resm‹ gÖrÜfi sorumlu - ‹stanbullu karnaval ...9b.iksv.org/2yilda1_sayi_5.pdfheyecan›...

6
Sebepli Bir Slap-Stick Komedi Mika Hannula’dan Ahmet Ö¤üt’ün Baflkas›n›n Arabas› adl› yap›t› üzerine >>> 5. SAYFADA ‹ki Yaka ve Ötesi Aykut Barka Vapuru’nda 18 Ekim’de aç›lacak sergi nin haberi >>> 5. SAYFADA 2 YILDA 1 9. ULUSLARARASI ‹STANBUL B‹ENAL‹ GAZETES‹ 16 EYLÜL - 30 EK‹M 2005 TAR‹HLER‹ ARASINDA HER CUMA RAD‹KAL ‹LE ß‹RL‹KTE MAV‹ JEANS’‹N DESTE⁄‹ ‹LE 14 EK‹M 2005, CUMA SAYI: 05 EindhovenIstanbul: 2YILDA1’DE BU HAFTA 2YILDA1’DE BU HAFTA 2YILDA1’DE BU HAFTA 2YILDA1’DE BU HAFTA 2YILDA1’DE BU HAFTA 2YILDA1’DE BU HAFTA RESM‹ GÖRÜfi Vas›f Kortun Sanatç›lar›n S›rt›ndan >>> 6. SAYFADA SORUMLU - ‹STANBULLU Esra Sar›gedik Öktem ev sahibi: müze >>> 5. SAYFADA ‹NANÇ SIÇRAMALARI Katerina Attalides Nostalji ve ‹nkâr >>> 2. SAYFADA KARNAVAL GÜLÜfiÜ E. Osman Erden ‹srail-Filistin Çat›flmas› ve Bienal >>> 2. SAYFADA ‹NCELEME Derya Özkan Oda Projesi yeni mekânlar üretiyor >>> 4. SAYFADA SÖYLEfi‹ Alexandra MacGilp Nedko Solakov ile projeleri üzerine >>> 3. SAYFADA Pavel Büchler >>> 2. SAYFADA Otto Berchem >>> 5. SAYFADA Safiye Behar Hakk›nda Merak Edip de Torununa Soramad›¤›n›z... Hazel Tulgar’dan Michael Blum’un Safiye Behar’›n An›s›na’daki videosu üzerine >>> 6. SAYFADA Gerçek Kurmaca Erkek Kad›n Bizden Öteki Evren Bar›n Egrik’ten Safiye Behar’›n mektuplar› üzerine >>> 6. SAYFADA Hüseyin Alptekin, Turk Truck, Van Abbemuseum, Eindhoven (Foto¤raf: Peter Cox) EindhovenIstanbul sergisi Van Abbemuseum’da 7 Ekim akflam› aç›ld›. Türkiye’nin Avrupa Birli¤i maceras› yolunda promos- yonuna dayanmayan, Bat› Avrupa’n›n do¤uya do¤ru genifllemesinde uçbeyi vazifesi görmeyen, Türkiye’den ve baflka yerlerden sanatç›lar› eflitliksiz ve zoraki bir izdivaca sokmayan bu sergi ayn› zamanda Van Abbemuseum’un uzun merhalede alaca¤› yol ve özellikle koleksiyon vizyonuna dair ipuçlar› veriyor. Küçük çapl› bir sanat kurumu için risk almak o denli önemli olmayabilir. Riskin açt›¤› sorunlar oldukça ça- buk giderilebilir ve kurum yeniden s›radanlaflt›r›labilir. Bir müzenin hizay› bozmas› ise mütevelli heyetleri/koleksiyoncular, galericiler ve müze yönetimi ara- s›ndaki sessiz kontrat›n feshi anlam›na gelir. Ola¤anüstü bir yirminci yüzy›l koleksiyonuna sahip olan ancak bir o kadar da dar bir hikâye anlatan Van Abbe, ayr› bir çerçeve çizmek üzere EindhovenIstanbul Çetin Bir Maceran›n Bafl›nda sergisine giriflti. Bienalin geçicili¤i ile müzenin kal›c›l›¤›, bellek kurulmas› ile nesnelerin gelece¤e aktar›lmas›, müzesiz kentleri ateflleyen bienaller ile, heyecan› dinmifl kentlerin müzeleri aras›nda dolanan sergi, daha önceki Kentsel Gerçeklikler: Fokus ‹stanbul (Berlin 2005), Call me ISTANBUL ist mein Name (Karlsruhe, 2004) gibi sömürgen, flarkiyatç›, egzotiklefltirici, sansasyonel, tek at›ml›k ‹stanbul sergilerinin aksine, misyonuyla etkinliklerini birbirinden ay›rm›yor. ‹htiyaca göre, yar› bayg›n kurumlar taraf›ndan geçici olarak ifle al›narak kurumlara suni teneffüs yapt›ran ba¤›ms›z ve özerk küratörler, ne kurumlar›n yap›lar›na kal›c› etkide bulunabilecek otoriteye sahipler ne de vizyonlar›n› temellendirecek ekiplere. Van Abbemuseum ise Bat› Avrupa’da s›rad›fl› bir örnek oluflturma niyetinde. Müzeye 1964-1973 tarihleri aras›nda yönetmenlik yapm›fl olan ve müzenin toplumsal dönüflümdeki yerini kavrayan Jean Leering’i örnek alarak kal›c› olmay› hedefliyor. Cerith Wyn Evans >>> 2. SAYFADA tarihte bu hafta >>> 4. SAYFADA VASIF KORTUN

Upload: others

Post on 05-Sep-2020

6 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: RESM‹ GÖRÜfi SORUMLU - ‹STANBULLU KARNAVAL ...9b.iksv.org/2YILDA1_SAYI_5.pdfheyecan› dinmifl kentlerin müzeleri aras›nda dolanan sergi, daha önceki Kentsel Gerçeklikler:

Sebepli Bir Slap-Stick KomediMika Hannula’dan Ahmet Ö¤üt’ün Baflkas›n›n Arabas› adl› yap›t› üzerine >>> 5. SAYFADA

‹ki Yaka ve ÖtesiAykut Barka Vapuru’nda 18 Ekim’de aç›lacak sergi nin haberi >>> 5. SAYFADA

2 YILDA 19. ULUSLARARASI ‹STANBUL B‹ENAL‹ GAZETES‹16 EYLÜL - 30 EK‹M 2005TAR‹HLER‹ ARASINDA HER CUMARAD‹KAL ‹LE ß‹RL‹KTEMAV‹ JEANS’‹N DESTE⁄‹ ‹LE

14 EK‹M 2005, CUMA SAYI: 05

EindhovenIstanbul:

2Y

ILD

A1

’DE

BU

HA

FT

A

2Y

ILD

A1

’DE

BU

HA

FT

A

2Y

ILD

A1

’DE

BU

HA

FT

A

2Y

ILD

A1

’DE

BU

HA

FT

A

2Y

ILD

A1

’DE

BU

HA

FT

A

2Y

ILD

A1

’DE

BU

HA

FT

A

RESM‹ GÖRÜfiVas›f KortunSanatç›lar›n S›rt›ndan

>>> 6. SAYFADA

SORUMLU - ‹STANBULLUEsra Sar›gedik Öktemev sahibi: müze

>>> 5. SAYFADA

‹NANÇ SIÇRAMALARIKaterina AttalidesNostalji ve ‹nkâr

>>> 2. SAYFADA

KARNAVAL GÜLÜfiÜE. Osman Erden‹srail-Filistin Çat›flmas› ve Bienal

>>> 2. SAYFADA

‹NCELEMEDerya ÖzkanOda Projesi yeni mekânlar üretiyor

>>> 4. SAYFADA

SÖYLEfi‹Alexandra MacGilpNedko Solakov ile projeleri üzerine

>>> 3. SAYFADA

Pavel Büchler>>> 2. SAYFADA

Otto Berchem>>> 5. SAYFADA

Safiye Behar Hakk›nda Merak Edip de Torununa Soramad›¤›n›z...Hazel Tulgar’dan Michael Blum’un Safiye Behar’›n An›s›na’daki videosu üzerine >>> 6. SAYFADA

Gerçek Kurmaca Erkek Kad›n Bizden ÖtekiEvren Bar›n Egrik’ten Safiye Behar’›n mektuplar› üzerine >>> 6. SAYFADA

Hüseyin Alptekin, Turk Truck, Van Abbemuseum, Eindhoven (Foto¤raf: Peter Cox)

EindhovenIstanbul sergisi Van Abbemuseum’da 7 Ekim akflam› aç›ld›. Türkiye’nin Avrupa Birli¤i maceras› yolunda promos-yonuna dayanmayan, Bat› Avrupa’n›n do¤uya do¤ru genifllemesinde uçbeyi vazifesi görmeyen, Türkiye’den ve baflka yerlerdensanatç›lar› eflitliksiz ve zoraki bir izdivaca sokmayan bu sergi ayn› zamanda Van Abbemuseum’un uzun merhalede alaca¤› yol ve

özellikle koleksiyon vizyonuna dair ipuçlar› veriyor. Küçük çapl› bir sanat kurumu için risk almak o denli önemli olmayabilir. Riskin açt›¤› sorunlar oldukça ça-buk giderilebilir ve kurum yeniden s›radanlaflt›r›labilir. Bir müzenin hizay› bozmas› ise mütevelli heyetleri/koleksiyoncular, galericiler ve müze yönetimi ara-s›ndaki sessiz kontrat›n feshi anlam›na gelir. Ola¤anüstü bir yirminci yüzy›l koleksiyonuna sahip olan ancak bir o kadar da dar bir hikâye anlatan Van Abbe, ayr› bir çerçeve çizmek üzere EindhovenIstanbul

Çetin Bir Maceran›n Bafl›ndasergisine giriflti. Bienalin geçicili¤i ile müzenin kal›c›l›¤›, bellek kurulmas› ile nesnelerin gelece¤e aktar›lmas›, müzesiz kentleri ateflleyen bienaller ile, heyecan› dinmifl kentlerin müzeleri aras›nda dolanan sergi, daha önceki Kentsel Gerçeklikler: Fokus ‹stanbul (Berlin 2005), Call me ISTANBUL ist mein Name(Karlsruhe, 2004) gibi sömürgen, flarkiyatç›, egzotiklefltirici, sansasyonel, tek at›ml›k ‹stanbul sergilerinin aksine, misyonuyla etkinliklerini birbirinden ay›rm›yor. ‹htiyaca göre, yar› bayg›n kurumlar taraf›ndan geçici olarak ifle al›narak kurumlara suni teneffüs yapt›ran ba¤›ms›z ve özerk küratörler, ne kurumlar›n yap›lar›na kal›c› etkide bulunabilecek otoriteye sahipler ne de vizyonlar›n› temellendirecek ekiplere. Van Abbemuseum ise Bat› Avrupa’da s›rad›fl› bir örnek oluflturma niyetinde. Müzeye 1964-1973 tarihleri aras›nda yönetmenlik yapm›fl olan ve müzenin toplumsal dönüflümdeki yerini kavrayan Jean Leering’i örnek alarak kal›c› olmay› hedefliyor.

Cerith Wyn Evans>>> 2. SAYFADA

tarihte bu hafta>>> 4. SAYFADA

V A S I F K O R T U N

Page 2: RESM‹ GÖRÜfi SORUMLU - ‹STANBULLU KARNAVAL ...9b.iksv.org/2YILDA1_SAYI_5.pdfheyecan› dinmifl kentlerin müzeleri aras›nda dolanan sergi, daha önceki Kentsel Gerçeklikler:

2 YILDA 1 14 EK‹M 2005, CUMASAYFA 2 www.iksv.org/bienal

K A T E R I N A A T T A L I D E S

Lefkofla kentinin tamam›n› yürüye-rek gerçeklefltirdi¤im ikinci görseldiziydi bu. ‹lk yürüyüflü barikatlar›nkald›r›lmas›ndan hemen sonra ger-çeklefltirmifltim. Toplad›¤›m ve atöl-yeme getirdi¤im fotografik imgeleris›n›r›n yak›n›ndaki bir evde buldu-¤um eski çerçevelere yerlefltirmifl,kolaj ve fotomontajlardan kurulu birduvar mozai¤ine dönüfltürmüfltüm.Par›lt›s› ve güzelli¤i geçmiflte kal-m›fl, sakinlerini kaybetmifl bir haya-let kent portresi ç›km›flt› ortaya.

“‹nanç S›çramalar›” sergisi içinhaz›rlad›¤›m Yasallaflt›r›lm›fl Nostal-ji, fiimdi ‹nkâr adl› proje öncesindekiyürüyüfllerim farkl› bir amac›n pe-flinden gitmekteydi. Sadece kentigözlemlemek yerine, ikiye bölün-müfl ve Venedik döneminden kalansurlarla çevrilmifl eski kent merkezi-nin sakinleri ile karfl›laflacakt›m. ‹l-kin kentin hikâyesi üzerine yo¤un-laflmak, barikatlar›n aç›lmas›n›n in-sanlar›n yaflamlar›n› nas›l etkiledi¤i-ni ö¤renmek istemifltim. Bu yüzdendaha çok kentin yerlisi say›lan Rum-larla, Türklerle, Marunîler ya da Er-menilerle konuflmaya giriflmifltim.An›lar, ac›lar, öfke, heyecan, ilgisiz-lik, karamsarl›k, iyimserlik, propa-gandalar sonucunda üretilmifl fikir-ler, sevinç, korku. Bu insanlarla olankarfl›laflmalar›m farkl› türden duygu-larla yüklüydü... Kimlik ve ona ba¤l›olarak toprak, mülk, kazanç ve ka-y›plar, demokrasi ve eksiklikleri,propaganda ve siyasal manipülasyo-nun etkileri konular›nda pek çok soruiflareti uyand›ran oldukça hassas birmalzeme vard› önümde.

Bunca sene sonra do¤du¤u ve bü-yüdü¤ü mahalleye yürüyebilmifl ol-man›n mutlulu¤una varan yafll›ca birhan›mla karfl›laflt›m. Kimlik denenfleyin asl›nda bir parça toprak, bir

ulus üzerine oldu¤unu, pek çok kifli-nin kaybedilmifl bir eve ya da yaflambiçimine yas tuttu¤unu düflünen birgenç k›za rastlad›m. Neden sorusunusoran, adan›n oldu¤u yere çak›l›pkalmas›na yol açan güçlerin ne oldu-¤unu anlamaya çal›flan pek çok gençinsan ç›kt› karfl›ma. Herkesin anlata-ca¤› baflka bir hikâye vard› mutlakave herkesin bir fleyler anlatmaya ih-tiyac› vard›. Söyleflti¤im insanlar›çevreleyen kent manzaralar›n› dagörüntülüyordum ve atölyeme geridöndü¤ümde bu fotografik imgelerüzerinde oynuyor, o gün boyuncakula¤›ma çal›nanlar›n özünü yans›-tacak imgeye ulaflana kadar fleffaf-laflt›r›lm›fl katmanlar› üst üste yer-lefltiriyordum. Nihayetinde ortayaç›kan imgeleri tar›yor ve büyük öl-çekte ç›kt›lar›n› al›yordum. ‹nsanlar-dan ziyade kente hâkim olan ruhsaldurumlar› yans›tan bu çal›flmalar,projemin Yasallaflt›r›lm›fl Nostaljik›sm›n› oluflturuyordu.

Araflt›rma sürecinin devam›ndakente sonradan gelmifl insanlarakent hakk›ndaki düflüncelerini sor-maya bafllad›m. Bölünmüfllü¤ün ne-denini anlayabilmifl de¤illerdi. Ne-den biz K›br›sl›lar bölünmüfl bir fle-kilde yafl›yorduk? Sonuçta hepimizbirbirimize benziyorduk. Farkl› din-lere sahip olunmas› m›yd› bunun ne-deni? Konufltu¤um yabanc›lardanbaz›lar› gümrük s›n›rlamalar› yüzün-den “iflgal alt›ndaki bölge” olarakadland›r›lan taraftan ucuz ürünleralamaman›n s›k›nt›s›n› yafl›yorlard›.Baz›lar› da “iflgal alt›nda” oldu¤usöylenen bölümün asl›nda kendimemleketlerine benzedi¤inden,oradaki hayat›n ritminin daha yavaflve insani oldu¤undan bahsetmek-teydiler.

Lefkofla’n›n “özgür taraf” olaraktan›mlanan yan›nda Afganistan, Pa-kistan, Bangladefl, Hindistan, SriLanka, Filipinler, Tibet, Çin, Fildifli

Sahili, Senegal, ‹ran, Lübnan ve Fi-listin’den gelen göçmenlerle tan›fl-t›m. Kent içindeki bu yabanc› nüfu-suyla ilgilendikçe sur içinde kalankentin as›l sakinlerinin onlar oldu-¤unu fark etmeye bafllad›m. Yerelnüfus gece e¤lenmek ya da çal›flmakiçin geliyordu suriçine. Di¤er za-manlarda duvarlar›n d›fl›na do¤ruuzanan yeni mahallelerde ikamet et-meyi tercih ediyorlard›. Her iki yaka-da da ayn› fley geçerliydi.

Araflt›rmama “özgür taraf”ta bafl-lam›flt›m. Çekti¤im her portrede, si-yasal ya da ekonomik sorunlar nede-niyle memleketini terk etmifl birininhikâyesi karfl›ma ç›k›yordu. Karfl›lafl-t›¤›m her yüzde kentin yerel insan-lar›yla iletiflime geçme ve onlar tara-f›ndan benimsenme ihtiyac› gözeçarp›yordu. Farkl› cemaatten insan-larla zaman geçirdim. Beni büyük birmisafirperverlikle karfl›lad›lar vedinsel törenlerine davet ettiler. Ka-tolik kiliselerinde ilahi söyleyen Fili-pinli k›zlar, parkta gerçeklefltirilenBudist ayinler, camide k›l›nan na-mazlar, güneflin do¤mas›yla birlikteatefller yakan Zerdüfltler, ölülerinea¤›t yakan Sri Lankal›lar; her co¤raf-yadan göçmen, yiyecek ve âdetlerinioldu¤u kadar düflüncelerini ve endi-flelerini de benimle paylafl›yordu.Böylesi bir çeflitlili¤in, kültürel zen-ginli¤in bu duvarlar içinde yaflad›¤›-n›n daha önce fark›na varamam›flt›m.fiimdi odaklanm›fl ve temiz bir imgevard› karfl›mda. ‹nsanlar› ve hikâye-lerini görebiliyordum... Yaflamlar›n›sürdürmelerine izin verilmemiflmemleketlerden kopup dünyan›n di-¤er taraflar›nda bar›nak arayan gö-çebeleflmifl insanlar›n hayatlar›...

Lefkofla’n›n “iflgal alt›nda” oldu¤usöylenen taraf›na geçti¤imde farkl›insan manzaralar›yla karfl›laflt›m: ka-p› önünde annelerinin hal›lar› y›ka-mas›n› seyreden güzel yeflil gözlük›zlar, sokaklarda ç›plak ayakla ge-

E . O S M A N E R D E N

9. ‹stanbul Bienali’nin en yo¤un iflle-di¤i politik konunun Filistin-‹srailmeselesi oldu¤u söylenebilir. KhalilRabah’›n Deniz Palas’taki “FilistinDo¤a Tarihi ve ‹nsanl›k Müzesi” veYael Bartana’n›n Platform GarantiGüncel Sanat Merkezi’ndeki “YabaniTohumlar” adl› videosu d›fl›nda Ga-ranti Binas› ve Antrepo’da da söz ko-nusu çat›flma halinin sanat alan›nda-ki yans›malar›na rastlan›yor.

Garanti Binas›’nda sergilenen Ku-düslü sanatç› Yaron Leshem’in kolajtekni¤i ile oluflturdu¤u “Köy” adl›foto¤raf çal›flmas›na ilk bak›ld›¤›n-da, terk edilmifl s›radan bir köy izle-nimi veren kompozisyon göze çarp›-yor. Foto¤raf incelendi¤inde iseköydeki binalar›n sadece birer maketoldu¤u dikkati çekiyor. Zira çal›flma-n›n konusu terk edilmifl bir Filistinköyü de¤il, ‹srail Savunma Kuvvetle-

ri’nin Filistin köylerindeki operas-yonlarda kulland›¤› askerleri e¤it-mek için kurdu¤u birebir ölçekli e¤i-tim köyü. Binalar›n sahte oldu¤ununanlafl›lmas› ile görüntü anlam kaza-n›yor ve izleyicinin zihni ‹srail Dev-leti’nin politikalar›na yöneliyor.

Tel Avivli sanatç› Yochai Avraha-mi’nin ayn› binadaki “GörüflmelerDevam Ediyor” adl› enstalasyonundaise ‹srail ve Filistin bölgelerinin enönemli toplu ulafl›m arac› olan mini-büsler konu edilmifl. Foto¤raf, maketve yaz›l› belgeleriyle en ince ayr›nt›-s›na kadar ifllenen söz konusu ulafl›msistemi incelendi¤inde, bölgedekiçat›flma halinin ve ‹srail Devleti’ninhiç aç›k vermeden insanlar› kontrolalt›nda tutma iste¤inin ipuçlar›narastlamak mümkün.

Tel Aviv do¤umlu Londral› sanatç›Smadar Dreyfus’un Antrepo’daki“Cankurtaranlar” isimli video yerlefl-tirmesi ise bu mekân›n en çarp›c› ifli.‹zleyeni huzur ve endifle aras›nda

Kimlik denen fleyin asl›nda bir parça toprak, bir ulus üzerine oldu¤unu, pek çok kiflinin kaybedilmifl bir eve ya da yaflam biçimine yas tuttu¤unu düflünen insanlarla karfl›laflt›m.

Nostalji ve ‹nkâr ‹srail-Filistin Çat›flmas› ve Bienal

‹NAN

ÇSI

ÇRAM

ALAR

I

KAR

NAV

AL G

ÜLÜ

fiÜ

Gazel, “Uykudan açt›m gözümü...”

Hâbdan açt›m gözüm nâgâh kald›rd›m seri Karfl›ma gördüm durur bir mah-cehre dilberi Taliim sa’d oldu yahut kadre erdim galiba Kim mahallem içre gördüm gice do¤mufl Müflteri Nur akar gördüm cemâlinden egerçi zâhirâ Kendisi benzer Müselmana libas› kâfiriGözümü aç›p yumunca oldu çeflmimden nihân Söyle teflhis eyledim kim ya melektir ya peri ‹rdi çün âb-hayata Mihrî ölmez haflredek Gördu çün fleb-i zulmetinde ol ayan ‹skenderi

Mihrî Hâtun

Çevriyaz›Uykudan açt›m gözümü ans›z›n kald›rd›m bafl›m› Karfl›mda durur gördüm bir ay yüzlü güzeli K›smetim kutlu oldu ya da itibarland›m galiba Ki mahallemde geceleyin Müflteri y›ld›z›n›n do¤du¤unu gördüm Yüzünden nur akan gördüm ise de Kendisi Müslümana benziyor, giysisi ise kâfir giysisi Gözümü aç›p yumunca gözümün önünden kayboldu fiöyle belirledim ki, sevgili ya melektir ya da peri Mihri k›yamete dek ölmez, çünkü o ölümsüzlük suyuna erdi Gördü, çünkü o gece karanl›¤›nda apaç›k ‹skender’i

Cerith Wyn Evans

Ayr›lma ve Birleflme 05,

(gazel, “Uykudan açt›m gözümü...” Mihrî Hâtun), 2005.

Cerith Wyn Evans Antrepo No: 5’teki çal›flmas›nda ‹kinci Dünya Savafl›boyunca düflman uçaklar›na karfl› Avrupa göklerini taramak içinkullan›lm›fl Amerikan Ordusu’na ait bir uçaksavar projektöründen yararlan›yor. Wyn Evans, söz konusu makineyi daha önce iki kerekullanm›fl, her defas›nda özel olarak seçilmifl bir fliiri Mors flifresi ileyay›nlam›fl. Ayr›lma ve Birleflme 05’te Mihrî Hâtun’un gazeli, bir flifreye ve sonras›nda ›fl›¤a dönüflüyor.

E¤er güncel sanat alan›nda Filistin taraf›na

elefltirel yaklaflanFilistinli bir sanatç›varsa, bu sanatç›y›

bienalde görmemek bu etkinli¤ineksikli¤idir.

zen çocuklar, mahalle pazar›ndandönen baflörtülü kad›nlar, çarfl› izni-ne ç›km›fl inan›lmaz say›da genç as-ker... Bir ara peflime Arapça bir flark›m›r›ldanan bir o¤lan tak›ld›. Ancak“me Arab, you European” diyebili-yordu ‹ngilizce ve bildi¤im Türkçekelimeler de bir sohbet gelifltirme-mize izin verecek say›da de¤ildi.

Oldukça güzel ama ayn› zamandaharap haldeki kireçtafl›ndan binalar-da yaflanan bambaflka hayatlar ç›k-m›flt› karfl›ma. Di¤er taraf›n göç-menleriydi burada yaflayanlar. Ço¤uArap ve Kürt kökenli Türkiyeli az›n-l›ktand›lar. Kap›lar›n aç›lmas›n›n ar-d›ndan bafllayan ç›lg›n inflaat faali-yetlerinin gereksindi¤i ucuz emekgücünü karfl›lamak için yasal olma-yan yollarla K›br›s’a gelmifl ailelerdi.

Daha sonra bana tercümanl›k verehberlik yapacak bir arkadaflla ta-n›flt›m ve böylelikle bu insanlar›n dahikâyelerini dinleme f›rsat›m oldu.K›br›s’a gelmeden önce birço¤u Al-manya’da aram›flt› daha iyi koflullar-da yaflama olas›l›¤›n›. Portreleriniçektim. Türk kökenli bir kad›n flöylededi: “Türkiye’ye gitti¤imde banayabac› gözüyle bak›yorlar. K›br›s’tangeldi¤imi söylüyorlar. K›br›s’taykende bana yabanc› gözüyle bak›yorlar.Türkiye’den geldi¤imi söylüyorlar.Nereye ait oldu¤umu bilmiyorum.”

Yürüyüfllerim sonunca elde etti-¤im göçmen portrelerini suriçindekalan ve sergi dolay›s›yla bak›m gö-ren terkedilmifl bir dükkâna yerlefl-tirdim. Bölünmüfl kentteki göçmen-lere dair “birlefltirilmifl bir harita”kurmak üzere resimleri da¤›n›k birdüzene dizdim. Bunlardan birindenöbet bekleyen genç bir askerinportresi flunu f›s›ldamaktayd›: “Ezi-yet verici bir fley bu. Say›yorum sa-niyeleri, dakikalar›, saatleri, günleri,aylar›, y›llar›...”•www.leaps-of-faith.com

Katerina Attalides, “‹nanç S›çramalar›” sergisi için haz›rlam›fl oldu¤u Yasallaflt›r›lm›fl Nostalji, fiimdi ‹nkâr (Legislated Nostalgia-Now Denial) adl› projeden.

olabildi¤ince genifl bir savrulmayasevk eden yerlefltirme Tel Aviv sahil-lerinde yüzmekte olan insanlar› konuediniyor. Sessiz videoda belli bir dü-zen içinde yüzmekte olan insanlar›ndinginli¤i görülürken, video kesilipde karanl›¤›n içinde ses yükselmeyebafllad›¤›nda asla dinginli¤in söz ko-nusu olmad›¤› ve bu nedenle insan-lar›n cankurtaranlar taraf›ndan nas›ls›k› bir kontrol alt›nda tutuldu¤u an-lafl›l›yor. ‹nsanlar s›n›rlar› net olarakçizilmifl mekânda hapsedilmifl birflekilde dalgalar taraf›ndan savrulu-yor. Güvenli¤i sa¤lama ad›na insan-lar› bir düzen içine hapseden can-kurtaranlar› yaln›zca ‹srail Devleti’nede¤il, genel olarak devlet ayg›t›nagönderme yapan bir metafor olarakde¤erlendirmek de mümkün.

Hayfa’da yaflayan Filistinli sanatç›Ahlam Shibli’nin, Arab el-Naim kö-yünde çekti¤i foto¤raflar ise ‹srailDevleti’ne vergi ödeyen vatandafl ol-malar›na karfl›n Arap olmalar› nede-niyle devlet taraf›ndan tahakküm al-t›na sokulan köylüleri konu ediniyor.Yak›ndaki Yahudi kasabas›n›n genifl-letilmesi için göçe zorlanan ve bunureddettikleri için yasad›fl› ilan edilipvatandafll›k haklar› ellerinden al›nanköylülerin sefalet içindeki dramatikgündelik yaflam› tüm gerçekli¤i ilefoto¤raflanm›fl.

Bienaldeki Filistinli sanatç›larKhalil Rabah ve Ahlam Shibli’nin ifl-leri d›fl›nda ‹srail-Filistin meselesiüzerine çal›flmalar sergileyen YaelBartana, Yaron Leshem, Yochai Avra-hami ve Smadar Dreyfus gibi ‹sraillisanatç›lar güncel sanat aç›s›ndanayr›ca önem tafl›yor. Zira son on se-neye bak›ld›¤›nda politikan›n bu so-runu çözmede ne denli yetersiz kal-d›¤›, üstelik gidiflat›n daha da kötüyedo¤ru oldu¤u anlafl›l›yor. Oslo Bar›flAnlaflmalar›’n› imzalayarak bar›flümidini perçinleyen Izak Rabin’in 4Kas›m 1995’te fanatik dinci bir Yahu-di taraf›ndan öldürülmesi ile baflla-yan süreç, bugün bir okulun bahçe-sinden geçirilmekte bir sak›nca gö-rülmeyen o duvar›n inflas›yla devamediyor. Nobel Bar›fl Ödüllü bir lider-den Sabra ve fiatilla Katliamlar›’n›nsorumlusu bir lidere do¤ru uzananbir süreç... Bölgede uzun süre gaze-tecilik yapan Selin Ça¤layan’›n be-lirtti¤i üzere (‹srail Sözlü¤ü, ‹letiflimYay›nlar›); her y›l Rabin’in ölüm y›l-dönümünde yap›lan bar›fl mitinginekat›l›m›n gittikçe azald›¤›, Rabin sui-kast›ndan söz etmenin toplumu böl-me giriflimi olarak alg›land›¤› birtoplum içinde söz konusu sanatç›largidiflata karfl› direnç gösteriyorlar.Her ne kadar çat›flman›n iki taraf›aras›nda olabildi¤ince eflitsiz bir du-rum var olsa da, Filistin taraf›n›n dabu fliddet döngüsündeki sorumlulu-¤u göz ard› edilmemeli. E¤er güncelsanat alan›nda Filistin taraf›na elefl-tirel yaklaflan Filistinli bir sanatç›varsa, bu sanatç›y› bienalde görme-mek bu etkinli¤in eksikli¤idir.•

The CastleListen. Mr Klamm is a gentleman. What are you? You are not from the castle/the village. You are a stranger.

fiato fiatoDinleyin.Bay Klamm flatodan bir bey.Siz nesiniz?fiatodan/köyden de¤ilsiniz.Bir yabanc›s›n›z.

Pavel Büchler,

fiato (Sade ‹ngilizce)

2005

Ses Enstalasyonu

Tütün Deposu’ndaki

yap›t›ndan

Yaron Leshem, Köy

Smadar Dreyfus, Cankurtaranlar adl› video estalasyondan

Yochai Avrahami, Görüflmeler Devam Ediyor adl› estalasyondan (Foto¤raf: Muammer Yanmaz)

Page 3: RESM‹ GÖRÜfi SORUMLU - ‹STANBULLU KARNAVAL ...9b.iksv.org/2YILDA1_SAYI_5.pdfheyecan› dinmifl kentlerin müzeleri aras›nda dolanan sergi, daha önceki Kentsel Gerçeklikler:

2 YILDA 1 14 EK‹M 2005, CUMASAYFA 3 www.iksv.org/bienal

A L E X A N D R A M A C G I L P

Bienal projeniz nas›l olufltu? Bulundu¤um noktaya varmak as-

l›nda bir hayli uzun zaman ald›. Ç›k›flnoktam, tam da Charles ve Vas›f’›n“Eindhoven’›n projeyle nas›l iliflki-lendirilebilece¤i” fleklindeki ilk dü-flünceleriyle örtüflebilecek minval-deydi. Yani bafllang›çta yapmay› is-tedi¤im fley, Eindhoven ve Van Ab-bemuseum’u, ‹stanbul’un bienal içinsahip oldu¤u konuma benzer bir fle-kilde projeye dâhil etmekti; bununilginç olaca¤›n› düflünmüfltüm. Son-ra, en kalabal›k Türk göçmen iflçisi(Gastarbeiter) toplulu¤unun Eind-hoven’da bulunuyor oldu¤u gerçe-¤inden hareketle fikrim oluflmayabafllad›. Bu iflçiler, para kazanabilmeihtimalinin daha fazla oldu¤u bir ye-re gitmek üzere ülkelerini terk et-miflti. Burada kazand›klar› paran›nbüyük bir k›sm›n› çeflitli yollarla Tür-kiye’deki yak›nlar›na gönderiyorlar-d›; paray› ya götürmesi için bir arka-dafllar›na veriyorlar; o zaman bu kifliBulgaristan gibi Türkiye yolu üzerin-deki yerleri kat etmek zorunda kal›-yordu ki bu biraz riskli bir yoldu ya daparay› kendileri götürüyordu; bu dayine oldukça riskliydi. Veyahut ban-ka havalesiyle ya da moneygram sis-temiyle veya benzer bir sistemle pa-ray› banka hesaplar›ndan gönderi-yorlard›. Fakat bu durumda elbettebankan›n ald›¤› bir komisyon söz ko-nusu oluyordu. Asl›nda akl›mdaki ilkdüflünce, biri Eindhoven’daki VanAbbemuseum’da, di¤eri de buradakiBienal ofisinde olmak üzere iki geçi-ci flube yaratmakt›. Ne var ki karfl›-m›za lojistik ve söz konusu para mik-tar›n›n fazla olmas› gibi sorunlar ç›k-m›flt›. Akl›mda flöyle bir fley vard›:Eindhoven’da Türklerin düzenli ola-rak gitti¤i belli baz› yerler vard›r. Bu-ralarda Türkler aras›nda bir söylentibafllatacakt›m. Onlara flöyle bir hiz-met sunacakt›m, Eindhoven’dan500, hatta 1000 Avro’ya kadar Türki-ye’ye para gönderebilecek, Türki-ye’deki yak›nlar› da hemen hemenayn› anda ‹stanbul’daki Bienal ofi-sinden kendilerine gönderilen para-y› alabileceklerdi, hem de herhangibir komisyon ücreti ödemeden. Pro-jenin ad› da “Komisyonsuz” olacakt›.Ne yaz›k ki, Eindhoven’da durumlarde¤iflince söz konusu projeyi rafakald›rmak zorunda kald›k. Nas›l bir de¤iflimdi bu?

fiöyle ki, Eindhoven hâlâ iflin için-de olmakla birlikte önceki tasar›dasahip oldu¤u konumda de¤ildi. VanAbbemuseum’da belli sanatç›lar›neserlerinin, önceki ‹stanbul Bienal-lerinden ilginç ifllerin, müzenin ken-di koleksiyonu ile birlikte sunuldu¤uEindhovenIstanbul adl› bir sergi ger-çekleflecek. Bu da, onlar›n ‹stanbulBienali ile ilgili kendi sergileri ola-cak.Bundan dolay› hayal k›r›kl›¤› yaflad›-n›z m›?

Asl›nda pek yaflamad›m, çünkü fi-kir bana ait bir fikirdi ve flimdi bir an-lamda topluma mal oluyor çünkü tamda flu anda sizinle bu konu hakk›ndakonufluyorum. Sonra burada, içindebir fleyler yapabilece¤im mekân›nneresi olabilece¤ini konufltuk. DenizPalas bir flekilde beni büyülemiflti.Küratörlere birkaç seçenek sundum,bir ya da iki eser. Pek de hofllanm›flgörünmemifllerdi. ‹flin do¤rusu bende art›k o iflleri pek sevmiyorum. Birtanesi idare ederdi asl›nda. fiu terkedilmifl dairelerden birinin bir duva-r›n›n içine, ça¤dafl Türk yazarlar›n-dan Orhan Pamuk’un kitaplar›ndanbirini yerlefltirmek istedim. Bildi¤imkadar›yla Türkiye d›fl›nda yafl›yorduve Bulgaristan’da yay›nlanan gaze-telerden edindi¤im bilgilere göre deTürkiye’de tart›flmalara neden olanbir yazard›. Akl›mda, Bienal içinonun kitaplar›ndan birini, duvar›niçine yerlefltirmek gibi bir fikir vard›.Ne bileyim, belki baz›lar› kitab› d›fla-r›ya ç›karmaya ya da duvar› y›kmayau¤raflacakt›. Fakat sonra küratörler,özellikle de Vas›f bana Pamuk hak-k›nda okumufl olduklar›m›n asl›ndado¤ru olmad›¤›n› söyledi. Her ne ka-dar Türkiye’deki baz› insanlar kitap-

lar›n› yok etmeye kalk›flm›fl olsa da,düflüncelerini benimseyen birçokkimse vard›. Böylece bu fikrimdenvazgeçmek zorunda kalm›flt›m. Yinebu tarz bir mekân üzerine olan baflkabir fikrim daha vard›. Yapmay› iste-di¤im fley, bu y›k›nt› dairenin sadecetek bir odas›n› yenilemekti. Öncelik-le bir veya iki duvarda, duvar›n ikitastamam karesini al›p, sonra dagerçek boyutlarda bas›l› ç›kt›s›n›alacakt›m. Büyük, 120 x 150 cm. yada 150 x 200 cm.lik bask›lar. Dahasonra duvar tamamen yenilenecekve bask›lar tam olarak çekildikleriyerin üstüne konacakt›. Bu gerçekboyutlardaki bask›lar›n üzerine, za-man zaman kulland›¤›m flu minik,küçük adamlar› yapacakt›m. Bu zatenharabeye dönmüfl odada hâlihaz›rdayaflayan adamlar›. Bu da bir flekildetart›flmaya aç›kt›, benim de çok ho-fluma gitmemiflti.

Her neyse, sonuçta projem flöylebir fley olacak; dairenin bir odas›bafltan afla¤› restore edilecek. Oda-daki her fley boyanacak; pencereler,tavan, yer. Böylece içerideki ve d›-flar›daki aras›nda çok kesin bir s›n›rbelirecek. D›flar›da kalan her fley,buna pencerelerin d›fl taraflar› vebalkon da dâhil, aynen eskisi gibikalacak, de¤ifltirilmeyecek. Bunakarfl›n içeride olanlar bafltan afla¤›yenilecek. Yaln›z restorasyon firma-s›ndan, duvar k⤛d›n›n sökülmesiya da yer döflemelerinin tamir edil-mesi gibi yenileme çal›flmalar› esna-s›nda ç›kacak bütün o döküntüyü iti-nayla saklamas› istenecek. Benim birpiramide benzeyecek olan eserimdairenin tam ortas›nda duracak. Ye-nileme s›ras›nda ç›kan bütün dökün-tüyü uygun bir flekilde piramidinüzerine yerlefltirmeyi düflünüyorum.(benim dünyamdaki) Sanat & Yaflamadl› as›l hikâye de duvarda yaz›l› ola-cak;

(benim dünyamdaki) Sanat & Yaflam

Bir zamanlar bir sanat eseri, duru-munu daha uygun ve ona yarafl›r birflekilde yans›tabilmek için bu daire-nin pitoresk y›k›nt›s›ndan d›flar› ç›k-maya karar vermiflti.

Sanat eseri önce (bu arada ken-disi difliydi), önceleri mutfak olanyerden tafl›nm›fl oldu¤u en güneflliodan›n yenilenmesini ayarlad›.Restorasyon iflini denetlerken biryandan da kendi kendine konuflu-yordu: “Çevremdeki her fley temiz veyeni boyanm›fl oldu¤u zaman art›kherkes beni tan›yacakt›r!” Bir süresonra bunun onu tatmin etmedi¤inekarar verdi. Restorasyondan ç›kançer çöp ne varsa, ne varsa hepsiniaç›k bir flekilde göstermek istiyordu.Sanat eseri, sergi küratörlerinden,s›rf onun muzaffer konumunu orta-ya koymak üzere bir heykel yapma-lar›n› istedi. Y›¤›n›n tepesinde her-kesi kendine hayran b›rakmaya ha-z›r, par›l par›l parlayacakt›.

Yaflamda birçok fleyde oldu¤u gi-bi, sonuç istedi¤i gibi olmam›flt›;odaya giren her yedi insandan orta-lama alt›s›n›n yapt›¤› ilk ifl Haliç’ebakan pencereye yönelmek, sonrada odaya flöyle bir bak›p odadanç›kmak olmufltu.

Bu ana hikâyenin yan›nda, bu kü-çük sanat eserinin izledi¤i yolu izle-yen, eski mutfakta bafllay›p o en›fl›kl› odada biten, baflka birçok yanhikâye de olacak. Bir de, döküntüde-ki parçalar›n tutumlar›ndan dem vu-ran, raflarda geçen yan hikâyeler sözkonusu.Peki, neden özellikle bu oday› seç-tiniz?

Bu oda oldu¤unu hissettim sade-ce. Çünkü en ola¤and›fl› odayd›, Ha-liç’e bakan pencereleri vard›. Ayr›cainsanlar›n daireye girdikleri ilk andao oday› ve konstrüksiyonu görmele-rini istemiyordum. Bu oda için birazhaz›rlanmalar›n› istiyordum, mü-kemmel olacakt›. Ancak ve ancak on-dan önceki odaya girdiklerinde, buoday› görebileceklerdi.

Bundan baflka bir çal›flmam dahavar. Bu eserin küçük bir öyküsü var.Bu sene nisan ay›nda Birleflik ArapEmirlikleri’ndeki Sharjah Bienali’nekat›ld›m. Orada, sergilenen esaseserim haricinde F›rsat ad›n› verdi-

¤im bir ifl ç›karm›flt›m. Bu eseri,Sharjah Güzel Sanatlar Akademi-si’nde ö¤renim gören bir ö¤renciylegerçeklefltirdi¤im görüflmeye borç-luyum. Dekan bana, fakülte ö¤ren-cilerinden birinin bir ifline sergideyer vermesinin, sergi aç›l›fl›na baz›kimseleri davet edemeyece¤i anla-m›na gelece¤ini söyledi¤inde çokflafl›rm›flt›m. “fieyhi davet edecek-sem o eseri sergileyemem” demiflti.Bunun nedeni ö¤rencinin nü çiziyorolmas›yd›. Çizdi¤i nülerden baz›lar›Jenny Seville’e benziyordu, baz›lar›-n› internetten elde etmiflti, baz›la-r›ysa okulda yapt›¤› çal›flmalard›,bunlar› hep bir parça k⤛t üzerineyapm›flt›. K›zla görüfltüm, fikrimi oda paylaflt›. Böylece Sharjah’da orta-ya flöyle bir fley ç›karm›flt›k; varakçerçeveli bir parça k⤛t iki sanatç›-n›n eserinin ortas›na öylesine konul-mufl bir havayla yerlefltirildi. K⤛ttaflunlar yaz›l›yd›: Öyle görünüyor ki, önümüzdeki alt›ay içerisinde Sharjah Güzel SanatlarAkademisi’nin bir ö¤rencisine ait,burada sergilenmesinin uygun düfl-medi¤i düflünülen bir eseri (baflkabir yerde) rahatl›kla sergileyebile-ce¤im. Nedko SoalkovSharjahNisan, 2005

Sonuç olarak burada sergiledi¤imçal›flma, alt› ay önce oluflturulmufl bumetinle birlikte güzel sanatlar ö¤-rencisinden sat›n alm›fl oldu¤um bir-kaç nü’nün sergilenmesinden olufltuve çal›flma bundan böyle Gerçek-leflen F›rsat (Realised Opportunity)olarak an›lacak.

Komisyonsuz (No Commission)projesi ile dairede sergiledi¤im ilkeser aras›nda geçen zamanda ger-çeklefltirmeyi istedi¤im fakat yapa-mad›¤›m bir önerim oldu. Bunu birflekilde yans›tmak istedim. Asl›ndaKosova’daki bir galeriye yapaca¤›mbir projeydi bu. Orada sergilemek neyaz›k ki mümkün olmad›. fiimdi sizeifl hakk›nda bir fleyler anlataca¤›mfakat sonra eminim yine projeyeolan ilgimi kaybedece¤im.

Bu iflin de küçük bir hikâyesi var.Kosova’daki galeri, güzel bir progra-m› olan hofl, küçük bir galeriydi.Yaklafl›k bir sene önce solo bir sergiiçin beni davet etmifllerdi. Yo¤unprogram›m yüzünden bunu iki kereertelemek zorunda kald›k, en so-nunda sergiyi bir pazartesiye gelen2 May›s’ta açmaya karar verdik. Bupazartesiden bir buçuk ya da iki ayönce bir ara, pazara gelen 1 May›s’›nOrtodoks Paskalyas›’na geldi¤inifark ettim. Bunun üzerine flöyle birfleyler geldi akl›ma; galeriye ad›m›-n›z› att›¤›n›zda Arnavutça olarak ya-z›lm›fl flu hikâyeyle karfl›laflacakt›-n›z; san›r›m bu pazar bir galerideyaln›z bafl›ma gezmek beni çok ke-derlendirecek. Acaba neflemi ne ye-rine getirirdi? Dindar bir insan ol-mayabilirim ama yine de gelenekle-re inan›r›m. Belki de Ortodoks Pas-kalyas›’n›n ana ayinlerinden bir ta-nesi olan yumurta k›rmay› gerçek-lefltirebilirim. Bunu, yak›nlardaki birOrtodoks kilisesinden bir keflifl ya darahibeyle yapabiliyor olsam, neflemkesin yerine gelirdi. O keflifl ya darahibe sadece befl dakikal›¤›na, el-bette askerler taraf›ndan efllik edi-lerek bu galeriye gelebilselerdi...Bu arada askerler tabii ki ‹talyan as-keri olurdu çünkü Kosova’n›n o k›sm›‹talyanlar›n kontrolünde. Keflifl yada rahibe yumurta ayinini gerçek-lefltirmek için benimle galeriye ge-lir, sonra da konvoy eflli¤inde ma-nast›ra geri dönerdi. Ertesi gün ser-gide yumurta kabuklar› sergilenirdi,k›rm›z› olanlar. Arnavutça hikâyeduvarlarda yaz›l› olurdu, yan›nda ‹n-gilizcesi de olurdu elbette. Bunlar-dan baflka bir de benim sesim duyu-lurdu. Hikâyeyi, Arnavutlara sankiS›rpçaym›fl gibi gelen Bulgar dilindeanlat›rd›m. K›rm›z› yumurtan›n hikâ-yesi, nas›l ortaya ç›kt›¤›, neleri sim-geledi¤i ve bunun gibi fleyleri. Kü-ratörler bunu gerçeklefltiremeye-ceklerini, bunun mümkün olamaya-ca¤›n›, aksi takdirde galerilerininsald›r›lara u¤rayabilece¤ini söyledi.Birkaç sene önce bar›fl koruyucusu

olarak orada bulunan askeri birlik-ten bir Bulgar askeri Bulgarca konu-flurken vurularak öldürülmüfltü.Çünkü Bulgarca, kula¤a S›rpça gibigeliyordu. Elbette bunun son dereceprovokatif bir ifl oldu¤unun fark›n-dayd›m ama öte yandan siz bu in-sanlarla, S›rplarla birlikte yaflamakistedi¤inizi aç›kça ilan ediyorsunuz.Ben de size onlarla yaflamay› ger-çekten istedi¤inizi gösterebilmeniziçin güzel bir f›rsat, bir köprü sun-mufl oluyorum. Öbür türlü, bütün buniyetlerin sadece sözde kalma tehli-kesi var. Projenin gerçekleflme flan-s›n›n olmad›¤›n› söylediklerindeonlara tamam öyle olsun, keflifli verahibeyi ça¤›rmay›z öyleyse dedim.Hâlbuki onlar› Belgrat üzerinden ça-¤›rmak için gerekli kiflilerle iletiflimebile geçmifltim. Sonra flöyle yapa-y›m dedim; galeriye giriyorsunuz veduvarlarda Arnavutça bu gerçeklefl-tirilememifl hikâyeyi anlatan metnigörüyorsunuz. Yan›nda ‹ngilizceside olabilir elbette. Benim k›rm›z›yumurtan›n hikâyesini Bulgarca an-lat›fl›mdan da vazgeçmiyorum buarada. Ne yaz›k ki bunun da kabul

edilemez oldu¤unu ö¤rendim. Birsüre için acaba hikâyeyi burada m›anlatsam diye düflündüm ama ayn›aç›dan elbette. Ne var ki, bu sansür-lü ve yasak ifl yaklafl›k bir on güniçinde beni o kadar yordu ki, kendi-mi, yapmaya u¤raflt›¤›m fleyi yitir-mifl gibi hissetmeye bafllad›m. Buyüzden soruna tamamen farkl› biraç›dan yaklaflmay› denemeyi dü-

18 Ekim Sal› günü saat 18.00’de Antrepo No: 5’in ikinci kat›ndakiMisafirperverlik Alan›, Vas›f Kortun ve Charles Esche’nin kat›l›m› ile son 9B Konuflmas›’na ev sahipli¤i yapacak. 9. Uluslararas› ‹stanbul Bienali’nin serginin biçimsel s›n›rlar›n›n ötesineyay›lma giriflimi do¤rultusunda, Ekim 2004’ten itibaren 9B Konuflmalar› bafll›¤› alt›nda düzenlenen bir dizi panel ve konuflman›n sonuncusunda bienalin küratörleri ve seyirciler 9. Uluslararas› ‹stanbul Bienali’nitart›flacaklar.fiimdiye kadar düzenlenen 9B Konuflmalar›’na bienal sanatç›lar›n›n yan› s›rabienalin kavramsal çerçevesiyle ba¤lant›l› alanlarda uzman akademisyen, yazar ve küratörler davet edilerek, konuflmac›lar›n ilgi alanlar›n› Türkiye’dekisanat izleyicilerine tan›tmalar›n› sa¤lamak amaçlanm›flt›. Bu etkinlikler,‹stanbullu ö¤renci, sanatç›, akademisyen ve sanatseverlerden oluflan seyirci ile

Yasakl› Diyarlardan Yedi TepeyeNedko Solakov’un projeleri üzerine...

flündüm, kendime ve projeye ironikbir aç›dan yaklaflmay›. Ama sonra bufikirden de vazgeçtim. Görüyorsu-nuz ya bende vazgeçilmifl fikir çok! Kosova’da sansüre u¤ram›fl olan siz veSharjah’da nüleri nedeniyle sansür-lenmifl sanatç›lar aras›nda pek çokbenzerlik var gibi, öyle mi?

Evet.Bienalde yapaca¤›n›z ifllere do¤ru

ilerlerken, asl›nda kendi içinizde ger-çeklefltirilmemifl pek çok tasar›n›nyolculu¤una ç›km›fls ›n›z...

Bazen ço¤u zaman, projeler ger-çeklefltirdi¤imde ki ben çok projeyapar›m, en iyisi, gerçekleflmesinicidden istedi¤im fikir, akl›ma ilk ge-lendir. Fakat Komisyonsuz gerçekle-flemezdi çünkü durumlar de¤iflti. fiu-nu da biliyorum ki, durumlar de¤ifl-

memifl olsayd› bile, parasal neden-lerden dolay› pek çok lojistik prob-lem yaflanacakt›. Bu yüzden akl›magelen bu ilk fikirden sonra ki gerçek-ten iyi bir fikirdi, halen de düflünme-ye devam ediyorum. Onun kadar il-ginç bulmad›¤›m baz› yeni önerilergetirdim. Pek çok ve farkl› olmalar›-n›n sebebi de iflte budur.•[Çevirenler: Meral Camc› ve fiirin Baykan]

Solakov’un (dünyan›n benim taraf›mda) Sanat ve Yaflam (solda) ve Gerçekleflen F›rsat (sa¤da) adl› enstalasyonlar›ndan (Foto¤raf: Muammer Yanmaz)

konuflmac›lar aras›nda fikir al›flverifli için bir forum sa¤larken, ‹stanbulBienali’ni bienalde ileri sürülen sanatsal ve sosyal meselelerin tart›fl›ld›¤› y›l boyu süren bir etkinlik haline getirmiflti. fiu ana kadar gerçekleflen 9B Konuflmalar› aras›nda bienal sanatç›lar›ndanDanimarkal› sanatç› grubu Superflex, Gardar Eide Einarsson, Erik Göngrich,Michael Blum, Pavel Büchler, Daniel Bozhkov ve Gruppo A12’nin yan› s›raODTÜ’den Prof. Dr. Murat Güvenç, 5. Gwangju Bienali’nin küratörü RobertoPinto, 2006 Sidney Bienali küratörü Charles Merewether’in konuflmalar› ile Ali Akay, Orhan Esen, Korhan Gümüfl, Vas›f Kortun ve Charles Esche’nin kat›l›m› ile gerçekleflen ça¤dafl sanat, kent, siyaset ve bienallerin tart›fl›ld›¤›bir panel bulunmaktad›r. Bienal aç›l›fl›n› takiben ise Antrepo No: 5’te “Göç Toplumunun Gelece¤i”, “‹nanç S›çramalar›” ve “Afganistan’da Sanat”bafll›¤› alt›nda üç panel düzenlendi.•

9B Konuflmalar› Sonlan›yor9B Konuflmalar›,‹stanbul Bienali’ni

bienalde ileri sürülensanatsal ve sosyal

meselelerin tart›fl›ld›¤› y›l boyu süren bir

etkinlik halinegetirmiflti.

Page 4: RESM‹ GÖRÜfi SORUMLU - ‹STANBULLU KARNAVAL ...9b.iksv.org/2YILDA1_SAYI_5.pdfheyecan› dinmifl kentlerin müzeleri aras›nda dolanan sergi, daha önceki Kentsel Gerçeklikler:

tarihte bu hafta / ahmet ö¤üt

2 YILDA 1 14 EK‹M 2005, CUMASAYFA 4 www.iksv.org/bienal

9. ULUSLARARASI ‹STANBUL B‹ENAL‹

KÜRATÖRLER CHARLES ESCHE • VASIF KORTUN AS‹STAN KÜRATÖRLER NOVEMBER PAYNTER • ESRA SARIGED‹K ÖKTEMSANATÇILAR HÜSEY‹N ALPTEK‹N / PAWEL ALTHAMER / HAL‹L ALTINDERE / YOCHAI AVRAHAMI / YAEL BARTANA / OTTO BERCHEM /JOHANNA BILLING / MICHAEL BLUM / DANIEL BOZHKOV / PAVEL BÜCHLER / PHIL COLLINS / SMADAR DREYFUS / LUKAS DUWENHÖGGER / MARIA EICHHORN / GARDAR EIDE EINARSSON / HALA ELKOUSSY / JON MIKEL EUBA / CERITH WYN EVANS /JAKUP FERRI / FLYING CITY / LUCA FREI / ERIK GÖNGRICH / GRUPPO A12 / DANIEL GUZMAN / HAT‹CE GÜLERYÜZ / IRWIN / CHRIS JOHANSON / Y.Z. KAMI / KARL-HEINZ KLOPF / SERVET KOÇY‹⁄‹T / YARON LESHEM / DAVID MALJKOVIC / ODA PROJES‹ / PAULINA OLOWSKA / SILKE OTTO-KNAPP / AHMET Ö⁄ÜT / SERKAN ÖZKAYA / fiENER ÖZMEN / OLA PEHRSON / DAN PERJOVSCHI /KHALIL RABAH / MARIO RIZZI / RUANGRUPA / SOLMAZ SHAHBAZI / WAEL SHAWKY / AHLAM SHIBLI / SEAN SNYDER / NEDKO SOLAKOV / SUPERFLEX • JENS HAANING / PILVI TAKALA / ALEXANDER UGAY • ROMAN MASKALEV / AXEL JOHN WIEDER • JESKO FEZER / TINTIN WULIA

B‹ENAL MEKÂNLARIDeniz Palas Apartman› > Refik Saydam Cad. No: 191, fiiflhane, Beyo¤lu Garanti Binas› > Bankalar Cad. Yan›kkap› Sok. No: 1-3,Karaköy Antrepo No: 5 > Meclis-i Mebusan Cad. Liman ‹flletmeleri Sahas›, Karaköy Tütün Deposu > Lüleci Hendek Cad. KoltukçularÇ›kmaz›, No: 1, Tophane Bilsar Binas› > Meflrutiyet Cad. No: 164, fiiflhane, Beyo¤lu Platform Garanti Güncel Sanat Merkezi > ‹stiklal Cad. No: 276, Beyo¤lu Garibaldi Binas› > ‹stiklal Cad. Deva Ç›kmaz›, No: 2, Beyo¤luTüm mekânlar pazartesi hariç, 11:00 - 19:00 / Antrepo No: 5, perflembe günleri saat 20:00’ye kadar aç›kt›r.

YOLDA: Pawel Althamer > The Marmara Pera Hotel Otto Berchem > ‹stanbul sokaklar› Karl-Heinz Klopf > Galata bölgesinde alt› noktaSuperflex • Jens Haaning > Kopenhag sokaklar›

‹LET‹fi‹M Uluslararas› ‹stanbul Bienali, ‹stanbul Kültür Sanat Vakf› ‹stiklal Caddesi 146 Beyo¤lu 34435 ‹stanbul T: 0212 334 07 63 F: 0212 334 07 18 E: [email protected] • www.iksv.org/bienalMEDYA ‹L‹fiK‹LER‹ ‹dil Kartal, Ayfle Bulutgil T: 0212 334 07 87 F: 0212 334 07 16 E: [email protected][email protected]

B‹LET F‹YATLARIS›n›rs›z 9B: 25 YTL (Bienal rehberi dahildir) Tam Bilet: 15 YTL (Bienal rehberi dahildir) 20 kifli ve üstündeki gruplar için 7 YTL‹ndirimli Bilet: 7 YTL (Bienal rehberi dahildir)20 kifli ve üstündeki gruplar için 4 YTL

S›n›rs›z 9B ve bienal biletleri,www.biletix.com, Biletix sat›fl noktalar›, Biletix Ça¤r› Merkezi (216 556 98 00) ve bienalmekânlar›nda sat›flta.

REHBERL‹ TURLARRehberli turlar her gün Garanti Binas›,Deniz Palas ve Tütün Deposu'nda 11:00, 13:30, 15:00, 16:30 saatlerinde gerçekleflecektir. Tam Bilet: 15 YTL20 kifli ve üstündeki gruplar için 7 YTL‹ndirimli Bilet: 7 YTL20 kifli ve üstündeki gruplar için 4 YTL

‹ndirimli bilet ve rehberli tur fiyatlar›ndan ö¤renciler, 65 yafl üstü kifliler, ö¤retmenler ve Uluslararas› Plastik Sanatlar Derne¤iÜyeleri yararlanabilir.

‹STANBUL KÜLTÜR SANAT DOSTLARI PROGRAMISiyah ve Beyaz ‹KSD program› üyeleri % 25, K›rm›z› ‹KSD program› üyeleri % 20oran›nda indirimden yararlanabilir. “S›n›rs›z 9B” ise tüm ‹KSD üyelerine % 10 indirimle sat›lacakt›r.

M‹SAF‹RPERVERL‹K ALANIÇeviride KaybolanlarUluslararas› Sanat Akademileri Ö¤renciAtölyesi: 12 uluslararas› sanatakademisinden 80’in üzerinde profesör veö¤rencinin kat›ld›¤› ve 9. Bienalin temas›n›izleyen bu atölye, kent mekân›n›n yenidenetkinlefltirilmesi, galeri mekân› d›fl›ndafarkl› sanatsal stratejilerin araflt›r›lmas›,kent içinde yeni görsel iletiflim yollar›n›ntan›mlanmas› ve mekâna özel sanatsalpratiklerin olas›l›klar›n›, taleplerinitart›flmay› hedefliyor. Atölye sonuçlar›Bienal süresince Antrepo No: 5’desergileniyor.KIOSKYaklafl›k 200 yay›nevi, süreli yay›n, videove sesli projeyi bar›nd›ran, devaml›

büyüyen ve de¤iflen gezici bir arfliv olanKIOSK, ‹stanbul’a tüm dünyadan toplanm›fl,3000’den fazla ça¤dafl sanat yay›n›ndanoluflan bir koleksiyon getirecek. KIOSK,bienalin yay›nlad›¤› kitaplarla birlikte,‹stanbul’da geçici ama efli olmayan bir kül-tür ve sanat referans kitapl›¤› oluflturacak.Procje: imalat hatas›Hafriyat Grubu SergisiBienal süresince: Antrepo No: 5Serbest Vurufl Küratör: Halil Alt›ndereBienal süresince: Antrepo No: 5ROLLRoll müzik dergisi ofisi, genifl müzik arflivive halka aç›k mekân›yla birlikte, AntrepoNo: 5’te: Roll’un editörleri, bienal s›ras›ndaMisafirperverlik Alan›’nda bulunarak,

derginin geçmifli, Türkiye’deki toplumsalde¤iflim ve derginin 100. say›s›ndan yolaç›karak çeflitli tart›flmalar, gösterimler veperformanslar düzenleyecek.

‹STANBUL’DAK‹ PARALEL PROJELERAltm›fl Milyon Yafl›ndaHandan Börüteçene: 17 Eylül-30 Ekim 2005Enstalasyon (in situ) 2005Gün boyunca görülebilir. Sarkuysan Binas›/Frej Apartman›, fiiflhane Meydan›, Beyo¤luEncoreNovember Paynter veJo Stella-Sawicka’n›n plak seçkisi15 Eylül-30 Ekim 2005Büyük Londra Oteli, Meflrutiyet Caddesi No: 117, Tepebafl›Perde Arkas› Canan fienol17 Eylül-17 Ekim 2005Foto¤raf Enstalasyonu, 2005fiahkulu Mah. Galip Dede Cad. Yörük Ç›kmaz› No: 3, Tünel, Beyo¤luVenice BiennaleManchester Pavyonu’nun izniyle15 Eylül-31 Ekim 2005Bienal süresince her geceCafé Urban, Kartal Sok. No: 6/A Galatasaray, Beyo¤lu

ULUSLARARASI PARALEL PROJELEREindhovenIstanbul1 Ekim 2005-29 Ocak 2006Van Abbe Müzesi, Eindhoven, HollandaPosit 9BKas›m-Aral›k 2005Ikon Gallery, Birmingham, ‹ngiltere

‹STANBUL’DAK‹EfiZAMANLI ETK‹NL‹KLERAkbank Kültür Sanat MerkeziTekinsiz | Unheimlich15 Eylül-23 EkimKüratör: Ali AkayPazartesi hariç her gün 10:30-19:30‹stiklal Cad No: 14-18, Beyo¤luwww.akbanksanat.com Apartman Projesi Bekleme Odas›Görsel iflitsel enstalasyon11 Eylül-31 EkimPazar ve pazartesi d›fl›nda her gün 14:00-22:00fiehbender Sok. No: 4 Asmal›mescit, Tünel Artdepo Sanat GalerisiKarma Resim Sergisi1 Eylül-30 Kas›mAkatlar Kültür Merkezi, Zeytino¤lu Cad.Akatlar; www.artdepo.com.tr

Borusan Sanat GalerisiYeryüzü Hazlar› Bahçesi The Garden of Earthly DelightsBarbara ve Zafer Baran17 Eylül-12 Kas›m Pazar ve pazartesi hariç her gün 10:30-19:00‹stiklal Caddesi 421, Beyo¤luwww.borusansanat.comFrans›z Kültür MerkeziStockage | Stoklama Luzia SimonsFoto¤raf ve enstalasyon14 Eylül-28 EkimIstiklal Cad. No: 8, Beyo¤luwww.luziasimons.deGaleri Apel Komflu 15 Eylül-22 EkimHayriye Cad. No: 7, Galatasaray, Beyo¤luwww.galleryapel.com Galeri NevT›k›r›nda Her fieyCanan Tolon30 Eylül-28 EkimPazar ve pazartesi hariç her gün 11:00-18:30Maçka Cad. No: 33/B, Maçka www.galerinev.comGaleristÜniformaLeyla Gediz14 Eylül-15 EkimPazartesi-cuma: 11:00-19:00; Cumartesi 12:00-18:00 ‹stiklal Caddesi M›s›r Apt. No: 311/4,Beyo¤lu Garanti GaleriSesmekân: Ça¤dafl Müzikte Mekânsal Çal›flmalar16 Eylül-28 EkimKüratör: Aykut KöksalVarèse, Xenakis, Stockhausen, Boulez,Cage gibi bestecilerin mekânsal çal›flmalar›.Pazar ve pazartesi hariç her gün 11:00-20:00‹stiklal Caddesi 187, Beyo¤lu www.garanti.com.trGoethe-Institut ‹stanbul Galeri Dürer An›lar›n ‹zinde | Memory LaneBienal Portfolyolar› ‹STANBUL 1995 • CETINJE 200513 Eylül-30 Ekim Küratör: René BlockTeutonia, Galip Dede Cad. 85, Tünel‹ki Yaka Aras›nda21 Eylül-14 EkimKüratör: Derya YücelYer: Aykut Barka Vapuru, Befliktafl-Kad›köy sefer hatt›Vapur saatleri için bkz. Befliktafl vapur iskelesi ve otobüs duraklar›ndaki Wall afiflleri

‹ki Yaka ve Ötesi Two Continents and Beyond18-28 EkimUluslararas› Karma Sergi Küratör: Renee Vara, Asl› Sümer Aykut Barka Vapuru, Befliktafl-Kad›köy sefer hatt› www.artsumer.com‹stanbul Foto¤raf MerkeziGenç Soluklar-III Foto¤raf Sergisi 15 Eylül-29 EkimDüzenleyenler: Genifl Aç› Dergisi & ‹stanbul Foto¤raf Merkezi Tarlabafl› Bulvar› No. 272, Beyo¤lu www.istanbulfotografmerkezi.com www.genisaci.com/gencsoluklar‹stanbul ModernCenter of Gravity Çekim Merkezi 17 Eylül-8 Ocak 2006 Küratör: Rosa Martínez Pazartesi kapal›Sal›-pazar: 10:00-18:00 Her perflembe 10:00-20:00 (10:00-14:00 ücretsiz)Meclis-i Mebusan Cad. Liman ‹flletmeleriSahas› Antrepo No: 4, Karaköy www.istanbulmodern.orgMaçka Sanat GalerisiÇaresizler / Despairfiükran Moral13 Eylül-15 EkimPazar ve pazartesi hariç her gün 13:00-19:00Eytam Caddesi, 31/A, MaçkaProje 4L Elgiz Ça¤dafl Sanat Müzesi1988’den Günümüze Bir KesitElgiz Koleksiyonu’nda bulunanyap›tlar›ndan oluflan bir sergi.Çarflamba-cuma: 10.00-19.00; Cumartesi: 10.00-16.00 Harman Sok. Harmanc› Giz Plaza, Leventwww.proje4l.orgSabanc› Üniversitesi Kasa GaleriSerbest Girifl: Kasa Galeri’nin ‹zledikleri21 Eylül-25 Kas›mMarius Dahl, Antonio Cosentino veDamien Louche-PelissierBankalar Caddesi No: 2, Karaköy Sevdi¤in ile beraber olamazsan can›mberaber oldu¤unu sev...If you can’t be with the one you love,honey...Bob Partington’›n hayata geçirdi¤i veçal›flmalar›n› sürdürdü¤ü proje mekân›. 15 Eylül’den itibaren her gün aç›kt›r.Kumbarac› Yokuflu No: 64 Gezici Apt., Beyo¤luwww.bobpartington.com

KONUMLANDIRMALAR

14 Ekim, CumaFoto¤raf SergisiBilet Kalmad›fiahinde AkkayaRock ortamlar›ndan manzaralar; seyirciler,seyredilenler.(16 Ekim’e kadar sürer).Muhabbeti Küfür Sayan GelmesinSaner fienAbdal Musa flenliklerinden portreler (16 Ekim’e kadar sürer).Müzikli Filmler Gösterimi: 16:00 - 19:00 Ormanlar Aras›ndaGulya Mirzaev / 59 dk. Denizli Ac›payam’da yaylada yaflayanyöresel müzisyen Hayri Dev’in bir dü¤ündeyarenlik yapmak üzere ç›kt›¤› yolculu¤unhayret verici öyküsü. Sivas: Âfl›klar Diyar›Said Manafi / 28 dk.Ozan Nesimi Çimen’in yaflam öyküsü olarakbafllayan, 2 Temmuz Sivas katliam› ileseyrini de¤ifltirmek zorunda kalan belgesel çal›flma. 15 Ekim, CumartesiSohbet Toplant›s›: 16.00-19.00 Tribünler ve KimliklerTribünlerin en renkli ve faal grubu Çarfl›’n›n üyeleriyle futbol, siyaset vekimlikler üzerine.16 Ekim, PazarMüzikli Filmler Gösterimi: 17.30-19.00Ormanlar Aras›ndaGulya Mirzaev / 59 dk. Denizli Ac›payam’da yaylada yaflayanyöresel müzisyen Hayri Dev’in bir dü¤ündeyarenlik etmek üzere ç›kt›¤› yolculu¤unhayret verici öyküsü. Sivas: Âfl›klar Diyar› Said Manafi / 28 dk.Ozan Nesimi Çimen’in yaflam öyküsü

olarak bafllayan, 2 Temmuz Sivas katliam›ile seyrini de¤ifltirmek zorunda kalanbelgesel çal›flma.Konser: 20.00-21.00 Roll Fiflsiz Konserler Serisi (5)Baba Zula18 Ekim, Sal›Foto¤raf SergisiGazap F›nd›klar›Koçerlerfiahan Nuho¤lu Her y›l Diyarbak›r’dan Karadeniz’e f›nd›kiflçili¤ine giden göçebe emekçilerin öyküsü(23 Ekim’e kadar sürer).Film Gösterimi: 14:00-19:00 Ahmet Soner Filmleri SeçkisiY›lmaz Güney / 70 dk. 60 Y›l Sonra Geriye Kalanlar / 37 dk. S›radan Bir Evlili¤in S›radan Anlar› / 17 dk. Bir Kent Durumu / 7 dk. Kopi / 3 dk. 19 Ekim, ÇarflambaFilm Gösterimi: 14.00-19.00 Hüseyin Karabey Filmleri SeçkisiSessiz Ölüm / 97 dk. 1 May›s / 50 dk. Çad›rda Yaflam / 44 dk. Etrufl / 30 dk. Kay›plar ve Sokaklar / 45 dk. 20 Ekim, PerflembeFilm Gösterimi: 14.00-19.00 Ethem Özgüven Filmleri SeçkisiErol Akyavafl / 2 dk. Küçük Göl / 4 dk. Güre / 4 dk. Delirium / 6 dk. F / 6 dk. Kendi Bak›fl›ndan: P›nar, Merve, Sibel / 10 dk.Feluce / 5 dk.

ROLL STANDINDA BU HAFTA (ANTREPO NO: 5 / M‹SAF‹RPERVERL‹K ALANI)

Roll konserleri herhangi bir güne ait bir bienal bileti ile ücretsiz olarak izlenebilir.

Oda Projesi yeni mekânlar üretiyorSokak ancak tecrübe edildi¤inde mekân oluyor. Onunla iliflkilendi¤imizde ancak mekân, mekânlafl›yor.

D E R Y A Ö Z K A N

Oda Projesi 2005 Mart’›nda Gala-ta’daki mekân›n› kaybetti. Bölgedesüregiden mutenalaflma nihayetfiahkulu Sokak’a ve ‹talyan Avlusu’nada nüfuz etti. Cezayir Soka¤›’n›n sö-mürgelefltirilerek Frans›z Soka¤›’nadönüfltürülmesinden, ‹stanbul Bü-yükflehir Belediyesi’nin yoksullar›nen yoksullar›n› (gecekondularda ki-rac› olarak oturan esas mülksüzleri)yerinden eden dev Kentsel DönüflümProjesi’ne, sermayenin ‹stanbul’daart›k k›y›lara indi¤ini gösteren Gala-taport ve Haydarpafla projelerinekadar varan bu devasa harekât›n,mutenalaflma sürecine çoktan girmiflolan Galata’y› etkilemesi kaç›n›l-mazd›. Bu noktada sorulabilecek ay-k›r› soru flu: Oda’n›n Galata’daki se-kiz y›ll›k varl›¤›n›n bu süreci tetikle-

yici, h›zland›r›c› etkisi oldu mu?90’lar›n bafllar›nda ilk defa soru-

lan “‹stanbul’u nas›l satmal›?”1 soru-su cevab›n› ancak flimdi bu kentseldönüflüm projelerinde buluyor. Ser-maye odakl› tahakkümcü kentseldönüflüm, kendini gösterebilece¤imecralara bütün fliddetiyle müdaha-le ediyor. Ancak flimdi, ‹stanbul’unkendinden menkul dizginlenemezsosyal mekânlar› birer birer gösterimekânlar›na dönüfltürülüyor.

Oda Projesi, Galata’daki mekân›n-dan edilmifl olmay› kay›p de¤il ka-zanç say›yor. Kendine yeni bir yeraram›yor; yersizleflmenin do¤urdu¤upotansiyelden mekân üretmeninyollar›n› araflt›r›yor.

Oda Projesi’nin mekânsal pratik-leri, mekân›n fiziki varl›¤›n›n da,ona atfedilen anlam ve ifllevlerin deötesine bakmay› gerektiriyor. Bumekân kavray›fl›, tahakkümcü me-

kân yap›c›lar›n tahayyüllerinin s›-n›rlar›nda dolaflmaya davet ediyorbizi. Mekân›n kullan›m ve de¤iflimde¤erlerinin ötesini, onlar›n üzerin-deki bir baflka katman›, üçüncü me-kân› fark etmeye ça¤›r›yor. Üçüncümekân, kentsel mekân›n gündelikhayat pratikleriyle üretildi¤i alan,s›radan kullan›c›lar›n mekânsal pra-tiklerinin alan›.

Oda Projesi mekânsal pratikleriniiliflkisel olarak tarif edilebilecek obelirsiz gri ara alana yerlefltiriyor.Mekân› var eden iliflkiler gündelikhayat›n içinden do¤uyor, onun ku-surlulu¤undan besleniyor. Mekânancak iliflkilerle olufluyor. Oluflurkengöze bir görünüp ard›ndan hemenkayboluyor, mütemadiyen yan›p sö-nen bir alev gibi.

Mekân ancak içine girildi¤i, içindeduruldu¤u, tecrübe edildi¤i ve butecrübe bir prati¤e dönüfltürülebildi-

¤i zaman mekânlafl›yor. Sokak, deCerteau’nun da dedi¤i gibi, kentseltasar›mc›lar›n hayal etti¤i biçimiylesadece bir yer2. Ancak yayalar›n pra-tikleriyle mekân haline geliyor. So-kak ancak tecrübe edildi¤inde me-kân oluyor. Onunla iliflkilendi¤imiz-de ancak mekân, mekânlafl›yor.

“‹letiflim üretkendir”3

Oda Projesi mekâna dair sorularsormaya, sordurmaya ve bu sorular›çeflitlendirmeye devam ediyor. Rad-yoyu mekânlaflt›rd›ktan sonra flimdide bir kitap üzerinden mekânsal pra-tik üretilmesine vesile oluyor.

Tekil anlat›larla kurulan ço¤ul birmekân bu kitap. Bir anlat› zinciri. Te-kil anlat›lar farkl› biçimlerde birbiri-ne eklemleniyor; bir hipermetin, birhipermekân oluflturuyor. Kitap me-kân› anlat›c›lar›n yazma pratikleriylekuruluyor. Onlar yazd›kça, mekânüretiliyor.

Bu kitap “flefsiz bir orkestra” gi-bi4. Kitab›n 154 sakini bir birlik vebütünlük arz etmiyor. Ortak kitapmekân›n› paylaflt›klar› ölçüde birbir-leriyle iliflkileniyorlar. Birbirlerindenfarkl›lar. Yazd›kça, ucu aç›k bu hipe-ranlat›ya kat›ld›kça, yeniden farkl›-lafl›yorlar.

Okudukça, okuyucu da bu üreti-min bir parças› haline geliyor. Yan›t-s›z sorular okuyucuyu bofl sayfalaragötürüyor. Bofl sayfalar, okuyucuyuyazarak da kitap mekân›n›n üretimi-ne katk›da bulunmaya davet ediyor.

Okuyucu prati¤iyle kitab› faal k›l-mad›¤› sürece bu mekân yarars›z birmekân. Kitap, paylafl›ld›¤› ölçüdemekânlafl›yor. Kitap, mekân›na so-kulmaya ça¤›r›yor, yazan› da, oku-yan› da. Okuyan› yazan›n komflusuk›l›yor. Bu komflulukta ev sahibi ilemisafir rolleri sürekli yer de¤ifltiri-yor. Bünyesinden daima yeni iliflki-

ler do¤uran bir iliflkiler evreni bu ki-tap. Bir ortak üretim mekân›.

Oda Projesi bu kitapla iliflkiselolan›n alt›n› çiziyor. ‹liflkisel olan,tekillerin birbiriyle karfl›laflt›¤› andaoluflan, birbirleriyle iliflkiye geçtik-leri anda vücut bulan tarifi zor birmekânsal üretime yol aç›yor. Bu ilifl-kiler, paylaflt›kça üretilen, ortaklafl-t›kça var olan kitap mekân›n›n can

damarlar›. Bu kitap, iliflkiler üzerin-den ortak üretim yap›lan gayri maddibir mekân.

Oda Projesi sorular› baflka türlüsorman›n mümkün oldu¤unu f›s›ld›-yor kula¤›m›za. Yersizlikten mekânüretmeyi deniyor. Anlat›c›lardan bi-rinin de dedi¤i gibi, tüm mekânlar›içine alan bir yersizli¤e do¤ru eviri-liyor5.•

1 Keyder, Ça¤lar, “‹stanbul’u nas›l satmal›?”,

‹stanbul, s. 3, 1992, s. 81-85.

2 de Certeau, Michel, The Practice of Everyday

Life, University of California Press, 1984, s. 117.

3 Hardt, Michael & A. Negri, Multitude, The

Penguin Press, 2004, s. 263.

4 agy, s. 338.

5 Oda Projesi (2005) Mahalle, oda,

komflu, misafir? ‹stanbul Kültür Sanat Vakf›

& 124/3. s. 67.

Oda Projesi mekân›, genel görünüfl, Galata, 2000-2005 (Foto¤raf: Oda Projesi)

Page 5: RESM‹ GÖRÜfi SORUMLU - ‹STANBULLU KARNAVAL ...9b.iksv.org/2YILDA1_SAYI_5.pdfheyecan› dinmifl kentlerin müzeleri aras›nda dolanan sergi, daha önceki Kentsel Gerçeklikler:

2 YILDA 1 14 EK‹M 2005, CUMASAYFA 5 www.iksv.org/bienal

Sebepli bir Slap-Stick* KomediÖ¤üt hiçbir fleyle dalga geçmiyor. Yapt›¤›, hepimizi, bir yandan kendimize ve çevremizde olan bitene gülerken bir yandan da bizleri onun ifllerine gereken ilgiyi göstermeye davet etmek. ‹stanbul Bienali’nin “Konumland›rmalar” program› dâhilinde yer alan

EinhovenIstanbul sergisi, Eindhoven’da, Van Abbe Müzesi’nde aç›ld›.Bafllang›c›ndan bugüne ‹stanbul Bienallerinde yer alm›fl ifllerden ve

müzenin kendi koleksiyonundan yap›lan bir seçme ile oluflturulan sergide 40 konuk sanatç› ile 30 koleksiyon sanatç›s›n›n büyük boyutluenstalasyonlar›, video iflleri, heykel, resim ve çizimleri yer al›yor.

Örnek bir model, bir Bat› Avrupa müzesiMüze, büyüktür. Müze, plans›zca yola ç›karsan›z içinde yolunuzu kaybetmeihtimaliniz olan bir yerdir. Müzede her fley kusursuzdur, müzede yanl›fl bilgiyoktur, müze e¤iticidir, müzede sergilenen her ifl bir sanat eseridir ve sanateseri muamelesi görerek, büyük bir özenle sergilenmeye haz›r durumagetirilmifltir. Müze, içinde neredeyse kutsal bir mekânm›flças›na sessizcedolafl›lan, d›flar›daki “kokufluk” yaflamdan ar›nd›r›lm›fl bir yerdir.

Geçti¤imiz son bir y›l içinde birbiri ard›na aç›lan müzelerin kenti halinegelen ‹stanbul’da, yukar›da say›lanlar›n d›fl›nda çok daha farkl› müzeokumalar› yapmak mümkün. Niyetim, ‹stanbul Bienali mutfa¤›ndan, Van Abbe Müzesi mutfa¤›na geçme haz›rl›¤› yapt›¤›m flu günlerde, biraz daha k›flk›rt›c› bir tav›rla, bu ifllenmemifl, kaba ve biraz da ac›mas›zrefleks cümleleri yard›m›yla durumu özümsemek.

Serginin küratörleri Charles Esche ve Eva Meyer-Hermann serginintemas›n› anlat›rken, Derrida’n›n “misafirperverlik” kavram›na göndermeyap›yor ve ev sahibinin misafiri için, evi nas›l terk etti¤inden bahsediyorlar.Sergide yer alan müze koleksiyonuna ait ifller, müzenin sabit, kal›c›duvarlar›ndan indirilip, geçici olarak yap›lan boyas›z, alç›pan duvarlar›üzerine, müzenin misafirleri ise (‹stanbul Bienallerinden sanatç›lar›nyap›tlar›) müzenin sabit, jilet gibi beyaz boyal› duvarlar›nda ve odalar›ndasergileniyorlar.

Bilinen geleneksel sergileme yöntemi yerine, bir anda koleksiyonuyerinden etmek, dahas›, yerinden edilen koleksiyonu, e¤reti bir flekildeizleyici karfl›s›na ç›karmak fikri (ki bu, müzenin izleyicisinin pek al›flk›nolmad›¤› bir tav›r), Van Abbe Müzesi’nin bundan sonraki duruflu hakk›ndaküçük ve olumlu bir ipucu veriyor. Ama müzenin genel tavr›na bak›ld›¤›zaman bunun ne kadar uzun ve meflakkatli bir süreç olaca¤› çok aç›k. “Bir yap›n›n olanaklar›n› ve geleneklerini di¤er yap›y› sorgulamak içinkullanmak” fikrinin sergi temas›n› oluflturan ana cümlelerden biri oldu¤umekânda, müze tüm olanaklar› ve gelene¤i ile bienal olgusunu bilinçli birflekilde sorgularken, bienal ifllerinin mekân içinde yerlefltirilme flekilleri veonlara gösterilen sanat eseri muamelesi ile belki de hesaba kat›lmam›fl birnoktadan müzenin kendi yap›s› sorgulan›yor.

Fakat daha içeriden, hem müzenin flehirdeki konumuna hem de ‹stanbul Bienallerinin büyük bir ço¤unlu¤una tan›kl›k etmifl olmamla birlikte,serginin de ötesinde, geleneksel bir yap› olarak bir “Avrupa müzesi”ninsorunlar›; farkl› co¤rafyalarda, farkl› temalar için üretilmifl ifllerin,mükemmeliyetçi zengin Avrupal› tavr›yla, bir ç›rp›da sat›n al›nmas› ya dayine bir ç›rp›da müzeye nakledilmesi ve kurulumuyla oluflan, izleyiciylemesafeli sunumu kafam› kurcal›yor.

Sergide yer alan ifllerden birini örnekleyerek;Bir su kanal›n›n hemen yan›na infla edilmifl müzede, su, yap›n›n d›flar› bakan fanuslar›ndan ve kafe mekân›ndan seyredilebilen bir dekor olarakkullan›lm›fl. Binan›n bir U harfi fleklinde çevreledi¤i bu su mekân› ayn›zamanda, Hüseyin Alptekin’in 1995 y›l›nda 4. ‹stanbul Bienali’nde gösterdi¤iTurk Truck, adl› iflini de a¤›rl›yor.

40’lardan kalma bir kamyonun üzerine tepeleme y›¤›lm›fl plastiktoplardan oluflan bu ifl, müzenin birçok farkl› yerinden, kafe mekân›ndan vemüze ile flehir merkezini birbirine ba¤layan yol üzerinden de görülebiliyor.

Görüntü hayranl›k uyand›r›c›, kamyon sanki onca yoldan gelmifl demüzenin kap›s› önünde saplanm›fl kalm›fl gibi gözüküyor. Ve biz, müzeziyaretçileri, kamyona cam koridorlardan geçerken ya da kafede kahvemiziyudumlarken bakabiliyoruz. Ama ters olan bir fleyler var, sanki her fley fazlaifllenmifl ve bitmifl. Sanki müze taraf›ndan ortaya konulan cümle d›fl›ndakafam›zda belirecek herhangi bir soruya yer kalmam›fl.

Alptekin’in iflinin 1995 y›l›ndaki ‹stanbul Bienali mekânlar›ndan biriolan Antrepo’daki ihtiflaml› duruflundan sonra, ev sahibinin özenleyerlefltirdi¤i bu “sanat eseri”, müze ve müzenin sanat› ele al›fl› hakk›nda bir dizi soru sorduruyor. ‹flin üretildi¤i mekân ve zamandan uzakta, bir sanat eseri olarak izleyiciye sunulma flekli, e¤retili¤in bile asl›nda gerçekolmay›fl› ve tüm bu “m›fl gibi yapma” durumlar›, ifl ile izleyici aras›ndayaflanma ihtimali olan enerji al›flveriflini, paketlenmifl, yal›t›lm›fl bir eylem haline getiriyor.

‹stanbul Bienali ile eflzamanl› yap›lan EindhovenIstanbul sergisi, bienalgelip geçerken, baflka bir co¤rafyada bienalin belle¤ini tutan, bu sergilerdeyer alan belli bafll› iflleri hayali bir koleksiyon olufltururcas›na bir arayagetiren, bulundu¤u co¤rafyada da oldukça ilgi çeken baflar›l› bir sergi. Fakat ayn› zamanda, geçmiflleri uzun y›llara dayanan, sistemlerinin oturmuflve geliflmiflli¤i nedeniyle ifllerin ço¤u kez t›k›r t›k›r yürüdü¤ü ancak en ufakbir aksamada ne yapacaklar›n› flafl›ran bu masif yap›lar ve sistemler, dahatan›ms›z bir yap› ya da tav›rla karfl›laflt›klar›nda ifllevini yitirmifl hantalyap›lara dönüflüyorlar. ‹flte tam bu noktada Van Abbe Müzesi’nin dahaifllevsel ve daha enerjik bir yap›ya dönüflmeyi önemseyen yeni politikas›,daha az didaktik bir tav›rla, ev sahipli¤i yapmay› ö¤renmeye çal›fl›yor.•Geçen haftaki bienal gazetesinde daha ayr›nt›l› bir yaz› ile yer alan sergi hakk›nda

daha fazla bilgiye ulaflmak isterseniz, ‹stanbul Bienali’nin web sayfas›ndaki

(http://www.iksv.org/bienal/) –kent d›fl› paralel projeler– linkini yada

Van Abbe Müzesi’nin web sayfas›n› (www.vanabbemuseum.nl) kullanabilirsiniz.

Sorumlu - ‹stanbulluE S R A S A R I G E D ‹ K Ö K T E M

ev sahibi: müze

‹stanbul Bo¤az’›nda sanatseverlerlebuluflan “‹ki Yaka Aras›nda” adl›sergi, Befliktafl-Kad›köy sefer hat-t›nda Aykut Barka vapurunda sonyolculu¤unu bugün tamamlayarakyerini, 18 Ekim’de bafllayacak olan“‹ki Yaka ve Ötesi” adl› uluslararas›sergiye b›rakt›. 9. Uluslararas› ‹s-tanbul Bienali ile paralel gerçeklefl-tirilen 28 Ekim’e kadar görülebile-cek olan “‹ki yaka ve Ötesi”nde bir-çok sanatç›n›n heykel, resim, fo-to¤raf, video ve yerlefltirmeleri yeral›yor.

Sergide New York’tan getirilen,farkl› ülke ve kültürlerden 25 sanat-ç›n›n; çevre, do¤al kaynaklar vebunlar›n küresel sistemdeki rolleriaras›ndaki iliflkiyi çeflitli sanatsalyöntemlerle ifade ettikleri çal›flma-lar bulunuyor.

“‹ki Yaka ve Ötesi”, küresel ›s›n-ma, do¤al kaynaklar›n korunmas› gi-bi küresel sorunlara ve konulara

mayan gölgeler ve renkler kazan-m›fl bir oyun bu.

Peki, gelecek ile olan ilgisi?Ö¤üt’ün aksiyonlar› gelece¤e nas›lkap› aç›yor ya da beklentilerimizinas›l g›d›kl›yor? Sizi bilmem amaben burada kesinlikle bir olas›l›k se-ziyorum. Bir f›rsat seziyorum. Bunuhissediyorum ve eminim ki bu “ifl”de beni hissediyor. En az›ndan böyleoldu¤una inanmal›y›m. Peki, amaneden söz ediyorum ben? Yine ve

M I K A H A N N U L A

‹lk bak›flta Ahmet Ö¤üt’ün eski TütünDeposu’ndaki ifliyle ilgili göze çar-pan neredeyse hiçbir fley yok. Sade-ce duvara yans›t›lm›fl iki farkl› slaytserisi görüyoruz. Slaytlar Ö¤üt’ünaksiyonlar›na tan›kl›k etmekteler. Buaksiyonlar esnas›nda, rastgele seçil-mifl bir arabay› yeni bir model ve bumodelin versiyonuna dönüfltürecekflekilde süslüyor. Ö¤üt, gayet s›ra-dan herhangi bir arabay›, haz›r kesimk⤛t modellerle süsleyerek bir taksiya da polis arac› elde ediyor. Evet,hepsi bu kadar, neredeyse bu kadar.

Bu yar› vandal eylemin görünen-den daha fazla ne içerdi¤i ile ilgili birçözümlemeye giriflmeden önce, ozavall›, masum arabalar karfl›s›ndaÖ¤üt ne kadar zalimse, biz de o kadarzalim olal›m. Aksiyonu bir sanat ya-p›t› m›? Bir anlam içeriyor mu? Böy-lesi her halükârda çocukça olarak ni-telenebilecek bir oyun neden an-laml› olsun?

Yan›t, bana göre, neden olmas›n,güçlü bir evet, evet, evet. Her koflul-da ayn› yan›t, fakat bir tak›m farkl›nedenlerle. Temelde, Ö¤üt’ün aksi-yonu güncel bir sanat yap›t› çünküöncelikle flimdiki zamana etki eden

bir noktadan geliyor, s›n›rlar› d›fl›naç›k›yor ve gelecekte olmas› muhte-mel olana ulafl›yor. Yani, geçmifl,bugün ve gelecek, her üç zamansaluzam› birlefltiriyor.

Ö¤üt’ün yap›t›n›n ç›k›fl noktas›nedir? ‹liflki do¤rusal olmayabilir,fakat kesinlikle tan›nabilir. Artalan›komedidir. Ha ha ha ya da ho ho hotüründen olan› de¤il, çok çok özel birtürü. Bugünlerde daha çok bir yan-ürün olarak alg›lanan ve tan›nmayanbir türü. Alk›fl tutulmayan, teflhir et-meyen ve milliyetçi, ›rkç› ya da flo-venist temeller üzerine oturmayanbir komedi tarz›ndan bahsediyoruz.Ö¤üt’ün komedisi klasiklerin kome-disi. Buster Keaton’dan bahsediyo-ruz, Charlie Chaplin’e gönderme ya-p›yoruz. Tüm eylemleri ve müdaha-leleri s›radan hayatlar›m›z›n günde-lik küçük ayr›nt›lar›n›n alt›n› çizebil-menin aç›k gücüne odaklanm›fl. Öyleeylemler ki, genel gürültüye de¤il, içbak›fl›n özgünlü¤üne güveniyorlar.Gösteriflli ve içi bofl de¤iller, yal›n veetkili eylemler bunlar.

Bence bu noktada temel bir ayr›myapmaya ihtiyac›m›z var. Ö¤üt hiçbirfleyle dalga geçmiyor. Yapt›¤›, hepi-mizi, bir yandan kendimize ve çevre-mizde olan bitene gülerken bir yan-dan da bizleri onun ifllerine gereken

ilgiyi göstermeye davet etmek. Bunuyapmak için de daha ilk anda bir ara-bay› kaç›r›yor ve onu baflka bir ara-baya dönüfltürüyor. Bizleri arabala-r›n, k›zlar›n ve benzin istasyonlar›n›nvarl›¤›n› fark›nda olmaya zorluyor.Ya da üç yafl›ndakilerden bile düflükbir dikkat aral›¤›yla trafik s›k›fl›kl›k-lar›n›n, ç›lg›n taksi floförlerinin. Biz-leri arabalar hakk›nda pek de al›fl›l-d›k olmayan bir yoldan düflünmeyeitiyor. Ve bu, gerçekten, bugünlerdebize neler oldu¤u ile kendi eylemininas›l ba¤daflt›rd›¤›n›n bir göstergesi.

Bir gülmece oyununun içine çeki-liyoruz ve aksiyonla bir devlet teke-linin simgesinin maskara haline ge-lifline gülüyoruz. ‹lgi çekici olmayan,s›radan, tipik beyaz bir araban›n po-lis arac›na dönüflmesini izliyoruz.Son derece nüktedan bir duyarl›l›kile yap›lm›fl bir hareket, nüanslarayöneltilen son derece büyük bir dik-katle oluflturulan bir hikâye metni ilekendi içinde salt gerçekleflen aktivi-teden ibaret de¤il, daha fazlas›n›içerir hale geliyor.

Bu baflka bir fley haline gelifl su-numun içerdi¤i anlamlar ba¤lam›n-da Ö¤üt’ün bak›fl aç›s›yla zenginle-fliyor. Bu aksiyonlar›n video pro-jeksiyonuyla sunulmalar› halinde,etkileri ve verdikleri zevk aç›s›ndan

bir fleylerin yitip gidece¤ini düflü-nüyorum. Slayt projektörünün oantika “klik klak” sesi ile Ö¤üt ha-yal gücüne genifl yer b›rakan biranlat›m tarz› tutturuyor. O da çokiyi fark›nda ki, her fleyi göstermekzorunda de¤il. Bu otantik olma me-selesi de¤il. Bu, örne¤in, bir polisarac›n›n bizlere ne gibi yan anlam-lar ifade etti¤i ile ilgili. Sadece an-s›z›n kahkahaya bo¤an bir komediolmaktan s›yr›l›p, pek de tekin ol-

Ahmet Ö¤üt’ün Baflkas›n›n Arabas›

farkl› kültürel ve sosyal bak›fl aç›la-r›ndan bakmay› sa¤larken, bu konu-lar› direkt olarak flehirde yaflayan in-sanlar›n önüne seriyor. Bu aç›danbak›ld›¤›nda toplumsal konular› daküresel boyuta ç›karan bir birlikplatformu oluflturuyor. ‹stanbul’undo¤al hazinesi olan bo¤az› bu plat-formun sahnesi olarak, flehrinönemli sembollerden biri olan vapu-ru da bu uluslararas› a¤›n ba¤lant›noktas› olarak seçiyor.

New York, Vara Global Art’tan Re-nee Vara ve artSumer Gallery’denAsl› Sümer’in küratörlü¤ünü üstlen-di¤i sergi, Haziran ay›nda gerçekle-flen Venedik Bienali’nde yine bir ge-mide benzer bir projeyle, bu sanatç›ve küratör ekibi taraf›ndan gerçek-lefltirilmiflti.

Ayr›ca, “‹ki Yaka ve Ötesi” adl›serginin bir bölümü de artSumerGallery’de 7 Kas›m’a kadar izlenebi-lecek.•

tekrar umuttan söz ediyorum. Pa-pa’dan, uyuflturucudan de¤il, umut-tan. Ö¤üt’ün her bir slayd› aras›ndaokuyabildi¤im o muhteflem ve talep-kâr dört harfli sözcükten. Siz de gö-rebiliyor musunuz? Yüksek sesleokuyabiliyor musunuz?•

* Komedinin genellikle fliddetö¤eleri içeren –kahraman›n karfl›s›n-dakinin kafas›na bir tavayla vurmas›gibi– vurdulu k›rd›l› bir alt türü.

[Çeviren. Meral Camc›]

Ahmet Ö¤üt’ün Baflkas›n›n Arabas› adl› yap›t›ndan görüntüler ve Tütün Deposu’ndaki slayt projeksiyonu (sa¤ yukar›da).

Amerika’dan ‹stanbul Bo¤az›’na...

‹ki Yaka ve Ötesi sergisinden: Draeger, Tamayko, Cogan (sol ve orta) Mary Mattingly, Wearable Home (sa¤)

Page 6: RESM‹ GÖRÜfi SORUMLU - ‹STANBULLU KARNAVAL ...9b.iksv.org/2YILDA1_SAYI_5.pdfheyecan› dinmifl kentlerin müzeleri aras›nda dolanan sergi, daha önceki Kentsel Gerçeklikler:

2 YILDA 1 Genel Yay›n Yönetmeni Vas›f Kortun Yay›n Koordinatörü Aykut fiengözerYay›n Koordinatörü Yard›mc›s› Evren Bar›n Egrik Yay›n Kurulu Charles Esche, November Paynter, Esra Sar›gedik ÖktemHaber Merkezi Alexandra McGilp, Rana Öztürk, Alm›la Akda¤ Salah, Hazel Tulgar Tasar›m Esen Karol‹letiflim: ‹stanbul Kültür Sanat Vakf› ‹stiklal Caddesi 146 Beyo¤lu 34435 ‹stanbul T: 0212 334 07 38 – 334 07 48 F: 0212 334 07 05E: [email protected] • www.iksv.org Bu ekte yay›mlanan yaz›, haber ve foto¤raflar›n her türlü telif hakk› sahiplerine aittir.2 YILDA 1 Bu yay›na verdi¤i destek için

Mavi Jeans’e teflekkür ederiz.Radikal Gazetesinin iflbirli¤iyleyay›mlanm›flt›r.

Resmi GörüflV A S I F K O R T U N

Sanatç›lar›n S›rt›ndan

Geçti¤imiz hafta Paris’te FIAC Paris Uluslararas› Güncel Sanatfuar›ndayd›m. Slovenya’dan Natasa Petresin ve René Block’la“Balkanlar›n Keflfi” adl› bir panele ça¤r›lm›flt›m. Son y›llarda fuarlar,

Madrit’teki ARCO fuar›n› örnek alarak, sat›fl›n yan›na entelektüel faaliyetlerde ekleyerek, prestijlerini yükseltmeye çal›fl›yorlar. FIAC’›n seviyesizli¤i bir yana fuarlar oldum olas› ilgimi çekmemifltir; sanat sektörünün kâr amac› gütmeyen taraf›ndan geldi¤imden ya da iflin salt ticari taraf›n› “afla¤›” gördü¤ümden de¤il, fuarlara gidebilecek olanifllerin boyut ve anlay›fllar›n›n k›s›tl› olmalar›ndan, sunum koflullar›n›ngetirdi¤i ayn›laflt›r›c› etkiden ve ortam›n “pazarl›¤a aç›k” halinden rahats›z oldu¤um için... Kötü, inand›r›c› olmayan ya da biteviye bir sergigördü¤ümüzde fuara benzemifl dememiz de bundan dolay› ço¤u kez.Fuarlarda bir gerçek daha ortaya ç›k›yor, sanat›n ticari yönü maalesef kâr amac› gütmeyen yan›ndan çok daha ›rkç›, ayr›mc› ve haliyle de düpedüz s›k›c›.

Bununla birlikte, son y›llarda fuarlar apayr› bir önem kazand› vegalericilik kurumunu müzayedelerle birlikte toptan bir de¤iflime zorluyor.Galeriler as›l sat›fllar›n›, üzerine titredikleri sanatç›lar›n sergilerinden,depolar›ndan ya da ikinci pazar üzerinden de¤il fuarlardan yapmak zorundaart›k ve fuardan fuara koflturuyorlar. Bunun ana nedenlerinden biri de klasikizleyici/al›c› profilinin toptan de¤iflime u¤ram›fl olmas›. Ciddi birkoleksiyoncu ya da çok büyük bütçesi olmayan biri, geçmiflte, esere vesanatç›ya ikna olana kadar, koleksiyonunu ne yöne götürece¤ine bakarakuzun zaman geçirebiliyorken galeride ya da müzayede öncesinde; bugüngaleriye bile u¤ramadan, portfolyalardan, telefonda bile al›m yapar halegeldi. Hatta, daha da kötüsü, “event-driven buying” (organizasyon güdümlüal›flverifl ) diyebilece¤imiz bir biçimde “di¤er”leriyle at›fl›rcas›na,sansasyonel al›ma yöneldi. Fuarlar da bunun tam mekân› ve Basel Miamifuar› en cazibelisi. Zaten son 25 y›lda “koleksiyon” bir stok de¤eri kazand›,koleksiyonlar gitgide birbirlerine benzediler ve koleksiyoncular dasanatç›lara birer “stok” gibi yaklafl›r oldu. Büyük uluslararas› bankalar›n“sanat bankac›l›¤›” ad› alt›nda dallar› var. Fuarlar, VIP klüpleri, araba veflampanya sponsorlar›yla... ve gittikçe daha fazla ve “high-end” sponsordandestek almaktalar. Sanat eserlerinin de¤erleri, ekonomik krizlerden, di¤erde¤iflkenlere göre çok daha az etkileniyorlar. Yani sanat eseri art›k “eser”de¤il, duruma göre al›n›p sat›lan bir “mal”. Charles Saatchi burada bafl› çekentacir “hami”lerin en tipik örne¤i. Sanat ekonomisi günümüzün en büyük, biro kadar da en az kontrol edilen ekonomilerinden biri. Rusya’daki fuar,müzayede hareketlili¤i bu ba¤lamda izlemeye en de¤er durum.

Bu yeni ortamda müzeler, pazar›n h›z›n›n çok da gerisinde kald›klar›için, kimi zaman bir araya gelerek ortak eser almaya çal›fl›yor, kimi zaman da,New York’taki Museum of Modern Art örne¤inde oldu¤u gibi, koleksiyon-lar›ndan çok de¤erli eserleri satmak zorunda kal›yor ve s›kl›kla da yasalardakivergi indirimi boflluklar›n› kullanarak, özel koleksiyonlardan “ba¤›fl” ad›alt›nda, ama ba¤›fl karfl›l›¤›nda vermeleri gerekenden çok daha fazlas›n›vererek, ellerinde eser tutmaya çal›fl›yorlar. Bu denklemlerin tümünde de enbüyük kaybeden, sanatç›lar. Belki stok de¤erleri yükseliyor ama, eserleriikinci, üçüncü el de¤ifltirmelerde ç›lg›nca “prim” yaparken, onlara “telif”dahi düflmüyor. Uluslararas› kabul gören ba¤lay›c› yasalar olmad›kça da,piyasa, eserin el de¤ifltirmesi durumunda sanatç›ya kurufl vermeyen ülkelerüzerinden fatura kesmeye devam edecek ve pazar oynakl›¤›n› sürdürecek.

Sözün k›sas›, sanat eserini sat›n almak, art›k eseri korumak, gelece¤eaktarmak ve paylaflmak anlam›na gelmiyor, koleksiyoncu asl›nda biryat›r›mc› ve sanat eseri de art›k bir mala dönüflüyor.•

H A Z E L T U L G A R

Limuzinin penceresinden d›flar›s›n›kendisini kaydeden kameran›n bi-linciyle seyreden bir adam. Pence-reden akan sokak görüntüleri, arka-da sessizce arabay› süren floför. Sü-rücünün hemen arkas›nda oturarakileriye de¤il güzergâh boyunca geri-de kalanlara do¤ru bakan adam ne-fesini ayarl›yor ve sahne aç›l›yor.Melik Tutuncu, paraya ve flöhretedoymufl Amerikal› Yahudi mimarkimli¤i ile büyükannesini anlatmaküzere performans›na bafll›yor. Ka-meran›n görüntülemedi¤i Blum iseönce beceriksizce teflekkürler edenve sorular soran sonra aç›lan röpor-törün rolüne bürünüyor.

Projelerinde elefltirel ve mizahibir gözle kültürel tarihi yeniden oku-

yan Michael Blum’un “Safiye Be-har’›n An›s›na” çal›flmas›, TürkiyeCumhuriyeti’nin kurulufl döneminedair kiflisel oldu¤u kadar toplumamal olabilecek bir hikâye kurgulu-yor. Daha do¤rusu bu hikâyenin söz-de keflfini anlat›yor. Mart ay›ndaFrans›z Kültür Merkezi’nde eski ça-l›flmalar› ile bienal projesini anlatanBlum’un konuflmas›n›n sonunda birizleyici Blum’a “bu bahsetti¤inizaraflt›rmac› kim?” diye sorarak sa-natç›n›n kendisini orada olmayan biraraflt›rmac›dan bahseden bir kiflisand›¤›n› ortaya koymufltu. Blum’unasl›nda yapt›¤› tam da kurgusal birkarakter veya hikâye yaratmaktanziyade, sanatç›y› kurgusal bir arafl-t›rmac› olarak sunmak ve izleyicilerinnezdinde inand›r›c›l›¤›n› s›namak.

‹stanbul’un y›pranm›fl güzel bina-lar›ndan biri olan Deniz Palas’›n içine

girilince tüm karfl› konulmazl›¤› ileduyulan geçmifl yaflamlara merakhissi, Safiye Behar’›n evinde tatminoluyor. Baflkalar›n›n hikâyelerinedaha az e¤lenceli, albenisiz, s›radanoldu¤u zaman duyulan umursamaz-l›k, günümüzü anlamland›ran tarih-sel gerçeklerin s›r perdesinden s›y-r›lmas›n›n cazibesi ile erteleniyor.Gömüldü¤ü sessizlikten ç›kar›larakbu hikâyenin baflkahraman› olan Sa-fiye Behar’›n kiflili¤inin otantikli¤i vekurgusal anlat›n›n tarihselli¤i, sergi-lendi¤i mekân›n atmosferinden ol-du¤u kadar, sergilenen eski eflyalar,gerçekten yaz›lm›fl izlenimi verenmektuplar ve bir video çal›flmas›n-dan kaynaklan›yor.

Kurgusal filmlerin ve sözlü tariharaflt›rmac›l›¤›n›n bir parças› olanbelgesel filmlerin biçimsel özellik-lerinin ortakl›klar›n›n bilincinde

seyredildi¤inde Blum’un videosuizlemesi oldukça zevkli bir çal›flma.Görsel olarak Chicago sokaklar›ndadolaflan bir limuzin ve camdan yan-s›yan sokak görüntüleri, iflitsel ola-rak ise araban›n d›fl›ndan gelen d›flsesler ile flimdiki zamanda ak›p gi-den hayat›n içine konumland›r›lanbir öznenin kamera karfl›s›ndakiperformans›, röportajlara dayananbelgesel filmlerin bütün kal›plar›nauyuyor. Kimi zaman ortaya ç›kankibri, dil sürçmeleri, övüngen tarz›ile Woody Allen filmlerinden tan›-d›k gelen, Türkiyelilik ba¤lam›ndaise son derece yabanc› bu kiflininvarl›¤› ve soy a¤ac›n›n öyküsü tamda bize aflina gelen kültürel refe-ranslar ile ikna edici. Belgeselcilik-te s›kça tart›fl›lan kameran›n çekti¤ikifli üzerindeki performatif etkisinedair sorular› bertaraf edercesine

aç›kça rol yapan Tutuncu, yine deinand›r›c›l›¤›n› koruyor. Bunda vi-deonun doruk noktas›n› oluflturanTutuncu’nun ‹stanbul’a ayak bas-mamas›n›n nedeni olarak ailesininyok olmas›n› anlatt›¤› an›n pay› bü-yük. Tutuncu’nun büyükannesinintan›kl›k etti¤i yaflam›n› anlatmas›beklendi¤i s›rada, dramatik yap›n›nformülüne uygun olarak son andakendi belirleyici travmas›n› itirafetmesi, videonun gizli çekim mer-kezini oluflturuyor. Kendinden eminöznenin saklad›¤› s›rlar› d›fla vurmaan› ile “en gerçek” olana ulaflmay›amaçlayan kameran›n kendisinin debeklemedi¤i bu zafer; videonunkurgusall›¤›n fark›nda olanlara ene¤lenceli, gerçek oldu¤una inanan-lara en dramatik, emin olamayanla-ra ise en ac› verici mu¤lakl›ktakinokta olmal›.

Gerçek bir belgeselin ö¤esi olsay-d› gerçeklere ulaflma çabas›nda he-defin flaflmas›n›n kolayl›¤›na, belkide bu flafl›rtmac› travmalar›n araflt›-r›lmas› gerekti¤ine bir iflaret olarakokunabilecek bu röportaj, onu ger-çeklefltiren kifli yani kurgusal biraraflt›rmac› olan Blum ba¤lam›ndade¤erlendirildi¤inde farkl› bir sonu-ca da yol açabiliyor. Tarih yaz›m› vesunumunun günümüz siyasal yap›-s›ndan ba¤›ms›z olmamas› nedeniyleönemli oldu¤u kadar kaygan zemi-ninde sa¤lam durmak, araflt›rmac›kimli¤inin yetkinli¤ini, biçimselözelliklerin ikna edicili¤i ile kar›flt›r-mamaya ba¤l›. Safiye Behar’›n varl›-¤›, gerçek olup olmamas› ile de¤il,tarih e¤itiminin ve belgesel kal›pla-r›n koflulland›rd›¤› etki-tepki kal›p-lar›n› bir süreli¤ine duraklatmas› ileanmaya de¤er.•

E V R E N B A R I N E G R ‹ K

“Safiye Behar’›n An›s›na” adl› çal›fl-mas›yla Michael Blum yumuflak kar-n›m›za dokunuyor, hem de iki ayr›noktadan! Birincisi, bir ulusun önde-ri, idolü, asker, yönetici, devrimciMustafa Kemal ve di¤eri Osmanl›’danbu yana ülkenin ticari geliflimindeher zaman önemli bir yerde duranMusevi cemaatine mensup, üstelikMarksist ve de feminist kurmaca birkiflilik, Safiye Behar. Biri “gerçek”,di¤eri “kurmaca”, biri “erkek”, di-¤eri “kad›n”, biri “bizden”, di¤eri“öteki”, ikisi de evli, birbirinden ayr›

ve farkl›. Sanki iki uç noktaym›fl gibi,sanki dokunulmas› yasakm›fl gibi,sanki birileri dokunursa y›k›lacak birtarih gibi karfl›m›zdalar. Oysa tarihyaln›zca, günlerden, aylardan ve y›l-lardan oluflur, yap›lan antlaflmalar-dan, savafllardan, bazen bar›fltanoluflur, yani y›k›lmaz, de¤iflmez, du-rur. Tarihi de¤ifltirebilecek güçtekietkiler ancak, geçmifl zamanda, olupbiten bir iliflki yuma¤›n›n, elde edi-len belge-bilgi kaynaklar›n›n do¤ru-lanmas› ve yorumlanmas›yla gerçek-leflebilir.

Blum, Mustafa Kemal’den Safi-ye’ye üç mektup, Safiye’nin y›k›nt›haline gelmifl evinden kalan eflyalar,

bir de Amerika’da ortaya ç›kan toru-nunun a¤z›ndan Safiye’yi anlatan birvideo ile karfl›m›zda. Tarihe mal ol-mufl bir “kahraman” ve “sevgili-si”nin, asl›nda iki insan›n “gayet in-sani” iliflkilerini tarihe farkl› bir bak›flaç›s› getirmek amac›yla sorguluyor.Blum yaratt›¤› dünyan›n ve ortayaç›kard›¤› tarihi “gerçe¤in” bir yan›l-sama, kurmaca oldu¤unu daha son-radan belirterek, kiflinin tarihle, bi-linçle, alg›lay›flla hesaplaflmas›n›sa¤l›yor. Nas›l? Blum’un ortaya koy-du¤u, birbirinden farkl› tarihlerdeyaz›lm›fl üç mektup, yani yaz›l› belgetarihin en önemli malzemesi niteli-¤inde. Düflünün ki, henüz Latife Ha-

n›m’›n yazd›¤› mektuplar, günlükleribile aç›lmad›. Fakat “kurmaca” daolsa bu üç mektupta kemiklefltirilmifltarihi imgelerin ters yüz edildi¤inigörüyoruz; her gün karfl›laflt›¤›m›zherhangi bir insan olarak, bir ayd›nolarak, bir dost olarak, bir âfl›k olarakMustafa Kemal ile karfl›lafl›yoruz.Ö¤retilen, idollefltirilen tüm özellik-lerinden ba¤›ms›z olarak, ç›r›lç›plakbir insan. Evet, bu tarihi bir karfl›lafl-ma, tarihi bir yan›lsama olsa da. K›-sac›k mektuplarda Cumhuriyetin dö-nüm noktalar› ve Cumhuriyete karfl›tepkiler tart›fl›l›yor üstelik; kad›nhaklar›, feminizm, Marksizm, Nâz›mHikmet gibi...

Kayda geçmemifl ve henüz gün›fl›¤›na ç›kmam›fl tarihi hikâyeler el-bet gerçe¤in unutuldu¤u anlam›nagelmez, ki bu gerçek bilinen, ö¤re-tilen tarihin gerçe¤i de¤ildir. Mese-le, tarihi bir kiflinin her fleyden önceinsani vas›flar›yla karfl›laflman›ndo¤uraca¤› elefltirel bir bak›fl, birsorgulay›flt›r. Cumhuriyete dair bi-linen tarihi gerçekler, olaylar›n neolufl s›ralar›n› ne de oluflunu de¤ifl-tirir, yaln›zca insanlar›n bak›fl aç›la-r›n› farkl›laflt›r›r.

Öte yandan Blum’un yaratmak is-tedi¤i baflka bir etki de, MustafaKemal’in, Musevi, Marksist ve fe-minist bir kad›ndan, bir ülkenin ta-

rihini yaratmak üzere nas›l ve nekadar etkilendi¤i sorusunun yarata-ca¤› infial olabilir. Safiye Behar’ayüklenen tüm özellikler elbette ge-lifligüzel seçilmemifl, Mustafa Ke-mal’in Kemalizmi ve Safiye’ninMarksizmi iliflkinin çat›flmas›n›, ka-d›n haklar› ve feminizm ikisinin bu-lufltu¤u noktay›, Safiye’nin Museviolmas› ise ulusu var etme aflama-s›ndaki Mustafa Kemal’in “öteki”nebak›fl aç›s›n› oluflturuyor. SankiMustafa Kemal “sevgilisi”ne de¤ilde, çok sevdi¤i bir dostuna yaz›yorgibi kaleme ald›¤› bu mektuplarda,Safiye’nin bir ulusun kahraman›n›tüm insani özelliklerini ortaya ç›-karmak için yarat›lm›fl, “gerekli”noktalara temas eden bir kiflilik ol-du¤una flahit oluyoruz.

E¤er tüm bunlar gerçekten “ger-çek” olsayd›, kimi arflivler gibi, Lati-fe Han›m’›n da bir türlü aç›lmak bil-meyen, sürekli saklanan belgeleriaç›ld›¤›nda, yani bir kahraman› insanolarak tan›maya ve anlamaya baflla-ma sürecinde hop oturup hop kalka-cakt›k. Michael Blum’un yaratt›¤›kurmacada da hoplatmaya de¤er!•

Safiye Behar Hakk›nda Merak Edip de Torununa Soramad›¤›n›z Her fieyBehar, gerçek olup olmamas› ile de¤il, tarih e¤itiminin ve belgesel kal›plar›n koflulland›rd›¤› etki-tepki kal›plar›n› bir süreli¤ine duraklatmas› ile anmaya de¤er.

Gerçek Kurmaca Erkek Kad›n Bizden ÖtekiBirileri dokunursa y›k›lacak bir tarih gibi karfl›m›zdalar: Mustafa Kemal ve Safiye Behar.

Michael Blum’un Safiye Behar’›n An›s›na adl› enstalasyonundan (Foto¤raf: Muammer Yanmaz)