ve uyumdur (harmoni). Sayıların uyumunu tam anlamıyla idrak eden kutsallığa ve ölümsüzlüğe erişir. Bu dini çerçeve içinde ruh göçüne ve bu göçün yalnız insandan insana değil her canlıya olabileceğine inanılır. Bu yüzden Pisagor ve
![Page 2: PlRTZADE OSMAN SAHiB EFENDi · Pisagor teoremi Pisagor'un matematiğe asıl katkıları geometri alanındadır. Günümüzde kendi adıyla tanınan, dik üçgenlerle ilgili ünlü](https://reader030.vdocuments.pub/reader030/viewer/2022040804/5e420fd14dc36c30b5134ea8/html5/thumbnails/2.jpg)
takipçiteri et yemezler, hayvan kurban etmezler. Onlara göre bağımsız bir varlığa sahip olan ruh bedenle kurduğu ilişki sonucunda kirlenip saflığını yitirmiştir ve arın
mak için başka bir bedene geçmesi, ölümsüzlüğe erişmek için de mutlak bilgiyle aydınlanması gerekir. Pisagor "filozof" terimini ilk kullanan kişidir. Kaynaklara göre kendisini "sophos" (bilge) olarak nitelememiş, onun yerine "philosophos" (bilgelik seven) demeyi tercih etmiştir (Laertios, s. 384) . Benimsediği mistik ayinler ve felsefesindeki sayı mistisizmi Doğu din ve felsefelerinden alınmış olduğundan Pisagor'un Doğu'ya seyahatler yaptığına inanılır. Onun Mısır'a gittiğine kesin gözüyle bakılmakta. Pers Hükümdan Kambiz tarafından esirler arasında Babil'e götürüldüğü ve orada rahiplerin yönettiği ayinlere katıldığı kabul edilmektedir. lamblihos'a göre Babil'de yedi yıl kalmış, bu süre zarfında Mecilsiler'den (işgalci Persler) sayılar ve müzik teorisiyle diğer bilgileri öğrenmiştir. Pisagor'un Antikçağ'dan beri süregelen menkıbevi kişiliği İslam kaynaklarına da yansımıştır. Kadi Said'e göre Empedokles'ten (m .ö. V. yüzyıl ) sonra yaşayan Pisagor Mısır 'da geometri tahsil etmiş, Hz. Süleyman'ın öğrencileri Mısır'a gelince onlardan felsefe okumuştur. Ardından Yunanistan'a dönüp geometri. fizik ve teoloji öğretmiş , bu arada sayısal orantı esasına dayanarak müziği icat etmiş, fakat bunun peygamberlik nurunun kendisine yansımasının bir sonucu olduğunu söylemiştir (Tabakatü'l-ümem, s. 24; İbnü'I-Kıftl, s. 258)
Eserleri gunumüze ulaşmayan Pisagor'un çalışmaları hakkında genelde Aristo'nun, Pisagorcu Filolaos ve Diogenes Laertios'un yazdıklarından bilgi edinilmektedir. Pisagor ve öğrencileri matematiğe büyük önem vermişler ve onu bilim mertebesine yükseltmişlerdir. Günümüzde Pisagor daha çok matematikçi kimliğiyle tanınır. Ancak ona atfedilen buluşların bizzat kendisine mi yoksa okulunun mensuplarına mı ait olduğunu belirlemek mümkün değildir. Çünkü öğrencilerinin ustaya saygı ilkelerinden dolayı yeni buluşlar daima ona mal edilmiştir.
Pisagor matematik konularını dört gruba ayırmıştır: Soyut sayı bilimi (aritmetik), uygulamalı sayı bilimi (müzik), sükunet halindeki büyüklükler bilimi (geometri) ve hareket halindeki büyüklükler bilimi (astronomi). Daha sonraları "quadrivium" (dörtlü) denilen bu bilim dalları Avrupa uygarlığında eğitimin temelini teşkil etmiştir. Pisagor'a göre sayılar nesnelerin özüdür.
Bu düşünceden özel sayılara ve geometrik şekiliere özel nitelikler yükleme düşüncesine geçmiştir. Mesela aile 3, adalet 4, evlilik 5, canlılık 6, uygun durum ya da zaman 7 sayılarıyla gösterilmiştir. 1 O en mükemmel sayıdır; ayrıca çift sayılar dişi, tek sayılar erkektir. Geometrik şekillerden en mükemmel düzlem şekli daire, en mükemmel cisim küredir.
Pisagor teoremi
Pisagor'un matematiğe asıl katkıları geometri alanındadır. Günümüzde kendi adıyla tanınan , dik üçgenlerle ilgili ünlü teoremi o düşünmüş ve kanıtlamıştır. Ancak onun, bir dik üçgende hipotenüs üzerine çizilen karenin alanının iki dik kenar üzerine çizilen kareterin alanları toplamına eşit olduğunu ifade eden bu teoremi
(BC'=AB'+AC' )Mısırlılar'dan ve Mezopotamyalılar'dan öğrendikleriyle kurduğu ve
kanıtladığı sanılmaktadır.
Mezopotamya'da bulunan çivi yazılı iki tablet bu olgunun Pisagor'dan en az 1000 yıl önce bilindiğini göstermektedir (Sayılı, s. 195). Ayrıca bir üçgenin iç açıları toplamının 180° tuttuğunu kanıtlayan Pisagor astronomi alanına da büyük bir yenilik getirmiş, dünyanın ve gezegenleri e yıldızların küre şeklinde olduğuna ve dairesel yörüngeler üzerinde hareket ettiğine inandığını açıklamıştır. Onun öğrencisi Filolaos gibi bazıları da dünyayı evrenin merkezine yerleştirmekten vazgeçmiş ve onu gezegen gibi düşünerek hareketli saymışlardır ki bu görüş. XVI. yüzyılda Copernicus'in ortaya koyduğu güneş merkezli evren modelinin ilham kaynağı olmuştur. Pisagor'un görüşleri, tıp alanında evrendeki uyum düşüncesinin insan bedenine uygulanması şeklinde ortaya çıkmıştır. Buna göre bedende yaş ve kuru, sıcak ve soğuk, acı ve tatlı gibi zıt güçlerin dengede olması sağlık durumunu, bu zıtlardan birinin diğerlerinden fazla olması hastalık durumunu gösterir.
İslam dünyasındaki sayılar teorisi ve müzikle ilgili araştırmalar Pisagor'dan izler ta-
PiSAGOR
şımaktadır. Özellikle İhvan-ı Safa Pisagor'dan esinlenmiş, sayılara mistik anlamlar yüklemiş ve tam sayıtarla dost sayılara (birbirinin bölenlerinin toplam ı na eşit olan sayılar) ulaşmaya çalışmıştır. İbn Fellus elMardin!, elementer sayılara dair eserinde sayıları sınıflandırma ve özelliklerini açıklama konusunda Pisagor geleneğini izler. Eserinde Pisagorcu sayı kavramını esas alan bir diğer matematikçi de İbnü'l-Havvam'dır. Felsefe yanında tasawuf ve kelam alanında da Pisagor'un bazı etkilerini görmek mümkündür. Ondan etkilenenler ve görüşlerini nakledenler arasında Kindl. Ebu Bekir er-Razi, İbn Miskeveyh, Sühreverdi el-Maktı11 , Muhyiddin İbnü'I-Arabi, Fahreddin er-Razi ve Seyyid Şerif el-Cürcar\1 gibi şahsiyetler anılabilir. Basit ilaçlara dair Kitab ii ebdali'l-edviyeti'l-mütrede adlı eserine (Sezgin, lll , 22) başta Ebu Bekirer-Razi'nin el-l:favi ti'Hıbb'ı olmak üzere İbnü'l-Cezzar, İbn Semecun, İbnü'l-Baytar, İbn Vafid gibi tıp ve botanik bilginleri konuya dair çalışmalarında atıflarda bulunmuştur. Pisagor'a nisbet edilen ve Arapça'sı er-Risaletü'?;-?;ehebiyye (el-Veşaya'?·?ehebiyye) adıyla bilinen öğütler çeşitli Batı dilleri yanında Arapça ve Türkçe olarak yayımlanmıştır (bk. bi bl.; İbn Fatik ve İbn EbG Usaybia bu öğütleri eserlerinde nakletmiştir) .
BiBI..İYOGRAFYA :
Vaşıyyetü Fişagüres e?-:fehebiyye (nşr. L. Şeyho, Mak:alat Felse{iyye li-meşahTri'l-müsli·
min ve'n-naşara içinde). Kahire 1985, s. 59-63; Said el-Endelüsl. Tabak:atü'l-ümem, s. 24; İbn Fatik, Mul)tarü'l-f:ıikem ve mef:ı[ısinü'l-kelim (nşr.
Abdurrahman Bedevl). Beyrut 1980, s. 52-72; İbnü 'l-Kıfti, İl)barü'l-'ulema' (Lippert). s. 258; İbn Ebü Usaybia, 'Uyünü'l-enba', s . 61-70; W. W. R.
Bali, A Short Account of the History of Mathematics, London 1940, s. 19-27; B. L. van der Waerden, Science Awakening (tre. A. Dresden) . Groningen 1954, s. 92-101; Sezgin. GAS, lll, 20-22; IV, 45-46; V, 75-76; Sarton, lntroduction, I, 73; Aydın Sayılı, Mısırlılarda ve Mezopotamyalılarda Matematik, Astronomi ve Tıp, Ankara 1982, s. 195, 201; H. J. Störig, İlkçağ Felsefesi: Hind, Çin, Yunan (tre. Ömer Cemal Güngören), İstanbul 1994, s . 195-198; Ahmet Cevizci, Ilkçağ Felsefe· si Tarihi, Bursa 1998, s. 20-24; D. Laertios, Ünlü Filozofların Yaşamlan ve Öğretileri (tre. Candan Şentuna), İstanbul 2003, s. 382-383, 384; Bekir Karlığa, "Pythagorasçı Felsefenin Türk-islam Felsefesine Yansıması", Felsefe Arkivi, sy. 22-23, İstanbul 1981 , s. 245-261; a.mlf. , "Türkislam Kaynaklanna Göre Pythagoras'ın Altın Mısralan", a.e., s . 263-279 ; F. Rosenthal, "Fitnaghuras", EJ2 (ing.). n, 929-930; w. K. c. Guthrie, "Pyhtagoras and Pythagoreanism", The Encyclopedia of Philosophy (ed. P. Edwards). London 1972, VII, 37-39; B. Ramsey, "Pythagoras", ER, XII , 113-115.
Iii MELEK DOSAY GöKDOGAN
293