s. 13 camilerimiz ve çevre - igmg.org · aana notlari gemeinschaft. community. communaut. şslam...

24
AJANDA NOTLARı 11 Ekim 2013 — Sayı 24 Gemeinschaft. Community. Communauté. İslam Toplumu Millî Görüş » www.igmg.org s. 5 s. 7 s. 13 s. 21 s. 9 yaşında! 1 Berlin – Almanya’da İslam İlahiyatı. Düzenleyen: BSV (Berlin Studenten Vereinigung). Katılımcı- lar: Yılmaz Güneş. Yer: Werkstatt der Kulturen, Wissmannstr. 32, 12049 Berlin. Saat: 18:00 Hannover – Berlin Gezisi. Düzenleyen: Gençlik Teşkilatı Orta Öğretim. Bilgi için: Abdulkadir Kurtocağı, Tel. 0178-8146133 12-13 Ekİm Ruhr A – 1. Yatılı Eğitim Semineri. Düzenleyen: Gençlik Teşkilatı. Yer: Lindenhorststr. 80 - 82, 44147 Dortmund. Bilgi için: [email protected] 11 Ekİm Ruhr A – Zehirli Bal: “Bilsem Sorar mıydım?”. Düzenleyen: Kadınlar Gençlik Teşkilatı Yer: Kes- selstr. 25-27, 45888 Gelsenkirchen, Saat: 14:00 Düsseldorf – Tefsir Dersi. Düzenleyen: Kadınlar Gençlik Teşkilatı Remscheid Şubesi, Yer: Hons- bergerstr. 73, 42857 Remscheid Saat: 18:00 12 Ekİm Hamburg – Kur’an neden mucizedir? (Warum ist der Quran ein Wunder?), Fatiha Suresi Tefsiri. Düzenleyen: IHG (İslamische Hochschulge- meinde) Katılımcılar: Navid Chizari Yer: Merkez Camii, Böckmannstr. 40, 20099 Hamburg Saat: 18:30 - 20:00 18 Ekİm Schwaben – İleri Eğitim Semineri (Fortbildung als Muslima in Deutschland). Düzenleyen:Üni- versiteliler Birimi. Katılımcılar: Kevser Demir. Yer: Rheinstr. 5, 88046 Friedrichshafen. Saat: 19:30 19 Ekİm Ruhr A – Zehirli Bal: “Bidat”. Düzenleyen: Ka- dınlar Gençlik Teşkilatı. Yer: Kesselstr. 25-27, 45888 Gelsenkirchen. Saat: 14:00 Hamburg – Kur’an neden mucizedir? (Warum ist der Quran ein Wunder?), İhlas Suresi Tefsiri. Düzenleyen: IHG (İslamische Hochschulge- meinde) Katılımcılar: Navid Chizari Yer: Merkez Camii, Böckmannstr. 40, 20099 Hamburg Saat: 18:30 - 20:00 21-26 Ekİm Ruhr A – Bosna Gezisi. Düzenleyen: Kadın- lar Teşkilatı. Yer: Pelkum Eyüp Sultan Camii, Grosser Werl Str. 27, 59077 Hamm. Hareket saati: 10:00. Bilgi için: Seher ve Ahmet Erol, Tel. 0176-70540150, 0163-9740693 (Herkese açıktır) HASENE 350 Kurban Gözlemcisi 74 ülkeye gidiyor GEnEl mErkEzİmİz Kadınlar Teşkilatı Bölge Başkanları toplandı hac - kurban ÖzEl Ümmet bilincinin inşasında haccın önemi GENEL MERKEZİMİZDEN AiLE EğiTiM KURSLARI BAşLIYOR Almanya’daki 17. Açık Cami Günü’nün bu yılki konusu çevre oldu. 29 bölgeden toplantıya katılım sağla- yan bölge eğitim başkanlarına 2012-2013 sezonu çalışmalarının değerlendirilmesi ve 2013-2014 sezonu çalışmalarının hiz- met takvimi sunuldu. Kadınlar Teşkilatı bölge eğitim başkanları, ana sınıf ve Ço- cuk Kulübü bölge sorumlularının da ka- tıldığı toplantı toplamda 71 bölge idare- cisinin iştiraki ile düzenlendi. Toplantıya, Kadınlar Teşkilatı Eğitim Başkanı Handan Yazıcı, Dr. Abdulhalim İnam, Cengiz Ka- dırgan ve Meryem Özmen ile Ayşe Akova da katılarak, farklı alanlarda gerçekleşti- rilen eğitim faaliyetleri hakkında bilgilen- dirmede bulundular. İlki bütün eğitim sorumlularının katıl- dığı, ikincisinin de özel oturumlarda ger- çekleştiği iki bölümden oluşan toplantıda Genel Merkez Eğitim Başkanı Ekrem Kö- mürcü yeni çalışma yılının hayırlara vesile olmasını diledi. “Sorunlara çözüm üreten bir topluluğun mensupları olarak bu yıl da bölge ve şubelerimizin bereketli hizmetlere sahne olmasını temenni ediyorum.” diyen Kömürcü, Genel Merkez Eğitim Başkanlığı ve bölgelerdeki görev değişikliklerine deği- nerek görevlerini devreden idarecilere yap- tıkları hizmetlerden ötürü teşekkür etti. Kömürcü, 2012-2013 yılında Genel Merkez eğitim kadrosunda Aile Eğitim çalışmala- IGMG’nin birçok bölgesinden hac farizele- rini yerine getirmek üzere yolan hacı adayları, önce bölge ve cemiyetlerde düzenlenen bilgi- lendirme seminerlerine katılarak detaylı bilgi- ler edindiler. Akabinde düzenlenen uğurlama programları, hacıların kutsal topraklara doğru yola çıkacakları havalimanlarında yoğun katı- lımla gerçekleştirildi. Hacıların ibadetlerini sorunsuz bir şe- kilde yerine getirmeleri ve ibadetleri es- nasında mümkün olduğunca fazla mane- vi kazanım elde etmeleri amacıyla sağlık hizmetlerinden psikolojik desteğe kadar her türlü hizmeti sunan IGMG Hac ve Umre Bi- rimi, Mekke ve Medine’de kafile başkanlarına yönelik toplantılar düzenledi. Mekke ve Me- dine’de gerçekleştirilen gezilerle bilgilenen, düzenlenen irşad programlarıyla haccın ve- rimli atmosferini yaşayan hacılar, Medine’de teheccüd namazları, sohbetler ve evrâd-ı şerîf okumalarını sürdürürken, Kâbe’yi tavaf ederek hac farizelerini yerine getiriyorlar. Bir gelenek hâline gelen İrşad Çadırı programları ise, hacı- lara alanlarında yetkin simalardan yeni bilgiler edinme ve hac ibadeti ile alakalı sorularına ce- vap bulma imkânı sunuyor. rına katkıda bulunan görevlilere teşekkür- lerini iletti. Kömürcü, yapılan çalışmaların sadece Allah rızası için yapıldığını belirte- rek hizmetlerin sadece cami içinde kalma- ması gerektiğini, toplumsal sorunlara da çözümler üretilmesinin zorunlu olduğu- nu ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü: “İçinde yaşadığımız ülkelere maddi-manevi katkı sağlamalı, çocuklarımızın salih kul ve hayırlı vatandaş olmaları konusunda gayret sarf etmeliyiz. En önemlisi herkesin hak- kını koruyan bir toplum olmalıyız. Bütün bunlar için cemiyetlerimize, cemaatimize sahip çıkmalı, kurumlarımızı cazibe mer- kezi hâline getirmeliyiz. Özellikle Genel Merkez ekiplerinin taşıdığı heyecana böl- gelerimiz aynı istekle ve şevkle katılacağına inanıyoruz. Genel Merkez tarafından oluş- turulan projelerin bölgelerde de bu heye- canla uygulanmasını bekliyoruz.” Bölge eğitim başkanlarına seslenme- ye devam eden Kömürcü, bölgelerin yeni sezona amin alayları ile başladığını, haf- tasonu kursları öğrenci sayısında da cid- di bir artış gözlendiğini ifade etti. Ana sı- nıfları, Çocuk Kulübü çalışmaları, eğitim müfredatı, ana dilde din dersleri gibi bir- çok konuya değinen Kömürcü, sözlerini hayra öncülük eden eğitimcilere teşekkür ederek bitirdi. Eğitimciler buluştu Hacılar kutsal topraklarda IGMG Hac ve Umre Birimi ile kutsal topraklara doğru yola çıkan ilk kafileler Mekke ve Medine’ye ulaştı. Eğitim Başkanlığı yeni sezonun ilk Bölge Eğitim Başkanları Toplantısı’nı (BEBT) Kerpen’deki Genel Merkezimizde gerçekleştirdi. Cengiz Kadırgan EğİTİM BAŞKANLIğI HAC VE UMRE Kurban Fıkıh Köşesi Kurban ve kurban kesmeye dair merak edilenler ve bu hususlardaki hükümler. Hac-Kurban Âdâb-ı Muâşeret Tavaf etme ve kurban kesme âdâbı konusunda nelere dikkat edilmesi gerekiyor? Camilerimiz ve çevre s. 5 s. 7 s. 13 s. 14

Upload: others

Post on 13-Sep-2019

1 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

AjAndA notlArı

11 Ekim 2013 — Sayı 24Gemeinschaft. Community. Communauté. İslam Toplumu Millî Görüş » www.igmg.org

s. 5

s. 7

s. 13

s. 21s. 9

yaşında!1

Berlin – Almanya’da İslam İlahiyatı. Düzenleyen: BSV (Berlin Studenten Vereinigung). Katılımcı-lar: Yılmaz Güneş. Yer: Werkstatt der Kulturen, Wissmannstr. 32, 12049 Berlin. Saat: 18:00

Hannover – Berlin Gezisi. Düzenleyen: Gençlik Teşkilatı Orta Öğretim. Bilgi için: Abdulkadir Kurtocağı, Tel. 0178-8146133

12-13EkİmRuhr A – 1. Yatılı Eğitim Semineri. Düzenleyen: Gençlik Teşkilatı. Yer: Lindenhorststr. 80 - 82, 44147 Dortmund. Bilgi için: [email protected]

11EkİmRuhr A – Zehirli Bal: “Bilsem Sorar mıydım?”. Düzenleyen: Kadınlar Gençlik Teşkilatı Yer: Kes-

selstr. 25-27, 45888 Gelsenkirchen, Saat: 14:00

Düsseldorf – Tefsir Dersi. Düzenleyen: Kadınlar Gençlik Teşkilatı Remscheid Şubesi, Yer: Hons-bergerstr. 73, 42857 Remscheid Saat: 18:00

12EkİmHamburg – Kur’an neden mucizedir? (Warum ist der Quran ein Wunder?), Fatiha Suresi Tefsiri. Düzenleyen: IHG (İslamische Hochschulge-meinde) Katılımcılar: Navid Chizari Yer: Merkez Camii, Böckmannstr. 40, 20099 Hamburg Saat: 18:30 - 20:00

18EkİmSchwaben – İleri Eğitim Semineri (Fortbildung als Muslima in Deutschland). Düzenleyen:Üni-versiteliler Birimi. Katılımcılar: Kevser Demir. Yer: Rheinstr. 5, 88046 Friedrichshafen. Saat: 19:30

19EkİmRuhr A – Zehirli Bal: “Bidat”. Düzenleyen: Ka-dınlar Gençlik Teşkilatı. Yer: Kesselstr. 25-27, 45888 Gelsenkirchen. Saat: 14:00

Hamburg – Kur’an neden mucizedir? (Warum ist der Quran ein Wunder?), İhlas Suresi Tefsiri. Düzenleyen: IHG (İslamische Hochschulge-meinde) Katılımcılar: Navid Chizari Yer: Merkez Camii, Böckmannstr. 40, 20099 Hamburg Saat: 18:30 - 20:00

21-26EkİmRuhr A – Bosna Gezisi. Düzenleyen: Kadın-lar Teşkilatı. Yer: Pelkum Eyüp Sultan Camii, Grosser Werl Str. 27, 59077 Hamm. Hareket saati: 10:00. Bilgi için: Seher ve Ahmet Erol, Tel. 0176-70540150, 0163-9740693 (Herkese açıktır)

HASENE350 Kurban Gözlemcisi 74 ülkeye gidiyor

GEnElmErkEzİmİzKadınlar Teşkilatı Bölge Başkanları toplandı

hac-kurbanÖzElÜmmet bilincinin inşasında haccın önemi

GENEL MERKEZİMİZDENAile eğitim KurslArı bAşlıyor

Almanya’daki 17. Açık Cami Günü’nün bu yılki konusu çevre oldu.

29 bölgeden toplantıya katılım sağla-yan bölge eğitim başkanlarına 2012-2013 sezonu çalışmalarının değerlendirilmesi ve 2013-2014 sezonu çalışmalarının hiz-met takvimi sunuldu. Kadınlar Teşkilatı bölge eğitim başkanları, ana sınıf ve Ço-cuk Kulübü bölge sorumlularının da ka-tıldığı toplantı toplamda 71 bölge idare-cisinin iştiraki ile düzenlendi. Toplantıya, Kadınlar Teşkilatı Eğitim Başkanı Handan Yazıcı, Dr. Abdulhalim İnam, Cengiz Ka-dırgan ve Meryem Özmen ile Ayşe Akova da katılarak, farklı alanlarda gerçekleşti-rilen eğitim faaliyetleri hakkında bilgilen-dirmede bulundular.

İlki bütün eğitim sorumlularının katıl-dığı, ikincisinin de özel oturumlarda ger-çekleştiği iki bölümden oluşan toplantıda Genel Merkez Eğitim Başkanı Ekrem Kö-mürcü yeni çalışma yılının hayırlara vesile olmasını diledi. “Sorunlara çözüm üreten bir topluluğun mensupları olarak bu yıl da bölge ve şubelerimizin bereketli hizmetlere sahne olmasını temenni ediyorum.” diyen Kömürcü, Genel Merkez Eğitim Başkanlığı ve bölgelerdeki görev değişikliklerine deği-nerek görevlerini devreden idarecilere yap-tıkları hizmetlerden ötürü teşekkür etti. Kömürcü, 2012-2013 yılında Genel Merkez eğitim kadrosunda Aile Eğitim çalışmala-

IGMG’nin birçok bölgesinden hac farizele-rini yerine getirmek üzere yolan hacı adayları, önce bölge ve cemiyetlerde düzenlenen bilgi-lendirme seminerlerine katılarak detaylı bilgi-ler edindiler. Akabinde düzenlenen uğurlama programları, hacıların kutsal topraklara doğru yola çıkacakları havalimanlarında yoğun katı-lımla gerçekleştirildi.

Hacıların ibadetlerini sorunsuz bir şe-kilde yerine getirmeleri ve ibadetleri es-nasında mümkün olduğunca fazla mane-vi kazanım elde etmeleri amacıyla sağlık hizmetlerinden psikolojik desteğe kadar her

türlü hizmeti sunan IGMG Hac ve Umre Bi-rimi, Mekke ve Medine’de kafile başkanlarına yönelik toplantılar düzenledi. Mekke ve Me-dine’de gerçekleştirilen gezilerle bilgilenen, düzenlenen irşad programlarıyla haccın ve-rimli atmosferini yaşayan hacılar, Medine’de teheccüd namazları, sohbetler ve evrâd-ı şerîf okumalarını sürdürürken, Kâbe’yi tavaf ederek hac farizelerini yerine getiriyorlar. Bir gelenek hâline gelen İrşad Çadırı programları ise, hacı-lara alanlarında yetkin simalardan yeni bilgiler edinme ve hac ibadeti ile alakalı sorularına ce-vap bulma imkânı sunuyor.

rına katkıda bulunan görevlilere teşekkür-lerini iletti. Kömürcü, yapılan çalışmaların sadece Allah rızası için yapıldığını belirte-rek hizmetlerin sadece cami içinde kalma-ması gerektiğini, toplumsal sorunlara da çözümler üretilmesinin zorunlu olduğu-nu ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü: “İçinde yaşadığımız ülkelere maddi-manevi katkı sağlamalı, çocuklarımızın salih kul ve hayırlı vatandaş olmaları konusunda gayret sarf etmeliyiz. En önemlisi herkesin hak-kını koruyan bir toplum olmalıyız. Bütün bunlar için cemiyetlerimize, cemaatimize sahip çıkmalı, kurumlarımızı cazibe mer-kezi hâline getirmeliyiz. Özellikle Genel Merkez ekiplerinin taşıdığı heyecana böl-gelerimiz aynı istekle ve şevkle katılacağına inanıyoruz. Genel Merkez tarafından oluş-turulan projelerin bölgelerde de bu heye-canla uygulanmasını bekliyoruz.”

Bölge eğitim başkanlarına seslenme-ye devam eden Kömürcü, bölgelerin yeni sezona amin alayları ile başladığını, haf-tasonu kursları öğrenci sayısında da cid-di bir artış gözlendiğini ifade etti. Ana sı-nıfları, Çocuk Kulübü çalışmaları, eğitim müfredatı, ana dilde din dersleri gibi bir-çok konuya değinen Kömürcü, sözlerini hayra öncülük eden eğitimcilere teşekkür ederek bitirdi.

Eğitimciler buluştu Hacılar kutsal topraklardaIGMG Hac ve Umre Birimi ile kutsal topraklara doğru yola çıkan ilk kafileler Mekke ve Medine’ye ulaştı.

Eğitim Başkanlığı yeni sezonun ilk Bölge Eğitim Başkanları Toplantısı’nı (BEBT) Kerpen’deki Genel Merkezimizde gerçekleştirdi. Cengiz Kadırgan

EğİTİM BAŞKANLIğI HAC VE UMRE

Kurban

Fıkıh Köşesi

Kurban ve kurban kesmeye dair merak edilenler ve bu hususlardaki hükümler.

Hac-Kurban

Âdâb-ı Muâşeret

Tavaf etme ve kurban kesme âdâbı konusunda nelere dikkat edilmesi gerekiyor?

Camilerimiz ve çevre

s. 5

s. 7

s. 13s. 14

camia | 11 Ekim 2013

Değerli Kardeşlerim

İçindekiler

Anzeigen | İlanlar İ[email protected] • T +49 221 942240-41 • F +49 221 942240-21Werbung | Reklam [email protected] • T +49 221 942240-30 • F +49 221 942240-21Distribution | Dağıtım [email protected] • T +49 221 942240-30 • F +49 221 942240-21Design • Satz • Druck | Tasarım • Dizgi • Baskı 99names communication GmbH Merheimer Str. 229 • D-50733 Köln • T +49 221 942240-20 • F +49 221 942240-21Auflage | Tiraj 51.650

Erscheint alle zwei Wochen Freitags. | İki haftada bir cuma günleri yayınlanır.Im Auftrag der IGMG durch 99names communication GmbH erstellt. IGMG adına, 99names communication GmbH tarafından hazırlanmıştır.

Herausgeber | Yayıncı IGMG - Islamische Gemeinschaft Millî Görüş e. V. İslam Toplumu Millî Görüş (Amtsgericht Köln, VR 17018) Abteilung für Verbandskommunikation Kurumsal İletişim Başkanlığı Mustafa Yeneroğlu (V. i. S. d. P.)Boschstr. 61-65 • D-50171 KerpenT +49 2237 656-0 • F +49 2237 656-555 • www.igmg.org • [email protected] Postanschrift | Adres camia • Merheimer Str. 229 • D-50733 Köln • T +49 221 942240-20 • F +49 221 942240-21Chefredakteurin | Genel Yayın Yönetmeni İlknur Küçük Redaktion | Redaksiyon İlknur Küçük, Rahime Söylemez, Elif Zehra Kandemir, Meltem [email protected] • T +49 221 942240-41/42/43 • F +49 221 942240-21

Impressum | Künye

Değerli Kardeşlerim

İki büyük bayramımızdan olan Kurban Bayra-mı’na sayılı günler kala, gerek Genel Merkezi-mizde gerekse bölgelerimizde kurban ve hac mevsimine ulaşmış olmanın heyacanını ve te-laşını yaşıyoruz. Hac kafilelerimizin çoğu kut-sal topraklara ulaştı, buradan tüm hacı aday-larımıza kazasız belasız yolculuklar diliyor, haclarının Allah katında mebrur ve makbul haclardan olmasını temenni ediyorum.Kardeşlerim, son zamanlardaki bazı önemli gelişmeleri sizlerle paylaşmak istiyorum. Al-manya’da Bremen ve Hamburg eyaletlerinde Müslümanlarla Devlet Anlaşması imzalanma-sının ardından Aşağı Saksonya’da da bu yön-de girişimler başladı. Müslümanlarla masaya oturarak meselelere ortak bir çözüm getirme arayışında olmak olumlu bir gelişme olmakla birlikte, Müslümanların asıl beklentisinin di-ğer dinî cemaatlerle eşit haklara sahip olmak olduğu unutulmamalıdır. Kardeşlerim son zamanlarda alınan iki mah-keme kararı dikkatlerimizi çekti. Avrupa Top-luluğu Adalet Divanı’nın ailesi Almanya’da ya-şayan Leyla Ecem Demirkan’ın, hasta babasını ziyaret etmek maksadıyla Almanya Başkon-solosluğu’na yaptığı müracaatin reddedilmesi ile yargıya taşınan dava kararına üzülmekle beraber maalesef şaşırmadık. Zira Avrupa hü-kümetleri 1963 Ankara Antlaşmasından doğan ve Türk vatandaşları için geçerli olan hakları reddederken, Türkiye hükümetleri de bu hak-ların gereği gibi takipçisi olmamıştır. Bunun sonucunda da hukuka değil, bilakis Avrupa ülkelerinin kendi göç siyasetlerine uygun ka-rarlar alınmıştır ve alınmaktadır. Diğer bir karar ise Türkiye’nin de üyesi oldu-ğu Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi ’nin Yahudi ve Müslümanları yakından ilgilendiren bir konuyu gündemine alarak, sünneti “erkek çocuklarının fiziksel bütünlüğünün ihlali” olarak tanımlayan bir karara imza atması oldu. Kararın açık ara oy farkıyla alınması bir yana, bu teklifi meclise sunan kişinin bir Alman par-lementer olması, Demirkan kararını da zihin-lerde çağrıştırarak Almanya’nın elli yıldır bir göç ülkesi olmasına rağmen, ülkede hâlâ bir kesimin çoğulculuğu kabullenemediğini gös-termektedir.Kardeşlerim son olarak bir kaç gün sonra idrak edeceğimiz Kurban Bayramımızın tüm insan-lık ve Müslümanlar için hayırlar getirmesini diliyor, birlik, beraberlik ve kardeşliğimizin pekişmesine vesile olmasını Allah Teâlâ’dan niyaz ediyorum.

Bir dahaki sayıda buluşmak duasıyla...

Kemal Ergün

İçindekiler

GündemdenAşağı saksonya’dan umut verici adım s. 4

sünnet fiziksel bütünlüğün ihlali s. 4

AtAD’ın kararı hukuki mi, siyasi mi? s. 4

FotoğraflarlaFaaliyetler s. 24

bölgelerimizdenHacılar kutsal topraklara uğurlandılar s. 8

Camilerden çevre ve engelli duyarlılığı s. 9

Kt ve KGt’den Aile eğitim semineri s. 10

bölge idarecileri ınnsbruck’ta biraraya geldi s. 10

yeni çalışma sezonunun ilk toplantısı s. 10

Kadınlar teşkilatı’nda Hafızın tacı Programı s. 11

Genişletilmiş bölge ve şube yönetim Kurulları

toplantısı yapıldı s. 11

yürütme Kurulları toplantısı gerçekleştirildi s. 11

Genelmerkezimizdeneğitim hizmetlerimizden her geçen gün daha fazla

kişi yararlanıyor s. 5

Aile eğitim Kursları başlıyor s. 5

ilk kafileler kutsal topraklarda s. 6

“Zahmete katlanmadan, rahmete kavuşmak zordur” s. 7

kültürveSanatDünden bugüne hacca dair... s. 23

haseneKurban gözlemcileri ne dedi? s. 20

350 Kurban Gözlemcisi 74 ülkeye gidiyor s. 21

Ümmet bilincinin inşasında haccın önemi s. 13

Fıkıh Köşesi s. 14

Hac insanın kendine olan yolculuğudur s. 15

Hac ibadetinin mana ve ehemmiyetine

dair mülahazalar s. 15

Hacı adaylarına tavsiyeler s. 16

Kurban; kişinin öz varlığını Allah yolunda

feda etmesidir s. 17

hac-kurbanÖzelZamana meydan okuyan yapı: Kâbe s. 12

tavaf etme ve kurban kesme âdâbı s. 13

GençlikAnnecy Gençlik teşkilatı başkanlığına yeni isim s. 19

Alpes bölgesi Gt sezonun ilk şube başkanları

toplantısı’nı yaptı s. 19

2014 yılına dört ayrı kurs ile başlıyoruz s. 19

camia | 11 Ekim 2013Gündemden4 |

Aşağı saksonya’dan umut verici adım

“sünnet fiziksel bütünlüğün ihlali”

AtAD’ın kararı hukuki mi, siyasi mi?

Almanya’da Bremen ve Hamburg eyaletlerinde Müslümanlarla Devlet Anlaşması imzalanmasının ardından ülke genelindeki diğer eyaletlerde de Müslüman temsilcilerle görüşmelere başlandı.

Türkiye’nin de üyesi olduğu Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM), Yahudi ve Müslümanları yakından ilgilendiren bir konuyu gündemine alarak, sünneti “erkek çocuklarının fiziksel bütünlüğünün ihlali” olarak tanımlayan skandal bir karara imza attı.

Ailesi Almanya’da yaşayan Leyla Ecem Demirkan’ın, hasta babasını ziyaret etmek maksadıyla Ankara’daki Almanya Başkonsolosluğu’na yaptığı müracaatin reddedilmesiyle yargıya taşınan süreç, Avrupa Topluluğu Adalet Divanı (ATAD) tarafından karara bağlandı.

MÜSLÜMANLARLA DEVLET ANLAŞMASI

AKPM

TÜRKLERE VİZE MUAFİYETİ

Aşağı Saksonya’nın eyalet yönetimi, Müslümanlarla devletin ilişkilerini düzenle-yen bir devlet anlaşması imzalanması konu-sunu görüşmek için DİTİB ve IGMG Cemi-yetlerinin de bünyesinde bulunduğu Aşağı Saksonya Şurası’ndan temsilcilerle bir ara-ya geldi. Eyalet Başbakanı Stephan Weil’in (SPD) hedeflere dair bir açıklamayla görüş-melerdeki niyeti beyan etmesinin ardından, Weil konuyla alakalı Müslümanlardan daha güçlü bir katılımın beklendiğini belirtti.

Devlet Anlaşması imzalanması ile alakalı yapılan görüşmede, anlaşmanın amacının eyaletle dinî cemaatler arasındaki ilişkiyi dü-zenlenmek olduğu ifade edildi. Buna karşın Müslüman temsilciler ise, diğer Hristiyan ve

Strasbourg’ta 19’a karşı 77 oyla kabul edilen ve Sosyalist Grup üyesi Alman Par-lamenter Marlene Rupprecht’in kaleme aldığı “Çocukların fiziksel bütünlük hakkı” başlıklı raporda, sünnetin tıbben gerekli olmadığı ve çocukların rızası alınmadan yapılmaması gerektiği ifadelerine yer ve-riliyor. Karara itiraz eden AKPM Türk par-lamenterlerin raporda sünnetle ilgili bö-lümlerin çıkarılması yönündeki çabaları ise sonuçsuz kaldı.

Sünnetin tıbben meşru olmadığının sa-vunulduğu rapor, çocukların kendi fiziksel

Türkiye ile Avrupa Birliği arasında im-zalanan Ankara Anlaşması’nda öngörülen “hizmetlerin serbest dolaşımı” kavramı uzun süredir tartışmaların merkezinde bulunu-yordu. Hukukçular, Türklerin Avrupa Birli-ği’ne üye ülkelerdeki hizmet serbestliğinin kapsamına turistik gezilerin de alınabileceği konusunda ikiye bölünmüşken ATAD’ın De-mirkan davasındaki kararı Türk vatandaşla-rında hayal kırıklığı yarattı. ATAD’ın Türk vatandaşlarının AB üyesi ülkelere vizesiz girmesini reddetmesi “siyasetin hukuka ege-menliği” tartışmalarını da gündeme getirdi. Nitekim davanın geçtiğimiz sene görülen duruşmasında karara dair görüşlerini açık-layan ülke temsilcilerinden bazıları, Tür-kiye’nin AB müzakerelerindeki eksiklikleri dile getirerek olayın hukuki boyutunun geri planda olduğu konusunda kuşkular oluştur-muşlardı.

Demirkan kararıyla alakalı basın açıkla-masında bulunan İslam Toplumu Millî Gö-rüş (IGMG) Genel Başkan Yardımcısı Mus-tafa Yeneroğlu, “Avrupa Topluluğu Adalet Divanı’nın siyasi baskılara boyun eğmesi üzücüdür.” ifadelerinde bulundu.

“ATAD’ın şu ana kadar sürdürmüş oldu-ğu içtihadından vazgeçerek Türk vatandaş-ların AB üyesi ülkelere vizesiz girmelerine hayır demesinin yasal birtakım sebeplerden

Yahudi cemaatleri ile eşit statüye kavuşma-nın yanında, Müslüman cemaatlerin kamu tüzel kişiliği elde etmesinin gerekliliğini dile getiriyor, ayrıca öğretmenlerin okullarda başörtüsü ile ders verebilmesinin de önü-nün açılmasını istiyorlar. Aşağı Saksonya Eyalet Yönetimi daha önceden İslami defin, hapishanelerde manevi destek hizmetle-ri ve İslam Din Dersi gibi konularla alakalı olarak Müslüman temsilcilerle görüşerek bu konulardaki temel düzenlemeleri hayata geçirmişti. Fakat Müslümanları ilgilendiren konulardaki düzenlemeleri içeren bir anlaş-manın yokluğu, bu konuların daha tutarlı bir şekilde takip edilmesini zorlaştırıyordu. Aşağı Saksonya’da Devlet Anlaşması

bütünlüklerini ilgilendiren sünnet husu-sunda söz sahibi olabilmeleri için 14 yaşına kadar beklenmesi önerisinde bulunuyor.

Karar, her ne kadar “tavsiye” niteliğin-de olup sünnetle alakalı herhangi bir yasak veya yaptırım çağrısı içermese de, karar-da Müslümanların ve Yahudilerin de artık sünneti sorgulamaya başladıkları belirtile-rek, konunun toplumsal tartışmaya açılma-sı gerektiği savunuluyor.

Sünnet konusu daha önce Avrupa’da Almanya’nın Köln Eyalet Mahkemesi’nin aldığı ve sünneti yaralama suçu sayan

dolayı anlaşılması güçken, siyasi açıdan ise karar hiç de şaşırtıcı gözükmemektedir.” diyen Yeneroğlu açıklamasına şu şekilde de-vam etti: “Başta Almanya Federal Cumhuri-yeti olmak üzere bazı AB üyesi ülkeler yoğun müdahalelerde bulunarak ve siyasi araçlar kullanarak dava sonucunu etkilemeye çalış-mış ve nihayet Lüksemburglu hakimler de onları bu çabaları için ödüllendirmiştir. Ör-neğin Federal Hükümet bir beyanında Avru-pa’nın tek tip vize sisteminin çökebileceğine dair uyarıda bulunmuş, siyasi arenada Avru-pa’nın batışından bile söz edebilmişti.”

Davaya ilişkin yapılan siyasi müdahale-nin arkasında yatan asıl meselenin vize so-runu olmadığını ifade eden Yeneroğlu, AB ülkelerinin ulusal entegrasyon politikaları için doğacak olan sonuçların kararda etki-li olduğunu belirtti. Yeneroğlu sözlerine şu şekilde devam etti: “Eğer ATAD Türk vatan-daşlarının vizesiz girişine izin verseydi, ör-neğin eş birleşiminde uygulanan tartışmalı dil sınavlarının da bir hükmü kalmayacaktı. Bu ise federal hükümetin Almanya’daki ve Avrupa’daki diğer hükümetlerin kendi ülke-lerindeki entegrasyon politikalarını alt üst edecekti. Gerçekçi bir gözle bakıldığında bu karar, Demirkan Hanım’ın bir yenilgisi de-ğildir. Bu karar daha ziyade Türkiye hükü-metlerinin de payının olduğu ve onyıllardır

süren bir ihmalin neticesidir. Çünkü burada sözkonusu olan mesele 1963 yılında yapılmış olan bir antlaşmanın yorumlanmasıdır. Türk vatandaşlarına vize zorunluluğu, antlaşmada yazılı olan haklarda kötüleştirme yasağına rağmen, 80’li yıllarda yürürlüğe sokulmuş-tur. Yani bu sözleşmenin ihlali tartışma ko-nusu olana kadar aradan 30 yıl geçmiştir. Ve Demirkan Hanım dava açmasaydı, Türkiye sözkonusu sözleşmede taraf ülke olarak bir girişimde bulunana kadar –bulanmaya niyeti olup olmadığı bilinmemekle birlikte- muh-temelen daha nice yıllar geçecekti. Şimdi, so-rumlulardan, yani Almanya ve Türkiye’den, bir siyasi çözüm bulmaları beklenmektedir. Çünkü en basit aile ziyaretlerinin dahi vize yüzünden gerçekleştirilememesi artık kabul edilemez bir durumdur. Zira düğün gibi aile törenleri veya vefat eden aile fertlerinin def-ni gibi üzücü olaylar bile bugün için en yakın akrabalardan uzak kalınarak gerçekleşmek-tedir. Bu yüzden, büyük ekseriyeti Müs-lüman olan Türkiye kökenlilerin Almanya yerine Türkiye’de defnolunmak istemeleri şaşırtıcı değildir, çünkü bu şekilde mezar, aile ve yakın akrabalar tarafından ziyaret edi-lebilmektedir. Bütün bu sebeplerden dolayı biz, İslami bir cemaat olarak sorumlulardan insan onuruna aykırı olan bu uygulamaya acilen son vermelerini talep ediyoruz.”

konusunda Müslüman temsilcilerle resmî görüşmeler devam ederken Diözese Rotten-burg-Stuttgart Akademisi’nin düzenlediği ve devlet temsilcileri ve dinî cemaatlerin önde gelenlerinin katıldığı bir toplantıda Baden Württemberg eyaletinde Müslüman-ların tanınması konusu masaya yatırılarak, katılımcıların olası Devlet Anlaşması’na dair öneriler sunması istendi.

Almanya’nın birçok eyaletinde Müslü-manlarla alakalı bu tarz girişimlerde bulu-nulması umut verici bir gelişme olarak kay-dedilse de, yapılan anlaşmalar, teorik bazda kaldıkları ya da diğer dinî cemaatlerle ya-pılan anlaşmalar gibi kapsayıcı olmadıkları gerekçesiyle eleştiriliyor.

kararıyla gündeme oturmuş, karar ülkede yaşayan Müslüman ve Yahudilerin tepkisini çekmişti. Şimdi AKPM’de aynı konunun bir Alman parlamenter tarafından gündeme taşınmış olması bu anlamda hiç de şaşırtıcı görünmüyor. Aksine, sünnet tartışmasının İngiltere veya Fransa gibi yoğun Müslü-man ve Yahudi nüfusa sahip ülkelerde de-ğil de Almanya’da tartışma konusu olması, 50 senedir bir göç ülkesi olmasına rağmen Almanya’nın çoğulcu bir toplum olma hu-susunda hâlâ katedecek çok yolu olduğunu gösteriyor.

Botond Horvath / Shutterstock.com

camia | 11 Ekim 2013 Genel Merkezimizden 5|

eğitim hizmetlerimizden her geçen gün daha fazla kişi yararlanıyor

Aile eğitim Kursları başlıyor

Bölge Eğitim Başkanları Toplantısı’nda yaz döneminde gerçekleştirilen çalışmalar aktarılırken, yeni dönemde yapılması planlanan çalışmalar da katılımcılarla paylaşıldı. Toplantının en dikkat çeken boyutu ise Eğitim Başkanlığı’nın hizmetlerinden istifade eden öğrenci sayısının her geçen gün artması oldu. Başkanlık yeni projeleriyle çok daha fazla insana ulaşma çabasında. Cengiz Kadırgan

IGMG Eğitim Başkanlığı Hizmet İçi Eğitim programlarına 2013/2014 dönemi startı verildi. Aile Eğitimciler Kursları bu dönemde de yoluna hızla devam ediyor. Eğitim Başkanlığı Aile ve Eğitim Sorumlusu Habibe Şen ile kusları konuştuk.

EğİTİM BAŞKANLIğI

EğİTİM BAŞKANLIğI

IGMG Genel Merkez Bölge Eğitim Baş-kanları Toplantısı’nda Eğitim Başkanı Ek-rem Kömürcü’nün ardından Kadınlar Teşki-latı Eğitim Başkanı Handan Yazıcı söz aldı. Yazıcı, insanın Allah katındaki kıymetinin, Allah için gayreti kadar olduğunu hatırlata-rak, Allah’a karşı sorumluluk hissinin yapı-lan bütün çalışmalarda yön verici olduğunu belirtti.

Toplantıda söz alan Dr. Abdulhalim İnam, İbn Sina Kız Koleji ve İmam Hatip Liselerinin şu an mevcut kapasitesilerinin dolduğunu ifade etti. Danimarka ve Bel-çika’daki çalışmaları değerlendiren İnam, okul derslerine yardım çalışmalarına ağır-lık verilmesi ve Eğitim Merkezlerinin bu hususla yakından ilgilenmesi gerektiği-ni vurguladı. “Her bölgede İslami İlimler

Kursları açılmalı.” diyen İnam, şu anda bu çalışmaların çoğunlukla kadınlara yönelik gerçekleştiğini, kursların erkeklere yönelik de hizmet vermesi gerektiğini belirtti.

Daha sonra söz alan Cengiz Kadırgan, 2012-2013 Genel Merkez Yaz Okulları çalış-ması hakkında değerlendirme ve bölge çalış-maları hakkında bilgilendirmede bulundu. 20 bölgede gerçekleşen yatılı Yaz Okulları-nın yanında toplamda 43 yatılı okulun hiz-met verdiğini, böylece toplamda yüzbin ço-cuğa eğitim sunulduğunu belirten Kadırgan, anasınıfı, haftaiçi ve haftasonu kurslarına katılan öğrenci sayılarını geçen çalışma yılı-na oranla sunarak öğrenci sayısındaki artışı değerlendirdi.

Toplantıda ortaokul öğrencilerine yö-nelik yurt çalışmalarını değerlendiren ve hizmet içi eğitim projesinin başarıyla yürü-tüldünü aktaran Meryem Özmen, Aile Eği-tim Kursları çalışmaları ile birlikte Muslim +10 ve Almanca din eğitimi çalışmalarından bahsetti. “Eğitimcilerimizin eğitilmesine önem veriyoruz.” diyen Özmen, “Engellilere yönelik çalışmalarımızı artırıyoruz. Bu sene düzenlenen Açık Cami Günü’ndeki prog-

ramların pilot cemiyetlerimizde işaret dili ile yapılmasının mutluluğunu taşıyoruz.” dedi. “Çeşitli nedenlerle Gençlik Daireleri tara-fından alınan çocuklara ve ailelerine umut olmak, onların sorunlarını çözmek adına çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu konuda geliştirdiğimiz projelerin bölgelerimize ta-şınması gerekmektedir.” diyen Özmen, ana-sınıfı sayısının 273’ten 421’e çıktığını, hede-fin 500 olduğunu belirtti.

Toplantıda konuşma yapan Ayşe Akova, Çocuk Kulübü’nün geçen çalışma yılında belirlediği hedefleri Norveç’in gerçekleştir-diğini belirterek Norveç Çocuk Kulübü Baş-kanı adına Bölge Eğitim Başkanı Mehmet Akdeniz’e hediye takdiminde bulundu. Ço-cuk Kulübü’nün yürüttüğü “Afrikalı çocuk-lar suya değil, okula gitsin” isimli projeden de bahseden Akova, Ağustos ayında yapılan İzcilik çalışmasına da değinerek ilerde İzcilik kamplarının Avrupa’da da düzenlenebilece-ğinin müjdesini verdi. “Eğitimciler şefkat ve merhametin temsil-cileri”

Toplantıda katılımcılara yönelik bir ko-nuşma gerçekleştiren IGMG Genel Başkanı

Kemal Ergün, Müslümanların rahmet ve şef-katin temsilcisi olduklarını, bütün eğitimci-lerin de bu şefkat ve merhametin yayılmasına öncülük ettiğini belirtti. “Eğitimcilerimizin de birer sohbet halkası olmalıdır. Eğitim başkanlarımız da kendilerini sorgulamalı, kendi manevi gelişimlerine hassasiyetle eğil-melidirler.” diyen Ergün, teşkilat içerisinde birçok vasıflı eğitimcinin bulunduğunu ve kurum içi çalışmalarda bu eğitimcilerden is-tifadenin önem taşıdığını vurguladı.

Toplantının öğleden önce icra edilen müşterek kısmı akabinde Kadınlar Teşkilatı Bölge Eğitim Başkanları, Anasınıf Bölge So-rumluları ve Çocuk Kulübü bölge sorumlula-rı toplantılarını ayrı olarak devam ettirdiler. Çizilen hedefler ve değerlendirme konuları-nın ele alındığı toplantıda Adnan Girgin tef-tiş çalışmaları, Sultan Balkaya müfredat ve eğitim materyalleri, Cengiz Kadırgan ise yeni projelerin iş takibi hakkında bilgilendirmede bulundu. İki oturum şeklinde düzenlenen toplantı, Eğitim Başkanlığı bünyesindeki ça-lışmaların değerlendirilmesi ve bölge eğitim başkanlarının yeni sezon için tekliflerinin alınmasıyla birlikte sona erdi.

Habibe hanım öncelikle yeni görevinizin hayırlı olmasını dileriz. Eğitim Başkanlığı Aile Eğitimciler Kursu’na özel ilgi gösteri-yor. Bu konuda neler söylersiniz?

Zaman ilerledikçe toplumdaki kültürel, ekonomik ve sosyal değişiklikler artmakta ve bu değişiklikler aileyi zor durumda bı-rakabilmektedir. Toplum olarak özellikle teknolojik, küresel ve sanayileşme gibi fark-lı gelişmelerden yararlanırken, aynı zaman-da aile kurumunda ve aile eğitiminde değer kaybı yaşanmaktadır. Eşler arası iletişim problemleri, ortak değerlerin bulunmaması, ahlâkî değerlerin azalması, boşanmaların art-masına sebep olduğu gibi, bu durum çocuk-ların da gelişiminde ve eğitiminde sorunların artmasına sebep olmaktadır.

Aile, toplumun çekirdeği ve en temel bi-rimi olması hasebiyle ailelere ve aile olma yolunda ilerleyen bilinçli kardeşlerimize “Aile Eğitimcileri Kursları” düzenleyerek yardım-cı olmaya çalışmaktayız. Konusunda uzman Akademisyenlerle “Aile Eğitimcileri”ni yetiş-tirmeyi ve bu eğitimciler ile beraber bölgele-

rimizde ve şubelerimizde uzun süreli ve kalıcı çalışmalar yapmayı hedeflemekteyiz.Peki bu kurslara kimler katılabiliyor?

Teşkilatlarımızda görevli olan veya IGMG ile gönül bağı olan, üniversite bitirmiş, üniver-sitede okumakta olan, meslek eğitimi almakta olan veya bu eğitimi bitirmiş olan her şeyden önemlisi de, sorumluluk alabilen ve kendi-ne güvenen ihlaslı kardeşlerimiz bu kurslara katılabilirler. Kurs bitiminde aile eğitimcisi olarak çalışmalarımızda yer alacaklardır.Kurslar ne zaman başlayacak ve ilgililerin nasıl başvuruda bulunmaları gerekiyor?

Yeni çalışma sezonu olan 2013/2014 dönemi için iki modülden oluşan Aile Eğitimciler Kursumuzun birinci modülünün tarihleri belirlenmiştir. Oturumlarda yapıla-cak olan sunum, ödev ve grup çalışmalarının akabinde tecrübeli ve başarılı eğitimcilere sertifika verilecektir.

Bu sezon için belirlenen birinci modülün ilk beş oturumlarının tarihleri şu şekildedir:1. Oturum 23./24.11.20132. Oturum 28./29.12.2013

3. Oturum 25./26.01.20144. Oturum 15./16.02.20145. Oturum 05./06.04.2014

İlgililer başvurularını Bölge Başkanlarına veya mail yoluyla [email protected] adresine yapabilir ve doldurulması gerekli

olan kayıt formunu bu şekilde temin ede-rek 1 Kasım 2013 tarihine kadar Genel Merkezimizin posta adresine (Boschstraße 61-65, 50171 Kerpen) gönderebilirler. Kurslara katılmak isteyenler daha fazla bilgiye www.igmg.org sayfasından da ulaşabilirler.

camia | 11 Ekim 2013Genel Merkezimizden6 |

ilk kafileler kutsal topraklarda IGMG Hac ve Umre Seyahat Şirketi’nin hac organizasyonu bünyesinde kutsal topraklara hareket eden ilk kafileler Medine-i Münevvere’ye kavuştular. Abdullah Yıldırım

HAC VE UMRE

Avrupa’da gözyaşları ile kutsal beldele-re uğurlanan hacı adaylarımız, ilk ziyaret mekânları olan Medine’ye kavuşarak burada gerçekleştirilen gezilerle Medine’nin havasını derinlemesine soludular. Resûlullah’ın izle-rini taşıyan şehri ve kutlu mekânları ziyaret etmek hacılarımıza tarifi olmayan hazlar ya-şattı. Kuba Mescidi, Uhut Şehitliği, Cennetü’l Baki Kabristanı, Kıbleteyn, Yedi Mescitler, Hendek, Medine Müzesi, Osmanlı Tren İs-tasyonu gibi yerleri ziyaret eden hacılar, gezi-lerde merkez hatiplerimizin eşsiz sunumları eşliğinde bilgiler edindiler. Gezi programla-rının dışında 300’den fazla bayan hacı, Me-dine’de bulunan bayan hatibelerimiz eşli-ğinde Mescid-i Nebevî’de teheccüt namazı programlarını gerçekleştirdiler. Hac boyunca görev yapan sağlık ekibimiz de Medine’de ça-lışmalarına devam ederek, ortaya çıkabilecek sağlık problemlerine müdahale edebilmek için otelde bulunan sağlık ocağında hazır bu-lundular.

Hac & Umre Birim Başkanı ve 2013 Hac Genel Sorumlusu Tahir Köksoy da, Medine ziyareti kapsamında bir dizi program gerçek-leştirdi. Bu bağlamda Medine’de bulunan Ka-file ve Grup Başkanları ile Birim Başkanlarına yönelik bir toplantı gerçekleştirildi. Toplan-tıya Suud Sorumlusu Dr. Mustafa Göksu da katılarak organizenin bu güne kadar olan bö-

lümünü değerlendirdi. Toplantıda Kafile ve Grup Başkanlarını selamlayan Tahir Köksoy, yapılan çalışmalar hakkında kısa bir değer-lendirme yaptı. Mekke’de Kafile Başkanları Toplantısı

Medine ziyaretlerinden sonra Mek-ke’ye intikal etmiş olan hacılarımızın kafile

başkanları ile Mekke’de Fatani Oteli’nde bil-gilendirme toplantısı gerçekleştirildi. Top-lantıda yoklamadan sonra söz alan Mekke Sorumlusu İhsan Taşkıran, kafile başkanları-na teşekkürlerini sunduktan sonra, Mekke’ye yeni gelmiş olan kafile başkanlarına çeşitli bilgiler iletti. Kafile başkanlarına otel mes-cidlerinde öğlen namazına müteakip teşkila-tımızın hazırlamış olduğu evrâd-ı şerifelerin okunması noktasındaki hassasiyeti ileten Taşkıran, bayram sonrası dönüş yapacak olan kafilelerin dönüş planlarının hazırlandığını belirtti. “Bu yıl bayram zamanında otobüs-lerin çalışmadığı günlerde hacılarımızın ta-vaflarını yapabilmeleri için münibüsler kira-ladık. Bu hizmetin hacılarımıza kolaylıklar sağlayacağını düşünüyoruz.” diyen Taşkıran sözlerine şu şekilde devam etti: “Arafat hiç şüphesiz haccın en önemli rüknu. Arafat’ta kafilelerimizin rahat ve güvenli bir vakfe ya-pabilmeleri için Arafat Hazırlık Komisyonu çalışmalarına başladı.”

Arafat Hazırlık Komisyonu çalışmaları hakkında bilgi veren Hennes Tour Genel Mü-dürü ve Arafat Sorumlusu Yardımcısı Cengiz Dağdeviren ise, “Şu ana kadar hazırlıklarımız kesintisiz devam ediyor. Bu yıl da Arafat’a yü-rüyüş ekibi ile topluca Arafat’a yaya olarak gi-dilecek. Bu konuda da hazırlıklarımız devam ediyor.” şeklinde konuştu.

Toplantıda söz alan Hac & Umre Birim Başkanı ve 2013 Hac Genel Sorumlusu Tahir Köksoy da Kafile Başkanlarını selamladıktan sonra, “Cenâb-ı Hakk’a hamdolsun, Arafat’a doğru yaklaşıyoruz. Millî Görüş Hac ve Umre organizesinin başarısının sırrı çalışmaları bir yıl öncesinden başlatıp detaylı hazırlık-ları çok öncesinden tamamlamasında saklı. Bu konuda özverili çalışmaların arkasındaki isimler olan birim başkanlarına teşekkür edi-yorum.” dedi.Mekke İrşad Çadırı kapılarını açtı

IGMG Hac ve Umre organizasyonu kut-sal topraklarda bulunan hacı adaylarına İrşad Çadırı faaliyeti ile de hizmet vermeye devam ediyor. Hacılarımız, yaptıkları ibadetlerin yanısıra İrşad Çadırı programları ile ibadet-lerine farklı manalar katarak, irşad nokta-sında kendilerini donanımlı hâle getiriyorlar. Otellerin hemen yanı başına kurulmuş olan ve her programda bine yakın hacı adayına hitap edecek teknik donanıma sahip olan ça-dırda, geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi bu yıl da dolu dolu programlar planlanlanarak hacı adaylarımızın hizmetine sunuldu. Bir çok ku-rum ve kuruluşça takdir edilen İrşad Çadırı

programları, yine bu yıl da dalında uzman çok değerli simaları konuk ederek onları ha-cılarımızla buluşturuyor.

İrşad Çadırı bu yıl ilk programını Han-nover, Stuttgart ve Türkiye’den gelen kafile-lerin ev sahipliğinde gerçekleştirdi. Program Genel Merkez hatiplerinden Abdurrahim Güçlü’nün Kur’ân-ı Kerîm tilaveti ile baş-ladı. İrşad Birim Başkanı Cemal Bolat’ın eşsiz sunumu ve okumuş olduğu şiirler ile renk kattığı programda, 2013 Hac Genel Sorumlusu ve Hac Umre Birim Başkanı Ta-hir Köksoy da bir selamlama konuşması yaptı. Konuşmasında organizasyonumu-zun 44’üncü senesine vurgu yapan Köksoy, “Geçen bu süre zarfında özellikle Hac ve Umre organizemizde hizmeti geçen kardeşlerimize teşekkür ediyor, başta muh-terem Hocamız olmak üzere rahmet-i Rahman’a kavuşmuş birçok cemaat men-subumuz için Allah’tan rahmet diliyorum. Cenâb-ı Hak hepsinden razı olsun.” dedi. “Avrupa’nın en büyük sivil toplum kuru-luşlarından biri olan İslam Toplumu Millî Görüş, kurulduğu günden bu yana İslam’ın tanıtılması ve yaşatılması noktasında hep ilk adımları atma bahtiyarlığına ermiştir. Belki de hac tarihinde bir ilk olan işte bu

İrşad Çadırı programları da yine teşkilatı-mızın imzasını taşıyan ve yıllardır uygula-dığımız son derece önemli bir faaliyettir.” dedi.

Programda Mekke Sorumlusu İhsan Taşkıran da bir konuşma yaparak, “Orga-nizenin en başından bugüne kadar emeği geçmiş olan tüm görevlilerimize, özellikle çok kısa bir zamanda İrşad Çadırımızın bu hâle gelmesini sağlayan kardeşlerimize hasseten teşekkür ediyorum.” dedi.

İftar Çadırının açılış programında daha sonra ev sahibi kafilelerin başkanları kürsü-ye davet edilerek kısaca selamlama konuş-ması yaptılar. Programın ilerleyen dakika-larında Saffet Demiröz ve Tayyip Genç de okudukları ilahiler ile gönülleri mest ettiler. Programda konuşma yapan 2013 Hac Organi-zasyonu Fetva Sorumlusu ve Hannover Kafile Başkanı Abdulhalim Öner, hacıların burada bulundukları süre zarfında dikkat etmeleri gereken konulara değindi. Mekke’de bulun-manın ve ibadetleri kollektif bir bilinçle ifa etmenin önemine vurgu yapan Öner, birlikte hareket etmenin ve kafile başkanlarının yön-lendirmelerine uymanın gerekliliğinin altını çizdi. İftar Çadırı açılış programı, ev sahibi kafilelerin ikramı ile sona erdi.

Danimarka Kafilesi

Güney Hollanda Kafilesi

İrşad Çadırı açılışından

Birim Görevlileri Koordine Toplantısı

camia | 11 Ekim 2013 Genel Merkezimizden 7|

“Zahmete katlanmadan, rahmete kavuşmak zordur”IGMG Kadınlar Teşkilatı (KT) Bölge Başkanları, 2013/2014 çalışma döneminin açılış toplantısını Kerpen’de gerçekleştirdi.

KT BBT

Kadınlar Teşkilatı bünyesindeki 31 Bölge Başkanının, 22 İrşad Başkanının ve 21 Sosyal Hizmetler Başkanının katıldığı toplantıda, yapılan çalışmalar ve verilen hizmetler ile ilgili bilgi verilirken, yeni dö-nemde planlanan çalışmalar sunuldu.

Açılış Kur’ân-ı Kerîm’i ile başlayan top-lantının ardından Kanada’nın yeni KT Böl-ge Başkanının, yine yeni göreve getirilen Güney Hessen ve Freiburg-Donau bölge-lerinin KT Bölge Başkanlarının tanıtımı ve selamlamaları oldu.

Toplantının açılış konuşmasında KT Başkanı Hatice Şahin, yapılan çalışmalar ile alakalı, bilhassa da ramazan programla-rı, yaz kursları ve açılan okullar ile alakalı geniş çaplı bilgi verdi.

Sunumuna, Antoine de Saint Exupéry’nin, “Bir gemi inşaa etmek istedi-ğinde, insanlara ayrıntılarıyla gemi yapılı-şını anlatma. Bilakis, onların gönlüne, de-niz sevdasını, özlemini yerleştir.” sözü ile başlayan Şahin konuşmasını şöyle sürdür-dü: “Cennete hasret ruhlara, cennete sev-dalı gönüllere, niçin ve nasıl hizmet etme-miz gerektiğini aslında anlatmamıza gerek yok. Motivasyona ihtiyaçları yok. Bunların motivasyonu imandan gelir. Allah’a tesli-miyetten, tevekkülden gelir. Faaliyetleri, projeleri takdim etmemiz yeter. Canla baş-la görevini yerine getirmek, işini itina ile sonuçlandırmak için uğraşırlar.”

Hizmetin kutsiyetinden, gelecek ne-sillere aktarmanın öneminden, aşk ile

yapıldığı takdirde, en ağır hizmetlerin bile kolaylaşacağından, zahmete katlanma-dan, rahmete kavuşmanın zor olacağından bahseden Şahin, hizmette yavaş ve tembel davranmanın, hizmetin değerini düşürece-ğine vurgu yaptı.

Şahin; Ashab-ı Kiram’ın hayatından, Alija İzzet Begoviç’den, Muhammed İk-bal’den ve Sezai Karakoç’dan anlattığı mi-saller ile, hizmetin ve gençlerin dava şuuru konusunda gönüllerinin kazanılmasının ihmal edilemez olduğunu vurguladı.

Toplantıda özellikle de 23 Kasım 2013’de Stadthalle Hagen’de gerçekleşecek olan Ka-dınlar Teşkilatı 10. Avrupa Kur’ân-ı Kerîm Tilavet yarışması, Maide-i Kur’an ve 2. Eğitim Fuarı’na teşvikte bulunuldu. Genel Merkez görevlisi olarak Hacca giden Cahi-de Yılmaz Hocahanımın mübarek beldeler-den gönderdiği video kaydı izlenirken, sa-londa duygu dolu anlar yaşandı. Yılmaz’ın konuşmasında ettiği dualar katılımcıları mutlu etti.

Almanya’da yapılan seçimler ile alakalı, Genel Sekreter Oğuz Üçüncü bir değerlen-dirme konuşması yaptı. Üçüncü, seçim ön-cesi ve seçim sonrası sorumluluklarımıza değindi.Şuurlu Müslüman olmak

Toplantıda bir selamlama konuşması ya-pan Genel Başkan Kemal Ergün, “Gayemiz Allah rızasıdır. Müslüman olmak güzeldir, fakat şuurlu Müslüman olmak gerekir.” şeklinde konuştu. Ergün, Belçika’da ikinci yılına giren İmam Hatip Lisesi’nin tek ol-madığını belirterek, Danimarka’da da bir İmam Hatip Lisesi açıldığı ve bu hizmetle-rin devam edeceği yönünde bilgi verdi.

Birimlerin ayrı ayrı bilgilendirme yaptı-ğı toplantıda KT Teşkilatlanma Başkanlığı; biriminin takip etmesi gereken hedeflere, Birim Eğitim Toplantılarına (BET) ve BYK ve ŞYK derslerine vurgu yaptı.

KT Sosyal Hizmetler Başkanlığı; rama-zan faaliyetlerini değerlendirip, kurban ça-lışmaları ile ilgili açıklamalarda bulundu ve 15 Ekim – 15 Aralık 2013 tarihleri arasında gerçekleşecek ve KT ve IGMG Sosyal Yar-dım Derneği Hasene tarafından yürütüle-cek yeni Yetim Projesi için hedefler verdi. Çocuk Kulübü Başkanlığı Türkiyedeki “İzcilik Kampı” bilgilerine değinirken, ço-cukların teknolojiden uzak, kendi imkân-ları doğrultusunda bir hayatı tattıklarını, edeb, disiplin, tefekkür ve duaya alıştırıl-dıklarını anlattı.

KT İrşad ve Eğitim Başkanları ise; manevi gıdaya ihtiyaç olduğunu, bunun için evrâd-ı şerife itina ile devam edilmesi gerektiğinin yanı sıra, 23 Kasım’daki KT Avrupa Kur’ân-ı Kerîm yarışması ve Eğitim Fuarı ile alaka-lı bilgi verdi. “Kur’an korunan kitap, temiz eller ve takvalı kalpler ona kap.” sloganı ile

!

?

ÖDÜLApple iPad mini

KADINLAR TEŞKİLATI

LOGO YARIŞMASISon Katılım Tarihi: 15.11.2013Ayrıntılı Bilgi için: www.igmg.org

igmgkt igmgorg|

gerçekleşecek programda Bölgelerin eği-tim çalışmaları ile alakalı standları olacak. Toplantıda Kadınlar Gençlik Teşkilatı (KGT) Başkanı Fatma Gündüz, birimi ile ilgili bilgilendirmede bulundu ve özellikle Kasım ayında olacak olan Kan Bağış projesi ve Sağlık Haftası’na değindi.

Mısır’da yaşanan olaylara birebir şahit olan Kevser Erol, yaşadıklarını ve Arap Ba-harını değerlendirdi. Konuşmanın ardın-dan dualar edildi.

Ayrıca toplantıda, Hafızlık Kursu proje-si, Hilye-i Şerif sergisi, Peygamber usulü if-tar ve Kur’ân-ı Kerîm’e geçiş töreni gibi böl-gelerin faaliyetlerinin sunumları yapıldı.

İrşad Başkanlarının ve Sosyal Hizmet-ler Başkanlarının ayrı ayrı bilgilendirildi-ği toplantıda Sosyal Hizmetler Başkanları grup çalışmaları yaptılar. Verimi artırmak amaçlı yeni projeler ile alakalı yapılan grup çalışmaları sayesinde bölgeler arası fikir alış verişi yapıldı.

Toplantı sonunda “Heybemde bölgeme ne götürüyorum?” başlığı altındaki anket ile geri bildirim alınarak, bilgi akıcılığını ve ulaşımını takip etme fırsatı bulundu.

Bölge başkanlarının değerlendirmeleri ve önerilerinin alınmasının ardından, top-lantı, KT Başkanı Hatice Şahin’in yaptığı değerlendirme konuşması ile sona erdi.

camia | 11 Ekim 2013Bölgelerimizden8 |

Hacılar kutsal topraklara uğurlandılarBölgelerimiz, düzenledikleri bilgilendirme seminerleri ve uğurlama programlarıyla hacı adaylarının heyecanlarını paylaştı. Ali Atik, Haşim Angın, Mehmet Şimşek, Abdulsamed Bayram, Adnan Şahin | Fotoğraf: Akın Akıncı

HAC

Freiburg BölgesiIGMG Hac ve Umre Seyahat Şirketi’nin

organizasyonu ile kutsal topraklara giden 41 hacı adayı, aileleri ve yakınları tarafından Stuttgart Havalimanı’ndan dualarla uğur-landılar. Hacca gitmeden önce düzenlenen eğitim seminerine katılan hacı adayları, düzenlenen programda Bölge Başkanı Ah-met Ölmez’in ve Bölge Hac ve Umre Birimi Başkanı Haluk Çimen’in verdiği seminer-lerle kutsal topraklarda gerçekleştirecekleri ibadetler hakkında geniş bilgiler edindiler. Bu bilgilendirme seminerinden kısa bir süre sonra havalimanında heyecan ve coşkuyla uğurlanan hac kafilesi, yine Bölge Başkanı Ahmet Ölmez ve bölge idarecilerinin duala-rıyla yolculandılar. Havalimanında konuşma yapan Ahmet Ölmez ve Haluk Çimen, özel-likle sabır konusu üzerinde durarak hacıların ibadetlerini sorunsuz bir şekilde tamamla-malarını temenni ederek, arkalarında bırak-tıkları, kutsal toprakların hasreti içerisinde olanlar için de dua etmelerini rica ettiler. Vedalaşmanın ardından İstanbul üzerinden Medine’ye uçan hacıların Medine ve Mekke ziyaretlerinin ardından 26 Ekim tarihinde tekrar Stuttgart’a gelmeleri bekleniyor.

Hollanda Hollanda İslam Federasyonu (NIF) 2013

yılı uzun kafile hacılarını kutsal beldeye yol-cu etti. IGMG Millî Görüş Hac ve Umre or-ganizasyonu tarafından yıllardır yapılan hac yolculuğu başarılı bir şekilde devam ederken, bu yıl Güney ve Kuzey Hollanda’dan toplam 376 hacı adayı kutsal beldeye yolcu edildi.

Güney Hollanda Bölgesinden uzun sü-reliğine hacca giden adaylardan oluşan hacı adayları kafilesi, iki büyük grup hâlinde Amsterdam’dan yolcu edildi. Amsterdam’dan İstanbul’a oradan da Medine’ye geçen hacı adaylarının 55 kişilik ilk kafilesi 19 Eylül Per-şembe günü gündüz saat 14.30’da uçarken, 85 kişilik ikinci kafile ise aynı gün saat 18.30’da İstanbul’a uçtu.

Bu yıl bölge İrşad Başkanı Halil Kaba hoca kafile başkanı olarak hacıların başında liderlik ediyor. Grup imamı olarak ise Cela-lettin Bahadır ve Osman Koç görev yapıyor. 7 Ekim’de ise Güney ve Kuzey Hollanda’nın 140 kişilik kısa süreli hac kafilesi hac yolculuğuna yine Amsterdam’dan başladı. İlk kafileler 22 Ekim’de dönmüş olacak.

Bölge Başkanı Mehmet Erdoğan havaala-nında hacıları uğurlarken yaptığı konuşmada hacı adaylarına hayırlı yolculuklar dilerken hac adaylarına bazı tavsiyelerde bulundu. Er-doğan şöyle konuştu: “Değerli hacı adayları-mız! Gittiğiniz yere sizler gibi ibadet yapmak için dünyanın çeşitli ülkelerinden milyon-larca kardeşiniz gelecektir. Her birinin dili, kültürü, rengi ve davranışları ayrı ayrıdır. Şunu bilmelisiniz ki, siz oraya insanların, kültürlerini hal ve hareketlerini değerlendir-meye gitmiyorsunuz. Sizler Allah’ın misafiri olarak o beldelere üzerinize farz olan ibade-tinizi yapmaya gidiyorsunuz. Onca masraf ve zahmetlere katlanarak gitmiş olduğunuz o yerlerde vakitlerinizi sadece ve sadece iba-det ve görevlerinizi yapmakla değerlendirin. Yanınızda bol sabır götürün. Olumsuzluklar-la karşılaşmamak için kafile başkanı ve grup imamlarınızı çok iyi dinleyin. Fevç fevç gelen Müslümanların muhteşem kalabalıklar oluş-turduğunu göreceksiniz. Bilhassa Arafat’ta, Müzdelife’de ve şeytan taşlamada çok kala-balık olacaktır. Söylenenleri iyi dinleyip uy-guladığınız sürece hiçbir sorunla karşılaşma-yacaksınızdır Allah’ın izniyle. Millî Görüş hac organizesi olarak yıllardır edindiğimiz tec-rübe ile size bu ibadeti en iyi şekilde yaptıra-cağımızdan hiç şüpheniz olmasın. Hepinize kabul olunmuş mebrur bir hac ile sağ salim tekrar evlerinize dönmeyi dilerim. Yolunuz açık olsun.”

Celalettin Bahadır’ın yaptığı duadan son-ra yakınları ile duygulu bir şekilde vedalaşan hacı adayları kutsal yolculuklarına başladılar.

Belçika BölgesiBelçika İslam Federasyonu (BİF) hac fari-

zesini yerine getirmek üzere yola çıkacak hac kafilesi Brüksel Havalimanı’ndan yola çıktı. Bölge Hac ve Umre Birimi Sorumlusu Emin Demirtaş’ın başkanlığındaki BİF hac kafilesi, içlerinde BİF Başkanı Mehmet Şenel’in de bulunduğu kalabalık bir grup tarafından dua-larla uğurlandı. Suudi Arabistan’ın hacı aday-larına kontenjan sınırlaması getirmesi netice-sinde bu yıl sadece 163 hacı adayından oluşan BİF kafilesine 5 görevli eşlik edecek. Heyecan ve coşkuyla yolculanan kafile mensupları,

Lyon BölgesiLyon Bölgesi hacıları kutsal beldele-

re yine dualarla uğurlandı. Toplam 200 hacı adayının hazır bulunduğu uğurlama programlarının Villefranche Sur Saone ayağında Şube Başkanı Bünyamin Şen, Yö-netim Kurulu üyeleri ve hacılar hazır bu-lundular. Sabah namazının eda edilmesin-den sonra konuşma yapan Bünyamin Şen, “Hacılarımızın bu seneki haclarının mebrur olmasını temenni ediyor, oralarda bizler için dua etmelerini istirham ediyorum.” dedi. Uğurlama programında hacıların heyecanlı olduğu gözlenirken, program aynı zamanda kutsal beldere gidenlerin, arkalarında bırak-tıklarından helallik almalarına ve daha önce hacca gitmiş olanların kendi tecrübe ve tavsi-yelerini paylaşmalarına da imkân sağladı.

Hessen BölgesiHanau İslam Cemiyeti ve IGMG Gelnha-

usen Şubesi tarafından, Pascha Düğün Salo-nu’nda düzenlenen hac yemeğine ilgi oldukça yoğundu. Yaklaşık bin kişilik salonu doldu-ran misafirlerin memnun olarak ayrıldık-ları program, Hanau İslam Cemiyeti İmam Hatibi Abdulcelil Yıldız tarafından sunuldu. Programda Hanau İslam Cemiyeti ve Geln-hausen Şube başkanlarının konuşmalarının ardından Hessen Bölge Başkanı Bilal Kaçmaz da hac ibadetinin sunduğu yüksek maneviya-tın ve hacı adaylarının edinecekleri manevi kazanımların önemine vurgu yaptı. İlahiler ve sinevizyonlarla devam eden programın sonlarında Abdulcelil Yıldız’ın duasıyla ka-tılımcılar duygulu bir atmosfer yaşarken, en son hacı adayları tek tek sahneye çağrılıp ya-kınlarından helalik istediler. Program yapılan ikram ile sona erdi.

havalimanında yaptıkları açıklamalarda zi-yaret ettikleri yerlerde bütün dünya Müs-lümanları için dua edeceklerini belirttiler.

Hollanda BölgesiFreiburg Bölge Başkanı

Belçika Bölgesi

Lyon Bölgesi

Hessen Bölgesi

Freiburg Bölgesi

camia | 11 Ekim 2013 Bölgelerimizden 9|

Camilerden çevre ve engelli duyarlılığı Almanya Müslümanları Koordinasyon Konseyi (KRM) tarafından organize edilen Açık Cami Günü’nün 17’incisi düzenlendi. Programlarda bu yılın ana teması olan “Çevre” hakkında İslam’ın tutumu misafirlere aktarılırken, Köln’deki açılış programına Kuzey Ren Vestfalya (KRV) Eyaleti Uyum Bakanı Guntram Schneider ve Çevre Bakanı Johannes Remmel de katıldı. ACG çerçevesinde ilk defa gerçekleştirilen proje kapsamında üç camimizde işitme engellilere yönelik anlatımlar yapılması ise bu yılki ACG’yi ayrıcalıklı hâle getiren unsur oldu. Dünya Adıgüzel, Bekir Elmas, Önder Karaca, Ersun Emekci, Aslan Coşkun, Adem Tatlı, Ali Çakır, Zeki Öztürk / Fotoğraf: Orhan Özen

AÇIK CAMİ GÜNÜ

1997 yılından bu yana her yıl 3 Ekim tari-hinde yapılan Açık Cami Günü (ACG) gelene-ği bu yıl da başarılı bir şekilde devam ettirildi. Cemiyetler haftalar öncesinden hazırlandıkları Açık Cami Günü’nde diğer din mensuplarından oluşan misafirlerine İslam hakkında Almanca olarak verdikleri bilgilerle Müslümanlar hak-kında toplumda var olan önyargıların kırılma-sına önemli katkılar sağladı. Program sayesinde Müslümanların ibadet mekânlarını bizzat ziya-ret ederek, gerek ibadet ortamlarını gerekse na-maz kılınması ve Kur’an okunması gibi ibadet-leri müşahede etme imkânı bulan misafirler, cemiyetlerdeki faaliyetleri de yakından tanımış oldular.

Bu seneki ana tema olan “Çevrecilik – Ca-miler sorumluluk üstleniyor” konusu kapsa-mında, çevrenin korunması ve giderek artan çevre sorunlarına dikkat çekildi. İslam’da çevre algısı, Hz. Peygamber (s.a.v.)’in çevrenin korun-masına yönelik sünnetleri gibi konular da ce-miyet ziyaretçileriyle paylaşıldı.

ACG ana açılış programı Köln’deki Vil-la Hahnenburg’daki camide gerçekleştirildi. Programa KRV Çevre Bakanı Johannes Rem-mel ve Uyum Bakanı Guntram Schneider katı-larak birer konuşma yaptı. KRV Yeşiller Millet-vekili Arif Ünal da açılış programına katılanlar arasında yer aldı.

Açık Cami Günü’nde bir ilk yaşanarak, Deaf Islam e. V. adlı dernek ile koordineli olarak Bre-men Fatih Camii, Köln Fatih Camii ve Rends-burg Merkez Camii’nde işitme engelliler için de anlatımlar yapıldı. Bu proje sayesinde işitme engellilere de Müslümanları yakından tanıma imkânı sağlanarak, bedensel engellilerle arada-ki engellerin kaldırılması adına önemli bir adım atılmış oldu. Kimi camiler hat, ebru ve sema gösterisi gibi İslam kültür ve sanatını yansıtan etkinlikleri de misafirleriyle paylaştı.

Köln Bölgesi IGMG Genel Başkanı Kemal Ergün, Kadın-

lar Gençlik Teşkilatı Başkanı Fatma Gündüz ve Gençlik Teşkilatı Başkanı İsmail Karadöl’ün de katıldığı Fatih Camii’ndeki programda en dikkat çeken ayrıntı, program boyunca işitme

engeli olan katılımcılar için işaret dilinin kulla-nılması oldu. Eğitim Başkanlığı’nın engellilere yönelik yürüttüğü proje kapsamında pilot ce-miyetlerden biri olan Fatih Camii, işaret dilinin kullanılmasıyla Açık Cami Günü programının daha geniş bir kesime ulaşması ve engellilerin camilerle buluşmasındaki engellerin kaldırıl-ması adına sevinç verici bir gelişmeye de sahne oldu. Kur’an tilavetiyle başlayan programda ce-miyetin tarihi ve faaliyetleriyle alakalı bir film çalışması da katılımcılara sunuldu. “İdeal Müs-lüman” konulu bir sunumun yapıldığı prog-ramda İslam hakkında bilgi veren kitap stantla-rı kuruldu. Programda Hint kınası ve hat sanatı stantları da katılımcılara farklı kültürel aktivi-teleri tanıtmak amacıyla hazır bulundu.

Düsseldorf BölgesiWuppertal Yunus Emre Camii cemiyet eki-

binin programa gayet hazırlıklı olmasının bir sonucu olarak bu yılki ziyaretçilerin sayısı ön-ceki yıllara oranla oldukça fazlaydı. Cemiyet ve gençlik olarak üzerlerine düşen her türlü hiz-meti sunduklarını ifade eden yetkililer, “Burada bizlere çok büyük sorumluluklar düşüyor, ula-şabildigimiz kimselerin gelmeleri bizi ne kadar sevindiriyorsa ulaşamadığımız kişilerden dolayı da kendimizi sorumlu tutuyoruz. Daha sonraki toplantılara bu duyarlılıkla hareket ederek daha fazla kitleye ulaşmak için çaba sarfedecegiz.” dediler. Programa katılanlar arasında basın temsilcileri, Entegrasyon Sorumlusu Hans Jür-gen Lemma ve bir gün önce de camiyi ziyaret eden Wuppertal Hochstein Realschule 7c sınıfı öğretmeni ile öğrencileri bulundu.

Oberhausen Akşemseddin Camisi ACG çer-çevesinde yapılan organizede, sabah 10:00’dan 17:00’ye kadar Cami İmam-Hatibi Abdullah Coşkun, bay ve bayan görevliler ve üniversiteli gençler misafirlerini ağırladılar. Özelikle Alman misafirlere görevli gençler tarafından cami gez-dirilerek, cami ve faaliyetleri hakkında bilgiler verildi. Misafirlere sadece yılın bir veya birkaç günü değil her gün kapıların ve gönüllerin açık olduğu ifade edilerek, caminin fonksiyonları aktarıldı. Almanya’da ve dünyada duvarların yıkıldığı bir günde, toplumlar olarak aradaki

kartondan duvarların yıkılması gerektiği ve bu-nun yolunun da aracıları bir kenara koyup, top-lumların birbirlerini yakından tanımalarından geçtiği vurgulandı.

Hannover BölgesiHannover Şubesi Tanıtma Başkanlığının

düzenlemiş olduğu program saat 12:00’de baş-layıp saat 18:00’e kadar sürdü. Hannover’in yeni Belediye Başkan Adayı Stefan Schostock (SPD), SPD Hannover Başkanı Alptekin Kırcı ve Aşağı Saksonya Şurası Başkanı Avni Altıner gelen misafirler arasında yer aldı. Cami tanı-tımının ve özellikle çevrecilik konusununun işlendiği program zaman zaman katılımcılarla karşılıklı sohbet şeklinde devam etti.

Garbsen Şubesi Eyüp Sultan Camii de zi-yaretçilerine kapılarını açan camiler halkasına katıldı. 12.00’de başlayan programa birkaç saat önce ziyaretçilerin gelmesi dikkat çekti. Ca-miyi ziyaret eden tüm misafirlere Peygamber Efendimiz (s.a.v)’i sembolize eden güller hediye edildi. Kaligraf Muhammed Ali Husein Bey’in kaleminden çıkan birbirinden güzel hatlar, isimlerinin Arapça olarak yazımını merak eden misafirlerimizin yoğun ilgisi ile karşılandı.

Salzgitter Watenstedt Camii’nde IGMG Genel Sekreteri Oğuz Üçüncü, çevre duyarlılı-ğı konulu güzel bir seminer sundu. Bölge eski Başkanı Kadir Sürücü, Hannover Garbsen Şu-besinden olan ve aynı zamanda Yeşiller Partisi Garbsen Meclis üyesi olan Orhan Akdağ “Go-ethe ve İslam” isimli bir seminer sundu. İki papazın ve beş kişilik Yeşiller Partisi heyetinin de aralarında bulunduğu misafirler, caminin tanıtımından ve kendilerine gösterilen misa-firperverlikten oldukça etkilendiklerini ifade ettiler.

Peine Takva Camii’ndeki ACG, Peine halkı tarafında yoğun ilgi gördü. Programa katılan takriben 60 kişi güllerle karşılanırken, katılım-cılar arasında kilise, parti ve basın mensupları da bulundu. Şube Başkanı Adem Tatlı’nın açılış konuşmasıyla başlayan program, Osman Tat-lı’nın “Çevrecilik – Camiler sorumluluk üst-leniyor” sunumuyla devam etti. Cami İmamı Cumali Çetinbaş’ın okuduğu Rahman suresi

Almanca mealiyle beraber davetlilere sunuldu. Yoğun geçen soru cevap faslından sonra da-vetliler Türk mutfağını tatma imkânı buldular. İkindi namazı vaktine denk geldiğinde misafir-ler ilgiyle cemaatle kılınan namazı takip ettiler. Günün sonunda davetliler memnuniyetlerini, ziyaretçi defterine yazarak ifade ettiler.

Rhein Neckar Saar BölgesiViernheim Sultan Ahmet Camii’nde düzen-

lenen programda mescid tanıtımı ve sunumu yapıldı. Ayrıca Viernheim Belediye Başkanı Matthias Baaß ile birlikte çevre koruma pro-jesi kapsamında bitki dikildi. Ana sınıflarının ve atık malzemelerden yapılan el işlerinin de tanıtımının yapıldığı programda Şube Başkanı Mustafa Ünlü, Matthias Baaß ve Protestan Kili-sesi temsilcisi ile ilerde birlikte yapılacak proje-ler hakkında görüşüldü.

BerlinNeukölln ilçesinde faaliyetlerini sürdüren

Gazi Osman Paşa Camisi’nin düzenlediği ACG yoğun ilgi gördü. Şube Başkanı Kuddusi Sağlam konu ile ilgili olarak, titizlikle yapılan hazırlık-lar neticesinde ACG’ye gösterilen ilgiden son derece memnun olduklarını ifade etti. Gelen misafirlere çevre bilinci ve İslamiyet hakkında bilgiler aktarılırken, misafirlere üzerlerinde ha-dis-i şerîf yer alan güller dağıtıldı.

Hessen BölgesiGelnhausen Merkez Camii’ne gelen yüz-

lerce kişiye kurulan stantlarda özel bilgiler verilirken cami içinde de görevliler İslam di-nini ve cemiyeti misafirlere tanıttı. Camide düzenlenen etkinliklerde Türk mutfağından yemekler ikram edilirken hat sanatı tanıtıldı ve semazen gösterisi yapıldı. Programda ziya-retçiler Kur’ân-ı Kerîm tilaveti dinleyerek na-maz kılanları izlediler. Merkez Cami Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Öztürk, ACG’ye ilginin her yıl arttığını belirterek bu yıl Merkez Cami’ye yaklaşık 300 kişinin geldiğini ifade etti. Camiyi ziyaret edenler arasında Belediye Baş-kanı Torsten Stolz, siyasi partiler ve kilise tem-silcileri de vardı.

Köln - Fatih Camii

Düsseldorf - Yunus Emre Camii Hessen - Gelnhausen Merkez Camii Düsseldorf - Oberhausen Akşemseddin Camii

Hannover - Salzgitter Watenstedt Camii

Hannover Şubesi

Hannover - Peine Takva Camii

Hannover - Garbsen Eyüp Sultan CamiiRNS - Viernheim Sultan Ahmet Camii

camia | 11 Ekim 2013Bölgelerimizden10 |

Kt ve KGt’den Aile eğitim semineri

bölge idarecileri ınnsbruck’ta biraraya geldi

yeni çalışma sezonunun ilk toplantısı

Alpes Bölgesi Kadınlar Teşkilatı (KT) ve Kadınlar Gençlik Teşkilatı (KGT) 2013/2014 çalısma sezonuna hanımlara yönelik Aile Eğitim Semineri ile başladı. Nilgün Erkan

Avusturya İslam Federasyonu (AİF)’nun tüm idarecileri Tirol eyaletinin Innsbruck şehrinde düzenlenen Genişletilmiş İdareciler Toplantısında buluştu. Volkan Meral

Güney Bavyera Bölgesi yöneticileri Münih Kral Düğün Salonu’nda yaptıkları 1’inci Genişletilmiş Şube Başkanları Toplantısı ile yeni dönem çalışmalarına başladı. Aydın Bilal Erdem

ALPES BÖLGESİ

ARLBERG BÖLGESİ

GÜNEY BAVYERA BÖLGESİ

Açılış Kur’ân-ı Kerîm’i ile başlayan semi-ner Kadınlar Teşkilatı Alpes Bölgesi Başkanı Nadiye Şahin ve Bölge KGT Başkanı Melek Özkan’ın selamlama konuşmasıyla devam etti.

Selamlama konuşmalarından sonra Tür-kiye’den gelen Zehra Yılmaz söz aldı. Yıl-maz’ın “İslami hizmette kadının yeri” konu başlıklı seminerini şubelerden gelen hanımlar

Toplantıya AİF Başkanlık Divanı üyele-ri başta olmak üzere, AİF Yönetim Kurulu üyeleri, Gençlik Teşkilatı, Kadınlar Teşkila-tı, Kadınlar Gençlik Teşkilatı idarecileri ve AİF’e bağlı olarak hizmet veren şubelerin başkanları, imam hatipleri ve idarecileri katıldılar. IGMG Genel Başkan Yardımcısı ve Mali İşler Başkanı Hakkı Çiftçi ve IGMG Teşkilatlanma Başkan Yardımcısı Mehmet Ateş’in katıldığı toplantıda 264 idareci ha-zır bulundu.

Açılış Kur’ân-ı Kerîm’i ile başlayan top-lantının yoklamasını AİF Genel Başkan Yardımcısı ve Teşkilatlanma Başkanı Sefer Ayhan yaptı. Yapılan yoklamanın ardın-dan açılış konuşmasını yapmak üzere AİF Başkanı Abdi Taşdöğen söz aldı. Konuş-masına katılımcıları selamlayarak ve on-lara teşekkür ederek başlayan Taşdöğen konuşmasına şöyle devam etti: “Avrupa’da yaşayan insanımıza dinî, sosyal ve kültürel alanlarda hizmet etmek amacıyla kuru-lan bir teşkilatın idarecileri olarak bizlere büyük sorumluluklar düşmektedir. Zira

Bölge Teşkilatlanma Başkanı Ahmet Kalyon’un sunumunu yaptığı toplantı, öğle namazını müteakiben başladı. İlk ola-rak Bölge Başkanı M. Tayyip Sayan, yeni başlayan dönemdeki hedef ve beklentileri-ni şubelerin yetkililerine aktardı.

Bölge birimlerinin hedefleri bir slayt gösterimi eşliğinde Arif Rıdvan Kökten ve Aydın Erdem’in sunumuyla aktarıl-dı. Daha sonra mikrofona Bölge Hasene

büyük bir ilgi ile takip ettiler. İki bölümden oluşan seminerin birinci bölümünde, saliha bir kadının kulluk görevi, nasıl bir eş olma-sı gerekiği, toplumsal olarak vazifeleri sa-habî hanımlardan örneklerle verildi. İkinci bölümde ise, Avrupa’da erdemli Müslüman gençlik yetiştirmek ve annelik mücadelesi-nin zorlukları konusu hakkında sunum ger-çekleştirildi.

bu dönem insanımızın her zamankinden daha çok kardeşliğe, saadete ve huzura ih-tiyacı vardır. İşte bizler de bu kardeşliği ve huzuru tesis etmek için gayret göstermeli-yiz.”

Abdi Taşdöğen, yeni dönemde eğitim ve irşad ağırlıklı çalışacaklarına vurgu ya-parak, hem Vorarlberg, hem Tirol eyalet-lerinde en az birer tane çok amaçlı Eği-tim Merkezi hayata geçirmek istediklerini söyledi. Başkan Taşdöğen’in konuşması-nın ardından Eğitim Başkanı Selim Kavas, İrşad Başkanı Halil Aydın, Gençlik Teşkilatı Başkanı Raşit Demir, Kadınlar Teşkilatı Başkanı Adile Çetin, Kadınlar Gençlik Teşkilatı Başkan Vekili Evin Güneş ve Hasene Arlberg Sorumlusu Abdulkadir Baltacı birim sunumlarını gerçekleştirdiler.

Toplantıda söz alan Hakkı Çiftçi ve Mehmet Ateş de konuşmalarında teşki-lat çalışmalarına ve hizmetlerine dikkat çektiler. Genişletilmiş İdareciler Toplantısı AİF Başkanının değerlendirme konuşması ve Kur’ân-ı Kerîm tilaveti ile sona erdi.

Sorumlusu Enver Orman gelerek, kur-ban çalışmaları hakkında bilgi verdi ve bu seneki Güney Bavyera Kurban Gözlemcile-rini misafirlere tanıttı.

Bu sunumun ardından Genel Merkez Güney Bavyera Sorumlusu Ali Bozkurt, bölge olarak Güney Bavyera’nın çalışma grafiğini değerlendirdi ve ne gibi bir ça-lışma beklentisi içinde olduklarını belirtti. Ali Bozkurt’un sunumundan sonra Genel Merkez İrşad Başkanı Celil Yalınkılıç mik-rofona gelerek, kendi birimiyle alakalı bir değerlendirmede bulundu.

Türkiye’den misafir olarak gelen Meh-met Baki Öztürk ise sunumunda özetle in-san olgusu üzerinde durdu.

Hayatın sırrının herşeyin bizimle baş-ladığını bilmekte yattığını, bireylerin önemini ve başarı için inananların hep birlikte aynı ipe beraber sarılıp, aynı istika-mete çekmekle yükümlü olduğunu aktaran Öztürk, son olarak teşkilatcının litera-türünde olmaması gereken üç kelimeyi (Ertelemek, vazgeçmek ve üşenmek) iş-leyip, sunumuna son verdi. Program Ali Atalar Hocaefendi’nin okumuş olduğu Kur’ân’ı Kerîm’le son bulurken, misafir-ler yiyecek ikramının ardından evlerine uğurlandı.

camia | 11 Ekim 2013 Bölgelerimizden 11|

Kadınlar teşkilatı’nda Hafızın tacı Programı

Genişletilmiş bölge ve şube yönetim Kurulları toplantısı yapıldı

Fethiye Alioğlu

Güney Batı Fransa Bölgesi yöneticileri İrşad Başkanı Celil Yalınkılıç ve Teşkilatlanma Başkan Yardımcısı İbrahim Gaygısız’ın da katıldığı toplantıda biraraya geldi. Mehmet Güçlü

HANNOVER BÖLGESİ

GÜNEY BATI FRANSA BÖLGESİ

Hannover Kadınlar Teşkilatı (KT) bün-yesinde gerçekleştirilen ve KT Bölge Yü-rütme Kurulu’nun da iştirak ettiği Hafızın Tacı programında hafızlığını bitirmiş olan Meryem Gedikli’ye hafızlık tacı takıldı.

Goethe Schule’de yapılan programda sunuculuğu Kadriye Budak yaptı. Prog-rama katılan KT Hatibesi Cahide Yılmaz yaklaşık bir buçuk saat süren bir konuşma yaparak, Kur’an okumanın, anlamanın ve hayata tatbik etmenin önemini vurguladı.

Meryem Gedikli’nin hafizlık öyküsü ise şu şekilde aktarıldı: Meryem, 2009 yılında-ki lise mezuniyetinden üç ay evvel Paskalya tatilinde umreye gider ve burada bilhassa Kafile Başkanı Tayyip Sayan Hoca’nın ko-nuşmasından çok etkilenir. Akabinde de hafız olmak için Haremi Şerif ’te bol bol dua ederek, eve döner dönmez hafız ol-manın arayışına girer ve iki yıl hafızlık kursuna devam eder. Annesi de hafız olan

Meryem annesinin desteğiyle hafızlığını tamamlar.

Programda konuşan Meryem Gedikli, Cahide Yılmaz’ın kendisini kırmayıp da-vetine icabet ettiği için çok mutlu olduğu-nu dile getirdi. KT Başkanı Hatice Şahin’e hafızlığa verdiği değerden dolayı teşekkür eden Meryem Gedikli, Şahin’e de gönder-miş olduğu hediyeden dolayı teşekkürleri-ni ifade etti.

Asuman ve Mukaddes Çiftçi kardeşle-rin ilahileri ile renklenen programda ha-fızlık tacını, Meryem’in hafızlık hocası da olan annesi Nurcan Gedikli taktı. Nurcan Gedikli, Yeni Nesil Eğitim Merkezi’nde din dersi hocalığı yapmasının yanı sıra Bölge Kadınlar Teşkilatında da Ev Sohbetleri So-rumlusu olarak görev yapıyor.

Ayrıca Bölge Kadınlar Teşkilatı Başkanı Sema Çifçi de Meryem Gedikli’yi bir plaket ile onurlandırdı.

CIMG Güney Batı Fransa Bölgesi’nin 28 Eylül’de gerçekleştirdiği toplantı açılış Kur’an’ının ardından Bölge Teşkilatlanma Başkanı Önder Akça’nın yoklaması ile devam etti. Bölge Başkanı Hulusi Gültekin açılış konuşmasında bu tip toplantıların önemini vurgulayarak, toplantılara katılımın daha faz-la olması gerektiğinin altını çizdi. Gültekin, konuşmasında bölge ve şube idarecilerinden teşkilat presiplerine uygun bir şekilde ve ina-narak canla başla çalışma yapmalarını istedi.

Selamlama konuşmasının ardından bi-rimlerinin sunumlarına geçildi. Teşkilatlan-ma Başkanı Önder Akça geçmiş dönemde neler yapıldığını, yeni dönemde ise hangi çalışmaların nasıl yapılacağını anlatttı. Ayrıca Genel Merkez İrşad ve Eğitm Başkanlığının hazırlamış olduğu BYK ve ŞYK derslerinin önemini arzetti, idarecilerin kendilerini ge-liştirmesi açısından toplantı öncesinde iş-lenmesi gerektiğini anlattı. Teşkilatlanmanın

ardından Bölge Eğitim, İrşad, Sosyal Hizmet-ler, Hasene, Hac ve Umre birimlerinin so-rumluları çalışmalarını anlattılar.

Teşkilatlanma Başkan Yardımcısı İbrahim Gaygısız, bölgenin ve Genel Merkezin çalış-malarını değerlendirdiği bir sunum yaptı. Bölgenin bütün şubelerinin çalışmalarının raporunun tutularak bölgeye sunmalarını gerektiğini böylelikle bölgenin durumunun ortaya konacağını aktaran Gaygısız, bölgenin hedeflerini yakalaması için bölge ve şube teş-kilatlarının tam teşkil oluşturulması ve orga-nizeli çalışılması gerektiğini vurguladı.

İrşad Başkanı Celil Yalınkılıç ise çalış-maların daha bereketli planlı ve programlı geçmesi için bu toplantılara katılımın öne-minden bahsederken, sahabe hayatlarından örnekler verdi. Yalınkılıç, teşkilat çalışmaları ile ilgili çeşitli hadisler aktararak sunumunu tamamladı. Toplantı okunan Kur’an ve dua ile sona erdi.

yürütme Kurulları toplantısı gerçekleştirildi Mehmet Calay

RHEİN NECKAR SAAR BÖLGESİ

IGMG Rhein Neckar Saar Bölgesi (RNS)Genişletilmiş Bölge ve Şube Yürütme Kuru-lu Üyeleri Toplantısı Almanya’nın Walldorf şehrinde yapıldı. Bölge Tanıtma Başkanı Ali Erdemir’in okumuş oldugu açılış Kur’ân-ı Kerîm’inin ardından RNS Teşkilat-lanma Başkanı İbrahim Gündüz yoklama-yı yaptı. Yoklamanın ardından RNS Bölge Başkanı Şerif Aslan selamlama konuşma-sını gerçekleştirdi. Yeni dönem çalışma esaslarına da değinen Aslan, gelecekte yapılması planlanan faaliyetler hakkında bilgi verdi.

Daha sonra sırasıyla Teşkilatlanma, Eğitim ve Teftiş, Tanıtma, İrşad, Sos-yal Hizmetler, Gençlik Teşkilatı, Kadın-lar Teşkilatı birimleriyle, Sekreterlik, Dış

Münasebetler, Hac ve Umre ve Hase-ne yetkilileri yaptıkları çalışmalardan ve hizmetlerden bahsetti. Toplantının iler-leyen dakikalarında, Genel Merkez Sos-yal Hizmetler Yetkililerinden Ömer Benli bir sunum gerçekleştirdi. Misafir hatip olarak söz alan Teftiş Başkanı Ramazan Başlık yapmış olduğu duygu yüklü ve anlamlı konuşmasında yapılan toplantı-ların önemine değinerek ve ibadet aşkıyla yapılan her işin amacına ulaşacağını dile getirdi. Dilek, soru ve temennile-rin Şerif Aslan tarafından cevaplandı-rılmasının ardından Östringen Cemiyet Başkanı Nihat Şeker’in kapanış Kur’ân-ı Kerîm’ini okumasıyla birlikte toplantı sona erdi.

camia | 11 Ekim 2013Hac - Kurban Özel12 |

Zamana meydan okuyan yapı: KâbeRümeysa Aydın

Kâbe her sene milyonlarca insanın buluştu-ğu en müthiş platformlardan bir tanesi. Kâbe’nin oluşma süreci ve binlerce yıllık tarihi bu nedenle bu müthiş buluşmanın öneminin anlaşılması için büyük önem taşıyor.

Asırlar boyunca insanların dua ve ibadet mer-kezi konumunda bulunan Kâbe, ayet ve hadis-lerin dışında da “ruhsal enerjinin kaynağı”, “koz-mik güçleri ortaya çıkaran merci” gibi ifadelerle tanımlanagelmiştir. Kâbe’nin, insanlar üzerindeki yatıştırıcı etkisi, Hacerül- esved’in sırrı, insanları derin etkiler altında bıra-kan cazibesi gibi konular özellikle hacıların dillerin-den düşürmedikleri Kâbe hatıralarında da kendini gösterir. Yine bu duruma göre Kâbe, bazı “olağandı-şı hâllerin” karşılaşılabildiği bir mekânın göbeğinde bulunmaktadır. Her hâlü-karda Kâbe, hem dünya-nın en büyük medeniyet miraslarından birisi, hem de asırlarca tarihe yön veren olaylara tanık olmuş bir yapıdır. Bu duruma Müslümanların Kâbe’yi görmek için yanıp tutuş-tukları, Kâbe’nin adının anılmasının, fotoğrafının görülmesinin kalplerde bir damarı sızlattığı gerçe-ği eklenince bu kutlu yapının tarihini anlatmanın zorluğu da gün yüzüne çıkmaktadır.

Şu anki Kâbe’de Hacerülesved dışında İslam öncesi zamanlara ait herhangi bir iz veya kalın-tı bulunmasa da bazı kaynaklara göre Kâbe’nin tarihi, çok eskilere, hatta dünyanın yaratılışından öncesine kadar uzanır.1 Ezraki’ye göre Kâbe, dünyanın yaratılışından önce arşın altında bulu-nuyor ve diğer bazı kaynaklara göre de arşın al-tında bulunan Kâbe, henüz dünya yaratılmadığı zamanlarda meleklerin etrafında tavaf ederek Allah’a karşı bağlılıklarını göstermelerini sağlayan

bir merci olma niteliğini taşıyordu. Nitekim Kâbe ile ilgili rivayetler arasında kesin olmayan başka bilgiler de bulunur. Bu rivayetlere göre, Allah’ın Hz. Adem’i yaratacağını bildirmesi üzerine me-leklerin, “Yeryüzünde fesat çıkaran bir varlık mı yaratacaksın?” çıkışı sonunda melekler, isyan an-lamına gelebilecek bu davranışları sebebiyle arşın altındaki Kâbe’yi tavaf etmişlerdir. Bu bilgiler, va-hiy ve hadisle bildirilmemiş oldukları için kesinlik göstermeseler de Kâbe’nin tarih sahnesindeki

önemi hakkında çok az da olsa ipucu ve-rebilirler. Bunun dı-şında Kâbe’yi ve ona dair olan her hususu dünya dışı varlıklarmış gibi algılamanın ve bu algıyı diri tutmak adına rivayetlerde bulun-manın, yine Kâbe’ye duyulan aşırı sevgi ve bağlılıkla alakalı ol-duğunu söylemek de mümkündür.2 İslam

öncesi ve İslam sonrasında da kendilerine sıkça rastlanılan bu rivayetlerin yanında Kâbe’nin ilk kez Hz. Adem tarafından inşa edildiği gibi düşünceler de ortaya atılmıştır.

Kur’ân-ı Kerîm’de Kâbe ile ilgili ayetler de, onun dünya üzerinde “ilk”lerden olduğunu açıkça ortaya koymaktadır: “Şüphesiz, insanlar için kuru-lan ilk ibadet evi, elbette Mekke’de, âlemlere rah-met ve hidayet kaynağı olarak kurulan Kâ’be’dir.” (Âl-i İmrân suresi, 3: 96) İnsanlar için kurulan ilk mabet olan Kâbe’nin Hz. İbrahim ve oğlu Hz. İs-mail tarafından inşa edildiği ise, vahye dayanan bir bilgidir. Buna göre Kâbe, “insanlara toplantı ve güven yeri kılınmıştır.” (Bakara suresi, 2:125), onun etrafındaki toprak “bereketli kılınmıştır” (A’râf suresi, 7:137). Yani Kâbe’nin kuruluşu, Hz. İbra-him’in, eşi Hacer ve o sıralarda henüz minik bir

Hz. İbrahim ile Hz. İsmail’in inşalarından sonra Kâbe,

dünya üzerindeki her yapının başına gelebilecek

şekilde sel, yağmur, savaş ve yangın gibi

doğal afetlerle zarar görmüş, defalarca onarılmıştır.3

bebek olan Hz. İsmail’i şimdi Kâbe’nin bulunduğu yerin yakınlarına bırakılmasından itibaren başlatı-labilir. Hz. İbrahim, Kâbe’nin yakınlarında bulunan eşi ve oğlunu arada sırada ziyarete gelmiş ve bir ziyaretinde, Allah kendisine -artık iyice büyümüş olan oğlu ile birlikte- Kâbe’yi inşa etmesini em-retmiştir. Bunun üzerine civar dağlardan toplanan taşlar ile Kâbe’nin duvarları yükselmeye başlamış, bir insan boyunu geçtiği zaman da Hz. İbrahim, ayağının altına bir taş alarak duvarları yükselt-meye devam etmiştir. Hz. İbrahim’in üzerine basarak Kâbe’nin inşa-atını devam ettirdiği bu taşa Makâm-ı İbrâhim denilmektedir.

Hz. İbrahim ile Hz. İsmail’in inşalarından sonra Kâbe, dünya üzerindeki her yapının başına gelebilecek şe-kilde sel, yağmur, savaş ve yangın gibi doğal afetlerle zarar görmüş, defalarca onarılmıştır. Onarım faaliyetlerini ya-panlar arasında Amalik ve Cürhüm kabileleri bulunmaktadır. Kâbe’yi onaran bir diğer isim ise Hz. Peygamber (s.a.v.)’in dedelerinden Kusay b. Kilâb’tır. Bunun haricinde Hz. Peygamber 35 yaşında iken Kâbe’nin Ku-reyş tarafından tekrar bir onarıma tabi tutulduğu, hatta Hacerülesved’in yerine taşınması konusun-daki ihtilafın, Hz. Peygamber (s.a.v.)’in müdahil oluşuyla çözüldüğü bilinen bir rivayettir. Daha sonra Mekke’yi kuşatan Emevi ordusunun saldı-rıları, Kâbe’nin bütün duvarlarının tahrip olmasına sebep olmuş, Kâbe de Hz. İbrahim’in attığı temel-

lerin üzerinde tekrar inşa edilmiştir. 7. yüzyıldan 16. yüzyıla kadar Kâbe’nin köklü bir tamirat geçir-mediği, bunun yerine ufak tadilatlarla desteklen-diği bilinmektedir. Bunun yanında Osmanlı padi-şahlarının Kâbe’nin tezyin ve tamiratına ayırdıkları bütçe ve alaka da takdire şayandır. Genelde İslam ulemasının Kâbe’nin yıkılıp yeniden yapılmasının caiz olmadığına dair verdikleri fetvaların yanında

meydana gelen doğal felaketler ve sellerin Kâbe’nin duvarlarını yıkması, tamirat ve onarım işlerinin gerçekleş-tirilmesine ancak olanak sağlamıştır. Sultan I. Ahmed’in tezyin faaliyetleri, özellikle Kâbe’nin yıkılma tehlikesine karşı köklü bir tadi-lata maruz kalması ve levhalar ile su oluklarının altından yapılarak Kâbe’ye yerleştirilmesi en esaslı tadilat çalış-maları arasında zik-redilebilir. 4. Murat döneminde birkez daha onarım gören

Kâbe, Osmanlı’nın ardından bundan 50 sene önce yine bir tadilat geçirmiştir. Şu anda da hacı-ların sayısında azaltmaya gidilmesinin sebebi olan tadilat çalışmaları devam etmekte, Kâbe’nin et-rafı genişletilerek hacıların ibadetlerini daha rahat şekilde yerine getirilmesi amaçlanmaktadır.

Sultan I. Ahmed’in tezyin faaliyetleri, özellikle

Kâbe’nin yıkılma tehlikesine karşı köklü bir tadilata

maruz kalması ve levhalar ile su oluklarının

altından yapılarak Kâbe’ye yerleştirilmesi en esaslı

tadilat çalışmaları arasında zikredilebilir. 4. Murat

döneminde birkez daha onarım gören Kâbe,

Osmanlı’nın ardından bundan 50 sene önce yine

bir tadilat geçirmiştir.

1,2,3 http://dergi.ilahiyat.omu.edu.tr/Makale-

ler/1683088258_199307050283.pdf

camia | 11 Ekim 2013 Hac - Kurban Özel 13|

Tavaf etme ve kurban kesme âdâbı

Ümmet bilincinin inşasında haccın önemi

Sebahat Özcan

Murat Kubat

HacHacı adayları kutsal topraklara gitmenin are-

fesine geldiklerinde heyecan doruk noktasına ulaşır. Hac yolculuğu, insanın hayat yolculuğu-nun, ölüm ve ahiretin özetidir. Yolcu gitmeden niyetinin salihliğini yoklar, sevdiklerini Allah’a emanet eder, kefeni hatırlatan ihramını giyinip, Rabbinin huzuruna çıkar. Küçük büyük imtihan-lar vesilesiyle hacı, takvasından gayrı bir azığın kendisine fayda sağlamadığını farkeder. Milyon-larca kardeşin arasında benliği sıfırlanır. Burada ne renk, ne ırk, ne sosyal, ne siyasal yapının yeri vardır. Burası kulluğun mekânıdır. Burada takva dışında başka bir ayrım yoktur. Hacı burada her insanın aynı şekilde Allah’ın rahmetine muhtaç olduğunu tekrar anlar.

Ziynetten uzak, zenginlik ve fakirlikten beri bir şekilde, Kâbe’nin etrafında dönmenin anlamı, Allah’ın var olan her şeyin yaratıcısı olduğunun itirafıdır. Tavaf eden bütün insanların meşgaleleri Allah’ın rızası etrafında dönmektedir. Bu insanlar, Allah’ı razı etmek için âdeta pervane olmuş du-rumdadırlar. Aynı zamanda kul, tavaf ile bir söz vermiş olur: “Ey Rabbim! Niyetim ve amellerim sadece seni hedeflerse anlamlıdır. Şimdiye ka-dar yapamadıysam da bundan sonra niyetimin ve amellerimin tek hedefi senin rızan olacaktır.” Bu duygu ve düşüncelerin hac dönüşünde gün-lük hayata da aktarılabilmesi için, tavaf iyi anlaşıl-malıdır. “Lebbeyk, Allahümme lebbeyk”, “Buyur Allah’ım” veya “Emrine amadeyim”, “Hizmetine geldim” anlamlarındadır. Bu nedenledir ki tavaf esnasında dünyevi şeyler konuşulmaz, kimse in-citilmez, itilmez; kişi sükut, zikir ve fikir hâli üzere

Binlerce yıl önce Hz. İbrahim (a.s.)’a insan-ları hacca çağırması emredilmişti. Tek başına ümmet olan Hz. İbrahim’in ağzından “Ya Rabbi, sesimi kime duyarabilirim ki?” cümlesi dökül-dü. Rabb’inin “Sen ilan et, insanları çağır, sesini ulaştırmak bana aittir” buyruğu doğrultusunda seslendi İbrahim Peygamber çağlar ötesine. Bugün dünyanın dört bir tarafından milyonlarca Müslüman, bu çağrıya cevap vererek aynı za-man ve mekânda bir araya geliyor. Bu davette renk, dil, etnik aidiyet, toplumsal statü, makam ve mevki farklılıkları hiçbir anlam ifade etmiyor. İnsanlar arasına mesafe koyan tüm ekonomik ve sosyal sınırların vahdet aşkına ortadan kalk-tığı, ümmetin tek yürek olduğu yer oluyor kutsal mekânlar.

Dünyanın her tarafından akın akın insanlar gelir haccetmeye. Hac, tek ümmet olmanın gü-zelliği ve zaruretini en yalın hâliyle ifade eden ibadettir, bunun bilincine varabilenler için. İna-nanlar bu vesileyle her sene belirli bir zaman ve mekânda bir araya getirilir, sanki tek bir ümmet oldukları gerçeğini unutmamaları için. Gayri-yetlerden sıyrılıp ayniyetin sıcaklığında buluşan müminler hep bir ağızdan “Lebbeyk Allahumme lebbeyk” (Buyur Allah’ım buyur) ifadeleriyle tek bir vücut olarak yönelirler Rabblerinin huzuru-na.

Ümmet, üstünlüğü takvada arayan insanlar topluluğudur; toplumlara rehberlik edecek seç-kin bir birliktelik; dünyada huzur ve saadetin temini için çaba sarfeden, mücadele eden bir

“Hani, İmran’ın karısı, ‘Rabbim! Karnımdaki çocuğu sırf sana hizmet etmek üzere adadım. Benden kabul et. Şüphesiz sen hakkıyla işitensin, hakkıyla bilensin.’ demişti. Onu doğurunca, ‘Rabbim!’ dedi, ‘Onu kız doğurdum. Erkek, kız gibi değildir.

Ona Meryem adını verdim. Onu ve soyunu kovulmuş şeytandan senin korumana bırakıyorum.’ ”

İhramın kefeni sembolize eder, ölmeden ölmeyi ve yeniden doğuşu prova ettirir. Zihninde,

kalbinde çöreklenmiş manevi pasları temizlemesi ancak bu şekilde mümkün olacaktır insanın. Ben damlası biz denizinde erir gider; zira “biz” olmak ümmet

olmanın birinci basamağıdır. Kurtuluş dosdoğru yolda birlikte yürüyebilmekten geçer.

Mikatta tek bir bütün olmanın; aynı amaca yönelmenin huzuru kaplar bizleri.

olup, tüm acziyetiyle sadece Allah’a yönelir. Tavafın tadına varmak için, her ibadette ol-

duğu gibi şuurlu olmak gerekmektedir. Yoksa mekân olarak kutsal topraklarda bulunmak tek başına fayda etmemektedir. Örneğin Ebu Ce-hil’in evi Kâbe’ye çok yakındı. Orada yaşadı, ora-da öldü. Fakat Kâbe’ye yakın olmak kendisine fayda etmedi.

Bu nedenle mahşerin provası olan hac için hem zihin, hem de kalp hazırlanmalıdır, zira mak-sadından soyutlanmış her ibadet terbiye etme özelliğini kaybeder. Hacılar ihramlarını giydikleri anda dünyevi duygu ve düşüncelerden soyutlan-mış olmalıdırlar. İhramını giyen hacı yola koyul-madan mutlaka tüm kırgınlıklara son vermelidir. Mahşere giden bir kimse gibi üzerinde kul hakkı olmadan, başkası üzerinde de hak bırakmadan yola çıkmalı; affedilmek için giden, affedici olma-lıdır. Hacı, bu yolculukta hem kendisinin, hem de refiklerinin gerçek yüzlerinin ortaya çıkacağının bilincinde olmalıdır. Tavaflarını, yaptığı umreleri kesinlikle kimseyle paylaşmamalı, ibadetin he-sabının olmadığının bilincinde olmalıdır. Çarşı ve

inanmışlar ordusu. Bir insanı yaşatmanın tüm insanlığı yaşatmak olduğu bilinciyle, öldürmeyi değil, yaşatmayı esas alan toplum modeli.

İnananlar olarak dünyanın neresinde olur-sak olalım kendisine yöneldiğimiz Kâbe yer yü-zünde Allah’a ibadet için inşa edilen ilk mabet-tir. Tavaf ederken Kâbe’de tevhidi kuşanırsın. Bir olan bir kılar bizi. Dirlik ise bir olmadadır. Bir olamayanlar dirlik bulamazlar. Dirlik içerisinde olmayışımızın o kadar çok fazla örneği var ki!

Suriye’de kimyasal silah saldırısı sonucu ölen iki kızının cansız bedenini yüreğine basa-rak ağlayan bir baba; Myanmar’da maruz kal-dıkları zulümler karşısında çaresizce kendilerine uzatılacak yardım elini bekleyen mazlumlar, Irak ve Afganistan’da gerçekleşen ve artık gündelik yaşamımızın bir parçası hâline gelmiş katliam

pazarda geçirdiği anlardan döndüğünde büyük bir ızdırap çekeceğinin bilincinde olarak vaktini ayarlamalıdır. Orada bulunan her kardeşinin, Al-lah’ın birer misafiri olduğunu unutmamalı, onlara en azından bir tebessümle dahi olsun ikramda bulunmalıdır. Zira, tüm hacıların dini, ırzı ve amel-leri emanete asla ihanet etmeyen Allah’a ema-nettir.Kurban

“Hani, İmran’ın karısı, ‘Rabbim! Karnımdaki çocuğu sırf sana hizmet etmek üzere adadım. Benden kabul et. Şüphesiz sen hakkıyla işiten-sin, hakkıyla bilensin.’ demişti. Onu doğurunca, ‘Rabbim!’ dedi, ‘Onu kız doğurdum. Erkek, kız gibi değildir. Ona Meryem adını verdim. Onu ve soyunu kovulmuş şeytandan senin korumana bırakıyorum.’ ” (Âl-i İmrân suresi, 3:35-36) Hz. Hanne, iffet âbidesi olan Hz. Meryem (a.s.)’i doğmadan, Allah’a adamıştı. Kendi evladını bü-yük bir ihlasla adamasına rağmen, Allah’ın bu adağını kabul etmesi için yalvarmıştı. Bundan daha büyük bir adak verememesine rağmen, kabul görüp görmemesinden eman duymamıştı.

haberleri ümmet olmanın ve kardeşliğin öne-mini bize her gün bir kere daha hatırlatan acı tecrübeler olarak önümüzde duruyorlar.

Hac, yöneliştir. O’ndan gelip O’na gitmenin bir provası. Dünyanın bizi kendisine bağladığı binbir bağdan kurtulma vesilesi. Hac toplar; bedenlerimizi, zihinlerimizi, yüreklerimizi. Se-vinçleri bir kıldığı gibi, dertleri ve acıları da aynı kılar. “Müslümanlar bir vücudun azaları gibidir” hakikatini hatırlatırcasına aynı şeylere üzülür, aynı şeylere sevinir hâle gelir inananlar. Ümmet olmanın gereği de bu değil midir?! Milyonlarca bedeni bir araya toplayan hac, zihinleri ve kalp-leri de toplamalıdır.

Mikatta dünya elbisesini çıkarılır, ahiret el-bisesi giyilir ve ümmet havuzunun içerisine da-hil olunur. Zira elbise farklılığı vurgular. Fakat

Habil de, Kabil de kurban vermişti, ama sadece birinin kurbanı kabul görmüştü.

Kurban kesmek esasında, Hz. İbrahim (a.s.) ve Hz. İsmail (a.s.)’in teslimiyetini örnek almaktır. Eğer Allah bizden bir kurban vermemizi istiyorsa, asla almak için değil, daha fazlasını vermek için is-ter. Nitekim İbrahim (a.s.) ve oğlunun teslimiyetinin ispatından sonra, İshak (a.s.) bahşedilmedi mi? Kısacası kurban kesmenın âdâblarından ilki samimiyet ve ihlasla kurbanın kabulü için yal-varmaktır, Kabil’in verdiği gibi kurban vermek-ten Allah’a sığınmaktır. Diğer ibadetlerde olduğu gibi, kimseyle paylaşmamaktır. Bir kaç kurban veriliyorsa, bunun sözünü etmemektir ve İbrahim (a.s.)’in vermeye hazır olduğu kurbanın şuurun-da olarak, kurbanını kesmektir. Kurban etmenin sadece hayvanların kesilmesi eyleminden ibaret olmadığının bilinci ile hareket etmektir kurban. O halde kendimize dönüp soralım: Benim İsmail’im nedir?

Bu bilinçle kurbanını kesen bir Müslüman’ın kurbanı kesmek için yatırmadan önce hazırlığını tam yapması gerekir. Nitekim Hz. Peygamber ayağını koyunun yüzüne koymuş, koyun kendisi-ne gözünün ucuyla bakarken, onu kesmek üzere bıçağını bileyen birine uğrayarak: “Bundan önce bıçağını bileyemez miydin, yoksa koyunu iki defa mı öldürmek istiyorsun?” buyurmuştur. (Tabe-ranî) Kurbanı kıbleye doğru yatırıp kesmek, kur-ban keserken besmele çekip tekbir getirmek ve acele etmek, kurbana eziyet etmemek ve kurban kesilirken başında hazır bulunmak ise bu ibadeti Peygamberimizin âdâbına uygun şekilde yerine getirmenin ritüellerindendir.

hacda farklı olamaz, doğuştan sahip olunan zahiri tüm farklılıklara rağmen farklı kalamazsın. Çünkü ümmet olmak bir olmak, ortak yanların öne çıkarılması demektir. İhramın kefeni sem-bolize eder, ölmeden ölmeyi ve yeniden doğu-şu prova ettirir. Zihninde, kalbinde çöreklenmiş manevi pasları temizlemesi ancak bu şekilde mümkün olacaktır insanın. Ben damlası biz de-nizinde erir gider; zira “biz” olmak ümmet ol-manın birinci basamağıdır. Kurtuluş dosdoğru yolda birlikte yürüyebilmekten geçer. Mikatta tek bir bütün olmanın; aynı amaca yönelmenin huzuru kaplar bizleri.

Tavafta birey yoktur artık; sımsıkı, kollektif bir ruhla sarılınır Allah’ın ipine. Safa ile Merve arasında yapılan sa’y, yitirdiğimiz değerleri tek-rar aramanın, bizlere hayat bahşedecek suya ulaşmanın gayreti olmalıdır. Arafat’ta, Hz. Adem ile Hz. Havva’nın buluştuğu mekânda, buluşu-ruz ümmet ailemizin bireyleriyle. Ümmet olma-nın bilincini ve kuvvetini, Arafat’tan Mina’ya akan insan seli içerisinde bulunurken daha iyi hisseder insan. Meş’ari’l Haram’da vakfede, hiç tanımadığınız milyonlarca kardeşinizle birlik-tesinizdir yine. Mina’da ortak düşmanınıza karşı birlikte saf tutarsınız.

Hac tevhidi öğretir. Tevhid beraberinde vah-deti getirir. Vahdet ise ümmetin bugün içerisin-de bulunduğu marazi durumun yegane reçete-sidir. Milyonlarca Müslüman’ı bir araya getiren hac ibadeti bu vahdeti temin etme hususunda büyük bir imkândır.

camia | 11 Ekim 2013Hac - Kurban Özel14 |

1) Kurban ne demektir hükmü nedir?Kurban, sözlükte yaklaşmak, Allah’a yakınlaş-

maya vesile olan şey anlamlarına gelir. Dini ıstılahta ise, ibadet maksadıyla, belirli şartları taşıyan hay-vanı usulüne uygun olarak kesmeyi ve bu amaçla kesilen hayvanı ifade eder. Kurban Bayramı’nda kesilen kurbana Arapça da “Udhiye” denir.

Kurban kesmenin hükmü hususunda islam bilginleri arasında görüş farklılıkları olmakla birlikte, hanefi mezhebindeki ağırlıklı görüşe ve bazı müç-tehid imamlara göre vacip, diğer imamlara göre sünneti müekkededir.

Hanefiler, Kur’ân-ı Kerîm’de Hz. Peygambere hitaben “Rabbin için namaz kıl, kurban kes”(Kevser suresi,108:2) buyurulmasının ümmeti de kapsadığı ve vücubiyet bildirdiği kanaatindedirler. Bu ve ben-zeri delillerden hareket eden fakihler gerekli şart-ları taşıyanların kurban kesmelerini vacip görürler. 2) Kurban kesmenin amacı nedir?

Kurban, gerek fert ve gerekse toplum açısın-dan çeşitli yararlar sağlayan mali bir ibadet olmakla birlikte, kurban kesmekle kişi Allah’ın emrine bo-yun eğdiğini ve kulluk şuurunu canlı tuttuğunu or-taya koyarak Allah’ın rızasını kazanmayı ve ona ya-kınlaşmayı istemektedir. Kurban ibadeti vesilesiyle O'nun hoşnutluğunu kazanmış olmaktadır. Kurban toplumda, kardeşlik, dayanışma, yardımlaşma ru-hunun canlanmasına ve merhamet duygularının harekete geçmesine vesile olur ve böylece sosyal adaletin gerçekleşmesine katkı sağlar. Zengin kim-seleri cimrilik bencillik hastalığından, dünya malı biriktirme hırsından tutkusundan kurtarır. Fakirin de dünya nimetinin yeryüzünde dağılımı hususunda oluşan karamsarlık ve düşmanlıktan kendisini kur-tarmasını sağlar böylece zengin ile fakir arasında kardeşlik köprüsünün kurulmasına vesile olur.

Diğer taraftan kurban, bir Müslüman’ın bütün varlığını gerektiğinde Allah yolunda feda etmeye hazır olduğunun sembolik bir ifadesini de ortaya koymaktadır. 3) Kurban kesmek kimlere vaciptir?

Bir kimsenin kurban kesmekle mükellef tutula-bilmesi için dört şart aranır:1) Müslüman olmak2) Akıllı ve büluğ çağına ermiş olmak3) Yolcu olmamak, mukim olmak4) Belirli bir mali güce sahip olmak

Hanefi mezhebine göre kurban kesmeyi vacip kılan zenginliğin ölçüsü zekâtta ve fıtır sadakasında aranan zenginlik ölçüsünün aynısıdır. Kişinin borç-ları ve asli ihtiyaçları dışında 20 miskal (80gr) altına veya buna denk bir paraya veya mala sahip olma-sıdır. Şöyle ifade etmek de mümkündür: Sabit ge-lirli olan kimsenin asli ihtiyaç harcamalarını çıktıktan sonra yıllık gelirinden arta kalan miktar 80 gr altın değerine ulaşıyorsa kurban kesmesi gerekir. 4) Ailede zengin olan karı-kocadan her birinin kurban kesmesi gerekir mi?

İslam dininde İbadetlerde mesuliyet ve bu me-suliyyetin bir neticesi olan ceza ve mükafat da fer-didir. Bu nedenle, dinen zengin olan karı-kocadan her birinin ayrı ayrı kurban kesmesi gerekmektedir. 5) Kurban ne zaman kesilir?

Kurbanın sahih olabilmesi için belirlenmiş günler içerisinde kesilmesi gerekir. Kurban, kes-me günleri dediğimiz (eyyam-ı nahr) Kurban Bay-ramı’nın ilk üç günü yani zilhicce ayının 10, 11, 12’inci günleri bayram namazının kılınmasından üçüncü günün akşamı güneş batıncaya kadar de-vam eder. Bu geçen süre içinde gece ve gündüz kurban kesilebilir. Ancak geceleri kesmek mekruh görülmüştür. Kurbanı Bayramı’nın birinci günü kesmek daha faziletlidir. Bayram namazı kılınma-yan yerlerde ise sabah namazı vaktinden itibaren kesilebilir.

Şafii mezhebi ve bir kısım fakihlere göre bayra-mın dördüncü günü de kesim yapılabilir. Diğer kur-banlarda ise herhangi bir vakit söz konusu değildir6) Kurban edilecek hayvanlar hangi nitelikte olmalıdır?

Kesilecek hayvanın kurban edilmeye engel bir kusurunun bulunmaması gerekir. Hayvanın sağlık-lı, azaları tamam, besili olması hem ibadetin gaye

Fıkıh KöşesiCelil Yalınkılıç

ve mahiyetine hem de sağlık kurallarına uymak bakımından önemlidir. Hasta, zayıf, düşkün, bazı azaları mesela bir veya iki gözü kör, kulakları ve boynuzları kökünden kesilmiş, dişlerinin tamamı veya çoğu dökülmüş, kuyruğu ve memesi kesik hayvandan kurban olmaz.

Ancak, hayvanın doğuştan boynuzsuz olması, şaşı, topal, hafif hasta, bir kulağı delik veya yırtılmış olması, kurban edilmesine engel teşkil etmez. Bir diğer husus ta bazı Avrupa ülkelerinde olduğu gibi bazı koyunların kuyrukları daha doğar doğmaz ke-silmektedir. Bunun gayesi ise hayvanın daha semiz olmasının sağlanmasıdır. Bu tip hayvanların kurban edilmesinde de problem olmaz. Her ne kadar kuy-ruksuz olsa da hayvan, et cihetinden fakirin lehine olduğu için bu durum o hayvan için kusur kabul edilmez. Bilakis değer kazandırır. 7) Kurban keserken nelere dikkat edilmelidir?

Kurban edilecek hayvana acı çektirilmemeli ve eziyet verilmemelidir. Kesim yerine incitilmeden götürülmeli kesileceği vakitte Kıbleye çevrilmeli ve sol tarafı üzerine yatırılmalıdır. Her mükellefin kendi kurbanını kesmesi menduptur. Vekaletle bir baş-kasına da kestirebilir. Kurbanlık hayvanlar ehliyetli kimseler tarafından kesilmeli ve kesim işlemi süratli bir şekilde yerine getirilmelidir. Ayrıca, çevre temiz-liği için gerekli tedbirler alınmalıdır. Hayvanların, birbirlerinin kesimini görecek şekilde yan yana bu-lundurulmamalarına hatta kesim öncesi gözlerinin bağlanmasına özen gösterilmelidir. 8) Kurban kesilirken besmele çekmenin hükmü nedir? Hangi dua okunmalıdır?

Kurbanlık yere yatırılırken Kur’ân-ı Kerîm’den; “Benim namazım, ibadetim, (kurbanım) hayatım ve ölümüm hep alemlerin rabbi olan Allah içindir. Onun ortağı yoktur. Bana böyle emrolundu ve ben teslim olanların ilkiyim."( En’âm suresi, 6:162-163 ) mealindeki ayeti okur. Kurbanı kesecek kimse sağ eliyle tuttuğu bıçakla hayvanı keserken “Bismilla-hi Allahu ekber” der. Kurbanı kesen kimse kesim anında kasten besmeleyi terkederse, Hanefi mez-hebine göre bu hayvanın eti yenilmez. 9) Kurban keserken abdestli olmak şart mıdır?

Kurban kesen kişinin abdestli olması şart de-ğildir. Ancak kurban kesmek bir ibadet olduğu için kesenin abdestli olması daha faziletlidir.10) Kurbanlık hayvanlardan hangileri ortak ola-rak kesilebilir?

Koyun ve keçi cinsinden hayvanlar sadece bir kişi için; deve, sığır ve manda ise yedi kişiyi aşma-mak üzere ortaklaşa kurban olarak kesilebilir. 11) Akika, adak, udhiyye ve nafile kurbanlar için aynı büyükbaş hayvana ortak olunabilir mi? Ortak kesilen kurbanlarda, hissedarlardan her birinin kurbanlarını aynı maksat için kesmiş olma-ları gerekmez. Bir kısmı udhiyye için, diğer bir kısmı ise adak kurbanı, akîka, nafile kurban olarak niyet edebilirler. Ancak hepsinin ibadet niyetiyle katılmış olmaları gerekir.12) Kurban eti nasıl değerlendirilmelidir?

Hz. Peygamberin hadislerinden hareketle kurban sahibi kurbanın etinden yiyebileceği gibi bakmakla yükümlü olduğu kimselere de yedirebilir kurban etinin bir kısmını da dağıtması gerektiği ko-nusunda İslam alimleri görüş birliği içindedir.

Böylece kurban etinin üç eşit parçaya bölünüp bir parçasını kurban sahibi ve bakmakla yükümlü olduğu kimseler için, ikinci bölüm zengin de olsa-lar eş dost akrabalar için, diğer üçüncü kısım ise kurban kesemeyen fakir kimseler için ayrılıp dağı-tılmalıdır.

Kişinin bakmakla yükümlü olduğu kimselerin kalabalık olması veya ihtiyaçlarının bulunması ha-linde kurban etinin kimseye dağıtılmadan evde tü-ketilmesinde de bir sakınca yoktur.

13) Kurban etinin bir kısmı kesim ücreti olarak verilebilir mi?

Kurban sırf Allah rızası için kesildiğinden kur-banın etinin ve diğer parçalarının satılması veya benzeri şekilde sahipleri için gelir getirici işlemlere harcanması caiz değildir. Kurban kasaba kestiril-mişse kasabın kesim ücreti eti veya derisiyle veya bunların derisiyle ödenmez. 14) Kurbanlık hayvanın elektrik veya narkoz şoku ile bayıltılarak kesilmesi caiz midir?

Fazla eziyet vermemek maksadıyla, kesim es-nasında hayvanın teskin edilmesi; örneğin bayıl-tılması, kurban olarak kesilmesine engel değildir. İhtiyaç halinde, canlı olarak kesmek kaydıyla, kur-banlık hayvanın uygun tekniklerle bayıltılmasında bir sakınca yoktur. Ancak hayvan henüz kesilme-den, şok etkisiyle ölürse, kurban olmayacağı gibi, eti de yenmez. Böyle bir riskten dolayı şoklu kur-ban kesimini tavsiye etmiyoruz.15) Satın alındığında sağlam olup sonradan ku-surlu hâle gelen bir hayvan kurban edilebilir mi? Kurbanlık sağlam olarak satın alındıktan sonra daha kesilmeden hayvanda kurban edilmeye en-gel bir kusur meydana gelirse eğer satın alan kişi varlıklı zenginse yenisini alıp kesmelidir. Fakirse ye-nisini almasına gerek olmayıp almış olduğu hayvanı kurban olarak keser.16) Doğumdan sonra boynuzların elektrikle kurutulması hayvanın kurban olmasına engel olur mu?

Hayvanın normal doğumumdan hemen sonra hayvanların boynuzlarının elektrik ve benzeri yön-temlerle kurutulup köreltilmesi suretiyle boynuzsuz büyüyen hayvanların kurban edilmegye engel baş-ka özürleri yoksa kurban edilmesinde bir sakınca yoktur.17) Kurban kesilen hayvanda bir hastalık ortaya çıkarsa yerine başka birinin kesilmesi gerekir mi?

Kurbanlık hayvanın kesilmeden önce hastalığı bilinmiyor ve başka bir özrü de yoksa kestikten sonra hastalığının ortaya çıkması halinde yeniden, ikinci bir kurban kesilmesi gerekmez. Ancak satı-cının, eskiden olan bir ayıbından dolayı kurbanlığın bedelini bayramın ilk üç gününde iade etmesi du-rumunda yeniden kurban alınarak kesilir. Bayramın üçüncü gününden sonra kurban bedelinin iade edilmesi durumunda bu para fakirlere sadaka ola-rak dağıtılır.18) Gebe hayvanın kurban edilmesi caiz midir?

Doğacak yavruların telef edilmesi söz konusu olduğu için gebe hayvanın kurban edilmesi doğru değildir.19) Alınan kurbanlığın ölmesi veya başka bir sebeple kesilememesi durumunda ne yapılma-lıdır?

Zengin kimsenin aldığı kurban, henüz kesilme-den bayram günlerinde ölse yerine başkasını alma-sı gerekir. Fakir kimsenin aldığı kurban ölse, başka bir kurbanlık alması gerekmez. 20) Kuyruksuz koyunlar kurban edilebilir mi?

Kuyruğunun tamamı veya yarısından çoğu bir kaza sonucu kopan hayvanın kurban edilmesi caiz değildir. 21) Ölmüş kimseler için kurban kesilir mi?

Dinimizde ölü kurbanı veya kabir kurbanı diye bir kurban çeşidi yoktur. Ancak Şafiler dışındaki fakihlerin çoğunluğuna göre sevabı ölüye bağışlan-mak üzere onun adına kurban kesilebilir. Bir kimse, sevabını ölmüş bulunan anne veya babasına yahut diğer yakınlarına bağışlamak üzere, çeşitli hayır ku-rumlarına, fakir ve muhtaç kişilere bağışta buluna-bileceği gibi, kurban da kesebilir.

Vasiyetinin veya adağının bulunması halinde öl-müş kimse için bıraktığı mirasından mirasçılarınca

kurban kesilmesi gerekir ve kesilen kurbanın etinin tamamı fakirlere dağıtılır. 22) Taksitle kurban alınabilir mi?

İster peşin ister taksitle olsun satın aldığı hay-van kişinin kendi mülkiyetine geçtiğinden ve üze-rinde mülkiyet tasarrufu bulunduğundan bu hayva-nın kurban edilmesinde sakınca yoktur.23) Satın alınan kurbana, daha sonra başkaları ortak edilebilir mi?

Büyükbaş hayvanlar bir kişiden yedi kişiye ka-dar ortak olarak kurban edilebilir. Böyle bir hayvan, yedi kişiye kadar ortak olarak satın alınabileceği gibi, alındıktan sonra veya elde bulunan büyükbaş hayvana yedi kişiyi geçmemek kaydıyla başkaları da ortak edilebilir.24) Kadın kurban kesebilir mi?

Hayvan kesiminde, bu işlemi yapacak kişinin akıl ve temyiz gücüne sahip, Müslüman veya Ehl-i kitap olmasının dışında bir şart bulunmamaktadır. Bu şartları taşıyan kişi kadın olsun, erkek olsun kurban kesebilir.25) Kurban yerine sadaka vermekle bu ibadet yerine getirilmiş olur mu?

Kurban kesmek yerine, bedelinin bir fakire veya bir hayır kurumuna verilmesi caiz değildir. Böyle yapan bir kişinin sadakası sahih olur, ancak kurban yükümlülüğü üzerinden düşmez. Çünkü kişinin üzerinden kurban kesme yükümlülüğünün kalkması, ancak Allah rızası için belirtilen vasıflarla haiz hayvanın kesilmesiyle olur. Bu nedenle böyle yapan bir kimsenin kurban kesmesi gerekir.

“Bayramda illa ki kurban kesmek gerekmez. Sadaka da bir ibadettir(!)” diyerek kurbana bedel bir ibadet arayanlar büyük bir yanlışlığın içerisinde-dirler. Zira her bir ibadet için bir zaman tayin edil-miştir. O zamanda belirlenen ibadet eda edilmelidir. Başka bir ibadet onun yerini dolduramaz. Nitekim Peygamber (a.s.) Efendimiz de, kurban meşru kı-lındıktan sonra her yıl bizzat kurban kesmek sureti ile bu ibadeti yerine getirmiştir. (Buhârî, Hacc, 117, 119; Müslim, Edâhî, 17).26) İhmal sebebiyle kurban kesmeyen kimse ne yapmalıdır?

Şartlarını taşıdığı halde ihmal vesair sebeplerle kurban kesmeyen bir kimsenin, bir kurban bedeli-ni fakirlere vermesi, ayrıca tövbe ve istiğfar etmesi gerekir.27) Gayr-i Meşru yolla kazanılan parayla kur-ban kesilebilir mi?

İslam dini kişilerin meşru işlerle uğraşmalarını ve geçimlerini helal yollardan elde etmelerini önerir. Buna rağmen gayr-i meşru yolla bir kazanç elde edilmiş ve bu kazancın sahibi belli ise, bunun sahi-bine iade edilmesi; belli değil ise, karşılığında sevap beklenmeksizin yoksullara veya hayır kurumlarına verilerek elden çıkarılması gerekir. Bu itibarla, gayr-i meşru yolla elde edilen para ile kurban kesmek uygun değildir. İbadetler helal parayla yapılmalıdır. Bununla birlikte kişi, haram parayla kurban kes-mişse geçerli olur. Ancak, gayr-i meşru kazancın sorumluluğundan kurtulmak için, bu malı yoksulla-ra veya hayır kurumlarına vererek elden çıkarması ve bir daha işlememek üzere tövbe etmesi gerekir.28) Akîka kurbanı nedir?

Yeni doğan çocuk için şükür amacıyla kesilen kurbana, “akîka” adı verilir. Akîka kurbanı kesmek müstehaptır. Akîka kurbanı olarak kesilecek hay-vanda da, diğer kurbanlarda aranan şartlar aranır.

Akîka kurbanı, çocuğun doğduğu günden bulûğ çağına kadar kesilebilirse de doğumun ye-dinci günü kesilmesi daha faziletlidir.

Akîka kurbanının etinden ve derisinden yararla-nabilecek kimseler konusunda her hangi bir sınırla-ma yoktur. Kurban sahibi dahil herkes bu kurban-dan istifade edebilir.29) Şükür kurbanı ne demektir?

Temettü ve kıran haccı yapan kişilerin, aynı mevsimde hac ve umreyi birlikte ifa ettikleri için, kestikleri kurbanlara şükür kurbanı da denilmek-tedir. Aynı şekilde kişi, arzu ettiği bir amaca ulaş-ması veya bir nimete nail olması sebebiyle şükür kurbanı kesebilir. Bu kurbanların etinden sahipleri istifade edebilir.

Kurban zengin kimseleri cimrilik bencillik hastalığından, dünya malı biriktirme hırsından tutkusundan kurtarır. Fakirin de dünya nime-tinin yeryüzünde dağılımı hususunda oluşan karamsarlık ve düş-

manlıktan kendisini kurtarmasını sağlar.

camia | 11 Ekim 2013 Hac - Kurban Özel 15|

Hac insanın kendine olan yolculuğudur

Hac ibadetinin mana ve ehemmiyetine dair mülahazalar

Rahime Söylemez

M. Tayyip Sayan

İnancın pratiğe yansıması olan tüm ibadetler insanı ve toplumu psikolojik ve sosyolojik yön-den huzura kavuşmasını ve kendisini daha iyi tanımasını hedefler. Dolayısyla Allah Teala’nın emir ve yasaklarının, insanın yapması gerektiği ve yapmamayı emir buyurduğu her şeyin mutla-ka psikoloijik ve sosyolojik açıdan bir açıklaması ve hikmeti vardır ki, bu ibadetlerden biri de hiç şüphesiz hac ibadetidir. Hac ibadeti bedeni, mali ve manevi yönden icra edilen bir ibadet olduğun-dan haccı anlatırken birçok boyutunu göz önün-de bulundurarak ele almak lazım.

Genel olarak pratiğe yansıyan ibadetler Allah (c.c.) ile kul ilişkisini güçlendirir. Hikmet boyutu ile ruh sağlığını ve sosyal dayanışmayı besler. Namaz ve oruç gibi bedeni ibadetler ise insanın nefsini terbiye etmesine yardımcı olur. Zekât ve sadaka gibi mal varlığı ile yapılan ibadetler, in-sandaki dayanışma ruhunu öne çıkarır ve İslam kardeşliğini pekiştirir. Hac ibadeti ise hem mal ve hem bedenen yapıldığından yukarıda saydığımız tüm özellikleri kendi içerisinde barındırır. Hac iba-detini yerine getiren birey bir taraftan maziye, Hz. Adem ve Hz. İbrahim’e uzanan ibretli bir yolculuk yapar, diğer taraftan ise geleceğe yönelik yolcu-luk yaparak hikmet penceresini aralar ve kendini bulmaya çalışır.

Dolayısıyla hac ibadetini yerine getirmek için Allah tarafından seçilmiş olan insan O’nun hu-zuruna hangi ruh hali ile çıkacağını evvela idrak etmelidir. Dünyevi düşüncelerden arınarak O’nun yeryüzündeki evini ziyaret ederek ve bu ziyare-ti namaz, oruç ve diğer ibadetler ile süsleyerek yerine getirmeye çalışmalıdır. Tüm bu ibadetle-rin insanın karekterini eğittiği, nefsini temizleyip arındırdığı ve birçok alanda sorumluluk taşımayı öğrettiği ve en önemlisi insanın olgun bir kişiliğe sahip olabilmesi için yardımcı olduğunu düşünür-sek, hac ibadetinin insanı tamamlayan ve tüm var-lıklar arasında yücelmesine neden olan çok bo-yutlu bir ibadet olduğu gerçeğini anlamış oluruz. Haccın neredeyse büyük bir bölümü sem-bolik eylemlerden oluşur. Ahlaki, tarihî ve kültürel boyutlarını bilmek ve tüm hikmetlerinin farkına varabilmek için haccın ruhuna inmek gerekir.

Kişi ihrama büründüğü elbisesi ile birlikte kefenini giydiği hakikatini göz önünde bulundurarak, sosyal konumu ne olursa olsun dünya düzeninden başka bir düzene yani ahiret hayatına bir adım attığını

iliklerine kadar hissederek mahşer provasını icra eder.

Haccın diğer ibadetlerden farkı; namazı, orucu, zekâtı, kurbanı, sadakayı vesair ibadetleri içinde barındıran fiilî, mali ve bedenî bir ibadet olmasıdır.

Sembolik eylemlerden ibaret olmayan bu ibadet her anlamda Müslümanları eğitir ve bilinçlendirir. Hacda kişinin şimdiye kadar bildiği ve edindiği değerler bir bakıma alt üst olur ve yeniden yapı-lanır. Makam, mevki, ırk, dil, servet ve diğer be-şeri üstünlükler olarak nitelenen bütün durumlar kişinin ihrama girmesiyle adeta yok olup gider. Kişi ihrama büründüğü elbisesi ile birlikte kefe-nini giydiği hakikatini göz önünde bulundurarak, sosyal konumu ne olursa olsun dünya düzenin-den başka bir düzene yani ahiret hayatına bir adım attığını iliklerine kadar hissederek mahşer provasını icra eder.

Dünyanın her tarafından gelen Müslümanla-rın aynı niyet için bir araya geldiklerini düşünecek olursak, haccın kolektif yani ümmet bilincinin oluşmasına sebep olan çok boyutlu bir ibadet olduğunu yeniden anlarız. Dünyadaki tüm Müs-lümanların yek vücud olduklarını, dil, ırk, kültür, sosyal konumları vs. ne olursa olsun milyonlar-ca insan birbirleriyle din kardeşi olduklarını ve bir bütünü temsil ettiklerini yeniden anlar ve bu gerçeği unutmazlar. Dolayısıyla hac Müslüman-lar için aslında büyük fırsatları beraberinde getirir. Örneğin Müslümanlar arası etkileşim ve iletişimi sağlar. Haccın en önemli maksatından biride za-ten budur. Hac ibadetini manasıyla ifa edebilmek için bu fırsatların farkına varıp en iyi şekilde de-ğerlendirmek gerekir.

Hac kişinin ruhuna yaptığı bir yolculuktur. Engin ve derin olan bu yolculuk aslında öze dö-nüştür, kendini bulmaktır. Şeriat’inin güzel bir ifadesiyle hac sadece Kabe’ye gitmek değildir. Hac Kabe’den Allah’a giden yola süluk etmek ve Hakk’a doğru kutsal yolculuk yapmaktır. Haccın sosyal boyutu

Haccın sosyal boyutu incelendiğinde ilk

etapta insana bir güven sağladığını görürüz. Normalde farklı ve lüks elbiseler içerisinde ken-disini çok özel ve iyi hisseden insan her ne hik-metse hacda basit bir bez parçasından oluşan ihramı ile kendini daha iyi hisseder ve güvende olduğunu anlar.

Lakin kişinin sembolik olarak giydiği ihramı (tek tip elbisesi) ile kişinin kendisini sırf bu se-bepten dolayı güvende hissetiğini söyleyemeyiz. Zira kişi giydiği ihram sebebiyle “ben”liğinden sıyrılır ve “biz” duygusunu tüm benliğinde hisse-der. Bu da kişinin kendisini güvende hissetme-sini sağlar. Bunun birçok sebebi vardır,örneğin insanın kendisini hacda güvende hissedebilmesi için Bakara suresinin 125. ayeti hacı adaylarına adeta bir güvence sağlamaktadır; “Hani bir za-man da Kâbe’yi insanlık için daimi bir merkez ve kutsal bir güvenlik bölgesi kılmıştık... ”

Sosyal güvenin diğer sebebi ise kişinin hac-da ve hacdan önce din kardeşi ile buluşması, paylaşması, dertleşmesidir ve helalleşmesidir. Böylelikle sosyal bir bütünleşme, tanışma, ba-rışma ve kaynaşma gerçekleşmiş olur ve kişinin kalbi tüm bu güzel duygular sebebiyle mutmain olur ve rahatlar. Ayrıca hacda kazanılan dostluk-lar, arkadaşlıklar, tecrübeler, fikir alış verişi, ufkun gelişmesi hiçbir zaman unutulmaz ve Müslü-manların bireysel, sosyal ve dini yaşantılarını olumlu bir şekilde etkiler ve ilerisi için yani İslam ümmetinin birlik ve bütülüğünün sağlanması için zemin hazırlanmış olunur.Psikolojik açıdan hac

Psikolojik açıdan ele alındığında haccın insa-na birçok fayda sağladığını görürüz. Kişi öfkesini kontrol etmesini öğrenir, güzel ahlak sergiler ve en önemlisi olumsuz durumlara karşı sabretme-sini öğrenir. Bakara suresinin şu mealdeki; “Hac

(her yılın) malum aylarındadır. Kim söz konusu aylarda haccı eda ederse artık o hac boyunca çirkin konuşmalardan, tüm yakışıksız davranış-lardan ve kavgadan kaçınmalıdır. Zira ne tür iyilik yaparsanız Allah bunu bilir. Hiç kuşkusuz yol azı-ğının en hayırlısı sorumluluk bilincini kuşanmak-tır; Bana karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun ey derin kavrayış sahipleri! ” 197. ayetini incele-diğimizde Müslümanların bu konuda çok hassas davranmaları gerektiğini anlarız. Nitekim kişi en basit sorunlar karşısında, günlük hayatında ça-buk öfkelenir ve sinirlenir. Hacda dünyanın her tarafından gelen ve farklı kültürlere mensup olan Müslümanların yaptıkları yanlışlara veya kabalık-lara rağmen sesimizi çıkarmamız gerektiğini bu ayet-i celile bize anlatır ve gerçekten de orada insan daha çok sabırlı olur ve karşılaştığı olum-suzluklara rağmen sesini çıkarmaz. Zaten orada en çok duyacağımız kelimenin “sabır ya hacı” ol-duğu gerçeğini de unutmamak gerekir. Mahşeri kalabalıkta ve o kavurucu sıcağın altında sırf Al-lah’ın rızasını ve sevgisini kazanmak için insanın öfkesini kontrol altına alabilmesi, psikolojik açı-dan insanın aslında inanılmaz güçlü bir iradeye sahip olduğu gerçeğini de bizlere öğretir.

Şunu unutmamak lazım; hac ibadetinin ka-zandırdıkları kişiden kişiye ve toplumdan toplu-ma değişir. Bütün bunların birçok nedeni vardır. Hac ibadetini yerine getirirken kişinin niyetine, iradesine ve yeteneklerine bağlı olarak hacdan farklı sonuçlar elde edilir. Hatta bazıları bu iba-detten gerçek manada nasibini dahi alamaz. Kişinin durumu ile alakalıdır. Dolayısıyla dış gö-rünüş itibari ile hac sembolik gözükse de aslında hac ibadetini yerine getirmek için daha öncesin-den ruhi bir eğitim kesinlikle şarttır.

Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz; hac ibadeti Müslümanların evrensel, birlik ve beraberliklerini, dayanışma ve yardımlaşmalarını en güzel şekil-de gösteren, ümmet bilincinin oluşmasına imkân sağlayan, kişinin kendisini hem sosyolojik hem de psikolojik açıdan bulabilmesi açısından yar-dımcı olan ve en önemlisi insanın yaratıcısına doğru giden bir yol olduğu gerçeğini vurgulayan çok boyutlu bir ibadettir.

Kutsal yolculuk günleri başladı. Allah’ın (c.c.) davetine icabet etmek için hacı adayları bütün ha-zırlıklarını tamamladı. Özellikle de ilk defa gidecek olanların heyecanı, vuslat günleri yaklaştıkça doruğa çıkıyor. Kolay mesele değil; zira Rahman ve Rahim olan Allah’a (c.c.) misafir olacaklar.

Hac, İslam’ın ve imanın bütün şartlarını teoriden eyleme dönüştüren harika ve mükemmel bir iba-dettir. Haccın diğer ibadetlerden farkı; namazı, oru-cu, zekâtı, kurbanı, sadakayı vesair ibadetleri içinde barındıran fiilî, mali ve bedenî bir ibadet olmasıdır. Dolayısıyla hac bütün amellerin tacı ve sembolüdür. Hac, kulun Allah’ın (c.c.) emirlerine kayıtsız ve şartsız teslim olmasıdır.

Hac; Allah’a (c.c.) meleklere, peygamberlere, kitaplara imandır, ihramı giyerek Arafat’a çıkmak, ölmeden önce ölümü prova etmek, mahşerde Al-lah’ın (c.c.) huzuruna çıkacağımız güne hazırlık yap-maktır. Hac, bu ümmetin dedesi Hz. İbrahim’e (a.s.) olan bağlılığın ifadesi ve göstergesidir; Hz. İbrahim'in makamında İbrahim gibi sabırlı olmak, Mina’da Hz. İsmail (a.s.) gibi teslim olmak, Safa ve Merve’de Hz. Hacer gibi azim ve tevekkülü kuşanmaktır. Hac; ırkı, rengi, kabilesi, dili, memleketi, milliye-ti ve cinsiyeti ne olursa olsun bütün Müslümanların kardeş olduklarının ilanıdır; birlik ve beraberliği, ba-rış ve kardeşliği teşvik edici ferdî değil toplu bir iba-

dettir. Bencilliği ve enâniyeti reddeder. Hac, Müslü-manların tabiri caizse yıllık kongresidir. Bu kongreye sadece üyeler katılabilirler. Kişi mîkâtta el kaldırıp telbiyeyi getirmekle, kongrenin resmi elbisesi olan ihramı giymekle kongreye delege olarak katılma-ya hak kazanır. Hac, Allah’ın sultan ile köle, paşa ile nefer, yoksul ile varsıl arasında takvaları dışında hiçbir bir fark gözetmediğinin en yalın ifadesidir. Hacılar sadece insanlarla değil hayvanlar ve tabi-atla da barış ve sulh içinde olmasıdır. Hac vasıtasıyla inananlar sabrın manasını ve tadını keşfetme imka-nını yakalarlar. Mekke yolunda mîkâta vardıklarında iki parçadan oluşan dikişsiz, renksiz ve mütevazı kı-yafetlerine bürünerek niyetleri gibi görünümleriyle de tek bir bütün olurlar.

Bu sade ve temiz elbise insanoğlunun Allah (c.c.) karşısındaki aczinin, kulluğunun ve teslimiyeti-nin ifadesidir. Dünyanın dört bir yanından aynı amaç doğrultusunda bir araya gelen Müslümanlar hep bir ağızdan söyledikleri: “Buyur Allah’ım! Senin huzu-

runda ve senin emrindeyim. Senin huzurundayım. Senin ortağın yok. Hamd sana mahsustur. Nimet sendendir. Mülk senindir. Senin ortağın yok.” telbiye-leriyle Arafat’ta kıyama dururlar.

Hac aynı zamanda çok titiz bir öğretmendir. İnananlara zorluklara ve sıkıntılara karşı direnmeyi, insanlara ve tüm yaratılmışlara sabır ve merhamet-le muamelede bulunmayı, ahiret hayatının önemini ve ebediyetini, buna karşılık dünya hayatının değer-sizliğini ve faniliğini öğretir. Hac, Allah (c.c.) ile ruhlar aleminde yapılmış olan akdin yenilemesi ve günah-lardan arınma vesilesidir.Bir diyalog

Amr bin As (r.a.) Medine'ye hicret ettiğinde Resulullah’a biat ederken, onunla arasında şöy-le bir diyaloğ geçtiğini aktarır: Amr bin As: “Elini ver ya Resulullah, sana biat edeyim.” dedim. Re-sulullah hemen sağ elini uzattı. Fakat ben elimi geri çektim. Bunun üzerine bana: “Ey Amr! Ne-yin var? ” buyurdu. Ben de: “Şartım var!” dedim.

Resulullah: “Şartın nedir?” buyurdu. Ben: “Şartım mağfiret olunmak ve bağışlanmaktır” dedim. Re-sulullah: “Bilmez misin ki, İslam kendinden önceki günahları yok eder. Hicret kendinden önceki günahları siler. Hac da kendinden önceki günahları yok eder” buyurdu. (Müslim, İman, 54) Yukarıdaki hadisten anlaşılacağı üzere hac farizası gereğince yerine getirildiği takdirde kulu tüm geçmiş günahlarından arındıran bir ibadettir. Ayrıca Efendi-miz “Benim bu mescidimde (Mescid-i Nebevî) kılı-nan bir namaz diğer mescitlerde kılınan bin namaz-dan daha eftaldir; Mescid-ül Haram müstesna, zira Mescid-ül Haram’da kılınan bir namaz diğer mescit-lerde kılınan yüzbin namazdan daha hayırlıdır.” buyu-rarak Haremeyn’de yapılacak ibadetlerin diğerlerine nazaran çok daha makbul olduğunu müjdelemiştir.

İmam Ahmet bin Hanbel iyiliklerin bire karşı bin ve yüzbinlerle karşılık bulduğu Haremeyn’i şerifte, yapılan kötülüklerin de bire karşı bin ve yüzbin ile karşılık bulacağını belirterek inananları ikaz eder. Bu durumda kafile başkanlarına ve grup sorumlularına düşen görev, hacı adaylarını hac ibadeti öncesi gö-rev ve sorumlukları hususunda aydınlatmaları, onları ibadetlerine gölge düşürecek ve hâl ve davranışlara karşı uyarmaları ve o mübarek topraklardan iflas et-miş müflisler gibi dönmemeleri için gerekli bilinçlen-dirmeyi yapmalarıdır.

camia | 11 Ekim 2013Hac - Kurban Özel16 |

Hacı adaylarına tavsiyeler

Hac yolculuğuna çıkacak olan hacı ada-yının evvela çantasına ve kalbine SABIR koyması gerekir. Başta, ortada, sonda

SABIR, SABIR, SABIR!

Giydiği ihramın sembolik bir kefen olduğunu bilmeli; dolayısıyla dünyalığı

arkasında bırakmalı!

Sevap işleyeceğim derken başkalarına verdiği rahatsızlıktan

dolayı günah işlememeli!

Kaybolma korkusuyla veya daha fazla tavaf yapabilmek uğruna diğer

Müslüman kardeşlerini itip kakmamalı!

Yapılan tavaf ve kılınan namazların sayı-sıyla övünmek yerine, ibadetlerin anlam

ve ruhuyla meşgul olunmalı!

Mescid-i Haram’da geçirilen vaktin fazlası çarşı ve pazarda gezerek israf edilmemeli! Çarşı pazar gezenlerin

sonradan alışverişte harcadıkları zamanı daha fazla ibadet ve tavaf etmeye

ayırmadıkları için pişmanlık duydukları herkesce bilinen bir meseledir.

Her zaman olduğu gibi hacda da en makbul ibadet, bilincine varılarak can-ı gönülden yapılan ibadettir. Bilinçsizce

ibadet etmeyin!

Pamuklu elbise götürün.

Sabahları serin olduğundan yanınızda bir atkı veya hırka götürmenizin

faydası var.

Güneşin etkisi ve çok ayakta durmaya bağlı olarak vücut su toplayabilmekte.

Dolayısıyle elleriniz ve ayaklarınız şişebilir. Bu sebepten yanınızda rahat,

açık ve bir numara büyük bir çift terlik götürün.

Dezenfekte ilacı ve kokusuz sabun götürmeyi unutmayın.

Kafilenize ve otelinize ait bilgileri her zaman yanınızda taşıyın.

Yanınızda daima şeker ve tuz bulundurun.

İlaç kullanıyorsanız, orada bulunacağı-nız süre içerisinde ihtiyaç duyacağınız

miktarı yanınıza almayı unutmayın.

Odalarınızda klima ve pervaneleri açtığınızda dikkatli olun. Üşütüp hasta

olabilisiniz. Bilhassa mescidlerde klima-ların önüne oturmaktan kaçının.

Üzerinizde fazla miktarda para bulundurmayın. Paranızı emanete verin.

Mümkün olduğunca az eşya götürmeye özen gösterin.

Beyaz giyineceğim derken içi gösteren şeffaf kıyafetlerden veya başörtülerden sakının. Bilhassa bayanlar bu konuda

hassas davranmalılar.

Görevlilerin uyarılarını dikkate alın ve direktiflerine riayet edin.

Kafileyle olanlar dışındaki özel gezileriniz hakkında bile kafile

başkanınızı bilgilendirin.

Umuma açık yerlerde sigara içmekten ve kötü örnek teşkil edecek davranışlar

sergilemekten kaçının.

Daha önce ne kadar çok gitmiş olsanız bile, Kâbe’yi ve Mescid-i Haram’ı sanki

ilk defa görüyormuş gibi bir hissiyat içerisinde olmaya gayret gösterin.

Kimseyi yargılamayın! Daima hüsnüzan üzere olun.

Yabancı bir beldede olduğunuzu ve değişik yerlerden farklı kültürlere sahip, farklı mezheplere mensup Müslümanlar ile bir arada bulunduğunuzu unutmayın.

Mübarek yerleri, Cennetü’l Baki ve Uhud şehidliğini oralarda yaşamış

ve şimdi istirahat edenlerin hayatlarını ve verdikleri mücadeleyi

tefekkür ederek ziyaret edin.

İhramdan çıkabilmek için saçınızı kes-meniz gerektiğinden yanınızda küçük bir

makas bulundurun.

Sırt çantası almayı unutmayın.

Dağlara çıkmak için rahat, spor ve kaymayan ayakkabılar götürün.

Daima güleryüzlü ve yardımsever olun!

Hacı adayı ardında bıraktıklarını Allah’a emanet edebilmeli. Gözleri

arkada kalmamalı!

Mahşer provasında olduğunu unutmamalı. Haccın ruhunu anlamalı.

Nerde bulunduğunu ve kimin huzurunda olduğunun bilincinde olmalı!

camia | 11 Ekim 2013 Hac - Kurban Özel 17|

kazanmak ve O’na karşı beslediğimiz sevgi ve muhabbetin artmasına hizmet etmekten başka bir değeri olmadığını bu ayetten anlamış bulunu-yoruz. İnsanın canı et istediği zaman parası yettiği takdirde gidip etini keser ve yer. Kurbanda ise bu durum çok farklıdır. Evvela kurban yalnızca Kurban Bayramı’nda kesilir (diğer kurban çeşitlerini saymaz isek). Kurban keserken nefsin yerine Allah’ın rızası ve emri ön plandadır. Kesilen kurban maddeden ziyade, manen bir değer taşır.

Kurban kesmenin diğer yönü ise fakir insan-ların kurbandan istifade etmeleridir ve bu sayede bir ümmet bilincinin (paylaşmak, yardımlaşmak gibi) oluşmasıdır. Çoğunlukla fakir insanlara kurban eti vermek yerine para yardımında bulunmak fikri birçok insana mantıklı gelsede bu kabul edilir bir durum değildir. Nitekim kurban kesinlikle iktisadi görülecek bir tavır, eylem veya ibadet değildir. Bila-kis kesilen et kesildiği gaye üzerinden değerli kılınır. Fakirlere verilen paranın veya normal bir günde ke-silmiş ve fakirlere dağıtılmış bir etin muhakkak baş-ka bir sevabı vardır ama kurbanın yerine geçemez çünkü hedef aynı değildir. Kurbanda insan muay-yen günlerde Allah’a yakınlaşmak, teslimiyetini ve sevgisini göstermek ister. Gündelik hayatta canı et istedi diye bir hayvan alıp kesen kişi, muhtemelen kendi boğazından keserek ihtiyaç sahiplerine bu eti dağıtmayacaktır. Ama kurbanda ister istemez böyle bir dağıtım söz konusudur dolayısıyla da ne-fis için et kesen kişinin eylemi fizyolojik bir ihtiyacı gidermeye yöneliktir. Kurban kesen bir kimsenin eylemi ise Allah’a ulaşmak, O’na olan bağlılığını ve teslimiyetini göstermeye yöneliktir.Sosyal dayanışma olarak kurban

Kurban kesmenin sosyal boyutları olan bir iba-det olduğu bir gerçektir. Lakin kurban kesmekte-ki en önemli öncelikli gaye “Emrullah”a uymaktır. Daha sonra ise sosyal boyutlarını dikkate alabiliriz. Ümmet-i Muhammedi birbiri ile kaynaştırdığı ve sosyal bir yapı oluşturduğu da bir gerçektir amma velakin asıl hedefi bu değildir. Bunun her zaman idrakinde olmalıyız ki kurban kesmenin ehemmi-yetini doğru anlayabilelim. Kurban kesmeyi salt bir sosyal yardımlaşma eylemi olarak görecek olursak, kurban kesmek yerine maddi yardımda bulunmak veya kurban için ayırdığımız parayı fakir fukaraya dağıtmak bize daha mantıklı gelebilir. Lakin bu du-rum ne kadar mantıklı gözükse de bunun kurban kesmenin maksat ve hikmeti ile alakası yoktur. Yapılan yardımlar sadece sadaka niyetine geçer. Velhasıl tekrar etmekte yarar var; kurban kesmenin sosyal boyutu sadece onun bir neticesidir, maksadı değildir.

Kurban kesmenin diğer sosyal boyutu ise, zen-ginlerin Allah’ın rızası için malını fakirlerle paylaşma-sı, yardımlaşmasıdır. Psikolojik olarak baktığımızda kurban kesen kişi cimrilik hastalığından ve dünyevi-leşmekten korunur. Allah’a gereğince şükretmesini bilir ve O’na olan borcunu ifa eder. Diğer yandan ise fakir olan ve kendisini fakir olduğuiçin bir girdap-ta hisseden veya dünya nimetlerinin yeryüzündeki dağılımı konusunda kendisine haksızlık yapılmış hissedenler için bir motivasyon kaynağıdır. Kin ve nefret duygularından kişileri korur ve kendilerini toplumun bir üyesi olarak hissetmelerini sağlar. Bu da onları şükretmeye yöneltir.

Kurban kesmenin diğer bir sosyol ciheti ise top-lumda ekonomik anlamda bir canlılığın oluşmasını sağlamasıdır. Örneğin çiftci, alıcı ve kurban dağıtı-lan fakirler arasında bir ekonomik hareketlilik olur. Kurbanlıklarını satanlar, derisini ve yününü alanların vs. hepsinde ekonomik bir düzelme görülmekte-dir. Dolayısıyla bir bütün olarak düşünüldüğünde birçok insan bu vesile ile para kazanıyor geçimini bu sayede temin ediyor. Bu durum da toplumda sosyal dengenin korunmasına yardımcı olur.

Kurban; kişinin öz varlığını Allah yolunda

feda etmesidirGönül Balcı

İslamiyette kurbanın tarihi İbrahim Peygamber ile başlar. Bilindik üzere İbrahim Peygamber oğlu İsmail’i Allah’a kurban etmeye nezreder. Allah’ın lütfuna mazhar olan Hz. İbrahim’e Allah (c.c.) ta-rafından bir koç gönderilir ve bu koçu kurban ettiği takdirde, oğlunun yerine kabul göreceği bildirilir ve böylelikle Hz. İsmail’i kurban etmekten muaf tutu-lur. Burada önem arz eden durum Hz. İbrahim’in bir koç veya benzeri bir hayvanı kurban etmeyi dü-şünmemiş olmasıdır. Bilakis oğlunu kurban etmeyi istemiş hatta bıcağı Hz. İsmail’in boğazına kadar dayamış ve bıçağın kesmemesinden sonra bir koç gönderilmiştir. Bu benzersiz teslimiyetinden dolayı Hz. İbrahim, Allah Teâlâ’nın rızasını ve memnuniye-tini kazanır ve Cenab-ı Hakk bir armağan olarak, Hz. İsmail’i ona bağışlar.

Hz. İbrahim, vaadini ve sadakatini Allah Teâlâ’ya ispat etmiş olmasına rağmen yine de bir koç gönderilmiş ve kesilmiştir. Bunun sebebi de Allah Teâlâ’nın kurban edilecek olanı yani aracı de-ğiştirmiş ve İbrahim Peygamberin başladığı fiili yeri-ne getirmesini yani “kurban etme” amacını, koçun kurban edilmesiyle desteklemiştir. Aksi takdirde Hz. İbrahim’in kurban etme iç güdüsü engellenmiş olur ve bu durum onun iç dünyasında daha da zorla-şırdı.

Sonuç itibari ile araçların bir önem taşımadığını bu kıssadan anlayabiliriz. Araçlar amaçlara ulaşma-nın aracısıdırlar ve sadece amaca ulaşmada temsil-ci mahiyetindedirler. Bu kıssada Cenab-ı Hakk bir nevi Hz. İsmail’in konumunu bir koç ile eşit kılmıştır. Burayı biraz daha açacak olursak şu sonuç ortaya çıkar; Hz. İbrahim her ne kadar kurban olarak se-çilmiş bir çocuk olsa da sonuçta bir insandır. Buna nazaran koç, bir hayvandır. Koçun kesilmesi, Hz. İsmail’in kesilmesine engel olduğuna göre her iki tarafın bir eşitlik noktası yani birbirine bedel olan bir yanı vardır. Bu da birinin kesilmesinin, diğerinin kesilmesine engel olan “kesilme fiili”, dolayısıyla da “kesilme fiili” ile akacak olan kanın bir diğerinden akacak olan kana bedel olmasıdır. Bu sebeple “Kurban kesilmesi, Hz. İsmail’in kesilmesine en-gel olmuştur.” demek yerine şöyle söylenilmesinin daha uygun olacağını düşünüyoruz; “Kurbanın ke-silmesi, Hz. İsmail’in hayata dönmesine sebep ol-muştur!”. Bu meselenin daha derinine inecek olur-sak birçok hikmetini belki daha iyi kavrayabiliriz ki; Hz. İsmail başka bir kurbanın kesilmesiyle uzun bir ömre sahip olmuş, nesli çoğalmış, manen tekamül (gelişme) imkânı bulmuş ve peygamber olmuştur. Şayet Hz. İsmail kurban edilmiş olsa idi tüm bu saydıklarımız gerçekleşmeyecek ve bir peygam-berlik bahsi söz konusu olmayacaktı. Kurban etten ibaret değildir

Kurbanı et kesmekten ibaret olarak görenler veya hayvana işkence yapılıyor düşüncesine kapı-lanlar, kurbanı sadece maddi boyutu itibariyle ele alanlar bu ibadetteki manevi boyutu göz ardı etmiş olurlar. Kurban kesmek evvela; Hz. İbrahim’in Al-lah’a olan aşkı ve göstermiş olduğu yüksek sada-kati sebebiyle bizlere miras bırakılmıştır. Yani kur-ban kişinin Allah’a yönelmesini ve O’nun uğrunda herşeyini feda edebileceği bir teslimiyet duygusuna sahip olduğunu gösteren ve sembolik olarak ifade edilen bir ibadettir. Allah Teâlâ’nın kesinlikle insa-noğlunun kestiği kurbana, ete ve kana ihtiyacı yok-tur. O bundan müstağnidir. Zaten Hacc suresinin 37. ayetinde Cenab-ı Hakk bunu bildirmektedir; “Onların ne etleri, ne de kanları Allah’a ulaşır; fakat sizden O’na ulaşan yalnızca O’na karşı gösterdiği-niz derin sorumluluk bilincidir. Böylece onları sizin yararınıza âmade kıldı ki, size yol gösterdiğinden dolayı Allah’ın yüceliğini layıkıyla takdir edesiniz; ve (sen ey Peygamber) iyileri (O’nun rızasına ermekle) müjdele!”

Kestiğimiz kurbanların sadece Allah’ın rızasını

En acılı gününüzde sizinleyiz.Beistand,

wenn er am nötigsten ist.

Her nef ismutlaka ölümü

tadacaktır.

Jede Seelewird den Tod

erfahren.

Sure Anbiyâ, 21:35

IGMG Bestattungshilfeverein e. V.IGMG Cenaze Yardımlaşma Derneği

Boschstraße 61-65 · D-50171 Kerpen

T +49 2237 97930-22/-33 · F +49 2237 97930-30

www.igmgukba.org · [email protected]

camia | 11 Ekim 201318 | camia | 11 Ekim 201318 | Özel

Darul-bekâya irtihal eden merhum ve merhumelere Allah’tan rahmet ve mağfiret,

sevenlerine ve yakınlarına sabr-ı cemil niyaz ederiz.

Vefat edenIGMG Cenaze Yardımlaşma Derneğiüyelerimiz

“Muhakkak ki, biz Allah (c.c.)’dan geldik ve muhakkak ki, ona döneceğiz.”

Bakara [2:156]

sence en iyi

haber buysa,

beğen’e tıkla!

Recep Soysal

sence en iyi

haber buysa,

beğen’e tıkla!

M. Mustafa Bıyık

camia | 30 Kasım 2012

• Esra Yılmazer • Özlem Köklü

Gençlik

5 Ekim 2012’den beri bizlerle çalışmalarını paylaşan tüm bölge ve cemiyetlerimize teşekkür ederiz.

Yayın hayatına başladığımız 5 Ekim 2012 tarihinden beri bizlerle çalışmalarını paylaşan tüm bölge ve cemiyetlerimize teşekkür ederiz. Camia’nın birinci yılını doldurması hasebiyle facebook’ta başlattığımız “En güzel çalışmayı seç” etkinliğimizde en çok beğenilen bölge çalışmaları şöyle oldu:

Avusturya Arlberg Bölgesinin hadis afiş kampanyası birinci; Kuzey Hollanda Bölgesinin kutlu doğum ve hafız icazet programı ikinci; Viyana İslam Federasyonunun tebessüm sadakadır konulu hadis çalışması ile Hollanda İslam Federasyonunun Bosna’da eğitime destek çalışması ise eşit sayıda beğeni alarak üçüncü olmuştur.

yaşında!1

İsmi Vefat tarihi Bölge ŞubesiYasemin Toprak 19.09.2013 Düsseldorf Du-Walsum Ali Akkaş 20.09.2013 Berlin Kreuzberg Mehmet Bilgiç 20.09.2013 R.N.Saar GermesheimKurban Akar 20.09.2013 Kuzey Ruhr BielefeldMustafa Taşcı 20.09.2013 Hamburg Lübeck Nurten Tokgöz 21.09.2013 Ruhr-A İserlohn Fatma Tiryaki 24.09.2013 Ruhr-A Dortmund Anadolu İsmail Keklik 25.09.2013 Hamburg H.Küçük İstanbul Hasan Ünal Lökerler 26.09.2013 Düsseldorf Du-Hochfeld Halil İbrahim Sayın 26.09.2013 Bremen B-Blumenthal Sefer Özçam 02.10.2013 Berlin Charlottenburg Salih Öztürk 02.10.2013 Württemberg Waiblingen Büşra Işık 03.10.2013 Düsseldorf KrefeldAyşe Akbaş 04.10.2013 Kuzey Ruhr PaderbornGazi Altunay 04.10.2013 Köln Troisdorf

19|camia | 11 Ekim 2013 Gençlik 19|

Annecy Gençlik teşkilatı başkanlığına yeni isim

Alpes bölgesi Gt sezonun ilk şube başkanları toplantısı’nı yaptı

2014 yılına dört ayrı kurs ile başlıyoruz

Annecy Şubesinde, yapılan istişare sonucunda Ömer Aslan Gençlik Teşkilatının yeni Başkanı olarak atandı. Mustafa Pala

CIMG Alpes Bölgesi Gençlik Teşkilatı (GT) 2013–2014 çalışma yılının birinci Şube Başkanları Toplantısı Bölge Merkezinde gerçekleştirildi. Mustafa Pala

Uluslararası Ruhr Akademisyenler Birliği (IRAB e.V.) gelecek yılda da kurs hizmetlerine devam edecek. Harun Üfrük

ALPES BÖLGESİ

ALPES BÖLGESİ

IRAB e. V.

Annecy Şubesinde yapılan atama mera-siminde konuşan, CIMG Gençlik Teşkilatı Yönetim Kurulu Üyelerinden Adem Bovate-kin; “Bilindiği gibi üç yıldan beri CIMG An-necy Şubesi Gençlik Teşkilatı Başkanlığını yürüten Yavuz Altunok kardeşimizin görev süresi nihayete ermiştir. Bu süre zarfında hizmetlerini sürdüren Yavuz Altunok kar-deşimize teşekkürlerimizi sunuyoruz. Yine Annecy Şubesindeki kardeşlerimizle yap-mış olduğumuz istişareler sonucunda Ömer Aslan kardeşimizin Şube Gençlik Teşkilatı-nın yeni Başkanı olarak atanmasına karar verdik.” dedi.

Toplantıya Bölge Gençlik Teşkilatı Başkanı Mustafa Pala, Bölge GT Yürütme Kurulu üyeleri ve şubelerin GT başkanları katıldı. Programda açılış konuşmasını ya-pan Mustafa Pala, katılımcılara sahabe ha-yatlarından örnekler vererek bulundukları görevin hakkını vermeleri hakkında hatır-latmada bulundu.

Pala, konuşmasında IGMG Sosyal Yar-dım Derneği Hasene’nin düzenlediği 2013 Kurban Kampanyası ile alakalı GT olarak yapmaları gereken çalışmalar hakkında bilgi verdi. Pala, yakın zamanda Fransa’da gerçekleşeçek olan belediye seçimlerinde oy kullanmak için sandıklara gidilmesinin

Çeşitli alanlarda tertiplenen kurslarla, öğ-rencilere okul ve üniversitenin yanı sıra kendi-lerini özel olarak da geliştirmeleri için fırsatlar sunan ve eğitimcileri özenle seçen IRAB e.V., böylece hem kaliteyi yüksek tutma hem de öğrencilerin başarılı olmasına katkıda bulun-mayı hedefliyor. Bu çercevede yeni dönemde düzenlenecek olan Arapça kursu dil uzmanı Muhamad Aharrou tarafından takdim edi-lirken, Dizayn kursu StyleIslam’in kurucusu Melih Kesmen aracılığıyla verilecek. Retorik kursu ise IGMG Gençlik Teşkilatı Başkanı İs-mail Karadöl tarafından işlenecek.Ocak ayın-da başlayacak olan Arapça kursu haziran ayına kadar devam edecek. Dizayn kursu ise şubat ayında başlayıp nisan ayında sona erecek.

IRAB e.V. bu kursların yanı sıra, lise son sınıf öğrencilerine yönelik “Abitur Sınavına Hazırlık Kursu” düzenleyecek. Abitur Sınavı-na Hazırlık Kursu öğrencilerin, büyük önem taşıyan lise son sınıf imtihanlarına verimli bir şekilde hazırlanmaları için mühim bir imkân oluşturuyor. Sözkonusu kurs ise Paskalya tati-linde iki hafta boyunca sunulacak.

IRAB e.V. yetkilileri kursların belirli kon-tenjanı olduğunu vurgularken, ilgi gösteren öğrencilere en kısa zamanda başvuruda bu-lunmalarını tavsiye ediyor. Kayıt ve daha geniş bilgi için [email protected] adresine e-posta ile ulaşmanız yeterli olacaktır.

Camia Genç Quiz

Merasime katılan Şube Başkanı Rama-zan Yılmaz da Yavuz Altunok’a teşekkürleri-ni sunarken, yeni atanan Ömer Aslan’a yeni görevinde başarılar diledi. Bölge Gençlik Teşkilatı Başkanı Mustafa Pala ise yapılan istişarenin bereketli olduğuna değinerek, başkanlık görevinin sorumlukları hakkında Hz. Ömer (r.a.)’dan örnekler vererek katı-lımcılara hatırlatmada bulundu.

Mustafa Pala, Yavuz Altunok’a bu za-mana kadar yapmış olduğu çalışmalardan dolayı teşekkür ederken yeni atanan Ömer Aslan’a da yeni görevinde başarılar dileyerek sözlerini tamamladı.

Bu sorunun cevabını kurban ve hac özel dosyamızdan bul, telefon ve adres bilgilerinle birlikte 11-18 Ekim tarihleri arasında [email protected] adre- sine gönder! Kura sonucu Gençlik Teşkilatından sürpriz hediyeni kazan!

Not: Yarışmayı bir kez kazananların tekrar katılımamalarını rica ederiz.

15-25 yaş arası gençler!

gerekliliğini vurguladı. Pala, oy kullanma hakkına sahip olanların, bu hakkı kullan-maları konusunda teşvik edilmesi gerekti-ğini ifade ederek konuşmasını tamamladı.

Toplantıda daha sonra Bölge GT BYK üyeleri söz alarak birimleri hakkında bil-gilendirmede bulundular ve birim başkan-ları değişikliklerini katılımcılara sundular. Toplantının ikinci bölümünde ise şubelerin GT başkanları daha önceki yapılan faaliyet-leri sunarak, önümüzdeki günlerde yap-mayı planladıkları programları aktadılar ve Bölge GT çalışmalarının işleyişi hakkında fikirlerini sundular. Program Kur’ân-ı Ke-rim tilaveti ile son buldu.

Hz. İbrahim ve Hz. İsmail kıssasında değiştirilen “araç” nedir?

camia | 11 Ekim 2013Hasene20 |

Kurban gözlemcileri ne dedi?IGMG Sosyal Yardım Derneği Hasene’nin 2013 Kurban Kampanyası’na farklı yaşlardan, farklı meslek gruplarından ve farklı ülkelerden kurban kesim dağıtımları için dünyanın değişik coğrafyalarına gidecek yüzlerce gözlemci katılıyor. Biz de bu vesileyle kurban gözlemcilerinin kampanya öncesi hissiyatlarını almaya çalıştık. Murat Kubat

KURBAN KAMPANYASI

“İzmitli olduğum için yardım edil-menin nasıl bir duygu olduğunu bili-rim. Sierra Leone ile ilgili fotoğraf ve videolardan gördüklerime göz yaşı dö-kerken oraya vardığımda nasıl bir ruh hali içerisinde olacağım konusunda büyük bir heyecan taşıyorum. ‘Hayıra vesile olan hayır yapmış gibidir’ hadi-sinden yola çıkarak duygu ve heyeca-nımı anlatmakta zorlandığımı ifade etmek isterim. Türkiye’ye kesin dönüş öncesi böyle bir hizmette bulunacak olmam beni fazlasıyla duygulandırdı. Bana böyle bir hizmet alanı sunan Ha-sene Derneği’ne sonsuz teşekkür ede-rim. Her ne kadar bayramda yakınla-rımdan ayrı olmanın hüznü olsa da, ihtiyaç sahiplerine yardım edebilecek olmanın sevinci ile yola çıkacağım. ”

Ahmet Kılıç (33) / Tır şoförüLübeck - Almanya Sierra Leone Kurban Gözlemcisi

“Türkiye’deki ihtiyaç sahiplerine kurbanları ulaştırmak için burada gayretle çalışıyorum. Çevremdeki insanlara kurban gözlemcisi olarak Türkiye’ye gideceğimi söylediğimde, kurbanlarını seve seve bizlere ema-net ettiler. Böyle bir görevi ifa edecek olmamdan dolayı takdir edenler, ha-yırlı yolculuklar dileyenler de oldu.”

Süleyman Türk (34) / CNC FraeserGünzburg - Almanya Türkiye Kurban Gözlemcisi

“Çok heyecanlıyım. Bizlere ema-net edilen kurbanları bizzat kendi-miz denetleyeceğiz. Hayırlı bir iş için yola çıkacak olmamdan dolayı ailem ve çevrem görevimi olumlu karşıla-dı.”

Rasim Kurtocağı (48) / KaynakçıHannover - AlmanyaTürkiye Kurban Gözlemcisi

“Daha önce Uganda, Kamerun ve Çad’ta hizmette bulundum. Oralar-da gördüğümüz yaşam şartları bizleri şok etmişti. İnsanlar oralarda yaşam mücadelesi veriyor; bizlerin Avru-pa’da sürdüğümüz yaşamın ise lüks içerisinde olduğunu farkettim. Daha önce gittiğim ülkelerde gördüklerim şükretmeme vesile oldu. Aza kanaat etmeyi de oradaki insanlardan öğ-rendik. Kurban kampanyasına tekrar katılacak olmanın memnuniyetini yaşıyorum.”

Ali Eyertaş (30) / Bilgisayar MühendisiRavensburg - Almanya Sri Lanka Kurban Gözlemcisi

“Böyle bir kampanyaya ilk defa katılıyorum. Ailem, çevrem ve cema-atimiz Arjantin’e kurban gözlemcisi olarak gidecek olmama çok sevin-diler. Farklı bir kıta, farklı bir ülke. 4 yıldır Hasene Derneği’nin Kurban Kampanyası’na destek vermek için çalışıyorum. Bu sene kurban gözlem-cisi olmak bu çabanın hediyesi oldu.”

İbrahim Yazıcı (31) / AraştırmacıHamburg - AlmanyaArjantin Kurban Gözlemcisi

“Hasene Derneği’nin kurban kampanyasına ilk defa 2011’de, Gana ülke gözlemcisi olarak katıldım. Ga-na’da yaşadıklarımı ömür boyu unu-tamam. 2012 yılında ise Kenya’da yine aynı kampanya çerçevesinde bulundum. Kenya’da bir köye uğ-ramış, oradaki çocukların şeker ve balonlarla bayram sevincini yaşama-larına vesile olmuştuk. Çocukların sevinci ve memnuniyeti zihnimde hâlâ canlılığını koruyor. Bu sene ise Sırbistan Preşova’da görev yapaca-ğız. Çevremdeki insanlar beni artık kurbanla, mazlum ve mağdurlarla özdeşleştirmeye başladı.”

Kadir Terzi (44) / Makine TeknikeriWetzlar - Almanya Sırbistan Preşova Kurban Gözlemcisi

“Tatlı bir heyecan şimdiden baş-ladı diyebilirim. Kurban Kampanyası gibi kapsamlı ve hayırlı bir çalışma-nın içerisinde yer almaktan dolayı ayrı bir mutluluk duyuyorum. Göz-lemci olarak Kosova’ya gidecek ol-mamı ailem memnuniyetle karşıladı. Çocuklarıma Kosova’ya gideceğimi ve ne tür çalışmalar içerisinde yer alacağımı söylediğimde, onlardan ‘Baba o zaman ne duruyorsun, er-kenden gitsene’ cevabını almam bana duygulu anlar yaşattı.”

Celil Serçe (37) / Depo görevlisiBregenz Vorarlberg - Avusturya Kosova Kurban Gözlemcisi

“Allah nasip etti, böyle hayırlı bir işte bizim de payımız ve katkımız olacak inşallah. Senegal’deki yaşam şartlarını görüp, buradaki kardeşle-rimize aktarma fırsatı bulabileceğim. Heyecanla birlikte tarifsiz bir sevinç içerisindeyim. Senegal’de karşılaşa-cağım durumları şimdiden merak ediyorum. Allah’ın yardımı ile bizle-re emanet edilen kurbanları hakkıy-la yerine ulaştıracağız. Çevremden birçok kişi böyle bir hizmette bulu-nacak olmamdan dolayı bana gıpta ettiklerini söylediler. Gençlerin kur-ban kampanyasına olan ilgisi beni ziyadesiyle memnun etti. ”

Bilal Akçöltekin (24) / Üniversite ÖğrencisiOsnabrück - Almanya Senegal Kurban Gözlemcisi

“Böyle bir kampanyaya katılacak olmak benim için gurur duyulacak bir hadise. Yapacağımız çalışma sa-dece yardım götürmek değil, aynı zamanda kardeşliği de pekiştiren bir çalışma. Bu kampanyaya katıla-cak olmamız hasebi ile çok dualar aldık. Kurban kampanyasına dönük çalışmalarda eşim başta olmak üze-re, çevremin çok büyük destekleri oldu. İnsanların Hasene’ye güvenip kurbanlarını bağışlamaları çok güzel bir olay. Kiosk’una girdiğim bir Türk vatandaşının bana 9 adet kurbanını teslim ve emanet etmesi, hatıramda beni duygulandıran bir olay olarak kalacak. ”

Fevzi Güler (37) / Araba satıcısıGoslar - Almanya Romanya Kurban Gözlemcisi

“Kendimi çok şanslı hissediyo-rum. Böyle bir kampanyada yer al-mak gurur verici bir şey. Allah hayırlı bir şekilde görevimizi îfa etmeyi na-sip eder inşallah.”

Mustafa Çetinkaya (20) / ÖğrenciHamburg - AlmanyaBenin Kurban Gözlemcisi

“Dünyanın diğer ucundaki muh-taç insanlara yardım götürecek ol-mak güzel bir duygu. Beni tanıyanlar kurban gözlemcisi olmamdan dolayı memnuniyetlerini dile getirdiler ve kurbanlarını Hasene’ye verdiler.”

Lokman Karabulutoğlu (53) / Satış ElemanıMannheim - Almanya Endonezya Kurban Gözlemcisi

“Geçen sene kurban gözlemcisi olarak Hindistan’ın Gulbarga böl-gesinde bulundum. Burada beni en çok etkileyen şey; ziyaret ettiğimiz bir yetimhanede dağıttığımız balon ve şekerlerin çocukların gözlerinde oluşturduğu sevinçti. Yine kurban dağıtımları sırasında ihtiyaç sahibi insanların duaları karşısında çok et-kilendim. Böyle duyguları daha önce yaşamamıştım. Aynı duyguları yaşa-mak için tekrar kurban gözlemcisi olarak tekrar başvurdum ve bu sene Tayland’a gidiyorum inşallah. Çevre-mizdeki insanların bizlere güvenerek kurbanlarını emanet etmeleri beni çok sevindiriyor.”

Yusuf Ali Uğur (27) / MuhasebeciUtrecht - Hollanda Tayland Kurban Gözlemcisi

“Allah’ın hoşuna gidecek bir iş ya-pacak olmamdan dolayı mutluyum. Kızım gözlemci olarak kampanyaya katılacak olduğumu öğrendiğinde, Afrika’daki kurban çalışmalarının fotoğraflarından da etkilenerek, ‘Ben de gelip Müslüman kardeşlerime yardım etmek istiyorum’ diye ısrar etti. Bu tablo karşısında ziyadesiyle sevindim.”

Davut Elmas (36) / Makine OperatörüRendsburg - AlmanyaTürkiye Kurban Gözlemcisi

“Önceki yıllarda organize edi-len kurban kampanyasına da katıl-dım. Daha önce Benin, Togo, Çad ve Kamerun’da bulundum. Bu sene ise Mali’de gözlemcilik yapacağım. Gittiğimiz ülkelerde açlık ve sefalet had safhada. Kimi zaman zor şartlar altında yardımları ulaştırıyoruz. Bir defasında, bulunduğumuz ülkede sel felaketi olduğu için gideceğimiz köylere sandallarla yardım götürdü-ğümüzü hatırlıyorum. Ekili alanlar ve evler yok olmuştu. Umutlarını ve tüm imkânlarını kaybetmiş bir hal-de bizleri karşıladılar. Bu derecede mağdur insanlara kurban yardım-larını ulaştırmamız, onlarla birlikte olmamız umut saçtı.”

Bekir Şahin (50) / İşadamıStrasburg - Fransa Mali Kurban Gözlemcisi

“Daha önce bu kampanyaya ka-tılan arkadaşlardan bilgi edindim. Ufak da olsa bu kampanyaya bir yardımım dokunabileceği için çok memnunum. Ailem bu kampanyaya katılmamı destekledi. Hatta çevrem-de, Hasene’yi daha önce duymamış olup da, kurban gözlemcisi olmamla duyan kişiler Hasene Derneği hak-kında araştırma yaptılar.”

Sami Öztürk (34) / Doktor - İngiltere Gana Kurban Gözlemcisi

camia | 11 Ekim 2013 Hasene 21|

“Aşırı derecede heyecanlıyım. İlk tecrübem olacak. Burkina Faso’daki ihtiyaç sahiplerini sevindireceğimiz günleri iple çekiyorum. Böyle güzel bir hizmette bulunacak olmaktan do-layı Allah’a şükrediyorum. Bu göreve seçilmeme çevrem de olumlu tepkiler verdi. Hatta kurban gözlemcisi için gittiğimi duyan bazı arkadaşlarım kurbanlarını Hasene’ye verdiler.”

Mehmet Sarıoğlu (44) / AbdichterKassel - Almanya Burkina Faso Kurban Gözlemcisi

“Allah rızası için çalışacağım ve bir nebze de olsa yardımda buluna-bileceğim için çok mutluyum. Çev-remdeki tanıdıklarım benim için hayır duada bulunuyorlar.”

Ruhi Gürbüz (45) / Oto tamircisiPaderborn - AlmanyaKamboçya Kurban Gözlemcisi

“Hasene Derneği ilk defa bu sene Yunanistan’da da kurban kesecek. Yunanistan’daki ihtiyaç sahiplerine kurban etinden dağıtacağız, kardeş-lerimizle bir araya geleceğiz. Şimdi-den heyecanlıyım.”

Alibey Saka (40) / ElektronikciHaiger Hessen - AlmanyaYunanistan Kurban Gözlemcisi

“Çok sevinçli ve heyecanlı oldu-ğumu ifade etmeliyim. Ummadığım yerlerden kurbanlarını bizlere ema-net edenler oldu. Görevimizi hak-kıyla yerine getirmek için çalışacağız inşallah. ”

Hacı Kocar (48) / Oto ElektrikciMassing Güney Bavyera - AlmanyaUkrayna Kırım Kurban Gözlemcisi

“Afrika kıtasına, fakir bir ülkeye ilk defa gideceğim. Nelerle karşıla-şacağımı bilmediğim için heyecanlı-yım. Oradaki ihtiyaç sahibi insanla-rın dualarını almak için gidiyoruz. Yakınlarım Togo’ya kurban gözlem-cisi olarak gidecek olmamdan dolayı beni destekliyor. Hatta kimi yakınla-rım kendilerinin de gitmek istedikle-rini ifade ediyor.”

Hamza Akargöl (49) / İşçiGermersheim - AlmanyaTogo Kurban Gözlemcisi

“Yıllardır bu tür kampanyalara katılırım. Bayramı ailemden uzak birbirinden farklı coğrafyalarda ge-çirdim. İçimde bir burukluk olsa da, diğer taraftan sevinç de var. Kan bağı ile değil ama inanç bağı ile akraba olduğumuz kardeşlerimizi görmeye gidiyoruz. Anne-babamızı ziyarete gider gibi, kardeşlerimizi görecek-miş gibi bir heyecan taşıyorum. Her gittiğimde bizi görünce birşey söy-leyemeyen ama sadece yüzümüze bakıp ağlayan ihtiyar amcalarla kar-şılaşıyorum. Yıkık duvar diplerinde, herkesten uzak, yalnız, ne olduğunu sadece kendisinin bildiği o oyunu oynayan, tozlu saçlarının gölgesinde kara bir çift gözle bakan, bakışı ce-hennemden azat ettiren, ayağı çıp-lak, elleri yaşına göre çokça nasırlı, Rabbinden başka kimsesi olmayan o yetim çocuk aklıma geliyor.”

İbrahim Doğru (35) / Makina MühendisiBrighton - İngiltere Hindistan Kurban Gözlemcisi

“Cenab-ı Hakka şükrediyorum, böyle güzel bir kampanyada yer ala-bildiğim için. Her sene kurbanımızı veriyorduk. Kurbanlarımızın oradaki insanlara nasıl ulaştığını hep merak etmişimdir. Bu sene inşallah bu me-rakım giderilecek. Çok heyecanlıyım ve gideceğimiz günü sabırsızlıkla bekliyorum. Ailem ve çevrem, benim bu kampanyaya katılmamla birlikte kampanyayı daha çok benimsediler ve tanıttılar. Yüzde 10’u müslüman bir ülkeye gidiyorum. Kenya’ya gideceğim belli olduktan sonra, ülke ile ilgili bir-çok belgesel izledim, bilgi topladım.”

Abdullah Orhan (25) / SatıcıSolingen - AlmanyaKenya Kurban Gözlemcisi

“Daha önce de bu tür kampan-yalara katıldım. Fakir insanlara yar-dım etmenin hazzı anlatılamayacak bir duygu. Daha önceki gidişlerim-de, şehit bir ailenin evini ziyaret et-miştik. Ailenin tek çalışanının şehit olan er olduğunu öğrendiğimde, ai-lenin çektiği sıkıntıları gördüğüm-de çok etkilenmiştim. Çevremdeki insanların, benim o kadar ihtiyacım yok, yardımları muhtaç insanlara götürün diyerek bağışta bulunma-ları, insanımızın samimiyetine olan inancımı artırdı.”

Şaban Malkoç (44) / ÖğretmenRemscheid - Almanya Türkiye Kurban Gözlemcisi

350 Kurban Gözlemcisi 74 ülkeye gidiyorIGMG Sosyal Yardım Derneği Hasene 2013 Kurban Kampanyası’nı 74 ülkede, 350 gözlemci nezaretinde gerçekleştiriyor. Dernek, gözlemciler görev yerleri olan ülkelere gitmeden önce bir eğitim programı düzenledi.

KURBAN KAMPANYASI

Köln’de gerçekleştirilen programda Av-rupa’nın değişik ülkelerinden ve şehirlerin-den gelen gözlemciler kampanya hakkında detaylı olarak bilgilendirildiler. Program Bekir Tanrıkulu’nun En’âm suresi’nin 160–163’üncü ayetlerini okumasıyla başladı.

Manevi bir atmosferle başlayan toplan-tıda Hasene Derneği Başkanı Mesud Gülba-har açılış konuşması yaptı. Nahl Suresi’nin 71’inci ayetini hatırlatarak, rızık konusunda

imtihan gereği kimilerinin kimilerine üs-tün kılındığını söyleyen Gülbahar, “Zen-ginlerin de fakirlerin de olduğu bir dünya tarih boyunca hep olagelmiştir. Bu bir sos-yal olgudur. Yaşadığımız dünyada, geçmişte olduğu gibi bugün de ihtiyaç sahibi insan-lar var. İşte kurban kampanyamızın amacı bir yönüyle bu fakirleri düşünmek, onlara umut olmaktır.” dedi.

İçinde yaşanılan dünyada kan ve göz-

yaşının dinmediğine, Suriye’deki iç sava-şın büyük mağduriyetler oluşturduğuna değinen Gülbahar sözlerine şöyle devam etti: “Mazlumiyet ve mağduriyet içerisinde, umutsuz bir bekleyişe mahkum edilmiş in-sanlar var. Geçtiğimiz hafta Öncüpınarı’n-daki mülteci kamplarını ziyaret ettik. Ora-daki yaşamlara şahit oldum. Savaştan önce kendi evlerinde huzurlu bir hayatı devam ettiren bu insanlar şimdi kamp köşelerinde hayata tutunmaya çalışıyorlar. İşte kurban kampanyası ile bu umutsuz bekleyişe bir nebze olsun cevap vermiş oluyoruz.”

Başkan Gülbahar sözlerini, bayramdan önce 4 kıtaya, 74 ülkeye göreve çıkacak göz-lemcilere yaptıkları işin çok büyük bir ha-yır olduğunu hatırlatarak ve gözlemcilere hayırlı yolculuklar dileyerek tamamladı.

Programa onur konuğu olarak katılan İslam Toplumu Millî Görüş Genel Başkanı Kemal Ergün yaptığı kısa konuşmada kur-ban gözlemcilerini görevlerinden dolayı tebrik etti ve şunları söyledi: “Abdullah ibni Ömer’den rivayet edilen sahih bir hadiste Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyuru-yor: ‘İnsanların en hayırlısı insanlara fay-dalı olandır. Allah’a en sevimli amel ya bir Müslüman’ın kalbine sevinç sokmaktır ya bir Müslüman’ın sıkıntısını gidermektir ya da onun borcunu ödemektir veyahut da aç-lığını gidermektir. Bu şekliyle bir insan yola çıkarsa, benim mescidimde bir ay boyunca itikafa girmiş gibi sevap alır.’ Sizler bu şe-kilde yola çıkıyorsunuz. İnsanların açlığını, susuzluğunu dert edinerek yola çıkıyorsu-nuz. Sizleri kutluyorum.”

Kurban kampanyasının nasıl yürütül-düğü ve nelere dikkat edilmesi gerektiği hususuna dair bir konuşma yapan Hasene

Derneği Başkan Yardımcısı Mustafa Uyanık, kurban kampanyasının Hasene Derneği’nin en büyük kampanyası olduğunu vurguladı ve şu detayları verdi: “Kurban kampanya-sı hazırlık döneminden kurbanların kesim ve dağıtımına varana dek çok kapsamlı bir kampanya. 350 gözlemcimizin aşıları, uçak biletleri, vize işlemlerinin tamamlanması, 5 hafta gibi kısa bir süre içerisinde 130 bini aşan kurban bağışının girdisinin sağlanma-sı, 74 ülkedeki kurumlarla irtibat, onların siyasi ve hukuki açıdan incelenmesi, söz-leşmelerin yapılması ve hayvanların alımı-na varana kadar yoğun bir çalışma sürecini kapsıyor. Yapılan anlaşmalar, kurbanlıkla-rın alımı, kesimi ve dağıtımını büyük hassa-siyetle takip ediyoruz.”

Programda ayrıca Hasene Derneği kurban gözlemcilerinin seyahatleri boyunca dikkat etmeleri gerekli hususlara dair tavsiyelerde bulundu. IGMG İrşad Başkanlığı’ndan Zeki Şeker kurban hakkında hükümlerden bah-setti ve dinî açıdan kurbanlıkların seçimi hususunda dikkat edilecek konulara değin-di. Hasene tanıtım biriminden Kerem Erdo-ğan fotoğraf ve kamera çekimi hususunda teknik bilgiler verdi.

Programın kapanış konuşmasında söz alan IGMG Genel Sekreteri Oğuz Üçüncü yapılan çalışmaları Hz. İbrahim (a.s)’in ate-şine su taşıyan karınca misali ile betimledi ve “Sevgiden, barıştan, adaletten, paylaş-maktan ve yeryüzündeki ateşi söndürmek-ten yana olan bu çalışma, tarafımız belli olsun adına ortaya konan bir çalışmadır.” dedi.

Progamda her bir gözlemci görev yapa-cağı ülke ile ilgili daha detaylı bilgi almak için ülkeler grup oturumlarına katıldılar.

igmgHacUmre | www.igmghacumre.com igmgHacUmra

Türkiye Temsilciliği | Hennes Tour T +90 332 3515055 (Konya)T +90 212 6355593 (İstanbul)[email protected]

Islamische Gemeinschaft Millî Görüş Hadsch-Umra Reisen GmbH

Boschstraße 61-65D-50171 Kerpen T +49 2237 9746-0F +49 2237 656-319 [email protected]

İslam Toplumu Millî Görüş - Hizmette Öncü Kuruluş

Çocuklu ailelere, eğitmenler eşliğinde kreş hizmetleri...

Üniversitelilere ve 25 yaş altı gençlere özel fiyatlar...

Almanca ve Fransızca rehberliğiyle müstakil kafile...

55 yaş üstü emeklilere belirli tarihlerde özel fiyatlar...

camia | 11 Ekim 2013 Kültür Sanat 23|

Surre AlayıYavuz Sultan Selim Han’ın 1517’de Mem-

luk devletine son verip Hicaz bölgesinin idaresini eline almasıyla “Hadimu’i-Hare-meyn” (Haremeyn’in hizmetkârı) ünvanını alan Osmanlı sultanlarının birinci önce-liği, fetih öncesinde de olduğu gibi kutsal topraklara hizmet etmek olmuştu. Çelebi Mehmet döneminden başlanarak Hare-meyn-i Şerîfeyn ahalisine, mukaddes top-rakların ve hac yollarının emniyetinden sorumlu Mekke şeriflerine, oralarda yaşa-yan şeyhlere ve zahid kimselere para ve de-ğerli hediyeler göndermek adet olunmuştu. “Surre” adı verilen bu hediyeleri taşıyan ka-fileye ise Surre-i Hümâyûn veya Surre Alayı denir; devrin en itibarlı ve en dindar kim-seleri arasından tayin olunan Surre Emi-ni’ne teslim edilen surre aylar öncesinden başlayan titiz bir çalışmayla hazır edilip, İs-tanbul’dan hac kafilesiyle birlikte görkemli bir merasim eşliğinde yola çıkarılırdı. Padi-şahtan kutsal topraklara gönderilen Surre Alayı’nın taşıdığı en önemli şey şüphesiz Kâbe’nin her sene itina ile dokunan yeni örtüsü idi.Kâbe örtüsü

Bir rivayete göre Kâbe ilkin Hz. İsmail (a.s.) tarafından örtülmüş, diğer bir rivayete göre ise bu adeti Yemen ileri gelenlerinden Tubaa el-Himeyri başlatmıştır. Peygamber

Dünden bugünehacca dair...

Hac ibadeti İslam’ın şartlarından biri olması hasebiyle maziden bugüne insanımızın ifasına özen gösterdiği ve zaman içerisinde oluşan birbirinden hoş gelenekler çerçevesinde coşkuyla yerine getirdiği bir farizadır. Hacı adaylarının görevlerini yerine getirecek olmanın sevinciyle her sene olduğu gibi kutsal topraklara akın ettiği bugünlerde, biz de tarihe küçük bir yolculuğa çıkarak yazımızda Osmanlı’da hac denildiğinde ilk akla gelen Surre Alayı geleneğinden, geçmişten bugüne aynı titizlik ve ustalıkla dokunarak her sene yenilenen Kabe örtüsünün tarihçesinden ve Osmanlı hac vekaletnamelerinden bahsetmek istiyoruz. Meltem Kural

Efendimizin(s.a.v.) ve Hülefa-i Raşidin’in de bu uygulamayı devam ettikleri bilin-mektedir.

Osmanlı döneminde bayramda önce Kâbe’nin içi Surre Emini ve Mekkeli yet-kililer tarafından hurma yapraklarından küçük süpürgelerle, zemzem ve surre ile getirilmiş gül suyu ile karıştırılarak yıka-nır; Kurban Bayramı’nın birinci günü ise mübarek zatların eşlik ettiği bir merasimle Kâbe’nin eski örtüsü Dersaadet’ten gönde-rilen yeni örtüsüyle değiştirilirdi. Osman-lı’da ilk dönem Kâbe örtüsü Suriye, Şam ve Kisve şehirlerinde dokunur, örtüyü gönde-ren padişahın adı da örtünün bir köşesine yazılırdı. Hazır edilen örtü devlet tarafın-dan atanan Hac Emiri ile Mekke’ye ulaştı-rıldı. Daha sonraları Mısır’da dokunmaya başlanan Kâbe örtüsü, Napolyon’un Mısır’ı işgalinden sonra İstanbul’da Sultanahmet Camii şadırvan avlusunda maharetli usta-lar eliyle işlenerek, Surre Alayı’yla birlikte Mekke’ye gönderilir oldu. 20. yüzyıla ge-lindiğinde ise örtü Suudi Arabistan Kralı Abdülaziz bin Abdurrahman El-Suud’un emriyle Mekke civarında kurulan bir fab-rikada dokunmaya ve işlenmeye başlandı. Örtü, bugün yenilenen fabrikada modern ve geleneksel usuller uygulanarak titiz bir çalışmayla işleniliyor.

Kisve-i Şerif olarak da bilinen Kâbe ör-tüsü toplam 670 kilogram saf ham ipekten imal edilip üzerine altın ve gümüş iplikler-le ayetler işleniyor. 14 metre boyunda ve 46 metre genişliğinde olan Kâbe örtüsü top-lam 16 parçadan oluşuyor. Örtünün kumaşı bir defada siyahlaştırılmayıp, önce kırmı-zı, sonra yeşile boyanarak daha sonra son bir işlemle siyaha boyanıyor. Kâbe örtüsü üzerinde yer alan dokuma kabartmalarda Allah’ın 99 ismi, kelime-i tevhid ve tesbih ifadeleri yer alırken, örtünün üst kısmın-daki 47 metrelik kuşak kısmında ise altın suyuna batırılmış gümüş ipliklerle işlenmiş hac ibadetiyle alakalı ayetler yer alıyor.

Hazırlanmasında 240 dokuma ustasının görev aldığıKâbe örtü, 14 asırdır süren bir gelenekle Efendimiz’den bu yana Kâbe’nin anahtarını elinde bulunduran Kureyş kabi-lesinden Şeybe ailesine her sene sembolik bir törenle teslim ediliyor. Değiştirilen eski örtü, ufak parçalara ayrıldıktan sonra İslam alemine hayrı dokunan kişi ve kurumlara hediye ediliyor.Hac vekaletnameleri

Geçmişe baktığımızda bugün bir-kaç saatlik bir uçak yolculuğu ile varılan mukaddes topraklara, o zamanlar an-cak aylar süren zahmetli ve tehlikeli bir yolculuk neticesinde ulaşıldığını, buna bağlı olarak da hacı adaylarının hac yol-culuğuna ifadenin tam anlamıyla “gidip de dönememek, dönüp de görememek var” hissiyatı ile çıktıklarını görürüz. Toplamda yaklaşık dokuz ay süren İstan-

bul-Mekke arası hac yolculuğu gerçekten de herkesin göze alabileceği bir yolculuk değildi. O devrin şartları gözönünde bu-lundurulduğunda, hacca gitmenin, sadece kadınlar için değil aynı zamanda erkekler için de ne derece meşakkatli ve tehlike-li olduğu anlaşılacaktır. Osmanlı’nın hac yolları ve hacıların güvenliği için sarfettiği azami gayreti, hac güzergâhı üzerinde bu-lunan beylerbeyi, sancakbeyi ve yeniçeri serdarı gibi yüksek rütbeli memurların ha-cıların güvenliğiyle görevlendirmelerinden ve hac kervanına eşlik eden askeri birlikle-rin varlığın-dan anlamak m ü m k ü n . Aynı zamanda güzergâh üze-rinde bulunan bedevilerden de kervanın i h t i y a ç l a r ı ve güvenliği doğrultusun-da yararlanı-lır, hizmetleri karşılığı ken-dilerine dev-let tarafından ödeme yapı-lırdı. Bununla birlikte hacı adayları her za-man sağ salim Mekke’ye ulaşamaz, ne kadar önlem alınırsa alınsın değerli hediyelerle yüklü Surre Alayı kimi zaman çöl bedevile-rinin saldırılarına maruz kalırdı. Bu eşkiya saldırılarında pek çok hacı adayı da hayatı-nı kaybederdi. Bu elim vakalardan birinin yaşandığı dönemde tahtta oturan Osmanlı padişahı IV. Mustafa, hacıların telef olduğu haberini alınca üzüntüsünden ağlamış, bu acı hadiseyi Âşık Neşâtî yazdığı şu dizelerle dile getirmişti:

“Niyet ettik Beytullah’a gitmeğeHaceru’l Esved’e yüzler sürmeğeArafat’ta hem vakfeye durmağaTakdir her tedbiri bozar dediler.Sultan Mustafa işitti, ağladıKullarının yüreğini dağladıYedi kral dilde bunu söylediHacılara yazık oldu, dediler.”Bu sebepledir ki bu zorlu ve tehlikeli yol-

culuk için gerekli gücü kendinde bulama-yan pek çok Müslüman, kendisi adına bir başkasını vekil tayin ederek hacca gönder-miş ve hac ibadetinin eksiksiz olarak yerine getirdiğini kanıtlamak maksadıyla kendisi için bir belge tanzim ettirmiştir. “Hac ve-kaletnameleri” olarak bilinen bu belgelerde hac farizası hakkında bilgiler, Kâbe, Safa, Merve, Arafat gibi kutsal mekânları tanı-tan açıklamalar ve oralarda yapılacak iba-detler okunacak dualar ile ilgili malumata yer verilirdi. Aynı şekilde ziyaret olunan Mescid-i Nebi, Kuba Mescidi, Uhud, Hira Dağı, Cennetu’l Baki ve Cennetu’l Mualla

kabristanları gibi manevi değer ifade eden mekânlar belgede çizimle tasvir edilerek hadis ve ayetlerle tezyin edilirdi. Hacda yerine getirilen her rükunü ifade eden kısı-mın veya ziyareti yapılan mekânı resmeden her tasvirin altında bu duruma şahit olan tanıkların imzaları için yeterli bir boşluk bırakılırdı. Bu belgeyle, ziyareti gerçekleş-tirilen vekil, kendisi adına hac ibadetini yerine getirdiği kimseye görevini eksiksiz ve hakkıyla yerine getirdiğini ispat edebile-cekti. Hac vekaletnameleri, içerdikleri an-latımlar ve çizimlerle meydana getirildikle-

ri dönemin sosyal yaşamını yansıtan çok değerli bilgi-ler ihtiva etmeleri münasebetiyle de önemli tarihî ve-sikalardır. Günü-müze ulaşan en eski örnekleri 14. yüzyıla ait olan el yapımı hac ve-kaletnameleri 7-8 metreyi bulabilen kağıt rulolar üze-rine hazırlanırdı. Topkapı Sarayı Müzesi’nde Ka-

nuni Sultan Süleyman’ın genç yaşta ölen oğlu Şehzade Mehmet adına hac farizası-nın gerçekleştirilmesi için hazırlattığı bir hac vekaletnamesi mevcuttur.Mekke Müzesi’nde tarihe yolculuk

Mekke’de ziyaretçilerini “Allah’ın selamı üzerine olsun, Peygamber” ifadesiyle kar-şılayan, şehrin ve Kâbe’nin zengin tarihine ışık tutuan bir müze var. Kâbe-i Muazzama-nın 120 sene öncesine kadar uzanan farklı dönemlerde çekilmiş birbirinden ilginç fo-toğraflarına yer verilen müzede, Kâbe’den çıkarılan eski kapılar, Mescid-i Nebevi’ye ait eski eşyalar, Kâbe`de bulunan Osmanlı dönemine ait bir güneş saati, Efendimiz’in kendi mührüyle Bahreyn hükümdarı Mun-zir Bin Savı’ye gönderdiği İslam’a davet mektubu gibi birbirinden değerli yüzlerce eser sergileniyor.

Mekke Müzesi’nde sergilenen en değerli eserler arasında şüphesiz Hicret’in dördün-cü yılında vahiy olunan Kur’an ayetlerinin nazilinden hemen sonra sahabeler tarafın-dan o dönemin kısıtlı imkânlarıyla Küfi hat sanatı ile taş ve kemik parçaları üzerine ya-zılmış örneklerini zikredebiliriz.

Müzede bunlar dışında Kur’ân’ı Kerîm’in el yazması bir nüshası ve cahiliye dönemin-de Mekke’de düzenlenen şiir müsabakasın-da dereceye girerek Kâbe duvarına asılan 7 farklı şairin şiirlerinin yazılı olduğu (Mu-allakat-ı Seb’a) yer alıyor. Mekke’ye yolu düşen Müslümanların mutlaka görmesi ge-reken müze, ziyaretçilerini asırlar öncesine doğru duygu dolu bir yolculuğa çağırıyor.

“Niyet ettik Beytullah’a gitmeğe

Haceru’l Esved’e yüzler sürmeğe

Arafat’ta hem vakfeye durmağa

Takdir her tedbiri bozar dediler.

Sultan Mustafa işitti, ağladı

Kullarının yüreğini dağladı

Yedi kral dilde bunu söyledi

Hacılara yazık oldu, dediler.”

camia | 11 Ekim 2013Fotoğraflarla Faaliyetler24 |

Freiburg bölgesi

Bölge Kadınlar Teşkilatı idareci-leri Lauchringen’de buluştular. Açılış Kur’ân-ı Kerîm’inin ardın-dan Bölge Kadınlar Teşkilatı yeni Başkanı Ayşe Hümeyra Ergün kısa bir açılış konuşması yap-tı. Ergün, cemiyet idarecilerine yeni ekibini takdim etti. Ergün ve ekibi Bölge KT idarecilerine yeni dönemde yapacakları çalışma-

lar ve yeni projeler hakkında da bilgiler verdiler. Bölge Başkanı Ahmet Ölmez de toplantıya işti-rak ederek, teşkilatın ve azimle çalışmanın önemine vurgu yaptı. Ölmez ayrıca KT çalışmalarının ehemmiyetini dile getirdi. Top-lantının sonunda dilek ve temen-niler alınırken, program ikram ile son buldu.

Güney bavyera bölgesi

Bölge Tanıtma Başkanlığı Münih – Pasing Ensar Camii’nde verdiği Açık Camii Günü (ACG) Eğitim Semineri ile camilerini ACG’ye hazırladı. Böl-ge Tanıtma Başkanı Aydın Erdem ACG’nin nasıl tertip edildiği ve bu günde nelere dikkat edilmesi gerek-tiği ile ilgili bir slayt sunumu yaptı. Dr. Ahmed El-Khalifa ise ACG’ye genel bir bakış sergilediği sunumun-dan sonra soruları yanıtladı.

Freiburg bölgesi

Gençlik Teşkilatı Genişletilmiş Bölge Yönetim Kurulu Toplantısı, Aldingen Şubesinde gerçekleş-ti. Bölge Gençlik Teşkilatı (GT) Başkanı Ahmet Koç ve Bölge Kadınlar Gençlik Teşkilatı (KGT) Başkanı Emine Tunçkaşık’ın hazır bulunduğu toplantıya Bölge GT ve KGT idarecileri de katılarak, yeni dönemde bölgede gençlere yönelik yapılacak çalışmaları de-

ğerlendirdiler. Yoğun bir günde-min işlendiği toplantının ana ko-nularını eğitim, üniversite ve salon programları oluşturdu. Gençlerin eğitim konusundaki bilinçlenme ihtiyaçlarının dile getirildiği top-lantıda bu ihtiyacın yoğun çalış-malarla giderilmesi gerektiği ve özgüven sahibi bir gençliğin ye-tişmesinin önemi vurgulanarak yapılac.

rhein Neckar saar bölgesi

Bölge Gençlik Teşkilatı Franken thal’da “Gönül sohbetleri” prog-ramı düzenledi. Bölge eski Genç-lik Teşkilatı Başkanı Kemal Sağ-dıç ve Bölge Başkanı Şerif Aslan da programa katılarak birer ko-nuşma yaptılar ve gençlere çe-şitli konularda tavsiyelerde bu-lundular. İlahilerle devam eden programda Genel Başkan Kemal Ergün gençliğin çok değerli ol-

duğunu vurgulayarak, gençliğin kıymetinin bilinmesi gerektiğini belirtti. Kemal Ergün, Peygamber Efendimiz zamanından örnekler vererek daha fazla insana ula-şılması gerektiğinin altını çizdi. Frankenthal Hicret Camii İmam Hatibi tarafından yapılan anlam yüklü sohbet gençleri oldukça et-kilerken, program sonunda plaket ve hediyeler takdim edildi.

Düsseldorf

Wuppertal Hochstein Realschule 7c sınıfı öğrencileri 2 Ekim günü Wuppertal Bölgesi Yunus Emre Camii’ni ziyaret etti. Genel mer-kezimiz tarafından özel program organize edildi. Cami yetkilileri ve camide görevli gençler öğren-cilere camiyi ve İslam’ı tanıtarak, öğrencilerin sorularını özenle ce-vaplandırdı.

Württemberg

Ludwigsburg Hacı Bayram Veli Cami okula başlayan çocuklar için dua programı düzenledi. Çocuk-ların ailelerinin katılımıyla ve cami imamının içten dualarıyla güzel bir ortamda gerçekleştirilen program-da çocuklar, verilen hediyelerle sevindirildi. Farklı farklı şubelerde yapılan programlara bölge eği-tim görevlilerinin de iştirak ederek destek veriyor.

Freiburg bölgesi

Freiburg Bölgesi’ne bağlı olarak Hüfingen ve çevresine hizmet ve-ren Tuna Camii, geçtiğimiz günler-de üç günlük bir sonbahar kermesi düzenledi. Kermese yoğun katılım gerçekleşirken, cemaatimiz hem cemiyete katkıda bulundu, hem de katılanlarla bol bol sohbet etti. Kermes gelirinin yeni yer için kulla-nılacağı bildirildi.