siyasi dergisi sayı 2

36

Upload: hayalgucuiktidara

Post on 22-Jul-2016

251 views

Category:

Documents


15 download

DESCRIPTION

Siyasi Dergisi 2006-2008 yılları arasında Boğaziçi Üniversitesi'nde çıkarılan bir fikir ve eylem dergisiydi. Siyasi dergisinin adını Kobane'de ölümsüzleşen Suphi Nejat Ağırnaslı belirledi. Son iki sayıda mizanpajı ve içerik düzenlemesini üstlendi. Hrant’ın avukatı Erdal Doğan ve İsmail Beşikçi ile röportajları gerçekleştirdi. Keyifli okumalar

TRANSCRIPT

Page 1: Siyasi Dergisi Sayı 2
Page 2: Siyasi Dergisi Sayı 2

Birlikte yaşamanın, aynı havayısolumanın, aynı güneşe gülümsemeninverdiğibirtesellidenbaşkabirşeyolmuyorbazen hayat. Kafamızı kaldırdık, şöylebir baktık boğazın kenarından. Belki de,açılacakbirdeniz,sarılacakbiryılanaradıkyavaştan.Ve gördük ki Siyasi ufuksuz biryelkenli olmuş bizleri okuyanlarımızataşıyan. Yelkenlimize yüreğinizinokyanuslarındayerverdiğiniziçinyürektenteşekkürler ve sayım vermeyen dergiSiyasi’ninyenisiyleherkesemerhaba!SayımyokbusefergardiyanvarihayatınBoğaziçilabirentlerine. Sayılmayı, saydırmayıNazım ustanın dilinden anladığımızdandırayağımızı diretiriz sıradanlığa, düzene:“sayılar bebelerin kundakları /sayılar tabutları şehirlerin / ö l d ü r ü l m ü ş / öldürülebilecek olan/sayılar tohumlardır u m u d u m u z u n avucunda/sayı lar yaklaşan bir şeyleri b i l d i r i r / n e d i r yaklaşan bize/bizden uzaklaşan nedir?” B i ld iğ imizgibi“insanıntaşıdığıkandan gururduymasınısağlayan”milliyetçilik uzunbir süredir medyanın,egemenlerin destekleriyle kurt gözeriniaçmış, sisli bir hava arıyordu.Ve sonundasisli bir atmosfer görmüş olacaklar kibildiklerinden farklı, muhalif bir şeylersöyleyen Hrant Dink’i katlettiler. Biz deırkçı ve şoven dalgalara karşı on binlerisokaklarda tek yürek yapan ‘SiğreliYeğpayris’i saygıyla anıyor ve SiyASİolarak bu sayımızı da Hrant Dink’e veonun gibi kontrgerilla devleti tarafındankatledilentümaydınlarımızaatfediyoruz. MübarekChristmas’a hep beraber,hindilerimizvebirbuçukyaşüstükurbanlıkdanalarımızla girerken bizde siyasi ekibiolarak‘kendi’yeniyılımızınveyeniyıldanne anladığımızın ifadesi olan bir ‘MutluYıllar’dosyasıhazırladık.NoelBabakılıklı

iktidarların sunduğu yeni yıl anlayışınınaksine,Fidel’denTupacAmarularadünyanındeğişik bölgelerinden yılbaşı sürprizleriniokuyanlarımızaaktarmayaçalıştık. Bundan altı yıl önce, 19 Aralık2000’de, T.Cdevleti‘HayataDönüş’diyeadlandırılan ve birçok devrimci tutsağınölümüne yol açan katliamları yaşatmıştı.19 Aralık’ın üzerinden onca yıl geçtiancak hapishanelerde tecrit hala sürüyor.Bununla birlikte BehiçAşçı ve onun gibibedenlerininölümeyatırmaktançekinmeyenyüzlerce mücadele insanının direnişi vekamuoyununbaskısınakarşıdevletmuğlakolmak kaydıyla bazı somut adımlar atmışdurumda. Ve Behiç Aşçı ölüm orucuna

ara verdiğini duyurduancak unutulmamalıdırki tecritekarşımücadeletecritin bu koşullarıkalkanakadarsürecektir.Bizde19Aralık’asahnezindanları unutmamakve unutturmamak adına‘Hayata Dönüş’lebirlikte E tipi ve F tipihapishanelerinden birergünüanlattık. Ünivers i temizdeise MDS’ den Yıkım Sesleri’nin geldiğibu zamanlardaYADYOK’ un remedialpolitikalarının ve Hisar

üstü Sömürü Çarkı’nın nasıl döndüğünüaydınlatmaya çalışalım dedik. Dergimizeek olarak sunduğumuz Ecevit dosyasındaise kalemşorlerin ballandıra ballandıraanlattıklarıözgürlükgüverciniKaraoğlan’ındiğeryüzünedeğişikaçılardanaynatuttuk. Mutlu Yıllar ve Ecevitdosyalarınınoluşmasında bizlere yardımcı olan tümSiyasi dostlarına ve röportajıyla dergimizirenklendiren Haluk Gerger hocamıza çokteşekkür ederiz. Yeniden yeni siyasilerdebuluşmakdileğiyle…

mer

hab

a

Sayım yok bu sefer gardiyanvari

hayatın Boğaziçi labirentler-

ine. Sayılmayı, saydırmayı

ustanın dilinden anladığımızdandır

ayağımızı dire-tiriz sıradanlığa,

[email protected]

Page 3: Siyasi Dergisi Sayı 2

Rüzgar hergün haşır neşir olduğugazete yapraklarını hafif hafif kaldırıyor.Sayfaların altında barış, sayfaların altındahalklarınkardeşliği,sayfalarınaltındacanınpahasına bildiklerini haykırmak, sayfalarınaltındayatıyorHrantDink’incansızbedeni. Uzunbir süredir revaçtaolanmilli-yetçilik,bununparalelindegelişenırkçı,fa-şizaneğilimlersonunda‘meyvesini’veriyor:Türkiye muhalif bir aydınını kaybediyor.Hergün cuntacı paşaların sesi haline gelen,Kürthalkınakarşısavaşçığırtganlığıyapan,‘Türk’ün Türk’den baş-ka dostu olmayacağını‘, ‘aziz vatanın’ toprak-larında yaşayan Ermeni,Kürt, Çerkez, Laz halk-larının aslen Türk oldu-ğunu savunanmedyabuolayımanşetlerdeneksiketmiyor.Yinebenzerola-rakAKPhükümetibaştaolmak üzere egemenlerkuyruğuna basılmış gibibirtelaşlaolayınüzerineeğiliyor, efendilerine karşı dünya nezdindeişgörürimajıyaratmayaçalışıyorlar.Sömür-geciAvrupaBirliğidemogojilerininburjuva-ziyibudenliheyecanlandırdığıbirzamandagerekhâkimmedyanın,gerekseTürkiyeninyalakayöneticilerininbuolayınüzerineeğil-mesinianlamakzordeğildi. Ermeni halkının Türkiye’deki sesiolanAGOS gazetesi editörüHrantDink’incenazesinintoprağaverileceğigünonbinler-ceinsansokaklarıdoldurdu.Osmanbey’denYenikapı’ya halklarımız savaş borazanlığı-na, ırkçılğa karşı “Hepimiz Hrant Dink’iz, Hepimiz Ermeni’yiz” pankartının arkasındauzun bir kardeşlik çığlığı yükseltti.Yükse-legelenmilliyetçidalganınarkasındanböyle

biryürüyüşhalklaradınabarışvekardeşlikaçılarındansondereceanlamlıydı. Ancak olaydan kısa süre sonra çe-şitli milliyetçi güruhların “Hepimiz Erme-niyiz”sloganıylaİstanbulsokakların19771Mayıs’ındansonrailkkezbukadarkitleselşahlanmasınakarşıtepkivermelerihiçtegeçolmadı.Çeşitliburjuvamedyagazetelerinderastladığımız anketler, Tayyipgillerde dahil“vatandaş hassasiyetini” olumlayan ırkçıkesimler, kızıl elmacılar ve hatta kendisi-nidevrimcidiyeadlandırankimioluşumlardahi slogandan duydukları rahatsızlığı dilegetirdiler.Öyleyaonlaragöre,oytoplama-ya,politikayapmaya“çok uygun”birzeminolanmilliyetçilikbukadaryükselmişkenbuatmosferi korumalı, insanları ırkçı söylem-lerlebiraradatutmalı! OgünSamast’ınSamsunotogarındaçekilen görüntüleri bize bu kafatasçı zihni-yetinnasıldasahiplenildiğinigösterir.Cun-tacı zihniyetlerin gurur duyduğu jandarma

mensuplarının ve‘mahare t l e r in i ’saymakla bitire-meyeceğimizpolisteşkilatının ‘Vatantoprağı kutsaldır,kaderine terkedi-lemez’ yazılıTürkbayrağıaltındagö-ğüslerini kabarta-rak ve maşalarınıkahramanlaştıra-rak poz vermeleri

Hrant’ıöldürenkurşunlarınhiçteyanlızol-madığını anlatıyor. ‘Nice Hrantlara’ yazı-lamaları,OgünSamast berelerinin satışınınrevaçta olması, stadyumlarda, vapurlardagösterilenaşağılıktepkilerdeyineaynı‘has-sas vatandaş’aklınahizmetediyor.

ASILKATİL301.MADDEDİR! Bundan önce deMetinGöktepe’yi,Uğur Mumcu’yu, Musa Anter’i, Sivas’taotuzyedileriveadlarınısayamadığımızbir-çok ilerici, devrimci, yurtsever aydını kat-leden kontragerilla devletinin pohpohladığıırkçılığıninsanbeynininekadaralıklaştıra-bileceğiortadadır.MilliyetçiliğiilebilinenveHrantDink’ikatledenOgünSamast’ınfikir

SİRELİ YEĞPAYRİS*

*sevgilikardeşim

Page 4: Siyasi Dergisi Sayı 2

babası olanYasinHayal kameralar karşısındaolancapişkinliğiyle ‘Orhan Pamuk’a söyleyin akıllı olsun, akıllı!’diyebiliyor.Açıkşekildebusöylemelerden hedefin 301. Maddeyle Türk-lüğüaşağıladığıgerkekçesiyle ‘vatanhainliği’tescillenen, kendisini ırkından bağımsız, mu-ahalifbir şelilde ifadeedenaydınlarınolduğuanlaşılıyorve‘13.500hainbelirledik’diyenes-kimiş ordumensuplarını barındıran Kuvvay-ıMilliyetçiler,veonun türevleriolanmilliyetçicephelerdebu‘hain’lerdenhespasormayayel-teniyor.Kısabirsüreöncetoplumunhemenherkesimininprotestolarlakarşıladığı301.Madde-nindümenindenmalesefkitehditler,gözaltılar,yargılanmalarvehattatec-rübe edildiği gibi ölümlerçıkıyor.OrhanPamukgibibir aydın bu tehditlerdendolayı ülkesini terkedi-yor. Ve polis TMY uygu-lamalarının bir devamıniteliğinde kaçırarak gö-zaltınaaldığıBEKSAVyö-netimkurulubaşkanıHacıOrman’la konuşmasındaHrant Dink’ten hakaret-lerle sözederken, “OrhanPamuk,Amerika’ya kaçtı.SenceYaşarKemalnereyekaçacak. Yaşar Kemal’inChirac’ın yanına gömü-leceğini söylediler. Na-zımHikmet,AhmetKaya,Yılmaz Güney gibi vatanhainleri emperyalizmintoprağında yatıyor. OrhanPamuk Amerika’da yatacak. Yaşar Kemal’inyeridahabellideğil,OsmanBaydemir’inye-ride Bekaa”şeklinde konuşarak da huzur vegüvenden sorumlu birimlerin aslında nerdedurduklarınıaktarıyor.TMYve301muhailif-lerinintepkilerindensonraböyleuygulamaldansonra hayatın akışı bir kez daha meydanlarıdolduranlarınhaklılığınıispatlıyor. Hitler’in aylak aylak dolaştığı zaman-larda Yahudilere beslediği faşist duygularabenzer duygular taşıyan Ogün Samast, YasinHayalvebenzerimaşalardanziyade sözümüzonlarınistemeyeistemeyeolayınüzerinedüşe-rek ‘huzur’ ülkesi görüntüsü vermeye çalışanefendilerinedir. Daha önce Ermeni soykırımı

olduğunuiddaaedenaydınlarıvatanhainiilanedensizdeğilmiydiniz?Sivas’taaleviaydın-larınıköküdışarıdagomünisdüşmangösteren,Cumartesi annlerini, Barış annlerini teröristilaneden,Ftiplerinekarşıyakınlarınınyanındaolan TAYAD’lıların üzerine linççi ‘kahramanTürkevlatları’nıgönderensizdeğilmiydiniz?Bir önceki 8Mart’ta kadınları yerde sürükle-yen,diğerindegüllerdagıtan,içerdekonuşman,dışardasusmaniçinişkenceeden,kendidiplo-masıylaişşizbırakanvedahabirçokalandatambir çelişkiler dünyası oluşturan burjuvazi içinbuçelişkidehayranoldukları‘muasırmedeni-yetler’önündekatlanmayadeğerdir.

Elbette ki Susurluk,Şemdinli ve daha birçok‘derin’katliamlarının altınaimzaatmışkontrgerilladev-letinin bu faili belli olayınasıl sahiplerini gün yüzüneçıkartmayacağı da açıktır.Çünküonlarınyönetmean-layışları hiç bir zaman de-ğişmeycektir. JİTEM’iyle,MİT’iyle, gurur duyan buderinciler, postal seslerininsahipleri,karanlıkbirodadayanan mumu arar gibi rol-lere soyunacaklar, halklarıdolandırmaya devam ede-ceklerdir. Barışın asıl sesi objek-tiflere sırıtarak sahte birlik,braberlik mesajları veren,dünyanın dört bir yanındaABD sponsorlu Türk okul-

ları açan, başka bir dile, kültüre tahammülüolamayanırkçıiktidarlardeğil,HrantDinkgibigerçektenhalkıniçinden,halkınsesiyledoğru-ları haykıran aydınlar, ilericiler, devrimciler-dir.Halklarınkardeşliğivebarışınısavunanhertürlü kesime düşense böyle aydınları sonunakadar sahiplenmek, milliyetçiliğe ve her tür-lü gericilğğe karşımücadeleyi yükseltmek veHrant Dink gibi bütün insanların da rahatlılakonuşabileceğibirdünyayaratmaktır!

Page 5: Siyasi Dergisi Sayı 2
Page 6: Siyasi Dergisi Sayı 2

Tabiiyetinin bir parçası olarak in-sanda hep yeniye umutla bakma isteği var-dır.Yeninin getirisi, bir şeyleri değiştireceğiinancı, yarını gülen bir yüzle karşılamak vebuumudunarkasındangitmekbizleriduygu-larımızla hayata bağ-layan değerlerdendir.Yeniyi kurmak içintitretiriz meşalelerinkızgınalevlerini,tutu-şan sokaklar, ödenenbedeller yeninin aş-kıyla eskiyi yerle biretmek içindir aslında.Tarihteki savaşlar,devrimler, atılımlarvb.birçokolgukendi-sini yeninin özlemiy-le kurup yaratmıştır.Pek mübarek ‘Noel’bayramı da yaklaşır-ken yeni yıl da çoğumuzu benzeri beklen-tilere itebilir nihayetinde. Umutlarımızı di-lek ağacına astığımız yeni yılı geçen yıldanfarklı kılan ne olacaktır? Milyar dolarlıkharcamalarla, bilmem hangi adanın bir ote-linde şenliklerle paracıklarının keyfini çıka-ranmevcut sistem insanları için neden yeniyıl ve benzeri günlere bu kadar önemlidir? Her şeyden önce elbette ki azizliği-ni artı değer uğruna sömürü, savaş, katliamgibi etmenler üzerine kurmuş ve her geçengündahadasaldırganlaşanegemensınıflarındünyanınacısıyla,mutluluğuylaheranındanistisnasızyararlanmakgibibireğilimlerivar-

dır. Bireyin evrendeki varlığını duygularıylabirlikte tanıtladığını, insancıllığınbir parçasıolarak duygularıyla hayatın bütünü kavra-dığını söylemek mümkündür. Bunu çok iyifarkedenşirketleşmişbeyinler içinyeniyıl,annelergünü,babalargünü,‘sevgili’lergünüvb. birçok gün temelinde kar hırsını barın-dıran, ‘müşterinin ayağını alıştıran’ birerfırsattır. O yüzden günlük telaşeleriyle ha-ramileşmiş insan topluluklarını böyle gün-lerde şal şallı dükkânlarında İsa çamlarıyla,binbir çeşit hediye paketi ve programlarıylaamerican usulü ağırlamak kar hırsından de-liye dönmüş iskeletler için çok değerlidir. Tüketimtoplumundaözelgünlerinne-reyeoturtulacağıbellidir. İstanbul’unönemlialışverişmerkezlerindenOlivium’unAlışveriş

veYaşamMerkezi GenelMüdürüMuratİzciaslındatamdadikkatçekmekiste-diğimizyönüşöyleaktarı-yor:“Aslındaböylegünlerolmasa bile bizim bunlarıbulup çıkarmamız lazım.Bunlar perakende sektö-rünü ayakta tutuyor. Bizyılbaşından önceki haftatoplam 100 bin ziyaretçiağırladık ” bilgisini veri-yor.YaniMuratİzcipera-kende sektörünün ayaktakalabilmesi için sevgililergünü,annelergünü,baba-lar günü gibi özel günle-rin sayılarınınarttırılmasını

teklifediyor.”Sayıntüccarımızböylegünle-rinanlamveöneminigerçekteniyikavramışdurumda.Hakvermeklazımbuseslere,hat-taöneridesunmaklazımgelir:Dayıoğullarıgünü,ilkokularkadaşlarıgünüvb.buyurunsizçoğaltınhanipazarlamadandaha iyianlarsı-nız.Haklısınız,dahaçokgünolsun.Dahaçoközelgünolsunkiinsanlardahaçokmutluol-sunlar!Dahaçoközelgünolsunkidurgunpi-yasalarduygularınızlaşahlansın,kanatlansın.Eeetabicanıminsanolduğunuhatırla,babanosenin.Onubumutlugünündesevindir.Ya

DO

SYA mutlu yıllar

1)www.cihandergi.com

özel günler!...

Page 7: Siyasi Dergisi Sayı 2

da‘sevgili’nesevginingücünügöstermekiçinböylebirfırsatıkaçırma.Köşedekielectronicsstore’dankapbirIpod,“işteburadaaşkımızın4Gb’lıkgücühayatımmm…”de!HaniTürkiyeAppleyetkilisidesonyıllardaböylegünlerlebirlikte satışlarının katlandığını açıklamışkenkaçırmabupopülariteyi!Sürüdenayrıkalma. Kamuflajyeteneğiciddiölçüdegeliş-miş/gelişmekteolanburjuvaziiçinböylegün-lerinunutturucuözelliğidekıymetedeğerdir.Böyle özel günlere trilyonlara ulaşmak niye-tiyle kurulan bir dünyadan insanlığın üzerineatılan binlerce sis bombasından sadece birisiolarakdabakabiliriz.Annelergünüylebomba-larlaöldürdüğünüzanneleri,yeniyıllageçmişyıldakidemokrasiadınayaptığınızkatliamları,savaşları,giruzipatlamasındanölenmadenci-leri,zindanlardatecritteçürüttüğünüzbinlercebedeni bir günlüğüne de olsa unutturabilirsi-niz. Buradan hareketle gizleme, sır saklama,örtmeişindeözelgünlerinneönemtaşıdığınınsınıflar pazarındaki ipliği de belli olacaktır. ÖzelolarakYılbaşıgibiözelgünlerde-kieğlencekültürüdeincelenmeyihakederbirolgudur.Ataerkilbirsistemin‘delikanlı’üye-leriböyleönemlibirgünüanlayışlarınayakışırbirşekildekutlarlar.AilecekizlenenTVprog-ramlarındaheryeniyılaekrandakidansözün

kıvrak danslarıyla girilir. Bu denli güzel birgündeeğlenceyekadınbedenininsömürüsünüdekatmayıihmaletmezbu‘delikanlı’larımız.31 Aralık 2005 günü Taksim Meydanı’ndakameralar karşısındaonlarca insan tarafındangerçekleştirilen‘canlı’ tacizolayı isesistemininsanlarıbudenli aşağılıkbir eğlenceanlayı-şıyla güdülediğinin bir göstergesidir. Onlarınzihniyetine göre insanlar ‘erkek’çe eğlenmelivezilzurnasarhoşluktansonraeğerfırsatvar-sahavayabirkaçşarjörmermiboşaltılmalıdır. Böyleözelgünlerleeldeedilmekiste-nenamaçlardanenacıolanıda,TRTekranla-rından mutluluk dileklerini ileten iktidarlarıninsanlarıbirşeylerindeğişeceğiumuduylaaldat-malarıdır.‘Sevgilivatandaşlarımız’diyebaşlar-larsöze,‘…Yeniyılınülkemizebarış,huzurveistikrargetirmesiniCenab-ıHak’tanniyazede-rim’diyebitirirler.OysaCenab-ıHakdiğeryıl-dakabuletmezbuniyazları.Bizyinegeçenyılolduğugibi‘Şoseboylarındakıvrananlar’,bizyinekurşunlananUğur’lar,bizyinesokaklardatacizeuğrayanlar,bizyinegöçükaltındaölen‘baba’lar,bizyineselden,depremdenevsizka-lanlar,bizyinezindanlardatutuşanlar,bizyineezilenler,bizyinebizoluruz.Köhnedüzeniniziyerlebiredecekleroluruzbiz!NiceBİZLERE!

DO

SYA mutlu yıllar

Page 8: Siyasi Dergisi Sayı 2

D

OSY

A mutlu yıllar

Fidel de içlerinde 82’nin 12’si sağ kalmıştıFidel de içlerinde 12 kişiydiler 56’nın Kasımında

Fidel de içlerinde 150 kişiydiler Aralığında 56’nınFidel de içlerinde Şubatında 57’nin

Fidel de içlerinde 1000 oldular 5000 oldular Fidel de içlerinde

Fidel de içlerinde bir milyon yüz milyon bütün insanlık oldular

Yıktılar Batista’yı 959’un Ocağında…

‘PATRIA O MUERTE!’

Dünya tarihinde yankilerin arkabahçelerindenbiriolarakanılanKüba’nınMoncada Baskını’yla ateşlenen devri-mini işte böyle anlatıyordu Nazım… vedevirmenindevamını,mutluluğunresim-lerindenbiriolaraktarifliyordubirbaşkaşiirinde: “Sen mutluluğun resmini yapa-bilir misin Abidin? / 1961 yazı ortaların-daki Küba’nın resmini yapabilir misin?” 953’ünTemmuzgünlerindeFidelCastroveyoldaşlarınınMoncadaKışlasıetrafını‘sessiz’ce adımlayışları, Küba için yapı-lacak bir tablonun ilk fırça darbelerinindüştüğüyerdirkuşkusuz.Kışlabaskının-dan sonra kendisini sorguya çeken kışlakomutanınacevabındaCastro,fakirlerdentopladığı on altı bin pesovebirmilletinmanevi gücü ile hareket ettiğini söyle-yecektir.Ancak,Küba halkının ‘manevi’gücüCastroveyoldaşlarınınbaskınsıra-

sında yakalanıp hapsegirmelerini ve de-vamında MexicoCity’ye sürülme-lerini engelleye-memişti. Fakat,yaklaşık yüz yir-mi gerillaylabaşlayan, amasadece Fidel,kardeşi RaulCastro ve çok

az sayıda gerillanınsağ kalması ve Ba-tista rejimi tarafından

tutsakedilipdavalar sonundauzun süre-lihapiscezalarıalmasıilesonuçlananbukışla baskını, Küba’nın devrimcilerinekendilerinianlatabilmeleriiçinbirimkanda sundu: “Beni/bizi tarih beraat ettire-cektir!” Castro’nun mahkeme savunma-sınınsoncümlesiolarak“La Historia me absolvera”yada“Beni tarih beraat etti-recektir”, ‘sessiz’ adımlarla başlamış birreddedişhikayesininbelkideilksöze/diledön(üş)müşhalidir. Cezaevinden çıkan ve MexicoCity’yesürgüngidenFidelveyoldaşları,sürgün yerinde kurdukları askeri kamplahiçzamankaybetmedenKüba’dayaşayanyoksulhalkınhayatınınasıl‘tersine’çevi-receklerininplanınıyapmayabaşlamışlar-dıbile:Baskınvardıyinebaskın!!!Ama,buseferbaskınbütünKüba’yaydı...KısazamandaKübaDevrimi’ninkaderine/tari-hine adı yazılacakErnestoCheGueveradabuayaklanmahazırlığınagençbirdok-torolarakkatıldı.“Derken. . . Gök bulut-luydu, kuvvetli bir rüzgar vardı: batıda azami sıcaklık 82˚F, doğuda 86˚F veya biraz daha fazlaydı. 2 Aralık 1956 günüy-dü. O gün, geldiğini haber vermeksizin devrim başladı.*”Devrim,Granmaisimliyirmialtıkişilikküçükbiryataseksenikikişiyisığdırarakgelmişti.Devrim,onbeşkişilikyönetimkadrosununvekampınenhafifveminyonolanlarınınbindiğiküçükbir gemiyleKüba’yavardığında, elli binkişilik Batista’nın ordusu onları kıyıdabeklemekteydi. Planları gereği Küba’ya

Page 9: Siyasi Dergisi Sayı 2

DO

SYA mutlu yıllar

gelecekgerillalarKüba’daaynıgünbaş-latılacak ayaklanmayla birlikte devrimigerçekleştireceklerdi.Heyhat,kaderdev-rimeyardımcıolmamıştıvedevriminyatıGranma, fırtına sebebiyle Küba’ya birgün geç vardığı için ayaklanma bastırıl-mış,‘sürpriz’baskın‘haberli’baskınhali-negelmişti.Seksenikigerillanınyetmişidevriminilkadımındansonrasınıgerika-lan on ikiye bıraktıktan sonra,Nazım’ındeyimiyle artıkFidel de içlerinde 12 ki-şiydiler 56’nın Kasımında. . . ve on ikikişi Che de içlerinde Sierra Dağlarındabuluştular.İşte!..Granma’nıngetirdiğionikikişiyenidenörgütle-meyebaşlıyordudevri-mi! Kent merkez-lerine Bastita’nın or-dusu hâkimdi ve FidelMoncada baskınındayaptığı hatayı bir dahayapmayacaktı. Bu se-fer devrimin merkeziolarakdağlarıseçti.Ve düşmanın taburlarını, Sierralar’ın bıçakları kesecekti*. Dağlardaköylülerin içinde köy-lülerle birlikte örgütle-neceklerdi. Köylülerin isyancı olması için, isyancılar köylü oldu-lar*. Ancak ve devrimin gemisi tekbaşına yürümüyordu dağlarda. Para birihtiyaçtı,silahbirihtiyaçtıvebunlardağ-larda bulunmuyordu. 1957’den itibarenSierralar’daki isyancıların Santa Clara,SantiagovebaşkentHavana’dakiilişkile-ri ile adınıMoncada baskının tarihindenalanM-26-7isimliyeraltıörgütükuruldu.Böylelikle Küba devrimin sakallılarınınyanınasakalsızlardaeklenmişoldu. Başlangıçtakigörevleriparavesi-lahbulmaklasınırlıolanbuyeraltıörgüt-leridevriminsonyıllarındahiçdeazım-sanamayacak mücadeleleriyle devrimin

kaderindetayinedicibirrolaldılar.Kübadevriminde hayatını kaybeden yirmi bindevrimcininondokuzbinininM-26-7’denolması onların devrimdeki payını açıkçaortayakoyuyordu. Köylülerinde isyancıolması içinköylüleşereksakalbırakanSierralar’dakigerillalara katılan şehirlerdeki sakalsızdevrimciler mutluluğun resmini görmüşve ufacık Küba adasına nakşeylemeyebaşlamışlardıbile. 2Ocak59’agelindiğinde iseyıl-başısürprizihazırdıBatista’nın: “. . . Fidel de içlerinde bir milyon

yüz milyon bütün insanlık oldular…”Hâlihazırdakidünyanın tersine durma-nınadlarındanbiridirbuvenihayetbaşlayandev-rimin ‘ateşli’ dili Fidelsavunmasında ezilenlereseslenir:“. . . bütün kö-tülüklerin acısını çeken ve buna rağmen müca-delede en büyük cesareti gösteren halk! . . . işte yol, şimdi özgürlükle mutlu-luğun sana ait olmaları için mücadele et!” Abi-dinDino,Nazım’ınken-disinden istediği mutlu-luğun resmini Küba’danbaşlasaydı çizmeye,mutluluk özgürlükle el

eletutuşurdayansırdıtuvalevebelkidehalka“zulmün, açlık ve ihanetin bekledi-ği yerde cömert bir yardım ve kardeşlik bulacaklarını” müjdeleyen Fidel, kay-bolurduLatinAmerika halklarının ve/yamilyonlarca insanınarasındaveyüzündebirdevrimedoğmanınsaadeti,sanki tamdaNazım’ınhayal ettiği “. . . çok şükür çok şükür bugünü de gördüm / ölsem gam yemem gayrının resmi. . .”

*JeanPaulSartrekübayıanlatıyor

Page 10: Siyasi Dergisi Sayı 2

1Ocak,yılınilkgünü,Batıyerküre-sindeçoğuAsyatoplumunaifadeettiğindenfarklı anlamlar barındırır. Eski yıla veda,bebekİsa’nındoğduğugün,yenibirbaşlan-gıç.Ulusalkurtuluşmücadelerinevegerilladirenişlerine yerel dayanışma ağlarıyla ku-cakaçanakadar,KraliçeveTanrıadınaYeniDünyayıyaratanyağmanın,köleleştirmenin,sömürgeciliğinkültürü.Beyazıyerliyle,Ku-zeyiGüneyletanıştırıpunutulmayaterkedenkültür. 1 Ocak 1994,Meksika’nın tarihin-de tamamlanma ve başlangıçtır; kuzeyinsınırlarınıgüneye,serbestticareteaçıp,göç-menlere kapattığı gündür. Mali krizin eşi-ğindeki Meksika’nınimzalansındiyeoncadidindiği NAFTA,nam-ı diğer KuzeyAmerika SerbestTicaret Anlaşmasınihayetogünyürür-lüğegirer.ABD,Ka-nadaveMeksikadışticarethacmininyanısıra silah tüccarları-nın ceplerini şişiren“güvenlik ve refah

ortaklığı stratejisi”nin ilk adımını başarıylaatarlar.AynıgünABDgöçmenlerinyasadışıgeçişlerini önlemek üzere Meksika sınırın-dadevriyebulundurmapolitikasını başlatır.Busınır-uzam,devriyeleriatlatmakiçinçölügeçmeye çalışan yoksul göçmenlerin ölümkapısı, ucuz işgücüne insanlık dışı çalışmakoşulları veküresel sermayeyeyeni üretimbantları sunan maquiladora fabrikalarınınüssühalinegelir.Sınıronlarakapanır,yerliköylülerintahılürünlerinialıpsatacak,yaşa-dıklarıtopraklarındoğalgazvepetrolkayna-ğınıişletecekçokulusluşirketlereaçılır. Tarımsübvansiyonununkaldırılmasıve tahıl dağıtım sisteminin özelleştirilmesiMeksika’nınyerli köylülerini dahadayok-sullaştıracaktır. Cargill ve Archer DanielsMidlands, on yıl içinde ülkenin temel tahılürünlerinialıpsatanenbüyükşirketleriha-linegelir;ABDveKanadasınırındanheryılbüyükorandagenetiğideğiştirilmiş6milyonton ucuzmısır akar.Meksika ekonomisineduyulan güvensizlik yüzünden NAFTA’yıKongre’den kılpayı geçirebilen Clintonyönetiminin gözünde anlaşmanın başarısıaşikârdır.YabancışirketlerMeksika’nınkar-

lı petrol ve doğalgazkaynaklarından bü-yük bir pay kopara-bilecektir. Meksika,Batı yarımküresindeVenezüella’dan sonraikinci en büyük pet-rol rezervine sahiptir.İşletime açılmamışpetrol potansiyelidaha da fazladır, he-nüz sondaj çalışmasıbaşlatılmamış sekiz

DO

SYA mutlu yıllar

yabasta !

Page 11: Siyasi Dergisi Sayı 2

petrol noktasının hepsiyerli topluluklarınortakla-şa işleyip geçim sağladığıkomünal ejido toprakla-rındadır. Meksika devleti,serbest ticaret anlaşması-nın imzalanabilmesi içinOlmeklerin, Mayaların,Azteklerintorunlarınınya-şadığıbutopraklarıbeyaz-laraganimetvermiştir. 1Ocak1994aynızamanda Zapatistalarıngün ışığına çıktığı tarihtir.NAFTA’yasavaşilanetmekiçinsabahınilkışıklarınıbeklerler.Chiapas’ındörtkentiSanCristobaldelasCasas,Ocosingo,AltamiranoveLasMargaritas’abaskındüzenlenecektir.Chiapas Meksika’nın en güney eyaletidir;kuzeyindoğalenerjivepetrolyatağı,tahılveişçiambarıdır.Ülkeninhidroelektrikenerjisi-nin%55’iniüretenbölgede,evlerinüçtebi-rindeelektrikyoktur.Nüfusunyarısınaçeşmesuyuve sağlıkhizmetiulaşmaz, çocukların%72’siilkokuladevamedemez.Eyalet,ejidotopraklarda yaşayanyerli köylü çoğunluklazenginvemelezbüyüktopraksahiplerindenoluşanazınlıkarasındauzunbirçatışmatari-hinesahiptir.Büyüktopraksahipliği,köylüle-riMeksikadevletinebağımlılıkgeliştirmeyezorlayan patronaj ilişkilerinin ve KurumsalDevrimPartisi’nin sarsılmaz iktidarını sağ-layan oyların güvencesidir. Hiç kuşkusuz,1990’lıyıllarınbaşlarında,ejido topraklarınsatışını ve işletilmesini yasaklayan anaya-samaddesininserbestticaretuğrunaheptenhükümsüz kılınmasına kadar, toprak sahip-lerininoluşturduğuçetelerinköylereüşüşüpiktidarın desteğiyle yerlileri topraklarındansürebilmesininnedenidebudur.Zapatistalarisyaneder:ArtıkYeter! HaberajanslarıChiapas’takendileri-neZapatistaUlusalKurtuluşOrdusu(EZLN)adınıverenbirgrubunkentlerielegeçirdiğiniduyurmaktadır.Meksikahükümetiayaklan-

mayıbastırmakiçinbölge-ye asker sevkeder.AskerihelikopterlerSanCristobalçevresindeki kasabalarıbombalar. Federal ordu-nundüzenlediği hava sal-dırısına karşılık uluslara-rasıinsanhaklarıörgütleriMeksikadevletinekınamamesajlarıyağdırır.Tepkileryüzünden tavrını yumu-şatmakzorundakalanhü-kümetbarışgörüşmelerinibaşlatacaktır. Çatışmalar

12günsürmüş,aralarındaaskerlerin,polisle-rin, isyancılarınvesivillerinolduğu ikiyüzkadarinsanölmüştür.SiviltoplumörgütleriZapatistaları silahları susturmayaçağırmak-tadır.Zapatistalarçağrıyakulakverir.Hükü-metlegörüşmelerancak ikiyıl sonrasonuçverir;Zapatistalaryerlihaklarınısavunandi-ğerkesimlerleberaber1996yılındaSanAnd-res anlaşmasını imzalarlar. Bu süre içindedağlık bölgelerde büyük toprak sahiplerineait120.000hektarlıkalanıkamulaştırılır.Yer-lileringeleneklerinegöretoprakişleyenindir. Gelgelelim, hükümetin sözünü tut-mayaniyetiyoktur.1997yılındaiktidarparti-sinebağlıparamilitergüçlerinChiapas’ınAc-teal kasabasına yaptığı baskında çoğunluğukadın,çocukveyaşlı,45kişiöldürülür.Za-patistaların2001’dabaşkenttebinlerceMek-sikalıylabuluşturan“yerlilerinonuru”yürü-yüşüdesonuçgetirmez.DahasıhükümetSanAndres’leverdiğitümtaahhütleritırpanlayanyeni reform önerilerisunmuştur.Zapatis-talar kötü yöne-timle her türlübağını koparırveyerlihak-larını vekültürünükoruyanbu an-

DO

SYA mutlu yıllar

Page 12: Siyasi Dergisi Sayı 2

laşmayı tek taraflı hayata geçireceğini ilaneder.Köylerdekurduklarıbelediyelervemeclisleraracılığıyla,askerivehiyerarşikyapılanmayıyerlitopluluklarınkararlarınatabihalinege-tirmeyiveeğitim,sağlık,beslenmevebarın-magibiihtiyaçlarınbiranönceyerelveulus-lararasıgirişimleryoluylaveadilbirbiçimdekarşılanmasınıhedeflerler.Bölgedetoprağınadildağılımıylailgilisorunlarındevametme-sine rağmenokullarınvesağlıkocaklarınınaçılması, tarımsal üretimin yeniden düzen-lenmesivebusüreçteulusalveküresel“siviltoplumla”kurulandayanışmaağlarıZapatis-tayerlilerininyaşamlarınımaddiolarakiyi-leştirir.BuotonombelediyeleraynızamandaZapatistalarınkendilerinevebaşkalarınasay-gıduyarak,kendileriniberaberceyönetmeyiöğrendikleribirdeneyimedeevsahipliğiya-par.Yerlilerindirenişkültürü YinedeZapatistalardünyanındiğeryerlileriyleyaniişçilerle,öğrencilerle,öğret-menlerle,göçmenlerle,eşcinsellerle,yoksul-larlabuluşturupkapitalizminherbiriniazın-lıkolmayamahkumedenpolitikalarınakarşıgelmedikçe kendileri için ve kendi başları-nayapabileceklerininbir sınırıvardır.2005Haziran’ında yola çıkan “öteki kampanya”böyle bir ihtiyacın sonucudur. Anti-kapi-talist solun biraraya gelmesini savunan bukampanya,insanlarıdahadagüçsüzleştiren,sözsüzleştirenveyalnızlaştıranseçimvetem-siliyetilişkilerinireddeder.Zapatistalarinsan-laraoykullanıpkullanmamalarıkonusundahiçbirsözsöylemez,yapmakistediklerineyenibiraday,nedeyanibirpartiçıkartmak-tır.Bukampanyaylaneo-liberalpolitikaların

vetoplumsaladaletsizliklerinmağduruolanfarklıkesimlerinkendiiktidarlarınıdoğrudankuracakları anti-kapitalist bir ilişki ağı ya-ratmayıhedeflerler.NasılkiEZLN,1983’teChiapas’a ilk geldiğinde oradaki yerlileridinleyerekörgütlendiyse,Zapatistalardabuortak mücadele ağını, Meksika’daki diğerezilenlerindeneyimlerini,acılarınıvemüca-delelerinidinleyerekyaratır. Zapatistalarınisyanıyerküreyisarankuzey-güneyfayhatlarınıdahareketlendirir.Chiapas’ınbaltagirmemişormanlarındakırkülkedenüçbininsanı“insanlıkiçinneolibe-ralizme karşı” buluşturan forumdan PortoAlegre’yeakanzamanaralığında,altkıtadaesenLatinbaharıtümdünyayıdolaşır.Brezil-yalıtopraksızişçiler,Bolivyalıkokaüreticile-riveArjantinliişsizişçilerden,KuzeyAme-rikalı kadın gruplarıyla işçi sendikalarınınEkmekveGüller yürüyüşüne, yaşlı kıtanınilkişsizlik,güvencesizçalışmavedışlamayakarşıyürüyüşüne,TaylandlıYoksullarınFo-rumuna, Hintli kadınların kooperatiflerine,Koreliçiftçilere,GüneyAfrika’daborçlarınsilinmesinitalepedenJohannesburgzirvesi-ne,CenovaveSeattle’ın sokaksavaşlarına,ticaret ve finans kodamanlarını güvenliklibölgelerehapsedenalternatiftoplantılara,ço-kulusludevlerleulusüstüyönetişimkurumla-rınıprotestogösterilerineuzanır.Neoliberalküreselleşmeyeisyanmücadeleninenternas-yonaliniyaratır:ArtıkYeter!

YaBasta!Yeniyılınızkutluolsun!

DOSYA

mutlu yıllar

Page 13: Siyasi Dergisi Sayı 2

“1967 Aralığı’nda Saygon’daki Amerikan elçiliğinin yeni yıl davetiye-

sinde “Gel tünelin sonundaki ışığı gör” yazıyordu. Aylardır Lyndon Johnson’a, o

da Amerikan halkına tünelin sonunda ışık olduğunu anlatıyordu. Bu Saygon’daki Amerikan yeni yılıydı. Vietnam yeni yılı Tet Bayramı(*) 31 Ocak 1968’deydi.”

Son onyılın büyük bölümünde ABDIrak’ı bombaladı.ABD hükümetinegöre bunun nede-ni, diğer şeylerinyanısıra,Irak’ınkimyasalsilahlarını yok etmekti.FakatABDhükümeti, or-mandakiyapraklarınaltınasaklananVietnamlıgerilla-larla savaşırken kimyasalsilahkullanmaktatereddütetmemişti.Açıktırki,onlariçin kimyasal silahlar sa-dece kendileri tarafındankullanılmadığı zaman kö-tüdür.Vietnam’daki Amerikanaskerlerininsayısı1963’te23.300 iken 1966’ta184.000’eçıkartıldı.Ocak1969’daVietnam’dakiAmerikan askerlerinin toplam sayısı en yüksekdeğerine, 542.000’e ulaştı. Buna rağmenABDordusu,Vietnam’aboyuneğdiremedi.31Ocak1968gecesi,KuzeyVietnamordusuveNFL,TetSaldırısınagirişti.NFLyeniyılşenlik-leri için ilan ettiği ateşkesi bozdu veAmerikanordusunuKhesanbölgesindekibirsaldırıylaoya-ladıktansonra, içlerindeGüneyVietnam’ınbaş-kentiolanSaygon’undabulunduğuyüzdenfazlaşehregirdi.

Amerikalılargafilavlanmışlardı.Saldırısırasında,gerillaordusuABDelçiliğinidahielegeçirmeyibaşardı.NFL, ilişkileri ve casusları aracılığıyla,silahları,cephaneyivepatlayıcılarısaldırıdakul-lanmaküzeregizlibiryeresaklamayıbaşarmış-tı.Sabah3:15’tebirgrupgerilla,taksiyleelçiliğegeldiler.Beşdakikaiçindegörevlibeşmuhafızıöldürmüş ve binayı ele geçirmişlerdi.GerillalarayrıcaGüneyVietnamveAmerikanordusunaaitkarargâhlarıveSaygonHavaalanınınkuzeyindeyeralanBienhoa’dakibüyükAmerikanüssünüdeelegeçirdiler.Saygon’dakianaradyoistasyonuna

saldıran on dört gerilla,18saatboyuncakuşatmaaltında kaldıktan sonrakendilerinibinailebirlik-tehavayauçurdular.

Taarruzun boyutu vealanıAmerikalı generalleri şa-şırtmıştı. Generallerden birisaldırıyı, her baskın sırasındalambaların yandığı bir pinballtopunun hareketine benzetiyor-du.Hiçşüpheyokkibutarih-tekiencesuraskerisaldırılardanbirisidir.1967Eylülayında,sa-vaşınaskeribirçıkmazagirdiği-ni ve bunun değiştirilmesi içinbir şeylerin yapılması gerekti-ğini anlayan Kuzey VietnamlıgeneralGiap,ogündenitibarenbusaldırıyahazırlanmıştı.

Jonathan Clyneİsveç’te yayınlanan Marksist Socialisten dergisi

editörü

(*)Kelimeanlamı“yenişafak”olanTet,aytak-viminegöreilkyeniaygününedenkgeliyorve3günsürüyorvebolmisafirlibayramsofralarıku-ruluyor.

Vietkong’un mutlu yıllar dediği

DOSYAmutlu yıllar

*(J.Neale-AmerikanSavaşı,MetisYayınları)

Page 14: Siyasi Dergisi Sayı 2

Egemenler dili iki şekildetahayyüledebilirlerya süslü resep-siyonların vazgeçilmez mezesi dilsalatasıolarakyadayalansöyleyipmedh-isenalardizmeyeyarayanbir

organolarak. 1990’lı yıllarda,Mete Altan’ın emrindeki işkenceciler birdevrimci militanı katletmişlerdi. Devrimciöldürülmedenbirkaçgünöncebasınınkar-şısınaçıkarılmışve‘teşhir’edilmeyeçalışıl-mıştı,amayarattıklarımizansenboşagitmişmilitan,sloganlarvezaferişaretlerieşliğin-deteşhirmasasınıtekmeleyerekkırmıştı…Remzi Basalak, teşhirden hücreye götürü-lürkenhalasloganatmayadevamediyorduvemuhtemelenbunlarsonsözleriolmuştu,çünkü yalnızca Kenan Evren ve CIA’nıntakdirine mazhar olmuş M.Altan sorgudakonuşmayan ama teşhirde slogan atan buinsandanfenahaldetiksinmişti.MeteAltan,sonra Basalak’ın dilini koparttı ve öldür-dü…Dili koparılan bir başkaisyancıTupacAmaru’yuilkbuolaylatanıdık… Colombus’un ve ardı-lı kolonicilerin gelmesindenönce, güneş ülkesinde, ışıklıırmaklar,deliormanlarveka-dife sözcükler içinde, denizleyelkenlinin ahenkli salınımıiçinde yaşayan İnkalar birkaçyıl içinde ellerindeki her şeyiveözgürlüklerinikayıpetmiş-lerdi. Bir rahip durumu şöyle anlatıyor:“bu zavallı Kızılderililer denizdeki sardal-yalardan farksız. Öteki balıklar nasıl yiyip yutmak için sardalyanın peşine düşerse, bu

topraklardaki herkes de talihsiz Kızılderi-lilerin peşinde… Çaresiz Kızılderili, tıpkı altın ve gümüş gibi, gereksinimlerin karşı-lanmasında kullanılan bir değişim aracıdır. Altınla gümüşten tek farkı çok daha kulla-nışlı olmasıdır. Çalışırken ter içinde yüzü-yorlar, ayakları ya soğuk toprağın, taşların üzerinde ya da suyun içinde. Dinlendikleri ya da yemek yedikleri sırada derideki gö-zenekler kapanıp buz tutuyor. Bu yüzden de kapmadıkları hastalık kalmıyor. Kanama, zatürre, felç, zatülcenp bunlardan yalnızca birkaçı. Kızılderili ve Siyahderili köleler için hastalığın hızla ilerlemesi ve çekilen acıların ölümle son bulması tek kurtuluş yo-luydu. Kaçtıkları takdirde peşlerine düşü-lüyor ve kaçanları yakalayıp kafasını kesip getirenlere ödül veriliyordu” Tupac Amaru, pırıltılı yılan anla-mına geliyordu ve İnka’ların son kralı vedirenişçilerindendi. 1550’lerden itibaren,İspanyollara karşı kahramanca bir direnişgösterdiyse 1572 yılında yakalandı, hal-kının karşısına çıkarıldı, adi bir muhbire,nedamet getirmiş bir suçluya dönüşmesiistendi,kabuletmedi,yüzükızgınşişledağ-lanmış,eriyipakanaltınınpırıltısı,sarayındörtbiryanındaparçalanmışinsanlarınku-rumuşkanları vegökyüzününmavisi kap-lamıştı ortalığı. “Tanıdığım ve bildiğim iki kişi var biri siz ve işkenceyi yapanlar, diğeri de ben..”cümlesininsonsözcükleriolduğu

söylenir. Kulaklarında halaşehrin bir yerlerinde doy-mak bilmez bir hırsla öl-dürülen insanların tecavüzedilen kadın ve çocuklarınçığlığıyankılanıyordu.Birsabah Cusco meydanındaönce dili kopartılır, ardın-dan kollarından, bacakla-rından ve kafasından beştaneiriatabağlanırvepar-çalanır… Pırıltılı Yılan beş

parçayabölünmüştürbelkiamabuonuyoketmek bir yana, onun adını ülkenin bütüntopraklarına adeta ekmiştir. Zapatista, Si-mon Bolivar, Jose Marti derken tabii ki

ileyalancı fuji

pırılt

ılı y

ılan

DO

SYA mutlu yıllar

Page 15: Siyasi Dergisi Sayı 2

1960’larveefsanevigerillahareketiUrugu-aylı,Tupamarolar…Estetizeedilmişşiddet,ince duyarlılık, Montevideo’nun bağrındayananateş…Sıkıyönetimler, işkencelervekatliamlarlasönümlendirilebilenateş.AmaTupacAmaruefsanedirveefsanelerölmez,yer altıyangınlarıgibi,mağmanınkoygunakışıgibi.TambittidenilirkenPeru’daorta-yaçıkanTupacAmaru,Japonbüyükelçliği-nilavpüskürüğününbacasıyapar… Yeni Dünya Düzeni’nin en parıltı-lı günleridir ve Heredot ile başlayan tarihFukuyama ile ‘sona ermiştir’… Tam bugünlerde, Peru’lu devrimci grup MRTA,Peru’daki Japon Büyükelçiliği’nde verilenyeni yıl resepsiyonunu basar…Dil pastır-maları, beyin salata-ları, ordövr tabakları,havyar kupaları or-tada kalır, kopartılandil hesabını sormayagelmiştir, parçalan-mış organlar vücudagelmeye gelmiştir,Tupac bu densiz in-sanlara, dört dil’dekonuşup hiç bir şeyanlatmamayımaharetsananbu insanlara dilinmaharetini, sözüngücünü,ikrarındeğeriniöğretmeyegelmiş-tir…400civarındakişirehinalınır…PepsiveCIAtarafındanfinanseedilenPeruişbir-likçi hükümetinin başındaki Fujimori içinchristmas karabasanı başlarken ezilenlerincanşenliğidirartık… “Tupac Amaru Devrimci Hareketi Ulusal Yönetimi sevgili Perulu halkımıza sesleniyor ve açıklıyor ki bugün, 17 Aralık Salı günü, saat akşam 8.25’te örgütümü-zün özel “Edgar Sanchez” birliği Japonya Büyükelçilik konutunu askeri olarak işgal etmiştir ve çeşitli siyasi kişilikleri, işadam-larını ve Peru’daki diplomatik heyetlerin üyelerini tutsak almıştır. Biz, bu operasyona “SESSİZLİĞİ KIRMA – HALK ONLARIN BIRAKILMASI-NI İSTİYOR” sloganıyla birlikte “OSCAR TORRE CONDESU” adını verdik”(1No’luBildiri…)

Tupac Amaru Kuşattığı kentlerebeyaz atının üzerinde girdiğinde, Kızılde-rili veSiyahderililer tarafından trampetvepututoslarla (borazan olarak kullanılan içioyulmuş boynuzlar) karşılanıyordu çünkükölelereözgürlüğünütanıyorvebütünver-gileri kaldırıyordu. Özgürlüğünü kazananköleler, TupacAmaru’ya katılıyorlardı vekısa sürede olsa hayat bayram yerine dö-nüyordu…MRTA’nın Filipinlerdeki Japonbüyükelçiliği baskını böylesine büyük birkuşatmadeğildibelki ama,güzelbir frag-mandı,tümdevrimcilereveezilenhalklarabir şeyleri kutlamak için gerçekten güzelbirgerekçesundu,gerçekbirmutlulukkay-nağıoldu.Ortadaanlamsızbirdinselritüel

yadadünyanındevri-daimini tamamlamasıgibituhafbirgerekçeyerinegerçekbirkut-lamanedeniydiçünkühayatı yalan söyleyipeğlenmekten ibaretolan asalaklar panik-lemişlerdi, bu baskınbelkibirkıymıktıamamanikürlü tırnaklarınarasınagirmişti.

NestorCerpaCartolaniönderliğin-deki 16 Tupac Amaru Marksist Hareketimilitanıüçaysonrakatledildiler…Katilleryalnızca“16 ceset, mühimmat, silah ve boş kovanlar”bulabildiler.OysaAmarularüçayboyuncaışıklıYılan’ıngözalıcırenklerindendünyanınengüzelipeğinidokudularsonrakozasını bırakan kelebek gibi kanatlarınınkırılganlığınaaldırmadanbaharınçağrısınayanıt verdiler… Geride çılgın simyacılarıimrendiren yoldaşlarımızın kanatlarındankalankelebektozları,Fujimori’ninkorku-dansayrılaşmışyüzüveyalandankağşımışdili, Amarular’ın nedamet etmeyen amakopan dili, bir de irinli yalanların kabuğukelimelere karşı ikrardan yapılmış sözlerkaldı…Emanetimiz, zulamız, hediyemiz-dir… Mutluyıllar…

DO

SYA mutlu yıllar

Page 16: Siyasi Dergisi Sayı 2

1960’lıyıllarda çoğumülteci kamp-larında olmaküzereyenibirFilistinneslidoğdu.Onlar,büyüklerinin Arap devletlerine güvene-rek yaptıkları gafları farkettiler. İsrail’inhesaplarınınaksine,bugençler sürgündeolsalar bile Filistin’i unutmadılar; onlaradeletsizliğinveuluslararasıyardımlarlayaşamak zorundabırakılmanın ver-diği öfkeyle yaşa-dılar. Tüm bunlarakarşılık bu gençneferlerin birşeyleryapmayakararver-meleriyle El-Fetihve onun askeri ka-nadı El-Asifa ku-ruldu.

El ‘Fetih’ adınıArapça’da FilistinKurtuluşHareketi’ninilkharflerindenalırve

askerikanatEl-Asifa’daadınıArapçadafırtına sözcüğünden alır. El-Fetih ve El-Asifa’nınilküyeleri,sorumluolmadıklarıhalde çocuk yaşlarda Filistin trajedisiniyaşayanfedakarFilistingençleridir.El-Fetih’in1965’in ilkgünündeyayınla-

dığı kuruluşbildirisininbirbölümüşöyledir;

“Birleşmiş milletler ta-rafından yurtsuz mülte-ciler sorunu olarak rafa kaldırılan insanlarımız, düşmanın yerel ve ulus-larası anlamda vatanı-mızda sürekli kalmak için tasarladığı plan-larla davalarından ayrı yaşarken aradan tam on altı yıl geçti. Bu acı verici gerçeğin ışığında, El-Asifa güçleri düşma-

na karşı yola düştüler ve dünya onların ölmeyeceği büyüklükteyken silahlı devrim geri dönüşe ve zafere bir yoldur”

El-Fetihörgütününprensipleridi-ğerülkelerdekurulanözgürlükhareketlerigibiadeletsizliği,haksızlığıkaldırmakvehaklarıolanözgürlüklerini,güvenlikleri-nitekrarkazanmakiçindir. MutluYıllar…(**)

filistin’de fırtına koptu

fkö k

uru

luş

bel

ges

i*

*Palestine,EbuFiras,BelgeYay.ÇeviriSiyasi.**Siyasitarafındaneklendi…

DO

SYA

mutlu yıllar

Page 17: Siyasi Dergisi Sayı 2

İşçisınıfınıntarih-sel mücadelesinde

belki de en önemliolan şey, işçi sınıfınınkendi sınıfsal bilin-cine erişebilmesidir.Yani kendinde bir

sınıfhalegelmesidir. Amabubilinçsıçraması,Lenin’indeyimiile, ‘sınıfa kendi bilincini büyük oranda dışardan taşımayla’sağlanır.Bubilince,yaniişçisınıfınınyadabirbaşkasınıfınkendisınıfınınfarkındaolup,kendisını-fınınsistematiğiiledüşünmesineideolojideniliyor.Buradanyaklaşırsak; parti, sı-nıfileideolojiyibuluşturanikisinibirbi-riyleentegrehalegetiren,organdır… 28Ocak1921günüMustafaSuphive yoldaşları Karadeniz’deMilliMüca-deleninönderleritarafındankatledildiler.Bukatliamherhangibirkatliamdeğildir,tarihsel önemi Kemalist vahşetin cisim-leşmesinden değil, Komünist hareketiideolojisizleştirecekşekildegerçekleşmişolmasındadır. Zira Suphiler, tohumdur,henüztoprağaköksalmamışlardır,dallarıkollarıoluşmamıştır,hemfizikenhemdeideolojikolaraksınıfı temsiletmektedir-ler, enerji değil potansiyeldirler.Dolayı-sıyla onların ölümünün pek çok önemlisonucu olmuştur ama en önemli sonucukomünisthareketinideolojisizleştirilmesiveonunyerineKemalizmin‘sol’biryo-rumununkonulmasıolmuştur,buyüzdengerçekteülkeegemenlerininideolojisive

birmodernizmprojesindenbaşkabirşeyolmayan Kemalizm yıllarca ‘sosyalizm’ilebirliktedüşünülmüştür… Asıl önemli olansa, on beşlerinkatliyle birlikte, Türkiye İşçi sınıfı ide-olojisiz kalmıştır. Suphilerin ardındanmeydan Şevket Süreyya, Vedat Nedim,ŞefikHüsnügibiKemalistlerekalmıştır.Onlarda,proletaryaileburjuvaziarasın-dakiçelişkiyiyıllarcagörmezdengelerek,üçüncüdünyaileemperyalizmarasındakiçelişkiyi ana çelişki olarak dayatmışlarçözümolaraktotaliterbirdevletçiliğisos-yalizm,planlıkapitalizmidealindenbes-lenenbirtakımkorporatif-faşisttezleribu‘sosyalizmin’programıolarakemekçileredayatmışlar,Perinçek’inİP’inden,GenelKurmay ilemuhkemKızıl Elma koalis-yonunavaranfaşizan‘sol’yoluntemelle-riniatmışlardır. Buyüzdenonlarınfiziksel/örgüt-selolarakortadankaldırılması,teorikide-

28 o

cak 1921

DO

SYA

mutlu yıllar

Page 18: Siyasi Dergisi Sayı 2

olojikolarakdabüyükbirgeri sıçrama-dır…Ki10Eylül1920günüBakü’debirKızılordukulübündekuruluşuilanedilen,Türkiye Komünist Partisi’nin, programıoluşturulurkenyapılan canlı tartışmalaraveerkensonaermişmücadelepratikleri-nebakarak buPartiyikuranyoldaşlarıntümünün,özellikleMustafaSuphi,Meh-metEmin, EthemNejatveArap İsmailHakkı’nınMarksizm-Leninizm’ehakimi-yetleri ve ideolojiknetlikleri rahatlıklagörülebilir. Böyle l ik le ,Türkiye’deki işçisınıfı yıllarca ideo-lojisiz yaşadı. Evet,herdönemsınıfaön-derlik ettiği savındaolan, işçi sınıfınınideolojisinin kendin-de tecessüm ettiğiniiddia eden, çevrelerher zamanoldu amabu çevreler çoğuzaman teorik yet-

kinlikleri tartışılmaz olsa bile (meselaTKP-TSİP) asla işçi sınıfının ideoloji-sini bilince çıkaramadılar, dolayısıyla,bilinci sınıfa götüremediler.Marksizm-LeninizmadıaltındayıllarcaKemalizm,CHP’cilik,feodalizmvedinselgericilikkisvesinde Kürt düşmanlığı, Avro-Ko-münizm,Reformizm,Kadrocukoopera-tist-faşizantotaliterizmve56’dansonraSSCBsosyalemperyalizmidalkavuklu-ğusürdügitti. 68ve78’liler ise,yiğitlikte,gö-züpeklikte tüm dünyaya şan verdiler.Tümüyleiyiniyetliydiler,halkakorkunçbir sevda ilebağlıydılarama teorikbiri-kimleri,yadaMarksizmle,Kemalistteo-risyenleraracılığıylailişkilenmeleri(Av-cıoğlu,Ş.S.Aydemirvs..)onlarıideolojikolarakkötürümhalegetirdi.(BuyıllardaKaypakkayavebirkaçdevrimciönderis-tisnadır) Sonuç olarak 28 Ocak 1921’deyalnızca Suphiler değil, ideolojide

Karadeniz’in karasularında boğul-muştur…Daha acıolansa, maktüllerin“yoldaşı” olduğunuiddiaedenlerin,yıl-larca yoldaşlarınınkatillerine büyükbir aşk ve sadakat-le bağlanıp sınıfıngücünü ve itibarınıegemenlere peşkeşçekmeleridir..

Page 19: Siyasi Dergisi Sayı 2

GAYRISIZ BİR DÜNYA İÇİN Zindan direnişlerinde ölümsüzleşenlere…

Yanımızdan kudretli kalabalıklar geçtiSustuk…Ağaçsız kuşlar gömdük,On iki yolcuylaNefes nefese, kenetliDoğruldu yavaş yavaş Düştüğü yerden umutTabelalar çakılıydı gözlerindeGördük…Tüm evren ağzını açmış O’nu dinli-yorduTek bir ses yayılıyordu sonsuzluğa:‘Seni yavrum,’ diyordu,‘Açlığımla doyurmaya geldimAçlığımla adımlamaya okul yolunu,Örmeye saçlarını açlığımla!’Sanırız ki bu açlığından başladılar saymaya...Bir Beş On bir… Durdu çıkrığı karanlıklarınÇınar dalı, şerbet, öfkeÜç öğünsün sonrası

Yanı başımızda Hevesi kursağında kanlı ahtapotlarKaç kolu var bunların a canım?…İstediler İstediler İstediler…Binlerce cansınız diyeFedasına ihtimal etmeyecekleriBedenlerimizi,Dişlerimizi, Dudaklarımızı…Yüzümüzde elmacık yoktu artıkAma gülümsemek eşi bulunmaz bir siper,Sıcaklığında gökler kavuranBakışlarımız,Kaybolmamak için direnen bir resim

Ve eğer ki;O dev cüsseli ‘altı harf’Duvarlar arkasındanDiş tırnakla sökülüyorsaHer sabah solmaz renkler ekmeli Gayrısız bir dünyanın düş tarlalarına!

Umut Yetiş

Page 20: Siyasi Dergisi Sayı 2

Mısırekmeğiyle içtiğiay-ranınferahlığıyerinidayanılmazbirsu-suzluğabırakmıştı. ‘Ahbu ayran’diyedüşündü; ‘içsen olmaz, içmesen hiçolmaz’.Ayaklarınınaltındabirsıcaklıkhissetti,biryanma.Yaznekadarsıcak-tı bu sene!.. Koltukaltlarında, şakakla-rında tandır fırınıvardısanki.Burnunadumançalınıyorgibiydi,yoksamuhla-manınkokusumu?Dolaptanbirsürahialdı,sıcaklaçarpışanbuzgibisürahinin,dışı buğulandı. Zirvesinden hiç dumaneksilmeyenKaçkarlargeldiaklına;dur-madanyağanyağmurlar,yeşiliçıldırmışyaylalar,kafasıağarmıştepeler..etekle-

rindehayatacanverengözeler,çar-pınaköpüredereler...

BirdenFırtınaderesininkarnınaçivi-lemeatlayıp;dünyanınenustaressa-mının elinden bile çıkamayacak kadarmükemmelFırtınavadisimanzarasınınsuyunaynasındagerili tualini, tuz-buzetmearzusuaklınadüştü.Denizalasıba-lıklarının, ayaklarının arasında oynaş-masını,suyunyüzeyindegittikçebüyü-yendaireleri..dahanelerineleridüşledi.Delicesineseyirttifırtınaderesine.‘Aynı nehirde iki kere suya girilmez’demişti ağbisi!Diyalektikmişbugüya,cenabetYunan’ınsafsataları...Anasının

çiçeklimintanındanartankumaştandiki-len donunu da çıkarıp savurdu bir yana;suyaalabildiğincesertçakılmakiçinkıyı-danbiraz daha aralandı. Sonra sonhızlakoşmayabaşladı,ağbisinenispetedergi-biydi;‘baksen’dedi,‘benşimdinasılgiri-yorumbeşyıldırgirdiğimaynıdereye’...

Suyabirkaçadımkalagerindivesıçradı.Havadauçuyorgibiydi,nekadarbahtiyardı,sankitopuklarıbirdahanesu-larane toprağadeğmeyecek,koltukaltla-rındakifilizgibiisiliklerdenbirçiftkanatpatlayıverecekti.Hagayretdeyipkollarınıkanatgibiçırptı.Uçmayıbeceremediama;suyunsoğuğundagizliürpertiyleruhununyelkenlerinişişirdiManuel.

Cezaevinden duman tütüyor dediavkat hanım. Gene n’oldu ki? adam ol-salarordaolmazlardızaten. İnsanhakla-rıinsanolanagerektizaten...Üfnesıcaknesıcak,mevsimlerindengesidedeğişti,çevreciydikendisizaten.Buhavadadaaybaşıçekilmiyor..vıcıkvıcıkter,gıcıkgı-cıkkan.Erkeklerinböylederdiyoktuyaodafeministtizaten.Ohermeseleyiböylekıçındankavrardızaten.Pedivelimonata-yıyenilemeli,klimanınayarınıikikademedahayükseltti...Perdeninaralıkyerindentekyaprağıkıpırdamayanpayamağaçları-

temmuzrüyaları

“bir oğlum olacak adı temmuzUykusuz

Korkusuzbeter mi beter”

Hasan Hüseyin

Page 21: Siyasi Dergisi Sayı 2

nıgördümezarlığın.Sırtlangibi tünemişbirbaykuşiliştigözüne.Ürperdi.

Manuel,biraraTuncayileYunus’ugördü boş bir arsada top oynuyorlardı,amadahademinFırtınaDeresi’neçivile-meatlamamışmıydı?Sonrabirden,bütüngörüntülersilindineKaçkaryaylalarıkal-dı, ne top oynanan bomboş arsalar. Üçübirdenkendilerinibircezaevihavalandır-masındabuldular.Amaoyunlarınıkesme-diler, bağrışa çağrışa, kan ter içinde topoynamaya devam ettiler.Ta ki, gardiyankıyafetleri içindekimahluk (şüphesiz bumahlukun dünyada eşi menendi yoktu),elindekikocamanbıçağı,lastiktopunkar-nınasokupikiyeayıranakadar...Annemizgelseyabizibuhayvanınelin-denkurtarsayadiyegeçtihepsininaklın-dan...Birsesduyuldusonra,birerkeksesi;—Kalkartıkyoldaş,‘yarımsaat’doldu! GözleriniaçtıManuelsırtınıdaya-yıpuyuyakaldığıçuvalsırılsıklamdı.Sonrakoğuşunzeminindebirkarıştanfazlayük-selmişolansudanavuçavuçalıpyüzüneçarptı.‘Diyalektikdedikleriböylebirşeyolsa gerek diye düşündü; Kaçkarlar’dandaldık, lağım suyundan çıktık. Bırak ikikere girmeyi yakında bir kere bile gire-meyeceğizaynısuya...’Gülümsergibibirseyrimegeçtiyüzünden. Gözleri kıpkırmızıydı; belki yas-tık diye kafasının altına koyduğu kitap-ların kızıllığı gözlerine bulaşmıştı. Işıklıbirlimandıaslındagözleri,denizlibirşiir;oysaşimdigözlerininmaviodalarındaikicinayetişlenmişgibiydi.Kadınkoğuşun-daydılarartık,kadın-erkek,binlercekitap,kaset, onlarca kafa-kol, kalorifer peteği,ranza, bağlama, yatak-yorgan, çanak-

çömlek,karpuz,üzümnevarsaamanevarsaartıkburadatekbirişeyarıyordu;barikatı berkitmeye. Bir marş dolandıyıkılıpyakılankoğuşları;“Kollarımız kopsa bile yüreğimiz tetik çeker…”

Şarkılar şiirlere, aforizmalarmarşlara,küfürlerdüşüncelerekarıştı.Sanki Temmuzun beşinden değil de;Fırtınaderesindenyeniçıkmışdaladinçamlarınıngölgesindenüşümüşgibiür-perdiManuel.

Bir homurtu duydu önce, du-var titredi ve devrildi sonra. ÇeliktenbirDehakgibi,alnındakiyılanınmetalağzını gezdirdi koğuşun içinde işmakinesi. Bir delikanlının kafasınıistiyordu

Derin bir nefesle yatak odası-nın lâvantakokusunasığınmayaçalıştıAvkat Hanım. Kokuyu alamadı; pedibir an önce alıp mezarlığın kasvetinegarkolmuş yatak odasından; antik yu-nan mimarisine öykünen salonundakikristalbardaktakendisinibekleyenbuz-lu limonata denizinin, zevkine dalmakiçin sabırsızlandı,güneşbatıyordu, ce-zaevindendumanlarveçığlıklaryükse-liyordu…Ama lâvanta kokusu nereyegitmişti?Birbaşkakadınınkocasıkahvedengel-di. Haberlerde,Burdurcezaevinde-ki ‘terör tutuklularının isyanbaşlattığı’anlatılıyordu.Adamkulağınındibindekiçığlıklaradeğil;ateşkırmızırujluspike-rin dudaklarıyla meşguldü.. Bi soysanbunudedi;‘safi bonfile, biftek, cılk ettir

Page 22: Siyasi Dergisi Sayı 2

ya neyse’diyegeçtiaklından.-Yemeedaahazırlamadınmıgarı!dediKadının, ‘bok yedin sanki gavede, fa-yansdöşedindöşedingeldin’diyesigel-diama;—Düdüklüdepişmesineazkaldı,diyeyanıtladıeşini.

—Hadikadınhadi,dediadam.Tampişmesedeolur.Erkeğindelikan-lısı,etinalakanlısımakbuldür...!Pamukkale ekspresi’nin uğul-tusu, düdüklünün fışıltısınıda, cezaevinden gelen çığ-lıklarıdabastırdı...

Kadınbezgin,‘çiğçiğyedirmeksevapsana’diyegeçirdiiçinden..adamgerindi avagidecek tazılar gibi, gırtla-ğınıtemizledi,etintümlezzetinialabil-mekiçin..düdüklününkolunukaldırdıkadın..zaferişaretinikaldırdı‘esir düşmemiş’..kepçenin kovasını indirdi çelikten yı-lan..çekmecenin gözünü asıldı avkat ha-nım..üççığlıkaynıandakoptu..vebinlercehaykırış..düdüklüdekınalıtüylerinden,yastıkyapmayıkurduğumorçillihorozdeğilbirsağkolkaynıyordu;canıçe-kilmiş dokularından, çok kahır çekmişparmakuçlarından,morarantırnakların-dan,kemiğinin içindeki iliğinden, limelimekansızıyordudüdüklüye.Bağıra-madıbilekadın,kolututtuğugibikoca-sınınyüzüneçarptı;‘alsana’dedi..‘bü-tünakşamyemeklerin’..

Avkathanımınkomidinçekmece-sinde, yalnızca florasan kırıkları vardı,birdepedkutusununiçindeçiğnenmiş

binlerce fare yavrusu. Kombinezonları,fantastik jartiyerleri, oyalı çamaşırları,dildosu,pinçikpinçikolmuşvekanabat-mıştı. Bir çığlık koptu boğazından; bay-kuşkorktu,havalandıdalından.Salondakikristalbardakkırıldı.İçindenbuzlulimo-nata değil, henüz pıhtılaşmamış sıcacıkkan döküldü. Kan köpürdü çıktı, kadınkoğuşundan;kapıeşiğindeniçerisüzüldüavkathanımın.Çırpınasıçrayaavkatha-nımınyüzünüvebütünduvarlarıboyadı.Salonaattıkendiniavkathanım,kabustansıyrılmakiçin;amaMonalisareprodüksi-yonuyeredüşmüşveMonalisa’nınsihirligülümsemesininyeriniburuk,küsgünbirseyrimealmıştı...Reprodüksiyonuçerçe-veleyengotikişlemelimaunağacı,kanlıkalaslara,coplaradönüşmüştü. Kocasının horultusuna uyandıkadın, ‘sığır gibi yiyorsun’ diye geçirdiiçinden.‘Azyesendehorlamasann’olur,köpeğindenutanmasankemiklerinideyi-yecektin’ diye mırıldandı. Boğazı kuru-muştugördüğü‘kabus’tan.

Elyordamına ararken bardağı dü-şürüpkırdı,sunturluküfürlerleuyandıko-cası.Kadınanayadigarıbardağamıhebaolmuşömrünemiyanacağınıbilemedi.Amabirbaşkasıkoluna,birbaşkasıkafa-tasına,birbaşkasıparçalananavucuna,birbaşkası kırılan parmaklarına, bir başkasıbirbaşkasınayandı...Hemdenasıl yan-dı... Avkat hanımınnutku tutuldu, hiçkonuşmadıorüyadansonra.Öncedendekonuşmamıştıya..neyse!

Page 23: Siyasi Dergisi Sayı 2

Matrix üçlemesi aslında felsefetarihinin kısa bir özetidir, orada felsefeyalnızca aydınlanmamerkezli kurulmaz,insanlıktarihineyönvermişbütündinsel,mitolojikmetinler,söylencelerNuhtufa-nından,Mesih’indirilmesinekadarburadayeralır,yaniburadanbakıncaMatrix‘birsistem eleştirisi’ olmakla birlikte aslındasığbirfelsefikolajdır.Fakatherşeyerağ-men,filmlerdedikkatedeğerbazınokta-larvardır;serininüçüncüsündeNeo,siberaleminbüyüklerindenbirisiolanFransız’abiryanlışyaparvebirmetroyahapsedilir;bumetroaslındahementümsemavime-tinlerdegeçenAraf’tırveonuoradanyal-nızcatrencidenilenFransız’ınkölesikur-tarabilecektir…MetrobembeyazdırvebubeyazlıklahiçlikderinleştirilirvebuhiçlikiçerisindesimsiyahgiyinmişNeobirlekegibidir…Metroraylarıüzerindekoşarak,oradankurtulmayaçalışıramageldiğiyerherdefasındabaşladığınoktaolur,burasıbir fasit dairedir ve kurtulmasımümküngörünmemektedir… BunoktadaNeo’da bir remedial-dır, tambir sıkışmavekuşatılma içinde-kiAraflıgibidir,neİsa’yanedeMusa’yayaranamadığıiçingidebilecekhiçbiryeriyoktur, hayatıkayıkçı’nınvicdanınakal-mıştır…Muhtemeldir ki, dünyanın hiç-biryerinde,hiçkimseiçinbelkibusahnebirremedialiçinifadeettiğikadarbirşeyifadeetmez.Burslarınızkesilmiştir,ders-

lere girmeniz yasaktır, okuldan İngilizceders almanız mümkün değildir, yurttanatılmışsınızdır,meşakkatliİngilizceyolla-rındaderetepedüzgittiktensonraaldığı-nızyoladönüpbakıncabirarpaboyudur.Memleketinizedönemezsinizçünküçoğuzaman ailenize sınavı geçtiğinizi söyle-mişsinizdir, yalan söylememişseniz genedegidemezsinizçünkübirşekildeokulunetrafında kalıp ders çalışmanız, kenar-dan kıyıdan da olsa bir şeyler kapmanızgerekir… Lanetlenmişsinizdir, her günmanzaradan, bebek sahilinden cennetlecehennemiayırankaranlıknehirgibiakanboğaz’abakarsınız,sizikarşıyageçirecekkayıkçıyıbeklersiniz… Kayıkçıhisarkıyılarınayıldabir-kaçkereuğraramakayığınaherkesibin-dirmez,yalnızcabununbedeliniödeyebi-lenleribindirir…Binemeyenleri lanetler,işbilmezliklerini,gerizekâlılıklarınayorar,alayedersizinleveRemediallaryalnızcabirRemedial’ıngözlerindegörülebilecekderinbirkeder,huzursuzuykularınhedi-yesigüvercinbakışlar,yorgunbiryüz,es-kilifadelervegüvensizadımlarlaHisar’ıarşınlamayadevamederler… Durumunuzu ifade etmeniz birhayli zordur, özellikle ailenize ve diğerüniversitelerde okuyan arkadaşlarınızadurumunuzu açıklamak için mesela Ba-lık Ağzı şiirinden pasajlar okumak “İri gözlerimde keder/ kılıcımda hüzün/ satın

isamusa

kayıkçıaraflı

Bir yol gider inceden hisar’dan araf’a Remedial-lar bekleşir yalnızca,bu yolun duraklarında…

Bir yol gider inceden hisar’dan araf’a remediallar bekleşir yalnızca, bu yolun duraklarında...

Page 24: Siyasi Dergisi Sayı 2

beni/ rakı için…”diyehaykırmakistersi-nizama,siz‘başarısız’birinsansınızdırvebunu bile yapmaya muktedir değilsiniz-dir; ‘İngilizceyi geçemedim de’ dersiniz,ondanböyleyim…Oysasizdünyanınenağırsınavlarındanbirisiniveripbuokulagelebilmişsinizdir, sizden İngilizceyi debirçırpıdavermenizbekleniryakınçevre-niz tarafından, başarısızlığınız alttan altasizinhaytalığınızayorulur,tıpkıBoun’unherbiribirdiğerindenmüstesnayönetici-lerinindüşündüğügibi…Sizinburslarınızkesilmişse,yurttanatılmışsanız,sizedersverilmiyorsa, size öğrenci olduğunuzadairbelgevepasoverilmiyorsa,yaniokulsizigözdençıkarmışsasizikayığabindir-memeyikafasınakoymuşsabusizinsuçu-nuzdur‘çalışsaydınız’… Bounbüyükvegüzelbirrüyadır…İlk günler güzel geçer fakat önce begin-ner sonra da remedial olmuşsanız artıkMatrix’indışınaçıktınızdemektir…Soğukgerçekle,üşütengerçekleyüzyüzesinizdir,rüyabitmiştir.YineMatrixiledevamede-cekolursak,felsefetarihininenbüyükdü-şünürlerindenbirisiolanSartre’ınbulantıteorisi Matrix üçlemesinin birincisindeNeo’nungerçekletanıştırılmasısahnesin-deaynenyeralır.Sartre’agöregerçeklikle

karşıkarşıyakalaninsan,ger-çekliğinsomutluğundanonunyavanlığından, tatsız tuzsuz-luğundan dolayı yalnızca birbulantı ve kusma duygusuhisseder. Neo’da gerçekliklekarşılaşınca kusar, tansiyonudüşer ve bayılır, bu noktadaMorpheous’un (ki mitoloji-derüyalarıntanrısıdemektir)repliği manidardır: “gerçeğe dayanamayacak herhalde…” Bir insanın remedial olmasıişte tamolarakbudur,birrü-yanınsonaermesivetiksindi-recekvebayıltacakkadarso-mutbir gerçeklikleyüzyüzegelmek… Gerçeklik zordurve dayanılmazdır belki çoğu

zamanoysabizimiçinaşacağımızveöz-gürlüğümüzü üzerine inşa edeceğimizşeydiryalnızca…. Eskizamanlarda,ölenlerinikigö-züne iki altın para konulurdu, öbür dün-yada cennete giden ırmaktaki kayığa bi-nebilsinler diye… Bizim ne gözümüzünışığındanbaşkabirhünerimiznedeelimi-zinişlediğindenbaşkadabirmaharetimizvar,Nazım’ınsuyunbaşındadurduğugibibiz de sonsuzluğun kıyısında duruyoruz,kayıkçıgeldiğindeamelepazarındaçığrı-şanmarabalar gibi beni de beni de diyebağırıyoruzamakayıkçıgeneldeiyibes-lenmiş,iyiokullaragitmişçocuklarıtercihediyor…Okulumuzunçoksevgilimuhalifhocaları,herfırsattabiryereimzaverme-yi‘borçbilen’,MuzCumhuriyetihalkınınsıkıntılarınıkendinedertedinen,Matrix’tederinanlamlaryakalayıpentelektüeldo-yumaulaşanlar,gerçekbirşey,gerçekbirsıkıntıgörmekistiyorsanız,Neo’nunkus-muğuna değil, okulunuzun remedialleri-nebirbakın,belkideHisar’damuhalifinateşleimtihanıbudur?…

Page 25: Siyasi Dergisi Sayı 2

… Afişleriyle sarsılıyordu BoğaziçiÜniversitesi. Öğrenciler, özellikle bir kulüptefaaliyetgösterenler, isyanediyordunerdeyse…“MDSyıkılmasın.YıkımseslerigelmesinMDStaraflarından.”diyorlardı.Heradımdabuisyanınkıvılcımlarınıgörüyordunuz;kimilerişarkılarıylasöylüyordubunu;kimileriiseskeçleriyle.Yadaisyanı yazan afişlerle karşılaşıyordunuz eğitimfakültesiönünde,kuzeymeydanda,güneymey-danda, yurtlarda gözünüzün değebileceği heryerde…MDSyıkılmasındiyeimzatoplayanlarıgörüyordunuz. Ya da bu dileğini sadece birağacabezparçalarıbağlayıpmumyakarakdilegetirenleri..Pekineydibuolanlar?Yadaniyeydi?NeolacaktıherbakışımdabanafabrikayıanımsatanüzerineyıllarınyorgunluğusinmişMDS’ye? Olacaklar, zavallı MDS’nin başınagelecekler öğrenildi, dolayısıyla buncayapılanların sebebi de.Yıkılacakmış gerçektenoyaşlıbina.Yerinedeyepyeniboldersliklibirbinayapılacakmış.İştesorundatamonoktadaçıkıyor zaten.Yapılması planlanan bu yeni bi-nada , öğrencilerin faaliyetlerine ev sahipliğiyapacakbir salonyok.!!Yani artıkkonserlerinyapıldığı MDS gibi bir salon yok. Yani artıkfolklorkulübünün,danskulübününçalışmalarınıyapabileceğisonragösterilerinisergileyebileceğibir salon yok. Yani artık kuzeylilerin gidip

görebileceğietkinliklerdeyok. Aslında sorun yine şu noktadadüğümleniyor.Kuzeyvekuzeyliler… Okulun 2. döneme dair planlarınınarasında Eğitim Fakültesinin restorasyonu davar.Herfakültedenherbölümdenöğrenciyeku-cakaçmış,üniversiteninen“işlevli”binasıhalinegelmişYDdeyorulmuşartıkonarılmasıgerek.Çünkü her an boruları düşüp insanların canınıyakabilirmesela(birkaçhaftaönceolduğugibi)veyaanibirdepremdeyıkılmatehlikesiilekarşıkarşıyakalabilir.Yanibubolişyapanbinaişleriaksatabilir ansızın, okulun çarkını döndürmek-tenvazgeçebilirbirgün... MDSde,yadayeniyapılacakMDS’sizbinada,buçarkınbirdişlisiyapılmayaçalışılıyorişte.İşleritıkırındayapanbaşkabirbinageliyoryani kuzeye. “Salonmu?” dediniz “kuzeydekiöğrencilerin sosyal aktivitelerini arttıracak birtaneciksalon”muistediniz?Çokşeyistemişsiniz!Gerek yok sanata . Dansa, festivale, şenliğekuzeyde.Güneydekigüzelimsalonlardururkenne gerek bir tane daha yapmaya?? Hem dekuzeyde…Varsındersinegirsinöğrencikuzey-de,varsındersçalışsınvevarsınkuzey,okulunYÖK tarafından verilen kamu götürü işleriniyapsın. Güney ve güney salonlarınızda gençbeyinleri şirketlere peşkeş çektiğiniz ‘KariyerGünleri’merkezleri, okulun liberal politikasınıyönlendirdiğiniztoplantımekânlarıolsun..Veolurdakuzeylitaşraçocuklarınıncanıfilmizle-mek isterse ,şöylegüzel birAmerikanpolisiyefilmi , olur da canı klasikmüzik dinlemek is-terse,şöyleentelindendantelinden,(haniolmazya olur da olursa..!!) buyursun efendim güneykampusüAlbertLongHall’ü,NatukBirkan’ınegüne…Emrineamade! İşte bunlardan ibarettir sayın idarecile-rimizin oluşturmak istedikleri kuzey. Sadecedersliklerden oluşan bir kampüs… Ya dayukarıdakigibidiroluşturmakistediklerikuzeyli

profili. Bu kadar derslikli birkampüsteokadardadersegi-renöğrenciler… İştebuyüzdenisyanvar.İşte bu yüzden dayanamıyoryüreğimiz,buyüzdentürkülersöylüyor sesimiz meydanlarda, bu yüzden yükseliyor “MDSyıkılmasın.!” haykırışlarımız.Bu yüzden , bu yüzden , buyüzden… Ama tükenmediisyan çığlığımız, tükenmediiçimizdeki ateş, tükenmediyüreğimizdeki umut, tüken-medicoşkulutürkülersöyleyensesimizvetükenmeyecek…

ah

hh

ş

u

MD

S!

“Kuzey Kampusta Dans – Müzik Gösterileri Olmayacak.”

“Kuzeyde artık - Müzik - Dans - Sinema Yok…”“MDS’de “DÜĞÜN” Yok.”

“Kuzey kampusta Taşoda konserleri olmayacak.”“Kuzeyde sanat güzeldir.”“Kuzeyde dans festivali olmayacak.”

Page 26: Siyasi Dergisi Sayı 2

Kapitalizmibiryönüylederekena-rında yanan buğday tarlasına benzetmekmümkün.Böylebirtarladabizinsanlarda,ateştenkaçankurbağalargibiyiz.Yakavru-lupkülolacaksınızyadaulaşılmasıpektekolayolmayandereyeatlayıpkurtulacaksı-nız.Dereninvarlığındanşüpheolmasada,önümüze kazılan kuyular ve konulan taşparçalarıyla suyun ferahlığındanmahrumedilmekisteniyoruz.Öylekibutarlanınenenteresan yönü soygunculuktur, sömürü-dür.Yanlızbusoygununtekeksiği‘Kaldı-rınellerinizibubirsoygundur’repliğidir.Soyguncuşahsiyetlerisehergünkarşılaş-tığınız, selamlaştığınız simitçiler, marketsahipleri,fotokopiciler,emlakçılarvb.dir. Ticaretveücretlendirmeninih-tiyaçlarınulaşılabilirliğinedayandı-ğıbirdüzende,bakkalındanterzi-sine, emlakçısından kuaförüne,kafesindenlokantasına herkessizeyolunacakkazgözüyleba-kar. İhtiyacınız olan ürünleredeğerinin çok daha üzerindefiyatlar ödemek durumun-dasınızdır. Zanımızcakendini dişlilerdenk u r t a r ama y a nHisarüstü tüc-car eşrafı bizeRobet Collegeneslinin devamıgibi bakmakta v efiyat küpürlerini buanlayışlayapıştırmaktalar.OnlarınbuizlenimesahipolmasındaKariyergünleriyle,festivallerle,lükspartileriyleşahlananüniversitenindeetkisininolduğunuiddaaetmekyanlışol-maz.Birkampüsündendiğerinedahaönceücretsiz taşıdığı öğrencilerinden ücret is-teyen, kampüsleri reklampanolarıyla do-natan,öğrencilerinihtiyacıolanbankalarısadecekendikârınagöreseçen,tekelleşti-renyanigündengünebirsermayebataklı-ğınadönüşenüniversiteninçevresindebirsineklenmekaçınılmazoluyor…

RobertCollegeveliahtıyadaEtilerÇocukları’nıbudenli‘misavirperver’kar-şılayansömürüanonimşirketininhisarşu-besindedeişlerbildikyoldanilerler:baş-kalarınınkafalarınabasaraktanyükselme.‘İşinegelirse…’mekanizmasınınyerliye-rinceoturduğumahallemizdeöğrencilerinsömürüldüğü bumekanda ilk göze batanemlakçılarolur.Aslındafiyatınıkesinliklehaketmeyenevlerinfahişfiyatlarlakiralan-masının tekerlekleri olan emlak şirketleriöğrenciler olarak hepimizinmuzdarip ol-duğubirkesimdir. Birbaşkaönemlinoktaiseyaratı-lanlüksimkanlarınınfarklılığıdır.Eğerbirevdekalamıyorsanızokulunüçüncüsınıfyurtlarındakalabilirsiniz(okulsizisokak-

tabırakacakdeğilyademekisterdikamadiyemiyoruz)eğer burayı beğenmezse-niz okul emlak hizmetide sunar size: Uçaksa-varveSüperdormyurt-larının süper sömürüsü

size kucak açmaya hazır-dır.Kaderolarakdadeğer-lendirebilirsiniz, şanssızlık

olarak da ancakbizimgözümüzdebu durumun asılmimarları bellidir:

kapitalizmveonunkanemicileri.

Yılmaz Erdoğan’ın Organize İş-lerfilmindeçokanlamlıbirtabutsahnesivardır.Buldukları bir deliyi tabuta koyanhırsızlar mahalle arasında tabutu dolaştı-rırkentabutusırtlamakiçinyardımageleninsanlarıncüzdanlarınıçalarlar.Vebusis-temsiziya tabutu taşıyan,yahırsızlaryadatabutuniçindekideliolararakgörmeyiister.Hisarüstü’ndedolaşantabutoyunun-dadabizöğrencilertabututaşırkenbirilericeplerimiziboşaltmayadevamediyor.El-betteezilenlerinisteğidemeşruolarakbuçürümüş, çürütenköhne sistemin tabutla-rıylabirlikteküledilmesiolmalıdırkideresularındada,buğdaytarlalarındadadile-diğimizgibiyaşayabilelim!

wel

com

e to

his

arüst

ü

Page 27: Siyasi Dergisi Sayı 2

“Geçenlerdedeğerlibiryazarımızlakonuşuyoruz.İngiltere’den

henüz dönmüş.Dedi ki“Mehmet Nazım’akızma.Obabasındankalmış mirasıdilediği gibideğerlendirebilir.Mesele, sadecehukuki… Seninbabandan sanakereste kalsa,istediğine sat-maz mısın?Şaşırıp kaldım.Sonra son-ra gördümki, NazımK ü l l i y a t ı ’ n ı nYKY tarafındanbasılmasını doğal

karşılayan, hattaolumlu bulan epey

kişivar.Bunların çoğu konuyu yalnızca

telifhaklarıçerçevesindenyorumlamakta.Ama Nazım’ın eserleri kereste değil ki!Sorunu salt telif haklarının hukuki boyu-tuna sıkıştırmak da ticari bir görüş açısı.Dar ve yanıltıcı… Kaldı ki, Yapı KrediBankası’na kerestebile satmamben.Biraraştırın bakalım, YKB’nin sahibi selamverilecek adammıymış?Vebir düşününbakalım, sermayenin bu sanat aşkı niye-dir?…

Bugün pek çok yazar, zamanında telif

ö d end i ğ i ,kitapları iyitanıtıldığı,ü r ü n -leri temizb a s ı l d ı ğ ıi ç i nYKY ’ n i ny a z a r l a r ıarasında ol-maya canatıyor.Oysabu yolunsonu yok;bu yol,temizbiryoldeğil.Buyazarlarınbirbölü-münün başka seçeneği olmadığını ya dadahaiyiseçenekleriolmadığınıanlayabili-riz.Aşağı tükürsensakal,yukarı tükürsenbıyıkikilemindekalan,oyüzdenyutkunupduranlar da var kuşkusuz. Bu arkadaşlarya traş olacaklar ya da bize gelecekler.Belki yüzde iki daha az telif alırlar; amavicdanları özgür olur. Karşımızda Gül-ten Akın’ı bile tavlamış, cazibesi yük-sek bir tazuak var. Yüzeyde bırakalımzararını ,yararlıbilegörünebiliyor.Fakatartık anlaşılmalı,mesele basit bir kerestemeselesi değildir; Bu holdinglerin ide-olojik aygıtlarını kurumsallaştırdıklarınıgörüpdehalabudeğirmenesutaşıyanlar,kuru kereste gibi yanıyorlar. Bilinçleriküllendiğiiçindebugerçeğigöremezdu-rumadüşüyorlar:Konuyaöncelikledeğeryargılarının, etik bilincin perspektifindenbakılmalı; yazarın telifi,yazarınonurunu,kimliğinigölgelememeli…”

nazım’ın bitmeyen çilesi

Bugünlerde internet sitelerinden Nazım’a

ait şiirleri indirmek istey-enler Yapı Kredi Yayınları

tarafından engellendi, yazısıyla karşılaşıyorlar. Bu uygulama YKY’nin ilk uygulaması değil,

Irak işgali döneminde, işgal karşıtı bir Nazım şiirini bestelemek isteyen Moğollar Grubu YKY yetkililerince

engellenmişti. Bu konuda söylenebil-ecek çok şey var elbette ama Sanat

ve Hayat dergisinin 1.Sayısında Bilgin Aksel imzalı çok güzel bir yazı

var; 2002 yılının 1 Haziran’ında yayınlanmış olmasına rağmen, yazı halen güncelliğini koruyor. YKY’nin haddini bilmezliğini ve küstahlığını lanetleyerek,

yazının önemli bir bölü-münü ilginize

sunuyoruz.

BilginAKSEL

Page 28: Siyasi Dergisi Sayı 2

siyasi:Kendinizdenkısacabahsedermisiniz? Haluk Gerger:A.Ü.SiyasalBilgilerFakültesi,uluslararasıilişkilerdalıeskiöğre-timüyesiyim.YÖK’ünyürürlüğegirmesiylebirlikte 1982 yılında görevime son verildi.Dahasonraçeşitligazetevedergilerdeyazarlıkyaptım.AlmanyaDarmstadtTeknikÜniversi-tesiileUygulamalıBilimlerÜniversitesi’ndekısasürelerlemisafiröğretimüyeliğiyaptım.Aradahemenhermuhalifaydıngibiçokkezmahkumedildim,hapisyattım.TürkDışPo-litikası, Ortadoğu, ABD üzerine makale vekitaplaryazdım.Devrimciyayınorganlarındayazıyor,bilimselaraştırmalarımıveyayınları-mısürdürüyorum.

siyasi:Türkiye’demuhalif aydın ol-manınzorluklarıhakkındanelersöyleyebilir-siniz? Haluk Gerger:Sistemdışıbirmuha-lifseniz (unutmayın düzenin en keskinindensistemiçimuhalifedeihtiyacıvardır),elbetteciddi sorunlar ve zorluklarla karşılaşırsınız.Aslındabuheryerdeböyledir.Sınıflıtoplum-larda,egemenler,düzeninçoğunluğun(yadaezilenlerveyönetilenlerin)çıkarlarıbakımın-dan“tatsızgerçekler”inüzeriniörtmekduru-mundadırlarvebutürdengerçekleriyaçarpı-tırlaryadayalanlaikameederler.Bunun güzel bir örneğini kapitalizmde “artıdeğer’”yanikar,yanisömürü(emeğinsömü-rüsü)oluşturur.İşçi,alınteriyadaişvereneki-raladığıişgücünün,ürettiğinintamkarşılığınıaldığınainandırılırvepatronabelirlibirsürekarşılıksızçalıştığınınayırdınavaramaz.İkinci olarak, egemenler, kendi ihtiyaç veçıkarlarından kaynaklanan (örneğin “ulusalçıkar”gibi)“değerler”ibütüntoplumamalet-meyegereksinimduyarlar.Esasolarakda,eği-timdenhukukauzananveyaşamdaçokgenişbiralanıkapsayan“ideolojikaygıtlar”latop-lumunötekikesimlerine,kendilerineyabancıveözçıkarlarınaaykırıinanışları,“değerler”i,

“bilgiler”i,dünyagörüşünüdayatırlar,bilinç-leriniçarpıtırlar.İşte gerçek muhalif aydın, dayatılan görün-tününardındagizlenmişözü,gerçeğiarayanvebununtoplumailetilmesineuğraşverenvedolayısıyladaegemenlerinhayatiçıkarlarınıtehditeden,düzeninbekasıaçısındantehlikeyaratanriskli,sakıncalıbirikonumdadır.Tambunoktadada,düzeninzoraygıtlarıdev-reye girebilir. Toplumsal dayanakları güçlüegemenlerin kendine özgüvenlerinin varlığıvekarşıtarafıngücüölçüsünde,butürdenbirmuhalefetin sınırları oldukça geniş olabilir.Örneğin,kapitalizmde“burjuvademokrasisi”buna örnektir. Burada, bir yandan, egemendüzenbüyükbir tehdit altındadeğildir, ege-menlerin ekonomik, sosyal, vb.Dayanaklarıgüçlüdür, dolayısıyla özgüvenleri fazladır,bellibirolgunluksözkonusudur.Öteyandanda, emekçiler de güçlüdürler, belirli bir po-litik denge kurabilecek ve kendi çıkarlarınısavunabileceköznelvenesneldayanaklarına,özündebir “sınıflar arasıdenge” rejimiolan“burjuvademokrasisi”niyaşatmak,korumak,derinleştirmekolanaklarınasahiptirler.Türkiyegibiülkelerdeyse,bununtamtersibirdurumsözkonusudurve egemenler de sıkış-tıklarında,ellerindekiötekigelişmişimkanlaryetmediğinde zora başvururlar, yani “zorabaşvurmaeşiği”görecedüşüktür.Bunakoşutolarak,toplumsalmuhalefet,özellikledeişçisınıfıhareketizayıftır,budaegemenlerinmi-litarizminsopasınasarılmalarınıkolaylaştırıcıbiretkiyapar.Dolayısıylada,muhaliflerinişidaha da zora girer, düzenin “doğal,” günde-lik yaşamda da karşılığını bulan baskılarınaekolarak, şiddetle,baskıyla,hattadevlet te-rörüyle karşılaşır. İşinizi kaybedebilir, hapsegirebilir, hatta öldürülebilirsiniz.Ama unut-mamak gerekir ki, doğrudan, haklıdan, ezi-lenden, Emek’ten yana olmanın verdikleri,insanlığınbüyükinsanlaşmaserüvenindeyeralmanın,kazandırdıkları,tarihingittiğiyoldayürüyor olmanın bilinci, bütün bu olumsuz-

röportaj

“Sistemdışıbirmuhalifseniz(unutmayındüzeninenkeskininden

sistemiçimu-halifedeihtiyacıvardır),elbetteciddisorunlarvezorluklarlakarşılaşırsınız.

Page 29: Siyasi Dergisi Sayı 2

luklarıönemsizleştirir.

siyasi:Sonkitabınızdaüçtemelöznevar:ABD,OrtadoğuveTürkiye;ABD,sürek-li bir işgal gücü ve kendi sistemini küresel-leştirebildiği oranda varolabiliyor; OrtadoğusüreklibirişgalalanıveTürkiyeiseherdaimişbirlikçi.Sonsüreçlebirlikte,Türkegemen-lerinin işbirlikçi tutumuhangi yönde gelişe-bilirvebunakarşıTürkiyemuhalifaydınıiledevrimcilerinintutumuneolmalı? Haluk Gerger: Evet, “üç özne”ninkonumlarınıgüzelözetlemişsiniz.Bugün,üçtemeletmen,içsorunlarkarşısındakiyetersiz-lik,KürtSorunuveAmerikanemperyalizmi-ninbaskıları, egemenlereOrtadoğu’da“yenitetikçilik”rolünüdayatıyor.Tabiibu,bağım-lılık ve ideolojik yatkınlıkla birleşince ciddibirtehlikeolarakbölgehalklarınınkarşısındaduruyor.Egemenlerin ikili yönelişi sözkonusu.Birin-cisi,ABDisteklerineuygunolarak,bugününsomutunda,Lübnan’da görevyapmakve buaradadaolasıbirİransaldırganlığındabirbi-çimde yer almak. İkincisiyse, bu tetikçiliğinkarşılığı olarak, Kürtlere karşı içerde ve dı-şarıdasınırsızşiddetvebaskıuygulamaiznialmak,böyleceKürtlereyönelmek.Bunların,butürrollerekarşıvarolanKürtvegeneltop-lumsal muhalefeti ezmeden gerçekleşmesisözkonusu olamayacağına göre, sözkonusuyönelişin doğasında bir büyük iç bastırmaoperasyonunundavarlığıaçık.Toplumsalmuhalefetinbütünkesimlerininor-taksavunmahattınınoluşmasınaöncülüket-mek,işçisınıfınıveemekgüçlerinibusaflarakatmak,buöncürolüetkinbirbirleşikideolo-jikmüdahaleplatformuylapekiştirmekbütündevrimcilerinacilgöreviolmalı.

siyasi: Küreselleşme sonrası emper-yalizmin, ana çizgilerini nasıl belirleyebili-riz? Haluk Gerger: Küreselleşme, birbakıma, emperyalizmin olgunlaşmış (ve oorandadaçürümekteolan)üstaşamasınıifa-de ediyor. Bir taraftan, dünya, sermayenintamanlamıylavebütünboyutlarıyla(üretim,dağıtım,vs.)biralanıhalinegelmişdurumda.Öteyandan,sermayeaçısındangelişenüreticigüçler,sosyalformasyonunbekasınayardım-

cıolamıyor,heryerdeyaşamgüçlüğü,yoksul-luk,yoksunluk,eşitsizlik,hattasefaletartıyor.Zengin ile yoksul arasındaki uçurum tarihtegörülmemiş oranlara ulaşıyor ve bu aradamutlakzenginlikveyoksullukda,gerekinsansayısı,gerekdüzeyi,gereksearalarındakinetazaklık bakımlarından olağanüstü boyutlaravarmışdurumda.Ayrıca,spekülatifsermaye-nin,yaniinsanihtiyaçlarıiçinhizmetvemalüretmeyen, dolayısıyla minimum sosyal/po-litik sorumluluktan azade vandal kumarcılı-ğın boyutları, uluslararası hareketliliği, hızı,yağmaoranıtamanlamıylainsanlığakarşıenüst düzeydebir yıkıcılığaulaşmışhalde.Budurum,kaçınılmazolarak,halklaraveemeğekarşı her yerde sınırsız bir saldırıyla, şiddetvebaskıylasürdürülmekdurumundaveYeniDünyaDüzeni, uluslararası sermayenin “binyıllıkhakimiyeti”ileemperyalisttahakkümünpolitik/stratejik/ideolojikkarşılığıoluyor,Kü-reselleşmeyi tamamlıyor. Kısacası, üreticigüçleri(insanıdeğilamatekniği)gelişmişbirortaçağkaranlığıinsanlığısarıpsarmalıyor.

siyasi:SonyaşananLübnansaldırısıvegenelolarakOrtadoğubunalımını nasıl yorumlamalıyız,emperyalistlerbutopraklardaneyapmayaçalışıyor? Haluk Gerger: Em-peryalizm başından beri butopraklarda halkları köle-leştirmek istemiştir. Kıyı-cı Osmanlı egemenliğininardından İngilizveFransızsömürgeciliğinin bölgede, Bi-rinciPaylaşımSavaşısonrasın-danbaşlayaraknasılazgınbirsömürüyü, acımasız çıplakşiddeti, ideolojik/kültürelyıkımı gerçekleştirdiğini,halkları, bellekleri, bilinç-leri paramparça ettiğini, bölgeyiyapısalbağımlılık,yoksullukvegeriliğe mahkum ettiğini bili-yoruz.Bölgeye İkinci DünyaSavaşı’ndan sonra ABDgirdi. O dönemde Araplar(ve İran halkı) sadece ba-ğımsızlık,Filistin’deadalet,özerk

Page 30: Siyasi Dergisi Sayı 2

sanayileşme,millikapitalizm,SoğukSavaş’ta(özündeBatıyanlısı)tarafsızlık,bölgeselgüç-birliği,kendikaynaklarıüzerindetasarrufyet-kisi,demokratikleşmevemodernleşmetalepetmekteydiler. ABD açısından günahları dabu taleplerdi. Büyük Amerikan saldırısı veİsrail Türkiye, İran Şahı, Arap işbirlikçiliğigibi emperyalist tetikçilerin halkların üzeri-ne sürülmesinin nedeni de bu türden özlem,beklentivetaleplerdi.Elbettebaşkabahanelerdevreye sokuldu; Sovyet tehdidi, komünizmtehlikesigibi.Emperyalizmdebugündeesasolarak bağımsızlık, adalet, özgürlük, kalkın-ma,modernleşmetaleplerinekarşısaldırıyorve halkları köleleştirmek istiyor. Emperya-lizm, saldırılarının haklılığına kanıt olarakdakendiyaratığı olandiktatörleri, gerici re-jimlerigösteriyor.Kabakuvveteekolarakbuköleleştirmeoperasyonundagerekliideolojiküstünlük (değerler hegemonyası) ve kültürelyıkım,bilinçköreltmesiiçindeBüyükOrta-doğuProjesigibihinlikleri,demokratikleşmeadı altında tezgahlıyor. Bu tür girişimleri,ABD’ninkabakuvvetininyanında“yumuşakgücü”nündevreyesokulmasıolarakgörüyor-lar.Bölgedeöylebirhakimiyetkurulmakiste-niyorki,Türkiyegibiülkelerdeolduğugibi,Amerikan hakimiyeti ve emperyalizme ba-ğımlılık,zihinlerde,gündelikhayatta,politikyaşamda,düzeninkurumlarında,hayatınge-nelişleyişinde,kendiliğindenyenidenüretile-cek, köle yığınlar ayırdında dahi olmaksızınvehattayurtseverliğingereğiolarak,piyasa-nındişlileriarasındaöğütülür,emperyalizmebeyinden, mideden, vicdanlardan bağlanır,ruhsuz, iradesiz tüketici sürüler olarak ulus-lararası sermayenin hizmetlilerine dönüşür-kendüzenin,bağımlılığın,giderek,köleliğindoğallığında çürümeyi yeğleyecekler. Tabiibölgedekidirenişbuhamhayalleringerçekle-şemeyeceğinidegösteriyor.

siyasi: Ortadoğu direnişlerinin asligücübugüniçiniçindebarındırdıklarıİslamihareketler. Bu sol kamuoyunda görüş ayrı-lıklarına yol açıyor. Birincisi Ortadoğu’dakiİslamihareketlerianti-emperyalistolarakgö-rebilirmiyiz veöyle olduğu sonucunu çıka-rırsak,desteklenmesigerektiğiniiddiaetmelimiyiz? Haluk Gerger: Kabaca ve genelle-

meyaparaksöylersek,elbetteemperyalizmlemücadeleedenlerdesteklenmelidir.Nevarki,konjonktürel emperyalizm karşıtlığı ile ger-çek, kalıcı antiemperyalizmi de ayırdetmekgerekir. Antikapitalist olmayan, dolayısıyladaemperyalizmintemellerine,varlıknedeni-neköktenkarşıtlıkiçermeyenantiemperyalistmücadeleler, bu nitelikleri bilinerek ancakdesteklenebilir. Küçükburjuva önderlikli vekapitalizmyönelimlibuodaklar,sonunda,do-ğalarıgereği,yaemperyalizmleuzlaşırlar,yamilliyetçilikleriyle halkları bölerek mücade-leyizayıflatırlaryadakapitalizmufuklarıylaülkelerini emperyalizme kolay lokma yapa-cakölçüdesisteminhiyerarşikmerdivenindeçürükbirbasamakyerleştirirler.Bunun örneğini Ortadoğu tarihinde görmekmümkün.NasırveBAASörneklerindeolduğugibi, küçükburjuvazininönderliğinde radikalmilliyetçiler veulusalcı solcular 1950’li yıl-larda,millikapitalizm,özerksanayileşme,ba-ğımsızlıkgibihedeflerpeşindeemperyalizmekarşıciddimücadeleyürüttüleramasonundadayaemperyalizmleuzlaştılaryadaçürüyüpgittiler.Burjuvazi(küçük,büyük,millifarket-mez) sonunda emperyalizme döner yüzünü,çünküufkukapitalizmilesınırlıdırvenesnelolarakçağımızdabağımsızkapitalistvaroluşya da bizzat emperyalistleşme bunlar içinmümkündeğildir.Olsada,budurumdadaan-tiemperyalistolmaktançıkarlarzaten.Marksistsosyalistler,işçisınıfıveonundev-rimci partisi, örgütsel ve ideolojik bağım-sızlığından asla ödün vermeden, bu türdenhareketlerin sınırlılıklarını bilerek ve bunungereğini yaparak, emperyalizmle mücadeleeden ve bu yolda yığınları harekete geçirenpolitik/ideolojikhareketlerleişvegüçbirliğiyapar.

siyasi:BugünIrak’tabüyükbirdire-niş var ama öte yandan emperyalizmbu di-renişi yarmak içinbüyük askeri hareketlerinyanındameselaIrak’ıüçparçayaayırmakgibipolitik olarak da saldırılar geliştiriyor.Amabupolitikaçılımlarbaşkayenigerilimlerya-ratıyor.GenelkurmayveTürkiye’ninmerkezipolitikasıböylebirşeyiistemiyor,öteyandanIrak’ınpaylaşımındaMusul-Kerkük’üalarakyer almak istiyorlar ve tüm bunların ötesin-deönemlibirözneolarakPKKhalenKandil

“Marksist sosyal-istler,işçisınıfıveonundevrimcipartisi,örgütsel

veideolojikbağımsızlığındanaslaödünver-

meden,butürdenhareketlerinsınırlılıklarını

bilerekvebunungereğiniyaparak,emperyalizmlemücadeleeden

vebuyoldayığınlarıharekete

geçirenpoli-tik/ideolojik

hareketlerleişvegüçbirliğiyapar.

Page 31: Siyasi Dergisi Sayı 2

dağındakimevcudiyetiniveKürthalkıarasın-dakiörgütlülüğünükorumayaçalışıyor.Bura-danbakınca Irakdirenişi,Emperyalist işgal,Türkiye’nin işbirlikçiliğivePKKilebirlikteKürthalkıyenidönemdenasılşekillenir? Haluk Gerger: Bölgeninüçbüyükhalkı (Araplar, Türkler ve Farslar), onlarınegemen/yöneticisınıflarıvedevletleri,neya-zık ki, Kürtlerin milli-demokratik haklarınıreddedenkıyıcıbiryaklaşımsergilemişlerdirgenellikle.BudaKürthalkınıngenişkesimle-rinde,özellikledefeodal-burjuvaüstsınıfla-rında emperyalizme sığınmayımeşrulaştırıcıbiretkiyapmıştır.Irak’taise,bunudaaşanbirdurum vardır ve bütün bu karmaşık olaylarzincirivetarihselgelişimiçinde,Kürthalkı-nın kimi ortak meşru çıkarlarıyla ABD’ninpolitikalarıçakışmıştır.Bu,Kürtleribasitbiremperyalizm işbirlikçisi/tetikçisi olmaktançıkartandinamikleryaratmıştır.BugünABDde Kürtlere muhtaç hale gelmiştir örneğin.Emperyalizmyılanınasarılmakzorundakal-maktanoyılanısevdalıbiçimdebağrınabas-makarasındaikincisilehinetercihyapanlarınvarlığıdaortadaelbette.Bu durumda, aslında bölgede birinci İsrailolanTürkiyeve“ikinciİsrail”SiyonistDev-letgibi,birKürtDevletidehalklarkarşısındabenzer roller üstlenebilir. Böyle bir olasılık,yine de, devrimcilerin Kürt halkının meşrumilliçıkarlarınakarşıçıkmasınıhaklıyapmaz.Devrimcilerbutürbiryönelişieleştirirleramabunubirhalkınmeşruhaklarınınreddiyesininbahanesiyapmazlar.Ayrıca,Kürtlerinengeriduruşu dahi, genel olarak bölgede ve özelolarak da Kürt nüfus barındıran ülkelerde,doğasıgereği, “demokratik”açılımsağlayanbiretkiyapmagücünesahiptir.Kürtmillivar-lığınınveKürtlerinmeşruulusal-demokratikhaklarının kabulü gerçekleştirilebilirse, bu,demokratikleşmeyi, milliyetçiliğin ve mili-tarizmin kırılmasını, halkların inkarcı şovenruh halinin değişmesini, hukuki/po-litik/ideolojik/kültürel ilerlemeninönünün açılmasını, giderek, barış vehalklararasındadayanışmayı,karşılık-lısaygıyadayanankardeşliğiyaratmakmümkün olabilir. Böyle bir durumda,Kürthalkınınönemlibölümünün,Kürtemekçilerinin,yoksullarınınve işçile-rinin emperyalizmin işbirlikçilerinin

peşinden gitmesinin mantığı da kalmaz, buyöndekiajitasyonuniknagücüzayıflar.Egemenhalklarındevrimcileri,emperyalizm-lebirliktekendiegemenlerininşoven-milita-rist saldırganlıklarınada etkin biçimdekarşıçıkarvekendihalklarınıKürthalkınakardeş-çe yaklaşmaya ikna edebilirlerse, Kürt hal-kının kendisine uzatılan bu devrimci kardeşelini tutacaklarına hiç kuşku duymuyorum.Buna karşın, sınıfsal konumları nedeniyle,aynenArapülkelerindeyadaTürkiye’deol-duğu gibi, emperyalizmin işbirlikçileri el-betteKürdistan’da da olacaktır ve ötekilerlenasıl mücadele ediliyorsa, onlarla da aynıbiçimdemücadeleedilecektirelbette.Bizler,Türkiye’de ya da İran’da,Arap ülkelerinde,yönetici/egemen sınıfların emperyalizmle iş-birliğinekarşıçıkarken,İranlıların,Türklerin,Arapların milli haklarına karşı çıkmıyorsak,aynıbiçimde,hakimsınıflarınınişbirlikçiliği-nibahaneederekKürtlerinkendikaderlerinitayinhakkınakarşıçıkmamalıyız.

siyasi:TürkmilliyetçilerininkabaranAnti-amerikancılığını anti-emperyalizm vehattagerçekAmerikandüşmanlığıolarakgö-rebilirmiyiz?Eğer öyle değilse, bu durumunasıldeğerlendirmeliyiz? Haluk Gerger: Onların politik ko-numunubelirleyenKürtdüşmanlığıdır.ABD,KürtlerekarşıTürkiye’ninyanındayeralırsa,hiçkuşkunuzolmasın,onlarınhepsibirgecededünyanınenAmerikancıodağınadönüşürler.Tarihlerinebakarsanız,buiddianınkanıtlarınırahatlıklagörebilirsiniz.Şili’denTürkiye’ye,enkeskinmilliyetçilerin, faşistlerin,ulusalcısolcularınAmerikanemperyalizminenedenlihizmet ettikleri tarihinkara sayfalarındabü-tünkanıtlarıylamevcuttur.

Page 32: Siyasi Dergisi Sayı 2

Sabah 6.00’da gün doğar doğ-maz gardiyanlar gelip kapıyı açıyorlarbizhastaveyaşlılardışında(hastaolan-larvaramakimseyaşlıolduğunukabuletmiyor) tüm siyasi mahkûmlar sporabaşlıyoruz.Sportakriben45dakikasü-rüyor,gecedeniptidaisuısıtıcılarlaha-zırladığımızsularladuşalıpkahvaltımı-zıyapıyoruz.Kahvaltıyı saat8’ekadarbitirmişolmayızzira sayımgeldiği za-manhernekadargündelikyaşantımızısürdürüyor olsak da teyakkuz halindeolmamızgerekli…Sayımsalimenveril-diktensonrasaat9’akadarvoltaatarız…Mahpusluğun en eğlenceli zamanlarıvoltalardır, bazen onar on beşer kişilikgeniş voltalar atılır, türküler, marşlarsöylenir, geleceğe dair güzel umutlarbeslenir, sevgililer yad edilir, analar-dan, köylerimizden, ezcümle bizi bizedenherşeydenbahsedilir…Saat9’dan12’yekadarsiyasiçalışma…Kitaplığı-mızda3000’denfazlakitabımız,bubiryanakafasındabirkaçkütüphanegezdi-renyoldaşlarvar.Buradaokumalarbellibirdisiplinleyapılır,herkonudadağınıkamaneticesizokumalaryapmaktansabirkonuyu derinlemesine öğrenmeyi yeğ-leriz. Şimdilerde Siyasal İslam üzerine

çalışıyorum,malum28Şubat’ınküllerihalasıcak…Hergünbirkişinöbetçiolurvekomününbütünişlerinioyoldaşyapar. Biz yalnızca bulaşıklarınyıkanmasına gönüllü oluruz, di-ğerişleriyemeklerinhazırlanma-sını,çayındemlenmesi,ortalığınsilinip süpürülmesini vb. nöbet-çinin mesuliyetidir… Böylelikle24 kişilik komünümüzde bana24gündebirsıragelir,böyleliklebenimvehiçkimseninsiyasiça-lışmasıaksamaz.Öğleden sonra iki ile dört arası

yine bir siyasal çalışma periyodu-muzvardır bu çalışmagenellikle topluyapılırvebellisiyasalgündemlertartışı-lır,çokverimliveateşlitartışmalarolur,polemiğinatıburadaşahlanır…Dörttensonraeğerhavalandırmamüsa-itse (çamaşır falan asılı değilse), idareyadajandarmailearamızdabirgerilimyoksafutbolmaçlarıyaparız,maçlardaen azından polemikler kadar hararet-li geçer çünkü oyunculargladyatör, taraftarlar holi-gandırburada… Sonra 7’de akşamyemeği ve sekizden on’akadarsürecekolansiyasalçalışma…Ardından geceçayıvebelkigüzelbirfilmtelevizyondanyadavide-omuzdan izleyebiliriz…Eğer olmazsa giderimwalkman’imi kulağımatakarım binlerce kaseti-mizden birisini seçerimvegecebirekadar romanokurum…Gece 12’de kapı kapanır,kapı kapanmadan uyun-maz, çünkü su uyur düş-manuyumaz,kapıkapan-dıktansonrasabahakadarbeş kişi birer saat araylanöbettutarlarçünküuyku-

BirE-TipiSakiniSiyasiTutsağınGünlüğü:

Güz-1999

e-f

-19

...e tipi

Page 33: Siyasi Dergisi Sayı 2

dagafilavlanmakistemeyiz… Sonramektuplargelir,mektuplaryazarız,mektuplaranekadarbüyükan-lamlar yüklenir, gelmeyişlerde küseriz,güceniriz,yazıklanırızdostlarımıza,hiç-biryerdebukadaranlamyüklübirdünyadeğildirmektup… Ve elbet görüş günü… Annemgelirhiçaksatmaz,herPerşembe…Tey-zem,babam,abim,köydenarkadaşlarımgelirsıksık…Yalnızcagelentümyiye-ceklervegiyeceklerdeğilgörüşçülerimi-zidekomünarcapaylaşırız.Herziyaretçihepimizin anası, babası, kardeşi, dostu,arkadaşıdır… Sonra görüşçüler gider,saat dörtte biz de görüş yerini yeminlisloganlarla terk ederiz… Kapatılmışlı-ğımızın acısını evden gelen poğaçalara,zeytinyağlı sarmalara, sakız kokulu güldesenli nevresimlere, hediye kazaklaragömmeyeçalışırız… Annem hep meraklı ve kaygılıgözlerle sorar “oğlumnasılsın” ben de-rimki“özgürüm”…Annemanlamvere-mez, rahat olmama,mutlu olur sade veyanaklarındakikırmızıgülüşübizebıra-kıpköyedöner…

19 Aralık 2000 sabahı. Devlet 10bini aşkın asker, polis ve özel timleTürkiye’deki 20 hapishaneye 20 bingazbombası,adıbilinmeyensilahlarveyakıcımaddelerle,işmakinesive32ce-settorbasıylasaldırdı.Devletoperasyo-nun adını “HayataDönüşOperasyonu”koymuştu ve canlarını alarak hayatadöndürüyordu tutsakları. Devlet açıkçabir savaşa girer gibi saldırmıştı ancakdiğer savaşlardan farklı olarak buradabir taraftankurşunlardanbombalaraka-dar her türlü silah varken; diğer tarafsilahsızdı. Devlet elinde olan tutsaklarıbirkezdaha tutsakalmayagelmişti.Veonlarateslimolçağrısındabulunuyordu.Aslında bu operasyonun nedeni buçağrıda yatıyor. Bu çağrının klasik tes-lim ol çağrısıyla ilgisi yoktu. Bedenenteslim olmaları değildi istenen, çünküzaten tutsaktılar. İstenen haramile-rin saltanatınaveonundüzenineboyuneğilmesiydi.Bedenleredeğilbeyinlerey-dibu“teslimol”çağrısı.Devlet devrimcileri tutsak alarak,onları onlarca yıla mahkûm ederekyapamadığını,Ftipisaldırısıylayapmayaçalışıyordu.YanioperasyonundaF tipihücrelerinin de asıl amacı ezilenlerden,onların sözcülerini ve savaşçılarınısoyutlamak ve devrimci tutsaklarındevrimdüşünüzaptetmekti.Ayrıcadev-let sosyalist toplumun ilk nüveleri olancezaevikomünleriniparçalamayıhedefli-yordu.Tutsaklar,buamacaulaşmakiçin

ve 19 aralık...

e-f-1

9

Page 34: Siyasi Dergisi Sayı 2

saldıran devlete direndi. Bu çarpışmada28devrimcitutsaköldürüldü.BayrampaşaHapishanesi’nde 6 kadın tutsak diri diriyakıldı.Adıbilinmeyenbirsilahla,giysileriyanmadan sadece tenleri yakıldı. Devletancak83 saat sonra tümhapishaneleri elegeçirebildi.Operasyonun sonunda devlet nedensaldırdığını kendisi açıklıyordu: “Artıkgeleceğe daha güvenli bakabileceğiz…Artık kimse devletle baş edilemeyeceğinianlamışolmalıdır.”diyenEcevitanlatıyordubunedeni.DöneminİçişleriBakanıSadet-tinTantan“Tabiasılamaçölümoruçlarınıbitirmekdeğil,bununyanındadevletinoto-ritesinisağlamaktı.”diyecekti.JandarmaKomutanlığı’nınkatliamdanson-raverdiğibrifingdeKurmayAlbayAliAydında şöyle demişti; “F tipi uygulamasıylaterörülkegündemindençıkarılacaktır.Biz de diyoruz ki; ezenler daha önceleriolduğugibibundansonradaonların“terör”dedikleri devrim mücadelesini ezilen-lerin gündeminden çıkaramayacaklardır.F tiplerinde direnen tutsaklar, dünyanındörtbiryanındasömürüyevezulmekarşısavaşanlar gerçeği ezenlerin yüzlerine birtokatgibiçarpıyor.

Sabah7’dirgünemerhabadeyişimiz.Bi-zimhavalandırmamızeskisinegöre2saatgeçola-rak,saat8’deaçılıramayinedesabaherkenkal-karız.Sabahuykusununyerine,kahvaltıyapmayıtercih ederiz, devlet gelip havalandırma kapısınıaçmadanönce,böyleliklegökyüzününbizekalanzamanlarınıkahvaltıylaharcamakyerinevoltaat-makladeğerlendirebiliriz.8’densonravoltaatarızsabahın serinliği insanın zihnin yeşertir kaçırma-maklazım.9çalışmalarabaşlamasaatidirve2–3saatokuyupyazmaişleriyleuğraşırız.Sonrasındaisesporyapıyoruz.Bizdeeskidenolduğugibisa-bahyapmakisterizsporumuzuancakFtipindeheristediğinansıcaksubulunamıyor.Sonrasıiseöğleyemeği. Öğleyemeğindensonratadınadoyulama-yacakbirçaykeyfivardır.Kışıninsanıniçiniısıtır,yazınhavalandırmanınbirköşesindepiknikhavasıyaşatır.Hernekadarvoltalarzındanınâdetiolsadazindandakidevrimcioluncapaylaşımındoruğuvoltadançokçayyudumlarkenolur.Öğledenson-ralargenelliklegünlükuğraşlarıniçerisindegeçer.Elemeğigöznurukılavuztoplarımızladiğerhüc-relere mesajlar gider gelir, şaka tezgâhları açılıryeniplanlaryatırılıro tezgâhlara…bu telaşeninortasındabirmektup(lar)gelirsedeğmeyiniçerdeyatanmahpusunkeyfine…Akşamyemeği5gibigelir. Geceleri camdan cama söylenen fasıllaradetahücredenhücreyeuzananellerdirveyalnız-lıkpaylaşılırgökyüzündegezentürkümelodileriy-le… Vegeceninilerleyenanlarımektupyazma-nınencoşkuluolduğuanlardır.Mektupsadışarıyatutunan bir eldir içerideki için, sevgiliye tutunuriçerdeki sevdasına kavgasına tutunur ve yaşamkaynağınıyenilerkendiiçindenkopanamahayatlabütünleşenbirkaynaktırbu… Ftipizindanbirçöldür.Ufacıkhücrelerdesonsuzboşluklar vardır veoboşluları doldurabi-lecek tekmalzeme zihnindekilerdir, yüreğindeki-lerdir, düşlerindekilerdir. Düşüncelerinden dolayıoradasındır düşüncelerini unutturulmaya çalışılır.Buna karşı koyuyorsan insanlığın unutturulmalı-dır. HergünaynısenaryoyenidenyaşanırF tipizindanlarda; devlet içerdekini insanlıktan çıkar-mayaçalışırıslahediyorgerekçesiyle,içerdekiisedevrimciliğinesarılırinsanlığınıkorumakiçin.

e-f

-19

Bahar2004SincanFtipizindanı

ve f tipi...

Page 35: Siyasi Dergisi Sayı 2

Derler ki son serüvenci yaralıdırhala…Evet artık son serüvenci yaralı değilöldürdükonu.Kezabinlercekezyaralamıştıkonusarkıkbıyıklı linçsevergüruhla, timsah

gözyaşı döken tekelci medyaylayaraladık biz onu. Neyse kiamaçlarına ulaştılar; Türk-lüğe zeval gelmedi. Çokyaşa kuvvacıTürk zihniye-

ti! Şüphesiz ki Hrant Dink’iöldüren 17 yaşında bir genç de-ğildi. Onu öldüren faşist yasalarkontrgerillalar ve yükselen milli-

yetçidalgaydı.Kendidüşüncelerindenbaşkadüşünceyesaygıgöstermeyen,butopraklardayaşayanherhalkıTürk

sayan,diğerhalklarıinkârveimhaedenbuzihniyet daha fazla dayanamadı ve öldürdübir aydını daha.Toplumunduyarlı kesimleriDink’isahiplendiveonbinlerceinsanyürüdücenazetöreninde. Neticede yıllardır okul kitaplarındangazetelerimize kadar soktuğumuz Ermenive diğer halkların düşmanlığı Kürt gazeteciMusa Anter’i öldürdüğü gibi Ermeni gaze-teci Dink’i de öldürdü. Tek sevindirici şeyise tüm sağcı faşist ve sol şovenistlere inatDink’indevrimciler,ilericilerveyurtseverlertarafındansahiplenilmesiydi.OgünlereyakınbirtarihtearalarındarektörAyşeSoysal’ındabulunduğuokulumuzöğretimüyelerinin301.maddeninkaldırılmasınıisteyenbirbildiriya-yınlamalarıdaumutvericionurlubirdavra-nıştı.Buolayınakabindegelişenyenibirdu-rumvardı:BehiçAşçıölümorucunaaraver-di.Adaletbakanlığınıntecritinkaldırılmasınayönelikbiradımatmasıüzerine3direnişçibuadımınsonuçlarınıgörmekiçinölümorucunaaraverdiler.Üçkapıüçkilitisteğinebilece-vapvermeyenbuadımtecritinkaldırılmadığı-nıdoğruluyordu.Yanizindanlardahalatecritsürüyor.Amagerektecritkonusunundevrim-

cilerinvehalkıngündeminesokulmasıaçısın-dangereksetecritlemücadelealanındaiyibirmevzikazanılmasıaçısındanbuadımlarumutvericiydi.AncakgidişatAdaletBakanlığı’nınzindanlardakikoşullarıpekdedüzeltmekiste-mediğinigösteriyor:Yayımlanangenelgetamolarakuygulanmıyor.Cezaevlerindeyaşanantecritininceltilmişhalininüniversitelerde, liselerdeveyaşamdavücutbulmasınıgerekuygulananneo-liberalpolitikalar ve artan ülkücü faşist saldırılarlagereksedeöğrencilereçokkomiksebeplerleaçılansoruşturmalarlahissediyoruz.Başta İstanbulÜniversitesi olmaküzere bir-çok üniversitede hala öğrenciler ‘soruşturu-lup‘ üniversitelerden uzaklaştırılıyor. Yanieğitimöğretimhakkındantecritediliyorlar.OkulumuzBoğaziçiÜniversitesi’ndeise yine ‘inceltilmiş’ saldırılarla yüz yüze-yiz.KuzeykampüsüntekfaaliyetbinasıolanMurat Dikmen Salonu yerine başkası yapıl-mamakkaydıylayıkılıyor.Bununanlamışu;yüzünüArmutluya dönmüş kuzey kampüsteartıksanatsalfaaliyetolmayacak.Üniversite-yisermayeyepeşkeşçekmekteustaolanyö-netimkuzeykampüsüsalonsuzbırakmakta da hiç tereddütetmiyor. Egemenler herfırsatta medyasıyla ki-taplarıyla yasalarıylahalklararasınasavaştohumları ekselerde, bu ülkenin ay-dınlarını 301.gibiyasalarlayargılayıpmah-keme önlerinde yuhalatsalar da,hergünbaşkakomplolarlatutukla-salarveişkenceetselerdemuhalifhareketi,devrimcihareketiengelle-yemeyecekler. Tarihin de bize öğrettiğigibibubiryeraltıyangınıdırengellenemez!

Page 36: Siyasi Dergisi Sayı 2

...nazımınyıllaröncesindenyapıkrediyayınlarınayanıtverdiğidir...

Behey!KaramaçabeyBenbilirimbutevehhürbuşikâyaaatniçin?

Bilirimbeniuykumdaboğmakiçin

bekliyorsungeceyi.BeheykaramaçabeyBehey,yüzükara.Ruhunuzencibiresirgibiçıkardınpazara,

birorospuodasıyaptınkafatasını

hakiceketliölülerinceplerinden

çalarakparasını

satınaldınkendine

İsviçredağlarınınhavasını..….BeheyKaraMaçabeyhalkaahmakdiyensensin.Halkınsoyulmuşderisinden

sırtınafrakgiyensensinyalabaltutanbeşparmağını

beşçürükmuzgibi,homurdanarakdolaşbesilibirdomuzgibi