1

2

Herkese merhaba :) Bu sayımız çok özel, çünkü adına dergi çıkarttığımız SERENAY AKTAŞ ile röportajımız var :) Acil Aşk Aranıyor’un bitmesiyle kendisine tam röportaj teklifinde bulunacakken film çekimleri başlayınca ertelemiştik. Kısmet yeni yılın ilk sayısınaymış. Serenay’ın şimdiye kadarki röportajlarında sorulan sorulardan biraz daha farklı, özel ve özgün sorular sormaya çalıştık. Röportaj için yüzlerce mesaj geldi, birbirine benzer soruları birleştirmeye çalıştık, daha önce cevaplandırdığı soruları elemek zorunda kaldık. O yüzden sorduğu soruyu röportajda göremeyen olursa kusura bakmasın.

Ayrıca bu sayımızda yeni eğitim-öğretim yılının başında Diyarbakır’ın Hani ilçesindeki Gürbüz İlköğretim Okulu’na ve İstanbul’daki ihtiyaç sahiplerine SERENAY AKTAŞ adına yaptığımız yardımlarla ilgili detaylara da yer verdik. Şimdi belki diyeceksiniz ki “yapılan iyilik anlatılır mı?”. Anlatılır… Başkalarına örnek olması için anlatılır… Her şeye rağmen, aynı şartlarda okuyamadığımız kardeşlerimizi mutlu etmek hepimiz için çok güzel bir deneyim oldu. Son olarak Yunus’tan (@yunus507) yine bir anı bu sayıda sizlerle. Ayrıca Serenay’ın değerli annesi Songül Aktaş’ın doğumgünü için Selin (@SeroCimbom) yine çok güzel bir yazı yazdı. Songül Annemizin doğumgününü tekrar kutlar ellerinden öperiz. Umarız bu sayımızı da beğenirsiniz, iyi okumalar :)

3

Sıradan değil ama içimizden olan birini düşünün. Damarlarında Galatasaray’ın dolaştığı, hayattaki en büyük kahramanı annesi olan, annesinin kuzusu, babasının prensesi, sevenlerinin Sero’su; dostluk, merhamet, samimiyet, aile sevgisi gibi önemli kavramların artık unutulduğu günümüzde tüm eleştirilere rağmen bu kavramları dile getirmekten çekinmeyen, küçük yaşına rağmen gösterdiği olgunlukla, güzelliğiyle ve temiz yüreğiyle kendisini “sevmediğini” iddia edenlerin bile ilgiyle takip ettiği, mesleğinde de oldukça başarılı biri... Böyle bir canlı türü doğal yaşamda bulunur mu diye araştırdık ve bulduk. Bulmakla kalmayıp sorularınızı ilettik ve kendisi sorularımıza her zamanki samimiyetiyle cevap verdi. O zaman Serenay Aktaş’ın sevenlerine özel verdiği ilk ve tek röportaja hemen başlayalım :)

4

“ŞÖHRET BENİM İÇİN BÜYÜLÜ

BİR ŞEY DEĞİL”

20’li yaşlarının henüz başında ünlü olan biri için alışılmadık derecede samimi, mütevazı ve olgunsun. Yaşanmışlıkların etkisi mi doğuştan gelen bir özellik mi? Şöhret seni nasıl değiştiremedi? Yaşanmışlıklarla ve gözlemle alakalı bir durum. Tabii biraz da yetiştirilme tarzı

diyelim. Şöhret benim için inanılmaz büyük, büyülü bir şey değil. Bu yola girerken

de bunun bilincinde girdiğim için bendeki değişim hep olumlu oldu.

Okul hayatını çok bilmiyoruz. Serenay nasıl bir öğrenciydi? Okuldan

kaçan tembel umursamaz bir öğrenci miydin yoksa sorumluluk sahibi ve

çalışkan mı? Derslerle aran nasıldı?

Okul önemli, ama ben lise 3'ün yarısında okulumu açığa taşıdım. Sebebi ise aynı

anda hem futbol oynamak, hem oyunculuk yapıp hem de okula devam

edebilmekti. İyi ki de yapmışım diyorum. Tabii ki de eğitim önemli ama her şey

okumakla bitmiyor. Sözel dersleri her zaman sevdim, sayısal derslere alerjim

vardı. :-)

Bundan 5-6 yıl önce gece yattığında bugünleri hayal eder miydin? Ya da

neler hayal ediyordun?

Tabii ki ederdim, hala da ediyorum. Hayal kurmak güzeldir, insanın yaşam

enerjisini arttırır. Hep bir hedefi olmalı insanın. Benim 6 yıl önce hayalimin en başı

aileme ev alabilmek, kendime ise araba alabilmekti. Çok şükür şu an ikisi de

gerçekleşti...

Selim Akar’la nasıl tanıştın? Kendisi Türkiye’de pek denenmeyeni yapmaya çalışan enteresan bir adam gibi görünüyor. 2013'te Muhteşem Yüzyıl'da oynarken Barış Murat Yağcı aracılığıyla bana ulaştı.

Selim'in farklı, kendine has tarzı ve fikirleri var. Bu da onu başarılı ve entresan

yapıyor.

5

Senin için yazılan şeyler, bestelenen şarkılar, sevgi gösterileri, imza günündeki izdihamlar. Bunları yaşamak nasıl bir duygu? Doğruyu söyle, ilgiden bunaldığın zamanlar oluyor mu? Tarif edilemez bir duygu. Gerçekten. Ağlatan, güldüren, mutlu eden, her şeyi

barındıran duyguları yaşamama sebepsiniz. Daha geçen gün arabada abim

kendiliğinden bir anda Ferhat Tektaş'ın yazdığı şarkıyı açtı, çok duygulanıyorum

dedi. Şimdi ben bunu nasıl tarif edebilirim ki... Bunalmıyorum, ama bazen her

insanın sakinliğe ihtiyacı oluyordur. Malum yaptığımız iş kolay değil. İster istemez

insan sakin anları yaşamak istiyor. O anlarda sessiz sakin, kimsenin beni

tanıyamayacağı yerlere gitmeyi tercih ediyorum.

Survivor All Star sonrası sen uzun süre twittera gelmeyince ve 1 ay kadar kimseye RT / FAV vermeyince çoğu kişi “Serenay bize kızgın, küs” gibi şeyler düşünmüştü. Ara sıra da olsa sevenlerine kızdığın, keşke yapmasalar dediğin bir şey oluyor mu? Hiç düşündüğünüz gibi değil. Henüz yeni gelmiş ve psikolojik toparlanma

sürecindeydim. Bir de ailemiz iyice büyümüştü. Herkese aynı şeyi yapmam

gerekiyor ve bunun için de bütün günümü sosyal medyada geçirmek

gerekiyordu. Ben kimse alınmasın, kırılmasın diye bunu yapmadım. Sadece

enteresan, farklı ve bilgi veren tweetleri ara sıra RT-FAV yapıyorum. Ki yeni

yaşandı. News bir tweeti RT etmişti, anasayfamda gördüm hoşuma gitti ve

FAV’ladım. Buna bile tepki geldi. Bu olaydan sonra siz de daha iyi anlamışsınızdır

beni. Kimseye kızmıyorum, fakat benim kaale almadığım insanlar yüzünden

tartışma durumları hoşuma gitmiyor.

“Her şeyi

barındıran

duyguları

yaşama

sebebimsiniz”

6

Sizler beni yanlış anlamazsınız diye

rahat cevap veriyorum. Zira, bir

tutulduğum insan çok önemli. Kalitesiz

insanlarla uzaktan yakından bağlantım

kurulsun istemiyorum. Herkesin bir

hayatı var, herkesle buluşup selfie

çekemeyiz. Ki zaten ben arkadaş ve aile

ortamındaki fotoğraflarımı deli gibi

Instagram'da paylaşmayı sevmiyorum.

Özellikle Instagram'da. Böyle bir karar

aldım uzun süredir. Instagram öyle bir

yer değil çünkü…

Erkek hayranlarından biraz sitem var, kız hayranlarının ön planda ve çoğunluk olmasından dolayı kendilerini biraz dışlanmış hissediyorlarmış. Onlara neler söylemek istersin? Bence hiç öyle hissetmemeliler. Birlik içerisinde büyük bir aileyiz. Gelelim Songül Anne’ye. Bir kere senin gibi güzel bir insan doğurup yetiştirdiği için saygıların en büyüğünü hak ediyor. Senin de ona düşkünlüğünü biliyoruz. Peki hiç mi aranızda anne-kız tartışması yaşanmıyor? Hiç anne terliği yedin mi mesela? :) Annem hakkında çok konuşmama gerek

yok, siz zaten biliyorsunuz. Elbette,

herkes tartışma, fikir ayrılıkları

yaşayabilir. Annem dayağa karşı, fakat

bir elin 5 parmağını geçmez yediğim

terlikler…

Küçükken biraz yaramazmışsın galiba, gözlük vukuatını daha önce dergimizle paylaşmıştın :) Gerçi o zaman bile ne olduysa iyi niyetinden olmuş… Peki artık hatalarından ders çıkarıyor musun yoksa o iyi niyet her seferinde kırılıp üzülmene neden olmaya devam mı ediyor? Her çocuk gibi ben de yaramazdım tabii

ki. Bir kere çok hiperaktiftim. Ne

oluyorsa onun yüzünden oluyordu.

Elbette hatalarımdan ders çıkarıyorum.

Fakat ben, inancıma ve yetiştirilme

tarzıma yakışanı yapıyorum. İyilik yap

denize at misali. Ben içimden geldiği

için böyleyim. Fakat insanlarla

mesafemi korumam gerekiyor.

Fazlasıyla suistimal ediliyor malum.

7

“İnancıma

ve

yetiştirilme

tarzıma

yakışanı

yapıyorum”

8

“Kin, savaş

ve yoksulluğu

kaldırmak

isterdim”

Elinde bir fırsat olsa dünyada değiştirmeyi isteyeceğin ilk şey nedir? Ve bu şeyin değişmesini mümkün görüyor musun? Allah her şeyi öyle yaratmış ki. Her şeyin nedeni var. Yoksulluğun da, kötülüğün

de. Ama ben dünyadaki kin, savaş ve yoksulluğu kaldırmak isterdim. İnsanlar

birbirini sevse, saygı duysa her şey mümkün. Ama dediğim gibi her şeyin bir

nedeni var…

Yeni yılda seni “Makas” filmiyle izleyeceğiz, teklif ne zaman geldi ve teklifi kabul etmendeki en önemli sebepler ne oldu? Nasıl bir film bizi bekliyor? En önemli sebeplerden biri senaryosunun farklı olması. Polisiye-drama. Klasik zengin kız fakir oğlan hikayesi değil. Anlatamam, kesinlikle izlenmesi lazım. Ben çok heyecanla bekliyorum. Hayvanlara dokunamama fobinin kaynağı ne? Tüylü dostlarımızı sevginden niye mahrum bırakıyorsun :) Küçüklükten gelen bir durum bu. Yanımda otursun ama dokunmasın istiyorum. Kollarımda garip bir his oluşuyor bana dokununca. Ama onları seviyorum. Bir ara telefonumda tatlı kedi-köpek resimleri vardı.

9

“Eleştirilmek

güzel ama boş

eleştiriyi kaale

almıyorum” Çoğumuza göre kusursuz birisin, bazılarımıza göre de yapıcı olarak eleştirilebilecek yönlerin var. Peki sen özeleştiri yaptığında kendinde eleştireceğin bir şey buluyor musun? Eleştirilmek güzel de boş eleştiriyi kaale

almıyorum. Beni eleştiren insanın

eleştirdiği konu hakkında ne kadar bilgisi

var? Veya eleştirdiği durumun alt yapısını

biliyor mu..? Mantıklı eleştiriler iyi ki var.

Ben de eleştiririm kendimi. Hatta çok sık.

Ama bana kalsın.

Peki 2016 yılında bizleri bekleyen, ipucu verebileceğin sürprizler var mı? Futbol okulu ne durumda? Kesin bir durum yok. Ki zaten olsa da

sürprizi kaçar. Görüştüğümüz okuduğumuz

senaryolar var tabii ki. Kısmet. Bir proje

olacak hayırlısıyla... Futbol okulu durumu

sadece bir workshoptu. Zaman zaman

yapılabilir bir toplanma.

10

Son olarak güzel yüreğin, samimiyetin ve bizlere verdiğin değer için sana çok teşekkür edip dergimiz hakkındaki görüşlerini ve sevenlerine mesajını da alıp röportajımızı noktalayalım :) Bu dergiyi ilk çıkardığınızda inanamamıştım. Sevginizin bu denli taşacağını hayal edemedim. Basında dahi yer buldu. Ne denir ki... Hepinize minnettarım. Başta Nihan olmak üzere emeği geçen herkese çook çook teşekkürlerimi sunuyorum. İyi ki hayatımda ve iyi ki benimlesiniz.

11

Son günlerde en sevdiği şarkı:

Gabriel Rios-Gold (Thomas Jack

düzenlemesi)

En son okuduğu kitap: Osho - Kadın GS bu sezon şampiyon olur

mu: Zor ama inşallah!

Canlandırdığı karakterlerden kendine en yakın hissettiği: Berrak (Makas) En güzel yaptığı yemek:

Mutfakla pek aram yok. Güzel

yumurtalar yaparım farklı farklı.

Bir de protein kek.

Günün ne kadarını SAFC’ye ayırıyor: Telefonu her elime aldığım an.

12

Kendisine yanlış yapana kaç kere şans verir:

Bir insan hata yapabilir, uyarırsın boşluğuna gelir, 2 olur. 3'te karşıdakinin kim olduğuna göre değişir. Ama 4'te her şey biter.

Savurgan mı tutumlu mu: Tutumlu Sıkı bir dostluğu mu tutkulu

bir aşkı mı tercih eder:

Her ikisini de tercih ederim.

Dostluk ayrı, aşk ayrı.

Gezmek istediği yerler: İspanya, Arjantin. Mardin, Karadeniz kıyıları. Aldığı en güzel manevi hediye: Maddi değeri yüksek hediyelerden çok manevi değeri yüksek hediyeler alıyorum çok şükür. Çok var, SAFC hediyeleri de bunların içinde. Aşkta gurur yapar mı:

Zaman zaman. Gerekirse.

13

MUTLU YILLAR SONGÜL ANNE :)

Ocak… Yeni bir yıla başlangıcın ilk ayı… Ancak, Serenay için sadece bu kadar değil, bu ayın tanımı. Farklı bir anlamı, özel bir manası var. Ocak ayı Serenay’ı dünyaya getiren, onu büyütüp yetiştiren, sahip olduğu o eşsiz karakterin sanatçısı olan ve Sero’nun hayatta en çok güç aldığı kişinin, Songül Annemizin doğduğu ay…

“Analık nedir Annem?” derdim de anacığıma

“Ben ol da bil” derdi Mevlanaca…

Ben ol da bil!

“Zor kızım, çok zor analık” derdin

ardından derin bir iç çekişle

Ana olmak “Hiç” ken “Hep” olmakmış

meğer… Çoğalmakmış durmadan…

Dünyaya meydan okumak, mazi ve istikbali

sırtlamak, pervasız bir gözü karalıkmış…

Ana olmak meğer; Kor ateşlerde üşümesi,

kara kışlarda buz kesmesiymiş yüreğin…

Hep; “Ben!” derken,

Artık; “O”, “İlla O!” demesiymiş…(Can

Yücel)

14

Her daim annesini dilinden düşürmeyen bir kız var karşımızda. Katıldığı yarışmada aldığı her sayı için “Annem İçin!” diye bağıran… Annesinden “Aşktan Kadın” diye bahseden… Annesinin sözlerini hiçbir zaman aklından çıkarmayan ve o sözleri hep dile getiren bir kız var karşımızda. Yalnız şöyle bir durum var ki; annesine böylesine düşkün bu kızın “Anne Sevgisi” ni dışa vurmasını bazı kişiler kendince yorumladı; altında yatan bir neden aramadan, öncesini bilmeden ya da ‘Ana bu yaa, en hassas konu herkes için, ben neden anne mi anmıyorum, ben niye annemi başımın tepesine koyup haykırmıyorum onun adını tüm dünyaya?..’ diye kendini sorgulamadan… Kendince yorumladı. Oysa o kız için anne, “Bir takım zor yaşanmışlıklara, taşımak zorunda kalınmış büyük yüklere rağmen; mücadele etmesini bilmiş, doğrulmuş ve dimdik durabilmiş güçlü bir kadındı… Onun için anne; ‘Dünyaya meydan okumak, mazi ve istikbali sırtlamak, pervasız bir gözü karalıktı…’ Anne… Onun için; Songül Aktaş…” tı.

O kız; anacığımızın “Ben ol da bil” lafına karşılık “O olmadan bilen”, anne kavramının yüceliğini ve ne olduğunu tam anlamıyla yüreğine yerleştirmiş, annesinin kıymetini çok iyi bilen ve gösteren eşsiz biri… Serenay Aktaş…

“Ben böyle güçlü bir annenin kızıysam ben de güçlü olucam!..” (Serenay Aktaş)

Gördüğümüz o azimli, zorluklar karşısında kendi olmaktan

vazgeçmeyip mücadele eden dişi aslan; gücün sonsuz halini dünyanın

en güçlü varlığı olan annelerimizden alınacağının farkına çoktan varmış

ve gücünü annesinden almayı tercih etmiş. Ve o güçlü bir annenin güçlü

bir kızı…

15

Gittiğin her yolda “önce insan olabilmek” zihniyeti… Songül

annemizin bu görüşü, Serenay’ın karakteri olmuş. Yüreğiyle davranan,

saygısından hiçbir zaman ödün vermeyen, kim olduğu her zaman

hatırında olan, sevgi dolu bir ‘İnsan’ çıkmış karşımıza…

“Gittiğin her yolda yüreğini koy ortaya… Mühim olan insanlık aklından çıkarma! Saygıyı, sevgiyi ve nerden geldiğini unutma!” (Songül Aktaş)

Annesinin değerini böylesine bilen ve gösterebilen o iyi yürekli kızı, hepimizin annesi de kendi kızı gibi benimsedi ve hepimiz için ailenin bir kızı oldu, bütün annelerin kuzusu… Ve bizlere de annemizin kıymetini çok çok daha iyi bilmemiz gerektiğini hatırlattı.

Ana ne ise evlat olarak biz de o olalım. ‘Hep sarıp sarmalayalım,

hep dost hep yâr olalım, ölümüne kara sevda ile sevelim annelerimizi… Zormuş Anam…’ Zor olsun… Biz zorluklar karşısında ayakta durmayı senden öğrendik Annem…

Böyle güzel karaktere sahip bir evlat yetiştiren ve böyle örnek

birini, Sero’yu tanımamızın asıl sebebi olan bizim de annemiz olan

Songül Annemizin doğum gününü SAFC Ailesi olarak kutluyoruz ve

ellerinden öpüyoruz… “Annemiz İçin!” :)

16

17

FANLARLA SÖYLEŞİ (Withloveaktas)

Öncelikle seni biraz tanıyalım Serenay’la tanışma hikayeni anlatır mısın? 2014 Survivor'dan önce katılanları incelerken dikkatimi çekmişti çünkü kıvırcıklara bi zaafım vaar :) Sonra izlerken favorim oldu. Bazen mahalledekilerle parkta Survivor oynarken ben hep Serenay olurdum :) Saymakla bitmez biliyoruz ama neden Serenay? Çünkü Serenay o şartlarda çizgisini bozmadan ilerleyen tek kişiydi ve anlamadığım bir şekilde izledikçe daha çok bağlandım. Ailen veya arkadaşların Serenay’a olan düşkünlüğün için neler diyor? Ablamlar ne zaman Serenay'la ilgili bir şey desem sürekli "yeter tamam anladık onu bizden daha çok seviyorsun" falan diyorlar.. Ben de cidden çok mutlu oluyorum :) Serenay hayatında neleri değiştirdi veya sana neler kattı? Çok ani çıkışlarım vardı sürekli her şeye herkese bağırırdım, sakin kalamazdım, sabredemezdim. Ama onu izleye izleye artık sakin kalmayı öğrendim. Gerçekten Serenay bu dünya için fazla mükemmel. Serenay için yapabileceğin en çılgınca şey nedir? Sokaktan geçen herkese “bu dünya için fazla mükemmelsin Serenay Aktaş" cümlesini söyletip upuzuuun bir video hazırlamak olabilir. Serenay’ın bir özelliğini eleştir desek? Çok iyi niyetli. Bu dünya bu kadar iyi niyeti kaldıramaz, bünyesi alışık değil dünyanın. Keşke "adamına göre mualeme" yapsa. Çünkü herkese güveniyor, canı yanıyor.. Serenay’ın oyunculuğunu nasıl buluyorsun? En beğendiğin projesi hangisi? Her geçen gün başarısı daha çok artıyor, oyunculuğunu çok beğeniyorum. Mimikleri, ses tonu çok iyi. Bence bu yeteneğini tiyatro sahnelerinde de göstermeli. En sevdiğim projesi ise Kaçak Gelinler. Serenay’la ilgili en unutamadığın an nedir? Survivor'daki kötü günleri ve elendiği an. O orada mutlu olurken ben de burada mutluluktan havalara uçuyordum ama o üzüldüğünde de ne kadar ağlıyordum... Elendiğinde günlerce ağlamıştım. SAFC hakkında neler diyebilirsin? SAFC gerçekten büyük, güçlü bir aile. Bu aileden olduğum için gerçekten çok mutluyum. Çünkü yüzünü hiç görmediğim insanlarla gerçektekilerden daha samimiyim. Herkes tek tek iyi ki varlar. Tek bir cümleyle Serenay’a olan sevgini nasıl anlatırsın? İyikilerimin sevinçlerimin tümü Serenay. İyi ki varsın seni seviyorum, nerede olursan ol hep yanındayım. Biliyorum ki kalplerimiz bir.

18

YARDIM

KAMPANYALARIMIZ Bundan birkaç ay önce Serenay Aktaş hayranları olarak değişik bir şeyler yapmak istedik. Serenay’ın merhamet dolu güzel kalbine yakışır bir şeyler… Nasıl Serenay küçücük şeylerden mutlu olabiliyorsa tıpkı onun gibi küçücük şeylerden mutlu olabilecek insanlar vardı çünkü…

Çoğumuzdan kilometrelerce uzakta ve malesef çoğumuzun sahip olduğu şartlara sahip olamadan okuma çalışan kardeşlerimiz vardı. Diyarbakır’ın Hani ilçesinde bulunan Gürbüz İlköğretim Okulu öğretmenlerinden Mehmet Kılınç Hoca’yla tanıştık bir vesileyle. Kendisi okulun ihtiyaçlarından bahsetti ve bu ihtiyaçlara cevap veren hiçbir yardımsever veya kurum bulamadıklarından yakındı. Okulda yenilikler yapmak, öğrencilerini mutlu etmek istiyordu.

Biz de sosyal medyadan Serenay’ı seven herkese bir duyuru yaptık. Elimizden geldiğince bir şeyler toplayıp Serenay adına okula göndermeyi amaçladık. Herkes elinden geldiğince ilgilendi, yurtdışında olanlar kargo gönderemedikleri için kampanyanın yayılmasına çalıştı, yeni kırtasiye malzemesi alanlar, evdeki malzemelerini kargolayanlar, küçülen kıyafetlerini kolileyenler…

19

Okula kargolarımızı gönderdik, onlar da hem Serenay’ın doğumgünü olan 1 ekim için öğrencilerinden “İyi ki doğdun Serenay Abla” temalı bir video gönderdiler hem de gördüğünüz bu fotoğrafları çektiler. Aynı zamanda Serenay Aktaş ve SAFC ailesi adına bir sertifika hazırlayıp gönderdiler. Sertifikayı da Serenay’a ulaştırdık.

Toplanan diğer kırtasiye malzemeleri ve kıyafetler ise Eminönü Küçükpazar’daki ihtiyaç sahibi ailelere ve çocuklara dağıtıldı. İşte onlardan biri, Tacikistan asıllı Yusuf kardeşimiz yeni kıyafetleriyle :) Bu yardım kampanyasında ve kardeşlerimizin yüzlerinde açan en ufak bir gülücükte bile emeği geçen herkese, özellikle Ali Eren Dağlı, Aslı Sert, Ayça Gevrek, Bersu Dağlı, Betül Ahçı, Ceren Aytaç, Ceyda Boyraz, Merve Karaca, Nur Çiçekçi, Pınar Duru, Selin Kırcalı ve Yunus Akyüz’e, en çok da merhametli yüreği ile bizlere örnek olan SERENAY AKTAŞ’a teşekkürler :)

20

(Bu mektup Ceren (@aytacizmir) tarafından yazılarak Diyarbakır’a yolladığımız koliye eklendi)

“Yüreği Sevgi Dolu Kardeşlerimize …

Hiç şüphesiz ki sizin ne koşullarda eğitim gördüğünüzü , öğrenmeye çabaladığınızı biliyoruz… Unutmayın ki orada olamasak da kalplerimiz sizinle , yanınızdayız . Belki bazılarınızın abisi , ablası yok ama artık biz hepinizin abisi ablasıyız . Siz bizim geleceğimizsiniz , güzel bir dünya için en saf yaşam ışığımızsınız . Bu projeyi başlatırken sizin mutluluğunuzu görebilseydik keşke dedik …

Umutlu bakan o gözlerinizdeki ışık asla sönmesin ve hiçbir zaman pes etmeyin , okumaktan asla vazgeçmeyin . Eğitimdir ki bizi en güçlü bağlarla birbirimize bağlayan ve gelişmemizi sağlayan . Biz “Serenay Aktaş” gibi bir insanı kendimize örnek aldık , sıcaklığını ve sevgisini yüreğimizde hissettik . Siz de her zaman yüreğinde “Merhamet” olan insanlarla karşılaşın …

Size bir adım daha yaklaşmamızı sağlayan Mehmet Öğretmene sonsuz sevgimizi ve teşekkürlerimizi borç biliriz. Öğretmen her şeydir. Sadece okul hayatınızı değil bütün hayatınızı kapsar . Saygıların en büyüğüne layıktır … !

Sizleri saygıyla , özlemle ve sevgiyle kucaklıyoruz…”

21

@yunus507: “Bu ayki anımız Okan Bayülgen’in programı Dada'dan. Bütün SAFC’yi seferber edip Dada’ya sürekli tweet atıp Serenay'ın programa katılmasını istiyorduk. Ve beklediğimiz haber 1 hafta sonra geldi. Serenay Dada'ya konuk olacaktı. Ben hemen Buse Abla’yı arayarak SAFC olarak oraya geleceğimizi söyledim. O da 18 yaş sınırı olduğu için 6 kişilik yer ayırdı bize. Arkadaşlarımı topladım ve Dada’ya gittik. Maslak’ta 1,5 saat bekledikten sonra içeriye girdik. Serenay için hazırladığım pankartı malesef içeriye sokamadım. Serenay’ın adı anons edilince stüdyo alkış kıyamet inlemişti. Sadece seveni biz değildik tabi ki, bir çok seveni vardı. İlk reklam arasında hemen Serenay’a koştum. Çok az muhabbet edebildik. Sonra reklam bitti Serenay yine geldi. Programda futbol resitali yapmıştı bize. ''Bir kadına futbol oynamak bu kadar mı yakışır'' demekten kendimizi alamıyorduk.

Birilerinin kıyafetlerine rağmen gözler sürekli Serenay Aktaş'taydı. Program bittiğinde hemen sahneye atladım. 2 kişinin üstüne basarak gitmiştim Seroya yetişebilmek için :) Seroyla fotoğraf çekerken yanlışlıkla video düğmesine basmışım. Serenay farkedince gülerek “aa video” deyip el sallamıştı. Ama ben malesef videodan resim almaya çalışırken videoyu silmiştim:( Programın en güzel kısmı ise Okan Bayülgen'in sorduğu “Yediğiniz en acı şey nedir” sorusuna Serenay’ın verdiği “Dost kazığı” cevabıydı…”

SAFC ANILARIYLA SERENAY AKTAŞ

22

@WaffleSerenays “Aslında ilk başta seni tanımıyordum sonra kuzenim bana senin fotoğrafını gösterdi. İlk başta "Çok tipsiz” demiştim :) Sonra kuzenime gıcıklık olsun diye sana hem Twitter’dan hem de Instagram’dan sayfalar açtım. Sonra da sana öyle bir tutuldum ki bırakamıyorum. Birden sanki sen benim ailemden bir parçaymış gibi oldun. Her ağladığımda senin fotoğrafına bakıp sana sarılarak ağlıyorum :( 1 yıldır senin fanınım ve “iyi ki de Seroist olmuşum” diyorum hep. Her sınava girince aklıma senin “Allah herkese zihin açıklığı versin” mesajın geliyor. Biz #SAFC ailesi olarak seni çok seviyoruz :))”

SAFC İTİRAFLARIYLA SERENAY AKTAŞ

23