sayi: 239 10 temmuz 2005 2.500.000 tl - 2.5 ytl · yarlarca insanýndan daha büyük bir servete...

24
sosyalist isci SAYI: 239 10 Temmuz 2005 2.500.000 TL - 2.5 YTL www.sosyalistisci.org SAVAÞA ve YOKSULLUÐA KARÞI KÜRESEL DÝRENÝÞ Küresel sermayenin iki çirkin yüzü Dünyanýn efendileri her gün servetlerini arttýrýyor - lar. Bir avuç çokuluslu þirket dünyanýn en yoksul mil - yarlarca insanýndan daha büyük bir servete sahip. Ve yoksul ile zengin arasýndaki fark her geçen gün açýlýyor. Büyük emperyalist ülkeler dünya üzerindeki hakimiyet - lerini daha da güçlendirmek için bütün ülkeleri küresel sermayeye sonuna kadar açýlmaya sorluyorlar. Buna direnenlere ise ellerindeki devasa ordularla saldýrýyorlar. Irak, dünya tarihinin belki de en büyük özelleþtirmesi. Bu ülke önce silahsýz- landýrýldý, ardýndan iþgal edildi ve sonra da yað- malanmaya baþlandý. Ancak küresel sermayeye karþý bir de direniþ var. Savaþa karþý bir direniþ var. Her geçen gün büyüyen, egemen sýnýflarý rahatsýz eden bir direniþ. Yeni bir dünya isteyen bu yepyeni hareket insanlýðýn umudu. Harekete sizde katýlýn! Yüzbinler Ýskoçya’da insanlýðýn G8’e karþý olduðunu gösterdi sayfa: 3 - 5 YOKSULLUÐUN ve SAVAÞIN EFENDÝLERÝ Lindsey German ve Arudhati Roy sayfa: 3 - 5 Ahmedinecad muhafazakâr mý? sayfa 11 Ýmparatorluk Çökmeden önce sayfa: 14 Marksýn deðer teorisi sayfa: 16 Afrika adalet istiyor Afrika diktatörlüklerini Batý destekledi sayfa: 20-21 Çin süper güç mü oluyor sayfa: 19

Upload: others

Post on 04-Oct-2020

0 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: SAYI: 239 10 Temmuz 2005 2.500.000 TL - 2.5 YTL · yarlarca insanýndan daha büyük bir servete sahip. Ve yoksul ile zengin arasýndaki fark her geçen gün açýlýyor. Büyük

ssoossyyaalliisstt iissccii SAYI: 239 10 Temmuz 2005 2.500.000 TL - 2.5 YTL

www.sosyalistisci.org

SSAAVVAAÞÞAA vveeYYOOKKSSUULLLLUUÐÐAAKKAARRÞÞII KKÜÜRREESSEELL

DDÝÝRREENNÝÝÞÞ

KKüürreesseell sseerrmmaayyeenniinn iikkii ççiirrkkiinn yyüüzzüü

Dünyanýn efendileri hergün servetlerini arttýrýyor-lar. Bir avuç çokuluslu þirketdünyanýn en yoksul mil-yarlarca insanýndan dahabüyük bir servete sahip. Veyoksul ile zengin arasýndakifark her geçen gün açýlýyor.

Büyük emperyalist ülkelerdünya üzerindeki hakimiyet-lerini daha da güçlendirmek

için bütün ülkeleri küreselsermayeye sonuna kadaraçýlmaya sorluyorlar.

Buna direnenlere iseellerindeki devasa ordularlasaldýrýyorlar.

Irak, dünya tarihinin belkide en büyük özelleþtirmesi.Bu ülke önce silahsýz-landýrýldý, ardýndan iþgaledildi ve sonra da yað-

malanmaya baþlandý.Ancak küresel sermayeye

karþý bir de direniþ var.Savaþa karþý bir direniþ var.Her geçen gün büyüyen,egemen sýnýflarý rahatsýzeden bir direniþ.

Yeni bir dünya isteyen buyepyeni hareket insanlýðýnumudu.

Harekete sizde katýlýn!

YüzbinlerÝskoçya’dainsanlýðýn G8’ekarþý olduðunugösterdi

ssaayyffaa:: 33-55

YOKSULLUÐUNve SAVAÞINEFENDÝLERÝLLiinnddsseeyy GGeerrmmaannvvee AArruuddhhaattii RRooyy

ssaayyffaa:: 33-55

Ahmedinecadmuhafazakâr mý?

sayfa 11

ÝmparatorlukÇökmeden önce

sayfa: 14

Marksýn deðerteorisi

sayfa: 16

Afrika adalet istiyorAfrikadiktatörlükleriniBatý destekledi

sayfa: 20-21

Çin süper güç müoluyor

sayfa: 19

Page 2: SAYI: 239 10 Temmuz 2005 2.500.000 TL - 2.5 YTL · yarlarca insanýndan daha büyük bir servete sahip. Ve yoksul ile zengin arasýndaki fark her geçen gün açýlýyor. Büyük

2 sosyalist iþçi sayý: 239

BBAAÞÞYYAAZZII

RRoonnii MMAARRGGUULLÝÝEESS

Bu yýlýn bahar aylarýndatüm Avrupa'da sýnýf mücade-lesinin geleceðini belirleyecekolan bir dönüm noktasýyaþadýk, yaþýyoruz.

Dönüm noktasýÝngiltere'de, 5 Mayýs genel

seçimlerinde ta 1946'dan beriilk kez sosyal demokrasininsolunda bir milletvekili seçil-di. Arkasýndan, Fransa'datüm solun bugüne dekgörülmemiþ ölçüde birleþikolarak yürüttüðü bir kampa-nya sonucunda iþçi sýnýfýnýn%93'ü ve toplumun çoðun-luðu Avrupa Birliði'ninneoliberal ve militaristanayasasýna "Hayýr" oyuverdi. Sonra, bu ayAlmanya'da Schröder'inneoliberalizmine artýk teslimolmak istemeyen bir grupsosyal demokrat sendikacý iledevrimcilerin birlikte kur-duðu Wahlalternative adlýsiyasi oluþum DoðuAlmanya'da güçlü olan PDSile birleþme kararý aldý vesosyal demokrat partisiSPD'nin eski lideri OscarLafontaine yeni partiyekatýlacaðýný ilan etti.

Respect parlamentodaÝngiltere'de Sosyalist Ýþçi

Partisi (SWP) önderliðindesolun, savaþ karþýtlarýnýn,yükselen Ýslam düþmanlýðýsonucunda radikalleþenMüslüman azýnlýðýn, bazýsendikacýlarla Tony Blair'inpartisinden ayrýlan bazýsosyal demokratlarýn kur-duðu Respect, GeorgeGalloway'i parlamentoyasokmanýn yaný sýra, DoðuLondra ve Birmingham'ýniþçilerle azýnlýklarýn yoðunolduðu bölgelerinde, ÝþçiPartisi'nin gelenekselkalelerinde %20'nin üzerindeoy aldý. Bir milletvekili ilebirkaç bölgede %20 çokönemli görünmeyebilir. Amasosyal demokrasinin 100yýldýr iþçi sýnýfý üzerindeboðucu bir hegemonyasürdürdüðü Ýngiltere'de busonuçlar ciddi bir siyasidepreme yol açmaya aday.

Birincisi, Ýþçi Partisi'nintabanýndaki binlerce, on bin-lerce Tony Blair düþmanýzaten Irak savaþýnýn baþladýðýgünden beri güvenebilecek-leri, ciddi bir alternatif arýyor.Respect, seçimlerde ciddiyeti-ni kanýtladý. Ýkincisi, seneyebu zaman, Respect'in Londrave Birmingham'da birkaçbelediyeyi ele geçirmeolasýlýðý yüksek. Ondan son-rasý ise, Ýngiltere siyasetindeyepyeni bir dönem olacak;iþçi sýnýfýnýn, savaþ karþýt-larýnýn, ezilenlerin sesiduyulmaya baþlayacak.

Neoliberalizme hayýr!Avrupa anayasasý

Türkiye'de yaygýnca sanýldýðýgibi demokrasinin, insanhaklarýnýn anayasasý deðil.Neoliberalizmi veAvrupa'nýn askeri saldýrgan-lýðýný yasalaþtýran biranayasa. Fransa'da çarpýcýölçüde yaygýnlýk kazanan,etkili olan "Hayýr" kampan-yasý saðcýlarla faþistlerin mil-liyetçi kampanyasý deðil, bir-leþik solun yürüttüðü veneoliberalizm ile militarizmivurgulayan bir kampanyaidi. En önemlisi, KomünistPartisi ile Ligue CommunisteRevolutionnaire (LCR) veLutte Ouvriere (LO) adlý ikibüyük troçkist parti, SosyalistParti tabanýnýn yarýya yakýný,ATTAC ve pek çok baðýmsýzbirlikte çalýþtý. Bin yerel"Hayýr Kollektifi" kuruldu,on binlerce anayasa toplantýsýdüzenlendi.

Sonuçta, tüm kamu yokla-malarýnýn gösterdiði gibi,iþsizliðe, özelleþtirmeye,sosyal harcamalarýn kesilme-sine karþý olanlar kazandý.Türkiye'nin AB'ye girmesininbu oylamada önemli bir konuolduðu düþüncesi ise, bütündünyanýn Türkiye ileilgilendiðini zannedenlerinhüsn-ü kuruntusundanibaret.

Fransa'daki oylamanýn ikiönemli etkisi oldu. Birincisi,Avrupa sermayesinin plan-larýna Avrupa'nýn en önemliiki ülkesinden birinde ciddibir darbe vurulmuþ oldu.Ýkincisi, birkaç yýl önce LCRile LO'nun cumhurbaþkanlýðýseçimlerinde %10 almalarýylabaþlayan sol birlik süreci devbir adým daha atmýþ oldu.Þimdi, "Hayýr" kollekti-flerinin kalýcýlaþtýrýlmasý, tümsolun birlikte çalýþmasýnýnsürdürülmesi tartýþýlýyor.

WahlalternativeAlmanya'da Schröder'in

SPD'sinin Ekim ayýndaseçimleri kaybedeceði kesin.Açýk ki, milyonlarca insan birdaha neoliberal SPD'ye oyvermek istemiyor, ama saðcýCDU'ya da oy verecekdeðiller. Daha geçen sene birgrup sendikacýnýn etrafýndakurulan Wahlalternativeeyalet seçimlerinde önce%2,2, sonra %4.2 oy alarakbeklenmeyen bir baþarýgöstermiþti, ama genel seçim-lerde pek baþarý þansý yoktu.Eski Doðu Alman komünistpartisinin devamý olan PDSise Batý'da bir varlýkgösteremiyordu.

Bu ikisinin birleþmesi,ardýndan da SPD'den ilkelibir þekilde istifa ettiði için solsosyal demokratlar arasýndahâlâ büyük prestij sahibi olanLafontaine'in yeni partiyekatýlýmý, Ekim seçimlerindeciddi bir sol alternatif olacaðýanlamýna geliyor.

Almanya'da nýspi temsil sis-temi olduðu için, sonbahardaAlmanya parlamentosundada savaþa ve neoliberalizmekarþý sesler olacaðý hemenhemen kesin.

Hareketin yeniaþamasý

Bu geliþmelere Ýtalya'daRefondazzioni Commun-ista'nýn, Danimarka'daKýrmýzý-Yeþil ittifakýnýn,Portekiz’de Sol Blok'un attýðýadýmlarý da eklersek, açýk kiAvrupa'da bir þeyler oluyor.

Ne oluyor? Antikapitalisthareket, savaþ karþýtý hareket,neoliberalizme karþýSeattle'dan beri dalga dalgayayýlan muhalefet hareketidaha doðrudan siyasi birmecraya dökülmeye baþlýyor,siyasi temsil araçlarý ve par-tiler oluþturmaya baþlýyor,egemen sýnýflarý bizzat kendiplatformlarýnda, parlamento-da sýkýþtýrmaya baþlýyor.

Geniþ kitlelerin önündekiseçenek artýk "neoliberalizmi

sað partiler mi uygulasýn,sosyal demokrat partiler mi?"olmaktan çýkýyor. Neoliberalpolitikalarý, savaþ çýðýrtkan-lýðýný tümüyle reddetmeolanaðý yaratýlýyor.

Parlamentodanbize ne?

Bütün bunlar devrimcileriilgilendirmez diye düþünen-ler, parlamentodan bize nediyenler olabilir. HattaTürkiye'de olacaðý kesindir.

Doðrudur; kapitalizm parla-mentoda yýkýlmaz, sosyalizmparlamentoda kurulmaz.Ama sosyalizm, geniþkitleleri kapsayan, hareketegeçiren, özlemlerine ve talep-lerine ses veren partileryaratýlmadan da kurulamaz.Egemen sýnýflarýn her alandakarþýsýna çýkmadan, kendiçözümlerini dayatmalarýnýher alanda engellemeden dekurulamaz.

Kitlelerin siyasileþmesi, ra-dikalleþmesi, egemen sýnýf-lara çeþitli alanlarda çelmetakarak kendine güvenkazanmasý, moral kazanmasýgerçekleþmedikçe, sosyalizm-den, toplumu köklü bir þek-ilde dönüþtürmekten sözetmek hayalcilikten ibarettir.

Evet, parlamento sýnýrlý biralandýr. Tek baþýna pek biranlamý yoktur. Ama toplu-mun büyük çoðunluðu, bu-gün, "siyaset" deyince parla-mentoyu anlar. Dolayýsýyla,hareket bu alanda da kitlele-re bir alternatif sunmalýdýr,gücünü burada da kanýtla-malýdýr.

Avrupa'daki geliþmelerhem hareketin yükselmeye,güçlenmeye devam ettiðinigösteriyor, hem solunhareketten ders almayadevam ettiðini, giderek dahabirleþik, daha kapsayýcýolmayý öðrendiðini gösteriy-or. Darýsý bizim baþýmýza!

Hareketinyeni dönemeci

Londra'da 7 Temmuz sabahý bir çokmerkezde, metro istasyonunda bombalarpatladý. Bu satýrlarý yazarken kaç kiþininöldüðü, kaç kiþinin yaralandýðý henüz kesin-leþmemiþti. Ama harekette bir tahribatýnyaþanacaðý çok açýk.

Londra gerçekten de çok kültürlü, çok kim-likli bir metropol. Daha da önemlisi Bush veBlair'in savaþ politikalarýna karþý mücade-lenin en önde gelen politik merkezi. Dahasavaþ baþlamadan önce yüzbinlerce savaþkarþýtý Londra sokaklarýndaydý. 15 Þubat2003 günü, tüm dünyada milyonlarcainsanýn katýldýðý savaþ ve Bush karþýtýeylemler arasýnda Londra'da gerçekleþengösterilere 2 milyon kiþi katýldý. DirenenIrak halký, Ýsrail devletine karþý mücadeleeden Filistin halký en kitlesel dayanýþmayýLondra'dan gördüler.

7 Temmuz'da patlayan bombalarýnöldürdüðü ya da yaraladýðý insanlar savaþave iþgale karþý olan, belki de savaþ karþýtýeylemlere katýlan insanlardý.

Üstelik 2 Temmuz'dan beri Londra veÝskoçya küreselleþme ve savaþ karþýtlarýnýngövde gösterisine tanýk oldu. Yüzbinlerceinsan yoksulluða ve savaaþ ayný anda karþýçýkan gösterilerde yer aldý. Dünya G8ülkelerinin liderlerinin ne dediðinden dahaçok yoksulluk karþýtý konsere, G8 karþýtýgösteri ve tartýþmalara odaklandý.

Fakat Londra'da patlayan bombalar þimdihavaný puslanmasýna neden olacak. Hiçbirþey, Ýngiltere'deki savaþ karþýtý hareketinetkisiyle imajý zedelenen ve itibarý düþenTony Blair'in iþine bu kadar yarayamazdý.Bush'un hiçbir halka iliþkiler temsilcisiLondra'da patlayan bombalar kadarBush'un politik önerilerine alýcý bulamazdý.

Bu yüzden bu eylemin anti emperyalizmlebir ilgisi olamaz. Koru ve terör yaratarakbüyük çoðunluðun yerine kendini ikameeden ve kitlelerin gücü yerine kendi eylem-lerine dayanan tutumlar, birleþtiðindesavaþý durdurma potansiyeline sahip olanbüyük çoðunluðun hareketten uzaklaþmasý-na neden olmaktadýr. Bu ister anarþistlerinyaptýðý 150 kiþilik çatýþmacý eylem olsun,ister büyük bir mitingden önce Taksim'depolisle çatýþmayý amaçlayan bir eylem olsunisterse de Londra'da bugün, Ýstanbul veÝspanya'da geçen seneki gibi bombalar pat-latýlarak düzenlenen eylemler olsun farketmez.

Bu eylemler, dünyayý, Bush ve Blair'indaha güvensiz bir hale getirdiði yönündekifikirlerimizi anlatmakta karþýmýza toz bulu-tuyla kaplý zorluklar çýkartsa da biz ýsrarlaayný vurguyu yapmaya devam etmeliyiz.Afganistan'da, Filistin'de ve Irak'ta iþgalsürdükçe, ABD'nin "Yeni Amerikan Yüzyýlý"programý devam ettikçe, dünyanýn birnumaralý teröristi Bush ve onun sað koluTony Blair savaþ mimarlýðýna devam ettikçe,dünya her geçen gün daha tehlikeli bir halegelecek.

Çözüm ABD ve müttefiklerinin ordularýnýnIrak’ý derhal terk etmesidir.

Egemenleredeðilhalka saldýrý

Yunanistan’da grev dalgasýYunanistan’da 50 bin banka iþçisi ikinci haftadýrgrevde ve Avrupa çapýndaki yeni liberal politikalarakarþý ayaklanmanýn yeni adýmý olarak Yunan iþçilerigenel greve gidiyor.

Yunanistan’daki saðcý hükümet ücretleri düþürmekistiyor ve emeklilerden kesintiler yapmaya hazýr-lanýyor.Hükümet banka ve liman iþçilerine saldýrýyor amabu kesimlerde grev çok güçlü. Ýþçiler 1993 grev dal-gasýný hatýrlatan sloganlar atýyorlar.sosyalist iþçi

Page 3: SAYI: 239 10 Temmuz 2005 2.500.000 TL - 2.5 YTL · yarlarca insanýndan daha büyük bir servete sahip. Ve yoksul ile zengin arasýndaki fark her geçen gün açýlýyor. Büyük

sayý: 239 sosyalist iþçi 3

Dünyanýn askeri ve ekonomikolarak en güçlü 8 ülkesinin li-derleri Ýskoçya'daGleneagles'de toplandýlar.

Bilinen gündemlerinin ikitemel maddesi vardý:Afrika'daki yoksulluk ve iklimdeðiþikliði. Her ikisi dedünyanýn en önemli sorun-larýnýn önünde geliyorlar.

Ne var ki aslýnda dünyadakiyoksulluðun, hastalýklarýn veher türlü baþka kötülüðünsorumlusu olan bu 8 ülkeninyöneticilerinin dünyanýn yok-sul insanlarýna verebilecekleribir þey yok.

Ýskoçya'da Gleneagles'da yap-týklarý tamamen bir sahne gös-terisi.

Ayný günlerde düzenlenenLive 8 konserleri de aslýnda G8liderlerinin sahne gösterisinitamamlamaktan baþka birþeydeðil.

Bob Geldorf ve arkadaþlarýBush'la görüþtüler ve tabii kihiçbir sonuç alamadýlar.

Ancak Bob Geldorf vearkadaþlarýnýn etkinliklerinekatýlanlarla bu etjinlikleridüzenleyen ve arkasýndaduranlarý ayný kefeye koymakda yanlýþ.

3.5 milyar insan Live 8 kon-serlerini dinledi. Yani insan-lýðýn çoðunluðu. Bu insanlar g(liderlerinin hiç bir sorunu çöze-meyeceðini biliyorlar ve bunaraðmen Afrika'nýn yoksulluðukonusunda küçük de olsa birtepki göstermek istiyorlar.

Ayný þekilde insanlýk iklimdeðiþikliði sorununda da çokbüyük bir tyehlike ile karþýkarþýya ve milyonlarca insan bukonuda da duyarlýlýðýný göster-mek istiyor.

Afrikalýlar ise bütünüyle farklýbir tutum içindeler. Onlar herdüzeyde efendilerden sadakaistemediklerini, haklarý olanýistediklerini söylüyorlar.

Adil bir ticaret, onlardan alý-

nanlarýn geri verilmesi.Bilindiði gibi Afrika en az 2

yüzyýldýr emperyalist ülkelerinyaðmasý altýnda. Ýnsan gücüköle olarak kaçýrýldý. Hammaddeleri yaðmalandý.

Ýsyanlarý bastýrýldý. Sahipolduklarý kurumlar daðýtýldý.Kültürel miraslarýnýn önemlikýsýmlarý yok edildi. Ve bütünbunlar emperyalist ülkelerinsemirip büyümesine, güçlen-mesine yaradý.

Afrika iþte bu nedenlerleyardým deðil, hakký olaný istiy-or.

G8 liderleri ise Afrika'nýnönüne bir sadaka ataraksorumluluklarýndan kurtula-bileceklerini sanýyorlar. Üsteliko sadakayý atarken de sayýsýztalep ileri sürüyorlar.

Bütün o taleplerin sonucu

Afrika'nýn baþtan aþaðý küreselsermayeye açýlmasý: Yani pazarekonomisine açýlmasý yani yeniliberalizme açýlmasý.

Eðitimin, saðlýðýn paralý halegelmesi, tüm kamu hizmet-

lerinden kamunun çekilmesi,herþeyin ama herþeyinözelleþtirilmesi.

Yani kýsacasý, Afrika'nýnyeniden yaðmalanmasý içinküresel sermayenin, çokulusluþirketlerin ihtiyacý olan altyapýnýn hazýrlanmasý.

En zenginler sadece kârlarýnakâr katmak istiyorlar.

Küresel ýsýnmaya gelince bukonuda ABD, Japonya ve kana-da hiçbir adým atmak iste-mezken diðer 5'i sanki adýmatýyor görünmek istiyorlar.

Oysa durum çok vahim.Dünya hýzla ýsýnýyor ve bu ýsýn-ma çok ciddi boyutlara ulaþtý.Çok ciddi önlemler alýnmazsadünya yaþanamaz bir yerhaline gelebilir.

Küresel ýsýnma bütünüyleinsan yapýsý. Yani baþta fosil

yakýtlar olmak üzere karbondioksitin aþýrý kullanýmýndandolayý dünya ýsýnýyor.

En büyük 8 ülke önce bugerçeði kabul etmeli.

Ancak açýk ki 8 devlet baþkanýbunu kendiliklerinden kabuledecek deðiller. Onlar dünyayahakim olmaya devam ede-bilmek için herþeyi yapabilirler.

Ýþte Afganistan savaþý, iþteIrak. Ýþte Çeçenistan.

Ancak bütün bu ülkelerdedireniþ de var. Ayrýcaemperyalistler Afganistan veIrak'a saldýrýrken bir baþkagücün doðmasýna neden oldu-lar: Dünya savaþ karþýtý hareketinsanlýðýn bugüne kadargördüðü en büyük kitlehareketi olarak ortaya çýktý veþimdi kapitalizm ile savaþýbaðlayan adýmlar atarakdünyanýn her yerinde emekçihareketini güçlendirip ileriçekiyor.

Dün Cenova'da G8 toplan-týsýný protesto eden büyükyýðýnlar bugün Ýskoçya'da aynýþeyi yapýyorlar. Ve bütün bumücadelelerde direniþin çýðlýðýhep ayný: Baþka bir dünyamümkün!

Hareket bütün gücüyle sokak-larda oluþurken bir yandan dabu baþka dünyanýn nasýl bir þeyolacaðýný tartýþýyor. Onbinlerceinsan sosyal forumlarda biraraya gelerek hem yenidünyayý tartýþýyor hem dehareketin bir sonraki eylemini,yönelimlerini kararlaþtýrýyor.

Baþka bir dünya aslýnda hýzlayaklaþýyor. Her eylemde, hertartýþma platformunda onunayak seslerini duymakmümkün. Bu, düzenli birordunun ritmik yürüyüþ sesiolmadýðý için kimileri yanýlý-yorlar ama coþku ile kararlýlýklayürüyenler, mücadeleyi karar-lýlýkla ama neþe içindetartýþarak sürdürenler geliyor.

Onlara katýlýn.

Ýngiliz polisininbütün çabalarýna rað-men onbinlerce gös-terici G8 liderlerinintoplandýðý oteliçevreleyen barikat-larýn önünde gösteriyaptý.

Polis otelden kilo-metrelerce uzaktakiEdinburg þehrindeotobüsleri durdur-maya, insanlarýn oto-büslere binmesiniengellemeye çalýþtý.

Çok yerde polisgöstericilereuyarmadan saldýrdý.

Bütün bunlara rað-men 25 bin göstericibütün barikatlarý aþýpG8 zirvesinin top-

landýðý Gleneagles'ageldi.

Çevredeki küçükþehirlerde veköylerde yaþayanlargöstericileri destek-lediklerini gös-terirken polis aldýðý

tutumla o insanlarýkoruduðunu söylüy-ordu.

Zirvenin baþladýðýgün Gleneagles'dagösteriler yapýlýrkenBush ile görüþmektengelen Bob Geldorf ve

arkadaþlarý Edinburgkentinde bir baþkakonser daha veriyor-lardý.

60 bin kiþininkatýldýðý bu gösteridede insanlar G8 lider-lerine tepkilerini gös-teriyorlardý.

Konser öncesikonuþan Geldorf isebu kez pek birkazaným eldeedemediklerini amabütün bunlarýn iyi birbaþlangýç olduðunusöylüyordu.

Ýskoçya bir keredaha gösterdi ki G8nereye giderse gitsinona karþý olanlardankurtulamaz.

Polise raðmen gösteri

Hareket bütüngücüyle sokaklarda

oluþurken biryandan da bu baþkadünyanýn nasýl bir

þey olacaðýnýtartýþýyor

Dün Cenovabugün ÝskoçyaYYAARRIINN BBAAÞÞKKAABBÝÝRR DDÜÜNNYYAA

Page 4: SAYI: 239 10 Temmuz 2005 2.500.000 TL - 2.5 YTL · yarlarca insanýndan daha büyük bir servete sahip. Ve yoksul ile zengin arasýndaki fark her geçen gün açýlýyor. Büyük

4 sosyalist iþçi sayý: 239

DDÜÜNNYYAAYYII BBÝÝRR OODDAADDAAOOTTUURRAANN 88 KKÝÝÞÞÝÝ DDEEÐÐÝÝLL

BÝZ DEÐÝÞTÝREBÝLÝRÝZMüzisyen Bob Geldorf ve

hesi kendisi kadar meþhurarkadaþlarý tarafýndanörütlenen YoksulluðuTarihe Gömelim adlý koal-isyon dünyanýn en zengin-leri Ýskoçya’da toplanýrken10 ülkede “Live 8” adlýdev konserler düzenledil-er.

Konserlere katýlým muaz-zamdý, televizyonlarýnýnbaþýnda seyredenler isetoplam 3.5 milyar kiþiydi.

Yani insanlýðýn yarýdançoðu G8 adlý en zenginülkelerin liderlerindenyoksul ülkelerinborçlarýnýn silinmesini,daha adil bir ticaret siste-mi kurulmasýný istiyor-lardý.

Live 8’in Londra’dakisahnesinini üstünde “Birodada oturan 8 kiþidünyanýn kaderinideðiþtirebilir” yazýyordu.

Bob Geldorf ne yaptý?

Live 8 konserlerinidüzenleyenler esas olaraken zenginlerle en yok-sullar arasýnda açýlanfarka, savaþa, Afrika’nýnacýmasýzca talan edilme-sine, yoksul ülkeler içinçoktan bir kabusadönüþmüþ olan borçlarakarþý bütün dünyadaduyulan öfkeyi dilegetiriyorlardý.

Ama Geldorf vearkadaþlarý bu öfkeninpatlamasýný deðil, sessizcezenginlerden yardýmdilemesini saðlamaya veöfkeyi yatýþtýrmaya çalýþýy-ordu.

Live 8 konserlerinekatýlanlar ve gene ayný

koalisyon tarafýndandüzenlenen 2 TemmuzEdinburgh gösterisinekatýlanlarýn çok büyükçoðunluðubelki de hayat-larýndailk defa politik birharekete katýlýyorlardý.

Çoðu için konsere gitmekve Madonna’yý, PinkFloyd’u, U2’yi dinlemek,G8 lidewrlerinde “lütfenacýyýn Afrikalýlara” demekbile ileri bir þeydi.

Ancak G8’e karþý sadeceLive 8 konserleri ya datelevizyonlarýn vegazetelerin göstermektenen çok hoþlandýklarý biravuç Karablokcu anarþistyoktu.

SSaavvaaþþ kkaarrþþýýttllaarrýý

Irak savaþýna karþý mily-onlarý harekete geçirmiþolan Savaþý DurdurunKoalisyonu ve o hareket-ten çýkan ve son seçim-lerde iktidardakiÝþçiPartisi’ne karþý baþarýlý birsonuç alan Respect veonun Ýskoçya’daki benzeri,Ýskoçya Sosyalist Partisi’devardý.

Bu gruplar yoksulluklasavaþý birbirine baðlýyorve Live 8 konserlerinegelenlere daha ileri birpolitik mesajý iletmeyeçalýþýyorlardý

Binlerce Respect veSavaþý DurdurunKoalisyonu aktivisti 5 gðnboyunca Ýskoçya’da büyükyýðýnlara savaþla yoksul-luðun küresel sermayeniniki çirkin ürünü olduðunuanlattýlar.

EEyylleemm vvee ttaarrttýýþþmmaa

G8’e karþý sadece müzikve gösteri yoktu. Canlý,hareketin sorunlarýný elealan tartýþmalar dayapýldý. G8 Alternatifi adlýgiriþim birçok tartýþmatoplantýsý düzenledi

GGeeoorrggee GGaalllloowwaayy((RReessppeeccttmmiilllleettvveekkiillii))::

BBllaaiirr yyookkssuullllaarrýýnn ddoossttuuyy-mmuuþþ,, AAffrriikkaa üüllkkeelleerriinneeyyaarrddýýmm eettmmeekk iissttiiyyoorrmmuuþþggiibbii ggöörrüünnüüyyoorr.. AAnnccaakk bbuuddooððrruu ddeeððiill.. BBllaaiirrAAffrriikkaa''yyaa yyaarrddýýmm eeddeemmeezz,,ççüünnkküü oo AAffrriikkaa''ddaakkii yyookk-ssuulllluuððuu yyaarraattaann 88 kkiiþþiiddeennbbiirrii.. ÇÇüünnkküü AAffrriikkaa''yyýý yyookk-ssuullllaaþþttýýrraann kkaappiittaalliizzmm vveeoonnuunn kkuurruummllaarrýýddýýrr..

YYookkssuull üüllkkeelleerriinnbboorrççllaarrýýnnýý ssiillmmeekktteenn yyaa ddaaaazzaallttmmaakkttaann bbaahhsseeddiiyyoorr-llaarr.. EEððeerr bbiizz oonnllaarrýýmmeeccbbuurr bbýýrraakkmmaassaayyddýýkk,,bbuu üüllkkeelleerr bbuu bboorrççllaarrýý hhiiççaallmmaayyaaccaakkllaarrddýý.. OOnnllaarrbbiizzee hhiiççbbiirr þþeeyy bboorrççlluuddeeððiill,, bbiizz oonnllaarraabboorrççlluuyyuuzz.. UUnnuuttmmaayyýýnn kkiiÝÝnnggiilltteerree AAffrriikkaa''yyýý iiþþggaalleettttiiððiinnddee ddüünnyyaaddaakkii eennyyookkssuull üüllkkeelleerrddeenn bbiirriiyyddiivvee zzeennggiinnlliiððiinnii AAffrriikkaa''ddaannççaallddýýkkllaarrýý iillee eellddee eettttii..

NNeeddeenn ssaaddeecceeAAffrriikkaa''ddaakkii yyookkssuulllluukkttaannbbaahhsseeddiiyyoorrllaarr;; nneeddeennLLaattiinn AAmmeerriikkaa yyaa ddaa OOrrttaaDDooððuu''ddaakkii yyookkssuulllluukkttaannbbaahhsseettmmiiyyoorrllaarr.. ÇÇüünnkküüOOrrttaaddooððuu vvee LLaattiinnAAmmeerriikkaa nnooee-lliibbeerraalliizzmmiinnaasskkeerrii vvee eekkoonnoommiikkssaallddýýrrýýllaarrýýnnaa ddiirreenniiyyoorr..ÝÝþþttee cceevvaapp bbuu!!

Hisham Ghenayem(FilistinliÖðrenciler Birliði Sekreteri):

Bence emperyalizm açgözlü süper güç-lerin daha fazla sayýda ülkeyi sömürme vekontrol etme isteklerinin sonucundanbaþka bir þey deðil.

Bugün Tony Blair'in ve bir çok liderin yok-sul Afrika ülkelerine yardým etmek istedik-lerini duyuyoruz. Ancak öncelikle bu yok-

sulluðun nereden kaynaklandýðýna bakmakzorundayýz. Örneðin Filistin'de bize, yýl-lardýr adalet ve özgürlük sözü verdiler vebunun önündeki en büyük engelin Arafatolduðunu anlattýlar. Þimdi Arafat yok? Pekinerede verdikleri sözler?

Bush demokrasiden söz ediyor ve Irak'ýn,Ýran'ýn demokratik olmadýðýný söylüyor. Ozaman þu soruyu sormak gerekiyor: Bushnasýl seçildi, bu mu demokrasi?

Page 5: SAYI: 239 10 Temmuz 2005 2.500.000 TL - 2.5 YTL · yarlarca insanýndan daha büyük bir servete sahip. Ve yoksul ile zengin arasýndaki fark her geçen gün açýlýyor. Büyük

sayý: 239 sosyalist iþçi 5

Göstericilerin çoðu Yok-sulluðu Tarihe Gömeliminisiyatifinin önderliðininbütün çabalarýna raðmenyoksulluk ile Irak savaþýarasýnda net bir iliþki ku-ruyorlardý.

Oxford’dan klise tarafýn-dan örgütlenmiþ bir oto-büsle Edinburg’a gelenJane “savaþ ve her gün 30bin çocuðun yoksulluktandolayý ölmesi arasýndakopmaz baðlar var” diy-ordu ve ekliyordu “bu ne-denle bugün yoksulluðakarþý yürürken SavaþýDurdurun Koalisyonu-’nun pankartýný taþýyo-rum.”

Chester þehrinden biröðretmen olan Peter “Ýn-sanlarýn ihtiyaçlarýný zen-ginlerin isteklerinin önü-ne geçirmedikçe daha adilbir dünya olamaz” diyor-du. Peter devamla “bugüngüzel olan þeylerden birisi

çok sayýda örgütün döviz-lerinin olmasý” dedi.

Londra’nýn siyah mahal-lesi Brixton’dan Barbara“Ýnsanlar bugünün tek ko-nulu olmasýný istemiyor-lar. Biz sadece yoksullukiçin deðil, savaþ, çevre,nükleer enerji ve mülteci-lerin politik haklarý için demücadele etmek istioruz”diyordu.

Bir baþka gösterici ise“Bütün bunlar bu gösteri-yi çok önemli hale getiriy-or. Ama daha sonra da bukonularda mücadeleyedevam etmeliyiz” diyeekledi.

Leicester’den Collin “bugösteriyi Gordon Brown(Ýngiltere Maliye Bakaný)ve Tony Blair’in kendiler-ine mâl etmeye çalýþ-malarýna kýzýyorum. Bubir fotoðraf çektirme fýr-satý deðil” diyordu.

“Yoksulluk ve savaþkopmaz baðlara sahip”

2 Temmuz Cumartesigünü dev bir beyaz çizgiEdinburg sokaklarýndayürüyordu. 400 bin kiþiMeadws adlý parktançýkýyor, uzun bir yolyürüyor ve tekrar parkadönüyordu.

Ýlk yola çýkanlar tekrarparka cardýklarýnda dahayüzbinlerce insan yolaçýkmamýþtý bile ve halayeni insanlar geliyordu.

Binlerce insan ise çimen-lere oturmuþ, naklenyayýnlanan Live 8 konser-lerini dinliyordu.

Bir taraftan da sürekliolarak katýlýmýn arttýðýilan ediliyordu: 100 bin,150 bin, 250 bin...

Göstericiler arasýndaliseli gençler de, emeklilerde, siyahlar da, beyazlarda vardý.

Gösteriyi örgütleyenlerherkesten beyazlargiymelerini istemiþti veçoðunluk öyle yapmýþtý.

Birçok gösterici kendisloganýný t-shirtün üzer-

ine yazmýþtý: “borçlarsilinsin”, “Savaþma,Yoksulluða KarþýMücadele Et” veya “iklimKaosuna Son” gibi.

Gösteriye yüzlercesendika, kampanya veparti katýlýyordu. Hepsikendi panlartlarýný hazýr-lamýþtý. En çok SavaþýDurdurun Koalisyonupankartý ve dövizi vardý.

Çoðunluk YoksulluðuTarihe Gömelim koalisy-onunun taleplerinebaðlýydý ama çok sayýdainsanýn daha ileri taleplerivardý ve G8‘e karþýkýzgýnlýk çok açýktý.

Resmi platformda insanhaklarý savunucusuBianca Jagger en çok des-teði aldý. IMF’yi ve Dün-ya Bankasýný eleþtirdi.

Gösteriye katýlanlarýnçoðu hayatlarýnda ilk kezbir yürüyüþe katýlýyor-lardý.

G8 için Ýngiltere’de sonyapýlan gösteriye 70 binkiþi katýlmýþtý!

YYeennii ddüünnyyaa ddüüzzeenniinnee kkaarrþþýý

3 Temmuz Pazar günü 64 küçük, 8büyük olmak üzere toplam 72 toplantýgerçekleþtirildi. Bunlardan Baþka BirAvrupa Mümkün baþlýklý bölümde þukonuþmacýlar vardý: Majid Al Gaood(Higher Comitee for National ForcesRejecting Occupation - Felluce), JohnRees (Respect Ulusal Sekreteri),George Galloway (Respect Milletvekili),Francisco Louca ve Ana Drago (SolBlok, Portekiz), Gennaro Migliore(Rifondazzione Ýtalya), FaustoBertinotte (Avrupa Sol Partisi Baþkaný),LCR'dan bir konuþmacý. Colin Fox (SSP,Ýskoçya Sosyalist Partisi)

Konuþmacýlarýn hepsi özet olarak þunoktalardan bahsettiler:

a) Savaþ karþýtý hareket baþladýðýgünden beri dünyada çok büyük biretkiye sahip oldu, kiteleleri sokaðadöktü, bir kuþaðý deðiþtirdi veAvrupa'da solun önünü açtý.

b) Yeni Avrupa Solu geleneksel poli-tikalarý ve geleneksel politika yapmabiçimini reddediyor. Avrupa Solu'nun

gücü buradan geliyor. Bugün Avrupasolu sosyal adalet temelindedemokrasi için mücadele ediyor.Avrupa solu savaþ karþýtý hareketüzerinden yükselmeli ve sosyal adalettalebinin ve ezilenlerin platformuolmalý.

c) Fransa'daki Avrupa Anayasasý'nahayýr oylarý aslýnda kapitalizme karþýverilmiþ sol oylardý. Özelleþtirmelere,askeri harcamalara karþý verilmiþoylardý.

d) Sadece yoksulluðu deðil, kapitaliz-mi tarih yapmalýyýz. Avrupa'da yeni birsol inþa etmeliyiz. Yeni tarih biziz.

e) Yeni bir sol yaratmak için

demokrasiyi geniþletmek için mücadeleetmeli, sosyal adalet ve karar almasüreçlerine katýlým talep etmeliyiz.

f) Ýngiltere'de Respect kitle hareke-tinin üzerinden yükseldi ve öyle kala-cak.

Bu toplantýlarýn ardýndan Stop TheWar Coalition (Savaþý DurdurunKoalisyonu) tarafýndan Naming TheDead isimli bir eylem düzenlendi.Akþam üzeri saat 18.00'deEdinburgh'un merkezinde toplanarakCalton tepesine yürüdük (BütünEdinburgh'u ayaklarýnýzýn altýna serenmuhteþem bir manzarasý vardý). Eylemeyaklaþýk 2.000 kiþi katýldý. Caltontepesinde Hailis Gulliani (CarloGulliani'nin annesi), Walden Bello,Kate Hudson (CND Baþkaný) gibi isimlerve bir okul öðrencisi, emekli bir askergibi insanlar tarafindan Irak'ta öleninsanlarýn isimleri okundu. (Bu aradaYýldýz ve ben bunu Türkiye'de de yap-malýyýz diye düþündük.)

AArriiffee vvee YYýýllddýýzz

AlternatifToplantýlardan

özetler

JJoohhnn RReeeess((RReessppeecctt UUlluussaall SSeekkrreetteerrii))::

Amerika tek baþýna Irak'a girebilirdi,ama bunu politik nedenlerden dolayýyapmadý. Bu nedenle yanýna Ýngiltere'yialdý. Amerika Ýkinci Dünya Savaþý son-rasýnda hem askeri hem de ekonomikaçýdan çok güçlüydü. Bu güç, savaþtansonra Amerika'ya Marshall Planý ileAvrupa ülkelerine yardým etme olanaðýverdi. Ama bugün durum böyle deðil.Amerika bugün askeri olarak çok güçlü,fakat ekonomik olarak deðil. BugünAmerika dünyadaki üretimin sadeceyüzde 22'sini gerçekleþtiriyor.

Savaþ karþýtý hareket baþladýðý gündenitibaren Bush'u savunma durumundabýraktý. Bugünkü savaþ karþýtý hareketbütün dünyaya, Vietnam Savaþý'na karþýgeliþen hareketten daha hýzlý yayýldý.

Bugün savaþ karþýtý hareket kendisi ilediðer sorunlar arasýnda kolaylýkla baðkurmayý baþarýyor, çünkü politik olarakçok güçlü bir hareket.

SSaammii RRaammaaddaannii ((IIrraakk))::

Ýþgal güçleri, eðer Irak'a hakim olmayýbaþarýrsa, hakimiyetlerini bütündünyaya yayabileceklerini düþünüyor.Bu nedenle Irak'taki iþgali durdurmakçok önemli. Eðer iþgali durdurmayýbaþarýrsak, dünyanýn geri kalanýna ege-men olmalarýný engellemiþ olacaðýz.Irak, daha büyük bir egemenlik pro-jesinin en önemli adýmý.

Irak'taki direniþçilere destek olmakiçin öncelikle söylenen yalanlarý teþhiretmeliyiz. Iraklý direniþçilerin teröristolduklarý ve sivilleri öldürdüklerisöyleniyor. Bu doðru deðil. Iraklý gibigörünüp sivilleri öldürenlerin çoðu iþgalgüçleri ve bu görüntüleri Iraklý direniþçi-leri suçlamak için kullanýyorlar. Bununtemel nedeni ise Irak direniþini ulus-lararasi kamuoyundan koparýp yalnýzkalmasýný saðlamak. Böylece insanlarýnIrak direniþini desteklemekten vazgeçe-ceklerini ve direniþçileri yenebilecekleri-ni düþünüyorlar.

Lindsey German ( SavaþýDurdurun Koalisyonu):

Zaman ilerledikçe Irak konusundaonlarýn yalan, bizim doðru söylediðimizortaya çýkýyor. Bugüne kadar bu yalan-larýn bedeli olarak 100 binden fazlaIraklý, 17 bin asker öldü. Bunlarýn bir kaçkatý da yaralý var.

Þimdi yalanlarýna yenilerini ekliyorlar.Irak'ta kalmalarý gerektiðini, çünküIrak'tan çekilirlerse halkýn birbiriniöldüreceðini söylüyorlar. Direniþçilerinsivilleri öldüren teröristler olduklarýnýsöylüyorlar. Bunlarýn hiçbirisi doðrudeðil. Irak halký iþgal güçlerinin bir anönce Irak'tan çekilmesini istiyor. Sivilleriöldürenler ise direniþçiler deðil, bizzatiþgal güçlerinin kendisi.

Eðer Bush Irak hakkýnda söylediðiyalanlarýn aynýsýný Ýran hakkýndasöylerse, Ýran'ý da Irak'ý savunduðumgibi sonuna kadar savunacaðým. Amabuna gerek kalmayacak çünkü onlarýyeneceðiz

FFaauussttoo BBeerrttiinnoottttii((RRiiffoonnddaazzzziioonnee-ÝÝttaallyyaa))::

BBuu ssaavvaaþþ ssaaddeeccee IIrraakk''aakkaarrþþýý yyüürrüüttüülleenn bbiirr ssaavvaaþþddeeððiill,, aassllýýnnddaa ddüünnyyaannýýnnbbüüttüünn hhaallkkllaarrýýnnaa yyöönneelliikk bbiirrtteehhddiitt.. SSaavvaaþþ kkaarrþþýýttýý hhaarreekkeetthhaallaa bbüüyyüümmeeyyee ddeevvaamm eeddiiyy-oorr,, IIrraakk''ttaa kkii mmuuhhaalleeffeett vveeddiirreenniiþþ bbüüyyüümmeeyyee ddeevvaammeeddiiyyoorr.. AAmmeerriikkaa''ddaa bbiillee,,BBuusshh''uunn bbiirr aann öönnccee IIrraakk''ttaannççeekkiillmmeessii ggeerreekkttiiððiinnii ddüüþþüü-nneennlleerriinn ssaayyýýssýý hheerr ggeeççeennggüünn aarrttýýyyoorr..

DDüünn EEddiinnbbuurrgghh''ddaa yyookkssuull-lluuððaa kkaarrþþýý yyüürrüüddüükk..YYookkssuulllluuððuunn nneeddeennii,, yyookkssuullüüllkkeelleerriinn bboorrççllaannddýýrrýýllmmaassýý..ZZeennggiinn üüllkkeelleerr yyookkssuull

üüllkkeelleerree yyaarrddýýmm eettttiikklleerriinnddeebbiillee,, aassllýýnnddaa oonnllaarrýýnn yyookkssuull-llaaþþmmaassýýnnaa nneeddeenn oolluuyyoorrllaarr..YYookkssuulllluukk nneeoo-lliibbeerraall ppoollii-

ttiikkaallaarrýýnn ssoonnuuccuu.. NNeeoo-lliibbeerraallppoolliittiikkaallaarr yyookkssuulllluukk vvee kkrriizzyyaarraattýýyyoorr..

SSaavvaaþþ vvee yyookkssuulllluukk bbiirr-

bbiirriinnee ddooððrruuddaann vvee aayyrrýýllmmaazzbbiiççiimmddee bbaaððllýý.. BBuu bbaaððýýnn aaddýýkkaappiittaalliisstt kküürreesseelllleeþþmmeeddiirr..BBuuggüünn kkaappiittaalliizzmmee kkaarrþþýýmmüüccaaddeellee eettmmeeddeenn yyookkssuull-lluuððaa kkaarrþþýý mmüüccaaddeellee eeddiillee-mmeezz..

AAvvrruuppaa AAnnaayyaassaassýý iilleeAABBDD''nniinn ddüünnyyaayyaa tteekk bbaaþþýýnnaahhaakkiimm oollmmaa pprroojjeessii aarraassýýnnddaaaassllýýnnddaa bbiirr ffaarrkk yyookk..FFrraannssaa''ddaakkii hhaayyýýrr ooyyllaarrýý mmiill-lliiyyeettççii ooyyllaarr ddeeððiill,, bbuu ooyyllaarrssoollccuu vvee aannttii-kkaappiittaalliisstt ooyyllaarr..BBuuggüünn ddaahhaa ggüüççllüü oolldduuððuu-mmuuzzuu ssööyylleemmeemmiizzii ssaaððllaayyaa-ccaakk iikkii oollaayy vvaarr;; bbiirr ttaanneessiiFFrraannssaa vvee HHoollllaannddaa''ddaakkiihhaayyýýrr ooyyllaarrýý,, ddiiððeerrii iissee ddüünnEEddiinnbbuurrgghh''ddaa ggeerrççeekklleeþþmmiiþþoollaann ggöösstteerrii.. BBaaþþkkaa bbiirrAAvvrruuppaa mmüümmkküünn..

Page 6: SAYI: 239 10 Temmuz 2005 2.500.000 TL - 2.5 YTL · yarlarca insanýndan daha büyük bir servete sahip. Ve yoksul ile zengin arasýndaki fark her geçen gün açýlýyor. Büyük

6 sosyalist iþçi sayý: 239

SSaavvaaþþaa DDuurrdduurruunnKKooaalliissyyoonnuu’’nnuunnyyöönneettiicciilleerriinnddeennLLiinnssddeeyy GGeerrmmaann kküürree-

sseell ssiisstteemm vvee ssaavvaaþþ üüzzeerriinneeyyaazzddýý..

Geçen hafta ABDTemsilciler MeclisiAfganistan ve Irak savaþýiçin 45 milyar dolar dahaayýrdý. Böylece bugünekadar bu savaþlara ayrýlanpara 300 milyar dolarý aþtýki bu dünyanýn en büyükekonomik ve askeri güçleriiçin bile çok büyük birmiktar.

Parasýz saðlýk hizmetisaðlayamayan, yoksullaraverilen gýda yardýmýnýkesen bir ülkenin baþkanýülkenin gelirinin büyük birkýsmýný savaþa ve iþgaleayýrýyor.

2003 yýlýnda Irak savaþýnaharcanacak para ABD’dekiher aile için 1.514 dolarediyordu. Bu, ortalama birailenin gelirinin %4’üydü.

Ayný para Irak’lý aileleriçin harcansaydý her Iraklýaileye 6.745 dolar düþüyor-du. Kaç Iraklý bu tercihiyapardý bilmiyoruz amaþunu biliyoruz kiAmerikalýlarýn veIraklýlarýn çoðunluðuparanýn savaþa deðilbarýþcý bir biçimde çokdaha iyi amaçlar için har-canmasýný tercih ederdi.

Son günlerde Ýngilizuçaklarý sözüm ona kendietkinlik alanlarýolanBasra’dan yüzlerce kilome-tre uzakta Irak’ý bombalýy-orlar. Böylesi olgulardanhiç bahsedilmiyor.

Erich Maria Remarque’ýnBirinci Dünya Savaþý üzer-ine yazdýðý ünlü romanýnýnbaþlýðý gibi: BatýCephesinde Yeni Bir ÞeyYok.

Bugün, büyük çoðunluðuile savaþý desteklemiþ olanbasýn ve politikacýlarIrak’da olup bitenleri

gazetelerde iç sayfalardaküçük bir yer ayýrmayaçalýþýyorlar.

Ama durum hiç de küçükbir sütuna sýðacak gibideðil.

“Bazý hükümetler itirazetse de iþgal baþladýðýndanberi 100 binin üzerindesivil Iraklý öldü. Ýtiraz edenhükümetlerin ileri sürebile-cekleri bir baþka rakam dayok!

Tabii bu hükümetlerkendi ölülerini sayýyorlar.Þimdiye kadar 88 Ýngiliz,1.700 Amerikalý askerölmüþ. 1.700 ölü oldukçaçok ve ancak Vietnamsavaþýnýn ilk dönemi ilekýyaslanabilir. Ayrýca iþgalgüçleri çok miktarda yaralýveriyorlar.

Sivil Iraklýlara Abu Gariphapishanesinde Ýngiliz veAmerikalý askerler tarafýn-dan yapýlan iþkenceler veaþaðýlama, Amerika veÝngiltere’nin nasýl bir iþgal-ci-sömürgeci hava içindeolduðunu iyi gösteriyor.

Su ve elektrik gibi temelihtiyaçlarýn hala yetersiz

oluþu, insanlarýn korktuk-larý içi sokaða çýkmamayaçalýþmalarý npormal iþ hay-atýný ve eðitimi hala ciddibir biçimde etkiliyor vebütün bunlar iþgalcilerinIraklýlarýn yaþamlarýnýdüzelttikleri palavrasýnýaçýða çýkarýyor.

Ýþ baþýnda bir hükümetolmasýna raðmen Irakbugün hala ekonomik veaskeri olarak iþgalcilertarafýndan yönetiliyor.

Ýþgalciler Felluce’dekikatlima ve bir çok baþkayerdeki aðýr saldýrýlara rað-men direniþi bitiremiyor-lar. ABD þimdi direniþinkimi kesimleri ilegörüþtüðünü itiraf etti. Bu,direniþin “terörist” olarakadlandýrýlamayacaðýný gös-teriyor.

Ýngiltere ve Amerika’dabugün giderek daha fazlainsan Tony Blair veBush’un Blair’in iddiaettiði gibi samimi ama yan-lýþ bir biçimde Irak’ta kitleimha silahlarý olduðu içinsavaþa girdiðine deðil, ta2003’de bu iki ülkenin

Irak’a saldýrmak içinanlaþtýðýna inanýyor.

Blair hükümeti her-halükârda saldýrmayahazýr olduðunu o vakitifade etmiþ. Blair’in yakýn-larýndan sýzan haberleregöre Ýngiltere bu tutumunuesas olarak Amerika’dasavaþ karþýtý bir hareketgeliþmesin ve Bushyeniden kazansýn diyealýyor.

George Galloway’inMayýs ayýnda bir ABD sen-ato komitesinin önüneçýkarak hakkýndaki iddi-alarý çürütmesi ve ABDyönetimini eleþtirmesiABD’de þok dalgalarýyarattý.

Eskiden savaþýeleþtirmekte çok tutuk olanbazý Demokrat senatörlerþimdi savaþa karþý dahaeleþtirel bir tutum almayabaþladýlar.

ABD Kongresi üyesi JohnConyers Galloway’in önesürdüðü sorulara cevapverilmesini istiyor.

Kongre üyesi MaxineWaters “parttimizin savaþ

konusundaki sessizliðinibozmasýný ve savaþa karþýtutum almasýný daha fazlabekleyemeyiz” diyerekTemsilciler Meclisi’ndeyeni bir grup kuruyor.

Tamamen haklý. Mayýsayý baþýnda yayýnlanan birkamuoyu araþtýrmasý%57’nin savaþý gereksizbulduðunu ortaya koyuy-or. % 56 ise savaþýn “kötü”ya da “çok kötü” gittiðinidüþünüyor. Þubat’tan buyana bu büyük birdeðiþim.

Ýngiltere’de savaþ Blairhükümeti için hala birkabus. Seçimlerde 1 mily-on oy kaybetti. Respect’inve diðer savaþ karþýtý aday-larýn baþarýsý ile karþýlaþtý.Tony Blair giderekpopülaritesini hýzla yitiriy-or.

Ama Blair Fransýz devri-minde önce ki Bourbonkraliyet ailesi gibi. Hiçbirþey öðrenmiyor ve hiçbirþeyi unutmuyor.

Bütün kartlarýný yenilib-eralizme yatýrýyor,kuruduðu üçüncühükümet tepeden týrnaðaÝþçi Partisi tabanýnýn tep-kisini topluyor.

Þimdi Blair Ýskoçya’daGleneagles’da savaþsuçlusu arkadaþý Bush’u vedünyanýn diðer en zenginülkelerinin liderlerinin G8zirvesine ev sahipliðiyapýyor. Bu toplantý ileBlair insanlarýn Afrika’nýnyoksulluðuna duyduklarýendiþeleri fotojenik tutum-larla gidermeye çalýþýyor.

Bu olayda ssavaþtan, hiçdeðilse G8 liderlerininsorumluluðunu taþýdýklarýemperyalist savaþlardanhiç bahsedilmiyor.

Dolayýsýyla Irak’ýn savaþve ambargo sonucudüþürüldüðü korkunç yok-sulluktan ve Afganistan’ýn“kurtarýlmasýndan” dörtyýl sonra dahi içindeolduðu derin yoksulluktanbu zewngin ülkelerin lider-leri hiç bahsetmiyorlar.

Borçlarýn silinmesindenbahsederken geçen Kasýmayýnda seçimlerden hemenönce Irak’ýn 30 milyardolardan fazla olan borcu-nun, özelleþtirmelerinönünü açmak ve küreselsermayenin yatýrýmlarýnýteþvik etmek için silin-mesinden hiç bahsetmeye-lim.

Irak savaþýnýn ve ardýn-dan iþgalininn mimarý PaulWolfowitz’in þimdi dedünyanýn en yoksul halk-larýna ekonomik teröruygulamasý için DünyaBankasý’nýn baþýna geçir-ilmesinden de hiç bahset-meyelim.

Cumartesi günkü gös-teriyi düzenleyenYoksulluðu TariheGömelim adlý gevþek koal-isyon da Savaþý DurdurKoalisyonu’nu dýþlamayaçalýþýrken ayný sessizliðipaylaþtý.

Bunun nedeni olarakSavaþý DurdurKoalisyonu’nunYoksulluðu TariheGömelim örgü-tlenmesiningörüntüsünü bozacaðý veeyleme katýlmasý halindeçok büyükolduðu içinherþeye egemen olacaðýkorkusu yattýðý ilerisürüldü.

Bugüne kadar 11 ulusalgösteri düzenlemiþ olanÝngiltere’nin en kitleselhareketinin katýlýmýnýengellemeye çalýþmakdünyaya savaþý ve yok-sulkluðu getiren hükümetekarþý çýkmamayý kabuletmektir.

Bu programý destek-lediðini söyleyen ÝngiltereMaliye Bakaný Brown birkaç ay önce Afrika’ya yap-týðý bir gezide Ýngiltere’nineski imparatorluk için özürdileyecek hiçbir nedeniolmadýðýný söylemiþti.

Yoksulluðu TariheGömelim’in tutumundakitehlikeli yan gösterilerininG8’in politikalarýnýn bireleþtirisi olmaktan çýkýp

YOKSULLUÐUNve SAVAÞINEFENDÝLERÝ

Page 7: SAYI: 239 10 Temmuz 2005 2.500.000 TL - 2.5 YTL · yarlarca insanýndan daha büyük bir servete sahip. Ve yoksul ile zengin arasýndaki fark her geçen gün açýlýyor. Büyük

sayý: 239 sosyalist iþçi 7

destekçisi haline gelme-sidir.

Demokrasi

savaþýn bütün bu iþlerlebir ilgisi olmadýðýnýsöyleyenler öyle olmasýnýistiyorlar, umud ediyorlarama gerçeklerden kaçama-zlar. Bize yoksulluðu,özelleþtirmeleri, zenginler-le yoksullar arasýndakifarkýn büyümesini vepazarýn herþeye hakimhale gelmesinin nedeniolan politikalar bize aynýzamanda savaþý getiriyor.

Hakim sýnýflarýmýzýn bizeönerdiði ve barýþý ve refahýgetireceðini söyledikleridemokrasi vizyonu pazarekonomisine mutlakuyumu dayatýyor.

Ne var ki bu politikanlayýþýn hakim olabilmesiancak savaþla mümkün.Yeni pazarlar için artanrekabet ekonomik küreselhakimiyetin yaný sýragiderek daha fazla askerihakimiyeti getiriyor.

Irak savaþýna harcananparanýn üçte birininBush’un kampanyasýnamali destek verenHalliburton gibi þirketleregitmekte olmasý isehikayenin sadece küçük birkýsmý.

Bütün süreç mümkünseikna yoluyla, deðilse þiddetkullanarak yeni pazarlarýaçmak.

Ancak bu süre. içindeþimdi bütün dünyayayayýlan bir muhalefetyarattýlar. Beþ yýl önceSeattle’da gösteri yapanlarþimdi emperyalizmi vedevletten gelen diðertehditleri de protestoetmek, onlara karþý da gös-teri yapmak zorunda.

Küresel sermayenindeðiþik temsilcilerine karþýmücadele edenler arasýn-daki iliþkiler giderekgeliþip artýyor.

HHiinnttllii yyaazzaarr vvee aakkttiivviissttAArruunnddhhaattii RRooyyHHaazziirraann ssoonnuunnddaaÝÝssttaannbbuull’’ddaa ttooppllaannaann

IIrraakk DDüünnyyaa MMaahhkkeemmeessii’’nnddeeddee kkoonnuuþþttuu..

Bu, Irak DünyaMahkemesi’nin sonuç otu-rumu. Bu son oturumunABD’nin 2003 Mart ayýn-daki iþgalden önce havaüslerini kullanarak Irak’ýbombaladýðý ve Iraksavunmasýný yok ettiðiTürkiye’de olmasý özellikleönemli. ABD politik dostuolarak gördüðü Türkhükümetinin desteðinindevam etmesini istiyor.

Bunlar Türk halkýnýnyoðun muhalefetine rað-men oluyor. Jürininsözcüsü olarak Türkiyehükümeti gibi Hindistanhükümetinin de kendisiniABD’nin ekonomik alandave savaþ konusundasaðlam bir müttefiki halinegetirmek istediðini söyle-mek istiyorum.

Irak DünyaMahkemesi’nin Brüksel veNew York’taki önceki otu-rumlarýndaki ifadelerIrak’ta olan bitenleri yakýn-dan izlemeye çalýþan biz-lerin bile bu ülkede olankorkunç olaylarýn ancakçok küçük bir kýsmýnýnfarkýnda olduðumuzuortaya çýkardý.

Tanýk ifadeler

Bu mahkemedeki jüriABD ve müttefikleri içinbasit bir suçlu ya da suçludeðil kararý almak içinburada deðil. Biz ABDiþgalinin sayýsýz alanlarda-ki delillerini incelemek vebbunalrýn arkasýndaki ned-neleri saptamak için bura-dayýz. Bütün bu delilleraslýnda bilinçli bir biçimdegözlerden saklanmayaçalýþýlýyor.

Savaþýn bütün yanlarý

incelenecek, yasallýðý, ulus-lararasý kurumlarýn rolleri,ve igalde rol alan en önem-li þirketlerin, basýnýn, veseyreltimiþ uranyum içerensilahlarýn, napalmýn,misket bombalarýnýn vediðer silahlarýn etkilerini,iþkenceyi ve iþkenceninmeþru hale getirilmesini vesavaþýn çevre üzerindekietkilerini, Arap hükümet-lerinin Irak’ýn iþgalindekirollerini ve Irak’ýn iþgalininFilistin’in iþgali ilew iliþk-isini araþtýrmak ve ortayaçýkarmak için buradayýz.

Bu mahkeme kayýtlarýdüzeltmek için giriþilen birçaba. Savaþýn tarihinimuzafferler açýsýndan deðilde geçici olarak, geçicikelimesini tekrarlamakistiyorum, yenilenleraçýsýndan belegelemeçabasýdýr.

Tanýk ifadeleri baþla-madan önce bu mahkemeüzerine söylenen bazýþeylere çok açýkça deðin-mek istiyorum.

Bu iddialardan birisi bumahkemenin tek taraflýolmasý. Sadece bir tarafýngörüþlerini temsil etmesi.Savunmasýz bir yargýlamaolduðu. Ve sonucun önce-den belli olduðu.

Bu bakýþ bu zor dünyada

ABD hükümetinin, ABDbaþkaný George Bush veÝngiltere baþbakaný TonyBlair’in baþýný çektiðisözüm ona koalisyonungörüþlerinin temsiledilmediði sonucunu önesürüyor. Irak DünyaMahkemesi’nin onlarýnsavaþý baþlatýrken ki argü-manlarýnýn farkýndaolmadýðýný ön görüyor.

Eðer çok uluslu medyaþirketlerinin, askeri birlik-lere yerleþtirilmiþ gazetecil-iðin olduðu bir çaðda her-hangi biri bunu söyleye-biliyorsa biz gerçekten ozaman tam bir ironi çaðýn-da yaþýyoruz, komediningereksiz hale geldiði çünküyaþamýnm kendisininkomedi olduðu bir çaðdayaþýyoruz demektir.

Önce kategorik olarakþunu söyliyeyim. Bumahkeme bir savunmadýr.Kendisi bir direniþbiçimidir. Tarihin enalçakça sürdürülen, ulus-lararasý kurumlarýn birülkeyi önce silahsýzlandýr-mak için zorla kullanýldýðýve sonra saldýrý baþladýðýn-da kenera çekilip tarihboyunca bir savaþta hiçkullanýlmadýk ölçüde çoksilahýn kullanýlmasýnýseyrettiði bir savaþýn kur-

banýnýn savunmasýnýyapýyoruz.

Ýkinci olarak bumahkeme hiç bir biçimdaSaddam Hüseyin’in savun-masý deðildir. Irak’ýn dahasonra yaþadýðý trajediyiaydýnlatma çabasý onunIraklýlara, Kürtlere, Ýranlýve Kuveytlilere karþýiþlediði suçlarý ortadankaldýrmaz.

Ancak, Saddam Hüseyinbu suçlarý iþlerken ABDhükümetlerinin onu maddiolarak ve politik olarakdesteklediðini unutmay-alým. Kürtlere gaz bombasýatarken ABD hükümetisilahlanmasý için ona maliyardým yapýyor ve sessizcekenarda duruyordu.

Þu anda konuþurken bileSaddam Hüseyin bir savaþsuçlusu olarak yargýlanýy-or. Ama onun iktidaragetirenlerden ne haber?Kim onu silahlandýrdý?Kim onu destekledi? Ve þuanda kim onu yargýlayarakkendisini tamamen temizeçýkarmaya çalýþýyor?

Ve ABD’nin bölgedekidiðer yaptýklarýna nedemeli.

Kanýtlar

Burada çok olaðanüstüinsanlar toplandý.

Muazzam bir þiddetlesürdürülen karþý propan-daya raðmen kararlýlýklaçalýþarak Irak’ýn iþgalinekarþý direniþde yer alamakisteyenler için çok önemlimalzemeleri, belgeleri biraraya getirdiler.

Amerika, Ýngiltere, Ýtalya,Avustralya ve diþðer yer-lerdeki savaþmak iste-meyen, bir dizi yalan içincanlarýný vermek ya dabaþkalarýnýn canlarýnýalmak istemeyen askerlerinelinde bir silah olmalý.

Gazetecilerin, yazarlarýn,þairlerin, þarkýcýlarýn,öðretmenlerin, sutesisatçýlarýnýn, taksi, þoför-lerinin, oto tamircilerinin,ressamlarýn, avukatlarýn,direniþde yer almakisteyen herkesin elinde birsilah olmalý.

Bu mahkemede bir arayagetirilen deliller meselaABD’nin kararlarýný taný-madýðý Uluslararasý CezaMahkemesi’nde GeorgeBush, Tony Blair, JohnHoward, Silvio Berlusconive bu savaþta yer alan veþimdi kâr elde eden bütündiðer hükümetmemurlarýný, ordu general-lerini, þirket yöneticilerinisavaþ suçlusu olarakyargýlamak için kullanýl-malý.

Irak’a saldýrý hepimize birsaldýrýdýr. Namusumuza,bilincimize, insanlýðýmýzave geleceðimize saldýrýdýr.

Irak DünyaMahkemesi’nin yargýla-masýnýn uluslararasýyasalara adayanmadýðýnýnfarkýndayýz.

Irak Dünya Mahkemesidünyanýn dört bir yanýnda-ki, Irak’da insanlarýnkatledilmesini, aþaðýlan-masýný, bir kenarda durupseyretmek istemeyen mily-onlarca insanýn bilincinegüvenmektedir.

KKüürreesseell BBAAKK Irak Dünya Mahkemesi’ne yoðun bir destek verdi. Bir ay boyunca çeþitli yer-lerde standlar açýldý, basýn açýklamalarý yapýldý. Yoðun bildiri ve broþür daðýtýldý. SanatçýMehmet Ali Alabora ve Mor ve Ötesi müzik grubu bu çalýþmalara doðrudan katýldý.

Page 8: SAYI: 239 10 Temmuz 2005 2.500.000 TL - 2.5 YTL · yarlarca insanýndan daha büyük bir servete sahip. Ve yoksul ile zengin arasýndaki fark her geçen gün açýlýyor. Büyük

8 sosyalist iþçi sayý: 239

Geçtiðimiz ay, onlarca aydýnýnimzaladýðý bir metin basýna vekamuoyuna duyuruldu.

Basýndan yoðun bir ilgi görenmetinde þunlar yazýyordu:

“Biz aþaðýda imzasý bulunan-lar

“Son günlerde yoðunlaþançatýþma ortamýndan derinkaygý duyuyoruz.

“Sadece geçen ay 50’ye yakýninsanýmýzý yitirdik.

“15 yýl süren ve 30 bini aþkýninsanýmýzýn kaybýna yol açan,taraflarca “düþük yoðunlukluçatýþma” veya “kirli savaþ”olarak adlandýrýlan döneminacýlarý, milyonlarca insanýmýzýderinden yaraladý.

“Artýk insanlarýmýz ölmesin,barýþ içinde ve adil bir yaþamsürelim.

“PKK’nýn silahlý eylemlerederhal ve önkoþulsuz son ver-mesini istiyoruz.

“Hükümetin, kalýcý barýþýnsaðlanmasý ve herkesindemokratik toplumsal hayatakatýlabilmesi için gerekli yasaldüzenlemeleri gerçekleþtirmesi-ni talep ediyoruz.”

Bu metin önemli bir eksikliktaþýyor. Kürt hareketinden kesinbir talepte bulunurken,hükümete ayný kesinlikleseslenmiyor. PKK’ye kati birbiçimde çaðrý yaparkenhükümetten yasal düzenlemeyapmasý çaðrýsýnda bulunuyor.Ýmza metni bu yüzden, imzaverenlerin niyetinin ötesindeyanlýþ anlamaya uygun bir poli-tik içeriðe sahip. Sanki çatýþmaortamýnýn sorumlusu Kürthareketiymiþ gibi, “PKK silahlýeylemlere derhal ve önkoþulsuzson ver”diðinde çatýþma ortamýsona erecekmiþ izlenimi yaratýy-or.

BBaarrýýþþ ssüürreeccii……

PKK lideri Abdullah ÖcalanKenya’da yakalandýðýnda odöneme kadar zaman zamandile getirdiði barýþ talebini dahakesin bir strateji olarak ifadeetmeye baþladý.

Binlerce insanýn yaþamýnýyitirdiði bir savaþýn ilelebetsürmesini bekleyen sol örgütler,

bu barýþ çaðrýsýný, “döneklik”,“ihanet” gibi suçlamalarladeðerlendirse de AbdullahÖcalan özellikle yargýlandýðýmahkemede yaptýðý savunmay-la daha fazla kan akýtýlmasýnaizin verilmemesi gerektiðiniaçýkladý.

Bu açýklamanýn gereði olarakda saldýrýlar durdu, gerillalarýnezici çoðunluðu sýnýr dýþýnaçýktý. Barýþ süreci baþladý…

Barýþ sürecinin samimi biradým olduðunu kanýtlamaçabasýnýn ürünü olarak, çeþitligruplar halinde gerillalarTürkiye’ye gelerek cezaevlerinegirdiler.

Kürt hareketi barýþ için bir diziadým daha attý. Kürt hareketininmerkezlerinden “DemokratikTürkiye”, “Birlikte yaþam” for-

mülleri üretilmeye çalýþýldý.Kürtler ayrýlmak istemedikleri-ni, kimliklerinin, dillerinin vesiyasal varlýklarýnýn tanýnmasý-na baðlý olarak geliþecekdemokratik bir yapýlanmaiçinde Türklerle birlikte yaþa-mak istediklerini daha yükseksesle anlatmaya baþladýlar. Budönem boyunca barýþ en çokkullanýlan, en çok atýlan sloganhaline geldi.

DDeevvlleettiinn ttuuttuummuu

Kürt hareketinin barýþsürecinde ýsrar etmesi, tersidüþünülse ve bazý çevrelercedevlete teslimiyet olarakgörülse de, devleti zora soktu.

Savaþmaya göre örgütlenmiþ,savaþ alýþkanlýklarýyla þekillen-

miþ ve savaþtan çýkar ve statükoelde ederek yaþamýný sürdür-müþ olan bir dizi güç kýsa birsüre ne yapacaðýný bilemez halegeldi. Bu güçler barýþ sürecineen baþýndan beri karþý çýksalarve “Öcalan’ýn idamý” talebiniyüksek sesle dile getirseler deidamýn kaldýrýlmasý toplumsalgerginliðin önemli ölçüde azal-masýna neden oldu.

Fakat tüm barýþ sürecindedevletin attýðý hemen hemen tekadým, idamýn kaldýrýlmasý oldu.Kürt hareketi genel af ve siyasetyapma hakký talep ederkendevlet piþmanlýk yasasýný çýkart-tý.

Anadilde eðitim talebine yanýt,tv’den uyduruk yayýnlar yap-makla sýnýrlanýrken Eðitim-Sengibi kitlesel bir örgütlenme bu

hakký savunduðu için kapatýl-maya çalýþýlýyor.

Dönem dönem AbdullahÖcalan üzerinde aylar sürentecrit politikalarý uygulandý.Bölgede savaþ halinden olaðanhale geçiþ tedrici bir biçimdeyaþanmaya baþlansa da Kürthareketinin barýþ süreciniyaygýnlaþtýrmasýnýn önü bir dizidinamiðin etkilemesiyle siyasalolarak açýlamadý.

Devletin savaþ isteyen kanadý,milliyetçiliðin yarattýðý etki,solun yanlýþ tutumlarý, CHP’ninmuhafazakar devletçiliði venihayet Kürt hareketinin kendiyanlýþlarý bu sürecin yavaþyavaþ týkanmasýna neden oldu.

YYeenniiddeenn ççaattýýþþmmaa vveeaayyddýýnnllaarrýýnn bbiillddiirriissii

2003 yýlýnýn sonlarýndanitibaren Kürt hareketi “ateþkesi”bozacaðýný duyurmaya baþladý.Sonuç olarak aydýnlarýn kendi-lerini hýzla refleks göstermekdurumunda bulduklarý, “düþükyoðunluklu savaþ öncesi” birduruma geldik.

Yeniden þehit cenazeleri, mil-liyetçi gösteriler, gerillacenazelerine saldýrý ve kitle gös-terilerinde ölümler yaþanmayabaþlandý.

Aydýnlar bildirisi, budönemde, Kürt hareketininbütün düzeylerince de ifadeedildiði gibi, eksiklikleribarýndýrsa da, desteklenmesigereken bir pratik sürecin baþla-masýna yardýmcý olabilir. Kürthareketi esas olarak çatýþmadeðil barýþ talebinin muhatapbulmasýný istemektedir.

Aydýnlarýn giriþimi bu barýþtalebinin daha yüksek sesle çýk-masý için atýlan bir adým olarakgörülebilir.

Çatýþma ortamýnýn toplumuhýzla peþinden sürükleyebile-ceði tehlikeli uçlarý iþaret etmesiaçýsýndan da bu giriþim biruyarý görevini yerine getirebilir.

Sosyalistler arabulucu deðil,ezilenlerle birlikte taraftýrlar.

Ama ezilenlerin lehinesonuçlanacak pratik arabulucu-luk giriþimlerini desteklemeksorunun toptan çözümündeatýlacak önemli bir ilk adým ola-bilir.

Kürt sorunu,çatýþma ortamý ve aydýnlarýn imzasý…

ezilenlerin lehine sonuçlanacak pratik arabuluculukgiriþimlerini desteklemek sorunun toptan çözümünde

atýlacak önemli bir ilk adým olabilir

ÇÇookk kkýýssaa bbiirr ssüürree öönnccee kurulan G8’e Hayýr Ýnisiyatifi 2 hafta süren bir kampanyanýn sonucundaÝstanbul’da Taksim gezi Park’ta basýnýn yoðun ilgi gösterdiði bir basýn açýklamasý düzenledi. .Ýki hafta boyunca 8 sayfalýk bir broþürden 1.000 adet daðýtýldý.16 Temmuz günü KKaarraakkeeddii’de (Büyükparmakkapý Sk, Hayat Apt, Kat:4 Ýstiklal Caddesi,Beyoðlu) Ýskoçya’dan gelecek aktivistlerin katýlacaðý bir toplantý yapýlacak.

Irak’ta ABD saldýrýlarý hergün devamederken Afganistan’da da çatýþmalargiderek yoðunlaþýyor. Son olarakbirhavadan bombalama sonucu 17 köylüöldü.

Direniþçiler daha çok Afganistan’ýngüneyinde ve doðusunda aktifler.

Çatýþmalar Afganistan!ýn “kuratrýlmasýn-dan” 3 yýl sonra ve Karzai’nin kuklahükümetinin “seçilmesinden” bir yýl sonraiyice yoðunlaþtý.

Afganistan’dan yeni dönen ElahehRostami Povey “kýrsal alanda yaþayan-larýn yüzde99’unun, þehirlerde yaþayan-larýn ise yüzde 69’unun suyu yok” diyorve ekliyor: “her sekiz çocuktan biri pis

sudan dolayý öküyor.”“Baþkent Kabilve diðer kentlerde

yaþayanlarýn günde sadece bir kaç saatelektrikleri oluyor.”

“Bütün yabancý kurumlarýn kendi elek-trik jeneratörleri ve su kaynaklarý var. Bukurumlar ABD askerleri tarafýndankorunuyor.”

“Afganistan’da bugün insanlarýn ortala-ma ömrü 44. Her 30 dakikada bir birkadýn gebelikten doðan sorunlardandolayý ölüyor.”

Bütün bunlar yoksulluðu tarih yapabile-ceklerini iddia eden G8 ülkelerinin iþgalialtýnda gerçekleþiyor.

Afganistan’da Türk askerleri de var.

EEmmppeerryyaalliizzmm AAffggaanniissttaann’’ýý mmaahhvveeddiiyyoorr

Page 9: SAYI: 239 10 Temmuz 2005 2.500.000 TL - 2.5 YTL · yarlarca insanýndan daha büyük bir servete sahip. Ve yoksul ile zengin arasýndaki fark her geçen gün açýlýyor. Büyük

sayý: 239 sosyalist iþçi 9

ÞÞeennooll KKAARRAAKKAAÞÞ

3 Kasým 2002 genelseçimlerinde sandýktagerçek bir patlamayaþayan ve 28 Mart 2004yerel seçimlerindebelediye yönetimlerininezici bir çoðunluðunukazanan AKP'nin karak-teri konusunda esaslý birkafa karýþýklýðý hala sürüy-or. Bu kafa karýþýklýðýAKP'nin politikalarýnakarþý iþçi sýnýfýnýn muhale-fetini zaafa uðratýyor.

Muhalefetin dikkatinikelimenin tam anlamýylaabuk sabuk sorunlaraodaklayan AKP'ye dair enönemli yanýlsama, bu par-tinin þeriatçý olduðuyönündeki propaganda.Bu tür propaganda biryandan toplumda para-noya yaratýlmasýna nedenolurken diðer yandan daAKP'nin gerçeksaldýrýlarýný görmezdengeliyor. Sarýklý, cüppelikaranlýk güçlerden sözedenler, yapay bir düþmanyaratarak kravatlýsaldýrýlarýn gerçek boyut-larýna karþý elimizi kolu-muzu baðlamaya çalýþýy-orlar. 4 Temmuz tarihliCumhuriyet gazetesininbaþyazýsý þöyle bitiyor:"Seçmenlerin dörttebirinin oyuyla Meclis'inüçte ikisini ele geçirmiþ birparti (hele takýyyeciolduðuna iliþkin kuþkuyusýrtýnda taþýyorsa) 'dincisiyasal iktidar-laik devlet'çatýþmasýný gündemegetirmekten kaçýnmalýdýr.

Ama bir ihtimal dahavar...

Yoksa AKP Hükümetiardýndaki karanlýk Ýslamcýgüçlere mecbur mudur?Kendisini dönüþüolmayan bir yola girmekve yürümek zorunda mýhissediyor?"

Zaman zaman buna ben-zer paranoyak suçlamalarAKP'ye karþý soldan vesaðdan yöneltiliyor.AKP'li erkek milletvekil-lerinin eþlerinin baþörtüsü,baþbakanýn karýsýnýnmodadan ne kadar azanladýðý ve Türkkamuoyunu uluslararasýkamuoyunun gözündeÝslami giyimiyle rencideettiði ve bunlarýn arkasýn-da "karanlýk" þeriatçý güç-lerin parmaðý olduðu fikri,egemen sýnýfýn iþinegelebilir ama iþçi sýnýfýnýniþine kesinlikle gelmez.

Sorun Erbakan'ýn yarat-týðý imajdan kaynaklanýy-or diyebiliriz ama bu yak-laþým da Refah Partisi'nin(bugünkü Saadet Partisi)þeriatçý, karanlýk güçlerinpartisi olduðu dogmatikyaklaþýmýný güçlendirir.Çünkü, Erbakan’ýn dageleneksel %3-%6 arasýn-daki oy oranlarýný aþýp,%20'lere varan bir kitledesteðini arkasýna ala-

bilmesinin nedeni þeriatçýpropagandasý deðil, AdilDüzen programýydý. Yaniislami hareket, bu düzeninadil olmadýðýný soldan vesosyal demokrasiden çokdaha baþarýlý bir kapsamve yaygýnlýkta anlattýðýiçin yoksul kitleler açýsýn-dan bir umut olarakgörüldü.

Ne var ki ölü kuþaklarýnmirasýnýn yaþayanlarýnzihninde yarattýðýkarabasanlar dýþýndaErbakan'la TayyipErdoðan, Refah Partisi ileAKP arasýnda hiçbir benz-erlik bulunmuyor.

Refah Partisi gelenekselolarak þeriatçý tabanahitap etmiþ ve küçük ser-maye-nin, taþra ser-mayesinin, Müslüman ser-mayenin sözcülüðünüüstlenmiþtir. 1990'larýnbaþýndan, özellikle 1994yerel seçimlerin-deAnkara ve Ýstanbulbelediyelerinin yönetim-lerini kazandýðý dönem-den, 1997 yýlýndaki 28Þubat muhtýrasýna kadarkidönemde Refah Partisi'ninbüyük sermayede panikyaratmasýnýn nedeni debuydu. Refah Partisigerçekten de yoksullaradýna refah ve adaletdeðil, taþra sermayesi için,daha küçük olan sermayegrup-larý için, büyük ser-mayenin su baþlarýný tut-masý nedeniyle geniþleme,yoðun sermaye birikimiyapabilme uluslar arasýsermaye ile bütünleþe-bilme olanaðý bulamayanküçük sermaye için büyüksermayeden adaletisteðinin siyasi sözcüsüy-dü.

AKP'nin ise bütün bun-larla hiçbir ilgisi yok.

Erdoðan, Abdullah Gül,Abdüllatif Þener gibi isim-ler Erbakan'dan koptuk-larý, ilk Abant toplan-týlarýný yaptýklarý gündenberi, büyük sermayenintemsilciliðine aday olmuþ-tur.

Büyük sermaye sadecekan emiciliði ve küreselsermayenin en büyükodaklarýyla bütünleþmeisteðiyle deðil, burnubüyüklüðüyle de taným-lanýr. Her önüne çýkanýn"ben büyük sermayeninpartisiyim" demesine biz-zat büyük sermaye fazlaaldýrmaz. Gerçektenbüyük sermayenin haspartisi olmanýn yolubüyük ama yoksul çoðun-luðun desteðini almaktangeçer. Milyonlarýn kitleselpartisi olmaktan geçer.

Tayyip Erdoðan'ýn partisibunu baþarabildiði içinbüyük sermayenin parti-sidir. AKP'nin iktidaragiden yolu ve büyük ser-mayenin güvenini kazan-masýna giden yol haritasýbir dizi etkenin bir arayagelmesiyle açýldý. Birincisi,Tayyip Erdoðan'ýn baþýnagelenler. Erdoðan derindevletle ve silahlýkuvvetlerle itiþtiði için(itiþmek istediðindendeðil, onu itiþmek zorun-da býraktýklarý için), þiirokudu diye cezaevinegirip çýktýðý için, bugünekadar Ýstanbul sermayesi-ni temsil etmemiþ (ede-memiþ) olduðu ve isteristemez "muhalif" bir kim-lik kazanmýþ olduðu için,geniþ yoksul kitlelerindesteðini kazanabilmiþtir.

AKP'yi öne çýkartan ikin-ci etken ise selefi olanDSP-MHP-ANAP

hükümeti dönemindeyaþanan krizin yarattýðýöfke ve bunalým ortamýdýr.2001 Þubat krizi sadeceiktidardaki koalis-yonunüç parçasýný da seçimlerdesandýða gömmeklekalmadý, milyonlarcainsanda oluþan belirsizlik,güvensizlik duygusunu veyolsuzluklardan duyulanhoþnutsuzluk toplumdagüçlü bir deðiþim isteðiyarattý. Yoksullardakideðiþim isteði ve öfkesandýkta AKP'yi iktidarataþýyarak ifade edilmiþoldu.

AKP yoksullarýn desteði-ni alan ama büyük ser-mayenin programýnýuygulayacaðýna yeminetmiþ olan kadrolarýn par-tisidir. Bunu belki de eniyi anlayan büyük ser-maye. Turgut Özal'ýnbaþbakanlýktan cumhur-baþkanlýðýna geçtiði gün-den beri doðru dürüst birhükümet bulamayan, heran devrilmeye aday koal-isyon hükümetleriyle birtürlü kendi programýnýuygulayamayan, siyasi veekonomik istikrarsýzlýktankurtulamayan büyük ser-maye, ta 1980'lerinbaþlarýndan beri ilk kezparlamentoda rahat birçoðunluðu olan, güçlü veegemen sýnýfýn her isteðinihayata geçiren birhükümet buldu. AKP'ninMüslümanlýkla, Ýslam'la,dinle, ahretle hiçbir iliþkisiyok. AKP bugün egemensýnýfýn 20 yýldýr arayýp dabulamadýðý, büyük serma-yenin çýkarlarýný eksiksizbir þekilde temsil edenparti konumunda.

Laiklik elden gidiyorkorkusu, þeriat paranoyasý

iþte bu gerçekleri, AKP'ninsýnýf düþmaný karakterinigizlemekten baþka bir iþeyaramýyor. AKP'ye karþýlaiklik temelindestatükoyu savunarak, laikdevleti savunarak yapýlanmuhalefet, aslýndamuhalefet yapmamakanlamýna geliyor. Buarada Erdoðan büyük ser-mayenin 20 yýldýr uygula-mak istediði ama bölün-müþlüðü nedeniyle uygu-layamadýðý emek düþmanýneo liberal programý per-vasýz bir biçimde hayatageçiriyor. Türk Telekom 2yýllýk kârý bedeline taksitlesatýlýyor, Seydiþehir,SEKA, Ereðli Demir Çelik,Tüpraþ özelleþtiriliyor.Eðitim-Sen kapatýlmakisteniyor, denizcilik iþlet-meleri belediyeyedevredilerek özelleþtiriliy-or. Bu arada 4 kiþidenbirisi iþsiz yaþamak zorun-da býrakýlýyor. Kamuçalýþanlarýna utançseviyesinde zam yapýlýyor.Tayyip Erdoðan hakkýnýarayan iþçilere her defasýn-da posta atýyor, azarlýyor.Saðlýk sistemi özelleþtirili-yor, Ýncirlik Üssü ABD'nintam kullanýmýna açýlýyor,Baþbakan yeni pazarlýklaryapmak için Ýsrail'i ziyaretediyor.

Sol ise hala EmineErdoðan'ýn baþörtüsü ileuðraþýyor. Egemen sýnýfabu muhalefet anlayýþýkadar iyi bir hizmettebulunmak zor olsa gerek:hükümetin her yaptýðýnýbir laiklik-Ýslam toz bulutuardýna saklamak, uygu-lanan siyasetlerin gerçekniteliðini gözlerden saklý-yor - yani egemen sýnýfýniþine yarýyor.

AKP nasýl bir partidir?

Sol ise hala EmineErdoðan'ýn

baþörtüsü ileuðraþýyor. Egemensýnýfa bu muhalefet

anlayýþý kadar iyi birhizmette bulunmak

zor olsa gerek

Yeni biralternatifihtiyacý

Dünyanýn her yanýnda solbir hava esiyor. Kimileribunun tam farkýnda deðillerama son 10 yýldýr sol çeþitliülkelerde ileri adýmlar atýyor.

1995'den beri iþçi hareketihamle halinde. 10 yýldýrsayýsýz ülkede genel grevleroldu. Bunlarýn bir kýsmý sonderece güçlü ve etkiliydi.

Bir dizi ayaklanma yaþandý.Ýlk ve en etkililerinden birisiEndonezya'da yaþandý.Onlarca yýllýk diktatörlükyýðýn hareketi ile yýkýldý.

Latin Amerika'da son yýllar-da ayaklanmalar bir gelenekhaline geldi. Ýlki Arjantinayaklanmasýydý, son olarakBolivya ayaklanmasýnýbugünlerde yaþýyoruz.

Bazý ülkelerde ise halkhareketleri askeri darbe gir-iþimlerini durdurdu. Darbeyapmak generaller için eskisikadar kolay deðil.

Bütün bunlara bir de1999'un son aylarýndan buyana yükselen antikapitalisthareketi ve Irak savaþýöncesinde yükselen ve dünyatarihinin en büyük kitleeylemlerini gerçekleþtirensavaþ karþýtý hareketi deeklemek gerekir.

Ve þimdi bambaþka birgeliþme ile karþý karþýyayýz.Fransa ve Hollanda'da ABanayasasý soldan hayýr kam-panyalarý ile reddedilirkenaslýnda oylanan küresel ser-mayenin yeni liberal poli-tikalarý oldu. Ýþçiler bu ülkel-erde yeni liberalizme karþýolduklarýný ilan ettiler veküresel sermayeye aðýr birdarbe vurdular.

Ýtalya, Portekiz, Danimarka,Ýngiltere ve Almanya'da iseyeni antikapitalist sol partilerkuruluyor. Bu partiler ilkkatýldýklarý seçimlerdegeleneksel sola, sosyaldemokrasiye karþý ciddi alter-natif olduklarýný gösteriyor-lar. Ýlk adýmlarda elde edilenbaþarýlarýn devamý kesinliklegelecek.

Türkiye'de de Latin Amerikave Avrupa'da yaþanangeliþmelerin yaþanmamasýiçin hiç bir neden yok. Eðerbir neden varsa o da gelenek-sel solun tutuculuðu, sekter-liði.

Ýçinde olunan dönemdehareketi savunmak,hareketin inþasý için seferberolmak gerekiyor.

Bugün Türkiye'de hiç bir solörgüt kendi baþýna herhangibir baþarý elde edemez.Alternatif olamaz. Ancaksolun çeþitli örgütlerinin yanyana gelmesi de bir baþarýsaðlamaz. Böylesi bir adýmyeni aktivist kuþaðýný dýþarý-da býrakýr.

Oysa geleceðin inþasý buyeni aktivist kuþaklamümkün olacak.

Gençleri ve kadýnlarý öneçýkaran, sokakta, kampa-nyalarda, mücadele içindeinþa olan bir yeni sol alter-natif mümkün ve görev onuinþa etmek için çalýþmaktýr.

Yeni bir alternatif mümkün!

Page 10: SAYI: 239 10 Temmuz 2005 2.500.000 TL - 2.5 YTL · yarlarca insanýndan daha büyük bir servete sahip. Ve yoksul ile zengin arasýndaki fark her geçen gün açýlýyor. Büyük

10 sosyalist iþçi sayý: 239

Genelkurmay'ýn yaptýðý suç duyurusuyla,tüzüðünde anadilde eðitim hakkýnýsavunduðu için hakkýnda kapatma davasýaçýlan ve Yargýtay'ca kapanmasý onananEðitim-Sen, 3 Temmuz günü Ankara'datoplanarak tüzük deðiþikliði kararý aldý.Buna göre o madde tüzükten çýkarýlacak,böylece, kapatma gerekçesi ortadan kalk-týðý için, sendika kapanmaktan kurtulacak.Aladdin Dinçer'in konuþmasýna göre dekarar AÝHM'ne taþýnacak ve nasýlsabozma kararý çýkacaðý için madde tekrartüzüðe konulabilecek.Sendika bürokratlarýnýn kafasý hiçdeðiþmiyor. Kapatma davasýna karþý, o dason dönemde, birkaç küçük çaplý eylemve basýn açýklamasý dýþýnda hiçbir þeyyapmayýp topu AÝHM'ne atýyorlar. ABdüþçüleri mücadelenin anahtarýný halaAB'de görüyor. Öte yandan bir grup keskin solcu da"sendika kapanýrsa kapansýn, gidip kilidikýrmasýný biliriz, hattýmýzý savunmaktanvazgeçmeyelim" havasýndalar. Þimdidenpek çok istifa baþladý. Sadece Eðitim-Sendeðil, tüm KESK kan kaybediyor. Üstelikbu uzun zamandan beri böyle. KESK'inelinde yetkili sendika neredeyse kalmadý.Çünkü KESK yöneticileri hala eski solcukafalarýyla davranýyor. Örgütlenmeyi tabana yaymak gerektiðini,sorunlarý kendilerinin deðil tabanlarýndakiemekçilerin mücadelesinin çözeceðinianlamadýkça, sendikalar devletin kapat-masýna gerek kalmadan, birer birerkendiliðinden kapanacak. Ya da bir avuçkadro solcunun kendini tatmin tekkelerinedönecek. Zaten þimdiden buna yakýn bir halde.

Sendika bürolarýnda iþ çýkýþý toplanýp'yüksek politika' konuþmayý sendikacýlýkzanneden, yýllardýr en ufak bir kazanýmelde edemeyen, bir sorun çýktýðýnda bunuöðle arasý bir basýn açýklamasýyla gidere-ceðini sananlar iþbaþýnda olduðu sürece,kimse kendiliðinden gelip KESK'e baðlýsendikalara üye olmaz. Taþrada ise durum daha da vahim.Sendika bürolarýna gidip dolaþýn, kahve-

haneden farký olmadýðýný görürsünüz.Dumanaltý odalarda, akþama kadar, çayeþliðinde piþpirik onayýp lak lak eden birgrup eski ya da daha eski solcudan baþkakimse yoktur. Sendikaya yeni katýlan genç üyelerin ener-jileri ise, örneðin Eðitim-Sen için, okullarýdolaþýp üyelerin sorunlarýný dinlemek,çözüm için çaba sarfetmek, yeni üyelerkaydetmek gibi sendikal faaliyetler yerine,

sendika bürolarýnda tiyatro, folklor vb.ekipler kurup halay çekmeye harcanýyor. Sendika bir grup insanýn sosyalleþmegüdüsünü tatmin edecek bir kurum deðil,emek-sermaye çeliþkisi temelinde iþçilerinpatrona karþý direniþ ve mücadeleörgütüdür. Sendika siyasi parti veyadernek de deðildir. Bütün üyeleri bir veayný þeyi düþünüp siyasal geliþmelerkonusunda ortak beyanatta bulunmaz.Ama bütün üyelerinin çýkarlarý aynýdýr.Patron karþýsýnda herhangi bir hak talebihepsi için geçerlidir. Örneðin çalýþma saat-lerinin yarým saat kýsaltýlmasý ya damaaþlarýn elli milyon daha zamlanmasýhepsinin iþine gelir. Ama türbanýn yasak-lanmasýný, ya da Öcalan'ýn yenidenyargýlanmasýný hepsi istemeyebilir. Çünkübunlar sendikalarýn deðil siyasi partilerinkonusudur. Sendikalar ise ekonomikmücadeleler sýrasýnda tabanlarýnýn siyasal-laþmasý sonucu, bu alanlara kaymaolasýlýðýna sahiptirler. Zaten siyasi birörgütün üyesi olarak sendikaya kapaklan-mýþ bir grup solcuyu taban olarak görürs-eniz elbette "bizim tabanýmýz zatensiyasallaþmýþtýr" deyip ona göre hareketedersiniz. O zaman da ortada kadroeyleminin ötesine geçemeyen basýn açýkla-malarýndan baþka bir þey kalmaz, taban-dan tamamen kopuk yöneticiler oturupbirbirini yemeye baþlar. KESK bugün bir maddenin tüzüktençýkarýlmasý tartýþmasýyla yöneticilerin iççatýþmalarýnda boðulacaðýna, sendikayýkapattýrmamak için bugüne kadar neleryapmadýðýný tartýþmalýdýr. Þapkayý önünekoyup düþünme zamaný geldi de geçiyor.

EEððiittiimm-SSeenn 33 NNoo''lluu ÞÞuubbee eesskkii üüyyeessii

Artýk sendikacýlýkzamaný

TToollggaa ÞÞÝÝRRÝÝNN

Geçtiðimiz hafta Erzurum AtatürkÜniversitesi ve Marmara Üniversi-tesinde, baþýnda türban bulunan,yaþlarý yaklaþýk 60 civarýnda olankadýn veliler çocuklarýnýn mezuniyettörenlerine alýnmadýlar. Çünkü baþ-larýnda türban/baþörtüsü bulunuy-ordu. Bu Türkiye açýsýndan, 28 Þu-bat sürecinden bugüne kadar ol-dukça alýþýldýk bir durum. Toplumuiþçi patron arasý dikey bölünmedenziyade laik þeriatçý biçiminde biryatay bölünmeye zorlayan buanlayýþ, özünde emek/sermayeçeliþkisinin üstünü ötmeye çalýþ-maktan baþka bir þey yapmýyor.

Tüm dünyada da 11 Eylül'den buyana, benzer biçimde küresel bir 28Þubat, Bush ve çetesi eliyle uygu-lanýyor. Kyoto protokolünü imzala-mayarak tabiatý tahrip eden, neolib-eral saldýrýlarýn ekonomik altyapý-sýný saðlayan, silahlanma çýlgýn-lýðýnýn ve özelleþtirme harekat-larýnýn "güncel" sorumlularý, yaptýðýkatliamlarý yaratýlan bir sahte düþ-manla meþrulaþtýrmaya çalýþanbaþta yeni muhafazakar bir þahinkanattýr.

Bunlara karþý öfkemiz net. AmaTürkiye’deki izdüþümünde bir yanýl-gý var. Ordu ilericidir, antiemperya-listtir, güvenilirdir vs.

Ama þu sorularý sorarak bu yanýl-gýlarý netleþtirmeye çalýþalým:

Neo liberal saldýrýya karþý duranEðitim-Sen'in kapatýlmasý emriniyargýya kim verdi? Anadil yasaðýnýnkurumsal destekçisi kim? En ufakbir özgürlükçü açýlýma düþmancatavýr takýnan kim? "Bayrakkrizi"nden sonra ilk kýþkýrtýcýþovenist açýklamayý yapan kim?Vicdanen silah almayý reddedenbireylere karþý iþkencelerin sorum-lusu kim? Dünyada büyük bir istis-na olarak aleni biçimde hem militerbir kurum hem de büyük bir ser-maye gücü (OYAK) olan kim? Er-meni katliamý tartýþmalarýný san-sürleyen kim? 10 yýlda bir toplumunüstüne karabasan gibi çöken ve

hala elleri kollarýný sallayarakgezenler kim?

Bütün bu sorularýn cevabýnýsanýrým bulmak zor olmayacaktýr.

Bu küçük açýklamadan sonra tür-ban meselesine dönelim.

Temel Hak ve Özgürlükler

Burjuva anayasalarýna göre herkesdin ve vicdan özgürlüðüne sahiptir.Ýsteyen istediði þeye inanýr, iste-mezse de inanmaz. Ve bu þahsiözgürlük ancak kamu yararýna veamacýna uygun biçimde sýnýrlandý-rýlabilir. Eðitim hakký da her yurt-taþa tanýnan bir haktýr. Üniversite-lerde eðitim gören bazý yurttaþlarartýk eðitim göremiyor, yani eðitimhakký elinden alýnýyor, çünkü onla-rýn türbaný var. Yani geniþ bir kitle-nin hem Türkiye'de hem de dünya-da inanma/inanmama özgürlüðü veeðitim alma özgürlüðü kýsýtlandý.

"Siyasal olan her þeykötüdür"

Türban siyasi bir simgeymiþ. Buyüzden karþý çýkýyorlarmýþ. Ben ki-þisel olarak türban takmýyorum, birkadýna zorla türban taktýrýlmasýnada karþýyým. Ama bunun yanýndatürban taktýðý için baský altýnda tu-tulan, ayrýmcýlýða uðrayan, potansi-yel terörist muamelesi gören ezilen-lerin yanýndayým.

Bir þeye siyasal olduðu için karþýçýkmak tam da 12 Eylül zihniyetininürünü: "Apolitik tutumlar iyidir, po-litik olan her þey kötüdür"

Bir fikre karþý çýkýlmasý kadardoðal bir þey yoktur ama o fikrinsiyasi olmasýndan dolayý karþý çýk-mak fikri, ordunun zihniyeti. Buözgürlükleri kýsýtlarken amacýmýzdemokrasiyi korumak diyorlar. E, nede olsa þeriat demokrasiye düþman.

Ýyi de, her hangi bir kiþinin türbantakmasý nasýl olur da þeriat tehlike-si yaratabilir. Yahut kime karþý kimikoruyorlar? Biz bu anlayýþý 28 Þu-bat’tan sonra yerel, 11 Eylül'den buyana küresel biçimde daha þiddetligörüyoruz. Adil olmayan düzenekarþý adil düzeni anlatanlar arkalarý-

na geniþ bir kitle desteðini alabili-yor. Bu þeriat tehdidi deðildir. Yarý-na dair arayýþ içinde olan kitleleralternatifsiz kaldýkça, kötünün iyi-sine gayrý ihtiyari destek veriyor.

Beraber yürürken kazan-mak

Sosyalistler dinin ne anlama gel-diðini bilirler. Din, bir umut ve mü-cadele sahibi olmayan ezilenler a-çýsýndan, yaþadýðý acýlarý unutabil-mek için bir afyondur (narkozdur).Sosyalistler tüm bireylerin özgür-lüklerini savunurlar. Baþ örtülü birkadýnýn da, ayrýmcýlýða uðrayan bireþcinselin de, þovenizmle karþý-laþan bir Kürdün de...

Ve bugün "ya benden yanasýnýz yada teröristlerden" zihniyetinin kar-þýsýnda katliamlarýn, sömürünün,baskýnýn karþýsýnda, çeþitliliðineraðmen birlik içinde karþý durmakdaha da önemli.

Ayný zamanda islamcý hareketlerintabanýna baktýðýmýzda, karþýlaþtý-ðýmýz sýnýfý kazanmak ve islamcý ha-

reketin önderliðinin bu tabanla sý-nýfsal açýdan çatýþýk bir halde oldu-ðunu gösterebilmek ancak beraberyürürken söz konusu olabilir.

Tarafsýzlýk taraf olmaktýr

Ýþçi sýnýfýnýn kurtuluþu kendi eseriolacaktýr. Bu anlamda gerçek kurtu-luþ olan sýnýf mücadelesine çeke-bilmek öncelikle kitlelerin narkozu-na saldýrmakla olmaz. Sýnýf bilincineiþaret edip, bu tabanla beraber yü-rümekle olur. Çünkü kurtuluþ yýðýn-larýn hareketiyle olur. Bugün "isla-mi" hareketin yýðýnlarýna karþý tu-tum almak, istenmese de, Bushçetesinin ve Türkiye’deki þahinlerinyanýna düþmektir.

Bugün bir çok sol yapý Kemalizmesýrtýný dayayýp bu tarz yasaklara ale-nen destek oluyor. Her iki kesimede eþit mesafedeyiz diyenler dedolaylý destek oluyor. Alenen ya-panlarý hýzla bir kenara býrakýrsak,dolaylý olarak takýnýlan bu tutum,týpký Irak ve Filistin meselelerindeolduðu gibi, taraf deðiliz diyerek,ezenlerin tarafýnda olmaktýr. Top-lum içinde bir meselede yarýlma ol-duðunda net bir tutum takýnmakönemlidir, yoksa politikasýzlýk kitlelerin öfkesi içinde erir gider.

Yanýlgýya gerek yok

Bugün G8’lerin neo liberalsaldýrýlarýna ve Bushgillerin mili-tarist kanadýna karþý olduðumuzgibi, Türkiye’de MGK'nýn tavýrlarýnakarþý da net bir tutum almalýyýz.Baþýndaki bezden dolayý eðitim ala-mayanlarýn da, cinsi ya da vicdaninedenlerle silah almayýp iþkencegörenlerin de arkasýndayýz.

Özetle, özelleþtirmelerin, neolibe-ral saldýrýlarýn, ABD destekçiliðininöznelerinden olan ordu, açýkçagörüldüðü üzere temel burjuva hakve özgürlüklerine bile saldýrýyor. Busaldýrýlara karþý tüm dünyada"Baþka bir dünya mümkün" diyen-ler tartýþmada özgür, eylemde birlikiçinde karþý duruyor, bizler de karþýduruyoruz.

Yapay gündem: Türban

Page 11: SAYI: 239 10 Temmuz 2005 2.500.000 TL - 2.5 YTL · yarlarca insanýndan daha büyük bir servete sahip. Ve yoksul ile zengin arasýndaki fark her geçen gün açýlýyor. Büyük

sayý: 239 sosyalist iþçi 11SSiinnaann BBUULLUUTT

Türkiye'de çýkan gazetebaþlýklarýna baktýðýmýzdaÝran'da seçimlerimuhafazakâr MahmudAhmedinecad kazandý. BirGün ise daha da ilerigiderek "sertlik yanlýsýAhmedinecad" ifadesinikullandý. Rafsancani isekimi Türk gazeteleritarafýndan "reformcu"olarak nitelenirken Bir Gün"ýlýmlý muhafazakâr"tanýmýný tercih etti. ÖzgürPolitika ise MahmudAhmedinecad için "aþýrýmuhafazakâr" tespiti yap-mýþ. Üstelik ÖzgürPolitika'ya göreAhmedinecad "Batý ileiliþkiler ve sosyal poli-tikalar baþta olmak üzereaþýrý muhafazakar görüþ-leriyle biliniyor."

Bakýn siz, bir insan ABDile, Batý ile iliþkilerindebaðýmsýzlýktan yana olun-ca, yoksullardan yana poli-tikalar savununca ABD'ninkuyruðuna takýlýp o nederse kabul eden bir tutu-mu reddedince sadece"muhafazakâr" deðil "aþýrýmuhafazakâr" oluyor.

Ahmedinecad'ýn BirGün'de "sertlik yanlýsýmuhafazakâr" olaraktanýmlandýðý makalede,seçilmesinden hemensonra yaptýðý basýn toplan-týsýnda söyledikleri deyayýnlanmýþ: "modern,ileri, güçlü bir Ýslami tro-plum modeli yaratmak."

Ahmedinecad'ýn"muhafazakâr" veya "sert-lik yanlýsý muhafazakâr"olarak nitelenmesinin teknedeni köktendinci olmasýve ABD ve Batý Avrupa ileentegrasyona karþý olmasýveya baþka bir dillesöylersek Ýran'ýn büyükemperyalist güçlerkarþýsýnda baðýmsýzlýðýnýkorumaktan yana olmasý.Yani "tam baðýmsýz Ýran"ýsavunuyor olmasý Batýbasýnýnýn dilindeAhmedinecad'ý muhafaza-kâr yapmakta. Büyük basýnpazar ekonomisine açýl-mayý reformculuk olaraktanýmlamakta. Yeni liberalpolitikalara ne kadar uyu-lursa batýya, yani büyükemperyalist güçlere, küre-sel sermayeye göre o kadarfazla reformcu olunuyor.Örneðin sosyal sigortalarýyok edenler ciddi reform-cu. Ya da eðitimiözelleþtirenler, hastaneleriharaç mezat satanlar hepçok iyi reformcu.

Oysa benim gibi gerikafalý, muhafazakâr olanlarçalýþanlar için sosyal sigor-talarýn kurulmasýný reform-culuk olarak tanýmlýyoruz.Çünkü büyük yýðýnlar için,çoðunluk için ileri olansosyal sigortalarýn yokedilmesi deðil, kurul-masýdýr. Eðitimin herkesiçin ve parasýz hale gelme-sidir. Ayný þekilde bütünyurttaþlarýn parasýz saðlýkhizmetlerinden yararlan-masý reformculuktur. Yeniliberalizm ile birlikte bukavramlar tepetaklak edil-di.

Yeni liberalizmi savunan-lar için eðitimi paralý halegetirenleri reformcu olarak

tanýmlamak þimdilerde(ben kabul etmiyorum amagene de) anlaþýlýr birtanýmlama oldu. Ama aynýþeyi Bir Gün ya da ÖzgürPolitika yapmamalý.

Ahmedinecad niyeRafsancani'nin iki katý oyalarak kazandý? Bir Gün'ünde belirttiði gibiAhmedinecad "ülkenin

petrol gelirlerinin adil birbölüþümünü savunan birisim." Bu nedenle Batýbasýný tarafýndan"muhafazakâr" olarakadlandýrýlýyor.Günümüzde herþeytepetaklak olurken "eþitliði,adaleti" savunmak artýkmuhafazakârlýk!

Oysa onun programý hiç

de muhafazakâr deðil.Sanýrým Bir Gün okurlarýprogramýnýn önemli birkýsmýna katýlýrlar.

Ýran'ýn muazzam petrolgelirlerinin küçük bir azýn-lýk tarafýndan paylaþýldýðý-ný söylüyor ve bunudeðiþtirmeyi, eþitliði veadaleti vaat ediyor. Bunakatýlmaz mýyýz?

Yatýrýmlarý zenginþehirlerden yoksulþehirlere kaydýracaðýnýsöylüyor. Bunu Türkiye'yeuyarlarsanýz, yatýrýmlarýBatý'dan Doðu'ya, OrtaAnadolu'ya kaydýrmayývaadediyor. Buna katýlmazmýyýz?

Köylülere hiç faizsizkredi vereceðini söylüyor.

Buna katýlmaz mýyýz?Fiyatlarýn donacaðýný

söylüyor. Katýlmamak eldedeðil. Öðretmenlerinmaaþlarýnýn artacaðýnýsöylüyor. Asgari ücretinartmasý gerektiðini söylü-yor. Bunlar muhafazakâr-lýk mý?

Kadýnlara saðlýk sigortasý,iþsizlik sigortasý vaadediy-or. Emeklilik gelirini arttýr-mayý vaadediyor. Bunlarakatýlmaz mýsýnýz?

Petrol arama, iþletmeyetkilerini öncelikle Ýranlýþirketlere vereceðinisöylüyor. Dev petrol þir-ketlerine karþý çýkýyor. Sizde bu tutumu desteklemezmisiniz?

Kýsacasý Ahmedinecadyoksullara dönük reformcupolitikalarla seçimlerekatýldý ve tam da bunedenle kazandý. RakibiRafsancani ise son dakika-da petrol þirketlerininhisselerini halka daðýta-caðýný söyledi. Ama Ýranhalkýnýn üçte ikisi bu"reformist" hisse senedidaðýtýmýný, yani özelleþ-tirmeyi desteklemedi.

Ve son olarakAhmedinecad ABD'nindümen suyuna girmeyireddediyor. Siz Ýran'ýnABD'nin veya AvrupaBirliði'nin dümen suyunagirmesini mi tercih eder-siniz? Elbette hayýr.Öyleyse Ahmedinecadneden "sertlik yanlýsý" yada "aþýrý" muhafazakâr?

Sertlik yanlýsý terimibaskýcý olacaðý anlamýnageliyor. Oysa adam oylarýnüçte ikisini aldý.

Birde tabii ki sosyal pro-gramý var. O bir kökten-dinci. Þeriata baðlý.Kadýnlara karþý bu nedenleayrýmcý. Ama bütün bunlaronu "muhafazakâr" veya"sertlik yanlýsý muhafaza-kâr" yapmaz köktendinciyapar.

Yakýn gelecekte ABDÝran'a saldýrabilir.Ahmedinecad'ýn"muhafazakâr" olmasý busaldýrýnýn Batýdaki temel-lerinden birisi olacak. Irakve Afganistan'da olduðugibi "kadýnlarýn özgür-leþtirilecek" olmasý askerisaldýrýnýn temellerindenbirisini oluþturacak.

Türk solu köktendinciÝslamcýlarý iyi kavramak veonlarý emperyalistlerindiliyle deðerlendirmemeyiöðrenmek zorunda. Eðerzenginle yoksul arasýndakieþitsizliðe karþý çýkan vedesteðini bu söylemiylekazanan birisini"muhafazakâr" olarakadlandýrýrsanýz o takdirdeyoksullar arasýnda,emekçiler arasýnda pekþansýnýz kalmaz ve sosyal-istlerin yanýnda olmasýgereken bu kesimleri kök-tendincilere terk edersiniz.Ne yazýk ki baþýmýza gelenbudur.

Cumhurbaþkanlýðý seçimlerininardýndan Ýran’daki çeþitli çevrelerseçimlerin demokratik olmadýðýnýsöylediler. Çeþitli gruplar ise boykotçaðrýsý yaptý.

Gerçekten de Ýran’da seçilmemiþ birdini organ 1.000’den çok adayýnönünü kesti ve seçimlere katýlmasýnýengelledi.

Ýran’da demokrasi olmadýðý açýk.Ne var ki Ýran’da demokrasi

olmadýðýný söyleyenler acaba ABD’deya da Fransa’da demokrasi olduðunusöyleyebilirler mi?

ABD’de ve Fransa’da bir insanýnadaylýðýný engelleyen dini önderlikleryok ama bu ülklerde de aday ola-bilmek için çok sayýda yerel yöne-

timin onayýný almak gerekiyor.Örneðin son ABD baþkanlýk seçim-

lerinde solun adayý Nader bazý eyalet-lerde ön seçim yapamadýðý içinburalarda seçimlere katýlamadý.

Bir çok ülkede ise özgür seçimlerinönünü kapayan sayýsýz baþka önlemvar. Örneðin baraj.

Türkiye’de bu baraj en üst düzeyde:Yüzde 10. Bu nedenle oy veren seç-menlerin önemli bir ksýmýnýn oylarýziyan olmakta.

Türkiye’de bir de, bir partinin seçim-lere katýlmasý için, Türkiye’nin 60kadar ilinde örgütlenmiþ olmasýgerekiyor. Böylesi bir önlemi dedemokratik olarak görmek mümkündeðil.

Ýran’da demokrasi!

Ýran

Ahmedinecadmuhafazakâr mý?

Ýran’da Devrim ve KarþýDevrimPhil Marshall, Z Yayýnlarý,136 sayfa, 3 YTLKarakedi Kitabevi’ndentemin edebilirsiniz

KÝTAP

Page 12: SAYI: 239 10 Temmuz 2005 2.500.000 TL - 2.5 YTL · yarlarca insanýndan daha büyük bir servete sahip. Ve yoksul ile zengin arasýndaki fark her geçen gün açýlýyor. Büyük

12 sosyalist iþçi sayý: 239

Dünyanýn ezenleriyleezilenleri arasýndaki tarihselmücadelenin her dönemdegirdiði yeni aþamalar, yeniörgütlenme biçimlerini de gerek-tirir ve hatta yaratýr. Býkmadansözünü ettiðimiz 1999 Seattlesonrasý, kapitalizm mað-durlarýnýn yürüttüðü mücadelede yeni örgütlenme biçimlerinigerektiriyor ve pek çok yerde deyaratýyor.

Yeni mücadele dönemindeDDüünnyyaa SSoossyyaall FFoorruummuu gibi devbir örgütlenme biçimi doðduörneðin. Ýçinde yer alan vedünyanýn dört yanýnda, her günarý gibi faaliyet yürüten, binlerceirili ufaklý yerel kampanyayasahip. Hindistan'da 120,Brezilya'da 200 bin kiþiyi biraraya getirdi.

ABD'nin Irak'a saldýrýsý vesüregelen iþgali de dünyada yeniyeni örgütlenme biçimleri doður-du. Örneðin Ýngiltere'de RReessppeeccttadlý savaþ ve neo liberalizmkarþýtý cephe örgütü, ÝþçiPartisi'nin solunda muhalefetederek, önemli bir seçim baþarýsý-na imza attý.

Fransa'da sosyal haklar vur-gusuyla kampanyalar yürütenbirleþik sol ''AABB AAnnaayyaassaassýý''nnaaHHaayyýýrr'' sloganýný hayata geçirdive Anayasa reddedildi.

Türkiye'de savaþ karþýtýhareket, tarihinde ilk defa150'den fazla örgütü bir arayagetirerek 11 MMaarrtt TTeezzkkeerreessii''ninmeclisten geçmesini engelledi.Bunun sonucunda ülkenin çeþitliyerlerinde savaþ karþýtý yerelörgütlenmeler kuruldu.

BBaarrýýþþaarroocckk gibi, yine daha öncehiç yaþanmamýþ bir deneyimortaya çýktý. Hareket KKüürreesseellBBaarrýýþþ vvee AAddaalleett KKooaalliissyyoonnuu

olarak yoluna devam ediyor. Latin Amerika'nýn hemen her

ülkesinde neo liberal politikalaradirenen halklar kendi özörgütlenmelerini yaratýyor, hergün bir baþka ülkede devletbaþkanlarý devriliyor. Brezilya'daTToopprraakkssýýzz ÝÝþþççiilleerr HHaarreekkeettii,Arjantin'de ppiiqquueetteerrooss,Bolivya'da ccooccoolleerrooss, Ekvador'daHHaayydduuttllaarr HHaarreekkeettii,Venezüela'da BBoolliivvaarrccýý devrim-ciler...

Hareketin adý Filistin'de ÝÝnnttiiffaa-ddaa, Mýsýr'da KKiiffaayyaa, GüneyAmerika'da YYaa BBaassttaa diyedeðiþiyor. Ama talep ve slogan-lar deðiþmiyor: ''KKaappiittaalliizzmmÖÖllddüürrüürr KKaappiittaalliizzmmii ÖÖllddüürreelliimm!!'',,''BBaaþþkkaa BBiirr DDüünnyyaa MMüümmkküünn!!''

Zaman zaman parlayýp zamanzaman sönen bir küresel eylemyangýnýyla karþý karþýyayýz. Ve

bu yangýný ateþleyenler 'Baþkabir dünya'nýn mümkün ve gerek-li olduðunu düþünüp dilegetiren, müthiþ bir dinamizme veharekete geçme yeteneðine sahip,yepyeni bir aktivistler kuþaðýnýnüyeleri.

Öyleyse Türkiye'de de bu genç,dinamik aktivistler kuþaðýnýnihtiyaçlarýna, yani anti kapitalisthareketin ihtiyaçlarýna cevapüreten, hareketin mantýðýnauygun yeni bir örgütlenme yarat-mak bugünün muhalefetiningörevi. Nasýl bir örgütlenme bu?

Nasýl bir hareket, nasýlbir örgütlenme?

Hareketin doðasýna birazyakýndan bakarsak, ihtiya-cýmýzýn ne olduðunu da dahayakýndan görebiliriz. Her þeydenönce hareketimizin eski sollahiçbir iliþkisi yok. Öyleyse klasiksol örgütlenme biçimlerine dahilolma ihtimali de yok.

Hiyerarþiden hoþlanma-yan,inisiyatif alarak hareketi bizzatörmek isteyen insanlarý kapalýkapýlar arkasýnda yapýlan eylemplanlarý harekete geçiremez.Bürokratik, tutucu, tepedeninmeci fikirler ve yöneticilerleyürünemez. Açýklýk, þeffaflýk vedoðrudan demokrasi, alýnan tümkararlara katýlýmcýlýk çok önemli.

Yeni örgütlenmemiz en baþtaaþaðýdan örgütlenmeye önemvermeli. Çünkü hareketinaktivistleri aþaðýdan ve birleþikmücadeleye inanýyor.

Kapsayýcýlýk

'Birleþik' sýfatýyla hareketin birbaþka özelliði daha tanýmlanýyor.Yeni hareket kapsayýcýlýktanyana. Toplumun emekten yanatüm muhalif grupla-rýnýn ikti-

dara karþý müca-delesinde ortakhareketini hedefliyor.

Demek ki çok çeþitli gruplardaninsanlarýn muhalefetini tek çatýaltýnda birleþtirebilecek birörgüte ihtiyacýmýz var.

Kampanyacýlýk

Hareket dünyanýn çeþitli böl-gelerinde çeþitli sorunlarlailgileniyor: yaðmur ormanlarýnýnkorunmasýndan üçüncüdünyanýn borçlarýnýn silinme-sine, doðal kaynaklarýnözelleþtirilmesinden göçmen iþçi-lerin sorunlarýna, uluslararasýsermayenin vergilendirilmesin-den hayvan haklarýnýn korun-masýna, yýldýz savaþlarý proje-sin-den çevrenin imhasýna, küreselýsýnmadan çocuk emeðine, eþcin-sellere yönelik ayrýmcýlýktan ikti-darýn iþçi sýnýfý tarafýndan elegeçirilmesine kadar, binlercekonuda fikir üreten gruplarhareket içinde birlikteler.

Demek ki yeni örgütlenmemiztüm bu sorunlara cevap üretmek,bu sorunlar etrafýnda yürütüle-cek kampanyalarýn inþacýsýolmak zorunda.

Reformlar mücadelesi

Buradan hemen reformmücadelesine atlanabilir.Dünyadaki hareketin buncaçeþitli sorun etrafýndaörgütlendiðini görüp, Türkiye'deharekete katýlan insanlarýn hep-sinin kafasýnda bir ve ayný soru-nun olduðunu düþünmek safdil-lik olur.

Çok çeþitli grup ve bireylerinçok çeþitli soru ve sorunlarý var.Gündelik hayatýn karþýmýzaçýkardýðý her sorun konusunda,önemli önemsiz ayrýmý yap-madan mücadele edecek, yanireformlarý kazanmayý hedefleye-cek bir örgüt gerekli bize.

Bu gündelik reformlar mücade-lesi sýrasýnda, sorunlara enbütünsel, en kapsamlý ve en açýk-layýcý yanýtý verenler ikna gücüen yüksek olanlardýr. Hareketinyönünü onlar belirleyecek, dahaileri mücadelelerin önünü onlaraçacaktýr.

Küresel dayanýþma

Küresel kapitalist saldýrganlýksýnýr tanýmýyor. Çin'deki ucuziþçi, Afrika'da kabileler arasý

Dünyadaki hareketinbunca çeþitli sorun

etrafýnda örgütlendiði-ni görüp, Türkiye'de

harekete katýlaninsanlarýn hepsinin

kafasýnda bir ve aynýsorunun olduðunudüþünmek safdillik

olur. Çok çeþitli grupve bireylerin çok çeþitli

soru ve sorunlarý var

YENÝ BÝR DHHiiyyeerraarrþþiiddeenn hhooþþllaannmmaayyaann,, iinniissiiyyaattiiff aallaarraakk

hhaarreekkeettii bbiizzzzaatt öörrmmeekk iisstteeyyeenn iinnssaannllaarrýý kkaappaallýýkkaappýýllaarr aarrkkaassýýnnddaa yyaappýýllaann eeyylleemm ppllaannllaarrýý

hhaarreekkeettee ggeeççiirreemmeezz.. BBüürrookkrraattiikk,, ttuuttuuccuu,, tteeppee-ddeenn iinnmmeeccii ffiikkiirrlleerr vvee yyöönneettiicciilleerrllee yyüürrüünneemmeezz

Page 13: SAYI: 239 10 Temmuz 2005 2.500.000 TL - 2.5 YTL · yarlarca insanýndan daha büyük bir servete sahip. Ve yoksul ile zengin arasýndaki fark her geçen gün açýlýyor. Büyük

sayý: 239 sosyalist iþçi 13

savaþlarda kullanýlan aç,Bolivya'da su için ölen susuz,Fransa'ya Fas'tan, Ýtalya'yaArnavutluk'tan kaçan göçmen,ABD'deki evsiz, Filistin'desapanýndan vurulan çocuk,Irak'ta hergün ölen direniþçi,Afganistan'da 'burka'sýnýn altýn-da utanan kadýn, Türkiye'depolis kurþunuyla can veren 12yaþýndaki 'terörist'... hepsi aynýacýmasýzlýðýn hedefi ve nesnesi:kar ve rekabet.

Küresel kapitalizm Bel-çika'dagrev yapan iþçiye de saldýrýyor,Güney Kore'de otobüs biletizammýna karþý çýkan öðrenciyede. ABD'de 'savaþa gitmeye-ceðim' diyen askere de vuruyor,Þili'de kayýplarýnýn bulunmasýnýisteyen MMaayyýýss AAnnnneessii'ne de.

Ve anti kapitalist hareket tümbu sorunlara kulak kabartýyor.Örneðin Fransa'da gösteri yapan'beyaz' Fransýzlar ""HHeeppiimmiizz ggööçç-mmeenniizz!!"" pankartý açýyor.Dünyanýn bir ucundaki bir'küçük' soruna duyarsýz kalmýy-or, dayanýþýyor.

Öyleyse yeni örgütlenmemizküresel çapta düþünmeli, küreseldayanýþma aðýna ortak olmalý.Yerel kampanyalar yaparken

küresel baðýný koparmamalý.Milliyetçiliðin her biçimindenuzak, 'Burasý Türkiye, burasýbaþka!' saçmalýðýna kapýlmamýþ,evrensel düþünebilen küreselaktivistleri etrafýna toplamalý.

Küresel düþün, yereldavran!

Yeni hareketin ortaya çýkardýðýfikirlerden biri de bu. Hareketinaktivistleri bir yandan bulunduk-larý alanda yerel kampanyalaryürütürken öte yandan dünyadayürüyen merkezi kampanyalarýda örmeye gayret ediyor.

Örneðin kendi ülkesindeki göç-menlerin özgün sorunlarýnaeðilen kampanyalar yürütenAvrupalý aktivistler, ayný zaman-da, küresel sermayenin neo liber-al ekonomik progra-mýna ve buprogramlarý yürüten DünyaBankasý, IMF ve DTÖ gibi küre-sel hegemonya araçlarýna dakarþý çýkýyor. Çünkü göçmenlerinyaþadýklarý sorunlarýn gerçeknedeninin küresel çaptayürütülen neo liberal saldýrý pro-gramý olduðunu kavramýþdurumda.

Üstelik bundan daha merkezi

kampanyalar ortaya çýktýðýndaduraksamadan saflardaki yerinialýyor. Savaþ karþýtý hareketbunun en güzel örneði. Küreselsaldýrganlýðýn ekonomik kurum-larýna karþý çýkan hareket, busaldýrganlýðýn askeri kanadýnýteþhir faaliyetine, daha savaþbaþlamadan baþladý.

Demek ki yeni örgütlenmemizde bir yandan sosyal haklar gibikonularda bölgesel ve ülkeselçapta mücadele ederken, bir yan-dan da dünya çapýnda yapýlacaketkinlik ve kampanyalara hazýr-lýklý olmak zorunda.

Kapitalizmi yýkalým!

Kendisini anti kapitalist olaraktanýmlayan aktivistler kuþaðý,artýk sorunlarýn tamamýnýn kuru-lu düzenden, kapita-lizmdenkaynaklandýðýný düþünüyor vekapitalizmi bütünüyle çöpe gön-dermenin mümkün olduðunugörüyor.

Dünyanýn (ve hatta uzayýn)çeþitli bölgelerindeki tehlikelerin,birbirinden farklý ülkelerdeki bir-birinden farklý adaletsizliklerinarasýndaki baðlantýyý saðlayananahtar kelimeyi artýk biliyor:kapitalizm. Ve önerisi çok açýk:Kapitalizm öldürür, kapitalizmiöldürelim!

Yani kökten bir çözüm arýyorsorunlarýna. Yani militan birkuþak bu. O zaman yeniörgütümüz de kitlesel, radikal vemilitan olmalý.

Kadýnlar ve gençler

Hareketin içinde yer alan veonu sokakta bizzat inþa edenlerinezici çoðunluðu-nu gençler vekadýnlar oluþturuyor. Her gös-teride, her protestoda onlarýnsesi giderek daha fazla duyuluy-

or. Kurulacak yeni örgütlenmede

bu mutlaka gözetilmeli, en çokinisiya-tif kadýnlara ve gençleretanýnmalýdýr. Hatta burada'tanýnmalý' ifadesini kullanmakbile yanlýþ olur: kadýnlar vegençler inisiya-tifi en fazla elealmalýlar. Tüm karar aþamalarýn-da, tüm yürütme organlarýndaen fazla kadýnlarýn ve gençlerinyeri olmalýdýr.

Yaþça daha büyük aktivistlerindeneyimlerinden elbette yarar-lanýlacaktýr. Ancak karar aþa-masýnda inisiyatif daha çok bukesimin tartýþmalarý sonucuþekillenmelidir.

Örneðin dünyadaki hareketinkanaat önderleri arasýnda yeralan ve yaþça daha ileride olanAArruunnddhhaattii RRooyy, WWaallddeenn BBeelllloo,SSuussaann GGeeoorrggee, JJoossee BBoovvee gibi

aktivistler elbette çok önemliroller üstlenmektedirler. Amahareketi sokaða, yani dünyanýnezenleriyle yapýlan mücadeleninasýl muharebe alanýna taþýyanlarve büyük yýðýnlarý oluþturanlargenç kadýnlar ve genç erkek-lerdir.

Eski örgütlenme alýþkanlýk-larýný, eskinin dilini kullanmaktaýsrar eden, gençlerin önünüaçmak için çaba sarfetmeyenklasik kadrolarla ve bu kadro an-layýþýyla yeni hareket kucaklana-maz.

Yeni bir dünya

Dünyamýz bugün geç-miþte hiçolmadýðý kadar zenginleþti.Üretilen zen-ginlik tüm insan-lýðýn ihti-yaç duyduðundan katbe kat fazla. Ama yine de mil-yarlarca insan açlýk çeki-yor,içme suyu bile bula-mýyor, barý-namýyor, okula gidemiyor,özgürce seyahat edemiyor, entemel haklarýný kullanamýyor.

Öte yandan az sayýda zengindünyanýn tüm kaynaklarýnýsömürebilmek için savaþlarçýkarýyor, kat-liamlar yapýyor,ülkeleri borç bataðýnda kendisinebaðýmlý köleler haline getiriyor.

Milyonlarca insan sýðýna-bile-ceði bir ülke bile bula-mýyor,serseri mayýnlar gibi oradanoraya dola-þýrken ölüp gidiyor.

Ancak bu adaletsizliðin farkýn-da olan ve kaynaðýný tespit ediphedef gösteren küresel çapta birharekete de sahibiz. 1968'dendaha büyük, daha kapsamlý vekapsayýcý, üstelik 68'in de-neyinede sahip, umut ve-ren buhareketin Türkiye ayaðýný öre-ceðiz.

Ýþimiz kolay deðil, ama aynýzamanda kaçýnýlmaz. Baþka birdünya istiyorsak eðer!

Eski örgütlenmealýþkanlýklarýný, eskinindilini kullanmakta ýsrareden, gençlerin önünü

açmak için çabasarfetmeyen klasik

kadrolarla ve bu kadroanlayýþýyla yeni

hareketkucaklanamaz.

DÜNYA ÝÇÝNHareketin içinde yer alan ve onu sokaktabizzat inþa edenlerin ezici çoðunluðunu

gençler ve kadýnlar oluþturuyor. Her gös-teride, her protestoda onlarýn sesi giderek

daha fazla duyuluyor

Page 14: SAYI: 239 10 Temmuz 2005 2.500.000 TL - 2.5 YTL · yarlarca insanýndan daha büyük bir servete sahip. Ve yoksul ile zengin arasýndaki fark her geçen gün açýlýyor. Büyük

14 sosyalist iþçi sayý: 239

ÞÞeennooll KKAARRAAKKAAÞÞ

"Irak'ta polisler hedefalýndý: 29 ölü", "Irak'tasaldýrýlarda 15 ölü", "Irak'ta6 ABD askeri öldü", "Irak'tabombalý saldýrýlar onlarcaölü ve yaralý"… Bu baþlýklargünlük gazete okuyan, tele-vizyonlarda haberleriizleyen ya da internette kýsabir haber turu atanlarýn heran karþýlaþmak zorundaolduðu haberlerin küçük birkesimi.

ABD'nin Irak iþgalininyarattýðý tablonun Irak'ýngünlük yaþamýný ne halegetirdiðini anlatan rakam-lar.

Baþka rakamlar da var.Geçen hafta, Irak'taki ölü veyaralý bilançosununkorkunçluðu þu haberleveriliyordu: "Irak'ta son 6ayda düzenlenen saldýrýlar-da 20 bin kiþinin öldüðü veyaralandýðý açýklandý."

Ýngiltere'de Tony Blair ilebir görüþme gerçekleþtirenIrak Baþbakaný ÝbrahimCaferi ise, þaka yapar gibibir açýklama yaptý, Irak'tagüvenliði yeniden saðlamakiçin 2 yýl yeteceðini belirtti.Irak Baþbakaný ölüm, kar-gaþa ve kaos dolu iki yýldaha vaat ediyor.

Bush'un konuþmasý

ABD Baþkaný Bush, özel-likle ABD kamuoyundageliþen savaþ karþýtý tepki-leri, Bush yönetimine duyu-lan ve artan hoþnutsuzluðugidermek için Fort Bragggarnizonunda bir konuþmayaptý. Fakat konuþmanýnsonuçlarý Bush'unamaçladýðýnýn tam tersi birgerçeði bir kez daha açýðaçýkardý: Bush'a ve Irak iþga-line yönelik tepkilerABD'de Bush yönetimidöneminde hiç olmadýðýkadar yüksek bir düzeyde.

"Tam birdüþkýrýklýðý"

Los Angeles Times 'ýn baþyazýsý, Bush'un konuþ-masýný ''tam bir düþ kýrýk-lýðý'' olarak adlandýrdý.(Cumhuriyet 4 Temmuz, sf13) Neilsen Media Researchkurumunun verilerine göreBush'un konuþmasý 23 mil-yon kiþi tarafýndan izlen-miþ. Bu Bush'un tüm kari-yerindeki en düþük izleyicioraný.

Araþtýrmalar baþka gerçek-lere de iþaret ediyor:ABD'de halkýn yüzde 53'üsavaþýn yapýlan fedakârlýðadeðmediðine, yüzde 52'side Bush'un ulusu bilerekyanýlttýðýna inanýyor. Buoranlar da Bush'un ikidönemlik baþkanlýðý sýrasýn-da ilk kez kendi kamuoyun-dan aldýðý desteðin yüzde50'nin altýna düþtüðünügösteriyor.

Bush Irak'a nedensaldýrdý?

ABD'nin Bush'un komu-tanlýðýnda baþlattýðý savaþýniç içe geçmiþ birden fazlanedeni var. Bush'unsavaþýnýn hedefi, ABD'nindiðer emperyalist bloklarkarþýsýnda göreceli olarakgerileyen ekonomik

gücünün ve rekabetdüzeyinin, süper askerigücüyle ve savaþ poli-tikalarýyla daha fazla ger-ilemesini engellemek vedünya hegemonyasýnýsürdürebilmek. Ekonomikgücü ABD'yi yakalamýþolan Avrupa Birliði, ABDekonomik yaþamýnýnduayenlerinin korkulurüyasý haline gelen Çin gibiekonomik devler ABDhegemonyasý için büyük birtehdit.

Bush'un savaþý doðrudanpetrol ve diðer enerji kay-naklarýyla ilgili. Irak,dünyanýn bilinen ikinci enbüyük petrol rezervinesahip. Üstelik çýkartmasý veiþlemesi en kolay, en düþükmaliyetli petrol de Irak'ýn.ABD'nin Irak'ý iþgaletmesinde, "önce Irak'ademokrasi getirmesinde"Irak'ýn petrol zenginliðine elkoymak önemli bir neden-di.

ABD Irak petrollerinekendi tüketimi için deðil,dünyanýn petrol tüketiminikontrol etmek için önemveriyor. ABD kendi petrolihtiyacýný hem kendi üre-timiyle hem de LatinAmerika'dan rahatçakarþýlýyor. Ortadoðu petrol-lerine günlük sanayi vetüketiminde ölümcül birihtiyaç duyan AvrupaBirliði ülkeleri, Çin, Rusyave Japonya gibi ekonomikdevler ise, Irak petrol re-zervlerine el koyan ABD'ninekonomik kontrolündenkaçýnamazlar. Petrol, dünyaekonomisinin en önemlimetasý ve bu yüzden de

dünya hegemonyasýnýnönemli bir aracý.

Bush yenilmekzorunda

ABD kamuoyu Bush'unaleyhine dönerken hemenhemen tüm askeri strate-jistler, ABD'nin Irak'tabataða saplandýðý konusun-da hemfikir olmuþgörünüyorlar. Bugün eli-mizden gelen ne varsa onuyaparak ABD'nin Irak'takiyenilgisini hýzlandýrmak veiþgale son vermek içinaralýksýz mücadele etmeli-yiz.

Anti kapitalist savaþkarþýtý hareketin gücü,ABD'yi yenmek için çokgüçlü olanaklar sunuyor.Savaþ daha baþlamadan,ABD Irak'tan önceAfganistan'ý yakýp yýk-madan önce savaþ karþýtlarýkürsel bir eylem dalgasýyaratarak savaþý ve savaþgerekçelerini teþhir etti.Bush ve Blair'in yalancýolduklarýný ve savaþ içinürettikleri tüm gerekçelerinsahtekarlýk olduðunu açýðaçýkarttý. Afganistan'daTaliban, Saddam'la El Kaidearasýndaki baðlantý, Irak'takitle imha silahlarýnýn var-lýðý gibi tüm savaþ argü-manlarýný savaþ karþýtýhareket milyonlarýnkatýldýðý eylemlerle çürüttü.

Savaþa karþý 15 Þubat 2003günü düzenlenen küreseleylem, Türkiye'de gerçek-leþen 1 Mart 2003 eylemigerçekten de ABDemperyalizmine takýlan ilkbüyük çelmeydi.

Savaþ karþýtý hareketinsendelettiði ABD emperya-lizmini tekmeleme onuruise Irak halkýna, iþgale karþýdirenen Iraklýlara ait.

Irak direniyor, Irakkazanacak!

Ýskoçya'da bugünlerdegerçekleþen G8 zirvesinekarþý gösteriler ve toplan-týlar örgütleyen SavaþýDurdurun kampanyasýnýndavetlisi olarak Ýngiltere'yegiden Iraklý sendikacý SamiRamadani yaptýðý konuþ-malarda iþgale karþýmücadelenin kazanmasýiçin bazý kafa karýþýklýklarý-na son vermek gerektiðinianlattý. Ramadani, bunlar-dan birincisinin, eðer iþgalgüçleri Irak`tan çekilirseIrak'ýn bir iç savasýn içinedüþüp Irak halkýnýn birbiri-ni öldürmeye baþlayacaðýyönündeki fikir olduðunusöyledi. Sami Ramadanibunun büyük bir yalanolduðunu, çünkü asýl ölümve kaos kaynaðýnýn iþgalinkendisi olduðunu söyledi.Ramadani'ye göre ikinciyanlýþ fikir ise iþgale karþýdirenenleri terörist olarakyargýlayan anlayýþ. Zamanzaman Irak halkýnýn dost-larýnýn direniþle arasýnamesafe koymasýna nedenolan bu fikir, gerçekteröristin Bush ve ekibininpolitikalarý ve iþgalin bizzatkendisi olduðunu görmez-den geliyor.

Irak'ta direniþ her geçengün büyüyor. Tony Blair'edireniþi bastýrmak için ikiyýl gerektiðini söyleyen Irak

Baþbakaný bu yüzden hayalgörüyor. Irak'tan gelen sonhaberlerden birisi Irakdireniþinin neden sonaermeyeceðinin de açýk birkanýtý: Ýngiliz Observergazetesinin Baðdatmuhabiri, Irak'ta''demokrasinin sembolü''olarak görülen yenihükümete baðlý poliskomandolarýnýn iþkenceuygulamalarýnýn vahþiboyutlara ulaþtýðýný ve sis-tematik hale geldiðiniortaya çýkardý. Sorgu yönte-mi olarak askýya almak,üzerinde sigara söndürmek,dizkapaklarýný matkapladelmek gibi iþkenceleruygulanýyor ve bazý tutsak-lar hiçbir hukuki yargýlamaolmaksýzýn öldürülüyor.Daha da vahim olaný ise buiþkence merkezlerindenbirinin Ýçiþleri Bakanlýðýbinasýnda örgütlenmesi!

Ýngiltere SavunmaBakanlýðý Irak güvenlikgüçlerine 27 Milyon sterlin-lik yeni bir yardým yaptý. Bupara, bu iþkence merkez-lerinin örgütlenmesi veiþkencecilerin beslenmesiiçin harcanýyor.

Direniþin yaygýnlýðýbakanlýk merkezlerindedireniþçileri yok etmek içiniþkence merkezleri kurul-masýna neden oluyor.

Ýþgale karþý direniþ nedendevam edecek? Bu sorununyanýtýný da yine Felluce'denkalkýp G8 zirvesine karþýmiting ve toplantýlara katýl-mak üzere Ýngiltere'yegiden Majid Al Gaoodanlatýyor: "Bugün Irak'tadoðrudan ve dolaylý ölüm-

ler var. Her ikisinin desorumlusu iþgal güçleri.Bugüne kadar 100 bindenfazla Iraklýnýn öldüðüsanýlýyordu ancak tahmin-lere göre bu rakam 300binden fazla, hatta 500 binolabilir. Bugüne kadar iþgalgüçleri Irak`ta 200 bin eviyok ettiler, hastaneleri yýk-týlar, tarihi mirasa büyükzarar verdiler. Dolaylýölümlerin asýl kaynaðý iseyine Amerika`nýn önder-liðindeki iþgal, çünkü kamuhizmetleri verilemediðin-den, elektrik, temiz su,saðlýk hizmeti olmadýðýn-dan her gün çocuklar bastaolmak üzere onlarca Iraklýölüyor. Günlük hava sýcak-lýðýnýn 40 dereceye ulaþtýðýbu koþullarda hayattakalmak çok zor".

Birleþmiþ Milletler beslen-me hakký uzmaný JeanZiegler, "Amerika veÝngiltere'nin Mart 2003'dekisaldýrýsýnýn ardýndan yeter-siz beslenen beþ yaþ altýnda-ki çocuk oranýnýn yüzde4'ten yüzde 7'ye yükseldiði-ni, çöken su þebekelerininbüyük bir sorun halinegeldiðini ve iþgalle birlikteçoðunluðu kadýn ve çocuk100 bin Iraklý sivilin 'norma-lin dýþýnda sebeplerle'öldüðünü açýkladý. Zieglerekledi: "Ölümlerin durmasýiçin iþgalin sona ermesiþart!"

Ýþgale karþý direniþ buyüzden sürmek zorunda.Ve Bush bu yüzden Irak'tayenilmek zorunda. Ýþgalekarþý direniþin bir avuçteröristin iþi olduðu yönün-deki yaklaþým son dereceyanlýþ çünkü direniþ çeþitlibiçimleriyle iç içe ilerliyor.Hatýrlayalým, Baðdat'ýnABD askerlerinin kon-trolüne geçmesi ve Saddamyönetiminin sona ermesininikinci yýldönümünde,Irak'ýn her yerinde yüz bin-lerce Iraklýnýn katýldýðýprotesto gösterileri düzen-lendi. 10 Nisan'da Baðdat'ta300 bin kiþi iþgale karþýyürüdü.

Dünyanýn kaderi Irak'tabelirleniyor. Bu kaderievrenin efendilerinin deðilde bizim çizmemizin nekadar olanaklý olduðunu,hem Irak halkýnýndireniþinde hem de G8zirvesine karþý eylemlerinkýzgýnlýðý, coþkusu ve kitle-selliðinde görüyoruz.

Bu yüzden bütünmücadeleleri birleþtirerekhareketi yükseltmeliyiz:"Þimdi, savaþ karþýtýhareketi daha da büyütmek,saðlýk, eðitim, iþsizlik gibiyüzlerce biçimde saldýranneoliberal politikalara karþýbir muhalefet aracý örgütle-mek için uðraþýyoruz.Þimdi, dünyada her 3saniyede bir çocuðun açlýk-tan, yoksulluktan ölmesinekarþý sesimizi yükseltebile-ceðimiz; þimdi,özelleþtirmeler yüzündeniþsiz kalan ve evedöndüðünde ailesininumutsuz bakýþlarýylakarþýlaþan insanlarlaberaber umudu yükselte-bileceðimiz; þimdi kazan-manýn umudunu taþýyan birküresel alternatifi yükselt-mek için harekete geçi-yoruz." (Ersin Tek)

Ýmparatorlukçökmeden önce…

Page 15: SAYI: 239 10 Temmuz 2005 2.500.000 TL - 2.5 YTL · yarlarca insanýndan daha büyük bir servete sahip. Ve yoksul ile zengin arasýndaki fark her geçen gün açýlýyor. Büyük

sayý: 239 sosyalist iþçi 15

ÖÖzzddeenn DDÖÖNNMMEEZZ

Dünyanýn son on yýlda toplamgeliri yýlda ortalama yüzde 2,5 art-mýþ. Ancak ayný zamanda dünyadakiyoksul sayýsý da 100 milyon kiþi art-mýþ. En zengin yüzde 20 kaynaklarýnyüzde 86'sýný tüketiyor. Koca birçoðunluða ise kalan yüzde 14. Buçoðunlukta tabi ki çocuklar da var.1996 verilerine göre, 5-14 yaþ arasýher 12 çocuktan biri hayatta kala-bilmek için çalýþmak zorunda.Bazýlarý ise o kadar bile þanslý deðil:Her üç saniyede bir çocuk açlýktanölüyor, her 10 saniyede bir çocukkirli su içmekten ölüyor. Her gün 5yaþýn altýnda 34 bin çocuk yetersizbeslenmekten ya da açlýktan ölüyor,yani yýlda 12 milyon çocuk. Bu"rakam" Ýkinci Dünya Savaþý sýrasýn-da her yýl, her sebepten ölen insansayýsýndan fazla. Bir baþka ifadeylebir yýl boyunca dünyada her üçgünde bir Hiroþima yaþanmasýnaeþit. Üstelik 5 yaþ altý ölümlerinyüzde 78'i gýda stoku olan ülkelerdegerçekleþiyor.

Dünyada açlarýn sayýsý 825 mily-ona ulaþmýþ. Yani her sekiz kiþidenbiri aç. Ama dünyada geçen yýl tahýl,et, çelik ve petrol gibi temel mad-delerin üretimi ve tüketimi ortalamayüzde 5 artmýþ. Dünyada üretimdeçok büyük bir artýþ varken, bununpaylaþýmýnda da muazzam bir eþitsi-zlik var.

ÞÞiirrkkeettlleerr yyiiyyoorr……Dünyanýn en büyük 100

ekonomisinin 51'i þirket. En büyük200 þirketin büyüme oraný tüm küre-sel ekonomiden fazla. Yani buekonomik büyüme ve üretim artýþýbir avuç insana hizmet ediyor. Birbaþka ifadeyle, en büyük 200 þir-ketin satýþlarýnýn toplamý 1,2 milyarinsanýn gelirinin 18 katý.

Dünyada açlýðýn ve yoksulluðunoraný hýzla artarken bu þirketlerinkâr oranlarýndaki artýþ yüzde 362. Enbüyük 10 þirketin cirosu, 100 küçükülkenin gelirinden fazla. Üstelik enbüyük 100 þirketin cirosu sadeceyoksul ülkelerin GSMH'sýndan fazladeðil, ABD'nin ulusal gelirineneredeyse eþit, Almanya, Ýngiltere,Fransa, Japonya'nýn toplamGSMH'ýndan ise fazla. Yoksulluksadece ülkeleri deðil, ayný zamandamilliyeti ne olursa olsun bu þir-ketlerde çalýþanlarý da vuruyor.

500 büyük þirket dünyada iþçisýnýfýnýn yüzde 26'sýný çalýþtýrýyor.General Motors 50 ülkede üretimyapýyor. Wall Mart (perakendededünya devi) 1 milyon 140 bin kiþiçalýþtýrarak 200 þirketin iþgücününyüzde 5'ini oluþturuyor ve sýký birsendika düþmaný. Burger King, PizzaHut ve Mc Donalds'da 3,7 milyonkiþi çalýþýyor ve sendika kurmakmümkün deðil.

Dünya piyasasýný tekeller kontrolediyor. Otomotiv, uzay, havacýlýk,elektronik, petrol, bilgisayar, medyagibi en önemli 12 sanayi kolununyüzde 40'ý sadece 5 tekelde toplan-mýþ durumda.

Açlýkla en doðrudan iliþkili piyasa,gýda piyasasý ise tümüyle 10 tekelinelinde toplanmýþ. Gýda, tohumlar,artýk patentlenmiþ durumda vepatent piyasasý da sadece bir þirkettarafýndan kontrol ediliyor:Monsento.

Topraklara sadece tarým için elkonulmuyor. Shell'in petrol yatak-larýný garantiye almak için ele

geçirdiði arazi 400 bin kilome-trekare. Yani 144 ülkeninyüzölçümünün toplamýndan büyük.

ÇÇaallýýþþaannllaarr ""þþaannssllýý""Herþeye raðmen bir iþ bulup

çalýþanlar þanslý. Çünkü dünyadarekor düzeyde iþsizlik var: 1 milyarkiþi. Sadece ABD'de Ocak 2001'denbu yana 1,6 milyon kiþi iþsizlerordusuna katýldý. NAFTA'nýn kab-ulünden bu yana ABD'li iþverenlerinyüzde 71'i iþçileri sendika kurarlarsafabrikayý kapatmakla tehdit etti. Birkýsmý da yaptý: Ocak 94'den bu yanaABD'de sendikalý, sosyal haklarýolan ve makul ücretler veren birçokiþyeri yok oldu.

Kimin aç kimin tok kalacaðýnakarar verenlerin resmi kurumlarýnýnraporlarý bile açýk veriyor: BMraporuna göre, dünya nüfusununyarýsý günde 2 dolardan az paraylageçiniyor. 1,2 milyar insansa 1dolarýn altýnda bir parayla…Geliþmekte olan ülkelerde yaþayan4,6 milyar insandan yaklaþýk 1 mil-yarý okur-yazar deðil. 1 milyarý temizsudan yoksun. Yarýsýndan fazlasýtemel saðlýk hizmeti alamýyor. 11milyon çocuk ise "önlene-bilir"hastalýktan ölüyor. Sað olsunlarraporun sonunda, önümüzdekidönem bu eksikleri gidermek içinçalýþmak gerektiðini eklemeyi unut-mamýþlar.

YYaallaannllaarraa ssýýððýýnnýýyyoorrllaarrUzaya insan gönderebilen, her

türlü hastalýðýn üstesindengelebilen, gýda üretimi aslýnda fazlaolan bir dünyada, kimin aç kalýp,kimin hastalýklardan öleceðine,kimin insan gibi yaþayacaðýna biravuç insan karar veriyor. Bu kadareþitsiz ve inanmasý güç bir tabloyu 6milyar insana yutturabilmek için deyalan söylüyorlar. Sayýmýzdan sonderece az olan güvenlik güçleriyledeðil, ikna ederek bizi bu tabloya

alýþtýrýyorlar. "Seçilmiþ" hükümet-lerinin payýný da unutmamak lazým:

Çalýþanlar en ufak bir sosyal hakiçin ya da ücret artýþý için aðzýnýaçtýðýnda kemer sýkma anlatanlar,söz konusu olan þirketler oluncayelkenleri suya indiriyorlar. MeselaAirbus dünyadaki pazar payýný%30'dan %60'a çýkarabilmek için 15milyar dolar devlet yardýmý kullandý.

Çalýþanlardan vergimaaþla-rýndankesilirken, en büyük 200 þirketinyarýsýndan çoðu kurumlar vergisiödememiþ. Ekonomide en "büyük"200 þirketin 7'si ise sýfýrýn altýndakurumlar vergisi ödemiþ. Türkiye'de1985-98 yýllarýnda yapýlanözelleþtirmelerin geliri 4 milyar 474milyon dolar, gideri 4 milyar 572milyon dolar. Arada birkaç milyondolarlýk bir zarar var. Buözelleþtirmelerden doðan sendikasý-zlaþtýrmayý, kapa-nan fabrikalarý,iþsiz kalanlarý, kaybedilen sosyalhaklarý saymazsak. Ýkna olup olma-mak bize baðlý.

Sadece kendi hükümetlerini deðil,baþka hükümetleri de satýn almayýbaþarýyorlar: MonsantoEndonezya'da 144 hükümetgörevlisi ve ailesine rüþvet daðýt-maktan 1,5 milyon dolar para cezasý-na çarptýrýlmýþ. Yolsuzluk verüþvette hükümetler ve büyük þir-ketler heryerde baþrolleri paylaþýy-orlar. Hesabýný sorup sormamakbize baðlý.

AAççllýýkk:: TTeerrcciihh mmii??Açlýk deyince aklýnýza bir öðün

atladýðýnýzda midenizin yanmasýgelmesin ya da kötü beslenmeninfiziksel bir etkisi. Açlýk bazýlarý içintercih demek, El Salvador'lu çiftçi birçift gibi: Ya borçlarýný ödeyeceklerdiya da çocuklarýný besleyip tedaviettireceklerdi… yani topraklarýna elkonulacaktý.

Bizi açlýða ve ölümlere ikna etmekiçin: "dünyada yeterli yiyecek yok,

gýda kaynaklarý dünyanýn heryerinde sýnýra dayandý. Maalesefbazýlarý aç kalmak zorunda" diyor-lar. Oysa bugün dünyada herke-singünlük ihtiyacýný (3500 kalori)karþýlayacak tahýl üretimi yapýlýyor.Buna, dünyada üretilen çeþitli baþkaþeyler (et, süt, yumurta, meyve,sebze, yemiþ gibi) eklenince sadeceaçlýða çare bulmayýz ayný zamandasaðlýklý ve ye-terli beslenmeyebaþlarýz.

Ýkinci yalanlarý ile her türlü doðalfelaketi kendi lehlerine çeviriyorlar.Bize "kuraklýklar, seller ve insanýnkontrol ede-mediði diðer felaketlerkýtlýklara sebep oluyor" diyorlar.

Oysa kýtlýk sosyal bir felakettir,doðal felaket deðil. Ýnsanýn kendieyleminin bir sonucudur. Kâr etmekiçin o bölgenin doðasýna uygunolmayan, hatta doðasýný bozan üre-time geçilirse, kuraklýk "doðal"olarak baþ gösterir. Bol suya ihtiyaçduyan tohumlar için yeraltý suyunusondajla çýkarýp üretim yapýnca böl-genin suyunun biteceði ve artýk azsu ile yetinen ürünlerin de üretile-meyeceðini bilmek için çok zekiolmak gerekmez kâr hýrsý yeter.

Bir baþka yalanlarý ise nüfusartýþýnýn açlýk getirdiði. Gene kendikurumlarý kendilerini yalanlýyor.BM'ye göre 1950'den bu yana gýdaüretimindeki artýþ oraný Afrika hariçnüfus artýþ oranýndan fazla. Aþýrý kal-abalýk olan ülkelerde bile insanlarýaçlýktan kurtaracak kaynak var.Hindistan'da 200 milyon insan aç.Ama 650 milyon dolarlýk un ve tahýl,1,3 milyar dolarlýk pirinç ihraç ediy-or. Brezilya'nýn 70 milyonu aç. Ama13 milyar dolarlýk gýda ihraç ediyor.

Zararlý tohumlarýna, böcek ilaçlarý-na, kötü üretim çiftliklerine de biziikna etmek istiyorlar: "Hem açlýðýengelleyip, hem doðayý koruya-mayýz. Evet, GDO'lu ürünler üretiy-oruz ama verimlilik artýyor. Evet,böcek ilaçlarýnýn kullanýlmasýnýsaðlýyoruz, polen taþýyan türlerin deölmesini saðlýyoruz, doðaya müda-hale ediyoruz ama verimlilik artýyor"diyorlar. En basitinden bu tür üre-timin artmasýyla dünyada açlýk azal-madý, tersine çoðaldý. Bu tür üre-timin verimliliði arttýrmasýnýn (enazýndan uzun vadede), doðayý nasýltahrip ettiði ise uzun boylu bir tartýþ-ma. Böcek ilaçlarýna harcanan kay-nak ise korkunç: 50 yýl önce sýfýriken þimdi yýlda 4,7 milyar ton. Buarada gýda þirketleriyle, bu ilaçlarýüreten petro-kimya þirketleri genel-likle ayný tekele baðlý. Unilever gibi.

Gýda üretiminde bu kadar artýþ varda bu ürünler nereye gidiyor? Birkýsmý çöpe… Sadece ABD'de 43milyon ton gýda çöpe atýlýyor. Birkýsmý depolarda çürüyor… MeselaEtiyopya'da çiftçilerin ürettiði 100bin ton tahýl gibi.

Hem dünyada kâr oranlarý artýyor,hem gýda üretimi artýyor, hemsanayi kolunda üretim artýþý var dapeki bu kaynaklar nereye gidiyor?Genellikle lüzumsuz þeylere…Kaynaklar insanlýðýn karnýný doyur-mak için deðil, daha fazla kâr eldeetmek için tüketiliyor.

SSooyyuulluuyyoorruuzzHem yedirirken, hem aç kalýrken,

hem de zayýflatýlýr-ken soyuluyoruz.Biz daha çok yiyelim diye McDonalds'ýn 2001 de yaptýðý reklâmharcamasý 1,4 milyar dolar.Pepsi'nin 2001 reklâm harcamasý 1milyar dolar.

Ayný sebeple aldýðýmýz fazla kilolariçin de bir çözümleri var: ABD'dekilo kaybetme programlarýna yýlda 3milyar dolar harcanýyor. Büyük þir-ketler bizden aldýklarý para-larlabizim "seçtiðimiz" hükümetlerinseçim kampanyalarýna 33 milyondolar veriyorlar. ABD'de internetreklâmlarýna yýlda 8,7 milyar dolarharcanýyor. Toplam reklâm harca-masý ise 264 milyar dolar.Türkiye'de internet reklâmýna2004'te 7-10 milyon dolar harcan-mýþ, 2005'te yüzde 25-50 artmasýbekleniyor. Türkiye'nin toplam rek-lâm harcamasý 1,3 milyar dolar.

Baþka gereksiz þeylere de harcamayapýlýyor, askeri bütçelere 17 yýlda200 milyar dolar harcanmýþ, toplamsavunmaya 900 milyar dolar. Bulisteyi uzatmak mümkün… Reklâmkampanyalarý bazý þeyleri yiyelimdiye bazýlarýný da yutalým diyeyapýlýyor. Bush - Blair çifti geçensene Irak'a 5,4 milyar dolarlýk erzakgitmesini engellerken, bu sene bir"Ýngiliz" gemisiyle Um Kasr limaný-na gelen insani yardýmý ulusal tele-vizyonlarýndan tüm gün naklenyayýnladýlar. Gelen yardým gerçektenihtiyacýn çok altýnda olmasýna rað-men. Biz de yuttuk!

BBaazzýýllaarrýý iikknnaa oollmmuuyyoorrBütün bu olan bitene müdahale

edenler var. Her türlü reklâm kam-panyasýna raðmen, üstelik dünyanýnher yerinde:

Hindistan'da Çiftçiler BirliðiMonsanto'nun genetik olarakdeðiþtirilmiþ bolgard pamuklarýnýyaðmaladýlar.

Bir baþka hikaye de Uruguay'dayaþanýyor. IMF direktifiyle davrananhükümet, suyu Ýspanyol ve Fransýzþirketine satýyor. Suyun kalitesi okadar düþü-yor ki, kontroldensorumlu otoriteler bile suyu kullan-mayýn anonsu yapmak zorundakalýyorlar. Bunun sonunda suyunözelleþtirilmesine karþý yapýlanreferandumda çýkan hayýr oyuözelleþtirmeyi durduruyor.

Kore'de hükümet 9 Þubat 2004'de"korsan" kararlar alabilmek içinhýzlý bir oturum topluyor. Gündemdeiki konu var: Irak'a asker gönderme,serbest ticaret anlaþmalarý. Bunlarakarþý toplanan iki kalabalýk birleþiy-or ve meclisten iki kararýn da çýk-masý engelleniyor.

Guatemala'da Bergama'dan farklýolmayan bir süreç yaþanýyor.Siyanürlü altýn aramaya gelen þir-kete karþý direniþ baþlýyor, direniþ okadar büyüyor ki Dünya Bankasý þir-kete faaliyetine devam edebilmesiiçin 45 milyon dolar yardýmdabulunuyor, Guatemala iç iþleribakaný direniþçileri orduyu iþ baþýnagetirmekle tehdit ediyor. Sonundaþirket faaliyetine ara vermek zorun-da kalýyor.

Bunlar akla gelen birkaç örnek.Karþýmýzdaki tablo, yaþadýðýmýzdünya, umudu ve umutsuzluðuiçinde barýndýrýyor. Nereyi görmek,yaþadýðýmýz dünyaya nasýl müda-hale etmek istediðimizle ilgili. Yaistedikleri gibi ikna olacaðýz veumutsuzlukla yolumuza devam ede-ceðiz. Ya da umudu olan, iknaolmayan, mücadele eden ve durdu-ranlarýn yanýnda saf tutacaðýz.Bunun için yeni çözümlere deðil,mücadele edenlerden öðrenmeye,her mücadeleyi birleþtirmeye,sýradan insanlarýn saðduyusunagüvenmeye ihtiyacýmýz var.

Varlýk içinde yoksulluk

Page 16: SAYI: 239 10 Temmuz 2005 2.500.000 TL - 2.5 YTL · yarlarca insanýndan daha büyük bir servete sahip. Ve yoksul ile zengin arasýndaki fark her geçen gün açýlýyor. Büyük

16 sosyalist iþçi sayý: 239

AAllffrreeddoo SSaaaadd FFiillhhooBrezilyalý bir marksist

ekonomist ve yazar olanAAllffrreeddoo SSaaaadd FFiillhhooMarks'ýn Kapital'i üzerineçalýþmalarýyla tanýnýr. Sonyýllarda anti kapitalisthareket üzerine de çalýþ-malar yapmaktadýr.

Aþaðýda FFiillhhoo'nun, ÝngilizSSoocciiaalliisstt WWoorrkkeerrgazetesinde yapýlan birröportajdan derlenmiþ biryazýsýný okuyacaksýnýz.

Çeviren: CCeennggiizz AALLÐÐAANN

Askerileþmiþ neoliberalizm

"Günümüzde askerileþ-miþ neo liberalizmin sonderece tehlikeli olduðuyaygýn biçimde kabulgörüyor. Ýnsanlar çözümyollarý arýyor. Pek çokinsan Marks'ýn ve mark-sistlerin eserlerinden kimifikirler alacak ama yapýla-cak çok daha fazla þey var.Çaðdaþ kapitalizmin insan-larý marksist teori hakkýn-da daha fazla þey öðren-meye ittiðini belirtmeliyiz."

Saad Filho'nun çalýþ-malarý deðer teorisi üzer-ine odaklanýr. Marks'ýngeliþtirdiði bu teorinin ikitemel bileþeni olduðunusöyler Filho. Birincisi"emeðin merkezileþmesinive insanlarýn, emekleriaracýlýðýyla birbirleriyle vedoðayla karþýlýklý etk-ileþimlerinin önemini"göstermesidir.

Ýkincisi ise, deðer teorisibize kapitalizmin yapýlan-masý hakkýnda bilgi verir."Belli bir toplumun ken-disini nasýl yeniden üret-tiðini anlamak istiyorsanýz,insanlarýn üretim içindekiiliþkilerine bakmalýsýnýz."

Marks Kapital'de, istermaddi mallar, isterhizmetler olsun, mallarýndeðerinin, onlarý yaratmakiçin harcanan emek mik-tarýný nasýl yansýttýðýný gös-terir. Kapitalistler malüretmek için iþçilerlemakineleri biraraya getirir.

"Makineler insanlarý dahaüretken kýlar", diyor SaadFilho, "Ama makineleriüreten insanlardýr ve yenimakineler de dahil, mallarýüretmek için makinelerikullanan da yine insan-lardýr". Marks makineleri,daha fazla deðer yaratmakiçin iþçilerin yaþayanemeðiyle birleþtirilmesigereken "ölü emek" olarakele alýr.

Sömürü

Saad Filho'ya göre kapi-talist toplum kapitalistlerleiþçiler arasýndaki merkezibir iliþki -ücret iliþkisi-üzerine kurulmuþtur. Bubir sömürü iliþkisidir."Deðer teorisi üretimsürecini görmenize ve kap-italizme özgü ve temel

önemde olan sömürü biçi-mini -artý deðer yaratýmýný-tanýmlamanýza olanaksaðlar.

"Her yýl belli bir miktardadeðer üretilir. Ve budeðerin bir kýsmýný iþçilerdenetler. Geriye kalanýnaartý deðer denir. Bu birsömürü aracý saðlar -iþçi-lerin, kendilerinindenetlemediði, aslýndaonlarý denetleyen bir þeyleryarattýðýný gösterir."

Sömürünün artýðý mýazaldýðý mý sorusunuyanýtlamak zordur.

"Ücretleri ölçebilirsiniz",diyor Saad Filho, "Ancakbu ayný zamanda iþçilerindenetiminde kalan deðermiktarýdýr. Saðlýk sisteminiele alýrsak, genel toplumunihtiyaçlarýna göre mi,yoksa, asýl olarak iþçilerdýþýndaki gruplarýnihtiyaçlarýna göre mi yapý-landýðýný anlayamazsýnýz."

Britanya'daki UlusalSaðlýk Hizmetleri'nin parçaparça özelleþtirilmesi,"meta sistemi içindesömürecek yeni alanlarbulmaya giriþen... eðerbunu baþarýrlarsa,ücretlerdeki iyileþmeyekayýtsýz kalarak, iþçilerisömürme oranýný arttýracakolan" bir hükümet ve ser-maye gruplarýna bir örnek-tir. Deðer teorisi güçlü olsada her þeyi açýklamazdiyor Saad Filho. "Emek-deðer teorisi toplumunyeniden üretimi -toplumugelecekte de üretebilir kýl-mak ve kapitalizme özgüsömürü iliþkileriyletoplumsal yapýlarýsürdürmek- için gerekenmal ve hizmetlerin üre-timine iliþkindir.

"Örneðin sanat eserleri,ilk elde deðer analiziiçinde yer almaz. Pazaragirebilirler ama yenidenüretilebilir deðillerse nor-mal mal deðildirler."

Deðer teorisinin önemlibir rolü de, yoksulluk vebaskýyý bir yana,sömürüyü baþka bir yanakoymasýdýr. Bu, ÜçüncüDünya iþçilerininBatý'dakilerden daha çoksömürüldüðü, ya daMarks'ýn zamanýndaki iþçi-lerin bugünün iþçilerindendaha fazla sömürüldüðünedair yaygýn kanýnýn zýttýnýkanýtlamaktadýr.

Sömürünün düzeyi

Saad Filho þöyle diyor;"Batý'da mutlak yoksul-luðun azaldýðý aþikar. Amabu, sömürüden bambaþkabir olgu. Ýþçilerin çoküretken olduðu, dolayýsýy-la sömürü düzeyinin dahayoksul bir toplum-dakinden daha yüksekolduðu, teknolojik olarakileri bir toplumda yaþýyorolabilirsiniz. Örneðin,Batýlý iþçiler Sahra AltýAfrika veya Güney Asyaiþçilerinden çok daha iyidurumdadýrlar. Ancak,ayný zamanda çok dahafazla artý deðer üretmekteve dolayýsýyla çok dahafazla sömürülmektedirler"

Kapitalistler, kendi iþçi-lerinin ücretlerini, dahafazla tüketime yönelmeleriiçin nadiren arttýrsalar da,diðer iþçilerin kendi mal-larýný satýn almasý içindaima can atarlar.

"Bugün sömürünün enönemli manivelalarýndanbiri tüketim talebidir. Ýþçi-

lerin tükettiði mallaryýðýnýna sürekli yenilerieklenir. Ücretli kölelikanlamýna gelen mekaniz-ma budur. Kafanýzý suyunüstünde tutmak, boðulma-mak için sürekli daha uzunve daha uzun saatlerboyunca çalýþmak zorun-dasýnýz. Daha yüksekdüzeyde tüketiyor olsanýzda, stresinizin veborçlarýnýzýn düzeyi deyüksektir ve insani potan-siyeliniz de çok dahabüyük oranda boþa harcan-maktadýr."

Kapitalizmin SaadFilho'nun eserindetartýþtýðý bir özelliði de sis-temin istikrarsýzlýðýdýr.Çoðu ekonomi teorisi siste-mi doðasýnda istikrar var-mýþ gibi ele alýr. AmaMarks'a göre süregidenistikrarsýzlýk ve krizlerkaçýnýlmazdýr. Krizlerçeþitli biçimler alabilir, veher bir kriz kendiçerçevesinde ele alýn-malýdýr. Bir krizin aldýðýbiçimi "toplumdaki iki anasýnýfýn -kapitalistler veiþçiler- arasýndaki iliþkilerve bir ülke içindeki rekabetveya ülkeler arasýndakirekabet biçiminde olabilen,kapitalistler arasý rekabetþekillendirir."

Ekonomik kriz

Ekonomik krizinMarks'ýn tanýmladýðýönemli bir öðesi kar oran-larýnýn düþme eðilimidir.Çok kabaca, kar oraný kap-italistlerin üretim sürecinedahil ettiði her pound'danelde ettikleri kar miktarýolarak görülebilir.

"Fikir basit", diyor Saad

Filho, "Kapitalizmde reka-bet var. Rekabet üretken-liði arttýrarak -ki bumakineleþmeye baðlýdýr-çözülür". Her bir kapitalist,malýný daha ucuza satmaolanaðý saðlayacakteknolojiye yatýrýmyaparak rakiplerinin altýnýoyabilir. Ama diðer kapi-talistler de bu yeniteknolojiyle tanýþtýðýnda,uzun vadeli sonuç karoranlarýnýn düþme eðilimiolur, çünkü "tümekonomiyimakineleþtirdiðinizde,yaþayan emeði üründenayýrmýþ olursunuz. Oysakarý üreten yalnýzca emek-tir. Makineler ve aletler karüretmez -bunlar iþçiler kul-lansýn diye üretilmiþtir."

Kapitalistler tam da kar-larýný yaratan þeye,yaþayan emeðe, çok çokküçük bir rol biçiyorlar.Artýk, belli bir kar eldeetmek için daha fazlamakineye -ölü emeðe-büyük yatýrýmlar yapýyor-lar.

Saad Filho Marks'ýn anal-izinin ham yorumlarýnakarþý tartýþýyor. "Bu süreçkendiliðinden oluþmaz.Öyle olsaydý, kapitalizmçok uzun zaman önce çök-müþ olurdu. Artanmakineleþme kar oranýnýnbasitçe birdenbire düþeceðianlamýna gelmez.

"Marks karþýt eðilimler-den de söz eder, sistemde-ki makineleþme kar oranýnýdestekleyebilir de. Bu tür-den makineleþmeninörnekleri iþçilerin dahafazla sömürülmesinde, yada mallarýn (veyaparçalarýn -ç.n.) dahaucuza baþka ülkelerden

satýn alýnmasýndagörülebilir. Ki bu da kapi-talist karlýlýk açýsýndan,küreselleþme ve emperyal-izmin potansiyel öneminiortaya koyar.

"Kar oranlarýnýn gerçekhareketi hem yükseliþ hemdüþüþlerdir. Kar oran-larýnýn düþme eðilimikarþýt eðilimlerin yanýsýraiþler."

Pek çok geliþmiþ ülkedekar oranlarý Ýkinci DünyaSavaþý boyunca yükseldi,1950'lerde yüksek seviyedekaldý, 1960 ve 1970'lerdedüþmeye baþladý. SaadFilho þöyle diyor; "1982'yikilit yýl olarak alýrsak, butarihte birçok ülkede yük-selmeye baþladý. Neden1982? Çünkü iþçiler için birbozgun olan neo liberalizmbu tarihte uygulanmayabaþlandý."

Kýrýlgan noktalar

Kapitalizm kendiliðindençökmeye yazgýlý deðildir.Marks'ýn teorisi baþka birtoplum inþa etmeçabasýnýn bir parçasý olarakönem taþýyor. "Sistem,farklý zamanlarda farklýolabilen, kendine özgükýrýlganlýklara sahip. Ýþçi-lerin örgütlenme düzeyineve kapitalist sisteme karþýönerdikleri mücadele yön-temine baðlý olarak, bukýrýlganlýklardan yararlan-abiliriz."

Peki kapitalizmin yerininasýl bir toplum alacak?

"Marks kapitalizm son-rasý için fazla bir þey söyle-mez. Söylediklerinin birkýsmý da farklý biçimlerdeyorumlanabilir.

"Öyle bir toplumunSovyetler Birliði gibi ola-caðýný sanmýyorum vekuvvetle umuyorum kiolmayacak. Eðer hedef buolsaydý, insanlarý uzun vezahmetli bir mücadeleyeikna etmek çok zor olurdu.

"Kapitalizm sonrasýtoplumun nasýl olacaðýkonusunda yürütülen pekçok fikir var, ama bir kon-sensüs yok. Bu önemli birsorun. Radikal sol sýrfolumsuzlama programýnasahip olamaz, insanlarýyalnýzca kapitalizmin kötübir fikir olduðunu söyley-erek ikna edemezsiniz.

"Varolan sistemden dahaiyisini öneren uygulan-abilir bir alternatifinolduðuna inanmalýlar.Aksi halde, son dereceyakýcý ihtiyaç duyduðu-muz alternatif bir geleceðesýçramak yerine, reformlarýkazanmak için vereceðimizsavunmacý bir mücadeleyekilitlenir kalýrýz."

Marks'ýn deðer teorisi

Deðer teorisinin önemli bir rolü de, yoksulluk ve baskýyý bir yana, sömürüyü baþka bir yana koy-masýdýr. Bu, Üçüncü Dünya iþçilerinin Batý'dakilerden daha çok sömürüldüðü, ya da Marks'ýn

zamanýndaki iþçilerin bugünün iþçilerinden daha fazla sömürüldüðüne dair yaygýn kanýnýn zýttýnýkanýtlamaktadýr.

Page 17: SAYI: 239 10 Temmuz 2005 2.500.000 TL - 2.5 YTL · yarlarca insanýndan daha büyük bir servete sahip. Ve yoksul ile zengin arasýndaki fark her geçen gün açýlýyor. Büyük

sayý: 239 sosyalist iþçi 17

Erkin ERDOÐAN

Geçtiðimiz haftalardaAkdeniz Sosyal Forumutoplantýlarý yapýldý.Toplantýlar Ýspanya'nýnBarselona kentindegerçekleþti. Yaklaþýk 5 binkiþinin katýldýðý forumbirçok tartýþmayý daardýnda býraktý.

Forumlarýn GeçmiþiSosyal forumlarýn

geçmiþi 2001 yýlýndayapýlan I. Dünya SosyalForumu'na, hatta onun daönceli olan toplantý veetkinliklere kadar gidiyor.Ancak ortada olan bir þeyvar ki forumlarýn politikdayanaðý, bugüne kadarantikapitalist hareketin vesavaþ karþýtý hareketinargümanlarý oldu. Sosyalforumlar, Seattle sonrasýkuþaðýn tartýþmalarýnýnzeminini oluþturabildiðisürece geliþti ve büyüdü.

I. Dünya Sosyal Forumubir iþaret fiþeði gibidünyanýn diðer kýtalarýn-da ve giderek ülkelerdesosyal forum süreçlerinitetikleyince, özellikle iþçihareketi de bu süreçlerinaktif bir parçasý halinegeldi. Hali hazýrdaAvrupa Sosyal Forumusürecinin önemli birayaðýný sendikalar oluþtu-ruyor. Özellikle Ýtalya,Fransa, Ýngiltere gibiülkelerdeki birçok sendi-ka, yeni iþçi kuþaklarýylaantikapitalistlerin biraraya geldikleri bu zemin-lerin oluþumunda önemlibir rol oynuyor.

Savaþ karþýtý hareketindoðuþunda da sosyalforumlar büyük bir faktöroldu. II. Avrupa SosyalForumu sýrasýndaFloransa'da yapýlan 1milyonluk savaþ karþýtýgösteri ve Dünya çapýnda20 milyonu sokaða döken15 Þubat gösterileri, sosyalforumlarýn ne gibiolanaklar yarattýðýnýngörülmesini saðladý.

Forumlar ve SosyalistlerForumlar bir diyalog

zemini. Ancak hiçbirzaman savaþ karþýtýhareketi ve antikapitalisthareketi güçlendirenkararlarý otomatik olarakalmadý. Aksine alýnaneylem kararlarý, yapýlankitlesel gösteriler uzun

tartýþmalar sonucundagerçekleþti. Bu anlamdaforumlarýn kitlesel göster-iler yapmayý tetiklemesi,sosyalistlerin bunlarýönermesi, sadece öner-mekle kalmayýp belli nok-talarda bunlarý örmesi ilegerçekleþti.

Akdeniz Sosyal Forumu(AkSF) sosyalistlerinmüdahalesinin olmadýðýya da olamadýðý forum-lara 'güzel' bir örnek oluþ-turuyor. Barselona'dakiforumu çok sýnýrlý birçevre örgütledi. Ýçindebazý troçkistlerin deolduðu Katalan baðýmsý-zlýkçý eðilim, forumusadece bir tartýþma zeminiolarak algýladýðý için,Barselona bir fikir pazarýolmanýn ötesine geçemedi.Sonuçta Avrupa'danbirçok büyük ve önemlihareketin katýlýmýsayesinde, 19 Mart2006'da savaþa ve iþgalekarþý küresel eylem günüilan etmenin ötesindeneredeyse hiçbir somutkarar alýnmadý. Sonuçtaforumlar bir fýrsat yaratýy-or, ama sosyalistlerinmüdahalesinin olmadýðýyerlerde genelliklemücadeleye çok sýnýrlý birkatký yapýyor.

2006 Nisan'ýnda Atina'dagerçekleþecek Avrupa

Sosyal Forumu (ASF) buanlamda çok önemli birdurak. HareketinAvrupa'daki geleceðinedair birçok önemli tartýþ-ma Atina'da yapýlacak.Bunun da ötesindeAtina'nýn hazýrlýksürecinde aktif olarakbulunmak demek,Fransa'daki anayasayareferandumunda büyükbir neoliberal saldýrýyýpüskürtmüþ hareketle,

Ýtalya'daki ABD üslerinekarþý kampanyalar yapanhareketle, Ýngiltere'dekisavaþ karþýtý hareketle biraraya gelip hareketin gele-ceðine etkide bulunmakanlamýna geliyor.Dolayýsýyla sosyal forumhareketini önceliklebulunduðumuz yerlerdeinþa etmeli, bu süreceaktif olarak katkýdabulunmalýyýz. Bununbaþarabildiðimiz ölçüde

forum sürecinin içindekitartýþmalarý kazanma þan-sýna sahip olabileceðiz.

Avrupa'daki veTürkiye'deki ForumHareketi

Önümüzdeki süreçtesosyal forum süreçleriaçýsýndan, Türkiye'dekisavaþ karþýtý hareket vesosyalistler olarak önemlifýrsatlara sahibiz. Öncelik-le Eylül ayýnýn 23-24-25'inde Avrupa SosyalForumu'nun hazýrlýktoplantýsý Ýstanbul'dagerçekleþecek. Bu hazýrlýktoplantýsýnda Atina'dakiforumun politik eksenleribelirlenecek ve Atina'dayapýlacak seminerlerleilgili ön görüþmeleryapýlabilecek. Bunun daötesinde Ýstanbul toplan-týsýnýn ana gündemiFransa'da çýkan'anayasaya hayýr' oyu.Fransa'daki 'hayýr'Avrupa'daki neoliberalsaldýrýlara karþýkazanýlmýþ ilk net zafer.Bu zaferin ardýndanhareketin önümüzdekidönemde yapacaklarýnailiþkin birçok politik tartýþ-ma ve pratik kampanyaönerisi bu toplantýlarsýrasýnda ele alýnacak.Dolayýsýyla uluslararasýsosyalistler olarak butartýþmalara katkýmýz ve

Avrupalý hareketlerle olaniliþkimiz oldukça önemli.

Türkiyeli hareketleranlamýnda bir baþka þan-sýmýz ise Türkiye'dekibirçok büyük hareketinhali hazýrda sosyal forumhareketinin içindebulunuyor oluþu.Geçtiðimiz ay bir basýntoplantýsýyla ilan edilenTürkiye Sosyal Forumu(TSF) 2006 yýlýnýn Eylülayýnda Ýstanbul'da gerçek-leþecek. Forum farklýillerde yapýlacak hazýrlýktoplantýlarý ileörgütlenecek. TSFiçerisinde KESK, TMMOB,DÝSK gibi iþçi örgütlerininyaný sýra çeþitli siyasi par-tiler, Kürt hareketi veTÜKODER, ÝHD gibidernekler bulunuyor. TSFönüne ilk hedef olarakAtina'da gerçekleþecekforuma kitlesel olarakkatýlmayý koydu.Türkiye'den Atina'ya binkiþilik bir katýlým hede-fleniyor.

Katýlým boyutunun daötesinde, ASF'de sürmekteolan siyasi tartýþmalara,bu hareketlerle birliktemüdahale etme olanaðýyaratabilirsek, tartýþ-malarýn gidiþatýna önemlibir etkide bulunabiliriz.Dolayýsýyla bir biçimdehareketin kaderinibelirleyen ASF'deki poli-tik tartýþmalara, özellikleanayasaya hayýr hareketive iþgal karþýtý hareketanlamýnda ciddiyetle yak-laþmak ve bu konularlailgili bir ön hazýrlýk yap-mak gerekiyor. TSF butartýþmalarý yürütebilmekiçin ilk hazýrlýk toplan-týsýný 10 Eylül tarihindeÝstanbul'da yapacak.

Yeniden baþa dönersek,forumlarý kitlesel veradikal etkinlikler halinedönüþtüren faktör savaþkarþýtý hareketle veantikapitalist hareketleolan iliþkisi. Bu baðlantýyýkoparmadan, forumlarý,irili ufaklý yüzlercehareketi kapsayabilen veaktivistlerin tartýþmalarýnýmerkezine alan zeminlerhaline getirmeliyiz.Bunun ise kendi kendinegerçekleþmeyeceði açýk.Aþaðýdan sosyalizmisavunanlara bu anlamdaçok iþ düþüyor.

Sosyal Forumlarve sosyalistler

Önümüzdeki süreçte sosyal forumsüreçleri açýsýndan, Türkiye'deki savaþ

karþýtý hareket ve sosyalistler olarakönemli fýrsatlara sahibiz. Öncelikle Eylül

ayýnýn 23-24-25'inde Avrupa SosyalForumu'nun hazýrlýk toplantýsý Ýstanbul'-

da gerçekleþecek. Bu hazýrlýk toplan-týsýnda Atina'daki forumun politikeksenleri belirlenecek ve Atina'da

yapýlacak seminerlerle ilgili öngörüþmeler yapýlabilecek. Bunun da

ötesinde Ýstanbul toplantýsýnýn ana gün-demi Fransa'da çýkan 'anayasaya hayýr'

oyu. Fransa'daki 'hayýr' Avrupa'dakineoliberal saldýrýlara karþý kazanýlmýþ

ilk net zafer

Page 18: SAYI: 239 10 Temmuz 2005 2.500.000 TL - 2.5 YTL · yarlarca insanýndan daha büyük bir servete sahip. Ve yoksul ile zengin arasýndaki fark her geçen gün açýlýyor. Büyük

18 sosyalist iþçi sayý: 239

GGeeoorrggee MMOONNBBIIOOTT

Yazar ve kampanya aktivistiGGeeoorrggee MMoonnbbiioott ile ÝngilizSocialist Worker gazetesinde G8,çevre ve aktivistlere düþen gö-revler hakkýnda yapýlan röportajýCCeennggiizz AAllððaann Türkçe'ye çevirdi.

Þu ana kadar G8 zirvesininüzerinde duracaðý söylenen ikiiklim anlaþmasý taslaðýylakarþýlaþtýk. Birincisi tam birfelaketti-ikincisi daha da beter.Ýkinci taslak iklim deðiþikliðiningerçekten var olduðunu bilekabul etmiyor. Bu tabii kiABD'nin tutumu. Korkunçolansa ABD'nin tutumunundiðer yedi ülke karþýsýnda galipgelmiþ olmasý. Bu durum TonyBlair'in iklim deðiþikliðinin G8toplantýsýnýn iki önceliðindenbiri olacaðýna dair verdiðigüvenceyi hükümsüz kýlýyor.Sonuçta yaptýklarý ikilimdeðiþikliði anlaþma taslaðýndaiklim deðiþikliðinin varlýðý bilekabul edilmedi. Bu, bir savaþýsona erdirmek için yapýlan biranlaþma taslaðýnda, savaþýnsürmekte olduðunun bile kabuledilmemesine benziyor.

Bugün iklim deðiþikliðinekarþý kampanyamýzda karþýkarþýya olduðumuz sorunlardanbiri hedeflerimizin çok zayýftanýmlanmasýdýr-ortada açýkçatarif edilmiþ düþmanlar yok.Genetiði deðiþtirilmiþ gýdalaraya da yol yapýmýna karþý kam-panya yapmak daha kolay,çünkü o zaman düþmanMonsanto ya da Tarmac. Kiminsorunun kaynaðý olduðu, kiminbizim çýkarlarýmýza aykýrýhareket ettiði çok açýk. Amaiklim deðiþikliðinden hepimizsorumluyuz. Düþmanlarýmýzýapaçýk tarif etmedikçe, açýkçatarif edilmiþ bir savaþ da vere-meyiz.

Yasal düzenleme Ýþ dünyasýný sýnýrlandýrmak ve

yasal düzenlemelere tabi tut-mak çaðrýsý yapmalýyýz. Budaha iyi bir iklimde yaþamamýzýdaha kolay hale getirecektir.Bunu yaparken þirketlerinçevreyi imha eden teknolojiler-den vazgeçmesi daha zor. Birkez düþmanlarýmýzý (örneðinExxon gibi þirketleri) açýkça tarifettikten sonra onunla savaþmakdaha kolay olacaktýr. Þu anda,2030 yýlýna kadar sera gazýemisyonlarýnýn %80 azaltýl-masýnýn politik olarak uygulan-abilir araçlarý üzerinde çalýþýyo-rum. Eðer insanoðlunun felake-tine yol açacak korkunç biriklim deðiþikliðini önlemekistiyorsak, bu oran bizim içingerekli.

Yapmaya çalýþtýðým þey, hergeliþmiþ ülkeye uygulanabilecekbir program oluþturmak. Bubize üzerinde kampanya yapa-bileceðimiz bir dizi net hedefsaðlayacak, böylece birhükümetin bu zorunlu kýsýtla-malara uyup uymadýðýnýdenetleyebileceðiz.

Plan en çok da enerjinin veri-

mini arttýrmayý ve kul-landýðýmýz enerji miktarýndayapýlacak kýsýtlamalarý içeriyor.Bu sayede yenilenebilir enerjiinþa etmekten çok daha fazlabüyük deðiþiklikler yapýlabilir.

Eðer þu anda yaþadýðýmýz gibiyaþamaya devam edecek amabunu rüzgar türbinleri ya dabio-yakýtlarla güçlendireceksek,

o zaman aslýnda bir sorununyerine bir diðerini geçirmiþ olu-ruz. Bio-yakýtlarý ele alalým.Arabasýný bio-yakýtla çalýþtýraninsanlardan, hatta bio-kerosenleçalýþan uçaklardan çok sözedilir. Ama bu yakýtý üretmekiçin gereken yeterli miktardaürünü elde etmek için birkaçgezegenin tüm yüzeyi kadar

topraða ihtiyaç vardýr. Yanigerçeklikte, arabalarý beslemekile insanlarý beslemek arasýndabir rekabet yaratýlmýþ olur. Busorunun nasýl çözüleceðine dairhiç soru kalmaz, çünkü yiyecekinsan ihtiyacýnýn deðil paranýnarkasýndan gidecektir.

Yükü halkýn deðil iþadamlarýnýn sýrtýna yüklemeliy-

iz -doðrudan deðil dolaylý birpolitik maliyet. Bu ayný zaman-da þirketleri doðrudan halkýnkarþýsýna dikecek, böyleceaçýkça tanýmlanmýþ bir dizi düþ-mana sahip olacaðýz.

Kilit noktalardan biri detüketici deðil yurttaþ olarakcevap vermemiz. "Tüketicidemokrasisi" fikri giriþmemizgereken politik mücadeledenbizi tamamen koparýyor. Ýnsan-lar kredi kartlarýnýn elverdiðiölçüde tüketebilirler.

Tüketici tercihlerimiz ne olur-sa olsun, hükümetler üzerinde,iklimi tahrip etmediðimizigaranti edecek yasal düzen-lemeleri yapmalarý için yoðunbir baský uygulamalýyýz. Busayede þirketlere, Tony Blair'inþiddetle direndiði sert yasal ted-birler uygulanmasýný saðlayabil-iriz. Bunun anlamý deðiþimindükkanlarda deðil sokaktagerçekleþmesidir. Bana Ýspanyolengizisyonunun gücünündoruðunda olduðu dönemihatýrlatan olaðanüstü birdurumdayýz. Bush yönetimi vebelli iþ çevrelerinin -özelikle deExxon- yaktýklarý ateþi inkaretmeye dönük kasýtlý bir poli-tikalarý var.

ÖzgürlükBilim insanlarýnýn, iklim

deðiþikliði konusunda ihtiyaçduyulan araþtýrmalarý yap-malarýný engellemeye çalýþýyor-lar. Karþýmýzda bilgi birikiminiinkar etmeye ve gerçekte neolduðunu ve neden olduðunuaraþtýrmayý önlemeye dönükbirleþik bir çaba var. çevreselanlamda bir özgürlük kadar,düþünme özgürlüðü ve konuþ-ma özgürlüðüne de büyük birtehdittir bu.

Ýklim deðiþikliðini politik gün-demin en baþýna koymalýyýz.Bugün insanlýk için en büyüktehdit bu. Sýcaklýk en son kýsabir süre içinde altý derecedeðiþtiðinde boyu üç ayaktanuzun olan tüm canlý türleri yokoldu. eðer bir daha olursa bunabiz de dahiliz. Ve altý derecelikdeðiþim gelecek yüzyýl içinyapýlan tahminlerin üst sýnýrý.

Aktivistler olarak bizler busorunla baþ edemediðimizsürece insan haklarý veya refahyolundaki diðer amaçlarýmýzýgerçekleþtirmenin çok zor ola-caðýný anlamak zorundayýz.Bunu temel politik kampanyayaçevirmeliyiz. Yani sokaða çýk-malý, gösteriler düzenlemeli vepolitikacýlar üzerinde devasa birbasýnç yaratmalýyýz.

Ýklim deðiþikliði þu anda yap-makta olduðumuz her kampa-nyanýn bir parçasý olmalýdýr.Yoksulluða son vermeye çalýþýy-oruz, iklim deðiþikliði bu hedefitamamen yok edecektir.Araþtýrmalar Afrika'daki kurak-lýklardaki yoðun artýþýn -ve tabibu kuraklýklarýn yarattýðý devyoksulluðun iklim deðiþik-liðinin sonucu olduðunukanýtlýyor. Ýklim deðiþikliðiylebaþa çýkamazsak, yoksulluklada baþa çýkmayýz.

Kuraklýk yayýlacak

Page 19: SAYI: 239 10 Temmuz 2005 2.500.000 TL - 2.5 YTL · yarlarca insanýndan daha büyük bir servete sahip. Ve yoksul ile zengin arasýndaki fark her geçen gün açýlýyor. Büyük

sayý: 239 sosyalist iþçi 19

JJoohhnn GGIITTTTIINNGGSS

ÇÇiinn ddüünnyyaa ppaazzaarrýýnnddaaggiiddeerreekk ddaahhaa öönneemmllii bbiirr rroollooyynnuuyyoorr.. JJoohhnn GGiittttiinnggssüüllkkeenniinn eekkoonnoommiikk ggeelliiþþmmee-ssii vvee bbuunnuunn ÇÇiinn ttoopplluummuuüüzzeerriinnddeekkii eettkkiilleerrii üüzzeerriinneeddüüþþüünncceelleerriinnii aakkttaarrýýyyoorr..JJoohhnn GGiittttiinnggss ÝÝnnggiilltteerree''ddeeyyaayyýýnnllaannaann GGuuaarrddiiaannggaazzeetteessiinniinn ÇÇiinn mmuuhhaabbiirriiyy-ddii vvee yyaakkýýnnddaa ÇÇiinn üüzzeerriinneebbiirr kkiittaabbýý ççýýkkaaccaakk..

Çin üzerine sorular buülke Dünya TicaretÖrgütü'ne (WTO) girdik-ten sonra daha da arttý.

Çin o denli çok çelik,kömür ve petrol kullan-maya baþladý ki bupazarlardaki fiyatlarý etki-lemeye baþladý. Ayrýca yýl-lar boyu devasa birbiçimde yabancý sermayeçektikten sonra þimdikendi sermayesini oldukçayoðun bir biçimde ihraçediyor.

Deng Xiaoping'inTiananmen Meydanýkatliamýndan sonra halkýnilgisini bir baþka yöneçekebilmek için baþlattýðýekonomik sýçrama, maddikazançlarý ne denli eþitsizdaðýlýyor olursa olsun 20yýl sonra hala ileriye doðrudevam ediyor.

Mao Zedung'un 60 yýlönce farkýna vardýðý gibiÇin'in saðladýðý ucuz emeko denli bol ve ucuz ki batýkapitalizminin bir baþkaAsya ülkesinde benzerinibulabilmesi mümkündeðil.

Öte yandan, Çin'inekonomik mucizesinin eniyi savunucularý bile sosyalyapý açýsýndan bu mucize-nin aðýr sonuçlarý olduðu-nu kabul ediyorlar.Zenginle yoksul, þehirlekýr, iþçi ile iþveren arasýn-daki fark çok büyük birhýzla artýyor.

Bir önceki baþbakan, ZhuRonoji, yoksullukla zengin-lik arasýndaki farký çok sýkgündeme getiriyordu.Onun yerine baþbakanolan Wen Jiabao öncelik-lerinin kýrsal yoksullukolduðunu söylüyor.

Son zamanlarda gerçek-leþen iki saðlýk skandalýkýrsal alanda saðlýk sistem-inin ne denli bozulduðunuortaya çýkardý. Henaneyaletinde toplanan kazlariçindeki HÝV/AIDS virüsübirinci skandaldý, ikincisiise yayýlmasý biraztesadüfle durdurulmuþolan Kuþ Gribi.

Çin medyasý bugünlerdekýrsal alandan daha çokhaber veriyor. Kýrsal alan-daki aðýr vergiler, köyden

gelen göçmen iþçilere veri-len düþük ücretler, madenkazalarý ve sanayideki, iþkazalarý yaygýn bir biçimdebasýnda yer alýyor. Ancakhala protestolar gibi hassaskonular basýna giremiyor.

Yeni bir elit ortaya çýký-yor. Bunlar devletin sahipolduðu sanayiye ve mülk-lere el koyuyorlar. Kýrsalalanda ise hala sözüm onakolektif olan topraklarý elegeçiriyorlar.

Kamusaldan özele geçiþteyozlaþma en büyük rolüoynuyor. Polis üniformasýile vergi toplamaktan,belediyeye ait arsalarüzerinde lüks villalar yap-týrmaya, bu arsalar üzerin-deki kiracýlarý zorla toprak-larýndan çýkarmaya, kadarher þey yaþanýyor.

Bu geliþmelere bakarakkimileri klasik bir Maocufikrin gene klasik birMaocu biçimde gerçekleþe-ceðini ve yakýnda kýrlarýnþehirleri kuþatacaðýný veþehir yoksullarý ile birleþ-miþ bir köylü ordusununþehirlerdeki bu yeni zen-ginleri devireceðini söylü-yorlar.

Bu etkileyici ama banagöre yanlýþ bir benzetme.

Zenginlik ile yoksullukarasýnda muazzam farklarolmasýna raðmen bugünherþey çok hýzlý deðiþiyor.Hýzla geliþen ulaþým çok azbir bölge hariç bütünülkenin birbiriyle hýzlahaberleþmesine, merkezinher yere ulaþmasýna yolaçýyor. Bu nedenlegeçmiþte olduðu gibidevrimcilerin gizlenebile-cekleri uzak köþeler bugünyok.

Ayrýca bugün iç bölgeler-le doðudaki kýyý bölgesiarasýndaki fark eskisi gibideðil. Bugün iç bölgelerde-ki bir çok kentte yaþamtarzý Þanghay ve diðer kýyýþehirleri gibi olmayabaþladý.

Bugün artýk yatýrýmcýolmak için ille KomünistPartisi ile iyi iliþkileresahip olmak gerekmiyor.Her yerde çok sayýda giri-þimci-yatýrýmcý var.

Bütün bunlarla kýrsalbölgedeki yoksulluðugörmezden gelmiyorumama artýk kýr yoksullarýnýnörgütlenme yeteneklerinindüþtüðünü söylüyorum.

Þimdilerde o kadar çokprotesto var ki artýk Çinli-ler yollarýnda karþýlarýnaçýkan protestolara dönüpbakmýyorlar bile. Bu kýs-men protestolarýn çoðuzaman kazanmasýndanoluyor.

Eðer daha radikal bir gös-teri varsa bu çok zamaniþten çýkarýlmýþ iþçilerdengeliyor.

En çok huzursuzlukKuzeydoðu'da oluyor.Merkezi hükümet bubölgedeki iþsizlere dahazengin bölgelerde iþ yarat-ma denemeleri ile hareketisöndürmeye çalýþýyor.

Çin toplumu çok hýzlaayaklanýyor. Sürekli yeni

konular ortaya çýkýyor. Çinresmen hala 900 milyonköylü olduðunu söyleme-sine raðmen bu sayýnýnüçte biri kentleþti ve en az100 milyonu yarý köylügöçmen iþçi konumunda.

Yosul kýrsal bölgelerdeÇin Sosyal BilimlerAkademisi'nin son biraraþtýrmasýna göre köylehareketliliði vergi sorun-larýndan mülkiyet haklarý-na dönüþtü. Çünkü artýkyerel yönetimler vergi ko-yamýyor fakat onun yerinetoprak satýyor.

Halk Komünleri'nindaðýtýlmasýndan 25 yýlsonra bugün topraðýnmülkiyetinin kime ait

olduðu sorusu yakýcý birhale geldi.

Demokrasiye doðru iler-leyiþ ve basýn özgürlüðübatýnýn Çin'i yargýlamasýn-daki en önemli kriterler.Açýk ki ekonomik geliþmeile politik üst yapýnýngeliþmesi arasýnda devasabir fark var.

Pekinli öðrenciler vePekinliler 1989'dademokrasinin geliþmesiiçin çok aðýr bir bedelödediler. Daha sonra1998'de Çin DemokrasiPartisi'ni kurmaya çalýþan-lar var. Bir çok Çinli çokpartili bir sistemin eksik-liðini belirtiyor ama aynýzamanda tek partinin

yarattýðý "toplumsalistikrar" da kimilerinin ter-cihi.

Her ne kadar baskýcýrejim muhalifleri hapseatsa, yayýnlarý yasaklasa datartýþmanýn boyutlarý hergeçen gün geniþliyor.1990'larýn ortasýndan beriakademik çevrelerde Çin'ingeleceði üzerine geniþleyenbir tartýþma var.

Ýlerleme genellikle ikiadým ileri, bir adým geri.Þu sýralarda KomünistPartisi hükümeti eleþtir-meye cesaret eden entelek-tüelleri sertçe eleþtiriyorama artýk entelektüelotonomiyi kýrmak mantýklýdeðil.

Basýn sýk sýk politiknedenlerle iþten atýlmalararaðmen toksik atýk, göç-men iþçiler, ihmal, sanayihastalýklarý ve hatta ölümcezasýnýn kullanýmý gibikonularý sorguluyor.

Çin'de kapitalizm heryerde olduðu gibi çirkin vekaba ama þimdilik kalýcýgibi görünüyor. Çin içinþimdi tehdit artýk birparçasý olduðu küreselekonominin çökmesi ola-bilir. Küresel ekonomininçökmesi göçmen iþçileriniþlerini kaybetmesine veþehirlerde büyük iþsizyýðýnlarýn ortaya çýkmasýnaneden olabilir. Ýþsizlikzaten þimdiden büyüyenbir sorun.

Geliþen Çin ekonomisi, zenginler ve fakirler

ÝÝkkiinnccii DDüünnyyaa SSaavvaaþþýýssoonnrraassýýnnddaa ÇÇiinn11994499Mao Zedung'un Komünist Partisi'ninliderliðindeki köylü ordusuMilliyetçileri ve Batýlý güçleri Çin'denkovdu.11995588Mao ve yandaþlarý sanayileþme pro-gramýný baþlattý. Köylüler "HalkKomünleri" olarak bilinen dev çiftlik-lere katýlmaya zorlandýlar. 1960'dabu program çöktü milyonlarca kiþiöldü.11996666Çin ekonomisini geliþtirmek ve

Komünist Parti içindeki liderliðinigüçlendirmek için Mao KültürDevrimi'ni baþlattý. Kültür Devrimikýsa zamanda Mao'nun koyduðusýnýrlarý aþtý ve baský ile durduruldu.11997766Mao öldü ve Deng Xiaoping Çin'ingerçek lideri olarak öne çýktý. Çinekonomisini dünya pazarýna açtý.1980'de Halk Komünleri daðýtýldý vebüyük özelleþtirme programlarýbaþlatýldý.11998899Zenginlerle yoksullar arasýndakifarkýn büyümesi ve baskýya karþýdemokrasi isteyen öðrenciler Pekin'inTiananmen Meydaný'nda toplandýlar.Ülkenin her tarafýnda iþçilerindesteðini kazandýlar. Hükümet gös-

teriye çok sert saldýrdý ve binlercegenç ve iþçi öldürüldü.

Çin polis

istatistikleri

2003 yýlýnda

60 bin

protesto

gösterisi

olduðunu

belirtiyor. Bu

her gün 160

gösteri

demek Günde 160 iþçi gösterisiÇin'in ekonomik geliþmesi eþitsiz. Bir

taraftan zenginlerle yoksullar arasýndakifark açýlýyor, diðer taraftan ise bazý böl-gelerde iþçiye ihtiyaç var bazý bölgelerdeyoðun bir iþsizlik. Sonuçta ülkenin heryerinde huzursuzluk var.

Kuzey Çin'de Xianyang kentindeözelleþtirilen Tianwang Tekstil fabrikasýn-da uygun bulmadýklarý yeni iþsözleþmelerini imzalamak istemeyen6.800 iþçi yedi haftadýr grev yapýyor. Ýþçi-

lerin çoðu kadýn.Grevin dördüncü gününde 1.000 kadar

polis fabrikanýn önünde toplandý. Binlerceiþçi polisin önüne çýktý ve polisleri geripüskürttü.

Bu grev Çin'deki birçok grevden sadecebirisi. Anhui eyaletinde 10.000 tekstiliþçisi emeklilik ücretlerinin düþmesini,saðlýk sigortasýnýn olmamasýný ve kazageçiren iþçilere tazminat verilmemesiniprotesto ettiler. Shaanxi'de ise 1.000 iþçifabrikalarýnýn özelleþtirilmesini protestoettiler.

Page 20: SAYI: 239 10 Temmuz 2005 2.500.000 TL - 2.5 YTL · yarlarca insanýndan daha büyük bir servete sahip. Ve yoksul ile zengin arasýndaki fark her geçen gün açýlýyor. Büyük

20 sosyalist iþçi sayý: 239

MMzziimmaassii MMaakkiinniikkii

1981’de Dünya BankasýBerg Raporu denen çokönemli bir belgeyi açýkladý.

Bu rapora göre afrikaülkelerinin özel sermayeyeve çok uluslu þirketlereyeterince alan açmamasýbüyük bir sorundu.

Bu rapor, BirleþmiþMilletler’in bütük planýna,Afrika’nýn EkonomikToparlanma için Öncelik-leri Programý’na yol açtý.

Buna karþýlýk “ulus-lararasý topluluk”, zengindevletlerin Afrikayý ezenborç bataðýný hafifletmesive ihracatlarý için fiyatlarýarttýrmasýný önerdi.

Bu elbette gerçekleþmedi.Bunun üzerine “iyi yöne-timden” bahsetmeyebaþladýlar.

Afrika’daki baskýyý veyolsuzluklarý inkâr edecekdeðilim. 41 yaþýndayým.Yani tam diktatör Hastingsbanda malavi’de iiktidarýaldýðýnda doðdum.

Batýlýlar için biraz komikbir adamdý. Kadýnlar içinmini eteði yasaklamýþ,erkekler için kadige pan-talonlarý ve Simon veGarfunkel’i(*) yasaklamýþtý.

Ancak muhaliflerini ezip,tutuklayýnca, iþkenceedince, sendikacýlarý vesosyalistleri öldürünce okadar da komik olmuyor.

18 yaþýnda bir sendikacý,sosyalist ve Banda’nýnmuhalifi olduðumu farkettim. 1994’de Bandadevrilinceye kadar damuhalifi olmaya devamettim.

Hiçbir Batýlý hükümet

Banda için mesele çýkar-madý. Yararlýydý ve bunedenle ne isterse yapa-bilirdi. Zaire’deki Mabutugibi.

Afrikalýlar israrlademokrasi istiyordu. Amaeðer gerçekten demokrasiistersek batýnýn bize karþýolduðunu görüyorduk.

Meles Zanawi’nin partisikazandýðýnda Etiyopya’da

olanlara bakýn.Zanawi.Ýþte o Meles Bob Geldorf

ve Tony Blair ile birlikteAfrika Komisyonu’ndaoturuyor.

Bir baþka Komisyon üyesiTanzanya’dan BenjaminMkapa. 2001’de Mkapa’nýnhükümeti Zanzibar’da ken-disine muhalif olan 60kiþiyi seçimlere hilekarþýtýðý için gösteri yap-

týklarý sýrada vuraraköldürdü.

ABD gösteri yapanlarýsuöladý. Ýngiltere seçimler-den sonra 21 büyük þirketitemsil eden bir ticaretgrubunu Tanzanya’ya yol-ladý.

Ýngiliz, Kanada veAvustralya altýn madeniþirketleri ülkeye hücumetti.

Belki de iyi yönetiminanlamý bu! Batýya yaslanve göstericileri kurþunla!

Neden Simon ve Garfunkelyasaklandý? Çünkü bu grubunCecilia, Cecilia adlý bir þarkýsývardý ve diktatör Banda’nýnmetresinin ismi de Cecilia idi.Yasaktan sonra Banda ileCecilia’nýn arasý açýldý!

Bir çoklarý Afrika’nýn neden bukadar yoksul kaldýðýný ve nedenasya’dan da daha yoksul olduðunusoruyor. Ýþte size bir iki küçükipucu!

1975’e kadar Afrika’nýn ekonomikperformansý dünya ortalamasýnýnüstündeydi. Güney Asya’dan vehatta kuzey Amerika gibi BirinciDünya ülkelerinden bile daha iyiy-di.

1975’den sonra Afrika bir çöküþyaþadý. Bu, kýsmen Amerika veAvrupa’nýn da 1970’lerde yaþadýðýekonomik krizin bir sonucuydu.

Bu krizin sonucu olarak çok mik-tarda nakit para Afrika’dan çekildi.O güne kadar G7 ülkelerinden1970’lerde çýkan 47 milyar dolargeriye dönmeye baþladý. 347 milyardolar, 1980-89 arasýnda, 318 milyar1990-99 arasýnda G7 ülkelerine

gitti.Faiz oranlarý hýzla arttý çünkü

ABD çok fazla borç alýyordu veABD Afrika’nýn ihraç ettiði temelihtiyaç maddelerinin fiyatlarýnýaþaðý itti. Bu geliþmelerden bütünÜçüncü Dünya ayný biçimde etk-ilenmedi.

Sahra altý bölge Doðu ya daGüney Asya’dan daha fazlayabancý sermayey baðlýydý. Bubaðýmlýlýk sürdürülemez oldu.Ayrýca Afrika sömürgeciliðin etki-lerinden kurtulamadý.

ABD, Soðuk Savaþ boyuncaAsya’daki müttefiklerine maliyardým verdi. ABD’nin GüneyKore’ye 1946-78 arasýnda verdiðiyardým 6 milyar dolar. Aynýdönemde bütün Afrika 6 milyardolar aldý.

ABD Doðu Asya’nýn ihracatýna

ABD iç pazarlarýna girmede önceliktanýdý.

Ayrýca Afrika’daki diktatörlüklerSoðuk Savaþ boyunca ya Batý içinya da Rusya için gerekliydi. Bu dik-tatörlükler Batý ya da DoðuBloku’nun politik, askeri desteði ileayakta kaldýlar ve ülkelerini ala-bildiðine soydular, gelen yabancýyardýmlarý iç ettiler.

Bütün bu diktatörlükler yozlaþmýþrejimler ürettiler ve bir diktatördiðerinin yerine geçti.

Þimdi Batý’nýn Afrika’nýnyozlaþmýþ rejimlerinden bahsetmesitam bir ikiyüzlülük.

Bu konuda daha tam bir cevap için NewLeft Review’de Giovanni Arrighi’nin,The Africa Crisis (Afrika Krizi) makale-sine bakabilirsiniz.www.newleftreview.net/

Afrika’nýn ekonomik krizi

“Soyguncularhareketimizinbir parçasýdeðil”MMaallaavvyyaallýý aakkttiivviisstt MMzziimmaassiiMMaakkiinniikkii YYookkssuulllluuððuu TTaarriihheeGGöömmeelliimm kkooaalliissyyoonnuunnuunnddüüzzeennlleeddiiððii LLiivvee88 kkoonnsseerrlleerrii-nnii iizzlleeddii vvee ggöörrddüükklleerriinniinn bbiirrkkýýssmmýýnnddaann hhiiçç hhooþþllaannmmaaddýý..

Malavi’nin baþkentiLilongwe’de bir barda otur-dum ve televizyondan Lond-ra’daki Live 8 konserinin sah-nesine çýkan ve Afrika’daliyoksulluk üzerine konuþanve küresel adalet üzerinekonuþan Bill Gates’i izledim.

Gates kýsa bir süre öncesaðlýk projeleri için 450 mily-on dolar baðýþladý. Epeycebüyük bir para. Hiç de þükranduymuyorum.

Bill ve Melinda Gates VakfýABD hükümeti Microsoftaleyhine anti-tekelyasalardan dolayý dava açýn-ca kuruldu.

gateslerin daðýtabileceðiçok paralarý var. Þu andaservetinin 29 milyar dolarolduðu yahmin ediliyor veborsa patladýðýnda bu 100milyar kadardý.

Dolayýsýyla yarým milyarþuraya ya da buraya gitmiþçok da acýtmaz.

Gates dünya çapýnda muaz-zam eþitsizliðin nedeni olanaþýrý zengin birisi.

Wall Street Journal’a(Amerika’nýn önde gelengazetesi) göre 2004 yýlýndaAmerika’da milyoner ailesayýsý yüzde 21 artarak 7.5milyona ulaþmýþ.

Þimdi toplumun bu çokzengin kesimi 11 trilyon dolargibi muazzam bir serveti kon-trol ediyorlar.

Ortalama servetleri 3.2 mil-yar dolar.

Bu insanlar ABD’deki asgariücretle çok çalýþarak zenginolmadýlar. Bill Gates’in serve-tine ulaþabilmek için tam630.000 yýl çalýþmalarýgerekirdi.

Bu süper zenginlersömürüye ve emperyalizmedayalý bir sisteme sahipler.

“Serbest pazar”dan kârediyorlar. “Serbest pazar”tarafsýz bir araç deðil, kapi-talizm tarafýndan yaratýlmýþözgür emeðin (topraklarýn-dan sürülmüþ köylüler)sömürülmesine dayalý biraraç

Kölelik, sömürgecilik,Dünya Bankasý ve IMF pro-gramlarý hep bu pazarýnürünleri.

Zenginler bizi soyuyorlar vesonra yere biraz bozk paraatýp kaçýyorlar.

Bütün bunlar zaten çokkötü ama en tepedeki birsoyguncuyu yoksulluðu sonaerdireceðini söyleyen birolayda görmek istemezdim.

Eðer platform’ýnda Gatesvarsa yoksulluðun nedenleri-ni sistemli bir biçimdeçarpýtýyorsun demektir.Ayroca sömürüyü örtüyorsundemektir.

Karl Marks “deðiþimgüçlünün zayýlýðýndan deðil,zayýfýn gücünde gelir” derkenhaklýydý.

Afrika diktatörleriniBatý daima korudu

MMaajjiidd AAll GGaaoooodd((ÝÝþþggaallii RReeddddeeddeennUUlluussaall GGüüççlleerrYYüükksseekk KKoommiitteessii- FFeelllluuccee))::

Bugün Irak'takihükümet baþarýsýz, çünküIrak halkýnýn kendi özgüriradesi ile seçtiði birhükümet deðil, dolayýsýy-la Irak halkýnýn hükümetideðil.

Bana sürekli "Peki iþgalgüçleri Irak'tan çekilirsene olacak?" diye soruyor-lar. Irak'ýn geleceðihakkýnda bu kadarendiþelenmenize gerekyok. Irak iþgalden önceOrtadoðu'nun en uygarülkelerinden biriydi. Irakhalký kendi baþýnýn çare-sine bakabilir, yeter kiiþgal güçleri bir an önceIrak'tan çekilsin.

Page 21: SAYI: 239 10 Temmuz 2005 2.500.000 TL - 2.5 YTL · yarlarca insanýndan daha büyük bir servete sahip. Ve yoksul ile zengin arasýndaki fark her geçen gün açýlýyor. Büyük

sayý: 239 sosyalist iþçi 21

Ýskoçya'da toplanan G8ülkelerinin liderlerinin elealacaðý konulardan birisi deAfrika ülkelerinin borçlarý.DDeemmbbaa MMoouussssaa DDeemmbbeelleezengin ülkelerin söylemlerinekanmamak gerektiðinianlatýyor.

Bütün G7 ve G8 toplan-týlarý "borçlar" konusundavaatlerde bulunur. Amasonunda bunlarýn hiçbiriyerine getirilmez. Borçlarýnsilinmesi ya da azaltýlmasýkonusunda sayýsýz koþulöne sürülür. Bu, herseferinde böyledir.

Örneðin bir ülkeninborçlarýnýn silinmesi içinþeffaf ve hesap verebilirkurumlarý olmasý gerektiðisöylenir. Bunun ne demekolduðunu hep biliyoruz.Yeni liberal politikalarýuygulayacak bir devlet.Küresel sermayeye karþýþeffaflýk istenir. Hesap iseelbette gene küresel ser-mayeye verilecektir.

1970'lerde ve 1980'lerdeAfrika ülkelerinin çoðununborçlarý ikili devlet iliþkile-rine baðlýydý. Yani bir ülkebir baþka ülkeye borçluyduve bu borçlanma esasolarak Soðuk Savaþ yýllarýn-da Batýlý ülkelerin çýkarlarý-na hizmet ediyordu.

Borçlarla ilgili ilk adýmkredi veren ülkeleri biraraya getiren Paris Kulübütarafýndan atýldý. Borçlarýngeri ödenmesi yenidenbiçimlendirildi. Ne var ki"borç rahatlatmasý" kriziborçlu ülkeler açýsýndandaha da derinleþtirdi çünkübir dizi yeni kural ve cezagetirdi.

Sonuç olarak Afrikaülkelerinin çoðununborçlarý artmaya devametti. Öyle ki 1970'lerde buülkelerin borçlarý ihracat-larýnýn %1.5’i iken1980'lerde %10'a, 1990'lardaise %27'ye çýktý.

Afrika ülkelerinin bukoþullar altýnda borçlarýnýödemelerinin imkansýzlýðýortaya çýkýnca "yapýsaluyum programlarý" devre-ye girdi. 1988'de KanadaToronto'da toplanan G7'lerborç silme kararý aldýlar.

O günden bu güne Afrikaülkeleri sürekli olarak

borçlarý ile ilgili kararlarlakarþýlaþýyorlar. Sayýsýz"çözüm" giriþimi ve sayýsýzkoþullar iþeri sürüldü.

Ýki ülke arasýndaki iliþkiile oluþan borçlanmanýnçözümsüzlüðü üzerineuluslararasý kurumlararacýlýðý ile borçlanmadönemi baþladý. Ancak1980'lerin ortasýndanitibaren uygulanmayabaþlanan yapýsal uyum pro-gramlarý Afrika ülkelerininekonomilerini tam birfelakete sürükledi.

Örneðin Sahra Altýülkelerinin 1980'de %5 olanborçlarý 1990'da %25'e,2000'de ise %40'a çýktý.

Bir çok ülke için, özelliklede en yoksul ülkeler için,Dünya Bankasý baþlýcakredi veren kurum halinegeldi.

1996 Eylülü’nde borçlarkonusunda yeni bir inisiya-tif baþlatýldý. Bu yeni inisi-yatife göre bir ülkeninborçlarýný sildirebilmesi içinönce IMF/Dünya Bankasýpolitikalarýný baþarý ileuygulamasý gerekiyor.

Ýkinci olarak, IMF/DünyaBankasý borçlarýn silin-mesinde hiç bir biçimdesosyal ihtiyaçlarý göz önünealmamaya baþladý. ÖrneðinNijerya'nýn 2004'de ödeme-si gereken borcu 1.4 milyardolar. Bu Nijerya'nýn

eðitime ve saðlýða har-cadýðýndan çok daha fazla.

Bir baþka örnek iseSenegal. Bu ülkede borç-larýn silinmesi için fýstýkiþleme tesislerinin özelleþ-tirilmesi talep ediliyor.Özelleþtirme komisyonu-nun baþkaný dahi DünyaBankasý'nýn kendilerinden,her ne pahasýna olursaolsun tesisi özelleþtirmeleri-ni istediðini söylüyor.

Senegal köylü örgütününlideri bu kararý Senegalköylülerine savaþ ilanýolarak gördüklerini söylü-yor. Bu, Senegal’de yoksul-luðun azaltýlmasý olamaz.

IMF ve Dünya Bankasýasýl olarak borçlu ülkelerinyoksulluðu ile ilgilenmiyor.Onlar borçlu ülkelerin iþle-rine mümkün olduðuncaçok karýþmaya ve borcunmümkün olan en fazla kýs-mýný tahsil etmeye çalýþý-yorlar. Böylece ülkelerinekonomilerini felç ediyor-lar.

Sermayenin küresel örgüt-leri sýk sýk borçlu ülkelerde-ki yozlaþmýþ, beceriksizyönetimlerden bahseder.Böylelikle bu ülkelerin yok-sulluklarýnýn nedenininyapýsal uyum programlarýdeðil, bu olgular olduðunakamuoyunu inandýrmayaçalýþýrlar.

Oysa Afrika ülkelerinin

borçlarý bütünüyle Batýlýülkelerin geçmiþ sömürge-ciliklerinin ve Soðuk Savaþyýllarýnda iþlerine gelen Batýyanlýsý diktatörleri iþbaþýnagetirmelerinin ürünü.

Bu rejimlere verilenborçlar halkýn ihtiyaçlarýnadeðil bu rejimlerinihtiyaçlarýna, sonuç olarakBatýnýn ihtiyaçlarýna har-candý. Ayrýca alýnanborçlarýn büyük bir kýsmý iþbaþýndaki diktatörlertarafýndan yaðmalandý.

Dolayýsýyla aslýnda Afrikahalklarýnýn kimseye borcuyok, dolayýsýyla "krediveren" ülkelerin de hiç biralacaklarý yok.

Öte yandan Afrika'nýnborçlarý bugüne kadardefalarca geri ödendi.Nijerya devlet baþkaný"Nijerya'nýn 19 milyardolarlýk borcu 2 misliyleödendi ama hala bizdenödeme yapmamýz isteniyor.Borcun cezasýný, cezanýncezasýný ödememiz isteni-yor" diyor.

Afrika'nýn geri kalanýndadurum nasýl? 1970-2002 yýl-larý arasýnda Afrika ülkeleritoplam 540 milyar dolarolan borçlarýna karþýlýk 550milyar dolar ödemiþler.Ama daha hala 300 milyardolar borçlarý var. SahraAltý ülkeler 294 milyardolar borçlarý için 268 mil-yar dolar ödemiþler ve hala210 milyar dolar borçlarývar.

Oysa aslýnda Batýlýülkelerin, onlarýn finanskurumlarýnýn, çokulusluþirketlerin Afrika ülkelerineödenmesi mümkünolmayan büyüklükteborçlarý var. Kölecilik, soykýrým, doðanýnmahvedilmesi, sömürgeci-lik ve son olarak da yapýsaluyum programlarýnýn tahri-batý.

Bütün bu yýkýmýn oluþtur-duðu mali yük "borç veren"ülkelerin Afrika'ya borcuolarak duruyor.

Afrika'nýn borçlarýnýn tekbir çözümü var: En kýsazamanda IMF ve DünyaBankasý'na olan bütünborçlar koþulsuz birbiçimde silinmelidir.

Böylesi bir tedbir 1953yýlýnda Batý Almanya içinalýnmýþtý. 1953'de BatýAlmanya'nýn borçlarýnýnyarýsý koþulsuz silinmiþti.Geri kalaný düþük faizleuzun dönemli bir ödemeplanýna baðlanmýþtý. Borçödemesinin ülkenin ihra-catýnýn %3.5'inigeçmemesinde anlaþýlmýþtý.

Batý Almanya için yapýla-bilen Afrika için de yapýla-bilir.

IMF ve Dünya Bankasý'nýnbütün koþullarý sona erdi-rilmelidir. Bu politikalarAfrika'nýn yoksullaþmasýn-dan, ülkelerin ekonomile-rinin çökmesinden baþkabir iþe yaramamýþtýr.

Afrika'dan çalýnýpgötürülen zenginlikler geriverilmelidir.

Afrika adalet istiyor

Türkiye son 20yýlda 426.7

milyar dolarborç anapara ve

faizi ödedi.20 yýl önce

40 milyar dolarolan dýþ borçlarbugün 114 mil-yar , iç borçlarise 50 milyardolara çýktý.

Irak Dünya MahkemesiÝddia Heyeti Baþkanýsýfatýyla açýlýþ ve kapanýþkonuþmalarýný yapanUluslararasý hukuk pro-fesörü, UNESCO BarýþÖdülü sahibi RRiicchhaarrddFFaallkk ile yapýlan birropörtajdan derlemeyaptýk.

Uluslararasý hukukve kamu vicdaný

Irak savaþý özellikleuluslararasý hukukaciddi þekilde zarar veriy-or.

Savaþtan öncekidönemde, 15 Þubat'ta,80'den fazla ülkedekigösterilerde küreseldüzeyde bir mobilizasy-on oluþtu. Ben bu mobi-lizasyonu kendi adýma"ahlaki küreselleþme"olarak adlandýrýyorum.Dünya vatandaþlarýnýnuluslararasý hukukudoðru bir þekilde anlamaçabasý içinde olduklarýIrak Dünya Mahkemesibu ahlaki küreselleþ-menin ikinci bir ifadesiolarak görülebilir.

Mahkeme, dünyadakihalklarýn adalet duy-gusunun yeniden oluþtu-rulmasý, adaleti veadaletsizliði anlamakonusunda attýklarý biradýmdýr. Bu mahkemesadece bir adým, hiçbirþeyi telafi etmek içinyeterli deðil. Ama bizburada insanlarýnsözcülüðünü yapýyor vegerçekleri dile getiriy-oruz.

Demokrasi konusunda-ki tüm fikirler bu savaþtabüyük zarar gördü.Bugün Irak'ta demokrasiyerine yeni bir türemperyalist hakimiyetve diðer bölgelere hakimolan bir tür sömürgeci-lik. Bugün demokrasinindili Amerika tarafýndandiðer bölgelerdeki halk-lara kendi politik yaþamtarzýný, yaygýn savaþlarýve çok negatif bir politikenerjiyi zorla kabulettirmek için kullanýlýy-or.

Medyanýn rolü

Amerikan medyasý busaldýrgan savaþa desteksaðlama konusundaönemli bir rol oynadý.Medya bu savaþýn

Irak'tan gelen tehditlerekarþý bir savunma savaþýolduðu ve Irak'ýn 11Eylül'ün sorumlusuolduðu konusundabirçok Amerikalýyý iknaetmeye yardým etti.

Avrupa, Türkiye veArap medyasý dahabölünmüþ durumda.Türk halký, özellikle 1Mart'ta tezkereninmeclisten geçmesiniengellediðinde, büyükbir umut ve güç verdi.Fakat ayný zamandahükümet Amerika'ylastratejik iliþkilerini koru-maya devam etti veÝncirlik Üssü'nün kul-lanýlmasýna izin verdi.

Mahkemeninsavaþ karþýtýharekete etkisi

Irak Dünya Mahkemesisavaþ karþýtý harekete,savaþa karþý çýkma nok-tasýnda, uluslararasýhukukun uygulanabilir-liði konusunda oldukçaikna edici verilersunacak, dünyadakiharekete, Irak'takigerçekleri anlatan politikbelgeler saðlayacaktýr.

Bu, dünyanýn diðeryerlerindeki insanlaradaha aktif olmalarý, belkiAmerikan ürünleriniboykot etmeleri, kampa-nyalar baþlatmalarý,Irak'taki yabancý birlik-lerin geri çekilmesinitalep etmeleri için birilham kaynaðý olabilir.

ABD'nin tutumu neolacak?

Amerika Mahkemesi'yihiçbir þekilde dikkatealmýyor. Fakat Amerikantoplumunun birbölümünün dikkate ala-caðýný ve Amerikanhükümetine, baþta Irakolmak üzere, dünya poli-tikasýný deðiþtirmekonusunda baský uygu-layacaðýný umuyoruz.

15 Þubat 2003'degerçekleþen gösteriler biradýmdý, Irak DünyaMahkemesi ikinci adým.Fakat bu bir süreç ve birmücadele, sabýr gerekiy-or. Zafer hemen birgecede elde edilmeyecek.Hemen zafer bekleyenlerhayal kýrýklýðýna uðraya-bilir.

“Zafer bir gecedegelmeyecek”

Irak dünya mahkemesinin kapanýþ gününde KüreselBAK Eminönü’ne yürüyüþ yaptý.

Page 22: SAYI: 239 10 Temmuz 2005 2.500.000 TL - 2.5 YTL · yarlarca insanýndan daha büyük bir servete sahip. Ve yoksul ile zengin arasýndaki fark her geçen gün açýlýyor. Büyük

22 sosyalist iþçi sayý: 239 SANAT-KKÜLTÜRMÜZÝK Kazým Koyuncu

Çernobil’in kurbaný26 Nisan 1986'da yaþanan

ve dünyanýn en büyükçevre felaketlerinden biriolan Çernobil nükleer san-trali patlamasý Hiroþima'dapatlayan atom bombasýnýn500 katý radyasyon yaydý.Radyoaktif serpinti hemýþýma yoluyla doðrudan,hem de topraktan besinzincirine geçerek, tüm can-lýlarý radyasyona maruzbýraktý. Patlamadan sonraKaradeniz çevresindekipek çok ülkede kanser sa-yýsýnda çok hýzlý bir artýþyaþandý. Bugün 3 milyonçocuðun tedavi görmesigerekiyor, 3 milyon yetiþ-kinse halihazýrda kansermaðduru. Gelecekte de sýrfbu kazadan dolayý 7 mil-yon 100 bin kiþinin ciddiproblemler yaþayacaðý he-saplanýyor. Örneðin Uk-rayna'da sakat doðumlarve büyüme bozukluklarýkazadan sonra %230,Beyaz Rusya'da %180 arttý.

Türkiye de kazadan doð-rudan etkilenen komþu ül-kelerden biri. Özellikle Ka-radeniz ve Trakya bölgele-rinde kanser vakalarýndaçok büyük bir artýþ var.Sinop'ta neredeyse kanserdýþýnda ölüm nedenikalmadý.

Karadeniz'in gelenekselürünleri olan çay ve fýndýkbüyük miktarda radyas-yona maruz kaldý. Döne-min Sanayi ve Ticaret Ba-kaný Cahit Aral ise tele-

vizyonlara elinde çaylaçýkýp çayýn radyasyondanetkilenmediðini anlatýpdurdu.

Oysa bu çaylardan yurt-dýþýna satýlanlar geri yol-lanmýþ, ODTÜ'de hazýrla-nan bir raporla radyasyonbelirlenmiþti.

Çok basit önlemler bilealýnmadý. Örneðin radyas-yon bulaþmýþ besin madde-ler toplatýlýp imha edilebi-lir, insanlara iyot tabletleri

daðýtýlabilir, radyoaktifbulut Türkiye'ye yaklaþýr-ken insanlara evden çýk-mama çaðrýsý yapýlabilirdi.Bunun yerine, halkýn kar-þýsýna geçip alay eder gibiçay içmek tercih edildi.

Anti kapitalist hareketinyol arkadaþý, Karadenizlisanatçý KKaazzýýmm KKooyyuunnccuu iþ-te bu politikalarýn kurbanýoldu. O günden bu yana108 bin kiþi kanserden öl-dü. Ýktidarýn ise kulaklarý

saðýr. KKaazzýýmm KKooyyuunnccuu sanatýn

doðasýna uyan muhalif birsanatçýydý. Artvin'denBergama'ya kadar siyanür-lü altýn aramalarýna karþýkampanyalara katýldý.

Öne-mi bugün bir kezdaha ka-nýtlanan nükleersantral karþýtý kampa-nyalarda yer aldý. Savaþkarþýtý hareket baþladýðýn-da o da sokaða çýkanlarýnön saflarýndaydý. Sanatýnýda bu uðurda silah gibikullandý.

KKaazzýýmm'ýn katili nükleersantraller inþa eden, karuðruna insan hayatýný hiçesayan, "bize bulaþmadý"diye tüm Türkiye halklarý-na yalan söyleyen bu sis-temin sahipleridir. Hepsitarih önünde hesap vere-cek, KKaazzýýmm'ýn anýsý sokak-taki mücadelede yaþaya-cak.

AAffrriikkaa mmüüzziiððiinniinn bbaasskkýýyyaa kkaarrþþýý ssoossyyaall bbiirr mmeessaajjýý vvaarrMMaakkoollaa MMAAVVAAMMBBÝÝKKAA

LLiivvee 88'i düzenleyenler programlarýnýaçýkladýklarýnda Afrikalý müzisyen-lere aðýr bir hakarette bulundular.Londra'daki programda herkes vardýama tek bir Afrikalý müzisyen yoktu.Oysa Afrikalý müzisyenler sayýsýzkere Ýngiltere'de ve Fransa'da konsersalonlarýný týka basa doldurmuþlardý.Afrika'da ise büyük bir ilgi görüyor-lar. Ve LLiivvee 88 Afrika için yapýlýyordu!Tam bir utanmazlýk.

Afrika müziðinin bir çok tarzý var.Batý Afrika'da AAffrroo-bbeeaatt,, Kongo'daOOKK JJaazzzz gibi.

Çeþitli müzik biçimleri Afrika müzi-ðini geliþtiriyor. Batý müziði ise dýþar-dan Afrika'ya geliyor. Afrika'dakipopüler müziðin, biri Afrikalý, diðeriyabancý iki temeli var. Afrika popmüziði büyük kültürel ve ticarimerkezlerde geliþiyor.

"Manding swing" Batý Afrika'dan,Swahili sesleri Doðu Afrika'dan geli-yor. "Jive" ya da jazz ise GüneyAfrika'dan.

Arap etkisi altýndaki müzik iseKuzeyden geliyor. Makossa ya da

"özgürlük" müziði Zimbabwe ile Mo-zambik arasýndaki bölgeden çýkýyor.

Ben þimdi Kongo DemokratikCumhuriyeti diye anýlan Zambia'dadoðdum. O vakit OOKK jjaazzzz popülerdi.MMoobbuuttuu diktatörlüðü boyuncamüzisyenler politik olamýyorlardý.

Ancak gene de, mesela, FFrraannccoo gibimüzisyenlerin þarkýlarýndaki sosyalmesajlar toplumun þekillenmesinderol oynadý. Müzisyenler AIDS'e karþýtoplumu uyarýrken ayný zamanda cin-siyetçiliðe karþý da mücadele ettiler.

FFrraannccoo köylerden gelen monolog-

lara dayalý hikaye anlatýcýlýðý ilehaberleri etrafa yayýyordu.

Benim için en önemli müzisyenler-den birisi "Siyah Baþkan" diyeadlandýrýlan Nizeryalý FFeellaaAAnniikkuullaappoo'dur. Yoksullar için hiçyorulmadan kampanya yaptý. Düzenekarþý müziði milyonlarýn onusevmesinin nedeni oldu.

FFeellaa Afrikalý-Amerikalý jazz, soul vefunk müziðini geleneksel Nijerya veBatý Afrika ritimleri ile birleþtirdi.Çoðu zaman Nijeryalý yoksullarýnkullandýðý kýrýk bir Ýngilizce ileþarkýlarýný söyledi.

Nijerya egemen sýnýfý FFeellaa'ya hepsaldýrdý. 1980'lerin çoðunu hapistegeçirdi.

Batýlý büyük þirketlerin soygunlarýnýanlatan þarkýsý Nijerya'daki o zamankirejimi öylesine kýzdýrdý ki bin kadarasker FFeellaa'nýn evini basarak annesinive kardeþini pencereden dýþarý attýlar.FFeellaa daha sonra annesinin þapkasýnýdiktatörün evinin merdivenlerinekoydu.

Ýþte LLiivvee 88 bu müzik kültürünüdýþarýda býrakarak Afrika'ya "yardýmelini" uzatýyor!

Live 8 ve Afrika müziðiMÜZÝK

Metis yayýnlarýndan çýkan "Antikapitalist Hareketiçin Kýlavuzlar" serisinin 13. kitabý çýktý. Türkiye'dekiantikapitalist/savaþ karþýtý hareketin hatýrlarda kalan,kararlý ve özde "devrimci" sloganý "Biz Bu SavaþýDurdurabiliriz" kitabýn ismine de ilham kaynaðýolmuþ. Hareketin içinden bir aktivist olan ÞenolKarakaþ'ýn yazdýðý kitapta "komitacý" RoniMargulies'in önsözü ve fotoðrafçý Ali Öz' ün tarihetanýklýk eden fotoðraflarý da bulunuyor. Kitap, 2001yýlýnýn sonlarýnda Savaþa Hayýr Platformu'nun kuru-luþundan 1 Mart tezkeresinin reddedildiði o tarihigüne kadar hareketin tarihçesini anlatýyor. Bu kitaptabir grup savaþ karþýtýnýn baþlattýðý Savaþa HayýrPlatformun'dan Irak'ta Savaþa HayýrKoordinasyonu'na, Türkiye'nin Seattle'ý 1 Aralýk gös-terisinden 100 bin kiþilik 1 Mart zaferine, sayýsýztoplantý ve her ay yapýlan kitlesel mitinglerden, enumulmadýk yerlerde ortaya konulan alternatif eylem-lere kadar çok yoðun bir takvimin güncesini bulacak-sýnýz.

Ayný zaman-da, savaþýnnedenle-riüzerine yapý-lan tespitlerinyanýnda, bugünce ile hare-ketin mimarý o-lan yeni bir ku-þaðýn karakterive beklentileride yer alýyor.

1999 yýlýndayapýlan o meþ-hur eylemin yarattýðý hava, yani Seattle ruhu, 11 Eylülolaylarý sonrasýndaki açýklamalar ve dünya kamuoyu-nun tutumu, Savaþa Hayýr Platformu'nun kuruluþ aþa-masýnda yer alan aktivisterin çýkýþ kaynaðý oluyor.Ama tabii ki her þey toz pembe deðil; bütün bu sorun-lara raðmen karþýlýklý yaþanan tartýþmalar, Türkiye sol-unun büyük bir kýsmýnýn "dar grupçu" tutumuna rað-men "Birlik içinde çeþitlilik" anlayýþýyla bu sorunlaraþýlmaya çalýþýlýyor. 156 örgütün oluþturduðu, ozamana kadar Türkiye'deki en büyük savaþ karþýtýmücadele platformu yoðun çabalarla kuruluyor. 1Aralýk eylemi ilk kez eþcinsellerden sendikalara, femi-nistlerden sosyalistlere kadar geniþ bir yelpazeyisavaþa karþý yan yana getirdikten sonra, her ay yapýlaneylemler, uzun bir aradan sonra rüzgarý bizimyanýmýza çekiyor. Kitap tam da bu rüzgarýn, yerel plat-formlarýn inisiyatifi, aþaðýdan örgütlenme, tek konulukampanya mantýðý üzerinden yükselmiþ olan 1 Martzaferinin basit insanlar tarafýndan gerçekleþtiðine inat-la vurgu yapýyor. Tarihin büyük insanlar tarafýndanyapýldýðý tezine karþý tarihin öznesi olan kitlelerinmücadelesini savunuyor. Bunun yanýnda sadece örgüt-lerin yan yana gelip, sekterliðin derin sularýnda yolalma çabasýna karþý da, "yarýn" açýsýndan yeni derslerde çýkarýlmýþ. Bu derslerle, tek konulu kampanya vebirey inisiyatifi vurgusu (örgüt-lülük reddedilmeden)daha fazla öne çýkarýlýyor. Bu kitap, aslýnda bugünküsavaþ karþýtý platform olan Küresel Barýþ ve AdaletKoalisyonu'nu anlamak isteyenler açýsýndan iyi birreferans kaynaðý olacaktýr.

Türkiye'de hareket var mý yok mu? Dünya antikapi-ta-list/savaþ karþýtý hareketi görmezlikten gelerek zaferkazanýlabilir mi? Baþka bir dünya mümkün mü? Neyapmalý, nasýl yapmalý? Bu sorularýn cevabý yazarýnmütevazý ama bir o kadar da güvenli ve kararlýüslubuyla yanýt buluyor.

Kitabý okuduðumuzda ben ve bir çok aktivist zaferduygusunu sanki dün yaþamýþçasýna tekrar tattýk. Buanlamda o süreçte hareketin inþasýna göbeðinden yada ucundan katký saðlamýþ herkes açýsýndan "o döne-min gözlerinin önünden bir film þeridi gibi geçmesi"garantidir. Harekete yeni katýlmýþ aktivistlerin, yarýnýberaber kurmak telaþý ve heyecanýna heyecan katacak-týr. Bu anlamda hareketi bir yerinden anlamak isteyen-ler için iyi bir kaynak. Kazanacaðýmýz o koca dünyanýnmimarlarýnýn kendimiz olduðuna inananlar için iyi birýþýk tutucu olan "Biz bu savaþý durdurabiliriz" isimli"bizim kitabýmýz" her aktivistin kitaplýðýnda bulun-malý.

TToollggaa ÞÞÝÝRRÝÝNN

KÝTAP Biz bu savaþý durdurabiliriz

Bir zaferinþahitliði

1972'de Hopa'da doðan Kazým Koyuncu, 1993 yýlýndaMehmedali Barýþ Beþli ile birlikte dünyanýn ilk Lazca rockmüzik grubu Zuðaþi Berepe´yi (Denizin Çocuklarý) kurdu.

Zuðaþi Berepe ile 1995'te "Va Miþkunan" (Bilmiyoruz),1998'de de "Ýgsaz" (Gidiyor) isimli albümleri yaptý. Lazcamüziðin ve Laz kültürünün geliþmesinde önemli katkýlarýolan Koyuncu 2001 yýlýnda ilk solo albümü Viya´yýçýkardý.

Ýkinci solo albümü "Hayde"yi Nisan 2004'te çýkaranKazým Koyuncu, yaklaþýk 6 aydýr kanser hastalýðýylamücadele ediyordu.

Page 23: SAYI: 239 10 Temmuz 2005 2.500.000 TL - 2.5 YTL · yarlarca insanýndan daha büyük bir servete sahip. Ve yoksul ile zengin arasýndaki fark her geçen gün açýlýyor. Büyük

sayý: 239 sosyalist iþçi 23

AAþþaaððýýddaannssoossyyaalliizzmm

-Kapitalist toplumda tümzenginliklerin yaratýcýsý iþçisýnýfýdýr. Yeni bir toplum, iþçisýnýfýnýn üretim araçlarýnakolektif olarak el koyup üre-timi ve daðýtýmý kontroletmesiyle mümkündür.

RReeffoorrmm ddeeððiill,,ddeevvrriimm

-Ýçinde yaþadýðýmýz sistemreformlarla köklü bir þekildedeðiþtirilemez, düzeltilemez.

-Bu düzenin kurumlarý iþçisýnýfý tarafýndan ele geçirilipkullanýlamaz. Kapitalistdevletin tüm kurumlarý iþçisýnýfýna karþý sermaye sahip-lerini, egemen sýnýfý koru-mak için oluþturulmuþtur.

-Ýþçi sýnýfýna, iþçi konsey-lerinin ve iþçi milislerininüzerinde yükselen tamamenfarklý bir devlet gereklidir.

-Bu sistemi sadece iþçisýnýfýnýn yýðýnsal eylemidevirebilir.

-Sosyalizm için mücadeledünya çapýnda bir mücade-lenin parçasýdýr. Sosyalistlerbaþka ülkelerin iþçileri iledaima dayanýþma içindedir.

-Sosyalistler kadýnlarýntam bir sosyal, ekonomik vepolitik eþitliðini savunur.

-Sosyalistler insanlarýn cin-sel tercihlerinden dolayýaþaðýlanmalarýna ve baskýaltýna alýnmalarýna karþýçýkarlar.

EEnntteerrnnaassyyoonnaalliizzmm

-Sosyalistler, bir ülkeniniþçilerinin diðer ülkeleriniþçileri ile karþý karþýyagelmesine neden olan herþeye karþý çýkarlar.

-Sosyalistler ýrkçýlýða veemperya-lizme karþýdýrlar.Bütün halklarýn kendi kader-lerini tayin hakkýnýsavunurlar.

-Sosyalistler bütün haklýulusal kurtuluþ hareketlerinidesteklerler.

-Rusya deneyi göstermiþtirki, sosyalizm tek bir ülkedeizole olarak yaþayamaz.Rusya, Çin, Doðu Avrupa veKüba sosyalist deðil, devletkapita-listidir.

-Sosyalistler bu ülkelerdeiþçi sýnýfýnýn iktidardakibürokratik egemen sýnýfakarþý mücadelesini destek-ler.

DDeevvrriimmccii ppaarrttii

-Sosyalizmin gerçekleþe-bilmesi için, iþçi sýnýfýnýn enmilitan, en mücadeleci kesi-mi devrimci sosyalist bir par-tide örgütlenmelidir. Böylesibir parti iþçi sýnýfýnýn yýðýnsalörgütleri ve hareketi içindekiçalýþma ile inþa edilebilir.

-Sosyalistler pratik içindediðer iþçilere reformizminiþçi sýnýfýnýn çýkarlarýnaaykýrý olduðunu kanýtla-malýdýr.

-Bu fikirlere katýlan herkesidevrimci bir sosyalist iþçipartisinin inþasý çalýþmasýnaomuz vermeye çaðýrýyoruz.

ssoossyyaalliisstt iiþþççiinnee ssaavvuunnuuyyoorr??

ISSN 1300-4026 Uluslararasý Tanýtým ve Yayýncýlýk Ltd. Þti. Sahibi: Özden DönmeSorumlu Yazýiþleri Müdürü: Volkan Akyýldýrým

Adres: Ýstiklal Cad.,Büyükparmakkapý Sok., 8/10, Beyoðlu/Ýstanbul Baský: Yön MatbaasýYaygýn süreli yayýn, iki haftada bir yayýnlanýr

www.sosyalistisci.org [email protected]

DirenenEðitim-SSen

Yargýtay kararý ile kapa-týlan Eðitim-Sen birçokyerde mitingler yaptý.Kapatýlmasýný her zaman-ki gibi protesto etti.

Ben Ýstanbul’daki gös-teriye katýldým.

6-7 bin kiþi vardý. Bukadar az duyurma ile bukadar katýlým doðrusufena deðildi.

Katýlýmýn her þeye rað-men yüksek olmasý birþeyler yapmak isteyen-lerin hiç de az olmadýðýnýgösteriyordu.

Demek ki en baþtan beriböylesi bir çalýþmayürütülseydi çok dahafarklý olabilirdi.

FFeezzaa SSÜÜRREENN

Gýkýçýkmayanlar

Fransýz referandumuüzerine kendisine bugün-lerde Yurtsever Cephediyenlerin sesi çok azçýkýyor.

Acaba Fransa’da hayýroyunun yurtseverliktemelinde alýnmamýþolmasý bu sol milliyetçi-lerin canýný mý sýkýyor?

RReeyyhhaann BBUURRDDAA

Troçkist Avni!Gazetelerde “Red” adlý

gazeteyi satan kadýnýnüzerinde Avni’ninresminin bulunmasý vebu kadýnýn Troçkistolmasý bizim basýný çokheyecanlandýrdý.

Hemen kadýný bulupröportaj bile yaptýlar.

Avni 1980’li yýllardaAlmanya’da kurulan antifaþist gruplarýn simgesiy-di, giderek yayýldý.

Avni’nin Troçkistliðiniaraþtýran gazeteler bir deFransa’da hayýr kam-panyasýný sürdüren solbirliðin ayný zamandafaþist NF’e karþý da kam-panya yaptýðýný anlat-salardý daha iyi olurdu.

Böylece Türk okur da

Fransa’da bir kýzýl elmakoalisyonu olmadýðýný,tam tersine solun yurtse-verlikten uzak bir biçim-de hayýr kampanyasý yap-týðýný öðrenmiþ olurdu.

BBeeddiirrhhaann KKAARRAA

Wahlalternatifile PDS nasýlbirleþecek?

Sosyalist Ýþçi’nin geçensayýsýnda Almanya üzeri-ne çýkan yazýlardan OscarLafontaine’in ancakWahlalternatif ile PDS’inbirleþmesi halindeWahlalternatife’ye gire-ceðini anladým.

Benim bildiðim kadarýy-la PDS stalinist bir örgüt.Bu birlik nasýl olacak?

Wahlalternatife yenisolu oluþturuyor. Ýlkseçimlerde aldýðý oyoldukça iyi. PDS belki deWahlalternatife’yiyavaþlatacaktýr.

ZZeeyynneepp YYEEÞÞÝÝLL

Negri AB’ciOkuduðum kadarýyla

“Ýmparatorluk” kitabýnýnyazarý Tony NegriFransa’daki referandum-da evet oyu verilmesinisavunmuþ.

Negri kitabýndaki yanlýþtespitlerden yola çýkarakbu sonuca varýyor.Negri’ye göre ulusdevletlerin ortadan kalk-ma sürecinde AB bu süre-ci ilerletecek bir adým veolumlu bir adým.

Oysa Negri evet oyuçaðrýsý yaparken milita-rist, özelleþtirmeci,yeniliberal politikalarýnsavunucusu birAvrupa’ya ve onun sem-bolü yeni anayasaya evetdiyor.

HHaalluukk GGÜÜRRBBÜÜZZ

Ýncirlikkapatýlsýn

Bugün savaþ karþýtýhareket için en somuthedef kuþkusuz Ýncirlik’inkapatýlmasý.

Aynen savaþ öncesindeolduðu gibi tam bir karar-lýlýkla Ýncirlik’in kapatýl-masýný talep etmek çokönemli.

Bu kampanya boyuncatoplumun gösterdiði has-sasiyet bundan sonra butalebi yükseltmenin öne-mini gösteriyor.

Bana göre hem SosyalistÝþçi, hem de Küresel BAKyoðun bir “ÝncirlikKapatýlsýn” kampanyasýsürdürmeli ve bu kampa-nya için ilk büyük eylem

günü 19 Mart 2006olmalý.

Arada baþka eylemlerde tabii yapýlabilir.

EEssiinn BBAAÞÞAAKK

BAKyerelleþmeli

Bence BAK'ta yerellerinoluþturulmasý çok önemli.Bir sürü yerele ihtiyacýmýzvar. Neden bir MarmaraBAK, ÝTÜ BAK, ÝÜ BAK,Ege BAK, Dil-Tarih BAK,Hacettepe BAK olmasýn?

Cebeci Kampüsü'ndekolaylýkla yerel bir BAKinþa ettik ve insanlaraulaþabildik.

Savaþ karþýtý hareket heryerde inþa edilmeye hazýr.Tek ihtiyaç insanlara iþgalidurdurabileceðimizi

anlatabilmek.Eðer savaþ karþýtý bir

hareket örmek iddiasýn-daysak, her yerele birBAK kurmak ve bunutaban inisiyatifini öneçýkartarak geniþletmekzorundayýz.

%82 Bush'a karþý ve iþinaslý bunun daha da fazlasýsavaþa karþý durma potan-siyeline sahip. Baþka birdünyanýn iþgali durdur-maktan geçtiðini herkeseanlatalým. Küresel düþü-nüp, yerel davranalým.

IIrrmmaakk ÖÖZZIINNAANNIIRR

MEKTUPLAR

BÝZEGÖRE

OKURMEKTUPLARI

[email protected]

BÝZE GÖRE

köþesine yazacaðýnýz

yazýlar 150 kelimeyi

geçmemelidir.

Böylelikle her sayý

daha çok

okurun görüþlerinin

Sosyalist Ýþçi’de

yer almasý mümkün

olacak.

Karþý FestivalBarýþarock

200527-228 AðustosMehmet Akif ErsoyPiknik Alaný, Sarýyer

Umut Fýrat’ýnanýsýna

Geçtiðimiz yýl bir trafikkazasýnda kaybetmiþolduðumuz yoldaþýmýzUmut Fýrat Kýlýnç adýnaAkhisar Misak-ý Milli AliÞefik ÝlköðretimOkulu'nda bir kütüphaneaçýldý.

Fýrat'ýn anne vebabasýnýn yoðun çalýþ-malarý sonucunda açýlankütüphanenin açýlýþýnayoldaþlarý da katýldý. Açýlýþtöreninde öðrenciler veöðretmenler de vardý.

Önümüzdeki dönemde,Akhisarlý DSÝP'liler olarakkütüphanenin zengin-leþmesine katkýda bulun-mayý ve bu çerçevede birkitap baðýþ kampanyasýbaþlatmayý düþünüyoruz.

AAkkhhiissaarr''ddaannSSoossyyaalliisstt ÝÝþþççii ookkuurrllaarrýý

UðurCankoçak’ýnardýndan

Türkiye sosyalisthareketinde bir döneminönde gelen militanlarýn-dan Uður Cankoçak öldü.

1960’larda TÝP’in inþasýn-da yer aldý, o günlerdekiçeþitli bölünmelerdeMehmet Ali Aybar ile bir-likte tutum aldý, 1970’lerdeSosyalist DevrimPartisi’nde gene Aybar ilebirlikte yer aldý.

DÝSK’in çeþitlisendikalarýnda çalýþtý. 15-16 Haziran’da DÝSK’inSesi’ni çýkardý. Bu yayýn-dan dolayý hapiste yattý.

12 Mart’tan sonra ÝlericiYapý Ýþ’te çalýþtý.

Daima iþçiden yanatutum aldý, daima iþçilerlebirlikte yaþadý ve onlargibi düþündü.

Türkiye sosyalistleriönemli bir yoldaþlarýnýkaybettiler.

No Pasaran!Nisan ayýnda bir bayrak krizi yaratýldý ve bunun

üzerinden milliyetçi bir hava yükseldi. Bu mil-liyetçi hava televizyon kanallarý veGenelkurmayýn yaptýðý propagandayla daha dabüyüdü. Bundan sonra sokaklara dökülen, baþýnýülkücü faþistlerin çektiði bir kitle oluþtu.

Sokaklara dökülen tüm insanlarýn faþistolmadýðý açýk. Ancak bir kýsmýnýn MHP'ninyanýnda durduðu su götürmez. O günlerden buyana Ülkü Ocaklarý'nda toplantýlar yapýp kadroyetiþtiriyorlar.

Bugünlerde ise özellikle üniversitelerde 5-10kiþilik çeteler halinde gezmeye baþladýlar. Yineson dönemde DTCF bahçesinde satýr ve býçaklarlaöðrencilere saldýrdýlar. Bir öðrenciyi bacaðýndanbýçakla yaralayýp bir öðrenciyi de kafasýna satýrlavurarak aðýr yaraladýlar. Uludað Üniversitesi'ninyurdunda kalabalýk bir grupla öðrencilerinodalarýný bastýlar.

Faþizmin durdurulmasý çete savaþlarý þeklindeolamaz. Þimdi tekrardan anti faþist mücadelezamaný. Sokakta yürüyen, uzun saçlý, küpeli,eþcinsel, sevgilisiyle elele dolaþan insanlarýn faþisttehditten rahatsýz olduðu ve korktuðu açýk.

Tam bu noktadan çýkýp anti faþist birliði herkesikapsayan ve yýðýnsal biçimde örmeliyiz.Kurulmasý gereken uluslararasý anti kapitalisthareketle baðlantýlý, içinde çeþitliliði barýndýran,yýðýnsal, iþçi sýnýfýný da içine alan bir birliktir.Böyle bir birlik inþa edip faþizme geçit vermeye-lim.

UUllaaþþ AAKKBBAAÞÞ

KKaarraakkeeddiiKKiittaabbeevvii’’nnddeeyyüüzzddee 6600iinnddiirriimm vvaarr

Büyükparmakkapý Sk,Hayat Apt, Kat:4

Ýstiklal Cd, Beyoðlu

Page 24: SAYI: 239 10 Temmuz 2005 2.500.000 TL - 2.5 YTL · yarlarca insanýndan daha büyük bir servete sahip. Ve yoksul ile zengin arasýndaki fark her geçen gün açýlýyor. Büyük

ssoossyyaalliisstt iissccii SAYI: 239

10 Temmuz 20052.500.000 TL

2.5 YTL

DDüünnyyaammýýzzýý ppiiþþmmeekktteennnnaassýýll kkuurrttaarraabbiilliirriizz??

Okyanuslar yükseliyor.Kutuplardaki ve yüksekdaðlarýn tepelerindekibuzullar eriyor. Yazlargiderek daha sýcak halegeliyor. Ve atmosferdekikarbon hacmi her senedaha da artýyor.

Bütün bunlarýn bir tekanlamý var: Dünyamýzhýzla ve tehlikeli birbiçimde ýsýnýyor.

Dünyanýn bu hýzlý ýsýn-masýnýn en önemli nedenifosil yakýtlarýn kullanýmý.Her sene kullanýlan fosilyakýt miktarý artýyor vesonuç olarak da dünyanýnýsýnmasý önü alýnamaz birbiçimde artýyor

Fosil yakýtlar içindeatmosfere en çok karbondioksit gazý salan yakýtkömür, onu sýrasýyla petrolve gaz izliyor.

Bu her üç yakýtta enyoðun olarak elektrik ener-jisi üretimi için santrallar-da ve sanayide kullanýlýy-or.

Sanayinin ardýndanulaþým geliyor. Uçaksanayi en hýzlý karbondioksit artýþý saðlayan sek-tör. Kamyon, otobüs veotomobiller de doðanýnkirlenmesinin önde gelensorumlularý arasýnda.

Anvak her gün kul-landýðýmýz buzdolaplarý,çamaþýr makinalarý, kli-malar, spreyler de doðanýnkirlenmesine ciddi katkýdabulunuyorlar.

Dünya için en doðal olanenerji doðrudan güneþenerjisi. Tüm ihtiyacýgüneþ enerjisi ile karþýla-mak mümkün. Fazlasý isegeriye, uzaya yansýyor.

Ne var ki karbon dioksitýsýyý emiyor ve sonradünya ya geri veriyor.Böylece uzaya yansýmasýgereken fazla ýsý dünyadakalýyor. Ýþte küresel ýsýnmaesas olarak bu.

Çaresi bir yandan ener-jinin üretilmesinde fosilyakýtlarýnýn kullanýmýnýdurdurmak, diðer yandanda güneþ enerjisinin kul-lanýmýný arttýrmak.

Ýnsanlýðýn enerjiye ihtiy-acý ise giderek artýyor.

Günlük ihtiyaçalar artýy-or. bu ise daha fazla enerjiihtiyacý demek.

Öyleyse çözüm ne?Günlük ihityaçlarý kýsýtla-mak mý. Örneðin buz-dolabý ya da klima alma-mak mý? Veya otomobilkullanmamak mý?

Bu türden bazý çözümlersöz konusu olabilir.Bazýlarý ise mümkün deðil.Örneðin sýcak iklimlerdeyaþayanlarýn bozdolabýnave klimaya ihtiyacý var.Soðuk iklimlerde yaþayan-larýn ise ýsýnma için ener-jiye ihtiyacý var. Bunlardaksýntý yapmak mümkündeðil, gerekli de deðil.Ama otomobil kullanýmýazaltýlabilir. Toplu taþýmaaraçlarý bunun bir çaresi.

Ancak bu türden nekadar önlem alýrsanýz alýndoðanýn korkunç bir hýzdaýsýnmasýný engelleye-mezsiniz.

Ýnsanlýðýn enerjiye ihtiy-

acýný durdurmak, azaltmakmümkün deðil. Öyleyseçözüm kullanýlan enerjininnasýl saðlanacaðý.

Fosil yakýtlarý yerinedoðrudan güneþ enerjisikullanmak mümkün.Kapitalizm bu yolu pahalýve kârlý olduðu içinseçmiyor.

Bush’un diðer

savaþýJaponya’nýn Kyoto

kentinde imzalanan biranlaþma var. Bu anlaþmaesas olarak atmosfere salý-nan karbon gazýnýn azaltýl-masýný amaçlýyor.Anlaþmanýn tesbitleri çokyetersiz ama gene de hiçyoktan iyi.

Ancak anlaþma yakýnza-mana kadar ABD ve Rusyaimzalamadýklarý içinyürürlüðe girmiyordu.Þimdi Rusya’da anlaþmayýimzaladý ama ABD’de

Bush yönetimi direniyor.Bush yönetimi küresel

ýsýnmanýn insanlar tarafýn-dan yapýldýðýný duymakbile istemiyor. Böyle iddi-alarý olan çalýþanlarýnýiþten atýyor.

Son olarak 12’si Nobelkazanmýþ 60 bilimcinin

küresel ýsýnmanýn insanyapýsý olduðunu açýklayanve Bush yönetiminisuçlayan bildirisine yöne-tim büyük bir tepki göster-di.

Oysa ABD açýk ara iledünyanýn en çok karbonüreten ülkesi. Kendisindensonra gelen Çin’inneredeyse iki katý, ken-disinden sonra gelen üçülkenin yaklaþýk toplamýkadar.

Bush yönetiminin tayinettiði Enerji Komisyonuüyelerinin ise nneredeysetamamý petrol þirketiyöneticisi.

Çin geliyorABD’nin yaný sýra hýzla

sanayileþen Çin veHindistan’da büyük kar-bon dioksit üreticileri.

Yýlda 3 milyar ton üreti-mi ile Çin þimdi ikinci sýra-da. Ancak Çin kömürleiþleyen 550 enerji santralý

yapmayý planlýyor. Kömürtüketimi yýlda %20 artýyor.

Çin hýzlý geliþen birekonomiye sahip. Bunedenle tüketim mallarýnýnkullanýmý da hýzla artýyor.

Pekin’de otomobilsahipliði 5 yýlda 2 katýnaçýktý.

Kýsacasý 1990-2002 yýllarýarasýnda Çin’in atmosferesalgýladýðý karbon dioksitmiktarýnda %33 artýþ var.

Bunun sonucu olarakÇin’de yaðmurlar azalýyor,nehir düzeyleri düþüyor veÇin tarýmý için büyüköneme sahip Himalayabuzullarý büyük bir hýzlaeriyor.

Çin’in karbon dioksit üre-timinin 2040’da ABD’yigeçeceði söyleniyor.

Rusya ve Çin dünyanýnçöplüðü durumunda. Heriki ülkede de çevre kirliðien üst düzeyde ve Çin’debu çok daha hýzlý. Bütünbüyük kentler ve onlarýnöevrelerindeki doða ölmenoktasýna ulaþmak üzere.

küresel ýsýnmanýnsonuçlarý çok vahim.

2003 yýlýnda Avrupa’nýnyaþadýðý rekor düzeydekisýcak yaz 30 bin insanýnölümüne neden olmuþtu.

Yakýnda 2003 yazý “nor-mal” hale gelecek. Yani heryýl on binlerce inasanýnsýcaktan ölmesi “normal”hale gelecek ve bu aradaçok daha sýcak yazlaryaþanabilecek.

Öte yandan dünyanýnhemen her yerinde iklimkoþullarýna baðlý “doðafelaketlerinin” sayýsýnda vebu felaketlerin yol açtýðýzararlarda çok büyük birartýþ var. Su baskýnlarý, devfýrtýnalar giderek “doðal”olarak kabul edilmeyebaþlanýyor. Ve tehlikedeburada.

Kapitalizm doðalolmayaný bize doðal olarakkabul ettiriyor. Aynen kötüinþaatlarýn deprem sonucuyýkýlmasýnýn doðal afetolarak gösterilmesi gibi.

Çare kapitalizmden kur-tulmak. Hem de çok hýzlýbir biçimde.

En çok karbondioksit üreten

ülkeler

ABD 5.800Çin 3.000Rusya 2.000Hindistan 1.000Almanya 800Kanada 600Ýngiltere 500Ýtalya 470

*Milyon ton