sayı1 reduce

20
Yýl: 2004 sayý: 1 Savaþ ÇEKÝRGE özel sayýsý

Upload: kaan-oeztutgan

Post on 01-May-2017

236 views

Category:

Documents


8 download

TRANSCRIPT

Page 1: Sayı1 Reduce

Yýl: 2004 sayý: 1

Savaþ

ÇEKÝRGE özel sayýsý

Page 2: Sayı1 Reduce

Ý T Ü M A D E N F A K Ü L T E S Ý S A V A Þ Ç E K Ý R G E

K L A S Ý K G Ý T A R E Ð Ý T Ý M V E A R A Þ T I R M A B Ý R Ý M Ý

AÇILIÞ KONSERLERÝ 5-26 Ekim 2004

5 Ekim 2004 - Saat:16:00

Ahmet KANNECÝ (gitar)

Ekrem ÖZTAN (Klarinet)

ÝTÜ Maden Fakültesi SalonuMASLAK

12 Ekim 2004 - Saat:17:00

Trio CARDOSO (gitar) ÝTÜ Maden Fakültesi Salonu

MASLAK

26 Ekim 2004 - Saat:17:00

Erkan OÐUR (gitar) ÝTÜ Kültür ve Sanat Birliði Salonu

MASLAK

Tüm konserler ücretsizdir.

Yýl: 2004 Sayý: 1Yýlda üç kez yayýnlanýr.

Sahibi:Prof.Dr. Mahir VARDAR

Editör:Misak Toros

Yayýn Kurulu:Mahir Vardar, Nevin Çekirge,Misak Toros, Ahmet Kanneci

Haþim Polat, Egemen Bozdað, Tülünay Engin Yýldýrým,

Eþref Aylan, Zeynep Çekirge Berivan Görmezoðlu,

Ýngilizce Editörü:Egemen Bozdað

Grafik Tasarým:Haþim Polat

Baský:

Adres:ÝTÜ Maden Fakültesi SavaþÇekirge Klasik Gitar Eðitim

ve Araþtýrma BirimiMaslak, 34469 Ýstanbul

Tel: (0 216) 285 62 97e-mail:[email protected]

web: www.klasikgitar.itu.edu.tr

Kapak Fotoðrafý:Haþim Polat

ÝTÜ Gitar Dergisi,ÝTÜ Maden Fakültesi

Savaþ Çekirge Klasik Gitar Eðitim ve Araþtýrma Birimi’nin

bir yayýnýdýr.

ÝTÜ Gitar Dergisinde yayýnlanan tüm yazý, nota,

fotoðraf ve diðeriçeriklerin her hakký saklýdýr.

Ýzinsiz alýntý yapýlamaz.

ÝTÜ Maden Fakültesi SAVAÞ ÇEKÝRGE Klasik Gitar Eðitim ve Araþtýrma Birimi’ninaçýlýþ etkinlikleri afiþi ve konserlerden fotoðraflar.

Ahmet Kanneci Trio Cardoso Erkan Oður, Yaz Baltacýgil, Ercan Irmak

Page 3: Sayı1 Reduce

Dekanýn Yazýsý

Rektörün Yazýsý

Açýlþ fotolar

3ÝTÜ Gitar

Page 4: Sayı1 Reduce

Sayýn Rektörüm, Sayýn Dekaným, Sayýn Ý.T.Ü. Mensuplarý, Deðerli Konuklarýmýz, Sevgili Gençler,

Ý.T.Ü. Maden Fakültesi-Savaþ Çekirge Klasik Gitar Eðitim ve Araþtýrma Birimi'nin açýlýþýna hoþ geldiniz. Gitar enstrümanýnýn günümüzden yaklaþýk 3300 yýl önce Anadolu'da, Hititler tarafýndan bulunduðu, tarihi kalýntýlardan anlaþýlmaktadýr. Bu Anadolu sanat mirasý, dünya gençliðinin çok sevdiði müzik enstrümanlarýndan biri olma özelliðini günümüzde de sürdürüyor. Gitar ailesinden olan klasik gitarýn, üniversitemizde yeterince tanýnmasýna, yaygýnlaþmasýna ve geliþmesine olanak saðlamak amacýyla gerçekleþtirmiþ olduðumuz, bir gitar mekanýna kavuþmanýn heyecanýný, bugün sizlerle paylaþmak istiyoruz. Üniversitemizde klasik gitarla ilgili çalýþmalar 1992 yýlýnda, Kültür ve Sanat Birliði çatýsý altýnda, Savaþ Çekirge tarafýndan baþlatýldý ve onun aramýzdan ayrýldýðý 1998 yýlýna kadar kesintisiz devam etti. Sonraki yýllarda ise, verilen gitar eðitimleri ve yapmýþ olduðumuz çeþitli gitar etkinlikleri ile gitarla ilgili çalýþmalarýn devam etmesini saðlamaya çalýþtýk.

Savaþ Çekirge, Ý.T.Ü. Ýnþaat Fakültesi mezunuydu. Mühendislik mesleðinde ulusal ve uluslar arasý boyutlarda baþarýlý çalýþmalar yaptý. Ancak onun yaþamýnda müziðin daima önemli bir yeri oldu. Klasik gitarýn Türkiye'de yayýlmasýnda önemli rol oynadý. Gitar repertuvarýnýn geliþtirilmesi ve gençlerin klasik gitar konusunda eðitilmesi için büyük çaba harcadý. En büyük ideali ise, çok sevdiði üniversitesinde bir klasik gitar merkezinin kurulmasý idi.

Ýstanbul Teknik Üniversitesi, müzik yaþamýnda baþarýlý olmuþ bir mezunu anýsýna mekan düzenlenmesine olanak saðlayarak, bugün bir ilke daha imza atýyor. Teknikle sanatýn ayný potada eriyeceði çaðdaþ üniversitenin de öncülüðünü yapýyor.

Savaþ Çekirge, mühendislik yaþamý ile müzik yaþamýnýn birlikte baþarý ile sürdürülebileceði konusunda iyi bir örnek olmuþtur. Ülkemizin seçkin ve baþarýlý mühendis, mimar ve tasarýmcýlarýný yetiþtiren Ýstanbul Teknik Üniversitesi

bünyesinde, Klasik Gitar Merkezinin açýlmasý sonucunda, öðrencilerimizin müzik sanatý alanýnda da baþarýlý olabilmelerine olanaklar saðlýyoruz. Gelecekte Ý.T.Ü.'nün klasik gitarla bütünleþerek anýlmasýný ümit ediyor ve diliyoruz. Ý.T.Ü. Savaþ Çekirge Klasik Gitar Merkezimizde ulusal ve uluslar arasý boyutlarda gitar etkinlikleri gerçekleþtirilecek, gitar konusunda araþtýrma yapanlara destek olunacak ve gitar eðitimi verilecektir. Periyodik olarak çýkaracaðýmýz dergiler ile de, gitar severlere bilgi aktarýmýný saðlayacaðýz.

Yeni mekanýmýz, Dekanýmýz Sayýn Prof. Dr. Mahir Vardar'ýn fikir ve destekleriyle gerçekleþti. Projemize Ý.T.Ü. lü mezunlarýmýz,öðrencilerimiz ve sanatsever dostlarýmýz destek oldular. Bu müzik ortamýnýn yaratýlmasýna katký veren Sayýn Dekanýmýz Prof. Dr. Mahir Vardar'a, Sevda-Cenap And Müzik Vakfý'na, Sayýn Tarýk Pekkan'a, Sayýn Zeynep Bodur Okyay'a, Sayýn Sami Bölükbaþýoðlu'na, Sayýn Mehmet Gül'e, Sayýn Birsen ve Mehmet Þapçý'ya, Sayýn Ahmet Kanneci'ye, Sayýn Eray Özbek'e, Sayýn Misak Toros'a, Ýstanbul Cervantes Enstitüsü'ne, Savaþ Çekirge'nin sevgili öðrencilerine, Ý.T.Ü. lü gençlerimize ve bu mekanýn oluþumunda çeþitli boyutlarda katký veren ve burada ismini sayamadýðým çok sayýda sanatsever dostumuza teþekkürlerimi sunuyorum. Bugün bu mutluluðu bizimle paylaþmaya gelen siz dostlarýmýza teþekkür ediyor ve tekrar hoþ geldiniz diyorum.

Doç. Dr. Nevin ÇEKÝRGE ÝTÜ Maden Fakültesi Öðretim Görevlisi

4 ÝTÜ Gitar

AÇILIÞ KONUÞMASI (5 Ekim 2004)

Page 5: Sayı1 Reduce

Index

Açýlþ fotolarý

5ÝTÜ Gitar

Page 6: Sayı1 Reduce

Gitara adanmýþ bir yaþam...

SAVAÞ ÇEKÝRGE (1944 - 1998)

Savaþ Çekirge, Türkiye'de gitarýn bir klasik müzik çalgýsý olarak yayýlmasýnda, yerleþmesinde çok önemli rol oynayan birkaç kiþiden biridir. Sanat yaþamýna bir amatör müzikçi olarak baþlamasýna karþýn bu zor çalgýda, ender rastlanýr bir ustalýk, deneyim ve bilgi birikimine ulaþmýþ, sonra da bu birikimi, hem gitar repertuvarýný geliþtirme, hem de gitara ilgi duyan gençleri eðitme, yüreklendirme, yetiþtirme yönünde özveriyle kullanmýþtýr.

1944 yýlýnda Kayseri'de doðan Savaþ Çekirge, klasik gitara Ankara'da, lise yýllarýnda gönül verdi. O dönemde ülkemiz konservatuarlarýnda henüz gitar eðitimi yapýlmýyordu; bu nedenle müziði ve gitar çalmayý, özel dersler alarak öðrendi.

Ona müziðin kapýlarýný açan ve klasik gitar eðitimi veren kiþi, Türkiye'ye modern gitar tekniklerini ve "Tarrega Okulu" yöntemlerini get iren Andrea Paleologo'nun i lk öðrencilerinden Mazhar Reþit Er tüzün’dü. O yýllarda gençlik arkadaþý Harun Batýrbaygil de Ýstanbul'da Paleologo'dan gitar dersi alýyordu; bu ilk sanatsal dostluk, iki genci yüreklendirdi, çalýþmalarýný coþkuyla sürdürme ve ilk birikimlerini paylaþma fýrsatý verdi. Üniversite eðitimi için 60'lý yýllarýn baþýnda Ýstanbul'a gelen ve Ýstanbul Teknik Üniversitesi'nde inþaat mühendisliði eðitimi gören Çekirge, 1964'te Ýstanbul'dan Atina'ya göçecek olan Paleologo'yla tanýþma ve çok kýsa süre de olsa, çalýþma olanaðýný buldu. Ayný yýl larda Ýstanbul'da, Paleologo'nun baþka öðrencileriyle, Mutlu Torun, Misak Toros, Samih Rýfat'la tanýþtý; yaþam boyu gitar sevgisini paylaþacaðý dostluklar kurdu. Yine üniversite yýllarýnda tanýþtýðý Nevin Çekirge'yle evlendi; bir süre sonra da tek kýzlarý Zeynep dünyaya geldi.

Gerek Üniversite döneminde, gerekse 70'li yýllarda sürdürdüðü mühendislik meslek yaþamý sýrasýnda gitar çalýþmalarýný yoðun biçimde sürdüren Çekirge, 80'li yýllardan sonra özellikle gitar eðitimi alanýnda etkinlik gösterdi; müzik eðitimi veren kurumlarda görev aldý, özel

dersler verdi; istanbul'da Ý.T.Ü. Kültür ve Sanat Birliði ve I.T.Ü. Vakfý’nýn klasik gitar kurslarýný baþlattý. Yaygýn dostluk iliþkileri ve etkileyici kiþiliðiyle çevresindeki herkese klasik gitar sevgisini aþýlayan Savaþ Çekirge, aralarýnda Ahmet Kanneci, Emre Sabuncuoðlu gibi uluslararasý düzeyde isim yapmýþ müzikçilerin de bulunduðu çok sayýda gitarcýnýn yetiþmesine katkýda bulundu. Ankara'da çalýþtýðý yýllarda tanýþtýðý Ahmet Kanneci'yle dostluðu, ikisinin de yaþamlarýný etkiledi, çalýþmalarýna yön ve hýz verdi.

Sanat yaþamý boyunca ulusal bir gitar repertuvarý oluþmasýna büyük çaba harcayan Çekirge, çok sayýda yapýtý gitara uyarladý; klasik gitar repertuvarýnýn çeþitli yapýtlarý üstünde eleþtirel uyarlama ve parmaklama çalýþmalarý yaptý ve bu çalýþmalarýnýn sonuçlarýný, her zaman cömertçe dostlarýyla, öðrencileriyle paylaþtý; uyarlama ve düzenlemelerini öðrencileri, konserlerde, resitallerde seslendirdiler; Ýlhan Baran’ýn klavsen için yazdýðý On Çocuk Parçasý'ndan yaptýðý uyarlama, Fransa'da CD'ye kaydedildi. Bu birikimin sonucunda bir nota yayýnevinin de ilk adýmlarýný atan ve bu yayýnevine, dostu Jorge Cardoso'nun önerisi üzerine La Tucura (Guarani kýzýlderilerinin dilinde "Çekirge") adýný veren Savaþ Çekirge, 1992 yýlýnda ilk olarak Cardoso'nun Los Mitai adlý yapýtýnýn ilk uluslararasý basýmýný yaptý. Bu nitelikli yayýnýn ardýndan, erken ölümü nedeniyle sonuçlandýramadýðý yeni nota basým çalýþmalarýna giriþti.

Bu çalýþmalarýnýn yanýsýra çeþitli ulusal ve uluslararasý gitar etkinliklerine de katýlan Çekirge, 1984 yýlýnda, Türkiye'de düzenlenen ilk klasik gitar yarýþmasý olan 1. Ý s t a n b u l U l u s a l G i t a r Y a r ý þ m a s ý ' n ý n gerçekleþtirilmesine öncülük etti; bu yarýþmada seçici kurul üyesi olarak da görev aldý. Daha sonra Polonya hükümetinin davetlisi olarak 1994 yýlý Uluslararasý Krakow Klasik Gitar Yarýþmasý'nda jüri üyeliði görevini üstlendi; 1996'da Arjantin Kültür Bakanlýðý'nýn çaðrýlýsý olarak Buenos Aires'te Festival Guitarras del Mundo '96 (Dünya Gitarlarý Festivali 96) etkinliklerine katýldý; dünyanýn dört bir yanýndan gitarcýlarla dostluklar kurdu. Yine 1996'da Venezuela Büyükelçiliði desteðinde Ankara'da Sevda-Cenap And Müzik Vakfý’nca düzenlenen Antonio Lauro Klasik Gitar Yarýþmasý'na, Alirio Diaz, Colin Cooper gibi ünlülerle birlikte jüri üyesi seçildi. Ölümünden sonra, 1998 Ekim'inde bu yarýþma, bu kez "Savaþ Çekirge Anýsýna" düzenlendi.

Bunca çalýþma, ürün ve etkinliði kýsa bir yaþama sýðdýran ve 1998 yýlýnýn 7 Nisan'ýnda, genç yaþta, en verimli döneminde aramýzdan ayrýlan Savaþ Çekirge'nin anýsý, gitarýn ulusal sýnýrlarý da aþan dünyasýnda ve onu sevenlerin yüreklerinde her zaman yaþayacaktýr. Ancak onu en iyi anma biçiminin, baþlattýðý " bayrak yarýþý" ný sürdürmek ve çalýþmalarýný býraktýðý yerden devam ettirmek olacaðý unutulmamalýdýr.

Samih RIFAT - Ýstanbul,1999

6 ÝTÜ Gitar

Page 7: Sayı1 Reduce

Savaþ Çekirge was one of the primary people that helped guitar to develop as a classic music instrument. Although he started his career in playing this hard to play instrument as an amateur he reached a very rearly seen mastery, experience and knowledge. Then he used this knowledge to enlarge his repertoire and educate, hearten and train young people who are interested in this subject.

Savaþ Çekirge was born in Kayseri in 1944. He took interest in classic guitar when he was in high school in Ankara. At those times guitar education was not a part of the schools of music; as a result he learned music and playing the guitar from private lessons. The one that opened the gates of music and gave his classic guitar education was Mazhar Reþit Ertüzün. He was a student of the one that brought the modern guitar techniques and the ways of “ School of Tarrega”, Andrea Paleologo. In those years one of his childhood friends, Harun Batýrbayýrgül was taking guitar lessons from Paleologo too. This coincidence made these two young people to take hart and gave a chance to share their primary knowledge and to continue their training with enthusiasm. Savaþ Çekirge came to Ýstanbul in the early 60's and had his major in civil engineering at Ýstanbul Technical University. In 1964 he had the chance to work with Paleologo even for a short time before Paleologo would migrate from Ýstanbul to Athens. The same year he met other students of Paleologo, Mutlu Torun, Misak Toros and Samih Rýfat; he made friends that would last for a lifetime. He married Nevin Çekirge whom she met in her university years. After a short time their only daughter, Zeynep was born.

In the 80's he was more effective in the educational area; He worked in associations that gave music education and gave private lessons. He started the courses for classic guitar in Ý.T.Ü Kültür ve Sanat Birliði and Ý.T.Ü. Vakfý. He instilled the love of classic guitar to everyone with his widespread friend relations and his impressing personality. He contributed in the training of many musicians including internationally famous ones such as Ahmet Kanneci and Emre Sabuncuoðlu. His friendship with Ahmet Kanneci to whom he met in Ankara affected both their lives and accelerated their works in music.

Throughout his art life he excreted a great effort in creating a national guitar repertoire and he edited many compositions into guitar. He made did criticizing editing and parmaklama exercises on the songs in his repertoire and he shared the results generously with his friends and students. His students performed these edits and transcriptions in their

recitals and concerts. The edit that he made on Ýlhan Baran's 10 Çocuk Parçasý was recorded in CD in France. With the knowledge he gathered he took the first step of a note publishing company and he gave the name La Tucura considering the offer of his friend Jorge Cardoso (in the language of the Indians of Guaran La Tucura means grasshopper which has the same meaning as Savaþ Çegirge's surname) and in 1992 he published his firs international work Los Mitai. After this quality work he started other projects but because of his untimely death these woks were left unfinished.Besides these works he had committed he also he also participated many international guitar performances. In 1984 he was one of the leading people in organizing the first classic guitar competition in Turkey, I. Ýstanbul Ulusal Gitar Yarýþmasý. Again in this organization he participated as a member of the decisive committee. Later on in 1994 he was invited by the Polish government to be in the jury in the Uluslararasý Krakow Gitar Yarýþmasý. In 1996 he was invited by the ministry of culture of Argentina to be present in the Festival Guitarras del Mundo '96 . He made many guitarist friends from all over the world. Again in 1996 he was in the jury of Antonio Lauro Klasik Gitar Yarýþmasý that was organized by Sevda-Cenap And Müzik Vakfý with the support of Venezuelan Embassy with many famous people such as Alirio Diaz and Colin Cooper. After his death, in the October of 1998, the same competition was organized and named as “A Tribute to Savaþ Çekirge”.

The memory of Savaþ Çekirge who put together so many work, products and organizations into a short life and passed on 7th of April 1998 will always live in his world that even exceeded the national boundaries of guitar and the hearts of the ones that loves him. However it shouldn't be forgotten that the best way to remember him is to continue the relay he has started and resume his works from where he had left them.

Samih RIFAT - Ýstanbul,1999

7ÝTÜ Gitar

Page 8: Sayı1 Reduce

8 ÝTÜ Gitar

Savaþ Çekirge Albümünden

Page 9: Sayı1 Reduce

9ÝTÜ Gitar

Page 10: Sayı1 Reduce

Savaþ ilk gitarýný nasýl aldýðýný bana þöyle anlattý: Ailesinden kendisine gitar almalarýný istediðinde, gitar çalarsa derslerinde baþarýsýz olabileceði kaygýsýyla, bu isteði yerine getirilmemiþ ancak bir gitara sahip olma isteði öylesine tutku haline gelmiþ ki, çözüm yollarý aramaya baþlamýþ. Sonuçta giymekte olduðu montunu satýp gitar almaya karar vermiþ ve gitar çalýþmalarýný bir süre ailesinden gizli yapmak zorunda kalmýþ Savaþla Almanya'da çalýþtýðýmýz yýllarda dostumuz mimar Schmeinssner, Savaþýn gitarist olduðunu öðrenince doðrusu þaþýrdý ve kendisini mutlaka dinlemek istediðini söyledi. Birlikte katýldýðýmýz bir toplantýda sürpriz yapýp bir gitar getirdi ve Savaþ'ýn, Bavyeralý bir akordiyoncu ile çalmasýný istedi. Savaþ çoðunu ilk kez duyduðu Bovyene Folk Müzik parçalarýný çalmaya baþlayýnca sayýn Schmeinssner þaþkýnlýk içinde “Bay Çekirge, siz iyi bir mühendis olmanýzýn yaný sýra iyi de bir gitarist olduðunuzu þimdi görüyorum” dedi ve kendisini tebrik etti. Doðrusu Almanya'daki Türk imajýnýn çok ötesinde, olaðandýþý bir örnek olmuþtu Savaþ.

Nevin ÇEKÝRGE Ýstanbul, 19 Eylül 2004

Sevgili amcam, Savaþ Çekirge herkesin de bildiði gibi tüm arkadaþlarý, yakýn veya uzak dostlarý tarafýndan çok sevilen bir kiþiydi. Bunun en önemli sebebi de çok iyi bir insan, dost ve müzisyen olmasýnýn yanýnda korkunç canlý ve espiritüel bir karaktere sahip olmasýydý. Her zaman içinde bulunduðu topluluðun neþe kaynaðý olan bir insandý.. Bir stand-up komedyen kadar hýzlý ve spontan, kaliteli espiriler yapabilirdi. Bunula ilgili her aman hatýrladýðým bir telefon konuþmamýz buna çok güzel bir örnektir. 80'li yýllarýn sonunda ben üniversite öðrencisiyim. O sýrada bir sinemada eski ve ünlü sinema filmleri haftasý yapýlýyor.. Ben de daha önce yaþýmýz tutmadýðý için izleyemediðimiz Dr Jivago filmini arkadaþlarýmla izlemeye gittim.. Ayný gün akþam telefonla sevgili amcamla konuþuyoruz.. Çok kýsaca konuþma..

- Amca biliyor musun bugün Dr Jivago'yu seyrettim..( hiç duraksamadan cevap ).. Yapma be oðlum o hala Doçent olmamýþ mý?!!!...

Sevgili amcamý çok ama çok özledim..... Saruhan ÇEKÝRGEAnkara. Xxxxxx

"Kavþakta altý balerin dans ediyor, üçü gümüþ, üçü etten, Sanki El Polifemo di oro'yu çaðýrýr gibi" diyor Federico Garda Lorca. Çok mesaj veriyor bu üç metal ve üç barsak telli enstrüman hakkýnda. Þairin dediði gibi ilahi bir sesleniþ vardýr, çaðýrýr. Evet Gitar bir kavþaktýr, yollarýn kesiþtiði, tanýþmayanlarýn bile bir anda eski dost olduðu.Büyük insan sürekli ve doðru mesaj verendir, ýþýk tutandýr; varlýðýyla da, yokluðuyla da... Dost Savaþ Bey'de tümüyle bu tanýma uyan gerçek büyük insandý.O, yine birçok ilk i gerçekleþtirmeye devam ediyor. Týpký bugün olduðu gibi... Ýstanbul ve Ankara lý büyük bir gitarsever topluluk, örnek olacak nitelikte; kocasýyla, öðrencisiyle, eskisiyle, yenisiyle, araþtýrmacýsýyla, bestecisiyle ve de en önemlisi dinleyicisiyle ilk defa biraraya geliyor.Dostum, hocam Savaþ Bey; saygýn anýn önünde bir kez daha eðiliyor; verdiðin ýþýk için tekrar sonsuz teþekkürler ediyorum. Sizi hep arýyor, özlüyor ve hiç unutmuyorum.

Ahmet KANNECÝAnkara, 20 Nisan 1999

Kýrýlmýþ sol kolumla asistan Dr, Metin Türkmen1 uðraþýrken (1982 yazý, ÇapaHastanesinde) kapý aralandý, Savaþ'la Harun2 baþ la r ýn ý uza t t ý l a r, ' " yan l ý þ ko l . . , 7 ' ,"içinde makas kaldý..." gülerek moral veriyorlar. Metin,"arkadaþlar, lütfen,...konsantre olalým" dedi, kapý kapandý. Neyse, zor bir kýnk, göðsümü saran alçýya dayanan destek çubukla sol kolum kaldýrýlmýþ, çýktým.Harun'un Murat - Serçe otomobiline beni sýðdýrmaya çalýþtýlar. Savaþ bir yandan,Harun diðer taraftan.Bir türlü arabaya giremiyorum. Sýra, iþini bitirip bahçe parmaklýðýnda oturmuþ olan Dr. Metirie gelmiþti: "siz en iyisi bir kamyonet çaðýrýn" .Ancak aný ve Savaþ deyince aklýma; dostluklarýmýz, insanlýðý, gitar, her türlü müzik yanýnda, halen berabar yaþadýðým bazý þeyler gelir: (Adeta) zorla aldýrdýðý Apple bilgisayar, Rotel amplifikatör, ben görmeden Ankara'dan alýp yolladýðý JVC kaset deck,... herkese olduðu gibi bana doldurduðu sayýsýz kaset...

Mutlu TORUNÝstanbul, 2004

Savaþ Çekirgeyle ilgili anýlarým gözümün önüne getirmeye çalýþtýðýmda nedense tek bir aný , tek bir öykü gelmiyor aklýma. Daha çok zamanýn akýþý içinde birbirine baðlanan olaylar, kopuk kopuk da olsa bir filmin parçalarý gibi birbirini izleyen görüntüler, uzaktan uzaða yankýlanan bir gitar sesi, ancak uzun uzun anlatýlýrsa anlam kazanacak resimler çýkýp geliyor belleðimin derinliklerinden. Birkaç ev, Savaþ'ýn her zaman “gitarlý” olmuþ evleri, odalarý ( onlardan gelen, onlarda her zaman var olan o benzersiz týný ), paylaþýlan yaþamda ancak bir iki kiþiyle paylaþabileceðiniz- bir tutkunun ta gençlik yýllarýna dek uzanan benzersiz tadý; heyecanla gidilen, küçücük bir ayrýntý üstüne saatlerce sürdürülen konuþmalar, eve koþup heyecanla çalýnan plaklar,müzikler,notalar. Ýlk kez karþýlaþýlan güzelliklerin o eþsiz ayrýþtýramadýðým,anýlar anektodlara, öykücüklere bölemediðim þey de, sýra dýþý bir adamýn, sýra dýþý bir sanat, tutku ve sevgi insanýnýn, ayrýþtýrýlmasý olanaksýz kimliðidir belki, kim bilir!... Çok iyi bildiðim bir þey varsa: Savaþ Çekirgeyi özlüyorum!..

Samih RÝFATÝstanbul, 2004

SAVAÞ ÇEKÝRGE ANILARI

Savaþ ve Nevin Çekirge, kýziarý Zeynep’le(1979)

10 ÝTÜ Gitar

Page 11: Sayı1 Reduce

Savaþla 60'lý yýllarda Ýstanbul'da tanýþma þansýna sahip oldum. Amerikalýlarýn bir sözü vardýr: Ortak bir merakýn yoksa dostun olmaz. Ýþte; Savaþla bizim ortak merakýmýz gitardý. Gitarýn diðer bütün sazlardan bir farký vardýr kanýsýndayým. Ýnsanlarý çok çabuk kaynaþtýrýr ve yeni dostluklar kurulmasýný saðlar. Bu da belki yýllar boyu gitar çalanlarýn küçümsenmesinden kaynaklanmaktadýr. Ýþte biz Savaþla 60'lý yýllarda tanýþtýk ve dostluðumuz onun zamansýz ölümüne dek sürdü. Bu yazýyý yazarken “dost” sözcüðünü özellikle kullanmak istedim. En zengin kiþi yaþamý boyunca iki elin parmaklarý kadar dost edinebilen kiþidir ki bu rakam olaðan üstü bir sayýdýr kanýmca. Ýþte Savaþ o dostlardan biriydi benim için. Kýrk küsür yýllýk dostluðumuz süresince birbirimizi kýrdýðýmýzý hiç anýmsamýyorum. Birbirimizi kýrmamýza hiç neden yoktu çünkü ikimizi de ülkemizde gitarý geliþtirme çabasý içinde olan insanlardýk. Kýsacasý ayný þartta yer alýyorduk. Savaþ benim Friedeich gitarýmý çok sever ve ara sýra onu alýp bana baþka bir gitar býrakýp giderdi. Bu çok doðal bir þeydi artýk aramýzda Bir süre sonra ben gitar çalmayý býrakmýþ gibiydim. Gitar çalmanýn benim için hiçbir amacý yok gibiydi. Öyle ya ne konser veriyordum ne de gençlere katkýda bulunuyordum. Kýsacasý gitar yaþamýmdan çýkmýþtý. Benim o zamanlarýmda bir gün Savaþ benim gitarýmý alýp yerine Ramirezini býrakmýþtý. Sanýrým kurban bayramýydý. Bayramdan iki gün evvel gitarýmý bana geri getirdi ve “eh artýk çal sesini baya açtým” dedi. Ýþte bu onla son görüþmemiz oldu. Arife günü bayramýný kutlamam da son konuþmamýz. Ýþte bu acý olaydan sonra sana söz verdim Savaþ “ Bu dünyadan göçeceðim güne kadar elimden geldiðince gitarý elimden býrakmayacaðým.

Misak TOROSÝstanbul, 22 Eylül 2004

Sadece Hatýrlarda mý kalacak Savaþ Çekirge, onu anmak çok güzel ama onu model alarak almalý bence hedef. Onun hayat stratejisinden yararlanmak yaptýðý her iþte geleceðe pozitif þekil verme prensibini edinmek görevimiz olmalý. Karþýlýksýz vericiliði, geliþtirici desteði, bizlere sosyal ve mesleki yaþantýmýzdaki yardýmlarýyla verdiði ivme doðrultusunda devam diyorum.Savaþ aðabey olsaydý bu iþi nasýl yapardý diye sorarým kendime sýk sýk, aramýzdan ayrýlan dostlarla birlikte yaþamak gibi bir þey bu, hüznün ve sevincin birbirine dokunmasý gibi bir duygu...Sanat ve teknik birbiri içinde çok zor ve çok kolay eriyebilen iki deðer, Savaþ aðabeyin virtüöz olduðu bir konuydu bu, ürettiði her þeye boyut ve kalite katan ve bunu eðitim aðýrlýklý bir filozofi olarak paylaþan sanatçý, öðretmen, dost olarak Savaþ Aðabey yeri doldurulamayacak örnek insan olarak bizlerle birlikte, ürettiðimiz her þeyde onun parmak izini görmek bize güç veriyor. Savaþ Çekirge'ye kalpten teþekkür ve þükran borcu ile…

Erþen AycanFreiburg, 22Eylül 2004

Moda'da bir büro; büroda bir oda; odadan yayýlan, durmaksýzýn nefes alýp veren gitarýn sesi... Kimi zaman bir virtüözün kaydýndan, kimi zaman benim gibi gitar öðrencisi arkadaþlarýmdan, kimi zaman sevgili Savaþ Çekirge'den akýp gelen...Kapýsý hepimize ve hiç þüphem yok ki herkese açýktý o odanýn. Eserle baþ edemez girerdik, “Evet evet çalýyorum iþte! Gidip hocaya dinleteyim” der girerdik, hayatta herhangi bir þeye burulur girerdik . Müzik dinler, çalar, söyleþirdik. Gereksiz uzamazdý asla. “Hadi gidin; yeter” derdi, güler giderdik...Duvarlarýnda asýlý resimlerden biri; baþ aþaðý astýðý bir arabeskçi resmi, anlatýrdý Savaþ Hoca'yý. Güle oynaya çok þey öðretti . Paylaþýmý sonsuzdu ve bugün düþünüyorum da öðrettiði onca þeyden en önemlisi, hiç konuþmadan aktardýðý bu paylaþým arzusunun ne kadar önemli, keyifli olduðuydu. Belki de tek öðüdü. Öðrenci bu ya; acilen çalmak isterdik kimi zaman...“ Aðacýn altýnda dolaþmadan týrmanmaya kalkmayacaksýn ”derdi. Aðaçlar çoðaldý, çeþitlendi. Türkiye'de gitar öyle çok sevildi ki Savaþ Hoca...Her aðacýn dibinde gencecik insanlar... Kimi týrmanýyor, kimi týrmanýrken yuvarlanýp gülümseyerek tekrar deniyor, kimi çiçek kokluyor ama en önemlisi aðaç hiç

Haþim aný

Misak Toros, Mutlu Torun, Savaþ Çekirge ve Samih Rifat

Ahmet Kanneci, Savaþ Çekirge ve Alirio Diaz

11ÝTÜ Gitar

Page 12: Sayı1 Reduce

Teþvikiye'den aþaðý, Topaðacý'na bakan bir talebe evimiz vardý. Gelip giden arkadaþlarýmýzýn bolluðundan ve ilginçliðinden, Savaþ oraya "Tekke" adým takmýþtý ve sadýk müdavimlerdendi. "Tekkemde, zorunlu imiþçesine her an bir espri, bir þaka yapýldýðýndan, kendimize: "Hümoroid olduk " derdik,Bu hava içerisinde okullarýmýza, biraz da zaman yitirerek devam ederken, Savaþ birden deðiþti, tekkeyi asmaya baþladý ve mazbut bir öðrenci oluverdi. Biz bu ihanetin sebebini merak ederken bir gün damdan düþercesine:"Sizi, dedi, nenemle tanýþtýracaðým". Þaþkýnlýðýmýz fazla sürmeden de tanýþtýrdý: Nene (N.N), ona birden hizaya sokan ve sonradan eþi olan sevgili Nevin idi. (Kýzlýk adý: Nevin Nîzipli) Mimarlýk öðrencisi olan ve gitar da çalan Nevin'i, Savaþ'ý elimizden almasýna raðmen, bütün tekke mensuplarý çok sevdik. ( Hernekadar dalgacýlýktan bizi de kurtaramadý; ama, ödevlerimize az yardýmý dokunmamýþtýr.)Nevin, gitar çalmayý býraktý; fakat, baþarýlý bir mimar, sevilen bir hoca ve kýzlan tatlý Zeynep'e iyi bir anne oldu. Kaplýcalar ve özellikle Türk Hamamý konusunda uzmanlaþtý. Almanya'dan aldýðý proje tekliflerine karþý eksikli kalmamak için, kýsa sürede oturdu, almanca, öðrendi. Ýnanýlmaz sebat ve gayreti ile Türk Hamamý'nýn, Alman sosyal sigorta sistemi kapsamýna alýnmasýný saðladý (Bence, bu basarý, en az bir olimpiyat madalyasýna deðer ) ve bütün bu uðraþ, onun Savaþ'a desteðini hiç aksatmadý : Gerek mühendislik, gerekse müzik alanýnda.» Þimdi de onun anýsýna düzenlenen oda ve etkinlikler için, yorulmak bilmeden çýrpýnýyor." Her baþarýlý erkeðin arkasýnda bir kadýn vardýr " derler. Sevgili Savaþ'ý kaybettik; ama, Nevin hala onun arkasýnda,,. Bu ne büyük vefa, ne büyük emek, ellerine saðlýk Nevin, sevgili kardeþim.

Eray ÖzbekMimar - KarikatürcüÝzmir, 21.Eylül.2004

Eray Özbek’in Savaþ Çekirge için yaptýðý karikatür

Savaþ Çekirge Taþkýþla’da, 1968

12 ÝTÜ Gitar

Page 13: Sayı1 Reduce

13ÝTÜ Gitar

Les Cahiers de La Guitare et de la Musique, no:68 1998

Classical Guitar, June 1998

YABANCI BASINDA SAVAÞ ÇEKÝRGE

Page 14: Sayı1 Reduce

14 ÝTÜ Gitar

Page 15: Sayı1 Reduce

Devamý 2. Sayýda

15ÝTÜ Gitar

Page 16: Sayı1 Reduce

16 ÝTÜ Gitar

Dergimiz elinden geldiðince, bugüne dek yapýlan çalýþmalar ýþýðýnda, özellikle de Ahmet Kanneci'nin, çalýþmasýný göz önünde tutarak, Türkiye gitar tarihi baþlýklý bu yazý dizisini baþlatma kararýný alýp, gerekli çalýþmalara baþladý. Bu konuda bilgi sahibi olan veya elinde belge bulunduran gitar sevenlerin, dergimizi bilgilendirmelerini rica ederiz. 'Gitar yoksulun piyanosudur' sözünü temel aldýðýmýzda, bütün dünyada ve tabii ülkemizde gitar'ýn öne çýkma nedenini açýklanmýþ oluyor kanýsýndayýz. Sosyolojik olarak incelendiðinde, belki de gitarýn yurdumuzda önem kazanmasýnýn nedenlerinden biri de köyden kente göç olmuþtur.50'li yýllara dek, özellikle eski baþkentte yaþayan aileler kendi müzik zevkleri veya ekonomik durumlarýna göre çocuklarýný yönlendirme ve kültürel alt yapýlarýný geliþtirme çabasý içinde idiler. Batý müziðini tercih edenler çocuklarýna piyano veya keman dersleri, Türk müziðini tercih edenler ise özellikle ut dersleri aldýrýrlardý. Ýþte bu tarihten sonra aþýrý derecede artan köyden kente göç yeni bir kentli sýnýfýnýn doðmasýna neden oldu. Bu yeni kentliler, eski kentlilerle farklýlýklar taþýmalarýna karþýn, ikinci kuþaklarý, kentin nimetlerinden yararlanýp kentleþtiler. Ancak, ekonomik durum ve aile durumlarý, onlarý piyano keman veya ud'a yönlendirmedi. Gene bu tarihlerde savaþ sonrasý nimetlerinden yararlanmaya baþlayan dünya, yeni akýmlar, yeni arayýþlar içinde idi. Rock'n Roll 'un dünyada yayýlmasý, bu akýmý konu alan filmlerin artmasý, beraberinde gelen yeni popüler müzik tarzlarý, bu müziði yapan þarkýcýlarýn elinde görülen elektrikli yeni tarz gitarlar, yurdumuzda da, gençlerin elinden düþmeyen bir alet haline geldi. Bizim konumuz klasik gitar olmasýna karþýn, gitarýn geliþme sürecinde elektrikli gitarýn katkýsý da yadsýnamaz bir gerçek gibi.Yukarda 50'li yýllar ve sonrasýndan söz etmiþtik. Þimdi de biraz eskilere gidelim. Gitarýn geçmiþinin yurdumuzda hangi tarihlere dayandýðý hakkýnda hiçbir veri yok elimizde. Ancak gitarýn eðlence müziðinde eskilerden beri yurdumuzda da kullanýlmýþ olduðu bir gerçek. Yurdumuzda da gençler sevgililerinin evleri önünde serenatlar yaparlarmýþ. Tabii bu serenatlarda kullanýlan saz Gitar. En doðal müzik aleti insan sesi, kiþi ile her yere gidebilir, öyle ise ona eþlik edecek bir saz gerekir, bu da en geliþmiþ sazlardan biri olan gitar. Gitarýn bu amaçla yurdumuzda çok eskiden kullanýlmýþ olduðunu kanýtlayan bazý veriler de var; örneðin, 1950'lerde Büyükada'da ölen Mavrusi yaþamýný gitar yaparak, kazandýðýna göre, bayaðý alýcýsý olmalý. Ýleriki tarihlerde bazý ünlü klasik müzikçilerimizin 'Gitarýn da klasiði mi olurmuþ 'sözü gitarýn bu geçmiþinden kaynaklanmaktadýr belki de.Bütün bu oluþumlar içinde müzikçi bir aileden gelen Andrea Paleologos (19111997),Türkiye'deki klasik gitar sürecinin temellerini atar. Yurdumuzdaki gitar tarihini incelerken, Paleologos'dan uzun, uzun söz edilmesi gerekir kanýsýndayým. Paleologos'un kendi aðzýndan duyulan bir olayý burada anmadan geçemeyeceðim. Zamanýnýn tanýnmýþ orkestra þeflerinden biri olan babasý, sokaktan geçerken çok güzel bir kadýn sesi duymuþ. Bu olay birkaç kez yinelenince, dayanamamýþ gidip kapýyý çalmýþ ve o sesin sahibi ile evlenmek istediðini söylemiþ. Ýþte Andrea böyle bir ailenin oðlu olarak dünyaya gelmiþ. Ancak Andrea ailenin müziði meslek seçen tek evladý.19181920 yýllarýnda, Ýstanbul'da babasýnýn yönettiði 6570 kiþilik orkestra eþliðinde, solo mandolinci olarak birçok konserde yer alýr. Yaþý ilerledikçe müziðe bakýþ açýsý da deðiþir ve kemana baþlar. Kemana baþlamasý ve kýsa zamanda baþarýlý bir ilerleme kaydetmesi, baba

Paleologo'su çok mutlu eder. Ancak bu mutluluk fazla uzun sürmez. Andrea'nýn gitara merak sarmasý, baba ile oðlun arasýný bayaðý açar. Bu durum, o tarihlerde toplumun gitara bakýþ açýsý hakkýnda fikir veriyor kanýsýndayým. Baba ile oðul arasýndaki bu gerginlik, Andrea'nýn inatla gitardan uzaklaþmamasý sonucu tatlýya baðlanýr ve baba oðluna gitar öðretmeye karar verir. Baba oðluna sadece gitar öðretmekle kalmaz, teori ve armoni de öðretir. Andrew klasik gitar çalmaya baþlamýþtýr artýk, ancak zaman ilerledikçe bilgisinin ve o günlerdeki teknik yaklaþýmýn yetersiz olduðuna karar verir ve bu konuda kendisini geliþtirebilmek için araþtýrmalara baþlar. Zamanýn iletiþim araçlarýný göz önüne aldýðýmýzda, bunun ne kadar zor ve sabýr gerektiren bir konu olduðunu anlamak hiç de zor deðil herhalde. Bu araþtýrmalar sonucunda Tarrega'nýn geliþtirdiði yöntemi öðrenir. Bu olayýn tarihi hakkýnda bilgimiz yok ama ilk öðrencilerine ders verdiðinde bu yöntemi kullanmadýðýný biliyoruz. Andrea Fransýz okuluna gittiði için yabancý dil olarak Fransýzca biliyordu, ancak gitar konusunda araþtýrma yapabilmesi için özellikle Ýspanyolca da öðrenir. Tarihini tam anýmsamýyorum ama 40'larýn sonu veya 50'lerin baþý olabilir, Arjantin Gitar Akademisi Paleologos'a profesörlün unvanýný verir. Bu belgenin oðlunda olduðu, varsayýmýndan çýkarak, ilerideki sayýlarýmýzdan birinde yayýnlamaya çalýþacaðýz.Paleologos çok sýk olmasa bile 19311942 yýllarý arasýnda Ýstanbul'da konserler verir.1934 yýlýnda da konser için Atina'ya davet edilir. Eduardo Bianco Tango orkestrasýnýn ilk Türkiye konserinde, Ýstanbul'da Bianco Paleologos'la tanýþýr ve orkestrasýnda solo gitarist olarak kendilerine katýlmasýný ister. Ancak Andrea yaþamýný gezginci bir gitarist olarak sürdürmek istemediðinden bu öneriyi geri çevirir.1964 yýlýna dek yaþamýný Ýstanbul'da, Ömer Hayyam yokuþu Bingül apartmanýnda sürdüren Andrea, ayný tarihte çýkan bir yasa ile Yunan uyruklu olduðundan, Ýstanbul'dan ayrýlýp Atina'ya yerleþir. Paleologos'un Atina'ya yerleþmesi, benim o kenti defalarca ziyaret etmeme neden oldu. Atina'da çok zorluklar çektiðine þahit oldum. Son karþýlaþmamýzda, sanýrým 1992 yýlýnda idi. 'Hoca Türkiye gitar tarihini yaz' diye rica ettim, hatta yazamazsan hiç deðilse teybe oku dedim ama o zaman da çok hastaydý bu olay geçekleþemedi. Kanýmca kendisi ile son görüþebilen Mutlu Torun oldu. Son görüþmemizde hiç deðilse Ýstanbul'a ziyarete gel dediðimde de “Ben o heyecana dayanamam, ölürüm” demiþti.Paleologos birçok öðrenci yetiþtirmiþtir. Öðrencileri arasýnda Ýtalya doðumlu olup, Ýstanbul'da yaþayýp daha sonra Arjantin'e göçüp orada ölen ve yaþamý boyunca gitar repertuarýna çok deðerli beste ve düzenlemeler kazandýrmýþ olan Mario Parodi; gitar' ý Ankara'ya götürenlerden Can Aybars; ilk Türkçe gitar metodunu yazan Ziya Aydýntan; o dönemin ülkemizdeki en iyi gitar çalaný olan ve þu anda Monte Carlo'da yaþamýný sürdüren Sava Palasis; daha sonraki yýllarda gitara çok büyük katkýlarý olan ve öðrenci yetiþtiren Savaþ Çekirge; Mutlu Torun; Samih Rifat ;Raffi Aslanyan ve daha birçoklarý…Paleologos öðretmenliði dýþýnda gitar için düzenlemeler de yapmýþ ve bu çalýþmalarý 'Musikverlag V.Hladky, Wien'edisyonu tarafýndan yayýnlanmýþtýr. 1997 yýlýnýn Aralýk ayýnda, Ýstanbul'da düzenlediðimiz ve konusu 'Yurdumuzda Gitar 'baþlýklý sohbet toplantýsýnýn olduðu gün, sevgili Paleologos'u Atina'da kaybettik. Ne acýdýr ki, her yýl yapmayý planladýðýmýz bu toplantýya ertesi yýl, çok sevgili dostum Savaþ Çekirge de katýlamýyordu. Devam edecek...Misak Toros

TÜRKÝYE GÝTAR TARÝHÝ

Page 17: Sayı1 Reduce

17ÝTÜ Gitar

In our magazine we s t a r t ed t o publish the article " The History of Guitar in Turkey" u n d e r t h g e guidence of the researches that were done by other people especially Ahmet Kanneci as best we can . We would be very grateful if the any of the people that has documents or w i s d o m concerning this subject share it with us.When we take the quotation " Guitar is the piano of the poor" , we can understand the reason why the importance of the guitar increses becomes clearer.

When examined sociologicly, we see that one of the major reasons why the guitar is becoming more important is the migration from the villages to the major cities. Until the 50's the familes especially the ones that lived in the old capital tried to direct and maintain a background for their children according to their economical situation or tastes. The people who liked Western type of music had their children take private lessons in violin or piano, the people who liked Turkish music more had their children take private lessons in "Ut". After the 50's the people that migrated from the villages created a new type of class in the city. Although these new city dewelers had many differences with the old ones their second generation managed to get mingled with the old dewelers. however these people didnt direct their children to play the piano,the violin or the ut. Again around those years the world was in the search of new trends.The world wide spreding of Rock'n Roll, the increase in the number of movies based on this subject and the guitars that worked with electricty and had a new style in the hands of the singers made the electrical guitar a very popular instrument. Although our subject is about the classical guitar, we can't disregard the importance of the electrical guitar in the improvement of the guitar.

Above we talked about the50's and the period after that. Now we are going a little bit more back in time. There is no exact document that indicates when the history of guitar starts in our country but it is obvious that guitar was used in the entertainment kind of music since wery old times. In our country the young people sang seranades in front of their lovers like the people in the other countries . The guitar was the instrument used in these seranades. Since the most natural musical instrument is the human voice and it is also the easiest to carry instrument since it is a part of the human body. So to accompany it you need a very easy to carry and

that is the guitar. Actually there are some documents that proves that the guitar was used for this purpose in the old times.For example Mavrusi that died in the 50's in Büyükada earned his life by making guitars and since he earned enough to continue his life there were enough buyers. The reason why some of the most famous classic guitar players said " How on earth can there be a "classic" guitar?" was this.

Among these events a man that came from a musician family and was called Andrea Paleologos(1911-1997) took the first step for the development of classic guitar. When examining the history of the classic guitar in Turkey, Paleologos should be mantioned a lot.I can't help but tell a story that was heard from Paleologos himself. His father who was a very famous conducter heard a very beautiful woman's voice while he was passing through a street. This happened some more times after this and he just couldnt help knocking on the door and told that he wanted to marry the women that he heard the voice of and he did marry her. Andrea was the son of such a family but Andrea is the only child of that family that chose to be a musician.

Between 1918 and 1920 he participated as the lead mandolin in the orchestra that his father conducted. As he got older his perception on music changed and he started to play the violin.It made the father Paleologo happy that his son started to play the violin and became very succesful in a very short time. But this happiness doesnt last very long. When Andrea started to play the guitar their relation became worse. This I think shows what the society thought about the guitar in those times. This tension between the father and the son was solved when the father saw the determination on resuming to play the guitar in his son and decieded to teach him how to play it. His father not only thought him how to play the guitar but also harmony and theory. This way Andrea started to play the guitar but he found that the wisdom he possesed and technical approach was not enough and started researching.It is not hard to understand that how hard was his research when you think about the comunication devices of his days. As a result of his researches he learns about the method that Tarrega developed. We don't have an exact knowledge about this subject but we know that he did't use it when he isntructed his first students. Because Andrea was a graduate of a French school he knew French but he learned Spanish too to be able to make better research. About the end of 40's or the begginings of 50's The Argentinian Academy of Guitar gave a professors degree to Paleologos. Assuming that his son still has the license we are planning to publish it in the future.

Although not very often Paleologos gave some concerts in Ýstanbul between 1931 and 1942. He was invited to Athens for a concert in 1934. He was asked to be the lead guitar in the Tango of Eduardo Bianco by Eduardo Bianco whom he met in his first concert in Ýstanbul but because Andrea didn't want to spend his life as a traveling musician he declined his offer. In 1964 he moved to Athens due to a new that forced Greek people to go back to Greece law from his house in Bingül apartment ,in the Hayyam street in Istanbul. His migration caused me to go to Athens very often. I witnessed that he had very bad difficulties. Our last meeting was in 1992. I asked him to write the history of guitar in Turkey or at least to speak to a tape but he was very sick those days and he never record the history of guitar in Turkey. I think the last person to see him was Mutlu Torun. In

Page 18: Sayı1 Reduce

our last meeting I asked him to come to visit Turkey but he said " I cant take that much excitment,It will kill me".Paleologos raised many succesful students. Among his studensts there are Mario Parodi who was born in Italy and died in Argentina and added many compositions and arangments in the guitar repertory;Can Aybars who was one of the first people to take guitar to Ankara;Ziya Aydýnatan who wrote the first Turkish guitar method; Savva Palasis who now lives in Monte Carlo and was the best guitar player in Turkey in those times;Savaþ Çekirge who contrubuted a lot to guitar and instructed many students; Mutlu Torun; Samih Rifat ;Raffi Aslanyan and others.Beside teaching Paleologos also made a lot of arrangements and his works were published by "Musikverlag V.Hladky, Wien" edition. In the December of 1997 dear Paleologos passed away on the day when we arranged a conversation about " The Guitar in Our Country". How sorrowful that my dear friend Savaþ Çekirge too wouldn't be able to attend to this conversation we planned to do annually. To be continiued...Misak Toros

GÖKYÜZÜ GÝTARCISI

Savaþ Çekirge için

Öldüm ya. þimdi;

Sizden biraz uzaktayým,

Dokunamasam da ellerinize;

Gitarýmla yanýnýzdayým...

Nasýldý YAÞAMAK?

Germek yedinci teli zamanýn sapýna

Bir "la" almak geçmiþten ödünç.

Dokunmak içimize gelecekten,

Sevmek utanmadan, korkusuz,

Yürümek sonsuzun üstüne çýrýlçýplak,

Yaþamak... YAÞAMAK!

Öldüm ya þimdi; Yeryüzü anlamýnda,

Ölen Gitarcýdýr, yaþayan GÝTAR!

Susmak neyi çözer Nisan parlaklýðýnda?

Haydi! Durmak yok! haydi!

Þimdi çalma zamanýdýr,

Yedinci teli germe anýdýr

Haydi çocuklar!

Þimdi sonsuzla seviþme zamanýdýr...

Tevfik YALÇIN

15 Nisan 1998

Ýstanbul

18 ÝTÜ Gitar

GÝTARCI, 56X88 cm. yaðli boya 2004 Tevfik YALÇIN

Page 19: Sayı1 Reduce

19ÝTÜ Gitar

Page 20: Sayı1 Reduce