aktüelNEÜ

OCAK 2012 Sayı:3NEVŞEHİR ÜNİVERSİTESİ AYLIK GAZETESİDİR

Altın Koza nın kısa filmleri Adana dışında ilk kez Nevşehir'de gösterildi

'

Gözler kapalı iken görmek mümkün mü?

18. Uluslararası Altın Koza Film Festivali, 2011 yılının en iyi kısa filmlerini Adana dışında Türkiye’de ilk kez Nevşehir Üniversitesinde izleyici ile buluşturdu. 22-23 Aralık tarihlerinde gerçekleştirilen etkinlik, Nevşehir Üniversitesi Sinema Kulübü ve Nevşehir Damla Sinemaları işbirliği ile düzenlendi.

Etkinlik boyunca kısa film, belgesel, deneysel ve animasyon filmlerden oluşan 40 eser izleyici ile buluştu. Ayrıca etkinlik kapsamında sinema yazarlarının katıldığı sinema konulu bir söyleşi de gerçekleştirildi.

' '

Üniversitemizin bilimsel yayın performansında yüzde yüzlük artış sağlandı

Kentler giderek tektipleşerek kimliklerini kaybediyor

Periler diyarı Göreme yi ziyaret etmeniz için çok neden var

'

apadokya'nın kalbinin attığı yer cömertçe sergilemesi ile de dikkat olan Göreme'yi bu sayımızda çekiyor. Ksizler için ziyaret ettik. Kültür turizminin vazgeçilmez

Türkiye'nin önde gelen turizm adreslerinden biri olan Göreme, aynı merkezlerinden biri olan Göreme, zamanda doğa sporlarının da kolaylıkla benzersiz jeomorfolojik oluşumları ile uygulandığı bir yer. yani herkesçe bilinen adıyla peribacaları Zengin mutfağı, renkli hediyelik eşya ile tanınıyor. Ancak her yıl milyonlarca dükkanları ve yörenin sembolü haline yerli ve yabancı turisti ağırlayan bu gelen balon turları ile Göreme etkileyici kasaba, doğal güzelliklerinin Kapadokya'da görmeden gitmemeniz yanı sıra kültürel ve tarihi birikimlerini gereken bir yer; bizden söylemesi!

SAYFA 2 DE'SAYFA 3 E'T

SAYFA 4 E'T

SAYFA 5'TE

SAYFA 8 DE'

Galata Diyalog Derneği gerçekleştirdiği proje ve etkinlikler ile bu sorunun cevabının olmadığını gösteriyor. Bununla birlikte gözleri açık iken göremeyenler için de faaliyetler düzenleyen dernek, gerek açık havada gerekse zifiri karanlıkta yaptığı ilginç etkinlikler ile de dikkat çekiyor. Dernek Başkanı Nuri Kaya, y

“hayır”

aptıkları şeyin ezber bozan, 'görmek' kavramını sorgulayan bir çıkış olduğunu söylüyor.

KTÜELNE

Ü

2ŞEHİR

Nevşehir Üniversitesi Görsel Yönetmen Haberleşme Adresi Baskı Adına Sahibi Öğr. Gör. Fadime ŞİMŞEK Nevşehir Üniversitesi Rektörlüğü Simtel Ofset Matbaacılık Basın Yayın

Prof. Dr. Filiz KILIÇ (Rektör) Basın ve Halkla İlişkiler Birimi San. Tic. Ltd. Şti.Yayına Hazırlayanlar 2000 Evler/Nevşehir Karasoku Mh. Meydan Sk

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Öğr. Gör. Fadime ŞİMŞEK No:3 Nevşehir Prof. Dr. Çetin PEKACAR Uzm. Mustafa İŞLİYEN www.nevsehir.edu.tr Tel: 0384 213 38 66

Öğr. Gör. Selçuk ULUTAŞ neuaktuel@nevsehir.edu.tr 0384 212 98 82 Yayın Koordinatörü Rıza GÜNAYDIN t: 0384 228 10 33/34 Fax: 0384 212 98 83

Uzm. Mehmet AKBAŞ f: 0384 215 30 58 info@simtelofset.comsimtelofset.grafik@gmail.com

Geçtiğimiz haftalarda Nevşehir'de görülen yoğun kar yağışı ile kent, seyrine doyulmayan mistik bir görünüme büründü.

Nevşehir'in simgesi haline gelen peribacası objeleri de kentin bembeyaz görünümünden nasibini aldı.

NEVŞEHİR KARLAR ALTINDA

Tarihsel bellekte kent

arihsel süreçte kentler, fikirlerin, hakkında hiçbir şey bilmediğimiz bu eserler özgürlüklerin, inançların, kültürlerin karşısındaki sükûtumuz dil ve düşünce varlık bulduğu her birinin kendine özgü pratiğimizi belirleyen sabitelerimizi Tyerel hususiyetleri ile arzı endam ettiği sorgulamamıza, geçmişle bugün ve gelecek

mekânlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu arasındaki köprüleri kurmamıza imkân anlamda bir özgürlük alanı olarak tanımasındandır. tanımlayabileceğimiz kentler sadece ürettikleri Günümüzde ise küreselleşme süreci ile dil ve eylem pratikleri ile değil aynı zamanda McLuhan'ın ifadesiyle “küresel köy” haline ortaya koydukları sanat eserleri ile de gelen dünyamızda kentler tek bir kalıba kimliğinin ve kültürünün inşasında önemli bir dökülmekte, kent planlamacıları kenti salt bir rol üstlenmişlerdir. Kentlerin kültürel birikimi meta olarak görüp onları tektipleştirerek kent bu eserlerin doğuşuna kaynaklık ederken, kimliklerini ortadan kaldırmakta ve daha da eserler de kendi kaynaklarına ayna önemlisi kentlerin her biri kendine özgü bir tutmuşlardır. Bu bakımdan fark ortaya koyma yarışında bile tek bir kentlerin fiziksel yapıları kentin bir parçası olmaya doğru sürekli değişim ve dönüşüm gitmektedir. Yani kentler fark ortaya içinde önemli bir koyabilmenin telaşına düştükçe zamansallıkla malul olsa da daha fazla küresel bir trendin bir bu kentlerde vücut bulan parçası olarak temayüz etmekte, eserler o kentlerin anlam kentler insanları eğiten, insanlara haritalarının değişmez özel bir kimlik kazandıran tanıkları olmuşlardır. Bu mekânlar olmaktan hızla açıdan bakıldığında kent uzaklaşmaktadır. Dünyanın her içinde gerçekleşen gündelik tarafında bir hayat alanı olarak dil pratiği kadar felsefe, sanat, kentin işlevleri giderek daha fazla bilim gibi yüksek dil ürünleri ve birbirine benzemekte, büyük ölçüde mimari eserler bir şekilde kentin kapitalizmin üretim düzenine tabi olan bu gerçekliğine ve mahiyetine işaret eder. süreç kenti birçok yeni sorunla da yüz yüze Bu karşılıklı etkileşim şehrin özgürlük getirmektedir ki bu sorunların en önemlisi idealini, mevcut sınırları aşma potansiyelini, kentlerin 'kimlik sorunu' olarak göze başkalarına kulak verebilme ve başkalarını çarpmaktadır. Elbette buradan kastımız dinleyebilme kapasitesini de belirler ki ilim, küreselleşmeye ve bu sürecin en temel irfan, bilim, düşünce kısaca topyekûn bir tetikleyicisi olarak nitelendirebileceğimiz medeniyete öncülük eden tarihi kentler bunun kapitalizme karşı çıkma ya da savaş açma bir örneğidir. Nitekim bu kentlerdeki tarihi değildir. Zaten böyle bir söylemin kendisi bile yapıları gezerken bizi alıp götüren o büyülü bizatihi bu sürece hizmet eder. Asıl olan kent bakışlar sadece nostaljiye olan iştiyakımızın kimliği ve kültürünün inşasında vazgeçilemez fantastik bir yansıması değildir. Çoğu zaman olan tarihsel dokuları, etnik farklılıkları, mal,

hizmet, üretim farklılıklarını, özgürlük alanlarını yeni bir okumaya tâbi tutan ve bu kimliğe ilişkin farkındalığı yaşatan dil ve eylem pratiğini zinde tutabilmektedir. Bu anlamda kentin kimliği ve kültüründen kopuk olmayan, kentle hemhal olan, kentin dinamik gerçekliğine nüfuz edebilen üniversite ve sivil toplum kuruluşları gibi kurumların varlığına olan ihtiyaç her zamankinden daha elzemdir.

DR. AHMET KOYUNCU*

Giderek küreselleşen dünyada kentler yükselen binaları ve mimari yapıları ile tektipleşerek özgünlüklerini ve kimliklerini kaybetmeye başladı

*Nevşehir Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü

Dört mevsimde de ayrı bir güzelliğin yaşandığı Nevşehir'de, doğa tüm güzelliğini cömertçe sergilemeye ve izleyenleri kente hayran bırakmaya devam ediyor.

FO

TO

ĞR

AF

LA

R:

EN

DE

R B

AH

AD

IR B

AR

AN

-CE

MA

L N

ED

İM E

RG

İN

NE

Ü

3ÜNİVERSİTE KTÜEL

Nevşehir Üniversitesinin bilimsel yayın sayısının 2011 yılı performansına ilişkin yapılan değerlendirmeye göre yayın sayısında yüzde 100, öğretim üyesi başına düşen yayın sayısında ise yüzde 60'lık artış sağlandı.Üniversitemiz Bilimsel Araştırmalar Birimi Koordinatörü ve Fen-Edebiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Şeref Turhan, Nevşehir Üniversitesinin bilimsel yayın sayısı açısından 2011 yılı performansına ilişkin değerlendirmede bulundu. Turhan, Üniversitemizin son 2 yılına ait makale ve öğretim üyesi sayısına ilişkin olarak dünyanın bilimsel veri tabanları ve atıf indeksleri arasında en itibarlısı olarak görülen ISI Web of Science'ın verilerinden yararlandıklarını söyledi. Üniversitemizin 2011 yılında çok iyi bir performans sergilediğini belirten Doç. Dr. Şeref Turhan, 2008 yılında yayımlanan 12 makale dikkate alındığında, makale sayısının yaklaşık 6 kat arttığını ifade etti.Turhan “Üniversitemizin istikrarlı bir şekilde ilerleme kaydettiği görülmektedir. Bu istikrarlı ilerlemeyi sürdürülebilir kılmak ve Üniversitemizi daha da ileriye götürebilmek için Üniversitenin kuruluşundan itibaren bilimsel araştırmalara verilen destek sürdürülecek, yayın teşvik ödülleri uygulamasına devam edilecektir” dedi.

Nevşehir Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü Araştırma Görevlisi Ümit Güvendi 11. Şefik Bursalı Resim Yarışması nda Türkiye’nin önemli sanatçılarıyla beraber sergileme aldı.

Prof. Dr. Adnan Turani (Seçici Kurul Başkanı, Sanatçı), Prof. Dr. Bedri Karayağmurlar (9 Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi), Prof. Şeniz Aksoy (Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi), Ünsal Piroğlu (Şefik Bursalı ailesini temsilen) ve Kültür ve Turizm Bakanlığı adına Güzel Sanatlar Genel Müdür Yardımcısı Gamze Ayrım’dan oluşan Seçici Kurul Ankara’da yarışmaya katılan 417 sanatçıya ait eserleri değerlendirdi. Sergileme almak üzere başvuruda bulunan eserlerden organizasyonda 80 eser sergilemeye layık bulundu. Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğünce düzenlenen sergi 15 Kasım’dan 30 kasım 2011’e kadar sanatseverlerce ziyaret edildi. Sergilemede Nevşehir Üniversitesini temsil eden Arş. Gör. Ümit Güvendi ise Anadolu’daki tüketim simgelerinden birisi olan kasaları çalıştığı eseriyle yer aldı.

'

Üniversitemizin bilimsel yayın performansında yüzde yüzlük artış

Güzel Sanatlar Fakültesinden güzel bir haber

Yayımlanan makalelerin fakülte, yüksekokul ve meslek yüksekokullarına göre dağılımı

ektörümüzün, kurucu başkanlığını ikinci amatör ligde başarılara imza atarak

yaptığı 'Nevşehir Üniversitesi şampiyon olmuştur ve bir üst lig olan 1. RGençlik ve Spor Kulübü' 2009 Amatör Kümeye yükselmiştir. Takımımız

yılında kurulmuş olup çalışmalarına 2011-2012 sezonunda 1. Amatör ligde ise

başlamıştır. Kulübümüz öncelikle yine şampiyonluk mücadelesi vermektedir.

şehrimizde faaliyet gösteren birçok spor Türkiye Muay Thai Federasyonu Başkanlığı dallarını desteklemiştir. Özellikle tarafından Aksaray ilinde gerçekleştirilen Taekwondo, Boks, Binicilik, Atletizm ve Bölge Şampiyonasında kulübümüz Futbol branşlarında başarılar elde etmiştir. sporcularından büyük erkeklerde 3. olduk.

Adana' da gerçekleştirilen Anadolu İlleri Amacınız genel anlamda şehrimizde Bölge Şampiyonası'na 3 atla katılan bulunan tüm spor faaliyetlerine hem destek takımımız Okt. Kürşat Özcan hocalığında hem de aktif olarak katılımın en üst düzeye Bölge Şampiyonu olmuştur. Şampiyonada gelmesini sağlamaktır. İstanbul, İzmir, Bursa, Adana, Eskişehir, Nevşehir Üniversitemizin kuruluşundan bu Ankara, Gaziantep gibi birçok ildeki yana başta Rektörümüz Prof. Dr. Filiz Kılıç' kulüplerin katılımında 100'den fazla at a ve uzun süre kulüp başkanlığını yapan olmasına rağmen Bölge şampiyonu Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Çetin Pekacar' a olmuştur. ve tüm Üniversitemiz çalışanlarına 2011 Mart ayında kurulan Futbol Takımımız desteklerinden dolayı teşekkür ederim.

Nevşehir Üniversitesi Gençlik ve Spor Kulübümüz

YRD. DOÇ. DR. ALPARSLAN İNCESpor Kulübü Koordinatörü

Van’da meydana gelen deprem nedeniyle Nevşehir Üniversitesi Rektörlüğü tarafından “Van Üşürken Biz Uyumadık” kampanyası kapsamında bölgeye 4 konteynır ev gönderildi. 21 metrekarelik konteynırlar yatak odası, mutfak, tuvalet ve banyodan oluşuyor.

Hatırlanacağı üzere 23 Ekim’de Van’da meydana gelen deprem felaketinden sonra Nevşehir Üniversitesi Rektörlüğü ve Nevşehir Üniversitesi Öğrenci Konseyi, hemen yardım faaliyetlerine başlamıştı. Bununla ilgili olarak Nevşehir Kızılay Derneği ile birlikte yürütülen ortak çalışmayla gıda, giyim, katalitik soba ve acil ihtiyaç malzemelerini kapsayan 5 tır yardım malzemesi gönderilmişti.

Ayrıca Van ili nüfusuna kayıtlı Üniversitemiz öğrencilerinin sorunları, Rektörlüğümüz tarafından takip edilmeye ve çözümü noktasında çalışmalar gerçekleştirilmeye devam ediyor.

Üniversitemizin Van daki depremzedelere yardımları devam ediyor

’

NE

Ü

4KÜLTÜR-SANAT KTÜEL

KISA FİLM SEÇKİSİ

ÜNİVERSİTEMİZDE SİNEMASEVERLER

İLE BULUŞTU

18. Uluslararası Altın Koza Film Festivali, iyi kısa filmlerini Adana dışında Türkiye’de ilk kez Nevşehir Üniversitesinde izleyici ile buluşturdu. 22-23 Aralık tarihlerinde gerçekleştirilen etkinlik, Nevşehir Üniversitesi Sinema Kulübü ve Nevşehir Damla Sinemaları işbirliği ile düzenlendi. Etkinlik sinema yazarlarının katıldığı söyleşi ile açıldı. Sinema üzerine gerçekleştirilen söyleşiye Nevşehir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Filiz Kılıç, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Çetin Pekacar, İktisadi ve İdari Bilimler Dekanı Prof. Dr. Şevki Özgener, Genel Sekreter Vekili Doç. Dr. Erdoğan Çiçek, Rektör Danışmanı Yrd. Doç. Dr. Özden Taşğın’ın yanı sıra akademisyenler, ulusal ve yerel basın temsilcileri ve öğrenciler katıldı.

İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Konferans Salonunda gerçekleştirilen ve yoğun ilgi gören söyleşiye Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Uluslararası Altın Koza Film Festivali Programları Direktörü Yrd. Doç. Dr. Kadir Beycioğlu, Sabah gazetesi sinema yazarı Esin Küçüktepepınar, Kanal D Sinema Editörü Fırat Sayıcı ve www.sadibey.com sitesinin sahibi sinema duayeni Sadi Çilingir konuşmacı olarak katıldı.

Moderatörlüğünü Fırat Sayıcının yaptığı söyleşide Altın Koza Film Festivali hakkında katılımcıları bilgilendiren ve festivallerin önemine değinen Kadir Beycioğlu şunları söyledi: “Bu tarz etkinlikler yıllar içinde olgunlaşıyor ve bir kentin gelişimini etkileyebiliyor. Festivaller sayesinde şehirdeki sanatsal algıyı gözlemleyebiliyorsunuz. Biz bu festivale ilk başladığımızda iki salonda film gösteriyorduk. Ancak festival bugün uluslararası bir boyuta ulaşmış durumda” dedi. Film festivallerinin kutsal bir misyon yüklendiğini dile getiren Sinema Yazarları Derneği (SİYAD) üyesi ve Sabah gazetesi sinema yazarı Esin Küçüktepepınar, piyasada ağırlıklı olarak Amerikan yapımı filmlerin olduğunu ve bundan ötürü izleyicinin yeteri kadar seçme şansının olmadığını söyledi. Küçüktepepınar sözlerini şöyle sürdürdü: “Amerikan yapımı filmler genellikle kantin yemeği gibi. Böyle bir durumda festivallerin önemi ortaya çıkıyor. Ufuk açıcı ve lezzetli filmler bu festivallerde gösteriliyor.”

Sinema yazarları arasında duayen kabul edilen Sadi Çilingir ise konuşmasında sinemada yerelliğin önemine vurgu yaptı. Üniversitelerde sinema eğitiminin verilmesinin önemine dikkat çeken Çilingir, “Bu şekilde kendi elemanlarınızı yetiştirebiliyorsunuz. Yetiştirdiğiniz insanlar kendi yöresinin filmini çekebilecek donanıma sahip olabiliyor. Dolayısıyla sizler de burada yetişerek Nevşehir sokaklarını çekeceksiniz” diye konuştu. Soru cevap bölümünün ardından konuşmacılara ve Damla Sinemaları sahibi Şenol Ünal’a Nevşehir Üniversitesi Sinema Kulübü öğrencileri plaket takdim etti.

Etkinlik boyunca kısa film, belgesel, deneysel ve animasyon filmlerden oluşan 40 eser izleyici ile buluştu.

2011 yılının en

Ne söylediler?

Nevşehir Üniversitesi Ulusal basında

Üniversitemizde iki gün süren 18. Öğrencilerimizi hayata hazırlarken her Uluslararası Altın Koza Film Festivali alanda bir şeyler yapmak için Kısa Film Seçkisi oldukça beğeni uğraşıyoruz. Nevşehir’de sinemayla topladı. çok fazla buluşamayan

öğrencilerimizi bu tür organizasyonlarla buluşturmaya

çalışıyoruz. Sinema görsellik açısından Altın Koza Film son derece güçlü ve etkili bir Festivali gibi çok sanattır. Bu anlamda prestijli bir festival Üniversitemizin ev sayesinde sanatsal sahipliğini yaptığı bu açıdan çok önemli kısa organizasyonu oldukça film ve belgeselleri önemsiyorum. öğrencilerimiz ve Nevşehir Üniversitesi Nevşehir halkı ile öğrencilerine sadece örgün buluşturmak mutluluk eğitim veren bir kurum değil vericiydi. Bu tür aynı zamanda sanatsal organizasyonlara faaliyetlere de son derece manevi destek vermeyi önem veren bir kurumdur. sürdüreceğiz.

ÜNİVERSİTEMİZ REKTÖRÜ PROF. DR. FİLİZ KILIÇ

SİNEMA KULÜBÜ DANIŞMANI ÖĞR. GÖR. SELÇUK ULUTAŞ Bu

koşulsuz gönül veren yönetmen, oyuncu, senarist ve diğer sinema çalışanlarını cesaretlendirmektedir. organizasyon Nevşehir Üniversitesi Dolayısıyla sinema sanatına Ülkemiz öğrenci ve akademisyenleri ile adına büyük katkılar sağlayan bu büyük Nevşehir halkını bu sene 18'incisi organizasyona ve Türkiye'deki sinema düzenlenen 'Altın Koza Uluslararası camiasına manevi desteğimizi her Film Festivalinde' yarışan kısa film ve zaman sunmaya hazırız. belgesellerle buluşturdu. Öncelikle

sanata verdikleri değerli destekleri ve bu organizasyona gösterdikleri ilgi için Altın Koza Film Festivali ekibine ve Nevşehir'de ikamet eden sinemaseverlerin buluşması olarak da adlandıracağımız bu organizasyona katılım sağlayan herkese sizin aracılığınız ile teşekkür ediyorum.

Altın Koza Ülkemizde sinema sanatına

Üniversitemizde gerçekleşen Uluslararası Altın Koza Film Festivali Kısa Film Seçkisi etkinliği basında da oldukça yankı buldu. Üniversitemiz S '

son dakika, genç turkcell, beyazperde, öteki sinema, sinemaaktüel gibi internet portalları başta olmak üzere ulusal ve yerel

abah, Star, basında 50 nin üzerinde başlıkla yer Cumhuriyet ve Türkiye gazeteleri ve aldı.

ALTIN KOZA FİLM FESTİVALİ PROGRAMLARI DİREKTÖRÜ YRD. DOÇ. DR. KADİR BEYCİOĞLU

memnun etti. Bu tarz etkinlikler küçük şekilde başlayarak yıllar

içinde büyüyüp şehrin bir Nevşehir Üniversitesi olarak bu anlamda kaderini organizasyona çok iyi değiştirebilir. Dolayısıyla hazırlanmışsınız. Üniversitenizin Nevşehir Üniversitesinin bizlere ve Altın Koza'ya bu denli bu çabasını ilgi göstermesi beni oldukça destekliyorum.

NE

Ü

5RÖPORTAJ KTÜEL“Engelsiz bir kişi görme duyusunu çok yoğun kullandığı için diğer 4 duyusunu körleştiriyor”FADİME ŞİMŞEK Aynı zamanda ses kayıtları ve

benzeri görsel işitsel malzemeler “Bahar geliyor ama ben kullanıldı. Bu şekilde geçmişle göremeyeceğim...” Kör bir bugün, çamaşır iplerinde buluştu. dilencinin tabela yazısındaki bu Galata sokaklarından geçenler, gece cümle Roger Caillois'ın o çok bildik boyunca sokaklardaki kurutulan hikâyesinde geçer. Evet, belki çamaşırların üzerinde insan kimileri baharı göremiyor ama bahar öyküleriyle karşılaştı. Her gece aynı zamanda hissedilen bir şey yapılan rehberli turlarla bir yandan değil midir? Tıpkı hayatın kendisi fotoğraftaki kişilerin öyküleri gibi? Galata Diyalog Derneği öğrenilirken öte yandan Galata Başkanı Nuri Kaya hayata geçirdiği hakkında bilgiler verildi. Galata'nın projeler ile tam da bunu yapıyor. çok kültürlülüğüne gönderme yapan Görme engelliler bu projeler ile Galata'da Gece Gezintisi, Galata'nın göremedikleri birçok şeyi İtalyan, Rum, Ermeni kimliğine, görüntülüyor; onlara dokunuyor ve fetih sonrası Osmanlı dönemine onları hissediyor. Nuri Kaya aynı göndermeler yaparak sonraki zamanda görme duyusu dışındaki yıllarda devam edecek. hazırlanıyor. projeyi biliyor, merak ediyor. Ama diğer duyularını körleştirenleri de

Özetlemem gerekirse Kör bununla birlikte önyargı ve korku da unutmuyor tabii. Projelerde onlara GÖRMEDEN Fotoğrafçılar Projesi, bir yandan var. Çünkü yaptığımız faaliyetlere da yer var. Kaya ile 2003 yılından bu

GÖRÜNTÜLÜYORLAR görmenin iktidarı karşısında görme çok yoğun bir talebin olması, her güne değin Galata Diyalog biçimlerini sorgularken öte yandan gün etkinlik mekanının dolu Derneği'nin gerçekleştirdiği şaşırtıcı

Ve şimdi gelelim Karanlıkta Yemek toplumun 'körlük' konusundaki olmasını gerektirirken yeterli talep faaliyetleri konuştuk.Projenizin serüvenine… Bu proje önyargılarını yıkmaya çalışıyor. zaman zaman oluşmuyor.nasıl gelişti? Kavramsal sanat projesi olarak Kör Nuri Bey, öncelikli olarak sizin Karanlıkta Yemek Projesi 'Karanlık Fotoğrafçılar Projesi dünya çapında EZBER BOZAN PROJELERhikâyenizden başlayalım. Karanlık İşler' adı altında gerçekleştirdiğimiz bir tanıtım içinde yer alıyor. Projeye korkunuz önce meraka sonra da faaliyetlerden biri. Karanlık İşler ise yönelik, Word Blind Union'un Her şeyin görüntü ve imaja sosyal sorumluluk projelerine 'Kör Fotoğrafçılar Projesi'nin içinde (WBU) İsviçre'deki genel kurulunda, indirgendiği günümüzde siz bütün dönüşmüş. Bu süreci kısaca anlatır yer alıyor. Bu noktada Kör Afrika Körler Birliğinin (AFUB) işlerinizi 'göstermeden' mısınız? Fotoğrafçılar Projesi'nden Fas'taki genel kurulunda, ICEVI yapıyorsunuz. Bu zor bir şey Aslında tercihlerimizin, bahsetmem gerekirse… Doğuştan, Balkan konferansında sunumlar olmalı… korkularımızın, bizi biz yapan birçok tamamen görme engelli 100 kişinin yapıldı ve 126 ülkeden görme Görmek ve göstermek. Bu iki şeyin kaynağı çocukluk yıllarımız… Polaroid makinelerle İstanbul'u engelli temsilcilerle bir araya kavram sosyal hayatın temelinde yer Körlük konusundaki ilgim de fotoğraflayacağı ve Türkiye'nin önde gelindi. alıyor. Yaptığımız şey ezber bozan, ablamın çocukken kömürlükte beni gelen 200 edebiyatçısı, düşünürü, Kör Fotoğrafçılar Projesi, 2003 'görmek' kavramını sorgulayan bir karanlıkta korkutmasıyla başlar. gazetecisinin bu fotoğraflar üzerine yılından bugüne herhangi bir mali çıkış.Çocukluğumdan beri görmeme metinler yazacağı proje, 'İstanbul'a destek almadan faaliyetlerini durumunu merak ettim ve bu, birçok Bakıyorum Gözlerim Kapalı' sürdürüyor. Galata Diyalog Derneği Çalışmalarınızın hemen hepsi zifiri şeyi gözü kapalı yapmaya itti beni.başlığıyla sergilenecek. Sergide bünyesinde devam etmekte karanlıkta gerçekleşiyor. Ve fotoğraflar ile metinler yan yana, olduğumuz faaliyetlerimize mali ilginçtir ki bu karanlık sayesinde Görme engellilere yönelik çok güzel yani iki görme biçimi yan yana destek sağlayabilmek için 'Karanlık insanlar daha önce görmedikleri projeler ürettiğinizi biliyoruz. gelecek. Çünkü metinler Braille İşler' başlığı altında engelsiz bazı şeyleri görmeye başlıyor. O Bunlardan biri de hâlâ devam eden alfabesiyle yer alacak. Fotoğrafları misafirlere yönelik etkinlikler halde siz herkesin gözündeki 'Karanlıkta Yemek'. Ancak ona görebilenlerin metni okuyamadığı; yapıyoruz. engelle mücadele ediyorsunuz geçmeden önce okurlarımız için metni okuyabilenlerin fotoğrafı Galata'daki merkezimizde zifiri diyebilir miyiz?önceki projelerinizden kısaca söz göremediği bu sergi; görme karanlıkta yemek yenildiği, canlı Yaptığımız şey engelsiz insanların eder misiniz?biçimleri, körlük, hayat, sanat ve müzik eşliğinde dans edildiği bu 'önyargısı' ile mücadele etmek. Multivizyon yapımcısı olarak uzun kent algıları üzerine. yemek tecrübesinde yemekler görme Görmemek dünyanın sonu değil. 5 yıllar çalıştım. Bir yandan da sanat Projeyle birlikte, 200 yazarın 200 engelli garsonlar tarafından servis duyu organına sahip olan engelsiz hayatım devam etmekteydi. kitabı, kendileri ve dublaj sanatçıları ediliyor. Görme engelli müzisyenler bir kişi görme duyusunu çok yoğun Gerçekleştirmiş olduğum projelere tarafından seslendiriliyor ve bu müzik yapıyor. Bunun için kullandığından diğer 4 duyusunu yaşadığım yerden yani Galata'dan şekilde sesli kitaplık oluşturuluyor. derneğimizin banka hesabına kişi yeterince kullanmıyor, onları bir örnek vermem gerekirse…Her ay kitabı okunan bir yazarla başı 100 TL bağışta bulunup yemeğe körleştiriyor. Görme engellilerde de Galata, bu topraklarda yüzyıllardır söyleşi düzenleniyor. Canlı radyo tam tersi bir durum söz konusu. Biz katılabilmek mümkün. Ayrıca zifiri farklı kültürlerin bir arada tiyatroları yapılıyor. Sesli kent Karanlık İşler başlığı altında karanlıkta; şirket yemekleri, basın yaşayabildiği en özel yer olmasına betimlemeleri yapılıyor. Sanat yaptığımız faaliyetlerde toplantıları, iftar, mevlit, konserler, rağmen bu çok kültürlülüğünü, bir tarihinin önemli eserlerini misafirlerimizin diğer 4 duyularını anma programları, tiyatrolar, doğum kent için kısa sayılabilecek bir akademisyenler listeliyor, daha yoğun kullanmalarını günü partileri, 'Blind Date (Aşkın sürede kaybetti. Şu an Galata'da edebiyatçılar betimliyor, sağlıyoruz.gözü kördür) Sevgililer Günü Özel yaşayan insanlarla; o binaları inşa tiyatrocular seslendiriyor. Müzelerin Etkinliği', psikoloji, toplumsal bellek eden, orada doğmuş, yaşamış farklı 'körcül' hale gelebilmesi için Galata Diyalog Derneği olarak buluşmaları, edebiyat, felsefe kültürlerden insanları bir araya çalışmalar yapılıyor. Körlük gerçekleştirmeyi düşündüğünüz toplantıları da yapılıyor. Tüm bu getirme, böylece geçmişle bir bağ Müzesi'ne doğru giden bir arşiv yeni plan ve projeleriniz var mı? etkinliklerle varmaya çalıştığımız kurma çabamla 2003 yılında derleniyor; video filmler Kör Fotoğrafçılar Projesinin nokta; görme engelli olmayan Galata'nın Yahudi kimliğine yönelik

sonunda 'Körlük Müzesinin' açılması insanların empati becerilerini 'Galata'da Gece Gezintisi' adlı nihai hedefimiz. Ayrıca Ortaçağ geliştirmenin yanında görme duyusu enstalasyon projemi hayata Galata'sına yönelik olarak dışındaki diğer duyularını da en az geçirdim. planladığım 'Galagenova Projesi'ni görme engellilerinki kadar Dünyada herhangi bir benzeri hayata geçirmeye çalışacağım.geliştirmek.olmayan orijinal bir sanatsal ifade

biçimi olan Gece Gezintisinde; Son söz olarak ne söylersiniz? Peki, projenize gösterilen tepkiler geçmişte o mekânlarda yaşamış 'Önyargı'... Bu kavram hayatım ne yönde?insanların fotoğrafları şu anda orada boyunca hep önüme çıktı. Hep bu İlgi ve önyargı birlikte diyebiliriz. oturan insanların çamaşırlarına gece

İlgi var; çünkü çok geniş bir kitle bu kavramla mücadele ettim. boyunca projeksiyonla yansıtıldı.

NE

Ü

6GÜNCEL KTÜELfelaketi ya tutarsa?

er yeni yıl geleceğe uygarlığın öne çıkan bir diğer tarihinde son buluyor. yönelik beklentileri ve özelliği de bugün kullandığımız umutları beraberinde 'Miladi takvim' diğer adıyla NİHAYET GELDİHgetirir. Medya kanalıyla 'Gregoryen takvimi' gibi 1 yılı Hazır bu tür hesaplar

büyük kitlelere ulaşabilenler bu 365 gün olarak hesaplamış ortadayken bu ilginçliğin nasıl yöndeki isteklerini en olmaları. Miladi takvime göre olduğunu çözemeyenler masumane bir şekilde bir yıl 365,2425 günden Mayalara “uzaylı ırk” deyip işin dillendirirler. Savaşların bitip oluşmakta ve senede 10,8 saniye içinden sıyrılmasını bilmiş. Bir barış ve kardeşliğin temennisi hata payıyla en güvenilir takvim de hesapları kaynak gösterip ve dünyayı yaşanabilir bir olma özelliğini korumakta. fırsatı ganimet bilen Hollywood mekân haline dönüştürme Mayaların kullandıkları 'Haab ve onun gibi davranan bazı kesimler Mayaların kaygısıdır dile getirilenler. İstek takvimi'ne göre ise bir yıl 365 magazinel kesim var ki öngörüsüne destek vermek için ve beklentiler, insanlığın içine günden biraz daha uzun rakamla “kıyamet kopacak” yaygarasını dev bütçeler ayarlayarak '2012' düştüğü kötü durumlardan 365,242036 günden oluşmakta. ulaşabilecekleri en son noktaya adında bir film çekiyor. Maya kurtulmak yönünde olduğu için Hatta öyle ki milattan önce kadar vardırma telaşında. Ya da Medeniyetinin öngörüsünün dile getirilen bütün istekler 800'lerde inşa ettikleri Kukulkan “konu süper! İyi iş çıkar gerçekleştiği yıl olan 2012'yi makul ve de desteklenmesi piramidinin dört cephesinde bundan” deyip filmini çekmeye konu edinerek insanların hayatta gereken şeylerdir. 91'er adet basamak mevcut. Bu koyuldular. Tamam. Film kalma mücadelesini ve Nuh Desteklenmese ne olur? Ne basamakları dörtle çarpın ve en sektörü belki anlaşılabilir ama Peygamberin misyonunu olacağı malum. “Ama artık bu üstte dört tarafın birleştiği diğer kesime ne oluyor ki? Kimi üstlenmiş bir Amerika'nın kaygılara son”gibi reklamların basamağı da ekleyin, 365'i yani çıkıp “yıkım olmayacak sadece durumunu sergileyen bu film, meşhur cümlesiyle diyebiliriz ki bir yıldaki gün sayısını dünyada bazı değişiklikler görsel efektlerle süslenmiş ve sözüm ona son sözü söyleyecek olacak” diyor ancak “ya yaşanacakların aynen filmde olan 2012'ye girmiş öngörülen olmazsa” endişesiyle gösterildiği gibi olacağını bulunuyoruz. Sözüm ona değişimin mahiyetini izleyiciye sunuyor. Tabi diyorum çünkü ne olacağını belirtmekten kaçınıyor. Tufan alanındaki tek film değil 2012. zaman gösterir kabilinden bir mı olur yoksa tufan etkisinde Bu filmden önce onlarca felaket anlayış içindeyim. ekonomik ya da siyasi ve kıyamet filmi çekildi.

değişimler mi olur bilinmez. Kiminde uzaylılar gelip dünyayı KEHANET VE MEDYA Ekonomi demişken hali hazırda işgal ediyordu, kiminde dünya

ORTAKLIĞI dünyada bu tür sarsıntılar zaten çeşitli mevsimsel değişimler Efendim, bu anlayışla yaşanıyor. Yoksa birileri bu yaşıyor ve insanlık yok olmakla

olanlara kılıf giydirmeye mi uzunsüredir yapılan bir yüz yüze geliyordu. Kiminde çalışıyor o da bilinmez. Neyse tartışmayı merakla takip dünyaya gök taşı çarpıyordu, konuyu dağıtmadan dünyanın ediyorum. Mayaların, hani şu kimin de güneş huysuzlandığı sonu mu, yeni bir çağın Orta Amerika'da yaşamış daha için dünyayı tehdit ediyor, yine başlangıcı mı gibi kafa sonra da esrarengiz bir şekilde insanlık yok oluyor ama bu karıştırıcı soruların cevabını ortadan kaybolmuş ancak geride sefer konsept değişikliği oluyor bulabileceğimiz 2012 yılına birçok kalıntı bırakmış ve uzaylılar insanlığın devamı girmiş bulunuyoruz nihayet. medeniyetin takvimi, 2012 için yardıma geliyordu. Sözü bulursunuz. Güneş ışıklarının Mayalar dünyanın geçireceği senesinde bitiyor tartışmasını. uzatmadan şu sonuca varabiliriz yıl içinde düşme açılarını mı büyük değişim evrelerini “Eee, biterse bitsin. Bizim de ki hayal dünyamız galaksimizi desem, ekinoksların tarihlerini bilebildiler de kendi duvarlarımıza astığımız bile aşıyor!Demem o ki mi yoksa mevsimsel değişimleri değişimlerini ya da tarih takvimler bitmiyor mu neticede” Mayaların tarihe çaldığı maya mi… Hülasa birçok şeyin izine sahnesinden silineceklerini diyebilirsiniz. Keşke bununla tuttu gibi. bu piramitte rastlayabiliriz. acaba bilebildiler mi? Onlar sınırlı kalsa ama iş daha da Araştırmacıların verdikleri bilinmez ama takvimlerin 21 çetrefilli. Takvim bitince büyük HESAP UZMANI MAYALAR bilgilere göre Mayalar, Aralık 2012'yi gösterdiği günün felaketler ardı ardına Bu filmlerin insanlar üzerindeki astronomi ilminde de çok ileri şafağını merakla bekliyoruz. başlayacakmış Mayaların sosyolojik ve psikolojik etkisi bir seviyeye ulaşmışlar. Bu

hesaplamalarına göre. Yani nedir onu bilemem ama bu işten astronomi ve hesap uzmanı insanlık büyük tehlikede. büyük para kazanan kesimlerin uygarlık kendi yaşadığı Tarihçiler konuyla pek olduğu apaçık. Ama kardeşim zamandan önce dünyanın dört ilgilenmese de tarihi Mayalar da bu kadar çağ geçirdiğini ve beşinci çağa kalıntılardan bir şeyler çıkarırım konuşulmayı hak ediyor girdiğini yaptığı hesaplamalara ve bir kâr elde ederim kabilinden bir durum da söz dayanarak söylemiş. uyanıklığında olan kesimler, konusu. Mayaların bu hakkını Kendilerinden önceki dört çağ konuyu bir yerlerinden tutup teslim etmemek mümkün mü ve dört ırk tufanlarla yok olmuş çekiştiriyor. Televizyonlar, hiç? Mısırlıları bile amiyane ancak kurtulabilenler bunu radyolar, internet siteleri büyük tabirle sollamış olan bu kendilerinden sonrakilere bir hassasiyetle konuya eğilip medeniyetin ilginç özellikleri anlatma imkânı bulmuş. vatandaşın ilgisini konuya var. M.Ö 1000'li yıllarda Mayalar ve günümüz insanı son çekmeye çalışıyor. Öyle ki yaşamış; zaman, astronomi ve çağın içinde yer alıyor. M.Ö. 12 kendini konuyla doğrudan matematik alanında oldukça Ağustos 3114'de başlayan bu alakalı hisseden Hollywood'dan ileri bir uygarlık kurmuşlar. Bu son çağ, M.S. 21 Aralık 2012

Dünya Ekonomik Forumu tarafından alıyor. Listenin sonlarında ise Pakistan, Yemen görülüyor. yayınlanan 'Küresel Cinsiyet Eşitsizliği 2011 ve Özbekistan bulunuyor. 2006 yılından bu yana yayınlanan Küresel Raporu'nda Türkiye cinsiyet eşitsizliği Açıklanan raporda Türkiye her ne kadar 122. Cinsiyet Eşitsizliği Raporu cinsiyete dayalı sıralamasında sondan 13. sırada yer alıyor. 135 sırada yer alıyor ise de geçen yıllara kıyasla eşitsizlikleri ortaya koymayı ve bu konuda ülkenin bulunduğu listede ilk sıralarda İzlanda, Türkiye'de toplumsal cinsiyet eşitsizliği yaşanan olumlu/olumsuz gelişmeleri takip Norveç ve İsveç gibi Kuzey Avrupa ülkeleri konusunda olumlu gelişmelerin yaşandığı etmeyi hedefliyor.

CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİ SIRALAMASINDA TÜRKİYE 122. SIRADA

MUSTAFA İŞLİYEN

20!2

NE

Ü

7POPÜLER KÜLTÜR KTÜELBir varmış bir yokmuş...

kendilerini özel ve önemli gelmesiyle beraber arışmacılarına ışıltılı bir hissediyor. onlara diledikleri şekli dünyanın kapılarını Fakat yarışma sonrasında veriyor. Kişilikler, benlikler Yaralayan “realite hayatın gerçekleriyle karşı siliniyor, onlar sadece görülmek

yarışma programları”, Türk karşıya kalınca, hem ve gösterilmek istenenden ibaret izleyicisiyle buluşmaya başladığı çıplaklıklarını hem de hale geliyor. Görüntü öz'ü siliyor andan itibaren izlenme rekorları kullanılmışlıklarını derinden fark ve sıradan/gerçek insanlar birer kırıyor. Onlarca kişi, farklı ediyorlar. Bir zamanlar, masal kahramanına dönüşüyor.hayallerle bu yarışmalara çevrelerinde dolanan ve çığlık katılarak ünlü oluyor. Oyunu çığlığa kendilerini destekleyen kuralına göre oynayanlar ise “hayran kitlesinin” onları terk ününe ün katıyor. Ancak saatler etmesi şöhretimsilerin yıkımını 12.00'yi vurana dek sürüyor her daha da hızlandırıyor. Birçok “İzleyici yapımcının izletmek şey. Ve saatler 12.00'yi yarışmacının yarışma sonrasında istediği görüntüleri izliyor, olanı vurduğunda bir de bakıyorlar ki, psikolojik tedavi gördüğünü değil! Neticede sözleşmede kapı kendilerine sunulan o görkemli söylemesi de bu yıkımın önemli gibi 'yapımcı görüntüleri istediği dünya koskoca bir balkabağına bir göstergesi. şekilde montajlayabilir' maddesi dönüşmüş! var. Seni rezil etmek de, vezir BBG, Popstar, Gelinim Olur etmek de onların elinde. musun?, Yetenek Sizsiniz Yapmadıkların, söylemediklerin Türkiye, Var mısın Yok musun? ve hissetmediklerin yapmışsın, ve diğerleri... Ekranlarımız Şöhretimsiler, ekran karşısında söylemişsin gibi yayınlanıyor. şimdiye dek kısa yoldan üne ve kendisi gibi olmaktan çok, arzu Bunun sağladığı tek bir yarar paraya kavuşma vaadine kapılan edileni oynuyor. İzleyicinin var; bu şekilde izlenme oranı milyonlarca genci ağırladı ve kafasında şekillenen soyut arzu,

artıyor.” BBG (Biri Bizi ağırlamaya da devam ediyor. yarışmacılarla beraber somut bir

Gözetliyor) yarışmacılarından Onları kısa sürede tanıdık, hal alıyor. Soyut arzuyu Eray Sezer, BBG tanıdığımıza da memnun olduk cisimleştirme gibi bir becerisi (Bazı Bilinmesi ve hep devamını istedik. olan şöhret kültürü, yarattığı Gerekenler) adını Şöhret dünyasının tılsımına starları adeta bir meta gibi verdiği kitabında bu kapılan bu yarışmacıların görüyor ve kullandığı bu şekilde anlatıyor yarışmadaki durumu ilk bakışta 'Kral Çıplak' metaları pazarlamak için çeşitli izlenimlerini. Televizyonların hikâyesini anımsatıyor aslında. stratejiler geliştiriyor. Bu tecimsel bir kurum olduğu Çünkü şöhret olmayı hak edecek stratejilerin başındaysa, sıradan düşünülürse, reyting için her kadar kendilerine has belli bir insanların 'görülecek insanlar' şeyin mubah kabul edilmesi son becerisi ya da özelliği olmayan haline getirilmesi geliyor. derece normal. Bunun doğal şöhretimsiler, medya ve halk Yarışmacıların ilk etapta sıradan

tarafından öyle bir allanıp sonucu olarak da gizliden gizliye bireyler olması izleyicinin pullanıyor ki, onlar da bir an için hoşuna gidiyor. Çünkü izleyici 'tüccar', 'müşteri' ve 'meta' gibi kendi çıplaklıklarını görmezden kendine benzeyeni seviyor. kavramlar gündeme geliyor.geliyor. Ve yarışmanın büyüsüne Onlarla özdeşlik kurabildiği Müşterisini çok iyi tanıyan kapılan yarışmacılar, gerçekten ölçüde bu programların tüccar işini biliyor, müşteri de de “şöhret” olduklarına inanarak, bağımlısı oluyor. Yarışmacılarla durmaksızın yenilik

kendini özdeşleştiren izleyici bekliyor. Böyle bir ekrandaki karakterin matematik gerçeklikte davranışlarını kendi insanlar ve duygular, alınır davranışlarının dışavurumu gibi ve satılır bir “şeye” algılıyor ve bastırılmış dönüşüyor ve dilendiği anda duygularını bu şekilde tatmin nesneleştirilmiş özneler edebiliyor. harcanabiliyor. Çünkü Bunun yanı sıra sıradan kapitalist sistem, tüketicilerden insanların da bir şekilde bir tükettikleri metanın kendi yerlere geldiğini gören izleyici

içindeki eskime “o yaptığına göre ben de

özelliğinin yaparım” inancına kapılıyor.

farkında Böylelikle toplumun büyük bir olmasını kısmının bu programlara istiyor. Ve beklenen özenmesi sağlanıyor. Zamanla sonuç; yarışmacıların ünlü medyanın sihirli değneğinin olmak adına verdiği tüm etkisi ve halkın da desteğiyle bu uğraşlar, iskambil kartlarından sıradan insanlar 'özel insanlar' yapılan evler misali, haline getiriliyor.yapımcıların bir üff'üyle yerle İşte her şey bu aşamadan sonra bir oluyor! Yarışmacılar çaresiz, başlıyor. Yarışmacıların kurban olduklarını anlıyor ama üzerinden rant elde etmek “eskidikleri” için seslerini kimse isteyen yapımcılar,

yarışmacıların istedikleri kıvama duymuyor artık...

YARIŞMALARIN ASIL GALİBİ MEDYA

MEDYANIN SİHİRLİ DEĞNEĞİ NASIL İŞLİYOR?

Birçok kişi şöhret yarışmalarından hayal kırıklığıyla ayrılıyor. Bu durumda gökteki üç elma da medyanın payına düşmüş oluyor!

FADİME ŞİMŞEK

aktüelNEÜ

OC

AK

20

12

Sa

yı:3

GEZİ

NASIL GİDİLİR? Nevşehir'e 10 km uzaklıktaki Göreme'nin ulaşımı oldukça kolay. Nevşehir şehir merkezinden kalkan Göreme otobüsleri ya da Göreme üzerinden giden Avanos özel halk otobüsleri ile Göreme'ye kısa sürede ulaşmanız mümkün.

NE YENİR? Göreme yemek kültürü bakımından oldukça zengin. Hatta öyle ki Göreme Belediyesi tarafından geleneksel olarak düzenlenen 'Yemek Festivali' bile var. Göreme mutfağı özellikle tandırda pişirilen yemekleri ile öne çıkıyor. "Ağ pahla" adı verilen kuzu etli tandır fasulyesinin oldukça ünlü olduğu Göreme mutfağında testi kebabının da ayrı bir yeri var. Yörede ayrıca bulgur, mercimek, nohut ve kıyma karışımıyla yapılan 'tandır çorbası' da hatırı sayılır bir üne sahip. Göreme'ye has tatlıları da burada anmadan geçmeyelim. Sini baklava olarak adlandırılan ev baklavaları Göreme mutfağının favorileri arasında. Ayrıca 'bitirgen kayısı tatlısı', 'köftür tatlısı' ve 'dolaz tatlısı' da yine yöresel lezzetler arasında ilk akla gelen tatlılardan.

NE ALINIR?Turistik bir kasaba olan Göreme'de çok sayıda hediyelik objeye ve hediyelik eşya mağazasına ulaşmak mümkün. Hiç şüphesiz bu objeler arasında oyma peribacaları ilk akla gelen Göreme hatırası. Ayrıca Nevşehir'in meşhur soğanlı bez bebekleri, Kapadakya'nın yöresel giysi ve çantaları, el örgüsü kolye ve bileklikler, rengarenk lambalar Göreme'de sıkça rastlayabileceğiniz hediyelik objeler arasında. Tabii el emeği kilim ve halıları atlamak olmaz. Şayet bütçeniz el veriyor ise meşhur el dokuması halılar da hatırı sayılı bir Göreme hatırası olabilir.

Bir peri masalı: GÖREME

Nevşehir'e gelen misafirlerimiz için dokya'nın uluslararası bir boyut kazanmasına hep aynı cümle dökülür du- yıllardır hizmet ediyor. daklarımızdan: “Göreme'yi göre- Yerli ve yabancı turistlerin ilk uğrak yerleri

meden gitmeyin.” Peki nedir Göreme'yi arasında 'Göreme Açık Hava Müzesi' böylesine görülesi kılan? Adeta bir masal bulunuyor. Tarihin önemli izlerinin görüldüğü diyarını andıran; düş ile gerçeğin iç içe geçmiş müze kaya içine oyulmuş manastırlar ve görüntüsü bile Göreme'nin ziyaret edilmesi kiliselerin yanı sıra keşiş yemekhaneleri, kiler için bir neden sayılabilir. ve mahzen gibi yaşam alanlarından ve mezar Kapadokya bölgesi ile özdeş hale gelen odalarından oluşuyor. Müze bünyesinde peri bacaları Göreme'nin kalbi yer alan ibadethanelerde özellikle gibi, bir nevi Göreme'ye ha- VII. yüzyıldan XII. yüzyılın yat veriyor. Yörede turizm inancına, mimarisine ve sektörünün oldukça kültürel dokusuna dair ilerlemesi de bunun önemli izler bulu- somut bir örneği nuyor. Bölgede yer olarak düşünüle- alan kaya manastır ve bilir. Göreme'yi tu- kiliseleri yörenin rizm cenneti haline eski çağlarda Hı- getiren; doğa ve ristiyanlık için özel insan elinin eşsiz bir yeri olduğuna ortaklığının görül- işaret ediyor. Kili- düğü peri bacaları her selerin duvarlarını yıl milyonlarca turistin süsleyen İncil'den a- ziyaretçi akınına uğ- l ıntı lanmış ve Hz. ruyor. Bu da 2 bin nüfuslu İsa'nın hayatını anlatan bu şirin kasabaya özellikle resimler de bunun bir yaz aylarında bir hayli göstergesi. Nevşehir, Ür- hareketlilik katıyor. güp, Avanos üçgeni arasında Kapadokya bölgesinde ol- yer alan yörenin etrafı dukça geniş bir alana sahip olan vadilerle çevrili. Bu nedenle 'Göreme ve Kapadokya Milli eşsiz doğa manzarası ve tarihi Parkı' Göreme'nin benzersiz jeo- ibadet yerleri dışında Göreme'nin morfolojik, kültürel, tarihi ve estetik çevresinde yer alan vadiler de turistler yapısını içinde barındırıyor. Bölgenin için iyi bir alternatif oluşturuyor. Bu zenginliğini göstermesi açısından önem anlamda Zemi, Bağlıdere, Güllüdere, taşıyan bu park, 1985 yılında UNESCO Meskendir, Güvercinlik, Kızılçukur vadileri Dünya Mirası Listesi'ne alınarak Kapa- görülesi yerler arasında.

Kapadokya bölgesi milyonlarca yıl önce yanardağların püskürttüğü lavlarla kaplanmış ancak zamanla yağmur suları ve rüzgârların

etkisiyle bölge, adeta küllerinden yeniden doğmuş. Peribacaları olarak adlandırılan jeolojik oluşumlar, eski dönemlerde ev ve kilise olarak

kullanılırken günümüzde bölgeye milyonlarca turisti çekiyor

Balon turları yörenin adeta sembolü haline

gelmiş durumda