İsam kütüphanesi - veri tabanıisamveri.org/pdfdrg/d00018/1988_8/1988_8_canani.pdf~ a.yetlerin...

25
- ·w 8 1992 ···.·®··· . \:. ' . . ATA FAKÜLTESi DERGiSi 8. ' .. Atatürk Üniversitesi _:.ERZURUM, 1988

Upload: others

Post on 11-Oct-2020

6 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: İSAM Kütüphanesi - Veri Tabanıisamveri.org/pdfdrg/D00018/1988_8/1988_8_CANANI.pdf~ A.yetlerin satili beyaniarına göre, çocuk karşısında·· ta:kımlan bu taVır sadece ka-·

-·w 8 Hft.ZiR/1~r 1992

···.·®··· . \:. '

. ~- .

ATA TÜRK~. ÜNİVERSİTESİ

İLAH1YAT FAKÜLTESi DERGiSi

8. Sayı ' ..

~ Atatürk Üniversitesi Basımevi _:.ERZURUM, 1988

Page 2: İSAM Kütüphanesi - Veri Tabanıisamveri.org/pdfdrg/D00018/1988_8/1988_8_CANANI.pdf~ A.yetlerin satili beyaniarına göre, çocuk karşısında·· ta:kımlan bu taVır sadece ka-·

-. KUR'AN'DA ÇOCUKLA İLGİLİ MESELELER

Doç. Dr. İbrahim Canan

GİRİS

· Zamanımızda çocuk meselesi bütün dünyada aktüalitenin ana meselelerindim biri olmuştur. Türkiyemizde de durum ayındır, müstakil "çocuk mahkemeleri"­nin kurulmasıyla alakah kanunun çıkmış, olması, çocukla ilgili meselelerin ayrı

bir şekilde ele alınması gereğinin resmen benimsenmesi olmuştur. . 1

Müslümanlar olarak bizlere, meseleleriınize dini bir yaklaşımla nazar etmek, dinimiz bu mevzuda neler söylemiş, onu bulup gün ışığına çıkarmak· b!r va:Zıfe olmaktadır. Böylece insanlık kültür ve medeniyetine orijinal katgılarda buluna-bilir, yeni terklb ve talılillere· yol açabiliriz. . ·

Bilhassa çocukla . alakalı meselelerde bunun zaiuretine inamyor; islaımn

koyduğu çok orijinal esasların bulunduğunu kesin bir dille ifade etmek istiyoruz . . Zira, öndokuZuncu asrın sonlarına kadar Batı alemi, çocuğa "küçük insan" insana da "büyük çocuk" nazarıyla bakarak, büyük küçük tefrikiııe fazla yer ver­mez, bu sebeple de mesela suçlu çocuğu, büyüklerle hemen hemen bir tutup, büyükler için vazedilen ayın kanU!)larla a~m mahkemelerde yargılayıp, idama varıncaya kadar ayın cezalarla tecziye ederken, İslam Hukuku, Hz. Peygamber'­in (aleyhisselam): "Büluğa ei·iııceye kadar çocuktan kalem kaldırılmıştır •.. " ha­disn;e dayana~ak, çocuğu pek çok meselede büyükten ayrı mütalaa etmiş, hatta cezaya elıil görmiyecek kadar ayırıım ileri götürmüştür. · ·

İslamın bu konudaki temel ieiakkisine Batı ancak son zamanlarda gelebilmiş ve "ayrı bir çocuk antropolojisi"nden bahsedecek kadar çocukların büyüklerderi

·.farklı ele. alıiıması gereğinde ısrar· etırieye başlaımştır. · · · ··

Kur~an-ı Keri:rn'e im'an-ı nazar ettiğimiz zamali çocukla alftkalı olarak, sadece ceza! ehliy~tte ayırıİrr meselesini değil çocuğu ilgilendfren ·belli başlı prob­lemierin hepsini orada . bulabilmekteyiz: Malııiın korunmasİ, şahsiyetinin ·korun­ması, terbiyesi, beslenmesi, geleceğe hazırlanması, oyunu,. anrie;.15aba ve kardeŞ­leriyle müiıasebetieri vs.

Şu halde, bu· makalede Kur'an-ı Kerim'in çocuk meselelesiyle alakah olarak ele aldığı mühim meselelere kısa kısa işaretler koya.rak Kl!f~n'~ v~z'etmiş olduğu_ çocuk problemlerinin bir tablosunu, ana hatlarıyla ortaya koymaya çalışacağız.

19

Page 3: İSAM Kütüphanesi - Veri Tabanıisamveri.org/pdfdrg/D00018/1988_8/1988_8_CANANI.pdf~ A.yetlerin satili beyaniarına göre, çocuk karşısında·· ta:kımlan bu taVır sadece ka-·

. .

I. ÇoCUKLA. ALAKALI MESELELER KUR'ANDA NASIL ELE. ALINMIŞTIR?

Öncelikle şunu belirtelim ki, çocukla alakah meseleler, Kur'an-ı Kerlm'de, . · ~ her seferinde "çocuk"keliı:iıesi kullanılara,k ele alınmaz. hatta dilimizdeki "ço-1 i:uk" kelimesinin arapça tam karşılığı olaii "t!fl" ve "s~biy" kelimeleri Kur'an' i da çok geçmez ve buralarda ele alınan meseleler bütünüyle kıyaslanırsa devede i kulak bile olmaz. Zira münhasıran bülfiğa ermeniiş kimseler· için kullanılan bu ı iki k~Iimeden biri sadece iki, diğeri ise dört yerde geçer. ı . ! Buna karşılık, diğer manaları meyanında "çocuk" manasma da gden ve ı Kur'a:n'da diğer manalarda kullanıl~ş olmakt~~ ~aş~~ "ç~cuk" .. rı:~nasında da

ı. kullanılmış bulunan veya kullanıldıgı yer ve· uslub ıtıbarıyle. buluga ermeyen çücuğun kastedildiği başkaca kelimeler de var ve çocukl~ ilgili meseleler de bura-

1 larda işlenmektedir.

1 Bu çeşit kelimelere ilaveten, çocuğu hatı~latan, çocukla alakah meseleleri ele 1 alan, çocuğu doğrudan veya. dolaylı ilgilendiren muhtelif kelimeler· ve hatta ba;. 1 hisler de var. - · 1

·Şu halde öncelikle bu kelime ye tabirleri belirtmemiz gerekmektedir ki çoğun­I lukla bunlar dilimize de girmiştir: İbn, veled, zürriyet, yetim, gulam, zeker, ünsa, 1 sağlr: haf~de ~torunlar}~ ecinn~ ~ceni~'in ç~~ğulu _:e cenin manasına, ha:Ul, ma fi ı batnı tabırlerı); ehl, al (son ıkı kelıme aıle manasınadır), mehd (beşık), raza' 1 (süt emzir.rı;ıe). ed'iya (evlatlık), rebaib (üvey kız), ebb, ümm, rabb. ·Bu kelimeler · r çocuk problemini, okuyucunun zihninde her an canlı tutacak şekilde ilk sayfadan 1 son sayfaya kadar Kur'an-ı Kerim'in her tarafına muvazeneli·ş.ekilde da~tılmiştır. ı . '

[. Şu halde, "J(ur'ô.n'da çocuk meselesi" derken konunun bu şümulü içerisinde 1 ele alınmasını teklif etmiş oluyoruz.

1 II. ÇOCU,K VE AİLE i . Krir.AN'DA ZİKRİ GEÇEN AİLELER

1 Çocukla alakalı mühim bahislerdetı biri "tlile''dir. Kur'an'da "aile" ye ve [meselele~ine çokca yer verildiğini görmekteyiz. Bir ayetinde, herhangi . bir tasrihe ~er vermeksizin "geçmiŞ .. peygamberlere eşler ve evlat verildiğini" rifadeeden (1.) fkur'an-i Kerim, başta- Pey;'5ainberimiz ~aleyhisselatu vesselam) olmak. üzere ;Hz. Musa, Hz. Harun, Hz. Ibrahim, Hz. Imran, Hz. S3.Iih, Hz. Ya'kub, Hz. Lut i:az. Davud, Hz .. Nuh, H~. İsmail, Hz. Eyub gibi peygamberlerin (salavatullalıi ~leyhim ecmain) ailelerinden bahseder. Bunlardan Hz. Lut, Hz. Nuh, Hz. Musa ~e Hz. Ya'kfıb aileleri daha ziyade zikredilir. En çok zikri geçen aile ise Firavun . {ii/esi'dir. - · · 1

\ (1) Ra'd )3,38.

! ~o

--· ~;

Page 4: İSAM Kütüphanesi - Veri Tabanıisamveri.org/pdfdrg/D00018/1988_8/1988_8_CANANI.pdf~ A.yetlerin satili beyaniarına göre, çocuk karşısında·· ta:kımlan bu taVır sadece ka-·

Hz. İbrahim ve Hz. İrhran'ın aileleri -Allah'm rahmet ~e bereketi~e · mazhari­yederi zikredilmek suretiyle-_ her bakımdan ideaJ aileler olarak nazara verilirken Hz. Nuh; Hz. Lut ve Firavun'un aileleri· de tipik birer örnek olarak nazar-ı dikkate arzedilir. Şöyle ki: Hz. Nuh'un ailesinden bir oğlu .ile hanımı (2) ve H:z;. Lut'un da hanımı (3) küfredenlere karışıp, onlarla helak olurken Firavun'un hanımı i­man etmek saadetine · erİniştir.

Bu üç aile'nin d~rumuna müstakil bir pasaida ayrıca dikkat çekilir: ''Allah, inkar edenlere, Nuh'un karısıyla Lut'un karısını misal gösterir: Onlar, kullai·ımız­dan iki iyi kulun nikalıı altında iken onlara karŞı Jıiiinlik edip inkarlarmı gizlemişterdi -de ikİ peygmjıber Allah'tan gelen azabı oiılardan savamiımışlardı. O iki kadına: "Cehenneme giren/er/e beraber siz de girin". dendi. Aallalı inananlara Firavun'un karısını misal gösterir: 0: Rabbim katından bana crmnette bir ev yap; beni Firçıvun'­dan 1·e omm işlediklerinden kurtar; beni zfilim milletten kuaar" demişti"(4). .

Aile ile. alakah balıisierde . ebeveyn de çocuklarına karşı beslenen fıtri endişe,

fıtrl aHika ve şefkate genişçe yer verilir. Hz. Nuh'un ki\.fir ohrak ölen oğlu karşı­sındaki ızdırabı (5). Hz,. Yakub'un kaybolan Yusuf'u karşısında gözlerinin kay­bına miincer olan elem ve ağbmaları (1") Hz. Musa'nın annesinin, nehrc attığı

çocuğu karşısındaki telaşı (7) bu söylenen hususa canlı misaller olarak kaydedi­lir.

İnsanlardaki çocuk sevgisinin ededi lı~yatt:1 devam edeceğine işareten Kur'an' ·da "saçılmış inci taneleri"ne teşbih edile~ ·"ebedi cennet çocukları';ndan (vi!dfinun . muhalledun) ·da balıse~ilmektedir (8).

HÜKMİ VE HAKİKİ AK:RABALIK

Kur'an-ı Kerim çocuklarla· ilgili balıisieri işlerken akrabalık müessesesine de yer verir. iman kardeşliği, evlat edinme. müvalat gibi lıükmi akrabalıkları

-te'yld etmekle birlikte bilhassa miras ve evlenme meselelerinde esas olmak üzere "lıakiki akraba/ık" üzerinde durur. Hz. Nuh'un kiifir oğlu ile alakal ı olarak ifa­

. de edilen: "Ey Nu/ı o, senin elılinden değildir, zira o, kötii bir anıelde bulunmuştur'' (9) ayetiyle vei:asete esas olacak hakiki akrabalığın şartlarından biri olan "iman birliği"ni beyan eder._ Zıharlıi ilgili ayette hakiki anne'nin "bizzat doğuran

(2) Hfıd 11,44.

(3) Ankebfıt, 39,32; Hıcr 16,60; A'raf 7,83. . -(4) Tahrim 66,10-11.

(5) Hfıd 11,45

(6) Yusuf 12,84.

(7) Kasas 28,10-13; Ta-Ha 20,40.

· (8) İnsan 76;19; Tür 52,24; Vak.·'a 56,17.

(9) Hfıd 11,45-46.

21

Page 5: İSAM Kütüphanesi - Veri Tabanıisamveri.org/pdfdrg/D00018/1988_8/1988_8_CANANI.pdf~ A.yetlerin satili beyaniarına göre, çocuk karşısında·· ta:kımlan bu taVır sadece ka-·

kadın" olduğu (10); Hz. Peygamber ve oğulhığu Zeyd'lealakalı balıiste de hütani "baba" tesrniyeleri ile ''lıaldki babalık"m teessüs etmiyeceği (ll) belirtilir. Keza bir başka ayette: "(Allah) evldtlıklarınızi da· size öz oğUllarınız gibi saymanızı meşru kılmamıştır" (12) diyerek "hakiki evlad'in tarifi yapılır. .

. . .

"UsUl" e giren yakınlar böylece tarif edildikten .sonra ''furu" kendiliğinden aniaşılacaktır.

KARDEŞLER ARASI. MUNASEBETLER

Kur'an, Hz. Musa ve Hz. Harun örneğinde ideal kardeslik miliıasebetlerini vazederken, Hz. Adem'iniki oğlu Habil ve Kaabil orneği ile, Hz. Yak'kUb'un oğul-

. larının Hz. Yusuf karşısındaki tutinnları örneğiyle de kardeş1erırasmda fiiliyatta meydanı:ı gelebilecek menfi davramşlara dikkat çeker.Yine Hz. Yusuf'un kardeş­lerine karşı avf ve müsamahası örneği ile de aralarmda.Mdise çıkan kardeşlerin. sulh yoliarma, ideal örnekler sunulmuş olur (13).

V ALİDEYNE KARSI V AZiFELER

·K~'an sadece babalarm eviatıarına karşı olan vazifelerini .değil evlatlarm . - . . . : - .

babalarma karşı olan vazifelerini de dile getirir; Evladın babasma karşı iki çeşit vecibesi vardır: . . '

ı. Maddi Veeibe Evlat herşeyden önce ebeve:Yııinin maddi ihtiyaçlarım kar­şılamaktan mes'Ul tutulur: · "Ey Muhammed Sana nesarfedeceklerini sorai·lar

. de ki; sm/edeceğiniz mal, ana, baba, yakınlar;yetimler, düşkün/er, yolcular içindir. Yaptığu?ız her iyiliği Allalı şüplıestz bilir" (14).

Manevi Vecibeler: Pek çok ıı,.yet~e Kur'an anne. bayaya "iyi davranmayı" · enıreder (15)~ ·Şüphesiz iyi davrapmanın kesin bir hııdudu çizileri:ıez, ancak, . bizzat. Kur'an, yanında ihtiyarlayan ai:ııie ve babaya ·onun yaşlılıklarmdan ileri gelebilecek her çeşit · nahoş durumlar, rah~Ltsıilıkl.ar ·karşısında sabırsızlık ifadesi olan "öf" bile demerne nok:tasmakadar bu iyiliğin ileri götürüiniesini enıreder(16).

Ebeveyn için yapılması enıredilen hayır dua, onlara yapılacak "iyilik"lerin bir baska kalemini teskil eder: "Rabbimiz! Hesap görülecek günde, beni anamı

:> - :> • ...

babamı ve inananları bağışla" (17).

(10) Müdl.dile 58,2; Ahzab 33,4. (11) Abzab 33,37-40. (12) Ahi.ab, .33.4. (13) Bak. Maide 5.27-28; Yustif 12,3~9; Ta-Ha 20,25-35; 92-94; A'raf 7,150. (14) Bakara 2,215. (15) E'.n'am 6, 151-153; Nisa 4,36; Bakar;ı. 2, 83; Nemi 27, 19; AnkebUt 29, 8; Abkaf 46, 15;

Lokman 31,14; Meryem 19,14,32. (16) İsra 17,23-24. (17) İbrahim 14,41.

Page 6: İSAM Kütüphanesi - Veri Tabanıisamveri.org/pdfdrg/D00018/1988_8/1988_8_CANANI.pdf~ A.yetlerin satili beyaniarına göre, çocuk karşısında·· ta:kımlan bu taVır sadece ka-·

.. ÇOCUK ÖVÜNME VESILESİDİR

Kur'an~ı Kerim, mükerrer ayetleriyle, çocuğu, sahip olunan. maddi servetlerle. · yan yana zikredei: ve aynen emval gibi evladın da güÇ ve kuvvet kaynağİ olduğu~ nu, bu s~beple qe ·öyüı:ım~ ve hatta aldaniı:ıa vesilesi yapilclığını ısrarla cİile getirir.

~ A.yetlerin satili beyaniarına göre, çocuk karşısında·· ta:kımlan bu taVır sadece ka-· fir veya faıııklara has bir vasıf olmayıp, bÜtün insanlara has bir durumdur, bir zaaftır: "Kadınl~ra, oğullara,' kantar kantar altm ve gümüşe, nişanlı atlara ve deve~ !ere, ekiniere karşı aşırı sevgi beslemek insankıragüzel gösterilmiştir. Bunlar dünya

· lıayat"lnın nimet/eridir. Halbuki gidilecek yerin güzeli Allalı katındadır" (18). . .

. Diğer bir ayette bu mal ve evlad. çokluğunun J'her peygambere karşı.gelıneye sebep olduğu" bildirilir: "])oğrusu uyarıcı gönderdiğzmiz her kasabanın varlıklı

. kimseleri, Onlara: "Biz sizinle göndedlen şeyleri inkar ediyoruz" diyegelmişlel'dir. "Malkui ve çocukları en çok olan bizleriz, azaba uğratılacak da değiliz" derlerdi. De ki! "Şüphesiz Rabbim rız_kı dilediğine genişletir ve bir ölçüye göre verir, fakat· insanlarpı çoğu bilmez/er" (19).

Şu ayette ise mal ve evladın çokca verilmiş olmasının, Allah'ın lütfuna ·.kesi.ri bir delil olmayacağı ifade edilir: "Kendilerine mal ve oğullar vermekle, iyi­

liklerde onlar için acele ettiğimizi mi zannederler? Hayır, farkılila değiller" (20).

ÇOCUK TALEBi

Aslında mal ve evlad Cenab-ı Hakk'm nlınetidir. Bu nimete şükredilmediği, · aksine övünmeye, 'Allah'ı unutınaya vesile kıllnChğı takdirde nimet olmaktan çıkmakta yukarida kaydettiğimiZ bir iki ayetin de ifade ettiği şekilde aza b vesi- · lesi oıı:ılaktadri:. Şu. halde, mü'min kişi için normalde evlad, istenil ecek, taleb edi­edilecek şeydir. Dinen meşru kılınan nikahm da asıl niaksadı tenasülyani çocu:k elde etmek, neslin devamını sağlamaktır.

Kur'an-ı Kerim bir çok ayetlerinde hayır nesil talebiyle alakah dualar verir: İdeal bir. müslümanın vasıflarını s.ayaıi uzunca bir pasaj da kaydedileri onbeş ka­dar vasıftan biri de hayırlı çocuk talebidir: "9nlar ki: "Ey Rabbiniizi Bize zev­celerimizden ve nesilleri/nizden gözlerimizin bebeği olacak (salih insanlar) ilısan et, bizi takva sahiplerine imam kıl derler" (21). '

Bu manada ayet çoktur; Bazan eski peygamberlerin duası, bazan mü'minle­rin vasfı ve duaları olarak zikirleri geçer (22).

(18) A.I-i İnıran 3,14.

(19) Sebe' 34,34-35.

(20) Mü'ıfiinün 23,55-56.

t21) Furkan 25,74.

(22) Al-i İnıran 3,35,38; Bakara2,28, Ahkaf 46, 15; A'raf 7,189,

23

Page 7: İSAM Kütüphanesi - Veri Tabanıisamveri.org/pdfdrg/D00018/1988_8/1988_8_CANANI.pdf~ A.yetlerin satili beyaniarına göre, çocuk karşısında·· ta:kımlan bu taVır sadece ka-·

~~--~-~-~ ~-~~~~

l

1 Bnrada hatrrlatılması gereken bii grup 1iyet de çncuğun şeytana kar~ istiôz• ~ ve çocuk hakkında yapilacak duatarla alakalıdır: Hz. Meryem'i annesi doğur-

duğu zaman- şöyle dua eder: ;'Ben ona Meryem admı verdim, ben onu da soyunu da, kovulmuş~ şeytandan Sana sığındırırım" dedi" .(23).

BUyük evlad için yapılması gereken duaya Hz. İbrahim;in duası misal olarak kaydedilebilir: "Rabbim; bu şehri güvenli kıl, beni ve oğullarımı putlara tapmaktan uzak tı~t" (24)., ~- · · ·

Kur'an'da yapma~ız istenen duaları, hayatta elde-edilmesi gereken hedef­lerin ta'yin ve programı, biniienaleyh, onların ·Imsfılü için bizi, gerekli tedbir ve faaliyetlere bir sevk olarak anlarsak, bu duaların ne derece hayati bir iıktiviteye menşe oldukları anlaşılır.

İLERi YAŞTA ÇOCUK: Hz: Zekeriya ve Hz. İbrahimle aliilcalı ayetler, i ileri ·yaşta, erkek ve kısır durumda olan kadından da çocuk olabilecegini ifade

f etmektedir: Hz. Zekeriya'y~ melekler Hz. Yahya'yı müjdeteyince Zekeriya'nın

. cevabı şu qlur: r ı · "Ya Rabbim! Ben artık iyice kocamış, karım dakısırken nasıl olur oğlum o­

labilir?". Buna mukabil Cem'tb-ı _Halde "Böyledir, Allah dilediğini yapar" ceva­bını verir (25).

Hz. İbrahimle alakah duru~ da şöyle anlatılır: Hz. Lfıt kavmine gönderil~n melekler Hz. İbrahim'e uğradıkları sırada, kendilerine İshak ve Ya'kfıb'ri müjde­lerler. Bu haberi işiten lianım: "Vay başıma gelenler! Ben bir kocakarı, kocam da ihtiyar olmuşken nasıl doğurabi/irim? Doğrusu bu şaşılacak Şey": dedi. "Ey evin lıammı! Allalı'ın ralı~neti ve bereketleri üzerinize olmuşken, nasıl Al!ah'm işine şaşarsm? O, övülmeye layık tir, yücelerin yiicesidir" dediler." (26)

EVLAD FİTNEDİR

Kur'an-ı Kerim bir !asım ayetlerinde mal ve evladı övünme kaynağı, dünya :hayatını tezyin edip süsleyen bir nimet olarak ifade eder ve bilhassa evlad talebi için teşviklerde bulunurken diğer .bir kısım ayetleriyle de ısrarla mal ve evhidın. Allah'a yaklasmada yardımcı ol~adı_ğı, aksine bir "fitne" ve h~tta daha sarih . '-., . . .

ifadelerle "diişman" olduğunu ifade eder. Söz geli~ bir ayette:

"Ey imiin edenler! Sizi Bana yaklaştıracak olan ne mallarınıine de çocukları­mzdır" denir, (27) bir .başka ayette de:

(23) Al-i İmran 3;36.

(24) İbrahim 14,35.

(25) A!-i İmrıln 3,39-40; Hz. İbrahim.için bak. Hud 11,70-72.

(26) Hud 11,70-72.

(27) Sebe 34,37.

24

Page 8: İSAM Kütüphanesi - Veri Tabanıisamveri.org/pdfdrg/D00018/1988_8/1988_8_CANANI.pdf~ A.yetlerin satili beyaniarına göre, çocuk karşısında·· ta:kımlan bu taVır sadece ka-·

''JJ1allarimzm ve çocuklarınızın aslında bir fitne olduğımu ve büyük ecrin Aifalı ·katında bulunduğıinıı bilin" denir (28).

Şu ayette ise, daha sarih bii· ifade ile evladın düşman olquğu dile getirilir:

"Ey iman edefıleri eşlerinizin, ev!adlarımzm içinde halcikaten size düşman olanlar da vardır, ,o halde onlardan sakınm" (29).

İslam illimleri, bu ayetten, çocuklar islam -ter bi yesi ÜZ<;!rine yetiştirilmek sıl­retiyleHçocukJara karşı vazifenin ifa edilmemesi balinde onların dünyada ve bil~

hasssa- ahirette düşman olacaklarını anliı.rlar ve bu paralelde ge_niş açıklamalar ge­tirirler.

m. TERBiYE VEHEDKFLERİ

RABB VE TERBiYE

Çocuk deyince akla öncelikle terbiye geldiğine göre, kur'an-ı -Kerim'de "terbiye meselesi"niıı dalıa ziyade yer alması gerekir. Gerçel~ten. de Kur·an "da terbiye ile aliikaiı bahisler ve meseleler çoktur. Herşeyden önce Cenab-ı Hakk'ın ·kendisirii daha ziyade RABB ismiyle. tanıtması, Allalı'ın biı isminin diğer isimlere m~zara:n Kur'an'da daha çok tekerrür etmesi, Cenab-ı Halde'ın kendisini iliemierin Rabb'ı yani "idt!irecisi" ve "terbiyecisi" olarak taiutması bakımından ehemniiyet taşır. Kur'an'da 980 kere geçen Allalı isminden sonra 969 sefer geçen RABB ismi, ikinci sırada yer alır. Diğer n;ıeşhur isiinierden Ralımfm ve Ra/ıiln 172, Aliin 162, Gafılr 91, Basir 51, Kadir 45 yerde geçerler.

İlk S.ılre Fatiha'da Rabbü'l-t!ilemin olan Cenab-ı Hakk son sfıre olan Nas'da Rabbün'n-Nt!is'dır.

Bu durum çocuk terbiyesi açısından ehemmiyetli bir husUstur. Niteldm çocuk terbiyesi ile aiakalı bir çok mesele _Kur'an'da yer eder, mühimlerine dikkat çekeceğiz.

AİLE VE VAZİFELERİ

Kuruluşu: Kur'an ailenin kuruluşunu nikaha bağlar _ve bunun "lıoşa giden kadinlarla" (30) ve "ailelerinin izniyle" (31) olnıasını emreder.

Kadııı:uı Vasf'i: Nikah edilecek kadın mü'min olmalıdır. Güzellik, zenginlik, asaJet gibi hoşa giden vasıfları sebebiyle gayr-i müslim ·kadınla evlenilmemei.idir:

(28) Enliıl 8,27-28.

(29) Tegabün 64, 14.

(30) ~isa 4,3.

(31) Nisa 4,25.

25

Page 9: İSAM Kütüphanesi - Veri Tabanıisamveri.org/pdfdrg/D00018/1988_8/1988_8_CANANI.pdf~ A.yetlerin satili beyaniarına göre, çocuk karşısında·· ta:kımlan bu taVır sadece ka-·

. \

1 "(Ey mii'minler) miişrik kadınlarla, onlar imana gelinceye akadar evlenmeyin. i İlıanan bir cariye, hoşunuza gitse de putperest bir kadından d.alıa iyidir. İlıanma/arına .. i kadar, puta tapan erkeklerle mii'min kadınları evlendirmeyin. inanan bir köle, ı lıoşımuza gitmiş olsa da puta tapan' bir erkekten daha iyidir. işte onlar ateşe çağı-

rır/ar. Allalı ise izniyle Cennete ve mağfirete çağirır ve insanlara ibret atsınlar

. diye ayetlerini açıklar" (32).

Kur'an, ayrıca, .zani ve ablaksızlarla evlenmeyi de yasaklar (33).

Bu ısrarın sebepleri başka ayetlerde açıklandığı gibi (34) Hz. Peygamber'in (aleybisselaın) hadislerinde de tafsiHit verilir (35).

Kur'an olsun (36), hadis olsun (37) evlenıneyenlere, evienineeye kadar iffetli olmalarını enırederler~

Karşılıklı Haklar;. Vazifeler: Kur'aiı~ı Keflm. sağlam bir ailenin zaruri şartla­rından olan aile efradıİı.ın karşılıklı hak ve vazifelerini de açıklar: Baba reistir Vf' madd1 ·ki.ilfetlerden sorumludur (38).· Anne, evde oturacak (39) ve öncelikle ·çocuğunu eınzirip (40) ·diğer terbiye işlerine bakacaktır. Terbiyeden ına'dfıd ol­. ınayan işleri kadımn yapacağına dair Kur'anda hiçbir sarahat yoktur. isiarn fu­kahası bu dururodan hareketle; -başta çocuğa olmak üzere~ aileye ınütealiik. diğer bir kısım işlerin (yemek, teİllİZlik, çamaşır vs.) ve hizmetlerin kadına terettüp eden bir vazife, bir veeibe olmadığı hükmüne varmiş tır. "Kadının oiıkırı yapması diyaneien veeibe olsa bile kazaen veeibe olaniaz" derler. Bundan iıntina eden kadımn günahkar olmayacağım, kocanın bu hususta ısrar ve icbara hakkı olılla­dığıru Nevevi aynca kaydeder. Hanefi fukahası, süt eınzirıne işinin de anneye bir veeibe olmadığı, çocuğun hayati tehlike ile başbaşa kalma hallerinde annenin bunaicbar edilebileceği hü~üne varınıştır (41).

Aile Resinin Mes'illiyeti : Aile reisi, ailenin maddi ihtiyaçlarından olduğu ka­dar, ınanevi kurtuluşundan da sorumludur:: Şu ayet bu ınanevi sorumlUluğu açık

(32) Bakara 2,221.

(33) Nur 24,3.

(34) Nüh _71, 26-27.

(35) Müslim Rada 53; Tirmizi, Nikah 4; Nesi.ü, Nikah 10; Aliyyü'l-Kaari, Şerhu Aynii-ilm

ve· Zeyni'l-Hılm, Beyrut, 1352, l, 234. ·

(36) Nür 24,33.

(37) Buhari, Savm 10; Nikah 8. ·

· (38) Nisa 4, 34.

(39) A4zil.b 33,33.

(40) Bakara 2;233.

(41) Bak. İbnu Abidin, Reddi.i'l-Muhtar, Mısır 1272, 1,548;. Kasani, Bedai, Beyru~ , ·1972, 4,24;

Nevevi Şerhu Müslim Mısır, tarihsiz, 14,164-165.

-···--- -----·····----····

Page 10: İSAM Kütüphanesi - Veri Tabanıisamveri.org/pdfdrg/D00018/1988_8/1988_8_CANANI.pdf~ A.yetlerin satili beyaniarına göre, çocuk karşısında·· ta:kımlan bu taVır sadece ka-·

bir dille ifad~ eder: "Ey iman edenler! Kendinizi ve çoluk çocuğunuzu yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem ateşinden koruyun". ( 42).

Alimler bu ayetten, aile reisinin aile efradının terbiye ve tedbirinden sorumlu olduğu hükinünü çıkarmada ittifak ederler ( 43).

Kur'an-ı Kerim bir başka ayette yukarıdaki manayı te'yiden şöyle der: "De ki, gerçek hüsran sahipleri, kıyamet günü kendilerini de mensublarını da hüsrana uğratanlardır. Dikkat et ki bu, apaçık hüsranm ta kendisidir. Onların. üstlerinde ateşten tabakalar, altlarmda ateşten tabakalar va/'dır" (44). Bu ayet, az bir farkla Şura suresinde de tekerrür eder (45).

ÇOCUKLAR ARASINDA EŞİTLİJ}.: Kur'an ebeveynin eviadiarına karşı : takip edeceği terbiye esashrını beyan ederken bilhassa eşitlik üzerinde durur. Buradaki. eşitlikten hem kiz Çocuklarla erkek çocuklar arasındaki eşitlik, hem de

· büyük-küçük, kız-erkek bütün çocuklar arasındaki eşitlilc anlaşılacaktı.t. Kur'an bu hususu teşri ederken cahiliye araplarının kız-erkek ayırımını kinamak·suretiyle ( 46) yaptığı, gibi, bazan da erkeği de dişiyi de dilediği şekilde Allah'ın yarattığuiı ifade etmek·· sfuetiyle yapar ( 47).

Kur'an'da ısrar edilen eşitlik, lpşinin ihtiyarı dışında kalan sevgi, nefret gibi kalbi arnellerden çok zahire akseden mfl,ddl davramşlarla alakalıdır. Hz. Peygam­b,er (aleyhisselam) bunu; ;'öpiicüğe vanizeaya kadar dışa akseden her şeyde eşitlik" şeklinde tasrili etmiştir . .( 48).

NAFAKA VAZİFESİ

Aile reisininri.ıühim bir mes'uliyeti, aile efradımn ve hususen çocukların maddi· ihtiyaçlarıyla ilgilidir. Kısaca "nafaka" denen ve ailenin mesken, gıda ve giyim ihtiyaçlarına . şamil olan bu vecibe, babanın imkanına ve örfe uygun miktarda olacakur. Baba yok ise veya bu vecibeyi yerine getirmekten aciz durumda ise, "·verasetteki sıraya göre" gücü yeten bir diğer akraba nafakadan sorumlu tutulur. Kur'an-ı Kerim bu bahsi, birbirini tamamlayacak şekilde iki ayrı ayette ele alır (49).

Çocuğun, bakacak. kimsesi olmadığı takdirde -ki lakit denen buluntu'nun durumu böyledir- ona bakmak devlete veeibe olur (50.)

(42) Tahrim 66,6. · (43) Bak. Razi, Tefsiru'l-Kebir, Kahire, tari.hsiz, 24,31; Zemahşeri, Keşşaf, Beyrut, tıirihsiz,

4,128; İbnu Kesir, Tefsir, Beyrut; 1966, 7, 58-59. (44) Zümer 39,15. (45) Şma 42,45. · (46) Nahl 16,57-59; Zuhruf .43, 16-18; Saffat 37, 153-155. . (47) Zariyat 51, 49; Ra' d 13,3; Nebe' 78,8; Rilrn 30,21; Necm 53, 45-46; Şilra 42, 49-50. (48) Münavi, Feyzu'l-Kadir, Beyrut, 1972, 2, 297; 4,84: (49) Bak. Talil.k 56,6; Bakara 2,232. . . (50) Ebu, Bekr İbnu'l-Arabi, Ahkamıi'l-Kuran, İvıısır, tarhsiz, 1,327; İbnu Abidin, a.ge.e. 3,314.

--:::::----

Page 11: İSAM Kütüphanesi - Veri Tabanıisamveri.org/pdfdrg/D00018/1988_8/1988_8_CANANI.pdf~ A.yetlerin satili beyaniarına göre, çocuk karşısında·· ta:kımlan bu taVır sadece ka-·

DiNi TERBiYE

Kur'an-ı Kerim, aile resinin ·nafaka ile atakalı veeibesine brrkaç ayette:temas . ederken, dini terbiyesi ile alakah meselelere pek çok ayette yer verir. Ehe:trimiyetine binaen bunun üzerlııçie bir!l.z daha :faZla duracağız:

DİNDAR OLMANIN EHE~TİNİ BELİRTMEK: Bu mevzuda. Hz. İbrahim ve Hz. Ya'kfıb'la alakah ayeti kaydedebiliriz: "Rabbi o1ia: "(kendini hakka) teslim et" dediği zaman o: "Alem/erin Rabbına teslim oldum" demişti.

İbrahim bunu oğullarına da tavsiye etti. (Toı·unu) Ya'kub da (öyle yaptı): ''Ey oğullarmil Allalı sizin için (islam) dinini beğenip seçti. O halde :siz de ancak müslümanlar olarak can verin'; dendi" (51) ..

j DİNİ YAŞAYABiLECEK YER SEÇMEK: Muhltin insan üzerindeki menfi te­ı . siri sebebiyle, iille reisi öncelikle ailesinin yaşaması için seçeceği yere dikkat et-. 1 melidir. Din.yaşanamadıktan sonra her Çeşit konforu haiz olan yerde yaşanma-:: 1 malı, hicret etmelidir, hicret etmeyen sorumludur (52); Aksine din tam olarak

yaşanabilecek yer maddi imkanlarının darlığına rağmen. tercih edilmelidir. Hz. İbrahim'den kaydedilen örnekte "ziraate elverişsiz olmasına rağmen" dini müla-hazalarla çocuğunu Mekke'ye yerleştirdiği ifade edilir (53). .

DİNİ BİLGİLERİN ÖGRETİLMESİ: Hz. Lokmai:ı, Hz. İbrahim ve Hz. İsmail'den kaydedilen örneklerde çocuklara tevlıid. inancı gibi akideye giren e­esaslardan başka, namaz, zekat gibi i_badat, emr-i bilma'rfıf nehy-i anilmünker, tevazu gibi ahlakiyatın da . telkin edildiğini görmekteyiz: "Lokman oğluna

öğüt.vererek: "Ey oğulcuğum! Allalı'a eş koşma, doğrusu eş koşmak biiyük zulüm-. . dür''· demiŞti ... Lokinan: . "Ey oğulcuğum! İşlediğin şey bir lıai·dal danesi dğrrlığın­ca olsa da, bir kayanın içinde veya göklerde yô.lıut yerin derinlifderinde bulwısa,

. Allalı onu getirip meyd.ana kor. Doğrusu Allah latiftir, lıô.br;rdctrdrr. Ey oğulcuğum namazı krl, uygun olanı huyurup fenalığı önle, lıaşzna gelene sabret, dof{rusu bunlar, azmedilmeye değer işlerdir. İnsanları küçiimseyip yüz çevirme, yeryiiziinde böbiirlenerek yürüme. Allalı kendini. beğenip övünen hiç· ki11ıseyt şüphesiz sevmez. Yürüyüşünde tabii ol, sesini kıs. Seslerin en çirkini şüphesiz me~·kebbı sesidir" (54).

Ayrıca · namazın öğretilmesi ve hiçbir bahane ile· bırakılmaması. da eınredil­miştir: "E/ı/ine namaz kılmalarını emret, kendin de onda devamlı oL Biz senden rızık istemiyoruz, sana rızık verf!n biziz ... " (55).

(51) Bakara 2, ı32.

(52) Nisa 4,97, 100

(53) İbrahim -14,37.

(54)Lokman 31,13, 16-19; İbrahim 14,40; Meryem _19-55 . . (55) 'ra-Ha 20, 132. ·

28

1!.81' ..

Page 12: İSAM Kütüphanesi - Veri Tabanıisamveri.org/pdfdrg/D00018/1988_8/1988_8_CANANI.pdf~ A.yetlerin satili beyaniarına göre, çocuk karşısında·· ta:kımlan bu taVır sadece ka-·

. - .

Bfrinci ayette, . bir kısım hakikatierin ço~uklara anlatılmasında, önların iyi tam­dığı hayvanlarla ilgili teşbihlerin müessiriyeİine delil çıkarabileceğimiz gibi, bu sonuncu ayetten de -Ceı::ıab-ı hakk'ın bizden rızık istemiyeceği açık olduğuna

göre.: "çoluk çocuğun lıelal rız!anı kazanıyorum" gibi bahaneleri namaz öğretimi veya bizzat kılma gibi işleri ifaya balıane yapmamak gerektiğini anlamaktayız.

DİNİ İRŞADDA iTAAT VE HİYERARŞİ: Dini terbiye ile- alaka-lı olarak -Kur'an'da yer eden bir husus burada hatırlatmaya değer. O da, dine uymayan emirlerde itaat meseJesidir. Bir kısım ayetleriyle dünyevi mesailde anne-babaya -karşı itaat ve saygının azamisini emreden Kur'an-ı Kerim dini mesaile uymayan emirlerinde anne babaya itaat etmemeyi emreder ve bu emri iki ayrı yerde tekrar eder: "Biz insana, anne ve babasına karşı iyi davranmasım tavsiye ettik._ (Ancak) eğer, mia baba, seni bir şeyi, köril körüne Bana ortak koşman .için zorlar/arsa, o zaman onlara itaat ·etme; Döniişiiniiz banadır, yaP,tıklarınızı size bi/diririm" (56).

HİYERARŞİ'ye gelince, biı da, h et ne kadar terbiyeden baba soruınlu ise de, aile efradmdı:i.n bilenin, bu sorumluluğu derühte etmesi gereğidir. Zira Hz. İbra­lıimle ilgili örnekte, onun, ililevi hiyerarşiyi düşünmeden, babasını Hakk'a çağır­dığını görmekteyiz:" Kitap'taİbrahim'i de an. Çiin!di o, sıdkı bütün bir peygamberdi.­Bir vakit o, babasma ·şöyle demişti: "Ey babacığım, işitmez, görmez, sana hiçbir faidesi olmaz şeylere niye tapıyorsun? Ey babacığım, bana muhakkak ki, sana gel­meyen bir ilim gelmiştir. O halde bana uy da seni doğru yola çıkarayım. Ey baba cığım şeylana tarıma. Çünkü şeytan Ralıman olan Aallah'a- asi olmuştur. Ey bciba­cığım doğrusu sana Ralıman katından bir azabm gelmesinden korkuyorum ki böylece şeytanın dostu olarak: k:alırsın" (57).

Bu ayetlerin devamında, aiJev1 irşadda uyulması gereken nezaket örneği

de verilmektedir. Zira Hz. İbrahim, irşadım kabUl etmeyen, üstelik "taş/ama te!ıdidi"nde de bulunarak "uzun müddet gözden kaybolmasını'' söyleyen babasına şöyle der: "Sana selam olsJm, senin için Rabbim'den mağ1jiret dileyeceğim, çünkü bana karşı lütıifkiirdır. Sizi Allah'tan başka taptıklarınızia bırakıp çekilir, Rabbime yalı·armnz" der. (58).

EBEVEYNE TERETTÜP EDEN: GAYRET GÖSTERMEK.

Kur'an~ı Kerim'in bir lasım ayetleri değerlendirilince dini irşad _lıusufısunda ebeveyne terettüp eden soruınlulukla peygambere terettüp eden soruınluluk ara­sında benzerlik olduğu görülür. Yani nasıi ki, peygamberler sadece tebliğle yüküm­lüdür, bunu yaptıktali sonra insanların kabfıl edip etmemelerinden soruınlu

(56) Ankebfıt 29;8; Lokmil.n 31,15.

(57) Meryem 19,47-48.

(58) Al-i İmran 3,20; Maide 5, 92; Ra"d 13, 40;Nahl 16, 35; 82; Nur 24, 54; Ankebüt 29, 18; Yasin 36,17; Şura 42, 48; Teğabün 64, 12;. Gayiye 88, 21-22.

{. 29

Page 13: İSAM Kütüphanesi - Veri Tabanıisamveri.org/pdfdrg/D00018/1988_8/1988_8_CANANI.pdf~ A.yetlerin satili beyaniarına göre, çocuk karşısında·· ta:kımlan bu taVır sadece ka-·

tutulınuy()rlar, ebeveyn de öyle.- Bu konuda bütün peygamberlerin tabi olduğu müşterek prensip Kur'an'da pek çok tekrarla şöyle ifade edilir: · "Peygamberlere dü§en sddece tebliğdir" (58). Hatta Hz. Peygamber (aley­hlsselam) kendisine hiç inananı. btilunniayan tebliğ sahibi "peygamberler"in gelip geçtiğini haber ·verir (59). Demek hiç kimsenin inanmamış olması, onların "peygamberliğine", peygamber vasfını, bu vasfın derpiş ettiği makam ve ücretleri

- almasına mani olmamıştır.

r Babaların durumunun da böyle olacağını, yani bir baba hakkı ile, sünnette 1\ göstePl.en şekilde, öğretme ve terbiye vazifesini ifa ettikten sonra evJadı, yan_ çiz-

diği takdirde ondan soruınluluk kalkacağım Hz. Nfıh ve Hz. Lfıt (aleyhimasse-, l lam) ile alakah ayetlerden anlıyoruz. Söz gelimi, "gece- ve gündüz", "gizli ve açık

1 tebliğde bulunan Hz. Nuh'un (60), aynı gayreti kendi çocukları için fazlasıyla

r göstermiş bulunacağı açık iken, net!cede oğlu ve bir kansı. kafirlere katılıyor ve

1 _seller arasıuna boğulanlardan oluyor (61). _ . ·

l Kur'an:ıKerİm, ebeveynin gayretlne rağmen küfründe devam edeceklerin kı-l yilmete kadar- devam edeceğini iffide eder (62). -

MESLEK ÖGRETİMİ ·

Mesleğe Hazırlayan Dispozisyonlar: Kur'an-ı Kerim, mesleki terbiye ve for­masyon mevZııunda, dini terbiye mevzuunda olduğu kadar açık ve ısrarlı görünmez, hele teferruata hiç girmez. Ama bu meseleyi ihmal de etmez. Bu mevzuda kesin­likle söylenecek husus şudur: Mesleki öğretim ve formasyqnu netice verecek pek~ok dispozisyona Kur'an'da yer verilmiştir. İçtimai hayatın ilca~tı ile herkesin · ister istemez uyacağı biizı roadeli emrivakiterin müsbete olan yönlerini Kur'an-ı Kerlın göstermekle bu söylenilen dispozisyonlan hazırlamış oluyor. Sanki tama­men dini, tihrevi bir maksadla mü'minden bir takım şeyler talebedilmektedir; ancak bunların ifası müsli4nanı bir meslek siihlbi .olmaya ve. bir meslek icta et­meye ve çocuğunu bir meslek üzere yetiştirmeye sevk ve mecbur etmektedir. Şu halde doğrudan mesleğe sevk ve teşvik eden: ayetler bu sebeple yoktur, gerek de y~ktur. Şiriıdi, bU: dispozisyonlar nelerdir, onları be~tm~ye çalışalım:

RIZIK- HELAL VE TEMİZ OLMALIDIR: Bu mevzu üzerine gelen bir. çok ayetten biri -şudur: "Ey Peygamberle;~ temiz 9eylerden yiyin ve salih cnneller

! i§leyin, doğrusu Ben yaptığmizı- bilirilJı" (6.3) Bir başka ayet de şöyle: "Ey iman i edenler, size rızzk olarak verdikterimizin .femizlerinden yiyin (64). · _ 1 -. . . . - . .

\<59) iv.t:üslim, İman 374. !(60) Niıh 71, 5-8 .. 1 (61) Hiıd 11,43: 11(62) .Abkaf 46, 1718. (63) Mü'm"niln 23,51. i(64) Bakara 2,172. i

Page 14: İSAM Kütüphanesi - Veri Tabanıisamveri.org/pdfdrg/D00018/1988_8/1988_8_CANANI.pdf~ A.yetlerin satili beyaniarına göre, çocuk karşısında·· ta:kımlan bu taVır sadece ka-·

Hz. Peygamber bu ayetleri açıklar mahiyette olmak üzere en temiz, eİı hayırlı rızlruı kişinin kendi eliyle kazandığı rızılc olduğunu söylemiştir: (65) .

. İNSANLAR BİRBİRLERiNi ÇAIJ$TIRACAKTIR: .Şu ayet, insanların rizık yönünden farklı mertebelerde yaratıldığını, bundan da maksadın birbirlerini "ÇALIŞTIRMAK" olduğunu beyan eder: "Rabbiiıin rahmetini onlar mı taksim edip paylaştırıyorlar? Dünya hayatında onların geçimlerini aralarında biz taksim ettik. Birbirlerine iş gördürme/eri için kimini kimine d_erecelerle üstün kıldık'' (66). . .

Birbirlerine iş gördürme esasına dayandırılan rızık te'mini için her hai u kar~ da bir meslek öğrenimi ve öğretimi şarttır.. ·

HELAL RIZIK GAYRET ESERİDİR: Şu ayet, kişiye ıielal olarak, gayrç:­tiyle kazaiı:dığım göstermektedir:. "İnsan için çalıştığından başkası yoktur" (67).

DÜNYA İÇİN TALEB DE EMREDİLlVÜŞTİR: İslam dini, bütün gücüyle insanlarda ahiret düşüncesini hakim kılmak ister ve ona hayatım bu düşüncenin· te's'iri altında tanzim etmeyi emredcrsc de, dünyayı ihınali enıretınez. Dünyanın da, imar edilmesini· ister ve kişiye: (68) "Dünyadaki payını da unutma" der. Sadece dünyayı talebetmek veya :sadece ahireti talebetmek istenmez; ikisi beraber istenecektir: "Rabbimiz! Bize dünya­da ver'' diyen insanlar vardır. Öylesine, ô.lıirette bir pay yotktur. Rabbimiz! Bize dü-rıyada iyiyi, ahirette de iyiyi ver, bizi ateşin azabından koru" diyenler vai·dır. !şte onlara kazançlarından-ötürü karşılık vardır, Allah lıesafibı. çabuk görür'' (69).

· Şu halde, Kur'an-ı Kerim'de "çocuklarınıza bir de meslek ağretin" şeklinde . emir yoksa da helal yemeyi emreden, dünya için de çalışmaya teşvik eden çok sayıdaki ayetlerden bu mana kendiliğinden çıkmaktadır.

çoclJ:KLAıuN MADDi İSTİKBALİ DÜŞÜNÜLMÜŞTÜR: Yukarıda da kaydedilen umumi dispozisyonlar dışında, bizzat çocuğun dünY,eVI istikbalinin te-'­ınln ve garantiye alıninası için başka redb1rler ve emirler de söz konusud)ll'. Ancak bu hususları, YETİM'Ie atakalı balıiste belirtmeye çalışaçağız .

. ÇOCUKLARıN MESLEGİ MESELESiNDE YÜKSEK İDEALLER VERİL-MİŞTİR .

Kur'an-ı Ker!m'de, çocukların maddl istikballeriyle alakah olarak dikkati­mizi. çeken bir husus, bir orijinalite, meslek mevzuunda ·.yüksek idealler vermiş

(65) Bubari, Büyu 15; Müsnedu Ahmed 4,141.

(66) Zuhruf 43,32.

(67) Necm 5Ü9.

(68) Kasas 28,77.

(69) Bakara, 2, 200-202.

31

Page 15: İSAM Kütüphanesi - Veri Tabanıisamveri.org/pdfdrg/D00018/1988_8/1988_8_CANANI.pdf~ A.yetlerin satili beyaniarına göre, çocuk karşısında·· ta:kımlan bu taVır sadece ka-·

olmasıdır. Daha önce de temas ettiğimiz gibi, sarih bir meslek· emri yoksa da, mesleki bir tevcihe işareten deliilet eden ayetler var ve bunlarda da yüksek ideal­ler verildiği dikkat çekmektedir; şöyleki:

Lİdeal bir mü'minin onbeş kadar vasfının beyan edildiği bir pasajda, bu ide­al vasıflardan biri de, arkadan gelecek zürriyetin İstilchali için Cenab-ı Hakk'tan talebde bulunmaktır:. ;'Onlar :·Rabbimiz! Bize eşlerimizden ve çocuklarımızdan gözümüzün aydınlığı olacak insanlar i/ısmi et, bizi MUTTAKİLERE İMAM (ÖNDER) YAP" derler" (70).

2. Hz. İbrahim'in Hz. İsmail'le birlikte yaptıkları dua da bu mealde: "Rabbi­mit! İçlerinden onlara Senin fıyeilerini okuyan, Kitabı ve Hikmeti öğreten onları lıer kötülükten arıtan bir peygamber gönder ... " (71).

3. Yine Hz. İbrahim, Cenab-ı Hakk'ın: "Seni insanlara önder kılacağını" . hitabına mukaabeleten: "Soyw1ıdmt-da" der(72).

İslam alimleri, çocuklara öğretilecek meslek h.ususunda şu prensipte ittifak ederler: "Baba, çocuğwıa, k:encli mesleğinden dalıa düşük durumda olan bir meslek 'öğretmemelidir. Ya dalza ali bir meslek öğretmeli, ı·eya ?ll azmdan ke1idi mesleğine · denk bir meslek öğretmelidir" (73). .

CİNSİ TERBiYE

Çoculdarın terbiyesine taalluk eden balıisierden bilhassa cinsi terbiye'yi doğ­rudan ilgilendiren ayet yok gibidir. Aı:ıcak, tesettür ve aile içi mahremiyetin mu­hafazasın! gliye edinen iki ayette isti'zt1n prensibi vazedilirken, hususan çocukla-" rın zikri, buiki ayeti cinsi terbiye istikaametinde yorumlamamıza imkan vermek­tedir:

1- Tesettür ayeti: Kadınların süslerini kimlere karşı açabilecekleri tadad edilirken şu ifadeye de yer verilir: mealen: "Kadmların malırem yerlerini lıeniiz anlamayan çocuklar" denmektedrr (74). Ayette "bulfığ" kelimesi kUllanılmadığı

. gibi, buna delalet eden başka bir tabire de yer verilmemektedir.

Şu halde, belli bir yaştan ziyade, belli bir fiziki seviyeye ulaşma mevziıbahs olmaktadır. Alimler, burada küçüklüğü sebebiyle kadınların ı;ı.vretlerini tasavvur edemeyen ve ne. olduğunu anlamayan veya çirkin güzef arasını tefrik edemiyen,

(70) Furkfuı 25, 74.

(71) Bakira 2, 127-129.

(72) Bakara 2, 124.

(73) Bak. Şerbini, M:uğni'I-Muhtfıç, Mısır, 1958, 3, 458; Üstrfışeni, Abkfu:nu's-Sığar, Mısır,

1301; ı, 215-216.

(74) Nfır 24,31.

32

Page 16: İSAM Kütüphanesi - Veri Tabanıisamveri.org/pdfdrg/D00018/1988_8/1988_8_CANANI.pdf~ A.yetlerin satili beyaniarına göre, çocuk karşısında·· ta:kımlan bu taVır sadece ka-·

· kadıİlların yürüyüş, konuşma ve~hareketlerinde mevcut olan kadınlara has ince­likleri tefrik edemeyen çocuğun kastedildiğini ifade ederler. Çoc'\lk mürahıklık yaşına yaklaşmadıkÇa bu duruma gelmiyeceğini de kaydederler. (75).

Şu halde cins! terbiyenin daha ciddi şekilde başlaması bu yaştan itibaren olacaktır. Hz. Peygamber'in (aleyhisselam): "On yaşına basınca çocuklarm yatak· larını ayırın" (76) meatindeki emri bu ayeti daha da açıklığa kavuşturur ..

ı.: İsti'zan A}eti: -Ev' içi mahremiyetin korunmasİnı emred~n söz konusu a­yet, .cinsi terbiye mevzuuna girebilecek ikinci ayettir. "Ey iman edenler! Ellerinizin altın la olan köle ve eliriyeler ı'e sizden henüz bülılğa ermemiş. olanlar, sabah nama­zından önce, öğle sıccağmda soyunduğunuzda ve yatsı namazından sonra yamiııza gireceklerinde üç defa izin istesinler. Bunlar sizin açtk bulunabileceğiniz üç vakittir. Bu vakit/erin dışında birbirnizin yamna girip çıkmakta size de, onlara da bir sorum­luluk yoktur. Allalı size ayetlerini böylece açıklar, Allalı alimdir, hakimdir" (77).

3- Büyükterin İsti'zam: Bir diğer ayet billlığa eren bütün ferdlerin, aile içe­risinde birbirlerinin odasına girerken izin talebetmelerini emreder: "Çocuklarmız bii/riga erdiklerinde bi(i·!iklerinin izin istediği gibi onlar da lıer dejasmda izin istesin­ler" (78).

Son iki ayette Kur'an-ı Kerim, doğrudan doğruya çocuklara hitabetmeksizih, · çocuklarla ilgili bir emir vermektedir. Böyle: yapışı, onların henüz mükellef ve teklife mahal olmayışlarındandır. Her çeşit adabı ve hatta farzları onlara büyükleri öğretecektir. Müfessirler, .burada "ey iman edenler" tabiriyle erkek ve kadın her iki cinsin de kastedil_diğini belirtirler. Çocuklar için de durum aynıdır, kız veer­kek her ikisi de maksuddur.

Ayetler, ayrıca, müslüman ailenin yaşayacağı meskenin oda sayısı hakkında da temel bir fikir verir: En az iki oda olması gereken müslüman meskeni, içinde. yaşayacakların sayısına ve diğer durumlarına göre üç, dört ... odalı olmalıdır.

Dolayısiyle ayetler, bize, mesken planlamasında "çocuk unsurunun" göz önüne alınmasını bilişare amir olmaktadır. .

CİNSİ _TERBİYEDE AYIRIM: Kur'an-ı Kerim'de öğretinıle alakalı balıis­lerde kız ve erkek arasında bir tefrik görülemez; binaenaleyh ayetlerde gelen hükümler her iki cinse _de şanıildir. Ancak, cinsi terbiye hanesine dahil edeceği­

. miz bazı bilgilerin kadın ve erkek her iki cinse de ayrı ayrı hitab edilerek verilmiş

(75) Bak. Razi, a.g.e. 23, 209; İbnu Kesir, a.g.e. 5, 92.

(76) Ebu Diiviıd; Saliit 26; Müsnedu Ahmed 2, 180, 1R7; Müniivi a.g.e. 5, 521, Heysaıni, Mec;·

ma'u'z-Zeviiid, Beyrut, 1967, 1, 294; Diirakutni, Sünen, Medine, 1966 1, 230.

(77) Nur 24,58 .•

(78) Nfır 24, .59.

33

Page 17: İSAM Kütüphanesi - Veri Tabanıisamveri.org/pdfdrg/D00018/1988_8/1988_8_CANANI.pdf~ A.yetlerin satili beyaniarına göre, çocuk karşısında·· ta:kımlan bu taVır sadece ka-·

olmasından, en azından .bu çeşit b~gilerin verilmesinde cinslerin ayrı ayrı ele alın­ması gereğine bir. işaret olabilir. "Ey Muhammec/! Mü' min erkeklere söyle, gözle­rini bakılması yasak olandan çevirsinler; mahrem yerlerini korusimlar ... Mii'min kadınlara da söyle Gözlerini bakılması yasak olandan çevirsinler, iffetlerini korusun-. . . . .

lar,- süslerini kendiliğinden görünen lasmı miistesna, açmasınlar ... " (79} .

. · OYUN-EGLENCE

.Kur'an-ı Kerim'de "oyun" manasma gelen "la'ib" kelimesi ile bu kökten türeyen fiilierin kullanılışında büyük bir hassasiyet görülmektedir. Bu kelime, büyükler hakkında (80) veya "aldatİcı" olduğu belirtilen ''dünya h~yatı"~ tavsifi sadedinde {81) veya malılukatın bir eğlence olsun diye )'iratılm.adığıru beyan malesadlarıyla (82) ·kullanılır ve: lier defasında tezyifi (pejoratif) bir· mana

·taşır. Hiç birinde oyunu te'yid eden, tasvib ve ona teşvik eden müsbet mana gö-rülmez. ·

. Ancak, çocuklar hakkında müsbet manada· kullanılmıştır: Hz. Yusuf için hile ·.hazırlayan kı:ırdeşleri babalarına: "Ey babamız; biz Yı1suf'a karşı lıayıl'hah oldu­g;uiu;z lıalde O/iii niçin bize e;nniyet etmiyorswı. Yarın O/lll bizimle berazer gönder.

· de gezsin, oynasın biz onu her halde koı'uruz" dediler (82).

Bir peygamber olı:in babaları Hz. Ya'kub "oynamasına diıir teklifi" reddet­miyar, ancak endişesini dile getiriyor: "Onu götiirmeniz beni üzüyor, siz farlana varmadan onu kurdım yemesinden korkarım" der (83) .

.Ayet, çocuklar haklanda "oyun"un cevazını ifade etmekle kalmaz,· oyun sırasında çocukların emniyetiİıin ·düşünülmesi gereğini ve ayrıca çocuklarm kurt­la korkutulmasının eskiliğini de ifade eder.

Çocukların oyun. meselesi, Hz .. Peygamber'in (aleyhisselam) hadislerinde teferruatlı olarak· ele alınmış, faydalı olan herçeşit oyun: ve oyuncakların tec~­zinden başka "Çocuğu olan onunla çocuklaşsııı" (84) hadisinde ifadesini bulan ayrı bir terbiye va sı tası kılınmıştır.

TERBiYE YAŞI

Terbiyeyi ilgilendiren mühim meselelerden biri de terbiye yaşı ile alakalıdır. Normalde ailenin sorı,ımluluğuna düşen terbiye billfiğ çağına kadar olan terbiye-

(79) Nür 2, 30-31.

(SO) Tevbe 9,65; Milide 5, 57, 58; En'fun 6, 70; A'rll.f 7, 51; Enbiya 21,55; Zuhrıif 43, 38; Mearic 70, 42. ·

(81) En'fun 6, 32; Ankebilf 29,64; Muhammed 47, 36; Hadid 57; 20 ..

(82) Enbiya 21, 16; · Duhan 44, 38.

(83) Yusuf 12,11-13.

(84) İbnu Hamza el-Hüseylli, el-Beyan ve't-Ta'rif, Haleb, 1329, 2~ 228.

34

. - .--·~----~. --

. • •' .

Page 18: İSAM Kütüphanesi - Veri Tabanıisamveri.org/pdfdrg/D00018/1988_8/1988_8_CANANI.pdf~ A.yetlerin satili beyaniarına göre, çocuk karşısında·· ta:kımlan bu taVır sadece ka-·

. dir. Kur'an-ı Kerim;d_e de İcüçül,dCen yapılacak terbiyeye temas edilir: ;'Ey Rab­bim! J(üçükken beni terbiye ettikleri gibi ;en de onlar~ merhamet et" -(85)~

Hz. Peygamber (aleyhisselam) küçüklükte öğrenilen bilginin "taş fizerine nalaş" gibi olacağını qeyan etmiştir (86). B~ylece terbiyede "mümkü1! mertebe erken" prensibini koyan Hz. 'Peygamber'in (aleyhiss~lam) yeni doğan çocuğun kulaldarına ezan ve ikaamet okuması (87), konuşmaya başlar başlamaz Kur'an' dan parçalar ezberletmeye başlamıı.sı (88) bu koııudaki fiili sünnetine dikkat çekici

· delillerdir. .

küÇÜK YAŞTA HİKMET : Kur'fui, çocukların, doğuştan hiçbir ilinıle mücehhez olarak gelmedilderini (89) ifade etmekle birlikte istisnai de olsa bazı ferdierin küçük yaşta "hikmet" sahibi olabileceklerini, bazı peygamberlerden örnek vererek ifade eder. Kur'ani örneklerden biri Hz. İs§:; digeri Hz. Yahya'dır. Hz. İsa'nın daha ·"beşikte iken konuştuğiı" (90), Hz. Yahya,'nm ise "çocukken ·Jıükme" (91) yani "hikmet, ilim ve nubiivvet"e ,(92) mazhar olduğu ifade edilir. · Hz. Yahya'mn kendisini oyuna çağıran çocuklara, daha sekiz yaşlarında iken ''Ben oyun için yaratılmadım'' şeklinde haklinane cevap verdiğini Hz. Peygamber hikaye etmekteilir (93).

Erken tedris prensibinin, bir zamanlar İslam ilieminde . muesseseleŞip, üstüıi kaabiliyetlerin erkenden parlamasım sağladığını göstermek için İbnu Sina, Süfyan İbnu üyeyne, İmam Şafii, Bu!ıari .gibi üni,i gtinümüze kada~ gelen büyüklerin, bugün için inanılınayacak kadar erken yaşlarda, kendi salıalarında ilmin zirvesine ·çıktıklarını belirtmek Icafidir. ~itelcinı, İstanbul fatilıi Fati/ı Sultan Mehmed Han da askerlilc ve idare sahasında erken_yaşlarda fevkalade yetişmişliğin bir baş-

· ka misalini teşkil etmektedir.

ÇOCUKLA İSTiŞARE : Kur'an~ı Kerim'de anlıitılan, Hz . .İbralıimle Hz. İsmail arasında geÇen kurban vak;ası; şahsını ilgilendiren meselelerde "çocukla istişfire"nin meşruiyetine işaret eder: Zira Hz. 'ibtalıim rü'yasım onüç yaşlarında olduğu belirtilen (94) oğlu İsmail'e anlatarak "Bir. düşün ne. dersin?" diye fikrini sorar (95).

(85) İsra 17, 24. (86) Heysemi, a.g.e. 1, 125. (87) Hakim, el-Müstedrek, Beyrut, 1335, 3, 179; Tirmizi, Edalıi, 17; Ebu Davud, Edeb 108. (88) İbnu Ebi Şeybe, Musannaf, Haydarabad, 1966; 1, 348; Abdurrezzak, Musannaf, Beyrut,

1970, 4, 334. . (89) Nah~ 16, 78. (90) Meryem 19,29-33. (91) Mecyeın 19,29-33. (92) Razi, a.g.e. 21, 191. (93) Münavı: a.g.e. 4, 28-29; İbnu Kesir, a.g.e. 4, 442. (94) Razi, a.g.e. 26, 152. (95) Safrat 37, 102.

35

Page 19: İSAM Kütüphanesi - Veri Tabanıisamveri.org/pdfdrg/D00018/1988_8/1988_8_CANANI.pdf~ A.yetlerin satili beyaniarına göre, çocuk karşısında·· ta:kımlan bu taVır sadece ka-·

\

Keza, yedi yaşlarında olan (96) Hz. Ytısuf da kendi rü'yasım babasına anlatmış, ~ahası da onu ciddiyetle dinl~yip tabir etmiştir (97). · 1 .

1 Hz. Ömer'in gençleri de dinlediği, çocuk yaşta olduğu için itirazlara sebep ~lan-İbnu Abbas'ı büyüklerio katıldığı İstişare meClisine aldığı meşhurdur (98).

1. KÜÇ?K .~vii~İR? Burada, islam alimlerinin "kii~ük;, mev~uundaki -~~anaat .. fe telakkilerını belırtmede fayda v~r. Hz. Peygamber'ın ehemmıyet verdıgı "Bü- . rüğe hürmet"' "küçüğe merhamet" gibi prensipierin anlaşılması sadedin pe is­am alimleri, büyüklükte ölçüyü her seferinde. "yaş" olarak görmemişlerdir. Bir­~~k durumlarda şüphesiz yaş~a büyüklük esas olmakla birlikt~ bazı durumlarda !im ve makam'ca büyüklük esas alınmıştır. Hakiki ilim sahibinin, yaşı ne olursa· ı . ?lsun "büyük", cahil kinisenin de pir-i fani bile olsa "küçük", keza kendi re'yi fe hareket edip Selef'i dinlemeyenlem de "küçük" olduklarını ifade etmişlerdir '99). . 1 . .

1 GENÇLER V1_!: TE~LiG: Gençlerle ilgili ~larak Kur'an'da gelen iki hususun Jalıa burada açıklanması uygundur: ·. . .

ı · ı~ .Bütün peygamberlere (100) karşı çıkıp küfürde direnenler'in ittifakla mllandıkları bir tabir: "Biz babalarımtzı hangi cfin üzere buldu isek ondan ayhl-~ıayız" cümlesi olmuştur (101). . 1 . . - .

J ·Bu cümle yaşını başını almış, artık sözü dinlenir duruma gelmiş kiihtil'ün lözü olsa gerektir. · .

1 2- Cemiyetin Küfre ri:ıüstenid .an'anesine karşı gelen ilk mürninler "ge~çler" fir. Kur'an bu hususla alakah olarak birkaÇ örnek kaydeder: a) As!ıtlb-ı Kehj, fcen~iyetleı:inin dinsizliği _sebe~iyle" (102) mağ~r~ya iltica_ eden '_'~irkaç genç" en ıbarettır. "Genç" kelımesı onlar hakkında ıki kere te:(rar edılir (103). ı· . . . . . ~ b) KaYınİnin putperestliğine isyan eden Hz. Tbrahim'in de "genç" olduğu fYette bilhas:,a tebarüz ettirilir: "O şöyle dedi: "Hayır; Rabbiniz, göklerin ve ye-. lin Rabbidir ki onları O yaratmıştır. Ben de buna şahitlik edenlerdenim" Allaha /emin ede. rün ki, siz ayrıldıktan som:a, putlarımza bir tuzak ku.racağım!". Hepsini (aramparça edip, içlr:rinden biiyiiğiinü ona baş vursunlar diye sağlam bıraktı. Mil-l . . . 1 . . ?6) Razi 18,87. 1 m ·Yusuf 12, 6. 1 ıs) Bulıari, Tefsir 110. sure; el-Muttaki el-Hindi, Kenzu'l-Uınmal, Haydarabd, 1945, 10, 150.

ı9) İbnu. Abdilberr, Ciimiu Beya~'i-Iİ'm, Medine,' 1968, I, 209.

\oo) Zulıruf 43,22-23.

lO!) Maide5, 104; A'raf7 ,28; Yünus lO; 78; Enbiya 21, 53; Şuara 26, 74; Lckman 31,21

ioı) Kehf 18, 15. . .

f03~ Kehf 18, 10, 15.

6

Page 20: İSAM Kütüphanesi - Veri Tabanıisamveri.org/pdfdrg/D00018/1988_8/1988_8_CANANI.pdf~ A.yetlerin satili beyaniarına göre, çocuk karşısında·· ta:kımlan bu taVır sadece ka-·

.!eti:. Tanrılarımıza bunu kim yaptı Doğrusu o, itilimlerden biridir" dediler~ Ba­zı/ari: '~İbrahim denen bir GENCİN onları diline doladığını rluymuştuk" deyince, "O halde bunların şôJıtdlik edebilmeleri için onu halkın gözü önüne getirin" dediler" (104).

SÜT .DEVRESİ

Kur'an-ı Ker'im'e göre, çocuğun terbiye ve bakımında en mühim devrelerden · biri süt devresi olmalıdır. Zira bu devre ile alakah muhtelif ayetler gelmiş hüküm­

ler vazedilmiştir. · ..

. Ahkaf suresinde "IJamilelik ve sütten kesme miiddetiiıin otuz ay" olduğu bil­dirilirken (105) Lokman suresinde ise sütten kesme işinin iki yıl içinde olaçağı · (106) ifade edilir. Bakara sfiresndinde de "tam iki yıl" diye daha da sarahat kazan­dırılır. Ancak ayetin devamındaki açıklamaya göre, iki yıl emzirilmesi· biİ veci· be değildi;ı:. Anne baba, anlaşarak, daha önce de sütten kesebilirier. Aynı ayetin bidayetinde "annenin emzirmesi" medarı bahs edilmiş iken devamında, "sütan-

. ne"ye de verilebileceği dile getirilir. Alimler, ayetten, çocuğu emzirme hakkının anneye ait olduğu, anne emzirmek istediği takdirde babanın sütanneye verme selahiyetinin bulunmadığı hükmünü çıkarriıışlirdır (108).

Bir başka ayette de. boşanan ailelerdeki emzikli çocuğun durumu ele alınmak­ta, bu durumda annesi emzirdiği takdirde annesine emzirme ücretinin verilmesi emredilmektedir. Annesine emzirtilmesi bazı zorlukl':ır çıkartacak ise, bir süt anneye verilmesi ayrıca ·tavsiye edilmektedir (109).

IV. ÇO CUKLARlN HİMA YESİ

Daha önce işlenen bazı bahisler "himaye" manasma girerse de, himayeyi ta­zammun etmek üzere İslam'ın derpiş ettiği bazı meseleleri müstakillen ele almak gerekmektedir. Nitekim Kur'an-ı Kerim ·de öyl_e yap?Jıştır: Çocukların hima­yesine matuf meseleleri umumiyet itibariyle "yeiimler" le alakah olarak nazarı dikkate arzetmiştir. Yer yer göstereceğiniiz üzere, yetim için teşri edilen esaslar, yetim olmayan çocuklar için de aynen variddir. şu halde, İslam'ın bütün çocuİdara şamil himaye edici tedbirlerini daha ziyade yetimlerle ilgili olarak açıklamaya ça­lışacağız.

(104) Enbıye 21, 56-61.

.' (105) Alıkar 46, ıs:

(106) tokman 31; ~4.

(107) Bakara 2, 233.

(108) Cessas, Ahkamu'l-Kur'an, Mısır, Taribsiz 2, 105.

(109) Talak 65, 6;

37

Page 21: İSAM Kütüphanesi - Veri Tabanıisamveri.org/pdfdrg/D00018/1988_8/1988_8_CANANI.pdf~ A.yetlerin satili beyaniarına göre, çocuk karşısında·· ta:kımlan bu taVır sadece ka-·

ÇOCUGUN HİMAYE MEKANİZMASI

İslam f:ıldıı, annesi babası olan çocuğun meselelerinin yfuiim~sn;_de. babanın şefkatine güvenir. Hidane denen ve fstiğnq yaşı olan on yaşlanna kadarki terbi­yesini_anneye ·veya arine tarafıİldan kadın akrabalara verir. Malının. ve nefsinin bimayesiı:rl-esas alan velayeti ise babaya veya baba tarafından akrabalara.·verir. Veli (veya vasi) den mahrum çocukların velisi SULTAN'dır. Yani devlettir, dev­leti temsil ede:p. mülki amirdir. Şu halde çocuk, İcırda veya caıni avlusılnda bulun­muş b4: "lakft" bile olsa: bir sahibi var demektir.

YETİM: Bu kelime, lügat olarak, "yalnız" manasına gelir:· Bu asli manadalı -hareketle, anne veya babasınİ veya her ikisini de kaybeden küçülde, kocasını kaybeden kadına "yetim" veya "yetime" denıniştir. Cessas bu kelimen4;ı, Kur' an' da, babasını kaybeden bülfığa ermeıniş -kız ;eya erkek- çocuk. için kullaıiıldığını_ açıkl~ (110).

Kur'an-ı K~rlın'deki yetim:le alakalı ayetleri üç gruba ayrrabiliriz:

1- Yetiınlere iyi muameleyi emreden ayetler:- Duha, Fecr, Mafın surelerin­deki ayetler gibi (111). Bu çeşit ayetlerde. yetime iyi davranmak emredilir, kötü

·davranışlar şiddetle kınanır.

· 2- Y ~time devlet yardımı meseİesinin işlendiği ayetler : Buralarda yetimle alakalı fiili tedbirler söz koqusudur ·ve yardım fonları gösterilir: Ganimetten pay (112), Fetbedilen yerlerden gelen maıdan pay (113), Miras taksimlerinden pay (114) gibi ki bunlann hepsi sabit gelirler olabilecek şeylerdir.

3- Yetinıe bakacalı:: veliıiin tabi olacağı hükümler: Bu ayetlerde yetiınin ter bi­yesi, malının korunması, yetimin hayata hazırlanması, evl~ndirilmesi gibi hususlar ele alınir. Bu gruba giren en mühim ayetin meali ş(}yle:

"Yetiinleri evlenme çağına gelene kadar deneyin; 'onlarda i·üşd görürseniz mal­Iarım kendilerine ve-rin. Büyüyecekler de gerr alacaklar diye onları . israf ederek lle tez elden yemeyin. Ze.ngin olan iffetli olmağa çalışsın. Yoksul olan uygun bir şekilde yesin. Mallarını !~endilerine verdiğiniz zaman-, yanlarında şalıid bulun durun. Hesap sormak için Allalı yeter" (115).

Yetimi~ Terbiyesi: Aliınler yukarıdaki ayetle bnnu tamam:layan Bakara · sfıresinin 220 .. ayetini göz önüne alarak; yetimiıı terbiyesinde, onu aileye dahil

(110) Cessas _a.g.e. ı, 12.

(lll) Duba 93, ~~9; Fecr 89, 17; Maun 107, 1-3; Beled 90;8-16; Bakara 2, 83, 177,214.

(112) Enra.ı 8,41.

(113) Haşr 59,7-

(114) Nisa ıı,8.

(114) Nisa 4,8.

(115) Nisa 4;6.

38

mam-a..--.a.~A~~----------------------------~----------------------

Page 22: İSAM Kütüphanesi - Veri Tabanıisamveri.org/pdfdrg/D00018/1988_8/1988_8_CANANI.pdf~ A.yetlerin satili beyaniarına göre, çocuk karşısında·· ta:kımlan bu taVır sadece ka-·

etmeyi, §.iievi atmosfer içerisinde yetiştirmeyiesas almışlardır. Yetim çocuk, aile içerisinde, öz eviada yapılan muamele çerçevesrnde terbiye edilecektir. Bu aÇıdan, bugüp.kü manada, yetimevleri isHirni ruha uygun değildir.

Y etimin Malınııı Koruİmıası : Ye tim rüşd: yaşın~ kadar malı lizerinde tassar­rufa yetkili değildir. Yelisi onun adına, belli kayıtlarla tasarrufta bi.ıl~ınur.

Malın ticaret, kira gibi yollarla artırılınası, çocuğun gerçek ihtiyaçları için har­canmasi; Iüzumsuz harcamalar yapılmaması, velinin muhtaç olmadığı takdirde bakım ücreti almaması, çocuk rüşdüne erer ermez malı derhal, şahidier huzurunda teslini etmesi velinin bağlı olduğu temel kaaidelerdir. Veli gıda, giyecek, tahsil, çıraklık ve meslek öğretimi gibi gerçek masraflar dışında, Iüzumsuz sayılacak mas­raflar yaparsa kendisine tazrnin. ettirilir.

Edendirilmesi : Ayet-i Kerime'nin üzerinde dıirduğu bii: husus yetimiıı evlen­dirilmesidir: Bu ayette, büluğa eren gencin, müınkiin mertebe erlcen evlendirilmesi prensibi de görülınektedir. Yetim, daha velisinin vesayeti altında iken evlendiril­mesinin medar-ı bahs edilmesi, gencin evlenme probleminin; onun şahsından ziyade ailesinin bir meselesi old-uğunu ifade eder. Aile bu meseleyi erkenden düşünecek, tedbirini alacaktır. Nitekim bazı hadislerde, çocuğu evlendirrnek babaya terettüp eden bir vazife olduğu, gecikme sebebiyle gencin işliyeceği gü- · nahtan babanın da soruriılu tu~ulacağı ifade edilir (116).

Burada son olarak ş~nu da belirtelim ki, yetim hakkında kaydedilenhükünıler, yetim olmayan çocuklar hakkında da caridir. Vas! kadar çok kayıtlarla olmasa bile, baba da çocuğunun malında tasartuf hususunda tamamen serbest değildir. Umumi kaaide, büluğa kadar çocuğun. malının ebeveyne . haram olmasıdır,. Ço­cuğun malından, onlar da zaruret olmadıkca kendi ihtiyaçları için harcayamazlar, harcadıkları takdirde çocuğa borçlanmış olurlar (117).

ÇOCUK ÖLDÜRME YASAGI

Kur'an-ı Kerimin çocukla-alakah mühim balıisierinden biri; çocuk öldürmekle . alakalıdır. Hz. İsmail'in Kurban edilmesiyle alakah kıssa (118file ~skiliğine parmak basılmış olan "çocuk öldürme" -adetinin bilhassa Hz. Musa zamarnnda Firavunlar tarafından Yahudi çocuklara yaygın şekilde uygulandığı dile getirilir (119). Cahiliye araplarının bazan ar duygusuyla kızlara (120), bazan da açlık kor­kusuyla kız ve erkek her iki cinse de uyguladıkları belirtilen (121) çocuk öldürme adetini Kur'an-ı Kerim şiddetle yasaklar. Zamamınızda-maltusculuk adı altında

(166) Tebriz!, M;şkatu'I-Mesabih, Dımeşk, 1961, 2, ı7o. (117) Üstrfışeıll, a.g.e. 1, 85;1, 98, 1,146, 1,148, 2,64. (118) sa.mı.t 37, 101-102. (119) Bakara 2,49; Ar'raf 7, 127,141; İbrahim 14,6; Kasas 28, 4; Mü'min ·40, ıs: (120) Tekvii 81, 8-9. (121) En'am 6, 140; Saff 61, 12.

39

Page 23: İSAM Kütüphanesi - Veri Tabanıisamveri.org/pdfdrg/D00018/1988_8/1988_8_CANANI.pdf~ A.yetlerin satili beyaniarına göre, çocuk karşısında·· ta:kımlan bu taVır sadece ka-·

\

l. ı ı. 1

ı 1 i

1 ı i

1

ilmi bir görünüm verilıriek sfi.retiyle "açlık patlaması" gibi tamamen muhayyel tehlikeleri ileri sürerek dünya efkar-i umumiyesini iğfal ederek, "kürtaj" adı

altındaki çocuk katliftmına da şamil her çeşit katli yasaklayan ilahi emirlerden. biri şudur : "Fakirlik korkusuylaçocuklarımiz öldürmeyin, sizi de' onları" da rızık­landzran biziz" (122) ..

ÇOCUK.Lill UGRUNA CİHAD

Çocukların himaye ve kurtuluşunda, Kuı::'an-ı ·Kerim, hassasiyeti, hicret me­selesinde onların düşünilimesini ve hatta onların kurtarılması için cilıad etmeyi ernredecek kadar ileri götürür: "Kendileri!ıe yazık edenlerin canlarını m"elekler aldzkları zama n onlara: ,;lıayatt a iken n e yaptınız bakalım" deyince, onlar: "Biz yer yiiziinde zavallı iicizlerdik" diyecekler. Melekler de: "Allalı'ınarzı geniş değil miydi, lıicret etseydinfz ya!" cevabım vercekler. Onların varacakları yer ce­lıennemdir. Orası ne kötü döniiiecek yerdir. Çaresiz kalan, yol bulamayan zavallı erkek, kadın ııe çocuklar miistesnadzrlar" (123).

Müfessirler, ayetten, müra"hık çocukların hicretle sorumlu olduğu hükmünü çıkarırlar (124).

Şu ayetde, aciz durumda kalan ve yardım bekleyen erkek, kadın ve çocuklar uğrunda cilıad ernredilmektedir: "Size ne oluyor da: "Rabbimiz! Bizi !ıalkr zti­lim olan bu şehirden çıkar, katmdan bize bir sdlıip gönder, katindan h ize bir yardımcı

.lutfet"' diyen zavallı erkekler, kadmlar ve ÇOCUKLAR uğrunda ve Allalı yolunda saııaşmiyorswıuz ?" (125).

V. HUKUK AÇISINDAN ÇOCUK

ÇOCUK vE SUÇLULUK: Çocuk meselesinde islamın orijinal yönlerinden ·biri, suçluluk ve çocuk konusunda kendini gösterir. İslam, prensip olarak, çocuğu · suça ve cezaya ehil görmez. Kur'an'da gelen ve çocı,ığun tasarrufundaki kısıtla­

malarla ilgili, yukarıda kısmen temas edilen hükümlerden başka "Hz. Peygamber; in (aleyhisselani) hadisleripde sarilı olarak, çocuğun bülfiğa erineiye kadar ger­ç,ek manada suç! u a.ddedilemiyeceği ifade edilmiştir:· . "Üç kin1seden kaleiıı kaldırılmıştır (yap tıklannda lıukiik.i sorumluluk yoktur) (126).­Uyamncaya kadar uyuyandan, biilılğa erinceye kadar Ç9Cllktdn, aklı ba,mıa gelinceye kadar· bunak (ve mecm7n) dan" (127).

r · . (122) İsra 17, 31; En'am 6, 15. 1 -{123) Nisa 4, 97-98. ·

1

(124) Razi, a.g.e. 11,13; Keşşaf, a:ı.e. 1, 1,557. {125) Nisa. 4; 75. (126) Bak. Mubarekfüri , Tuhfetu'l-Ahvazi, Kahire, 1963, 4, 685.

1 (127) Tirmizi, Hudud 1 (Hadis Nesru, Ebi'ı :bavud ve İbnu Mfıce'de de mevcuttur). Tirmizi i bu hadisle bütün alirnlerin aı;nel ettiğini. belirtir).

1· 1,

40

Page 24: İSAM Kütüphanesi - Veri Tabanıisamveri.org/pdfdrg/D00018/1988_8/1988_8_CANANI.pdf~ A.yetlerin satili beyaniarına göre, çocuk karşısında·· ta:kımlan bu taVır sadece ka-·

. İslamın, h~kfıkl ehliyet meselesinde çocukları büyüklerden kesinlikle ayrrmış olması, çocukların sadece mal mülk yönünden korunnfuş olmasını sağlamakla kalm~mış, onların şalısiyeti:o.i ·.de korumuştur. Batı ruemi, yakın zamana kadar suçlu çocukları, büyükler için vazedilen aynı kaanunlarla, aynı mahkemelerde yargılayıp, idama varıncaya kadar aynı cezalarla tecziye ederken i~lam ·hukuku, . çocuklara had tatbik edilemiyeceğıni, terbiyevı· Iriaksada ra ci· te' di b ve ta' zirden .öte ceza verilemiyeceğiıii kesin birdille ifade etmiş (128), ayrıca, çocuk mahkemeye celbedilebilir mi, edilemez mi münakaşasını yaparak bir Çok hususlarda celbedi-

. leniiyeceği görüşünü beyan etmiştir (129). . . \ ' ' .

Çok zengin olan !Ju mevzuöa teferruata girmeden, yukarıdaki hükme menşe olan b~zı temel kaaideleri kaydedeceğiz:

1--,- Çocuğun getirdiği haber mfıteber değildir.

2- Çocuk şehadeti makbill değildir.

3- Çocuğun ikrarı isbat edici değildir, kendi ilçrarı ye başka çoculdarın şeha-deti ile suçlu sayılmaz.

4- Çocuğa yemin teklif edilmez ..

5- Nadir durumlarda çocuk mahkemeye celbedilebilir.

_6- Bülfığa yaklaşan çoculdara hapis cezası verilebilir, daha küçüklere ve­verilemez.

ÇOCUGA KARŞI İŞLENEN ciNAYETLER

Çocuk suça ehil görülmemiş olmakla birlikte, 1ceneli nefsine karşı işlenen ci-nayetlerde aynen büyük gibikabul edilıİıiştir. Babasının veya mualliminin terbi­yev! müdahaleleri sırasında vukfıa gelenler dışında çocuğun şahsına. karşı işlenen bütijıı cinayetlerde o, büyük gibidir. Kısas ve diyet cezalarında caniye haflfletici h~üm uygulanmaz (130).

Çocuk anne rahmine düstükten itibaren miras açısından bir kısım hukuka . "' . "·

medardır. O, anne, baba ve kardeşlere nisbeten doğmuş veya -doğacak çocuklara göre çeşitli hukuki meseleler ortaya çıkarmaktadır. Bunların teferruatına inmek ayrı bi! konu ôlci'uğu için bu kadarcık bir işaretle yetineceğiz (131).

. . (128) Bu mevzu üzerine bir kısım müdellel açıklamaları görmek i~in İslamda Çocuk Hakları

(İstanbul 1980, Yeni Asya· yayınları) adlı kitabımız görülebilir, s.- 37-57.

(129) Bu mevzu üzerinde geniş bilgi, tercümesini neşrettiğimiz, Üstrfışeni'ıiin Alıki':mu's-s·ğ!!_r adlı kitabının Kerillıiyiıt, Şehadiıt, Edebü'l-Kaadı gibi muhtelif bölümlerinde bulunabilir. .

(130) ÜstrCışeni, Ahkiımtİ's-Sığar, 2,18. . .

(131) Şu iıeyetlere bakılabilir:.Bakara 2, 4,11-12, 176,233,238;Nisa 4,7,11,23,33,176; Talak 65,4-6.

·• 41'

Page 25: İSAM Kütüphanesi - Veri Tabanıisamveri.org/pdfdrg/D00018/1988_8/1988_8_CANANI.pdf~ A.yetlerin satili beyaniarına göre, çocuk karşısında·· ta:kımlan bu taVır sadece ka-·

SONUÇ

Kur'an-ı Kerim, çocukla alakah temel bahi.slere, -ya doğrudan doğruya veya delaylı olarak temas etı:niş, feZlekeler vermiştir;. Biz bu tebliğde; iİk nıi.zarda dik~ katimize çarpanların mühimlerine işaret etmeye çalıştık. Kur'an üZerinde, bu pa­ralelde çalışmala:r arttıkça, çocukla ilgisi kurulabilecek yeni ayetler ve İnesdelet tesbit edilebi.i.ece1.1:ir.

Suni.ılan bazı açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, Kur'an'da kisa olarak gelen fezleke ve işaretler, tek başlarına çocuk me&elelerini aydınlatmaya yeterli değildir. Onların vuzuh ve tatbik gücü kazanabilm.esi için hem hadislerin ve hem de geçmiş asırlarda islam iilimlerirıin ·çıkardığı hi,iküı:iilerin iyi bilinmesi lazımdır.

. Gittikçe tekamül eden insanlığa, yeni içtiı'rıai ve teknik şartlar, çocuk mev­zuunda da b:rmaşılc meseleler getirmektedir ve getirecektir. Bunların çözümünde ·orijinal katgılarda bulunmak ve böylece yarının' cilıanşümui medeniyetinde şe­

refli yeriı:nizi_alabilmek için her meselede olduğu-gibi, çocuk meselesinde de kay­naklarımızı iyi bilmemiz gerekmektedir.

42

\